ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ TOPRAKTAN VE YAPRAKTAN UYGULANAN BORUN BAZI EKMEKLİK VE MAKARNALIK BUĞDAY GENOTİPLERİNDE VERİM VE KİMİ KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Yakup ÇIKILI TOPRAK ANABİLİM DALI ANKARA 2005 Her hakkı saklıdır i

2 ÖZET Doktora Tezi TOPRAKTAN VE YAPRAKTAN UYGULANAN BORUN BAZI EKMEKLİK VE MAKARNALIK BUĞDAY GENOTİPLERİNDE VERİM VE KİMİ KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Yakup ÇIKILI Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. S. Rıfat YALÇIN Bu çalışmada, topraktan (0, 0.3, 0.6, ve 0.9 kg B da -1 ) ve sapa kalkma başlangıcı, çiçeklenme başlangıcı ve süt olum başlangıcı dönemlerinde yapraktan (100 kez seyreltildikten sonra, %0, %0.5, %1.0 ve %1.5 B) uygulanan B (boraks, Na 2 B 4 O 7.10H 2 O) un ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin verim ile bazı verim ve kalite özelliklerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Ankara-Haymana ekolojik koşullarında iki yıl süreyle tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre 4 tekerrürlü tarla denemeleri yürütülmüştür. Ayrıca, uygulamaların sapa kalkma başlangıcı, çiçeklenme başlangıcı, süt olum başlangıcı dönemlerinde tüm bitkinin ve tanenin besin maddesi (N, P, K, Ca, Zn ve B) içeriğine etkisi araştırılmıştır. Denemeler sonunda, topraktan ve yapraktan uygulanan B un buğday çeşitlerinin tane verimi ve verim özelliklerine (biyolojik verim, toplam ve fertil başak sayısı) etkisi önemli bulunurken, kalite özelliklerine (bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve tanede protein içeriği) etkisi önemli bulunmamıştır. Topraktan B uygulamasında, Gerek-79 çeşidinin tane verimi, toplam ve fertil başak sayısı ve biyolojik verimi artmıştır. Buğday çeşitlerin sapa kalkma başlangıcı döneminde N, P, K ve B içeriğine, çiçeklenme başlangıcı ve süt olum başlangıcı dönemlerinde ise N ve P içeriğine topraktan ve yapraktan B uygulamalarının etkisi önemsiz bulunmuştur. Çiçeklenme başlangıcı ve süt olum başlangıcı dönemlerinde B uygulamalarının buğday çeşitlerinin Ca, Zn ve B içeriklerine etkisinin önemli olduğu saptanmıştır. Topraktan ve yapraktan B uygulamalarının buğday çeşitlerinin tanede K, Ca, Zn ve B içeriğine etkisi önemli, N ve P içeriğine etkisi ise önemsiz bulunmuştur. 2005, 244 sayfa Anahtar Kelimeler: Topraktan ve yapraktan bor gübrelemesi, ekmeklik ve makarnalık buğday, verim, verim ve kalite özellikleri, gelişim dönemleri, besin maddesi içeriği i

3 ABSTRACT Ph.D. Thesis EFFECTS OF SOIL AND FOLIAR APPLIED BORON ON YIELD AND SOME QUALITY PARAMETERS OF BREAD (Triticum aestivum L.) AND DURUM (Triticum durum L.) WHEAT GENOTYPES Yakup ÇIKILI Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Soil Science Supervisor: Prof. Dr. S. Rıfat YALÇIN The aim of this work was to determine effects of soil (0, 3, 6 and 9 kg B ha -1 ) and foliar (0, 0.5%, 1.0% and 1.5% B; after dilution of 1:100 ratio) applied boron (from borax, Na 2 B 4 O 7.10H 2 O) at the beginning of both stem elongation, flowering and milk dough stages on yield and some yield and quality parameters of bread (Triticum aestivum L. cvs., Bezostaja-1 and Gerek-79) and durum (Triticum durum L. cvs., Kızıltan-91 and Kunduru-1149) wheat cultivars. Field experiments, Ankara- Haymana ecological conditions, in a randomized complete block design split-split plot with 4 replications were carried out for two growing seasons. In addition, effect of all applications were investigated on nutrient elements (N, P, K, Ca, Zn, and B) contents of grain and whole plant at the beginning of both stem elongation, flowering and milk dough stages. According to the results of the two year experiments, the effect of soil and foliar applied B was found significant on grain yield and some yield parameters (biomass, total and fertile spike number) of wheat cultivars. The effect of soil and foliar applied B was not found significant on some quality parameters (thousand kernel weights, test weight and grain protein content) of wheat cultivars. Grain yield, total and fertile spike number, and biomass (straw + grain) of Gerek-79 cultivar were increased by soil applied B. The effects of soil and foliar B applications were not found significant in N, P, K, and B contents at the beginning of stem elongation stage, and N and P contents at the beginning of milk dough stage of wheat cultivars. Effects of soil and foliar B applications were found significant on Ca, Zn and B contents at the beginning of both flowering and milk dough stages of wheat cultivars. Effects of soil and foliar B applications were found significant on K, Ca, Zn and B contents in grain of wheat cultivars and were not found significant on N and P contents. 2005, 244 pages Key Words: Soil and foliar boron fertilization, bread and durum wheat, yield, yield and quality properties, growth stages, nutrient element content ii

4 TEŞEKKÜR Bana bu konuda çalışma olanağı sağlayan danışmanım Sayın Prof. Dr. S. Rıfat YALÇIN a (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü), doktora çalışmam süresince bilgi, destek ve yönlendirmelerinden faydalandığım Tez İzleme Komitesi üyesi hocalarım Sayın Prof. Dr. Hasan Hüseyin GEÇİT (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü) ve Prof. Dr. Ali İNAL a (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü), her zaman yardım ve desteklerini gördüğüm Prof. Dr. Süleyman TABAN a (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü), Dr. Cafer TÜRKMEN e (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü), Araş. Gör. Nilüfer ÇEVİK ve Araş. Gör. Ferhat TÜRKMEN e (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü), bölümümüz çalışanlarından sevgili Hüsamettin ÖZDEMİR, Seyit Ahmet ŞAHİN ve Mehmet ARIN a, tez çalışmamın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen değerli arkadaşlarım Emre Nuh TOPOĞLU, Güneş ÖZBEK, Nilgün TABAN, Nagihan MERAL, Dr. Hesna ÖZCAN, Derya ÖZEN, Taşkın EROL, Burcu ENGÜR, Mahmut Serdar ERDEM ve Bedia SOYLU ya şükranlarımı sunarım. Ayrıca, çalışmalarım sırasında ve ömrüm boyunca manevi ve maddi desteklerini esirgemeyen rahmetli babam Osman ÇIKILI ve canım annem Fındık ÇIKILI ya, kardeşlerim Aysel, Fatih, Alpaslan ve Neslihan ÇIKILI ya ve ismini zikredemediğim tüm arkadaşlarıma sevgi, saygı ve şükranlarımı sunarım. İyi ki varsınız. Yakup ÇIKILI Ankara, Kasım 2005 iii

5 İÇİNDEKİLER ÖZET...i ABSTRACT...ii TEŞEKKÜR... iii ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ... xii 1. GİRİŞ KAYNAK ARAŞTIRMASI VE KURAMSAL TEMELLER Toprakta Bor Toplam ve bitkiye yarayışlı bor Borun yarayışlılığını etkileyen etmenler Toprak reaksiyonu (ph) ve kireç Tekstür Nem ve Sıcaklık Organik Madde Bitkide Bor Bor alımı Bor taşınımı Borun metabolik işlevleri Buğday - Bor İlişkisi Buğdayın Bazı Agronomik ve Kalite Özellikleri - Gübreleme İlişkisi MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Tarla denemesinin yürütüldüğü yer Tarla denemelerinde kullanılan bitki materyali İklim özellikleri Yöntem Tarla denemelerinin kurulması, yürütülmesi ve örnekleme Tarla denemesi I ( ürün dönemi) Tarla denemesi II ( ürün dönemi) Toprak analizleri Tekstür (Bünye) Toprak reaksiyonu (ph) Elektriksel iletkenlik (EC) Organik madde Kalsiyum karbonat (CaCO 3 ) Toplam azot (N) Alınabilir potasyum (K) ve sodyum (Na) Alınabilir kalsiyum (Ca) ve magnezyum (Mg) Bitkiye yarayışlı fosfor (P) Bitkiye yarayışlı bor (B) Toplam bor (B) Bitkiye yarayışlı demir, çinko, mangan ve bakır iv

6 3.2.3 Bitki analizleri Toplam azot (N) Toplam fosfor (P) Toplam potasyum (K) Toplam kalsiyum (Ca) Toplam çinko (Zn) Toplam bor (B) Buğdayda belirlenen bazı agronomik ve kalite özellikleri Birim alanda biyolojik verim (sap+başak) Bitki boyu Birim alanda fertil ve toplam başak sayısı Başakta tane sayısı Birim alanda tane verimi Birim alanda hasat indeksi Bin tane ağırlığı Hektolitre ağırlığı Camsı tane oranı Tanede protein miktarı Değerlendirme ve istatistik analizleri ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Deneme Alanı Topraklarının Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinde Verim ve Verim Özelliklerine Etkisi Birim alanda tane verimi Birim alanda fertil başak sayısı Birim alanda toplam başak sayısı Başakta tane sayısı Bitki boyu Birim alanda biyolojik (sap+başak) verim Birim alanda hasat indeksi Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinde Kalite Özelliklerine Etkisi Bin tane ağırlığı Hektolitre ağırlığı Tanenin protein içeriği Camsı tane oranı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Bor İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı v

7 4.5 Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Azot İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Fosfor İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Potasyum İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Kalsiyum İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Farklı Gelişme Dönemlerinde Bitkinin Çinko İçeriğine Etkisi Sapa kalkma başlangıcı Çiçeklenme başlangıcı Süt olum başlangıcı Topraktan ve Yapraktan Uygulanan Borun Ekmeklik ve Makarnalık Buğday Çeşitlerinde Tanenin Besin Maddesi İçeriğine Etkisi Bor Azot Fosfor Potasyum Kalsiyum Çinko SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ vi

8 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1 Deneme alanı yer bulduru haritası...41 Şekil 4.1 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda tane verimine etkisi...59 Şekil 4.2 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde birim alanda tane verimine etkisi...60 Şekil 4.3 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda fertil başak sayısına etkisi...64 Şekil 4.4 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde birim alanda fertil başak sayısına etkisi...65 Şekil 4.5 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda toplam başak sayısına etkisi...69 Şekil 4.6 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde birim alanda toplam başak sayısına etkisi...70 Şekil 4.7 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin başakta tane sayısına etkisi...74 Şekil 4.8 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde başakta tane sayısına etkisi...75 Şekil 4.9 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin bitki boyuna etkisi...79 Şekil 4.10 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde bitki boyuna etkisi...80 Şekil 4.11 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin biyolojik verimine (sap+başak) etkisi...83 Şekil 4.12 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde biyolojik verimine (sap+başak) etkisi...84 Şekil 4.13 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda hasat indeksine etkisi...90 Şekil 4.14 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde birim alanda hasat indeksine etkisi...90 Şekil 4.15 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin bin tane ağırlığına etkisi...94 Şekil 4.16 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde bin tane ağırlığına etkisi...95 Şekil 4.17 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin hektolitre ağırlığına etkisi...98 vii

9 Şekil 4.18 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde hektolitre ağırlığına etkisi...99 Şekil 4.19 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin protein içeriğine etkisi Şekil 4.20 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin protein içeriğine etkisi Şekil 4.21 Ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin tanede protein içeriğine (%) B düzeylerinin etkisi Şekil 4.22 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin camsı tane oranına etkisi Şekil 4.23 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinin camsı tane oranına etkisi Şekil 4.24 Makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin camsı tane oranına (%) B düzeylerinin etkisi Şekil 4.25 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.26 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.27 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.28 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.29 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.30 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.31 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.32 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.33 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.34 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi viii

10 Şekil 4.35 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.36 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.37 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.38 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.39 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.40 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.41 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.42 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.43 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.44 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.45 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.46 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.47 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.48 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.49 Ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine (g kg -1 ) B düzeylerinin etkisi ix

11 Şekil 4.50 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.51 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.52 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.53 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.54 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.55 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.56 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.57 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde sapa kalkma başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.58 Ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine (mg kg -1 ) B düzeylerinin etkisi Şekil 4.59 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.60 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.61 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.62 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde süt olum başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.63 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin bor (B) içeriğine etkisi Şekil 4.64 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin bor (B) içeriğine etkisi x

12 Şekil 4.65 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.66 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin azot (N) içeriğine etkisi Şekil 4.67 Ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin azot (N) içeriğine (g kg -1 ) B düzeylerinin etkisi Şekil 4.68 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.69 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin fosfor (P) içeriğine etkisi Şekil 4.70 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.71 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin potasyum (K) içeriğine etkisi Şekil 4.72 Ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin potasyum (K) içeriğine (g kg -1 ) B düzeylerinin etkisi Şekil 4.73 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.74 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Şekil 4.75 Topraktan ve yapraktan uygulanan B düzeylerinin ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin çinko (Zn) içeriğine etkisi Şekil 4.76 Topraktan ve yapraktan uygulanan artan B düzeylerinin buğday çeşitlerinde tanenin çinko (Zn) içeriğine etkisi xi

13 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1 Türkiye nin yılları arasındaki buğday ekim alanı, buğday üretimi ve buğday verimi...1 Çizelge 3.1 Bezostaja 1 ekmeklik buğday çeşidinin bazı özellikleri...42 Çizelge 3.2 Gerek 79 ekmeklik buğday çeşidinin bazı özellikleri...42 Çizelge 3.3 Kızıltan 91 makarnalık buğday çeşidinin bazı özellikleri...43 Çizelge 3.4 Kunduru 1149 makarnalık buğday çeşidinin bazı özellikleri...43 Çizelge 3.5 Ankara ili Haymana ilçesi İkizce istasyonu 2002, 2003, 2004 yılları ve uzun yıllar ortalamalarına ait toplam yağış ve ortalama sıcaklık değerleri...44 Çizelge 3.6 Ankara ili Haymana ilçesi İkizce istasyonu 2002, 2003, 2004 yılları ve uzun yıllar ortalamalarına ait ortalama bağıl nem ve ortalama rüzgâr hızı değerleri...45 Çizelge ve ürün dönemi deneme alanları topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri...55 Çizelge 4.2 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin birim alanda tane verimine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...57 Çizelge 4.3 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda tane verimine etkisi...58 Çizelge 4.4 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin birim alanda fertil başak sayısına etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...62 Çizelge 4.5 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda fertil başak sayısına etkisi...63 Çizelge 4.6 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin birim alanda toplam başak sayısına etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...67 Çizelge 4.7 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda toplam başak sayısına etkisi...68 Çizelge 4.8 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin başakta tane sayısına etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...72 Çizelge 4.9 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin başakta tane sayısına etkisi...73 Çizelge 4.10 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin bitki boyuna etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...76 Çizelge 4.11 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin bitki boyuna etkisi...77 xii

14 Çizelge 4.12 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin birim alanda biyolojik (sap+başak) verimine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...81 Çizelge 4.13 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda biyolojik (sap+başak) verimine etkisi...82 Çizelge 4.14 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin birim alanda hasat indeksi etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...87 Çizelge 4.15 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin birim alanda hasat indeksi etkisi...88 Çizelge 4.16 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin bin tane ağırlığına etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...91 Çizelge 4.17 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin bin tane ağırlığına etkisi...93 Çizelge 4.18 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin hektolitre ağırlığına (kg hl -1 ) etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları...96 Çizelge 4.19 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin hektolitre ağırlığına etkisi...97 Çizelge 4.20 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin tanede protein içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.21 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin protein içeriğine etkisi Çizelge 4.22 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun makarnalık buğday çeşitlerinin camsı tane oranına (%) etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.23 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde camsı tane oranına etkisi Çizelge 4.24 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.25 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisi Çizelge 4.26 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları xiii

15 Çizelge 4.27 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı dönemin bor (B) içeriğine etkisi Çizelge 4.28 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde bor (B) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.29 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum döneminde bor (B) içeriğine etkisi Çizelge 4.30 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.31 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Çizelge 4.32 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı dönemindeki azot (N) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.33 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisi Çizelge 4.34 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde azot (N) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.35 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum döneminde azot (N) içeriğine etkisi Çizelge 4.36 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.37 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Çizelge 4.38 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.39 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Çizelge 4.40 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde fosfor (P) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları xiv

16 Çizelge 4.41 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum döneminde fosfor (P) içeriğine etkisi Çizelge 4.42 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.43 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Çizelge 4.44 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.45 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Çizelge 4.46 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.47 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde potasyum (K) içeriğine etkisi Çizelge 4.48 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.49 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Çizelge 4.50 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.51 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Çizelge 4.52 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı dönemindeki kalsiyum (Ca) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.53 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum döneminde kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Çizelge 4.54 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı dönemindeki çinko (Zn) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları xv

17 Çizelge 4.55 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Çizelge 4.56 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.57 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin çiçeklenme başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisi Çizelge 4.58 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.59 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinin süt olum başlangıcı döneminde çinko (Zn) içeriği etkisi Çizelge 4.60 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin bor (B) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.61 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin bor (B) içeriğine etkisi Çizelge 4.62 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin azot (N) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.63 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin azot (N) içeriğine etkisi Çizelge 4.64 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin fosfor (P) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.65 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin fosfor (P) içeriğine etkisi Çizelge 4.66 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin potasyum (K) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.67 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin potasyum (K) içeriğine etkisi Çizelge 4.68 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin kalsiyum (Ca) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları xvi

18 Çizelge 4.69 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin kalsiyum (Ca) içeriğine etkisi Çizelge 4.70 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde tanenin çinko (Zn) içeriğine etkisine ilişkin varyans analizi sonuçları Çizelge 4.71 Topraktan ve yapraktan artan düzeylerde uygulanan borun ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde tanenin çinko (Zn) içeriğine etkisi xvii

19 1. GİRİŞ Ülkemiz gibi beslenmesi temelde bitkisel ürünlere, özellikle de tahıla dayalı olan, tek yönlü beslenmenin mevcut olduğu ülkelerde, bitkilerin beslenmesi daha büyük önem kazanmaktadır. Dünya gıda tüketiminde buğday, çeltik ve mısırın payı % 54 iken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın % 90 lara ulaştığı tahmin edilmektedir (Graham and Welch 1996). Sanayileşme hamlelerine rağmen hala bir tarım ülkesi olan Türkiye nin yılları arasındaki buğday ekim alanı, üretimi ve verimi ile ilgili bilgiler Çizelge 1.1 de toplu olarak verilmiştir. Çizelge 1.1 Türkiye nin yılları arasındaki buğday ekim alanı (ha), buğday üretimi (ton) ve buğday verimi (kg ha -1 ), (FAO 2005) Parametre Yıl Ekim Alanı, x10 6 ha Üretim, x10 6 ton Verim, kg ha Türkiye de tarım yapılan alanların (yaklaşık ha) yaklaşık yarısında tahıl tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde tahıl tarımı yapılan alanların yaklaşık %67 sinde ise buğday tarımı yapılmaktadır (FAO 2005). Ekim alanının fazlalığı ve gıda tüketimindeki yeri nedeniyle buğday tarımının ülkemiz için önemi aşikardır. Türkiye de ortalama buğday verimi, 2004 yılı verilerine göre Avrupa Birliği ( kg ha -1 ), Asya ( kg ha -1 ) ve dünyada ( kg ha -1 ) elde edilen ortalama verimden daha düşüktür. Türkiye de üretim ve veriminin artırılması, buğdayın beslenmesini ve verimi sınırlandıran faktörlerin ortaya konulması ve çözüm yollarının bulunmasıyla gerçekleşecektir. Çeşitli bitkisel ve çevresel faktörler buğday beslenmesini ve verimini etkilemektedir. Buğday beslenmesine etki eden faktörlerinden birisi de toprak ve bitkideki bor içeriğidir. Bitki besin maddesi olarak yüksek bitkilere B un gerekliliği yaklaşık 82 yıl önce belirlenmiş (Warington 1923) olmasına karşın bitki bünyesindeki fonksiyonları hala tam olarak anlaşılmış değildir. Günümüzdeki bilgilere göre bor, bitki bünyesinde karbonhidrat 1

