This watermark does not appear in the registered version - ÖZGEÇMİŞ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "This watermark does not appear in the registered version - http://www.clicktoconvert.com ÖZGEÇMİŞ"

Transkript

1 This watermark does not appear in the registered rsion - T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I.ÜROLOJİ KLİNİĞİ Şef: Doç. Dr. Mete ÇEK CERRAHİ VE MEDİKAL KASTRASYONUN PENİS EREKTİL DOKUSU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: ULTRASTRÜKTÜREL ÇALIŞMA Üroloji Uzmanlık Tezi Dr. Ali Egemen AVCI İSTANBUL 2006

2 This watermark does not appear in the registered rsion - T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I.ÜROLOJİ KLİNİĞİ CERRAHİ VE MEDİKAL KASTRASYONUN PENİS EREKTİL DOKUSU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: ULTRASTRÜKTÜREL ÇALIŞMA Üroloji Uzmanlık Tezi Dr. Ali Egemen AVCI Tez Danışmanları: I. Üroloji Klinik Şefi: Doç Dr. Mete ÇEK I. Üroloji Klinik Şef Yardımcısı: Op. Dr. Muammer AYDIN İSTANBUL 2006 II

3 This watermark does not appear in the registered rsion - TEŞEKKÜR Bu zor, zor olduğu kadar güzel olacağını ümit ettiğim meslek yaşantıma başlamadan önce beni hem bilimsel hem de yaşama dair bilgilerle donatan, bana bir cerrahta mutlaka olması gereken kendine gün duygusunu kazandıran şefimiz Doç Dr. Mete ÇEK e, beş senelik asistanlık süresinde eğitimime emek ren, şef yardımcılarımız Dr. Muammer AYDIN, Dr. Adem FAZLIOĞLU, başasistanlarımız Dr. Şener KARACA, Dr. Metin EVİRGEN sevgili abim Dr. Fatih KURTULUŞ a, birçok sıkıntıya ortak göğüs gerdiğim asistan arkadaşlarım Dr. Özgür GÜÇTAŞ, Dr. Oğuzhan PARLAKKILIÇ, Dr. Yılmaz SALMAN tezimde emeği olan Dr. Zafer TANDOĞDU ya, aynı katı paylaştığımız II. Üroloji Kliniğinin doktorlarına, güleryüzlerini benden hiç esirgemeyen servis hemşirelerimize sekreterimiz Hülya ÇİÇEK e, servis personelimize, tez çalışmamda bana yardımcı olan Histolog Dr. Seyhun SOLAKOĞLU na, yaşamımı paylaştığım, bana her konuda destek olan sevgili eşim Burçak AVCI ya, başta annem Sevda AVCI, babam Kazım AVCI ablam Gamze AVCI olmak üzere beni bugünlerime getiren aileme, tez yazma dönemimde bana yaşamı kolaylaştıran Muhterem Şen ALVER Hüseyin ALVER e en içten dileklerimle teşekkür ederim.

4 This watermark does not appear in the registered rsion - ÖZGEÇMİŞ Doğum Yeri Tarihi: Zonguldak 1978 Ünirsite: İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ( ) İhtisas: Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği ( ) Üyesi olduğu dernekler: a. Türk Androloji Derneği b. Avrupa Üroloji Asistanları Birliği(ESRU) Abone olduğu dergiler: 1. European Urology 2. Journal of Endourology 3. Üroonkoloji Bülteni 4. Androloji Bülteni 5. Güncel Üroloji 6. Üroloji Bülteni Katıldığı kongre toplantılar: 17. Ulusal Üroloji Kongresi / Ekim 2002 /Antalya 1. Asistan Eğitim Kursu / Şubat 2003 /İstanbul Androloji Bilim Dalı Asistan Eğitim Programı ( dönemi) / İstanbul 10. European Symposium on Urolithiasis / Haziran 2003 / İstanbul 5. Ulusal Androloji Kongresi /Haziran 2003 / İstanbul 6. Ankara Üroonkoloji Kursu / Eylül 2003 / Antalya İnkontinans Kursu / Mayıs 2004 / Ankara European Urology Resident Education Programme Eylül 2004 / Prag Ankara Üroloji Günleri Uygulamalı Laparoskopi KursuMart 2004 / Ankara Türk Üroloji Yeterlilik Kurulları Sınavı Hazırlık Kursu Temmuz 2004 / Uludağ 20. European Association of Urology Congress Mart 2005 / İstanbul Prostat Kanseri Tedavi Yaklaşımları /Nisan 2005 / Diyarbakır 3. Genitoüriner Enfeksiyonlar Sempozyumu/Mayıs 2005 / Kuşadası 6th International Consultation on New Delopments in Prostate Cancer and Prostate Diseases/Haziran 2005 / Paris 5. Asistan Eğitim Kursu / Aralık 2005 / İstanbul II

5 This watermark does not appear in the registered rsion - İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ Ereksiyon hakkında tarihsel görüşler...1 Erektil disfonksiyonun tanımı epidemiyolojisi Metastatik prostat kanseri tedavisi Androjenler erektil disfonksiyon Amaç...5 GENEL BİLGİLER Embriyoloji Anatomi Ereksiyonun fizyolojisi Ereksiyon detümesansın hemodinamisi Erektil disfonsiyon nedenleri Testosteron Elektron mikroskopisi MATERYAL VE METOD SONUÇLAR TARTIŞMA KAYNAKLAR III

6 This watermark does not appear in the registered rsion - GİRİŞ VE AMAÇ Ereksiyon hakkında tarihsel görüşler Erektil kadar gider disfonksiyonun (ED) ilk tanımı, İsa dan önce 2000 yıllarına tanımlanmıştır: Mısır doğal papirüslerinde impotans yazılıdır. (cinsel O ilişkiyi dönemde iki tipi gerçekleştirememe) doğaüstü impotans (şeytani sihir büyülerin etkisi). Daha sonra Hipokrat Sycthia da birçok zengin insanda impotans olgusu tanımlamış at sırtında çok gezmenin buna sebep olabileceğini söylemiştir (fakirler yayan gezdiği için etkilenmiyorlar). Aristo penise 3 sinir dalının ruh enerji taşıdığını ereksiyonun hava girişi ile meydana geldiğini bildirmiştir1. Bu teori 1504 yılında Leonardo da Vinci nin asılan adamların erekte penislerinde çok miktarda kan olduğunu bildirinceye kadar kabul görmüştür te Ambroise Pare kitabında tanımlamalar nöz penisin anatomisi ereksiyon konusunda doğru yapmıştır. 19.yy da ereksiyonun başarılması devamı için oklüzyonun temel faktör düşünülmüş2,3, olduğu fakat sonraki arştırmacılar artan kan akımının önemini vurgulamışlardır 4,5,6,7. Ereksiyon fizyolojisi hakkındaki güncel bilgilerin çoğu larda elde edilmiştir. Arteryel nöz kan akımını regüle eden düz kasların rolüne ek olarak tunika albugineanın yapısı ereksiyondaki rolü ortaya konulmuştur. Sinirsel kontrolün anlaşılmasında önemli bir aşama da nitrik oksidin (NO) ereksiyon için başlıca nörotransmitter olduğunun fosfodiesterazların (PDES) penisi flask duruma döndürdüğünün belirlenmesidir. Erektil disfonksiyonun tanımı epidemiyolojisi Bir erkeğin en az 6 ay süreyle seksüel ilişki için yeterli penis ereksiyonunu sağlama /ya sürdürmede yetersizlik yaşaması erektil disfonksiyon (ED) olarak tanımlanır. Ereksiyon kompleks, ardışık birbirini tamamlayan fizyolojik proseslerden oluşan erkek seksüel davranışını oluşturan bir fenomendir. Erektil disfonksiyon üzerine ilk kapsamlı araştırma 1948 yılında Kinsey arkadaşları tarafından yapılmıştır 8. Bu çalışmada 40 yaşında 50 erkekten birinde, yaşında 4 erkekten birinde erektil

7 This watermark does not appear in the registered rsion - disfonksiyon saptanmıştır da Diokno 60 ya da daha yaşlı erkeklerin %35 inde bildirmiş 9. Bu çalışmada erektil disfonksiyon prevalansı, 40 ED yaşında %1.9, 65 yaş üzerinde %25 bulunmuştrur NIH (National Institue of Health) in çalışmasında ABD de ED prevalansı milyon erkeği kapsamaktadır ki bunlar ciddi ereksiyon problemi olan hastalardır. Hafif ED li hastalar da göz önüne alınırsa bu sayı 30 milyonlara ulaşacaktır. Genel popülasyonda ED insidansı %10 olarak ele alındığında dünyada 650 milyon ED li olduğu yapılan bir tahmin edilmektedir. araştırmada 1982 Türkiye de erkek erektil çalışmaya disfonksiyon alınmış üzerine toplam ED prevalansı %69 bulunmuştur10. Erektil disfonksiyon dereceleri %33,2 hafif, %27,5 orta, %8,5 şiddetli olarak saptanmıştır. Yaş göz önüne alındığında yaş arası % 50, 70 üzerindeki yaşlarda %94,7 olarak kaydedilmiştir. Yaşlanma ile birlikte erektil disfonksiyon oranları artmaktadır. Fizyolojik fonksiyonlardaki ilerleyici azalma, artmış kronik hastalık ( diabetes mellitus, periferik hipertansiyon ) vasküler hastalık, kardiyak problemler, hiperlipidemi, prevalansı, psikolojik durumlar partnerle olan ilişkiler yaşlanmada ED sıklığının artışından sorumlu faktörlerden birkaçıdır. Erektil disfonksiyona yol açan nedenlerden başıcaları psikojenik, nörojenik, endokrin, yaşlanmadır. Bunların disfonksiyonların erkeklerde kanseri % %30 dan disfonksiyona neden tedavisinde testosteron arteryel, yokluğu içinde 3-6 sını fazla nooklüziv, endokrin oluşturur oranlarda olmadığı ifade kastrasyonun, ile erektil. sistemik hastalıklar nedenler organik Hipogonadizmin görüldüğü ama 50 her erektil yaş sonrası zaman erektil edilmiştir 11. Ayrıca metastatik prostat tedavinin disfonksiyon çatısını arasındaki oluşturması hayat bu kalitesini etkileyen bağlantıyı daha da önemli hale getirmiştir. Metastatik Prostat Kanseri Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. İstatiksel olarak akciğer kolon kanserlerinden daha fazladır. Tüm kanser türlerinin %32 sini oluşturur. İleri evrede ciddi semptomlar rirken, erken evrede hiç belirti rmez. 40 yaşının altında nadir görülür, 80 yaşında karşılaşma sıklığı artar. Prostat kanserinde klinik davranışın -2- genişliği, tedavi seçeneklerinin

