DENTAL İMPLANT UYGULAMASINDA HASTANIN HAZIRLANMASI
|
|
- Osman Tunç Özkan
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AĞIZ, DİŞ ve ÇENE HASTALIKLARI CERRAHİSİ ANABİLİM DALI DENTAL İMPLANT UYGULAMASINDA HASTANIN HAZIRLANMASI BİTİRME TEZİ Stj. Dt. Fatma UZUN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Turgay SEÇKİN İZMİR
2 1. GİRİŞ İnsan tarihi boyunca ortaya koyduğu yeni buluşlarda, meydana getirdiği bilimsel ve teknolojik ilerlemelerde, hep tabiatı örnek almış, onu taklit etmiş ve tabiata en yakın sonuçları elde etmeye çalışmıştır. Bu doğrultuda elde ettiği sonuçlar ise insana en üst nitelikte faydayı sağlamışlardır. Diş hekimliğinde, bugün bu doğrultuda, iki bilim dalı ön plana çıkmaktadır. Bunlardan birincisi tabiattaki şartları yani tabii dişleri korumaya yönelik olan koruyucu diş hekimliğidir. İkincisine gelince, bugün diş hekimliğinin önemli bir uğraşı da ağızdaki eksik dişlerin tamamlanması yollarını aramaktır. Bu yolda ön plana çıkan ise, ağızdaki diş eksikliklerinin giderilmesinde tabiata en yakın şartların elde edildiği oral implantolojidir. İmplant sözcüğü Latince in=içerisine, içinde ve planto=ekme, dikme, yerleştirme, gömme anlamına gelen sözcüklerin birleşiminden oluşmuştur. Anlam olarak ise bir fonksiyon elde etmek amacıyla, uygun bir yere yerleştirilen organik veya inorganik cisim e verilen addır ve Fransızcadan diğer dillere geçmiştir. İmplantasyon ise bu yerleştirme işlemine denir. Tıpta implantasyon bir materyalin vücut içerisine yerleştirilmesi anlamına gelmektedir. İmplant tedavisi uygulamasında başarıyı yakalamak için endikasyonların doğru bir şekilde konulması, implant düşünülen hastaların sistemik ve lokal olarak dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi zorunludur. Sistem olarak günümüzde tıbbın ilerlemesi ve birçok hastalığın kontrol altına alınması sonucu bazı kontrendikasyonlar dışında bütün vakalara implant uygulanabilmektedir. Bu çalışmada implant tedavisinin en az cerrahi ve protetik aşamaları kadar önemli olan, implant hastasının girişim öncesi değerlendirme ve operasyona hazırlanması etraflı bir şekilde incelenmiş ve implant tedavisi için gerekli kriterler anlatılmaya çalışılmıştır.
3 2. İMPLANT NEDİR? Cansız dokuların ya da alloplastik maddelerin organizmanın çeşitli fonksiyonlarına yardımcı olmak ya da estetiği sağlamak amacıyla canlı dokuya yerleştirilmesine implantasyon denir. Bundan yola çıkarak implant; insan vücudundaki eksik bir bölümü restore etmek için doku içine yerleştirilen suni aygıtlardır. Diş Hekimliği açısından ise implantasyon; diş kayıpları sonucunda oluşan fonksiyonel ve fonatik bozuklukların ilk haline yakın bir şekilde hastaya iadesinde, klasik yöntemlerin ortaya çıkardığı sorunların ve bir noktadan sonra yetersiz kalmaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.(1) Diş Hekimliğinde implantların diğer implantlardan farkı, implantın direk dış ortamla ilişkide olmasıdır. Diğer implantlar kimyasal, fiziksel etkilere maruz kalabilirler ama diş hekimliğimde bir de bakteriler söz konusudur.(2) 3. DENTAL İMPLANTLARIN ENDİKASYONLARI Oral implantolojide hasta seçiminde iki açıdan değerlendirme yapılır: Birincisi hastanın genel sistemik durumu, ikincisi ise implant yerleştirilmesi düşünülen bölgenin lokal şartlarının uygun olup olmaması. Hastanın sistemik şartlarında mutlak kontrendikasyon teşkil edecek bir durumun olup olmadığını araştırmak lazımdır. Bu bağlamda öncelikli olarak biyokimyasal olarak hastanın açlık kan şekeri seviyesi ile kanama ve pıhtılaşma zamanının, immunolojik olarak CD4 ile CD8 markerlarının oranının tespiti yapılmalı, elde edilen değerler fizyolojik sınırların dışında ise diş implantı uygulaması yapmaktan kaçınılmalıdır. (3) 2
4 Dental implant endikasyonlarını şöyle sıralayabiliriz: 1-Tam ve kısmi dişsiz hastalar 2-Çene ve yüz defektlerinde 3-Aşırı rezorbe kretleri olan tam diş eksikliklerinde 4-Hareketli bölümlü protez kullanımında güçlük çeken hastalarda 5-Oldukça uzun boşluk içeren sabit protez hastalarında 6-Hareketli tip protez kullanmayı reddeden hastalarda 7-Dişlerini prepare ettirtmek istemeyen hastalarda 8-Herhangi bir dişsiz sahada veya tam protezin oturduğu yumuşak dokularda meydan gelen ciddi değişiklik durumlarında 9-Oral muskuler koordinasyonun bozuk olduğu durumlarda 10-Doku toleransının düşük olduğu durumlarda 11-Protezin stabilitesini bozan parafonksiyonel alışkanlıkların mevcut olduğu hastalarda 12-Tam protezlerden fazla beklentisi olan hastalarda 13-Aşırı kusma refleksi olan hastalarda 14-Hareketli proteze psikolojik olarak karşı çıkan hastalarda 15-Sayısı ve konumu yetersiz destek diş mevcudiyetinde 16-Komşu dişlerin sağlıklı olduğu tek diş eksikliğinde 17-Travmaya bağlı diş kayıpları veya kök kırıklarında 18-İnternal granülomların mevcudiyetinde 19-Koruyucu yöntemler veya cerrahi ile düzeltilmesi mümkün olmayan apikal periodontitisli non-vital dişlerin varlığında 20-Eksternal ve internal kök rezorbsiyonlarında(1) 21-Ortodontik ankraj amaçlı olarak 3
5 22-Diş agenezi 23-Konservatif tedavi isteği (Hastanın sağlıklı dişlerine müdahale edilmemesi isteği)(4) Günümüzde en önemli dental implant endikasyonları şu üç başlık altında değerlendirilebilir: 1-Hareketli protezlerin düşük performansı(*) 2-Diş kaybının getirdiği psikolojik problemler 3-İmplant üstü protezlerin avantajları(2) (*)Diş hekimliğinde, hareketli bölümlü protezler hastalar tarafından en az kabul gören protezlerdir. Bölümlü hareketli protezler geride kalan dişleri ve çevre dokuların sağlığını kötü yönde etkilemektedir. Hareketli protez kullanan hastaların stomognatik sistemlerinin daha iyi fonksiyon görecek şekilde iyileştirilmesi, hastanın hayat kalitesi ve uzunluğunu arttırabilir. Total dişsizlik ise diş hekimliği pratiğinde hekimlerin hastaları protezde memnun etmekte en çok zorlandıkları alanlardır. Özellikle alt çene dişsiz vakalarında bu olumsuzluk ön plana çıkmaktadır. Retansiyon açısından daha çok alt çenede yapılan total protezlerde problemler çıkabilmektedir. Tetsh, total dişsizliği klasik protetik yöntemlerle hastanın istediği gibi tedavi edilmemesinden dolayı implantolojide kesin endikasyon olarak görmektedir. Bu vakalarda, protezin oluşan mekanik satabilitesi, hastanın elde ettiği psikolojik rahatlık ve profilaktik olarak önlenilen dikey kemik kaybı implant uygulamasını destekleyen en önemli nedenlerdir. 4
6 4. DENTAL İMPLANTLARIN KONTRENDİKASYONLARI 4.1 MUTLAK KONTRENDİKASYONLAR 1-Yeni geçirilmiş miyokard enfarktüsü *Burada öncelikle düşünülmesi gerek cerrahi strestir. Çünkü bir cerrahi işlem sırasında salgılanacak adrenalin hastanın kardiak durumunu olumsuz olarak etkileyecektir. * Ayrıca yine kontrol edilemeyen vazokonsturksiyonlar söz konusu olabilir, bunlar da kalp ritminde bazı bozukluklara sebebiyet verebilir. *Bu hataların hemen hepsi antikoagulan ilaç kullandıkları için, bir koagulasyon bozukluğu söz konusu olabilir. *Ayrıca enfeksiyonlara karşı risk de söz konusudur. 2-Kalp kapakçığı protezi taşıyanlar. *Aynı şekilde cerrahi stres,koagulasyon dengesizliği ve kalp kapakçığının kaybına kadar giden enfeksiyonlara karşı risk söz konusudur. 3-Ağır böbrek hastalıkları *Burada kalsiyumun tubuluslardan emilmemesi söz konusudur. Bu da kalsiyumun metabolik kaybına neden olur. *Parathormon malfonksiyonu. Metabolik osteopeniye neden olur. *Enfeksiyon riski. 4-Ağır osteomalazi tedavisi.(raşitizm) *Hipofosfokalsik kemik ve osteoidosis söz konusudur. *İmplantla kemiğin entegrasyonunun olamaması. Raşitik hastaların %75 i vit D + Ca alırlar. Bu da entegrasyonu engeller. *Enfeksiyon riski vardır. 5-Generalize sekonder osteoporoz. 5