20 ve protein metabolizmasında, doku farklılaşmasında, oksin ve fenol metabolizmasında, membran geçirgenliğinde, polen çimlenmesinde ve polen tüpü büyümesinde önemli roller üstlenmektedir (Marschner 1995). Bitki bünyesindeki bu önemli işlevleri nedeniyle buğday tarımı yapılan alanlarda B un topraktaki noksanlığı ya da fazlalığı büyük önem kazanmaktadır. Bor noksanlığı dünyada en sık rastlanan mikro element beslenme problemidir (Gupta 1993). Eyüpoğlu vd. (2000) tarafından, kritik noksanlık düzeyi 0.5 mg kg -1 kabul edildiğinde Orta Anadolu topraklarının % unda potansiyel olarak B noksan alanların olabileceği rapor edilmiştir. Birçok araştırma sonucu olarak, buğdayın beslenmesinde B noksanlığının etkisi, sterilitenin ortaya çıkması ve tane tutumunun azalmasıyla verimin sınırlandırılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bor noksanlığı olan alanlarda çeşit farklılıkları da göze alınarak yapılan çalışmalarda, özellikle duyarlı çeşitlerde B gübrelemesiyle sterilitenin azaldığı (Rerkasem and Jamjod 1989, Subedi et al. 1997a, Laila and Adel 2002), polen çimlenmesi (Cheng et al. 1993), tane tutumu (Cheng et al. 1993, Rerkasem et al. 1994) ve başaktaki tane sayısı ile birlikte tane veriminin arttığı (Rerkasem and Loneragan 1994, Pant et al. 1998) çok sayıda araştırıcı tarafından ortaya konulmuştur. Özellikle kurak ve yarı kurak iklim kuşaklarında, B un topraktaki miktarıyla birlikte bitki bünyesine alınan B un hareketi de bitkisel üretimde sınırlandırıcı faktör olabilmektedir. Her ne kadar araştırıcılar arasında fikir birliği olmamasına karşın, B un bitki bünyesindeki taşınımının ksilem yoluyla transpirasyona bağlı olarak gerçekleştiği konusundaki görüşler ağırlık kazanmaktadır (Pate 1975, Shelp et al. 1987, Shelp et al. 1992). Bu bilgi ışığında, özellikle kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde topraktan B gübrelemesiyle birlikte yapraktan B uygulaması da bitkinin B ihtiyacını karşılamada bir çözüm olabilecektir. Anılan bilgilerden yola çıkarak bu araştırmanın amacı; kuru koşullarda buğday yetiştiriciliği yapılan alanlarda, bazı ekmeklik (Bezostaja-1, Gerek-79) ve makarnalık (Kızıltan-91, Kunduru-1149) buğday çeşitlerinde topraktan ve yapraktan uygulanan B un; 2

21 - buğday çeşitlerinin sapa kalkma başlangıcı, çiçeklenme başlangıcı ve süt olum başlangıcı dönemlerinde toplam N, P, K, Ca, B, Zn miktarına, - buğday çeşitlerinin birim alanda tane verimine, - buğday çeşitlerinin birim alanda toplam ve fertil başak sayısına, - buğday çeşitlerinin bitki boyuna, - buğday çeşitlerinin başaktaki tane sayısına, - buğday çeşitlerinin biyolojik verimine, - buğday çeşitlerinin hasat indeksine, - buğday çeşitlerinin tanelerinde protein miktarına, - buğday çeşitlerinin tanelerinde camsı tane oranına, - buğday çeşitlerinin tanelerinin hektolitre ağırlığına, - buğday çeşitlerinin tanelerinin bin tane ağırlığına, - buğday çeşitlerinin tanelerinde toplam N, P, K, Ca, B, Zn miktarına etkisini belirlemektir. 3

22 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI VE KURAMSAL TEMELLER 2.1 Toprakta Bor Toplam ve bitkiye yarayışlı bor Yerkabuğunda toplam B konsantrasyonu ana kayanın çeşidine bağlı olarak farklılık göstermekle birlikte, Power and Woods (1997) a göre mg kg -1 arasında, Barber (1995) e göre mg kg -1 arasında değişmekte ve ortalama olarak mg kg -1 B bulunmaktadır. Krauskopf (1972) ye göre, yerkabuğunun ortalama bor kapsamı 10 mg kg -1 olup genellikle toprakların toplam B içeriği mg kg -1 arasında değişmekte ve ortalama B konsantrasyonu 10 mg kg -1 dır. Shorrocks (1997) ye göre; asidik volkanik kayalardan granit ve riyolit mg B kg -1, nötr volkanik kayalardan diyorit 9-25 mg B kg -1, bazik volkanik kayalardan bazalt ve gabro 5-20 mg B kg -1, sedimenter kayalardan şist mg B kg -1, kumtaşı 30 mg B kg -1, kireçtaşı ve dolomit mg B kg -1 ve metamorfik kayalardan gnays mg B kg -1 bor içermektedir. Shorrocks (1997), toprakların bor kapsamları yönünden ikiye ayrılabileceğini ve düşük bor kapsamına sahip toprakların <10 mg B kg -1, yüksek bor kapsamına sahip toprakların ise mg B kg -1 içerdiğini belirtmiştir. Toprakların B içerikleri genellikle düşüktür. Ancak B içeriği fazla olan toprakların bu özellikleri son zamanlardaki volkanik olaylardan kaynaklanmaktadır (Shorrocks 1997). Shorrocks (1997), topraktaki toplam B un yaklaşık %10 unun bitkiye yarayışlı durumda bulunduğunu, bununla birlikte Bokde (1963), Gupta (1968), Katyal and Vlek (1985) ise topraktaki toplam B un ancak %5 inin bitkilere yarayışlı formda olduğunu bildirmişlerdir. Genel olarak yapılan araştırmalarda, toprakların toplam B kapsamları ile suda çözünebilir B miktarları arasında anlamlı bir ilişki bulunamadığı (Brasil Sobrinho and Freire 1980); çözünebilir B konsantrasyonunun sadece toplam B miktarına bağlı olmadığı, bununla birlikte pedojenik süreçler ve toprak organik maddesi gibi çeşitli faktörlerin de suda çözünür B konsantrasyonunu yüksek oranda etkilediği belirtilmiştir (Leon et al. 1985). 4

23 Kacar and Fox (1967), Türkiye nin farklı yörelerinden alınan 20 adet toprak örneğinin sıcak suda çözünebilir B kapsamının mg B kg -1 arasında değişmekte olduğunu bildirmişlerdir. Kacar vd. (1979), Doğu Karadeniz Bölgesi nde 30 farklı çay bahçesinden aldıkları toprak örneklerinde B kapsamının mg kg -1 arasında değiştiğini ve toprakların %63 ünde bor noksanlığının bulunabileceğini rapor etmişlerdir. Sillanpaa (1982) tarafından 30 farklı ülkeyi kapsayan global düzeyde yapılan çalışmada, Türkiye topraklarının B kapsamının mg kg -1 arasında değiştiği ve ortalama B miktarının ise 1.6 mg kg -1 olduğu saptanmıştır. Aynı çalışmada, en yüksek B miktarına Orta Anadolu Bölgesinin sahip olduğu, en düşük B miktarının ise Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgesi nde olduğu belirtilmiştir. Hakerlerler vd. (1986), Büyük Menderes havzası pamuk ekim alanlarında borun topraktaki ve bitkideki durumunu belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, toprak örneklerinin B miktarının mg kg -1 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Bayraklı and Er (1995), Konya nın Hadim Aladağ bölgesindeki topraklarda ve bağlarda B içeriğini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; 52 adet toprak örneğinin bitkiye yarayışlı B miktarının 0 30 cm derinlikten alınan örneklerde mg kg -1 arasında, cm derinlikten alınan örneklerde ise mg kg -1 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Taban vd. (1997), Orta Anadolu da çeltik tarımı yapılan toprakların bitkiye yarayışlı B içeriğinin mg kg -1 arasında değişerek ortalama 2.73 mg kg -1 olduğunu ve toprakların %40 ında yeterli, %55 inde fazla ve %5 inde çok fazla B bulunduğunu bildirmişlerdir. Orta Anadolu da yapılan çalışmalarda, Konya-Merkez in 8.0 mg kg -1, Konya-Çomaklı nın 23.0 mg kg -1, Eskişehir-Hamidiye nin 12.0 mg kg -1, Eskişehir- Sultanönü nün 0.8 mg kg -1 ve Şanlıurfa-Koruklu nun 0.3 mg kg -1 B içeriğine sahip olduğu saptanmıştır (Alkan 1998). Güneş vd. (1999), Beypazarı yöresinde havuç yetiştirilen alanlardan alınan 57 toprak örneğinde bitkiye yarayışlı B miktarının mg kg -1 arasında değiştiğini ve yaprak analizlerinden elde edilen sonuçlara göre bitkilerin bor beslenmesinde yetersizliğin söz konusu olmadığını bildirmişlerdir. 5

24 Işık vd. (1999), 5.1 milyon hektar arazi varlığına sahip ve bu arazi varlığının yaklaşık 3 milyon hektarında tarım yapılmakta olan Konya ve Karaman illerinden toprakların bazı özellikleri ve bitkiye yarayışlı mikro element kapsamlarını belirlemek amacıyla alınan 1028 adet toprak örneğinin bitkiye yarayışlı bor kapsamının mg kg -1 arasında değiştiğini saptamışlardır. Aynı çalışmada, Konya ve Karaman illeri tarım topraklarının ortalama bitkiye yarayışlı bor miktarı 0.60 mg kg -1 olarak belirlenmiştir. Eyüpoğlu vd. (2000), Orta Anadolu topraklarının bor durumunu belirlemek amacıyla bölgedeki 11 ilden alınan toplam 278 adet toprak örneğinin bitkiye yarayışlı B kapsamının mg kg -1 arasında değiştiğini ve ortalama B kapsamının 0.62 mg kg -1 olduğunu bildirmişlerdir. Aynı çalışmada, topraklarda kritik noksanlık düzeyi 0.3 mg B kg -1 kabul edilirse çalışma alanının %44.24 ü, kritik noksanlık düzeyi 0.5 mg B kg -1 kabul edilirse % u potansiyel olarak bor noksan alanlar olarak rapor edilmiştir Borun yarayışlılığını etkileyen etmenler Toprak reaksiyonu (ph) ve kireç Toprak ph sı ile bitkiye yarayışlı B içeriği arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Goldberg (1997) e göre, B un bitkiler tarafından alınabilirliğini etkileyen en önemli faktörlerden birisi toprak ph sı olup genellikle bitkinin B absorpsiyonu toprak ph sının artışıyla azalmaktadır. Toprak reaksiyonu, ph<7.0 olduğunda B(OH) 3 toprakta başat durumdadır ve killerin borik aside olan ilgisi oldukça düşüktür. Toprakta ph nın artmasıyla B(OH) 4 konsantrasyonu ve sonuçta kil minerallerine nispi olarak güçlü ilgisi olan borat anyonunun artışıyla adsorbe edilen B miktarı da artmaktadır (Keren and Bingham, 1985). Wear and Patterson (1962), toprakta suda çözünebilir B un yarayışlılığına toprak tekstürü ve ph nın etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; suda çözünebilir B kapsamları özdeş, farklı ph lara ve kumlu tın ve siltli kil bünyeye sahip topraklarda, bitki tarafından B alımının ph sı düşük olan topraklarda ph sı yüksek olan topraklara göre daha fazla olduğunu belirlemişlerdir. 6

25 Oertli and Grgurevic (1975), arpa köklerinin bor absorpsiyonuna ph nın etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, çözelti ph sının artışıyla birlikte dissosiye olmamış B(OH)3 fraksiyonlarının ve B absorpsiyonunun azaldığını saptamışlardır. Aynı çalışmada, genellikle ortamın ph sı olduğunda en yüksek seviyeye çıkan bitkideki B alımının ph artışıyla birlikte büyük bir hızla azalmakta olduğu ve ortam ph sı 6 olduğunda B alımı 100 kabul edilirse izleyen ph değerlerinde arpa bitkisinde dissosiye olmamış borik asit, B(OH) 3, şeklindeki B alımının hızla azaldığı belirtilmiştir. Toprak kolloidleri tarafından yapılan B adsorpsiyonunun da toprak ph sından etkilendiğine dair araştırma sonuçları mevcuttur. Toprak kolloidlerince B adsorpsiyonunun düşük ph lardan yüksek ph lara gidildikçe arttığı (Barrow 1989, Letho 1995), bununla birlikte ph 10.0 dan ph 11.5 a doğru yükseldikçe B adsorpsiyonunun azaldığı (Goldberg and Glaubig 1986) belirtilmiştir. Elrashidi and O Connor (1982), toprakların ph sı ile çözünür B konsantrasyonları arasında negatif korelasyon olduğunu, Bartleta and Picarelli (1973) ile Bennett and Mathias (1973) ise toprak ph sının artışına ve gereğinden fazla kireçlemeye bağlı olarak B un bitkiler tarafından alımında azalma görüldüğünü bildirmişlerdir. Yapılan çeşitli çalışmalar, B noksanlığının genellikle yüksek ph ya sahip topraklarda görüldüğünü ortaya koymuştur. Kireç uygulamasıyla bitkilerde B noksanlığı belirtilerinin ortaya çıkması, yüksek ph değerlerinde bitkiler tarafından B alımının azalmasına bir örnek olarak verilebilir (Goldberg 1997). Goldberg and Forster (1991), kireçli topraklar ve kalsitte B sorpsiyonunu belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; kaynak mineral olarak kullanılan kalsitte çözelti ph sının 6 dan 9 a yükselmesiyle B adsorpsiyonunun arttığını, en fazla adsorpsiyonun ph 9,5 da meydana geldiğini ve çözelti ph sının 10 dan 11 e yükselmesiyle B adsorpsiyonunun azaldığını bildirmişlerdir. Kireç uygulaması, toprak çözeltisinde ph yı yükseltmesinden dolayı B fiksasyonunu artırır. Kalsiyum karbonat, kireçli topraklarda toprak ph sının etkisi ile önemli bir B adsorpsiyon yüzeyi olarak davranış göstermektedir (Elseewi 1974, Elseewi and Elmalky 1979, Goldberg and Forster 1991). 7

26 Hem amorf hem de kristalin demir ve alüminyum oksitler tarafından B adsorpsiyonunun ph nın artışıyla birlikte artmakta olduğu, ph arasında olduğunda alüminyum oksitler, ph arasında olduğunda demir oksitler tarafından en fazla B adsorpsiyonunun gerçekleştirildiği yapılan çok sayıda araştırma ile ortaya konulmuştur (Bloesch et al. 1987, Goldberg and Glaubig 1985, McPhail et al. 1972, Sims and Bingham 1968; Su and Suarez 1995). Kacar ve Katkat (1999) yapılan çok sayıda çalışmanın sonucu olarak; asit reaksiyonlu topraklara fazla kireç uygulandığında B alımındaki azalmanın demir ve alüminyumun sulu oksitleri tarafından güçlü şekilde adsorbe edilmesine dayanılarak açıklandığını ve borun ph 7.0 de Al(OH) 3 ve ph 8.9 da ise Fe(OH) 3 tarafından adsorbe edilerek bitkilerin B alımını hızla azalttığını ifade etmişlerdir Tekstür Elrashidi and O Connor (1982), toprakların B içeriğinin kil miktarına bağlı olarak arttığını ve toprakların kil içeriği ile B içeriği arasında pozitif korelasyon olduğunu bildirmişlerdir. Fleming (1980) ve Gupta (1968), ince bünyeli toprakların kaba bünyeli topraklara göre daha fazla bitkiye yarayışlı B içerdiğini ve bunun bir sonucu olarak genellikle kaba tekstürlü topraklarda B noksanlığının daha yaygın görüldüğünü bildirmişlerdir. Wear and Patterson (1962), suda çözünebilir B kapsamları özdeş olan kumlu tın ve siltli kil bünyeye sahip topraklarda yaptığı çalışmada, yonca bitkisinin kaba bünyeli toprakta ince bünyeli toprağa göre daha fazla B alımına sahip olduğunu belirtmişlerdir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucu olarak, toprakta adsorbe edilen B miktarı toprağın tekstürü ile ilişkilidir ve toprağın kil miktarındaki artışa bağlı olarak adsorbe edilen B miktarı da artmaktadır (Elrashidi and O Connor 1982, Mezuman and Keren 1981, Wild and Mazaheri 1979, Bhatnagar et al. 1979). Singh et al. (1976), farklı tekstürlü topraklarda bitkilerin aynı miktarda B alımını gerçekleştirebilmeleri için ince tekstürlü topraklara kaba tekstürlü topraklara göre daha fazla B uygulamasının yapılması gerekliliğini belirtmişlerdir. 8

27 Goldberg (1997), toprakların kaolinit, montmorillonit ve klorit kil mineralleri miktarı ile B adsorpsiyonu arasında yüksek pozitif korelasyon olduğunu; Keren and Mezuman (1981), kil minareleri arasında mika tipi bir kil olan illit tarafından en yüksek B adsorpsiyonunun gerçekleştirildiğini, bunu montmorillonitin izlemekte olduğunu ve en az B adsorpsiyonunun ise kaolin kil mineralinde görüldüğünü belirtmişlerdir Nem ve Sıcaklık Toprak nemi ile bitkiye yarayışlı B miktarı arasında da önemli bir ilişki mevcut olup; Fleming (1980), genellikle B un yarayışlılığının kuru topraklarda B noksanlığına neden olacak kadar düşük olduğunu bildirmiştir. Kurak toprak koşulları altında yetiştirilen pek çok bitkide B noksanlığı belirtilerinin şiddetle görüldüğü rapor edilmiş olup, bu durum tarla ve serada yapılan pek çok araştırma ile de doğrulanmıştır. Scott et al. (1975), B un bitki köklerine difüzyonunun azalmasını, topraktaki kuruma ile birlikte toprak çözeltisindeki B un hareketliliğinin (mobilite) azalması ve topraktaki difüzyona uğrayacağı uzunluğun artmasıyla açıklamıştır. Biggar and Fireman (1960) a göre, ıslanma ve kuruma dönemleri toprakta B fiksasyonunu artırmakla birlikte, kurumanın B adsorpsiyonu üzerine etkisi toprağa ilave edilen B miktarının artışıyla daha da belirginleşmektedir. Mezuman and Keren (1981), toprağın su içeriğinin azalmasıyla birlikte B adsorpsiyonunun arttığını belirtmelerine karşın; Gupta (1968), topraktaki tarla kapasitesinin % 50 den % 100 e yükseltilmesiyle B adsorpsiyonunu toprağın nem içeriğinin etkilemediğini bildirmiştir. Toprak sıcaklığının artması B adsorpsiyonu artırmaktadır. Fleming (1980), bitkilerde B noksanlığının genellikle kurak geçen yaz aylarında ortaya çıkmasını, toprak nemi ve toprak sıcaklığının karşılıklı etkisinden dolayı B adsorpsiyonunun artışından meydana gelmesi ile açıklamıştır. Biggar and Fireman (1960) ve Goldberg et al. (1993) kristalize olmuş minerallerin hâkim olduğu topraklarda, sıcaklığın 10 C den 40 C ye yükseltilmesiyle birlikte B adsorpsiyonunun azaldığını; buna karşın Bingham et al. (1971) amorf minerallerin hâkim olduğu bir toprakta B adsorpsiyonunun sıcaklığın 10 C den 40 C ye çıkartılması durumunda çok az arttığını belirtmişlerdir. 9