8 This watermark does not appear in the registered rsion - çokluğunu gündeme getirmektedir. ABD de prostat kanserinin yıllık insidansı dir erkek hastanın ölmesinin nedenidir. Ölüm sebebi olarak ikinci sıradadır. Otopsi çalışmalarında, 50 yaşındaki erkeklerin %30 unda, 75 yaşındakilerin ise %75 inde prostat dokusunda kanser olduğu saptanmıştır. Klinik olarak prostat dokusu içinde 0,2-0,5 cc kanser dokusu bulunması önemli olmamaktadır. Bu da otopsi çalışmalarında %20 oranındadır. Erkeklerdeki en yaygın kanser tipi olan prostat kanseri yeni teşhis edilmiş vakalarda %30-35 lokal ileri ya metastatik evrededir12,13. Orşiektomi ya luteinizing hormone-releasing hormone agonistleri (LHRHa) ile yapılan androjen deprivasyon tedavisi (ADT) ileri evre prostat kanser tedavisinin temelini oluşturur. Huggins ark 1941 yılında yaptıkları çalışmada prostat kanserli hastalarda kastrasyonun östrojenlerin hastalığı göstermişlerdir14. Testosteronun % 95 i testislerde, %5 i sürrenalde gerilettiğini üretilmektedir. Yarılanma ömrü 45 dakika olan testosteron cerrahi kastrasyondan 8,6 +/-3,2 saat sonra preoperatif değerin %5 ine kadar düşer ki bu süre medikal kastrasyonda ortalama 2 haftadır. Hormonal hassasiyet derecesi hastaların antiandrojen tedaviye rdikleri yanıtla belirlenir. Antiandrojen tedaviden sonra yaklaşık %40 hastada hastalık stabil kalmakta %20 hastada ise hastalık ilerleme hücrelerin kaydetmektedir. poligrasyonuna değişmektedir. ya Tedavinin sonucu hormona rezistans gelişmesine bağlı sensitif olarak Metastatik prostat kanserli hastada ortalama yaşam 2 yıldır. Hastaların %80 i tedaviye rağmen 5 yıl içinde kaybedilmektedir. Androjenler ED İleri evre prostat kanserinin kontrolünde önemli bir rolü olan azaltmak istediğimiz testosteron, pubertede sekonder seks karakterlerinin ortaya çıkmasından sorumlu, erkeklik için gerekli bir hormondur15. Libido cinsel arzuda potent bir etkisi bulunur. Anabolik etkisi ile kas, kemik, kemik iliği (eritropoez), immün sistem beyindeki metabolik olayları düzenler. Puberte sonrası androgen yokluğu gelişen erkeklerde düşük kemik mineral dansitesi 16, glandında kas kitlesinde azalma17, seksüel aktivitede düşüş18, prostat küçülme19 düşük hematokrit düzeyi20 saptanmıştır. Bancroft (1983) Kwan (1983) erişkinde androjen eksikliğinde libido azlığı, seminal emisyon -3-

9 This watermark does not appear in the registered rsion - bozukluğu nokturnal penil tümesans (NPT) frekans derecesinde azalma olduğunu, görsel cinsel uyarıya bağlı ereksiyonun göstermişlerdir21,22. Androjenler normal libidonun bundan etkilenmediğini devamında temel rolü oynarken,erektil aktivitenin vazgeçilmezi olarak görülmemektedir23. Cerrahi medikal kastrasyon ile oluşan androjen yokluğu genellikle libido kaybı erektil fonksiyonda azalmaya neden olmaktadır 24,25,26,27,28,29. Bunun hipogonadal erkeklerde normal ereksiyonların izlenmesi, aksine bazı ereksiyon için androjenlerin gerekli olmadığı düşüncesine neden olmaktadır. Hipogonadotropik nedeniyle hipogonadizme metastatik prostat kanseri kastrasyon yapılan hastalar da eklendiğinde testosteron yokluğu buna bağlı gelişen şikayetlerle karşılaşan erkek oranı artmakta bu konu daha da önemli bir hale gelmektedir. Testosteron üzerinden tartışma çok dehidrotestosteronun libidoya olan etkisi bilinirken bir santral fonksiyon son organ olan penise etkileri konusudur. Androjenlerin erektil fonksiyonla ilişkisini araştıran bir deneysel çalışmada en uygun model olarak karnoz dokusunda 5 alfa redüktaz tanımlanmıştır erektil seksüel karnöz dokuda aktivitesi gözlenmiştir 30. Ayrıca fonksiyonda androjen seçilmiştir23. rat dihidrotestosteronun yine bir gösterilmiştir31. reseptörleri Rat çalışmada Androjenlerin ereksiyonla bağlantısını nooklüziv mekanizmadaki etkilerini araştıran bir çalışmada, ratlarda lazer doppler bozulmuş flowmetre olan ile ereksiyonun yapılan ölçümler testosteron ile sonrası tekrar kastre başladığı gösterilmiştir 32. Park ark. nın (1999) yaptığı bir çalışma, kastrasyonun ratlarda mrna düşürdüğünü nnos saptamış (nöral nitrik oksidaz) testosteronun düzeyini genomik anlamlı düzeyde derecede nöronal endotelyal doku içindeki nnos genini regüle ettiğini ileri sürmüştür33. Birkaç çalışmada kastrasyonun rat penisindeki karnozal spongiozal hücrelerde apoptozisi indüklediği gösterilmiştir ki bu durum testosteron replasmanıyla geri dönüşümlü değişikliklere de olabilmektedir34. yol Androjen açabilir35,36,24. eksikliği Serbest peniste testosteron yapısal korporal nooklüziv hemodinami arasında direkt bağlantı gösterilmiştir 37,38. Klinik laboratuvar çalışmalar nooklüziv mekanizmanın düzenlenmesinde korpus karnozum düz 39 belirtmişlerdir. kas Rogers konnektif doku ark. (2003) -4- içeriğinin organik dengesinin erektil önemini disfonksiyonun

10 This watermark does not appear in the registered rsion - nedeninin ne olursa olsun (nörojenik, travmatik, hormonal, vasküler) sonucun düz kas atrofisine bağlı nöz kaçaktan ileri geldiğini öne sürmüştür 40. Traish ark (1999,2003) testosteron yokluğu ile oluşan erektil disfonksiyonu, karnöz doku atrofisi trabeküler düz kas hücre ölümü sonrası oluşan düz kas, ekstraselüler matriks oranındaki bozulmaya bağlamıştır. PDE 5 inhibitörlerinin bu nedenden dolayı kastre hayvanlarda etkili olmadığını göstermiştir. Aynı çalışmada testosteron rilen ratlarda intra karnozal basıncın yükseldiğini PDE 5 inhibitörlerine yanıtın arttığını saptamıştır41,42. Testosteron çalışmada ile ereksiyon testosteronun bağlamda penis üzerine androjenlerin nörotransmitterlerde arasındaki penis morfolojik ilişkiyi etkileri gösteren araştırılmaktadır. dokusundaki yapıda birçok meydana Bu reseptörlerde, getirdiği değişiklikler, erektil disfonksiyon patofizyolojisini açıklamak için kullanılmaktadır. Amaç: Bu çalışmanın amacı cerrahi medikal kastrasyon uygulanarak oluşan testosteron yokluğunun penis erektil dokusu üzerinde yapmış olduğu mikroskobuyla morfolojik değişiklikleri gözlemleyerek, bu elektron değişiklikler mikroskobu ile erektil ışık disfonksiyon patofizyolojisine bir açılım sağlamaktır. GENEL BİLGİLER EMBRİYOLOJİ Androjenlerin fetal prepubertal dönemde erkek seksüel organlarının gelişimi farklılaşması üzerine olan etkileri net olarak bilinmektedir. Bu dönemde penil dokuda yüksek oranda androjen reseptörü bulunmaktadır 43,44. İntrauterin 6. haftada prolifere olan çölom epiteli içine göç eden primordiyal germ hücreleri ile gonadal doku oluşmaya başlar. Eğer, embriyonal genetik yapıda Y kromozomu var bu nedenle gonadal farklılaşma testis yönünde ise 8. haftada Sertoli Leydig hücreleri oluşur. Sertoli hücrelerinden salınan Müllerien kanallar Kanal İnhibe Edici Faktör (MİF) aracılığı ile paramezonefrik farklılaşırken, Leydig hücrelerinden salınan testosteron aracılığı ile mezonefrik kanal Testosteronun uyarılır DHT a dönüşümü erkek ile genital dış yapı genital gelişmeye organlar uyarılır43,45. Androjenler hücre içine girdikten sonra reseptörleri ile birleşerek -5- başlar. Androjen-

11 This watermark does not appear in the registered rsion - Reseptör Yapılan (AR) kompleksi oluşturur hücre içinde etkilerini gösterir44. çalışmalarda AR lerin fötal peniste cilt, prepusyum, üretra, korpus karnozum korpus spongiozum stromal hücreleri glansda bulunduğu gösterilmiştir 46,47. AR leri penis dorsal üretral tabanında, ntral bölgeye oranla daha yoğun olarak bulunur. Yine 5 alfa reduktaz- II aktivitesi de bu bölgede daha fazladır. AR lerinin bu farklı lokalizasyonu üretra penil şaftın oluşumunda üretranın ntral füzyonunda önemli rol oynar 47,48. Ratlarda yapılan bir çalışmada immatür fallusta fazla miktarda bulunan AR sayısının yaşla birlikte yansıması azaldığı puberte ortaya sonrası konulmuştur 49. penil büyümenin Bu bulgunun durması şeklinde göstermektedir. AR de izlenen bu azalma penisin bu reseptörü içeren tüm yapılarında (korpus insanlardaki kendini yoğun olarak karnozum spongiozum, penis cildi, üretra glans penis) olmaktadır 50,51 ANATOMİ Penis, erektil dokuyu barındıran iki adet korpus karnozum,üretrayı çevreleyen korpus spongiosum bunları çepeçevre saran fasya, ciltaltı dokusu cilt tarafından oluşmuştur.penis tabakaları dıştan içe doğru; 1. Deri 2. Superfisiyal tabaka (Dartos tabakası) 3. Buck fasyası 4. Tunika albuginea 5. Korpus karnozum korpus spongiozum dan oluşur. Şekil 1 Penis enine kesiti -6-

12 This watermark does not appear in the registered rsion - Tunika albuginea: Penise bir yapıdır. sirküler elastikiyet, sertlik güç sağlar. İki tabakalı İç tabakanın demetleri karnöz dokuyu sarar destekler, düzenlenmiştir. Septuma dokuya desteği longitüdinal pubise sağlayan uzanan septumu intrakarnozal güçlendirir. Dış bantlar tabakanın erektil demetleri seyrederek, glans penisten proksimal kruraya inferior ramus doğru uzanır. Korpus spongiozum septa ya da dış tabakalardan yoksundur, böylece ereksiyon sırasında düşük basınçlı bir yapı oluşturur. Tunika kollajen liflerin tutunduğu, düzensiz kafese benzer bir yapı oluşturan elastik liflerden oluşur. Emisser nler iç dış tabakalar arasında kısa bir mesafede seyredettikten sonra dış tabakayı oblik biçimde delerek çıkar. Dış tabaka ereksiyon sırasında nleri sıkıştırır. Karnöz arter dorsal arterin dalları daha direkt bir yol izler tunika tarafından sıkıştırılmaz. Tunikanın kalınlığı dayanıklılığı lokalizasyonuna göre değişmektedir. Saat 5 7 hizasında en ince olup 0,8 mm, saat 11 1 hizasında 2,2 mm dir. Korpus bir çift karnozum: Tunika albugineadan oluşan kalın kılıf ile sarılı süngersi silindirden oluşmuştur. Proksimalde iskiopubik ramusun altında ayrık olarak bulunur pubik arkusun altında birleşerek glansa kadar yapışık devam eder. Korpus karnosumlar arasındaki septum insanlarda tam teşekkül etmemiştir. Fibroz bir iskelete sahiptir. Çeperi Sinüzoidlerin gevşek endotel etrafı gözenekli merkezde ile kaplı, birbiri elastik doku liflerle ile bağlantılı sinüslerden oluşur. çevrili trabeküler düz kas, kollajen yapısındadır. Korpus karnosumdaki sinüsoidler geniştir; perifere doğru daralır. Korpus spongiozum: Korpus karnozumların ntralinde lokalizedir. Penis bulbusundan distale doğru incelir sonunda genişleyerek şapka şeklini alır. Bu bölüme glans penis denilir. Korpus spongiosum perineal membrandan başlayarak tüm anterior üretrayı çevreler. Bu korpusun sinüzoidleri daha geniş, tunikası daha incedir. Çevreleyen tunika sadece sirküler liflerden oluşmuştur. Üretra: Glanüler noktasını bulber bölümü geniş olup dış mea en dar oluşturur. Mukozasında çok sayıda, küçük, müküs salgılayan (Littre bezleri) yapılar mevcuttur. -7-

13 This watermark does not appear in the registered rsion - Penisin Penise arterleri; başlıca kan akımı genellikle internal iliak arterin bir dalı olan internal pudental arter yoluyladır. Bununla birlikte birçok olguda eksternal iliak arter, obturator, zikal femoral arterlerden aksesuar arter gelebilir nadiren dolaşımını de korpus karnozumun dominant ya da yegene arteryel sağlarlar. Perineye bir dal rdikten sonra internal pudental arter, ana penil arter olur. Penil arterin üç dalı dorsal, bulboüretral karnozal arterdir. Karnöz arter korpus karnozumun tümesansından dorsal arterler ise Bulboüretral yakınındaki ereksiyonda glans penisin şişmesinden sorumludurlar. arter, bulbus korpus spongiozumu besler. Distalde, glans bu üç dal birleşerek vasküler bir halka oluştururlar. Seyri boyunca karnozal arterler trabeküler erektil doku sinüsoidleri besleyen birçok helisin arter rir. 1. İnternal iliak arter Ø İnternal pudental arter(penil dalı) v Dorsal arter ü Circumflex arter v Bulboüretral arter v Karnozal arter 2. Eksternal iliak arter 3. Obturator arter 4. Vezikal arter 5. Femoral arter Şekil 2 Penis arteryel yapısı -8-

14 This watermark does not appear in the registered rsion - Penisin Venleri; Üç korpusun nöz drenajı hemen tunika albuginea altındaki periferal sinüsoidlerden kaynaklanan ince nüllerden başlar.bu nüller tunika periferal sinüsoidlerin arasındaki trabekülalar içinde seyreder emisser nler olarak çıkmadan önce subtunikal nüler pleksusu yaparlar.tunika albugineanın dışındaki nöz drenaj aşağıdaki gibidir; 1. Cilt ciltaltı dokusu yüzeyel dorsal ne, o da safen nlere dökülür. 2. Pendülöz penis nleri periprostatik pleksusa dökülür ki bunlar; Ø Korpus karnozum spongiozumun emisser nleri Ø Dorsalde derin dorsal ne (penis distal 2/3 ün başlıca drenajı) Ø Lateralde sirkumfleks ne Ø Ventralde periüretral ne 3. İnfrapubik penis nleri internal pudental ne dökülür Ø Proksimal korpus karnozumları drene eden emisser nler karnöz krural nleri oluşturmak üzere birleşir. Şekil 3 Penis nöz yapısı -9-

15 This watermark does not appear in the registered rsion - Penisin Sinirleri Penisin innervasyonu Anatomik ereksiyon intermediolateral hem merkezi, otonomik S2-4 hem de somatik yolla olur. T10-12 spinal seviyede, nukleustadır. Burada torakolomber pleksustan kaynaklanan sinirler, hipogastrik pleksus pelvik pleksus yoluyla pelvik organlara yayılır. Penisin motor iletisi sakral parasempatiklerdir (nervi erigentes). Glans penis duyusu, internal pudental sinir yoluyla spinal korda ulaşır. Aynı internal pudental sinir bulbokarnöz iskiokarnöz adelelerin kasılmasından da sorumludur. 1) Otonom sinir sistemi a) Sempatik sinirler T10- L2 Ø Superior hipogastrik pleksus(presakral sinir) Ø İnferior hipogastrik pleksus(pelvik pleksus) b) Parasempatik sinirler S2-4 Ø Pelvik sinir(pelvik pleksus) 2) Somatik sinir sistem i Ø Pudental siniri Şekil 4 5 Penisin otonom somatik sinirleri

16 This watermark does not appear in the registered rsion - Penisin Lenfatik Drenajı Femoral üçgendeki yüzeyel derin inguinal lenf nodlarına buradanda eksternal internal iliak lenf nodlarına drene olurlar. EREKSİYONUN Seksüel uyarı FİZYOLOJİSİ Koku Görme İşitme Dokunma Hayal A. Ereksiyonun santral kontrolü 1. Beyindeki başlıca merkezler Hipotalamus a) Hipotalamus b) Parasagital Hipofiz bölge Noradrenalin Serotonin Prolaktin Dopamin Oksitosin c) Temporal lop d) Frontal lop Hipotalamus e) Rinensefalon 2. Santral nöromediatörler a) Dopamin b) Serotonin c) Prolaktin d) Noradrenalin e) Opioidler Pro-erektil akım (parasempatik) f) Oksitosin Antierektil akım (sempatik) B. Ereksiyonun periferik kontrolü 1. Periferik yollar a) Otonomik yollar b) Somatik yollar 2. Periferik nöromediatörler a) Noradrenalin b) Endotelin c) Asetilkolin Karnöz sinir d) Vazoaktif intestinal peptit(vip) e) Nitrik oksit(no) Sakral erektil merkez 3. Düz kas fizyolojisi a) İyon kanalları Dorsal sinir b) Fosfodiesterazlar c) Hücrelerarası bağlantılar Şekil 6 Ereksiyonun santral fizyolojisi

