ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Transkript

1 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Çağdaş AKPINAR KANOLA SONRASI YETİŞTİRİLEN II. ÜRÜN MISIR BİTKİSİNE MİKORİZA AŞILAMASININ VERİM VE BESİN ELEMENTLERİ ALIMINA ETKİSİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME ANABİLİM DALI ADANA, 2011

2 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KANOLA SONRASI YETİŞTİRİLEN II. ÜRÜN MISIR BİTKİSİNE MİKORİZA AŞILAMASININ VERİM VE BESİN ELEMENTLERİ ALIMINA ETKİSİ Çağdaş AKPINAR DOKTORA TEZİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME ANABİLİM DALI Bu Tez 26/09/2011 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ Prof. Dr. Mustafa GÖK Prof. Dr. Menşure ÖZGÜVEN DANIŞMAN ÜYE ÜYE Prof.Dr. Zülküf KAYA ÜYE..... Doç. Dr. Ali COŞKAN ÜYE Bu Tez Enstitümüz Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü Bu Çalışma Ç. Ü. Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF2008D1 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

3 ÖZ DOKTORA TEZİ KANOLA SONRASI YETİŞTİRİLEN II. ÜRÜN MISIR BİTKİSİNE MİKORİZA AŞILAMASININ VERİM VE BESİN ELEMENTLERİ ALIMINA ETKİSİ Çağdaş AKPINAR ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME ANABİLİM DALI Danışman :Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ Yıl: 2011, Sayfa: 164 Jüri : Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ : Prof. Dr. Mustafa GÖK : Prof. Dr. Menşure ÖZGÜVEN : Prof. Dr. Zülküf KAYA : Doç. Dr. Ali COŞKAN Araştırmanın amacı, Çukurova Bölgesinde sera ve tarla koşullarında, kanola ekimi sonrasında yetiştirilen mısır bitkisine mikoriza aşılamasının, büyüme ve besin elementleri alımına ve toprak özelliklerine olan etkilerinin belirlenmesidir. Deneme, iki aşamalı olarak Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak ve Bitki Besleme Bölümünde sera denemesi ve Araştırma Uygulama Çiftliğinde de tarla denemesi olarak yürütülmüştür. Denme bitkisi kanola mısır ve bakla bitkileri, mikoriza türü olarak da kokteyl mikoriza (G. intradices, G. mossea, G. etinicatum, G. caledonium, G. intaradices, G. fasciculatum ve Dr. Kindom karışımı) kullanılmıştır. Deneme sonunda bitkilerde üst aksam kuru madde üretimi, verim, kök infeksiyonu, P, K, Zn, Fe, Mn ve Cu konsantrasyonu, danede yağ analizi ile topraklarda spor sayısı, dehidrogenaz aktivitesi ve CO 2 üretimi belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre, mikoriza aşılamasının, saksı ve tarla koşullarında kanola bitkisinin büyümesi ve besin elementleri alımına etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Kanola sonrası mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin verim ve besin elementleri alımı mikoriza aşılanmamış bitkilere göre artmıştır. Kanola-bakla karışık ekilmiş saksı ve tarla demelerinde kanola bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımı yalnız kanola ekili uygulamalara göre daha etkili olduğu belirlenmiştir. Mikoriza aşılaması mısır ve bakla bitkisinin verim, besin elementleri alımını ve aynı zamanda toprakta mikrobiyal aktiviteyi de (CO 2 üretimi ve Dehidrogenaz Aktivitesi) arttırmıştır. Sonuç olarak, kanola sonrası ekilen mısır bitkisine mikoriza aşılaması, bitki verimi ve besin elementi alımını mikoriza aşılaması yapılmayanlara oranla arttırır şeklinde kurulan hipotez destek görmüştür. Anahtar Kelimeler: Kanola, Mısır, Bakla, İkinci Ürün, Mikoriza aşılaması I

4 ABSTRACT PhD THESIS THE EFFECTS OF MYCORRHIZAE INOCULATION ON YIELD AND NUTRIENT UPTAKE OF CANOLA FOLLOWING BY MAIZE Çağdaş AKPINAR ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF SOIL SCIENCE AND PLANT NUTRITION Supervisor : Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ Year: 2011, Pages: 164 Jury : Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ : Prof. Dr. Mustafa GÖK : Prof. Dr. Menşure ÖZGÜVEN : Prof. Dr. Zülküf KAYA : Assoc. Prof. Dr. Ali COŞKAN The aim of study was to determine the effect of canola residual by following second crop maize which is mycorrhiza-dependent upon growth, nutrient uptake and soil properties. The experiment was carried out in greenhouse and field conditions simultaneously for three years at the same place on a rotation at the Research Farm of the University of Çukurova, Faculty of Agriculture, Department of Soil Science and Plant Nutrition, Adana-Turkey. Canola, maize and horse bean were used as test plant and cocktail mycorrhiza (G. intradices, G. mossea, G. etinicatum, G. caledonium, G. intaradices, G. fasciculatum and Dr. Kindom species) was used as an inoculum. Under greenhouse conditions sterile and non-sterile soil was used. Under field conditions, the effect of cocktail mycorrhiza on canola and maize after canola growth were searched. For both of experiments, shoot dry weight, yield, root infection, P, K, Zn, Fe, Mn and Cu concentration, seed oil content, number of spore, dehydrogenase activity and CO 2 production were determined. The results are shown that under pot and field experiment mycorrhiza inoculation have no significant effects on canola growth and nutrient uptake. Mycorrhiza inoculation significantly increased maize after canola plant growth and nutrient uptake compared to non-mycorrhizal treatments. Maize after canola rotation has a significant effect on growth, especially was more pronounced for mycorrhizal inoculation. Canola and horsebean mix cultivation has a better growth and nutrient uptake than single canola cultivation. Mycorrhiza inoculation increased microbial activity (CO 2 production and dehydrogenase activity). Results are supporting our hypothesis that mycorrhiza inoculated maize after canola growth increased yield and nutrient concentration more than non inoculated treatments. Key Words: Canola, Maize, Horse bean, II. Crop, Mycorrhizal inoculation II

5 TEŞEKKÜR Bu çalışma süresi boyunca yardımlarını benden hiç esirgemeyen, bilimsel ve sosyal alanda iyi bir bilim insanı olmam için bana paha biçilmez desteği ile rehber olan hocam Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ a anlayışı ve sabrı için teşekkürlerimi sunarım. Doktora Tez İzleme Komitesi üyesi Sayın Prof. Dr. Mustafa GÖK ve Sayın Prof. Dr. Menşure ÖZGÜVEN e çalışmamın tüm aşamalarında yönlendirici ve olumlu katkılarından dolayı teşekkür ederim. Doktora tezi jüri üyelerinden Sayın Prof. Dr. Zülküf KAYA ya ve Sayın Doç Dr. Ali COŞKAN a yapıcı ve yönlendirici fikirleriyle katkıda bulundukları için teşekkürlerimi sunarım. Doktora çalışmamın çeşitli bölümlerinde hiçbir karşılık beklemeden görev alan değerli arkadaşlarım Ar. Gör. Ahmet DEMİRBAŞ, Zir Müh. Murat ŞİMŞEK ve Biyolog Ahu KUTLAY A teşekkür ederim. Ç.Ü.Z.F. Toprak Bölümü Araştırma Uygulama Çiftliğinde görev yapan ve arazi denemelerinde önemli yardımlarını aldığım Zir. Müh. Mehmet Uygar TÜRK e, Hüsamettin ŞAHAN a, Mehmet TÜRKMEN e ve Ali ÇEVİK e teşekkür ederim. Doktora çalışmalarım esnasında, tüm bölüm olanaklarından yararlanmamı sağlayan Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Toprak Bölüm Başkanlığı na, maddi destek veren Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi ne (Proje no: ZF2008D1) içten teşekkürlerimi sunarım. Bugüne kadarki öğrenim hayatım boyunca bana maddi ve manevi her türlü desteğini esirgemeyen aileme (Erdal AKPINAR, Şerife AKPINAR, Zafer AKPINAR, Çağlar AKPINAR) teşekkürlerimi bir borç bilirim. Eşim, ÖZGE AKPINAR a ve biricik kızım Çağla AKPINAR a, kendilerine az zaman ayırmama karşın desteklerini hiç esirgemedikleri için ayrıca teşekkür ederim. III

6 İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ... I ABSTRACT... II TEŞEKKÜR... III İÇİNDEKİLER.....IV ÇİZELGELER DİZİNİ... XII ŞEKİLLER DİZİNİ... XVI SİMGELER VE KISALTMALAR... XVIII 1. GİRİŞ ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Kanola Bitkisi Kanola Bitkisi ve Önemi Türkiye nin Kanola Ekim Potansiyeli Kanolanın Ekolojik İstekleri Kanola Tohumunun Biyodizel Olarak Kullanımı Toprakta CO 2 üretimi ve Dehidrogenaz Enzim Aktivitesi Mikoriza Mikorizanın Bitkisel Üretimdeki Yeri Mikorizanın Ekolojisi ve Yayılması Mikorizanın Fizyolojisi Doğal Mikoriza Potansiyeli Mikorizanın Sınıflandırılması Kök Ekosisteminin Besin Elementleri Alımı Üzerine Etkileri Mikorizanın Bitki Sağlığı Üzerine Etkisi Toprak Sterilizasyonu ve Mikorizaya Etkisi Mikoriza Oluşumunu Etkileyen Faktörler Fiziksel Faktörler Kimyasal Faktörler Biyolojik Faktörler Mikoriza Kök Ekosistemleri IV

7 Mikorizaya Bağımlılık Mikoriza Kanola Etkileşimi MATERYAL VE METOT Materyal Saksı Denemesinde Kullanılan Deneme Materyalleri Tarla Denemesinde Kullanılan Deneme Materyalleri Araştırma Alanının Özellikleri Deneme Topraklarının Özellikleri Araştırma Alanının İklim Özellikleri Metot Saksı Denemesi Yetiştirme Ortamının Kısmi Sterilizasyonu Saksıların Sterilizasyonu Saksı Denemesinin Kurulması Mikoriza Uygulaması Bitki Bakımı ve Fenolojik Gözlemler Bitki Bakımı ve Fenolojik Gözlemler Bitkilerin Hasat Edilmesi ve Hasat Sonrası Yapılan İşlemler Tarla Denemesi Tarla Denemesi Deneme Deseni Mikoriza Uygulaması Fenolojik Gözlemler Bitkilerin Hasat Edilmesi ve Hasat Sonrası Yapılan İşlemler Mikoriza Sporlarının İzolasyonu ve Sayımı Bitki Kök Örneklerinin Alınması Mikoriza Kök İnfeksiyonunun Belirlenmesi Bitki Analizleri Biyolojik Analizler Ham Yağ Oranı (%) İstatistiksel Analizler V

8 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Saksı Denemesi Bitkide Kuru Madde Üretimi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi Bitki Dokularındaki Fosfor (P) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Potasyum (K) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi VI

9 Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Çinko (Zn) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Demir (Fe) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Bakır (Cu)Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi VII

10 Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Mangan (Mn) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Bitkide Mikorizal Kök İnfeksiyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Toprakların Biyolojik Aktivitesi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi VIII

11 Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Saksı Denemesi Genel Değerlendirme Tarla Denemesi Verim Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Verimine Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Verimine Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Verimine Etkisi Bitki Dokularındaki Fosfor (P) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Potasyum (K) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Çinko (Zn) Konsantrasyonu IX

12 Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Demir (Fe) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Bakır (Cu) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Bitki Dokularındaki Mangan (Mn) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Toprakta Spor Sayısı Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Ekilmiş Topraklardaki Spor Sayısına Etkisi X

13 Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Ekilmiş Topraklardaki Spor Sayısına Etkisi Bitkilerin Mikorizal Kök İnfeksiyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Kanola Danesinin % Yağ İçeriği Toprakların Biyolojik Aktivitesi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Tarla Denemesi Genel Değerlendirme SONUÇLAR VE ÖNERİLER Sonuç Öneriler KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ EKLER XI

14 ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 2.1. Tohum küspesine ait bazı değerler... 7 Çizelge 2.2. Türkiye yıllar itibariyle kanola ekim, üretim ve verim miktarları... 9 Çizelge 2.3. Türkiye yıllar itibariyle kanola yurtiçi kullanım verileri Çizelge 2.4. Tarla bitkilerinin mikorizaya bağımlılığı Çizelge 3.1. Saksı denemesi bitki ekim ve hasat tarihleri Çizelge 3.2. Tarla denemesi bitki ekim ve hasat tarihleri Çizelge 3.3. Denemede kullanılan Menzilat serisi toprağının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri Çizelge 3.4. Denemede kullanılan steril edilmemiş ve steril edilmiş Menzilat serisi toprağının bazı kimyasal özellikleri Çizelge 3.5. Saksı denemesi deneme deseni Çizelge 3.6. Tarla denemesi deneme deseni Çizelge 4.1. Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin üst aksam kuru madde üretimine etkisi (g/saksı) Çizelge 4.2. Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin üst aksam kuru madde üretimine etkisi (g/saksı) Çizelge 4.3. Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin P içeriğine (%) etkisi Çizelge 4.4. Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin P içeriğine (%) etkisi Çizelge 4.5. Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin K içeriğine (%) etkisi Çizelge 4.6. Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin K içeriğine (%) etkisi Çizelge 4.7. Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Zn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge 4.8. Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Zn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi XII

15 Çizelge 4.9. Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Fe içeriğine(mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Fe içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Cu içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Cu içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Mn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Mn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin kök infeksiyonuna (%) etkisi Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin kök infeksiyonuna (%) etkisi Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi (mg TPF.10 g toprak -1 ) Çizelge 4.20.Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi(mg TPF.10 g toprak 1 ) Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin verimine (kg/da) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin P içeriğine (%) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin K içeriğine (%) etkisi XIII

16 Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Zn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Fe içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Cu içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin Mn içeriğine (mg kg -1 ) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza ve uygulamasının kanola, mısır ve bakla yetiştirilmiş topraklarda spor sayısına etkisi (spor sayısı 10 g - 1 toprak) Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin kök infeksiyonuna (%) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola bitkisinin yağ oranına (%) etkisi Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi (mg TPF.10 g toprak -1 ) XIV

17 XV

18 ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 2.1. Kanola bitkisi ve çiçeklerinden yararlanan arı... 8 Şekil 3.1. Denemelerde kullanılan tohumlardan bir görünüm Şekil 3.2. Deneme alanının uydu (Google Earth) görüntüsü Şekil 3.3. Ç.Ü. kampüsüne ait 2007 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri Şekil 3.4. Ç.Ü. kampüsüne ait 2008 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri Şekil 3.5. Ç.Ü. kampüsüne ait 2009 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri Şekil 3.6. Araştırmada izlenen yöntemin ve yapılan işlerin akış şeması Şekil 3.7. Kanola ekimi yapılan bir saksıdan görünüm Şekil 3.8. Kanola-bakla ekimi yapılmış bir saksıdan görünüm Şekil 4.1. Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılanmış ve aşılanmamış kanola bitkilerinden bir görünüm Şekil 4.2. Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılamasının kanola sonrası ekilen mısır bitkisine etkisi Şekil 4.3. Tarla deneme alanından ekim öncesi yapılan hazırlık ve genel bir görünüm Şekil 4.4. Mısır bitkisinin kökünde mikorizal kök infeksiyonu XVI

19 XVII

20 SİMGELER VE KISALTMALAR AM : Arbüsküler Mikoriza mg : Miligram g : Gram kg : Kilogram mg/kg : Milyonda bir kısım (ppm) µ : Mikron % : Yüzde ph : Alkalilik ve Asitlik Faktörü DTPA : Dietilen Triamin Penta Acetic Asit P : Fosfor N : Azot K : Potasyum Zn : Çinko Ca : Kalsiyum Cu : Bakır Mn : Mangan Fe : Demir Mg : Magnezyum Cl : Klor G : Glomus sp. : Tür spp. : Türler C : Santigrat derece KM : Kuru Madde gkt : Gram kuru toprak XVIII

21 XIX

22 1. GİRİŞ Çağdaş AKPINAR 1. GİRİŞ Dünya geneli incelendiğinde, Türkiye potansiyel olarak gıda üretimi bakımından kendine yeter ülkeler arasında sayılmaktadır. Ancak planlama yetersizliği ve zaman zaman da iklimsel koşulların sonucu olarak temel gıda ürünlerimizden olan yağ bitkileri ve sıcak iklim tahıllarından olan mısır bitkisini bazı yıllar ithal etmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Mısır üretimi, son yıllarda başta nişasta ve şeker sanayisinde yoğun kullanılması nedeniyle yaygın bir ekim alanı bulmaktadır. Aynı şekilde ülkemizin yağlı tohum üretiminde, ülkemiz için yeter üretim miktarına ulaşılmaması ve ihtiyacın nüfusa paralel olarak artması nedenleriyle bitkisel yağ açığımız günden güne artmaktadır. Bitkisel yağ açığı ülkemiz için birinci derecede önemli yağ bitkisi olan ayçiçeğinden karşılanmaya çalışılmaktadır. Türkiye, özellikle de Çukurova Bölgesi sahip olduğu ekolojik koşullar ve toprak varlığı ile birçok bitkiye yetişme ortamı sağlamaktadır. Ülkemiz bitkisel yağ açığını ayçiçeği, pamuk çiğidi, mısır, zeytin ve fındıktan karşılamaktadır. Son yıllarda ayçiçeği ve özellikle de pamuk piyasasındaki daralma nedeniyle başta Çukurova Bölgesi olmak üzere pamuk ekim alanı ciddi düzeyde düşmüş, buna bağlı olarak dışarıdan yağ hammaddesi ithal etme zorunluluğu ile karşı karşıya kalınmıştır. Yazlık kanola (Brassica napus L.) çeşitlerinin Çukurova Bölgesi nde kışlık olarak ekilebilmesi ve erken hasat edilebilmesi nedeniyle kendisinden sonra gelen ikinci ürüne daha fazla yetişme süresi sağlamaktadır. Ayrıca ülkemizin petrolden sonra en büyük dış alım kalemi olan ham yağ açığının (Semerci ve ark, 2007) kapatılması için alternatif bitki olarak kanola ekimi önemli bir tarım stratejisi olabilir. Kanola bitkisi yağının yemeklik ve biodizel olarak kullanılması ve küspesindeki yüksek protein içeriği gibi nedenlerden dolayı tüm dünyada artan bir şekilde bitkisel üretim içerisinde yer almaktadır. Aynı şekilde ülkemizde ve Çukurova bölgesinde yılları arasında verilen teşviklerin de etkisi ile giderek artan bir şekilde çiftçiler tarafından yaygın olarak kanola alternatif bitki olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. 1

23 1. GİRİŞ Çağdaş AKPINAR Kanola bitkisinin kışlık çeşitlerinin ekiminin, ülkemizde uygun iklim koşullarında mısır bitkisi ile ekim nöbetine girmesi sonucu ekim nöbeti zenginleşebileceği gibi yağ açığının kapatılmasına da önemli katkısı olacağı düşünülmektedir. Ülkemiz uygun iklim koşulları nedeniyle Ege, Çukurova, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin pamuk, Trakya bölgesinin de ayçiçeği ve buğday ekimine uygun olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi Çukurova Bölgesinde kışın ana ürün olarak buğday yetiştirilmekte ve buğday hasatı haziran ayı içerisinde yapılmaktadır. Bunu ikinci ürün olarak ağırlıklı mısır ve soya ekimi izlemektedir. İkinci ürün olarak, mısır yetiştirilmek istendiğinde toprak ancak haziran ayının ikinci yarısında hazır hale getirilebilmekte ve bu durum ikinci ürünün ekiminin gecikmesi ve verimin düşmesine neden olmakta, ayrıca zararlı etmenler nedeniyle beraberinde zirai mücadele zorunluluğu da gerekmektedir. Kanola bitkisi fazla biokütle üretmesi nedeniyle, atmosferde artan CO 2 nin toprağa aktarılmasında da ekolojik denge ve sürdürülebilir tarım için münavebeye alınacak bir bitki olarak görülmektedir. Kanola, tahıllar başta olmak üzere, tüm kültür bitkileri için iyi bir ön münavebe bitkisidir. Kanola bitkisi, tahıllara oranla tarlada 2-3 kat daha fazla hasat artığı bıraktığından, toprağı organik maddece zenginleştirmekte ve kendinden sonra gelen bitkiye iyi bir gölge tavı ve fiziksel ve kimyasal gelişimi iyi bir yetiştirme ortamı bırakmaktadır. Kökleri derinlere indiğinden toprağı gevşetmektedir (Özgüven, 2000). Bunların dışında kanola bitkisi, kökleri aracılığı ile ürettiği antifungal özelliğe sahip izotiyosiyanat bileşiğinin toprak kökenli fungal hastalık etmenlerine karşı da ekolojik tarımda kullanılmaktadır. Robertson ve ark (2009), kanolanın ürettiği izotiyosiyanat bileşiğinin topraktaki yararlı mikroorganizmalardan mikorizanın gelişimini de olumsuz yönde etkilediğini rapor etmişlerdir. Doğadaki birçok bitki türü yaşamlarını devam ettirebilmek için doğal mekanizmalardan, topraktaki yararlı mikroorganizmalardan özellikle de mikoriza mantarlarından yararlanmaktadır. Yakın zamana kadar toprakta alınabilirliği yavaş olan besin elementlerinin, alımının yalnızca bitki kökleri tarafından gerçekleştirildiği düşünülmekteydi (Ortaş, 1997). Ancak son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, bitki besin elementlerinin bitki köklerinin alımının yanı sıra çoğunlukla mikoriza adı verilen 2

24 1. GİRİŞ Çağdaş AKPINAR teşhisi mikroskop altında yapılan, çok miktarda hif üreten mantar türleri tarafından alındığını ortaya koymuştur (Marschner, 1995; George ve Marschner, 1996; Ortas, 1997). Mikoriza bitki kökleri ile etkin bir infeksiyon gerçekleştirdiği zaman bitkinin su ve bazı mineral besin elementlerini özellikle de fosfor, çinko ve bakır alımını arttırdığı saptanmıştır (Smith ve Read, 2008). Karasal ekosistemdeki bitkilerin %90 nından fazlası mikorizaya yüksek oranda bağımlılık gösterirken; kanola, acı bakla, hardal ve ıspanak türü bitkiler mikorizanın oluşumunu engelleyecek oranda toksik salgılar oluşturduğu için mikorizal infeksiyonu engellemektedirler (Gadkar ve ark, 2001). Birçok Brassica çeşidinin (kanola) dokularındaki tioglukosinolat bileşiklerinin parçalanması veya kök salgıları sonucu toprağa bırakılan organik bileşikler ile oluşan izotiyosiyanat ve buna bağlı olarak rizosferde meydan gelecek dinamiklerin değişiminin bitki gelişimine etki edeceği beklenilmektedir. Bitkiler tarafından toprağa karışan organik kökenli kimyasal bileşiklerin anti-fungal etkisi nedeni ile toprak kökenli patojenlere olumsuz etki yaptığı bilinmektedir (Owen ve ark, 2010). Mikorizaya konukçu olmayan kanola bitkisi hasatından sonra ikinci ürün olarak ekilen mısır bitkisinde mikorizanın gelişiminin geciktiği belirlenmiştir (Gavito ve Miller, 1998 a,b). Mikoriza gelişimindeki gecikmenin, kanola bitkisinin köklerinden salgılanan toksik bileşiklerden kaynaklandığı Schreiner ve Koide (1993a,b), tarafından rapor edilmiştir. Marschner ve Timonen (2005), sera koşullarında yaptıkları çalışmada kanola bitkisinin rizosferdeki bakteri dinamiğini de olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir. Sürekli ekim yapılan topraklarda, kanola artıklarının ayrışması veya kök salgıları üst bitkinin kök-mikoriza ilişkisini dolayısıyla bitki gelişimini etkileyeceği beklenmektedir. Özellikle Çukurova bölgesinde iklimin müsait olması nedeniyle, kışlık olarak ekilen kanola bitkisi sonrası yetiştirilecek mısır bitkisi gibi mikorizaya bağımlılık (Ortas ve Akpinar, 2011) duyan bitkiler için bitki gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir. Kanola bitkisinin mikoriza ile infekte olamaması, ikinci ürün olarak yetiştirilecek bitkilere toprakta nasıl bir etki bıraktığının ve biyolojik aktiviteyi nasıl etkilediğinin bilinmemesi gibi belirsizlikler nedeni ile uzun süreli bitkisel üretim 3

25 1. GİRİŞ Çağdaş AKPINAR desenlerinin planlanması bakımından sorunlar oluşturacaktır. Söz konusu kanola ekimi sonrası ekilecek mısır bitkisinin mikoriza ile aşılanması gerekliliğinin belirlenmesi ayrıca sağlıklı ve optimum bitkisel üretimin sağlanması bakımından da önemli olacaktır. Kanola sonrası ekimi gerçekleşecek olan mısır bitkisi için mikorizanın öneminin belirlenmesi, optimum düzeyde üretim almak için mikoriza kullanımı veya doğal mikoriza yönetimi için uygun yöntemler devreye konulacaktır. Mikorizaya bağımlı olmayan kanola sonrası yetiştirilecek mısır gibi üst bitkinin mikorizaya bağımlı olması (Ortas ve Akpinar, 2011) durumunda sonradan mikoriza aşılaması bitki gelişimi olumlu yönde etki edebilir. Bu bağlamda kanolanın üst bitki gelişimine etkisinin mikoriza aşılanmış ve mikoriza aşılanmamış olarak araştırılması gerekmektedir. Çukurova gibi yoğun tarımsal üretimin yapıldığı bir ortamda, kanola sonrası üst bitkinin gelişiminde mikorizanın rolünün bilinmesi çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Araştırma hipotezi; kanola bitkisi topraktaki doğal mikoriza mantarlarını inaktifleştirdiğinden müteakip bitki olarak ekilecek mısır bitkisinin gelişimini yavaşlatır. Bir diğer alt hipotezde; kanola sonrası yetiştirilecek mısır bitkisine mikoriza aşılaması ile bitki gelişimi ve besin elementi artışı sağlanır. Araştırmanın amacı; Çukurova Bölgesi koşullarında yetiştirilme potansiyeli bulunan kanola bitkisinin yetiştirilmesi durumunda, kanolanın toprak mikrobiyolojisi üzerindeki etkileri yanı sıra, kanola bitkisinden sonra ekilen mikorizaya bağımlı olan ikinci ürünün büyüme ve besin elementleri alımına ve mikorizal infeksiyona olan etkilerinin araştırılmasıdır. Ayrıca mikoriza aşılamasının, kanola ve münavebe bitkilerinin gelişmesine, toprağın biyolojik aktivitesine ve mikorizal spor gelişimine olan etkileri de araştırılacaktır. 4

26 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Kanola Bitkisi Kanola Bitkisi ve Önemi Kanola bitkisi; Rhoaedales takımından, Cruciferae (Haçlılar veya Turpgiller) familyasından, Brassica cinsinden, Brassica napus L. ssp. oleifera türünden, n=19 kromozomuna sahip bir bitkidir. Brassica campetris L. ile Brassica oleracea (Lahana) nın doğal melezlenmesi sonucunda meydana gelmiş bir türdür (Özgüven, 2000). Brassica cinsine ait 110 kadar alt tür bulunmaktadır, ayrıca bu cins ile akraba olan yaklaşık 391 bitki oluğu belirtilmektedir. Ülkemizde rapiska, rapitsa, kolza isimleriyle de bilinen kanolanın, tahıllarda olduğu gibi biyolojik formları bulunmaktadır. Kolza, Orta Avrupa nın hatta ılıman iklim bölgelerinin en önemli yağ bitkilerinden biridir. Kanolanın anavatanı olarak genellikle Akdeniz Bölgesi kabul edilmektedir. İlk defa kültüre nerede ve ne zaman alındığı tam olarak bilinmemekle birlikte, kültürünün bugünkü Belçika da başlatıldığı ve buradan 16. yüzyılda Kuzey ve Güney Almanya ya Hollandalı Göçmenler tarafından götürüldüğü tahmin edilmektedir. Buna bağlı olarak, 18. ve 19. yüzyıllarda kolza tarımı Orta Avrupa da giderek artmıştır (Özgüven, 2000). Kanola, ülkemize Balkanlar dan gelen göçmenler tarafından kolza adı ile 1960 yıllarında getirilmiş ve Trakya'da ekim alanı bulmuştur. Ancak kolza ürününün yağında, insan sağlığına zararlı erusik asit (doymamış yağ asidi), küspesinde de hayvan sağlığına zararlı glukosinolat (toksik etkili kükürtlü bileşik) bulunması nedeniyle 1979 yılında ekimi yasaklanmıştır. Ülkemizde kolza üretimi önceleri Trakya ve Marmara bölgesinde Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve Bursa da az da olsa yapılmıştır. Ancak erusik asit içermesi nedeniyle 1980 yılından itibaren ekim alanı ve üretimi giderek azalmıştır li yıllarda, Kanada ve İsveç başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde çok sayıda kolza çeşidin ıslah edilmesi ile erusik asit içermeyen Kanola adı verilen yeni bir çeşidin çıkması sonucu, ülkemizde de kanola üretimi az da olsa canlanmıştır (Özgüven, 1990). 5

27 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Ülkemizde yağlı tohum üretimi toplam tarımsal üretimin % 13 ünü oluşturmaktadır. Kanola bitkisinin Çukurova Bölgesinde alternatif bir bitki olarak ekim nöbetine girmesi, yazlık biyolojik çeşitlerin kışlık olarak yetiştirilmesi ve hasatının buğdaydan hatta mayıs ayından önce yapılması atıl kalan yağ fabrikalarının tam kapasite ile çalışması, tarlayı gölge tavlı ve temiz olarak terk etmesi, bölgede yerleşen ve hızla yayılan II. ürün tarla tarımına olanak sağlaması gibi özellikleri kanolanın bölge çiftçisi ve ülke ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı ve alternatif bir yağ bitkisi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Açıklanan bu bilgilerin ışığı altında her türlü kültür bitkisinin yetişme koşullarına sahip olan ülkemizde, ayçiçeğinin yanında alternatif yağ bitkilerinin yetiştirilmesi arayışı içerisinde olunması gerekmektedir. Hayvansal yağların, insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen doymuş yağ asitlerini yüksek oranda ihtiva etmeleri yanında üretiminin pahalı ve sınırlı olması sebebiyle ucuz olan bitkisel kaynaklı yağlara talep artmıştır. Dünyada toplam yağ üretiminin %86'sı, ülkemizde ise % 80'i bitkisel yağlardan karşılanmaktadır (Demirci ve Alparslan, 1991). Günlük yağ tüketiminin 2/3'ünün bitkisel yağlardan karşılanması gerekmektedir ve buna göre de dengeli bir beslenme için bir insanın yılda yaklaşık olarak 18 kg bitkisel yağ tüketmesi gerekmektedir. Kanola, danesinde bulunan % yağ ve % protein ile önemli bir yağ bitkisidir (Özgüven, 2000). Eskiden kolza olarak isimlendirilen çeşitlerin % oranındaki erusik asit içeriğinin ıslah çalışmaları ile % 0 düzeyine düşürülmesi sonucu bitkinin bitkisel yağ ihtiyacı için yeniden üretime alınmasını sağlamıştır (Algan, 1990; Shahidi, 1990). Bilimsel modern ıslah çalışmaları ile kolzada erusik asit ve glukosinolat ihtiva etmeyen çeşitler araştırmalar sonucu geliştirilmiştir (Tosun ve Özkal, 2000). Kanada ve Avrupa ülkelerinde ıslah edilmiş erusik asitsiz, yağ ve protein oranı yüksek yeni kolza çeşitleri kanola ismiyle ekilmektedir. Kanola, Kanada tarafından geliştirilip dünyaya tanıtıldığından dolayı "Canadian oil, low acid" kelimelerinin başlangıç harflerinin birleştirilmesinden oluşturulan canola (kanola) ismi ile yayılmıştır. Ülkemizde bitkisel yağ açığını kapatmak amacıyla, kanola tarımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmaktadır. Kolzada yağ asitleri sentez zincirinde oleik asitten erusik aside olan döngünün genetiksel olarak 6

28 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR bloke edilmesiyle düşük erusik asit içeren genotipler geliştirilmiştir. Erusik asit engellendiğinde doğal olarak oleik asit sentezinde bir birikim ortaya çıkmış böylece erusik asit tip yağ yerine oleik asit tip kolza yağı (kanola) elde edilmiştir. Son yıllarda laurik asit grubu yağlara alternatif olarak yüksek laurik asit içeren kanola çeşitleri geliştirilmeye çalışılmaktadır (Baydar, 2000). Kanola çeşitlerinden elde edilen bitkisel yağ, besin değeri ve içeriği bakımından zeytinyağı ve yerfıstığı yağının kalitesine yakındır. Bundan dolayı dünya kanola üretiminin önemli bir kısmı insan beslenmesinde kullanılmaktadır (Atakişi, 1991). Vücudumuz linoleik asit sentezleyemediği için insanların linoleik asidi besinlerle alması gerekmektedir. Linoleik asit lifli sebzelerle ve kanola yağı ile sağlanabilir. Kanola bitkisinde bu yağ asitleri diğer bitkisel yağlara oranla daha fazladır. Kanola tohumlarından yağ alındıktan sonra geriye kalan küspe değerli bir hayvan yemidir. Küspesinde %38-40 protein bulunduğundan soya küspesi ile karıştırılıp hayvan yemi olarak kullanılabilmektedir (Çizelge 2.1). Çizelge 2.1.Tohum küspesine ait bazı değerler (Tosun ve Özkal, 2000) Protein % 38 Yağ % 5 Lif % 11 Ayrıca artan küresel ısınmaya neden olan karbondioksit (CO 2 ) gibi sera gazlarının, bitkiler tarafından yakalanıp toprağa bağlanması bakımından örtü bitkisi olarak kanola bitkisi, birim alanda geniş bir biyokütle oluşturması bakımından da alternatif bir bitkidir (Clarens ve ark, 2010). Hasat sonrası kanola sapları, hayvan altlığı olarak kullanılmakta olup iyi bir organik gübre kaynağıdır. Ayrıca kanola bitkisi, arıları cezbeden sarı çiçeklere bol miktarda sahip olduğundan arıcılar için de değerli bir bitkidir (Şekil 2.1). 7

29 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Şekil 2.1. Kanola bitkisi ve çiçeklerinden yararlanan arı Türkiye nin Kanola Ekim Potansiyeli Ülkemiz, bazı yağ bitkileri dışında hemen hemen her türlü yağ bitkisinin yetişebildiği iklim ve toprak koşullarına sahip olmasına karşın, önemli ölçüde yağ bitkisi ithalatı yapmaktadır (Bülbül ve Beşparmak, 1998). Yağ bitkilerinin üretimini arttırmak, mevcut yağ bitkilerine ekim nöbetinde daha çok yer vermek ve bu yolla ekim alanlarını arttırmak, verimlerini yükseltmek ve ülkemiz iklim şartlarında yetişebilecek yeni bitkileri ikame etmek suretiyle sağlanabilir (Arslan, 1997). Ülkemizin bu alanda dışa bağımlılığının azaltılması ancak ekim alanlarının ve birim alandan alınan ürün miktarının arttırılması ve yeni yağ bitkileri tarımının geliştirilmesi ile mümkün olabilecektir. Kanola, birim alandan yüksek yağ verimi sağlanabilmesi, kışlık ve yazlık olarak ekilebilmesi, iyi bir ön bitki özelliği taşıması, tam mekanizasyon olanağı bulunan ve yağı alındıktan sonra geriye kalan % 40 protein oranına sahip olması, yüksek kaliteli küspesi bulunması nedeniyle alternatif bir yağ bitkisi olarak ön plana çıkmaktadır. Kolza (Brassica napus ssp. oleifera) veya son yıllarda yağ kalitesi bakımından geliştirilmiş haline verilen yeni ismi ile kanola, dünyada yağ bitkileri içerisinde 8