7 *Primer osteoporoz fizyolojik olmasına rağmen, sekonder generalize osteoporozda örneğin Hodking hastalığı gibi patolojik tablolar söz konusudur. *Kemik yapısında rarefaksiyon görülür. *Osteodosis olmayışı; kemikte kitlesel bir artma söz konusu olduğu halde hacimsel bir azalma vardır. *İmplantla kemiğin entegrasyonu oluşmamaktadır. *Enfeksiyon riski vardır. 6-Kontrol altında olmayan Diabetes Mellitus *Kanda hiperozmolarite görülür. *Dehidratasyon ve metabolik hastalıklar söz konusudur. *Anjiopati: Diyabetiklerin çoğu mikro ve makro anjiopatiden sorunludur.bu da doku dejenerasyonu yatkınlığına yola açar. *Enfeksiyon riski vardır. Ayrıca yara iyileşmesi zordur. 7-Radyoterapi görenler *Savunma mekanizması bozuktur. *Osteoindiksiyon ve osteokonduksiyon bozuktur. *Fizyolojik periost aktivitesi bozuktur. *Doku nekrozlarına yatkınlık ve enfeksiyon riski vardır. 8-Kronik veya ağır alkolizm *Siroz gibi karaciğer hastalıkları söz konusudur. Bunlar da sonunda koagulasyon bozukluklarına yol açar. *Medüller bozukluklar(vit B1,B6,B12).Bunların neticesinde anemi, trombosit bozuklukları, Farklı uzak yerlerde hemoroji riski olabilir. *İyileşmede gecikme ise beslenme bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkar. 6
8 *Psikolojik bozukluklar. *Enfeksiyon riski vardır. 9-Ağır hormonal bozukluklar *Metabolik kalsiyum eksikliği vardır. *İmplant yatağının bozulması söz konusudur. 10-İlaç bağımlılığı *Pruritis duyusu kaybı *Beslenme bozukluğu *Hastalıklara karşı olan direnç kaybı. *Psikolojik bozukluklar. *Enfeksiyon riski vardır. 11-Uzun süreli immunsupresan ilaç kullanımı. *İyileşmede gecikme. *Medüller aplazi *Kemik frajilitesinde artış. *Enfeksiyon riski 12-Ağır bağ dokusu hastalıkları *Örneğin Lupus Eritematosus gibi bağ dokusunda sürekli harabiyete yol açanlar. 13-Ağır kan hastalıkları *Lösemi ve Hemofili gibi kanın yapısal bozukluğuna neden olan ve pıhtılaşma mekanizmasını etkileyen hastalıklar. 7
9 4.2 RELATİF KONTRENDİKASYONLAR 1-AIDS 2-Kalsiyum-Fosfor metabolizmasında görülen, menopoz dönemi gibi temporal bozukluklar 3-Hafif böbrek rahatsızlıkları 4-Endokrin rahatsızlıklar 5-Buko faringeal mailgn tümörler 6-Aşırı sigara içenler. Bu kişilerde osteoporoz görülür. 7-Sağlıksız yaşam şartları. Bu kötü ve yetersiz beslenmeyle hijyen eksikliğine yol açar. 8-Kemoterapi görmüş ve gören kişiler. 9-Karaciğer rahatsızlıkları 10-Gerçekçi olmayan bir tedavi planı 11-Kan dengesizlikleri 12-Alerji sorunları 13-Yaş(5) 14-Fokal enfeksiyon şüphesi olan durumlarda 15-Psikiyatrik problemi olan hastalarda, 16-TME şikâyeti olan hastalarda 17-Parafonksiyonel hastalarda 18-Sistemik kas ve kemik hastalarında 19-Damar hastalıklarında 20-Diş çekimi sonrası kemik iyileşmesi tamamlanmamış hastalarda 21-Mandibuler kanalın yüzeysel olduğu durumlarda 22-Geniş ve sarkık maksiler sinüsün olduğu durumlarda 8
10 23-Ağız hijyeni bozuk olan hastalarda(1) 24-Yetersiz interokluzal aralık(4) Bazı tek diş eksiklikleri ve ortodontik amaçla yerleştirilen implantlar hariç, çenelerin büyüme ve gelişimlerini tamamladığı 16 yaşından önce implant yapılmaz. Diş implantı uygulamak için yaşı uygun olup radyografilerde bazı dişlerde apeksifikasyonun tamamlanmadığı izlenimi olan hastalarda, büyüme ve gelişimin tamamlandığı çekilecek el-bilek radyografisiyle teyit edilmelidir. Ayrıca örneğin bir tatil veya seyahat gibi, hastanın hekime ulaşamayacağı periyotların hemen öncesinde implant cerrahisi yapılmamalıdır.(5) 5. HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE İMPLANTA HAZIRLIK İmplant çalışmaları konvansiyonel ve protetik yaklaşımlar ile çözüm bulunamayan hastalarda uygulanabilecek iyi bir preprotetik alternatiftir. Hastaya implant uygulamaya karar verirken dikkatli bir muayene ve hazırlık dönemi geçirilmesi gerekir. Dikkatli bir değerlendirme yapmadan verilen aceleci kararlar, oldukça masraflı olan bu çalışmalarda yüz güldürücü sonuç alınamamasına sebep olur. İmplant hastalarının değerlendirilmeleri şu aşamalar ile olur: a)medikal değerlendirme I)Alınacak ayrıntılı anamnez II)Laboratuar bulguları III)Sistemik rahatsızlıklar b)klinik muayene c)teşhis modellerinin hazırlanması d)radyolojik muayene e)fotoğraf alınması(4,6) 9
11 5.1 MEDİKAL DEĞERLENDİRME Bu bölümü alt başlıklar altında inceleyelim: ANAMNEZ Hastadan iyi bir anamnez almak oldukça önemlidir. Bazen örneğin kontrolsüz Diabetes Mellitus gibi bir hastalığının mevcut olduğunun öğrenilmesi ilk basamakta implanttan vazgeçmemiz gerektiğini bize anlatır. Hasta anamnezinde aşağıdaki detaylar açığa çıkarılmaya çalışılır. Hastada kalp, böbrek, üriner, gastrointestinal, solunum, endokrin ve sinir sistemine ait bozukluklar olup olmadığı, önceden geçirilen kanama problemi mevcudiyeti ve herhangi bir doktor kontrolü altında olup olmadığı araştırılır. Aşağıda implant hastasının anamnezinde yöneltilecek sorular ve bir form örneği aşağıda verilmiştir. 1)Genel sağlığınız iyi midir? 2)En son genel kontrolünüz ne zaman yapıldı? 3)Kontrolü altında olduğunuz bir hekiminiz var mı? 4)İlaçlara alerjiniz var mı? Aşağıdaki ilaçlardan herhangi birisine karşı olumsuz bir cevap aldınız mı? -Penisilin, uyku ilaçları, aspirin, iyot, sulfonamidler, diğer ilaçlar. 5)İlaç kullanıyor musunuz? 6)Ciddi bir hastalık geçirdiniz mi?(kalp, böbrek, karaciğer hastalığı gibi) 7)En son ne zaman diş hekimi kontrolünden geçtiniz? 8)En son hangi diş tedaviniz yapıldı? 9)Dişlerinizin temasında ve ağız kapanışınızda değişiklik oldu mu? 10)Diş gıcırdatma, sıkma huyunuz var mı? 10
12 11)Dişlerinizin kapanışında hekim tarafından düzeltme yapıldı mı? 12)Ağzınızı çok açarken zorlanma var mı? 13)Kulaklarınızda veya yakınında ağrı var mı? 14)Dişeti probleminiz olduğu konusunda uyarıldınız mı? 15)Periodontal (dişeti) hastalığı için tedavi gördünüz mü? 16)Ortodontik tedavi gördünüz mü? 17)Daha önce geçirdiğiniz diş tedavileriyle ilgili komplikasyon geçirdiniz mi? 18)Sinüs probleminiz oldu mu veya halen var mı? 19)Yüzünüze veya çenelerinize ait travma veya yaralanma geçirdiniz mi? 20)Son bir yıl içerisinde genel sağlık kontrolünden geçtiniz mi? 21)Şuanda gördüğünüz bir tedavi var mı? 22)Son bir yıl içerisinde kullanmakta olduğunuz ilaç var mı? 23)Son bir yıl içerisinde genel sağlığınızda bir değişiklik oldu mu? 24)Son aylarda kilo kaybettiniz mi veya aldınız mı? 25)Ameliyat oldunuz mu? 26)Ağız, dudaklar ve kafada tümör veya başka nedenle kemoterapi veya radyoterapi gördünüz mü? 27)Vücudunuzun başka bir yerinden tümör veya benzeri bir lezyonla ilgili tedavi gördünüz mü? 28)Sık sık hasta olur musunuz? 29)Aşağıdaki hastalıklardan birini geçirdiniz mi? -Sarılık, tüberküloz, veneral hastalık, kalp krizi, ülser, epilepsi, şeker hastalığı, kızamık, suçiçeği, kabakulak, kızıl, çocuk felci, romatizma, immunolojik sistem bozukluğu. 11
13 30)Kalp probleminiz oldu mu veya şimdi var mı? 31)Bir yeriniz kestiğinizde uzun süre kanama oluyor mu? 32)Tansiyonunuz var m? 33)Anemi gibi bir kan probleminiz var mı? 34)Efor sarf edince kalp ağrınız olur mu? 35)Orta düzeyde bir eforda soluk almanız güçleşir mi? 36)Astımınız var mıdır? 37)Herhangi bir şeye karşı alerjiniz var mıdır? 38)Dental anestezik solüsyonlardan birisine karşı alerjik bir reaksiyon başınızdan geçti mi? 39)Hekim tarafından size böbrek veya safra kesesi hastalığınız veya enfeksiyonu olduğu söylendi mi? 40)Hekim tarafından karaciğer hastalığınız olduğu söylendi mi? 41)Bayılma eğiliminiz var mı? 42)Kadın hasta ise-hormon veya doğum kontrol hapı kullanıyor musunuz? Hamile misiniz? Menopozda iseniz probleminiz var mı? Bu sorulara alınan cevaplar doğrultusunda eğer gerekli ise hastanın genel sağlığı açısından konsültasyon alınır.(6) HASTALIKLAR Medikal değerlendirme başlığı altında inceleyeceğimiz hastalıklar konusunu dental implantolojide kemik metabolizması ve bununla ilgili hastalıkların önemi ve implant endikasyonu koyulacak hastaların sistemik hastalıklar yönünden değerlendirilmesi şeklinde ikiye ayırarak incelemekte fayda var. 12
14 Dental İmplantolojide Kemik Metabolizması ve Bununla İlgili Hastalıkların Önemi İmplantoloji alanında metabolik kemik hastalıklarının önemi 1980 li yılların sonunda ortaya çıkmıştır Roberts ve arkadaşları osteopörözitenin implantolojide önemli bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. Ostepörözite genel anlamda düşük bir kemik kütlesidir ve yaşam tarzı, cinsiyet, yaş ve ırk bu hastalıkta önemli rol oynamaktadır. Özellikle yaşlı beyaz kadınlar bu hastalıkta en yüksek risk grubunu oluşturmaktadır.(7) Hastalığın tanımlanmasında en önemli nokta, dikkatli medikal bir öykü alınmasıdır. Bu konuda şüphelenildiğinde ise hastaların ciddi olarak kontrolden geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kemikle ilişkili cerrahi girişimler restoratif işlemler başarısız olur. İmplantlar kemik içerisine yerleştirildiğinde kemik dokusunun ilk cevabı kemiğin iç yüzeyinde trabeküler kallus oluşumudur. Bu iyileşme dokusunun miktarı cerrahi sırasındaki travma ile doğru orantılıdır. Daha sonraki dönemde oluşan iyileşme dokusu lameller kemik dokusu haline dönüşür ve bu ortalama olarak hafta sürer. İmplant cerrahisinde kemik dokusunun matür hale gelmesi ise 1 yıl kadar sürer. Kemik organizmanın kalsiyum rezervinin sağlandığı primer organdır. Kalsiyum remodelsayon sırasın mobilize olarak, formasyon ve rezorbsiyon ile kemikten ayrılır ve bir dizi endokrin, biomekanik ve hücre düzeyindeki aktiviteler ile organizma serum kalsiyum düzeyini belli bir seviyede tutar. Kalsiyum hemostazı için eğer organizmadaki gereksinim artarsa, kemikten kalsiyum salınarak kütlesinde bir azalma oluşur ve gereken miktar sağlanır. Bu feed-back mekanizması içerisinde hormonal, hücresel ve fiziksel etkenler önemli rol oynar. Eğer negatif kalsiyum 13
15 dengesi organizmada süregelirse, o zaman kemik dokusu rezorbe olarak yapısal ve fonksiyonel özelliğini kaybeder, özellikle çene kemiklerinin basiller kısmında alveoler proçesinde vb. kemik dokularında metabolik atrofi ortaya çıkar. Böbrekler kalsiyum metabolizmasında primer rol oynarlar. Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kemiğe yönelik cerrahi girişimlerde başarı çok risklidir. Böbrek hastalıklarında sekonder hipoproteinemiye yol açarlar. Bu aynı zamanda vitamin D metabolizması yetersizliğiyle de ortaya çıkar. Renal osseodistrofi, fibröz displazi ile birlikte zayıf kemik kitlesi oluşumuna neden olur ve mineralizasyon inhibe olur. Böbrek fonksiyonları normalin %50 si kadar olan hastalarda yüksek tansiyon, fibröz displazi, amineralize osteoid gibi renal osteodistrofi belirtileri genellikle gösterirler. Bu tip hastalarda implant uygulanması risklidir.(8) Eksojen kalsiyum ve fosfat birikimi temel olarak ince bağırsaktan sağlanır. Fakat fosfat pasif absorbsiyon yöntemi ile emildiğinden dolayı eksikliği seyrek görülmektedir. Ancak kalsiyum absorbsiyonu için bağlayıcı bir proteine gereksinim vardır ki bu da vitamin D nin aktif metabolitidir. Yaşlanma, östrojen eksikliği, gastrointestinal sistem hastalıkları ve vitamin D eksikliği kronikleşirse osteomalazi ortaya çıkar. Bu grupta yer alan hastalarda dental implantasyon uygun değildir. Kemik metabolizmasında kalsiyum metabolizması çok önemlidir. Özellikle paratiroid hormon ile serum kalsiyum seviyesi arasındaki feed-back bu metabolizmanın çalışmasını gerçekleştirir. Serum kalsiyum düzeyi düştüğü anda paratiroid hormon salgılanarak kemik içerisinden kalsiyum iyonu transportu aktive olur ve ekstrasellüler kalsiyum iyon miktarı artar. Depo olarak saklanan kalsiyum miktarı eridiğinde, henüz negatif kalsiyum balansı devam ediyor ise kemik rezorbsiyonu başlar. Ancak serum kalsiyum düzeyi çok yükselir ise o zaman 14
16 paratiroid bezinin C hücrelerinden salgılanan kalsitonin uyarılarak osteoklastik rezorbsiyon suprese edilir ve sistem durdurulur. (9)Bu nedenler göz önünde bulundurularak tiroid tümöründe, tiroidektomi yapılan hastalarda kemik morfolojisi dikkatle değerlendirilmeli veya implant uygulaması daha önceden yapılmış ise takip periyodu, bu yönden de gerekli tetkiklerin yapılması ile genişletilmelidir. Büyüme hormonu, insülün, androjen ve östrojen kemik remodelasyonu üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir. Özellikle menopoz döneminde ve sonrasında kadınlarda östrojen miktarı büyük ölçüde düşüyor. Bunun sonucunda kemik dokusunun kaybı ve atrofi ortaya çıkıyor. Bu grup hastalarda implantasyon öncesi detaylı bir kemik-mineral yapı incelemesi yapıp ve ancak medikal tedavi sonrasında eğer implant endikasyonu var ise işlem gerçekleştirilmelidir. Eğer hastalar implant taşıyor iseler kontroller sıklaştırılmalı ve kan tetkikleri ile desteklenmelidir. Diyabetli hastalarda implant uygulanmasını izleyen dönemde doku iyileşmesi proçesi ve enfeksiyon riski sağlıklı hastalara oranla daha fazla olacaktır. Bu nedenle kan şekeri düzeyinin belli bir seviyenin altında tutulması gerekmektedir. Aksi takdirde bu hastalara implant uygulanamaz. Ancak önceden implant uygulaması yapılmış ise hastanın kan şekeri düzeyi medikal hekim tarafından kontrol altına alınarak, implantların sık kontrolleri yapılması gerekir. Hormonal ve diyete bağlı kemik metabolizmasının bozukluğunun yanı sıra yapılan çalışmalar kullanılan birçok ilacın da kemik dokusu kaybına yol açtığını göstermiştir. Özellikle glukokortikoidler, antikonvülzanlar, lityum, tetrasiklin, heparin, aliminium içeren antiasitler, matotreksat ve sefalosporinlerin oral implantoloji alanında dikkatli kullanılması gereken ilaçlar olduğu belirtilmiştir. Yaşlanmanın ve yukarıda belirtilen bu ilaçların ötesinde düşük fiziksel aktivitenin, nikotin, alkol ve yetersiz ultraviole, kronik böbrek ve kronik karaciğer 15
17 hastalıklarının osteopeni için önemli bir risk olduğu belirlenmiştir. Bu nedenlerle implant başarısını ve endikasyonunu belirlerken bu hastalık grubu da değerlendirilmede dikkate ele alınmalıdır. Maksiler ve mandibuler atrofi, yetersiz kemik dokusunun varlığı söz konusu olduğu durumlarda geliştirilen greftleme, biomateryal uygulama ve yeni operasyon yöntemleri ile önceleri kısıtlı olan dental implant endikasyon sınırları oldukça genişletilmiştir. Ancak implantasyon öncesi var olan ya da implant uygulanmasını izleyen dönemlerde gelişebilecek kemik metabolizması hastalıkları tanı ve tedavi planlamasında ayrı bir öneme sahiptir.bu tür iskeletsel hastalıkları olan bireyler implantoloji yönünden uzun dönem için iyi değerlendirilmelidir.ancak bu hastaların izlenen kısa ve uzun sürede yalnız implantla ilgili hekim tarafından değil aynı zamanda medikal bir ekip tarafından kontrolde tutulması zorunludur İmplant Endikasyonu Koyulacak Hastaların Sistemik Hastalıklar Yönünden Değerlendirilmesi Çoğu hekim oral implantolojide geniş çaplı ve uzun soluklu bir tedavi uygulandığından bir haberdir. Bazı konservatif, cerrahi ve protetik tedaviler nadiren sistemik hastalıklar nedeniyle kontrendike iken, diğer yandan bu durumlarda kompleks tedavilerden uzak durulmalıdır. Bu yüzden implant tedavisi uygulayacak hekimin sistemik hastalık ve implant tedavisi arasındaki ilişkiyi anlaması zorunludur. Sistemik hastalıklar şiddetine göre hastaya değişik şekilde etki edebilir. Bu hastalıklar hafif, orta, ve şiddetli olarak gruplandırılır ve hastalığın varlığı, hastalığın yoğunluğuna göre hastayı ve uygulanacak tedaviyi etkiler. Bu açıdan ASA nın yapmış olduğu fiziksel statü sınıflamasını ve diş hekimliği açısından önemini aşağıda özetleyelim: 16
18 ASA Fiziksel Statü Sınıflaması I.Normal sağlıklı hasta. *Örn: Fıtık ameliyatı yapılacak olan Diş Hekimliği Açısından -Stresi azaltıcı herhangi bir uygulamaya gerek yoktur. sağlıklı genç hasta II. Hafif veya orta şiddette sistemik hastalık varlığı. *Örn: Hafif diyabet, kontrol altında -Stres azaltıcı uygulama yapılabilir ve gerekli görüldüğünde tedavi modifikasyonuna gidilebilir. hipertansiyon, sigara anamnezi III. Aktiviteyi engelleyen fakat vücudun kapasitesini engellemeyen -Stres azatlımı, spesifik modifikasyon kesin olarak gereklidir. şiddette ağır sistemik hastalık varlığı *Örn: Egzersiz toleransı kısıtlı iskemik kalp hastası, egzersiz dispnesi olan KOAH IV. Aktiviteyi engelleyen ve sürekli hayati tehlike taşıyan şiddette sabit ve ciddi sistemik hastalık varlığı *Örn: İstirahat dispnesi olan KOAH, -Hastanın muayenehanede veya hastanede tedavi edilmesine teferruatlı bir değerlendirmeden sonra karar verilir. ileri kronik böbrek, karaciğer yetmezliği V.Bir operasyon -Medikal konsültasyon zorunludur. uygulansın/uygulanmasın 24 saat Hastanedeki tedavi çok sınırlıdır, 17
19 içinde kurtulması beklenmeyen, ölmek sadece yaşam faktörleri desteklenebilir. üzere olan hasta. *Örn: Rüptüre abdominal anevrizma, masif pulmoner emboli Tablo-1 ASA sınıflaması hastaları durumlarına göre kategorize ederek perioperatif riski tahmin etmek için kullanılmaktadır. Biz de yukarıdaki sınıflama çerçevesinde oral implantoloji açısından anlam taşıyacak bir sınıflama yapabiliriz. ASA Fiziksel Statü Sınıflamasına Göre Oral İmplantoloji Açısından Tedavi Sınıflaması I.Her türlü tedavi yapılabilir. Subperiostal implant, ramus flame implantı, full ark kemik içi implantasyonları, otojen kemik ogmentasyonu gerektiren implant uygulamaları. II. Zaman ve teknik gerektiren cerrahi girişimler.1-2 adet blade implantı, çok sayıda silindir implant. III. Kontrollü olarak basit cerrahi girişimler yapılabilir. Kısa süreli implant girişimleri, endodontik veya az sayıda kök şeklinde implantlar. IV. Hastaya minimal stres verecek palyatif girişimler yapılabilir. İmplant uygulanması kontrendikedir. V.Sadece yoğun bakım uzmanlarının talebi üzerine hastayı büyük bir acıdan kurtarmak amacıyla yaklaşılabilir.(2) Oral implantolojide tedavi edilen hastaların büyük bir bölümü ileri yaşta ve dişlerini kaybetmiş bireylerdir. Bu kişiler sistemik hastalıklar yönünden riskli gruba girerler. Oral implantoloji pratiğiyle uğraşan diş hekimi, bu hastaların tedavilerinde 18
20 bu noktalara çok dikkat etmelidir. İmplant endikasyonu konulacak hastalarda karşılaşılabilecek sistemik hastalıklar ve bu hastalıkların endikasyona getirebileceği sınırlamalarla temel fonksiyonlar çok iyi bilinmeli ve hastalar bu yönden iyice değerlendirilmelidir. Sözü edilen temel fonksiyonlar; kan basıncı, nabız, aritmi, nabız hacmi, vücut ısısı ve solunumdur.(2) Kan Basıncı Arteriyel kan basıncı yaş ilerledikçe normal bir yükselme gösterse de, diastolik kan basıncı 90 mmhg, sistolik 140 mmhg nın altında olması normal tansiyon değerleri olarak kabul edilir Nabız Normali vuruş/dk dır. Dinlenmiş durumda değerlendirilmelidir. Her vuruş eşit kuvvette ve aralıkta olmalıdır. Üst limiti 100 vuruş/dk dır. Yüksek fiziksel kondisyona sahip olan insanlarda vuruş/dk dır. Bu değerlerin altı bradikardi olarak isimlendirilir. Belirtiler terleme, güçsüzlük, göğüste ağrı, nefes almada zorlanma olarak ortaya çıkar. Arkasından ani ölüm görülebilir. Bu tür bir durumla operasyon anında karşılaşılırsa operasyon hemen durdurulmalı ve O 2 verilmelidir. Nabız oranı 100 vuruş/dk üzerine çıkarsa taşikardi olarak adlandırılır. Bu durum efor sarf edildiğinde, heyecanda, anemide, ilerlemiş hemorojide, hipertiroidzmde, akut ve kronik kalp hastalıklarında görülür. Bu tür hastalarda yara iyileşmesine bağlı olarak enfeksiyon komplikasyonları görülebilir Aritmi Ritim bozukluğu varsa ve egzersiz sırasında artarsa Arteriyel fibrilasyon meydana gelir. Hipertiroidizmde, mitral stenozda, hipertansif kalp hastalıklarında görülür.(10) 19
21 Nabız Hacmi Vuruşların hacmi eşit değilse implant kontrendikedir Vücut Isısı Oral ısı 36,5 o dir.her bir derce artışında nabızda 5, solunumda ise dakikada 4 defa artış olur. Sıcaklık artışı bakteriyel enfeksiyon, egzersiz, hipertiroidzm, Mİ, konjestif kalp hastalıkları, doku yaralanmasında görülür. Isı düşüşü ise hipotiroidizm ve yara iyileşmesi komplikasyonlarında görülür. Vücut ısısının değişmesi nabız oranını değiştirebilir, kanamayı arttırabilir, ödem inflamasyonu, postoperatif rahatsızlıklar görülebilir. İmplant cerrahisiyle uğraşan diş hekimi hastasının anamnezini alırken çok dikkatli olmalı ve özellikle en önemlileri olduğuna inandığımız ve aşağıda da sıralayacağımız sistemik rahatsızlıklara yaklaşımı bu şekilde olmalıdır.(11)implant tedavisini etkileyebilecek hastalıklar aşağıdaki gibi gruplandırılabilir: K.V.S Hastalıkları: Hipertansiyon Bir hastanın hipertansiyon hastası olduğu öğrenildiğinde tanının ne zaman konulduğu, kullandığı ilaçlar ve daha önce dental tedaviler sırasında ortaya çıkan problemler not edilmelidir. Anksiyete, stres, çoğunlukla kan basıncını yükseltir. Bu sebeple bu hastalarda sedasyon uygulanabilir. Hasta gün boyu operasyonu düşünüp stres yapmasın diye operasyon sabah saatlerinde yapılmalıdır. Eğer hasta tedavi amacıyla diüretik kullanıyorsa, operasyon sabahında bu ilacı almaması söylenir; çünkü operasyon sırasında hastanın sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı problem yaratabilir. Diüretikler haricindeki diğer hipertansiyon ilaçları kullanılabilir. 20
22 Kontrol altındakiler, seri çekimler, gingivektomi, flep operasyonu, bir iki adede kadar blade implant çok sayıda silindir implant operasyonu ve sinüs lifting operasyonlarını kaldırabilir. Hafif hipertansiyon hastalarında tedavi sırasında normal protokol uygulanırken; orta şiddetteki hastalarda konsültasyon yapılmalıdır. Sedasyon uygulamakta fayda vardır ve kullanılacak anestezik solüsyonun adrenalin içermemesi gerekir. Şiddetli hipertansiyon hastalarında konsültasyon şarttır ve tedavi için hastane ortamı tercih edilmelidir. Eğer hasta implant tedavisinden yıllar sonra şiddetli hipertansiyon hastası olmuşsa 3 aylık aralarla kontrol amaçlı çağrılmalıdır.(11,12) Angina Pektoris İskemik kalp hastalığının bir şeklidir, koroner arterler kalbi besleyemez durumdadır. Arterosklerozis, hipotansiyon, anemi nedenlerini de teşkil eder. Bu yüzden bu hastalar bu tür hastalıklar yönünden de değerlendirilmelidir. Angina Pektorisli bir hasta kliniğe başvurduğunda hastalığın şiddeti, atakların sıklığı ve kullanılan ilaçlar not edilmelidir. Angina Pektoris te retrosternal ağrı vardır. Genelde mandibula, sağ omuz ve sağ kola vuran ağrı mevcuttur. Kliniğimizde veya operasyon sırasında bu tür bir durumla karşılaşırsak sublingual olarak nitrogliserin verilmelidir. Buna rağmen retrosternal ağrı 3-5 dakikada geçmiyorsa ve daha derin ağrı Mİ nü düşündürmelidir. Acil kitimizin içinde nitrogliserin mutlaka bulunmalı ve 2,5-6,5 mg nitrogliserin sublingual olarak verilip, yavaş yavaş emilmesi sağlanmalıdır. Yoksa hipotansiyona neden olur.4-5dk da bir O 2 verilir. Kan basıncı kontrol edilir; 100v/dk nın altına düşerse trandelanburg pozisyonuna getirilir. Ağrı 8-10 dk içinde geçmezse 5 dk da bir nitrogliserin verilir. Ambulansla hastaneye götürülür. 21
23 Diş hekimi anjina derecesine göre sedatif vermeli, operasyonu çabuk yapmalıdır. Hafif Anginası olan hastada basit işlemler rutinde olduğu gibi yapılırken ileri cerrahi girişimler için sedasyon ve hastane ortamı tercih edilmelidir. Daha şiddetli hastalığı olan olgularda konsültasyon yapılmalı, cerrahi işlemler için hastane ortamı tercih edilmelidir. Operasyon öncesinde 0,3-0,4 mg nitrogliserin veya uzun etkili nitrat sublingual olarak verilebilir. Ayrıca Angina hastalarında anestezik solüsyon seçiminde vazokonstruktör maddelerin sistemik etkisi de düşünülerek dikkat edilmelidir Miyokard Enfarktüsü Sol kol ve mandibulada ağrı ve sürekli iskemik kan ile karakterizedir. Komplikasyonları arasında aritmi ve konjestif kalp hastalıkları vardır. Anamnez sırasında Miyokard Enfarktüsü nden bahsedilmişse kaç kriz geçirdiği öğrenilmelidir. Son krizin üzerinden 6 ay geçmemişse herhangi bir girişimde bulunulmaz. İmplant tedavisi gibi komplike işlemler için ise 12 ay geçmesini beklemekte fayda vardır. Diş Hekimi mutlaka hastanın doktoruyla konsültasyon yapmalıdır. Ayrıca kullanılacak anestezik solüsyonun adrenalin içermemesi gerekmektedir Konjestif Kalp Yetmezliği Bu hastalarda tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar 3-D olarak tabir edilen digitaller, diüretikler ve diktatörlerdir. Bu hastalarda tedavi sırasında ortaya çıkacak patoloji durumlar hekimine bildirilmeli ve hasta kontrol altına alınana dek tedaviye ara verilmelidir. 22
24 Bakteriyel Endokardit Kalp kapakçığı ya da kalbin endotelyal yüzünün enfeksiyonudur. Ateşli romatizmada mitral kapak defekti olurken; septal defekt, protez ve yumuşak doku travması da riski arttırır. Her türlü operasyonda ( küretaj dahil) profilaksi uygulanmalı, diş fırçalamalarında dahi risk olduğu düşünülmelidir. Bu yüzden dental tedavi, Bakteriyel Endokardit in önemli nedenlerindendir ve bu nedenle diş hekimi, risk grubundaki hastaları ayırt etmek, gerekli profilaksiyi uygulamak zorundadır. Diş hekimi bakteriyel endokardit tablosu gösterenleri yüksek riskli; protez kalp kapakçığı taşıyanları orta riskli kabul etmelidir. Ateşli romatizma sonucu kapakçık defekti olanlar ve doğuştan kalp hastalığı olanlar düşük riskli olanlardır. Peace maker kullananlar ve ateşli romatizmalı fakat kalp kapaklarında defektleri olmayanlar bu gruba girerler. Bu hastalarda implant tedavisi öncesi Bakteriyel Endokardit riskine karşı antibiyotik profilaksisi uygulanmalıdır. Profilaksiye ihtiyaç duymayanlar By-Pass geçirenler ve komplike olmayan arteriyel septal defekti olanlardır. Diş hekimi yetişkinlerde 30 veya 60 dk önce 2gr. Oral Penisilin V ve 6 saat sonra 500 mg Penisilin V; alerjikse 1gr, 1,5-2 saat önce ve 500 mg Eritromisin 6 saat sonra verilmelidir. Antibiyotik dikişler alınıncaya ve epitelyum iyileşinceye kadar sürdürülür. Bakteriyel Endokardit hikayesi olan hastalarda gingivaya tutunma bölgesi daha geniş implantlar seçilmeli ve uygulanmalıdır. Bazı hastalarda implant tedavisi, yüksek risk oluşturacağından kontrendikedir. Örneğin; çiğneme, diş fırçalama ve implant çevresinde oluşabilecek bir patoloji sonucu geçici bir bakteriyemi oluşur, bu yüzden ağız hijyeni iyi olmayan hastalarda implant uygun olmaz.(13,12) 23
25 Endokrin Bozukluklar Diyabet Hastalarda yumuşak doku ve kemik iyileşmesi yavaşlamış, sinir rejenerasyon kabiliyeti azalmış ve anjiogenez zayıflamıştır. İmplant tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek en büyük komplikasyonlardan biri, hipoglisemik ilaçlardan ve insülin düzeyinin yüksek olmasından kaynaklanan hipoglisemidir. Böyle bir durumda hastaya şeker yüklemesi yapılır. Eğer semptomlar tanınmaz ve gerekli önlem alınmazsa hasta komaya girer ve ölümle sonuçlanabilir. Diş hekimi kontrol altındaki hastaları düşük risk grubunda saymalıdır. Düşük risk grubundaki hastalarda implant tedavisi için sedasyon ve antibiyotik profilaksisi yeterlidir. Orta risk grubundaki hastalar için konsültasyon yapılmalı, antibiyoprofilaksi, asepsi ve sedasyona dikkat edilmeli, hastane ortamı tercih edilmelidir. Ciddi şiddetteki diyabette profilaksi gereklidir. Bu hastalarda periodontal problemler ve beraberinde kemik erimesi de fazladır. İmplantlar dayanıklı olabilir ama post çevresi kontrol edilmezse periimplantitis riski büyüktür. Bu yüzden yüksek risk grubundaki hastalarda diyabet kontrol alınana dek tedavi ertelenmelidir. Genelde bütün diyabet hastalarında periodontal hastalığa yatkınlık görülmektedir. Aynı zamanda alveoler kemik kaybında bir artış gözlenmektedir. Bu implant tedavisinin başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. (11,12) Tiroid Hastalıkları Hipertiroidili hastalar anestezik solüsyonlar ve retraksiyon ipliklerindeki katekolaminlere duyarlıdır. Aynı zamanda diazepam ve barbitüratlar gibi narkotik ve sedatif ilaçlara da duyarlıdır. Bunun dışında tiroid hastalarında, kardiovasküler ve solunum depresyonu veya kollaps her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. 24
26 İmplant tedavisi öncesi karşılaşılabilecek hastalar genelde tanı konulmuş ve kontrol altına alınmış hastalardır. Bu hastalarda tedavi normal protokole göre yürütülürken sedatifsiz stres azaltma yapılmalı, adrenalin ve SSS depresanları minimalde kullanılmalıdır.(hasta son 6 ayda semptomsuz ve medikal kontrol altındaysa).hasta semptomsuz fakat fizyolojik ve tiroid fonksiyon testleri yoksa riskli sayılabilir. Tanı konmamış ve tiroid hastalığı semptomları gösteren hastalar derhal bir hekime yönlendirilmeli ve hastalık kontrol altına alınana dek tedavi ertelenmelidir. (13,12) Adrenal Bez Bozuklukları Adrenal bezin hiperfonksiyonu, hipofonksiyonu durumunda ortaya çıkan problemlerin benzeridir.vücut steroid düzeyini yükseltemediği için stresli işlemler öncesi steroid yüklemesi yapılmalıdır ve 3 gün içerisinde sona erdirilmelidir.(12) Adrenal bezin hipofonksiyonunda (Addison Hastalığı) ileri derecede bir hasta ise operasyon sırasında hasta kollapsa girebileceği için medikal konsültasyon gerekir. Adrenal bezin hiperfonksiyonunda (Cushing Sendromu) hasta hipertansiftir.(hipertansiyonlu hastalarda dikkat etmemiz gerekenler bu hastalar için de geçerlidir.)kollajen üretimi düşmüştür; bu sebeple yara iyileşmesi yavaştır, enfeksiyona eğilim vardır. Uzun süre kortikosteroid kullananlarda da Cushing Sendromu gibi belirtiler vardır. Vücut steroid üretimini arttıramaz ise kollapsa girer.(11) Steroidler implant cerrahisine 3 değişik yolla etki edebilir. Enflamasyonu azaltırlar, ödemin oluşturduğu ağırının azalmasına yol açarlar. Bununla birlikte protein sentezini azaltarak iyileşmeyi yavaşlatırlar. Son olarak lökositozu azaltarak 25
27 enfeksiyonla mücadele yeteneğini azaltırlar. Hastaya antibiyotik profilaksisi uygulama gerekliliği bundan kaynaklanmaktadır.(12) *Steroid Kullanımı: I ve II sınıf tedavilerinde şişlik az olur, ağrı gecikir ve rahat bir postoperatif dönem geçirilir. Fakat protein sentezi geciktiğinden yara iyileşmesinde gecikme gözükür. İmmun sistem baskılandığından enfeksiyon riski artmıştır. Antibiyotik verilir. Penisilin V veya Eritromisin 500 mg 4x1 şeklinde, 5-7 gün içinde reçete verilir. İmplant operasyonunda enflamasyonu ve ödemi azaltmak için günde 4-10 mg Deksametazon verilir.2.gün %50, 3.gün %50 azaltılarak bitirilir Hamilelik İmplant cerrahisi anne adayının ve fetüsün sağlığı açısından hamile bayanlarda kontrendikedir. Çünkü bu tedavide radyografiler ve ilaç kullanımı gereklidir. İmplant yerleştirilmiş ve protetik tedavi bekleyen bir hasta hamile kalmışsa bu tedaiyi 3 ay ile 1 sene arasında uzatabilir Hematolojik Bozukluklar Eritrosit Hastalıkları: Eritrosit hastalıklarında iki temel kategori vardır. Bunlar: Polisitemia (artmış eritrosit) ve anemi (azalmış hemoglobin) dir Anemi Anemik hastalarda kemik gelişimi yavaşlamış ve radyografide de görülebilen %40 a varan kemik kaybı vardır. Bu hastalarda enfeksiyona yatkınlık implant cerrahisini olumsuz yönde etkileyebilir. Anemik hastaların çoğunda implant cerrahisi kontrendike değildir. Aneminin irsi mi yoksa beslenme bozukluğundan mı kaynaklandığı önemlidir ve ayrıca Orak Hücreli Anemiye de dikkat etmek gerekir. 26
28 Operasyon öncesi ve sonrası antibiyotik profilaksisi yapılması ve kanama problemlerine dikkat edilmesi gerekir.(14,2) Polisitemi Dalak büyümesi, hemoraji, perifer ven trombozu ile karakteristiktir. Zor cerrahi girişimler, dolayısıyla implant girişimleri kontrendikedir Akciğer Rahatsızlıkları KOAH Amfizem, kronik bronşit, nefeste zorluk, taşikardi, siyanoz, göğüste ön ve arka yönde genişleme, uzun nefes alma ile karakterizedir. Sağ kalp yetmezliğinde görülür. Diş hekimi hastalığın derecesine göre hareket etmelidir. Bu tip hastalarda kortikosteroid ve bronkodilatör kullanımı hakkında bilgi alınmalı, kortikosteroid kullananlarda adrenal supresyon yönünden değerlendirme yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Bronkodilatör kullanan hastalarda ise vazokonstruktör içermeyen anestezik madde ve retraksiyon ipi kullanılmalıdır Kemik Hastalıkları Osteoporoz İmplant tedavisi öncesi en sık rastlanılan kemik hastalığıdır. Özellikle bayan hastalarda menopozdan sonraki östrojen eksikliğine bağlı kemiklerdeki incelme ile karakterizedir.(12) Osteotik değişimler çene kemiğinde, diğer kemiklere oranla daha az rastlanır. Kemiğin biçimsel yapısında değişiklik gözükmez ama kortikal bölüm incelir ve 27
29 demineralizasyon başlar. Aynı zamanda osteoporotik değişimlerle periodontal rahtsızlıklar arasında kuvvetli bir ilişki bulunduğu implantın başarısı açısından planlamada unutulmaması gereken bir faktördür. Osteoporoza neden olan faktörler ortadan kaldırılırsa implant tedavisi kontrendike değildir. Vücudun bu dönemde ihtiyacı olan 1-2 gr kalsiyumun kemik kaybını önlediği görülmüştür.(11) Hiperparatiroidizm Genellikle diğer sistemleri de etkileyen bir hastalıktır. Kemik, böbrek ve mide rahatsızlıklarına neden olur. Diş hekimi için önemli olan radyografide lamina dura kaybı gözlenebilmesidir.(12) Deri ve Müköz Membran Rahatsızlıkları Liken Planus, Eritema Multiforme, Lupus Eritamotozus ve Pemfigus un etkileri deri ve müköz membran üzerinedir. Bu hastalıklar epitelyal, Kollajen ve konnektif doku hastalık grubuna sokulur. Bu garip hastalığa sahip olanlar genellikle sık sık hastalanır ve kendilerine dental tedavi önerilmez. Bununla birlikte bu hastaların subakut ve hafif durumları tedavi edilebilir. Genellikle bu grup hastalar implant yönünden yoksundur. Çünkü psikolojik iyileştirme mekanizması bozuktur Malign Hastalıklar Malign patolojili bir çok hasta radyoterapi, antimetabolite veya her ikisi birlikte kullanılarak tedavi edilirler. Baş ve boyun bölgesinden radyasyon tedavisi alanların kemik ve müköz membranlarının normal fizyolojik durumu değişmiştir. Damarsal yapı primer ve sekonder irritasyonla bozulmuştur. Zaten damarsal yapı bozukluğu gösteren dokuya bir de implant uygulaması yapılırsa dokunun damarlanması iyice bozulur. Bu da başarısızlık ve osteoradyonekrozla sonuçlanabilir. 28
30 İki aşamalı osteointegrasyon rekonstruksiyonu bu vakalarda tercih edilmelidir. Kemoterapi altında olan hastalar için implant tedavisi kontrendikedir Ortopedik Protezi Olan Hastalar Bu hastalar bakteriyemi riski fazla olan hastalardır. Dental işlemlerden önce penisilin vermek çok doğru olmaz çünkü protez etrafındaki bakteriler dirençlidir. Bu yüzden 1,5 saat önce ve 48 saatlik bir takip ile dialokasasilin, sefalaksin veya klindamisin türü antibiyotikler verilir.(11) Siroz Alkoliklerde sık görülür. İmplant için en önemlisi karaciğerin kanama sonrası pıhtılaşmadan sorumlu olmasıdır ve ilaçların intoksifiye edilememesidir. Bu durumda aşırı sedasyon ve solunum depresyonu olur. Diş hekimi I v II sınıflamasındaki tedavileri rahatlıkla uygulayabilir. Kan değerleri ve pıhtılaşma zamanları normalse risk azdır. Protromboplastin zamanı 3/2 den daha az kontrol değerine sahipse ve parsiyel tromboplastin zamanı ile blirubin yüksekse risk fazladır. Sedatif ve trankilizan verilmeli ve cerrahi iyi bir hemostaz sağlanarak normal bir şekilde uygulanabilir. Gerekirse gellfoam ve topikal trombin kullanılabilir. Dikişler sıkıca ve dikkatli bir şekilde atılmalıdır. I sınıflamasındaki tedaviler hastane şartlarında yapılmalıdır Epilepsi Bu tür hastalarda implant cerrahisi yönünden önem verilmesi gereken nokta; daha çok implant yapılıp proteze gelen basınçları dağıtmaktır. Aylık nöbetler geçiren hastalarda ise implant uygulanması kontrendikedir. 29
31 AIDS İmplant tedavisi açısından kontrendikasyon teşkil etmektedir. Bu hastaların enfeksiyon riski fazla olduğu için konservatif tedaviler tercih edilmelidir. AIDS li Hepatit B li vb hastalarda çalışılacaksa hekim kendini korumalı, kontaminasyon riskini ortadan kaldırmalıdır. Özetle: Sistemik hastalıkların implant tedavisi planlanmasında tedavi yöntemleri ve endikasyona büyük ölçüde etki ettiği bir gerçektir. Hastalıkların çoğunun hafif, orta ve şiddetli formları vardır. Hafif şiddetteki hastaların çoğunda normal protokole göre tedavi gerçekleştirilir fakat sedasyon uygulamada fayda vardır. Orta şiddetteki rahatsızlıklarda hastane ortamı ve hastanın yaşamsal fonksiyonlarının monitorize edilmesi faydalıdır. Şiddetli rahatsızlığı olan hastaların çoğunda implant tedavisi kontrendikedir. Ayrıca psikiyatrik bozukluklar, antidepresan kullanan depresyonlu kişiler, uyuşturucu bağımlıları gibi kişiler implant cerrahisi için kontrendikasyon teşkil edenler grubundadır.(15,10) Diş Hekimliğinde ve implant tedavilerinde sistemik hastalıkları da göz önünde bulundurarak rutin ve risksiz uygulamalar yapılabilir.(10) 5.2 YAŞLI HASTALARIN DENTAL İMPLANT TEDAVİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Sağlıklı olsalar dahi yaşlarından dolayı bu hastalar implant tedavisi öncesi iyice değerlendirilmelidir. Fizyolojik adaptasyonun azalması sonucu yaşlı bireyler strese karşı daha duyarlıdır. Bu yüzden bu hastalarda implant tedavisine başlamadan önce stres düşürücü önlemlerin alınmasında fayda vardır. Alınacak önlemler arasında 30
32 vital bulguları monitorize etmek, verilecek ilaç dozlarını modifiye etmek, azalmış immun sistem fonksiyonundan dolayı dozu arttırılmış antibiyotik profilaksisi uygulamak ve verilecek ilaçların yağda çözünen ilaçlar olmasına dikkat etmek sayılabilir. Yaşlı hastaların ağrıya karşı daha az duyarlı olmasından dolayı narkotik analjezik dozunu azaltmakta fayda vardır.hekimin dikkat etmesi gereken bir diğer durum ise reçete yazarken hastanın kullandığı ilaçlarla etkileşebilecek ilaç yazmaktan kaçınmak olmalıdır.(1) 5.3 KLİNİK MUAYENE VE BÖLGESEL DEĞERLENDİRME Bir implant yerleştirilmesinde göz önünde bulundurulacak anatomik faktörler şunlardır: -Kalan kemiğin hacmi -Kalan kemiğin tipi -Kemiğin konum açısından durumu -Mukozanın durumu Bazı anatomik oluşumlar klinik olarak izlenebilir, bazılarıysa ancak hissetmekle anlaşılır veya radyografik olarak tespit edilir. Çene kemikleri iki kısımdan oluşmuştur: Alveol kemiği ve bazal kemik. Alveol kemiği, diş köklerini destekleyen çene kemiğidir. Bazal kemik ise alveol kemiğine taban oluşturan ve onun erimesiyle kalan çene kemiğidir. Leckhom ve Zarb kalan kemiğin hacmini ve tipini değerlendirmek amacıyla iki ayrı sınıflandırma geliştirmişlerdir. Bir kemik iki ayrı ana tabakadan oluşmuştur. İç kısımda trabeküler bir özelliğe sahip, süngerimsi bir yapıya benzediği için spongiyoz kemik adı verilen kemik tabakası vardır. Bazı araştırıcılar bu kemik tip için trabeküler kemik adını da kullanmaktadır. Dış kısımda ise yoğun bir özelliğe sahip ve bu yapısından dolayı kompakt kemik adı verilen kemik tabakası vardır. Bu 31
33 kemik tabakasına, en dışta yer alan ve diğer tabakayı çevreleyen kemik tabakası olmasından dolayı, bu anlama gelen kortikal kemik adı da verilmektedir. Aşağıdaki şekilde kalan kemik hacmini belirlemeye yönelik sınıflandırma gösterilmektedir. A:Yeterince alveol kemiği hacmi var. B:Alveol kemiğinde orta derecede rezorbsiyon var. C:Alveol kemikte ileri derecede rezorbsiyon var ve sadece bazal kemik kalmış. D:Bazal kemikte biraz rezorbsiyon var. E:Bazal kemikte aşırı bir rezorbsiyon söz konusu. Resim - 1 Kemiğin tipine yönelik sınıflandırma ise şöyledir: 1.Hemen tüm çene kemiği homojen kompakt kemikten oluşuyor. 2.Kalın bir kompakt kemiğin sardığı yoğun bir trabeküler kemik söz konusu 3.İnce bir kompakt kemiğin sardığı yeterli güçte yoğun bir trabeküler kemik söz konusu 4.İnce bir kompakt kemiğin sardığı düşük yoğunlukta trabeküler kemik söz konusu 32
34 Resim-2 Ayrıca kalan çene kemiğinin hacmiyle, kemiğin tipini kombine bir şekilde değerlendirilmesi de mümkündür. Örneğin aşağıda şekil-1de alt ve üst çenede hacimsel olarak A- kategorisine giren bir kemik hacmi ve 4.sınıfa giren bir kemik tipi izlenmektedir. Şekil-2de ise alt çenede B- üst çenede C- kategorisine giren bir kemik hacmi ve 2.sınıfa giren bir kemik tipi izlenmektedir. Resim - 3 Bir implant yerleştirilmesi için kemikte tercih edilen özellikler kortikal kemiğin fazla, spongiyoz kemiğin az ve trabeküllerin sık olmasıdır. Bu noktadan hareketle implant prognozu yaşlılarda, gençlere göre daha iyidir. Çünkü yaş ilerledikçe spongioz kemiği oluşturan trabeküller daha sıklaşır ve kemiğin yumuşaklığı azalır. Dolayısıyla yerleştirilen bir implant için daha iyi bir retantif alan oluşturulur. 33
35 5.3.1 ALT ÇENE KEMİĞİ Oral implantoloji açısından alt çenede en önemli anatomik oluşumlar: -Mandibuler kanal -Foramen mentaledir. Resim - 4 Alt çenenin ön bölgesi, iki foramen mentale arası, kortikal kemik bakımından zengindir ve implant uygulamak için çok uygundur. Fakat orta hat üzerine hem bu bölgedeki kemiğin aşırı kompakt ve sert bir yapıya sahip olmasından, dolayısıyla implantasyon işlemi sırasında kemiği istenilen düzeyde soğuk tutmanın pek mümkün olamayabileceğinden, hem üzerine yapılacak protezin implantlara nakledeceği kuvvet dağılımında fiziksel olarak dengesizlikler oluşabileceğinden, hem de estetik sakıncalardan dolayı, implant yerleştirilmez. Alt çeneden implant yuvası lingualden vestibüle doğru eğimli olarak açılmalıdır. Aksi takdirde, fovea submandibularis konkav olduğundan dolayı, implant vestibüle doğru eğimli yerleştirilmez ise implantın ucu alttan lingualden çıkabilir. Alt çene kortikal kemik mandibuler kanalın etrafında, vestibul, lingual krestal yüzeylerde ve bazal kenarda bulunur. 34
36 Linea obliqua mandibulae kompakt kemik bakımından zengindir, dolayısıyla silindirik kemik içi implantların yerleştirilmesinde iyi bir ankraj görevi görür. Linea myhlohyoidea iç tarafta submandibuler ve sublingual bezleri ayırır. Buraya vestibüle eğimli bir şekilde girilmezse bu bezler zedelenebilir. Mandibuler kanal, foramen mandibulare ile foramen mentale arasında seyreder ve içerisinden alt çenenin beslenmesini ve innervasyonunu sağlayan arter, ven ve lenf damarlarıyla nervus mandibularis geçer. Bugün yapınla bir uygulamada, alt çenede implant yerleştirilmesi için, alt çene sinirinin kaydırılması ve yerleştirilmesi düşünülen yere gerekli yerin açılmasıdır. Foramen mandibulare, ramus mandibulanın ön ve arka kenarları ortasında, alt 3. Büyük azı dişinin kuronunun 2cm arkasında ve 1cm üzerindedir. Ramusta yukarıdan aşağıya oblik seyreder, corpus mandibulada lingual ve vestibul taraflardan eşit uzaklıkta foramen mentaleye uzanır. Kanalın horizontal olarak seyreden kısmı, 3. Büyük azının alveol kemiği içerisindeki tabanından 3-4 mm, 1. Büyük azı dişinin apeksinden ise 8mm uzaklıktadır.1. ve 2. Büyük azı dişlerinin apekslerinin altında vestibüle yönlenir ve foramen mentaleden kemik dışına açılır. Mandibuler kanal, normalde, alt çene gövdesinin vestibul ve lingual tarafından eşit uzaklıktadır. Yaş ilerledikçe özellikle total protez kullanan hastalarda alt çenenin lingual tarafından erimesi sonucu lingual tarafa daha yakın olur. Mandibuler kanalın dışa açıldığı foramen mentale adındaki deliği ise, normalde küçük azı dişlerinin kök uçlarının 2-3mm aşağısındadır. Yaş ilerledikçe, dişsiz ağızlarda, foramen mentalenin yeri okluzale doğru yaklaşır ve bazen alveol kemiğinin üzerine açılabilir. Bu gibi durumlarda total protez kullanan hastalarda, protez baskısından dolayı, dudakta ağrı ve uyuşukluk hissi olabilir. 35
Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı
Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:
DetaylıTDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma
TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi
DetaylıLABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU
LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak
DetaylıİMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI
İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI Prof. Dr. HALDUN İPLİKÇİOĞLU İmplant vakaları neden sınıflandırılmalıdır? İmplantoloji yüksek düzeyde bilgi ve deneyim gerektiren bir alandır. Bu konuda çalışmalar
DetaylıKalp Kapak Hastalıkları
BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında
DetaylıİMPLANT. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu
İMPLANT Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu İMPLANT NEDİR? İmplant, herhangi bir nedenden dolayı kaybedilen dişlerin, fonksiyon ve görünüşünü tekrar kazandırmak amacıyla, kişinin çene kemiğine yerleştirilen, kişinin
DetaylıENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.
DetaylıLABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU
LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıHİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA
HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 62820468-000- Konu : Asetil Salisilik Asit İçeren Ürünler Hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar konulu, 20.04.2009
DetaylıKEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM
DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ
DetaylıKALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü
KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü KALP KRıZINDE ILK MÜDAHALE Kalp krizi tıbbi bir acil durumdur. Erken tanı ve hızlı tedavi oldukça hayati
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği
DetaylıHasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.
Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin
DetaylıDAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL
DetaylıSigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı
Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre
DetaylıAmaç: Egzersiz programına katılmak üzere gelen bireylerin başlangıçta var olan hastalıklarını ve hastalık risk sınıflamasını öğrenmek
Amaç: Egzersiz programına katılmak üzere gelen bireylerin başlangıçta var olan hastalıklarını ve hastalık risk sınıflamasını öğrenmek 2 Egzersiz programına başlamadan önce bireyin aşağıdaki değerlendirmesinin
DetaylıKanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi- İstanbul
DetaylıİNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak
İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak
DetaylıYaşlılarda düzenli fiziksel aktivite
Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği
DetaylıKALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU
KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler
DetaylıGenel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar
Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz
DetaylıİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI -2 PROF. DR. SARPER ERDOĞAN
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI -2 PROF. DR. SARPER ERDOĞAN İşe Giriş Muayeneleri Aralıklı kontrol muayeneleri (periyodik muayeneler) Sağlık Eğitimi 1 İşe Giriş
DetaylıAKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI ve ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ REHBERİ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Kahramanmaraş İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Kahramanmaraş Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI ve ANTİBİYOTİK
DetaylıGEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI
GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan
DetaylıDIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU
DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi,
DetaylıNormalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.
POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum
DetaylıHİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA
HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 77893119-000- Konu : Asetil salisilik asit içeren tekli veya kombine ilaçlar hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar
Detaylı(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ
ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma
DetaylıHİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi
HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen
DetaylıOmurga-Omurilik Cerrahisi
Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve
Detaylı4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr.
4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR,, GRUP 1 Stajyer Öğrenciler için Haftalık Çalışma Programı* 1. Hafta (16-20 Ekim 2017) Saat 16 Ekim 2017 Pazartesi 17 Ekim
DetaylıÇene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi
Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.
DetaylıAKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ PROSEDÜRÜ
Sayfa No 1/5 1. AMAÇ: Antibiyotik profilaksisi, erken postoperatif dönemde cerrahi alanda meydana gelebilecek enfeksiyonu önlemek amacıyla yapılır. Böylece antibiyotiklerin gereksiz ve uygunsuz kullanımını
DetaylıBiyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler
F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida
DetaylıAstım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi
Bölüm 17 Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Dr. Gülhan AYHAN ve Dr. Ömer AYTEN Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Cabral Ampul Kas içine uygulanır.
KULLANMA TALİMATI Cabral Ampul Kas içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul (3 ml), 800 mg feniramidol HCl içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum hidroksit, deiyonize su Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce
DetaylıTürk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu
Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen
Detaylıİntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK. ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013
İntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013 İlk kez 1855 te Thomas Addison tarafından tanımlanmıştır Sıklığı milyonda 60-120
DetaylıEpilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;
Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,
DetaylıAstım Tedavisinde Kullanılan İlaçların
Bölüm 25 Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Astım Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Dr. Fevzi DEMİREL Nefesle Alınan Kortizonlu İlaçların Yan Etkileri Astım tedavisinde kullanılan
DetaylıSigaranın Vücudumuza Zararları
Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın vücudumuza olan zararları ve sigarayı bıraktıktan sonra vücudumuzdaki değişimler burada anlatılmaktadır. Sırt ve Bel Ağrısı: Sigara içmek bel ile ilgili hastalıkların
DetaylıTALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ
TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin
DetaylıTravma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri
Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Dr. Fa8h DOĞANAY Fa8h Sultan Mehmet EAH Mayıs 2016 Trabzon Fa8h Sultan Mehmet EAH Acil Ailesi Sunum Planı Traneksamik asit Genel özellikler, metabolizma,
DetaylıPROF. DR. TÜLİN TANER
Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart
DetaylıKalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı
Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi KALP KRİZİ Kalp krizi (miyokard
DetaylıLABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU
LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak
DetaylıNEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013
NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (
DetaylıABUTMENTLARIN ÖZELLİKLERİ VE DİŞETİYLE UYUMU
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı ABUTMENTLARIN ÖZELLİKLERİ VE DİŞETİYLE UYUMU BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Salih Cem BAĞCI Danışman Öğretim Üyesi:Prof. Dr. Şükrü
DetaylıADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu
ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara
DetaylıIa.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI
Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu
DetaylıBizi çekici kýlan, etrafýmýza karþý ilk imajýmýzý belirleyen, elbetteki saðlýklý bir gülümsemedir. Bu sebeple, doðal diþlerin kaybý, kiþinin kendisini toplumdan izole etmesi ya da toplum içinde tedirgin
DetaylıHEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182
İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2013 YILI HASTA OKULU PLANI HASTANE ADI TARİH SAAT KONU EĞİTİM YERİ HASTA OKULU PROGRAMI İÇİN HASTA VE YAKINLARININ İLETİŞİM KURABİLECEKLERİ TELEFON NUMARASI HASEKİ 28/01/2013
DetaylıLENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!
LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen
DetaylıYAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek
DetaylıArka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)
Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar
DetaylıSes Kısıklığı Nedenleri:
Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar
DetaylıSpor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle
Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış
DetaylıDÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ
DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın
DetaylıGÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)
Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne
DetaylıPLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ
PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle
DetaylıAKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR
AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız
DetaylıDersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış
PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,
DetaylıKORDEXA 0.5 mg Tablet Ağızdan alınır.
KULLANMA TALİMATI KORDEXA 0.5 mg Tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir tablette 0.5 mg deksametazon. Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, nişasta, povidon K-30, kroskarmelloz sodyum, magnezyum stearat.
DetaylıAnestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler
Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen
DetaylıTİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08
TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08 Tiroid bezi boyun ön tarafında yerleşmiş olup, nefes, yemek borusu ve ana damarlarla yakın komşuluk gösterir. Kelebek şeklinde olup
DetaylıTanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı
Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru
DetaylıDİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler
DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten
DetaylıBakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.
Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül
DetaylıDiagnostik Görüntüleme ve Teknikleri
Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik görüntüleme ve teknikleri, implant ekibi ve hasta için çok amaçlı tedavi planının uygulanması ve geliştirilmesine yardımcı olur. 1. Aşama Görüntüleme Aşamaları
Detaylıİmplantın Uygulanabilirliği İmplantlar belirli bir kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant öngörülen bölgede çene kemiğinin
2 Dental İmplantlar Dental implant eksik olan dişlerin işlevini ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve kemikle uyumlu malzemeden yapılan yapay diş köküdür. Köprü ve tam protezlere
DetaylıKADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?
DetaylıATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı
DetaylıKansız kişilerde görülebilecek belirtileri
Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın
DetaylıHisar Intercontinental Hospital
Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
KULLANMA TALİMATI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK % 0.9 5 ml Ampul Damar içine uygulanır. - Etkin madde: 1 ml si 9 mg sodyum klorür içerir. - Yardımcı madde (ler): Enjeksiyonluk su. Bu ilacı kullanmaya başlamadan
DetaylıADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği
ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal
DetaylıCerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu
Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış
DetaylıKilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar
Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.
DetaylıKULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
KULLANMA TALİMATI LEVOSOL 30 mg/5 ml Şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: 1 ml de 6 mg levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Sakkaroz, metil parahidroksi benzoat, propil parahidroksi benzoat, sodyum
DetaylıPulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):
Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik
DetaylıDiyabet ve göz sorunları
TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 08 Diyabet ve göz sorunları Diyabet
DetaylıMagnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI
Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen
DetaylıAKILCI ANTİBİYOTİK VE İLAÇ KULLANIMI ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ PROSEDÜRÜ
Sayfa No 1/6 1. AMAÇ: Antibiyotik profilaksisi, erken postoperatif dönemde cerrahi alanda meydana gelebilecek enfeksiyonu önlemek amacıyla yapılır. Böylece antibiyotiklerin gereksiz ve uygunsuz kullanımını
DetaylıDERS KURULU 5 TIP 322- SİNDİRİM SİSTEMİ VE ENDOKRİN ÇOCUK SAĞ VE HAS+ÇOCUK CER+İMMÜONOLOJİ
Başlama Tarihi: 14.3.16 Bitiş Tarihi: 22.4.16 Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü:Prof. Dr. Asiye Nurten 215 216 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 5 TIP
DetaylıDr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı
Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,
DetaylıRENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ
RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden
DetaylıUÜ-SK AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI
Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 5 1 HİZMET KAPSAMI: Aile Hekimliği Anabilim Dalı yaş, cinsiyet, yakınma, hastalık ayrımı yapmaksızın, yaşamın bütün evrelerinde ve süreklilik içinde, sağlığın
DetaylıOlgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde
Detaylı0,02 0,0199 0,018 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002
0,02 0,018 0,0199 0,016 0,014 0,012 0,01 0,0078 0,008 0,006 0,004 0,002 0 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 7,00% 6,28% 6,00% 5,00% 4,00% 3,00% 2,12% 2,00% 1,00% 0,00% 1993 1994 1995 1996
DetaylıT.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER
T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri
DetaylıYARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger
YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük
Detaylıoporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri
Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp
DetaylıÜST ÇENE ÖN BÖLGEDE TEK DİŞ EKSİKLİĞİNDE İMPLANTLARIN YERİ VE ÖNEMİ
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı ÜST ÇENE ÖN BÖLGEDE TEK DİŞ EKSİKLİĞİNDE İMPLANTLARIN YERİ VE ÖNEMİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Gülsen KİRAZ Danışman Öğretim
DetaylıALIM ÇIKIM TAKİBİ PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No
REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Hazırlama Komitesi Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü 1/6
DetaylıDiyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı
Diyabetes Mellitus Akut Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus akut komplikasyonlar Hipoglisemi Hiperglisemi ilişkili ketonemi
DetaylıYatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi
Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi
DetaylıKULLANMA TALİMATI. SİSTRAL Krem. Cilt üzerine, haricen uygulanır.
KULLANMA TALİMATI SİSTRAL Krem Cilt üzerine, haricen uygulanır. Etkin madde: 1 gram kremde 15 mg klorfenoksamin hidroklorür bulunur. Yardımcı maddeler: İsopropil miristat, stearik asit, setostearil alkol,
Detaylı