28 Organik Madde Toprak, yaşayan bir varlıktır ve onun canlı olmasını sağlayan bileşeni ise organik maddedir. Tarım topraklarının büyük bir çoğunluğu %1 5 arasında organik madde (genellikle 0-30 cm derinlikte) ihtiva etmesine karşın toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine çok önemli etkilerde bulunmaktadır. Organik madde, toprakta B un yarayışlılığını etkileyen önemli toprak bileşenlerinden birisidir. Ancak, organik maddenin bitkilerin B beslenmesinde rolü yeterince açık olarak ortaya konulmamakla birlikte, B yarayışlılığı üzerine etkileri konusunda birçok araştırıcı tarafından çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Doğal toprak B u ve sıcak suda çözünebilir B ile toprağın organik karbon miktarı arasında pozitif korelasyon olduğu (Elrashidi and O Connor 1982, Gupta 1968, Miljkovic et al. 1966, Berger and Troug 1945), adsorbe edilen B ve bor adsorpsiyonunun fazlalığı ile toprağın organik karbon içeriği arasında önemli bir ilişkinin varlığı (Elrashidi and O Connor 1982, Evans 1987, Harada and Tamai 1968) çeşitli araştırmaların sonucu olarak ortaya konulmuştur. Purves and McKenzie (1974), toprağa organik materyallerin fazla miktarda uygulanması durumunda bitkiler tarafından B alımının arttığı ve bazı zamanlarda bitkilerde fitotoksik etkilerin görüldüğünü rapor etmişlerdir. Buna karşın farklı araştırıcılar tarafından, organik maddece varsıl olan topraklara B uygulamasının gerekli olduğu (Prasad and Bryne 1975) ve mineral bir toprakta B fazlalığına neden olacak miktarda B uygulaması yapılsa da organik maddece varsıl olan topraklarda yetiştirilen bitkilerde B fazlalığı belirtilerinin gözlenmediği bildirilmiştir (Gupta 1968). Bir başka araştırmada, topraklara %56 organik madde kapsamına sahip olan gyttja uygulamasıyla buğday bitkisinin B konsantrasyonlarının azalma göstermesi, ilave edilen organik maddenin topraktaki B u bağlayarak B alımının sınırlandırılmasıyla ilişkili görüldüğü rapor edilmiştir (Barut 1997). Organik madde içeriği yüksek olan toprakların çoğunlukla B içeriği de yüksek olmaktadır. Özellikle, nötr ve asit tepkimeli topraklarda en önemli B kaynağının organik maddeye bağlı B olduğu öne sürülmektedir (Russell 1973, Mezuman and Keren 1981). Humusun B a karşı çok yüksek bir kimyasal ilgisinin olduğu ve bu kimyasal ilginin de 10

29 B un tutulmasında önemli bir role sahip olduğu bildirilmiştir (Parks and White 1952, Gu and Lowe 1990). Bor, topraktaki organik madde fraksiyonu içindeki hidroksil grubuna sahip bileşenlere karşı çok yüksek bir bağlanma ilgisi göstermekte ve bu OH gruplarıyla organik maddeye tutunması söz konusu olmaktadır (Loomis and Durst 1992, Keren and Bingham 1985). Boratlar, karboksilik asitlerle birlikte bulunan diol gruplarıyla tekrar birleşerek humus tarafından adsorbe edilebilmektedir. Russell (1973) e göre bu şekilde bağlanmanın, asit veya nötr koşullarda boratların seskioksitlere bağlanmasından daha kuvvetli olması nedeniyle, bir çok tarım toprağında B un temel kaynağını humik kolloitler oluşturmaktadır. Kurak ve yarı kurak bölge topraklarının organik madde miktarlarının oldukça düşük olması nedeniyle B adsorpsiyonu kil mineralleri ve hidros-oksitlere göre düşük olmaktadır. Yermiyahu et al. (1988), organik maddenin kil minerallerine göre en az 4 kat daha fazla B bağlama kapasitesine sahip olduğunu bildirmişler ve bu durumu organik maddedeki OH gruplarının B a olan ilgisinin montmorillonitten daha yüksek olmasıyla açıklamışlardır. Yermiyahu et al. (1995), bir karışımdaki organik maddenin B sorpsiyon kapasitesinin Ca-montmorillonitten 4.5 kat fazla olduğunu, karışım içindeki organik madde artışıyla birlikte sorbe edilen B fraksiyonunda dikkat çekici artışların meydana geldiğini, karışımdaki organik madde içeriği %10 olduğunda toprağa ilave edilen B un yaklaşık olarak %90 ının toprak kompoze organik madde karışımı tarafından adsorbe edildiğini ve toprakta yeterli miktarda organik madde bulunması durumunda özellikle ph arasında toprak çözeltisindeki yüksek B konsantrasyonunun azalabildiğini saptamışlardır. Ağırlık esasına göre, toprak organik maddesinin mineral toprak bileşenlerinden daha fazla miktarda B adsorpsiyonu yaptığı araştırma sonuçlarıyla ortaya konulmuştur (Yermiyahu et al. 1988, Gu and Lowe 1990). Gupta (1968), suda çözünür B içeriği (10 mg B kg -1 ) yüksek olan organik bir toprakta yetiştirilen tatlı mısır bitkisinde B fazlalığı belirtileri gözlemlenmemesine karşın yaklaşık aynı düzeyde B kapsayan mineral topraklarda yetiştirilen bitkilerde özellikle tahıllarda şiddetli B fazlalığı belirtilerinin meydana geldiğini bildirmiştir. 11

30 2.2 Bitkide Bor Bor alımı Mikro elementler arasında ametal olan tek bitki besin maddesi B un yüksek bitkiler için bitki besin maddesi olarak mutlak gerekliliği yaklaşık 82 yıl önce Warington (1923) tarafından belirlenmiş olmasına karşın bitki bünyesindeki fonksiyonları hâlâ tam olarak anlaşılmış değildir. Bitkilerin topraktan B alımını etkileyen en önemli etmenleri; toprağın bitkiye yarayışlı B kapsamı, toprak ph sı, topraktaki değişebilir iyonların tipi, topraktaki minerallerin miktarı ve tipi, toprağın organik madde kapsamı, toprağın ıslanması ve kuruması, toprak / su oranı olarak sıralamak mümkündür (Goldberg 1997, Keren et al. 1985). Tek çenekli, çift çenekli ve iğne yapraklı bitkiler, eğrelti otu, çoğu diatom (deniz algi) türleri ve azot fikse eden siyanobakterlerin gelişimi için B un temel bir besin elementi olduğu birçok araştırıcı tarafından ortaya konulmuştur (Shelp 1993, Loomis and Durst 1992). Genellikle yulaf, buğday gibi tek çenekli bitkilerin bazı türleri, çift çenekli bitkiler ve mısır, zambak gibi diğer tek çenekli bitkilere göre B a gereksinimi daha azdır (Marschner 1995). Bor, yüksek bitkiler için mutlak gerekli bir mikroelementtir ve B noksanlığında bitki gelişimi hızlı bir şekilde engellenir. Bitki gelişiminin hızlı olarak engellenmesi; bitki türlerinin çoğunda B un hareketliliğinin sınırlı olması (Brown and Shelp 1997, Oertli and Richardson 1970) ve hücre duvarında oynadığı özel yapısal rolü (Matoh 1997, Hu and Brown 1994, Loomis and Durst 1992) gibi B fizyolojisinin iki önemli özelliğinin bir sonucu olarak meydana gelir. Bitkiler tarafından B un alımı konusunda araştırıcılar arasında fikir birliği olmamasına karşın, temelde pasif absorpsiyon yoluyla dissosiye olmamış borik asit [B(OH) 3 ] şeklinde alındığına inanılmaktadır. Bitkiler tarafından B alınımının, borik asidin [B(OH) 3 ] ve sonradan oluşan cis-diol komplekslerinin kolaylıkla geçişini sağlayan kök plazma membranlarında meydana gelen pasif bir işlem olduğu çeşitli araştırıcılar tarafından belirtilmiştir. (Brown and Hu 1994, Shelp 1993, Seresinhe and Oertli 1991). Hu and Brown (1997), bitkilerin B alımının, borik asit (H 3 BO 3 ) formunda pasif 12

31 absorpsiyon yoluyla olduğunu ve bitkiler tarafından alınan B un, hücre duvarlarında ve sitoplâzma içerisinde çok hızlı bir şekilde B kompleksi oluşturduğunun tahmin edildiğini; bununla birlikte bitkide B komplekslerinin oluşumunun, hücre duvarlarındaki borik asit konsantrasyonunu azaltmasının bitkinin çözeltiden B alımını artırdığını ve çözeltiden alınan serbest borik asidin konsantrasyonundan dolayı bitki dokularındaki B konsantrasyonunun aşırı miktarda artabildiğini belirtmişlerdir. Bitkilerin B alımına, öncelikli olarak B un alındığı ortamın B konsantrasyonu ve bunun yanı sıra bitkilerin transpirasyon kapasiteleri de etkili olmaktadır (Marschner 1995). Bitkilerin B alım kapasiteleri aynı toprakta yetişen bitki türlerine göre farklılık göstermekte ve genellikle bitkilerin B gereksinimleri türlerinin tipik farklılıklarını da yansıtabilmektedir. Hu and Brown (1997), bitki türlerinin B alımındaki ayrımlılıkların; membran geçirgenliğindeki farklılıklardan, kök içinde ve kök dışında B kompleksinin oluşum miktarı ve B kompleksi oluşumunu belirleyen organik bileşiklerin miktarından ve şu an tanımlanamayan bazı mekanizmalardan kaynaklandığını bildirmişlerdir. Araştırıcılar tarafından yapılan deneysel ve arazi çalışmaları sonucunda, benzer çevresel koşullar altında yetiştirilen bitkilerde bile B alımının bitki türlerine göre büyük farklılıklar gösterdiği saptanmıştır (Hu and Brown 1997). Bitki türleri hatta aynı türün çeşitleri arasında bile B alımında büyük farklılıklar olduğuna örnek olacak bir çalışmada; Nable (1988), B toksisitesine dayanıklılıklarını belirlemek amacıyla 5 arpa ve 6 buğday çeşidini su kültüründe yetiştirmiş; arpa ve buğday çeşitlerinin bütün organlarındaki B konsantrasyonu ve toplam B kapsamının birbirlerinden oldukça farklı olduğunu ve B toksisitesine dayanıklı çeşitlerin duyarlı çeşitlerden her zaman daha az B biriktirdiğini bildirmiştir Bor taşınımı Suyun, bitki bünyesinde taşıyıcı olarak işlev gördüğü ve besin elementlerinin bitki içerisindeki uzun mesafe taşınımlarının ksilem ve floem iletim demetleri içerinde meydana geldiği bilinmektedir. Borun bitki bünyesinde hareketliliği konusunda da araştırıcılar arasında fikir birliği olmamasına karşın, bitkideki taşınımının ksilem iletim demetlerinde olduğuna dair görüşler yoğunluk kazanmaktadır. Bitki köklerinden yeşil 13

32 aksama olan yukarı doğru taşınma ksilemin canlı olmayan hücrelerinde olur ve gün boyunca yeşil aksamdan oluşan su kayıplarının sonucu olarak su potansiyeli gradientinden dolayı bitki içerisinde B taşınımı meydana gelir. Ksilemdeki ilk B taşınımı genel olarak fazla besin maddesi ihtiyacı olmayan yaşlı yapraklara (yüksek transpirasyon yerlerine) doğru olmaktadır (Pate 1975). Buna karşın, bitki bünyesinde floemdeki taşınım transpirasyona bağlı olmayıp, hem aşağı hem de yukarı doğru meydana gelmekle birlikte genç yapraklar, meyveler ve tohum gibi sürekli su kaybı olmayan bitki organlarında besin ihtiyacının büyük çoğunluğu floem taşınmasıyla karşılanmaktadır. Bazı araştırıcılar bitkilerin yaşlanmasına bağlı olarak yukarı doğru (acropetal) konsantrasyon gradientinin azalmasının nedenini ksilemde B taşınımına bağlamışlar ve bunun da yeşil aksamdaki su kaybıyla orantılı olduğunu bildirmişlerdir (Shelp et al. 1987, 1992). Tek bir yaprakta dahi B konsantrasyonunda ani bir gradient farkı oluşmasının aşırı miktarda B birikimine neden olabildiği (Oertli and Roth 1969, Oertli 1994), gradient farkı oluşması durumunda yapraklardaki B konsantrasyonunun floem özsuyundan daha yüksek olduğu da belirlenmiştir (Shelp et al. 1996, Marentes et al. 1997). Yeşil aksamdaki B noksanlığı tipik olarak meristematik dokularda (uç tomurcuklar ve genç yapraklar vb) görülürken, B fazlalığı belirtilerinin genellikle transpirasyon sonucu suyun yaprağı terk ettiği yerlerde yani çoğunlukla yaşlı yaprakların kenarlarında görülmesi (Oertli 1994, Marschner 1995) B un bitki içinde ksilemde taşındığının bir göstergesi olarak ortaya konulmaktadır. Yukarıda bahsi geçen araştırmalardan elde olunan sonuçlar, B un bitki bünyesinde hareketsiz (immobil) bir element olarak sınıflandırılması için zemin oluştururken, bazı araştırma sonuçları ise B un floemde hareketliliği olasılığını da ortaya çıkarmaktadır. Borun floemde hareketli olduğunu gösteren bir çalışmada (Shelp 1987), yeterli B koşullarında yetiştirilen brokolinin floeminden bitkinin büyüme organlarına taşınan B miktarını belirlemeye çalıştığı araştırmasında; tüm elementlerin ağırlık esasına göre nispi yüzdelerinin karşılaştırılması sonucunda, floemde hareketli olarak sınıflandırılan N, P, K gibi elementlere eşit veya daha büyük miktarlarda B un bitkinin büyüme yerlerine taşındığını saptamış ve bitkinin büyüme organlarında B gereksinimini karşılamada floemin ksilemden daha baskın olduğunu ileri sürmüştür. 14

33 Liu et al. (1993), B lu ve B suz uygulamalarla iki brokoli çeşidini farklı alınabilir B kapsamına sahip topraklarda ve sulu koşullarda yetiştirerek tarla şartlarında brokoli bitkisinde B dağılımı ve taşınımını araştırdıkları çalışmalarında; yeşil aksamdaki B konsantrasyon gradientindeki azalmanın yalnızca B uygulamasının yapıldığı koşullarda görüldüğünü ve buna karşın, çiçekteki B konsantrasyonu ve içeriğinin B uygulamalarından çok az etkilendiğini bildirmişlerdir. Aynı çalışmada, transpirasyonun gerçekleştiği organlarda B birikimi görülmekle birlikte düşük B içeren organlara B taşınımının koşullara bağlı olarak değişiklik gösterdiği belirtilmiştir. Brown and Hu (1996) tarafından, ilk fotosentez ürünlerinden biri olan sorbitole sahip bitki türlerinde önemli miktarda floem hareketliliğinin olduğunu, bir bitki türünde polyol olarak adlandırılan ve B bağlama (kompleksleme) yeteneğine sahip oldukları bildirilen sorbitol, mannitol ve dulcitol bileşikleri bulunuyorsa B un floemde hareketli olabileceği ileri sürülmüştür. Hu et al. (1997) tarafından, kereviz (Apium graveolens) ve şeftali (Prunus persica) de B-polyol komplekslerinin izolasyonu ve karakterizasyonu yapılarak polyol olarak adlandırılan ve B bağlama yeteneğine sahip olan bu bileşiklerin varlığı ortaya konulmuştur. Aynı tarla koşullarında yetiştirilen badem (Prunus amygdalus), elma (Malus domestica), fıstık (Pistachio vera) ve ceviz (Juglans regia) ağaçlarının çeşitli organlarındaki B dağılımının farklı olduğu, fıstık ve cevizde en yüksek B konsantrasyonunun yaprakta (130 ve 295 mg kg -1 ), en düşük ise meyve ve tohumda (1 ve 4 mg kg -1 ) olduğu; buna karşın, bademde en yüksek B konsantrasyonunun meyve kabuğunda (170 mg kg -1 ), elmada ise meyve çekirdeğinde (54 mg kg -1 ) bulunduğunu, badem ve elmanın yaprak B konsantrasyonlarının (41 ve 42 mg kg -1 ) ise daha düşük olduğu saptanmıştır (Brown and Hu 1996). Bununla birlikte, Brown and Shelp (1997) tarafından, B un bitki türlerinin farklı organlarında dağılımının B hareketliliğinin bir kanıtı olabileceği ifade edilmiştir. Bellaloui et al. (1999), sorbitol üretimi için gen aktarımı yapılmış, yapılmamış ve yabani tütün çeşitlerinin yaşlı yaprakları, meristematik dokuları, gövde ve köklerinde en yüksek B konsantrasyonu ve B alımına gen aktarılmış tütün çeşidinin sahip olduğunu, bitkinin toplam B içeriği ile sorbitol üretimi arasında pozitif bir ilişkinin var olduğunu, bitkide sorbitol varlığının hem B alımı hem de B taşınımını artırdığını belirtmişlerdir. 15

34 Floemdeki B taşınımının, sorbitol, mannitol ve dulcitol gibi polyol bileşikleri ile arasında ilişki olmadığına dair çalışmalar da yapılmıştır. Letho et al. (2000), İskoç çamı ve Norveç ladini fidelerinde B un hareketliliğini inceledikleri çalışmalarında; bazı bitki türlerinde B un şeker alkollerle kompleks oluşturarak taşınmasının aksine floeminde bu bileşikleri içermeyen çam ve ladin fidelerinin gövdelerine 10 B ile etiketlenmiş 50 mm borik asit uygulamasından bir gün sonra kök sistemlerinde 10 B un oran ve miktar olarak arttığını ve sonuçta bu iki kozalaklı türün gövdelerinden köklerine B taşınımı yaptıklarını bildirmişlerdir. Letho et al. (2004), yaprağını döken 12 adet orman ağacının polyol içerikleri ve B hareketliliği arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarında, B hareketliliği ile bitkilerdeki polyol varlığının yakından ilişkili olmadığını ve birçok bitki türünün bünyesinde B taşınımının farklı miktarlarda meydana geldiğini belirtmişlerdir Borun metabolik işlevleri Birçok bitki çeşidinde B un fizyolojik, biyokimyasal ve yapısal faaliyetlerde yer alması (Shelp 1993, Marschner 1995), borun bitkideki direkt ve dolaylı etkileri arasındaki farkı ayırt etmeyi zorlaştırmaktadır. Bitkilerde bor; şeker taşınmasında, hücre duvarı sentezinde, ligninleşmede, hücre duvarı yapısının oluşumunda, ribonükleik asit (RNA), indol asetik asit (İAA), karbonhidrat ve fenol metabolizmasında, solunumda, biyolojik membranların yapısal ve fonksiyonel özellikleri üzerine (Parr and Loughman 1983), oksijen aktivasyonunun indüklenmesinde (Marschner 1995) ve askorbat metabolizmasında (Lukaszevski and Blevins 1996) önemli ve belirgin işlevlere sahiptir. Bitkideki tüm bu işlevlerine karşın, B un enzimlerin yapılarında yer aldığını ya da bir enzimin bileşeni olduğunu gösteren veya herhangi bir enzim aktivitesinde doğrudan rolü olduğuna ilişkin hiçbir bulguya rastlanmamıştır (Birnbaum et al. 1977, Çakmak and Römheld 1997). Borun, bitkilerde B-şeker kompleksi oluşturarak şekerlerin kısa ve uzun mesafe taşınımında önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Berger (1949) e göre B, şekerlerin taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Bor noksanlığında yetişen bitkilerde B, şeker taşınım ve alımını hızlandırmaktadır (Gauch and Dugger 1953). Gauch and Dugger (1954) tarafından, borik asidin alkoller ve şekerler dahil polihidroksi bileşiklerle 16

