DİYALİZ HEMŞİRELİĞİ REHBERİ 2011

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİYALİZ HEMŞİRELİĞİ REHBERİ 2011"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DİYALİZ HEMŞİRELİĞİ REHBERİ 2011 Derleyen: Düzenleyen: Hem. Nilüfer DOĞAN Hem. Mehmet KIRCALI Doç. Dr. Önder KALENDERER Hem. Dilek TURAN Hem. Ayşen ÖZEL Bilimsel Danışman: Dr. M. Arif DEMİR

2 ÖNSÖZ Hemşirelik bilim ve sanattan oluşan bir sağlık disiplinidir. ipli Ekonomik ve sosyal değişimler, hemşireliğin ş ğ profesyonelleşme süreci, yeniliklerin getirdiği değişimler, bakımda kaliteyi artırma gereksinimi eksi hemşirelerin rin bilgilerini güncellemeleri leri zorunluluğunu luğu nu getirmiştir. ir. Bu nedenlerle enle Tepecik Eğitim i ve Araştırma rma Hastanesi hemşirelik elik hizmet içi eğitimi imi kapsamında hemşirelik ş bakım hizmetlerinin kalitesinin n artırılması rılm a ve meslektaşlarımızın ekta a çalıştığı ğ birimlerdeki rde eki uygulamalarında kaynak ak olabilmesi amaçlı bu rehber hazırlanmıştır. r. Etkinliğini iğini ve saygınlığını bilgi birikiminden alacağına inandığımız meslektaşlarımıza ekta a bu rehberi ri hazırlarken, rken zor çalışma koşulları altında vakit ayırıpıp derleme yapan a değerli er hemşirelerimize, rimize, bilimsel danışmanlığı n ığı ile katkıda bulunan değerli hekimlerimize, erimiziz e, hemşirelik mesleğine her konuda destek olan, özellikle bu rehberlerin erlerin hazırlanması sırasında her türlü imkanı sağlayan Başhekimimiz miz Prof. Dr. Orhan Gazi Yiğitbaşı ve çalışmalarımızda her zaman yanımızda olan Başhemşiremiz Gülşen ş İpekoğlu na teşekkürlerimizi sunarız. Hemşireler bakımın belirleyicisi ve biçimlendiricisidirler Ayşen Özel Dilek Turan Önder Kalenderer 1

3 İÇİNDEKİLER BÖBREKLERİN TEMEL FONKSİYONLARI VE DÜZENLENMESİ 4 BÖBREĞİN TEMEL FONKSİYONLARI 4 NEFRONLARIN TEMEL İŞLEVLERİ 4 BÖBREK HASTALIKLARINDA BELİRTİ VE BULGULAR 5 AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ 7 KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ 10 DİYALİZ TANIMI 12 HEMODİYALİZ 12 DİYALİZ KATETERLERİ 12 DİYALİZ KATETERLERİNDE HEMŞİRELİK BAKIMI 14 SÜREKLİVASKÜLER GİRİŞİM YOLU 15 AV FİSTÜLLER 15 FİSTÜLÜN KULLANILMASI 15 ARTERİYOVENÖZ GREFT 18 KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE DİYALİZE BAŞLAMA ENDİKASYONLARI 20 PERİTON DİYALİZİ (PD) 20 PERİTON DİYALİZ KATETERİN BAKIMI 21 HEMODİYALİZİN FİZİKSEL TEMELLERİ 23 DİFÜZYON 23 2

4 ULTRAFİLTRASYON 24 HEMODİYALİZDE KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER 25 HEMODİYALİZ İŞLEMİ 25 DİYALİZERİN YIKANMASI VE DOLDURULMASI 26 VASKÜLER GİRİŞ 26 DİYALİZİ BAŞLATMA 27 GÖSTERGE VE UYARI SİSTEMLERİ 27 HASTA MONİTORİZASYONU 30 DİYALİZİN SONLANDIRILMASI 31 DİYALİZ SONRASI DEĞERLENDİRME 31 DİYALİZ İŞLEMİ SIRASINDA HEMŞİRELİK GİRİŞİMLERİ 32 HEMODİYALİZİN AKUT KOMPLİKASYONLARI 33 DİYALİZER REAKSİYONLARI 37 SIVI-ELEKTROLİT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI 39 DİYALİZAT ISISINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER 44 DİYALİZER YIRTILMASI VE PIHTILAŞMA 44 KOMPLEMAN AKTİVASYONU VE DİYALİZE BAĞLI NÖTROPENİ 44 KAYNAKLAR 45 3

5 BÖBREKLERİN TEMEL FONKSİYONLARI VE DÜZENLENMESİ Böbrekler retroperitoneal bölgede bulunan, her biri yaklaşık gram ağırlığında olan organlardır. Böbreğin makroskopik incelemesinde en dışta fibröz bir kapsül, kapsülün altında korteks ve en içte medülla bulunur. Her iki böbrekte yaklaşık nefron vardır ve her nefron tek başına idrar yapma yeteneğine sahiptir. Bir nefron temel olarak iki kısımdan oluşur: 1)Sıvının kandan filtre olduğu bir glomerül, 2)Filtre edilmiş sıvının sonunda idrara dönüştüğü uzun, yer yer kıvrımlı bir tübül. Kortekste glomerüller, proksimal ve distal tübülüsler ve dış korteksteki Resim 1:Böbreğin bölümleri nefronların henle kulpları bulunur. Medüllada ise toplayıcı kanallar, henle kulpları ve vasa rectalar bulunur. Medüllada bulunan toplayıcı kanallar sırasıyla küçük kaliks, büyük kaliks ve pelvise açılır. Böbreğin Temel Fonksiyonları Vücudun sıvı ve elektrolit dengesini korumak Metabolik artık ürünlerin atılımı sağlamak İlaçlar, toksinler ve metabolitlerinin detoksifikasyonu ve atılımı sağlamak Ekstrasellüler sıvı hacmi ve kan basıncının hormonal düzenlenmesi sağlamak Hormon üretimi ve metabolizmasına katkı sağlamak Peptit hormonların yıkımı sağlamak Küçük molekül ağırlıklı proteinlerin yıkımı sağlamak Metabolik etki Nefronların Temel İşlevleri Nefronun temel işlevi istenmeyen maddeleri böbrek içinden geçtiği süre 4

6 içinde plazmadan temizlemektir. Bunun için etkili olan temel mekanizmalar: 1)Glomerüler filtrasyon: Glomerüldeki kanın plazmasının önemli bir bölümünü (genellikle 1/5 ini) glomerüler membrandan tübüler sistem içine filtre eder. 2)Tübüler reabsorpsiyon: Filtre edilen sıvı tübüllerde seyrederken başta su olmak üzere gereken maddeler peritübüler kapiller ağdaki plazma içine reabsorbe (geri emilim) edilirken, istenmeyen maddeler geri emilmez ve idrar oluşumuna katkıda bulunur. 3)Tübüler sekresyon: İstenmeyen maddelerin idrarla atılmasını sağlayan önemli bir mekanizma da sekresyondur. Plazmadaki bazı maddeler tübülleri döşeyen epitel hücrelerince doğrudan tübüler sıvı içine salgılanırlar. Glomerüler filtrat tübüllerden geçerken su içeriğinin % 99 u ve solüt içeriğinin değişen miktarları vasküler sisteme emilirken, az sayı ve miktardaki bazı maddeler de tübüller içine salgılanır. Bu işlemler sonunda geri kalan tübüler su ve solütler idrarı oluşturur. Diğer bir deyişle idrar çoğunlukla geri emilmeyen ve daha az olarak da salgılanan maddelerden oluşur. Böbrek Hastalıklarında Belirti ve Bulgular Böbrek hastalıklarının başlangıcında ve seyri esnasında hasta; böğür ağrısı, poliüri, noktüri, dizüri, sık idrara çıkma, hematüri, ödem, hipertansiyon, idrarda renk değişikliği, oligüri, anüri, üremik semptomlar ve batında kitle hissetmesi gibi şikayetlerle doktora başvurabilir. Böğür Ağrısı Akut ve nöbetler halinde olan renal kolik veya lomber bölgede yerleşik şekilde olabilir. Böğür ağrısı böbrekten veya böbrek dışından kaynaklanabilir. Akut nefritler, piyelonefrit, üriner sistem tıkanması, renal infarkt, renal hücreli kanser, renal ven trombozu, perinefritik inflamasyon gibi hastalıklar böbrek kaynaklı böğür ağrısı nedenleridir. Poliüri Yetişkin bir hastanın günde 3 litrenin üstünde idrar çıkarmasına poliüri denir. Poliüri ile kaybedilen sıvı, hasta tarafından ağızdan veya damardan alındığı sürece tehlikeli değildir. Poliüri fazla ve hasta tarafından alınan sıvı yetersiz ise kısa sürede hipotansiyon ve şok gelişir. 5

7 Oligüri ve Anüri Günlük idrar miktarının ml nin altında olması oligüri ve ml nin altında olması anüri olarak tanımlanır. Oligürinin diğer tanımı idrar miktarının saatte 20 ml nin altında olmasıdır. Üremik Semptomlar Üremide etkilenmeyen organ veya sistem yok kabul edilebilir; bu nedenle üremi çok değişik belirtilere yol açabilir. Üremi; ensefalopati, konsantrasyon bozuklukları, perikardit, anemi, plevral sıvı, kemik hastalığı, bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı gibi çok değişik belirti ve bulgulara yol açabilir. Hipertansiyon Böbrek parankiminin çeşitli hastalıkları veya böbrek damarlarındaki daralma sekonder hipertansiyonun nedenlerindendir. Hipertansiyon; kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, böbrek yetmezliği, felç, görme kaybı, damar tıkanıklıkları ve beyin kanaması gibi sorunlara yol açabilir. Hematüri İdrarda bir mikroskop sahasında büyük büyütmede 3-4 eritrositten fazla eritrosit bulunmasına hematüri denir. Mikroskopik veya makroskopik olabilir. İdrarda Renk Değişikliği İdrarın normalde rengi içerdiği ürokrom nedeni ile saman sarısıdır. Günlük alınan sıvı miktarına göre açık-koyu sarı arasında değişir. Birçok hastalık durumunda idrarın renginde değişiklik meydana gelir. Hematüri, hemoglobinüri ve miyoglobinüride kırmızı Porfiria hastalığında kırmızı-mor Safra veya rektovezikal fistülde koyu sarı-kahverengi Psödomonas infeksiyonunda yeşil Melanin pigmenti ve alkaptonüride mavi-siyah Piyüri, fosfat kristalürisi ve şilüride süt beyazı İltihap, oksalat veya ürat kristalleri varlığında bulanık idrar oluşur. 6

