T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ HALK SAĞLIĞI ANA BĐLĐM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ HALK SAĞLIĞI ANA BĐLĐM DALI"

Transkript

1 T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ HALK SAĞLIĞI ANA BĐLĐM DALI ANKARA DA BĐR HASTANENĐN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLĐNĐĞĐ NE BAŞVURAN DOĞURGANLIK YAŞ GRUBUNDAKĐ BĐR GRUP KADININ ÜREME SAĞLIĞI VE CĐNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR KONUSUNDA BĐLGĐ VE TUTUMLARININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Yasemin ÖZTÜRK Tez Danışmanı Doç. Dr. F.Nur AKSAKAL ANKARA EKĐM 2010

2 ii

3 ĐÇĐNDEKĐLER Kabul ve Onay... ii Đçindekiler... iii Tablolar Dizini... v Kısaltmalar Dizini... vii Önsöz... ix 1. GĐRĐŞ ve AMAÇ GENEL BĐLGĐLER Üreme Sağlığı Kavramı Üreme Hakları Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Tanımı Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda (CYBE) Genel Durum Sifiliz Prevalansı Hepatit B Gonore, Trikomoniyaz ve Genital Klamidya Enfeksiyonu ve diğer Genital Enfeksiyonlar Kadının Üreme Sağlığı Đçindeki Yeri GEREÇ ve YÖNTEM Araştırmanın Yeri ve Zamanı Araştırmanın Çalışma Grubu Araştırmanın Tipi Araştırmanın Veri Kaynakları Araştırmayı Uygulayanlar ve Uygulama Şekli Araştırmanın Zaman Çizelgesi Araştırma Verilerinin Düzenlenmesi ve Analizi Uygulamada Karşılaşılan Güçlükler BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERĐLER iii

4 7. ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER ÖZGEÇMĐŞ iv

5 TABLOLAR DĐZĐNĐ Tablo 1: Đstanbul Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi, 2004 Yılı Hastalıkların Dağılımı Tablo 2: Yılları Sifiliz Morbidite Oranları Tablo 3: Türkiye de Đllere Göre Sifiliz Prevalansı (2002) Tablo 4: Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü nden Tanıya Dayalı Sifiliz Laboratuar Sonuçları ( ) Tablo 5: Hepatit B Olgularının, Ölümlerinin, Morbidite ve Mortalitelerin Sayıları Tablo 6: Yıllara Göre Hepatit B Mortalite Hızı, (Bir Milyonda), Türkiye Tablo 7: Hepatit B Olgularının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Tablo 8: Yıllara göre Hepatit B Đnsidansı, (Yüzbin nüfusta), Türkiye Tablo 9: Yıllara göre Hepatit B Vaka Sayıları, Türkiye Tablo 10: Türkiye de Çeşitli Grupların Kan Testlerinin HBsAg Seropozitivitesi Tablo 11: Sentinal merkezlerde HIV, Hepatit B, Sifiliz, Gonore ve Chlamydia Test Sonuçlarının Dağılımı Tablo 12: Çeşitli Gruplarda C. Trachomatis Enfeksiyonlarının Prevalansı Tablo 13: Kadın ve Erkekte Üreme Sistemi Hastalıklarına Bağlı Yük Tablo 14: Araştırmanın Zaman Çizelgesi Tablo 15: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Bazı Sosyodemografik Özelliklerinin Dağılımı, Ankara, Tablo 16: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Üreme Sağlığına Đlişkin Olarak Belirttikleri Tanımların Dağılımı, Ankara, Tablo 17: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Đlişkide Bulunma ve Aile Planlaması Yöntemleri v

6 Kullanma/Kullanmış Olma Durumlarının Dağılımı, Ankara, Tablo 18: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Kadın Hastalıkları Đle Đlgili Sorunlarını Rahatlıkla Konuşabildikleri Kişilerin Dağılımı, Ankara, Tablo 19: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaştığını Belirttikleri Hastalıkların Dağılımı, Ankara, Tablo 20: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Eşler Arasında Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma Sorumluluğunun Kime Ait Olduğunu Düşünme Durumlarının Dağılımları, Ankara, Tablo 21: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Yönünden Yüksek Riske Sahip Olduğunu Belirttikleri Grup/Grupların Dağılımı, Ankara, Tablo 22: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Cinsel Đlişki Dışında Bulaşma Yolları Đle Đlgili Düşüncelerinin Dağılımı, Ankara, Tablo 23: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınlar Tarafından Belirtilen Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Đlerde Yol Açabileceği Hastalık ya da Durumların Dağılımı Ankara, Tablo 24: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunmak Đçin Yapılması Gerekenler Hakkındaki Düşüncelerinin Dağılımı, Ankara, Tablo 25: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olduğunu Düşünme Durumları ve Bilgiyi Edindiği Kaynakların Dağılımı, Ankara, Tablo 26: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Verilen Önermeleri Doğru ya da Yanlış Değerlendirme Durumlarının Dağılımı, Ankara, vi

7 KISALTMALAR DĐZĐNĐ AÇS AIDS AP BV HIV CDC CĐBH CMV CYBE CYBH CYBĐ DFA DNA DSÖ ELISA EMR GI HAV HBIG HBV HCV HCMV HDV HEV HPV : Ana Çocuk Sağlığı : Acquired Immune Deficiency Syndrome : Aile Planlaması : Bakteriyel Vaginozis : Human Immune Deficiency Virus : Centers for Disease Control and Prevention : Cinsel Đlişki ile Bulaşabilen Hastalıklar : Cytomegalovirus : Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar : Cinsel Yolla bulaşan Hastalıklar : Cinsel Yolla Bulaşan Đnfeksiyonlar : Direkt Fluoresan Antikor testi : Deoxyribonucleic Acid : Dünya Sağlık Örgütü : Enzyme Linked Immunosorbent Assay : Erken Membran Rüptürü : Granuloma Inguinale : Hepatitis A Virus : Hepatitis B Immunoglobulin : Hepatitis B Virus : Hepatitis C Virus : Human Cytomegalovirus : Hepatitis D Virus : Hepatitis E Virus : Human Papilloma Virus vii

8 HSV KS LEEP LGV PCP PID RNA RPR SB SPSS STD TNSA TPHA VDRL WHO : Herpes Simpleks Virus : Kaposi sarkomu : Loop Electrosurgical Excision Procedure : Lenfogranuloma Venereum : Pneumocystis Carinii Pnömonisi : Pelvic Inflammatory Disease : Ribonucleic acid : Rapid Plasma Reagin test : Sağlık Bakanlığı : Statistical for Social Sciences for Windows : Sexually Transmitted Diseases : Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması : Treponema Pallidum Hemagglutination Assay : Venereal Disease Research Laboratory : World Health Organization viii

9 ÖNSÖZ Ankara da Bir Hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne Başvuran Doğurganlık Yaş Grubundaki Bir Grup Kadının Üreme Sağlığı ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Konusunda Bilgi ve Tutumlarının Değerlendirilmesi konulu tez çalışmamın gerçekleştirilmesinde çok büyük yardım ve desteğini gördüğüm danışmanım Sayın Doç. Dr. F. Nur Aksakal a ve yüksek lisans programım süresince bana verdikleri eğitim ve ilgileri nedeniyle Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı nda görevli olan tüm öğretim üyelerine ve asistanlarına teşekkür ederim. Tezimin istatistiksel verilerinin değerlendirilmesindeki yardımları için Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı nda görevli olan asistanlar Sayın Dr. Füsun Civil ve Dr. Tuğba Özdemirkan a teşekkür ederim. Kurtul a teşekkür ederim. Tezime verdikleri katkıdan dolayı Sayın Yavuz Çelik ve Kamil Yüksek lisans eğitimim süresince bana her zaman destek olan ve sabır gösteren güzel annem Zübeyde Öztürk e, özellikle tez çalışmamı gerçekleştirirken değerli görüşleri ve yardımları ile hep yanımda olan canım kardeşim Sayın Đçmimar Yeliz Öztürk e ve bu zorlu sürece bütün sevimliliğini katarak bambaşka bir anlam kazanmasını sağlayan minik kardeşim Deniz Kemal Öztürk e en içten dileklerimle teşekkür ediyorum. Ekim 2010 Yasemin Öztürk ix

10 1.GĐRĐŞ ve AMAÇ Üreme sağlığı, üreme hakları ve cinselliği de içeren yeni bir kavramdır.¹ 1994 te Kahire de yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansında (ICPD) Üreme Sağlığı, ilk kez üreme sistemi, onun fonksiyonları ve işleyiş süreciyle ilgili, sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, tüm bunlara ilişkin fiziksel, mental ve sosyal yönden bütünüyle iyi olma durumudur olarak tanımlanmıştır. ² Üreme sağlığının kapsamı, kadını ve erkeği içermekle birlikte, kadın açısından hayati bir öneme sahiptir.¹ Üreme sağlığı sorunları nedeniyle insan ömrü %10-15 azalmaktadır. Ancak bu etkilenme kadınlarda %22 iken, erkeklerde ise sadece %3 tür.³ Genel olarak, fertil dönemdeki bireyler üreme, cinsellik, aile planlaması ve sağlığı hakkında çok az bilgiye sahiptir. Üreme sağlığı ile ilgili konuların rahatça konuşulamaması, yeterli bilgi verilmemesi ya da yanlış bilgilerin olması üreme sağlığı sorunları riskini arttırmaktadır. ⁴ Üreme sağlığı, kadınların yaşamlarını doğrudan etkileyen bir konudur.⁴ Kadının üremeye ilişkin özellikleri ve fonksiyonları kadın sağlığını özel kılmaktadır.² Çünkü doğurganlık kadın bedeninde gerçekleşen bir olaydır ve kadının bu işlevi yerine getirirken yaşadıkları genel sağlık düzeyini olumsuz yönde etkileyebilir. Kadının üreme sağlığının korunması demek, sağlıklı ve mutlu aileler ve dolayısıyla sağlıklı bir toplum ve gelecek demektir.¹ Kadınların genital anatomik yapıları nedeniyle hastalıklara karşı daha duyarlı oldukları bilinmektedir. Bu hastalıklar üreme sağlığının yanı sıra bebek sağlığı üzerine etkileri açısından da önem taşır.⁵ Kadının genel sağlık durumu toplum içindeki statüsü ile yakından ilgilidir.⁶ Kadın sağlığı, aile ve toplumdan kaynaklanan psiko- 1

11 sosyal etkenler, kadının bireysel sağlık durumu, kadının üremedeki rolü ve sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği ve durumu gibi çeşitli faktörlerin etkisi altındadır.⁷ Üreme sistemi ile ilgili rahatsızlıklar kadında hem fiziksel hem de psikososyal baskı ve sıkıntılar yaratır. Çünkü kadın, fiziki rahatsızlığının yanı sıra doğurganlığını ve cinselliğini yitirme korkusu, düşük ve infertilitenin getireceği suçlanma duygusu, mahremiyetin tehdit altında olması gibi pek çok duygusal sorun yaşar.⁴ Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) yaygın olarak korunmasız cinsel ilişki ile bulaşan ve genellikle cinsel organlarda akıntı, yara ve/veya siğil gibi belirtiler gösteren ancak sıklıkla hiçbir belirti ve bulgu vermeksizin seyreden bir grup enfeksiyondur.⁸ CYBE, akut olguların yüksek görülme sıklığı ve bundan kaynaklanan komplikasyonlar ve sekellerin neden olduğu iş göremezliklerin oluşturduğu hastalık yükü bakımından tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu durumundadır. Ayrıca bireysel ve ulusal düzeyde bir ekonomik yük meydana getirmektedir Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Raporu nda yer alan cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) yükü tahminlerine göre; Avrupa Bölgesi nde erken çocukluk ve erken erişkinlik döneminde HIV dışı cinsel yolla bulaşan hastalık nedeniyle yıl ve yine aynı dönem için HIV/AIDS nedeniyle yıl kaybedilmektedir.⁹ Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında küresel boyutta bir sorun haline gelen HIV virüsü ve AIDS, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların kontrolünün önemini daha da arttırmıştır.¹⁰ CYBE nin geleneksel yollarla yayılması ile HIV in bulaşması arasında güçlü bir korelasyon vardır; ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların HIV in cinsel yolla bulaşma riskini artırdığı tespit edilmiştir.¹¹ DSÖ verilerine göre, her yıl bütün dünyada 340 milyon tedavi edilebilen CYBE, milyonlarca tedavisi mümkün olmayan CYBE ve 5 milyon HIV olgusu ortaya çıkmaktadır.¹⁰ 2

12 Cinsel yolla bulaşan hastalıklara en çok üreme yönünden aktif olan yaş grubundaki insanlar yakalanabilmektedirler.¹² CYBE nin görülme sıklıklarının gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir.¹³ Bu hastalıklar gelişmekte olan ülkelerde sağlıklı üretken yaşam yıllarında kayba neden olan en önemli 5 etyolojik faktör arasında yer almaktadır. Diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye de de cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıklar (CĐBH), komplikasyon ve sekelleri açısından büyük önem taşımaktadır.¹⁴ Ülkemizde cinsel yolla bulaşan infeksiyonların prevalansını gösteren çalışma az sayıdadır. Zarakolu ve arkadaşları Ankara da kayıtlı seks çalışanı kadınlarda Neisseria Gonorrhoeae prevalansını %2.3 olarak bildirmişlerdir. Ortaylı ve arkadaşlarının aile planlaması kliniğine başvuran kadınlarda yaptıkları çalışmada C. Trachomatis prevalansı %1.9, T.Vaginalis prevalansı %2.6 olarak bildirilirken, hiç N. gonorrhoeae saptanmamıştır. Hodoglugil ve arkadaşlarının çalışmasında ise yine aile planlaması polikliniğine başvuran kadınlarda bakteriyel vajinozis ve C.Trachomatis sıklığı sırasıyla %28.2 ve %12 oranlarıyla en sık görülen CYBĐ olarak belirtilmiştir.⁵ Toplumsal değer yargıları ve cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıkların kalıcı izleri nedeniyle enfekte kadın, erkeğe kıyasla daha ağır bir sosyal ve psikolojik baskıyla karşı karşıya kalır.¹⁵ Hangi yaş olursa olsun üreme sağlığı (ÜS) ile ilgili sorunlar ve hizmet gereksinimi erkeklere göre kadınlarda daha fazladır. Örneğin gelişmekte olan ülkelerde yaş grubunda, hastalık yükü nedenleri arasında, üreme hastalıklarına bağlı yük, kadınlarda (%36.6), erkeklere (%12.3) kıyasla 3 kat daha fazladır. Biyolojik ve fizyolojik yapıları nedeni ile cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanmada kadınlar, erkeklere göre daha fazla risk altındadır. Bu risk sonucunda, kadınlarda cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların da hastalık yükü erkeklere kıyasla 6 kat daha fazla olmaktadır.² 3

13 Sağlıklı bir toplumun oluşmasında kadının evrensel yönü yadsınamaz bir gerçektir. Toplumun en küçük birimi olan ailede, anne ve eş olarak aile dinamiğini ayakta tutan, sağlıklı nesiller yetiştiren, çalışarak aile bütçesine katkıda bulunan ve toplum içerisinde önemli görevleri üstlenen kadının öncelikle sağlıklı olmasının gerekliliği kaçınılmazdır. Çünkü sağlıklı kadınlar sağlıklı bireyleri, sağlıklı bireyler sağlıklı nesilleri oluşturur.¹⁶ Kadının konumunun ve genel sağlık düzeyinin iyileştirilmesi, yani onun fiziksel, duygusal yönleri ve sosyal konumu açısından güçlendirilmesi, cinsellik ve üreme sağlığı sorunlarına da çözüm getirecektir.⁴ Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgilendirme sorunun erken tanısı ve uygun tedavisi için çok önemlidir. Araştırmanın Amacı: Bu çalışma ile Ankara da bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne başvuran doğurganlık yaş grubundaki bir grup kadının üreme sağlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara ilişkin bilgi ve tutumlarının belirlenmesi hedeflenmiştir. 4

14 2. GENEL BĐLGĐLER 2.1. Üreme Sağlığı Kavramı "Üreme sağlığı" toplumların gelişmişlik kriterlerinden biridir. Sağlıklı, geleceği planlı, refah düzeyi yüksek toplumların oluşmasında üreme sağlığının önemi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, son dönemde yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD- Kahire), Pekin ve Birleşmiş Milletlerin düzenlediği, çok katılımlı birçok toplantıda bilimsel çalışmalarla vurgulanmış, sadece vurgulanmakla da kalmamış, hükümetler bu konuda yapılması gerekenleri belirleyerek belirli bir süre içinde üreme sağlığının iyileştirilmesini taahhüt etmişlerdir.¹⁷ Üreme sağlığı kavramı, ilk kez 1994 Kahire Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı nda belirtilmiş ve tüm dünyada kabul gören bir kavram olmuştur. Kahire Konferansı nın en önemli işlevi üreme sağlığı, cinsellik ve cinsel sağlık kavramlarını temel bir çerçeveye yerleştirerek bu kavramları bir bütün olacak şekilde tanımlaması olmuştur. ¹⁸ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Üreme Sağlığını; üreme sistemi işlevleri ve sürecine ilişkin bütün alanlarda yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali ve aynı zamanda insanların doyurucu ve güvenli bir cinsel yaşamları, üreme yetenekleri olması ve bu yeteneği kullanıp kullanmayacakları, ne zaman, ne sıklıkta kullanacakları konusunda karar verme özgürlükleri olması şeklinde tanımlamıştır.¹⁹ Aynı zamanda üreme sağlığı insanların tatmin edici ve güvenli bir cinsel yaşam ve üreme yeteneğine sahip olmaları ve üreme yeteneklerini kullanmada karar verme özgürlüğüne sahip olmaları demektir. Üreme sağlığı kadın, erkek, genç, yaşlı tüm bireyler için temel bir haktır ve yaşamı ve kişisel ilişkileri zenginleştiren cinsel sağlığı da içermektedir.²⁰ 5

15 Üreme sağlığı çok geniş bir kavramdır. Kadın erkek herkesi kapsar ve doğumdan ölüme kadar tüm yaşamı içerir. Üreme sağlığı hizmetleri, üreme sağlığı sorunlarını önleyerek ve çözerek üreme sağlığı ve iyi olma durumuna katkıda bulunan yöntem, teknik hizmetler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım yalnızca üreme ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili danışmanlık ve hizmetleri değil, amacı yaşamı ve kişisel ilişkileri zenginleştirmek olan cinsel sağlığı da içermektedir.¹⁷ Üreme sağlığı, kişisel hakları temel alan bir kavramdır. Üreme hakları tüm çift ve bireylerin, çocuklarının sayı, aralık ve zamanlama konusunda, hiçbir ayrımcılık, şiddet ve baskı olmaksızın özgürce sorumluluklara karar verme; bunun için gerekli bilgi ve olanaklara sahip olma, en yüksek standartta cinsel sağlık ve üreme sağlığına erişme haklarını içerir.¹⁷ Dünyada üremeye ilişkin sağlık sorunları, kadının fertil çağı olan yaş arası doğurganlıkla ilgili sağlık sorunları ön plana çıkartılarak Ana Çocuk Sağlığı (AÇS) kapsamında ele alınmıştır. Ancak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tümünde yaşanan önemli sosyodemografik değişiklikler nedeniyle, artık mevcut AÇS yaklaşımı, üreme sağlığına ilişkin tüm sağlık sorunlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Bu nedenle, dünya ülkelerinin gündeminde bireyin ihtiyaçlarını ön plana çıkaran ve üreme, kadın sağlığı ve aile planlaması gibi kavramları birleştiren üreme sağlığı kavramı ortaya çıkmıştır.¹⁹ Dünyada üreme sağlığı ile ilgili bazı olaylar; aile planlamasında karşılanamayan ve gereksinimi olan çiftler, infertil çiftler, anne ölümleri, ciddi maternal hastalıklar, bebek ölümleri, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, sağlıksız koşullarda yapılan düşüklerdir. ²¹ 6

16 2.2. Üreme Hakları Üreme hakları, Birleşmiş Milletler Đnsan Hakları Konferansı (1993), Uluslar arası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD), (Kahire 1994), Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma için Dünya Zirvesi (Kopenhag 1995) ve Birleşmiş Milletler 4. Dünya Kadın Konferansı (Beijing, 1995) toplantılarında dünya kamuoyunda konsensüs kazanmıştır. International Planned Parenthood Federation (IPPF) üreme hakkını on iki maddede özetlemiştir. Bunları oluştururken temel insan haklarından üreme hakkına uyarlamalar yapmıştır. Bu haklar bir önem sırası göstermeksizin aşağıda sunulmuştur. 1. Yaşam Hakkı: Hiçbir kadının yaşamı gebelik nedeniyle riske/tehlikeye girmemelidir. Çok sayıda doğum, çok geç ya da çok erken doğum, kısa aralıklı doğum gibi risk faktörleri önlenerek bu hak herkese sağlanmalıdır. Hiçbir çocuğun yaşamı tehlikede olmamalıdır, özellikle de cinsiyeti nedeniyle böyle bir sorun yaşamamalıdır. Hiç kimsenin yaşamı sağlık hizmetine, yeterli bilgi ve danışmanlığa ulaşamadığı için son bulmamalıdır. 2. Bireyin Bağımsızlık ve Güvenlik Hakkı: Tüm insanlar, başkalarının haklarına saygılı olmak koşuluyla cinsel ve üreme yaşantılarını özgürce kontrol etme ve mutlu olma hakkına sahiptir. Tüm insanlar cinsel ve üreme sağlıklarına yönelik tüm tıbbi girişimlere, tam aydınlatılmış onamları olmadığı sürece maruz kalmamalıdırlar. 3. Eşitlik Hakkı, Tüm Ayrımcılıklardan Uzak Olma Hakkı: Hiç kimse ırk, renk, cinsiyet, medeni durum, sosyal konum, yaş, dil, din, siyasi görüş, milliyet, mülkiyet veya diğer bir özelliği nedeniyle cinsel veya üreme yaşamı ile ilgili sağlık hizmetine ulaşma konusunda ayrımcılığa uğramamalıdır. 7

17 4. Özel Yaşam Hakkı: Bilgilendirme ve danışmanlığı da kapsayan tüm üreme sağlığı hizmetleri hizmeti alanlara özel olmalıdır ve buradaki kişisel bilgilerin gizliliği sağlanmalıdır. 5. Özgür Düşünme Hakkı: Tüm insanlar cinsel ve üreme yaşamları konusunda düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip olmalıdırlar. 6. Bilgi ve Eğitim Hakkı: Tüm insanlar üreme ve cinsel yaşamları konusunda doğru bilgilendirme ve eğitim hakkına sahiptirler. Tüm kararlarını alırken tam olarak aydınlatılmış olma hakkına sahiptirler. 7. Evlenme, Aile Kurma Konusunda Özgür Seçim Hakkı: Kişinin tam ve özgür iradesi olmadan evlenmeme hakkı vardır. Herkesin, infertil olanlar veya fertilitesi CYBH yüzünden tehlikede olanlar dahil, üreme sağlığı hizmetlerine ulaşma hakkı vardır. 8. Çocuk Sahibi Olma veya Zamanlaması Konusunda Karar Verme Hakkı: Tüm kadınların üreme sağlığının korunması, güvenli annelik ve güvenli kürtaj alanlarında ulaşılabilir, ucuz, kolay ve kabul edilebilir hizmetler konusunda bilgilenme ve eğitim hakkı vardır. 9. Sağlık Hizmeti Alma ve Sağlığın Korunması Hakkı: Tüm insanların, üreme sağlığını da kapsayacak olası en yüksek kalitedeki sağlık hizmetini alma hakkı vardır. Herkesin birincil sağlık hizmeti kapsamında ulaşılabilir, kişinin özel yaşamına, onuruna ve rahatlığına saygı gösteren bir üreme sağlığı hizmeti almaya hakkı vardır. 10. Bilimsel Gelişmelerden Yararlanma Hakkı: Tüm insanların en son bilimsel gelişmelerin sunduğu olanaklara erişme hakkı vardır. Đnfertilite, kontrasepsiyon ve kürtaj konularında bu olanaklara ulaşamamanın yaşam ve sağlık üzerine olumsuz etkileri olacaktır. 8

18 11. Toplantı Yapma ve Siyasal Katılım Hakkı: Tüm insanların cinsel yaşam ve üreme sağlığı ve hakları konusunda birlik oluşturma hakkı vardır. Ayrıca kişiler hükümetlerin bu konulara öncelik vermesi için kamuoyu oluşturma hakkına da sahiptir. 12. Đşkence ve Kötü Muameleden Uzak Kalma Hakkı: Tüm çocuklar her türlü tacizden özellikle cinsel tacizden korunma hakkına sahiptir. Hiç kimse kontraseptif yöntemler veya teknikler konusunda kendi onayı olmadan bir medikal çatışmaya alınmamalıdır.¹⁸ 2.3. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Tanımı Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), başlıca bulaşma yolunun koruyucu bariyer olmadan penisin ağza, vajinaya ya da anüse penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel ilişki ile olduğu bir grup bulaşıcı hastalıktır. Ülkelerin çoğunda sık rastlanır ve çoğunun bildirimi zorunludur.²² Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan gonore, sifiliz ve şankroid gibi venerial hastalıklar sanayileşmiş ülkelerde azalırken, tespit ve tedavisi daha zor olan klamidya, herpes virus, papillomavirus ve HIV gibi yeni hastalıklar ortaya çıkmıştır.²³ Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, toplum sağlığı açısından önemi yanında, özellikle genital ülserle seyredenlerin hepatit ve HIV enfeksiyonunun geçişini kolaylaştırmaları nedeniyle güncelliğini sürekli koruyan hastalık grubunu oluşturur. HCV, HIV enfeksiyonu yanında özellikle HBV enfeksiyonu, tüm dünyada toplum sağlığı açısından ilginin üzerinde en fazla yoğunlaştığı hastalıklardandır.²⁴ Cinsel yolla bulaşan hastalıkların epidemiyolojik özellikleri toplumdan topluma hatta aynı toplumda gruplar arasında farklılıklar gösterebilmektedir. Ancak olguların belirlenmesi ve tedavilerinde benzer 9

19 sorunlar yaşanmaktadır. Hastalıkların çoğu belirti ve bulgu vermeksizin seyrettiği için kişilerin belirlenmesi ve hastalık sıklığının saptanması zordur. Yakınması olan kişilerin çoğu sağlık kurumlarına başvurmamaktadır. ⁵ Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların topluma sosyal ve ekonomik yükü oldukça fazladır. Aile, toplum ve sağlık kurumlarının olağan işleyişini bozabilir ve ağır bir ekonomik yük altında bırakabilir. Ayrıca yaşamlarının en üretken ve verimli çağlarında kadınların ve erkeklerin üretkenliğini azaltır. Eğer epidemiler kontrol edilmezse ulusal gelirden tedaviye yönelik harcamalar artar.²⁵ CYBE/HIV/AIDS bulaşma yolunun genelde cinsel ilişki olduğu ve cinselliğin toplum için özel bir yeri ve önemi olduğu bilinmektedir. CYBE/HIV/AIDS bulaşması toplum normlarına uygun olmayan cinsel ilişki ve yaşam tarzı kalıplarını çağrıştırmaktadır. Bu da CYBE/HIV/AIDS e yakalanan kişilerin toplumda damgalanmasına, dışlanmasına ve ayrımcılığa uğramasına neden olmaktadır.²⁶ CYBH önemli morbidite ve mortaliteye sebep olmaktadır.²⁷ Bulaşma yollarının özellikleri, neden oldukları akut ya da kronik sağlık sorunları, geç dönem sekelleri, infertilite, ektopik gebelik, yenidoğanda körlüğe kadar giden göz infeksiyonları gibi sosyal ve yaşamsal önemi olan sonuçlarıyla önem taşır. Bu hastalıkların oluşumunda rol oynayan biyolojik ve sosyal faktörlerin yanı sıra klinik ve laboratuar tanılarında yaşanan güçlükler nedeniyle önleme ve kontrol programlarında zorluklar yaşanmakta ve tüm dünyada gizli bir epidemi yaparak yayıldıkları düşünülmektedir.⁵ Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, cinsel aktif olan herkesi etkileyebilir.²⁵ Halen dünyada sadece bir günde olan gelişmeler incelendiğinde, her gün 100 milyonun üzerinde cinsel birleşmenin olduğu, 10

20 bunların inin gebelik ve inin cinsel yolla bulaşan hastalıkla sonuçlandığı görülür.²¹ Bu enfeksiyonlar arasında en yaygın olarak bilinenleri gonore, sfiliz, klamidya ve HIV olmasına karşın cinsel yolla bulaşma özelliği olan ve bu gruba giren enfeksiyon/hastalık durumlarına neden olabilen 30 dan fazla mikroorganizma belirlenmiştir. Bu mikroorganizmalar virüs, bakteri, protozoon gibi çeşitli olup, neden oldukları hastalıklar genital, oral, anal, faringeal, oftalmik ya da sistemik belirtilere yol açabilmektedir.¹⁵ Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli primer belirtileri genital ülserler, genital siğiller, üretrit, vajinit, servisit, enterik enfeksiyonlar, hepatit ve ayrıca AIDS için geçerli olan immün yetmezliktir. Mikroorganizmanın ilk yerleştiği yerden ayrılması ya da hastalığın ilerlemesi ile ortaya çıkan sekonder enfeksiyonlar arasında ise epididimit, pelvik enflamatuvar hastalık (PID-pelvic inflammatory disease) ve akut artrit sayılabilir. CYBH lar yenidoğan bebekte de enfeksiyona yol açabilir. Herhangi bir bölgede bir mikroorganizma bir sendromun başlıca nedeni olabileceği gibi, sendromların çoğunun birden fazla sayıda mikroorganizma ile oluştuğu da bilinmektedir.²² Son yıllarda CYBH ın görülme sıklığı artmıştır. Bu artışa cinsel olgunluk yaşının küçülmesi, evlilik öncesi cinsel ilişkinin yaygınlaşması önemli katkıda bulunmaktadır. Ulaşım imkanlarının artmasına paralel olarak evlilik dışı cinsel ilişki ve partner sayısı da artmaktadır. Doğum kontrol yöntemlerinin gelişmesi, penisilin gibi antibiyotiklerle bu tür hastalıkların tedavilerinin mümkün olması ile gelişen yalancı güven hissi cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme sıklığını arttıran diğer faktörlerdir.²⁷ Cinsel yolla bulaşan infeksiyonların (CYBĐ) gelişiminde rol oynayan davranışlar birden fazla cinsel eşe sahip olmak veya cinsel eşin birden fazla eşinin olması, seks çalışanları ve onların müşterileriyle ilişkide 11

21 bulunmak, yakın zamanda cinsel eş değiştirmek, CYBĐ belirtisi olanlarla ilişkiyi sürdürmek olarak sıralanabilir. Sosyokültürel ve eğitim düzeyi düşük, CYBĐ olup cinsel eşlerinin tedavi olması gerektiği konusunda bilgilendirilmemiş kişiler, önceden geçirilmiş CYBĐ öyküsü olan, kontrasepsiyon kullanmayan ya da oral kontrasepsiyon kullanan kadınlar riskli davranışları olan kişileri oluşturmaktadır. Başlıca risk grupları seks çalışanları, ailelerinden ya da eşlerinden uzun süre ayrı kalanlar, madde bağımlıları ve bu kişilerin eşleridir. CYBĐ açısından değerlendirme yapılırken yol gösterici bilgiler kişinin son bir yıl içinde birden fazla cinsel eşinin olması, son üç ay içinde yeni bir eşinin olması, son bir yıl içinde geçirilmiş CYBĐ, para, mal ya da ilaç karşılığı cinsel ilişki öyküsü, HIV infeksiyonu varlığı, kan transfüzyonu öyküsü, doğum sırasındaki bulaş açısından anne, baba öyküsü, uyuşturucu kullanımı, erkeğin homoseksüel ilişkisinin olması olarak bilinmektedir. ⁵ Yaş, cins ve sünnet geçişi etkileyen biyolojik faktörlerdir. Genç kadınların vajinal mukoza ve servikal doku özellikleri enfeksiyona daha duyarlı olmalarına neden olmaktadır. Geniş mukoza yüzeyi ile temas söz konusu olduğundan enfekte bir erkekten kadına geçme olasılığı daha fazladır.²⁵ Ayrıca kadınların erken yaşlarda evlendikleri ve doğal olarak erken yaşta cinsel aktif oldukları toplumlarda kadınların enfeksiyon alma riskleri artmaktadır.²⁸ Sünnetsiz erkeklerde bulaşmanın daha fazla olması prepisyumun etkenler için rezervuar oluşturmasıdır. Bulaşmayı etkileyen faktörler arasında soysal faktörleri de saymak gerekir. Kondom kullanmak hastalık riskine karşı cinsel ilişkiyi güvenli kılar. Ancak bu iyi bilindiği halde her zaman uygulanmaz. Güvenli cinsel ilişki konusunda yetersiz bilgi, kondom elde etmede zorluklar, kondomdan hoşlanmamak, kültürel, dinsel inanışlar, alışılmış vazgeçilmesi güç cinsel ilişki davranışı uygulanmamasının nedenleri arasındadır. Bulaşmayı etkileyen bir diğer faktörde CYBE lerin tanı ve tedavisinin gecikmesidir. Etkin tedavi önerilen ilaçların gecikmeden, tam ve istenilen süre kullanılması ile mümkündür. 12

22 Đlaç fiyatları, sağlık eğitim eksikliği, şikayetler azalınca tedavinin yarım bırakılması etkin tedaviyi engellemektedir.²⁵ Bu hastalıkların tüm dünyada görülme sıklığının artış nedenleri; özellikle gelişmekte olan ülkelerde cinsel eğitim programlarının yetersizliği, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde cinsel ilişki yaşının küçülmesi, evlilik öncesi cinsel ilişki ve cinsel eş sayısındaki artış, seyahat imkanlarının yaygınlaşması, cinsel davranışlardaki değişiklikler, kondom dışı doğum kontrol yöntemlerinin kullanımında artış, tanı ve tedavi imkanlarının gelişmesiyle hastalıkların daha doğru ve sık olarak tespit ediliyor olması, antibiyotiklere direnç nedeniyle tedavide rastlanan zorluklar olarak tespit edilmiştir. ⁵ - Gonore (Bel Soğukluğu), - Klamidya enfeksiyonu, - Genital Herpes enfeksiyonu, - HPV (Human Papilloma Virus- Đnsan Papilloma Virüs) enfeksiyonları, - Sifiliz (Frengi), - Yumuşak Şankr (Ulkus Molle, Şankroid), - HIV enfeksiyonu ve AIDS, - Trichomonas Vaginalis enfeksiyonu, - Bakteriyel Vaginozis, - Cytomegalovirus enfeksiyonları, - Hepatit Virus enfeksiyonları, 13

23 - Molluscum Contagiosum, - Mycoplasma ve Ureaplasma Enfeksiyonları, - Lenfogranuloma Venereum, - Granuloma Đnguinale (Donovanozis), - Uyuz (Gal), - Pediculosis Pubis (Kasık Biti) bilinen cinsel yolla bulaşan hastalıklardır.¹⁴ 2.4. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma Cinsellik konusunda hala süren bilgisizlik sonucu, HIV ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara bağlı olarak tehlike gittikçe artmaktadır. DSÖ verilerine göre her yıl, her 20 gençten biri cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmaktadır.¹³ Türkiye nin genç nüfus oranı artmaktadır ve 2025 yılına kadar üreme çağındaki nüfusun %40 artması beklenmektedir. Genç insanların cinsel sağlık ve üreme sağlığı gereksinimlerinin, özellikle de HIV/AIDS in ortaya çıkmasından sonra daha dikkatle ele alınması gerekmektedir.¹¹ Ülkemizde de eğitim düzeyinin yükselmesi, iş olanaklarının azalması ile birlikte evlenme yaşı da yükselmektedir. Bununla birlikte evlilik öncesi ilişkiler ve erken yaşta cinsel ilişkide bulunma olasılığı gençler arasında yaygınlaşmaktadır. Cinsel ilişkinin gençler arasında erken yaşta başlaması ile birlikte, bu yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskleri de önemli ölçüde yükselmektedir.¹² Bütün CYBH lar için koruyucu önlemler, genel olarak HIV infeksiyonu riskini azaltan ilkelere benzer. Riski sıfıra indirmenin yolları arasında: 14

24 - Enfekte olmayan bir eş ile karşılıklı olarak tek-eşli bir ilişki sürdürmek, - Kan veya diğer vücut sıvılarının geçişini sağlayan bütün cinsel aktivitelerden kaçınmak, - Genel lezyonu olan kişilerle ilişkide bulunmamak, - Eşin cinsel geçmişini soruşturmak, - Cinsel eş sayısını kısıtlamak, - Çok sayıda cinsel eşi olanlarla ilişkiden kaçınmak,²⁸ - Her ilişkide yeni bir kondom kullanılmalıdır, - Đlişki süresince kondom penisten çıkarılmamalıdır - Enfeksiyon şüphesi olan kişiler, tanı ve tedavi hakkında bilgilendirilmelidir, - Risk altındaki kişilerin daha güvenli bir cinsel yaşam sürdürmesi için gerekli eğitim ve danışmanlığın verilmesi, - Asemptomatik enfeksiyonu olan veya semptomatik enfeksiyonu olup hekime gelmeyen kişilerin tespit edilmesi, - Enfekte kişilerin hastalıklarının tanısı ve tedavisinin sağlanması, - Cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıklardan biri ile enfekte olan kişinin cinsel eşinin değerlendirilmesi, tedavi edilmesi ve danışmanlık hizmeti verilmesi, - Aşı ile önlenebilen cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıkların aşılarının, risk altındaki kişilere cinsel temas öncesinde uygulanmasıdır.¹⁴ 15

25 2.5. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda Genel Durum Türkiye km2 olan yüzölçümü ile Avrupa ve Asya arasında bir köprü oluşturan bir ülkedir. Özellikle metropol şehirler, birçok yönden ülkeyi aktif konuma sürüklemekte ve doğal yaşamın bir sonucu olarak cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların (CYBE) gelişmesinde önemli risk teşkil etmektedir. Bu risk özellikle şehirlerarası, ulusal ve uluslar arası insan hareketleri nedeniyle birçok medeniyetin buluşmasına sahne olan ülkemizde daha da belirgin hale gelmektedir.²⁹ 2000 yılı nüfus sayımı sonuçları, nüfusun yaklaşık %65 in il ve merkezlerinde yaşadığını göstermektedir. Đllerde nüfusta tahmin edilen yıllık artış hızı yılları için %4.75 oranındadır. Nüfusun kentler arasında ve kent içi dağılımları bakımından dengesizlikler söz konusudur. Nüfusun dörtte biri Đstanbul, Ankara ve Đzmir illerinde yaşamaktadır. Özellikle nüfusun 0-25 yaş grubunu toplam nüfusun yarısının oluşturması, genç ve üretken nüfusun CYBE/HIV/AIDS ile karşılaşma olasılığını artırmaktadır. Genel olarak bakıldığında ülkemizde özellikle HIV/AIDS prevalansının düşük olduğu bilinmektedir.²⁹ Türkiye CYBE nin önemi çok eskiden beri bilinmektedir. Sifilizin Đspanya dan sürülen Musevi kadınların aracılığı ile önce Fas a, oradan da doğu limanlarına bulaştığı ve bu yolla ülkemize geldiği kabul edilmektedir. Ancak ilk epideminin Kırım harbi ve Rus harbinden sonra özellikle Bolu ve Kastamonu civarında görüldüğüne dair kanıtlar vardır. Bizde bu hastalığa verilen isim Frenk hastalığı anlamına gelen frengiden gelmiştir. Türkiye de zührevi hastalıklarla mücadelenin 1897 yılında başladığı kabul edilmektedir. Bu dönemde bir komisyon kurularak ülke çapında bir frengi mücadele raporu düzenlenmiştir. Bu arada Kastamonu ve Bolu bölgelerinde frengililerin çok olması nedeni ile bu bölgeler için özel bir nizamname düzenlenmiştir. Bu çalışmalarda katkısı büyük olan Prof. Dr. Ernst von Düring (Düring Paşa) Kastamonu, Bolu, Sinop ve 16

26 Đnebolu daki hastanelerin yenilenmesi ve genişletilmesi, Çankırı, Bartın ve Düzce de yeni frengi hastanelerinin açılması, hastanelerin birinci ve ikinci sınıf olarak ayrılması, ödeneklerinin genel bütçeden karşılanması, hastanelerde asker ve sivil hekimlerin bulunması, hastalara uygulanan cıva buharında tütsüleme gibi ampirik tedavi yöntemlerinin bırakılarak çağdaş tedavi yöntemlerine geçilmesi hususlarında önerilerde bulunmuştur. Bu dönemde hazırlanmış olan frengiyle mücadele nizamnamesi yeterince uygulanmamakla beraber önemli hükümler taşımaktadır. Nizamnamenin ilk maddesi şöyledir: Resmi ve serbest tabipler, sağlık memurları, diş hekimleri ve ebeler tesadüf ettikleri frengileri, aile reisleri evlerindeki, mağaza ve dükkân sahipleri yanlarındaki, imam, papaz ve muhtarlar mahalle ve köylerindeki hastaları adları ve şöhretleri ile gecikmeksizin geçici tabiplere, bunların bulunmadığı yerde hükümet veya belediye tabiplerine, bunlar da yoksa jandarma komutanı veya mahalli hükümete ya da ihtiyar heyetine sözle veya yazılı olarak bildirmeye mecburdur. ²⁹ Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduktan sonra 1921 yılında çıkarılan 90 numaralı Frengi Men ve Tehdidini Sirayet ve Đntişarına Ait Kanun ile bütün frengililerin devlet kuruluşlarınca parasız tedavisi yoluna gidilmiştir. Ayrıca 1925 yılında da bir Frengi Tedavi Talimatnamesi çıkarılmış, tedavi yöntemlerinde ve kullanılacak ilaçlarda beraberliğin sağlanması istenmiştir. Önce 90 numaralı, sonra Umumi Hıfzısıhha Kanunu na göre Hükümet ve Belediye tabiplerine ve resmi kuruluşlara başvuran frengililer parasız tedavi edildikleri gibi, frengililerin kendilerini tedavi ettirmeleri de zorunlu tutulmuştur. Yine 1925 yılında kurulan özel frengi tarama ekipleri ve savaş kurulları ile hastalığın yoğun bulunduğu bölgelerde frengi ile savaş kampanyaları başlatılmıştır. Bu nedenle, özel mücadele teşkilatına da önem verilmiş ve ilk olarak 1925 yılında Sivas ta, bunu izleyen yıllarda Hafik, Orhaneli, Ordu, Ünye, Fatsa, Şarkışla, Düzce, Çarşamba, Yıldızeli, Reşadiye, Tokat, Đnebolu, Cide, Zonguldak, Bartın, Devrek, Safranbolu, Boyabat ve Ayancık ta örgütler kurulmuştur. Bu 17

27 örgütlerin kadrolarında bir uzman hekim idaresinde yeterli sayıda hekim, sağlık memuru bulundurulmuş, bazı kuruluşlara bir seroloji laboratuarı ile laboratuar şefi de eklenmiştir. Bu teşkilatın şubeleri 1925 yılında 19 iken arasında 30 şube olmuş, 1970 yılından itibaren 24 şubede sabit tutulmuştur. Bu örgütlü şubelere ek olarak geçici görevli tedavi evleri kurulmuş önceleri sayısı 217 olan bu istasyonlar arası 176 istasyonda dondurulmuştur yılları arasında sadece 6 ilimizde kişi muayeneden geçirilmiş ve bunlardan (%3.8) frengili bulunmuştur. Büyük şehirlerde veya gereken yerlerde hastaların gizlice kendilerini tedavi ettirmeleri için Deri ve Tenasül Hastalıkları Tedavi Evleri açılmıştır. Bunlar 1927 yılından önce Ankara ve Đzmir de çalışmaya başlamışlardır. Đstanbul da iki dispanser, 1931 de Çaycuma da bir dispanser açılmıştır.²⁹ Zührevi hastalıklarla savaş için Umumi Hıfzısıhha Kanunu ndan sonra 1933 yılında Fuhuşla ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Hastalıklarla Mücadele Nizamnamesi, 1934 yılında buna dayalı talimatnameler çıkarılmıştır. Frenginin kalıtsal bir hastalık olduğu düşüncesi ile daha 1913 lerde çıkarılan bir nizamname ile evlenecek olanların frengisiz olduğunu kanıtlayan bir sağlık cüzdanı göstermesi zorunluluğu getirilmiş; daha sonra Hıfzısıhha Kanunu ile bu, daha sağlam temellere dayandırılarak frengi, gonore (belsoğukluğu), yumuşak şankr, lepra, ruh hastalıkları ve tüberküloza yakalananların evlenmesi yasaklanmıştır yılında çıkarılan Evlenme Muayenesi Hakkında Tüzük ile bu muayenenin kimler tarafından, ne şekilde yapılacağı, muayenelerde nelere dikkat edileceği saptanmıştır tarihinde Frengi Tedavi Talimatnamesi kabul edilmiştir. Frengili hastaların tedavilerinde çağdaş yöntemlerden yararlanmak için bu talimatname sık sık gözden geçirilmektedir. Son yayımlanan yönetmelik frengi tedavisinde tek ilaç olarak penisilini önermiştir. Alerji hallerinde alınması gereken önlemler ve uygulanacak tedavilerden de bahsedilmektedir. Bakteriyolojik ve serolojik tanı yöntemlerini içeren bir de yönetmelik vardır.²⁹ 18

28 Ülkemizde CYBE ler konusunda yapılan kapsamlı çalışmaların sayısı son yıl içerisinde daha detaylandırılmış ve konuda yapılan yayınların sayısı hızla artmaya başlamıştır. Özellikle tanı yöntemlerinin hızla artmış olması ve bu konuda geliştirilmiş ticari kitlerin sayısına paralel olarak dünyadaki gelişmelerin Türkiye de de paralel izlenmesi sonucu bu konuda epidemiyolojik veriler alınmaya başlanmış ve CYBE lerin prevalans ve insidansı hakkında bilgiler ortaya çıkmaya başlamıştır. Günümüzde CYBE hakkında bilgiler netlik kazanmış bulunmaktadır. Bu hastalıkların bıraktıkları sekeller, hastaya getirdiği ekonomik yükle bazılarının tedavi edilemez olması, kanserle ilişkileri ve kronik enfeksiyonların oluşturduğu sıkıntılar CYBE lerde görülen risk faktörlerinin belirlenmesini gündeme getirmiştir. Özellikle uluslararası seyahatler CYBE yi küresel bir sorun haline getirmiştir. HIV in hızla yayılışı gibi nedenler plasmid aracılığı ile gonore de direnç problemleri; Đnsan Papilloma Virüsü/Herpes simplex tip2 kanser ilişkisi gibi sorunlar bu hastalıkları modern çağda güncel hale taşımaya başlamıştır. Servikal kanser etkeni olarak Đnsan Papilloma Virüsü ve Herpes simplex virüsünün düşünülmesi ülkemizde de bu konuda çalışmaların yapılmasına neden olmuştur.²⁹ Günümüzde, Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserlerinin sayısı 10 adet olup Đstanbul daki kuruluş hastane düzeyinde hizmet vermektedir. Diğer iller sırasıyla Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Hatay, Mersin, Đskenderun, Đzmir ve Kayseri dir. Bu merkezlerin bazılarında imkânlar doğrultusunda CYBE-HIV/AIDS testleri yapılmakta, yapılmadığı durumlarda en yakın sağlık merkezinde testlerin yapılması için sevk uygulanmaktadır. Đstanbul daki Deri ve Tenasül Hastalıklar Hastanesi nde ise ayrıca HIV doğrulama testlerinin yapıldığı bir merkez olarak görev yapmaktadır. Türkiye de 1985 yılında ilk AIDS olgusunun saptanması ile birlikte HIV/AIDS bildirimi zorunlu hastalıklar listesine alınmıştır yılında ise HIV testi uygulamaya başlanmıştır yılında kan/doku/organ donörleri, genelev kadınları ve büyük ameliyatlar 19

29 öncesi HIV testi zorunlu serolojik testler arasında yer almıştır yılında HIV/AIDS bildirimleri kodlu hale getirilmiş, 1996 yılında ise Ulusal AIDS Komisyonu kurulmuştur yılında başkanlığını Sağlık Bakanlığı nın yaptığı Ulusal AIDS Komisyonu tarafından ilgili tüm kurumlara ait faaliyetlerin içinde olduğu HIV/AIDS Ulusal Eylem Planı faaliyete geçirilmiştir. Söz konusu plan ulusal önceliklerin tekrar gözden geçirilmesi ile yenilenerek 2007 de HIV/AIDS Stratejik Eylem Planı olarak uygulamaya geçmiştir yılında CYBE sürveyansı açısından önemli bir aşama ise Gonore ve Klamidya bildirimi zorunlu hastalıklar listesine alınmasıdır.²⁹ Çok sayıda kişi ve özellikle komşu ülkelerden kadınlar Türkiye ye çalışmak için gelmeye başlamış ve bavul ticareti ile fuhuş artış göstermiştir. Ancak; bu kişilerin kaç kişi oldukları, Türkiye ye niye geldikleri ve ne kadar kalacaklarına dair güvenilir istatistiksel bilgi mevcut değildir. Türkiye de uluslararası göç, mülteci ve sığınmacı hareketler, insan ticareti ve transit göç konuları hakkında da güvenilir veri eksikliği söz konusudur. Türkiye de göçmenler, mülteci ve sığınmacılar için zorunlu HIV/AIDS testi yapılması durumu söz konusu değildir. Đstanbul, Ankara, Đzmir, Adana, Trabzon ve Antalya gibi büyük şehirlerde CYBE yayılması dikkat çekicidir. Özellikle yaz aylarında tatil beldelerinde (örneğin; Antalya, Bodrum, Çeşme vb.) nüfus yoğunluğunun artışı ve Türkiye de büyük şehirlerden ve Avrupa ülkelerinden bu yörelere gidişler CYBE nin bu bölgelerde dolaylı yoldan artmasına neden olabilmektedir. Özellikle tatil beldelerinde yurt dışından bilhassa Avrupa dan gelen turistlerin ve Türk işçilerinin CYBE geçişinde önemli bir faktör oluşturduğu düşünülmektedir. Son 10 yıl içinde bilhassa Đstanbul da yurt dışından özellikle Doğu Avrupa ülkelerinden gelen yasal olmayan seks işçi Mobile Prostitution sayısındaki artışla birlikte bazı CYBE sayısında da artış görülmektedir. Diğer bir problem ise; Afrika ülkelerinden yasa dışı yollar ile Türkiye ye gelen işçilerin sayısındaki hızlı artıştır.²⁹ Homoseksüel erkekler ve transseksüeller özellikle büyük şehirlerde aktiftir. Ülkemizde bellibaşlı CYBE merkezlerinden alınan 20

30 verilere göre; 2002 yılında yapılan test sayısı 7022 dir. Test yapılanların hepsi seks işçileridir (kayıtlı ya da değil). Test yapılan hasta sayısı bilinmemektedir. Yapılan 7022 testin sonuçları; 33 ü HIV(+) (%0.4), 185 i sifiliz (%2.6), 270 i gonore (%3.8), 2097 si servisit (%29.8) (etyolojisi bilinmemektedir).²⁵ Ülkemizde CYBE-HIV/AIDS konusunda yapılan çalışmalar belirli gruplarda sınırlı sayıda popülasyonlara uygulanmıştır. Bakılan hastalıklar arasında sifiliz, hepatit B, HIV/AIDS, Klamidya, genital herpes, genital papilloma, trikomoniyaz ve kandidiyaz ön sıralarda yer almaktadır. Bu hastalıklar ayrıca HIV ile enfeksiyonun geçişinde önemli bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır.²⁹ Tablo 1: Đstanbul Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi, 2004 Yılı Hastalıkların Dağılımı n % Kontrol 1928 %62 Nongonokoksik servisit 924 %30 Gonore 116 %4 Sifiliz 111 %3 HIV 26 %1 Toplam 3105 % Sifiliz Prevalansı Ülkemizde sifiliz prevalansı Batı ülkeleri ile karşılaştırıldığında elde edilen sonuçlar birbirine yakındır. Sağlık Bakanlığının verilerine bakıldığında on yıl içinde sifiliz morbiditesinde anlamlı bir farklılık gözlenmiştir.²⁹ 21

31 Tablo 2: Yılları Sifiliz Morbidite Oranları Yıllar Olgu Sayısı Morbidite Hızı (Her kişide) Kaynak: Tezcan S, Türkiye de HIV/AIDS ve diğer CYBE Epidemiyolojisi, Turizm Sağlığı Paneli, SB, TSH Genel Müdürlüğü, Mayıs 2000, Antalya,

32 Tablo 3: Türkiye de Đllere Göre Sifiliz Prevalansı (2002) Đller Nüfus Toplam Sifiliz Olgu Sayısı Toplam Kadın Erkek Morbidite (Her kişide) Đstanbul Đzmir Ankara Kayseri Erzurum Manisa Denizli Balıkesir Antalya Kırşehir Muğla Artvin Aydın Rize Çanakkale Muş Ordu Yozgat Giresun Sakarya Samsun Tekirdağ Trabzon Erzincan Mersin Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı;

33 Genel olarak, cinsel faaliyete erken başlanılan ve evlilik dışı ilişkilere kapalı olan toplumlarda erkekler yüksek CYBE riski altındadır. Sifiliz olgularının çoğu üç büyük şehirden (%71.7) bildirilmiş olup, diğer vakalar ülkenin farklı bölgelerindeki illerden gelmiştir. Sifilizin erkekler arasında oldukça sık olarak tespit edilmesine rağmen, sifilizi olan kadınların sayısı Trabzon daki erkeklerden daha yüksektir. Sifiliz olgularının nüfusa oranı, illerin sıralamasında farklılık yaratmaktadır. Artvin en yüksek Sifiliz olgusu olan şehirdir.²⁹ Tablo 4: Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü nden Tanıya Dayalı Sifiliz Laboratuar Sonuçları ( ) Yıllar Kan Örneği Sayısı Sifiliz Oran (Her 100 de) (Haziran- Temmuz) Đstanbul da gebelerde yapılan bir çalışmada sifiliz araştırılmış bu amaçla 5362 kişi taranmış ve bir olguda (>%1) sifilize rastlanmıştır. Sifilizin gerçek büyüklüğü halen bilinmemesine karşın, bu rakamlar hastalığın özellikle Türkiye de cinsel açıdan aktif yaş gruplar, seks işçileri ve müşterileri için önemli bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir.²⁹ Hepatit B Hepatit B 1990 yılından bu yana zorunlu bildirime tabi bir hastalıktır yılında kurulan Bağışıklık Danışma Kurulu hepatit B aşısının rutin çocuk aşılama programlarına dâhil edilmesini tavsiye etmiştir. Kurul aynı zamanda sağlık personeline ve yüksek risk gruplarına devamlı olarak aşı uygulamasının yapılmasını önermiştir.²⁹ 24

34 Tablo 5: Hepatit B Olgularının, Ölümlerinin, Morbidite ve Mortalitelerin Sayıları Yıl Yıl ortası nüfus Vaka sayısı Morbidite Hızı ( ) Ölüm sayısı Mortalite Hızı ( ) Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; 2007 Tablo 6: Yıllara Göre Hepatit B Mortalite Hızı, (Bir Milyonda), Türkiye Hepatit B Hepatitis B (17) 0.04 (3) 0.06 (4) 0.03 (2) 0.08 (6) Kaynak : Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Not : Parantez içindeki sayılar ölüm sayılarını ifade etmektedir. 25

35 Tablo 7: Hepatit B Olgularının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Yaş grubu Olgu sayısı Dağılım yüzdesi Toplam Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; 2007 Tablo 8: Yıllara Göre Hepatit B Đnsidansı, (Yüzbin Nüfusta), Türkiye Hepatit B Hepatitis B Kaynak : Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sıtma Savaşı Daire Başkanlığı, Verem Savaş Daire Başkanlığı Tablo 9: Yıllara Göre Hepatit B Vaka Sayıları, Türkiye Hepatit B Hepatitis B Kaynak : Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sıtma Savaşı Daire Başkanlığı, Verem Savaş Daire Başkanlığı Hepatit B nin önemi son on yıl içerisinde anlaşılmış, bütün kan verenlerin kanları ve belirli risk grupları testlere tabi tutulmuşlardır. Bölge ve çalışma nüfusuna bağlı olarak %3.86 ve %8.9 oranlarında değişim göstermektedir. Çeşitli risk grupları arasında, enfeksiyon sıklığı 26

36 yüksektir. Buna ek olarak; öksüzler arasındaki oran ulusal rakamlardan daha yüksek olmak suretiyle 8.5 tir. Türkiye deki hamile kadınlar ve ailelerinde hepatit B virüsü enfeksiyonunun prevalansı üzerine yapılan bir çalışmanın sonuçları kadınlarda ve ailelerinde yüksek bir prevalans oluştuğunu göstermektedir.²⁹ Tablo 10: Türkiye de Çeşitli Grupların Kan Testlerinin HBsAg Test edilen grup Seropozitivitesi Kurum Yer Yıl Sayı Kan verenler Kızılay Kan Merkezleri Türkiye Kan verenler Kan verenler Atatürk Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi Üniversite/SSK/Devlet Hastaneleri Oran (her 100 de) Erzurum Diyarbakır Kan verenler GATA Mikrobiyoloji Ankara Kan verenler Gebe kadınlar Đlkokul öğrencileri Hastane sağlık personeli Hastane dışı sağlık personeli Hastane çalışanları Hekimler Dişçiler Hemşireler Hasta Bakım personeli Aşçı-diğerleri Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi SSK Bakırköy Kadın Doğum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara GATA Mikrobiyoloji Ankara Đstanbul Erzurum Erzurum Erzurum Öksüz çocuklar Çocuk Bakım Evleri Đstanbul Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı;