35 kompleks oluşturma özelliğine dayandırılarak B un şeker taşınımını kolaylaştırdığı şeklindeki görüş ortaya konmuştur. Ancak, floem içerisine taşınan şeker bileşiği olan sakkarozun B ile zayıf kompleks oluşturması ve sakkarozun floeme aktarılmasında B un rolünün az olması bu görüşün doğruluğun tartışılmasına neden olmaktadır (Güneş vd. 2000). Bununla birlikte, B un bitki köklerinin karbonhidrat içeriklerinin artmasına ve dolayısıyla daha fazla karbonhidrat salgılayarak kök bölgesinde VA-mikoriza veya ekto- (EC) mikoriza kolonilerinin oluşup çoğalmasına neden olduğu belirlenmiştir (Atalay vd. 1988, Dixon et al. 1989). Nitrat indirgenmesi ile bitkilerin değişik organlarında bulunan amino asit ve protein miktarları üzerine B un doğrudan etki yaptığına ilişkin somut deliller bulunmamaktadır. Noksanlığın şiddetine, bitkinin yaşına ve organına bağlı olarak amino asit ve protein miktarı ile bitkilerde NO 3 indirgenmesi düşük ya da yüksek olabilmektedir. Borun, anılan konulardaki etkinliğinin dolaylı olduğuna günümüzde yaygın olarak inanılmaktadır. İnal ve Tarakçıoglu (2001), besin çözeltisine uygulanan 3, 30 ve 300 mmol m -3 B miktarlarının soğan bitkisinin azot kullanım etkinliği, membran geçirgenliği ve nitrat birikimi üzerine azot formlarının etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; 300 mmol m -3 B uygulamasının bitkinin NO 3 -N ve azot miktarını artırdığını belirlemişlerdir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, B-pektin kompleksleri oluşturarak hücre duvarının sentezi ve bütünlüğünün sağlanması (Matoh 1997, Hu et al. 1996, Loomis and Durst 1992) ile membranların yapısal ve işlevsel özellikleri üzerine (Çakmak and Römheld 1997, Marschner 1995, Çakmak et al. 1995, Shelp 1993) B un rolü açıkça ortaya konulmuştur. Araştırmacılar tarafından, bitkide B noksanlığının neden olduğu morfolojik ve fizyolojik değişmelerin, B ile hücre duvarlarındaki pektik maddeler, membranlardaki glikoproteinler, glikolipidler ve o-difenoller gibi bileşikler arasında oluşan kompleksler ile yakından ilişkili olduğu kabul edilmektedir (Marschner 1995, Shelp 1993, Römheld and Marschner 1991, Dugger 1983). Gövde çürüklüğü, gövde çatlaklığı ve boş gövde içi gibi görsel ve mikroskobik bulgular da göstermektedir ki, B noksanlığında hücre duvarlarında çok önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Bor, hücre duvarı bileşenleriyle tepkimeye girerek polihidroksil gruplar oluşturmak suretiyle hücre duvarlarının ince yapılı olmasında ve güçlü bir şekilde 17

36 sentezlenmesinde rol almaktadır. Yeterli B ile beslenen kereviz bitkisinin parankima hücrelerinin hücre duvarı kalınlığı 1 μm iken, B noksanlığı olan bitkilerde 4 μm ye yükseldiği bildirilmiştir (Spurs 1957). Yeterli miktarda B içermeyen bitkilerin hücre duvarlarında belirgin şekil bozuklukları ortaya çıkmakta, çatlak gövde (craked stem) ve mantarlaşmış gövde (stem corkiness) bu nedenle oluşmaktadır (Shelp 1988). Bor noksanlığının başlıca etkisi, membran fonksiyonlarının zayıflaması olarak nitelenmekte (Parr and Loughman 1983) ve bor, membranlardan fosforun taşınımında önemli rol oynamakta (Loughman 1977) olup, B noksanlığında fasulye (Vicia faba) köklerinden fosfor ve rubidyum absorpsiyonunun azaldığı bildirilmektedir (Robertson and Loughman 1974). Ayrıca, geçici borat komplekslerinin, membranlardan şekerin taşınımını kolaylaştırdığı bildirmiştir (Gauch and Dugger 1953). Bor noksanlığında, bitki besin maddelerinden çoğunun membranlardan alınımı engellenmektedir. Çakmak et al. (1995), ayçiçeği (Helianthus annuus) bitkisinin yaşlı yapraklarından yıkanan (çıkan) K + miktarının, yeterli B ile beslenen bitkilere göre B noksanlığı olan bitkilerde 35 kere daha fazla olduğunu bildirmiştir. Bor noksanlığı glikoz, fosfor, indol asetik asit (İAA) ile proteinin bitki membranlarından geçişini değiştirmekte ve bunlara ilave olarak peroksidaz aktivitesini etkilemektedir (Goldbach, 1985, Goldbach and Amberger 1986). Ayçiçeği gibi yüksek miktarda B a ihtiyaç duyan bitki türlerinde B noksanlığında fenoliklerin konsantrasyonunda artışların olduğu bilinmektedir (Marschner 1995, Shkol nik 1984). Bor noksanlığında, çeşitli hücresel fonksiyonların bozulmaya başlamasında kritik aşama dokularda fenol birikimi olmakta (Çakmak and Römheld 1997) ve bu durum B un şeker ve fenollerle cis-diol kompleksi oluşumundaki önemli rolü nedeniyle ortaya çıkmaktadır (Marschner 1995). Çoğu fenoliklerin, kök ve gövdede 1 µm gibi düşük konsantrasyonlarda bile fitotoksik olduğu bilinmektedir (Vaughan and Ord 1990). Bazı fenollerle borat kompleksi oluşumu, muhtemelen serbest fenol birikimi ve lignin biyosentezinin temel maddesi olan fenol alkollerin sentezlenme oranının düzenlenmesi işlemlerini de içerdiği için B un fenol alkollerin sentezlenme oranının düzenlenmesindeki rolü nedeniyle B noksanlığında fenol birikimi yanında polifenol oksidaz aktivitesinin de arttığı bildirilmiştir (Marschner 1995). Bitki türlerinin B noksanlığına olan farklı duyarlılıkları, B noksanlığı durumunda polifenol oksidaz aktivitesi seviyesini farklılaştırmakta (Çakmak and Römheld 1997), bor noksanlığına duyarlı olan bitki türlerinde (ayçiçeği), B noksanlığına dayanıklı olan bitki türlerine 18

37 (buğday) göre daha fazla polifenol oksidaz aktivesi ve fenol birikimi olmaktadır (Shkol nik 1984, Shkol nik et al. 1981). Işık yoğunluğunun artışı ile birlikte fenol biyosentezinin artması bilinen bir olgudur (Chattopadhyay et al. 1994, Mole et al. 1988). Bor noksanlığı olan bitkilerde, kafeik asit, klorojenik asit, ferulik asit, vanilik asit ve bazı kumarinler birikebilir (Rajarathnam and Lowry 1974, Watanabe et al. 1964, Perkins and Aronoff 1956) ve ışık yoğunluğunun artması ile bahsedilen bileşiklerin miktarı artmaktadır (Marschner 1995). Yeterli B ile beslenen bitkilere göre B noksanlığı olan bitkilerde, fenollerde olduğu gibi, oksin konsantrasyonu da daha yüksektir (Çakmak and Römheld 1997). Bor noksanlığı olan bitkilerde, İAA seviyesinin yüksek olması, İAA oksidaz engelleyiciler olan kafeik asit ve klorojenik asit gibi (Pilbeam and Kirkby 1983, Shkol nik 1984) fenolik bileşiklerin birikmesiyle İAA oksidazın sentezlenmesinin engellenmesine dayandırılmaktadır (Coke and Whittington 1968, Rajaratnam and Lowry 1974). Bitkilerde B noksanlığında, doku farklılaşmasında değişiklikler ve morfolojik bozukluklar gibi meydana gelen birçok değişiklikler, olması gerekenden az veya fazla indol asetik asit (İAA) düzeyinin yarattığı etkilere benzer şekilde olmaktadır (Güneş vd. 2000). Bitkilerde B noksanlığından kaynaklanan değişiklikler, B un noksan olduğu dokularda İAA in aşırı miktarda birikmesinin bir yansımasıdır (Pilbeam and Kirkby 1983). Buna karşın, yeterli B ile beslenen ve B noksanlığı olan bitkilerin İAA konsantrasyonları arasında fark olmayabilir (Fackler et al. 1985, Hirsch et al. 1982) ve bu durumda da B noksanlığı morfolojik belirtilere neden olabilir, ancak, bu İAA in aşırı birikmesinin neden olduğu morfolojik değişimlerden tamamen farklıdır (Hirsch and Torrey 1980). Borun bitkilerde ligninleşme ve ksilem farklılaşmasında çok önemli olması ve aynı zamanda bu reaksiyonların B gerektirmesi nedeniyle B un indol asetik asit metabolizması, lignin biyosentezinin düzenlenmesi ve ksilem farklılaşmasında önemli rolü bulunmaktadır (Lovatt 1985, Lewis 1980). Gövde kambiyum dokusunda hücre bölünmesinin artışı ve dengesiz ksilem farklılaşması gibi morfolojik değişiklikler doğrudan B noksanlığından kaynaklanmayabilir ve mekanik zararlanmalar sonucunda yeterli B ile beslenen bitkilerde de benzer morfolojik değişiklikler oluşabilir. Bor noksanlığının ilk belirtileri ksilem farklılaşması değil, primer hücre duvarlarının yapısında meydana gelen değişiklikler olmaktadır (Güneş vd. 2000). 19

38 Bitkide büyüme sürecinin devam etmesi ve meristem aktivitelerinin düzenlenmesi askorbik asit gerektirmektedir (Cordoba-Pedregosa et al. 1996, Liso et al. 1984). Lukaszewski and Blevins (1996), B noksanlığına karşılık olarak kabak bitkisinin kök uçlarında askorbik asit konsantrasyonunun büyük ölçüde azaldığını belirtmişlerdir. Bor noksanlığında gövde ve kök uçlarındaki gelişmenin engellenmesi, kısmen de olsa askorbik asit biyosentezinin sınırlandırılması ve tüketiminin teşvik edilmesiyle açıklanabilmektedir (Çakmak and Römheld 1997). Bu görüşe paralel olarak Monday and Munshi (1993) tarafından yapılan çalışmada, B gübrelemesiyle patates (Solanum tuberosum) in yumrularındaki askorbik asit konsantrasyonunun arttığı ve yumrularda oluşan renk bozulmalarının azaldığı bildirilmiştir. Askorbik asit ve protein olmayan SH bileşikleri (glutation vb.) hücrelerdeki başlıca antioksidanlardır ve toksik oksijen radikalllerinin detoksifikasyonunda ve kloroplastlardaki aşırı ışık enerjisinin dağıtılmasında gereklidir (Çakmak 1994, Foyer et al. 1994). Bor noksanlığı, toksik O 2 radikallerinin neden olduğu oksidatif stresin bir yansıması olabilmekle birlikte B noksanlığında, konsantrasyonları azalmaktadır (Çakmak and Römheld 1997). Bor noksanlığında, askorbik asit ve protein olmayan SH bileşiklerinin miktarları azalırken, aynı zamanda glutation redüktaz aktivitesi de dikkate değer şekilde azalmaktadır. Bor noksanlığında yetiştirilen bitkilerde glutation redüktaz aktivitesi yeterli B ile beslenen bitkiler göre yaklaşık 3.5 kat azalmakta ve ayrıca, polifenol oksidaz aktivitesi ise 5.5 kat artmaktadır (Çakmak and Römheld 1997). Bor noksanlığında, glutation redüktaz aktivitesine benzer şekilde nitrogenaz aktivitesi de azalmaktadır. Soya fasulyesi ve bezelye (Pisum sativum) bitkilerinde olduğu gibi B noksanlığı koşullarında yetiştirilen baklagillerin N 2 fiksasyon kapasiteleri ve nodül ağırlıkları azalmaktadır (Bolaňos et al. 1994, Yamagishi and Yamamoto 1994). 2.3 Buğday - Bor İlişkisi Rerkasem and Jamjod (1989), arpa ve buğdayda B noksanlığının neden olduğu başak sterilitesini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; SW 41 buğday çeşidine 1.0 kg B ha -1 topraktan ve kardeşlenme, sapa kalkma, bayrak yaprağın görünmesi, bayrak yaprak ortaya çıkması, başaklanma ve çiçeklenme gibi farklı dönemlerde olmak üzere 50 g B ha -1 20

39 (%0.005 boraks çözeltisi) yapraktan B uygulamasıyla tane veriminin sırasıyla 2913, 906, 1144, 1325, 838, 863 ve 1238 kg ha -1, m 2 deki başak sayısının sırasıyla 290, 272, 290, 312, 304, 314 ve 316 adet, hasat indeksinin sırasıyla %44.8, %19.2, %22.3, %22.1, %17.1, %16.8 ve %20.2 olarak belirlendiğini, tane verimi ve hasat indeksindeki azalmanın istatistiksel olarak önemli olduğunu bildirmişlerdir. Ali and Monoranjan (1989), Janak ve Sonalika buğday çeşitlerinde NPK ve mikro elementlerin steriliteye etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; gübresiz durumda verimin çok düşük ve özellikle Janak buğday çeşidinde sterilitenin var olduğunu, sadece NPK veya çiftlik gübresiyle birlikte NPK verildiğinde her iki çeşitte de yararlı olduğu ve NPK ya ilave olarak Zn, B ve Mo verildiğinde en belirgin etkinin B a karşı Janak buğday çeşidinde, Mo e karşı ise Sonalika buğday çeşidinde olduğunu belirtmişlerdir. Chhipa and Lal (1989) tarafından 8 kg toprak alan saksılarda 0.55, 1.10, 1.60, 3.0 ve 4.8 mg B kg -1 uygulayarak 6 buğday çeşidinin yetiştirildiği çalışmada; ortalama tane ve sap verimlerinin 3.0 ve 4.8 mg B kg -1 düzeylerinde azaldığı, artan B düzeyleriyle bitkide N ve B konsantrasyonları artarken K ve Ca konsantrasyonlarının azaldığı, uygulanan B ile birlikte tane veriminin Raj-821, Raj-1114, Raj-911 ve Karchia-65 çeşitlerinde HD-2009 çeşidine göre daha çok azaldığı ve Kalyan Sona buğday çeşidinde ise veri alınamadığı bildirilmiştir. Singh et al. (1990) tarafından Zn noksanlığı olan bir toprakta 0, 2.5, 5.0, 7.5 ve 10 mg B kg -1 ve 0, 10 ve 20 mg Zn kg -1 uygulayarak buğday bitkisi yetiştirdikleri sera denemesi sonucunda; uygulanan tüm Zn ve B düzeylerinin artışıyla kuru madde miktarının azaldığını, artan düzeylerde B uygulaması Zn uygulamalarının artışına bağlı olarak azalmakla birlikte bitkide B konsantrasyonlarını ve alımını artırdığını bildirmişlerdir. Aynı çalışmada, artan düzeyde B uygulamasıyla bitkide P, K, Cu, Ca, Mg, Fe ve Mn alımlarının azaldığı saptanmıştır. Huang and Graham (1990), kök kültürü tekniğini kullanarak organsal ve hücresel düzeyde 7 buğday genotipinin gelişimine toksik B konsantrasyonlarının etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; toksik B konsantrasyonlarına bağlı olarak genotiplerin kök uzaması ve yanal (lateral) kök gelişiminin farklı olduğunu, tarla 21

40 çalışmalarıyla dayanıklı olarak sınıflandırılan buğday genotiplerinin hassas ve orta hassas olarak nitelenen genotiplerden daha çok yanal köklere ve daha uzun kök eksenine sahip olduklarını, ancak eksen uzamasında genotipler arasında farklılığın olmadığını bildirmişlerdir. Konu hücresel düzeyde incelendiğinde; B toksisitesine dayanıklı genotiplerin, hassas ve orta hassas genotiplerden daha çok kallus ürettiği ve toksik B konsantrasyonlarına dayanıklılıkta genotipler arasındaki bu farklılığın B ile hücre membran geçirgenliği arasındaki ilişkiden kaynaklanabileceği aynı çalışmada belirtilen diğer bir noktadır. Mitra and Jana (1991), toplam B içeriği 0.34 mg kg -1 olan asit bir toprak üzerinde NPK ile birlikte borakstan 10, 20 ve 30 kg B ha -1 uygulaması ile buğday yetiştirerek yürüttükleri 3 yıllık tarla denemesi sonucunda; sadece NPK olan kontrol düzeyinde 0.76 t ha -1 tane verimi elde ederken, B düzeylerinin artışına bağlı olarak 2.31, 2.65 ve 2.33 t ha -1 tane verimi elde etmişlerdir. Aynı çalışmada, %50 si ekimle, %50 si iki kez ve dört kez yapraktan olmak üzere B uygulaması yapılmış ve tane verimlerinin sırasıyla 1.98, 2.11 ve 1.94 t ha -1 olduğu ve bununla birlikte kardeşlenme, başaktaki tane sayısı ve bin tane ağırlıklarının B uygulamasıyla önemli miktarda arttığını belirtmişlerdir. Khandelwal and Lal (1991) tarafından tınlı kum, killi tın, kumlu kil tın ve kumlu tın, bünyeye sahip topraklarda, B içeriği 1.0, 2.5, 5.0, 7.5 ve 10 mg B kg -1, elektriksel iletkenliği (EC) 3 ve 6 ds m -1 ve sodyum absorpsiyon oranı (SAR) 15 ve 25 olan sulama suları ile sulanarak yetiştirilen Kalyan Sona buğday çeşidiyle yürütülen saksı denemesi sonucunda; sulama suyunun yüksek B içeriği ile tane ve sap veriminin azaldığı, ancak bu etkinin killi toprakta daha az olduğu belirtilmiştir. Sharma et al. (1991), makarnalık buğdayda (cv. DWL-5023) tane doldurma fizyolojisine B un etkisini belirlemek amacıyla çiçeklenme ve 1 hafta sonrasında olmak üzere iki kez yapraktan 5, 10, 20 ve 40 mg kg -1 borik asit uygulamasıyla yaptıkları çalışmada; gelişen tanede invertaz ve nişasta sentezi aktivitesini borik asidin artırdığı, amilaz aktivitesini ise kontrol (su) uygulamasına göre azalttığı ve ayrıca yapraktan uygulanan borik asidin kontrol uygulamasına göre tanenin şeker ve nişasta kapsamını artırdığı, 20 mg kg -1 borik asit uygulamasının ise en uygun düzey olduğu bildirilmiştir. 22

