SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI"

Transkript

1 T.C. KAMU GÖZETİMİ MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU T.C. BEYKENT ÜNİVERSİTESİ MODÜL - III SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Sudi APAK Doç. Dr. Turgut ÖZKAN Yrd. Doç. Dr. Sıtkı SÖNMEZER Yrd. Doç. Dr. Bünyamin GÜRPINAR İSTANBUL

2 İÇİNDEKİLER Sayfa No. Ders İzlencesi 3-5 Kısım 1: Finansal Sistem, Sermaye Piyasaları ve Sermaye Piyasası Mevzuatı Kısım 2: Bankacılık Mevzuatına İlişkin Konular Kısım 3: Sigortacılık ve Özel Emeklilik Mevzuatı

3 Ders SERMAYE PİYASASI, BANKACILIK, SİGORTACILIK VE ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI DERS İZLENCESİ Toplam Ders Saati Öğretim planındaki AKTS 42 6 Dersi veren Prof. Dr. Sudi APAK Doç. Dr. Turgut ÖZKAN Yrd. Doç. Dr. Sıtkı SÖNMEZER Yrd.Doç.Dr.Bünyamin GÜRPINAR Dersin Amacı Ders İçeriği Dünyada etkinliğini her geçen gün daha da arttıran finansal sistem hususunda katılımcıları bilgilendirmek ve gelişmekte olan sermaye piyasalarımızın yapısını ve sermaye piyasası mevzuatını öğrenmek, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nu inceledikten sonra, bankalarda muhasebe usullerine, faaliyet raporlarının hazırlanmasına ve usullerine, bankaların iç sistemlerine yer vermek, kredi ve karşılık konularını, bankaların birleşme, bölünme ve hisse değişimini tartışmak, sigortacılık ve risk yönetimi kavramı hakkında bilgi vermek, riskin ölçülme, değerlendirme ve analiz yöntemlerini tanıtmak, sigorta, sigorta türleri, sigortanın faydaları hakkında bilgilendirmek, risk ile sigorta arasındaki ilişkiyi tartışmak, hayat, hayat-dışı ve bireysel emeklilik mevzuatını öğrenmek, sigorta işlemlerinin nasıl muhasebeleştirildiğini kavramaktır. 1. Finansal Sistem, Sermaye Piyasaları ve Sermaye Piyasası Mevzuatı 1.1.Finansal Sistem 1.2.Finansal Kurumlar 1.3.Sermaye Piyasaları 1.4.Finansal Araçlar 2. Bankacılık Mevzuatına İlişkin Konular Sayılı Bankacılık Kanunu 2.2.Bankalarca ve Katılım Bankalarınca Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve Finansal Tablolar 2.3.Bankaların İç Sistemleri, Yapısal Pozisyon 2.4.Bankaların Kredi İşlemleri 2.5.Bankaların Birleşme, Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi 3. Sigortacılık Mevzuatı 3.1. Sigortacılık ve Risk Yönetimi 3.2.Sigortacılıkta İç Sistemler 3.3.Hayat ve Hayat Dışı Sigortalar 3

4 3.4.Özel Emeklilik Sistemi 3.5.Sigorta Muhasebesi ve Teknik Karşılıklar HAFTA KONULAR Finansal Sistem, Sermaye Piyasaları ve Sermaye Piyasası Mevzuatı 1.1.Finansal Varlıklar, Finansal Piyasalar, Finansal Kurumlar 1.2.Finansal Piyasaların Küreselleşmesi 1.3.Finansal Yeniliklerin Sınıflandırılması 1.4.Finansal Araçlar: Hisse Senedi, Tahvil 1.5.Türev Finansal Araçlar: Vadeli işlemler, Futures Sözleşmeleri 1.6.Yatırım Fonları ve Çeşitleri Sermaye Piyasası Kurulu ve Mevzuatı 1.8.Borsa İstanbul (BİST) Tarihçesi ve Mevzuatı Halka Arz 1.10.Halka Arz Kriterleri T.C. Merkez Bankası 1.12.Mevduat Bankaları 1.13.Ulusal ve Uluslararası Borsalar 2. Bankacılık Mevzuatına İlişkin Konular Sayılı Bankacılık Kanununun 1-5,15-19,21-33, 36-57, 60-64, Maddeleri 2.2.Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar 2.3.Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanması ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar 2.4.Bankalarca ve Katılım Bankalarınca Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve Finansal Tablolar 2.5.Bankaların Konsolide Finansal Tablolarının Düzenlenmesi 2.6.Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar 2.7.Bankaların İç Sistemleri 2.8.Bankaların Özkaynakları 2.9.Türev Araçların Muhasebeleştirilmesi 2.10.Yapısal Pozisyon 2.11.Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Özkaynak Standart Oranının Bankalarca Solo Bilanço ve Konsolide Bazda Hesaplanması 2.12.Bankaların Kredi İşlemleri 2.13.Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar 2.14.Bankaların Birleşme, Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi 4

5 Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları 2.16.Finansal Holding Şirketleri 3. Sigortacılık Mevzuatı 3.1.Türkiye de Sigortacılık Uygulamaları 3.2.Sigortacılık ve Risk Yönetimi 3.3.Sigortacılıkta İç Sistemler 3.4.Hayat Sigortaları 3.5.Hayat Dışı Sigortalar 3.6.Reasürans 3.7.Özel Emeklilik Sistemi Sigorta Muhasebesi 3.9.Teknik Karşılıklar KAYNAKLAR Ders Notu adresinden yayınlanan indirilebilir ders malzemeleri (Uzaktan eğitim öğrencileri için kendi platformlarında yayınlanan ders notları), Yazılı Doküman ve Slaytlar Diğer Kaynaklar Bkz. Kaynakça 5

6 KISIM : 1 FİNANSAL SİSTEM SERMAYE PİYASALARI VE SERMAYE PİYASASI MEVZUATI HAZIRLAYANLAR: Prof. Dr. Sudi APAK Yrd. Doç. Dr. Sıtkı SÖNMEZER Yrd. Doç. Dr. Bünyamin GÜRPINAR İSTANBUL

7 1. SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 1.1. SERMAYE PİYASASI KANUNU 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiş ve tarihinde sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. Anılan Kanunun 150. maddesi gereğince Kanun, tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yine anılan Kanunun 139. maddesi gereği, tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Madde 139 gereği, mevzuatta 2499 sayılı Kanun hükümlerine yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunu madde 140 hükmüyle, 3/10/1983 tarihli ve 91 sayılı Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmış, madde 141 hükmüyle, 9/12/1994 tarihli ve 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz bir gelişmenin ortaya çıkması ve bu durumun Finansal İstikrar Komitesi tarafından tespiti hâlinde, alınacak tedbirleri belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olup, ilgili bütün kurum ve kuruluşlar belirlenen bu tedbirleri derhâl uygulamakla yetkili ve sorumludur. Bu genel bilgilerden sonra 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu nun önce genel anlamda çıkarılış gerekçelerine ve daha sonra da önemli hükümleri ile bunların gerekçelerine işaret edilecektir sayılı Sermaye Piyasası Kanunu nun gene gerekçesinde; Ülkemizin özellikle son on yıl içinde göstermiş olduğu ekonomik istikrar ve buna paralel olarak mali piyasaların sağlıklı bir yapıya kavuşmaya başladığı, ancak söz konusu gelişmelerin kalıcı etkiler sağlaması için dünya ile rekabet edebilir, yüksek standartlarda ve özellikle yeni şartlara uygun bir mevzuat altyapısının da kurulması gerekliliği ifade edilmiştir. Menkul kıymet piyasalarında hem ihraççılar hem de yatırımcılar için en önemli konulardan biri, ekonomide güven ve istikrar ortamının sağlanmasıdır. Enflasyon oranlarında kaydedilen düşüşler, faiz oranlarının iniş göstermesi, ayrıca makroekonomik göstergelerdeki olumlu değişmeler ve genel büyüme eğiliminin devam etmesi, gerek yerli gerekse yabancı mali piyasa katılımcıları için olumlu bir ortam sunmaktadır. Bu olumlu gelişmelerin yansımaları da vade tercihlerinin uzamaya başlaması gibi sonuçlarla kendini göstermektedir. Türk sermaye piyasaları, mevzuat altyapısı bakımından ciddi bir eksikliğe sahip olmamakla birlikte, faaliyet hacmi açısından yukarıda da özetlendiği gibi, dünya sermaye piyasaları ile karşılaştırıldığında henüz çok gerilerde yer almaktadır. Bu durumun kaynağı da çok büyük ölçüde ülkemizin içinde bulunduğu genel ekonomik şartlarla bağlantılıdır. 7

8 Türkiye de Sermaye piyasalarının gelişebilmesi için ekonomik ortamla birlikte, hem genel hukuki altyapı hem de sermaye piyasası ile ilgili mevzuat altyapısının sermaye piyasalarını destekleyici bir ortam oluşturmaları da çok büyük öneme sahip bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle Sermaye Piyasası Kanununda yapılan değişikliklerle, hem ülkemizde tasarrufların artırılması hem de bu kaynakların ülke ekonomisi için en etkin şekilde kullanılmasında sermaye piyasalarımızın daha aktif bir rol üstlenebilmesi amaçlanmaktadır. Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan olumlu gelişmeler ve bu gelişmelerin devam edeceğine dair beklentiler, sermaye piyasalarının ekonomik gelişmemizde daha aktif rol oynaması için gerekli ekonomik ortamın uygun olduğunu göstermektedir. Bu ortam içinde, gerekli mevzuat altyapısının da yeni gelişmeler ışığında iyileştirilmesi ile sermaye piyasalarımızın önümüzdeki dönemde hızla gelişme göstermesi beklenmektedir. Nihayet, ileriye dönük bilimsel tahminler finans dünyamızın çarpıcı şekilde yeniden yapılanacağını göstermektedir senesinde dünyadaki finansal varlıkların toplam değerinin 200 trilyon dolar mertebesinde olduğu ve bunun %20 sinin (40 trilyon dolar) gelişmekte olan ülkelerde yer aldığı hesaplanmaktadır. Toplam büyüklüğün 2020 senesi itibariyle 400 trilyon dolara yaklaşacağını ve daha önemlisi gelişmekte olan ülkelerin payının %30 u (120 trilyon dolar) geçeceği tahmin edilmektedir. Daha dikkat çekici bir gelişme tahmini ise yine 2020 senesine kadar dünya genelinde takriben 12 trilyon dolarlık bir sermaye açığı olacağıdır. Başka bir deyişle, firmaların sermaye ihtiyacı ile arz edilen sermaye miktarı arasında çok ciddi bir fark oluşacaktır. Bu durumun dünya ortalamasından daha hızla büyüyen gelişmekte olan ülkeler için ortaya çıkartacağı problem aşikârdır. Tek çözüm, özellikle ileri gelişmekte olan ülkeler için, sermaye piyasalarını hızla büyütmek ve tasarrufları artırarak bu piyasalara kaymasını sağlamaktır. Aksine bir çözümsüzlük global dengelerin beklenmeyecek şekilde farklı değişmesidir ki bu ihtimal arzu edilmeyen sonuçları doğurabilir. Genel Gerekçeye göre yeni bir Sermaye Piyasası Kanunu yapma ihtiyacı aşağıdaki nedenlerle ortaya çıkmıştır: Birincisi, 2008 küresel finans krizi ve krizin genel etkileri ile küresel finansal krizin Türkiye deki etkileri ve sermaye piyasasında yaşanan bazı olumsuzluklar, ikincisi ise Yeni Türk Ticaret Kanunu nun sermaye piyasalarına etkisidir. 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (mevcut TTK), 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır sayılı Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK-6102 sayılı TTK), 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni TTK ile mevcut TTK nın yürürlükten kaldırarak, son derece kapsamlı ve önemli bir reform yapılmaktadır. Bu kapsamda pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkının genişletilmesi ve modern bir yapıya kavuşturulması, buna paralel olarak özel denetçi talep hakkının bireysel bir hak haline dönüştürülmesi, yeni azınlık haklarının ihdas edilmesi, pay sahiplerine haklı sebeplerle ortaklığın feshini dava etme hakkının tanınması, ortaklığın kendi paylarını iktisap yasağına ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi, azınlığa tanınan bilanço görüşmelerinin ertelenmesini talep hakkının sağlıklı bir düzenlemeye kavuşturulması, rüçhan hakkının sınırlandırılması hususunda genel kurula yetki tanınması suretiyle pay sahiplerinin korunması, 8

9 elektronik yöntemlerle genel kurul toplantılarına katılımın sağlanması gibi düzenlemelerle pay sahiplerinin anonim ortaklık içindeki konumu güçlendirilmiştir. TTK nın hazırlanması, Sermaye Piyasası Kanunu nun TTK ya uyumlu hale getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Yeni TTK da, sermaye piyasası mevzuatını açıkça saklı tutan hükümler (md. 332/4, 344/2, 460/7, 499/5, 506/2, 507/3, 528/1, 552/3) bulunduğu gibi, Sermaye Piyasası Kurulu na belirli konularda düzenleme yetkisi tanıyarak, yapılacak sonraki tarihli özel düzenlemelerin kapsamını tayin eden hükümler (Pay senetlerinin halka arz edilmesi (346), Borsa şirketlerinin kendi paylarını iktisabı (379/5), Borsa şirketlerinde genel kurul toplantısı katılımı (417/5), Temsilcilerin şirkete bildirimi (431/1), Kurumsal yönetim (1529) bunlar arasında sayılabilir) de Yeni TTK nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, sermaye piyasası mevzuatının yeni oluşan duruma uyum sağlaması gereğini ortaya çıkarmıştır. 1.2.YENİ SERMAYE PİYASASI KANUNU İLE GETİRİLEN YENİLİKLER Kanunun Hazırlanmasında Belirleyici Olan Temel Faktörler Yürürlüğe giren Yeni Sermaye Piyasası Kanunu başlangıcı Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardımı (Pre-Accession Assistance) niteliğindeki bir Eşleştirme Projesi ne (Twinning Project) dayanmaktadır. Proje boyunca sürdürülen eşleştirme çalışmaları, yeni Sermaye Piyasası Kanununun AB Müktesebatına (Acquis Communautaire) tam uyum hedefine yönelik olarak gerçekleştirilmiş ve proje neticesinde, müktesebata tam uyuma yönelik bir metin ortaya çıkmıştı. Eşleştirme Taslağı diyebileceğimiz bu metin, AB ye tam üyelik hedefine yönelik olduğu için ilgili AB Direktiflerine uyum amacının ağır bastığı bir niteliğe sahipti. Buna karşın Kanunun hazırlanma süreci içerisinde yalnızca AB Müktesebatına tam uyum hedefi, tek başına belirleyici bir faktör olarak değerlendirilmemelidir. Eşleştirme Taslağı üzerindeki çalışmalardan çok önce başlayan ve Türk Ticaret Hukukuna ilişkin temel esasları belirleyen, temel kurum ve ilişkileri düzenleyen Türk Ticaret Kanunu Kanunsı üzerindeki teknik çalışmalar, anılan Eşleştirme Projesinin başlatıldığı sıralarda tamamlanmak üzereydi. Ağırlıklı olarak anonim şirketler hukuku reformu olarak kabul edilebilecek olan Yeni TTK, 1956 tarihli Türk Ticaret Kanunundan sonraki en kapsamlı ve nihai hedefe ulaşan bir çalışma olarak kabul edilebilir. Yeni TTK nın kanunlaşması ile özellikle anonim şirketler hukuku alanında daha ziyade İsviçre Hukukunu mehaz alan, ancak bunun yanında AB ye uyum ve bu alandaki küresel gelişmelerden geri kalmama amacını taşıyan temel bir yasaya sahip olunması sonucunu doğurmuştur. Nihayet, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun ilk yürürlüğe girdiği 1981 yılından bu yana, 1992 yılındaki kamuyu aydınlatma sistemine geçmeye ve 1999 sonundaki ağırlıklı olarak ikincil piyasaya yönelik değişiklikler dışında, esaslı bir değişikliğe uğramamış olması önemli bir eksiklik olarak belirmektedir. Bir noktaya kadar ikincil düzenlemeler ile giderilmeye çalışılan bu eksiklik, piyasaların değişen ve gün geçtikçe daha da karmaşıklaşan 9

10 yapıları da dikkate alındığında, mevcut metnin geçen zaman içerisinde daha elverişsiz bir hale gelmesine neden olmuştur. Burada, sermaye piyasasını bu zamana kadar taşımayı başarabilen mevcut Sermaye Piyasası Kanununun, dile getirilebilecek tüm eksikliklerinin yanında, sağlam bir hukuki kurguya ve yeniliklere açık bir düzenleme felsefesine sahip olduğu gerçeğinin de altı çizilmelidir. Yukarıda açıklanan bu üç husus Kanunun hazırlanmasına belli bir dereceye kadar etkili olmuştur. Bununla birlikte, Kanun incelendiğinde, ne AB Müktesebatının, ne 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ne de 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun yeni Kanunda yer alan düzenleme şekil ve tercihlerinde gereğinden fazla belirleyici olmadığı görülecektir. Bunun nedeni sermaye piyasası kanununun piyasa düzenleyici bir metin olmasında yatmaktadır. Sermaye piyasasını düzenleyici temel metinler, hatta ikincil düzenlemeler her aşamada ihraççı, yatırımcı ve piyasa işlemi üçlüsünü dikkate alarak hazırlanmalıdır. Örnek vermek gerekirse, halka açık hale gelen bir anonim şirket, artık bir anonim şirket olmanın yanında bir piyasa bileşeni olarak da kabul görmelidir. Hatta, kimi zaman piyasa bileşeni kimliği daha ön planda tutulmalıdır. Rüçhan hakkının kullanılması, sermaye artırımı veya halka açık anonim ortaklığın yönetim organının oluşturulması işi geniş anlamda bir piyasa işlemi olarak görülmeli ve ileri boyutta bu bakış açısıyla düzenlenmelidir. Benzer şekilde, müşterileri ile sermaye piyasası kurumları arasındaki ilişkiler, ilişkinin dayandığı hukuki kalıpların dışında ele alınmalıdır (takas kesinliği, sözleşme özgürlüğü-yatırımcının korunması-çerçeve sözleşmeler, yanlış ve yanıltıcı bilgiden doğan zararda illiyet bağının tespiti gibi). Zira, sayılan durumlarda söz konusu olan piyasanın iki bileşenidir. Aksi halde, yani piyasa düzenleyici metnin, düzenlediği piyasaların bileşenlerini her aşamada göz önünde bulundurmaması halinde, temel düzenleme düsturları olan şeffaflık (transparency), mesuliyet (accountability), orantılılık (proportionate), tutarlılık (consistency) bir dereceye kadar yerine getirebilecekse de, sadece uygun şekilde yapılan bir değerlendirmenin gerektirmesi halinde müdahalede bulunma (targeted only at cases where the action is needed) düsturuna aykırı olmanın sonuçlarını yaşayacaktır. Bu sonuçlardan en hafifi büyük veya küçük ölçekli bir piyasa başarısızlığının (market failure) ortaya çıkmasıdır. Burada sözü edilen, piyasaların geçişliliği ve olası tepkileri dikkate alınmak suretiyle yoğunluğu uygun şekilde ayarlanmış bir müdahaledir. Zira piyasalar ve bileşenleri içeride ve dışarıda, mikro ve makro düzeyde birbirine bağlıdır ve geçişkendir. Bunun yanında, uluslararası planda sermaye piyasaları, sürekli ve artan bir rekabete de sahne olmaktadır. Burada teknik manada bir rekabetten ziyade piyasa süreçlerine dahil olamayanların dışlanması, göz ardı edilebilir duruma düşmesi hali kastedilmektedir. Sermaye piyasalarımızın sahip olduğu operasyonel alandaki rekabet gücü düzenlemelerle desteklenmedikçe dünya piyasalarında hak ettiğimiz yere ulaşmamız imkânsızdır. Bu destek ise, en uygun şekilde piyasa bakış açısının hâkim olduğu yeni bir sermaye piyasası kanunu ile verilebilir. Bu gerçekler, Kanunun hazırlanması sürecinde diğerlerine nazaran daha baskın bir rol oynamıştır. Bu anlayışla hazırlanan Kanunun genelinde muhafaza edilmek istenen iki hususiyet vardır. Bunlardan birincisi, Kanunun, zaman zaman detaya girse de, aslında bir 10

11 çerçeve kanun olarak kalması gerektiğidir. İkincisi ise, ilkine bağlı olarak piyasalara gerekli olan esnek ve gelişmelere tepki verebilme, uyum kabiliyetinin, öngörülebilirlik ihtiyacı gereği sınırları belirlenmiş bir şekilde ikincil düzenleme yapma yetkisinin düzenleyici otoriteye verilmesidir. Özellikle ikincil düzenlemelerin yapılması konusunda kanun ile alınmak istenen yetkinin uygun şekilde sınırlanması bu Kanunun tamamlanmasının önündeki büyük bir zorluk olarak görülebilir. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde Sermaye Piyasası Kanunu teknik gereklilikler ile piyasa yaklaşımının düzenleyici metne en uygun şekilde geçirilme çalışması olarak kabul edilmelidir. Son olarak, Kanun ile öngörülen tedbir ve yaptırım sisteminde yapılan değişikliklerin genel olarak değerlendirilmesi üzerinde de durulmalıdır. Sermaye piyasası hukuku, sermaye piyasasının, bu piyasaya özgü ihtiyaç ve gereklilikleri içerecek ve sermaye piyasasının işleyiş esaslarını gözetecek şekilde düzenlemesi, yapılan düzenlemelere bu düzenlemenin muhataplarının uygun hareket edip etmediklerinin denetlenmesi ile denetim sonuçlarına göre etkin ve caydırıcı tedbir ve yaptırım uygulanması sacayağına dayanmaktadır. Başka bir deyişle, düzenlemelerin etkinliği, etkili ve caydırıcı yaptırım düzeninin sağlanması ile mümkün olabilir. Mevcut düzenlemede bu etkinliğin sağlanması yönündeki eksikliklerin giderilmesi de Kanunda özellikle gözetilmiştir. Bunun için 2499 sayılı SPK nın öngördüğü yaptırım düzeninin son on yıllık sonuçları değerlendirilmiş ve buradan çıkan sonuçlar da dikkate alınarak, sermaye piyasası suçlarına ilişkin bölümde önemli bir reform yapılmıştır. Zira, 2499 sayılı SPK nın öngördüğü yaptırım düzenine ilişkin değerlendirmeler, mevcut yaptırım sisteminin ekonomik suça ekonomik ceza yaklaşımı çerçevesinde tümüyle gözden geçirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır Sermaye Piyasası Araçları ve İhraççılara İlişkin Yenilikler Mevcut Kanun da yer alan sermaye piyasası araçlarının Kurul kaydına alınma sistemi kaldırılarak yerine AB mevzuatına paralel bir biçimde, izahnamenin Kurulca onaylanması uygulaması sistemine geçilmiştir. Diğer yandan izahnamede yapılan değişikliklerin yayımlanmasından itibaren iki iş günü içinde yatırımcıların taleplerini geri alma hakkı tanınmıştır. İzahname geçerlilik süresi kavramı de ilk kez ülkemiz mevzuatına kazandırılarak, her ihraç öncesi onay, tescil ve ilan süreçlerinin tekrarlanmasının ve her araç için farklı izahname hazırlanmasının getirdiği ek maliyetlerin azaltılarak ihraçlara kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Paylarının piyasa fiyatı veya defter değeri, nominal değerinin altında olan şirketlerin nominal değerinin altında bir fiyatla pay ihraç edebilmesine Kurulca izin verilmesi imkanı getirilerek, payları nominal değerin altında işlem gören borsa şirketlerinin finansal sorunlarının derinleşmesinin önlenmesi amaçlanmıştır. Sermaye piyasası araçlarının değerini, piyasa fiyatlarını veya yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyebilecek nitelikteki tüm bilgi, olay ve gelişmelerin kamuya açıklanacağı hüküm altına alınarak, özel durum açıklaması yapacak kişilerin ve özel durum açıklamasına konu 11

12 hususların kapsamı genişletilmiş ve kamunun daha etkin bir şekilde aydınlatılması amaçlanmıştır. Mevcut Kanun da 250 ortak olan halka arz olunmuş sayılma kriteri, Kanun ile 500 e çıkarılmış ve ortaklıkların halka açık ortaklık statüsüne kavuştuktan sonra en geç iki yıl içerisinde işlem görmek için borsaya başvurmak zorunda olduğu düzenlenmiştir sayılı TTK ile verilen yetki göz önünde bulundurularak Kurul a Kurumsal Yönetim ilkelerine uyumu borsada işlem gören şirketler açısından kısmen veya tamamen zorunlu tutma yetkisi verilmiştir. Kurul un temettü oranı belirlemesi uygulaması yerine halka açık ortaklıkların genel kurulları tarafından belirlenecek kâr dağıtım politikaları çerçevesinde karlarını dağıtabilecekleri düzenlenmiş, ancak ihtiyaçlara göre Kurul a sektör ve şirket bazında farklı esaslar belirleme yetkisi verilmiştir sayılı TTK ile getirilen anonim ortaklıkların kendi paylarını iktisabına ilişkin düzenlemelerin halka açık şirketler için uygulanmasında ortaya çıkabilecek olası sorunları bertaraf amacıyla tüm halka açık ortaklıklar için Kurul a pay geri alımlarına ilişkin düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Halka açık ortaklıklar için önemli nitelikteki işlemler tanımlanarak, bu işlemlerde uyulacak usul ve esasları belirleme yetkisi Kurul a verilmiş ve bu işlemler gerçekleştirilirken Kurulca belirlenen esaslara uyulmaması durumunda Kurul a, idari para cezası tesisinin yanı sıra işlemin iptali ve bunun dışında telafi edici tedbirler alma yetkileri verilmiştir. Halka açık ortaklıklar bakımından ilk kez, önemli kararların alındığı genel kurullara katılarak olumsuz oy kullanan pay sahiplerine paylarını şirkete satma hakkı veren ayrılma hakkı düzenlenmiştir. Tebliğ ile düzenlenen pay alım teklifine ilişkin esaslar Kanun a taşınırken, Kurul un bu zorunluluğa uyulmaması durumunda uygulayabileceği yaptırımlar güçlendirilmiştir. Yine ilk kez pay alım teklifi sonrası belirli bir pay oranına ulaşan ortaklara, kalan azınlığı ortaklıktan çıkarma hakkı ile teklif sonrasında azınlık haline gelen pay sahiplerine paylarını ortaklığa satma hakkı getirilmiştir. Üst üste beş yıl zarar eden ortaklıklarda yapılacak ilk genel kurul toplantısında imtiyazların kaldırılacağı hüküm altına alınmış ve böylece imtiyaza sahip grupların diğer ortakların da menfaatine uygun davranmasının ve verimsiz yönetimlerin değiştirilerek şirketi daha iyi yönetecek kişilerin göreve gelmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Borçlanma aracı niteliğinde sermaye piyasası aracı ihraçlarına ilişkin limit belirleme yetkisinin, halka açık ortaklıklar için Kurula, halka açık ortaklıklar dışında kalan ihraççılar için ise ilgili Bakan da olduğu düzenlenmiştir. Kamuyu aydınlatma belgeleri ayrı bir kavram olarak mevzuatta ilk kez düzenlenmiş olup; genel olarak yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgilerin yer aldığı kamuyu aydınlatma belgelerine 12

13 dayanarak işlem yapan yatırımcıların tazminat hakları ile sorumluların kurtuluş karineleri belirlenmiştir. Belirlenen esaslar ile yatırımcı güveninin oluşturulması ile bilgiden doğan sorumlulukların belirlenmesi açısından dengeli bir yaklaşım benimsenmeye çalışılmış ve kamuyu aydınlatma belgeleri ile duyurulan bilginin sermaye piyasaları açısından önemi vurgulanmıştır. Belirli şartları taşıyan ortaklıkların yanı sıra, büyüklük, satış yapılan yatırımcılar, verilen garantiler, borsada işlem görme, satış yöntemi gibi belirli nitelikleri itibariyle ihraçların da kısmen veya tamamen Kanun kapsamındaki yükümlülüklerden muaf tutulabileceği hükme bağlanmıştır. Yönetim kurulu üyelerinin sermaye piyasası mevzuatına aykırı işlemleri sebebiyle ortaklığın katlanmak zorunda kaldığı idari para cezalarının, ortaklığın sorumlu yönetim kurulu üyelerine rücu edilmesinin zorunlu olduğu düzenlenerek; ortaklığın ve yatırımcıların malvarlıksal haklarının korunması ve karın azaltılmasının engellenmesi amaçlanmıştır. Çok ortaklı şirketlerin yönetim mekanizmalarında yaşanabilecek olası çıkar çatışmalarını engellemeyi amaçlayan kurumsal yönetim kavramı, modern yönetim anlayışının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan sermaye piyasalarında halka açılma şartı, kotasyon şartı gibi çeşitli formlar altında karşımıza çıkan kurumsal yönetim düzenlemeleri, şirketin menfaatlerinin yöneticilerin veya yatırımcı gruplarının menfaatleri karşısında korunmasını sağlamayı hedeflemekte ve bu yönde bir yönetim ve ilişkiler altyapısını oluşturmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda kurumsal yönetim kavramı ve Kurulumuzun bu konudaki yetkilerine Kanunda yer verilmiştir. Kurumsal yönetim konusunda yapılan düzenlemeler ile getirilen bağımsız yönetim kurulu üyeliği gibi koruma mekanizmalarının ve pay sahipliği hakları ile kamuyu aydınlatma açısından yüksek standartların, yerli ve yabancı bireysel ve kurumsal yatırımcıları hisse senedi piyasalarına çekmek suretiyle şirketlerimizin sermaye piyasalarından finansman imkânlarını genişletmek için bir teşvik unsuru olması beklenmektedir. Daha önce Tebliğ ile düzenlenen kira sertifikası ve varlık kiralama şirketleri kavramları ile bunlara ilişkin temel esaslara Kanun da da yer verilmiştir Finansal Raporlama, Bağımsız Denetim, Derecelendirme ve Değerlemeye İlişkin Yenilikler Finansal raporlar, işletmelerin faaliyetleri hakkında bilgi edinmenin en temel aracıdır. Bu özelikleri nedeniyle finansal raporlar, kamuyu aydınlatma prensibi kapsamında olmazsa olmaz bir önemi haizdir. Finansal raporların uluslararası standartlara uygun ve kaliteli bir şekilde hazırlanması kadar önemli bir diğer husus ise, bu raporların yine uluslararası standartlara uygun bir şekilde bağımsız denetime tabi tutulmasıdır sayılı TTK nın 88 inci maddesinde Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu na, bu kanuna tabi tüm gerçek ve tüzel kişilerce uygulanması zorunlu, uluslararası muhasebe/finansal raporlama standartları ile uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları nı 13

14 yayımlama yetkisi verilmiştir. Maddede, diğerlerinin yanında, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamındaki tüm kurumların finansal tabloları ile konsolide finansal tablolarına ilişkin özel hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, 6102 sayılı TTK çerçevesinde Kurulun muhasebe standartları alanında, Türkiye Muhasebe Standartları ile uyumlu ikincil düzenlemeler yapma imkânı bulunmaktadır. Kanun ile bu konuda düzenleme yapma yetkisi Kurul a verilmektedir. Diğer taraftan halka açık ortaklıkların ve sermaye piyasası kurumlarının bağımsız denetimi konusunda da Kanunda düzenlemeler yer almaktadır. Bu alanda, kısa bir süre önce kurulan yeni bir üst kuruldan bahsedilmesi yerinde olacaktır tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 660 sayılı KHK ile kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Ticaret Kanunu ndakine benzer şekilde diğer kurumların yanında Kurul a Denetim Standartları Kurulu tarafından yayınlanan standartlara aykırı olmamak ve Denetim Standartları Kurulu nun onayını almak kaydıyla ikincil düzenleme yapma imkanı getirilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde, Sermaye Piyasası Kanunu na tabi tüm kurum ve kuruluşların finansal raporlama standartları, söz konusu raporların kesinleşmesi, raporlardan doğan sorumluluk, bunların kamuya açıklanması ve bağımsız denetime tabi tutulma esasları hakkında düzenleme yapılmıştır. Diğer taraftan Kanun ile sermaye piyasasında derecelendirme ve değerleme alanlarında düzenleme yapma yetkisi Kurul a tanınmış, bu kurumların sorumluluk esasları açıkça belirlenmiştir Sermaye Piyasası Faaliyetleri, Aracılar, Özdüzenleyici Kuruluşlara İlişkin Yenilikler Kanun değişikliği ile sermaye piyasası faaliyetleri anlamında, 2499 sayılı Kanunda yer alan kurum bazlı düzenleme yerine faaliyet bazlı düzenleme esası benimsenmiştir. Bu konudaki temel tetikleyici unsur gerek AB düzenlemelerinde gerekse finansal kriz sonrasında dünya genelinde görülen düzenleme yaklaşımındaki yeni eğilimlerin bu yönde olmasıdır. Yeni Kanun ile sermaye piyasası mevzuatında ilk kez borsalar a ilişkin kapsamlı hükümler öngörülmüş, borsaların taşımaları gereken esaslar yasal düzenleme altına alınmıştır. Kanun ile finansal altyapı kuruluşları olan (financial markets infrastructure) merkezi takas, merkezi saklama ve veri depolama kuruluşları yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur. Bu yapılanmada, küresel finansal kriz sonrasında uluslararası otoriteler tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda benimsenen kriterler temel alınmıştır. Kanun ile finansal alt yapı kuruluşlarına ilişkin düzenlemelere yasal zemin hazırlanmış, uluslararası kurumlara verilen taahhütlerin yerine getirilebilmesine imkân sağlanmıştır. Kanun ile merkezi karşı taraf (central counterparty) düzenlemeleri Kanuni yapıya kavuşturulmuştur. Bilindiği üzere küresel kriz sonrasında yaşanan gelişmelerin mihenk taşını merkezi karşı taraf uygulamalarının ulusal düzenlemelere entegrasyonu oluşturmaktadır. 14

15 Sermaye Piyasası Kurulu nun da üyesi olduğu eylem gücü çalışmalarında edinilen tecrübe de oluşturulan yasal altyapıda önemli bir kaynak sağlamıştır. Yukarıda ifade edildiği üzere Kanun ile aynı zamanda sermaye piyasalarında gerçekleştirilen hemen her işlemin veri olarak depolanabileceği veri depolama kuruluşları (trade repositories) yasal altyapıya kavuşturulmuştur. Kanun ile; AB düzenlemelerine paralel olarak sermaye piyasası faaliyetinde bulunan kuruluşların mali açıdan sıkıntıya düşmeleri durumunda yatırımcıların tazminine yönelik olarak Yatırımcıları Tazmin Merkezi oluşturulmuştur. Söz konusu yapı, mevcut Kanunda yer alan tedrici tasfiye uygulamasının bir parçası iken, tazmin mekanizmaları ayrıştırılmış, tedrici tasfiye korunmuştur. Kanun ile mevcut Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği nin yapısı revize edilerek Birliğin sadece aracı kurumların değil sermaye piyasasında faaliyet gösteren tüm aktörlerin temsiline imkân sağlayan bir yapıya dönüşümü sağlanmıştır. Gelişmiş piyasalarda görülen bu yapı, mevcut durumdaki parçalı yapının tek bir noktada toplanarak hem Kurulun üstlenmiş olduğu fonksiyonların daha efektif bir yapıya kavuşturulmasına imkân sağlayacak hem de Birliğin öz düzenleyici fonksiyonunu artıracaktır. Kanuna eklenen bir diğer madde ile, menkul kıymetlerin teminata konu olması işlemlerine ilişkin mevzuatın gözden geçirilmesi olup Menkul kıymetlerin teminata konu olması işlemlerinin hukuki dayanağı UNIDROIT ve AB düzenlemeleriyle uyumlu hale getirilmesi hedeflenmiştir Kurumsal Yatırımcılara İlişkin Yenilikler Kanun ile yatırım fonu ve yatırım ortaklığı sektörüne ilişkin olarak daha rekabetçi ve AB düzenlemeleri ile uyumlu bir yapıya kavuşturulması amaçlanmaktadır. AB UCITs Direktifi kapsamında Fon yönetim şirketi adı altında yeni bir şirket türü tanımlanmakta ve yatırım fonlarının sadece fon yönetim şirketleri tarafından kurulması düzenlenmektedir. Ayrıca mevcut düzenlemedeki, fon katılma paylarının azami tedavül sayısını belirleyen yarı açık uçlu fon yapısından, tedavül limitinin bulunmadığı tam açık uçlu fon yapısına geçilmektedir. Buna ilave olarak, fon içtüzüklerinin noter onayından geçirilmesi zorunluluğundan vazgeçilerek fon kurucuları açısından önemli bir harcama kalemi ortadan kaldırılmaktadır. Kolektif yatırım kuruluşlarının portföylerindeki varlıklara ilişkin olarak saklama hizmeti ilk defa AB Düzenlemelerine uygun olarak Kanunda tanımlanmakta ve portföy saklama hizmetini yürütecek kuruluşların sorumlulukları belirlenmektedir. Yine portföy saklama hizmetinin bu konuda uzmanlaşmış kuruluşlardan alınması ile portföy varlıklarının saklanmasına, portföyün mevzuata ve esas sözleşmeye uygun yönetilmesine ve fiyat açıklanmasına ilişkin mali sorumluluk, portföy saklama kuruluşlarına devredilmektedir. 15

16 Değişken Sermayeli Yatırım Ortaklığı (DSYO) adı altında Türk Hukuku için yeni olan bir şirket türü ihdas edilmektedir. Bu şirket türü AB UCITs Direktifi kapsamında fon ile yatırım ortaklığı modelinin bir bileşimi olarak düzenlenmiş olup, ortaklığın farklı portföylerden oluşacak şekilde yapılanmasına imkân vermektedir. DSYO lar, yatırım fonlarının tüzel kişiliği bulunmaması nedeniyle yatırım yapmakta zorlandığı alanlarda da -özellikle gayrimenkul- faaliyet gösterebilecektir. Bu şekilde yabancı yatırımcıların aşina olduğu bir hukuki yapının ülkemizde de hayata geçirilmesi sağlanacaktır. Yatırım fonlarının paylarının ihraç ve itfasının TCMB tarafından günlük alım satım kurları ilân edilen yabancı para cinsinden yapılmasına izin verilebilmesi neticesinde yatırım fonlarının değişik yatırımcı profillerinin ihtiyacına cevap verebilmesi sağlanacaktır. Son olarak konut finansmanı sistemi ile ilgili tamamlayıcı değişiklikler yapılmaktadır. Konut finansmanına ilişkin mevcut Kanun hükümlerinin birincil piyasaya olumlu yönde etki yaptığı görülmekle birlikte; mevcut düzenlemeler, sistemin, bu kredilere dayalı sermaye piyasası aracı ihraçları vasıtasıyla desteklenmesinde yetersiz kalmıştır. Bu nedenle, gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerin konut finansmanı sistemlerinin vazgeçilmez unsurlarından olan ve mevcut Kanun da sermaye piyasası aracı ihraçlarından elde ettiği kaynaklarla kredi kuruluşlarına uzun vadeli ve ucuz finansman olanağı sağlaması amacıyla tasarlanan ipotek finansmanı kuruluşlarının faaliyet kapsamlarının genişletilmesine yönelik yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, ipotek finansmanı kuruluşlarının konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilecek tüm sermaye piyasası araçlarını ihraç etmesi, başka deyişle sermaye piyasasında kredi kuruluşları ile aynı hareket alanına sahip olması sağlanmıştır. Ayrıca, konut finansmanı kuruluşlarının konut finansmanı kapsamında yaptıkları işlemlerle ilgili BSMV, harçlar vb ne ilişkin muafiyetler ipotek finansmanı kuruluşları için de geçerli olacaktır Denetim ve Tedbirlere İlişkin Yenilikler Kurul a denetim faaliyetlerine ilişkin önemlilik ve öncelik ilkeleri ile risk değerlendirmelerinde dikkate alınacak ölçütleri ve uygulama esaslarını belirleme ve denetim faaliyetinin, önemlilik ve öncelik ilkeleri ile risk değerlendirmeleri kapsamında oluşturulacak program uyarınca yürütme yetkisi verilmektedir. Denetimin kapsamı daha detaylı olarak tanımlanmakta ve denetimle görevlendirilenlerin, denetlenenlerin vergi ile ilgili kayıtları dâhil olmak üzere tüm defter ve belgeleri ile elektronik ortamda tutulanlar dâhil tüm kayıtlarını ve sair bilgi ihtiva eden vasıtalarını, bilgi sistemlerini incelemeye, bunlara erişimin sağlanmasını istemeye ve bunların örneklerini almaya yetkili olduğu belirtilmektedir. Denetimin etkinliğini sağlayabilmek açısından denetim faaliyetleri sırasında kendilerinden bilgi ve belge talep edilenlerin incelemenin içeriği ve talep edilen belgeler hakkında üçüncü şahıslara bilgi vermelerini engellemek amacıyla bu şahıslara sır saklama yükümlülüğü getirilmiştir. Buna ek olarak, sermaye piyasası kurumlarına veya bu kurumların müşterilerine 16

17 ait öğrendikleri sır mahiyetindeki bilgileri görevleri dolayısıyla öğrenenlerden bu bilgileri açıklayanlar veya kendileri veya başkaları menfaatine kullananlar için hapis cezası öngörülmüştür. İzinsiz halka arz yoluyla halkta toplanılan paraların iade edilme imkânı mevcut düzenlemelerde bulunmadığından, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulsa da para veren vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi mümkün olamamaktaydı. Yeni düzenleme ile ilk kez Kuruldan izin almaksızın yapılan halka arz ile toplanan paraların iadesi için usul ve esaslar öngörülmüştür. Elektronik ortam üzerinden gerçekleştirilen izinsiz faaliyetlere ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte internet aracılığıyla işlenen sermaye piyasası suçlarında büyük artış görülmüş, izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin internet aracılığıyla işlendiğinin tespit edilmesi durumunda söz konusu internet sitelerinin faaliyetlerinin engellenebilmesi için düzenleme yapılmıştır. Bu şekilde internet aracılığıyla işlenen suçlarla daha etkin mücadele etmek ve yatırımcıların kötü niyetli şahıslarca istismar edilmesinin önüne geçmek mümkün olacaktır. Örtülü kazanç aktarımı yaptıkları tespit edilen şahısların aktardıkları tutarı şirkete iade etmeleri gereği açık olarak düzenlenmiştir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak Kurulca istenecek defter ve belgelere elektronik ortamda saklanan kayıtlar da dâhil edilmiştir. Gerçeğe aykırı bağımsız denetim raporu düzenlenmesinin yanı sıra, gerçeğe aykırı değerleme ve derecelendirme raporlarının düzenlenmesi de suç kapsamına alınmıştır. Hukuka aykırı faaliyet veya işlemlerde sorumluluğu tespit edilen yöneticilerin ve çalışanların sahip oldukları lisansları geçici veya sürekli olarak iptal etmeye, haklarında suç duyurusunda bulunulması kararından itibaren yargılama sonuçlanıncaya kadar imza yetkilerini sınırlandırmaya veya kaldırmaya, hukuka aykırılıkta veya gerçekleştirilen işlemlerde sorumluluğu mahkeme kararıyla tespit edilen yönetim kurulu üyelerini görevden almaya ve yapılacak ilk genel kurul toplantısına kadar yerlerine yenilerini atamaya Kurulun yetkili olması öngörülmüştür. Sermaye piyasası kurumları ve meslek birlikleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 244 üncü maddesinde tanımlanan sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme suçu açısından banka veya kredi kurumu sayılmış böylece uygulanacak yaptırım artırılmıştır. Ayrıca, sermaye piyasası suçlarıyla ilgili olarak alınacak tedbirler Kanunda sayma usulü ile belirtilmiştir. Burada yeni bazı tedbirler öngörülmüş, bir kısmında ise fiilen uygulanan konular açıkça yasada belirtilmiştir. Bunun yanında, yine bilgi suiistimali (içeriden öğrenenlerin ticareti) ve piyasa dolandırıcılığı (manipülasyon) suçlarını teşkil ettiğine dair herhangi bir bilgi veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde, yatırım kuruluşları ile Kurulca belirlenecek sermaye piyasası kurumları bu durumu gecikmeksizin Kurula bildirmekle yükümlü kılınmışlardır. 17

18 İdari para cezalarının etkin bir şekilde uygulanması konusunda yaklaşık 10 yıllık uygulama deneyimi ile elde edilen tecrübeler bunların düzenlendiği maddeye yansıtılmıştır Piyasa Suçları ve Yaptırımlara İlişkin Yenilikler Kanunda, AB düzenlemeleri çerçevesinde piyasa suçları ve yaptırımları ile ilgili değişiklikler yapılmış ve bazı yeni suçlar Kanunda düzenlenmiş, mevcut suçların kapsamı ve bu suçlara bağlanan cezai yaptırımlar ekonomik suça ekonomik ceza esasına göre yeniden kaleme alınmıştır. Bu kapsamda, piyasa suçları ile ilgili olarak mevcut Kanundaki torba düzenlemeler yerine, somut konulara ilişkin hükümler ihdas edilmesi yöntemi benimsenmiştir. Bilgi suiistimali (içeriden öğrenenlerin ticareti) suçu ile ilgili olarak Kanunda söz konusu suç AB düzenlemeleri de dikkate alınarak kapsamlı olarak yeniden tanımlanmış ve suçun faili olabilecekler sayılmıştır. Ayrıca, AB Direktifine uyum çerçevesinde, kamuya açıklanmamış bu bilgileri üçüncü kişilere açıklayan veya üçüncü kişilerin bu bilgilere erişimini sağlayanlar veya bu bilgilere dayanarak üçüncü kişilere bu bilginin ilişkili olduğu sermaye piyasası aracını elde etmesi veya elden çıkarması için tavsiye yahut telkinde bulunanlar, üçüncü kişilerin bu tavsiye ve telkinler doğrultusunda işlem yaparak menfaat elde etmeleri durumu da bilgi suiistimali suçu kapsamına alınmıştır. Bilgi suiistimalinin yaptırımında ise değişikliğe gidilmiştir. Buna göre, iki yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırma öngörülmüş, ancak bu suçtan dolayı adli para cezasına hükmedilmesi halinde, verilecek ceza elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı öngörülerek, ekonomik sonuçları ağırlaştırılmıştır. Ayrıca TCK da öngörülen yaptırım sistemi ile de uyum sağlanmıştır. Zira, hapis veya adli para cezası öngörüldüğünden, TCK sistemi uyarınca öncelikle adli para cezası uygulanacak, bu para ödenmediği takdirde veya suçun tekerrürü halinde hapis cezası gündeme gelecektir. Bu suretle, ekonomik suçlarda caydırıcılığı daha da artıracak bir yaptırım sistemine geçilmesi hedeflenmiştir. Bunun yanında, Kanunda, manipülasyon olarak bilinen suç tipi bu defa "Piyasa Dolandırıcılığı," yine içeriden öğrenenlerin ticareti olarak bilinen suç tipi Bilgi Suiistimali olarak düzenlenmiştir. Bu suç tipleri AB direktifi dikkate alınarak yeniden kaleme alınmış, bu çerçevede, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının yanı sıra değerlerini ve yatırım kararlarını etkileyebilme hususları ile emir vermenin de ilgili suç kapsamında olduğu, buna ek olarak, açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan ya da zamanında açıklamayanların cezai sorumlulukları Kanundaki ilgili maddelere eklenmiştir. Öte yandan, piyasa dolandırıcılığında etkin pişmanlık hükmü öngörülerek bu suçla elde edilen menfaatin yeniden ekonomiye kazandırılması da temin edilmiştir. Buna göre, soruşturma başlamadan önce piyasa dolandırıcılığı tanımına giren fiillerde bulunanların elde ettikleri menfaatin iki katını Hazineye ödemeleri halinde bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz. Bu tutarın soruşturma başladıktan sonra Hazineye ödenmesi halinde ise verilecek cezanın yarısı indirilir. Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir. Dikkat edileceği üzere, yapılan ödeme, ilgili hakkında suç duyurusu yapılmamasına değil, yapılan yargılama sonucunda cezaya hükmolunmamasına yol 18

19 açmaktadır. Bu suretle, söz konusu suçla etkin ve caydırıcı bir şekilde mücadele etmenin yolları genişletilmiş olmaktadır. Ayrıca, sermaye piyasasında gerçekleşen özellikli bazı işlemler ve durumlar da dikkate alınarak, bilgi suiistimali (içerden öğrenenlerin ticareti) ve piyasa dolandırıcılığı (manipülasyon) sayılmayan haller Kanunda ayrı bir madde olarak düzenlenmiştir sayılı Kanundaki örtülü kazanç aktarımı suçu aynen muhafaza edilmiş ve bu alanda gün geçtikçe artan suiistimallerin uygun cezai müeyyideye bağlanabilmesi amacıyla suç teşkil eden fiillerin tanımı genişletilmiştir. Esasen Türk Ceza Kanununda güveni kötüye kullanma suçu olarak müeyyide altına alınan bu fiiller, sermaye piyasasının özelliklerine uygun ve daha geniş kapsamlı bir biçimde tanımlanarak nitelikli güveni kötüye kullanma suçuna paralel olarak cezaî müeyyideye bağlanmıştır. Kanun ile idari para cezalarına ilişkin sistem de tümüyle gözden geçirilmiştir ALIŞTIRMA SORULARI sayılı Sermaye Piyasası Kanunu bilgi suiistimali (içeriden öğrenenlerin ticareti) suçu ile piyasa dolandırıcılığı suçuna ilişkin olarak ne tür yeni düzenlemelere yer vermektedir? sayılı Sermaye Piyasası Kanunu sermaye piyasası araçları ve ihraççılara ilişkin olarak ne tür yenilikler getirmektedir? 19

20 1.3. SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI SERMAYE PİYASASI ARACI NEDİR? Sermaye piyasası araçları, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarıdır. Menkul kıymetler; kıymetli evraktır. sası Kurulu'nca belirlenen, Hisse senedi ortaklık hakkı sağlayan menkul kıymetlere, tahvil de alacaklılık hakkı sağlayan menkul kıymetlere örnek olarak verilebilir. Menkul kıymet dışında kalan ve Şartları Kurul'ca belirlenen diğer evraklarda diğer sermaye piyasası araçlarını oluşturur. Nakit, çek, poliçe, bono ve mevduat sertifikası sermaye piyasası aracı değildir HİSSE SENETLERİ: Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan, kil Şartlarına uygun olarak düzenlenmiş kıymetli evraklardır. Hisse senetlerinin sahiplerine sağladıkları haklar nelerdir? Hisse senetleri sahiplerine,, sağlar. 20

21 Hisse senetlerinin türleri nelerdir? Nama hamiline yazılı hisse senedi Hisse senetleri nama (isme yazılı) ya da hamiline yazılı olarak çıkarılabilir. Adi imtiyazlı hisse senedi Hisse senetleri ana sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sahiplerine eşit haklar sağlarlar. Bu tip hisse senetlerine adi hisse senetleri denir. Bir kısım hisse senetleri ise adi hisse senetlerine göre kara katılmada, yönetim ve denetim kuruluna üye seçiminde, oy hakkında ve benzeri konularda ana sözleşmeye dayanarak sahiplerine imtiyazlı haklar tanıyabilir. Bir anonim ortaklıkla çeşitli imtiyazlara sahip hisse senetleri bulunuyorsa bunlar farklı grup isimleriyle adlandırılırlar (A grubu, B grubu, C grubu gibi) ve Borsa'da farklı işlem sıralarında işlem görürler. Primli primsiz hisse senedi Üzerinde yazılı değer ile diğer bir deyişle nominal değerden ihraç edilen hisse senetlerine primsiz, nominal değerlerinden yüksek bir bedelle ihraç edilen hisse senetlerine primli hisse senedi denir. Bedelli bedelsiz hisse senedi Nakit/bedelli sermaye artırımı yoluyla ihraç edilen hisse senetlerine bedelli hisse senedi, iç kaynaklardan sermaye artırımı yoluyla ihraç edilen hisse senetlerine ise bedelsiz hisse senedi denir. Hisse senetlerinin getirileri Hisse senedi sahipleri temel olarak iki tür gelir elde ederler; Kar payı (temettü) geliri: Anonim ortaklıkların yılsonunda elde ettikleri karın ortaklara dağıtılmasından elde edilen gelirdir. Hisseleri/payları Borsa da işlem gören anonim ortaklıklar, karlarını Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri: IV, No: 27 sayılı Tebliği nde yer alan esaslar, ortaklık esas sözleşmesinde yer alan hükümler ve Şirketler tarafından kamuya açıklanmış kar dağıtım politikaları çerçevesinde nakden veya temettünün sermayeye ilavesi suretiyle hisse ihraç ederek dağıtabilir yılı faaliyetlerinden elde edilen karlar için herhangi bir asgari kar dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır. Hisse senetleri Borsa'da işlem görmeyen halka açık anonim ortaklıklar ise Seri: IV, No: 27 sayılı Tebliğ hükümleri ve ilgili Kurul düzenlemeleri çerçevesinde, dağıtılabilir karlarının en az %20 sini birinci temettü olarak dağıtmak zorundadır. Sermaye kazancı: Zaman içinde hisse senedinin değerinde meydana gelen artıştan elde edilen gelirdir. 21

22 Hisse senetlerinin zıyaı ve zamanaşımı Hisse senedinin zıyaı, doğal bir afet (deprem vb.) veya bir insan fiiliyle (çalınma, yırtılma vb.) elinde bulunduranın iradesi dışında senedin elinden çıkması veya elinde bulunmakla beraber yıpranma bozulma gibi nedenlerle artık kullanılamaz hale gelmesidir. Zayi olduğu ispat edilen hisse senetleri için, mahkemeden iptal talebinde bulunulabilir. Hisse senedi mahkeme tarafından iptal edildiğinde hak ile senedin arasındaki bağ kopar ve senedin verdiği haklar senetsiz de talep edilebilir. Hisse senedinin bir mülkiyet senedi olması ve vade taşımaması nedeni ile zaman aşımı söz konusu değildir. Ancak, tasfiye bakiyesinden pay alma hakkı tasfiye tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımına, kar payı hakkı ise 5 yıllık zaman aşımına tabidir OYDAN YOKSUN HİSSE SENEDİ Ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri oy hakkı hariç, sahibine kar payından ve istediğinde tasfiye bakiyesinden imtiyazlı olarak yararlanma hakkını ve diğer ortaklık haklarını sağlayan hisse senetleridir. Oydan yoksun hisse senedi sahiplerinin oy hakkı olmaksızın genel kurula katılma ve bilgi alma hakları bulunmaktadır. İhraççı Şirket açısından alternatif kaynak yaratırken, Şirketin ortaklık yapısı ve yönetim düzeni korunmaktadır. Yatırımcılara ise alternatif bir yatırım aracı sunulmaktadır. Oydan yoksun hisse senedi sahipleri için, esas sözleşmede gösterilecek oranda kâr payında imtiyaz tanınması zorunludur ve imtiyazlı kâr payları nakden dağıtılır. Ortaklık, üst üste 3 yıl kâr dağıtamazsa veya mevzuat uyarınca izin verilmediği halde, herhangi bir nedenle bir yıl oydan yoksun hisse senedi imtiyazına ilişkin kâr dağıtımını yapmazsa, senet sahipleri, bu durumların kesinleştiği genel kurul toplantı tarihini izleyen yıl, esas sermayeye katılmaları ile orantılı olarak oy hakkını elde ederler ve buna bağlı olarak imtiyazlı bu paylar adi pay haline dönüşür. Ayrıca esas sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, belirlenecek bir süre sonunda bu senetler adi hisse senedine dönüşebilir KATILMA İNTİFA SENEDİ Sahiplerine, ortaklık hakkına sahip olmaksızın kardan pay alma, tasfiye bakiyesinden yararlanma, yeni pay alma ve belli bazı olanaklardan yararlanma hakkı veren sermaye piyasası aracıdır. Katılma intifa senedi, esas sözleşmede hüküm bulunmak koşulu ile genel kurul kararıyla ve süresiz olarak çıkarılabilir ve nama veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilir BORÇLANMA ARAÇLARI Bu bölümde, Kurul düzenlemeleri içerisinde yer alan başlıca borçlanma araçları ile ilgili kısa bilgilere yer verilmektedir. Söz konusu araçlar ile ilgili detaylı bilgilere Kurul un Seri: II, No: 22 sayılı Tebliği nden erişilmesi mümkündür. 22

23 TAHVİLLER Tahvil, devletin ya da özel sektör Şirketlerinin borçlanarak orta ve uzun vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleridir. Tahviller halka arzedilerek veya halka arzedilmeksizin satılabilir. Kamu borçlanma aracı dışındaki tahvillerin ihraç ve halka arzı için bunların Sermaye Piyasası Kurulu na kaydettirilmesi gereklidir. Genel ve katma bütçeli idareler ile T.C. Merkez Bankası nca ihraç edilecek tahviller Kurul tarafından kayda alınmaz. Tahvillerin halka arzedilmesi durumunda tahvil ihraç koşulları ve ihraççı şirket hakkındaki hukuki ve mali bilgiler izahname ve sirkülerde yer alır. Tahviller sahiplerine herhangi bir ortaklık hakkı vermez, sadece ihraçcıya karşı alacaklılık hakkı sağlar. Nominal değer, kupon oranı, vade, itfa nedir? Satın almadan önce, tahvillerle ilgili olarak Şu üç hususa dikkat etmekte fayda vardır: miktarıdır. tilen, tahvil sahibinin alacağı faiz miktarıdır. Tahvillere ödenecek faiz oranı ile ödeme koşullarına ilişkin esaslar, izahname ve sirkülerde açıkça belirtilmek koşuluyla ihraççılarca belirlenir. ir ve tahvilin vadesi 1 yıldan az olmamak üzere serbestçe belirlenebilir. Tahvillerin anaparası, vade bitiminde bir defada veya vade içinde taksitler halinde ödenebilir. Halka arz edilecek tahvillerin taksitli itfa edilmesi durumunda itfaya ilişkin esaslara izah name ve sirkülerde yer verilir. ortadan kaldırılması işlemidir. Vade, anaparanın ve son faiz ödemesinin yapılacağı tarihtir ve tahvilin vadesi 1 yıldan az olmamak üzere serbestçe belirlenebilir. Tahvillerin anaparası, vade bitiminde bir defada veya vade içinde taksitler halinde ödenebilir. Halka arz edilecek tahvillerin taksitli itfa edilmesi durumunda itfaya ilişkin esaslara izah name ve sirkülerde yer verilir. Tahvil sahiplerine kar payı verilmesi mümkün müdür? İhraççıların esas sözleşmelerinde veya varsa özel mevzuatlarında hüküm bulunmak şartıyla tahvillere kardan pay verilmesi mümkündür. Halka arz edilecek tahvillere kardan pay verilmesine ilişkin esaslara izah name ve sirkülerde yer verilir. ihraççılar, tahvillere verilecek kar payının belirlenmesinde aşağıdaki esaslardan birini seçebilir: a) Faiz ve buna ek olarak, tahvile kardan pay verilmesi, b) Kar payının faizden daha az olması halinde, faiz ödenmesi; faiz getirisine eşit veya daha fazla kar payı tahakkuk etmişse kar payının ödenmesi, c) Bir faiz öngörülmeksizin tahvile kardan pay verilmesi. 23

24 Tahvile yapılan yatırımın getiri ve riski nedir? Tahvil sahibinin bir şirkete kullandırdığı sermaye, yabancı sermayedir. Tahvil sahibi, tahvili çıkaran kuruluşun uzun vadeli alacaklısıdır. Tahvil sahibi şirketin aktifi üzerinde alacağından başka hiçbir hakka sahip değildir, şirketin yönetimine katılamaz. Buna karşılık şirketin elde ettiği kardan, önce tahvil sahiplerinin faizleri, daha sonra hisse senedi sahiplerinin kar payları ödenir. Tahvil sahibi ile şirket arasındaki hukuki ilişki vade sonunda sona erer. Tahvil sahibi tahvili çıkaran şirketin kar zarar riskine katılmaz, şirket zarar etse de günü gelince belli miktardaki anapara ve faizini alır. Tahvillerin getirilerini etkileyen en önemli unsurlar, likiditesi ve sahip oldukları risktir. Şirket tahvilleri, şirketin iflas etmesi ve faiz, anapara ödemesinde temerrüde düşmesi açısından devlet tahvillerine oranla daha yüksek risk taşıdıklarından, genellikle devlet tahvillerinden daha yüksek faiz geliri sağlarlar. Tahvilin vade tarihine kadar olan değeri faiz oranlarındaki değişikliklere paralel olarak değişecektir. Başka bir deyişle, faiz oranları düştüğünde tahvilin değeri yükselecek ve bunların vadesinden önce satılması halinde artı kazanç sağlanacaktır. Tersi durumda faiz oranları yükseldiğinde, tahvillerin fiyatı düşecektir. Tahviller çoğu zaman sabit getirili menkul kıymetlerdir. Tahvil sahibi enflasyonun kendisinden alıp götürdüğü değerden daha fazla faiz aldığında kar elde etmiş olur. Elde edilen gelir enflasyonun altında kaldığında ise tahvilin gerçek geliri negatif de olabilir. Tahvil bir borç senedi olduğuna göre, borcun anapara ve faizleri gereğinde yargı yoluna başvurarak tahsil edilebilir. Şirketin iflası veya tasfiyesi halinde de, tasfiyede önce borçlar ödendiği için, tahvil sahipleri şirket ortaklarından (hisse senedi sahipleri) önce alacaklarını alırlar. Tahvilde zaman aşımı Tahvilin anapara alacakları için zaman aşımı en son kupon vadesinden veya itfaya uğramışsa itfa tarihinden itibaren 10 yıldır. Tahvilin faiz alacaklarında ise, zaman aşımı 5 yıldır HİSSE SENEDİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR TAHVİL(HDT) Ortaklık tarafından çıkarılan ve ihraççı ortaklığın sermaye artırımı suretiyle çıkaracağı paylara veya izah name ve sirkülerde belirtilen esaslar çerçevesinde temin edilen ihraççı paylarına dönüştürme hakkı veren menkul kıymetlerdir. HDT lerin vadesi 1 yıldan az olamaz. HDT lerin hisse senetlerine dönüştürülmesi vade başlangıç tarihinden itibaren en erken 1 yıl sonra yapılabilir DEĞİŞTİRİLEBİLİR TAHVİL (DET) İhraççı tarafından çıkarılan ve payları borsalarda veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören diğer ortaklıklara ait paylarla değiştirme hakkı veren menkul kıymetlerdir. DET lerin vadesi 1 yıldan az olamaz. DET lerin hisse senetleriyle değiştirilmesi, vade başlangıç tarihinden itibaren en erken 1 yıl sonra yapılabilir. 24

25 FİNANSMAN BONOSU İhraççıların borçlu sıfatıyla düzenleyip iskonto esasına göre ihraç ettikleri menkul kıymettir. Vadesi 1 yıldan fazla olamaz. İskonto esasına göre satılan finansman bonolarının iskonto oranı ihraççı tarafından serbestçe belirlenir. Kısa vadeli borçlanma aracı olup, işletmelerin kısa vadeli finansman ihtiyacının karşılanmasını sağlar. Yatırımcılar açısından ise, kısa vadeli olması nedeniyle faiz riskinden korunma sağlar BANKA BONOLARI VE BANKA GARANTİLİ BONOLAR Banka bonoları; bankaların Kurul düzenlemeleri çerçevesinde borçlu sıfatıyla düzenleyip, Kurul'ca kayda alınmayı müteakip iskonto esasına göre ihraç ettikleri menkul kıymettir., Halka arz edilecek olan banka bonolarının vadesi 60 günden az 1 yıldan fazla olamaz. Tahsisli satılacak banka bonolarının vadesi 15 günden az 1 yıldan fazla olamaz. İskonto esası ile satılan söz konusu bonoların iskonto oranı ihraççı banka tarafından serbestçe belirlenir. Halka arz edilmek suretiyle satışa sunulan banka bonolarının satışında uygulanacak vadeye uygun iskonto oranları yıllık bazda hesaplanarak, satışın yapılacağı yerlerde satış süresi içerisinde banka tarafından duyurulur KIYMETLİ MADEN BONOLARI (ALTIN, GÜMÜŞ, PLATİN BONOLARI) Altın, gümüş ve platin bonoları, İstanbul Altın Borsası üyesi bankalar ile kıymetli maden aracı kurumlarının belli miktarda kıymetli maden cinsinden ihraç ederek iskontolu veya iskontosuz olarak sattıkları menkul kıymettir. Bonoların vadesi 60 günden az 1 yıldan fazla olmamak üzere belirlenir. Halka arz edilmek suretiyle ve iskonto esasına göre satışa sunulan altın, gümüş ve platin bonolarının satışında uygulanacak vadeye uygun iskonto oranları yıllık bazda hesaplanarak, satışın yapılacağı yerlerde satış süresi içerisinde ihraççı tarafından duyurulur KAR VE ZARAR ORTAKLIĞI BELGESİ Anonim ortaklıkların finansman ihtiyaçlarını karşılamak için ihraç edebilecekleri kar ve zarara katılma hakkı veren menkul kıymetlerdir. Bu yolla toplanan fonlar anonim ortaklığın her türlü faaliyetinin finansmanı için kullanılır. Bu aracın en önemli özelliği anonim ortaklığın zarar etmesi halinde, yatırımcı açısından zarara da ortaklığın söz konusu olmasıdır. En kısa vade bir ay, en uzun vade 7 yıl olmak üzere, vade ortaklık faaliyetinin özelliğine göre muhtelif dönemlerde aylık ve katları olarak düzenlenir. Vade sonlarında kar zarar ortaklığı belgesi bedelleri defaten ödenir. Kar garantisi olmayan bu araçlarda, belli hesaplama kriterleri çerçevesinde yatırımcı kar ve zarara katılmaktadır. Hisse senedi ile değiştirilebilir nitelikte kar zarar ortaklığı belgesi ihracı da mümkündür. Kısa vadede kar payı almak, uzun vadeli ortak olmak isteyen faiz yerine kar payını tercih eden yatırımcı kitlesi için cazip bir araçtır. İhraç eden açısından ise kaynak yaratırken şirketin ortaklık yapısı ve yönetim düzeni korunmaktadır. 25

26 GAYRİMENKUL SERTİFİKASI Gayrimenkul sertifikası belirli bir gayrimenkul projesini gerçekleştirmeyi üstlenenler tarafından, inşa edilecek veya edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak üzere ihraç edilen menkul kıymetlerdir. Nominal değerleri eşit ve hamiline yazılı olarak ihraç edilirler. Gayrimenkul sertifikası ihraç edenlerin edimlerinin ve bu edimlerin yerine getirilmemesi halinde ortaya çıkacak cezai şartların bir banka tarafından garanti edilmesi zorunludur. Sertifika ihracı karşılığında elde edilen para banka tarafından açılan özel bir hesapta toplanır ve bu para vekilin özen borcu çerçevesinde bankaca gelir elde edilecek şekilde ihraççı adına değerlendirilir. Gayrimenkul sertifikasına sahip olanlar, ellerinde eğer yeterli sayıda sertifika varsa sertifikada belirlenen tarihte inşa edilen gayrimenkulün bağımsız bir bölümünü alabilirler. Bu hakkını kullanmak istemeyenler ya da yeterli sayıda sertifikaya sahip olmayanlar izah name ile ilan edilen oranda faiz veya gayrimenkulün sertifika sahiplerince talep edilmeyen bölümünün banka tarafından açık artırma ile satılması sonucu elde edilen gelirden payları oranında hesaplanan tutarı da talep edebilirler VARLIĞA DAYALI MENKUL KIYMETLER Bankalar, finansal kiralama ve finansman şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları ve gerekli nitelikleri taşıyan aracı kurumların kurabileceği Varlık Finansmanı Fonları tarafından fon portföyündeki varlıklar karşılığında ihraç edilen borçlanma senetlerine Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) denilir. Bir diğer ifadeyle VDMK bankaların tüketici kredileri, konut kredileri, ihracat kredileri; finansman şirketlerinin kendi mevzuatları uyarınca açmış oldukları krediler; finansal kiralamaya yetkili kuruluşların finansal kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar; gayrimenkul yatırım ortaklıklarının portföylerindeki gayrimenkullerin satış veya satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan senetli alacakları karşılığında doğrudan ihraç edecekleri kıymetli evraktır. Varlığa dayalı menkul kıymetler iskonto esasına göre satılabileceği gibi dönemsel ve değişken faiz ödemeli olarak da ihraç edilebilir. Faiz/iskonto oranı ihraca dayanak teşkil eden alacakların getirisi dikkate alınarak ihraççı tarafından serbestçe belirlenir, sabit veya değişken faizli olarak ihraç edilebilir. Vadenin belirlenmesinde ise ihraca dayanak teşkil eden alacakların vade yapısı dikkate alınır ve vade uyumu sağlanır. Varlığa dayalı menkul kıymet ihracı ile varlıkların likit hale getirilmesi ve düşük maliyetle alternatif fon kaynağı yaratılması söz konusudur VARLIK TEMİNATLI MENKUL KIYMETLER Varlık teminatlı menkul kıymetler bankalar, finansman şirketleri ve finansal kiralamaya yetkili kuruluşlar, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, kendi kanunlarınca menkul kıymet ihraç etmeye yetkili kamu kurum ve kuruluşlarca, bilanço aktiflerinde yer alan varlıkların teminat 26

