T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TARĐH ANA BĐLĐM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TARĐH ANA BĐLĐM DALI"

Transkript

1 T.C. SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TARĐH ANA BĐLĐM DALI KLASĐK DÖNEMDE OSMANLI DEVLETĐ NDE TARIM YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Hazırlayan Durmuş Volkan KARABOĞA Tez Danışmanı: Doç. Dr. BEHSET KARACA ISPARTA

2

3 iii ÖNSÖZ Tarım, insanlık tarihi boyunca çeşitli devletler tarafından kendisine büyük önem verilen iktisadi bir faaliyet kolunu oluşturmaktadır. Đnsanoğlunun yaşamını idame ettirmesi, onun beslenmesine bağlı olduğundan tarıma ve tarımsal ürünlere tarihin her döneminde ihtiyaç hissedilmiştir. Öyle ki, Osmanlı Devleti nin kurulduğu ve gelişme gösterdiği çağları da dikkate alırsak tarımın, halkın önemli bir geçim kaynağı olduğu ve devletin, gelirlerinin önemli bir kısmını topraktan dolayısıyla tarımsal ürünlerden sağladığı görülmektedir. Osmanlı Devleti ndeki tarımsal yapı ile alakalı bugüne kadar çeşitli araştırmalar yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Biz çalışmamızda konumuz ile ilgili ulaşabildiğimiz kaynak ve makalelerden yola çıkarak Osmanlı daki toprak sistemi ile tarımsal faaliyetler arasındaki karşılıklı etkileşimin yansımalarını ve bu yansımaların devlet ve köylü üretici reaya üzerindeki tesirlerini genel olarak değerlendirmeye çalıştık. Ayrıca ulaşabildiğimiz kaza ve sancak çalışmalarından istifade ederek üretimi yapılan ürünlerin genel durumlarına yönelik değerlendirmeler yapmaya gayret ettik. Çalışmamızda yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer hocam Prof. Dr. Fahrettin TIZLAK a, Prof. Dr. Ahmet KANKAL a teşekkür ederim. Tez danışmanım olan ve çalışmamızın her aşamasında yerinde tespit ve tenkidleri ile bana yol gösteren, beni her konuda destekleyen saygıdeğer hocam Doç. Dr. Behset KARACA ya sonsuz şükranlarımı sunarım. Yine çalışmamızda katkılarını gördüğüm değerli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Serkan SARI ya, Yrd. Doç. Dr. M. Salih ERPOLAT a, Öğr. Gör. Mehmet Ali YAŞAR a ve diğer hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim. Durmuş Volkan KARABOĞA Isparta 2010

4 iv ÖZET KLASĐK DÖNEMDE OSMANLI DEVLETĐ NDE TARIM Durmuş Volkan KARABOĞA Süleyman Demirel Üniversitesi, Tarih Bölümü Yüksek Lisans Tezi, 140 sayfa, Aralık, 2010 Danışman: Doç. Dr. Behset KARACA Đnsanoğlu, ilk yaratıldığı günden itibaren beslenme ihtiyacını karşılayabilmek için öncelikle avcılık, toplayıcılık gibi faaliyetlere yönelmiş ve daha sonra bu gibi faaliyetlerin hayatın idame ettirilme sürecinde yeterli olamayacağını düşünerek tarımla meşgul olmaya başlamıştır. Daha sonra zirai faaliyetlerini belirli bir sistematiğe yerleştirerek bu alanda uzmanlaşma sürecine girmiştir. Günümüzün sanayileşen toplumlarında bile zirai faaliyetlere azımsanmayacak derecede önem verilmesi, aslında tarımın tüm dönemler boyunca önemini kaybetmediğini açıkça göstermektedir. Hiçbir devlet sanayileşmesini tamamladıktan sonra dahi tarımla uğraşmaktan vazgeçmemiş, aksine ileri teknolojik araçları kullanarak tarımdan mümkün olan en yüksek derecede verim almayı amaçlamıştır. Nitekim bugün dahi tarımın önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyük iken 15. ve 16. yüzyıllarda gücünden ve ihtişamından tartışılmaz surette söz ettiren Osmanlı Devleti nde de bu iktisadi faaliyet kolunun adeta bir devlet politikası haline gelmesi büyük bir anlam ifade etmektedir. Nitekim Osmanlı Devleti nin kurulduğu yıldan itibaren tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirileceği toprağın mülkiyet hakkını bizzat kendi uhdesinde bulundurması, zirai faaliyetlerin devlet gözetiminde yapılması sürecinin bir başlangıcı olmuştur. Yine devletin, toprağı işleme hususunda köylüye birtakım mükellefiyetler yüklemesi de toprak hukukuna dayalı bir anlayışı kabul ettiğini açıkça göstermektedir. Öyle ki; 16. yüzyılda Osmanlı Devleti ndeki nüfusun % 90 a yakın bir bölümünün kırsal alanda meskûn olması, devletin toprak hukukuna dayalı bir felsefeyi uygulamada haklı olduğunu göstermektedir.

5 v Osmanlı Devleti, köylünün tarım faaliyetlerinde yetiştirdikleri ürünler için üst limit koymamış, sadece ileride herhangi bir yiyecek sıkıntısı yaşanmaması için ve nakit para politikasının gelişmediği bir dönemde devletin mali dengesinin bozulmaması amacıyla yetiştirilen ürüne alt limit miktarı belirlenmiş ve köylünün bu standart üzerindeki üretimine asla müdahale edilmemiştir. Böylece devletin toprağında ırsi bir kiracı olarak çalışan köylü, devletin kendisinden istediği miktarı devlete ödeyerek, geri kalan bölümünü istediği gibi değerlendirebilme salahiyetine sahip olmuştur. Osmanlı Devleti nin klasik döneminde ( ), disiplinli bir tarım politikası uygulanarak hem devletin hem de reayanın üretim kaynaklı bir gelir kaybına uğraması asla istenmemiştir. Bu aslında devletin tarım politikasındaki temel prensip olmuştur. Yine toprakların, verimlilik durumuna göre çeşitli türlere ayrılması, her yörenin toprak verimlilik durumu farklı olduğundan bu yörelere ait bir standart tohum ölçü biriminin belirlenmesi, toprağın sulama, tohumlama, gübreleme ve nadas faaliyetlerinin birtakım kurallara bağlanması, buğday üretimine birincil derecede öncelik verilmesi gibi hususiyetler, klasik dönem Osmanlı Devleti nin tarım temelli bir politikaya önem verdiğini gösteren uygulamalardır. Anahtar Kelimeler: Tarım, Osmanlı, Toprak, Köylü.

6 vi ABSTRACT AGRICULTURE IN THE AGE OF CLASSIC OTTOMAN Durmuş Volkan KARABOĞA Suleyman Demirel University, Department of History Master of Degree, 140 pages, December, 2010 Supervisor: Assoc. Prof. Behset KARACA Mankind, in order to meet nutritional requirements from the initial creation of the first hunting and gathering activities, as directed, and later his of life, such activities may not be sufficient to maintain the process of becoming engaged in agricultural activities in mind. Then began to specialize in agricultural activities in this area by placing a certain systematic. Today, industrialized societies, even the substantial degree of emphasis on agricultural activities, in fact, clearly show that has not lost the importance of agriculture on the basis all process. Non state given up dealing with industrialization of agriculture, even after completing the contrary, using advanced technological tools in this field managed to exploit the highest degree of possible. Đndeed, even today while it s will not to undervalue enough to importance of agriculture, in the same vay as shall not be discussed to the power of the grandeur of the Ottoman Empire in the fifteenth and sixteenth centuries, became this branch of economic activity virtually a state of policy has great sense of expression. Đndeed, since the inception of the Ottoman Empire the right of ownership of agricultural land in agricultural activities take place in person keep in its possesion be under the supervision of the state of the process was the beginning of agricultural activities. Furthermore clearly shows that as state s have load to obligations to peasant, it s based on the law of the land. Đn fact, in the sixteenth century, a ninety percent of the population approximately in the Ottoman Empire to be a part of the rural built-up area of the state, clearly show that it s practice is justified philosophy based on land of law.

7 vii The Ottoman Empire did not put on upper limit for he products grown by peasant farming activities, not only in the future to avoid any shortage of food both also cash at a time when the monetary policy of the state developed in order to avoid deterioration of the financial balance of the amount raised the lower limit to the product were determined and the peasant on the production of this standard is not never intervene. Thus, the state peasants working the land as a tenant is hereditary, the state government to pay him any amount any remaining portion had the authority to evaluate. Đn the classical period of Ottoman Empire ( ) by applying diciplined agricultural policy both the state s and peasant s never suffering a loss of income are not required with origin of production. Indeed, separation of various types according to the state land productivity, because of land productivity of the region the situation is different, and each of these regions is a standard unit of measurement to determine the seed, soil, irrigation, seeding, fertilization, and some rules about the activities of fallow, wheat production in the classical period of Ottoman Empire primary traits, such as giving priority to clear indication of the important policy of the agriculturebased. Key Words: Agriculture, Ottoman, Land, Peasant

8 viii ĐÇĐNDEKĐLER ÖNSÖZ.. iii ÖZET.....iv ABSTRACT... vi ĐÇĐNDEKĐLER viii KISALTMALAR xii KONU VE KAYNAKLAR xiii I. KONU... xiii II. KAYNAKLAR xiv GĐRĐŞ I. OSMANLI DA TOPRAK SĐSTEMĐ...3 A- Miri Arazi B- Mülk Arazi..6 C- Vakıf Arazi..7 I. BÖLÜM KLASĐK DÖNEM OSMANLI DA TIMAR TEŞKĐLATI VE TARIMSAL FAALĐYETLERĐN GERÇEKLEŞTĐRĐLDĐĞĐ KIR YERLEŞĐM MERKEZLERĐ I. OSMANLIDA TIMAR TEŞKĐLATI VE TARIMIN BU SĐSTEMDEKĐ YERĐ.. 8 A- Tımarın Tanımı, Đntikali ve Ekonomik Đşleyişi...8 B- Tımarlı Sipahilerin Reaya Đle Münasebetleri ve Sistemin Feodal Sistem Đle Mukayesesi II.TARIMSAL FAALĐYETLERĐN GERÇEKLEŞTĐĞĐ KIR-YERLEŞĐM MERKEZLERĐ.17 A- Köyler...17 B- Mezraalar..19 II. BÖLÜM ÇĐFT-HANE SĐSTEMĐ VE ÜRETĐCĐ UNSURLAR I. ÇĐFT-HANE SĐSTEMĐ VE ÇĐFT RESMĐ II. ÇĐFTLĐK TÜRLERĐ.. 29 A- Reaya Çiftliği B- Hassa Çiftliği

9 ix C- Askeri Unsurlara Verilen Çiftlikler Yaya ve Müsellem Çiftlikleri III. ÜRETĐCĐ UNSURLAR A- Ortakçı Kullar Reaya Toprakları ve Hassa Çiftlikleri Üzerinde Çalışan Ortakçı Kullar Padişah Hasları Üzerinde Çalışan Ortakçı Kullar B- Köylü Reaya Köylü Reayanın Hukuki Statüsü ve Ödemekle Yükümlü Olduğu Vergiler. 36 a. Sabit Miktarlı Toprak Vergileri. 37 b. Sabit Oranlı Ürün Vergileri...38 c. Sabit Miktarlı Ürün Vergileri...39 d. Sabit Miktarlı Ama Devamlı Olmayan Çeşitli Vergiler Tarım Ürünlerinin Köylü Reaya Tarafından Pazara Sunulması...41 C- Çeltikçi Reaya. 42 D- Konar-Göçer Teşekküller...43 III. BÖLÜM OSMANLI DA TARIMA ETKĐ EDEN FAKTÖRLER ĐLE BU FAKTÖRLERĐN ORTAYA ÇIKARDIĞI SONUÇLAR VE KLASĐK DÖNEM OSMANLI TARIMINDA UYGULANAN METODLAR I. TARIMA ETKĐ EDEN FAKTÖRLER..46 A- Coğrafya ve Đklim.46 B- Kuraklık...48 C- Konar-Göçerlerin Hayvancılık Faaliyetleri.. 49 D- Çekirge ve Tarla Faresi Đstilası.51 E- Tımar Sisteminin Bozulması Neticesinde Uygulanan Politikalar ve Mali Buhran.. 52 F- Celali Đsyanları.. 55 II. TARIMA ETKĐ EDEN FAKTÖRLERĐN ORTAYA ÇIKARDIĞI SONUÇLAR A- Kıtlık ve Ortaya Çıkardığı Neticeler Fiyat Artışları Göçler ve Toplumsal Düzenin Bozulması Büyük Şehirlerin Đaşe Sorunu.62 III. TARIMDA UYGULANAN METODLAR VE TARIMIN ĐŞLEYĐŞ ŞEKLĐ.63 A- Uygulanan Metodlar Tarım Araçları Gübreleme Nadas Sistemi Sulama Tohumlama 68

10 x B- Tarımsal Faaliyetlerin Đşleyişi Tarım Đşletmeleri.. 69 a. Büyüklükleri ve Sermaye Donatımları Üretim Harcamaları.. 70 a. Çeşitli Ürünlerde Üretim Harcamaları...70 b. Çiftlik Đşletmelerinde Üretim Harcamaları Zirai Verimlilik Durumu..71 a. Toprak Birimi Başına Verimlilik...71 b. Tohum Birimi Başına Verimlilik Hasat Çeşitleri Tarımsal Faaliyetlerin Hayvancılıkla Olan Münasebeti Tarım Ürünlerinin Nakliyatı ve Taşımacılığı..75 IV. BÖLÜM ZĐRAĐ ÜRETĐM VE ZĐRAĐ ÜRETĐM MĐKTARLARININ UMUMĐ DAĞILIMLARI I. HUBUBAT ÜRETĐMĐ 77 A- Hububatın Biçilmesi ve Harman Edilmesi...78 B- Hububat ve Bakliyat Ürünleri Buğday Arpa Yulaf Çeltik Darı Nohut Mercimek Fasulye Burçak...96 II. SINAĐ BĐTKĐLERĐ ÜRETĐMĐ.98 A- Pamuk B- Susam C- Zeytin Ç- Dut Yaprağı D- Palamud E- Keten-Kenevir F- Sumak Yaprağı

11 xi III. BAĞCILIK, MEYVE VE SEBZE ÜRETĐMĐ A- Bağcılık B- Meyve Üretimi C- Sebze Üretimi SONUÇ KAYNAKÇA ÖZGEÇMĐŞ.. 126

12 xii KISALTMALAR AÜDTCFD: Bkz, bkz: c.: CBÜĐĐBF: Çev.: ed.: GÜEFD: Đ.A: md.: OTAM: sa.: s.: TAD: TĐD: TDVĐA: TÜBARD: vd.: Yay. Haz.: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi Bakınız Cilt Celal Bayar Üniversitesi Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi Çeviren Editör Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Đslam Ansiklopedisi Madde Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Sayı Sayfa Tarih Araştırmaları Dergisi Tarih Đncelemeleri Dergisi Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi Türkiye Bilimsel Araştırmalar Dergisi Ve devamı Yayına Hazırlayan

13 xiii KONU VE KAYNAKLAR I. KONU Tarımın iktisadi faaliyet kolu olarak önem kazanması, insanoğlunun yerleşik hayata geçtiği günden itibaren başlamıştır. Đlkel dönemlerde dahi tarımsal faaliyetler, o dönemde mevcut olan araç ve tekniklerle devam ettirilmiş, ilerleyen zamana paralel olarak bölgelerarası iletişimin yaygınlık kazanmasıyla diğer alanlarda olduğu gibi zirai alanda da uygulanan tekniklerin geliştirilmesi sonucu tarımda ileri metodlar uygulanmaya başlamıştır. Ancak tarımsal sahada kullanılan alet ve uygulanan teknikler, Sanayi Đnkılâbı nın başladığı döneme kadar köklü bir gelişme göstermemiştir. Buna rağmen tarım, bireyin beslenmesi için birincil önem taşıdığından tüm çağlar boyunca hiç önemini yitirmemiş ve Orta ve Yeniçağ lar boyunca birçok devletin ekonomisini tarım ve tarımdan alınan vergiler oluşturmuştur. Klasik dönemde ( ), gücünden ve ihtişamından tartışılmaz bir surette söz ettiren Osmanlı Devleti nin de iktisadi faaliyetleri, büyük bir çoğunlukla tarım sektörü üzerinde toplanmıştı. Çünkü nakit para ekonomisinin gelişmediği dönemde halkın önemli bir bölümünün geliri ve devletin gelirlerinin büyük bir oranı, toprağa bağlı olarak gerçekleştirilen zirai faaliyetlerden sağlanmaktaydı. Çalışma konumuzda maliyesi tarım temelli ekonomiye dayanan Osmanlı Devleti nde tarım için büyük önem arz eden toprak sisteminin uygulanışı, tımar sisteminin tarımsal faaliyetlerle ve bu faaliyetleri yürüten köylü reaya ile ilişkisi, zirai faaliyetlere katılan üretici unsurlar, bu unsurların devlete karşı mükellefiyetleri, tarımsal üretim sürecinde uygulanan metodlar ve klasik dönemde Osmanlı tarımını etkileyen faktörler ve ortaya çıkardığı neticeler, üretilen zirai ürünler ve bunların bazı sancak ve kazalara göre oranları gibi hususlar üzerinde genel değerlendirmelerde bulunmaya çalışılmıştır.

14 xiv II. KAYNAKLAR Son yıllarda Osmanlı Devleti nin iktisadi ve sosyal tarihine yönelik araştırmaların hızla arttığı gözlenmektedir. Klasik Dönem Osmanlı Tarımı konusu üzerinde tafsilatlı kaynaklar fazla olmamakla beraber bu alandaki eksikliği tamamlayan çalışmaların büyük bir çoğunluğu makalelerden oluşmaktadır. Ancak Osmanlı Devleti nin genel anlamda zirai ekonomisinin hukuki ve ekonomik boyutları hakkında geniş bilgi veren Ömer Lütfi Barkan ın Osmanlı Đmparatorluğu nda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları: Kanunlar I, adlı eseri, Osmanlı nın toprak ve tarım sistemi üzerine yazılmış mühim bir eser olması dolayısıyla çalışmamıza ciddi anlamda ışık tutmuştur. Yine aynı müellifin Türkiye de Toprak Meselesi adlı eseri de araştırma konumuz açısından önemli bir kaynak teşkil etmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti nin iktisadi ve sosyal alanı ile ilgili olarak Halil Đnalcık ın Osmanlı Đmparatorluğu nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi I-II, Mustafa Akdağ ın Türkiye nin Đktisadi ve Đçtimai Tarihi I-II, Halil Cin in Osmanlı Toprak Düzeni ve Bu Düzenin Bozulması, Ahmet Tabakoğlu nun Türkiye Đktisat Tarihi, Suraiya Faroqhı nin Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı, Tevfik Güran ın 19. Yüzyıl Osmanlı Tarımı, adlı eserler araştırmamızda baş ucu kaynaklarımız olmuştur. Çalışmamızda büyük bir çoğunlukla istifade ettiğimiz sancak ve kaza çalışmaları da bize yol gösteren kaynaklar arasındadır. Bu cümleden olmak üzere, Behset Karaca nın XV. ve XVI. Yüzyıllarda Teke Sancağı, yine aynı müellifin XV. ve XVI. Yüzyıllarda Manavgat Kazası, Mehmet Öz ün XVI. Yüzyıl Başlarında Canik Sancağı, Mehmet Ali Ünal ın XVI. Yüzyılda Çemişgezek Sancağı, aynı müellifin Osmanlı Devrinde Sinop, Ali Sinan Bilgili nin Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Türkmenleri, Ahmet Kankal ın XVI. Yüzyılda Çankırı Sancağı gibi eserler, istifade edilen sancak/kaza çalışmalarından sadece birkaçıdır. Kaynaklarla ilgili geniş bilgi dipnot ve bibliyografyada verilmiştir. Çalıştığımız konu ile ilgili olarak Mehmet Öz ün Osmanlı Klasik Döneminde Tarım, aynı müellifin XVI. Yüzyılda Anadolu da Tarımda Verimlilik Problemi, Nejat Göyünç ün XVI. Yüzyılda Güney-Doğu Anadolu nun Ekonomik Durumu, Đbrahim

15 xv Solak ın Osmanlı Đmparatorluğu Döneminde Anadolu da Meyve ve Sebze Üretimi, Zeki Arıkan ın XV-XVI. Yüzyıllarda Anadolu da Çeltik Üretimi, Ahmet Tabakoğlu nun Klasik Dönemde Osmanlı Ekonomisi adlı makaleleri büyük öneme sahiptir. Araştırmamızda bu kaynak ve makaleler başta olmak üzere konumuzla doğrudan ilgili ziraat kitaplarından da istifade ederek Osmanlı Devleti nin Klasik dönemindeki tarımsal hayatın tüm yönlerinin geniş çaplı olarak ele alınması amaçlanmıştır.

16 1 GĐRĐŞ Sanayi öncesi tüm toplumlarda olduğu gibi Osmanlı Devleti nin de ekonomisinin temelini toprak üzerindeki iktisadi faaliyetlerin bütünü olan tarım teşkil etmekteydi. Topraktan ve dolayısıyla bunun üzerinde gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerden elde edilen ürünler halkın geçimini sağlamasında başat bir unsur olduğu gibi devletin ve ordunun iaşesinin sağlanması konusunda da etkin bir rol oynamaktaydı. Çünkü zirai istihsal, alt kademedeki reayadan üst dereceli devlet adamlarına kadar herkesin ihtiyaç duyduğu mahsulleri temin eden önemli bir iktisadi faaliyet kolu idi. Diğer taraftan devletin maliyesine önemli oranda gelir sağlaması dolayısıyla da büyük bir anlam ifade eden tarımsal faaliyetler, ekonominin temelini oluşturduğu gibi, devletin kamu gelirleri ve masrafları da yine zirai istihsalden elde edilen gelirlere dayanmaktaydı yüzyılda Osmanlı halkının %90 a yakın bir bölümünün kırsal alanda yaşıyor olması 2, Osmanlı Devleti nin ekonomisinin tarıma dayandığının açıkça göstergesidir. Öyle ki, devlet ihtiyaçlarının karşılanmasında ve devletin bekası için büyük rol oynayacak olan ordunun iaşesinin sağlanmasında ve onların ücretlerinin karşılanmasında olduğu gibi diğer devlet görevlilerinin ücretlerinin ödenmesinde, nakit para ekonomisinin gelişmediği bir dönemde devletin topraktan ve yetiştirilen tarımsal ürünlerden aldığı vergiler büyük rol oynamıştır. Dolayısıyla zirai alanların tasarrufu, reayanın geçimini sağlamakla beraber bir vergi toplama ünitesi olarak da önemli bir misyona sahipti. Klasik Osmanlı döneminde ( ) tarımsal faaliyetler, köylü ailesi ya da hanesine dayalı olarak gerçekleştirilmekte ve devlete ait toprakların tasarrufu, köylü 1 Mustafa Öztürk, Tarih Felsefesi, Elazığ, 1999, s Şevket Pamuk, Osmanlı-Türkiye Đktisadi Tarihi ( ), Đstanbul, 2007, s.37.