37 Bazı risk grupları üzerinde yapılan hepatit B seroprevalansı çalışması, prevalansın uzun zamandır yüksek olduğunu göstermiştir. Seropozitivite seks çalışanlarında (HBsAg ve Anti-HBs) %52.1, eşcinsel erkeklerde %53.7, sağlık çalışanlarında %41.2 ve kontrol gruplarında %26.2 dir.²⁹ Gonore, Trikomoniyaz ve Genital Klamidya Enfeksiyonu ve diğer Genital Enfeksiyonlar Gonore konusundaki araştırmalar, çoğunlukla diğer CYBE lerla ilgili epidemiyolojik çalışmalardır ve sonuçlar alt-sonuçlar olarak sunulmuştur. Enfeksiyonun, semptomları özellikle üretritli hastalarda yüksek sıklıkta olması beklenmektedir. Bunun tedavisi kolaydır ve semptomları olan çoğu insan, tedavi için eczanelere gidip antibiyotik almaktadır. Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 1997 de gonore teşhisi yapılmış ve 1999 da kayıtlı hayat kadınından i ve 2003 te i CYBE ler konusunda düzenli taramadan geçmiştir verileri ve 1999 yılıyla karşılaştırıldığında, gonorenin kayıtlı hayat kadınları arasında çok sık görüldüğü, müşteri sayısının yüksek olduğu ve müşterilerle cinsel temas başına kondom kullanımı oranının düşük olduğu görülmüştür. T. vaginalis sıklığı vajinal akıntısı olan kadınlarda %15 vajinit tanılı kadınlarda %19.5 olarak belirlenmiştir. N.Gonorrhoeae, T. Vaginalis ve C. Trachomatis Türkiye de sıklıkla görülmektedir ve 2007 de Đstanbul, Ankara, Trabzon ve Gaziantep illerinde belirlenmiş Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanelerinde bulunan sentinal merkezlerde 2060 gebede, gönüllülük esasına göre yapılan çalışmada 3 vakada sifilize rastlanmıştır. Bahsigeçen çalışmanın Ankara, Đstanbul ve Đzmir illerinde kayıtsız seks işçileri, damar içi madde kullanıcıları ve eşcinsel erkekler gibi yüksek risk altındaki gruplara ait toplam 252 kayıtsız seks işçisinin 19 unda sifilize rastlanmıştır. Söz konusu gruplarda bakılan gonore, C. Trachomatis, hepatit B ve sifiliz sonuçları altta verilmektedir.²⁹ 28

38 Tablo 11: Sentinal Merkezlerde HIV, Hepatit B, Sifiliz, Gonore ve Chlamydia Test Sonuçlarının Dağılımı Kayıtsız seks işçileri Eşcinsel erkekler Damar içi madde kullanıcıları Hamileler Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % HIV Hepatit B Sifiliz Gonore C.Trachomatis Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; 2007 Đstanbul da üretritli erkeklerde C. Trachomatis enfeksiyonu prevalansı %15.7, N. Gonorrhoeae prevalansı ise %9.4 olarak saptanmıştır. Ülkemizde gonore enfeksiyonlarının insidansına bakıldığında üretritli erkeklerde bu oranın % (30,63) arasında değiştiği vajinal akıntısı olan kadınlarda ise % arasında olduğu bildirilmiştir. Son yıllarda Batı ülkelerinde en sık rastlanan CYBE etkenlerinden biri olarak kabul edilen genital C. Trachomatis enfeksiyonları üzerinde ülkemizde de yapılan çalışmaların sayısında da artış bulunmaktadır. C. trachomatis in çeşitli gruplardaki dağılımı aşağıdaki tablo 12 de özetlenmiştir.²⁹ 29

39 Tablo 12: Çeşitli Gruplarda C. Trachomatis Enfeksiyonlarının Prevalansı Grup (Çalışılan şehir) Jinekoloji hastaları (Đstanbul)* (Đzmir)** Tanı metodu Hücre kültürü Hücre kültürü, DFA Hasta sayısı Pozitiflik durumu (%) Obstetrik hastalar Hücre kültürü Aile planlaması grubu (Đstanbul) ELISA Kadın infertil hastalar Đstanbul Đzmir Seks işçileri ELISA DFA Kayıtsız kadın seks işçileri (Đstanbul) DFA Kayıtlı kadın seks işçileri (Đstanbul) DFA Kayıtlı kadın seks işçileri (Đzmir) DFA Erkek homoseksüel seks işçileri (Đstanbul) Erkek CYBE hastaları (Đstanbul) (Đzmir) Hücre kültürü, DFA 25 4 Hücre kültürü, DFA, ELISA Kaynak: T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; 2007 * Asemptomatik ** %62 semptomatik DFA Tablodan da anlaşıldığı gibi C. trachomatis enfeksiyonlarının prevalansı özellikle seks işçilerinde oldukça yüksektir. Diğer gruplara bakıldığında ise bu prevalans düşük kabul edilebilinir. Ancak Đzmir de jinekoloji hastalarında %33 olan C. trachomatis prevalansı da göz ardı edilemez. Bütün bunlar ülkede bölgeler arası farklılığı ve grupların detaylı bir şekilde tüm CYBE yönünden araştırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Örneğin bir tarama çalışmasında genital klamidya enfeksiyonun prevalansı kayıtlı ve yasa dışı çalışan seks işçileri arasında 30

40 pozitiflik yönünden anlamlı bir fark görülmemiştir. Kayıtlı çalışan kadınların %12 sinde yasa dışı çalışan ve polis tarafından yakalanıp muayeneleri Đstanbul Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesinde yapılan kadınların ise %14.4 ünde C. Trachomatis enfeksiyonu saptanmıştır. Bir önemli özellik ise bu çalışmada C. Trachomatis pozitif bulunan seks işçilerinin kondom kullanma alışkanlığının bulunmamasıdır. Đstanbul da yapılan bir çalışmada genital klamidya enfeksiyonlarının sıklığı toplumda %4.9 olarak belirlenmiştir.²⁹ Đstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji ve Veneroloji Bilim Dalı nda 1989 yılında yapılan bir çalışmada ise, Đstanbul da Üniversite kapsamında ilk CYBE kliniğinin sonuçlarıdır; toplam 586 CYBE etkeni 495 hastada saptanmıştır. Hastaların 81 inde birden fazla CYBE etkeni belirlenmiştir. Kadınlarda en sık rastlanan enfeksiyon Candida ve Gardnerella vaginalis vajiniti olmuştur. Erkeklerde en sık rastlanan enfeksiyon ise sifiliz olarak belirlenmiştir. Kadınlarda sifiliz dördüncü sırada yer alan etken olarak bulunmuştur. Erkeklerde özellikle nongonokoksik üretrit etkenleri syphilis ve Ureaplasma urealyticum enfeksiyonlarından sonra yer almıştır. HIV pozitifliği ise yurt dışında yaşayan iki erkek hastada saptanmıştır. Tabloda bahsedilen bu veriler Đstanbul da bulunan ilk CYBE kliniğinin verileri açısından önemlidir. Đstanbul da kayıtlı seks işçileri arasında Herpes simplex virus enfeksiyonu prevalansı %1.4-6 arasında değişmektedir. Đstanbul da insan papilloma virusu (HPV) yönünden araştırılan bir çalışmada yaşları arasında değişen ve pap-smear sonuçlarında atipik değişiklikler belirlenen kadınların %16.9 unda yüksek risk grubu HPV-DNA sı saptanmıştır. Aynı çalışmada yaşları arasında değişen asemptomatik kadınlarda ise %6.1 HPV-DNA yüksek risk grubu pozitifliği belirlenmiştir. Đstanbul da yapılan bir çalışmada nongonokoksik üretrit etkeni olarak C. trachomatis %7.4, T. vaginalis %2.1 oranında bulunmuştur. Kandida enfeksiyonlarının sıklığına baktığımızda 31

41 ise toplumda %5.2 (35), vajinal akıntısı olan kadınlarda %3.5 (31), vajinit tanılı kadınlarda ise %19.5 (97) olarak belirlenmiştir.²⁹ 2.6. Kadının Üreme Sağlığı Đçindeki Yeri Kadın insanlığın var oluşundan bu yana her toplumun ana unsuru olmuştur. Kadından ana ve eş olarak aile dinamiğini ayakta tutması, sağlıklı nesiller yetiştirmesi, çalışarak aile bütçesine katkıda bulunması istenmektedir. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için toplumda bu kadar önemli görevleri üstlenen kadının, öncelikle sağlıklı, iyi eğitim görmüş, kültürlü ve dengeli olması gerekmektedir. Bunlar ise çeşitli yasal hak ve kadının statüsünün yükseltilmesiyle mümkün olacaktır.¹⁹ Kadınlar, doğurganlıkları ile insan neslinin devamını sağlamış, aynı zamanda üretkenlikleri ile de çalışma yaşamında yer alarak ekonomiye katkıda bulunmuşlardır. Bu nedenle kadının aile içinde ve toplumda sahip olduğu yerin önemi tartışılmazdır. Kadın, toplum içerisinde bir birey olmanın yanında; evde anne olmak, eş olmak, ev kadını olmak gibi sorumluluk gerektiren birçok göreve sahiptir. Toplumsal cinsiyetten kaynaklanan rol dağılımı açısından da kadına, benzer rol ve sorumluluklar yüklenmektedir. Toplumsal Cinsiyet kalıbı, hemen hemen tüm kültürlerde kadının daha çok aleyhine bir eşitsizliği de beraberinde getirmiştir. Bu eşitsizlik nedeniyle kadın, tarih boyunca baskılanan ve yönetilen konumda olmuş, eğitim, çalışma hayatı, sağlık gibi alanlarda geri plana itilmiştir.¹⁹ Kadın sağlığı duygusal, sosyal ve fiziksel iyiliği kapsamakta ve biyolojik, sosyal, siyasal ve ekonomik koşullar tarafından belirlenmektedir.⁷ Dünyanın pek çok ülkesinde, geçmiş dönemlerde ve hala kadınlar, toplumda geri plana atılan, statüsü düşük, önceliği olmayan bir konumda olmalarından dolayı bu durumun bedelini hem sosyal hem de sağlık yönünden ödemektedirler. Oysa sağlık doğuştan gelen bir haktır. Bu hak bütün dünyada ve ülkemizde de benimsenmiştir. Bu nedenle de 32

42 erişilebilir ve en üst düzeyde sağlık hizmeti, insan olmanın getirdiği, temel haklardan birisi olarak görülür ve hiçbir ayrım gözetmeksizin, herkese eşit biçimde sunulmalıdır. Ancak bu eşitlik yaklaşımının yanı sıra kadınların sağlık sorunlarının, kadın bakış açısıyla incelenmesini gerektiren özellikleri vardır. Çünkü, Sağlık sorunları kadın ve erkekleri farklı şekilde etkilemektedir. Kadınlar arasında ciddi seyreden hastalıklar mevcuttur. Kadınlar için farklı risk grubu oluşturan hastalıklar bulunmaktadır. Kadınlara özgü sağlık sorunları özgün müdahale yaklaşımları gerektirmektedir. Bütün bunlara rağmen kadınlar, statülerinin düşük olması (ekonomik koşullarının yetersizliği, öğrenim düzeylerinin düşüklüğü, sosyal rollerinin erkeklere göre geride olması gibi), kadına karsı şiddet, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik olumsuz tutumlar, kendi yasamı ve üreme yeteneği üzerinde sınırlı bir güce ve karar yetkisine sahip olması, ayrımcı toplumsal uygulamalar gibi nedenlerle sağlık hizmetlerine erişememekte, sağlık hizmeti alma hakkını kullanamamaktadırlar.¹⁹ Kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin net olarak ortaya çıktığı alanlardan biri de kadının üreme sağlığıdır.¹⁹ Kadının üreme sağlığı, onun üreme fonksiyonunu belirleyen fiziksel, mental ve sosyal sağlığını içerir.³⁰ Ancak dünyanın her yerinde birçok kadın, insan cinselliği ve sağlık konusunda bilgi düzeylerinin yetersiz olması, eğitimsizlik, uygun olmayan ya da yetersiz üreme sağlığı hizmetleri, ayrımcı toplumsal uygulamalar, kız çocuklarına ve kadınlara karşı ayrımcılık ve kadına karşı şiddet gibi birçok sosyal nedenlerden dolayı üreme sağlığına erişememekte ve üreme 33

43 sağlığı hakkını kullanamamaktadır. Kadınlar bugün hala üreme sağlığı hizmetlerinden, sağlık yardımı almaya karar vermede, sağlık yardımına ulaşmada ve sağlık yardımı almada gecikme engelleri nedeniyle yeterince faydalanamamaktadır. Bunda kadının yaşam koşullarının elverişsizliği, ekonomik gücünün olmaması veya kararlarda söz hakkının olmaması gibi nedenlerin etkili olduğu düşünülmektedir. ¹⁹ Kadınların üreme sağlığını etkileyen insan hakları ile ilgili standartlar son 10 yılda oldukça gelişmiştir. Bu gelişme, özellikle de Kahire ve Pekin de yapılan uluslar arası konferanslar ve bunların izleme konferansları, uluslararası antlaşmalar, bölgesel insan hakları sistemleri bazı ulusal yasal girişimler sayesinde olmuştur.³¹ Tüm dünya ülkelerinde kadının bireysel ve toplumsal görevlerini yerine getirebilmesi için sağlıklı olması, sağlığını koruyabilmesi için ise yeterli olanaklara sahip olması gerekir. Kadının sağlığı denince, kadının doğumundan ölümüne kadar geçen süredeki sağlık durumu ve bunu etkileyen faktörler anlaşılmaktadır. Ancak kadınların cinsiyetlerine özel üreme çağı ve bu çağda yaşadıkları sorunlar, mevcut ve gelecekteki sağlığının belirleyicisi olmaktadır.³² Üreme sağlığı kadınların yaşamını doğrudan etkilediği için çok önemlidir. Dünya Bankası nın ve Dünya Sağlık Örgütü nün son zamanlarda yaptığı araştırmalarda, kadının genel sağlık durumunun üreme sağlığına ilişkin sorunlardan etkilendiğini açıkça göstermektedir. Bu araştırmalara göre gelişmekte olan ülkelerde yaş kadınların toplam hastalık yükünün üçte birini sağlıksız gebelik ve doğum, düşük, CYBH, üreme yolu enfeksiyonları gibi üreme sağlığına ilişkin sorunlar oluşturmaktadır.³⁰ Üreme sağlığı her yaşı ve her iki cinsiyeti kapsamaktadır. Doğumdan ölüme kadar kadın ve erkeğin yaşamının bir bütün olarak ele 34

44 alınması gerektiği, yaşama sağlıklı başlamanın ilk adım olduğu vurgulanmaktadır. Üreme sağlığı kavramı hem kadın hem de erkeğin gereksinimlerini içermektedir ancak; Kadınların birçok CYBH ve HIV/AIDS e yakalanma riskinin biyolojik olarak daha yüksek olması, Gebelik, doğum ve düşüğe bağlı sağlık sorunlarının yalnızca kadınları etkilemesi (dünyada her yıl yaklaşık yarım milyon kadın bu nedenlerle ölmektedir), Genital yol enfeksiyonlarının uzun erimli komplikasyonlarının, erkeklere bakışla kadınları daha çok etkilemesi, Kadınların çeşitli CYBH ve HIV/AIDS i çocuklarına geçirme olasılığının daha fazla olması, Meme kanserinin, kadınlarda görülen kanserler arasında ilk sırada yer alması, Kadınların menopoz sonrası kısa ve uzun erimli birçok sağlık sorunu ile karşılaşması, Kadınlarda kontraseptif kullanımının erkeklere göre üç kat daha fazla olması ve kadınların kullandığı yöntemlerin sağlık risklerinin daha fazla olması, gibi nedenlerden dolayı, kadınlar için özel, hatta yaşamlarını doğrudan etkileyen bir önem taşımaktadır.¹⁹ Sosyal normlar kadınların cinsellik ya da üreme sağlığı ile ilgili bilgi almaya çalışmasını ya da geniş bilgiye sahip olmasını uygunsuz bulmaktadır. Çoğu toplumda olduğu gibi, Türkiye deki kadınlar da, enfekte olduklarını bilseler de uygun tedaviye erişimde erkeklerden daha fazla sosyal ve kültürel engelle karşılaşmaktadırlar.²⁹ Özellikle genç kadınlar geleneksel değerler üzerinden cinsellik yoluyla kurulan toplumsal baskının en önemli hedefidir ve evlilik öncesi cinsel ilişki Türkiye'de yaşayan bir 35

45 genç kadın için neredeyse yasaklanmış durumdadır. Tüm bu kültürel yapı özellikleri, kadınların cinsel ve üreme sağlığı bilgisine ve hizmetine ulaşımını etkilediği için, kadınların bu konulardaki bilgi düzeyi düşüktür.¹³ Erkekler aynı yaştaki kadınlara göre daha fazla cinsel aktiftirler. Erkekler kadınlara göre daha sık cinsel eş değiştirirler.²⁵ Eğitim seviyesi düşük bölgelerde erkeklerin evlilik öncesi cinsel temaslarına karşı hoşgörü var iken, kadınların cinsellik ya da üreme sağlığı ile ilgili bilgi almaya çalışması ya da geniş bilgiye sahip olması bile uygunsuz bulunmaktadır.²⁹ Erkeklerin büyük bir kısmı seks işçileri ile korunmasız ilişkiden sonra enfekte olurlar.²⁵ Seks işçileriyle korumasız seks yapan erkeklerin çoğu, eşlerini enfekte ederek bu enfeksiyonu yayabilmektedirler. Kadınlar, ev içindeki rolleri nedeniyle enfekte olma riskinden uzak görünseler de, eşleri tarafından enfekte olma riskiyle karşı karşıdırlar.²⁹ Kadınların üreme sağlığı ile ilgili sorunları yaşama olasılıkları erkeklerden daha yüksektir. Yaşam süreci boyunca hem kadın hem de erkekler cinsiyete özel hastalıklar açısından risk taşımaktadır. Örneğin; yalnızca kadınlar serviks ve meme kanseri için taramaya ihtiyaç duyarlar. Oysa prostat ve testis kanseri ise sadece erkeklerde gelişebilir.²³ Kadınların cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanma biçimleri, bu enfeksiyonların kendilerinin ve ailelerinin sağlığına etkisi üzerinde özellikle durulması gereken bir konudur. HPV ve servikal kanserle bağlantısı ya da kadının paralı seks yapmaya zorlanması örneklerinde olduğu gibi erkeğin cinsel davranışı kadının sağlığı üzerinde önemli bir etken olabilmektedir.³³ Ancak kadın ve erkeğin üreme ile ilgili hastalık yükleri incelendiğinde, kadınlar üreme sağlığı sorunlarını erkeklerden çok daha fazla yaşarlar ve bu duyarlılık üreme çağında (15-49 yaş) daha da artar.²³ 36

46 Tablo 13: Kadın ve Erkekte Üreme Sistemi Hastalıklarına Bağlı Yük Üreme sistemi hastalıkları Kadın (%) Erkek (%) Anemi CYBE HIV Serviks kanseri Maternal Toplam yük Kaynak: Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü Üreme Sağlığına Giriş. Ankara: Cinsel Sağlık / Üreme Sağlığı No:1-B; 2007 Görüldüğü gibi kadındaki üreme sağlığı yükü erkeğin yükünün üç katıdır. Esasen üreme sağlığı ile ilgili her iki cinsiyetin yaşa göre ÜS hizmet gereksinimi de farklılık göstermektedir.²³ Ülkemizde Türk erkeklerinin kendilerini güçlü ve hastalıklara karşı bağışık görme eğiliminde olmaları, değerlerimizin erkeklerin birden fazla kadınla ilişki kurmasına göz yumması ve para karşılığı seks ihtiyacının artırması gibi faktörler CYBH ların hızlı bir şekilde yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Bu olumsuz tablo kadınlarımızı önemli derecede etkilemektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği aynı zamanda, CYBE ların ve HIV/AIDS in yayılmasını artıran ve epidemiye katkı sağlayan bir faktördür. Korunmasız heteroseksüel cinsel ilişki esnasında CYBE ve HIV/AIDS enfeksiyonuna yakalanma riski, erkeklerle karşılaştırıldığında kadınlar için 2-4 kat daha fazladır. Ayrıca kadın ve erkek arasındaki güç dengesizliği kadınların kendi haklarını ve otonomilerini kullanmalarına engel teşkil etmektedir. Tek eşli kadınlar potansiyel risklerin farkında bile olmaksızın, sürekli birlikte oldukları erkek partnerleri tarafından HIV/AIDS ve diğer CYBE lara maruz kalabilirler. Yüksek riskli cinsel ilişkilerin kendi bir risk faktörü olarak vurgulanmakta iken, kadınlar için risk sadece evli olmak olabilir. Hindistan da yapılan bir çalışmada, kadınların üçte birinin tek esli ve evlilik ilişkisine sahip kadınlar olarak kocaları tarafından enfekte edildikleri saptanmıştır.¹⁹ 37

47 Türkiye de, doğurganlık davranışlarında, sağlık hizmetlerinin kullanımında, bölgelere, yerleşim yerinin özelliğine göre çok belirgin farklılıklar mevcuttur. Bu farklılığı yaratan en temel faktör ise kadının toplumsal statüsünün düzeyidir. Ülke düzeyinde yapılan araştırmaların ileri analizlerine göre, okuma yazma bilmeyen kadınlar, hangi bölgede yaşarlarsa yaşasınlar istediklerinin en az iki katı sayıda çocuğa sahip olmaktadırlar. Kadının yalnızca okuma yazma bilmesi bile istediği sayıda çocuğa sahip olmasını sağlamaktadır. Kadının eğitilmesi, güçlendirilmesi özetle toplumsal statüsünün yükseltilmesi, sağlık hizmetlerinden yararlanmasını, doğurganlığını daha iyi kontrol etmesini bu konularda söz sahibi olmasını sağlayarak, sağlığını olumlu etkilemektedir.³⁴ 38

48 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Yeri ve Zamanı Araştırma, T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği nde yapılmıştır. Hastanenin yerleşim yeri Ankara ili Altındağ ilçesindedir. Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1957 yılında Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi adıyla kurulmuştur. Bugün hastanenin fiili yatak kapasitesi 616, acil müşahade, diyaliz, hemodiyaliz dahil edilirse yatak sayısı 678'dir. Toplam personel sayısı 1968 ( geçici görevliler dahil olup), sağlık kurulu ile beraber 31 ayrı branşta 46 klinik hizmet vermektedir. Her yıl 1 milyon civarında poliklinik yapılmakta, 25 bin civarında yatan hastaya hizmet vermekte 15 binin üzerinde ameliyat uygulanmaktadır. Yenimahalle, Ulus ve Bahçelievler Basın Polikliniklerinde de poliklinik hizmeti verilmektedir. ³⁵ Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği nde Menapoz Polikliniği, Gebe Polikliniği, Aile Planlaması Polikliniği, Kadın Doğum nolu oda, Kadın Doğum ve 126 nolu odaları bulunmaktadır. Klinikte 1 klinik şefi, 2 şef yardımcısı, 6 uzman doktor, 13 araştırma görevlisi doktor, 3 ebe ve 7 hemşire görev yapmaktadır. Kliniğe günde ortalama 200 civarında başvuru olmaktadır. Araştırmanın yapılmasına ilişkin olarak Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eğitim, Planlama ve Koordinasyon Kurulu ndan izin alınmıştır (EK 1). Bu çalışma Nisan 2010 tarihinde yapılmıştır. 39

49 3.2. Araştırmanın Çalışma Grubu Araştırmanın çalışma grubunu Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne Nisan tarihlerinde başvuran yaş grubu kadın hastalar oluşturmuştur. Çalışmada bu tarihler arasında başvuran 516 hastadan 300 üne (%58.1) ulaşılmıştır Araştırmanın Tipi Araştırma tanımlayıcı tipte bir epidemiyolojik araştırmadır Araştırmanın Veri Kaynakları Araştırmada veri kaynağı olarak anket formu kullanılmıştır (EK 3). Anketin ilk bölümünde kadınların sosyodemografik özellikleri; yaş, eğitim durumu, yaşadığı yer, medeni durumu, eşinin yaşı ve eğitim durumu, evlenme yaşı, eşi ve kendisinin mesleği, çalışma durumu, sağlık güvencesi, ekonomik durumu ile ilgili sorular yer almıştır. Đkinci bölümde ise cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve üreme sağlığı ile ilgili bilgi, düşünce ve tutumlarına yönelik sorular bulunmaktadır Araştırmayı Uygulayanlar ve Uygulama Şekli Araştırma Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde görevli Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü nde yüksek lisans yapmakta olan araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran ve anketi yanıtlamayı kabul eden yaş grubu kadınlardan okuma yazma bilenlere anket formu verilerek gözlem altında doldurmaları istenmiştir. Okuma yazma bilmeyen kadınlara ise araştırmacı tarafından yüksek sesle soruların okunarak cevaplanması yoluyla yapılmıştır. Anketlerin uygulanması anketi uygulamayı kabul eden her hasta için yaklaşık 15 dk. sürmüştür. 40

50 3.6. Araştırmanın Zaman Çizelgesi Tablo 14: Araştırmanın Zaman Çizelgesi Aşamalar Aktiviteler Ekim Kasım Aralık Ocak şubat mart Nisan Mayıs Haziran Planlama Aşaması Uygulama Aşaması Analiz Aşaması Rapor Aşaması Literatür Taraması Proje Önerisinin Hazırlanması Araştırmanın Uygulanması Verilerin Đşlenmesi Verilerin Analizi Rapor Yazımı Araştırma Verilerinin Düzenlenmesi ve Analizi Verilerin çözümlenmesinde SPSS 15.0 (Statistical for Social Sciences for Windows) paket programları kullanılarak tanımlayıcı istatistikler hesaplanmış ve marjinal tablolar oluşturulmuştur Uygulamada Karşılaşılan Güçlükler Bazı katılımcıların okur-yazarlık ve eğitim düzeylerinin düşük olması soruların anlaşılmasında ve cevaplanmasında zorluk yaşanmasına neden olmuştur. Bu kadınlara araştırıcı tarafından sorular ve seçenekler okunarak yanıtları işaretlenmiştir. 41

51 4. BULGULAR Çalışma Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne başvuran yaş grubundaki 300 kadına ulaşılarak gerçekleştirilmiştir. Đncelenen kadınların bazı sosyodemografik bilgileri Tablo 15 de sunulmuştur. Tablo 15: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Bazı Sosyodemografik Özelliklerinin Dağılımı, Ankara, 2010 Yaş Grubu (n=295) Sayı %* Medeni Durum (n=300) Evli Bekar Öğrenim Durumu (n=297) Okuryazar değil Okuryazar Đlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Yüksekokul/üniversite mezunu Şu Anki Çalışma Durumu (n=298) Düzenli çalışıyorum Çalışıyor fakat ara vermiş Düzensiz çalışıyor Çalışmayı tamamen bırakmış Hiç çalışmamış Eşinin Öğrenim Durumu (n=245) Okuryazar değil Đlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Yüksekokul/üniversite mezunu Sağlık Güvencesinin Bulunma Durumu (n=299) Var Yok Ekonomik Durumunu Değerlendirme (n=299) Çok iyi Đyi Orta Kötü Çok kötü * Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır

52 Tablo 15 de kadınların bazı tanımlayıcı özellikleri görülmektedir. Tablo 15 incelendiğinde 89 kadının (%30.2) 20-24, 75 kadının (%25.4) 25-29, 51 kadının (%17.3) 30-34, yaş grubu olduğu görülmektedir. Medeni durum incelendiğinde 244 kadının (%81.3) evli, 56 kadının (%18.7) bekar olduğu görülmektedir. Kadınların öğrenim durumuna bakıldığında %35.0 ının (104 kadın) lise mezunu, %29.3 ünün (87 kadın) ilkokul mezunu, %22.6 sının (67 kadın) ortaokul mezunu olduğu görülmektedir. Okuryazar olmayan 1 (%0.3) katılımcı bulunmaktadır. Araştırma kapsamındaki kadınların şu anki çalışma durumlarına bakıldığında %14.1 inin (42 kadın) düzenli çalıştığı, %12.8 inin (38 kadın) çalışmayı tamamen bıraktığı, %10.4 ünün (31 kadın) çalışmaya ara verdiği, %58.4 ünün (174 kadın) hiç çalışmadığı belirlenmiştir. Kadınların eşlerinin öğrenim durumlarına bakıldığında %38.4 ünün (94 kadının) lise mezunu olduğu, %27.8 inin (68 kadının) ilkokul mezunu olduğu, %22.0 sinin (54 kadının) ortaokul mezunu olduğu, görülmektedir. 1 katılımcının eşi (%0.4) okuryazar değildir. Katılımcıların %88.6 sı (265 kadın) sağlık güvencesinin olduğu, %11.4 ünün (34 kadın) ise sağlık güvencesinin olmadığı bulunmuştur. Kadınların %1.7 si (5 kadın) ekonomik durumlarını çok iyi, %30.1 i (90 kadın) iyi, %60.5 i (181 kadın) orta, %6.4 ü (19 kadın) kötü, %1.3 ü (4 kadın) çok kötü olarak değerlendirmiştir. 43

53 Araştırmanın yapıldığı tarihte incelenen kadınların (n=299) 105 i (%35.1) gebe, 194 ü (%64.9) ise gebe değildir. Araştırmaya katılan kadınların üreme sağlığına ilişkin olarak belirttikleri tanımların dağılımı Tablo 16 da sunulmuştur. Tablo 16: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Üreme Sağlığına Đlişkin Olarak Belirttikleri Tanımların Dağılımı, Ankara, 2010 Üreme Sağlığı Tanımı (n=300) Sayı %* Sağlıklı cinsel yaşam Güvenli aile planlaması yöntemlerinin sağlanması Kadın ve erkek üreme organlarının sağlıklı olması Üreme ve cinsel sağlığa yönelik ihtiyacın saptanıp gerekli hizmet ve danışmanlığın verilmesi Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak Bilinçli ve bakabileceği kadar çocuk sahibi olmak *Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmaya katılan 126 kadın (%42.0) üreme sağlığını sağlıklı cinsel yaşam, 126 kadın (%42.0) güvenli aile planlaması yöntemlerinin sağlanması, 121 kadın (%40.3) kadın ve erkek üreme organlarının sağlıklı olması, diğer cevabını veren 1 kadın ise (%0.3) bilinçli ve bakabileceği kadar çocuğa sahip olmak olarak yanıt vermiştir. Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel ilişkide bulunma ve aile planlaması yöntemleri kullanma/kullanmış olma durumlarının dağılımı Tablo 17 de sunulmuştur. 44

54 Tablo 17: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Đlişkide Bulunma ve Aile Planlaması Yöntemleri Kullanma/Kullanmış Olma Durumlarının Dağılımı, Ankara, 2010 Cinsel Đlişkide Bulunma (n=300) Sayı %* Bulunmuş Bulunmamış AP Yöntemi Kullanma Durumu (n=274) Kullanmış Kullanmamış * Kolon Yüzdesi.Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmaya katılan 255 kadın (%85.0) cinsel ilişkide bulunduğunu, 45 kadın (%15.0) ise cinsel ilişkide bulunmadığını ifade etmiştir. Đncelenen 174 kadın (%63.5) aile planlaması yöntemi kullandığını, 100 kadın (%36.5) ise hiç aile planlaması yöntemi kullanmadığını ifade etmiştir. Araştırma kapsamındaki kadınların kullandıkları aile planlaması yöntemi incelendiğinde 84 kadının (%39.4) spiral (RIA), 45 kadının (%21.2) kondom, 44 kadının (%20.7) geri çekme ile korunduğu, %14.1 inin ise yöntem kullanmadığı saptanmıştır. Vajinal fitili ise hiçbir kadının kullanmadığı görülmüştür. Araştırma kapsamında incelenen kadınların kadın hastalıkları ile ilgili sorunlarını rahatlıkla konuşabildikleri kişilerin dağılımı Tablo 18 de sunulmuştur. 45

55 Tablo 18: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Kadın Hastalıkları ile Đlgili Sorunlarını Rahatlıkla Konuşabildikleri Kişilerin Dağılımı, Ankara, 2010 Rahatlıkla Konuşabilme (n=300) Sayı %* Eş Anne Arkadaş Kardeş Ebe/Hemşire Akraba/Komşu Hiç kimseyle paylaşmam * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmaya katılan kadınların 196 sı (%65.3) eşi ile kadın hastalıkları ile ilgili sorunlarını rahatlıkla konuşabildiklerini ifade ederlerken, 88 kadın (%29.3) annesi ile, 73 kadın (%24.3) arkadaşı ile, 10 kadın (%3.3) ise hiç kimseyle paylaşamayacağına yönelik yanıt vermiştir. Hiçbir kadının babası ile kadın hastalıklarına yönelik sorunlarını rahatlıkla konuşamadığı saptanmıştır. Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel yolla bulaştığını belirttikleri hastalıkların dağılımı Tablo 19 da sunulmuştur. 46

56 Tablo 19: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaştığını Belirttikleri Hastalıkların Dağılımı, Ankara, 2010 CYBH Hastalıklar (n=300) Sayı %* AIDS Bulaşıcı Sarılık (Hepatit B) Bel Soğukluğu Hepatit C Genital Siğiller Frengi (Sifiliz) Üreme Organında Uçuklar Hepatit A Uyuz Kasık Biti Yumuşak Çıban Trikomoniyazis Klamidyoz Bilmiyorum * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmaya katılan 239 kadın tarafından (%79.7) belirtilen AIDS, 84 kadın (%28.0) tarafından belirtilen Hepatit B, 61 kadın (%20.3) tarafından belirtilen bel soğukluğu katılımcılar tarafından en sık bilinen cinsel yolla bulaşan hastalıklardır. 41 kadın (%13.7) ise Bilmiyorum cevabını vermiştir. Araştırmaya katılan 11 kadının (%3.7) cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) geçirdiği, 289 kadının (%96.3) ise hayatlarında hiç CYBH geçirmediğini belirtmiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalık geçiren kadınlar arasında 1 kadın (%9.1) enfeksiyon, 4 kadın(%36.4) mantar, 1 kadın (%9.1) HPV, 1 kadın (%9.1) sarılık, 1 kadın (%9.1) akıntı, 2 kadın (%18.2) genital siğil geçirdiğini belirtmiştir. 1 kadın (%9.1) ise CYBH geçirdiğini belirtmiş fakat hastalığın adını ankete yazmamıştır. 47

57 Cinsel yolla bulaşan hastalık geçirdiğini belirten 11 kadından 9 u (%81.8) vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurduğunu, 2 kadının (%18.2) hastalığın geçmesini beklediğini devam edince doktora başvurduğunu belirtmiştir. Araştırma kapsamında incelenen kadınların eşler arasında cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma sorumluluğunun kime ait olduğunu düşünme durumlarının dağılımı Tablo 20 de sunulmuştur. Tablo 20: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Eşler Arasında Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma Sorumluluğunun Kime Ait Olduğunu Düşünme Durumlarının Dağılımı, Ankara, 2010 Eşler Arasında CYBH den Korunma Sorumluluğunun Kime Ait Olduğunu Düşünme Durumu (n=300) Her ikisinin de sorumluluğudur Erkek Đkisinden biri olabilir Kadın Bilmiyorum 22 * Kolon yüzdesi. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Sayı %* Araştırmaya katılan katılımcıların 198 i (%66.0) cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın kadın ve erkek her ikisinin de sorumluluğu olduğunu düşünürken, 47 kadın (%15.7) erkeğin, 26 kadın ise (%8.7) ikisinden biri olabilir cevabını vermiştir. Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıklar yönünden yüksek riske sahip olduğunu belirttikleri grup/grupların dağılımı Tablo 21 de sunulmuştur. 48

58 Tablo 21: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Yönünden Yüksek Riske Sahip Olduğunu Belirttikleri Grup/Grupların Dağılımı, Ankara, 2010 Yüksek Risk Altında Olduğu Belirtilen Gruplar (n=300) Sayı %* Birden fazla kişiyle ilişki kuranlar Hayat kadınları ile birlikte olanlar Genelev kadınları Eşcinseller (Homoseksüeller) Uyuşturucu kullananlar Sağlık çalışanları Tek eşi olanlar Bilmiyorum * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmaya katılan kadınlar tarafından cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk altında olduğu bildirilen grup/gruplar arasında 213 kadın (%71.0) birden fazla kişiyle ilişki kuranlar, 209 kadın (%69.7) hayat kadınları ile birlikte olanlar, 190 kadın (%63.3) tarafından genelev kadınları ilk üç sırada bildirilmiştir. Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıkların cinsel ilişki dışında bulaşma yolları ile ilgili düşüncelerinin dağılımı Tablo 22 de sunulmuştur. 49

59 Tablo 22: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Cinsel Đlişki Dışında Bulaşma Yolları ile Đlgili Düşüncelerinin Dağılımı, Ankara, 2010 CYBH ın Cinsel Đlişki Dışında Belirtilen Bulaşma Yolları (n=300) Sayı %* Kan yolu Doğum sırasında anneden bebeğe Öpüşmek Tokalaşma El ele tutuşmak Havuzlardan Bilmiyorum * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmada yer alan cinsel yolla bulaşan hastalıkların cinsel ilişki dışında hangi bulaşma yolları olduğuna yönelik soruda 219 kadın (%73.0) kan yolu ile bulaşır, 116 kadın (%38.7) doğum sırasında anneden bebeğe bulaşır, 45 kadın (%15.0) öpüşmekle bulaşır şeklinde yanıt vermiştir. 55 kadının (%18.3) bu konuda bilgilerinin olmadığı saptanmıştır. Diğer cevabını veren 1 kadın (%0.3) ise cinsel yolla bulaşan hastalıkların havuzlardan bulaşabileceğini ve mantar, enfeksiyon oluşturabileceğine yönelik cevap vermiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ilerde kalıcı sağlık problemine yol açar mı? sorusuna araştırmaya katılan 300 kadının 5 i (%1.7) hayır cevabı verirken, 215 kadın (%71.7) evet, 80 kadın (%26.7) bilmiyorum şeklinde yanıtlamışlardır. Araştırma kapsamında incelenen kadınlar tarafından belirtilen cinsel yolla bulaşan hastalıkların ilerde yol açabileceği hastalık ya da durumların dağılımı Tablo 23 de sunulmuştur. 50

60 Tablo 23: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınlar Tarafından Belirtilen Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Đlerde Yol Açabileceği Hastalık ya da Durumların Dağılımı, Ankara, 2010 CYBH ın Đlerde Hangi Durumlara Yol Açacağı ile Đlgili Düşünceler (n=300) Sayı %* Üreme sistemi enfeksiyonu Kanser Đdrar yolları enfeksiyonu Ölüm Kısırlık Karaciğerde iltihaplanma AIDS e bağlı bağışıklık sisteminin çökmesi, uzun süreli tedavi edilmeyen enfeksiyon Bilmiyorum * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Araştırmada yer alan cinsel yolla bulaşan hastalığı olan kişide ilerde ne tür bir hastalık görülebileceği ile ilgili soruyu 122 kadın (%40.7) üreme sistemi enfeksiyonu, 86 kadın (%28.7) kanser, 80 kadın (%26.7) idrar yolları enfeksiyonu cevabını verirken, 89 kadının (%29.7) ise bu konuda bilgi sahibi olmadıkları saptanmıştır. Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerinin dağılımı Tablo 24 de sunulmuştur. 51

61 Tablo 24: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunmak Đçin Yapılması Gerekenler Hakkındaki Düşüncelerinin Dağılımı, Ankara, 2010 CYBH den Korunmak Đçin Yapılması Gerekenler Hakkındaki Düşünceler (n=300) Sayı %* Tek bir cinsel partnere sahip olmak (Tek eşlilik) Hastalığın varlığında eşlerin birlikte muayene olması Cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif/kılıf) kullanmak Bireylerin hastalık açısından düzenli taranması Hastalığı bulaştırma ihtimali olan riskli kişilerle cinsel ilişkiye girmemek Bu konuda yeterli bilgim yok, bilmiyorum * Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için neler yapılması konusunda araştırmaya katılan 206 kadının (%68.7) tek bir cinsel partnere sahip olmak (tek eşlilik), 133 kadının (%44.3) hastalığın varlığında eşlerin birlikte muayene olması, 130 kadının (%43.3) cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif/kılıf) kullanmak olarak bu konuda yanıt verdikleri saptanmıştır. 50 kadının (%16.7) ise bu konuda yeterli bilgisinin olmadığını ifade ettikleri görülmüştür. Araştırmada yer alan eşinizin cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olduğunu bilseniz buna rağmen sizinle birlikte olmasını ister misiniz? şeklindeki soruya incelenen 254 kadın (%84.7) tedavi olmazsa kesinlikle istemem, 34 kadın (%11.3) eğer korunursa (kılıf/prezervatif) birlikte olabilirim, 12 kadın (%4.0) her koşulda eşimle birlikte olurum yanıtlarını vermişlerdir. 52

62 Araştırma kapsamında incelenen kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünme durumları ve bilgiyi edindiği kaynakların dağılımı Tablo 25 de sunulmuştur. Tablo 25: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olduğunu Düşünme Durumları ve Bilgiyi Edindiği Kaynakların Dağılımı, Ankara, 2010 Yeterli Bilgiye Sahip Olduğunu Düşünme Durumu (n=300) Düşünüyor Düşünmüyor Fikri yok Sayı %* Bilgi Edinilen Kaynaklar (n=300) Sayı %** Radyo ve Televizyon Sağlık Personeli Kitap ve Broşürler Đnternet Gazete ve Dergi Arkadaş Anne veya Kayınvalide Kardeş veya Yakın Akraba * Kolon Yüzdesi **Birden fazla seçenek işaretlenmiştir. Yüzdeler yanıt veren kişi sayısı üzerinden alınmıştır Araştırmaya katılan 93 kadın (%31.0) CYBH hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünürken, 160 kadın (%53.3) bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını, 47 kadının (%15.7) ise fikrim yok cevabını verdiği saptanmıştır. Araştırmada yer alan cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında gerekli bilgiyi nereden elde ettiniz? sorusuna 161 kadın (53.7) radyo ve televizyon, 114 kadın (%38.0) sağlık personeli, 106 kadın (%35.3) kitap ve broşürler olarak yanıt vermiştir. Diğer seçeneğine cevap 53

63 veren kadınların 2 si (%0.7) yaşayarak öğrendiğini, 3 ü (%1.0) okuldan öğrendiğini, 2 si (%0.7) ise bilgi edindiği kaynağı bilmediğini ifade etmiştir. Araştırma kapsamında incelenen kadınların verilen önermeleri doğru ya da yanlış değerlendirme durumlarının dağılımı Tablo 26 da sunulmuştur. 54

64 Tablo 26: Araştırma Kapsamında Đncelenen Kadınların Verilen Önermeleri Doğru ya da Yanlış Değerlendirme Durumlarının* Dağılımı, Ankara, 2010 DOĞRU YANLIŞ TOPLAM CYBH ile Đlgili Önermeler Sayı %** Sayı %** Sayı CYBH bazen belirti vermeyebilir Anneden bebeğe geçebilir Hem erkeği hem kadını etkiler Bu hastalıklara sahip eşler birlikte tedavi edilmelidir Tedavi edilmezse kısırlığa yol açabilir Kadın üreme organında şişlik, kabartı, et kümeleri, deri döküntüsü genel belirtileridir Đdrarda yanma, sarı, yeşil renkte ve süt görünümünde akıntı hastalığın belirtileri arasındadır Bu hastalıklar kadınlara daha kolay geçer Hastalık belirtileri olmadan da bulaşma olabilir Hastalık belirtileri fark edildiğinde cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır CYBH ın bazıları kan yoluyla da bulaşır CYBH belirtilerinden şüphelenildiğinde doktora başvurulmalıdır Her cinsel ilişkide yeni bir kılıf (prezervatif) kullanılmalıdır Cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabilir Kan ile temas etmiş şırınga, iğne, delici ve kesici aletlerin kullanımı CYBH a yakalanmaya neden olabilir Her iki eş iyileşmeden cinsel ilişkide bulunulmamalıdır AIDS tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı yoluyla sağlam kişilere bulaşır Hepatit B ve Đnsan Papilloma Virüs (HPV) aşısı olan CYBH dır Cinsel yolla bulaşan hastalığı olanların AIDS e yakalanma olasılığı daha fazladır *Fikir belirtmeyenler tabloya dahil edilmemiştir. ** Satır yüzdesi 55

65 Araştırmaya katılan kadınların CYBH hakkında sahip olunan bilgi düzeyine bakıldığında, CYBH ın bazen belirti vermemeleri %86.5, anneden bebeğe geçebilmesi %89.3, hem erkeği hem kadını etkilemesi %98.5, bu hastalıklara sahip eşlerin birlikte tedavi edilmesi %98.2, tedavi edilmezse kısırlığa yol açabilmesi %69.0, kadın üreme organında şişlik, kabartı, et kümeleri, deri döküntüsünün genel belirtileri olduğu %86.3, idrarda yanma, sarı, yeşil renkte ve süt görünümünde akıntı hastalığın belirtileri arasında olduğu %88.2, bu hastalıkların kadınlara daha kolay geçmesi %82.5, hastalık belirtileri olmadan da bulaşmanın olabileceği %80.4, hastalık belirtileri fark edildiğinde cinsel ilişkiden kaçınılması %95.8, CYBH ın bazılarının kan yoluyla da bulaşabileceği %98.7, CYBH belirtilerinden şüphelenildiğinde doktora başvurulması gerektiği %100.0, her cinsel ilişkide yeni bir kılıf (prezervatif) kullanılması %96.5, bu hastalıkların cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabileceği %96.1, kan ile temas etmiş şırınga, iğne, delici ve kesici aletlerin kullanımının CYBH yakalanmaya neden olabileceği %95.2, her iki eş iyileşmeden cinsel ilişkide bulunulmaması gerektiği %94.2, AIDS in tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı yoluyla sağlam kişilere bulaşacağı %63.1, Hepatit B ve Đnsan Papilloma Virüs (HPV) aşısı olan CYBH olduğu %78.4, cinsel yolla bulaşan hastalığı olanların AIDS e yakalanma olasılığının daha fazla olduğu %96.4 ü tarafından doğru olarak yanıtlanmıştır. 56

66 5. TARTIŞMA Kadınların üreme ve cinsel sağlık sorunları onların yaşamlarının her döneminde özellikle de doğurganlık çağında genel sağlık düzeylerini ve yaşam kalitelerini olumsuz etkilemekte ve sosyal konumlarını zedeleyebilmektedir.³⁰ Çalışmada Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğine başvuran yaş arasındaki doğurganlık yaş grubunda bulunan kadınların CYBH konusunda bilgi ve tutumları araştırılmıştır. Araştırma kapsamında incelenen kadınların yaşları 16 ile 49 arasında değişmektedir. Yaklaşık üçte biri yaş grubunda, her on kadından biri de yaş grubundadır. DSÖ adölesanları; yaş arası bireyler, gençleri ise yaş arasındaki bireyler olarak tanımlamıştır. Adölesan ve gençlik dönemi; üreme sağlığına ilişkin problemlerin sık yaşandığı, özellikle AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların daha çok görüldüğü, istenmeyen gebelik ve isteyerek düşüklerin olduğu, riskli davranışların görüldüğü önemli bir dönemdir.²⁸ Araştırma grubunu oluşturanların büyük çoğunluğunun bu dönem yaş grubunda olması bu anlamda önemlidir. Kadınların eğitim durumlarına bakıldığında çoğunluğunun %46.4 ü lise ve üzeri olduğu görülmekle birlikte; %29.3 ü ilkokul mezunu, %22.6 sı ortaokul mezunu, %11.4 ü yüksekokul/üniversite mezunu, %0.3 ü okuryazar olmadığı, %1.3 ünün ise okuryazar olduğu görülmüştür. Bulgular 2008 TNSA sonuçlarındaki yaş grubundaki kadınların eğitim durumu ile karşılaştırıldığında benzerlik göstermektedir TNSA da kadınların %39.69 u ilkokul mezunu, %27.41 i lise ve üzeri, %16.76 sı ortaokul mezunu, %15.82 sinin ise eğitimi yoktur.³⁶ 57

67 Medeni durum incelendiğinde kadınların büyük çoğunluğunun %81.3 ü evli, %18.7 sinin ise bekar olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan kadınların büyük kısmının (%88.6) sağlık güvencesi vardır. Kadınların büyük bir kısmı (%92.3) ekonomik durumlarını orta ve üzeri olarak tanımlamıştır. Birden fazla seçeneğin işaretlenebildiği üreme sağlığı size göre ne demektir? sorusunu araştırmaya katılan kadınların %42.0 ı sağlıklı cinsel yaşam ve güvenli aile planlaması yöntemlerinin sağlanması, %40.3 ü kadın ve erkek üreme organlarının sağlıklı olması, %30.3 ü üreme ve cinsel sağlığa yönelik ihtiyacın saptanıp gerekli hizmet ve danışmanlığın verilmesi, %25.3 ü ise cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak olarak değerlendirmiştir. Bulunan sonuçlar Koştu ve Taşçı nın yaptığı yaş evli kadınların üreme sağlığını koruyucu tutumlarının belirlenmesine yönelik araştırmasında elde edilen bulgularla benzerlik göstermektedir. Araştırmaya yönelik geliştirilen ölçekte evli kadınların ölçekten aldıkları puan ortalaması 47.47±7.30 genital yol enfeksiyonlarından korunma, 28.70±6.42, üreme sağlığını korumaya yönelik genel sağlık davranışları, 7.17±3.61 üreme organ ve meme kanserinden korunma, 10.55±2.07 istenmeyen gebeliklerden korunma olarak saptanmıştır.⁴ Araştırmaya katılan kadınların %85.0 ı cinsel ilişkide bulunurken; %63.5 i herhangi bir aile planlaması yöntemini daha önce kullanmıştır ya da kullanmaya devam etmektedir. AP yöntemlerinden %39.4 ile çoğunlukla RIA tercih edilmiştir. Kadınların %21.2 si kondomu, %20.7 si geri boşalma/çekme, %14.1 i yöntem kullanmadığını belirtmiştir. Bulunan sonuçlar yapılan bazı çalışmalarla benzerlik göstermektedir. Şimşek in yaş çalışan ve çalışmayan kadınlarda yaptığı araştırmada çalışmayan kadınların %46.0 sı geri çekme ve diğeri (tüpligasyon) tercih ederken, çalışan kadınlar %33.8 ile hem RĐA hem de kondomu aynı yüzde 58

68 ile tercih etmiştir.³⁷ Şekeroğlu nun yaş kadınlar üzerinde yaptığı araştırmada; kadınların %55.4 ü RĐA, %12.2 si kondom, %12.2 sinin ise geri çekme ile korunduğu, %10.8 inin ise yöntem kullanmadığı belirlenmiştir. ³⁸ Araştırma kapsamında incelenen kadınların %79.7 si AIDS, %28.0 ı hepatit B, %20.3 ü bel soğukluğunu, %15.3 ü hepatit C, %13.3 ü genital siğiller, %12.3 ü sifilizin cinsel yolla bulaşan hastalık olduğunu belirtirken %13.7 si ise bu konuda bilmiyorum cevabını vermiştir. Yazıcı nın yaş kadınlar üzerinde yaptığı araştırmada kadınların %95.3 ü AIDS in cinsel yolla bulaştığını belirtmiştir.³⁹ Dündar ve arkadaşlarının Celal Bayar üniversitesinde bir grup öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada öğrencilerin %98.3 ü AIDS in, %53.5 i hepatit B nin, %66.9 u bel soğukluğunun, %54.2 si sifilizin CYBH olduğunu bildiklerini ifade etmişlerdir.⁹ Demirtaş ın öğrenciler üzerinde yaptığı araştırmada öğrencilerin %100 ü AIDS, %56.7 si genital herpes, %53.7 genital siğil, %7.5 bel soğukluğu yanıtını vermişlerdir.⁴⁰ Bu çalışmada hastalıkların bilinme sıklıkları sözü edilen çalışmalardan düşük bulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin CYBH ları incelenen kadın grubundan daha yüksek düzeyde biliyor olması bilgi düzeyinin eğitim düzeyi ile değişeceği düşünüldüğünde beklenen bir durumdur. Yapılan çalışmalarda katılımcılar tarafından en çok bilinen CYBH olarak AIDS in bulunmasının bu hastalığın güncel olması ve medyada sıkça yer bulmasından kaynaklanabileceği düşünülmüştür. AIDS den sonra hepatit B nin bilinmesi son zamanlarda hepatit B nin de güncellik kazanması, toplumun ilgisini çekmesine bağlanmaktadır. Araştırmaya katılan kadınların %53.3 ü CYBH hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünmektedir. Dündar ve ark. yaptığı araştırmada kız öğrencilerin %67.7 si CYBH hakkında bilgilerinin yetersiz olduğunu ifade etmişlerdir.⁹ Topbaş ve ark. Trabzon da bazı liselerde yaptığı araştırmada kız öğrencilerin %72.6 sı bu konuda bilgilerinin 59

69 yetersiz olduğunu belirtmiştir.⁴¹ Bu çalışmada incelenen kadınların üçte ikisi bilgisini yetersiz olarak tanımlamaktadır ve bu sıklık sözü edilen çalışmalarla benzer bulunmuştur. Araştırmaya katılan kadınların %100.0 ü CYBH belirtilerinden şüphelenildiğinde doktora başvurulmalıdır cevabını verirken Dündar ve ark. yaptığı çalışmada öğrencilerin AP ve/veya CYBH konularında bir sorunu olduğunda ancak %71.2 si hekime başvuracağını belirtmiştir.⁹ Poyraz ve ark. yaptığı araştırmada öğrencilerin %87.1 i CYBH dair bir sorunda doktora başvuracağını belirtmiştir.²⁷ Bu çalışmada incelenen kadınların düşünceleri CYBH belirtilerinden şüphelenildiğinde doktora başvurulması gerektiği şeklindedir ancak bu konudaki tutum değerlendirilememiştir. CYBH önlemek için yapılması gerekenler konusunda araştırmaya katılan kadınların %68.7 si tek bir cinsel partnere sahip olmak (tek eşlilik), %44.3 ü hastalığın varlığında eşlerin birlikte muayene olması, %43.3 ü cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif/kılıf) kullanmak yanıtını verirken Lan ve ark. yaptığı çalışmada kadınların %32.1 i sadık olma (tek eşlilik) /güvenli cinsel ilişki, %30.6 sı ise CYBH önlemek için kondom kullanılmalı, şeklinde cevaplamıştır.⁴² Kırmızıtoprak ın yaş arasındaki gençler üzerinde yaptığı çalışmada CYBH önlemeye yönelik ön testte gençlerin %21.7 si tek eşli olmak, %21.1 i evlenene kadar cinsel ilişkiden kaçınma, %18.7 si kondom kullanmak cevaplarını vermişlerdir.²⁶ Bu çalışmada incelenen kadın grubunda tek eşli olmak ve kondom kullanımı diğer çalışmalardan çok daha yüksek sıklıkta bulunmuştur. Bu durum kadınların büyük çoğunluğunun evli olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. CYBH hakkında bilginin nereden elde edildiğine yönelik araştırmaya katılan kadınların %53.7 si radyo ve televizyon, %38.0 ı sağlık personeli, %35.3 ü kitap ve broşürler, %28.3 ü internet, %24.3 ü gazete ve 60

70 dergi olarak cevaplamışlardır. Poyraz ve ark. yaptığı araştırmada ise öğrencilerin %27.0 ı televizyon, %23.5 i doktor, %14.6 sı kitaptan bu konuda bilgi edindiğini ifade etmiştir.²⁷ Genç ve ark. evli kadınların üzerinde yaptığı çalışmada kadınlar HIV/AIDS hakkında edindikleri bilginin ana kaynağı olarak %93 görsel, %35 yazılı materyal cevabını vermişlerdir.⁴³ Demirtaş ın öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmada öğrencilerin %79.1 i yazılı doküman, %67.2 si televizyon olarak belirtmiştir.⁴⁰ Bu bulgular yazılı ve görsel medyanın CYBH ile ilgili gerekli bilginin verilmesinde etkili bir rolünün olduğunu göstermektedir. Đncelenen kadın grubunda görsel medya daha önemli bir bilgi kaynağı olarak bulunmuştur. Bilgi edinilmesi konusunda sağlık personelinin medyadan sonra tercih edilmesi dikkat çekicidir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların cinsel ilişki dışında bulaşma yolları ile ilgili olarak katılımcıların %73.0 ı kan yolu ile, %38.7 si doğum sırasında anneden bebeğe, %15.0 ı öpüşmekle bulaşacağını, %1.7 si tokalaşma ile, %0.7 si el ele tutuşmakla, %18.3 ü ise bilmediğini ifade etmiştir. Lan ve ark. yaptığı çalışmada kadınların %13.9 u güvenli olmayan kan transfüzyonu/iv ilaç kullanımı cevabını verirken,⁴² Demirtaş ın öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmada öğrencilerin HIV/AIDS in bulaşma yollarına ilişkin %95.5 i kan yoluyla, %7.5 i doğum sırasında, %4.5 i sosyal ilişki ile bulaşacağını belirtmiştir.⁴⁰ Đncelenen kadın grubunda cinsel ilişki dışındaki bulaşma yolları daha yüksek düzeyde bilinmektedir. AIDS in bulaşma yolları hakkında araştırmaya katılan katılımcıların %63.1 i AIDS tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı yoluyla sağlam kişilere bulaşır cevabını vermişlerdir. Yazıcı nın yaş evli kadınlar üzerinde yaptığı çalışmada kadınların %42.7 si AIDS li hastanın kullandığı çatal-tabak ile, %47.0 ı ortak kullanılan tuvalet-banyo ile, %25.7 si ter ile, %40.3 ü ise sivrisineklerin ısırması ile AIDS in bulaşabileceğini bildirmişlerdir.³⁹ AIDS kan dışında ter ve gözyaşı gibi 61

71 diğer vücut salgıları ve ortak kullanım alanları ile bulaşmamaktadır. Katılımcılar tarafından en çok bilinen cinsel yolla bulaşan hastalığın AIDS olmasına rağmen bu konuda yeterli bilgiye sahip olunmaması istenilen düzeyde bilinçlendirmenin henüz oluşmadığını düşündürmektedir. 62

72 6. SONUÇ ve ÖNERĐLER Araştırmada yaş arasında 300 kadın incelenmiştir. En sık saptanan yaş aralığı %30.2 ile yaş grubudur. Kadınların %29.3 ü ilkokul mezunu, %22.6 sı ortaokul mezunu, %35.0 ı lise mezunu, %11.4 ü yüksekokul/üniversite mezunudur. Kadınların %81.3 ü evli, %88.6 sının sağlık güvencesi vardır. Araştırmaya katılan kadınların %42.0 ı üreme sağlığını sağlıklı cinsel yaşam ve güvenli aile planlaması yöntemlerinin sağlanması, %40.3 ü kadın ve erkek üreme organlarının sağlıklı olması olarak değerlendirdiği belirlenmiştir. Araştırmaya katılan kadınların %85.0 ı cinsel ilişkide bulunduğunu belirtmiştir, %63.5 i herhangi bir aile planlaması yöntemini daha önce kullanmış ya da kullanmaya devam etmekte olduğunu bildirmiştir. Araştırmaya katılan kadınların %79.7 si AIDS, %28.0 ı hepatit B, %20.3 ü bel soğukluğunu cinsel yolla bulaşan hastalık olarak bildiği, %13.7 sinin ise bu konuda bilgisinin olmadığı saptanmıştır. Araştırmaya katılan kadınların %53.3 ü CYBH hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını düşündüğü belirlenmiştir. Araştırmaya kapsamındaki kadınların %100.0 ü cinsel yolla bulaşan hastalık belirtilerinden şüphe edildiğinde doktora başvurulması gerektiğini belirtmiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler konusunda en sık %68.7 tek eşlilik, ikinci sıklıkta %44.3 hastalığın varlığında eşlerin birlikte muayene olması, üçüncü sıklıkta 63

73 %43.3 cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak olarak saptanmış katılımcıların %16.7 sinin ise bu konuda yeterli bilgisinin olmadığı belirlenmiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgiler en sık %53.7 radyo ve televizyondan, %38.0 sağlık personelinden, %35.3 kitap ve broşürlerden alınmıştır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların cinsel ilişki dışındaki bulaşma yollarından en sık bildirilen ilk üçü %73.0 kan yolu ile, %38.7 doğum sırasında anneden bebeğe bulaş, %15.0 öpüşmekle, %18.3 ünün ise bu konuda bilgisinin olmadığı saptanmıştır. bulunulmuştur: Araştırmanın sonuçları doğrultusunda aşağıdaki önerilerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne başvuran kadınlara hastane içinde ve dışında okuyabilecekleri CYBH ile ilgili kitapçık ya da broşür gibi materyaller hazırlanarak bu konudaki bilgi ve farkındalık artırılmalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgilendirici temel bilgi ve mesajların yer aldığı broşür, poster gibi görsel materyalin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ile hastane içinde uygun yerlere asılarak tedavi olmak için başvuran kadınların ve diğer hastaların bu konuda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Topluma yönelik cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında farkındalığı oluşturacak ve artıracak programlara medyada yer verilmesi toplumun ve özellikle kadınların bilgi düzeylerini artmasına katkıda bulunacaktır. 64

74 7. ÖZET ANKARA DA BĐR HASTANENĐN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLĐNĐĞĐ NE BAŞVURAN DOĞURGANLIK YAŞ GRUBUNDAKĐ BĐR GRUP KADININ ÜREME SAĞLIĞI VE CĐNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR KONUSUNDA BĐLGĐ VE TUTUMLARININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ ÖZTÜRK, Yasemin Yüksek Lisans, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. F. Nur AKSAKAL Ekim 2010, 91 sayfa Bu araştırma, doğurganlık yaş grubundaki bir grup kadının üreme sağlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) hakkında bilgi ve tutumlarını saptamak amacıyla yapılmıştır. Araştırma Nisan 2010 tarihlerinde Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ne başvuran yaş grubundaki 516 kadının 300 üne (%58.1) ulaşılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada doğurganlık yaş grubundaki kadınların üreme sağlığı ve CYBH konusunda bilgi ve tutumlarını değerlendirmek üzere bir anket formu kullanılmıştır. Verinin istatistiksel değerlendirilmesinde SPSS 15.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda kadınların %55.6 sının yaş aralığında bulunduğu, %51.9 unun ilkokul ya da ortaokul mezunu olduğu saptanmıştır. Yüzde 85.0 ının cinsel ilişkide bulunduğu, %63.5 inin aile planlaması yöntemi kullandığı, %39.4 ünün yöntem olarak spiral (RĐA) kullandığı saptanmıştır. Yüzde 79.7 sinin CYBH olarak AIDS i bildiği, %66.0 ının CYBH den korunmanın hem kadın hem de erkeğin sorumluluğu olduğunu düşündüğü saptanmıştır. Yüzde 73.0 ının CYBH nin cinsel ilişki dışında kan yolu ile bulaştığını, %40.7 sinin CYBH nin ilerde üreme sistemi enfeksiyonuna yol açacağını, %68.7 sinin CYBH den korunmak için tek eşli olunması gerektiğini düşündüğü, %53.7 sinin radyo ve televizyondan bilgi edindiği saptanmıştır. Sonuç olarak incelenen 65

75 kadınların %53.3 ü CYBH hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını belirtmiş olmakla beraber genele bakıldığında üreme sağlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara ilişkin bilgi düzeyi düşüktür. CYBH ve üreme sağlığı hakkında farkındalık oluşturmaya ve mevcut farkındalığı artırmaya yönelik eğitim programlarının yaygın ve sürekli olarak düzenlenmesinin kadınların bu konudaki bilgi ve tutumunu olumlu olarak etkileyeceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, üreme sağlığı, tutum, doğurganlık, kadın 66

76 8. SUMMARY EVALUATION OF KNOWLEDGE AND ATTITUDE ABOUT REPRODUCTIVE HEALTH AND SEXUALLY TRANSMITTED DISEASES OF FEMALE PATIENTS WHO ARE OF FERTILITY AGE, IN WOMEN BIRTH CLINIC OF A HOSPITAL IN ANKARA ÖZTÜRK, Yasemin Graduate Degree, Public Health Major Field of Study Thesis Supervisor: Doç. Dr. F. Nur AKSAKAL October 2010, 91 pages This study was carried out to determine the knowledge and attitude of a group of women about reproductive health and sexually transmitted diseases (STDs) and female fertility. The study was performed by reaching 300 (58.1%) female patient out of 516 who were at the age of in women birth clinic of Ankara Education and research Hospital between the dates of April So as to evaluate knowledge and attitude of at the age of fertility in women on reproductive health and STDs a questionnaire was used. Data was evaluated through SPSS Version 15.0 statistical program. The results show that 55.6 percent of women are between the ages of and that they are by 51.9% primary and secondary school graduates. The results also show that 85.0% has made sexual intercourse, and that 63.5% has used a form of birth control, 39.4% has used intrauterine contraceptive device. It has been determined that 78.8% are aware of AIDS of STDs, that 66.0% believe that avoiding from STDs is the responsibility of both partners. It has been found out that 73.0% are also aware that people can be infected by STDs through blood, in addition to sexual intercourse; that 40.7% accept STDs cause reproductive system infections, 68.7% believe being monogamous is to protect from STDs, that 53.7% has been informed about STDs by radio and television. As a result, 53.3% of women in the survey do not have enough information about 67

77 STDs and their awareness level about reproductive health and STDs is generally low. It is thought that planning and implementation of frequent and continuous education programs on the prevention of STDs in female may help enhancing their knowledge and forming an attitude on STDs and reproductive health. Key words: Sexually transmitted diseases, reproductive health, attitude, fertility, female 68

78 9. KAYNAKLAR 1. Er S, Şen S, Taşpınar A, Şirin A. Lisansüstü Eğitime Devam Eden Evli Kadınların Üreme Sağlığı Sorunları ve Etkileyen Faktörler. TAF Prev Med Bull 2008; 7 (3): Akın A, Sevencan F. Türkiye de Kadın Sağlığının Düzeyi ve Aile Planlaması Uygulamalarının Durumu. Türkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006; 2 (13): Karaöz B. Meme Kanserli Kadınların Üreme Sağlığı Konusundaki Gereksinimlerinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans. Aydın: Aydın Menderes Üniversitesi; Koştu N, Taşçı K D Yaş Evli Kadınların Üreme Sağlığını Koruyucu Tutumlarının Belirlenmesi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Derg 2009; 12 (1): Zarakolu I P. Cinsel Yolla Bulaşan Đnfeksiyonlar. Hacettepe Tıp Derg 2006; 37: Akın A, Mıhçıokur S. Kadın Statüsü ve Anne Ölümleri [Đnternette] [05 Mayıs 2010 okundu]. Elektronik adresi: su_anne_olumleri.pdf 7. T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı. Ankara: Fersa Ofset: Altan P. Ankara Genelevinde Çalısan Seks Đsçilerinin Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve HIV/AIDS Korunma Yolları Konusunda Bilgi, Tutum ve Davranıslarının Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans. Ankara: Gazi Üniversitesi;

79 9. Đlgün Şerifhan M, Dündar Erbay P, Doğramacı Y G, Dalcı A, Gürgen G. Celal Bayar Üniversitesinde Bir Grup Öğrencinin Aile Planlaması ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Konusundaki Bilgi Düzeyleri. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2005; 4 (2): T.C. Sağlık Bakanlığı Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Sağlık Sektörü Đçin Ulusal Stratejik Eylem Planı Ankara. [10 Mayıs 2010 okundu]. pdf 11. T.C. Sağlık Bakanlığı Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hizmet Çerçevesi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; Deniz Ü, Kurt M, Önder Ö R, Acuner A M. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Konusundaki Üniversite Öğrencilerinin Görüşleri. [Đnternette]. [09 Mayıs 2010 tarihinde okundu]. Elektronik Adresi: Giray H, Kılıç B. Bekar Kadınlar ve Üreme Sağlığı. Sted 2004; 13(8): Altınok T, Güralp O. Kadınlarda Cinsel Đlişki ile Bulaşabilen Hastalıklar. 1. Basım. Đstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; Mellinger B C, Smith A D, editörler. Cinsel Đlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Ve Dış Genital Organların Diğer Lezyonları. 1. Basım. Đstanbul: Bilimsel ve Teknik Yayınları Çeviri Vakfı; Kısa S. Ankarada Bir AÇS/AP Merkezine Başvuran Yaş Evli Kadınlarda Vajinal Enfeksiyonların Hemşire Tarafından Tanılanmasında Semptom Yaklaşımının Geçerliliği Ve Etkinliği. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi; Alpua Z. Adolesanların, Anne-Babalarının ve Öğretmenlerinin Cinsellik ve Üreme Sağlığı ile Đlgili Tutum ve Davranışları. Uzmanlık Tezi. Diyarbakır: Dicle Üniversitesi;

80 18. Ersin F. Gençlere Verilen Üreme Sağlığı Eğitiminin Üreme Sağlığı Bilgi ve Davranışlarına Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Đzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi; Şahiner G. Toplumsal Cinsiyet ve Kadına Karşı Şiddetin Kadınların Üreme Sağlığına Đlişkin Hizmetlerden Faydalanmasına Etkisi. Yüksek Lisans. Ankara: Genel Kurmay Başkanlığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi; Pınar G. Üniversite Gençlerine Yönelik Geliştirilen Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Eğitim Programının Etkinliği. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi; Kahraman K. Nevşehir Özkonak Kasabasında Yaşayan Yaş Grubu Kadınların Aile Planlaması Uygulamaları. Yüksek Lisans. Kayseri: Erciyes Üniversitesi; Neyzi O, Yolsal N, editörler. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Tanı Ve Tedavi Rehberi.1.Basım. Đstanbul: Đnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı; T.C. Sağlık Bakanlığı Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Üreme Sağlığına Giriş. Ankara: Cinsel Sağlık / Üreme Sağlığı No:1-B; Kavak A, Parlak A H, Akman R Y, Yeşildal N, Anul H, Aydoğan Đ, ve ark. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Hepatit B,C Ve HIV Enfeksiyonları Açısından Bir Değerlendirme. Türkderm 2002; 36(4): Yakut Y. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklara Genel Bakış. Türkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006; 2 (13): Kırmızıtoprak E. Gençlerin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve Güvenli Cinsel Yaşam Konusunda Bilgi ve Davranışlarına Akran Eğitiminin Etkisi. Yüksek Lisans. Şanlıurfa: Harran Üniversitesi;

81 27. Özdemir L, Ayvaz A, Poyraz Ö. Cumhuriyet Üniversitesi Öğrencilerinin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Konusundaki Bilgi Düzeyleri. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Derg 2003; 25 (1): Koluaçık S. Đnönü Üniversitesi Öğrencilerinin Cinsel/Üreme Sağlığı Konusunda Bilgi, Tutum Ve Uygulamaları Ve Bunları Etkileyen Faktörler. Yüksek Lisans. Malatya: Đnönü Üniversitesi; T.C.Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü. Türkiye de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Ve HIV/AĐDS ĐN Sürveyans Sistemine Đlişkin Durum Analizi. Ankara: Türkiye Üreme Sağlığı Programı; Dişsiz M. Bağımlı Kadınların Üreme Sağlığı Sorunlarının Belirlenmesi. Yüksek Lisans. Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi; Şahin N, Güngör Đ. Türkiye de Uluslararası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongrelerinde Sunulan Çalışmaların Değerlendirilmesi. Genel Tıp Derg 2008; 18(4): Doğan M. Kadın Sağlık Çalışanlarının Serviks Kanseri Risk Faktörleri Ve Pap-Smear Konusundaki Bilgi Ve Uygulamalarının Belirlenmesi. Yüksek Lisans. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi; Akın A, Esin Ç, Çelik K. Kadının Sağlık Hakkı ve Dünya Sağlık Örgütü nün Avrupa da Kadın Sağlığının Đyileştirilmesine Yönelik Stratejik Eylem Planı [Đnternette] [12 Mayıs 2010 okundu] k_hakki.pdf 34. Akın A. Cumhuriyetten Günümüze Temel Sağlık ve Üreme Sağlığı Göstergelerindeki Değişimler. 12. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Ankara: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi [internette] [15 Mayıs 2010 okundu] 72

82 36. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Ankara: Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi; Şimşek B Yaş Çalışan Ve Çalışmayan Kadınlarda Kontraseptif Kullanımı Ve Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans. Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi; Şekeroğlu Ş. Kilis Đli Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezine Başvuran Yaş Arası Kadınlarda Vulvovaginal Candidiasis Sıklığının Belirlenmesi. Yüksek Lisans. Gaziantep: Gaziantep Üniversitesi; Yazıcı S Yaş Grubu Kadınların AIDS Konusundaki Bilgi ve Düzeylerinin Saptanması. C Ü Hemşirelik Yüksekokulu Derg 1999; 3(1): Demirtaş B. Bir Üniversitenin Eczacılık Fakültesi Birinci Sınıf Öğrencilerinin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklara Đlişkin Bilgileri [Đnternette] [08 Mayıs 2010 okundu]. elektronik adresi: Topbaş M, Çan G, Kapucu M. Trabzon da Bazı Liselerdeki Adolesanların Aile Planlaması ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hakkındaki Bilgi Düzeyleri. Gülhane Tıp Derg 2003; 45(4): Lan PT, Lundborg CS, Mogren I, Phuc HD, Chuc NTK. Lack of knowledge about sexually transmitted infections among women in North rural Vietnam. BMC Infectious Diseases 2009; 9(85): Genç M, Güneş G, Karaoğlu L, Eğri M ve ark. AIDS awareness and knowledge among married women living in Malatya (Turkey): implications for province-based prevention programs. New Microbiol 2005 Apr;28(2):

83 10. EKLER 74

M2 S1. Üreme Sağlığı. Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım. Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011

M2 S1. Üreme Sağlığı. Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım. Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011 M2 S1 Üreme Sağlığı Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011 M2 S6 Üreme Sağlığına Yönelme Bükreş konferansı (1974) II. Nüfus Konferansı (1984 Meksika) Kadın ve çocuklara

Detaylı

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? Dr. Gülşen Mermut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ABD EKMUD İzmir Toplantıları - 29.12.2015 Sunum Planı Dünya epidemiyolojisi

Detaylı

CİNSEL İLİŞKİ İLE BULAŞABİLEN HASTALIKLARDA (CİBH) TARAMA TESTLERİ

CİNSEL İLİŞKİ İLE BULAŞABİLEN HASTALIKLARDA (CİBH) TARAMA TESTLERİ CİNSEL İLİŞKİ İLE BULAŞABİLEN HASTALIKLARDA (CİBH) TARAMA TESTLERİ Dr Tarık ALTINOK CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI TARAMA TESTİ BELLİ BİR HASTALIĞA YÖNELİK YÜKSEK RİSK

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda Tanı

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda Tanı Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlarda Tanı Deniz Gökengin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar Gonore Klamidyal

Detaylı

TÜRKİYE DE HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KONTROL PROGRAMI

TÜRKİYE DE HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KONTROL PROGRAMI TÜRKİYE DE HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KONTROL PROGRAMI Dr. M. Bahadır Sucaklı Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Klinik HIV/AIDS Sempozyumu 26-27 Kasım 2011 Antakya HIV/AIDS Kontrol

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ?

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

Türkiye de Son Durum, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Aktiviteleri

Türkiye de Son Durum, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Aktiviteleri Türkiye de Son Durum, Aktiviteleri Dr. Ahmet ÖZLÜ Daire Başkanı 23 Kasım 2013-İSTANBUL 2 1985: İlk AIDS vakası HIV/AIDS Kontrol Programı Gelişimi 1985: HIV/AIDS bildirimi zorunlu hastalık kapsamında 1986:

Detaylı

TÜRKİYE DE HIV EPİDEMİYOLOJİSİNİN SON DURUMU

TÜRKİYE DE HIV EPİDEMİYOLOJİSİNİN SON DURUMU TÜRKİYE DE HIV EPİDEMİYOLOJİSİNİN SON DURUMU Dr. Aygen Tümer Hacettepe Üniversitesi HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM) 15-18 Kasım 2018 HIV/AIDS Kongresi 2018 - Antalya DÜNYADA HIV İNFEKTE YENİ

Detaylı

Enfeksiyon Hastalıklarının Tanısında Sendromik Yaklaşımlar

Enfeksiyon Hastalıklarının Tanısında Sendromik Yaklaşımlar Enfeksiyon Hastalıklarının Tanısında Sendromik Yaklaşımlar Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) Prof. Dr. Pınar Zarakolu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

Dr Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Dr Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Hedefler Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon kavramı Tarihçe Sıklık Nedenler Klinik tablo Korunma Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar

Detaylı

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Yasemin HEPER Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Yasemin HEPER Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ Dr. Yasemin HEPER Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal KLİMİK 26 Aralık 2017 Freddie Mercury Nureyev HIV TEMPLE -

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklar genç erişkin (seksüel aktif) çiftlerin hastalığıdır. Tedavi sırasında, çiftlerin hastalığı olduğu hatırlanmalı ve tüm

Detaylı

HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013

HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013 HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013 2012 sonu itibariyle: Dünyanın bir çok bölgesinde AIDS e karşı yanıtta başarı kaydedildi. Bununla birlikte bazı bölgeler ve bazı ülkeler küresel HIV hedeflerine ve taahhütlerine

Detaylı

Değerli öğrenciler Hacettepe Üniversitesine hoş geldiniz.

Değerli öğrenciler Hacettepe Üniversitesine hoş geldiniz. SAĞLIKLI BİREY Değerli öğrenciler Hacettepe Üniversitesine hoş geldiniz. Dr.Semih Leloğlu Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi Öğrenci Sağlık Merkezi Dünya Sağlık Örgütü tanımına göre Sağlık, sadece

Detaylı

SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS. Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU

SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS. Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU CYBH nelerdir? Bakteriyel CYBH Bel Soğukluğu (Gonore) Bakteriyel Vajinoz Yumuşak

Detaylı

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Doç. Dr. Günay SAKA DÜTF HSAD 10.05.2010 1 Amaç : Tıp Fakültesi Dönem III öğrencileri, aşırı doğurganlık,

Detaylı

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU Dersin adı Üreme Sağlığı Anabilim dalı Sorumlu öğretim üyesi E-posta adresi Halk Sağlığı Prof.Dr.Haldun SÜMER

Detaylı

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema

Detaylı

KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK. Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ

KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK. Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ HÜKSAM Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Cinsiyetle ilgili savunmasızlık UNESCO Uluslar

Detaylı

[Tıp Eğitiminde HIV/AIDS Üzerine Savunuculuk Projesi]

[Tıp Eğitiminde HIV/AIDS Üzerine Savunuculuk Projesi] [TıpEğitimindeHIV/AIDSÜzerineSavunuculuk Projesi] [HIV/AIDSkonusundaTıpEğitimiiçerisindeMüfredatÖnerileri] [AuthorName] ÖZET [TıpMüfredatıiçerisindeHIV/AIDS intıbbi,sosyal,etiketkileşimlerivebunun yanındahastahaklarıvehastayayaklaşımkonularındasadecebilgianlamında

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

Halk Sağlığı-Ders 6 Aşırı Doğurganlığın Kontrolü ve İlaçla Koruma

Halk Sağlığı-Ders 6 Aşırı Doğurganlığın Kontrolü ve İlaçla Koruma Halk Sağlığı-Ders 6 Aşırı Doğurganlığın Kontrolü ve İlaçla Koruma Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Aşırı Doğurganlık Sosyoekonomik koşullar, beslenme ve çevre sağlığı uygun olmayan toplumlarda aşırı doğurganlık

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

Dr Bahadır Ceylan. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HIV EPİDEMİYOLOJİSİ

Dr Bahadır Ceylan. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HIV EPİDEMİYOLOJİSİ Dr Bahadır Ceylan Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HIV EPİDEMİYOLOJİSİ -% 95 düşük-orta gelirli ülkede -% 50 kadın -2.5 milyon < 15 yaş 1990 dan

Detaylı

IV. Türk Tıp Dünyası Kurultayı, Ekim 2017, İstanbul

IV. Türk Tıp Dünyası Kurultayı, Ekim 2017, İstanbul IV. Türk Tıp Dünyası Kurultayı, 27-28 Ekim 2017, İstanbul Türkiye Halk Sağlığı Halk Genel Sağlığı Müdürlüğü Kurumu Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: Tanı kapasitesi yeterli mi? Cemile SÖNMEZ 1, Figen SEZEN

Detaylı

Genital Siğiller Risk Faktörler: Belirtiler:

Genital Siğiller Risk Faktörler: Belirtiler: HPV ( Human Papilloma virus) 60 tan fazla virüse verilen ortak addır. Bu virüsler vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilirler.ancak bazıları cinsel yola bulaşır ve condyloma acuminata veya

Detaylı

ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA KADıN SAĞLıĞı. Araş. Gör. Kevser Özdemir

ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA KADıN SAĞLıĞı. Araş. Gör. Kevser Özdemir 1 ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA KADıN SAĞLıĞı Araş. Gör. Kevser Özdemir Kadın Sağlığı 2/30 Kadın sağlığı, kadının doğumdan ölümüne kadar olan süredeki tüm sağlık durumunu kapsar. Kadın sağlığı hizmetlerindeki çağdaş

Detaylı

TÜRKİYE DE HIV/AIDS YÜRÜTÜLEN HİZMETLER. Dr. Ayla Aydın Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı

TÜRKİYE DE HIV/AIDS YÜRÜTÜLEN HİZMETLER. Dr. Ayla Aydın Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı TÜRKİYE DE HIV/AIDS YÜRÜTÜLEN HİZMETLER Dr. Ayla Aydın Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Tüm dünyada yürütülen programlar ve etkinlikler ile; Toplum genelinin HIV/AIDS konusunda doğru bilgilenmesini

Detaylı

Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi Ayşe İNCİ Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji DOĞUM SAYILARI 2011 : 1 241 412 2012 : 1

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan)

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan) Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu 2009-2015 Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan) Vizyonumuz Ülkemizde CYBE ın kontrolü ve önlenmesi amacıyla eğitim, araştırma

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Epidemiyolojisi

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Epidemiyolojisi Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Epidemiyolojisi Doç. Dr. Selda SAYIN-KUTLU Pamukkale Üniversitesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyonlar Sık görülen bakteriler

Detaylı

PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ. Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği

PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ. Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği Perinatoloji Yüksek riskli gebelik Maternal ve fetal sağlığı tehdit eden, mortalite ve morbidite olasılığını

Detaylı

DÜNYA İLK YARDIM GÜNÜNÜN AMAÇLARI

DÜNYA İLK YARDIM GÜNÜNÜN AMAÇLARI DÜNYA İLK YARDIM GÜNÜNÜN AMAÇLARI Halkın, ilk yardım ile ilgili basit uygulamaların hayat kurtardığı ve ilk yardım öğrenmenin önemini fark etmelerini sağlamak, Kişileri ilk yardım öğrenmeye motive etmek,

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının 3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının Değerlendirilmesi DR PıNAR KORKMAZ D U MLUPıNAR Ü N

Detaylı

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı, organize edilmiş toplum çalışmaları sonunda; - çevre sağlığı koşullarını düzelterek - bireylere sağlık bilgisi vererek - bulaşıcı hastalıkları

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Nozokomiyal enfeksiyonlar genelde hastaneye yatıştan sonraki 48 saat ile taburcu olduktan sonraki 10 gün içinde gelişen enfeksiyonlar

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri (TKHK, 13-) Tarih: 13/11/ Sayı : 12 Editör Aziz KÜÇÜK Hazırlayan Alpay KÖMBE Katkıda Bulunanlar Uğur TEKKANAT

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU Hamza KADI Veteriner Hekim Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Viroloji Laboratuvarı Tarihçe 12. yy da bugünkü Tacikistan bölgesinde

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 29/01/2014 tarihinde 2013 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle;

Detaylı

Dünya Nüfus Günü, 2013

Dünya Nüfus Günü, 2013 Sayı: 13663 Dünya Nüfus Günü, 2013 11 Temmuz 2013 Saat: 10:00 Dünya Nüfus Günü nün bu yılki teması Ergen Gebeliği olarak belirlendi Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılından itibaren özel günlerde (8 Mart

Detaylı

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 GÜVENLİ ANNELİK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 Bu sunum; Arş. Gör. Dr. Tuğçe Şanver, Arş. Gör. Dr. Can Keskin ve Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış tarafından hazırlanmıştır.

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

DERS X Küresel Sağlık Sorunları DERS X Küresel Sağlık Sorunları Dünyada gerçekleşen ölümlerin yaklaşık % 23 ü çevresel etkilerle gerçekleşmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde çevresel hastalıklar daha fazla görülmektedir. Erkekler,

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI Dok No: ENF.TL.15 Yayın tarihi: NİSAN 2013 Rev.Tar/no: -/0 Sayfa No: 1 / 6 1.0 AMAÇ:Sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları tehlikeler ve meslek risklerine karşı korumak. 2.0 KAPSAM:Hastanede

Detaylı

BULAŞICI HASTALIKLARA GİRİŞ

BULAŞICI HASTALIKLARA GİRİŞ BULAŞICI HASTALIKLARA GİRİŞ Öğr. Gör. Blm. Uzm. F. Özlem ÖZTÜRK AHE 206 Enfeksiyon Hastalıkları Hemşireliği SUNU PLANI Enfeksiyon, enfeksiyon hastalığı kavramı Epidemiyoloji ve kullanılan kavramlar Sürveyans

Detaylı

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık veya Hemşirelik Yüksekokulları, Hemşirelik, Sağlık Memurluğu ve Ebelik Programları mezunu

Detaylı

Çocuk Sağlığı İzlemi İlkeleri 6. PUADER Kongresi- Antalya

Çocuk Sağlığı İzlemi İlkeleri 6. PUADER Kongresi- Antalya Çocuk Sağlığı İzlemi İlkeleri 6. PUADER Kongresi- Antalya Dr. Başak TEZEL Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı İzlenmesi Gereken Gruplar 15-49 yaş kadınlar Gebeler Lohusalar 0-5 yaş çocuklar Okul çağı

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ANNE ÖLÜMLERİ

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ANNE ÖLÜMLERİ DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ANNE ÖLÜMLERİ Dr. İbrahim PADIR İstanbul, 2015 Kavramlar ve Tanımlar Gebeliğe bağlı ölüm, bir kadının gebelik süresince, doğumda ya da gebeliğin sonlanmasından sonraki 42 gün içinde

Detaylı

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek 81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek TEPAV, 2014 2 Neden bu çalışmaya ihtiyaç duyduk? Kadınların durumunu il düzeyinde ortaya koyacak cinsiyete duyarlı verinin

Detaylı

HEMŞİRELERİN CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR, AIDS BİLGİ DÜZEYİ VE DAVRANIŞLARI

HEMŞİRELERİN CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR, AIDS BİLGİ DÜZEYİ VE DAVRANIŞLARI 2006; Cilt: 3 Sayı: 4 Sayfa: 271-275 HEMŞİRELERİN CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR, AIDS BİLGİ DÜZEYİ VE DAVRANIŞLARI Işıl İrem BUDAKOĞLU, Özgür ERDEM, Coşkun BAKAR, Güngör YEŞİLDAĞ, H. Seval AKGÜN, Başkent

Detaylı

Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu

Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu AIDS EĞİTİMİ Acquired Immune Deficiency Syndrome Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu AIDS Tüm Dünyayı Tehdit Ediyor. Tanzanya da AIDS yetimleri AIDS Nedir? AIDS, bulaşıcı ve ölümcül bir hastalıktır.

Detaylı

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya IV. KLİMUD Kongresi, 08-12 Kasım 2017, Antalya 1 HCV Tanısında Cut off/ Sinyal (S/CO)/TV) Değerlerinin Tanısal Geçerliliklerinin Değerlendirilmesi TÜLİN DEMİR¹, DİLARA YILDIRAN¹, SELÇUK KILIǹ, SELÇUK

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR (CYBE)

CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR (CYBE) 1 CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR (CYBE) CYBE Korunmasız cinsel ilişkiyle, kan/kan ürünleriyle ve anneden çocuğa bulaşabilen, başta cinsel organlar olmak üzere diğer organları da etkileyebilen, çoğu

Detaylı

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Tanım Cinsel eylem nedir? Cinsel doyum sağlayan her türlü eylem cinsel içerikli eylem olarak tanımlanmaktadır.

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar? Sağlığını Şansa Bırakma; Koru(n)!!!

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar? Sağlığını Şansa Bırakma; Koru(n)!!! Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar? Sağlığını Şansa Bırakma; Koru(n)!!! Seray Yazgan, Çağla Koçberber, Nurbakhish Suleymanzade, Uğur Can Değdaş Danışman: Öğrt. Gör. Dr. Sare Mıhçıokur ÖZET Adolesan/gençlik

Detaylı

Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. Enfeksiyon Hastalıklarının Genel Belirtileri. Enfeksiyon Hastalıklarında Görülen Ateş Tipleri

Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. Enfeksiyon Hastalıklarının Genel Belirtileri. Enfeksiyon Hastalıklarında Görülen Ateş Tipleri Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler Enfeksiyon Hastalıklarının Genel Belirtileri Enfeksiyon Hastalıklarında Görülen Ateş Tipleri Dolaşım Sistemi Belirtileri Solunum Sistemi Belirtileri Sindirim

Detaylı

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK Akılcı İlaç Kullanımı tanımı ilk defa 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır. Kişilerin

Detaylı

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanserinde Çığır Açan Adım Kadın Kanserleri Hakkında Mutlaka Bilmeniz Gerekenler Özel

Detaylı

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34> 3.2.2. ECZANELER Osmanlı İmparatorluğu döneminde en eski eczane 1757 yılında Bahçekapı semtinde açılmış olan İki Kapılı Eczahane'dir. İstanbul'da sahibi Türk olan ilk eczahane ise "Eczahane-i Hamdi" adıyla

Detaylı

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema

Detaylı

DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ

DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMİ DENİLİNCE AKLINIZA NELER GELİYOR? DoĞal Aile Planlaması Yöntemleri Dünya Sağlık Örgütü, doğal aile planlaması yöntemlerini, menstrüel siklusun

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Hastalarında Rektal Kolonizasyon ve Bakteriyemi İlişkisinin Araştırılması Asiye Karakullukçu 1, Mehtap Biçer 2, Gökhan Aygün 1 Şeniz Öngören 3, Cem Ar 3, Elvin

Detaylı

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

Gebelik İzleminde Maternal Mortalite ve Morbiditeyi Azaltacak Yaklaşımların Geliştirilmesi

Gebelik İzleminde Maternal Mortalite ve Morbiditeyi Azaltacak Yaklaşımların Geliştirilmesi Gebelik İzleminde Maternal Mortalite ve Morbiditeyi Azaltacak Yaklaşımların Geliştirilmesi Ankara 03-Aralık-2017 3 BM Nüfus Fonu (UNFPA) UNFPA; her hamileliğin istenilen, her doğumun güvenli ve her gencin

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan)

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan) Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Çalışma Grubu Faaliyet Raporu 2009-2015 Hazırlayan: Prof. Dr. Pınar Zarakolu (Kurucu, Başkan) Vizyonumuz Ülkemizde CYBE ın kontrolü ve önlenmesi amacıyla eğitim, araştırma

Detaylı

Göç ve Tüberküloz. Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi

Göç ve Tüberküloz. Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Göç ve Tüberküloz Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Plan Göç / sığınma boyut Tanımlar Göçmen sağlığı genel Tüberküloz Türkiye/Suriye/Irak Sonuç Dünya genelinde tahmini göçmen sayısı:

Detaylı

SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ XII. SINIF BULAŞICI HASTALIKLAR VE BAKIMI DERSİ İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ PROGRAMI

SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ XII. SINIF BULAŞICI HASTALIKLAR VE BAKIMI DERSİ İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI SAĞLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ XII. SINIF BULAŞICI HASTALIKLAR VE BAKIMI DERSİ İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ PROGRAMI ANKARA 2007 GİRİŞ

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Hastanelerde Hastaneler enfeksiyon etkenleri bakımından zengin ortamlar Sağlık personeli kan yolu ile bulaşan hastalıklar açısından yüksek

Detaylı

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h) Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h) Sağlık Sisteminde Karışıklığa Yol Açabilecek Gelişmeler Bekleniyor Sağlık harcamalarında kısıtlama (dünya

Detaylı

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ Dr. Bekir KESKİNKILIÇ 1 SAĞLIK Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Irk, din, siyasi görüş, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın

Detaylı

Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyonlar Tanı ve Tedavi Yaklaşımı

Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyonlar Tanı ve Tedavi Yaklaşımı Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyonlar Tanı ve Tedavi Yaklaşımı Prof. Dr. Pınar Zarakolu-Köşker Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi 01.02.2013 Cinsel yolla bulaşan infeksiyonlar

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ HANEHALKI İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ BİLGİ NOTU 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 06/03/2014 tarihinde 2013 yılı Hanehalkı İşgücü İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bir önceki yıla göre;

Detaylı

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi (224 Sayılı Yasa ) Doç.Dr.Melikşah ERTEM İdeal Bir Örgütün İlkeleri Eşitlik Sürekli hizmet Entegre hizmet Katılımcı hizmet Öncelikli hizmet Ekip hizmeti Kademeli hizmet İdeal

Detaylı

KANSER İSTATİSTİKLERİ

KANSER İSTATİSTİKLERİ 1 KANSER İSTATİSTİKLERİ Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı olanaklarının gelişmesi ve

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2014 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2015 tarihinde 2014 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle;

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

(ki-kare) analizi ( Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı. Sayı % 1259 65,6 659 34,4 1918 100,0

(ki-kare) analizi ( Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı. Sayı % 1259 65,6 659 34,4 1918 100,0 ÖĞRENME ORTAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ARAŞTIRMASI Eğitimin kalitesi, öğrenme ortamlarının kalitesiyle doğru orantılıdır. Nitelikli öğrencilerin yetişmesi için nitelikli öğretmenlerin yanında öğrenme ortamlarının

Detaylı

Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz?

Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz? Türkiye de Toplum Kökenli Enfeksiyon Hastalıklarında Neredeyiz? İzmir İl Sağlık Müdürü Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Bediha TÜRKYILMAZ Toplum Kökenli Enfeksiyonlar Toplum kökenli enfeksiyon; önemli

Detaylı

TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ

TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ Amaç Bu dersin sonunda öğrenciler, sağlık hizmeti verecekleri toplumu tanımanın önemi konusunda bilgi sahibi olacaklardır. ÖĞRENİM HEDEFLERİ Bu

Detaylı

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Proje «Kadın ve Kız Çocukları İçin Güvenli Alanlar ve Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri Oluşturmak Suretiyle Suriyeli ve Diğer Göçmen Kadınların Üreme Sağlığı ve Cinsiyete Dayalı Şiddet Hizmetlerine Erişimlerini

Detaylı

ENFEKSİYON KONTROL KOMİTELERİNİN GÖREVLERİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ENFEKSİYON KONTROLÜ ve ÖNLENMESİ

ENFEKSİYON KONTROL KOMİTELERİNİN GÖREVLERİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ENFEKSİYON KONTROLÜ ve ÖNLENMESİ TC SAĞLIK BAKANLIĞI Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ENFEKSİYON KONTROL KOMİTELERİNİN GÖREVLERİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ENFEKSİYON KONTROLÜ ve ÖNLENMESİ Dr. Mustafa ERTEK Refik Saydam Hıfzıssıhha

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala Yeni açıklanan 2015 yılı ölüm istatistikleri Türkiye nin eşitsizliklerle dolu karnesini bir kez daha gündeme getiriyor. Türkiye

Detaylı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Testler farklı amaçlarla uygulanabilir: - Tanı, tarama, doğrulama,

Detaylı

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizde bulunan sağlık kuruluşları, herhangi bir sağlık probleminde müdahalede bulunan ve tedavi amacı güden kuruluşlardır. Yaşadığınız çevrede bulunan

Detaylı

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR Prof. Dr. Oğuz KARABAY BU sunularda UHESA sunularından yararlanmıştır. UHESA ya ve eğitmenlerine teşekkürü borç biliriz. 1 Sunum Özeti BU derste verilmek İstenenler!!!

Detaylı

TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR SEÇENEK: TIBBİ DÜŞÜKLER

TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR SEÇENEK: TIBBİ DÜŞÜKLER TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR SEÇENEK: TIBBİ DÜŞÜKLER Dünyada Her 1 dakikada: 380 kadın gebe kalmakta, 190 kadın istenmeyen veya planlanmayan gebelikle karşılaşmakta, 110 kadın gebelikle ilgili komplikasyon yaşamakta,

Detaylı

ÖRGÜTLENME: Engeller ve Çözüm Önerileri Ebelik Yönü

ÖRGÜTLENME: Engeller ve Çözüm Önerileri Ebelik Yönü ÖRGÜTLENME: Engeller ve Çözüm Önerileri Ebelik Yönü Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN Ebeler Derneği Başkanı Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı DSÖ ve UNİCEF, UNFPA ve ICM Ana-çocuk

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUM TANILAMA SÜRECİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUMUN TANIMI A.Ü.AHE 402 Halk Sağlığı Hemşireliği Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların

Detaylı

SAĞLIK YÜKSEK OKULU ÖĞRENCİLERİNİN HEPATİT A VİRÜSÜ HAKKINDAKİ BİLGİ TUTUM VE DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIK YÜKSEK OKULU ÖĞRENCİLERİNİN HEPATİT A VİRÜSÜ HAKKINDAKİ BİLGİ TUTUM VE DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIK YÜKSEK OKULU ÖĞRENCİLERİNİN HEPATİT A VİRÜSÜ HAKKINDAKİ BİLGİ TUTUM VE DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Çiğdem Kader 1, Nazan Kılıç Akça 2, Sevinç Polat 2, Ayşe Erbay 1 1 Bozok Üniversitesi Tıp

Detaylı

Toplum kökenli enfeksiyonların kontrolünde hızlı tanı ve tarama testleri

Toplum kökenli enfeksiyonların kontrolünde hızlı tanı ve tarama testleri Toplum kökenli enfeksiyonların kontrolünde hızlı tanı ve tarama testleri Doç. Dr. Pınar Zarakolu Köşker Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları Ünitesi

Detaylı