KELĐLE VE DĐMNE BEYDEBÂ. Beydebâ -Đbnü'l-Mukaffa. Çeviri-inceleme. Said Aykut Baskı - ŞULE YAYINLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KELĐLE VE DĐMNE BEYDEBÂ. Beydebâ -Đbnü'l-Mukaffa. Çeviri-inceleme. Said Aykut Baskı - ŞULE YAYINLARI"

Transkript

1 KELĐLE VE DĐMNE BEYDEBÂ Beydebâ -Đbnü'l-Mukaffa Çeviri-inceleme Said Aykut - 2. Baskı - ŞULE YAYINLARI Temmuz 2003

2 Đçindekiler : SUNUŞ GĐRĐŞ ESERĐN ASIL DĐLĐ, ADI VE YAZARI KĐTABIN ASLINDAKĐ BÖLÜM ĐSĐMLERĐ ESERĐN ÇEVĐRĐLERĐ ĐBNÜ'L-MUKAFFA ĐBNÜ'L-MUKAFFA'NIN ESERLERĐ KELĐLE VE DĐMNE'DE OKUMUŞ-SULTAN ĐLĐŞKĐSĐ MUKADDĐME BERZEVEYH'ĐN HĐNDĐSTAN'A GÖNDERĐLMESĐ KĐTABI ÇEVĐREN ABDULLAH ĐBNÜ'L-MUKAFFA'NIN TAKDĐMĐ BERZEVEYH BAŞKASININ ĐŞĐNE KARIŞMA ASLAN ĐLE DĐMNE DĐMNE'NĐN DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI TASMALI GÜVERCĐN BAYKUŞ VE KARGALAR MAYMUN ĐLE KAPLUMBAĞA ABĐD ĐLE GELĐNCĐK TARLA FARESĐ ĐLE KEDĐ HÜKÜMDAR ĐLE KUŞ FENZE ARSLAN ĐLE ÂBĐD ÇAKAL ÎLÂZ, BĐLÂZ VE ÎRAHT DĐŞĐ ARSLAN, AVCI VE ÇAKAL ZÂHĐD ĐLE MĐSAFĐR SEYYAH ĐLE KUYUMCU ŞEHZADE ĐLE ARKADAŞLARI GÜVERCĐN, TĐLKĐ VE BALIKÇIL KĐTABIN SONU 2

3 SUNUŞ Kelile ve Dimne yüzyılların eskitemediği bir siyaset ve ahlâk kitabı. Her ne kadar sadece masal kitabı olarak telakki edildiği, zaman zaman yapılan özensiz çevirilerle özünden çok şey kaybettiği ve sıradanlaştırıldığı gerçeği ile yüz yüze gelsek de eseri yeniden ele alma ve doyurucu bir girişle Türk okuruna sunma arzumuz asla pörsümemişti. Zira Kelile ve Dimne'nin mesajı hâlâ tartışılmakta olan bir mevzu ile ilgiliydi: Aydının otoriteyle ilişkisi nasıl olmalıdır? Otorite sırf öğütle doğruya yönlendirilir mi? Siyasette entrikanın yeri ne, ahlâkın yeri ne? Đşte bu sorular elinizdeki kitabın derin yanına işaret ediyor. Oysa bugüne kadar Kelile ve Dimne'nin kıssa yönü öne çıkarıldı. Đbnü'l-Mukaffa, çevirdiği ve yer yer eklemelerle mükemmel hale getirdiği kitabın akıbetini sezdiği için olsa gerek daha en başta okuma rehberi koymuş, okuyucuları kısımlara ayırmış. Biz de Kelile ve Dimne'yi bu defa farklı bir gözle okuyun diye Arapça aslından çevirttik ve geniş bir incelemeyle sunduk. Bu yönüyle Türkçe deki en itinalı çeviri ve inceleme budur diyoruz. 3

4 GĐRĐŞ Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan üç-beş kitap arasındadır. Temel konusu ahlak ve siyâsettir. Hükümdar ile aristokrat bir aydın arasında vuku bulması temenni edilen istişare sohbetleridir eserin özü. Otorite kaynağına yakınlık, uzaklık; otoritenin devamını sağlayan temel ilkeler; halk -hükümdar ilişkisi, hükümdar vüzerâ ilişkisi, siyâsî ihtiraslar, ehliyet, beceriklilik, ihanet; hile v.b. konular kitap boyunca uzayan sohbetin temel mevzûlarıdır. Bu kitapla ilgili araştırma yapanların en ünlüleri; Silvestre de Sacy, Henry Zotenberg, J. Hertel, Th. Benfey, Theodor Nöldeke, Cari Brockelmann, Keith-Falconer, William Wright, Ignazio (büyük) Guidi, Papaz Luis Şeyho el Mardînî ve Ludwig Kosegarten'dır.1 Luis Şeyho dışında Araplardan Kelile ve Dimne üzerine - oryantalistler kadar??? Bu saydıklarımız, Mardinli Papaz Luis Şeyho hâriç Avrupalı oryantalistlerdir. Geçen asırda ve bu asrın ilk yarısında yaşamışlardır. Ayrıntılı bilgi için şu kitaplara bkz.; Dr. Abdurrahman Bedevi, Mevsûatu'1-Müs teşrıkîn, Beyrut, Daru'1-Ilm 1993; Necib el-akikî, el-müsteşrkûn, (3 cilt) Kahire, Dâru'l-Maârif, 1980; Luis Şeyho ve Arap kültürüne katkıları için bkz.; Hannâ el-fâhûrî, el-câmi fi Târihi'l-Edebi'l- Arabî, Beyrut, 1995, c. 2, s muvaffakiyetli olmasa da - görüş serdedenler arasında şunları sayabiliriz: Mahmud Teymûr, Abdullah Mahmud Đsmail, Dr. Muhammed Sabri, Tâhâ Hüseyin, Abdulvahhab Azzam, Muhammed Kürd Alî, Hannâ el-fâhûrî ve Muhammed el- Marsafî.2 4

5 ESERĐN ASIL DĐLĐ, ADI VE YAZARI Bu kitap iki bin sene önce -Berzeveyh'e göre- Beydebâ ya da Bidpâ isimli bir Hint bilgesi tarafından Debşelîm adlı Hint kralına Sanskritçe olarak sunuldu. Rivayetlere göre Makedonyalı Đskender'in gidişinden sonra halkın başına geçen Debşelîm sınır tanımaz bir despot olmuştu. Beydebâ, bu azgını usûlüne uygun bir şekilde uyarmak, hatâlarından vazgeçirmek için bu kitabı yazdı. Eski çağların Brahmanları gibi o da öğütlerini hayvanların dilinden verdi. Bilindiği gibi Brahmanlar ruh göçüne inandıkları için hikmeti ve nükteyi hayvanların ağzından vermekteydiler.3 Đslam Ansiklopedisi'nin Cari Brockelmann tarafından hazırlanan Kelile ve Dimne maddesinde eserin Sanskritçe adının "Karataka ve Damanaka" olduğu belirtiliyor. Bunlar başkahraman olan iki çakalın isimleridir. Th. Benfey'in, Sanskritçe'den yaptığı çevirinin giriş kısmında uzun uzadıya değindiği gibi Avrupa, hatta dünya edebiyatında hayvanların konuşturulduğu masal motiflerinin kaynağı Hindistan'dır.4 Eserin aslına dair ilk ciddi çalışma Hertel tarafından yürütülmüştür. Đlk bulgular, bir giriş ile her biri "tantra" yani "insan zekasının kullanacağı hal" adını taşıyan beş kitaptan ibarettir. En eski düzenleme Tantrâkhyâyika adını taşır. Bunun ikinci bir şekli de Pançatantra adını taşımakta ve Hindistan'da yaygın bir halk kitabı olarak sayısız varyantı bulunmaktadır.5 Berzeveyh ya da Burzöe ilk beş bölümü Pançatantra'dan çevirdikten sonra esere diğer Hint masallarını da kattı. Sonradan eklenen bu üçünün kaynağının Mahâbhârata olduğu anlaşılmıştır.6 Daha sonra gelen iki bölüme ise Pançatantra'nın daha yeni bir şekli olan Hitopadesa'da tesadüf edilmiştir.7 O halde elimizdeki Kelile ve Dirime kitabının geri kalan kısımları Berzeveyh ve Đbnü'l-Mukaffa tarafından yazılmıştır. Bunlar, zamanın icabına göre bazı eklemeler ve tadilattan ibarettir. Konunun uzmanlarından olan Prof. J. Hertel'e göre kitabın tümünün yekpare halde Sanskritçe olarak bulunamaması akla iki ihtimali getirmektedir: ya bir bütün teşkil ediyordu, Berzeveyh çeviriyi bu bütünden yaptı ve o bütün sonradan parçalandı; yahut Berzeveyh konuya uygun bölümleri çeşitli kitaplardan derledi. Elimizdeki Kelile ve Dinine, Đbnü'l-Mukaffa tarafından Berzeveyh'den çevrilen ve bazı değişiklikler yapılan nüshadır. Kitabın çevirileri kısmında bu mevzuyu işleyeceğiz. KĐTABIN ASLINDAKĐ BÖLÜM ĐSĐMLERĐ Bunlar, her biri kendi içinde başka hikayelere açılan 12 bölümdür. el-marsafî bunları şöyle sıralıyor: 1) Arslan ve Öküz 2) Gerdanlı Güvercin [Yahut Tasmalı Güvercin] 3) Baykuşlar ve Kargalar 5