8 Dizüri ve Sık İdrara Çıkma Ağrılı idrar yapma anlamına gelen dizüri genellikle sık idrar yapma, hemen idrar yapma ihtiyacı (urgency) ve idrarın hepsini boşaltamama hissi ile birlikte bulunur. Bu şikayetler genellikle bakteriyel sistit ve üretritin karakteristik belirtileridir. Sık idrar yapma (pollaküri) dizüriden daha belirgindir ve bazen tek semptom olabilir. Dizüri idrar yapmanın başında, sonunda veya tamamında olabilir. Dizüri kadınlarda erkeklere göre daha fazla karşılaşılan bir belirtidir. Noktüri Gece idrar yapmadır. Normal şartlarda gece oluşan idrar mesane kapasitesini geçmez. Alışkanlık, uykusuzluk ve fazla sıvı alma gibi nedenlerle kişi gece idrara kalkabilir ama noktüri genellikle patolojiktir. Poliüri yapan nedenler, ödem oluşturan nedenler, kronik böbrek yetmezliği, mesane kapasitesinde azalma, irritasyon ve inflamasyon yapan durumlar veya mesanenin tam olarak boşaltılamadığı durumlar noktüriye yol açar. Kronik böbrek yetmezliğinde hastanın ilk semptomunun noktüri olabileceği unutulmamalıdır. Ödem Ödem interstisyel sıvı hacminin artmasıdır ve her zaman sodyum birikimi ile birliktedir. Ödem ayırıcı tanısında yardımcı faktörlerden bir tanesi ödemin üzerine basmakla iz (gode) kalıp kalmamasıdır. Nefrotik sendromda yumuşak iz bırakan ödem görülür. Sadece hipervolemi nedeni ile oluşan ödem üzerine basmakla iz bırakmayabilir, iz oluşsa bile genellikle nefrotik sendromdaki kadar belirgin değildir. Ödem böbrek hastalığının ilk belirtisi olabileceği gibi hastalığın seyrinde de ortaya çıkabilir. Akut glomerülonefrit, akut böbrek yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve nefrotik sendrom ödeme neden olabilir. AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ Akut böbrek yetmezliği (ABY) glomerüler filtrasyon hızında (GFR) gelişen azalma ve bunun sonucunda kan üre azotu, kreatinin ve diğer üremik toksinlerin vücutta birikimini ifade eden bir durumdur. GFR deki düşüsün aylar hatta yıllar içerisinde geliştiği kronik böbrek yetmezliğinin aksine, akut böbrek yetmezliğindeki GFR düşüşü daha hızlıdır ve günler ile haftalar içerisinde gelişir. ABY nadiren toplumsal kökenli bir hastalık olup, genellikle hastanede yatmakta olan bireylerde gelişir. ABY nedenleri prerenal, intrinsik renal ve postrenal olarak sınıflandırılmaktadır. 7

9 1-Prerenal Nedenler Renal glomerül ve tubulus fonksiyonları normal iken hipoperfüzyona bağlı renal perfüzyon basıncında azalma ve/veya ağır renal vazokonstrüksiyona bağlı olarak gelişen böbrek yetmezliğidir. Prerenal ABY nedenleri: 1. Hipovolemi Kanama Renal sıvı kayıpları (diabetes insipidus, tuz kaybettiren nefrit) Gastrointestinal kayıplar (kusma, diyare, tüp drenaj) Deriden terle kayıp Üçüncü boşluğa kayıplar (yanık, zedelenmiş doku, ileus, pankreatit) 2. Kalp debisinde azalma Konjestif kalp yetersizliği Kardiyojenik şok (akut miyokard infarktüsü) Pulmoner emboli Kardiyak tamponad Aritmi 3. Periferik vazodilatasyon Sepsis Anafilaksi Antihipertansif tedavi 4. Renal vasküler direnç artışı Hepatorenal sendrom Vazokonstrüksiyon yapan ilaçlar (cyclosporine, radyokontrast maddeler) 5. Renal otoregülasyonda bozulma ACE inhibitörleri Prostaglandin inhibitörleri (nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar) 2-İntrinsik Renal Nedenler Böbreğin bizzat kendisini ilgilendiren hastalıklar sonucu gelişen ABY dir. İntrinsik renal ABY nin prerenal ABY den önemli farkı böbrek parankiminde hasar oluşmasıdır. İntrinsik renal ABY nedenleri: 8

10 Vasküler a. Büyük damarlar Renal arter oklüzyonu (stenoz, tromboz, emboli, klemp konulması) Bilateral renal ven trombozu b. Küçük damarlar Vaskülitler Ateroembolik hastalık Trombotik mikroanjiopatiler; hemolitik üremik sendrom, trombotik trombositopenik purpura, HELLP sendromu (hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve trombositopeni ile karakterize bir sendromdur), malign hipertansiyon, skleroderma renal krizi, postpartum ABY Glomerül hastalıkları Goodpasture sendromu Pauci immun glomerülonefritler Akut postenfeksiyöz glomerülonefrit, lupus nefriti, henoch- schönlein purpurası, membranoproliferatif glomerülonefrit, IgA nefriti İnterstisyel hastalıklar İnterstisyel nefrit (otoimmun, ilaç, enfeksiyon, malign infiltratif hastalıklar) Tübüler nedenler İskemik akut tübüler nekroz (uzamış prerenal nedenler) Toksik akut tübüler nekroz İntrarenal obstrüksiyon 3-Postrenal Nedenler Postrenal ABY üriner toplayıcı sistemin obstrüksiyonu sonucu gelişir. Postrenal ABY riski en yüksek olan hastalar prostat hipertrofisi veya kanseri olan yaşlı erkeklerdir. Kadında pelvis cerrahisi, ışınlaması ya da malignitesi yok ise tam üriner yol obstrüksiyonuna pek rastlanmaz. Postrenal ABY nedenleri: 9

11 1. İki taraflı üreter obstrüksiyonu ya da tek fonksiyone böbreğin üreter obstrüksiyonu Taş, kan pıhtısı Retroperitoneal fibrozis Prostat, mesane ya da serviks kanseri Cerrahi sırasında kaza ile üreter bağlanması veya travması 2. Mesane boynu obstrüksiyonu Prostat hipertrofisi, prostat ve mesane kanseri Otonom nöropati (nörojenik mesane) 3. Üretra obstrüksiyonu Üretral valv Üretral striktür, phimozis KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ Kronik böbrek yetmezliği (KBY), glomerüler filtrasyon değerinde azalmanın sonucu böbreğin sıvı-solüt dengesini ayarlama ve metabolik-endokrin fonksiyonlarında kronik ve ilerleyici bozulma hali olarak tanımlanabilir. Üremi; kronik böbrek yetmezliğinin neden olduğu tüm klinik biyokimyasal anormallikleri içeren bir deyimdir. Kronik böbrek yetmezliğinden etkilenmeyen organ veya sistem hemen hemen yoktur. Hastaların klinik semptom ve bulguları altta yatan patoloji, böbrek yetmezliğinin derecesi ve gelişme hızı ile yakından ilişkilidir. Glomerüler filtrasyon değeri ml/dakikanın altına inmedikçe hastalar semptomsuz olabilir. Hastaların ilk semptomları genellikle noktüri ve anemiye bağlı halsizliktir. Glomerüler filtrasyon hızı ml/dakika olunca hastada üremik semptomlar ortaya çıkmaya başlar. Glomerüler filtrasyon değeri 15 ml/dakikanın altına inince son dönem böbrek yetmezliğinden bahsedilir ve hastalar diyaliz, renal transplantasyon gibi renal replasman tedavilerine ihtiyaç duyar. 10

12 Kronik Böbrek Yetmezliğinin Klinik Özellikleri Sıvı elektrolit bozuklukları Hipovolemi, hipervolemi, hipernatremi, hiponatremi, hipokalsemi, hiperkalsemi, hiperpotasemi, hipopotasemi, hiper fosfatemi, metabolik asidoz, hipermagnezemi Sinir sistemi Stupor, koma, konuşma bozuklukları uyku bozuklukları, demans, konsantrasyon bozukluğu, polinöropati, baş ağrısı, sersemlik, kramp, konvülsiyon, yorgunluk, huzursuz bacak sendromu (restless leg),ter fonksiyonlarında bozulma, ruhsal bozukluklar, tik, tremor Gastrointestinal sistem Hıçkırık, parotit, gastrit, iştahsızlık, stomatit, pankreatit, ülser, bulantı, kusma, gastrointestinal kanama, kronik hepatit, motilite bozuklukları, özefajit, perforasyon, asit Hematoloji- immunoloji Normokrom normositer anemi, eritrosit frajilitesinde artış, kanama, lenfopeni, enfeksiyonlara yatkınlık, immun hastalıkların yatışması, kanser, mikrositik anemi (alüminyuma bağlı), aşıyla sağlanan immunitede azalma, tüberkülin gibi tanısal testlerde bozulma Kardiyovasküler sistem Perikardit, ödem, hipertansiyon, kardiyomiyopati, hızlanmış ateroskleroz, aritmi, kapak hastalığı Pulmoner sistem Plevral sıvı, üremik akciğer, pulmoner ödem Cilt Kaşıntı, gecikmiş yara iyileşmesi, solukluk, tırnak atrofisi, hiperpigmentasyon, üremik döküntü, ülserasyon, nekroz Metabolik- endokrin sistem Glukoz intoleransı, hiperlipidemi, hiperparatroidi, büyüme geriliği, hipogonadizm, impotans, libido azalması, hiperürisemi, malnütrisyon, hiperprolaktinemi Kemik Üremik kemik hastalığı, hiperparatroidi, amiloidoz (D vitamini metabolizması bozuklukları, artrit) Diğer Susuzluk, kilo kaybı, hipotermi, üremik ağız kokusu, miyopati, yumuşak doku kalsifikasyonu, karpal tünel sendromu, noktüri 11

13 DİYALİZ TANIMI Diyaliz, yarı geçirgen bir membran aracılığı ile hastanın kanı ve uygun diyaliz solüsyonu arasında sıvı-solüt değişimini temel alan bir tedavi şeklidir. Sıvı ve solüt hareketi, genellikle hastanın kanından diyalizata doğrudur ve bu diyalizatın uzaklaştırılması ile hastada mevcut olan sıvı-solüt dengesizliği normal değere yaklaştırılır. Diyaliz tedavisi hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere iki şekilde uygulanır. HEMODİYALİZ Hemodiyaliz (HD), uygun bir damar yolu (A-V fistül, greft veya kateter) ve bir membran aracılığı ile hastadan alınan kanın ( ml/dk) bir makine yardımı ile sıvı- solüt içeriğinin yeniden düzenlenmesidir. Yarı geçirgen membranın porları su ve küçük moleküllerin geçişine izin verirken, proteinler ve kan hücreleri gibi daha büyük yapıların geçişine izin vermez. Yeterli kan akımının sağlanması için kalıcı veya geçici vasküler giriş yolu sağlanmalıdır. Geçici vasküler giriş yolu sağlamak için günümüzde kullanılan en yaygın yöntem çift lümenli bir kateterin femoral, subklavyen veya internal jugüler vene yerleştirilmesidir. DİYALİZ KATETERLERİ Acil durumlarda, A-V fistülün olgunlaşmasına kadar geçen dönemde, bazı özel durumlarda ise uzun süreli olmak üzere, hemodiyaliz özel bir merkezi ven kateteri aracılığıyla gerçekleştirilir. Hemodiyaliz için kullanılan kateterler, yapıldıkları materyallere, kullanım sürelerine ve lümen yapılarına göre farklılık gösterirler. İdeal bir hemodiyaliz kateteri; Hastaya uygun boy ve çapta seçilmeli Uzun süre dayanabilmeli Komplikasyona yol açmadan kolayca kullanılabilmeli Uygun kan akımı sağlamalı (300 ml/dk dan daha fazla) Radyoopak olmalı, buna karşın işlem sırasında büzüşmemelidir. Seçilen hemodiyaliz kateteri cilde kolayca ve güvenle tespit edilebilmeli, başlıca bakterilere ve diğer enfeksiyona yol açan ajanlara karşı dirençli olmalıdır. 12