17 This watermark does not appear in the registered rsion - A. EREKSİYONUN SANTRAL KONTROLÜ İnsanın seksüel fonksiyonları santral sinir sistemi(sss) kontrolü altındadır. Fakat bu mekanizma hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. 1. BEYİNDEKİ BAŞLICA MERKEZLER: a) Hipotalamus: Seksüel fonksiyonun en önemli kontrol merkezi burasıdır. Talamusun alt ön bölümünde bulunur.yaklaşık ağırlığı 4 gr dır. Hipofiz kontrol üzerinden gonodotropik hormon eder. Limbik sistemin bir parçasıdır. Limbik salgılatarak gonadları sistem, neokorteks ile beyin alt bölgelerini ayıran sınırlayan bölgedir. Bu sistem emosyonel beyin olarak kabul davranışları edilir bireylerin seks davranışlarını hormonlarının ayarlamak, seksüel salgılanmasını kontrol etmekle yükümlüdür. Preoptik alan(lateral medial), medial hipotalamik zon, lateral hipotalamik zon, perintriküler hipotalamik zon olmak üzere dört bölümde incelenebilir. Hipotalamusun fonksiyonları; Ø Hipofizden hormon salgılanmasının kontrolü Ø Vücut ısısının ayarlanması Ø Beyin saati olması Ø Susuzluk açlık hislerinin kontrolü Ø Seksüel davranışın kontrolü b) Parasagital sonlandığı alan bölge: Genital bölgenin duyu liflerinin beyinde parasagital bölgedir. Genital bölgenin uyarılması (sevişme sırasında okşanma uyarılma) bu bölge üzerinden etkili olmaktadır. c) Temporal lop: Temporal lop zedelenmesinde epilepsisinde erektil disfonksiyon saptanmıştır. d) Frontal lop: Kişinin daha çok sosyal davranışlarının kontrolünden kontrolünün seksüel sorumludur. ortadan bozukluklar Frontal lop lezyonlarında kalkmasıyla,etrafındaki ortaya çıkmaktadır. insanlara İnsanda seksüel dürtülerin saldırganlık tarzında yapılan SPECT çalışmasında,sağlıklı erkeklerde orgazm sırasında sağ frontal lobda aktivite artışı saptanmıştır. f) Rinensefalon: Limbik kortekste bulunan rinensefalonun koku duyusu ile seksüel uyarılar üzerinde dolaylı etkileri olmaktadır

18 This watermark does not appear in the registered rsion SANTRAL NÖROMEDİATÖRLER: Ereksiyonun merkezi alanda(mpoa) dopamin, nörotransmitter varlığı olan hipotalamustaki norepinefrin saptanmıştır.ayrıca serotonin medial medial gibi preoptik pek hipotalamik çok zonun supraoptik bölümündeki parantriküler nükleustan oksitosin vazopressin salgılanmaktadır. a) Dopamin: Dopaminerjik uyarı libidoyu arttırır ereksiyona neden olur. Bunun göstergesi erkeklerde D1 D2 reseptörleri uyaran apomorfinin seksüel uyanma penil ereksiyona yol açmasıdır. b) Serotonin: Genel farmakolojik bilgiler serotoninin 5-hidroksi triptofan (5HT) yoluyla ereksiyonu inhibe ettiği şeklinde olmasına karşın 5-HT-1A reseptör agonistleri, erektil işlevi inhibe edip ejakülasyonu sağlar. 5-HT-1C reseptörlerinin agonistleri uyarımı ereksiyona neden olur. 5-HT-2 reseptör ise, ereksiyonu inhibe ederken seminal emisyon ejakülasyonu kolaylaştırır. c) Prolaktin: Artmış prolaktin düzeyleri seksüel işlevi baskılar. Prolaktinin etki mekanizmasının MPOA da dopaminerjik aktivitenin inhibisyonu yoluyla gerçekleştiği düşünülmektedir. d) Noradrenalin: Santral olarak seksüel fonksiyonlara pozitif etki yapar görünmektedir. İnsanlarda ratlarda noradrenalin salınımının bir alfa 2 adrenerjik agonisti olan klonidin ile inhibisyonu seksüel davranışlarda bir azalma yaparken, bir alfa 2 reseptör antagonisti olan yohimbin ile seksüel aktivitede artış gösterilmiştir. Alfa 1 adrenoreseptörün uyarılması ratlarda seksüel aktiviteyi arttırırken; blokajı inhibisyon yapar. e) Opioidler: Endojen opioidler seksüel davranışı arttırmaktadır. Daha yüksek dozlar, hem ereksiyonu inhibe etmekte hem de oksitosin ya apomorfin etkisiyle esnemeye neden olmaktadır. Ayrıca santral endojen opioidlerin oksitoninerjik ileti üzerinden inhibitör bir kontrol sağlanabilecekleri belirtilmektedir. f) Oksitosin: Seksüel aktivite sırasında kan seviyesi artar. Oksitosinin aracılık ettiği penil ereksiyonda ikinci habercinin kalsiyum olduğu ileri sürülmektedir. Ayrıca oksitosinin düzeylerine bağlı olduğu savunulmaktadır etkisinin nöronlardaki belli NO

19 This watermark does not appear in the registered rsion - Görme duyma koklama hayal dokunma Seksüel sinyal Psikojenik uyarılar Penil karnozal sinir Motor uyarılar Dorsal sinir Karnozal düz kas Sakral ereksiyon merkezi Duysal sinyal Şekil 7 Ereksiyonla sonuçlanan uyarılar B.EREKSİYONUN PERİFERİK KONTROLÜ 1. PERİFERİK YOLLAR: Penisin innervasyonu hem otonomik (sempatik parasempatik) hem de somatiktir (duyusal motor). Medulla spinalis periferik ganglionlardaki nöronlardan sempatik parasempatik sinirler, ereksiyon detümesans sırasındaki nörovasküler olaylara etki etmek üzere korpus karnozumlara korpus spongiozuma giren karnöz sinirleri oluşturacak şekilde birleşir. Somatik sinirler başlıca duyu hissi ile bulbokarnoz iskiokarnöz adalelerin kasılmasından sorumludur. a) Otonomik yollar:sempatik yollar T12-L2 ye kadar olan spinal segmentten köken alırlar. Bazı lifler lumbar splanknik sinirler yoluyla inferior mezenterik superior hipogastrik pleksusa gelirler, buradan ayrılan lifler hipogastrik sinirler içinde seyrederek pelvik pleksusa gelirler. Parasempatik yollar S2-4 sakral spinal kord segmentlerinin interomedial hücre kolonların içindeki nöronlardan çıkarlar. Pregangionik

20 This watermark does not appear in the registered rsion - lifler pelvik sinirlerin içinden geçerek pelvik pleksusa ulaşır burada eden dalıdır. sempatik sinirlerle birleşir. Karnöz İatrojenik sinirler pelvik pleksusun erektil disfonksiyondan penisi korunmak için inner radikal cerrahilerde bu sinirlerin seyirine dikkat etmek gerekir. Pelvik pleksusun karnöz sinirin uyarılması ereksiyonu başlatırken, sempatik trunkusun uyarılması detümesansa neden olur. Sakral spinal kord hasarlı birçok hastada refleks ereksiyonlar ortadan kalksa da psikojenik ereksiyon kabiliyeti korunmaktadır. T9 üzerinde lezyonu olan hastalarda psikojenik ereksiyon da görülmez. b) Somatik yollar: Somatosensoryal yollar penis derisi, glans, üretra korpus karnozumlar içindeki duysal reseptörlerden kaynaklanır. İnsan glans penisinde çok sayıda afferent sonlanmalar vardır. Dorsal sinir hem somatik hem otonomik bileşenlere sahip olup ereksiyon ejekülasyon fonksiyonunu penil düzenler. S2-4 spinal segmentteki Onuf Nükleusu somatomotor innervasyonun iskiokarnöz ulaşırlar. Pudental merkezidir. Bu sinirler, sakral sinirler içinde seyrederek bulbökavarnöz sinir ile kasları inner iskiokarnöz ereksiyon fazının oluşmasına neden olur. Şekil 8 Periferik sinir sistemi eden kasların pudental kontraksiyonu sinire rijit

21 This watermark does not appear in the registered rsion - 2) PERİFERİK NÖROMEDİATÖRLER: a)noradrenalin: İnsanda alfa adrenerjik sinir lifleri reseptörleri karnöz arterlerde gösterilmiştir. Noradrenalin, penil detümesansta rol oynayan önemli bir nöromediatördür. b)endotelin: oynayan etkili bir Endotel hücrelerinden üretilen detümesansta rol vazokonstriktördür. İn vitro endotelin-1 karnöz düz kasları kasar noradrenalin ile sinerjistik etki gösterir. Tromboksan A2, prostaglandin F2alfa, lökotrienler anjiotensin II diğer etkili vazokonstriktörlerdir. Sempatik sinir sistemi Noradrenalin Nöropeptid Y KASILMA Düz kas hücresi Endotelin Prostanoid Vasküler sinüs endotelyum Şekil 9 Düz kas kasılmasını kontrol eden periferal faktörler c)asetilkolin: Penisin kolinerjik innervasyonu fare insan korpus karnozumunda muskarinik reseptörlerin kolinerjik ile kanıtlanmıştır. Asetilkolinin penil ereksiyondaki sinir liflerinin etkisi direkt varlığı olmayıp, presinaptik adrenerjik nöronların inhibisyonu endotelyal hücrelerden nitrik oksit salınımını uyarması aracılığı ile indirekttir. d)vazoaktif gevşemenin, NO intestinal sentez blokörü polipeptid (VİP): VIP nin N-nitro-L-arjinin ile neden inhibe olduğu edildiği, bu nedenle de VIP nin ereksiyondan sorumlu önemli bir nöromediatör olduğu bilinmektedir. Asetilkolin, VIP nnos parasempatik lokalizedir nöronlarda birlikte

22 This watermark does not appear in the registered rsion - e ) Nitrik oksit (NO): NO, nonadrenerjik nonkolinerjik sinir uçlarından endotelden salınan, penis ereksiyonundaki en önemli nöromediatördür. NO nun nöronal (nnos/nos-1), makrofaj diğer immun hücrelerde (inos/nos-2) endotelyal (enos/nos-3) olmak üzere üç farklı konumu vardır. NOS-1 NOS-3 hücre içi Ca konsantrasyonunu arttıran vazodilatatör etkili asetilkolin bradikinin gibi ajanlarla akti olur. İmmun sistemdeki NOS, Ca ile değil sitokinlerle uyarılır. Peniste sinir uçlarından ya da endotelyal hücrelerden salınan NO, düz kas hücrelerine diffüze olur guanil siklaz aktivasyonuyla düz kas üzerine gevşetici rolü olan cgmp yi üretir. PDE 5 inhibitörleri cgmp nin yıkılmasını önleyerek ereksiyonu sağlar. Moleküler oksijen, androjen, uzun süreli L-arginin kulanımı tekrarlayan intra karnöz prostaglandin E-1 enjeksiyonları NOS aktivitesini NO salınımını arttırırken kastrasyon, denervasyon, hiperkolesterolemi diabetus mellitusta NOS seviyesi azalmaktadır. Parasempatik sinir ucu Sempatik sinir ucu Asetil kolin Vazoaktif intestinal polipeptid Prostanoidler Kalsitonin gen related peptid GEVŞEME Nitrik oksit Düz kas hücresi Vasküler sinüzoidal endotelyum Şekil 10 Düz kas gevşemesini kontrol eden periferal faktörler

23 This watermark does not appear in the registered rsion - 3) DÜZ KAS FİZYOLOJİSİ Düz kas kasılması gevşemesi sitozolik serbest Ca+2 düzenlenir. Kalmodülin hafif zincir kinazdan ayrılarak onu tarafından inakti eder. Miyozinin, miyozin hafif zincir fosfataz ile defosforilize olarak aktin filamanından ayrılması kas gevşemesi ile sonuçlanır. camp cgmp düz kas gevşemesindeki ikincil habercilerdir. camp cgmp bunlara bağımlı protein kinazları akti ederler; bu protein kinazlar belli proteinleri iyon kanallarını fosforile eder sonuçta; (1)potasyum kanallarının açılması hiperpolarizasyonu (2)endoplazmik retikulum tarafından hücreiçi kalsiyumun hapsedilmesi (3)voltaj bağımlı kalsiyum kanallarının inhibisyonu böylece kalsiyum girişinin engellenmesi, sonuç olarak sitozolik serbest kalsiyumda bir düşme düz kasta gevşeme olur. a) İyon kanalları: Düz kas tonusunda önemli rol oynayan ekstrasellüler kalsiyum, etki potansiyeli sırasında hücre içine girmek zorundadır. Kalsiyumsodyum değiştirici protein kalsiyum ATPaz kalsiyumun düz kastan çıkışını sağlayan önemli proteinlerdir. Çalışmalar karnöz düz kasta en az dört tip potasyum kanalı tipi göstermiştir. 1-Kalsiyuma duyarlı potasyum kanalı(maksi-k) 2-Metabolik olarak kontrol edilen potasyum kanalı(k ATP) 3-Geç tasfiye edilen kanal 4-Hızlı, kısa süreli A akımı(i A) kanalı DÜZ KAS GEVŞEMESİ Düz kas hücresi Nitrik oksit Şekil 11 Nitrik oksit Ca K iyon kanalları

24 This watermark does not appear in the registered rsion - Kalsiyuma duyarlı potasyum kanalları camp bağımlı düz kas gevşemesinde rol oynayabilir.asetilkolin sodyum nitroprussid rilmiş korpus karnozumun düz kaslarında sitozol içi potasyumda azalma potasyum iletisinde bozulma gösterilmiştir. b) Fosfodiesterazlar: cgmp artışı sonrasında düz kas hücresinde gevşeme dolayısıyla penil ereksiyon meydana gelir. Flask hale dönüş sırasında cgmp, PDE tip 5 ile GMP ye hidrolize edilir. 11 PDE izoenzim ailesinden sadece PDE 5, 6 9 bir substrat olarak cgmp için spesifiktir. PDE 2, 3 4 korpus karnozumda bulunmalarına rağmen PDE 5 ile karşılaştırıldıklarında fizyolojik ereksiyonda anlamlı rol oynamazlar. c) Hücreler arası iletişim: Ereksiyon detümesans sırasında gevşeme kasılmayı senkronize etmek için karnöz düz kaslar arasında bir iştirak olmalıdır. Bazı çalışmalar komşu kas hücrelerinin membranlarında iştirak noktaları (gap junction) varlığını göstermiştir52. Bu hücreler arası kanallar kalsiyum gibi iyonlarla, ikincil mesajcı moleküllerin değişimine olanak rir. Gap junction lar, komşu hücreleri birbirine doğrudan bağlayan düşük dirençli transmembran kanalları içeren plazma membranının özelleşmiş bölümleridir. Konneksin olarak bilinen altı homolog transmembran proteini bir semikanalı oluşturur. İnsan korpus karnozumunda gap junction kanalları esas olarak konneksin 43 ten oluşmaktadır. İştirak noktalarının patofizyolojik önemleri henüz tam olarak açıklanmamıştır. İntraselüler alan Hücre membranı Gap junction Ca iyonları, K iyonları, İkinci mesajcılar (IP3, DAG, cgmp) Düz kas hücreleri Şekil 12 Düz kas hücreleri arasındaki bağlantı noktası

25 This watermark does not appear in the registered rsion - EREKSİYON VE DETÜMESANSIN HEMODİNAMİSİ Penil erektil doku, özellikle de karnöz düz kasla, arteriol arter duvarlarının düz kasları, erektil süreçte anahtar rol oynar. Flask durumda, bu düz kaslar kontraktedir, beslenme amacı ile sadece az miktarda arteryal akıma izin rir. Seksüel uyarı ile hormonal, nörojenik lokal sinyallerin kombinasyonuna rilen hemodinamik yanıt sonucu ereksiyon oluşur. Ereksiyonun fazları Faz 0,Flask Faz: Penis, sempatik sinir tonusu altında flask durumdadır. Beslenme için 15 ml/sn den düşük bir arteryel akım vardır.trabekül düz kaslar kontraktedir,sinüsoidler boştur kan gazları nöz kandakine benzer. Faz 1, Dolum Fazı(Latent Evre): Parasempatik uyarı arteryel dilatasyona trabeküler gevşemeye neden olmuştur dolayısıyla hem sistolde hem de diastolde kan dolmaya başlar; akım hızı 30 cm/sn den daha yüksektir. İntrakarnozal basınçta daha bir artış olmamıştır. Bu evre, 30sn ile birkaç dakika arasında sürer. Faz 2, Tümesans: İntrakarnozal basınç yükselir, arteryel akımda rölatif bir artış olur, ancak intrakarnozal basıncın diastolik basıncı geçtiği andan itibaren inflow sadece sistolde olur. Penis daha uzun, geniş pulsatildir. Şekil 13 Erkek seksüel döngüsü Faz 3, Tam Ereksiyon: İntrakarnozal basınç, sistolik basıncın %90 ına kadar ulaşır mmHg). Bu aşamada nookluziv mekanizma sinüzoidal mesafelerin dolmasına bağlı olarak devreye girer. Baskılanan

26 This watermark does not appear in the registered rsion - subtunikal nöz pleksustan emisser nlere kan geçişi minimale iner. İnflow azalmıştır ancak, flask evredekinden daha yüksektir. Kan gazlarının değerleri, arteryel olanınkine eşittir. Faz 4, Rijit Ereksiyon: Bu evrede pudental sinirin uyarılması ile m. İschiokarnozuslar kasılarak intrakarnozal basıncın sistolik kan basıncının üzerine çıkmasını sağlar (300 mmhg). İnflow durur Emisser nler kapanır. Fizyolojik bir priapismus hali ortaya çıkar. Faz 5, İnisial Detümesans: Olasılıkla, nöz outflowu sağlamak için sempatik uyarıyla bir intrakarnozal basınç artışı vardır. Faz 6, Yavaş arterler daralır; Detümesans: Trabeküler düz kas kasılır helisinal intrakarnozal basınç düşerek subtunikal Fazı: Sempatik uyarı nlerdeki kompresyon açılır. Faz 7, Hızlı Detümesans intrakarnozal basıncın yükselmesine outflowun hızla artmasına sebep olur. Ereksiyonun Tipleri Refleks ereksiyon: Genital uyarıyla başlar. Afferent yol pudental sinirden, efferent yol ise sakral parasempatiklerden geçer. Torasik sakral spinal yaralanmalarda bu ereksiyon korunur. Psikojen ereksiyon: Görsel ya işitsel uyarı, fantezi ile başlar. Serebral uyarılar torakolomber sakral merkezlerden karnöz sinire ulaşır. Sakral yaralanmalarda ereksiyon olma oranının çok düşmesi, esas baskın merkezin sakralde olduğunu gösterir. Testosteronun hayal gücü ya da görsel olarak gelişen ereksiyona etkisi çok azdır ya da yoktur53. Nokturnal ereksiyon:bilinç dışı oluşan bir ereksiyondur.genellikle uykunun REM döneminde olur. Görsel genital uyarıyla oluşan ereksiyon mekanizmasından farklı bir mekanizma ile gerçekleşebilmektedir Testosteron düzeyi ile noktürnal ereksiyon arasında bağlantı vardır. Penis flaksidite ereksiyonun devamlılığını sağlayan hemodinamik olayları penil düz kasının tonusu belirler. Flask fazda başta noradrenerjik aktivite ile penil düz kas tonusu artar, laküner boşlukta düşük akım düşük basınç oluşur. Ereksiyonda ise düz kas tonusu azalır, karnozal arteryel düz kas gevşer. Subtunikal nüllerin elongasyonu, çaplarında azalma akıma karşı dirençte artış, kanın karnoz sinüslerde hapsolmasını sağlar. Penil düz kasın kasılabilirliği birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörler; nörotransmitterler, hormonlar,

