OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS"

Transkript

1 OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS 1

2 ÖNSÖZ Otizm Spektrum Bozukluğu, yaşamın ilk üç yılı içinde takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlarla ortaya çıkan, iletişim ve sosyal etkileşimde yetersizlik gibi belirtilerle seyreden hafiften ağıra kadar, değişen çeşitli özellikleri olan gelişimsel nörobiyolojik bir bozukluktur. Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı alma oranında tüm dünyada bir artış olduğu bilinmekle birlikte ülkemizdeki yaygınlık oranlarına ilişkin kesin rakamlar bulunmamaktadır. Bu kitapçıkta, gelişimsel yetersizlik grubu içerisinde yaygın olarak gözlemlenen Otizm Spektrum Bozukluğu tanıtılmaya çalışılmıştır. Türkiye de Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı almış bireylerin; eğitsel ve tıbbi tanılama süreçleri, uygun eğitim ortamına yerleştirilmeleri ve eğitim ortamlarına dair seçenekler ile bireylerin ve ailelerin yasal ve sosyal hakları ve ailelerin yararlanabileceği psiko-sosyal destek süreçleri ve müdahale yaklaşımları ele alınmıştır. Bunlara ek olarak, ailelerin çocuklarına sunacakları desteğe yönelik olarak uzmanlarla kuracakları işbirliğinin niteliği konusuna da yer verilmiştir. Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı alan bireylerin toplumla bütünleşmesi, aile ve sosyal yaşama uyum sağlaması, bağımsız yaşam becerilerini geliştirmesi gibi konularda yaşamın ilk yıllarından itibaren desteklenmesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalar ebeveynlerin güçlendirilmesi gerektiğini ve onlara sunulan desteğin çocuklarının yaşam kalitelerinin artırılmasında büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Otizm Üzerine Avrupa Bilgi Paylaşımı: Ebeveynler için Eğitim Programları (Sharing European Knowledge on Autism: Training Programs for Parents) projemizin amacı otizm spektrum bozukluğu tanısı almış çocuklara sahip ailelerle yapılan aile eğitimi çalışmalarının Avrupa Birliği standartlarında yeniden yapılandırılarak proje ortaklarının işbirliği ve tecrübesiyle Otizm Spektrum Bozukluğu tanılı çocukların ailelerinin bilgi, beceri ve donanımlarını artırmaktır. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların kendilerini en rahat hissettikleri ortam, evleridir ve onlara en yakın kişiler aile bireyleridir. Bu nedenle aile bireylerine davranışları düzeltmede, değiştirmede ve geliştirmede büyük görevler düşmektedir. Ailelerin genel olarak Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarının özelliklerini çok iyi bilmemelerinden dolayı, çocuklarına yönelik beklenti düzeyleri yüksek veya olması gerekenin çok altında olabilmektedir. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların ailelerine doğru desteğin verilmesinin önemi büyüktür. Aileler çocuklarının otizm spektrum bozukluğu tanısı almaları sonrası, çeşitli duygusal evrelerden geçerler ve genellikle stres düzeyleri diğer anne, babalardan daha yüksek olur. Bu bozukluk ile ilgili yeterli bilgi düzeyine sahip olmayan anne babaların bilimsel olarak kanıtlanmamış tedavi yöntemleri ve çalışmalara yönelmeleri başarısızlıkla karşılaşmalarına yol açabilir. Bir süre sonra çocuklarının gelişimine dair umutlarının tükenmesi ve çocuklarının gelecekleri ile ilgili kaygı düzeylerinin artması gibi risklerle karşılaşabilirler. Özetle bu kitapçıkta Otizm Spektrum Bozukluğu ile ilgili olarak gerek Avrupa ülkelerinde ve gerekse ülkemizdeki uygulamalara yönelik bilgi paylaşımında bulunulmuştur. Çocuklarının özelliklerini ve ihtiyaçlarını en iyi bilen ailelerin bu süreçteki en önemli paylaşımcımız olduğu bilinciyle özellikle ailelere yönelik olarak oluşturulmuş bu kitapçığın tüm taraflara yarar sağlayabilecek bir kaynak olması dileğiyle ekibimiz adına saygılarımı sunarım. Şadan ÖZCAN Altındağ Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü 2

3 OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB); doğuştan gelen, yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan, genetik alt yapıya sahip olan ve yaşam boyu devam eden karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizm Spektrum Bozukluğunun en temel belirtileri şunlardır; - Sosyal etkileşimde bozukluk - Sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk - Tekrarlayıcı davranış ve sıra dışı davranış örüntüleri 1. Sosyal Etkileşim Sosyal beceriler; yetişkinlerin davranışlarını gözleyerek, onları model alarak ve taklit ederek öğrenilen becerilerdir. Bütün çocuklar konuşabilme potansiyeliyle dünyaya gelseler bile bunun gerçekleşebilmesi için çevrelerindeki insanlarla sosyal bir ilişki içerisinde olmaları gerekir. Sosyal yaşamda ilişkiler; diğer kişilerin amaçları, duyguları vb. zihinsel durumlarını anlama becerisine dayanmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylerde Yaygın Olarak Gözlenen Sosyal Etkileşim Özellikleri Şunlardır: - Kendi ismine tepkide bulunmada güçlük - Kısa süreli göz kontağı kurma ya da hiç kurmama - Birincil derecedeki aile bireylerine bağlılıkta sınırlılık. - Başkalarıyla oyun oynamama veya arkadaşlık kuramama - Paylaşma ve sıra alma becerisini gösterememe - Başkalarının duygu ve düşünceleri, jest mimik gibi yüz ifadeleri, vücut dilleri gibi sözel olmayan iletişim biçimlerini anlamlandırmada sınırlılık. - Selamlaşma ya da vedalaşma becerilerini göstermek için kullanılan motor becerileri taklit etmede sınırlılık. - Etkileşimi başlatma, sürdürme ve sonlandırma becerilerinde yetersizlik. - Ortak dikkat başlatma ve ortak dikkate yanıt vermede sınırlılık. - Sınırlı sembolik oyunlar oynamada güçlük - Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirme 2. İletişim Özellikleri OSB olan bireylerde iletişim becerileri, sözel olmayan iletişim becerilerinden etkili iletişim kurmaya kadar farklılık göstermektedir. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylerde Yaygın Olarak Gözlenen İletişim ve Konuşma Özellikleri Şunlardır:. Kendiliğinden sohbet başlatmada sınırlılık,. Zamirlerin, özellikle ben zamirinin doğru ve yerinde kullanımında sınırlılık,. Gecikmiş konuşma ya da hiç konuşmama,. Etkileşime geçtiği kişiyle arasındaki mesafeyi uygun şekilde ayarlayamama. Ekolali (sözcük ve cümlelerin tekrarlanması),.monoton ses tonu, ses kullanımında ve akıcı konuşmada; konuşmanın tınısı, vurgusu, hız ve ritminde farklılıklar,. İşaretler, mimikler gibi alternatif iletişim becerilerini kullanmada sınırlılık,. Göz kontağı kurmadan farklı açılara bakma ya da karşısındakinin yüzüne boş ve anlamsızca bakma,. Soyut ifade ve mecazları anlamada güçlük yaşama,. Alıcı dil, anlama ve ifade edici dil (konuşma) düzeyleri arasında fark olması şeklinde sıralanabilir. 3

4 3. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylerde Yaygın Olarak Gözlenen Takıntılı, Tekrarlayıcı ve Sıradışı Davranış Örüntüleri Şunlardır: OSB olan bireyler davranış özelliği açısından incelendiğinde, günlük yaşam rutinlerinde normal gelişimden ayırt edici bazı temel davranış farklılıklarına sahip oldukları görülmektedir. Aynı belirtileri ve davranışları sergileme durumu bireye göre değişiklik gösterir. Hafif ve şiddetli olarak görülme durumu değişir. Bir belirti bir çocukta hafif olabilirken, diğerinde tüm davranışlarını ve becerilerini etkileyecek ölçüde şiddetli olabilir. Bu belirtiler;. Nesneleri sıradışı amaçlarla kullanma,. Nesnelerin duyusal özellikleri ile aşırı ilgilenme,. Hareket eden nesnelere aşırı ilgi gösterme,. Nesne takıntıları,. Sıradışı konulara aşırı ilgi duyma,. İlgi duyduğu konular hakkındaki ayrıntıları hatırlama,. Olağandışı beden hareketleri,. Belli düzen ve rutinlere ilişkin ısrarcılık,. Kendine ve/veya başkalarına zarar verici davranışlar,. Yabancılara, kalabalığa ve yeni durumlara karşı sosyal korkular, kaygılar ve saldırgan davranışlar,. Görsel, dokunsal ya da işitsel uyaranlara aşırı hassasiyet gösterme,. Uyku ve yemek problemleri (Fein ve Dunn, 2007). ERKEN TANI VE EĞİTİMİN ÖNEMİ Yapılan araştırmalar, beyin gelişiminin yaşamın ilk beş yılında çok hızlı gerçekleştiğini göstermektedir. Bu gelişimsel özellik çocukların öğrenme yeteneğini doğrudan etkilemektedir. Çocuk gelişimi uzmanları, çocuklarda okul öncesi eğitimin yani 3-5 yaş dönemi eğitiminin okul başarısına olumlu etkilerini kanıtlamışlardır. Çocuklar için önemle vurgulanan 3-5 yaş dönemi eğitimi; beyin yapısında yukarıda belirtilen farklılıkları olan ve bundan dolayı özel eğitime ihtiyaç duyan otistik özellikleri olan çocuklar için daha da önemlidir. Bu nedenle; otizim tanısının 3 yaşından önce konması ve eğitime başlanması; çocuğun öz bakım becerilerini geliştirmesi, toplumsallaşması ve eğitimine örgün eğitim sistemi içinde devam etmesinin sağlanması bakımından çok büyük önem taşır. Otizm, yaşam boyu süren bir bozukluktur ve bu nedenle bu durumun tam olarak ortadan kalkması bugünkü bilgilere göre mümkün değildir. Ancak; bireyin toplumla kaynaşması, aile ve sosyal yaşama uyum sağlaması, okulda kaynaştırma programına katılması, bağımsız yaşam becerilerini geliştirmesi gibi olumlu gelişmelerden söz edilebilir. Otistik özellikleri olan bireylerdeki gelişmeler değerlendirildiğinde, otizmin tanımında yer alan, sosyal ilişkilerde güçlük, iletişimde zorluk, sınırlı ilgi, yineleyici ve rutin davranış alanlarının her birinde eşit düzeyde olumlu gelişmeler gözlenmeyebilir. Birey bir alanda çok hızlı gelişme gösterirken, bir diğer alanda ilerleme göstermeyebilir ya da zaman içerisinde, herhangi bir alandaki gelişme duraklayıp, bir diğer alandaki gelişme hız kazanabilir. 4

5 TANILAMA Otizm tanısı, çocuklukta görülen gelişim bozukluklarını değerlendirme konusunda uzmanlaşmış, deneyimli profesyoneller tarafından konur. Tanıyı koyabilen profesyonellerin hangi meslek grubundan olduğu ülkelere göre değişiklik göstermektedir. Ülkemizde otizm tanısı, çocuk psikiyatristleri tarafından konulmaktadır. Çocuk psikiyatristleri tanı için karar verirken; 1) Çocuğu doğumundan beri çok yakından bilen kişilerden (anne-baba-akraba-bakıcı) detaylı gelişim öyküsünü alır. 2) Otizm için geliştirilmiş yapılandırılmış görüşme teknikleri kullanarak ebeveynler ile görüşme yapar. 3) Yapılandırılmış gözlem teknikleri doğrultusunda değerlendirmeler yapar. 4) Çocuğa uygulanan, geçerliği ve güvenirliği yüksek, ülkemize uyarlanmış ölçeklerin sonuçlarını göz önüne alır. Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)'nun değerlendirilmesinde pek çok tanısal araç kullanılmaktadır. Tanı, ayrıntılı gelişim öyküsü, davranışın doğrudan gözlenmesi ve otizm için geliştirilmiş özgül psikometrik ölçümlerle konulabilir. OSB şüphesi olan bireylerin tanı aşamasında öncelikle tıbbi ve nörolojik bir değerlendirmeden geçmeleri önemlidir. OSB tanısı konulmadan önce, gelişimsel bozukluklar ile ilgili diğer nedenlerin saf dışı edilmesi gerekmektedir. Örneğin; OSB nin belirtisi olabilecek sosyal iletişime girmeme, seslenildiğinde cevap vermeme gibi belirtiler bazen işitme kaybının da belirtisi olabilir. Ya da çocukta görülen gelişimsel gecikmenin veya dil konuşma becerilerinin kaybının sebebi epileptik nöbetler olabilir. Bununla birlikte yine bazı belirtiler sadece zihinsel yetersizliğin, tiroid hormonlarındaki bir dengesizliğin veya metabolik bir bozukluğun sonucu olabilir. Bunların dışında, çocuğun yeterli ve uygun sosyal uyaranlar içeren bir ortamda bulunup bulunmadığının da değerlendirmesi tanının güvenirliği açısından oldukça önemlidir (Korkmaz, 2010). Tanı sürecinde ya da sonrasında OSB olan çocuğun özel gereksinimlerinin belirlenmesi amacıyla ayrıntılı değerlendirmelerin yapılması gerekmektedir. Değerlendirme sürecinde OSB olan çocuğun; sosyal, dil, konuşma, iletişim ve bilişsel gelişim alanlarında değerlendirilmesinin yanında, eğitimle ilgili ne gibi düzenlemeler yapılacağının belirlenmesi ve bireysel eğitim planının hazırlanabilmesi için eğitsel değerlendirmenin de yapılması gerekmektedir. 5

6 OTİZM İÇİN DEĞERLENDİRME ARAÇLARI NELERDİR? Uzmanlar, OSB olan bir bireyin tıbbi değerlendirilmesini yaparken bireyin sosyal, iletişimsel gelişimi hakkında bilgi toplamak için geliştirilen çeşitli tarama araçlarından faydalanırlar. Tarama araçları, gözlemcinin çocuğun üzerinde yaptığı gözlemleri temel alır. GÜNÜMÜZDE YAYGIN OLARAK KULLANILAN TARAMA ARAÇLARI NELERDİR? OSB şüphesi olan çocuğu belirlemek için sistematik olarak yürütülmesi gereken iki tür tarama modelinden bahsedilmektedir ( Oesterling, ve ark., 2009). Bu evreler 1. Düzey Tarama Modeli ve 2. Düzey Tarama Modeli olarak tanımlanmaktadır ( Sucuoğlu, 2012). I. DÜZEY TARAMA MODELİ Bebek ve çocukların gelişimsel olarak her hangi bir gecikme ya da gerilik gösterip göstermemeleri dikkate alınmadan çeşitli standart değerlendirme araçları ile değerlendirilmesidir ( Bishop, ve ark., 2008). Ülkemizde 1. Düzey tarama modelinde yaygın olarak kullanılan tarama araçları şunlardır. - Denver Gelişimsel Tarama Testi II ( DENVER II ) - Ankara Gelişimsel Tarama Envanteri (AGTE) - Gazi Erken Gelişim Değerlendirme Aracı ( GECDA) Denver Gelişimsel Tarama Testi II( DENVER II ) DENVER II bireysel olarak çocuk ile uzmanın karşılıklı etkileşimde olması şartıyla uygulanan, çocuğun çeşitli gelişim alanlarındaki performansına dayalı bir test olmakla birlikte 1 ay ile 6 yaş arasındaki çocuklardaki gelişimsel riskleri belirlemeyi amaçlamaktadır ( Kaner, ve ark., 2012; Sucuoğlu, 2012). Test, tıp doktorları tarafından uygulanabildiği gibi uygulama sertifikasyonuna sahip çocuk gelişimi alanında çalışan çeşitli uzmanlar tarafından da uygulanabilir. Testte, çocukların büyük-küçük motor becerileri, uyumsal davranışları, kişisel sosyal ve dil becerileri değerlendirilmektedir. Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) Bu test, bireysel olarak uygulanan bir test olmakla birlikte testte çocuğun ebeveynlerine sorulan sorular bulunması nedeniyle genellikle çocuk ve ebeveynlerin birlikte olduğu ortamlarda uygulanmaktadır. Test, 0-6 yaş arasında olan çocuklara uygulanır ve testte çocukların dil gelişimi, zihinsel gelişimi, büyük-küçük kas gelişimi, sosyal gelişimi ve öz-bakım becerileri değerlendirilir (Kaner ve ark., 2012; Sucuoğlu, 2012). Gazi Erken Gelişimi Değerlendirme Aracı (GECDA) Test, 15 gün ile 72 ay arası çocuklara bireysel olarak uygulanan, çocukların gelişimsel özelliklerini değerlendirmeyi ve özel gereksinimli çocukları daha ileri değerlendirmeler için yönlendirmeyi amaçlamaktadır (Kaner, ve ark., 2012; Sucuoğlu, 2012). Testte çocukların psikomotor, bilişsel, sosyo-duygusal gibi gelişim alanları değerlendirilmektedir. 6

7 II.DÜZEY TARAMA MODELİ Ülkemizde yaygın olarak kullanılan 2. düzey tarama modeli araçları - Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği( CHAT) - Değiştirilmiş Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği ( M_CHAT) dır (Diken, İ, Bakkaloğlu, 2016) Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği (CHAT) Bu test, ay arasındaki çocukları ebeveyn ve uzman görüşü alınarak değerlendiren bir tarama aracıdır (Kaner, ve ark., 2012; Sucuoğlu 2012) Testin, 18. ayında olan çocuklara uygulanması bu yaşlarda OSB riskinin görülmeye başlama oranının yüksek olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Ayrıca; test yapıldıktan 1 ay sonra yeniden tekrarlanarak çocuğun OSB olma riski rutin olarak değerlendirilmelidir (Sucuoğlu, 2012). Test, A ve B bölümünden oluşmaktadır. CHAT in A bölümü çocuk gelişim alanlarına yönelik, ebeveynler için 9 adet evet hayır sorusu içermektedir. B bölümü ise 5 maddeden oluşur. Bu 5 madde de çocuğun göz teması, işareti takip edebilme yeteneği (bakışları izleme), taklit (taklit oyunu), bir nokta üretme (uzmanlar tarafından ön bildirici işaret olarak anılır) ve bloktan kule yapma yetenekleri değerlendirilir. Değiştirilmiş Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği( M-CHAT) M-CHAT ay arası çocukların ebeveynlerinden, öğretmenlerinden alınan bilgilerden yola çıkarak bu çocuklarda OSB olma riskini belirleyen bir tarama aracıdır. 23 sorudan oluşur. TANILAMA Özel eğitim ve OSB açısından düşünüldüğünde 1. ve 2. düzey tarama evresinde gelişimsel olarak risk görülen çocuklara alanda çalışan psikiyatrist, nörolog veya çocuk doktorları tarafından tıbbı değerlendirmenin yapılması tanılama olarak ifade edilmektedir (Wilkonson, 2010). Tanılama sürecinde uzmanlar, en son güncellenen halleriyle DSM-V ve ICD-10 kriterlerini, ayrıca tarama ölçekleri ve kontrol listeleri gibi çeşitli değerlendirme araçlarını kullanılarak OSB tanısı koymaktadırlar (Bishop ve ark., 2008). Uzmanlar tanılama sürecinde DSM VE ICD gibi standart değerlendirme araçlarını kullanırlar. Fakat OSB olan bireylerin özelliklerinin çeşitlilik göstermesi, değerlendirme anında tanılama aracında var olan maddeleri ölçme fırsatlarının olmaması, uzmanların formal değerlendirme araçlarına ek olarak informal (gözlem, görüşme, görüşme listesi vb.) değerlendirme yöntemlerinden de faydalanarak tanı koyulabilmektedir (Sucuoğlu, 2012; Wilkonson, 2010). DSM- IV-TR ile DSM- V Arasında Olan Farklar; DSM IV DSM-IV-TR Yaygın Gelişim Bozukluk Otistik Bozukluk Asperger Sendromu Rett Sendromu Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk DSM -V Otizm Spektrum Bozukluğu Otizm Spektrum Bozukluğu Sosyal (Pragmatik) İletişim Bozukluğu 7

8 Açıklamalarda da görüldüğü gibi, OSB tanı ölçütleri DSM-IV ve DSM- V de farklılık göstermektedir. DSM IV de beş farklı başlık altında toplanan bozukluk sayısı (Otistik Bozukluk, Asperger Bozukluğu, Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Rett Bozukluğu, Çocukluk Dezintagratif Bozukluğu), DMS- V Otizm Spektrum Bozukluğu başlığı altında OSB nın toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde görülen OSB belirtileri ile sınırlı tekrarlayıcı davranışları olmak üzere tanı ölçütleri iki farklı başlık altında toplanmıştır (Kaya, 2015). DSM-IV de yer alan Rett Bozukluğunun, genetik bir bozukluk olmasından dolayı DSM- V de OSB grubundan çıkarılmıştır. Çocukluk dezintagratif bozukluğu da OSB bozuklukları tanısından çıkarılmış, farklı bir bozukluk olarak değerlendirilmiştir (Tortamış, Özkaya, 2013). Yapılan tıbbi değerlendirme sonucunda, OSB tanısı almış bireyler Rehberlik Araştırma Merkezlerinde; uygun ve yasal eğitimsel kararlar almak, eğitsel müdahale programlarını planlamak ve daha sonra da müdahalelerin etkililiğini ölçmek amacıyla kapsamlı eğitimsel değerlendirmelerden geçirilmektedir. OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN BİREYLERİN EĞİTSEL DEĞERLENDİRMESİ Değerlendirme; OSB olan çocukların; akademik, davranışsal ya da fiziksel özelliklerini değerlendirmek, bu özelliklere uygun, yasal ve eğitsel kararlar alabilmek için yapılan veri toplama sürecidir (Gürsel, 2012). Eğitsel değerlendirmenin amacı; gelişimsel değerlendirmelerden faydalanarak bireyin eğitsel olarak yani akademik performansı açısından hangi aşamada olduğunu tespit etmek ve bireysel eğitim planını (BEP) bireyin yeterliliklerine ve ihtiyaçlarına göre düzenlemektir. OSB li bireylerin performansı birbirlerinden farklılaşır (Sucuoğlu, 2013). Örneğin; kiminin akıldan dört rakamlı sayıları toplama, çarpma gibi özel yetenekleri olabildiği gibi, kiminin de sınırlı ve özel ilgi alanları bulunabilir. Eğitsel değerlendirmede bu ilgi alanlarının ya da özel yeteneklerin açığa çıkması önemlidir. OSB olan bireylerin bu özel ilgi alanları ve yetenekleri, zayıf yanlarını desteklemede kullanılabilir (Sucuoğlu, 2013). Eğitsel değerlendirme ve tanılama süreci sonucunda en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir. Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması Rehberlik ve Araştırma Merkezinde oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada; bireyin özürlü sağlık kurulu raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyacı, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2012). Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama İçin Gerekli Belgeler Şunlardır: 1. Bireyin, velisinin/vasisinin ya da resmi okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu, 2. Örgün eğitim okullarına/kurumlarına kayıtlı olup devam eden öğrenciler için eğitsel değerlendirme istek formu, 3. Birey için uygun eğitim ortamlarına yönlendirme amaçlı müracaatlarda sağlık kurulu raporu, 4. Destek eğitim amaçlı müracaatlarda engelli sağlık kurulu raporu 8

9 5. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde destek eğitim alan bireylerin rapor yenilenmelerinde, ilgili kurumca hazırlanacak Dönem Sonu Bireysel Performans Değerlendirme Formu. FARKINA VARMA DOKTORA BAŞVURMA TIBBI REHABİLİTASYON EN AZ SINIRLANDIRILMIŞ EĞİTİM ORTAMINA YERLEŞTİRME ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ KURULU REHBERLİK ARAŞTIRMA MERKEZİ (RAM) BİREYSELLEŞTİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI GELİŞTİRME BİRİMİ ÖZEL EĞİTİM DEĞERLENDİRME KURULU ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİ Özel eğitim ve rehabilitasyon: Dil-konuşma, gelişim güçlüğü ile zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal ve davranış problemleri olan özel eğitim gerektiren bireylerin engellilik hâlini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini en üst seviyeye çıkarmak ve topluma uyumlarını sağlamak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek amacıyla yapılan çalışmaları ifade etmektedir (Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği Şubat 2011). Rehberlik Araştırma Merkezlerinde yapılacak değerlendirmede uygun görülmesi durumunda, özel gereksinimli bireyler; devam ettikleri örgün eğitim kurumları dışında destek eğitim alabilmeleri için Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerine yönlendirilirler. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı örgün eğitim kurumlarının dışında OSB olan bireylerin özel eğitim desteğinin devam edebileceği Özel Özel Eğitim Okulları ve Rehabilitasyon Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde; özel eğitim öğretmenleri tarafından öğrencinin performansına uygun eğitim verilmektedir. Bu kurumlar tamamen destek eğitim bünyesinde yer alan kurumlardır. YERLEŞTİRME OSB olan bireyler tıbbi olarak tanı aldıktan sonra eğitsel değerlendirme ve tanılama süreci başlamaktadır. Bu sürecin amacı, OSB tanısı almış özel gereksinimli bireyin mümkün olduğunca akranları ile aynı ortamda olmasını sağlayacak, en uygun ortam (en az kısıtlayıcı ortam) ve hizmetleri belirlemektir. Bu süreçte birey Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilir. Bireyin ve ebeveynlerin ihtiyaçları belirlenir. Ardından, Milli Eğitim Bakanlığı Özel 9

10 Eğitim Hizmetleri Kurulu, öğrenciyi uygun eğitim ortamına yerleştirir. Öğrenci örgün eğitim okullarına (normal gelişim gösteren akranlarının devam ettiği sınıflar, özel eğitim sınıfları), Özel Eğitim Uygulama Merkezine (Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi), İş Eğitim Merkezine, Erken Çocukluk Eğitim Merkezine yerleştirilir veya Rehabilitasyon Merkezilerine yönlendirilir. Her yıl RAM tarafından öğrencinin gelişimi takip edilerek, devam etmekte olduğu eğitim ortamında değişiklik yapılmasının gerekli olup olmadığına karar verilir (Birkan, 2010; Diken, 2008,Güleç, Aslan, 2013; Sucuoğlu, 2012). Okul çağına gelen OSB olan bireylerin, gereksinimlerine cevap verecek ve potansiyellerini en üst seviyede ortaya çıkaracak, en az kısıtlayıcı eğitim ortamlarına yerleştirilmeleri gerekmektedir. Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğine (2012) göre özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme, tanılama, yönlendirme ve en az kısıtlayıcı ortamın önerilmesi Rehberlik Araştırma Merkezleri tarafından yapılmaktadır. Her aşamada olduğu gibi yerleştirme aşamasında da ailenin görüşünün alınması önemlidir. 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname de yerleştirmenin esasları bireyin yaşına göre ele alınmıştır. Buna göre erken çocukluk döneminde özel eğitim hizmetleri, aile desteklenerek evde veya kurumlarda verilir. Tanılanmış çocuklar için okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu ve bu eğitimin özel eğitim okullarında ya da okul öncesi eğitim kurumlarına verileceği belirtilmiştir. Öğrenci herhangi bir örgün eğitim kurumuna devam etsin ya da etmesin, destek eğitim hizmetlerinden yaralanabilir. Ayrıca Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine (2012) göre süreğen hastalığı bulunan ve hastanede yatarak tedavi görmeleri gereken OSB olan ya da özel eğitime ihtiyacı olan diğer bireyler için hastanelerde mevcudu 10 öğrenciyi geçmeyecek hastane sınıfları açılır. EĞİTİM HİZMETLERİ Eğitim herkesin temel vatandaşlık hakkıdır ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmıştır. Anayasanın 42. Maddesine göre kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz. Bu nedenle eğitimde eşitlik ilkesi gereğince OSB olan bireyler de diğer akranları gibi eğitimde eşit oranda ve şartlarda hak sahibidir. BÜTÜNLEŞTİRME Bütünleştirme, bireysel farklılıkları ne olursa olsun her birey için, sosyal, kültürel, eğitimsel, yaşamsal aktivite ve fırsatlardan tüm toplum üyelerinin eşit düzeyde yararlanmasını öngören bir üst kavram olup, içerik olarak çok boyutlu ele alınması gerekmektedir. Örneğin; Herkes için kabul görme, saygı ve hoşgörü, Toplum içinde bir bütünlük, fırsat eşitliği, işbirliği, Farklılıkların daha fazla tanınması, farklılıkları anlamaya çalışma ve farklılıklara uyum sağlama, toleransın artması, Tüm alanlarda olanaklara kolayca ulaşılabilirlik, eğitime ve topluma daha fazla katılım, Herkes için rahat, güvenli sosyal çevreler, Tam katılımı kolaylaştırıcı, her şeyi kapsayıcı düzenlemeler, Her çocuğun bireysel özelliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan eğitim öğretim hizmetlerinin planlaması, Öğretim programları ve materyallerinin oluşturulması/uyarlanması, Eğitim ortamlarının düzenlenmesi, Uygun eğitim ortamlarında eğitim olanaklarına erişimde toplumun tüm bireyleri ile eşit erişim fırsatları sunulması gibi, Pek çok alan bütünleştirme kavramı içinde yer bulmaktadır. 10