14 Merkezi venöz kateterler uygulama süresi ve amacına göre geçici ve kalıcı olmak üzere ikiye ayrılırlar. Takılacak kateterin geçici ya da kalıcı olmasını belirleyen en önemli faktör, öngörülen kateter kullanım süresidir. a)geçici Hemodiyaliz Kateterleri (Kafsız Kateterler) Geçici vasküler giriş yolu sağlamak için günümüzde kullanılan en yaygın yöntem çift lümenli bir kateterin femoral, subklavyen veya internal jugüler vene (İJV) yerleştirilmesidir. Geçici hemodiyaliz kateterleri poliüretan yapıları gereği daha rijid yapıdadırlar. Hastanın vücut yapısına ve takılacağı bölgeye uygun kateter seçilmelidir. Bu kateterler, akut böbrek yetmezliği olgularında ya da yeni arteriovenöz fistül açılmış kronik renal yetmezlik olgularında fistülün olgunlaşması için zaman kazanmak amacıyla tercih edilir. 3 haftadan daha kısa süreli giriş yolu oluştururlar. Eğer mümkünse kateter giriş yeri ultrason ile belirlenmelidir. b)kalıcı Hemodiyaliz Kateterleri (Tünelli-Kaflı Kateterler) Genellikle silikon yapılıdırlar. Bu yapı kateterin daha esnek ve daha az trombojenik olmasını sağlamaktadır. Jugüler, subklaviyen ve femoral vene yerleştirilebilirler. Bu kateterler cilt altında açılan tünelden geçirilir ve ciltten çıktığı bölgede var olan polyester yapılı kaf sayesinde enfeksiyonu engelleyici özellik taşırlar. Akut veya kronik böbrek yetmezliği olgularında genellikle uzun süreli (3 haftadan daha uzun) kullanım amaçlı takılırlar. Tünelli- kaflı kateterler A-V fistül oluşturulan ve gelişmesi beklenen tarafa yerleştirilmemelidir. Tünelli kateterler, kanama riski nedeni ile INR si yüksek olan ve trombosit sayısı 25,000/ mm 3 den düşük olan hastalar için uygun değildir. Tüm kaflı kateterler floroskopi altında yerleştirilmelidir. Tünelli kateterlerin takılması daha ağrılı olduğu için midazolam ve fentanil ile intravenöz sedasyon uygulanmaktadır ve 6 saatlik açlık gerekmektedir. İşlem sırasında cerrahi sterilitenin gerekleri mutlak olarak uygulanır. Komplikasyonlar Hemodiyaliz kateterlerinin takılması bazı komplikasyonlara neden olabilir. Erken dönem komplikasyonlar arteriyel ponksiyon, hematom oluşması, sinir yaralanması, pnömotoraks, hemotoraks, kateter disfonksiyonu ve aritmidir. Geç dönem komplikasyonlar ise kateterin kalış süresi ile ilişkilidir. Geçici kateterlerin ortalama kalış süresi internal jugüler ven ve subklavyen kateterler için 3-4 haftayı, femoral kateterler için 2 haftayı geçmemelidir. Sürenin uzaması hem trombotik komplikasyonları, hem de enfeksiyon riskini artırmaktadır. 13

15 Diyaliz kateterlerinde hemşirelik bakımı Kateter pansumanlarının değişimi ve manipülasyonlar sadece eğitimli diyaliz personeli tarafından yapılmalıdır (kateter enfeksiyonları en az 5 kat azalacaktır). Hemşire mutlaka eldiven giymeli ve maske takmalıdır. Kateter çıkış yeri her hemodiyalizde enfeksiyon belirtileri açısından muayene edilmelidir. Kateter çıkış yerine her pansumanda (2-5 günde bir) povidon iyot kullanımı önerilmektedir. Kuru gazlı bezle kapatılmalı ve her hemodiyalizde değiştirilmelidir. Kateterlerin kullanımı sırasında her hasta için yeni ve temiz bir eldiven giyilmelidir. Kateter kapakları ve set bağlantıları povidon iyot ile 3-5 dakika iyice ıslatılmalı ve ayırmadan önce kurumasına özen gösterilmelidir. Kateter lümeni ve kateter ucu açık bırakılmamalıdır. Setin katetere bağlanması ve ayrılması sırasında hasta ve hemşire maske takmalıdır. Kateterlerin başka amaçlarla kullanımı engellenmelidir. Hemodiyaliz kateterleri, acil durumlar dışında kan alma veya hemodiyaliz dışı işlemler için kullanılmamalıdır. Her kullanımdan sonra kateterin her iki lümeni SF ile yıkanmalı, kateterin lümen hacmi kadar saf heparin ile doldurularak kapatılmalıdır. Geçici bir hemodiyaliz kateterinin üç haftadan uzun süre ile kullanılması bekleniyor ise manşetli kateterler tercih edilmelidir. Diyaliz için kalıcı erişim yolu olarak santral venöz kateter yerine A-V fistül veya A-V greft tercih edilmelidir. Bir kısmı çıkan kateterler asla geri itilmemelidir. Kateter pansumanı su geçirmeyen özel bantla kapatıldıktan sonra banyo yapılmalıdır. Femoral kateter değilse önce baş geri alınarak yıkanmalı, sonra vücut yıkanmalıdır. Eğer banyo sırasında kateter giriş yeri pansumanı ıslanır ise hemen değiştirilmelidir. Diyaliz tedavisi akut ve kronik olarak uygulanabilir. Akut diyalizde hemodiyaliz, periton diyalizi veya yavaş-sürekli yöntemler uygulanabilir. Kronik diyaliz tedavisinde ise hemodiyaliz veya periton diyalizi uygulanabilir. 14

16 SÜREKLİ VASKÜLER GİRİŞİM YOLU Fistül; arterle ven arasındaki cilt altı bir anastamozdur. Genellikle ön kolda uygulanır. Ven duvarında kalınlaşma ve venöz dilatasyon gelişerek olgunlaşması birkaç ay alır. Hemodiyalizde yeterli debide ve tekrarlanabilir kan akımı sağlamak için yeterli büyüklükteki bir damara ulaşmak gerekmektedir. Bu ihtiyaç en iyi A-V fistül ve A-V greftle karşılanmaktadır. A-V FİSTÜLLER Arteriyovenöz fistül operasyonları, kronik böbrek yetmezliği olan olgularda hemodiyaliz uygulanmasını kolaylaştırıp, olgunun yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla en sık uygulanan yöntemlerdir. Genellikle dominant olmayan kolda oluşturulur. Böylelikle fonksiyonel olan kolda herhangi bir kısıtlanma olmaz. Primer A-V fistüller ilk tercih edilmesi gereken vasküler yaklaşımlardır. Tipik olarak sefalik ven ve radiyal arterin uç-yan anastamoz (end-to-side) şekilde birleştirilmesiyle oluşturulur. Bu fistüllerin ömrü genellikle uzundur ve enfeksiyon nadiren görülür. Böyle bir fistül ilk 6 ay sorunsuz çalışıyorsa 20 yıla kadar çalışması beklenebilir. A-V fistüllerin dezavantajları; -Olgunlaşmaları için 2-4 aya ihtiyaçları vardır. Akut hemodiyaliz girişimi için kullanılamaz. - Özellikle yaşlı ve diyabetik hastalarda uygunsuz arter ve ven anatomisi nedeniyle A-V fistül daha zor açılabilir. Hastanın fistül için geç sevk edilmesi, flebotomi için sürekli sefalik venlerin kullanımı fistülün başarılı olarak açılmasında engel teşkil eder. -Titiz ve dikkatli yaklaşıma rağmen primer fistüllerin %20-40 ı olgunlaşamaz. Postoperatif bakım El, kalp seviyesinin üzerinde kalacak tarzda yukarıda tutulur. Fistülde tril sesi ve bir steteskop vasıtasıyla üfürüm aranır. Eğer üfürüm yoksa fistül kapanmıştır. Üfürüm var, tril alınamıyorsa zaman içinde fistülden geçen kan akımının artması ve fistülün olgunlaşması beklenir. Fistülün kullanılması Fistül oluşturulduktan sonra yaklaşık 1-2 aylık bir süre fistül olgunlaşması için beklenir. Bu süreden önce kullanılması genellikle uygun değildir, ancak pratik 15

17 uygulamada genellikle daha erken kullanılmaktadır. Eğer hastanın bu bekleme süresi içinde acil diyaliz gereksinimi varsa, geçici bir vasküler girişim yolu sağlanabilir. Hemodiyaliz için 15 veya 16 numaralı iğne kullanılmalıdır. Yüksek kan akım hızlı hemodiyaliz uygulaması için dakikada 350 ml üzerinde kan akımı sağlanmalıdır. Bu amaçla daha geniş olan 14 numaralı iğne kullanılması gerekir. Genellikle arteriyovenöz fistülde iki iğne kullanılır ve iğnelerin ikisi de fistülün proksimalindeki vene uygulanır. Fistüle yakın olan iğneden diyalizere giden arteriyel hat, uzak olan ise venöz hat olarak kullanılır. Arteriyel hatta iğnenin fistülden 3 cm den daha uzak olmasına dikkat edilir. Venöz hatta iğnenin vene giriş yerinin arteriyel hattın 5 cm daha yukarısında olması uygundur. Ağrıya hassas olan hastalarda, iğne girmeden önce lokal anestezik etkili kremlerin kullanılmasını tavsiye edenler vardır. Arteriyovenöz fistül proksimalindeki vende iğne giriş sayısını azaltmak amacıyla tek iğne ile tek yönde kan akım uygulaması yapılabildiği gibi, çift lümenli iğne de kullanılabilir. Ancak, bu yöntemlerin fistül açık kalma süresi üzerine olumlu etkisi gösterilmemiştir. İğnenin uygun olarak yerleştirilmesi fistülün açık kalma süresini etkiler. Fistülün proksimalindeki bir veya iki bölgede iğne girişlerinin hep aynı segment içinde gruplaşması ven duvarının giderek zayıflamasına ve bu bölgede anevrizma gelişimine neden olabilir. İğne girişlerinin ven trasesi boyunca her seferinde 1-2 santim yukarı çıkarak daha sonra tekrar geri baştan başlayarak sürekli olarak yer değiştirmesi (merdiven basamağı gibi) arteriyovenöz fistülün ömrünü uzatır. Komplikasyonlar Elde ödem: Fistülde arter tarafından ven tarafına doğru olan akım yüklenmesi fistül distalinde venöz basıncın artmasına neden olur. Yetersiz akım: Diyaliz için yeterli kan akımının olmaması resirkülasyon (yeniden dolaşım) yüzdesinin artmasına ve etkisiz diyalize neden olur. Yetersiz akımın en sık nedeni venöz yolda sık sık girilen iğnelerin oluşturduğu fibrozise bağlı olan parsiyel (kısmi) tıkanıklıktır. Akımın zayıf olması pıhtı oluşumunu başlatır ve pıhtının büyümesine neden olur. Düzeltilebilir olan lezyonlar cerrahi olarak veya balon anjiyoplastisi ile onarılır. 16