6 4) Maymun ile Kaplumbağa 5) Âbid ile Gelincik 6) Tarla Faresi ile Gelincik 7) Hükümdar ile Fenze Adlı Kuş 8) Arslan, Âbid ve Çakal 9) Dişi Arslan, Avcı Süvari8 ve Çakal 10) îlaz, Bilaz, îraht 11) Gezgin ile Kuyumcu 12) Şehzade ve Arkadaşları9 ESERĐN ÇEVĐRĐLERĐ Kuşkusuz Kelile ve Dimne'yle ilgili araştırmalarda asıl çaba; hangi dillere çevrildiği, bu çevirilerde ne türden tadilat yapıldığı ve ilk çevirilerinin hangileri olduğu mevzularında yoğunlaşmıştır. 1- TĐBETÇE YE YAPILAN ÇEVĐRĐ En eski çeviri budur. Araştırmacılar bu çevirinin cüzî bir bölümüne ulaşabildiler. Anton Şefner, bulunan parçaların Kelile ve Dimne'ye benzediğini farketmiştir PEHLEVÎ DĐLĐNE (ESKĐ ĐRAN DĐLĐ) YAPILAN ÇEVĐRĐ Đran Kisrası Husrev Anûşirevan ( m.) Pançatantra'nın eski bir şeklini çevirtmek için özel doktoru Berzeveyh'i 8. Metinde "isvar" kelimesi vardır. Bu, bildiğimiz atlı anlamındaki süvarinin o dönemdeki Arapça'ya aktarımıdır. Fransızcadaki Chavalier (şövalye) de bu eski Hint-Avrupalı kökten geliyor olmalı... Bu arada "şikar"ın av, "şikarî"nin de avcı anlamına geldiği göz önüne alınmalıdır. Belki eski zamanlarda ikisinin kökü de aynıydı. Kitap içinde de bu sözcüğün kullanımına bakıldığında hem at üstünde seyyar olma, hem de avcı olma vasıflarının beraberce kastedildiği anlaşılır. Kâfin, gaf'a, gafın ise vav'a ve ye'ye dönüşmesi çok rastlanan bir lisânı fenomendir. (=Burzoe'yi) Hindistan'a gönderdi. Burzoe eseri Sanskritçe'den çevirdi ve esere başka Hint masalları da kattı. Sonradan katılanların ilk üçü Mahâbhârata'nın 12. kitabından alınmıştır. Burzoe, Sanskritçe'den Pehlevîce'ye yaptığı bu çevirinin başına kendi hayat öyküsünü ekledi; bilge vezir Buzurkmihr de ona şeref vermek için bunun altına imzasını koymuştur.11 Eserin dünya dillerine çevrilişinde birinci durak işte bu Berzeveyh çevirisidir. Bugün Kelile ve Dimne adlı derli toplu bir kitap varsa, bu durumu önce Berzeveyh'e sonra da Đbnü'lMukaffa'ya borçluyuz. Bu Pehlevîce nüsha, önce Süryânîce'ye sonra da Arapça'ya çevrilecek ve hakettiği üne kavuşacaktır. 3- SÜRYÂNÎCE'YE ĐLK ÇEVĐRĐ 6

7 Burzoe'nin Pehlevî diline yaptığı çeviri ele geçirilemedi; ama aşağı-yukarı 570 m. de "Bûd" adlı bir müellif tarafından Süryânî diline yapılan çeviri ile ilgili bir yazma bulunabilmiştir. Bu yazma önce Mardin'de bir manastırda sonra Musul patriğinin kütüphanesinde muhafaza edilmiştir. Daha sonra Paris'te Graffin'in eline geçti. Sacy'nin bulduğu eksik nüsha sayesinde Bickell, eserin ilk neşrini yapabildi.12 Süryânî dilindeki çeviride kitabın ismi Kalilag ve Damnag idi. Bu okuyuş Pehlevî diline daha uygundur. Sachau'ın Musul'da yaptırdığı üç yeni kopyaya başvuran F. Schultess çok daha sağlam bir metin ortaya koymuştur ARAPÇA'YA YAPILAN ÇEVĐRĐSĐ Süryânîce çeviriden aşağı-yukarı üç asır sonra Abdullah Đbnü'l-Mukaffa, Burzoe'nin Pehlevîce çevirisini Arapça'ya çevirdi. Esere özgün bir giriş ekledi. Burzoe'nin daha önce yaptığı girişe, dinlerle ilgili fikirleri kendisinin (Đbnü'1-Mukaffa'nın) soktuğu ileri sürülmüş ise de artık bu fikirlerin asıl (Pehlevîce) metinde mevcut olduğu kabul edilmektedir. Đbnü'l-Mukaffa Pançatantra diye de adlandırabileceğimiz ilk beş kitabın sonuna kendi ilhamından doğmuş olan Dimne'nin muhakemesiyle ilgili bölümü eklemiştir. Zâhid ile Misafir bölümünü de onun eklemesi ihtimal dahilindedir. Đbnü'l-Mukaffa çevirisinin tesiri, çok kısa bir zamanda Arap Edebiyatına yansıdı. Hatta bu dilde yeni versiyonlar doğurdu. Hikem ve Emsal kitaplarında bazan bir cümle bazan koca bir bölüm halinde Kelile ve Dimne'den alıntılar yer etmeye başladı. Kelile ve Dimne, üslûbu ve içerdiği düşünceleri ile Arapça'nın malı oldu. Đbnü'l-Mukaffa gibi bir dâhi mütercim, ana fikri zedelemeden gerekli ilavelerde bulunarak öyle güzel çevirmişti ki bu eseri, hem yüksek tabakanın hem de halkın en sevdiği kitaplardan olmuştu Kelile ve Dimne... Silvestre de Sacy tarafından neşredilen Đbnü'l-Mukaffa nüshasında mütercim Đbnü'l-Mukaffa'nın girişinden önce meçhul bir müellifin; Sahvanoğlu Behnûd'un ya da Şahoğlu Ali el-fârisî'nin bir mukaddimesi vardır. Başka neşirler yapılmış ve yeni yazmalar basılmışsa da de Sacy'nin metni tekrar edilmiştir.14 Đbnü'l-Mukaffa'nın çevirisi daha sonra üç defa Arapça nazma dökülmüştür. Bunların ilki Abban el-lâhıkî tarafından yapılmıştır. ( m.) Đbnü'l-Habbâriye 1100'lere doğru bu manzum şekilden istifade etmekle birlikte Đbnü'l-Mukaffa'nın metnine de dayanarak on gün içinde yeni bir nazım ortaya koymuştur. "Netâicü'l-Fıtna fî Nazmi Kelîle ve Dinine" adını alan bu eserin dili net ve hoştur. Daha sonra bu kitap, Abdülmü'min Đbnü'l-Hasan b. el- Hüseyin es-sıgânî tarafından tekrar nazma döküldü. "Dürrü'l-Hikem fî Emsâli'l-Hünûdi ve'1-acem" adını taşıyan bu eser 1242 yılında tamamlanmıştır SÜRYÂNÎCE'YE ĐKĐNCĐ KEZ ÇEVRĐLĐŞĐ Bir Süryânî papazı, 10. ya da 11. asırda Kelile ve Dimne'yi Đbnü'l-Mukaffa'nın metninden, kendi kilisesinin dili olan Süryânîce'ye çevirdi. Kitaba Hristiyan rengi vermeye çalıştı. Metni 7

8 genişletti. Bu çeviri, bazı kusurlarına rağmen metin tenkidi bakımından gerçekten kıymetlidir. Bu metni ilk neşreden William Wright'tır.16 Đngilizce'ye çeviren ise Keith-Falconer'dir. 6- FARSÇA'YA BĐR KAÇ KEZ ÇEVRĐLĐŞĐ Firdevsî'nin, Şehname adlı eserinde belirttiğine göre Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'si vezir Bal'amî'nin emri ile Sâmânî hükümdarı Nasr b. Ahmed ( ) zamanında Farsça'ya çevrildi; fakat görünüşe göre bu tercüme tamamlanamadı. Yine Nasr b. Ahmed'in emriyle eser, şair Rûdâki (v. 916 m.) tarafından Farsça nazma döküldü. Fakat bundan geriye sadece Esedî'nin zikrettiği 16 beyit kalmıştır.17 Kâtip Çelebi Keşfu'z-Zunûn'da bundan bahseder.18 Daha sonra Nizâmeddin Ebu'l-Meâli Nasrullah b. Muhammed, Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini 1140 civarında çevirdi, Gazne sultanı Behramşah'a takdim etti. Nasrullah, kendi yazdığı önsözde belagatın gösterişli bir nesre neler katabileceğine dair fikirlerim söyler. Ancak içeriği sâde ve ciddî olan Berzeveyh'in mukaddimesi sıradan bir düzyazıyla çevrilmiştir. Nasrullah'ın eseri hicrî 1282, 1304 ve 1305'te Tahran'da basılmıştır.19 Nasrullah metninin manzum bir şekli, Sultan Đzzeddin Keykavus ( ) için, Mevlânâ'nın çağdaşı olan Ahmed b. Mahmud et-tûsî Kani tarafından Konya'da yapıldı. Ahmed b. Mahmud Moğollardan kaçarak memleketi Tûs'u terketmiş ve Konya'ya gelmişti.20 Ancak bu Farsça manzum çeviri, Herat'ta Hüseyin Baykara'nın veziri olan ünlü şair Ali Şir Nevâî'nin saray vaizi Hüseyin Kâşifi çevirisiyle gölgede kaldı. Hüseyin Kâşifi (v m.) Nasrullah çevirisini güzelce ıslah etmiş, eserine Hüseyin Baykara'nın başka bir veziri olan Süheylî'ye nisbetle "Envar-ı Süheylî" adını vermişti. Eserine başlarken önce Nasrullah'ın tumturaklı üslubunu eleştirmekte, kendisinin daha kolay bir nesirle kitabı anlaşılır hale getirdiğim iddia etmektedir. Oysa Kâşifî'nin üslûbu daha çetin, süslü, kapalı ve gariptir.21 Đşin enteresan yanı, bu tarz edebiyat son zamanlara kadar Đran ve Hindistan'da popüler olduğu için eser büyük başarı kazandı, Đngiltere'de basıldı; hatta Hint-Đngiliz memurlarının Farsça imtihanları için örnek metin olarak kullanıldı! Kitabın ilk tam neşri Londra'da 1836'da yapılmıştır. Bu metin değişik Hint lehçelerine, Gürcüce'ye ve Avrupa'nın belli başlı tüm dillerine çevrildi. Hüseyin Vaiz Kâşifi, Đbnü'l-Mukaffa'nın metnindeki dört mukaddime yerine yeni bir giriş kısmı koydu. Silvestre de Sacy, Turtûşî'nin Sirâcü'l-Mulûk adlı eserinde faydalandığı eski "Câvıdân-ı Hıred" karşısında olduğumuzu farzediyor.22 Turtûşî'nin (1150 w) Câvidân-ı Hıred'den aldığı rivayet Hıdır b. Ali'ye dayanmaktadır. Ancak onun bir bütün olarak bu kitaptan faydalanmadığı gayet açıktır. Kâşifî'nin eserinde göze çarpan başlıklar tarafımızdan yapılan Turtûşî çevirisinin çeşitli bölümlerinde karşımıza çıkmaktadır. Yalnız içerikleri farklıdır.23 Bizim görüşümüze göre Kâşifi, Envâr-ı Süheylî adlı eserinde Seâlibi gibi Đran Kültürünü iyi bilen yazarlara dayanmış olmalıdır. Seâlibi bir çok eserinde hem Kelile ve Dimne'den alıntı yapar, hem de Kitâbü'1-Âyin gibi Đb nü'1-mukaffa'nın Pehlevice'den çevirdiği eserleri kaynak olarak kullanır. Örnek olarak yine tarafımızdan çevirisi yapılan Âdâbu'l-Mulûk adlı eserinin çeşitli bölümlerine bakılabilir.24 Envâr-ı Süheylî'nin süslü üslûbunu beğenmeyen Hindistan hükümdarı Ekber ( ) veziri Ebu'l-Fadl'ı, eseri ıslah edip yeniden yazma işiyle görevlendirdi. Ebu'l-Fadl'ın kitabı lyâr-ı Dâniş adını taşımaktadır, 1578 yılında tamamlanmıştır. Asıl örnek olan Envâr-ı Süheylî'nin bölümleri muhafaza edilmiş, Đbnü'l-Mukaffa'nın mukaddimeleri ile Berzeveyh'in 8

