DOĞU TOROSLAR'DA ÇARPIŞMA SONRASI KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ GİRİŞ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DOĞU TOROSLAR'DA ÇARPIŞMA SONRASI KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ GİRİŞ"

Transkript

1 MTA Dergisi 109, 77-88, 1989 DOĞU TOROSLAR'DA ÇARPIŞMA SONRASI KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ Ergün AKAY* ÖZ.- Doğu Toroslar, kıta-kıta çarpışması sonrasında kratonik havzaların gelişmesine sahne olmuştur. Bu çarpışma süreci içinde kıta yaklaşım hızındaki değişiklikler kratonik havzaların evrimini etkilemiştir. Geç Eosendeki çarpışmadan sonra, kıta yaklaşım hızı etkisinin azalmasına bağlı olarak Oligosen transgresyonu başlamıştır. Orta-Geç Oligosendeki hafif süren yaklaşım hızı etkisi litosferik deformasyonla bazı çanakların ve yükselimlerin gelişmesine neden olmuştur. En Üst Oligosende yaklaşım hızı etkisinin daha da azalmasıyle yaygın Erken Miyosen transgresyonu gelişmiştir. Langiyende yaklaşım hızı etkisi birden artarak bölge tümüyle su üstüne çıkmıştır. Serravaliyen-Tortoniyende kısmen hafifleyen yaklaşım hızı etkisi denizel ve karasal transgresyonu geliştirmiştir. En Üst Tortoniyende yaklaşım hızının çok etkili olması, Anadolu'nun büyük ölçüde şekillenmesine neden olmuştur. Erken-Geç Pliyosende kısmen azalan yaklaşım hızı, karasal havza koşullarında çökelmeyi sağlamıştır. En Üst Pliyosende sıkışma hızı etkisi yine artmış, En Üst Tortoniyen fazındaki hatları yeniden oynatmıştır. Erken-Geç Pleyistosende kısmen hafif olan sıkışma sınırlı karasal çökelme koşullarını getirmiştir. Geç Pleyistosenden günümüze, sıkışma etkinliğinin artması da diri fayları çalıştırmaktadır. Post-Eosen havzaların bu evrim şeması, çarpışmanın Geç Eosenden beri süregeldiğini belgelemektedir. GİRİŞ Daha önce, Doğu Toroslar'ın yakın zaman jeodinamik evrimiyle ilgili bazı araştırmalar yapılmıştır (Baştuğ, 1980; Dewey ve diğerleri, 1986; Şaroğlu ve diğerleri, 1980; Şaroğlu, 1985; Şengör, 1980; Şengör ve Yılmaz, 1983; Y- Yılmaz ve diğerleri, 1987). Doğu Toroslar denildiğinde, Doğu Anadolu fayının doğusu ile Güneydoğu Anadolu bindirmesinin kuzeyinde kalan Toroslar anlaşılmaktadır. Ancak, Muş Tersiyer havzasında yapılan ayrıntılı stratigrafik ve tektonik çalışmanın (Akay ve diğerleri, 1989) sonuçlarıyle Doğu Toroslar'daki diğer eski incelemeler ve Toros dağları kuşağı ile ilgili Paleomanyetik veriler bir arada değerlendirildiğinde, Doğu Toroslar'ın post-eosen jeodinamik evriminin yeniden kurulması gereği duyulmuştur. DOĞU TOROSLAR'IN PRE-OLİGOSEN GENEL JEOLOJİ ÖZELLİKLERİ Doğu Toroslar'da farklı stratigrafik, litolojik, tektonik ve metamorfik özellikler sunabilen değişik üniteler, Oligosen öncesinde yan yana gelmiştir. Bunlardan Bitlis masifi, Mestrihtiyen öncesinde metamorfizma geçirmiş Paleozoyik-Mesozoyik yaşta kaya topluluklariyle Geç Kretasede yerleşmiş ofiyolit ünitesinden oluşmuştur (Baştuğ, 1980; Göncüoğlu ve Turhan, 1983; Çağlayan ve diğerleri, 1983). Diğer yandan masifin kuzey kesimi de yığışım prizmasından oluşmuştur (Şengör ve Yılmaz, 1983). Munzur dağlan, Triyastan Kampaniyene kadar uzanan bir dönemde çökelmiş platform tipi kaya topluluğundan oluşmuş olup, üzerinde Geç Kretasede yerleşmiş ofiyolitik melanj bulunmaktadır (Özgül ve Turşucu, 1983). öte yandan, yeşil şist özelliğinde olan Keban platformu, Permiyenden üst Kretaseye kadar uzanan bir dönemde çökelmiş kaya topluluğundan oluşmuştur (Özgül ve Turşucu, 1983; Yazgan, 1983). Malatya metamorfik platformu kaya topluluğu da, Keban metamorfik platformuna benzemektedir (Yazgan, 1983). POST-EOSEN JEODİNAMİK EVRİM Oligosenden günümüze kadar geçen tektonik olayları anlatmaya başlamadan önce, Eosen öncesinde- * Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi, Ankara.

2 78 Ergün AKAY ki ve sırasındaki bazı olaylara, bir göz atmakta yarar vardır. Şengör (1980), Güneydoğu Anadolu sütür zonunun, Orta Miyosen sırasındaki kıta-kıta çarpışmasına bağlı olarak oluştuğunu belirtmektedir. Ancak, diğer yandan Michard ve diğerleri (1985) bölgeyle ilgili iki hipotez öne sürmüştür. Birincisinde, Ecemiş fayının doğusunda kalan Toroslar'da kıta-kıta çarpışması En üst Kretasede oluşmuştur. Daha sonra, Eosene kadar, okyanusal kabuğun kalıntı dilimlerinin mantoya dalarak ergimesi, volkanizmaya neden olmuştur. Eosenden Orta Miyosene kadar, Arap kıtası kuzeye doğru Anatolidler'in altına dalmış ve buna bağlı olarak da volkanizma gelişmiştir. Günümüze kadar da kıta-kıta çarpışması sürmektedir. İkinci hipotezinde ise, Doğu Toroslar'da Eosene kadar kuzeye dalmakta olan okyanusal kabuğa bağlı olarak kalk alkalen volkanizma gelişmiştir. Daha sonra Miyosene kadar dönemde gelişen volkanizma, ya mantodaki okyanusal kabuğun kalıntı dilimlerinden ya da litosferin kıvrımlanmasına bağlı olarak ergimesinden dolayı gelişmiştir. Yukarıda bahsedildiği gibi, Doğu Toroslar'ın Oligosenden günümüze kadar pek belirgin olmayan jeodinamik evrimi, bölgedeki havzaların geometrisi, oluşma kapanma zamanı, deformasyon zamanı, volkanizma tipi ve zamanı değerlendirilerek, kurulmaya çalışılmıştır. En üst Eosen Geç Oligosen çökelme dönemi Muş Tersiyer havzasında (Akay ve diğerleri, 1989) bu döneme ait çökellerin (Şek. 1) en kalın olduğu yerde, altta yaklaşık 1000 m kalınlığında En Üst Eosen yaşındaki Ahlat formasyonunun akarsu çökelleri vardır. Onun üstünde uyumlu olarak yaklaşık 500 m kalınlığında Alt Oligosen yaşındaki Norkavak formasyonunun denizel tortulları bulunur. Onun üstünde de uyumlu olarak oturan, yaklaşık 3500 m kalınlığındaki dalga tabanının altında çökelmiş olan Orta-üst Oligosen yaşındaki Yazla formasyonu vardır. Yine bu havzanın doğusunda, alttaki Ahlat formasyonunun nehirsel çökellerinin kalınlığı pek bilinemezken (oldukça kalın olduğu tahmin edilmektedir), bunun üstüne uyumlu olarak 170 m kalınlığında Alt-Orta Oligosen yaşındaki Gerisor formasyonunun dalga tabanı içerisinde çökelmiş olan kireçtaşı tabakaları vardır. Bunun üstünde de, dalga tabanının altında çökelmiş Üst Oligosen yaşındaki Yazla formasyonunun 60 m kalınlığındaki çökelleri bulunmaktadır. Muş havzasının doğusuna doğru dalga tabanının altındaki çökellerin kalınlığı çok incelmektedir. Diğer yandan havzanın batısına doğru da tüm bu çökellerin oldukça inceldiği tahmin edilmektedir. Muş havzasının kuzeyindeki Hınıs havzasında (A. Yılmaz ve diğerleri, 1988), Muş havzasının En üst Eosen yaşındaki kırmızı nehirsel çökellerinin aynı olan birim 1200 m kalınlığındadır. Onun üzerinde geçişli olarak, Oligosen yaşında, üst seviyesi andezit arakatkılı, yaklaşık 300 m kalınlığındaki denizel çökeller bulunur. Palu yöresinde, altta detritiklerden, üstünde karbonatlardan oluşan Orta-üst Oligosen yaşındaki çökeller temel üzerinde açısal uyumsuzlukla oturmaktadır (Sirel ve diğerleri, 1975). Elazığ yöresinde, Alt-üst Oligosen yaşında kıta şelfi üzerinde çökelmiş karbonatlar, altındaki üst Eosen yaşlı denizel karbonatlarla geçişli olarak bulunmaktadır (Sirel ve Gündüz, 1979). Diğer yandan Kahramanmaraş Tersiyer havzasında, Alt-üst Oligosen yaşındaki denizel çökeller altındaki üst Eosen yaşlı denizel çökellerle geçiş sunmaktadır (Uysal ve diğerleri, 1985). Sonuçta, Kahramanmaraş havzasından Hınıs havzasına ya da daha kuzeydoğuya uzanan, aşağı yukarı bugünkü Doğu Anadolu fayı boyunca görülen, Oligosen yaşında çarpışma sonrası sınırlı bir kratonik havza var olmuştur. Muş Tersiyer havzasında (Akay ve diğerleri, 1989) Üst Oligosen yaşındaki Yazla formasyonunun denizel kiltaşı miltaşı tabakaları, Sergen formasyonunun riyolitik volkanitleriyle geçişlidir. Üstünde de Miyosen yaşındaki çökeller uyuşumsuzluk yüzeyiyle oturmaktadır (Şek. 1).