27 gösterilmesi suretiyle, ihraç ettikleri borçlanma senetleridir. ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan bu araçlar tüketici kredileri, ticari krediler, finansal ve operasyonel kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar, ihracat işlemlerinden doğan alacaklar, bankalar tarafından esnaf ve sanatkarlarla küçük işletmelere açılan ihtisas kredilerinden doğacak alacaklar, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının portföylerindeki gayrimenkullerin satış veya satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar, T.C. Başbakanlık Toplu Konut idaresi Başkanlığı nın gayrimenkul satışından kaynaklanan alacaklar, ikame varlıklar, bankalar dışındaki, mal ve hizmet üretimi faaliyetlerinde bulunan anonim ortaklıklar ile mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınanlar dahil Kamu İktisadi Teşebbüslerinin müşterilerine yaptıkları vadeli satışlardan doğan, senede bağlanmış alacaklar ve nitelikleri Kurulca belirlenecek diğer varlıkların teminatı altında ihraç edilebilirler. Söz konusu menkul kıymetler itfa edilinceye kadar teminat varlıklar teminat amacı dışında tasarruf edilemez, rehin edilemez, teminat gösterilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dâhil olmak üzere haczedilemez, iflas masasına dâhil edilemez ve ihtiyati tedbir kararı verilemez YATIRIM FONU KATILMA BELGELERİ Yatırım fonları halktan topladıkları paralar karşılığı, hisse senedi, tahvil gibi sermaye piyasası araçlarından ve kıymetli madenlerden oluşan portföyleri inançlı mülkiyet esasına göre yönetirler. Her bir yatırımcı fonun sahip olduğu portföyün bir kısmını temsil eden katılma belgesini alarak fona ortak olurlar. Yatırım fonu katılma belgeleri yatırımcının fon portföyüne ortak olmasını sağlayan belgelerdir. Yatırım fonlarındaki katılma belgelerini, şirketlerin hisse senetlerine benzetebiliriz. Nasıl yatırımcılar, hisse senedi alarak şirketlere ortak olurlar ve o şirketler üzerinde hak sahibi olurlar ise, benzer şekilde yatırım fonlarında da katılma belgesi ile fon portföyüne ortak olunur. Ancak, hisse senedi sahipleri şirket yönetimine katılabilirken, katılma belgesi sahiplerinin fon yönetimine katılma hakları yoktur. Yatırım Fonlarından 3 şekilde getiri elde edilebilir. 1) ilk olarak fon sahip olduğu menkul kıymetlerden kar payı, faiz olarak menkul kıymetlerden gelir elde eder. Fon elde ettiği bütün gelirini fon portföy değerine yansıtır. 2) Fonun sahip olduğu menkul kıymetlerin fiyatı artabilir. Eğer fon fiyatı yükselen bu menkul kıymeti satarsa sermaye kazancı elde eder. Fon elde ettiği bu sermaye kazancını veya zararını fon portföy değerine yansıtır. 3) Eğer yatırım fonu fiyatı yükselen menkul kıymeti satmıyor elinde tutuyorsa katılma belgelerinin fiyatı artar. Yüksek fon toplam değeri yatırımın yüksek değerli olduğunu gösterir. Böylece yatırımcılar katılma belgelerini sattıklarında, yatırım fonlarının portföyünde o ana kadar gerçekleşen değer artışlarından/azalışlarından paylarını alırlar. Ülkemizde yatırım fonlarının yılsonlarında ayrıca kar payı dağıtmaları söz konusu değildir İPOTEKLİ SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI İpotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen hisse senedi dışındaki sermaye piyasası araçları ve konut finansmanından kaynaklanan alacaklara dayalı olarak veya bu alacakların teminatı altında ihraç edilen diğer sermaye piyasası araçlarıdır. ipotek teminatlı menkul kıymetler, ihraççıların genel yükümlülüğü niteliğinde olan ve oluşturulan teminat havuzundaki varlıklar karşılık 27

28 gösterilerek ihraç edilen borçlanma senetleri olup, bankalar ve ipotek finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilebilir ORTAKLIK VARANTLARI Ortaklık varantları, sahibine ihraççı ortaklığın veya payları Borsada işlem gören başka bir ortaklığın belirli sayıda hissesini, belirli bir fiyattan, belirli bir dönem içerisinde satın alma hakkı veren sermaye piyasası aracıdır. Bu yönüyle ortaklık varantları hisse satın alma hakkı veren opsiyon sözleşmelerine benzemektedir. ihraççı ortaklığın kendi paylarını satın alma hakkı veren varantlarda, varantın yatırımcı tarafından işleme konulması durumunda ihraççı şirket, varanttan kaynaklanan satın alma hakkını kullanan kişilere yönelik tahsisli sermaye artırımı yaparak yatırımcıların değişim talebini karşılamakta ve tedavüle yeni hisseler çıkarmaktadır. Payları Borsada işlem gören başka bir ortaklığın paylarını satın alma hakkı veren varantlarda ise ihraççı, varant sahiplerinin değişim taleplerini kendi mülkiyetinde bulunan hisseleri kullanarak karşılamaktadır. Ortaklık varantlarının tek başına ihracı mümkün olmayıp, bir menkul kıymet (hisse, borçlanma aracı, vb.) ihracının yanında bu ihracın maliyetinin düşürülmesi, daha fazla yatırımcının ilgisinin çekilmesi amacıyla promosyon olarak verilmektedir. Halka açık anonim ortaklıkların sermaye artırımları sırasında sermayenin tamamının ödenmesi ilkesi çerçevesinde hisselerini asgari olarak nominal değer üzerinden ihraç etme zorunluluğunda olmaları, bu ortaklıkların sermaye piyasalarından yeterince faydalanabilmelerini engellemektedir. Bu nedenle ortaklık varantı ihracı, daha fazla primli sermaye artırımı yapılmasına ve özellikle hisseleri Borsada 1 TL nin altında işlem gören ortaklıkların sermaye artırımına daha fazla ortağın katılmasına yardımcı olacak ve sermayenin tabana yayılmasını ve halka açıklık oranının artmasını sağlayacaktır ARACI KURULUŞ VARANTLARI Aracı kuruluş varantları, elinde bulunduran kişiye, dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir tarihte veya belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteliğindeki sermaye piyasası araçlarıdır. Alım hakkı veren ve satım hakkı veren olmak üzere iki türe ayrılan aracı kuruluş varantları, IMKB 30 endeksinde yer alan hisse senetlerine ve/veya ĠMKB 30 endeksi kapsamında yer alan birden fazla hisse senedinden oluşan sepete veya Kurulca uygun görülmesi durumunda konvertibl döviz, kıymetli maden, emtia, geçerliliği uluslararası alanda genel kabul görmüş endeksler gibi diğer varlık ve göstergelere dayalı olarak aracı kuruluşlarca ihraç edilebilir. Aracı kuruluşların Kurulca yetkilendirilen derecelendirme kuruluşları veya Türkiye de derecelendirme faaliyetinde bulunması Kurulca kabul edilen uluslararası derecelendirme kuruluşlarından notlandırma ölçeğine göre yatırım yapılabilir düzeydeki notların içerisinde en yüksek üçüncü ve üstü seviyeye denk gelen uzun vadeli talebe bağlı derecelendirme notu almış olmaları gerekmektedir. Aracı kuruluş varantları Avrupa tipi ve Amerikan tipi olmak üzere ikiye ayrılmış olup, Avrupa tipi varantlar yatırımcısına dayanak göstergeyi alma veya satma hakkını sadece vade sonunda sağlarken Amerikan tipi varantlar Amerikan tipi varantlar vade sonuna kadar 28

29 kullanım hakkı verir. Söz konusu varantların vadesi ise 2 aydan az 5 yıldan fazla olmayacak şekilde belirlenmelidir KİRA SERTİFİKASI Kira sertifikası, Varlık kiralama şirketi olarak tanımlanan ve aracı kurumlar, bankalar ve diğer anonim şirketler tarafından, kira sertifikası ihraç etmek üzere kurulmuş olan bir anonim şirketin, satın almak veya kiralamak suretiyle devraldığı varlıkların finansmanını sağlamak amacıyla düzenlediği ve sahiplerinin bu varlıklardan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymettir. Kira sukuku olarak da tanımlanabilir. Kira sertifikası ile ilgili detaylı bilgilere, Kurulumuzun Seri: III, No: 43 sayılı Tebliği nden erişilmesi mümkündür VADELİ İŞLEM VE OPSİYON SÖZLEŞMELERİ Vadeli işlem sözleşmeleri, belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki malı, kıymetli madeni, finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını ya da dövizi alma ya da satma yükümlülüğü veren sözleşmelerdir. Opsiyon sözleşmeleri ise, belirli bir vadede ya da vadeye kadar, belirli bir varlığı, belirli bir miktarda, belirli bir fiyattan alma ya da satma hakkı veren sözleşmelerdir. Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin en önemli fonksiyonu etkin risk yönetimi ve geleceğe yönelik fiyat keşfidir. Vadeli işlem sözleşmeleri genellikle üç amaçla kullanılır: Korunma, Yatırım, Arbitraj. Korunma Spot piyasada pozisyonu olup fiyat riskinden korunmak isteyen yatırımcılar gelecekteki fiyatı sabitlemek amacıyla vadeli işlem piyasasında işlem yaparlar. Yatırım Geleneksel yatırım araçlarının sunamadığı bazı özellikler türev araçlarda yer almaktadır: Türev araçlar geleneksel yatırım araçlarından daha az ilk yatırım gerektirmektedir. Geleneksel yatırım araçlarının gerektirdiği ilk yatırımın %10 u veya daha azı bir başlangıç teminatı yatırarak, ilgili aracın tüm getirisi (veya zararı) elde edilmektedir. Geleneksel yatırım araçlarına sadece fiyatların yükselmesi beklentisiyle yatırım yapılabilir. Türev araçlarda fiyatların düşmesi beklentisi içindeysek de yatırım yapılabilir. Bazı yatırım formlarını geleneksel yatırım araçlarında bulamayız. Örneğin hisse senedi endeksini spot piyasada anlık olarak alıp satamayız. Geleneksel yatırım araçlarında riski sınırlandırmak çok zordur. Türev araçlarda ise riski istediğimiz düzeye getirme imkânımız daha yüksektir (örneğin bir sözleşmenin kısa vadelisini alıp, uzun vadelisini satmak suretiyle). Bir portföyde bulunması halinde riski düşürebilecek olan ve finansal piyasaların genel trendlerinden farklı hareket eden emtiayı yatırım amacıyla geleneksel piyasalardan almak veya satmak imkânsızdır. Bu piyasalarda ise emtia bir yatırım aracı haline gelmektedir ve yatırım seçeneklerimizi artırmaktadır. Arbitraj Aynı anda, aynı vadeli işlem sözleşmelerinin işlem gördüğü piyasalar arasındaki fiyat farklarından veya spot piyasa ile vadeli piyasa arasındaki fiyat farklılıklarından faydalanarak kar elde etmek amacıyla yapılan işlemlerdir. Aynı anda bir piyasada alım, diğer piyasada da satım yapıldığı için açık pozisyon taşınmamakta, yani herhangi bir risk alınmamaktadır. 29

30 Vadeli İşlem Sözleşmesi Türleri 2005 yılı başında işlemlere başlanan Vadeli işlem ve Opsiyon Borsası (VOB) nda; Döviz Vadeli İşlem Sözleşmeleri, Endeks Vadeli İşlem Sözleşmeleri, Faiz Vadeli İşlem Sözleşmeleri ve Emtia Vadeli İşlem Sözleşmeleri işlem görmektedir. VOB da işlem gören sözleşmelere ilişkin detaylı bilgilere, adresindeki internet sitesinden veya çeşitli aracı kurumlardan erişilmesi mümkündür. VOB da Nasıl işlem Yapabilirsiniz? Öncelikle VOB üyesi bir aracı kuruluşta bir hesap açmanız gerekir. Bireysel müşterilerin doğrudan borsada işlem yapabilmesi mümkün değildir. işlemler, borsa üyesi aracı kurumlar vasıtasıyla yapılabilir. Borsa emirlerin eşleştirilmesinde ve emirlerin iletilmesinde elektronik bir sistem kullanmaktadır. Emirler Borsaya üyeler tarafından iletilir YABANCI SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI Çıkarıldıkları ülke borsalarında alım satım konusu olan ve Sermaye Piyasası Kurulu nca niteliği belirlenen menkul kıymetler ile hak ve alacakları temsil eden diğer kağıtlardır. Bunların Türkiye de alınıp satılabilmesi için Kurulca kayda alınması ve imzalanan temsilcilik sözleşmesi çerçevesinde aracı kuruluşlar vasıtasıyla satılması zorunludur. Yabancı hisse senetlerinin Türkiye de halka arz yoluyla satışının, depo sertifikaları vasıtasıyla yapılması şarttır. Depo sertifikası, Takasbank veya Kurul ca uygun görülen saklama kuruluşlarında depo edilen yabancı menkul kıymetleri temsilen çıkarılan ve bu menkul kıymetlerin verdiği hakları aynen sağlayan, bunlara özdeş, hamiline yazılı, nominal değeri temsil ettiği yabancı menkul kıymetin para birimi cinsinden ifade edilen sermaye piyasası aracıdır. Yabancı sermaye piyasası araçlarının ve bunları temsilen çıkarılan depo sertifikalarının, anapara, faiz, kar payı ödemeleri, sermaye piyasası aracının para birimi cinsinden ve bu ödemelere ilişkin giderlerin düşülmesi suretiyle yapılır. Yabancı ihraççılar, Türkiye de yerleşik şirketlerin tabi olduğu kamuyu aydınlatmaya ilişkin tüm yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır SERMAYE PİYASASI ARAÇLARININ KAYDİLEŞTİRİLMESİ Kaydileştirme sermaye piyasası araçlarının, fiziki olarak basılmadan aynı nitelik ve hakları taşıyacak şekilde elektronik ortamda kayden izlenmesidir. Sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilmesi süreci; sermaye piyasası araçları ve bu araçlara ilişkin hakların Merkezi Kayıt Kurulusu A.ġ. (MKK) tarafından, bilgisayar ortamında, ihraççılar, aracı kuruluşlar ve hak sahipleri itibariyle tutulduğu ve bu araçlar üzerindeki hakların üçüncü kişilere karsı ileri sürülebilmesinde MKK ya yapılan bildirim tarihinin esas alındığı hukuki sistem olarak tanımlanabilir. Fiziki olarak menkul kıymet basılması uygulamasından vazgeçilmesi, bu uygulamanın getirdiği maliyetlerden ve risklerden kurtulmaktan öte, bir bütün olarak hak 30

31 sahipliği bilgilerinin doğru ve güncel olarak tutulması ve takas/saklama sisteminin etkin ve güvenilir çalışmasını sağlamaya yöneliktir. Kaydi sistemin avantajları; Tüm piyasa aktörleri için daha düşük risk ve maliyet, Her yıl milyonlarca dolar tutarında sertifika basım ve ihraç masrafından tasarruf, Personel, saklama, sigorta ve borçlanma/ödünç maliyetlerinden tasarruf, İhraççılar için sağlıklı ve güvenilir ortaklık pay defteri bilgilerini edinme imkanı, Sermaye artırımı, temettü ödemeleri ve ortaklarla ilişki ve iletişimlerde zaman ve maliyet avantajı, Sıfır sahte/kayıp/çalınma riski maliyeti, Daha kısa, etkin ve hızlı takas süreci, Şirket-ortak ilişkilerinde etkinlik, ortaklık haklarının kullanımında kolaylık Uluslararası entegrasyonu kolaylaştırma, Uluslararası endüstri standardını sağlama. Hangi sermaye piyasası aracının kaydileşeceğine Sermaye Piyasası Kurulu karar vermektedir. SPK yatırım fonu katılma belgelerinin, hisse senetlerinin ve özel sektör borçlanma araçlarının kaydileştirilmesini kararlaştırmış olup söz konusu kıymetler kaydileştirilmiştir. Hisse senetlerinin kaydileşme tarihi olan tarihinden sonra yapılan tüm bedelli ve bedelsiz sermaye artırımlarında artık fiziki senet basım ve teslimi yapılmamakta sadece kaydi pay ihracı söz konusu olmaktadır. Kaydi dönüşüme Takasbank ta aynen saklamada tutulan hisse senetleri ile hak sahiplerinin Takasbank dışında tuttukları hisse senetleri de konu olmaktadır. Bunun için hak sahiplerinin aracı kuruluşlar ve ihraççılar vasıtasıyla hisse senetlerini kaydileştirilmek üzere MKK adına görevli Takasbank a teslim etmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla, ellerinde Borsa şirketlerinin fiziken basılı hisse senedi olan yatırımcıların aracı kurumlarına başvurmaları ve sahip oldukları payı kaydileştirmeleri gerekmektedir ALIŞTIRMA SORULARI 1- Hisse senedi türleri nelerdir? 2- Tahvilde zaman aşaması süreleri hakkında kısaca bilgi veriniz. 3- Tahvile yapılan yatırımın getiri ve riskini kısaca açıklayınız. 4- Nominal değer, kupon oranı, vade, itfa kavramlarını kısaca açıklayınız. 5- Sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilme süreci hakkında kısaca bilgi veriniz. 31

32 1.4. SERMAYE PİYASASI KURUMLARI Aracı Kurumlar Bankalar Yatırım Ortaklıkları Yatırım Fonları Diğer Kurumlar ARACI KURUMLAR Aracı Kurumlar Bankalar ARACI KURUMLARIN FAALİYETLERİ Halka arza aracılık Alım satıma aracılık Türev araçlarına alım satım ARACI KURUMLAR HANGİ FAALİYETLERİ YERİNE GETİREBİLİRLER? Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık amacıyla alım satımına aracılık Türev araçlarının alım satımına aracılık Sermaye Piyasası araçlarının geri alım veya satım taahhüdü ile alım satımı Yatırım Danışmanlığı Portföy Yöneticiliği ARACI KURUMLARIN KURULUŞ ŞARTLARI NELERDİR? Anonim Şirket şeklinde kurulmuş olmaları Hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması Ana Sözleşmelerinin Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine uygun olması Kurucularının müflis olmadığının veya yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hükümlülüklerinin bulunmadığının tespit edilmiş olması 32

33 ARACI KURUMLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR? Blokaj yükümlülüğü Borsa üyeliği Müşteriyi tanıma Çerçeve sözleşmesi imzalanması BLOKAJ YÜKÜMLÜLÜĞÜ: SPK tarafından işlem bazında genel ve özel olarak istenen teminatların yatırılmasıdır. Aracı kurumlar gerçekleştirmiş oldukları işlemlere karşılık güvence amacıyla bu teminatları yatırmaktadır BORSA ÜYELİĞİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ: Aracı Kurumların borsada faaliyet gösterebilmeleri için borsaya üye olmaları gerekmektedir MÜŞTERİYİ TANIMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ: Aracı Kurumlar, Kara paranın Aklanmasının Önlenmesine dair kanun ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hesap açmadan önce müşterilerinin kimlik bilgilerini tespit etmekle yükümlüdür. Ayrıca müşterinin risk ve getiri profillerini tespit etmek amacıyla standart formlar geliştirmek ve formları saklamakla da yükümlüdürler ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ İMZALAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ: Aracı Kurumlar, müşterileriyle alım-satıma aracılık, portföy yöneticiliği, yatırım danışmanlığı, repo-ters repo, türev araçlarının alım satımına aracılık, kredili menkul kıymet, açığa satışı vb. işlemleri yapmaya başlamadan önce, yazılı bir sözleşme yapmak zorundadır. Bu sözleşme aracı kurumla müşterisi arasında ilişkiyi düzenleyen çerçeve sözleşmesidir. Aracı kurum ile müşterisi arasında imzalanan çerçeve sözleşmesi kapsamında her bir müşteriye ayrı bir hesap numarası verilmektedir. Müşteriye verilen hesap numarası, imzalanan çerçeve sözleşmesinin sona erme tarihi üzerinden 10 yıl geçmedikçe başka bir müşteriye verilemez ARACI KURUMLARIN YAPAMAYACAKLARI İŞLEMLER Mevzuatın imkân verdiği haller hariç, menkul kıymet çıkaramazlar, ödünç para verme işlemi yapamazlar İzin alınan faaliyetler dışında hiç bir ticari, sınai ve zirai faaliyette bulunamazlar Mevduat toplayamazlar Sermaye Piyasası araçlarının, belli bir getiri sağlayacağı yönünde herhangi bir yazılı veya sözlü taahhütte bulunamazlar Abartılmış, gerçeğe uymayan, müşterilerini veya kamuoyunu yanıltıcı bilgileri içeren herhangi bir ilan ve reklam ile açıklamalarda bulunamazlar. 33

34 ARACI KURUMLARIN MERKEZ DIŞI ÖRGÜTLERİ NELERDİR? ARACI KURUM ACENTALARI : Aracı kurumlar ile bankalar ve özel finans kurumları arasında yazılı acentelik sözleşmesi imzalanabilir. Aracı kurumlar acentelik sözleşmesinde belirlenecek mahaller içinde, acenteleri aracılığıyla alacakları emirler doğrultusunda aracılık faaliyetleri çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının alım satımında bulunabilirler. ARACI KURUM YURT DIŞI ÖRGÜTLERİ: Yurt dışında yerleşik ve ilgili ülkenin yetkili otoritesinden faaliyet izni almış olan aracı kuruluşlar, SPK dan ve yurt içinde işlem yapacağı borsadan izin almak kaydıyla SPK nın uygun göreceği Pazar ve piyasalarda uzaktan erişim yoluyla yalnızca yurt dışında yerleşik müşterilerine hizmet verir BANKALAR BANKALARIN ANA FAALİYET KONULARI NELERDİR? Mevduat toplama Katılım Fonu kabulü Nakdi, gayri nakdi her cins ve surette kredi vermek Sermaye Piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri BANKALAR SPK DAN YETKİ BELGESİ ALMAK ŞARTIYLA HANGİ FAALİYETLERİ YERİNE GETİREBİLİRLER? Daha önce ihraç edilmiş sermaye piyasası araçlarından hisse senetlerinin borsa dışında alım satımına, hisse senetleri dışındakilerin ise borsada alım satımına aracılık. Repo ters repo işlemlerine aracılık Türev araçların alım satımına aracılık YATIRIM FONLARI YATIRIM FONLARININ GENEL TANIMI Yatırım fonları halktan topladıkları paralar karşılığı, hisse senedi, tahvil/bono, özel sektör borçlanma araçları, ters repo gibi sermaye piyasası araçlarından ve altın ile diğer kıymetli madenlerden oluşan portföyleri yönetirler. Her bir yatırımcı, fonun sahip olduğu portföyün bir kısmını temsil eden katılma payını satın alarak fona katılım sağlar. 34

35 Tasarruf sahipleri, şirketlerden, aracı kuruluşlardan veya menkul kıymet borsalarından hisse senedi ve tahvil almak suretiyle tasarruflarını değerlendirebilirler. Ancak menkul kıymetlere yatırım yapmak bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Ayrıca bireysel birikimler genelde yeterli büyüklüğe ulaşamadıklarından, bunlarla oluşturulan portföyler de gerekli risk dağılımları yapılamayabilmektedir. Bu risk anapara açısından olabileceği gibi portföyün getirişi açısından da önemli olabilir. Bu nedenle sermaye piyasasında kollektif yatırım kuruluşları olarak adlandırılan yatırım fonları oluşturulmuştur. Kaç tip ve türde yatırım fonu vardır? Portföye alınacak menkul kıymetler göz önünde bulundurularak, 17 ayrı yatırım fonu türü tanımlanmıştır. Bunlar; Tahvil ve Bono Fonu, Hisse Senedi Fonu, Sektör Fonu, İştirak Fonu, Grup Fonu, Yabancı Menkul Kıymetler Fonu, Altın Fonu, Diğer Kıymetli Madenler Fonu, Değişken Fon, Karma Fon, Likit Fon, Endeks Fon, Fon Sepeti Fonu, Özel Fon, Koruma Amaçlı Fon, Garantili Fon ve Serbest Yatırım Fonu dur. Fonlar aşağıda belirtilen türlerde kurulabilir. Tahvil ve Bono Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, kamu ve/veya özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan fonlar, Hisse Senedi Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, Türkiye de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırım yapan fonlar, Sektör Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, belirli bir sektörü (örneğin, çimento, tekstil gibi) oluşturan şirketlerin menkul kıymetlerine yatırım yapan fonlar, İştirak Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, kurucunun iştiraklerince çıkarılmış menkul kıymetlere yatırım yapan fonlar, Grup Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, belli bir topluluğun (Koç Topluluğu, Sabancı Topluluğu gibi) menkul kıymetlerine yatırım yapan fonlar, Yabancı Menkul Kıymetler Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, Yabancı özel ve kamu sektörü menkul kıymetlerine yatırmış fonlar, Altın Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ile altına dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırmış fonlar, 35

36 Diğer Kıymetli Madenler Fonu: Fon portföyünün en az %51 ini devamlı olarak, Ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırmış fonlar, Karma Fon: Portföyünün tamamı, hisse senetleri, borçlanma araçları, altın ve diğer kıymet madenler ile bunlara dayalı sermaye piyasası araçlarından en az ikisinden oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20 sinden az olmayan fonlar, Likit Fon: Portföyünün tamamı, devamlı olarak, portföyünde vadesine en fazla 180 gün kalmış likiditesi yüksek sermaye piyasası araçları yer alan ve portföyünün ağırlıklı ortalama vadesi en fazla 45 gün olan fonlar, Değişken Fon: Portföyünün tamamı, portföy sınırlamaları itibariyle yukarıdaki türlerden herhangi birine girmeyen fonlar, Endeks Fon: Portföyünün en az %80 i devamlı olarak, baz alınan ve Kurul tarafından uygun görülen bir endeksin değeri ile fonun birim pay değeri arasındaki korelasyon katsayısı (ilişki/paralellik)en az %90 olacak şekilde, endeks kapsamındaki menkul kıymetlerin tümünden ya da örnekleme yoluyla seçilen bir kısmından oluşan fonlar, Fon Sepeti: Portföyünün en az %80 i devamlı olarak, diğer yatırım fonlarının ve borsa yatırım fonlarının katılma paylarından oluşan fonlar, Özel Fon: Katılma payları önceden belirlenmiş kişi veya kuruluşlara tahsis edilmiş fonlar, Koruma Amaçlı Fon: Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin, uygun bir yatırım stratejisine dayanılarak en iyi gayret esası çerçevesinde amaçlandığı fonlar, Garantili Fon: Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin, uygun bir yatırım stratejisine ve garantör tarafından verilen garantiye dayanılarak taahhüt edildiği fonlar, Serbest Yatırım Fonu: Katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş olan ve mevzuatta yer alan portföy sınırlamalarına istisna tutulan fonlar olarak adlandırılır. 36

37 Bunun dışında fon içtüzüklerinde belirtilmek suretiyle, portföy değerinin aylık ağırlıklı ortalama bazda en az %25 ini, devamlı olarak mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınan Kamu İktisadi Teşebbüsleri dahil Türkiye de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar A tipi, diğerleri B tipi olarak adlandırılır ve bu tipler fon türleri ile birlikte belirtilir. Yatırım fonları nerelere yatırım yapabilir? Sermaye Piyasası Kurulu nun düzenlemeleri çerçevesinde yatırım fonlarının yatırım yapabileceği araçlar aşağıda sıralanmıştır. * Türkiye de kurulmuş şirketlerin hisse senetleri, özel ve kamu borçlanma senetleri (tahvil, bono gibi), * Yabancı özel ve kamu sektörü borçlanma senetleri ve hisse senetleri, * Ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altı n ve diğer kıymetli madenler ile bunlara dayalı olarak ihraç edilmiş ve borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları, * Vadeli işlem sözleşmeleri ve Sermaye Piyasası Kurulu nca uygun görülebilecek diğer sermaye piyasası araçları. Yatırım fonunun kazancı portföyünde bulundurduğu araçların getirisine bağlı olduğundan, yatırımcıların fonun türü ve tipi, bir başka ifade ile, portföy bileşimi hakkında bilgi sahibi olduktan sonra yatırım yapacakları fonu seçmeleri uygun olacaktır. Kimler fon kurabilir? Kurul tarafından belirlenen şartları taşıyan bankalar, aracı kurumlar, sigorta şirketleri ve kanunlarında engel bulunmayan emekli ve yardım sandıkları Kurul dan izin almak koşuluyla fon kurucusu olabilmektedirler. Kurucu, tüzel kişiliği olmayan fonun, riskin dağıtılması ve inançlı mülkiyet esaslarına göre pay sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde yönetiminden, temsilinden ve yatırım yapılan araçların saklanmasından sorumludur. Portföyün kurucu tarafından yönetilmiyor olması, bu sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır. Kurucu mevzuat ve fon içtüzüğünde belirtilen sınırlar içinde kalmak üzere fon portföyünü dilediği gibi oluşturabilmekte ve daha sonra değiştirebilmektedir. Sermaye Piyasası Kurulu na, resmi dairelere, katılma payı sahiplerine ve fon adına üçüncü şahıslara karşı fonu kurucu temsil etmektedir. 37

38 YATIRIM ORTAKLARI YATIRIM ORTAKLIKLARININ YÖNETİM İLKELERİ. Hiç bir ortaklık da sermayenin yada oy haklarının %9 dan fazlasına sahip olamazlar. Portföy değerinin %10 dan fazlasını bir ortaklığın menkul kıymetlerine yatıramazlar. Rayiç bedelinin üstünde varlık satın alamaz veya rayiç bedelinin altında varlık satamazlar. Çıkarılmış sermaye ve yedek akçelerin toplamının %10 dan fazlasını altın ve diğer kıymetli madenlere yatıramazlar. Portföydeki varlıkları esas itibari ile rehin veremez ve teminat olarak gösteremezler. Ancak kredi temini için portföyün %5 ini teminat olarak gösterebilir ve ödünç menkul kıymet verebilirler DİĞER KURUMLAR REKABET KURULU REKABET KURULUNUN GÖREV VE YETKİLERİ NELERDİR? Birleşme ve devralmalara izin vermek. Rekabet Kanunun Uygulanması ile ilgili olarak tebliğler çıkarmak ve gerekli düzenlemeleri yapmak. Rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve kararlarla ilgili olarak diğer ülkelerin mevzuat, uygulama, politika ve tedbirlerini izlemek. Rekabet Hukuku ile ilgili mevzuatta yapılması gerekli değişiklikler konusunda görüş bildirmek İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI (İMKB) Temelleri 1984'te atılan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından 1986'da işleme açıldı. İlk Borsa Başkanı Muharrem Karslı, borsanın ilk yeri de Cağaloğlu'ndaki Ziraat Bankası'nın 2. ve 3. katı oldu. İlk yıllarında Ürdün'ün tahta sisteminin örnek alındığı İMKB'de 1989 dönüm noktası oldu, yabancı yatırımcılara borsada yatırım izni verildi. 1993'te ise bilgisayarlı alım-satım işlemleri başladı. 1994'te seans sayısı 2'ye çıktı. 1995'e gelindiğinde İMKB İstinye'deki binasına taşındı yılı başında 38

39 endekslerden 2 sıfır atıldı. 27 yıl süre ile IMKB ismi ile devam eden borsamız 30 Aralık 2012 tarihinde 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle Kanun un 138. maddesi uyarınca Borsa İstanbul A.Ş., adını almış ve borsacılık faaliyetleri yapmak üzere Kanun un yürürlüğe girdiği tarihte kurulmuştur. Sermaye piyasamızda borsaları tek çatı altında toplayan Borsa İstanbul, esas sözleşmesinin Sermaye Piyasası Kurulu nca hazırlanıp ilgili Bakanın onayı sonrasında 3 Nisan 2013 tarihinde doğrudan tescil ve ilan edilmesiyle faaliyet izni almıştır İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI HİSSE SENETLERİ PİYASASI YÖNETMELİĞİ İşlem Görecek Hisse Senetleri MADDE 3 - Borsa kotuna alınıp, Yönetim Kurulunca işlem görmesi kararlaştırılan hisse senetleri, Hisse Senetleri Piyasasında işlem görür. Hisse senetleri nitelikleri göz önüne alınarak Yönetim Kurulu Kararı ile değişik pazarlar teşekkül ettirilebilir. Pazarlar teşekkül ettirildikleri usule göre kaldırılabilir. Piyasada İşlem Yapacak Olanlarda Aranacak Şartlar MADDE 4 - (Değişik 22/3/2009 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Yönetmelik ile) Hisse Senetleri Piyasasında, İMKB Yönetmeliğinin 6 ıncı maddesine göre Borsa üyesi olan banka ve aracı kurumlar işlem yapabilirler. Piyasada işlem yapacak banka ve aracı kurumların, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasınca hazırlanan ve SPK ca onaylanan "Hisse Senetleri Piyasası Taahhütnamesi ni imzalamaları ve İMKB Yönetmeliğinde üyelik için belirlenen diğer yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekir. Piyasa yapıcılığı için başvuran Borsa üyeleri arasından Yönetim Kurulu tarafından belirlenen şartları taşıdığı tespit edilenler bu faaliyetlerine ilişkin olarak ayrıca borsa tarafından hazırlanan ve SPK tarafından onaylanmış olan "Piyasa Yapıcılık" taahhütnamesini imzalamak zorundadır. Aksi takdirde piyasa yapıcılık faaliyetlerine başlayamazlar. Bir piyasa yapıcı, birden fazla menkul kıymette piyasa yapıcısı olarak atanabilir. Borsa Yönetim Kurulu piyasa yapıcı üyenin piyasa yapıcılık faaliyetinde bulunabileceği menkul kıymet sayısına sınırlama getirebilir. Piyasa yapıcı üyenin, talebi üzerine veya belirlenen şartları yitirmesi halinde Yönetim Kurulu tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde piyasa yapıcılık yetkisi iptal edilir. Her iki durumda da ilgili menkul kıymetteki işlemlerin hangi işlem yöntemi ile yürütüleceği Borsa Yönetim Kurulu tarafından belirlenir Üye Temsilcilerinin Nitelikleri MADDE 5 - ( tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Yönetmelik ile değişik madde) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliği 11 inci maddesinde belirtilen tüm niteliklere sahip olan ve tüm şartları yerine getirerek yılın belirli dönemlerinde Borsa tarafından katılınması zorunlu tutulan eğitim programlarına katılan ve başarılı olarak 39

40 sertifika alanlar Hisse Senetleri Piyasası nda temsilci ve temsilci yardımcısı olarak görev yapmaya hak kazanırlar. SPK ve Borsada uzmanlık gerektiren veya daha üst kademelerde en az üç yıl süre ile olumlu tezkiye alarak bilfiil çalışmış olan elemanlar, bankalarda genel müdür, genel müdür yardımcılığı ve menkul değerler müdürlüğü görevlerini ve Borsa üyesi temsilciliği görevini en az üç yıl süre ile bilfiil yapmış olan elemanlar ile süre aranmaksızın komisyoncu üye olarak çalışmış elemanlar için ve bir aracı kurum üyenin yanında fiilen beş yıl çalışmış ve bu sürenin en az üç yılını genel müdür olarak ifa etmiş veya en az üç yıl Yönetim Kurulu başkanı ya da murahhas üye olarak görev yapmış kişilerden temsilci olmak isteyenler için sertifika alma koşulu aranmaz. Sertifika alma koşulu aranmayanlar Elektronik Alım-Satım Eğitim Programı na katılmak şartıyla temsilci olmaya hak kazanırlar. Hisse Senetleri Piyasası Teminatı MADDE 6 - İMKB Yönetmeliğinin 12 inci maddesine istinaden Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek oran ve dönemler esas alınarak, Borsa üyelerinin Hisse Senetleri Piyasasında günlük işlem hacimlerinin ortalaması üzerinden hesaplanan teminat tutarları belirlenen süre içinde Borsaya yatırılmalı veya eksik kalan kısım tamamlanmalıdır. Teminat tutarlarının belirtilen süre içinde tamamlanmaması ve eksik kalması halinde üyeler teminat tutarları tamamlanıncaya kadar Hisse Senetleri Piyasasında işlem yapamazlar. Borsa Yönetim Kurulunca ilgili üyeye eksik teminatı tamamlaması için en çok iki aya kadar süre verilebilir. Seans MADDE 7 - Hisse Senetleri Piyasasında bir borsa yetkilisi tarafından verilecek bir işaretle işlemlerin başlatıldığı an ile yine borsa yetkilisi tarafından verilecek başka bir işaretle işlemlerin bitirildiği an arasında geçen süre seans olarak adlandırılır. Borsa Yönetim Kurulu pazar bazında süre açısından farklı seans yapılmasına karar verebilir. İşlem Birimi MADDE 8 - Lot olarak adlandırılan hisse senedi işlem birimi bir hisse senedinden, kendisi ya da kotları ile işlem yapılabilecek asgari senet sayısı ya da değerini ifade eder. Yönetim Kurulu hisse senedinin niteliklerini göz önünde bulundurarak, bir hisse senedi için işlem birimini senet sayısı ya da değer olarak belirleyerek Borsa Bülteninde ilan eder. Açılış Fiyatı MADDE 9 - Açılış fiyatının belirlenme yöntemi, Yönetim Kurulunca kararlaştırılır. Seans Kapanış Fiyatı MADDE 10 - Seans kapanış fiyatı, o seansta Borsa kaydına alınan en son fiyattır. 40

41 Kapanış Fiyatı Tespit Komitesi MADDE 11 - Komite, üç üyesi fiilen salonda görev yapan aracı kuruluş üye temsilcilerinden, biri ilgili eksper, biri salon sorumlusu eksper, diğeri ise Hisse Senetleri Piyasası Müdürü veya müdürün bulunmaması halinde Müdür Yardımcısı olmak üzere altı üyeden oluşur. Komitenin aracı kuruluş üye temsilcilerinden oluşan üç üyesi üç yedek üye ile birlikte Yönetim Kurulu tarafından seçilir. İhtilaflı durumların oluşması halinde kapanış fiyatı Komite tarafından belirlenen fiyattır. Çekimser oy kullanılmaz. Karar alınırken eşitlik olması halinde kapanış fiyatı Hisse Senetleri Piyasası Müdürünün dahil olduğu grubun görüşü doğrultusunda tespit edilir. Referans Fiyatı MADDE 12 - Hisse senetlerinin işlem görebileceği en üst ve en alt limitlerinin belirlenmesinde esas teşkil etmeyen, sermaye artırımı sırasında temettü ödemesinin belirsiz olduğu durumlarda, baz fiyat oluşuncaya kadar üyelerce referans değer olarak kullanılması amacıyla hesaplanan fiyattır. İşlemlerde Uygulanacak Fiyat Aralıkları ve Fiyat Adımları MADDE 13 - Oluşturulan pazarlarda arz ve talebin karşılaştırılması, hisse senetlerinin baz fiyat aralıklarına göre belirlenecek fiyat adımlarına uyan fiyatlarla yapılır. Yönetim Kurulu, en az bir hafta önceden Borsa Bülteni nde ilan ederek baz fiyat aralıklarını ve aralıklar içinde uygulanacak fiyat adımlarını değiştirebilir. Baz Fiyat Yöntemi MADDE 14 - Bir hisse senedi için, baz fiyatı, bir seans süresince o hisse senedinin işlem görebileceği en üst ve en alt fiyat limitlerinin belirlenmesinde esas teşkil eden fiyattır. Baz fiyat, hisse senedinin bir önceki seansında gerçekleşen ve kayda alınan işlemlerinin ağırlıklı ortalama fiyatının en yakın fiyat adımına yuvarlanması ile bulunur. Temettü ve sermaye artırımları durumlarında baz fiyatın tespiti borsa Başkanının görevlendirdiği müdürlük tarafından yapılır. Baz fiyatın tespitinde uygulanacak yöntem Yönetim Kurulu tarafından belirlenir ve Bültende yayınlanır. Fiyat Değişme Sınırları MADDE 15 - Her hisse senedi için seans sırasında çok fiyat yöntemine göre oluşan fiyatlar bu Yönetmelikte tanımlanan baz fiyatından %10 dan fazla farklı olamaz. Yönetim Kurulu, fiyat değişme sınırlarını pazar ve emir türü bazında farklı olarak belirleyebilir. Hisse Senetleri Piyasası Müdürü, piyasanın gerektirdiği durumlarda, en az üç Borsa üyesinin müracaatı üzerine veya re sen o seans için bu sınırları iki katına kadar çıkartabilir. Borsa Başkanı, gereken durumlarda en az beş Borsa Üyesinin müracaatı üzerine veya re sen fiyat sınırlarını kaldırabilir veya değiştirebilir. 41

42 Temettü ödemeleri ile sermaye artırımlarında fiyat değişme sınırları uygulanmayabilir. Borsa Kaydına Alınan Fiyatlar MADDE 16 - Borsada alım satımı gerçekleştirilen bir hisse senedinin fiyatı; hisse senedinin işlem gördüğü miktar bir lot veya bunun üstünde ise Borsa kaydına alınır. Borsa Başkanlığı işlem fiyatlarının Borsa kaydına alınabilmesi için gereken asgari işlem miktarını en az bir hafta önceden ilan ederek değiştirebilir. Gerçekleşen işlemlerde hissenin sayısı veya değeri birinci fıkraya göre belirlenen miktar veya değerden az olduğu taktirde, alım-satım gerçekleştirilmekle beraber bu işlemlerin fiyatı Borsa kaydına alınmaz. Yönetim Kurulu, kayda alınacak fiyatlar için gereken asgari işlem miktarını, pazar ve hisse senetlerinin işlem hacmi ve/veya işlem miktarı yoğunluğuna dayalı kriterler bazında farklı olarak belirlemeye yetkilidir. Oluşan Fiyatların İlanı MADDE 17 - Hisse senetleri pazarlarında yapılan işlemler sonucunda, her hisse için Borsa kaydına alınan fiyatlar ve işlem miktarları en geç seansın bitimin izleyen ilk iş günü Borsa tarafından belirlenen içerikte Borsa Bülteni nde ilan edilir. Bu ilanlarda fiyatlar seansta kayda alınan en düşük, en yüksek ve kapanış fiyatı olarak belirtilir. Gerçekleşen İşlemlerin Belirlenmesi MADDE 18 - Seansın bitiminde, yapılan tüm işlemlere ilişkin fiyat, miktar ve tutarların belirtildiği işlem raporları yazıcı çıktısı veya elektronik ortamda üyelere dağıtılr. Üyeler Borsa tarafından dağıtılan işlem raporlarını kullanarak kendi yasal kayıtlarını oluştururlar. İşlem raporlarındaki bilgiler hakkında herhangi bir uyuşmazlık oluşması durumunda Borsa kayıtları esas alınır. Borsa Emirleri MADDE 19 - Borsa emirleri, üye temsilcileri tarafından, Borsa Yönetimi nce belirlendiği şekilde, bilgisayarlara kaydedilir. Borsa emirleri aşağıdaki şekillerden biri halinde verilebilir; a) Normal Emirler: İşlem birimi halinde verilmiş, tam olarak bir lot ve katlarından oluşan emirlerdir. Aşağıda belirtilen şekillerde verilebilir: 1- Limit Fiyatlı Emirler: Fiyat ve miktarın belirtildiği emirlerdir. Bir defada sisteme girilebilecek emir miktarı Yönetim Kurulu tarafından belirlenen miktardan fazla olamaz. Emrin gerçekleşmeyen bölümü sistemde pasif olarak geçerlilik süresi kadar bekler. 2- Kalanı İptal Et (KIE) Emirleri: Bir defada girilebilecek emir miktar sınırına bağlı kalmaksızın, fiyat ve miktar belirtilerek girilen ve emrin girildiği anda karşılanmayan bölümünün otomatik olarak iptal edildiği emir türüdür. 42

43 3- Özel Limit Fiyatlı (OLFE) Emirler: Tanımlanan fiyata kadar olan karşı emirlerin tümünü gerçekleştirmek amacıyla girilen emirlerdir. Yönetim Kurulu, sermayenin belirli oranını ve/veya işlem tutarını aşan emirlere izin vermeyebilir. b) Küsürat Emirler: İşlem biriminin içerdiği hisse senedi sayısından (nominal değer/1000) daha az miktarda verilmiş emirlerdir. Küsürat emirler hisse senedi sayısı olarak fiyatsız girilir ve o andaki son normal emir işlemi fiyatından gerçekleştirilir. Küsürat emirler, karşı küsürat emirlerle kısmen eşleşebilir. c) Özel Emirler: Yönetim Kurulu tarafından menkul kıymet bazında belirlenen hisse sayısını aşan ve eksper onayı ile gerçekleştirilen emirlerdir. Özel emirler bölünemez ve bir bütün olarak alınıp satılır. Özel emirler hisse sayısı (nominal değer/1000) olarak girilir. Bir özel emrin zaman önceliği kazanabilmesi için diğerleri ile fiyatı ve miktarının aynı olması gerekir. Her özel emir, bölünemez oluşu nedeni ile ayrı bir bütündür. Miktarları farklı olmak kaydı ile en iyi fiyatlı özel emrin diğerlerine kıyasla önceliği yoktur. Bir üye, farklı miktardaki bir emri en uygun fiyatlı emre tercih edebilir. İşlem görmeyen özel emirler istendiği an iptal edilebilir. Girilen özel emrin, karşısında girilmiş eşit ya da daha iyi fiyatlı ve girilen özel emri bütünüyle karşılayacak miktarlarda özel veya limit fiyatlı emirler varsa önce bu emirler karşılanmak suretiyle işlemler gerçekleştirilir. d) Toptan Alış-Satış Emirleri: Yönetim Kurulu tarafından belirlenen miktarın üzerinde bir bütün olarak işlem gören ve Toptan Satışlar Pazarı nda verilebilen emirlerdir. e) Açığa Satış Emirleri: Açığa satış emirleri, sahip olunmayan hisse senedinin ödünç alınmak sureti ile satılmasını ifade eder. Açığa satış emri, ilgili hissenin fiyatının trendine bağlı olarak en son gerçekleşen işlem fiyatı düzeyinden veya bu düzeyin bir adım üzerindeki fiyatlardan yapılabilir. Henüz fiyat oluşmamış ise emrin fiyatı, kapanış fiyatının en az bir adım üzerinde olmak zorundadır. Baz fiyatı değiştirilmiş veya serbest marjlı hisselerde henüz işlem gerçekleşmeden açığa satış emri verilmez. Aksi belirlenmedikçe girilen her emir ilgili seans süresince geçerlidir. Ancak emirler geçerli oldukları süre veya son tarih belirtilerek tarihli emir şeklinde verilebilir. Tarihli emirler Yönetim Kurulu nun belirlediği süreye kadar girilebilen, adım ve fiyat değişme kuralları çerçevesinde geçerliliğini koruyan emirlerdir. Hisse senedinin baz fiyatında emrin geçerlilik süresi içinde temettü ödemesi ve sermaye artırımından kaynaklanan bir değişme olmuşsa veya sistemde üye kodu değişikliği yapıldığı durumda, bu tür emirler iptal edilir. Tarihli emirler üye tarafından istenildiği seans bazında geçerli emre çevrilebilir. Yönetim Kurulu Borsa emirlerine ilişkin düzenleme yapılabilir. İMKB Yönetmeliği nin 9 uncu maddesi (f) bendi uyarınca Hisse Senetleri Piyasası Müdürü, Müdür Yardımcısı veya ilgili eksper tarafından gerekli görüldüğünde piyasaya intikal ettirilmiş alım-satım emirlerinin tamamına veya bir kısmına ilişkin olarak üyelerin 43

44 tutmaları gereken kayıt ve belgelerin ibrazı Yönetim Kurulu nca önceden belirlenen esaslar çerçevesinde istenebilir. Emrin Düzeltilmesi veya İptal Edilmesi MADDE 20 - Girilen emirler miktar azaltılmaksızın mevcut emrin fiyatı iyileştirilerek düzeltilebilir. Bu şekle iyileştirilen emir daha önce girilmiş aynı fiyatlı emirlerden sonra yer alır. Emir iyileştirilmesi, alış emri için fiyatı yükseltmek, satış emri için fiyatı düşürmek anlamındadır. Alış ve satış emri bazında, zaman olarak en son konumdaki emir istenildiğinde iptal edilebilir. Borsa ya şirket ile ilgili bilgi ulaşması ve bilginin ilanını takiben hisse senedi üzerinde işlemlerin durdurulması ve aynı seans içinde hisse üzerindeki işlemlerin başlatılması halinde, gerçekleşmemiş emirler durdurma sırasında Borsa tarafından belirlenen yönteme göre üye tarafından iptal edilebilir. Bir üyenin işlem yapma yetkisinin Borsa ve/veya SPK tarafından geçici veya sürekli olarak kaldırılması durumunda, üyeye ait sistemde bekleyen tarihli emirler Borsa tarafından re sen iptal edilir. İşlem Yöntemi MADDE 21 - Hisse senetlerinin alım satımında çok fiyat yöntemi bu Yönetmelikte belirtilen esaslar içinde kullanılır. Çok fiyat yöntemi; alım-satım emirlerinin Borsa tarafından belirlendiği şekilde her şirket için sisteme girildiği, sürekli müzayede sistemi ile çalışır. Çok fiyat yöntemi, bir hisse senedine ait olarak verilen alım satım emirlerinin bu Yönetmelik te belirlenen öncelik kurallarına uygun olarak karşılaştırılmasıyla elde edilen fiyatlarla gerçekleştirilmesidir. Yönetim Kurulu çok fiyat yönteminin yanısıra, gelişen piyasa şartları ve ihtiyaçları doğrultusunda belirleyeceği esaslar dâhilinde tek fiyat yöntemi, piyasa yapıcılığı ve diğer işlem yöntemlerinin de uygulanmasına imkân verecek düzenlemeler yapabilir, yapılacak bu düzenlemeler kapsamında emir, işlem ve öncelik kurallarında farklı esaslar belirleyebilir. Yapılacak düzenlemeler SPK onayı ile yürürlüğe girer. Bu düzenlemeler ilk Genel Kurulun onayına sunularak gerekli yönetmelik değişiklikleri yapılır. Çok Fiyat Yöntemiyle İşlemin Yürütülmesi MADDE 22 - Çok fiyat yönteminin uygulanmasında ilgili hisse senedinin işlem gördüğü sistemde, üyelerin alış ve satış emirlerinin ve gerçekleşen işlemlerin ilgililerin izleyebileceği ve Borsa Yönetimi nin uygun göreceği bir şekilde gösterilmesi esastır. Bir hisse senedini satın almak veya satmak isteyen üye; 44

45 a) Alış veya satış emrini sisteme girebilir. b) Daha önce başka bir üye veya üyeler tarafından sisteme girilmiş olan satış emrini veya alış emirleri üzerinde tamamen veya kısmen işlem gerçekleştirebilir. c) Daha önce kendi girdiği alış veya satış emri var ise, kendi emrinden daha iyi fiyatla emir olmamak şartıyla kendi alış emri veya satış emri üzerinde 24 üncü madde hükmüne göre işlem gerçekleştirebilir. d) Yönetim Kurulu, sisteme girilecek emirlere pazar bazında miktar veya tutar olarak azami sınırlar koyabilir. Öncelik Kuralları MADDE 23 - Hisse senetleri işlemlerinde sisteme kaydedilen emirler karşılanırken önceliklerin belirlenmesinde aşağıdaki kurallar sırasıyla uygulanır; a) Fiyat Önceliği Kuralı: Daha düşük fiyatlı satım emirleri, daha yüksek fiyatlı satım emirlerinden; daha yüksek fiyatlı alım emirleri, daha düşük fiyatlı alım emirlerinden önce karşılanır. b) Zaman Önceliği Kuralı: Fiyat eşitliği halinde, sisteme zaman açısından daha önce kaydedilen emirler öncelikle karşılanır. c) Müşteri Emirlerinin Önceliği Kuralı: Fiyat ve zaman öncelikleri açısından eşitliğin söz konusu olduğu emirler arasında müşteri emirleri, Borsa üyelerinin kendi nam ve hesaplarına verdikleri Borsa emirlerinden önce sisteme girilir. Müşteri emirlerine tahsiste uygulanacak kuralları Yönetim Kurulu belirler. Tek Üyenin Taraf Olduğu - Çapraz İşlemler (*) MADDE 24 Aynı hisse senedi için aynı fiyatlı hem alış hem satış emri olan üye her iki emrini de sisteme girer. a) Sistemde aynı veya daha iyi fiyatlı diğer üyelere ait emir yoksa; Üye tarafından girilen emir yine aynı üyenin pasif (beklemekte olan) emri ile karşılaştığında, sistem girilen emri çapraz emir dosyasına aktarır ve Yönetim Kurulu nca belirlenen süre kadar beklemeye alır. Belirlenen süre içinde başka bir üyenin aynı veya daha iyi fiyat düzeyinde emri gelmez ise, bu sürenin sonunda sistem çapraz işlemi gerçekleştirir. b) Aynı veya daha iyi fiyatlı, farklı üyelere ait öncelikli başka emirler varsa, işlemler önce bu emirler ile gerçekleştirilir ve emrin kalan bölümü beklemeye alınır. c) Bekleme süresi içerisinde farklı bir üyeden aynı veya daha iyi fiyatlı emir girilirse, sistem karşı üye ve çapraz emir arasında %50 oranında eşleştirme yapar. Bu iştem, her farklı üye tarafından girilen emir için çapraz işlem sona erene kadar devam eder. 45

46 d) Çapraz işlem daha önce girilmiş bir emir üzerinde oluşursa, sistem aynı üyeye ait emirleri diğer üyelerle %50 oranında öncelik sırasına göre eşleştirir. Çapraz işlemlerde paylaştırılacak miktar tek sayı ise, her zaman bir fazlası aynı üye ile eşleştirilir. Çapraz işleme konu olan miktar bir lot ise, bekleme süresi içinde gelen diğer bir üyenin aynı fiyat seviyesindeki emri ile eşleştirilir. Bir hisse Senedine Dair İşlemlerin Geçici Olarak Durdurulması MADDE 25 - Borsa Başkanı, aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde ilgili hisse senedinin seansını geçici olarak durdurabilir: a) Bir hisse senedinde ya da hisse senedini ihraç eden ortaklığa ait olarak alıcı ve satıcıların kararlarını etkileyecek önemde bilgiler olduğunun öğrenilmesi ve Borsa Yönetiminin bu bilgilerden borsa üyelerinin ve müşterilerinin haberdar edilmesini gerekli görmesi, b) Bir hisse senedi için sağlıklı bir piyasa teşekkül etmesini önleyecek şekilde olağan dışı fiyat ve/veya miktarda alım satım emirlerinin sistemlere kaydedilmesi, c) Bir hisse senedine ait emirlerin bu Yönetmelikte düzenlenen Toptan Alış-Satış İşlemleri kapsamına girmesi, d) Bir seansın sağlıklı bir biçimde yürütülmesini engelleyen diğer unsurların ortaya çıkması, Borsa Başkanı, işlemlerin yeniden başlamasına aynı seans süresi içinde izin vermiş ve yeterli süre kalmışsa seans yeniden açılır. Borsa Başkanı bir hisse senedine ait işlemleri en fazla 5 işgünü için durdurabilir. 5 işgününü aşan süreler için Yönetim Kurulu karar verebilir. Bir hisse senedinin Borsada işlem görmesinin geçici olarak durdurulması halinde, bu durum Bülten de ve Borsa da gerekçesiyle birlikte duyurulur. Söz konusu hisse senetlerine ait işlemlerin yapılmasına aynı seansta izin verilmişse, seans yeniden başladığında gerekirse baz fiyatı Borsa Başkanı nca yeniden belirlenir ve Borsa da ilan edilir. Bu durumda Borsa Başkanı emir ve/veya işlemleri iptal edebilir. Bir hisse senedi üzerindeki işlemlerin geçici olarak durdurulduğu süre bir seansı aşmışsa, söz konusu hisse senedinin tekrar işlem görmeye başlayacağı zaman ve baz fiyatı Borsa Başkanınca belirlenir ve Borsa Bülteninde ve Borsada ilan edilir. Borsada İlk Defa İşlem Görecek Hisse Senetleri MADDE 26 - Borsada ilk defa işlem görecek hisse senetleri ilgili oldukları pazarda ve o pazarda geçerli yöntem ile işlem görürler. Hisse senetlerinin işlem görecekleri pazar ve işlemlere ilişkin gerekli bilgiler önceden Bülten de ilan edilir. 46

47 Borsa Yönetimi, talep edilen hisse senetlerinin karşılığının bir bankaya, satılacak hisse senetlerinin Takasbank a veya bir bankaya depo edilmesini isteyebilir. Belirli Bir Süre İşlem Görmeyen Hisse Senetleri MADDE 27 - Bir aylık süre içinde işlem görmeyen hisse senedinin, bir ayı takip eden ilk seansta fiyat marjları serbest bırakılır ve Bültende ilan edilir. Fiyat marjlarının serbest bırakılmasını takip eden beş işgünü süresince işlem gerçekleşmemesi halinde hisse senedi ilgili pazardan Yönetim Kurulu Kararı na kadar Başkanlık tarafından geçici olarak çıkarılır. Toptan Alış-Satış İşlemleri MADDE 28 - Yönetim Kurulu tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde, hisse senetleri Borsa da işlem gören veya görmeyen bir şirketin belirli miktarının üzerindeki hisse senedi işlemleri Toptan Alış-Satış Emri olarak verilebilir. Bu kapsamda; a) Sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek hisse senetlerinin veya bunları temsil eden belgelerin, b) Mevcut ortakların sahip oldukları hisse senetlerinin veya bunları temsil eden belgelerin, önceden anlaşma yapılmış ya da yapılmamış alıcılara, tahsisli/toplu olarak satışı Toptan Satışlar Pazarı nda yapılır. Bu tür işlemler tedavülde bulunan hisse senedi miktarını artırıcı satış şeklinde kabul edilmez. İşleme ait detay bilgiler istatistiki veri olarak işlemden önce ve sonra ilgili bültenlerde duyurulur. Toptan alış-satış işlemlerinin nakit ve kıymet takası, sorumluluğu alıcı ve satıcıya ait olması ve Borsa Yönetimi tarafından uygun görülmesi kaydıyla Takasbank dışında yapılabilir. Resmi Müzayede MADDE 29 - Mahkemelerin, icra dairelerinin ve diğer resmi dairelerin Borsada yapılmasına gerek gördükleri hisse senedi satım işlemleri aşağıdaki kurallara uyularak yapılır: a) Satışı istenilen hisse senetleri için bir taban fiyat belirlenmişse bu husus açıklanarak ayrı bir pazarda müzayede başlatılır. Resmi Müzayede satışları seans esnasında pazarda yapılırsa izlenecek yöntem Borsa Başkanlığı nca belirlenir. Satışa aracılık edecek üyeler ve bunların sırası önceden kura çekme yöntemi ile belirlenir. Sıralamadan sonra üyelik sıfatını kazanan üye listenin sonuna eklenir. b) Satışla görevlendirilen üyeye tarife üzerinden kurtaj ödenir. Resen satışa çıkarma halinde kurtaj Borsa tarafından alınır. c) Borsa Yönetimi, hisse senedinin niteliğine ve işlem hacmine bağlı olarak resmi müzayedenin en çok kaç seans sürebileceğini belirler. Bu süre içinde satılmayan hisse senetleri satışı isteyen makama iade edilir. Bu durumda, resmi müzayedenin bittiği tarihten itibaren 15 gün içinde bu hisse senetleri için tekrar resmi müzayede açılamaz. 47

48 d) Satılan hisse senetlerinin alıcılarına teslimi, bedellerinin tahsili ve tahsil edilen paranın Borsa ücreti, kurtaj ve diğer giderler indirildikten sonra ilgili kuruluşa ödenmesi Borsa tarafından yapılır. Birincil Piyasada İşlem Yöntemi MADDE 30 - Hisse senetleri birincil piyasasında, mevzuat çerçevesinde birincil piyasa alanına giren hisse senetlerinin halka arzı yapılır. Birincil piyasada uygulanacak emir ve işlem esaslarını, SPK düzenlemeleri çerçevesinde belirlemeye Yönetim Kurulu yetkilidir. Borsada halka arz yoluyla satış yapmak isteyen, hisse senedi ihraçcısının veya ilgili aracı kuruluşun, SPK nın kayda alma belgesi ile Borsa Yönetimince belirlenmiş belge ve bilgiler ile birlikte Borsaya yapacağı başvurunun, Borsaca uygun görülmesi halinde, durum işlemin yapılacağı tarihten en az bir hafta önce Borsa Bülteninde ilan edilir. Rüçhan hakkı kullanımından sonra arta kalan paylar ilgili hisse için belirlenmiş olan özel emir miktarının altında ise, kalan payların tamanının satışının sözkonunusu olduğunda özel emir olarak yazılmasına Borsaca izin verilebilir. Rüçhan Hakkı Kupon Pazarı MADDE 31 - Hisse senetleri Borsa da işlem gören şirketlerin nakdi sermaye artışı yapmak üzere belirledikleri rüçhan hakkı kullanma süresi içinde, söz konusu hisse senedi üzerinde bulunan yeni pay alma kuponunun alınıp satılması için, Borsa ca belirlenecek süre içinde Rüçhan Hakkı Pazarı açılır. Pazar açılış günü rüçhan hakkı kullanımının başlangıç günüdür. Pazar kapanış günü rüçhan hakkı kullanma süresi sonundan önceki beşinci iş günüdür. İşlem birimi olarak lot uygulanır. Fiyat marjları, pazar açılış günü ve baz fiyat oluşuncaya kadar serbesttir. Baz fiyat oluşumunu takip eden senaslarda uygulanacak fiyat marjları Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. Rüçhan Hakkı Kuponları, Hisse Senetleri Piyasası nda geçerli olan kurallarla işlem görür. Emir ve işlem esaslarını düzenlemeye Yönetim Kurulu yetkilidir. Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesinde Uygulanacak Yöntem MADDE 32 - Yükümlülüklerin yerine getirilmesinde İMKB Yönetmeliği nin ilgili hükümleri ile Takas ve Saklama Merkezleri Yönetmeliği ve Garanti Fonu Yönetmeliği hükümleri uygulanır. Üyeler, İMKB Yönetmeliği ile bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, yükümlülüklerini belirlenen koşullara uygun olarak süresi içinde yerine getirmemeleri halinde temerrüde düşmüş sayılırlar. 48

49 Nakit Temerrüdünde Uygulanacak Yöntem MADDE 33 - Üyelerin satın aldıkları hisse senetleri karşılığında oluşan parasal yükümlülüklerini tamamen veya kısmen yerine getirmemeleri halinde, ilgili üyeye yerine getirilmeyen parasal yükümlülük oranında hisse senedi teslimatı yapılmaz. Önceki ay içinde gerçekleşen işlem hacmi, miktarı ve sözleşme adedi üzerinden, işlem yoğunluğu sıralaması esas alınarak hazırlanmış bulunan liste kullanılarak, üye satın aldığı hisse senetlerinden, yoğunluk sıralamasına göre en baştan başlamak üzere, yerine getirilmeyen parasal yükümlülüğü kadar hisse senedi üyeye teslim edemez. Öncelikle temerrüde düşen üyenin beyanına göre temerrüde neden olan emirle alınan hisse senetleri teslim edilmez. Hisse Senedi Temerrüdünde Uygulanacak Yöntem MADDE 34 - Üyelerin satım sonucu oluşan hisse senedi yükümlülüklerini tamamen veya kısmen yerine getirmemeleri halinde, ilgili üyeye yerine getirmediği yükümlülük oranında parasal ödeme yapılmaz. Temerrüde İlişkin Disiplin Hükümleri MADDE 35 - Temerrüd halinde İMKB Yönetmeliğinde belirlenen disiplin hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 36 - Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 37 - Bu Yönetmeliği İMKB Başkanı yürütür BORSA İSTANBUL UN GELİRLERİNİ OLUŞTURAN ETMENLER Borsa üyelerinin giriş aidatları Kotasyon ücretleri Borsa İşlemleri tescil Kurtaj ücretlerinin bir kısmı 49

50 GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI GAYRİMENKUL ORTAKLIKLARININ ÖZELLİKLERİ GYO Mevduat toplayamaz. GYO Sertifikaları yatırım yapamaz. İnşaat işleri üstlenemezler. Sermaye Piyasası araçlarına yatırım yapabilirler Alıştırma Soruları 1- Aracı Kurumların gerçekleştirebileceği faaliyetleri yazınız. 2- Gayrimenkul ortaklıklarının faaliyetlerini yazınız. 3- İMKB nin gelirlerini oluşturan etmenler nelerdir? 4- Rekabet Kurulunun görev ve yetkileri nelerdir? 5- Yatırım ortaklıklarının yönetim ilkeleri nelerdir? 1.5. MENKUL KIYMETLERİ HALKA ARZ OLUNAN ANONİM ORTAKLIKLAR İŞLETMELERİN HUKUKSAL ÖRGÜT BİÇİMLERİ İşletmelerde örgüt biçimleri üçe ayrılır: Kurum, ortaklık ve bireysel girişim. Aşağıda bu örgüt biçimleri kısaca tartışılmaktadır. Kurum Kurum 1 (anonim, limited ve hisseli komandit şirket), ortaklarından ayrı bir kişiliği olan yasal bir birimdir. Kurum olarak örgütlenmenin yararları şunlardır: Kurum, paydaş (hissedar) olarak adlandırdığımız sahiplerinden ayrı bir kişiliktir. Bu kişilik, kendi adına borçlanabilir, sözleşme imzalayabilir ve menkul ve gayrimenkullere sahip olabilir. Paydaşlar, firmaya yatırdıkları paradan daha fazlasını kesinlikle yitirmezler. Dolayısıyla sınırlı sorumludurlar. 1 Türk finans ve hukuk yazınında kurum terimi yerine sermaye şirketleri (ortaklıkları) terimi kullanılmaktadır. Ortaklık sözcüğünün Arapça karşılığının şirket olması ve Türk Kurumlar Vergisi Kanunu nuda burada tanımladığımız kurum teriminin yer alması nedeniyle kurum terimini benimsiyoruz. 50

51 Paydaşlar genel kurulda yönetim kurulunu seçerler. Firma bu yönetim kurulu tarafından yönetilir. Yönetim kurulu da yöneticileri seçer. Varlıklarının parasal karşılığı diğer örgütlere göre çoktur. Bu tür örgütler potansiyel olarak daha uzun ömre sahiptir. Pay sahipliğinin devri oldukça kolaydır. Büyüme yetenekleri diğer örgütlere göre daha fazladır. Kurum olarak örgütlenmenin sakıncaları ise aşağıdakilerden oluşur: Daha pahalı bir örgüt biçimidir. Üzerlerinde aşırı ölçüde düzenlemeler vardır. Kurumlar ayrı kişilikler olarak vergilendirilirler. Genellikle çifte (kurum, kurumlar vergisi; paydaş, gelir vergisi) vergi öderler. Ortaklık Ortaklık (şirket), sahiplerinden ayrı bir kişiliği olmayan bir örgüt biçimidir. Türkiye uygulamasında şahıs şirketleri olarak adlandırılan üç tür ortaklık vardır. Kollektif şirket, adi komandit şirket 2. Ortaklık olarak (kollektif şirket gibi) örgütlenmenin yararları şunlardır: Ortakların bütün kârları alma olanağı vardır. Kurma ve kapatması göreli olarak kolaydır. Ortaklık olarak örgütlenmenin sakıncaları ise aşağıdakilerden oluşur: 2 Komandit şirketlerde sınırsız sorumlu ortak komandite, sınırlı sorumlu ortak komanditer ortak olarak adlandırılır. 51

52 İşletme sahibinin tüm varlıkları tehlike altındadır. Başka deyişle ortaklar sınırsız sorumludur. İşletme sahibi ödünç para alabilir, sözleşme imzalayabilir, menkul ve gayrimenkul edinebilir. Kredinin büyüklüğü işletme sahip/sahiplerinin kredi değerliğine bağlıdır. İşletmenin kârları işletme sahibinin gelirleri olarak vergilendirilir. Vergi, artan oranlı olduğu için bazen kurumlardan fazla vergi ödeyebilirler. Varlıklarının parasal karşılığı kurumlara göre daha azdır. Bireysel Girişim (Adi Şirketler) Özellikleri ortaklığa benzer. Tek bir kişinin kurduğu işletmedir. En belirgin özelliği bu işletmelerin sayı olarak kurum ve ortaklıklardan çok fazla olmasıdır. Bireysel girişimin belli başlı özellikleri şöyle sıralanabilir: Girişimcinin, firma başarısı konusunda tek başına sorumluluk alma isteğinde olması. Girişimcinin üstün önderlik yetenekleri, iyi örgütlenme becerileri ve çalışanlarla iyi iletişim kurma yetenekleri olmalıdır. Bireysel girişimin üstünlükleri şöyle sıralanabilir: Tüm kârlar bireysel girişimciye gider. Örgütlenmesi kolaydır. Kontrol (denetim) bütünüyle sağlanabilir. Daha düşük vergi söz konusu olabilir. 52

53 Bireysel girişimin sakıncaları şöyle sıralanabilir: Girişimci tüm zararları üstlenmek zorunda kalır. Sınırsız sorumludur. Sınırlı (yetersiz) fonlara ulaşabilir. Sınırlı becerileri vardır YENİ MENKUL DEĞERLERİN ÇIKARIMI Bu kesimde birincil ve ikincil piyasalar, halka arz, öncelik hakkı ve özel arz konuları ele alınmaktadır. Birincil ve İkincil Piyasalar Yeni ihraçlar için iki piyasa vardır: Birincil piyasa ve ikincil piyasa. Birincil piyasa, firmaların (kurumların) gereksindikleri ek fonları elde etmek için menkul değer çıkararak başvurdukları piyasalardır. Bu piyasaların özellikleri şöyle sıralanabilir: Yeni hisse senedi ve tahvil gibi menkul değerler için bir piyasadır. Kurumlar halka arz yoluyla [nakit karşılığı arz ya da rüçhan (öncelik) hakkı kullanımı] ya da özel arz yoluyla fon toplarlar. İkincil piyasa ikinci el araba piyasası gibi kullanılmış (daha önce çıkarılmış) menkul değerler için bir piyasadır. Bu piyasada yatırımcılar ellerindeki menkul değerleri satarlar. Bu tür piyasalar, İMKB örneğinde olduğu gibi, örgütlenmiş olabileceği gibi örgütlenmemiş (tezgahüstü) piyasalar da olabilir. Bu piyasalar öncelikle ve özellikle birincil piyasalara likidite sağlar. 53

54 Halka Arz Kurum, arzın koşullarını belirlemek, arza piyasanın yanıtını değerlendirmek ve hisse senetlerinin dağıtımını yönetmek için bir ya da daha fazla sayıda yatırım bankasıyla ya da aracı kurumla 3 (konsorsiyumda genel olarak bir lider bir de eş lider kuruluş ve çok sayıda aracı kuruluş vardır) anlaşma yapar. Yatırım bankalarınca arz için istenen komisyon, yatırım bankası ve kurum arasında yapılan görüşmelerle belirlenir. Anlaşma Türleri. Pek çok ihraç, aracı kurum tarafından yüklenilir. Yatırım bankası ya da yatırım bankaları sendikasyonu, ihracı kurumdan satın alır. Bu kuruluşlar hisse senedinin satılmaması durumunda riski üstlenmiş olurlar. Bu yüklenin tam yüklenim olarak adlandırılır. İkinci seçenekte yatırım bankası elinden gelen çabayı gösterir, ancak satılmayan hisse senetleri, çıkaran kuruluşa iade edilir. Bu yüklenim, bakiyeyi yüklenim olarak adlandırılır. En iyi gayret aracılığında yatırım bankası yeni ihracın dağıtım ve pazarlamasında elinden gelen çabayı harcar, ancak fiyatı garanti edemez. Firmanın gereksinim duyduğu fonları sağlayamama riski kendinde kalır Kurul Kaydına Alma ve Halka Arz. Hisse senedi ihracı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabidir. Kurul kaydına alma ve halk arz süreci kabaca aşağıdaki gibidir: Halka hisse senetlerini arz etmek isteyen kurumlar, önce bu doğrultuda bir kararı genel kurullarından geçirmelidir. İzahname 4 düzenlenir ve Sermaye Piyasası Kurulu nca onaylanır. Basılacak hisse senetleri bu aşamadan sonra böylece Kurul kaydına alınmış olur. İzahname, Ticaret Sicili ne tescil edilir ve Ticaret Sicil Gazetesi nde ilan olunur. Reklam ajansı aracılığı ile tanıtım etkinlikleri yürütülür. Hisse senetleri bastırılır ya da elektronik ortama aktarılır. Potansiyel yatırımcılar için sirküler 5 yayınlanır. 3 Türkiye de aracı kurumlar yatırım ve menkul değerler şirketi olmak zorundadır. 4 İzahnamede sermaye, çıkarılacak sermeye, bu sermayenin kullanım yeri, yönetim kurulu, yöneticiler, sektör ve firma bilgileri, finansal tablolar ve çıkarılacak menkul değerlere ilişkin bilgiler yer alır. 5 Yatırımcıları bilgilendirmek için çıkarılan sirküler, izahnamenin bir özeti niteliğindedir. 54

55 Daha sonra talep toplama işlemlerine başlanır. Satış işlemleri aracı kurumlarca yapılır. Sağlanan nakit çeşitli gider ve komisyonlar düşüldükten sonra kuruma iade edilir. Hisse senetleri Takas ve Saklama A.Ş.'ye teslim edildikten ve ikincil piyasada kote edildikten sonra (İMKB de) işlem görmeye başlar. Rüçhan (Öncelik) Hakkının Kullanımı Yeni hisse senedi ihraçlarında öncelik hakkı, mevcut ortakların şirketteki paylarını oransal olarak korumalarını sağlar. Bu tür ihraçlar genellikle nominal değer üzerinden yapılır. Eski ortaklar rüçhan haklarını kullanmak istemezlerse, çıkarılan hisseler başka yatırımcılara satılır. Özel Arz Bu tür bir arzda menkul değer (hisse senedi ya da tahvil) doğrudan yatırımcıya satılır. Risk sermayesi yatırım şirketlerinin teknoloji şirketlerinin hisse senetlerini alarak bu şirketlere yatırım yapması bu konuda oldukça iyi bir örnektir. Bu tür bir ihraç kayda alınmaz. İhraç, yatırımcı ve çıkaran kuruluşun gereksinmelerine uygun olarak gerçekleştirilir HİSSE SENEDİ ÇIKARAN ŞİRKETLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR? Mali tabloların bağımsız denetim tarafında denetlenmesi. Mali tablolarını kurulca belirlenen muhasebe kayıtlarına göre hazırlanması. Özel durumlarda kamuya bilgi verme. (CEO ayrılması gibi) Halka açık anonim ortaklıkların kurul esas sözleşme izin alma PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN KURULUŞ KOŞULLARI NELERDİR? A.Ş olarak kurulmalı Hisse senedi nama yazılı olmalı Nakit karşılığında çıkarılmalı Ödenmemiş sermaye belirlenen tutardan az olmamalı. 55

56 SERMAYE PİYASASI KANUNUNA TABİ ANONİM ŞİRKETLERDE KAR DAĞITIMILARI NASIL OLUR? Halka açık A.Ş lerin birinci temettü tutarı, hesap dönemi karından kanunlara göre ayrılması gereken yedek akçeleri ile vergi, fon ve mali ödemeler varsa geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan dağıtabilir karın %20 sinden az olamaz. Temettü dağıtımı mayısın sonuna kadar tamamlanmalı. Ana sözleşmede temettü oranının gösterilmesi Temettü avansı dağıtabilirler İNFİSAH SEBEPLERİ. Esas sözleşmede ön görülen sürenin dolması. Esas sözleşmenin 2/3 kaybedilmesi. Genel kurulda fesih kararının alınması Şirketlerin borçlarını ödemede zorlanması. Kar payı dağıtımında bedelli, bedelsiz hisse senedi dağılımında yatırımcılar kar veya zarar etmezler Alıştırma Soruları 1- SPK na tabi anonim şirketlerde kar dağıtım sürecini kısaca açıklayınız 2- Hisse senedi çıkaran şirketlerin yükümlülüklerini açıklayınız 3- Portföy yönetim şirketi kurmak için gereken şartları listeleyiniz. 4- Birincil ve ikincil piyasaları kıyaslayınız BORSALAR Borsalar, borsada işlem görmesi kabul edilen menkul kıymetlerin alım satımının KHK da yazılı esaslar çerçevesinde belli kurallara göre düzen içinde yapılmasını sağlayan, oluşan fiyatların ilanına yetkili, tüzel kişiliğe haiz kamu kurumlarıdır. Borsalar, SPK nın teklifi üzerine Bakanlığın izni ile kurulur. Kanuna göre, sermaye piyasası araçlarının işlem göreceği borsalar, menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının güven ve istikrar içinde, serbest rekabet şartları altında kolayca alınıp satılabilmesini sağlamak, oluşan fiyatları tespit ve ilan etmekle yetkili olarak kurulan tüzel kişiliğe haiz kuruluşlardır. İMKB, menkul kıymetler borsaları hakkında 91 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş, yetkilerini kendi sorumluluğu 56

57 altında bağımsız olarak kullanan ve SPK nın kişiliğe haiz bir kamu kurumudur. gözetim ve denetimi altında olan tüzel İMKB bir meslek kuruluşudur. Borsa üyeleri; SPK dan yetki belgesi ve Borsa dan üyelik belgesi almış aracı kuruluşlardır. Bunlar sermaye piyasasında faaliyet gösterme yetkisi almış olan banka ve aracı kurumlardır. Borsada faaliyette bulunan üyeler; Yatırım ve kalkınma bankaları Ticari bankalar Aracı kurumlar İMKB nin görev ve yetkileri; Menkul kıymetlerin borsa kotuna alınması ile ilgili başvuruları, İç Yönetmelikte belirtilen esaslar dahilinde incelemek, ek bilgi ve belgeler istemek, başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak. Kanuni gerekler yerine getirilerek para, kambiyo ve kıymetli maden ve taşlar ile vadeli işlemler ile ilgili piyasalar açmak. Borsada işlem görebilecek menkul kıymetler için türlerine göre menkul kıymetler pazarları oluşturmak, bu pazarlarda işlem görecek menkul kıymetleri belirlemek ve borsa bülteninde yayınlamak, pazarlara borsa binasında yer tahsis etmek. Borsada pazarların çalışma gün ve saatlerini belirlemek ve borsa bülteninde ilan etmek. Borsa pazarlarında yapılan işlemler sonucunda oluşan fiyatları ve bu fiyatlardan yapılan toplam işlem miktarlarını seans bitiminde ilan etmek. Borsada yapılan alım satım işlemlerini güven ve istikrar içinde serbest rekabet şartları altında kolayca ve düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak bu kuralların dışına çıkan borsa üyelerine iç yönetmelikte belirtilen müeyyideleri uygulamak. Borsada olağan dışı menfi gelişmelerin meydana gelmesi halinde mevzuatın verdiği yetkiler için gerekli önlemleri almaktır. 57

58 Borsa üyeleri yıllık faaliyet sonuçları ile yıl sonu bilanço ve kar zarar cetvellerini borsaya vermek zorundadırlar. Borsaların işlem ve hesapları SPK tarafından denetlenir. İMKB Hisse Senetleri Piyasası nda beş pazar bulunmaktadır; 1. Ulusal Pazar 2. Bölgesel Pazarlar 3. Toptan Satışlar Pazarı 4. Yeni Şirketler Pazarı 5. Uluslararası Pazar Hisse senetleri piyasası bünyesinde hisse senetlerinin birincil piyasa işlemleri, küsurat işlemleri ve resmi müzayede işlemleri de yapılmaktadır. Rüçhan hakkı kuponları için de kuponları satılacak hisse senedinin işlem gördüğü seansta ayrı pazar açılmaktadır Finansal Piyasa Türleri Finansal piyasalar genel olarak hisse senedi piyasası, tahvil piyasası, para piyasası uluslararası finansal piyasalar ve türev piyasalar olmak üzere beş bölümde incelenirler Hisse Senedi Piyasaları Hisse senetlerinin alınıp satıldığı piyasalar olup, genellikle örgütlenmiş piyasalardır. İMKB içinde Hisse Senedi Piyasası hisse senedi piyasasına bir örnek oluşturur. İMKB kurulmadan önce hisse senedi piyasası örgütlenmemiş bir biçimde çalışan tezgah-üstü bir piyasa görünümündeydi. Alıcı ve satıcılar belli yerlerde alış satış işlemlerini gerçekleştiriyorlardı. Hisse senedi piyasaları ulusal olabileceği gibi yerel de olabilir. Türkiye de henüz bir yerel hisse senedi piyasası yoktur. 58

59 Uluslararası önemli hisse senedi borsaları arasından ABD den Dow Jones Industrial, S&P 500 ve NASDAQ; Almanya dan DAX; İngiltere den FTSE; Japonya dan NIKKEI; Brezilya dan BOVESPA örnekleri verilebilir Tahvil Piyasası Tahviller, özgün vadesi 1 yıldan fazla olan borçlanma araçları olup, genellikle bu piyasalar Batı da tezgah-üstü piyasalar olarak çalışırlar. İMKB içinde Tahvil ve Bono Piyasası, Hazinenin çıkardığı kamu borçlanma araçlarına likidite sağlar. Son yıllarda kamu kesiminin borçlanma gereksiniminin artması nedeniyle özel kesim tahvil çıkaramamaktadır Bu nedenle, Türkiye de özel kesim tahvillerinin alınıp satıldığı bir piyasa yoktur Para Piyasası Vadesi 1 yıldan az olan borçlanma araçları için bir piyasadır. Para piyasası çeşitli bölümlerden oluşur. İlk olarak kredi piyasasından söz etmek gerekir. Bu piyasalarında aracılık hizmetini genellikle ticaret bankaları yapar ve bu bankalar topladıkları mevduatı, fon gereksinimi olan müşterilerine kredi olarak kullandırırlar. Diğer piyasalar ise şunlardır: Kamu kesimi borçlanma araçları piyasası, bankalar arası para piyasası (TCMB Açık Piyasa, TCMB İnterbank Piyasası, TCMB Döviz ve Efektif Piyasaları) ve İMKB içinde örgütlenmiş Repo ve Ters Repo Piyasası gibi. Bir başka piyasa kambiyo piyasası olmaktadır. Bu piyasalar, yabancı paralar üzerinden düzenlenen varlıkların alım ve satımının yapıldığı piyasalardır Uluslararası Piyasalar Bu piyasalardan en önemlisi eurodolar piyasalardır. Bu piyasalarda bazı ülkelerin 6 bankalarının bilançolarında mevduat ve krediler ABD doları olarak yer alır. Bu kuruluşlar ABD doları mevduat kabul eder ve mevduatlarının bir bölümünü ABD doları cinsinden özellikle çok uluslu şirketlere kredi olarak kullandırırlar. Bu piyasalar yalnızca ABD doları ile sınırlı değildir. Yen, pound ve avro da bu piyasalarda kullanılmaktadır. 6 ABD dışında ülkelerin bankalarında 70 lerden sonra büyük tutarlarda ABD doları birikmiştir. 59

60 Türev Piyasaları Türev ürünler değerlerini hisse senetleri, tahvil, yabancı para ve ürünlerden alan finansal varlıklardır. Bu ürünlerin ana işlevi, temeldeki varlıkla ilgili riskleri yönetmeye yöneliktir. İşte bu ürünlerin alım-satıma konu olduğu piyasalar türev piyasalar olarak adlandırılır. Vadeli piyasalar genellikle tezgah-üstü piyasalardır. Türkiye de kurulu vadeli piyasalar, örgütlenmiş piyasalardır. En çok bilinen türev ürünler opsiyonlar ve vadeli (forward) sözleşmelerdir. Alım (call) opsiyonu sahibine, önceden belirtilen fiyattan ve vade tarihinde ya da vadeden önce bir finansal varlığı satın alma hakkı verir. Satım (put) opsiyonu ise sahibine ilgili varlığı satma hakkı verir. Bir finansal varlığın sahibi, bu varlık üzerine bir satım opsiyonu satın alırsa; bu varlığı, satım opsiyonu sözleşmesinde belirlenen fiyatın altına düşmesine karşı kendini korumaktadır. Vadeli sözleşmeler, ilgili varlığı belirlenen fiyat ve tarihte taraflardan birinin alması diğerinin satmasını yükümlülüğünü getirir. Böylece gelecekteki fiyat belirsizliği azaltılır. İzmir de kurulmuş olan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası nda (VOB) dört piyasa vardır: Hisse Senedi. Hisse senedi piyasasında, hisse senedi endekslerine ve hisse senetlerine dayalı vadeli işlem sözleşmelerinde işlem yapılabilir. Döviz. Döviz piyasasında, yabancı paralara dayalı vadeli işlem sözleşmelerinde işlem yapılabilir. Faiz. Faiz piyasasında, hazine bonosu, devlet tahvili ya da diğer kısa ya da uzun vadeli faiz oranlarına dayalı vadeli işlem sözleşmelerinde işlem yapılabilir. Emtia. Emtia piyasasında ise emtia (pamuk ve buğday) ve diğer dayanak varlıklara (altın gibi) dayalı vadeli işlem sözleşmelerinde işlem yapılabilir. İstanbul Altın Borsasında altın üzerine vadeli işlemler yapılmaktadır. Bu iki piyasa da örgütlenmiş bir piyasadır ALIŞTIRMA SORULARI 1. Aşağıdaki borsalardan hangisinde vadeli işlemler yapılır? a) Tahtakale döviz piyasası b) İMKB Hisse Senedi Piyasası c) Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası d) İMKB Tahvil ve Bono Piyasası e) İMKB Repo ve Ters Repo Piyasası 60

61 2. Firmaların (kurumların) ve devletin gereksindikleri ek fonları elde etmek için menkul değer çıkararak başvurdukları piyasaya ne ad verilir? a) Birincil piyasa b) İkincil piyasa c) Para piyasası d) Sermaye piyasası e) Borsa 3. Aşağıdaki piyasalardan hangisi örgütlenmiş bir piyasadır? a) İMKB içinde Tahvil ve Bono Piyasası b) Tahtakale Döviz Piyasası c) Para piyasası d) Buğday piyasası e) Kömür piyasası 4. Aşağıdakilerden hangisi ABD de bulunan bir borsa değildir? a) S&P 500 b) NASDAQ c) BOVESPA d) DOW JONES e) HEPSİ Cevap Anahtarı: 1- C 2- A 3- A 4- C KAYNAKÇA Finansal Piyasalar, KOCAMAN, B.Ç., Siyasal kitabevi, 2004, Ankara Finansal Yönetim, APAK, S., Demirel E., Papatya yayıncılık, 2013 Financial Markets and Institutions, Mishkin, F.S. &,S.G. Eakins., Seventh Edition, Prentice Hall, 2012 Sermaye Piyasası Hukuku ve Mevzuatı, ÜNAL, O.K, Asil Yayın, Ankara, sayılı Sermaye Piyasası Kanunu Genel Gerekçesi 61

62 KISIM: 2 BANKACILIK MEVZUATINA İLİŞKİN KONULAR HAZIRLAYANLAR: Prof. Dr. Sudi APAK Doç. Dr. Turgut ÖZKAN Yrd. Doç. Dr. Sıtkı SÖNMEZER İSTANBUL

63 2.1. Bankacılık Mevzuatına İlişkin Konular: 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 1-5,15-19,21-33, 36-57, 60-64, Maddeleri Sayılı Bankacılık Kanunu Bankacılık hukuku, banka işletmesini ve ilgili hukuki ilişkileri düzenler sayılı Bankacılık Kanunu'na veya diğer özel bir kanuna göre kurulmuş, mevduat toplama (veya katılım fonu kabul etme) ve bankacılık işlemleri yapma izni almış olmak bir ticari işletmenin bankacılık hukukunun konusunu teşkil edebilmesi için gereklidir. Tipik veya atipik borçlar hukuku sözleşmeleri banka işletmesinin hukuki ilişkilerinin büyük bölümünü oluşturur. Banka hukukunun bir bölümünü kamu hukuku nitelikli organizasyon normları ile bunlara yardımcı normlar; diğer bölümünü ise özel hukuk kuralları teşkil eder. Kamu hukuku nitelikli organizasyon normları, banka işletmesinin türüne, yapısına, kurulup faaliyete geçmesine, teşkilatına, denetlenmesine, mali bünyesi zayıflayan bankalara önlemler uygulanmasına, gerektiğinde Fona devrine, bir başka bankaya devir veya birleşmesine, lisansının iptali ve kapanmasına kadar birçok aşamada uygulanır. Yardımcı normlar ise kamuyu aydınlatma ilkelerini düzenlerler. Özel hukuk normları, bankaların anonim şirket şeklinde örgütlenmesi ile bankacılık işlemlerinde uygulama alanı bulmaktadır. Söz konusu normlar kural olarak sözleşme özgürlüğü ilkesine dayalıdır. Özel hukuk normları üç yönden sınırlandırılmıştır. Bunlar bir bütün halinde kamu hukuku alanına dâhildir. Bu bütünün içinde yer alan banka sözleşmeleri, çek hukuku vb. hususlar özel hukuka tabidir. Bazı durumlarda kamu hukuku özel hukuk birbirleriyle iç içe girdiğinden bu hususların hangi alana girdiklerini ayırt etmek güçtür sayılı Bankacılık Kanunu tarihli ve mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, ilerleyen tarihlerde kanunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Kanun 15 kısım, 25'i geçici olmak üzere 196 maddeden oluşmaktadır Genel Hükümler (Md.1-5) 5411 sayılı Bankacılık Kanunun amacı, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kanunun amacı makroekonomik istikrarın en önemli alanlarından biri olan finansal istikrarın teminidir. Bankaların etkin bir şekilde çalışması finansal istikrarın sağlanmasında en önemli faktördür. Kanun hem bankaları hem de bankalarla ilgili düzenleyici, denetleyici ve çözümleyici kuruluşlar (BDDK, TMSF) ile meslek kuruluşlarını (TBB, TKBB) kapsamına almaktadır. Kanun kapsamına alınan esas aktörler Türkiye'de kurulmuş mevduat bankaları, katılım 63

64 bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bankaların Türkiye'deki şubeleri ile finansal holding şirketleridir. Özel kanunlarla kurulmuş olan bankalar hakkında önce kendi kanunlarında yer alan hükümler uygulanacak, hüküm bulunmayan hallerde ise 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bankacılık hukuku uygulamasında temel kural, diğer alanlarda olduğu gibi, özel hükümlerin genel hükümlere önceliğidir. Bankacılık Kanunu kapsamında yer alan kuruluşlara önce bu kanun hükümleri uygulanacak, hüküm bulunmayan hallerde genel hukuk hükümleri (Ticaret Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Ceza Kanunu, İcra İflas Kanunu) uygulanacaktır sayılı Bankacılık Kanunu'nun üçüncü maddesi "tanımlar ve kısaltmalar" kısmına ayrılmıştır. Bu maddenin en önemli özelliği tüm kanun boyunca kullanılacak bir anahtar olmasıdır. Kanunun sistematiğinde bu maddeden sonra gelen bütün maddelerde üçüncü maddedeki kısaltma ve tanımlar kullanılmaktadır, bu yüzden kanun maddeleri okunurken kullanılan teknik terimler, kurumlar, kuruluşlar vb. kelimelerin ifade ettiği anlamlar için sürekli olarak bu madde göz önünde tutulmalıdır. Bu husus madde içerisinde yer alan bazı teknik terimlerin (mevduat bankası, katılım bankası, kalkınma ve yatırım bankası, kontrol, nitelikli pay, mevduat, tasarruf mevduatı vb.) anlaşılmasında önemlidir. Kanunun önceki dönemde yürürlükte bulunan sektöre ilişkin kanunlardan bir farkı ilk defa bankaların gerçekleştirebilecekleri faaliyetleri teker teker saymasıdır. Bankaların "faaliyet konuları" Kanunun 4. Maddesinde sayılmıştır. Bankalar, diğer kanunlarda öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla bu faaliyetleri gerçekleştirebilecek, sayılan alanların dışında faaliyet göstermek isteyen bankalar izin almak için BDDK'na başvuracaklardır. Bu maddenin kapsamında dikkat edilecek en önemli nokta bankaların temel faaliyet alanları için bazı sınırlamaların konulmuş olmasıdır. Buna göre "mevduat bankaları" katılım fonu kabulü ile finansal kiralama işlemleri; "katılım bankaları" mevduat kabulü; "kalkınma ve yatırım bankaları" ise mevduat kabulü ve katılım fonu kabulü faaliyetlerini gerçekleştiremeyeceklerdir. Destek hizmeti kuruluşu ise bankaların mevduat, katılım fonu ve kredi işlemleri dışında kalan faaliyetlerini pazarlamak üzere kurulan kuruluşlardır. Kanunun 5. maddesi kanunun uygulanması açısından oldukça önemli bir tanım olan "dolaylı pay sahipliği" kavramının açıklanmasına ayrılmıştır. Gerçek veya tüzel kişiler açısından dolaylı pay sahipliği hem banka sahipliği hem de bankalarca açılacak krediler açısından kullanılan önemli kavramların başında gelmektedir. Gerçek kişilere ait dolaylı pay sahipliğinin belirlenmesinde; 1) Banka ortağı gerçek kişi ile eş ve çocuklarına ait banka payları, 2) Banka ortağı gerçek kişi ile eş ve çocuklarının sınırsız sorumlulukla katıldıkları 3) Ortaklıklara ait banka payları, 4) Bu kişi ve ortaklıkların ayrı ayrı veya birlikte kontrol ettikleri ortaklıklara ait banka 5) Payları birlikte dikkate alınır, birlikte hesaplanır. 64

65 Anasözleşmeye İlişkin Hükümler (Md.16-18) Madde 6 ve 12 arasında, bankaların kuruluşuna ait düzenlemeler yer almaktadır. Türkiye'de bankaların kurulması ve faaliyete geçmeleri izne bağlanmıştır. Toplumun geniş kesiminden fon toplamaları nedeniyle devletler bu faaliyet alanını imtiyazlı bir faaliyet olarak görmüşler, sürekli gözetim ve denetimleri altında tutmuşlardır. Bu gözetim ve denetim bankanın kurulmasından tasfiyesine kadar her aşamada var olan bir süreçtir. Bir bankanın kurulup faaliyete geçmesi ikili bir izin sistemine bağlanmıştır. Önce, banka kurma iradesinde bulunanların gerekli şartlara ve yeterli mali gücü olup olmadığına bakılmakta, gereken kriterleri sağlayanlara banka kuruluş izni verilmektedir. Bu iznin alınmasından sonra Kanunda yer alan süreler içerisinde kurucuların bir bankanın faaliyet gösterebilmesi için gerekli altyapıyı hazır hale getirmeleri gerekmekte, bu yerine getirildiğinde ise faaliyet izni verilmektedir. Bir bankanın kuruluş izni alması banka olarak faaliyete geçmesi için yeterli değildir. Bilinen anlamda bankanın vücuda gelebilmesi için faaliyet izninin de alınması gerekmektedir. Şube açmak ile koruyucu hükümler dikkate alınarak, Kurula bildirilen esaslara uyulması ve Kurula bildirilmesi kaydı ile yurtiçinde şube açılması serbesttir. Madde 15 e göre söz konusu izin süreçleri yanında bankalara hizmet sunacak bağımsız denetim ile Kurul'un zorunlu tutması halinde derecelendirme ve değerleme şirketlerinin yetkilendirilmesi, yetkilerinin geçici veya sürekli olarak kaldırılmasına Kurulca karar verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili meslek kuruluşlarının görüşü alınarak Kurulca belirlenir. Devletin bankalar üzerindeki gözetim denetimi bankanın faaliyete geçmesinden sonra da devam etmektedir. Bankalar ana sözleşmelerini güncel olarak internet sayfalarında yayınlarlar. 16. maddede bankaların ana sözleşme değişikliklerinde Kurumun uygun görüşü aranır. Kurumca uygun görülmeyen değişiklikler genel kurulda karara bağlanamaz. Kurumun uygun görüşü alınmadan yapılan ana sözleşme değişiklikleri Ticaret Siciline tescil edilemez. Ana sözleşme değişikliği için bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen izin, onay veya olumlu görüş başvuruları, yetkili mercilerce onbeş iş günü içinde cevaplandırılır. Ana sözleşmelerin güncelleştirilmesi, değişikliklerin gerçekleştiği tarihten itibaren on iş günü içerisinde yapılmak zorundadır. Bankaların ana sözleşme değişikliklerinde 5411 sayılı Bankacılık Kanunu yanında Yeni Türk Ticaret Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının düzenlemeleri de devreye girmektedir. Ayrıca değişiklik süreci banka yönetim kurulu kararı ile başlayıp BDDK, SPK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımdan gerekli izin süreçlerinin alınmasına yönelik süreçlerden sonra genel kurul kararı ve tescil süreçleri ile sona ermektedir. Kurumdan izin alınmadan yapılan anasözleşme değişikliğinin genel kurul tarafından karar alınması ve tescil edilmesi durumlarında tescil süresi içinde itiraz edebilir ya da Kanunun 65. maddesi kapsamında uygunlaştırma ya da müeyyide istenebilir. Bankalar genelde anasözleşme değişikliklerine sermaye artırımlarında başvurmaktadır. Kanunun 17. maddesine göre sermaye artırımlarının, her türlü muvazaadan ari olarak, ilgili 65

66 mevzuatla ilave edilmesine izin verilen kaynaklar hariç, iç kaynaklara başvurulmadan nakden ödenmesi şarttır. Sermaye artırımının Ticaret Siciline tescil edilmesinde Kurumun uygun görüşü aranır. Sermayenin mevzuata aykırı olarak artırıldığı tespit edilen kısmı, özkaynak hesabında dikkate alınmaz. Bu madde kapsamında sermaye artırımına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir. Halka açık bankaların sermaye artırımlarında ayrıca sermaye piyasası düzenlemelerinde yer alan hükümler de uygulanacaktır (Bkz..Bankaların İzne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay sahipliğine İlişkin Yönetmelik) Bir kişinin banka sermayesinin; yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden payları edinmesi veya; bir ortağa ait doğrudan veya dolaylı payların sermayenin yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuzüç veya yüzde ellisini aşması sonucunu veren pay edinimleri ile; bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi sonucunu veren pay devirleri kurulun iznine tabidir. Yönetim kuruluna veya denetim komitesine üye belirleme imtiyazı veren payların tesisi, devri veya yeni imtiyazlı pay ihracı daha önce belirtilen oransal sınırlara bakılmaksızın Kurulun iznine tabidir. Bu izinlerin verilmesinde, bankanın devralınan hisselerinin nominal değerinin yüzde biri oranında devir payının devralan tarafından Fona yatırılması zorunludur. Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler ile izin alınmadan yapılan pay devirleri pay defterine kaydolmaz. Bu hükme aykırı olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüzdür. Hisseler üzerinde intifa hakkı tesisinde ve oy hakkı edinilmesinde de bu hükümler uygulanır. Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden nitelikli paya sahip ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından yararlanamaz. Bu halde, diğer ortaklık hakları Kurumun bildirimi üzerine Fon tarafından kullanılır. Bu ortaklar sermayedeki doğrudan ve dolaylı payları yüzde onun altına düşene kadar rüçhan haklarını kullanamazlar. Bir bankanın sermayesinin yüzde on veya daha fazlasına sahip olan tüzel kişilerin paylarının doğrudan veya dolaylı olarak yukarıda belirtilen oranlar veya esaslar dâhilinde el değiştirmesi, devralacak ortağın kurucularda aranan nitelikleri taşıması şartıyla Kurulun iznine tabidir. Kurulun izni olmadan payların devredilmesi halinde, bu paylara ait temettü hariç ortaklık hakları Fon tarafından kullanılır. Hisseleri borsada işlem gören bankaların hisselerinin borsadan alınması ve bir bankanın hisselerinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre icra dairesinden satın alınması durumunda gerçekleştirilecek işlemlere ve bu maddenin uygulanmasına dair usul ve esaslar Kurulca belirlenir (Bkz. Bankaların izne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay sahipliğine İlişkin Yönetmelik). Kanunun 21. Maddesi hükmüne göre Kuruma yapılan izin başvuruları denetimin etkin bir şekilde yapılmasını engelleyici herhangi bir ilişkinin varlığı durumunda veya izin için öngörülen koşulların, niteliklerin veya yeterliliklerin izin başvurusu anında ya da değerlendirme sürecinde sağlanamaması ya da kaybedilmesi durumunda Kurulca reddedilecektir. Kurul tarafından alınacak ret kararları ilgiliye gerekçesi ile bildirilecektir. 66

67 Kurumsal Yönetim (Md.22-28, 33-36) Kurumsal yönetime ilişkin yapı ve süreçler ve bunlara k ilişkin ilkeler Sermaye Piyasası Kurulu ile kuruluş birliklerinin de görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenir (Bkz. Bankaların Kurumsal Yönetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik) Bankaların yönetim kurulları genel müdür dâhil beş kişiden az olamaz. Genel müdür, bulunmadığı hallerde vekili, yönetim kurulunun doğal üyesidir. Bu Kanunda genel müdür için öngörülen şartlar, yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de aranır. Murahhas üyelerin genel müdürde aranan şartları taşımaları zorunludur. Yönetim kurulu üyeliğine seçilenler ve herhangi bir nedenle boşalma halinde görevlendirilenler, bu maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte yedi işgünü içerisinde Kuruma bildirilir. Genel müdürlük ve yönetim kurulu başkanlığı görevleri aynı kişi tarafından icra edilemez. Yönetim kurulu üyelerinin bu Kanunun sekizinci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen şartları taşıması gerekir. Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan yurt dışında kurulu bankaların Türkiye'deki yönetim merkezlerinde, yönetim kurulu yetki ve sorumluluklarını taşıyan, merkez şube müdürünün de dâhil olduğu en az üç kişilik bir müdürler kurulu oluşturmaları zorunludur. Bu Kanunun uygulanmasında müdürler kurulu yönetim kurulu hükmünde olup, birinci fıkrada belirtilen şartlar müdürler kurulu üyeleri için de aranır. İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin ilgili mevzuata uygun olarak tesis edilmesi, işlerliğinin, uygunluğunun ve yeterliliğinin sağlanması, finansal raporlama sistemlerinin güvence altına alınması, banka içindeki yetki ve sorumlulukların belirlenmesi yönetim kurulunun sorumluluğundadır. Bankaların, yönetim kurullarınca yönetim kurulunun denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine yardımcı olmak üzere denetim komitesi oluşturulur. Denetim komitesi en az iki üyeden oluşur. Denetim komitesi üyeleri icrai görevi bulunmayan yönetim kurulu üyeleri arasından seçilir. Türkiye'de şube olarak faaliyet gösteren bankalarda ise kendisine bağlı icrai mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan müdürler kurulu üyelerinden biri görevlendirilir. Denetim komitesi üyelerinin, Kurulca belirlenen niteliklere sahip olmaları şarttır. Buna ilişkin bilgi ve belgeler atamanın yapılmasını müteakiben en geç yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir. Denetim komitesi, yönetim kurulu adına bankanın iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin etkinliğini ve yeterliliğini, bu sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin bu Kanun ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde işleyişini ve üretilen bilgilerin bütünlüğünü gözetmek, bağımsız denetim kuruluşlarının yönetim kurulu tarafından seçilmesinde gerekli ön değerlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu tarafından seçilen bağımsız denetim kuruluşlarının 67

68 faaliyetlerini düzenli olarak izlemek, bu Kanun kapsamında ana ortaklık niteliğindeki kuruluşlarda, konsolide denetime tabi kuruluşların iç denetim işlevlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve eşgüdümünü sağlamakla görevli ve sorumludur. Denetim komitesi, iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemleri kapsamında oluşturulan birimlerden ve bağımsız denetim kuruluşlarından; görevlerinin ifasıyla ilgili olarak düzenli raporlar almak ve bankanın faaliyetlerinin sürekliliği ve güven içinde yürütülmesini olumsuz etkileyebilecek hususlar veya mevzuata ve iç düzenlemelere aykırılıklar bulunması halinde bu hususları yönetim kuruluna bildirmekle yükümlüdür. Denetim komitesi, altı aylık dönemleri aşmamak kaydıyla icra ettiği faaliyetlerin sonuçları ile bankada alınması gereken önlemlere, yapılmasına ihtiyaç duyulan uygulamalara ve bankanın faaliyetlerinin güven içinde sürdürülmesi bakımından önemli gördüğü diğer hususlara ilişkin görüşlerini yönetim kuruluna bildirmekle yükümlüdür. Denetim komitesi, bankanın tüm birimlerinden, anlaşmalı destek hizmeti kuruluşları ve bağımsız denetim kuruluşlarından bilgi ve belge almaya, bedeli banka tarafından karşılanmak suretiyle konularında ihtisas sahibi kişilerden yönetim kurulunun onayına bağlı olarak danışmanlık hizmeti sağlamaya yetkilidir. Denetim komitesinin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları yönetim kurulu tarafından düzenlenir. Banka genel müdürlerinin hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde, mühendislik alanında lisans düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim görmüş olmaları ve bankacılık veya işletmecilik alanında en az on yıllık meslekî deneyime sahip olmaları şarttır. Genel müdür yardımcılarının en az yedi yıllık mesleki deneyime sahip ve asgari üçte ikisinin birinci fıkrada belirtilen alanlarda en az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olması şarttır. Başka unvanlarla istihdam edilseler dahi, yetki ve görevleri itibarıyla genel müdür yardımcısına denk veya daha üst konumlarda icrai nitelikte görev yapan diğer yöneticiler de bu Kanunun genel müdür yardımcılarına ilişkin hükümlerine tabidir. Genel müdürlüğe ve yardımcılıklarına atanacakların, bu maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte Kuruma bildirilmesi şarttır. Bildirimden itibaren yedi iş günü içinde Kurumca olumsuz görüş bildirilmemesi durumunda ilgili kişilerin atamaları yapılabilir. Herhangi bir nedenle görevden ayrılan genel müdür ve yardımcılarının görevden ayrılma nedenleri, ilgili banka ve görevden ayrılan tarafından yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir. Bu madde uygulamasında, genel müdürün sahip olması gereken nitelikler ve atanmalarına veya görevden ayrılmalarına ilişkin yükümlülükler bakımından, yurt dışında kurulu bankaların Türkiye'deki merkez şubesi müdürü, genel müdür gibi değerlendirilir. Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c)ve (d) bentlerinde belirtilen şartları taşımayan kişiler, bankalarda genel müdür, genel müdür yardımcısı veya imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar. Bankalar, bu kimselerin imza yetkilerini derhal kaldırmak zorundadırlar. 68

69 Bu Kanun veya ilgili diğer mevzuat hükümlerini ihlal ettikleri ve Bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdükleri tespit edilen ve haklarında kanuni kovuşturma talep edilen banka mensuplarının, imza yetkileri Kurul kararı ile geçici olarak kaldırılır. Bu kimseler, Kurulun izni olmadıkça imza yetkisini haiz personel olarak hiçbir bankada çalıştırılamazlar. Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret mahkemesi huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tâbidirler. Yemin ve mal beyanına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir (Bkz. Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması Ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik). Yönetim kurulu, denetim komitesi ve kredi komitesi ile müdürler kurulu kararları, aralarında açıklık bırakılmamak ve satır aralarında çıkıntı olmamak şartıyla tarih ve numara sırasıyla Türk Ticaret Kanununun defterlerle ilgili hükümleri gereğince onaylanmış müteselsil sayfa numaralı ayrı birer deftere metnin doğruluğundan hiçbir şekilde şüpheyi davet etmeyecek şekilde günü gününe kaydedilir ve her kararın altı, üyeler tarafından karar tarihinden itibaren en geç bir ay içinde imza olunur. Kurulca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde, yılsonlarında ciltlettirilmeleri kaydıyla karar defterleri yerine yaprakları noterce tasdikli ve müteselsil sıra numaralı ayrı kalamoza kullanılabilir. Kanunun onbeşinci maddesine göre yetkilendirilecek bağımsız denetim kuruluşlarının çalışmalarına ilişkin esaslar Türkiye Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları Birliği, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu, Merkez Bankası ve kuruluş birliklerinin görüşü alınarak Kurulca düzenlenir. Bağımsız denetim kuruluşları, bu Kanun uyarınca yaptıkları faaliyetler dolayısıyla üçüncü kişilere verdikleri zararlardan sorumludurlar. Bağımsız denetim kuruluşları denetim esnasında, bankanın varlığını tehlikeye sokabilecek veya yöneticilerin Kanun veya esas sözleşmeyi ihlal etmiş olduklarını gösteren hususları tespit ederse, durumu derhal Kuruma bildirir. Bu bildirim, mesleki gizlilik prensiplerinin ve anlaşmalarının veya bankacılık sırlarına ilişkin yükümlülüklerin ihlal edildiği anlamına gelmez (Bkz. Bankalarda Bağımsız Denetim Gerçekleştirecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi Ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik, Bankalarda Bağımsız Denetim Kuruluşlarınca Gerçekleştirilecek Bilgi Sistemleri Denetimi Hakkında Yönetmelik) Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelerde öngörülen değerlemeler ve derecelendirmeler, Kurulca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde, değerleme ve derecelendirme kuruluşlarına yaptırılır (Bkz. Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi Ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik; Derecelendirme Kuruluşlarının Yetkilendirilmesine ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik). 69

70 Bankalar, destek hizmeti almadan önce, alacakları destek hizmetinden doğabilecek riskler ile bunların yönetilmesine, beklenen fayda ve maliyetin değerlendirilmesine ilişkin gerektiğinde Kuruma ibraz edilmek üzere yazılı bir rapor hazırlar. Münhasıran bankaların yönetim kurullarınca veya iç sistemlerinde yer alan birimlerce icra edilmesi gereken faaliyetler ile işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ve finansal raporların düzenlenmesi faaliyetleri destek hizmetine konu edilemez. Alınan destek hizmeti, bankaların yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini, ilgili düzenlemelere uymalarını ve etkin biçimde denetlenmelerini engelleyici nitelikte olamaz. Kurul, gerektiğinde bankaların destek hizmeti alabilecekleri konuları belirlemeye veya banka ya da banka grupları itibariyle destek hizmeti alınabilecek konuları sınırlandırmaya ya da sorumluluk sigortası yaptırılmasını zorunlu tutmaya veya destek hizmetinin niteliğine göre bu hizmetlerinin alınmasını izin koşuluna bağlamaya yetkilidir. TCMB tarafından kurulmuş ya da bünyesinde faaliyet gösterenler ile SPK'nın denetiminde bulunan takas, saklama ve merkezi kayıt hizmeti kuruluşları bu Kanunun uygulamasında destek hizmeti kuruluşu olarak değerlendirilmez (Bkz. Bankaların Destek Hizmeti Almalarına İlişkin Yönetmelik). Bağımsız denetim kuruluşları, verdikleri hizmetlerden doğabilecek zararları karşılamak amacıyla yurt içinde veya yurt dışında kurulu sigorta şirketlerine, Hazine Müsteşarlığı tarafından genel şartları belirlenecek ya da bu şartlara uygunluğu teyit edilecek sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler. Değerleme, derecelendirme ve destek hizmeti kuruluşları, hizmet verdikleri bankalarca talep edilmesi ya da Kurulca gerekli görülmesi halinde sorumluluk sigortası yaptırırlar Finansal Raporlama (Md.37-42) Kanun bankaların faaliyetlerinin finansal sonuçlarının kamuoyuna şeffaf ve güvenilir bir şekilde yansıtılmasını sağlamak için bu kuruluşlara bazı yükümlülükler getirmiştir. Bankalar finansal tablolarını hazırlarken ve yayınlarken bu kurallara uymak zorundadır. Bankalar, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun ve kuruluş birliklerinin görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenecek usul ve esaslara uygun olarak, muhasebe sisteminde tek düzeni sağlamak, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunca yayınlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarına uygun olarak tüm işlemlerini gerçek maliyetlerine uygun suretle, muhasebeleştirmek ve finansal raporlarını bilgi edinme ihtiyacını karşılayabilecek, biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilebilir ve karşılaştırılabilir, denetime, analize ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve doğru şekilde düzenlemek zorundadır. Bankalar, kanuni ve yardımcı defter ve kâğıtlarını şubeleri, yurtiçi ve yurtdışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı sağlamadan bilançolarını kapatamazlar. 70

71 Yukarıda yer alan kurallara uygun düzenlemeyen, gerçeğe aykırı olduğu tespit edilen finansal tabloların varlığı halinde Kurul gerekli tedbirleri almaya yetkili kılınmıştır. Tek başına bir ana ortaklığın finansal tabloları, birbirleri ile finansal ilişkiler içerisinde olan konsolidasyon kapsamındaki diğer kuruluşları kapsamadığı için, yanıltıcı sonuçlar üretebileceğinden, finansal raporlamalara ilişkin kurallar konsolidasyonun gerekliliği halinde bu kapsama giren tüm kuruluşları kapsayacak şekilde verilmesi şeklindedir. Bu nedenle Kanunun 38. maddesinde ana ortaklık, finansal durum ve faaliyet sonuçları hakkında bir bütün olarak bilgi vermek amacıyla 37. maddeye istinaden Kurulca düzenlenen usul ve esaslar çerçevesinde konsolide finansal raporlar düzenlemek zorunluluğu getirilmiştir. Diğer taraftan kamuoyuna sunulan raporların güven yaratabilmesi için bu raporların kuruluşların belli kademelerindeki insanlar tarafından imzalanması zorunlu tutulmuştur. Bankalar, statülerine, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgileri, finansal tablolarını, özet yönetim kurulu raporunu ve bağımsız denetim raporunu da içeren yıllık faaliyet raporu hazırlamak zorundadırlar. Faaliyet raporunun hazırlanmasına, ilgili mercilere bildirilmesine ve kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir (Bkz. Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanmasına ve Yayımlanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik) Kanunun 41. Maddesi gereğinde yönetim kurulu, bu Kanunun 37. maddesi uyarınca faaliyetlerin muhasebeleştirilmesi, finansal tabloların hazırlanması, onaylanması, denetlenmesi, yetkili mercilere sunulması ve yayımlanması dâhil finansal raporlama sistemini, görev, yetki ve sorumlulukları belirlemek, bilgi sistemlerini yeterli hale getirmek ve uygulamayı gözetmekle yükümlüdür. Kanunun 42. maddesi hükmü gereğince bankalar aldıkları yazılar ve faaliyetleri ile ilgili belgelerin asılları veya bunun mümkün olmadığı hallerde sıhhatlerinden şüpheye mahal vermeyecek kopyalarını ve yazılan yazıların makine ile alınmış, tarih ve numara sırası verilerek düzenlenecek suretlerini, usulleri çerçevesinde on yıl süreyle saklayacaklardır. Bu belgelerin mikrofilm, mikrofiş şeklinde veya elektronik, manyetik veya benzeri ortamlarda saklanmaları mümkündür. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenmiştir (Bkz. Bankaların Muhasebe Uygulamalarına Ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik) Özkaynaklar ve Standart Oranlar (Md.43-47) Kanun, bankaların düzenli bir şekilde faaliyetlerini sürdürülebilmesi ve mali bünyelerini sağlıklı bir şekilde tutabilmesi için bazı koruyucu hükümler getirmiştir. Söz konusu koruyucu hükümlerin önemli bir bölümü bankalara uymaları gereken bazı finansal oranlar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Basel düzenlemelerinin de ana kaynağını oluşturan ve bankaların uyması gereken en önemli oran düzenlemeleri sermaye ve likidite yeterliliğine ilişkindir. 71

72 5411 sayılı bankacılık Kanunu'nun 43. Maddesinde Kurulun; bankaların varlıkları, alacakları, özkaynakları, borç, yükümlülük ve taahhütleri, gelir ve giderleri arasındaki ilgi ve dengelerin ve mali bünyeyi etkileyen diğer tüm unsurların ve maruz kalınan risklerin tespiti, tahlili, izlemesi ölçülmesi ve değerlendirilmesi amacıyla sınırlamalar ve standart oranlar da belirlemek suretiyle gerekli düzenlemeleri yapmaya ve bunlar hakkında her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu belirtilmektedir. Kurul bu yetkisini, her bir banka ya da banka grubu için belirlenen asgari ve azami standart oranlar ve sınırlardan farklı daha ihtiyatlı bir oran veya sınır tesis etme veya hesaplama ve bildirim dönemlerini farklılaştırma veya genel olarak belirlenmemiş oran ve sınırlar tespit etme şeklinde kullanabilecektir. Kanunun 44. Maddesinde bankalar için geçerli olacak ödenmiş sermaye, yedek akçeler ve özkaynak tanımlarına yer verilmiştir. Fiilen ve her türlü muvazaadan ari olarak ödenmiş veya Türkiye'ye ayrılmış ve bu rakamdan bilançoda görülen zararın yedek akçelerle karşılanamayan kısmı düşüldükten sonra kalan tutardır. Yedek akçeler, Ticaret Kanunu ve ilgili kanunlar ile bankaların anasözleşmelerine göre ayırdıkları tutarlardan varsa bilanço zararının düşülmesinden sonra elde edilen tutardır. Özkaynak ise ana sermaye ve katkı sermaye toplamından sermayeden indirilmesi gerekli değerlerin düşülmesi sonucunda bulunacak rakamdır. Söz konusu özkaynak hesaplaması, konsolidasyon esasına göre uygulanacak kredi sınırları ile standart oranların hesaplanmasında da dikkate alınacaktır (Bkz.Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik). Kanunun 45. Maddesine göre, "sermaye yeterliliği" bu Kanunun uygulanmasında maruz kalınan riskler nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı yeterli özkaynak bulundurulması şeklinde ifade edilmiştir. Bankalar, Kurum tarafından düzenlenecek yönetmelikte öngörülen usul ve esaslara göre yüzde sekiz oranından az olmamak üzere belirlenecek sermaye yeterliliği oranını hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorundadırlar. Bankaların iç sistemleri, aktif ve mali yapıları dikkate alınarak asgari sermaye yeterliliği oranını artırmaya, bankalar bazında farklılaştırmaya, kaynağı katılma hesabı olan aktiflerin risk ağırlıklarının belirlenmesinde bu hesapların özelliklerini dikkate almak suretiyle düzenleme yapmaya ise Kurul yetkili kılınmıştır ( tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik ve tebliğler). Bankalar açısından uyulması gereken diğer bir koruyucu hüküm likidite yeterliliğine ilişkin düzenlemelerdir. Bankalar, TCMB'nın uygun görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenecek usul ve esaslara göre asgari likidite düzeyini hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorundadır (Bkz. Bankaların Likidite Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik). BDDK bu düzenlemeler çerçevesinde koyduğu koruyucu hükümlere bankalar tarafından uyulmasını istemekte, özkaynaklarda meydana gelebilecek düşüşler nedeniyle özkaynağın belirli bir oranı ile ilişkilendirilen sınırlama ve oranlarda aşımların oluşması durumunda ve şartların gerektirmesi halinde, belirleyeceği süreler içerisinde bu aşımların giderilmesini istemektedir. Kurumca aşımların giderilmesi için bankalara tanına süreler için idari para cezası uygulamasına gidilmemektedir. 72

73 Krediler ve Risk Grubu (Md.48-53) Kanunda bankalar için getirilen koruyucu hükümlerin bir diğer önemli bir kısmını ise bankaların açacakları kredilere ilişkin sınırlamalar ve kredilerin izlenmesine ilişkin kurallar oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında söz konusu düzenlemelerin Kanunun en önemli kısmını oluşturduğu söylenebilir. Kanunun 48. Maddesi genel olarak hangi tür işlemlerin kredi sayılacağına ilişkin açıklamalardan oluşmaktadır. Buna göre bankalarca verilen Nakdi krediler ile Teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayrinakdi krediler ve bu niteliği haiz taahhütler, Satın alınan tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, Tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler, Varlıkların vadeli satışından doğan alacaklar, Vadesi geçmiş nakdî krediler, Tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler, Gayrinakdi kredilerin nakde tahvil olan bedelleri, Ters repo işlemlerinden alacaklar, Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler nedeniyle üstlenilen riskler, Ortaklık payları ve kurulca kredi olarak kabul edilen işlemler izlendikleri hesaba bakılmaksızın bu Kanun uygulamasında kredi sayılmaktadır (Bkz. Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik). Önceki slaytta sayılanlara ilave olarak, kalkınma ve yatırım bankalarının finansal kiralama yöntemiyle sağladığı finansmanlar ile katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar da bu Kanun uygulamasında kredi sayılır. Genel olarak Kanun nelerin kredi kapsamına girdiğini saydıktan sonra risk yoğunlaşmasını engellemek ve banka kaynaklarının etkin bir şekilde dağılımını sağlayabilmek için risk grubu tanımlarını açıklamıştır. Kanunun 49. Maddesinde yer alan tanım çerçevesinde bir gerçek kişi ile Eşi ve çocukları, Bunların yönetim kurulu üyesi veya genel müdürü oldukları veya Bunların ya da bir tüzel kişinin birlikte veya tek başlarına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da Sınırsız sorumlulukla katıldıkları ortaklıklar bir risk grubunu oluşturmaktadır. 73

74 Bir banka ile bu bankanın nitelikli pay sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürü, bunların birlikte veya tek başına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da bunların sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar ise bankanın dâhil olduğu risk grubunu oluşturmaktadır. Bu risk gruplarının belirlenmesinde birlikte kontrol edilen ortaklıklar, bu ortaklıkların kontrolünü birlikte sağlayan her bir hissedarın risk grubuna dâhil edilecektir. Risk grupları uygulanmasında aralarında birinin ödeme güçlüğüne düşmesinin diğer bir veya birkaçının ödeme güçlüğüne düşmesi sonucunu doğuracak boyutta kefalet, garanti veya benzeri ilişkiler bulunan gerçek ve tüzel kişiler ilgili risk gruplarına dâhil edilecektir. Sermayesinin çoğunluğu ayrı ayrı veya birlikte Hazineye, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, genel veya katma bütçeli dairelere ait bankalar; doğrudan veya dolaylı olarak kontrol ettikleri ortaklıklar ile birlikte bir risk grubu oluştururlar. Bankalar dışındaki kamu iktisadi teşebbüslerinin veya hisselerinin çoğunluğu Özelleştirme İdaresi Başkanlığının elinde bulunan diğer kamu kurum ve kuruluşları, sermaye, yönetim ve denetimlerine hâkim oldukları bağlı ortaklık, iştirak ve müesseseler ile birlikte bir risk grubu oluşturur. Bu maddenin uygulanmasına, banka ve ortaklıklarda yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev yapanlar ve velâyet altında olmayan çocuklar bakımından aynı risk grubuna dâhil edilecek gerçek ve tüzel kişilerin tespitine ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. Kanun koyucu bankanın kendi dâhil olduğu risk grubu ile banka mensuplarının banka kaynaklarını istismarını önlemek amacıyla çeşitli kısıtlamalar getirmiştir. Bu çerçevede bankalar; a) Yönetim Kurulu üyelerine, genel müdüre, genel müdür yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili mensuplarına; bunların eş ve velâyet altındaki çocuklarına; tek başlarına ya da birlikte sermayesinin yüzde yirmibeş veya fazlasına sahip oldukları ortaklıklara, b) (a) bendinde sayılanlar dışında kalan mensupları ile bunların eş ve velâyeti altındaki çocuklarına, c) Mensuplarının kurduğu veya bunlar için kurulan sandık, dernek, sendika veya vakıflara, Her ne şekil ve surette olursa olsun nakdî ve gayrinakdî kredi veremeyecek, tahvil ya da benzeri menkul kıymetlerini satın alamayacaktır. Ancak yukarıda sayılan hususlar, yönetim kurulu üyeliklerinde aslen bulunan veya temsilci bulunduran ve banka sermayesinde doğrudan veya dolaylı olarak nitelikli paya sahip olan gerçek kişi ortaklar ile tüzel kişi ortaklar hakkında uygulanmayacaktır. Bir bankanın ortaklıklarının yönetim ve denetim kurullarında bulunan kimselerin aynı zamanda ilgili bankanın mensubu olması, bu ortaklıkların ilgili banka ile işlem yapmasına engel değildir. 74

75 Bankanın dâhil olduğu risk grubunda bulunan gerçek ve tüzel kişilere kredi kullandırılması hâlinde, gerekli kararların yönetim kurulunun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile alınması ve bunlara sağlanan kredi koşullarının kredi kullananın lehine diğer kişi ve gruplara kullandırılanlardan ve piyasa koşullarından farklılık arz etmemesi gereklidir. Bir bankanın yönetim kurulu üyelerine, mensupları ile bunların eşlerine ve velâyet altındaki çocuklarına, aylık net ücretleri toplamının beş katını aşmamak üzere verilecek krediler, Üç katını aşmamak üzere çek karnesi veya kredi kartı verilmesi suretiyle kullandırılacak krediler ile Kanunun 55 inci maddesinin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen menkul kıymetler karşılığı kullandırılan krediler birinci ve dördüncü fıkra hükümlerine tâbi değildir. Bankalar, kendi risk gruplarında yer alan kişilere açtığı kredileri Kuruma düzenli olarak raporlayacaklardır. Söz konusu sınırlamalara aykırı hale gelen kredilerin ise en geç altı ay içinde tasfiye edilmesi zorunludur. Kanunun 51. Maddesinde kredi açmaya yetkili banka organları tanımlanmıştır. Genel olarak kredi açma yetkisi yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu; kredi açma, onay verme ve diğer İdarî esaslara ilişkin politikaları oluşturmak, bunların uygulanmasını ve izlenmesini sağlamak ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yönetim kurulu kredi açma yetkisini Kurulca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde kredi komitesine veya genel müdürlüğe devredebilir. Genel müdürlük ise kendisine devredilen kredi açma yetkisini diğer birimleri, bölge müdürlükleri veya şubeleri aracılığıyla da kullanabilir. Kredi komitesinin oluşumu ile çalışma ve karar alma esasları Kurulca belirlenir. Bu Kanunun kredi sınırlarına ilişkin hükümlerine tâbi olmayan krediler için kredi açma yetkisi yönetim kurulunca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde devredilebilir. Kredi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve velayeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamaz ve bu hususu yazılı olarak yetkililere bildirir. Kurul, 50. ve 51. madde hükümlerine aykırı olarak kullandırıldığı tespit edilen kredilerin, ilgili bankanın özkaynak hesabında indirim kalemi olarak dikkate alınmasına karar vermeye veya bu krediler tutarında ilave özkaynak temin edilmesini zorunlu tutmaya yetkilidir. Bankaların kredi açtıktan sonra bu faaliyetlerinden doğan riskleri izlemeleri ve gerekli önlemleri almaları yapılan faaliyetin doğal bir sonucudur. Kanun koyucu bu hususu Kanunun 51. maddesinde bankaları, kredileri nedeniyle maruz kalınacak riskleri ölçmek, karşı tarafın malî gücünü düzenli olarak analiz etmek ve izlemek, gerekli bilgi ve belgeleri temin etmek ve bunlara ilişkin esasları belirlemekle mükellef kılmıştır. Kredi müşterileri bu çerçevede konsolide ve konsolide olmayan bazda istenilen bilgi ve belgeleri bankalara vermekle yükümlüdür. Sermayesinin yarısından fazlasına genel ve katma bütçeli dairelerin, kamu iktisadi teşebbüslerinin, tarihli ve 3291 sayılı Kanun kapsamına alınan kuruluşların sahip olduğu kurum ve ortaklıklara ve -bankalar dışında kalan müşterilere açılacak kredi ve verilecek kefalet ya da teminatların Kurumca belirlenecek tutarı geçmesi hâlinde alınacak 75

76 hesap durumu belgesi ile eki bilanço ve kâr ve zarar cetvellerinin genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygunluğunun Kurumca belirlenecek esaslar dâhilinde tarihli ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensupları tarafından onaylanması şarttır. Bankaların açtıkları kredileri izlemeleri, tahsil kabiliyetlerinin derecelerine göre sınıflandırmaları ve kamuoyuna finansal anlamda doğru bilgileri yansıtabilmeleri için gerekli karşılıkları ayırmak zorundadırlar. Kanunun 53. Maddesine göre bankalar, Krediler ve diğer alacaklarla ilgili olarak, doğmuş veya doğması muhtemel zararların karşılanması ve bunlar dışında kalan varlıkların değer azalışları için yeterli düzeyde karşılık ayrılmasına, Aktiflerin kalitesine ve sınıflandırılmasına, Garantilerin ve teminatların alınmasına, bunların değerinin ve güvenilirliğinin ölçülmesine, Krediler ve Risk Grubu(Md.48-53) Takibe alınan kredilerin izlenmesine ve Vadesi dolmuş kredilerin geri ödenmesine İlişkin politikaları oluşturmak ve uygulamak, Bunları düzenli olarak gözden geçirmek, Tüm bu hususları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek zorundadır (Bkz.Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar için Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik). Bu madde uyarınca krediler ve diğer alacaklarla ilgili olarak ayrılan özel karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir Kredi Sınırlamaları (Md.54-57) Kanunda, bankaların açacakları kredilerin belirli kesimlerde yoğunlaşarak mali bünyelerinin bozulmasını önlemek için belirli sınırlamalar getirilmiştir. Kanunun 54. Maddesinde hem genel hem de özel kredi sınırlamalarına yer verilmiştir. Bu maddede yer alan düzenlemeye göre bankalarca bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir risk grubuna kullandırılabilecek kredilerin toplamı özkaynakların yüzde yirmibeşini aşamaz. Bu oran, bankanın kendi risk grubu bakımından yüzde yirmi olarak uygulanacaktır. Kurul, bu oranı yüzde yirmibeşe kadar yükseltmeye veya kanunî haddine kadar indirmeye yetkilidir. Bir adi ortaklığa verilen krediler, sorumlulukları oranında ortaklara kullandırılmış sayılır. Bankalarca hâkim ortak veya nitelikli pay sahibi olup olmadıklarına bakılmaksızın bankaların sermayesinin yüzde bir ve daha fazla payına sahip olup pay defterine kayıtlı olan tüm ortaklarına ve bunlarla risk grubu oluşturan kişilere kullandırılacak kredilerin toplamı özkaynaklarının yüzde ellisini aşamaz. Birlikte kontrol edilen ortaklıklara kullandırılan krediler, bu ortaklıkları birlikte kontrol eden hissedarların her birinin ortaklık sermayesinde 76

77 sahip olduğu payların, birlikte kontrol ettikleri toplam paya oranı ölçüsünde ortaklığı birlikte kontrol eden her bir hissedarın dâhil olduğu risk grubuna kullandırılmış sayılır. Bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir risk grubuna özkaynakların yüzde onu veya daha fazlası oranında kullandırılan krediler büyük kredi sayılır ve bunların toplamı özkaynakların sekiz katını aşamaz. Bir risk grubuna kullandırılan kredilerin teminatını oluşturmak üzere aynı risk grubuna dâhil gerçek veya tüzel kişilerden kabul edilen aval, garanti ve kefaletler risk grubuna ait kredi sınırlarının hesabında dikkate alınmaz. Gayrinakdi krediler, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler, kabul edilen aval, garanti ve kefaletler, kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlarla gerçekleştirilen işlemler, Kurulca kabul edilecek ülkelerin merkezî yönetimleri, merkez bankaları ve bankaları ile yapılan işlemler veya bunlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, verilen diğer garantiler karşılığı yapılan işlemler kredi sınırlarının hesabında Kurulca belirlenen esaslar ve oranlar dâhilinde dikkate alınır. Bu madde hükümleri, ana ortaklık bakımından konsolide esasa göre uygulanır. Kanun'un 77 ve 78 inci maddeleri gereği Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile Finansal Holding Şirketleri bu sınırlamalara tabi değildir. Kanunun 55. Maddesinde açılacak kredilerden sınırlamaya dahil edilemeyecek işlemler aşağıdaki şekilde sayılmıştır. Bu işlemler şu şekilde sıralanmıştır: Karşılığı nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden olan işlemler. Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığıyla yapılan işlemler ile bu kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri menkul kıymetler karşılığı yapılan işlemler. Merkez Bankası nezdindeki piyasalarda veya kanunla teşkilatlanmış diğer para piyasalarında yapılan işlemler. Aynı kişiye ya da aynı risk grubuna yeni kredi tahsisi halinde daha önce yabancı para cinsinden veya yabancı para ölçüsü ile verilen kredilerin, müteakiben tahsis edilen kredinin kullandırılmaya başlandığı tarihteki cari kurdan dikkate alınması kaydıyla çek ve kredi kartı kullandırımları hariç, kredilerde kur değişikliklerinin doğurduğu artışlar ile vadesi geçmiş kredilere tahakkuk ettirilen faiz, kar payı ve diğer unsurlar. Her türlü sermaye artırımları dolayısıyla bedelsiz edinilen ortaklık payları ile ortaklık paylarının herhangi bir fon çıkışı gerektirmeyen değer artışları. Kurulca belirlenecek esaslar dâhilinde bankaların kendi aralarındaki işlemler. Kurulca belirlenecek esas ve süreler çerçevesinde elden çıkarılması kaydıyla halka arza aracılık yüklenimleri kapsamında edinilen ortaklık payları. Özkaynak hesabında indirilecek değer olarak dikkate alınan işlemler. Kurulca belirlenecek diğer işlemler Bankaların mali olmayan iştiraklerindeki risklerin bünyelerine yansıyabileceği, iç kontrol risk yönetimi ve konsolide denetim sisteminin etkinliğini zayıflatabileceği, ilgili kuruluşların mali 77