9 (=Burzoe'nin) giriş kısmı tekrar konmuştur. Bu eser neşredilmemiş olsa bile Hâfızuddin'in bu çeviriden Urduca'ya yaptığı "Hırad Afrûz" adlı çevirisi, üslubunun güzelliğinden ötürü Th. Roebuck ve Eastwıck tarafından neşredilmiştir YUNANCA'YA ÇEVRĐLĐŞĐ 11. asrın sonuna doğru Şit ben Simon, o sıralar sonraki ilaveleri taşımayan ama fareler kralı ile vezirleri bahsini ihtiva eden bir elyazmasından yararlanarak Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini gayet serbest bir üslûpla Yunanca'ya çevirmiştir. Eserine "Stefanites Kay Ikhnelates" adını verdi. Çünkü "Kelile" sözcüğünü Arapça "iklil"e (=olimpos, zeytin dalı) "Dimne"yi de "iz" anlamında yine Arapça bir kelimeye benzetmişti.26 Bu nakil daha sonra Latinceye, Almancaya ve Slav dillerine çevrilmiştir ĐBRANÎCE'YE ÇEVRĐLĐŞĐ VE BURADAN AVRUPA DĐLLERĐNE YAPILAN ESKĐ ÇEVĐRĐLER 12. yüzyılın başlarında Rabbi Yûîl adlı bir Yahudi din adamı daha o zamanlar Berzeveyh'in vazifesine dâir şüpheli hikaye ile "Balıkçıl Kuşu ve Ördek", "Tilki ile Balıkçıl Kuşu" hikayelerini ihtiva eden nisbeten sağlam bir yazmadan faydalanarak Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sini Đbranî diline çevirdi. J. Derenbourg bu çeviriyi, bize kadar gelen lakin baş tarafları oldukça bozulmuş bulunan yegâne yazmadan istifade ederek 13. asra ait Yakop ben el-âzer'in tercümesiyle beraber neşretmiştir.28 Johannes de Capua 1263 ile 1278 arasında, Kardinal Ursinus'un ricası üzerine, Rabbi Yûîl'in eserini "Directorium vitae Humanae" adıyla Latince'ye çevirdi.29 Rabbi Yûil'inkinin aynı olan bir metnin, ondan daha sadık bir üslûpla Đspanyolca'ya çevirisi istisna edilirse batı Avrupa dillerine -yenileri hâriç- tüm çeviriler Johannes de Capua'nın Latince metnine dayanır. Bu metne istinaden kitap 1480 yılında Almanca'ya, 1493 yılında Đspanyolca'ya, 1552 yılında Đtalyanca'ya çevrilmiştir. Almanca çeviri esas alınarak kitap 1618 yılında Danimarka diline, 1623'te de Flemenkçe'ye çevrildi. 1552'de yapılan Đtalyanca çeviriyi esas alan Sir Thomas North 1580 yılında eseri Đngilizce'ye çevirdi. Bu versiyon, 1556 yılında da Fransızca'ya çevrildi LATĐNCE'YE NAZIM OLARAK ÇEVRĐLĐŞĐ Ortada 13. yüzyılda Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinden çevrildiği kabuledilen Latince manzum bir eser vardır. Bu kitap "Baldos Alter Aesopus" adını taşıyor ĐSPANYOLCA'YA ESKĐ ÇEVĐRĐ 13. yüzyıl ortalarında Arapça'dan yapılan bu çeviri daha sonra Latinceye çevrildi. Buna "Raimond Nüshası" denilmektedir. Silvestre de Sacy bundan bahseder ĐNGĐLĐZCE VE RUSÇA'YA YAPILAN SONRAKĐ ÇEVĐRĐLER Arapça metinden ingilizce'ye yapılan çeviri 1819 yılında Oxford'da basıldı. Mihail Ataya tarafindan Arapça'dan Rusça'ya yapılan çeviri 1889'da Moskova'da basıldı MOĞOLCA'YA YAPILAN ÇEVĐRĐ Muhammed Bekri soyundan gelen Đftihâruddin Muhammed b. Ebî Nasr'ın Kazvin'de yaptığı Moğolca tercüme bugüne kadar gelememiştir. Hamdullah Mustavfî buna işaret ediyor.34 9

10 13- HABEŞÇE'YE ÇEVRĐLĐŞĐ Đbnü'l-Mukaffa'nın Kelile ve Dimne'sinin bir Mısır nüshasından yapılan ve 1583 tarihli bir tetkikte zikredilmiş bulunan Habeşçe çeviriye henüz ulaşılamamıştır ESKĐ MALAY DĐLĐNE YAPILAN ÇEVĐRĐ Malay dilindeki "Hikâyât Kelile dan Damina" şekli, Đbnü'l-Mukaffa'nın eseri ile "Pançatantra"nın Tamilce'deki metninin karışmasından oluşan bir derlemeye dayanır. 1876'da Leiden'de Gongrijp tarafından basılmıştır. Bu eser sonradan tekrar Cava ve Madura dillerine çevrilmiştir TÜRKÇE'YE YAPILAN ÇEVĐRĐLERĐ Đbnü'l-Mukaffa'nın eseri iki defa Nasrullah'ın Farsça'ya çevirisinden Doğu Türkçesine aktarıldı. Brockelmann bununla ilgili yazmaların Munich ve Dresden'de bulunduğunu belirtmektedir.37 Kelile ve Dimne, Anadolu Türkçesine (belki de Türkçe'ye) ilk defa Aydınoğlu Umur Bey zamanında 1360 m. yılında Kul Mesud tarafından çevrilmiştir. Brockelmann bu çevirinin bir nüshasının Bodleiana'da bulunduğunu söylüyor. Düzyazı olarak yapılan bu çeviri meçhul bir müellif tarafından nazma dökülerek l. Murad'a ( ) ithaf edildi. Brockelmann'ın bildirdiğine göre bu çevirinin aşağı yukarı yarısı olan bir yazma Gotha'da muhafaza edilmektedir. Daha sonra Ali Vâsi' ya da Ali Çelebi diye meşhur olan Sâlihoğlu Ali, Envâr-ı Süheylî'yi gayet süslü, cümle sonları uyumlu bir nesirle Türkçe'ye çevirdi; "Hümâyunnâme" adını verdiği bu tercümesini, Kanunî Sultan Süleyman'a takdim etti. Bu kitap Đstanbul'da ve Mısır- Bulak'ta defalarca basılmıştır. Bugün bile Beyazıt ve Kadıköy'deki sahaflarda rahatlıkla bulunabilir. Bir kitap kurdu olarak sizi temin edebilirim bu konuda... Hümâyunnâme çeşitli Avrupa dillerine çevrilmiştir. Devir Kanunî devridir ve Avrupalı, Türk zevkini, kültürünü, dilini öğrenmek için kıvranmaktadır. Hümâyunnâme çevirilerinin en ünlüsü Galland'ın Fransızca'ya yaptığıdır. Bu çeviri Gueulette tarafından 1724'te Paris'te basılmıştır. Ali Çelebi'nin dili ağır olduğu için meşhur Şeyhülislam Yahya Efendi, Hümâyunnâme'yi üçte bire indirerek sâde ve özet bir çeviri yapmıştır. 1726'da Kahire kadısıyken vefat eden Osmanizâde Sâib'de Hümâyunnâme'yi özetlemiştir. Keşfu'z-Zunûn'da Kâtip Çelebi'nin bildirdiğine göre bu çevirinin adı Zübdetü'l-Eshâr'dır. Tanzimat devrinde Adanalı Ramazânizâde Abdünnâfi Efendi Hümâyunnâme'ye dayanarak "Nâfiu'1-Âsâr" adını verdiği manzum eserini oluşturmuştur. Bu eser 1266 h. (1849 m.) de yazılmıştır. Sonunda Ahmed Midhat Efendi bu işe de el atmış, Hümâyunnâme'yi hem özetlemiş hem de yeri geldikçe vaazlarla kitabı uzatmıştır. 10

11 Ahmed Midhat Efendi'nin önsözünden anlaşıldığına göre Sultan 2. Abdülhamid Han, ona kendi kitaplığından gayet güzel bir nüsha vererek "bunu esas alıp sâde bir üslûpla özetle, sözü uzatma, kıssadan hisseyi çıkar" demiştir. Ahmed Midhat Efendi bu emre uyar, ama nasıl? Kitap, ne Kelile ve Dimne ne de Hümâyunnâme olarak kalır. Kitap, başlıbaşına değişik kaynaklardan toplanmış doğu ve Hint hikayeleriyle bunlardan çıkarılacak ibretleri ihtiva eden kalın bir derleme olmuştur h.'de Matbaa-i Âmire'de basılan bu kitabın Arapça Kelile ve Dimne'yle hiç bir ilgisi yoktur. Zaten Arapça metinden de kalındır bu! Tabî, işin güzel yanı Ahmed Midhat'ın dilindeki sadeliktir. Genç, ihtiyar, öğrenci, öğretmen; o devirde herkesin okuyabileceği, - okumaya olan sevgi ve ilgisini artırabileceği- bir kitaptır karşımızdaki... Envâr-ı Süheylî, Taşkentli Muhammed Musa Bay tarafından doğu Türkçesine çevrilmiştir. Taşkentli Muhammed, Hümâyunnâme'den de faydalanarak yaptığı bu çeviriyi, Hoçentli Hattat Mirza Hâşim'e yazdırarak 1888'de taş-basma olarak neşrettirmiştir. Bu arada Đbnü'l- Mukaffa'nın Kelile ve Dimnesi, Abdülallâm Feyzhanoğlu tarafından Kazan Türkçesi'ne çevrilmiş ve 1889'da Kazan'da basılmıştır.38 Eserin, Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonra da çevirileri yapılmıştır. Bazan birkaç hikaye alınıp çocuk kitabı olarak basılmış bazan da tamamı çevrilmiştir. Bunlar arasında en dikkat çekenleri şu üç çalışmadır: Bedir Yayınlan tarafından neşredilen Salahaddin Alpay çevirisi, önsözünde de belirtildiği gibi "Envâr-ı Süheylî" çevirisi olmalıdır. Đbnü'l-Mukaffa'nın metniyle uyuşmaz. Hatta giriş kısmı ve bazı tavsiyeler tamamen farklıdır. Dolayısıyla başlıklar ve hikayelerin yerleştirilmesi de farklıdır. Đbnü'l-Mukaffa'da olmayan eklemeler vardır. Đkinci ve en mühim çeviri Ömer Rıza Doğrul tarafından yapılmıştır. Temiz ve asla uygun bir çeviridir. Türkçeye de özen gösterilmiştir bu çeviride. Ancak ciddi bir incelemeden mahrumdur ve zaman zaman bazı uzun cümleler çok kısa ve özet mahiyetinde çevrilmiştir. Üçüncü çeviri H. Karaman-B. Topaloğlu tarafından yapılan çeviridir. Bu çeviri, eğitim amaçlı yapılan çevirilerdendir. Metne sadık kalınmış fakat Türkçe'den taviz verilmiştir. Eğitim amaçlı çevirilerde bu doğaldır. ĐBNÜ'L-MUKAFFA Kelile ve Dimne kitabının bu günlere ulaşmasını sağlayan müellif, Đbnü'l-Mukaffa'dır. Hatta ona, bu kitabın yeniden doğmasını sağlayan kişi diyebiliriz. Daha önce de belirtildiği gibi, elimizdeki kitabın cihanşümul bir eser haline gelişi, onun sayesinde mümkün olmuştur. 720'li yıllarda doğan ve bir ihtimal 759 da vefat eden bu büyük mütercim-müellif hakkındaki temel malumat, Mesûdî'nin Murûcu'z-Zeheb'inden, Đbnü'n-Nedim'in Fihrist'inden, Câhız'ın risalelerinden, Cehşiyâri'nin Kitabü'l-Vüzerâ'sın dan, Bâkıllânî'nin I'câzu'l-Kur'an'ından, Isfahanî'nin Kita bu'1-egâni'sinden, Birûnî'nin Tahkîku Mâli'1-Hind kitabından ve Đbnü'l- Mukaffa'nın kendi kitaplarından elde edilebilir. 11

12 Çağımızda Đbnü'l-Mukaffa ile ilgili olarak araştırma yapmış, makale yazmış kişiler olarak şunları sayabiliriz: Ahmed Emin, Tâhâ Hüseyin, Zeki Mübarek, Abdüllatif Hamza, Muhammed Selim el-cûndî, Muhammed Kürd Ali, Abdurrahman Bedevi, Hannâ el-fâhûrî, Halîl Merdem, Ahmed el- Đskenderî, Şeyh Tâhir el-kiyâlî, Abdülvahhab Azzam, Mahmûd Teymûr, Muhammed Sabri, Abdullah Mahmud Đsmail, Muhammed el-marsafî ve Şevki Dîf. Oryantalistler arasındaysa Silvestre de Sacy, Brockelmann, Clement Huart sayılabilir. Đbnü'l- Mukaffa'yla ilgili olarak kaynaklarda yeterli bilgi olduğu ve bu bilgi Müslüman yazarlarca işlendiği için oryantalistlere fazla müracaat etmeye gerek yoktur. Ayrıca onların aklayıcı ifâdelerine aldanıp Đbnü'l-Mukaffa'nın ilhadını görmezden gelmenin de mânâsı yoktur. Asıl adı Dâzoye oğlu Rozbeh'tir. Kaynaklarda Ebû Muhammed Abdullah Rûzbîh b. Dâzûyeh Đbnü'l-Mukaffa olarak geçer. "Rozbeh" Farsça "Kutlu" demektir. Đranlı olup Gör şehrinde doğmuştur. (106 h./723-4 m.) Babası, vali Haccac b. Yusuf a bağlı bir vergi tahsildarıydı. Devlet malına hıyanet ettiği için takibata uğramış, verilen cezalar sonucu eli kurumuştu. Bu yüzden oğluna Đbnü'l-Mukaffa=Elikuruyanınoğlu dediler. Dâzoye kendi dini üzere öldü. Mecûsi-Maniheist olan baba, oğlunu da bu tarzda yetiştirdi. Ancak kendisi gibi oğlu da iyi bir Arapça eğitimi görmüş yüksek seviyede siyâsî yazışmalarda görev almıştır. Arap, Fars, Yunan ve Hint kültürlerine aşina olan Đbnü'l-Mukaffa, Ümeyyeoğullarının son döneminde Irak divanlarında çalıştı. Abbasî Devleti kurulduğunda Mansur'un amcaları olan Süleyman b. Ali ile Isa b. Ali'ye mektup yazarak bağlılığını bildirdi, onların hizmetine girdi. Yine onların huzurunda Müslüman olduğunu ilan etti, "Ebû Muhammed" diye çağrılır oldu. Abdullah b. Ali, Şam valisiyken yeğeni Mansur'un hilâfetine başkaldırdı. Ancak Mansur onu yendi. Böylece Abdullah b. Ali, kardeşleri olan Süleyman ve Đsa'nın yanına kaçtı. Halife Mansur, amcalarından Abdullah'ı istediyse de onlar "ancak emân şartıyla teslim ederiz" dediler. Mansur bu teklifi kabul etti. O zaman Đsa, katibi Đbnü'l-Mukaffa'ya "emân" yazma (=can güvenliği sözleşmesi) salâhiyeti verdi. Emân sözleşmesinin hiçbir iptali yoruma kapı aralamayacak açıklıkta olmasını tembihlemişti. Isa b. Ali... Cehşiyâri'nin Kitâbü'1- Vüzerâ'sında bildirdiğine göre Mansur şu ibarelerin altına imza atacaktı: "Eğer Abdullah b. Ali'ye yahut onunla gelenlerden birine küçük-büyük bir zararım dokunur veya gizli-açık bir kötülük yaparsam, bu işi hangi yöntemle veya hileyle yaparsam yapayım zina dölü olayım! Abdullahoğlu Muhammed b. Ali ile de soybağım merdûd olsun! Bu durumda Ümmet-i Muhammed beni tahttan indirsin, bana harb-îlan etsin, hiçbir Müslüman bana el vermesin, ahd û zimmetiyle beni kayırmasın, canlı tutmasın..."39 Mansur bu emâmı okuyunca kızdı, küplere bindi. O, amcası Abdullah'ı öldürmeye kesin niyetliydi. Oysa bu emânla arzusuna erişemeyecekti. Üstelik neredeyse kendisine küfrediliyordu! Hemen "Bu sözleşmeyi kim kaleme aldı?" diye hışımla sordu. Ona: "Amcan Đsâ'nın katibi olan Đbnü'I-Mukaffa!" dediler. Böylece Mansur, Süfyan b. Muâviye el- Mühellebî'ye "Đbnü'l-Mukaffa'nın işini bitir!" diye haber gönderdi. Basra valisi olan Süfyan, Đbnü'l-Mukaffa'nın eski düşmanıydı.. Süfyan, Đbnü'l-Mukaffa'yı tuzağa düşürdü, parça parça kesti ve tandıra attı.40 12

13 Bazı kitaplarda onun Zındıklar taifesi'nden olduğu için öldürüldüğü söyleniyorsa da asıl sebep siyâsîdir. Bilindiği gibi Zındık, o dönemin Mecûsi ve Maniheist fikirlerini taşıyan insanlarına deniyordu. Bu tür kişiler, yeterli tahsili aldıkları ve devlet işlerine özellikle hükümdar ailesine burunlarını sokmadıkları sürece özel görev bile alabilmişler ve kitabet, mâliye gibi memuriyetlerde bulunmuşlardı. Dolayısıyla Đbnü'l-Mukaffa'nın, sadece zındıklıktan ötürü öldürülmesi akla yatkın gözükmüyor. Daha sonraki dönemlerde zındıklara karşı savaş başlatıldığı da bilinen bir gerçektir; ama onun katli siyâsî idi. Đbnü'l-Mukaffa'nın hakikaten zındık olduğu neredeyse tüm kaynaklarda bahsi geçen bir husustur. O, önceki dinini unutmamış hatta islam olduktan sonra çağrıldığı ziyafette, Mecûsîler gibi dua mırıldanmıştı.41 Mesûdî, ünlü eseri Murûcu'z-Zeheb'de şöyle diyor: "Abdullah Đbnü'l-Mukaffa ve diğerlerinin Pehlevîce'den Arapça'ya çevirdikleri kitaplardan Mani, Daysanoğlu ve Markıyon'a ait olanlar etrafa iyice yayıldığı için Halife elmûhtedî, dinsizlere karşı savaş açtı."42 Bakıllânî de şöyle demektedir: "Đbnü'l-Mukaffa'nın, Kur'an'a denk ve karşılık olarak bir Muâraza yazdığını söylüyorlar."43 Kasım b. Đbrahim b. Tabataba'nın Đbnü'l-Mukaffa'nın görüşlerini reddetmek amacıyla "er- Reddü Alâ'z- Zındîk el-lain Đbni'l- Mukaffa" adlı eseri yazdığı bilinmektedir. Bu kitap M. Guidi tarafından neşredilmiştir.44 Bu eserin girişinde belirtildiğine göre Đbnü'l-Mukaffa, peygamberleri küçük düşüren bir kitap yazmıştır.45 Kısaca, Đbnü'l-Mukaffa'nın zındık olduğu birçok müellif tarafından paylaşılan bir görüştür.46 Bunu görmezden gelmenin ve bazı Ansiklopedi maddesi yazarların yaptığı gibi: "Aman efendim, o çok aydın biriydi; çevresindeki yobazlar onu anlamadı!" demenin hiçbir kıymeti ilmiyesi yoktur. Zındık olmasına rağmen bazı meziyetlere de sahipti. Kaynaklarda geçtiğine göre cömert, nüktedan, vefakâr ve azla yetinen bir adamdı. Onu hiç sevmeyenler dahi bu vasıflara sahip olduğunu reddetmiyor. Bu arada onun alay etmeyi seven ve zaman zaman hezeyanda da ileri giden bir şahsiyet olduğu belirtiliyor kaynaklarda. Dostuna karşı vefakârlığıyla ilgili hâdiselerden biri de şudur: Đbnü'l-Mukaffa, Emevîler yıkılırken Mervân'ın kâtibi Abdülhamid'le aynı evde bulunmaktaydı. Askerler Abdülhamid'i fellik fellik arıyorlardı, öldürmek için... Nihayet geldiler ve ikisini buldular. Kâtibi tanımadıkları için sordular: "Hanginiz Abdülhamid?" Ancak her ikisi birden: "Benî" diye cevap verince şaşakaldılar. Nihayet Abdülhamid, kimliğini ispatlayabildi de Đbnü'l-Mukaffa'nın fedakarlığına mani oldu.47 Đbnü'l-Mukaffa, sâhip olduğu geniş kültürle beraber, müthiş zekâsıyla da herkesi şaşırtıyordu. Đbn Selam şöyle diyor: "Hocalarım söylüyor; Sahâbe'den sonra Araplar Halil b. Ahmed'den daha zeki ve geniş kültürlü birine sahip olmadı. Đranlılar da Đbnü'l-Mukaffa'dan daha zeki ve geniş kültürlü birine sahip olmadı."48 13