3 DOĞU TOROSLAR'DA KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ 79

4 80 Ergün AKAY Livermore ve Smith (1983) Anadolu'nun, Oligosen-Kuvaterner sırasında yaklaşık K-G doğrultuda sürekli sıkışmakta olduğunu belirtmiştir. Diğer yandan Dercourt ve diğerleri (1986) Eosen-Oligosen sınırında kıta yaklaşım hızının anîden azaldığını ve bu azlığın Oligosen boyunca da sürdüğüne söylemektedir. Geç Eosende yüksek olan kıta yaklaşım hızına bağlı olarak, Arap kıtası ile kuzey kıta yan yana gelmiş (Michard ve diğerleri, 1985) ve orojenik kuşak oluşmuştur. Daha sonra Geç Eosenden Erken Oligosenin sonuna kadar kıta yaklaşım hızı etkisinin düşmesi dönemine bağlı olarak, Muş Hınıs havzasındaki nehirsel çökeller ile üstündeki dalga tabanının içerisinde çökelmiş olan tortullar; Adilcevaz'daki nehirsel çökeller (Demirtaşlı ve Pisoni, 1965); Elazığ Palu yöresindeki şelf karbonatlan biriktirmiştir. Daha sonra sıkışma hızı etkisi Orta-Geç Oligosen sırasında yavaş ve sürekli olmuş, buna bağlı olarak da litosferik kıvrımlanmalar gelişmiştir. İşte Muş havzasında, dalga tabanının altında çökelmiş tortulların 30 km mesafede 3500 metreden 60 m kalınlığa düşmesi bu şekilde açıklanmaktadır. Havzalardaki çökeller deforme olmadan sıkışma sürerken, Geç Oligosene doğru litosfer önemli ölçüde deformasyona uğramıştır. Bu deformasyona bağlı olarak litosferin ergimesinden dolayı, Muş'taki riyolitik volkanitler (Akay ve diğerleri, 1989) Palu'daki kuvars porfirler (Sirel ve diğerleri, 1975), Hınıs'taki andezitik lavlar gelişmiştir. Diğer yandan Erken Geç Oligosen sırasında Elazığ Palu yöresinde şelf çökelimi koşulları, Adilcevaz yöresinde de nehirsel çökellerin birikimi (Demirtaşlı ve Pisoni, 1965) süregelmiştir. Bütün yukarıda anlatılan olaylar K-G doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak geliştiğine göre, bugün için bu sıkışma yönüne oblik duran Doğu Anadolu fayının da, o günden beri etkin olan bir kırık sisteminin, günümüze uzantısı olarak düşünülmesi mümkündür. Hatta, asıl hareketinin olasılıkla Geç Eosende olduğu düşünülen Ecemiş fayı (Akay ve Uysal, 1987) ile DAF nın atası olan fay, Geç Eosendeki çarpışmanın hemen ileri evresinde, birlikte aynı sistem içerisinde hareket etmiş olabilir. Bu sırada KAF nın yaklaşık doğu kesiminin uzantısında olan bir fayın, DAF nın eşlenik fayı olarak çalışmış olması olanaklıdır. Akitaniyen Burdigaliyen çökelme dönemi Erken Miyosen transgresyonu Anadolu'da çok geniş bir alanda görülmektedir. Muş havzasında (Akay ve diğerleri, 1989) Alt Miyosen yaşındaki Adilcevaz formasyonu (Şek. 1) altındaki Oligosen yaşındaki Yazla formasyonuyle yaklaşık Murat nehrinin doğusunda denizel koşullarda, batısında da karasal koşullarda geçiş göstermektedir. Karbonat ve kırıntılılardan oluşan Alt Miyosen litolojileri genellikle 1000 m kalınlıkta ve dalga tabanının içerisindeki koşullarda çökelmiş olup, altındaki Oligosen çökellerine göre regresif karakterdedir. Hınıs havzasında Alt Miyosen çökelleri bazen altındaki Oligosen yaştaki çökellerle geçiş gösterirken, bazen de temel üzerinde transgresif olarak bulunmaktadır (A. Yılmaz ve diğerleri, 1988). Adilcevaz yöresinde Adilcevaz formasyonu altındaki Ahlat formasyonunun kırmızı nehirsel çökelleriyle (Demirtaşlı ve Pisoni, 1965) geçişli olup 500 m kalınlığındadır. Elazığ Palu yöresinde Alt Miyosen çökelleri alttaki Oligosen yaştaki çökellerle geçişli şelf çökelleri şeklinde gözlenmektedir (Sirel ve diğerleri, 1975; Sirel ve Gündüz, 1979). Malatya'nın kuzeybatısında Alt Miyosen çökelleri üst Eosen çökelleri üzerinde açısal uyumsuzlukla oturmaktadır (Örçen, 1986). Kahramanmaraş havzasında da Oligosen yaşındaki çökellerle, Alt Miyosen yaşındaki çökeller geçişlidir (Uysal ve diğerleri, 1985). Van gölünün en kuzey kenarında temel üzerine transgresif olan, Akitaniyen ve Burdigaliyen yaşları alınan kireçtaşı ve kumtaşı tabakaları birkaç yüz metre kalınlığında olup, olasılıkla Alt Langiyene kadar yaş vermektedir (Gelati, 1975). Erken Miyosen transgresyonu yalnız bu bölgede değil Adana (Yalçın ve Görür, 1984), Antalya ve Beydağları havzasında (Akay ve diğerleri, 1985) da gözlenmektedir. Sonuçta var olan Oligosen yaşındaki çarpışma sonrası kratonik havzanın daha çok genişlediği ortaya çıkmaktadır. Havzaların Erken Miyosendeki bu genişlemesi, niçin ve hangi mekanizmaya bağlı olarak gelişmiştir?

5 DOĞU TOROSLAR'DA KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ 81 Bu dönemde denizel havzalarda regresif, karasal bölgelerde de transgresif regresif çökeller birikmiştir. Biliyoruz ki Oligosende sürekli yavaş sıkışmayla litosferik deformasyon gelişmiştir. Bu deformasyonu sağlayan kıta yaklaşım hızı etkisi En üst Oligosende pek çok azalarak (Dercourt ve diğerleri, 1986) Erken Miyosendeki olayları şekillendirmiştir. Buna bağlı olarak karasal yükselimler çökerek deniz ilerlemesine, çökelme havzalarının tabanı da yükselerek regresif koşulların gelişmesine neden olmuştur. Erken Miyosen havzalarında çökel kalınlıklarının aşağı yukarı homojen olması ve herhangi bir volkanik arakatkının bulunmaması, daha önce Dercourt ve diğerlerinin (1986) dediği gibi kıta yaklaşma hızı etkisinin bu dönemde çok az ya da sıfır olduğunun göstergesidir. Diğer yandan Erol'un (1983) tamamladığı D I aşınma yüzeyinin oluşumu bu döneme rastlamaktadır (Şek.l). Langiyen kıvrımlanma dönemi Van gölünün en kuzeyinde Miyosen çökelim dönemi olasılıkla Alt Langiyende kesilmektedir (Gelati, 1975). Muş havzasında (Akay ve diğerleri, 1989), Hınıs havzasında (A. Yılmaz ve diğerleri, 1988), Elazığ- Palu havzasında (Sirel ve diğerleri, 1975; Sirel ve Gündüz, 1975) Alt Miyosen sonunda; Kahramanmaraş havzasında da Orta Miyosende (Uysal ve diğerleri, 1985) çökelme dönemi sona ermektedir. Diğer yandan Beydağları havzasında da Alt Langiyen çökelleri üzerinde önemli ölçüde bir sürüklenim söz konusu olup (Akay ve diğerleri, 1985), bu zaman Doğu Toroslar'daki çökelme dönemi bitimine denk düşmektedir. Şarkışla- Gemerek dolayında ise Miyosenin karasal çökelme koşulları Orta Miyosenin alt seviyesinde kesilmektedir (Sümengen ve diğerleri, 1987). Bilican dağı Mus Bingöl arasında, genellikle andezitten oluşan Elçiler formasyonunun volkanitleri (Akay ve diğerleri, 1989) Alt Miyosen çökelme döneminden sonra oluşmuştur. Hınıs havzasında Alt Miyosen çökelleri, doğubatı uzantılı kıvrımlar sunmakta olup, üstüne de Pliyosen çökelleri açısal uyumsuzlukta oturmaktadır (A.Yılmaz ve diğerleri, 1988). Aynı durum Muş havzasında Çakırlı Yünören yöresinde gözlenmektedir (Akay ve diğerleri, 1989). Palu havzasında Alt Miyosen çökellerini etkileyen kıvrımlar KD-GB uzanımlı olup, bu çökellerin üzerine Pliyosen döneminin çökelleri açısal uyumsuzlukla gelmektedir (Sirel ve diğerleri, 1975). Misis Andırın havzasında, temele ait kayatürleri Orta Miyosen yaşındaki çökeller içerisine devasa bloklar şeklinde aktarılmıştır (N.Turhan, 1988, sözlü görüşme). Y.Yılmaz ve diğerleri (1988) Oligosen Erken Miyosenden Orta Miyosene kadar devam eden sürekli bir sıkışmanın Kahramanmaraş dolayındaki Miyosen havzasını kapattığını savunmaktadır. Eğer böyleyse kuzeydeki nap alanında gelişen regresif tabakalar daha yaşlı, güneydekiler ise de daha genç yaşta olmalıydı. Halbuki kuzeydeki nap bölgesinde regresif tabakalar en azından Orta Miyosen yaşındadır. Kahramanmaraş yöresindeki Miyosen havzasının da regresif tabakalan Orta Miyosen yaşındadır. Diğer yandan Andırın dolayındaki Alt Miyosen yaşındaki Aslantaş formasyonu ile Orta Miyosen yaşındaki Karataş formasyonu arasında uyumlu bir dokanak vardır. Bu da, bölgede, Orta Miyosen yaşındaki regresif tabakaların oluşumuna kadar önemli bir deformasyonun oluşmadığını gösterir. Şu halde Doğu Toroslar için Erken Miyosende düşük olduğu savunulan kıta yaklaşım hızı etkisinin burada da düşük ya da çok düşük olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde Kahramanmaraş dolayındaki Miyosen havzasının kapanması, Erken-Orta Miyosen sırasındaki sürekli gelişen olaylar zinciriyle değil de, tüm Anadolu'da izleri görülen Langiyen sıkışma dönemi sırasında olmuştur. Demek oluyorki, Erken Miyosen döneminde pek çok yavaş ya da sıfır olan kıta yaklaşım hızı etkisi, Langiyende birden çok önemli ölçüde artmış, buna bağlı olarak, bölgede litosfer deformasyona uğramış, dağarası havzalar oluşmuş ve Arap kıtası da kuzey kıtanın altına dalmaya zorlanmıştır. Bu nedenlerden dolayı da Elçiler formasyonu gibi andezitik volkanitler (Akay ve diğerleri, 1989) gelişmiştir. Şengör ve diğerlerinin (1985) Muş ovasının güney kenarında, sismik profile göre tanımladığı kuzeye doğru bindirmenin, Oligosen-Alt Miyosen çökellerini kestiği görülmekte-