11 Okula devam eden öğrencilerin bazı alanlarda öğrenmede güçlükler yaşamaları sık rastlanan bir durumdur. Bu öğrenciler özel gereksinimli ise, bu sıklık daha da artabilmektedir. Söz konusu durumun en temel sebeplerinden birinin öğrencinin bireysel ihtiyaçlarını temel almayan öğretim yöntemlerinin uygulanması olduğu söylenebilir. Öğrenciden, eğitim performansı ve eğitsel ihtiyaçları ne olursa olsun standart bir öğretim yöntemi ile bireysel ihtiyaçlara göre herhangi bir esnekliği olmayan bir öğretim programına uyum sağlaması beklendiğinde malesef sonuç beklenenin çok altında kalmaktadır. Öğrencinin eğitim performansı ve bireysel ihtiyaçlarına dayalı farklılaştırılmış/çeşitlendirilmiş bir öğretimde bütün öğrencilerin öğrenme süreçlerine katılımı çok daha yüksek bir olasılıktır. Özel gereksinimli bireylerin, ayrıştırılmış ortamlar yerine bütünleştirilmiş eğitim ortamlarında eğitim ve öğretimlerine devam etmeleri, toplumun daha geniş kesimleriyle kaynaşmalarını kolaylaştırmakta, toplumun bu bireylere yönelik olumsuz tutumlarının değişmesini sağlamakta, dolayısıyla daha fazla sosyal bütünleşme imkânını da beraberinde getirmektedir. Bütünleştirme kavramı, okul uygulamalarının özel gereksinimi olan öğrencilerin de örgün eğitime devam edebilmelerini sağlayacak şekilde değiştirilmesini ifade etmektedir. Bütünleştirme ile okulu, öğrencilerin tüm eğitim ihtiyaçlarına cevap verebilen bir kurum haline dönüştürmek hedeflenmektedir. Amacımız, öğrencimizi özel gereksiniminden doyalı ayrıştırmak yerine, yapacağımız düzenleme ve uyarlamalarla toplumla bütünleşmesini sağlamaktır. Bu amaç ülkemizde kaynaştırma uygulamalarıyla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. KAYNAŞTIRMA Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini bütün kademelerde (resmî ve özel okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında) sürdürme esasına dayanan destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamasıdır (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006) Kaynaştırma yoluyla eğitim; özel eğitim gereksinimi olan bireylerin normal gelişim gösteren akranlarıyla birlikte yaygın eğitim kurumlarında eğitimlerini sürdürmeleri esasına dayanır. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamaları yapılan okul ve kurumlarda öğrencinin yetersizliğine uygun fiziksel, sosyal ve psikolojik ortam düzenlemeleri yapılmalıdır. Bu okul ve kurumlarda öğrenciye verilen eğitim hizmetlerinin etkin bir biçimde yürütülebilmesi amacıyla özel araç-gereçler, eğitim materyalleri, öğretim yöntemleri ve öğrenci başarısını değerlendirme yöntemleri kullanılmalı ayrıca, destek eğitim odası açılmalıdır. Özel eğitim ihtiyacı olan her çocuk kaynaştırma ortamından yararlanamayabilir. Kaynaştırma için başta sosyal beceriler ve öz bakım becerileri olmak üzere çocuğun çeşitli alanlardaki becerilerinin gelişmiş olması gerekir. Aksi takdirde bu çocukların, bu becerileri kazanıncaya kadar, benzer özelliklerdeki OSB li çocukların devam ettiği ayrı özel eğitim okullarında ya da özel eğitim sınıflarında eğitim görmeleri gerekir. Belli bir süre ayrı bir özel eğitim ortamında eğitim gören öğrenciler, gerekli becerileri kazanmaları durumunda, ilerleyen yıllardaki eğitimlerini kaynaştırma ortamlarında sürdürebilirler. 11

12 Kaynaştırma Eğitiminin Özel Eg itime İhtiyacı Olan Bireylere Yararları - Kendine güvenir. - Cesareti artar. - Sorumluluk alma bilinci gelişir. - Sosyal uyum ve akademik başarısı artar. - Olumsuz tutum ve davranışları azalırken olumlu tutum ve davranışları artar. - Etkin sosyal iletişim, etkin katılım, işbirlig i ve toplumsal yaşam ve uyum becerileri kazanır. - Topluma kabulü artar. - Farklı özellikleri olan bireyleri tanıma olanakları artar. - Ortak yaşam alanlarında birlikte yaşamayı ög renirler - Eg itimde ekonomiklik ve fırsat eşitlig i sag lanır. Diğer Öğrencilere Yararları - Bireysel farklılıkları dog al karşılar ve saygı gösterirler. - Kendilerinde geliştirmeleri gereken alanları görerek davranışlarını yönetebilmeyi öğrenirler. - Eşitlik kavramından ziyade adalet kavramına uygun olarak yaşamayı öğrenirler. - Liderlik, model olma ve sorumluluk duyguları gelişir. - Farklı özellikleri olan bireyleri tanıma olanakları artar. - Ortak yaşam alanlarında birlikte yaşamayı ög renir. Ög retmenlere Yararları - S artsız kabul, sabır, hoşgörü, bireysel özelliklere saygı davranışları gelişir. - Kaynaştırma ög rencisi ile yapılan çalışmalar sayesinde ög retim becerileri gelişir ve deneyimleri artar. - B.E.P hazırlama ve uygulamada daha başarılı olurlar. DESTEK EĞİTİM UYGULAMASI OLAN KAYNAŞTIRMA Destek eğitim odası; okul ve kurumlarda, kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta eğitimlerine devam eden özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere sunulan eğitim hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanmaları amacıyla özel araç-gereç ile eğitim materyalleri sağlayarak oluşturulmuş eğitim ortamıdır. Destek eğitim odasında eğitim alacak öğrenciler ile destek eğitim alacağı dersler, BEP Geliştirme Biriminin önerileri doğrultusunda Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Yürütme Komisyonunca eğitim öğretim yılı başında belirlenir. Ancak; ihtiyaç halinde söz konusu planlama eğitim öğretim yılı içerisinde revize edilebilir. Özel eğitim ihtiyacı olan her öğrencinin ihtiyacı doğrultusunda bu eğitimden yararlanması sağlanır. Destek eğitim odasında verilen destek eğitim hizmetleri okulun veya kurumun ders saatleri içinde yapılır. Destek eğitim odasında öncelikli olarak, öğrencinin kayıtlı olduğu sınıfta o ders saatinde okutulan derse ilişkin eğitim verilir. Öğrencinin destek eğitim odasında alacağı haftalık ders saati, haftalık toplam ders saatinin %40 ını aşmayacak şekilde planlanır. Örneğin; haftalık 30 ders saati öğrenim gören bir öğrenci için söz konusu planlama en fazla 12

13 12 ders saati (30x40/100 = 12) olacak şekilde uygulanır. Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin takip ettikleri programlar temel alınarak eğitim performansı ve ihtiyaçları doğrultusunda BEP hazırlanır. BEP te; öğrenci için gerekli destek eğitim hizmetlerinin türü, süresi, sıklığı, kimler tarafından nerede ve nasıl sağlanacağına ilişkin bilgiler yer almalıdır. Destek eğitim odasında; program farklılaştırma ve bireyselleştirmeye yönelik zenginleştirme ve genişletme uygulamaları yapılır. Öğretimin farklılaştırılmasına yönelik ölçme ve değerlendirme araçları kullanılarak BEP doğrultusunda değerlendirme yapılır. BEP geliştirme biriminde özel eğitim ihtiyacı olan öğrencinin eğitim sürecinde görev alan tüm öğretmenler yer alır. Öğrencinin genel başarı değerlendirmesinde sınıfta yapılan değerlendirmenin yanı sıra destek eğitim odasında yapılan değerlendirme sonuçları da dikkate alınır(özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Destek Eğitim Odası Klavuz Kitapçığı, 2015) ÖZEL EĞİTİM SINIFI Özel eğitim sınıfları, resmi ve özel okulların bünyesinde özel eğitim gerektiren öğrenciler için açılan sınıflardır. Okul ve kurumlarda, durumları ayrı bir sınıfta eğitim görmeyi gerektiren özel eğitim ihtiyaçları olan öğrenciler için, yetersizlik türü, eğitim performansları ve gelişim özellikleri göz önünde bulundurularak, özel araç gereçler ile eğitim materyalleri sağlanarak oluşturulmuş sınıflardır. OSB olan çocuklar için açılan özel eğitim sınıflarında sınıf mevcudu en fazla 4 öğrencidir. Özel eğitim sınıfını tamamlayan öğrencilere, devam ettiği ilköğretim programını takip ediyorsa, ilköğretim diploması verilir. Devam ettiği ilköğretim programından farklı eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıfına devam eden öğrencilere ise Özel Eğitim Uygulama Merkezi diploması verilir. Sosyal ve özbakım becerilerini kazanamamış OSB olan öğrenciler, kaynaştırma yoluyla yapılan eğitimden yeterince yararlanamayabilir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığınca her tür ve kademede örgün ve yaygın özel eğitim okulları ve kurumları açılır. Bu okulların ilk 4 yılı ilkokul ( sınıflar), ikinci dört yılı ortaokul (5.-8. sınıflar) olarak adlandırılır. Bu bireyler için açılan okul ve kurumlarda eğitim- öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır: Bu merkezlerde öğrencilerin özbakım, günlük yaşam becerileri ile işlevsel akademik becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla Bakanlıkça hazırlanmış özel eğitim programı uygulanır. Bu program temel alınarak BEP hazırlanır. Bu bireylerin başarılarının değerlendirilmesinde, BEP lerinde yer alan amaç ve davranışlar dikkate alınır Bu merkezlerde; tuvalet eğitimini kazanamamış, yoğun davranış problemleri gösteren ve grup eğitimine uyum sağlayamayan öğrencilerin grup eğitimine hazırlanması amacıyla bire bir eğitim uygulaması yapılır. Bu kapsamdaki öğrenciler grup eğitimine katılmazlar. Bu merkezlerde ve sınıflarda dersler sınıf öğretmenleri tarafından okutulur. Ancak özel yetenek gerektiren dersler ile din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin alan öğretmenleri tarafından okutulması esastır. Alan öğretmeni tarafından okutulan derslere sınıf öğretmeni de katılır. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencinin kaydı özel eğitim sınıfındadır. Özel eğitim sınıfı öğrencisi başarılı olabileceği derslerde ve sosyal etkinliklerde yetersizliği olmayan akranları ile birlikte normal sınıfta eğitim alabilmektedir. Bu okul ve kurumlarda, uygulanacak eğitim programı temel alınarak iki tür özel eğitim sınıfı oluşturulur. 13

14 Bulunduğu Okulun Veya Kurumun Eğitim Programını Uygulayan Özel Eğitim Sınıfları MADDE 26 (Değişik /28360 R.G.) (1) Zorunlu öğrenim çağındaki bireylerden ilköğretim kurumları programlarını veya ortaöğretim kurumları programlarını takip edebilecek durumda olan bireyler için açılan özel eğitim sınıflarında, eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır: a) Özel eğitim sınıflarında aynı tür yetersizliği olan öğrenciler eğitim görür. ç) (Değişik /28360 R.G.) Zihinsel yetersizliği veya otizmi olan öğrenciler için açılan 1-4 ve 5-8 inci sınıflarda birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılır. 1-4 ve 5-8 inci sınıflarda dersler sınıf öğretmenleri tarafından okutulur. Ancak, özel yetenek gerektiren dersler ile din kültürü ve ahlak bilgisi ve yabancı dil derslerinin alan öğretmenleri tarafından okutulması esastır. Alan öğretmeni tarafından okutulan derslere sınıf öğretmeni de katılır. f) Özel eğitim sınıflarının mevcudu en fazla; okul öncesi eğitimde ve ilköğretimde 10, ortaöğretim ve yaygın eğitimde 15 öğrenciden oluşur. Ancak, otistik çocuklar için her tür ve kademede açılan özel eğitim sınıflarında ise sınıf mevcudu en fazla 4 öğrencidir. g) Özel eğitim sınıfını tamamlayan öğrencilere kayıtlı bulunduğu okulu veya kurumu tamamlayan yetersizliği olmayan diğer öğrencilere verilen belge verilir. ğ) Bu sınıflar ders, dinlenme, yemek ve diğer etkinlik saatleri bakımından okulda/kurumda uygulanan programa uyarlar. h) Sınıfların okul/kurum içindeki yeri, öğrencilerin yetersizlik türü dikkate alınarak belirlenir. j) Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde özel eğitim sınıfları açılabilir. Bu sınıflarda; okul veya kurumun eğitim programı, okulun fizikî şartları ve personel durumu, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin yetersizliği ve gelişim özellikleri ile bireysel yeterlilikleri dikkate alınarak gerekli düzenlemeler yapılır şeklinde açıklamalar yapılır. Bulunduğu okulun veya kurumun eğitim programından farklı bir eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıfları MADDE 27 (Değişik /28360 R.G.) (1) Zorunlu öğrenim çağındaki bireylerden ilköğretim veya ortaöğretim kurumları programlarını takip edemeyecek durumda olan bireyler için açılan özel eğitim sınıflarında eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde, aynı yetersizliği olan bireyler için açılan özel eğitim okul ve kurumlarının mevzuat hükümlerinin yanı sıra aşağıdaki hususlar da dikkate alınır: a) Özel eğitim sınıflarında, aynı tür yetersizliği olan öğrenciler eğitim görür. b) Bu sınıflarda eğitim alan öğrenciler, yetersizlik türüne göre hazırlanan özel eğitim programını takip ederler. Öğrencilerin BEP leri hazırlanırken takip ettikleri bu eğitim programı temel alınır. c) Açılan özel eğitim sınıflarında birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılır. f) Özel eğitim sınıfını tamamlayan öğrencilere, takip ettikleri özel eğitim programını uygulayan özel eğitim okul veya kurumlarındaki programı tamamlayan öğrencilere verilen belge verilir. g) Bu sınıflarda ders, dinlenme, yemek ve diğer etkinlik saatlerinde okul veya kurumda uygulanan programa uyulur. h) Okul ve kurumlarda özel eğitim sınıfına devam eden öğrencilerin, yetersizliği olmayan akranları ile bazı ders ve sosyal etkinlikleri bir arada yapmalarını sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılır. 14

15 ÖZEL EĞİTİM UYGULAMA MERKEZİ Özel Eğitim Uygulama Merkezi: Bireysel farklılıkları nedeniyle kaynaştırma eğitiminden yararlanamayacak durumdaki 3-15 yaş grubundaki OSB olan çocukların kendilerine yetecek derecede bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek amacıyla açılan merkezdir (Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi Yönergesi, 2004). Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçlarına ve Temel İlkelerine uygun olarak merkez: okul, aile, Rehberlik ve Araştırma Merkezinin iş birliği sonucunda OSB li çocukların özelliklerinden kaynaklanan yetersizliklerini en aza indirmek ve tüm gelişim alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkararak yaşadığı toplumun bağımsız ve üretken bir üyesi olması yönünde çaba gösterilmesine katkı sağlar. Bu merkezlerde öğrencilerin özbakım ve günlük yaşam becerileri ile işlevsel akademik becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanmış özel eğitim programı uygulanır. Bu merkezlerde; tuvalet eğitimini kazanamamış, yoğun davranış problemleri gösteren ve grup eğitimine uyum sağlayamayan öğrencilerin grup eğitimine hazırlanması amacıyla bire bir eğitim uygulaması yapılır. Bu kapsamdaki öğrenciler grup eğitimine katılmazlar. Merkeze ve/veya kaynaştırma eğitimine devam eden her OSB olan çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim plânının geliştirilmesini ve bu uygulamanın başarıya ulaşması için destek hizmetlerin verilmesini sağlar. Merkezlerdeki eğitimi ve/veya kaynaştırma eğitimini desteklemek amacıyla aile eğitimi programlarının hazırlanmasını ve uygulanmasını sağlar. Genel İlkeler Madde 5- Otistik çocukların eğitim-öğretim faaliyetleri aşağıdaki genel ilkelere uygun olarak düzenlenir ve yürütülür: a) Eğitime her çocuğun performansı belirlenerek başlanır. b) Otistik çocukların eğitiminde bireyselleştirilmiş ve erken eğitim esastır. c) Otistik çocuğu grup/kaynaştırma eğitimine hazırlamak ya da devam eden grup/kaynaştırma eğitimini desteklemek amacıyla gerektiğinde birebir eğitim verilir. d) Performans özellikleri açısından birbiriyle uyuşan 2-4 otistik çocuk ile grup eğitimi yapılır. e) Sosyal ve akademik beceriler yönünden gelişmiş çocuklar, performanslarına uygun kaynaştırma programlarından yararlandırılır. f) Kaynaştırma eğitimi uygulaması sürecinde kaynaştırma eğitimi alan otistik çocuğa, diğer öğrencilere, sınıf öğretmenine, branş öğretmenine ve/veya ailelere özel eğitim desteği sağlanır. g) Otistik çocuklarda gözlemlenen problem davranışlar, eğitimin bir parçası olarak nitelendirilir, problem davranışın ortadan kaldırılması için uygun yöntem ve teknikler kullanılır. h) Eğitim-öğretim sırasında ilerleme kaydeden otistik çocukların performanslarına uygun olarak belirlenen hedeflere göre eğitim-öğretime devam edilir. ı) Eğitim-öğretimde; ortam, materyal, plân ve yöntemler otistik çocuğu merkez alır. k)otistik çocukların eğitim-öğretim sürecinde bireysel özelliklerine uygun öğrenme/öğretme strateji, yöntem ve tekniklerden yararlanılmasına özen gösterilir. l) Kaynaştırma eğitiminin yapıldığı okulun personeli ile ailelerin ve toplumun özel eğitim konusunda bilgilendirilmeleri için gerekli tedbirler alınır. m) Otistik çocuklara resim, işaret ve benzeri yollarla iletişim becerileri kazandırlır. (Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri Yönergesi, 2004) 15

16 MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi; I lko g retimlerini tamamlayan, genel ve mesleki ortao g retim programlarına devam edemeyecek durumda olan ve 23 yaşından gün almamış o zel eg itime ihtiyacı olan bireylerin temel yaşam becerilerini geliştirmek, topluma uyumlarını sag lamak, iş ve mesleg e yo nelik bilgi ve beceriler kazandırmak amacıyla açılan kurumlardır. Özel Eg itim Mesleki Eg itim Merkezlerinde (Okullarında) akademik bilgi ve becerilerin yanında iş eg itimi uygulamalarının da yer aldıg ı eg itim programı uygulanır. Bu program temelinde BEP hazırlanır ve bireylerin başarılarının deg erlendirilmesinde BEP'lerinde yer alan amaç ve davranışlar dikkate alınır. Merkezlerde (okullarda) dersler go rme, işitme ve zihinsel engelliler sınıf o g retmenleri tarafından okutulur. Ancak, o zel yetenek gerektiren dersler ve meslek dersleri ile dinkültürü ve ahlak bilgisi dersinin alan o g retmenleri tarafından okutulması esastır. Alan o g retmeni tarafından okutulan derslere sınıf o g retmeni de katılır. Programın süresi do rt yıldır. Programın birinci sınıfında bireylere akademik bilgi ve beceriler ile uygulamalı iş eg itimi yoluyla ato lyelerde gerekli olan temel bilgi ve beceriler kazandırılır. I kinci, üçüncü ve do rdüncü sınıflarda ise akademik bilgi ve becerilerin kazandırıldıg ı meslek dersleri, çevrenin sosyal, kültürel, ekonomik o zellikleri ve şartları ile istihdam imka nları dikkate alınarak belirlenir. I ş yerine yerleştirilen bireyler kültür ve meslek derslerini haftada bir gün okulda, uygulamalı beceri eg itimini ise do rt gün iş yerlerinde eg itim go rürler. I ş yerine yerleştirilemeyen bireyler ise okulda eg itimlerine devam ederler. I ş yerine yerleştirilen bireyler, 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eg itim Kanununun çırak o g rencilere verdig i haklardan yararlanırlar. Programı tamamlayan bireylere Özel Eg itim Mesleki Eg itim Merkezi (Okulu) Ög renim Belgesi verilir. Bu belge yükseko g retime devam etme hakkı sag lamaz, ancak bireylerin herhangi bir işte istihdam edilmesi durumunda ortao g retim kurumlarından mezun olanlara tanınan o zlük haklarından yararlanmalarını sag lar (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2012). İŞ UYGULAMA MERKEZLERİ İş Uygulama Merkezi; Genel ve mesleki ortaög retim eg itim programlarından yararlanamayacak durumda ve 23 yaşından gün almamış olan özel eg itime ihtiyacı olan bireylerin; temel yaşam becerilerini geliştirmek, topluma uyumlarını sag lamak ve iş ve mesleg e yönelik beceriler kazandırmak amacıyla resmî ve özel, Özel Eg itim İş Uygulama Merkezleri (Okulları) açılır. Özel eg itim iş uygulama merkezlerinde (okullarında) akademik bilgi ve becerilerin yanında iş eg itimi uygulamalarının da yer aldıg ı eg itim programı uygulanır. Bu program temel alınarak BEP hazırlanır ve bireylerin başarılarının deg erlendirilmesinde BEP'lerinde yer alan amaç ve davranışlar dikkate alınır. Bu merkezlerde (okullarda); tuvalet eg itimini kazanamamış, yog un davranış problemleri gösteren ve grup eg itimine uyum sag layamayan ög rencilerin grup eg itimine hazırlanması amacıyla bire bir eg itim uygulaması yapılır. Bire bir eg itim uygulaması kapsamındaki ög renciler grup eg itimine katılmazlar. Merkezlerde (okullarda) dersler görme, işitme ve zihinsel engelliler sınıf ög retmenleri tarafından okutulur. Ancak özel yetenek gerektiren dersler ve meslek dersleri ile din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin alan ög retmenleri tarafından okutulması esastır. Alan ög retmeni tarafından okutulan derslere sınıf ög retmeni de katılır. Programın süresi dört yıldır. I ş ve uygulama dersleri, çevrenin sosyal, kültürel, ekonomik 16

17 özellikleri ve şartları ile istihdam imkânları dikkate alınarak açılır. Özel eg itim iş uygulama merkezlerini (okullarını) tamamlayan bireylere Özel Eg itim I ş Uygulama Merkezi (Okulu) Ög renim Belgesi verilir. Ancak, bu belge mesleki eg itim merkezlerince verilen belgeye denk deg ildir. Özel Eg Itim İş Uygulama Merkezlerini (Okullarını) tamamlayan bireyler dig er yaygın eg itim programlarına, işe ve mesleg e yönlendirilirler (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006) EVDE EĞİTİM Evde eğitim, sağlık problemi nedeniyle örgün eğitim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumda olduğunu sağlık raporu ile belgelendiren okul öncesi, ilkokul, orta okul ve lise çağındaki özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için evde sunulan eğitim hizmetidir. En az dört ay süreyle örgün eğitim kurumundan doğrudan yararlanamayacak durumda olduğunu sağlık raporu ile belgelendiren özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler bu hizmetten yararlanabilir. Evde eğitim hizmetinden yararlanılabilmesi için bireyin velisi tarafından öğrencinin kayıtlı olduğu okulun bulunduğu bölgeye hizmet veren Rehberlik ve Araştırma Merkezine gerekli belgelerle müracaat edilmesi gerekmektedir. Evde Eğitim Hizmetinden Yararlanmak İçin Başvuruda Gerekli Belgeler Şunlardır: a. Bireyin en az dört ay süreyle örgün eğitim kurumundan doğrudan yararlanmasının mümkün olmadığı ya da yararlanması hâlinde olumsuz sonuçlar doğuracağını belirten sağlık raporu, b. Veli başvuru dilekçesi, c. Öğrenci belgesi ile müracaat yapılması gerekmektedir. RAM ın bünyesinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulunca yapılan eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucuna göre İl/İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulunca alınan karar doğrultusunda öğrencilere evde eğitim hizmeti sunulmaktadır. İl/ilçe özel eğitim hizmetleri kurulu; RAM tarafından düzenlenen Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu, Ev Ortamı Durum Tespit ve Değerlendirme Formu, Veli Sözleşmesi ile sağlık raporunu esas alarak öğrencinin evde eğitim hizmetinden yararlanmasına karar vermektedir. a. İl/İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu tarafından evde eğitim hizmetine ilişkin alınan karar ilgili Rehberlik ve Araştırma Merkezine, okula ve veliye yazılı olarak bildirilir, b. Evde eğitim hizmetine ilişkin planlama, bireyin ihtiyacı ve eğitim ortamına ilişkin şartlar dikkate alınarak ve haftalık ders saati sayısı 10 (on) saatten az olmamak üzere il/ilçe özel eğitim hizmetleri kurulca yapılır. c. Evde eğitim kararı alınan öğrenciler için takip edecekleri/takip ettikleri eğitim programı esas alınarak belirlenen dersler için kaç ders saati eğitim verileceğine karar verilir, d. İl/İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu tarafından yapılan planlama doğrultusunda İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce evde eğitim hizmeti sunmak üzere öğretmen görevlendirilir (Milli Eğitim Bakanlığı, Evde Eğitim Hizmetleri Yönergesi ). 17

18 GEÇİŞ SÜRECİ Geçiş süreci, bir programdan diğerine geçişte, çocuğun sonraki programa uyumunu ve uygun yerleştirmeyi sağlamak için planlanan ve kullanılan stratejiler ve yöntemler bütünüdür. Ülkemizde bütün çocuklar ilköğretimden ortaöğretime geçerken ve meslek liselerinin ilk yılında, eğitim alanındaki ve mesleki alandaki gelecekleri konusunda temel önem taşıyan bir karar aşamasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Geçiş süreçleri; hem öğrenciler hem de aile için her zaman kaygı oluşturabilecek kritik süreçlerdir. Çünkü ortam değişikliği ve yeni ortamlara uyum sağlama sürecinde birey ister istemez kendini baskı altında hisseder. Bu dönemlerde öğrencinin ve ailenin kaygılarını azaltıcı destek sunulması çok önemlidir. Öğrenciyi yaşama hazırlamak amacı ile öğrencinin geleceğine (eğitim-öğretim, sosyal hayat) yönelik çeşitli önemli kararların alınması ve doğru yönlendirmelerin yapılması gerekmektedir. Bu sürecin işlevsel hale gelmesi iyi planlanan ve yönetilen bir geçiş sürecini gerektirmektedir. Geçiş Planı Ne Zaman Yapılır? Geçiş planı okul yaşantısının pek çok döneminde yapılabilir. Dikey bir düzlemde gerçekleşen geçişler olduğu gibi öğrencinin hayatında yatay düzlemde gerçekleşen geçişler de söz konusudur. Bireylerin hayatında en belirgin geçiş dönemleri: Lise-Mesleki Yaşam/Üniversite/Bağımsız Yaşam Ortaokul - Lise İlkokul - Ortaokul Okul Öncesi - İlkokul Aile - Okul Öncesi Sınıftan başka bir sınıfa geçiş Okuldan başka bir okula geçiş Geçiş Süreci İle İlgili Öneriler 1. Geçiş süreçleri öğrenci odaklı olmalıdır. 2. Öğrencinin görüşleri dikkate alınmalıdır. 3. Destek ve öğretmen stratejileri belirlenmelidir. 4. Öğrenciye ve ailesine gereken rehberlik hizmetleri verilmelidir. 5. Öğrencilerin ilgi, beceri ve yeterlilikleri tespit edilmelidir. 6. Çatışmaların önlenmesi için rehberlik hizmetleri sağlanmalıdır. 7. Atölye altyapıları özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. 8. Kişisel bilgiler gizli tutulmalıdır. 9. BEP Birimi faaliyetleri kapsamında geçiş sürecine sürekli destek sağlanmalıdır. 10. Mesleki yönlendirme sürecine katılan tüm bireylerin iş tanımları açıkça tespit edilmelidir. 11. Meslek okullarına mesleki yönlendirme ziyaretleri düzenlenmelidir. 12. Farklı mesleklerle ilgili istihdam olanaklarına ilişkin öğrencilere ve ailelerine bilgi verilmelidir. 13. Öğrencinin yönlendirildiği okulun fiziksel koşullarının, öğrencinin özel gereksinimine uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. 18

19 Aileler neler yapmalı? paylaşmalıdırlar. Çocuklarının gelişiminin (zihinsel, duygusal, fiziksel, sosyal) düzenli gözlem ve takibini yapmalıdırlar. İlgili kişi ve kurumlarla iletişim halinde olmalıdırlar. Çocuklarıyla ilgili özel bilgi ve belgeleri içeren bir dosya oluşturmalı ve bunu gerektiği hallerde geçiş planı hazırlama ve izleme ekibi ile paylaşmalıdırlar. Çocuklarının devam edeceği kurumları ziyaret etmeli ve kurumun yeterlilikleri hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Gerektiğinde bu bilgileri geçiş planı hazırlama ekibi ile BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI Bireyselleştirilmiş eg itim program; özel eg itime ihtiyacı olan bireylerin gelişim özellikleri, eg itim performansları ve ihtiyaçları dog rultusunda hedeflenen amaçlara yönelik hazırlanan ve bu bireylere verilecek destek eg itim hizmetlerini de içeren özel eg itim programıdır. Özel eg itim gerektiren bireyler için Bireyselleştirilmiş Eg itim Planı geliştirilmesi ve eg itim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır. Özel eg itim gereksinimi olan bireyler, ög renme ve davranış özellikleri bakımından farklılıklar gösterebilirler. Bu bireylerin eg itim ve ög retim sürecinden etkili ve verimli biçimde yararlanabilmesi, ög retim sürecinin onların bireysel özelliklerine göre düzenlenmesini gerektirir. Bu düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde ög rencinin ihtiyacına ve performansına göre hazırlanan Bireyselleştirilmiş Eg itim Programları (BEP) kullanılır. Bireyselleştirilmiş eg itim programı; a) Eg itim planında yer alan yıllık amaçlar ve ög rencinin takip ettig i eg itim programı/programları temel alınarak belirlenen kısa dönemli amaçlarını, b) Ög rencinin alacag ı destek eg itim hizmetinin türü, süresi, sıklıg ı ve bu hizmetin kimler tarafından nasıl sag lanacag ını, c) Ög retim ve deg erlendirmede kullanılacak yöntem ve teknik, araç-gereç ve eg itim materyallerini, ç) Eg itim ortamına ilişkin düzenlemeleri, d) Davranış problemlerini önlemeye ya da azaltmaya yönelik tedbirler ile uygulanacak yöntem ve teknikleri, e) Ög rencinin kişisel bilgilerini içerir. Bireyselleştirilmiş Eg itim Programı, Özel Eg itim Deg erlendirme Kurulu ve BEP geliştirme biriminin iş birlig iyle hazırlanır (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği 2012). BEP, bir ög rencinin şu anda hangi noktada oldug una, hangi alanlarda gelişmesi gerektig ine ve bu gelişimi gerçekleştirebilmesi için gerekli olacak desteg e işaret eden bireysel bir eg itim programıdır. BEP geliştirilirken; ög rencinin kişisel, sosyal, işlevsel ve akademik becerilerde eg itim ihtiyaçlarını karşılamak üzere performans düzeyini temel alarak uzun ve kısa dönemli amaçların, alacag ı destek hizmetlerin, kullanılacak yöntem ve tekniklerin, ög renci için yapılması uygun görülen uyarlama ve düzenlemelerin belirlendig i ög rencinin devam ettig i programdan en üst düzeyde yararlanmasını sag layacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Planındaki amaçlardan bazıları öncelikli gereksinime ait amaçlar olabilir. Bu önceliğin belirlenmesinde; uzmanların değerlendirmesi, ailenin beklentileri ve öğrencinin performansı dikkate alınır. Öncelikli olarak; öğrenci için işlevsel olan ve sık kullanılan beceriler, çeşitli ortamlarda gerçekleştirilen beceriler, kendine güvenini artmasını sağlayabilecek beceriler, ön koşul özelliği olan beceriler tercih edilmelidir. 19

20 BEP İN YARARLARI ŞUNLARDIR Eg itimde fırsat eşitlig i sag lar. Ög renciyi bag ımsız bir yaşama hazırlar. Ög rencinin sorumluluk duygusunu geliştirir. Ög rencinin özgüvenini geliştirir. Ög retmen için bir plan ve kılavuz görevi görür. Ög retmenin hedeflenen amaçlar dog rultusunda ög rencinin gösterdig i ilerlemeyi belirlemesinde bir uygulama ve deg erlendirme aracı olarak işlev görür. Sınıf ortamı, sınıf dışından gelen uzmanlarla ve destek eg itim hizmeti veren kişilerle paylaşılarak sınıf ög retmeninin alternatif uygulamalar geliştirmesine yardımcı olur. Ög rencinin eg itiminden sorumlu kişilerde, ög rencinin bireysel farklılıg ına rag men ög renebildig ine dair bir farkındalık geliştirir. Aile ile okul personeli arasında iletişim aracı görevi görür. Ög rencinin ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların karşılanmasında nelerin yapılabileceg i konusunda aile ve çocug un eg itiminden sorumlu eg itimcilere eşit söz hakkı sag lar. Aile ile okul arasındaki görüş farklılıklarının çözümlenmesine katkı sag lar. Ailenin yalnız olmadıg ını hissetmesine yardımcı olur. Aileye sorumluluk verir. BEP Geliştirilirken ve Uygulanırken Aşağıdaki Unsurlar Dikkate Alınmalıdır. OSB olan öğrencilerin eğitsel değerlendirmesi bu çocuklarla çalışan uzmanlar tarafından ayrıntılı bir şekilde yapılmalı, Öğrencilerin eğitiminde kullanılacak uygun yöntemler, materyaller vb. gibi değişkenler çeşitlendirilmeli, Araç gereçler ög renci ihtiyacına göre çeşitlendirilmeli, Ög renme ortamlarında uyarlama ve/veya düzenlemeler yapmalı, I letişim seçeneklerini çeşitlendirilmeli, Eg itimde destek teknoloji kullanımına önem vermeli, Anlatım biçimleri çeşitlendirilmeli, Soru sorma biçimleri çeşitlendirmeli, Uygulama seçenekleri arttırılmalı, I zleme ve deg erlendirme biçimleri çeşitlendirilmeli, Öğretmenlerin ve ög rencilerin bilgi edinme kaynakları çeşitlendirilmeli, I şbirlig i ve ortak çalışma içinde olunmalı, Öğrencinin özelliklerine ve ihtiyaçlarına uygun amaçlar belirlenmeli, Öğrenciye kendisini tanıması için fırsatlar sunulmalı, Öğrencinin sorun çözme ve strateji geliştirme becerileri desteklenmeli, Öğrencinin kendisini deg erlendirme ve yansıtma becerileri desteklemelidir. 20

21 Öğrenme Aşamaları Şunlardır:. Bilgi (Edinim). Akıcılık. Kalıcılık. Süreklilik. Genelleme Edinim; bireyin daha önce sahip olmadığı bir kavramı ve beceriyi belli doğrulukta gerçekleştirebilmesidir. Akıcılık; edindiği kavram ve beceriyi hızlı, kolay ve istenildiği gibi yapabilmesidir (bir beceriyi akranlarına en yakın sürede gerçekleştirebilme aşamasıdır). Kalıcılık; edinilen kavram ve becerinin öğretim bittikten belli bir süre sonra da istenilen ölçütte gerçekleştirilebilmesidir (beceriyi çalışma sonlandırıldıktan iki ay sonra da gerçekleştirebilmesidir). Genelleme; Edinmiş olduğu kavram ve beceriyi, farklı ortamlarda, farklı kişilerin yanında, farklı yönergelerle ve farklı materyallerle, gerçekleştirebilmesidir. Sonuç olarak genelleme; davranışın gerektiği yerde ve zamanda yapılmasıdır. Öğrencimize kazandırmış olduğumuz yeni bilgi, edinim aşamasındadır. Bu bilginin günlük yaşamda kullanılabilmesi için diğer aşamaların da kazandırılması gerekmektedir. Örneğin diş fırçalama becerisi için; Edinim; diş fırçalama becerisini ilk defa öğrenmesi, Akıcılık; dişlerini on dakikada fırçalayan bir çocuğun akranlara en yakın sürede (ör: üç dakikada) dişlerini fırçalaması, Kalıcılık; diş fırçalama becerisinin öğretiminden iki ay sonra evde üç dakikada dişini fırçalaması Genelleme; Diş fırçalama becerisini okulda öğrenmiş olan öğrencinin, evde annesi yönerge verdiğinde banyodaki lavaboda, evde kullandığı diş fırçasıyla üç dakikada dişini fırçalaması. OSB olan çocukların eğitimlerinin sürekli olması zorunluluğu dikkate alındığında ailelere eğitim ve destek hizmetleri sağlamak, ev ortamında bu eğitimi devam ettirmek, OSB olan çocukların ilerlemesi bakımından büyük yararlar sağlayacaktır. OSB olan çocukların eğitimde amaçların gerçekleşmesi, ailenin eğitime aktif katılımıyla mümkün olmaktadır. EBEVEYNLER OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARINI OKULDA NASIL DESTEKLEYEBİLİRLER Otizm Spekturum Bozukluğu olan çocuklara etkili bir eğitim verilmelidir. Bu eğitim özel bir donanım gerektirmektedir. Eğitim olabildiğince erken yaşta başlatılıp yoğun bir şekilde sistemli olarak disiplinler arası nitelikte planlanıp yürütülmelidir. Eğitim çocuk ve ebeveynlerin ihtiyaçlarına odaklanmış bir şekilde, en gelişmiş nitelikle donatılmış ve ailenin tüm olanaklarının erişilebilirliğini göz önüne alınarak planlamış olmalıdır. Otistik Spektrum Bozukluğu olan çocuklara özgü ve okulda öğrenme becerilerine ket vuran bazı engeller (program, materyal, ortam, yöntem) aşağıdaki gibidir. Dikkat süresinin ve göz kontağının sınırlı olması, Taklit becerilerinde zayıflık, yeni becerileri diğerlerini gözlemleyerek öğrenmede sınırlılık, Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek: Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireyler belli kişilerle, yalnızca belli ilgilere dayalı olarak örneğin; kendisinin ilgisini çeken konularla ilgili olarak etkileşimde bulunuyor ve diğer konulara ilgi göstermiyor olabilir, Grup içinde etkileşimde bulunmada sınırlılık, 21

22 Başkalarının varlığına ya da yapmış olduğu davranışlara karşı tepki vermemek (göz kontağı kurmamak, seslenen kişiye bakmamak, jest ve mimikleriyle dinlediğini belli etmemek), Bireyselleştirilmiş Eğitim Programının (BEP) öğrencinin eğitsel performansına uygun olarak hazırlanması ya da hiç hazırlanmaması, Eğitim öğretim ortamlarında gerekli düzenlemenin öğrencinin bireysel özelliklerine göre uyarlanmaması, Okullarda BEP Geliştirme Biriminin oluşturulmaması, BEP Geliştirme Birimi üyelerinin BEP geliştirme sürecine aktif katılımının sağlanmaması. Çocukların, Okulda ve Evde Yaşamış Oldukları Sorunlara Ait Bazı Çözüm Yolları Şunlardır Öğrencinin bireysel özellikleri göz önüne alınarak, performansının belirlenmesi, ihtiyacı doğrultusunda gerçekleştiriceği amaçların seçilip, uygun eğitim ortamında, gerekli materyal desteğiyle, uzman kişiler tarafından programların hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir. Çocuğun konuşulanları anlayabilmesi için dikkatini toplayabilmesi gerekmektedir. İlgisini çekebilecek kısa süreli çalışmalarla, göz kontağı kurularak aşamalı olarak dikkat süresi uzatılmalıdır. Dikkat süresini uzatma çalışmaları, her alanda, çocuğun ilgi ve yetenekleri doğrultusunda belirlenen konularda, süresi giderek uzatılarak yapılmalıdır. Çalışılacak öncelikli beceriler ailenin de görüşü alınarak belirlenmelidir. Çocuğun ihtiyaçları dikkate alınarak çeşitli çevresel düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin; dikkatini odaklamakta güçlük çeken öğrenci için, sınıf ortamı, dikkati dağıtacak gereksiz uyarıcılardan arındırılmalıdır. Pek çok OSB olan çocuk görsel uyaranları daha kolay algılayabildikleri ve dolayısıyla daha kolay öğrenebildikleri için, görsel uyaranlarla öğrenme ortamına yer verilebilir. OSB tanılı bireylere günlük rutinler, rutinler arası geçişler ve yeni rutinler net ve mümkün olduğunca görsel çizelgelerle, etkinlik çizelgeleriyle anlatılmalıdır. Öğretilen becerinin kalıcılık ve genellenme çalışmalarına önem verilmelidir. Çocukların var olan problem davranışları azaltılmadığında ya da ortadan kaldırılmadığında eğitimden olumlu sonuçlar alınamamaktadır. Bu yüzden uygun bir davranış değiştirme programı uygulanmalıdır. Uygun olmayan davranışların çoğu, ortamda gerekli düzenleme ve planlama yapılmadığı için ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle öğretmenler; öncelikli olarak sınıfta kurallar, sınıfın günlük rutinini belirlemeli ve bu rutinler öğrencilere öğretilmeli, geçişler dikkate alınarak etkinlik geçiş planları hazırlamalıdırlar. Taklit becerilerinin kazanımını sağlamak için öğretilecek becerinin analiz edilmesi ve uygun öğretim yöntemiyle kazandırılması gerekmektedir. Günlük yaşamla ilgili bazı becerilerin kazandırılabilmesi için gerçek ortamlara gereksinim vardır. Bu becerilerin gerçek olmayan ortamlarda gerçek olmayan araçlarla kazandırılması mümkün değildir. Örneğin; tuvalet eğitimi tuvalette, yemek yeme ile ilgili becerilerin öğretilmesi mutfakta, el ve yüz yıkama becerileri ve diş fırçalama becerilerinin öğretilmesi de lavaboda yapılmalıdır. Klozet çocuğun rahatlıkla oturabileceği yükseklikte, tuvalet kağıdı çocuğun ulaşabileceği yerde olmalıdır. Mutfaktaki masa ve sandalye çocuğa uygun olmalıdır. Lavabo çocuğun boy seviyesine göre ayarlanmalıdır. Eğer çocuğun seviyesinde değilse önüne bir basamak konularak çocuk seviyesine yaklaştırılmalıdır. Ayrıca, lavabonun önünde ya da yanında diş fırçasını ve macununu bırakabileceği raflar olmalıdır. 22

23 Öğretim sürecinde uygun ipuçlarının kullanılması ve ipuçlarının öğretim ilerledikçe azaltılması gerekmektedir. Çocuğun mümkün olduğunca bağımsız olabilmesi için ipuçlarına bağımlılığın azalması oldukça önemlidir. Çocukların öğretim sürecinde uygun pekiştireçlerin seçimi ve pekiştireçleri belirli bir pekiştirme tarifesi doğrultusunda sunulması ve pekiştireç bağımlılığın önüne geçilmesi için pekiştireçlerin zaman içinde azaltılması gerekmektedir. Çocuğun destekleneceği alanlar öncelikle sosyal iletişimi arttırmaya yönelik olmalıdır. Bunun yanı sıra öğrenmesini ve etkinliklere katılımını sınırlandıran davranışlara da odaklanılmalıdır. Çocuk için oluşturan programların yetişkinler ile (öğretmenler ya da ebeveynler) etkileşimini attıracak öğeleri de içermelidir. Bu sayade yapılandırılmış öğretim oturumlarının yanı sıra, diğer zamanlarda da öğrencileri sosyal- bilişsel gelişimlerini destekleyecek etkinlikler oluşturulabilecektir. Benzer biçimde, uygulamalar, öğrencinin akranları ile olan etkileşimlerini arttırmaya yönelik amaçlar da içermelidir. Aileye çocuğun eğitimiyle ilgili alınacak kararlarda danışılmalı, eğitimle ilişkili gerekli bilgiler verilmeli, eğitimleri izlemesi ve ev ödevleriyle eğitimin evde de sürmesi sağlanmalıdır (Diken, H. İ., Bakkaloğlu, H. 2016; Kırcaali İftar, G., 2007) OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN BİREYLERDE DAVRANIŞ YÖNETİMİ Problem davranışlar; yoğunluk, sıklık ve süre bakımından yaşadığı çevrenin normlarına uymayan, bireyin kendisinin ya da diğer bireylerin öğrenmesine engel olan, sosyal ilişkileri ve etkileşimini olumsuz biçimde etkileyen ve bireyin kendisine ya da başkalarına zarar veren davranışlardır (Erbaş, 2002; Sucuoğlu, 2012). Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olan bireyler, iletişim becerilerindeki eksiklikleri ve sosyal gelişimlerindeki yetersizlikleri nedeniyle problem davranış gösterme açısından risk grubunda yer alırlar (Horner ve ark., 2002). OSB olan çocukların bir çoğunda farklı problem davranışlar görülür. Bu bireylerin göstermiş oldukları problem davranışlar yaşantılarında ciddi sıkıntılara neden olur ve öğrenme becerilerine ket vurur (Sucuoğlu, 2012). Problem davranışların nedenini belirlemek ve nasıl geliştiğini bilmek, problem davranışlar ortaya çıkmadan önlem alınmasını sağlamak ve problem davranışların kalıcı olmasını önlemek açısından çok önemlidir. Problem davranış, objektif olarak gözlenebilir ve ölçülebilir şekilde tanımlanmalıdır. Çünkü davranışın gözlenebilir şekilde tanımlanması, davranışı gözlemlemeyi kolaylaştıracaktır. Bir davranışın, problem davranış olup olmadığına karar verebilmek için cevaplanması gereken sorular şunlardır; 1. Davranış çocuğa ya da çevresindekilere zarar veriyor mu? 2. Davranış çocuğun ya da diğerlerinin öğrenmesini olumsuz etkiliyor mu? 3. Davranış başka problemlerin ya da duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına neden oluyor mu? 4. Davranış çocuğun sosyal çevreden uzaklaşmasına yol açıyor mu? 5. Davranış; yoğunluk, sıklık ve süre bakımından bireyin yaşadığı çevrenin normlarına uygun mu? Soruların çoğuna evet yanıtı verilen problem davranış, öncelikli olarak üzerinde çalışılacak davranış olmalıdır. Bir problem davranış için soruların yanıtlarının çoğu hayır ise bu davranış daha sonra ele alınabilir. Ancak, problem davranış çocuğa ve çevresine zarar veriyorsa, bu davranış her zaman, her koşulda, öncelikle üzerinde çalışılacak davranış olmalıdır. Olumsuz Örnek 23

24 Kerem çok hareketli, hiç yerinde durmuyor. Olumlu Örnek Kerem 30 dakikalık yemek saatinde ortalama 10 kez ayağa kalkar, odanın içinde gezer, dolap ve çekmeceleri açar kapatır, 1-2 saniye masaya oturur ve tekrar aynı davranışları yapar. Problem davranışın amacı, 1. Dikkat çekmek, 2. Hoşlandığı bir etkinliği yapmak, 3. Verilen zor görevden kaçmak, 4. Duyusal uyaran elde etmek, olabilir. PROBLEM DAVRANIŞLARIN SAĞALTIMI Problem davranışların ortaya çıkma olasılığını azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere problem davranışlar ortaya çıkmadan önce davranışın ortaya çıkmasına neden olan olayları değiştirmek ya da çevresel olayları vb düzenlemeler şeklinde gerçekleşen uygulamalardır (Erbaş ve diğerleri, 2004; Horner ve diğerleri, 2002; Minshawi ve diğerleri, 2014; Turan, ve ark., 2010). Pekiştirece Dayalı Uygulamalar Davranışın ardından hoşa giden uyaran vermek ya da ortamdaki hoşa gitmeyen uyaranı kaldırmak suretiyle uygun davranışları arttırarak problem davranışları azaltmayı amaçlayan uygulamalardır (Canella ve diğerleri, 2006; Horner ve diğerleri, 2002; Minshawi ve diğerleri, 2014) 1. Pekiştirme 2. Sembol Pekiştirme 3. İzlerlik Sözleşmesi 1. Pekiştirme, uygun davranıştan sonra çocuğa hoşa giden nesne, yiyecek, etkinlik ya da övgü gibi bir uyaran vererek bu davranışı ileride tekrarlamasını sağlamaktır. Bu süreçte kullanılan nesneye pekiştireç denir. Yiyecek içecek pekiştireçleri: Çikolata, meyve suyu, kek gibi yiyecekler vb. Nesne pekiştireçleri: Kalem, oyuncak araba, çıkartma vb. Etkinlik Pekiştireci: Öykü dinlemek, resim yapmak, bilgisayarda oyun oynamak vb. Sosyal Pekiştireçler: Sarılma, başını okşama ya da aferin deme gibi güzel söz ya da hareketler. 2. Sembol Pekiştireçler: Tek başına anlamı olmayan; ancak biriktirilerek başka bir şeyle değiştirildiğinde değer kazanan nesnelerdir. Örneğin; Gülen yüz, yıldız vb. Sembol pekiştirme olumlu davranıştan sonra bireye marka yıldız gibi tek başına bir anlamı olmayan nesneler verilmesi ve sonra bireyin bu nesneleri başka nesnelere dönüştürmesidir. Örneğin; Parmak kaldırarak konuşma davranışı için bireye, bu davranışı her sergilediğinde belirlenen sayıda gülen yüz simgeleri verilir ve günün sonunda topladığı gülen yüz simgelerini dönüştürerek bilgisayar oyunu oynamasına izin verilir (Coop ve ark., 2007; Alberto, Troutman, 2009). 3. İzlerlik Sözleşmesi: İzlerlik sözleşmesi ya da davranış sözleşmesi çocuğun olumlu davranışı sergilemesine bağlı olarak pekiştireç elde edeceğini belgeleyen yazılı ya da resimli sözleşmedir (Vuran, 2011; Cooper, Heron, Heward 2007). İzlerlik sözleşmesi kullanılırken; bireyin bildiği ama sıklıkla gerçekleştirmediği bir davranış ve kullanılacak pekiştireç belirlenmeli, bireyin anlayabileceği biçimde kolay ve anlaşılır bir sözleşme hazırlanmalı, sözleşme çocuk ve yetişkin tarafından imzalanmalı ya da onaylanmalı ve tutarlı biçimde uygulanmalıdır (Yücesoy Özkan, 2013). 24

25 Problem Davranışı Azaltmaya Yönelik Uygulamalar Bireye yeni davranışlar kazandırarak ya da olumlu davranışları pekiştirerek problem davranışlar önlenmeye çalışılsa da zaman zaman problem davranışlar ortaya çıkabilir. Bu durumda problem davranışları azaltmak için farklı teknikler uygulanabilir (Yücesoy Özkan, 2013). Bu teknikler en ılımlıdan en az ılımlıya doğru uygulanır. 1. Ayrımlı Pekiştirme 2. Yeniden Yönlendirme 3. Ceza 4. Tepkinin Bedeli 5. Mola 6. Aşırı Düzeltme 7. Sönme Ayrımlı Pekiştirme; azaltılmak ya da ortadan kaldırılmak istenen davranış görmezden gelinirken artırılmak istenen davranışın pekiştirilmesidir (Sucuoğlu, 2010). Örneğin; Ağlayarak oyuncak isteyen çocuğa hiçbir tepki verilmez; ancak uygun şekilde istediğinde oyuncak verilir. Yeniden Yönlendirme; problem davranış sergilendiği anda problem davranışın durdurulması ve bireyin problem davranışla uyuşmayan olumlu bir davranışa yeniden yönlendirilmesidir (Yücesoy Özkan, 2013; Ahearn ve ark., 2007; Casella ve ark., 2011). Örneğin; etkinlik yapmakta olduğu kağıdı yırtmak üzere olan çocuğun eli tutulur ve eline boya kalemi verilerek etkinliğe devam etmesi sağlanır. Yeniden yönlendirme kullanılırken; birey sürekli gözlenerek problem davranış yakalanmaya çalışılır, problem davranış görüldüğü anda birey durdurulur, sessiz ve hızlı bir şekilde, devam etmekte olan davranışa ya da yeni bir davranışa yönlendirilir. Birey, istendik olan yeni davranışı sergilediğinde pekiştirilir (Yücesoy Özkan, 2013). Ceza; istenmeyen davranışın gerçekleşmesinin hemen ardından, hoşa gitmeyen itici uyaran sunmak ya da ortamdaki hoşa giden uyaranı çekmek suretiyle problem davranışları azaltmayı amaçlayan caydırıcı uygulamalardır. Ceza ilkesinin iki türü vardır. Birinci Tür Ceza; İtici uyaranın davranışı izlemesine bağlı olarak davranışın ileride oluşumunun zayıflamasıdır. İtici uyaranlar; yüksek ses, aşırı sıcak, soğuk, beden üzerinde aşırı güç uygulama ve benzeri uyaranlardır. (Özyürek, M,. 2016) Örneğin; odasını toplamayan çocuğa annesinin bağırması. Bu aşamada ortamda itici bir uyaranın bulunması önceliklidir. Her birey için itici uyaranın ne olduğu değişmektedir. Örneğin; bir çocuk için saçının okşanması pekiştireç görevi görürken, bir başkası için itici uyaran özelliği taşıyabilir. İkinci Tür Ceza; Davranışı devam etmesine neden olan olaylara (pekiştireçlere) son verilmesine bağlı olarak davranışın ileride oluşumunun zayıflamasıdır. Örneğin; ödevini yapmayan bir öğrencinin oyuncaklarıyla oynamasının yasaklanması. Tepkinin Bedeli; bedel ödeme olarak da adlandırılan tepkinin bedeli, bireyin daha önce gerçekleştirmiş olduğu olumlu davranışlar için elde ettiği pekiştireçlerin problem davranış sergilendikten sonra geri alınmasıdır (Cooper, J. ve ark., 2007; Alberto ve Troutman, 2009; Uysal, A Örneğin; her yemekten sonra çizgi film izleyen çocuğun, problem davranış sergilediğinde çizgi film izlemesinin engellenmesidir. Mola; bireyin problem davranış göstermesinin hemen ardından pekiştireçlerden ya da pekiştireç özelliği gösteren ortamlardan fiziksel olarak uzaklaştırılması ve bu yolla problem davranışların azaltılmasıdır. Molada belli bir süre bireyin olumlu pekiştirme kazanma olasılığı ortadan kaldırılır ve olumlu pekiştirece ulaşması engellenir. (Alberto ve Troutman, 2009; Cooper ve diğerleri, 2007; 25

26 Fabiano ve diğerleri, 2004). Örneğin; oyun oynarken kardeşine vurarak elinden oyuncağı alan çocuğun, oyun ortamından uzaklaştırılarak odasına gönderilmesidir. İki farklı biçimde mola uygulaması yapılabilir. Birincisi, çocuğun etkinlik ortamından uzaklaştırılmasını gerektirmez, ikincisi ise çocuğun etkinlik ortamından uzaklaştırılmasını gerektirir (Leventhal- Belfer, L. ve Coe, C. (2004). Araştırmalar mola uygulamasının saldırgan davranışların (Bostow ve Bailey, 1969) azaltılmasında etkili olduğunu göstermektedir; ancak mola uygulamasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır (Alberto ve diğerleri, 2002; Foxx ve Shapiro, 1978). Molayı kullanırken bireyin uzaklaştırıldığı etkinliğin ya da ortamın birey için pekiştirici nitelikte olduğundan, mola ortamının ise pekiştireci olmadığından emin olunmalı ve mola ortamının birey için tehlike oluşturacak bir ortam olmamasına dikkat edilmelidir. Mola süresinin birkaç dakikadan (1-5 dakika) daha uzun olmamasına özen gösterilmelidir. Mola süresince bireyle etkileşim kurulmamalı ve mola süresinde tamamlandığında birey etkinlik ortamına geri getirilmelidir (Yücesoy, Ö., 2013) Aşırı Düzeltme; Problem davranış sonucu çevrede oluşan olumsuz etkilerin, problem davranış gösteren bireye düzelttirilmesi ve bireyin davranışla doğrudan ilgili olan ve yoğun çaba gerektiren davranışlar göstermesinin sağlanmasıdır. Onarıcı Aşırı düzeltme ve Olumlu Alıştırmalarla Aşırı Düzeltme olarak iki şekilde uygulanır (Alberto ve Troutman, 2009; Cooper ve diğerleri, 2007; Foxx ve Azrin, 1973; Lerman, 2008). Örneğin; yere tüküren çocuğa tüm zeminin sildirilmesi onarıcı aşırı düzeltme; kapıyı çarpan çocuğa ise kapının defalarca uygun şekilde kapattırılması olumlu alıştırmalarla aşırı düzeltmedir. Aşırı düzeltme kullanılırken çocuğun problem davranışı tespit, davranışla doğrudan ilişkili olan aşırı düzeltme türüne karar verilir ve bireyin problem davranışı sergilemesinin hemen ardından aşırı düzeltme uygulanır (Yücesoy Özkan, 2013). Sönme; uygun olmayan davranışa neden olan pekiştirecin geri çekilerek davranışın sürmesinin engellemesidir (Sucuoğlu, 2010). Davranışların işlevsel analizi yapıldığında pekçok uygun olmayan davranışın ilgi elde etmek için gerçekleştirildiği görülmektedir. Sönme tekniği uygulanırken uygulamanın başlarında, uygun olmayan davranışta artma ve çeşitlenme olmaktadır. Bu sürece sönme patlaması denir. Uygulayıcı kişi bu durumu sürecin bir parçası olarak değerlendirmeli ve sönme tekniğini sistematik olarak uygulamaya devam etmelidir. Örneğin; birey küfrettiğinde etrafındakiler ona gülüyorsa ve birey kendisine gülündüğünde daha sık küfrediyorsa bu durumda sönme kullanılarak, birey küfrettiğinde hiçbir tepki verilmez, uygun konuştuğunda ise pekiştirilir. Anlatılan tüm yöntemlere ek olarak yapılabilecek diğer düzenlemeler şunlardır; 1. Güvenlik önlemleri alma, 2. Koruyucu donanım kullanma, 3. Uyaranlarda düzenleme yapma, 4. Çevresel zenginleştirme yapma, 5. Yönergelerde uyarlamalar yapma, 6. Seçenek sunma, 7. Geçişleri kolaylaştırma, 8. Müfredatta uyarlamalar yapma, 9. Beklentileri değiştirme, 10. Koşula bağlı olmayan pekiştirme, 11. Rutinler oluşturma, 12. Görsel destekler kullanma (T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Otizm Spektrum) 26

27 Öğretime Dayali Uygulamalar Problem davranışları azaltmak üzere bireye problem davranışın yerine geçecek olumlu davranışın ya da davranışların öğretilmesini içeren uygulamalardır (Erbaş ve diğerleri, 2004; Horner ve diğerleri, 2002; Turan ve diğerleri, 2010). 1. İşlevsel İletişimin Öğretimi 2. Sosyal Beceri Öğretimi 3. Kendini Yönetme Öğretimi İşlevsel İletişimin Öğretimi OSB olan bireylerin göstermiş olduğu problem davranışların birçoğu bireylerin iletişim becerilerindeki sınırlılıklar nedeniyle oluşmaktadır. Ortaya çıkan bu davranışlar, OSB olan bireylerin etkileşim ve iletişimde bulunma becerilerini olumsuz yönde etkilemektedir. İşlevsel iletişimin öğretimi olumlu iletişim davranışlarının arttırılması yoluyla problem davranışların azaltıldığı bir uygulamadır. İşlevsel iletişim öğretiminin amacı, problem davranış sergileyen bireye problem davranış yerine geçecek ve pekiştireç elde etmeyi sağlayacak alternatif ve uygun iletişim davranışları öğretmektir (Carr ve Durand, 1985; Chandler ve Dahlquist, 2002). Problem davranışların azaltılmasında işlevsel iletişim öğretiminin etkili olabilmesi için öncelikle problem davranışın işlevi tespit edilmeli, daha sonra problem davranış sergileyen bireye bu işlevin yerine geçecek olan iletişim davranışı (becerisi) kazandırılmalıdır. Öğretilecek iletişim davranışları arasında; etkinliğe ara vermek için mola istemek, zor etkinlik için yardım istemek ya da istediği nesneyi elde etmek için rica etmek yer alabilir (Chandler ve Dahlquist, 2002). Sosyal Beceri Öğretimi Sosyal beceri, bireylerin başkalarıyla işlevsel olarak etkileşim kurmalarını ve başkaları tarafından sergilenen kabul edilmeyen sosyal davranışlardan kaçınmayı sağlayan, sosyal olarak kabul edilebilir öğrenilmiş davranışlardır (Gresham, 1998; Zirpoli ve Melloy, 1997). OSB olan bireylerin sosyal yeterlilikleri azaldıkça problem davranışları artmakta, sosyal yeterlilikleri arttıkça problem davranış azaltılmaktadır (Machintosh ve Dissanayake, 2006; Matson, ve ark., 2009). Kendini Yönetme Öğretimi Kendini yönetme, bireyin tespit edilen davranışları gerçekleştirip gerçekleştirmediğine karar vererek kendi davranışlarını kaydetmesi ve bu kayıtlara göre bir yargıya varıp kendini pekiştirmesidir (Yücesoy Özkan, 2012). Kendini yönetmede kayıt tutulacak davranış belirlenir, kullanılacak kayıt tekniğine karar verilir, seçilen kayıt tekniğine ve bireyin özelliklerine göre kayıt formu hazırlanır, bireye kayıt formunu nasıl kullanacağı öğretilir, bireyin kayıt tutması sağlanır ve kayıtlara göre birey pekiştirilir (Yücesoy Özkan, 2009; 2012; 2013). 27

28 OTİSTİK ÇOCUKLAR İÇİN DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ Dil Eğitimi İnsanın bilişsel ve sosyal gelişiminin temelini iletişim becerileri oluşturur. Dil normal gelişim gösteren çocuklarda olduğu gibi OSB olan çocuklarda da erken çocukluk dönemlerinden itibaren gelişmeye başlayan bir alandır. OSB li bireylerde dil edinimi, hem gelişimsel süreci hem de kullanım biçimi aşamalarında sorun yaşanan alanlardan birisidir (Landa, 2007). Dil yapılarının anlaşılması, alıcı dil becerileri; üretilmesi ise ifade edici dil becerileri olarak ifade edilmektedir. OSB olan bireylerde alıcı dil becerilerinde sınırlılıklar olmaktadır. Örneğin; tek kelimelik ve iki kelimelik yönergeleri yerine getirmede (bardağı ver, kalemi tut) kelimelerin veya cümlelerin anlaşılmasında (karnım çok acıktı) güçlükler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte OSB olan bireylerin ifade edici dil becerilerinde daha yoğun sınırlılıklar gözlenmektedir. İfade edici dil becerilerinde sesler, kelimeler ve cümlelerin konuşma şeklinde üretilmesinde gecikme ve sıra dışı üretim özellikleri gözlenebilir. OSB olan bireylerde dilin alanlarında sıradışılık gözlemlenebilir. Şahıs zamirlerinin hatalı kullanımı veya ismini kullanması (kendinden bahsederken Fatma çok zayıflamış gibi), özne ve fiilin hatalı olarak dizilişi, soyut kavramların anlaşılması ve üretilmesinde güçlükler ortaya çıkabilir. Karşılıklı diyolog biçiminde bir oyun konusunda sohbet başlatma ve başlatılan sohbetin sürdürülmesinde güçlükler gözlenebilir. OSB li bireylerde dil sorunları ile ilişkili olarak bilinmesi gereken başka bir nokta ise tüm bu alanlarda gözlenen sınırlıklıkların boyutunun; yaş, genel gelişim ve OSB den etkilenme düzeyine göre her bireyde farklılık göstermektedir. ( Diken, H.İ., Bakkaloğlu, H., 2016) Sözel Olmayan Sosyal iletişim Becerilerinin Özellikleri Sözel olmayan sosyal iletişim becerileri, erken çocukluk döneminden itibaren çocuk ile etkileşim ortağı arasındaki karşılıklı etkileşimi başlatmasını ve sürdürmesini sağlayan OSB olan bireylerdeki temel yetersizlik alanlarındandır (Mundy, Gwaltney ve Henderson, 2010). OSB olan çocuklarda; ortak dikkat, taklit ve oyun becerileri sözel olmayan sosyal iletişim becerilerinin gelişimine hizmet etmektedir. Ortak Dikkat; birey ile karşısındaki kişinin etkileşime girdiği bir nesne veya olay üzerinde eş zamanlı olarak odaklanmaları olarak tanımlanmaktadır (Baldwin,1995). Ortak dikkat becerilerinin başında; adı söylendiğinde bakma, göz kontağı kurma, etkileşim ortağının bakışını izleme-bakışını değiştirme, nesneyi işaret etme, nesneyi gösterme becerileri gelmektedir (Wimpory vd., 2000). Taklit; sözel olmayan sosyal iletişim becerilerinden biri olan taklit becerileri, ortak dikkat gibi erken çocukluk döneminde gelişmeye başlayan becerileridendir (İngersoll, 2008). Taklit becerilerindeki sınırlılıkların ortadan kaldırılması ya da en aza ildirilmesi OSB olan bireylerin ebeveyn, kardeş, akran veya eğitimci gibi çevresinde bulunan yakın kişilerle olan etkileşimi başlatmaları ve sürdürmelerini sağlamasına yardımcı olmaktadır (Stone ve ark., 1997) Taklit becerileri türleri açısından; motor hareketler (ellerini yukarı kaldırma), nesneli oyun eylemleri (arabayı ileri geri itme), jest (işaret etme) ve sesleri (hayvan sesleri) taklit etmede güçlükler yaşanmaktadır (Rogers ve ark., 2003; Stone ve ark., 1997). Taklit etme becerisini çalışmaya, taklit edilmesi kolay ve gerektiğinde fiziksel yardım kullanarak yaptırılabilecek (elini kaldırma, başını çevirme gibi) hareketlerle başlanmalıdır. 28

29 Oyun; Oyun becerileri çocukların günlük rutinlerinde, sosyal ve duyuşsal gelişimlerinde önemli rol oynayan becerilerdir (Smith ve Vollstedt, 1985). Çevrenin keşfedilmesi ve yeni becerilerin öğrenilmesinde önemli rol oynayan bir beceridir (Vygotsky, 1986). Bu nedenle, oyun becerileri, OSB olan çocuklara öncelikle öğretilmesi gereken beceriler arasındadır. Diğer yandan, OSB olan çocuklar, sistematik öğretim sunulduğunda çoğu temel beceriyi öğrenebildikleri gibi, temel oyun becerilerini de öğrenebilmektedirler (Hobson, Lee ve Hobson, 2009). Oyun becerilerinin öğrenilebilmesi için taklit becerileri önemli bir yere sahiptir. Taklit becerileri eliştikçe çocukların oynadığı oyunlar da daha karmaşık hale gelmekte ve çeşitlenmektedir. Bu nedenle oyun becerileri üzerinde çalışmadan önce nesnelerle yapılan taklit becerileri çalışılmalı ve çocuk taklit becerilerinde belli bir düzeye geldikten sonra oyun becerilerinin öğretimine geçilmelidir. Oyun becerileri öğretilirken aşağıdaki dört temel noktaya dikkat etmeniz özellikle önerilir (Rogers ve diğ., 2012). Mümkün olduğunca çok sayıda nesneyle oyun fırsatı yaratılmalıdır. Bunun için, çocuğu oyun oynmaya teşvik edici ve ilgisini çeken araçlar ve etkinlikler sağlanmalıdır. Bir oyun rutini geliştirilmelidir. Bu rutinin içinde oyuncaklarla oynama, sıra almayı içere oyunlar oynama ve bir ana tema oluşturma yer almalıdır. Oyunlarda çeşitlilik yaratılmalıdır. Çocuğa oyun oynamanın yeni yolları öğretilmeli, bunun için ipucu verilmelidir. Öncelikle yeni yollar kulllanarak oyun oynaması için model olunmalıdır. Dolayısıyla, çocuğa taklit etme ve alıştırma yapma fırsatı sağlanacaktır. Çocuğun ilgisi kaybolmaya başladığında, (materyalleri) oyuncakları uzaklaştırılıp etkinlik bırakılmalı ve yeni oyunlara geçiş yapılmalıdır. Çocuklara yeni beceri öğretimi yaparken yukarıda sıralanan maddelere dikkat ederek ilk zamanlar yoğun şekilde model olma ve işaret ipucu sunma, zamanla ipuçlarını silikleştirme ve en sonunda mutlaka ipuçlarını tümüyle silikleştirme işlemlerine yer verilmelidir İpucu sunma ve silikleştirme kadar pekiştirmenin öğretimde etkili olduğu unutulmamalıdır. Oyun becerilerinin öğretirken ayrıca, doktorculuk, öğretmencilik gibi senaryolu oyunların içine işlevsel taklit, alıcı dil ve ifade edici dil becerilerine ilişkin öğretim yapılabilir. Örneğin; doktorculuk oyununun içine çok çeşitli taklit becerileri yerleştirilebilir. Böylece, çocuk oyun içinde keyifli zaman geçirerek, hem oyun etkinlikleri içerisinde yer alan beceri basamaklarını hem de bu basamaklara yerleştirilmiş olan eşleme ve taklit gibi çeşitli becerileri öğrenebilir (Kırcaali- İftar, G., Kurt, O., ve Kürkçüoğlu Ü.B; 2014). İletişimi Engelleyen Durumlar: Çocukların iletişim girişimleri zaman zaman, çevrelerindeki kişiler tarafından çeşitli şekillerde engellenir. Bu engellemeler, çoğunlukla farkında olunmadan yapılır. Ebeveyn ve öğretmenlerin bu engellemelerden kaçınma yönünde çaba gösterebilmeleri için, öncelikle, bu engellemeleri tanımaları gerekir. 1. Çevresel Engellemeler; her şeyi ortamda hazır bulundurarak, çocuğun bir şeyler istemesine fırsat tanımamak. Örneğin, sofrayı her zaman eksiksiz hazırlamak, Tv de her zaman çocuğun en çok sevdiği program açmak vb. 2. Beklentisel Engellemeler; çocuğun performansını bilmeden düşük beklentilere sahip olmak, dolayısıyla çocuğa bir sonraki basamağı öğretmeye çalışmamak. Örneğin, birkaç sözcüğü bir araya getirebilecek düzeydeki çocuktan tek sözcüklü ifadeler beklemek. İki veya daha fazla sözcük kullanmaya teşvik etmemek. Sözel Engellemeler; aşırı liderlik üstlenerek çocuğun iletişim becerileri başlatmasına fırsat vermeksizin bütün durumlarda iletişimi başlatmak öğrenebilir (Kırcaali- İftar, G., Kurt, O., ve Kürkçüoğlu Ü.B; 2014). 29

30 İletişim Engellerini Önlemek ve İletişim Gelişimini Desteklemek İçin Önerileriler Oyun ortamlarında, sosyal ortamlarda ya da eğitim ortamlarında bireylerle etkileşimde bulunurken belli ilkelere dikkat ederek, iletişim fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Uzmanlar, bu amaçla şu ilkelere dikkat edilmesini önermektedir. 1. Güdüleyici ortamlar hazırlamak: İletişime zemin hazırlayacak ve heves yaratacak ortamlar seçmeye ya da oluşturmaya çalışın. Tercih edilen kişiler, oyuncaklar, araç gereçler ve etkinlikler ortamın güdüleyiciliğini arttıran öğelerdir. Ayrıca; bireyin, farklı nesne ya da etkinlik seçenekleri arasından seçim yapmasına olanak tanıyın. Kendi seçtiği durumlarda bulunmak çocuğun iletişimde bulunma isteğini arttırır. 2. İletişimsel Fırsatlar Yaratmak: Herhangi bir durumda bireyin öncelikle ne isteyebileceğini kestirin ve bireyin bu nesneye ulaşmasını bir süreliğine engelleyin. Birey bu nesne ile ilgili bir iletişimsel girişimde bulunduğunda, nesneye ulaşmasını imkan tanıyın. Örneğin, sofraya çorba kasesini koyup kaşığı koymamayı deneyin ve bireyin kaşıkla ilgili herhangi bir iletişim girişimini başlatmasını bekleyin. Kaşığı, birey iletişim girişiminde bulunduktan (seslerle, jestlerle ya da sözcüklerle) sonra verin. 3. Gereksiz Sorular Sormaktan Kaçınmak: Çok soru sormak, sanıldığı gibi, dil gelişimine katkıda bulunmaz. Birey, zamanla sorulardan sıkılarak cevap vermekten vazgeçebilir. Bu ne? Ne istiyorsun? Ne yapıyorsun gibi soruları sıklıkla sormaktan kaçının. Yanlızca merak ettiğiniz sorular sormaya özen gösterin. 4. Bireyin Yaptıklarıyla ilgili Yorumlarda Bulunmak: Bireyin neler yaptığını gözleyerek, bu gözlemlerle ilgili yorumlar yapın. Diğer bir deyişle bireyin içsel konuşmalarını tahmin ederek, bunları söylemeye ve söyletmeye çalışın. Örneğin, - Galiba bebeğimizin karnı açıkmış (Birey bebeğe yemek yedirmeye çalışıyorken). - Iğn ığn, düt düt (Birey arabasıyla oynuyorken). - Biraz gezinsek mi acaba? Hadi biraz dolaşalım (Çocuk parkta gezinmeye başladığında). 5. Beklemek ve İşaret Vermek: Bireyle sohbet ederken, sıra ona geldiğinde, kendisinden karşılık beklediğinizi jest ve mimiklerinizle ifade edin ve birey karşılık verinceye kadar durakların. Çocuktan hiçbir yanıt gelmeyeceğinden emin oluncaya kadar söze girmeyin. 6. Abartılı Jest Mimik ve Ses Tonu Kullanmak: Konuşurken ses tonu değişimleri, yüz ifadeleri ve vücut hareketleri de kullanın. Bunun iki yararı olabilir. 1. Bireyin sizin söylediklerinizi anlama olasılığını arttırmak. 2. Çocuğun ilgisini çekmek. 7. Model Olmak: Çocuğun yanlışlarını düzeltmek yerine ona model olmaya çalışın. Örneğin, - Tağs - Hayır, tavşan. Söyle bakalım; Tav-şan. Yukarıdaki örnekte, çocuğun yanlışı düzeltilmekte; bu nedenle de, karşılıklı konuşma kesintiye uğramaktadır. Alternatif olarak, şu şekilde model olmayı deneyebilirsiniz: - Tağs - Evet, tavşan. 8. Kısa ve Anlaşılır Konuşmak: Konuşmanızı bireyin dil gelişimi düzeyine uygun şekilde basitleştirin. Örneğin, birey tek sözcük düzeyindeyse siz de iki-üç sözcüklük cümleler kurmaya çalışın. Ayrıca biraz yavaş ve bir cümleden diğerine geçerken ara vererek konuşmaya özen gösterin. 9. Sohbete Katılmayı Ödüllendirmek: Çocuğun sözel olan ya da olmayan tüm iletişim girişimlerini mutlaka ödüllendirin. Olası ödüller; gülümsemek, başını okşamak, çok haklısın demek 30

31 vb. 10. Göz Kontağı Kurmak: Çocukla iletişimde bulunurken göz kontağı kurmaya çalışın. Ancak bu konuda çok ısrarcı olup çocuğu tedirgin etmekten de kaçının. Anlık göz kontaklarını bile kabul edip iletişimi sürdürerek çocuğu ödüllendirin. 11. Etkileşimi Eğlenceli Hale Getirmek: Çocukla etkileşirken rahat, mutlu ve neşeli olun. Ayrıca, çocuğun ilgisini çeken sözcüklere yer vermeye özen gösterin (Kırcaali- İftar, G., Kurt, O., ve Kürkçüoğlu Ü.B; 2014). Henüz Konuşmayan Çocuklarda Iletişim Becerisinin Desteklenmesi Eğer çocuk ses, jest ve mimikleriyle iletişimi başlatmıyorsa, çalışmaya, kurmalı ya da itmeli oyuncaklarla başlayın. Sıra alarak oynanan oyunlar, dil ve iletişim gelişimine katkıda bulunur. Örneğin;. Sıra ile arabayı birbirinize itebilirsiniz.. Sıra ile tavşancığı kurabilirsniz.. Sıra ile birbirinize top atabilirsiniz. Hangi oyuncakla başlayacağınıza, çocuğun ilgilerini gözleyerek karar verin..çocukla aranızda kısa bir mesafe bırakarak yere karşılıklı oturun..bir-iki-üüçç diye sayarak topu çocuğa yavaşca yuvarlayın..çocuğun topu tutmasına yardımcı olun.. Çocuğun ellerini, topun üzerine, kendi ellerinizi de çocuğun ellerinin üzerine koyun.. Bir-iki-üüçç diye sayarak topu kendinize yavaşca yuvarlayın.. Bu çalışmaya her gün yer verin..her bir çalışmadaki denemelerin sayısını yavaş yavaş arttırın..çocuk kendiliğinden topu yuvarlar hale geldiğinde, aranızdaki mesafeyide yavaş yavaş arttırın (Kırcaali- İftar, G., Kurt, O., ve Kürkçüoğlu Ü.B; 2014). 31

32 ÖZ BAKIM VE GÜNLÜK YAŞAM BECERİLERİNİN ÖĞRETİMİ Günlük yaşam becerileri; kişisel bakım, güvenlik, yiyecek hazırlama, alışveriş yapma gibi bireylerin günlük yaşamlarını bağımsız olarak sürdürmelerini sağlamaya yönelik becerileridir. Günlük yaşam becerileri; kişisel, ev ve toplumsal becerileri içermektedir. Erken çocukluk döneminden itibaren günlük yaşam becerileri gelişmeye başlamaktadır. OSB olan bireyler günlük yaşam becerilerini sergilemede sınırlılıklar göstermektedir (Tomanik ve ark., 2007). OSB olan bireylerde gözlenen günlük yaşam becerileri sınırlılıklarının temelinde, sosyal ve iletişimsel becerilerindeki güçlükler olduğu belirtilmektedir. Öz bakım ve günlük yaşam becerileri, bireyin başkalarına bağımlı olmadan, gereksinimlerini karşılaması için gerekli olan becerileri içerir. Bu becerilerin kazanılmasında yetersizliği olmayan çocuklar belli bir hazır bulunuşluluk düzeyine sahiptir. Onların öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanmaları için çevredeki kişileri gözleyip taklit etmeleri, küçük yardımlar almaları ve sözel ipuçları yeterli olabilir. Yetersizlikten etkilenmiş çocukların, kendiliğinden çevreden bilgi edinebilme ve bilgiyi genelleyebilme süreçlerinde güçlükleri vardır. Becerileri kazanmalarında daha fazla yönlendirilmeye, desteklenmeye, sürekli ve sistemli bir eğitime gereksinim duyarlar. Bu nedenle beceri kazandırma süreci; uzun süreli eğitim, sık tekrar, sözel ipuçları, model olma ve fiziksel yardımda bulunma gibi öğretim süreçlerinin kullanılmasını gerektirmektedir. Becerilerin kazandırılmasında, verilen sistemli eğitimi etkileyen önemli etkenlerden biri de çocuğun yetersizlikten etkilenme derecesidir. Öz bakım ve günlük yaşam becerilerini kazanma; eğitime başlama zamanına, çocuğun motor, dil, zihin ve duygu gelişimine bağlıdır. Bu becerilerin kazandırılabilmesi için çocuğun önceden gerçekleştirmesi gereken ön koşul beceriler vardır. Bunlar; büyük ve küçük kasların kullanımını gerektiren beceriler, el göz koordinasyonu, hareketleri taklit etme, görsel dikkat ve basit yönergeleri anlama gibi becerilerdir. Bu becerileri gerçekleştiren çocukların öz bakım ve günlük yaşam becerilerini öğrenmeleri daha kolay olabilmektedir. Varsa çocuğun başka yetersizlikleri (fiziksel, görsel vb.) ve problem davranışları da dikkate alınmalı, buna göre plânlama yapılmalıdır. Programda Öz Bakım başlığı altında; giyinme, kişisel bakım ve tuvalet becerilerine ait amaç ve davranışlar da yer almaktadır. Beslenme becerileri ile ilgili amaç ve davranışlar Beslenme Bilgisi dersi içinde yer almıştır. Günlük yaşamı devam ettirebilmek için gerekli olan becerilerin öğretiminde, çocuğun gelişim özellikleri ve bireysel yeterlilikleri ile öğretilecek becerinin özelliğine uygun bir öğretim yöntemi seçilmesine dikkat edilmelidir. Okul ortamındaki bazı sınırlılıklar günlük yaşamı devam ettirebilmek için gerekli olan becerilerin başka ortamlara transferini ve kalıcılığının sağlanmasını güçleştirebilmektedir. Ailelerin çocuklarıyla geçirdikleri zaman diliminin daha uzun, öğrenmenin doğal ortamda daha kolay ve kalıcı olması nedeniyle çocukların okulda öğrendikleri bilgi ve becerilerin pekiştirilmesi ve süreklilik kazanması için aileyle iş birliğine gidilmeli ve aile eğitim programları geliştirilerek uygulanmalıdır. Öz bakım becerilerinin öğretiminde ileri zincirleme, tüm beceri ve tersine zincirleme yöntemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin ortak yönü öğretimde yardım türlerinin kullanılması, yardım düzeyinin yavaş yavaş azaltılması sonunda çocuğun davranışı bağımsız olarak yapabilmesi ve öğrendiklerini farklı ortamlarda uygulayabilmesidir. Diğer becerilerin öğretiminde olduğu gibi, giyinme becerileri ile ilgili çalışmalar yapılırken de kolaydan zora doğru bir yol izlenmelidir. Örneğin; soyunma becerileri, giyinme becerilerinden önce öğretilmelidir. Giyinme becerilerinin kazandırılmasında materyallerin düzenlenmesi de önemlidir. Öğretime geniş, rahat giysilerle ve çocuğun kolaylıkla kontrol edebileceği büyüklükte materyallerle başlanmalı, başarı sağlandıkça materyallerin ölçüleri küçültülmelidir. Fermuarın daha kolay çekilmesi için ucuna bir halka bağlanması, boru tipi 32

33 çorapların, lastikli etek ve pantolonların, örgü giysilerin kullanılması vb. giyinme ve soyunma becerilerinin öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. Giyinme becerilerinin öğretimi yapılırken her bir beceri ayrı ayrı çalışılmalıdır. Örneğin, pantolon, ayakkabı, gömlek, ceket giyme ve çıkarma becerileri; düğme ilikleme, fermuar kapatma, çıt çıt kapatma, ayakkabı bağını bağlama gibi becerilerden ayrı olarak ele alınmalıdır. Temel giyinme ve soyunma becerileri öğretildikten sonra önü arkadan, tersi düzden, kirli çamaşırları temiz olanlardan, sağlam giysiyi yırtık giysiden, ütülü giysiyi buruşuk giysiden ayırma, aynada kıyafetini düzeltme, farklı işlere, mevsimlere ve hava durumuna göre giyinme vb. öz bakım becerileri de öğretilebilir. Kişisel bakım becerilerinin öğretimiyle çocuklar, kendi bakımlarını, temizliklerini bağımsız olarak gerçekleştirmeyi öğrenirken, izlemeleri gereken sıra ile bunu ne zaman yapmaları gerektiği konusunda karar vermeyi de öğrenirler. Kişisel bakım becerilerinin öğretiminde, kullanılan lâvaboların çocukların boyuna uygun olması, aynanın çocukların kullanabileceği konumda bulunması, çocuğun gereksinim duyduğu anda kullanabilmesi için mendilini koyacağı cepli kıyafetler giydirilmesi, sabun, diş fırçası, tarak, havlu gibi malzemelerin çocukların kolayca ulaşabilecekleri yerlere konması vb. düzenlemeler bu becerilerin öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. Kişisel bakım becerilerinin öğretiminde kullanılan özel bakım ve temizlik malzemelerinin mutlaka çocuklara ait olması sağlanmalıdır. Çocuğun tuvalete kendi kendine gidebilmesi, temel giyinme ve soyunma becerilerini öğrenmesi için gerekli el becerilerine sahip olması, yüz ifadesiyle, duruşuyla ve sözel olarak tuvalet gereksinimini ifade etmesi, ıslak ve kirli olmaktan hoşnutsuzluk duyması, en azından 5 dakika oturur durumda kalabilmesi, tuvalet becerisiyle ilgili basit emirleri anlaması, tuvalet becerisinin öğretimini büyük ölçüde kolaylaştırır. Çocuğun giydiği giysilerin basit ve kolayca çıkarıp giyebileceği türden olmasına, tuvaletin çocuk için kullanışlı ve çocuk vücuduna uygun ölçülerde olmasına dikkat edilmelidir (uygun ölçülerde değilse uyarlamalar yapılmalıdır tabure vb). Bunların dışında; sifon zincirinin uzunluğu, tuvalet kâğıdının yeri vb.leri çocuğun bireysel özelliklerine göre ayarlanmalıdır. Programda; günlük yaşam becerileri başlığı altında; çeşitli ev araç gereçlerinin kullanımı, ev temizliği ve düzeni, giysilerin bakımı, mutfak becerileri gibi temel becerilerin kazandırılmasına özen gösterilmiştir. Günlük yaşamı devam ettirebilmek için gerekli olan becerilerin öğretiminde ortam düzenlemesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için okul bünyesinde uygulama evinin oluşturulması ve çocukların aktif olarak bu ortamdan yararlanmaları sağlanmalıdır. Çalışma yerinin öğretilecek beceriye uygun seçilmesi öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Çalışmaların tamamen doğal ortamlarda yapılmasına dikkat edilmelidir. Örneğin; oturma odasıyla ilgili beceriler oturma odasında, yatak odasıyla ilgili beceriler yatak odasında, mutfakla ilgili beceriler mutfakta çalışılmalıdır. Böylece çocukların doğal ortamda öğrendikleri beceriyi genellemesi kolaylaşır. Öğretime başlamadan önce, öğretilecek beceriyle ilgili araçların önceden belirlenip çalışma sırasında hazır bulundurulması ve araçların tam ve sağlam olması gerekir. Ayrıca kullanılacak araçların çocuğun bireysel gelişim özelliklerine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Günlük yaşam becerileri edinimindeki gecikmenin OSB olan bireylerin sosyal etkileşim, bağımsız yaşam ve mesleki becerilerinin gelişimleri üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Birkaç örnek verilmesi bu olumsuz etkilerin neler olduğu konusunda bilgi sahibi olunması açısından faydalı olacaktır. Örneğin; günlük yaşam becerilerinden güvenlik becerileri, kendini tehlikeli ve zararlı durumlardan koruma becerileridir. Yaralanma, kaybolma, cinsel istismara maruz kalma, kaçırılma gibi durumlarla baş etme açısından oldukça kritik becerilerdir. OSB olan bireylerin ise güvenlik becerilerinde yeterlilik konusunda güçlükleri vardır. Bu becerilerden birisi olan beden güvenliğini koruma 33

34 becerlerine sahip olma sınırlılığı, başkalarının uygun olmayan dokunmalarına karşı uygun tepkiyi gösterememelerine, bu nedenle istenmeyen olaylara maruz kalma riski ile karşılaşmalarına yol açabilmektedir (Kenny ve ark., 2013). SOSYAL BECERİLER Bireyler, sosyalleşme süreci içerisinde kültürü öğrenir ve toplumun bir üyesi haline gelirler. Bu süreç doğumla başlar ailenin, çevre ve toplum konusunda verdiği bilgilerle sürer. Birey kendini ve başkalarını gözleyerek, değişik yer, zaman ve durumlarda nasıl davranması gerektiğini ve yaşam becerileri dediğimiz becerileri sosyalleşme süreci içerisinde öğrenir. Bir diğer deyişle toplum içerisinde yaşamını devam ettirebilmesi için bazı becerileri gösterebilmesi yani sosyal yeterliliğinin olması gerekir (Hops, 1983; Sukerman, 2000). Sosyal beceriler, bireyin kendisi dışındaki bireylerle karşılıklı ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için gerekli olan becerilerdir (Bacanlı, 1999). Sosyal becerilerin, çocukların içinde yaşadıkları sınıf, okul ve topluma uyum sağlamaları için en temel beceriler olduğu (Warger ve Rutherford, 1996), bunun yanı sıra pek çok davranış problemini önlediği ve ilköğretimde başarı için en önemli becerilerden olduğu da belirtilmektedir (Lane, 2004). Ancak özel gereksinimli bireyler, yetersizliklerinin tür ve düzeyine bağlı olarak yetişkinleri, akranlarını, kardeşlerini gözlemleyerek sosyal becerileri kazanma veya bazı becerileri uygun biçimde gerçekleştirme konusunda problem yaşayabilmektedir. Diğer yandan, yaşıtlarıyla iletişim kurduklarında onların yaptıklarıyla ilgilenmeme, hoşlandıklarını paylaşmama, sosyal mesafeyi ayarlayamama, uygun göz teması kuramama, yüz ifadelerini, jestleri ve vücut duruşunu ayarlayamama gibi özellikleri de yaşıtlarıyla olan ilişkilerinde başarısızlık göstermelerine neden olmaktadır (Attwood, 2000). Bu nedenle, kaynaştırma sürecinde eğitimin her kademesinde sosyal oyun, grup iletişimi ve birlikte çalışma gibi sosyal beceriler problem olarak değerlendirilmektedir (Baker, 2003). Farklı disiplinler ve eğitim konusunda farklı teorik yaklaşımlara sahip olan uzmanlar Otizm Spekturum Bozukluğu grubunda yer alan çocukların yaşadıkları güçlüklerin merkezinde sosyal beceri yetersizliğinin olduğu ve bu nedenle eğitimde ilk hedefin bu alan olması gerektiği konusunda ortak görüşe sahiptirler (Matson ve ark., 2007). Bu gruptaki bireylerle yapılan sosyal beceri çalışmalarında öncelikle; selamlaşma, teşekkür etme, rica etme, özür dileme, iltifat etme, iltifatı kabul etme, paylaşma, soru sorma, etkileşim başlatma ve davet etme gibi beceriler yer almaktadır. Bu sosyal beceriler dört ana grupta toplanabilir; İletişim becerileri: kendini tanıtma, yeni biriyle tanışmak için uygun sorular sorabilme, sohbeti başlatma, bir sohbete katılma, sohbet konusundan sapmama, uygun pozisyonda dinleme, konuşmayı çok uzatmama, konuyu uygun şekilde değiştirme, ses tonunu yüz ifadesini ve beden duruşunu konuşma konusuna göre uygun kullanma gibi becerileri içermektedir (Attwood, 2000; Baker, 2003; Myles, 2003). Sosyal Etkileşim Becerileri (arkadaşlık): uygun şekilde dokunma, telefon etme, telefona cevap verme, arkadaşına yardım etme, yardım isteme, birlikte zaman geçirme, ilişkinin türüne uygun mesafede durma, başkalarının düşüncelerine saygılı olma, kural değişikliklerinden rahatsız olmama gibi becerilerdir (Baker, 2003). 34

35 Sosyal Etkileşim Becerileri (oyun oynama): oyuna katılma, oyuncak paylaşma, kurallı oyunları oynayabilme, oyunda sıra olma, kazanma ve yenilmeyle baş edebilme gibi becerilerdir (Baker, 2003; Myles, 2003). Duyguları Tanıma ve Yönetme Becerileri: duygularının farkında olma, üzgün birini teselli etme, öfkesini kontrol etme ve uygun yoldan ifade etme, eleştiriyi kabul etme, alay edilmeyle başa çıkma, mutluğunu paylaşma, hata yapmayla başa çıkma, yeni şeyler deneme konusunda fırsatlardan kaçınmama gibi becerilerden oluşmaktadır (Baker, 2003; Howlin ve ark., 2003). Sosyal beceri öğretiminde; doğrudan öğretim, model olma, video model, sosyal öyküler, akran aracılı uygulamalar, temel tepki öğretimi ve fırsat öğretimi gibi öğretim uygulamaları kullanılmaktadır (Çolak, 2009; Wang ve Spilliane, 2009). Bu öğretim uygulamalarının büyük bir kısmı OSB olan bireyler için bilimsel dayanaklı uygulamalardır. Sosyal beceri çalışmalarında, özellikle çocukların dil becerilerinin hangi öğretme yöntemini seçeceğimize karar vermek için önemli olduğu, çocuğun dikkat düzeyinin ise öğretimin birebir mi, grupla mı yapılmasının uygun olduğuna karar vermede dil düzeyi kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır (Myles, 2003). Beceriler bire bir veya grup olarak sınıfta öğretilmeye çalışılmakta ya da bazı beceriler evde anne-babayla oyun zamanlarında da öğretilebilmektedir (Baker, 2003). RESİM Görsel sanatlar, otistik bireylerin duygusal dünyasına hitap ederek onların yetenek, düşünce ve yaratıcı gücünü ifade etmesine yardımcı olur. Görsel sanatlar dersi planlamasının; OSB olan bireylerin özelliklerine göre, yaşantıları ile paralel olarak, yetenek ve yaratıcılıklarını geliştirecek nitelikte olması çok önemlidir. Öğretmen etkinlikleri planlarken kolaydan zora, basitten karmaşığa, somuttan soyuta doğru bir yol izlemelidir. OSB olan bireyin yapabildiklerinden yola çıkarak sınırlılık yaşadıkları alanlarına doğru ilerlenmelidir. Bazı çalışmalar bireysel, bazı çalışmalar grupla yapılacak şekilde planlanabilir. Grup çalışmasında birlikte yapılan bir resim veya kolaj gibi çalışmalarda her öğrenci kendi becerisi ölçüsünde katkıda bulunur. Bu çalışmalar işbirliği yapma, birlikte çalışma, materyal paylaşma ve akran etkileşimi için de önemli fırsatlar sağladığı için mutlaka planlanmalıdır. Görsel sanatlar dersinde; okulun, çevrenin ve öğrencinin yeterliliğine göre uygun sanat dalları seçilerek dersler işlenmelidir. Her çocuk için uygun sanat alanları belirlenmelidir. Bazı OSB olan bireylerin resme karşı özel bir yeteneği olduğu ve uluslararası üne sahip otizmli ressamlar olduğu unutulmamalıdır. Özel yetenekleri olan çocuklar gözden kaçırılmamalı, özel bir çalışma ile yeteneğini geliştirme ortamı sağlanmalıdır. OSB olan çocuğun rastgele çizgiler ve karalama ile başlayan gelişim süreci, planlı bir şekilde yönlendirildiğinde, yeterli imkânların sağlanması ve malzemeyi kullanmaya cesaretlendirilmesiyle daha üst kazanımlara doğru ilerleme gösterecektir. Bu ilerlemenin ön koşullarından biri de el-göz koordinasyonu ve ince motor becerilerinin geliştirilmesidir. Dolayısıyla bu derste yapılacak çalışmalarda el, bilek, parmak ve göz koordinasyonunun kuvvetlendirilerek geliştirilmesine yardımcı olacak etkinlikler öncelikli olmalıdır. Çizim çalışmalarında sözel yönergelerle resim çizemeyen otizmli bireyler için birebir model olarak her figür tek tek çizdirilebilir. Çizmesini istediğimiz resmin tamamını çizip bireyin modele bakarak çizmesini sağlayabiliriz. Model alarak da çizemeyen öğrenci varsa fiziksel yardımda bulunarak ya da şablon üzerinden çizmesi sağlanabilir. Figürleri çizemeyen otizmli birey için önce basit geometrik şekiller kullanarak bu figürlerin çizimi 35

36 öğretilir. Örneğin; yüz resmi çizmesi istendiğinde önce daire çizdirme çalışmalarının yapılması bağımsız olarak daire çizebilen öğrenciyle sırasıyla göz, ağız, burun, kulak ve saç ayrıntılarına tek tek çalışılması ve kendi stilinde bu figürleri çizebilmelerinin sağlanması faydalı olacaktır. Her şekil için önce otizmli bireyin hangi basamakta çizebildiği belirlenir. Çalışmaya o basamaktan başlanır. Bu konuda etkinlik çizelgelerinin kullanımı öğretim sürecinde yarar sağlayacaktır. OSB olan çocuklar bu derste el işi, kil ve resim gibi çalışmalar yaparak duygusal açıdan rahatlamakta, hoş vakit geçirmekte ve değişik beceriler kazanmaktadır ( Özel Eğitim Uygulama Merkezi Eğitim Programı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü; 2013) SANAT TERAPİSİ Sanat terapisinde, bireyin hem sanat hem de psikoterapide uzmanlaşan bir terapist eşliğinde resim, seramik, heykel vs. sanat çalışmalarına katılarak duygu ve düşüncelerini dışa vurması; böylece, belli sorunlarından kurtulması amaçlanmaktadır. Sanat terapisninin, otizm spektrum bozukluğuna ilişkin iyileştirici etkilerini irdeleyen bazı vaka çalışmaları vardır ancak; bu alanda yapılmış herhangi bir deneysel araştırma bulunmamaktadır. Dolayısıyla, otizm spektrum bozukluğuna ilişkin sanat terapisi bilimsel dayanağı olmayan bir uygulamadır (ASAT, 2007; Simpson, 2005) MÜZİK Müzik, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitiminde kullanılan, tüm gelişim alanlarını destekleyen en etkili ve önemli disiplinlerden biridir. Müzik çalışmaları diğer derslerde öğrendiği becerilerin pekiştirilmesi ve genellenmesi açısından da önemli bir işlev görür. Öğrenciler, sayıları ve pek çok kavramı müzik derslerinde tekrarlayarak pekiştirir ve bunların günlük yaşamda kullanımı artar. Ritim aletleri ve diğer enstrümanlar elgöz koordinasyonu, ince motor becerilerinin ve dikkat gelişimine katkıda bulunur. Birlikte şarkı söylemek, dans etmek çocuğun sosyalleşmesine, kendine güveninin artmasına sosyoduygusal gelişimine olumlu katkıda bulunur. Müzik eğitiminde kullanılan birçok yöntem vardır. Bu yöntemlerden bazıları; renkleme, grafikleme, resimlendirme, taklitleme ve Orff yöntemidir. Özellikle Orff yöntemi bu öğrencilerin müzik eğitiminde oldukça etkilidir. Orff yöntemi müziksel temel oluşturmaya ilişkin davranışları, duyulan müzikleri ve alınan müziksel etkileri ritmik bedensel devinimlerle ifade etme yoludur. Böylece çocuk çeşitli devinimsel hareketlerle ritim duygusunu geliştirir. Ritim tutma çocukların yaşantısında çok önemlidir. Çünkü çocuk müziği sessizce oturup dinlemek yerine hareket etmek ister. Ritim ve müzikli hareketler çocuğun kendi yeteneklerini ve bu yeteneklerinin sınırlarını keşfetmesine yardımcı olur. Çocuğun bağımsız davranışlar kazanmasına ve grup etkinlikleri oluşturmasına olanak sağlar. Yürüme, koşma ve sıçrama doğal ritimlerdir. Taklit edilen ritimler ise çocuğun hayal gücünü kullanarak yaptığı hareketlerdir. Çocuk vücudunun çeşitli kısımlarını kullanarak da ritim tutabilir (el çırpma, ayağını yere vurma vb). Orff yönteminde öncelikle kendi bedeninden yola çıkılır. Hızlı, yavaş, yüksek, alçak sesler kavramlarla ilişkilendirilerek, bedensel ritmik hareketlerle öğretilebilir. Hızlı bir 36

37 tempo için atın koşması, yavaş bir tempo için kaplumbağanın yürüyüşü, yüksek bir ses için gök gürültüsü, alçak bir ses için fısıltı kullanılabilir. Müzik eğitiminde ritim çalışmalarının yanı sıra, ses ve nefes çalışmalarına, doğadaki sesleri ve müziği dinleme, şarkı söyleme, söylediği şarkıyı dramatize etme, çalgı seslendirme gibi etkinliklere yer verilmelidir. Nefes çalışmalarında dikkat edilmesi gereken öğrencilerin bireysel fiziksel özellikleri ve sağlık durumlarının bu çalışmalara elverişli olup olmamasıdır. Müzik eğitiminde bireysel farklılıklara yer verilmeli ve her bireyin yeteneği sayesinde gelişimine uygun imkânlar sağlanmalıdır. OSB olan bireylerin önemli özelliklerinden biri işitsel duyarlılıktır. Bazı otizmli bireyler işitsel yönden aşırı duyarlı olabilir. Sese aşırı duyarlı bir birey bizim için normal tonda olan konuşma sesimize, normal tonda herhangi bir sese, bazı çalgı seslerine vb. tepki gösterebilir, kulağını tıkayabilir veya çığlık atarak rahatsızlığını yansıtabilir. Bazı OSB olan bireyler ise işitsel yönden az duyarlı olabilir. Böyle bireyler için normal düzeyde uyarım yeterli olmaz, daha fazlasına gereksinim duyarlar. Sese az duyarlı otizmli birey, çok yüksek sesli TV veya müzik dinler, yüksek sesli uyaranlardan hoşlanır. Bu nedenle öğrencilerin gözlemlenip, işitsel uyaranlara karşı verdikleri tepkilerin belirlenerek dersin yönlendirilmesi gerekmektedir. Yetenekli öğrenciye, yetenekleri doğrultusunda çalgı çalma, şarkı söyleme, vb. becerilerde farklı eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Bazı OSB olan bireyler müzik konusunda özel bir yeteneğe sahip olabilir. Doğadaki seslerin ve diğer tüm seslerin notalarını söyleyebilir (abselut kulak). Bu özellikleri olan çocukların eğitimlerinde müzik önemli bir yere sahip olabilir. Bir enstrümanı çalma gibi becerilerde bu özellikleri dikkate alınarak eğitim planlanmalıdır. Çalgı eğitimi, bireysel farklılıklar, öğrenme becerileri, fiziksel özellikler ve ortam dikkate alınarak, öğretmen tarafından seçilecek çalgılarla yapılır ( Özel Eğitim Uygulama Merkezi Eğitim Programı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü; 2013). MÜZİK TERAPİSİ Müzik terapisi, sertifikalı müzik terapistleriyle birlikte müzik yapma ve şarkı söyleme etkinlikleri aracılığıyla, bireyin çeşitli duygusal sorunlarının üstesinden gelmesini hedefleyen bir terapidir. Müzik terapisinin otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylere sağladığı yararlara ilişkin olarak yürütülmüş çeşitli araştırmalar bulunmaktadır Wipple (2004), dokuz nicel araştırmada incelenen 12 bağımsız değişkeni (uygulamanın yol açtığı öne sürülen etkileri) dikkate alarak bir çalışma gerçekleştirmiştir. Araştırmacı, bu çalışmanın sonucunda, müziğin otistik özellik gösteren bireyler üzerinde olumlu etkiler yarattığı sonucuna ulaşmıştır. Müzik terapisinin, otizm spektrum bozukluğu alanında oldukça umut vaat eden bir uygulama olduğu ve kontrollü deneysel araştırmalarla sınanmasının gerekliliği vurgulanmaktadır (ASAT, 2007; Simpson, 2005) SPOR Spor, insanın salt bedenini değil, bütünlüğünü eğitmek için gerekli bir araç ve etkinliktir. Diğer bir ifade ile sporun; eylem yetkisi, kendine güveni sağlama, sorumluluk alma, yaratıcı olma, performans, oyun, macera, sağlık ve zindelik ile toplumsal becerileri geliştirme amacıyla yapıldığı söylenebilir (Grössing, 1991). OSB olan çocuklar beden gelişimleri yönünden diğer çocuklardan bir farklılık göstermezken, motor becerileri 37

38 yönünden denge, iki el, el-göz, el-kol, el-ayak koordinasyonu gibi koordinasyon becerilerinde belirgin farklılıklar gösterebilirler. Herhangi bir spor etkinliğine başlamadan önce ailelerle iş birliğine gidilerek öğrencilerin genel bir sağlık kontrolünden geçirilmesi sağlanmalı, spor yapmalarının sakıncalı olup olmadığı tespit edilmeli ve öğrencilerin fiziksel yapısı ile spora uygunlukları bir fizyoterapist tarafından saptanmalıdır. Bunların sonucunda öğrencilerin beden gücü, yapısı, ilgi ve gereksinimlerine uygun olarak performansları belirlenmeli ve spor etkinliklerinin plânlaması buna göre yapılmalıdır Spor etkinliklerinde temel amaç; her çocuğun aynı düzeyde yetiştirilmesi değil, her bireyin kendi yeteneklerine göre gelişiminin sağlanması olmalıdır. Programda yer alan amaçlar öğrencilerin yaşlarına, gelişim özelliklerine ve gereksinimlerine göre gerekirse daha alt basamaklara ayrılmalı ve gerektiğinde yeni amaç ve davranışlar oluşturulmalıdır. Kurallar, yazılı veya resim gibi görsel yardımcılarla duvara asılmalı, öğrencilerin basamakları takip etmesi kolaylaştırılmalıdır ( Özel Eğitim Uygulama Merkezi Eğitim Programı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü; 2013) PSİKOSOSYAL EĞİTİM Her çocuk dünyaya gelmeden önce aslında anne-babanın hayalinde var olur. Annebaba çocuk sahibi olmaya karar verdiklerinde hem kendi gelecekleri hem de çocuklarının geleceği ile ilgili hayaller kurmaya başlarlar. Farklı dönemlerde çocuk yetiştirme ile ilgili farklı yöntemler ve teknikler ortaya çıksa da, çocuğun sosyal ve kültürel normlara göre aile içinde rolü değişse de, anne-babaların çocuklarının geleceği ile ilgili beklentilere sahip olduğu gerçeği değişmez. Bu beklentiler bizi hayata bağlar. Ancak ailenin beklentileri ve çocuğun yeterliklileri uyuşmadığında anne-baba-çocuk için hayat zorlaşabilir. Ailede yetersizliği olan bir çocuğun doğumu, aile bireylerinin yaşamlarını, duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. OSB olan çocuğa sahip ailelerin teşhis veya yetersizlik durumu ile başa çıkarken geçirdiği duygusal aşamalar; Akkök (2003), ailelerin özel gereksinimli olan çocuklarını kabullerinde geçirdikleri süreci açıklayan dört model olduğunu ifade etmektedir. Bunlar; -Aşama modeli, - Sürekli üzüntü modeli, -Bireysel yapılanma modeli -Çaresizlik, güçsüzlük ve anlamsızlık modelidir. Aşama Modeli; Birçok farklı tanımı olmasına karşılık daha çok 5 evreden oluştuğu düşünülmektedir. Bunlar; şok ve inkar, suçluluk ve öfke, pazarlık, umutsuzluk ve depresyon son olarak da kabul ve uyum evreleridir. (akt.diken,i.h., Bakkaloğlu, H.,2016) 38

39 Şok ve İnkar Ailelerin çocuklarının yetersizliği ile ilgili tanı alması ile süreç başlar. Bu dönemde aile, çocukları ile ilgili beklentilerinin gerçekleşmeyecek olması durumu ile karşı karşıya kalır. Çoğunlukla ilk tepkileri, hissizlik, çaresizlik ve ağlama davranışları olmaktadır. "A nın özürlü olduğunu ilk defa 18 aylık olduğunda öğrendik. O güne kadar özel gereksinimi olabileceğini asla kabul edemeyeceğimiz oğlumuza, normal sağlık kontrolleri için götürdüğümüz doktor "otizmli birey" tanısı koymuştu. O anda tüm dünya başımıza yıkıldı. Çok çaresiz ve yalnızdık. Şok geçiriyorduk ve yaşadığımız acıyı kimse anlayamazdı. Şok durumunun devamında aile istemli ya da istemsiz olarak bu durumu inkar edebilir. Aile, çocuğunun gelişimsel yetersizlikleri olduğu gerçeğinden kaçar ve bu durumun olumsuz etkilerinden kendilerini koruma girişiminde bulunabilir. Reddetme, olayların farkında olmamaya çalışma olarak da tanımlanabilir. Bu dönemde aile böyle bir çocuğu olduğunu kabul etmemekte ve çocuğunun normal olduğuna ilişkin kanıtlar aramaktadır. Uzmanlarla işbirliği yapmaktan uzaklaşıp farklı uzman arayışına girebilirler. Çocuklarının OSB olduğunu öğrenen bir aile, ilk teşhisi koyan merkezde testlerin doğru yapılmadığını düşünmüşler ve değişik merkezlere giderek, testleri yapacak olan uzmanlara: Çocuğumuzun OSB olduğunu söylediler. Bir kez de sizin incelemenizi istiyoruz. Bütün merkezlerde yapılan testler aynı sonuçları vermekle birlikte aile son kez yurt dışında şanslarını denemeye karar vererek çocuğun testlerini bir kez de yurt dışında yaptırmıştır. Suçluluk ve Öfke Şok ve inkar aşamasını geride bırakan aile, artık çocuğunun durumu hakkında bilgi sahibidir. Ancak aileler bu dönemde böyle bir durumun neden kendi başlarına geldiğini sorgulamaya başlarlar. Bu duygu belki de ailelerin üstesinden gelmesi gereken en güç duygudur. Aileler bir şekilde çocuklarının özel gereksinimli olmasına neden olduklarını veya geçmişte yaptıkları hatalar yüzünden cezalandırıldıklarını düşünebilirler. Suçluluk hissedebilir ya da suçlamalarda bulunabilirler. Pişmanlık duyguları Keşke. ile başlayan cümleler kurmaya başlarlar. "Keşke eşime daha çok yardımcı olsaydım" "keşke onu daha iyi bir hastaneye götürseydim" "Keşke sigara içmeseydim", "Keşke beslenmeme daha dikkat etseydim" "Keşke doktor kontrollerimi aksatmasaydım" Keşke hep yanımda olsaydın. Keşke daha iyi bir doktora götürseydin Cümlelerdeki "keşke'ler kendilerini ya da başkalarını suçlamalarının birer ifadesidir. Sorgulama ile birlikte öfke duygusu ortaya çıkar. Bu oldukça sık gözlenen bir duygudur. İki şekilde görülebilir. Birinci tür Neden ben? sorusuyla ortaya konur. Neden herkesin sağlıklı normal çocukları olurken benim çocuğumun özel gereksinime ihtiyacı var? Bunu hak edecek ne yaptım? gibi yanıtlanması mümkün olmayan sorular ailelerin çocuklarının mevcut durumuna ilişkin yapıcı çözümler bulma sürecini engeller. İkinci türde öfke diğer kişilere yöneltilen öfkedir. Genellikle; yetersizlikleri, geç teşhis koymaları, uygun eğitim vermedikleri gibi bir neden bulunarak doktorlar ve diğer uzmanlar hedef olarak alınabilir. Bu tür öfke yaşayan aileler, uzmanlarla işbirliğine girmekte zorlanabilirler. Hiçbir yerden memnun kalmadıkları için sık sık eğitim veren veya çocuğun sağlık problemleriyle ilgilenen merkezleri değiştirerek ilerleme kaydedilmesini engelleyebilirler. 39

40 Hatta bazen aileler yaşam standartlarını bozdukları için; doğrudan özel gereksinim ihtiyacı olan çocuklarına da öfkelenebilirler. Bazen eşler, çocuklarının durumundan dolayı birbirlerini suçlayabilirler. Özellikle anne veya babanın akrabaları arasında yetersizliği olan bireyler varsa karşılıklı suçlamalar ve öfke duyguları yoğunlaşarak ilişkileri zedeleyerek, aileyi dağılma noktasına getirebilir. Pazarlık Bu aşamada aile, yetersizlik yaşadıkları durumdan ya da aldıkları tanıdan kurtulmak adına birbirleriyle ya da çevrelerinde uzman olan ya da olmayan kişilerle pazarlık yapma eğilimi gösterebilirler. Aile dileklerinin gerçekleşmesi umudunu koruyabilmek için, zaman zaman mantık dışı çözümler arayabilirler (Hanson ve Lynch,2004). Bu dönemde ailenin bilimsel dayanaklı uygulamalar ile ilgili bilgilendirilmesi çok önemlidir. Eğer çocuğum iyileşirse, karşılığında bir cami yaptıracağım., Çocuğum anne baba desin, hemen kurban kestireceğim. gibi Umutsuzluk ve depresyon Daha önceki aşamalardan geçen aile, çocuğunun gelişiminde gözle görülür bir değişiklik yaşanmadığını fark ettiğinde bir umutsuzluk duygusu yaşamaya başlar. Aileler mükemmel çocuk hayallerinin yıkıldığını düşünerek bir yas duygusu yaşarlar. Acı çekmeye başlayan bazı aileler yaşadığı duyguyu çok sevdikleri birinin kaybına eş değer diye tanımlamışlardır. Bu acı ve umutsuzluk duyguları ve çocuklarının normal olarak tanımlanan bir hayat sürememesinden kaynaklanan yeni durum nedeni ile aileler çevreleri ile daha az temas kurarak depresyon sürecine girerler. Bu dönemde "geri çekilme" ya da "sosyal etkileşimlerden kaçınma" davranışları sergileyen ailelerin uzman yardımı almaları konusunda yönlendirilmeleri önemlidir (Tekin-İftar ve Kutlu, 2013). Bu dönemi sağlıklı geçiren aileler kabul ve uyum evresine geçebilirler (Ardıç, 2013). Kabul ve Uyum Ulaşılması güç olan ancak yetersizliği olan çocuk üzerinde en olumlu etkiyi bırakan son aşama kabul ve yeni duruma uyum aşamasıdır. Anne babanın çocuklarıyla daha olumlu ilişkiler kurabileceklerini fark etmeleriyle başlayan bir süreçtir. Kaygılar, korkular azalmış utanma gibi olumsuz duygular geride bırakılmıştır. Bu aşamada aile gelişimsel yetersizliği olan çocuğunu tanıma, anlama ve problemlere çözüm bulma yönünde bilinçli çabalarda bulunur. Sadece çocuğu ve problemini kabullenmek değil, aynı zamanda birey olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerini tanıyarak kabullenmeyi de içermektedir. Aileler, çocuklarının güçlü yanlarını daha da güçlendirmeye, yetersiz oldukları alanlarla ilgili ise gerekli desteği alarak çocuklarını hayata hazırlamak için düzenlemeler yaparlar (Ardıç, 2013). Kabullenme ile aynı aşamada yaşanılan bir diğer durum ise uyumdur. Kabullenmeden daha aktif bir anlam ifade eder. Aileler dış kaynaklı yardım beklemek yerine sürecin içerisine girerler. Aile, uyum sürecinde amaçlarını sürekli gözden geçirir, gerektiğinde yeniler. Uyum, yaşam boyu devam eder. Uyum sağlama aşamasına kadar olan süreçlerin birinde takılıp kalma kronik üzüntü, depresyon, sürekli farklı uzmanlardan görüş alma, çocuğun reddi veya aşırı korunması gibi davranışsal sorunların aileler tarafından geliştirilmesi sonucunu oluşturur. Bu davranışlar ne aileye ne de çocuğa bir yarar sağlamaz. Ailenin, gelişimsel yetersizliği olan çocuğunu kabul etme süreci ne kadar uzarsa, yetersizliğin aile ve çocuk üzerindeki etkileri de o denli fazla olmaktadır. 40

41 Ailelerin bu evreleri bu sırayla ve aynı zamanda geçmesi beklenilmez. Zaman zaman yaşanılmadan geçen evreler olabileceği gibi geçilen bir evreye tekrar dönüş de yaşanabilir. Bu aşamalar kesin, değişmez kurallar olarak görülmek yerine, yol gösterici ipuçları olarak değerlendirilmelidir. Aşama modeli ile ilgili eleştiriler olmakla birlikte literatür ve uygulama alanında yaygın olarak kullanılmaktadır (Kaner, 2009; Ardıç, 2013). Kronik/Sürekli Üzüntü Modeli Bu modelde aileler, toplumun ve kendi yaşantılarının bir sonucu olarak sürekli kaygı ve üzüntü içerisinde olabilirler. Bu durumu doğal bir süreç olarak tanımlayabilirler. Akkök ve Özer (2005),e göre bazı aileler bu duyguları yaşayıp yetersizliği olan çocukları için üzüntü duyarken aynı zamanda da onun için çaba gösteren, gelişimini destekleyen bir davranış örüntüsü sergileyebilirler. Yaşanılan üzüntünün azaltılabilmesi için gerekli desteklerin alınması önemlidir. Kişisel Yapılanma Modeli Kişisel yapılanma modelinde aile yaşanılan duruma ilişkin duygularının yanı sıra bilişlerini de aynı anda yaşantıya geçirir. Ailenin çocukları ile ilgili beklentileri, yaşadıkları toplumun özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Toplumun beklentileri ile çocuğun yetersizliği arasındaki farklılık ailede yüksek düzeyde kaygı yaratır. Akkök ve Özer (2009) e göre aile yaşanılan kaygının sebep olduğu şok durumunu atlattıktan sonra, bilişsel yapılanma sürecine girer. Bu dönemde yetersizliğin nedeni, bundan sonra nelerin yapılabileceği, gelecekte neler olabileceğine ilişkin sorular sorar. Bu soruların cevabına bağlı olarak hareket planı oluşturur (Kaner, 2009). Çaresizlik, Güçsüzlük ve Anlamsızlık Modeli Yetersizliğe sahip ailelerin yaşadığı duygu, çevresindeki insanların tepkileri ile doğrudan ilişkilidir. Çocuk sahibi olmak her anne baba için çaresizlik, güçsüzlük duygularının yaşanmasını mümkün kılmaktadır. Bunun yanı sıra çevrenin, yetersizliği olan çocuğa yönelik gösterdikleri tepkiler, anne babanın yaşadığı duyguları ve davranışlarını şekillendirmektedir (Akkök ve Özer, 2005). Her ailenin kendine özgü özellikler taşıdığı unutulmamalıdır. Bu dört model bize yetersizliği olan çocuklara sahip ailelerin yaşayabilecekleri süreçler hakkında bilgi vermektedir. OSB olan çocukların anne babalarının yaşadıkları stres; Bir çocuk sahibi olmak her anne baba için stres yaratan bir durumdur. Çocuklarının varlığı ile refah duyguları yaşayan aileler, geleceklerine ilişkin kaygı ve endişe yaşayabilmektedir. Yapılan araştırmalar OSB olan çocukların ailelerinin stres düzeylerinin, zihinsel yetersizlik ya da Down sendromlu çocukları olan ailelere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. İletişim kuramamaları, istek ve ihtiyaçlarını ifade edememeleri, yaşanılan stresin en önemli kaynağı olarak gösterilmektedir. OSB ye eşlik eden; hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, dürtüsellik daha fazla önlem almayı gerektirir. Bu durum aynı zamanda çocuğun öğrenmesini zorlaştırır. Anne baba, bakıcı ya da kardeşlerin, çocuğun öz denetiminin sağlanabilmesi ve aktivitelerin yeniden yapılandırılması için daha çok zaman ve daha çok enerjiye ihtiyaçları olmaktadır. Sosyal etkinlikler, yetersizliği olan çocuğun özelliklerine uygun olarak belirlenir. Aileler basit etkinliklerde bile erken ayrılmak zorunda kalacak mıyız?, yemek fırlatacak 41

42 mı?, çok gürültü olacak mı? gibi sorunlarla ilgili önlemler alarak hareket etmek zorunda kalmaktadır. Bu durum tüm aile bireyleri için yorucu ve yıpratıcıdır. Bunların yanı sıra aileler; Keder ve kayıp duyguları ile baş etmek zorundadır. Aileler sağlıklı-normal bir çocuğa sahip olamadıklarını düşündükleri için ya da beklentileri olan yaşam stilinden mahrum kaldıkları için acı çekmektedir. Doğum günleri, mezuniyetler, tatiller, düğünler gibi zamanlarda sıkıntı yaşayabilirler. OSB olan bir çocuk için normal gelişim gösteren bir çocuğa göre daha fazla zaman, para ve emek gerekmektedir. Çocuk için gereken tedavi ve terapi masraflarının yanı sıra çoğunlukla ebeveynlerden birinin çocuğun bakımı için işten ayrılması gerektiğinden maddi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Yetersizliği olan çocuğun davranışları evde sorun yaratmazken, toplum içinde kaygı ve strese sebep olabilir. Toplum içinde yaşanan olumsuz tecrübeler ailenin sosyal yaşamında belirleyici olur. Bu nedenle aile ya da arkadaşlarının evlerine çocukları ile gitmemeyi tercih ederler. Aile içinde önemli günlere katılma ailede yaşanan stres düzeyini çok artırabilir. Tüm bu nedenlerden kaynaklı olarak aile, toplumdan uzaklaşarak daha izole bir hayat yaşamayı tercih edebilir. Tüm aileler çocuklarının geleceğini düşündüklerinde kaygı yaşarlar. Bu durum yetersizlik yaşayan çocukların ailelerinde daha yoğun stres kaynağıdır. Çocukların eğitimleri, tedavileri, ya da kendilerine bir şey olması durumunda çocuklarının geleceği gibi konularda sorular sorarlar. Cevabı belirsiz olan bu sorular, ebeveynler için bir endişe kaynağıdır. Ebeveynlerin Stresini Azaltabilen Yollar Korku, endişe gibi duygular, yetersizliği olan çocuğun büyümesi ile birlikte devam eder. Çocuğun gelişimsel sürecine bağlı olarak bazen küçük bazen büyük sorunlarla karşılaşılır. Bu durum hem ebeveynler hem de diğer kardeşler için risk içerir. Stres tepkileri ile baş edebilmek için bazı yollar vardır. Bunlar; Rahatlamak için yeni yollar öğrenmek önemlidir. Bir hobi, gezi, yoga ya da meditasyon gibi Egzersiz yapmak zihni sıkıntılardan kurtarmak için en etkili yollardan biridir. Düzenli spor yapmak endişe seviyesini düşürür, sağlığınız için yararlıdır. Hem çocuğunuzun hem de kendinizin beslenmesine dikkat edin. Yemeğin miktarı, besin değeri önemlidir. Sağlıklı beslenmek için gerekirse bir uzmandan yardım alın. Geçici bakım, ebeveynler ve diğer kardeşler için mola olur. Sadece acil bir durum olduğunda değil düzenli aralıklarla geçici bakım almak hem anne baba için hem de kardeşler için bir sosyalleşme ve rahatlama olanağı sağlar. OSB olan çocukların aileleri ile oluşturulan destek gruplarına katılmak, ailelerin yaşadıkları sorunlar için çözüm önerileri bulmaklarına yardımcı olur. Ayrıca aynı sorunları yaşayan aileler yargılanmadan kendilerini ifade etme şansı bulur ve grubun iyileştirici gücünden yararlanır. İhtiyaç hissedilen durumlarda psikolojik destek almak önemlidir. Manevi bir yaşama sahip olma bireylerin yaşamlarında hissettikleri stres düzeylerini azaltır ve daha olumlu bir bakış açısı kazandırır. Gününüzü planlamak olası sorunların çözümlenmesinde kolaylaştırıcı olacaktır. Bunun için yapılacakların listesini hazırlamak etkili bir yöntemdir. Bazı aileler stres durumu ile daha iyi baş edebilirler. Bu ailelerin kriz durumuna daha iyi uyum sağladığı görülür. Sorunu tanımlama ve çözme becerileri daha yüksektir. Yetersizliği olan çocuklarının ihtiyaçları ile kendi işleri arasında bir denge oluşturabilirler. 42

43 Aile bireyleri daha esnek rollere sahiptir. Birbirilerinin üstlendikleri rolleri değiştirebilir, diğer üyeyi rahatlatabilirler. Bu ailelerin iletişim becerileri gelişmiştir. Aile içinde de diğer insanlarla da iletişim kurabilmeleri, yetersizliği olan çocuklarının eğitiminde, tedavisinde rol alan insanlarla daha başarılı sonuçlara ulaşılmasını sağlar. Bu aileler OSB olan çocuklarla yaşamanın zorluklarını bilir. Bu zorlukları aşabilmek için gerektiğinde dış yardım alır. Sosyal destek, terapi, ek eğitim ya da geçici bakım hizmeti almalarının hem kendileri hem de yetersizliği olan çocukları için hayatı kolaylaştırır. Toplumla ilişkilerini sürdüren aileler, sosyal izolasyonun stresi arttırdığını bilir. Zamanlarını yapılandırırken sosyalleşmek için öncelik tanırlar. Aynı durumdaki ailelerle iletişim kurmak ve başkalarının da aynı sorunları yaşayabildiklerini bilmek rahatlatıcı olmaktadır. Ayrıca grup etkinliklerine dahil olmak ve grubun iyileştirici gününden yararlanmak önemlidir. Uyum sağlamada başarılı olan aileler, aile içindeki dengeleri kurma ve OSB çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamada başarılıdırlar. Diğer Kardeşler OSB Olan Kardeşe Sahip Olmanın Sonucu Neler Yaşarlar? Bir kardeşe sahip olmak, her zaman olumlu ve olumsuz birçok duygunun yaşanmasına neden olur. Araştırmalar, OSB olan çocukların kardeşlerinin stres seviyelerinin diğerlerine göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni, yaşıtlarıyla birlikte olduğunda, OSB olan kardeşlerinin davranışlarının utanç duymalarına sebep olması olabilir. Bu nedenle, kardeşler eve arkadaşlarını çağırmak istemez hatta bu konuyu arkadaşlarından gizleyebilirler. Ebeveynlerinin, zamanının ve enerjisinin çoğunlukla yetersizlikten etkilenen kardeşlerine yönlendirilmesinden dolayı dışlanmışlık, kırgınlık ya da kıskançlık hissedebilirler. Normal gelişim gösteren bir kardeşe sahip olmayı beklerken, karşılaştıkları durum karşısında hayal kırıklığı yaşayabilirler. OSB olan bireylerin duygularını ifade etme becerilerinde sınırlılıkları vardır. Zaman zaman olumsuz duygularını şiddet içeren davranışlarla gösterebilirler. Bu durum diğer kardeşler için tehlikeli ve üzücü olabilir. OSB olan kardeşi olan çocuklar anne babalarının beklentilerini karşılamak için normalden daha fazla sorumluluk hissedip bu yönde kendilerine aşırı disiplin uygulayabilir ve zorlayabilirler. Çocuklar anne babalarının streslerine karşı daha hassas olabilirler. Bu stresin aile yaşantısı üzerindeki etkilerinden korkabilir, anne babalarının sağlıkları, evliliklerinin sürekliliği gibi konularda endişe yaşayabilirler. OSB olan kardeşlerinin büyümesi ile birlikte daha fazla zaman, emek ve paraya gereksinim olduğunu fark ederler. Dahası, anne babalarının yetersiz kaldığı durumlarda ya da hayatta olmamaları durumunda kardeşlerinin bakımları ile ilgili endişelenebilirler. Hatta bazen bu konuda sorumluluk almak istemedikleri için suçluluk duyabilir ya da gelecek kaygısı yaşayabilirler. Kardeşler, kendi yaşantıları ile ilgili normal karşılanabilecek beklentileri için bile kendilerini suçlu hissedebilirler. Anne babalarıyla özel zaman geçirmek, tatile gitmek istemek gibi Tüm çocuklar bu sorunları yaşamayabilir ancak; ebeveynlerin, oluşabilecek bu sorunların farkında olması ve mümkün olduğunca önlem alması gerekir. Anne babalar çocuklarının hisleri ve yaşantıları ile ilgili olarak, açık iletişimi desteklemeli, çocuklarını suçluluk duygusundan kurtarmalı ve endişelerini olabildiğince yatıştırmalıdır. 43

44 Anne-Babalar Diğer Çocuklarına, OSB Olan Kardeşleri İle Sağlıklı Bir İlişki Kurabilmeleri İçin Nasıl Yardımcı Olabilir? Kardeşler arasında ilişki kurmak her zaman çok kolay olmayabilir. Bu durum zaman zaman OSB olan kardeş de daha da zorlaşabilir. Yetersizliği olan kardeşle ilişiklerinde korkutulmak, terslenmek, konuşamamak gibi sorunları yaşamak ilişkiyi zorlaştırabilir. Bu nedenle OSB olan kardeşiyle iletişime geçebilmek için birkaç basit beceriyi öğretmek kolaylaştırıcı olacaktır. OSB olan çocuklar ilgi odakları farklı olduğu için onları duymuyor gibi görünebilirler. İletişime geçmeden önce onun dikkatini çekmek için bakmanın ve göz teması kurmanın gerekliliği anlatılmalıdır. Yeni bir oyun ya da bir beceriyi öğretmeye çalışırken, basit adımlarla ilerlemek kolaylaştırıcı olur. Her adım anlaşılır bir biçimde açıklanmasının, mümkünse göstermesinin önemi kavratılmalıdır. OSB olan çocuğun daha kolay anlayabilmesi için basit ve kısa talimatlar vermenin kolaylık sağlayacağı anlatılmalıdır. Yetersizlikten etkilenmiş çocukla vakit geçirirken ya da etkinlik yaparken, çocuk iş birliği yaptığında ve bir beceriyi istendik şekilde gerçekleştirdiğinde övmek ve ödüllendirmek önemlidir. Ör: Çocuğun yaptığı çizimi buzdolabının üzerine asmak ya da alkışlamak gibi. Öğrenme sürecinin tüm çocuklar için aynı olduğu unutulmadan, bu süreçte tüm aile bireyleri sabırlı davranmalı, çabaları desteklemeli ve başarıları için olumlu geribildirim vermelidir. (Akt:Şahbaz, Ü.,2016) EPİLEPSİ NÖBETLERİ Nöbet beynin bir bölgesinde başlayıp ya lokal kanal ya da tüm beyne yayılan kontrol edilmesi güç bir elektrik aktivitesidir. Bazı nöbetler şiddetli belirtilerle ortaya çıkarken bazıları ise hiç göze çarpmayabilir. Örneğin; dalıp gitme, yanıt vermeme, gözden yaş gelmesi veya sadece parmak seğirmesi şeklinde olabilir. Eğer durum buysa EEG yaptırılması tavsiye edilebilir. Nöbet, genellikle beyne zarar veren bir olay değildir. Çocuklar her nöbet geçirdiğinde beyin hücresi kaybetmezler. 45 dakikadan uzun süren nöbetler tedavi edilmezse, çok nadir de olsa beyin hücrelerine zarar verebilir. Tekrar eden nöbetlerin sinir hücrelerinde hasara neden olabileceğine dair kanıtlar mevcuttur. Bu sebeple, önlenmesi çok önemlidir. Nöbet ilaçlarının çoğu, folik asiti (B vitamini) tüketir. Yüksek dozda B6 VE B12 kullanımı önemlidir. Hücreleri dengelemeye yardımcı olmaktadır. Ancak bu gibi uygulamalardan önce mutlaka doktora başvurulmalıdır (McCarthy, J., Kartzinel, J., 2012). Nöbetleri Engellemek İçin Anne Babalar Neler Yapabilir Beynin daha kolay nöbet geçirmesine neden olan belirli koşullar olduğunu biliyoruz. Buna nöbet eşiğini düşürmek denebilir. Yüksek ateş veya susuz kalmak gibi bilinen bazı koşullar beynin nöbet geçirmesini kolaylaştırabilir. Her çocuk bize kendine özgü tetikleyicilerini öğretecektir. Örneğin; bazılarında ateş ve susuzluğun tetikleyici olduğu görülürken bazılarında ise şiddetli kabızlık bir tetikleyicidir. Günde birkaç kez nöbet geçiren çocuklar, içlerini tamamen temizlediklerinde çok daha az nöbet geçirirler (McCarthy, J., Kartzinel, J., 2012). 44

45 Yayın Nöbet Tetikleyicileri İlaç kullanımında istikrarsızlık: Bir ilacın kullanımı kesildiğinde sıklıkla yeni nöbetler meydana gelebilir. Nöbetleri Olasılıkla Önlemenin Yolları İlaç reçetelerine uyun, daima doktorunuza danışın, ilaçla beraber neyin alınıp alınamayacağı ve bir dozu vermeyi unuttuğunuzda ne yapmanız gerektiğini öğrenilmelidir. Hasta olmak (viral enfeksiyon ya da ateş) Kontrollü bir şekilde ateşin en kısa sürede düşürülmesi Sağlanmalıdır. Yetersiz uyku Düzenli uyku takvimi oluşturulmalı ve tutarlı şekilde uygulanmalıdır. Parlak ışıklar Mümkün olduğunca önlenmelidir. Susuz kalmak Herhangi bir türde ilaç kullanımı (reçetesiz, yeni ve devam eden reçeteli ilaçlar, vitamin destekleyicileri ya da doğal bitkisel ilaçlar) Bol sıvı tüketilmelidir. İlaç prospektüsleri okunmalı ve yeni bir ilaç kullanmadan önce doktora başvurarak bilgi alınmalıdır. İLAÇ KULLANIMI OSB nin temel belirtilerini azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere geliştirilmiş herhangi bir ilaç yoktur (Lofthouse ve diğ, 2012). Davranış problemleri ya da diğer semptomlarına çözüm sağlamak için bazı bireylere kısa süreli ilaç tedavi gerekirken, bazı bireylere ise yaşam boyu ilaç tedavisi gerekebilir. Otizmli çocuklardaki davranışsal problemler: Hiperaktivite, motor ve sözlü tikler, bir görevden diğerine geçişte yeni görevi reddetme, saldırgan davranışlar, el kol ısırma gibi kendine zarar veren davranışlar vb. olarak sıralanabilir. Davranış problemlerinin çoğu, Uyuşmayan Davranışların Ayrımlı Pekiştirmesi gibi davranış değiştirme teknikleri ile ortadan kaldırılabileceği gibi; kararlı, şiddetli ya da tehlikeli bazı davranışlar etkili bir ilaç tedavisi gerektirebilir (Quinn, C., 2016) İlaç Kullanımı Otizmli çocukların tedavisinde kullanılan ilaçların türü, problem davranışlara sebep olan diğer durumların yanı sıra belirtilere de bağlıdır. Bu ilaçlar ciddi yan etkilere sahiptir ve ilgili doktorlar tarafından kolaylıkla reçetelenmezler. İlaçların çoğu uzun dönemde olumsuz bir yan etki göstermeden güvenle kullanılmasına rağmen, yan etki ve sağlık riskleri de ortaya çıkabilir. Aileler ilacın olası faydalarının yanı sıra risklerinin de farkında olmalıdır. Ancak, aileler ilacın risklerini ve faydalarını bilip kabul ettikten sonra ilaç kullanımına başlanmalıdır. Saldırganlık, kendine ve başkalarına zarar verme, şiddetli öfke nöbetleri gibi davranışsal problemler, otizmli kişinin evde ya da okulda sıkıntılar yaşamasına neden 45

46 olabilir. Doktorlar bu davranış problemlerini tedavi etmek için ilaç kullanabilirler. Birey ilaçla tedavi edildiğinde aşağıdaki kurallara uymalısınız: 1. Deneyimli hekimlere danışın, 2. Yakından gözlem yapın, 3. İlaca düşük dozlarda başlayın, 4. Reçetelenmiş ilacın yan etkilerinin farkında olun, 5. İlaç ya da gıda etkileşiminin farkında olun (Quinn, C., 2016). SOSYAL HAKLAR Günümüz Türkiye'sinde yetersizlikten etkilenmiş bireylerin toplumla bütünleşme noktasında problemler yaşandığı bilinen bir gerçektir. Toplumsal ve kamusal alanda karşılaşılan sorunlar, yetersizlikten etkilenmiş bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sıklıkla sorunlarla karşılaşan ve onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler, kendilerini mutsuz hissetmektedir. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldırarak yaşam kalitelerinin düşmesine neden olmaktadır. Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin genel olarak toplumla bütünleşmesinin önündeki başlıca sorunlar; yoksulluk, eğitim, ulaşım, fiziksel çevre, kabul edilme gibi sorunlardır (Karataş, 2002). Yetersizlikten etkilenmiş bireylere yönelik hizmetlerde, temel insan hak ve özgürlüklerinden yola çıkılmalıdır. Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin, hizmetlerden tam ve eşit şekilde yararlanmalarını ve toplumsal hayata tam olarak katılımlarını sağlanmalıdır. Bu yönde yapılacak çalışmalar ve çalışmaların yararları - Yerel dinamikleri harekete geçirerek, toplumun yetersizlikten etkilenmiş bireyler ve özel gereksinimler konusunda bilinç düzeyinin ve duyarlılığının artırılması sağlanır. - Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin psikososyal ve tıbbi rehabilitasyonu sağlanır. - Engellilik nedenlerinin tespit edilmesi sağlanır. - Engelliliğe yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerin niteliğinin yükseltilmesi ve yaygınlaşmasını sağlanır. - Engellilik oranının azaltılması ve engelliliğin etkilerinin en aza indirilmesi sağlanır. - Özel gereksinimli bireylerin ve/veya ailelerinin bilinçlendirilmesine hizmet eder. -Yetersizlikten etkilenmiş bireylerde ortaya çıkabilecek ikincil özrün önlenmesine hizmet eder. - Tanı alan özel gereksinimli bireylerin ailelerinin, tanı konulduktan sonraki süreçlere ilişkin bilgilendirilmesine hizmet eder. - Özel gereksinimli birey için bireysel eğitim programları oluşturulması sağlanır. - Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin ve yakınlarının kamu hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmeleri için aksaklıkları tespit eden ve duruma ilişkin çözüm üreten modeller geliştirilmesine hizmet eder. -Uygulama alanlarında engel gruplarına yönelik destek teknolojilerin kullanımını içeren eğitimlerin verilmesi sağlanır. - Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin, başkalarının yardımına ihtiyaç duymaksızın sosyal yaşama bağımsız biçimde katılımını sağlamaya yönelik bağımsız yaşam becerileri kazanması sağlanır. -Yetersizlikten etkilenmiş birey ve ailelerin, bu bireylerle ilgili çalışmalar yapan sivil toplum 46

47 kuruluşları aracılığıyla farklı engel gruplarına hizmet sağlayıcı kurum yetkilileri ve çalışanları ile buluşturulması ve empatik ilişki kurulmasına yönelik programlar uygulanması sağlanır. - Toplumun yetersizlikten etkilenmiş bireylerle buluşturulması ve özel gereksinimli bireylerin psikososyal rehabilitasyonu için yapılacak kaynaştırma etkinliklerine katkı sağlanır. Bu bağlamda özel gereksinimli bireyleri tanımak, onları anlamak ve onlara karşı yönelen davranışlarımızı doğru biçimlendirmek oldukça önemlidir. Yetersizlikten etkilenmiş bireylere karşı doğru yaklaşım tarzını bilmek, hem bu bireyleri hem de hatalı davranış düzleminde olan diğer bireylerin yaşamını kolaylaştıracaktır. Sosyal Desteğin Anlamı Sosyal destekler resmi ya da resmi olmayan şekilde ailenin ihtiyaç duyabileceği farklı hizmetleri içermektedir. Bu hizmetler bilgi ve deneyimlerin paylaşılması, duygusal ve maddi desteklerin sağlanması, yardımlara erişme ve örgütlenme olarak sıralanabilir. Diğer bir deyişle sosyal destek; stres altındaki ya da güç durumdaki bireye çevresindeki insanlar (eş, aile, yakın akraba, arkadaş çevresi, uzmanlar vb.) tarafından sağlanan maddi ve manevi yardımlardır. Sosyal destekler özel gereksinimli çocuğa sahip ailelerin karşılaştıkları sorunlarla daha kolay başa çıkabilmelerini sağlayabilmektedir. Tüm ailelerin arkadaşlığa, dostluğa, yalnız olmadıklarını hissetmeye, duygusal desteğe ihtiyaçları vardır. Özellikle özel gereksinimli çocuğa sahip olan aileler; öncelikle kendi aile fertlerinin ve yakın çevrelerindeki insanların, toplumun diğer bireyleri ve bağlı oldukları kurum ve kuruluşların sosyal desteğine de ihtiyaçları vardır. Sosyal desteklerden yararlanma, hem ebeveynlerin hem de özel gereksinimli bireyin yaşam kalitesinin artmasında anahtar role sahiptir. Sosyal destekler, anne ve babaların yalnız olmadıklarını fark etmelerine, birbirlerine duygusal ve sosyal yönden yakınlaşmalarına yardımcı olurken, bunun olumlu sonucu olarak da kaygı, stres ve depresyon düzeyinde belirgin bir azalma yaşanmalarına katkı sağlayacak, bireylerin topluma uyumunu kolaylaştıracak ve bilgi paylaşımını da üst düzeye çıkartacaktır. Sosyal Destek Ağları Sosyal destekler, ailenin çevresindeki farklı sosyal destek ağları tarafından sağlanabilmektedir. Bunlar; Aile Bireyleri, Yakın Akrabalar ve Arkadaş Çevresi Kamu Kurum ve Kuruluşları Üniversiteler Yerel Yönetimler Sivil Toplum Kuruluşlarıdır. Aile Bireyleri, Yakın Akrabalar ve Arkadaş Çevresi Ailede bulunan tüm bireyler, o ailenin aile destek sisteminin en önemli parçasını oluştururlar. Diğer yandan, ailenin yakın akrabaları ve arkadaş çevresi bu sistemin bir diğer önemli unsurudur. Özel gereksinimli çocuğa sahip ailenin çocuğuna yeterli desteği sunabilmesi aile bireylerinden, yakın akraba ve arkadaş çevresinden aldığı sosyal destekle daha da kolaylaşır. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak, aile yapısında, işlevlerinde ve ailenin çevre ile olan ilişkilerinde olumlu ya da olumsuz bazı değişikliklere yol açar. Bu değişikliklere uyum sağlamada aile bireylerinin, yakın akrabaların ve arkadaş çevresinin tutumları önemli rol oynar. Bu noktada ailenin öncelikle kendi içerisinde durumu 47

48 kabullenmesi, sorumlulukları paylaşması ve sosyal desteği olumlu karşılaması gerekmektedir. Kamu Kurum ve Kuruluşları Ailelere sunulan sosyal destekler kapsamında en önemli kamu kurumlardan biri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı dır. Bakanlık, özel gereksinimli bireylerin ayrımcılığa uğramadan insan hakları çerçevesinde toplumsal hayata katılmaları için ulusal düzeyde politika ve stratejilerin belirlenmesi çalışmalarını koordine etmek, özel gereksinimli bireylere yönelik olarak yürütülen sosyal hizmet faaliyetlerine ilişkin ilke, usul ve standartları belirlemek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak görevini yerine getirmektedir. Bunun dışında ülkemizde pek çok kamu kurum ve kuruluşu özel gereksinimli bireyler ve ebeveynlerine hizmet sunmaktadır. Bu kamu kurum ve kuruluşları tarafından özel gereksinimli birey ve ailesini destekleyecek çeşitli yasa ve yönetmelikler oluşturularak, hakları güvence altına alınmıştır. Özel gereksinimli bireyler ve ailesine sağlanacak destekler aşağıda sıralanmıştır. ÜLKEMİZDE YETERSİZLİKTEN ETKİLENMİŞ BİREYLERE TANINAN SOSYAL HAKLAR Engelli Kimlik Kartı Engelli kimlik kartı, engellilere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmada kullanılmak üzere yetersizlikten etkilenmiş bireylere verilen karttır. Bu kimlik kartı doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde kırk (%40) veya daha yüksek bir oranda kaybeden ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan yetersizlikten etkilenmiş bireylere verilmektedir. Engelli kimlik kartı halk dilinde yaygın olarak beyaz kart şeklinde ifade edilmektedir. Başvuru İçin Gerekli Belgelerin Hazırlanması Engelli kimlik kartı almak üzere, özel gereksinimli bireyin kendisi, velisi ya da yasal vasisi yerleşim yerinin bulunduğu valiliğin İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ne başvurabilir. Engelli kimlik kartı başvurusunda bulunmak için bazı belgelerin başvuru öncesinde hazırlanması gerekmektedir. Başvuru sırasında istenen gerekli belgeler şunlardır: Engelli kimlik kartı istendiğine ilişkin bir dilekçe yazılması, Engelli sağlık kurulu raporunun aslı veya onaylı örneği, Başvuruda bulunan kişinin kimlik fotokopisi, Son 6 ay içinde çekilmiş 2 adet vesikalık fotoğraf. Engelli kimlik kartı almak zorunlu değil, isteğe bağlıdır. Bu kimlik kartı olmayanlar engellilere tanınan hak ve hizmetlerden engelli sağlık kurulu raporunu kullanarak da yararlanabilirler. Ancak engelli kimlik kartının kullanımı daha pratiktir. 48

49 Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Hakkı Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği ne (2014) göre sağlık kurulu raporuyla yüzde kırk (%40) ve üzerinde engelli olduğunu belgeleyen Türk vatandaşlarının kendileri, ağır engellilerin ise kendileri ile birlikte birden fazla olmamak üzere beraber seyahat ettikleri refakatçileri ücretsiz veya indirimli seyahat hakkından yararlanabilmektedirler. Engelli bireyler bu haklardan engelli kimlik kartlarını kullanarak yararlanabilirler Ücretsiz seyahat hakkından refakatçisiyle ile birlikte yararlanmak isteyen ağır engelli bireylerin ise engelli kimlik kartlarını yenilemeleri gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ağır engelli bireylerin ücretsiz seyahat haklarını refakatçileri ile birlikte kullanmaları için üzerinde Ulaşımda Refakatçi Hakkı Vardır ibaresi bulunan yeni kimlik kartları basılmıştır. Bu haktan yararlanabilecek durumda olan bireylerin herhangi bir mağduriyetle karşılaşmamaları için yeni kartlarını çıkarttırmak üzere yerleşim yerinin bağlı bulunduğu Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ne başvurmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında istenen gerekli belgeler şunlardır: Engelli kimlik kartının yenilenmesine ilişkin bir dilekçe yazılması, Engelli sağlık kurulu raporunun aslı veya onaylı örneği, Son 6 ay içinde çekilmiş 2 adet vesikalık fotoğraf. Şehirlerarası Yolcu Otobüslerinde İndirim Kullanımı Şehirlerarası yolcu otobüslerinde, Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. Fıkrası gereği; yüzde kırk (%40) oranında engelli olduğunu belgeleyen kişiler için bilet ücreti, geçerli ücret tarifesi üzerinden yüzde otuz (%30) indirim yapılmaktadır. Bu indirimden yararlanmak isteyen bireylerin şehirlerarası yolcu otobüs firmalarından bilet alırken engelli sağlık kurulu raporunu veya engelli kimlik kartını ilgili kişilere göstermeleri gerekmektedir. 49

50 Devlet Demiryollarında İndirim Kullanımı Devlet demiryollarında engel oranı yüzde kırk (%40) olan engelli yolcunun sadece kendisi, ağır engelli yolcunun kendisi ve varsa beraberindeki refakatçisinin ana hat yolcu trenlerinde yüzde elli (%50) indirimli olarak seyahat edebilme hakkı bulunmaktadır. Bu indirimden yararlanmak isteyen bireylerin, devlet demiryolları bilet satış gişelerinden bilet alırken engelli sağlık kurulu raporunu veya engelli kimlik kartını görevli kişilere göstermeleri gerekmektedir. Söz konusu indirimden yararlanmak isteyen refakatçinin ise üzerinde Ulaşımda Refakatçi Hakkı Vardır ibaresi bulunan kimlik kartını göstermesi gerekmektedir. Türk Hava Yollarında İndirim Kullanımı Türk Hava Yollarında engel oranı yüzde kırk (%40) olan yolculara ve ağır engelli yolcunun kendisine ve varsa beraberindeki refakatçisine uygulanabilir ücretler üzerinden tüm iç ve dış hatlarda yüzde yirmi beş (%25) indirim sağlanmaktadır. Bu indirimden yararlanmak isteyen bireylerin, bilet satan firma görevlilerine engelli sağlık kurulu raporunu veya engelli kimlik kartını, söz konusu indirimden yararlanmak isteyen refakatçinin ise üzerinde Ulaşımda Refakatçi Hakkı Vardır ibaresi bulunan kimlik kartını göstermesi gerekmektedir. Müze ve Ören Yeri Girişlerinde İndirim Kullanımı Müze ve ören yerlerine engel oranı yüzde kırk (%40) olan bireyler ile ağır engelli birey ve refakatçisi engelli sağlık kurulu raporunu veya engelli kimlik kartını göstermek şartıyla ücretsiz bilet alarak girebilmektedirler. Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları ve Tabiat Parklarının Girişinde İndirim Kullanımı Engelliler ve engellilerin eşleri, çocukları ve anne babaları, engelli sağlık kurulu raporunu veya engelli kimlik kartını göstererek milli parklar, tabiatı koruma alanları ve tabiat parklarına ücretsiz olarak girebilmektedirler. Cep Telefonları (GSM Şebekelerinde) İndirim Kullanımı Cep telefonu operatörleri engel oranı yüzde kırk (%40) ve üzeri olan engelli bireylere özel tarifeler uygulamaktadır. Bununla ilgili olarak ilgili servis sağlayıcılara başvurulmalıdır. Dikkat! Operatörler hakkındaki bu bilgiler ve ifade edilen tarifeler zaman içinde değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle bu indirim fırsatlarından yararlanmak için ilgili operatörün web sitesini inceleyebilir ya da en yakın şubeye giderek size özel indirimler hakkında bilgi alabilirsiniz. 50

51 İnternet Tarifeleri İndirim Kullanımı Sabit Telefon İndirim Kullanımı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu nun yaptığı çalışma sonucunda 2012 Şubat ayından itibaren Ülkemizdeki tüm internet servis sağlayıcıları tarafından internet ücretlerinde yüzde kırk (%40) ve daha fazla engel oranı bulunan engellilere özel yüzde yirmi beş (%25) indirim sağlanmaktadır. Ayrıca engellilere özel çeşitli internet tarifesi kampanyaları düzenlenmektedir Türk Telekom tarafından yüzde kırk (%40) ve üzeri engel oranı bulunana bireylere ev telefonlarında kullanmak üzere Sosyal Tarife adlı bir tarife çıkarılmıştır. Tarife kapsamında aylık 12,50 TL ye dakika şehir içi ve şehir dışı görüşme sağlanmaktadır. Engelli kimlik kartı ya da engelli sağlık kurulu raporu ile yüzde kırk (%40) ve üzeri engeli bulunduğunu belgeleyen bireyler telefonlarının kendi adlarına açılması şartıyla Türk Telekom un engelli indiriminden yararlanabilir Dikkat! Türk Telekom un tarife indiriminden yararlanmak için daha ayrıntılı bilgiye www. turktelekom.com.tr adresinden ulaşabilir ya da telekom/tr/pdf/urun/bireysel/tarife/sosyal-tarife-tarife-paketi.pdf adresinden doğrudan sosyal paket tarifesini inceleyebilirsiniz. Eğitim Hakları Nelerdir? Özel eğitim uygulama okulları (merkezleri) ve bu okulların programlarını uygulayan özel eğitim sınıflarında öğrenimlerini sürdüren orta ve ağır düzeyde zihinsel engelli öğrenciler ile otizmi ağır düzeyde olan öğrenciler ortak sınavlardan muaf tutulmaktadır. Mecburi ilköğretim programını tamamlayan ve özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler, İl/İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu Kararı ile kaynaştırma yoluyla eğitime yönlendirilenler, engel durumu ve özellikleri, ikamet adresleri dikkate alınarak her bir şubede iki özel eğitim ihtiyacı olan öğrenci olacak şekilde ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmesi sağlanır. Mecburi ilköğretim programını tamamlayan ve herhangi bir ortaöğretim kurumuna ya da açık ortaöğretim kurumlarına yerleşen özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin bir başka ortaöğretim kurumuna nakli ile ilgili iş ve işlemlerini velisinin yazılı başvurusu doğrultusunda belirlenen kayıt ve nakil dönemi içerisinde yürütülür. Mecburi ilköğretim programını tamamlayan ve herhangi bir ortaöğretim kurumuna ya da açık ortaöğretim kurumlarına yerleştirilen özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler, İl/İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu Kararı ile kaynaştırma yoluyla eğitimlerine devam edemeyecek olanlar ortaöğretim kademesindeki gündüzlü veya yatılı özel eğitim okul/kurumlarına geçişler ile ilgili iş ve işlemleri, velinin yazılı başvurusu doğrultusunda yürütülür. Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin kaynaştırma yoluyla eğitimlerini sürdürecekleri okul/kurumlara erişimini sağlamak üzere gerekli düzenlemeler yapılır. Yüksek öğretim kurumuna girmeye hak kazanan öğrenciler, valilik bünyesindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan Başbakanlık Bursu ve yardımcı ders araç gereçlerin temini konusunda destek alabilir. Kredi ve Yurtlar Kurumu, %40 ve üzerinde 51

52 engelli olduğunu belgeleyen öğrencilere öncelik tanır ve harç üzerinden %50 indirim yapar. Halk Eğitim Merkezleri'nde çeşitli mesleki eğitim programı alan ve %40 ve üzeri engellilerden, herhangi bir ücret alınmaz. Açıköğretim ve Uzaktan Öğretim Programlarındaki Hakları Nelerdir? Anadolu Üniversitesi Senatosu kararı gereğince engelli oranı %40 ve daha fazla olan öğrenciler bu durumlarını engelli olduğuna dair "Sağlık Kurulu Raporu" ile belgelendirmek kaydıyla "Öğretim Gideri"ni ödemeyeceklerdir. Açıköğretim Fakültesine kayıt yaptıran öğrencilerden Atatürk Üniversitesi Yönetim Kurulu kararı gereğince özürlülük oranı % 40 ve daha fazla olan öğrencilerden Açıköğretim Materyal Ücreti alınmayacaktır. Okullara ve Kurumlara Ücretsiz Taşınma Hakkı Şartları Nelerdir? Özel eğitime gereksinimi olan, resmi ilkokul ortaokul, lise ve özel eğitim okul/kurumlarına devam eden öğrenciler ile yaygın eğitim hizmetlerinden yararlanan özel eğitim kursiyerlerinin resmi okul/kurumlarında eğitime erişimleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanır (11 Eylül 2014 tarih ve Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği). Engelli Bakım Hizmetleri Engelli bakım hizmetleri, bakıma muhtaç engellinin bakımına yönelik kişisel bakım hizmetleri ve psiko-sosyal destek hizmetlerinden oluşmaktadır. Bakıma muhtaç engelli: Engellilik sınıflandırmasına göre ağır engelli olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olan kişilerden, sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmayan; ailesini kaybetmiş olanlar ile ailesi ekonomik veya sosyal yoksunluk içerisinde bulunan bireyleri ifade etmektedir. Bakım Hizmetlerinin Verileceği Yerin Belirlenmesi Bakım hizmetleri bakıma muhtaç engellinin veya ailesinin tercihine göre; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ne bağlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüg ü nün izni ile açılan diğer resmı kurum veya kuruluşlara ait merkezlerde, Gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine ait özel bakım merkezlerinde, Bakıma muhtaç engellinin evinde verilmektedir. 52

53 Evde Bakım Hizmeti/Yardımı Bakıma muhtaç durumdaki engellilerin bakımının evde yapılmasının tercih edilmesi durumunda, bakımı yapan kişilere evde bakım hizmeti/yardımı yapılmaktadır. Kişilerin evde bakım hizmeti alabilmeleri için İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ne başvurmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında bakıma muhtaç engelliden, ailesinden ya da yasal temsilcisinden istenen belgeler şunlardır: Vukuatlı nüfus kayıt örneği, İkametgâh belgesi, Sağlık kurulu raporu, Kendisinin veya ailesinin sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmadığına dair belgeler, Gelir durumuna ilişkin beyanı ve ilgili belgeler, İki adet vesikalık fotoğraf, Varsa öğrenim durumunu gösterir belge veya sureti, Engellinin yasal yetkilisi var ise, vesayete ve yasal yetkili atanmasına ilişkin mahkeme kararı, Anne babanın boşanmış olması halinde, boşanmaya ilişkin mahkeme kararı [10]. Yapılan başvuru sonrası bakımın yapılacağı evi incelemek üzere İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü nden görevliler gelmektedir. İnceleme sonucu verilen karar, 30 gün içinde başvuru yapan kişiye bildirilmektedir. Evde bakım hizmetleriyle ilgili verilen kararın olumsuz olması durumunda, 30 gün içinde karara itiraz edebilirsiniz. İtiraz başvurularınızı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ne yapabilirsiniz. Bakıma muhtaç engelli bireylere verilen bakım hizmeti türüne göre, verilen ücret farklılık göstermektedir. Verilen hizmet karşılığında ödenecek ücret tutarları şunlardır: Yatılı bakım merkezlerinden, günde 24 saat süreyle bakım hizmeti alan bakıma muhtaç engelliler için iki aylık net asgari ücret tutarı, Gündüzlü bakım merkezlerinden, günde 8 saat süreyle tam gün hizmet alan bakıma muhtaç engelliler için bir aylık net asgari ücret tutarı, Gündüzlü bakım merkezlerinden, günde 4 saat süreyle yarım gün bakım hizmeti alan bakıma muhtaç engelliler için bir aylık net asgari ücretin yarısı tutarı, Gündüzlü veya yatılı bakım merkezlerinde istihdam edilen bakıcı personel tarafından bakıma muhtaç engellinin evinde günde 4 saat süreyle yarım gün hizmet alan bakıma muhtaç engelliler için bakım merkezine bir aylık net asgari ücret tutarı, Ailesi ya da akrabaları tarafından günde 24 saat süreyle bakılan bakıma muhtaç engelliler için bir aylık net asgari ücret tutarıdır. Engellilere Sağlanan Diğer Hak ve İndirimler Türkiye deki bütün belediyeler tarafından engelli vatandaşlara su, toplu taşıma araçları, vapur vb. hizmetlerde indirim yapılmakta özellikle toplu taşıma hizmetleri ücretsiz sunulmaktadır. Her belediye için indirim oranları ve başvuru şartları farklılık göstermektedir. Önemli! Hangi koşullarda hangi hizmetlere ne kadar indirim yapıldığını öğrenmek ve indirimden faydalanmak için belediyenize başvurunuz. İşe belediyenizi arayarak engelliler için hangi tür hizmet ve indirimlerin yapıldığını sormakla başlayabilirsiniz. Engellilerin profesyonel spor yapabilmeleri için Türkiye de Gençlik ve Spor Bakanlığı na bağlı engellilere özel spor federasyonları vardır. Seçim kurulları oy kullanım alanlarını oy kullanan engelli vatandaşlar için uygun hale getirmek zorundadır. Engelli vatandaşlarımız engel türüne göre motosiklet ya da otomobillerine ek donanım yaptırarak H sınıfı sürücü ehliyeti alabilmektedirler. 53

54 Halk eğitim merkezleri, Türkiye İş Kurumu, KOSGEB gibi kamu kurumlarında engellilere özel meslek edindirme kursları açılmakta, bu kursları bitiren engellilere iş yerleştirmelerde öncelik tanınmaktadır. Engellilerin araçları için sadece engellilerin kullanımına yönelik engelli araç park yerleri vardır. E. KOSGEB Yeni Girişimci Desteği Nedir? İşletme kuruluş desteği: Geri ödemesiz olan bu desteğin üst limiti için (üç bin) TL olup, işletme kuruluş giderlerini kapsar. Kuruluş Dönemi Makine, Teçhizat, Yazılım Ve Ofis Donanım Desteği İşletmenin kuruluş tarihinden itibaren 12 (on iki) ay içinde satın alınan/alınacak makine, teçhizat, yazılım ve ofis donanımları için geri ödemesiz olarak verilen bu desteğin üst limiti (onbeş bin) TL dir. İşletme giderleri desteği: Desteğin başlangıç tarihinden itibaren 24 (yirmi dört) ay içinde gerçekleşen işletme giderlerine yönelik geri ödemesiz olarak verilen desteğin üst limiti her ay için (bin) TL olmak üzere toplam (on iki bin) TL dir. Aşağıda belirtilenler işletme gideri olarak sayılır: Personel net ücretleri İşyeri kirası Elektrik, su, ısıtma, telekomünikasyon, işyerinde ürün/hizmet üretim amaçlı kullanılan makine ve teçhizata ait yakıt giderleri Sabit yatırım desteği: Desteğin başlangıç tarihinden itibaren 24 (yirmi dört) ay içinde satın alınacak, makine ve teçhizat için teminat karşılığı geri ödemeli olarak verilen bu desteğin üst limiti (yetmiş bin) TL dir Ayrıntılı bilgi için: Umut Evleri Sürekli bakım hizmetlerinin sunulduğu bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde kalmakta olan engelli bireylerin küçük gruplar halinde bir apartman dairesinde veya müstakil bir evde diğer komşuları ile birlikte yaşamalarını sürdürmesinin daha yararlı olacağı öngörüsü ile durumları uygun olanların, kuruluşların ek ünitesi konumunda olan Umut Evi olarak isimlendirilen evlerde, toplum yaşamına aktif katılımlarının sağlanarak, bakımlarının gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Engelli Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğüne Bağlı Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezleri Engelli bireylere sunulan bakım hizmetlerimizin temel hedefi, engelli bireyin ailesi yanında bakımını sağlamaktır. Ancak ailesi yanında bakımı mümkün olmayan engelli bireyler için alternatif olarak kuruluş bakımı seçenekleri ile farklı hizmet modelleri sunulmaktadır. Resmi yatılı bakım merkezlerimizin bulunduğu illere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Engelli Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 54

55 Özel Bakım Merkezleri tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Bakıma Muhtaç Engellilere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği" ile bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3 ünden daha az olduğu tespit edilen bakıma muhtaç engellilerin isterler ise ikametgâhlarında, isterler ise resmî veya özel bakım merkezlerinde bakımlarının sağlanması güvence altına alınmıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Engelli Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kurumlara Erişiminin Sağlanması için Ücretsiz Taşınması Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen proje ile özel eğitime gereksinimi olan, resmi özel eğitim okullarına giden ve özel eğitim sınıflarına devam eden özürlü öğrencilerin okula erişimleri ücretsiz olarak sağlanmaktadır. İlk kez eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde başlayan proje sürdürülmekte olup proje kapsamında yaklaşık 35 bin öğrencinin okullara ulaşımı ücretsiz sağlanmaktadır. Ortaöğretime Geçiş Sistemi Seviye Belirleme Sınavı nda (SBS) Yetersizlikten Etkilenmiş Öğrenciler İçin Uygulanan Kolaylıklar Ortaöğretime Geçiş Sistemi Seviye Belirleme Sınavı nda (SBS); özürlü öğrenciler tek kişilik salonlarda sınava alınmakta, ihtiyaçlarına göre 30 dakikalık ek süre, Braille alfabesiyle basılmış soru kitapçığı, uygun fiziksel ortam, okuyucu, kodlayıcı veya öğretmen eşliğinde sınava alınma gibi destekler sağlanmaktadır. Sınava girecek özürlü öğrencilerin, sınavlarda durumlarına uygun hizmet alabilmeleri amacıyla özürlü sağlık kurulu raporu veya özürlü kimlik kartı veya özürlü bilgisinin işlendiği nüfus cüzdanı ile okul müdürlüğünün bulunduğu yerdeki Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne başvurması gerekmektedir. ULAŞILABİLİRLİK Herkes yaşam içinde bağımsız olarak hareket edebilme hakkına sahiptir. Bu, toplumsal yaşam içindeki olanak ve hizmetlere ulaşmak için en önemli koşullardan biridir Buna göre, belediyeler ve valilikler, ruhsat verdikleri konut amaçlı apartman ve umumi binaların özürlülerin kullanımına uygunluğunu gözetmek zorundadır. 23 Ayrıca, yerel yönetimler ve valilikler, sorumlu oldukları alanları (yol, kaldırım, yaya geçidi vb.) özürlülerin kullanımına uygun Özelliklerde yapmak/yaptırmak zorundadır. Yerel yönetimler kendilerinin sunduğu ya da denetimlerinde bulunan toplu taşıma araçlarını özürlülerin inip binmesine uygun hale getirmek durumundadır. Kat Mülkiyeti Kanunu na göre; özürlü kişiler için apartman ve sitelerde konut ya da ortak alanlarda düzenleme yapılması için oy çokluğu yeterlidir. Eğer oy çokluğu sağlanamazsa ruhsat vermekle sorumlu kuruma başvurulduğunda komisyon oluşturularak karar verilmektedir. Bilgiye Erişilebilirlik Kamu web sitelerine özürlülerin erişebilirliği için Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından eerişilebilirlik kılavuzu hazırlanmıştır. Kamudaki tüm kurum ve kuruluşların web sitelerinin özürlüler tarafından erişilebilir hale getirilmesi gerekmektedir. E-erişilebilirlik kılavuzu adresinde yayımlanmaktadır 55

56 İLETİŞİM BİLGİLERİ Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) 150 Alo Büyükşehir / Zabıta / Belediye 153 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi (Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye iş Kurumu) 170 Alo Valilik 179 Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı 183 Sağlık Bakanlığı iletişim Merkezi (SABİM) 184 Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi İletişim Merkezi 189 Ulaştırma Bakanlığı Çağrı Merkezi MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü (312) (312) MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü (312) MEB Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi (Eğitek Çağrı Merkezi) (312) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (312) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) (312) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Gen. Md. (312) Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (312) Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü (312) Türkiye Sakatlar Konfederasyonu (312) Engelliler Konfederasyonu (312) Görme Engelliler Federasyonu (312) Türkiye Körler Federasyonu (312) Türkiye Ortopedik Özürlüler Federasyonu (212) Zihinsel Özürlüler Federasyonu (312) Zihinsel Engelliler Federasyonu (312) Türkiye işitme Engelliler Milli Federasyonu (212) İşitme Engelliler Federasyonu (212) Birleşik Sakatlar Federasyonu (212) Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, 3294 sayılı kanunun amacına uygun çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede kurulmuştur. Ülkemizde her il ve ilçede kurulu 1000 sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfının adres ve telefonlarını içeren iletişim bilgilerine linkten erişebilirsiniz. 56

57 YASAL DÜZENLEMELER Eğitim herkesin hakkıdır. Özel gereksiniminden dolayı hiç kimsenin eğitim-öğretim hakkı engellenemez. Yetersizlikten etkilenmiş bireylerin haklarıyla ilgili uluslararası düzeyde çalışmalara baktığımızda Birleşmiş Milletler (BM) kapsamında yapılan çalışmaların ülkeler genelinde engellilerle ilgili politikaların belirlenmesinde temel kaynak teşkil ettiği dikkat çekmektedir. Özel gereksinimi ve/veya engeli olan ve olmayan tüm çocuklar eğitim hakkından yararlanma özgürlüğüne sahiptir. Tüm çocuklar akranları ile aynı ortamda sürekli bir eğitimden yararlanmalıdır. Devletler, sağlıklı ve güvenli bir öğrenme ortamı sağlayarak özel gereksinimli çocukların eğitime erişimlerinde fırsat eşitliğini içeren uygulamaları yaşama geçirmekle sorumludurlar. ULUSAL YASAL DÜZENLEMELER LİSTESİ 1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 2. Devlet Memurları Kanunu (657) 3. Engelliler Hakkında Kanun (5378) Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun 5. İş Kanunu (4857) 6. İlköğretim ve Eğitim Kanunu (222) 7. Mesleki Eğitim Kanunu (3308) 8. Milli Eğitim Temel Kanunu (1739) 9. Özel Öğretim Kurumları Kanunu (5580) 10. Belediye Kanunu (5393) 11. Büyükşehir Belediyesi Kanunu (5216) 12. Emlak Vergisi Kanunu (1319) 13. Gelir Vergisi Kanunu (193) 14. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu (197) 15. Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu (3359) 16. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (5510) 17. Türk Ceza Kanunu (5237) 18. Türk Medeni Kanunu (Türk Medeni Kanunu (4721) 19. Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (573) 20. Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik 21. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği 22. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği 23. Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik 24. Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 25. Yükseköğretim Kurumları Engelliler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği 26. Engelli Kamu Personel Seçme Sınavı ve Engellilerin Devlet Memurluğuna Alınmaları Hakkında Yönetmelik 27. Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik 28. Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik 57

OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS

OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS OTİZM ÜZERİNE AVRUPA BİLGİ PAYLAŞIMI EBEVEYNLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI PROJESİ SHARİNG EUROPEAN KNOWLEDGE ON AUTİSM TRAİNİNG PROGRAMS FOR PARENTS 1 ÖNSÖZ Otizm Spektrum Bozukluğu, yaşamın ilk üç yılı içinde

Detaylı

YÖNETMELİK. Millî Eğitim Bakanlığından: ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

YÖNETMELİK. Millî Eğitim Bakanlığından: ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 21 Temmuz 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28360 YÖNETMELİK Millî Eğitim Bakanlığından: ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 31/5/2006 tarihli ve 26184

Detaylı

Günümüzde Türkiye de Özel Eğitim Hizmetleri

Günümüzde Türkiye de Özel Eğitim Hizmetleri Günümüzde Türkiye de Özel Eğitim Hizmetleri Aile Sunusu Doç. Dr. Şerife Yücesoy Özkan Arş. Gör. Gülefşan Özge Akbey Anadolu Üniversitesi Engelli Öğrenciler Birimi Dünya Engelliler Günü Özel Eğitim Bağımsız

Detaylı

KAYNAŞTIRMA NEDİR? Kaynaştırma:

KAYNAŞTIRMA NEDİR? Kaynaştırma: KAYNAŞTIRMA NEDİR? Kaynaştırma: Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin Akranları ile birlikte Eğitim ve öğretimlerini Bütün kademelerde sürdürme esasına dayanan, Destek hizmetlerinin sağlandığı; özel eğitim

Detaylı

Özel Eğitim Hizmetleri

Özel Eğitim Hizmetleri Özel Eğitim Hizmetleri Tüm Yönleri İle Hukuki Çerçevesi Doç.Dr. Hasan Said TORTOP 2014-Zonguldak Tanımlar Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM SINIFI. Özel Eğitim Sınıfında Yarı Zamanlı Kaynaştırma Uygulaması Nasıl Yapılır?

ÖZEL EĞİTİM SINIFI. Özel Eğitim Sınıfında Yarı Zamanlı Kaynaştırma Uygulaması Nasıl Yapılır? ÖZEL EĞİTİM SINIFI Özel Eğitim Sınıfı Nedir? Okul ve kurumlarda, durumları ayrı bir sınıfta eğitim görmeyi gerektiren özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için yetersizlik türü, eğitim performansları ve

Detaylı

EVDE EĞİTİM. Evde eğitime ihtiyaç duyan zorunlu eğitim çağındaki öğrencinin velisi tarafından rehberlik ve araştırma merkezlerine başvuruda bulunulur.

EVDE EĞİTİM. Evde eğitime ihtiyaç duyan zorunlu eğitim çağındaki öğrencinin velisi tarafından rehberlik ve araştırma merkezlerine başvuruda bulunulur. EVDE EĞİTİM 1. Evde eğitim nedir? Zorunlu öğrenim çağındaki özel eğitime ihtiyacı olan bireylerden sağlık problemi nedeniyle okul öncesi, ilköğretim veya özel eğitim programlarından herhangi birini uygulayan

Detaylı

DESTEK EĞİTİM ODASI İŞLEYİŞ USUL VE ESASLARI

DESTEK EĞİTİM ODASI İŞLEYİŞ USUL VE ESASLARI DESTEK EĞİTİM ODASI içindekiler Destek Eğitim Odası Nedir? Destek Eğitim Odası Açmak Zorunlu Mudur? Okullarda Destek Eğitim Odası Nasıl Açılır? Destek Eğitim Odasında Kimler Eğitim Görebilir? Destek Eğitim

Detaylı

BÜTÜNLEŞTİRME KAPSAMINDA EĞİTİM UYGULAMALARI

BÜTÜNLEŞTİRME KAPSAMINDA EĞİTİM UYGULAMALARI Bülten No : 51 Tarih: 22 NİSAN 2015 Hazırlayan: Kani ŞENTÜRK Özel Eğitim Öğretmeni BÜTÜNLEŞTİRME KAPSAMINDA EĞİTİM UYGULAMALARI EĞİTİM HAKKI VE YASAL DÜZENLEMELER Eğitim herkesin hakkıdır, engelinden dolayı

Detaylı

SORU VE CEVAPLARLA EVDE EĞĠTĠM

SORU VE CEVAPLARLA EVDE EĞĠTĠM BAġAKġEHĠR REHBERLĠK VE ARAġTIRMA MERKEZĠ SORU VE CEVAPLARLA EVDE EĞĠTĠM Bu kılavuz, evde eğitim konusunda okul yöneticilerini, öğretmenleri ve velileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanılmıştır. NOT: Bu

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK Amaç Madde 1-Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; özel eğitim gerektiren bireylerin, Türk Millî Eğitiminin

Detaylı

KPSS KONU ANLATIMI. Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: civelek.murat@gmail.com

KPSS KONU ANLATIMI. Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: civelek.murat@gmail.com KPSS KONU ANLATIMI Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: civelek.murat@gmail.com 10. ÜNİTE ÖZEL EĞİTİM KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 1 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya

Detaylı

Tam Zamanlı Kaynaştırma: Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencinin kaydı normal sınıftadır; öğrenci tam gün boyunca normal sınıfta eğitim almaktadır.

Tam Zamanlı Kaynaştırma: Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencinin kaydı normal sınıftadır; öğrenci tam gün boyunca normal sınıfta eğitim almaktadır. Kaynaştırma yoluyla eğitim nedir? Kaynaştırma yoluyla eğitim; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerini, destek eğitim hizmetleri de sağlanarak yetersizliği olmayan akranları ile birlikte resmî

Detaylı

Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Gerektiren Bireyler İçin Evde Eğitim Hizmetleri Yönergesi

Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Gerektiren Bireyler İçin Evde Eğitim Hizmetleri Yönergesi Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Gerektiren Bireyler İçin Evde Eğitim Hizmetleri Yönergesi BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; okul öncesi ve ilköğretim çağındaki

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 857 ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hükmünde Kar.nin Tarihi : 30/5/1997, No: 573 Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996, No: 4216 Yayımlandığı R.G.Tarihi : 6/6/1997, No: 23011 (Mük.) V.Tertip

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ. (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı )

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ. (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı ) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı ) Tebliğler Dergisi : ŞUBAT 2010/2629 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

Detaylı

Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODASI

Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODASI 2013 Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODASI Bu kitapçık, Destek Eğitim Odaları Hakkında Okul Yönetimlerini ve Öğretmenlerimizi Bilgilendirmek Amacıyla Hazırlanmıştır.. Altındağ Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Detaylı

ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği

ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği Proje No: 2016-1-TR01-KA101-033405 Proje Adı: Kaynaştırma Eğitiminde Yenilikçi Yaklaşımlar ve Farkındalık Yaratılması Proje Dönemi: Ekim 2016 Eylül

Detaylı

MODÜL2. ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUM TANITIMLARI GENEL TANITIM BURSA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ BURSA TEMEL EĞİTİM SONRASI KARİYER DANIŞMANLIĞI PROJESİ

MODÜL2. ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUM TANITIMLARI GENEL TANITIM BURSA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ BURSA TEMEL EĞİTİM SONRASI KARİYER DANIŞMANLIĞI PROJESİ MODÜL2 ORTAÖĞRETİM KURUMLARI TANITIMI BURSA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ BURSA TEMEL EĞİTİM SONRASI KARİYER DANIŞMANLIĞI PROJESİ ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUM TANITIMLARI GENEL TANITIM Geleceğiniz, geleceğimizdir

Detaylı

*Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel. *Ayrıca özel eğitim gerektiren öğrencilerin normal

*Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel. *Ayrıca özel eğitim gerektiren öğrencilerin normal *Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel performans düzeyi belirlenir, gelişim alanlarındaki özellikleri değerlendirilir ve bu değerlendirme sonuçları dikkate alınarak eğitim amaçları ve hizmetleri plânlanır,

Detaylı

DESTEK EĞİTİM ODASI. Soru ve Cevaplarla

DESTEK EĞİTİM ODASI. Soru ve Cevaplarla 2013 Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODASI Bu kitapçık, Destek Eğitim Odaları Hakkında Okul Yönetimlerini ve Öğretmenlerimizi Bilgilendirmek Amacıyla Hazırlanmıştır.. Altındağ Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Detaylı

1) Eğitsel Tanılaması Yapılacak Öğrencilerin Okul Randevularında Hangi Evraklar Gereklidir?

1) Eğitsel Tanılaması Yapılacak Öğrencilerin Okul Randevularında Hangi Evraklar Gereklidir? 1) Eğitsel Tanılaması Yapılacak Öğrencilerin Okul Randevularında Hangi Evraklar Gereklidir? Eğitsel Tanılama ve Değerlendirme İçin İstenen Evraklar; İlk İncelemede İstenecek Evraklar (MEB Özel Eğitim Hizmetleri

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODALARI

Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODALARI Soru ve Cevaplarla DESTEK EĞİTİM ODALARI Destek Eğitim Odaları Hakkında Okul Yönetimlerini ve Öğretmenlerimizi Bilgilendirmek Amacıyla Hazırlanmıştır. Çukurova Rehberlik ve Araştırma Merkezi 2014 DESTEK

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler Resmi Gazete Tarihi: 31.05.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26184 ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ 1 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türk Millî

Detaylı

ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM SINIFI BİLGİLENDİRME KILAVUZU

ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM SINIFI BİLGİLENDİRME KILAVUZU ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞİTİM SINIFI BİLGİLENDİRME KILAVUZU ŞANLIURFA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Özel Eğitim Sınıfları Nasıl Açılır ve Kapatılır?... 4 Özel Eğitim

Detaylı

ÖZEL EĞĠTĠM SINIFLARI

ÖZEL EĞĠTĠM SINIFLARI ÖZEL EĞĠTĠM SINIFLARI içindekiler Özel Eğitim Sınıfı Nedir? Özel Eğitim Sınıfları Nasıl Açılır ve Kapatılır? Özel Eğitim Sınıfında Yarı Zamanlı Kaynaştırma Uygulaması Nasıl Yapılır? Okullarda Birden Fazla

Detaylı

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD 1943 2013 70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: Yok Danışman: Yok Konuşmacı: 2012 Janssen Cilag

Detaylı

TÜRKİYE DE ÖZEL EĞİTİM. Science and Global Education beyond the barriers of learning difficulties KA IT02-KA201-01

TÜRKİYE DE ÖZEL EĞİTİM. Science and Global Education beyond the barriers of learning difficulties KA IT02-KA201-01 TÜRKİYE DE ÖZEL EĞİTİM Science and Global Education beyond the barriers of learning difficulties KA2 2015-1-IT02-KA201-01 ÖZEL EĞİTİMİN TÜRKİYEDEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ 1889 işitme görme engelliler için ilk

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, Türk Millî

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığından: 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmî Gazete (Değişiklik: 14.03.2009 / R.G. : 27169) (Değişiklik: 31.07.2009 / R.G.

Detaylı

YÖNETMELİK ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

YÖNETMELİK ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler 7 Temmuz 2018 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30471 Millî Eğitim Bakanlığından: YÖNETMELİK ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler Resmi Gazete Tarihi: 31.05.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26184 ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

2015-2016 DESTEK EĞİTİM ODASI METEM REHBERLİK SERVİSİ

2015-2016 DESTEK EĞİTİM ODASI METEM REHBERLİK SERVİSİ 2015-2016 DESTEK EĞİTİM ODASI METEM REHBERLİK SERVİSİ Destek Eğitim Odası Nedir? Destek Eğitim Odası, eğitimleri sırasında desteklenmesi gereken öğrenciler için (Engelli ya da özel yetenekli öğrenciler)

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü 1. ETKİNLİĞİN ADI Zihinsel Engellilerin Eğitimi Kursu 3. ETKİNLİĞİN AMAÇLARI Mesleki Gelişim Programı Bu faaliyeti başarı ile

Detaylı

SORU VE CEVAPLARLA DESTEK EĞİTİM ODASI

SORU VE CEVAPLARLA DESTEK EĞİTİM ODASI SORU VE CEVAPLARLA DESTEK EĞİTİM ODASI 1. Destek Eğitim Odası nedir? Destek Eğitim Odası, eğitimleri sırasında desteklenmesi gereken öğrenciler için (Engelli ya da özel yetenekli öğrenciler) sunulan bir

Detaylı

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖZEL EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ KURULU... Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği MADDE 14 (1) Eğitim-öğretim kurumlarındaki özel eğitim hizmetlerini düzenlemek, bu hizmetlerin eş güdümünü sağlamak, izlemek ve değerlendirmek

Detaylı

DESTEK EĞİTİM ODASI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

DESTEK EĞİTİM ODASI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER DESTEK EĞİTİM ODASI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Destek Eğitim Odası Nedir? Destek Eğitim Odası, okul ve kurumlarda, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında yetersizliği olmayan

Detaylı

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ EĞİTSEL SÜRECİ EĞİTSEL NEDİR? Özel Eğitimde Değerlendirme, genel olarak çocukla ilgili sorunların (Akademik, davranışsal ya da fiziksel) belirlenip incelenmesi ve bireyle ilgili eğitimsel kararlar alınması

Detaylı

ÇANKIRI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ OCAK

ÇANKIRI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ OCAK 18 SORU 18 CEVAP ÇANKIRI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ OCAK 2015 1 18 SORUDA DESTEK EĞİTİM ODASI 1. Destek Eğitim Odası nedir? (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (ÖEY) Md.28) Destek Eğitim Odası, eğitimleri

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR 1- İl/ilçe özel eğitim hizmetleri kurul kararının hangi durumlarda alınması gerekmektedir? Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin uygun eğitim

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREYLERE YAKLAŞIM KURS PROGRAMI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREYLERE YAKLAŞIM KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREYLERE YAKLAŞIM KURS PROGRAMI Ankara 2017 İÇİNDEKİLER PROGRAMIN ADI 1 PROGRAMIN

Detaylı

1.Hafta. Arş. Gör.Canan SOLA

1.Hafta. Arş. Gör.Canan SOLA 1.Hafta Arş. Gör.Canan SOLA csola@sakarya.edu.tr GÜNDEM Ölçme Değerlendirme Eğitsel Değerlendirme Tıbbi Tanılama ve Eğitsel Tanılama Modelleri Eğitsel Tanılama Süreci Arş.Gör.Dr.Canan SOLA DERSİN İLK ETKİNLİĞİ

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ ÇALIŞMALARI

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ ÇALIŞMALARI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ ÇALIŞMALARI PDR Bülteni 2017-2018 Sayı: 07 YÖNDER OKULLARI 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ ÇALIŞMALARI Yönder Okulları

Detaylı

1 ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLAR

1 ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLAR 13 1.1. Özel Gereksinimli Bireyler 16 1.2. Özel Eğitimin Amacı ve İlkeleri 18 1.3. Özel Eğitimin Önemi 19 1.4. Engelliliğin Genel

Detaylı

Komisyon 7 Özel Eğitim Komisyonu Kararları

Komisyon 7 Özel Eğitim Komisyonu Kararları Komisyon 7 Özel Eğitim Komisyonu Kararları 1. Özel eğitim ile ilgili yasa ve tüzük çalışmalarında ve özel eğitimin yeniden yapılandırılmasında, özel gereksinimli bireylerin kaynaştırılmaları ve uzun vadede

Detaylı

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ Tanımı Görme yetersizliği, görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliğinden dolayı bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

Detaylı

GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL HACI LÜTFİYE ŞİRECİ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Özel Eğitim Hizmetleri İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL HACI LÜTFİYE ŞİRECİ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Özel Eğitim Hizmetleri İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular GAZİANTEP ŞEHİTKAMİL HACI LÜTFİYE ŞİRECİ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Özel Eğitim Hizmetleri İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR Bu bültende, Rehberlik

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler Otizm Spektrum Bozukluğu Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler Otizm Spektrum Bozukluğu OSB nöro-gelişimsel bir bozukluk ve bir özel eğitim kategorisidir. Otistik olarak da nitelendirilirler. OSB na sahip çocukların

Detaylı

İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6

İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6 İÇİNDEKİLER TOPLANTIYA BAŞLARKEN.2 DEĞERLENDİRME HAKKINDA BİLGİLENDİRME..3 DEĞERLENDİRME SÜRECİNİN ADIMLARI..5 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER 6 İLK ADIM(TARAMA) 7 BEP OLUŞTURULMASI 7 FORMAL DEĞERLENDİRME-İNFORMAL

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü 1. ETKİNLİĞİN ADI Zihinsel Engellilerin Eğitimi Kursu 4 Mesleki Gelişim Programı 2. ETKİNLİĞİN AMAÇLARI Bu faaliyeti başarı

Detaylı

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları-BEP. Arş. Gör. Canan SOLA ÖZGÜÇ 7. Hafta

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları-BEP. Arş. Gör. Canan SOLA ÖZGÜÇ 7. Hafta Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları-BEP Arş. Gör. Canan SOLA ÖZGÜÇ 7. Hafta GÜNDEM BEP NEDİR? BEP İN ÖĞELERİ BEP EKİBİ BÖP TÜM HİZMET PLANI BEP(IEP) Rehberlik araştırma merkezlerinde Eğitsel Değerlendirme

Detaylı

TÜRKİYE DE EV ZİYARETLERİ (HOME VISITING) VE BENZERİ HİZMETLER

TÜRKİYE DE EV ZİYARETLERİ (HOME VISITING) VE BENZERİ HİZMETLER TÜRKİYE DE EV ZİYARETLERİ (HOME VISITING) VE BENZERİ HİZMETLER Prof. Dr. İbrahim H. DİKEN Arş. Gör. Seçil ÇELİK Arş. Gör. Gözde TOMRİS Anadolu Üniversitesi Erken Özel Eğitim Hizmetleri Erken Özel Eğitim

Detaylı

ÖZEL EĞĠTĠM VE KAYNAġTIRMA ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR

ÖZEL EĞĠTĠM VE KAYNAġTIRMA ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR Özel eğitim ÖZEL EĞĠTĠM VE KAYNAġTIRMA ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve sosyal gereksinimlerini karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim

Detaylı

Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma

Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma sürecidir. Eğitim yaşantısının nihayetindeki önemli amaçlarından

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 14 Şubat 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 28913 Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından: YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

1. Destek Eğitim Odası Nedir?

1. Destek Eğitim Odası Nedir? 1 1. Destek Eğitim Odası Nedir? Özel gereksinimli öğrenciye ve sınıf öğretmenine sağlanabilecek özel eğitim hizmetleri arasında yer alan destek eğitim odası şu şekilde tanımlanmaktadır; okullarda ve kurumlarda

Detaylı

ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DESTEK EĞİTİM ODASI BİLGİLENDİRME KILAVUZU

ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DESTEK EĞİTİM ODASI BİLGİLENDİRME KILAVUZU ŞANLIURFA HALİLİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DESTEK EĞİTİM ODASI BİLGİLENDİRME KILAVUZU İÇİNDEKİLER Destek Eğitim Odası Nedir?...3 Destek Eğitim Odalarında Sunulan Hizmetlerinin Planlanması ve Yürütülmesinde

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ 1 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı. Sayın Milletvekili, konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmaya gayret etmekteyiz.

Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı. Sayın Milletvekili, konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmaya gayret etmekteyiz. Sayın Milletvekili, Otizm spektrum bozukluğu (OSB) yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nörogelişimsel bozukluk olup belirli davranış ve öğrenme özellikleri ile kendini göstermektedir. Şu an

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI Ankara 2017 İÇİNDEKİLER PROGRAMIN ADI... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

Detaylı

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖZEL EĞİTİM ANABİLİM DALI EĞİTİMDE BÜTÜNLEŞTİRME UYGULAMALARI TEZSİZ II. ÖĞRETİM YÜKSEK LİSANS PROGRAMINA İLİŞKİN BİLGİLER Özel gereksinimli

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim gören özürlü öğrencilerin öğrenim

Detaylı

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ EK-1 Beden eğitimi dersinde öğrencilerin başarıları; sınavlar, varsa projeler, öğrencilerin performanslarını belirlemeye yönelik çalışmalardan

Detaylı

MODÜL 2. BURSA ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUMLARI TANITIMI ORAÖRETİM KURUMLARI TANITIMI KİTAPÇIK NO: 8. Geleceğiniz, geleceğimizdir

MODÜL 2. BURSA ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUMLARI TANITIMI ORAÖRETİM KURUMLARI TANITIMI KİTAPÇIK NO: 8. Geleceğiniz, geleceğimizdir ORAÖRETİM KURUMLARI TANITIMI KİTAPÇIK NO: 8 BURSA TEMEL EĞİTİM SONRASI KARİYER DANIŞMANLIĞI PROJESİ MODÜL 2 BURSA ÖZEL EĞİTİM OKUL ve KURUMLARI TANITIMI Geleceğiniz, geleceğimizdir BURSA - 2015 T.C. BURSA

Detaylı

BÜLTEN. Ayın Konusu Öğrencilerin Özel Eğitimden Yararlanma ve RAM a Geliş Süreçleri T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

BÜLTEN. Ayın Konusu Öğrencilerin Özel Eğitimden Yararlanma ve RAM a Geliş Süreçleri T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü EKİM Ayın Konusu Öğrencilerin Özel Eğitimden Yararlanma ve RAM a Geliş Süreçleri İÇİNDEKİLER 1.RAM nedir? 2.Destek Eğitim

Detaylı

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim Ön Koşul

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim Ön Koşul DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim 364 6 2 2 3 Ön Koşul Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Dersi Veren Öğretim Elemanı Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM. Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta

ÖZEL EĞİTİM. Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta ÖZEL EĞİTİM Arş.Gör. Dr. Canan SOLA ÖZGÜÇ csola@sakarya.edu.tr 1.Hafta 1 GÜNDEM Özel Eğitimde Temel Kavramlar Özel Eğitime gereksinim Duyan Çocuk Kimdir? Etiketleme ve Kullanılan Dil Sınıflandırma Özel

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL, ÖZEL EĞİTİM KURSLARI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL, ÖZEL EĞİTİM KURSLARI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL, ÖZEL EĞİTİM KURSLARI YÖNETMELİĞİ Resmî Gazete : 22.7.2005/25883 Ek ve Değişiklikler: 1) 28.12.2005/26037 RG BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu

Detaylı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Anka Çocuk Destek Programı Uygulama Yönergesi

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Anka Çocuk Destek Programı Uygulama Yönergesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Anka Çocuk Destek Programı Uygulama Yönergesi BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Tanımlar Amaç MADDE 1-(1) Bu Yönergeninin amacı; suça sürüklenmesi,

Detaylı

ZİHİNSEL ÖĞRENME YETERSİZLİĞİ

ZİHİNSEL ÖĞRENME YETERSİZLİĞİ Ö N E R İ L E R Akademik etkinliklerde yavaş olabilirler ancak yinede kendi yeteneklerini ve yetersizliklerini anlayabilecek düzeye gelebilirler. İlköğretim okullarında, normal yaşıtlarıyla aynı sınıflarda

Detaylı

PSİKOLOJİK TESTLER. Prof.Dr. Ayşe Yalın Uzm. Psk. Gökçe Yılmaz Uzm.Psk. Ceyda Dedeoğlu

PSİKOLOJİK TESTLER. Prof.Dr. Ayşe Yalın Uzm. Psk. Gökçe Yılmaz Uzm.Psk. Ceyda Dedeoğlu PSİKOLOJİK TESTLER Prof.Dr. Ayşe Yalın Uzm. Psk. Gökçe Yılmaz Uzm.Psk. Ceyda Dedeoğlu PSİKOLOJİK TESTLER Psikolojik test kişinin davranışını standart koşullar altında gözlemek, değerlendirmek ve tanımlamak

Detaylı

Değerli Okurlar; Hepimize sağlıklı huzurlu günler dilerim. DENİZ BÜLBÜL KURUM MÜDÜRÜ

Değerli Okurlar; Hepimize sağlıklı huzurlu günler dilerim. DENİZ BÜLBÜL KURUM MÜDÜRÜ ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ DENİZ BÜLBÜL KURUM MÜDÜRÜ BAŞAK EKİN KOTİL ÖZEL EĞİTİM BÖLÜM BAŞKANI SERDAR ÜLGER ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ HASAN DOĞAN ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ HAYRİYE BAYRAKTAR REHBERLİK ŞEKİBE DÖNMEZ ÖZÇELİK

Detaylı

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI 1 Otizm Nedir? Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otizmli

Detaylı

DESTEK EĞİTİM. Destek Eğitimin Amacı

DESTEK EĞİTİM. Destek Eğitimin Amacı DESTEK EĞİTİM Eğitimleri sırasında desteklenmesi gereken öğrenciler/bireyler için (engelli ya da özel yetenekli öğrenciler/ bireyler) sunulan bir eğitim olanağıdır. Okul ve kurumlarda, yetersizliği olmayan

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tanılama

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tanılama Otizm Spektrum Bozukluğu Tanılama Tanılama Süreci Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin değerlendirme süreçleri tarama, tanılama ve gelişimsel veri toplama süreçleri olarak üç grupta incelenir. Tarama

Detaylı

Sık Sorulan Sorular. Özel Eğitim Hizmetlerinde DESTEK EĞİTİM ODASINA ÖĞRETMEN GÖREVLENDİRMELERİ NASIL YAPILMAKTADIR?

Sık Sorulan Sorular. Özel Eğitim Hizmetlerinde DESTEK EĞİTİM ODASINA ÖĞRETMEN GÖREVLENDİRMELERİ NASIL YAPILMAKTADIR? 12 ÖZEL EĞİTİM SINIFINDA ÖĞRETMEN ATAMALARI VE GÖREVLENDİRMELERİ NASIL YAPILMAKTADIR? Açılan özel eğitim sınıfı için norm kadro alınana kadar geçen süre içerisinde özel eğitim sınıfına yönlendirilen öğrencilerin

Detaylı

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER İÇİNDEKİLER 1. Bölüm ÖZEL EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER Giriş... 3 Türkiye de Özel Eğitim Gerektiren Bireylerle İlgili Sayısal Bilgiler...10 Özel Eğitimde İlkeler...11 Türkiye

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

OTİZMDE TANI SONRASI YOL HARİTASI

OTİZMDE TANI SONRASI YOL HARİTASI OTİZMDE TANI SONRASI YOL HARİTASI Hiç Zaman Kaybetmeden Eğitim İçin MEB'e Başvurun! Çocuğunuzsa otizm spektrum bozukluğu tanısı konulduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Rehberlik ve Araştırma

Detaylı

EDD DERS 4: GÖNDERME SÜRECİ VE FORMAL-İNFORMAL DEĞERLENDİRME. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EDD DERS 4: GÖNDERME SÜRECİ VE FORMAL-İNFORMAL DEĞERLENDİRME. Prof. Dr. Tevhide Kargın EDD DERS 4: GÖNDERME SÜRECİ VE FORMAL-İNFORMAL DEĞERLENDİRME Prof. Dr. Tevhide Kargın Gönderme Süreci Gönderme süreci, gönderme öncesi süreçte özel gereksinimli olarak belirlenen bireylere yönelik uygulanan

Detaylı

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken nokta olmuştur. Aile, bir çocuk ve ergen psikiyatristine

Detaylı

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma Milli Eğitim Bakanlığı ve öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları temsilcilerinden oluşturulan "Öğretmen Yeterlikleri Komisyonu" 1999 yılında başlattığı çalışmalarını 2002 yılında tamamlayarak öğretmen

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI GELİŞİMSEL ETKİNLİKLER (0-6 YAŞ) KURS PROGRAMI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI GELİŞİMSEL ETKİNLİKLER (0-6 YAŞ) KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI GELİŞİMSEL ETKİNLİKLER (0-6 YAŞ) KURS PROGRAMI Ankara, 2017 İ Ç İ N D E K İ L E R PROGRAMIN ADI 1 PROGRAMIN

Detaylı

SORU VE CEVAPLAR SORULAR Rehberlik ve Araştırma Merkezine Müracaat Şekilleri Nelerdir? Rehberlik ve Araştırma Merkezine Başvurular Nasıl Yapılır?

SORU VE CEVAPLAR SORULAR Rehberlik ve Araştırma Merkezine Müracaat Şekilleri Nelerdir? Rehberlik ve Araştırma Merkezine Başvurular Nasıl Yapılır? SORU VE CEVAPLAR SORULAR Rehberlik ve Araştırma Merkezine Müracaat Şekilleri Nelerdir? Rehberlik ve Araştırma Merkezine Başvurular Nasıl Yapılır? Rehberlik ve Araştırma Merkezine Müracaatta Veliden İstenilen

Detaylı

ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ OLAN ÖĞRENCİLERİN TANILANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ OLAN ÖĞRENCİLERİN TANILANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ OLAN ÖĞRENCİLERİN TANILANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ DOÇ. DR. CEVRİYE ERGÜL Değerlendirme Değerlendirme öğrenciye ilişkin fikir oluşturma ve karar almada kullanılacak

Detaylı

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim K. Ç. Tanı Süreci: Nisan 2013 doğumlu K. Ç. ın yerinde sallanması, 1,5 yaşına geldiğinde etrafı ile iletişimi kesmesi, eve gelen misafirlerle hiç etkileşime geçmemesi ailenin çocuğunda bir farklılık olduğunu

Detaylı

T.C. Kaymakamlığı. Milli Eğitim Müdürlüğü...Lisesi BİRESELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI DOSYASI. ÖĞRENCİNİN Doğum Tarihi Numarası Ev Telefonu

T.C. Kaymakamlığı. Milli Eğitim Müdürlüğü...Lisesi BİRESELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI DOSYASI. ÖĞRENCİNİN Doğum Tarihi Numarası Ev Telefonu T.C. Kaymakamlığı Milli Eğitim Müdürlüğü....Lisesi BİRESELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI DOSYASI Adı Soyadı Cinsiyeti Ev Adresi ÖĞRENCİNİN Doğum Tarihi Numarası Ev Telefonu Kaynaştırma Kararına Esas Olan

Detaylı

18. Milli Eğitim Şurası Kararları. Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI

18. Milli Eğitim Şurası Kararları. Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI 18. Milli Eğitim Şurası Kararları Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI Madde 2 (1+4+4+4) Zorunlu eğitim öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıkları

Detaylı

1 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HAYAT BİLGİSİ DERSİNİN GELİŞİMİ

1 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HAYAT BİLGİSİ DERSİNİN GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HAYAT BİLGİSİ DERSİNİN GELİŞİMİ 9 1.1. Dünyada Hayat Bilgisi Dersinin Ortaya Çıkışı 11 1.2. Ülkemizde Hayat Bilgisi Dersi Geleneği 13 1.3. Hayat Bilgisi

Detaylı

Millî Eğitim Bakanlığı Süreğen Hastalığı Olan Bireylerin Eğitimi Yönergesi (T A S L A K) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Millî Eğitim Bakanlığı Süreğen Hastalığı Olan Bireylerin Eğitimi Yönergesi (T A S L A K) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Millî Eğitim Bakanlığı Süreğen Hastalığı Olan Bireylerin Eğitimi Yönergesi (T A S L A K) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Madde 1- Bu Yönergenin amacı; zorunlu öğrenim çağındaki süreğen

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ 1 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, il/ilçe düzeyinde rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin ve bu hizmetlerin

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI:

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BEP HAZIRLAMA TARİHİ: Öğrencinin şu anki performans düzeyi: Dil ve anlatımı başarır. Sözcükte anlam bilgisini kavramaz. Kendini basitçe

Detaylı

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise: REHBERLİK SÜREÇLERİ REHBERLİK NEDİR? Bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü gerçekleştirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım sürecidir

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME- ASSESSMENT Ders 1: Değerlendirme Basamakları Gönderme Öncesi Süreç. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME- ASSESSMENT Ders 1: Değerlendirme Basamakları Gönderme Öncesi Süreç. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME- ASSESSMENT Ders 1: Değerlendirme Basamakları Gönderme Öncesi Süreç Prof. Dr. Tevhide Kargın DEĞERLENDİRME BASAMAKLARI Öğrencilerin Değerlendirilmesi 1. Basamak: İlk

Detaylı

Kaynaştırma Tarihçesi Tutum Kaynaştırma Türleri Kaynaştırmada Engeller Kaynaştırmanın Faydaları

Kaynaştırma Tarihçesi Tutum Kaynaştırma Türleri Kaynaştırmada Engeller Kaynaştırmanın Faydaları Kaynaştırma Tarihçesi Tutum Kaynaştırma Türleri Kaynaştırmada Engeller Kaynaştırmanın Faydaları 2 Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimlerini destek eğitim hizmetleri de sağlanarak akranları ile birlikte

Detaylı