18 Tromboz: Fistülde pıhtı cerrahi işlemi takiben erken dönemde olabildiği gibi geç devrede de görülebilir. Erken dönemde görülen trombozun nedeni sıklıkla teknik uygulamadaki hatadır ve cerrahi gerektirir. Geç dönemde görülen pıhtı oluşumu ise sıklıkla zayıf akım sonucunda olur. Dehidratasyon, hipotansiyon veya hiperkoagülabilite durumları risk faktörleridir. Pıhtının uzaklaştırılması cerrahi olarak fistülün açılıp fogarty kanülü kullanılarak yapılabildiği gibi medikal olarak trombolitik (ürokinaz, streptokinaz) ilaçlarla da sağlanabilir. Elde iskemi: Daha öncesinde dolaşımı iyi olmayan diyabetik veya aterosklerozlu hastalarda elde ağrı, soğukluk, üşüme hissi ve iyileşmeyen ülserler arteriyovenöz fistül nedeniyle gelişen iskemiyi akla getirmelidir. Yalancı anevrizma: Venöz yapıda yalancı anevrizma arterin gerçek anevrizmasından daha sık olarak görülür ve diyaliz iğnesinin çıkarılmasını takiben damar dışına olan kanamaya bağlıdır. Yalancı anevrizmalar cilt altında belirginleşip, inceldiği zaman cerrahi olarak düzeltilmelidir. Enfeksiyonlar: Oldukça nadirdir fakat sıklıkla stafilokoklar tarafından oluşur. Tanı lokal inflamasyon bulgularının varlığı ile konur. Lokal ve sistemik kan kültür örnekleri alınmalı ve tedavide stafilokoklara etkili antibiyotikler kullanılmalıdır. Konjestif kalp yetmezliği: Radiyal-sefalik arteriyovenöz fistül yoluyla kardiyak debiye yaklaşık olarak dakikada ml yük eklenir. Kalp fonksiyonları uzun süreli takiplerde fistülün varlığına bağlı olarak önemli bir bozulma göstermez. Ancak, brakiyal ve daha proksimal bölgede oluşturulan fistüller ile femoral bölgede oluşturulan fistüllerde kan akım hızı dakikada 500 ml nin üzerindedir ve kalp debisinin artmasıyla birlikte özellikle kalp sorunları olan hastalarda konjestif kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Bu hastalarda fistülün geçici olarak elle kapatılması (Nicoladoni-Branham belirtisi) nabız sayısını azaltır. Tedavide fistül akımını azaltmaya yönelik cerrahi işlem uygulanır. 17

19 Nöropati: El bileği seviyesinde fistül açılan az sayıda hastada periferik sinir lezyonuna bağlı karpal tünel sendromu gelişir. Nedeni kesin belli değildir. Tedavisi cerrahidir. ARTERİYOVENÖZ GREFT Hastalarda ön kol seviyesinde ven veya arterlerin patolojisine bağlı olarak uygun bir arteriyovenöz fistül açılamadığında; otojen (endojen) safen ven veya PTFE (politetrafloretilen) tüp greft ile arter ile ven arasında bağlantı oluşturulur. Greft kullanılarak oluşturulan arteriyovenöz girişim yolu hiç bir zaman direkt arter ile ven arasında oluşturulan arteriyovenöz fistüle tercih edilmez. Greft ile oluşturulan girişim yolunun açık kalma süresi 3. yılda yaklaşık % 30 iken, arteriyovenöz fistülde bu oran % 70 ler civarındadır. Avantajları: ı) Geniş alanda kanülasyon imkanı sağlar. 2) Kanüle edilmesi teknik olarak kolaydır. 3) Olgunlaşması kısa sürede olur, greft konulduktan 7-14 gün içinde kullanılabilir. 4) Cerrahi olarak yerleştirilmesi ve tamiri de kolaydır. Arteriyovenöz greft amacı ile kullanılan damarlar; radiyal arter ile sefalik-brakiyal -bazilik ven, brakiyal arter ile sefalik- bazilik -brakiyal -aksiller -subklavyen ven ve femoral arter ile safen vendir. Arteriyovenöz greft sık olarak dominant olmayan kolda radiyal arter ile bazilik ven arasında veya brakiyal arter ile bazilik ven arasında cilt altında loop (ilmek) şeklinde yerleştirilir. Arteriyovenöz greftin hemodiyaliz işlemi için ne zaman kullanılacağı greft materyalinin özelliğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Özel olarak imal edilmiş PTFE, teflon veya dakron greftlerinde cerrahi işlemi takiben hemen diyalize girmek mümkündür. Greft materyali otojen safen ven veya özellikli greft materyali değilse, greftin geçirildiği tünelin iyileşmesi için 2-3 hafta beklenir. Aksi halde yalancı anevrizma, yara iyileşmesinde gecikme, infeksiyon vb. yan etkilere rastlanır. Preoperatif ve postoperatif bakım ile hemodiyaliz iğnelerinin yerleştirilmesi arteriyovenöz fistüldeki gibidir. Brakiyal-bazilik ven arasında loop oluşturularak gerçekleştirilen greftlerde kan akımının ne tarafa olduğunu cerrahın işaretlemesi diyalizin arteriyel ve venöz hattının belirlenebilmesi için önemlidir. Bunun hastanın dosyasında şematik olarak gösterilmesi gereklidir. 18

20 Yerleştirilen greftlerin yaklaşık % 5-20 sinde enfeksiyon önemli bir problemdir. Greft kullanılan hastalarda diş çekimi, genitoüriner sistem girişimlerinde bakteriyel endokardit profilaksisi uygulanmalıdır. En sık greft infeksiyonu etkeni stafilokoklardır. Nadiren gram negatif bakteriler etken olarak karşımıza çıkar. Hastalarda lokal bulgu olmaksızın sepsis görülebilir ve hemen antimikrobiyal tedavi verilmelidir. Enfekte greftlerde anastomoz hattında kanama veya anevrizma gelişimi acil cerrahi tedavi gerektirir. Diğer komplikasyonlar daralma, tromboz, anevrizma ve yalancı anevrizmadır. Akut Diyaliz Tedavisi Akut diyaliz tedavisinde tercih edilen diyaliz yöntemi hemodiyalizdir. Hemodiyaliz, plazma sıvı ve solüt kompozisyonunu periton diyalizinden 4-8 kat daha hızlı yükseltir. Akut diyaliz tedavisi bazı hastalarda hayat kurtarıcıdır. Akut diyaliz tedavisi uygulanması gereken başlıca klinik durumlar aşağıdaki gibidir: 1-Akut böbrek yetmezliği 2-Kronik böbrek yetmezliği 3-Hiperpotasemi 4-Metabolik asidoz 5-Hiperkalsemi 6-Hipervolemi 7-Hiperürisemi 8-Hiperfosfatemi 9-Metabolik alkaloz 10-Hiponatremi 11-Yüksek doz ilaç alımı ve zehirlenmeler Kronik Diyaliz Tedavisi Kronik böbrek yetmezliği sürecinde hastalarda bir süre sonra son dönem böbrek yetmezliği gelişir ve bu hastalar diyaliz tedavisine ihtiyaç duyarlar. Kronik diyaliz tedavisine başlamak için kullanılabilecek en objektif parametre glomerüler filtrasyon değeridir. Glomerüler filtrasyon değerinin ölçülmesinde en sık kullanılan yöntem kreatinin klirensidir. Pratik olarak kreatinin klirensi 10ml/dakikanın altına inince kronik diyaliz tedavisine başlanır. 19

21 Kronik böbrek yetmezliğinde diyalize başlama endikasyonları Kesin endikasyonlar Üremik perikardit Üremik ensefalopati veya nöropati Pulmoner ödem veya tıbbi tedaviye cevapsız hipervolemi Kontrol altına alınamayan hipertansiyon Üremik kanamalar Sık bulantı, kusma ve halsizlik Kreatinin düzeyi > 12 mg/dl ve Bun >100 mg/dl Akut psikoz Malnütrisyon Rölatif (bağıntılı) endikasyonlar Hafızada ve bilişsel fonksiyonlarda bozulmalar Erken periferal nöropati Diüretiklere yanıtsız periferik ödem İnatçı kaşıntı Serum kalsiyum ve fosfor düzeyinin iyi kontrol edilememesi Eritropoietin tedavisine dirençli anemi PERİTON DİYALİZİ (PD) Periton diyalizi, son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda alternatif tedavi yöntemlerinden birisidir ve son yıllarda ülkemizde giderek artan sayıda hastaya uygulanmaktadır. Periton diyaliz sistemi temel olarak, peritona giriş sağlayan bir yol ile periton boşluğuna diyalizatın verilmesi, belirli bir süre tutulması ve bu süre sonunda boşaltılması şeklinde olmaktadır. Diyalizatın periton boşluğunda beklediği dönemde, kanda yüksek konsantrasyonda bulunan üre gibi azotlu maddeler ve diğer üremik toksinler difüzyonla diyalizata geçerler. Solütlerin difüzyonu, konsantrasyon farkının yüksek olduğu başlangıç döneminde en hızlıdır, diyalizat ve kan arasındaki konsantrasyon farkı azaldıkça difüzyon hızı azalır ve kan ile diyalizat konsantrasyonu eşitlendiğinde difüzyon durur (diyalizat/plazma oranı 1 olduğunda). Periton boşluğuna uygun kateter aracılığıyla doldurulan belirli miktar diyaliz solüsyonunun birkaç saatlik dengelenme süresinden sonra yenisi ile değiştirilmesi yöntemidir. Periton diyalizini gerçekleştiren periton zarıdır. Periton membranı; kapiller, entodel, bazal membran, gevşek doku ve mezotel hücresinden oluşur. 20

22 Diyalizatın periton boşluğuna verilmesi ve alınması peritona yerleştirilen kateterler yoluyla olmaktadır. Kronik periton diyalizi için kullanılacak kateterlerin, bakteriyolojik olarak emniyetli, dayanıklı ve kolay takılıp çıkarılabilir olması gereklidir. Günümüzde bu amaçla en sık kullanılan Tenckhoff kataterleridir. Kateter silikondan yapılmış olup, periton içindeki ucunda diyalizat akımını sağlamak için çok sayıda delik vardır. Kateterde, biri periton üstüne diğeri kateterin ciltten çıkış yerinden iki cm. içeri, cilt altına yerleştirilen iki adet dacron kaf (cuff, keçe) vardır. Tenckhoff kateterleri hem cerrahi olarak hem de torakar yardımıyla lokal anestezi altında yerleştirilebilirler. Genellikle kateter yerleştirildikten sonra sürekli peritoneal diyalize başlamadan gün beklemek uygun olacaktır. PERİTON DİYALİZ KATETERİN BAKIMI Periton kateteri, periton diyalizi tedavisi gren hastaların hayat damarıdır. Kateter ömrü uygulama sırasında ve sonrasında gösterilen özene bağlıdır. Kateterin sabitleştirilmesine, çıkış yerine, kontaminasyonun önlenmesine ve hasta eğitimine dikkat edilmelidir. Çıkış Yeri Bakımı Çıkış yeri enfeksiyonları kateter kaybının en önemli sebeplerindendir birisidir. Hemşire çıkış yeri enfeksiyonlarının önlenmesinde anahtar rol oynar. Kateter yerleştirilirken; Kateter çıkış yerine sürtünmeleri önlemek için kemer çizgisinden kaçınarak çıkış yeri lokalizasyonu planlamak gerekir. Çıkış yeri hasta ayakta iken kemer çizgisinin altında veya üstünde işaretlenmelidir. Hastanın S.aureus taşıyıcısı olup olmadığını anlamak için kateter uygulaması sırasında nazal sürüntü alınmalıdır. Taşıyıcı olanlara hekim istemine uygun ilaç başlanmalıdır. Hastalar yara yeri iyileşene kadar (yaklaşık iki hafta) çıkış yerini ıslatmamalıdır. Kateter yerleştirildikten sonra haftada iki kez pansuman yapılmalıdır. Kateter yerleştirildikten sonra Hastaya her gün duş alması anlatılmalıdır. Çıkış yerini uzun süre ıslak tutmamalıdır. 21

23 Çıkış yeri iyi kurulanmalı, kuru gazlı bez ile kapatılmalıdır. Hasta çıkış yeri enfeksiyonları konusunda eğitilmelidir. Kızarıklık veya püy olduğunda periton diyaliz merkezine bildirmesi söylenmelidir. Çıkış yeri enfeksiyonundan şüphelenilirse antibiyotik başlamadan önce kültür alınmalıdır. Enfeksiyon gelişirde, hemşire hastanın çıkış yeri pansumanını nasıl yaptığını gözden geçirmelidir. Periton kateterinin bakımı Hiçbir zaman kateterin yanında özellikle çıkış yerine pansuman yaparken makas kullanılmamalıdır. Hiçbir zaman kateter kıvrılmamalıdır. Hiçbir nesne katetere sokulmamalıdır. Hastalar tıkalı katetere tel ve benzeri gereçleri sokarak açma girişimleri konusunda uyarılmalıdır. Kazayla çıkmasını önlemek için kateterin cilde iyice bantlandığından emin olunmalıdır. Özellikle yeni takılan kateterlerde önemlidir, kolayca çıkabilir. Kateter yerleştirildikten sonra yıkanmalıdır. Diyalizat ( ml) içeri verilmeli veya iki kez drene edilmelidir(sıvı kanlı ise daha fazla). Kateterin iyi fonksiyon gördüğünü anlamak için eğitimden bir veya iki gün önce yıkanmalıdır. Kateterin fonksiyon görmediğini anlamak eğitimde vakit kaybettirir. Özellikle kateter yerleştirildikten sonra laksatiflerin gerekliliği anlatılmalıdır. Set Değişimleri Ultra transfer set (10-15 cm), kateterin ucundaki adaptöre bağlanır. Bu kateterin dışarıdaki kısmını uzatır ve hastanın tutmasını kolaylaştırır. Setin fazla kullanımından kaynaklanan fiziki aşınmaları önlemek için düzenli olarak değiştirilmesi gerekir. Set değişimleri genellikle 6 ayda bir yapılır. Set değiştirilirken; Eller yıkanmalı ve steril eldiven giyilmelidir. Kateterin dış kısmına bir klemp konur. Eski set adaptörden çıkarılarak Betadine batırılır. Yeni set adaptöre bağlanır. 22

24 HEMODİYALİZİN FİZİKSEL TEMELLERİ 1.DİFÜZYON Solütler su içinde eriyik halinde iken molekülleri sürekli olarak bir titreşim hareketi içindedir. Bu hareket esnasında moleküller içinde bulundukları kabın çeperlerine ve birbirlerine büyük bir hızla rastgele çarparlar. Kabın çeperlerinde yarı geçirgen bir zar var ise bu moleküllerden bazıları zarın porlarına rastlayarak porların içinden geçerler ve diğer yandaki eriyiğe katılırlar. Böylece o molekülün karşı taraftaki konsantrasyonu artmış olur. Bu tür madde alışverişine difüzyon denilir. Eğer madde alışverişi esas olarak hasta kanı ve diyaliz sıvısı arasındaki difüzyon ve konsantrasyon farkı nedeni ile oluşmakta ise bu işleme diyaliz denilecektir. Diyalizde kullanılan membranlar değişik hemodiyaliz membran türleri veya periton membranı gibi doğal membranlar olabilir. Difüzyonun hızını ve yönünü etkileyen başlıca üç faktör vardır: a)konsantrasyon gradienti: Molekülün membranın bir tarafındaki konsantrasyonunu ne kadar arttırırsak, titreşecek, membrana çarpacak ve porlardan karşı tarafa geçecek molekül sayısı, dolayısı ile karşı tarafa geçecek olan madde miktarı da o kadar artacaktır. Böylece iki taraf arasındaki konsantrasyon farkının (konsantrasyon gradientinin) artması madde alış verişini hızlandıracaktır. Hemodiyalize uyarlanmış bir anlatımla hastanın üresi ne kadar yüksek ise diyaliz sıvısına geçerek diyalizata karışacak üre miktarı da o kadar fazla olacaktır veya diyaliz sıvısına ne kadar fazla kalsiyum koyulursa hasta kanına o kadar fazla kalsiyum geçmiş olacaktır. Hemodiyaliz işlemi boyunca kan veya diyaliz sıvısının akım hızının arttırılması birbiri ile temasa geçen, madde alış verişinden etkilenmemiş yeni kan ve kullanılmamış diyaliz sıvısını karşı karşıya getireceğinden konsantrasyon gradientini yükseltir ve hemodiyalizin etkinliğini arttırır. b)molekül ağırlığı: Porlardan geçebilen maddelerin molekülleri ne kadar büyük ise membrandan geçen molekül sayısı dolayısı ile madde miktarı ve geçiş hızı o kadar azalır. Örneğin hemodiyaliz işlemi boyunca, küçük bir molekül olan üre kendisinden daha büyük bir molekül olan kreatininden daha büyük bir hızla diyaliz edilebilecektir. Bu nedenle hemodiyaliz boyunca oransal olarak üre, kreatininden daha fazla ve hızlı düşer. 23

25 c)membran direnci: Yarı geçirgen membranın kalınlığının artması, porlarının küçülmesi veya por sayısının azalması membranın madde alışverişine karşı direncini arttırır. Bu özellikleri farklı olan membranlarının su veya solütleri geçirme özellikleri de farklı olacağından hemodiyaliz membranları kullanılacak makinenin ve kullanılacakları işlemin özelliklerine göre seçilmek zorundadır. Örneğin membran direnci düşük bir hemofiltrasyon filtresinin volüm kontrolü bulunmayan eski tip bir hemodiyaliz makinesinde kullanılması hastada ciddi sıvı kaybı, hipotansiyon hatta şok nedeni olabilir. 2.ULTRAFİLTRASYON-KONVEKSİYON Doğal sıvıların ana maddesini oluşturan su molekülleri diyaliz membranından küçük molekül ağırlıklı olmaları nedeni ile kolayca geçerler. Bu geçiş sırasında su içinde erimiş halde bulunan bir kısım solütler de su molekülleri ile birlikte membrandan geçerek yer değiştirirler. Bu tür madde transportuna ultrafiltrasyon veya konvektif transport adı verilir. Bir membrandan su moleküllerinin geçişi iki nedenle oluşabilir. Bunlardan birincisi hidrostatik basınçtır. Kabın bir tarafına yüksek basınç uygulanırsa su moleküllerinin titreşim hareketleri basıncın etkisi ile hızlanır, porlardan membranın öbür tarafına daha çok su molekülü geçerek yer değiştirir. İkinci neden ise ozmotik basınç olarak bilinir: Solüt konsantrasyonunun yüksek olduğu tarafta rölatif olarak su moleküllerinin konsantrasyonu azalmış olacağından kabın karşı tarafından bu tarafa daha çok su molekülü geçecek, bu su geçişi iki taraftaki su dengesi sağlanana kadar sürecektir. Bu geçişi sağlayan kuvvet ozmotik basınç adını alır. Bir eriyikteki solüt konsantrasyonu ne kadar yüksek ise ozmotik basınç o kadar yüksek olacaktır. Hemodiyalizden örnek verirsek, diyaliz sıvısı içindeki sodyum miktarını ne kadar arttırırsak, hasta kanından diyalizata artmış ozmotik basınç nedeni ile o kadar daha fazla su geçer, başka bir deyimle o kadar fazla ultrafiltrasyon sağlanır. Kolayca anlaşılabileceği gibi ultrafiltrasyonun miktarını arttırmanın ikinci ve daha sık kullanılan bir yolu membranın kan tarafındaki basıncı arttırarak diyalizat - kan arasındaki hidrostatik basınç farkını yükseltmek, (transmembran pressure=tmp) böylece su moleküllerinin diyalizata daha fazla geçişini sağlamaktır. Hidrostatik basınç yolu ile ultrafiltrasyonun arttırılabilmesi özelliği hemodiyalizde kullanılan her cins membran için aynı değildir. Bazı membranlar por ve kalınlık özellikleri nedeni ile suyu daha fazla geçirirken, diğerleri suyu daha az geçirebilirler. Bir diyalizere uygulanan her 1 mmhg lık hidrostatik basınçla o diyalizerden bir dakikada alınan ultrafiltratın ml cinsinden 24

26 miktarına o diyalizerin ultrafiltrasyon sabitesi (KUF) denilir. KUF değeri ne kadar fazla ise o diyalizerden o kadar kolay ve bol ultrafiltrasyon sağlanabilir. Pratikte kullanılan diyalizerler için KUF değeri 2-6 ml/saat/mmhg kadardır. Örneğin KUF değeri 2 ml/saat/mmhg olan bir diyalizerle, transmembran basıncı olarak 300 mmhg hidrostatik basıncı uygulanırsa, beklenen ultrafiltrasyon hızı 600 ml/ saat tir. HEMODİYALİZDE KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER Hemodiyaliz işlemi, hasta kanının hastanın genellikle daha az kullanılan kolundaki bir arteriyovenöz fistül veya bir santral venöz kateterden alınarak hemodiyaliz seti içinde diyalizere pompalanması ve diyalizer içinde diyaliz solüsyonu ile aralarında hemodiyaliz membranı bulunacak şekilde karşı karşıya getirilmesini gerektirir. Bu nedenle bir hemodiyaliz seansı sırasında bu işlemi yerine getirmeye yarayacak bazı araç ve gereçlerin yapıları ve işlevlerinin bilinmesi gerekir. Bu araç ve gereçler şunlardır: 1. Su arıtma sistemi 2. Diyaliz solüsyonu 3. Diyalizer 4. Hemodiyaliz makinesi ve setleri. HEMODİYALİZ İŞLEMİ Hemodiyaliz uygulanacak hastanın üniteye kabulünde vücut ağırlığı, vücut ısısı, arter kan basıncı ölçülmeli, varsa interdiyalitik (diyalizler arası) döneme ilişkin yakınmaları öğrenilmeli, doktor tarafından değerlendirilmelidir. Hemşire, doktor tarafından verilmiş diyaliz talimatlarını mutlaka okuyup tam olarak anlamalıdır. Kullanım öncesinde hemodiyaliz makinesinin dezenfeksiyon ve sonrasında da yıkanma işlemi yapılmış olmalıdır. Hastaya uygun, öngörülen özelliklerde diyalizer ve diyalizat sağlanmalı ve hazırlanmalıdır. Ne yazık ki ülkemizde her zaman hastaya en uygun diyalizat sağlanması mümkün olamamaktadır. Hemodiyaliz işlemi şu başlıklar altında toplanabilir: 1.Diyalizerin yıkanması ve doldurulması 2.Vasküler giriş 3.Diyalizi başlatma 4.Gösterge ve uyarı sistemlerinin kurulması 5.Hasta monitorizasyonu (takibi) 25

27 6.Diyalizi sonlandırma 7.Diyaliz sonrası değerlendirme. 1.Diyalizerin Yıkanması ve Doldurulması Diyalizerin sterilizasyonunda buhar, ışın, e-beam ve etilen oksit yöntemleri kullanılmaktadır. Etilen oksit, kaşıntıdan anaflaksiye kadar bir dizi aşırı duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle, özellikle bu tür sorunların yaşandığı hastalarda, diyalizerden 2 litre serum fizyolojik geçirilerek etilen oksit uzaklaştırılmalıdır. Ardından diyalizer ve ona bağlanan arter ve ven setlerinin içinde hava kalmaksızın serum fizyolojik dolması sağlanır. 2.Vasküler Giriş Vasküler giriş için geçici veya kalıcı perkütan venöz kateter, arteriyovenöz fistül ya da arteriyovenöz greft kullanılmaktadır. I.Kateter Öncelikle lümendeki pıhtı ve kalan heparin 20cc enjektör ile aspire edilmeli, serum fizyolojik ile lümenin açık olduğu doğrulanmalıdır. Bundan sonra ilk olarak arteriyel kan seti kateterin kırmızı ucuna bağlanır, ardından da sistemdeki serum fizyolojik dışarı atılarak ya da atılmadan venöz kan seti kateterin mavi ucuna bağlanır. II. Arteriyovenöz fistül ve greft Fistül ya da greft olduğu bilinmeli, ayırt edilmelidir. Fistül yumuşak, kıvrımlı, yüzeysel iken, greft daha sert, derin ve düz seyirlidir. Greftler düz ya da loop (ilmek) şeklinde olabilir; anatomisi önceden bilinip dosyaya kaydedilmelidir. Vasküler giriş yollarında enfeksiyon belirtisi varsa bu yol kullanılmamalıdır. İğne yerleştirilmeden önce lokal anestezi yapılacaksa, damara girişi güçleştirebileceği için, subkütan anestezi yerine topikal etil klorid uygulaması tercih edilmelidir. Standart, konvansiyonel hemodiyalizde kan akım hızı ml/dakikadır. Bu durumda G iğneler kullanılır. Eğer yüksek etkinlikli hemodiyaliz yapılacak, kan akım hızı 300 ml/dakikanın üzerinde olacaksa daha geniş lümenli (15 G nin altı) iğneler seçilmelidir. Vasküler giriş öncesi bölgenin 5-10 dakika betadinle teması sağlanmalıdır. Mümkün olduğunca her diyalizde farklı yerlerden girilmelidir; bu, tromboz ve anevrizma riskini azaltacaktır. 26

28 Fistülde damar yeterince belirgin değilse, kısa süreli turnike uygulanabilir; greftte ise turnike gerekmez. Grefte iğne yerleştirilirken, diğer elle de greft tutulursa, greft arka duvarının delinmesi önlenebilir. Önce arteriyel iğne anastomozdan 3 cm öteye, distale doğru (anastomoza doğru), 45 derece açıyla girilir. Anastomoza girildiğinde tromboz riski artacağından, bundan kaçınılmalıdır. Venöz iğne ise arteriyel iğneden 3-5 cm daha proksimale (kalbe doğru), yine 45 derece açıyla yerleştirilir. Ven iğnesi arteriyel iğneye daha yakın konursa resirkülasyon (yeniden dolaşım) olasılığı artar. 3.Diyalizi Başlatma Diyalizat giriş ve çıkış hortumları ile arteriyel ve venöz kan setleri bağlanmış olan diyalizerin arteriyel kan hattı arteriyel iğne ile birleştirilir, kan pompası 50 ml/dakika hızla çalıştırılır. Diyalizer ve setler içindeki serum fizyolojik, özellikle hemodinamik açıdan stabil (stable, dengeli) olmayan hastalarda diyalizere kan doluşuyla kan volümünde ortaya çıkacak azalmaya karşılık olarak, hastaya verilir. İstenirse, özellikle ciddi hipervolemik hastalarda bu sıvı hastaya verilmeyip dışarıya alınabilir. Önceden belirtilmiş, planlanmış heparin iki şekilde uygulanabilir: Arteriyel taraftan verilip hemen diyalize başlanabilir ya da ven tarafından uygulanıp 3-5 dakika sonra pompa çalıştırılıp hastanın kanı sisteme alınmaya başlanabilir. Kan pompasının hızı ml/dakikaya çıkarılır. Arteriyel ve venöz basınçlar ölçülür, bu değerlerin mmhg altında ve üstünde olacak şekilde limitler ayarlanır. Ultrafiltrasyon kontrollü makine kullanılmıyorsa, çekilecek sıvı miktarına göre transmembran basıncı hesaplanır ve buna göre de diyalizat basıncı ayarlanır. Örneğin, 4 saat diyaliz yapılacak, bu esnada 2 litre sıvı çekilecekse ve kullanılan diyalizerin ultrafiltrasyon sabitesi (KUF) 5ml/saat/mmHg, ölçülen venöz basınç da 40 mmhg ise; Saatte çekilecek sıvı miktarı 2000 ml: 4 saat = 500 ml Transmembran basıncı 500: 5(KUF) = 100 mmhg Ayarlanması gereken diyalizat basıncı - 40 (venöz basınç) = 60 mmhg olmalıdır. 4.Gösterge ve Uyarı Sistemleri I.Kan dolaşım monitörleri a)arteriyel basınç monitörü: Arteriyel iğne ve kan pompası arasındaki basınçtır. Genellikle (-20) - (-80) mmhg arasındadır. Aşırı negatif basınç ortaya çıkarsa, makine alarm verir ve kan pompası durur. Diyalizere yetersiz kan gelmektedir; 27

29 bunun nedeni şunlar olabilir: Arteriyel kan hattında-setinde kıvrılma. Arteriyel iğnede pozisyon bozukluğu-damar duvarına yapışma veya pıhtılaşma. Arteriyel iğne giriş yeriyle arteriyovenöz anastomoz arasında fistülde darlık ya da spazm. Hipotansiyon. Bu durumda yaklaşım şöyle olmalıdır: Arteriyel basınç normale dönene dek pompa hızı azaltılır. Kan basıncı ölçülüp, hipotansiyon varsa hastaya sıvı verilir ve diyalizat basıncı düşürülerek ultrafiltrasyon hızı azaltılır. Sırayla arteriyel iğne ve set, tıkanıklık açısından kontrol edilir. Bunlar yoksa fistülde darlık var demektir; o zaman arter ve ven iğnelerini giriş yerleri arasında fistüle parmakla basılırsa, arteriyel basıncın daha da negatifleştiği görülür. Yapılacak iş, mümkünse düşük pompa hızında diyalizi tamamlamak ve daha sonra vasküler giriş yolundaki patolojiyi uygun yöntemlerle araştırmaktır. b)venöz basınç monitörü: Diyalizer ile venöz kan iğnesi arası bölümdeki basınçtır. Genellikle (+50) - (+100) mmhg arasındadır. Greftte +200 mmhg olabilir. Önceden ayarlanmış limitin dışına taşan aşırı yüksek basınç, venöz dönüşte bir engel bulunduğunu gösterir ve makine bu durumda alarm verir. Nedenleri ve gösterilecek yaklaşım şöyle olmalıdır: Diyalizerde pıhtılaşma olabilir; bu durumda, değiştirilmesi gerekir. Venöz kan hattında-setinde kıvrılma olabilir; bu açıdan gözden geçirilmelidir, Kan pompası kısa süre için kapatılarak, serum fizyolojik dolu enjektörle iğne kontrol edilir. Bunlarda sorun yoksa arter ve ven iğneleri arasında fistüle parmakla basılır, eğer venöz basınç daha da artarsa, bu fistülde darlığı düşündürür; anjiyoplasti ya da cerrahi ile onarımı gerekir. Kullanılan makine ultrafiltrasyon kontrollü değilse, yükselmiş venöz basınç aşırı, istenmeyen ultrafiltrasyona neden olur, önlemek için diyalizat basıncı azaltılmalı (sıfıra doğru yaklaştırılmalı, gerekiyorsa pozitif basınca geçilmeli) ve/ veya hesaplanarak, bu miktarda sıvı verilmelidir. 28

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ İĞİ

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ İĞİ KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ Dr. Mürvet M YILMAZ ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ İĞİ Kronik Böbrek Yetmezliği KBY, glomerüler ler filtrasyon değerinde erinde azalmanın

Detaylı

Böbrek Naklinde Bazal İmmunsupresyonda Kullanılan Ajanlar

Böbrek Naklinde Bazal İmmunsupresyonda Kullanılan Ajanlar Böbrek Naklinde Bazal İmmunsupresyonda Kullanılan Ajanlar Kalsinörin İnhibitörleri Siklosporin Takrolimus Antiproliferatif Ajanlar Mikofenolat Mofetil / Sodyum Azathiopurine Kortikosteroidler Sirolimus

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 22.07.2014 Hemodiyaliz Makinesini Hazırlama Talimatı yerine 01 Diyaliz Ünitesi Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Talimatı na atıfta bulunuldu. Hazırlayan:

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Arteriyovenöz Fistül Bakımı Protokolü tanımlandı. 01

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Arteriyovenöz Fistül Bakımı Protokolü tanımlandı. 01 REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 22.07.2014 Arteriyovenöz Fistül Bakımı Protokolü tanımlandı. 01 Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Hizmetleri Protokolleri Hazırlama Komitesi

Detaylı

HEMODİYALİZ İŞLEMİ (I)

HEMODİYALİZ İŞLEMİ (I) KONU 11 HEMODİYALİZ İŞLEMİ (I) Ercan OK Hemodiyaliz uygulanacak hastanın üniteye kabulünde vücut ağırlığı, vücut ısısı, arter kan basıncı ölçülmeli, varsa interdiyalitik (interdialytic, diyalizler arası)

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK ECMO TAKİP Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perfüzyonist Birol AK ECMO NEDİR Kardiyak yetmezliği olan hastalarda gereken desteğin sağlanmasında konvansiyonel tedavi yöntemlerinin

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ LALE AKKAYA Periton Diyaliz Hemşiresi CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ 25. ULUSAL BÖBREK HASTALIKLARI DİYALİZ VE TRANSPLANTASYON HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ: TEMEL BİLGİLER

BÖBREK YETMEZLİĞİ: TEMEL BİLGİLER BÖBREK YETMEZLİĞİ: TEMEL BİLGİLER Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Liv Hospital-İSTANBUL İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Aralık 2018 http://tekinakpolat.com/ogrenciler-icin- yararli-kitaplar/ Plan Temel kavramlar

Detaylı

genellikle böbrek yetmezliği göstergesi preanalitik hata kaynakları çok sağlıklı değerlendirme için

genellikle böbrek yetmezliği göstergesi preanalitik hata kaynakları çok sağlıklı değerlendirme için Kreatinin yüksekliği genellikle böbrek yetmezliği göstergesi olarak bilinir ama birçok testte olduğu gibi farklı hastalıkların da tanısında kullanılır ve testi etkileyen faktörler yine her testte olduğu

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

Konu 10-11: Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılıkta Sık Görülen Üriner Sistem Hastalıkları

Konu 10-11: Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılıkta Sık Görülen Üriner Sistem Hastalıkları Konu 10-11: Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılıkta Sık Görülen Üriner Sistem Hastalıkları 1. Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri Genital sistemde atrofi, mukozalarda kuruluk

Detaylı

KONU 8 HEMODİYALİZ İŞLEMİ. Ercan OK

KONU 8 HEMODİYALİZ İŞLEMİ. Ercan OK 61 KONU 8 HEMODİYALİZ İŞLEMİ Ercan OK Hemodiyaliz uygulanacak hastanın üniteye kabulünde vücut ağırlığı, vücut ısısı, arter kan basıncı ölçülmeli, varsa interdiyalitik (interdialytic, diyalizler arası)

Detaylı

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zehirlenmelerde vücuda alınan toksinin uzaklaştırılmasında birçok

Detaylı

Prof Dr Barış Akin Böbrek Nakli Programı Başkanı İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi

Prof Dr Barış Akin Böbrek Nakli Programı Başkanı İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi İSTANBUL AVRUPA YAKASI EĞİTİM VE İSTİŞARE TOPLANTISI 22.02.2015 DİYALİZ HEKİMLERİ DERNEĞİ VE TÜRK NEFROLOJİ, DİYALİZ VE TRANSPLANTASYON HEMŞİRELERİ DERNEĞİ Prof Dr Barış Akin Böbrek Nakli Programı Başkanı

Detaylı

RENAL REPLASMAN TEDAVĠ SEÇENEKLERĠ

RENAL REPLASMAN TEDAVĠ SEÇENEKLERĠ RENAL REPLASMAN TEDAVĠ SEÇENEKLERĠ HAZIRLAYAN :HEMŞİRE SULTAN ÖZER Kronik Böbrek Hastalığı Evreleri EVRE TANIM GFH Yüksek Risk 90 Ġzlem, risk azaltılması Tanı ve tedavi 1 Böbrek Hasarı (+) GFH normal veya

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROMLAR Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROM NEDİR? Akut böbrek yetmezliği bulguları ile gelen bir hastada gross hematüri, varsa tanı nefritik sendromdur. Proteinürü

Detaylı

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Böbreklerin işlevleri (fonksiyonları) Düzenleyici işlevler Endokrin işlevler Metabolik işlevler Ekskretuvar işlevler 2 Böbreklerin

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Hazırlama Komitesi Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

1. Hemadiyaliz sırasında en sık görülen komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? a. Ateş b. Hipotansiyon c. Hemoliz d. Tamponad e.

1. Hemadiyaliz sırasında en sık görülen komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? a. Ateş b. Hipotansiyon c. Hemoliz d. Tamponad e. SORUMLU HEKİM SORULARI 1. Hemadiyaliz sırasında en sık görülen komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? a. Ateş b. Hipotansiyon c. Hemoliz d. Tamponad e. Baş ağrısı 2. Aşağıdakilerden hangisi hemodiyaliz

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Hemodiyaliz. Prof Dr Hayriye Sayarlıoğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Hemodiyaliz. Prof Dr Hayriye Sayarlıoğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hemodiyaliz Prof Dr Hayriye Sayarlıoğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Soru 1 BUN düzeyi 182 mg/dl, potasyumu 7 meq/l ve ileri derecede ödemi olan bir hastada ilk hemodiyaliz seansını nasıl planlarsınız? A.

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi Santral Venöz Kateter Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi 8 yaşında ALL VAKA sürecinde SVK TANI : 8/2010 RELAPS 1/2011 KİT 6/2011 7/2011 3/2013 +55.gün +13.ay hafif kgvhh Santral venöz Port kateter

Detaylı

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.* GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.

Detaylı

DİYALİZ: GENEL BİLGİLER

DİYALİZ: GENEL BİLGİLER 15 KONU 2 DİYALİZ: GENEL BİLGİLER Tekin AKPOLAT, Cengiz UTAŞ Diyaliz tedavisi hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere iki şekilde uygulanır. Bu bölümde diyaliz tedavisinin tanım ve tarihçesi, fizyolojik

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

HEMODİYAFİLTRASYON. Dr. Adem Sezen

HEMODİYAFİLTRASYON. Dr. Adem Sezen HEMODİYAFİLTRASYON Dr. Adem Sezen n % Hemodiyaliz -HD 56.687 76,12 Periton Diyalizi-PD 3.508 4,71 Renal Transplantasyon 14.280 19,17 Toplam 74.475 100,00 TND Registry 2016 2016 yılı itibari ile HD hastalarının

Detaylı

HEMODİYALİZDE ARTERİYOVENÖZ FİSTÜL KULLANIMI UZM. HEMŞİRE NACİYE ÖZDEMİR

HEMODİYALİZDE ARTERİYOVENÖZ FİSTÜL KULLANIMI UZM. HEMŞİRE NACİYE ÖZDEMİR HEMODİYALİZDE ARTERİYOVENÖZ FİSTÜL KULLANIMI UZM. HEMŞİRE NACİYE ÖZDEMİR Amaç Hemodiyaliz hastasının hayatında farkındalık oluşturmak ve geliştirmek Arteriyovenöz fistülü değerlendirmek, komplikasyonları

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTA YÖNETİMİ. Özgül BALSEVEN Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

PERİTON DİYALİZİ HASTA YÖNETİMİ. Özgül BALSEVEN Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi PERİTON DİYALİZİ HASTA YÖNETİMİ Özgül BALSEVEN Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBH TANIMI 1. 2. 3. Yapısal yada fonksiyonel bozukluklarla kendini gösteren böbrek hasarı veya 3 aydan uzun süre böbrek

Detaylı

Hemodiyaliz Kateterlerinin Kullanımı ve Bakımı. Özlem Düzgün İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hemodiyaliz Ünitesi

Hemodiyaliz Kateterlerinin Kullanımı ve Bakımı. Özlem Düzgün İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hemodiyaliz Ünitesi Hemodiyaliz Kateterlerinin Kullanımı ve Bakımı Özlem Düzgün İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hemodiyaliz Ünitesi 22.02.2015 Hemodiyaliz hastaları için damar giriş yolu hayati öneme sahiptir

Detaylı

BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL

BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL DERS içerik Hemodiyaliz Cerrahi aspiratörler Hastabaşı monitörleri Solunum-destek cihazları Anestezi sistemleri Koroner ve yoğun bakım

Detaylı

HEMODİYALİZ DOZU Uygulamada Yaşanan Sorunlar

HEMODİYALİZ DOZU Uygulamada Yaşanan Sorunlar HEMODİYALİZ DOZU Uygulamada Yaşanan Sorunlar Dr. Bülent Tokgöz Erciyes Üniversitesi HEMODİYALİZ DOZU Uygulamada Yaşanan Sorunlar Diyaliz dozu nasıl belirlenir? Kt/V hesabı nasıl yapılır? Yeterli diyaliz

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Hemodiyaliz Kateterleri: İyi, Kötü ve Çirkin

Hemodiyaliz Kateterleri: İyi, Kötü ve Çirkin Hemodiyaliz Kateterleri: İyi, Kötü ve Çirkin Nezahat ÇAYCI İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Sunum planı Hemodiyaliz damar yolu çeşitleri Avantajları, dezavantajları, komplikasyonları İyi, kötü ve

Detaylı

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi DİYALİZ-MORTALİTE 200 ölüm/1000 hasta-yıl. USRDS-2011 En önemli ölüm nedeni kardiyak hastalıklardır. USRDS -2011:

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Diyaliz Sıklığını Azaltma ve Diyalizden Çıkarma Kararı Nasıl Verilmeli. Dr. Hüseyin ÇELİKER Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Diyaliz Sıklığını Azaltma ve Diyalizden Çıkarma Kararı Nasıl Verilmeli. Dr. Hüseyin ÇELİKER Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Diyaliz Sıklığını Azaltma ve Diyalizden Çıkarma Kararı Nasıl Verilmeli Dr. Hüseyin ÇELİKER Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Hemodiyaliz Normal Diyaliz İşlemi Kronik böbrek yetmezliği

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Hazırlama Komitesi Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü 1/6

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Ne Zaman Acil Diyaliz. Yard.Doç.Dr Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD 4.Ulusal Acil Tıp Kongresi

Ne Zaman Acil Diyaliz. Yard.Doç.Dr Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD 4.Ulusal Acil Tıp Kongresi Ne Zaman Acil Diyaliz Yard.Doç.Dr Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD 4.Ulusal Acil Tıp Kongresi Sunum Planı Diyaliz ile ilgili tanımlar Akut böbrek yetmezliğinde acil diyaliz Acil diyalizin diğer endikasyonları

Detaylı

DAMAR ERİŞİM YOLU SORUNLARINA YAKLAŞIM (CERRAH GÖZÜYLE)

DAMAR ERİŞİM YOLU SORUNLARINA YAKLAŞIM (CERRAH GÖZÜYLE) DAMAR ERİŞİM YOLU SORUNLARINA YAKLAŞIM (CERRAH GÖZÜYLE) Prof. Dr. Tanzer Çalkavur Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi ABD. Kalıcı damar erişim yolları Primer AV fistüller 1-Radiosefalik

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 22.07.2014 Hemodiyaliz A/V Fistül ve Santral Venöz Katater 01 Giriş Protokolü madde 5.3.2.4 te tanımlandı. Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 16.08.2011

ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 16.08.2011 ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 16.08.2011 1. Hemodiyaliz sırasında kan akımının yetersizliğinin nedenleri nelerdir? (en az 4 adet)

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Hazırlama Komitesi Şerife Selcen Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

HEMODİYALİZ ( Fizyolojisi, tekniği ve yöntemleri )

HEMODİYALİZ ( Fizyolojisi, tekniği ve yöntemleri ) HEMODİYALİZ ( Fizyolojisi, tekniği ve yöntemleri ) Prof. Dr. Mehmet Rıza Altıparmak İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı 20. 11.2014 Böbrekler Retroperitoneal bölgede 120-150 gr

Detaylı

HEMODİYALİZ HEMŞİRESİ GENEL SERTİFİKA SINAVI SORULARI. 1. Böbreklerin anatomik yerleşimiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

HEMODİYALİZ HEMŞİRESİ GENEL SERTİFİKA SINAVI SORULARI. 1. Böbreklerin anatomik yerleşimiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? HEMODİYALİZ HEMŞİRESİ GENEL SERTİFİKA SINAVI SORULARI 1. Böbreklerin anatomik yerleşimiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a. Böbrekler periton önünde yer alırlar b. Böbrekler periton içinde

Detaylı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı OBSTRÜKTİF ÜROPATİ Prof. Dr. Selçuk Yücel Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı AMAÇLAR Tanım Fizyoloji Patofizyoloji Nedenler Renal Kolik Tanı ve Tedavi Tanım Obstrüktif Üropati Üriner sistemde idrar akımının

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

HEMODİYALİZ FİZYOLOJİK PRENSİPLERİ VE DİYALİZ YETERLİLİĞİ NEŞE KIRIÇİMLİ ÖZEL A MERKEZ DİYALİZ MERKEZİ /BURSA

HEMODİYALİZ FİZYOLOJİK PRENSİPLERİ VE DİYALİZ YETERLİLİĞİ NEŞE KIRIÇİMLİ ÖZEL A MERKEZ DİYALİZ MERKEZİ /BURSA HEMODİYALİZ FİZYOLOJİK PRENSİPLERİ VE DİYALİZ YETERLİLİĞİ NEŞE KIRIÇİMLİ ÖZEL A MERKEZ DİYALİZ MERKEZİ /BURSA Diyaliz Yarı geçirgen bir membran aracılığı ile hastanın kanı ve uygun diyaliz solüsyonu arasında

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas MYOLOGIA CRUSH SENDROMU Dr. Nüket Göçmen Mas Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD Kas hücresi ve kas dokusu Kısalma özelliğini taşıyan hücreye kas hücresi denir. Bunların oluşturduğu dokuya

Detaylı

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları Doç. Dr. Eyüp KÜLAH Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi Kronik Böbrek yetmezliği (KBY) sıvı, asit-baz

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Hemodiyaliz cihazı: Pompalar, sensörler, monitörler. Doç. Dr. Tolga YILDIRIM HÜTF Nefroloji Bilim Dalı

Hemodiyaliz cihazı: Pompalar, sensörler, monitörler. Doç. Dr. Tolga YILDIRIM HÜTF Nefroloji Bilim Dalı Hemodiyaliz cihazı: Pompalar, sensörler, monitörler Doç. Dr. Tolga YILDIRIM HÜTF Nefroloji Bilim Dalı Hemodiyaliz basit bir işlem HEMODİYALİZ Uygun bir damar yolu Kanın (300-450 ml/dak) vücut dışı dolaşımı

Detaylı

RENAL REPLASMAN TEDAVİLERİNDEN EV HEMODİYALİZİ

RENAL REPLASMAN TEDAVİLERİNDEN EV HEMODİYALİZİ RENAL REPLASMAN TEDAVİLERİNDEN EV HEMODİYALİZİ Dr. Hatice ASLAN Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği D.P.Ü. Evliya Çelebi Eğitim Araştırma Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi EV HEMODİYALİZİ NEDİR

Detaylı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Kardiyovasküler olaylar tüm dünyada en önemli ölüm nedenidir. İnsan ömrünün uzaması kardiyak sorunu olan

Detaylı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları Sunum planı Olgularla Kan Gazı Değerlendirilmesi Dr. Ayhan ÖZHASENEKLER Acil Tıp Uzmanı Diyarbakır Devlet Hastanesi Neden Arteryel Kan Gazı ( AKG)? Değerlendirilen Parametreler Neler? Asit-Baz Dengesi

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

Dahiliye kliniğinde hemodiyaliz kararı vermek? Dr. Funda Türkmen

Dahiliye kliniğinde hemodiyaliz kararı vermek? Dr. Funda Türkmen Dahiliye kliniğinde hemodiyaliz kararı vermek? Dr. Funda Türkmen Willien J.Kolff(1911 2009)1943 Hemodiyaliz tedavisi Üremik toksinlerin uzaklaştırılması, asit baz, sıvı elektrolit dengesinin sağlanması

Detaylı

Kronik Böbrek Yetmezliği nde Damar Erişim Yolları ve AV Fistül. Mustafa Kemal Demirağ

Kronik Böbrek Yetmezliği nde Damar Erişim Yolları ve AV Fistül. Mustafa Kemal Demirağ Kronik Böbrek Yetmezliği nde Damar Erişim Yolları ve AV Fistül Mustafa Kemal Demirağ TÜRKİYE DİYALİZ BİLGİ SİSTEMİ Diyaliz Hasta Sayısı Diyaliz Kurum Sayısı Diyaliz Cihaz Sayısı Sağlık Bakanlıği 15.374

Detaylı

Hemofiltrasyon ve Hemodiyafiltrasyon Teknikleri - Tedavi Reçetelendirmesi. Dr. Emre Tutal Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD

Hemofiltrasyon ve Hemodiyafiltrasyon Teknikleri - Tedavi Reçetelendirmesi. Dr. Emre Tutal Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD Hemofiltrasyon ve Hemodiyafiltrasyon Teknikleri - Tedavi Reçetelendirmesi Dr. Emre Tutal Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD KBY ve normal popülasyonda mortalite oranları USRDS 2011 TSN verileri

Detaylı

HİBRİT TEDAVİLER. Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi

HİBRİT TEDAVİLER. Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi HİBRİT TEDAVİLER Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi MORTALİTE YB hastalarının %10-23 da ABH % 50-70 de diyaliz %50-80 ölüm JAMA 2003;289:747-51 Int Care Med 2002;28:29-37. ABH ÇOK HIZLI İLERLEYEN

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

24 Ekim 2014/Antalya 1

24 Ekim 2014/Antalya 1 Kronik Böbrek Hastalığının Kontrolü ve Yönetimi Doç. Dr. Öznur USTA YEŞİLBALKAN Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği o.u.yesilbalkan@ege.edu.tr 24 Ekim 2014/Antalya 1 SUNUM

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI TEMEL BİLGİLER

BÖBREK HASTALIKLARI TEMEL BİLGİLER BÖBREK HASTALIKLARI TEMEL BİLGİLER Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Liv Hospital-İSTANBUL İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi 4 Aralık 2018 http://tekinakpolat.com/ogrenciler-icin- yararli-kitaplar/ Plan Böbrekler

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU HEMODİYALİZ HEMŞİRE RESERTİFİKASYON SINAV SORULARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU HEMODİYALİZ HEMŞİRE RESERTİFİKASYON SINAV SORULARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU HEMODİYALİZ HEMŞİRE RESERTİFİKASYON SINAV SORULARI Adı Soyadı: Tarih: 1- Aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Hemodiyalizde solüt transportu esas olarak

Detaylı

ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 05.04.2011

ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 05.04.2011 ANKARA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ NEFROLOJİ KLİNİĞİ HEMODİYALİZ KURSU HEMŞİRE SINAV SORULARI 05.04.2011 1. Hemodiyaliz esnasında oluşan hemolize ait belirti ve bulgular nelerdir? (en az 4 adet)

Detaylı

HEMODİYALİZDE KANIN KORUNMASI. Hem.Refiye Başeğmez

HEMODİYALİZDE KANIN KORUNMASI. Hem.Refiye Başeğmez HEMODİYALİZDE KANIN KORUNMASI Hem.Refiye Başeğmez KAN Fiziksel Sembolik olmak üzere 2 anlama sahiptir. Sembolik Olarak; Kan kardeşliği Kan üzerine edilen yeminler Kan bağı akrabaları bir arada tutan bir

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 1/5 1. AMAÇ: Bu talimatın amacı kan gazı alımında standart bir yöntem belirlemektir. 2. KAPSAM: Bu talimatın amacı kan gazı almaya yönelik tüm faaliyetleri

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/4 GİRİŞİMSEL RADYOLOJİK TETKİKLER İÇİN HASTA BİLGİLENDİRME VE RIZA FORMU Ünitenin Adı : Hastanın Adı ve Soyadı : Protokol No : Girişimsel radyolojideki işlemler; görüntüleme kılavuzluğunda cerrahiye

Detaylı

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER Boşaltım Sistemi İNSANLARDA BOŞALTIMIN AMACI NEDİR? VÜCUDUMUZDAN HANGİ ATIK MADDELER UZAKLAŞTIRILIR? İDRAR SU TUZ KARBONDİOKSİT BESİN ATIKLARI ÜRE ATIK MADDELERİ VÜCUDUMUZDAN HANGİ

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

HİCKMAN KATETER HAZIRLAYAN : KIYMET YILMAZ ACIBADEM SAĞLIK GRUBU EĞİTİM VE GELİŞİM HEMŞİRESİ EKİM 2010

HİCKMAN KATETER HAZIRLAYAN : KIYMET YILMAZ ACIBADEM SAĞLIK GRUBU EĞİTİM VE GELİŞİM HEMŞİRESİ EKİM 2010 HİCKMAN KATETER BAKIMI HAZIRLAYAN : KIYMET YILMAZ ACIBADEM SAĞLIK GRUBU EĞİTİM VE GELİŞİM HEMŞİRESİ EKİM 2010 HİCKMAN KATETER Hematoloji ve Onkolojide IV Kemoterapilerde, AIDS hastalarının günlük antiviral

Detaylı