14 ĐBNÜ'L-MUKAFFA'NIN ESERLERĐ Đbnü'l-Mukaffa, bıraktığı eserlerle çağını ve Arap nesrini etkilemiş biridir. Çok genç yaşta (36 yaşında) öldürülmesine rağmen fikirleri, muhakeme kudreti ve dil ustalığıyla Arap Edebiyatında çığır açmıştır. ÖNCE ÇEVĐRĐLERĐNDEN BAŞLAYALIM: l) Kelile ve Dimne: Bundan bahsedildiği için geçiyoruz. 2) Siyeru'l-mülûk: Bu kitap "Siyeru'1-Mulûki'l-Acem" diye de bilinir. Sâsâni Devleti'nin resmî Salnamelerinden, 3. Yezdegerd zamanında bir ya da daha fazla müellif tarafında yazılmış olan "Hodaynâmag" adlı tarihin tam çevirisidir. Eski Đran târihi için îtimat edilen kaynaklardandır.49 3) Kitâbu'r-Rusûm: bu eser Kitabu'1-Ayin olarak da bilinir. Sâsâniler döneminin devlet ve toplum düzeninden, saray protokollerinden bahseden "Âyinnâmag" adlı Pehlevice eserin çevirisidir. Bu gün nüshası mevcut değil.50 Ancak Seâlibî vb. yazarlar bu kitaptan istifâde ettiklerini belirtiyorlar.51 4) Risâle-i Tenser: Harbedân-ı Harbed olan Tenser'in Taberistan hükümdarına yazdığı siyâsî ve ahlâkî meselelere dair bir mektubun tercümesidir. Ne aslı ne de Đbnü'l-Mukaffa tarafından yapılan çevirisi mevcut değildir. Đbn Đsfendiyar'ın Târih-i Taberistan adlı eserinde Đbnü'l- Mukaffa'nın Arapça'ya yaptığı çevirinin Farsça'ya çevirisi bulunmaktadır.52 5) Kitâbu't-Tac Fî Sîreti Anuşirevan: Đbn Kuteybe'nin Uyûnu'l-Ahbar adlı eserinde bu kitaptan alıntılar yapılmıştır.53 Seâlibî, çevirisini yaptığımız Âdâbü'l-Mülûk adlı eserinde Đbnü'l- Mukaffa'ya ait Ahbâru Anuşirevan adlı bir kitaptan bahseder. Aynı kitap olsa gerek.54 6) Kitâbu's-Sagısâsân: "Sistan başbuğları kitabı" anlamına geliyor. Mesûdî'nin bildirdiğine göre bu kitap Türkler ile Đranlılar arasında geçen harplerden, Rüstem'den, Siyavuhs'tan, Đsfendiyar'dan, Frasiyab'ın savaşlarından bahsetmektedir.55 7) Kitâbü'l-Beykâr: Mesûdî tarafından anılan bu eserde Đsfendiyar'ın Doğu Kafkasya'daki savaşlarından bahsedil mektedir. Murûcu'z-Zeheb'in bazı nüshalarında söz konusu eser Kitâbu's-Sakas olarak geçiyor. Bu durumda Sakalarla ilgili kitap anlamına gelebilir.56 8) Kitâbu Mazdek: Sâsâniler devrinin ünlü düşünürü Mazdek'in hayatını ve 1. Kubad ile olan münasebetlerini anlatıyor. Daha sonraki kaynaklarda bu eserden alıntılar vardır.57 Đbn Ebî Usaybıa ve diğer müelliflerin bildirdiğine göre Đbnü'l-Mukaffa, Aristo'nun Kategoryas'ını, Paremeneas'ını, ve Analutika'sını Yunanca'dan çevirmiştir. Ayrıca Porfiryus'un Đsagoci'sini de Pehlevîce'den Arapça'ya çevirmiştir.58 Telifleri de yine ahlak ve siyasetle ilgilidir. Siyaset Đbnü'l-Mukaffa'nın tüm eserlerinin ana konusudur desek hiç abartmamış oluruz. Bunları şöyle sayabiliriz: 9) el-edebü's-sagîr: 30 sayfa civarında küçük bir risale dir. Sosyal, siyâsî ve ahlâkî nasîhatları içerir. Kısa tavsiyeler niteliğinde olan bu eser ruh ve beden arasındaki dengeyi ele alır.59 14

15 Kitap Ahmed Zeki Paşa tarafından hicrî 1329'da Đskenderiye'de neşredilmiştir. Muhammed Kürd Ali'nin Resâilu'l-Bülegâ'sında yer almaktadır.60 10) el-edebü'l-kebir: Bu eser "ed-dürretü'1-yetîme" olarak da bilinir. Ahmed Zeki Paşa, Muhammed el-marsafî ve Sekip Arslan tarafından ayrı ayrı neşredilmiştir. Bu eser yaklaşık yüz sayfadır. Đki konuda yoğunlaşmaktadır: Hükümdar ve onunla ilgili olarak siyâset, dostluk ve iyi dostun nitelikleri.61 11) Risâletü's-Sahâbe: Bu eser doğrudan siyasetle ilgilidir. Hükümdarın dostları, yardımcıları, halkına karşı takip edeceği sîret ile ilgilidir. Bu kitabı Halife Mansur'a yazmıştır. Önerileri arasında, "güçlü ve maslahatlı olan kavlin tercih olunarak" fıkhı kargaşaya son verilmesi vardır. Aynı dâvaya bakan iki kadının aynı şehir ve ortamda farklı kararlar vermeleri halk içinde şüphelere ve kargaşaya yol açmaktır. O halde Mansur, fıkhı eğilimleri ve mezhepleri farklı olan tüm kadıları bağlayan ortak bir "genel kanunlar mecmuası" oluşturmalıdır. Böylece devlet daha iyi idare edilecektir. Abbasî Devleti'nin bu konuda gerçekten muzdarip olduğunu gösteren husus da Halife Mansur'un, Đmam Mâlik'ten fıkha dâir bir kitap yazma talebinde bulunmasıdır. Mansur bu kitabı büyük şehirlere gönderecek ve herkesin buna uymasını isteyecekti. Ancak Đmam Mâlik bu teklifi kabul etmemiştir. Çünkü çeşitli şehirlere ve ülkelere dağılmış Müslümanlar, kendilerine yakın gelen ve artık iyice alıştıkları bir Sünnet ile amel ediyorlardı. Dolayısıyla bunları tek bir versiyona indirmek, bununla amel etmeyi mecbur kılmak, başka zorlukları doğuracaktı. Đmam Mâlik daha sonra meşhur eseri el-muvatta'ı derlemiştir ki Hicaz, Mısır ve Kuzey Afrika'da zamanla kabul gördü bu kitap... Đbnü'l-Mukaffa'nın Risâletü's-Sahâbe'sinde ordunun maaşı, terbiyesi ve şevki konularında da detaylı öğütler bulunmaktadır. Eski Sâsâni geleneğinden etkilendiği belli olmaktadır. Yönetimin kimler tarafından yürütüleceği konusunda son derece serttir. Aristokrat zümreye önem verir. Bu kitap aslında Đbnü'l-Mukaffa'nın tüm eserlerinde vurguladığı temel fikirlerini toplayan ana mecmuadır. Onun Abbasî Devleti'ne nasıl baktığını gösterir, kendi toplumsal özlemini ve Đranı karakterini yansıtır. Detaylı bilgi için Şevkî Dîfin Asru'l-Ümevî el-ahîr kitabının Đbnü'l-Mukaffa bölümüne bakılabilir.62 Risâletü's-Sahâbe, Muhammed Kürd Ali tarafindan neşredilmiştir.63 Bu eserler dışında Hikemü Đbni'l-Mukaffa ve el-ede bü'1-vecîz li'1-veledi's-sagîr adlı telifleri de siyâset ve ahlakla ilgilidir. 15

16 KELĐLE VE DĐMNE'DE OKUMUŞ-SULTAN ĐLĐŞKĐSĐ Binbir gece masallarını ve Kelile ve Dimne'yi "Siyâsi muhteva" bakımından inceleyen Cebbur ed-düveyhi'nin de belirttiği gibi Kelile ve Dimne'nin hikayeleri görünürde vahşî hayvanların, kuşların ve haşerelerin ağzıyla anlatılmıştır. "Mesel" tabir edilen nasihat içerikli hikâyelerde hayvanları kullanmak, onların dilinden bir şeyler vermek kadim bir edebi gelenektir. Ancak "Mesel" in olmazsa olmaz şartı değildir bu. Yani hayvanların kullanılması özel sebebe binâendir aslında. Bir hikâyenin "Mesel"e dönüşebilmesi için dinleyenlerin kahramanlarla özdeşlik kurması, içeriğinin doğru yorumlanması ve "mucibince amel edilmesi" gerekmektedir. Bu itibarla Kelile ve Dimne kitabı niçin hayvanlar alemine müracaat edildiğini mukaddimede özlü bir şekilde izah eder: "... Sözün dış yüzü halka ve ileri gelenlere eğlence olsun; iç yüzü ise seçkinlerin zekâsına hitabetsin, onlara bir tür deneyim kazandırsın diye kitabı yırtıcı hayvanların, kuşların dilinden verdi!" Ardından şu satırlar geliyor: Bu makale, Cebbur ed-düveyhî'nin el-ictihad dergisinde neşredilen araştırmasının özetidir. Son iki paragrafı biz ekledik. Bkz. el-ictihad, 1989 (yaz) 4. sayı, s. 53 "Diyalog iki hayvanın ağzından olmalıydı. Hayvanların konuşması eğlence ve mizah gibi görülecek oysa söylenenlerin muhtevası tam anlamıyla 'hikmet' olacaktı. Hakimlikten nasibi olanlar hikmetlere kulak verecek, hayvanların ve mizahın sadece araç olduğunu anlayacaklardı. Câhiller ve sıradan insanlar ise iki hayvanın karşılıklı kelam eylemesine şaşırıp dikkat kesilecek, dinlediklerini eğlence sayarak 'asıl mazmunu' anlamaya gayret etmeyecek, eserin hedefini bilemeyeceklerdi." Demek ki Kelile ve Dinine, yazarının da açıkça belirttiği gibi "seçkinlerin asıl faydayı devşireceği" özel bir kitaptır. Yani sıradan insanlar da bir şeyler alır bu kitaptan lâkin işin künhüne vâkıf olamazlar... Đndilerde mevcut çeşitli "Mesel"leri tetkik eden J. Starovinsky de benzer bir olguyla karşılaşıyor: "Öğreti burada sınırlı bir çerçeve içindedir ve kendim dışa karşı koruyucu bir karaktere sahiptir. Anlayacak kulağı olmayanlara kapalıdır, bu tiplere karşı özellikle kapatır kurtuluş kapılarını! O halde 'mesel' tarzı hikâyelere başvurulması, hakikatin sadece hikâyevâri bir üslupla anlatılıp 'didaktik gaye' güdülmesi demek değildir. Bilakis bir kasıt vardır burada: özel bir seçkinler grubu muhatap alınarak mesaj onlara yöneltilmektedir, kâfi derecede zekâya sahip olmayanların devre dışı bırakılması hedeflenmektedir." Aynı şekilde Kelile ve Dimne müellifi de mânâsı kendi ile hükümdar arasında anlaşılan, Beydebâ ile Debşelim, aydın ile sultana münhasır özel bir diyalog türünü vermek istemiştir. Burada bir çelişki varmış gibi gözükebilir. Hikâyeleri anlatan yazar hükümdarın yanlış anlamasından endişe etmekte, bu yüzden serd edilecek meselin özeti mahiyetinde bazı hususları açıkça belirtmektedir her hikâyenin başında. Açık bir tefsir ve yönlendirme tarzında cümleler ihtiva etmeyen kıssalar, birbiriyle çelişkili neticeler (= hisseler) çıkarılmasına 16

17 müsaittir. Ancak hikâyenin maksadının ne olduğunu en başta izah eden kısa açıklama sıradan insanlara da perdeyi açmakta ve "düzgün okumayı" kolaylaştırmaktadır. Zaten Kelile ve Dimne'nin babları daha ilk satırda maksadın ne olduğunu belirtmektedir. Kitabın metodu böyledir. Meselâ Maymun ile Kaplumbağa Babı şöyle başlar: "Hükümdar Debşelim, filozof Beydebâya dedi ki: - Bir ihtiyaç, bir amaç peşinde koşan ama tam eriştiğinde yine kaybeden adamın hikayesini anlat!" Böylece yanlış anlamaların önüne geçilmiş oluyor. Đbnü'l-Mukaffa dinleyenleri de üç kısma ayırmıştır, hikayenin üç ayrı didaktik düzeyi olmasına binâen... a) Bazıları olayların akışına kendini kaptırır ve işin hikâye tarafıyla tatmin olur. "Bu tipler maksadın ne olduğunu anlamazlar, devşirilecek meyveyi devşiremezler ve kitabın eriştirmek istediği hiçbir hedefe erişemezler." b) Bunlardan sonraki zümre ise "kitabı anlamış ve epey yüksek bir seviyede kavramışlardır." Bu tiplerin eksiği, harekete geçmeyişleridir. Onlar "geceleyin evinde hırsızı görüp pusuya yatan ama pusuda uykuya dalarak hırsızın hırsızlığına engel olamayanlardır!" c) En yüksek zümre ise örnek gösterilen zümredir ki hikâyeyi okur, derinlemesine anlar ve gerektiği gibi amel eder. Kısaca: "Bilgi ancak amelle asıl yerini bulur, kemâle erer. Bilgi ağaçtır, amel ise meyvesidir bu ağacın!" Görüldüğü gibi dinleyici taifesi üç ayrı seviyedendir: 1) Hikâye dinleme seviyesinde kalanlar, 2) Verilen mesajı doğru yorumlamakla beraber gereğince amel edemeyenler, 3) Doğru okuyan, doğru anlayan ve gereğince amel ederek işi tatbik sahasına dökenler. Filozof Beydebâ önce açık nutuk yoluna başvuruyor, hükümdarın huzuruna çıkıyor ve vaaz veriyor. Lâkin bu tarz bir yaklaşım sadece hapsi boylamasına sebep oluyor! O halde "Meseller" yoluyla maksadı vermek en başarılı yöntem olacaktır... Kelile ve Dimne kitabı on beş baba ayrılıyor. Uzunluk bakımından farklılık arzeden bu babların her biri müstakil bir didaktik amaca odaklanmıştır. Her babda yeni kahramanlar vardır, hayvanlardan... Kitaba ismini veren iki hayvan Kelile ve Dimne ise sadece ilk iki babın kahramanıdırlar. Bu ilk iki bab, birbirlerini tamamlarlar ve aydın sultan ilişkisinin nasıl olması gerektiğini ayrıntılarıyla gösterirler. Birinci bab olan "Arslan ve Öküz" de ana mevzu iki merhalede ele alınır: 1- Dimne öküzün arslana boyun eğmesini sağlayarak arslanın dostluğunu kazanır. 2- Sonra öküzün öldürülmesi gerektiği hususunda arslanı ikna eder. Çünkü öküz, Dimne'nin nice zamandır tamah ettiği bir makama gelmiştir ve bir nevi rakibi olmuştur. Ama Dimne'nin sahtekârlığı ortaya çıkar. Dimne idam edilir. 17

18 Hikâye "birbirini seven ve savunan siyâsîlerin araya çeşitli desise ve entrikaların girmesiyle nasıl birbirlerinden soğuduklarını" anlatır. Böylece mesel, cihanşümul bir insanî olguyu irdeler: Birbirini seven dostlar ve arabozucular. Demek ki okuyucular bu hakikati gözden kaçırmamalı, arabozuculara karşı tedbir almalıdırlar! Aslında Arslan ve Öküz hikayesi, bir aydının çeşitli meseller ve misallerle idareciyi etkileme arzusunun dışa vurumundan ibarettir. Abdullah Đbnü'l-Mukaffa bir "aydın" olarak "ilgililere" yani genel kitle yahut Halife Mansur veya Ahvaz hâkimi Îsâ b. Ali'ye hikayeler anlatmaktadır. Filozof Beydebâ aydını temsil eder, Debşelim ise güç sahibini. Birinci (=aydın) ikinciye (=hükümdara) Dimne ile Arslan arasında cereyan eden diyalogu aktarmaktadır. Evet, Dimne burada saraya yakın olmak isteyen aydın seçkindir; arslan ise erki elinde tutan hükümdardır. Burada, zaman zaman figüranlar çoğalsa da dört temel kahraman vardır: 1) Tüm kitabı aktaran dış râvi (=ibnü'l-mukaffa yahut Đranlı yazar) 2) Tüm kitabın yöneldiği dış muhatap (=Kitabı okuyan: Halife Mansûr) 3) Kitabın çeşitli hikâyelerini anlatan iç râvi (=Beydebâ ve tecrübeli hayvanlar) 4) Kitabın hikâyelerine muhatap olan iç kahraman (=Debşelim veya arslan) Burada dışarıdan içeriye doğru şöyle bir temsil söz konusudur: Halife Mansûr veya amcalarından biri Debşelim??? Arslan Đbnü'l-Mukaffa Beydebâ Dimne Dimne "ancak diliyle mücâdele edebilir" oluşunun yanında kendini "akıllı ve belirli bir görüş sahibi" biri olarak tanıtıyor ve ekliyor: "... Bir söz ustası edebiyatçı ki bir doğruyu yanlış, bir yanlışı doğru gibi göstermek istese elbet becerir! Tıpkı duvara çeşitli suretler çizen mahir bir ressam gibi ki bu suretlerin bir kısmı dışarlak (=dışarda gibi) görünür ama dışarıya çıkıntılı değildir, bir kısmı da içerlek gözükür ama içerde değildir!" Đşte size aydının yahut karşı aydının misali! Đbnü'l Mukaffa -ondan evvel de Beydebâ- hükümdarı yazarlardan ve diğer filozoflardan sakındırıyor! Dış râvi dış muhataptan "bazılarına karşı kulağım tıkamasını ve ambargo koymasını" talep ediyor. Tam bu noktada meseller ve hikâyelerden ibâretmiş gibi gözüken oyun, hiç şakası olmayan bir tahrik silahı haline geliyor. Serdedilen tüm meseller, iki merhale boyunca Dimne'nin silahı olma fonksiyonunu üstleniyor ama neticede onun aleyhine dönüyorlar. Dimne, muhatabı olan arslâna öküz hususunda evvelâ olumlu sonra olumsuz kararlar aldırabiliyor. Bunu meseller yoluyla yapıyor. Nihâyet suçlu olduğu anlaşılıp da henüz kesinleşmeden mahkemeye çıkarıldığında dahi kendi korunumu destekleyici meseller bulmakta zorluk çekmiyor. Hâkim bu sıkı savunma karşısında bir şey diyemiyor, onun suçlu 18

19 olduğunu söyleyemiyor. Kısaca Dimne son noktaya kadar söz ve mesel serdetme ustalığını muhafaza ediyor... Ancak onun kaderinde ölüm vardır! Nihayet tanıklar ortaya çıkar, Dimne'nin cürüm işlediği kesinlik kazanır ve işi bitirilir. Peki râvi niçin Dimne'yi öldürüyor? Zira Dimne'nin temel problemi bilgisizlik değildir: gayet mahir konuşuyor, meseleleri iyi anlıyor lâkin bilgisiyle amel etmiyor! Ardı ardına misaller verirken dâima kendisini muaf tutuyor; sanki o "kurallara uyması gereken kişilerden biri değilmiş gibi" davranıyor. Ölümü hak oluyor böylece. Kelile'nin durumu nedir? Kelile temkinlidir, ihtirassızdır, akıllıdır ve olgundur. Daha ilk anda Dimne ona gelerek "Krala yakınlaşmak istediğini" belirtince hemen itiraz eder Kelile: "Marangozu taklit sevdasıyla başını belaya sokan ve kuyruğunu sıkıştıran maymunu düşün!" der. Sonra Dimne yine eski dostuna gelir, arslanla öküzü birbirine düşürmek niyetinde olduğunu söyler. Kelile derhal uyarır: "Sakın ha, böyle bir işe girişmeyesin! Abid ile hırsızın hikâyesini duymuşsundur!" der. Sanki duvara konuşmuştur, Dimne siyasi ihtirasları sebebiyle gözlerini perdelenmiş bir zavallıdır aslında. Ve kaçınılmaz bir şekilde kendi kuyusunu kendi kazar, o çok sevdiği "meseller"deki söz dinlemez kahramanlar gibi! Dimne'nin kaderi hikâyenin birinci cümlesinde yazılıdır: "Yalancı ve söz gezdiricilerin birbirinden ayırdığı sıkı dostlara dair..." Burada birbirini çok seven sıkı dostlar arslan ile öküzdür. Yalancı, arabozucu ise Dimne'dir. Hikâye bittiğinde temel amaç şöyle bir cümleyle belirtilir: "Đşte bu meseli düşünecek adam iyi bilsin ki yalan dolan ile başkasına zarar vererek öz menfaatini ön plana çıkaran kişi daima kendi tuzağına düşer!" Dimne "Her makamın bir makâli vardır" ilkesini ustaca uygulayarak her duruma müsait bir laf bulduysa da neticede "hilekâr davrandığı, ikiyüzlülük ettiği için" cezasını çeker. Aslında Dimne'yi öldüren de "dostunun intikamı peşindeki arslan" değildir, didaktik bir hedefle yazılan hikayenin kendisidir ölüm fermanı... Kelile ve Dimne kitabı siyâsî edebiyatta meselin ne kadar sık işlendiğini gösterdiği gibi okumuşlar tayfasına mensup birinin hükümdar (= iktidar) karşısında nerede kudretli, nerede âciz olduğunu da anlatır. Lâkin bu vadide hakikat şudur ki sâdece edebiyat ve yazı ne umum halkın ne de otorite sahiplerinin hayat tarzlarını değiştirebilir... Edebiyat ve makâlât döktürme işi, okumuşun tüm umutlarını bağladığı bir sihirli değnek mesabesinde ise de amel (= tatbik fikri ve hareket) olmadıkça tamamen boş bir kuruntu ve tatmin aracı haline gelmektedir. Doğrudur: Şehrazad masallarda paçayı kurtarmış, Filozof Beydebâ dâhiyane meselleriyle Debşelim i irşad etmiştir. Ama ne geniş çaplı ıslahat hareketleri ne de ihtilaller sadece edebiyatla gerçekleşmiştir. 19

20 MUKADDĐME Bu mukaddimeyi Şahoğlu Ali el-fârisî diye tanınan Sahvanoğlu Behnûd yazmıştır. Behnûd, Brahmanbaşı olan Hintli bilge Beydebâ'nın, Hindistan hükümdarı Debşelîm için kaleme alıp "Kelile ve Dimne" adını verdiği eserin temel amacını belirtmiştir. Beydebâ, asıl maksadım avamdan gizleyip korumak, kitabın içeriğini serseri, kaba-saba güruhtan esirgemek; bilgeliğin özünü, türlerini, güzelliklerini ve pınarlarım değer bilmezlerden uzak tutmak için hayvanların ve kuşların dilinden vermiştir vereceğim... Çünkü bilgelik ancak bilgeye ferahlık veren, onun zihnine açık olan, sadece sevenlerini süsleyen ve taliplerine şeref kazandıran bir şeydir. Behnûd, Đranlılar'ın hükümdarı, Feyrûz soyundan Kubadoğlu Anûşirevan'ın; Fars doktorlarının reisi Berzeveyh'i Kelîle ve Dimne kitabı için Hindistan'a nasıl gönderdiğini ve Berzeveyh'in bu ülkeye giriş esnasında ne denli dikkatli davrandığını anlatmıştır. Geceleyin hükümdarın hazinesinden erişebildiği diğer kitaplarla beraber, bunlar Hint bilginlerine aitti- "Kelile ve Dimne"yi de gizlice istinsah eden o adam gelmişti Berzeveyh'e... Tüm bunları Berzeveyh için yapıyordu o. Behnûd, kitabın çevrilmesi amacıyla Berzeveyh'in Hindistan'a gönderilişinden çıkan neticelere de değinmiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde ondan bahsedilecektir. Behnûd'a göre bu eseri eline alan kişi, okuduğu şeyde yoğunlaşman, sözün özüne bakmalıdır. Aksi takdirde kitabın yazılış amacını anlayamaz. O, önsözünde Berzeveyh'in gelişine, kitabın yüksek sesle okunuşuna değinmiş ayrıca Buzurkmihr'in neden "Berzeveyh Bölümü" diye özel bir kısım yazdığım anlatmıştır. Burada, doğumundan ergenliğine ve bilgelik sevgisiyle yanıp ilmin çeşitli dallarında söz sahibi oluncaya kadar Berzeveyh'in yaşamı konu edilmiştir. Behnûd bu bölümü, asıl kitabın başı olan "Arslan ve Öküz" bölümünün önüne koymuştur. Şahoğlu Ali el-fârisî der ki: Bilge Beydebâ'nın, Hindistan hükümdarı Debşelîm'e Kelile ve Dimne kitabını yazmasının sebebi şudur: Makedonyalı Đskender Zülkarneyn, batıdaki hükümdarların işini bitirince doğuda bulunan Đran vesâir ülkelerin hâkimlerini yenmek amacıyla harekete geçti. Đran hükümdarlarından, kendisine karşı koyanlarla dövüşmüş, ona meydan okuyanları yerin dibine geçirmiş, barış isteyenlerle barış yapmış; neticede tümünün başına geçerek hasımlarını bir bir mağlup etmişti. Đskender'in karşılaştığı Đran hükümdarları ilk tabakadandır. Onlar parçalandılar, perişan oldular. Đskender daha sonra ordusunu Çin diyarına sürdü, yolu üstündeki Hint kralını hâkimiyeti altına almak onu da kendi dinine sokmak arzusundaydı. O esnada Hindistan'ın başında Fevr [For] adlı güçlü bir kral vardı. Fevr, Đskender'in sefer edeceğini duyunca savaşa karar vermiş, mukavemet için hazırlıklar yaparak etraftaki kuvvetlerini toplamıştı; velhasıl iyice donanmıştı. O, savaşa alışkın filleri, düşmana saldırmak üzere eğitilmiş yırtıcı hayvanları, eyerli atlan, keskin kılıçlan ve göz alıcı kargıları çok kısa bir sürede tedarik etmişti. Đskender, Hint Kralının ülkesine yanaşıp daha önce elde ettiği ülkelerde hiç rastlamadığı türden hazırlıklar yapıldığını duyunca; harbe atılmakta aceleci davrandığı takdirde başına bir felâket geleceği endişesine kapıldı. Zülkarneyn, tecrübeli, tedbir almasını bilen, kurnaz bir hükümdardı; çare aradı ve karargâhının çevresine bir hendek kazdırıp beklemeye başladı. O, 20

21 bu işi başarıyla bitirmek amacıyla temkinli davranıyor, düşmana yürüdüğünde kesin zafer elde etmek için nasıl hareket etmesi gerektiği hususunda kafa yoruyordu. Önce müneccimleri çağırdı, onlara Hint kralına karşı harb etmek ve zafer bulmak için uğurlu bir gün seçmelerini emretti. Onlar bu işle uğraştılar. Đskender, uğradığı her şehirde mahir sanatkârları bulur, her cinsten hünerli insanı yanına alıp götürürdü. Bu kez de zekâ ve ileri görüşlülüğüyle onlardan yararlanmayı düşündü: üzerinde insan heykelleri bulunan içi boş bakır atlar yapmalarını, bunların itilip hızla gitmeleri için tekerlekler üzerine yerleştirilmelerini emretti onlara. Daha sonra içlerinin neft ve kibritle doldurulmasını; hepsinin [canlı gibi] giydirilerek; ordunun merkezine, ilk safa yerleştirilmesini buyurdu. Taraflar karşı karşıya gelince bunların içi tutuşturulacaktı. Düşmanın filleri, hortumlarını kızmış bakır atlara dolayınca can havliyle geri dönüp kaçacaklardı. Đskender, ustalarından güçleri yettiğince süratli çalışıp bu işi halletmelerini istiyordu. Onlar da emre uydular: sıkı çalıştılar, çabuk bitirdiler. Đskender'le Hint Ordusu Karşı karşıya Müneccimlerin belirlediği gün yaklaşınca Đskender, Fevr'e tekrar adam gönderdi; egemenliğini tanımasını istedi ondan... Ama Fevr, Đskender'e karşı gelerek savaşta kararlı olduğunu söyledi. Đskender onun ısrarlı olduğunu görünce tüm ağırlığıyla yüklendi. Fevr, filleri ön safa koymuştu; Đskender'in adamları bakır atlan -üstündeki süvari heykelleriyle- sürdüler düşmana. Filler atlara yöneldiler, hırsla hortumlarını doladılar, korkunç ısıyı hisseder hissetmez sırtlarında taşıdıkları her şeyi etrafa attılar; onları ayaklarının altlarında ezdiler; sağa sola dikkat etmeden önlerine çıkanı mahvederek kaçtılar. Fevr, ordusuyla irtibatını kaybetti. Đskender'in askeri onların ardına düştü, önüne geleni kırıp geçirdi... Đskender şöyle bağırıyordu: - Hint Hükümdarı! Sen çık karşımıza! Ordunu ve hanedanını koru! Onları ölüme sürükleme! Bir kralın tüm askerini tehlike uçurumuna atması elbette erkeklik değil! Bilakis ordusunu, malı ve canı pahasına korumalıdır kral! Haydi, çık karşıma askeri bir kenara çek! Hangimiz yenerse baht onundur! Fevr, Đskender'den bu meydan okumayı işitince onu mağlup edeceğini sandı; 'fırsat bu fırsattır' deyip onunla mücadele için öne çıktı. Böylece Đskender de ileri atıldı, çatıştılar. At sırtında saatlerce kapıştılar ama yenişemediler. Mücâdele böyle devam ederken hasmını halledemeyeceğini anlayan Đskender, ansızın yeri göğü inleten, ordugâhı titreten bir nâra attı. Fevr, bu çığlığı, ordusuna karşı hazırlanmış bir tuzak sanarak yüzünü çevirip geriye baktı. Birdenbire ileri atılan Đskender göz açıp kapayıncaya kadar düşmanını atının eğerinden koparacak bir hamle yaptı; ardından bir kez daha vurdu ve fevr yere yuvarlandı. Hintliler başlarına gelen felaketi gördüler; hükümdarlarının akıbetine tanık oldular; ölümü yaşama tercih ettiler; dövüştüler, dövüştüler. Bu sefer Đskender onlara çeşitli vaatlerde bulundu, Allah'ın fazl-u keremiyle onların yurtlarını istilâ etti. Đtimat ettiği adamlarından birini 21

A- ESERİN ASIL DİLİ, ADI VE YAZARI

A- ESERİN ASIL DİLİ, ADI VE YAZARI İÇİNDEKİLER Sunuş Giriş Kelile ve Dimne'de Okumuş-Sultan İlişkisi Mukaddime Berzeveyh'in, Bu Kitabı Elde Etmesi İçin Hindistan'a Gönderilmesi Babı Kitabı Çeviren Abdullah İbnü'l-Mukaffa'nın Takdimi Berzeveyh

Detaylı

Şule Yayınları Doğu Klasikleri Dizisi Orijinal İsmi: Kelile ve Dimne Editör, A. Ali Ural

Şule Yayınları Doğu Klasikleri Dizisi Orijinal İsmi: Kelile ve Dimne Editör, A. Ali Ural Şule Yayınları Doğu Klasikleri Dizisi Orijinal İsmi: Kelile ve Dimne Editör, A. Ali Ural Son Okuma: Elif Eda Tartar Ofset Hazırlık: Çiftçi Kardeşler Kapak: Ramazan Erkut Baskı-Cilt: İstanbul Matbaa ve

Detaylı

Kelile ve Dimne nin tercüme serüveni. Ahlâk ve siyaset

Kelile ve Dimne nin tercüme serüveni. Ahlâk ve siyaset ARAŞTIRMA NOTU Kelile ve Dimne nin tercüme serüveni Abuzer KALYON Ahlâk ve siyaset gibi çok önemli konuları içeren Kelile ve Dimne, yüzyıllardır çok tanınan ve çok okunan bir eserdir. Bu eserin yüzyıllar

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Adres: İ.O.S.B. Turgut Özal Cad. B-Blok No: 126 K: 3 Başakşehir/İSTANBUL Tel: +9 0212 696 13 70 - Fax: +9 0212 696 13 71 www.altinbasaknesriyat.com R İ S Â

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf Osmanlı Devleti'nin en kritik bir devrinde otuz üç yıl hükümdarlık yapmış İkinci Abdülhamid Han için ağır ithamlarda bulunanların sayısı gittikçe azalmakla birlikte,

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2) Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Kral Davut (Bölüm 2) Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible for

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.

Detaylı

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız 51. Kütüphane Haftası dolayısı ile 1. Nisan.2015 tarihinde Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulunda Kitap Okumanın Kişisel Gelişim deki

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı Osmanlı Devleti nin en kritik devrinde otuz üç sene hükümdarlık yapmış İkinci Abdülhamid Han için ağır ithamlarda bulunanların sayısı gittikçe azalmakla beraber, yapılan iftiralar ve hakaretlerin kötü

Detaylı

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) Hipokratik-Galenik Tıp ekolunun devamı Cerrahi teknikler bilinmesine rağmen, yüksek enfeksiyon riski nedeniyle zorunlu haller dışında pek uygulanmıyor Tam olarak hangi

Detaylı

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken Kerbela Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken ve dış tehlike belirtileri de baş gösterince

Detaylı

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:...

TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR. Anketi Nasıl Dolduracaksınız? LÜTFEN AŞAĞIDAKİ HİÇBİR İFADEYİ BOŞ BIRAKMAYINIZ. İsim:... Cinsiyet:... OA TÜM BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ TUTULACAKTIR İsim:... Cinsiyet:... Doğum Tarihi:... Bugünün Tarihi:... Anketi Nasıl Dolduracaksınız? Aşağıda bazı ifadelerin listesi bulunmaktadır. Lütfen her ifadeyi çok

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

5. SINIF 4.ÜNİTE: KURAN DA KISSALAR. 1. Geçmiş peygamberlerden ve olaylardan bahseden haberlere ne denir? a) Olay b) Haber c) Hadis d) Kıssa

5. SINIF 4.ÜNİTE: KURAN DA KISSALAR. 1. Geçmiş peygamberlerden ve olaylardan bahseden haberlere ne denir? a) Olay b) Haber c) Hadis d) Kıssa 1. Kıssa nedir? 5. SINIF 4.ÜNİTE: KURAN DA KISSALAR 1. Geçmiş peygamberlerden ve olaylardan bahseden haberlere ne denir? a) Olay b) Haber c) Hadis d) Kıssa 2. Kıssa nedir? a) Mucizedir b) Efsanedir c)

Detaylı

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com

GÜNLÜK (GÜNCE) www.dosyabak.com GÜNLÜK (GÜNCE) 1 GÜNLÜK Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim duygu düşünce ve hayallerini günü gününe tarih

Detaylı

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN Konular *Abbasiler *Me mun döneminden Mu temid dönemine kadar Mu temid Döneminden İtibaren Kaynaklar: *Hakkı Dursun Yıldız, Şerare Yetkin, Abbasiler, DİA, I, 1-56. * Philip

Detaylı

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED Benim araştırıcı, meraklı bir ahlâkım vardı. Her şeyin sebebini ve maksadını arıyordum. Bunlar için mantıkî cevaplar bekliyordum. Hâlbuki râhiplerin ve diğer Hıristiyan din

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A.,

Tarihin Gölgesinde Me ahir-i Meçhûleden Birkaç Zât Türk Kültürü Dergisi, .A., Ali Emirî, Yemen Hatırâtı, Çev: Yusuf Turan Günaydın, Hece Yayınları, Ankara 2007, 119 S. Yemen Memories, Trans: Yusuf Turan Gunaydin, Hece Puslishing, Ankara 2007, 119 P. Yahya YEŞĐLYURT Ali Emirî Efendi

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

TEMEİ, ESER II II II

TEMEİ, ESER II II II 1000 TEMEİ, ESER II II II v r 6n ıztj BEHÇET K E M A L Ç A Ğ L A R MALAZGİRT ZAFERİNDEN İSTANBUL FETHİNE (Dört destan) BİRİNCİ BASILIŞ DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM BASIMEVİ _ İSTANBUL 1971 1000 TEM EL

Detaylı

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Konular *Emeviler Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum. Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Kaynaklar *İrfan

Detaylı

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. MEHMET GÜNEŞ Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım. *Kendinizi tanıtır mısınız? 1956 doğumlu,kuyulu köyündenim. Kur an Kurslarına giderek Kur an-ı öğrendim.çok şükür daha sonra

Detaylı

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Yeşaya Geleceği Görüyor

Yeşaya Geleceği Görüyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşaya Geleceği Görüyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TALAS SAVAŞI (751) Diğer adı Atlık Savaşıdır. Çin ile Abbasiler arasındaki bu savaşı Karlukların yardımıyla Abbasiler kazanmıştır. Bu savaş sonunda Abbasilerin hoşgörüsünden etkilenen

Detaylı

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. KİTABİYAT Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Yayınlanalı yedi yıl olmuş. İlk yayınlandığını bir gazetede mütercim ile yapılmış

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI 1. Âyetlerin yazımında Resm-i Osmânî esas alınacaktır. Diğer metinlerde ise güncel Arapça imlâ kurallarına riâyet edilecek, ancak özel imlâsını

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Akıllı Kral Süleyman Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible for

Detaylı

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Savaşın başından bu yana yedinci hac dönemi yaklaşırken hac ibadetini yerine getirmeyi çok isteyen, farklı şehirlerde yaşayan üç Suriyelinin hikayesi.

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Güzel Kraliçe Ester Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Güzel Kraliçe Ester Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar Eda Yeşilpınar Hemen her bölümün kuşkusuz zorlayıcı bir dersi vardır. Öğrencilerin genellikle bu derse karşı tepkileri olumlu olmaz. Bu olumsuz tepkilerin nedeni;

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Kapak illustrasyonu: Murat Bingöl isbn: 978 605 5523 16 9 Sertifika

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

stratejik saiklerle bu ülkeyi çok daha yakından tanımak durumundadır. Bu çalışmanın, söz konusu ihtiyaca hizmet etmesi umulmaktadır.

stratejik saiklerle bu ülkeyi çok daha yakından tanımak durumundadır. Bu çalışmanın, söz konusu ihtiyaca hizmet etmesi umulmaktadır. ÖNSÖZ Bu çalışma, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin BAP06 kapsamında verdiği yurtdışı araştırma bursu ile yapılmıştır. Çalışma metni, 2013 yılı Temmuz-Eylül aylarında, misafir araştırmacı olarak gidilmiş

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!. HEY GİDİ KOCA SİNAN.. MEKANIN CENNET OLSUN!.. Kanuni Sultan Süleyman devri.. O vakitler İstanbul da su sıkıntısı var.. Problemi çözmek için Sultan Süleyman, Mimar Sinan ı makama çağırır ve Mimarbaşı, milletin

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. AHMAK DOST Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. İyilik zannıyla topluma,tüm değerlere,insanlığa karşı kötülük işlemektedir. İbrahim Peygamberden yana olduğunu

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος PLATON Kratylos PLATON (Atina, MÖ 427/428 - MÖ 347), antik Yunan filozofu ve Batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilen Atina Akademisi nin kurucusudur. Hocası Sokrates, en ünlü öğrencileri

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşu Yetkiyi Alıyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı ABD nin Kansas Üniversitesinden matematikçi Prof.Dr. Jeffrey H. Lang, İslam a giriş hikâyesini yazmış olduğu Melekler Soruncaya Kadar [Even Angels Ask: A Journey

Detaylı

Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır.

Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır. Hz. Mehdinin (A.S.) geleceği ile ilgili olarak üzerinde durmamız gereken bir konu daha vardır. Bilindiği gibi bugün Müslümanların çoğu Hazret-i İsa nın (A.S.) hâla yaşamakta olduğuna ve gökte bulunduğuna

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17 İçindekiler Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17 BİRİNCİ BÖLÜM MUHAMMED EBÛ ZEHRE NİN HAYATI, İLMÎ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ I. MUHAMMED EBÛ ZEHRE

Detaylı

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk

Detaylı

2014-2015 DEDELER İLKOKULU

2014-2015 DEDELER İLKOKULU 2014-2015 DEDELER İLKOKULU PROJE ADI: MANGALA OYUNU HEDEF KİTLE: 4-5 ve 6-7-8. Sınıf Öğrencileri PROJE SÜRESİ Başlama : 01 ARALIK 2014 Bitiş : 01 OCAK 2015 KATILIM: 4-5 ve 6-7-8. Sınıf Öğrencileri PROJENİN

Detaylı

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele 14 Mesnevi den (şiirli) H i k â e y r l e ÖNSÖZ Sevgili Okur, Medeniyetimizin temeli olan değerlerimizi Hz. Mevlâna mızın Mesnevi sinden anlatmaya Adalet kavramıyla devam ediyoruz. Adalet kavramına işaret

Detaylı

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016, sayı: 40, ss. 207-211. Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s. Bir birey olarak Müslüman

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ 2 www.mirasimiz.org.tr KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ Kudüs, Müslümanlarca kutsal sayılan bir şehirdir. Yeryüzündeki ikinci mescid, Müslümanların ilk

Detaylı

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir. CÜMLENİN ÖĞELERİ TEMEL ÖĞELER Yüklem (Fiil, Eylem) Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem, yukarıda belirttiğimiz

Detaylı

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de Çaturanga, dört çatu yol ranga anlamlarına gelir. Şatranc-ı Urefa,

Detaylı

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup ACTA TURCICA Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies www.actaturcica.com Yıl VI, Sayı 2, Temmuz 2014 Kültürümüzde Efe, Editörler: Emine Gürsoy Naskali, Hilal Oytun

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12 TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİRLER Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları MEHMET AKİF VE ÇAĞDAŞ BİLİM Bilim, hayat ve kainatın uyduğu kanunları araştırıp

Detaylı

Koca Mustafa Reşid Paşa

Koca Mustafa Reşid Paşa Osmanlı İmparatorluğu ndaki ilk Mason Locası 1738 de Galata da kurulmuştur. Osmanlı vatandaşı olarak mason olan ilk kişi Yirmisekiz Mehmed Çelebi nin oğlu Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa olmuştur. Osmanlı

Detaylı

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin AŞKIN ACABA HÂLİ Varoluştan bu yana herhangi bir metoda uydurulup bu doğrultuda devam edilemeyen belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin hatlarla

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur. Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik

Detaylı

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele 8 Mesnevi den (şiirli) r l e H i k â e y ÖNSÖZ Hoşgörülülükte deniz gibi ol Mevlâna Celâleddîn Geleceğimizin teminatı olan kıymetli çocuklarımız, Geçmişimizde atalarımızın yaşadığı ve bu günlerde kaybolma

Detaylı

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım. 1. Soru Kitap okumak insanı özgürleştirir. Okuyan insan yeni düşünceler edinir, zihnine yeni pencereler açar. Okumak olaylara bakış açımızı bile etkiler. Kalıplaşmış salt düşünceler, yerini farklı ve özgür

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI 11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI A. RAPOR: Herhangi bir konuyu, olayı veya incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları

Detaylı