17 2 hanelerine bazı mükellefiyetler karşılığında bırakılmakta 3 ve Osmanlı tarım ekonomisi çerçevesinde çiftçilik babadan oğula geçmekteydi. Bu prensiple aslında devlet, zirai faaliyetleri hiç ara vermeden devam ettirmeyi ve zirai alandan elde ettiği gelirleri azaltmamayı amaçlamıştır. Maliyesi tarım ekonomisi üzerine kurulan Osmanlı Devleti, ekonomisini canlı tutmak amacıyla köylü reayanın tarımsal faaliyetlerini sürekli olarak denetlemiş, çiftçinin tohumu toprağa bırakma sürecinden ürünü hasat etme zamanına kadar zirai üretim aşamalarını kontrol altına almıştır. Hatta ziraatin gerçekleştirilmesi için gerekli unsur olan toprak üzerindeki insiyatifi de kendi tekelinde tutmuştur. Ziraatte mümkün olan en yüksek düzeyde verim sağlamak Osmanlı Devleti nin önemli bir iktisadi ilkesini oluşturmaktaydı. Dolayısıyla mümkün olan en yüksek seviyede üretimin gerçekleştirileceği düşünülen işletme tipi ise, orta büyüklükteki aile işletmesi idi. Toprağın verim durumuna göre 60 ile 150 dönüm arasında bir arazi tahsis edilen aile işletmelerinin muhafaza altına alınması, devletin ilk hedefi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla devlet, zirai toprakların mülkiyet hakkını direkt olarak köylü reayaya bırakmayarak, kendi uhdesinde bulundurmak suretiyle zirai sahayı ve üretimi güven altına almakta, çiftçilerin zirai üretimi azaltmasına neden olacak tarzda, topraklarını işlemeden ellerinde tutmalarına, köylerini ve tarlalarını terk etmelerine kesinlikle izin vermemekte, aksi takdirde tarımsal üretimden birinci derecede sorumlu tutulan çiftçiyi ağır yaptırımlara tabi tutmaktaydı 4. Nitekim Osmanlı Devleti, zirai alanda uyguladığı bu düsturlar sayesindedir ki, 17. yüzyılın ilk yarısına kadar güçlü bir tarım devleti olarak kalmayı başarmış, zirai faaliyetlerin sağlıklı işleyişi Osmanlı Devleti nin askeri kurumlarının da güçlü olmasını sağlamış ve tüm bu hususiyetler dolayısıyla, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, dönemin en güçlü devleti olarak damgasını vurmuştur. Klasik dönem Osmanlı tarımını geniş çaplı olarak ele alabilmek için öncelikle Osmanlı Devleti nde uygulanan toprak sistemi konusuna değinmek gerekmektedir. 3 Şevket Pamuk, Aynı eser, s Mehmet Genç, Osmanlı Đktisadi Dünya Görüşünün Đlkeleri, Osmanlı Đmparatorluğu nda Devlet ve Ekonomi, Đstanbul, 2007, s.46.

18 3 I. OSMANLI DA TOPRAK SĐSTEMĐ Sanayi öncesi tüm toplumlarda olduğu gibi, Osmanlı iktisadi hayatının temelini de, hukuki ve mâli esasları, farklı bölgelerin bünyevi hususiyetleri de dikkate alınmak suretiyle kanunnâmelerde açıklıkla tayin edilmiş olan zirai ekonomi teşkil etmekte idi 5. Zirai ekonomide tarımsal yapının en önemli unsurunu ise arazi yani toprak oluşturmaktadır 6. Osmanlı Devleti nde toprağın hukuki statüsü ve tasarruf şekli bakımından imparatorluğun her tarafına şamil tek bir sistem uygulanmamış, idareciler umumiyetle fetih yoluyla imparatorluğa katılan geniş ülkelerde eskiden beri tatbik edilegelen örf ve adetleri, hukuki ve fiili durumları göz önüne alarak her bölgenin kendi özelliğine göre şekillenen istikrarlı bir yapı oluşturmaya çalışmışlardır. Bu yüzden temelde, tımar sisteminin uygulandığı eyaletler ile bu sisteme dahil edilmeyen eyaletler arasında askeri, idari ve mali alanda bazı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Ancak tımar sisteminin uygulanmadığı bölgelerde dahi toprağın hukuki durumu ve tasarruf biçimleri açısından birçok noktada benzerlik, hatta ayniyet görüldüğünden imparatorluk genelinde toprağın hukuki vaziyetini ana hatlarıyla şu şekilde tasnif etmek mümkündür. Buna göre Osmanlı Đmparatorluğu nda arazi umumi olarak üç şekilde bulunmaktadır: miri, mülk ve vakıf 7. 5 Turan Gökçe, XVI. ve XVII. Yüzyıllarda Lâzıkıyye (Denizli) Kazâsı, Ankara, 2000, s Zeynep Dernek, Tarım Ekonomisi ve Đşletmeciliği, Isparta, 2002, s Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Çemişgezek Sancağı, Ankara, 1999, s.87.

19 4 A- Miri Arazi Osmanlı Devleti topraklarının büyük bir kısmı miri arazi grubuna girmekte idi 8. Rakabesi (çıplak mülkiyeti) devlete ait olan ve işletilmek üzere reayaya tefviz edilen miri arazi 9 üzerinde reaya, geniş tasarruf yetkilerine sahiptir. Müddetsiz olarak araziyi tasarruf eder ve ölümünde arazi, mirasçılarından bir kısmına meccanen ve bunların bulunmaması halinde, tapu misli denilen bir bedel mukabilinde diğer mirasçılara intikal ederdi 10. Miri arazi, tapu resmi denilen bir bedel mukabili köylüye tefviz edilmekte ve bu, devlet adına muayyen memurlar tarafından yapılmakta idi. Đmparatorluğun genişliği sebebiyle bu muamelenin merkezden yapılması imkânsız olduğundan bu bir bakıma zaruri idi 11. Reaya, tapu resmi denilen vergi karşılığında tasarrufuna aldığı bu toprağı işleyerek elde ettiği mahsulden devlete veya devletin tayin ettiği sipahiye, öşür denilen ve nispeti bölgelere göre 1/10 ile 1/2 arasında değişen bir vergiyi ödemekle mükellef tutulmaktaydı 12. Ziraate elverişli toprakların büyük bir kısmı, miri araziye aitti. Tapu ile tasarruf edilen tarlalar, yaylak ve kışlaklar ve buna benzer yerler miri araziden 13 sayılmakta olup miri toprağın satılması, vakf ve mülk haline getirilmesi kesinlikle yasaktı 14. Miri toprak rejimi, devlete bütün köylü sınıfını ve tarım ekonomisini 8 Osmanlı miri toprak rejiminin esası arazi tahriridir. Mehmet Ali Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, Ankara, 1982, s.342; Tahrir Defterleri, Osmanlı idâri teşkilatının en önemli birimlerinden olan sancaklarda, vergi veren-vermeyen, hâne veya bekâr, dul veya evli, sakat, amâ, yaşlı her türlü insanın kaydedildiği vergi defterleridir. Bunlarda ayrıca meslekler, mahalle, köy, mezraa ve mer alar, üretilen ürünler ve buna karşılık ödenen vergiler, sahip olunan hayvanlar, cami, han, hamam, çarşı, zaviye, tekke, manastır, kilise veya kervansaraylar, vergi mükellefi ve vergiden muaf tutulanlar, askeri gruplar vs. yer alırdı. Yusuf Halaçoğlu, XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara, 2003, s.108. Osmanlı fethettiği topraklarda tahrir-i memleket denilen nüfus ve arazi sayımı yaptırırdı. Devlete ait miri topraklar tespit edilerek ehl-i seyf denilen askeri sınıfa tımar, zeamet ve has olarak tahsis edilirdi. Yılmaz Kurt, Osmanlı Toprak Yönetimi, Osmanlı, c.iii, Ankara, 1999, s.60; Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ( ), (çev. Ruşen Sezer), Đstanbul, 2006, s Miri arazi rejimine tâbi olan yerler; tarla, çayır, yaylak, kışlak, koru ve buna benzer topraklardır. Halil Cin, Osmanlı Toprak Düzeni ve Bu Düzenin Bozulması, Boğaziçi Yay, Đstanbul, 1985, s Miri arazinin intikal tarzları ile ilgili geniş bilgi için bkz. Neşet Çağatay, Osmanlı Đmparatorluğu nda Reaya nın Miri Arazi de Toprak Tasarrufu ve Đntikal Tarzları, IV. Türk Tarih Kongresi nde Sunulan Tebliğler, Ankara, 1952, ss ; Ayrıca bkz. Halil Cin, Aynı eser, s Halil Cin, Aynı eser, s Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta, 2005, s Halil Cin, Aynı eser, s Halil Bayrakçı, Osmanlı Toprak Sistemi, Đstanbul, 1990, s.79.

20 5 kontrol ve düzenleme yetkisi vermekte 15 ve böylece devlet, zirai hayatın işleyişiyle doğrudan ilgilenerek bu alanda müdahaleci bir tavır sergilemekte idi. Toprağın tasarruf edilmesi işinden başlayarak ekilmesi, ürünün toplanması ve bilhassa vergilendirilmesi aşamalarında devletin devamlı surette kontrolü hissedilmekte idi 16. Diğer yandan miri arazi, bütün tarım topraklarını kapsamamakta, sadece hububat ziraati yapılan tarla olarak kullanılmakta idi. Bağlar ve bahçeler ise bunun dışında kalmaktaydı 17. Miri arazi dediğimiz devlet toprakları, Tapulu Arazi ve Mukataalı Arazi olmak üzere iki kategoriye ayrılmakta idi. Tapulu arazi; köylü aile birliklerine, tapu rejimi dediğimiz özel bir sistem içinde verilen arazidir. Tapu rejimine göre, tasarruf edilen arazi, satılamayan, hibe ve vakf edilemeyen, fakat babadan oğula bir işletme birliği olarak geçen raiyyet çiftlikleridir. Köylü bunu bizzat kendisi işlemek zorunda idi. Miri tapulu arazi yanında ikinci büyük kategori topraklar, miri mukataalı arazidir. Mukataa sistemi, tapu sistemi yanında, tamamıyla ayrı bir toprak rejimini simgelemektedir. Dolayısıyla buradaki anlam ile mukataa, bir devlet kaynağını bir özel şahsa belli bir bedel karşılığı kiralamaktır. Miri topraklarda ise mukataa sistemi şu şekilde uygulanmaktaydı: Tapuya verilmeyen, yani tapu sistemi denilen özel bir rejim altında bir köylü tasarrufunda bulunmayan araziyi devlet, belli bir kira karşılığı şahıslara ihale etmekteydi 18. Hukuk bakımından mukataa, tam bir kiralama olduğundan bu topraklarda tapu rejiminin kuralları uygulanmamaktaydı Halil Đnalcık, Köy, Köylü ve Đmparatorluk, Osmanlı Đmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, Đstanbul, 1996, s Adnan Gürbüz, XV.-XVI. Yüzyıllarda Sivas Şehrinde Đdari ve Ekonomik Yapı, Vakıflar Dergisi, c.xxvi, Ankara, 1997, s Halil Đnalcık, Köy, Köylü ve Đmparatorluk, s.3; Devletin üretim üzerindeki denetimi hakkında geniş bilgi için ayrıca bkz. Sencer Divitçioğlu, Asya Üretim Tarzı ve Osmanlı Toplumu, Đstanbul, 1967, s Devletin bazı toprakları mukataa ile vermesinin nedeni reaya tasarrufu dışında, doğrudan köylü reaya tarafından işlenmeyen birçok arazinin var olması idi. Örneğin, bir köy halkı çeşitli nedenlerle köyünü bırakıp kaçar ve arazisi işlenmedik olarak kalır. Bunların harap durumda kalmaması, başka deyimle devlet gelir kaynaklarını kaybetmemesi için, bu tür toprakları mukataa ile vermeyi ve işletmeyi en iyi yol olarak görmüştür. Halil Đnalcık, Köy, Köylü ve Đmparatorluk, s Halil Đnalcık, Aynı eser, s.5.

21 6 Miri arazi rejimi, aynı zamanda köylüyü her türlü doğal ve toplumsal tehlikelere karşı koruyan bir uygulamaydı. Doğal afetler (kuraklık ya da sel baskını vb.) karşısında, köylü yalnız bırakılmamakta, memur-asker statüsündeki sahib-i arz, bu gibi durumlarda köylüye yardım etmekle yükümlü tutulmaktaydı. Böylece bir doğal afet dönemini takiben, köylü topraklarını tefecilere kaptırarak, ırgatlaşma riski ile karşı karşıya kalmamaktaydı. Yine açıkgöz bir reayanın, öteki reayaların topraklarını zamanla ele geçirerek, topraklarını büyütememesi bu düzenin sonucu idi 20. Nitekim bu hususiyetleri uhdesinde barındıran miri arazinin, Osmanlı topraklarının yaklaşık % 87 sini teşkil etmesi 21, aslında bu rejimin köylü raiyyetin tarımsal faaliyetlerine zemin oluşturan başat bir faktör olduğunu açıkça göstermektedir. B- Mülk Arazi Mülk arazi, çıplak mülkiyeti (rakabesi) gerçek şahıslara ait olan topraklardır. Bunun kaynağı da esasen miri arazidir. Yani mülk arazi ya hükümdar tarafından miri araziden şahıslara temlik edilmesiyle ya da imparatorluğa yeni katılan yerlerde eskiden beri mülk olarak tasarruf edilen yerleri hükümdarın sahipleri elinde mülk olarak ibka etmesiyle meydana gelmektedir 22. Bu arazilerin tasarrufu, yani kullanma hakkı, bazen de devlete ait olabilirdi. Tasarrufu devlete ait olduğu durumlarda mülk sahibi, toprağın şer i vergilerini almakla yetinirdi 23. Mülk arazi sahibi, arazisini temlik ve terkin etmek, bağışlamak, vakıf ve vasiyet konusu yapmak gibi geniş tasarruf yetkisini kullanabilirdi. Diğer taraftan mülk arazi, malikinin vefatı halinde feraiz (eski hukukta miras hukuku) hükümlerine göre mirasçılarına intikal ederdi 24. Bu hususiyetler dâhilinde olan mülk arazi üzerinde de malikinin isteği doğrultusunda tarımsal faaliyetler gerçekleştirilmekteydi. 20 Zeynel Dinler, Tarım Ekonomisi, Bursa, 1996, s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ ( ), s.114; ayrıca bkz. Abdullah Mesut Küçükkalay, Osmanlı Toprak Sistemi (Miri Rejim), Osmanlı, c. III, Ankara, 1999, s Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Çemişgezek Sancağı, s Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, s M. Tului Sönmez, Osmanlıdan Günümüze Toprak Mülkiyeti, Ankara, 1998, s

22 7 C- Vakıf Arazi Vakıf arazi iki kısma ayrılmakta idi. Konusu mülk arazi olan sahih vakıf arazileri fıkıh kitaplarındaki şer i hükümlere tâbidir. Konusu miri arazinin gelirleri olan gayr-ı sahih vakıf araziler ise, miri arazi gibidir 25. Vakıf arazide mülk sahipleri, arazilerini, herhangi bir hayır kurumu yararına vakfedebilirdi. Bu takdirde mülkiyet vakfa geçerdi. Toprağın tasarrufu ve gelirinden faydalanma da vakfedilen maksada ait olurdu. Dolayısıyla rakabe kimsenin değildi 26. Özel mülk ten vakıf haline getirilen toprakların büyük kısmı, genellikle kişi ve aile çıkarlarına hizmet etmekteydi. Daima devlet gözetimi altında olmasına karşın vakıf arazisi, belirli bir vakıf belgesi (vakfiyye) çerçevesinde, çoğu zaman vakıf kurucusunun soyundan gelen bir mütevellinin bağımsız tasarruf ve idaresinde bulunmaktaydı 27. XVI. yüzyıl başlarında, Osmanlı ekonomisinde toprakların %20 si vakıf sistemi içerisinde yer almaktaydı 28. Bu derece önemli bir paya sahip olan toprak vakıflar üzerinde gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerden elde edilen zirai ürünler, hayır amaçlı kullanılmakta ya da vakfiyede belirtilen hususlar çerçevesinde sarf edilmekteydi. Osmanlı Đmparatorluğu nda bu üç arazi çeşidi içerisinde zirai istihsalin yoğun olarak gerçekleştirildiği arazi, miri arazi olmuştur. Diğer arazi gruplarında da tarım yapılsa da bu hususta önem bakımından miri arazinin gerisinde kalmışlardır. 25 Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, I, Đstanbul, 1990, s Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Çemişgezek Sancağı, s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, I, Đstanbul, 2004, s Ahmet Tabakoğlu, Klasik Dönemde Osmanlı Ekonomisi, Türkler, c. X, Ankara, 2002, s.675.

23 8 I. BÖLÜM KLASĐK DÖNEM OSMANLI DA TIMAR TEŞKĐLATI VE TARIMSAL FAALĐYETLERĐN GERÇEKLEŞTĐRĐLDĐĞĐ KIR YERLEŞĐM MERKEZLERĐ I. OSMANLI DA TIMAR TEŞKĐLATI VE TARIMIN BU SĐSTEMDEKĐ YERĐ A- Tımarın Tanımı, Đntikali ve Ekonomik Đşleyişi Osmanlı Devleti nde tarımsal faaliyetlerin etkinliği ile tımar sistemi arasında çok hassas bir denge bulunmaktaydı. Tımar rejiminin mükemmel olarak uygulandığı dönemlerde zirai üretim faaliyetlerinin işleyiş gücü oldukça yüksek seviyelerde iken bu rejimin çeşitli nedenlerle zayıflamasına ve dolayısıyla gittikçe önemini kaybetmesine paralel olarak tarım fonksiyonlarının işleyişi de akamete uğramıştır. Dolayısıyla zirai faaliyetler ile tımar sistemi arasındaki bağlantıyı kurabilmek için öncelikle tımar sistemi ve bunun iktisadi işleyişi hususuna değinmek gerekmektedir. Osmanlı ekonomisinin temelini zirai ekonomi oluşturmakta, tımar sistemi ise Osmanlı zirai ekonomisinin esasını teşkil etmektedir 29. Osmanlı Devleti, zirai topraklarda ilke olarak devlet mülkiyetini benimsediğinden 30 mülkiyeti ve tasarruf hakkı devlete ait olan miri araziyi devlet bizzat işletmez, yerli halka sınırsız süreli bir kira akdiyle tasarruf hakkını devrederdi 31. Sürekli ve ırsi kiracı durumunda olan köylü, bu tasarruf hukukunu ancak; toprağı, ara vermeden işlemesi ile korumaktaydı 32. Osmanlı Devleti nde, tarımsal faaliyetlerin büyük oranda gerçekleştirildiği arazi olan miri arazinin tasarruf şekli, tımar tarzında idi Abdullah M. Küçükkalay, Aynı makale, s Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, Đstanbul, 1985, s Ahmet Akgündüz, Aynı eser, s Halil Bayrakçı, Aynı eser, s Ahmet Akgündüz, Aynı eser, s.143; ayrıca bkz. Abdullah M. Küçükkalay, Aynı makale, s.55.

24 9 XVI. yüzyıl da devletin üretime müdahale etmesi ve köylülerin artı ürününe el koyması büyük ölçüde tımar sistemi çerçevesinde gerçekleşmekte olup 34 tımar, Osmanlı Đmparatorluğu nda ihtiyaçlarını veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara, muayyen bölgelerden kendi nam ve hesaplarına tahsili selahiyeti ile birlikte tahsis edilmiş olan vergi kaynaklarına ve bu arada bilhassa defter yazılarındaki senelik geliri akçeye kadar olan askeri dirliklere 35 denilmektedir 36. En sade tanımıyla tımar, devlet görevlilerine hizmetleri karşılığında, belli bir bölgenin vergi toplama yetkisinin devredilmesi 37 anlamına gelmektedir. Para ekonomisinin henüz gelişmediği Ortaçağ şartlarında, büyük bir ordunun beslenme ihtiyacı tımar sisteminin oluşumuna zemin hazırlarken, sistem, yalnızca askeri ihtiyaçları düzenlemekle kalmamış, klasik dönemde eyalet tarzının yanı sıra, devletin ekonomik, sosyal ve zirai politikalarını da büyük ölçüde şekillendirmiştir 38. Tımar sistemi, devlet, sipahi ve köylünün toprak üzerinde eş zamanlı haklarının bulunduğu, parçalı bir iyelik türüydü 39. Đmparatorluk devrinin sipahi tımarında, tımar sahibi bazen sahib-i arz ismini de taşımış olmasına rağmen, ne sipahi tımarı dahilindeki toprakları işleyen köylünün toprak sahibine ne de devlete vermekle mükellef bulunduğu hak ve resimlerin mülkiyetine sahipti. Ancak muayyen hizmetleri yaptığı müddetçe devlete ait çeşitli vergileri kendi nam ve hesabına toplamak hakkından faydalanabilirdi 40. Tımarlar, kılıç tabir edilen ve hiç değişmeyen bir çekirdek kısmı ile bu kısma zamanla ilave edilmiş olan hisse lerden teşekkül etmekte idi. Kılıçların yerleri ve adedi değiştirilemezdi. Her tımar sahibinin 34 Huricihan Đslamoğlu-Đnan, Osmanlı Đmparatorluğu nda Devlet ve Köylü, (çev. Sabri Tekay), Đstanbul, 1991, s Dirlik ve tımar sürekli birbirlerinin yerine kullanılmış olup, dirlik sistemin genel adıdır. Tımar ise hem sistemin hem de dirlik çeşitlerinden üçüncü dilimin ismidir. Muhtemelen tımarların hem sayıca fazla olması hem de zeamet ve haslara göre daha fonksiyonel olması sebebiyle dirlikle eş anlamlı olarak ve diğerlerini de ifade eder tarzda kullanılmıştır. Mustafa Oflaz, Osmanlı Dirlik Sistemi, Türkler, c. X, Ankara, 2002, s.695. Dirlikler, gelirlerine göre üç kısma ayrılırdı: 1) Has: Yıllık geliri 100 bin akçeden fazla olan dirliklere, 2) Zeamet: Yıllık geliri akça ile akça arasında olan dirliklere, 3)Tımar: Senelik geliri akçaya kadar olan dirliklere denilmekte idi. Yılmaz Kurt, Aynı makale, s Ayrıca bkz. Ahmet Akgündüz, Aynı eser, s Ömer Lütfi Barkan, Tımar, Đ.A. XII. s Fatma Acun, Klasik Dönem Eyalet Tarzı Olarak Tımar Sistemi ve Uygulanması, Türkler, c. IX, Ankara, 2002, s Fatma Acun, Aynı makale, s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ ( ), s Ömer Lütfi Barkan, Tımar, s.295.

25 10 bir kılıç yerine tayin edilmiş olması lazımdı. Babalarının tımarı müşterek bir beratla iki kardeşe verilme halleri hariç, bir kılıç yerine iki kişi gönderilemezdi 41. Tımar sahibinin ölümü halinde devlet, sipahinin hizmete yarar erkek evlatlarından birine veya birkaçına tımar vermeyi prensip olarak kabul etmiş bulunuyordu. Fakat bu şekilde verilen tımar, ölen babanın tımarının zaruri olarak kendisi olmadığı gibi, kıymet itibariyle de aynısı değildi 42. Sipahinin oğluna, babasının tımarının başlangıç kadro maaşı niteliğindeki çekirdek kısmı verilmekteydi. Bir oğlun babasının yerine geçebilmesi için, babasının öldüğü zaman en az 12 yaşında olması ve dilekçesini 7 yıllık bir süre içinde beylerbeyine sunmuş olması gerekmekteydi 43. Tımar, Osmanlı sisteminde belirli bir bütün oluşturan bir toprak parçasından çok, aynı zamanda asgari ve azami sınırları kanunlarla belirlenmiş vergi gelirlerinin tahsil edildiği itibari birimleri de ifade etmektedir 44. Bu birimde sipahinin yetkileri mümkün olduğunca sınırlandırılmıştır. Bir kere devlet tüm vergi gelirlerini değil, yalnızca bazılarını sipahiye bırakmakta bu nedenle de devletin payına düşen vergileri alabilmek için memurlar her zaman tımarlara girebilmektedir. Yine Osmanlı sisteminde reaya, sultanın sayıldığından, sipahi doğrudan üreticiye el koyamamakta ve bu nedenle de tarımsal artığın tümünü elde edememektedir yılda bir yapılan periyodik tahrirlerde, sipahilerin beratlarında yazılı olandan daha fazla gelir elde ettikleri saptanırsa, ya tımarın bir kısım reayası başka bir tımara verilmekte ya da fazla gelire mevkufçu ve mevkufat emini tarafından hazine adına el konulmaktadır 45. Nitekim sipahinin, Osmanlı vergi kaynaklarının tamamına değil de onlara sadece hükümetin belirlediği kıstaslar nispetince sahip olması, merkeze karşı doğrudan sorumlu olması dolayısıyla üretim ve köylü-reaya üzerinde etkin bir surette ekonomik 41 Ömer Lütfi Barkan, Feodal Düzen ve Osmanlı Tımarı, Türkiye de Toprak Meselesi Toplu Eserler, I, Đstanbul, 1980, s Barkan, Tımar, s Nicoara Beldiceanu, XIV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Devletinde Tımar, (çev. Mehmet Ali Kılıçbay), Ankara, 1985, s Mehmet Ali Kılıçbay, Aynı eser, s Mehmet Ali Kılıçbay, Aynı eser, s.357.

26 11 yaptırım gücüne haiz bulunmaması, Osmanlı tımar sisteminin ekonomik işleyişindeki temel unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Her tımar biriminin yani dirliğin sipahiye ödenecek ayni verginin muhafaza edileceği bir anbarı bulunuyordu. Bu da bir defa inşa edilir ve sipahinin değişmesiyle, tamir hariç, yeniden yapılamazdı. Yine köylünün sipahiye ödenen ayni vergiyi en yakın pazara götürüp satma mükellefiyeti vardı. Mahsul burada, bir gün içinde satılamazsa ikinci gün bir başka pazara götürmeye zorlanamazdı. Sipahiler, üretimin dolayısıyla gelirden kendilerine düşen payın yükselmesi için gerektiğinde köylüye tohumluk veya yemeklik zahire ya da nakit yardımında bulunarak ekilmemiş toprak kalmamasına dikkat ederlerdi 46. Dolayısıyla tımar sisteminin kendine özgü bu ekonomik işleyişi, ekonomisi büyük oranda tarıma dayanan Osmanlı Devleti ndeki tarımsal faaliyetlerin aktivasyonunun sağlanmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Tımar sisteminin çok güçlü olduğu ve mükemmel bir şekilde uygulandığı dönemlerde tarımdan sağlanan gelirler artmış; ancak 16. yüzyıldan itibaren savaşların uzun sürmesi ve bu yüzyılın sonunda meydana gelen celali isyanlarının beraberinde getirdiği olumsuzlukların baş göstermesi, tımar sisteminin etkinliğini yitirmesine ve dolayısıyla tarımdan elde edilen gelirlerin azalmasına sebep olmuştur. 46 Ahmet Tabakoğlu, Aynı makale, s.674.

27 12 B- Tımarlı Sipahilerin Reaya Đle Münasebetleri ve Sistemin Feodal Sistem Đle Mukayesesi Tımar topraklarını işlemek hak ve görevine sahip olan reayanın idaresi, işletmeye nezaret ve vergilerin tahsili, sahib-i arz (toprak sahibi) kabul edilen dirlik sahiplerine bırakılmıştır 47. Sipahi ile köylü arasındaki ilişkiler, miri kanunların en detayına kadar uygulanmıştır. Sipahi, devletin toprağında, halkın zirai çalışmalarını kontrol eden bir memur niteliğindeydi 48 ve tımarı elinde tutan sipahinin toprak üzerinde, kanunlarla tespit edilmiş bazı denetim hakları bulunmaktaydı; bu özelliğiyle de kendisine sahibi arz yani toprak sahibi adı verilen sipahinin toprak üzerindeki hakları ise şu şekilde izah edilebilir: Devletin toprak yasalarını uygular; boş toprakları, sözleşmeyle ve peşin ödenen bir kira, tapu resmi karşılığında talep eden köylünün tasarrufu altına verirdi. Köylü ise toprağı sürekli işlemeyi ve zorunlu vergileri 49 ödemeyi üstlenirdi. Ekinlik, bostan ya da çayır olarak aldığı toprağın kullanımını değiştiremezdi. Toprağı, üç yıl boyunca bir neden olmaksızın boş bırakırsa, sipahi toprağı başkasına verebilirdi. Ancak ne sipahi ne de akrabaları köylünün elindeki toprağın iyeliğini ele geçirebilirdi 50. Tımarlı sipahiler, en uzak köyde bile merkezi otoriteyi temsil eden idari kadroları oluşturmaktaydı 51. Devlet, sipahiye başka yetkiler vererek onu köydeki düzenden sorumlu kılmıştır. Ufak suçlar için köylüden toplanan para cezalarının yarısı sipahinin, yarısı da sancakbeyinin olurdu; ancak, para cezası verme yetkisi sadece kadıya aitti. Sipahi, tımarını oluşturan köyde oturur ve seferde askeri görevlerini yerine getirir; ancak tarımsal üretimle uğraşmazdı. Sipahinin köyde yaşamasını sağlamak için Osmanlı kanunnâmeleri köylüye bir dizi ufak tefek 47 Ahmet Tabakoğlu, Aynı makale, s Mustafa Oflaz, Aynı makale, s Köylü tapu resmi karşılığında üzerine kaydedilen toprağı işleyerek elde ettiği mahsulden örf ve adetlere ve toprağın verim durumuna göre, yarısı ile onda bir arasında değişen bir kısmını ve çift resmi adı altında peşin parayı, kira olarak her sene devlete veya onu temsil eden dirlik sahibine verirdi. Đsmet Miroğlu, Kemah Sancağı ve Erzincan Kazası( ), Ankara, 1990, s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ ( ), s Huricihan Đslamoğlu-Đnan, Aynı eser, s.33.

28 13 hizmetler yüklemişti. Sipahiye ev yapmakla yükümlü olan köylüler, ona öşür mahsulünü koymak için bir ambar yapmak, sipahinin öşrünü ambara ya da satmak için bir günlük yoldan uzak olmayan pazara taşımak zorundaydılar. Sipahinin çayırındaki otların biçilmesine de katılmak durumundaydılar; ama kanunnâmeye göre samanı ambara taşımaya mecbur değillerdi. Sipahi, tımarına ait başka bir köyden gelmişse, köylü üç gün süreyle konukseverlik göstermek, sipahiye ve atına bakmakla yükümlüydü 52. Reayası kaçan sipahi, gelirini kaybettiğinden yasa, reayanın yerleşim yerini bırakıp başka yere gitmesini yasaklamıştı. Sipahi, kaçak bir köylüyü onbeş yıl içinde toprağına dönmeye zorlayabilirdi; fakat bunun için kadının hükmü gerekliydi. Başka biri gelip bırakılmış toprağı işler ve öşrünü öderse sipahi kaçak köylüyü dönmeye zorlayamaz, ondan ancak çift resmi 53 alabilirdi. Köylü, kentte bir iş edinmişse, sipahiye yılda bir altın dükadan biraz fazla tutan çift bozan akçesi denen tazminatı ödemek zorundaydı; ancak sipahi onu toprağına dönmeye mecbur edemezdi 54. Sipahiler, köydeki iç düzenden sorumlu oldukları gibi, köylüyü hariçten gelebilecek tehlikelere karşı da koruma vazifesine sahipti. Köy toplulukları, açık arazide yalnız ve her türlü çapulcunun saldırısına açık olduğundan köylünün koruma altına alınması büyük önem taşıyordu. Köyün dışarıdan saldırıya uğraması halinde, sipahinin derhal yerel komutana, subaşı/zaim e haber vermesi, onun da yörenin bütün sipahilerini toplayıp yardıma koşması gerekiyordu. Sefer zamanında ise sipahilerin bir bölümü, bir koruma önlemi olarak köyde bırakılıyordu 55. Tımar sistemi uygulanış açısından Batı daki feodal nizamla karşılaştırıldığında, bazı benzerlikler göstermekle beraber, muhteva ve gaye açısından 52 Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ ( ), s Osmanlı Đmparatorluğu nda miri arazi sisteminin tatbik edildiği bölgelerinde, çift tabir edilen muayyen büyüklükteki araziyi tasarruf eden raiyyetin ödediği resme çift resmi denir. Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu Klasik Çağ( ), s Halil Đnalcık, Osmanlı Đmparatorluğu nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, I, s.220.

29 14 değerlendirildiğinde, aralarında önemli farklılıkların bulunduğu tespit edilmektedir 56. Her şeyden önce tımar sistemi çerçevesinde sipahiye tevzii edilen topraklar onun kendi mülkiyetine ait değildi; toprakların mutlak sahibi olan yegâne unsur devletti. Feodal sistemdeki toprak sahibi senyör ise hem hâkimiyeti altında bulundurduğu toprağın hem de toprağı üzerinde çalıştırdığı köylünün (serfin) gerçek sahibi idi. Osmanlı toprak sisteminin feodalite ile en fazla bağlantı kurulan noktalarından birisi, toprağa bağlılık ilkesidir. Oysaki Osmanlı Devleti nde reayanın toprağa bağlılığı ile feodal düzendeki serfin toprağa bağlılığı nitelik açısından birbirinden oldukça farklıdır. Feodalitede serf, toprağa bağlıdır, bu sebeple toprağı terk edip gidemez. Feodal bey, malikâneyi terk edip kaçan serfi nerede olursa olsun yakalayıp getirme hakkına sahiptir. Toprağa bağlılık sonucu serfin toprakla birlikte alınıp satılmaları mümkündür 57. Osmanlı Devleti nde de reaya bulunduğu toprağı terk edemezdi. Kanunnâme hükümlerinden anlaşıldığı üzere, sipahi toprağını terk eden reayayı takip etme ve toprağına geri getirme hakkına sahip olmasına rağmen reayanın toprağını terk etmesinin üzerinden on yıl geçmişse, artık toprağa bağlılığı sona erer ve geri getirilmesi gerekmez ve şehirde on yıl yaşayan reaya artık şehir halkından sayılır ve tahrir defterlerine kaydedilmezdi 58. Osmanlı sisteminde reayanın toprağı terk etme yasağı esas itibariyle devletin mevcut düzeni ve kendisini koruma kaygısından ileri gelmektedir. Reayanın toprağa bağlılığı, feodalitede olduğu gibi serfin feodal lordun malı olması sebebiyle ortaya çıkan bir bağlılık değildir. Her şeyden önce reayanın toprağı terk edip üretim yapmaması, devletin reayadan alacağı çeşitli vergileri tahsil edememesi ve dolayısıyla büyük gelir kaybına uğraması demektir 59. Dolayısıyla Osmanlı Đmparatorluğu nun, tımar sistemi çerçevesinde zirai ekonominin en önemli unsuru olan köylüyü, 56 Yusuf Halaçoğlu, Aynı eser, s Gül Akyılmaz, Osmanlı Devlet inde Reaya Kavramı ve Devlet-Reaya Đlişkileri, Osmanlı, c. IV, Ankara, 1999, s Raiyyet ki yerlü olub müteferrik olsa göçürüb yerine getürmek kanun-ı kadimdir. Amma onbeş yıl bir yerde mütevattın olan kimesneyi göçürüb getürmek men olınmışdır Ömer Lütfi Barkan, XV. ve XVI. Asırlarda Osmanlı Đmparatorluğu nda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları: Kanunlar, I, Đstanbul, 1943, s.2; Gül Akyılmaz, Aynı makale, s Gül Akyılmaz, Aynı makale, s.42.

30 15 toprağına bağlamasındaki zorunluluk, feodaliteden farklı olarak, sadece mali gelir kaybına uğramamayı kendisine ilke edindiği içindir. Nitekim devlet, tımar sistemi içerisindeki tarımsal faaliyetleri ve zirai ekonomiyi, kendisine karşı doğrudan bağlı ve sorumlu olan sipahiler aracılığıyla denetlerken, feodal sistemdeki toprak sahipleri, merkeze karşı direkt olarak sorumlu olmadıklarından topraklarındaki tarımsal faaliyetleri bizzat kendileri yönlendirmiştir. Đşte bu ince ayrım klasik dönem Osmanlı tarım ekonomisine damgasını vuran önemli bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Reaya, feodal sistemdeki serfin aksine üretim miktarını kendi tayin etme hürriyetine sahiptir. Feodalitede feodal bey; nerede, ne zaman, ne kadar, üretim yapılacağına kendisi karar verir. Oysa Osmanlı sisteminde üretimin sadece alt sınırı saptanmıştır. Yani reaya, belli bir miktarın altında üretim yapamazdı. Bu hususta asgari bir sınır konmasının nedeni yine sipahinin ve dolayısıyla devletin vergi geliri kaybına uğramasını önlemek içindir. Diğer bir ifadeyle alt sınır tespiti, sipahinin gelirini sabit tutmaya ve böylece mükellefiyetlerini yerine getirmesini sağlamaya yönelik bir tedbirdir. Reaya alt sınırın altına inmeden üretim yaptığı ve zorunlu vergilerini ödediği sürece istediği ürünü istediği miktarda yetiştirebileceği gibi başka işlerle de uğraşabilirdi 60. Osmanlı tımar sistemine has olan bu hususiyetlerin hiçbirisi, feodal sistemde kesinlikle söz konusu değildi. Diğer taraftan Batı feodal sisteminde senyör, kendi hususi toprakları dâhilinde bulunan köylülerin davalarına bakmak ve suçlu olanları cezalandırmak hak ve imtiyazlarına sahip olmakla beraber zirai örf ve adetlerin tesisi ve korunması, fiyatlara müdahale etme yetkisi de senyörün salahiyetleri arasında idi 61. Tımar sistemi ile feodal sistem arasındaki farkın vurgulanması açısından önemli olan bir diğer nokta ise, toprak mülkiyetinin sipahi ile senyörlere veriliş şeklindeki farklılıktır. Feodal sistemde, toprak mülkiyetini senyörler, hayatta olmasına rağmen oğullarına bırakmakta serbest iken; bu husus, Osmanlı tımar sisteminde ince kurallara bağlanmıştı: ırsi toprak mülkiyetinin oluşumunu engellemek 60 Gül Akyılmaz, Aynı makale, s Barkan, Feodal Düzen ve Osmanlı Tımarı, s.878.

31 16 için hayatta olan dirlik sahiplerinin oğullarına tımar verilmediği gibi, dirlik sahibinin ölümü halinde, kural olmamakla birlikte, zaman zaman oğullarından bir veya ikisine tımar verilmesi durumunda da bu genellikle baba tımarının kılıç miktarını geçmemekte idi 62. Tımar sistemi ile feodalite arasındaki farkı ortaya koyan ve Osmanlı reayasının feodal sistemdeki serfin statüsünden çok farklı bir statüde olduğunu gösteren hususiyetlerden birisi de reayanın üretim araçlarının mülkiyetine sahip olmasıdır. Reaya, toprak hariç bütün üretim ve iş araçlarının mülkiyetine sahiptir. Serf ise, üretim araçlarının mülkiyetine sahip değildir 63. Feodal sistemde toprak sahibi senyörler, topraklarını ve bu topraklardaki köylüleri bir çıkar unsuru olarak görürlerken, Osmanlı tımar sistemi içerisindeki sipahiler ise, hükümetin kontrolünde olmaları ve kendilerine tımarları hususunda verilen hakların sınırlı olması dolayısıyla topraklarını tasarruf eden köylüleri, hiçbir zaman rant unsuru ya da ticari bir meta olarak görememişlerdir. Nitekim Osmanlı Devleti, siyasi, sosyal ve ekonomik ve mali kurumlarını sistemli olarak yürüttüğü devirlerde, feodal toplum ve üretim yapısını engelleyici düzenlemelerle feodaliteye giden yolları tıkamış, feodal eğilimlere karşı hür, kendi özel mülk zirai işletmesi üzerinde çalışan köylü tipini korumuş ve onu güçlendirmiştir 64. Bu da klasik dönem Osmanlı Devleti nin merkezi erkinin, toprak sistemi ve tarım sektörü üzerindeki baskın rolünün bir neticesi olarak karşımıza çıkmaktadır. 62 Mehmet Ali Kılıçbay, Aynı eser, s Gül Akyılmaz, Aynı makale, s Halil Cin, Aynı eser, s.67.

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 25.10.2017 Toplum, Ekonomi ve Maliye Klasik Dönem olarak da adlandırılan 16. yy Osm. Devleti nin en parlak dönemidir. TOPLUMSAL YAPI: Artığı yaratanlarla artığa el koyanları birbirlerinden

Detaylı

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN Doç. Dr. Süleyman Kaya İCÂRETEYN KAVRAMI Arapça icâre kelimesinin tesniyesi olan icâreteyn kavramı çift kira anlamına gelip kira sözleşmesinde kira bedelinin

Detaylı

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II İktisat Tarihi II 02.03.2018 Roma şehir devleti, başlangıcında aristokratik bir karakter arz ediyordu. Roma İmparatorluğu nun zirvede olduğu 1. ve 2. yüzyıllarda sınırları İskoçya dan Mısır a kadar uzanıyordu

Detaylı

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com. Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.tr GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE TAHAKKUK VE TAHSİLAT ESASININ GEÇERLİ OLDUĞU

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 15/16 Aralık 2016 16. yüzyılda Osmanlı da para kullanımında büyük bir artış gerçekleşmiştir. Madeni sikkelere dayanan para sistemlerinde tağşiş işlemlerinin değişik amaçları olabiliyordu.

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESI I. GENEL OLARAK...3 II. İLKENİN TAPU

Detaylı

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DA TAŞRA TEŞKILATI TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI İstanbul un merkez kabul edildiği Osmanlı Devleti nde, başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra ifadesi

Detaylı

Mevcut Durum TARIM ARAZİLERİNİN DAĞILIMI

Mevcut Durum TARIM ARAZİLERİNİN DAĞILIMI TARIM ARAZİLERİNİN DAĞILIMI ALAN (Milyon Ha.) 1. Toplam Tarım Arazisi 23,8 ÇKS ye kayıtlı tarım arazisi 14,8 Kayıt altına alınamayan tarım arazisi 9,0 2. Kayıt dışı arazilerin dağılımı Mevcut Durum Şahıs

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

MALATYA TİCARET BORSASINA TABİ MADDELER VE BU MADDELERİN ALIM VEYA SATIM Y Ö N E T M E N L İ Ğ İ

MALATYA TİCARET BORSASINA TABİ MADDELER VE BU MADDELERİN ALIM VEYA SATIM Y Ö N E T M E N L İ Ğ İ MALATYA TİCARET BORSASINA TABİ MADDELER VE BU MADDELERİN ALIM VEYA SATIM Y Ö N E T M E N L İ Ğ İ 08.01.2005 Tarih 25694 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 18.05.2004 Tarihli ve 5174 sayılı Odalar ve Borsalar

Detaylı

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT 5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT 1- Osmanlı Devleti nde ekonominin temeli olan tarımdan elde edilen gelirlerle asker beslenir, devlet adamlarının maaşları ödenirdi. Bundan dolayı tarım gelirlerinde bir

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 11.10.2017 12. asrın ikinci yarısından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti siyasi ve idari bakımdan pekişmişti. XII. yüzyıl sonlarından itibaren şehirlerin gelişmesi ile Selçuklu ekonomik

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Turizm Sektörü Açısından Rehberler ve Profesyonel Turist Rehberlerinin Hukuki Statüsü

İÇİNDEKİLER. Turizm Sektörü Açısından Rehberler ve Profesyonel Turist Rehberlerinin Hukuki Statüsü İÇİNDEKİLER Önsöz... vıı Kısaltmalar... ıx Tablolar Listesi... xvıı Giriş... 1 Birinci Bölüm Turizm Sektörü Açısından Rehberler ve Profesyonel Turist Rehberlerinin Hukuki Statüsü 1. ÖN BİLGİLER... 7 1.1.

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım, yeryüzünde en yaygın olan faaliyetlerden olup, gıda maddeleri ve giyim eşyası için gerekli olan hammaddelerin büyük bölümü

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 07.12.2017 İltizamın Yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlayan mali bunalım, 17. ve 18. yüzyıllarda da sürdü. Merkezi devletin taşradaki etkinliğini yitirmesi tarımsal artığı

Detaylı

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 6.Hafta OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA TARIM. Dr. Osman Orkan Özer

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 6.Hafta OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA TARIM. Dr. Osman Orkan Özer Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 6.Hafta OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Osmanlı rejiminin temellerinin atılmak üzere olduğu 13. asrın sonlarında (1299), Uçlar vilayeti ve Batı Anadolu

Detaylı

EBRU ERENER TÜRK İŞ HUKUKUNDA ASGARİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

EBRU ERENER TÜRK İŞ HUKUKUNDA ASGARİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ EBRU ERENER TÜRK İŞ HUKUKUNDA ASGARİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Olarak İş Sözleşmesi 1. İŞ SÖZLEŞMESİ KAVRAMI...5

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BİRİNCİ BÖLÜM TEMEL HUKUK BİLGİSİ I. HUKUK NEDİR ve KAÇA AYRILIR?...3 II. VERGİ HUKUKU ve KAYNAKLARI...4 A. Vergi Hukukunun Tanımı...4 B. Vergi Hukukunun Kaynakları...4

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

25/12/2015 SİRKÜLER 2015/36. Sayın Yetkili; Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu Haddi TL ye İndirildi.

25/12/2015 SİRKÜLER 2015/36. Sayın Yetkili; Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu Haddi TL ye İndirildi. SİRKÜLER 2015/36 25/12/2015 Sayın Yetkili; Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu Haddi 7.000 TL ye İndirildi. 24/12/2015 tarihli ve 29572 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 459 Sıra No.lu Vergi Usul

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ 12.01.2016 İZMİR KURULUŞ KANUNU Tarım Kredi Kooperatiflerinin temelleri 1863 yılında Memleket Sandıkları adı altında Mithat Paşa tarafından atılmıştır. 1972 yılında çıkarılan

Detaylı

ORMAN VE ARAZİ MÜLKİYETİ UYUŞMAZLIKLARI

ORMAN VE ARAZİ MÜLKİYETİ UYUŞMAZLIKLARI Prof. Dr. Dr. YUSUF GÜNEŞ İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Çevre ve Orman Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ORMAN VE ARAZİ MÜLKİYETİ UYUŞMAZLIKLARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ Mehmet Emre DİKEN * 1. Giriş Şehiriçi ticari taksi araçlarının sayıları yeni yerleşim bölgelerinin kurulması ve nüfusla paralel olarak artış göstermektedir.

Detaylı

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri

Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri Yrd. Doç. Dr. Evrim ERİŞİR Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Geçici Hukukî Korumanın Temelleri ve İhtiyatî Tedbir Türleri İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ

Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ Emrah URAN TÜRKİYE DEKİ BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELERİN İDARİ YAPTIRIM YETKİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm EKONOMİK KAMU DÜZENİ EKSENİNDE BAĞIMSIZ İDARİ

Detaylı

Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU. 4/11/1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete

Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU. 4/11/1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU 4/11/1999 tarihli ve 23866 sayılı Resmi Gazete 4/11/1999 tarihli ve 23866

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı : 62030549-125[2-2015/339]-56816 12.05.2016 Konu : Vakıf üyelerine ait birikimlerin

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNA GÖRE İŞVEREN VEKİLİ KİMDİR? İŞVEREN VEKİLİNİN SORUMLULUKLARI NELERDİR?

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNA GÖRE İŞVEREN VEKİLİ KİMDİR? İŞVEREN VEKİLİNİN SORUMLULUKLARI NELERDİR? İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNA GÖRE İŞVEREN VEKİLİ KİMDİR? İŞVEREN VEKİLİNİN SORUMLULUKLARI NELERDİR? Recep GÜNER 50 * ÖZ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu nda yer alan yükümlülüklerin sorumlusu

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Sinem AYDIN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Detaylı

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ I. ÖZEL FİNANS KURUMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER A. Kavram ve Kurum Olarak Özel Finans Kurumları 1. Kavramın Ortaya

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Ali Hakan EVİK TÜRK CEZA HUKUKU NDA HİLELİ VE TAKSİRLİ İFLAS SUÇLARI

Yard. Doç. Dr. Ali Hakan EVİK TÜRK CEZA HUKUKU NDA HİLELİ VE TAKSİRLİ İFLAS SUÇLARI Yard. Doç. Dr. Ali Hakan EVİK TÜRK CEZA HUKUKU NDA HİLELİ VE TAKSİRLİ İFLAS SUÇLARI İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Hileli ve Taksirli İflas Suçları

Detaylı

Dr. GÜL ÜSTÜN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HUKUKİ BOYUTU

Dr. GÜL ÜSTÜN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HUKUKİ BOYUTU Dr. GÜL ÜSTÜN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HUKUKİ BOYUTU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER... ix KISALTMALAR...xv GİRİŞ... 1

Detaylı

KIRSAL YAPIDA SOSYAL TABAKALAŞMA LÜTFİ SUNAR

KIRSAL YAPIDA SOSYAL TABAKALAŞMA LÜTFİ SUNAR KIRSAL YAPIDA SOSYAL TABAKALAŞMA LÜTFİ SUNAR Kırsal Alanda Sosyal Yapı Hanehalkı büyüklüğü fazladır... Geniş aile Kaba doğum oranı fazladır Kadın nüfus erkek nüfustan fazladır Genç erkek nüfus kentlere

Detaylı

459 SIRA NO.LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ DUYURUSU

459 SIRA NO.LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ DUYURUSU 459 SIRA NO.LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ DUYURUSU Maliye Bakanlığı, Tahsilat ve Ödemelerin tevsik zorunluluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki 8.000 TL lik Had di 7.000 TL ye indirmiştir. Konuya ilişkin

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

Arazi Varlığının Kullanım Şekilleri Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Arazi Varlığının Kullanım Şekilleri Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Arazi Varlığının Kullanım Şekilleri Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar İşlevi sonlandırılmış olan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü(KHGM) nün 2005 yılı verilerine göre; Türkiye de 78 milyon ha toplam arazinin % 27,3

Detaylı

Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ

Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 A. Para Piyasası Kurumları...5 1. Genel Olarak Para

Detaylı

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Doç.Dr.Tufan BAL 7.Bölüm Tarımsal Finansman ve Kredi Not: Bu sunuların hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.İ.Hakkı İnan ın Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Kitabından

Detaylı

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 5.Hafta SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Selçuklu İmparatorluğu, Türklerin kurduğu dört büyük imparatorluktan (Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı) üçüncüsüdür. İslam

Detaylı

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi GENEL VERGİ TEORİSİ IV Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi Kavramlar: Gelirden Alınan Vergiler, Servetten Alınan Vergiler, Harcamalardan Alınan Vergiler Kavramlara

Detaylı

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi 04.01.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Yasasına bakacak olursak yeni yasada hizmet

Detaylı

KENDİ NAM VE HESABINA BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI, 3. KİŞİNİN SORUMLULUĞU VE RÜCU

KENDİ NAM VE HESABINA BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI, 3. KİŞİNİN SORUMLULUĞU VE RÜCU KENDİ NAM VE HESABINA BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI, 3. KİŞİNİN SORUMLULUĞU VE RÜCU Mikail KILINÇ* 1.Giriş 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası

Detaylı

TEDARİK SÜRECİNDEKİ AKTÖRLER VE SORUMLULUKLARI

TEDARİK SÜRECİNDEKİ AKTÖRLER VE SORUMLULUKLARI TEDARİK SÜRECİNDEKİ AKTÖRLER VE SORUMLULUKLARI Müjgan ÖZBEK Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı İç Kontrol Daire Başkanı 1 Friedman Matrisi ve Kim, Kimin Parasını Nasıl Harcamalı?

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ KİTAP - Osmanlı Kuruluş Dönemi Bursa Vakfiyeleri, Yayına Hazırlayanlar, Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim- Dr. Hasan Basri Öcalan, Osmangazi Belediyesi Yayınları, İstanbul

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İÇİNDEKİLER Kısaltmalar Önsöz XVII XIX Giriş 1 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ 1. EVLENME KAVRAMI İLE EVLENMENİN TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE 1.1. Muhasebenin Sorumluluk Alanı...3 1.2. Muhasebenin Ülke ve Dünya Ekonomisindeki Yeri...4 1.3. Muhasebe Verilerinin İlgi Çevreleri...7 1.4. Muhasebenin

Detaylı

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ T.C. ERZURUM GIDA TARIM VE HAYVANCILIK İL MÜDÜRLÜĞÜ SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ ERZURUM Temmuz -2012 PROJEYİ HAZIRLAYANLAR Asuman DEVECİ Ziraat Mühendisi Hülya ÖZER Ziraat

Detaylı

Gap Bölgesinde Sulanan Alanlarda Buğdayın Yılları Arasındaki Üretim Girdi Ve Maliyetindeki Değişimler

Gap Bölgesinde Sulanan Alanlarda Buğdayın Yılları Arasındaki Üretim Girdi Ve Maliyetindeki Değişimler Gap Bölgesinde Sulanan Alanlarda Buğdayın 2000-2009 Yılları Arasındaki Girdi Ve ndeki Değişimler Tali MONĐS 1 Ahmet ÇIKMAN 1 Şeyda ĐPEKÇĐOĞLU 1 Özet: GAP Bölgesi toplam arazi miktarı 7 541 000 ha. dır.

Detaylı

TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİSYON ÇALIŞMASI Tablo 1. Misyon Çalışması Sonuçları Konsolide Misyon Toplumun refahı, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve kamu kurumlarının mali

Detaylı

Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS

Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM TENKİS KAVRAMI,

Detaylı

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA Rızkullah ÇETİN 38 * 1-GİRİŞ: Genel itibariyle vergi kaçakçılığı ya da vergiden kaçınma olaylarını

Detaylı

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02 TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI 1 İstanbul, 05.01.2004 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2003/6575 ve 2003/6577 sayılı Bakanlar Kurulu

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

(1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay..

(1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay.. İktisat Tarihi (1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay.. (1962). "Yükseliş Devri'nde Osmanlı Ekonomisine Umumi

Detaylı

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ) MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ) GİRİŞ Rasim SEZER 1 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesi ile, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini

Detaylı

Future Forward Oplsiyon Piyasaları. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI 1

Future Forward Oplsiyon Piyasaları. Doç. Dr. A. Can BAKKALCI 1 Future Forward Oplsiyon Piyasaları Doç. Dr. A. Can BAKKALCI 1 Döviz Türevi Ürünler Gelecek piyasasına ait ilk sözleşme 13 Mart 1851 yılında 3000 kile mısırın Haziran ayında Chicago da teslimine yönelik

Detaylı

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ KIVABİS Kıbrıs Vakıfları Bilgi Sistemi KIVABİS adı verilen Kıbrıs Vakıflar Bilgi Sistemi, projenin amacına uygun olarak, tarihi vakıfların kuruluşu,

Detaylı

ÜRETİCİ BİRİM ONAY BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ 2015-16 SEZONU

ÜRETİCİ BİRİM ONAY BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ 2015-16 SEZONU AMAÇ ÜRETİCİ BİRİM ONAY BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ 2015-16 SEZONU Bu doküman 2015-16 pamuk üretimi sezonunda IPUD ile birlikte çalışarak Türkiye de Better Cotton üretimi gerçekleştirmek isteyen kurumlar

Detaylı

2- Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmasından önce Anadolu nun sosyo ekonomik yapısı hakkında bilgi veriniz.

2- Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmasından önce Anadolu nun sosyo ekonomik yapısı hakkında bilgi veriniz. 1 Anadolu Selçuklu Devleti nde göçebe-yerleşik çelişkileri üzerinden gerçekleşen ve Anadolu Selçuklu Devleti ni Moğol İstilası na açık hale getiren olay -------- dır. 2- Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmasından

Detaylı

1. Üzerinde silinti/kazıntı bulunan TIR Karneleri gümrük idarelerinde nasıl işlem görür?

1. Üzerinde silinti/kazıntı bulunan TIR Karneleri gümrük idarelerinde nasıl işlem görür? 1. Üzerinde silinti/kazıntı bulunan TIR Karneleri gümrük idarelerinde nasıl işlem görür? A) Gümrük idarelerince kabul edilmez B) Gümrük idarelerince kabul edilir C) Gümrük idarelerince yenisi verilir D)

Detaylı

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU 1- Mükellefler İçin Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin, - Avans, depozito, pey

Detaylı

HUSUSİ SİGORTA HUKUKU

HUSUSİ SİGORTA HUKUKU Prof. Dr. Rayegân KENDER Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku Öğretim Üyesi TÜRKİYE DE HUSUSİ SİGORTA HUKUKU Sigorta Müessesesi Sigorta Sözleşmesi 6102 Sayılı Yeni Türk

Detaylı

Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ Av. MAHCEMAL SEYHAN VERGİ MÜKELLEFLERİNİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE İLIŞKIN GENEL ESASLAR

Detaylı

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI 4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI 4081 Sayılı Kanun; Çiftçi mallarının korunması esaslarını düzenlemek üzere 10.07.1941 tarihinde yayımlanmıştır. Kanun Hükümleri; -Köy sınırları

Detaylı

DEĞİŞEN 5403 SAYILI TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE İLGİLİ AB MEVZUATI NIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

DEĞİŞEN 5403 SAYILI TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE İLGİLİ AB MEVZUATI NIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ DEĞİŞEN 5403 SAYILI TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE İLGİLİ AB MEVZUATI NIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ Prof.Dr. Günay Erpul Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Taşınmaz Geliştirme ABD

Detaylı

Büyüme stratejisini ihracat temeline dayandıran Türkiye, bu kapsamda ihracata değişik yollarla teşvikler sağlamaktadır.

Büyüme stratejisini ihracat temeline dayandıran Türkiye, bu kapsamda ihracata değişik yollarla teşvikler sağlamaktadır. DAHİLDE İŞLEME İZİN BELGESİ VEYA İZNİ OLANLARA BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ, DAMGA VERGİSİ VE HARÇ İSTİSNASI Gerek gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkeler, ihracatlarının arttırılması konusunda

Detaylı

Konu : Tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki TL lik had, TL ye indirilmiştir.

Konu : Tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki TL lik had, TL ye indirilmiştir. Sirküler No : 2015/75 Sirküler Tarihi : 25.12.2015 Konu : Tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluğuna ilişkin olarak hali hazırdaki 8.000 TL lik had, 7.000 TL ye indirilmiştir. A Member Of 24.12.2015 tarih

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI MALİ DÜZENLEME YASASI. 1. Bu Yasa, Yükseköğretim Kurumları Mali Düzenleme Yasası olarak isimlendirilir.

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI MALİ DÜZENLEME YASASI. 1. Bu Yasa, Yükseköğretim Kurumları Mali Düzenleme Yasası olarak isimlendirilir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 30 Mart 2009 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Yükseköğretim Kurumları Mali Düzenleme Yasası Anayasa nın 94 üncü maddesinin

Detaylı

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren)

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren) GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI (GVK Md.94 ve GEÇİCİ Md. 67) MADDE GVK 94/.a..b. 3 4 5.a. 5.b. 5.c. 5.d. 6.a. 6.b. 7 AÇIKLAMA Yaptıkları serbest meslek isleri dolayısıyla bu isleri icra edenlere yapılan

Detaylı

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar 1) Ücretlerden Hizmet erbabına ödenen ücretlerden GVK 103. maddedeki dilimlere ve 104. maddedeki esaslara göre stopaj yapılacaktır. (Bkz.

Detaylı

Dr. AYŞE YASEMİN AYDOĞMUŞ AİHS E EK 1 NO LU PROTOKOLE GÖRE YABANCILARIN TÜRKİYE DE TAŞINMAZ EDİNMESİ

Dr. AYŞE YASEMİN AYDOĞMUŞ AİHS E EK 1 NO LU PROTOKOLE GÖRE YABANCILARIN TÜRKİYE DE TAŞINMAZ EDİNMESİ Dr. AYŞE YASEMİN AYDOĞMUŞ AİHS E EK 1 NO LU PROTOKOLE GÖRE YABANCILARIN TÜRKİYE DE TAŞINMAZ EDİNMESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR LİSTESİ...XIX GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM YABANCILARIN

Detaylı

BETTER COTTON ÜRETİCİ BİRİM ONAY SÜRECİ BETTER COTTON BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ SEZONU

BETTER COTTON ÜRETİCİ BİRİM ONAY SÜRECİ BETTER COTTON BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ SEZONU AMAÇ BETTER COTTON ÜRETİCİ BİRİM ONAY SÜRECİ BETTER COTTON BÜYÜK ÇİFTLİK BAŞVURU SÜRECİ 2016-17 SEZONU Bu doküman 2016-17 pamuk üretimi sezonunda IPUD ile birlikte çalışarak Türkiye de Better Cotton üretimi

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ KONU: ESKİ TÜRKLERDE KALIN VE KALININ HUKUKİ DURUMU HAZIRLAYAN

Detaylı

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri Süleyman Kaya İslam faizi kesin olarak yasaklamıştır. Osmanlı ulemasının da faizin meşru olmadığına dair açık ve kesin ifadeleri vardır. Ancak ulema muamele-i

Detaylı

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU? İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU? Yrd. Doç. Dr. Yusuf İLERİ 19 * * 1.GİRİŞ Vergi Usul Kanunu nun Mükerrer 257 maddesinin birinci fıkrasının (2)

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59 DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. Sun Plaza No:24 34398 Maslak İstanbul, Türkiye Tel: + 90 (212) 366 60 00 Fax: + 90 (212) 366 60 15 www.deloitte.com.tr www.verginet.net VERGİ SİRKÜLERİ

Detaylı

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Doç.Dr.Tufan BAL 11.Bölüm Tarımsal Kooperatifçilik Not: Bu sunuların hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.İ.Hakkı İnan ın Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Kitabından Faydalanılmıştır.

Detaylı

Dr. H. Zeynep NALÇACIOĞLU ERDEN MİLLETLERARASI YATIRIM HUKUKUNDA DOLAYLI KAMULAŞTIRMA

Dr. H. Zeynep NALÇACIOĞLU ERDEN MİLLETLERARASI YATIRIM HUKUKUNDA DOLAYLI KAMULAŞTIRMA Dr. H. Zeynep NALÇACIOĞLU ERDEN MİLLETLERARASI YATIRIM HUKUKUNDA DOLAYLI KAMULAŞTIRMA İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR LİSTESİ... XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Dolaylı Kamulaştırma Kavramı

Detaylı

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ. SİRKÜLER NO: 2015/93 24.Aralık.2015 İçindekiler: * Ödeme ve tahsilatların bankadan geçirilmesi zorunluluğuna ilişkin VUK Genel Tebliği yayımlandı. ÖDEME VE TAHSİLATLARIN BANKADAN GEÇİRİLMESİ ZORUNLULUĞUNA

Detaylı

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur. Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi Türkiye de Nüfus Sayımları Dünya nüfusu gibi Türkiye nüfusu da sürekli bir değişim içindedir. Nüfustaki değişim belirli aralıklarla yapılan genel nüfus sayımlarıyla

Detaylı

Law 32/1983 Properties of the Treasury. About the law Law 32/1983

Law 32/1983 Properties of the Treasury. About the law Law 32/1983 Law 32/1983 Properties of the Treasury About the law Law 32/1983 About the law The law was passed on 20 May 1983 by the Assembly of the Turkish Federated State of Cyprus which operated under the Constitution

Detaylı

İŞ KAZASI ILO YA GÖRE İŞ KAZASI ÖNCEDEN PLANLANMAMIŞ, BİLİNMEYEN VE KONTROL ALTINA ALINAMAMIŞ OLAN ETRAFA ZARAR VEREBİLECEK NİTELİKTEKİ OLAYDIR.

İŞ KAZASI ILO YA GÖRE İŞ KAZASI ÖNCEDEN PLANLANMAMIŞ, BİLİNMEYEN VE KONTROL ALTINA ALINAMAMIŞ OLAN ETRAFA ZARAR VEREBİLECEK NİTELİKTEKİ OLAYDIR. İŞ KAZASI ILO YA GÖRE İŞ KAZASI ÖNCEDEN PLANLANMAMIŞ, BİLİNMEYEN VE KONTROL ALTINA ALINAMAMIŞ OLAN ETRAFA ZARAR VEREBİLECEK NİTELİKTEKİ OLAYDIR. 1 WHO-DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNE GÖRE İŞ KAZASI ÖNCEDEN PLANLANMAMIŞ,

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XXI VELAYET HUKUKU 1. Giriş...1 I. Konunun Tanıtımı...1 II. Kavramlarda Birlik Meselesi...14 III. Çalışmanın İnceleme Planı...18

Detaylı

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ VE ÖZELLEŞTİRME

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ VE ÖZELLEŞTİRME Doç. Dr. Pınar Feyzioğlu Akkoyunlu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ VE ÖZELLEŞTİRME Yay n No : 2578 İşletme-Ekonomi Dizisi : 531 1. Bask -

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Kodu DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Türü (Zorunlu, Seçmeli) Dersin Seviyesi (Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) Dersin AKTS Kredisi 5 Haftalık Ders Saati 3 Haftalık Uygulama Saati

Detaylı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.

Detaylı

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ?

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? 1 FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? DÜNYADA FRANCHISE 2 TÜRKİYE 1994- İlk franchise fuarı açıldı 1991- UFRAD kuruldu 1985- McDonald s açıldı, Turyap, Sağra franchise verdi ABD 1960-

Detaylı

GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYETLER

GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYETLER GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYETLER İsmail UYSAL ANKARA Aralık, 2012 GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYETLER Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişidir. Gelir

Detaylı

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 Foto: İ.BAYSAL Balıkesir, 2006 Orman Korumanın Tanımı Modern ormancılığın amacı, ormanın devamlılığını sağlayarak en uygun yararlanmayı

Detaylı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARSUS TİCARET BORSASI TARSUS TİCARET BORSASI Ülkemizde yetiştirilen tarımsal ürünlerden, tarımsal üretimin bir kısmı doğrudan tüketilirken, bir kısmı sanayide hammadde olarak işlenerek değişik gıdalara dönüştürülmektedir. Tarımsal

Detaylı

ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULABİLECEK KIYMETLER VE BU İŞLEMİN VERGİLENDİRİLMESİ

ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULABİLECEK KIYMETLER VE BU İŞLEMİN VERGİLENDİRİLMESİ ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULABİLECEK KIYMETLER VE BU İŞLEMİN VERGİLENDİRİLMESİ Rızkullah ÇETİN 26 1-GİRİŞ Şirket ortakları çeşitli sebeplerle (nakit yetersizliği, ortağın ayni sermaye olarak konulabilecek

Detaylı