78 durumlarının tespit edilmesinin zorlaşabileceği risk yoğunlaşmasının söz konusu olacağı gerekçeleri ve AB'deki eğilimin de bu yönde olması nedeni ile mali olmayan iştirak edinmeye sınır getirilmiştir. Eski kanunda olduğu gibi sermaye azaltıcı işlem niteliğindeki pay sahipliği yasaklanmıştır. Bu çerçevede Kanunun 56. Maddesine göre bankaların; kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar dışındaki bir ortaklıktaki payı kendi özkaynaklarının yüzde onbeşini, bu ortaklıklardaki paylarının toplam tutarı ise kendi özkaynaklarının yüzde altmışını aşamaz. Bu sınırlamalar hesaplanırken 55 inci maddesinin (e) bendinde belirtilen "her türlü sermaye artırımları dolayısıyla bedelsiz edinilen ortaklık payları ile ortaklık paylarının herhangi bir fon çıkışı gerektirmeyen değer artışları işlemler" sınırların hesabında dikkate alınmayacaktır. Ortaklık paylarına ilişkin sınırların aşılması hâlinde, aşım tutarı özkaynak hesaplamasında ana sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınacaktır. Bankalar, kendilerinde doğrudan veya dolaylı olarak pay sahibi olan ortaklık ve kuruluşlarda doğrudan veya dolaylı olarak pay sahibi olamayacaklar, bunların hisse senetlerini rehin olarak kabul edemezler ve karşılığında avans veremeyeceklerdir. Kanun'un 77 ve 78 inci maddeleri gereği Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile Finansal Holding Şirketleri bu sınırlamalara tabi değildir. Kaynaklarının likit değerlerden uzaklaştırtmaması, kaynakların bankacılık faaliyetleri çerçevesinde kullanımı yoluyla ekonomide daha verimli alanlara aktarılması, Kanun kapsamındaki kuruluşlarca toplanan fonların mümkün olduğunca finansal araçlara yatırılması, söz konusu fonların ekonomik birimlerin fon ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılması ve bankanın likidite gücünün korunması amacıyla gayrimenkullere yapacakları yatırımlarda kısıtlanmıştır. Kanunun 57. Madde hükmüne göre bankaların gayrimenkullerinin net defter değerleri toplamı özkaynaklarının yüzde ellisini aşamaz. Bu hesaplamada, değerleme veya enflasyon düzeltmesine bağlı olarak oluşan ve gayrimenkul hesabına eklenen değer artışları yüzde elli oranında dikkate alınır. Bankalar, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında gayrimenkul ve emtiayı esas alan sözleşmeler ile Kurulca uygun görülecek kıymetli madenlerin alım ve satımı hariç olmak üzere ticaret amacıyla gayrimenkul ve emtianın alım ve satımı ile uğraşamaz, ipotekli konut finansmanı kuruluşu ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları hariç olmak üzere ana faaliyet konusu gayrimenkul ticareti olan ortaklıklara katılamazlar. Katılım bankaları tarafından gayrimenkul, ekipman veya emtia temini veya finansal kiralama, kâr ve zarar ortaklığı, ortak yatırımlar yoluyla finansman sağlanması ve benzer faaliyetler nedeniyle üstlenilen yükümlülüklerden dolayı gayrimenkul ve emtia üzerine yapılan işlemler, bu madde ile yasaklanan ve sınırlanan faaliyetler kapsamında değerlendirilmez Mevduat ve Katılım Fonu (Md.60-64) Kredi kuruluşları ile özel kanunlarına göre yetkili olanlar dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişi, aslen veya feran meslek edinerek mevduat veya katılım fonu kabul edemez, ticaret unvanları ve kamuya yapacakları açıklamalar ile ilan ve reklamlarında bu izlenimi yaratacak ifade ve 78

79 deyimleri kullanamaz. Karşılığında hesap cüzdanı yerine makbuz, katılma belgesi, senet ve benzeri belgelerin verilmesi, alınan paraların mevduat veya katılım fonu kabulü sayılmasına engel değildir. Resmi ve özel kuruluşlar ile ortaklıklarda, yalnız çalışanlarına ait olmak üzere sağlık ve sosyal yardım, emeklilik, ihtiyat ve tasarruf sağlama amaçlarıyla kurulan sandık ve vakıfların münhasıran kendi üyelerinden bu amaçlar için topladıkları paralar ile sigorta şirketlerinin işlemleri bu Kanun uygulamasında mevduat ve katılım fonu kabulü sayılmaz. Kalkınma ve yatırım bankalarının kendi müstakrizlerinden, ortak ve ortaklıklarından genel esaslar dâhilinde sağladıkları fonlar ile bankalardan, para piyasaları, sermaye piyasaları ve organize piyasalardan sağlayacakları fonlar bu Kanun uygulamasında mevduat sayılmaz. Türkiye'de kurulan kredi kuruluşlarının yurt dışındaki şubeleri ve ortaklıkları, mevduat cüzdanı ve fon toplamaya ilişkin evrakın düzenlenmesi işlemlerini faaliyette bulundukları ülkede yapmak zorundadır. Bu şube veya ortaklıklar adına hiçbir şekil ve surette yurt içinde mevduat cüzdanı ve fon toplamaya ilişkin evrak düzenlenemez veya verilemez. Türkiye'de kurulu kredi kuruluşları, yurt dışında kurulu ortaklıkları veya başka banka veya finansal kuruluşlar adına yurt içinde yerleşik kişilerden mevduat veya katılım fonu kabul etmek amacıyla; evrak ya da cüzdan bulundurmaları, personel istihdam etmeleri, bu ortaklıklar veya başka kredi kuruluşu veya finansal kuruluşlar adına toplanacak mevduat ve katılım fonu üzerinden personele ücret, komisyon, prim ve benzeri adlar altında para ödemek veya personele bu kuruluşların reklamını yaptırmak suretiyle müşterilerini anılan kuruluşlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dışında kurulu kuruluşlar adına mevduat ve katılım fonu kabul etmeleri, bu madde kapsamında izinsiz mevduat ve katılım fonu kabulü sayılır. Kredi kuruluşları, mevduat hesapları ile katılım fonu hesaplarını Kurulun görüşü alınmak suretiyle Merkez Bankasınca tespit edilecek vade ve türlerine göre tasnif etmek, tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonunu diğer hesaplardan ayırmak zorundadırlar. Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç edilen sermaye piyasası araçları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz sayılı Türk Medeni Kanununun rehinlere ve hapis hakkına, Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Mevduat veya katılma hesabı sahipleri ile kredi kuruluşları arasında vade ve ihbar süresi hakkında kararlaştırılan şartlar saklıdır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir. Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç edilen sermaye piyasası araçları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz sayılı Türk Medeni Kanununun rehinlere ve hapis hakkına, Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu 79

80 yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Mevduat veya katılma hesabı sahipleri ile kredi kuruluşları arasında vade ve ihbar süresi hakkında kararlaştırılan şartlar saklıdır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir. 1. Kredi kuruluşları nezdlerindeki tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonları, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından sigorta edilir. 2. Kredi kuruluşları, nezdlerindeki tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonlarını, sigortaya tabi kısım üzerinden sigorta ettirmek ve bunun üzerinden prim ödemek zorundadır. 3. Sigortaya tabi olacak tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonlarının kapsamı ve tutarı, Merkez Bankası, Kurul ve Hazine Müsteşarlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle Fon Kurulu tarafından belirlenir. Risk esaslı sigorta priminin oranı, yıllık bazda sigortaya tabi tasarruf mevduat ve katılım fonunun binde yirmisini aşamaz. Risk esaslı sigorta priminin tarifesi, tahsil zamanı, şekli ve diğer hususlar Kurulun görüşü alınmak suretiyle Fon Kurulu tarafından belirlenir(bkz. Sigortaya Tabi Mevduat ve Katılım Fonları İle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmelik). Kredi kuruluşlarının iflası halinde mevduat ve katılım fonu sahipleri, Fonun imtiyazlı alacaklarından ve Devlet ile sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere sigortaya tabi olmayan kısım için İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesindeki üçüncü sıra anlamında imtiyazlı alacaklıdırlar. 4. Kredi kuruluşlarınca Fona ödenen sigorta primleri kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir. 5. Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları nezdinde bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan mevduat ve katılım fonunun sigorta kapsamındaki kısmı, Fon kaynaklarından ödenir. Aşağıda sayılan tasarruf mevduatı ve katılım fonu hesapları sigortaya tabi değildir: a. İlgili kredi kuruluşunun hakim ortakları ile bunların ana, baba, eş ve velayet altındaki çocuklarına ait mevduat ve katılım fonu ile diğer hesaplar. b. İlgili kredi kuruluşunun yönetim veya müdürler kurulu başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ile bunların ana, baba, eş ve velayet altındaki çocuklarına ait mevduat ve katılım fonu ile diğer hesaplar. c tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlığı değerleri kapsamına giren mevduat ve katılım fonu ile diğer hesaplar. d. Kurul tarafından belirlenen diğer mevduat, katılım fonu ve hesaplar. 80

81 Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile Finansal Holding Şirketleri (Md.77-78) Kanun koyucu mevduat toplama izinleri bulunmayan kalkınma ve yatırım bankalarını kaynaklarını büyük oranda halktan toplayan mevduat bankalarına göre daha az düzenleme ve denetlemeye tabi tutmaktadır. Bunun en bariz örneği bu bankaların Bankacılık Kanunu'nun önemli maddelerine tabi tutulmamış olmalarıdır. Bu bankalar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 54 (kredi sınırlamaları), 55 (kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemler), 56 (ortaklık paylarına ilişkin sınırlamalar), 57(gayrimenkul ve emtia üzerine işlemler), 61 (mevduatın ve katılım fonunun çekilmesi), 63 (mevduatın ve katılım fonunun sigortalanması), 106 ila 129 (faaliyet izni kaldırılan ve fona devredilen bankalara ilişkin hükümler ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ilişkin hükümler), 130. maddenin a bendi (mevduat ve katılım fonu sigorta primi ödeme yükümlülüğü) ve 131 ila 142 (Takip ve Tahsil Usulleri) maddelerindeki sınırlamalara ve hükümlere tabi değillerdir. Kalkınma ve yatırım bankaları sayınla bu maddeler dışındaki Kanun hükümlerine uymak zorundadır. Kalkınma ve yatırım bankalarına benzer şekilde kredi ve finansal kuruluşların bir çatı şirketi olan finansal holding şirketleri de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun bazı maddelerine tabi tutulmamıştır(bkz. Md.78). Finansal holding şirketleri ile ilgili bir diğer husus ise bu şirketlerin tabi olacağı hükümlerin tespitine Kurul'un yetkili kılınmasıdır. Kurul, finansal holding şirketlerinin kapsamını belirlemeye, kurulmasını zorunlu tutmaya, bu şirketler için sermaye yeterliliği, iç sistemler, konsolide denetim ve denetimin koordinasyonuna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Ayrıca finansal holding şirket kapsamına girmekle birlikte bu türden bir şirket kurması zorunlu tutulmayan bir grubun tabi olacağı hükümleri de Kurul belirleyecektir. Ancak bu şirketler açısından belirlenecek standart oranlar ve sınırlamalar ile yapılacak hesaplamalar yalnızca konsolide bazda olacaktır. 81

82 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Bu maddede yer alan düzenlemeye göre bankalarca bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir risk grubuna kullandırılabilecek kredilerin toplamı özkaynakların. aşamaz. a. %50 sini b. %25 ini c. %15 ini d. %5 ini 2. Bankaların yönetim kurulları genel müdür dahil. kişiden az olamaz. a. 20 b. 10 c. 5 d. 2 82

83 2.2. Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Muhasebe ve Raporlama Sistemi Bankaların mali durumlarının doğru olarak tespiti, muhasebe sistemlerinde üretilen bilgilerin, kayıtların gerçek mahiyetlerine uygun ve anlaşılır olmasına bağlıdır. Bankaların yönetim kurulu ve hissedarlarının doğru kararlar alabilmeleri ile yatırımcıların ve diğer ilgili tarafların bankalar hakkında doğru değerlendirmeler yapabilmeleri, bu bilgilerin ve kayıtların güvenilir ve anlaşılır olmasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Bu amaçla bankalar muhasebe sistemlerinde tekdüzeni sağlamak, tüm işlemlerini gerçek mahiyetlerine uygun surette ve ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde muhasebeleştirmek; finansal tablolarını finansal bilgi edinme ihtiyacını karşılayabilecek biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilir ve karşılaştırılabilir, denetim, analiz ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve doğru şekilde hazırlamak ve raporlamak zorunda tutulmuştur. Söz konusu zorunluluğu sağlamak için BDDK bankaları bazı alt düzenlemeler haricinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uymakla yükümlü kılmıştır. Kanuna istinaden BDDK tarafından muhasebe ve raporlamaya ilişkin çıkarılan bazı önemli düzenlemeler şunlardır: Kasım 2006 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik tarih ve (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tek Düzen Hesap Planı ve Izahnamesi Hakkında Tebliğ tarih ve (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Katılım Bankalarınca Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve Izahnamesi Hakkında Tebliğ 10 Şubat 2007 tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar İle Bun^lara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar Hakkında Tebliğ (Kamuya Açıklama Tebliği) Tüm bankalar için muhasebeleştirme ve mali raporlama açısından tekdüzeni sağlama, tek tip bilanço ve gelir tablosunun doğrudan elde edilmesi, denetim ve gözetim için gerekli olan bilgilerin doğrulanabilir ve denetlenebilir bir şekilde doğrudan ve sağlıklı olarak elde edilmesi, ekonominin izlenmesi ve yönlendirilmesi için yetkili mercilerin ihtiyaç duyduğu bilgilerle, diğer istatistiki bilgilere doğrudan ulaşılması, finansal analiz, risk analizi, verimlilik analizi gibi çeşitli analiz ve yorumlar için ihtiyaç duyulan bilgilerin standart bir şekilde elde edilmesini sağlamak amaçları doğrultusunda bankalar ve katılım bankaları için ayrı ayrı tekdüzen hesap planı hazırlanmış ve bu hesapların açıklamaları ile birlikte bir tebliğ olarak düzenlenmiştir. 83

84 Bankalar muhasebe standardı ve raporlama anlamında TMS'ye bağlıdır. Ancak Bankaların finansal raporlarının biçim ve içeriğine Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama Ve Dipnotlar Hakkında Tebliğde (Kamuya Açıklama Tebliği) değinilmiştir. Bu Tebliğ TMS'nin bir istisnasıdır. Yine konsolide mali tablolara yönelik BDDK bir tebliğ çıkararak TMS'ye yönelik bir istisna belirlemiştir. Konsolide finansal raporlara ilişkin düzenlemeler, bu Kanun'un 38 inci maddesi kapsamında ele alınmıştır. Buna göre konsolide mali tablolar da diğer mali tablolar gibi kuruluş birliklerinin ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetleme Kurulu nun görüşü alınmak suretiyle Kurul'ca düzenlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde bankalarca ve finansal holding şirketlerince düzenlenmek durumundadır. Buna ilaveten söz konusu konsolide finansal rapor kapsamında bulunan kuruluşlar, kendilerinden konsolide finansal raporların düzenlenmesine ilişkin olarak istenecek her türlü bilgi ve belgeyi ilgili ana ortaklığa vermekle yükümlüdür Finansal Raporların İmzalanması, Sunulması, İlanı ve Denetimi Kanun, finansal raporların kimler tarafından imzalanacağını belirlemek suretiyle, finansal raporların doğru, tarafsız ve tam olarak düzenlenmesinde görevli ve sorumlu olan banka mensuplarını ortaya koymuştur. Bu maddede finansal raporların imzalanması, sunulması, ilanı ve denetimi ile ilgili sorumluluğu temel olarak üst düzey yönetime ve ilgili yönetim kurulu üyelerine yüklemektedir. Madde gerekçesinde bunun "finansal raporlama sürecinde üst düzey yönetimin gözetiminin sağlanmasını teminen" yapıldığı ifade edilmektedir. Maddenin ilk fıkrasına göre Bankalar tarafından hazırlanan finansal raporların; Yönetim kurulu başkanı Denetim komitesi üyeleri Genel müdür, Finansal raporlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı İlgili birim müdürü veya bu unvanlara eşdeğer kişiler tarafından finansal raporlamaya ilişkin düzenlemelere ve muhasebe kayıtlarına uygun olduğu belirtilerek imzalanması zorunludur. Ayrıca raporların bağımsız denetim tarafından onaylanması gerekmektedir. Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'te de konuya ilişkin finansal raporların imzalanmasına ve ilanına ilişkin detay düzenlemeler yer almaktadır Yıllık Faaliyet Raporu Bankalar, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgileri, finansal tablolarını, özet yönetim kurulu raporunu ve bağımsız denetim raporunu da içeren yıllık faaliyet raporu hazırlamak zorunda tutulmuştur. Konuya ilişkin detay düzenlemeler, Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanmasına ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikle yapılmıştır. 84

85 Yönetim Kurulunun Sorumluluğu Banka yönetim kurulu; Banka faaliyetlerinin muhasebeleştirilmesi, Finansal tabloların hazırlanması, onanması, denetlenmesi, yetkili mercilere sunulması ve yayınlanması dahil Finansal raporlama sistemini, görev, yetki ve sorumlulukları belirlemek Bilgi sistemlerini yeterli hale getirmek Uygulamayı gözetmekle yükümlüdür Belgelerin Saklanması Kanun, bankaları faaliyetleri ile ilgili belgelerin asıllarını veya mümkün değilse kopyalarını on yıl süre saklamakla yükümlü tutmuştur. Bankaların ticari defterlerinin dayanağı olan belgelerin saklanması mecburiyeti genel hükümlerin bir tekrarı mahiyetindedir. Defter kayıtlarının BDDK, Maliye Bakanlığı ve diğer yetkili kişi ve kurumlar tarafından denetlenmesi, bu kayıtların dayanağı olan belgelerin de denetlenmesini içereceğinden, söz konusu belgelerin kanuni süresi boyunca saklanması zorunludur ALIŞTIRMA SORULARI 1. Bankalar muhasebe standardı ve raporlama anlamında.. bağlıdır. a. TMS ye b. TFRS ye c. IAS a d. UFRS ye 2. Kanun bankaları faaliyetleri ile ilgili belgelerin asıllarını veya mümkün değilse kopyalarını yıl süre saklamakla yükümlü tutmuştur. a. 5 b. 10 c. 15 d

86 2.3. Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanması ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, birinci maddenin gerekçesinde, finansal piyasalarda güveninin tesis edilmesi için kamunun aydınlatılmasına yönelik düzenlemeler yapılmasını, piyasalara yeterli, anlaşılabilir, doğru ve zamanında bilgi verilmesini, uluslararası standartlara uygun muhasebe ve raporlama uygulamalarının geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu bağlamda bankalara, güvenilirliklerinin ve finansal güçlerinin ortaklar, yatırımcılar, tasarruf sahipleri ve diğer menfaat sahipleri tarafından değerlendirilmesi amacıyla yıllık faaliyet raporları ile bilgi verilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Kanun'un "Yıllık Faaliyet Raporu" başlıklı 40'ıncı maddesinde; "Bankalar, statülerine, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgileri, finansal tablolarını, özet yönetim kurulu raporunu ve bağımsız denetim raporunu da içeren yıllık faaliyet raporu hazırlamak zorundadırlar. Faaliyet raporunun hazırlanmasına, ilgili mercilere bildirilmesine ve kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir." ifadesi yer almaktadır. Bu maddeye göre bankalar faaliyet raporunda; Statülerine, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgilere, Finansal tablolara (Nazım hesaplarla birlikte bilanço, gelir tablosu, özkaynaklarda muhasebeleştirilen gelir gider kalemlerine ilişkin tablo, özkaynak değişim tablosu, nakit akış tablosu ve kâr dağıtım tablosu) Özet yönetim kurulu raporuna Bağımsız denetim raporuna yer vermek zorundadırlar. Ayrıca söz konusu maddede faaliyet raporunun hazırlanmasına, ilgili mercilere bildirilmesine ve kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve esasların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (Kurul) tarafından belirleneceği ifade edilmektedir. Kurul anılan maddeye dayanarak tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanmasına ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) düzenlemiştir. Yönetmelik'in 5'inci maddesinde; bankalarca her hesap dönemi (bir takvim yılı) sonu itibarıyla düzenlenecek yıllık faaliyet raporunda, raporun ait olduğu dönem, bankanın ticaret unvanı ile genel müdürlük ya da merkez adresini, telefon ve faks numaralarını, elektronik site ve elektronik posta adreslerini içeren iletişim bilgilerinin belirtileceği ifade edilmiştir. Yönetmelik'in 6'ncı maddesinde yıllık faaliyet raporunun üç bölümden oluşacağı belirtilirken, Yönetmelik'in 7'nci maddesinde; konsolide finansal tablo hazırlamakla yükümlü olan bankaların, hesap dönemine ait konsolide finansal tabloları ve bu tablolardan elde edilecek finansal bilgiler ile konsolide edilen ortaklıklara ilişkin bilgileri ve konsolide bağımsız denetim raporunu yıllık faaliyet raporuna dördüncü bölüm olarak eklemek suretiyle 86

87 yayımlamakla yükümlü oldukları ifade edilmektedir. Bu kapsamda bankaların yıllık faaliyet raporu sonraki slayttaki tablolarda gösterilen bölümlerden oluşmaktadır. Yönetmelik'in 8'inci maddesinde yıllık faaliyet raporunun sunumu düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, yıllık faaliyet raporunun yönetim kurulu başkanı, denetim komitesi üyeleri, genel müdür, finansal raporlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı ve ilgili birim müdürü veya bu unvanlara eşdeğer kişiler tarafından ad, soyad ve unvan belirtilmek suretiyle imzalanacağı ve bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hazırlandığını ihtiva eden beyanları ve varsa ilave görüşleri ve önerileri ile birlikte yönetim kurulunun onayına sunulacağı öngörülmüştür. Aynı maddede yıllık faaliyet raporu, yönetim kurulunca değerlendirildikten sonra bağımsız denetçi görüşü ile birlikte yıllık genel kurul toplantısından en az 15 gün önce ortakların incelemesine sunulacağı belirtilmektedir. Yönetmelik 9'uncu maddesinde yıllık faaliyet raporunda yer alan bilgilerin denetlenmesi düzenlenmiştir. Bu maddede, yıllık faaliyet raporunda yer alan finansal bilgilerin ilgili hesap dönemi sonu itibarıyla düzenlenen bağımsız denetim raporu ile uyumluluğu ve doğruluğu bağımsız denetim ekibinde yer alan bağımsız denetçilerce denetlenerek uygunluk görüşü verileceği, yıllık faaliyet raporunda yanlış ve eksik beyan bulunulduğu tespit edilmesi durumunda bağımsız denetim firmasının banka denetim sorumlu başdenetçisi tarafından denetim komitesi üyelerine bilgilendireceği belirtilmektedir. Ayrıca yanlışlığın veya eksikliğin düzeltilmesi banka yönetim kurulunca uygun görülmemesi halinde bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ortakların incelemesine sunulacak yıllık faaliyet raporuna ek olarak bu uyuşmazlık ile ilgili genel kurul üyelerinin bilgilendirilmesi için yetkili denetim kuruluşunca gerekçeleri açıklanarak, bir örneği Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (Kurum)'na gönderileceği belirtilmektedir. Yönetmelik'in 10'uncu maddesinde bankalarca yıllık faaliyet raporunun yayımlanmasına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Bankalar, ilgili hesap dönemine ilişkin yıllık genel kurul toplantısını müteakiben bağımsız denetçinin görüşünü de sunuş bölümüne ekleyerek yıllık faaliyet raporunu en geç ilgili hesap dönemi sonunu izleyen yılın Mayıs ayı sonuna kadar matbu olarak ve ayrıca kendi internet sayfalarında yayımlamakla yükümlüdür. Matbu olarak yayımlanan yıllık faaliyet raporunun bir örneği yayımlandığı tarihten itibaren yedi gün içinde elektronik ortamda Kuruma gönderilecektir ve banka merkezinde hazır bulundurulacaktır. Ayrıca, şubelerde bir sonraki hesap dönemine ilişkin yıllık faaliyet raporu yayımlanıncaya kadar, talep halinde basılı olarak verilmek üzere, elektronik ortamda hazır bulundurulacaktır. 87

88 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Yıllık faaliyet raporu, yönetim kurulunca değerlendirildikten sonra bağımsız denetçi görüşü ile birlikte yıllık genel kurul toplantısından en az önce ortakların incelemesine sunulmalıdır. a. 30 gün b. 15 gün c. 7 gün d. 5 gün 2. Bankalar faaliyet raporlarında hangilerini sunmak zorundadır? i. Nazım hesaplarla birlikte bilanço ii. Nakit akış tablosu iii. Bağımsız denetçi raporu a. (i) ve (ii) b. (i) ve (iii) c. (ii) ve (iii) d. (i), (ii) ve (iii) 88

89 2.4. Bankalarca ve Katılım Bankalarınca Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve Finansal Tablolar Türkiye'de mukim mevduat ve katılım bankalarının tabi olduğu muhasebe mevzuatına ilişkin düzenlemelere 5411 sayılı Bankacılık Kanunu (Kanun)'nda yer verilmiştir. Kanun'un finansal raporlama başlıklı dördüncü bölümünün; 37'nci maddesinde muhasebe ve raporlama sistemine, 38'inci maddesinde konsolide finansal rapora, 39'uncu maddesinde finansal raporların imzalanması, sunulması, ilanı ve denetiminine, 40'ıncı maddesinde yıllık faaliyet raporuna, 42inci maddesinde sorumluluğa, 42'nci maddesinde belgelerin saklanmasına yer verilirken, Kanun'un 53'üncü maddesinde karşılıklar ve teminatlara, 156'ncı maddesinde işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirmeye ilişkin suç tanımlarına ve cezalara yer verilmiştir. Kanunun 37'nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bankalar, kuruluş birliklerinin ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun görüşü alınmak suretiyle Kurul tarafından uluslararası standartlar esas alınarak belirlenecek usûl ve esaslara uygun olarak muhasebe sistemlerinde tekdüzeni uygulamak; tüm işlemlerini gerçek mahiyetlerine uygun surette muhasebeleştirmek; finansal raporlarını bilgi edinme ihtiyacını karşılayabilecek biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilir ve karşılaştırılabilir, denetime, analize ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve doğru şekilde düzenlemek zorundadır." ifadesi yer almaktadır. Kanun, bankalara, uluslararası standartlar esas alınarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (Kurul) tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre muhasebe sistemini kurma yükümlülüğü getirmiştir. Kurul anılan usul ve esasları tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Muhasebe Yönetmeliği)'i ile düzenlemiştir. Diğer taraftan konsolide finansal tablo düzenleme yükümlülüğü bulunan bankalar için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (Kurum) tarafından ayrıca tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bankaların Konsolide Finansal Tablolarının Düzenlenmesine İlişkin Tebliğ düzenlenmiştir. Muhasebe Yönetmeliği'nin 4'üncü maddesinde; "Bankalar, faaliyetlerini bu Yönetmelik ve Kurulca çıkarılacak tebliğlere göre muhasebeleştirir. Faaliyetlerin, 16/1/2005 tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun 1 sıra Nolu Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğ hükümleri çerçevesinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olarak muhasebeleştirilmesi esastır. Ancak, bağlı ortaklık, birlikte kontrol edilen ortaklık ve iştiraklerin muhasebeleştirilmesi ve konsolide finansal tablolar, kamuya açıklanacakfinansal tablolar ile bunlara ilişkin açıklama ve dipnotların düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar Kurulca çıkarılacak tebliğler ile belirlenir. ifadesi yer almaktadır. Bu doğrultuda anılan maddede, bankalara; bağlı ortaklık, birlikte kontrol edilen ortaklık ve iştiraklerin muhasebeleştirilmesinin, konsolide finansal tabloların, kamuya açıklanacak finansal tablolar ile bunlara ilişkin açıklama ve dipnotların 89

90 düzenlenmesine ilişkin usul ve esasların Kurulca belirleneceği, bankaların diğer faaliyetlerini Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun 1 sıra Nolu Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğ hükümleri çerçevesinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olarak muhasebeleştirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Muhasebe Yönetmeliği'nin 5'inci maddesinde finansal tabloların aşağıdaki tablolardan meydana geldiği belirtilmektedir. Nazım hesaplarla birlikte bilanço (finansal durum tablosu), Gelir tablosu (kâr-zarar cetveli), Özkaynaklarda muhasebeleştirilen gelir gider kalemlerine ilişkin tablo, Özkaynak değişim tablosu, Nakit akış tablosu Kâr dağıtım tablosu Ayrıca anılan maddede, önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar, Türkiye Muhasebe Standartlarında verilmesi öngörülen diğer açıklayıcı notlar ile finansal tablolarda yer alan bilgilere ilişkin açıklayıcı rapor ve tablolar, finansal bilgilerin ayrılmaz parçaları olduğu ifade edilmektedir. Muhasebe Yönetmeliğinde söz konusu finansal tablolara ilişkin tanımlamalar yer alırken, finansal tabloların biçim ve içerikleri ile bunların açıklama ve dipnotlarıyla birlikte kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar Hakkında Tebliğ ile düzenlenmiştir. Diğer taraftan Muhasebe Yönetmeliği'nin 10'uncu maddesinde finansal raporun tanımı yapılmıştır. Söz konusu maddede; "Bankalar tarafından bu Yönetmelik ve ilgili tebliğlerde belirtilen biçim ve içerikte hazırlanan yılsonuna ilişkin finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ve bunların ekinde yer alacak Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgiler yılsonu finansal raporunu; kâr dağıtım tablosu hariç olmak üzere ilgili ara döneme ilişkin finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ve bunların ekinde yer alacak banka yönetim kurulu başkanı ve genel müdürünün ara dönem faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerini içerecek ara dönem faaliyet raporu ile Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgiler ara dönem finansal raporunu oluşturur ifadesi yer almaktadır. Bu kapsamda yılsonu finansal raporu finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ile bunların ekinde yer alacak Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgilerden oluşmaktadır. Söz konusu finansal rapora ilişkin biçim ve içerik olarak açıklamalar Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar Hakkında Tebliğ'de yer almaktadır. 90

91 Muhasebe Yönetmeliği'nin 13'üncü maddesinde finansal raporların yönetim kurulu başkanı, denetim komitesi üyeleri, genel müdür, finansal raporlamalardan sorumlu genel müdür yardımcısı ve ilgili birim müdürü veya bu unvanlara eş değer kişiler tarafından imzalanacağı ifade edilmektedir. Muhasebe Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesinde finansal raporların sunumu ve yayımlanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Anılan maddede; bankaların yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal raporları ilgili oldukları yılı takip eden Nisan ayı sonuna kadar Kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ve matbu olarak tevdi etmek zorunda olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca bankalara ara dönem konsolide olmayan finansal raporlarını 45 gün içerisinde, konsolide olanları ise 75 gün içerisinde Kuruma tevdi zorunluluğu getirilmiştir. Muhasebe Yönetmeliği'nin 15'inci maddesinde bankalar tarafından uygulanacak tekdüzen hesap planı ve izahnamelerinin Kurulca düzenleneceği belirtilmektedir. Kurul anılan düzenlemesini tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tek Düzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ (THP) ile (Bankalar ve katılım bankalarınca ayrı ayrı düzenlenmiştir) yapmıştır. THP'nin 1 ila 3'üncü maddelerinde tebliğin amaç, kapsam ve dayanağından ve bazı önemli tanımlardan bahsedilirken, 4 ila 7'nci maddelerinde THP sistematiğine ilişkin temel bilgilere yer verilmiştir. THP'nin 8'inci maddesinde bankalar tarafından kullanılması gereken hesapların kod ve isim listesi verilmiş ve 9'uncu maddesinde ise bazı hesaplara ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Bir işlemin muhasebeleştirilmesine ilişkin yöntemin belirlenmesinde öncelikle Türkiye Muhasebe Standartlarında bu işleme ilişkin hükümler değerlendirilecek ve daha sonra uygun hesap skontlarının belirlenmesinde THP'nin 8'inci maddesinde yer alan hesaplar ve bu hesaplara ilişkin 9'uncu maddesinde yer alan açıklamalar kullanılacaktır. Tekdüzen Hesap Planı, aşağıda belirtilen gruplardan oluşur; 0 DÖNEN DEĞERLER 1 KREDİLER 2 YATIRIM AMAÇLI DEĞERLER VE DİĞER AKTİFLER 3 MEVDUAT VE DİĞER YABANCI KAYNAKLAR 4 ÖZKAYNAKLAR 5 FAİZ GELİRLERİ 6 FAİZ GİDERLERİ 7 FAİZ DIŞI GELİRLER 8 FAİZ DIŞI GİDERLER 9 BİLANÇO DIŞI HESAPLAR Yukarıda yer alan gruplardan 0 ila 2 grup numaralı olanlar bilançonun aktif hesaplarına, 3-4 grup numaralı olanlar ise bilançonun pasif hesaplarına ait gruplardır. 5 ve 7 grup numaralı 91

92 grup hesapları gelir hesapları iken, 6 ve 8 numaralı gruplar gider hesaplarından oluşmaktadır. 9 numaralı grup ise bilanço dışında yer alan hesapları göstermektedir. Hesap numaralama sistemi, belirli hesaplar hariç altı haneden oluşmuştur. İstisnai hesaplar ise yedi haneden oluşmaktadır. Hesap numaralarının hanelere göre gösterimi aşağıda belirtildiği şekildedir: AB C D E F A -Yukarıda verilen grup numarasını tanımlar, BC - Defteri kebir hesap numaralarını tanımlar, C tek sayı ise hesabın YP hesap, çift sayı ise hesabın TP hesap olduğu anlamına gelir. DE -Yardımcı hesap numaralarını tanımlar, F - Alt hesap numaralarını tanımlar. Her grup içerisinde yer alan hesaplar, Türk parası ve yabancı para olarak ikiye ayrılmıştır. Türk parası ve yabancı para işlemler için çalışan hesaplar, 012 Yoldaki Paralar - T.P., 013 Yoldaki Paralar - Y.P. örneğinde olduğu gibi, defteri kebir seviyesinde belirlenmiştir. Defteri kebir hesaplarının son hanesi (Yani C) çift sayı ise Türk Parası hesapları, tek sayı ise yabancı para hesapları ifade eder. Yabancı para olarak belirtilen hesaplar, bankaların yabancı para işlemlerine ilişkin tutarların kaydedildiği hesaplardır. Bu hesaplardaki yabancı para bakiyeler ilgili Türkiye Muhasebe Standardı hükümleri çerçevesinde dönem sonlarında değerlemeye tabi tutularak değerleme farkları ilgili hesaplara intikal ettirilir. Yabancı para hesaplardan ve işlemlerden sağlanan yabancı para faiz, komisyon ve gelirler, işlem tarihindeki kurdan Türk parasına çevrilir ve ilgili yabancı para kar/zarar hesaplarına kaydedilir. Yukarıda belirtilen gelirler, yabancı para yerine Türk parası üzerinden tahsil edilse dahi, ilgili yabancı para kar-zarar hesaplarına kaydedilir. Tekdüzen Hesap Planında; a. Bütün defteri kebir hesaplarının yardımcı ve alt hesaplarıyla birlikte kullanılmasalar dahi açılması zorunludur. b. Kurumun izni olmadan defteri kebir seviyesinde yeni hesap açılamaz. c. Defteri kebir düzeyinde açılmış olup yardımcı ve alt hesapları bulunmayan hesaplar için bankalar ihtiyaç duymaları halinde yardımcı, alt ve daha tali dereceli hesaplar açabilirler. d. Defteri kebir hesabı ile birlikte bir veya daha fazla yardımcı hesap varsa yeni yardımcı hesapların ilavesi, bir veya daha fazla alt hesap varsa yeni alt hesapların ilavesi, Kurumun izniyle mümkündür. 92

93 e. Yardımcı hesap veya alt hesap seviyesinde tespit edilmiş maddeler için bankalar, gerek duyacakları alt ve daha tali hesapları, mevcut hesap numaralarının sonuna yeni haneler eklemek suretiyle açabilirler. f. Altı ya da yedi haneli hesaplarda bankalar, döviz cinsi, müşteri numarası, kontrol numarası gibi hususları izlemek amacıyla, ilave haneler eklemek suretiyle daha alt seviyede hesaplar açabilirler. g. "Diğer" hesaplar, ilgili bölümde ayrı bir hesap açılmasını gerektirmeyen büyüklükte olan işlemler ile sık tekrarlanmayan işlemlerin kaydı için ayrılmıştır. Bir işlem bu niteliği taşımadığı halde kaydedileceği özel bir hesap bulunmuyorsa, bu tür işlemler için Kurumdan izin alınarak özel bir hesabın açılması şarttır ALIŞTIRMA SORULARI 1. Hangileri doğrudur? i. Tekdüzen Hesap Planında bazı defteri kebir hesapları yardımcı ve alt hesaplarıyla birlikte açılmayabilir. ii. Kurumun izni olmadan defteri kebir seviyesinde yeni hesap açılamaz. a. Yalnızca (i) b. Yalnızca (ii) c. İkisi de yanlıştır d. İkisi de doğrudur 2. Krediler hangi gruptadır? a. 0 b. 1 c. 2 d. 3 93

94 2.5. Bankaların Konsolide Finansal Tablolarının Düzenlenmesi Ana Ortaklık Bankaların Finansal Durumu ve Faaliyet Sonuçlarının Değerlendirilmesi Ana ortaklık durumundaki bir bankanın uluslararası muhasebe standartlarına göre (IFRS- UFRS) finansal durum değerlemesi konsolide bilanço yayınlanması sureti ile değerlendirilir. Bu anlamda konsolide bilanço hazırlanmasındaki amaç, ana ortaklık kontrolü ve bağlı ortaklık ilişkisi bulunan bir bankacılık ve finansal hizmetler grubunun varlıkları, sermayesi, finansal yapısı ve karlılığı konusunda bilgi vermektir (IAS/UMS 27). Genel itibari ile konsolidasyona tabii uluslararası platformda hizmet veren bir bankacılık grubunun yapısı aşağıdaki gibi gösterilebilir: Burada gösterilen bankacılık yapısında yatırım bankacılığı, ticari bankacılık ve kurumsal bankacılık gibi bir çok ana iş kolunu bünyesinde bulunduran bir finans grubunun yönetilmesi ancak ve ancak konsolide finansal tabloların çıkarılması ve stratejik yönetim enstrümanı olarak kullanılması sayesinde gerçekleşebilmektedir. Burada amaç bankacılık ya da finansal hizmetler sunan bir grubun sahip olduğu öncelikli olarak özkaynak ve sermaye yeterliliği durumu hakkında denetim otoritesine gerçekçi bir durum değerlendirmesi ve raporlama yapabilmesidir. Son yıllarda artan bir şekilde yurt içinde ve yurt dışında şubeleşerek ve banka kurulması yada satın almaları ile dikkat çekici bir şekilde büyüyen Türk bankalarının denetim otoritesi tarafından belirlenen esaslar dahilinde konsolidasyona tabii tutulmaları artık bir "sürekli gereklilik" halini almıştır. Bu anlamda bankaların konsolide finansal tablolarının düzenlenmesine ilişkin 8 Kasım 2006 tarihli BDDK tarafından çıkarılan tebliğe istinaden, bankalarımız ilk defa olarak konsolide bilanço çıkarmak durumunda kalmışlardır. Konsolidasyonun temelini oluşturan tebliğ ise 5411 sayılı Bankacılık kanununun 37, 37, ve 93'ncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Bu standart, bir ana ortaklık konumundaki bankanın yada finansal holdingin kontrolü altında bulunan bir grup işletmenin konsolide finansal tablolarının hazırlanmasına ve sunumuna ilişkin esasları belirler. 94

95 Konsolidasyonla birlikte finansal hizmetler yada bankacılık yapan grup sanki fiktif olarak tek bir ana şirketten oluşmuş bir yapı haline geldiği varsayımı dahilinde ele alınır ve gerekli finansal tablo sanki grup tek bir işletmeymiş gibi bu ana perspektif içinde hazırlanır Bağlı Ortaklıkların ya da İştiraklerin Bilançolanmasına dair Metodlar Konsolide raporlamaya tabii olan finansal tablolar, konsolide bilanço, Konsolide kar-zarar yada gelir tablosu, konsolide özkaynak değişim tablosu, konsolide fon akım tabloları ile bilançolamaya esas teşkil eden değerleme esasları ile dipnotlardan oluşur. Konsolidasyona tabii olacak grup şirketlerinin belirlenmesindeki temel konsept ise literatürde geçen "kontrol" kavramıdır. BDDK tebliğinde ise bu kavram madde 4 kapsamında "Önemli Etkinlik" olarak ifade edilmiştir. IFRS 27 kapsamında kontrol, "Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücü" olarak tanımlanmıştır. "Önemli etkinlik" ise, iştirak edilen ortaklığın finansal ve idari politikalarının oluşturulmasına katılma gücünü ifade eder. Böyle bir kontrol ve önemli etkinlik çerçevesinin oluşması durumunda konsolidasyon süreci başlamak durumundadır Konsolidasyona Ait Standartta Belirlenen Tanımlar Tebliğde yer alan terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir: a. Ana ortaklık banka: Bağlı ortaklıkları ve/veya birlikte kontrol edilen ortaklıkları bulunan ve gruba dahil ortaklıkların finansal tablolarının nezdinde konsolide edildiği Türkiye'de kurulu bankayı, b. Bağlı ortaklık: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bağlı ortaklığı tanımlar. Buna göre, adi ortaklıklar gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dâhil olmak üzere, başka işletme (ana ortaklık olarak bilinen) tarafından kontrol edilen işletmelerdir. c. Banka: Bankacılık Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları, d. Birlikte kontrol edilen ortaklık: İş ortaklıkları ve adi ortaklıklar dâhil olmak üzere, ana ortaklık bankanın bir ortaklık sözleşmesi çerçevesinde başka gruplarla birlikte kontrol ettiği, yurt içinde veya yurt dışında kurulu bulunan ortaklığı, e. Finansal holding şirketi: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan ve 1/11/2006 tarihli ve sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Finansal Holding Şirketleri Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesi ile niteliği ve kapsamı belirlenen finansal holding şirketini, f. Grup: Ayrı tüzel kişilik altında faaliyet gösterseler dahi, aynı sermayedar grubun kontrol ettiği, ana ortaklık banka altında; yurt içinde ve yurt dışında kurulu ortaklıklardan oluşan topluluğu, g. İştirak: Ana ortaklık bankanın sermayesine katıldığı, üzerinde kontrolü bulunmamakla birlikte önemli etkinliğe sahip olduğu, yurt içinde veya yurt dışında kurulu bulunan ortaklığı, 95

96 h. Kanun: 5411 sayılı Bankacılık Kanununu, buna göre kontrol "Bir tüzel kişinin; sermayesinin, asgarî yüzde ellibirine sahip olma şartı aranmaksızın, çoğunluğuna doğrudan veya dolaylı olarak sahip olunması veya bu çoğunluğa sahip olunmamakla birlikte imtiyazlı hisselerin elde bulundurulması veya diğer hissedarlarla yapılan anlaşmalara istinaden oy hakkının çoğunluğu üzerinde tasarrufta bulunulması suretiyle veya herhangi bir suretle yönetim kurulu üyelerinin karara esas çoğunluğunu atayabilme ya da görevden alma gücünün elde bulundurulması olarak tanımlar, i. Konsolide finansal tablolar: Bir grubun finansal tablolarının tek bir ortaklığın finansal tablosu olarak sunulduğu tabloları, j. Kontrol: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan kontrolü, k. Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu, l. Nitelikli pay: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan nitelikli payı, buna göre "Bir ortaklığın sermayesinin veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren paylar" olarak tanımlar, m. Türkiye Muhasebe Standartları: Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yürürlüğe konulmuş olan Türkiye Muhasebe Standartları ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile bunlara ilişkin ek ve yorumlar olarak tanımlanmıştır Önemli Etkinlik ve Kontrol Yukarıda bahsedildiği üzere bir ana banka ortaklığı veya onun bağlı ortaklığı, bir başka şirkete iştirak etmiş ya da müştereken kontrol edilen bir işletmeye ortak olmuş olabilir. Konsolide finansal tablolar ana ortaklığın tüm bağlı ortaklıklarını kapsamakla birlikte burada konsolidasyon kapsamı anlamında dikkat çekilmesi gereken hususlar şunlardır: Önemli Etkinlik: İştirak edilen ortaklığın finansal ve idari politikalarının oluşturulmasına katılma gücünü ifade eder. Ana ortaklık banka, iştirak edilen ortaklıkta nitelikli paya sahipse, aksi ispat edilmediği sürece, ana ortaklık bankanın o iştirakte önemli etkinliğe sahip olduğu kabul edilir. Başka bir yatırımcının önemli oranda veya çoğunluk mülkiyetini elinde bulundurması, ana ortaklık bankanın o iştirakte önemli etkinliğe sahip olmasına engel oluşturmaz. Kontrol: İştirak edilen ortaklığın yönetim kurulunda veya buna eşdeğer bir organda temsil edilme, iştirak edilen ortaklığın politika oluşturma sürecine katılma, iştirakin yönetim kadrolarını gruba dâhil diğer ortaklıkların yönetici kadroları ile değiştirebilir olma hususlarının varlığı, önemli etkinlik göstergeleri olarak kabul edilir. 96

97 Konsolide Finansal Tabloların Düzenlenmesi Konsolide finansal tablo düzenleme zorunluluğu Ana ortaklık bankalar, Kanunda öngörülen konsolide bazda sınırlama ve oranlara esas teşkil etmek üzere, dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarda belirtilen istisnalar dışında, kredi kuruluşu veya finansal kuruluş niteliğindeki ortaklıkları ile birlikte tek bir işletme gibi sunulmalarını sağlayacak şekilde, yıl sonları ile Mart, Haziran ve Eylül ayları sonu itibarıyla Türkiye Muhasebe Standartlarını uygulayarak konsolide finansal tablo düzenlemekle yükümlüdürler. Gruba dahil ortaklıkların farklı sektörlerde faaliyet göstermeleri konsolide finansal tablo düzenlenmesine engel teşkil etmez. Konsolide finansal tabloların hazırlanması, ana ortaklık bankanın konsolide olmayan finansal tablolar hazırlama zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Yurt içinde kurulu bir bankanın ya da finansal holding şirketinin bağlı ortaklığı, birlikte kontrol edilen ortaklığı ya da iştiraki konumunda olan bankalar da bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde konsolide finansal tablo düzenlerler. Bu kapsamda bağlı ortaklığı, birlikte kontrol edilen ortaklığı ya da iştiraki bulunan ana ortaklıkların, konsolide finansal tablolarının düzenlenmesinde bu şekilde düzenlenecek konsolide finansal tablolar esas alınır. Resmi makamlardan alınacak belgelerle belgelenmesi kaydıyla, yurt dışındaki ortaklığın kurulu bulunduğu ülkedeki yasal sınırlamalar nedeniyle konsolide mali tabloların düzenlenmesi için gerekli mali tablo ve bilgilerin ana ortaklık bankaca elde edilmesinde önemli kısıtlamaların mevcut olması durumunda söz konusu ortaklığa ait finansal tablolar konsolidasyon kapsamına alınmaz. Dördüncü fıkra kapsamında finansal tabloları konsolide edilmeyen bağlı ortaklık, birlikte kontrol edilen ortaklık ve iştirakler konsolide finansal tablolarda elde etme maliyeti ile veya ilgili Türkiye Muhasebe Standardına uygun olarak muhasebeleştirilir. Ana ortaklık bankalar, yıl sonları ve Haziran ayı sonu itibarıyla kredi kuruluşu veya finansal kuruluş niteliği taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın ortaklıkları ile birlikte tek bir işletme gibi sunulmalarını sağlayacak şekilde, Türkiye Muhasebe Standartlarını uygulayarak niteliği ve içeriği Kurulca belirlenecek olan konsolide finansal tabloları da düzenlemek ve düzenlendiği dönemi takip eden en geç beş ay içerisinde internet sitelerinde yayımlamakla yükümlüdürler. 97

98 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Konsolide raporlamaya tabi şirketler fiktif olarak sanki tek bir ana şirketten oluşmuş bir Finansal grup özelliği gösterirler. Bu finansal gruba aşağıdaki seçeneklerden hangisi dahil değildir? a. Bağlı ortaklık, Ana ortaklık ilişkisinin organik olarak bulunması b. İlgili finansal grubun iştirakini geçici bir süre için proje amaçlı kurması ve konsolide etmemesi c. Holding seviyesinde etkinlik ve kontrol kriterlerine uyan bağlı ortaklıkların olması d. Konsolide raporlar UMS 27 göre hazırlanır 2. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde konsolide finansal tablo düzenleme zorunluluğu yoktur? a. Ana ortaklık bankalar bağlı ortaklıkları ile tek bir işletme gibi kontrol ve yönetilmeleri durumunda b. Gruba dahil ortakların ana ortaklıktan farklı sektörlerde bulunmaları durumunda c. Yurt içinde kurulu bir bankanın yurt dışında kontrol ettiği ve yönettiği bir bağlı ortaklığın olması durumunda d. Resmi makamlardan alınacak belgelerle belgelenmesi kaydı ile yurt dışındaki ortaklığın o ülkedeki yasal sınırlar nedeniyle kontrol edilememesi 3. Nitelikli pay aşağıdakilerden hangisidir? a. Bir ortaklığın sermayesinin %5 ine sahip olmak b. Yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı kısıtlanmış paylar c. Ana ortaklık bankanın iştirak edilen bankada azınlık payına sahip olması d. Ana ortaklık bankanın iştirak edilen ortaklıkta finansal ve idari politikaların oluşturulmasına katılım gücü 4. Konsolide raporlara hangisi dâhil değildir? a. Kredi geri ödeme tablosu b. Kar dağıtım tablosu c. Konsolide özkaynak değişim tablosu d. Nazım hesaplar tablosu 98

99 2.6. Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 3 üncü maddesinde bankacılık kavramlarına ilişkin tanımlar yapılmıştır. Söz konusu maddede ana ortaklık, "Kontrolündeki ortaklıklar ile Kurul tarafından belirlenen usul ve esaslarla tanımlanan ortaklıkların finansal tablolarını kendi nezdinde konsolide eden banka veya finansal holding şirketini" ifade eder. Kanun'un 37 inci maddesinde muhasebe ve raporlama sisteminin nasıl olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bankalar, kuruluş birliklerinin ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun görüşü alınmak suretiyle Kurul tarafından uluslararası standartlar esas alınarak belirlenecek usul ve esaslara uygun olarak muhasebe sistemlerinde tekdüzeni uygulamak; tüm işlemlerini gerçek mahiyetlerine uygun surette muhasebeleştirmek; finansal raporlarını bilgi edinme ihtiyacını karşılayabilecek biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilir ve karşılaştırılabilir, denetime, analize ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve doğru şekilde düzenlemek zorundadır. Bankalar, kanuni ve yardımcı defter ve kayıtlarını, şubeleri, yurt içi ve yurt dışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı sağlamadan bilançolarını kapatamazlar. Yayımlanan finansal tabloların gerçeğe aykırı olduğunun tespiti hâlinde Kurul gerekli tedbirleri almaya yetkilidir. Kanun'un 38 inci maddesinde ana ortaklığın finansal durum ve faaliyet sonuçları hakkında konsolide finansal raporlar hazırlamak zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Konsolide finansal tabloların amacı, finansal kurumlar topluluğuna dâhil ana ortaklık banka ile sermaye ve yönetim ilişkileri çerçevesinde bu bankanın kontrolünde olan bağlı ortaklıkların, iştiraklerin ve sınırlı iştiraklerin aktif, pasif, gelir ve giderleri ile gayri nakdi yükümlülüklerini tek bir ortaklıkmış gibi göstererek, topluluğun finansal durumu ve faaliyet sonuçları hakkında tasarruf sahiplerine, finansal yatırımcılara, denetim mercilerine ve ilgili diğer kişilere sağlıklı bilgi vermektir. 1 Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe giren, "Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in (Yönetmelik) amacı, "...Bankaların; muhasebe ve raporlama sisteminde şeffaflık ve tekdüzenin sağlanması, işlemlerinin kayıt dışında kalmasının önlenmesi, faaliyetlerinin gerçek mahiyetlerine uygun olarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi, konsolide ve konsolide olmayan bazda mali durumları, mali performansları ile yönetimin etkinliği hakkında bilgileri içeren finansal tablolarının zamanında ve doğru bir şekilde hazırlanması, raporlanması ve yayımlanmasına ve belgelerin saklanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." şeklinde açıklanmıştır. 21 Aralık 2008 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 5 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şeklilde değiştirilmiştir. 99

100 Bahse konu Yönetmelikte yer alan zorunlu Finansal Tabloların beş adet olduğu anlaşılmaktadır. 1. Bilanço (bilanço dışı hesaplarla birlikte): Bilanço, bankanın belirli bir tarihteki iktisadi ve mali durumunu yansıtan, varlıklarını, borçlarını ve özkaynaklarını, aktif ve pasif hesaplar şeklinde gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde gösteren tablodur. Bilançonun aktif bölümü paraya dönüşüm çabukluğuna, pasif bölümü ise ödeme çabukluğuna göre düzenlenir. 2. Gelir tablosu (kâr ve zarar cetveli): Gelir tablosu, bankanın belirli bir hesap döneminde elde ettiği tüm hâsılat ve gelirler ile katlandığı tüm maliyet ve giderleri sınıflandırılmış olarak gösteren ve dönem faaliyet sonuçlarını kâr veya zarar olarak özetleyen tablodur. Bütün gelir ve giderler, tahakkuk tarihleri itibarıyla kayda alınır ve tahakkuk ettikleri hesap dönemine ait gelir tablosunda gösterilir. Bir gelir kalemi, tamamen veya kısmen bir gider kalemiyle netleştirilmek suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz. 3. Nakit akış tablosu: Nakit akış tablosu, belirli bir muhasebe döneminde bankaların nakit ve nakit benzeri varlıklarında meydana gelen değişiklikleri ifade eden nakit akışlarını (nakit tahsilat ve ödemelerini), kaynakları ve kullanım yerleri bakımından bankacılık faaliyetleri, yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri itibarıyla sınıflandırarak gösteren tablodur. 4. Özkaynak değişim tablosu: Özkaynak değişim tablosu, ana ve katkı sermaye kalemlerinin her birinin dönem başı bakiyesini, dönem içinde söz konusu kalemlerde meydana gelen artışları veya azalışları ve dönem sonu kalanını ayrı ayrı gösterecek biçimde düzenlenir. Karşılaştırılabilirliği sağlamak bakımından, cari dönem hareketlerinin yanı sıra önceki dönem hareketleri ayrı bir bölüm şeklinde gösterilir. 5. Finansal raporunu; kar dağıtım tablosu hariç olmak üzere ilgili ara döneme ilişkin finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ve bunların ekinde yer alacak banka yönetim kurulu başkanı ve genel müdürünün ara dönem faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerini içerecek ara dönem faaliyet raporu ile Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgiler ara dönem finansal raporunu oluşturur. Bankacılık Kanunu ve alt düzenlemeler ile birlikte bankaların yılsonu finansal rapor, ara dönem finansal rapor ve yurtdışı şubelere ait finansal tabloların konsolide edilmesi gerekmektedir. Buna göre: a. Yılsonuna ilişkin Finansal Raporlar: Yılsonuna ilişkin finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ve bunların ekinde yer alacak Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgilerden oluşur. b. Ara dönem finansal rapor: Kâr dağıtım tablosu hariç olmak üzere ilgili ara döneme ilişkin finansal tablolar, bağımsız denetim raporu ve bunların ekinde yer alacak banka yönetim kurulu başkanı ve genel müdürünün ara dönem faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerini içerecek ara dönem faaliyet raporu ile Kurulca açıklanması gerekli görülen ilave bilgilerden oluşur. 100

101 Finansal raporların kimler tarafından imzalanması gerektiği Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde açıklanmıştır. Türkiye de Kurulu bankaların yönetim kurulu başkanı, denetim komitesi üyeleri, genel müdürü, finansal raporlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı ve ilgili birim müdürü veya bu unvanlara eş değer kişiler tarafından ad, soyad ve unvan belirtilmek suretiyle, bağımsız denetim raporu hariç olmak üzere, biçimi Kurulca belirlenecek yıl sonu ve ara dönem finansal raporlar, bu raporların ekinde yer alan finansal tablolar ile bunlara ilişkin açıklama ve dipnotları ile ay sonları itibarıyla düzenlenen finansal tablolar, bu Yönetmelik hükümlerine ve muhasebe kayıtlarına uygun olduğu belirtilerek imzalanır. Bankalar, yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal raporları Nisan ayı sonuna kadar Kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ve matbu olarak tevdi etmek zorundadır. Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan bankalar, Türkiye'deki yönetim merkezleri tarafından düzenlenen ve müdürler kurulu tarafından imzalanan Türkiye'deki faaliyetlerine ait yıl sonu bilançoları ile gelir tablolarını, bunların açıklama ve dipnotlarını, merkezlerinin bilânço ve gelir tablolarını Kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ve matbu olarak tevdi etmek zorundadır. Bankalar Mart, Haziran ve Eylül ayları sonu itibarıyla düzenleyecekleri konsolide olmayan ara dönem finansal raporlarını kırkbeş gün içinde, konsolide olanları ise yetmişbeş gün içinde Kuruma ve kuruluş birliklerine elektronik ortamda ve matbu olarak tevdi etmek zorundadır. Bankalar, her ay sonu itibarıyla düzenleyecekleri bilânço ve gelir tablolarının birer örneğini ve Kurum tarafından istenen diğer ilave bilgi ve açıklamaları dönemi izleyen otuz gün içinde Kuruma tevdi etmek zorundadır. Bankalar yıl sonu konsolide ve konsolide olmayan finansal raporları ve TTK uyarınca teşkil olunan ve denetçiler tarafından hazırlanan raporları ilgili oldukları yılı takip eden Nisan ayı sonuna kadar Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilân eder. Ticaret Sicili Gazetesi'nde yapılan ilânı müteakip, yayımlanmak üzere yedi gün içinde dipnotsuz olarak yıl sonu mali tabloları, bağımsız denetçi raporu ve TTK gereğince denetçiler tarafından hazırlanan rapor Resmi Gazete'ye gönderilir ve bankanın internet sayfasına yüklenir. Bankalar, yılsonu finansal raporlarını beşinci fıkra kapsamında Resmî Gazete'de yayımlandığı tarih itibarıyla, ara dönem finansal raporlarını ise kuruluş birlikleri tarafından kamuya açıklandıktan sonra kendi internet sayfalarında yayımlamak ve en az beş yıl süreyle kullanıcıların ulaşımına açık tutmak zorundadır. Bankalar, Kurumca belirlenecek finansal tablo, rapor ve cetvelleri ihtiva eden gözetim raporlarını Kurulca belirlenecek esaslar çerçevesinde ve sürelerde Kuruma tevdi etmek zorundadır. Bankalar, denetime yetkili kişilerce talep edilmesi durumunda ilgili belgelerin asıllarını veya mümkün olmadığı hâllerde sıhhatlerinden şüpheye mahal vermeyecek kopyalarını ibraz edilebilecek şekilde nezdlerinde on yıl süreyle saklamaları zorunludur. 101

102 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Finansal Tablolar ticari defterlere ilişkin düzenlemelerin yer aldığı beşinci kısmının "Açılış Bilânçosu, Yılsonu Finansal Tabloları" başlığını taşıyan ikinci bölümünün 68 ila 71 inci maddeleri arasında bulunmaktadır. Bunun dışında ilgili Kanun'un muhtelif maddelerinde işletmelerce hazırlanacak finansal tabloları düzenleyen hükümler mevcuttur. TTK'nın 68 inci maddesinde işletmenin finansal tabloları bilânço ve gelir tablosu olarak belirtilerek Kanun'da yer alan düzenlemenin aksine bu husus açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca maddenin devamında 514 üncü madde ve TMS'de mevcut olan hükümlerin saklı olduğu belirtilerek, finansal tabloların bunlarla sınırlı olmadığı vurgulanmıştır. Yılsonu finansal tabloların TMS'lere uygun olarak çıkarılması, açık ve anlaşılır olması, düzenli bir işletme faaliyeti akışının gerekli kıldığı süre içinde çıkarılması gerekmektedir. TTK'nın 70 inci maddesinde yer alan finansal tabloların Türkçe olarak ve Türk Lirası ile hazırlanacağı hükümleri yeni düzenleme ile de korunmuş, 71 inci maddede tacirin finansal tabloların tarih atılarak imzalayacağına ilişkin hüküm getirilmiştir. Yeni TTK ile getirilen şirketler topluluğu terimi, solo ve konsolide finansal tabloların hazırlanmasına ilişkin düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir. Konsolide finansal tablolara ilişkin en önemli hüküm, şirketler topluluğunun finansal tablolarında uygulanacak muhasebe standartları hususunu düzenleyen 517 nci maddedir. Bu maddede gerek konsolide finansal tablo hazırlayacak işletmelerin gerekse de konsolidasyon kapsamına girecek olan işletmelerin TMS tarafından belirleneceği ifade edilmiştir. "Cezai Sorumluluk" başlıklı onikinci bölümde ise gerek idari para cezaları gerekse adli para cezaları ile hapis cezalarını ilgilendiren birçok hükme yer verilmiştir. TTK'nın ticari defterlere ilişkin hükümleri kapsamında, defter tutma yükümünün yerine getirilmemesi, belgelerin kopyalarının saklanmaması veya hileli envanter çıkarılması gibi durumlarda söz konusu fiiller için adli para cezası yaptırımları öngörülmüştür. 102

103 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Bankaların hazırlamakla yükümlü olduğu ara dönem finansal raporlar içerisinde yer almayan tablo hangisidir? a. Özkaynak tablosu b. Kar dağıtım tablosu c. Gelir tablosu d. Nakit akış tablosu 2. Aşağıdakilerden hangisi bankaların yıllık faaliyet raporunun içeriğinde yer alması zorunlu değildir. a. Statülerine, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgilere, b. Finansal tablolara (nazım hesaplarla birlikte bilanço, gelir tablosu, özkaynaklarda muhasebeleştirilen gelir gider kalemlerine ilişkin tablo, özkaynak değişim tablosu, nakit akış tablosu ve kar dağıtım tablosu) c. Yönetim kurulu üyelerinin sahip olduğu iştirak ve bağlı ortaklıklara ilişkin özet bilgiler d. Bağımsız denetim raporuna 103

104 2.7. Bankaların İç Sistemleri Genel Olarak Bankaların faaliyetlerinin karmaşıklığı, çeşitliliği ve gerçekleştirilen işlem hacmi dikkate alındığında yönetim kurulu üyelerinin denetim ve gözetim faaliyetini layıkıyla tek başına icra edemeyeceği aşikardır. Bu nedenle, bankaların faaliyetlerinin denetimi ve gözetimi amacıyla iç sistem birimleri oluşturma yükümlülüğü getirilmiştir. İç sistem birimleri; iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinden oluşmakta olup bu sistemlerin yeterliliği, bankaların faaliyetlerinin emin ve güvenilir bir şekilde icra edilmesi bakımından önemlidir. Uluslararası uygulamalarda da bu sistemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde icra edilmesi üzerinde önemle durulmakta, bu sistemlerin işleyişine, yeterliliğine, icra edilecek faaliyetlere, bu sistemler kapsamında üst yönetimin görev ve sorumlulukları ile oluşturulacak birimlere ilişkin açıklamalar yapılmakta ve bu konularda yeni gelişmeler yaşanmaktadır krizinden sonra da, yeni finansal mimarinin tasarımında bu sistemlerin etkinliğinin artırılma girişimi iç sistemlerin önemini perçinlemiştir. Bankacılık Kanunu Kapsamında İç sistemler 29 ve 32'nci maddelerde düzenlenmiştir. İç sistemlerle ile ilgili olarak Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmenlik 01 Kasım 2006 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Söz konusu düzenlemelerin temel hedefi, bankalar bünyelerinde, faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu, değişen koşullara cevap verebilecek nitelik, yeterlik ve etkinlikte tüm şube ve konsolidasyona tabi ortaklıklarını kapsayan iç denetim, iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerini kurmasıdır. Yabancı bankaların Türkiye'deki şubeleri de, bu Kanun'un banka tanımına girdiğinden; iç denetim, iç kontrol sistemi ile risk yönetim sistemi kuracaklardır. Bankalarda iç sistemlerden sorumlu birim yönetim kuruludur. Konu ile ilgili olarak yönetmelikte şu ifadeye yer verilmiştir; "İç sistemler kapsamındaki birimlerin banka organizasyon yapısı içerisinde yönetim kuruluna bağlı olarak kurulması gerekmektedir. Yönetmeliğe göre yönetim kurulu iç sistemler kapsamındaki görev ve sorumluluklarını kısmen veya tamamen iç sistemler sorumlusuna devredebilir. Görev ve sorumlulukların iç sistemler kapsamında yer alan birimler bazında ayrıştırılmak kaydıyla, birden fazla iç sistemler sorumlusu belirlenmesi de mümkündür. İç sistemler sorumluluğu görevi ancak icrai görevi bulunmayan yönetim kurulu üyelerinden birine veya bu nitelikteki yönetim kurulu üyelerinden oluşan komitelere ya da denetim komitesine verilebilir. İç sistemler sorumlusu olan üyenin veya üye sayısının ikiden az olması sonucunu doğurması kaydıyla İç sistemler sorumlusu olan komite üyesinin görevden ayrılması, görevden alınması ya da aranan nitelikleri kaybetmesi durumunda onbeş gün İçinde yerine aynı nitelikleri haiz bir yönetim kurulu üyesinin atanması zorunludur." Konuya ilişkin olarak; a. İç sistemlerin bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde oluşturulması, b. Etkin, yeterli ve uygun bir şekilde işletilmesi, 104

105 c. Muhasebe ve finansal raporlama sisteminden sağlanan bilgilerin güvence altına alınması, d. Banka içindeki yetki ve sorumlulukların belirlenmesi nihai olarak Yönetim Kurulu'nun sorumluluğundadır. Yönetim kurulu denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesinde kendisine yardımcı olmak üzere üyeleri arasından seçeceği icrai görevi bulunmayan asgari iki üyesini banka denetim komitesi üyeleri olarak görevlendirir. Denetim komitesi üye sayısı hiçbir şekilde ikiden az olamaz. Yine Yönetmeliğe göre, üst düzey yönetimin görevi olarak da; öneriler geliştirmek; sorumlu oldukları birimlerde görev yapan banka personelini koordine etmek, sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini izlemek, Sorumlu oldukları birimlerde ortaya çıkan eksiklik veya hataları çözümlemek ve bunları ya da alınması gerekli görülen tedbirleri ilgili iç sistemler sorumlusuna raporlamak, şeklinde belirtilmiştir. İç sistemlerin kurulmaması veya etkin işletilmemesi, Kanun'da idari para cezası (Kanun 148/b), şube açılmasının sınırlandırılması (13) ve önlem alınmasını gerektiren haller arasında sayılması (67) gibi yaptırımlara maruz bırakılmıştır İç Kontrol Sistemi Yönetmelikte İç kontrol sisteminin amacı bankanın varlıklarının korunmasını, faaliyetlerin etkin ve verimli bir şekilde Kanuna ve ilgili diğer mevzuata, banka içi politika ve kurallara ve bankacılık teamüllerine uygun olarak yürütülmesini, muhasebe ve finansal raporlama sisteminin güvenilirliğini, bütünlüğünü ve bilgilerin zamanında elde edilebilirliğini sağlamaktır. şeklinde ifade edilmiştir. İç kontrol sistemi kapsamındaki faaliyetler, günlük faaliyetlerin bir parçası olarak işlemler gerçekleştirilirken yapılır. İcra edilen faaliyetleri, sürekli izlemek suretiyle, aksamaları sonucu etkilememesi için çaba harcanır. İç kontrolün, faaliyetlerin mevzuata, ana sözleşmeye, iç düzenlemelere ve bankacılık ilkelerine uygun olarak gerçekleşmesini sağlamaya yöneliktir. 32'nci maddede anlatacağımız iç denetim ise, faaliyetler gerçekleştikten sonra, faaliyetlerin mevzuata, ana sözleşmeye, iç düzenlemelere ve bankacılık ilkelerine uygun olup olmadığım denetlemeye yöneliktir. Bankalarda iç kontrol sistemi, iç kontrol faaliyetleri ve iç kontrol biriminden oluşmaktadır. İç kontrol birimi, organizasyonel anlamda Banka'nın büyüklüğüne bir yönetici ve kendisine bağlı meslek personelinden oluşmaktadır. 105

106 Risk Yönetimi Sistemi Bankalar, risk politikalarını belirlenen esaslar çerçevesinde oluşturmak, uygulamak ve raporlamak zorundadır. Risk yönetimi sisteminin amacı, bankanın gelecekteki nakit akımlarının ihtiva ettiği risk - getiri yapısını, buna bağlı olarak faaliyetlerin niteliğini ve düzeyini izlemeye, kontrol altında tutmaya ve gerektiğinde değiştirmeye yönelik olarak belirlenen politikalar, uygulama usulleri ve limitler vasıtasıyla, maruz kalınan risklerin konsolide ve konsolide olmayan bazda tanımlanmasını, ölçülmesini, raporlanmasını, izlenmesini, kontrol edilmesini ve risk profilleriyle uyumlu içsel sermaye gereksiniminin belirlenmesini sağlamaktır. Bankalar, faaliyetlerinden kaynaklanan kredi riski, piyasa riski, faiz oranı riski ve likidite riski gibi sayısallaştırılabilen riskler için yazılı limitler belirlenmesi ve bu limitlerin yönetim kurulunca onaylanmasını zorunlu kılmıştır. Risk yönetimi birimi söz konusu limitlerin takibini gerçekleştirmek zorundadır. Bankalar bütün birim, şube ve konsolidasyona tâbi ortaklıklarını kapsayan bir iç denetim sistemi kurmak zorundadır. Bu çerçevede, faaliyetlerin mevzuata, ana sözleşmeye, iç düzenlemelere ve bankacılık ilkelerine uygunluğu, banka müfettişleri tarafından denetlenir. İç denetim faaliyetleri, tarafsız ve bağımsız bir şekilde, gerekli meslekî özen gösterilerek, yeterli sayıda müfettiş tarafından yerine getirilir. İç denetimle görevli birimce veya yetkili müfettişlerce Kanunun 29'uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında düzenlenecek iç denetim raporunun, en az üçer aylık dönemler itibarıyla ve denetim komitesi aracılığıyla yönetim kuruluna tevdii zorunlu kılınmıştır. Yönetmeliğe göre iç denetim sisteminin amacı, üst yönetime banka faaliyetlerinin Kanun ve ilgili diğer mevzuat ile banka içi strateji, politika, ilke ve hedefler doğrultusunda yürütüldüğü ve iç kontrol ve risk yönetimi sistemlerinin etkinliği ve yeterliliği hususunda güvence sağlamaktır. 106

107 ALIŞTIRMA SORULARI 1. İç kontrol sistemi kapsamındaki faaliyetler,. yapılır. a. Gün bitiminde b. Mali yıl bitiminde c. İşlemler gerçekleştirilirken d. Üç aylık süreler sonunda 2. Bankaların, faaliyetlerinden kaynaklanan kredi riski, piyasa riski, faiz oranı riski ve likidite riski gibi sayısallaştırılabilen riskler için yazılı limitlerin takibini.. yapar. a. Risk yönetimi birimi b. Teftiş birimi c. Hazine birimi d. Krediler birimi 107

108 2.8. Bankaların Özkaynakları Banka Özkaynağının Rolü ve Önemi Bankalar, ekonomiler üzerinde önemli bir rol oynarlar. Kamu, özel sektöre ve bireylere ait kaynakları bünyelerine çekebilmek ve tasarruf sahiplerinin fonlarını yönetebilmek imtiyazına sahip olabilmeleri hasebi ile, diğer sanayi ve ticari kuruluşların aksine daha farklı ve daha yoğun bir denetime ve gözetime tabii tutulurlar. Bankacılıkta özkaynak yönetimi, alınan risklerin karşılığında sahip olunması gereken sermaye olayıdır. Banka bilançoları üzerinde bulunan risk ağırlıklı aktifler ile fonlama fonksiyonlarına haiz olan tüm pasif kalemlerin taşıdığı riskler bir bankanın sermaye yapısı hakkında geleceğini ve hatta var oluşunu belirleyici bir rol oynarlar. Bu anlamda denetim otoritesi olarak BDDK, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca bankalar tarafından uyulması zorunlu olan özkaynağa ilişkin standart oranların hesaplanmasında dikkate alınacak usul ve esasları "Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik" dahilinde denetlemektedir. Kanun yapıcı ve denetim otoritelerinin belirlediği standartların "denetimsel sermaye" üzerinde yoğunlaşmıştır. Gerçekte bir bankanın üstlenmiş olduğu riskler ise ekonomik anlamda denetim otoritesinin belirlemiş olduğu sermayenin kat kat üzerinde olabilir. Bu sorun pratikte ve Basel II kapsamında bankacılık sektörünü "ekonomik sermaye" hesaplama gerçeğine yönlendirmiştir. Denetim sermayesi bir bankanın minimum sermayesidir. Denetimsel sermaye ise riskleri karşılaması gereken sorumlu sermaye ve katkı sermaye gibi unsurlardan oluşur Sermaye Yeterliliği Konusunda Türk Bankacılık Sisteminde Yapılan Yasal Düzenlemeler Ülkemizde 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerin ardından finansal sistemde önemli düzenlemeler getirilmiştir. Bankacılık Kanunu kapsamında yapılan bu düzenlemeler; a) Krizlerin verdiği ekonomik tahribatın etkilerinin azaltılması, b) Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde bankacılık sisteminin AB ve dolayısıyla Basel standartları ile uyumlu hale getirilmesi, başlıkları çerçevesinde yoğunlaşmıştır Sayılı Türk Bankacılık Kanunu'nun "Koruyucu Hükümler kısmında konuya ilişkin aşağıdaki tanımlar yasa hükmüne alınmıştır. Buna göre; "Öz Kaynaklar ve Standart Oranlar" başlığı altında; Ödenmiş sermaye; "Bankaların fiilen ve her türlü muvazaadan arî olarak ödenmiş veya Türkiye'ye ayrılmış ve ödenmiş sermayelerinden, bilançoda görülen zararın yedek akçelerle karşılanamayan kısmı düşüldükten sonar kalan tutardır." 108

109 Yedek akçeler; "Bankaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve ilgili kanunlar ile ana sözleşmelerine göre ayırdıkları yedek akçelerinden varsa bilanço zararının düşülmesinden sonra elde edilen tutardır." Öz kaynak; "Ana sermaye ve katkı sermaye toplamı ile bu toplamdan sermayeden indirilecek değerlerin düşülmesi sonucu bulunacak tutarı ifade eder." Konsolide öz kaynak; "Konsolide esasa göre uygulanacak kredi sınırları ile standart oranların hesaplanmasında bu maddenin üçüncü fıkrası hükmüne göre hesaplanarak dikkate alınır." Sermaye yeterliliği; "Maruz kalınan riskler nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı yeterli öz kaynak bulundurulmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır (5411 Sayılı Bankacılık Kanunu, Madde 44,45). Kanuna göre bankalar, Kurum tarafından düzenlenecek yönetmelikte öngörülen usûl ve esaslara göre yüzde sekiz oranından az olmamak üzere belirlenecek sermaye yeterliliği oranını hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorundadırlar. Yine Kanun hükümlerine göre bankaların iç sistemleri, aktif ve malî yapıları dikkate alınarak asgarî sermaye yeterliliği oranını artırmaya, bankalar bazında farklılaştırmaya, kaynağı katılma hesabı olan aktiflerin risk ağırlıklarının belirlenmesinde bu hesapların özelliklerini dikkate almak suretiyle düzenleme yapmaya BDDK yetkili bulunmaktadır Özkaynak Unsurları ve Hesaplama Dönemleri Özkaynak Özkaynak, bankaların ana sermaye ve katkı sermayeleri toplamından, sermayeden indirilen değerlerin düşülmesi suretiyle hesaplanır. Özkaynak ay sonları itibariyle hesaplanır. Kurum, banka bazında da dâhil olmak üzere özkaynak hesaplama dönemini kısaltmaya yetkilidir Konsolide Özkaynak Konsolide özkaynak ise, ana ortaklık niteliğinde olan ve konsolide mali tablo hazırlama zorunluluğu bulunan bankalarca, konsolidasyona tabi ortaklıkların ana ortaklık nezdinde konsolide edilen mali tabloları üzerinden ikinci fıkrada belirtilen hususlar saklı kalmak kaydıyla, 11 inci maddede belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanır. Konsolide ortaklıkların özkaynak unsurlarının belirlenmesinde banka özkaynak unsurlarına ilişkin usul ve esaslar dikkate alınır ve bu unsurlar topluluk dışı payların dahil edilmesi esası çerçevesinde konsolide özkaynak hesaplamasına katılır. 109

110 Konsolidasyona tabi yurt dışında bulunan ortaklıkların birincil ve ikincil sermaye benzeri borçlarının özkaynak hesaplamasına dâhil edilebilmesi için; kurulu olduğu ülkedeki denetim ve gözetimden sorumlu Kurum muadili yetkili mercilerce de özkaynak hesaplamasında ana sermaye veya katkı sermaye unsuru olup olmadığı bakımından aynı mahiyette değerlendiriliyor olması, sağlanan fonun sermaye benzeri borçlara ilişkin ilgili maddede aranan nitelikleri taşıdığına yönelik olarak banka yönetim kurulu tarafından yazılı beyanat verilmesi ve bu fonun özelliklerini belirleyen yasal belgelerin muadil otorite tarafından onaylanmış örnekleri ile bunların yeminli tercümanlarca Türkçe'ye tercüme edilmiş metinlerinin yapılacak denetimlerde ibraz edilmek üzere bankaca saklanması zorunludur. Kurumun değerlendirmesinde sağlanan fonun sermaye benzeri borçlar çerçevesinde ilgili maddesinde aranan nitelikleri taşımadığı kanaatine varılması halinde bu fonlar konsolide özkaynak hesaplamasında dikkate alınmaz. Sigorta şirketlerinin teknik karşılıklarına, konsolide özkaynak hesabında yer verilmez. Konsolidasyon işlemleri sonucunda net negatif konsolidasyon şerefiyesi bulunmuş ise bu tutar ana sermayeye dahil edilir, net pozitif konsolidasyon şerefiyesi bulunmuş ise, bu tutar ana sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınır. Konsolide özkaynağın hesabında, aktif bir kalem olan pozitif konsolidasyon şerefiyesi tutarı ile negatif konsolidasyon şerefiyesi tutarı mahsup edilir ve kalan net tutar ilgili bölüme dahil edilir. Konsolide özkaynağın hesabında, Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelerde belirtilen çeşitli nedenlerle konsolidasyon dışı bırakılmış bankalar ve finansal kuruluşlardaki ortaklık payları ile özsermaye yöntemi ile konsolide edilmiş banka ve finansal kuruluşlara ilişkin ortaklık payları sermayeden indirilen değerler arasında gösterilir. Konsolide özkaynak, konsolide mali tablo hazırlama dönemleri itibariyle hesaplanır. Kurum, banka bazında da dahil olmak üzere konsolide özkaynak hesaplama dönemini kısaltmaya yetkilidir Öz Kaynak Temel Unsuru Olarak Ana Sermaye Sermaye", ana sermaye ve katkı sermayeden meydana gelmiştir. "Ana Sermaye"yi, ödenmiş sermaye, kanuni yedek akçeler, ihtiyari ve fevkalade yedek akçeler, muhtemel zararlar karşılığı ve bankaların aylık hesap özetlerinde yer alan dönem kârı ve geçmiş yıllar kârı oluşturur. Sözkonusu hesaplamada bankaların aylık hesap özetlerinde yer alan dönem zararı ile geçmiş yıllar zararı toplamı indirim kalemi olarak dikkate alınır. (1) Ana sermayenin hesaplanmasında aşağıdaki kalemler dikkate alınır. Bankanın tasfiyesi halinde alacak hakkı açısından diğer tüm alacaklardan sonra gelen ödenmiş sermaye ve buna ilişkin enflasyona göre düzeltme farkı, Hisse senedi ihraç primleri, Hisse senedi iptal kârları, Yedek akçeler ve bunlara ilişkin enflasyona göre düzeltme farkları, 110

111 Net dönem kârı ile geçmiş yıllar kârı, Muhtemel riskler için ayrılan serbest karşılıkların ana sermayenin yüzde yirmibeşine kadar olan kısmı, Sermayeye eklenecek iştirak ve bağlı ortaklık hisseleri ile gayrimenkul satış kazançları, Sekizinci fıkrada yer alan sınırları aşmamak kaydıyla birincil sermaye benzeri borçlar, Net dönem zararı ile geçmiş yıllar zararı toplamının yedek akçeler ile karşılanamayan kısmı, Faaliyet kiralaması geliştirme maliyetleri, Maddi olmayan duran varlıklar, Ertelenmiş vergi aktifi tutarının ana sermayenin yüzde onunu aşan kısmı, Kanunun 56' ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen aşım tutarı. (2) Ana sermaye, birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç), (d), (e),(f) ve (g) bentlerinde belirtilen kalemlerin toplamından (ğ), (h), (ı), (i), (j) ve (k) bentlerinde yer alan kalemler toplamının düşülmesi suretiyle hesaplanır. (3) Yedek akçeler, bankaların 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve ilgili kanunlar ile ana sözleşmelerine göre ayırdıkları yedek akçelerin toplamından bilançoda yer alan net dönem zararı ile geçmiş yıllar zararı toplamının düşülmesi suretiyle hesaplanır. (4) Birinci fıkranın; a) (e) bendine ilişkin kalemin hesaplanmasında dikkate alınacak ana sermaye tutarı, aynı fıkranın (e),(g) ve (j) bentlerinde yer alan kalemler, b) (g) bendine ilişkin kalemin hesaplanmasında dikkate alınacak ana sermaye tutarı, aynı fıkranın (g) ve (j) bentlerinde yer alan kalemler, c) (j) bendine ilişkin kalemin hesaplanmasında dikkate alınacak ana sermaye tutarı, bahse konu kalem dikkate alınmaksızın ikinci fıkraya göre bulunacak değeri ifade eder. (5) Birinci fıkranın (a) bendinde yer alan ödenmiş sermayenin hesabında Bankaların İzne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sermayenin mevzuata aykırı olarak artırıldığı tespit edilen kısmı ödenmiş sermaye tutarına dâhil edilmez. Sermayenin mevzuata aykırı olarak artırıldığı tespit edilen söz konusu kısmına ilişkin enflasyon düzeltme farkları da ödenmiş sermayeye ilişkin enflasyon düzeltme farklarının hesabında dikkate alınmaz. (6) Bankanın bir menkul kıymetleştirme işleminin kurucusu olması halinde, menkul kıymetleştirilen aktiflerden gelecekte elde edilecek gelirlerin aktifleştirilmesinden doğan ve menkul kıymetleştirme pozisyonlarının kredi kalitesinin iyileştirilmesini sağlayan net karlar, birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen kalemin kapsamı dışında tutulur. (7) Ortaya çıkan risklerin veya zararların derhal karşılanmasında herhangi bir kısıtlamaya tâbi olan kalemler birinci fıkranın (a) ila (g) bentlerinde belirtilen kalemler kapsamına alınmaz. (8) Birincil sermaye benzeri borç tutarı aşağıdaki sınırlara tabidir: a) Erken itfa opsiyonunun kullanılmaması halinde sonraki dönemler için faiz veya temettü artışı öngören birincil sermaye benzeri borçların tutarı ana sermaye tutarının yüzde onbeşini aşamaz. 111

112 b) Erken itfa opsiyonunun kullanılmaması halinde sonraki dönemler için faiz veya temettü artışı öngörmeyen ve (c) bendi kapsamında hisse senedine dönüştürülebilir olmayan birincil sermaye benzeri borçların tutarı ile (a) bendine konu birincil sermaye benzeri borçların toplam tutarı ana sermaye tutarının yüzde otuzbeşini aşamaz. c) Özkaynakların sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz olması veya likiditenin likidite yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz olması halinde hisse senedine dönüştürülmesi gereken veyahut Kuruma, hisse senedine dönüştürme konusunda herhangi bir kısıta bağlı olmaksızın inisiyatif veren birincil sermaye benzeri borçlar ile (a) ve (b) bentlerine konu birincil sermaye benzeri borçların toplam tutarı ana sermaye tutarının yüzde ellisini aşamaz. (9) Birinci fıkranın (k) bendinde belirtilen aşım tutarının hesaplanmasında, 11 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen özkaynak tutarı üzerinden hesaplanan aşım tutarı dikkate alınır Katkı Sermaye "Katkı Sermaye" krediler serbest karşılığı, banka sabit kıymet yeniden değerleme fonu, iştirakler ve kuruluşlar sabit kıymet yeniden değerleme karşılığı ve alınan sermaye benzeri kredilerden oluşur. (1) Katkı sermaye; a) Genel karşılıklar, b) Menkuller yeniden değerleme değer artışı, c) Gayrimenkuller yeniden değerleme değer artışı, ç) İştirakler, bağlı ortaklıklar ve birlikte kontrol edilen ortaklıklardan bedelsiz olarak edinilen ve dönem karı içerisinde muhasebeleştirilmeyen hisseler, d) Birincil sermaye benzeri borçların ana sermaye hesaplamasında dikkate alınmayan kısmı, e) İkincil sermaye benzeri borçlar, f) Satılmaya hazır menkul değerler ile iştirak ve bağlı ortaklıklara ilişkin değer artış fonları, g) Yedek akçelere ilişkin enflasyona göre düzeltme farkı hariç olmak üzere, sermaye yedeklerinin, kâr yedeklerinin ve geçmiş yıllar kâr ve zararının enflasyona göre düzeltme farkları toplamından oluşur. Katkı sermayenin ana sermayenin yüzde yüzünü aşan kısmı özkaynak hesabında dikkate alınmaz. İkincil sermaye benzeri borçlar ile birincil sermaye benzeri borçların birinci fıkranın (d) bendine konu olan kısmı toplamının ana sermayenin yüzde ellisini aşan bölümü ile genel karşılıkların kredi riskine esas tutar, piyasa riskine esas tutar ve operasyonel riske esas tutar toplamının onbinde yüzyirmibeşini aşan kısmı katkı sermaye hesabına dâhil edilmez. (3) Birinci fıkranın (a) bendinin katılım bankaları açısından uygulanmasında, bu bankaların gider hesabına yansıtmış oldukları genel karşılık tutarları dikkate alınır. (4) Katkı sermaye hesaplamasında, birinci fıkranın (b), (c) ve (f) bentlerindeki kalemler yüzde kırkbeş oranında dikkate alınır. Birinci fıkranın (f) bendindeki kalemin borç bakiye 112

113 vermesi halinde bu bakiyenin tamamı negatif değeriyle katkı sermaye hesaplamasına dahil edilir. (5) İkinci fıkrada belirtilen yüzde yüz ve yüzde ellilik limitler olağan dışı durumlarda Kurumun izni ile geçici olarak uygulanmayabilir. (6) Ortaya çıkan risklerin veya zararların derhal karşılanmasında herhangi bir kısıtlamaya tâbi olan kalemler birinci fıkranın (b), (c) ve (f) bentlerinde belirtilen kalemler kapsamına alınmaz Üçüncü Kuşak Sermaye Birincil Sermaye Benzeri Borçlar (1) Aşağıda belirtilen nitelikleri taşıdıklarını teyit eden banka yönetim kurulunun yazılı beyanı ile birlikte yapılacak başvuru üzerine Kurumca uygun görülmesi halinde, bu Yönetmelik uygulamasında birincil sermaye benzeri borç olarak dikkate alınır. Vadesiz, Bedeli nakit olarak tamamen tahsil edilmiş, Bankanın tasfiyesi halinde, sahibine alacak hakkını ikincil sermaye benzeri borçlardan sonra tahsil etme yetkisi veren, (c) bendindeki yetki sırası bakımından teminat, garanti ya da başka bir suretle sahibine öncelik sağlayacak bir işleme konu edilmeyen, İlgili dönemde ortaklara temettü dağıtılmamasına ve sonraki dönemlerde de dağıtıma konu edilmemesine ilişkin karar alınmış olması kaydıyla; ilgili dönem faiz ve temettü ödemelerinin miktarı ve zamanı ile iptali konusunda bankanın yetkisi bulunan ve bu yetkinin kullanılması halinde, sözleşmede belirlenmiş olan tutar ile ödememe durumu da dahil olmak üzere yapılan ödeme tutarı arasındaki fark sonraki dönemlerde de ödenmeyen, Dağıtılacak veya ödenecek temettü ya da faiz tutarını ve dağıtım veya ödeme zamanını belirleme yetkisi bankada olan, Temettü ya da faiz oranı veya bunların ihraç tarihi itibariyle belirlenmiş hesaplama yöntemi değiştirilemeyen ve temettü veya faiz ödemeleri temettü dağıtımının yapılabileceği kalemlerden karşılanan, Yatırımcının itfa talep hakkı bulunmayan ve banka tarafından erken itfası Kurumun onayına bağlı olan, Nitelikleri yatırımcıların hak, menfaat ve yükümlülükleri açısından açık ve anlaşılır bir şekilde duyurulan, Bankanın bağlı ortaklık ve iştirakleri dışındaki kişiler tarafından satın alınan, Birden fazla erken itfa opsiyonu içermeyen, Bankanın risklerini karşılayacak düzeyde yeterli özkaynağa sahip olmadığı durumlarda (d) bendinde yer alan koşula da bağlı olarak faiz ve temettü ödemelerinin iptal edilmesini öngören, (2) Birinci fıkra kapsamında Kuruma yapılacak başvurularda söz konusu borçlanma araçlarının Sermaye Piyasası Kurulunca kayda alınma yazısı ve borçlanma aracının metni de Kuruma ibraz edilir. (3) Bankaya erken itfa opsiyonu tanıyan ve banka tarafından erken itfa opsiyonunun kullanılmaması halinde sonraki dönemler için temettü ya da faiz artışı öngörülen borçlanma araçları; a) Temettü ya da faiz artışının ihraç tarihinden itibaren onuncu yıldan sonra gerçekleşmesi, b) Temettü veya faiz artışının sadece bir kereye mahsus olması, 113

114 c) Temettü ya da faiz oranındaki artışın yüzde birden veya başlangıçta uygulanan kredi faiz farkının (credit spread) yüzde ellisinden fazla olmama koşullarından birini sağlaması halinde, bu madde uygulamasında vadesiz kabul edilir. Sadece bu fıkradaki koşulları taşımaması nedeniyle birincil sermaye benzeri borç olarak değerlendirilmeyen borçlanma araçları, opsiyonun kullanılmaması halinde, opsiyonun kullanılabilme tarihinden sonraki dönem için birincil sermaye benzeri borç olarak kabul edilir. (4) Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen borçlanma araçlarının itfası için Kurumdan onay alınması zorunludur. Kurum tarafından verilecek onaylarda; a) Borçlanma aracının ihraç tarihinden itibaren en az beş yıl geçmiş olması, b) Bankanın risklerini karşılayacak düzeyde yeterli özkaynağa sahip olduğunun belirlenmesi veya özkaynakta oluşacak kaybı telafi edebilecek benzer bir sermaye unsurunun temin edilmesi c) Bankanın varlıklarının yükümlülüklerini karşılayacak yeterli düzeyde likiditeye sahip olması veya likiditede oluşacak kaybı telafi edebilecek kaynak temin edilmesi (5) Birinci fıkranın uygulamasında, iptal edilmiş temettü ya da faiz ödemelerinin sonraki dönemlerde bedelsiz hisse senedi verilmek suretiyle ödenmesi, iptal edilmiş temettü veya faiz ödemelerinin sonraki dönemlerde ödenmesi olarak değerlendirilmez. (6) Bankalarca satın alınan yurt dışı banka ve finansal kuruluşların ihraç etmiş olduğu borçlanma araçlarından, ilgili ülke mevzuatınca borçlanma aracını ihraç eden tarafından birincil sermaye benzeri borç muadili hesaplarda izlenenler bu maddedeki nitelikleri taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın kullandırılan birincil sermaye benzeri borç olarak dikkate alınır İkincil Sermaye Benzeri Borçlar (1) Aşağıdaki nitelikleri taşıdıklarını teyit eden banka yönetim kurulunun yazılı beyanı ile birlikte yapılacak başvuru üzerine Kurumca uygun görülmesi halinde, bankaların bağlı ortaklık ve iştirakleri dışındakilerden temin edecekleri krediler ya da bunlar dışındakilere ihraç edecekleri ve Sermaye Piyasası Kurulu kaydına alınacak borçlanma araçları bu Yönetmelik uygulamasında ikincil sermaye benzeri borç olarak dikkate alınır. a) Başlangıç vadesi en az beş yıl olan ve ilk beş yıl içerisinde anapara geri ödemesi veya vadeden önce geri ödeme opsiyonu bulunmayan, b) Vadeden önce birden fazla geri ödeme opsiyonu içermeyen ve vadeden önce geri ödeme opsiyonu içermesi halinde opsiyonun kullanılabileceği tarih açıkça hükme bağlanmış olan, c) Bankanın tasfiyesi halinde, hisse senetlerinden ve birincil sermaye benzeri borçlardan bir önce, diğer tüm borçlardan sonra ödenmesi borç verenlerce veya yatırımcılarca kabul edilen, ç) Krediler bakımından defaten kullanılan, borçlanma aracı bakımından ise bedeli nakit olarak tamamen tahsil edilmiş olan, d) (c) bendindeki şartın ihlalini doğuracak nitelikte hiç bir türev işlem ve sözleşmeyle ilişkilendirilmemiş ya da herhangi bir şekil ve surette doğrudan ya da 114

115 dolaylı olarak teminata bağlanmamış ve bankanın bağlı ortaklık ve iştiraklerine temlik edilemeyeceği yazılı olarak belirlenmiş olan, e) Vadesinden önce ödenmesi Kurumun onayına bağlı olan. (2) Sadece 7nci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartları taşımaması nedeniyle birincil sermaye benzeri borç kapsamında değerlendirilmeyen borçlanma araçları, erken itfa opsiyonunun kullanılabilme tarihi ihraç tarihini izleyen beşinci yıldan sonra olmak kaydıyla ikincil sermaye benzeri borç olarak kabul edilir. Sekizinci fıkra uygulaması bakımından, ikincil sermaye benzeri borç olarak kabul edilen bu borçlanma araçlarının vadesi olarak opsiyonun kullanılabilme tarihi esas alınır. (3) Birinci fıkra kapsamında Kuruma yapılacak başvurularda, ilgisine göre, a) Kredi sözleşmesinin aslı veya noter onaylı örneğinin, kredi sözleşmesi henüz imzalanmamış ise aslı veya noter onaylı örneği sözleşmenin imzalandığı tarihi izleyen beş iş günü içinde ibraz edilmek koşuluyla sözleşme taslağı, b) Sermaye Piyasası Kurulunca kayda alınma yazısı ve borçlanma aracının metni de gönderilir. (4) Üçüncü fıkranın (a) bendi uyarınca Kuruma yapılan başvuruda, kredi sözleşme taslağının verildiği hallerde, sözleşme taslağı hükümleriyle, imzalanan sözleşme hükümleri arasında farklılık bulunması durumunda, söz konusu farklılıkların kullanılan kredinin sermaye benzeri niteliğini ortadan kaldırmadığına ilişkin banka yönetim kurulunun yazılı beyanatının da Kuruma ibraz edilmesi zorunludur. Kurumca aksi görüş belirtilmedikçe alınan kredi sermaye benzeri kredi olarak ikincil sermaye benzeri borç hesaplamasına dâhil edilir. (5) İkincil sermaye benzeri borçlara uygulanacak faiz oranlarının kredi sözleşmesinde veya borçlanma aracının senet metninde açık bir şekilde belirlenmemesi ya da faiz oranının benzer kredilere veya borçlanma araçlarına göre aşırı ölçüde yüksek olması halinde, kredinin veya borçlanma aracının katkı sermaye hesabına dâhil edilmesine Kurumca izin verilmeyebilir. (6) Kurumca uygun görülen ikincil sermaye benzeri borçlar, banka kayıtlarında ilgili hesaplara intikal tarihi itibariyle katkı sermaye hesaplamalarına dâhil edilir. (7) İkincil sermaye benzeri borçların birinci fıkranın (f) bendi uyarınca vadesinden önce geri ödenmesine Kurumca onay verilmesinde; a) Bankanın risklerini karşılayacak düzeyde yeterli özkaynağa sahip olduğunun belirlenmesi veya özkaynakta oluşacak kaybı telafi edebilecek benzer bir sermaye unsurunun temin edilmesi b) Bankanın varlıklarının yükümlülüklerini karşılayacak yeterli düzeyde likiditeye sahip olması veya likiditede oluşacak kaybı telafi edebilecek kaynak temin edilmesi koşulları aranır. (8) Katkı sermaye hesaplamalarına dâhil edilen ikincil sermaye benzeri borçlardan kalan vadesi beş yıldan az olanlar her bir yıl için yüzde yirmi oranında azaltılarak katkı sermaye hesaplamalarına intikal ettirilir. Vadesine bir yıldan az süre kalan ikincil sermaye benzeri borçlar katkı sermaye hesaplamasında dikkate alınmaz. (9) Sekizinci fıkra uygulaması bakımından, vadeden önce geri ödeme opsiyonu tanıyan ve bu opsiyonun kullanılmaması halinde faiz artışı öngören ikincil sermaye benzeri borçlarda kalan vade, borcun temin edildiği tarihte öngörülen faiz oranına göre yapılacak faiz artışının; a) Yüzde birden fazla olmaması veya 115

116 b) Başlangıçta uygulanan kredi faiz farkının (credit spread) yüzde ellisinden fazla olmaması halinde vade tarihi, diğer hallerde ise opsiyonun kullanılabileceği tarih esas alınarak belirlenir. Opsiyonun kullanılabilme tarihi esas alınarak kalan vadesi belirlenen ikincil sermaye benzeri borçlarda opsiyonun kullanılmaması halinde, bu tarihten itibaren vadesine göre tespit edilecek yeni kalan vadeye isabet eden orandan başlanılarak ikincil sermaye benzeri borç katkı sermayeye dâhil edilmeye devam olunur. (10) Vadeden önce geri ödeme opsiyonu içeren ikincil sermaye benzeri borçlarda, borca uygulanması öngörülen faiz oranı ile vadeden önce geri ödeme opsiyonunun kullanılmaması durumunda ve uygulanacak faiz oranı için bir endeks değer belirlenmiş olması halinde, dokuzuncu fıkra uyarınca yapılacak faiz artışı hesaplamasında, bu endekslerin, ikincil sermaye benzeri borçların katkı sermaye hesabına dâhil edilebilmesi için Kuruma yapılan başvuru tarihindeki değerleri esas alınır. Opsiyonun kullanılmamasına bağlı olarak öngörülen prim, masraf, tazminat ve benzeri adlar altındaki ilave yükümlülükler faiz artışı hesabına dahil edilir. Vadeden önce geri ödeme opsiyonu tanıyan ve kalan vadesi vade tarihi esas alınarak belirlenen ikincil sermaye benzeri borçlarda opsiyonun kullanılmasına bankanın risklerini karşılayacak düzeyde yeterli özkaynağa sahip olduğunun belirlenmesi veya özkaynakta oluşacak kaybı telafi edebilecek benzer bir sermaye unsurunun temin edilmesi kaydıyla Kurumca izin verilebilir. (11) Kurumca izin verilmesi halinde, bankanın sermaye artırımlarında kullanılması hissedarlarca kesin ve yazılı olarak taahhüt edilen, karşılığında hiç bir şekil ve surette faiz tahakkuku ve ödemesi yapılmayan ve tasfiye halinde, hisse senetlerinden bir önce, diğer tüm borçlardan sonra ödenmesi kabul edilen, herhangi bir şekil ve surette doğrudan ya da dolaylı olarak teminata bağlanmamış, hiç bir türev işlem ve sözleşmeyle ilişkilendirilmemiş, bankaya rehnedilmiş kaynaklar da vade şartı aranmaksızın, niteliklerine göre ikincil sermaye benzeri borç hesaplamasına dahil edilir. (12) Bankalarca yurt dışı banka ve finansal kuruluşlara kullandırılan kredilerden veya satın alınan bu kuruluşların ihraç etmiş olduğu borçlanma araçlarından, ilgili ülke mevzuatınca kredi kullanan veya borçlanma aracını ihraç eden tarafından ikincil sermaye benzeri borç muadili hesaplarında izlenenler bu maddedeki nitelikleri taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın kullandırılan ikincil sermaye benzeri borç olarak dikkate alınır Sermaye Benzeri Borçlarda İndirim (1) 7'nci maddenin veya onbirinci fıkrası hariç olmak üzere 8 inci maddenin uygulamasında dikkate alınan borçlanma aracının yüzde on ve daha fazlasına sahip olan veya sermaye benzeri krediyi kullandıran kişi ya da kişilere ya da bunlarla aynı risk gruplarında yer alanlara bankaca nakdi kredi kullandırılması veya bunların ihraç ettiği borçlanma araçlarının satın alınması halinde, kullandırılan kredi tutarı veya satın alınan borçlanma aracı bedeli ilgisine göre birincil veya ikincil sermaye benzeri borç toplamından indirilir. (2) Birinci fıkra kapsamındaki sermaye benzeri krediyi kullandıran veya borçlanma araçlarını satın alan kişilerle banka arasında muhabirlik ilişkisi bulunması halinde, bu ilişki nedeniyle oluşan alacak bakiyelerinin solo hesaplama için ilgili ay, konsolide hesaplamalar için ise ilgili 116

117 üç aylık ortalaması ile sermaye yeterliliği standart rasyosunun hesaplandığı günler itibariyle mezkur hesapların bakiyelerinden büyük olanı birincil ya da ikincil sermaye benzeri borç tutarından düşülür. Sermayeden İndirilen Değerler (1) Sermayeden indirilen değerleri; a) Sermayesinin yüzde on ve daha fazlasına sahip olunan bankalar ile finansal kuruluşlardan (yurt içi, yurt dışı) konsolide edilmeyenlerdeki ortaklık payları, b) Sermayesinin yüzde onundan azına sahip olunan bankalar ile finansal kuruluşlardaki (yurt içi, yurt dışı) bankanın ana sermaye ve katkı sermaye toplamının yüzde on ve daha fazlasını aşan tutardaki ortaklık payları toplamı, c) Bankalara, finansal kuruluşlara (yurt içi, yurt dışı) veya nitelikli pay sahiplerine kullandırılan ikincil sermaye benzeri borç niteliğini haiz krediler ile bunlardan satın alınan birincil veya ikincil sermaye benzeri borç niteliğini haiz borçlanma araçları, ç) Kanunun 50 ve 51 inci maddeleri hükümlerine aykırı olarak kullandırılan krediler, d) Bankaların, gayrimenkullerinin net defter değerleri toplamının özkaynaklarının yüzde ellisini aşan kısmı ile alacaklarından dolayı edinmek zorunda kaldıkları ve Kanunun 57 nci maddesi uyarınca elden çıkarılması gereken emtia ve gayrimenkullerden edinim tarihinden itibaren beş yıl geçmesine rağmen elden çıkarılamayanların net defter değerleri, e) Kanunun 45 inci maddesi uyarınca belirlenen sermaye yeterliliği oranının hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar kapsamında yüzde bin iki yüz elli risk ağırlığına tabi tutulması yerine özkaynaktan düşülmesi tercih edilen menkul kıymetleştirme pozisyonları, f) Kurulca belirlenecek diğer hesaplar oluşturur. (2) Halka arza aracılık yüklenimleri ve/veya yeniden yapılandırılma kapsamında edinilen banka ve finansal kuruluşlardaki geçici nitelikteki ortaklık payları birinci fıkra kapsamında değerlendirilmez. 117

118 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Özkaynakların sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz olması veya likiditenin likidite yeterliliğine ilişkin düzenlemelere göre yetersiz olması halinde hisse senedine dönüştürülmesi gereken veyahut Kuruma, hisse senedine dönüştürme konusunda herhangi bir kısıta bağlı olmaksızın inisiyatif veren birincil sermaye benzeri borçlar ile (a) ve (b) bentlerine konu birincil sermaye benzeri borçların toplam tutarı ana sermaye tutarının. aşamaz. a. %75 ini b. %50 sini c. %25'ini d. %10 unu 2..., krediler serbest karşılığı, banka sabit kıymet yeniden değerleme fonu, iştirakler ve kuruluşlar sabit kıymet yeniden değerleme karşılığı ve alınan sermaye benzeri kredilerden oluşur. a. Katkı sermaye b. Özsermaye c. Birincil sermaye benzeri borçlar d. İkincil sermaye benzeri borçlar 118

119 2.9. Türev Araçların Muhasebeleştirilmesi Artan ticaret hacmi ve buna bağlı olarak gelişen sermaye gereksinimi finans piyasalarında yeni finansal araçlar arayışını da beraberinde getirmiştir. Finans piyasalarında geleneksel olarak gerçekleştirilen Hisse Senetleri Piyasası, Tahvil ve Bono Piyasası, Bankalararası Döviz Piyasası gibi spot piyasalar yeterli olmadığında ortaya Forward, Swap, Futures ve Opsiyon gibi türev ürünler ortaya çıkmıştır. Türev ürünler ileri bir tarihte teslim edilmesi ya da ödeme / tahsilatı yükümlülüğü oluşturmak üzere bugünden alım satımı yapılan bir mal, değer ya da finansal göstergeler ile ilgili sözleşmelerdir. Bu nedenle bu ürünler hukuki nitelik, muhasebeleştirme özellikleri ve kontrol açılarından karmaşık bir yapıya sahiptirler. Türev ürünler işletmelerin maruz kaldıkları riskleri etkiledikleri ve işletmeleri riskten korudukları için kullanımları artarak devam etmektedir Türev Araçların Tarihçesi ve Mevzuatı Uluslararası para ve sermaye piyasalarındaki çöküşler ve ardından döviz kurları, faiz oranları ve bazı emtialarda yaşanan aşırı dalgalanmalardan dolayı özellikle 20. yüzyıl sonlarında finansal piyasalar önemli bir değişime girmiştir. Türev araçların yönetim hataları nedeniyle Procter & Gamble'ın 1994 yılında 150 milyon dolar ve Long-Term Capital Management'ın 1998 yılında 3,5 milyar dolar kaybettiği ve dünya çapında çok mühim etkiler yarattığı bilinmektedir. Yaşanmış olan tüm bu örnekler türev ürünlerinin iyi bilinmesi, kullanılması ve muhasebeleştirilmesinin önemini bir kez daha göstermiştir. Teknolojik gelişmelerin de etkisiyle finansal piyasalarda sınırların ortadan kalkması ve bir küresel piyasanın varlığının kabul edilmeye başlanması, bu bütünleşme içerisindeki hareketliliğin sürekli olarak ve gecikmeksizin izlenmesi önemini doğurmuş; bu durum, finans teorisyen ve uygulamacılarını yeni finansal araçlar aramaya yöneltmiştir. Bunlar ışığında, türev araçlar kısaca, değeri daha basit bir dayanak değişkene bağlı ya da bu dayanak varlıktan türetilebilen bir finansal araç olarak tanımlanabilir. Günümüzde "türev ürünler" olarak tanımlanmış olan dört yeni finansal araç kullanılmaktadır. Bu finansal araçlar; Forward, Futures, Opsiyon, Swap, sözleşmeleridir. Yeni finansal araçların geleceğe yönelik belirsizlikler karşısındaki riski azaltmak amacı ile yapılan sözleşmelerden oluşması ve bu nedenle de sürekli bir değişiklik içerisinde 119

120 olmalarından dolayı muhasebeleştirilmesi önemli ve bir o kadar da karmaşıktır. Bu nedenle Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından hazırlanan ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından tercüme edilerek, finansal araçların kayıt edilmesi, değerlemesi ve riskten korunma muhasebesini içeren "TMS 39: Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme" standardı 2006 yılında yayımlanmıştır. TFRS 9 Finansal Araçlar standardı tarihinden sonra başlayan hesap dönemi için, uygulanmak üzere tarihinde yayınlanmıştır. Bu yönetmelik, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına oluşan değişikliğe paralel olması amacı ile tarihli 211 sayılı tebliğ aracılığı ile güncellenmiştir. IASB nin internet sitesinde te yayınlanan UFRS 9 un maddesine göre bu standart ten sonra başlayan yıllık dönemler için geçerli olacaktır. Bu tarihe kadar işlemler ya tamamen TMS 39 a ya da finansal varlık ve yükümlülüklerin sınıflandırılması ve ölçümü ile ilgili olarak IFRS 9 hükümlerine ek olarak, riskin koruma muhasebesi ve diğer değişiklikler gibi kalan konularda UFRS 39 hükümleri uygulanacaktır. TMS 39 Paragraf 9, standartta geçen terimlerin açıklamasında bir finansal araç ya da sözleşmenin türev ürün olabilmesi için aşağıdaki 3 şarta haiz olması gerektiği belirtilmiştir; 1. Belirli bir faiz oranında, finansal araç fiyatında, mal bedelinde, döviz kurunda, fiyat veya oran endeksinde, kredi derecesi veya kredi endeksinde ya da başka bir değişkende veya sözleşmenin taraflarından birine özgü olmayan finansal olmayan bir değişkende (bazen "sözleşmeye konu olan" olarak da adlandırılır) meydana gelen bir değişiklik karşısında değeri değişmektedir; 2. Net bir başlangıç yatırımı gerektirmemekte veya piyasa koşullarındaki değişikliklere benzer tepki vermesi beklenen diğer türden sözleşmelere göre daha az bir net başlangıç yatırımı gerektirmektedir; 3. Gelecek bir tarihte ödenecektir Türev Araçlar Futures İşlemleri Futures (Vadeli İşlem) sözleşmeleri, belli bir miktar para veya herhangi bir finansal varlığın, bugün belirlenen bir fiyatla, gelecekteki bir tarihte, standart sözleşme büyüklükleri, para birimi, vade ve fiyat adımları ile alımı veya satımının öngörüldüğü sözleşmelerdir. 120

121 Futures sözleşmelerinin temel özellikleri: Organize borsalarda alınıp satılır. (Türkiye'de Vadeli Opsiyon Borsası (VOB), ABD'de Chicago Board of Trade) Sözleşmeye konu olan varlığın özellikleri, miktarı, vadesi vb. standartlaştırılmıştır. Borsaların tespit ettiği varlıklar ve standartlar dışında sözleşme yapılamaz. Sözleşmenin fiyatı anlaşmanın yapıldığı tarihte bellidir. Sözleşme, alan (long) ve satan (short) tarafları yükümlülük altına sokar. Future işlemler, döviz, faiz, hisse senedi indeks sözleşmesi olmak üzere çeşitli türlerde yapılabilmektedir. Bu bağlamda, future sözleşmelerine konu olan varlıklarda aşağıdaki temel özellikler aranmaktadır: Etkin ve derin bir nakit piyasasının varlığı, Varlık fiyatlarının değişkenlik göstermesi, Spot piyasa fiyat düzeyine ilişkin etkin bilgi akışının olması, Yakın ikame mallarının eksikliği, Üyelerden güçlü destek ve talep, Teslimat tarihi geldiğinde, teslimata yetecek kadar varlığın bulunabilmesi, Engelleyici kuralların olmaması, Nakit ürünün homojen olması gerekmektedir. Future sözleşmelerinin yapılmasının temel olarak 3 nedeni vardır: Riskten korunmak amaçlı (hedging), Spekülasyon amaçlı, Arbitraj amaçlı Future sözleşmelerinin yapıldığı yer takas odası denilen, future ticaretinin düzgün bir şekilde yapılabilmesi için kurulmuş, borsa bağlı olarak ya da ayrı bir ticari işletme olarak kurulabilen bir organizasyona sahiptir. Takas odasının görevi; Future sözleşmesine taraf olanların sorumluluklarını yerine getirmelerinin garanti edilmesi, Alıcı ve satıcı arasındaki güven sorununun ortadan kaldırılması ile future sözleşmelerinin çok geniş bir alanda yapılmasının sağlanması, Güvenilir olması, olarak sıralanabilir. Future piyasaları ile ilgili olarak bir diğer önemli husus ise, işlem teminatlarıdır. Bir future sözleşmesi yapılmadan önce taraflar borsada işlem yapan aracı kuruma teminat yatırmak zorundadırlar. Amaç, tarafları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlamaktır. Teminat miktarı sözleşmeye göre ve aracı kuruma göre değişebilmektedir. Söz konu teminat nakit, banka teminat mektubu, hazine bonosu olabilmektedir. Üç türlü teminat bulunmaktadır: Başlangıç teminatı, Sürdürme teminatı, Ek teminat. 121

122 Forward İşlemler Forward sözleşmeler vadeli işlemlerin en basit biçimidir. Bir forward anlaşma, belli bir varlığı, belli bir tarihte, belli bir fiyattan alma-satma yükümlülüğü getirmektedir. Forward piyasasında mal ya da bir finansal varlık alım ve teslim anlaşması arada üçüncü bir taraf olmaksızın, alıcı ve satıcı arasında belirlenen miktarlar üzerinden yapılmaktadır. Forward sözleşme, satıcının belli bir ürünü ileri bir tarihte, başta anlaşılan bir fiyat üzerinden alıcıya teslim etmesini öngören sözleşmelerdir. Sözleşmenin şartları (fiyat, miktar, kalite, zaman ve yer) alıcı ile satıcı tarafından karşılıklı belirlenmektedir ve futures sözleşmeleri gibi standardize değillerdir. Türev Araçlar Piyasasında işlem gören vadeli işlem sözleşmeleriyle taraflara bugünden belirlenen bir tarihte, üzerinde anlaşılan fiyattan, standartlaştırılmış miktar ve kalitedeki bir malı, kıymeti, finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını veya dövizi alma veya satma yükümlülüğü getiren sözleşmelerdir. Forward sözleşmelerin fiyatlanmasında çeşitli faktörler vardır. Temel olarak taşıma maliyeti modeline dayanmaktadır. Taşıma maliyetini şu unsurlar oluşturmaktadır: Ürün satın almak için kullanılan finansman veya faiz maliyeti, Ürün saklama maliyeti, Ürün sigorta maliyeti, Navlun ücreti, Saklama döneminde meydana gelebilecek maliyetler. Forward işlemler taşıma maliyetine göre şu şekilde hesaplanmaktadır: S= Spot Piyasa Fiyatı F= Forward Fiyatı T= Vadeye kalan gün sayısı (süre) l= Faiz oranı F=S*(1+(i*(T/365))) Opsiyon Sözleşmeleri Opsiyon sözleşmesi, belirli bir finansal değerin, gelecek bir tarihte veya belirli bir dönem içerisinde, alınması (alım opsiyonu) veya satılması ( satım opsiyonu) konusunda taraflardan birinin ( opsiyon satıcısı), sözleşmenin diğer tarafına (opsiyon alıcısı) bir seçim hakkı tanıdığı (opsiyon hakkı), bunun karşılığı olarak da belirli bir bedele (opsiyon primi) hak kazandığı bir sözleşme türüdür. 122

123 Piyasalarda çeşitli mal ve finansal ürün üzerinde yazılmış opsiyonlar mevcuttur. Opsiyonları futures anlaşmaları gibi risk yönetim yatırım araçları olarak kullanılmaktadır. Opsiyonlar gelecekteki bir zamanda olası fiyat dalgalanma beklentilerine karşı çeşitli stratejiler geliştirme imkanı verir. Bu piyasalar, futures piyasaları tamamlayıcı özellikler taşırlar. Opsiyon anlaşmaları, kısaca opsiyonlar futures anlaşmaları gibi alınıp satılmaktadır. Opsiyonların futures anlaşmalara göre riski azdır ve sınırlıdır. Opsiyonları diğer türev ürünlerden ayıran en önemli fark, tanınan hakkın kullanma ve kullanmama hakkının bulunmasıdır. Opsiyon işleme sokulmadığı takdirde zarar, ödenen prim ile sınırlı kalmaktadır. Bir opsiyon sözleşmesi şu bilgileri içerir: Opsiyonun tipi: Avrupa veya Amerikan tipi Sözleşmenin tipi: Call (Alım) opsiyonu veya Put ( Satım) Opsiyonu Opsiyona konu mal veya kıymet: Hisse senedi, tahvil, döviz, endeks vb. Kullanım fiyatı: Opsiyonun sağladığı hakkın kullanılacağı fiyat, Vade Sonu: ( Aralık ayının ilk iş günü, Mayıs ayının 2. Perşembesi) Prim: Opsiyonun fiyatı Opsiyon sözleşmeleri, döviz, faiz ya da indeks opsiyon sözleşmeleri olmak üzere çeşitli şekillerde olabilmektedir. Türkiye'de de hisse senedi ve Euro Bond'lar üzerine yazılan opsiyonlar oldukça yaygın bir kullanım alanı bulmuşlardır. Opsiyon sözleşmelerinde, hak vadeye kadar herhangi bir tarihte kullanılabiliyorsa, Amerikan tipi opsiyon; sadece vade tarihinde kullanılabiliyorsa da Avrupa tipi opsiyon söz konusudur. Bunun yanında opsiyon vadesi ne kadar uzunsa, karşı karşıya kalınabilecek riskler de o kadar artacağından, prim miktarının da artması söz konusu olacaktır Swap Sözleşmeleri BIS verilerine göre dünya finansal piyasalarında 2011 yılı itibariyle 700 trilyon dolar civarında hacme sahip olan swaplar bu piyasaların gelişiminde öncülük eden türev araçlardan birisi olmuştur. Swap denilince kullanım yaygınlığı nedeniyle faiz oranı swapı akla gelmektedir. Yapılan araştırmalarda da faiz oranı swapının sınırlar arası bir yaygınlığa sahip olduğu tespit edilmiştir. Faiz swapı; farklı borçlanma kaynaklarından, benzer vadeli ve aynı miktarda borçlanmış olan birbirinden bağımsız iki tarafın faiz ödeme yükümlülüklerini yaygın olarak bir aracı banka yoluyla takas etmeleri şeklinde ortaya çıkan swap türüdür. Faiz swapı; sabit faizi değişken faize, değişken faizi sabit faize; LIBOR'u Prime Rate'e veya Prime Rate'i LIBOR'a çevirmek suretiyle yapılmaktadır. Aslında faiz swapının temel mantığı, farklı kredi piyasalarında farklı borçlanma yeteneklerine sahip olan tarafların swap yoluyla, rekabetçi üstünlüklerini birbirlerine aktarabilmeleridir. 123

124 Taraflar bu sayede daha cazip faiz oranlarından borçlanabilmektedirler. Dolayısıyla taraflar faiz swapına girmek suretiyle birbirlerinin farklı piyasalardaki göreli üstünlüklerini kullanabilmekte ve borçlanma maliyetlerini daha düşük seviyelere çekebilmektedirler. Yine taraflar yaptıkları faiz swapı sözleşmesiyle sadece, aynı tutar ve vadedeki borçların faizlerini değiş-tokuş etmektedir. Dolayısıyla tarafların maruz kalabileceği risk sadece faiz ödemelerinde ortaya çıkmaktadır. Para swapında anaparanın da değiştirilmesi söz konusu olduğundan risk hem anapara hem de faizler üzerinde olmaktadır. Bu durumun varlığı uluslar arası piyasalarda para swapına nazaran faiz swapının daha çok benimsenmesine neden olmuştur. Swap İşleminin Koşulları Swap işlemi, belirlenen vadeye göre şartlara uymayı karşılıklı olarak kabul eden, en az iki tarafın varlığını gerektirmektedir Türev Ürün Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesine İlişkin Muhasebe Standartları İşletmelerce gerçekleştirilen diğer finansal olaylar gibi, türev ürün sözleşmeleri de firmaların muhasebe kayıtlarına alınmakta ve daha sonra da mali tablolarında raporlanmaktadır. Ancak, son çeyrek yüzyılda TÜS'ün kullanımındaki hızlı artış, bu sözleşmelerin nasıl muhasebeleştirileceği ve finansal tablolarda nasıl raporlanacağı sorunlarını da beraberinde getirmiş ve bu konudaki sorunların çözümüne yönelik alternatif yöntemler geliştirilmiştir. Nitekim Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standards Board IASB) tarafından 1984 yılından bu yana konuya ilişkin muhasebe standartları geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Kurul, 1995 yılında Uluslararası Muhasebe Standardı-32 (UMS-32), 1998 yılında UMS-39 ve 2005 yılında da Uluslararası Finansal Raporlama Standardı -7' yi (UFRS-7) yayınlamıştır. Ülkemizde menkul kıymetler sermaye piyasasında işlem gören veya belirli bir sayının üzerinde ortak sayısının olduğu işletmelerde Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan ve günümüzde Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yürütülen Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) uygulanmaktadır. Bu konudaki en son yasal düzenlemelerden birisi, 15 Kasım 2003 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede (Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ Seri: XI, No: 25) yayınlanmıştır. Bu düzenleme 9 Nisan 2008 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan (Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Seri: XI,No: 29) ile iptal edilmiştir. 124

125 Bu yeni düzenleme ile Sermaye Piyasası Kurulu'nun denetimine tabi işletmelerde; a tarihinden itibaren, "Avrupa Birliği tarafından kabul edilen haliyle Uluslararası Muhasebe/Finansal Rapor- lama Standartlarının uygulanacağı ve finansal tabloların Avrupa Birliği tarafından kabul edilen haliyle UMS/UFRS'lere göre hazırlandığı hususuna finansal tablo dipnotlarında yer verileceği" hükme bağlanmıştır. b. Ayrıca, benimsenen standartlara aykırı olmayan, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunca (TMSK) yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının (TFRS) esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ise, yetki alanı altındaki kurum ve kuruluşları bağlayacak bir şekilde 2 Ekim 2002 tarihinden itibaren Resmi Gazetede çeşitli standartları UMS ve UFRS'den esinlenerek hazırlayıp yayınlamıştır. 2 Ekim 2002 tarihinden itibaren bankalar ve BDDK kapsamındaki diğer finansal kurum ve kuruluşlar, zorunlu olarak, finansal raporlamalarında 1 Kasım 2006 tarihine kadar söz konusu standartlara uygun davranmak durumunda kalmışlardır. BDDK nın 1 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlamış olduğu bir düzenlemeyle; a. Etkisi altındaki kurum ve kuruluşlar için muhasebe ve raporlama standartları hazırlayıp yayınlamaktan-vazgeçtiğini, b. Bundan önce yayınladıklarından büyük bir bölümünü yürürlükten kaldırdığını ve c. Bundan sonra etkisi altındaki kurum ve kuruluşların TMSK tarafından yayınlanmış ve yayınlanacak olan standartlara zorunlu olarak uyacaklarını belirtmiştir Finansal Türev Ürünlerinin Muhasebeleştirilmesi Swap Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesi Aşağıda faiz swap'in son kullanıcı bir firmada muhasebeleştirilmesi bir örnek yardımıyla açıklanmıştır. Örnek: Kredi değeri düşük olan A firması, US$, sabit faizli 6 ay vadeli bir borç aramaktadır. Firma bu borcu yıllık % 13 sabit faizle veya LIBOR + % 1 değişken faizle temin edebilmektedir. Kredi değeri daha yüksek olan B firması ise aynı tutar ve aynı vadeli bir krediyi yıllık % 11 sabit faizle ve LIBOR değişken faizle sağlama olanağına sahiptir. Bu firma da değişken faizli krediyi tercih etmektedir. Bu iki firma mukayeseli üstünlüklerinden yararlanmak için, tarihinde bir faiz swapı sözleşmesi yapmışlardır. Sözleşmeye göre, A firmasının değişken faiz yükü B firması, tarafından ödenecek, A firması da B firmasına % 12,5 sabit faiz ödeyecektir. 6 aylık dönem sonunda LIBOR (değişken faiz oranı) % 10,5 olmuştur. Faiz ödemeleri nakit olarak gerçekleştirilecektir. 125

126 Örnek çözüm II) Düşük Kaliteli Tarafın Net Faiz Yükü ve Swap Avantajı (A Firması) 1) Piyasaya ödeyeceği faiz % 11,5 2) Yüksek kaliteli tarafa ödeyeceği faiz % 12,5 3) Aracı bankaya ödeyeceği komisyon - 4) Yüksek kaliteli taraftan tahsil edeceği faiz % 11,5 5) Net faiz yükü ( ) % 12,5 6) Swap Avantajı (a-b) % 05 a) Swapsız Faiz Yükü % 13 b) Swapli Faiz Yükü % 12,5 0,005 = % 05 IV) Aracı Bankanın Swap Avantajı V) Toplam Swap Avantajının Paylaşımı a) Yüksek Kaliteli Tarafa b) Düşük Kaliteli Tarafa c) Aracı Bankaya VI) Kontrol ve Dengeleme (a-b=0) a) Toplam Swap Avantajı I b) Toplam Paylaşım ll+lll+iv A Firmasının Kayıtları: a. Kredi Alım Kaydı: KASAHS Y. Para Kasası 300 BANKA KREDİLERİ HS Y. Paralı Krediler US$ Kredi alımı ( USS x 1,3 YTL) b. Swap Sözleşmesinin Yapılması; TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR SWAP İŞLEM. BORÇ. 925 TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR SWAP İŞLEM. ALACAK. d. Swap işlemin sona ermesi TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR SWAP İŞLEM. ALAC TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR SWAP İŞLEM. BORÇ

127 e. Kredi Anapara Borcunun Ödenmesi BANKA KRED Y. Paralı Krediler 780 FİNANS. GİD. HS Kur farkı 100 KASAHS Y. Para Kasası Kredinin Geri Ödenmesi B Firmasının Kayıtları: B Firmasının kredi alım ve geri ödeme ile Swap sözleşmesinin yapımı ve sona ermesi ile ilgili kayıtları A Firması ile aynıdır. a) Faiz Ödeme ve Transferleri tarihindeki kredi faizi: x0.11 x 6/12 = US$ 55.0 US$ x 1,4 = YTL A firmasına ödenecek kredi faizi: x x 6/12 = US$ US$x 1,4 = YTL A firmasından alınacak kredi faizi: x x 6/12 = US$ US$x 1,4 = YTL FİNANSMAN GİD. HS KASA HS Y. Para Kasası Piyasaya faiz ödenmesi FİNANSMAN GİD. HS KASA HS Y. Para Kasası A firmasına faiz ödemesi KASA HS Y. Para Kasası US$ 642 FAİZ GELİRLERİ HS A firmasından faiz tahsil edilmesi B firması da değişken faizi uygun bulmuş ve zayıf taraftan tahsil edeceği faizi de işleme kattığında %10,50 oranında olan faiz yükünü %10 düzeyine çekerek %0,50 oranında avantaj yakalamış olmaktadır. 127

128 Opsiyon Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesi Opsiyon işlemlerinin muhasebe işlemleri aşağıda örnek yardımıyla açıklanmaktadır. "A"Finans A.Ş tarihinde "F" BANK A.Ş. ile aşağıdaki Opsiyon sözleşmesini imzalamıştır. Birinci varsayımda vade tarihindeki cari kur 1 USD = 1,5TL, ikinci varsayımda vade tarihinde 1 USD= 1,15 TL'dir. Opsiyon Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesi "A" Finans A.Ş.'nin muhasebe kayıtları ; 1. Sözleşme tarihinde, bilanço dışı yükümlülük olan Opsiyon sözleşmesinin muhasebe kayıtlarına alınması; TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR Opsiyon Sözleşmeleri Borç ( USD * 1,2 = TL) 925 TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR Opsiyon Sözleşmeleri Alac. ( USD * 1,2 = TL) 2) Tahsil edilen opsiyon priminin kayıtlara alınması Prim hesaplaması; Opsiyon Primi = Finansal varlık tutarı x opsiyon prim oranı Opsiyon Primi = USD x 0,01 Opsiyon Primi = USD Döviz Kuru* = 1,15 (1 USD = 1,15TL) Prim tutarı TL = TL *Merkez bankası tarihli döviz alış kuru "A" Finans A. Ş/n in işleme ait muhasebe kaydı^ 3) Opsiyon alma hakkının son bildirim tarihinde bankanın işletmeye bildirimi "F" BANK A.Ş. Opsiyon alma hakkını kullanacağını/kullanmayacağını 'de "A' Finans A.Ş.'ye bildirmiştir. 4) Vade tarihinde spot kur 1. varsayımda; 1 USD = 1,5 TL olarak gerçekleşmiştir, Bu durumda "F" BANK A.Ş. Satınalma Opsiyonu(call option) hakkını satın alma yönünde kullanacaktır. Piyasada 1 USD = 1,5 TL iken 1,2 TL'ye döviz satın alabilecektir. 2. varsayımda; 1 USD = 1,15 TL olarak gerçekleşmiştir, Bu durumda "F" BANK A.Ş."A" Finans A.Ş.'den 1 USD =1,2 TL maliyetten döviz almak yerine piyasadan 1,15 TL'ye satın almayı tercih edecek ve Opsiyon Alma hakkını kullanacak işlem yapmayacaktır. Türev ürünlerden biri olan, opsiyon sözleşmeleri anlaşılan bir vadede ya da vadeye kadar sözleşmeye konu varlığı sözleşmede belirlenmiş fiyattan ve sözleşmedeki miktarda alma ya da satma hakkı veren sözleşmelerdir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Geçici 67. maddesi ile 128

129 ve yıllarını kapsayan hükümler getirilmiştir. Tüm opsiyon işlemleri %10 oranında tevkifata tabidir. Kurumlar Vergisi mükellefleri tarafından Opsiyon işlemlerinden elde edilen kazançlar kazancın oluştuğu dönemde kurumlar vergisi hesabında matraha eklenecektir. Damga vergisi yönünden ise, Opsiyon sözleşmeleri damga vergisinden istisnadır. Banka ve Sigorta Muameleleri vergisi yönünden, Opsiyon işlemlerinde tarihinden itibaren kambiyo vergisi yüzde "sıfır" olarak uygulanmaktadır Forward Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesi Sözünü ettiğimiz forward işlemleri, önceden belirlenip sabitlenen kur üzerinden gelecekte, bir para biriminin başka bir para birimine çevrilmesini konu almaktadır. Bu sözleşmenin sonucunda taraflardan biri kazançlı çıkacak karşı taraf ise aynı miktarda zarara uğramış olacaktır. Örneğin sanayici bir anonim şirket, tarihinde ABD Doları bedelle ithal edeceği bir mal ile ilgili döviz kurunu sabitlemek ve peşinen bilmek için bir banka ile forward sözleşmesi yapmış, bu sözleşmenin imzalanmasıyla tarihinde 1 $ = 1,55 TL kur üzerinden ABD Doları satın almayı, banka da aynı kur üzerinden bu miktarda dolar satmayı karşılıklı taahhüt etmişlerse, tarihi geldiğinde o gün için geçerli cari kur ile sözleşmedeki kur arasında meydana gelecek fark, taraflardan birinin veya diğerinin karını veya zararını oluşturacaktır. Bu örneğe göre tarihinde cari kur 1,65 olarak gerçekleşirse, şirket 0,10TL. tutarında daha ucuz döviz alabildiği için (0,10 x =) TL. kazanç sağlamış olacaktır. Bu şirketin ithal maliyeti ise, geçerli cari kura göre yani ( x 1,65=) TL alış bedeline göre oluşacaktır. Buna mukabil banka 1,65 yerine 1,55 kur uygulamak suretiyle döviz satmak zorunda kalacağı için tarihinde (0,10x =) TL zarar etmiş olacaktır. Forward sözleşmesinin imzalanması, ancak nazım hesaplarda muhasebeleştirilebilir. Çünkü bu sözleşme, tarafları borçlu veya alacaklı hale getirmemekte, sadece karşılıklı olarak geleceğe yönelik taahhüt altına girmelerine neden olmaktadır. Örneğimizdeki ithalatı yapan anonim şirketin ithal maliyetinin forward kuruna göre yani ( x 1,55 =) TL. bedelle avantajlı şekilde oluştuğu, forward işleminden kaynaklanan ve 2007 gelirine dahil edilmesi gereken TL'lik kazancın teşekkül etmediği görüşü geçerli değildir. Çünkü forward işlemi, ithalatla bağlantısız müstakil bir 129

130 işlem olup, bu işlem, günü geldiğinde kar veya zararla sonuçlanır, ithal maliyeti ise cari kura göre teşekkül eder TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR Forward İşlemlerinden Borç. 925 TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR Forward İşlemlerinden Alac. 1,55 * USD Not= Forward sözleşmelerinin imzalanmasıyla taraflar borçlu veya alacaklı konuma gelmemekte, sadece geleceğe yönelik bir taahhüt altına girdiğinden forward sözleşmeleri yapıldığı andan itibaren nazım hesaplarda muhasebeleştirilir. Şirket, normalde 1,65 TL kurla satın alacağı Doları, forward anlaşması sayesinde, 1,55 TL kurla satın aldığında tarihi itibariyle yapacağı yevmiye maddesi şöyledir: BANKALAR ŞDövizTevdiat Hesabı ( *1,65) 102 BANKALAR TL Hesabı ( *1,55) 679 DİĞER OLAĞAN DIŞI GELİRLER VE KARLAR Not: Forward işlemi sonucunda zarar meydana geldiğinde GelirTablosu Hesapları ters bir şekilde yapılacak ve ( 689 ) Olağandışı Gider ve Zarar veya (656) kambiyo Zararları Hesabında Muhasebeleştirilecektir Futures Sözleşmelerinin Muhasebeleştirilmesi Futures sözleşmeler, sözleşmenin yapıldığı tarihte nazım hesaplara alınarak sözleşme kapatılana veya sözleşme vadesi sona erene kadar nazım hesaplarda izlenirler. Zira sözleşme konusu tutar sözleşmeye taraf olanların varlık veya kaynaklarında herhangi bir değişmeye yol açmamaktadır. Futures sözleşmelerde, sözleşmeye taraf olunduğu anda borsaya önceden bedeli saptanmış bir işlem bedelinin ödenmesi söz konusudur. Söz konusu ödeme sözleşmeyi alan taraf için gider, satan taraf için ise gelir niteliğini taşıyacağından, bu tutar sözleşmenin yapıldığı dönemin sonuç hesaplarına aktarılacaktır. Benzer şekilde futures sözleşmeye taraf olanlar borsa nezdinde hesap açtırmak amacıyla ödedikleri başlangıç teminatını uygun bir aktif hesapta izleyecektir. Gerek başlangıç teminatı gerekse de değişim teminatı tutarlarının sözleşme süresi boyunca "126 Verilen Depozito Ve Teminatlar Hesabı" nda izlenmesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir. Muhasebeleştirme esaslarını bir örnek üzerinden göstermek gerekirse; 130