41 Chhipa and Lal (1992) tarafından 0.55, 1.10, 1.60, 3.0 ve 4.8 mg B kg -1 düzeylerinde B uygulaması ile, ekim öncesinde 200 mg kg -1 indol asetik asit (İAA) ve %3 Na 2 SO 4 ile ıslatma yapılan ve yapılmayan B toksisitesine hassas Raj-911 buğday çeşidi tohumları kullanılarak yürütülen tarla denemesinde; tane ve sapın N, P, K ve Ca konsantrasyonlarının ön ıslatma uygulamasıyla arttığı ve en yüksek İAA uygulamasında olduğu, buna karşın ön ıslatma uygulamasıyla Na ve B konsantrasyonlarının azaldığı bildirilmiştir. Aynı çalışmada, 1.10 mg B kg -1 in üzerindeki B uygulamaları ile bitki boyu, verim, bitkinin P, K ve Ca konsantrasyonlarının azaldığı, bununla birlikte bitkide Na ve B konsantrasyonlarının arttığı, en yüksek B uygulamaları dışında İAA ve Na 2 SO 4 ile ıslatma uygulamalarının B un olumsuz etkisini azalttığı belirtilmiştir. Singh et al. (1992) tarafından B ve Mo içeriği çok düşük olan kumlu tın bünyeli bir toprakta, ekim öncesi 0, 0.5, 1.0 ve 2.0 mg kg -1 B ve Mo uygulaması ile WL-711 buğday çeşidi yetiştirilerek yürütülen sera denemesinde; tane ve sap veriminin 0.5 mg B kg -1 ve 1.0 mg Mo kg -1 uygulamasına kadar olan uygulamalarda arttığı, B ve Mo birlikte uygulandığında en yüksek tane veriminin 0.5 mg B kg mg Mo kg -1 uygulaması ile ve en yüksek sap veriminin ise 1.0 mg B kg mg Mo kg -1 uygulaması ile elde edildiği bildirilmiştir. Aynı çalışmada, B uygulamalarıyla birlikte 1.0 mg Mo kg -1 düzeyine kadar B alımının arttığı belirtilmiştir. Mandal (1993), tohumu boraks ile ıslatmanın buğdayın verimine etkisini belirlemek amacıyla alınabilir B kapsamı (0.25 mg B kg -1 ) düşük olan bir toprakta, Sonalika, UP- 262 ve HDR-70 buğday çeşidi tohumlarını 0, 125, 250, 300 ve 500 mg kg -1 boraks çözeltileri ile ekimden önce 24 saat boyunca ıslatarak yürüttüğü tarla denemesi sonucunda; boraks konsantrasyonlarının artışıyla birlikte Sonalika çeşidinin tane veriminin azaldığı, buna karşın UP-262 çeşidinde 250 ve 500 mg kg -1 boraks uygulamalarıyla tane veriminin önemli miktarda arttığı ve HDR-70 çeşidinde 125 mg kg -1 boraks uygulamasıyla verimin azaldığı bildirilmiştir. Chhipa et al. (1993) tarafından artan B düzeylerinde yetiştirilen buğday (cv. Raj 911) tohumlarını indol asetik asit (200 mg IAA L -1 ), indol bütirik asit (200 mg IBA L -1 ) ve sodyum sülfat (%3 Na 2 SO 4 ) ile ön ıslatma uygulamalarının etkisini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada; İAA, İBA ve Na 2 SO 4 ön ıslatma uygulamaları, ıslatma yapılamayan 23

42 kontrol uygulamalarına göre bitki boyu, gelişmesi, tane ve sap verimi, tane ve sapın N, P, K ve Ca içeriklerini artırdığı, bununla birlikte Na ve B kapsamını azalttığı, İAA ile ıslatılan tohumlar ile tane veriminin %20, sap veriminin %34 arttığı ve toprak saturasyon ekstraktındaki B konsantrasyonu 1.1 mg L -1 miktarının üzerine çıktıkça tane veriminin azaldığı bildirilmiştir. Rerkasem et al. (1993) tarafından buğdayda tane tutumu zayıflığı ve üreme organlarının gelişimine B noksanlığının etkisini belirlemek amacıyla 8 buğday genotipi ile yapılan kum kültürü çalışmasında; besin çözeltisine uygulanan B ile tane tutumunun arttığı, besin çözeltisine düşük B (0.2 µm B) uygulandığında tane tutumu indeksi %9.5 (SW 41) ila %94.5 (Fang 60) aralığında değiştiği ve yüksek B uygulamasıyla (10 µm B) tane tutumu indeksinin tüm genotiplerde %90 ın altında gerçekleştiği belirtilmiştir. Aynı çalışmada; B suz besin çözeltisinde yetişen buğdayda 0.82 mm olan yaprak uzunluğunun 5 µm B uygulamasıyla 0.92 mm ye ulaşması gibi buğdayın vejetatif gelişmesinde göreceli bir artış sağlansa da buğday genotiplerinin vejetatif aksam ve üreme organlarının B uygulamalarına tepkileri arasında bir ilişkinin olmadığı belirtilmiştir. Rerkasem et al. (1994), B içeriği düşük bir toprağa 0, 0.5, 1.0 ve 2.0 kg B ha -1 uygulaması ve buğday çeşitleri ile yürütülen tarla denemesinde; B uygulanmadığında tane tutumu indeksinin %27-69 arasında değiştiğini, B uygulandığında ise bu oranın %90 ın üzerine çıktığını ve tane veriminin önemli miktarda arttığını belirtmişlerdir. Aynı araştırma kapsamında bir diğer çalışmada, kum kültüründe B suz ve B lu besin çözeltisi ortamında yetiştirilen 23 buğday genotipinin B noksanlığına dayanıklılığın çok geniş bir aralıkta değiştiğini, B suz ortamda tane tutumu indeksi %71 olan Fang 60 buğday çeşidinin B noksanlığına en dayanıklı çeşit olduğunu ve bazı hassas çeşitlerin ise B yokluğunda tamamen tane tutumu yapamadığını bildirmişlerdir. Hossain et al. (1994), Sonalika, Kanchan ve Aghrani buğday çeşitlerini ikişer hafta ara ile 4 farklı ekim zamanı ve iki B uygulaması ile (0 ve 3 kg B ha -1 ) Bangladeş te alüviyal bir toprakta yetiştirerek yürüttükleri faktöriyel tarla denemesinde; tane verimi ve başaktaki tane sayısı üzerine uygulanan B un olumlu etki yaptığını, ekim zamanının gecikmesine bağlı olarak bu iki parametrede azalma olduğunu, B un protein sentezindeki olası rolü dolayısıyla toprağa ilave edilen B ile birlikte tanenin B ve N içeriğinin 24

43 arttığını ve ekim zamanının geciktirilmesinin tane verimine benzer olarak tanedeki N içeriğini de azalttığını bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar; geç ekim zamanının olumsuz etkisinin, tane verimi ve başaktaki tane sayısını azalttığını, bunun B un hareketliliğinin daha da yavaşlamasına neden olan çiçeklenme aşamasındaki yüksek sıcaklıkların hâkim olması ile ilişkili olabileceğini belirtmişlerdir. Rerkasem and Loneragan (1994), kum kültüründe 0, 0.1, 0.2, 0.5, 1 ve 10 µm B uygulayarak SW 41 ve Sonora 64 buğday çeşitleri ile yürüttükleri çalışmada; B noksanlığında özellikle SW-41çeşidinde olmak üzere başakçıktaki tane sayısının azaldığını, her bir çeşitte başaklanma evresinde bayrak yapraktaki B konsantrasyonu ile olgunluk evresinde başakçıktaki tane sayısının yakından ilişkili olduğunu ve buradaki kritik konsantrasyon düzeyinin 3 mg B kg -1 olduğunu belirtmişlerdir. Aynı araştırma kapsamında; aynı buğday çeşitleri ile 0, 0.5, 1.0 ve 2.0 kg ha -1 B uygulamalarıyla yürütülen tarla denemeleri sonunda; SW-41 çeşidinde B noksanlığında tane verimi ve başaktaki tane sayısının azaldığı ancak Sonora-64 çeşidinde bu etkinin görülmediği ve başaklanma evresinde bayrak yapraktaki B konsantrasyonu <5 mg kg -1 olduğunda noksan, >7 mg kg -1 olduğunda ise yeterli olduğu saptanmıştır. Chantachume et al. (1995), yüksek B a dayanıklılığı belirlemek amacıyla 14 çeşit buğdayı, 0, 50, 100 ve 150 mg B kg -1 içeren besin çözeltisinde filtre kağıdı ortamında yetiştirerek yaptıkları çalışmada, kontrol uygulamasıyla diğer uygulamalarda elde edilen kök uzunluğu arasındaki korelasyonun önemli olmadığını, yüksek B uygulamalarında çeşitlerin kök uzunluğundaki değişimlerin çeşitlerin genetiksel farklılıklarından kaynaklandığını, B uygulamalarıyla birlikte kök uzunluğu ile gövde B konsantrasyonu, bitki kuru ağırlığı ve bitkinin B toksiklik belirtileri arasında oldukça yüksek bir korelasyonunun olduğunu belirlemişlerdir. Rerkasem et al. (1996) tarafından 0, 0.5, 1.0 ve 2.0 kg ha -1 B uygulayarak, B noksanlığına hassas (SW 41) ve dayanıklı (Fang 60) buğday çeşitleri ile yürütülen tarla denemesinde; SW 41 çeşidinde tüm başağın B konsantrasyonun bayrak yaprak B konsantrasyonun yaklaşık yarısı olduğu, buna karşın B konsantrasyonlarının başçık (anther) ve meyve yapraklarında (carpel), bayrak yapraklar ve başağın diğer kısımlarına göre daha yüksek olduğu ve topraktaki B konsantrasyonuna bağlı olarak tane tutumundaki değişimlerin tüm başak ve bayrak yaprağın B konsantrasyonundan daha çok başçık ve 25

44 meyve yaprağının B konsantrasyonuyla ilişkili olduğu bildirilmiştir. Aynı araştırıcılar; tane tutumunda, Fang 60 çeşidinin bir polen vericisi olarak esas etkisini göstermiş olduğunu ve SW 41 çeşidinin tane tutumunun önemli derecede azaldığını, burada çapraz tozlaşmaya toprak B konsantrasyonunun etkisinin açıkça görüldüğünü belirterek, tane dolumu olan ve olmayan başaklar arasındaki başakta tane sayısına ilişkin farkların topraktaki en düşük B konsantrasyonlarında en yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Saifuzzaman et al. (1996), steriliteye dayanıklı (Fang 60), orta hassas (Kanchan) ve fazla hassas (SW 41) buğday çeşitlerini 3 farklı ekim zamanında, N, P, K, S, ve Zn gübrelemesinin yanında B uygulamadan ve borakstan 1 kg B ha -1 bor uygulayarak yürüttükleri tarla denemesinde; sterilite üzerine B un etkisinin ve B ile ekim zamanı arasındaki interaksiyonun önemli olmadığını, sterilitenin genotipsel farklılıklara bağlı olarak değiştiğini ve uygulanan B miktarı ile çiçeklenmede bayrak yapraktaki B konsantrasyonu arasında yüksek korelasyon olduğunu belirtmişlerdir. Subedi et al. (1996), SW 41, BL 1022, Fang 60 ve BL 1219 buğday çeşitlerini 3 farklı ekim zamanı yanında B uygulamadan ve 1 kg B ha -1 uygulayarak yetiştirdikleri tarla denemesinde; genotipsel farklılıkların ölçülen tüm fenolojik değişkenler, verim bileşenleri, sterilite yüzdesi ve tane veriminde önemli olduğunu, uygulanan B un başakta tane sayısı, sterilite yüzdesi, bin tane ağırlığı ve çiçeklenmede bayrak yapraktaki B konsantrasyonuna etkisinin önemli olduğunu fakat B alımında genotipsel farklılıkların önemli olmadığını, tane veriminin etkilenmediğini ancak sterilite yüzdesi ve başakta tane sayısında B uygulamaları ve genotip etkileşiminin önemli olduğunu bildirmişlerdir. Yau and Saxena (1997) tarafından sıcak suda çözünebilir B içerikleri 0.3, 7.1 ve 17.4 mg kg -1 olan 3 toprakta makarnalık buğday hatlarının gelişmesi ve verimindeki değişmeleri incelemek amacıyla yapılan sera çalışmasında; yüksek B düzeyinde (17.4 mg kg -1 ) gövde B konsantrasyonunun arttığı, yapraklarda B toksisitesi belirtileri görüldüğü, gelişmenin ve başaklanmanın geciktiği, tane verimi, bin tane ağırlığı ve bitkide başak sayısının azaldığı, tane verimindeki azalmanın sap verimine göre daha fazla olduğu ve bitki başına alınan tane veriminin şiddetle azaldığı, bununla birlikte 7.1 mg B kg -1 düzeyinde de tane veriminin azaldığı bildirilmiştir. 26

45 Rerkasem and Jamjod (1997), B noksanlığının buğdayda tane tutumunu olumsuz etkilediğini ve B noksanlığına dayanıklılıkta çeşit farklılığının önemli olduğunu belirtmişlerdir. Aynı araştırıcılar, düşük B düzeylerinde toprak ve kum kültürü çalışmalarıyla buğday çeşitlerinin tane tutumu indekslerine göre çok hassas (%0 20), hassas (%21 50), orta hassas (%51 70), orta dayanıklı (%71 85), ve dayanıklı (>%85), olarak adlandırıldığını, bununla birlikte çok düşük B seviyelerinde çok hassas ve hassas çeşitlerde erkek organın tamamen steril olduğu ve tane tutumunun ya çok az olduğu ya da hiç olmadığını, dayanıklı çeşitlerde ise tane tutumunun normal olarak gerçekleştiğini bildirmişlerdir. Subedi et al. (1997a) tarafından B noksanlığında buğday genotipleri arasında sterilite farklılığını belirlemek amacıyla Nepal de 41 farklı buğday genotipi ile yürütülen tarla denemeleri sonucunda; başaktaki çiçekçik sayısının arasında değişerek ortalama 35.4, başaktaki tane sayısının arasında değişerek ortalama 14.1, sterilitenin ise % arasında değişerek 15 genotipde <%25, 10 genotipde %25 50 arasında, 8 genotipde %50 75 arasında, 8 genotipde >%75 olduğu bildirilmiştir. Aynı çalışmada, 6 buğday genotipinde B uygulanmadan m 2 deki toplam başak sayısının arasında değişerek ortalama 339 adet, m 2 deki geç oluşan başak sayısının arasında değişerek ortalama 104 adet olduğu ve B uygulaması (1 kg ha -1 ) ile toplam başak sayısının arasında değişerek ortalama 356, geç oluşan başak sayısının arasında değişerek ortalama 73 adet olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte aynı araştırıcılar, B uygulaması yapılmadan yetiştirilen 6 genotipte sterilitenin ortalama olarak %42.6 (% ), bin tane ağırlığının 32.8 g ( g), tane veriminin 0.77 t ha -1 ( t ha -1 ) ve B uygulaması (1 kg ha -1 ) yapıldığında ise sterilitenin %4.5 (% ), bin tane ağırlığının 23.7 g ( g) ve tane veriminin 1.65 t ha -1 ( t ha -1 ) olduğunu saptamışlardır. Subedi et al. (1997b) tarafından Nepal da buğday-çeltik rotasyonunda ekim zamanı ve B gübrelemesine (1 kg B ha -1 ), bor noksanlığına hassas (SW 41 ve BL 1022) ve dayanıklı (Fang 60 ve BL 1249) buğday çeşitlerinin tepkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; B gübrelemesiyle başaktaki tane sayısının SW 41 (30 dan 37 ye) ve BL 1022 çeşidinde (36 dan 43 e) önemli miktarda arttığı ancak diğer iki çeşidin B gübrelemesine tepki vermediği, sterilitenin %4.5 azaldığı, başaktaki tane sayısının artmasına 27

46 rağmen tane veriminin önemli miktarda artmadığı, B uygulamasıyla B noksanlığına hassas çeşitlerde başakta tane tutumu artmasına karşın bin tane ağırlıklarının önemli miktarda azaldığı, bu azalmanın ise başaktaki tane sayısının artmasıyla birlikte tane doldurma aşamasında bitki tarafından oluşturulan asimilasyon ürünlerinin daha çok tane tarafından paylaşılmasından olabileceği belirtilmiştir. Bellaloui and Brown (1998), kereviz (Apium graveolens), domates (Lycopersicon esculentum) ve buğday (Triticum aestivum) bitkileri ve çeşitlerinde B alımı ve dağılımındaki farklılıkları araştırdıkları çalışmada; B fazlalığına dayanıklı Lophopyrum amphiploid buğday çeşidinin gövde ve yapraklarında 10 B konsantrasyonu ve 10 B alımının, B fazlalığına hassas Chinese Spring buğday çeşidinden daha az olduğunu ve aynı türün çeşitleri arasında hücre duvarındaki hücresel B un yüzdesi bakımından fark olmadığını bildirmişlerdir. Kalaycı et al. (1998) tarafından tarla ve sera şartlarında buğday çeşitlerinin B toksisitesine karşı olan farklı tepkilerini belirlemek amacıyla, 0-30 cm ve cm deki alınabilir B içerikleri sırasıyla, Konya da 9 ve 12, Eskişehir de 6 ve 18 mg B kg -1 olan alanlara B suz ve 100 kg ha -1 boraks uygulayarak biri makarnalık olmak üzere 21 buğday çeşidini yetiştirerek yapılan tarla denemesi sonucunda; 21 buğday çeşidinin ortalaması olarak tane verimi, B uygulamasıyla Konya da 2760 dan 2550 kg ha -1 a, Eskişehir de ise 1750 den 970 kg ha -1 a düştüğü bildirilmiştir. Aynı çalışma kapsamında; alınabilir B kapsamı 0.5 mg kg -1 olan bir toprakta B toksisitesine dayanıklı (Ak 702, 4-11, Dağdaş, Bolal, P8-6, 4-22 ) ve hassas (Atay 85, Partizanka, Çakmak 79, Kızıltan, Kırkpınar 79, Kunduru 1149) buğday çeşitleri toprağa 40 mg B kg -1 uygulaması ile yetiştirilmiş, B uygulamasıyla birlikte dayanıklı çeşitlerde gövde kuru madde miktarlarının sırasıyla % ve kök kuru madde miktarlarının % arasında azaldığı, hassas çeşitlerde ise bu azalmanın gövde kuru madde miktarında % , kök kuru madde miktarında ise % arasında olduğu belirtilmiştir. Pant et al. (1998), B noksanlığı bulunan koşullarda 4 buğday çeşidinin (SW 41, BL 1022, UP 262 ve Sonora 64) B uygulamasına ( B: 0 kg ha -1 ve +B: 1 kg ha -1 ) tepkilerine su stresinin etkisini belirlemek amacıyla sulama yapılan ve kuru koşullarda yürüttükleri tarla denemesinde; kuru koşullarda tüm çeşitlerde toprak üstü biyolojik verim azalmasına 28

47 rağmen B noksanlığı gözlenmediğini, generatif gelişme aşamasında B x çeşit etkileşiminin önemli olduğunu, SW 41 ve BL 1022 çeşitlerinde uygulanan B ile tane tutumu indeksi, başaktaki tane sayısı, taneli başak sayısı ve tane veriminin arttığını buna karşın Sonora-64 çeşidinde kontrol şartlarında tane tutumunun iyi olduğunu ve başaktaki tane sayısı, taneli başak sayısı ve tane veriminin B uygulamasına tepki göstermediğini ve tüm çeşitlerde başaklanma başlangıcı (booting) ve çiçeklenme (anthesis) dönemlerinde başaktaki ve bayrak yapraktaki B konsantrasyonunun önemli miktarda arttığını bildirmişlerdir. Islam et al. (1998), Bangladeş te Kanchan buğday çeşidini İnseptisol bir toprakta kükürt (20 kg S ha -1, jipsten), çinko (4 kg Zn ha -1, çinko oksitten) ve bor (3 kg B ha -1, borik asitten) uygulamaları ile yetiştirerek yürüttükleri tarla denemesinde; en yüksek tane ve sap veriminin ve S, Zn ve B alımının S+Zn+B uygulaması ile olduğunu ve bunu S+B uygulamasının izlediğini belirtmişlerdir. Mandal and Ray (1999) tarafından olgunluk ve başaklanma döneminin ortasında uygulanan B un başaktaki tane sayısı ve bitkinin verimine etkisini incelemek amacıyla 9 ekmeklik buğday çeşidiyle B noksanlığı olan bir alanda yürütülen çalışmada; 6 buğday çeşidinin başaktaki tane sayısının B a önemli tepkiler verdiği ve B a tepki göstermeyen HP 1102, HUW 296 ve Raj 6286 buğday çeşitlerinin yetiştiricilikte kullanılabileceği belirtilmiştir. Subedi et al. (1999), B noksanlığına toleransı karşılaştırılan buğday çeşitlerinde B un birikimi ve dağılımını belirlemek amacıyla 0 ve 20 µm B düzeylerinde 9 buğday çeşidiyle yaptıkları çalışmada; B uygulanmasıyla birlikte çeşitlerin ortalaması olarak çiçekçik sayısının 55 den 58 e, polen canlılığının %28.0 den %83,2 ye, başaktaki tane sayısının 12 den 46 ya yükseldiğini ve sterilitenin ise %70 den %21 e azaldığını bildirmişlerdir. Torun vd. (1999), Konya koşullarında yetiştirilen farklı ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin B toksisitesine duyarlıklılarının sera (0 ve 25 mg B kg -1 uygulaması) ve tarla şartlarında (0 ve 100 kg B ha -1 uygulaması) araştırılması amacıyla yaptıkları çalışmada; sera denemesinde B uygulamasıyla kuru maddenin 21 ekmeklik buğday çeşidinin ortalaması olarak %25 (Bezostaya-1 de %21 ve Gerek-79 da %29) ve 3 makarnalık buğday çeşidinin ortalaması olarak da %34 (Kızıltan-91 de %33 ve Kunduru-1149 da %32) azaldığını, ekmeklik buğdayda bitkinin B konsantrasyonu ve B içeriğinin sırasıyla yaklaşık 3.2 ve 29

48 2.4 kat, makarnalık buğdayda ise 3.0 ve 2.0 kat arttığını, tarla denemesinde B uygulamasıyla tane veriminde 22 ekmeklik buğday çeşidinin ortalaması olarak %25, Bezostaya-1 de %18 ve Gerek-79 da %28 azalma olduğunu bildirmişlerdir. Taban ve Erdal (2000), borik asitten 0, 1 ve 10 mg B kg -1 uygulamasının ekmeklik (Bolal 2973, Bezostaya, Kıraç, Gerek 79) ve makarnalık (Çakmak 79 ve Kızıltan 91) buğday çeşitlerinde gelişme ve toprak üstü aksamda B dağılımı üzerine etkisini belirlemek amacıyla %12 kireç ve 1.52 mg kg-1 bitkiye yarayışlı B içeren bir toprak ile sera şartlarında yaptıkları çalışmada; makarnalık çeşitlerin ekmeklik çeşitlere göre B dan daha fazla etkilendiğini ve B uygulaması ile Bolal 2973 ve Gerek 79 çeşitlerinde kuru ağırlığın arttığını, Çakmak 79 ve Kızıltan 91 çeşitlerinde ise azaldığını, B uygulandığında ve uygulanmadığında, buğday çeşitlerinin tümünde en fazla B un yaprak ucunda belirlendiğini ve bunu yaşlı yaprakların takip ettiğini bildirmişlerdir. Torun et al. (2001) tarafından B fazlalığı (11 mg B kg -1 ) ve Zn noksanlığı (0.10 mg Zn kg -1 ) olan bir toprakta Zn gübrelemesi (23 kg Zn ha -1, ZnSO 4.7H 2 O) yapılarak 21 ekmeklik ve 4 makarnalık buğday çeşidiyle yürütülen iki yıllık tarla denemesi sonucunda; Zn uygulanmayan koşullarda kardeşlenme döneminde tüm gövdedeki B konsantrasyonu Bezostaya, Gerek-79, Kunduru-1149, Kızıltan-91 buğday çeşitleri ve 25 çeşidin ortalaması olarak sırasıyla 96, 119, 123, 109 ve 112 mg B kg -1 iken, Zn gübrelemesiyle 133, 110, 162, 139 ve 126 mg B kg -1 olduğu bildirilmiştir. Asad et al. (2001), odunsu çift çenekli (sakız ağacı), otsu çift çenekli (ayçiçeği) ve otsu tek çenekli bitki türlerinin B gereksinimini belirlemek ve kritik B konsantrasyonlarını karşılaştırmak amacıyla 0.04 ila 30 µm arasında B içeren besin çözeltisinde ayçiçeği ve buğdayı 20 gün, sakız ağacını 40 gün yetiştirerek yürüttükleri çalışmada; besin çözeltisindeki düşük B konsantrasyonlarında (0.13 µm) sakız ağacı ve ayçiçeğinin gelişiminin şiddetli şekilde azaldığı fakat buğdayın vejetatif gelişiminde B noksanlığı belirtileri görülmediğini, sakız ağacı ve ayçiçeğinde en fazla gövde gelişimi 1.20 µm B, buğdayda ise 0.60 µm B içeren besin çözeltisinde gerçekleştiğini, en genç açık yaprak ayasında kuru maddede kritik B konsantrasyonu sakız ağacında 17.9 mg kg -1, ayçiçeğinde 19.7 mg kg -1 ve buğdayda ise 1.20 mg kg -1 olduğunu belirlemişlerdir. 30

49 Asad (2002), artan B düzeyleriyle besin çözeltisinde yetiştirilen ayçiçeği (Helianthus annuus) ve buğday (Triticum aestivum) bitkilerinin erken gelişme dönemlerinde B gereksinimini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; uygulanan düşük B konsantrasyonunda ( 0.13 µm B) ayçiçeğinin gelişiminin şiddetli şekilde azaldığını, buna karşın buğdayın vejetatif gelişiminde B noksanlığı belirtileri göstermediğini, en iyi vejetatif gelişmeyi ayçiçeğinin 1.2 µm B içeren besin çözeltisinde, buğdayın ise 0.96 µm B içeren besin çözeltisinde gerçekleştirdiğini, en genç açık yaprak ayasında kuru maddedeki kritik B konsantrasyonunun ayçiçeğinde ve buğdayda 1.2 mg kg -1 olduğunu belirtmiştir. Asad and Rafique (2002) tarafından temel gübreleme yanında (100 kg N ha -1, 75 kg P 2 O 5 ha -1 ve 50 kg K 2 O ha -1 ) çeşitli kombinasyonlarda uygulanan Zn, Cu, Fe, Mn ve B un (sırasıyla 4.0, 2.0, 5.0, 2.0 ve 1.0 kg ha -1 ) buğdayda verim ve bazı verim özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla Pakistan da yürütülen tarla denemesi kapsamında; bitkinin tane oluşumu evresinde B noksanlığı belirtileri gösterirken vejetasyon evresinde göstermediğini, B un eksik uygulandığı koşullarda tam uygulamaya (NPK+Zn, Cu, Fe, Mn, B) göre başaklanma ve hasat evresinde bitkinin B konsantrasyonunun azaldığını belirtmişlerdir. Aynı çalışmada araştırıcılar; B un eksik uygulandığı koşullarda tane ve sap verimi, kuru madde üretimi ve bin tane ağırlığının azaldığını, bunun yanında birim alanda bitki sayısı, kardeş sayısı ve bitki boyunda önemli değişmelerin olmadığını ve başaklanma evresinde bitkinin B kapsamının 4 mg kg -1 in veya toprağın sıcak suda çözünebilir B içeriğinin 1.4 mg kg -1 in üzerinde olduğunda B noksanlığı belirtileri gözlenmediğini belirtmişlerdir. Laila and Adel (2002), buğdayın (Triticum aestivum L. Giza 157) gelişim döneminde bazı fizyolojik ve biyokimyasal özelliklerine B noksanlığının etkisini belirlemek amacıyla besin çözeltisinde yaptıkları çalışmada; B uygulanmayan koşullara göre 20 µm B uygulamasıyla başaktaki tane sayısının 18 den 44 e arttığını ve sterilitenin %96 dan %46 ya azaldığını bildirmişlerdir. Sade vd. (2003), kireç kapsamı yüksek (%20.7) ve B noksanlığı (0.19 mg B kg -1 ) olan bir alanda B uygulamasının (0, 0.1, 0.3 ve 0.9 kg B da -1, H 3 BO 3 ten) 6 ekmeklik buğday (Gün-91, Kınacı-97, Göksu-99, Türkmen, Bezostaja-1 ve Sultan-95), 6 makarnalık buğday (Kızıltan-91, Ç-1252, Selçuklu-97, Kunduru-1149, Yılmaz-98 ve Çakmak-79) ve 6 arpa (Tokak 157/37, Karatay-94, Kıral-97, Bülbül-89, Tarm-92 ve Hamidiye-85) 31

50 çeşidinin tane verimine etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri iki yıllık tarla denemesi çalışmasında; farklı B dozu uygulamalarının tane verimine etkisinin ekmeklik ve makarnalık buğdaylarda önemli iken arpa çeşitlerinde önemsiz olduğunu, çeşitlerin ortalaması olarak kontrole göre B uygulamalarıyla makarnalık buğdayda verim artışının sırasıyla %11, %9 ve %7, ekmeklik buğdayda ise sırasıyla %4, %10 ve %7 olduğunu bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar, makarnalık buğdaylardan Kızıltan-91 de kontrole göre B uygulamalarıyla verim artışının sırasıyla %26, %38 ve %19, Kunduru-1149 da ise %21, %15 ve %12 olduğunu ve ekmeklik buğdaylardan Bezostaja-1 de kontrole göre B uygulamalarıyla verim artışının sırasıyla %17, %33 ve %-3 olduğunu belirtmişlerdir. Güneş et al. (2003), ekmeklik (Triticum aestivum L. cv. Bezostaya) ve makarnalık (Triticum durum L. cv. Kızıltan 91) buğday çeşitlerinin verim ve verim bileşenlerine artan düzeylerde uygulanan B (0, 0.5, 1.0, 1.5, 2.0 ve 2.5 mg B kg -1 ) gübrelemesinin etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri sera denemesi çalışmasında; artan B uygulamasıyla ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin gövde kuru ağırlıklarının arttığını bildirmişlerdir. Aynı araştırma kapsamında yürütülen artan düzeylerde B (0, 1.0, 2.0, 3.0, 4.0 ve 5.0 kg B ha -1 ) uygulamasıyla yürütülen tarla denemesi sonucunda; ekmeklik buğdayın tane veriminin 4.0 kg B ha -1 uygulamasıyla yaklaşık %50, makarnalık buğdayın tane veriminin ise 2.0 kg B ha -1 B uygulamasıyla %14.8 arttığı, artan B uygulamasıyla her iki çeşitte de gövde ve tane B konsantrasyonunun arttığı, ekmeklik çeşitte m 2 deki başak sayısı, başak uzunluğu, başakta steril başakçık sayısı, başakta tane verimi ve hasat indeksinin, makarnalık çeşitte ise başakta fertil başakçık sayısı ve başakta tane sayısının arttığı belirtilmiştir. Furlani et al. (2003), besin çözeltisinde ve çeşitli B düzeylerinde (0, 0.05, 0.2, 0.8 ve 2.0 mg L -1 ) yetiştirilen dört ekmeklik buğday çeşidinin (IAC 24, IAC 60, IAC 287 ve IAC 289) B gereksinimlerinin farklılığı ve buğdayda B noksanlığının görsel bir belirtisi olan açık başakçık gibi bazı özellikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; bitki boyunun artan B uygulamalarıyla çok fazla ilişkili olmadığı, başaktaki tane sayısının artan B düzeylerinden etkilenmediği, B uygulanmadığı durumda şiddetli B noksanlığı belirtileri gözlendiği ve tüm çeşitlerde şekli bozulmuş ve açık başakçık oranının %100 olduğu ve B uygulamalarıyla açık başakçık sayısının azaldığı bildirilmiştir. Aynı araştırmada, B uygulamalarıyla başak ve tanenin kuru madde miktarlarının önemli oranda arttığı, yaprak sap ve kök kuru ağırlıklarının önemli miktarda azaldığı, bütün 32

51 çeşitlerde noksanlık için yapraktaki kritik B konsantrasyonun 25 mg kg -1 olduğu, toksisite için sınır değerinin ise IAC 60, IAC 289, IA 24 ve IAC 287 çeşitlerinde sırasıyla 44, 45, 228 ve 318 mg B kg -1 olduğu ve yaprak P, K, Ca konsantrasyonları ve tüm bitkideki içeriklerinin yeterlilik sınırları içinde olduğu ve çeşitler arasında farklılık bulunmadığı belirtilmiştir. Bodruzzaman et al. (2004) tarafından Bangladeş te 9 bölgede Kanchan ve Shatabdi buğday çeşitleriyle yapılan çalışmada; kontrol uygulamasına göre topraktan 1 kg ha -1 B uygulamasıyla bölgeler ortalaması olarak Kanchan çeşidinde %11 ve Shatabdi çeşidinde ise %23 verim artışı sağlandığı bildirilmiştir. Wongmo et al. (2004) tarafından kum kültüründe 0 ve 10 µm B uygulayarak ve sıcak suda çözünebilir B içeriği 0.15 mg kg -1 olan bir toprakta 0 ve 1.0 kg B ha -1 ve 2.0 t ha -1 kireç uygulayarak 5 buğday ve 7 arpa çeşidiyle yürüttükleri tarla denemesi sonucunda; kum kültüründe B uygulanmadığında tane tutumu indeksinin buğdayda %0 93, arpada %0 67 arasında değiştiği, başaklanma evresinde arpa ve buğday çeşitlerinin bayrak yaprak ve başaktaki B konsantrasyonları ile tane tutumu indeksi arasında önemli bir korelasyonun olduğu, düşük B seviyelerinde buğdayda başakçıktaki tane ve başaktaki tane sayının azaldığı arpada, bayrak yaprak ve başaktaki B konsantrasyonu ile tane büyüklüğü ve B un etkisi arasında zayıf korelasyonların olduğu belirtilmiştir. Soylu et al. (2004) tarafından 0.19 mg kg -1 yarayışlı B ve %20.7 kireç içeriğine sahip bir alanda, topraktan uygulanan B un (0, 1, 3 ve 9 kg B ha -1 ) 6 makarnalık buğday çeşidinin (Kızıltan 91, Ç 1252, Selçuklu 97, Kunduru 1149, Yılmaz 98 ve Çakmak 79) verim ve verim parametrelerine etkisini belirlemek amacıyla Konya da iki yıl süreyle yürütülen tarla denemeleri sonucunda; Makarnalık buğday çeşitleri arasında değişkenlikler olmakla birlikte, artan B düzeylerine (1, 3 ve 9 kg B ha -1 ) bağlı olarak tane veriminin sırasıyla %11, %9, %7 arttığı, Kızıltan 91 buğday çeşidinde bu artışın %26, %38, %19 ve Kunduru 1149 buğday çeşidinde ise %21, %15, %12 olduğu, Sterilitenin kontrole göre artan B düzeylerine bağlı olarak sırasıyla %14, %32, %47 azaldığı, bu azalmanın Kızıltan 91 buğday çeşidinde %52, %52, %83 ve Kunduru 1149 buğday çeşidinde ise %15, %49, %64 olduğu, 33

52 Başaktaki tane sayısının kontrole göre artan B düzeylerine bağlı olarak sırasıyla %2, %5, %4 arttığı, bu arştın Kızıltan 91 buğday çeşidinde %5, %9, %2 ve Kunduru 1149 buğday çeşidinde ise %12, %14, %19 olduğu, Başaktaki başakçık sayısının kontrole göre 1 kg B ha -1 uygulamasıyla değişmediği, 3 ve 9 kg B ha -1 uygulamalarıyla sırasıyla %4 ve %2 arttığı, Başaktaki tane ağırlığının kontrole göre 1 kg B ha -1 uygulamasıyla %1 azaldığı, 3 ve 9 kg B ha -1 uygulamalarıyla sırasıyla %4 ve %2 arttığı, Birim alandaki başak sayısının kontrole göre 1 ve 3 kg B ha -1 uygulamalarıyla %1 azaldığı, 9 kg B ha -1 uygulamasıyla %2 arttığı, Bayrak yapraktaki B konsantrasyonunun kontrole göre sırasıyla %32.11, %56.09 ve % arttığı, Makarnalık buğday çeşitlerinin tane verimi ile bayrak yapraktaki B konsantrasyonu arasında olumlu bir ilişkinin olduğu ve uygun iklim koşullarında bu ilişkinin daha açık ortaya çıktığı, Makarnalık buğday çeşitleri arasında, Çakmak 79 ve Selçuklu 97 nin B noksanlığına en dayanıklı çeşitler, Kızıltan 91 ve Kunduru 1149 un ise en hassas çeşitler olduğu ve Ç 1252 ve Yılmaz 98 çeşitlerinin bu iki grup arasında yer aldığı belirtilmiştir. Soylu et al. (2005) tarafından düşük B içeriğine (0.19 mg kg -1 ) sahip kireçli (%20.7 CaCO 3 ) bir toprakta B uygulamadan ve B uygulayarak (3 kg B ha -1, H 3 BO 3 ten) 6 makarnalık ve 6 ekmeklik buğday çeşidini sulu koşullarda yetiştirerek yürütülen iki yıllık tarla denemesi sonucunda; Tane veriminin B uygulamasıyla ortalama olarak makarnalık buğdaylarda %9.6, ekmeklik buğdaylarda ise %10.6 arttığı, Makarnalık buğdaylardan Kızıltan-91 ve Yılmaz-98, ekmeklik buğdaylardan ise Gün-91 ve Bezostaja-1 in B eksikliğine hassas çeşitler olarak görüldüğü ve bu çeşitlerde B uygulamasıyla yüksek verim elde edildiği, Makarnalık buğdaylardan Ç-1252 ve Çakmak-79, ekmeklik buğdaylardan Kınacı-97 ve Sultan-95 in B a toleranslı çeşitler olarak görüldüğü, Kızıltan 91, Kunduru 1149 ve Bezostaja-1 çeşitlerinde tane veriminin sırasıyla %37.9, %15.5 ve 32.9, bin tane ağırlığının %6.4, %7.5 ve %8.2 arttığı, Kızıltan 91 ve Kunduru 1149 çeşitlerinde sterilitenin sırasıyla %51.7 ve %48.6 azaldığı, 34

53 Birim alandaki başak sayısının Kızıltan-91 da %17.9, Bezostaja-1 de %5.0 arttığı ve Kunduru 1149 çeşidinde %5.8 azaldığı, Ekmeklik çeşitlerin ortalaması olarak başaktaki tane sayısının ekmeklik çeşitlerin ortalaması olarak %0.8 arttığı ve Bezostaja-1 çeşidinde ise %2.1 azaldığı bildirilmiştir. 2.4 Buğdayın Bazı Agronomik ve Kalite Özellikleri Gübreleme İlişkisi Geçit vd. (1987) tarafından ekmeklik buğdayda ekim sıklığının birim alan değerleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla iki yıl süreyle Tosun 21 ve Tosun 144 çeşitleriyle yürütülen çalışmada; yıllara ve çeşitlere göre m 2 deki tane veriminin g, m 2 deki saplı ağırlığın g, hasat indeksinin % ve m 2 deki başaklı sap sayısı arasında değiştiği, ekim sıklığı arttıkça genelde m 2 deki tane verimi, m 2 deki saplı ağırlık, hasat indeksi ve m 2 deki başaklı sap sayısının artış gösterdiği ve birim alan tane verimi buna etkili faktörlerin 1x15 cm ekim sıklığında en üst düzeye ulaştığı bildirilmiştir. Katkat vd. (1987), Cumhuriyet 75 ekmeklik buğday çeşidinin azotlu ve fosforlu gübre isteğini belirlemek amacıyla iki yıl süreyle ( ) Bursa iklim koşullarında yürüttükleri çalışmada; azot uygulamalarının her iki yılda da tane verimi, bitki boyu, başak boyu, başakçık sayısı ve başaktaki tane sayısına etkili olduğu, bin tane ağırlığının sadece ilk yıl azotlu gübreden etkilendiği ve benzer iklim ve toprak koşullarına sahip alanlarda Cumhuriyet 75 ekmeklik buğday çeşidinin yetiştiriciliğinde fosforlu gübre uygulamasına genelde gerek olmadığı ve azotun, ise 12 kg da -1 dozunda yeterli olduğunu bildirmişlerdir. Baran (1997), kıraç ve taban arazilerde artan düzeyde azot uygulamasının (0, 4, 8, 12 ve 16 kg ha -1 ) Çakmak-79, Ç-1252, Ç1259, Kunduru-1149, Kızıltan-91 ve Ank-01 makarnalık buğday çeşitlerinin verim ve kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yürüttüğü iki yıllık tarla denemesi sonucunda; kıraç alanlarda en iyi kalite değerlerini Kunduru-1149 çeşidinin verdiğini, kıraç alanlarda su stresi arttıkça tane verimi, biyolojik verim ve hasat indeksi değerlerinin azaldığını su azlığının bulunmadığı taban alanlarda çeşitler arasında kalite bakımından bir fark görülmediğini bildirmiştir. Araştırıcı çalışma sonunda, m2 deki başak sayısı, başakta tane sayısı, hektolitre ağırlığı ve bin tane ağırlığına çeşidin etkisinin 35

54 en fazla olduğunu, bununla birlikte tanenin protein kapsamı, bitkinin toplam azot miktarı ve biyolojik veriminin azotlu gübre uygulamalarının en fazla etkilediğini belirtmiştir. Ekiz vd. (1999), ekmeklik buğday çeşitlerinin tuza toleranslarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; Gerek-79 un yüksek seviyede, Bezostaja-1 in düşük seviyede tuza toleranslı olduğunu bildirmişlerdir. Akman vd. (1999), Isparta ekolojik koşullarına uygun yüksek verimli ekmeklik ve makarnalık buğday çeşit ve hatlarını belirlemek amacıyla 8 kg P 2 O 5 da -1 ve 16 kg N da -1 temel gübrelemesiyle 16 buğday çeşit ve hattı kullanarak yaptıkları iki yıllık çalışmada; iki yılın ortalaması olarak Kunduru-1149, Kızıltan-91, Gerek-79 buğday çeşitlerinde sırasıyla, bitki boyunun 71.3, 69.6, 63.5 cm, başak uzunluklarının 5.02, 5.97, 4.50 cm, bitki başına fertil kardeş sayısının 2.02, 2.57, 1.90 adet, başakta tane sayısının 21.4, 24.2 ve 22.9 adet, bin tane ağırlıklarının 38.5, 34.2, 43.3 g, tane veriminin 246.1, 240.5, kg da -1, hasat indeksinin %37.5, %34.0, %36.0 ve ham protein oranının %10.80, %9.88, %10.50 olduğunu bildirmişlerdir. Toklu vd. (1999), ekmeklik buğdayda hektolitre ağırlığı ile tanenin fiziksel ve kalite özellikleri arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla 8 kg P 2 O 5 da -1 ve 15 kg N da -1 temel gübrelemesiyle 23 ekmeklik buğday genotipi kullanarak Adana da yaptıkları çalışma sonuçlarına göre; hektolitre ağırlığı ile tanenin uzunluğu, tanenin genişliği ve bin tane ağırlığı arasında r=0.273, r=0.443 ve r=0.468 gibi önemli pozitif ilişki saptandığını, buna karşın tanenin uzunluk/genişlik oranı ile r=0.209 gibi negatif ilişki olduğunu bildirmişlerdir. Sade vd. (1999), Konya sulu koşullarında yetiştirilebilecek makarnalık buğday çeşitlerini belirlemek amacıyla 7 kg P 2 O 5 da -1 ve 12 kg N da -1 temel gübrelemesiyle 9 makarnalık buğday çeşidi ile yürüttükleri iki yıllık tarla denemesi sonuçlarına göre; iki yılın ortalaması olarak Kızıltan-91 ve Kunduru-1149 çeşitlerinde sırasıyla, tane veriminin ve kg da -1, m 2 deki başak sayısının ve adet, bitki boyunun 86.9 ve cm, başak uzunluğunun 7.16 ve 6.92 cm, başakta başakçık sayısının ve adet, başakta tane sayısının ve adet, başakta tane ağırlığının 1.68 ve 1.72 g, bin tane ağırlığının ve g ve hektolitre ağırlığının ve kg hl-1 olduğunu bildirmişlerdir. 36

55 Çağatay (1999) tarafından Amasya ve Yozgat yöresi sulu koşullarında yetiştirilebilecek yüksek verimli ekmeklik buğday çeşitlerini belirlemek amacıyla 11 çeşit ile iki yıl süreyle yürütülen çalışmada; iki yılın ortalaması olarak Gerek 79 ve Bezostaya çeşitlerinin tane veriminin sırasıyla Amasya da 576 ve 488 kg da -1, Yozgat ta 396 ve 371 kg da -1 olduğunu bildirmiştir. Yalvaç vd. (1999) tarafından ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin Orta Anadolu da verim, kalite ve hastalıklara dayanıklılık durumlarını belirlemek amacıyla 9 ekmeklik ve 8 makarnalık buğday çeşidiyle Ankara ekolojik koşullarında yapılan çalışmada; Bezostaya, Gerek 79, Kunduru 1149 ve Kızıltan 91 buğday çeşitlerinin tane verimlerinin sırasıyla 325, 324, 321 ve 338 kg da -1, bin tane ağırlıklarının 31.6, 31.3, 38.0 ve 39.0 g, hektolitre ağırlıklarının 80.0, 78.0, 77.9 ve 77.8 kg hl -1 olduğu belirtilmiştir. Aynı çalışmada, Kunduru 1149 ve Kızıltan 91 makarnalık buğday çeşitlerinin protein oranları sırasıyla %13.3 ve %13.5, camsılık oranı %94.2 ve %92.5 olduğu bildirilmiştir. Taşyürek vd. (1999), Sivas-Şarkışla koşullarında buğday, arpa ve tritikalenin verim ve verim unsurlarını belirlemek amacıyla 6 kg P 2 O 5 da -1 ve 8 kg N da -1 gübrelemesiyle yürüttükleri çalışmada; Bezostaja-1 ve Kızıltan-91 buğday çeşitlerinin tane veriminin sırasıyla ve kg da -1, m 2 deki başak sayısının ve adet, başakta tane sayısının 28.0 ve 28.7 adet, tek başak veriminin 1.20 ve 1.27 g, bin tane ağırlığının 41.1 ve 39.2 g, hektolitre ağırlığının 81.9 ve 76.2 kg hl -1, sap veriminin ve kg da -1 ve hasat indeksinin %27.4 ve %24.1 olduğunu bildirmişlerdir. Aydın vd. (1999) tarafından Tokat-Kazova koşullarında makarnalık buğday çeşitlerinin verim ve kalite özelliklerini belirlemek amacıyla 6 kg P 2 O 5 da -1 ve 12 kg N da -1 gübrelemesiyle iki yıl süreyle (506.9 ve mm yağış) yapılan çalışmada; birinci ve ikinci yılda Kunduru-1149 buğday çeşidinin m 2 deki başak sayısının sırasıyla ve adet, tek başak veriminin 2.35 ve 2.34 g, bin tane ağırlığının 47.6 ve 52.2 g, hektolitre ağırlığının 82.9 ve 82.1 kg hl -1, tane veriminin ve kg da -1 ve camsı tane oranının %99.2 ve %98.5 olduğu bildirilmiştir. Aynı çalışmada; birinci ve ikinci yılda Kızıltan 91 buğday çeşidinin m 2 deki başak sayısının ise sırasıyla ve adet, tek başak veriminin 2.37 ve 2.26 g, bin tane ağırlığının 35.9 ve 48.4 g, hektolitre ağırlığının 76.5 ve 82.2 kg hl -1, tane veriminin ve kg da -1 ve camsı tane oranının %99.1 ve %99.5 olduğu saptanmıştır. 37

56 Gezgin vd. (1999) tarafından farklı fosforlu gübre ( , DAP ve TSP) ve çinko dozlarının (0, 1.5 ve 3.0 kg Zn da -1 ) ekmeklik (Gerek-79 ve Bezostaya-1) ve makarnalık buğday (Selçuklu-97 ve Çakmak-79) çeşitlerinin verim ve verim unsurlarına etkilerini belirlemek amacıyla Konya da yürütülen çalışmada; farklı fosforlu gübre ve çinko dozlarının ortalaması olarak Gerek-79, Bezostaya-1, Selçuklu-97 ve Çakmak-79 buğday çeşitlerinde tane veriminin sırasıyla 277.9, 549.9, ve kg da -1, m 2 deki başak sayısının 625.8, 577.5, ve adet, tanenin protein oranının %10.66, %10.70, %13.77 ve %13.10 olduğunu belirtmişlerdir. Aynı çalışmada; fosforlu gübrelerde en yüksek tane verimi ve m 2 deki başak sayısının >DAP>TSP sırasıyla gerçekleştiği, tane verimi ve m 2 deki başak sayısı, bayrak yapraktaki Zn miktarı bakımından fosforlu gübreler, Zn dozları ve buğday çeşitleri arasındaki farkların istatistiksel olarak önemli olduğu, bununla birlikte tanenin protein oranına fosforlu gübreler ve Zn dozlarının etkisinin önemli olmadığı bildirilmiştir. Çağlayan ve Elgün (1999) tarafından değişik çevre şartlarında yetiştirilen ekmeklik buğday hat ve çeşitlerinin bazı teknolojik özelliklerini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada; Konya, Çumra ve Afyon lokasyonlarında Bezostaya 1 çeşidinin hektolitre ağırlığı sırasıyla 85.3, 83.9, 85.7 kg hl -1, bin tane ağırlığı, 39.5, 41.4, 45.5 g ve tanede ham protein oranı %12.9, %10.7, %12.0 olduğu belirtilmiştir. Akıncı vd. (2001), Diyarbakır da sulu koşullarda 25 adet ekmeklik buğday çeşit ve hattının adaptasyonunu incelemek amacıyla 8 kg P 2 O 5 da -1 ve 16 kg N da -1 gübrelemesiyle yaptıkları iki yıllık çalışmada; yılların ortalaması olarak Bezostaya ekmeklik buğday çeşidinin başaklanma süresinin gün, bitki boyunun cm, başak uzunluğunun 7.78 cm, başaktaki başakçık sayısının 16.53, başaktaki tane sayısının 30.25, başaktaki tane ağırlığının g, bin tane ağırlığının g ve tane veriminin kg da -1 olduğunu bildirmişlerdir. Singh and Sharma (2001), sulu koşullarda ve tuzlu topraklarda azot (0, 120 ve 150 kg N ha -1 ) ve potasyumun (0, 50 ve 75 kg K ha -1 ) uygulama zamanlarının (hepsi ekimle birlikte ve yarısı ekimle birlikte diğer yarısı ekimden 30 gün sonra) buğdayın (Triticum aestivum cv HD 2329) gelişimi ve kimyasal bileşimine etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri tarla denemesi sonucunda; K uygulama zamanlarının buğdayın verimi ve gelişimine etkisinin 38

57 önemli olmadığını, bitki boyu, kardeş sayısı, m 2 de kuru madde ağırlığı, fertil kardeş sayısı ve başak uzunluğunun artan N ve 50 kg K ha -1 kadar olan artan K düzeyleriyle arttığını, benzer etkinin tane ve sap veriminde de görüldüğünü, sap ve tanenin N kapsamının azot uygulamasının 120 kg N ha -1 düzeyine kadar önemli miktarda artırmasına karşın K uygulamasının etkisinin önemli olmadığını, sap ve tanenin K kapsamının 50 kg K ha -1 uygulamasıyla önemli miktarda arttığını, ancak K uygulama zamanlarının sap ve tanenin K kapsamını etkilemediğini bildirmişlerdir. Kasap (2002), farklı gelişme evrelerinde ekmeklik buğdayların (Seri 82, İzmir 85 ve Cumhuriyet 75) verim ve verim özelliklerine temel gübrelemeyle (85 kg N ha -1 ve 55 kg P ha -1 ) birlikte uygulanan su stresinin etkisini belirlemek amacıyla yaptığı iki yıllık çalışmada; Seri 82, İzmir 85 ve Cumhuriyet 75 buğday çeşitlerinin iki yıl ortalaması olarak tane verimlerinin sırasıyla 5.223, ve t ha -1, sap verimlerinin 9.215, ve t ha -1, hasat indekslerinin %36.20, %35.63 ve %34.40, tanenin protein içeriklerinin %13.79, %13.67 ve %13.49 olduğunu bildirmiştir. Varga and Svečnjak (2005) tarafından düşük (67 kg N ha -1 ) ve yüksek (194 kg N ha -1 ) temel azot gübrelemesiyle birlikte geç dönemde (GS 55-GS 69) yapraktan uygulanan ürenin (30 kg N ha -1 ) 6 kışlık buğday çeşidinin tane verimi ve kalitesine etkisini belirlemek amacıyla 3 yıl yinelemeli olarak yürütülen tarla denemesi sonucunda; düşük temel N gübrelemesiyle birlikte yapraktan uygulanan üre çeşitlerin ortalaması olarak tane verimini bin tane ağırlığının artışına bağlı olarak %7.8 artırdığını ancak yüksek temel N gübrelemesiyle birlikte yapraktan uygulanan ürenin tane verimine etkisinin önemli olmadığını, buna karşın hem düşük hem de yüksek temel N gübrelemesiyle birlikte yapraktan uygulanan ürenin protein kapsamını ortalama % 4.5 ve başakta tane ağırlığını artırdığını bildirilmiştir. 39

58 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal Tarla denemesinin yürütüldüğü yer Topraktan ve yapraktan uygulanan borun bazı ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinde verim ve kimi kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla iki yıl üst üste yürütülen tarla denemeleri; Haymana ile Gölbaşı ilçeleri arasında ve Ankara- Haymana karayolunun 45 inci kilometresinde bulunan, denizden yüksekliği 1055 metre olan, alüviyal büyük toprak grubuna giren ve Gökmen (1992) tarafından detaylı etüd ve haritalaması yapılarak özellikleri belirlenen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği arazisinde Çiftlik serisi toprakları üzerinde yürütülmüştür (Şekil 3.1). Çiftlik serisine ait toprakların üst katmanları tın bünyeli, organik maddesi az, kireç kapsamları yüksek olup alt katmanları fazla miktarda kil içermekte ve ph ları arasında değişim göstermektedir (Gökmen 1992) Tarla denemelerinde kullanılan bitki materyali Tarla denemelerinde bitki materyali olarak kullanılan ekmeklik buğday çeşitleri Bezostaja-1 ve Gerek 79 tohumları ile makarnalık buğday çeşitleri Kızıltan 91 ve Kunduru 1149 tohumları Tarım Bakanlığı Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü nden sağlanmıştır. Bezostaja-1 ve Gerek 79 ekmeklik buğday çeşitleri ve Kızıltan 91 ve Kunduru 1149 makarnalık buğday çeşitleri ile ilgili genel bilgiler ve çeşitlerin bazı özellikleri sırasıyla Çizelge 3.1, Çizelge 3.2, Çizelge 3.3, ve Çizelge 3.4 de verilmiştir. 40

59 Şekil 3.1 Deneme alanı yer bulduru haritası 41

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

Boron Nutrition Status of Durum and Bread Wheat Grown Under İrrigated Conditions

Boron Nutrition Status of Durum and Bread Wheat Grown Under İrrigated Conditions Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 9-3(2005), Sulanan Koşullarda Makarnalık ve Ekmeklik Buğdayın Borla Beslenme Durumunun Belirlenmesi İ. KIZILGÖZ 1, İ. ÖZBERK 2 1 Harran Üniversitesi,

Detaylı

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale Biga (Çanakkale)( ilçesi tarım m alanlarının selenyum durumu Nuray Mücellâ M Müftüoğlu Cafer TürkmenT ÇOMÜ,, Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale 1-33 Ekim 2013 Bişkek KırgK

Detaylı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 5. Ulusal Atatürk Bitki Çay ve Besleme Bahçe Kültürleri ve Gübre

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

DUFED 4(2) (2015) 77-82

DUFED 4(2) (2015) 77-82 DUFED 4(2) (2015) 77-82 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Tek melez mısır genotiplerinin Diyarbakır şartlarındaki performanslarının belirlenmesi Determination

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ Yeliz GÜNAYDIN TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır ÖZET Dönem Projesi

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BORUN FARKLI DUYARLILIKTAKİ ARPA ÇEŞİTLERİNDE BOR İÇERİĞİ İLE BAZI VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Derya ÖZEN TOPRAK ANABİLİM DALI ANKARA 2006

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ/ÜYELERİ

BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ/ÜYELERİ DERSİN ADI DERSİN KODU DERSİN TÜRÜ DERSİN DÖNEMİ DERSİN KREDİSİ BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİN VERİLDİĞİ Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Anabilim Dalı:

Detaylı

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE TAŞINIMI Su, mineral elementler ve küçük molekül ağırlıklı organik bileşiklerin bitkilerde uzun mesafe taşınımları ksilem ve floemde gerçekleşir. Ksilemde

Detaylı

BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü

BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü DERSİN ADI DERSİN KODU DERSİN TÜRÜ DERSİN DÖNEMİ DERSİN KREDİSİ DERSİN VERİLDİĞİ BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Anabilim Dalı: AKTS: 4 DERSİ VEREN

Detaylı

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Cilt 20, Sayı 1, 91-97, 2016 Süleyman Demirel University Journal of Natural and Applied Sciences Volume 20, Issue 1, 91-97, 2016 DOI: 10.19113/sdufbed.23066

Detaylı

Geliş Tarihi:

Geliş Tarihi: TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2006, 13 (1) 17-21 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Bazı Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L. em Thell) Çeşitlerinde Ana Sap ve Fertil Kardeşlerin Bitki Tane Verimi ve Verim

Detaylı

DUFED 5(3) (2016) 93-98

DUFED 5(3) (2016) 93-98 DUFED 5(3) (2016) 93-98 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Toprağa farklı miktarlarda uygulanan leonarditin buğday bitkisinin verim, verim öğeleri ve

Detaylı

Archived at http://orgprints.org/21162

Archived at http://orgprints.org/21162 MARMARA BÖLGESİNDE BAZI BİTKİ BESLEME UYGULAMALARININ ORGANİK MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULLANIMI (ÇİLEK) Dr. Burhan ERENOĞLU 1 burhanerenoglu@hotmail.com, Dr. Erol YALÇINKAYA 1 erolyalcinkaya@gmail.com,

Detaylı

Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi. Effect of Leaf Fertilization Yield and Quality of Bread Wheat

Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi. Effect of Leaf Fertilization Yield and Quality of Bread Wheat Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi Nurcan Sahin Tenikecier 1 Nureddin Öner 2** 1 Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi, Tekirdağ 2 Muğla Sıtkı Koçman

Detaylı

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Journal of Agricultural Sciences http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuanajas Araştırma/Research Anadolu Tarım Bilim. Derg./Anadolu J Agr Sci, 30 (2015) 68-73 ISSN:

Detaylı

Uşak Koşullarında Kızıltan 91 Buğday Çeşidi Üzerinde Farklı Azot Dozu ve Sıvı Gübre Uygulamalarının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi

Uşak Koşullarında Kızıltan 91 Buğday Çeşidi Üzerinde Farklı Azot Dozu ve Sıvı Gübre Uygulamalarının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi Süleyman Demirel Üniversitesi Süleyman Demirel University Fen Bilimleri A. Altuntaş, Enstitüsü İ. Akgün / Uşak Dergisi Koşullarında Kızıltan 91 Buğday Çeşidi Üzerinde Farklı Azot Dozu ve Sıvı Gübre Uygulamalarının

Detaylı

Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 10 (1):35-43, 2015 ISSN 1304-9984, Araştırma Makalesi Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin

Detaylı

Fındık Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Fındık Yetiştiriciliğinde Gübreleme Fındık Yetiştiriciliğinde Gübreleme Ülkemiz dış ticaretinde önemli bir yeri olan fındık, ülkemizin Karadeniz Bölgesi ile Sakarya- Düzce yörelerinde yetiştirilmektedir. Dünyada üretilen fındığın %70-75

Detaylı

Çinko Uygulamasının Van Yöresinde Yetiştirilen Buğday Çeşit ve Hatlarının Çinko Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi *

Çinko Uygulamasının Van Yöresinde Yetiştirilen Buğday Çeşit ve Hatlarının Çinko Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi * TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (4) 379-383 Çinko Uygulamasının Van Yöresinde Yetiştirilen Buğday Çeşit ve Hatlarının Çinko Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi * Zuhal KOCAKAYA 1 İbrahim ERDAL 2 Geliş

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI EKİM SIKLIKLARININ VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA* An Investigation

Detaylı

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) 1 2 Püskürterek uygulama Bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerinin büyük

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU TERRA FARM ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ÜRÜNLERİN ORAN VE İÇERİK BİLGİLERİ BİR SONRAKİ SAYFADA VERİLMİŞTİR. Verilen değerler ürünlerimizde bulunan minimum değerlerdir Ürün İçerik Toplam

Detaylı

Antepfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme Antepfıstığında Gübreleme Tam verime çok geç yatan (8-10 yıl) antepfıstığı uzun ömürlü bir meyve ağacıdır. Hiçbir meyve ağacının yetiştirilemediği kıraç, taşlık ve kayalık arazilerde bile yetişebilmektedir.