6 82 Ergün AKAY dir. Bu bindirme Orta Miyosen fazında da hareket etmiş olmalıdır. Ayrıca kuzey-güney doğrultulu sıkışmaya oblik duran, Doğu Anadolu fayının atası olabilecek olan ve olasılıkla Oligosende hareket ettiği düşünülen kırık sistemi, bu zamanda da hareket etmiş olabilir. Serravaliyen Tortoniyen çökelme dönemi Langiyen sıkışma döneminden sonra, bölgede pek izlerine rastlanmayan, ancak civarda görülen bir rahatlama dönemi gelişmiştir. Buna bağlı olarak Van gölünün kuzeyinde Orta-Geç Miyosen denizel transgresyonu (Demirtaşlı ve Pisoni, 1965), Adıyaman yöresinde Tortoniyen denizel transgresyonu (Meriç, 1987), Misis Andırın havzasında Tortoniyen karasal-denizel transgresyonu (N.Turhan, 1988, sözlü görüşme), Adana havzasında Tortoniyen denizel transgresyonu (Yalçın ve Görür, 1984), İskenderun güney kesiminde Tortoniyen denizel transgresyonu (Y.Yılmaz ve diğerleri,1988) Şarkışla Gemerek havzasında Geç Miyosenin en altıyla başlayan karasal koşullarda bir transgresyon (Sümengen ve diğerleri, 1987), Antalya havzasında da Serravaliyen ve Tortoniyen sırasında denizel transgresyon (Akay ve diğerleri, 1985) gelişmiştir. Bu donem, bölgede daha önce var olan çarpışma sonrası denizel kratonik havza çökelme döneminden, dağarası havza çökelme dönemine geçişi temsil etmektedir. Diğer yandan Erol'un (1983) tanımladığı D II aşınım yüzeyinin oluşumu bu döneme rastlamaktadır (Şek.l). En üst Tortoniyen sıkışma dönemi Akay ve Uysal (1987) Antalya havzasındaki yaklaşık batıya doğru gelişen 11 km lik bindirmenin, Kuzey Anadolu fayı ile Doğu Anadolu fayının oluşumundan sonra bu iki fay arasındaki kısmın batıya hareketiyle gelişmiş olabileceğini öne sürmektedir. Bu nedenle En üst Tortoniyende kıta yaklaşım hızı etkisi Doğu Toroslar'da en çok olmuştur. Aynı anda Adana (Yalçın ve Görür, 1984), Misis-Andırın (N.Turhan, 1988, sözlü görüşme), Antalya (Akay ve Uysal, 1987) denizel kratonik basenleri ve Doğu Toroslar'daki dağarası havza çökelleri deforme olmuştur. Diğer yandan Şarkışla- Gemerek havzasındaki Geç Miyosen çökelleriyle Pliyosen çökellerinin geçişli olması (Sümengen ve diğerleri, 1987), bu faz sırasında bölgenin dağarası ya da gerilme havzası olarak korunmuş olduğunu göstermektedir. En Üst Tortoniyen fazının ilk evresinde bölge çevresiyle birlikte önce yaklaşık kuzey-güney doğrultulu sıkışma etkisinde kalmış ve sıkışmanın ileri evresinde de DAF yeniden hareket etmiş, KAF nın da bugünkü yay biçimi belirlenmiştir. Muş ovasının kuzey kenarında En Üst Pliyosen fazıyla gelişmiş bir bindirme vardır (Soytürk, 1973; Akay ve diğerleri, 1989). Bu bindirme olasılıkla En üst Tortoniyen fazıyla da hareket etmiştir. Çünkü bu bindirmenin altında bulunan Pliyosen çökellerinin alt seviyesi tamamen Oligosen yaşındaki litolojilerin çakıllarından oluşmuş olup, taşınma yönü de güneyi göstermektedir. Bu demektir ki, bugün için Muş ovasının kuzeyindeki yükselim En üst Pliyosen sıkışma dönemiyle oluşmuşsa, bundan önceki En üst Tortoniyen fazında da olasılı bir bindirme burada bir yükselim oluşturmuş ve Muş havzasının ilk olarak dağarası havza olarak gelişmesine neden olmuştur. Böylece bu yükselimden, güneydeki dağarası havzaya kırıntılılar gelmiştir. Daha sonra Pliyosen dönemi rahatlaması-sıkışma hızı etkisinin düşmesiyle, bu yükselimi aşan-örten ve altındaki tabakalarla uyumlu olan çökeller Bitlis masifinden kaynaklanarak çökelmiştir. Doğu Toroslar'da daha başka bu tip havzalar gelişmiş olmalıdır. Diğer yandan Bitlis masifinin kuzey kenarında gömülü olarak belirlenen, Langiyen sıkışma döneminde hareket ettiği düşünülen fay da, bu dönemde esas olarak hareket etmiş olabilir. Ayrıca, Langiyen döneminde belirlenen yapılar bu dönemde de tekrar deformasyon geçirmiştir. Erken Geç Pliyosen çökelme dönemi En Üst Tortoniyendeki kıta yaklaşım hızı etkisinin anîden azalmasına ya da bazı bölgelerde terslenmesine bağlı olarak, çöken bölgelerde Solhan formasyonunun andezitik bazaltik volkanitleriyle Zırnak formasyonunun karasal çökelleri birlikte depolanmıştır (Şek. 1). Muş Pliyosen havzasında bunlar yanal geçişlidir (Akay ve diğerleri, 1989). Daha önce Geç Miyosen yaşında yorumlanan Solhan formasyonu ile bunun

7 DOĞU TOROSLAR'DA KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ 83 hemen üstündeki bir dönemin volkanitleri kabul edilen Zırnak formasyonunun volkanitleri (Y.Yılmaz ve diğerleri, 1987) her iki volkanitlerle yanal geçişli olan tortullardan alınan Erken ve Geç Pliyosen yaşma göre, aynı dönemin volkanitleridir. Hınıs (A.Yılmaz ve diğerleri, 1988) Muş havzasında (Akay ve diğerleri, 1989) Erken ve Geç Pliyosen yaşları alınmıştır. Y.Yılmaz ve diğerleri (1987), Solhan formasyonunun neomagmatik dönemin ilk ürünleri olduğunu, ondan sonra da sırayla Zırnak formasyonunun volkanitleri ve Sergen riyolitinin geliştiğini belirtmektedir. Solhan'la Zırnak formasyonu volkanitlerinin yaşıt olmasından ve Sergen formasyonunun riyolitik magmatizmasının Oligosen yaşında olmasından dolayı, neomagmatizma döneminin gerekmektedir. yeniden gözden geçirilmesi Mus Hınıs havzasında Alt Pliyosenin altından Üst Pliyosenin üstüne kadar deformasyon geçirmemiş bir çökelme dönemi söz konusudur. Bu durum Barka'- nın (1987) KAF nın Erken Pliyosende en büyük hareket geçirdiği varsayımını çürütmektedir. Aksine fayı oluşturan kuvvetin kalkmasına ya da çok azalmasına bağlı olarak, fayın ters olarak biraz hareket etmiş olması mümkündür. Diğer yandan Adana havzasında (Yalçın ve Görür, 1984) ve Antalya havzasında (Akay ve diğerleri, 1985) da aynı dönemin denizel transgresyonunun gözlenmesi, rahatlamayla birlikte bölgesel bir olayın meydana geldiğini desteklemektedir. Muş ovasının güneyindeki Bitlis dağlarında Atalay (1983), farklı seviyelerde üç ayrı aşınma yüzeyinden söz etmektedir. Oligo Miyosende oluşan 2250 m ve Miyo Pliyosende oluşan metredeki aşınma yüzeyleri jeomorfoloji haritasında tek aşınma yüzeyi olarak gösterilmiştir. Halbuki Muş ovasınınbatı kenarının güneyindeki 2100 m yüksekliğindeki Kozmadağını Pliyosen yaşındaki Solhan formasyonu oluşturmaktadır (Akay ve diğerleri, 1989). Bu yükseklik aşağı yukarı, yukarıdaki bahsedilen her iki aşınma yüzeyine denk düşmektedir. Bu nedenle her iki aşınma yüzeyi gelişimi Pliyosende olmuştur (Şek. 1). Bu yüzeyin korrelan depoları da Pliyosen havzasının çökelleridir (Şek. 1). Diğer yandan Erol'un (1983) tamamladığı D III aşınım yüzeyinin oluşumu bu döneme rastlamaktadır. En üst Pliyosen sıkışma dönemi Bu dönemin izleri Bitlis dağlarının kuzeyindeki havzalarda görülmektedir. Muş havzasında yaklaşık GD-KB doğrultusunda uzanan bindirme ve kıvrımlanmalar gelişmiştir (Akay ve diğerleri, 1989). Daha önce değinildiği gibi Muş ovası yöresi, önceki En Üst Tortoniyen dönemde sıkışmayla dağarası havza olarak şekillenmiştir. Sonra, Pliyosen çökelme dönemindeki çökmeyle, dağarası havzanın kuzeyindeki yükselimler de çökmüş ve çökelme havzasına iştirak etmiştir. En Üst Pliyosen fazında ovanın kuzeyindeki bindirmeyle tekrar dağarası havza şekillenmiştir (Akay ve diğerleri, 1989). Ovanın güney kenarının en batısında, Pliyosen çökelleri 10 ile kuzeye eğimli olarak bulunmaktadır. Doğuya doğru, bu tabakaların eğimleri daha da artmaktadır. Diğer yandan, ovanın güney kenarı boyunca gömülü olarak bulunan, Langiyen sıkışma döneminde az, En Üst Tortoniyen döneminde daha çok hareket etmiş olabileceği düşünülen fay bu sırada da, ovanın batısındaki tabakaları etkileyemeyecek şekilde biraz kuzeye doğru bindirmiş olabilir. Öte yandan bölgenin kuzeyine doğru, Hınıs havzasında Zırnak'ın doğu kesiminde kıvrım eksenleri KD-GB gidişli iken, Zırnak'ın batı kesiminde KB-GD ya dönüş göstermektedir (K. Sulu, 1988, sözlü görüşme). Bölgede, K-G doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak gelişen K-G uzanımlı çatlaklardan çıktığı öne sürülen (Şaroğlu ve diğerleri, 1980; Güner, 1984) Nemrut, Süphan, Tendürek, Ağrı gibi yanardağlar KD-GB uzanan bir çizgi üzerinde bulunmaktadır. Bu çizgi, olasılıkla En üst Pliyosen sıkışma döneminde gelişmiş bir kırık olup, yukarıdaki volkanların gelişmesine neden olmuştur. Diğer yandan Şaroğlu ve Yılmaz (1987), Zırnak formasyonundaki Erken Pliyosen yaşına göre, bu for-