131 Örnek: 1 Temmuz 2010 tarihinde X firması, Kanada'daki A firmasından 30 Eylül 2010 tarihinde satın almak üzere USD tutarında ticari mal satın alma taahhüdüne girmiştir. Firma 30 Eylül'e kadar meydana gelebilecek olan döviz kuru artış riskinden korunmak istemektedir. Bu amaçla firma, 1 Temmuz 2010 tarihinde 30 Eylül 2010 vadeli USD üzerine düzenlenmiş her biri USD tutarında olmak üzere 10 adet future sözleşme için alıcı olarak pozisyon almıştır. Sözleşme tarihinde 1 USD'nin cari piyasadaki kuru 1,55 TL'dir. Firma, sözleşme tutarının %20'sini temsil eden TL'yi aracı kuruma ödemiştir. Sözleşme için sürdürme teminatı, başlangıç teminatının %80'i olarak belirlenmiştir. X firması, vade sonunda sözleşme şartlarını yerine getirip söz konusu dövizi satın almıştır. Future sözleşmenin cari piyasadaki değeri 3 ay süresince aşağıdaki gibi seyretmiştir: Temmuz 2010: TL/USD 2 Ağustos 2010: TL/USD 1 Eylül 2010: TL/USD 30 Eylül 2010: TL/USD Bir önceki sunumdaki verilerden faydalanarak X firması tarafından sözleşme vadesi boyunca yapılması gereken muhasebe kayıtları, muhasebeleştirme noktaları esas alınarak aşağıda başlıklar halinde gösterilerek açıklanmıştır. Sözleşme değerinin muhasebeleştirilmesi: TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR Futuredan Borçlular Hesabı 925 TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR Futuredan Alacaklılar Hesabı Futures sözleşmesinin nazım hesaplara kaydı ( USD x 1,55 TL/USD) Başlangıç Teminatının Muhasebeleştirilmesi VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI KASA HESABI Sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte sözleşmeye taraf olan alıcı ve satıcı, sözleşmenin belirli bir yüzdesini temsil eden başlangıç teminatını takas odasına nakit ya da menkul kıymet olarak yatırmak durumundadır. SPK tebliğinin 15. Maddesinde başlangıçta takas odasına ödenen teminat tutarı ile sözleşme vadesi boyunca gerek teminat niteliğinde yapılan ödemelerin gerekse de teminat hesabından elde edilen faiz nedeniyle takas kurumundan olan alacakların menkul kıymetler hesabında izelenmesi uygun değildir. Her iki durumda da yapılacak kayıtlarda "126 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabı" borçlandırılırken, teminat tutarının nakit olarak ödenmesi durumunda 100 Kasa Hesabı'nın alacaklandırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Sözleşme Değerinde ve Teminat Tutarında Meydana Gelen Değişmelerin Kaydı 131

132 GELECEK AYLARA AİT GİDERLER HESABI VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI Günlük mutabakat sonucunda kur farkından doğan zararın kaydı (1,55 TL/USD -1,45 TL/USD) * USD VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI KASA HESABI Aracı kuruma değişim teminatının ödenme kaydı VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI GELECEK AYLARA AİT GELİRLER HESABI mutabakat sonucunda kur farkı kazancı kaydı (1,45 TL/USD - 1,50 TL/USD) * USD Futures sözleşmelerin günlük olarak spot fiyatlarla değerlenmesi sonucunda ortaya çıkacak olan kar/zarar tutarlarının muhasebeleştrilmesine ilişkin yapılacak kayıtların, sözleşmenin riskten korunma ya da spekülatif amaçlara yönelik olarak edinilmesine göre değişiklik arz etmektedir. Korunma işlemi, işletmenin sahip olduğu bir varlık, bir yükümlülük ya da gelecekte üstenilecek bir taahhüt işlemi sebebiyle karşılaşılabilecek risklerin giderilmesi / azaltılması amacıyla gerçekleştirilir. Sözleşmenin Sona Ermesi KASA HESABI Yabancı Para Kasası USD 126 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI KASA HESABI TL Kasası Sözleşme şartının yerine getirilerek USD'nin aracı kurumdan satın alınması ( USD* 1,50TL/USD) TİCARİ MALLAR HESABI GELECEK AYLARA AİT GELİRLER HESABI GELECEK AYLARA AİT GİDERLER HESABI KASA HESABI Yabancı Para Kasası USD Sözleşmeden doğan kazanç ve kaybın mahsubu ( USD * 1,50 TL/USD)

133 925 TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR Futuredan Alacaklılar Hesabı 924 TÜREV ÜRÜNLERDEN BORÇLULAR Futuredan Borçlular Hesabı Future sözleşmesinin sona ermesine ilişkin muhasebe kaydı Örneğimizde sözleşmenin vadesi dolduğundan sözleşme konusu dövizin teslim alınması söz konusu olup teminat hesabında biriken tutar ters kayıt ile kapatılarak kalan kısmı takas odasına ödenmiştir Sonuç Türev ürünlerin kullanılmasıyla birlikte, bunların kayda alınmasında genel olarak kayda alma, değerleme, raporlama ve kayıttan çıkarma gibi sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunların giderilmesi amacıyla uluslararası düzeyde çalışmalar başlamış, 1995 yılında UMSK tarafından 32 numaralı standart ortaya çıkmıştır. Bu standart türev ürünlerin değerleme ve kayda alma yöntemleri üzerinde durmamış sadece finansal tablolara yansıtılması konusunda ilkeleri ortaya koymuştur yılında UMSK, 39 numaralı standardı yayımlamıştır. 39 numaralı standart, şirketlerin, risk yönetim stratejilerini ve hatta buna yönelik sistemlerini gözden geçirmeleri gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Genel olarak UMS 39 finansal varlık ve yükümlülüklerin sınıflandırılması, türev ürünler için rayiç değer ölçüsü ve riskten korunma muhasebesi ve bunun kullanımı için gerekli şartları ortaya koymuş ve ilk olarak türev ürünlerin kayda alınması, değerlemesi ve kayıttan çıkarılması konularında ilkeleri belirlemiştir. 133

134 ALIŞTIRMA SORULARI 1.. sözleşmeleri, belli bir miktar para veya herhangi bir finansal varlığın, önceden belirlenen bir fiyatla, gelecekteki bir tarihte, standart sözleşme büyüklükleri, para birimi, vade ve fiyat adımları ile alımı veya satımının öngörüldüğü organize bir borsada işlem gören sözleşmelerdir. a. Futures b. Opsiyon c. Swap d. Forward 2. Futures sözleşmelerinde başlangıç teminatı için hangi hesap borçlandırılır? a. TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR b. TÜREV ÜRÜNLERDEN ALACAKLILAR c. VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR HESABI d. KASA HESABI 134

135 2.10. Yapısal Pozisyon Yapısal Pozisyon Özkaynakların hızlı kur ve fiyat hareketleri nedeniyle aşınmasına karşı korunmak amacıyla bulundurulan, alım-satım işlemlerine konu edilmeyen, bulundurulduğu süre veya vadesi boyunca oluşacak değerleme farkları özkaynaklar içerisinde bir değerleme fonu hesabında izlenerek kar dağıtımına konu edilmeyen, yapısal pozisyon kabul edilmenin sağladığı muafiyet ve muhasebeleştirme ilkeleri bulundurulduğu süre veya vadesi boyunca tutarlı bir şekilde uygulanan, özel niteliklere sahip, döviz varlıkları ve dövize endeksli varlıklar "Yapısal Pozisyon" olarak ifade edilir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) nun, bankaların yapısal pozisyonları kapsamına girebilecek döviz ve dövize endeksli varlıkları, yapısal pozisyon sayılmanın gerektirdiği nitelikleri ve yapısal pozisyona tanınan sermaye yükümlülüğü muafiyetinden yararlanma koşullarına ilişkin usul ve esasları içeren Yapısal Pozisyona İlişkin Tebliği Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Tebliğ, bankaların yapısal pozisyonları kapsamına girebilecek döviz ve dövize endeksli varlıkları, yapısal pozisyon sayılmanın gerektirdiği nitelikleri ve yapısal pozisyona tanınan sermaye yükümlülüğü muafiyetinden yararlanma koşullarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlendi İzin ve Yapısal Pozisyonun Kapsam Yapısal pozisyon bulundurmak için Kurumdan izin alınması zorunlu olacaktır. Yapılacak izin başvurusuna, müracaata konu bu madde kapsamındaki varlıkların yapısal pozisyon olarak bulundurulmasına ilişkin yönetim kurulu kararının bir örneği ile yapısal pozisyon olarak tutulacak varlıklara ilişkin bilgiler eklenecektir. Alınacak kararda, yapısal pozisyonun niteliği ve yönetilme şekli detaylı bir biçimde belirtilecek. Bankaların yapısal pozisyonları kapsamına döviz ve dövize endeksli varlıklardan, borçlanmayı temsil eden döviz cinsinden menkul kıymetler şirketler tarafından ihraç edilen ortaklık hakkını temsil eden döviz cinsinden menkul kıymetler, borçlanmayı temsil eden dövize endeksli menkul kıymetler dahil edilecektir. Bu Tebliğ uygulamasında altın döviz varlığı olarak kabul edilecek. Yapısal pozisyon bulundurmak bankaların ihtiyarında olacaktır Yapısal Pozisyon Kapsamına Giren Varlıklarda Aranan Nitelikler Tebliğle, yapısal pozisyon kapsamına giren varlıklar belirlenmiştir. Buna göre nitelikli menkul kıymet özelliklerine sahip ve yapısal pozisyona girdiği tarih itibariyle vadelerine en az 1 yıl kalmış olması ve bu varlıkların uzun vadeli yatırım olarak vade sonuna kadar elde tutulacağına dair yönetim kurulu kararının bulunması, altının 21/2/1997 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kıymetli Madenler Borsasında İşlem Görecek Altın Standardına 135

136 İlişkin Tebliğ'de belirlenen standartlardaki külçe altın olması ve yapısal pozisyona alındığı tarihten itibaren en az üç yıl süre ile elde tutulacağına dair yönetim kurulu kararının bulunması gerekecektir. Tebliğ'de belirtilen diğer koşullara uyulmak kaydıyla, G-20 ülkelerinin merkezi hükümetleri, Dünya Bankası ve IFC tarafından ihraç edilen borçlanmayı temsil eden menkul kıymetler ile Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından yurt içi ve yurt dışı piyasalarda ihraç edilen döviz ve dövize endeksli iç ve dış borçlanma senetleri derecelendirme kuruluşlarının notları aranmaksızın yapısal pozisyon olarak kullanılabilecektir. Bu madde kapsamındaki nitelikleri taşımayan varlıklar yapısal pozisyon kapsamına alınamayacaktır Yapısal Pozisyon Kapsamına Giren Varlıklara İlişkin Esaslar Yapısal pozisyona dâhil edilen varlıklar alım-satım ve repo işlemlerine, teminata veya rehne konu edilemeyecektir. Yapısal pozisyon kabul edilmenin sağladığı muafiyet ve muhasebeleştirme ilkeleri bu kapsamdaki varlıkların yapısal pozisyon olarak bulundurulduğu süre boyunca tutarlı bir şekilde uygulanacaktır. Yapısal pozisyonu oluşturan varlıklar hiç bir şekilde yapılanmış finansal ürünleri içeren sözleşmelere ve netleştirme sözleşmelerine konu edilemeyecektir. Bunlara aykırı uygulamalara konu olan yapısal pozisyondaki varlıklar, uygulamaya konu olduğu tarihi İtibariyle yapısal pozisyondan çıkarılacaktır. Yapısal pozisyon, bu Tebliğdeki usul ve esaslara uygun olmak kaydıyla banka yönetim kurulunun belirlediği kurallar ve sınırlar içinde yönetilecektir. Yapısal pozisyon bulunduracak bankalar, kurların beklenenin tersine olumsuz bir biçimde gelişmesi ihtimaline karşı, yapısal pozisyonlar için tamamen veya kısmen finansal koruma sağlayacak ve söz konusu pozisyonların muhtemel olumsuz etkilerini azaltabilecek imkanlara sahip olması gerekecektir Yapısal Pozisyonların Muhasebeleştirme İlkeleri (1) Yapısal pozisyon içinde tasnif edilecek varlıklar, bankaların muhasebe sistemlerinde tekdüzeni uygulamaya yönelik Kurul tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde elde tutma süreleri de dikkate alınarak ilgili yardımcı hesaplar altında izlenecek ve borçlanmayı temsil eden döviz veya dövize endeksli varlıklar vade sonuna kadar, diğer yapısal pozisyonlar ise asgari elde tutma sürelerinden düşük olmamak koşuluyla banka yönetim kurulunca öngörülen süre boyunca bu hesaplarda tutulurlar. Bu varlıklar alım-satım hesapları arasında izlenemeyecektir. (2) Yapısal pozisyona konu varlıkların olağanüstü nedenler hariç kısmen veya tamamen birinci fıkraya aykırı olarak ilgili olmayan hesaplar altında sınıflandırılması veya elden çıkartılması durumunda banka, işlemin yapıldığı tarihi takip eden gelecek iki yıl boyunca yapısal pozisyon tutamayacak. Kurum tarafından uygun görülecek haller şöyle olacaktır: Yapısal pozisyona konu varlığı ihraç edenin kredi değerliliğinde önemli bir düşüş olması. 136

137 Vergi düzenlemelerinde, bu tür finansal varlıkların faiz gelirlerine ilişkin var olabilecek vergi indirim ve muafiyetlerini ortadan kaldıran bir değişiklik yapılması. Birleşme veya devir gibi nedenlerle, bankanın mevcut faiz riski pozisyonunu veya kredi riski politikasını devam ettirebilmek için bu tür finansal varlıkları zorunlu olarak elden çıkarması. Bankaların yatırım alanları ve sınırlarına ilişkin düzenlemelerde yapılan değişiklikler nedeniyle bu tür finansal varlıkların zorunlu olarak elden çıkarılması. Vadeye kadar elde tutulacak finansal varlıkların risk ağırlıklarının önemli ölçüde artırılması nedeniyle bunların elden çıkarılmak zorunda kalınması. Bankanın başvurusu ile banka özkaynaklarındaki değişimin sürekli olup olmadığını ve bankanın mali durumunu dikkate alarak Kurumun uygun görmesi. (3) Tasnif edilecek varlıkların aktifte bulunduğu süre özkaynaklar içinde bir değerleme fonu hesabında izlenecek. Yapısal pozisyon içinde tasnif edilecek varlıkların aktifte bulunduğu süre veya vadesi boyunca oluşacak kur, faiz ve diğer değerleme işlemlerine ilişkin farkları, özkaynaklar içerisinde bir değerleme fonu hesabında izlenecek ve bu farklar kar dağıtımına konu edilemeyecek. Yapısal pozisyon içinde tasnif edilecek varlıkların kur değişimlerinden kaynaklanabilecek değer düşüşleri öncelikle özkaynaklar arasındaki pozitif değerleme unsurlarının azaltılması suretiyle hesaplara yansıtılacak. Ancak değer düşüşünün mevcut değerleme farkının üzerinde olması durumunda kar veya zarar hesapları kullanılacaktır. Yapısal pozisyon kapsamında tasnif edilecek olan döviz ve dövize endeksli varlıklar toplamının, takip edildiği dövizde sermaye yükümlülüğü yaratan net uzun pozisyon tutarını ve herhangi bir şekilde özkaynak tutarını aşan kısmı sermaye yükümlülüğü muafiyeti hesaplamasında dikkate alınmayacak. Yapısal pozisyon kapsamına dahil edilen altın tutarı ile ortaklık hakkını temsil eden menkul kıymetler tutarı, ayrı ayrı olmak üzere, toplam yapısal pozisyon tutarının yüzde 25'ini geçemeyecektir. Yapısal pozisyon olarak bulundurulan varlıkları ihraç edenlerin yerleşik oldukları her bir yabancı ülke bazındaki yapısal pozisyona konu varlık tutarı, toplam yapısal pozisyon tutarının yüzde 25'ini aşamayacaktır. Bu sınırlama, altın için, altının nezdinde bulundurulduğu kuruluşun yerleşik bulunduğu ülke dikkate alınarak uygulanacaktır. Yapısal pozisyon kapsamına dahil edilen varlıkların tamamı, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından yurt içi ve yurt dışı piyasalarda ihraç edilen döviz ve dövize endeksli iç ve dış borçlanma senetlerinden oluşabilecektir Özkaynakların Azalmasıyla Fazla Olarak Açığa Çıkan Yapısal Pozisyonlar Özkaynakların azalması nedeniyle fazla olarak açığa çıkan yapısal pozisyonlara ilişkin olarak portföyde herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Özkaynaklarda artış halinde, birinci fıkrada yer alan pozisyona bağlı sınırlamaya da uygun olmak kaydıyla, ortaya çıkan ilave yapısal pozisyon tutabilme imkânı banka tarafından yapısal pozisyona ilişkin bu Tebliğdeki usul ve 137

138 esaslar çerçevesinde kullanılabilecektir. Borçlanmayı temsil eden dövize dayalı/dövize endeksli menkul kıymetlerin vadesi geldiğinde, diğer varlıkların ise elde tutma süreleri sonunda portföyden çıkartılmaları halinde yerlerine yeni yapısal pozisyon alınması bankaların ihtiyarında olacaktır Sermaye Yükümlülüğü Muafiyeti ve Şartları Bankaların yapısal pozisyonları itibarıyla bulundurdukları varlıklar için kur riski için sermaye yükümlülüğü hesaplanmayacaktır. Yapısal pozisyon bulundurmaktan dolayı kur riski için sermaye yükümlülüğü muafiyetinin doğabilmesi için bankanın net uzun döviz pozisyonuna sahip olması ve aynı döviz cinsinden yapısal pozisyonu bulunması gerekecektir. Konsolide sermaye yeterliliği standart oranının hesaplanmasında konsolide olarak hesaplanacak yapısal pozisyon, kur riski için konsolide sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasından muaf tutulacak, bu Tebliğde belirtilen koşullar ve tüm oransal limitler konsolide esasa göre de uygulanacaktır. 138

139 ALIŞTIRMA SORULARI 1. BDDK'nın Yapısal Pozisyona İlişkin Tebliği ne göre Yapısal pozisyon olarak bulundurulan varlıkları ihraç edenlerin yerleşik oldukları her bir yabancı ülke bazındaki yapısal pozisyona konu varlık tutarı, toplam yapısal pozisyon tutarının. aşamaz. a. %50 sini b. %30 unu c. %25 ini d. %10 unu 2. Hangileri doğrudur? i. Borçlanmayı temsil eden dövize dayalı/dövize endeksli menkul kıymetlerin vadesi geldiğinde, diğer varlıkların ise elde tutma süreleri sonunda portföyden çıkartılmaları halinde yerlerine yeni yapısal pozisyon alınması zorunludur. ii. Yapısal pozisyon olarak bulundurulan varlıkları ihraç edenlerin yerleşik oldukları her bir yabancı ülke bazındaki yapısal pozisyona konu varlık tutarı, toplam yapısal pozisyon tutarının yüzde 25'ini aşamaz. a. Sadece (i) b. Sadece (ii) c. İkisi de yanlıştır d. İkisi de doğrudur 139

140 2.11. Yabancı Para Net Genel Pozisyon / Özkaynak Standart Oranının Bankalarca Solo Bilanço ve Konsolide Bazda Hesaplanması Giriş "YP Net Genel Pozisyon", bir bankanın yabancı para cinsinden ve yabancı paraya endeksli bilanço içi ve bilanço dışı varlıkları ile yabancı para cinsinden bilanço içi ve bilanço dışı yükümlülükleri arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır. Yabancı para işlemleri gerek kur riski taşımaları gerekse bankaların bu işlemlerden gelir etmeleri nedeniyle bankaların önem verdikleri işlemlerdir döneminde aktif ve pasif içindeki yabancı para kalemleri önemli bir paya sahip olmuştur. Ancak, ülkemizin dışa açık olması, krizlerin bulaşıcılığı, Avrupa ülkelerinde meydana gelen kriz ve dalgalanmalar bu hesap ve işlemlere daha da önem vermemizi gerektirmektedir. Türk bankacılık sektöründe açık pozisyona geçmiş dönemlerde sıklıkla başvurulmuş, ancak son yıllarda bilanço içi hesaplardaki açık, bilanço dışı işlemlerle dengelenmiştir. Geçmiş yıllara yaşanan olumsuz olaylar yabancı para net genel pozisyon bu şekilde yasal sınırlar içerisinde kalmasının önemini açıkça ortaya çıkarmıştır. Bankaların en temel fonksiyonları kredi vermek ve mevduat toplamak olmakla birlikte artan ihtiyaçlara karşılık geliştirilen bankacılık ve finansal ürünler, bankaların gelirlerini arttırması yanında daha fazla risk almasına da yol açmıştır. Bunun yanında, bankaların karlılık ve riskten korunmak amacıyla yeni finansal ürünler ve teknikler de geliştirmiştir. Uluslararası ticaretin gelişip hızlanması, teknolojik gelişmelerin uluslararası piyasalara erişimi kolaylaştırması, spekülasyon güdüsünün tabana yayılması, finansal piyasa ve ürünlerin karmaşıklaşması, türev ürünlerin gelişip çeşitlenmesi, riskten korunmanın öneminin anlaşılması ve bu doğrultuda geliştirilen teknik ve ürünler banka bilançolarını gün geçtikçe daha fazla oranda YP işlemlerine maruz bırakmıştır. Türkiye'de çeşitli dönemlerde döviz kurlarında ve faiz oranlarında meydana gelen dalgalanmalar, bankaların gerek bu dalgalanmalardan korunması gerekse bundan kar elde etmesi açısından önemli olmuştur. Bu amaçla, bankaların aktif ve pasif yapısında yabancı para işlemler önemli bir yer tutarken, bu yapı için geliştirilen ürünler ve riskten korunma işlemleri zaman zaman bankaların önemli kar veya zarar kalemlerini oluşturmuştur. Türkiye'de döviz ve kambiyo işlemleri, dönem değişiklikler yapılmış, 1980'li yıllara kadar korumacı ve kısıtlayıcı bir mevzuat söz konusuyken, sonraki dönemde dünyada baş gösteren liberal eğilimler Türkiye'de de ortaya çıkmış ve kambiyo mevzuatımızda da serbesti tanıyan hükümler kendini göstermiştir. Kur riski oranına alt ve üst limitler koymak, bankaları yönetilebilir kur riskiyle sınırlayamamıştır. Açık pozisyonlardan dolayı, 1994 krizinde bankalar ağır yaralar almış, önceki uygulamaların yetersizliklerini gidermek ve uluslararası normlara paralel olarak daha gelişmiş bir araç ortaya koymak açısından, TC Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı tarafından tarihinde, sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, "Yabancı Para Net 140

141 Genel Pozisyonu/Sermaye Tabanı standart rasyosu uygulanmaya başlanmıştır. Halen yürürlükte olan yönetmelik tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yönetmelikte geçen öz kaynak, bankaların ana sermaye ve katkı sermayeleri toplamından, sermayeden indirilen değerlerin düşülmesi suretiyle hesaplanır. (BDDK,2006) Döviz Varlıkları, bankaların, yurtdışı şubelerine ilişkin hesaplar da dahil olmak üzere, tüm yabancı para aktif hesaplarını, dövize endeksli varlıklarını, vadeli döviz alım taahhütlerini; döviz yükümlülükleri, bankaların, yurtdışı şubelerine ilişkin hesaplarda dahil olmak üzere, tüm yabancı para pasif hesaplarını, dövize endeksli yükümlülüklerini, vadeli döviz satım taahhütlerini; yabancı para net genel pozisyonu, döviz varlıkları toplamı ile döviz yükümlülükleri toplamının Türk Lirası karşılıkları arasındaki farkı; "yabancı para net genel pozisyon/öz kaynak" standart oran, yabancı para net genel pozisyon tutarının, öz kaynağa bölünmesi suretiyle hesaplanacak oranı ifade eder. Yönetmelikte belirlenen esaslara göre işgünleri üzerinden hesaplanan Söz konusu oranın ±%20 'yi aşamayacağı belirtilmektedir Kasım 2006 tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğe göre: Döviz varlıkları, bankaların, yurt dışı şubelerine ilişkin hesapları da dâhil olmak üzere, tüm yabancı para aktif hesaplarını, dövize endeksli varlıklarını, vadeli döviz alım taahhütlerini, Döviz yükümlülükleri, bankaların, yurt dışı şubelerine ilişkin hesapları da dâhil olmak üzere, tüm yabancı para pasif hesaplarını, dövize endeksli yükümlülüklerini, vadeli döviz satım taahhütlerini, Dövize endeksli varlık ve yükümlülükler, üzerlerinde, ilgili sözleşmelerde veya mevzuatta dövize endeksli bir araç olduğu açıkça tanımlanan ve değerleri döviz kurlarındaki değişmelerden doğrudan etkilenen varlık ve yükümlülükleri, Konsolide döviz varlıkları, ana ortaklık niteliğine sahip bankaların konsolide finansal tablo hazırlama esaslarına göre finansal kurumlar topluluğuna dahil ortaklıklarının hesapları ile konsolide edilen tüm yabancı para aktif hesaplarını,dövize endeksli varlıklarını, vadeli döviz alım taahhütlerini, Konsolide özkaynak, bankaların Özkaynakları Hakkında Yönetmeliğe göre hesaplanan konsolide özkaynağı, Konsolide yabancı para net genel pozisyon: Konsolide döviz varlıkları toplamı ile konsolide döviz yükümlülükleri toplamının Yeni Türk Lirası karşılıkları arasındaki farkı, Konsolide yabancı para net genel pozisyon/konsolide özkaynak standart oranı: Konsolide yabancı para net genel pozisyon tutarının, konsolide özkaynağa bölünmesi suretiyle hesaplanacak oranı, Vadeli döviz alım taahhütleri, hesaplarda gayrinakdi bir taahhüt olarak yer alan ve takas işlemi ileri bir tarihte gerçekleşecek olan, vadeli döviz alım, swap para alım, futures para alım, alıcı (lehdar) taraf para alım opsiyonları, satıcı (keşideci) taraf para satım opsiyonları ve benzeri para alım işlemleri ile iki güne kadar valörlü döviz alım işlemlerini, Vadeli döviz satım taahhütleri: Hesaplarda gayrinakdi bir taahhüt olarak yer alan ve takas işlemi ileri bir tarihte gerçekleşecek olan, vadeli döviz satım, swap para satım, futures para 141

142 satım, satıcı (keşideci) taraf para alım opsiyonları, alıcı (lehdar) taraf para satım opsiyonları ve benzeri para satım işlemleri ile iki güne kadar valörlü döviz satım işlemlerini, Yabancı para net genel pozisyon, döviz varlıkları toplamı ile döviz yükümlülükleri toplamının Yeni Türk Lirası karşılıkları arasındaki farkı, Yabancı para net genel pozisyon/özkaynak standart oranı, yabancı para net genel pozisyon tutarının, özkaynağa bölünmesi suretiyle hesaplanacak oranı ifade eder. Bildirim cetvelinde yer alan tutarların Yeni Türk Lirası karşılıklarının hesaplanmasında, hesaplama tarihi itibarıyla, Türkiye Muhasebe Standartları ile Kanun uyarınca yürürlüğe girmiş düzenlemelerde belirtilen değerleme esası uygulanır Konsolide Olmayan Oransal Sınır, Hesaplama Şekli ve Bildirim Yabancı para net genel pozisyon/ öz kaynak standart oranı esasları belirlenmiş cetveline uygun olarak her iş günü itibariyle hesaplanır. Hesaplamada bankaların son dönem öz kaynak tutarı dikkate alınır. İş günleri üzerinden bu standart oranın mutlak değerlerinin haftalık basit aritmetik ortalaması %20'yi aşamaz. Haftalık olarak düzenlenen bu cetvel, izleyen hafta içinde kuruma ulaştırılır Konsolide Finansal Tablolar Esas Alınarak Hesaplanan Yabancı Net Genel Pozisyon / Özkaynak Standart Oranı İlgili kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere göre ana ortaklık niteliğine sahip olan ve konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunan mevduat ve kalkınma ve yatırım bankalarınca, yabancı para net genel pozisyon/öz kaynak standart oranı bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplama dönemleri itibarıyla, konsolide olarak da hesaplanır. Konsolide yabancı para net genel pozisyon/konsolide öz kaynak standart oranı hesaplayacak mevduat ve kalkınma ve yatırım bankalarının, finansal kurumlar topluluğu içinde yer alan konsolidasyona tabi ortaklıklarının tüm yabancı para aktif hesaplarını, dövize endeksli varlıklarını, vadeli döviz alım taahhütlerini, tüm yabancı para pasif hesaplarını, dövize endeksli yükümlülüklerini, vadeli döviz satım taahhütlerini ilgili hesaplar altında konsolide etmeleri gereklidir. Konsolide finansal tablolar esas alınarak hesaplanan yabancı para net genel pozisyon/öz kaynak standart oranının mutlak değeri %20'yi aşamaz. Ara dönemler itibarıyla hazırlanan bildirim cetvellerinin ana ortaklık niteliğine sahip bankalarca, hesaplama dönemini izleyen altmış gün içinde, yılsonu itibarıyla hazırlanan bildirim cetvelinin ise Nisan ayı sonuna kadar Kuruma ulaştırılması şarttır. 142

143 Oransal sınırlarda uyumsuzluk: Yabancı para net genel pozisyon/özkaynak standart oranındaki aşım tutarının tespitinde esas alınacak haftalık oran, iş günleri üzerinden hesaplanan günlük oranların mutlak değerlerinin basit aritmetik ortalamasıdır. İlgili oranda oranının azami sınırının aşılması halinde, bankalar aşımın nedenlerini, bildirim cetvelinin Kuruma gönderilme süresi içinde bildirmek zorundadır. Haftalık oranlarda oluşabilecek aşım tutarının takip eden iki hafta içinde giderilmesi zorunludur. Bir takvim yılı içerisinde haftalık oranlarda, giderilen aşımlar dahil altı defadan fazla aşım gerçekleştirilemez. Konsolide yabancı para net genel pozisyon/ konsolide özkaynak standart oranının azami sınırının aşılması halinde, bankalar aşımın nedenlerini, bildirim cetvelinin Kuruma gönderilme süresi içinde bildirmek zorundadır. Aşım tutarı hesaplama dönemi itibarıyla dikkate alınır. Konsolide yabancı para net genel pozisyon/ konsolide özkaynak standart oranında oluşabilecek aşım tutarı, bir sonraki hesaplama dönemine kadar giderilir ve bu süre içinde aşım giderilmiş olsa dahi, bir takvim yılı içerisinde bir defadan fazla aşım gerçekleştirilemez. Öz kaynaklarda meydana gelebilecek düşüşler nedeniyle standart oranlarda aşım oluşması ve şartların gerektirmesi hâlinde, bu aşımlar Kurumca belirlenecek bir süre içinde giderilir. Yapılacak incelemelerde, bu Yönetmelikle düzenlenen standart oranların tutturulmasına yönelik fiktif işlem yapıldığının tespit edilmesi halinde, bu işlemlere karşılık gelen tutarlar geriye yönelik olarak varlık ve yükümlülüklerden düşülmek suretiyle ilgili döneme ilişkin standart oranlar yeniden hesaplanır. İşlemin fiktif olup olmadığı, işlemin ekonomik mantığı ve işleme taraf olan müşteri göz önünde bulundurularak belirlenir. ÖRNEK: 1. Döviz Pozisyon Açığı Olmayan Bir Bankanın Bilançosu Yabancı paranın yüzde 100 değer kazanması durumunda yabancı para cinsinden pozisyon açığı olmayan bankanın sermayesi nominal olarak değişmezken, sermaye rasyosu düşmektedir. Bankanın varlıklarının yüzde 50'si yabancı para cinsinden ve sermaye / aktif rasyosu yüzde 8 olsun. Aktif YP Cinsinden Aktifler: 50 Yerel Para Cinsinden Aktifler: 50 Pasif YP Cinsinden Yüküm.: 50 Yerel Para Cins. Yük: 42 Sermaye: 8 Toplam: 100 Sermaye / Aktif Rasyosu: yüzde 8 Yabancı para cinsinden pozisyon açığı olmayan örnekte bir devalüasyon yaşanır ve yabancı para yüzde 100 değer kazanırsa; bankanın bilançosu aşağıdaki şekilde olmaktadır. Bankanın yabancı para cinsinden pozisyon açığı olmamasına rağmen, sermaye / toplam aktif rasyosu yüzde 8'den yüzde 5,3'e gerilemektedir. 143

144 2. Döviz Pozisyon Açığı Olan Bir Bankanın Bilançosu Yabancı para cinsinden pozisyon açığı olan bankanın bilançosuna bakıldığı zaman, yabancı para cinsinden pozisyon açığı / sermaye rasyosu yüzde 25 ((50-48)/8 = 0,25) olan bankanın, döviz kurunun yüzde 100 değerlenmesi durumunda hem sermaye rasyosu, hem de nominal olarak sermaye miktarı düşmektedir. Aktif Pasif YP Cinsinden Yüküm.: 50 Yerel Para Cins. Yük: 42 Sermaye: 8 Toplam: 100 Toplam: 100 Sermaye / Aktif Rasyosu: yüzde 8 Yukarıda yabancı para cinsinden pozisyon açığı olan örnekte, bir devalüasyon yaşanır ve yabancı para yüzde 100 değer kazanırsa; bankanın bilançosu aşağıdaki şekilde olmaktadır. Yüzde 25 yabancı para cinsinden pozisyon açığı olan bankanın sermaye rasyosu, yabanc paranın yüzde 100 değer kazanması durumunda sermaye / aktif rasyosu yüzde 8den yüzde 4,1 'e gerilemektedir. Aktif YP Cinsinden Aktifler: 96 Yerel Para Cinsinden Aktifler: 52 Toplam: 148 Pasif YP Cinsinden Yüküm.: 100 Yerel Para Cins. Yük: 42 Sermaye: 6 Toplam: Döviz Pozisyon Fazlası Olan Bir Bankanın Bilançosu Yabancı para cinsinde pozisyon fazlası olan aşağıdaki örnekte ise banka yabancı paranın yüzde 100 oranında değer kazanmasından olumlu etkilenmektedir. Bankanın hem sermaye rasyosu hem de sermaye miktarı artmaktadır. Aktif YP Cinsinden Aktifler: 55 Yerel Para Cinsinden Aktifler: 45 Toplam: 100 Sermaye / Aktif Rasyosu: yüzde 8 Yabancı para cinsinden pozisyon fazlası olan örnekte bir devalüasyon yaşanır ve yabancı para yüzde 100 değer kazanırsa; bankanın bilançosu aşağıdaki şekilde olmaktadır. Yabancı paranın yüzde 100 oranında değer kazanmasından önce yüzde 8 olan sermaye / aktif rasyosu, sonra yüzde 8,4'e yükselmektedir. Aktif YP Cinsinden Aktifler: 110 Yerel Para Cinsinden Aktifler: 45 Toplam: 155 Pasif YP Cinsinden Yüküm.: 100 Yerel Para Cins. Yük: 42 Sermaye: 13 Toplam: 155 Sermaye / Aktif Rasyosu: yüzde 8,4 144

145 Bir bankanın döviz kurundaki bir değişimden, sermaye / aktif rasyosunu koruyabilmesi için ne kadar fazla pozisyon tutması gerektiği aşağıdaki formül ile hesaplanabilmektedir. Yukarıdaki örnekten de anlaşılacağı gibi, bir bankanın finansal yapısının sağlam olup olmadığı sadece yerel para cinsinden ne kadar sermaye bulundurduğuna bağlı değildir. Sağlam bir sermaye tabanına sahip olmak isteyen bir bankanın aynı zamanda bir miktar yabancı para cinsinden fazla pozisyon tutması gerekmektedir. Fakat, banka açısından bu belli bir faiz gelirinden mahrum kalmak anlamına gelebilmektedir. 145

146 ALIŞTIRMA SORULARI: 1. Açık pozisyon kavramı hangilerini kapsar? a. Döviz varlıkları, bankaların yurtdışı şubelerine ilişkin hesapları da dahil olmak üzere, tüm yabancı aktif hesaplarını, dövize endeksli varlıklarını, vadeli döviz alım taahhütlerini, b. Döviz yükümlülükleri, bankaların, yurtdışı şubelerine ilişkin hesapları da dahil olmak üzere, tüm yabancı para pasif hesaplarını, dövize endeksli yükümlülüklerini, vadeli döviz satım taahhütlerini, c. Dövize endeksli varlık ve yükümlülükler, üzerlerinde, ilgili sözleşmelerde veya mevzuatta dövize endeksli bir araç olduğu açıkça tanımlanın ve değerleri döviz kurlarındaki değişmelerden doğrudan etkilenen varlık ve yükümlülükleri, d. Yukardakilerin hepsi 2. Konsolide finansal tablolar esas alınarak hesaplanan yabancı para net genel pozisyon/öz kaynak standart oranının mutlak değeri %... aşamaz. a. %100 b. %50 c. %20 d. %70 146

147 2.12. Bankaların Kredi İşlemleri Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik Uygulaması 5411 sayılı Kanun uygulamasında krediler, izlendikleri hesaba bakılmaksızın, bankalarca verilen nakdî krediler ile teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayrinakdî krediler ve bu niteliğe haiz taahhütler, satın alınan tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler, varlıkların vadeli satışından doğan alacaklar, vadesi geçmiş nakdî krediler, tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler, gayrinakdî kredilerin nakde tahvil olan bedelleri, ters repo işlemlerinden alacaklar, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler nedeniyle üstlenilen riskler, ortaklık payları ve Kurulca kredi olarak kabul edilen işlemlerdir. Birinci fıkrada belirtilenlere ilâve olarak, kalkınma ve yatırım bankalarının finansal kiralama yöntemiyle sağladığı finansmanlar ile katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlarda bu Kanun uygulamasında kredi sayılır Amaç ve Kapsam Bankacılık faaliyetleri tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna tanınan yetki kapsamında bu Kurumca çıkarılan düzenleyici işlemlerle yönetilmektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca çıkarılan ve 1 Kasım 2006 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ''Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelikte, bankalarca verilen kredilere ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik hükümleri; a. Risk grubunun belirlenmesinde banka ve ortaklıklarda yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev yapanlar ve velâyet altında olmayan çocuklar bakımından aynı risk grubuna dahil edilecek gerçek ve tüzel kişilerin tespiti, b. Kredi açma yetkisinin devri ile kredi komitesinin oluşumu, çalışma ve karar alma esasları, c. Kredilerin izlenmesi ve hesap durum belgesi alınması, d. Kredilerin kredi sınırlamalarında dikkate alınma oranları, e. Kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemler, f. Kredi sınırlarının izlenmesi, g. Aşımların giderilmesi, h. Katılım bankalarınca finansman sağlama yöntemleri, ile ilgili usul ve esasları kapsamaktadır 147

148 Risk Grubu Kavramı ve Aynı Risk Grubuna Dahil Edilecek Gerçek ve Tüzel Kişiler 5411 sayılı Kanunun 48'nci maddesi kapsamında risk grubu tanımı uluslararası standartların da üstünde olacak şekilde tanımlanmıştır. Buna göre, bir gerçek kişi ile eşi ve çocukları, bunların yönetim kurulu üyesi veya genel müdürü oldukları veya bunların ya da bir tüzel kişinin birlikte veya tek başlarına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlulukla katıldıkları ortaklıklar bir risk grubunu oluşturur. Bir banka ile bu bankanın nitelikli pay sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürü, bunların birlikte veya tek başına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da bunların sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar bankanın dahil olduğu risk grubunu oluşturur. Yukarıda belirtilen risk gruplarının belirlenmesinde birlikte kontrol edilen ortaklıklar, bu ortaklıkların kontrolünü birlikte sağlayan her bir hissedar risk grubuna dahil edilir. Bu maddenin uygulanmasında aralarında birinin ödeme güçlüğüne düşmesinin diğer bir veya birkaçının ödeme güçlüğüne düşmesi sonucunu doğuracak boyutta kefalet garanti veya benzeri ilişkiler bulunan gerçek ve tüzel kişiler ilgili risk gruplarına dahil edilir. Sermayesinin çoğunluğu ayrı ayrı veya birlikte Hazineye, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, genel veya katma bütçeli dairelere ait bankalar; doğrudan veya dolaylı olarak kontrol ettikleri ortaklıklar ile birlikte bir risk grubu oluşturur. Bankalar dışındaki Kamu İktisadi Teşebbüslerinin veya hisselerinin çoğunluğu Özelleştirme İdaresi Başkanlığının elinde bulunan diğer kamu kurum ve kuruluşları, sermaye, yönetim ve denetimlerine hâkim oldukları bağlı ortaklık, iştirak ve müesseseler ile birlikte bir risk grubu oluşturur. Bununla birlikte adı geçen tebliğde, birden fazla ortaklıkta genel müdür, yönetim kurulu üyesi veya yönetim kurulu başkanı olarak görev yapanlar bakımından aynı risk grubuna dâhil edilecek gerçek ve tüzel kişilerin bankalarca tespitinde: a. Bu kişilerin görev aldıkları ortaklıklarda, ilgili mevzuat uyarınca edinmeleri gerekenden fazla miktarda hisseye sahip olmaları, b. Bu kişilerin görev aldıkları ortaklıklar arasında kontrol ilişkisinin bulunması veya birinin ödeme güçlüğüne düşmesinin diğer bir veya birkaçının ödeme güçlüğüne düşmesi sonucunu doğuracak boyutta kefalet, garanti veya benzeri ilişkinin varlığı, c. Görev alınan ortaklıklarda kontrolü elinde bulunduran gerçek kişi ortaklar ile üçüncü dereceye kadar kan veya ikinci dereceye kadar sihri hısım derecesinde akrabalık ilişkisi bulunması, d. Bu kişilere, vasıf ve tecrübeleriyle mütenasip özlük hakları üzerinde bir hakkın tanınması hususları dikkate alınır. Bu hususların birinin ya da birkaçının varlığı halinde yönetim kurulu başkan veya üyesi olarak görev yapanlarla bahse konu ortaklıklar aynı risk grubuna dâhil edilir. 148

149 Görüldüğü lüzum üzerine, risk grubu kavramı oldukça geniş tutulmuş olup, risk grubunun oluşum aşamasında verilen grup kefaletlerinin ve garantilerinin de karar odağında olması oldukça dikkat çekici bir özellik teşkil etmektedir Kredi Açma Yetkisinin Devri ve Kredi Komitesi Kredi açma yetkisi esas itibariyle yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu; kredi açma, onay verme ve diğer İdarî esaslara ilişkin strateji ve kredi politikalarını oluşturmak, bunların uygulanmasını ve izlenmesini sağlamak ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yönetim kurulu kredi açma yetkisini teşkil edeceği kredi komitesine veya genel müdürlüğe devredebilir. Yönetim kurulunca kredi açılmasında veya yetki devrinde genel müdürlüğün yazılı önerisi aranır. Hesap durumu belgesi alınması zorunluluğu bulunan krediler için, genel müdürlüğün kredi açılmasına ilişkin önerilerinde, kredi talebinde bulunanların mali tahlil ve istihbarat raporlarının ekli olması zorunludur. Bir gerçek veya tüzel kişiye açılacak kredi sınırının tespitinde, yönetim kurulu, en fazla, kredi komitesine özkaynakların yüzde onu, genel müdürlüğe yüzde biri tutarındaki kredi açma yetkisini devredebilir. Genel müdürlük kendisine devredilen kredi açma yetkisini diğer birimleri, bölge müdürlükleri veya şubeler aracılığıyla da kullanabilir. Yönetim kurulunca yetkinin, kredinin tutarı, cinsi, alınacak teminat başta olmak üzere kredi açılmasında mutaden tespiti gereken hususları içerecek şekilde kapsam ve sınırlarının açık ve ayrıntılı olarak belirlenmiş ve yazılı biçimde, kredi açılmadan önce devredilmiş olması gerekir. Kredi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamaz ve bu hususu yazılı olarak denetim komitesine bildirir. Kredi komitesi bir bankanın kredi kararı alma aşamasındaki en etkili organlardan biridir. Kredi teklifleri genelde kredi komitesine sunulur, komite üyeleri tarafından değerlendirilir ve red ya da kabul olacak şekilde her bir kredi teklifi değerlendirmeye alınır. Banka yönetim kurulunun, kredilerle ilgili olarak vereceği görevleri yapmak üzere, Kanunun 25 inci maddesine göre süre hariç genel müdürde aranan şartları taşıyan üyeleri arasından seçeceği en az iki üye ile banka genel müdürü veya vekilinden oluşan bir kredi komitesi kurulabilir. Herhangi bir toplantıya katılamayacak kredi komitesi üyesi yerine görev yapmak üzere süre hariç genel müdürde aranan şartları taşıyan yönetim kurulu üyeleri arasından iki yedek üye seçilir. Kredi komitesi üye ve yedeklerinin seçiminde yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte üçünün olumlu oyu aranır. Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyet gösteren yabancı bankalarda kredi komitesi kurulması halinde, müdürler kurulu aynı zamanda kredi komitesi görevini yürütür. 149

150 Hesap Durumu Belgesi ve Kredi Teklifini Oluşturan Esas Dokümanlar Yönetmeliğin 8'inci maddesinde kredi işlemlerinde aranacak hesap durumu belgesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bahse konu 8'inci madde uyarınca, Bankaların kullandıracakları krediler için, aşağıda sayılan işlemler hariç, hesap durumu belgesi almaları zorunludur. a. Yüz bin Yeni Türk Lirasını geçmeyen işlemler, b. Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri hariç olmak üzere, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, bunlara bağlı kuruluşlar ve mahalli idareler ile yapılan işlemler, c. Yabancı ülkelerin merkezi idareleri, merkez bankaları ile veya bunlarca çıkarılan veya ödemesi garanti edilen bono ve tahviller karşılığı yapılan işlemler, d. Karşılığı nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden olan işlemler, e. Hazine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı veya Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono ve tahviller karşılığı yapılan işlemler, f. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile ya da bu banka nezdindeki piyasalarda yapılan işlemler, g. Menkul kıymet borsalarından veya ikinci el piyasadan çok kısa vadeli fon fazlalarını değerlendirmek gayesiyle edinilen alım-satım amaçlı menkul kıymetler, h. Teşkilatlanmış borsalardan alınan veya alacaklardan dolayı elde edilen hisse senetleri, i. Yurt içi bankaların kendi aralarındaki vadesiz veya vadesi üç ayı aşmayan işlemler ile bu bankaların mukabil kefaletine dayanılarak verilecek teminat ve garantiler, j. Kanunun 54 üncü maddesinin kredilerin dikkate alınma oranlarına ilişkin altıncı fıkrası nazara alınarak yapılacak hesaplamalara göre banka nezdindeki toplam kredi riski beş milyon ABD Dolarını aşmayan ve ek-1'de asgari ikinci sınıf olarak tasnif edilen derecelendirme notlarını haiz banka ya da finansal kuruluşlarla yapılan işlemler ile bunların kefaletine dayanılarak verilecek gayri nakdi krediler. Kredi ilişkisinin devam ettiği süre boyunca her yıl hesap dönemini izleyen altı ay içinde hesap durumu belgesi alınması da gerekmektedir. Dolayısıyla, yukarıdaki maddede yer alan kredi işlemleri dışında bankalar kredi verirken hesap durum belgesi almak zorundadırlar. Ayrıca, bu belge kredi ilişkisinin devam ettiği sürece her yıl hesap dönemini altı ay içinde de verilmeye devam edecektir. Aynı Yönetmeliğin 9'uncu maddesinde de hesap durumu belgesi olarak aşağıdaki belgeler kabul edilebilecektir. a) Banka ve finansal kuruluş ile kamu kuruluşlarının tabi oldukları özel mevzuat veya muhasebe sistemleri uyarınca düzenleyecekleri dipnotlarını da içeren bilanço ile kâr ve zarar cetvelleri ile bunlara ek mali tabloları, 150

151 b) Menkul kıymetleri halka arz olunmuş ortaklıklar ile sermaye piyasası aracı kurumlarının sermaye piyasası mevzuatı uyarınca düzenleyecekleri dipnotlarını da içeren bilanço ile kâr ve zarar cetvelleri ile bunlara ek mali tabloları, c) (a) ve (b) bentleri dışında kalanlardan Türkiye'de yerleşik kişilerin Maliye Bakanlığının tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden çıkardığı Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği uyarınca, yurtdışında yerleşik kişilerin ise tabi oldukları yabancı mevzuat uyarınca düzenleyecekleri uluslararası standartlara uygun dipnotlarını da içeren bilanço ile kâr ve zarar cetvelleri ile bunlara ek mali tabloları. Yönetmeliğin 2 No'lu Ekinde yer alan örneğe uygun düzenlenecek tanıtıcı bilgiler formu ile birlikte hesap durum belgesi olarak kabul ederler. Bu form ortaklık payları için alınmaz. Halka arz yoluyla ihraç olunacak menkul kıymetlere yapılacak yatırımlarda bu belgeler yerine tasarruf sahipleri için yayımlanan sirkülerin muhafazası yeterlidir. Bilanço esasına göre defter tutmayan gerçek kişilere verilecek ihtisas kredileri için, Kurumdan izin almak kaydıyla, bu kişilerin faaliyetlerinin niteliğine uygun olarak düzenlenecek hesap durumu belgeleri alınabilir. Ticari kredi niteliği taşımayan işlemler için gerçek kişilerden Yönetmeliğin Ek-3'ünde yer alan örneğe uygun olarak alınacak hesap durumu belgesinin ekinde kişinin kimliği ve gelirini gösterir belgeler alınır. Türkiye'de yerleşiklerden alınacak hesap durumu belgelerinin yetkili ve sorumlu şahıslarca imza edilmiş olması, ayrıca Kanunun 54 üncü maddesinin kredilerin dikkate alınma oranlarına ilişkin altıncı fıkrası nazara alınarak yapılacak hesaplamalara göre banka nezdindeki toplam kredi riskleri beşyüz bin ABD Dolarını aşan yurt dışında yerleşik kişilerden, kredi notları Yönetmeliğin Ek 1 inde asgari ikinci sınıf olarak tasnif edilenlerden daha düşük olanlardan alınacak mali tabloların ilgili ülkelerin mevzuatına göre yetkilendirilen veya uluslararası düzeyde faaliyet gösteren bağımsız denetim firmalarınca onaylanmış olması şarttır. Bağımsız denetim raporlarının kredi ilişkisinin devam ettiği sürece her yıl hesap dönemini izleyen altı ay içinde alınmasına devam olunur. Yönetmeliğin 10'uncu maddesi ile Bankalarca kredi işlemleri sırasında aranan, "Hesap Durumu Belgesinin denetlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu denetim de 10'uncu madde ile 3568 sayılı yasaya göre yetki almış meslek mensupları tarafından yapılması gerekmektedir. 10'uncu madde hükmü aynen aşağıdaki gibidir. Sermayesinin yarısından fazlasına merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüslerinin, tarihli ve 3291 sayılı Kanun kapsamına alınan kuruluşların sahip olduğu kurum ve ortaklıklar ile bankalar dışında kalan müşterilere kullandıracakları kredilerin iki milyon Yeni Türk Lirasını geçmesi halinde, alınacak hesap durumu belgesi ile ekli bilanço ve kâr ve zarar cetvellerinin mevzuat hükümlerine, Türkiye'de 151

152 uygulanan muhasebe ilkeleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunun 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış denetim yetkisine sahip meslek mensupları tarafından denetlenmesi şarttır Hesap Durumu Belgelerinin Denetlenmesi Denetimde uyulacak esaslar ve kapsam hakkında, 3568 sayılı Kanun gereği uygulanan çalışma usul ve esaslarındaki denetim ile ilgili hükümler uygulanır. Aynı yönetmeliğin 11'inci maddesinde de Hesap durumu belgelerinin denetimi, denetim raporu ve diğer hususlar aynen aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir Hesap Durumu Belgelerinin Denetimi, Denetim Raporu ve Diğer Hususlar Denetim işlemi esaslara uygun raporun düzenlenmesinin ardından hesap durumu belgesi ile eki bilanço ve kâr ve zarar cetveline bu belgenin mevzuata, Türkiye'de uygulanan muhasebe ilkelerine ve muhasebe standartlarına uygun olarak düzenlendiğine dair şerh verilmek suretiyle yapılır. Söz konusu şerhin altı meslek mensubu tarafından isim ve unvanı yazılarak imzalanır. Bilanço ve kâr ve zarar cetveli Türkiye'de uygulanan muhasebe ilkelerine ve muhasebe standartlarına uygun olarak düzenlenmediği takdirde, denetim raporu 3568 sayılı Kanunun uygulama hükümlerine göre şartlı olabilir. Denetim yapacak meslek mensuplarının Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından yayımlanacak çalışanlar listesinde yer almaları gerekir. Bu Yönetmelikte düzenlenmeyen denetime ilişkin diğer hususlarda 3568 sayılı Kanun ve bu Kanuna ilişkin mevzuat hükümleri uygulanır Kredi Sınırlarında Dikkate Alınma Oranları Kredi Sınırlarının Konsolide Esasa Göre Hesaplanması, Kredi Sınırlamalarına Tabii Olmayan İşlemler Gayrinakdi krediler, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ve benzeri diğer sözleşmeler ile ortaklık paylarının dikkate alınması: (1) Kanunun 48 inci maddesinde sayılan işlemler ve bu işlemlere ilişkin olarak bankalar tarafından kabul edilen aval, garanti ve kefaletler kredi sınırlamalarına dâhil edilir. (2) Kredi sınırlarının uygulamasında; a. Nakit temini amacıyla verilen teminat mektupları, kabul kredileri, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, kredi kartları harcama limiti ile çekler için ödeme taahhütleri yüzde yüz oranında, 152

153 b. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine yönelik olarak verilen teminat mektupları ile Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.'nin katıldığı konsorsiyumlar şeklinde yurt dışı kuruluşlara verilecek teminat mektupları ve yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. tarafından düzenlenecek avans ve kesin teminat mektuplarına ilişkin olarak bankaların verecekleri kontrgarantiler yüzde kırk oranında, bu kapsamda verilecek teminat mektubu ve kontrgarantilerin, her bankanın riskin en az % 15'ini üstlenmesi ve katılan banka sayısının üçten az olmaması şartıyla oluşturulacak konsorsiyum tarafından verilmesi durumunda ise yüzde yirmi oranında, c. Türkiye'de faaliyette bulunan bankalarca ihraç olunan veya ödemesi garanti edilen menkul kıymetler karşılığında veya bu bankaların mukabil kefaletlerine dayanılarak verilen gayrinakdi krediler yüzde yirmibeş oranında, d. Diğer gayrinakdi krediler yüzde elli oranında, e. Birinci fıkra kapsamındaki aval, garanti ve kefaletler Kanunun 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmünde yer alan sekiz kat sınırının hesabı hariç olmak üzere, aval veya garanti verilen ya da kefil olunan kredinin dikkate alınma oranı ile aynı oranda dikkate alınır. (3) Kanunun 54 üncü maddesinde belirlenen kredi sınırlarının uygulamasında; a) Döviz, faiz oranı ve altına dayalı vadeli, futures ve swap alım satım sözleşmeleri ile satın alınan alım ve satım opsiyonlarının nominal değerlerinin, sözleşmelerin başlangıç vadelerine göre, aşağıda yer alan tabloda belirtilen oranlarla çarpılması, BAŞLANGIÇ VADESİ Faiz Oranına İlişkin Döviz Kuruna ve Altına (Sözleşme Üzerindeki Vade) Sözleşmeler (%) İlişkin Sözleşmeler (%) İki Haftaya Kadar Vadeli 0 0 Bir Yıl ve Daha Az Vadeli 0,5 2 Bir Yıldan İki Yıla Kadar 1 5 İki Yıl ve İki Yıldan Sonraki Her 1 3 İlave Yıl İçin b) Hisse senedine, altın dışındaki kıymetli madenlere ve diğer ürünlere dayalı vadeli, futures, swap alım satım sözleşmeleri ile satın alınan alım satım opsiyonlarına ilişkin sözleşmelerin pozitif rayiç değerleri ile, nominal değerlerinin kalan vadelerine göre aşağıda yer alan tabloda belirtilen oranlarla çarpılmasından elde edilen tutarların toplanması suretiyle dikkate alınır. VADEYE KALAN SÜRE (Sözleşme Üzerindeki Vade) Hisse Senedine İlişkin Sözleşmeler (%) 153 Altın Dışındaki Kıymetli Madenlere İlişkin Sözleşmeler (%) Diğer Varlıklara İlişkin Sözleşmeler (%) Vadesine Bir Yıl veya Daha Az Kalmış Olanlar Vadesine Bir Yıldan Fazla, Beş Yıldan Az Kalmış Olanlar Vadesine Beş Yıl ve Daha Fazla Kalmış Olanlar

154 (4) Kanunun 54 üncü ve 56 ncı maddesi uyarınca belirlenen sınırlamalarda ortaklık payları maliyet bedelleri üzerinden dikkate alınır. Alım satım amacıyla elde tutulan ve elde tutma süresi beş iş gününü aşmayan hisse senetleri dikkate alınmaz. (5) Türkiye'de faaliyette bulunan bankalarca, bu bankaların yabancı ülkelerde bankacılık faaliyetlerinde bulunan bağlı ortaklık ve iştiraklerinin yükümlülüklerine karşılık, yabancı ülkelerin yetkili mercilerine ilgili ülke mevzuatı gereğince verilen sınırsız garanti niteliğini taşıyan taahhütler yüzde otuz oranında dikkate alınır ve kredi sınırlarının hesaplanmasında esas alınacak tutar, bağlı ortaklık veya iştirakin yükümlülüklerinden, bağlı ortaklık veya iştirak tarafından bankaya verilen krediler ile bağlı ortaklık veya iştirakin ilgili ülke mevzuatına göre hesapladığı ana sermayenin indirilmesiyle bulunur. (6) Yabancı ülkelerin merkezi yönetimleri, merkez bankaları ve kredi kurumlan ile ilgili işlemlerin dikkate alınma oranları hakkında 14 üncü madde hükümleri saklıdır Kredi Sınırlarının Konsolide Esasa Göre Hesaplanması Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere göre ana ortaklıklarca Kanunun 54 üncü maddesinde yer alan kredi sınırları bu maddede yer alan usule göre konsolide esasa göre hesaplanır ve uygulanır. Konsolide kredi sınırları, ana ortaklık ile konsolidasyona tabi tutulan finansal kuruluşlar topluluğuna dahil her ortaklığın bilanço ve bilanço dışı hesaplarında yer alan krediler ve Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik uyarınca hesaplanan konsolide özkaynak tutarı dikkate alınarak, konsolide mali tabloların hazırlandığı dönemler itibariyle hesaplanır. Konsolidasyona tabi tutulan finansal kuruluşların faktoring alacakları ile çeşitli ikrazlarına ve vermiş oldukları ödünçlere ilişkin kalemler nakdi kredi niteliğindedir. Bir risk grubuna kullandırılabilecek kredi sınırının konsolide esasa göre hesaplanmasında, risk grubu tanımı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişilerin, konsolidasyona tabi tutulan finansal kuruluşlar topluluğuna dahil tüm ortaklıklara olan ve ikinci fıkrada belirtilen nitelikteki tüm borç ve yükümlülükleri dikkate alınır. Bir risk grubuna kullandırılabilecek kredi sınırının konsolide esasa göre hesaplanmasında, risk grubu tanımı, ana ortaklık ve konsolidasyona tabi tutulan finansal kuruluşlar topluluğuna dahil her bir ortaklık dikkate alınmak suretiyle, "finansal kuruluşlar topluluğunun da dahil olduğu risk grubu" şeklinde uygulanır. Kanunun 54 üncü maddesinde yer alan kredi sınırları, konsolide olmayan esasa göre de hesaplanır ve uygulanır. Kanun hükümlerinin uygulanmasında aşım tutarı olarak, konsolide ve konsolide olmayan esasa göre hesaplanan sınırlardan hangisinde aşım varsa o tutar, her ikisinde birden aşım varsa yüksek olan tutar dikkate alınır. 154

155 Merkezi Yurt Dışında Kurulu Bankaların Türkiye'deki Şubeleri Merkezleri ve Yurt Dışında Kurulu Diğer Şubeler ile Yaptıkları İşlemler Merkezi yurt dışında kurulu bankaların Türkiye'deki şubelerinin, merkezlerine ve yurt dışında kurulu diğer şubelere yaptıkları tevdiat Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kredi olarak sayılır ve Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "bankanın dahil olduğu risk grubu" hesaplamasına dahil edilir. Bu madde uygulamasında, yapılan tevdiatın vadesinden kısa olmamak kaydıyla, merkez ve yurt dışında kurulu diğer şubelerden sağlanan fonlar, Kanunun 55 inci maddesi kapsamında nakit karşılık olarak değerlendirilir Kredi Sınırlarının İzlenmesi Bankalarca kredi sınırlarının hesabında, banka bakımından nihai riskin kimden doğduğu ve yükümlülüğünün kime ait olduğu dikkate alınarak krediyi fiilen kullanan kişiler ile kredi açılan kişilerin farklı olabileceği ya da birden fazla kişiye kredi açılmış sayılabileceği hususlarının göz önünde bulundurulması ve bireysel kredi sınırlarının her bir gerçek veya tüzel kişi bazında ayrı ayrı izlenmesi gerekir Aşımların Giderilmesi Kredi sınırlarının hesaplamasında, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik uyarınca hesaplanan son dönem özkaynaklar ile konsolide özkaynakları dikkate alınır. Özkaynak ve konsolide özkaynaklarda olabilecek düşüşler nedeniyle Kanunun 54 ve 56 ncı maddelerinde yer alan sınırlamaların hesabında aşım oluşması halinde, sözkonusu aşımların, özkaynak veya konsolide özkaynakların oluşan aşımları giderecek tutarda artırılması veya aşıma neden olan işlemlerin azaltılması suretiyle, özkaynak veya konsolide özkaynak hesaplama dönemini izleyen yedi aylık süre içinde giderilmesi zorunludur. Özkaynak veya konsolide özkaynak artışının sermaye artırımı yoluyla sağlanması halinde, artırılan bedelden özkaynak veya konsolide özkaynağın eksik kısmına eşit olan tutarın bu yedi aylık sürede nakden tahsil edilmesi şarttır. Oluşan aşımın, özkaynak ve konsolide özkaynak artışı gerektirmesi halinde, artırım, en yüksek artış tutarını gerektiren özkaynak dikkate alınarak gerçekleştirilir. 155

156 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Nakit temini amacıyla verilen teminat mektupları, kabul kredileri, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, kredi kartları harcama limiti ile çekler için ödeme taahhütleri kredi risk sınırlaması hesaplarında % kaç risk ağırlığına sahiptir? a. %25 risk ağırlığı b. %100 risk ağırlığı c. %51 risk ağırlığı d. %75 risk ağırlığı 2. Türkiye'de faaliyette bulunan bankalarca ihraç olunan veya ödemesi garanti edilen menkul kıymetler karşılığında veya bu bankaların mukabil kefaletlerine dayanılarak verilen gayri nakdî krediler kredi risk sınırlaması hesaplarında % kaç risk ağırlığına sahiptir? a. %25 risk ağırlığı b. %100 risk ağırlığı c. %51 risk ağırlığı d. %75 risk ağırlığı 156

157 2.13. Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Giriş Bankaların kredileri ve diğer alacakları ile kredilerden tahsili gecikmiş alacak statüsüne geçmiş olanları belli bir metodoloji dahilinde sınıflandırmaları bilanço yapıları ve raporlama standartları dahilinde oldukça önem arz eder. Kredi alacaklarından oluşan zararların belirlenmesi denetim otoritesi açısından da en önemli konulardan birini teşkil etmektedir. Bankalar kredi portföylerini oluşturan kredi risklerini ve bu portföylerdeki risk kalitesindeki değişimlerini ve özellikle sorunlu kredi haline gelen kredileri izlemekte, bu konuda denetim otoritesinin kredi risk parametreleri dâhilinde sınıflandırmaya tabii tutmaktadırlar. Tanımla gereği "Karşılık" Krediler ve diğer alacaklardan doğmuş ve doğması beklenen ancak miktarı kesin olarak belli olmayan zararların karşılanması amacı mali tablolarda hesaben ayrılarak gider yazılan tutarları tanımlar. Teminat ise, kredilerin ve diğer alacakların geri ödenememesi riskine karşılık banka alacağının tamamen veya kısmen güvence altına alınmasın sağlayan her türlü varlık, garanti ve kefaletler ile sözleşmelerden doğan haklar olarak tanımlanır Kredilerin ve Diğer Alacakların Sınıflandırılması Grup Açıklama 1 Standart nitelikli krediler ve diğer alacaklar 2 Yakın izlemedeki krediler ve diğer alacaklar 3 Tahsil imkanı sınırlı krediler ve diğer alacaklar 4 Tahsili şüpheli krediler ve diğer alacaklar 5 Zarar niteliğindeki krediler ve diğer alacaklar Kredileri Sınıflandırılması Vadesi geldiği halde ödenmemiş bir alacak, gecikmiş alacak olup sorunlu bir kredi oluşumu bu noktada önem kazanmaktadır. BDDK'nın yayınlamış olduğu 1 Kasım 2006 tarihli "Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar için Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikle (Bankacılar arasında bilinen adıyla Karşılıklar Yönetmeliği) kredilerin sınıflandırması gerçekleştirilmiştir. Buna göre: Birinci Grup - Standart Nitelikli Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan, 157

158 Anapara ve faiz ödemeleri, borçlusunun ödeme gücüne ve nakit akımına göre yapılandırılan, Ödemeleri süresinde yapılan, gelecekte de geri ödeme sorunları beklenmeyen, tamamen tahsil edilebilecek nitelikte olan, Borçlusunun kredi değerliliğinde zayıflama tespit edilmemiş olan ve zafiyet belirtisi bulunmayan, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. İkinci Grup - Yakın İzlemedeki Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılmış olan ve anapara veya faiz ödemelerinde halihazırda herhangi bir sorun bulunmayan, ancak, borçlunun ödeme gücünde veya nakit akımında olumsuz gelişmeler gözlenmesi ya da bunun gerçekleşeceğinin tahmin edilmesi veya krediyi kullananın önemli ölçüde finansal risk taşıması gibi nedenlerle yakından izlenmesi gereken veya, 2) Anapara veya faiz ödemelerinin kredi sözleşmesinde yer alan şartlara uygun olarak yapılmasında sorunlar doğması muhtemel olan ve bu sorunların giderilmemesi durumunda borcun tamamının veya bir kısmının geri ödenmeme riski bulunan veya, 3) Geri ödenmesi kuvvetle muhtemel bulunmakla beraber, mazur görülecek çeşitli nedenlerle anapara veya faiz ödemelerinin tahsili, vadelerinden veya ödenmesi gereken tarihlerden itibaren otuz günden fazla geciken ancak Üçüncü Grupta sınıflandırılma için gerekli gecikme süresi koşulunu taşımayan veya, 4) Borçlusunun kredi değerliliği zayıflamamış olmakla birlikte düzensiz ve kontrolü güç bir nakit akımı yapısına sahip olması nedeniyle zafiyete uğrama ihtimali yüksek olan, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. Üçüncü Grup-Tahsil İmkânı Sınırlı Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1. Borçlusunun özkaynaklarının veya verdiği teminatların borcun vadesinde ödenmesini karşılamada yetersiz bulunması nedeniyle tamamının tahsil imkanı sınırlı olan ve gözlenen sorunların düzeltilmemesi durumunda zarara yol açması muhtemel olan veya 2. Borçlusunun kredi değerliliği zayıflamış olan ve kredinin zafiyete uğramış olduğu kabul edilen veya 3. Anaparanın, faizin veya her ikisinin tahsili vadesinden veya ödenmesi gereken tarihlerden itibaren doksan günden fazla geciken ancak yüz seksen günü geçmeyen veya Dördüncü Grup - Tahsili Şüpheli Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1. Mevcut koşullarda geri ödenmesi veya tasfiyesi muhtemel görünmeyen veya 2. Vadesi gelen veya ödenmesi gereken kredi tutarlarının tamamının kredi sözleşmesinde yer alan hususlar çerçevesinde banka tarafından tahsilinin sağlanamayacağı kuvvetle muhtemel olan veya 3. Borçlusunun kredi değerliliğinin önemli ölçüde zayıfladığı ve zafiyete uğradığı kabul edilen, ancak birleşme, yeni finansman bulma imkânı veya sermaye artırımı gibi olanakların borçlunun kredi değerliliğine ve kredinin tahsil kabiliyetine yapması beklenen katkı nedeniyle henüz tam anlamıyla zarar niteliği taşımadığı düşünülen veya 158

159 4. Anapara veya faizin ya da her ikisinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsilinin gecikmesi yüz seksen günü geçen, ancak bir yılı geçmeyen, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. Beşinci Grup - Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; Tahsilinin mümkün olmadığına kanaat getirilen veya Ana paranın veya faizin veya her ikisinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsili bir yıldan fazla gecikmiş olan veya Üçüncü ve Dördüncü Gruplarda belirtilen özellikleri taşımakla birlikte, vadesi gelen ve ödenmesi gereken alacak tutarlarının tamamının bir yılı aşacak bir sürede tahsilinin sağlanamayacağının kuvvetle muhtemel olması nedeniyle zafiyete uğramış olduğuna ve borçlusunun kredi değerliliğini tam anlamıyla yitirdiğine banka tarafından kanaat getirilen, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır." Görüldüğü gibi krediler beş grup altında sınıflandırılmakta ve bu sınıflandırmada yer alan temel prensipler yukarıdaki gibi belirtilmektedir. Bu yönetmelikte sorunlu krediler, "donuk alacaklar" şeklinde belirtilmekte ve "4 üncü madde uyarınca, Üçüncü, Dördüncü ve Besinci Gruplarda sınıflandırılan tüm alacaklar, tahakkuk ettirilen faizlerin ve borçlu üzerindeki faiz benzen yüklerin anaparaya ilave edilip edilmediğine veya yeniden finanse edilip edilmediğine bakılmaksızın, bu Yönetmeliğin uygulanmasında donuk alacak olarak kabul edilir' denmektedir. Görüldüğü gibi söz konusu yönetmelik 1 ve 2. grup kredileri değil; 3.,4. ve 5. grup kredileri donuk alacaklar veya sorunlu krediler olarak görmektedir. Uygulamada ise, Bankaların kredi ve diğer alacaklarından bu grup içerisinde izlenenlerin gruba ilişkin öngörülen koşulları taşımaya devam etmeleri şartıyla sözleşme koşullarında değişiklik yapılabilir Ancak, yapılan değişikliğin sözleşmede öngörülen ilk ödeme planının uzatılmasına yönelik olması halinde ilgili kredi ve diğer alacaklar için karşılıklar kararnamesinin 7' nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenen oranın 5 katından aşağı olmamak üzere genel kredi karşılığı ayrılır ve belirtilen nitelikteki kredi ve diğer alacaklara ilişkin olarak yıl sonu ve ara dönemler itibarıyla kamuya açıklanacak finansal raporlarda ödeme planında yapılan değişikliğin sayısına ve uzatılan ödeme süresine göre ayrı ayrı gruplandırma yapılarak bilgi verilir. 7' nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinden sözleşmesinde bu şekilde değişiklik yapılanlar için bu oran aynı fıkrada belirtilen oranın 2,5 katı olarak uygulanır. Bu bent kapsamında sözleşme koşullarında değişiklik yapılan kredilerden riski düşük, çok kısa vadelerde kullandırılan ve faiz ödemeleri vadelerinde düzenli olarak yapılanlar, bankalar için ek bir maliyete neden olmadan vadelerinin yenilenmesi halinde en geç bir yıllık sürede anaparalarının geri ödenmesi koşuluyla, bu bentte yer alan ilave genel karşılığa tabi tutulmayabilir. 159

160 Donuk Alacaklar Donuk Alacaklar konusunda: Banka yönetimi donuk alacak sınıflamasında günleri ve karşı taraf kredibilitesini değerlendirerek kesin bir kanaate sahip olmalıdır. Kredi ödemelerindeki gecikme tebliğde belirtilen süreleri geçmemiş olsa dahi, Bankalar, bu maddede belirtilen kriterleri ve risk yönetim ilkelerini dikkate alarak kredilerini ve diğer alacaklarını Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci grup olarak sınıflandırabilirler. Bir kredi müşterisinin, aynı banka tarafından verilmiş birden çok kredisi olması ve bu kredilerden herhangi birinin donuk alacağa dönüşmesi durumunda, bu müşterinin bankaya olan bütün borçları donuk alacak olarak aynı grupta sınıflandırılır. onuk alacağa dönen ilk kredi tamamen geri ödendiğinde, müşterinin diğer kredileri yeniden değerlendirilerek eski gruplarına veya olması gereken yeni gruplarına taşınır. Cari hesap olarak kullandırılan ve herhangi bir vadesi bulunmayan kredilerde faizin veya borcun 90 günden fazla zamanda ödenmemesi, ödenmeyen alacakların yeniden finanse edilmesi veya hesap limitinin 90 günden fazla kesintisiz olarak aşılması durumlarında alacak donuk alacak kabul edilir ve ilgili sınıfa tasnif edilir. Kredi değerliliğinin zayıflamış olup olmadığının analizinde kredi riskin etkileyen tüm şahsi, finansal ve ekonomik faktörler, finansal, sektörel ve firma değeri ile ölçeğine ve firma yönetiminin niteliğine ilişkin analizler kullanılır. Bu yöntemler a. Krediyle ilgili olarak geleceğe ilişkin tahmini nakit akımlarının bugünkü değeri. b. Gözlemlenebilir piyasa fiyatı c. Kredinin teminatının rayiç değeri Küçük bakiyeli tüketici kredileri, kredi kartları gibi bazı bireysel kredilerin risk özelliklerinin, zafiyete uğrayanlarla benzerlik göstermesi durumunda Banka zafiyete uğrama durumunu ölçmek için ortalama tahsil süresi, ortalama tahsil miktarı ve fiili faiz oranları gibi istatistikleri kullanabilir ve bu kredileri birlikte bir bütün olarak değerlendirebilir. Tahvil ve benzeri araçlar değer düşüklüğüne uğrarsa bunlar ve bunlarla ilişkili kredi ve alacaklarda aynı grupta sınıflandırılır Genel Karşılıklar Bankalar, aşağıdaki kredi ve diğer alacakları üzerinden belirli oranlar doğrultusunda karşılık ayırmakla yükümlüdürler. Genel karşılıklar, bilançonun pasif tarafında takip edilir. 160

161 1. Standart nitelikli ve yakın izlemedeki krediler 2. Çekler Veriliş tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş bulunan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin yükümlülüklerde bu oranların dörtte biri dikkate alınır. 3.Türev Finansal Araçlar Grup Açıklama 1 Standart nitelikli krediler ve diğer alacaklar 2 Yakın izlemedeki krediler ve diğer alacaklar 3 Tahsil imkanı sınırlı krediler ve diğer alacaklar 4 Tahsili şüpheli krediler ve diğer alacaklar 5 Zarar niteliğindeki krediler ve diğer alacaklar Nazım hesaplarda takip edilen türev alacaklar, krediye dönüşüm oranıyla çarpılarak krediye dönüştürülür. Daha sonra, bu meblağ üzerinden nakdi krediler için gereken genel karşılık oranı tutarında karşılık ayrılır. Birinci grupta izlenen kredilerin sözleşme koşullarında değişiklik olması durumunda belirtilen oranların 5 katında GKK hesaplanır. 7.maddenin 2. fıkrasında belirtilen taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinde yapılacak sözleşme değişikliklerinde bu oran 2.5 kat olarak uygulanır. İkinci grupta izlenen kredilerin sözleşme koşullarında değişiklik olması durumunda belirtilen oranların 2.5 katında GKK hesaplanır. 7.maddenin 2. fıkrasında belirtilen taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinde yapılacak sözleşme değişikliklerinde bu oran 1.25 kat olarak uygulanır. Bankalar, aşağıdaki kredi ve diğer alacakları üzerinden belirli oranlar doğrultusunda karşılık ayırmakla yükümlüdürler. Genel karşılıklar, bilançonun pasif tarafında takip edilir. Örnek: Banka'nın raporlama dönemi itibarıyla toplam 100,000 TL tutarında türev finansal işlem alacağı bulunmaktadır. Türev alacaklarının krediye dönüşüm oranı 2% dir. Türev alacağın krediye dönüştürülmüş tutarı: 100,000 TL x 2% = 2,000 TL. Standart nakdi krediler için karşılık ayırma oranından: 2000TL x 1% = 20TL Ayrılması gereken genel karşılık tutarı 20 TL'dir. Genel karşılık ayrılırken; Tüketici kredileri, toplam kredilerin %20'inden fazla olan ve, Taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinden donuk alacak olarak sınıflandıranların, taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerine oranı %8'den fazla olan Bankalar, taşıt ve konut kredisi hariç tüketici kredilerinin 1. grupta takip edilen kısmı için %4,2. grupta takip edilen kısmı için %8 olarak uygularlar. 161

162 Bazı gayrinakdi hesapları(teminat mektupları, kabul kredileri, akreditif taahhütleri, cirolar, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, faktoring garantileri, diğer garanti ve kefaletler, teminat mektupsuz prefinansman kredileri toplamı, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanan özkaynağın 10 katını aşan bankalar, standart nitelikli tüm gayrinakdi kredileri için genel karşılık oranını binde üç olarak uygularlar. BDDK, bu oarana bakmaksızın SYR oranını dikkate alarak daha yüksek ayrılmasını isteyebilir. Özel Karşılıklar: Bankalar, donuk alacakları için, anapara tutarları üzerinden özel karşılık ayırmakla yükümlüdürler. Bu oranlar şu şekildedir: 3. Grup Krediler için en az 20% 4. Grup Krediler için en az 50% 5. Grup Krediler için 100% Veriliş tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş bulunan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin yükümlülüklerde bu oranların dörtte biri dikkate alınır. Tahvil ve benzeri sermaye araçları donuk alacak olarak sınıflandırılmaları durumunda özel karşılığa tabi tutulur ve varsa daha önce ayrılan değer düşüş karşılığı özel karşılık hesaplarına transfer edilir. Kurul sektör ve ülke riskine göre yüksek oranlar belirleyebilir. AKTİF KALEMLER TP YP Toplam VI. KREDİLER VE ALACAKLAR 2,579, ,976 3,253,891 A=B+C- D 6.1 Krediler ve Alacaklar 2,556, ,976 3,230,668 B 6.2 Takipteki Krediler 231, ,796 C 6.3 Özel Karşılık (-) 208, ,573 D Brüt takipteki kredi tutarından, bu krediler için ayrılan özel karşılık düşüldünten sonra net takipteki krediler bulunur. Net takipteki krediler ile standart nitelikli kredilerin toplamı; toplam kredi bakiyesini verir. 162

163 Teminatlar Teminat Grupları Borçluların kredi alırken Banka'ya göstermiş olduğu teminatlar, ayrılacak özel karşılık tutarları üzerinden düşülebilir. Teminatlar, risk gruplarına göre 4 kategoriye ayrılırlar. Birinci grup en az risk taşıyan, dördüncü grup en çok risk taşıyan teminat grubudur. Birinci Grup Teminatlar: 1. Nakit, mevduat katılım fonu ve altın depo hesapları, 2. Hazine Müsteşarlığı, TCMB, Özelleştirme İdaresi ve Toplu Konut Idaresi'nce çıkarılan bono, tahvil ve benzeri menkul kıymetler karşılığı yapılan işlemleri, 3. OECD ülkeleri yönetimleri ve Merkez Bankaları tarafından ihraç edilen menkul kıymetler ve bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletler, 4. OECD ülkelerinde faaliyet gösteren bankaların garanti ve kefaletleri, 5. Avrupa Merkez Bankası'nca ihraç edilen menkul kıymetler ve garanti/kefaletler, 6. Türkiye'de faaliyette bulunan bankalar tarafından ihraç edilen bono ve tahviller ve garanti/kefaletler Borçluların kredi alırken Banka'ya göstermiş olduğu teminatla # ayrılacak özel karşılık tutarları üzerinden düşülebilir. Teminatlar, risk gruplarına göre 4 kategoriye ayrılırlar. Birinci grup en az risk taşıyan, dördüncü grup en çok risk taşıyan teminat grubudur. İkinci Grup Teminatlar: 1. Altın haricindeki kıymetli madenler, 2. Borsaya kote hisse senetleri ve (A) Tipi Yatırım Fonları, 3. Özel sektör tahvilleri ve Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler, 4. Kredi riskine karşı koruma sağlayan kredi türev anlaşmaları, 5. Kişi ve kurumların kamu kurumlan nezdinde doğmuş alacaklarının temlik veya rehni, 6. Yetkili değerleme şirketleri tarafından ekspertiz raporu alınan gayrimenkul ipotekleri. 7. Kambiyo senetleri Borçluların kredi alırken Banka'ya göstermiş olduğu teminatlar, ayrılacak özel karşılık tutarları üzerinden düşülebilir. Teminatlar, risk gruplarına göre 4 kategoriye ayrılırlar. Birinci grup en az risk taşıyan, dördüncü grup en çok risk taşıyan teminat grubudur. 163

164 Üçüncü Grup Teminatlar: 1. Ticari işletme rehinleri, 2. Ticari taşıt rehinleri, 3. Uçak ve gemi ipotekleri, 4. Kredibilitesi borcundan yüksek olan gerçek ve tüzel kişilerin verdiği kefaletler, 5. Diğer senetler Dördüncü Grup Teminatlar: 1. İlk üç gruba dâhil olmayan bütün teminat türlerini kapsar. Finansal Kiralama işlemlerinde kiralayan sıfatıyla bankanın mülkiyetinde bulunan kıymetler, bu maddede belirlenmiş bulunan niteliklerine uygun teminat gruplarına göre dikkate alınır Özel Karşılıkların Hesaplanmasında Teminatların Dikkate Alınması Gayrimenkul ipoteğinin değerlemesinde: 1. Rayiç değer veya sigortaya esas bedel 2. Rayiç değer ipotek değeriyse, rayiç değer dikkate alınır. 3. Kredi ve diğer alacaklar toplamının %1 ve üstünü teşkil eden kredi ve diğer alacakların teminatı olana gayrimenkuller ve ipotek tutarı 2 milyon TL üzerinde olan gayrimenkullerin rayiç bedel tespitini "Bankalara Değerleme hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelikte" belirlenen usullere göre yapılır ve rayiç değerin ipotek değerinden düşük çıkması halinde rayiç değer özel karşılık hesaplamasında dikkate alınır. 4. Emtia ve işletme rehni niteliğindeki teminatların değerlemesinde: a) Rayiç değer (2. el piyasa fiyatı) veya sigortaya tabi ise sigortaya esas bedel b) Tespit edilen bedel rehne konu tutardan düşük çıkarsa düşük tutar kullanılır. Teminatların Dikkate alınma oranları (teminatın tutarı üzerinden): 1. Grup: % Grup: % Grup: % Grup: % 25 Maksimum teminat tutarı: 1) Teminatın anapara tutarı, özel karşılık hesaplanan donuk alacağın anapara tutarından daha büyük olursa, donuk alacağın anapara tutarını karşılayan kısmı sayılır. 2) Bir donuk alacak tutarı birden fazla grupta izlenen türde teminatla teminatlandırılmış ise, hesaplamaya en likit olarak kabul edilen gruptan başlanır. Örnek: Donuk alacak tutarı 100 TL. Teminata olarak gösterilen bir gayrimenkul bulunmaktadır ve ekspertiz raporuna göre değeri 150 TL'dir. 164

165 Gayrimenkul, 2. derece teminat olduğundan dolayı dikkate alınma oranı % 5'tir. Teminat tutarı, donuk alacaktan büyük olamayacağı için teminatın 100TL'lik tutarı dikkate alınır. 100TL'nin % 75'i olan 75 TL teminat olarak gösterilir. 100TL Donuk Alacak - 75 TL teminat = 25 TL üzerinden sınıflanan gruba göre özel karşılık ayrılır. - Bankalar teminatlarını, risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında veya bundan bağımsız olarak makul aralıklarla önemli ölçüde değer düşüklüğüne maruz kalıp kalmadıklarının tespiti bakımından değerlendirirler. - Bir donuk alacak tutarı birden fazla grupta izlenen türde teminatla teminatlandırılmış ise; a) Özel karşılığa tabi olan alacak tutarının belirlenmesinde dikkate alınacak teminatların hesaplanmasına, grup sıralamasına göre en likit kabul edilen birinci gruptan başlanır. b) Her bir teminat türünün ayrı ayrı değerlenmiş tutarlarının, donuk alacak tutarını aşıp aşmadığı kontrol edilir. - Özel karşılık hesaplaması yaparken teminatları dikkate almak Banka'nın tasarrufundadır. Banka, teminatları dikkate almadan özel karşılık hesaplaması yapabilir Kredi ve Diğer Alacakların Yeniden Yapılandırılması, Muhasebeleştirilmeleri ve Raporlanması Borçlunun, bankaya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesinde geçici likidite sıkıntıları bulunabilir. Bu durumda, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacaklarının tahsilini sağlamak amacıyla kredi ve diğer alacaklar yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir Yeniden Yapılandırma Şartları Yeniden yapılandırılan krediler, o tarihe kadar sınıflandırılarak izlendikleri grupta (3., 4. ve 5.) en az 6 ay boyunca takip edilir. Bu süre boyunca, ilgili grup için belirlenen minimum karşılık ayırma oranları üzerinden özel karşılık ayrılmaya devam edilir. Toplam alacak tutarının en az %15'inin geri ödenmiş olması ve en az 6 ay boyunca aynı grupta takip edilmeleri, ödemelerinin aksatılmaması durumunda "Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan krediler Hesabı"na aktarılabilir. Yeniden yapılandırılmış ödemelerin aksatılması halinde, her yıl kalan anaparanın % 20'sinin tahsil edilmiş olması kaydıyla, azami bir kez daha yeniden yapılandırılabilir. 165

166 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca bankaların dâhil olduğu risk grubundaki gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar, ilave kredi açılmaması kaydıyla yeni bir itfa planına bağlanabilir. Bankalar, "Yenilenen ve itfa planına bağlanan krediler" hesabına intikal eden alacakları, sınıflama esasları çerçevesinde niteliklerini yeniden değerlendirerek belirlenecek gruplar arasında sınıflandırabilirler. Karşılıklar, Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve ilgili tebliğlerde yer alan esas ve usullere göre değerlenir, muhasebeleştirilir ve raporlanır. Nakdi kredilerdeki "Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı"na aktarma zorunluluğa gayrinakdi kredilerin tahsil edilmeyen, nakit krediye dönüşmüş ya da tazmin edilmiş bedelleri için de geçerlidir. 3, 4, 5. grupta sınıflanan gayrinakdi krediler tazmin edilmeden ya da nakde dönüşmeden "Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı nda izlenmez. Tazmin edilmeyen bedeller için ayrılan karşılık tutarları bankaların pasif hesapları altında takip edilir. Donuk alacaklar için değerleme yapılmaz (faiz tahakkuku ve reeskont hesaplanmaz). Donuk alacağa dönüşmeden önce yapılmış olan faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farkları ilgili gelir hesabı borçlandırılarak kapatılır. Katılım bankalarında yabancı para katılma hesaplarından kullandırılan yabancı para kredilerin riski katılma hesaplarına ait olan kısmı cari kurlarla değerlenebilir. Faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farklarının iptal edilmek suretiyle kapatılması özel karşılık ayrılması hükmündedir. -Yapılan faiz tahakkuk ve reeskontları ile değerleme farkları dahil olmak üzere kayıtlı donuk alacak tutarı tamamen birinci grup teminat ile karşılanabiliyorsa bankalar, donuk alacağa dönüşen tutar için nakden tahsil edilmediği halde gelir yazılan faiz tahakkuk/reeskont/değerleme farkları gelir hesaplarından çıkarmak ve "Kredi ve Diğer Alacaklar Değerleme Fonu" hesabına aktarmak zorundadır. Bu hesaba aktarılan tutarlara ilişkin faiz tahakkuk/reeskont/değerleme farkları iptal edilmez. Yurtdışı şubelerde ayrılan karşılık tutarı bu yönetmelikteki esaslara göre ayrılması gereken karşılıktan azsa ilave karşılık ayrılır. Bankalar, risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmeden önce yapacakları kredi ve risk analizinden bağımsız olarak, borçlunun borçlarının ve teminatlarının niteliklerini kredi değerliliğini bakımından inceleyerek tamamen veya kısmi olarak hangi grupta takip edeceğini belirler. Bu kapsamda, 250,000 TL'yi aşan krediler için, Büyüklüğüne göre ilk 200'de bulunan krediler için, 166

167 Yapılan Değerlendirme sonuçlarının, gerekçeleri ile raporlanarak belgelenmesi ve bu raporların denetime hazır bulundurulması zorunludur. Yetkili mercilerin talimatı ile tahsis olunan ve riski aracı bankalara ait bulunmayan krediler, Bankaların "kamu kurum ve kuruluşlarından alacaklar" hesabında izlenen alacaklar, Tasfiye yoluyla başka bir bankaya intikal eden alacaklar, 3332 sayılı kanunda yer alan işlemler, için özel ve genel karşılık oranları %0 olarak dikkate alınır. Katılım bankaları, katılma hesaplarına dağıtılacak kar tutarlarının %5'ine kadar olan kısmını, katılma hesapları kaynaklı kredilere ilişkin terkin edilen alacaklardan yapılan tahsilatlar ile özel ve genel karşılıkların katılım payı iptallerini özel ve genel karşılıklar ve TMSF priminin katılma hesapları payına düşen kısmının karşılanmasında kullanmak üzere karşılık olarak ayırabilir. BDDK'nın, piyasa koşullarında yaşanan dönemsel veya one-off etkisi olan değişimlere karşılık bankaların risklerini azaltmak adına, tebliğde yaptığı geçici madde değişimleri/eklemeleri bulunmaktadır. 1) 1/1/2015 tarihine kadar genel karşılık uygulaması Bankalar, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği Kasım 2006 tarihinden önceki en son ayın bilançosu itibarıyla (Ekim 2006) genel karşılık hesaplanan kredi ve alacakları, güncel oranlarla tekrar hesaplayarak aradaki farkın en az %40'ı için tarihine kadar, - enaz%60'ı için tarihine kadar, en az%80'i için tarihine kadar, -%100'ü için tarihine kadar, karşılık olarak ayırmakla yükümlüdür. BDDK'nın, piyasa koşullarında yaşanan dönemsel veya one-off etkisi olan değişimlere karşılık bankaların risklerini azaltmak adına, tebliğde yaptığı geçici madde değişimleri/eklemeleri bulunmaktadır. Geçici Maddeler: 2) Libya'ya ve Suriye'ye Kullandırılan Krediler Libya'da ve Suriye'de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile bu ülkelere yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere bankalarca kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında tarihine kadar geçerli olmak üzere 2. grupta sınıflandıranlar 2 kere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir, donuk alacak olarak sınıflandıranlar toplamda 3 kere yeniden yapılandırılabilir. Yeniden Yapılandırma* Min. Tahsilat** Min. Takip*** 1 5% 3 yıl 2 10% 6 yıl 3 15% 1 yıl Krediler Hesabina aktarılabilir ve en az 6 ay süre ile 2. grupta sınıflandırılır. * Yeniden yapılandırma sayısı **Toplam alacak tutarının minimum geri ödenmesi gereken tutarı ***En az ne kadar süre ile bulunduğu grupta izlenmesi gerektiği 3) Denizcilik Sektörüne Kullandırılan Krediler (31/12/2012) tarihine kadar geçerli bu madde ile denizcilik sektörüne kullandırılan 2. grup krediler, iki defayla sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Bu krediler, 167

168 toplam alacak tutarının minimum %10'unun geri ödenmiş olması koşuluyla 1. grupta sınıflandırılabilir. Minimum %10 koşulunu sağlayarak 1. gruba sınıflandırıldıktan sonra tekrar 2. gruba sınıflandırılan krediler ve hali hazırda 2. grupta olup 2. kez yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler, toplam alacak tutarının minimum %15'inin geri ödenmiş olması koşuluyla 1. grupta sınıflandırılabilir. BDDK'nın, piyasa koşullarında yaşanan dönemsel veya one-off etkisi olan değişimlere karşılık bankaların risklerini azaltmak adına, tebliğde yaptığı geçici madde değişimleri/eklemeleri bulunmaktadır. Denizcilik sektörüne kullandırılan kredilerin dışında; 3., 4. ve 5. gruptaki kredilerin bulunması halinde bu kredilerde aynı grupta sınıflandırılır. Ancak bu krediler için özel karşılık ayrılması bankaların tasarrufundadır. Borçlunun likidite sıkıntısı olması halinde borçluya likidite gücü kazandırmak için ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla, gerekirse ilave kredi kullandırılarak, üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırma veya yeni bir itfa planına bağlanma yapılabilir. Bu krediler: - Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının minimum %5'inin ödenmiş olması ve en az 3 ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, - İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının minimum %10'unun ödenmiş olması ve en az 6 ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, - Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının minimum %15'inin ödenmiş olması ve en az 1 yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödemelerinde sıkıntı olmaması kaydıyla "Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı"na aktarılabilir. 6 ay burada takip edildikten sonra 2. grupta sınıflandırıldıktan sonra, bu süre sonunda ödemelerinde sıkıntı olmaması kaydıyla 1. gruba sınıflandırılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklara özel karşılık ayrılmaya devam edilir. Bu süre içerisinde ilave kullanılan krediler, ana kredinin izlendiği grupta izlenir ancak bunlar için karşılık ayrılması bankaların tasarrufundadır. Bu maddeye dahil edilen krediler için ara dönem ve sene sonu finansal raporlarda bilgi verilir. 168

169 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Cari hesap olarak kullandırılan ve herhangi bir vadesi bulunmayan kredilerde faizin veya borcun günden fazla zamanında ödenmemesi, ödenmeyen alacakların yeniden finanse edilmesi veya hesap limitinin günden fazla kesintisiz olarak aşılması durumlarında alacak donuk alacak kabul edilir ve ilgili sınıfa tasnif edilir. Bir kredinin donuk alacak statüsüne geçebilmesi için gerekli temerrüt süresi ne kadardır? a. 30 gün b. 60 gün c. 90 gün d. 120 gün TL donuk alacak vardır. Ticari taşıt teminat olarak gösterilmek istenmektedir ve rayiç değeri 120TL dir. Hangi tutar üzerinden karşılık ayrılması gerekir? a. 50 TL b. 40 TL c. 30TL d. 25TL 169

170 2.14. Bankaların Birleşme, Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Bankacılık sektöründe zaman zaman bazı bankaların birbirleri ile birleştiği, bir bankanın diğer bir bankayı devraldığı ya da bir bankanın farklı parçalara bölündüğü görülebilmektedir. Bankacılık sektörü üzerindeki devletin düzenleyici ve denetleyici otoritesi bu tün birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlerinin bazı kıstaslar dâhilinde gerçekleştirilmesini bankada hesabı olan mudilerden bankalarla iş yapan değişik kesimlerin bu tür işlemlerden zarar görmemesini hedeflemektedir sayılı Bankacılık Kanunu'nun 19. Maddesi bankaların birleşme, devir bölünme ve hisse değişimi hususlarını düzenleme altına almıştır. Bu madde hükmüne göre Türkiye'de faaliyette bulunan bankalardan birinin; -diğer bir veya birkaç banka veya finansal kuruluş ile birleşmesi veya -bütün aktif ve pasifi ile diğer hak ve yükümlülüklerini Türkiye'de faaliyette bulunan diğer bir bankaya devretmesi, -bütün aktif ve pasifleri ile diğer hak ve yükümlülüklerini devir alması veya -bölünmesi ya da hisse değişimi Kurulun iznine bağlıdır. İzin tarihinden itibaren üç ay içinde ilgili bankaların yetkili organlarınca karar alınarak gerekli işlemlere geçilmediği takdirde, verilen izin geçersiz olur. Bankaların bu Kanun hükümlerine göre birleşme, bölünme ve devirlerinde Ticaret Kanunu ile devir veya birleşmeye konu bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki paylarının yüzde yirmiyi geçmemesi kaydıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 7, 10 ve 11 inci maddeleri hükümleri uygulanmaz. Birleşme veya devir işleminin kesinleşmesini müteakip, devredilen kuruluşun bütün aktif ve pasifleri ile diğer hak ve yükümlülükleri devralan bankaya geçer ve devredilen kuruluşun tüzel kişiliği sona ererek kaydı Ticaret Sicilinden silinir Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kendisine verilen yetki çerçevesinde söz konusu hususları düzenleyerek bir yönetmelik çıkarmıştır. Bankaların Birleşme, Devir, Bölünme Ve Hisse Eğişimi Hakkında Yönetmelik adını taşına bu alt düzenlemede birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi konularına ilişkin ayrıntılı hükümlere yer verilmiştir. 4. Maddede konuya ilişkin temel tanımlar şu şekilde yapılmıştır: Birleşme: Bir bankanın, bir veya birden fazla banka ya da finansal kuruluş ile tüzel kişilikleri sona ermek suretiyle tüm hak ve alacakları ile mevduat veya katılım fonları dâhil tüm borç ve yükümlülüklerinin yeni kurulacak bir bankaya devredilmesi Bölünme: Bir bankanın tüzel kişiliği sona ermek kaydıyla tüm malvarlığının bölümlere ayrılmak suretiyle birden fazla banka, finansal kuruluş veya diğer anonim şirketlere devredilmesi şeklindeki tam bölünmesi veya bir bankanın malvarlığının bir veya birden fazla bölümünün bankanın infisah etmesine neden olmayacak şekilde banka, finansal kuruluş veya diğer anonim şirketlere devredilmesi şeklindeki kısmi bölünmesi. 170

171 Devir: Bir bankanın tüzel kişiliği sona ermek kaydıyla bütün aktif ve pasifi ile birlikte diğer hak ve yükümlülüklerini diğer bir bankaya devretmesini veya diğer bir veya birden fazla bankayı bütün aktif ve pasifi ve diğer hak ve yükümlülükleri ile birlikte devralmasını Hisse değişimi: Bir bankanın diğer bir banka ya da finansal kuruluşun hisselerini, söz konusu banka veya finansal kuruluşu kontrol edecek şekilde devralması ve karşılığında söz konusu banka veya finansal kuruluşun ortaklarına kendi sermayesini temsil eden hisse verilmesi Bankacılık Kanunu'nun 19. Maddesinde de belirtildiği üzere bankaların birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemleri Kurulun iznine tabidir. Bu izin için Kuruma verilecek başvuru dilekçesine, birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine taraf olan banka veya finansal kuruluşlar tarafından, birleşme, devir, bölünme ve hisse değişiminden beklenen sonuçları analiz eden detaylı fizibilite raporu, birleşme, devir, bölünme ve hisse değişiminin yapıldığı tarihten itibaren üç yıllık hedeflerin ortaya konulduğu tahmini bilanço ile kâr ve zarar cetvelleri eklenecektir. Kurum ayrıca gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri ilgililerden talep edebilecektir. Kurul iznini müteakiben üç ay içinde ilgili kuruluşların yönetmeliğin 7, 11, 15 ve 19 uncu maddelerde belirtilen şekilde genel kurullarında karar almaları suretiyle birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine geçilmediği takdirde verilen izin geçersiz olacak, yeniden izin alınmadan bu işlemlere devam olunamayacaktır. Birleşme, bölünme, devir ve hisse değişim süreçlerinin nasıl yürüyeceği Yönetmeliğin Maddelerinde belirtilmiştir. Zikredilen dört hususta Kurul iznini müteakiben öncelikle ilgili kuruluşların genel kurullarından gerekli kararın çıkması gerekmektedir. Genel kuru kararı ile birlikte birleşme, devir, bölünme ya da hisse değişimine ilişkin sözleşme hazırlanacaktır. Sözleşmelerde yer alan hususların tamamlanmasından sonra Yönetmeliğin ilgili hükümleri çerçevesinde gerekli işlemler tamamlandıktan sonra nihai aşamada birleşme, bölünme, devir veya hisse değişimi tescil ve ilan edilecektir. Eğer birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerinde banka ve finansal kuruluşların en az birinin Sermaye Piyasası Kanununa tabi olması durumunda, birleşme, devir, bölünme veya hisse değişimi sözleşmeleri için sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde izin alınacaktır. Bunun yanı sıra birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerinin kesinleşmesi için devrolunan, birleşmeye katılan, bölünen ya da hisse değişiminde yer alan banka ve/veya finansal kuruluşların borçlarının ödenmiş veya teminat altına alınmış olması zorunluluğu bulunmamaktadır Yapılmış sözleşmelerde aksine bir hüküm bulunmadığı sürece birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi sebebiyle borçlar veya alacaklar muaccel hale gelmeyecektir. Birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemleri sonunda bankanın ortaklık yapısında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen oranlarda değişiklik olması ve yönetim veya denetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren veya intifa hakkı tanınan hisse 171

172 senetlerinin devredilmesi hallerinde, bu ortakların kurucularda aranan şartları taşıdıklarının yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak belgelenmesi ve Kanunun 18 inci maddesi çerçevesinde Kuruldan izin alınması şarttır. Yeni kurulacak banka hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ve 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 130 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri hükümleri uygulanmayacaktır. Yönetmeliğin 7, 9, 11, 13, 15, 17, 19 ve 21 inci maddeler gereği toplanacak genel kurulların, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını etkileyebilecek kararlarının imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunca da onaylanması zorunludur. 172

173 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Farklı alanda faaliyet gösteren fakat kitleleri aynı olan işletmeler arasında meydana gelen birleşme türüdür. Bankaların yaygın dağıtım alanına sahip tüketim, medya gibi diğer sektördeki işletmeleri satın alması bu türe verilebilecek örneklerdir. Bu birleşme türü aşağıdakilerden hangisidir? a. Yatay birleşme b. Topluluk birleşmeleri c. Dikey birleşmeler d. Yerel ve sınır ötesi birleşmeler 2. Hangileri Kurul un iznine tabidir? i. Hisse değişimi ii. Bölünme a. (i) ve (ii) b. Yalnızca (i) c. Yalnızca (ii) d. Hiçbiri 173

174 2.15. Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Giriş ve Tanımı Bir varlık (aktif) yönetim şirketi, kamusal veya özel sermaye ile kurulabilir ve, sorunlu firmaların çoğalması ve mikroekonomik faktörlerin yeniden yapılandırmayı zorunlu kılması durumunda devreye girer. Aktif yönetim şirketi kötü kredileri satın alabilmekte, banka ve firmalara özsermaye sağlayabilmekte ve yeniden yapılandırmada mali ve operasyonel bir rol oynayabilmektedir. Mahkemelerin etkin olmadığı durumlarda aktif yönetim şirketi mahkeme dışı iflas mekanizması gibi çalışabilmektedir. Aktif yönetim şirketi tarafından alınan krediler hisselere dönüştürülerek kamuya veya piyasaya satılabilmektedir. Aktif yönetim şirketi kurumsal borç yeniden yapılandırmada ikincil kredi piyasaları oluşturabilmektedir. Aktif yönetim şirketleri ile bankalar daha fazla sermayeye sahip olduklarında firmalar borçlarının daha hızlı şekilde yeniden yapılandırılacağı beklentisine girebilmektedir. Aktif yönetim şirketleri Macaristan, Endonezya, Kore ve Malezya'da uygulanan yeniden yapılandırma sürecinde önemli rol oynamıştır. Aktif yönetim şirketleri Doğu Asya'da GSYİH'in yüzde 10'nu ve yüzde 35'ine karşılık gelen kredilerin büyük bir kısmını devralmışlardır. Ancak, aktiflerin yönetilmesi ve düzenlenmesi süreci çok yavaş işlemiştir. Aktif yönetim şirketlerinden beklenen başarının elde edilebilmesi için önceden belirlenen hedeflerin açıkça ortaya konulması, kredi iyileştirmesinin azami miktarda amaçlanması ve aktif yönetim şirketlerinin yeterli fonlamaya sahip olması gerekmektedir. Devlet yılları arasında Şili ve Meksika'da yaşandığı gibi, aktif yönetim şirketleri aracılığıyla kötü kredilere piyasanın üzerinde faiz vererek bankaları yeniden sermayelendirmekten kaçınmalıdır. Aktif yönetim şirketleri varlığını sürdüremeyecek kurumlar için iyi bir yöntem olmakla birlikte, yeniden yapılandırma süreci için diğer yöntemlerin uygulanması daha uygun gözükmektedir sayılı Kanun ile bankalar, özel finans kurumlan ve diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarını devralarak yönetmek üzere kurulması öngörülen varlık yönetim şirketlerinin, kuruluş ve faaliyet esasları BDDK tarafından "Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik" (Yönetmelik) ile belirlenmiştir Varlık Yönetim Şirketi Kurulması Yönetmelikle, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu dışındaki kişilerin insiyatifınde varlık yönetimi şirketleri kurulması için gerekli yasal zemin oluşturulmuş olup, ayrıca, uygun koşul ve önerilerin geliştirilmesi durumunda, bu kişilerce kurulacak şirketlere TMSF'nin de

175 Sayılı Kanun çerçevesinde yüzde 20'ye ulaşan hisseye tekabül edecek şekilde katılması ön görülmüştür. Yönetmelik'te, Türkiye'deki finansal piyasalara özgü koşullar da göz önüne alınarak sorunlu duruma gelen varlıkların çözümlenmesinde faaliyet gösterecek olan varlık yönetim şirketlerinin anonim şirket şeklinde kurulması, ödenmiş sermayesinin on trilyon liradan azalmaması, hisse senetlerinin tamamının nama yazılı ve nakit karşılığı çıkarılması kabul edilmiştir. Varlık yönetim şirketinin kurucularında, müflis veya konkordato ilan etmiş olmaması, tasfiyeye tabi tutulan bankerler, bankalar, sigorta şirketleri ve para ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarda ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankalarda doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on ve daha fazla bir oranda pay sahibi olmaması, taksirli suçlar hariç olmak üzere affa uğramış olsalar bile ağır hapis veya beş yıldan fazla hapis cezasıyla cezalandırılmamış olması veya 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine muhalefet yahut basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, kara para aklama veya Devlet sırlarını açığa vurma, vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs ya da iştirak suçlarından dolayı hüküm giymiş bulunmaması ve şirketin kuruluşunda taahhüt ettikleri sermaye miktarını karşılayabilir düzeyde mali gücünün olması gerekmektedir. Yönetmelikle ayrıca varlık yönetim şirketlerinin kuruluş işlemlerine, ana sözleşme değişikliği ve hisse devrine, organizasyon yapısı, faaliyet alanına, iştirak edecekleri ortaklıklar için asgari iştirak oranına, bağımsız denetimden geçmeye, BDDK'ya yapacakları bildirimlere ve faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin hükümler yer almaktadır Türkiye de Faaliyet Gösteren Varlık Yönetim Şirketleri ANADOLU VARLIK YÖNETİM A.Ş. BEBEK VARLIK YÖNETİM A.Ş. EFES VARLIK YÖNETİM A.Ş. FİNAL VARLIK YÖNETİM A.Ş. GİRİŞİM VARLIK YÖNETİMİ A.Ş. İSTANBUL VARLIK YÖNETİM A.Ş. LBT VARLIK YÖNETİM A.Ş. RCT VARLIK YÖNETİM A.Ş. VERA VARLIK YÖNETİM A.Ş. (Kaynak: Erişim: ) 175

176 Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Bu Yönetmeliğin amacı, varlık yönetim şirketlerinin kuruluş ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. 1. Kuruluş ve İzne Tabi İşlemler 1. Varlık yönetim şirketlerinin kuruluşlarına Kurulca izin verilir. 2. Varlıkyönetim şirketlerinin; a. Anonim şirket şeklinde kurulması, b. Ödenmiş sermayesinin on milyon Türk Lirasından az olmaması, c. Hisse senetlerinin tamamının nama yazılı ve nakit karşılığı çıkarılması, d. Ticaret unvanında "Varlık Yönetim Şirketi" ibaresinin bulunması, e. Ana sözleşmesinin 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı TürkTicaret Kanunu, bu Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olması, f. Kurucularının 5 inci maddede sayılan şartları taşıması, şarttır. 3. Kuruluş için gerekli olan asgari sermaye, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yıllık üretici fiyat endeksinin iki katının gerektirdiği miktarı geçmemek üzere Kurul kararıyla artırılabilir. (4) Faaliyet konuları farklı olan şirketler ana sözleşmelerini Türk Ticaret Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak değiştirmek ve ikinci fıkrada belirtilen şartları taşımak üzere kuruluşta aranan belgelerle Kuruma başvurmak ve Kuruldan gerekli izinleri almak kaydıyla varlık yönetim şirketi olarak faaliyet gösterebilirler. 2. Kurucuların Nitelikleri Varlık yönetim şirketi kurucuları ile tüzel kişi kurucularını kontrol eden gerçek ve tüzel kişilerin Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları taşımaları zorunludur. 3. Kuruluş ve Faaliyet İzni Varlık yönetim şirketi kurulması veya mevcut bir şirketin varlık yönetim şirketine dönüşmesi için belirtilen belgelerle birlikte Kuruma başvurulması zorunludur. Kurum gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep etmeye yetkilidir. 1. Başvurularla ilgili olarak yurt dışından temin edilecek belgelerin ilgili ülkenin yetkili makamlarınca ve Türkiye'nin o ülkedeki konsolosluğunca veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması ve başvuruya belgelerin noter onaylı tercümelerinin de eklenmesi şarttır. Kurulca başvurunun uygun görülmesi halinde, varlık yönetim şirketi, kuruluş veya dönüşüm işlemlerinin mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesinden ve Ticaret Siciline tescil ve ilân işlemlerinin tamamlanmasından sonra faaliyet izni almak üzere Kuruma başvuruda bulunur. 2. Faaliyet izni için yapılacak başvurularda ana sözleşmenin yayımlandığı Ticaret Sicil Gazetesinin noter onaylı bir nüshası, yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürün 8 inci ve 9 uncu maddelerde belirtilen şartları haiz olduklarını tevsik edici belgeler ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin imza sirkülerleri ve adres bilgilerinin Kuruma gönderilmesi gereklidir. Yapılan değerlendir- meler neticesinde, faaliyet konularını 176

177 yürütebilecek yeterliliğe sahip olunduğu kanaatine varılması kaydıyla Kurulca faaliyet izni verilir. Kuruluş iznini takip eden yüz seksen gün içerisinde faaliyet izni almak üzere başvuruda bulunmayan şirketlerin kuruluş izinleri geçersiz sayılır. Faaliyet izninin alınmasını müteakip bir yıl içerisinde faaliyete geçmeyen ya da faaliyetlerine bir yıl süre ile kesintisiz ara veren şirketlerin faaliyet izni Kurulca iptal edilir. Faaliyete geçildiği tarihten itibaren yedi iş günü içerisinde durumun Kuruma bildirilmesi zorunludur. Varlık yönetim şirketlerinin ana sözleşmelerinin değiştirilmesinde Kurumun uygun görüşü aranır. Kurumca uygun görülmeyen değişiklik tasarıları genel kurulda görüşülemez. Sicil memuru, Kurumun uygun görüşü olmaksızın ana sözleşme değişikliklerini Ticaret Siciline tescil edemez. Bir gerçek veya tüzel kişinin, varlık yönetim şirketi sermayesinin yüzde ellisini ve daha fazlasını temsil eden payları edinmesi Kurulun iznine tabidir. Bu oranda yeni imtiyazlı pay ihracı, mevcut paylar üzerine imtiyaz tesisi, imtiyazın kaldırılması veya intifa hakkı tesisi de bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Kurulun iznine tabidir. Oy hakkı edinilmesi ile hisselerin rehnedilmesinde de bu hüküm uygulanır. Yönetim veya denetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren payların tesisi veya devri yukarıdaki oransal sınırlara bakılmaksızın Kurulun iznine tâbidir. Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler ile izin alınmadan yapılan pay devirleri pay defterine kaydolunmaz. Bu hükme aykırı olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüzdür. 3. Yönetim veya denetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren hisse senetlerine sahip olan ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıması şarttır. Varlık yönetim şirketi sermayesinin yüzde elli veya daha fazlasına sahip olan tüzel kişilerin sermayesinin ikinci fıkrada belirtilen oran veya esaslar dâhilinde el değiştirmesi Kurulun iznine bağlıdır. Bu hüküm tüzel kişi ortağın yönetim ve denetimini belirleyen sermaye paylarının bir başka tüzel kişiye ait olması halinde gerçek kişi ortak ya da ortaklara ulaşılıncaya kadar uygulanır. Bu madde kapsamındaki hisse devir izinleri, devralan ortağın kurucularda aranan nitelikleri taşıması şartıyla verilebilir Yönetim Kurulu Varlık yönetim şirketlerinin yönetim kurulları beş kişiden az olamaz. Varlık yönetim şirketlerinde görev alacak yönetim kurulu üyelerinin, Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları (e) ve (g) bentleri hariç olmak üzere taşımaları, yarıdan bir fazlasının, hukuk, iktisat, işletme, maliye, bankacılık, kamu yönetimi, mühendislik dallarında lisans veya lisansüstü düzeyinde öğrenim görmüş veya finans veya işletmecilik alanında en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip olmaları şartı aranır. 177

178 Genel Müdür Varlık yönetim şirketlerinde genel müdür olarak görev yapacak kişilerin Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları (e) ve (g) bentleri hariç olmak üzere taşımaları, hukuk, iktisat, işletme, maliye, bankacılık ve kamu yönetimi, mühendislik dallarında lisans veya lisansüstü düzeyinde öğrenim görmüş veya finans veya işletmecilik alanında en az yedi yıllık mesleki tecrübeye sahip olmaları şartı aranır Atama Yönetim kurulu üyeliğine seçilenler veya herhangi bir nedenle boşalma hâlinde görevlendirilenler ile genel müdür olarak atananların, atanmalarını veya seçilmelerini müteakip bir ay içerisinde bu Yönetmelikte aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgeler ve atanmalarına veya seçilmelerine ilişkin karar örneği ile birlikte Kuruma bildirilmesi şarttır. (1) Varlık yönetim şirketleri, (a) Banka, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, diğer mali kurumlar ve kredi sigortası hizmeti veren sigorta şirketlerinin söz konusu hizmetlerinden doğan alacakları ile diğer varlıklarını satın alabilir, satabilir, satın aldığı alacakları tahsil edebilir, varlıkları nakde çevirebilir veya bunları yeniden yapılandırarak satabilir. b) Alacakların tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkları işletebilir, kiralayabilir ve bunlara yatırım yapabilir. c) Alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlayabilir. ç) Banka, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, diğer mali kurumlar ve kredi sigortası hizmeti veren sigorta şirketlerinin söz konusu hizmetlerinden doğan u alacakları ile diğer varlıklarının yeniden yapılandırılması veya üçüncü kişilere satışında danışmanlık ve aracılık hizmeti verebilir, d) Ana faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere sermaye piyasası mevzuatı dâhilinde ve gerekli izinleri almak kaydıyla faaliyette bulunabilir ve menkul kıymet ihraç edebilir. e) Faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla iştirak j edinebilir. f) Diğer varlık yönetimi şirketlerinin satışına aracılık ettiği veya ihraç ettiği finansal ürünlere yatırım yapabilir. g) Şirketlere kurumsal ve finansal yeniden yapılandırma alanlarında danışmanlık hizmeti verebilir. (2) Varlık yönetim şirketleri, bu maddede belirlenen konular dışında faaliyette bulunamaz. Banka ve diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınmasına münhasır olarak, alacağını veya diğer varlığını satın aldığı banka veya diğer mali kurumlardan kredi kullanamazlar. 178

179 Faaliyet İzninin İptali (1) Ortakları kurucularda aranan şartları kaybeden, 11 inci maddenin ikinci fıkrasına aykırı işlem yaptığı tespit edilen, 13 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca Kurumca istenen tedbirleri belirlenen sürelerde almayan, 14 üncü madde uyarınca Kurumca talep edilen bilgi ve belgeleri süresi içinde göndermeyen ya da bir takvim yılı içinde birden fazla bu Yönetmeliğin diğer hükümlerine aykırı işlem yaptığı tespit edilen varlık yönetim şirketlerine, Kurum tarafından bu durumlarını düzeltmeleri için üç aya kadar süre verilir. Bu süre içinde durumlarını düzelmeyenlerin faaliyet izinleri Kurulca iptal edilir. (2) Faaliyet izni iptal edilen varlık yönetim şirketlerinin iptal tarihinden itibaren üç ay içerisinde genel kurullarını toplayarak, şirket nevi ve unvanını değiştirmek veya tasfiye işlemlerini başlatmak üzere karar almaları zorunludur. Şirketler, gerekli değişiklikleri yaparak ticaret siciline tescilini müteakip ilgili Ticaret Sicili Gazetesini Kuruma gönderirler. (3) Faaliyet izni iptal edilenler, Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca münhasıran varlık yönetim şirketlerine tanınan faaliyetlerle iştigal edemez, ticaret unvanlarında, ilan ve reklamlarında veya işyerlerinde söz konusu işlerle iştigal ettikleri izlenimini yaratacak hiçbir kelime, deyim ve işaret kullanamazlar. 179

180 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Yönetmelik hükümlerine aykırı işlem yaptığı tespit edilen varlık yönetim şirketlerine kurul tarafından bu durumlarını düzeltmeleri için ne kadar süre verilir? a. 3 ay b. 6 ay c. 1 yıl d. Süresiz 2. Kuruluş iznini takip eden. içerisinde faaliyet izni almak üzere başvuruda bulunmayan şirketlerin kuruluş izinleri geçersiz sayılır. a. Altmış gün b. Doksan gün c. Yüzseksen gün d. Bir yıl 180

181 2.16. Finansal Holding Şirketleri Finansal Holding Yapılanması ve Finansal Holding Şirketleri Son global krizle birlikte yurt içi ve yurt dışındaki piyasalardaki yapısal değişikliklere bankacılık sektörünün maruz kaldığı ve global piyasalarda diğer rakipleriyle daha etkin rekabet edebilmek amacıyla stratejik, finansal ve yapısal değişimi etkin bir şekilde yönetmek zorunda olduğu aşikardır. Buna göre Türk bankaları ve finansal kurumlan üstlendikleri bankacılık ve finans risklerini içinde bulundukları grup yapıları itibari ile mümkün oldukça dağıtabilmeyi ve bu riskleri holding ve bağlı ortaklıkları nezdinde minimize edebilecek şekilde yeniden yapılandırmayı stratejik bir amaç haline getirmişlerdir. Genelde finans ve bankacılık ana fonksiyonu üstlenecek şekilde kurulmuş bir holding anonim şirketi olarak kurulan ana bir yapı çerçevesinde, en az bir tanesi kredi/finans kuruluşu olan bağlı ortaklıkları kurmaları ve kontrol edecek şekilde yurtiçi ve global pazarlarda büyümelerine devam etmişlerdir. Hala hazırda yurt dışında uluslararası şubeleşme ve banka satın almalarıyla gündeme gelen Türk bankaları ve finansal şirketleri, kurdukları Finansal Holding yapıları dahilinde rekabet güçlerini arttırarak, para, kredi ve sermaye piyasalarında global oyuncu olduklarını ispat etmeye muktedir olmuşlardır. Finansal Holding olabilmek belli ölçeklere ulaşabilmeyi şart koşmaktadır. Finansal Holding kapsamına giremeyecek kadar ölçek ekonomisine haiz olmayan daha küçük ölçekteki bankalar ise daha özel işlere ve daha butik bankacılık işlemlerine kanalize olup, maliyetlerini de ona göre indirmek durumunda kalmışlardır Tanım ve Kavram Yönetmeliğin amacı, Finansal Holding şirketlerinin kapsamına, kurumsal yapılarına göre tabi olacakları sınırlamalara ve denetimlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir sayılı bankacılık kanunu Madde 3 te verilen tanıma göre: " Finansal Holding Şirketi: İçlerinden en az bir tanesi bir kredi kuruluşu olmak şartıyla bağlı ortaklıklarının tümü veya çoğunluğu kredi kuruluşu veya finansal kuruluş olan şirket" olarak tanımlanmıştır. Yönetmeliğin amacı, Finansal Holding şirketlerinin kapsamına, kurumsal yapılarına göre tabi olacakları sınırlamalara ve denetimlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir sayılı bankacılık kanunu madde 3 te verilen tanıma göre: " Finansal Holding Şirketi: İçlerinden en az bir tanesi bir kredi kuruluşu olmak şartıyla bağlı ortaklıklarının tümü veya çoğunluğu kredi kuruluşu veya finansal kuruluş olan şirket" olarak tanımlanmıştır. 181

182 Bu anlamda tanım olarak Finansal Holding, temelde iştigal konuları bankacılık ya da finanstan oluşan ve hukuksal olarak bağımsız olan en az iki şirketin, üst bir holding şirketi tarafından fiili olarak uygulanan birleşik bir yönetim ve kontrol mekanizması dahilinde ekonomik yada finansal bir amaca hizmet edecek şekilde bir araya getirilmesidir. Genelde anglo-sakson ülkelerde görülen holding kapsamında yapılanmaya İngilizce tanımı itibari ile "bank-holding company adı verilmektedir. Kıta Avrupası'nda ise, holding yapısı şart koşulmamakta ve safi kredi kuruluşları ya da bankalarda nitelik itibari ile finansal holding adı verilmeden aynı yönetim ve kontrol fonksiyonlarını kendilerine bağlı şirketler ve ortaklıkları üzerinde uygulayabilmektedirler. Türkiye'deki uygulamada ise bağlı ortaklıklardan en az birinin kredi kuruluşu olması şart koşulmuştur. Finansal Holding kavramının ana bileşeni grup şirketlerinin "Birleşik Yönetim ve Müşterek Kontol etrafında toplanmasıdır. Birleşik yönetim ve/veya müşterek kontrol altında toplanan şirketler sanki tek bir büyük firmanın yönetildiği gibi yönetilen ve kontrol edilen "ekonomik bir birim'' oluşturmaktadırlar. Bağlı ortaklıklar hukuksal olarak bağımsız şirketlerden oluşmakla birlikte, Holding statüsündeki şirket tarafından direkt ya da endirek olarak yönetimsel anlamda fiili olarak kontrol edilmektedirler. Bu kapsamda yapılanan finansal kurumlar bir Finansal Holding tanımı kapsamına dâhil olmaktadır Finansal Holdingin Oluşumu ve Organizasyonel Yapısı Finansal Holding yapısı aşağıdaki işlemler dâhilinde oluşur: 1. Var olan bir finansal şirketteki sermaye çoğunluğunun ya da oy haklarının satın alınması yolu ile, 2. Holding bünyesinde var olacak olan bağlı ortaklıkların ya da iştiraklerin kurulması ile, 3. Yönetim, Kontrol, Kar Dağıtım gibi kooperasyona dayalı Sözleşme yapılması ve bu sözleşmelerin fiili olarak uygulanması ile, 4. Joint venture ya da İş ortaklığı kurulması yada bir ortak girişimde pay edinilmesi yolu ile. Yapı itibari ile Finansal Holding aşağıdaki ana hukuksal yapılardan oluşur: Safi-Holding Yapısı Finansal Bank Holding A.Ş -Türkiye Yatırım Fonları Yönetimi A.Ş. -Luxemburg Portföy Yönetim A.Ş. - Dubai Holding yapısında grubun ana bankası operatif anlamda "bağlı ortak" konumuna taşınmıştır. Bunun amacı bankanın kendisinin piyasada daha etkin kılınması ancak grup finansal yönetiminin ise stratejik olarak holding çatısı altına alınmasıdır. Buradaki finansal bank holding tüm finansal grup yönetimini üstlenmektedir. Finansal Holding burada şu fonksiyonları üstlenir: 182

183 I. Safi-Holding Yapısı Merkezi finansal, stratejik yönetim Konsolide Finansal Yönetim ve Raporlama Banka veya Şirket satın almalarının değerlendirilmesi ve gerçekleştirilmesi Sermaye aktarımı ve yönetiminin sağlanması Merkezi cash management (nakit akış yönetiminin) sağlanması İştirak politikalarının belirlenmesi ve uygulanması Holding yapıları yönetim anlamında daha esnek olup, Holding bünyesinde bağlı ortaklıkların yöneticilerinin temsil edilmesi durumunda daha katılımcı bir yapı sergileyebilir. II. Hakim Şirket - Bağlı Ortaklık Yapısı Hakim şirket - bağlı ortaklık yapısı hem yönetim ve kontrol anlamında hem de operasyonel anlamda "çift fonksiyonlu" olarak kurulmuştur ve yapı itibari ile klasik yönetim yapılarının temsil eder. Yönetim anlamında daha ademi merkeziyetçi bir model sergiler ve bağlı ortaklıklardaki yöneticilerin inisiyatif alabilecekleri piyasadaki diğer yaratıcı gelişmeleri engelleyebilecekleri bir yapı örneğini sergilemesi açısından dikkat çekicidir. Bu yapı içinde bölgesel yönetim yapılanmalarda ayrı bir hiyerarşik yapıyı temsil eder Türkiye'deki Finansal Holding Kapsamı Türkiye'de anonim şirket şeklinde kurulan ve bağlı ortaklıklarından en az bir tanesi kredi kuruluşu olan bir ana ortaklığın, a) Bağlı ortaklıklarının yarısından fazlasının kredi kuruluşu ve/veya finansal kuruluş olması, b) Ödenmiş sermayesinin yüzde ellisinden fazlasının bu tür ortaklıklara tahsis edilmesi, c) Son üç hesap dönemi sonu itibarıyla kredi kuruluşları ile finansal kuruluşlardan oluşan bağlı ortaklıklarına ait aktif toplamı ortalamasının, ana ortaklık ve bağlı ortaklıklarının ayrı ayrı aktiflerinin toplamının ortalamasına oranının yüzde kırk veya üzerinde olması, ç) Son üç hesap dönemi sonu itibarıyla bankalardan ve finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinden oluşan bağlı ortaklıklarına ait aktif toplamı ortalamasının, kredi kuruluşları ile finansal kuruluşlardan oluşan bağlı ortaklıklarına ait aktif toplamı ortalamasına oranının yüzde on veya üzerinde olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde söz konusu ana ortaklık finansal holding şirketi kapsamındadır Finansal Holding Şirketlerinin Kurumsal Yapısı Ortakların Nitelikleri ve Dolaylı Pay Sahipliği Finansal Holding kapsamına giren ortakların nitelikleri bankalar kanununda birinci bölümündeki kuruluş ve faaliyet ile ilgili esaslar dâhilindeki 8'nci madde kapsamında belirlenmiştir ve Finansal Holding şirketlerinin nitelikli paya sahip ortaklarının banka kurucu 183

184 ortakları ile aynı nitelikleri taşımaları gerekmektedir. Nitelikli pay sahipliğinin tespitinde ise, dolaylı pay sahipliği Bankaların İzne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde düzenlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirlenir Ana Sözleşme Değişikliği, Pay Edinim ve Devirleri Finansal holding şirketlerinin ana sözleşme değişikliklerinde Bankalar Kanunun 16'ncı maddesi hükümleri uygulanır ve bu değişikliklerin Ticaret Siciline tescilini müteakip, on iş günü içinde Kuruma bilgi verilir. Buna göre "bankaların ana sözleşme değişiklikleri BDDK'nın uygun görüşüne tabiidir. Kurumca uygun görülmeyen değişiklikler genel kurulda karara bağlanamaz. Kurumun uygun görüşü alınmaksızın yapılan sözleşme değişiklikleri ticaret tesciline tescil edilemez". Görüldüğü üzere kanun yapıcı ve denetim otoritesi Finansal Holding bünyesindeki ana sözleşme değişikliklerinin banka statüsünde değerlendirmiştir. (2) Finansal holding şirketlerinin pay edinim ve devirlerinde Kanunun 18 inci maddesi hükümleri uygulanır. Bu işlemlerde, Bankaların İzne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin 11 inci maddesinde belirlenen hükümler esas alınır. Buna göre: "Bir kişinin bir bankada doğrudan veya dolaylı pay sahipliği yoluyla sermayenin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden paylar edinmesi sonucunu veren pay edinimler ile bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi sonucunu veren pay devirleri BDDK iznine tabidir" Kurumsal Yönetime İlişkin Hükümler Finansal holding şirketleri, kurumsal yönetime ilişkin yapı ve süreçlerini Kanunun 22 nci maddesine istinaden, Bankaların Kurumsal Yönetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik ile düzenlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirleyebilirler. Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen şartları taşımayan kişiler finansal holding şirketlerinde genel müdür, genel müdür yardımcısı veya imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar. Kurum denetimleri sonucunda Kanun veya ilgili diğer mevzuat hükümlerini ihlal ettikleri tespit edilen ve haklarında kanuni kovuşturma talep edilen finansal holding şirketi mensupları hakkında Kanunun 26'ncı maddesi hükümleri uygulanır. Finansal holding şirketlerinin yönetim kurulu ve denetim komitesi hakkında Kanunun 23 ve 24' üncü maddeleri hükümleri uygulanır. Yönetim kurulu ve denetim komitesi üyeliklerine yapılacak atamalara ilişkin Kuruma yapılacak bildirimlerde Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4 ve 5'inci maddeleri uygulanır. Finansal holding şirketinin bağlı ortaklığı konumundaki bankanın yönetim kurulu üyeleri, finansal holding şirketinin yönetim kurulunda da görev alabilirler. 184

185 Finansal holding şirketinin bağlı ortaklığı konumundaki banka bünyesinde Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde oluşturulan denetim komitesinin üyeleri, finansal holding şirketinin denetim komitesinde de görev alabilirler. Finansal holding şirketlerinin genel müdür ve yardımcıları hakkında Kanunun 25 inci maddesi uygulanır. Genel müdür ve yardımcılıklarına yapılacak atamalara ilişkin Kuruma yapılacak bildirimlerde Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesi uygulanır. Finansal holding şirketleri Kanunun 29, 30, 31 ve 32 nci maddeleri uyarınca, maruz kaldıkları risklerin izlenmesi, kontrolünün sağlanması, faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu ve değişen koşullara uygun, tüm konsolidasyona tabi ortaklıklarını kapsayan ve bağlı ortaklığı konumundaki banka bünyesinde oluşturulanlardan ayrı olmak üzere yeterli ve etkin bir iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi sistemi kurmak ve işletmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerin uygulanmasında esas olarak Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır. Finansal holding şirketlerinin yönetim kurulu ve denetim komitesi kararları Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tutulacak karar defterine kaydedilir. Karar defterinin tutulmasına ilişkin olarak Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesi uygulanır Finans Holding Şirketlerine İlişkin Sınırlamalar Özkaynaklar ve Özkaynak Sınırlamalarına Dair Aşımların Giderilmesi Finansal holding şirketlerinin özkaynakları hakkında Kanunun 44,üncü maddesi hükümleri uygulanır. Buna göre: "Kurul; bankaların varlıkları, alacakları, özkaynakları, borç, yükümlülük ve taahhütleri, gelir ve giderleri arasındaki ilgi ve dengelerin ve malî bünyeyi etkileyen diğer tüm unsurların ve maruz kalınan risklerin tespiti, tahlili, izlenmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesi amacıyla sınırlamalar ve standart oranlar da belirlemek suretiyle gerekli düzenlemeleri yapmaya ve bunlar hakkında her türlü tedbiri almaya yetkilidir. Bu hüküm, 38'inci madde gereğince konsolide mali tablo hazırlama yükümlülüğü bulunan ana ortaklık için Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde konsolide ve konsolide olmayan bazda uygulanır. Bankalar, yapılan düzenlemelere uymak, belirlenen sınırlamaları ve standart oranları konsolide baz da dahil olmak üzere hesaplamak, tutturmak ve idame ettirmek ve bunlara ilişkin olarak Kurum tarafından istenen tedbirleri belirlenen süreler içinde almak ve uygulamakla yükümlüdür. 185

186 Kurul, kurumsal yönetim hükümleri ile koruyucu hükümlerin uygulanmasını da dikkate alarak, her bir banka ya da banka grubu için belirlenen asgarî veya azamî standart oranlar ve sınırlardan farklı daha ihtiyatlı bir oran veya sınır tesis etmeye veya hesaplama ve bildirim dönemlerini farklılaştırmaya veya genel olarak belirlenmemiş oran ve sınırlar tespit etmeye yetkilidir. Bu Kanun kapsamında öngörülen sınırlamalara ve standart oranlara ilişkin eşiklere erişilmesi veya aşımların oluşması hâlinde, ilgili banka durumu derhal Kuruma bildirmek zorundadır". Finansal holding şirketleri Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmeliğin 12'nci maddesi hükümleri çerçevesinde konsolide özkaynak hesaplamakla yükümlüdür. Finansal holding şirketinin doğrudan ya da dolaylı olarak pay sahibi olduğu ortaklıkların finansal holding şirketindeki yatırım tutarları bu fıkra hükmü uyarınca hesaplanan konsolide özkaynak tutarından indirilir. Finansal holding şirketlerinin bu maddenin birinci fıkrası çerçevesinde hesapladığı konsolide özkaynak tutarlarının, ortağı oldukları kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların bulundurmaları gereken asgari sermaye tutarı ile kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar dışındaki kuruluşlardaki ortaklık payları toplamından az olmaması gerekmektedir. İkinci fıkra kapsamındaki asgari sermaye tutarlarının hesaplanmasında, a) Bankalar tarafından, Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümleri çerçevesinde hesaplanan asgari sermaye tutarı, b) Tabi oldukları mevzuat gereği asgari sermaye tutarı hesaplamayan finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri tarafından, Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümleri çerçevesinde hesaplanan asgari sermaye tutarı, c) (a) ve (b) bentleri kapsamında yer almayan ve tabi oldukları mevzuat gereği asgari sermaye tutarı hesaplayan finansal kuruluşlar tarafından gözetim ve denetime yetkili mercilere raporlanan veya söz konusu mercilerce 12'nci maddenin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri uyarınca Kuruma gönderilen bilgi ve belgelerde belirtilen tutarlar esas alınır. Bu madde uygulamasında asgari sermaye tutarı, sermaye yeterliliğini karşılayacak asgari özkaynak tutarını ifade eder. Aşımların Giderilmesi: Finansal holding şirketleri, konsolide özkaynaklarının 8 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tutardan az olması ve konsolidasyon kapsamındaki kredi kuruluşları ile finansal kuruluşların sermaye yeterliliğinin ilgili mevzuatları uyarınca belirlenen sınırlara uyması durumunda, özkaynak yetersizliğinin oluştuğu özkaynak hesaplama dönemini izleyen altı ay içinde özkaynaklarını artırmakla yükümlüdür. Finansal holding şirketlerinin 8 inci maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde hesaplanan konsolide özkaynak tutarının banka, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışındaki diğer konsolidasyon kapsamındaki finansal kuruluşların asgari sermaye tutarını karşılayamaması halinde Kurum, ilgili finansal kuruluşun gözetim ve denetiminden sorumlu 186

187 merciyle işbirliği yaparak ilgili asgari sermaye tutarının sağlanması için gereken önlemleri alır. Özkaynaklarda olabilecek düşüşler nedeniyle 9 ve 10'uncu maddelerde belirtilen sınırlarında aşım oluşan finansal holding şirketleri sözkonusu aşımları, Kanunun 47 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü kapsamında, aşımı giderecek tutarda özkaynaklarını artırmak veya aşıma neden olan işlemleri azaltmak suretiyle aşımın oluştuğu özkaynak hesaplama dönemini izleyen altı aylık süre içinde gidermek ve bu durumun süreklilik arz eder hale gelmesini önlemek zorundadırlar Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Özkaynak Standart Oranı Finansal holding şirketleri Kanunun 43 üncü maddesinde yer alan koruyucu düzenlemelere ilişkin hükümlere istinaden yabancı para net genel pozisyon/özkaynak standart oranını kredi kuruluşu ve finansal kuruluş niteliğindeki ortaklıklarını kapsayacak şekilde konsolide bazda hesaplamakla yükümlüdür. Finansal holding şirketleri, Yabancı Para Net Genel Pozisyon / Özkaynak Standart Oranının Bankalarca Konsolide ve Konsolide Olmayan Bazda Hesaplanması ve Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 5 ve 6'ncı maddeleri hükümleri çerçevesinde yabancı para net genel pozisyon / özkaynak standart oranını konsolide özkaynak hesaplama dönemleri itibarıyla hesaplar. Buna göre: Yabancı Para Net Genel Pozisyonu (Döviz Varlıkları Toplamının TL Karşılığı - Döviz Yükümlülüğü Toplamı TL Karşılığı) / Özkaynak Toplamının +/- 20%'si olarak sınırlandırılmıştır Kredi Sınırları Ana ortaklık niteliğindeki finansal holding şirketi, konsolidasyon kapsamına aldığı kredi kuruluşu veya finansal kuruluş niteliğindeki her ortaklığın bilanço ve bilanço dışı hesaplarında yer alan ve Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen kredi sayılan işlemler ile 8 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan konsolide özkaynak tutarını dikkate alarak, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik hükümleri çerçevesinde kredi sınırlarını hesaplamak ve uygulamakla yükümlüdür Finansal Holding Şirketlerinin Denetimi Denetim, Denetim Bilgilerinin Paylaşılması ve Alınacak Önlemler Kanunun 65, 66, 93 ve 95'inci maddeleri uyarınca finansal holding şirketleri ve bunların konsolidasyon kapsamındaki tüm ortaklıkları konsolide denetime tabi tutulur. Konsolide denetim, Kurum tarafından denetlenen bankalar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin denetim sonuçları ile diğer finansal kuruluşları denetime ve gözetime yetkili 187

188 merciler tarafından gerçekleştirilen denetim sonuçları konsolide edilmek suretiyle gerçekleştirilir. Kurumca gerek duyulması halinde Kurulun söz konusu yetkili mercilere yapacağı talep üzerine, konsolide denetimler Kurumun ve ilgili yetkili mercilerin denetime yetkili görevlilerince birlikte gerçekleştirilir. Bankalar ile finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışındaki finansal kuruluşları denetime ve gözetime yetkili mercilerin birinci fıkra kapsamında ilgili finansal kuruluşlarda gerçekleştirdikleri denetim sonucunda elde edilen ve finansal holding şirketlerinin mali yapısını etkileyebilecek nitelikte konulara ilişkin raporların, mütalâaların ve/veya yazılı görüşlerin bir örneği, Kanunun 95 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ilgili yetkili merci tarafından düzenlendiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde Kuruma gönderilir. Kurum finansal holding şirketinin finansal tabloları açısından önem arz eden ancak kendisine gönderilen denetim sonuçlarına ilişkin rapor veya mütalâalardan elde edilemeyen bilgiler ve bunlarla ilgili belgelerin birer örneğini, ilgili finansal kuruluşların denetim ve gözetimine yetkili mercilerden gerekçesini belirtmek suretiyle talep edebilir. Yapılan denetimler sonucunda bir finansal holding şirketinde Kanunun 67'nci maddesinde belirtilen hallerden herhangi birinin tespiti halinde Kurul, ilgisine göre Kanunun 68, 69 ve 70'nci maddelerinde yer alan tedbirlerin uygulanmasını isteyebilir. Kurum finansal holding şirketlerinin konsolide denetimleri sonucunda, bankalar ile finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketleri dışındaki finansal kuruluşlarda alınmasını gerekli gördüğü tedbirler hakkında bu kuruluşlarda denetim ve gözetime yetkili mercileri yazılı olarak bilgilendirir. Bahse konu merciler tarafından bu kapsamda yazılı olarak talep edilen bilgiler ile bunlara ilişkin belgelerin birer örneği de Kurumca bu mercilere gönderilir. Finansal holding şirketi ile konsolidasyon kapsamında bulunan bir bankada Kanunun 71 'inci maddesi hükümleri uyarınca tedbir alınması durumunda Fon, söz konusu finansal holding şirketinin yönetimi hakkında uygun göreceği tedbirleri almakla yetkilidir Muhasebe ve Raporlama Sistemi Finansal holding şirketleri hakkında Kanunun muhasebe, raporlama sistemi ve konsolide finansal raporlara ilişkin 37 ve 38 inci maddeleri uygulanır. Finansal holding şirketleri, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartlarına uygun olarak Türkiye Muhasebe Standartları ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları çerçevesinde Mart, Haziran, Eylül ayları ve hesap dönemi sonu itibarıyla konsolide finansal raporlar hazırlayarak yayımlar. Finansal holding şirketleri Kanunun 40'ıncı maddesi uyarınca, finansal tablolar ile bağımsız denetim raporlarını içeren ve ortaklıklarının faaliyet alanları hakkında bilgiler veren yıllık faaliyet raporu hazırlamakla yükümlüdür. Yıllık faaliyet raporunun hazırlanmasında, Bankalarca Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanmasına ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınır. 188

189 Finansal holding şirketleri tarafından hazırlanacak yıllık faaliyet raporunda, söz konusu Yönetmeliğin 6'ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi ile (c) bendinin (1), (3) ve (4) numaralı alt bentlerinde yer alan hususlara yer verilir. Finansal holding şirketleri hakkında finansal raporların imzalanması, sunulması, ilanı ve denetimi ile yönetim kurulunun sorumluluğuna ve belgelerin saklanmasına ilişkin Kanunun 39, 41 ve 42 nci maddeleri uygulanır. Bu hükümlerin uygulanmasında Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12, 13, 14 ve 17 nci maddeleri uygulanır Bağımsız Denetim Finansal holding şirketlerinin hesap dönemi sonu itibarıyla hazırlanan konsolide finansal raporları, Kanunun 15 ve 33'üncü maddelerine istinaden, Bankalarda Bağımsız Denetim Gerçekleştirecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından söz konusu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağımsız denetime tabi tutulur Değerleme, Derecelendirme İşlemleri ve Destek Hizmetleri Alımı Finansal holding şirketlerinin yaptıracakları derecelendirmelerde Kanunun 34 üncü maddesi uygulanır. Bu faaliyetler, Derecelendirme Kuruluşlarının Yetkilendirilmesine, Faaliyetlerine ve Yetkilerinin İptaline İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından bahse konu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir. Finansal holding şirketlerinin yaptıracakları değerlemelerde Kanunun 34 üncü maddesi uygulanır. Bu faaliyetler, Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından söz konusu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleştirilir. Finansal holding şirketlerinin destek hizmeti alımında Kanunun 35 inci maddesi uygulanır. Destek hizmeti kuruluşlarına ve hizmet alınabilecek konulara ilişkin olarak Bankaların Alacakları Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ile belirlenen usul ve esaslar dikkate alınır. Ana ortaklık niteliğindeki finansal holding şirketinin aldığı destek hizmetinin, konsolidasyon kapsamındaki bankaların aldığı destek hizmeti ile aynı olması ve bu hizmetin söz konusu bankaların destek hizmetini satın aldığı hizmet kuruluşundan satın alınması durumunda söz konusu Yönetmeliğin 5'inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uygulanmaz. Bu durum sözleşme tarihinden itibaren onbeşgün içerisinde Kuruma yazılı olarak bildirilir. 189

190 ALIŞTIRMA SORULARI 1. Hakim şirket bağlı ortaklık yapısının en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir? a. Sadece Merkezi finansal, stratejik yönetimin gerçekleştirilmesi b. Konsolide Finansal Yönetim ve Raporlama c. Banka veya Şirket satın almalarının değerlendirilmesi ve gerçekleştirilmesi d. Stratejik yönetim ve günlük finansal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi 2. Yabancı Para Net Genel Pozisyonu (Döviz Varlıkları Toplamının TL Karşılığı - Döviz Yükümlülüğü Toplamı TL Karşılığı) / Özkaynak Toplamının. ile sınırlandırılmıştır. a. ±%5 b. ±%10 c. ±%20 d. ±%30 190

191 Cevaplar 1. Bölüm 1.B 2.C 2. Bölüm 1.A 2.B 3. Bölüm 1.B 2.D 4. Bölüm 1.B 2.B 5. Bölüm 1.B 2.C 3.D 4.A 6. Bölüm 1.C 2.C 7. Bölüm 1.C 2.A 8. Bölüm 1.B 2.A 9. Bölüm 1.A 2.C 10. Bölüm 1.C 2.B 11. Bölüm 1.D 2.C 12. Bölüm 1.B 2.A 13. Bölüm 1.C 2.A 14. Bölüm 1.C 2.A 15. Bölüm 1.A 2.C 16. Bölüm 1.B 2.C 191

192 KAYNAKÇA 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu, Erişim tarihi: Banka İşlemleri ve Muhasebesi, Altuğ, O., İstanbul, 2000 Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Erişim tarihi: BDDK Muhasebe Standardı No:1 Finansal Araçların Muhasebeleştirilmesi, Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, Ankara, 2004 Finansal Risk Yönetimi Çerçevesinde Piyasa Volatilitesinin Tahmini ve Portföy Hesaplamaları, Güven, S., T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2011 Finansal Vadeli İşlem Piyasalarına Giriş, Dönmez, A.Ç., İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayıncılık, İstanbul, 2002 Finansal Yönetim, Cilt I: Sermaye Piyasaları, Apak, S.-Demirel, E., 2.Baskı, Papatya Yayıncılık, İstanbul 2013 Finansal Yönetim, Cilt II: Finansal Tablolar Analizi ve Yatırım Yönetimi,Apak, S.-Demirel, E., 2.Baskı, Papatya Yayıncılık, İstanbul 2013 Finansal Yönetim, Akgüç, Ö, Avcıol Basım Yayın, İstanbul,1998 İstanbul Ticaret Üniversitesi Mesleki Eğitim Semineri Bankacılık Notları, İstanbul, 2013 Options, Futures and Other Derivatives, Hull, John C., 8th Ed, Prentice Hall, 2011 Ön Sözleşme, Ayrancı, H., Yetkin Yayınları, Ankara, 2006 Para ve Döviz Piyasaları, Uzunoğlu, S., Strata Yayıncılık, İstanbul, 2000 Türev Piyasalar, Futures-Opsiyon-Swap, Karatepe, Y., Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, Ankara, 2005 Türev Finansal Araçlar ve Muhasebe Uygulamaları, Örten R.-Örten, İ., Gazi Kitabevi, Ankara, 2001 Türev Ürünler ve Finansal Teknikler, Apak, S.-Uyar, M., İstanbul, 2011 Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Erişim tarihi: Türkiye Muhasebe Standartları, Erişim tarihi: Uluslararası Finansal Teknikler, Apak, S., İstanbul,

193 KISIM : 3 SİGORTACILIK VE ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI HAZIRLAYANLAR: Prof. Dr. Sudi APAK Doç. Dr. Turgut ÖZKAN Yrd. Doç. Dr. Sıtkı SÖNMEZER İSTANBUL

194 3.1. SİGORTACILIK MEVZUATI Türkiye de sigortacılık işlemleri tarihli no.lu Resmi Gazete de yayınlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile yürütülmektedir. Bu Kanunun amacının, ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek üzere bu Kanuna tâbi kişi ve kuruluşların, faaliyete başlama, teşkilât, yönetim, çalışma esas ve usûlleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar ve sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek olduğu belirtilmiştir. Türkiye de faaliyet gösteren sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği, aracılar, aktüerler ile sigorta eksperleri bu Kanun hükümlerine tâbi olduğu, Sosyal güvenlik kurumları, Türkiye İhracat Kredi Bankası Anonim Şirketi ile bu Kanunun denetimle ilgili hükümleri hariç olmak üzere özel kanunlarına göre sigortacılık faaliyetinde bulunan diğer kuruluşlar bu Kanun kapsamında olmadığı ifade edilmiştir. Türkiye de sigortacılık mevzuatını üç temel gruba ayırmak mümkündür: (1) Hayat Dışı Sigortalar Mevzuatı (2) Bireysel Emeklilik Mevzuatı (3) Maliye Muhasebe Mevzuatı Bu temel ayırım kapsamında sigortacılık sektörünün tabi olduğu mevzuatın ayrıntılarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: HAYAT DIŞI SİGORTACILIK MEVZUATI Kanunlar ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) - Karayolları Trafik Kanunu - Karayolu Taşıma Kanunu - Sigortacılık Kanunu - Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 194

195 - Tarım Sigortaları Kanunu - Türk Ticaret Kanunu (5. Kitap: Sigorta Hukuku) (1 Temmuz 2013'ye kadar yürürlüktedir) - Türk Ticaret Kanunu (6. Kitap: Sigorta Hukuku) (1 Temmuz 2012'den sonra yürürlüktedir) - Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile tarihinde yürürlükten kalkmıştır.) - Afet Sigortaları Kanunu ( tarihinden itibaren yürürlüktedir.) - Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar - Türk Borçlar Kanunu (1 Temmuz 2012'den itibaren yürürlüktedir) - Borçlar Kanunu (1 Temmuz 2012'ye kadar yürürlüktedir) Bakanlar Kurulu Kararları /6789 : Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı /11913 : Tarım Sigortaları Havuzuna Devlet Tarafından Taahhüt Edilecek Hasar Fazlası Desteğine İlişkin Karar /12467 : Sigortacılık Sektöründeki Uluslararası Faaliyetlere İlişkin Karar /13010 : Tarım Sigortaları Havuzu tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar /13028 : Hazine Müsteşarlığınca Belirlenecek Sorumluluk Sigortalarının, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 15 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Yurt Dışında Yaptırılabilecek Sigortalar Kapsamına Dahil Edilmesi Hakkında Karar /14373 : Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemi ve Yatların Sigortalarının, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 15 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Yurt Dışında Yaptırılabilecek Sigortalar Kapsamına Dahil Edilmesi Hakkında Karar /15688 : Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin bakanlar Kurulu Kararı (2009/15688) /190 : Tehlikeli Maddeler İçin Yaptırılacak Sorumluluk Sigortaları Hakkında Karar 195

196 - 2011/1244 : Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler İle Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar /1763 : Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar /2602 : Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı /4458: Tarım Sigortaları Havuzuna Devlet Tarafından Taahhüt Edilecek Hasar Fazlası Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı Yönetmelikler - Aktüerler Yönetmeliği - Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği - Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik - Güvence Hesabı Yönetmeliği - Hayat Grubu Sigortaları Yönetmeliği - Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik - Karayolu Taşıma Yönetmeliği - Sigorta Acenteleri Yönetmeliği - Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi ile Sigorta Acenteleri İcra Komitesinin Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik - Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliği - Sigorta Eksperleri Yönetmeliği - Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliği 196

197 - Sigorta İhtisas Komiteleri Yönetmeliği - Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik - Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği - Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin İç Sistemlerine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans Şirketleri ile Emeklilik Şirketlerinin Finansal Raporlamaları Hakkında Yönetmelik - Sigortacılık Bağımsız Denetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans Şirketleri ile Emeklilik Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelik - Sigortacılık Eğitim Merkezi Yönetmeliği - Sigortacılık ve Özel Emeklilik Sektörlerinin Gözetim ve Denetimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik - Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik - Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik - Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği - Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik - Türk hava sahasında Uçuş Yapan Türk ve Yabancı Sivil Hava Araçlarının Yaptırması Gereken Üçüncü Şahıslar Mali Sorumluluk Sigortası 197

198 - Türkiye Cumhuriyeti Sınırları İçinde İniş Veya Kalkış Yapan Türk Ve Yabancı Sivil Hava Araçları Malî Mesuliyet Sigortası Hakkında Yönetmelik - Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik - Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nin Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik - Yabancı Plakalı Motorlu Kara Taşıtlarının Ülkemizde İşletilmesinden Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk İçin Yaptırılacak Sigortaya İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik - Yanlış Sigorta Uygulamalarının Tespiti, Bildirimi, Kaydı Ve Bu Uygulamalarla Mücadele Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Genel Şartlar ve Klozlar - Genel Şartlar - Nakliyat Klozları - Yangın Klozları Genelge, Tebliğ ve Sektör Duyuruları Tarife ve Talimatlar BİREYSEL EMEKLİLİK MEVZUATI Kanunlar - Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu - Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yönetmelikler - Bireysel Emeklilik Aracıları Hakkında Yönetmelik - Bireysel Emeklilik Danışma Kurulunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik - Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik - Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmelik - Dernek, Vakıf, Sandık ve Diğer Kuruluşlardan Bireysel Emeklilik Sistemine Aktarım Hakkında Yönetmelik - Dernek, Vakıf, Sandık ve Diğer Kuruluşlardan Bireysel Emeklilik Sistemine Aktarım Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik 198

199 - Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Emeklilik Gözetim Merkezi Çalışma Esasları Yönetmeliği - Emeklilik Şirketleri Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik - Emeklilik Şirketleri Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Emeklilik Şirketleri Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Emeklilik Yatırım Fonlarının Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Finansal Raporlamaları Hakkında Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin İç Sistemlerine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin İç Sistemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına Ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Sigorta ve Reasürans İle Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına Ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Genelge, Tebliğ ve Sektör Duyuruları 199

200 MALİYE MUHASEBE MEVZUATI Sermaye Yeterliliği (Solvency) Vergiler ve Fonlar - Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) - Yangın Sigorta Vergisi (YSV) - Katma Değer Vergisi KDV (muaf) - Damga Vergisi (muaf) - Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu - Güvence Hesabı Fonu Sigortacılık Hesap Planı - UFRS ile uyumlu ve yüksek kalitede mali tabloların hazırlanması amacıyla, Sigortacılık Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ, tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Tebliğ, tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılık Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değişikliğe uğramıştır. - Sigorta branşlarına ilişkin 2007/1 no.lu Tebliğin yayınlanmasının ardından, Sigortacılık İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesinde Kullanılacak Branş Kodlarına İlişkin Genelge (2007/19) ile sigorta şirketlerinin faaliyetlerinin hangi branş kodları altında muhasebeleştirileceği açıklanmıştır. - Genelgede, ilgili genel şartların yayınlanmasına kadar bazı branş kodlarının kullanılmayacağı da ifade edilmiştir. Daha sonra, 2008/22 sayılı sektör duyurusu ile uzun süreli ferdi kaza ve sağlık branşları, 2008/32 sayılı sektör duyurusu ile istihdam branşı, 2009/11 sayılı sektör duyurusu ile bir çok branş ve 2009/12 sayılı sektör duyurusu ile raylı araçlar ve tekne sorumluluk branşları için yeni hesap kodları açılmıştır. - Ayrıca, Direkt/Endirekt primlerin izlenmesi amacıyla 2010/9 sayılı sektör duyurusuyla yeni hesap kodları da açılmıştır tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Finansal Tabloların Sunumu Hakkında Tebliğ ile belirlenen mali tablo formatları. 200

201 3.2. SİGORTA ŞİRKETLERİNİN VE REASÜRANS ŞİRKETLERİNİN KURULUŞU Sigortacılık Kanunu na göre Türkiye de faaliyet gösterecek sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulmuş olması şarttır. Sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri, sigortacılık işlemleri ve bunlarla doğrudan bağlantısı bulunan işler dışında başka işle iştigal edemez. Anonim şirket şeklinde kurulacak sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin; a) Kurucularının; 1) Müflis veya konkordato ilan etmiş olmaması, 2) Bir sigorta veya reasürans şirketinin kurucusu veya ortağı olmanın gerektirdiği malî güce ve itibara sahip bulunması, 3) Tasfiyeye tâbi tutulan finansal kuruluşlarda ve hakkında 20 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri uygulanan şirketlerde oy hakkının ya da sermayesinin doğrudan veya dolaylı yüzde on ve daha fazla bir oranda veya bu oranın altında olsa bile denetim ve yönetime etkili olabilecek şekilde denetim ve yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren pay sahibi olmaması, 4) Taksirli suçlar hariç olmak üzere affa uğramış olsalar dahi süreli hapis veya sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerinden dolayı hapis veya birden fazla adlî para cezasına mahkûm edilmemiş yahut cezası ne olursa olsun basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, görevi kötüye kullanma gibi yüz kızartıcı suçlar ile kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörün finansmanı, Devlet sırlarını açığa vurma veya vergi kaçakçılığı suçlarından dolayı hüküm giymemiş olması, 5) Tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin yönetim ve denetimine sahip kişilerin, malî güç dışında kurucularda aranan diğer şartları taşıması, b) Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve halka açık anonim şirketlerde halka açık olan kısım hariç olmak üzere tamamının nama yazılı olması, c) Bir holding bünyesinde faaliyet gösterecek olması halinde, holding şirketinin finansal durumunun da sigortacılık faaliyetlerini idame ettirmeye yeterli olması zorunludur ALIŞTIRMA SORULARI: 1) Sigortacılık mevzuatının temel yasal dayanağını belirtiniz? 2) Sigorta ve reasürans şirketlerinin kuruluş şartlarını belirtiniz? 3) Sigortacılık sektörünü ilgilendiren mevzuatı belirtiniz? 201

202 3.4. TÜRKİYE DE SİGORTACILIK UYGULAMALARI DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE FİNANSAL YAPI Bazı Seçilmiş Ülkelerde Finansal Kurumların Toplam Finans Sektörü İçindeki Aktif Payları (%) FRANSA ALMANYA Sigorta ve Sigorta ve Bireysel Diğer Finansal Bireysel Bankalar Emeklilik Kurumlar Yıl Bankalar Emeklilik Diğer Finansal Kurumlar Yıl ,7 8,2 41, ,3 16,0 10, ,8 8,3 40, ,8 16,0 11, ,7 8,2 41, ,6 16,4 11, ,6 8,1 41, ,8 15,9 9, ,6 7,8 41, ,5 16,2 8, ,5 7,3 42, ,3 15,7 7, ,4 6,6 43, ,2 15,6 6,2 AVUSTURYA Sigorta ve Bireysel Emeklilik ABD Sigorta ve Bireysel Emeklilik Diğer Finansal Kurumlar Diğer Finansal Yıl Bankalar Kurumlar Yıl Bankalar ,7 3,3 40, ,9 20,6 54, ,2 3,2 35, ,8 27,0 47, ,1 4,6 51, ,7 39,4 32, ,7 4,3 51, ,8 45,0 25, ,8 3,8 42, ,9 39,0 16, ,8 3,9 42, ,9 33,4 8, ,2 3,7 38, ,3 32,2 8, ,4 3,0 31, ,7 33,7 7,6 *Diğer Finansal Kurumlar yatırım şirketleri, tüketici finansman şirketleri, menkul kıymet broker ve dealer ları, mortgage şirketleri ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarıdır. Kaynak : Özkan, 2007: Türkiye de Finansal Kurumların Toplam Finans Sektörü İçindeki Payları (milyar TL) Toplam Aktifler TCMB 11,6 20,4 30,9 82,8 74,1 76,5 74,7 90,1 104,4 106,6 113,5 110,0 128,5 Bankalar 372,4 246,0 229,9 169,6 212,7 249,7 306,4 396,9 487,7 562,1 703,2 803,9 962,7 Katılım Bankaları 8,2 5,7 2,3 2,3 4,0 5,3 7,4 10,0 12,0 19,5 29,3 30,1 43,3 Finansal Kiralama 10,5 4,4 4,4 2,8 3,8 5,0 6,7 6,1 10,0 13,7 17,1 14,6 15,7 Faktoring 5,1 3,3 2,8 1,5 2,1 2,9 4,1 5,3 6,3 7,4 7,8 10,4 14,5 Tüketici Finansman 1,6 1,3 1,5 0,7 0,5 0,8 1,5 2,5 3,4 3,9 4,7 4,5 6,0 Varlık Yönetim* ,2 0,4 0,4 0,6 Sigorta 8,9 6,8 6,2 4,4 5,4 7,6 9,8 14,4 17,4 22,1 26,5 33,3 35,1 Bireysel Emeklilik ,3 4,2 5,7 7,2 9,5 12,2 15,7 MK Aracı Kur.* ,9 1,0 1,3 1,0 2,6 2,7 3,8 4,2 5,2 7,5 MK Yat.Ort.* ,1 0,1 0,2 0,3 0,5 0,5 0,7 0,6 0,7 0,8 GM.Yat.Ort.* ,9 1,1 1,2 1,4 2,2 2,5 4,1 4,3 4,7 17,2 Girişim Ser.YO.* ,1 0,1 0,1 0,2 0,1 0,2 0,2 Portföy Yönetim Şirkt. 5,8 17,8 24,5 30,2 26,0 31,2 30,7 40,0 46,9 TOPLAM 418,3 287,9 278,0 266,0 304,8 353,8 417,6 536,4 654,2 754,8 923, ,7 GSMH 70,2 104,6 166,7 240,2 350,5 454,8 559,0 648,9 758,4 843,2 950,5 952,6 % TCMB 2,8 7,1 11,1 31,1 24,3 21,6 17,9 16,8 16,0 14,1 12,3 10,6 Bankalar 89,0 85,4 82,7 63,8 69,8 70,6 73,4 74,0 74,5 74,5 76,1 77,8 Katılım Bankaları 2,0 2,0 0,8 0,9 1,3 1,5 1,8 1,9 1,8 2,6 3,2 2,9 Finansal Kiralama 2,5 1,5 1,6 1,1 1,2 1,4 1,6 1,1 1,5 1,8 1,9 1,4 202

203 Faktoring 1,2 1,1 1,0 0,6 0,7 0,8 1,0 1,0 1,0 1,0 0,8 1,0 Tüketici Finans.Şir. 0,4 0,5 0,5 0,3 0,2 0,2 0,4 0,5 0,6 0,5 0,5 0,4 Varlık Yönetim ,0 0,0 0,0 Sigorta 2,1 2,4 2,2 1,7 1,8 2,1 2,3 2,7 2,7 2,9 2,9 3,2 Bireysel Emeklilik ,9 1,0 1,1 1,1 1,3 1,3 1,5 MK Aracı Kur ,3 0,3 0,4 0,2 0,5 0,4 0,5 0,5 0,5 MK Yat.Ort ,0 0,0 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 GM.Yat.Ort ,3 0,4 0,3 0,3 0,4 0,4 0,5 0,5 0,5 Girişim Ser.YO ,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 TOPLAM/GSMH 595,9 275,2 166,8 110,7 87,0 77,8 74,7 82,7 86,3 89,5 97,2 108,5 BANKALAR/GSMH 530,5 235,2 137,9 70,6 60,7 54,9 54,8 61,2 64,3 66,7 74,0 84,4 Kaynak : Özkan, 2007: , BDDK, TCMB, HM, SPK, TSPAKB, TKBB, TUİK. Türkiye'de Faaliyet Gösteren Finansal Kurum Sayısı Bankalar Katılım Bankaları Finansal Kiralama Faktoring Tüketici Finansman Varlık Yönetim Sigorta Bireysel Emeklilik MK Aracı Kur MK Yat.Ort GM.Yat.Ort Girişim Ser.YO TOPLAM Kaynak: BDDK, TKBB. Seçilmiş Bazı Ülkelerde ve Türkiye de Finans Sektörü AVUSTURYA (2005) ALMANYA (2001) Diğer (40.0%) Bankalar (56.7%) Diğer (10.7%) Sigorta ve Emeklilik (3.3%) Sigorta ve Emeklilik (16.0%) Bankalar (73.3%) ABD (2003) Bankalar (24.9%) FRANSA (2001) Diğer (54.5%) Sigorta ve Emeklilik (20.6%) Diğer (41.1%) Sigorta ve Emeklilik (8.2%) Bankalar (51.7%) 203

204 TÜRKİYE'DE FİNANS SEKTÖRÜ (2006) Bankalar Katılım Bankaları Sigorta Leasing Faktoring Tüketici Finansman Birey sel Emeklilik Diğer Türkiye de Finans Sektörünün Yıllık Ortalama Büyüme Oranı (%) ( ) Katılım Sigorta Bireysel Bankalar Bankaları Şirketleri Leasing Faktoring Emeklilik * TOPLAM GSMH 6,62 11,45 11,62 2,79 6,12 24,96 7,83 24,27 * dönemi. Kaynak : Özkan, 2007: SİGORTANIN TARİHİ DÜNYADA SİGORTACILIĞIN TARİHSEL GELİŞİMİ Dünyada sigortacılığa benzer ilk uygulamalara günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce Babiller de rastlanmaktadır. Daha sonraki dönemde Kral Hammurabi kanunlarında da sigorta ile ilgili hükümlere rastlanılmaktadır. Haydutların saldırısına uğrayan kervanların zararlarının bütün diğer kervanlar arasında paylaşılmasını öngörmesiydi. Bu, tehlike paylaşmasının kara taşımacılığındaki ilk örneğidir. M.Ö. 600 yıllarında Hindular sigorta özelliği taşıyan kredi anlaşmaları yapmaya başladılar. Basit içerikli bu anlaşmalar, toplumlardaki sigorta düşüncesini geliştirerek sigortacılıkta ilk adımları ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır Sigortaya daha yakın uygulamalar, özellikle deniz ticaretinin geliştiği yerlerde ilk denizci uluslardan Kartacalılar, Romalılar ve Yunanlılar arasında görülmektedir. Prim esaslı sigorta yaklaşık M.S yıllarında Venedik, Floransa ve Cenova şehirlerinde görüldü. Yine de bugünkü sigortacılık anlayışının başlangıcı sayılan sigorta işlemlerine onüçüncü yüzyılda rastlandı. Ekonomik koşulların değişmesi ile ticaret, 14 üncü yüzyıldan başlayarak çok önemli gelişmeler gösterdi. O devirde deniz ticaretinde en ileride bulunan İtalya da sigortaya gereksinim duyuldu ve deniz sigortası kavramı da ilk defa burada ortaya çıktı. İlk sigorta poliçesi olarak kabul edilen mukavele 23 Ekim 1347 tarihini taşımaktaydı ve İtalya nın Cenova Limanı ndan Mayorka ya Santa Clara adlı geminin yükünü temin etmek amacıyla düzenlendi. İlk sigorta şirketi de 1424 yılında, yine Cenova şehrinde kuruldu. Sigorta konusunda ilk mevzuat ise 1435 yılında yayınlanan Barselona Fermanıdır. Denizde başlayıp gelişen sigortacılık, daha sonraları hayat sigortası fikrinin doğmasına neden 204

205 oldu. Gemi ve yükünün sigorta edilebilmesi, kaptan, yolcular ve tayfaların da sigorta edilebilmesi fikrini gündeme getirdi. 17. yüzyılın ikinci yarısı sigortacılığın gelişmesine yol açan iki önemli olaya sahne olmuştur. Bunlardan ilki sigortacılıkta istatistiksel yöntemler uygulanmaya başlaması (Olasılık Hesapları), ikincisi ise 1666 yılında Londra da meydana gelen ve dört gün sürerek evle 100 kilisenin kül olmasına yol açan büyük yangındır. Kara sigortalarının doğmasına neden olan bu olay, halk üzerinde büyük etki yaratıp böyle felaketlerin sonuçlarına karşı önlem alınması fikrini doğurdu. Gelişen bu fikirden hareketle 1667 yılında Fire Office (Yangın Bürosu) kuruldu yılında İngiltere de Lloyd s un temellerinin atılmasıyla sigortacılıkta yeni bir dönem başladı. Lloyd s bir sigorta şirketi olmayıp, sigorta teminatı veren şahısların oluşturduğu bir topluluk, bir birlik ve aynı zamanda dünya gemicilik istihbaratı konusunda bir merkezdir. 19 uncu yüzyılda yangın sigortaları İngiltere den Avrupa ya ve Birleşik Amerika ya yayılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri nde 1752 tarihinde, Londra sisteminden hareketle sigortacılık etkinliği başlamıştır. İlk ciddi sigorta kuruluşu, Insurance Company of North America dır da Fransa, 19 uncu yüzyılın başlarında Alman, Avusturya, İngiliz Kanunlarını diğer ülkeler de takip etmiştir. Bu yüzyıldan itibaren reasürans şirketleri de ortaya çıkmaya başlamıştır. Rizikoların reasürans yolu ile yayılarak paylaşılması, Büyük Adetler Kanunundan gereği gibi faydalanma imkânını yaratmıştır. 20nci yüzyılda sigorta daha da gelişmiştir TÜRKİYE DE SİGORTACILIK 1850 lerde Avrupa da faaliyet göstermeye başlayan sigortacılar Osmanlı Devleti topraklarında da aynı girişimlerde bulunmuşlardır. Bu acentelikler tamamen azınlıklar tarafından yönetiliyor, poliçeler genellikle Fransızca yazılıyor, prim hiçbir tarife veya sisteme bağlı olmuyordu. Sigortayı satın alanlar da çoğunlukla azınlıklar ve burada oturan yabancı uyruklu kişilerdi. O tarihlerde geniş ölçüde ahşap ev kullanılması ve meydana gelen yangınlar bu sigortacıların sayısını ve iştahını arttırmış, hiçbir kontrole ve izne tabi olmaksızın faaliyete geçen ve bir ara sayıları 150 ye varan acentelerin arasına sahteleri bile katılmıştır. Osmanlı Devleti nin yabancı ülkelere olan borçlarının idaresi ve tasfiyesi için kurulan Düyunu Umumiye ve Kapitülasyonlar, yabancı acentelerin çalışmasına daha da kolaylık sağlamıştır. Ancak, bu faaliyetlerin yanı sıra şikâyetlerin artması Osmanlı Devleti ni harekete geçirmiş ve 1883 yılında acentelere çalışmak için ruhsat alma zorunluluğu getirilmiştir. Ülkemizde sigortaya karşı ilgi esasen 1870 yazında İstanbul un Beyoğlu semtinin büyük bir kısmını tahrip eden yangından sonra duyulmaya başlamış ve 1872 yılında 3 İngiliz sigorta şirketi acente olarak faaliyete geçmiş, 1878 yılında bir Fransız sigorta şirketi bunu izlemiştir. 205

206 Osmanlı İmparatorluğu döneminde, sigortacılık sektörü hemen hemen tamamıyla yabancıların elindedir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, ekonominin her alanında, öncelikli olarak da finans sektöründe yerel sermayenin faaliyet göstermesi ve güçlenmesi hedeflendi yılında Sigortacılığın ve Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve Murakabesi Hakkındaki Kanun yürürlüğe girdi. Yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin denetlenmesi, döviz çıkışının önlenmesi amacını taşıyan bu kanunla birlikte sigortacılık gelişmeye, yerli sermaye ile kurulan şirketlerin sayısı artmaya başladı da Milli Reasürans T.A.Ş. kuruldu. Milli Reasürans T.A.Ş. şirketi, sigortacılığın ulusallaştırılmasına uygun ortam hazırlamak, reasürans primlerinin olabildiğince ülkede kalmasını sağlayarak döviz tasarrufunda bulunmak ve hazineye gelir temin etmek amaçlarına hizmet etti yılında 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu yürürlüğe girmiştir li yıllardan itibaren sigorta sektöründe liberalleşme çalışmaları başlamış, piyasaya giriş-çıkışlar daha serbest hale gelmiş, finansla yapıyı güçlendirici önlemler alınmasına çalışılmıştır yılından itibaren serbest tarife sistemine geçilmiştir yılında Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Sigortacılık Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Ayrıca Sigorta Denetleme Kurulu Hazine Müsteşarlığı merkez denetim birimleri arasına dâhil edilmiştir. Sigortacılık sektörü Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki söz konusu iki birim tarafından düzenlenmekte ve denetlenmektedir yılında Bireysel Emeklilik Kanunu kabul edilmiş, 2005 yılında sigorta sektörünün muhasebe hesap planları AB ne uyumlu hale getirilmiş, 2007 yılında artık günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen 7397 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu yasalaştırılmıştır. Bu dönemde Avrupa tek sigorta piyasasına uyum çalışmaları hızlanmış ve sektör daha liberal hale gelmiştir SİGORTACILIĞIN İŞLEVLERİ 1) Ekonomik ve sosyal güvence sağlanması, 2) Tasarrufların artırılması, 3) Fon birikimi sağlanması, 4) Zararların karşılanması, 5) Uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi, 6) Finansal istikrarın sağlanması, 7) Kredi sağlanmasına katkı, 8) İş sürekliliğinin sağlanması, 9) Sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki baskının azaltılması, 10) Risklerin daha etkin yönetilmesi. 206

207 SİGORTANIN TANIMI Sigorta, rizikolara uğrayacak olan tarafların olası risklerinin bu işi meslek edinen ve ticari bir faaliyet olarak üstlenen oluşum ve organizasyonlar (sigorta şirketleri) tarafından belirli bir karşılık (prim) ödemek suretiyle taraflar arasında kararlaştırılan süre zarfında (vade içerisinde) teminat altına alınmasıdır. Sigorta risklerin (rizikonun) gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan zararın giderilmesi için bir talep hakkı vermektedir SİGORTA TÜRLERİ Mal sigortaları (property insurance), Hayat sigortaları (life insurance). Farklılıkları: 1) Hayat sigortaları daha uzun süreli iken, mal sigortaları 1 yıl ve 1 yıldan daha kısa sürelidir. 2) Hayat sigortaları tek bir olay veya hasarla sınırlı iken, mal sigortaları birden fazla olayı kapsar. 3) Hayat sigortalarında hasarın boyutunu tahmin etmek, mal sigortalarına göre daha zordur. Sigorta poliçeleri isme (named-peril policies) veya hamiline (open-peril policies) düzenlenebilir. 207

208 SİGORTANIN TARAFLARI PRİM ÖDEMESİ TEMİNAT ACENTE PRİM ÖDEMESİ TEMİNAT SİGORTA ŞİRKETİ HASAR ÖDEMESİ SİGORTALI PRİM TEMİNAT HASAR REASÜRANS ŞİRKETİ RİSK ANALİZİ SİGORTA KONUSU SİGORTA DAĞITIM KANALLARI 208

Sermaye Piyasası Araçları ve İhraççılara İlişkin Olarak

Sermaye Piyasası Araçları ve İhraççılara İlişkin Olarak Sermaye Piyasası Araçları ve İhraççılara İlişkin Olarak Mevcut Kanun da yer alan sermaye piyasası araçlarının Kurul kaydına alınma sistemi kaldırılarak yerine AB mevzuatına paralel bir biçimde, izahnamenin

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar 1. Belli miktarda bir mal veya kıymetin ve bunların karşılığı olan paranın işlemin ardından el değiştirmesini sağlayan piyasalara ne ad verilir? A) Swap B) Talep piyasası C) Spot piyasa D) Vadeli piyasa

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜ AVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A..

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜ AVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.. 2008/040 10.03.2008 Konu: İhraççıların Muafiyet artlarına Ve Kurul Kaydından Çıkarılmalarına İlişkin Esaslar Tebliği Sermaye Piyasası Kanunu na tabi olmalarından kaynaklanan yükümlülüklerden muaf tutulabilme

Detaylı

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) ARACI KURUMLAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve 29554 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

Sirküler Rapor 27.08.2014/165-1

Sirküler Rapor 27.08.2014/165-1 Sirküler Rapor 27.08.2014/165-1 BAZI KURUM, KURULUŞ VE İŞLETMELERİN MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARININ UYGULANMA ZORUNLULUĞUNA İLİŞKİN KARAR ÖZET

Detaylı

SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI

SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI İŞLETME FİNANSMANI Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI 2 Sermaye Piyasası Araçları

Detaylı

-Kurul kaydına alınma sistemi kaldırılmıştır. Bunun yerine İzahname nin kurulca onaylanma yükümlülüğü getirilmiştir. (İlgili Tasarı md.

-Kurul kaydına alınma sistemi kaldırılmıştır. Bunun yerine İzahname nin kurulca onaylanma yükümlülüğü getirilmiştir. (İlgili Tasarı md. YÜRÜRLÜKTEKİ 2499 SAYILI KANUNDA YER ALMAYAN YENİ DÜZENLEMELER -Türev araçlar, İzahname, Halka arz eden, Kamuyu aydınlatma platformu, Yatırım sözleşmesi kavramları tanımlanmıştır. (İlgili tasarı md. 3)

Detaylı

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, bankaların repo ve ters repo işlemleri sırasında uyacakları

Detaylı

SPK SMMM YETERLİLİK SERMAYE PİYASASI MEVZUATI DENEME EMRULLAH HOCA

SPK SMMM YETERLİLİK SERMAYE PİYASASI MEVZUATI DENEME EMRULLAH HOCA SPK SMMM YETERLİLİK SERMAYE PİYASASI MEVZUATI DENEME 1-2-3 EMRULLAH HOCA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI Deneme Sınavı 1 SORULAR SORU 1) Sermaye Piyasası Unsurları

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Meslek Kuralları

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Meslek Kuralları 1. Aşağıdakilerden hangisi finansal piyasaların fonksiyonlarından değildir? A) Reel piyasaya kaynak sağlamak B) Sermaye birikimini oluşturmak C) Firmaların karşı karşıya kaldığı riskleri dağıtmak veya

Detaylı

Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler *

Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler * Bankacılar Dergisi, Sayı 56, 2006 Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler * (Ocak-Mart 2006) 1. Bankacılık Kanununa İlişkin Düzenlemeler 31 Ocak 2006 tarih ve 26066 sayılı Resmi Gazete de; Maden

Detaylı

II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Değişiklik Taslağı

II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Değişiklik Taslağı II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Değişiklik Taslağı Mevcut Hali Değişiklik Önerisi Kapsam MADDE 2 (1) Bu Tebliğ, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının Kapsam

Detaylı

2014/2.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 23 Ekim 2014-Perşembe 18:00

2014/2.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 23 Ekim 2014-Perşembe 18:00 2014/2.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 23 Ekim 2014-Perşembe 18:00 SORULAR SORU 1: Sermaye Piyasası araçları arasında yer alana menkul kıymetlerden biri olan pay ların

Detaylı

Sirküler Rapor Mevzuat 05.01.2015/13-1

Sirküler Rapor Mevzuat 05.01.2015/13-1 Sirküler Rapor Mevzuat 05.01.2015/13-1 BAZI KURUM, KURULUŞ VE İŞLETMELERCE MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA VE SUNULMASINDA YÜRÜRLÜKTEKİ MEVZUATA İLAVE OLARAK UYGULANACAK HUSUSLARA

Detaylı

AKTİF AKADEMİ EĞİTİM MERKEZİ

AKTİF AKADEMİ EĞİTİM MERKEZİ DAR KAPSAMLI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI VE MESLEK KURALLARI DENEME SINAVI 1. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu na göre aşağıdakilerden hangisi yatırım fonu kurucusu olabilir? A) Yatırım Ortaklıkları B)

Detaylı

Sermaye Piyasası Kanunu Değişiklik Tasarısı Neler Getiriyor?

Sermaye Piyasası Kanunu Değişiklik Tasarısı Neler Getiriyor? Sermaye Piyasası Kanunu Değişiklik Tasarısı Neler Getiriyor? 24/11/2014 Bakanlar Kurulu nca 13.10.2014 tarihinde kararlaştırılan Kanun Tasarısı ile Sermaye Piyasası Kanunu nda bir takım değişiklikler yapılması

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI 4 Temmuz 2006 tarihli 6591 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nde yayınlanan ilana göre Anadolu Hayat Emeklilik

Detaylı

SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY SINAVI

SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY SINAVI S P K SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY 1 2 3 SINAVI GENEL AÇIKLAMA Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı Soru Sayısı 1003 Sermaye Piyasası Araçları 1 25 Bu kitapçıkta yer alan testlerin

Detaylı

YENĠ SERMAYE PĠYASASI KANUNU TASLAĞI

YENĠ SERMAYE PĠYASASI KANUNU TASLAĞI YENĠ SERMAYE PĠYASASI KANUNU TASLAĞI SUNUġ Yirmi birinci Yüzyıl, dünya finans sisteminde hem büyüklükler, hem de sermaye piyasası aracı çeşitliliği açısından çok önemli gelişmelere sahne olmaktadır. Bu

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar 1) Sermaye piyasası araçları satış tebliğine göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? ihracında fiyat, satış ve dağıtım esasları, kural olarak ihraççı ve/veya halka arz eden tarafından belirlenir.

Detaylı

II-15.1 SAYILI ÖZEL DURUMLAR TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

II-15.1 SAYILI ÖZEL DURUMLAR TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI II-15.1 SAYILI ÖZEL DURUMLAR TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI Sermaye Piyasası Kurulu ( SPK ) tarafından, 10 Şubat 2017 tarihli ve 29975 sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren II-15.1.a sayılı

Detaylı

1AKTİF AKADEMİ. Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar. 2) Sermaye piyasası araçları satış tebliğine

1AKTİF AKADEMİ. Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar. 2) Sermaye piyasası araçları satış tebliğine 1) Sermaye piyasası araçları satış tebliğine A) Sermaye piyasası araçlarının ihracında fiyat, satış ve dağıtım esasları, kural olarak ihraççı ve/veya halka arz eden tarafından belirlenir. B) Sermaye piyasası

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Esnek Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları aşağıda sunulmuştur. a) Birim Pay Değeri 31 Aralık 2008 31 Aralık 2007 Net Varlık

Detaylı

01/02/2018 ELS Sınavına Girenlerin hatırladıkları soruların benzer soru örnekleri

01/02/2018 ELS Sınavına Girenlerin hatırladıkları soruların benzer soru örnekleri # Soru Sonuç 1 Aşağıdakilerden hangisi TSPB 'nin Etik İlkeleri arasında sayılamaz? A Tutarlılık B Özen ve Titizlik C Sürekli Gelişim D Bağımsızlık, Dürüstlük ve Adillik E Sır Saklama 2 Anonim ortaklıkların,

Detaylı

KONU: Kar Payı Tebliği (Seri II No:19.1)

KONU: Kar Payı Tebliği (Seri II No:19.1) KONU: Kar Payı Tebliği (Seri II No:19.1) Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) Seri: IV, No:27 tebliği yürürlükten kaldıran ve yeni düzenlemeleri içeren Seri II No:15.1 sayılı Kar Payı Tebliği 23.01.2014 tarihinde

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları aşağıda sunulmuştur.

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon")

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI ESNEK TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Esnek Turuncu Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları

Detaylı

HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU) 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU) 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU (eski ünvanı ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU) MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI

Detaylı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI ENFLASYONA ENDEKSLİ VARLIKLARA YATIRIM YAPAN TAHVİL VE BONO ALT FONU (4.

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI ENFLASYONA ENDEKSLİ VARLIKLARA YATIRIM YAPAN TAHVİL VE BONO ALT FONU (4. T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI ENFLASYONA ENDEKSLİ VARLIKLARA YATIRIM YAPAN TAHVİL VE BONO ALT FONU (4. 7 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU İÇİNDEKİLER

Detaylı

SERMAYE PİYASASINDA FİNANSAL RAPORLAMAYA İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİ (II-14.1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

SERMAYE PİYASASINDA FİNANSAL RAPORLAMAYA İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİ (II-14.1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ 3 Şubat 2017 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29968 TEBLİĞ Sermaye Piyasası Kurulundan: SERMAYE PİYASASINDA FİNANSAL RAPORLAMAYA İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİ (II-14.1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (II-14.1.a)

Detaylı

5. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. Payları ilk defa halka arz edilecek ortaklıkların paylarının halka arzına

5. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. Payları ilk defa halka arz edilecek ortaklıkların paylarının halka arzına 1. Ortaklıkların iç kaynaklardan ve kâr payından yaptıkları sermaye artırımları sonucunda ihraç edilen paylara ne ad verilir? a. Adi pay b. İmtiyazlı pay c. Bedelli pay d. Bedelsiz pay e. Hamiline yazılı

Detaylı

Tahvil Türleri. O Hamiline ve Nama Yazılı Tahviller. O Sabit Faizli ve Değişken Faizli Tahviller

Tahvil Türleri. O Hamiline ve Nama Yazılı Tahviller. O Sabit Faizli ve Değişken Faizli Tahviller Tahvil Şirketlerin fon ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları borçlanma senetlerine tahvil denir. Anonim şirketler genel kurul kararı ile tahvil çıkarabilir. Çıkarılan her tahvilin değeri aynı olmalıdır.

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2008 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ BEYAZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Beyaz Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları

Detaylı

SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI

SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI T.C. KAMU GÖZETİMİ MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU T.C. BEYKENT ÜNİVERSİTESİ MODÜL - III SERMAYE PİYASASI BANKACILIK SİGORTACILIK ve ÖZEL EMEKLİLİK MEVZUATI HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Sudi APAK Doç.

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ULUSLARARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ULUSLARARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI ULUSLARARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU FİNANSAL TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Uluslararası Karma Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") finansal tablo

Detaylı

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI BİRİNCİ OTURUM

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI BİRİNCİ OTURUM S P K GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI LİSANSLAMA SINAVI BİRİNCİ OTURUM GENEL AÇIKLAMA Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı Soru Sayısı 1001 Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Meslek

Detaylı

1. Kira Sukuku nun diğer adı aşağıdakilerden

1. Kira Sukuku nun diğer adı aşağıdakilerden 1. Kira Sukuku nun diğer adı aşağıdakilerden hangisidir? A) Gayrimenkul sertifikası B) Kâr zarar ortaklığı belgesi C) Kira sertifikası D) Konut finansmanı fonu E) Varlığa dayalı menkul kıymet 2. Sukukta

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜK TADİL METNİ

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜK TADİL METNİ GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜK TADİL METNİ Garanti Emeklilik ve Hayat A.Ş. Katkı Emeklilik Yatırım Fonu içtüzüğünün (1), (3), (6), (7), (8), (9), (11), (13) ve (15)

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI TURUNCU EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları Turuncu Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları aşağıda

Detaylı

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR 1 Sirküler Tarihi: 30.03.2016 Sirküler No : 2016/12 SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR BAĞIMSIZ DENETİM YAPTIRMAK ZORUNDA OLAN ŞİRKETLERE İLİŞKİN HADLER YENİDEN BELİRLENDİ Bilindiği üzere Yeni Türk Ticaret Kanunu

Detaylı

KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) YAYIMLANDI

KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) YAYIMLANDI Sirküler Rapor 30.12.2013/229-1 KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) YAYIMLANDI ÖZET : Tebliğde, sermaye piyasası araçları borsada işlem gören veya nitelikli yatırımcılara satılan ortaklıklar,

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon")

Detaylı

11- EKONOMİK VE PARASAL BİRLİK

11- EKONOMİK VE PARASAL BİRLİK 11- EKONOMİK VE PARASAL BİRLİK, 5 Mayıs 2001 tarih ve 24393 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4651 sayılı Kanunla değiştirilmiştir. I- ÖNCELİKLER LİSTESİ ÖNCELİK 11.1 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 MART 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 MART 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU

Detaylı

Sermaye Piyasası Araçları Dönem Deneme Sınavı

Sermaye Piyasası Araçları Dönem Deneme Sınavı 1. Aşağıdakilerden hangisi pay türleri arasında yer almaz? A. Nama yazılı paylar B. Kaydi paylar C. Adi paylar D. Bedelsiz paylar E. İmtiyazlı paylar 2. Aşağıdakilerden hangisi payların sağladığı haklar

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FİNANSAL TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FİNANSAL TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") finansal tablo dipnotları

Detaylı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. KORUMA AMAÇLI ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI B TİPİ %100 ANAPARA KORUMA AMAÇLI ALTINCI ALT FONU

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. KORUMA AMAÇLI ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI B TİPİ %100 ANAPARA KORUMA AMAÇLI ALTINCI ALT FONU T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. KORUMA AMAÇLI ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI B 4 MART - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU İÇİNDEKİLER Sayfa No I- FONU TANITICI BİLGİLER... 1 II- FONUN PERFORMANSINA

Detaylı

A. 1 B. 2 C. 3 D. 4 E. 6

A. 1 B. 2 C. 3 D. 4 E. 6 1. Merkezî Kayıt Kuruluşu ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Özel hukuk tüzel kişiliği bulunmaktadır B. Kayıtlar ihraççılar ve aracı kuruluşlar itibariyle tutulur C. Anonim

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR MALİ TABLOLAR Oyak Emeklilik A.Ş. Likit Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Giriş Oyak Emeklilik A.Ş. Likit Emeklilik Yatırım Fonu'nun ( Fon ) ekte

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR A. BİLANÇO DİPNOTLARI Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu ("Fon") mali tablo dipnotları aşağıda

Detaylı

EGELİ & CO YATIRIM HOLDİNG A.Ş. 31 ARALIK 2017 TARİHLİ SOLO BİLANÇO VE DİPNOTLARI

EGELİ & CO YATIRIM HOLDİNG A.Ş. 31 ARALIK 2017 TARİHLİ SOLO BİLANÇO VE DİPNOTLARI EGELİ & CO YATIRIM HOLDİNG A.Ş. 31 ARALIK 2017 TARİHLİ SOLO BİLANÇO VE DİPNOTLARI 31 ARALIK 2017 TARİHİ İTİBARİYLE TTK 376 BİLANÇOSU (Tutarlar aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) olarak ifade edilmiştir.)

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR ARA DÖNEM FİNANSAL TABLOLARI HAKKINDA İNCELEME RAPORU Oyak Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Karma Emeklilik Yatırım Fonu Fon Kurulu na Giriş Oyak Emeklilik

Detaylı

VAKIF PORTFÖY EUROBOND (AMERİKAN DOLARI) BORÇLANMA ARAÇLARI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Tahvil Bono (Eurobond) Fonu )

VAKIF PORTFÖY EUROBOND (AMERİKAN DOLARI) BORÇLANMA ARAÇLARI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Tahvil Bono (Eurobond) Fonu ) (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Tahvil Bono (Eurobond) Fonu ) 1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU VE PAY FİYATININ HESAPLANMASINA DAYANAK TEŞKİL EDEN PORTFÖY

Detaylı

ARACI KURULUŞ VARANTLARI

ARACI KURULUŞ VARANTLARI ARACI KURULUŞ VARANTLARI SERMAYE PİYASASI KURULU NİSAN 2010 YAPILANDIRILMIŞ ÜRÜNLER Şirketlerin finansal ihtiyaçlarının standart sermaye piyasası araçlarının sunduğu olanaklar ile karşılanmadığı durumlarda

Detaylı

BORSALAR Neden Borsa Arz ve Talebin Etkin Biçimde Karşılaşması Standart t Ürünlerin, Kurala Uygun Alım Satımı Güvenli İşlem Kuralları Anonim Piyasada Edimlerin Yerine Getirilmesini Temin Eden Bir Sistem

Detaylı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI ALTIN ALT FONU (3. ALT FON) 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI ALTIN ALT FONU (3. ALT FON) 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU İÇİNDEKİLER Sayfa No I- FONU TANITICI BİLGİLER... 1 II- FONUN PERFORMANSINA İLİŞKİN BİLGİLER... 2 III- FON/ORTAKLIK PORTFÖY DEĞERİ TABLOSU...

Detaylı

TÜRKİYE DE GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI

TÜRKİYE DE GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI TÜRKİYE DE GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI Girişim sermayesi yatırım fonlarına ilişkin esaslar 30/12/2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Sermaye Piyasası Kanunu ( SPK ) ile Türkiye de hukuki

Detaylı

DUYURU: 01.09.2014/11

DUYURU: 01.09.2014/11 DUYURU: 01.09.2014/11 26.08.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26 sayılı Kamu Gözetimi Kurumu Kararı ile, 01.01.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Türkiye Muhasebe Standartlarını (TMS/TFRS

Detaylı

Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet.

Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet. Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet Aralık 2018 Yasal Uyarı Bu sunum TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş.

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı 1 / 6 DAĞITIM YERLERİNE İlgi : 26 08 2016 tarih ve 29813sayılı Resmi Gazete. İlgi Resmi Gazete'de yayımlanan 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile

Detaylı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI LİKİT ALT FONU (6. ALT FON)

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI LİKİT ALT FONU (6. ALT FON) T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONU'NA BAĞLI LİKİT ALT FONU 15 AĞUSTOS - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU 1 İÇİNDEKİLER Sayfa No I- FONU TANITICI BİLGİLER... 1 II- FONUN

Detaylı

-SPK SİRKÜLERİ- 27 Aralık 2013 tarih 28864 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Kamuyu Aydınlatma Platformu Tebliği aşağıda yer almaktadır.

-SPK SİRKÜLERİ- 27 Aralık 2013 tarih 28864 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Kamuyu Aydınlatma Platformu Tebliği aşağıda yer almaktadır. Konu: Kamuyu Aydınlatma Platformu Tebliği 27 Aralık 2013 tarih 28864 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Kamuyu Aydınlatma Platformu Tebliği aşağıda yer almaktadır. İyi çalışmalar dileriz. Amaç ve kapsam

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK MALİ TABLOLAR GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK 3 MAYIS 2005 31 ARALIK 2005 DÖNEMİNE AİT BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU 1. Anadolu

Detaylı

MUHASEBE 2 11-MENKUL KIYMETLER. ERKAN TOKATLI www.erkantokatli.com tokatli.erkan@gmail.com

MUHASEBE 2 11-MENKUL KIYMETLER. ERKAN TOKATLI www.erkantokatli.com tokatli.erkan@gmail.com MUHASEBE 2 11-MENKUL KIYMETLER ERKAN TOKATLI www.erkantokatli.com tokatli.erkan@gmail.com 4 VARLIK HESAPLARI 1-DÖNEN VARLIKLAR 11-MENKUL KIYMETLER Yatırım Tasarrufların getiri ümidi ile ekonomik faaliyetlerde

Detaylı

MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINI UYGULAYACAK ŞİRKETLERE İLİŞKİN KURUL KARARI YAYIMLANDI

MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINI UYGULAYACAK ŞİRKETLERE İLİŞKİN KURUL KARARI YAYIMLANDI Sirküler Rapor 19.11.2012/195-1 MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINI UYGULAYACAK ŞİRKETLERE İLİŞKİN KURUL KARARI YAYIMLANDI ÖZET : Kamu Gözetimi Muhasebe

Detaylı

KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6)

KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) (27/12/2013 Tarih ve 28864 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) Tebliğ değişikliklerine ilişkin liste: 1-10/2/2017 tarihli ve 29975 sayılı Resmi Gazete

Detaylı

VAKIF PORTFÖY İKİNCİ PARA PİYASASI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Likit İnternet Fon )

VAKIF PORTFÖY İKİNCİ PARA PİYASASI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Likit İnternet Fon ) (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Likit İnternet Fon ) 1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU VE PAY FİYATININ HESAPLANMASINA DAYANAK TEŞKİL EDEN PORTFÖY DEĞERİ

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU. Sermaye Piyasası Araçları. SPK Yatırımcı Bilgilendirme Kitapçıkları-2

SERMAYE PİYASASI KURULU. Sermaye Piyasası Araçları. SPK Yatırımcı Bilgilendirme Kitapçıkları-2 SERMAYE PİYASASI KURULU Sermaye Piyasası Araçları SPK Yatırımcı Bilgilendirme Kitapçıkları-2 1. SERMAYE PİYASASI ARACI NEDİR? Sermaye piyasası araçları, menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR 1 OCAK 2005 31 ARALIK 2005 DÖNEMİNE AİT BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU 1. Oyak Emeklilik A.Ş. Büyüme Amaçlı Karma Emeklilik Yatırım ( Fon ) 31 Aralık 2005

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, 20.05.2009 ÖZET: Maliye; vadeli çeklerde reeskontu kabul etmiyor. MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR Vergi Usul Kanunu na göre yapılacak dönem sonu değerlemelerinde;

Detaylı

2014/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 08 Mayıs 2014-Perşembe 18:00

2014/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 08 Mayıs 2014-Perşembe 18:00 2014/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI SERMAYE PİYASASI MEVZUATI 08 Mayıs 2014-Perşembe 18:00 SORULAR SORU 1: Aracı kurumların kuruluşuna Kurulca izin verilebilmesi için gerekli şartlar ile kurucuların

Detaylı

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2006 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR MALİ TABLOLAR 1 OCAK 2006 31 ARALIK 2006 DÖNEMİNE AİT BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU 1. Oyak Emeklilik A.Ş. Esnek Emeklilik Yatırım Fonu'nun ( Fon ) 31 Aralık 2006 tarihi itibariyle Sermaye Piyasası Kurulu (

Detaylı

ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARINA İLİŞKİN RİSK BİLDİRİM FORMU

ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARINA İLİŞKİN RİSK BİLDİRİM FORMU ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARINA İLİŞKİN RİSK BİLDİRİM FORMU ÖNEMLİ AÇIKLAMA Özel sektör borçlanma araçları alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır.

Detaylı

DENİZBANK ANONİM ŞİRKETİ ÖZEL BANKACILIK B TİPİ TAHVİL BONO FONU 30 HAZİRAN 2009 TARİHİ İTİBARIYLA FİNASAL TABLOLAR

DENİZBANK ANONİM ŞİRKETİ ÖZEL BANKACILIK B TİPİ TAHVİL BONO FONU 30 HAZİRAN 2009 TARİHİ İTİBARIYLA FİNASAL TABLOLAR 30 HAZİRAN 2009 TARİHİ İTİBARIYLA FİNASAL TABLOLAR Denizbank Anonim Şirketi Özel Bankacılık B Tipi Tahvil Bono Fonu Fon Kurulu na DENİZBANK ANONİM ŞİRKETİ Giriş 10 ŞUBAT 2009-30 HAZİRAN 2009 ARA DÖNEMİNE

Detaylı

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı Dr. Hediye BAHAR SAYIN Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR LİSTESİ... XIX Giriş...1 Birinci

Detaylı

YURT İÇİNDE İHRAÇ EDİLECEK KİRA SERTİFİKASI İZAHNAMELERİNİN VEYA İHRAÇ BELGELERİNİN ONAYLANMASI İÇİN GEREKLİ BELGELER(*)

YURT İÇİNDE İHRAÇ EDİLECEK KİRA SERTİFİKASI İZAHNAMELERİNİN VEYA İHRAÇ BELGELERİNİN ONAYLANMASI İÇİN GEREKLİ BELGELER(*) EK/1 YURT İÇİNDE İHRAÇ EDİLECEK KİRA SERTİFİKASI İZAHNAMELERİNİN VEYA İHRAÇ BELGELERİNİN ONAYLANMASI İÇİN GEREKLİ BELGELER(*) 1) VKŞ ve fon kullanıcılarını tanıtıcı bilgiler. 2) VKŞ nin yürürlükte bulunan

Detaylı

Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet.

Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet. Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. (Fon Kullanıcısı) TF Varlık Kiralama A.Ş. (İhraççı) Halka Arz Edilecek Kira Sertifikası Termsheet Kasım 2018 Yasal Uyarı Bu sunum TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş.

Detaylı

5. Aşağıdakilerden hangisi varantların avantajlarından biri değildir? 1. Paya dönüştürülebilir tahvilin vadesi kaç günden az olamaz?

5. Aşağıdakilerden hangisi varantların avantajlarından biri değildir? 1. Paya dönüştürülebilir tahvilin vadesi kaç günden az olamaz? 1. Paya dönüştürülebilir tahvilin vadesi kaç günden az olamaz? a. 30 b. 60 c. 90 d. 120 e. 365 2. Paya dönüştürülebilir tahvil sahiplerine sahip oldukları tahviller karşılığında verilecek paylar için esas

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 1 OCAK 2005 31 ARALIK 2005 DÖNEMİNE AİT BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU 1. Anadolu Hayat Emeklilik

Detaylı

TEBLİĞ PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1)

TEBLİĞ PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1) 21 Ocak 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28889 Sermaye Piyasası Kurulundan: TEBLİĞ PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1) Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, makul bir ekonomik veya finansal

Detaylı

S P K SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY SINAVI GENEL AÇIKLAMA. Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı.

S P K SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY SINAVI GENEL AÇIKLAMA. Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı. S P K SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ DÜZEY 1 2 3 SINAVI GENEL AÇIKLAMA Bu soru kitapçığındaki testler şunlardır: Modül Adı Soru Sayısı 1012 Takas Saklama ve Operasyon İşlemleri 25 Bu kitapçıkta yer alan

Detaylı

SINAV KONU BAŞLIKLARI

SINAV KONU BAŞLIKLARI 1260 9. Takas, Operasyon, Saklama ve Kaydileştirme 1261 Takas, Operasyon, Saklama ve Kaydileştirme Düzenlemeleri 1/6 SINAV KONU BAŞLIKLARI SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ TEMEL DÜZEY SINAVI 1100 1. Genel

Detaylı

VAKIF PORTFÖY ALTIN KATILIM FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Altın Fonu )

VAKIF PORTFÖY ALTIN KATILIM FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Altın Fonu ) (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Altın Fonu ) 1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU VE PAY FİYATININ HESAPLANMASINA DAYANAK TEŞKİL EDEN PORTFÖY DEĞERİ TABLOSU

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76 DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. Sun Plaza No:24 34398 Maslak İstanbul, Türkiye Tel: + 90 (212) 366 60 00 Fax: + 90 (212) 366 60 15 www.deloitte.com.tr www.verginet.net VERGİ SİRKÜLERİ

Detaylı

Bankacılığa İlişkin Mevzuat Değişiklikleri ve Yeni Düzenlemeler

Bankacılığa İlişkin Mevzuat Değişiklikleri ve Yeni Düzenlemeler Bankacılar Dergisi, Sayı 62, 2007 Bankacılığa İlişkin Mevzuat Değişiklikleri ve Yeni Düzenlemeler (1 Temmuz 2007-30 Eylül 2007) I. Bankacılık Kanunu na İlişkin Düzenlemeler 29 Eylül 2007 tarih ve 26658

Detaylı

1) Aşağıdaki durumların hangisinde ihraççı veya halka arz eden izahname hazırlama yükümlülüğünden muaftır?

1) Aşağıdaki durumların hangisinde ihraççı veya halka arz eden izahname hazırlama yükümlülüğünden muaftır? 1) Aşağıdaki durumların hangisinde ihraççı veya halka arz eden izahname hazırlama yükümlülüğünden muaftır? A) Her halka arz için ayrı ayrı olmak üzere yatırımcı başına en az 250.000,-TL değerinde sermaye

Detaylı

KARE YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. B TİPİ KISA VADELİ TAHVİL VE BONO FONU 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU

KARE YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. B TİPİ KISA VADELİ TAHVİL VE BONO FONU 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU KARE YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. B TİPİ KISA VADELİ TAHVİL VE 1 OCAK - 31 ARALIK 2013 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU İÇİNDEKİLER Sayfa No I- FONU TANITICI BİLGİLER... 1 II- FONUN PERFORMANSINA

Detaylı

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Prof. Dr. Serdar ÖZKAN İzmir Ekonomi Üniversitesi İzmir Ticaret Odası Meclis

Detaylı

www.tunagokdemir.com

www.tunagokdemir.com www.tunagokdemir.com MEVZUATTA YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE TÜRK HUKUKUNDA SUKUK Klasik piyasalarda yatırımcıların, ihtiyaç sahiplerine fon aktarımı, genellikle bu aktarımdan bir maddi menfaat

Detaylı

31 Aralık 2012 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporu

31 Aralık 2012 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporu Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu 31 Aralık 2012 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporu İçindekiler Bağımsız Denetim Raporu Ayrıntılı Bilanço Ayrıntılı

Detaylı

KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI

KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI Sirküler Rapor Mevzuat 27.07.2016/90-1 KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI ÖZET : 472 sıra No lu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere elektronik ortamda yıllık kesin

Detaylı

VAKIF PORTFÖY ÜÇÜNCÜ PARA PİYASASI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Havuz Likit Fonu )

VAKIF PORTFÖY ÜÇÜNCÜ PARA PİYASASI FONU (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Havuz Likit Fonu ) (Eski adıyla Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. B Tipi Havuz Likit Fonu ) 1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PORTFÖY DAĞILIM RAPORU VE PAY FİYATININ HESAPLANMASINA DAYANAK TEŞKİL EDEN PORTFÖY DEĞERİ

Detaylı

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilerde Aranan Nitelikler ve İstenen Belgeler

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilerde Aranan Nitelikler ve İstenen Belgeler Resmi Gazete Tarih: 5 Mart 2003 Sayı: 25393 Hazine Müsteşarlığından: Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilere İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2004/1) (9 Nisan 2008 tarihli ve 26842 sayılı

Detaylı

S İ R K Ü L E R : 2 0 1 3 / 2 8

S İ R K Ü L E R : 2 0 1 3 / 2 8 24.06.2013 S İ R K Ü L E R : 2 0 1 3 / 2 8 Yeni Reeskont Oranları ve Vadeli Çeklere Reeskont Uygulanması 1. 21.06.2013 tarihinden İtibaren Vergisel İşlemlere İlişkin Reeskont Oranları %13,75 ten %11 e

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir. SİRKÜLER 2009 / 21 KONU Alacak ve Borç Senetlerinin Reeskontunda Esas Alınacak Oranlar Yeniden Belirlenmiştir T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan sirkülere ekli REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2004 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2004 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU MALİ TABLOLAR BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 1 OCAK 2004 31 ARALIK 2004 DÖNEMİNE AİT BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU 1. Anadolu Hayat Emeklilik

Detaylı