30 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR ekimi ve üretimi en fazla artış gösteren yağ bitkisidir (Arslan, 1997). Dünya kanola yağı üretimi soya ve ayçiçeği yağı üretiminden çok fazladır (Flagella ve ark, 2000) Türkiye nin ekim alanı, üretim, verim durumu ve yurt içi kullanım verileri Çizelge 2.2 ve Çizelge 2.3 de gösterilmektedir. Ülkemiz kanola ekim alanları 2008 yılı TÜİK (2009), verilerine göre da olup, toplam üretim ton ve ortalama dekara verim 299 kg dır (Çizelge 2.2). Kanolanın yurtiçi tüketiminin yıllar itibariyle hızla artarken ithalatı da aynı oranda artmaktadır yılında ton olan kanola ithalatımız yılında ton olmuştur (Çizelge 2.3). Çizelge 2.2.Türkiye yıllar itibariyle kanola ekim, üretim ve verim miktarları (TÜİK, 2009) Yıllar Ekili Alan (Dekar) Üretim (Ton) Verim (kg/da)

31 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Çizelge 2.3. Türkiye yıllar itibariyle kanola yurtiçi kullanım verileri (TÜİK, 2009) Piyasa Yılı İhtiyaç Kullanılabilir Üretim İthalat Yurt İçi Kullanım Tüketim Tohumluk Kullanımı Ton 2000/ / / / / / / / Kanolanın Ekolojik İstekleri Kanola bitkisinin büyümesi ve iyi bir tohum verimi ve sağlıklı beslenmesi için sulamanın uygun yöntemler ile uygun zamanlarda yapılması son derece önemlidir. Yetersiz sulama koşullarında, kanola bitkisinin gövde kuru madde üretiminde ve tohum veriminde düşüşler meydana geldiği gözlemlenmiştir (Palomo ve ark, 1999; Moradshahi ve ark, 2004). Liu ve ark (2011), kanola bitkisinin sudan yaralanma kabiliyetleri üzerine yaptıkları çalışmada yeterli su koşullarında yetiştirilen kanola bitkisi yetersiz su koşullarında yetiştirilene göre % 70 kök yoğunluğu, % 67 kök alanı ve % 79 kök ucu oranının arttığı tespit edilmiştir. Toprak nemi kanola bitkisinin yağ içeriği üzerine etkilidir, sulu koşullarda kanola yağ içeriği artarken (Johnston ve ark, 2002) su stresi koşullarında yağ içeriğinde azalmalar meydana gelmektedir (Pritchard ve ark, 2000). Pritchard ve ark (2000), Avustralya koşullarında yaptıkları çalışmada, en önemli çevresel parametrelerden olan ekim zamanı, kanola tohumunun yağ içeriğinde etkili olan önemli bir unsur olduğunu rapor etmişlerdir. 10

32 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Kanola Tohumunun Biyodizel Olarak Kullanımı Biodizel ismi ilk olarak 1992 yılında Amerika Ulusal Soy-Diesel Geliştirme Kuruluşu tarafından telaffuz edilmiştir. Kimyasal olarak yenilenebilir yağ kaynağından türetilen uzun zincirli yağlı asitlerinin mono alkol esterleri olarak tanımlanır. Yani biyolojik kaynaklardan elde edilen ester tabanlı bir tür oksijenli yakıttır ve sıkıştırmalı (dizel) motorlarda kullanılabilir (Connenmann ve Fischer, 2000). Mazot yerine kullanılabildiği gibi, mazotla tüm oranlarda karıştırılarak da kullanılabilir. Karıştırma oranı ekonomi, gaz emisyonu, yanma özelliği gibi birçok faktöre bağlıdır ve genelde % 20 lik karışım kullanılır. Bakterilerle ayrışabilen, zehirsiz, sülfürsüz ve hoş kokuludur. Bitkisel yağların metil veya etil esteridir. Bu konuda araştırma ve üretim yapan ülkelerin favori ürünü soya fasulyesidir. Elde edilen bitkisel veya biyolojik yağlar alkolle (genelde metanol) karıştırılır ve sodyum hidroksitle tepkime hızlandırılır. Kimyasal reaksiyon sonunda bir ester ve gliserin oluşur. Ester yakıt olurken gliserin de değerli bir ürün olarak birçok sektörde kullanılır. Bunun yanında kolza olarak isimlendirdiğimiz erusik asit oranı yüksek olan çeşitlerden elde edilen yağlar sanayide, elektrik trafolarında, bioyakıt (biodizel) olarak Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde kullanılmaktadır. Tüm Avrupa ve Amerika da biyodizel üretim ve tüketim hızla çoğalmaktadır Almanya da biyodizel üretimi 2 milyon tona çıkmıştır. 1 kg tohumdan 450 g yağ çıkmaktadır ve metanol ile reaksiyondan sonra 450 g biodizel yakıt elde edilebilmektedir. Çağımızda, yeni veya yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği artmakta, bir kısmı ekonomik alternatiflik açısından değer kazanmakta, bir kısmı üzerinde ekonomik analizler yapılmakta ve her gün başka enerji kaynakları ortaya çıkmaktadır. Bu kaynakların neredeyse tamamının ortak yönü çevreye kısa ve uzun vadede olumsuz etki oluşturmamasıdır. Biodizel yakıtlar bu kapsamda en yeniler arasındadır yılında pazar piyasasına sunulan biodizel enerji kaynağı, önemli bir sektör oluşturma aşamasında çok hızlı bir potansiyel kazanmaktadır (Gürleyük ve Akpınar, 2003). Bunun nedenleri; 11

33 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Dizel yakıt yerine doğrudan kullanılabilmesi, Dizele yakın bir yakıt verimi olması Hayvansal ve bitkisel yağlardan elde edilebilir olması, Enerji tarımı için işgücü ve ekonomik sektör oluşturması, Çevreci olması vs dir Toprakta CO 2 üretimi ve Dehidrogenaz Enzim Aktivitesi Topraklarda belirlenen CO 2 üretimi, toprak canlılarının solunumları sonucunda üretilen CO 2 miktarını ifade etmekte olup, bu aynı zamanda toprak solunumu olarak da adlandırılmaktadır. Topraklardan üretilen CO 2 in çok büyük miktarını (2/3 ünü) toprak canlıları (toprak faunası ve mikroflora) üretmekte olup, bir kısmı da (1/3 ü) bitki kökleri tarafından üretilmektedir (Haktanır ve Arcak, 1997). Bu nedenle CO 2 üretiminin belirlenmesi aynı zamanda toprakların biyolojik aktivitesinin belirlenmesinde sıklıkla kullanılan bir değerlendirme şeklidir (Anderson, 1982). Dehidrogenaz aktivitesi, toprakların toplam mikrobiyolojik aktivitesinin değerlenmesinde kullanılan önemli bir toprak enzimdir. Toprak enzimin aktivitesi çoğu zaman toplam mikroorganizma sayısı ve aktivitesi ile ilişkili değildir. Dehidrogenaz aktivitesi, toprak nemi ve sıcaklığı gibi çevresel faktörler ile organik madde gibi toprak özelliklerinden önemli oranda etkilenmektedir. Bu nedenle bu enzimin aktivitesi toprak örneğinin alındığı andaki mikrobiyolojik aktivitesini vermektedir (Aşkın ve ark, 2004). Garcia ve ark (1997), toprakların organik madde içeriği ile toprak mikrobiyal populasyonunun göstergeleri olan dehidrogenaz ve CO 2 üretimi arasında korelasyon olduğunu rapor etmişlerdir. Bastida ve ark (2006), İspanya da farklı arazi kullanımı ve toprak çeşitlerinin mikrobiyolojik ve biyokimyasal özellikleri ile toprak bozunumu arasındaki ilişkileri araştırmışlar ve toprak organik karbonu ile dehidrogenaz enzim aktiviteleri arasında oldukça yüksek pozitif korelasyonlar (p<0.01) olduğunu rapor etmişlerdir. Sağlıker ve Darıcı (2004), CO 2 üretimi ile mikrobiyal aktivite arasında bir ilişki olduğunu ve turp gibi 12

34 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR mikorizalı olmayan bitki sonrası yetiştirilen üst bitkinin gelişiminin arttığını rapor etmişlerdir Mikoriza Mikorizanın kelime anlamı; bitki kökleri ile belirli mantar türleri arasındaki karşılıklı bir yaşam biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu işbirliğinde, bitki mikorizal mantara karbon, mikorizal mantar da bitkiye besin elementleri, hormon ve su sağlamaktadır (Smith ve Read, 2008). Özcan ve Taban (2000), mikorizanın bitki beslenmesini geliştirmesinden dolayı bitki büyümesini de artırdığını belirlemişlerdir Mikorizanın Bitkisel Üretimdeki Yeri Türkiye, içinde bulunduğu iklim kuşağı, coğrafi konumu ve jeolojik yapısından dolayı, kil ve kireç içerikleri yüksek, organik madde içeriği düşük ve yer yer de strüktürleri bozuk topraklara sahiptir. Toprakların bu tür fiziksel, kimyasal ve biyolojik yönden arzu edilmeyen özellikleri, toprakta bitkilerce alınabilir besin elementlerinin konsantrasyonlarını düşürmektedir. Aynı zamanda, bitkilerin böyle topraklarda besin elementi alabilme kabiliyetleri de olumsuz yönde etkilenmektedir. Yoğun tarımın yapıldığı Çukurova Bölgesi toprakları, ana materyale bağlı olarak yer yer besin elementleri noksanlığı özellikle de fosfor (P), çinko (Zn), demir (Fe), mangan (Mn) ve bor (B) gösterdikleri Tuzcu ve ark (1981); Eyüpoğlu (1991); Güzel ve ark (1987); Çakmak ve ark (1995), tarafından rapor edilmiştir. Bilindiği gibi, doğadaki bir çok bitki türü ve çeşidi özellikle de orman ağaçları, çayır mera bitkileri, nodül oluşturan baklagiller, kültürü yapılan narenciye, bazı sert çekirdekli meyve ağaçları ve soğanlı bitkiler doğada gübrelenmeyen ve çoğu zaman suyun az olduğu alanlarda yetişebilmektedirler. Yakın zamana kadar toprakta alınabilirliği yavaş olan besin elementlerinin alımının yalnızca bitki kökleri tarafından sağlandığı sanılıyordu. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, bitki besin elementlerinin bitki köklerinin yanı sıra çoğunlukla mikoriza diye adlandırılan ve teşhisi mikroskop altında yapılan, çok miktarda hif üreten mantar türleri 13

35 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR tarafından alındığını ortaya koymuştur (Koide, 1991; Marschner, 1995; Ortaş ve ark, 1996; Ortaş, 1997; Ryan ve ark, 2008 ). Mikoriza mantarının toprakta bitkilerce alımı yavaş olan besin elementlerini özellikle de fosforun alımını kontrollü koşullar altında önemli oranda arttırdığı sera koşullarında yapılan denemelerle belirlenmiştir (Grant ve ark, 2005). Değişik araştırma gruplarınca yapılan çalışmalarda birbirini tamamlayan birçok mekanizmanın varlığı ileri sürülmektedir. Mikoriza mantarı, çok miktarda hif üreterek bitki kök yüzey alanını artırmakta ve kökten çok uzak bölgelerdeki besin elementlerini bu hifler aracılığıyla alarak bitkinin üst organlarına taşımaktadır (Bolan ve ark, 1987). Arbusküler mikorizanın (AM) rizosfer dinamiğini değiştirerek (özelikle rizosfer ph`sı) toprakta P alımını artırabileceğine ilişkin varsayımı son yıllarda araştırmacıların ilgi odağı olmuştur (Ortaş ve ark, 2004 a ve b; Ortaş ve Akpınar, 2011). Mikorizanın besin elementi alımını (Marschner ve Dell, 1994; Smith ve Smith, 2011), yaprak boyunu (Fredeen ve Terry, 1988), bitki su ilişkisini (Auge ve ark, 1995) ve karbonhidrat metabolizmasını (Sachar-Hill ve ark, 1993) etkilediği bilinmektedir. Mikorizanın en önemli yararı, kaba ve zayıf yapılı kök sistemine sahip bitkilerin kök yüzey alanlarını genişleterek bitkinin alamadığı besin elementlerinden yararlanmasını arttırmasıdır. Kaba kök yapısına sahip olan bazı bitki türlerinden olan meyve ağaçları, örneğin şeftali (Gilmone, 1971), narenciye (Menge ve ark, 1982), elma (Geddeda ve ark, 1984; Gnekow ve Marschner, 1989; Runjin, 1989), mikoriza ile çok iyi infekte olmakta ve mikoriza infeksiyonu eksikliğinde ise besin elementleri noksanlığı göstermektedirler. Mikorizanın toprakta bulunuşu, bitki kökleri içindeki oluşumu ve aktivitesi toprak verimliliği tarafından önemli ölçüde etkilenmektedir; özellikle de ortamın P konsantrasyonuna bağlı olarak mikorizanın etkinliği azalmaktadır (Ryan ve ark, 2008). Birçok tarımsal yönetim sistemleri, örneğin pestisit uygulaması, ekim nöbeti ve toprak işleme yöntemi mikorizal infeksiyon oranını etkileyebilmektedir (Bagyaraj, 1991; Bolan, 1991; Sieverding, 1991; Vestberg ve ark, 2005). Mikoriza, bitkinin kuraklığa karşı dayanıklılığını da artırabilir, bu artış ya direkt hifler aracılığı ile veya mikorizanın bitki fizyolojisi ve morfolojisi üzerinde 14

36 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR yaptığı değişikliklerden kaynaklanan kök büyümesi veya kılcal kök oluşumu ile ilgilidir (Davies ve ark, 1992). Mikoriza ayrıca toprakta agregasyonu teşvik etmek suretiyle arazi ıslahı ve erozyon kontrol programlarıyla bağlantılı olarak toprak ekolojisi için de yararlı olmaktadır (Rillig ve ark, 2007; Smith ve Read, 2008). Gelişmekte olan ülkeler için pahalı ve doğal kaynakları sınırlı olan alanlarda, gübre girdisi yerine çok az girdi gereksinimi olan ve doğal gübre olarak bilinen mikorizanın doğal potansiyelinin bilinmesi ve mikorizaya bağımlı bitkilerin tespit edilmesi ve besin elementi noksanlığı olan alanlara bu tür bitkilerin mikoriza ile infekte edilmesi gelecekte uygulanması gerekli önemli tarım stratejilerindendir. Bitkilerin beslenmesini ve dış etkenlere karşı direncini arttıran en etkin bitki adaptasyon mekanizması olan mikorizanın, besin elementleri ve su alımı yanında hastalık ve zararlılara karşı bitkinin direncini artırmadaki rolleri Türkiye koşullarında çok az bilinmektedir (Ortaş ve ark, 2000) Mikorizanın Ekolojisi ve Yayılması Arbüsküler mikoriza (AM) mantarları doğal olarak yer yüzeyindeki bitkilerin % 90 ında bulunmaktadırlar (Gadkar ve ark, 2001; Smith ve Read, 2008). Fakat bazı mikoriza türleri bir çok kıtada hakim olarak bulunmaktadırlar. Mikorizal mantarların aktif ve pasif olarak bir kıtadan başka bir kıtaya taşındıkları iddia edilmektedir. Aktif olarak toprakta misellerin gelişmesi ile taşınırken, pasif olarak rüzgar, su ve diğer toprak organizmaları tarafından yayılmaktadır. Fosil kayıtları, bitkilerin hücrelerinde arbusküler mikoriza infeksiyonuna benzer bulguların milyon yıl öncesine kadar dayandığını göstermektedir (Gadkar ve ark, 2001; Koide ve Mosse, 2004). Bitki türleri de mikoriza mantarlarının yayılmasında farklılıklar oluşturmaktadır. Üçgül bitkisi mikoriza mantarının yayılma hızını artırdığı belirtilmektedir. Bitki kök yoğunluğu da mikorizanın yayılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Kök yoğunluğu arttığı zaman yayılma hızının azaldığı yine yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Mikoriza mantarlarının yüksek derecede yayılmasının ( m/yıl), toprak kökenli organizmalar tarafından sağlandığı belirlenmiştir. Ayrıca toprak verimlilik 15

37 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR koşulları, mevsimsel değişmeler, nem, sıcaklık ve mikrobiyal aktiviteler mikorizanın yayılma hızını etkilemektedir Mikorizanın Fizyolojisi Mikoriza mantarının sporları saf kültür olarak, teknolojik imkanlarla üretilmemekte olup, konukçu bitkiye mutlak bağımlı olarak çoğalmaktadır. Mikoriza mantarlarının spor hiflerinin konukçu bitkilerin kökleri ile birleşmesi ile infeksiyon ve bunu takiben spor oluşumu gerçekleşir. Bitki türüne ve yoğunluğuna göre, 1 kg toprakta bin kadar spor bulunabilir. Genelde mera alanlarında ve tarım dışı alanlardaki spor sayısı tarım topraklarından daha fazladır. Topraktaki mikoriza sporları aynı şekilde diğer mikroorganizmaların kantitatif ve kalitatif özelliklerini etkilemektedir (Li ve ark, 1991; Kothari ve ark, 1991) Doğal Mikoriza Potansiyeli Doğal mikorizanın topraktaki yoğunluğu, çoğunlukla tarım tekniklerinin uygulandığı ve uygulanmadığı alanlarda bitki örtüsü ve kanopisinin büyüklüğü ile korole edilmiştir. Michelsen ve Rosendahl (1990), bitki örtüsü ile mikoriza infeksiyonu arasında bir ilişkinin varlığını, Somali'de yürüttükleri araştırmada belirlemişlerdir. En düşük mikorizanın varlığı ve daha az etkin mikorizalar bozunmuş, hayvanlar tarafından otlanmış ve sürülmüş alanlarda bulunmuştur. Vejetasyonun bozulması mikorizanın varlığını ve etkinliğini en fazla gerileten faktör olarak öne çıkmaktadır. Çünkü AM mantarı fotosentez yapan bitkiye bağımlı olduğundan fotosentezin olmaması veya eksik gerçekleşmesi mikorizanın oluşumunu negatif olarak etkilemektedir (Oehl ve ark, 2005) Toprakların verimlilik düzeyi ve yetersiz tarım pratikleri sayesinde, bitki örtüsü yeterince gelişmeyeceği için mikoriza sporlarının oluşumu istenildiği gibi olmayabilir. Sieverding (1991), Kolombiya koşullarında savana topraklarında elde edilen mikoriza sporlarının iyi yönetilmiş kassava (manyok) bitkisinde çoğaltılan sporlara göre küçük ve cılız olduğunu belirlemiştir. Bunun nedeni genelde savana 16

38 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR toprakları kumlu olduğu ve vejetasyon susuz kaldığı için spor yoğunluğu ve şeklinin küçük olması toprak tekstürü indirekt olarak mikoriza sporlarının oluşumuna etki etmiş olmasından kaynaklanmıştır. Tarla denemelerinde yapılan çalışmalar, toprak işlemenin kök kolonizasyounda azalmalara neden olurken (Evans ve Miller, 1990:Vivekanandan ve Fixen, 1991), fosfor alımında da azalmalara neden olduğu (Miller ve ark, 1995) belirlenmiştir. Mozafar ve ark (2000), yaptıkları çalışmada mısır, buğday ve kanola bitkilerini mikorizalı ve mikorizasız uygulamalara geleneksel, çizel pullukla sürülmüş ve toprak işlemesiz olarak (no-tillage) ekim yapmışlardır. Mısır ile buğday bitkisi toprak işlemesiz uygulamada diğer uygulamalara göre daha fazla mikorizal kök infeksiyonuna rastlanırken, kanola köklerinde beklenildiği üzere mikorizal kök infeksiyonuna rastlanmamıştır. Aynı çalışmada toprak işleme uygulamaları, buğday ve mısır bitkisinin yapraklarında birçok besin elementi içeriklerini değiştirirken, kanola bitkisinin yapraklarında besin elementi içerikleri değiştirmemiştir. Yetiştiricilik sistemleri (Douds ve ark, 1993) ve toprak işleme uygulamaları (Douds ve ark, 1995) uzun dönem periyotlarında toprakta arbusküler mikorizal mantar popülasyonunu azaltmıştır. Suri ve ark (2011), bildirdiğine göre, verimliliği düşük olan asidik topraklara küçük bir gübre ilavesi ile verim artışı sağlandığı gibi arbusküler mikoriza oluşumu ve spor üretimi de gelişmektedir. Düşük tarımsal girdilerin uygulandığı alanlarda gübre, yabancı ot ilacı ve insektisit kullanımı sınırlayıcı olduğunda mikorizal oluşum yüksektir. Fakat yoğun tarımın yapıldığı ve yüksek verimin alındığı alanlarda, büyük ölçüde tarım girdileri uygulandığından, bu bölgelerde genelde tek bitki yetiştirilmekte ve buralarda daha çok mikorizaya az bağımlılık duyan bitkiler ekilmektedir. Bu bitkilerin ekildiği alanlarda daha az mikoriza sporu oluşmaktadır. Bu ve benzeri uygulamaların olduğu alanlarda mikoriza oluşumu az olduğu için biyotik ve abiyotik stres koşullarında bitki verimi düşük olmaktadır (Dehne, 1982). Doğal mikoriza popülasyonun etkinliğini etkileyen faktörler özetlenecek olursa: 17

39 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR 1. İşlenmeyen tarım alanlarının çıplak alanlarında mikoriza potansiyeli olmadığı için, bitkisel verim ve buna bağlı olarak infeksiyon gerçekleşmemektedir (Ortas ve ark, 2000). 3. Tarımı yapılan alanların geniş bir kesiminde değişik ekim teknikleri uygulanmakta olup, bazı alanlarda nadas önemli bir yer tutmaktadır. Rotasyonlu nadas alanlarında mikorizaya bağımlı bitkinin girmesi durumunda ön bitkinin toprağa kazandırdığı mikoriza popülasyonu önemli bir rol oynamaktadır (Muchane ve ark, 2010). 4. Tarım toprakları erozyona maruz kaldıklarından, çoğu zaman doğal verimliliğin etkisi olarak gösterilen mikoriza sporları da ortamdan uzaklaşmaktadırlar (Lin ve ark, 2011). 5. Toprak fumigasyonu veya sterilizasyon metotları çoğunlukla ticari anlamda fideciliğin yapıldığı alanlarda ve bahçe tarımının yapıldığı sera koşullarında genişçe uygulandığı için doğal mikoriza türleri olumsuz etkilenmektedirler (Endlweber ve Scheu, 2006). 6. Aşırı gübre kullanımı (P ve N), kimyasal ilaç ve toprak yönetimi modelleri doğal mikoriza potansiyelini etkilemektedir (Gollner ve ark, 2011) Mikorizanın Sınıflandırılması Mikoriza sporlarının yapısı, bitkilerdeki infeksiyon şekilleri ile kök içindeki morfolojik ve fizyolojik yapıları itibarıyla taksonomik yönden büyük farklılıklar göstermektedirler (Sieverding, 1991; Bagyaraj, 1991). Bu taksonomik farklılıklar, aynı zamanda bitkilerin beslenme düzeyleri yönünden de farklılıklar göstermektedir. Kök içindeki morfolojik yapı yönünden genelde Ekto ve Endo mikoriza olarak iki büyük gruba ayrılmaktadırlar. Fakat son araştırmalar bitki türleri arasındaki farklılıklar ve farklı mikoriza türlerinin ortak yönlerini içeren yeni türlerin bulunması ile taksonomik olarak mikoriza türleri yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır (Schussler ve ark, 2001). Mikoriza sporlarının taksonomisi ve sınıflandırılması Morton (1994); Schenk ve Perez (1990), tarafından yapılmıştır. Bu taksonomik farklılıklar aynı zamanda 18

40 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR bitkilerin beslenme düzeyleri yönünden de farklılıklar göstermektedirler (Simpson ve Daft, 1990; Killham, 1995) Kök Ekosisteminin Besin Elementleri Alımı Üzerine Etkileri Bazı bitki besin elementlerinin topraktaki hareketlilikleri son derece yavaş olup alınabilirlikleri bitki kökleri ve kök çevresi dinamikleri tarafından belirlenmekte ve yönlendirilmektedir. Marschner (1993)`e göre Zn duyarlılığına karşı bitki türleri farklı tepkiler göstermektedir. Bu farklılıklar rizosfer ph`sında meydana gelen değişmeler, bitkilerin ürettiği salgılar ve bitkilerin arbusküler mikoriza ile infekte olmasına bağlıdır. Bu adaptasyon mekanizmalarının bitki türleri arasında olduğu gibi, bir türün varyeteleri arasında da olabileceği Cavagnaro (2008), tarafından rapor edilmektedir. Bitkiler arasındaki bu besin elementlerinden farklı şekillerde yararlanmayı sağlayan faktörün bilinmesi hem bilimsel hem de pratik uygulama bakımından son derece önem arz etmektedir. Mikorizanın Zn alım mekanizması, fosforun alım mekanizmasına benzer olup mikorizal hifler aracılığı ile bitkiye kazandırdığı Zn nın % 60 kadarını kök bölgesi (rizosfer) dışından sağlamaktadır (Kothari ve ark, 1991; Li ve ark, 1991; Marschner, 1993; Ortaş ve ark, 2011). Bitkilerin fosforla beslenmesinde olduğu gibi Zn`dan daha iyi yararlanmasında birinci derecede bitki kök büyümesi ve kök yüzey alanı etkin rol almaktadır (Marschner, 1993, 1995; Ryan ve ark, 2008). Bu nedenle bitkinin kök gelişmesinde daha çok da kılcal köklerin geliştirilmesi ve mikoriza hiflerinin üretilmesi son derece önemlidir. Thompson (1990),`a göre DTPA le ekstrakte edilebilir Zn konsantrasyonu düşük olan topraklarda yetişen bitki türlerinin Zn noksanlığı göstermemeleri tamamen AM tarafından topraktan sağlanan Zn dan kaynaklanmaktadır. Toprakta P fazla olduğu zaman, mikoriza mantarları inaktif duruma geçmekte ve toprakta P yanında diğer bazı besin elementleri de alınamamaktadır (Ortas ve ark, 1996; Ortaş, 2003; Smith ve ark, 2011). Geçmiş yıllarda fazla P uygulamasının, bitki tarafından Zn alımını engellediği bilinmektedir ve toprak kimyacıları bu olayı Zn x P interaksiyonuna bağlamışlardır (Ortaş ve Akpınar, 2006, 2011). Şu ana kadar bilinen geleneksel Zn x P interaksiyonu tezinin 19

41 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR gerçekten böyle olmadığı, fazla P uygulaması sonucu mikorizanın inaktif duruma geçtiği ve bunun sonucu bitkinin Zn alamadığı Ryan ve ark (2008), tarafından belirlenmiştir Mikorizanın Bitki Sağlığı Üzerine Etkisi Mikoriza, sadece bitkilere besin maddeleri ve su alımı konusunda yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda bitkilerin hastalıklara ve patojenik organizmalara karşı direncini de arttırır (Augé, 2001; Graham, 2001; Smith ve Read, 2008). Bitki kök sisteminde arbusküler mikorizal mantarın varlığının bitki sağlığını iyileştirdiği bilinmektedir. İnfeksiyonun iyi bir şekilde gerçekleşmesi durumunda bitkilerin fungal patojenlere ve nematodlara karşı dirençlerinin arttığı belirlenmiştir (Sikora, 1992; Mack ve Rudgers, 2008). Mikoriza, bitki köklerini diğer patojenik organizmalara karşı koruduğu gibi çevre faktörlerinin yarattığı ağır metal toksisitesi ve tuzluluk gibi streslere karşı da bitkiyi korur ve bitkinin direncini artırır (Smith ve Read, 2008). Ayrıca mikorizal infeksiyon kirletilmiş veya dezenfekte edilmiş toprakların bitki bünyesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir (Mosse, 1981). Mikoriza bitki hastalık ve zararlarına karşı da bitkiyi hem iyi besleyerek korur hem de direkt rizosferde diğer organizmalarla mücadele ederek etkin duruma gelir. Lax ve ark (2011), mikoriza aşılamasının domates bitkisinin kökündeki nematod zararını önemli ölçüde azalttığını belirtmişlerdir Toprak Sterilizasyonu ve Mikorizaya Etkisi Genel kural olarak, mikoriza ile ilgili çalışmalarda topraklarda doğal mikoriza, sterilizasyon yöntemleri ile elimine edilir ve yeniden mikoriza inokulasyon ile infekte edilir. Plenchette ve ark (1983), değişik sebze bitkilerini steril edilmeyen, steril edilmiş ve mikoriza ile inoküle edilmiş koşullarda yetiştirerek bitki büyümelerini karşılaştırmışlardır. Araştırma sonucunda steril edilmiş ve mikoriza aşılanmış toprakta yetiştirilen bitkilerin, steril edilmeyen ve mikoriza aşılanmayan 20

42 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR toprakta yetiştirilen bitkilere yakın bir gelişme sağlarken, steril edilen ve mikoriza aşılanmayan topraklarda yetiştirilen bitkilerde ise büyük bir verim düşüşü olmuştur. Ortaş (2008), farklı topraklara farklı sterilizasyon yöntemleri ile yaptığı çalışmada sterilizasyon sonrası toprakların besin elementi içeriklerinin arttğını rapor etmiştir. Ortaş ve Ortakçı (2007), Çukurova koşullarında değişik sterilizasyon yöntemlerinin üzerine yaptıkları çalışmada toprak sterilizasyon işlemlerinin toprak özellikleri üzerinde önemli etkileri olduğunu tespit etmişlerdir Mikoriza Oluşumunu Etkileyen Faktörler Mikorizanın oluşumu, fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörler tarafından değişik şekillerde etkilenmektedir Fiziksel Faktörler Işık: İyi bir kök kolonizasyonu için 12 saat veya daha fazla saatteki fotoperiyod miktarı, ışık yoğunluğundan daha önemlidir (Schenck ve Schroder, 1974). Soğuğa dayanım: Latef ve He (2011), yaptıkları çalışmada AM mantarı, domates bitkisinin soğuğa dayanıklılığını arttırmasının yanı sıra bitkinin büyüme ve gelişmesini arttırdığını rapor etmişlerdir. Kuraklık: AM mantarı, su stresinin bitkiye verdiği zararlı etkilerden konukçu bitkiyi koruduğu bilinmektedir (Ruiz-Lazano, 2003). Kuraklığa dayanıklılık mekanizması, mikorizanın bitkinin kök hidrolik iletkenliği arttırmasından kaynaklamaktadır (Robert ve ark, 2008) Kimyasal Faktörler ph: Doğadan izole edilen farklı AM mantarlarının bulundukları toprakların ph larının arasında oldukları tespit edilmiştir (Clark, 1997). Vosatka ve ark (1999), yaptıkları çalışmada düşük toprak ph sının spor çimlenmesine negatif bir etki ettiğini rapor etmişlerdir. 21

43 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR Azot: AM aşılamasının bitkilerin N la beslenmesine herhangi bir katkısı yoktur (Smith ve Smith, 2011). Bagyaraj (1991), kalsiyum amonyum nitrat gübrelemesinin üre, kalsiyum nitrat gübrelerine oranla daha fazla kök infeksiyonu ve spor oluşumu sağladığını belirtmiştir. Mikro Besin Elementleri: Gildon ve Tinker (1983), geniş bitki topluluğu üzerinde yaptıkları araştırmada toprakta bulunan Zn ve Cu ın mikoriza oluşumunu olumsuz yönde etkilediğini rapor etmişlerdir. Aşırı Fosforlu Gübre Kullanımı: Mikorizanın toprakta bulunuşu, bitki kökleri içindeki oluşumu ve aktivitesi toprak verimliliği tarafından önemli ölçüde etkilenmektedir, özellikle de ortamın P konsantrasyonuna bağlı olarak değişikliğe uğramaktadır (Kitt ve ark, 1988). Rodriguez ve ark (2011), yaptıkları çalışmada düşük P düzeylerinde AM mantarı ile aşılanmış bitkinin büyümesinin ve P içeriğinin arttığını bildirmişlerdir. Organik Madde: Tarla topraklarında artan organik madde ile spor oluşumu arasında pozitif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir (Caravaca ve ark, 2002). Hasat sonrası toprakta kalan bitki köklerinin parçalanması sonucu oluşan organik bileşiklerin, mikoriza spor sayısını ve mikorizal infeksiyonu arttırdığı rapor edilmiştir (Çelik ve ark, 2010) Biyolojik Faktörler Bazı bitkiler mikorizaya bağımlılık göstermezler. Bunlardan acı bakla, şeker pancarı ve hardal türü bitkiler daha çok mikoriza oluşumunu engelleyecek oranda toksik salgılar oluşturduğundan, bu tür bitkiler mikorizal infeksiyon sağlamazlar (Castillo ve ark, 2008). Birçok bitki türü mikoriza ile infekte olmakta ve spor oluşumu sağlamaktadır Mikoriza Kök Ekosistemleri Arbusküler mikoriza mantarları, obligat simbiyotik olup Endogonales ordosuna girerler. Mantarın ekolojisi, fizyolojisi ve genetiği hakkında halen istenilen 22

44 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR ölçüde bilgi bulunmamaktadır. Doğada değişik mikoriza türleri ile bazı bitkiler arasında daha yakın bir uyumun olduğu belirlenmiştir. Soğan, soya, biber, marul, mısır, pamuk, domates, patlıcan, yerfıstığı, manyok, börülce, pazı, yulaf, üçgül, narenciye, ceviz ve yeraltı üçgülü gibi bitkiler genelde Glomus türü mantarlarla iyi infeksiyon gerçekleştirmektedir. Bitkilerin büyümesi ve ortamdaki besin elementlerinden yararlanmaları mikorizanın bitki kökleri ile infeksiyonuna bağlıdır ve bazı bitkiler için ise mikoriza "mutlak gerekli" sınıfına girip yaşamları tamamen mikorizanın var oluşuna bağlıdır (Schweiger ve ark, 1993; Ortas, 2003; Ortas ve Akpinar, 2006; Smith ve Read, 2008; Ortas ve Akpinar, 2011; Mardukhi ve ark, 2011). Toprakta düşük P içeriği durumunda bazı bitkiler P dan daha iyi yararlanmak için mikoriza mantarı ile adaptasyon mekanizmaları geliştirmişlerdir. Genelde düşük P koşullarında mikoriza ile infekte olan bitkiler, kaba ve fazla kılcal kök oluşturmayan bitkilerdir, aynı zamanda kök salgıları fazla olan bitki kökleri daha az infekte olmakta ve bazen infeksiyon sağlansa da besin elementleri alımına pek katkıda bulunmamaktadır. Her ne kadar mikoriza mantarının işlevinin bitkinin fosfor ile beslenmesine bağlı olduğu birçok araştırıcının ortak kanısı ise de Ortas ve Akpinar (2011), bitki genotiplerinin mikorizaya bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini iddia etmektedirler. Yine son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki bitki mikoriza ile infekte edildiği zaman bitki genotiplerinin fosfor ile beslenmesi de değişikliğe uğramaktadır. Bu farlılıklar, koşullara bağlı olarak kendini kök infeksiyonu, spor üretimi veya kök salgıları şeklinde göstermiştir (Smith ve ark, 1992; Tawaraya ve ark, 2006) Mikorizaya Bağımlılık Toprakta hareketliliği zayıf olan fosfor (P) gibi besin elementleri, yetersiz olduğunda veya fikse edildikleri zaman bitki kökleri tarafından bitkinin gereksinimini karşılayacak oranda alınamamaktadırlar. Bitki kökleri tarafından salgılanan amino asitler, organik asitler (Hinsinger, 2001; Shane ve Lambers, 2005), H + (Yan ve ark, 2002; George ve ark, 2002; Wang ve ark, 2006) ve asit fosfatese 23

45 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR (Asmar ve ark, 1995; Dakora ve Phillips, 2002) besin elementlerinin özellikle P un yararlılığında önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle kök sistemi kalın olan bitki türleri oluşturdukları toplam kök yüzey alanları çok düşük olduğundan, bu tür bitkilerin büyüdükleri toprak ortamı ile değindikleri toplam yüzey alanları da az olmaktadır (Bagyaraj ve Manjunath, 1981; Jeffries ve Dodd, 1991; Marschner, 1995; Smith ve Read, 1997). Bunun doğal bir sonucu olarak, bitki kökleri bitkilere besin elementleri ve suyu yeterince sağlayamamaktadır. Bu durumda bitkiler gereksinimlerini karşılamak için rizosfer ph sının değiştirilmesi, kök salgıları, kök morfolojisi ve fizyolojisinde değişimler yaratması ve mikroorganizmalarla simbiyotik yaşam oluşturması gibi doğal adaptasyon mekanizmaları gerçekleştirmişlerdir. Bitkilerin büyümesi ve ortamdaki besin elementlerinden yararlanmaları mikorizanın bitki kökleri ile infeksiyonuna bağlıdır ve bazı bitkiler için mikoriza "mutlak gerekli" sınıfına girip yaşamları tamamen mikorizanın var oluşuna bağlıdır (Sieverding, 1991; Declerck ve ark, 1995; Brundrett, 2009). Yeryüzündeki bitki topluluklarının yaklaşık % 95'i kadarına gelen bitki türü, çoğunlukla Endogenecea'ya ait fikomiset (phycomycetous) toprak mantarlarıyla arbüsküler mikorizal işbirliği oluştururlar (Barea ve ark, 1983; Koide ve Lu, 1992; Bonfante ve Perotto, 1995; Gadkar ve ark, 2001). Mikoriza mantarları, buğdaygiller, baklagiller, endüstri bitkileri, bahçe bitkileri ve süs bitkileri ile ortaklık oluşturmaktadırlar (Van Der Heijden, 2002; Hart ve ark, 2003). Dikotiledonların % 83'ü, monokotiledonların % 79'u ve gymniospermlerin tamamı mikoriza ile işbirliği oluşturmaktadırlar (Wilcox, 1991; Van Der Heijden, 2002; Van Der Heijden ve Horton, 2009). Buna karşılık bazı bitki familyaları (Brassicaceae, Chenopodiaceae, Cyperaceae, Juncaceae ve Caryophyllaceae) hiçbir zaman mikorizayla infekte olmazlar veya nadiren bitki kökleri infekte olurlar (Grant ve ark, 2005). Matosevic (1996), Akdeniz bitki ekosisteminde yaptığı çalışmada tüm bitkilerin % 75 i Arbüsküler mikorizalı, % 7 si mikorizasız bitki, kalan % 18 de diğer mikoriza çeşitlerine bağımlı bitki toplulukları olduğunu rapor etmiştir. Bazı bitkiler mikorizaya bağımlılık göstermezken acı bakla, hardal ve ıspanak türü bitkiler 24

46 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR daha çok mikoriza oluşumunu engelleyecek oranda toksik salgılar oluşturduğu için bu tür bitkiler mikorizal infeksiyon sağlamazlar (Castillo ve ark, 2008). Bitkilerin mikorizal simbiyosize bağımlılığı değişkenlik göstermektedir. Mikorizal bağımlılık, çevre koşulları özellikle toprakların fosfor içeriği (Plenchette ve ark, 1983; Ortas, 2003; Oehl ve ark, 2003) ve bitki genlerine bağlıdır (Hetrick ve ark, 1995). Plenchette ve ark (1983), yaygın olarak yetiştirilen mikorizalı bitkiler arasında farklı mikorizal bağımlılık oranları bulmuşlardır. Havuç en yüksek bağımlılık indeksine sahip olurken, bunu sırasıyla bezelye, fasulye, bakla, kuşüzümü, biber, domates ve patates izlemiş, yulaf ve buğday ise sıralamada en düşük bağımlılık indeksi göstermiştir (Çizelge 2.3). Bunun yanında soğan, elma, çilek ve sorgum iyi bilinen mikorizaya bağımlı bitkilerdir. Çizelge 2.4. Tarla bitkilerinin mikorizaya bağımlılığı (Dalpe ve Monreal, 2004) Mikorizaya Bağımlılık Bitkiler Çok Yüksek Keten, Mısır Börülcesi, Pamuk, Bakla Yüksek Ayçiçeği, Soya, Kudüs Bezelyesi, Nohut, Fasulye, Yonca, Mısır Düşük Sorgum, Buğday, Triticale, Yulaf, Yem Bezelyesi Çok Düşük Arpa Hiç Kanola, Turp Yapılan araştırmaların sonucunda, bitkilerin mikorizaya bağımlılığının, bitki genetiğinden kaynaklandığı görüşüne varılmıştır (Kapulnik ve Kushnir, 1991). Rizosfer bölgesinde oluşan mikoriza fonksiyonunun birbirinden bağımsız iki farklı gen tarafından kontrol edildiği belirlenmiştir (Duc ve ark, 1989). Bu genlerden bir tanesi mikoriza oluşumunu kontrol etmekte, diğeri ise mikorizadan yararlanmanın etkinliğini belirlemektedir Mikoriza Kanola Etkileşimi Kök salgıları, besin elementlerinin rizosferden alınmasında kilit rol oynamaktadırlar (Carvalhais ve ark, 2011). Kök salgıları karbon içeren kompleksler şeklinde karbonhidratlar, aminoasitler, organik asitler, fenolik bileşikler, fatik asitler, 25

47 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR enzimler, vitaminler ve inorganik moleküller olarak da HCO 3, OH, ve H + şeklindedir. (Dakora ve Phillips, 2002). Glukosinolat, Brassica türü bitkiler tarafından sentezlenerek, aminoasitten türemiştir (Wallsgrove ve ark, 1998). Birçok Brassica çeşidinin dokuları parçalandığında, izotiyosiyanat üreten tioglukosinolat bileşikleri içerdiği bilinmektedir. Bu kimyasal toprak kökenli patojenleri olumsuz olarak etkilemektedir (Schreiner ve Koide, 1993a; Angus ve ark, 1994; Brown ve Mora, 1997; Sarwar ve ark, 1998). Bu bileşik ayrıca arbusküler mikorizayı da olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum çoğu Brassica çeşidinin arbusküler mikoriza ile infekte olmamasının nedenini açıklamaktadır. Brassica nın kök bölgesinden salgılanan tioglukosinolat bileşikleri ve sonradan ortaya çıkan izotiyosiyanat, spor çimlenmesini engelleyici bir etkiye sahiptir (Vierheiling ve Ocampo, 1990; Schreiner ve Koide, 1993a,b; Castillo ve ark, 2008). Bu bileşiğin mantarlarda üremeyi durduran bir içeriğe sahip olduğu görüşü yaygındır (Wallsgrove ve ark, 1998). İlk ürün olarak kanola (Brassica napus L.) ekimini takip eden ürün olarak ekilen Mısırın (Zea mays L.) P alımı ve kökteki mikoriza kolonizasyonunu olumsuz etkilediği rapor edilmiştir (Gavito ve Miller, 1998 a,b; Arihara ve Karasawa, 2000). Vierheilig ve ark (2000), yaptıkları çalışmada, sonradan mikoriza aşılaması yaptıkları kanola bitkisinde kök kolonizasyona ya da herhangi bir mikorizal hife rastlanmadığını belirtmişlerdir. Mikorizasız bir bitki olan kanola sonrası ekilen mısır bitkisinde, toprakta bulunan mikorizanın gelişimi gerilemiş, P alımı ve dane veriminde azalmaların olduğu belirlenmiştir (Miller, 2000). Monreal ve ark (2011), Kanada koşullarında yaptıkları çalışmada, mikorizalı bir bitki olan buğdaydan ve mikorizasız kanola bitkisinden sonra keten ekmişler, büyüme ve gelişmesini incelemişlerdir. Yaptıkları çalışmada buğday sonrası ekilen keten bitkisinin kök bioması, kök uzunluğu ve AM kök kolonizasyonu, kanola sonrasında ekilen keten bitkisine göre daha fazla olduğunu rapor etmişlerdir. Mikorizaya konukçu olmayan kanola (Brassica napus L.) bitkisi hasatından sonra, II. ürün olarak ekilen mısır bitkisinde mikorizanın gelişiminin geciktiği belirlenmiştir (Gavito ve Miller, 1998b). Mikoriza kolonizasyonundaki gecikme, kanola bitkisinin köklerinden salgılanan toksik bileşiklerden kaynaklanmaktadır 26

48 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR (Schreiner ve Koide, 1993a, b). Tarla koşullarında bazı tarımsal uygulamaların mikorizal kolonizasyonun gelişimini etkilediği bilinmektedir. Konukçu olmayan bitki ekiminden sonraki uzun dönem periyotlarında, toprakta arbusküler mikorizal mantar popülasyonu azalmıştır (Harrinikumar ve Bagyaraj, 1988; Johnson ve Pfleger, 1992; Lu ve Miller, 1989; Thompson, 1987; Vivekanandan ve Fixen, 1991). Bu olumsuz etkinin iki nedeninin; (i) kanola mioriza için konukçu bir bitki olmamasından, (ii) kanola yetiştiriciliği boyunca veya sonrasında kanola köklerinden ya da atıkları tarafından üretilen antifungal bileşiklerin, AM popülasyonunu engelleyici bir etkiye sahip olmasından kaynaklanabileceği yönündedir (Rumberger ve Marschner, 2003). Diğer taraftan yapılan bazı çalışmalarda elde edilen veriler ile bilinen bilgiler arasında tezatlar ortaya çıkmaktadır. Pellerin ve ark (2007), yaptıkları çalışmada, Brassica napus L. artıklarının toprağa karıştırılmasının saksılarda yetişen mısır bitkisinin P alımını, bitki biomasını ve toplam yaprak genişliğini olumlu etkilediğini bulmuşlardır. Kanola artıklarının, mısır kökünde mikoriza kolonizasyonunu olumsuz etkilediğine dair kanıt bulunamamıştır. Bunun nedeni, kanola tarafından salgılanan bu antifungal bileşiklerin konsantrasyonunun hızlı bir şekilde volatilizasyon ve mikrobiyal ayrışma ile azalmasıdır. Bu şekilde spor çimlenmesi ve mikorizasyona etki ortadan kalkmış olabilir. Morra ve Kirkegaard (2002), yaptıkları çalışmada kanola tohumu artıkları eklendikten sonra toprakta maksimum izotiyosiyanat konsantrasyonu gözlemişlerdir. Bu çalışmada 4 gün sonra düşük izotiyosiyanat konsantrasyonu gözlemlenmiştir. Robertson ve ark (2009), Avustralya da tarla koşullarında yaptıkları benzer çalışmada, faklı lokasyonlara kanola ekilmiş ve hasat sonrası kanola artıkları tarlada bırakılmıştır. Literatürün aksine kanola sonrasında ekilen sorgum ve maş fasulyesinin büyümesine ve verimine herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığını da rapor etmişlerdir. Özet olarak, literatürdeki farklı çalışmalar, toprakların kendi doğal mekanizmalarından olan AM mantarlarının, konukçu bitkisi olan mısır ve bakla bitkisi ile konukçu olmayan kanola bitkisini ürün rotasyonuna girdirip toprakların biyolojik özelliklerine ve bitkilerin beslenme durumlarına olan etkilerinin incelenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Mikorizalı olmayan sınırlı sayıdaki 27

49 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Çağdaş AKPINAR bitki türünün (kanola dahil), kendisinden sonra gelecek olan mikorizaya bağımlı bitki üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri halen tam olarak belirlenememiştir. Literatürde birbiri ile çelişen bulguların ışığında, kanola sonrası mısır yetiştiriciliğinin sera ve tarla koşullarında mikorizalı ve mikorizasız olarak test edilmesi sürdürülebilir tarım açısından ekolojik ve ekonomik yönden büyük önem taşımaktadır. 28

50 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR 3. MATERYAL VE METOD Deneme, sera ve tarla koşullarında üç dönem olarak ( yılları arası) yürütülmüştür. Tarla denemesi Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğindeki Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Araştırma İstasyonunda yer alan Menzilat toprak serisinde (Typic Xerofluvents Fluvents, Entisol) ( K boylam ve D) yapılmıştır. Saksı denemesi ise aynı toprak kullanılarak, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Araştırma Seralarında yürütülmüştür Materyal Saksı Denemesinde Kullanılan Deneme Materyalleri Saksı denemesinde yetiştirilen bitkilerin ekim ve hasat tarihleri, Çizelge 3.1 de belirtildiği gibidir. Deneme 3 dönem (yıl) boyunca devam etmiştir. Bu çalışmada, Kanola (Brassica napus spp. Oleifera L.) bitkisinin Çukurova koşullarında en fazla ekimi yapılan yazlık çeşidi Heros-AG 8310, ile Progen 1303 Mısır (Zea mays L.) çeşidi ve karışık ekimlerde ise Negrata Bakla (Vicia faba L.) çeşidi kullanılmıştır (Şekil 3.1). Mikoriza türü olarak; denemede Kokteyl (G. intradices, G. mossea, G. etinicatum, G. caledonium, G. intaradices, G. fasciculatum ve Dr. Kindom) mikoriza kullanılmıştır. Saksı denemesinde, topraklarının yarısı otoklavda steril edilmiştir. Saksı denemesinde, 10 numara saksılar (10 kg elenmiş toprak konulmuş) kullanılmıştır. Denemede kullanılan steril edilmiş ve steril edilmemiş topraklara ait bazı fiziksel ve kimyasal özellikler Çizelge 3.3 ve 3.4 de verilmiştir. 29

51 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Çizelge 3.1. Saksı denemesi bitki ekim ve hasat tarihleri Kanola/Bakla Mısır Ekim Tarihi Hasat Tarihi Ekim Tarihi Hasat Tarihi 1. Dönem (Yıl) 24/01/ /04/ /04/ /07/ Dönem (Yıl) 18/11/ /02/ /04/ /07/ Dönem (Yıl) 09/11/ /02/ /04/ /07/2009 Şekil 3.1. Denemelerde kullanılan tohumlardan bir görünüm Tarla Denemesinde Kullanılan Deneme Materyalleri Tarla denemesinde, saksı denemesine paralel olarak aynı bitki çeşitleri ve aynı mikoriza türü kullanılmıştır. Gübre olarak, kanola ve kanola+bakla ekilen parsellere ekim öncesi 8 kg saf N (Amonyum Sülfat olarak), çiçeklenme öncesi 4 kg saf N (Amonyum Nitrat olarak) ve 5 kg saf P 2 O 5 (TSP olarak) uygulanmıştır. Mısır ekimi öncesi 12 kg saf N (Üre olarak), 5 kg saf P 2 O 5 (TSP olarak) ve bitkiler 4 yaprak olunca 12 kg saf N (Amonyum Nitrat) gübre olarak uygulanmıştır. 11 Kasım 2006 tarihinde kanola daha önce belirtilen deneme alanlarına ekilmiş ve çiçeklenme dönemine kadar gerekli 30

52 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR rutin bakım ve sulama işlemleri yapılmıştır. Çiçeklenme döneminde, bitkiden yaprak ve kök örnekleri alınarak analize hazırlanmıştır. Birinci deneme, 30 Nisan 2007 tarihinde hasat edilmiş ve hemen ardından tarlada kalan anız parçalanarak toprağa karıştırılmış ve tarla II. Ürün olarak mısır ekimine hazır hale getirilmiştir. 1 Haziran 2007 tarihinde mısır ekimi yapılmıştır. Deneme ekim ve hasat tarihleri Çizelge 3.2 de belirtildiği gibi 3 yıl boyunca sürdürülmüştür (Çizelge 3.2). Çizelge 3.2. Tarla denemesi bitki ekim ve hasat tarihleri Kanola/Bakla Mısır Ekim Tarihi Hasat Tarihi Ekim Tarihi Hasat Tarihi 1. Dönem (Yıl) 11/11/ /04/ /06/ /10/ Dönem (Yıl) 16/11/ /05/ /06/ /10/ Dönem (Yıl) 10/11/ /04/ /06/ /10/ Araştırma Alanının Özellikleri Tarla Denemesi üzerine kurulan Menzilat toprak serisi, Seyhan nehri yan derelerinin getirdiği çok genç alüvyal depozitlerden oluşmuştur (Şekil 3.2). Hemen hemen düz ve düze yakın (% 0-2 eğim) topoğrafyaya sahiptir. Bu seriye ait topraklar oldukça derin profile sahiptirler. Yalnızca A ve B horizonlarından oluşmuş ve bünyesi (tekstür) killi tın ve siltli kil olan topraklardır. Profilde toprak rengi kahve, koyu kahve ve donuk sarımsı kahverengidir. Menzilat serisinde, yüzeyde organik madde birikimi sonucu, rengi daha koyu olan bir A horizonu oluşumu ve kireç yıkanması vardır. Bu durum serinin en önemli pedojenik oluşumlarıdır. Kireç yıkanması alt horizonlarda küçük seyrek cepler ve kireç miselleri halinde birikimlere neden olmuştur. Ancak bu birikim bir calcic horizon oluşturacak şekilde değildir (Gülez ve Şenol, 2002). 31

53 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Şekil 3.2. Deneme alanının uydu (Google Earth) görüntüsü Deneme Topraklarının Özellikleri Deneme öncesinde, saksı ve tarla denemesinde kullanılan toprağın (Menzilat toprak serisi) steril edilmiş ve steril edilmemiş olarak bazı kimyasal ve fiziksel analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucu elde edilen değerler Çizelge 3.3.ve 3.4 de verilmiştir. Çizelge 3.3. Denemede kullanılan Menzilat serisi toprağının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri Organik Derinlik (cm) Tekstür Sınıfı Madde % ph (1:1 H 2 O) Tuz (%) CaCO 3 (%) Spor Sayısı (Spor/ 10g top.) 0-10 C CL CL

54 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Çizelge 3.4. Denemede kullanılan steril edilmemiş ve steril edilmiş Menzilat serisi toprağının bazı kimyasal özellikleri Derinlik (cm) P 2 O 5 K 2 O Zn Fe Cu Mn NO 3 -N NH 4 -N kg/da mg/kg Steril edilmemiş toprak mg/kg Steril edilmiş toprak Araştırma Alanının İklim Özellikleri Çukurova Bölgesi, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olan Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Bölge kurak, az nemli 3. derecede mesotermal, denizsel iklim tipine girmektedir (Toprak-Su, 1974). Yıllık ortalama oransal nem % 66 ve yıllık ortalama yağış miktarı 647 mm civarındadır. Deneme süresince, deneme alanına yakın Çukurova Üniversitesi meteroloji istasyonundan ( tespit edilen ortalama hava sıcaklığı ve aylık toplam yağış miktarları sırasıyla 2007 yılı için Şekil 3.3, 2008 yılı için Şekil 3.4, 2009 yılı için Şekil 3.5 de verilmiştir. 33

55 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR C Ocak 2007 Şubat Mart Aylık Ort. Sıcaklık ( C) Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık mm/ m Ocak 2007 Şubat Mart Nisan Mayıs Aylık Top. Yağış (mm) Şekil 3.3. Ç.Ü. kampüsüne ait 2007 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri ( Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık C Aylık Ort. Sıcaklık ( C) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 2008 mm/m 2 Aylık Top. Yağış (mm) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs 2008 Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Şekil 3.4. Ç.Ü. kampüsüne ait 2008 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri C Ocak 2009 Şubat Mart Nisan Aylık Ort. Sıcaklık ( C) Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık mm/m Ocak 2009 Şubat Mart Nisan Aylık Top. Yağış (mm) Şekil 3.5. Ç.Ü. kampüsüne ait 2009 yılı aylık ortalama sıcaklık ve yağış verileri Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 34

56 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR 3.2. Metot Saksı ve tarla denemesi olarak iki aşamalı yürütülen çalışmada kullanılan yöntemin ve yapılan işlerin akış şeması Şekil 3.6 da verildiği gibidir. Şekil 3.6. Araştırmada izlenen yöntemin ve yapılan işlerin akış şeması 35

57 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Saksı Denemesi Yetiştirme Ortamının Kısmi Sterilizasyonu Ortamda bulunan ve mikoriza ile rekabete girebilecek mikroorganizmaları ortamdan elemine etmek ve mikorizanın etkinliğini daha iyi görebilmek amacıyla, yetiştirme ortamı olarak kullanılacak toprakların yarısı C de 1 atmosfer basınç altında 1 saat süreyle otoklava tabi tutulmuştur. Otoklav edilen topraklar, saksı denemesinde kullanılıncaya kadar (yaklaşık 3 hafta) polietilen torbalarda, doğal mikroorganizma popülasyonunun gelişmesine fırsat vermek için muhafaza edilmiştir Saksıların Sterilizasyonu Saksılar deneme öncesi çeşme suyu ile yıkandıktan sonra %1 lik HCl çözeltisinden geçirildikten sonra üç defa saf sudan geçirilmiştir. Deneme öncesi saksılar bir kez de etanol ile muamele edilmiştir Saksı Denemesinin Kurulması Deneme, 4 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Yalnız kanola yetiştirilecek saksılara başlangıçta 15 tohum ekimi yapılmış, daha sonra 10 adet bitki kalacak şekilde seyreltme işlemi yapılmıştır. Kanola+Bakla karışık olarak yetiştirilecek saksılara, başlangıçta 7 kanola ve 7 bakla tohum ekimi yapılmış daha sonra 5 adet kanola ve 5 adet bakla olacak şekilde seyreltme işlemi yapılmıştır. Bitkiler vejetatif gelişmesini tamamladıktan sonra hasat yapılmış ve bu işlemi takiben, saksılara 3 yetiştirme dönemi halinde aynı toprağa Çizelge 3.5 de belirtildiği gibi ekim yapılmıştır. 36

58 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Çizelge 3.5. Saksı denemesi deneme deseni 1. Dönem (2007) 2. Dönem (2008) 3. Dönem (2009) -Steril* 1 Kanola Kanola Kanola 2 Kanola Kanola Mısır 3 Mısır Kanola Mısır 4 Kanola Mısır Kanola 5 Kanola+Bakla Kanola+Bakla Kanola+Bakla +Steril* 1 Kanola Kanola Kanola 2 Kanola Kanola Mısır 3 Mısır Kanola Mısır 4 Kanola Mısır Kanola 5 Kanola+Bakla Kanola+Bakla Kanola+Bakla * Deneme, kendi içinde mikorizalı ve mikorizasız olarak iki aşamalı yapılmıştır Mikoriza Uygulaması Yetiştirme ortamı saksılara yerleştirilirken daha önce belirlenen oranda 1000 spor/saksı gelecek şekilde, mikoriza inokulumu bir tabaka halinde tohum yatağının yaklaşık 50 mm altına serilerek üzeri yine aynı yetiştirme ortamı ile kapatıldıktan sonra tohumlar ekilmiştir. Mikoriza aşılaması yapılmayan saksılara aynı miktarda steril edilmiş orijinal ortam (sadece rizosfer toprağı) ilave edilmiştir. Ekimde saksıların yüzeyi hafifçe sulanmış ve çimlenmeden sonra günlük olarak eksilen su ilave edilmiştir. Saksılar günlük olarak tarla kapasitesinin %75 oranında, saf su ile sulanarak toprak nem dengesi sağlanmıştır Bitki Bakımı ve Fenolojik Gözlemler Kanola tohumlarının ekimi ve çimlenme sonrası durumu Şekil 3.7 ve 3.8 de verilmiştir. Saksılar günlük olarak yer değiştirilmiş ve bitkiler % 80 tarla kapasitesinde saf su ile sulanmışlardır. 37

59 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Şekil 3.7. Kanola ekimi yapılan bir saksıdan görünüm Şekil 3.8. Kanola-bakla ekimi yapılmış bir saksıdan görünüm 38

60 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Bitkilerin Hasat Edilmesi ve Hasat Sonrası Yapılan İşlemler Saksı denemesinde yetiştirilen bitkiler fizyolojik olgunluklarını tamamladıklarında toprak yüzeyinden 0,5 cm yükseklikten hasat edilerek analize hazır hale getirilmiştir Tarla Denemesi Tarla Denemesi Deneme Deseni Tarla denemesi, 3 tekerrürlü olarak bölünen bölünmüş parsellerde split plot deneme desenine göre kurulmuştur (Çizelge 3.6). Denemede münavebe bitkileri kombinasyonları (ekim nöbeti kombinasyonları) ana parselleri, mikoriza uygulaması ve kontrol (mikoriza uygulanmayan) ise alt parselleri oluşturmuştur. Deneme parselleri, 5 m genişlik, 3.5 m uzunlukta olmak üzere toplam 17.5 m 2 olup ve parseller arası mesafe 3 m olacak şekilde kurulmuştur. Ekimde 1 kg kanola/dekara olacak şekilde sıra arası 16 cm, sıra üzeri 7 cm olacak şekilde elle ekim gerçekleştirilmiştir. Kanola-Bakla ekilen parsellere, bir sıra kanola bir sıra bakla olacak şekilde ekim yapılmıştır. Mısır ekili parsellere, sıra arası 70 cm, sıra üzeri 15 cm olacak şekilde dekara 4 kg mısır tohumu ekimi yapılmıştır. Çizelge 3.6. Tarla denemesi deneme deseni 1. Dönem (2007) 2. Dönem (2008) 3. Dönem (2009) 1 Kanola Kanola Kanola 2 Kanola Kanola Mısır -M 3 Mısır Kanola Mısır 4 Kanola Mısır Kanola 5 Kanola+Bakla Kanola+Bakla Kanola+Bakla 1 Kanola Kanola Kanola 2 Kanola Kanola Mısır +M 3 Mısır Kanola Mısır 4 Kanola Mısır Kanola 5 Kanola+Bakla Kanola+Bakla Kanola+Bakla 39

61 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Mikoriza Uygulaması Tarla denemesinde ise mikoriza uygulaması ekim öncesi tohum yatağının yaklaşık 50 mm altına 1000 spor gelecek şekilde 1 dekar alana yaklaşık mısır ekili parsellerde kg/da, kanola ve kanola+bakla ekili parsellerde ise kg/da karışık inokülüm uygulanmıştır. Mikoriza aşılaması yapılmayan parsellere aynı miktarda steril edilmiş orijinal ortam (sadece rizosfer toprağı) ilave edilmiştir Fenolojik Gözlemler Araştırmanın belirli aşamalarında yapılan fenolojik gözlemler düzenli olarak kaydedilmiştir Bitkilerin Hasat Edilmesi ve Hasat Sonrası Yapılan İşlemler Arazi denemesinde yaprak ve kök örnekleri, kanola ekili parsellerde ve bakla ekili parsellerde çiçeklenme evresinde, mısır ekili parsellerde ise ekimden 5-6 hafta sonra alınmıştır. Ayrıca kanola, mısır ve bakla ekili parsellerde hasattan sonra dane örnekleri alınmış ve verim hesaplanmıştır. Kanola alttan yukarı doğru olgunlaştığı için kapsüllerin % ı olgunlaştığında (tohumlar kahverengi-siyah rengi aldığında) hasat işlemi yapılmıştır Mikoriza Sporlarının İzolasyonu ve Sayımı Mikoriza sporlarının izolâsyonunda kullanılan ıslak eleme yöntemi; nematologların toprak canlılarının izolâsyonunda kullandıkları yöntem esas alınarak Gerdemann ve Nicolson (1963), tarafından belirtildiği şekilde yapılmıştır. Alınan toprak örneğinden 10 g alt toprak örneği alınarak, üzerine 100 ml su ile birlikte kalgon görevi görmesi için 1-2 damla sıvı deterjan ilave edilmiştir. Çözelti karıştırıldıktan sonra farklı boyuttaki eleklerden (710, 250, 125 ve 53 µm luk elekler altta en küçük elek olacak şekilde yerleştirilir) geçirilmiş ve çözelti berraklaşıncaya 40

62 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR kadar çeşme suyuyla toprak materyali yıkanmıştır. Ardından santirfuj ve şekerli çözeltiden geçirilen toprak materyali, saf su yardımı ile petri kutularına aktarılarak stereo mikroskop altında büyütme ile spor sayımı yapılmıştır Bitki Kök Örneklerinin Alınması Bitki kökleri hasat sonrası topraktan ayırt edildikten sonra, önce bol çeşme suyu ile sonra da saf suyla yıkanmış ve mikoriza ile infeksiyonunu teşhis etmek için bitki köklerinin canlılığının korunması amacıyla taze yıkanmış bitki kökleri Etanol, Glasial Asetik Asit ve Formalinden oluşan (250:13:15) karışık çözeltide korumaya alınmıştır (Ortaş, 1994) Mikoriza Kök İnfeksiyonunun Belirlenmesi Saksı ve tarla denemelerinde alınan bitki kökleri temizleme ve boyama işlemi Koske ve Gemma (1989)` a göre yapılmıştır. Bu yönteme göre, kökler iyice yıkanıp ve içindeki ölü kökler ayıklandıktan sonra bitki kökleri bir petri kutusuna alınıp ve 1 cm uzunluklarında kesilmiştir. Bu işlemleri takiben, 1 cm aralıklarla kesilmiş kökler test tüplerine aktarılmıştır. Yeterli miktarda %2.5 (w/v) KOH çözeltisi köklerin içinde bulunduğu tüplere boşaltılıp ve aynı tüpler 90 o C`lik su banyosuna alınmıştır. Bu işlem tamamlandıktan sonra tüplerdeki KOH boşaltılıp ve aynı tüplere yeteri miktarda %1 HCl ilave edilerek tüplerin üst kısmı kapatılmıştır. Daha önce ilave edilmiş asit ortamdan uzaklaştırıldıktan sonra aynı tüplerin üzerine yine yeterli miktarda asitleştirilmiş Glycerol Trypan Blue eklenmiştir. Tüplerdeki çözelti ve haşlanmış kökler tekrar bir petri kutusuna boşaltılıp ve pens aracılığı ile çok hassas ve dökülgen olan kökçükler mikroskop slaytlarının üzerine taşınıp ve mikroskop altında büyütmeyle Gioanetti ve Mosse, (1980) yöntemine göre belirlenmiştir. Pratik olarak % kök infeksiyonu aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanmıştır. % infeksiyon= 100*toplam mikorizalı kök /toplam sayılan kök sayısı dır. 41

63 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR Bitki Analizleri Bitkilerin gövde ve kök kısımları C da 48 saat süreyle kurutulduktan sonra tartılarak, kuru madde ağırlıkları belirlenip, analiz için bir kısmı agat değirmende öğütülmüştür (Walsh ve Beaton, 1973). Fosfor (P), potasyum (K) ve mikrobesin elementleri (Fe, Cu, Zn, Mn) analizi için; öğütülmüş bitki örneklerinden 0.2 g alınarak kuru yakma yöntemi uygulanarak C de 5 saat kül fırınında yakılmıştır. Yakılan örneklerin üzerine 1/3 lük HCL çözeltisinden 2 ml konularak üzeri saf su ile tamamlanmış ve örnekler filtre kağıdından 20 ml lik kaplara süzülmüştür. Her bir örnekten 0.5 ml mikro pipetle çekilerek saf su ile 10ml ye tamamlanmış ve daha sonra Murphy ve Riley, (1962) yöntemine göre boyanan örnekler 882 nm dalga boyunda spektrofotometrede okunarak fosfor içeriği belirlenmiştir. Kuru yakma metoduna göre elde edilen ekstraksiyon çözeltisinde atomik absorbsiyon yardımıyla K, Zn, Fe, Cu ve Mn konsantrasyonu belirlenmiştir (Kaçar, 1972) Biyolojik Analizler Biyolojik aktivite belirlenmesinde kullanılacak olan toprak örnekleri; saksı denemesinde bitki üst aksam örnekleri ve kökleri saksıdan itina ile alındıktan hemen sonra saksıda kalan topraktan alt toprak örneği analiz için alınmıştır. Tarla denemesinde ise hasatla birlikte bitki kök bölgesine yakın alanda 0-20 cm derinliğinden alınmıştır. Tarla ve saksı denemelerinde her hasat döneminde sadece bir defa toprak örneklemesi yapılmıştır. Deneme topraklarında, biyolojik aktivitenin göstergesi olarak yapılan analizlerden CO 2 üretimi için; 100 g taze toprak petri kutusuna konulmuş, doygunluğun %60 ına kadar su ilave edilmiş ve içinde 50 ml barit çözeltisi bulunan Isermayer kavanozunun içine yerleştirilmiştir. Tanıkla (topraksız) birlikte örnekler 30 o C deki inkübasyon dolabına konmuş ve 24 saatlik inkübasyona bırakılmıştır. 24 saat sonra inkübatörden çıkarılan barit çözeltisi üzerine birkaç damla 42

64 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR fenol ftaleyn dökülmüş ve N/22 HCl ile renk kırmızıdan renksize dönüşünceye kadar titre edilmiştir (Isermeyer (1952). Bu arada harcanan asit miktarı da not edilmiştir Dehidrogenaz enzim aktivitesi için; 10 g fırın kuru toprak eşdeğeri ıslak toprak alınıp, 25x250 mm lik tüplere konulmuştur. Üzerlerine 10 ar ml tris tamponu içinde çözülmüş % 0,8 lik TTC konulmuş ve iyice karıştırılmıştır. Tüplerin ağzı kapatılarak 30 0 C de 24 saat bekletilmiştir. İnkübatörden çıkarılan tüplere reaksiyonun önlenmesi ve oluşan trifenil formazan ın ekstraksiyonu için 50 şer ml ekstraksiyon çözeltisi konulmuştur. Tüpler, karanlıkta (TTC nin rengini kaybetmemesi için) 2 saat bekletilip, yarı aydınlık bir yerde mavi bant filtreden süzülmüştür. Işıkta fazla beklemeden oluşan trifenil formazan ın renk intensitesi 546 nm dalga boyunda, ekstraksiyon çözeltisi karşısında okunmuştur (Thalmann, 1967) Ham Yağ Oranı (%) Her parsele ait kanola tohumları Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Analiz laboratuarında analiz edilmiştir. Öğütülen kanola tohum örneklerinden 5 gr alınmış daha sonra etüvde 80 0 C'de 45 dakika bekletildikten sonra 30 dakika soğuması için desikatöre konulmuştur. Bu işlemden sonra örnekler Soxhelet cihazında, petrol eteri içerisinde çözdürülmesi sonucu % yağ oranları hesaplanmıştır (Doğan ve Başaoğlu, 1985) İstatistiksel Analizler Saksı denemesi split plot deneme desenine göre steril edilmiş ve edilmemiş olarak uygulamalar ANOVA testi ile varyans analizine tabi tutulmuştur. Tarla denemelerinde de split plot deneme desenine göre veriler her yıl kendi içinde ayrı ayrı ANOVA testi ile varyans analizine tabi tutulmuşlardır. Araştırma bulguları ve ölçülen bütün değişkenler istatistiki analiz için SPSS 17.0 for Windows paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Saksı ve tarla denemeleri dönemler itibarı ile ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Ortalamalar arasındaki farklılıklarda Tukey testi ile belirlenmiştir. 43

65 3.MATERYAL VE METOD Çağdaş AKPINAR 44

66 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Araştırma, Çukurova Bölgesi koşullarında ekim potansiyeli yüksek bulunan kanola bitkisinin yetiştirilmesinin toprağın biyolojik aktivitesi üzerindeki etkileri ile kanolayı takip eden mikorizaya bağımlı ikinci ürün mısır bitkisinin gelişimini, besin elementleri alımını incelemek ve mikorizal infeksiyona olan etkilerini belirlemek amacıyla yılları arasında saksı ve tarla denemesi olarak yürütülmüştür. Araştırma bulguları, saksı ve tarla denemesi olarak ayrı ayrı değerlendirilmiştir Saksı Denemesi Kuru Madde Üretimi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi Denemede mikoriza aşılanmış, steril edilmiş ve edilmemiş topraklara kanola, mısır ve bakla bitkileri ekilmiştir. Saksı denemesinde bitki ekim rotasyonu; 1) kanola-kanola-kanola, 2) kanola-kanola-mısır, 3) mısır-kanola-mısır, 4) kanolamısır-kanola ve 5) kanola+bakla-kanola+bakla-kanola+bakla olacak şekilde 3 dönem ardışık olarak yetiştirilmişlerdir. Kanola bitkisinin üst aksam kuru madde (KM) üretimi verileri Çizelge 4.1 ve 4.2 de verilmiştir. Araştırma bulguları, steril edilmiş topraklarda kanola, mısır ve bakla bitkilerinin 5 farklı ürün rotasyonunda üst aksam kuru madde üretimi bakımından değerlendirildiğinde; kanola bitkisinin en yüksek KM I. dönem 4 nolu uygulamada (kanola-mısır-kanola) 40.7 g/saksı, en düşük KM ise III. dönem 5 nolu uygulamada (kanola+bakla-kanola+bakla-kanola+bakla) 4.5 g/saksı olarak belirlenmiştir. Çizelge 4.1 de de görüleceği üzere 3 dönem ardışık olarak kanola bitkisi ekilen 1. nolu uygulama (kanola-kanola-kanola) incelendiğinde, I. dönemde mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin üst aksam kuru ağırlığı 38.1 g/saksı iken, III. dönemde üst aksam kuru ağırlık 4.5 g/saksı olarak belirlenmiştir. II. dönem 2 nolu uygulamada 45

67 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 46

68 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 47

69 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR (kanola-kanola-mısır), kanola bitkisinin üst aksam kuru ağırlığı 1 nolu uygulamaya benzer olarak düşüş göstermiştir (Çizelge 4.1). Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkilerinin KM üretiminde, aynı dönemde yetiştirilen diğer uygulamalara göre artışlar olduğu belirlenmiştir. II. dönem 3 nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 34.1 g/saksı KM üretimi gerçekleşmiştir. Benzer olarak III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısırkanola), mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 29.1 g/saksı KM üretimi gerçekleşmiştir. Karışık ekim yapılmış 5 nolu (kanola+bakla-kanola+baklakanola+bakla) uygulamalar incelendiğinde, I. dönemde kanola bitkisinin 27.0 g/saksı olan kuru madde üretimi III. dönemde 4.5 g/saksı olarak ölçülmüştür. Üst aksam kuru madde üretimleri genel ortalamalar bazında incelendiğinde kanola bitkisine mikoriza aşılaması istatistiksel olarak fark oluşturmuştur (P<0.051) (Ek 1.). Benzer olarak yapılan bir çalışmada Glomus intraradices mikoriza mantarı aşılanmış kanola bitkisinin gövde kuru ağırlığının mikoriza aşılanmamışa göre daha fazla olduğu rapor edilmiştir (Marschner ve Timonen, 2005). Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında I. dönemde 35,4 g/ saksı kuru madde oranı ile en yüksek kuru madde üretimi gerçekleşirken, II. dönemde 15.8 g/saksı ve III. dönemde 12.7 g/saksı KM üretimi gerçekleşmiştir. Araştırma bulgularına göre, steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin üst aksam KM üretimi değerlendirildiğinde, II. dönem 3 nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 27.6 g/saksı ile en yüksek kuru madde üretimi gerçekleşmiştir (Çizelge 4.2). Bulgular genel ortalamalar bazında incelendiğinde, steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin üst aksam kuru madde üretimine mikoriza aşılamasının istatistiki olarak önemli oranda etki etmediği belirlenmiştir (P<0.142) (Ek 4.). Steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin üst aksam kuru madde üretiminin, steril edilmişlere göre daha düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bunun nedeninin steril edilmiş topraklarda sterilizasyon sonucu topraktaki bitkiye yarayışlı besin elementi konsantrasyonunun artması (Çizelge 3.4) ve kanola bitkisinin bundan daha fazla yararlanmış olabileceği ve/veya steril edilmemiş topraklarda mikro canlı faaliyetinin yüksek olması ve mikroorganizmaların besin elementi alımında bitki kökleri ile 48

70 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR rekabete girmesinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir (Bowen ve Rovira, 1999). Ayrıca, Plenchette ve ark (1983), mikorizaya bağımlılığı farklı olan 11 değişik bitki incelemiş ve steril toprak koşullarında mikorizaya bağımlılığı olmayan kanola ve lahana bitkilerinin daha iyi geliştiğini rapor etmişlerdir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi Steril edilmiş ve mikoriza aşılanmamış kontrol saksılarında mikoriza mantarı ve diğer mikroorganizma varlığının ortamdan elimine edilmesi ve ortama yeniden mikoriza aşılaması yapılmaması nedeniyle mısır bitkisinin kuru madde üretimi, mikoriza aşılanmış bitkilere göre düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Çizelge 4.1 de görüleceği gibi, steril edilmiş topraklarda I. dönem mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinde 5.4 g/saksı KM, aynı dönemde mikoriza aşılanan bitkide ise 23.0 g/saksı KM olarak gerçekleşmiştir. Mikoriza aşılanmamış kontrol uygulamalarında, kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin üst aksam kuru madde üretimi, yalnız mısır ekili kontrol uygulamasına göre daha yüksek düzeyde KM üretmiştir (13.0 g/ saksı). Benzer şekilde Pellerin ve ark (2007), saksı koşullarında yaptıkları çalışmada, Brassica napus L. artıklarının karıştırıldığı topraklarda yetiştirilen mısır bitkisinin bio-kütlesinin arttığını rapor etmişlerdir. Steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkisinde, ortamda bulunan doğal mikorizanın ve/veya diğer yararlı mikroorganizmaların varlığından dolayı steril edilmiş topraklarda yetiştirilen bitkilere göre yüksek oranda üst aksam kuru madde üretimi gerçekleştirdiği belirlenmiştir. Ortaş (2003), steril edilmemiş Harran toprağında yetişen mısır bitkisinin, steril edilen toprakta yetiştirilen mısır bitkine göre daha yüksek KM üretimi gerçekleştirdiğini rapor etmiştir. Benzer şekilde Ortaş ve Akpınar (2011), yaptıkları bir başka çalışmada AM mantarı ile aşılanmış mısır bitkisin üst aksam kuru madde üretiminin kontrole oranla daha yüksek düzeyde gerçekleştiğini rapor etmişlerdir. II. dönem kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinde 19.0 g/saksı ile diğer kontrol uygulamalarına göre daha yüksek düzeyde kuru madde 49

71 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR üretimi gerçekleşmiştir (Çizelge 4.2). Aynı dönemde mikoriza aşılanmış saksılarda 22.2 g/saksı KM üretimi gerçekleşmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında I. dönemde 20.4 g/ saksı kuru madde üretimi gerçekleşirken, II. dönemde 20.6 g/saksı, III. dönemde ise 15.5 g/saksı KM üretimi gerçekleşmiştir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Üst Aksam Kuru Madde Üretimine Etkisi II. dönemde steril edilmiş topraklarda yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış bakla bitkisinin kuru madde üretimi 18.8 g/saksı, mikoriza aşılanmamış kontrol bitkisinin ise 14.2 g/saksı olarak ölçülmüştür. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde I. ve II. döneme göre III. dönemde bakla bitkisinin kuru madde üretiminde yarı yarıya düşüşler meydana geldiği belirlenmiştir (Çizelge 4.1). Saksı denemesinde toprağa başlangıç gübrelemesi yapılmadığı gibi, II. ve III. dönem uygulamalarında da taban ve üst gübre yapılmadığı için, topraktaki yarayışlı bitki besin elementleri bitkiler tarafından sömürülmesi sonucu bitki gelişmesi zayıflamış olabilir. Steril edilmemiş topraklarda AM mantarı aşılamasının, bakla bitkisinin KM üretimine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 6.). En yüksek kuru madde üretimi II. dönem mikoriza aşılanmış uygulamada 22.6 g/saksı olarak ölçülmüş, en düşük kuru madde üretimi 8.1 g/saksı ile III. dönemde kontrol uygulamasında gerçekleşmiştir. ElGhandour ve ark (1996), yaptıkları saksı denemesinde mikoriza mantarı aşılamasının bakla bitkisinin kuru madde verimini önemli oranda arttırdığını rapor etmişlerdir. Dönemler arası genel ortalamalar itibarı ile III. dönemde bakla bitkisinin kuru madde üretiminde düşüşler meydana geldiği tespit edilmiştir (Çizelge 4.2). 50

72 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Fosfor (P) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin fosfor (% P) konsantrasyonları, % 0.18 ile % 0.29 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisine mikoriza aşılaması, bitki dokularındaki P konsantrasyonunda istatistiki olarak bir fark yaratmamıştır (P<0.057) (Ek 1.). 3 dönemde de kanola bitkisinin dokularındaki P konsantrasyonu kritik değer olan % 0.20 P konsantrasyonunun (Jones, 1998) düzeylerinde olduğu tespit edilmiştir. Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin dokularında bulunan P konsantrasyonlarında, aynı dönemde yetiştirilen diğer uygulamalardaki bitkilere göre artış olduğu tespit edilmiştir. II. dönemde, 3 nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) mısır sonrası ekilen ve mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin dokularındaki P konsantrasyonu % 0.27 P olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.3). Kanola bitkisinin kökünden salgılanan toksik (tioglukosinolat) salgılar (Castillo ve ark, 2008) sonucu mısır bitkisinin kök bölgesinde, doğal mikoriza mantarı ve/veya diğer mikroorganizmaların etkinliğini kaybetmiş olabileceği savı ile yeniden yapılan mikoriza aşılması, mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin gelişimine olumlu yönde katkıda bulunmuş olabilir. Benzer şekilde Ryan ve ark (2002), kanola sonrası ekilen buğday bitkisinin P içeriğinin düşük olduğunu ve yeniden mikoriza aşılamasının, bitki dokularında bulunan P konsantrasyonunun artırdığını rapor etmişlerdir. Çizelge 4.3 de de görüleceği üzere, genelde steril edilmemiş ve mikoriza aşılaması yapılan topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin P konsantrasyonlarının, steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin P konsantrasyonlarına göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. 51

73 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 52

74 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 53

75 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Mikoriza aşılaması I. ve III. dönemlerde P konsantrasyonunda istatistiki olarak önemli oranda farklılıklar yaratmıştır. II. dönemde 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan mısır sonrası ekilen kanola bitkisinin dokularındaki P konsantrasyonunun % 0.26 P olduğu tespit edilmiştir. Omidi ve ark (2008), yaptıkları çalışmada farklı toprak işleme sistemlerinde, hasat sonrası toprakta bırakılan kanola bitki artıklarının, üst bitki dokularında P ve Zn besin elementleri alımını arttırdığını rapor etmişlerdir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkisine mikoriza aşılaması, bitki dokularındaki P konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 2.). Steril edilmiş kontrol topraklarında düşük P konsantrasyonunun belirlenmesi, doğal mikoriza ve diğer yararlı mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması nedeniyle olabilir Singh ve ark (2002); Ortas ve Akpinar (2011), yaptıkları çalışmalarda mikoriza aşılanmış mısır genotiplerinin kök ve gövdesinin P konsantrasyonunun mikoriza aşılanmamış genotiplere göre daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir. Çizelge 4.3 de görüldüğü gibi, III. dönemde 2 ve 3 nolu uygulamalarda, mikoriza aşılanmayan ve kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkilerinin P konsantrasyonunun (%0.15 P), I. döneme göre (% 0.10 P) daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu artışın mısır bitkisinin kendi rizosfer dinamiğinden (ph, kök salgıları, kök gelişimi) kaynaklandığı (Marshner, 1995) düşünülmektedir. Steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkisine AM mantarı aşılaması bitki dokularında bulunan P konsantrasyonunda artışa neden olmuştur. Bu artış steril edilenlere göre daha yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Bunun steril edilmeyen topraklarda bulunan doğal mikorizanın sonradan aşılanan mikoriza mantarları ile iyi bir uyum içinde olmasının sonucu olabilir. Genelde steril edilen ortama mikoriza aşılamasının daha etkin olduğu bilinmektedir (Ortas ve ark, 1998). Steril edilmemiş topraklarda, birinci dönemde mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularındaki P konsantrasyonu % 0.28 P iken bunu takip eden II. dönem 54

76 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinde ise % 0.24 P olarak ölçülmüştür. II. ve III. dönemlerde kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin dokularındaki P konsantrasyonunda ki azalma istatistiksel olarak önemli görülmemiştir (Çizelge 4.4). Mikoriza mantarı, genelde topraktaki P konsantrasyonunun yarayışlılığını arttırdığı gibi hifler yolu ile P absorpsiyon oranını (Sharif ve Claassen, 2011) ve immobil halde bulunan P alımını da arttırmaktadır (Kothari ve ark, 1991; Smith ve Read, 2008; Ortas, 2003) Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılaması, bakla bitkisinin P konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli düzeyde etki etmiştir (P<0.001) (Ek 3). Mikoriza ile aşılanmamış bitkilerin genel P konsantrasyonları, sırası ile I., II. ve III. dönemler için % 0.20, % 0.22 ve % 0.19 P olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılmış bitkilerde ise I., II. ve III. dönemler için P konsantrasyonu % 0.26, % 0.25 ve % 0.23 P olarak ölçülmüştür (Çizelge 4.3). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza ile aşılanmamış bakla bitkilerinin P konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için % 0.20, % 0.23 ve % 0.19 P olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılmış bitkilerde ise I., II. ve III. dönemler için % 0.25, % 0.25 ve % 0.20 P düzeyinde ölçülmüştür (Çizelge 4.4). Dönemler arası genel ortalamalar değerlendirildiğinde, III. dönemde fosfor konsantrasyonun % 0.19 P olarak gerçekleşmiştir. 55

77 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Potasyum (K) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları potasyum (K) değerleri yönünden incelendiğinde, steril edilmiş topraklara mikoriza aşılamasının, kanola bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonuna etki etmediği tespit edilmiştir (P<0.131) (Ek 1.) En yüksek K konsantrasyonu, I. dönemde mikoriza aşılanmamış kanola bitkisinde % 3,3 K olarak tespit edilmiştir. En düşük K konsantrasyonu da % 2.2 ile mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde gerçekleşmiştir. Uygulamalar istatistikî olarak bir farklılık yaratmamıştır (P<0.173) (Ek 1.). Tüm uygulamaların, kanola bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonu K için optimum kritik sınır değerinin (% 1.2) üzerinde olduğu belirlenmiştir (Smith, 1966). Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında, II ve III. dönemlerde kanola bitkisinin K konsantrasyonunda azalmalar olduğu tespit edilmiştir. Steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisine mikoriza aşılamasının bitki dokularında bulunan K konsantrasyonunu önemli oranda arttırdığı belirlenmiştir (P<0.009) (Ek 4.). Bakla ile karışık ekilmiş kanola bitkisinde (5 nolu uygulamada) % 2,8 K ile en yüksek K konsantrasyonu tespit edilmiştir (Çizelge 4.6). Bu durumun, baklanın mikorizaya bağımlı olması ve kanola tarafından salgılanan antifungal bileşiklerin (izotiyosiyanat) volatile olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Robertson ve ark (2009), Avustralya da tarla koşullarında yaptıkları benzer çalışmada farklı lokasyonlara kanola ekmişler, yapılan hasat sonrası kanola artıkları tarlada bırakılmış ve bu kanola artıklarının sonradan ekilen sorgum ve mung fasulyesinin büyümesi ve verimine herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığını rapor etmişlerdir. 56

78 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 57

79 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 58

80 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, I. dönemde steril edilmiş ve mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonunu % 3.6 K, aynı dönemde mikoriza aşılanmayan bitkilerde ise % 2.9 K olarak ölçülmüştür. Ortaş ve Sarı (2003), Çukurova koşullarında tatlı mısır bitkisinin K konsantrasyonunun mikoriza aşılaması ile arttığını rapor etmişlerdir. Çizelge 4.5 de görülebileceği gibi, en yüksek K konsantrasyonu III. dönem 3 nolu kanola sonrası mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde % 4.7 K olarak ölçülmüştür. Steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkisine AM mantarı aşılaması K konsantrasyonunda istatistiki olarak önemli bir etki yaratmıştır (P<0.023) (Ek 5). Mısır bitkisinin dokularında en yüksek K konsantrasyonu, I. dönemde % 4.0 K olarak mikoriza aşılanmış bitkilerde belirlenmiştir. En düşük K konsantrasyonu ise II. ve III. dönemlerde kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmayan mısır bitkilerinde % 2.3 K olarak belirlenmiştir. III. dönemde 2 ve 3 nolu uygulamalarda, kanolayı takip eden mikoriza aşılanmış ve mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinin dokularındaki K konsantrasyonunda, önemsiz de olsa küçük bir azalma olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.6) Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmiş toprakta mikoriza aşılamasının, bakla bitkisinin K konsantrasyonuna istatistiki olarak etki etmediği belirlenmiştir (P<0.499) (Ek 3.). En yüksek K konsantrasyonu % 4.7 K olarak I. dönem mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde belirlenmiştir. Bitkilerin K içeriği yönünden bakla bitkisinin optimumum aralığının % 2.10 ile % 2.80 K arasında olması gerektiği belirtilmiştir (İbrikçi ve ark. 2004), Genelde bakla bitkisinin K konsantrasyonunun, kanola ve mısır bitkisinden yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, baklagillerin genel bitki besin elementleri konsantrasyonlarının yüksekliği ile 59

81 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR doğrudan orantılıdır. G. mossea aşılaması bakla bitkisinin rizosfer mikroflorasını arttırdığı ve bu durumunda besin elementi alımını arttırdığı El-Sayad ve ark (2002), tarafından rapor edilmiştir. Steril edilmemiş ve mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonunun, ortamda bulunan doğal mikorizanın ve diğer yararlı mikroorganizmaların varlığından dolayı, mikoriza ile aşılanmış bitkilere göre aynı oranda olduğu ve konsantrasyonda bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P<0.375) (Ek 6.). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza ile aşılanmamış bakla bitkilerinin K konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için % 4.8, % 3.9 ve % 1.9 K olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılmış bitkilerde ise aynı sıralama ile % 4.8, % 3.6 ve % 2.0 K düzeyinde ölçülmüştür (Çizelge 4.6). 60

82 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Çinko (Zn) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Araştırmada, steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin dokularındaki Zn içeriği incelenmiş ve mikoriza aşılamasının bitki dokularında bulunan Zn konsantrasyonuna istatistiki olarak herhangi bir etki etmediği belirlenmiştir (P<0.421) (Ek 1.). I. dönem 1 nolu uygulama olan mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin dokularındaki Zn konsantrasyonu 28.1 mg kg -1 Zn, mikoriza aşılanmışlarda ise 27.8 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir. III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısır-kanola) mısır sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış kanola dokularındaki Zn konsantrasyonunda III. dönemdeki diğer uygulamalara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir (21.9 mg kg -1 Zn). Dönemler arası genel ortalamalar değerlendirildiğinde, III. dönemde çinko konsantrasyonunun daha düşük düzeyde kritik değer olan 20 mg kg -1 Zn nin altında olduğu belirlenmiştir (% 19.1 mg kg -1 Zn). Steril edilmemiş topraklara mikoriza aşılaması, kanolanın dokularında bulunan Zn konsantrasyonu üzerine istatistiki olarak bir farklılık ortaya koymamıştır (P<0.052) (Ek 4.) Bu olumsuz etkinin iki nedeni; (i) kanolanın mikoriza için konukçu bir bitki olmamasından, (ii) kanola yetiştiriciliği boyunca veya sonrasında kanola kökleri ya da artıkları tarafından üretilen antifungal bileşiklerin, AM popülasyonunu engelleyici bir etkiye sahip olmasından kaynaklanabileceği yönündedir (Rumberger ve Marschner, 2003). Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin dokularında bulunan Zn konsantrasyonları incelendiğinde; II. dönem 3 nolu uygulamada (mısır-kanola-mısır) mısır sonrası yetiştirilen kanola dokularındaki Zn konsantrasyonunun içeriğinde artış belirlenmiştir (24.4 mg kg -1 Zn) (Çizelge 4.8). 61

83 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 62

84 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 63

85 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmiş toprakta yetiştirilen mısır bitkisine mikoriza aşılamasının, bitki dokularında bulunan Zn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 2.). Çinkonun, fosfor gibi toprakta hareketliliği yavaş olduğu için bitkiye alım mekanizmasının da benzer şekilde, mikorizal hifler aracılığıyla bitkiye kazandırıldığı beklenilmektedir. Bilindiği gibi literatürde Zn alımının çoğunlukla P tarafından kontrol edildiği sanılıyordu, fakat son yıllarda yapılan araştırmalar mikorizanın P alımı yanında Zn alımını da artırdığı belirlenmiştir (Marschner, 1995; Ortas, 2003). En yüksek Zn konsantrasyonu, III. dönemde 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan kanola sonrası mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 23.8 mg kg -1 Zn olarak tespit edilmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında I. dönemde 20.8 mg kg -1 Zn konsantrasyonu, 2 dönemde 19.3 mg kg -1 Zn, III dönemde ise 19.4 mg kg -1 Zn şeklinde gerçekleşmiştir (Çizelge 4.7). Araştırma bulgularına göre, steril edilmemiş toprakta mikoriza aşılamasının, mısır bitkisinin dokularında bulunan Zn konsantrasyonunu istatistiki olarak önemli oranda arttırdığı tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 5.). Steril edilmiş ve edilmemiş kontrol uygulamaları kendi aralarında değerlendirildiğinde, doğal mikorizanın ve diğer yararlı mikroorganizmaların varlığından dolayı, steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin Zn konsantrasyonun daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. III. dönem 2 ve 3 nolu uygulamada kanolayı takip eden mısır bitkisinin Zn içeriğinin II. dönemde yetiştirilen diğer bitkilere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (24.4 mg kg -1 Zn). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde mısır bitkisinin Zn konsantrasyonunda istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.8). 64

86 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda yetiştirilen bakla bitkisine mikoriza aşılamasının, bitki dokularındaki Zn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 3.). En yüksek Zn konsantrasyonu mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde 24.0 mg kg -1 Zn olarak tespit edilmiştir. En düşük Zn konsantrasyonu mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde 16.4 mg/kg -1 olarak tespit edilmiştir. Bu sonuçlar Duc ve ark (1989); Ishac ve ark (1994); El Sayed ve ark (2002) tarafından yapılan çalışmaları destekler niteliktedir. Mikoriza uygulamasının immobil halde bulunan besin elementlerinden özellikle çinkonun alımını bitkiler tarafından kabul edilir oranda arttırdığı tespit edilmiştir (Smith ve Read, 2008; Ortaş ve Akpınar, 2006). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde bakla bitkisinin Zn konsantrasyonunda istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.7). Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmemiş toprakta en yüksek Zn konsantrasyonu mikoriza aşılaması yapılan bakla bitkisinde 32.6 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir. En düşük Zn konsantrasyonu da 18.6 mg kg -1 Zn ile mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde gerçekleşmiştir. Steril edilmemiş topraklarda kanola bitkisinin 3 dönem ardışık olarak yetiştirilmesinin, Zn konsantrasyonunda istatistiki olarak bir farklılık ortaya çıkarmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.8). 65

87 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Demir (Fe) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisine mikoriza aşılamasının, bitki dokularındaki Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak etki etmediği tespit edilmiştir (P<0.653) (Ek 1.). Mikoriza ile aşılanmamış bitkilerin Fe konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için 110.6, ve 98.2 mg kg -1 Fe olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılmış bitkilerde ise aynı sıralama ile 111.7, ve 98.0 mg kg -1 Fe olarak ölçülmüştür (Çizelge 4.9). III. dönemde bakla ile karışık ekilmiş kanola bitkisinde (5 nolu uygulama), bitkiler arası rekabetten dolayı diğer uygulamalara göre daha düşük oranda Fe içeriği tespit edilmiştir (90.3 mg kg -1 Fe). III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısırkanola) mısırı takip eden ve mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin Fe içeriğinde ardışık olarak ekilen kanola bitkilerine göre artış tespit edilmiştir (107.9 mg kg -1 Fe). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza uygulamasının, kanola bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak etki etmediği tespit edilmiştir (P<0.815) (Ek 4.). En yüksek Fe içeriği II. dönem 3 nolu (mısır-kanolamısır) uygulama olan mısır sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde Fe konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için 91.3, 81.8 ve 72.5 mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.10). 66

88 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 67

89 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 68

90 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş toprakta mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonunu istatistiki olarak önemli oranda etkilediği tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 2.). Bunun en önemli nedeni, mısırın mikorizaya konukçu bir bitki olmasıdır. Ortaş ve Akpınar (2011), kontrollü koşullar altında yaptıkları çalışmada, mikoriza uygulamasının mısır bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonunu önemli oranda arttırdığı rapor etmişlerdir. I. dönemde ekilen mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinin dokularındaki Fe konsantrasyonu 60.4 mg kg -1 Fe iken, III. dönemde kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde ise 71.5 mg kg -1 Fe olarak ölçülmüştür. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, mısır bitkisinin Fe içeriğinde II. ve III. dönemde azalmalar olmasına rağmen bu düşüşün istatistiki olarak bir farklılık ortaya çıkarmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.9). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza uygulaması mısır bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 5.). Steril edilmemiş topraklarda I. dönemde ekilen ve mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinin dokularındaki Fe konsantrasyonu 78.3 mg kg -1 Fe iken bunu takip eden kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinde ise 89.9 mg kg -1 Fe olarak ölçülmüştür. Bunun steril edilmeyen topraklarda bulunan doğal mikoriza ve mikroorganizma varlığından kaynaklandığı düşünülmektedir. Dönemler arası ortalamalar incelendiğinde, dönemlerin mısır bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak bir etki etmediği belirlenmiştir (Çizelge 4.10) Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılanmış olarak yetiştirilen bakla bitkisinin Fe konsantrasyonu, mikoriza aşılanmamış olanlara göre istatistiki olarak önemli oranda bir artış göstermiştir (P<0.001) (Ek 3.). En yüksek Fe konsantrasyonu, 69

91 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir. En düşük Fe konsantrasyonu, III. dönemde mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir. Her üç dönemde de bakla bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonunda yıllara göre düzenli bir azalmanın meydana geldiği gözlenmiştir (Çizelge 4.9). Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmemiş topraklarda mikoriza aşılanmış olarak yetiştirilen bakla bitkisinin en yüksek Fe konsantrasyonu mg kg -1 Fe, mikoriza aşılanmamışlarda ise en yüksek Fe konsantrasyonu mg kg -1 Fe olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.10). Steril edilmemiş ve mikoriza aşılanmamış topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin dokularındaki Fe içeriğinin, ortamda bulunan doğal mikorizanın ve diğer yararlı rizosfer mikroorganizmalarının varlığından dolayı steril edilmiş kontrol uygulamalarına göre daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Mikoriza aşılaması bakla bitkisinin Fe içeriğine istatistiki olarak önemli oranda bir etki yapmıştır (P<0.001) (Ek 6.). Dönemler arası genel ortalamalar değerlendirildiğinde, III. dönemde Fe konsantrasyonun I. ve II. döneme göre daha düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir (152.7 mg kg -1 Fe ). 70

92 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Bakır (Cu)Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Kanola, mısır ve bakla bitkilerinin dokularında bulunan bakır (Cu) konsantrasyonları Çizelge 4.11 ve 12 de verilmiştir. Steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisine mikoriza aşılamasının, bitki dokularında bulunan Cu konsantrasyonuna istatistiki olarak etki etmediği belirlenmiştir (P<0.367) (Ek 1.). En yüksek Cu konsantrasyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 7.6 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin dokularında bulunan Cu konsantrasyonları incelendiğinde, II. dönemde 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan mısır sonrası ekilen kanola bitkisinin dokularındaki Cu konsantrasyonu 6.9 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde Cu konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için 7.3, 6.7 ve 5.7 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.11). Steril edilmemiş topraklarda en yüksek Cu konsantrasyonu mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde I. ve II. dönemde 6.9 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısır-kanola) mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin Cu konsantrasyonu 6.7 mg kg -1 Cu iken 3 dönem ardışık ekilmiş (III. dönem 1 nolu uygulama) kanola dokusunda 4.4 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.12). Bu artışın nedeninin, mısır bitkisinin mikorizalı olması ve hasat sonrası toprakta kalan mısır artıklarının minerilizasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Steril edilmemiş topraklarda mikoriza uygulaması, kanola bitkisinin dokularında bulunan Cu konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmemiştir (P<0.191) (Ek 4.). Bu sonuçlar kanola bitkisinin dokularındaki Zn ve Fe sonuçlarına benzerlik göstermektedir. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında III. dönemde kanola bitkisinin Cu konsantrasyonunda azalmaların olduğu tespit edilmiştir. 71

93 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 72

94 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 73

95 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılanmış olarak yetiştirilen mısır bitkisinin Cu konsantrasyonu, mikoriza aşılanmamış olanlara göre istatistiki olarak önemli oranda artış göstermiştir (P<0.001) (Ek 2.). Li ve ark (1991), kontrollü koşullarda yaptıkları çalışmada, mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin dokularındaki Cu içeriğini arttırdığını belirtmişlerdir. En yüksek Cu içeriği, I. dönemde mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 9.3 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. En düşük Cu konsantrasyonu ise III. dönemde mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinde 4.9 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. Kanola sonrası ekilen mısır bitkisinin dokularındaki Cu konsantrasyonunda önemli bir artış meydana gelmemiştir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde 3 dönem boyunca mısır bitkisinin Cu içeriğinde istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.11). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza uygulaması, mısır bitkisinin dokularında bulunan Cu konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 5.).. En yüksek Cu içeriği I. dönem mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 29.3 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.12). Kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin dokularında Cu içeriği, istatistiksel olarak bir farklılık ortaya çıkarmamıştır. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında, II ve III. dönemlerde mısır bitkisinin Cu konsantrasyonunda yıllara göre azalmalar olduğu tespit edilmiştir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Mikoriza aşılamasının steril edilmiş topraklarda yetiştirilen bakla bitkisinin Cu içeriğine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 3.). En yüksek Cu konsantrasyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde 74

96 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 16.5 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. En düşük Cu konsantrasyonu III. dönemde mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde 4.9 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde bakla bitkisinin Cu konsantrasyonunda istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.11). Steril edilmemiş topraklarda mikoriza uygulaması bakla bitkisinin dokularında bulunan Cu konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 3.). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde Cu konsantrasyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için 12.6, 10.8 ve 8.6 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.12). Bakla bitkisinin besin elementi içeriği, kanola ve mısıra göre daha yüksektir. Bu durum baklagillerin genel bitki besin elementleri konsantrasyonlarının yüksekliği ile doğrudan orantılıdır. 75

97 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Mangan (Mn) Konsantrasyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda mikoriza uygulamasının, kanola bitkisinin Mn içeriğine istatistiki olarak etki etmediği belirlenmiştir (P<0.344) (Ek 1.). Steril edilen topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin Mn konsantrasyonunun steril edilmeyenlerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir (Şekil 4.1 ve 4.2). Bunun nedeninin, materyal ve metot kısmında da belirtildiği üzere toprağın sterilizasyonu ile toprakta bitkiler tarafından alınabilir Mn içeriğinin artmasından ve bitkinin bundan yararlanmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Genelde toprak sterilizasyonu ile manganı okside eden bakteriler elimine olduğu için daha yüksek düzeyde alınabilir Mn ın bitki tarafından alınması beklenir (Ortaş, 1994). Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin Mn konsantrasyonları incelendiğinde, III. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan mısırı takip eden mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin Mn konsantrasyonunda III. dönemdeki diğer uygulamalara göre artış tespit edilmiştir (53.2 mg kg -1 Mn). Bakla ile karışık ekilmiş (5 nolu uygulama) kanola bitkilerinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonlarında farklılık olmamıştır (Çizelge 4.13). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, kanola bitkisinin 3 dönem ardışık olarak ekilmesinin Mn konsantrasyonunda önemli oranda azalmalara neden olduğu tespit edilmiştir. Steril edilmemiş topraklarda, III. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan mısır sonrası ekilen ve mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin Mn içeriği 55.9 mg kg -1 Mn olarak tespit edilmiştir. Aynı dönemde (1 nolu uygulama) 3 dönem ardışık ekilmiş kanola bitkisinde 28.7 mg kg -1 Mn olarak tespit edilmiştir. Steril edilmemiş topraklarda, kanola bitkisine mikoriza uygulaması steril edilmişlere benzer olarak istatistiki olarak bir bir farklılık ortaya koymamıştır (P<0.066) (Ek 4.). Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında, II ve III. dönemlerde kanola bitkisinin Mn konsantrasyonunda azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.14). 76

98 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Şekil 4.1. Steril edilmiş ve edilmemiş topraklarda mikoriza aşılanmamış kanola bitkisinden bir görünüm Şekil 4.2. Steril edilmiş ve edilmemiş topraklarda mikoriza aşılanmış kanola bitkisinden bir görünüm 77

99 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 78

100 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 79

101 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş toprakta yetiştirilen mısır bitkisinin en yüksek Mn konsantrasyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış uygulamada 65.2 mg kg -1 Mn, en düşük Mn konsantrasyonu III. dönemde mikoriza aşılanmamış uygulamada 39.6 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir. Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmiş toprakta mikoriza aşılamasının, mısır bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 2.). Kanola sonrası ekilen (II. ve III. dönemler) mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonunun, mikoriza aşılanmayanlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Mikorizal ilişki immobil halde bulunan mikroelemetlerden özellikle çinko, bakır ve mangan alımını kabul edilir oranda arttırmaktadır (Smith ve Read, 1997; George, 2000; Ortaş, 2003; Ortaş ve Akpınar, 2006). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, mısır bitkisinin Mn konsantrasyonunda yıllara göre istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.13). I. dönemde steril edilmemiş ve mikoriza aşılanmamış kontrol uygulamasında kanola bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonu 52.8 mg kg -1 Mn, aynı dönemde sonradan mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 61.9 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir. Mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonunun yüksek olmasının, ortamda bulunan doğal mikorizanın ve diğer yararlı rizosfer mikroorganizmalarının varlığından dolayı olduğu düşünülmektedir. Steril edilmemiş mısır bitkisine mikoriza uygulaması, steril edilmişlere benzer olarak istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 5.). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde steril edilmemiş toprakta mısır bitkisinin Mn konsantrasyonunda yıllara göre istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.14). 80

102 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulaması, bakla bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 3.). En yüksek Mn konsantrasyonu I. dönem mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde 70.0 mg kg -1 Mn olarak, en düşük ise III. dönemde mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde 43.1 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde steril edilmiş toprakta bakla bitkisinin Mn konsantrasyonunda istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.14). I dönemde steril edilmemiş topraklarda mikoriza aşılanmış bakla bitkisinin Mn konsantrasyonu 66.9 mg kg -1 Mn, mikoriza aşılanmamışlarda ise 52.8 mg kg -1 Mn olarak tespit edilmiştir. Mikoriza aşılamasının steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen bakla bitkisinin Mn içeriğine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 6.). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde I., II., ve III. dönemler sıra ile 59.8, 55.6 ve 48.1 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.14). Her ne kadar mikoriza aşılaması bakla bitkisinin Mn içeriğini arttırsa da bitki dokularında Mn konsantrasyonu kritik değerin (40 mg kg -1 Mn) üzerinde olması nedeniyle, bitki gelişimi için önemli bir etki yaratmamaktadır. 81

103 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitkide Mikorizal Kök İnfeksiyonu Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda kanola bitkisine mikoriza aşılamasının (%) kök infeksiyonuna etkisi önemli bulunmuştur (P<0.009) (Ek 1.) ancak bu artış uygulamalar arasında düşük düzeyde farklılaşmıştır. En yüksek kök infeksiyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde % 7.5 olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.15). Steril edilmiş topraklarda, mikoriza aşılaması yapılmayan uygulamalarda doğal mikoriza mantarının elemine edilmesi nedeniyle kök infeksiyonuna genelde rastlanmamıştır. Benzer olarak Vierheilig ve ark (2000), kontrollü koşullarda yaptıkları çalışmada, sonradan mikoriza aşılaması yaptıkları kanola bitkisinde, kök kolonizasyonu ya da herhangi bir mikorizal hife rastlanmadığını belirtmişlerdir. Diğer taraftan Marschner ve Timonen (2005), yaptıkları çalışmada mikorizasız olarak bilinen kanola bitkisini Glomus intraradices ve G. versiforme ile aşılamışlar ve düşük oranda (%3-8) infeksiyon gerçekleştirdiğini tespit etmişlerdir. Ayrıca Marschner ve Timonen (2005), yaptığı çalışmada kök infeksiyon dışta sadece hif şeklinde olup içeride arbuskül yapıya rastlanılmadığı rapor edilmiştir. II. dönem 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin kök infeksiyonu % 5.0 olarak, aynı dönemdeki diğer uygulamalara göre artış olduğu belirlenmiştir. II. ve III. dönemlerde hem mikorizalı hem de mikorizasız uygulamalarda kanola bitkilerinin köklerinde infeksiyona rastlanmamıştır (Çizelge 4.15). Çizelge 4.16 da da görüleceği üzere steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisine mikoriza aşılaması, kök infeksiyon oranına çok düşük etki etmiştir. Bu durum steril edilmiş topraklarda yetiştirilen kanola bitkisinin kök infeksiyon oranlarına benzerlik göstermektedir. Kanola bitkisi mikorizasız olduğu için steril edilmiş ve edilmemiş uygulamalar arasında belirgin bir farklılık oluşturmamaktadır. Kanola bitkisinin kök bölgesinden salgılanan tioglukosinolat bileşikleri ve sonradan ortaya çıkan izotiyosiyanat salgılarından kaynaklanabilecek spor çimlenmesini 82

104 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 83

105 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 84

106 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR engelleyici bir etkinin olacağı Vierheiling ve Ocampo (1990); Schreiner ve Koide (1993 a;b), tarafından rapor edilmiştir. Steril edilmiş uygulamaya benzer olarak II. dönem 3 nolu (mısır-kanolamısır) uygulama olan mısır sonrası mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin kök infeksiyonu % 5.0 olarak tespit edilmiştir. Brassica grubu bitkiler mikoriza ile konukçu ortaklık oluşturmadıkları son zamanlarda yapılan araştırmalarda rapor edilmektedir, fakat özellikle yabani turpgillerden Capsella bursa-pastoris, Coronopus didymus, Hesperis matronalis, Matthiola incana ve Sisymbriumirio bitkilerinde mikorizal kolonizasyona rastlandığı da rapor edilmiştir (DeMars ve Boerner, 1995; Kapoor ve ark., 1996). Dönemler arası ortalamalar incelendiğinde steril edilmemiş topraklarda, kanola bitkisinin kök infeksiyonu yönünden istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı belirlenmiştir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Steril edilmiş topraklarda mikoriza aşılaması mısır bitkisinin mikorizal kök infeksiyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 2.). En yüksek kök infeksiyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde % 77.5 olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.15). En düşük kök infeksiyonu I., II., ve III. dönemde mikoriza aşılanmamış bitkilerde % 2.5 olarak belirlenmiştir. Steril edilmiş saksılarda belirlenen düşük orandaki infeksiyonun bulaşmalardan kaynaklandığı düşünülmektedir. III. dönem 3 nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) kanolayı takip eden mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin kök infeksiyonunda, mikoriza aşılanmayanlara göre artış tespit edilmiştir (% 45). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, üç dönem boyunca mısır bitkisinin % kök infeksiyonunda istatistiki olarak farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.15). Araştırma bulguları incelendiğinde, steril edilmemiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkisinin kök infeksiyonu % 15 ile % 67.5 arasında değişmektedir. III. dönem 2 nolu uygulamada kanola sonrası ekilen ve mikoriza aşılanmayan mısır bitkisinde % 85

107 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 15.0, aynı dönem mikoriza aşılanan bitkilerde % 40.0 mikorizal kök infeksiyonu belirlenmiştir. En yüksek kök infeksiyonu mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde % 67.5 olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.16). Gavito ve Miller (1998 a) 1994 yılında yaptıkları araştırmada kanola sonrası ekilen mısır bitkisinin mikoriza kök infeksiyonunda önemli oranda azalmalar olduğunu belirlenmişlerdir. Bir başka çalışmada, Ryan ve Angus, (2003), kanola sonrası ekilen ve mikoriza aşılanmayan buğday ve bezelye bitkilerinin köklerinde düşük oranda mikorizal kök infeksiyonu tespit etmişlerdir Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, mikoriza aşılamasının steril edilmiş topraklarda yetiştirilen bakla bitkisinin kök infeksiyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 3.). En yüksek kök infeksiyonu mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde % 32.5 olarak tespit edilmiştir. Bu artış mısır bitkisine oranla, daha düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Hayman ve ark (1975), yaptıkları bir başka çalışmada Brassica çeşitleri ile aynı saksıda ekilen soğan bitkisinin mikorizal infeksiyonu azalttığını belirlemişlerdir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, kök infeksiyonu yönünden istatistiki olarak farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Steril edilmemiş topraklarda, mikoriza ile aşılanmamış bakla bitkilerinin % kök infeksiyonları sırası ile I., II. ve III. dönemler için % 22.5, % 15.0 ve % 7.5 olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılmış bitkilerde ise kök infeksiyonları sırası ile % 40.0, % 27.5 ve % 15.0 olarak belirlenmiştir. Genel olarak kök infeksiyonununda ki bu düşük oranın bakla bitkisinin kanola bitkisi ile rekabete girmesi sonucunda olduğu düşünülmektedir. Marschner ve Timonen (2005), kontrollü koşullarda yaptıkları çalışmada, kanola ve pırasa bitkisini beraber ekmişler ortamda kanola bitkisinde % 3 kök infeksiyonu olduğunu rapor etmişlerdir. 86

108 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Toprakların Biyolojik Aktivitesi Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Steril edilmiş ve edilmemiş topraklarda 5 farklı ürün deseninde, kanola, mısır ve bakla, bitkileri yetiştirilmiş ve bu bitkilerin toprağın biyolojik aktivitesine etkisini belirlemek amacıyla, bitkiler hasat edildikten hemen sonra her dönem bir kez olmak üzere alınan toprak örneklerinde CO 2 üretim değerleri belirlenmiştir. Topraklarda belirlenen CO 2 üretimi, toprak canlılarının solunumları sonucunda üretilen CO 2 miktarını ifade etmekte olup, bu aynı zamanda toprak solunumu olarak da adlandırılmaktadır. Araştırma bulgularına göre, steril edilmiş ve mikoriza ile aşılanmış kanola bitkisinin ekimi sonrası CO 2 üretimi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.048) (Ek 1.). En yüksek CO 2 üretiminin kanola-bakla karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış 5 nolu uygulamada gerçekleştiği tespit edilmiştir (27,6 mg CO 2 /24h.100 gkt). Bunun bakla bitkisinin mikorizalı olması, nodül oluşturması ve yoğun bir rizosfer dinamiği yaratmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Steril edilmiş topraklarda artan CO 2 üretiminin kaynağı; a) her ne kadar deneme toprağı otoklavla steril edilmişse de (bütün mikroorganizmaların öldürülmediğinden) topraklar kısmen steril edilmiş demek daha doğru olacaktır. Kısmı sterilizasyon sonrası toprakta kalan mikroorganizmalar, bitkili saksı ortamında, rekabet edebilecek ortam bulamayacağı için hızla çoğalmış ve bunun sonucu olarak da biyolojik aktivite artmış olabilir. Ortas ve ark (1997), tarla koşullarında metil bromid uygulaması sonrası topraktaki bakteri mantar ve aktinomiset sayılarının metilbromid uygulanmamışlara göre daha fazla oluğunu belirlemişlerdir. Laboratuar koşullarında yapılan çalışmada toprak sterilizasyonun bazı mikroorganizma popülâsyonunu arttırdığı bazısını da azalttığı belirtilmiştir (Malkomes ve Dietze, 1998). Benzer şekilde Elsgaard ve ark (2010), tarla koşullarında banda uyguladıkları buhar sterilizasyonu sonrası toprakta bakteri popülâsyonunun artığını rapor etmişlerdir. 87

109 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR b) topraklar steril edildikten sonra yaklaşık 3 hafta kadar doğal mikrobiyal popülasyonun gelişmesi için bekletilmesi ve bunu takip eden zamanda ortamda yetiştirilen bitkilerin kendilerine özgü rizosfer aktivitesinin oluşmasından kaynaklandığı da düşünülmektedir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde II. ve III. dönemde steril edilmiş ve kanola ekilmiş saksılarda CO 2 üretiminde, 14.4 mg CO 2 /24h.100 gkt dan 8.5 mg CO 2 /24h.100 gkt a kadar düşüşler olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.17). Steril edilmemiş topraklara kanola ekimi sonrası CO 2 üretiminin steril edilmişlere göre daha düşük oranda olduğu belirlenmiştir. Steril edilmiş topraklara benzer olarak en yüksek CO 2 üretimi kanola-bakla karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış 5 nolu uygulamada 23.6 mg CO 2 /24h.100 gkt olarak gerçekleşmiştir. Çizelge Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Kanola/Bakla (mg CO 2 /24h.100 gkt) Mısır (mg CO 2 /24h.100 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±0.5 ch 11.8 ±1.0 ce ±2.1 cg 10.9 ±0.3 cf ±0.8 b 16.3 ±2.4 a ±0.7 ce 12.7 ±2.0 cd ±3.0 b 27.6 ±4.4 a I. Dönem (Yıl) Ort B 15.7 A 5.7 B 16.3 A Ort A 11.0 A II. Dönem (Yıl) ±0.4 eh 8.5 ±0.9 dh ±1.1 h 6.2 ±0.9 gh ±0.7 gh 10.0 ±1.1 cg ±1.5 b 15.0 ±3.2 a ±1.6 b 20.8 ±2.4 b Ort. 9.3 B 11.4 A 7.5 B 15.0 A Ort B 11.2 A III. Dönem (Yıl) ±1.3 gh 6.7 ±1.0 fh ±0.5 b 7.9 ±1.1 b ±0.3 b 7.0 ±1.0 b ±1.6 fh 8.7 ±0.8 dh ±0.4 ch 13.2 ±2.0 c Ort. 7.5 B 9.5 A 5.5 B 7.4 A Ort. 8.5 B 6.4 B 88

110 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Sağlıker ve Darıcı (2004), mikorizasız olduğu bilinen turp ekili topraklarda, yüksek CO 2 üretimini biyolojik aktivitenin yüksekliğine yorumlamışlardır. Gök ve Onaç (1995), Hilvan ve Baziki ovalarında yaptıkları çalışmada CO 2 üretiminin mg CO 2 /24h.100 gkt arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Bulunan sonuçlar deneme verileri ile paralellilik göstermektedir. II. dönemde 3 nolu uygulama olan mısır sonrası kanola ekilmiş ve mikoriza aşılanmış topraklarda CO 2 üretimi aynı dönemde ardışık olarak ekilmiş kanola bitkisine göre az da olsa artmıştır (9.3 mg CO 2 /24h.100 gkt). Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında CO 2 üretimi yönünden II ve III. dönemde azalmaların olduğu belirlenmiştir (Çizelge 4.18). Çizelge Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Kanola/Bakla (mg CO 2 /24h.100 gkt) Mısır (mg CO 2 /24h.100 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±0.7 fh 9.9 ±0.8 ef ±0.6 fh 8.9 ±1.8 fh ±1.3 c 19.2 ±0.7 a ±2.3 i 8.5 ±0.7 fh ±0.9 ab 23.6 ±1.7 a I. Dönem (Yıl) Ort B 12.7 A 10.4 B 19.2 A Ort A 14.8 A II. Dönem (Yıl) ±0.4 fi 7.7 ±0.6 fi ±1.9 gi 8.3 ±1.9 gi ±1.2 fi 9.3 ±0.9 fg ±0.4 d 12.7 ±1.0 b ±0.8 cd 18.1 ±1.2 bc Ort. 9.2 B 10.9 A 6.6 B 12.7 A Ort AB 9.6 B III. Dönem (Yıl) ±1.5 hi 5.8 ±0.4 hi ±0.9 d 10.4 ±1.0 c ±0.8 d 10.6 ±0.6 c ±0.8 gi 7.9 ±1.7 fh ±0.8 ef 13.3 ±2.1 de Ort. 7.5 B 9.0 A 7.3 B 10.5 A Ort. 8.2 B 8.9 B 89

111 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Steril edilmiş topraklara mikoriza aşılaması, mısır sonrası toprağın CO 2 üretimine istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.01) (Ek 2.). II. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan kanola sonrası ekilen ve mikoriza aşılanmayan mısır ekili saksılarda CO 2 üretimi 7,5 mg CO 2 /24h.100 gkt, mikoriza aşılanmış topraklarda ise 15.0 mg CO 2 /24h.100 gkt olarak belirlenmiştir. III. dönemde steril edilmiş ve mısır ekilmiş saksılarda CO 2 üretiminde düşüşler olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.17). Bunun aynı bitkinin ardışık olarak ekilmesi ve topraklarda oluşan yeni rizosfer florasından ve muhtemelen organik maddenin içeriğindeki bileşiklerin komposizyonunun değişiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Toprak solunumu aynı şekilde mikroflora ve organik maddeye göre değiştiği için, doğal olarak ardışık bitki ekimlerinin, toprak solunumunda ve verimde düşüşlere varan geniş bir etki alanı oluşturacağı aşikardır. Steril edilmemiş topraklarda mısır ekimi sonrası CO 2 üretiminin, steril edilmişlere göre daha yüksek oranda olduğu belirlenmiştir (Çizelge 4.18). Bunun topraktaki mikroorganizma varlığından kaynaklandığı düşünülmektedir. En yüksek CO 2 üretiminin I. dönem mikoriza aşılanmış saksılarda olduğu ölçülmüştür (19,2 mg CO 2 /24h.100 gkt). Kanola sonrası mısır yetiştirilen saksılarda CO 2 üretiminde düşüşler meydana gelmiştir. Aynı şekilde II ve III. dönemde steril edilmemiş ve mısır ekilmiş saksılarda da CO 2 üretiminde düşüşler olduğu tespit edilmiştir 90

112 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Kanola, mısır ve bakla bitkileri yetiştirilmesi sonrasında, bu bitkilerin toprağın biyolojik aktivitesine etkisini belirlemek amacıyla, bitkiler her hasat döneminde hasat edildikten sonra bir kez alınan toprak örneklerinde Dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA) değerleri de belirlenmiştir. Dehidrogenaz aktivitesi toprakların toplam mikrobiyolojik aktivitesinin değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir toprak enzimdir. Dehidrogenaz aktivitesi çoğu zaman toplam mikroorganizma sayısı ve aktivitesi ile ilişkili değildir. Dehidrogenaz aktivitesi, toprak nemi ve sıcaklığı gibi çevresel faktörler ile organik madde gibi toprak özelliklerinden önemli oranda etkilenmektedir. Bu nedenle, bu enzimin aktivitesi toprak örneğinin alındığı andaki mikrobiyolojik aktivitesinin bir göstergesi olarak Aşkın ve ark (2004), kabul edilmektedir. Araştırma bulguları, steril edilmiş topraklarda kanola ekimi sonrası DHA aktivitesi yönünden değerlendirildiğinde, mikoriza aşılamasının steril edilmiş topraklarda DHA aktivitesini istatistiki olarak önemli ( P<0.001) (Ek 1.) düzeyde farklılaştırdığı belirlenmiştir. En yüksek DHA aktivitesinin kanola-bakla karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış saksılarda gerçekleştiği tespit edilmiştir (762,6 µg TPF/10 g kuru toprak) (Çizelge 4.19). Bunun, bakla bitkisinin hem mikorizalı olması hem de nodül oluşturması nedeniyle yoğun bir rizosfer mikroflorasına sahip olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Mısır sonrası kanola yetiştirilmesinin, toprak DHA aktivitesine etki etmediği belirlenmiştir. Gök ve Onaç (1995), Hilvan ve Baziki ovalarının yaygın toprak serilerinin mikrobiyolojik özelliklerini araştırdıkları çalışmalarında dehidrogenaz aktivitesinin µg TPF/10 gkt arasında, arasında değiştiğini rapor etmişlerdir. Genelde ortalamalar incelendiğinde, II ve III. dönemde steril edilmiş ve kanola ekilmiş saksılarda DHA aktivitesinde düşüşler olduğu tespit edilmiştir. 91

113 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Çizelge 4.19 Steril edilmiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi (µg TPF.10 g toprak -1 ) Kanola/Bakla (µg TPF/10 gkt) Mısır (µg TPF/10 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±8.5 de ±9.6 ce ±13.8 de ±18.8 de ±22.5 b ±32.1 a ±9.9 de ±14.1 de ±35.3 a ±100.0 a I. Dönem (Yıl) Ort B A B A Ort A A II. Dönem (Yıl) ±9.1 de ±14.5 de ±15.5 de ±36.0 de ±37.7 de ±50.4 de ±31.1 c ±16.8 b ±65.7 b 698 ±23.6 a Ort B A 64.1 B A Ort AB 94.4 C III. Dönem (Yıl) ±16.6 e 142 ±23.7 e ±13.2 b ±17.7 b ±14.2 b ±9.5 b ±42.1 e ±8.8 de ±72.3 cd ±96.0 c Ort B A B A Ort B B Araştırma bulguları, steril edilmemiş topraklara kanola ekimi sonrası DHA aktivitesi yönünden değerlendirildiğinde, mikoriza aşılamasının DHA aktivitesine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir ( P<0.001) (Ek 4.). En yüksek DHA aktivitesinin steril edilmemiş 5 nolu kanola-bakla karışık ekilmiş saksılarda gerçekleştiği tespit edilmiştir (613,4 µg TPF/10 gkt) (Çizelge 4.20). Benzer şekilde 5 nolu steril edilmiş uygulamalarda da yüksek DHA aktivitesi elde edilmiştir. Gerek mikorizalı veya gerekse mikorizasız olarak yetiştirilen mısır sonrası kanola bitki kök bölgesinde, DHA aktivitesinde önemli değişiklikler oluşmamıştır. 92

114 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Çizelge 4.20 Steril edilmemiş topraklara mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi (µg TPF.10 g toprak -1 ) Kanola/Bakla (µg TPF/10 gkt) Mısır (µg TPF.10 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±56.0 eh ±22,2 fh ±25.9 ef ±13.0 eh ±12.6 a ±16.1 bc ±21.2 eg ±32.9 eh ±34.0 a ±42.6 ab I. Dönem (Yıl) Ort A B A B Ort A A II. Dönem (Yıl) ±16.0 eh ±27.0 fh ±18.7 eg ±20.3 ef ±45.2 eg ±13.3 eh ±25.1 c ±30.0 bc ±29.0 b ±46.6 cd Ort A B B A Ort AB B III. Dönem (Yıl) ±14.9 h ±21.3 gh ±22.5 b ±16.9 bc ±17.0 b ±13.6 bc ±23.8 gh ±37.0 h ±111.0 bc ±52.8 de Ort A B A B Ort B AB Steril Edilmiş ve Edilmemiş Topraklara Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Araştırma bulguları, steril edilmiş topraklarda mısır ekimi sonrası toprakların DHA aktivitesi yönünden değerlendirildiğinde, mikoriza aşılamasının steril edilmiş topraklarda DHA aktivitesine istatistiki olarak önemli oranda (P<0.001) (Ek 2.) etki ettiği belirlenmiştir. En yüksek DHA aktivitesi I. dönem mikoriza aşılanmış saksılarda 272,3 µg TPF/10 gkt olarak ölçülmüştür. Bu durumun, mısır bitkisinin mikorizaya bağımlı bir bitki olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Steril edilmiş saksılara ekilen mısır bitkisinin I., II. ve III. dönemlerindeki DHA aktivitesi genel ortalamaları sırasıyla 207.2, 94.4 ve µg TPF/10 gkt olarak ölçülmüştür (Çizelge 4.19). 93

115 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Steril edilmemiş topraklara mikoriza aşılaması, mısır sonrası toprak DHA aktivitesine istatistiki olarak önemli oranda etki etmemiştir (P<0.247) (Ek 2.). Steril edilmemiş ve mikoriza aşılanmamış topraklarda DHA aktivitesi, steril edilmişlere göre daha yüksek bulunmuştur. Bunun nedenin ortamda bulunan doğal mikoriza ve diğer mikroorganizma florasının varlığından kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. En yüksek DHA aktivitesi I. dönemde mikorizasız uygulamada 279 µg TPF/10 gkt olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.20). En düşük DHA aktivitesi II. dönemde kanola sonrası mikorizasız mısır ekilmiş topraklarda µg TPF/10 gkt olarak belirlenmiştir. II ve III. dönemde steril edilmemiş ve mısır ekilmiş saksılarda DHA aktivitesinde istatistiki olarak (P<0.001) önemli azalmalar olduğu tespit edilmiştir. 94

116 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Saksı Denemesi Genel Değerlendirme Araştırma bulguları bir bütün olarak incelendiğinde, yılları arasında sera koşullarında üç yıl (dönem) ardışık olarak kurulan saksı denemesinde, mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin büyümesi ve besin elementleri alımına çok fazla etki etmediği belirlenmiştir. Kanola bitkisinin kök bölgesinden salgılanan tioglukosinolat bileşikleri ve sonradan ortaya çıkan izotiyosiyanat spor çimlenmesini engelleyici bir etkiye sahip olduğu Vierheiling ve Ocampo (1990); Schreiner ve Koide (1993 a;b) tarafından rapor edilmiştir. Mikorizalı olmayan Brassica grubu (Smith ve Read, 2008) bitkilere (kanola), çoğu zaman mikoriza ile aşılanması durumunda verimde düşüşler gerçekleşmektedir (Plenchette ve ark, 1983). Mikorizanın kanola bitkisinin gelişimine düşük oranda etki etmesinin bir nedeni olarak; mikorizalı ortam ile bitkiye mikoriza ile beraber diğer rizosfer organizmaları da aşılanmaktadır. Bu durumda oluşan mikrofloranın kanola ile sinerjik bir yapılanma sağlayabileceği düşünülmektedir. Mikoriza da, rizosferde kendine özgü mikrobiyal aktiviteyi arttırmış olabilir, fakat araştırma bulgularına bu durum çok fazla olumlu olarak yansımamıştır. Diğer taraftan mikorizaya bağımlı olduğu bilinen mısır bitkisi (Ortas, 2003; Ortas ve Akpınar, 2011) sonrası yetiştirilen kanola bitkilerinin büyümesi ve besin elementleri alımında artış olduğu belirlenmiştir (Çizelge ). Bu durumun mısır bitkisinin kök bölgesindeki yoğun rizosfer verimliliğinden kaynaklandığı ve kanolaya olumlu yansıdığı düşünülmektedir. Ayrıca mikoriza mantarı bitki kök bölgesinde alınamaz formdaki fosforu mikoriza ve mikorizosfer mekanizmaları (Ortaş ve Rowell, 2004; Ortaş ve ark, 2004) yolu ile alınabilir duruma getirmesi ile mısır sonrası üst bitki olarak ekilen kanola, toprak çözeltisindeki fosfordan veya diğer besin elementlerinden kolayca yararlanmış olabilir. Kanola-bakla karışık ekilmiş saksılarda, kanola bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımında da yalnız kanola ekili uygulamalara göre artış olmuştur. Bakla bitkisinin hem mikorizaya bağımlılık göstermesi hem de azot-fiksasyonu yapıyor olması nedeniyle mısır bitkisi örneğinde olduğu gibi topraktan bitkiler tarafından besin elementlerinin alınabilirliğini arttırması ile bitki gelişimine kanola ile birlikte katkıda bulunmuş olabilir. Kanolanın yaygın kök salgıları ile bakla bitkisinin nodül 95

117 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR oluşturması ve yoğun bir rizosfer oluşumu bütünleşmesinin, besin elementi üzerine olan katkılarının bilinmesi bu anlamda önemli olacaktır. Yalnızca mısır bitkisi ekili uygulamada ise mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin büyümesini, besin elementleri alımını ve mikrobiyal aktiviteyi önemli oranda arttırdığı tespit edilmiştir. Bunun nedeni olarak mısır bitkisinin mikorizaya konukçu bitki olmasının birinci derecede etkili olduğu söylenebilir. Steril edilmiş ve edilmemiş topraklarda yetiştirilen mısır bitkilerinin gelişimlerinde farklılıklar gözlenmiştir. Steril edilmeyen topraklarda bulunan doğal mikoriza ve mikroorganizmaların varlığı, mısır bitkisinin gelişimine olumlu yönde etkide bulunmuş olabilir. Ortaş (2003;2008), farklı topraklara farklı sterilizasyon yöntemleri ile mısır bitkisinde saksı denemesi olarak yaptığı çalışmada, sterilizasyon işleminin bitkinin büyümesine belirgin bir etkisinin olmadığını, ancak steril edilmeyen topraklarda var olan doğal mikoriza potansiyelinin bitki gelişimine etki etmiş olabileceğini rapor etmiştir. Araştırma bulguları, kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin gelişiminin mikoriza aşılaması ile arttığını göstermektedir. Kanolanın kök salgıları toprakta besin elementi alınabilirliğini arttırdığı gibi, kanolanın salgıladığı antifungal/antibakateriyel bileşiklerin toprak kökenli zararlı organizmaların kök gelişimi üzerindeki etkilerini veya bu zararlı organizmaların köklerde besin elementleri için yapacağı rekabeti ortadan kaldırabilmektedir (Barea, 1991; Rovira ve Bowen, 1969). Araştırma bulgularının aksine, kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin verim indeksinde düşüşler gözlendiği Gavito ve Miller (1998 b), tarafından rapor edilmiştir. Mikoriza aşılaması, bakla bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımını önemli ölçüde arttırmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi bakla bitkisi mikorizaya bağımlı (Ortas ve Varma, 2007) olması nedeniyle bitki gelişimi önemli ölçüde artmış olabilir. Genel olarak araştırma bulguları hipotezimize destek vermekte olup, kanola bitkisinin mikoriza gelişimini olumsuz yönde etkilediği, mısır ve bakla bitkilerinin mikoriza aşılamasından olumlu yönde etkilendiği, kanalo sonrası mısır ve bakla bitkilerinin mikorizaya yüksek tepkime verdiği belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre, toprak organizmalarının steril edilmiş ve edilmemiş koşullarda bitki gelişimine istatistiki olarak önemli oranda etki yaptığı belirlenmiştir. 96

118 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 4.2. Tarla Denemesi Verim Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Verimine Etkisi Tarla denemesi, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Araştırma ve Uygulama alanında bulunan Menzilat toprak serisinde, 3 tekerrürlü olarak split plot deneme desenine göre kurulmuştur (Şekil 4.3). Deneme, mikorizalı ve mikorizasız olarak kanola, mısır ve bakla bitkileri münavebesi şeklinde yürütülmüştür. Denemede parsellere, 3 yıl (dönem) olacak şekilde 5 farklı ürün kombinasyonları ekim deseni olarak uygulanmıştır. Üç yıl tekrarlanan deneme verilerinde, verim, besin elementleri alımı ve toprak analizleri olarak ayrı ayrı analiz edilmiştir. Arazi koşullarında mikoriza aşılamasının farklı ürün rotasyonlarında yetiştirilen kanola, mısır ve bakla bitkilerinin verimine olan etkisi Çizelge 4.21 de verilmiştir. Araştırma bulguları incelendiğinde, mikoriza aşılaması kanola bitkisinin verimini istatistiki olarak arttırsa da bu durum uygulamalara çok fazla yansımamıştır (P<0.041) (Ek.7). Mikorizasız bitkilerin genel ortalamalarda verim değerleri I., II. ve III. dönemlerde sırasıyla 218.5, ve kg/da olarak belirlenmiştir. Mikoriza aşılaması yapılan kanola bitkisi verimleri ise sırasıyla 232.4, ve kg/da olarak gerçekleşmiştir. Göksoy ve Turan (1986), tarafından Bursa yöresinde, kışlık tahıllarla ekim nöbetine girebilecek ve yağ üretimine katkıda bulunabilecek yüksek verimli ve kaliteli kışlık kanola çeşitlerini belirlemek amacıyla yapılan araştırmada, çeşitlerin tohum verimi kg/da arasında değişmiştir. Karaaslan ve Özgüven (1998), Diyarbakır şartlarında kışlık kolza çeşitlerinde tohum verimini kg/da arasında tespit etmişlerdir. Arazi koşullarında mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin verim değerleri incelendiğinde, III. dönemde 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan mısır sonrası yetiştirilen ve mikoriza uygulanmış kanola verimi 97

119 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Şekil 4.3. Tarla deneme alanından ekim öncesi yapılan hazırlık ve genel bir görünüm kg/da olarak belirlenmiştir. Buna karşın 3 dönem ardışık olarak ekilen kanola verimi kg/da olarak belirlenmiştir. En yüksek kanola verimi, I. dönem kanolabakla karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış parsellerde kg/da, en düşük verim ise üç yıl ardışık kanola ekilmiş parsellerde kg/da elde edilmiştir. Bakla bitkisinin hem mikorizaya bağımlılık göstermesi hem de azot-fiksasyonu yapıyor olması nedeniyle kanola verimine katkıda bulunmuş olabileceği düşünülmektedir. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında, II ve III. dönemlerde kanola bitkisinin tohum veriminde yıllara göre azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.21). Benzer şekilde, yaptığımız saksı denemesinde peş peşe kanola ekimi bitkinin biyomas verimini düşürmüştür. Öktem (1988), yılları arasında 3 yıl süre ile Çukurova Bölgesinde yürüttüğü tarla denemelerinde kullanılan tohumluğun her yıl değiştirilmesinin verim ve yağ kalitesini arttırması yönünden önemli olduğunu bildirmiştir. Genel olarak kanola bitkisi mikorizasız bir bitki olduğu için sonuçlar beklenen düzeydedir. 98

120 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 99

121 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Verimine Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin tane verimine istatistiki olarak önemli oranda etli ettiği tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 8). En yüksek verim II. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde kg/da olarak belirlenmiştir. Aynı uygulamada, mikoriza aşılanmayan parsellerde ise mısır verimi kg/da olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.21). Benzer şekilde Angus ve ark (1991); Kirkegaard ve ark (1997), tarafından yürütülen denemelerde, kanola sonrası buğday veriminin, buğday sonrası buğday ya da keten sonrası buğday veriminden daha yüksek olduğu rapor edilmiştir. Özgüven (2000), çiftçi koşullarında yaptığı üretim çalışmaları sonucunda, kanoladan sonra yetiştirilen mısır ve soyadan daha fazla tohum verimi elde edildiğini belirlemiştir. Kanoladan ve buğdaydan sonra II. ürün olarak ekilen mısır, verim değerleri yönünden incelendiğinde, kanoladan sonra ekilen mısır veriminin buğdaydan sonran ekilen mısır verimine göre daha fazla olduğu Gür (1993), tarafından rapor edilmiştir. Genelde kanola sonrası ortamda kalan bitki kök artıkları ve kök salgılarının üst bitki için iyi bir yetiştirme ortamı bıraktığı bilinmektedir. Kanola kök salgılarının toprakta hastalık ve zararlılara neden olan mikrocanlılara karşı toksik etki yaratması nedeniyle ekolojik tarımda yaygın olarak münavebe bitkisi olarak kullanılmaktadır (Owen ve ark, 2010) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Verimine Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılaması bakla bitkisinin verimini önemli oranda etkilemiştir (P<0.001) (Ek 9.). En yüksek bakla verimi, II. dönem mikoriza aşılanmış parsellerde kg/da, en düşük verim ise III. dönem mikoriza aşılanmamış parsellerde kg/da olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.21). 100

122 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Fosfor (P) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında yapılan denemede, her ne kadar mikoriza aşılaması kanola bitkisinin P konsantrasyonunu istatistiksel olarak arttırsa da uygulamalar arasındaki farklılık ihmal edilecek kadar küçüktür. Bunun muhtemel nedeni, mikoriza aşılanmamış topraklarda var olan yararlı mikroorganizma ve doğal mikorizanın etkisinden kaynaklanmaktadır. Mikorizanın fosfor alımında en önemli mekanizmalardan bir tanesi olduğu Ortas ve ark (2004 a ve b) tarafından rapor edilmiştir. En yüksek P konsantrasyonu, II. dönem mikoriza aşılanmış parsellerde % 0.45 P, en düşük P konsantrasyonu ise III. dönem 4 nolu (kanola-mısır kanola) uygulama olan mısır sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmayan kanola bitkisinde % 0.29 P olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.22). Mikoriza uygulanmış ve uygulanmamış parsellerde, kanola bitkisinin dokularında bulunan P içeriğinin kritik değer olan % 0.20 P içeriğinin üzerinde olduğu tespit edilmiştir (Jones, 1998). Kanolanın P konsantrasyonunun yüksek olmasında, şelatlama ve anyon değişimimin katkısının olabileceği düşünülmektedir. Hoffland (1992); Hoffland ve ark (1989), kanolanın organik asit anyonları salgılaması ile fosforun çözünürlüğünü arttırdığını rapor etmişlerdir. Akhtar ve ark (2008), yaptıkları çalışmada, düşük P koşullarında kanola bitkisinin köklerinden H + salgılayarak toprağın ph sında değişikliklere neden olduğunu belirlemişlerdir. Mısır sonrası kanola ekilmiş bitkilerin P konsantrasyonlarında, istatistiki olarak (P<0.332) (Ek 8.) bir farklılık ortaya çıkmamıştır. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde tarla koşullarında kanola bitkisinin dokularında bulunan P içeriğinde, istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. 101

123 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 102

124 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında 5 farklı ürün desenine göre mısır bitkisine mikoriza aşılanmış ve P konsantrasyonu belirlenmiştir. Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, mısır bitkisinin dokularında bulunan P konsantrasyonunu önemli oranda arttırmıştır (P<0.001) (Ek 8). Arbusküler mikoriza (AM) mantarının mısır bitkisine en önemli katkısı, büyüme dönemi boyunca fosfor ve diğer besin elementlerinin alımını arttırması ayrıca bunun yanında fotosentezi etkilemesidir (Koide, 1991). En yüksek P konsantrasyonu, III. dönemde 2 ve 3 nolu uygulamalar olan kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış mısır bitkilerinde belirlenmiştir (% 0.31 P). Almaca ve Ortaş (2010), yaptıkları çalışmada, yeşil mercimekten sonra yetiştirilen doğal mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin P alımının ve mikorizal kök infeksiyonunun arttığını rapor etmişlerdir. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde tarla koşullarında mısır bitkisinin P konsantrasyonları sırasıyla I., II. ve III. dönemler için %0.25, %0.27 ve %0.26 P olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.22) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin P Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında yapılan denemede, her ne kadar mikoriza aşılaması bakla bitkisinin P konsantrasyonunu istatistiksel olarak arttırsa da, uygulamalar arasındaki farklılık ihmal edilecek kadar küçüktür. En yüksek P konsantrasyonu içeriği I. ve III. dönemlerde mikoriza aşılanmış parsellerde % 0.38 P, en düşük P konsantrasyonu ise II. dönemde mikoriza aşılanmayan bakla bitkisinde %0.34 P olarak belirlenmiştir. Mikoriza aşılanmamış parsellerde, bakla bitkisinin P konsantrasyonun yüksek olmasının topraklarda bulunan doğal mikorizanın varlığından kaynaklandığı düşünülmektedir. 103

125 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Potasyum (K) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılamasının, kanola bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonuna etki etmediği tespit edilmiştir (P<0.746) (Ek 7.). I. dönem 1 nolu uygulama olan mikoriza aşılanmış kanola bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonu % 4.9 K, mikoriza aşılanmamış kanola bitkisinde ise % 4.5 K olarak tespit edilmiştir. Uygulamalardaki K değerleri Smith (1966) in belirttiği optimum kritik sınır değerlerinin (% 1.2 K) üzerinde olduğu belirlenmiştir (Çizelge 4.23). Bunun tarla topraklarında mevcut bulunan doğal mikoriza mantarından kaynaklandığı düşünülmektedir. II. ve III. dönemlerde mısır sonrası ekilen kanola bitkisinin dokularındaki K konsantrasyonlarında farklılık olmadığı belirlenmiştir. Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında II. ve III. dönemde kanola bitkisinin K konsantrasyonunda yıllara göre azalmaların olduğu tespit edilmiştir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Mikoriza aşılamasının, tarla koşullarında yetiştirilen mısır bitkisinin dokularında bulunan K konsantrasyonuna istatistiki olarak etki etmediği tespit edilmiştir (P<0.275) (Ek 8.). En yüksek K içeriği III. dönem 3. nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) kanola sonrası mikoriza uygulanmış mısır bitkisinde % 3.3 K olarak tespit edilmiştir. Kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin K konsantrasyonu mısır bitkisinin mikorizalı olmasına bağlı olarak artmıştır. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, II. dönemde mısır bitkisinin K içeriğinde yıllara bağlı olarak azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.23). 104

126 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 105

127 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin K Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılamasının, bakla bitkisinin K konsantrasyonunu önemli oranda arttırdığı tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 9). En yüksek K konsantrasyonu I. dönem mikoriza aşılanmış parsellerde % 4.5 K, en düşük III. dönem mikoriza aşılanmamış parsellerde % 2,9 K olarak belirlenmiştir. Mikoriza aşılanmamış parsellerde bakla bitkisinin K konsantrasyonu kritik değerin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Buna ortamda bulunan doğal mikorizanın ve/veya diğer yararlı mikroorganizmaların katkısı olduğu düşünülmektedir. Genelde mikoriza, bitkinin topraktan difüzyon yolu ile aldığı besin elementi içeriğini arttırmakta, böylece ekosistemdeki besin elementi döngüsünde kritik bir rol oynamaktadır (Kernagham, 2005). Dönemler arası genel ortalamalar karşılaştırıldığında, II. ve III. dönemde kanola bitkisinin K konsantrasyonunda azalmaların olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.23). 106

128 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Çinko (Zn) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında yapılan denemede, mikoriza aşılaması kanola bitkisinin Zn konsantrasyonunu arttırmış fakat uygulamalar arasındaki farklılığın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlenmiştir. (P<0.104) (Ek 7.). En düşük Zn konsantrasyonu, III. dönem 1 nolu (kanola-kanola-kanola) mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 23.6 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir. En yüksek Zn içeriği ise 5 nolu mikoriza aşılanmış ve bakla ile karışık ekilmiş kanola bitkisinde 34.2 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir. Mısır sonrası yetiştirilen 2,3 ve 4 nolu uygulamalarda kanola bitkilerinin dokularında bulunan Zn konsantrasyonunda istatistiki anlamda artış belirlenmemiştir. Ayrıca II. ve III. dönemde kanola bitkisinin Zn içeriğinde istatistiki olarak önemli oranda azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.24). Grant ve ark (2010), Kanada koşullarında yaptıkları çalışmada, keten sonrası ekilen kanola bitkisinin dokularında düşük Zn konsantrasyonu olduğunu belirlemişlerdir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin dokularında bulunan Zn konsantrasyonunu istatistiksel olarak önemli oranda arttırdığı tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 8.). Kanola sonrası mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin Zn konsantrasyonuna etkisi incelendiğinde, III. dönem 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan kanola sonrası yetiştirilen mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularındaki Zn konsantrasyonu 30.5 mg kg -1 Zn, mikoriza aşılanmamış bitkilerde ise 21.2 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir (Çizelge 4. 24). 107

129 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 108

130 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, mısır bitkisinin Zn konsantrasyonunda yıllara göre istatistiksel olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Ancak araştırma bulgularının aksine, Singh ve ark (2002); Ortaş ve Akpınar (2011) yaptıkları çalışmada mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularında bulunan Zn içeriğinin mikoriza aşılanmamış bitkilere göre daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir. Benzer şekilde Nasim (2005), farklı bitkilerde yaptığı çalışmada AM mantarının bitkilerin Zn içeriğini arttırdığını belirtmişlerdir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Zn Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında mikoriza aşılanmış bakla bitkilerinin en yüksek Zn konsantrasyonu, I. dönemde 29.5 mg kg -1 Zn, en düşük ise III. dönemde 24.9 mg kg - 1 Zn olarak belirlenmiştir. Mikoriza aşılanmamış bitkilerde en yüksek I. dönemde 26.9 mg kg -1 Zn, en düşük ise III dönemde 22.6 mg kg -1 Zn olarak belirlenmiştir. Ishac ve ark (1994), Mısır da tarla koşullarında yaptıkları çalışmada, mikoriza aşılamasının bakla bitkisinin nodülasyonunu, besin elementi içeriğini ve kök infeksiyonunu arttırdığını tespit etmişlerdir. Ortaş (2008), tarla koşullarında mikoriza aşılamasının bakla bitkisinin Zn içeriğinin arttırdığı belirtmiştir. 109

131 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Demir (Fe) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Mikoriza aşılanmamış bitkilerin genel Fe konsantrasyonu sıra ile I., II. ve III. dönemler için 137.9, 129.8, ve mg kg -1 Fe olarak gerçekleşirken, mikoriza aşılaması yapılan bitkilerde ise genel Fe konsantrasyonu sıra ile 132.5, 125.8, ve mg kg -1 Fe olarak belirlenmiştir. En yüksek Fe konsantrasyonu, I. dönem 5 nolu mikoriza aşılanmamış ve bakla ile beraber ekilmiş kanola bitkisinde mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir. II. ve III. dönemde yıllara göre kanola bitkilerinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonlarında azalmaların olduğu belirlenmiştir (Çizelge 4.25). Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılaması, kanola bitkisinin Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak anlamlı bir etkide bulunmamıştır (P<0.067) (Ek 7.) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında yapılan denemede, III. dönem 2 nolu (kanola-kanolamısır) uygulama olan mikoriza aşılanmamış kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinde 75.7 mg kg -1 Fe, aynı uygulamada mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde mg kg -1 Fe olarak belirlenmiştir. Benzer olarak King ve ark (1992), yaptıkları çalışmada, mikorizasız olan acı bakla (Lupinus angustifolius) sonrası yetiştirilen tahıl bitkilerinin besin elementi içeriklerinin arttığını rapor etmişlerdir. Tarla koşullarında mikoriza aşılamasının mısır bitkisinin dokularında bulunan Fe konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği tespit edilmiştir (P<0.001) (Ek 8.). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, II. dönemde kanola bitkisinin Fe konsantrasyonunun daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.25). 110

132 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 111

133 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Fe Konsantrasyonuna Etkisi En yüksek Fe konsantrasyonu I. dönemde mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde mg kg -1 Fe olarak tespit edilmiştir. El Ghandour ve ark (1996), kontrollü koşullarda yaptıkları çalışmada, bakla bitkisine mikoriza aşılamışlar, büyüme ve gelişmesini incelemişler ve mikoriza mantarının bakla bitkisinin kuru madde verimini, topraktan N, P ve Fe alımını önemli oranda arttırdığını tespit etmişlerdir. Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, bakla bitkisinin Fe konsantrasyonunda istatistiki olarak önemli bir etki yapmıştır (P<0.001) (Ek 8.). Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, bakla bitkisinin Fe içeriğinde yıllara göre istatistiki olarak bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.25). 112

134 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Bakır (Cu) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi III. dönem 1 nolu (kanola-kanola-kanola) uygulama olan ve ardışık olarak ekilen kanola bitkilerinde en düşük Cu konsantrasyonu 5.3 mg kg -1 Cu, en yüksek Cu konsantrasyonu ise I. dönem 5 nolu bakla ile karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde 8.9 mg kg -1 Cu, olarak tespit edilmiştir. II. ve III. dönemde mısır sonrası ekilen kanolanın dokularındaki Cu konsantrasyonunda, istatistiki olarak bir artış belirlenmemiştir. II. ve III. dönemde kanola bitkisinin Cu konsantrasyonunda azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.26). Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, kanola bitkisinin Cu konsantrasyonu üzerine istatistiki olarak bir farklılık ortaya koymamıştır (P<0.053) (Ek 7.) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi I. dönemde mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin dokularında bulunan Cu içeriği 8.3 mg kg -1 Cu, aynı dönemde mikoriza aşılanmamış bitkilerde ise 5.2 mg kg - 1 Cu olarak belirlenmiştir. En yüksek Cu konsantrasyonu III. dönem 3 nolu uygulama (mısır-kanola-mısır) olan kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 10.4 mg kg -1 Cu olarak belirlenmiştir. II. ve III. dönemde mısır bitkisinin Cu konsantrasyonunda, istatistiki olarak (P<0.011) önemli oranda azalmalar olduğu tespit edilmiştir 113

135 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 114

136 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Cu Konsantrasyonuna Etkisi Tarla koşullarında mikoriza uygulaması, bakla bitkisinin dokularında bulunan Cu konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 9.). En yüksek Cu konsantrasyonu, I. dönemde mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde 14.7 mg kg -1 Cu, en düşük ise III. dönemde mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde 6.1 mg kg -1 Cu olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.26). 115

137 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitki Dokularındaki Mangan (Mn) Konsantrasyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında yetiştirilen kanola bitkisinin Mn konsantrasyonları 60.2 ile mg kg -1 Mn arasında değişmektedir. Mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin Mn içeriğine önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.014) (Ek 7). En yüksek Mn konsantrasyonu, I. dönem 5 nolu uygulama olan bakla ile karışık ekilmiş kanola bitkisinde tespit edilmiştir (120.0 mg kg -1 Mn). Mısır sonrası ekilen kanolanın Mn konsantrasyonunda, (II. ve III. dönem) istatistiki olarak bir farklılık belirlenmemiştir. II. ve III. dönemde kanola bitkisinin Mn konsantrasyonunda, yıllara göre istatistiki olarak önemli oranda azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.27) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi Mikoriza aşılaması mısır bitkisinin Mn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki yapmıştır (P<0.001) (Ek 8). En yüksek Mn içeriği II. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan kanola sonrası yetiştirilen ve mikoriza aşılanmış mısır bitkisinde 99.9 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir. Aynı dönemde mikoriza aşılanmamış ve kanola sonrası ekilen mısır bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonu 66.4 mg kg -1 Mn olarak belirlenmiştir. King ve ark (1992), yaptıkları çalışmada, mikorizasız olan acı bakla (Lupinus angustifolius) sonrası yetiştirilen tahıl bitkilerinin Mn içeriği artarken, Zn içeriğinin azaldığını belirtmişlerdir. Dönemlerin Mn içeriğine etkisi incelendiğinde; III. dönemde mısır bitkisinin Mn içeriğinde, yıllara göre düşüşler olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.27). 116

138 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 117

139 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Mn Konsantrasyonuna Etkisi En yüksek Mn içeriği, I. dönemde mikoriza aşılanmış bakla bitkisinde mg kg -1 Mn, en düşük Mn içeriği ise III. dönemde mikoriza aşılanmamış bakla bitkisinde 59.1 mg kg -1 Mn olarak tespit edilmiştir (Çizelge 4.27). Mikoriza aşılamasının, tarla koşullarında bakla bitkisinin dokularında bulunan Mn konsantrasyonuna istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek 8). 118

140 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Toprakta Spor Sayısı Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Ekilmiş Topraklardaki Spor Sayısına Etkisi Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, kanola ekilmiş topraklardaki spor sayısını istatistiksel olarak arttırsa da uygulamalar arasındaki fark düşük olmuştur (P<0.010) (Ek 7.). Uygulamalardaki en yüksek spor sayısı, I. dönem bakla ile karışık ekilmiş ve sonradan mikoriza sporu aşılanmış topraklarda 23.8 spor 10 g -1 toprak olarak tespit edilmiştir. III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısır-kanola) mısır sonrası kanola ekilmiş topraklardaki spor sayısı, ardışık kanola ekilmiş topraklardaki spor sayısına göre artışa neden olmuştur (17.8 spor10 g -1 toprak). Genel ortalamalar incelendiğinde, deneme topraklarındaki spor sayılarında yıllara göre düzenli bir azalmanın meydana geldiği belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda tarımsal üretim sistemlerinde, uzun dönem konukçu olmayan bitki ekiminden sonra AM mantarı oluşumunda düşüşler olduğu belirlenmiştir (Thompson, 1987; Gavito ve Miller, 1998). Mikorizaya bağımlı olamadığı bilinen, turpgillerin salgıları (izotiyosiyanat), mikorizal kolonizasyonu (Hayman ve ark, 1975), spor çimlenmesini (El-Atrach ve ark, 1989) ve hiflerin toprak içerisinde dağılımını (Vierheiling ve ark, 1995) olumsuz yönde etkilediği rapor edilmiştir. Owen ve ark (2010), yaptıkları çalışmada kanola sonrasında topraklarda AM mantarı ve ayrıca parazitik nematod popülasyonunda büyük oranda azalmalar meydana geldiğini tespit etmiştir. Wanniarachchi ve Voroney (1997), tarafından yapılan saksı denemelerinde, kanola artıklarının topraktaki mikorizal spor çimlenmesini azalttığı rapor edilmiştir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Ekilmiş Topraklardaki Spor Sayısına Etkisi Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, mısır hasatı sonrası topraklardaki spor sayısını istatistiki olarak önemli oranda arttırmıştır (P<0.010) (Ek 8.). En yüksek spor 119

141 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR sayısı 66.3 spor 10 g -1 toprak ile III. dönem 2 nolu uygulama olan kanola sonrası mikoriza aşılanmış mısır ekilmiş parsellerde elde edilmiştir. Bunun, mısır bitkisine sonradan mikoriza aşılamasının etkinliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir En düşük spor sayısı ise III. dönem 2 nolu uygulama olan kanola sonrası mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinin kök bölgesinden alınan topraklarda 9.5 spor 10 g -1 toprak olarak belirlenmiştir.. Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, dönemlerin tarla koşullarında topraktaki spor sayısında istatistiki olarak bir farklılık oluşturmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.28). Çizelge Tarla koşullarında mikoriza ve uygulamasının kanola, mısır ve bakla yetiştirilmiş topraklarda spor sayısına etkisi (spor sayısı 10 g -1 toprak) Kanola/Bakla (spor sayısı 10 g -1 toprak) Mısır (spor sayısı 10 g -1 toprak) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±2.8 ce 17.0 ±2.6 ad ±1.7 ce 20.5 ±9.0 ab ±2.2 b 62.8 ±21.8 a ±2.8 ce 17.8 ±4.4 ac ±2.6 be 23.8 ±1.9 a I. Dönem (Yıl) Ort. 9.1 B 19.8 A 10.0 B 62.8 A Ort A 36.4 A II. Dönem (Yıl) ±2.6 ce 10.8 ±3.3 be ±2.3 de 14.0 ±4.8 ae ±2.3 e 13.0 ±4.4 be ±0.3 b 65.7 ±9.5 a ±1.8 ce 15.3 ±0.3 ae Ort. 7.4 B 13.3 A 11.3 B 65.7 A Ort AB 38.5 A III. Dönem (Yıl) ±3.3 e 9.2 ±1.9 ce ±3.0 b 66.3 ±14.1 a ±3.8 b 55.7 ±6.6 a ±0.5 ce 17.8 ±1.6 ac ±2.5 ce 16.0 ±4.0 ae Ort. 7.4 B 14.3 A 10.9 B 61.0 A Ort B 36.0 A 120

142 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Bitkilerin Mikorizal Kök İnfeksiyonu Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi En yüksek kök infeksiyonu I. dönemde 5 nolu uygulama olan mikoriza aşılanmış bakla ile karışık ekilmiş kanola kökünde % 20 olarak tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre her kadar düşük düzeyde de kök infeksiyonu tespit edilmiş olsa da genelde mikrospkop altında bitki kök korteksinde mikorizal çağrışımı yapacak görüntülerden çok hif yapıları nedeniyle böylesi yüksek kök infeskiyonu tespiti yapılmıştır. Diğer taraftan Vierheilig ve ark (2000), yaptıkları çalışmada sonradan mikoriza aşılaması yaptıkları kanola bitkisinde, kök kolonizasyonu ya da herhangi bir mikorizal hife rastlanmadığını belirtmişlerdir. Benzer şekilde mikoriza aşılanmamış kanola bitkilerinin genel olarak kök infeksiyonu I., II. ve III. dönemler için sırası ile %5.8, %1.7 ve %1.1, mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde ise aynı sıra ile % 15.0, % 5.8 ve % 3.3 olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.29). Yapılan bir başka çalışmada, kanolayı takip eden buğday bitkisinin, AM mantarı kolonizasyonu ve büyümesinin düşük seviyede olduğu rapor edilmiştir (Thopmson ve ark, 2001; Ryan ve Angus, 2003) Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Araştırma bulguları incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılaması, mısır bitkisinin kök infeksiyonuna önemli oranda etki etmiştir (P<0.001) (Ek 8.). En yüksek kök infeksiyonu, III. dönem 3. nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) kanola sonrası ekilen ve mikoriza aşılanan mısır bitkisinde % 86.7 olarak belirlenmiştir (Şekil 4.4). I. dönemde mikoriza aşılanmamış mısır bitkisinde, doğal mikorizadan kaynaklı % 26.7 oranında kök infeksiyonu belirlenmiştir (Çizelge 4.29). 121

143 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR 122

144 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Bakla Bitkisinin Kök İnfeksiyonuna Etkisi Çizelge 4.29 da görüleceği üzere, tarla koşullarında mikoriza aşılamasının bakla bitkisinin kök infeksiyonuna önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.002) (Ek 8.). En yüksek kök infeksiyonu, II. dönemde mikoriza aşılanmış parsellerde % 50 olarak belirlenmiştir (Çizelge 4.29). Kanola+bakla karışık ekili parsellerdeki bakla bitkisinin kök infeksiyonu, mısır bitkisine oranla daha düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Owen ve ark (2010), yaptıkları denemelerde, kanolayı takip eden mısır, sorgum, pamuk (Gossypium hirsutum), nohut (Cicer arietinum) ve baklada AM varlığının büyük oranda azaldığını belirlemişlerdir. Şekil 4.4. Mısır bitkisinin kökünde mikorizal kök infeksiyonu 123

145 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Kanola Danesinin Yağ İçeriği Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama alanındaki, mikoriza aşılanmış ve aşılanmamış parsellerde yetiştirilen kanola bitkisinin danelerinde bulunan yağ içeriği Çizelge 4.30 da verilmiştir. Araştırma bulguları kanola danesindeki yağ içeriği yönünden incelendiğinde, tarla koşullarında mikoriza aşılaması, kanola danesinin yağ içeriğini istatistiksel olarak arttırsa da uygulamalar arasındaki fark düşük olmuştur (P<0.010) (Ek 7.). Uygulamalardaki en yüksek yağ içeriği, I. dönem 2 nolu uygulama olan mikoriza aşılanmış kanola bitkisinde % 43.0 olarak belirlenmiştir. En düşük yağ içeriği ise III. dönem 1 nolu uygulama olan (kanola-kanola-kanola) mikoriza aşılanmamış ve ardışık ekilmiş kanola bitkisinde % 35.5 olarak belirlenmiştir. Göksoy ve Turan (1986), tarafından Bursa yöresinde kışlık kanola çeşitlerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, kanola bitkisin yağ oranlarının % , protein oranları % , erusik asit oranları ise % arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Karaaslan ve Özgüven (1998), Diyarbakır şartlarında kışlık kolza çeşitlerinde yağ oranını % , yağ verimini kg/da arasında tespit etmişlerdir. Schuster (1970), kolza çeşitlerinin yağ oranı ve kalite özellikleri üzerinde, genotipik yapı çevre şartlarından daha etkili olmakla birlikte, geniş ölçüde değişen ekstrem değerlerin yıl, lokasyon ve çevresel faktörlerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtmiştir. Uygulamalarda görülen yağ oranları arasındaki bazı farklılıklar, dönemsel ve uygulanan kültürel işlemlerden kaynaklanmış olabilir. Nitekim Zukalova ve ark (1988), kolzada yağ oranının toprağın bünyesiden, ph sından, potasyum ve magnezyum varlığından etkilendiğini bildirmiştir. Mısır sonrası ekilen kanolanın danelerindeki yağ içeriği incelendiğinde, III. dönem 4 nolu uygulama olan (kanola-mısır-kanola) mısır sonrası ekilen ve mikoriza ile aşılanmamış kanola bitkisinin danelerinde bulunan yağ içeriği %37.9, mikoriza aşılanmışlarda ise yağ içeriği % 37.8 olarak belirlenmiştir. II. ve III. dönemlerde mısır sonrası yetiştirilen kanola danelerinin yağ içeriğinde istatistiki olarak farklılık olmamıştır. Bakla ile karışık ekilmiş kanolanın yağ içeriği, sadece kanola ekimi yapılmış bitkilere göre bir farklılık oluşturmamıştır. 124

146 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Dönemler arası genel ortalamalar incelendiğinde, III. dönemde kanola bitkisinin danesindeki yağ içeriğinde yıllara göre önemli oranda azalmalar olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.30). Çizelge Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola bitkisinin yağ oranına etkisi (%) Kanola (%) Uygulamalar (-M) (+M) I. Dönem (Yıl) ±0.9 ae 42.2 ±1.0 ac ±0.8 ae 43.0 ±1.7 a ±1.2 ad 41.3 ±1.0 ad ±0.5 ae 42.7 ±0.7 ab Ort B 42.3 A Ort A II. Dönem (Yıl) ±1.0 ae 41.4 ±0.4 ad ±0.0 ad 41.2 ±0.9 ad ±1.4 be 38.7 ±1.0 ae ±3.0 ae 42.1 ±2.1 ac Ort A 40.8 A Ort A III. Dönem (Yıl) ±0.6 e 36.6 ±2.9 de ±0.5 be 37.8 ±1.1 ce ±2.4 be 37.6 ±3.4 ce Ort A 37.3 A Ort B 125

147 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Toprakların Biyolojik Aktivitesi Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Tarla koşullarında mikoriza uygulanmış ve uygulanmamış parsellere 5 farklı ürün deseninde kanola, mısır ve bakla bitkileri yetiştirilmiş ve bu bitkilerin hasatı sonrası, toprak işleme yapılmadan önce, sıra aralarından toprağın biyolojik aktivitesine etkisini belirlemek amacıyla her dönem en az bir kez alınan toprak örneklerinde karbondioksit (CO 2 ) üretim ölçümleri yapılmıştır. Araştırma bulguları tarla koşullarında kanola ekimi sonrası CO 2 üretimi yönünden değerlendirildiğinde, mikoriza aşılamasının topraklarda CO 2 üretimine etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.001 ) (Ek 8). En yüksek CO 2 üretimi, I. dönem 5 nolu uygulama olan kanola-bakla karışık ekilmiş ve mikoriza uygulanmış parsellerde 13.8 mg CO 2 /24h.100 gkt, en düşük CO 2 üretimi ise III. dönem 4 nolu (kanola-mısır-kanola) uygulama olan mısır sonrası kanola ekilmiş parsellerde 5.2 mg CO 2 /24h.100 gkt olarak ölçülmüştür. Mısır sonrası kanola ekilmiş topraklarda, CO 2 üretimi yönünden uygulamalar arasında istatistiki olarak bir fark yaratmamıştır. III. dönemde CO 2 üretiminde, genelde düşüşler olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4.31). Bunun, aynı bitkinin ardışık olarak ekilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların CO 2 Üretimine Etkisi Tarla koşullarında mikoriza aşılaması, mısır ekimi yapılmış toprakların CO 2 üretimine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.001) (Ek.8). III. dönem 3 nolu uygulama olan (mısır-kanola-mısır) kanola sonrası mısır ekilmiş ve mikoriza aşılanmamış topraklarda CO 2 üretimi 12.2 mg CO 2 /24h.100 gkt, mikoriza aşılanmışlarda ise 22.3 mg CO 2 /24h.100 gkt olarak belirlenmiştir. Kanola sonrası 126

148 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR mikoriza aşılanmış mısır bitkisinin daha fazla kök biyokütle yapması da biyolojik aktivite üzerinde olumlu etki etmiş olabileceği düşünülmektedir. Dönemler arası genel ortalamalar CO 2 üretimi yönünden karşılaştırıldığında uygulamalar arasında istatistiki olarak herhangi bir önemlilik belirlenmemiştir (Çizelge 4.31). Çizelge 4.31 Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin CO 2 üretimine etkisi (mg CO 2 /24h.100 gkt) Kanola/Bakla (mg CO 2 /24h.100 gkt) Mısır (mg CO 2 /24h.100 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±1.6 ch 9.5 ±0.2 bh ±1.5 af 10.7 ±0.9 af ±3.3 ab 16.1 ±0.2 ab ±1.4 ch 9.5 ±0.3 bh ±1.8 di 13.8 ±1.6 a I. Dönem (Yıl) Ort. 9.5 B 10.9 A 13.5 B 16.1 A Ort A 14.8 A II. Dönem (Yıl) ±3.4 ad 12.7 ±0.5ac ±1.1 ae 13.2 ±0.5 ab ±0.6 gi 7.9 ±0.3 ei ±2.6 b 19.4 ±2.3 ab ±1.1bg 13.0 ±0.6 ac Ort B 11.7 A 10.5 B 19.4 A Ort A 15.0 A III. Dönem (Yıl) ±0.3 hi 7.0 ±0.8 fi ±1.9 ab 19.2 ±5.1 ab ±3.7 b 22.3 ±4.4 a ±0.5 i 5.2 ±0.3 i ±1.3 ch 11.4 ±0.9 ae Ort. 6.8 A 7.9 A 13.8 B 20.7 A Ort. 7.4 B 17.3 A 127

149 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Kanola ve Bakla Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Tarla koşullarında alınan toprak örneklerinde aynı zamanda Dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA) değerleri belirlenmiştir. Kanola ekimi sonrası toprakların DHA aktivitesi yönünden değerlendirildiğinde, mikoriza aşılamasının, topraklarda DHA aktivitesini istatistiki olarak önemli (P<0.001) oranda etki ettiği belirlenmiştir (Ek7.). En düşük DHA aktivitesi, III. dönem 1 nolu uygulama olan (kanola-kanolakanola) ardışık kanola ekilmiş parsellerde 91.2 µg TPF/10 gkt olarak belirlenmiştir. En yüksek DHA aktivitesi ise I. dönem 5 nolu uygulamada kanola-bakla karışık ekilmiş ve mikoriza aşılanmış parsellerde gerçekleştiği tespit edilmiştir (151,4 µg TPF/10 gkt). (Çizelge 4.32). Bunun nedeninin bakla bitkisinin mikorizalı olması ve yoğun bir rizosfer mikroflorasına sahip olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Kanolanın genelde toprakta mikroflora faaliyetlerini durdurma ve aynı zamanda antifungal etkisi nedeniyle mineralizasyonu ve doğal olarak enzim aktivitesi de sınırlandıracağı düşünülmektedir Tarla Koşullarında Mikoriza Aşılamasının Mısır Sonrasında Toprakların Dehidrogenaz Enzimi Aktivitesine Etkisi Mikoriza aşılamasının topraklarda DHA aktivitesine istatistiki olarak önemli oranda etki ettiği belirlenmiştir (P<0.004) (Ek 8). Tarla koşullarında mısır ekimi sonrası DHA aktivitesi yönünden değerlendirildiğinde, en yüksek DHA aktivitesi, III. dönem 3 nolu (mısır-kanola-mısır) uygulama olan kanola sonrası mısır yetiştirilmiş ve mikoriza aşılanmış parsellerde µg TPF/10 gkt, en düşük değer ise I. dönem mikoriza aşılanmamış parsellerde µg TPF/10 gkt olarak ölçülmüştür (Çizelge 4.32). 128

150 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Çizelge 4.32 Tarla koşullarında mikoriza uygulamasının kanola, mısır ve bakla bitkilerinin DHA aktivitesine etkisi (µg TPF/10 gkt) Kanola/Bakla (µg TPF/10 gkt) Mısır (µg TPF/10 gkt) Uygulamalar (-M) (+M) (-M) (+M) ±20.4 a ±13.5 a ±14.8 a ±32.4 a ±58.5 a ±54.2 a ±45.1 a ±13.2 a ±15.6 a ±26.5 a I. Dönem (Yıl) Ort B A B A Ort A A II. Dönem (Yıl) ±14.8 a ±12.1 a ±13.1 a ±23.3 a ±16.9 a ±13.2 a ±49.3 a ±38.5 a ±20.8 a ±15.1 a Ort B A B A Ort A A III. Dönem (Yıl) ±16.3 a ±4.4 a ±12.0 a ±37.4 a ±10.3 a ±42.2 a ±27.6 a ±17.0 a ±4.6 a ±5.4 a Ort B 109 A B A Ort B A 129

151 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Çağdaş AKPINAR Tarla Denemesi Genel Değerlendirme yılları arasında, tarla koşullarında üç yıl süre ile amaca uygun olarak yürütülen denemelerde, mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin verimine, büyümesine, besin elementleri alımına ve % yağ içeriğine beklenildiği gibi belirgin bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin verimi artmış, fakat besin elementi içeriğine ve mikrobiyolojik aktiviteye önemli bir etkisi olmamıştır. Mikoriza aşılanmamış parsellerde ise doğal mikoriza mantarı kanola bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımına önemli katkıda bulunmuştur. Kanola-bakla karışık ekilmiş parsellerde kanola bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımında yalnız kanola ekili uygulamalara göre önemli oranda artış olmuştur. Tarla koşullarında mikoriza aşılaması ile mısır bitkisinin, biyo-kütle (büyüme) verimi, besin elementleri alımı ve mikrobiyal aktivitesinin arttığı belirlenmiştir. Mikoriza uygulanmayan parsellerde bulunan doğal mikoriza ve mikroorganizmaların varlığı, mısır bitkisinin gelişimine olumlu yönde etki etmiş olabilir. Kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin gelişimi ve besin elementleri alımı da I. dönemde ekilmiş mısır bitkisine göre artmıştır. Araştırma bulguları, tarla koşullarında bakla bitkisine mikoriza aşılaması bitkinin büyümesine, verimine ve besin elementleri alımına olumlu tepki verdiğini göstermiştir. 130

152 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Çağdaş AKPINAR 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Kanola bitkisinin üst bitki olarak mikorizaya bağımlılığı bilinen mısır bitkisinin gelişimine ve besin elementleri alımına olan etkisi yılları arasında mikorizalı ve mikorizasız olarak sera ve tarla koşullarında araştırılmıştır. Araştırma bulgularına göre; -Sera koşularında üç yıl (dönem) ardışık olarak yürütülen saksı denemelerinde, mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin büyümesine, besin elementleri alımına, kök infeksiyonuna ve mikrobiyal aktiviteye (CO 2 üretimi ve DHA aktivitesi) çok fazla etki etmediği belirlenmiştir. -Kontrollü koşullarda, mısır bitkisi sonrası yetiştirilen kanola bitkilerinin büyümesi ve besin elementleri alımında artış olduğu belirlenmiştir. -Kanola+bakla karışık ekilmiş saksılarda, kanola bitkisinin büyüme (kuru madde üretimi) ve besin elementleri alımında da yalnız kanola ekili uygulamalara göre daha fazla artış olmuştur. -Her üç dönemde de, kanola bitkisinin büyümesinde, besin elementleri alımında ve mikrobiyal aktivitede (CO 2 üretimi ve DHA aktivitesi) yıllara göre düzenli bir azalmanın meydana geldiği gözlenmiştir. -Sera koşullarında mikoriza aşılamasının, mısır bitkisinin büyümesini, besin elementleri alımını ve mikrobiyal aktiviteyi önemli oranda arttırdığı tespit edilmiştir. -Steril edilmeyen topraklarda bulunan doğal mikoriza ve mikroorganizmaların varlığından dolayı mısır bitkisinin gelişimi, steril edilen topraklarda yetiştirilen bitkilere göre daha iyi olduğu gözlenmiştir. -Kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin gelişiminin, mikoriza aşılaması ile arttığı belirlenmiştir. -Mikoriza aşılamasının, kanola+bakla karışık ekilmiş parsellerde bakla bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımını önemli ölçüde arttırdığı belirlenmiştir. 131

153 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Çağdaş AKPINAR Araştırma bulgularına göre; -Tarla koşullarında üç yıl süre ile yürütülen denemelerde, mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin verimine, büyümesine, besin elementleri alımına ve % yağ içeriğine beklenildiği gibi belirgin bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. -Mısır sonrası yetiştirilen kanola bitkisinin verimi artmış, fakat besin elementleri içeriğine ve mikrobiyal aktiviteye önemli bir etkisi görülmemiştir. -Mikoriza aşılanmış kanola parsellerindeki toprakların mikrobiyal aktivitesi artmış, fakat bu durum besin elementleri alımına olumlu yönde yansımamıştır. -Kanola+bakla karışım parsellerinde, kanola bitkisinin büyüme ve besin elementleri alımında yalnızca kanola ekilmiş parsellere göre önemli oranda artış olmuştur. -Tarla koşullarında, kanola+bakla karışık ekimde, bakla bitkisine mikoriza aşılaması verime ve besin elementleri alımına olumlu tepki verdiği belirlenmiştir. -Mikoriza aşılaması, mısır bitkisinin biyo-kütlesini, verimini, besin elementleri alımını ve mikrobiyal aktivitesini arttırdığı belirlenmiştir. -Mikoriza uygulanmayan parsellerde bulunan doğal mikoriza ve mikroorganizmaların varlığı muhtemelen mısır bitkisinin gelişimine olumlu yönde etki etmiş olabileceği düşünülmektedir. -Kanola sonrası yetiştirilen mikorizalı ve mikorizasız mısır bitkisinin gelişimi, uygulamalar arasında önemli farklılıklar göstermiş, mikoriza ile aşılanmış bitkilerin verim artışı ve besin elementleri alımı mikorizasızlara göre daha yüksek ölçülmüştür. -Mikoriza aşılaması kanola bitkisinin yağ oranında istatistiksel olarak önemli bir artış sağlamış ancak yağ verimi olarak farklılığın küçük olduğu belirlenmiştir. Tarla ve saksı denemesi birlikte genel olarak değerlendirildiğinde; Beklenildiği gibi, mikorizaya bağımlı olmayan kanola bitkisinin mikoriza ile aşılanması, bitki gelişimine herhangi bir etki göstermemiştir. Kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin genelde veriminin arttığı, ancak mikoriza aşılaması ile mısır bitkisinin daha fazla biyo-kütle ürettiği belirlenmiştir. 132

154 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Çağdaş AKPINAR Mısır sonrası kanola ekiminde, kanola verimi artmış ancak besin elementleri içeriğinin artışı olmamıştır. Kanola+bakla karışık ekiminde, mikoriza aşılaması bakla bitkisinin verimini arttırmıştır. Mikoriza aşılanmamış kanola ekili topraklarda Dehidrogenaz enzim aktivitesi ve CO 2 üretimi, mikoriza aşılanmışlara göre daha düşük düzeyde belirlenmiştir. Mikoriza aşılanmış mısır ekili topraklarda, Dehidrogenaz enzim aktivitesi ve CO 2 üretimi mikoriza aşılanmamış olan topraklara göre daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde, kanola+bakla ekili topraklarda mikoriza aşılaması, mikrobiyal aktiviteyi arttırmıştır. Gerek saksı ve gerekse tarla denemelerinde, mikoriza aşılamasının kanola bitkisinin besin elementleri konsantrasyonları üzerinde istatistiksel olarak belirgin bir etkisi tespit edilmemiştir Sonuç Sonuç olarak, çalışmamıza temel teşkil eden hipotezimize uygun olarak; kanola sonrası yetiştirilen mısır bitkisinin gelişiminin yavaşladığı ve mikoriza aşılaması ile bitki gelişiminin arttığı belirlenmiştir. Bu durumda araştırma bulguları hipotezimize destek vermektedir. Bulgularımız literatür çalışmaları ile paralellik arz etmektedir. -Bölgemizde II. ürün olarak yaygın ekimi yapılan mısır sonrası kanola ekimi, kanola bitkisinin büyüme ve gelişimini de olumlu yönde etkilemiştir. -Aynı şekilde bölgemizde yaygın olarak üretimi yapılan ve mikoriza ile simbiyosis yaşadığı bilinen bakla bitkisinin kanola ile karışık ekiminin hem kanola hem de bakla bitkisi için olumlu olduğu belirlenmiştir Öneriler Kanola, mısır ve bakla bitkilerinin 3 dönem ardışık ekilmesi (monokültür) tek yönlü besin elementi sömürüsü, makro ve mikro element eksikliği ve belirli 133

155 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Çağdaş AKPINAR zararlıların artması (fenolojik gözlemlere dayanarak) gibi gelişmelere neden olmaktadır. Her yıl üst üste aynı ortama kanola ekimi; verimi, besin elementleri alımını ve mikrobiyal aktiviteyi olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. Her yıl kanola-kanola-kanola şeklinde bir üretimin verimde yaklaşık olarak % azalmalara neden olduğu belirlenmiştir. Araştırma bulguları ışığında, monokültür üretimden kaçınılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Kanola bitkisinin, doğal kök salgıları veya bitki artıklarının toprak mikrobiyal aktivitesini engellemesi nedeniyle mikoriza gelişiminin yavaşladığı tespit edildiği için, mikorizaya bağımlılığı olan ikinci ürün mısır ve bakla bitkilerinin sağlıklı gelişimi için mikoriza aşılanması gerekmektedir. Tarım topraklarının doğal mikoriza potansiyelinin mısır bitkisi üzerindeki etkisinin iyi yönetilmesi koşullarında, kanola sonrası mısır ekiminde önemli oranda verim artışı sağlanabilir. Mikoriza aşılaması, kanola bitkilerinde % yağ içeriğini önemli düzeyde olumlu etkilediğinden geleceğe yönelik olarak mikoriza aşılmasının veya diğer yararlı mikroorganizmaların kanola bitkisinin yağ içeriğine olan etkisinin ayrıntılı araştırılması yararlı olacaktır. Literatürde bu konuda bilgimiz dahilinde araştırma sonucuna rastlanılmamıştır. Gerek saksı ve gerekse tarla denemeleri sonuçları itibarı ile bölgede kanola tarımı yapılması durumunda, mono kültür tarımdan kaçınılması ve kanola sonrası mısır ekiminde mikoriza kullanımı kaçınılmaz olacaktır. Geleceğe yönelik olarak, bitki kök salgılarının bitki gelişimini ve besin elementi alımı için öneminin ve bunun rizosfer dinamiğine dolaylı ve indirekt olarak etkilerinin araştırılması önemli olacaktır. Ekolojik ve organik tarım açısından, münavebe sistemine mikorizasız ve mikorizalı bitki konulmasının toprak kalitesi ve verime etkilerinin araştırılması önemli olacaktır. 134

156 KAYNAKLAR AKHTAR, M.S., OKI, Y., ADACHI, T., Genetic Variability in Phosphorus Acquisition and Utilization Efficiency from Sparingly Soluble P-Sources By Brassica Cultivars Under P-Stress Environment. Journal of Agronomy and Crop Science, 194: ALGAN, N., Kanola Tarımında Çeşit Sorunu ve Agroteknik Yöntemler. TOKB EgeTarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Menemen, İzmir. ALMACA, A., and ORTAS, I., Growth Response of Maize Plants (Zea Mays L.) to Wheat and Lentil Pre-Cropping and to Indigenous Mycorrhizae in Field Soil. Spanish Journal of Agricultural Research, 8(1): ANDERSON, J.P.E , Soil respiration. in: Methods of Soil Analysis, Part 2, Chemical and Microbiological Properties. Page, A.L. (Ed.) ASA-SSSA, Madison, Wisconsin, USA. pp ANGUS, J.F., GARDNER, P.A., KIRKEGAARD, J.A., DESMARCHELIER, J.M., Biofumigation: Isothiocyanates Released from Brassica Roots Inhibit Growth of the Take-all Fungus. Plant and Soil, 162: ANGUS, J.F., VAN HERWAARDEN, A.F. AND HOWE, G.N Productivity and Break Crop Effects of Winter Growing Oilseeds. Australian Journal of Experimental Agriculture, 31: ARIHARA, J., and KARASAWA, T Effect of Previous Crops on Arbuscular Mycorrhizal Formation and Growth of Succeding Maize. Soil Science and Plant Nutrition, 46: ARSLAN, N., Kolza; Sanayi Bitkileri, 7. Beş yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu. DPT Ankara ASMAR, F., GAHOONIA, T.S., and NIELSEN, N.E., Barley Genotypes Differ in Activity of Soluble Extracellular Phosphatase and Depletion of Organic Phosphorus in The Rhizosphere Soil. Plant and Soil, 172(1):

157 AŞKIN, T., KIZILKAYA, R., GÜLSER, C., ve BAYRAKLI, B., 2004.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kampüs Topraklarının Bazı Mikrobiyolojik Özellikleri. OMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi,19(1): ATAKİŞİ, İ.K., Yağ Bitkileri Yetiştirme ve Islahı, T.Ü Tekirdağ Ziraat Fakültesi Yayın No: 148, Ders Kitabı No : 10, Tekirdağ. AUGÉ, R.M., STODOLA, A.J.W., EBEL, R.C., and DUAN, X., Leaf Elongation and Water Relations of Mycorrhizal Sorghum in Response To Partial Soil Drying: Two Glomus Species at Varying Phosphorus Fertilization. Journal of Experimental Botany, 46: AUGÉ, R.M., Water Relations, Drought and VA Mycorrhizal Symbiosis. Mycorrhiza, 11;3-42. BAGYARAJ, D.J,. and MANJUNATH, A., 1981.Influence of Soil Inoculation with Vesicular-Arbuscular Mycorrhizal Fungi and Phosphate-Dissolving Bacterium (Bacillus Circulans) on Plant Growth and 32p-Uptake. Soil Biology and Biochemistry, 13: BAGYARAJ, D.J., Ecology of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae. IN: D.K. Arora et al. (Eds.) Handbook of Applied Mycology. Soil and Plants. vol. 1. Marcel Dekker. USA. BAREA, J.M., Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae as Modifiers of Soil Fertility. Advences in Soil Science, 5:1-40. BAREA, J.M., AZCON, R., and AZCON-AGUILER, C., Interactions Between Phosphate Solubilizing Bacteria and VA Mycorrhiza to Improve The Utilization of Rock Phosphate by Plants in Non Acidic Soils. In:3.rd International Congress An Phosphorus Compounds, Brussels. BASTIDA, F., MORENO, J.L., HERNANDEZ, T., and GARCIA, C., Microbial Degradation Index of Soils in a Semiarid Climate. Soil Biology and Biochemistry, 38; BAYDAR, H., Bitkilerde Yağ Sentezi, Kalitesi ve Kaliteyi Artırmada Islahın Önemi. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yayını Yıl: 4 Sayı: 11 Ocak-Mart. Ekin Dergisi. 136

158 BOLAN, N.S., Acritcal Review on The Role of Mycorrhizal Fungi In Uptake of Phosphorous By Plants. Plants and Soil, 134, BOLAN, N.S., ROBSON, A.D., and BARROW, N.J., Effects of Vesicular- Arbuscular Mycorrhiza on The Availability of Iron Phosphates to Plants. Plant and Soil, 99: BONFANTE, P., and PEROTTO, S., Tansley Review No. 82. Strategies of Arbuscular mycorrhizal fungi when Infecting Hostplants. New Phytologist, 130:3-21. BOWEN, G.D., and ROVIRA, A.D., The Rhizosphere and its Management to Improve Plant Growth. Advances in Agronomy, 66: BROWN, P.D., and MORA, M.J., Control of Soil-borne Plant Pest Using Glucosionalate-containing Plants. Advances in Agronomy, 61: BRUNDRETT, M.C., Mycorrhizal Associations and Other Means of Nutrition of Vascular Plants:Understanding The Global Diversity of Host Plants by Resolving Conflicting Information and Developing Reliablemeans of Diagnosis. Plant and Soil, 320, BÜLBÜL, M., ve BEŞPARMAK, F., Türkiye de Bitkisel Yağ Sanayinin Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi. Ekin Dergisi, 2(5): CAKMAK, I., ATLI, M., KAYA, R., EVLİYA, H., and MARSCHER, H., Association of High Light and Zinc Deficiency in Cold Induced Leaf Chlorosis In Grapefruit and Mandarin Trees. Journal of Plant Physiology, 146: CARAVACA, F., BAREA, J.M., ROLDÁN, A., Synergistic Influence of an Arbuscular Mycorrhizal Fungus and Organic Amendment on Pistacia Lentiscus L. Seedlings Afforested in a Degraded Semiarid Soil. Soil Biology and Biochemistry, 34: CARVALHAIS, L.C., DENNIS, P.G., FEDOSEYENKO, D., HAJIREZAEI, M.R., BORRISS, R., and WIRÉN, N.V., Root Exudation of Sugars, Amino Acids, and Organic Acids by Maize as Affected by Nitrogen, Phosphorus, Potassium, and Iron Deficiency. Journal of Plant Nutrition and Soil Science, 174(1):

159 CASTILLO, C., ASTROZA, I., BORIE, F., RUBIO, R., Effect of The Host and Non Host Crops on Arbuscular Mycorrhizal Propagules. Revısta De La Cıencıa Del Suelo Y Nutricion Vegetal, 8(1): CAVAGNARO, T.R., The Role of Arbuscular Mycorrhizas in İmproving Plant Zinc Nutrition Under Low Soil Zinc Concentrations: A Review. Plant Soil, 304; CLARENS, A,F., RESURRECCION, E,P., WHITE, M,A., and COLOSI, L,M., Environmental Life Cycle Comparison of Algae to Other Bioenergy Feedstocks. Environmental Science and Technology, 44: CLARK, R.B., Arbuscular Mycorrhizal Adaptation, Spore Germination, Root Colonization, and Host Plant Growth and Mineral Acquisition at Low Ph. Plant and Soil, 192: CONNEMANN, J., and FISCHER, J., Biodiesel World 2000, International Congress and Expo Lipids, Fats, and Oils, Würzburg, Almanya, 8-10 Ekim ÇELİK, İ., GUNAL, H., BUDAK, M., AKPINAR, Ç Effects of Long-term Organic and Mineral Fertilizers on Bulk Density and Penetration Resistance in Semi-Arid Mediterranean Soil Conditions. Geoderma, 160(2): DALPE, Y., and MONREAL, M., Arbuscular Mycorrhiza Inoculum to Support Sustainable Cropping Systems. Online. Crop Management doi: /cm rv. DAKORA, F. D., and PHILLIPS, D.A., Root Exudates as Mediators of Mineral Acquisition in Low-Nutrient Environments. Plant Soil, 245: DAVIES, F.T., POTTER, J.R., and LINDREMAN, R.G., Mycorrhiza and Repeated Drought Exposure Affect Drought Resistance and Extraradical Hyphae Development of Pepper Plants Independent of Plant Size and Nutrient Content. Journal of Plant Physiology, 139: DECLERCK, S., PLENCHETTE, C., and STRULLU, D.G., Mycorrhizal Dependency of Banana (Musa Acuminata, Aaa Group) Cultivar. Plant and Soil, 176:

160 DEHNE, H.W., Interaction Between Vesicular Arbuscular Mycorrhizal Fungi and Plant Pathogens. Phtopathology, 72: DEMARS, B.G., BOERNER, R.E.J., Arbuscular Mycorrhizal Development in Three Crucifers. Mycorrhiza, 5: DEMİRCİ, M., ve ALPARSLAN, M., Türkiye'de Bitkisel Yağ Sanayinin Durumu. Agroteknik Tarım Teknolojisi Dergisi, 6: DOĞAN, A., BAŞOĞLU, F., Yemeklik Bitkisel Yağ Kimyası ve Teknolojisi Uygulama Klavuzu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No, 951, Ankara. DOUDS, D.D., GALVEZ, L., JANKE, R.R., and WAGONER, P., Effect of Tillage and Farming System Upon Populations and Distribution of Vesicular- Arbuscular Mycorrhizal Fungi. Agriculture Ecosystems & Environment, 52: DOUDS, D.D., JANKE, R.R., and PETERS, S.E., VAM Fungus Spore Populations and Colonization of Roots of Maize and Soybean Under Conventional and Low-Input Sustainable Agriculture. Agriculture Ecosystems & Environment, 43: DUC, G., TROUVELOT, A., GIANINAZZI-PEARSON. V., and GIANINAZZI, S., First Report on Non-Mycorrhizal Plant Mutants (myc - ) Obtained in Pea (Pisum sativum L.) and Faba Bean (Vicia faba L.). Plant Science, 60: EL-ATRACH, F., VIERHEILIG, H., OCAMPO, J.A., Influence of Non-Host Plants on Vesicular-Arbuscular Mycorrhizal Infection of Host Plants and on Spore Germination. Soil Biology and Biochemistry, 21: ELGHANDOUR, I.A., ELSHARAWY, M.A.O., ABDELMONIEM, E.M., Impact of Vesicular Arbuscular Mycorrhizal Fungi and Rhizobium on The Growth and P, N and Fe Uptake By Faba-Bean. Fertilizer Research, 43(1-3): EL-SAYED, EL-S.A., EL-DIDAMONY, G., and EL-SAYED, E.F., Effects of Mycorrhizae and Chitin-Hydrolysing Microbes on Vicia Faba. World Journal of Microbiology & Biotechnology, 18:

161 ELSGAARD, L., JORGENSEN, M.H., and ELMHOLT, S., Effects of Band- Steaming on Microbial Activity and Abundance in Organic Farming Soil. Agriculture Ecosystems and Environment, 137(3-4): ENDLWEBER, K., and SCHEU, S., Establishing Arbuscular Mycorrhiza-Free Soil: a Comparison of Six Methods and Their Effects on Nutrient Mobilization. Applied Soil Ecology, 34; EVANS, D.G., and MILLER, M.H., The Role of The External Mycelial Network in The Effect of Soil Disturbance Upon Vesicular-Arbuscular Mycorrhizal Colonization of Maize. New Phytologist, 114: EYÜBOĞLU, F., Türkiye Topraklarının Mikroelement Durumu. Toprak Gübre Araştırma Enstitütüsü Raporları. FLAGELLA, Z., ROTUNNO, T., DI CATERINA, R., DE SIMONE, G., DE CARO, A., Effect of Supplementary Irrigation on Seed Yield and Oil Quality of Sunflower (Helianthus Annuus L.) Grown in a Sub-Arid Environment, in: Proceedings of XV International Sunflower Conference, Toulouse I, FREDEEN, A.L., and TERRY, N., Influence of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizal Infection and Soil Phosphorus Level on Growth and Carbon Metabolism of Soybean. Canadian Journal of Botany, 66: GADKAR, V., DAVID-SCHWARTZ, R., KUNIK, T., KAPULNIK, Y., 2001 Arbuscular Mycorrhizal Fungal Colonization. Factors Involved in Host Recognition. Plant Physiology, 127(4): GARCIA, C., ROLDAN, A., and HERNANDEZ, T., Changes in Microbial Activity Alter Abandonment of Cultivation İn A Semiarid Mediterranean Environment. Journal of Environmental. Quality, 26; GAVITO, M.E., and MILLER, M.H., 1998a. Changes in Mycorrhizae Development in Maize Induced by Crop Management Practices. Plant and Soil, 198: GAVITO, M.E., and MILLER, M.H., 1998b. Early Phosphorus Nutrition, Mycorrhizae Development, Dry Matter Partitioning and Yield of Maize. Plant and Soil, 199:

162 GEDDEDA, J.W., TRAPPE, J.M., and STEBBINS, R.L., Effects of Vesicular Arbuscular Mycorrhizae and Phosphorus on Apple Seedlings. Journal of the American Society For Horticultural Science, 109: GEORGE, E., Nutrient Uptake, Contribitions of Arbuscular Mycorrhizal Fungi to Plant Mineral Nutrition. In: Arbuscular Mycorrhizas: Physiology and Function. Eds. By Kapulnik and D.D. Douds, Jr. Kluwer academic Publishers. London. GEORGE, E., and MARSCHNER, H., Nutrient and Water Uptake by Roots of Frest Trees. P.Z.P flanzenernahr. Bodenk, 159: GEORGE, T.S., GREGORY, P.J., ROBINSON, J.S., BURESH, R.J., Changes in Phosphorus Concentrations and ph in The Rhizosphere of Some Agroforestry and Crop Species. Plant and Soil, 246: GERDEMANN. J.W., and NICOLSON, T.H., Spores of Mycorrhizal Endogeny Species Extracted From Soil by Wet Sieving and Decanting. Transactions of British Mycological Society, 46: GILDON, A., and TINKER, P.B., Interaction of Vesicular-Arbuscular Mycorrhiza Infection and Heavy Metals in Plants. The Effect of Heavy Metals on The Development of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizas. New Phytologist, 95: GILMONE, A.E., The Influence of Endo Trophic Mycorrhizae on the Growth of Peach Seedlings. Journal of the American Society For Horticultural Science, 6: GIOANNETTI, M., and MOSSE, B., An Evaluation of Techniques for Measuring Vesicular-Arbuscular Mycorrhiza in Roots. New Phytologist, 84: GNEKOW, M. A. and MARSCHNER, H., Influence of The Fungicide Pentachloronitrobenzene on VA-Mycorrhizal and Total Root Length And Phosphorus Uptake of Oats(Avena sativa). Plant and Soil 114, GOLLNER, M.J., WAGENTRISTL, H., LIEBHARD, P., FRIEDEL, J.K., Yield and Arbuscular Mycorrhiza of Winter Rye in a 40-Year Fertilisation Trial, Agronomy For Sustainable Development 31(2):

163 GÖK, M., ve ONAÇ, I., Hilvan ve Baziki Ovalarında Yer Alan Yaygın Toprak Serilerinin Bazı Mikrobiyolojik Özellikleri. Toprak İlmi Derneği İlhan Akalan Toprak ve Çevre Sempozyumu. GÖKSOY, A.T., TURAN, Z.M., Bazı Yağlık Kolza (Brassica Napus Ssp. Oleifera) Çesitlerinde Verim ve Kaliteye İlişkin Karakterler Üzerinde Araştırmalar. Uludag Ünivversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 5: GRAHAM, J.H., What Do Root Pathogens See in Mycorrhizas? New Phytologist,149: GRANT, C., BITTMAN, S., MONTREAL, M., PLENCHETTE, C., and MOREL, C., Soil and Fertilizer Phosphorus: Effects on Plant P Supply and Mycorrhizal Development. Canadian Journal of Plant Science, 85:3-14. GRANT, C.A., MONREAL, M.A., IRVINE, R.B., MOHR, R.M., MCLAREN, D.L., and KHAKBAZAN, M., Preceding Crop and Phosphorus Fertilization Affect Cadmium and Zinc Concentration of Flaxseed Under Conventional and Reduced Tillage. Plant Soil, 333: GÜLEZ, M., ŞENOL, S., Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Deneme Alanının Detaylı Toprak Etüd ve Haritalaması. Ç.Ü.Z.F. Dergisi, 17(3): GÜR, M.A., Çukurova Koşullarında Farklı Gübre Dozu ve Tohumluk Miktarlarının Kolzada Verim ve Kaliteye Etkisi ile Ön Bitki Değeri Üzerinde Araştırmalar. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi 130 sayfa. GÜRLEYÜK, S.S., ve AKPINAR, S., Yeni Enerji Kaynakları : Biodizel, Yenilenebilir Enerji Kaynakları II. Sempozyum, YEKSEM'2003, İzmir, GÜZEL, N., FENERCIOĞLU H., DERİCİ, R.M., KAYA, Z. ve MAVİ, H., Silifke ile Antakya Arasında Yer Alan Kimi Turunçgil Meyve Bahçelerinde Toprak ve Bitkide Makro ve Mikro Element Düzeylerinin Saptanması. TÜBİTAK-TOAG, Proje No: Subtunit/14; Adana, 121 s. HAKTANIR, K., ve ARCAK, S., Toprak biyolojisi: Toprak Ekosistemine Giriş. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Kitabı No. 447, Ankara. 142

164 HART, M.M., READER, R.J., KLIRONOMOS, J.N., Coexistence Mediated By Arbuscular Mycorrhizal Fungi. Trends in Ecology Evolotion Plant, 18: HARRINIKUMAR, K.M., and BAGYARAJ, D.J., Effect of Crop Rotataion on Native Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae in Soil. Plant and Soil 110: HAYMAN, D.S., JOHNSON, A.M., and RUDDESDIN, I., The Influence of Phosphate and Crop Species on Endogone Spores and Vesicular Arbuscular Mycorrhiza under Field Conditions. Plant and Soil, 43: HETRICK, B.A.D., WILSON, G.W.T., GILL, B.S., and COX, T.S., Chromosome Location of Mycorrhizal Responsive Genes in Wheat. Canadian Journal of Botany 73(6): HINSINGER, P., Bioavailability of Soil Inorganic P in The Rhizosphere as Affected by Root-Induced Chemical Changes: A Review. Plant and Soil, 237: HOFFLAND, E., Quantitative Evaluation of The Role of Organic Acid Exudation in The Mobilization of Rock Phosphate By Rape. Plant and Soil, 140: HOFFLAND, E., FINDENEGG,G.R., NELEMANS, J.A., Solubilization of Rock Phosphate By Rape. II Local Root Exudation of Organic Acids as a Response To P-Starvation. Plant and Soil, 113: (Erişim Tarihi: 07 Temmuz 2010) ISERMEYER, H., Eine einfache Methode Zur Bestimmung der Bodenatmung un der Karbonate im Böden. Z. Pflanzenaehr. Bodenkde, 5: ISHAC, Y.Z., ANGLE, J.S., ELBOROLLOSY, M.E., ELDEMERDASH, M.E., MOSTAFA, M.I., FARES, C.N., Growth Of Vicia-Faba as Affected by Inoculation With Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae and Rhizobium- Leguminosarum Bv Vıceae n 2 Soils. Biology and Fertility of Soils, 17(1):

165 İBRKİÇİ, H., GÜLÜT, Y.K., GÜZEL, N., ve BÜYÜK, G., Gübrelemede Bitki Analiz Teknikleri. Türkiye 3. Ulusal Gübre Kongresi, Tarım-Sanayi-çevre, Ekim Tokat, JEFFRIES, P., and DODD, J.C., The Use of Mycorrhizal Inoculents in Forestry and Agriculture. In: D.K. Arora Et Al. (Eds.) Handbook Of Applied Mycology. Soil And Plants. Vol. 1. Marcel Dekker. Usa. JOHNSON, N.C., and PFLEGER, F.L., Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae and Cultural Practices. In Mycorrhizae in Sustainable Agriculture. Eds. G.J. Bethlenfalvay and RG Linmderman. Pp ASA Special Publication 54, ASA, CSSA, and SSSA, Madison. JOHNSTON, A.M., TANAKA, D.L., MILLER, P.R., BRANDT, S.A NIELSEN, D.C., LAFOND, G.P., RIVELAND, N.R., Oilseed Crops For Semiarid Cropping Systems in The Northern Great Plains, Agronomy Journal, 94: JONES, B., Plant Nutrition Manual. Crc Press, Boston. KAÇAR, B.,1972. Bitki ve Toprağın Kimyasal Analizleri II, Bitki Analizleri, Ankara KAPOOR, R., PATHAK, A., MAGO, P., MUKERJI, K.G., Vamin Two Crucifers. Cruciferae Newsletter, 18: KAPULNIK, Y., and KUSHNIR, U., Growth Dependency of Wild, Primitive and Modern Cultivated Wheat Lines on Vesicular-Arbuscular. Mycorrhiza Fungi. Euphytica, 56(1): KARAASLAN, D., ve ÖZGÜVEN, M., Gap Bölgesinde Farklı Kolza Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Yağ Kalitesi Üzerine Azot Dozlarının Etkisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 13(3): KERNAGHAN, G., Mycorrhizal Diversity: Cause and Effect. Pedobiologia, 49(6): KILLHAM, K., Soil Ecology. Cambridge University Press. UK. KING, P.M., MCCLOUD, P.I., JACKA, J., and GRAHAM, R.D., Crops and Pasture Rotations in Coonalpyn, South Australia: Effects on Nutrients in Wheat and Barley. Journal of Agronomy and Crop Science, 168:

166 KIRKEGAARD, J.A., HOCKING, P.J., ANGUS, J.F., HOWE, G.N., and GARDNER, P.A., Comparison of Canola, Indian Mustard and Linola in Two Contrasting Environments II. Break-Crop and Nitrogen Effects on Subsequent Wheat Yields. Field Crops Research, 52: KITT, D.G., DANIELS, B.A.H., and WILSON, G.W.T., Relationship of Soil Fertility to Suppression of the Growth Response of Mycorrhizal Big Blue Steminn on-sterile Soil. New Phytologist, 109: KOIDE, R.T., Nutrient Supply, Nutrient Demand and Plant Responses to Mycorrhizal Infection. New Phytologist, 117: KOIDE, R.T., and LU, X., Mycorrhizal Infection of Wild Oats: Parental Effects on Offspring Nutrient Dynamics, Growth and Reproduction. in "Mycorrhizas in Ecosystems" (Eds. Read, D.J., Lewis, D.H., Fitter, A.H. and Alexander, I.J. Cab International, Wallingford, U.K KOIDE, R.T., and MOSSE, B., A History of Research on Arbuscular Mycorrhiza. Mycorrhiza,14: KOSKE, R.E., and GAMMA, J.N., A Modified Procedure for Staining Roots to Detect VAM. Mycological Research, 92: KOTHARI, S.K., MARSCHNER, H., and ROMHELD, V., Contribution of the VA Mycorrhizal Hyphae in Acquisition of Phosphorus and Zinc By Maize Growth in A Calcareous Soil. Plant and Soil, 131: LATEF, A.A.H.A., and HE, C., Arbuscular Mycorrhizal Influence on Growth, Photosynthetic Pigments, Osmotic Adjustment and Oxidative Stress in Tomato Plants Subjected to Low Temperature Stres. Acta Physiol Plant, 33: LAX, P., BECERRA, A,G., SOTERAS, F., CABELLO, M., DOUCET, M.E., Effect of The Arbuscular Mycorrhizal Fungus Glomus Intraradices on The False Root-Knot Nematode Nacobbus Aberrans in Tomato Plants. Biology and Fertility of Soils, 47:

167 LI, X.-L., GEORGE, E., and MARSCHNER, H., Phosphorus Depletion And Ph Decrease at The Root-Soil And Hyphae-Soil Interfaces of VA Mycorrhizal White Clover Fertilized with Ammonium. New Phytologist, 119: LIN, L., GUO-YING, Z., JUN-ANG, L., HE, L., The Resource Investigation and Community Structure Characteristics of Mycorrhizal Fungi Associated with Chinese Fir. African Journal of Biotechnology, 10(30); LIU, L.P., GAN, Y.T., BUECKERT, R., and VAN REES, K., Rooting Systems of Oilseed and Pulse Crops I: Temporal Growth Patterns Across The Plant Developmental Periods. Field Crops Research, 122(3): LU, S., and MILLER, M.H.,1989. The Role of VA Mycorrhizae in the Absorption of P and Zn by Maize in Field and Growth Chamber Experiemnts. Canadian Journal of Soil Science, 69: MACK, K.M.L., and RUDGERS, J.A., Balancing Multiple Mutualists: Asymmetric Interactions Among Plants, Arbuscular Mycorrhizal Fungi, and Fungal Endophytes. Oikos, 117: MALKOMES, H.P., aand DIETZE, T., Effects of Steaming and Pesticides on Soil Microorganisms Under Laboratory Conditions. II. Effects of Partial Sterilization and its Combination With Pesticides. Agribiological Research- Zeitschrift Fur Agrarbiologie Agrikulturchemie Okologie, 51(2): MARDUKHI, B., REJALI, F., DAEI, G., ARDAKANI, M.R., MALAKOUTI, M.J., and MIRANSARİ, M., Arbuscular Mycorrhizas Enhance Nutrient Uptake in Different Wheat Genotypes at High Salinity Levels Under Field and Greenhouse Conditions, Comptes Rendus Biologies, 334: MARSCHNER, H., Zinc Uptake from Soils. In: Zinc in Soil and Plants. (Ed ) by A. D. Robson. Kluwer Academic Publishers. MARSCHNER, H., Mineral Nutrition of High Plants. Second Edition. Academic Press London. MARSCHNER, H., and DELL. B., Nutrient Uptake in Mycorrhizal Symbiosis. Plant and Soil, 159:

168 MARSCHNER, P., and TIMONEN, S., Interactions Between Plant Species and Mycorrhizal Colonization on The Bacterial Community Composition in the Rhizosphere. Applied Soil Ecology, 28: MATOSEVIC, I., Il Ruolo Delle Micorrize Nelle Piante Coltivate in Un Ambiente Mediterraneo (Parco Nazionale di Brioni). PhD thesis, University of Udine, Italy. MENGE, J.A., MJARRELL, W., LABANAUSKAS, C.K., OJALA, J.C., HUSZAR, C., JOHNSON, E.L.V., and SIBERT, D., Predicting Mycorrhizal Dependency of Troyer Citrange on Glomus Fasciculatus in California Citrus Soils And Nursery Mixes. Soil Science Society of America Journal, 46: MICHELSEN, A., and ROSENDAHL, S., The Effect of VA Mycorrhizal Fungi, Phosphorus and Drought Stres on The Growth of Acacianilotica and Leucaenaleu Cocephala Seedlings. Plant and Soil, 124:7-13. MILLER, M.H., Arbuscular Mycorrhizae and The Phosphorus Nutrition of Maize: A Review of Guelph Studies. Canadian Journal of Plant Science, 80(1): MILLER, M.H., MCGONIGLE, T.P., and ADDY, H.D., Functional Ecology of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizas as Influenced by Phosphate Fertilization and Tillage in an Agricultural Ecosystem. Critical Reviews in Biotechnology, 15, MONREAL, M.A., GRANT, C.A., IRVINE, R.B., MOHR, R.,M., MCLAREN, D.L., KHAKBAZAN, M., Crop Management Effect on Arbuscular Mycorrhizae and Root Growth of Flax. Canadian Journal of Plant Science, 91(2): MORADSHAHI, A., SALEHI ESKANDARI, B., and KHOLDEBARIN, B., Some Physiological Responses of Canola (Brassica Napus L.) to Water Deficit Stress Under Laboratory Condition. Iranian Journal of Science and Technology, 28(1):

169 MORRA, M.J., and KIRKEGAARD, J.A., Isothiocyanate Release from Soilincorporated Brassica Tissues. Soil Biology and Biochemistry, 34: MORTON, J., Mıkoriza Üretim Metodlari ve Uygulaması. INVAM Newslettter Vol.4, No.2; September. MOSSE, B., 1981.Vesicular-Arbuscular Mycorrhiza Research for Tropical Agriculture. Research Bulletin. Hawaii Institute of Tropical Agriculture and Human Resources. 82p. MOZAFAR, A., ANKEN, T., RUH, R., and FROSSARD, E., Tillage Intensity, Mycorrhizal and Nonmycorrhizal Fungi, and Nutrient Concentrations in Maize, Wheat, and Canola. Agronomy Journal, 92: MUCHANE, M.N., JAMA, B., OTHIENO, C., OKALEBO, R., ODEE, D., MACHUA, J., and JANSA., J., Influence of Improved Fallow Systems and Phosphorus Application on Arbuscular Mycorrhizal Fungi Symbiosis in Maize Grown in Western Kenya. Agroforest Systems, 78: MURPHY, Y., and RILEY, J.P., A Modified Single Solution Method For Determination of Ohosphate in Natural Waters. Analytica Chimica Acta, 27: NASIM, G The Role of Symbiotic Soil Fungi in Controlling Roadside Erosion and The Establishment of Plant Communities. Caderno de Pesquisa serie Biologia, 17: OEHL, F., SIEVERDING, E., INEICHEN, K., RIS, E.A., MADER, P., BOLLER, T., and WIEMKEN, A., Impact of Land Use Intensity on The Species Diversity of Arbuscular Mycorrhizal Fungi in Agroecosystems of Central Europe. Applied and Environmental. Microbiology, 69: OEHL, F., SIEVERDING, E., INEICHEN, K., RIS, E.A., BOLLER, T., WIEMKEN, A., Community Structure of Arbuscular Mycorrhizal Fungi at Different Soil Depths in Extensively and Intensively Managed Agroecosystems. New Phytologist, 165:

170 OMIDI, H., TAHMASEBI, Z., TORABI, H., MIRANSARI, M., Soil Enzymatic Activi- Ties and Available P and Zn as Affected by Tillage Practices, Canola (Brassica Napus L.) Cultivars and Planting Date, European Journal of Soil Biology 44: ORTAS I., GÖK, M., KAYA, Z., COSKAN, A., ALMACA, A., ÇAKMAK, I., The Effect of Indigenous and Selected Mycorrhizal Inoculation on P Sustainability in The Upper Part of Mesopotamia (in The Harran Plain). In: Arbuscular Mycorrhiza (AM) in Plant Health and Revegetation and Restoration Processes. Faro, Portugal, 30 Nov-2 Dec. p. 28. ORTAS, I., The Effect of Different Forms and Rates of Nitrogen and Different Rates of Phosphorus Fertilizer on Rhizosphere ph and P Uptake in Mycorrhizal and Non-Mycorrhizal Sorghum Plants, (Doktora Tezi), University of Reading, U.K. ORTAS, I., and AKPINAR, C., Response of Kidney Bean to Arbuscular Mycorrhizal Inoculation and Mycorrhizal Dependency in P and Zn Deficient Soils. Acta Agriculturae Scandinavica Section B-Soil and Plant, 56: ORTAS, I., and AKPINAR, C., Response of Maize Genotypes to Several Mycorrhizal Inoculums in Terms of Plant Growth, Nutrient Uptake and Spore Production. Journal of Plant Nutrition, 34 (7): ORTAS, I., SARI, N., AKPINAR, C., and YETISIR, H., Screening Mycorrhiza Species for Plant Growth, P and Zn Uptake in Pepper Seedling Grown Under Greenhouse Conditions. Scientia Horticulturae, 128: ORTAS, I., and ROWELL, D.L., 2004 a. Effect of Ammonium and Nitrate on Indigenous Mycorrhizal Infection, Rhizosphere ph Change and Phosphorus Uptake by Sorghum. Communications in Soil Science and Plant Analysis, 35: ORTAS, I., and VARMA, A., Field Trials of Bioinoculants. In: Oelmüller, R., Varma, A. (Eds.), Modern Tools and Techniques. Springer-Verlag, pp

171 ORTAS, I., ROWELL, D.L,. and HARRIS, P.J., 2004 b. Effect of Mycorrhizae and ph Change at The Root-Soil Interface on Phosphorus Uptake by Sorghum Using a Rhizocylinder Technique. Communications in Soil Science and Plant Analysis, 35: ORTAŞ, I., Determination of the Extent of Rhizosphere Soil. Communication Soil Science and Plant Analysis, 28 (19-20): ORTAŞ, I., GÖK, M., KAYA, Z., İBRİKÇİ, H., ONAÇ, I., ERGÜN, B., KÖSE, Ö., ORTAKÇI, D., ÇOŞKAN, A., KARİP, B., ve ERCAN, S., Metil Bromid Uygulamasının Bitki Gelişimi, Mikorizal İnfeksiyon ve Toprağın Bazı Mikrobiyel Özelliklerine Etkisi. 10. KÜKEM Kültür Koleksiyonları, Endüstriyel Mikrobiyoloji ve Biyoteknoloji Derneği Kongresi, Mersin ORTAS, I, GÖK, G., ÇAKMAK, I., IBRIKCI, H., GUR, K., TORUN, T., ONAC, I., ERGUN, B., ve COSKAN, A., Effect of VA-Maycorrhizae Inoculation and Phosphorus Application on Maize Growth and Mycorrhizal Infection of Maize. In: M. Şefik Yeşilsoy International Symposium on Arid Region Soil. Menemen-İzmir-TURKEY. Pp ORTAŞ, I., Effect of Selected Mycorrhizal Inoculation on Phosphorus Sustainability in Sterile and Non-sterile Soils in the Harran Plain in South Anatolia. Journal of Plant Nutrition, 26, 1: ORTAŞ, I., and SARI, N., Enhanced Yield and Nutrient Content of Sweet Corn with Mycorrhizal Inoculation Under Field Conditions. Agricoltura Mediterranea, 133(3-4): ORTAŞ, I., HARIS, P.J., and ROWELL, D.L., Enhanced Uptake of Phosphorus by Mycorrhizal Sorghum Plants as Influenced by Forms of Nitrogen. Plant and Soil, 184: ORTAŞ, İ., Değişik Sterilizasyon İşlemlerinin Toprak Kimyasal Özellikleri ile Bitki Minereal İçeriği ve Gelişimine Etkileri. Ç.Ü.Z.F. Dergisi, 23(1):

172 ORTAŞ, İ., KAYA, Z., SARI, N., GÖK, G., ÇAKMAK, İ., ALMACA, A., ERGÜN, B., ORTAKÇI, D., KÖSE, Ö., ERCAN, S., BOLAT, H., Doğal Bir Gübre Olan Mikoriza Uygulamasının Bitkisel Verim ve Mineral Gübre Tasarrufundaki Rolü ve Mikorizaya Bağımlılık Duyan Kültür Bitkilerinin Seleksiyonu, 96 K No lu Devlet Planlama Teşkilatı Projesi Sonuç Raporu, 299 S. ORTAŞ, İ., ve ORTAKÇI, D., Toprakta Uygun Sterilizasyon Yönteminin Belirlenmesi. Ç.Ü.Z.F. Dergisi, 22(2): OWEN, K.J., CLEWETT, T.G., THOMPSON, J.P., Pre-Cropping with Canola Decreased Pratylenchus Thornei Populations, Arbuscular Mycorrhizal Fungi, and Yield of Wheat. Crop and Pasture Science, 61: ÖKTEM, O.M., Tarsus Yöresinde Yetiştirilen Kışlık Kolza Çeşitleri ve Erusik Asit Miktarları. T.C. T.O.K.B. Köy Hizmetleri Gen. Müd. Tarsus Araş. Ens. Yayın No: 149. ÖZCAN, H., ve TABAN, S., 2000.VA-Mycorrhiza nın Alkalin ve Asit Toprakta Yetiştirilen Mısır Bitkisinin Gelişimi ile Fosfor, Çinko, Demir, Bakır ve Mangan Konsantrasyonları Üzerine Etkisi. Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 24: ÖZGÜVEN, M., Yağ Bitkileri. Kolza, Ayçiçeği, Hintyağı. Ç.Ü. Zir. Fak. Ders Kitabı. No:47. S.1-77 Adana Kolza Yetiştiriciliği. TÜBİTAK-TARP yayınları, 26s. PALOMO, I.R., BAIONI, S.S., FIORETTI, M.N., BREVEDAN, R.E., Canola Under Water Deficiency in Southern Argentina. 10th International Rapeseed Congress, Canberra, Australia. Available at: PELLERIN, S., MOLLIER, A., MOREL, C., and PLENCHETTE, C., Effect of Incorporation of Brassica napus L. Residues in Soils on Mycorhhizal Fungus Colonisation of Roots and Phosphorus Uptake by Maize (Zea mays L.). Eurapean Journal of Agronomy, 26:

173 PLENCHETTE, C., FORTIN, J.A., and FURLAN, V., Growth-Responses of Several Plant-Species To Mycorrhizae in A Soil of Moderate P-Fertılıty.1. Mycorrhizal Dependency Under Field Conditions. Plant and Soil, 70; PLENCHETTE, C., FURLAN, V., and FORTIN, J.A., Response of Endomycorrhizal Plants Grown ın A Calcinatyed Montmorillonite Clay to Different Levels of Soluble Phosphorus. I. Effect On Growth and Mycorrhizal Development. Canadian Journal of Botany, 61: PRITCHARD, F.M., EAGLES, H.A., NORTON, R.M., SALISBURY, S.A., and NICOLAS, M., Environmental Effects on Seed Composition of Victorian Canola, Australian Journal of Experimental Agriculture, 40: RILLIG, M.C., CALDWELL, B.A., WÖSTEN, H.A.B., SOLLINS, P., Role of Proteins in Soil Carbon and Nitrogen Storage: Controls Onpersistence. Biogeochemistry, 85; ROBERT, M., AUGE, R.M., HEATHER, D., CARL, F., SAMS, E.A., GHAZALA, N., Hydraulic Conductance and Water Potential Gradients in Squash Leaves Showing Mycorrhiza-Induced Increases in Stomatal Conductance. Mycorrhiza, 18: ROBERTSON, M.J., HOLLAND, J.F., BAMBACH, R., Canola Residues Do Not Reduce Establishment, Growth, and Yield of Following Summer Crops. Crop and Pasture Science, 60(7): RODRIGUEZ-ROMERO, A.S., AZCON, R., JAIZME-VEGA, M.D., Early Mycorrhization of Two Tropical Crops, Papaya (Carica Papaya L.) and Pineapple [Ananas Comosus (L.) Merr.], Reduces The Necessity of P Fertilization During The Nursery Stage. Fruits, 66(1):3-10. ROVIRA, A.D., and BOWEN, G.D,, The Use of Radiation-Sterilized Soil to Study The Ammonium Nutrition of Wheat. Australian Journal of Soil Research, 7;

174 RUIZ-LOZANO, J.M., Arbuscular Mycorrhizal Symbiosis and Alleviation of Osmotic Stress. New Perspectives For Molecular Studies. Mycorrhiza, 13, Online first published on April 11. RUMBERGER, A., MARSCHNER, P., Phenylethylisothiocyanate Concentration and Microbial Community Composition in the Rhizosphere of Canola. Soil Biology and Biochemistry, 35: RUNJIN, L., Effects of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizas and Phosphorus on Water Status and Growth of Apple. Journal of Plant Nutrıtion, 12: RYAN, M.H., and ANGUS, J.F., Arbuscular Mycorrhizae in Wheat and Feld Pea Crops on a Lowp Soil: Increased Zn-Uptake But No Increase in P-Uptake or Yield. Plant and Soil, 250: RYAN, M.H., NORTON, R.M., KIRKEGAARD, J.A., MCCORMICK, K.M., KNIGHTS, S.E., ANGUS, J.F., Increasing Mycorrhizal Colonisation Does Not Improve Growth and Nutrition of Wheat on Vertosols in South- Eastern Australia. Australian Journal of Agricultural Research, 53; RYAN, M.H., MCINERNEY, J.K., RECORD, I.R., ANGUS, J.F., Zinc Bioavailability in Wheat Grain in Relation to Phosphorus Fertiliser, Crop Sequence and Mycorrhizal Fungi. Journal of the Science of Food and Agriculture, 88: SACHAR-HILL, PFEFFER, P.E., DOUDS, D., OSMAN, S.F., DONER, L.W., and RATCLIFFE, R.G., Partitioning of Intermediary Carbon Metabolism in Vesicular-Arbuscular Mycorrhizal Leek. Plant Physiology, 108:7 15. SAĞLIKER, H., ve DARICI, C., Doğu Akdeniz Bölgesinde (Kadirli), Kurşunla Muamelel Edilmiş Turp (Raphanus sativus L. var radicula) Topraklarında Karbon ve Azot Minerilizasyonu. XVII. Ulusal Biyoloji Kongresi 3. Seksiyon Sözlü, Poster ve Serbest Bildiri Özetleri Haziran Çukurova Üniversitesi, Adana. SARWAR, M., KIRKEGAARD, J.A., WONG, P.T.W., DESMARCHELIER, J.M., Biofumigation Potentiala of Brassicas III.In vitro Toxicity of Isothiocyanates to soil-borne fungal Pathogens. Plant and Soil, 201:

175 SCHENCK, N. C., and PEREZ, Y., Manual For The Identification of Va Mycorrhizal Fungi. 3.Rd Edition. SCHENCK, N.C., and SCHRODER, V.N., Temperature Response of Endogone Mycorrhiza on Soybean Roots. Mycologia, 66: SCHREINER, R.P., and KOIDE R.T., 1993 a. Antifungal Compounds From The Roots of Mycotrophic and Non-Mycotrophic Plant Species. New Phytologist,123, b. Mustards, Mustard Oils and Mycorrhizas. New Phytologist, 123: SCHUSSLER, A., SCHWARZOTT, D., and WALKER, C., A New Fungal Phylum, the Glomeromycota: Phylogeny and Evolution, Mycological Research 105, SCHUSTER, W Deviation in fat content of different oil plants. I. Winter rape and sunflower. Field Crops Abst. 23 (1): 85. SCHWEIGER, P., ROBSON, A., BARROW, J., and ABBOTT, L., Root Hair Lenght Determines Beneficial Effects of A Glomus Sp. on Shoot Growth of Some Pasture Species. In Management of Mycorrhizas in Agriculture, Horticulture and Forestry. SEMERCİ, A., GAYTANCIOĞLU, O., KAYA, Y., SÜZER, S., ve AKIN, K., Trakya da Ayçiçeği Üreten Tarım İşletmelerinde Girdi Kullanımı ve Destekleme Politikalarının Etkinliğinin Araştırılması ( ) TAGEM/TA/05/02/01/002. SHAHIDI, F., Rapeseed and Canola :Global Production and Distibution Chapter 1, Grain Research Laboratory Quality of Canadian and Flaxseed Cargoes Crop Yearcargo Bulletin, No.260, Canada. SHANE, M.W., and LAMBERS, H., Cluster Roots: A Curiosity in Context. Plant and Soil, 274: SHARIF, M., and CLAASSEN, N., Action Mechanisms of Arbuscular Mycorrhizal Fungi in Phosphorus Uptake by Capsicum annuum L. Pedosphere, 21;

176 SIEVERDING, E., Vesicular-Arbusculer Mycorrhiza Management in Tropical Agrosystems. Technical Co-Operation- Federal Republic of Germany. SIKORA, R.A., Management of the Antagonistic Potential in Agricultural Control of Plant Parasitic Nematodes. Annual. Review Phytopathology, 30: SIMPSON, D., and DAFT, M.J., Spore Production and Mycorrhizal Development in Various Tropical Crop Hosts Indicted with Glomus Clarum. Plant and Soil, 121: SINGH, C., SHARMA, A.K., And JOHRI, B.N., Host Genotype Determines The Impact of Soil Phosphorus On Arbuscular Mycorrhizal Symbiosis in Maize (Zea Mays L.). Symbiosis, 33: SMITH, P.F., Leaf Analysis of Citrus. in: Nutrition of Fruit Crops: Tropical, Sub-Tropical, Temperate Tree and Small Fruits. N. F. Childers, ed. Somerset Pres, N.J., Pages SMITH, S., and READ, D.J., Mycorrhizal Symbiosis. Second Edition. Academic Press. London. SMITH, S., and READ, D.J., 2008: Mycorrhizal Symbiosis. Academic Press, San Diego, CA. SMITH, S.E., and SMITH, F.A., Roles of Arbuscular Mycorrhizas in Plant Nutrition and Growth: New Paradigms From Cellular To Ecosytems Scales. Annual Review of Plant Biology, 62: SMITH, S.E., JAKOBSEN, I., GRONLUND, M., and SMITH, F.A., Roles of Arbuscular Mycorrhizas in Plant Phosphorus Nutrition: Interactions between Pathways of Phosphorus Uptake in Arbuscular Mycorrhizal Roots Have Important Implications for Understanding and Manipulating Plant Phosphorus Acquisition. Plant Physiology, 156(3): SMITH, S.E., ROBSON, A., and ABBOTT, L.K., The Involvement Of Mycorrhizas in Assessment of Genetically Dependent Efficiency of Nutrient Uptake And Use. Plant and Soil, 146:

177 SURI, V.K., CHOUDHARY, A.K., CHANDER, G., and VERMA, T.S., Influence of Vesicular Arbuscular Mycorrhizal Fungi and Applied Phosphorus on Root Colonization in Wheat and Plant Nutrient Dynamics in a Phosphorus-Deficient Acid Alfisol of Western Himalayas. Communıcatıons in Soil Science and Plant Analysis, 42(10): TAWARAYA, K., NAITO, M., and WAGATSUMA, T., Solubilization of Insoluble Inorganic Phosphate by Hyphal Exudates of Arbuscular Mycorrhizal Fungi. Journal of Plant Nutrition, 29: THALMANN, A., Über die mikrobielle Aktivitaet und ihre Beziehungen zur Fruchtbarkeitsmerkmalen einiger Ackerböden unter besonderer. Berücksichtigung der Dehydrogenase aktivitaet (TTC-Reduktion) Diss. Giessen (FRG). THOMPSON, J.P, Decline of Vesicular-Arbuscular Mycorrhizae in Long Fallow Disorder of Field Crops and its Expression in Phophorus Deficiency in Sunflower. Australian Journal of Agricultural Research, 38: THOMPSON, J.P., Soil Sterilization Methods to Show VA- Mycorrhizae Aid P and Zn Nutrition of Wheat in Vertisols. Soil Biology & Biochemistry, 22: THOMPSON, J.P., OWEN, K.J., and CLEWETT, T.G., Pre-Cropping with Canola Decreases Vesicular Arbuscular Mycorrhizas and Growth of Wheat in a Low Phosphorus Soil. Proceedings of the 2nd Australasian Soil Borne Disease Symposium. Lorne,Australia, pp TOPRAK-SU GN. MD., Seyhan Havzası Toprakları. Havza No.18, Raporlar Serisi 70, Toprak Su Genel Müdürlüğü Yayınları No:286. TOSUN, A., ve ÖZKAL, N., Kanola. Ankara Eczacılık Fakültesi Dergisi, 29(1): TUZCU, Ö., ÖZSAN, M., GAZEREL, Ö., and KAPLANKIRAN, M., Akdeniz Bölgesi Turunçgil Bahçelerinin Bitki Besin Maddeleri Bakımından Genel Durumu. I. Doğu Akdeniz Bölgesi. Ç.Ü. Z.F. Yıllığı. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU, Tarım İstatistikleri Özeti TÜİK Matbaası, Ankara, 114s. 156

178 VAN DER HEIJDEN, M.G.A., Arbuscular Mycorrhizal Fungi as a Determinant of Plant Diversity: in Search of Underlying Mechanisms and General Principles. In: van der Heijden MGA, Sanders IR (eds) Mycorrhizal Ecology. Springer, Berlin, pp VAN DER HEIJDEN, M.G.A., and HORTON, T.R., Socialism in Soil? The Importance of Mycorrhizal Fungal Networks for Facilitation in Natural Ecosystems. Journal of Ecology, 97: VESTBERG, M., SAARI, K., KUKKONEN, S., HURME, T., Mycotrophy of Crops in Rotation and Soil Amendment with Peat Influence the Abundance and Effectiveness of Indigenous Arbuscular Mycorrhizal Fungi In Field Soil. Mycorrhiza, 15: VIERHEILIG, H., BENNETT, R., KIDDLE, G., KALDORF, M., and LUDWIG- MULLER, J., Differences in Glucosinolate Patterns and Arbuscular Mycorrhizal Status of Glucosinolate-Containing Plant Species. New Phytologist, 146: VIERHEILING, H., OCAMPO, J.A., Effect of Isothiocyanates on Germination of Spores of G.mosseae. Soil Biology and Biochemistry, 22: VIVEKANANDAN, M., and FIXEN, P.E., Cropping Systems Effects on Mycorrhizal Colonization, Early Growth, and Phosphorus Uptake of Maize. Soil Science Society of America Journal, 55: VOSÁTKA, M., BATKHUUGYIN, E., ALBRECHTOVÁ, J., Response of Three Arbuscular Mycorrhizal Fungi to Simulated Acid Rain and Aluminium Stress. Biologia. Plantarum, 42, WALLSGROVE, R.M., DOUGHTY, K.J., BENNETT, R.N., Glucosinolates. in: Singh BJ, Ed. Plant Amino Acids. Biochemistry and Biotechnology. New York, USA: Marcel Dekker, WALSH, L.M., and BEATON, J.D., Soil Testing and Plant Analysis. Soil Science Society Of Amerıca Journal, Inc. Madison, Wisconsin, USA. 157

179 WANG, Z., SHEN, J., and ZHANG, F., Cluster-Root Formation, Carboxylate Exudation and Proton Release of Lupinus Pilosus Murr. As Affected by Medium ph and P Deficiency. Plant and Soil, 287: WANNIARACHCHI, S.D., and VORONEY, R.P., Phytotoxicity of Canola Residues: Release of Water Soluble Phytotoxins. Canadian Journal of Soil Science, 77: WILCOX, H.E., Mycorrhizae. In: Plant Roots: The Hidden Half - Second Edition. Waisel, Y. Eshel, A & Kafkafi, U. (eds.) Marcel Decker, Inc. YAN, F., ZHU, Y.Y., MULLER, C., ZÖRB, C., and SCHUBERT, S., Adaptation of H + Pumping And Plasma Membrane H + Atpase Activity in Proteoid Roots of White Lupin Under Phosphate Deficiency. Plant Physiology, 129: ZUKALOVA, H., VASAK, J., and PREININGEROVA, J., Oil Contenet of Winter Rape (Brassica napus L.) in Relation to Agronomic Techiques and Growing Regions. Field Crop Abst King J.R., Mcneilly, T., Thurman, D.A Variation in ther Protein Content of Single Seeds of Four Varieties of Oilseed Rape. Journal of the Science of Food and Agriculture, 28(2):

180 ÖZGEÇMİŞ 25/02/1977 yılında Kahramanmaraş da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri de tamamladı yılında başladığı Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü nden 1999 yılında mezun oldu ve 2000 yılında Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim dalında yüksek lisans programına başladı. Aynı yıl araştırma görevlisi olarak atandı yılında aynı bölümde doktora çalışmasına başladı. Evli ve bir çocuk babasıdır. 159

181 EKLER 160

182 161

183 162

184 163

185 164

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini elemeye yönelik bazı bitki

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler.

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. RİZOSFER-Besin maddeleri ve kök salgıları bakımından zengindir. Kökler, H+ ve HCO3- (ve CO2) salgılayarak ph yı, O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. Düşük molekül

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı (1. Tahmin Sonuçlarına göre) Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 26/08/2011 tarihinde

Detaylı

Dr Muhlis İlter AĞDAĞ ÇİMSAN Teknik Müdürü

Dr Muhlis İlter AĞDAĞ ÇİMSAN Teknik Müdürü Dr Muhlis İlter AĞDAĞ ÇİMSAN Teknik Müdürü Kolza şalgama benzeyen tek yıllık bir serin sezon bitkisidir. B. oleracea (lahana grubu sebzeler) ve B. rapa Linnaeus (hardal ve şalgam grubu)'un sponton melezlenmesinden

Detaylı

üretimi mümkündür. Biodizel, bir birim petrol yakıtı için kullanılan enerjiyle 3.2 birim biodizel üretilebilmektedir.

üretimi mümkündür. Biodizel, bir birim petrol yakıtı için kullanılan enerjiyle 3.2 birim biodizel üretilebilmektedir. İnsanoğlu yüzyıllardır, enerjinin tabii unsurlarından olan petrol ve doğalgazla hayatını idame ettirmeye çalışmıştır. Günümüzde, büyük savaşlara neden olan petrolün, bilim adamlarının yapmış olduğu hesaplamaya

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2010 Yılı Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 25/03/2011 tarihinde açıklanan, 2010 yılı Bitkisel

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Umudumuz Biodizel!

AR& GE BÜLTEN. Umudumuz Biodizel! Umudumuz Biodizel! Pınar ELMAS Günlük hayatımızda enerji ihtiyacımızı karşılayan klasik enerji kaynaklarının birçoğunun, yakın gelecekte artan ihtiyacı ve gelişen teknolojiyi beslemekte yetersiz kalacağı

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü KARE Mühendislik Çevre Teknolojileri Sanayi ve Tic. A.Ş. A.O.S.B. 23. Cadde no:28 ADANA /TURKEY Tel: +90 322 394 4464 E-mail: ahmet48@yahoo.com Web:www.kareeng.com

Detaylı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:

Detaylı

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ BİYOKÜTLE SEKTÖRÜ Türkiye birincil enerji tüketimi 2012 yılında 121 milyon TEP e ulaşmış ve bu rakamın yüzde 82 si ithalat yoluyla karşılanmıştır. Bununla birlikte,

Detaylı

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE AİLESİNİN YENİ ÜYELERİ Organomineral Taban ve Üst Gübreleri 2-4 mm Granül (50 kg) 2>3 SF. INDEX İÇİNDEKİLER 2016 01 02 03 04 05 5.0.30+(40So3) NK HARMANLANMIȘ GÜBRE Potasyum

Detaylı

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ Yağ Hammaddeleri İklim ve toprak koşullarının uygun olması nedeni ile ülkemizde ayçiçeği, pamuk tohumu (çiğit), susam, haşhaş, kanola (kolza), keten,

Detaylı

Prof.Dr.İlkay DELLAL

Prof.Dr.İlkay DELLAL TUSAF 2013 Buğday, Un, İklim Değişikliği ve Yeni Trendler Kongresi İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ENERJİ KISKACINDA TARIM ve GIDA SEKTÖRÜ Prof.Dr.İlkay DELLAL 9 Mart 2013, Antalya GÜNDEM 9 Mart 2013 1. GÜNEŞ (%40)

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Beslemede Balık Unu na Alternatif Yemler Bezelye Konsantresi Günümüzde balık yemi formülasyonlarında yaygın olarak kullanılan yukarıda adı geçen bitkisel

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

Antepfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme Antepfıstığında Gübreleme Tam verime çok geç yatan (8-10 yıl) antepfıstığı uzun ömürlü bir meyve ağacıdır. Hiçbir meyve ağacının yetiştirilemediği kıraç, taşlık ve kayalık arazilerde bile yetişebilmektedir.

Detaylı

1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi. 3. Biyodizel Üretim Aşaması. 4. Dünyada Biyodizel. 5. Türkiyede Biyodizel

1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi. 3. Biyodizel Üretim Aşaması. 4. Dünyada Biyodizel. 5. Türkiyede Biyodizel SİNEM ÖZCAN 1. Biyodizel Nedir? 2. Biyodizel in Tarihsel Gelişimi 3. Biyodizel Üretim Aşaması 4. Dünyada Biyodizel 5. Türkiyede Biyodizel 6. Biyodizel in Çevresel Özellikleri & Faydaları 7. Çeşitli Biyodizel

Detaylı

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi Eco new farmers Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi Modül 2 Toprak ve Besin Döngüsü Bölüm 2 Bitki / Toprak sistemi www.econewfarmers.eu 1. Giriş Topraktaki besin arzı ile talebi

Detaylı

Çizelge-1. Türkiye de Yağlık ve Çerezlik Ayçiçeği Ekim Alanı-Üretim-Verim

Çizelge-1. Türkiye de Yağlık ve Çerezlik Ayçiçeği Ekim Alanı-Üretim-Verim AYÇİÇEĞİ RAPOR-2018 Ülkemizde ekimi ve üretimi en fazla yapılan yağlı tohum bitkisi ayçiçeğidir. Adaptasyon kabiliyetinin yüksek olması, kuru ve sulu koşullarda yetiştirilebilmesi, ekiminden hasadına kadar

Detaylı

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE

Detaylı

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir.

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir. Kök Salgıları Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % 30-60 ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir. Mekanik zararlanma, havasızlık, kuraklık ve besin maddesi

Detaylı

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE TAŞINIMI Su, mineral elementler ve küçük molekül ağırlıklı organik bileşiklerin bitkilerde uzun mesafe taşınımları ksilem ve floemde gerçekleşir. Ksilemde

Detaylı

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale Biga (Çanakkale)( ilçesi tarım m alanlarının selenyum durumu Nuray Mücellâ M Müftüoğlu Cafer TürkmenT ÇOMÜ,, Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale 1-33 Ekim 2013 Bişkek KırgK

Detaylı

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ 8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİ GELİŞMESİNİ KONTROL EDEN ETMENLER IŞIK TOPRAK (durak yeri) ISI HAVA SU BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİLER İÇİN MUTLAK GEREKLİ ELEMENTLER MUTLAK GEREKLİ

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

AYÇİÇEĞİ VE YAĞLI TOHUMLAR POLİTİKASI

AYÇİÇEĞİ VE YAĞLI TOHUMLAR POLİTİKASI AYÇİÇEĞİ VE YAĞLI TOHUMLAR POLİTİKASI Türkiye de tarımı yapılan yağlı tohumlar; ayçiçeği, çiğit, susam, kolza, soya, yerfıstığı ve haşhaştır. Ancak bu yağ bitkileri içerisinde tohumundan ortalama % 38-50

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DOĞU Kemalettin ARVAS

Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DOĞU Kemalettin ARVAS KIZARTILMIŞ ATIK YAĞ, YEMEKLİK KATI YAĞDAN ve ZEYTİNYAĞINDAN BİYDİZEL YAPIMI Grup:İcat Çıkartma Mahmut KARADAĞ Adem DĞU Kemalettin ARVAS Bilim, gerçeği bilmektir. BİYDİZEL NEDİR? Biyodizel, yağlı tohum

Detaylı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 5. Ulusal Atatürk Bitki Çay ve Besleme Bahçe Kültürleri ve Gübre

Detaylı

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır Fosfor alımı ve taşınımı Kök hücreleri ve > Bitkide Fosfor ksilem özsuyunun P kapsamı > toprak çözeltisinin P kapsamı (100-1000 kat) P alımı aktif alım şeklinde gerçekleşir Aktif alım açısından bitki tür

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR Gözde SEVİLMİŞ Giderek artan nüfusa paralel olarak gıda maddeleri tüketimi ve dolayısıyla bitkisel yağ tüketimi artmaktadır. Diğer yandan artan gıda

Detaylı

BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI. Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi

BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI. Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi BİYOYAKITLAR ve ENERJİ TARIMI Prof. Dr. Fikret AKINERDEM Yrd. Doç. Dr. Özden ÖZTÜRK S.Ü. Ziraat Fakültesi ENERJİ TARIMI VE ÜLKE GERÇEĞİ Canlılığın vazgeçilmezleri; enerji ve tarım: Devletin-varlığın, Bağımsızlığın,

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara Technical Assistance for Developed Analytical Basis for Formulating Strategies and Actions towards Low Carbon Development Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi

Detaylı

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI 12.01.2016 Salı

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI 12.01.2016 Salı Serin İklim Sebzeleri BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI Botanik Matematik Fizik Kimya Bahçe Bit. Fizyolojisi Proje Haz. Tek. Türkiye Meyveciliği Genel Meyvecilik Genel Bağcılık

Detaylı

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller NPK GÜBRE SERİSİ Techfert serisi bitkinin çeşitli dönemlerdeki ihtiyaçları göz önüne alınarak 7 farklı formülasyonda üretilmiştir. Her formülasyon dengeli besin içeriğine sahiptir. EC ve ph değerleri sayesinde

Detaylı

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM ÇELTİK DOSYASI Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür.

Detaylı

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Âlim Çağlayan 1 Ertan Demoğlu 1 Besinlerin rolü Yeterli bir gübreleme programı sadece bütün besinlerin temel görevleri açık bir

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU

2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU 2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU AYLAR HAFTALAR EYLEM VE ETKİNLİKLER 2 Okullarda Orman projesini

Detaylı

BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ/ÜYELERİ

BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ/ÜYELERİ DERSİN ADI DERSİN KODU DERSİN TÜRÜ DERSİN DÖNEMİ DERSİN KREDİSİ BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİN VERİLDİĞİ Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Anabilim Dalı:

Detaylı

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY Güney Amerika kökenli bir bitki olan patates

Detaylı

organik gübre

organik gübre www.multiponi.com MultiPoni gübre, standart kimyasal gübrelere kıyasla bitki beslemesini, tabiatın yöntemleriyle gerçekleştirir ve toprak yapısını zenginleştirerek dengeler. Mikroorganizmalar, MultiPoni

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU

Detaylı

BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü

BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü DERSİN ADI DERSİN KODU DERSİN TÜRÜ DERSİN DÖNEMİ DERSİN KREDİSİ DERSİN VERİLDİĞİ BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Anabilim Dalı: AKTS: 4 DERSİ VEREN

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi?

ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi? TÜRKİYE 12. GIDA KONGRESİ, 5-7 EKİM 2016 EDİRNE ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi? Ayşe Avcı arya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, 54187, Serdivan

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6 İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6 2. GÜBRE-ÜRÜN İLİŞKİSİ...9 KAYNAKÇA...19 3. GÜBRE-ÇEVRE İLİŞKİSİ...23 3.1. Azotlu Gübrelerin

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAV PROGRAMI

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAV PROGRAMI BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAV PROGRAMI Botanik Bahçe Bitkileri Fizyolojisi Proje Hazırlama Tekniği Kimya (ZF306 ) Matematik Toprak Bilgisi (ZF 302) Sert Kabuklu Meyveler (306) Sebze

Detaylı

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Toprak isteği bakımından iyi havalanabilen pulluk tabanı olmayan (geçirimsiz toprak tabakası), derin yapılı,tınlı,killi tın ve kumlu tın gibi topraklarda iyi

Detaylı

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ Tüketicinin dikkate aldığı faktörler: Bu kalite bileşenleri tüketici talepleri ile ilişkilidir. Bunlar fiziksel faktörler (tohumun görünüşü, rengi, kokusu,

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

Not: Programda belirtilmeyen dersler var ise öğretim üyesi ile temasa geçilmelidir.

Not: Programda belirtilmeyen dersler var ise öğretim üyesi ile temasa geçilmelidir. BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI SINAV PROGRAMI Matematik Botanik (ZF306 ) Bahçe Bitkilerine Giriş Fizik Toprak Bilgisi Sebze Tohumculuğu Genel Meyvecilik Bahçe Bitkilerinde Hasat ve Muhafaza I I Genel

Detaylı

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO BAKLİYAT DOSYASI Dünya üzerinde tarımı çok eski yıllardan beri yapılmakta olan yemeklik dane baklagillerin diğer bir deyişle bakliyat ürünlerinin insan beslenmesinde bitkisel kaynaklı protein gereksiniminin

Detaylı

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9

Detaylı

Pamukta Muhafaza Islahı

Pamukta Muhafaza Islahı Güven BORZAN DOĞU AKDENİZ GEÇİT KUŞAĞI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ Bitkisel üretim; toprak, su,iklim gibi doğal kaynaklar ile kimyasal ve organik gübreler, pestisit, tarım makineleri, tohum

Detaylı

Ekonomik Rapor Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( )

Ekonomik Rapor Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( ) Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( ) Cari Fiyatlarla (2) Sabit (1998 Yılı) Fiyatlarla Değişim ABD Doları ($) Değişim Türk Lirası ( ) Değişim 2009

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Işık Enerjisinin Kimyasal Enerjiye Dönüştürülmesi Fotosentez, karbon (C), oksijen (O) ve hidrojen (H) atomlarını

Detaylı

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU TERRA FARM ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ÜRÜNLERİN ORAN VE İÇERİK BİLGİLERİ BİR SONRAKİ SAYFADA VERİLMİŞTİR. Verilen değerler ürünlerimizde bulunan minimum değerlerdir Ürün İçerik Toplam

Detaylı

Trigliserid : Bitkisel Yağ Alkol : Metanol, Etanol, Bütanol, Katalizör : Asit ve Baz Katalizörler Ester : Biyodizel Gliserin : Yan Ürün

Trigliserid : Bitkisel Yağ Alkol : Metanol, Etanol, Bütanol, Katalizör : Asit ve Baz Katalizörler Ester : Biyodizel Gliserin : Yan Ürün BİYODİZEL BİYODİZEL NEDİR? Kolza (kanola), ayçiçek, soya, aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen bitkisel yağların veya hayvansal yağların bir katalizatör eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ENERJİ Artan nüfus ile birlikte insanların rahat ve konforlu şartlarda yaşama arzuları enerji talebini sürekli olarak artırmaktadır. Artan enerji talebini, rezervleri sınırlı

Detaylı

Son Yıllarda Ülkemiz Aspir ve Kolza Üretimindeki Gelişmeler

Son Yıllarda Ülkemiz Aspir ve Kolza Üretimindeki Gelişmeler Tarla Bitkileri Merkez Tarla Araştırma Bitkileri Merkez Enstitüsü Araştırma Dergisi, Enstitüsü 2009, Cilt: Dergisi, 18 Sayı: 2009, 1-2 18 (1-2):43-47 Derleme (Review) Son da Ülkemiz Aspir ve Kolza Üretimindeki

Detaylı

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ Burhan KARA Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-Isparta Giriş İletişim: burhankara@sdu.edu.tr, Tel: 0246 211

Detaylı

~_. TUBITAK. TÜRKiYE TARLA BiifıKiLERi ONGRESi 12-15 Eylül 2011 BURSA. CiLT II

~_. TUBITAK. TÜRKiYE TARLA BiifıKiLERi ONGRESi 12-15 Eylül 2011 BURSA. CiLT II ~_. ~ TÜRKiYE TARLA BiifıKiLERi ONGRESi 12-15 Eylül 2011 BURSA CiLT II TUBITAK Ankara Ekolojik Koşullarında Uçucu Yağ Parametrelerinin Kültüre Alınan Satureja hortensis L. Türünün Verim ve Araştırılması

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

2015 Ayçiçeği Raporu

2015 Ayçiçeği Raporu 2015 Ayçiçeği Raporu İçindekiler 1.AYÇİÇEĞİ EKİM ALANI... 2 1.1. Türkiye de Ayçiçeği Ekim Alanı... 2 1.2. TR83 Bölgesinde Ayçiçeği Ekim Alanı... 5 1.3. Samsun da Ayçiçeği Ekim Alanı... 6 1.3.1. Samsun

Detaylı

Tarım Sektörü. Erdinç Ersoy, Kıdemsiz Tarım Sektörü Uzmanı

Tarım Sektörü. Erdinç Ersoy, Kıdemsiz Tarım Sektörü Uzmanı Tarım Sektörü Erdinç Ersoy, Kıdemsiz Tarım Sektörü Uzmanı 2 nd November 2017, Holiday Inn, Çukurambar- Ankara 2 Kasım 2017, Holiday Inn, Çukurambar- Ankara Milyon ton CO2-eq Tarım Sektörünün Türkiye deki

Detaylı

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME (MARUL- ISPANAK- LAHANA) İnsan beslenmesinde büyük önemi olan sebzelerin yetiştirme teknikleri, ıslahı ve bitki koruma konularında ülkemizde bilimsel çalışmalar yapılmış

Detaylı

SERA TARIMI VE ÖNEMİ

SERA TARIMI VE ÖNEMİ 2015 SERA TARIMI VE ÖNEMİ Sera Tarımı ve Önemi 1 ÖNEMİ: Ülkemizde kırsal kesimde nüfusun tutulmasının en önemli sorunlarından biri toprak sermaye büyüklüğüdür. Nüfusun hızlı artması sonucu, gittikçe pazarlanan

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır.

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır. Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır. Yüzyıllarca evlerde biyoenerji,odun ve organik atıklardan gelen biyo kütle şeklinde kullanılmıştır.

Detaylı

TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ

TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ HAKAN ÇALEN GENEL MÜDÜR V. Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansı 2016 / İSTANBUL Türkiye yağlı tohum üretimi

Detaylı

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) 1 2 Püskürterek uygulama Bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerinin büyük

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2014 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2014 tarihinde 2014 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer

Detaylı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto-Zinc 15 Çinkonun Bitkilerdeki Fonksiyonu Çinko bitkilerde bulunan çoğu enzim sisteminde katalist olarak rol alır. Çinko içeren enzimler nişasta

Detaylı

Bio Verim HAKKIMIZDA. Misyonumuz. Vizyonumuz AR-GE. Sürdürülebilir Tarım. Organik Tarım. Verim & Kalite. Sağlıklı Yaşam

Bio Verim HAKKIMIZDA. Misyonumuz. Vizyonumuz AR-GE. Sürdürülebilir Tarım. Organik Tarım. Verim & Kalite. Sağlıklı Yaşam HAKKIMIZDA 2015 AR-GE Sürdürülebilir Tarım Organik Tarım Verim & Kalite Sağlıklı Yaşam Misyonumuz Tarımsal arazilerin doğal dengesini tekrar kazanması için her türlü tarım kültürüne uygun ve mevcut sorunların

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU Ağustos 2013, Adana Hazırlayanlar Sabahattin Yumuşak; Adana Güçbirliği Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sinem Özkan Başlamışlı; Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi

Detaylı