8 84 Ergün AKAY masyonu kesen DAF ile KAF nın Geç Pliyosende oluştuğunu belirtir. Muş havzasında Pliyosen havzasının regresif tabakalarından Geç Pliyosenin ortası yaşı alınmıştır (Akay ve diğerleri, 1989). Aynı şekilde Antalya havzasında da Pliyosen dönemi çökellerinin regresif tabakalarından Geç Pliyosenin ortası yaşı alınmıştır (Akay ve diğerleri, 1985). Şu halde bu orojenik faz Anadolu'nun her yerinde eşzamanlı olup, En üst Pliyosende gelişmiştir. - Antalya havzasında En Üst Tortoniyen fazında batıya 11 km lik bindirme vardır. Halbuki Pliyosen tabakaları en çok 40 eğimli olup, genellikle 5 10 eğimlidir (Akay ve Uysal, 1985). Eğer bu bölgede, En üst Tortoniyen ve En Üst Pliyosen fazları aynı yoldan deformasyon yaratmışsa, ki öyle olmalı, ilk faz ikinci fazdan en azından 11 kat daha etkin olmuştur. Bilican dağının batısında, 1: lik hava fotoğrafından çok iyi görülen 1550 m ile 1700 metreler arasında dört ayrı teras vardır metreden sonra bugünkü yamaç eğimi daha da artmaktadır. Bunlar, Doğu Anadolu'daki Pliyosen gölünün, En Üst Pliyosen deformasyonuna bağlı olarak geri çekilmesi sırasında oluşmuştur. Diğer yandan Muş ovasının oldukça kuzeylerinde Pliyosen çökellerinin tabanı 1950 metreye kadar görülmektedir. Bu durum, bazı yerlerde çökellerin kalınlığı da hesaba katıldığında en azından metrelik yükselmelerin olduğunu göstermektedir. Doğu Toroslar ve civarı, hatta bütün Anadolu, bugünkü morfolojisini ve morfolojiyi etkileyen drenaj şekillerini En üst Pliyosen sıkışma döneminden sonra kazanmaya başlamıştır. Diğer yandan Alt-üst Pliyosen çökelme döneminde gelişen aşınma yüzeyleri bölgenin yükselmesiyle oyulmuştur. Erken-Orta Pleyistosen çökelme dönemi En üst Pliyosen sıkışma döneminden sonra, Erken-Orta Pleyistosende, Erken Geç Pliyosen rahatlama döneminden daha az derecede öneme sahip bir rahatlama kıta yaklaşım hazı etkisinin azalması söz konusu olmuştur. Buna bağlı olarak, En Üst Pliyosen sıkışma döneminde gelişen dağarası havzaların daha da çökmesiyle Bulanık formasyonunun tortul kayaları depolanmıştır (Şek. 1). Muş ovasında bu çökellerin - üst seviyesinden Geç Pleyistosen yaşı alınmıştır (Akay ve diğerleri, 1989). Havza kenarlarında kaba litolojiler birikirken, ortalarda ise ince taneli çökeller depolanmıştır. En çok 200 m kalınlığında olup, genellikle kumtaşı miltaşı kiltaşı litolojisinden oluşmuştur. Alt ve üstündeki diğer çökelme dönemi depolarından farklı olarak kumtaşları bol beyaz küçük lamellibranş kırıntılı ve çapraz tabakalıdır. Bu çökelleri Hınıs Tutak Ağrı yöresine kadar gözlemek mümkündür (K. Sulu, 1988, sözlü görüşme). Nemrut Süphan Tendürek Ağrı yanardağlarını harekete geçiren, En üst Pliyosende oluşan KD-GB uzanımlı kırık bu dönemde de kısmen hareketli olmuş ve yanardağların yöresinde volkano tortulların gelişmesine neden olmuştur. Erol (1983), D IV aşınma yüzeyinin Erken Pleyistosende oluştuğunu belirtmektedir. Muş ovasının kuzeyinde bulunan m aşınım yüzeyi ile güneyindeki m aşınım yüzeyi (Atalay, 1983) Erken-Orta Pleyistosende oluşmuştur (Şek. 1). Ovanın kuzeyindeki aşınım yüzeyi bazen Nemrut volkanizmasının son ürünü olan ignimbrit-tüfitler (Özpeker, 1973) ile örtülüdür. Diğer yandan Bitlis vadisinin tabanında da aynı ignimbritler vardır. Bu vadi Geç Pleyistosenin ilk sıralarında oluşan ignimbritlerden (Akay ve diğerleri, 1989) önce oluşmuştur. Maxon (1936), eski Murat nehrinin uzantısı olarak düşündüğü Bitlis vadisi ve yöresinin Nemrut'un volkanitleriyle doldurulmasına bağlı olarak Van gölünün geliştiğini öne sürmüştür. Özpeker (1973), Şaroğlu ve Güner (1981), Güner (1984) bu görüşü desteklemektedir. Ancak bugün Bitlis vadisinin metamorfik kayalardan oluşan tabanının en yüksek yeri 1700 m kotundadır yıl öncesinde suyu olmayan Van havzasının (Wong ve Finslch, 1978) en çukur yeri 1200 m

9 DOĞU TOROSLAR'DA KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ 85 kotundadır. Muş ovasındaki Orta Pleyistosen dönemine ait menderesli nehir çökellerinin kotu da metredir. Geç Pleyistosenden günümüze gelişen sıkışma döneminin, bu yöredeki kayaların konumlarını pek bozmadığı değiştirmediği kabul edilirse, Muş ovasındaki Orta Pleyistosen menderesli nehirini ve bu sırada suyu olmayan Van havzasına kavuşan nehirleri Bitlis çayının boşaltması mümkün değildir. Yani Bitlis çayı Erken-Orta Pleyistosen çökelme döneminden önce, olasılıkla Erken Geç Pliyosende çalışmakta olan nehrin bugüne uzantısı olmalıdır. Muş ovası ile Van gölü havzası Şaroğlu ve Güner'in (1981) dediği gibi Pleyistosen tektoniğiyle olmayıp, önce En üst Tortoniyen tektoniğiyle oluşup bozulmuş, daha sonra da En üst Pliyosen sıkışma dönemiyle tekrar oluşmuş bir dağarası havza niteliğindedir. Nemrut volkanitleri ilk oluşmaya başladığında bu iki havza birleşik durumdaydı. Daha sonra da Nemrut volkanitleri bu iki havzayı birbirinden ayırmıştır. Erken-Orta Pleyistosen sırasında çökme çökeliminin olması, kıta yaklaşım hızı etkisinin biraz azalmış olduğunu göstermektedir. Bu sırada KAF ile DAF nın hareketi azalmış, durmuş ya da bir olasılıkla terslenmiş olabilir. Geç Pleyistosenden günümüze sıkışma dönemi Alt-Orta Pleyistosen çökellerinde önemli bir deformasyon gözlenmemiştir. Muş'tan Ağrı'ya kadarki alanda tabakalar 3 5 eğimli ya da yatay olarak gözlenmektedir. Ancak tabakaların dağlara yaslandığı yerlerde ye kadar eğimler gözlenmektedir (K.Sulu, 1988 sözlü görüşme). Diğer yandan Muş ovasına kavuşan Değirmen dere kenarında Bulanık formasyonuna ait çökelme döneminden sonra, dere 70 m derine kazılmıştır (Akay ve diğerleri, 1989). Yine Muş ovasına kavuşan Norkavak ve Çaksor dere kenarında Erken-Orta Pleyistosende gelişmiş aşınma yüzeyi üzerindeki tüfitlerin tabanı, dereler tarafından en çok 200 m oyulmuştur. Benzer oyulmalar Bitlis masifinin kuzey kenarında da görülmektedir. Diğer yandan Erol'un (1983) tanımladığı seki sistemleri bu dönemde gelişmiş olmalıdır. Bu demektir ki Erken-Orta Pleyistosendeki kısmî rahatlamadan sonra, kıta yaklaşım hız etkisi artmış, bölgenin biraz yükselmesine neden olmuş, ancak henüz etkili deformasyon oluşturmamıştır. Doğu Toroslar'daki bütün diri faylar bu döneme bağlı olarak hareket etmiştir. Ayrıca, yükselmeye bağlı biraz aşınmadan sonra Muşovası formasyonu (Akay ve diğerleri, 1989) gibi çökeller yörede dağarası havza çökelleri olarak depolanmıştır. Öte yandan En üst Pliyosende KD-GB ya uzanan kırıktan çıkmaya başlayan Nemrut ve diğer yanardağların yakın zaman volkanitlerinin çıkışı Şaroğlu ve diğerlerinin (1980) dediği gibi bugün etkili olan K-G doğrultulu sıkışmaya bağlı olarak gelişen K-G uzanımlı kırıklar tarafından kontrol edilmektedir. Van gölü suyunun yaşı major element demetlerine göre yıl olarak tanımlanmış olup, bunun tartışılarak yıl olabileceği belirtilmiştir (Wong ve Finckh, 1978). Diğer yandan gölün en derin yerinin kotu 1200 metredir. Şu halde, metamorfik kayalardaki yüksek yerinin kotu 1700 m olan Bitlis çayının herhangi bir yapısal konum değişikliği olmadığı kabul edildiğinde, üst Pleyistosende suyu olmayan Van basenine ulaşan nehirlerin suyunu bu çayın boşaltabilmesi mümkün değildir. Erken-Orta Pleyistosen çökelme döneminde bahsedildiği gibi, Bitlis çayının o dönemde de Muş ovasındaki nehirleri boşaltması olanaksızdır. Diğer yandan Van gölünün kenarındaki sekilere benzer sekilerin, Muş ovasının kenarında bulunmayışı Van- Muş havzasının bu dönemde birleşik olmadığını göstermektedir. Son deniz yüzeyi düşmesi ve kısmen de tektoniğin etkisine bağlı olarak Muşovası formasyonu (Akay ve diğerleri, 1988) oyulmuş ve bu çukurluklarda, tekrar deniz düzeyi yükselmesine bağlı olarak Holosen (güncel) çökelleri birikmiştir.