27 This watermark does not appear in the registered rsion - endotel kaynaklı maddeler, reseptör ekspresyon düzeyinin yeterliliği, kalsiyum dengesi, kontraktil proteinler arası iletişim gap-junctionlar aracılığı ile oluşan düz kas hücreleri arasındaki efektif intrasellüler bağlantıdır54. Relaksan kontraktil faktörler arasındaki etkileşim denge penil düz kas tonusunu belirler. EREKTİL DİSFONSİYON NEDENLERİ 1. Psikojenik 2. Nörojenik 3. Endokrinolojik 4. Vaskülojenik a) Arteriyel b) Karnozal(nojenik) c) Hem arteriyel hem karnozal 5. İlaca bağlı 6. Yaşlanma,sistemik hastalıklar Karnozal (Venojenik) Erektil Disfonksiyon Şekil 14 Erektil disfoksiyon nedenleri Venookluziv disfonksiyon şu patofizyolojik süreçleri takiben oluşur; 1. Korpus karnozumları drene eden geniş nöz kanalların varlığı ya da gelişimi 2. Tunika albugineada dejenaratif değişiklikler ya da travmatik hasar nedeniyle subtunikal hastalığında elastikiyetini emisser nlerde kaybetmiş tunika yetersiz kompresyon. Peyroni albuginea, emisser nlerin kapanmasına engel olabilir55. Tunika albuginea elastik liflerin azalmasının mikroyapısının değişmesinin bazı erkeklerde impotansa katkıda bulunabileceğini bildirilmiştir56. Flask durum Erekt durum Şekil 15 Ereksiyon sırasında nöz hemodinami

28 This watermark does not appear in the registered rsion Trabekül,karnöz düz kas endotelyumun fibroelastik içeriğindeki yapısal değişiklikler nöz kaçağa yol açabilir. 4. Yetersiz nörotransmitter salınımının olduğu ya da aşırı adrenerjik tonusa sahip endişeli şahıslarda, yetersiz düz kas gevşemesi buna bağlı sinüsoidlerderin kompresyonu yeterli genişleyememesi olabilir. Alfa adrenerjik subtunikal reseptörlerde nüllerin değişiklik ya yetersiz da NO salınımındaki bir azalmanın, düz kas tonusunu arttırabileceği endojen kas gevşeticilerine bağlı oluşan gevşemeyi azaltabileceği gösterilmiştir Edinsel nöz şantlar : Priapizmin operatif glans/karnöz düzeltilmesi sonrasında cisim, ya da karnöz cisim/spongioz cisim arasında kalıcı şantlar meydana getirebilir. Testosteron Hipotalamustan gelen uyarılarla anterior hipofizden salınan Luteinize edici hormon (LH) testiste Leydig hücrelerinden steroid yapıda olan testosteronun sentez sekresyonunu sağlar 58. Gonadlarda yapılan testosteron tüm vücut testosterunun %95 ini oluşturur. % 5 testosteron ise adrenal glandlar tarafından sentezlenir. Testosteron karaciğerde konjugasyon oksidasyon ile inakti olurken, hedef dokularda aktif metabolitleri olan 58,59 (DHT) Östradiole (E2) çevrilir Dihidrotestosteron. Steroid yapıdaki bu hormonlar vücuttaki pek çok dokunun gerek embriyonel hayatta gerekse daha sonraki dönemlerde farklılaşması gelişiminde önemli rol oynarlar60,61,62. Testosteron seksüel farklılaşma, eritropoetin kendisi maskülinizasyon, kemik yapı kemik iliği gelişimi, salınımı, psikotrofik fonksiyon potens-libido üzerine etki gösterirken; DHT seksüel farklılaşma, saç uzaması, sebum üretimi prostat dokusunun gelişimi üzerine etki etmektedir. Testislerde kortekslerin günde kapasitesi 0.24 ise mikromol esasen testosteron sentezlenirken, androstenedion olmak üzere adrenal mikromol'dür63. Testosteronun dolaşımdaki yarı ömrü 8,6 +/- 3,2 saattir. Wishart ark., serbest androjenleri esas alarak yaptıkları araştırmalarında testosteronda düşmenin 31 yaşından sonra başladığını daha sonra da devam ettiğini ortaya koymuşlardır yaşları arasındaki erkeklerin %7'si, arasındakilerin %21'i 80 üzerindekilerin ise %35'i normalin altında testosteron

29 This watermark does not appear in the registered rsion - düzeylerine sahip olarak bulunmuşlardır64. Günümüzde anlaşılmıştır ki, bio-aktif (seks hormon bağlayan globulin-shbg'e bağlı olmayan) testosterondaki yaşa bağlı düşüş, total testosterondaki düşüşden çok daha anlamlıdır. Dolaşımdaki testosteron üç fraksiyon halinde bulunur: serbest testosteron (totalin %2'sini oluşturur), albumine bağlı testosteron (totalin yaklaşık %40-60'ı) SHBG'e bağlı testosteron (totalin yaklaşık %40-60'ı)65. T nin %98 i plazma proteinlerine bağlı iken, biolojik olarak aktif Free T %2 oranındadır Şekil 16 Androjenlerin vücuttaki metabolizması Her ne kadar serbest testosteron düzeyi yaşa bağlı olarak düşmekteyse de, bireyler arasında önemli farklılıklar da gözlenmektedir. 75 yaşın üzerindeki erkeklerin yaklaşık %20'sinde testosteron seviyesi genç erkeklerin normal değerler aralığının üst çeyreği içerisinde bulunurken, %25'inde hipogonadal düzeyde, belirgin düşme vardır (< 11 nmol/l total < 220 pmol/l serbest testosteron)66. Şekil 17 Testosteronun yaşa bağlı değişimi

30 This watermark does not appear in the registered rsion - ELEKTRON MİKROSKOPİSİ Elektronların aydınlatma kaynağı olarak ilk kullanımı 1920li yıllarda, de Broglie çalışmalarından esinlenilerek yapılmıştır. De Broglie ye göre ışığın iki yönlü oluşu (ışığın hem dalga hem de cisim özelliklerine sahip olması) cisimlerin (elektronlar) de düşündürmektedir. düşüncesini doğrulayan hızlandırılmış yanısıra ciddi 1927 dalga yılında deneyler elektronların lenslerin özelliklerine Davisson yapmışlardır nm yapısındaki sahip Germer, De Teorik olarak çözünürlüğü sınırlamalar bu olabileceklerini olması Broglie nin 100kV a gerekliliğinin potansiyelin ortaya çıkışını olarak engellemekteydi. Standart bir elektron mikroskobunun 0.2nm ya daha düşük bir çözünürlüğü bulunmaktadır. Transmisyon emisyon mikroskopisinin görüntüyü yüksek kalitede çok fazla büyütmesi standart ışık mikroskoplarına göre en büyük avantajı olarak kabul edilmektedir. Elektron mikroskobunun sunduğu bu yüksek kalitede büyütme histolojik görüntünün dışında hücrelerin teker teker ultrastrüktürünü görüntüleme olanağı tanımaktadır. Bu yöntemin fiziksel formülü R= 0.61* λ / NA (R: rezolüsyon, optikal sistemin birbirine çok yakın objelerin ayrı ayrı görüntülerini oluşturabilme kapasitesi, λ: ışığın dalga boyu, NA: lensin aperatür boyutu) olarak ifade edilmektedir. Herhangi bir lensin rezolüsyonu ışık kaynağının dalga boyundan etkilenmektedir. Örnek olarak; standart bir ışık mikroskobunun rezolüsyonu 200nmdir. Oysaki daha kısa dalga boylarında radyasyon yayan floresan mikroskobu 100nm aralıklı cisimleri ayırt edebilecek bir rezolüsyona sahiptir. Transmisyon Elektron Mikroskopunun Parçaları Bu bölümde transmisyon elektron mikroskopunun parçaları ile ilgili olarak rilecek olan bilgiler alet ile ilgili temel bir giriş aletin çözünürlük kapasitesini etkileyen faktörleri değerlendirmek için kullanılmaktadır

31 This watermark does not appear in the registered rsion - Şekil 18 Transmission elektron mikroskobunun şematik görünümü (Lawrwnce Allen 1994) Transmisyon elektron mikroskopunun temel çalışma prensibi basit ışık mikroskobu ile aynıdır, görüntüyü büyütmek için lensler kullanılmaktadır. Fark kullanılan radyasyonun cinsinde (ışık ya elektronlar) radyasyonu odaklama yöntemlerindedir (cam ya elektromanyetik lensler). 1)Elektron Silahı Elektron silahı elektronların oluşumunu sağlayan aletdir. Aletin en önemli parçaları filaman, Wehnelt koruyucusu anoddur