Detaylı

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, Konya-2013, Kitap2, sayfa 350-357 YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

Nutrient Contents of Runner Plants of Some Strawberry Cultivars Grown Under Open Field and Protected Cultivation Conditions

Nutrient Contents of Runner Plants of Some Strawberry Cultivars Grown Under Open Field and Protected Cultivation Conditions YYÜ TAR BİL DERG (YYU J AGR SCI) 2012, 22 (1):1-6 Geliş Tarihi (Received): 09.03.2011 Kabul Tarihi (Accepted): 10.10.2011 Araştırma Makalesi/Research Article (Original Paper) Örtü Altı ve Açık Arazi Koşullarında

Detaylı

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 229-234 SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR Ahmet ÖZ Halil KAPAR Karadeniz Tarımsal Araştırma

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto-Zinc 15 Çinkonun Bitkilerdeki Fonksiyonu Çinko bitkilerde bulunan çoğu enzim sisteminde katalist olarak rol alır. Çinko içeren enzimler nişasta

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): ,

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): , Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2: 290 296, 2015 TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Bingöl Koşullarında Değişik Macar Fiği (Vicia

Detaylı

KİŞİSEL BİLGİLER. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü - 2012. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü -1997

KİŞİSEL BİLGİLER. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü - 2012. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü -1997 KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Dr. Hatun BARUT Unvan Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon 0322 3340055/165 E-mail baruthatun@yahoo.com Doğum Tarihi - Yeri 1972-ADANA EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Yüksek Lisans Lisans

Detaylı

Farklı organomineral ve inorganik kompoze gübrelerin kışlık ekmeklik buğday tane verimi ve bazı verim unsurları üzerine etkileri

Farklı organomineral ve inorganik kompoze gübrelerin kışlık ekmeklik buğday tane verimi ve bazı verim unsurları üzerine etkileri Farklı organomineral ve inorganik kompoze gübrelerin kışlık ekmeklik buğday tane verimi ve bazı verim unsurları üzerine etkileri Özet Sami Süzer 1, *, Ebru Çulhacı 2 ¹ Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü,

Detaylı

BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ

BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ Fen ve Mühendislik Dergisi 2001, Cilt 4, Sayı 1 109 BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ Tevrican DOKUYUCU Leyla CESURER Aydın AKKAYA KSÜ, Ziraat

Detaylı

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Akide ÖZCAN 1 Mehmet SÜTYEMEZ 2 1 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv., Afşin Meslek Yüksekokulu,

Detaylı

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri.

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri. Docto-Fer Topraktan uygulama preparatı Demirin Bitkilerde Fonksiyonu Demir çoğu bitki enziminin önemli bir parçasıdır. Kloroplastlarda bulunur ve fotosentez metabolizmasında önemli rolü vardır. Klorofil

Detaylı

Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı

Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı Ato Serisi Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu Demir çoğu bitki enziminin önemli bir parçasıdır. Kloroplastlarda bulunur ve fotosentez metabolizmasında önemli

Detaylı

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ANADOLU, J. of AARI 10 (2) 2000, 35-45 MARA DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Hasan KILIÇ İrfan ÖZBERK Fethiye ÖZBERK

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22 S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22 KONYA YÖRESİNDE FARKLI EKİM ZAMANLARINDA YETİŞTİRİLEN BAZI HAVUÇLARDA KALİTE Tahsin SARI 1 Mustafa PAKSOY 2 1 Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü,

Detaylı

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ FARKLI ŞEKİL VE DOZLARDA UYGULANAN TKİ HÜMAS IN EKMEKLİK BUĞDAYIN BAYRAK YAPRAK BESİN ELEMENTİ KONSANTRASYONU, VERİM VE TANE PROTEİN KAPSAMINA ETKİLERİ Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ Bu

Detaylı

GİRİŞ Arpa genel olarak hayvan yemi olarak tüketilmekte olup üretim bakımından ülkemiz tarla tarımında buğdaydan sonra ikinci sırada gelmektedir. Güne

GİRİŞ Arpa genel olarak hayvan yemi olarak tüketilmekte olup üretim bakımından ülkemiz tarla tarımında buğdaydan sonra ikinci sırada gelmektedir. Güne HR.Ü.Z.F.Dergisi, 2006, 10(1/2):73-81 J.Agric.Fac.HR.U., 2006, 10 (1/2):73-81 DİYARBAKIR YAĞIŞA DAYALI ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 ARPA ÇEŞİDİNİN AZOTLU VE FOSFORLU GÜBRE İSTEĞİNİNİN BELİRLENMESİ Hasan KILIÇ

Detaylı

Verim Çağındaki Klasik Üzüm Bağlarında Gübreleme. 5 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 2 kg leonardit veya 0.5 kg hümik asit)

Verim Çağındaki Klasik Üzüm Bağlarında Gübreleme. 5 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 2 kg leonardit veya 0.5 kg hümik asit) Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda yapılan analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir.

Detaylı

ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ. Murat ÇAĞLAR

ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ. Murat ÇAĞLAR vii ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ Murat ÇAĞLAR Yüksek Lisans Tezi, Tarım Makinaları Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Saadettin YILDIRIM 2014, 65 sayfa

Detaylı

Toprak çözeltisinde H 3 BO 3 veya B(OH) 4 - formunda, Toprak kolloidlerince adsorbe edilmiş durumda,

Toprak çözeltisinde H 3 BO 3 veya B(OH) 4 - formunda, Toprak kolloidlerince adsorbe edilmiş durumda, BOR (B) 1. Toprakta Bor Toprakta bor; Toprak çözeltisinde H 3 BO 3 veya B(OH) 4 - formunda, Toprak kolloidlerince adsorbe edilmiş durumda, Bor lu minerallerde olmak üzere 3 şekilde bulunur. 1. Toprakta

Detaylı

ÇİLEĞİN GÜBRELENMESİ

ÇİLEĞİN GÜBRELENMESİ Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda yapılan analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir.

Detaylı

Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi

Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi, 2012, 29(1), 75-79 Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi Ali Safi KIRAL Aynur ÇELİK

Detaylı

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi*

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi* TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2008, 14 (4) 341-349 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi* H. Hüseyin

Detaylı

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2004, 21 (2), 86-93 Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi Fahri Sönmez A.Safi Kıral Gaziosmanpaşa Üniversitesi,

Detaylı

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri Özlem Gürbüz Kılıç 1 Nevin Eryüce 2 ÖZET Çalışma, farklı su stresi koşullarında potasyumun farklı

Detaylı

Isparta Ekolojik Koşullarında Ekmeklik ve Makarnalık Bazı Buğday Çeşitlerinin Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Isparta Ekolojik Koşullarında Ekmeklik ve Makarnalık Bazı Buğday Çeşitlerinin Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi Tarım Bilimleri Dergisi Tar. Bil. Der. Dergi web sayfası: www.agri.ankara.edu.tr/dergi Journal of Agricultural Sciences Journal homepage: www.agri.ankara.edu.tr/journal TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL

Detaylı

Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri

Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (1) 98-103 Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri Mehmet ATAK 1 Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ 1 Geliş Tarihi:

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü KARE Mühendislik Çevre Teknolojileri Sanayi ve Tic. A.Ş. A.O.S.B. 23. Cadde no:28 ADANA /TURKEY Tel: +90 322 394 4464 E-mail: ahmet48@yahoo.com Web:www.kareeng.com

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Işık Enerjisinin Kimyasal Enerjiye Dönüştürülmesi Fotosentez, karbon (C), oksijen (O) ve hidrojen (H) atomlarını

Detaylı

KIRGIZ 95 KIŞLIK BUĞDAY ÇEŞİDİNDE SEDİMANTASYON, GLUTEN ve GLUTEN İNDEKSİNE YAPRAK GÜBRELERİNİN ETKİSİ

KIRGIZ 95 KIŞLIK BUĞDAY ÇEŞİDİNDE SEDİMANTASYON, GLUTEN ve GLUTEN İNDEKSİNE YAPRAK GÜBRELERİNİN ETKİSİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2004, 17(1), 75-80 KIRGIZ 95 KIŞLIK BUĞDAY ÇEŞİDİNDE SEDİMANTASYON, GLUTEN ve GLUTEN İNDEKSİNE YAPRAK GÜBRELERİNİN ETKİSİ Gülcan KINACI Engin KINACI Osmangazi

Detaylı

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ 8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİ GELİŞMESİNİ KONTROL EDEN ETMENLER IŞIK TOPRAK (durak yeri) ISI HAVA SU BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİLER İÇİN MUTLAK GEREKLİ ELEMENTLER MUTLAK GEREKLİ

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI MAKARNALIK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE FARKLI SULAMA ZAMANLARI İLE AZOT DOZLARININ ETKİSİ Semra ACER TARLA BİTKİLERİ

Detaylı

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Buğday ve Arpa Gübrelemesi Buğday ve Arpa Gübrelemesi Ülkemizde en geniş üretim alanı bulunan buğday ve arpa çok farklı toprak tiplerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Toprak ph isteği bakımından hafif asitten kuvvetli alkalin

Detaylı

Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi

Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16(2): 149-158 Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Ramazan DOĞAN * ÖZET Uludağ Üniversitesi Ziraat

Detaylı

Organik ve Konvansiyonel Pamuk Yetiştiriciliğinde Toprak Özelliklerinin Karşılaştırılması

Organik ve Konvansiyonel Pamuk Yetiştiriciliğinde Toprak Özelliklerinin Karşılaştırılması I.Uluslararası Organik Tarım ve Biyoçeşitlilik Sempozyumu 27-29 Eylül Bayburt Organik ve Konvansiyonel Pamuk Yetiştiriciliğinde Toprak Özelliklerinin Karşılaştırılması *Ülfet ERDAL Ömer SÖKMEN Uluslararası

Detaylı

Artan Miktarlarda Uygulanan Çinkonun Mısır Bitkisinin Verim ve Çinko Alımı Üzerine Etkisi

Artan Miktarlarda Uygulanan Çinkonun Mısır Bitkisinin Verim ve Çinko Alımı Üzerine Etkisi Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2001) 15:85-97 Artan Miktarlarda Uygulanan Çinkonun Mısır Bitkisinin Verim ve Çinko Alımı Üzerine Etkisi Nurşen ÖZGÜVEN * A. Vahap KATKAT ** ÖZET Bu araştırma, toprağa artan

Detaylı

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ UYGULANACAK İ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti

Detaylı

Mantar Kompostu Kullanımının Örtüaltı Domates Yetiştiriciliğinde Bitkinin Potasyum ile Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi

Mantar Kompostu Kullanımının Örtüaltı Domates Yetiştiriciliğinde Bitkinin Potasyum ile Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi Mantar Kompostu Kullanımının Örtüaltı Domates Yetiştiriciliğinde Bitkinin Potasyum ile Beslenmesi ve Verim Üzerine Etkisi E Işıl Demirtaş 1 Nuri Arı 1 Ahmet E. Arpacıoğlu 1 Cevdet F. Özkan 1 Harun Kaya

Detaylı

ELMANIN GÜBRELENMESİ

ELMANIN GÜBRELENMESİ Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda yapılan analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir.

Detaylı

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme Toprak isteği bakımından iyi havalanabilen pulluk tabanı olmayan (geçirimsiz toprak tabakası), derin yapılı,tınlı,killi tın ve kumlu tın gibi topraklarda iyi

Detaylı

ÖZET Doktora Tezi ORGANİK TOPRAK DÜZENLEYİCİLERİN TOPRAĞIN ENZİM AKTİVİTELERİ İLE BUĞDAY VERİM VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nihal TAMER Ankara Ünivers

ÖZET Doktora Tezi ORGANİK TOPRAK DÜZENLEYİCİLERİN TOPRAĞIN ENZİM AKTİVİTELERİ İLE BUĞDAY VERİM VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nihal TAMER Ankara Ünivers ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ORGANİK TOPRAK DÜZENLEYİCİLERİN TOPRAĞIN ENZİM AKTİVİTELERİ İLE BUĞDAY VERİM VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nihal TAMER TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME

Detaylı

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 5 (1):44-49, 2010 ISSN 1304-9984, Araştırma M. ÖZ, A. KARASU Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Detaylı

Kahramanmaraş Koşullarında Farklı Mercimek (Lens culinaris Medic.) Genotiplerinde Bitki Sıklığının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisinin Araştırması

Kahramanmaraş Koşullarında Farklı Mercimek (Lens culinaris Medic.) Genotiplerinde Bitki Sıklığının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisinin Araştırması Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 19 (3), 135-143, 2015 ISSN 2148-5003, Araştırma Makalesi Kahramanmaraş Koşullarında Farklı Mercimek (Lens culinaris Medic.) Genotiplerinde Bitki Sıklığının Verim

Detaylı

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti 2 Ağaç Kesim

Detaylı

BOR MİKTARI YÜKSEK TOPRAKLARDA YETİŞTİRİLEN MAKARNALIK BUĞDAY (TRİTİCUM durum L.) ÇEŞİTLERİNE UYGULANAN BORUN VERİM VE BAZI VERİM ÖĞELERİNE ETKİSİ

BOR MİKTARI YÜKSEK TOPRAKLARDA YETİŞTİRİLEN MAKARNALIK BUĞDAY (TRİTİCUM durum L.) ÇEŞİTLERİNE UYGULANAN BORUN VERİM VE BAZI VERİM ÖĞELERİNE ETKİSİ Taner, Sade, Kaya, Çeri ve Gezgin BOR MİKTARI YÜKSEK TOPRAKLARDA YETİŞTİRİLEN MAKARNALIK BUĞDAY (TRİTİCUM durum L.) ÇEŞİTLERİNE UYGULANAN BORUN VERİM VE BAZI VERİM ÖĞELERİNE ETKİSİ Seyfi TANER 1 Bayram

Detaylı

ISPARTA YÖRESİNDE YETİŞTİRİLEN ARPA KÖY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ

ISPARTA YÖRESİNDE YETİŞTİRİLEN ARPA KÖY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2007, 20(2),163-169 ISPARTA YÖRESİNDE YETİŞTİRİLEN ARPA KÖY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ Zekeriya AKMAN Burhan KARA a Süleyman Demirel

Detaylı

ÖZET Yüksek Lisans Tezi FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ Feyza KOÇ Ankara Üniversitesi Fen Bilim

ÖZET Yüksek Lisans Tezi FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ Feyza KOÇ Ankara Üniversitesi Fen Bilim ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ FEYZA KOÇ TOPRAK ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı

Detaylı

Bursa koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek bazı silajlık mısır çeşitlerinin ot verimi ve kalitesi üzerine bir araştırma

Bursa koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek bazı silajlık mısır çeşitlerinin ot verimi ve kalitesi üzerine bir araştırma Araştırma Makalesi / Research Article Derim, 2016, 33 (2):299-308 DOI:10.16882/derim.2016.267913 Bursa koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilecek bazı silajlık mısır çeşitlerinin ot verimi ve kalitesi

Detaylı

Tokat-Zile Koşullarında Bazı Makarnalık Buğday (Triticum durum L.) Çeşit ve Hatlarının Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi*

Tokat-Zile Koşullarında Bazı Makarnalık Buğday (Triticum durum L.) Çeşit ve Hatlarının Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi* Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty of Gaziosmanpasa University http://ziraatdergi.gop.edu.tr/ Araştırma Makalesi/Research Article JAFAG ISSN: 1300-2910

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 KALSİYUM

Detaylı

Ethephon un Tritikale de Tane Verimi, Protein Oranı ve Protein Verimine Etkisi

Ethephon un Tritikale de Tane Verimi, Protein Oranı ve Protein Verimine Etkisi TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2008, 14 (2) 124-130 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Ethephon un Tritikale de Tane Verimi, Protein Oranı ve Protein Verimine Etkisi Mustafa GÜLER 1 Geliş Tarihi: 03.10.2007

Detaylı

GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ

GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ Prof. Dr. Nuray Mücellâ MÜFTÜOĞLU Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale mucella@comu.edu.tr Gübreler Miktar ve

Detaylı

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE AİLESİNİN YENİ ÜYELERİ Organomineral Taban ve Üst Gübreleri 2-4 mm Granül (50 kg) 2>3 SF. INDEX İÇİNDEKİLER 2016 01 02 03 04 05 5.0.30+(40So3) NK HARMANLANMIȘ GÜBRE Potasyum

Detaylı

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2007, Cilt 21, Sayı 1, 59-68 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim

Detaylı

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2012, Cilt 26, Sayı 1, 1-16 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6 İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ...1 1. GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6 2. GÜBRE-ÜRÜN İLİŞKİSİ...9 KAYNAKÇA...19 3. GÜBRE-ÇEVRE İLİŞKİSİ...23 3.1. Azotlu Gübrelerin

Detaylı

Türkiye`de Hububat Alanları

Türkiye`de Hububat Alanları BUĞDAY DOSYASI Türkiye, birçok ürünün yetiştirilmesine imkan veren iklim ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal üretim açısından avantajlı bir ülke olup, toplam istihdamın %24,6`sı tarım sektöründe

Detaylı

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100 Hanife AKÇA, Araştırma Görevlisi hmert@ankara.edu.tr +90312 596 15 84 Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100 Eğitim ve Akademik Deneyim Lisans:

Detaylı

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: Toprak işlemenin sebebi, tohumların uygun çimlenme ve çıkış ortamını hazırlamak; su kaybını en aza indiren, toprağın yapısını en az bozan, erozyonu önemli

Detaylı

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100 Hanife AKÇA, Araştırma Görevlisi hmert@ankara.edu.tr +90312 596 15 84 Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü B Blok Dışkapı/ANKARA 06100 Eğitim ve Akademik Deneyim Lisans:

Detaylı

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORTA ANADOLU KURAK KOŞULLARINDA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE BAZI AGRONOMİK ÖZELLİKLERİNDE GENETİK İLERLEMENİN BELİRLENMESİ Hande ÜLKER YÜKSEK

Detaylı

Giresun Ekolojik Koşullarında Bazı Mısır Çeşitlerinin Tane Verimi ve Verim Ögelerinin Belirlenmesi*

Giresun Ekolojik Koşullarında Bazı Mısır Çeşitlerinin Tane Verimi ve Verim Ögelerinin Belirlenmesi* Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 6(3): 171-176, 2016 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı