EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) STRONSİYUM İMMOBİLİZASYONU İÇİN ZİRKONYUM FOSFAT TOZLARININ HAZIRLANMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) STRONSİYUM İMMOBİLİZASYONU İÇİN ZİRKONYUM FOSFAT TOZLARININ HAZIRLANMASI"

Transkript

1 EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) STRONSİYUM İMMOBİLİZASYONU İÇİN ZİRKONYUM FOSFAT TOZLARININ HAZIRLANMASI Berkan ÇETİNKAYA Nükleer Bilimler Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu: Sunuş Tarihi: Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hüseyin TEL Bornova İZMİR

2 II

3 III Berkan Çetinkaya tarafından Yüksek Lisans tezi olarak sunulan Stronsiyum İmmobilizasyonu İçin Zirkonyum Fosfat Tozlarının Hazırlanması başlıklı bu çalışma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuş ve tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunmuştur. Jüri Üyeleri: İmza Jüri Başkanı : Raportör Üye: Üye :......

4 IV

5 V ÖZET STRONSİYUM İMMOBİLİZASYONU İÇİN ZİRKONYUM FOSFAT TOZLARININ HAZIRLANMASI ÇETİNKAYA, Berkan Yüksek Lisans Tezi, Nükleer Bilimler Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Prof.Dr. Hüseyin TEL 2006, 81 sayfa Stronsiyumun sorpsiyon davranışlarının incelenmesi ve radyoaktif atık çözeltilerinden uzaklaştırılması amacıyla sol-jel yöntemi ile küresel formda zirkonyum fosfat jelleri hazırlanmıştır. Yöntem izleyen basamaklardan oluşmaktadır: zirkonyum tetraklorür çözeltisinin amonyak ile kısmi nötralizasyonu yoluyla zirkonyum hidroksit solünün üretilmesi; sol damlacıklarının amonyak ile doyurulmuş izobütil metil keton çözeltisi içinde disperse edilmesi ve 8M NH 4 OH ortamında jelleştirilmesi, jel küreciklerinin yıkanması ve fosforik asit çözeltisi ile muamele edilerek hidroksidin zirkonyum fosfata dönüştürülmesi. Kürecikler sodyum hidroksit çözeltisi ile muamele edilerek, kısmen sodyum formuna dönüştürülmüştür. Stronsiyum sorpsiyonunu etkileyen ph, stronsiyum konsantrasyonu, çalkalama zamanı ve sıcaklık gibi parametreler incelenmiştir. Sorpsiyon verileri Langmuir, Freundlich ve Dubinin Radushkevich (D-R) eşitliklerine uyarlanmıştır. Sr 2+ adsorpsiyonu için D-R eşitliklerinden hesaplanan serbest enerji E, kj.mol -1 dir, iyon değişimi reaksiyonlarının 8-16 kj.mol -1 olan enerji aralığında yer almaktadır. Sorpsiyon sistemi için termodinamik parametreler 298, 318, 333K sıcaklıklarda belirlenmiştir. 298K deki H o = kJ.mol -1 ve G o = kJ.mol -1 değerleri, ZrNaP küreciklerinin stronsiyum sorpsiyonunun endotermik ve kendiliğinden bir proses olduğunu göstermektedir. ZrNaP jel kürecikleri DTA/TGA, FTIR, XRD, SEM ve ICP-OES analizleri ile tanımlanmış ve karakterize edilmiştir. Anahtar Kelimeler:Zirkonyum Fosfat, Stronsiyum, İmmobilizasyon, Sol-jel yöntemi.

6 VI

7 VII ABSTRACT PREPARATION OF ZIRCONIUM PHOSPHATE POWDERS FOR STRONTIUM IMMOBILISATION ÇETİNKAYA, Berkan MSc, Nuclear Sciences Division Supervisor: Prof.Dr. Hüseyin TEL 2006, 81 pages The spherical form of zirconium phosphate gels were prepared by sol-gel method to study the sorption behaviors and the removal of strontium from radioactive waste solutions. The method consists of the following steps: the production of the zirconium hydroxide sol by partial neutralization of the zirconium tetrachloride solution with ammonia; sol drop dispersion into ammonia saturated isobutyl methyl ketone and gelation in 8M NH 4 OH medium, washing of the gel spheres and treating them with phosphoric acid solution to transform the hydroxide into zirconium phosphate. The spheres were partially transformed into the sodium form by treating them with sodium hydroxide. The parameters affect the strontium sorption such as :ph, strontium concentration, shaking time and temperature were investigated. Sorption data have been interpreted in terms of Langmuir, Freundlich and Dubinin- Radushkevich (D-R) equations. The free energy E calculated from D-R for Sr 2+ adsorption is kj.mol -1 which is within the energy range of ion exchange reactions, 8 16 kj.mol -1. Thermodynamic parameters for the sorption system have been determined at 298, 318, 333K temperatures. The values of H o = kJ.mol -1 and G o = kJ.mol -1 at 298K prove that the sorption of strontium on ZrNaP spheres is endothermic and spontaneous process. The ZrNaP gel spheres were identified and characterized by DTA/TGA, FTIR, XRD, SEM and ICP-OES analysis. Keywords: Zirconium Phosphate, Strontium, Immobilisation, Sol-gel method.

8 VIII

9 IX TEŞEKKÜR Çalışmam süresince bilgi birikimi ve tecrübesi ile beni yönlendiren, desteğini esirgemeyen ve sürekli cesaretlendiren değerli hocam Sayın Prof. Dr. Hüseyin TEL e en içten teşekkürlerimi sunarım. Çalışmamın en başından itibaren yanımda olan, deneyimlerini paylaşan Sayın Doç. Dr. Yüksel ALTAŞ a çok değerli çabaları, yol göstericiliği ve samimiyeti için teşekkür ederim. Çalışma arkadaşlarım Uzman Şenol SERT, Ar. Gör. Süleyman İNAN ve Yük. Lis. Öğr. Zeynep TALİP e deneysel çalışmalar sırasındaki yardımları ve daha da önemlisi değerli dostlukları için minnettarım. İçtenliği, tecrübesi ve yol göstericiliği ile akademik yaşantımın mimarı olan aynı zamanda engin hayat tecrübesi ile de yaşamımda bana rehberlik eden enstitümüz müdürü ve çok saygıdeğer hocam Sayın Prof. Dr. Meral ERAL e en samimi teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca tüm yaşamım boyunca maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen çok sevdiğim aileme de teşekkürlerimi sunarım.

10 X

11 XI İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... V ABSTRACT... VII TEŞEKKÜR...IX ŞEKİLLER DİZİNİ... XV ÇİZELGELER DİZİNİ...XVII 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Stronsiyum ve Özellikleri Doğada bulunuşu ve oluşumu İzotopları Fiziksel ve kimyasal özellikleri Stronsiyum bileşikleri Toksisitesi Radyoaktif Atıklar ve Sınıflandırılması Nükleer yakıt çevriminde radyoaktif atıklar Sıvı radyoaktif atıkların sınıflandırılması Sol-Jel Yöntemi Sol damlacıklarının oluşturulması Yıkama ve yaşlandırma Kurutma Nükleer Atık Yönetiminde İyon Değiştiriciler Doğal iyon değiştiriciler Sentetik iyon değiştiriciler Kompozit iyon değiştiriciler Zirkonyum Fosfat... 31

12 XII İÇİNDEKİLER (devam) Sayfa 3. MATERYAL VE YÖNTEM Kullanılan Kimyasallar Çözeltilerin Hazırlanması Kullanılan Cihazlar NaZrP Tuzunun Sentezi Sol hazırlanması Vibrasyon nozzle sistemi Stronsiyum Alım Denemeleri ph etkisi Çalkalama süresinin etkisi Sr konsantrasyonunun etkisi Sıcaklık etkisi Adsorpsiyon İzotermleri Kullanılan Analiz Yöntemleri B.E.T. N 2 adsorpsiyon-desorpsiyon analizi Diferansiyel termal analiz X-ışını kırınımı ( X-Ray Diffraction, XRD) analizi Fourier transform infrared spektroskopisi (FTIR) İndüktif eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometresi Taramalı elektron mikroskobu (S.E.M.) BULGULAR VE TARTIŞMA NaZrP Tuzunun Sentezi Stronsiyum Alım Denemeleri ph etkisi Çalkalama süresinin etkisi Stronsiyum konsantrasyonunun etkisi Sıcaklık etkisi...67

13 XIII İÇİNDEKİLER (devam) Sayfa 4.3. Karakterizasyon FTIR XRD SEM DTA-TGA SONUÇ KAYNAKLAR DİZİNİ ÖZGEÇMİŞ... 81

14 XIV

15 XV ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Şekil 2.1 Dikey jet nozzle sistemi Şekil 2.2 Yatay jet nozzle sistemi Şekil 2.3 α-zrp ın kristal yapısı Şekil 2.4 γ-zrp ın olası kristal yapısı Şekil 3.1 Çalışmada kullanılan sol hazırlama düzeneği Şekil 3.2 Çalışmada kullanılan vibrasyon nozzle sistemi Şekil 3.3 Vibrasyon nozzle sistemi ile oluşturulan damlacıklar Şekil 3.4 Vibrasyon nozzle sistemi ile oluşturulan NaZrP küreciklerin SEM ve optik mikroskop görüntüleri Şekil 3.5 Langmuir ve B.E.T. izotermleri Şekil 3.6 Plazma Şekil 3.7 ICP-OES Sistemi Şekil 3.8 SEM cihazının şematik yapısı Şekil 4.1 Sr adsorpsiyonunda ph etkisi Şekil 4.2 Sr adsorpsiyonunda çalkalama süresinin etkisi Şekil 4.3 Sr adsorpsiyonunda konsantrasyon etkisi Şekil 4.4 Langmuir adsorpsiyon izotermi Şekil 4.5 Freundlich adsorpsiyon izotermi Şekil 4.6 Dubinin-Radushkevich adsorpsiyon izotermi Şekil 4.7 Sr adsorpsiyonunda sıcaklığın etkisi Şekil 4.8 Sr adsorpsiyonunda lnk D ile 1/T arasındaki değişim

16 XVI ŞEKİLLER DİZİNİ (devam) Sayfa Şekil 4.9 Zr(NaPO 4 ) 2.nH 2 O küreciklerinin FTIR spektrumu Şekil 4.10 Zr(NaPO 4 ) 2.nH 2 O küreciklerinin XRD difraktogramı Şekil 4.11 Zr(NaPO 4 ) 2.nH 2 O küreciklerinin SEM görüntüsü Şekil 4.12 ZrNaP ın termal bozunumu...74

17 XVII ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa Çizelge 2.1 Stronsiyum un fiziksel özellikleri... 7 Çizelge 4.1 Sr adsorpsiyonunda ph etkisi Çizelge 4.2 Sr adsorpsiyonunda çalkalama süresinin etkisi Çizelge 4.3 Sr adsorpsiyonunda konsantrasyon etkisi Çizelge 4.4 Sr adsorpsiyonunda sıcaklığın etkisi Çizelge 4.5 Zr(NaPO 4 ) 2.nH 2 O küreciklerinin Sr adsorpsiyonuna ilişkin 1/T ve lnk D değerleri Çizelge 4.6 Zr(NaPO 4 ) 2.nH 2 O küreciklerinin Sr adsorpsiyonuna ilişkin termodinamik parametreler... 70

18 XVIII

19 1 1. GİRİŞ Nükleer santrallere sahip ülkeler atık yönetiminde uzun yıllara dayanan deneyimlerine rağmen, teknolojik gelişmelere paralel olarak yöntemlerini geliştirme ve çevresel sorunları ekonomik olarak en aza indirme arayışlarını sürdürmektedirler. Gerek efflüentlerin dekontamine edilerek güvenli olarak çevreye verilmesi, gerekse konsantre atıkların son depolanması için çok sayıda yeni tip sorbentler geliştirilmektedir. Toprak alkali bir metal olan Sr-90 ve alkali bir metal olan Cs-137, yaklaşık 30 yıllık yarı-ömürlere sahip ve nükleer güç reaktörlerinde kullanılmış yakıtlardan ortaya çıkan tipik fisyon ürünleridir. Bu radyonüklitler yüksek düzey radyoaktif atıkların aktivitesinin önemli bir kesrini oluştururlar. Nükleer atık yönetiminde, nispeten uzun yarı-ömürleri ve yüksek aktivitelerinden dolayı, stronsiyum ve sezyumun geniş hacimli atıklardan ayrılması ve immobilize edilmesi önemlidir. Özellikle Sr-90 vücuda alındığında kalsiyum gibi davranır ve kemiklerde ve dişlerde kolaylıkla lokalize olur. Kemikte, kemik iliğinde ve kemik çevresindeki yumuşak dokularda kansere neden olur. Bu nedenle rekabet eden iyonlar varlığında, büyük hacimlerden söz konusu radyoaktif izotopları selektif olarak ayırabilecek ve immobilize edebilecek, yüksek kapasiteli, kimyasallara ve radyasyona karşı kararlılığı iyi ve kinetiği hızlı sorbentlere gereksinim vardır (IAEA, 2003; IAEA,1996). Bu özelliklerin yanısıra, sorbentin takip eden immobilizasyon işlemlerine uygunluğu da istenen özelliklerden olup, bu koşulların sağlanması nihai atığın çevreye sızma olasılığının ortadan kalkmasını ve tamamen güvenli olarak depolanmasını garanti eder (Nakayama and Itoh, 2002; web sayfası) lerin ilk yarısında nükleer araştırmaların hız kazandığı dönemde radyasyonun organik iyon değiştiriciler üzerindeki etkileri hakkında pek çok araştırma yapılmış, aynı zamanda inorganik iyon değiştiriciler de mercek altına alınmıştır (Szirtes et al., 2002).

20 2 Sıvı nükleer atıklardan Cs ve Sr u uzaklaştırmada çeşitli adsorbanlar ve iyon değiştiriciler kullanılmıştır. Bunlar arasında inorganik adsorbanlar, özellikle titanyum ve zirkonyumun hidrate oksitleri, Ti-Si, Zr-Si, Ti-Zr, Ti-Zr-Si karışık oksitleri, Ti ve Zr fosfatlar, amonyum fosfo molibdat vs., kimyasallara, ısı ve radyasyona karşı yüksek kararlılıkları, selektiviteleri, yüksek adsorpsiyon kapasiteleri ile önem kazanmış ve birçok çalışmaya konu olmuştur (Dyer et al., 1997; Marinin and Brown, 2000; Gürboğa ve Tel, 2004; Konyalı ve ark., 2005; Gürboğa ve ark., 2006; İnan ve ark., 2006). Ancak söz konusu adsorbanların çoğu amorf yapıda jeller olduğundan tekrarlanabilir özellikler göstermekte güçlük arz etmekte, ayrıca elde edilen tozlar çok ince taneli olduğundan büyük kapasiteli kolon uygulamaları için uygun olmamaktadırlar. Bu inorganik adsorbanların mikrokürecik veya granüler formları kolon uygulamaları için akış dinamiklerini iyileştirir ve pratik uygulamaları genişletir. Granüler partiküllerin hazırlanması, oldukça zahmetli işlemler gerektirmekte, ince tozlarla sorbent kaybı ve süzmede güçlük gibi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Sorbentlerin çoğu kolon kullanımına uygun granüler formlarda elde edilebilmelerine karşın, granüler form sıklıkla düşük mekanik dayanım gösterebilmekte ve çözelti ile temas halinde dağılıp, kolloidal partiküller oluşturacak şekilde peptize olabilmektedir (Egan et al., 1995; Collins and Anderson, 1998). Günümüzde III. ve IV. Grup metallerin hidrate oksitleri ve fosfatları çeşitli sıvıların, ağır metaller ve radyonüklidlerin adsorpsiyonu ile dekontamine edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bu adsorbanlar kimyasal, ısıl ve radyasyon dayanımları ile karakterize edilirler ve çeşitli tip toksik metallere karşı selektivite gösterirler (Romanova et al., 2002; Alberti and Constantino, 1972). Amorf zirkonyum fosfatın mükemmel özellikleri, özellikle iyon değiştirme kapasitesi ile birlikte yüksek radyasyon dayanımı uzun yıllardır bilinmektedir (Szirtes et al., 1999). Zirkonyum fosfat jelleri sentez yöntemine bağlı olarak amorf, yarı kristal veya kristal yapıda olan, sulu çözeltilerden yüksek selektivite ile radyonüklidlerin ayrılmasında kullanılan inorganik katyon değiştiricilerdir. Kristal derecelerine

21 3 bakılmaksızın ZrP (zirkonyum fosfat) jelleri aynı kimyasal kompozisyona sahiptirler (Bogdanov, 1997). Zirkonyum gibi tetravalent metallerin fosfatlarının farklı iki tür tabakadan oluşabileceği bulunmuştur. Bunlara genellikle alfa ve gama tabakaları adı verilir. α- ve γ-bileşiklerinin protonlarının diğer katyonlar ile yer değiştirmesi veya tabakalar arasına polar moleküllerin (su, aminler, alkoller, vb.) katılması ile oldukça fazla sayıda farklı faz elde edilir. Bu sayı α-zirkonyum fosfatın pek çok organik molekülünün sentezi ile daha da artmıştır (Nilchi et al., 2004; Brunet et al., 2005). Çeşitli ilginç özellikleri nedeni ile Zr fosfatlar, birçok çalışmaya konu olmuştur (Larsen and Vissers, 1960; Yamanaka and Tanaka, 1978; Zamin et al., 1994; Trobajo et al., 2000; Ferragina et al., 2003). Ancak elde edilen tozlar genellikle çok ince taneli olduğundan basınç düşmesi ve süzülme güçlüğü gibi sorunlara yol açmakta, büyük kapasiteli kolon uygulamaları için uygun olmamaktadır. Sol-jel tekniği kullanılarak bu sorbentlerin homojen ve uniform küresel partiküllerinin hazırlanması ve endüstriyel ölçekte kolon kullanımına uygun hale getirilmesi, granülometrik ve mekanik özelliklerini modifiye etmek için geliştirilmekte olan yöntemlere önemli bir katkı sağlayacaktır. Sorpsiyon kolonlarının kullanımı, büyük hacimlerdeki atık çözeltilerinden, çok küçük miktarlarda radyoaktif elementleri adsorplama, proses kolaylığı, ekonomi ve yüksek aktivitede atıklar söz konusu olduğunda ise zırhlama kolaylığı sağlar. Henüz, yüksek asidik çözeltilerde 137 Cs ve 90 Sr her ikisi için yüksek selektivite gösteren granüler bir iyon değiştirici rapor edilmemiştir. Yaygın olarak kullanılan materyaller, asidik çözeltilerde Cs + için selektivite gösterse de, Sr +2 için göstermemektedir (Misra and Tiwary, 1995). Bu çalışmada, sıvı radyoaktif atıklardan Sr u seçici olarak adsorplamak amacı ile sol-jel yöntemi kullanılarak, kolon operasyonlarına uygun, sodyum formunda zirkonyum fosfat jel kürecikleri elde edilmiştir. Elde edilen jel küreciklerinin

22 4 karakterizasyonu yapılarak, asidik ortamda stronsiyuma karşı sorpsiyon davranışları incelenmiştir.

23 5 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Stronsiyum ve Özellikleri (CRC, 1984; Stronsiyum, periyodik tablonun ikinci grubunda yer alan toprak alkali bir metaldir. Bu grup içerisinde kalsiyum ile baryum arasında yer alır. Atom numarası 38 ve atom ağırlığı 87,62 akb dir. Stronsiyum ilk olarak A. Crawford tarafından 1790 da keşfedilmiştir Doğada bulunuşu ve oluşumu Stronsiyum, yer kabuğunda %0.04 ortalama konsantrasyon ile en çok bulunan elementler arasında 15. sırada bulunur. Deniz suyunda ise % konsantrasyon ile 10. sıradadır. Doğal olarak oluşan stronsiyum bileşiklerinden sadece strontianite (stronsiyum karbonat, SrCO 3 ) ve celestite (stronsiyum sülfat, SrSO 4 ) mineralleri ekonomik öneme sahiptir. Celestite, deniz suyu birikintilerinin çökmesi ile oluşur. Hidrotermal oluşumu da mümkündür. Agonite, calcite, anhydrite stronsiyum içeren başlıca minerallerdir. Bu minerallerin kristal kafesinde yer alan stronsiyum dışarı salınır ve sülfat içeren çözeltiler ile celestite olarak çöker. Celestite, temelde nodül, tabaka şeklinde veya karbonat, alçıtaşı, kil gibi sediment kayalardaki çatlakları dolduran maddeler şeklinde oluşurlar. Strontianite stronsiyum bileşiklerinin üretimi için yılları arasında başlangıç materyali olarak kullanılmıştır. Bugünlerde yerini celestite almıştır. Stronsiyum yatakları başlıca İspanya, Meksika, Türkiye, Çin ve İran olmak üzere Cezayir, Kıbrıs, Arjantin ve Fas gibi ülkelerde işletilmektedir İzotopları Stronsiyum un kütle numarası 73-83, 85, arasında değişen bilinen 28 tane izotopu vardır. Doğal stronsiyum, dört kararlı izotopun ( 84 Sr, 86 Sr, 87 Sr, 88 Sr)

24 6 karışımından oluşur. Doğadaki bollukları sırası ile %0.56, 9.86, 7.02, dır. Kararsız izotopların yarı-ömürleri 150ns ( 75 Sr) ile 28.1yıl ( 90 Sr) arasında değişir. Fisyon ürünlerinde, kütle numarası 88 in üzerinde olan tüm stronsiyum radyoizotopları bulunur. Bu izotoplardan 90 Sr, 28.1 yıl yarı-ömrü ile en önemlisidir. 90 Sr yüksek enerjili β - - (E β = 0.546MeV) yayımlayıcısıdır Fiziksel ve kimyasal özellikleri Stronsiyum gümüş beyazı rengindedir ve parlaktır. Ancak oksitli yapının oluşmasından dolayı rengi çok çabuk sarıya döner. Bazı fiziksel özellikleri Çizelge 2.1 de verilmiştir. Stronsiyum genelde magnezyum ve kalsiyumdan daha reaktif ancak baryumdan daha az reaktiftir. Havada oksitlenir, kerosen içinde saklanmalıdır. Stronsiyum, H 2 O, O 2, N 2, F 2 ve S ile reaksiyona girerek çeşitli bileşikler oluşturur ve bu bileşiklerde +2 değerlikte bulunur. Stronsiyum güçlü bir indirgendir. Su ile reaksiyona girer, Sr(OH) 2 oluşur ve H 2 açığa çıkar. Stronsiyum metali asitlerle kuvvetli reaksiyona girer, hidrojen çıkışı ile beraber +2 yüklü katyonlar oluşur. Nitrik asit ile olan reaksiyonu çok hızlıdır ve azot oksitler oluşur. Seyreltik sülfürik asitle olan reaksiyonu, çözünmeyen sülfatların oluşmasından dolayı çok yavaştır. Stronsiyumun çözünebilir tuzları, asetat, klorür, bromür, iyodür, nitrat, nitrit, permanganat, sülfit, klorat, bromat, perklorat tan oluşur. Stronsiyum hidroksitin çözünürlüğü (Kçç Sr(OH)2 = 3.2x o C da) düşüktür. Stronsiyum genelde radyokimyasal ve analitik işlemlerde karbonat, nitrat, okzalat ve sülfatları şeklinde çöktürülür. Stronsiyum karbonat (Kçç SrCO3 = 7x o C da), okzalat (Kçç SrC2O4 = 5.6x o C da), kromat (Kçç SrCrO4 = 3.6x o C da), sülfat (Kçç SrSO4 = 3.2x o C da) ve fosfat çökeleklerinin (Kçç Sr3(PO4)2 = 1x o C da) sudaki çözünürlükleri çok düşüktür yada çözünmezler, ancak bu çökelekler asitte çözünebilirler (CRC, 1984).

25 7 Çizelge 2.1 Stronsiyum un fiziksel özellikleri. Özellikler Değerleri Atom numarası 38 Atom ağırlığı, akb Erime noktası, o C 768 Kaynama noktası, o C 1381 Yoğunluk, g/cm 3, 20 o C da 2.63 Atomik yarıçap, A o 2.45 Kovalent yarıçap, A o 1.19 İyonik yarıçap, A o 1.12 Elektron konfigürasyonu, temel düzey [Kr]5s 2 İyonizasyon potansiyelleri, ev Stronsiyum bileşikleri Stronsiyum bileşikleri, diğer toprak alkali metal bileşikleri gibi beyaz ve renksizdir. Bu bileşiklerden stronsiyum karbonatın (SrCO 3 ) molekül ağırlığı , yoğunluğu 3.70g.cm 3, erime noktası 1497 o C dır. Çözünürlüğü 25 o C da 10-3 g/100ml dir ve 924 o C nin altında rombik yapıda kristaller, bu sıcaklığın üstünde ise hekzagonal kristaller oluşur. Stronsiyum karbonat üretiminde stronsiyum sülfür başlangıç maddesi olarak kullanılır. Stronsiyum sülfür çözeltisinin karbondioksit ile çökmesi sonucu stronsiyum karbonat ve hidrojen sülfür oluşur. SrS + CO 2 + H 2 O SrCO 3 + H 2 S Karbondioksit yerine sodyum karbonat kullanıldığında,

26 8 SrS + Na 2 CO 3 SrCO 3 + Na 2 S reaksiyonu gerçekleşir. Stronsiyum karbonat, stronsiyum bileşikleri içerisinde endüstride kullanılan en önemli bileşiktir. Stronsiyum metalinin, diğer stronsiyum bileşiklerinin, elektroseramiklerin, süperiletken oksitlerin, seramik mıknatısların üretiminde ve katot ışını tüplerinde x-ışını absorplayan camların yapımında kullanılır. Stronsiyum nitratın ise (SrNO 3 ) molekül ağırlığı , yoğunluğu, g/cm 3, erime noktası 570 o C dir. Yüzey merkezli kübik kristaller oluşur. Çözünürlüğü 20 o C da 40.7g/100mL dir. Stronsiyum nitrat stronsiyum karbonatın %60 nitrik asit içerisinde çözünmesi ile elde edilir. Stronsiyum klorür (SrCl 2 ), molekül ağırlığı , yoğunluğu 3.052g.cm -3, erime noktası 875 o C dır. Kübik kristaller oluşur. Çözünürlüğü 20 o C da 34.5g/100mL dir. Stronsiyum klorür, stronsiyum karbonatın derişik hidroklorik asitte çözünmesi ile oluşur. Bu bileşik diğer stronsiyum bileşiklerinin üretiminde kullanılır. Stronsiyum kromatın (SrCrO 4 ) molekül ağırlığı , yoğunluğu 3.895g.cm -3. Çözünürlüğü 15 o C da 0.12g/100mL su dur. Kristal yapısı monokliniktir. Kromat iyonlarının stronsiyum tuzu ile çöktürülmesi ile yada stronsiyum hidroksit çözeltisinin kromik asit ile reaksiyonu sonucu oluşur. Korozyona karşı dayanıklı bir bileşiktir, gemi ve uçakların yapımında kullanılır. Stronsiyum metali vakumlu ortamda stronsiyum oksitin alüminyum ile indirgenmesi ile oluşur. 4SrO + 2Al 3Sr + SrO.Al 2 O 3 Stronsiyum metalinin üretimi için kullanılan diğer yöntemler ise klorür eriyiğinin elektrolizi ve sulu çözeltisinin civa elektrot kullanılarak elektrolizidir.

27 Toksisitesi Stronsiyum iyonunun toksisitesi düşüktür. Stronsiyumun kimyasal ve biyolojik davranışı kalsiyuma benzer. İnsan vücudunda kemiklerde ve dişlerde birikir. Stronsiyum oksit ve stronsiyum hidroksitin özellikle gözlere olmak üzere deri ve mukoza üzerinde tahriş edici etkisi vardır. Stronsiyum laktatın büyümeyi durdurduğu ve kemik mineralizasyonunu azalttığı bilinmektedir Radyoaktif Atıklar ve Sınıflandırılması atıklar, Nükleer güç programı olan ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde radyoaktif i. tıpta izotop uygulamalarında, ii. nükleer araştırma merkezlerinde, iii. izotop üretimi ve uygulamalarında, iv. nükleer yakıt çevriminde ortaya çıkar. Radyoaktif atıklar katı, sıvı, gaz olarak üretilirler ve içerdikleri radyoaktif maddelerin derişimi ve toksisitesine dayanarak yüksek, orta ve düşük seviyeli olarak sınıflandırılırlar. Sınıflandırma yapılırken genellikle Uluslararası Radyolojik Koruma Komisyonu (International Commission on Radiological Protection, ICRP) tarafından önerilmiş olan radyoaktif maddelerin havada ve suda izin verilen maksimum derişim değerleri (Maximum Permissible Concentrations in Air and Water, MPC a, MPC w ) göz önünde tutulur. Buna göre düşük seviyeli radyoaktif atıklar, derişimleri önerilen MPC değerlerinin katı kadar olan radyonüklitleri içeren atıklar olarak tanımlanırken, orta seviyeli radyoaktif atıklar, derişimi MPC değerlerinin katı kadar olan

28 10 radyonüklitleri içeren atıklardır. Yüksek seviyeli radyoaktif atıklarda ise radyoaktif maddelerin derişimleri MPC değerlerinin 10 5 katından fazladır (Kirk-Othmer, 1967) Nükleer yakıt çevriminde radyoaktif atıklar (Donald et al.,1997; IAEA, 1996) Nükleer yakıt çevrimi, madenden yakıt elemanları fabrikasyonuna, reaktöre konan yakıtın yanma sonrası havuzlarda soğutulmasından, reprosesi ve atık yönetimine kadar geniş bir alanı kapsayan fizikokimyasal işlemler bütünüdür. Radyoaktif atıklar, nükleer yakıt çevriminin her aşamasında ortaya çıkar. Cevher çıkarma, öğütme, saflaştırma ve yakıt üretimi aşamasında ortaya çıkan atıkların radyoaktif kısmı düşük miktarda uranyum bozunum serisine ait doğal izotoplardan oluşur. Reaktör çalıştıktan sonra üretilen atıkların radyoaktivitesi yüksek düzeydedir. Reaktör çalıştıktan sonra üretilen gaz ve sıvı atıkları; reaktör soğutucusundaki safsızlık ve korozyon ürünlerinin aktiflenmesi, yakıt zarfının dış yüzeyine bulaşmış uranyumun fisyonu ve kusurlu yakıttan sızan fisyon ürünleri oluşturur. Katı atıkları ise demineralizasyon amacıyla kullanılmış olan reçineler, filtre kartuşları, cihazlar, reaktöre ait parçalar, laboratuvar malzemeleri, kirlenmiş giysiler v.b. oluşturur. Reaktör atık idaresinde, atıkların hacmi azaltılır ve çok az bir kısmı çevreye verilir. Gaz atıklar filtre edilir ve radyoaktif bozunum için bir süre bekletilir. Radyoaktivitesi yaklaşık 1Ci/yıl ile Ci/yıl aralığında olan aktive olmuş gazlar ve soygazlar izin verilen sınırlar içinde kalmak üzere çevreye salınırlar. Sıvı atıklar demineralizasyon, filtrasyon, buharlaştırma işlemlerinden geçirilir. Radyoaktivitesi yaklaşık 3-4Ci/yıl olan sıvı atıklar çevreye verilir. Katı atıklar yeraltında tanklarda ve beton mahzenlerde saklanır. Radyoaktivitesi oldukça yüksek olan atıklar (kullanılmış reçineler, filtre kartuşları, buharlaştırma işleminin ardından geride kalan çamur, v.b.) beton yada kil mineralleri ile bir arada varillere konur.

29 11 Işınlanmış yakıtın kimyasal yapısı, reaktör türüne ve çalışma koşullarına bağlıdır ancak hemen hemen aynı tür fisyon ürünleri ortaya çıkar. Işınlanmış yakıtlar tanklarda depo edilir yada kullanılmamış uranyumun geri kazanılması amacıyla yeniden işlenir. Işınlanmış yakıtta oluşan gaz atıkları, fisyon ürünü gazlar ve hava, azot oksit, su buharı, hidrojen gibi radyoaktif olmayan gaz karışımının taşıdığı partiküller oluşturur. Işınlanmış yakıtın çözülmesi sırasında fisyon ürünlerinden iyodun büyük bir kısmı ve çok az miktarda rutenyum buharlaşır. Gaz atıklar arasında yer alan 131 I (t 1/2 =8gün) ve 85 Kr (t 1/2 =10yıl) biyolojik açıdan oldukça önemli olan radyoizotoplardır. Gaz atıklar çevreye verilmeden önce çeşitli aşamalardan geçirilir. Bu aşamalar, kostik çözeltiler kullanılarak azot oksitin ve rutenyumun, bunun yanında gümüş nitrat kullanılarak iyodun uzaklaştırılması ve fiber glass filtreler kullanılarak partiküllerin tutulmasından oluşur. Kullanılmış yakıt çubuklarının işlenmesi; yakıt zırhlama malzemesinin yakıttan uzaklaştırılması, yakıtın çözülmesi, kullanılmamış uranyum ve plutonyumun geri kazanılması amacıyla yapılan kimyasal solvent ekstraksiyon işlemlerini içerir. Kullanılmış yakıt çubuklarının işlenmesi, öncelikle yakıt zırhlama malzemesinin yakıttan uzaklaştırılması ve ardından yakıtın nitrik asitte çözülmesine dayanır. Bu basamağı kullanılmamış uranyumun yanında yakıtın yanması sırasında oluşan plutonyumun geri kazanılması amacıyla yapılan kimyasal solvent ekstraksiyonu izler. Solvent ekstraksiyonunun birinci çevriminden sonra geride kalan çözelti, çözülmüş fisyon ürünleri ile birlikte zırhlama malzemesinden gelen safsızlıkları, inaktif proses kimyasalları, nötron yakalamayla oluşan transuranik elementleri ve iz miktarda plutonyumu içerir. Bu tür atıklar yüksek seviyeli sıvı radyoaktif atıklar (High Level Liquid Radioactive Waste, HLLRW) olarak isimlendirilir. Atıkların hacimleri buharlaştırma yapılarak azaltıldıktan sonra sulu nitrik asit çözeltisi şeklinde paslanmaz çelik tanklarda depolanır yada alternatif olarak çözelti alkali katılarak nötralleştirilir. HLLRW, atom numarası 46 civarında değişen fisyon ürünlerini (Rb, Sr, Y, Zr, Nb, Mo, Tc, Ru, Rh, Pd, Cs, Ba, La, Ce, Pr, Nd, Sm ve düşük miktarda Ag, In, Sb, Eu, Gd), Fe, Al, Si ve Mo gibi yakıt alaşım elemetlerini, Zr, Mo, Nb, Mg gibi zırhlama

30 12 elemetlerini, Np, Am, Cm gibi transuranik elemetleri ve az miktarda geri kazanılamamış plutonyumu, bunların yanında kerosen, tribütilfosfat ve ilgili organik maddeleri içerir. Hacimleri azaltılarak tanklarda uzun süre depo edilen bu atıklarda ayrıca tank malzemesinden gelen demir, krom, nikel gibi safsızlıklarıda bulunur. HLLRW, temelde yakıtta oluşan uçucu olmayan fisyon ürünlerinin %99.9 dan fazlasını içerir ve sonuçta en büyük potansiyel tehlikeyi oluştururlar. Bu türde en yaygın olarak görülen atıklar doğal ve hafifçe zenginleştirilmiş uranyum yakıtlarının işlenmesiyle ortaya çıkar. Solvent ekstraksiyonunun birinci çevriminde elde edilen rafinatlarda fisyon ürünlerinin derişimleri MPC su değerlerinden kat daha fazladır. 1 ton ışınlanmış yakıtın işlenmesinden sonra elde edilen atıklarda bulunan fisyon ürünlerinin MPC su değerlerine ulaşması için 5mil 3 su ile seyreltilmesi gerekir. Uzun ömürlü radyonüklitlerin, 90 Sr ve 151 Sm gibi, doğal bozunum ile MPC su değerlerine ulaşması için yıl geçmesi gereklidir. İkinci ve üçüncü solvent ekstraksiyonu çevriminde elde edilen rafinatlar, malzeme ve çözgenlerin temizlenmesiyle ortaya çıkan çözeltiler orta seviyeli sıvı radyoaktif atıkları (Intermediate Level Liquid Radioactive Waste, ILLRW) oluştururlar ve temelde sodyum, potasyum, alüminyum ve demir nitratları ve sülfat, florit ve fosfatları içerirler. Amerika Birleşik Devletleri nde bu tür atıklar yer altında tanklarda depolanırken, İngiltere de ise radyoaktif maddelerin bozunması için belirli bir süre bekletildikten sonra atıklar kontrollü olarak sulara verilir. Fransa da atıklar birlikte çöktürme ve pıhtılaştırma ile ve kireç kullanılarak kısmen temizlenir. İşlemlerin sonucunda ortaya çıkan katı atıklar varillere doldurulur ve belirli bölgelerde depolanırken, temizlenmiş sıvı atıklar çevreye boşaltılır. Işınlanmış yakıtın işlenmesi ile ortaya çıkan düşük seviyeli sıvı radyoaktif atıkların (Low Level Liquid Radioactive Waste, LLLRW) kimyasal yapıları, doğal sulardan çok farklı değildir. Sadece doğal sertliğe neden olan bileşiklerin yanında çok az miktarda inert kimyasalları ve radyonüklitleri içerirler. Bu atıklarda bulunan en

31 13 önemli radyonüklitleri 90 Sr, 137 Cs, 106 Ru ve 3 H oluşturur. Bunun yanında atıklarda çok sık görülmemekle birlikte 60 Co, uranyum, plutonyum ve toryum gibi fisyon ürünlerininde bulunma olasılığı vardır. Yüksek hacimlerde elde edilen bu atıklarda yer alan radyonüklitlerin derişimleri genelde buharlaştırma, iyon değiştirme, birlikte çöktürme, pıhtılaştırma gibi işlemler uygulanarak maksimum izin verilen değerlere düşürüldükten sonra atıklar çevreye boşaltılır Sıvı radyoaktif atıkların sınıflandırılması Radyoaktif atıkların sınıflandırılması genelde içerdikleri radyoaktif maddelerin derişimine ve toksisitesine dayanarak yapılmıştır. Ancak herbir kategorinin herkes tarafından kabul edilen kantitatif tanımları yoktur. Sıvı radyoaktif atıkların sınıflandırılması, içerdikleri radyoaktif maddelerin havada ve suda izin verilen maksimum derişim değerlerine (MPC) göre yapılır. Sıvı atıkların üretildiği kaynak, kimyasal bileşimi ve radyoaktivitesi göz önünde bulundurularak alt sınıflandırmalar da yapılmaktadır. Marinin et al., (2000), nükleer enerji tesislerinin çalıştırılması, tamiri ve elden çıkarılması sırasında üretilen sıvı radyoaktif atıkları (Liquid Radioactive Waste, LRW) çeşitli şekilde sınıflandırmıştır. Sıvı radyoaktif atıkların geldiği kaynak göz önünde tutulduğunda sınıflandırma; i. Radyoaktif bulaşmanın temizlenmesi sırasında ortaya çıkan LRW, ii. Nükleer yakıt atığın (Waste Nuclear Fuel, WNF) depolandığı havuzlardan gelen LRW, iii. Reaktör soğutma suyundan gelen LRW şeklinde yapılmıştır. Tüm bu LRW türlerinin kimyasal ve radyokimyasal bileşimlerinin farklı olduğu, radyokimyasal yapının kısa ömürlü radyonüklitlerin bozunması sonucu zamanla

32 14 dikkate değer bir şekilde değiştiği ve uzun ömürlü Cs ve Sr un izotop kesrinin sürekli arttığı belirtilmiştir. Sıvı radyoaktif atıkların kimyasal bileşimi gözönünde tutulduğunda LRW, i. Düşük tuz içeren LRW (tuz içeriği 20mg/L ye kadar çıkar, nükleer yakıt atığın depolandığı havuzlardan gelen LRW gibi), ii. Yüksek tuz içeren LRW (tuz içeriği 20mg/L den fazladır, radyoaktif bulaşmanın temizlenmesi sırasında elde edilen LRW gibi) şeklinde ikiye ayrılmıştır. Radyoaktivite değerleri gözönünde tutulduğunda ise LRW, i. Yüksek aktivite (10Ci/L den büyük), ii. Orta aktivite ( Ci/L), iii. Düşük aktivite ( Ci/L), iv. Çok düşük aktivite ( Ci/L) şeklinde sınıflandırılmıştır. Radyoaktivite değeri 10-9 Ci/L den düşük olan LRW ise genelde herhangi bir işlem görmeden dışarıya boşaltılır. Bu şekilde derişim değerleri kabul edilen sınırlarının altına düşürülür.

33 Sol-Jel Yöntemi Gerçek çözeltiler iki veya daha fazla maddenin karşılıklı atomal etkileri sayesinde meydana gelen homojen karışımlardır ve çözünme olayında, sulp madde molekülleri veya iyonları hidratasyon veya solvatasyon sonucu sıvı faz içine çekilirler. Çözünme olayının hızının nasıl değiştiği ve çözelti konsantrasyonunun gitgide doymuşluk konsantrasyonuna erişerek, fazlar dengesinin meydana gelmesi ile sistemin heterojen bir hal aldığı bilinmektedir. Homojen ve heterojen karışımlar arasında bir ayırma yapmak mümkündür. Ancak bu fark kesin değildir. Çünkü bir çok sistem vardır ki, açık olarak ne homojen ne de heterojendir. Bunlara kolloidler denir. Bu kolloid çözeltilerde madde, sıvı faz içerisinde o kadar küçük partiküller halinde dağılır ki, meydana gelen sistem gerçek bir çözelti gibi görülebilir. Bu şekilde dağılmış parçacıklar süzme ile ayrılamaz. Demek ki, kaba süspansiyon ile gerçek çözeltiler arasında homojenlikten heterojenliğe geçiş alanı mevcuttur ve dağılmış bulunan bu parçacıklar o kadar küçüktürler ki, sulp bir faz olarak ayrılamazlar. Fakat bu tanecikler atom gruplarından (10-8 cm) daha büyüktürler. Böylece kolloidler, partiküllerin büyüklüklerine göre ayrı bir sınıf olarak tanımlanabilirler. Partikül büyüklük sınıfı 10-7 cm ile 10-4 cm arasında bir dağılıma kolloid denir. Böylece dağılmış maddeye dispers faz veya sol denir (Berkem ve Baykut, 1977). Sulu çözeltilerden iki tip kolloid oluşur. Gümüş klorür gibi kolloidler suya az ilgi gösterirler. Bunların kolloidal çözeltileri koagüle olmadan evvel hafifçe viskoz olup flokülasyonundan sonra partiküller toplanır ve süzülebilir bir hal alır. Bu gibi kolloidlere süspansoidler veya hidrofob kolloidler denir. Süspansiyon halinde tutulan kolloide sol denir. Az çözünen anorganik çökeltilerin çoğu bu tip soller ortaya çıkarırlar. İkinci tip kolloidlerin dispersiyon halinde (veya sol halinde) suya karşı kayda değer bir ilgileri vardır. Böyle kolloidlerin viskoziteleri yüksek olup koagüle olduklarında jelatini şeklinde toplanırlar (Jeller dispersiyon halinde fazla miktarda suyu tutarlar). Bu tip kolloidlere emülsoid veya hidrofil kolloid denir. Bu iki tip kolloidler arasındaki fark mutlak değildir. Dispersiyon halinde ortam su ise hem sol

34 16 hem de hidrosol oluşabilir. Higroskopik jellerden bütün suyu kuvvetle kızdırmakla dahi uzaklaştırmak çoğu zaman olanaksızdır. Fakat süspansoidler kolay kuruyan çökelekler meydana getirirler. Partiküllerin disperse olduğu bir sistemde dispersiyon ortamı buharlaştırılır veya ortama bazı tip iyonlar ilave edilirse disperse sistemin viskozitesi artar ve sonunda akışkanlığını kaybederek jel haline erişir. Solde dağılmış olan partiküller jelde bir dereceye kadar yapışmıştır. Ancak yapıdan bahsederken sol ve jel arasında kesin bir ayrım yoktur. Son yıllarda, ince partikül dispers sistemlerinde sol-jel geçişini kullanarak yüksek performans ve güvenilirlikte seramik üretimini amaçlayan sol-jel yöntemi ile seramik üretimi üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Seramik üretiminde, solün sıvı gibi akışı ve daha sonra katılaştırılması sağlanarak sahip olduğu yüksek homojeniteyi kaybetmeksizin jelleşmesi sağlanır. Seramik bu jelden sinterleme yolu ile üretilir. Sol partiküllerinin yapısını ve çaplarını kontrol ederek seramiklerin yapısını kontrol etmek mümkündür. Seramik maddelerin öncülü (prekürsörü) jeldir. Solü jele çevirmede kullanılan başlıca yöntemler şunlardır. a) Sole jelleştirici bir reaktif ilavesi b) Solventin solden uzaklaştırılması c) Sıvı sistemde kimyasal bir reaksiyonun gerçekleştirilmesi İlk yöntem, jelleştirme reaktifleri seramik içerisinde safsızlık olarak kalabileceğinden tercih edilmez. Yeni sol-jel yönteminde diğer iki yöntemin kambinasyonu kullanılır. Başlangıç maddesi olarak organik metal bileşikleri, özellikle metal alkoksitler kullanılır. Solü jele çevirmede hatırı sayılır bir hacim sıkışması olur. Bu nedenle proses sırasında çatlaklar oluşumu ve parçalanma eğilimi söz konusudur. Sol-jel yönteminin endüstriyel uygulamalarında en önemli hedef çatlama ve parçalanma olmaksızın komple bir jel gövdesi oluşturacak bir teknik geliştirmektir.

35 17 Sol-jel proseslerinde kullanılan kaynak soller aşağıdaki yöntemler ile hazırlanabilmektedir. - Toz süspansiyon yöntemleri - Çöktürme-peptizasyon yöntemleri - Solvent ekstraksiyon yöntemleri - Amonyak ile kısmi nötralizasyon yöntemleri Sol üretim koşulları çatlama olmaksızın jel mikrokürecikleri üretiminde çok önemli bir etmendir. Kaynak sollerin kolloid fraksiyonunca zengin, kolloid boyutunca ise büyük olması, çatlama olmaksızın jel mikrokürecikleri elde edilmesinde temel unsurdur. Bu amaçla amonyak ile kısmi nötralizasyonda, ön nötralizasyon, kısmi nötralizasyon ve ph set değerlerinin sol özelliklerine etkilerini inceleyen pek çok araştırma yapılmıştır (Tel, 1997; Yamagishi and Takahashi, 1987). Jelleşme prosesi genelde iki şekilde mümkün olmaktadır. Birincisinde sol çözeltisi damla damla sulu bir amonyak çözeltisine ilave edilir. Bu dış jelleşme olarak adlandırılır. İkincisinde soğuk sol çözeltisinde çözünen ancak daha yüksek sıcaklıkta NH 3 salan bir amonyak verici reaktifin kullanımıdır. Çözelti damla damla sıcak organik çözeltiye ilave edilir. Bu durumda NH 3 çıkışı söz konusudur ve buna iç jelleşme adı verilir. Sol çözeltilerinin damlatılması havada gerçekleştirilir. Damlacıklar sulu amonyak çözeltisine girmeden önce ön sertleşme için gaz amonyak atmosferinden geçirilir. Eğer bu işlem yapılmazsa amonyak çözeltisinin yüzeyine çarpmasından dolayı damlacıklar küresel yapısını kaybedebilirler. Bazı durumlarda mikroküreciklerde çatlama görülebilir. Mikroküreciklerin çatlaması, uygun olmayan jelleşme ve kurutma koşullarında zaman zaman ortaya

36 18 çıkmaktadır. Daha sonraki çatlamalar kurutmanın nem kontrollü ortamda yapılması ile engellenebilir Sol damlacıklarının oluşturulması Mikrokürecik hazırlama çalışmalarının önemli bir kısmı, sol disperse edicilerinin geliştirilmesi konusunda olmuştur. Denenmiş olan disperse edicilerden hiçbiri tüm koşullarda optimumu sağlayamasa da çalışma koşullarına uygun disperse ediciler kullanılarak başarı elde edilebilmektedir. Sol damlacıkları gravite, santrifüj alan, makaslama, atalet, ara-yüzey basıncı ve elektrostatik itme kuvvetlerinden biri veya birkaçı uygulanarak oluşturulabilir. Kontrol edilebilen çaplarda üniform damlalar elde etmede kuvvet ve solün konfigürasyonu düzenli olmalı ve bu faktörlerden biri veya ikisi kontrol edilebilmelidir. Tüm disperse edicilerde yapılan testlerde, düzenli bir konfigürasyon inç çapında deliklerden veya kapilerlerden beslenen sol ile mümkündür. Bazı dispers ediciler ve ilgili kuvvetler şunlardır. a) İki Akışlı Nozzle (Two fluid nozzles): ara yüzey basıncı b) Döner Besleyici (Rotary feeder): makaslama ve santrifüj kuvvet c) Makas Nozzle (Shear nozzle): makaslama ve atalet d) Elektrostatik Nozzle (Electrostatic nozzle): elektrik potansiyeli e) Damla Dağıtıcı (Falling drop dispersers): gravite f) Vibrasyonlu Kapiler (Vibrating capillary): ara yüzey basıncı, atalet ve makaslama Sıvı jetler tarafından üniform damlacıklar elde etme çalışmaları, gaz atmosferde çalışan nozzle ların sıvı içine daldırılmış nozzle lardan daha yüksek damlacık hızına

37 19 eriştiklerini göstermiştir. Buna ilaveten yüksek hızda üniform damlacıklar üretmenin en iyi yolu likit jete bir vibrasyon uygulamaktır. Eğer sol çözeltisinin akış hızı ve vibrasyon frekansı sabit tutulur ise üniform damlacıklar elde edilir. Dış jelleşme prosesinde kullanılan tipik bir damlacık oluşturma ve çöktürme cihazı Şekil 2.1 de görülmektedir. Şekil 2.1 Dikey jet nozzle sistemi. Açık bir çöktürme kolonunun üstünde hareketli bir vibratör platformuna bağlı bir veya daha fazla nozzle vardır. Kolon iki kısımdan oluşur: bir gaz amonyak bölgesi, buna ilaveten sulu amonyak bölgesi. Damlacıklar gaz amonyak bölümüne girmeden önce havada oluşurlar. Daha sonra gaz amonyakta ön sertleşmeye uğrarlar. Kolonun üstünde bir egzos sistemi vardır. Amonyak gazının nozzle lara erişmesi ve jet sistemini tıkaması engellenir. Amonyak gaz bölümü genellikle mm

38 20 uzunluktadır. Sol damlacıklarının sulu amonyak çözeltisine girerken mekanik bir gerilime uğrayacağı açıktır. Damlacıklar sıvı içerisinde yavaşlama sırasında, eğer gaz amonyak bölümünde yeterince ön sertleşmemiş ise bozulur ve deforme olurlar. Ön sertleştirme, amonyak gaz atmosferinde daha uzun bir süre tutulma ile iyileştirilebilir, ancak daha yüksek amonyak-gaz bölümü kullanılırsa, yüksek hızlardan dolayı daha yüksek çarpışma kuvveti ortaya çıkar. Buna ilaveten kalma süresi damla tarafından katedilen mesafe ile orantılı olarak büyümez. Gaz bölümü damlacıklar terminal hıza erişecek şekilde geniş tutulur ise bu durumda kalma süresi mesafe ile orantılı olur. Terminal hız serbest düşmede aerodinamik kuvvetler uyarınca daha üstüne çıkılamayacak hızdır. Terminal hıza ulaşma mesafesi damlacık çapına bağlı olarak 20m ye kadar çıkabilir. Bu çöktürme kabı tasarımında pratik olmayan bir sonuçtur (Özellikle sıcak hücre ile çalışmak gerektiğinde). Ağır metal çözeltilerinde polimerik maddeler kullanımı damlacığın kararlılığına yardımcı olmaktadır. Böylece dikey jet kullanımında ciddi deformasyonlar ve bozulmalar engellenmiş olur. Ancak organik maddelerin bazı dezavantajları vardır. Zincir uzunlukları ışınlama etkisi altında indirgenir. Buna ilaveten organik kalınlaştırıcıların kurutulmuş çekirdeklerden uzaklaştırılması için özel proses adımları ve cihazlar gerekir. Kalsinasyon 400 o C da yapılır. Kalsinasyon, çekirdekler tepsilerde tek bir tabaka olarak düzenlenerek geniş fırınlarda veya akışkan yataklı fırınlarda yapılır. Ekzotermik bozunma reaksiyonlarından dolayı, bu proses aşaması çok dikkatli kontrol edilmelidir. Dikey jet kullanımı nedeniyle mikroküreciklerin bozulması, Şekil 2.2 de görüldüğü gibi yatay jet kullanımı ile engellenebilmektedir. Nozzle ların sulu amonyak yüzeyine uzaklığı sadece 20mm dir. Bu durumda çarpışma kuvvetleri dikey mesafeye rağmen, damlacıklar sıvı içine düşmeden önce oldukça fazla yol alırlar. Yatay jet kullanımında ön sertleştirilmiş jel küreciklerinin amonyak çözeltisi ile çarpışma açısı ~15 derece olmasından dolayı kürecikler saçılırlar ve yavaşlama sırasında birbirlerine temas etmezler. Dikey jet sisteminde ise jel kürecikleri çarpışmadan sonra üstüste birikmekte veya çubuk oluşturmaktadırlar. Yatay jet düzeninde damlacıkların çökme cihazına girişi, dikey jet ile kıyaslandığında çok küçüktür. Bu amonyak gazının açıklıktan kaçmasını engeller ve egzostan çıkmasını sağlar. Buna ilaveten nozzle ların durumu gaz amonyağın ulaşamayacağı şekildedir.

39 21 Şekil 2.2 Yatay jet nozzle sistemi. Yatay jet düzeninde damlacıkların ön sertleşmesini iyileştirmek için 2 nozzle tarafından oluşturulan damlacık zincirine gaz amonyak verilir, gaz tüm damlacık yüzeyine erişir ve damlacıkların aralarındaki mesafelerdeki havayı uzaklaştırarak temas eder. Yatay jet ile damlacık oluşumunun başlatılması ve sona erdirilmesi oldukça kolaydır. Başlangıçta, jet düzenlemesi yapılana dek çöktürme kabı girişi bir kapak ile kapanır. Bağlı bir huni sol çözeltilerini toplar ve çözeltiler stoklama kabına geri gönderilir. Nozzle lar düzenli çalışmaya başlayınca kapak indirilir ve kürecik üretimi başlar. Bitişte ise kapak kaldırılır ve işleme son verilir Yıkama ve yaşlandırma Yıkama ve yaşlandırma işlemi de uygulanan kimyasal proses türüne göre farklılık gösterebilmektedir. Dış jelleşme prosesinde yüksek amonyum nitrat konsantrasyonu kurutma sırasında dekompozisyon ile üründe çatlamalar oluşmasına yol açmaktadır. Kurutmadan önce mikrokürecikler amonyak çözeltisinde yaşlandırılmalıdır. Yüksek konsantrasyonlar yaşlandırma süresini azaltır. Isınma da

40 22 yaşlandırma hızını arttırmaktadır. Bununla beraber, çözeltinin konsantrasyonu ve sıcaklık artışı amonyak buhar basıncını arttırdığından dikkatli olunmalıdır. Yaşlanma sırasında mikrokürecikler orijinal çaplarının %85 ine kadar büzülürler. Bu proses sırasında kristalit büyümesi olduğu varsayılır. Bununla beraber, çökeleğin yaşlanmasından önce ve sonra kristalit büyüklüğünü ölçmek için iki birbirinden bağımsız yöntem B.E.T. yöntemi ve X-Işınları Kırınımı yöntemleri kullanılır Kurutma Mikroküreciklerin kurutulması, iki koşul sağlanırsa kolayca ve sorunsuz olarak gerçekleştirilebilir. Öncelikle yeterli derecede nemli bir atmosfer gerekmektedir. Eğer çok kuru bir atmosfer varsa, küreciklerin dış kabuğu su buharını geçirmez, çekirdeklerin içindeki buhar basıncı artar ve onları çatlatır. İkinci koşul, mikroküreciklerin kurutma sırasında tek tabakalı olmasıdır. Aksi taktirde, küresel yapı bozulmaktadır Nükleer Atık Yönetiminde İyon Değiştiriciler Radyoaktif sıvılara uygulanan iyon değişim prosesleri için kullanılan materyaller çok geniş bir aralıkta yer alır. Bu materyaller oldukça farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip olabilir ve doğal veya sentetik, çeşitli formlarda bulunabilir. İyon değişim materyalleri, farklı uygulamalar için uygunluklarına göre sınıflandırılabilir. Nükleer sınıf organik iyon değişim reçineleri, I. devre veya yakıt havuzlarından gelen sıvıların saflaştırılmasında kullanılır. Kullanılacak olan reçinenin tipi, safsızlıkların ve arzu edilmeyen iyonların uzaklaştırılmasında ve ph kontrolünde reçinenin yeteneğine bağlı olarak seçilir. Nükleer sınıf iyon değiştiriciler, ticari sınıf reçinelere benzerdir ancak tane boyutu ve bileşimi için daha sıkı bir belirtime sahiptir. Organik reçineler sıklıkla, absorbe edilen radyoizotopların uygun çözeltilerle elüsyonu

41 23 ve sonra iyon değiştiricinin yeniden kullanım öncesi orijinal iyonik formuna dönüştürülmesi ile ilgili işlem devir sayısı için kullanılır. İnorganik materyaller genellikle çok yüksek kimyasal dekontaminasyonun gereksinilmediği sıvı atık akışı işlemleri için kullanılır. Örneğin; inorganik iyon değişim ortamı; kontamine olmuş sıvıların belli resirkülasyon amaçları veya sıvıdaki radyonüklit konsantrasyon düzeyinin, onun yeniden sınıflandırılmasına izin verecek şekilde saflaştırıldığı sistemlerde yaygın olarak kullanılır. Yüksek derecede seçici inorganik materyaller, rekabet eden iyonların çok yüksek konsantrasyonda bulunduğu durumda bile iyon değişimi kullanımını mümkün kılarlar. Herhangi bir proseste, radyonüklitlerin sıvı atıklardan uzaklaştırılmasında, bertaraf etme (disposal) maliyetlerini minimuma indirmek için, ikincil atık hacmini uygun bir şekilde minimuma indirmek ve bir son depoda saklamak önemlidir. Çevresel görüşler de, boşaltımdaki düzenlemeleri artan bir şekilde daha sınırlayıcı olmaya zorladığından, yüksek derecede seçici inorganik iyon değiştiriciler bu tür problemlerin çözümünde önemli bir rol oynarlar ( IAEA, 2002). Bir inorganik iyon değiştirici belli bir radyonüklit için yüksek derecede seçici olsa dahi; bu iyon değiştiricinin endüstriyel ölçekte ayırma proseslerinde kullanılabilir bir ürün olabilmesi için, bazı diğer gereksinimleri de karşılaması gerekir. Bazı inorganik iyon değiştiriciler granüller formunda üretilebilir, ancak granüller sıklıkla düşük mekanik güçlüdür ve sulu çözeltilerle temas ettiklerinde bozulabilir, kolloidal partiküller üretmek üzere peptize olabilirler. Aslında değişim özelliğine sahip granüllerin zayıf fiziki gücü ile ilgili problemin çözümünde, iyon değiştiricileri, destek olarak inorganik ve organik bağlayıcı materyaller içine alan, birleştiren yöntemler geliştirilmektedir. Kimyasal kararlılık, özellikle de düşük çözünürlük inorganik iyon değiştirici materyallerin kullanışlılığı açısından önemlidir. Örneğin; zeolitlerin çoğu, asit ve alkali ortamların her ikisinde de çözünebilir olduğundan, yalnızca sınırlı bir ph aralığında (ph 4-9) çalışır. Şimdiye kadar geliştirilmiş, saf veya karışık titanyum oksit

42 24 bazlı inorganik iyon değiştiricilerin, yüksek derecede alkali atık efflüentlerinden radyonüklitleri alım kapasitesinin en yüksek olduğu gösterilmiştir. Bazı bilinen türler ise yüksek derecede asidik çözeltilerde kararlıdır ve sezyum gibi radyonüklitler için yüksek alım kapasitesine sahiptir. Yeniden işleme (reproses) tesislerinde nükleer atıkların işlenmesinde, kullanılmış yakıtı çözmek amacıyla konsantre nitrik asit kullanıldığından, iyon değiştiricilerin konsantre nitrik asit içerisindeki kararlılığı önemlidir. Genelde, tek bir iyon değiştirici materyalin, atık akışı için belirlenmiş olan tam ph aralığı dışında, tek bir radyonükliti alımı olası değildir. Radyonüklitler, özellikle geçiş metallerininkiler, farklı ortamlarda ve farklı ph değerlerinde, çeşitli hidrolize olmuş ve kompleksleşmiş formlarda bulunabilir. Kompleks iyonların oluşumu sıklıkla, iyon içeren radyonüklitin yük polaritesinde ani bir değişimle sonuçlanır. Bu oluştuğunda, iyon değiştiricinin radyonükliti alması mümkün olamayacaktır. Ayrıca hidrate oksitler gibi bazı iyon değiştiriciler, asidik çözeltilerde (tümünde çalışmaz), zayıf asidik değiştiricilere benzer davranır ve bu nedenle çözeltide bulunan radyonüklitlerden herhangi biri yerine hidrojen iyonunu tercih ederler. Otoriteler ve endüstri arasında son zamanlardaki eğilim, sınırlı radyasyon kararlılığına sahip olmaları nedeniyle, herhangi bir organik bazlı materyal kullanımından kaçınmaktır. İyon değiştiricinin maliyeti makul olmalıdır. Bazı yeni iyon değiştiricilerin fiyatı, konvansiyonel materyallerinkinden daha yüksek olacaktır Doğal iyon değiştiriciler Doğal inorganik iyon değiştiriciler Birçok doğal mineral bileşikleri, örneğin killer (bentonite, kaolinite ve illite) wermiculite ve zeolitler (analcite, chabazite, sodalite ve clinoptilolite) iyon değiştirme

43 25 özelliği gösterirler. Kil materyalleri, sahip oldukları iyon değiştirme yeteneği, düşük geçirgenlik ve kolaylıkla çalışılabilir olma özellikleri nedeniyle, backfill veya buffer materyalleri olarak radyoaktif atıkların bertaraf edilmesinde sıklıkla kullanılmaktadır. Killer batch iyon değişim proseslerinde de kullanılabilir, fakat fiziksel özelliklerinin yatak boyunca akışı sınırlaması nedeniyle kolon operasyonlarına uygun değildirler. Kil mineralleri ve doğal zeolitler, günümüzde yerlerini geniş bir oranda sentetiklere bırakmış olmalarına rağmen, düşük maliyetleri ve kolayca sağlanabilmeleri nedeniyle bazı uygulamalarda kullanılmaya devam edilmektedir. Doğal inorganik iyon değiştiricilerin başlıca dezavantajları: - Nispeten düşük değişim kapasiteleri - Nispeten düşük aşınma mukavemeti ve mekanik dayanıklılığı - Kontrol edilemeyen por boyutu - Kil minerallerinin peptize olma eğilimi ( koloidal forma dönüşme) - Zeolitleri mekanik yolla boyutlandırmak güçtür - Asit ve alkalilerde kısmen dekompoze olabilirler - Birçok çözeltide (özellikle çok düşük tuz içeriğine sahip olanlarda), sınırlı kimyasal kararlılığa sahip olmaları nedeniyle, zaman zaman kimyasal veya termal ön işlem gerektirirler.

TOPRAK ALKALİ METALLER ve BİLEŞİKLERİ

TOPRAK ALKALİ METALLER ve BİLEŞİKLERİ Bölüm 4 TOPRAK ALKALİ METALLER ve BİLEŞİKLERİ Bu slaytlarda anlatılanlar sadece özet olup ayrıntılı bilgiler derste verilecektir. Be, Mg, Ca, Sr, Ba, Ra Magnezyum, kalsiyum, stronsiyum, baryum ve radyumdan

Detaylı

Çözünürlük kuralları

Çözünürlük kuralları Çözünürlük kuralları Bütün amonyum, bileşikleri suda çok çözünürler. Alkali metal (Grup IA) bileşikleri suda çok çözünürler. Klorür (Cl ), bromür (Br ) ve iyodür (I ) bileşikleri suda çok çözünürler, ancak

Detaylı

Adsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler

Adsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler Adsorpsiyon Kimyasal Temel İşlemler Adsorpsiyon Adsorbsiyon, malzeme(lerin) derişiminin ara yüzeyde (katı yüzeyinde) yığın derişimine göre artışı şeklinde tanımlanabilir. Adsorpsiyon yüzeyde tutunma olarak

Detaylı

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3 İLK ANYONLAR Cl -, SO -, CO -, PO -, NO - İLK ANYONLAR Anyonlar negatif yüklü iyonlardır. Kalitatif analitik kimya analizlerine ilk anyonlar olarak adlandırılan Cl -, SO -, CO -, PO -, NO - analizi ile

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Çevre Mühendisliği Bölümü Fiziksel ve Kimyasal Temel İşlemler Laboratuvarı Dersi Güncelleme: Eylül 2016

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Çevre Mühendisliği Bölümü Fiziksel ve Kimyasal Temel İşlemler Laboratuvarı Dersi Güncelleme: Eylül 2016 İYON DEĞİŞİMİ DENEYİN AMACI: Sert bir suyun katyon değiştirici reçine kullanılarak yumuşatılması ve reçinenin iyon değiştirme kapasitesinin incelenmesi TEORİK BİLGİLER İyon değiştirme benzer elektrik yüklü

Detaylı

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ 6. ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI Doç. Dr. Gaye Çakal ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI 1. ALKALİ TOPRAK METALLERİN EN ÖNEMLİ RADYONÜKLİTLERİ 2. ALKALİ TOPRAK

Detaylı

Zr0 2 -Ti0 2 KÜRECİKLERİNİN SOL-JEL METODU İLE SENTEZLENMESİ VE Sr ADSORPSİYON KOŞULLARININ DENEYSEL TASARIM YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ

Zr0 2 -Ti0 2 KÜRECİKLERİNİN SOL-JEL METODU İLE SENTEZLENMESİ VE Sr ADSORPSİYON KOŞULLARININ DENEYSEL TASARIM YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ X. Ulusal Nükleer Bilimler ve Teknolojileri Kongresi, 6-9 Ekim 2009,493-502 j ^ ^ QQQg^.Çetinkaya Zr0 2 -Ti0 2 KÜRECİKLERİNİN SOL-JEL METODU İLE SENTEZLENMESİ VE Sr ADSORPSİYON KOŞULLARININ DENEYSEL TASARIM

Detaylı

METAL OKSALAT HİDRATLARI

METAL OKSALAT HİDRATLARI 5 DENEY METAL OKSALAT HİDRATLARI 1. Giriş Grup IIA elementleri nötral veya zayıf asidik çözeltide çözünmeyen oksalat tuzlarını oluştururlar. Bu oksalatlar beyaz kristal yapıda hidratlaşmış bileşikler şeklinde

Detaylı

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri : Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani

Detaylı

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ Toprakların kimyasal özellikleri denince, genel olarak toprak reaksiyonu = toprak asitliği ve toprağın besin maddeleri bakımından karakteristikleri anlaşılmaktadır. İyon

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur). Bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere

Detaylı

Gravimetrik Analiz-II

Gravimetrik Analiz-II Gravimetrik Analiz-II Prof Dr. Mustafa DEMİR M.DEMİR 18-GRAVİMETRİK ANALİZ-II 1 GRAVİMETRİK ANALİZLERDE İŞLEM BASAMAKLARI 1. Çözme, 2. çöktürme, 3. özümleme, 4. süzme, 5. yıkama, 6. kurutma, 7. yakma 8.

Detaylı

1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır.

1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır. 14 DENEY KATI HAL 1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır. 2. Giriş Atomlar arası (veya moleküller arası) çekim kuvvetleri

Detaylı

Doğal Rb elementinin atom kütlesi 85,47 g/mol dür ve atom kütleleri 84,91 g/mol olan 86 Rb ile 86,92 olan 87

Doğal Rb elementinin atom kütlesi 85,47 g/mol dür ve atom kütleleri 84,91 g/mol olan 86 Rb ile 86,92 olan 87 Doğal Rb elementinin atom kütlesi 85,47 g/mol dür ve atom kütleleri 84,91 g/mol olan 86 Rb ile 86,92 olan 87 Rb izotoplarından oluşmuştur. İzotopların doğada bulunma yüzdelerini hesaplayınız. Bir bileşik

Detaylı

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen ix xiii xv xvii xix xxi 1. Çevre Kimyasına Giriş 3 1.1. Çevre Kimyasına Genel Bakış ve Önemi

Detaylı

SÜPER ALAŞIMLAR Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER

SÜPER ALAŞIMLAR Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Süper alaşım; ana yapısı demir, nikel yada kobalt olan nisbeten yüksek miktarlarda krom, az miktarda da yüksek sıcaklıkta ergiyen molibden, wofram, alüminyum ve titanyum içeren alaşım olarak tanımlanabilir.

Detaylı

NÜKLEER FİSYON Doç. Dr. Turan OLĞAR

NÜKLEER FİSYON Doç. Dr. Turan OLĞAR Doç. Dr. Turan OLĞAR Ankara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü Birçok çekirdek nötron yakalama ile β - yayınlayarak bozunuma uğrar. Bu bozunum sonucu nötron protona dönüşür

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 8.Kolloid Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK Çapları 10-6 mm 10-3 mm ( 0.001-1μm) arasındadır. Kil, kum, Fe(OH) 3, virusler (0.03-0.3μm) Bir maddenin kendisi için

Detaylı

KALİTELİ SÜT NASIL ELDE EDİLİR?

KALİTELİ SÜT NASIL ELDE EDİLİR? KALİTELİ SÜT NASIL ELDE EDİLİR? Prof. Dr. METİN ATAMER Dr. EBRU ŞENEL ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ SÜT TEKNOLOJİSİ BÖLÜMÜ Kaliteli süt üretimi için sağlanması gereken koşullar; Sağlıklı inek Özenli

Detaylı

MEMM4043 metallerin yeniden kazanımı

MEMM4043 metallerin yeniden kazanımı metallerin yeniden kazanımı Endüstriyel Atık Sulardan Metal Geri Kazanım Yöntemleri 2016-2017 güz yy. Prof. Dr. Gökhan Orhan MF212 Atıksularda Ağır Metal Konsantrasyonu Mekanik Temizleme Kimyasal Temizleme

Detaylı

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprakta bulunan katı (mineral ve organik madde), sıvı (toprak çözeltisi ve bileşenleri) ve gaz fazları sürekli olarak etkileşim içerisindedir. Bunlar

Detaylı

VIA GRUBU ELEMENTLERİ

VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bölüm 8 VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bu slaytlarda anlatılanlar sadece özet olup ayrıntılı bilgiler derste verilecektir. O, S, Se, Te, Po O ve S: Ametal Se ve Te: Yarı metal Po: Metal *Oksijen genellikle bileşiklerinde

Detaylı

5) Çözünürlük(Xg/100gsu)

5) Çözünürlük(Xg/100gsu) 1) I. Havanın sıvılaştırılması II. abrika bacasından çıkan SO 3 gazının H 2 O ile birleşmesi III. Na metalinin suda çözünmesi Yukardaki olaylardan hangilerinde kimyasal değişme gerçekleşir? 4) Kütle 1

Detaylı

ELEKTROLİTİK TOZ ÜRETİM TEKNİKLERİ. Prof.Dr.Muzaffer ZEREN

ELEKTROLİTİK TOZ ÜRETİM TEKNİKLERİ. Prof.Dr.Muzaffer ZEREN Prof.Dr.Muzaffer ZEREN Bir çok metal (yaklaşık 60) elektroliz ile toz haline getirilebilir. Elektroliz kapalı devre çalışan ve çevre kirliliğine duyarlı bir yöntemdir. Kurulum maliyeti ve uygulama maliyeti

Detaylı

Atık toplama prosedürünü her laboratuvar kendi bünyesinde belirlemelidir.

Atık toplama prosedürünü her laboratuvar kendi bünyesinde belirlemelidir. 5. ÇEVRE GÜVENLİĞİ Atık toplama prosedürünü her laboratuvar kendi bünyesinde belirlemelidir. 5.1. Kimyasal Atıklar Kimyasal atıkların nötralize edilerek depolanması daha fazla kimyasal harcanması ve oluşabilecek

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ Prof. Dr. Ramazan YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe Kampüsü, 54187, SAKARYA ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (Yaşlandırma

Detaylı

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez. RADYOAKTİFLİK Kendiliğinden ışıma yapabilen maddelere radyoaktif maddeler denir. Radyoaktiflik çekirdek yapısıyla ilişkilidir. Radyoaktif bir atom hangi bileşiğin yapısına girerse o bileşiği radyoaktif

Detaylı

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu 4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ KĐMYA ÖĞRETMENLĐĞĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME 8. SINIF FEN VE TEKNOLOJĐ DERSĐ 3. ÜNĐTE: MADDENĐN YAPISI VE ÖZELLĐKLERĐ KONU: BAZLAR ÇALIŞMA YAPRAĞI

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

6.WEEK BİYOMATERYALLER

6.WEEK BİYOMATERYALLER 6.WEEK BİYOMATERYALLER Biyomedikal Uygulamalar İçin Malzemeler Doç. Dr. Ayşe Karakeçili 3. BİYOMATERYAL TÜRLERİ METALİK BİYOMATERYALLER Hard Tissue Replacement Materials Metalik materyaller, biyomateryal

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üiversitesi 2007 KLERİ DERS NOTLARI. Sıvı fazdan katı taneciklerin çökelmesi için çoğu reaksiyonlar

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üiversitesi 2007 KLERİ DERS NOTLARI. Sıvı fazdan katı taneciklerin çökelmesi için çoğu reaksiyonlar TOZ ÜRETİM TEKNİKLER KLERİ DERS NOTLARI YRD. DOÇ.. DR. ATİLLA EVCİN Kimyasal Çökeltme Sıvı fazdan katı taneciklerin çökelmesi için çoğu reaksiyonlar A + B AB tipi çökelme reaksiyonlarıdır. Kuvvetli atomlararası

Detaylı

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir. MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir. Her maddenin bir kütlesi vardır ve bu tartılarak bulunur. Ayrıca her

Detaylı

GAZ ABSORPSİYON/DESORPSİYON SİSTEMLERİ TASARIMI

GAZ ABSORPSİYON/DESORPSİYON SİSTEMLERİ TASARIMI GAZ ABSORPSİYON/DESORPSİYON SİSTEMLERİ TASARIMI Ayı rma Prosesleri Gaz-Sıvı GAZ ABSORPSİYONU/DESORPSİYONU Destilasyon Buharlaşma Sıvı-Sıvı Sıvı ekstraksiyonu Süperkritik ekstraksiyon Katı-Akışkan Filtrasyon

Detaylı

KÜKÜRT DİOKSİT GAZI İLE ÜLEKSİT TEN BORİK ASİT ÜRETİMİ

KÜKÜRT DİOKSİT GAZI İLE ÜLEKSİT TEN BORİK ASİT ÜRETİMİ KÜKÜRT DİOKSİT GAZI İLE ÜLEKSİT TEN BORİK ASİT ÜRETİMİ İbrahim Hakkı Karakaş a*,mehmet Çopur b, M. Muhtar Kocakerim c, Zeynep Karcıoğlu Karakaş d a Bayburt Üniversitesi, Bayburt Meslek Yüksek Okulu, Bayburt

Detaylı

ATOM ve YAPISI Maddelerin gözle görülmeyen (bölünmeyen) en parçasına atom denir. Atom kendinden başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal metotlarla

ATOM ve YAPISI Maddelerin gözle görülmeyen (bölünmeyen) en parçasına atom denir. Atom kendinden başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal metotlarla ATOM ve YAPISI Maddelerin gözle görülmeyen (bölünmeyen) en parçasına atom denir. Atom kendinden başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal metotlarla kendinden farklı atomlara dönüşemezler. Atomda (+) yüklü

Detaylı

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Oluşumunda Kimyasal Ayrıştırma Etmenleri Ana kayanın kimyasal bileşimini değiştirmek

Detaylı

10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar

10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar 10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar kanunları Demir (II) sülfür bileşiğinin elde edilmesi Kimyasal

Detaylı

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM ATOMUN YAPISI Elementlerin tüm özelliğini gösteren en küçük parçasına atom denir. Atomu oluşturan parçacıklar farklı yüklere sa-hiptir. Atomda bulunan yükler; negatif

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU hasanyolcu.wordpress.com En az iki atomun belli bir düzenlemeyle kimyasal bağ oluşturmak suretiyle bir araya gelmesidir. Aynı atomda olabilir farklı atomlarda olabilir. H 2,

Detaylı

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ İLERİ SOL JEL PROSESLERİ Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Kaplama ve İnce Filmler Sol-jel kaplamalar birçok fonksiyona sahiptir. Bunlardan en belli başlı olanı, görünür ışık dalga boyunda transparan oksitlerin

Detaylı

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11 İÇİNDEKİLER Bölüm1: TEMEL KAVRAMLAR...1 1.1. İyon ve İyonizan Radyasyonlar...1 1.2. Radyoaktivite...3 1.3. Işınlama...3 1.4. Yarılanma Süresi...3 1.5. Radyolojik Birimler...4 1.6. Radyasyon Dozu...4 1.7.

Detaylı

PERİYODİK CETVEL Mendeleev Henry Moseley Glenn Seaborg

PERİYODİK CETVEL Mendeleev Henry Moseley Glenn Seaborg PERİYODİK CETVEL Periyodik cetvel elementleri sınıflandırmak için hazırlanmıştır. İlkperiyodik cetvel Mendeleev tarafından yapılmıştır. Mendeleev elementleri artan kütle numaralarına göre sıralamış ve

Detaylı

Gaz arıtımı sonucu oluşan ve tehlikeli maddeler içeren çamurlar ve filtre kekleri dışındaki gaz arıtımı sonucu oluşan çamurlar

Gaz arıtımı sonucu oluşan ve tehlikeli maddeler içeren çamurlar ve filtre kekleri dışındaki gaz arıtımı sonucu oluşan çamurlar Düzenli Depolama - 1. Sınıf (Tehlikeli Atık Düzenli Depolama) 01 03 04* Sülfürlü cevherlerin işlenmesinden kaynaklanan asit üretici maden atıkları 01 03 05* Tehlikeli madde içeren diğer maden atıkları

Detaylı

Çözeltiler. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006

Çözeltiler. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006 Çözeltiler Çözelti, iki veya daha fazla maddenin homojen bir karışımı olup, en az iki bileşenden oluşur. Bileşenlerden biri çözücü, diğeri ise çözünendir. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT

HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT 1 HİDROJEN ÜRETİMİ BUĞRA DOĞUKAN CANPOLAT 16360018 2 HİDROJEN ÜRETİMİ HİDROJEN KAYNAĞI HİDROKARBONLARIN BUHARLA İYİLEŞTİRİMESİ KISMİ OKSİDASYON DOĞAL GAZ İÇİN TERMAL KRAKİNG KÖMÜR GAZLAŞTIRMA BİYOKÜTLE

Detaylı

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi Kolloidler Bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5 -10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Çimento, su, agrega ve bu sistemin dispersiyonuna etki

Detaylı

HİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ

HİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ HİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ 26.09.2007 2 Giriş İnsan kemiği kendini yenileyebilme özeliğine sahiptir Kemikler kırıldığında iyileşmenin sağlanabilmesi için ilave desteğe gereksinim duyarlar

Detaylı

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM GENEL KİMYA ÇÖZELTİLER Homojen karışımlara çözelti denir. Çözelti bileşiminin ve özelliklerinin çözeltinin her yerinde aynı olması sebebiyle çözelti, «homojen» olarak nitelendirilir. Çözeltinin değişen

Detaylı

6.PPB (milyarda bir kısım) Kaynakça Tablo A-1: Çözelti Örnekleri... 5 Tablo B-1:Kolloidal Tanecikler... 8

6.PPB (milyarda bir kısım) Kaynakça Tablo A-1: Çözelti Örnekleri... 5 Tablo B-1:Kolloidal Tanecikler... 8 İçindekiler A. ÇÖZELTİLER... 2 1.Çözünme... 2 2.Homojenlik... 4 3.Çözelti... 5 4.Çözünürlük... 5 Çözünürlüğe Sıcaklık Ve Basınç Etkisi... 6 B. KARIŞIMLAR... 7 1.Çözeltiler... 7 2.Kolloidal Karışımlar...

Detaylı

MOL KAVRAMI I. ÖRNEK 2

MOL KAVRAMI I.  ÖRNEK 2 MOL KAVRAMI I Maddelerin taneciklerden oluştuğunu biliyoruz. Bu taneciklere atom, molekül ya da iyon denir. Atom : Kimyasal yöntemlerle daha basit taneciklere ayrılmayan ve elementlerin yapıtaşı olan taneciklere

Detaylı

SIVI NÜKLEER ATIKLARDAN STRONSİYUMUN UZAKLAŞTIRILMASINDA HİDROLİZLENMİŞ POLİAKRİLONİTRİL FİBERİN KULLANILABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ

SIVI NÜKLEER ATIKLARDAN STRONSİYUMUN UZAKLAŞTIRILMASINDA HİDROLİZLENMİŞ POLİAKRİLONİTRİL FİBERİN KULLANILABİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ X. Ulusal Nükleer Bilimler ve Teknolojileri Kongresi, 6-9 Ekim 2009,475-484 TR1100089 U. Kaplan SIVI NÜKLEER ATIKLARDAN STRONSİYUMUN UZAKLAŞTIRILMASINDA HİDROLİZLENMİŞ POLİAKRİLONİTRİL FİBERİN KULLANILABİLİRLİĞİNİN

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER»

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER» FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER» Uygun bir çözücü içerisinde bir ya da birden fazla maddenin çözündüğü veya moleküler düzeyde disperse olduğu tektür (homojen: her tarafta aynı oranda çözünmüş veya dağılmış

Detaylı

BİLEŞİKLER ve FORMÜLLERİ

BİLEŞİKLER ve FORMÜLLERİ BİLEŞİKLER ve FORMÜLLERİ Bileşikler ve Formülleri Bilinen yaklaşık 120 çeşit element vardır. Bu elementlerin yaklaşık % 90 ı tabiatta bulunur. Ancak bugün bilinen yaklaşık 30 milyon bileşik vardır. Buna

Detaylı

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir.

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir. GENEL KİMYA 1 LABORATUARI ÇALIŞMA NOTLARI DENEY: 8 ÇÖZELTİLER Dr. Bahadır KESKİN, 2011 @ YTÜ Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ DENEYİN AMACI Gazlarda söz konusu olmayan yüzey gerilimi sıvı

Detaylı

Malzeme Bilimi Ve Laboratuvarı KOROZYON. Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi

Malzeme Bilimi Ve Laboratuvarı KOROZYON. Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Malzeme Bilimi Ve Laboratuvarı KOROZYON Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Korozyon Tabiatta hemen hemen tamamı bileşik halde bulunan metallerin tabii hallerine dönüş çabasına korozyon denilebilir.

Detaylı

KİMYA II DERS NOTLARI

KİMYA II DERS NOTLARI KİMYA II DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Sulu Çözeltilerin Doğası Elektrolitler Metallerde elektronların hareketiyle elektrik yükü taşınır. Saf su Suda çözünmüş Oksijen gazı Çözeltideki moleküllerin

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 9.Çözünmüş İnorganik ve Organik Katıların Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK İnorganiklerin Giderimi Çözünmüş maddelerin çapları

Detaylı

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve güvenliği için Eğitim Seti

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve güvenliği için Eğitim Seti Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve güvenliği için Eğitim Seti Kimyasallar; herkesin yaşamının bir parçasıdır. Dünyada 5 7 milyon değişik türde kimyasal madde bulunmaktadır. Kimyasal maddeler

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM 06-07 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI. SINIF VE MEZUN GRUP KİMYA HAFTA DERS SAATİ. Kimya nedir?. Kimya ne işe yarar?. Kimyanın sembolik dili Element-sembol Bileşik-formül. Güvenliğimiz ve Kimya KONU ADI

Detaylı

KMB0404 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı III GAZ ABSORSPSİYONU. Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1

KMB0404 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı III GAZ ABSORSPSİYONU. Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 GAZ ABSORSPSİYONU Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Kuru kolon boyunca havanın basınç değişimi ile kolon içinde aşağı yönde akan suya absorbe olan CO2 miktarını tespit

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 WEBSİTE www2.aku.edu.tr/~hitit Dersler İÇERİK Metalik Malzemelerin Genel Karakteristiklerİ Denge diyagramları Ergitme ve döküm Dökme demir ve çelikler

Detaylı

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6 PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6 Periyodik sistemde yatay sıralara Düşey sütunlara.. adı verilir. 1.periyotta element, 2 ve 3. periyotlarda..element, 4 ve 5.periyotlarda.element 6 ve 7. periyotlarda

Detaylı

Termal Enerji Depolama Nedir

Termal Enerji Depolama Nedir RAŞİT AYTAŞ 1 Termal Enerji Depolama Nedir 1.1. Duyulur Isı 1.2. Gizli Isı Depolama 1.3. Termokimyasal Enerji Depolama 2 Termal Enerji Depolama Nedir Termal enerji depolama sistemleriyle ozon tabakasına

Detaylı

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352 Suyun sertliği, sabunu çökeltme kapasitesinin bir ölçüsüdür. Sabun suda mevcut kalsiyum ve magnezyum iyonları tarafından çökeltilir. Diğer çok değerlikli katyonlar da sabunu çökeltebilir. Fakat bunlar

Detaylı

1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ

1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ . ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ.4. Elektron Dizilimi ve Periyodik Sisteme Yerleşim Atomun Kuantum Modeli oluşturulduktan sonra Bohr, yaptığı çalışmalarda periyodik cetvel ile kuantum teorisi arasında bir

Detaylı

Pik (Ham) Demir Üretimi

Pik (Ham) Demir Üretimi Pik (Ham) Demir Üretimi Çelik üretiminin ilk safhası pik demirin eldesidir. Pik demir için başlıca şu maddeler gereklidir: 1. Cevher: Demir oksit veya karbonatlardan oluşan, bir miktarda topraksal empüriteler

Detaylı

Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir.

Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir. Anahtar Kavramlar Çözelti çözücü çözünen homojen hetorojen derişik seyreltik Birden çok maddenin kimyasal bağ oluşturmadan bir arada bulunmasıyla meydana gelen maddelere karışım denir. Solduğumuz hava;

Detaylı

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani madde yani bileşik

Detaylı

Dispers Sistemlerin Sınıflandırılması

Dispers Sistemlerin Sınıflandırılması DİSPERS SİSTEMLER Dispers Sistemlerin Sınıflandırılması 1-Dispers sistemde bulunan iki fazın gaz, sıvı veya katı oluşuna göre sınıflandırılabilirler. 2-Dispers sistemde dispers fazın partikül büyüklüğüne

Detaylı

ALKALİNİTE. 1 ) Hidroksitler 2 ) Karbonatlar 3 ) Bikarbonatlar

ALKALİNİTE. 1 ) Hidroksitler 2 ) Karbonatlar 3 ) Bikarbonatlar ALKALİNİTE Bir suyun alkalinitesi, o suyun asitleri nötralize edebilme kapasitesi olarak tanımlanır. Doğal suların alkalinitesi, zayıf asitlerin tuzlarından ileri gelir. Bunların başında yer alan bikarbonatlar,

Detaylı

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)

Detaylı

Bu tepkimelerde, iki ya da daha fazla element birleşmesi ile yeni bir bileşik oluşur. A + B AB CO2 + H2O H2CO3

Bu tepkimelerde, iki ya da daha fazla element birleşmesi ile yeni bir bileşik oluşur. A + B AB CO2 + H2O H2CO3 DENEY 2 BİLEŞİKLERİN TEPKİMELERİ İLE TANINMASI 2.1. AMAÇ Bileşiklerin verdiği tepkimelerin incelenmesi ve bileşiklerin tanınmasında kullanılması 2.2. TEORİ Kimyasal tepkime bir ya da daha fazla saf maddenin

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler MALZEME BİLGİSİ Dr.- Ing. Rahmi ÜNAL Konu: Katı Eriyikler 1 Giriş Endüstriyel metaller çoğunlukla birden fazla tür eleman içerirler, çok azı arı halde kullanılır. Arı metallerin yüksek iletkenlik, korozyona

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ. Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ İÇERİK

Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ. Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ İÇERİK İÇERİK Elementlere, Bileşiklere ve Karışımlara atomik boyutta bakış Dalton Atom Modeli Atom Fiziğinde Buluşlar - Elektronların Keşfi - Atom Çekirdeği Keşfi Günümüz Atom Modeli Kimyasal Elementler Periyodik

Detaylı

Hayat Kurtaran Radyasyon

Hayat Kurtaran Radyasyon Hayat Kurtaran Radyasyon GÜNLÜK HAYAT KONUSU: Kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi KĐMYA ĐLE ĐLĐŞKĐSĐ: Radyoterapi bazı maddelerin radyoaktif özellikleri dolayısıyla ışımalar yapması esasına dayanan

Detaylı

İ Ç İ NDEKİ LER. Çevre Mühendisliği ve Bilimi İçin Kimyanın Temel Kavramları 1. Fiziksel Kimya ile İlgili Temel Kavramlar 52.

İ Ç İ NDEKİ LER. Çevre Mühendisliği ve Bilimi İçin Kimyanın Temel Kavramları 1. Fiziksel Kimya ile İlgili Temel Kavramlar 52. İ Ç İ NDEKİ LER Ön Söz xiii K I S I M 1 Çevre Mühendisliği ve Bilimi İçin Kimyanın Temel Kavramları 1 BÖLÜM 1 Giriş 3 1.1 Su 4 1.2 Atık Sular ve Su Kirliliği Kontrolü 5 1.3 Endüstriyel ve Tehlikeli Atıklar

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-2 KİMYA TESTİ 25 HAZİRAN 2016 CUMARTESİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının

Detaylı

İÇERİK. Suyun Doğası Sulu Çözeltilerin Doğası

İÇERİK. Suyun Doğası Sulu Çözeltilerin Doğası İÇERİK Suyun Doğası Sulu Çözeltilerin Doğası Su içinde İyonik Bileşikler Su içinde Kovalent Bileşikler Çökelme Tepkimesi Asit-Baz Tepkimeleri (Nötürleşme) Yükseltgenme-İndirgenme Tepkimeleri Önemli Tip

Detaylı

KİM-117 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü

KİM-117 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü KİM-117 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü Bu slaytlarda anlatılanlar sadece özet olup ayrıntılı bilgiler ve örnek çözümleri derste verilecektir. BÖLÜM 5 ATOM ÇEKİRDEĞİNİN

Detaylı

TEHLİKELİ MADDE SINIFLANDIRMALARINDA TEHLİKE İŞARET VE LEVHALARININ ÖZELLİKLERİ

TEHLİKELİ MADDE SINIFLANDIRMALARINDA TEHLİKE İŞARET VE LEVHALARININ ÖZELLİKLERİ TEHLİKELİ MADDE SINIFLANDIRMALARINDA TEHLİKE İŞARET VE LEVHALARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan Abdurrahman KAR Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD) Ferhuniye Mah Mümtaz Koru Sok. Çetinkaya İş Merkezi

Detaylı

MODERN ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ VE KULLANİM ALANLARİ

MODERN ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ VE KULLANİM ALANLARİ MODERN ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ VE KULLANİM ALANLARİ Muhammed Aydın ARSLAN 16360007 İÇERİK Hidrojen Depolama Sistemleri Batarya Volan Süper Kapasitörler Süper İletken Manyetik Enerji Depolama HİDROJEN

Detaylı

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ Gelişen teknoloji ile beraber birçok endüstri alanında kullanılabilecek

Detaylı

MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.

MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. ve Tic. A.Ş. Sayfa : 1 / 12 1 ATIKLAR İÇİN NUMUNE SAKLAMA KOŞULLARI Parametre Numune Özelliği Numune Türü ICP ile Metal Tayinleri suları vb.), diğer her türlü sıvılar) Mikrodalgada (sıvı) yakılmış Minimum Numune Miktarı

Detaylı

Genel Kimya. Bölüm 7: ÇÖZELTİLER VE ÇÖZÜNÜRLÜK. Yrd. Doç. Dr. Mustafa SERTÇELİK Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü

Genel Kimya. Bölüm 7: ÇÖZELTİLER VE ÇÖZÜNÜRLÜK. Yrd. Doç. Dr. Mustafa SERTÇELİK Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Genel Kimya Bölüm 7: ÇÖZELTİLER VE ÇÖZÜNÜRLÜK Yrd. Doç. Dr. Mustafa SERTÇELİK Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü ÇÖZELTİ VE TÜRLERİ Eğer bir madde diğer bir madde içinde molekül, atom veya iyonları

Detaylı

Sıvılardan ekstraksiyon:

Sıvılardan ekstraksiyon: Sıvılardan ekstraksiyon: Sıvı haldeki bir karışımdan bir maddenin, bu maddenin içinde bulunduğu çözücü ile karışmayan ve bu maddeyi çözen bir başka çözücü ile çalkalanarak ilgili maddenin ikinci çözücüye

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

Bu birikintilerin giderilmesi için uygun kimyasallarla membranlar zaman içinde yıkanarak tekrar eski verimine ulaştırılırlar.

Bu birikintilerin giderilmesi için uygun kimyasallarla membranlar zaman içinde yıkanarak tekrar eski verimine ulaştırılırlar. VIIPOL CKS MEMBRAN TEMİİZLEME PROSEDÜRÜ 1.Giriş : Ne kadar iyi bir ön arıtma yapılırsa yapılsın, çalışan bir ters ozmoz ( RO ) sisteminde zaman içinde hamsu içinde bulunan ve ön arıtmadan geçebilen kolloidler,

Detaylı

BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL BİYOTEKNOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL Kromatografi, katı veya sıvı bir durağan fazın yüzeyine veya içine uygulanmış bir karışımdaki moleküllerin, sıvı veya gaz halindeki bir hareketli

Detaylı

FİZ314 Fizikte Güncel Konular

FİZ314 Fizikte Güncel Konular FİZ34 Fizikte Güncel Konular 205-206 Bahar Yarıyılı Bölüm-7 23.05.206 Ankara A. OZANSOY 23.05.206 A.Ozansoy, 206 Bölüm 7: Nükleer Reaksiyonlar ve Uygulamalar.Nötron İçeren Etkileşmeler 2.Nükleer Fisyon

Detaylı

Element ve Bileşikler

Element ve Bileşikler Element ve Bileşikler Aynı cins atomlardan oluşan, fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamayan saf maddelere element denir. Bir elementi oluşturan bütün atomların

Detaylı

Sınıf 5.1 maddeleri ve bu gibi maddeleri içeren nesneler aşağıdaki şekilde alt gruplara ayrılır:

Sınıf 5.1 maddeleri ve bu gibi maddeleri içeren nesneler aşağıdaki şekilde alt gruplara ayrılır: 2.2.51 Sınıf 5. 1 Yükseltgen maddeler 2.2.51.1 Kriterler 2.2.51.1.1 Sınıf 5.1 başlığı, kendilerinin alevlenir olmaları gerekmediği halde, genellikle oksijen vererek başka malzemelerin yanmasına neden olan

Detaylı

Korozyon tanımını hatırlayalım

Korozyon tanımını hatırlayalım 8..20 Korozyonun kimyasal ve elektrokimyasal oluşum mekanizması Korozyon tanımını hatırlayalım Korozyon tepkimeleri, çoğu metallerin termodinamik kararsızlığı sonucu (Au, Pt, Ir ve Pd gibi soy metaller

Detaylı

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM 1. Giriş Malzemelerde üretim ve uygulama sırasında görülen katılaşma, çökelme, yeniden kristalleşme, tane büyümesi gibi olaylar ile kaynak, lehim, sementasyon gibi işlemler

Detaylı