10 86 Ergün AKAY SONUÇLAR Şengör ve diğerleri (1985) ile Dewey ve diğerleri (1986) Doğu Anadolu'nun, Geç Serravaliyenden beri kıta-kıta çarpışmasına bağlı olarak, kıtasal litosfer kısalması etkisinde olduğunu belirtmektedir. Ancak Gelati'nin (1975) stratigrafik bulguları bu sıkışma döneminin Langiyenden beri olabileceğini göstermektedir. Diğer yandan Michard ve diğerleri (1985) kıtakıta çarpışmasının Geç Eosende olduğunu belirtmektedir. Oligosen havzasının pek yaygın olmaması, bu havzanın çökellerinin geometrisinin litosferik deformasyona bağlı olarak sıkça değişiklik göstermesi, havzanın son evrelerine doğru çok sınırlı asidi volkanizmanın bulunması, Güneydoğu Anadolu sütür zonunun güneyinde (Baştuğ, 1980; Meriç, 1987) ve kuzeyinde aynı zamana denk düşen Erken Miyosen transgresyonunun bulunması Geç Eosende çarpışmayı destekler görünmektedir. Şu halde neotektonik dönem Geç Eosende başlamıştır. Kıtasal litosfer kısalması da Geç Eosenden beri sürmektedir. Bölgede neotektonik dönemde kıta yaklaşım hızı etkisinin değişmesine bağlı olarak çökel havzaları ya da yükselim zincirleri oluşmuştur. Bunların yaygınlığına göre de kıta yaklaşım hızı etkisi kestirilebilir. Bu hız En üst Tortoniyende en çok, sonra sırasıyle, gitgide azalan biçimde Geç Langiyende, En üst Pliyosende, Erken-Orta Pleyistosende, Serravaliyen Tortoniyende, Erken Geç Pliyosende, Oligosende, Erken Miyosende daha az olmuştur. Geç Pleyistosenden günümüze gelişen yaklaşım hızı etkisi de oldukça yüksek olmalıdır. Langiyenden bu yana, havza yükselim oluşumunun sıkça tekrarlanmaya başlaması, kıtasal kabuğun gittikçe kalınlaşmış olmasına bağlıdır. Diğer yandan Y.Yılmaz ve diğerlerinin (1987) Geç Miyosende başlatmış olduğu neomagmatik dönem, Geç Oligosen volkanizmasından beri süregelmektedir. Şaroğlu ve Güner (1981), Muş havzasındaki Geç Miyosen litolojileri ile Pleyistosen litolojilerini hiç bir fosil verisine dayandırmadan yaslamasına rağmen, bu değerlendirmesinden yola çıkarak Muş dağarası havzasının özelliğinin, bir yerde Pleyistosende diğer yerde de Pliyosen sonunda kazanıldığını belirtmektedir. Ancak, Muş dağarası havzası ilk olarak En üst Tortoniyen sıkışma döneminde gelişmiş, sonra havza Erken Geç Pliyosen çökelme döneminde bozulmuş, tekrar En üst Pliyosen sıkışma döneminde de bugünkü halini kazanmış olup, Kuvaternerde önemli sayılacak bir biçim değişikliği kazanmamıştır. KATKI BELİRTME Yayının hazırlanması aşamasında metni okuyan Murat Erendil, Dr. Okan Tekeli ve Erdal Herece ile metni daktilo eden Nurten Dündar ve şekli çizen Kemal Sertok'un katkıları olmuştur. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ederim. DEĞİNİLEN BELGELER Yayına verildiği tarih, 28 Mart 1988 Akay, E. ve Uysal, Ş., 1985, Orta Toroslar'ın batısındaki (Antalya) Neojen çökellerinin stratigrafisi, sedimentolojisi ve yapısal jeolojisi: MTA Rap (yayımlanmamış), Ankara. ; ; Poisson, A., Cravatte, J. ve Müller, C., 1985, Antalya Neojen havzasının stratigrafisi: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 28, ve, 1988, Orta Toroslar'ın Post-Eosen tektoniği : MTA Derg., l 08, 57-69, Ankara. ; Erkan, E. ve Ünay, E., 1989, Muş Tersiyer havzasının stratigrafisi : MTA Derg., 109, 59-76, Ankara. Atalay, I., 1983, Muş ovası ve çevresinin jeomorfolojisi ve toprak coğrafyası: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayl. 24, 154 s, İzmir. Barka, A., 1987, Kuzey Anadolu Fay zonunun yaşı, toplam atımı ve Doğu Akdeniz bölgesinin tektonik tarihçesiyle günümüz dinamiğini daha iyi anlayabilmede önemi: Melih Tokay Jeoloji Simpozyumu 87, Özler, ODTÜ Jeoloji Mühendis iği Bölümü, Kasım, Ankara.

11 DOĞU TOROSLAR'DA KRATONİK HAVZALARIN EVRİMİ 87 Baştuğ, M.C., 1980, Sedimentation, deformation, and melange emplacement in Lice basin, Dijle Karabegan area, Southeast Turkey: The Department of Geological Engineering of the Middle East Technical University these of Doctor of Philosophy, 282 s. (yayımlanmamış). Çağlayan, A.-, İnal, N.R.; Şengün, M. ve Yurtsever, A., 1983, Structural setting of Bitlis Massif: Tekeli, O. ve Göncüoğlu, M.C., ed., Geology of Taurus Belt da., International Symposium September, Ankara Turkey. Demirtaşlı, E. ve Pisoni, C., 1965, Ahlat Adilcevaz bölgesinin jeolojisi (Van gölü kuzeyi): MTA Derg., 64, 22-23, Ankara. Dercourt, J.; Zonenshain, L.P.; Ricou, L.E.; Kazmin, V.G.; Le Pichon, X.; Knipper, AI.; Grand jacguet, C.; Sbortshikovv, I.M.; Geyssant, J.; Lepvrier, C.; Pechersky, D.H.; Boulin, J.; Sibuet, J.C.; Savostin, L.A.; Sorokhtin, O.; Westphal, M.; Bazhenov, M.L.; Lauer,J.F. ve Biju duval, B., 1986, Geological evolution of the Tethys belt from the Atlantic to the Pamirs since the Lias; Tectonophysics, 123, Dewey, J.F.; Hempton, M.R.; Kidd, W.S.F.; Şaroğlu, F. ve Şengör, A.M.C., 1986, Shortening of Continental litosphere: the neotectonics of Eastern Anatolia a young collision zone: Geological Society Special Ruplication, 19, Erol, O., 1983, Türkiye'nin genç tektonik ve jeomorfolojik gelişimi : Jeomorfoloji Derg., 11, Gelati, R., 1975, Miocene marine sequence from the Lake Van area, Eastern Turkey: Riv. Ital. Paleont., V 81, 4, Göncüoğlu, M.C. ve Turhan, N., 1983, Geology of the Bitlis Metamorphic belt: Tekeli, O. ve Göncüoğlu, M.C. ed., Geology of Taurus Belt da. International Symposium, September, Ankara-Turkey. Güner, Y., 1984, Nemrut yanardağının jeolojisi, jeomorfolojisi ve volkanizmasının evrimi: Jeomorfoloji Derg., 12, Livermore R.A. ve Smith A.G. (1983), Relative motions of Africa und Europe in Vicinity of Turkey: Tekeli, O. ve Göncüoğlu, M.C., ed., Geology of Taurus Belt da.,international Symposium September, Ankara-Turkey. Maxon, J.H., 1936, Türkiye'nin krater gölü Nemrut: MTA Derg., Sene l, Sayı 5, Ankara. Meriç, E., 1987, Adıyaman yöresinin biyostratigrafik incelemesi: Türkiye 7. Petrol Kong., 6 10 Nisan, Jeoloji Bildirileri, Ankara. Michard, A.; Whitechurch, H.; Ricou, L.E.; Montigny, R. ve Yazgan, E., 1985, Tauric Subduction (Malatya-Elazığ provinces) and its bearing on tectonics of the Tethyan realm in Turkey: J.E. Dixon, A.H.F., Robertson ed. The Geological Evolution of the Eastern Mediterranean: Geological Society Special Publication, 17, , Edinburgh. Örçen, S., , Medik-Ebreme (KB Malatya) dolayının biyostratigrafisi ve paleontolojisi: MTA Derg., 105/106, 39-68, Ankara. Özgül, N. ve Turşucu, A., 1983, Stratigraphy of the Mesozoic Özpeker, L, carbonate seguence of the Munzur Mountains (Eastern Taurides): Tekeli, O. ve Göncüoğlu, M.C. ed., Geology of Taurus Belt da., International Symposium September, Ankara Turkey. 1973, Nemrut yanardağının volkanolojik incelemesi: TÜBİTAK Temel Birimler Araştırma Grubu, Proje no. TBAG-83, İTÜ Maden Fakültesi, İstanbul. Sirel, E.; Medin, S. ve Sözeri, B., 1975, Palu (KD Elazığ) denizel Oligosenin stratigrafisi ve mikropaleontolojisi: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 18, ve Gündüz, H., 1979, Hatay ve Elazığ'da bulunan iki yeni Borelis türünün tanımları: MTA Derg., 92, , Ankara. Sümengen, M.; Terlemez, İ.; Bilgiç, T.; Gürbüz, M.; Ünay, E.; Ozaner, S. ve Tüfekçi K., 1987, Şarkışla Gemerek dolayı Tersiyer havzasının stratigrafisi, sedimentolojisi ve jeomorfolojisi: MTA Rap., 8188, 241 (yayımlanmamış) Ankara. Şaroğlu, F., 1985, Doğu Anadolu'nun neotektonik döneminde jeolojik ve yapısal evrimi: İstanbul Üniv. Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora tezi, 240, (yayımlanmamış). ; Güner, Y.; Kidd, W.S.F. ve Şengör, A.M.C., 1980, Neotectonics of Eostern Turkey: New exidencc for Crustal shortening and thickening in a collision Zone: EOS, Vol. 51, 17,360. ve Güner,. Y,., 1981, Doğu Anadolu'nun jeomorfolojik gelişimine etki eden öğeler; jeomorfoloji, tektonik, volkanizma ilişkileri: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 24, ve Yılmaz, Y., 1987, (sözlü bildiri) The age and offset of North Anatolian Fault: Melih Tokay Jeoloji Simpozyumu 87, ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Kasım, Ankara.

12 88 Ergün AKAY Şengör, A.M.C., 1980, Türkiye'nin neotektonik esasları: Türkiye Jeol. Kur. Konf. Ser., 2, 40. ve Yılmaz, Y., 1983, Türkiye'de Tetis'in evrimi: Levha tektoniği açısından bir yaklaşım: Türkiye Jeol. Kur. Yerbilimleri özel Dizisi, 1,75. ; Görür, N. ve Şaroğlu, F., 1985, Strike slip faulting and related basin formation in zones of-tectonic escape: Turkey as a case study: The Society of Economic Paleontologists and Mineralogists, Uysal, Ş.; Sirel, E. ve Gündüz, H., 1985, Güneydoğu Anadolu boyunca (Muş-Palu-Maraş-Hatay) bazı Tersiyer kesitleri: MTA Rap (yayımlanmamış), Ankara. Wong, H.K. ve Finckh, P., 1978, Shallow structure in Lake Van: Degens, E.T. ve Kurtman, F. ed.. The Geology of Lake Vanda. MTA Yayl., 169, 20-30, Ankara. Yalçın, M.N. ve Görür, N., 1984, Sedimentological evolution of the Adana basin: O. Tekeli ve M.C. Göncüoğlu ed., Geology of the Taurus Belt da,. Proceedings Int. Sym., Sept., Ankara-Turkey. Yazgan, E-, 1983, Geodynomic evolution of thc Eastern Taurus region: Tekeli, O. ve Göncüoğlu, MC. ed., Geology of Taurus Belt da. International Symposium September, Ankara Turkey. Yılmaz, A.; Terlemez, İ. ve Uysal, Ş., 1988, Hınıs (Erzurum güneydoğusu) dolayının bazı stratigrafik ve tektonik özellikleri : MTA Derg., 108, 38-57, Ankara. Yılmaz, Y.; Şaroğlu, F. ve Güner, Y., 1987, İnitiation of the neomagmatism in East Anatolia: Tectonophysics, 134, ; Gürpınar, O. ve Yiğitbaş, E., 1988, Amanos Dağları ve Maraş dolayında Miyosen havzalarının tektonik evrimi: Türkiye Petrolleri Jeologları Dern. 1/1,52-72.

NEOTEKTONİK. Doç.Dr. Yaşar EREN DOĞU ANADOLU SIKIŞMA BÖLGESİ

NEOTEKTONİK. Doç.Dr. Yaşar EREN DOĞU ANADOLU SIKIŞMA BÖLGESİ 6.2.1. DOĞU ANADOLU SIKIŞMA BÖLGESİ Karlıova üçlü kavşağının NEOTEKTONİK doğusunda kalan bölge Doç.Dr. kuzey-güney Yaşar EREN yönlü sıkışmalı tektonik rejimin etkisi altında olduğu için bu bölge Doğu Anadolu

Detaylı

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Tilting effect on the morpho-tectonic evolution of Karasu River valley Nurcan AVŞİN 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Coğrafya Bölümü Öz: Karasu

Detaylı

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ 7. hafta Saha Jeolojisi II dersinin içeriğinde Tersiyer yaşlı Adana Baseni nin kuzey-kuzeydoğu kesimleri incelenecektir. 4. Hafta Saha Jeolojisi II dersi kapsamında

Detaylı

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi Fırat ve Dicle vadilerinin genellikle Pers egemenliğinde olduğu dönemlerde Kemaliye (Eğin) de Pers egemenliğinde kalmıştır. Eğin, daha sonra başlayan Roma devri ve onu takiben

Detaylı

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ Çalışma alanı Eskişehir grabeni içinde Eskişehir ilinin doğusunda, Sevinç ve Çavlum mahallesi ile Ağapınar köyünün kuzeyinde

Detaylı

ORTA TOROSLAR'IN POST-EOSEN TEKTONİĞİ GİRİŞ. Orta Toroslar'ın tektonik evrimi için birlikte değerlendirilmiştir.

ORTA TOROSLAR'IN POST-EOSEN TEKTONİĞİ GİRİŞ. Orta Toroslar'ın tektonik evrimi için birlikte değerlendirilmiştir. MTA Dergisi, 108, 57-68, 1988 ORTA TOROSLAR'IN POST-EOSEN TEKTONİĞİ Ergun AKAY* ve Şükrü UYSAL* ÖZ.- Orta Toroslar post-eosen dönemde, olasılı Üst Eosen-Alt Oligosen, Langiyen, Üst Tortoniyen ve Üst Pliyosenden

Detaylı

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler JEM 404 Ders Konusu Türkiye Jeolojisi Orojenez ve Türkiye deki Tektonik Birlikler Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Tektonik Araştırma Grubu 2012 Dağ Oluşumu / Orojenez Orojenez genel anlamda

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

HAYMANA-POLATLI HAVZASINDAKİ ÇALDAĞ KİREÇTAŞININ YAŞ KONAĞI AGE OF THE ÇALDAĞ LİMESTONE OF THE HAYMANA - POLATLI BASIN

HAYMANA-POLATLI HAVZASINDAKİ ÇALDAĞ KİREÇTAŞININ YAŞ KONAĞI AGE OF THE ÇALDAĞ LİMESTONE OF THE HAYMANA - POLATLI BASIN HAYMANA-POLATLI HAVZASINDAKİ ÇALDAĞ KİREÇTAŞININ YAŞ KONAĞI AGE OF THE ÇALDAĞ LİMESTONE OF THE HAYMANA - POLATLI BASIN Engin MERİÇ ve Naci GÖRÜR İ. T. Ü. Maden Fakültesi, istanbul ÖZ. Çaldağ kireçtaşı

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA DÜZLEMİNİN TEKTONİK KONUMU Tabaka düzleminin konumunu belirlemek için tabakanın aşağıdaki özelliklerinin

Detaylı

SENOZOYİK TEKTONİK.

SENOZOYİK TEKTONİK. SENOZOYİK TEKTONİK http://www.cografyamiz.com/900/depremler/ DOĞU AFRİKA RİFTİ Üçlü Sistem Doğu Afrika Rift Sistemi Aden Körfezi Kızıl Deniz Okyanusal kabuğun şekillenmesi Aden Körfezinde yaklaşık olarak

Detaylı

NEOTEKTONİK 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

NEOTEKTONİK 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ Ege bölgesinin en büyük karakteristiği genel olarak doğu-batı gidişli pek çok graben yapısı içermesidir. Grabenlerle ilgili fay düzlemi çözümleri genellikle kuzeygüney yönlü

Detaylı

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle

Detaylı

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005 MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal jeoloji 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak

Detaylı

SENOZOYİK TEKTONİK.

SENOZOYİK TEKTONİK. SENOZOYİK TEKTONİK http://www.cografyamiz.com/900/depremler/ SENOZOYİK TERSİYER ERA PERYOD EPOK ZAMAN ÖLÇEĞİ KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN Holosen Pleyistosen Pliyosen Miyosen Oligosen Eosen Paleosen Günümüz

Detaylı

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN 6.2.4. ORTA ANADOLU OVA REJİMİ Karlıova ekleminin doğusunda kalan sıkışma Doç.Dr. Yaşar bölgesi EREN NEOTEKTONİK ile batısında kalan genleşme bölgesi arasında bulunan geçiş kesimidir. KAFZ ile Toroslar

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 27.02.2018 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 27.02.2018 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER,

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ Ender Sarrfakıoğlu* Özet Kahramanmaraş'ın kuzeybatısındaki Göksun ve güneyindeki Ferhuş-Şerefoğlu

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI Yılmaz BULUT* ve Ediz KIRMAN** 1. GİRİŞ MTA Genel Müdürlüğü tarafından ülkemizde kömür arama çalışmalarına 1938 yılında başlanılmış ve günümüzde de bu çalışmalar

Detaylı

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ JEOLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ HARĠTA ALIMI DERSĠ RAPORU 3. GRUP AKSARAY 2015 T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ

Detaylı

KONYA DA DEPREM RİSKİ

KONYA DA DEPREM RİSKİ 1 KONYA DA DEPREM RİSKİ Yaşar EREN, S.Ü. Müh.-Mim. Fakültesi Jeoloji Müh. Bölümü, Konya. ÖZ: Orta Anadolu nun en genç yapılarından olan kuzey-güney gidişli Konya havzası, batıda Konya Fay Zonu, kuzeyde

Detaylı

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ Genel Jeoloji Prof. Dr. Kadir DİRİK Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü 2015 JEOLOJİ (Yunanca Yerbilimi ) Yerküreyi inceleyen bir bilim dalı olup başlıca;

Detaylı

Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96,

Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96, Göncüoğlu, M.C., 1983, Bitlis Metamorfitlerinde yani yaş bulguları: MTA Dergisi, 95/96, 44-48. BİTLİS METAMORFİTLERİNDE YENİ YAŞ BULGULARI M. Cemal GÖNCÜOĞLU* ve Necati TURHAN* ÖZ. Henüz yürütülen çalışmaların

Detaylı

Hasan ÇELİK Bozok Üniversitesi Mühendislik - Mimarlık. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, 66100, Yozgat hcelik@erciyes.edu.tr

Hasan ÇELİK Bozok Üniversitesi Mühendislik - Mimarlık. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, 66100, Yozgat hcelik@erciyes.edu.tr Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi Science and Eng. J of Fırat Univ. 20 (2), 305-314, 2008 20(2), 305-314, 2008 Doğu Anadolu Fay Sistemi nde Sivrice Fay Zonu nun Palu-Hazar Gölü (Elazığ) Arasındaki Bölümünde

Detaylı

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları) Genetik Şekil Toplulukları 1- Tektonik Topografya 2- Akarsu Topografyası (Flüvial Topografya) 3- Volkan

Detaylı

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI M. Işık TURGAY* ve Cengiz KURTULUŞ* ÖZ. Haymana Petrol Etütleri çerçevesinde Ankara'nın güneybatısında Polatlı-Haymana yöresinde sismik yansıma çalışmaları

Detaylı

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) 25 Nisan 2015 te (saat 06:11, UT) Nepal de M: 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir (USGS). Depremin kaynağı, Türkiye nin de üzerinde bulunduğu dünyanın

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,

Detaylı

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi SON-B4 (Şekil 6) sondajının litolojik kesitine bakıldığında (inceleme alanının kuzeydoğusunda) 6 metre ile 13 metre arasında kavkı ve silt bulunmaktadır. Yeraltı su seviyesinin 2 metrede olması burada

Detaylı

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI 5.1 YERKABUĞU ÜZERİNDEKİ LEVHA SINIRLARI Levha tektoniğine göre dünyayı saran yerkabuğu üzerinde 8 büyük (Avrasya, Afrika, Pasifik, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Antartika, Avustralya)

Detaylı

BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ

BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ Araş. Gör. Fatma GÖKGÖZ, Yard. Doç. Dr. Halis MANAV, Prof. Dr. Yahya ÖZPINAR Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik

Detaylı

MUŞ TERSİYER HAVZASININ STRATİGRAFİSİ DOĞU TOROSLAR'IN PRE-OLİGOSEN GENEL JEOLOJİ ÖZELLİKLERİ GİRİŞ

MUŞ TERSİYER HAVZASININ STRATİGRAFİSİ DOĞU TOROSLAR'IN PRE-OLİGOSEN GENEL JEOLOJİ ÖZELLİKLERİ GİRİŞ MTA Dergisi 109, 59-76, 1989 MUŞ TERSİYER HAVZASININ STRATİGRAFİSİ Ergün AKAY*; Emin ERKAN* ve Engin ÜNAY* ÖZ. Muş Tersiyer havzası, birbirinden bağımsız olarak gelişen Orta-Geç Eosen, En Üst Eosen Erken

Detaylı

KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) Kıvrımlanma

KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) Kıvrımlanma KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) 1 Kıvrımlanma 2 1 Tabakalı kayaçların tektonik kuvvetlerin etkisiyle kazandıkları dalga şeklindeki deformasyon yapılarına kıvrım, meydana gelen olaya da kıvrımlanma

Detaylı

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR Kayaçların belirli bir yapısı vardır. Bu yapı kayaç oluşurken ve kayaç oluştuktan sonra kazanılmış olabilir. Kayaçların oluşum sırasında ve oluşum koşullarına bağlı olarak kazandıkları

Detaylı

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ 1 HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ Şekil 1. Arazi çalışması kapsamındaki ziyaret edilecek güzergahlar. 2 3 TEKNİK GEZİ DURAKLARI Durak 1: Tunçbilek havzasındaki, linyitli

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU MAYIS 2010 İÇİNDEKİLER 1. 2010 MAYIS AYINDA TÜRKĠYE DE ÖNE ÇIKAN DEPREM AKTĠVĠTELERĠ... 1 2. EGE DENĠZĠ-

Detaylı

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439) 7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439) Doç. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 29.04.2010 Doç.Dr.Murat UTKUCU-SAU Jeofizik- 1 Diri tektonik ve deprem

Detaylı

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI Altan İÇERLER 1, Remzi BİLGİN 1, Belgin ÇİRKİN 1, Hamza KARAMAN 1, Alper KIYAK 1, Çetin KARAHAN 2 1 MTA Genel Müdürlüğü Jeofizik

Detaylı

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR Doç. Dr. Ayşen Davraz Süleyman Demirel Üniversitesi Jeoloji Müh. Bölümü Dünyada yaklaşık olarak 1386 kentrilyon litre su var. DÜNYADA SUYUN DAĞILIMI

Detaylı

Eosen lokaliteleri. Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir.

Eosen lokaliteleri. Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir. SENOZOYİK Eosen lokaliteleri Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir. Green River Formasyonu: Zengin bitki, böcek, ve balık

Detaylı

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ *İlker ŞENGÜLER *Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Enerji Hammadde Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı Ankara ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ Bölgesi

Detaylı

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KAYAÇLARIN DİLİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü KAYAÇLARIN DİLİ http://www.bilgicik.com/wp-content/uploads/2013/12/kaya.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Metamorfizma Metamorfizma (başkalaşım) olayı; sıcaklık ve basınç etkisiyle

Detaylı

DERS 10. Levha Tektoniği

DERS 10. Levha Tektoniği DERS 10 Levha Tektoniği Levha Tektoniğine Giriş Dünya nın yüzeyi kesintisiz gibi görünüyorsa da, gerçekte dev boyuttaki bir yap-boz gibi birbirine geçen parçalardan oluşmaktadır. Levha (Plate) adı verilen

Detaylı

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır.

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır. KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır. Canıtez in (1962) sismik ve gravite çalışmaları fay zonunun altındaki

Detaylı

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER Masifler Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER 07.07.2015 MASİF NEDİR? Yüksek basınç ve sıcaklık şartlarından geçmiş, kökeni sedimanter kayaçlara dayanan,

Detaylı

3. 3. SENOZOYİK (65. 5 my - Günümüz) (Cenozoic = yakın yaşam) 2004 kadar kullanılagelen Jeolojik Zaman Çizelgesi nde Senozoyik zamanı iki devire ayrılmaktaydı: Tersiyer ve Kuvaterner. Bazı alanlarda ise

Detaylı

Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* I. JEOLOJİ

Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* I. JEOLOJİ MADEN KARMAŞIĞINA AİT DASİTİK KAYAÇLARLA İLİŞKİLİ HİDROTERMAL TİP BAKIR CEVHERLEŞMELERİNE GÜ- NEYDOĞU ANADOLUDAN BİR ÖRNEK (YUKARI ŞEYHLER, DİYARBAKIR) Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* Öz: Bu çalışma,

Detaylı

Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay

Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay Cumhuriyet 21.06.2003 DEPREM ARAŞTIRMALARI Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay Urla (İzmir) depremine neden olan faylar önceden biliniyor muydu? Günümüzde Urla ile Balıkesir arasında

Detaylı

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

BBP JEOLOJİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü BBP JEOLOJİ http://i44.tinypic.com/9rlwea.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü I.HAFTA Jeoloji hakkında temel bilgiler, dalları, tarihçe, jeoloji mühendisinin uğraş alanları, jeoloji

Detaylı

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI Diskordans nedir? Kayaçların stratigrafik dizilimleri her zaman kesiksiz bir seri (konkordan seri) oluşturmaz. Bazen, kayaçların çökelimleri sırasında duraklamalar,

Detaylı

The Seismicity of Southeast Anatolian and Vicinity

The Seismicity of Southeast Anatolian and Vicinity D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi 9, 93-103 (2007) GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ ve YAKIN YÖRESİNİN DEPREMSELLİĞİ The Seismicity of Southeast Anatolian and Vicinity M. Şefik İMAMOĞLU 1 Erhan ÇETİN 2

Detaylı

YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ

YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ Yerkabuğunun hareketsiz bir denge halinde olmadığına dair bir çok kanıt vardır. Başlangıçta aslında yatay konumda olan tabakaların çoğu, bugün kabuğun içinde ezilmiş, eğimlenmiş,

Detaylı

Güney Marmara Bölgesi Kömürleri Coals Of The Southern Marmara Region

Güney Marmara Bölgesi Kömürleri Coals Of The Southern Marmara Region Jeoloji Mühendisliği Dergisi 28 (2) 2004 31 Eleştirel İnceleme / Review Paper Güney Marmara Bölgesi Kömürleri Coals Of The Southern Marmara Region İlker ŞENGÜLER MTA Genel Müdürlüğü Enerji Dairesi, 06520

Detaylı

23 Ekim 2011 Van ve 09 Kasım 2011 Edremit (Van) Depremleri

23 Ekim 2011 Van ve 09 Kasım 2011 Edremit (Van) Depremleri Selim Özalp * Cengiz Zabcı ** Hasan Elmacı *** Taylan Sançar **** * ve *** MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi ** İTÜ Jeoloji Müh. Böl. **** İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü **** Tunceli Üniversitesi,

Detaylı

DOĞU ANADOLU FAYI İLE İLGİLİ BAZI GÖZLEMLER VE DÜŞÜNCELER

DOĞU ANADOLU FAYI İLE İLGİLİ BAZI GÖZLEMLER VE DÜŞÜNCELER DOĞU ANADOLU FAYI İLE İLGİLİ BAZI GÖZLEMLER VE DÜŞÜNCELER Esen ARPAT ve Fuat ŞAROĞLU Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara ÜZ. Doğu Anadolu'da Karlıova ilçesi ile Hazar gölü arasında sol yanal atım özellikleri

Detaylı

BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ

BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ MTA Dergisi 123 124. 21-26, 2002 BİGA YARIMADASINDA PELAJİK BiR PALEOSEN İSTİFİ M. Burak YIKILMAZ*, Aral I. OKAY 1 ' ve Izver ÖZKAR" ÖZ.- Kuzeybatı Anadolu'da Biga kasabasının batısında, pelajik kireçtaşı,

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ Sunay AKDERE Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara GİRİŞ Hava fotoğraflarından yararlanarak fotojeolojik

Detaylı

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Yapısal Jeoloji: Tektonik KÜLTELERDE YAPI YAPISAL JEOLOJİ VE TEKTONİK Yapısal Jeoloji: Yerkabuğunu oluşturan kayaçlarda meydana gelen her büyüklükteki YAPI, HAREKET ve DEFORMASYONLARI inceleyen, bunları meydana getiren KUVVET ve

Detaylı

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA ve TABAKALANMA Sedimanter yapıların temel kavramı tabakadır. Bir tabaka, alt ve üst sınırlarıyla diğerlerinden

Detaylı

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü

Detaylı

NEOTEKTONİK. Doç.Dr. Yaşar EREN KAYSERİ-SİVAS NEOTEKTONİK BÖLGESİ (KSNB)

NEOTEKTONİK. Doç.Dr. Yaşar EREN KAYSERİ-SİVAS NEOTEKTONİK BÖLGESİ (KSNB) 6.2.4.2. KAYSERİ-SİVAS NEOTEKTONİK BÖLGESİ (KSNB) KAFZ ve DAFZ NEOTEKTONİK fay sistemlerinin bir devamı olup sıkışma-genişleme türü bir neotektonik rejim ile karakterize olur. Bu bölgenin önemli yapıları

Detaylı

YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ

YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ LİTOSFER VE ASTENOSFER LİTOSFER:Yeryuvarında katı kayaçlardan oluşan kesim Kabuk altında ortalama olarak 70-100 km derinliklere kadar uzanır

Detaylı

30 TEMMUZ 2015 TUZLA AÇIKLARI (ADANA - AKDENİZ) DEPREMİ (ML=5,2) BİLGİ NOTU

30 TEMMUZ 2015 TUZLA AÇIKLARI (ADANA - AKDENİZ) DEPREMİ (ML=5,2) BİLGİ NOTU 30 TEMMUZ 2015 TUZLA AÇIKLARI (ADANA - AKDENİZ) DEPREMİ (ML=5,2) BİLGİ NOTU Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi

Detaylı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) 25 Nisan 2015 te (saat 06:11, UT) Nepal de M: 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir

Detaylı

LEVHA HAREKETLERİNİN OLUŞTURDUĞU GERİLME TİPLERİ

LEVHA HAREKETLERİNİN OLUŞTURDUĞU GERİLME TİPLERİ LEVHA HAREKETLERİNİN OLUŞTURDUĞU GERİLME TİPLERİ SIKIŞMA ÇEKME KAYMA Yrd.Doç.Dr. Yaşar EREN SIKIŞMALI (KOMPRESYONEL) Yrd.Doç.Dr. Yaşar EREN ÇEKME (TANSİYONEL) Yrd.Doç.Dr. Yaşar EREN KAYMA Yrd.Doç.Dr. Yaşar

Detaylı

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI 1. Tedrici geçiş nedir? Kaç tiptir? Açıklayınız Bunlar herhangi bir stratigrafi biriminin kendisi veya tabakalarının tedricen bir diğer litoloji biriminin içerisine geçerse

Detaylı

Rapor Yazým Kýlavuzu. JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü

Rapor Yazým Kýlavuzu. JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý Rapor Yazým Kýlavuzu Bu yazým kýlavuzu Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü öðrencileri için

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ

TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ 5.6. TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ (THAY) İzmir kentinin içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla gerçekleştirilen Tahtalı Barajı nın evsel, endüstriyel,

Detaylı

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır. Eşref Atabey. 2015. Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır. MUŞ İLİ SU KAYNAKLARI-POTANSİYELİ VE KALİTESİ DR. EŞREF ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi Tıbbi Jeoloji

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

KONYA NIN JEOLOJĐSĐ, NEO-TEKTONĐK YAPISI VE DEPREMSELLĐĞĐ

KONYA NIN JEOLOJĐSĐ, NEO-TEKTONĐK YAPISI VE DEPREMSELLĐĞĐ Konya İl Koordinasyon Kurulu 26-27 Kasım 2011 KONYA NIN JEOLOJĐSĐ, NEO-TEKTONĐK YAPISI VE DEPREMSELLĐĞĐ Yaşar EREN Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği ÖZET Konya bölgesi doğu-batı, kuzeybatı-güneydoğu

Detaylı

Jean François DUMONT. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

Jean François DUMONT. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara KARACAHİSAR KUBBESİ İÇİNDE (İSPARTA BÖLGESİ, TÜRKİYE) YÜZEYLEYEN İKİ TİP PALEOZOYİK TABAN VE BUNLARIN ORTA TRİYASTAN ÖNCE MEYDANA GELEN ESKİ TİP TEKTONİK HAT TARAFINDAN AYRILMALARI Jean François DUMONT

Detaylı

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. Normal Faylar Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. 1 2 Bir tabakanın normal faylanma ile esnemesi (stretching).

Detaylı

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ Ocak 2015 Sayı: 15 Satış Rödovans ve Ortaklıklar İçin MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ Bültenimizde yer almak için bize ulaşınız. E-Posta: ruhsat@madencilik-turkiye.com Tel: +90 (312) 482 18 60 MİGEM 119.

Detaylı

Avustralya nın Antartika dan ayrılması

Avustralya nın Antartika dan ayrılması SENOZOYİK OLAYLARI Avustralya nın Antartika dan ayrılması Avustralya ile Antartika Paleosen sonu ile Geç Eosen arasında ayrılmaya baslamıslardır. Bu sonuca aşağıdaki verilerden ulaşılmıştır. 1. Avustralya

Detaylı

Prof. Dr. Ceyhun GÖL. Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı

Prof. Dr. Ceyhun GÖL. Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı Jeoloji Prof. Dr. Ceyhun GÖL Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı Ders Konuları Jeolojinin tanımı ve tarihçesi Mineraller Güneş sistemi Kayaçlar Dünyanın şekli ve

Detaylı

DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI

DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI Gondwanaland kömürlerinin çökelimi sırasındaki iklimsel

Detaylı

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ 16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ 16 Nisan 2015 günü Türkiye saati ile 21:07 de Akdeniz de oldukça geniş bir alanda hissedilen ve büyüklüğü M L : 6,1 (KRDAE) olan bir deprem meydana gelmiştir (Çizelge

Detaylı

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b)

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b) ÇATLAKLAR VE FAYLAR Kayaçların taneleri arasındaki bağın kopmasıyla oluşan süreksizliklere kırık denir. Kırılma yüzeyleri boyunca kayaçlar birbirinden ayrılırlar. Çatlak (Diaklaz), yarık, Fay İki kırılma

Detaylı

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ Bahri YILDIZ* ÖZ. Uzay görüntüleri üzerinde yapılan çalışmalarda, Cu-Pb-Zn cevherleşmeleriyle

Detaylı

HINIS (ERZURUM GÜNEYDOĞUSU) DOLAYLARININ BAZI STRATİGRAFİK VE TEKTONİK ÖZELLİKLERİ *

HINIS (ERZURUM GÜNEYDOĞUSU) DOLAYLARININ BAZI STRATİGRAFİK VE TEKTONİK ÖZELLİKLERİ * MTA Dergisi, 108, 38-56, 1988 HINIS (ERZURUM GÜNEYDOĞUSU) DOLAYLARININ BAZI STRATİGRAFİK VE TEKTONİK ÖZELLİKLERİ * Ali YILMAZ**; İsmail TERLEMEZ** ve Şükrü UYSAL** ÖZ.- İnceleme alanı, Erzurum'un güneydoğusunda

Detaylı

TEKTONİK JEOMORFOLOJİ NEDİR? SIKIŞMA REJİMİNE ÖZGÜ YÜZEYŞEKİLLERİ ( TÜRKİYE VE DÜNYADAN ÖRNEKLERLE AÇIKLAMA)

TEKTONİK JEOMORFOLOJİ NEDİR? SIKIŞMA REJİMİNE ÖZGÜ YÜZEYŞEKİLLERİ ( TÜRKİYE VE DÜNYADAN ÖRNEKLERLE AÇIKLAMA) TEKTONİK JEOMORFOLOJİ NEDİR? SIKIŞMA REJİMİNE ÖZGÜ YÜZEYŞEKİLLERİ ( TÜRKİYE VE DÜNYADAN ÖRNEKLERLE AÇIKLAMA) HAZIRLAYANLAR: NAZLI ECE DERİNEL 20824671 BANU KORKMAZ 20824872 BAHRİCAN AR 20824498 JEOMORFOLOJİ

Detaylı

DOĞU ANADOLU FAY ZONUNDA (KARLIOVA-TÜRKOĞLU ARASINDA) AKARSU ÖTELENMELERİNİN TEKTONİK VERİLERLE KARŞILAŞTIRILMASI

DOĞU ANADOLU FAY ZONUNDA (KARLIOVA-TÜRKOĞLU ARASINDA) AKARSU ÖTELENMELERİNİN TEKTONİK VERİLERLE KARŞILAŞTIRILMASI DOĞU ANADOLU FAY ZONUNDA (KARLIOVA-TÜRKOĞLU ARASINDA) AKARSU ÖTELENMELERİNİN TEKTONİK VERİLERLE KARŞILAŞTIRILMASI Comparison of the Offsets in Dreinage Network with Some Tectonic Data between Karlıova-Türkoğlu

Detaylı

TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ

TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ TUZGÖLÜ HAYMANA HAVZASININ YAPISAL EVRİMİ VE STRATİRAFİSİ Tuz Gölü Havzası'nda bu güne kadar çok fazla sayıda yüzey ve yer altı çalışması olmasına rağmen havza oluşumu üzerine tartışmalar sürmektedir.

Detaylı

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir. İç Kuvvetler Enerjisini yerin içinden (magma) alan güçlerdir. İç güçlerin oluşturduğu yer şekilleri dış güçler tarafından aşındırılır. İç güçlerin oluşturduğu hareketlerin bütününe tektonik hareket denir.

Detaylı

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007 Uzaklık Çekim kuvveti= Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2 Okyanuslardaki gel-git olayı ana olarak Ayın, ikincil olarak güneşin dünyanın (merkezine göre) değişik bölgeleri üzerindeki diferansiyel çekim etkisiyle

Detaylı

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur Kaliş genel bir terim olup, kurak ve yarı kurak iklimlerde, vadoz zonda (karasal

Detaylı

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU Rapor No: 10756 JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 17 EKİM 2005

Detaylı

Bursa arazi gezisi. Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi

Bursa arazi gezisi. Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi 1 Bursa arazi gezisi Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi 25-26 Nisan 2009 tarihlerinde Structural Geology dersini alan jeoloji mühendisliği öğrencileri için Bursa'ya bir jeoloji teknik gezisi düzenlenmiştir.

Detaylı

Ters ve Bindirme Fayları

Ters ve Bindirme Fayları Ters ve Bindirme Fayları Ters ve bindirme fayları sıkışmalı tektonik rejimlerin (compressional / contractional tectonic regimes) denetimi ve etkisi altında gelişirler. Basınç kuvvetleri, kayaçların dayanımlılıklarını

Detaylı

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003 DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR Yaşar ar EREN-2003 6.DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR Bu faylar genellikle dikçe eğimli, ve bloklar arasındaki hareketin yatay olduğu faylardır. Doğrultu atımlı faylar (yanal,

Detaylı

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI Katman (tabaka) uyumlu Pb-Zn yatakları Cevher, çok kalın karbonatlı istifler içerisinde bulunur. Katman, mercek, damar, karstik boşluk dolgusu şekillidir.

Detaylı

KARAKURT(KARS) YÖRESİNİN JEOMORFOLOJİK EVRİMİNDE VOLKANİZMA VE TEKTONİĞİN ETKİSİ

KARAKURT(KARS) YÖRESİNİN JEOMORFOLOJİK EVRİMİNDE VOLKANİZMA VE TEKTONİĞİN ETKİSİ PAMUKKALE ÜNİ VERSİ TESİ MÜHENDİ SLİ K FAKÜLTESİ PAMUKKALE UNIVERSITY ENGINEERING COLLEGE MÜHENDİ SLİ K Bİ L İ MLERİ DERGİ S İ JOURNAL OF ENGINEERING SCIENCES YIL CİLT SAYI SAYFA : 1999 : 5 : 1 : 993-1000

Detaylı

ERCAN AKSOY UN ÖZGEÇMİŞİ

ERCAN AKSOY UN ÖZGEÇMİŞİ ERCAN AKSOY UN ÖZGEÇMİŞİ EĞİTİM DURUMU 1975 yılında Adapazarı Ozanlar Lisesi fen kolundan mezun olmuş; aynı yıl öğrenci seçme ve yerleştirme sınavını kazanarak, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi

Detaylı

Kahramanmaraş Tersiyer kenar havzasının jeolojik evrimi

Kahramanmaraş Tersiyer kenar havzasının jeolojik evrimi Türkiye Jeoloji Bülteni C.31,1-10, Ağustos 1988 Geological Bulletin of Turkey, V.31,1-10 August 1988 Kahramanmaraş Tersiyer kenar havzasının jeolojik evrimi Geological evolution of the Kahramanmaraş Tertiary

Detaylı

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU Fikret KURTMAN Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara ÖZET. Sivas civarındaki jips teressübatı umumiyetle Oligosen yaşında kabul edilmekte idi. Bu

Detaylı

SİSMİK STRATİGRAFİ: KRONO KORELASYON:

SİSMİK STRATİGRAFİ: KRONO KORELASYON: SİSMİK STRATİGRAFİ: - Yerkabuğunun yüzeyden görülemeyen kısımlarının incelenmesi için veri toplanması amacına yönelik olarak istif veya kayaçların ses iletebilme ve yansıtabilme özelliklerine dayanarak,

Detaylı