32 This watermark does not appear in the registered rsion - a)filaman Normalde V şeklinde tungsten tellerden oluşan termionik yayılımla elektronlar oluşmaktadır. LaB6 filamanlarının kullanılması durumunda oluşan elektron yoğunluğu artmaktadır. b)wehnelt Shield Filaman tek bir açıklığı bulunan Wehnelt Shield denilen bir koruyucu tabaka ile tamamiyle çevrelenmektedir. Bu yapı filamentten daha fazla negatif enerji taşımaktadır (bias voltaj), aynı olan yükler yayılan elektronların koruyucunun açıklığından çıkmasını sağlar. Oluşan elektron bulutuna effektif elektron kaynağı denilmektedir. Fillamanının enerjisi arttırıldıkça daha çok elektron oluşturuldukça bias voltajı da artmaktadır elektronların daha dar bir halka etrafında toparlanmalarını biraz fakat sağlar. aşılmasıyla daha Optimal oluşmaktadır. kaliteli bir yararlanım Bu değerin görüntü oluşturacak filaman satürasyon daha voltajının çok yüksek değerlere ulaşmasına neden olur fazla şekilde değerinin arttırılması bias ki bu da elektronların koruyucu açıklığına ulaşmasına engel olmakta görüntünün bozulmasına neden olmaktadır. c)anod Anod koruyucunun yanına arada çok az bir mesafe bırakacak şekilde yerleştirilmektedir. Anod sıfır potansiyelde tutuldukça, elektronlar kaynaktan uzaklaşacak şekilde anodun açıklığında kolonun içine hareket etmektedir. Elektronların hareket hızı kaynak voltajı ile anodun voltaj farklarına bağlıdır. Bu voltaj farkına hızlanma voltajı denilmektedir. Birçok mikroskopta bu hız -20kV ile -120kV arasında ayarlanabilecek şekilde hazırlanmıştır. Hızlanma voltajı ile elektron dalga boyu ters orantılı olduğundan elektron mikroskobunun total gücü elekton silahının çalışmasından direk olarak etkilenmektedir. En yüksek düzeyde çözünürlüğün elde edilebilmesi için en yüksek düzeyde hızlanma voltajı ile çalışmak gerekir. Genel kanı mikroskop spesimenin yapılarının en iyi gösterebilecek en yüksek düzeyde hızlanma voltajı ile kullanılmalıdır. Çoğu durumda bu kV 2)Elektron Lensi Elektronları kırmak için kullanılan lensler genelde arasındadır. elektromanyetik sargılar ya solenoidlerdir. Enerji ile yüklendiklerinde lensin diğer ucunda

33 This watermark does not appear in the registered rsion - elektronlar odaklanmaktadır. Odaklama özellikleri gücü değiştirilerek yapılabilir. Lens organizasyonu görüntünün oluşumu Elektron ışık mikroskobundaki lensin düzenlenmesi fonksiyonu, standart mikroskobu ile benzerlik göstermektedir. Elektronların ışın çapının belirlenmesini örneğin görüntüsünü büyüten kondenser lens elekron silahı ile oluşturulan elektronları organize etmektedir. Örnekten geçen görüntüleme sistemine aktarılmaktadır. Görüntü sistemi elektronlar objektif, ara projektör lenslerden oluşmaktadır. Bu lenslerin esas görevi gelen ışınları odaklamak, büyütmek ekrana yansıtmaktır. Ultrastrüktürel ultrastrüktürel yapıların yapıların lokalize tekrardan edilmesinin zor görüntülenmesi olması gerekliliği bu durumu, görüntülerin kayıt edilmesi ihtiyacını doğurmaktadır. TEM için özel olarak geliştirilen fotoğrafik film yüksek çözünürlük kalitesi görüntü kalitesi ile mevcut kayıt yöntemleri arasında en iyi tercih olmayı devam ettirmektedir. Son zamanlarda yeni geliştirilen yüksek çözünürlüklü dijital foroğraf makineleri elde edilen görüntünün elektronik ortamda saklanma imkanını rmektedir. Dijital makinelerin bir diğer avantajı düşük aydınlatma seviyelerinde bile kayıt yapabilmeleri. Bunun getirisi örneğin daha düşük düzeyde elektron programlarının dalgalarına kullanımıyla görüntülerin üzerinde dansitometrik analizler birlikte yapılan maruz düşük kalmasıdır. kontrast değişikliklerle Doğru ile elde değişik bilgisayar edilen morfolojik dijital yapılabilmektedir. MATERYAL VE METOD Bu deneysel çalışmada ağırlıkları gr olan 16 haftalık 30 adet erişkin Sprague Dawley cinsi erkek fare kullanıldı. Onarlı üç gruba ayrılan farelerden I.gruba cerrahi kastrasyon, II. gruba LHRH analoğu rilerek medikal kastrasyon, III. gruba ise sham opersyonu uygulandı. Her üç grubun beslenmeleri yapıldıktan bakımları arasında fark yoktu. Halotanla indüksiyon sonra 30 mg/kg tiyopental sodyum rilerek anestezi uygulandı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi Prof. Hv.Tbp. Kd.Alb. Mesut ÇETİN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği Direktörü-İstanbul 1 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni GATA Haydarpaşa Eğitim

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com Andropoz: Yaşlanan Erkek: Tarihsel yaklaşım Yaşlanma ile beraber gonadal (testis) fonksiyonlarda azalma ve bu durumun kişi üzerine etkileri antik çağlardan beri bilinmekte ve araştırılmaktadır. Örneğin

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV KAN AKIMININ KONTROLÜ Nöronal Humoral Lokal Otonom Sinir Sistemi Plazma Epinefrin, Anjiyotensin II, Vazopressin, İyonlar Akut Kontrol DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV Uzun Süreli Kontrol Dr. Nevzat KAHVECİ

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Androjenler ve Anabolik Steroidler

Androjenler ve Anabolik Steroidler Androjenler ve Anabolik Steroidler Sentezleri Androjenler kolesterolden sentezlenirler. Testosteron, testisin interstisyel (leydig ) hücrelerinde, 5-Pregnonolon dan sentezlenir. Testosteron salındıktan

Detaylı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı İŞEME FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Türk Üroloji Yeterlilik Kurulu, Sertifikasyon Sınavlarına Hazırlık Kursu 15-17 Kasım 2016, Kızılcahamam

Detaylı

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Epidemiyoloji Memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik Hem etkilenen kişiler hem de onların partner ve ailelerinin

Detaylı

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri TESTOSTERON (TOTAL) Kullanım amacı: Erkeklerde ve kadınlarda farklı kullanım amaçları vardır. Erkeklerde en çok, libido kaybı, erektil fonksiyon bozukluğu, jinekomasti, osteoporoz ve infertilite gibi belirti

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü)

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü) SİNİR SİSTEMİ BEYİN Belirli alanlar belirli davranış ve özelliklerden sorumlu. 3 kısım Arka beyin (oksipital lob) Orta beyin (parietal ve temporal lob) Ön beyin (frontal lob) Arka Beyin Medulla Omuriliğin

Detaylı

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ DÖNEM II. DERS KURULU 0 Şubat Nisan 0 Dekan : Dönem II Koordinatörü : Ders Kurulu Başkanı : Prof.Dr. Yrd.Doç.Dr. Yrd.Doç.Dr. KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DERS VEREN ÖĞRETİM ÜYELERİ 0 (x) -

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ.

25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ. 25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ Sayın Hastamız Aşağıda sunulan bilgiler, size uygulanacak olan cerrahi girişim ve cerrahi

Detaylı

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 F i z 2 0 8 S i s t e m l e r i n Ko n t r o l M e k a n i z m a l a r ı Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri Adnan Kur t Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 Motivasyon:

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com ÜRO-ONKOLOJİK CERRAHİ GİRİŞİMLER SONRASI EREKTİL FONKSİYON Dr. ÖNDER YAMAN Erektil disfonksiyon (ED), seksüel ilişki için gerekli olan penil ereksiyonun başlatılmasında, sağlanmasında ve devamında yetersizlik

Detaylı

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2 Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Kalbin Çalışması ve İşlevleri Kalbin Anatomisi Kalbin Anatomisi Kalp Kapakları (Sağ) (Sol) Kalbin

Detaylı

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 2017-2018 Güz Dönemi PERİFER SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Periferdeki organlara yönelik sinirsel iletişimin sağlandığı sisteme, PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ,

Detaylı

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DÖNEM II. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi Şubat 0 Nisan 0 HAFTA Prof.Dr. DEKAN DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DERS KURULU BAŞKANI Yrd.Doç.Dr. Tolgahan ACAR Yrd.Doç.Dr. Hikmet BIÇAKÇI KURUL DERSLERİ

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ İ İ İ Düz Kas Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.net net Düz Kas Kalp kası İskelet kl kası Düz kas Düz Kas Düz

Detaylı

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS KEMORESEPTÖR REFLEKS DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VI Dr. Nevzat KAHVECİ Kemoreseptörler, kimyasal duyarlılığı olan hücrelerdir. Kan basıncı 80 mmhg nin altına düştüğünde uyarılırlar. 1- Oksijen yokluğu

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

Otonom Sinir Sistemi - II. Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D.

Otonom Sinir Sistemi - II. Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D. Otonom Sinir Sistemi - II Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D. Nörotransmiter Nöropeptid - Nöromodülatör Sinir sisteminde her nöron bir tür nörotransmiter salgılar Asetil kolin: Kolinerjik nöron Adrenalin/Noradrenalin:

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

Psikofarmakolojiye giriş

Psikofarmakolojiye giriş Psikofarmakolojiye giriş Genel bilgiler Beyin 100 milyar nöron (sinir hücresi) içerir. Beyin hücresinin i diğer beyin hücreleri ile 1,000 ile 50,000 bağlantısı. Beynin sağ tarafı solu, sol tarafı sağı

Detaylı

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI Receptörler İntrasellüler hidrofobik(llipofilik)ligandlara baglananlar Nükleer hormon reseptörleri Guanylate siklaz(nitrikoksid receptor) Hücre yüzey hidrofilik ligandlara

Detaylı

PREMATÜR EJAKÜLASYONLA HORMONAL DEĞERLER VE KRONİK PROSTATİT İNDEKSİNİN İLİŞKİSİ

PREMATÜR EJAKÜLASYONLA HORMONAL DEĞERLER VE KRONİK PROSTATİT İNDEKSİNİN İLİŞKİSİ T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Üroloji Kliniği Şef: Doç. Dr. M. İhsan Karaman PREMATÜR EJAKÜLASYONLA HORMONAL DEĞERLER VE KRONİK PROSTATİT İNDEKSİNİN İLİŞKİSİ

Detaylı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı DR. NUMAN BAYDİLLİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı 1 Aşırı aktif mesane (AAM) Altta yatan bir enfeksiyon veya patoloji olmaksızın Sık idrara çıkma (frequency) Ani sıkışma hissi

Detaylı

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR MOTOR PROTEİNLER Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre iskeleti, Hücre şeklini ve sitoplazmanın organizasyonunu belirleyen bir yapı iskelesi görevi yapar. Hücre hareketlerinin gerçekleşmesinden sorumludur.

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI 11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI DOLAŞIM SİSTEMİ İki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere kalpler dört odacıktır. Temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2010 KAS, SİNİR ve DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2010 KAS, SİNİR ve DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2010 KAS, SİNİR DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU 19 EYLÜL 2016-11 KASIM 2016 DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM 72 10X2 82 HİSTOLOJİ

Detaylı

Kapiller Membrandan Diffüzyon

Kapiller Membrandan Diffüzyon MİKRODOLAŞIM DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III Dr. Nevzat KAHVECİ Düz kas lifleri Endotel Arteriol Metarteriol Prekapiller sfinkter Kapiller Venül Kapiller yatak Düz kas lifleri Endotel Kapiller Membrandan

Detaylı

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Sinir Sistemi Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. İnsan Vücudu Üro-genital sistem Sindirim sistemi Solunum sistemi Kardiyovasküler sistemi Endokrin sistem Sinir sistemi

Detaylı

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır. Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.yine

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS 2018) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 1 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 2 Prospektüs 3 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) Steril,apirojen Formülü Beher Zoladex LA Subkütan implant, enjektör içinde, uygulamaya hazır, beyaz

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin Hipotalamus hormonları Hipotalamik hormonlar, ön hipofiz hormonlarının sentezini ve sekresyonunu düzenler. Hipotalamik hormonlar, hipotalamik-hipofizer sistemin kapillerlerindeki hipotalamik sinir uçlarından

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Üreme (Reprodüksiyon)

Üreme (Reprodüksiyon) VEYSEL TAHİROĞLU ÜREME ORGANLARI Üreme organları üremeye ilişkin işlevlerin (gametlerin oluşumu, cinsel birleşme, gebelik, doğum vs.) gerçekleşmesini sağlayan organlardır. Üreme (Reprodüksiyon) Tüm canlıların

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (24 MART

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (24 MART T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (24 MART 2014 -.. MAYIS 2014) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar.

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar. SİNAPS Bir nöronu diğerinden ayıran bir boşluk olduğu, Nöronların fiziksel olarak birleşmediği gözlenmiştir. Sinir uçlarında bulunan bu boşluklarda haberleşme vardır. Nöronlar arası bu iletişim noktasına

Detaylı

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır

Detaylı

Bu dersi tamamlayan öğrenci,fizyolojinin temel prensipleri, işleyiş mekanizmaları ve vücudun kontrol sistemini açıklayabilir.

Bu dersi tamamlayan öğrenci,fizyolojinin temel prensipleri, işleyiş mekanizmaları ve vücudun kontrol sistemini açıklayabilir. FİZYOLOJİ I Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori Laboratuar AKTS (saat/hafta) (saat/hafta) (saat/hafta) Fizyoloji I FTR 1.YIL/ 4 - - 5 1.yarıyıl 113 Güz Önkoşullar Yok Dersin dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersin

Detaylı

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Murat TUNCER Sunu planı: ED tanım, prevalans

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

AMİGDALA ve. Albert Long Hall, Boğazi. aziçi Üniversitesi 4-55 Nisan 2008. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız antısı ve ifade edilmesinde

AMİGDALA ve. Albert Long Hall, Boğazi. aziçi Üniversitesi 4-55 Nisan 2008. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız antısı ve ifade edilmesinde LİMBİK K SİSTEM S STEM AMİGDALA ve CİNSELLİK Prof. Dr. Ertan Yurdakoş İ.Ü.. Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Fizyoloji A.D. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız Emosyonların yaşant antısı ve ifade edilmesinde

Detaylı

ERKEKTE ÜREME VE HORMONAL FONKSİYONLAR. Dr. Nevzat KAHVECİ

ERKEKTE ÜREME VE HORMONAL FONKSİYONLAR. Dr. Nevzat KAHVECİ ERKEKTE ÜREME VE HORMONAL FONKSİYONLAR Dr. Nevzat KAHVECİ Erkek üreme sistemi Kadın üreme sistemi Üreme sağlığı Gebelik ve laktasyon Üreme sisteminin temel işlevi Üreme organları ve gonadların fonksiyonları

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (20 MART 2017-26 MAYIS 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS ) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM

Detaylı

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Kanseri Sempozyumu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 Mart 2010 Lenfatik Sistemin Genel

Detaylı

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM: II 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 1- NÖROENDOKRİN SİSTEM DERS KURULU. 19 Eylül 2011 02 Aralık 2011

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM: II 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 1- NÖROENDOKRİN SİSTEM DERS KURULU. 19 Eylül 2011 02 Aralık 2011 T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM: II 2011 2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 1- NÖROENDOKRİN SİSTEM DERS KURULU 19 Eylül 2011 02 Aralık 2011 KURUL DERSLERİ TEORİK LAB TOPLAM 1- ANATOMİ 39 22 61 2- BİYOFİZİK

Detaylı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Cover Page. The handle  holds various files of this Leiden University dissertation Cover Page The handle http://hdl.handle.net/1887/38405 holds various files of this Leiden University dissertation Author: Balcıoğlu, Hayri Emrah Title: Role of integrin adhesions in cellular mechanotransduction

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (21 MART MAYIS 2016)

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (21 MART MAYIS 2016) T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015 2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (21 MART 2016-24 MAYIS 2016) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Ejakülasyon Fizyolojisi ve Prematür Ejakülasyon Fizyopatolojisi. Dr. Aydın YENİLMEZ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji ABD

Ejakülasyon Fizyolojisi ve Prematür Ejakülasyon Fizyopatolojisi. Dr. Aydın YENİLMEZ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji ABD Ejakülasyon Fizyolojisi ve Prematür Ejakülasyon Fizyopatolojisi Dr. Aydın YENİLMEZ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji ABD Ejakülasyon Tanım: Seminal sıvının üretral meadan dışarı atılmasıdır.

Detaylı

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır.

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Dersin Amacı Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Hücre Sinyal İle3m Yolları Çok hücreli (mul>cellular) organizmalarda hücrelerin

Detaylı

Konjenital adrenal hiperplazi

Konjenital adrenal hiperplazi . Konjenital adrenal hiperplazi Dr. Đhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Adrenal bez Adrenal korteks fonksiyonları: Mineralokortikoidler sodyum geri alımı ve potasyum atılımını

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II I. DERS KURULU (5 HAFTA) 1901201 KAS VE PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ DERS KURULU DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR

Detaylı

Kardivasküler Sistem

Kardivasküler Sistem Kardivasküler Sistem Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir Metabolizma sonucu oluşan artık maddeler ve CO 2 nin dokulardan uzaklaştırılmasında

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinapslar yrd.doç.dr. emin ulaş erdem TANIM Sinaps, nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine

Detaylı

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ 2018 2019 EĞİTİM &ÖĞRETİM YILI DÖNEM II I. DERS KURULU (5 HAFTA) 1901201 KAS VE PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ DERS KURULU DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR

Detaylı

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran Yağlı Karaciğer (Metabolik Sendrom) Modeli Geliştirilen Sıçanlarda Psikoz Yatkınlığındaki Artışın Gösterilmesi ve Bu Bulgunun İnflamatuar Sitokinlerle Bağlantısının Açıklanması Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı 2017-2018 Eğitim Yılı Dönem II 5. Ders Kurulu NÖROENDOKRİN SİSTEM II Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü Dönem II Koordinatörü Koordinatör Yardımcısı : Prof. Dr. Erkan Melih ŞAHİN : Doç. Dr. Alper AKÇALI

Detaylı

Prof. Dr. Mehmet ALİ MALAS TEORİK DERS SAATİ

Prof. Dr. Mehmet ALİ MALAS TEORİK DERS SAATİ T. C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM II I. DERS (SİNİR SİSTEMİ) KURULU (09 EYLÜL 2013-08 KASIM 2013) DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM

Detaylı

Dişi Genital Sistem Anomalileri

Dişi Genital Sistem Anomalileri Dişi Genital Sistem Anomalileri KLEİNEFELTER SENDROMU 47,XXY karyotipine sahip (XXXY gibi diğer varyasyonlar da olabilir) 1:500 erkek insidanla cinsiyet farklanmasıyla ilgili anomaliler içinde en sık görülenidir.

Detaylı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

Cinsel Kimlik Bozuklukları Endokrinolog Gözü ile Cinsel Kimlik Bozuklukları Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Cinsel Kimlik Bozukluğu (Transseksüalite) Bir kişinin normal seksuel

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI FİZ-005: Hücre Fizyolojisi Teorik Dersleri FİZ-005: Hücre Fizyolojisi Pratik Uygulamaları

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ 1 TEMEL FONKSIYONLAR Vücut içi koşulların kontrol edilmesi İstemli hareketlerin kontrolü Omurilik reflekslerinin programlanması Hafıza ve öğrenme için gerekli olan deneyimlerin

Detaylı

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Düz Kas Mesane Uterus İnce bağırsak Düz Kas İşlevleri İstemsiz kasılma Bazı düz kas hücreleri kollajen, elastin, glikozaminoglikan,

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD İntrapulmoner hava yolları (Segmenta bronchopulmonalia) Bronchus principalis (primer) Bronchus lobaris (sekundar) Bronchus segmentalis (tersiyer)

Detaylı

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME Adolesans ; çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir * Fiziksel Büyüme * Cinsel Gelişme * Psikososyal Gelişme Büyüme ve gelişme, adolesansta belirgin bir

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ. Önemli Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır.

HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ. Önemli Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır. HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ Önei Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır. Saygılarıa... Uğur AYDOĞAN - Gazi Üniversitesi ugur@hipogonadizm.org ugur.aydogan@gazi.edu.tr

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı