ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ"

Transkript

1 ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ DEVLET KİTAPLARI ÜÇÜNCÜ BASKI., 2014

2 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI...: 5707 DERS KİTAPLARI DİZİSİ...: ?.Y Her hakkı saklıdır ve Millî Eğitim Bakanlığına aittir. Kitabın metni, soru ve şekilleri kısmen de olsa hiçbir surette alınıp yayımlanamaz. Editör Dil Uzmanı : Dr. Ahmet TÜRKAN : Erdal ALTUN Görsel Tasarım Uzmanı : Dilek ANDER İzzettin Yılmaz BAŞKAR Rehberlik Uzmanı Program Geliştirme Uzmanı Ölçme Değerlendirme Uzmanı : Davut YURTTAŞ : Süleyman MUTLU : Çetin TORAMAN ISBN Millî Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu nun gün ve 178 sayılı kararı ile ders kitabı olarak kabul edilmiş, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün gün ve sayılı yazısı ile üçüncü defa adet basılmıştır.

3 Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl. Hakkıdır Hakk a tapan milletimin istiklâl. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va dettiği günler Hakk ın; Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun senden İlâhî, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli. Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerîhamdan İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden na şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl; Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyyet; Hakkıdır Hakk a tapan milletimin istiklâl! Mehmet Âkif Ersoy

4 GENÇLİĞE HİTABE Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve hâricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Mustafa Kemal Atatürk

5

6

7 İÇİNDEKİLER ÖĞRENME ALANI: İNANÇ ÜNİTE I: İNSAN VE KADERİ 1. Kader ve Kaza Kavramları İnsan İradesi ve Kader Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar Ecel ve Ömür Hayır ve Şer Afet Sağlık ve Hastalık Rızık Başarı ve Başarısızlık Tevekkül...21 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM...22 ÖĞRENME ALANI: İBADET ÜNİTE II: İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI 1. İbadetler ile İlgili Temel İlkeler İsteklilik ve Samimiyet Gösterişten Uzak Olmak Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik İslam da İbadetlerin Faydaları İbadetlerin Bireysel Faydaları İbadetlerin Toplumsal Faydaları...32 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM...37 ÖĞRENME ALANI: HZ. MUHAMMED(s.a.v.) ÜNİTE III: HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ 1. Kur an da Örnek İnsan ve Özellikleri Hz. Muhammed Bizim İçin Bir Örnektir Hz. Muhammed in Güvenilirliği Hz. Muhammed in Merhametli Oluşu Hz. Muhammed in Adaletli Oluşu Hz. Muhammed in Kolaylaştırıcılığı Hz. Muhammed in Hoşgörüsü Hz. Muhammed in Sabrı ve Kararlılığı Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi...53 Okuma Metni: Şiirlerimizde Hz. Muhammed Sevgisine Örnekler...55 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM...57 ÖĞRENME ALANI: VAHİY VE AKIL ÜNİTE IV: İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Sebepleri İslam Düşüncesinde Siyasi-İtikadî Yorumlar Haricîlik Şia Mu tezile Maturidilik Eşarilik İslam Düşüncesinde Amelî-Fıkhî Yorumlar Hanefilik Malikilik...71 VII

8 3.3. Şafiilik Hanbelilik Caferilik İslam Düşüncesindeki Yorumları Birleştiren Unsurlar...74 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM...78 ÖĞRENME ALANI: AHLAK VE DEĞERLER ÜNİTE V: AİLE VE DİN 1. Aile Toplumun Temelidir Dinler Evliliğe Önem Verir Kur an dan ve Hz. Peygamber den Aile ile İlgili Öğütler Ailenin Kurulması ve Korunması ile İlgili Öğütler Aile İçi İletişim ile ilgili Öğütler Aile İçi Görev ve Sorumlulukla İlgili Öğütler Hısım, Akraba ve Komşularla İlgili Öğütler...88 Okuma Metni: Hz. Fatıma ve Onun Aile Fertleriyle İlişkileri...90 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM...91 ÖĞRENME ALANI: DİN VE LAİKLİK ÜNİTE VI: ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ 1. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşu Din Görevlileri Dinî Yayınlar Türkçe Tefsir ve Meal Çalışmaları Türkçe Hadis Kitabı Çalışması Hutbelerin Türkçe Okunması Okuma Metni: Atatürk ün Balıkesir Hutbesi ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ÖĞRENME ALANI:DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYETLER ÜNİTE VII: İSLAM VE ESTETİK 1. Evrendeki Ölçü ve Ahenk İnsan ve Estetik Kur an ve Güzellik Hz. Muhammed ve Güzellik Yaşamda Güzellik Sözde Güzellik Davranışta Güzellik İş ve Üründe Güzellik İslam Medeniyetinde Estetik Mimari Edebiyat Musikî Hat, Tezhip, Ebru ve Minyatür Okuma Metni: Mimar Sinan ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM SÖZLÜK KAYNAKÇA VIII

9 ÖĞRENME ALANI: İNANÇ 1. ÜNİTE : İNSAN VE KADERİ ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Kader, kaza ve alın yazısı kavramlarının anlamlarını sözlüklerden bulunuz. 2. Ne ekersen onu biçersin. sözünden ne anladığınızı açıklayınız. 3. Yaşanan felaketlerle kader arasındaki ilişkiyi araştırınız. 4. Kader konusunda toplumda var olan yanlış anlayışlara örnek veriniz. 5. İnsanların özellikle zor zamanlarında kaderci bir eğilime girmesinin sebeplerini araştırınız. 9

10 1. ÜNİTE 1. Kader ve Kaza Kavramları Doğa kanunları evrenin kaderidir cümlesindeki kader sizce ne anlama gelmektedir? İnsanın yaratılışından bitkilerin doğasına, hayvanların dünyasından tabiattaki elementlerin dengesine kadar her şey belli bir ölçü ve ahenk içindedir. Kur an da güneş, ay ve yıldızların yörüngeleri içindeki hareketlerinden gece ve gündüzün ardı ardına gelişine, yeryüzünün ihtiyacı olan yağmur miktarından gemilerin suda yüzmesine kadar pek çok örnek verilerek bir uyum ve dengeden bahsedilir. Böylece Allah her şeyi amacına uygun bir şekilde yaratmış, tabiatını be lirleyip hedefine doğru yöneltmiştir. 1 Bu uyum ve dengeyi sağlayan ölçülere kader denir. Sözlükte gücü yetmek, planlamak, ölçü ile yap mak, bir şeyin şeklini ve niteliğini belirle mek, kıymetini bilmek, rızkını daraltmak gibi manalara gelen kader, Allah ın sonsuz ilmi ve kudretiyle başlangıçtan sona kadar evrende olacak herşeyi planlaması, varlıkları istediği şekil ve biçimde yaratması ve insanların özgün iradelerine göre yapacakları herşeyi Allah ın önceden bilmesi, takdir etmesi, bir plana göre düzenlemesi 2 olarak tarif edilir. Bu kavram, Allah ın bütün evreni ezelî ilmiyle belli bir ölçü ve uyum içerisinde yarattığını ifade eder. Kaza ise Allah ın nesne ve olaylara ilişkin ezelî planını gerçekleştirmesi şeklinde tanımlanır. 3 Burada kastedilen, Allah ın takdir ettiği şeylerin zamanı gelince bu plana uygun olarak meydana gelmesidir. İLİŞKİLENDİRELİM Kuşkusuz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık. Kamer suresi, 49. ayet. DENGE Dünya ile Güneş arasındaki uzaklık Atmofer tabakasının kalınlığı Ay ın dünyaya uzaklığı DÜZEN Gece gündüzün oluşması Gelgit olayı Mevsimlerin oluşması KURALLAR Her cismin bir yörüngede hareket etmesi Mevsimlerin sürekliliği Gece gündüzün birbirini takip etmesi Allah ın yaratmasındaki ölçüye ilişkin kavram haritasını yukarıdaki ayetle ilişkilendiriniz. 1 Furkân suresi, 62. ayet. 2 Dinî Terimler Sözlüğü, Heyet, s Yusuf Şevki Yavuz, Kader, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 24, s

11 İNSAN VE KADERİ NOT EDELİM Kur an ın evrendeki düzenden bahsetmesinin sebeplerinden biri de insanda çevre bilinci oluşturmaktır. Rahmân suresinin 5-8. ayetlerinde şöyle buyrulur: Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte)dir. Bitkiler ve ağaçlar secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu. Sakın dengeyi bozmayın. Allah, benzersiz yaratan, yarattıkları üzerinde tasarrufta bulunan ve yaşamın kaynağı olması açısından yaratılışı sürekli devam ettirendir. Enbiyâ suresinin 16. ayetinde; Bir de, (şunu bilin ki) gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan hiçbir şeyi bir oyun, bir eğlence olsun diye yaratmadık. buyrularak yaratılışta bir hikmet olduğu vurgulanmıştır. Allah, hiçbir şeyi boşuna, gelişigüzel yaratmamış ve yaratılışta eksik bir şey de bırakmamıştır. Bu anlamda yaratılan varlıkların sahip oldukları bütün ölçü ve özellikler onların kaderidir. Allah, geceyi dinlenme, gündüzü ise çalışma vakti kılmıştır. Güneş ve ayı zaman ölçüsü olarak belirlemiş, insanların yaşam ve ölüm zamanlarını takdir etmiştir. Yeryüzündeki hayat, Allah ın yarattığı bu düzen ve denge sayesinde sürmektedir. Kur an da bu uyumu sağlayanın Allah olduğu şöyle vurgulanır: Hiçbir şey yoktur ki kaynağı bizim katımızda olmasın ve biz hiçbir şey indirmeyiz ki kusursuzca belirlenmiş bir ölçüye, bir uyuma dayanmasın. 1 Bu anlamda kader; fizik, kimya ve biyoloji sahalarında olduğu gibi sosyal ve psikolojik alanlarda da söz konusu olan değişmez yasalardır. AÇIKLAYALIM Evrendeki biyolojik veya sosyolojik yasaların, Allah ın takdir ettiği bir kader olmasının ne anlama geldiğini, açıklayınız. 1 Hicr suresi 21. ayet. 11

12 1. ÜNİTE İnsanın fiziki yapısının yanı sıra iyilik ve kötülük yapabilecek şekilde yaratılması, akıl ve irade gücünü kullanması gibi özellikleri onun kaderini oluşturur. İnsan, yaratıcı bir gücün varlığına inanmaya ve bu doğrultuda hareket etmeye ihtiyaç hissedecek şekilde yaratılmıştır. 1 İnsanın bir anne ve babaya sahip olması, ölümlü olması ve ten rengi gibi değiştiremeyeceği fiziki özellikleri ve kabiliyetleri de onun kaderidir. YORUMLAYALIM ALIM _ Deyim, atasözü ve şarkı sözlerinde alın yazısı veya kaderle ilgili ifadeleri araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları doğru kader anlayışı çerçevesinde yorumlayınız. 2. İnsan İradesi ve Kader İnsanın akıl sahibi, özgür ve sorumlu bir varlık olması onun kaderidir. sözüyle anlatılmak istenen nedir? İnsanın irade sahibi, akıllı ve özgür olması onun davranışlarında sorumlu olması anlamına gelir. Bu yüzden kader, insanın akıl sahibi, özgür ve sorumlu olması ile yakından ilgilidir. Akıl, insanın seçimlerini belirleyen önemli bir araçtır. İnsan aklını kullanarak doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, hak ile batılın arasındaki farkı anlar. Bu nedenle Kur an aklımızı kullanmamızı istemiştir. 2 Kur an da aklını kullanmayanların kötü bir sonuçla karşılaşacakları belirtilmiştir. İnanan bir insan, aklın Allah tarafından kendisine verilen bir lütuf olduğunu bilir. İnsan, Allah ın kendisine verdiği bu nimetin farkında olmalıdır. Kendisine ve çevresine zarar verecek davranışlardan kaçınmalıdır. Şûrâ suresinin 30. ayetinde, Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir buyrularak insanın düşüncesizce hareket etmesinin sonuçlarına katlanacağı vurgulanmıştır. Özgürlük; herhangi bir sınırlama veya zorlama olmadan düşüncelerini ifade edebilme, iyi veya kötü yönde istediği gibi davranabilme durumudur. Allah, insana özgürce hareket edebileceği geniş bir alan açmış ve onu özgürlüğü oranında da sorumlu tutmuştur. İnsanın kaderi, fiillerinde özgürlüğü oranında sorumlu olmasıdır. Bu yüzden insan, baskı altında yapmak zorunda kaldığı şeyler için hesap vermez. İnsan, Allah tarafından yeryüzünde iyi ve ahlaklı olma görevini gerçekleştirmek için özgür bırakılmış- 1 Rûm suresi, 30. ayet. 2 Yûnus suresi, 100. ayet. 12

13 İNSAN VE KADERİ tır. İnsana iyiliği ve kötülüğü yapabilme gücü ve imkânı veren Allah tır. Fakat özgür iradesiyle iyi ya da kötü olanı seçen insandır. Bu seçimi insanın lehine veya aleyhine olabilir. Bu yüzden insan özgürlüğünü doğru yönde kullanmalıdır. BİLGİ KUTUSU İNSANIN KADERİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR İnsan akıllı bir varlıktır. İnsan eylemlerinden sorumludur. İnsana düşünme yeteneği verilmiştir. İnanan insana vahiyle doğru yol gösterilmiştir. İnsan özgür bir varlıktır. İnsan doğduğu yeri, anne babasının kim olacağını, cinsiyetini ve hangi ırka ait olacağını seçemez. Ancak aklı ve özgür iradesiyle düşünmek ve düşündükleri üzerinde tercih yapıp karar vermek konusunda özgürdür. İnsanı diğer varlıklardan farklı kılan, özgür iradesiyle hareket etmesidir. Allah, insanlara özgür iradesiyle tercihlerini doğru yapabilmesi için yardımcı olmak üzere peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Sonra da Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun, ister nankör. 1 ayetinde belirtildiği gibi insanları tercihlerinde serbest bırakmıştır. YORUMLAYALIM O gün hepiniz Allah a döndürülüp götürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır. Bakara suresi, 281. ayet. Yukarıdaki ayeti insanın sorumluluklarını yerine getirmesinin önemi açısından yorumlayınız. 1 İnsan suresi, 3. ayet; Kehf suresi, 29. ayet. 13

14 1. ÜNİTE İnsanın sorumlu olması için hür olması gerekir. Sorumluluk; bir kimsenin üzerine aldığı, yaptığı ya da yapması gerekirken yapmadığı bir işten dolayı gerektiğinde hesap vermek zorunda olmasıdır. İnsan sorumlu olduğu bilinciyle hareket ederek söz ve davranışlarının hesabını verebilmelidir. Bu yüzden insan sorumluluklarını başkalarına devredemez ve yok sayamaz. Allah, insanı doğru ve yanlış olanı ayırt edebilecek kabiliyette yaratmış, peygamberler ve kitaplar göndererek iyilik yapanları ödüllendireceğini kötülük yapanları ise cezalandıracağını bildirmiştir. Dolayısıyla insan, özgür iradesiyle yaptığı eylemlerinden sorumludur. İnsanın emek harcamadığı konularda bir beklenti içinde olması doğru değildir. Bu konuda Kur an da şöyle buyrulmuştur: İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. 1 İnsan; aklını kullanarak düşünür, planlar yapar, kararlar alır ve uygular. Mutlu ve huzurlu olmak için gayret eden, gelişmek için çalışan, bir amaca ulaşmak için emek harcayan insana bu faaliyetlerini yürütmesi için verilen ölçüler, İnsanın çalışması karşılıksız kalmaz. sunulan imkânlar ve sahip olduğu kabiliyetler onun kaderidir. Kur an da pek çok yerde, Düşünmez misiniz? veya Akıl etmez misiniz? ifadeleriyle insanların ibret alması istenmiştir. 2 Aklı kullanma konusunda bu teşvik, insanın verdiği kararların ve yaptığı tercihlerin geleceğini belirleme noktasında ne kadar etkili olduğunu gösterir. Allah, insanı ancak gücü nispetinde sorumlu tutar. 3 Bu yüzden insanın ailesine ve yaşadığı topluma karşı imkanları nispetinde sorumlulukları vardır. İnsanın ailesine değer vermek, temiz bir çevrede yaşamak, insanlara yardım etmek ve yaşadığı toplumun gelişmesi ve ilerlemesi için elinden geleni yapmak herkes için yerine getirilmesi gereken önemli bir sorumluluktur. İnsanın çaba harcamaksızın kendini olayların akışına bırakması düşünülemez. İnsanların kaderi, sorumluluklarını örten bir sığınak olarak görmeleri doğru değildir. Ayrıca insan, yanlış anlayışların etkisinde kalarak ÖRNEKLENDİRELİM değiştirme ve düzeltme imkânı bulamadığı ve İnsanın bir baskı ve zorlama olmaksızın seçimlerinde özgür olması, eylemlerinden sorum- hoşuna gitmeyen durumlar karşısında, Ne yapalım kader böyleymiş. diyemez. Zira bu lu olmasını gerektirir. sözünü örneklendiriniz. tür yaklaşımlar insanın kendi sorumluluğundan kaçması anlamına gelir. 1 Necm suresi, 39. ayet. 2 Nahl suresi, 12. ayet. 3 Bakara suresi, 286. ayet. 14

15 İNSAN VE KADERİ 3. Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar Kader söz konusu edildiğinde onunla ilişkilendirilen bazı kavramlar vardır. Ecel, rızık, afet, sağlık ve hastalık, başarı ve başarısızlık, tevekkül, hayır ve şer gibi kavramlar bunlardan bazılarıdır. İnsanın kader konusunda sağlıklı bir anlayışa varabilmesi için de bu kavramların doğru anlamasına bağlıdır Ecel ve Ömür Her biri bin yıl yaşamak ister Bakara suresi, 96. ayet. Allah doğal yaşam süresini belirleme hakkını insana bıraksaydı insanların daha çok yaşama arzusu nelere yol açardı? Ecel kelimesi, sözlükte; hayatın sonu, müddet ve süre gibi anlamlara gelmektedir. Bu kavram insanın ömrünün bittiğini anlatır. Ömür ise insanın doğumundan ölümüne kadar geçen süredir. Âl-i İmrân suresinin 185. ayetinde, Her canlı ölümü tadacaktır buyrulmuştur. Ayrıca Kur an da canlıların olduğu gibi milletlerin de bir ömrünün olduğu anlatılır. 1 Ölüm, hayatın bir gerçeğidir. Yeryüzünde var olan herşey her gün biraz daha eksilerek yok olmaktadır. 2 Kur an da insana düşünüp tercihlerini yapabileceği kadar bir ömür verildiği hatırlatılır. 3 Allah, yarattıkları için bir ecel tayin edendir. Ecel, Allah ın bir takdiri olarak onun izni olmadan gerçekleşmez. Bu anlamda kader, Allah ın ömrün uzamasının da kısalmasının da ölçülerini belirlemesidir. Bu konuda Kur an da,...bir canlıya ömür verilmesi de onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar, Allah a kolaydır. 4 buyrulmuştur. Eyüp Mezarlığı ndan bir görünüm DEĞERLENDİRELİM İnsanın doğal ömrünü tamamlamasına engel olan sebeplerin neler olabileceğini değerlendiriniz. 1 A râf suresi, 34. ayet. 2 Âl-i İmrân suresi, 145. ayet; Enbiyâ suresi, 44. ayet; En âm suresi, 2. ayet; Kasas suresi, 88. ayet. 3 Enbiyâ suresi, 44. ayet; Fâtır suresi, 37. ayet. 4 Fâtır suresi, 11. ayet. 15

16 1. ÜNİTE 3.2. Hayır ve Şer Allah ın yapmamızı istediği şeyler bizim için hayırdır. sözüyle anlatılmak istenen ne olabilir? Hayır, sözlükte iyi ve faydalı iş demektir. Terim olarak Allah ın emrettiği, razı olduğu ve sevdiği davranışlar anlamına gelir. Şer ise kötü ve fena iş demektir. Terim olarak ise Allah ın yasakladığı ve hoşnut olmadığı, sonuçta yerilen ve cezayı hak eden davranışlar anlamına gelir. Hayır ve şerrin her ikisi de insanın kendi eylemleri sonucu ulaşabileceği değerlerdir. İnsanın filleri iyi ya da kötü ve bu fillerinin sonuçları da hayır ve şer olarak bir değer taşır. Bu fiillere bu değerleri takdir eden Allah tır. İnsan aklı ise bunları kavrama ve bulma yeteneği ile donatılmıştır. 1 Allah, hayrı mükâfatlandıracak şerri ise cezalandıracaktır. Bu yüzden insanın hayır işlemesi ve şerden kaçınması gerekmektedir. Kur an da hayra ulaşmanın ya da şerre bulaşmanın insanın kendi elinde olduğu belirtilir. 2 Dürüstlük, adalet, iyilik, yardımlaşma insanlar için hayırdır. İnsana zarar verici olan davranışlar, haksızlıklar, yalanlar ve kötülükler ise birer şer örnekleridir. Hayırlı işlerin yaygınlaşması için çaba harcamak herkesin görevi olmalıdır. Tevbe suresinin 71. ayetinde, Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten sakındırırlar buyrulmuştur. İnsanların inançları gereği birbirlerine hayırlı olanı tavsiye etmeleri ve birbirlerini şer kötü olan şeylerden de sakındırmaları gerekir. Nitekim Mâide suresinin 2. ayetinde, İyilik ve (Allah ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın buyrularak hayırlı işlerde yardımlaşmanın önemi vurgulanmıştır Afet Tedbir almadığı için zarara uğrayan kimse sorumluluğu kadere yükleyebilir mi? Afet sözlükte doğanın sebep olduğu yıkım anlamına gelmektedir. Doğal afetler, Allah ın evrene koyduğu fiziksel yasaları sonucunda meydana gelir. Bu yasalar yeryüzünün kaderidir. Zira Allah, Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) o koydu. Sakın dengeyi bozmayın. 3 buyurmuştur. Yeryüzünde deprem, sel ve erozyon gibi insanların karşılaştıkları pek çok doğal afetler meydana gelir. Bunlar insanların kendi elleriyle yol açtıkları sorunlardan da kaynaklanabilmektedir. İnsanın açgözlülüğü yeryüzü kaynaklarından doğru bir şekilde yararlanmaya engel olmaktadır. Plansız şehirleşmeler, kontrolsüz yapılaşmalar, kaynakların israf edilmesi gibi pek çok sebep yüzünden insanların zarar görmesinin adı kader 1 Saim Yeprem, Kader, s Nisâ suresi, 79. ayet. 3 Rahmân suresi, 7, 8. ayetler. 16

17 İNSAN VE KADERİ değildir. Kader, Allah ın koyduğu ölçüye denir. Bu ölçüleri dikkate almayan kişiler bedel ödemek zorunda kalır. Bu anlamda doğa olaylarını durduramasak bile canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabiliriz. Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklememiştir. 1 Bu nedenle insanlar, afetleri oluşturan sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmalı ve bu afetlerle mücadele edip onlardan en az zararla kurtulmanın yollarını aramalıdırlar. Afetler, insanların doğanın dengesini korumaları gerektiğini gösterir. Bu koruma aynı zamanda insanın kendini de koruması anlamına gelir. Örneğin sağlam yapılaşma yöntemlerinin depreme karşı yeterince korunma sağladığı çok açıktır. Gerekli tedbirleri alıp can ve mal kaybının önlenmesi mümkün iken bu afeti alın yazısı veya kader olarak nitelemek doğru değildir. İnsan aklını kullanarak bu tür afetlere karşı önlemler alabilir. Bu anlamda afetlere karşı gerekli önlemleri alarak insanlara zarar vermesini önlemek, insanların sorumlulukları arasındadır. Allah ın kanunlarına aykırı hareket eden insanlar, doğa olaylarını afet hâline gelmesine neden olabilirler. DEĞERLENDİRELİM İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler. Rûm suresi, 41. ayet. Yukarıdaki ayeti insanın sorumluluğu açısından değerlendiriniz. 1 Bakara suresi, 286. ayet. 17

18 1. ÜNİTE 3.4. Sağlık ve Hastalık Hastalıkları kadere bağlamak doğru mudur? Hastalıklar; sağlıklı ve yeterli beslenmemek, temizliğe önem vermemek ve sağlıkla ilgili önlemlere yeterince uymamaktan kaynaklanır. Bu amaçla bedenimizi, giysilerimizi ve çevremizi temiz tutmamız gerekir. Örneğin Müddessir suresinin 4. ayetinde, Giysilerini temiz tut. buyrularak bu konuya dikkat çekilmiştir. İslam da kişinin temizliğine önem verilmiştir. Aynı uyarı yiyecek-içecek konusunda da yapılmıştır. Konu ile ilgili bir ayette Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin!.. 1 buyrulmuştur. Allah, her hastalığın çaresini yaratmıştır. İnsan, bu çareleri bulmak ve tedavi olmak zorundadır. Nitekim Allah a ibadet edebilmek için de sağlıklı olmak gerekir. İnsan, başına gelen sıkıntılarda sabretmeli ve iyileşmek için çaba sarf etmelidir. Hastalıkları kadere bağlayarak hiçbir şey yapmamak doğru değildir. Doğru olan tedbir almak ve tedavi olmaktır. NOT EDELİM Hz. Ömer (r.a.), Şam a yakın bir bölgede bulaşıcı veba salgını olduğu için oraya girmek istememiştir. Bazılarının, oradan uzaklaşarak kaderden kaçılamayacağı iddiası üzerine, Oradan uzak durmak da kaderdir. cevabını vermiştir. Buharî, Tıb, 30; Müslim, Selam, Rızık Rızık Allah tandır. sözünü nasıl anlamalıyız? Rızık, sözlükte, nasip, pay, nimet ve bağış gibi anlamlara gelir. Terim olarak Allah ın bütün canlılara maddi ya da manevi olarak lütfettiği nimetlerdir. Kur an da, Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah a ait olmasın 2 buyrulmuştur. Allah, Yeryüzüne dağılın ve Allah ın lütfundan nasibinizi arayın 3 buyurarak insanları çalışmaya teşvik etmiştir. Aynı şekilde Allah ın gönderdiği peygamberlerin tamamı bir meslek veya sanat sahibi olarak rızkını aramış, alın teri dökmüş anlattıklarına karşılık insanlardan bir ücret istememiş ve bu konuda herkese örnek olmuşlardır. Allah, yeryüzünün bütün nimetlerini insanın emrine vermiştir. Bu nimetleri kendisinden istenmesini varlığının ve kudretinin delillerinden saymıştır. Kur an da, Allah ın nimetlerini saymaya kalksanız asla böyle bir işin altından kalkamazsınız! Şüphesiz Allah, çok bağışlayan (ve) çok merhamet edendir. 4 buyrularak nimetlerinin çokluğu, rahmetinin bir eseri sayılmıştır. Nitekim nimetler insanların harama ihtiyaç duymayacakları kadar çoktur. 1 Bakara suresi, 168, 172. ayetler. 2 Hûd suresi, 6. ayet. 3 Cum a suresi, 10. ayet. 4 Nahl suresi, 18. ayet. 18

19 İNSAN VE KADERİ Her varlık kendi rızkını yer. Allah, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara yetecek kadar nimet yaratmıştır. Bu nimetleri elde etmek için de çalışmayı emretmiştir. Bu konuda Hz. Peygamberin şöyle söylediği rivayet edilmiştir; Hiç kimse, elinin emeği ile kazandığını yemekten daha hayırlı bir kazanç yememiştir. İşte Allah ın peygamberi Davut da elinin emeğini yerdi. 1 Allah yeryüzündeki nimetleri adil bir şekilde paylaşılması için yüzlerce ayetle ekonomik, sosyal ve ahlaki önerilerde bulunmuştur. Örneğin servetin sadece zenginler arasında dolaşan bir güce dönüşmemesi ve paylaşılması gerektiğini vurgulamıştır. 2 Ayrıca Allah, infak edilerek ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesi hâlinde daha çok vereceğini söyleyerek yardımlaşmayı teşvik etmiştir. 3 Bu yüzden Kur an da nimetleri paylaşmamak bir hak ihlali olarak nitelenmiş ve rızkın Allah tan olduğunu inkâr etmekle bir tutulmuştur. 4 İnsanların bir şeylere muhtaç olarak zor durumda kalması, kendilerinin ya da başkalarının tutumları ile ilgilidir. Yeryüzündeki nimetler, üzerinde yaşayan herkese yetecek kadardır ve bunlardan faydalanmak herkesin hakkıdır. 1 Buharî, Buyu, Haşr suresi, 7. ayet. 3 Bakara suresi, 268. ayet; İbrahim suresi, 7. ayet; Nahl suresi, 75. ayet. 4 Me,âric suresi, 24. ayet; Nahl suresi, 71. ayet. 19

20 1. ÜNİTE 3.6. Başarı ve Başarısızlık Gerçek başarı, başarısızlık korkusunu yenebilmektir. sözüyle ne kastedilmektedir? İnsan iradesini doğru yolda kullanırsa başarı kazanır. Allah, doğru ve güzel yönde davranışlarda bulunan kulunu işlerinde muvaffak kılar. Kur an da, Başarım ancak Allah ın yardımı iledir. Ben sadece ona güvenip dayanıyor ve her zaman, her konuda ona yöneliyorum! 1 buyrularak başarılı olmak Allah ın yardımına bağlanmıştır. Başarı, bir kader ya da yazgı sonucu çalışmadan, kendiliğinden gerçekleşen bir şey değildir. Kur an da, İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. 2 buyrulmuştur. Sorumluluklarının bilincinde olanlar başarmak için ellerinden geleni yaparlar. Zümer suresinin 61. ayetinde, Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları (muttakileri) başarıları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler de. buyrulmuştur. Ayrıca peygamberlerin başarılı olmak için gösterdikleri gayretler ve harcadıkları emekler de bu konuda örnek oluşturmaktadır. Öyleyse başarılı olmak isteyen insan bunun için çaba sarf etmelidir. Kur an da,...sonuç (Allah tan korkup günahtan) sakınanlarındır. 3 buyrularak başarılı olmak için sorumluluklarını yerine getirmenin önemi üzerinde durulur. Çalışmadan başarılı olmak mümkün değildir. Kader, insanı başarılı ya da başarısız kılan ölçülerdir. Bu ölçüleri özgür seçimleriyle kendi dünyasına katan insanın kendisidir. Kur an da insanı başarısız ve mutsuz kılacak sebepler açıklanmıştır. Başarı gibi başarısızlık da insanın çalışması ile ilgilidir. İnsanın başarısız olması kendisi dışında çevre faktörlerinden de kaynaklanabilir. Ancak bu ilahî takdirin onu mecbur etmesi şeklinde olamaz. Başarısızlığımızın sebeplerini, birilerine veya bir şeylere yüklemek yerine kendimizde ararsak çözümleri bulmamız daha kolay olur. Çünkü kendimizi değiştirmek, dış etkenleri veya başkalarını değiştirmekten daha kolaydır. Yeryüzünde ortaya çıkan gerek toplumsal gerek fiziki anarşi ya da bozulmaların sorumlusu insandır. 4 Doğayı kirleten, savaşlar çıkaran ve başkalarını düşünmeden hareket eden hep insandır. Kur an a göre gerçek başarı, ahiret hayatını ve Allah ın rızasını kazanmaktır. 5 Bu anlamda başarılı olmak için kişinin gayret göstermesi ve özellikle ahlaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. İnsan yaptığı işlerde doğruluktan ayrılmamalı ve hileye başvurmamalıdır. Başkalarına zarar vererek elde edilen bir başarı sonuçları itibariyle insanı mutlu etmeyecektir. Kur an da, Yaptıklarından ötürü sevinen, öbür taraftan yapmadıkları işlerden dolayı övülmek isteyen kimselerin sakın azaptan yakayı kurtaracaklarını sanma!... 6 buyrulmuştur. Bu anlamda inanan kişi, her şeyi kendisinin yaptığını iddia edecek kadar kibirli veya hiçbir şey yapmadan başarılı olmayı bekleyecek kadar tembel olmamalıdır. Allah, kişinin yapmadığı şeylerle övünmesini doğru bulmaz. 7 1 Hûd suresi 88. ayet. 2 Necm suresi, 39. ayet. 3 A râf suresi, 128. ayet. 4 Rûm suresi, 41. ayet; Âl-i İmrân suresi, 182. ayet. 5 Tevbe suresi, 72, 89. ayetler; Mâide suresi, 119. ayet; Nisâ suresi, 13. ayet. 6 Âl-i İmrân suresi, 188. ayet. 7 Saff suresi, 2. ayet. TARTIŞALIM İnsanların açlık veya yetersiz beslenmeden ölmesinin sebepleri üzerinde arkadaşlarınızla tartışınız. 20

21 İNSAN VE KADERİ YORUMLAYALIM Aşağıdaki ayette doğruluk ile başarı arasında kurulan ilişkiyi yorumlayınız. Allah, şöyle buyuracak: Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür. Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da Allah tan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır. Maide suresi, 119. ayet Tevekkül Bir konuda karar verince (artık) Allah a güven. Zira Allah, ona güven duyanları sever. (Âl-i İmrân suresi, 159. ayet.) Tevekkül, sözlükte; güvenmek, dayanmak ve işi başkasına havale etmek demektir. Terim olarak kişinin gerçekleştirmek istediği işi konusunda elinden geleni yaptıktan sonra Allah a güvenip dayanması ve onun yardımını beklemesi anlamına gelir. Kur an da, Hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz. 1 buyrulmuştur. Allah, kendisine inananları savunacağını ve hemen her konuda onlara yardım edeceğini söylemiştir. 2 İnanan bir kişi, Allah ın mutlaka kendisine yardım edeceğini, gaybı, geleceği onun bildiğini ve bütün hayrın onun elinde olduğunu kabul eder. Âl-i İmrân suresinin 122. ayetinde şöyle buyrulmuştur: Müminler yalnız Allah a güven duymalıdırlar. Bu güven; sonuçta Allah ın sözlerinin, vaatlerinin ve uyarılarının her zaman doğru çıktığına inanmaktır. Böylece insan dürüst, adil ve çalışkan olmayı asla ihmal etmez. İnanan bir insan yaptığı ve yapacağı işlerde Allah a güvenip dayanır. Zira inanmak bir anlamda hem güven vermeyi hem de Allah a güvenmeyi gerektirir. Bu güvenle ortaya çıkan tevekkül, öncelikle insanın işlerini yaparken Allah ın rızasını gözeterek doğru ve dürüst davranması sonra da yaptığı işlerde onun yardımını umarak hayırlı bir sonuç beklemesidir. Bu yaklaşım insanı kötü şeyler yapmaktan alıkoyar ve zor anlarında ona ümit aşılar. Doğru ve dürüst davranmaya yöneltir. Dürüst ve erdemli bir insan çalışmadan ya da hak etmeden bir şey elde etmenin kendisi için hayırlı olmayacağını bilir. Bu yüzden her şeyden önce elinden geleni yapar. Sonra tevekkül eder. Allah kendisine tevekkül edenlerin, önce üzerlerine düşen görevleri yapmalarını ister. Bir konuda hiç emek harcamadan beklenti içinde olmak doğru değildir. Nitekim Allah, kendisine güvenerek çalışıp çabalayan hiçbir kulunu yalnız ve yardımsız bırakmamıştır. Onun sınırsız rahmeti ve yüceliği bu güveni hiç boşa çıkarmamıştır. Bu konuda Hac suresinin 38. ayetinde, Allah inananları (bütün kötülüklere karşı) mutlaka koruyacaktır buyrulmuştur. DEĞERLENDİRELİM Allah a dayandım! diye sen çıkma yataktan Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücâhid. Ma nâ-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan! Âlemde tevekkül demek olsaydı atalet, Ecdâdını zannetme asırlarca uyurdu; Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu millet? Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Çoktan kürenin meş al-i tevhîdi sönerdi; Üç kıt ada, yer yer, kanayan izleri şahid: Kur an duramaz, nezd-i İlâhiye dönerdi. Mehmet Âkif ERSOY, Safahat, s Yukarıdaki şiiri tevekkül anlayışı çerçevesinde değerlendiriniz. 1 Nisâ suresi, 81. ayet. 2 Âl-i İmrân suresi, 160. ayet; Mâide suresi, 11. ayet; Enfâl suresi, 49, 61. ayet. 21

22 1. ÜNİTE ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Evrendeki yasaların kader olması ne demektir? Değerlendiriniz. 2. Evrenin yaratılışı bir kaderdir. cümlesinin ne anlama geldiğini açıklayınız. 3. İnsanın özgür olması ile sorumluluğu arasındaki bağlantıyı izah ediniz. 4. İnsanların daha uzun yaşaması ile kader arasındaki ilişkiyi kurunuz. 5. Doğru bir tevekkülün nasıl olması gerektiği konusunda bilgi veriniz. B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi insanın sahip olduğu özellikler bakımından doğru değildir? A) İnsan, aklını kullanmak zorundadır. B) İnsan, çalışmasının karşılığını görür. C) İnsan, özgürlüğü oranında sorumludur. D) İnsan, gücü nispetinde sorumlu tutulabilir. E) İnsan, sorumluluklarını başkasına devredebilir. 2. Aşağıdakilerden hangisi evren açısından kader anlayışının bir görüntüsü değildir? A) Güneşin doğması B) Ayın hâlleri C) Çevre kirlenmesi D) Yağmurun yağması E) Gök gürültüsü 3. Davranışlarımızın ve yaşadığımız olumsuzlukların sorumluluğu aittir. cümlesindeki boşluğa aşağıdaki sözcüklerden hangisi getirilebilir? A) kadere B) büyüye C) şansa (talihe) D) uğura E) bize C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz. (çalışma, takva, kader) 1. Allah ın evrende koyduğu yasalara. denir. 2. İnsan için ancak. karşılığı vardır. (Necm suresi, 39. ayet.) Ç. Bu ünitede kaderle ilgili olarak öğrendiklerinizin düşüncelerinizde meydana getirdiği değişiklikleri kısaca yazınız. 22

23 ÖĞRENME ALANI: İBADET 2. ÜNİTE : İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Duanız olmasa Rabb im size ne diye değer versin? (Furkân suresi, 77. ayet.) ayetinin anlamı üzerinde düşününüz. 2. Orucun toplumsal faydaları nelerdir? Belirtiniz. 3. Kur an-ı Kerim mealinden namaz, oruç ve zekâtla ilgili birer ayet bulunuz. 4. Cemaatle namaz kılmanın birlik ve dayanışmaya katkısı konusunda gözlemlerinizi belirtiniz. 23

24 2. ÜNİTE 1. İbadetler ile İlgili Temel İlkeler Bir ibadette hangi temel ilkeler yer alır? İbadetlerde birtakım ilkeler vardır. Bu ilkelerin başında isteklilik, samimiyet, gösterişten uzak olma, kolaylık ve güç yetirebilirlik gelir İsteklilik ve Samimiyet Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya da baş. atasözünde vurgulanmak istenen nedir? SLOGAN BULALIM Küçük bir tebessüm, içten bir selam, Dosta hatır soran, bir iki kelam, Kısaca diyor ki insana İslam, İhlasla yaptığın, her şey ibadet. Cengiz NUMANOĞLU, Şuur, s İnsanın en önemli özelliklerinden i biri i irade Yukarıdaki şiirden çıkarılabilecek uygun bir sahibi olmasıdır. İnsan, iradesi sayesinde doğru slogan bulunuz. olanı seçer ve seçimi doğrultusunda davranışlarına yön verir. İsteyerek yapılan davranışların başında ibadetler gelir. İbadet isteksiz yapıldığında onun verdiği huzur hissedilemez. O hâlde insan, Allah a gönülden ve isteyerek ibadet etmelidir. İbadet eden kişi, Allah ın emirlerini yerine getirmiş ve verdiği nimetlerden dolayı ona şükretmiş olur. İbadetini samimi duygularla yapan kişi amacına ulaşır. Kur an-ı Kerim de bu durum şöyle ifade edilir:...allah a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah ın rahmeti çok yakındır. 1 Gösteriş amacıyla ve isteksiz bir şekilde yapılan ibadetler Kur an da kınanmıştır. Nisâ suresinin 142. ayetinde bu durum şöyle dile getirilmiştir: Münafıklar Allah ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların hilelerini ve oyunlarını 1 A râf suresi, 56. ayet. 24

25 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI bozar. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah ı çok az anarlar. İbadetler, ahlaken ve ruhen değişme meydana getirmiyorsa amacına ulaşmamış sayılır. İbadetlerde sadece istekli olmak yeterli değildir, aynı zamanda samimi olmak da gerekir. Samimiyet, içten olmak demektir. Samimi olmak, aynı zamanda ihlaslı olma anlamına da gelir. İhlas ise gönülden benimsemek demektir. Kur an ı Kerim de bu durum şöyle ifade edilmektedir. Biz sana kitabı gerçeğin ta kendisi olarak indirdik. O hâlde sen de ihlâsla yalnız Allah a ibadet et! 1 Bir hadisi şerifte ibadetlerde samimi olmanın önemi şöyle açıklanmaktadır: Bir şahıs Hz. Peygambere, Şayet biz mallarımızı şan, şöhret olsun diye dağıtırsak Allah bize bir mükâfat verir mi? diye sorar. Peygamber Hayır. diye cevap verince bu sefer o şahıs, Hem Allah ın rızası ve hem de şan şöhret olsun diye dağıtırsak... diye sorar. Bunun üzerine Peygamber, Allah samimi olarak kendi rızası için yapılmamış hiçbir ameli kabul etmez. 2 buyurur. Peygamberimiz samimiyetin önemini başka bir hadisinde şöyle açıklar: Sizden biriniz Allah a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır 3 Dua ibadetin özüdür. DÜŞÜNELİM Peygamberimiz...İhsan nedir? sorusuna şu cevabı vermiştir: İhsan, sanki Allah ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü sen onu görmüyorsan da o seni görüyor. Yukarıdaki hadis çerçevesinde ibadette samimiyetin önemini düşününüz. Buharî, İman, Zümer suresi, 2. ayet 2 Mehmet Akgül, Kur an da Din Kavramları, s Buharî, İman,

26 2. ÜNİTE 1.2. Gösterişten Uzak Olmak İbadetlerde asıl olan, tam bir inanmışlık içinde, Ameller niyetlere göredir bilinçli, gösterişten uzak ve içtenlikle Allah a yönelmektir. İbadetler, sadece Allah ın rızasını, hoşnutlu- Buharî, İman, 41. Yukarıdaki hadisin anlatılmak istenen ğunu kazanmak için yapılır ve karşılığı da sadece nedir? ondan beklenir. Kur an-ı Kerim de bu konuda şöyle buyrulur:...bana, din ve ibadetimi yalnız Allah a has kılarak k gönülden kulluk k etmem emredildi. 1 İbadetin gösteriş amaçlı veya herhangi bir çıkar elde etmek için yapılması, dinimizce çirkin bir davranış olarak görülür. Ayrıca ibadetlere gösterişin yani riyanın karışması, onun manevi değerini azaltır. Yüce Allah Kur an-ı Kerim de ibadetlerde gösterişten uzak durulması konusunda bizi uyarır: Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar. İbadetlerini gösteriş için yaparlar. 2 Gerek ibadetlerde gerek diğer davranışlarda Allah ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmak amacıyla hareket etmek gerekir. Bu konuyla ilgili olarak Kur an-ı Kerim de Yüce Allah şöyle buyurur: De ki: Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm kesinlikle hep o âlemlerin Rabb i olan Allah içindir. 3 YORUMLAYALIM Ey iman edenler! Yardım ettiğiniz kimseleri başa kakmak ve incitmek suretiyle o sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Allah a da ahirete de inanmadığı hâlde sırf insanlara gösteriş yapmak için malını harcayan kimsenin durumuna düşmeyin!... Öyleleri işledikleri hiçbir şeyden sevap ve mükâfat elde edemezler Bakara suresi, 264. ayet. Yukarıdaki ayeti ibadetlerde samimiyetin önemi açısından yorumlayınız Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik Allah kimseye gücünün üstünde birşey yüklemez... Bakara, 286. ayet. Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj nedir? Yüce Allah insanlara güç yetiremeyecekleri sorumluluklar yüklememiştir. Yalnızca güçlerinin yetebileceği ibadetler emretmiştir. Belli bir zamanı, şekli ve şartları olan bu ibadetlerin hepsi, insanın yapabileceği davranışlardır. Yüce Allah Kur an-ı Kerim de yer alan...allah sizin için kolaylık ister; zorluk 1 Zümer suresi, 11. ayet. 2 Mâ ûn suresi, 4-6. ayetler. 3 En âm suresi, 162. ayet. 26

27 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI istemez... 1 ve...din hususunda sizin üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi... 2 şeklindeki ayetler de bunu göstermektedir. Hz. Peygamber de, Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, sevdiriniz nefret ettirmeyiniz. 3 ve Din kolaylıktır 4 sözleriyle dinin özünde bir zorluğun olmadığını bildirmiştir. DÜŞÜNELİM Rabb imiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabb imiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabb imiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevla mızsın Bakara suresi, 286. ayet. Yukarıdaki ayet üzerinde insanın sorumluluklarının ölçüsü hakkında düşününüz. İbadetler, insanı Allah a yakınlaştırır ve mutlu eder. Allah, insanları varlığını tanısınlar ve huzura ulaşsınlar diye ibadetleri emretmiştir. Yüce Allah emretmiş olduğu ibadetler de bazı özel durumlarda insanlara çeşitli kolaylıklar sağlamıştır. Örneğin hasta olan kişiler ramazan oruçlarını erteleyebilir, iyileştikten sonra tutabilirler. Yine abdest almak için su bulunmayan durumlarda teyemmüm ile namaz kılınabilir. YAZALIM Abdestte kolaylık Suyun bulunmadığı durumlarda teyemmüm yapılır.. Namazda kolaylık Yolcu olanlar dört rekâtlık farzları iki rekât olarak kılarlar... Oruçta kolaylık Ramazanda oruç tutamayacak kadar hasta olanlar oruçlarını sağlıklarına kavuşunca tutarlar... Yukarıdaki ibadetlerde başka hangi kolaylıkların olduğunu yazınız. 1 Bakara suresi, 185. ayet. 2 Hacc suresi, 78. ayet. 3 Buharî, İman Buharî, İman

28 2. ÜNİTE 2. İslam da İbadetlerin Faydaları İbadetlerin bireysel ve toplumsal olarak pek çok faydası vardır. Bireysel olarak ibadetler, kişinin yaratanı ile bağlarını sağlamlaştırır ve iç İbadetler insan hayatında ne tür farklılıklar meydana getirir? huzurunu güçlendirir. Çünkü ibadet eden insan, Allah ın emirlerini yerine getirmiş ve ona şükretmiş olur. İbadet, insanda güven duygusunu ve sorumluluk bilincini geliştirir. İbadet eden kişi, kötülüklerden sakınır ve ahlaken gelişir. Toplumda faydalı ve saygın bir şahsiyet olarak yerini alır. İbadetlerle sorumluluk bilinci gelişen bireylerin oluşturacağı toplumlarda güzel ahlak gelişir. Haksızlık ve kötülükler asgari seviyeye iner, sabır ve diğerkâmlık gibi güzel davranışlar yaygınlaşır. Böylece huzurlu bir toplum meydana gelir. Çünkü ibadetler sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eder. Örneğin zekât toplumda zenginle fakir arasında bir sevgi ve kaynaşma vesilesidir. Özellikle birlikte kılınan namaz, ifa edilen hac, büyük bir sevinç ve barış içinde yapılan bayramlaşmalar toplumun huzur ve barışı için çok önemlidir İbadetlerin Bireysel Faydaları Peygamberimiz İslam ı tarif ederken, İslam, Allah ın sevgisini kazanmak için yapılan her iş ibadettir. sözünde verilmek istemed (s.a.v.) in Allah ın kulu ve elçisi olduğu- Allah tan başka ilah olmadığına ve Muhamnen mesaj nedir? na şahitlik etmek (kelime-i şehadet getirmek), namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve ramazan orucunu tutmaktır. t 1 buyurmak suretiyle belli başlı ibadetleri sıralamıştır. İbadetin anlam ve kapsamı çok geniştir. İslam ı öğrenmek, öğretmek, yaşamak, dua ve tefekkürle Allah a gönülden yönelmek bir ibadettir. Ailenin ihtiyaçlarını karşılamak, canı, malı, sağlığı, çevreyi, tabiatı ve doğal dengeyi korumak, iyiliği tavsiye edip kişiye ve topluma zarar veren davranışlardan kaçınmak da ibadettir. Allah, insanlar ile kendi arasındaki yakın ilişkiye dikkat çeker; onlara çok yakın olduğunu, dua ettikleri zaman dualarına cevap vereceğini özellikle vurgular. Bu konuda Kur an da şöyle buyrulur: Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O hâlde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulsunlar. 2 1 Buharî, İman, 1, 2; Müslim, İman, Bakara suresi, 186. ayet. 28

29 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI İNCELEYELİM Kulun, inandığı yüce varlığa karşı kulluk borcunu yerine getirmesidir. Allah ın buyruklarını yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmaktır. Yaratıcı ile iletişimin kurulmasını sağlayan bir köprüdür. İBADET Allah a yönelik saygılı davranışlardır. İnsanlara hizmet etmek amacıyla yapılan her çeşit faaliyettir. Kişinin Allah ın rızasını kazanmak için yaptığı her çeşit faaliyettir. Yukarıdaki tabloyu ibadetin anlamı açısından inceleyiniz. Allah, yeryüzünde insanın yaşaması için gerekli olan bütün nimetleri yaratmıştır. Dikkat DEĞERLENDİRELİM edilirse kendi bedenimizde ve çevremizde saymakla bitirilemeyecek nimetler olduğunu görürüz. Bu nimetlere karşı şükretmemiz gerektinız. Biz insana şah damarından daha yakığini hissederiz. Şükür, nimeti yaratan Allah ile Kâf suresi, 16. ayet. o nimetten yararlanan insan arasında içten bir Yukarıdaki ayeti insanın Allah ile ilişkisini bağlılığa vesiledir. Şükrün en önemli göstergesi güçlendirmesi açısından değerlendiriniz. ise yerine getirilen ibadetlerdir. Namazda okunan Fâtiha suresinin ilk ayetleri Allah a hamt ve şükür ile başlar. Yine İbrahim suresinin 7. ayetinde,...şükrederseniz elbette (nimetlerimi) arttırırım, eğer nankörlük ederseniz de azabım çok çetindir buyrularak şükrün önemine dikkat çekilmiştir. Bizler de Allah ile ilişkimizi güçlendirmek için namaz, oruç gibi ibadetlerimizi yerine getirmeli, dua ve şükürle Allah a yakınlığımızı pekiştirmeliyiz. 29

30 2. ÜNİTE İnsanın iç dünyası Allah a ibadetle huzur bulur. Kur an da bu husus, Onlar inanmışlar, kalpleri Allah ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin kalpler ancak Allah ı anmakla huzura kavuşur. 1 şeklinde ifade edilmektedir. Sıkıntılı zamanlarda Allah a sığınmak insan tabiatının bir gereğidir. Hâlbuki insan her zaman Rabb ine yönelmeli ve onunla olan bağını güçlü tutmalıdır. Kur an-ı Kerim de huzuru sadece zenginlik, mal ve güç vasıtasıyla arayıp, yetime ve yoksula yardım etmeyen, sorumluluklarını yerine getirmeyen insanların mutsuz olacağı anlatılır. 2 Gerçek huzur, Allah ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Nitekim Kur an da, Ey huzura kavuşmuş insan! Sen ondan hoşnut, o da senden hoşnut olarak Rabb ine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir! 3 buyrularak gerçek huzurun Allah ın hoşnutluğunu kazanmaya bağlı olduğu belirtilir. Allah, her şeye gücü yeten bir varlıktır. İnsan dua ve ibadet yoluyla Allah a sığınır. İnsan, Allah a yönelerek ondan yardım ister. Allah ın kullarını çok sevdiğini, kendisine açılan elleri boş çevirmeyeceğini bilir. İnsan, çeşitli sebeplerle bilerek ya İbadet bireyin kişiliğini olgunlaştırır. da bilmeyerek bazı hatalar yapabilir, günah işleyebilir. Ancak daha sonra yaptıklarının yanlışlığını fark edip pişmanlık duyar. Hatasından, günahından PAYLAŞALIM dönmek için tövbe ve dua eder. Çünkü Namaz, oruç, zekât, hac gibi İslam ın temel ibadetlerinin kötülükten, kibirden ve dedikodudan kaçınma; sa- insan, pişmanlık duyduğu takdirde günahlarının Allah tarafından affedileceğini bilir. Bu bilgi onun umudunu canlı gelişimine katkısı konusunda örnekler bularak arkadaşlabırlı, cömert, yardımsever olma gibi ahlaki davranışların tutar ve güven duygusu uyandırır. Bu rınızla paylaşınız. konuda Kur an da şöyle buyrulmuştur: Allah a güvenin, hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz. 4 1 Ra d suresi, 28. ayet. 2 Fecr suresi, ayetler. 3 Fecr suresi, ayetler. 4 Ahzâb suresi, 3. ayet. 30

31 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI Namaz ve dua, insanın Allah ile kurabileceği en iyi iletişim yoludur. Bundan dolayı namaz, NOT EDELİM diğer ibadetlerin özü ve özeti sayılmıştır. Namazda okunan ayet ve dualar, rükû ve secdede dua etsin. Belaya uğramaktan korkan kişi Allah a okunan tesbihler insanın Allah ile ilişkisini güçlendirir. Namaz, Allah ı sürekli hatırlamanın en Cafer-i Sadık büyük vesilesidir. Günün belli zamanlarında Tabersi, Mekârimü l-ahlak, C2, s. 10. namaz kılan insan, hayatın sorun ve sıkıntılarından uzaklaşır. Allah ile baş başa kalır. Üstün ve yüce bir güce yönelmek, ona sığınmak, onun kendisine yardım edeceğini bilmek insana güven verir. Onu mutlu eder. Bu konuda Kur an da şöyle buyrulmuştur: İşte Rabb iniz Allah odur. Ondan başka tanrı yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise ona kulluk edin, o her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık odur). 1 Diğer bir ayette ise, Müminler, yalnız Allah a dayanıp güvensinler. 2 İnsan, evreni ve içindekileri yaratan ve yaşatan Allah a sığınmak suretiyle hiçbir zaman yalnızlık duygusuna ve ümitsizliğe kapılmaz. Zorluklar ve sorunlar karşısında daha kararlı davranır. Böylece merhameti ve kudreti sonsuz olan Allah a sığınmanın huzurunu duyar. Günlük ibadet olan namaz ile insan, zamanını planlar, gününü iyi değerlendirmeye, diğer dinî buyrukları yerine getirmeye de önem verir. Her gün belirli aralıklarla Allah ın huzuruna çıkan insan, Allah ın her an kendisini görüp gözettiğini bilir ve inanır. Bu bilinç onu dürüst, erdemli ve sorumluluklarının farkında bir insan olmaya yöneltir. Bazı ibadetlerin, kişinin ilgi ve dikkatini başkalarının sorunlarına yöneltmesine, onlarla ilgilenme sorumluluğunu kendisinde hissetmesine sebep olacak şekilde sosyal bir yönü vardır. Örneğin; zekât, sadaka, oruç, hac ve kurban ibadetleri bu şekilde insanın sorumluluk duygusunun gelişmesinde etkilidir. Bu ibadetler, insanı kırıcı ve sorumsuz davranışlardan büyük ölçüde uzak tutar. 3 Böylece ibadetler sorumluluk bilincinin gelişmesine katkı sağlar. BİLGİ KUTUSU Hz. Ali, günlük ibadetler konusunda da son derece titiz ve takva sahibi bir şahsiyettir. Hz. Ali, ibadetlerin önemi ve yerine getirilmesi konusunda bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Bu tavsiyelerden biri de şudur: Dininizin bir farzını terk ettiğiniz zaman size Allah da halk da iyi gözle bakmaz. Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programı, s En âm suresi, 102. ayet. 2 Âl-i İmrân, 122. ayet. 3 Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, s

32 2. ÜNİTE 2.2. İbadetlerin Toplumsal Faydaları İbadetler ile güzel ahlak arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? İslam dininde emredilen ibadetlerin bireysel faydaları yanında toplumsal faydaları da vardır. Cuma, bayram ve teravih namazları insanlar arası ilişkilerin güçlenmesini, birlik ve beraberliğin gelişmesini sağlar. Ramazan orucu, zekât, sadaka ve kurban sosyal yönü olan ibadetlerdir. İbadetler sayesinde bireyler, bir topluma mensup olmanın, din kardeşliğinin öneminin ve bu kardeşlikten doğan gücün farkına varırlar. İbadetlerdeki Allah a kulluk bilinci insanları; dürüst davranmaya, sözünde durmaya, başkalarının hakkını gözetmeye ve insani ilişkilerde güzel ahlaklı olmaya yöneltir. İbadetler, insana ahlaklı bir kişilik yapısı kazandırır. Onu gurur ve kibirden uzaklaştırır, alçak gönüllü ve hoşgörülü yapar. YORUMLAYALIM Başkalarına zarar verici davranışlardan Sana vahyedilen Kitap ı oku ve namazı kıl. alıkoyar. Diğer kişilere karşı sevgi, saygı Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten ve bağlılığı kuvvetlendirir. Sosyal dayanışmayı, birlik ve beraberlik duygusunu Allah yaptıklarınızı bilir. alıkoyar. Allah ı anmak elbette en büyük ibadettir. geliştirir. Ankebût suresi, 45. ayet. İslam ahlakını en iyi temsil eden Peygamberimizdir. Bu konuda Kur an da, nasıl bir ilişki kurulmuştur? Yorumlayınız. Ayette namaz ibadetiyle ahlakın gelişimi arasında Ey Resulüm, elbetteki sen en güzel ahlak üzeresin. 1 Hz. Aişe ye Hz. Peygamberin ahlakı sorulduğunda, Allah ın elçisinin ahlakı Kur an idi. 2 diyerek onun ahlakının Kur an ahlakı olduğuna dikkat çekmiştir. Bizler de Hz. Peygamberi örnek almalı ve ahlakımızı güzelleştirmeliyiz. Kur an okumak bir ibadettir. Kur an ı anlayarak, üzerinde düşünerek ve hissederek okuyan bir kimse aynı zamanda ahlakını güzelleştirir. Çünkü Kur an gıybeti, dedikoduyu, yalanı ve meşru olmayan her türlü kazanç yollarını yasaklayarak insana doğru yolu gösteren bir kitaptır. Kur an, 1 Kalem suresi, 4. ayet. 2 Müslim, Salatü l-müsafirîn, 139. Kur an okumak, insanın ahlakını güzelleştirir. 32

33 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI insana; davranış ve sözleriyle dengeli olmayı, iyiliği ve güzelliği, salih amel işlemeyi tavsiye etmiş ve bu şekilde davranan insanlara da mükâfat vadetmiştir. Kur an da namazın insanı hayâsızlık ve kötülüklerden alıkoyan yönüne dikkat çekilmiştir. Namaz kılan insan, her an kendini Allah ın huzurunda hisseder. Bilinçle kılınan namaz, müminin olgunlaşmasına, başkalarına zarar verici davranışlardan kaçınmasına ve ahlaki özelliklerinin gelişimine katkı sağlar. Namaz insanın günahından dolayı pişmanlığını bildirmesinin, kirlerden arınmasının ve Allah ın huzuruna günahla çıkmama kararlılığının bir göstergesidir. Böylece abdestle maddi kirlerden arınan insan, namazla da manevi kirlerinden arınmış olur. Bu şekilde kirlerden temizlenmiş insanların oluşturacağı bir toplum mutlu ve huzurlu olur. Nitekim Resulullah, Söyleyin bakayım, sizden birinizin kapısının önünde bir akarsu bulunsa ve onda her gün beş defa yıkansa ne dersiniz? Bu yıkanma, onun kirinden pasından bir şey bırakır mı? diye sorduğunda sahabeler, Hayır, bu onun kirinden hiçbir şey bırakmaz. diye cevap vermişlerdir. Bunun üzerine Resulullah, Beş (vakit) namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allah Teâlâ günahları siler, mahveder. 1 buyurmuştur. Zekât ve sadaka, zenginlerle fakirler arsında bir köprü görevi görür. Zekâtı ve sadakayı veren kişi Allah rızası için verir. Zekâtı alan kişi ise kendisini minnet altında hissetmez. Zekât alan kişi yaşadığı toplumda yalnız olmadığını bilir. Kendisini anlayan, ona yardım eden hayırsever insanların olmasından dolayı Allah a şükreder, yardım edene ise teşekkür eder. Böylece bu ibadetler, zengin ve fakir arasında duygusal yakınlaşmaya, karşılıklı sevgi ve saygının gelişmesine, sosyal dayanışmanın, birlik ve beraberlik duygularının artmasına, toplumsal barış ortamının oluşmasına katkı sağlar. Zengin her Müslümanın, varlığından fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine zekât vererek destek olması Kur an ın emridir. Kazancının belirli bir miktarını ihtiyaç sahiplerine zekât olarak veren kişi Allah ın hoşnutluğunu kazanır. İbadetler, dostlukları geliştirir, pekiştirir, diğerkâmlık duygusunu canlandırır. Gelir dağılımındaki farklılıkların yol açtığı sorunlar toplum barışını tehdit edebilir. Bu farklılıkların en alt seviyeye indirilmesi ve servetin belli kişilerin ellerinde toplanmasını önleyip toplumun geneline yaygınlaştırılmasında zekât ve sadaka gibi ibadetlerin önemli rolü vardır. 2 Varlıklı bir müminin verdiği zekât vesilesi ile ihtiyaç sahibi bir fakir, maddi sıkıntıdan kurtulur ve bu durum insanlar arasında sevgi, saygı ve dostlukların gelişmesine sebep olur. Nitekim Peygamberimizin de Zekât, İslam ın köprüsüdür. 3 buyurduğu rivayet edilmiştir. 1 Buharî, Mevakıtü s-salat, 6. 2 Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 245, Taberani, Mecmau l-kebir, C 20, s Yardımlaşma, toplumsal dayanışmaya katkı sağlar. 33

34 2. ÜNİTE PAYLAŞALIM Oruç kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu hâlde bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona biri kötü söz söylerse Ben oruçluyum. desin. Buharî, Savm, 9. Orucun kötülüklere kalkan olması konusunda hadisten anladıklarınızı arkadaşlarınızla paylaşınız. Oruç ibadeti kötülüklerden korunma hususunda önemli bir yer tutar. Ayrıca oruç tutan kimse nimetlerden mahrum olmanın ve açlığın ne demek olduğunu bizzat tatmış olduğundan açlık ve yoksulluk çeken insanların sıkıntılarını daha iyi hisseder. Oruçlu kişi empati yaparak aç insanların hâlini anlar ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olur. Onları sevindirir. Ramazanda kurulan iftar sofraları, komşular ve akrabalar arasında samimiyeti pekiştirir, dayanışmaya ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunur. Böylece oruç, insanın şefkat ve merhamet duygularını canlandırır. Kötü davranışların oruçluya yakışmayacağını ve ibadetin Allah katındaki değerini azaltacağını bilir. Çünkü sadece yememek ve içmemek, oruç için yeterli değildir. Hz. Peygamber, Kim kötü söz ve davranışları bırakmazsa onun yeme içmesini terk etmesine Allah ın ihtiyacı yoktur. 1 buyurarak oruç tuttuğu hâlde kötü huyları terk etmeyenlerin oruçlarına Allah ın değer vermeyeceğini bildirmiştir. İbadetler insanları birbirine yakınlaştırır. 1 Buharî, Savm, 8. 34

35 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI DÜŞÜNELİM-YAZALIM Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz (derler). İnsan suresi, 8-9 ayetler. Müminler birbirlerine merhamet etmekte, birbirlerini sevmekte ve birbirlerini korumakta bir vücudun organları gibidir. Vücudun herhangi bir organı hastalandığında bütün vücut bundan rahatsız olur. Aynı şekilde bir mümin de sıkıntı içinde bulunduğunda diğer müminler onun sıkıntısını, derdini ve üzüntüsünü paylaşırlar. Yukarıdaki ayet ve hadiste anlatılmak istenen ortak düşünceyi yazınız. Buharî, Edeb, 27. Hac ibadeti Müslümanı günahlarından arındırır, kötü davranışlardan uzaklaştırır. Arafat ta toplanan müminler, günahlarına karşı bir özeleştiri fırsatı elde ederler. Şeytan taşlama esnasında bütün kötülüklere karşı mücadele edeceklerine dair söz vermiş olurlar. Hac ibadeti esnasında saflığı, temizliği, günahlardan arınmışlığı temsil eden ihram giyen her insan tarağın dişleri gibi Allah ın huzurunda eşitlenmektedir. Dünyanın dört bir yanından gelmiş farklı kültür, dil, anlayış ve ırktan insanlarla birlikte ibadet eden müminler, birlikte yaşamayı öğrenirler. Hac ibadeti, farklılıklara saygılı olmayı, üstünlüğün ırkta ve renkte değil, takvada olduğunu öğretir. Kişinin sosyal ve kültürel açıdan gelişmesi, başkalarıyla kaynaşması için iyi bir zemin oluşturur. Farklı ırk, dil ve kültürden insanların aynı amaç için bir araya gelmiş olmaları ve birlikte hareket etmeleri, aralarındaki kardeşliğin artmasını sağlar. İbadetlerin, insanın kötü düşünce ve davranışlardan uzaklaşmasında önemli bir yeri vardır. Kişi Rabb ine, kendisine, ailesine, topluma, insanlığa ve diğer bütün varlıklara karşı sorumluluk duygusuyla davranarak kötülüklerden kaçınır. Bu ahlaki özelliklerden ikisi de sabır ve diğerkâmlık duygularıdır. Diğerkâmlık, kişinin kendisinin de ihtiyacı olan bir şeyi başka insanlarla paylaşması, gerektiğinde başkalarına yardım etmesidir. Bu konuda Kur an da şöyle buyrulmaktadır: Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 1 Hastane, okul, çeşme, cami ve köprü gibi toplumun yararlandığı mekânları yaptırmak dinimizce sadaka-i cariye olarak nitelendirilmektedir. Sadaka-i cariye, kişi öldükten sonra da işlevi devam eden hayırları ve yardımları ifade eder. Peygamberimizden rivayet edilen bir hadise göre bu tür yar- 1 Haşr suresi, 9. ayet. 35

36 2. ÜNİTE dımlarda bulunanların öldükten sonra da amellerine sevap verilmeye devam PAYLAŞALIM edilir. 1 Toplumdaki suçların azalmasında ibadetlerin rolü İbadetlerin birçoğu cemaat hâlinde nedir? Düşüncelerinizi nedenleriyle birlikte arkadaşlarınızla paylaşınız. yapılır. Bu ise kişiler arasında birlik şuurunun uyanmasına katkı sağlar. Cemaatle kılınan beş vakit namaz, cuma ve bayram namazları, hac vesilesiyle Mescid-i Haram da kılınan namazlar, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı geliştirir. Aynı safta bulunan insanlar, birbirlerinin dert ve üzüntülerini paylaşarak bunların giderilmesinde iş birliği yaparlar. Bilmediklerini öğrenme, eksiklerini giderme ve hatalarını düzeltme fırsatı yakalarlar. İyilik yapma konusunda yarışırlar. Böylece aralarındaki kardeşlik duyguları pekişir. Birlikte yapılan ibadetler, insanlar arasındaki her türlü makam, mevki, rütbe, ırk üstünlüğü anlayışını ortadan kaldırmak suretiyle eşitlik duygusu oluşturur, toplumsal kaynaşmaya yardımcı olur. İbadetlerin toplumsal faydalarından biri de kişide oluşturduğu sorumluluk duygusudur. İnsan, bu sorumluluğun gereği olarak başkalarının ibadet etme hakkına saygı duyar. Çünkü farklı inanç ve düşünce biçimlerine saygı duymak, tahammül etmek ve onları olgunlukla karşılamak bir erdemdir. 1 Müslim, Vasiyyet, 14. İbadetler insanlar arasındaki yardımlaşmayı teşvik eder. 36

37 İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Hangi davranışlar ibadet sayılır? Belirtiniz. 2. İbadetler insanın yaratanı ile ilişkisini nasıl güçlendirir? Anlatınız. 3. Oruç ve zekât ibadetinin toplumsal faydaları nelerdir? 4. İbadetler insanları kötülükten nasıl alıkoyar? Örneklerle açıklayınız. 5. Namaz, oruç ve hac ibadetleri insanların kaynaşmasına nasıl katkı sağlar? B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Peygamberimiz aşağıdaki ibadetlerden hangisinde kulun Allah a en yakın olduğunu belirtmiştir? A) Namaz B) Oruç C) Zekât D) Hac E) Kurban 2. Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz (derler). (İnsan suresi, 8,9 ayetler.) Yukarıdaki ayetlerde vurgulanan ahlaki özellik aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Sabır B) Şükür C) Diğerkâmlık D) Tevazu E) Cesaret C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz. (diğerkâmlık, Kur an, zekât, oruç) 1. Hz. Aişe, Peygamberimizin ahlakını.....olarak tanımlamıştır. 2. Kişinin kendisinin de ihtiyacı olan bir şeyi başka insanlarla paylaşması, gerektiğinde başkalarına yardım etmesi olarak adlandırılır. 3. İnsandaki sabır davranışının gelişimine en fazla katkıda bulunan ibadet......dır. Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını D, yanlışlarını Y ile işaretleyiniz. ( ) İslam bilginleri Allah ın bütün emir ve yasaklarının insanların yararına yönelik olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. ( ) İhlas, ibadetin sırf Allah rızası için yapılmasıdır. ( ) Riya, ibadetin özüdür. ( ) İbadetlerin temel ilkelerinden birisi de sürekliliktir. 37

38 2. ÜNİTE D. Aşağıdaki tabloları doldurunuz. 1. İbadetler bireye ve topluma neler kazandırır? Bireye Kazandırdıkları Kişinin Allah a olan inancını pekiştirir. Topluma kazandırdıkları Birlikte yaşama bilincini geliştirir. 2. Aşağıda verilen ibadetler hangi davranışların gelişimine katkıda bulunur. Buna göre ibadetleri ve davranışları eşleştiriniz. EŞLEŞTİRELİM 1 Namaz Yardımseverlik 2 Oruç Alçak gönüllülük 3 Zekât Din kardeşliği ve hoşgörü 4 Hac 1 Kötülük ve çirkinlikten sakınma 5 Dua Sabır 38

39 ÖĞRENME ALANI: HZ. MUHAMMED (S.A.V.) 3. ÜNİTE : HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Peygamberler hangi özelliklerinden dolayı insanlara örnek olmuşlardır? Araştırınız. 2. Toplumun barış ve huzuru için adalet neden önemlidir? Düşününüz. 3. Ehl-i beyt ne demektir? Araştırınız. 4. Hz. Muhammed in güzel ahlakıyla ilgili birer ayet ve hadis meali bulunuz. 39

40 3. ÜNİTE 1. Kur an da Örnek İnsan ve Özellikleri Örnek bir insanda hangi özellikler bulunmalıdır? Düşününüz. Yüce Allah, insanı mükemmel bir varlık olarak yaratmıştır. Kur an-ı Kerim de, bu durum şöyle ifade edilmiştir: Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. 1 Bununla birlikte insanoğlu söz ve davranışlarından sorumlu tutulmuştur. Nitekim bir ayette bu husus şöyle açıklanmıştır: İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır! 2 Yüce Allah, peygamberler ve kitaplar göndererek insanlara doğru yolu göstermiştir. Ayrıca gönderilen peygamberler insanlara örnek olmuşlardır. Allah, Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. buyurarak Hz. Muhammed in güzel ahlakını övmüştür. 3 Allah ın emrettiği güzel davranışları öğrenip uygulayan ve yasakladığı kötü davranışları terk eden her insan örnek insandır. Kur an-ı Kerim de örnek insanın özellikleri sayılmış ve bu güzel özelliklere sahip olmamız istenmiştir. Bir ayette bu hususta şöyle buyrulur: Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4 Bunun yanında boş ve yararsız işlerden uzak durmak, sözünde durmak, emanete riayet etmek, 5 bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcamak ve affedici olmak 6 Kur an da örnek insanın özelliklerinden bazıları olarak sayılmıştır. BULALIM Kur an da örnek insan ve özelliklerini aşağıdaki ayetlere bakarak bulunuz. Kur an daki Yeri Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlierine riayet ederler. Mü minun suresi, 8. ayet. Rabb inizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! Âl-i İmran suresi, 133. ayetler. Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır. Furkân suresi, 67. ayet. Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir. Furkân suresi, 72. ayet. İnsanın Özellikleri Doğruluk Tîn suresi, 4. ayet. 2 Kıyâme suresi, 36. ayet. 3 bk. Kalem suresi, 4. ayet. 4 Bakara suresi, 3. ayet. 5 bk. Mü minûn suresi, 3 ve 8. ayetler. 6 bk. Âl-i İmrân suresi, 133. ayet. 40

41 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ 2. Hz. Muhammed Bizim İçin Bir Örnektir Peygamberler, Allah ın gönderdiği dini bizzat yaşayarak uygulayan örnek insanlardır. Onlar, vahiy yoluyla kendilerine bildi rilen inanç, ibadet ve ahlak ilkelerini tebliğ etmelerinin yanı sıra bunların anlaşılması ve uy gulanması hususunda insanlara model olma sorumluluğunu da taşımışlardır. Kur an-ı Kerim de, bütün peygamberlerin kendi lerine uyulması, dolayısıyla örnek alınmaları için gönderildiği şöyle belirtilir: Biz her peygamberi sırf, Allah ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik 1 Hz. Muhammed in, Allah a bağlılığı, inancındaki sebatı, ibadete düşkünlüğü, Allah yolundaki kararlılık ve fedakârlıkları, düşmanlarına karşı gösterdiği sabrı birçok ayette anlatılmıştır. Hz. Peygamber, insanlara ve diğer canlılara karşı duyduğu sevgi ve şefkati, affediciliği, dürüstlük ve adaleti gibi pek çok meziyet ve erdemiyle insanlara bir örnek olarak gösterilmektedir. 2 Onun güzel ahlakı övülmekte ve ona itaat Allah tarafından emredilmektedir. Bu konuda Allah şöyle buyurur: Allah a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin. 3 Hz. Peygamber ise, Ben güzel ahlakı tamam lamak için gönderildim. 4 diyerek gönderiliş gayesini özetlemiştir. Allah ın mesajını doğru anlamak için Hz. Peygamberi doğru anlayıp örnek almak gerekir. Hz. Muhammed, dini anlamada ve yaşamada yegâne örnektir. Allah Resulü; insan ilişkilerinde son derece dürüst, açık sözlü, adaletli ve hoşgörülüydü. Konuşmalarında hakkı söylemekten çekinmezdi. Kişileri hedef almaz, onların davranışlarına dikkat çeker veya konular hakkında genellemeler yapardı. YORUMLAYALIM Beni namaz kılarken gördüğünüz şekilde namaz kılınız. Buharî, Ezan, 18. Hz. Peygamberin örnekliği açısından yukarıdaki hadisi yorumlayınız. 1 Nisâ suresi, 64. ayet. 2 Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, C 30, s Âl-i İmrân suresi, 132. ayet. 4 İmam Malik, el-muvatta, Hüsnü l-huluk, 8. 41

42 3. ÜNİTE Hz. Muhammed in ahlakı Kur an ahlakı idi. Bir sahabe Hz. Aişe ye, Hz. Peygamberin ahlakı hakkında sormuştu, Hz. Aişe şöyle dedi: Sen, hiç Kur an okumuyor musun? Sahabe, Evet, okuyorum. deyince Hz. Aişe şöyle devam etti: İşte, Allah ın Elçisinin ahlakı, Kur an dı. 1 Hz. Peygamber şefkatli bir baba, iyi bir aile reisi ve akrabalarına önem veren bir insandı. Onlarla ilgilenmek ve sıkıntılarını gidermek onun yüce ahlakının bir gereği idi. Bu konuda, Müminler arasında imanca en olgun olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır. 2 diyerek müminlere ışık tutmuştur. DEĞERLENDİRELİM İnsanlara hidayet (Kur an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, Allah, bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi? demeleri engel olmuştur. De ki: Eğer yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik. İsrâ suresi, 94, 95. ayetler. Yukarıdaki ayeti dikkate alarak peygamberlerin neden meleklerden seçilmediğini değerlendiriniz. Hz. Peygamber, çalışkan bir insandı. Arkadaşlarına da daima çalışmayı tavsiye etmiştir. Bu konuda, Hiç kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma yiyemez. 3 buyurarak insanları üretmeye ve çalışarak kazanmaya teşvik etmiştir. NOT EDELİM Kur an a göre Hz. Muhammed: - En güzel örnektir. Andolsun, Allah ın Resulünde sizin için Allah a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah ı çok anan kimseler için güzel bir örnek vardır. Ahzâb suresi, 21. ayet. - Son peygamberdir. Muhammed, sizden herhangi birinin babası değil; fakat Allah ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur... Ahzâb suresi, 40. ayet. - Yüce ahlak sahibidir. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. Kalem suresi, 4. ayet. - Ölümlü bir beşerdir. (Ey Muhammed!) Şüphesiz sen de öleceksin onlar da ölecekler. Zümer suresi, 30. ayet. 1 Müslim, Müsafirîn, Tirmizî, Rada, 11; Ebu Davut, Sünnet, Buharî, Buyu,

43 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ 2.1. Hz. Muhammed in Güvenilirliği Hz. Muhammed, asla yalan söylemeyen, emanetlere riayet eden ve son derece güvenilir bir insandı. O, gençliğinde her türlü cahiliye kötülüklerinden, putlardan, kumardan, içki meclislerinden ve çirkin eğlencelerden uzak durmuştur. O, erdemli davranışlarıyla yaşadığı toplumun takdirini kazanmıştır. Mekkeliler, gençliğinde Hz. Muhammed e en değerli eşyalarını rahatlıkla teslim ederlerdi. Bu güven peygamberlikten sonra da devam ediyordu. Nitekim hicret ederken yanındaki emanetleri sahiplerine vermek üzere evinde bıraktığı Hz. Ali ye teslim etmiştir. 1 Hz. Muhammed, gençliğinde Erdemliler Birliği (Hilfu l-fudul) ne katıldı. Mekke de zayıf ve kimsesizlerin haklarını savunmak, adaleti tesis etmek ve zulme son vermek bu teşkilatın en önemli göreviydi. Bu birlik, uzun süre etkin bir biçimde faaliyetlerini sürdürmüştür. Allah Resulü, peygamberlikten sonra da bu sözleşmeden hep övgüyle bahsetmiştir. Böyle bir teklif gelse yine katılırım. demiştir. 2 Hz. Muhammed, zekâsı, güzel ahlakı, sağlam karakteri ve dürüstlüğü ile herkesin güvenini kazanmıştır. Bu yüzden henüz peygamber olmadan önce bile insanlar ona dürüst ve güvenilir anlamına gelen Muhammedü l- Emin (Güvenilir Muhammed) lakabını vermiştir. Mekke de El-Emin (Emin kişi) sadece onun lakabı olmuştur. 3 Tezhipli Hz. Muhammed hattı Hat:Osman ÖZÇAY NOT EDELİM Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur: Münafığın(ikiyüzlünün) belirtisi üçtür: - Konuştuğu zaman yalan söyler. - Söz verdiği zaman sözünde durmaz. - Bir emanet kendisine bırakıldığında ihanet eder. Buharî, İman, 24. Peygamberimiz, güvenirlilikle imanı, emanete ihanetle inançsızlığı bir tutmuş ve bu hususta şöyle buyurmuştur: Kişinin kalbinde iman ve küfür bir arada bulunmaz. Doğruluk ile yalancılık, güvenirlilik ile hainlik de bir arada olmaz. 4 Konuyla ilgili diğer bir hadiste Hz. Peygamber, Mümin, insanların kendisine güven duyduğu kimsedir. Müslüman, Müslümanın dilinden ve elinden zarar görmediği kişidir. Muhacir ise kötülüklerden kaçandır. Nefsim kudret elinde olan Allah a yemin ederim ki kötülüklerinden komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez. 5 buyurarak dinimizin dürüstlüğe ne kadar önem verdiğini ortaya koymuştur. 1 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, C 1, s Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 1, s Ahmet Cevdet Paşa, Peygamber Efendimiz, s. 26; İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 2, s Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 3, s

44 3. ÜNİTE YORUMLAYALIM Bazen düşmanları bile Resulü Ekremin üstün şahsiyetini övmek zorunda kalmışlardı. Ebu Süfyan ticaret için gittiği Suriye de Bizans İmparatoru Herakliyus un Peygamber hakkındaki sorularına cevap verirken Hz. Muhammed in asil bir aileden geldiğini, hiç yalan söylemediğini, insanları putlara tapmaktan alıkoymaya çalıştığını, onları Allah ın birliğine inanmaya, namaz kılmaya, zekât vermeye davet ettiğini ve kendisine inananların asla dinlerini terk etmediklerini ifade etmişti. Hz. Peygamberin en belirgin özelliklerinin doğruluk, iffet, ahde vefa ve emanete riayet olduğunu söylemişti. Buharî, Bed ü l-vahiy, 6. Yukarıdaki metni Peygamberimizin güvenilirliği açısından yorumlayınız Hz. Muhammed in Merhametli Oluşu Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Yukarıdaki hadiste verilmek istenen mesaj nedir? Buharî, Edeb, 18. Merhamet; acımak, lütufta bulunmak, yufka yürekli olmak, iyilik yapmak, koruyup kollamak, ilgi ve şefkat göstermek anlamlarına gelir. Bu güzel duygularla yapılan her türlü iyilik, evlat sevgisi, ana babaya saygı ve itaat, akraba ziyaretleri, yaşlılara, yoksullara, hastalara, engellilere, yetim ve kimsesizlere yardım etmek gibi erdemlerin tamamı, merhamet duygusunun birer yansımasıdır. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed, son derece merhametli ve alçak gönüllü bir insandı. O, gençliğinden itibaren küçüklere şefkat gösterir, güçsüz yetim ve kimsesizleri korurdu. Yaşlılara saygı gösterir, hastaları ziyaret eder, dost akraba ve misafirlerine çok önem verirdi. Asla kibirlenmez, hiç kimseyi küçümsemezdi. İnsanlarla ilişkilerinde saygı, sevgi, dürüstlük ve nezaket kurallarına riayet ederdi. Aile içi huzura çok önem verir, eş ve çocuklarına daima şefkat ve merhametle davranırdı. Kendisine peygamberlik verildikten sonra da onun bu tevazusu, şefkat ve merhameti devam etmiştir. BİLGİ KUTUSU...O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı... En âm suresi, 12. ayet. (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiyâ suresi, 107. ayet. 44

45 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ Allah, rahmet peygamberi olarak göndermiş olduğu Hz. Muhammed i sürekli vahiy ile destekleyip ona yol göstermiştir. Kur an da onun güzel ahlakı ve merhameti övülerek şöyle buyrulmuştur: Allah ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi 1 Hz. Peygamber daima Kur an a uygun hareket ederek herkese şefkat, merhamet ve adaletle muamele etmiştir. O, sadece inananlara değil, inanmayanlara karşı da merhametliydi. Kendisine kötülük yapan kavmi için, Rabb im, kavmimi bağışla çünkü onlar bilmiyorlar. 2 diye dua etmiştir. Yine savaşlarda müşrik de olsalar kadın ve çocukların öldürülmelerini yasaklamış ve Kadınları ve çocukları öldürmeyiniz. 3 buyurmuştur. Esirlere güzel muamele etmiş, kıyafeti kötü olanları giydirmiş 4 ve onları asla incitmemiştir. O, yardıma muhtaç herkesin yar dımına koşmuş, yetimlerle bizzat ilgilenmiş ve ilgilenilmesini teşvik etmiştir. Bu hususta, Müslüman evlerinin en hayırlısı içinde yetim bakılıp iyilik edilen evdir; en kötüsü ise içinde yetime kötülük edilen evdir. 5 buyurmuştur. Dul kadınlara ve yoksullara yardım edenlerin Allah yolunda cihat et miş gibi sevap kazanacağını söylemiştir. 6 Kö leler hakkında, Onlar sizin kardeşleriniz ve ellerinizin altında bulunan birer emanettir. Yanlarında kardeşleri bulunanlar yediklerinden onlara da yedirmeli, giydiklerinden giydirmelidir. Güçlerinin yetmeyeceği işleri onlara yaptırmasınlar. Eğer böyle bir iş yaptıracak olurlarsa kendilerine yardım etsinler. 7 buyurmuştur. NOT EDELİM Hz. Peygamber, hayvanlara karşı da son derece merhametliydi. Mekke nin fethine giderken yolun kenarında yeni doğmuş yavrularını emziren bir köpek gördü. Rahatsız edilmemesi için bir sahabeye orada nöbet tutmasını emretti. İsmail Lütfi ÇAKAN, Örnek Kul Son Resul, s Âl-i İmrân suresi, 159. ayet. 2 İbn Mace, Fiten, İmam Malik, Muvatta, Cihad, 3. 4 Buharî, Cihad, İbn Mace, Edeb, 6. 6 Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 30, s Buharî, İman,

46 3. ÜNİTE 2.3. Hz. Muhammed in Adaletli Oluşu Kur an ın iki temel konusu tevhit ve adalettir sözüyle verilmek istenen mesaj nedir? Adalet; insaflı ve doğru davranmak, zulmetmemek, eşit tutmak ve her şeyi yerli yerince yapmak gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak adalet, hak yol üzere dosdoğru olmak, dinin emir ve yasaklarına uymak, haklıya hakkını, haksıza cezasını vermek, suç ve ceza oranına dikkat etmektir. Kur an-ı Kerim de Allah; konuşmada, şahitlikte, yargıda, barışın sağlanmasında, borçlanmalarda, senet düzenlemede ve aile hayatında adil olunmasını emretmiştir. 1 Kur an da adaletle ilgili pek çok ayetin olması Allah ın adalet konusuna verdiği önemi göstermektedir. Bu konuda Allah şöyle buyurmaktadır: Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. 2 Öte yandan Allah, şahitlik yaparken adaletli davranmayı emretmiş ve Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın) 3 buyurmuştur. Bir toplumda adalet varsa orada dayanışma, barış, huzur ve mutluluk vardır. Adaletin güvencesi olan hukuk işliyorsa orada haksızlık ve zulüm olmaz. Aksi durumda toplum daima, huzursuzluk ve adaletsizlikle karşı karşıya kalır. Peygamberimiz, her konuda olduğu gibi adalet konusunda da çok hassas davranmıştır. Gençliğinden itibaren insanlar Hz. Muhammed in adaletine güvenmiş ve onun hakemliğine başvurmuştur. Kendisine peygamberlik geldikten sonra da Allah ın emirleri doğrultusunda ayrım yapmadan herkese karşı adaletle davranmıştır. O, kız ve erkek çocuklar arasında ayrım yapmamış, bu ayrımı yapanlara da, Çocuklarınız arasında adaleti uygulayınız. 4 diyerek uyarıda bulunmuştur. TARTIŞALIM Toplumlar sevgiyle kaynaşır, adaletle ayakta durur. İbrahim SARIÇAM, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s Yukarıdaki cümlenin ifade ettiği anlam üzerinde arkadaşlarınızla tartışınız. 1 Dinî Kavramlar Sözlüğü, s. 5,6. 2 Nisâ suresi, 58. ayet. 3 Nisâ suresi, 135. ayet. 4 Buharî, Hibe,

47 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ Toplumun hakları söz konusu olduğunda suçlunun mevki ve itibarı ne olursa olsun Hz. Peygamber, mutlaka adaleti uygulamıştır. Örneğin, Medine nin önde gelen ailelerinden birine mensup olan bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bu olay Hz. Peygamber e haber verilince aile üyeleri, onun bu kadını affetmesi için aracı olacak birini aradılar. Fakat bu konuyu Hz. Peygamber e söylemeye kimse cesaret edemedi. Sonunda Peygamberimizin sevdiği bir sahabe olan Üsame bin Zeyd i buldular. Üsame, Hz. Peygamber den kadını affetmesini istedi. Onun böyle bir istekle gelmesine çok üzülen Peygamberimiz şunları söyledi: İsrail oğulları, aralarından mevki ve makam sahibi kişiler hırsızlık yaparsa onlara dokunmazlardı. Ama zayıf ve kimsesiz kişiler hırsızlık yaptığında onları cezalandırırlardı. Eğer hırsızlık yapan bu kadın Mahzumoğulları ndan biri değil de kendi kızım Fatıma bile olsaydı, onu da cezalandırırdım. 1 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yap- YORUMLAYALIM Böylece Hz. Peygamber, suçlu olan kendi çocuğu dahi mayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da olsa onu cezalandıracağını söyleyerek adalet konusunda ne kadar hassas olduğunu ortaya koymuştur. yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size Peygamberimiz, istemeden birinin canını incitecek öğüt veriyor. olursa karşı taraftan mutlaka helallik almıştır. 2 Daha Nahl suresi, 90. ayet. önce İs lam a ve Hz. Peygamberin şahsına karşı ağır Adalet ve toplumsal kaynaşma açısından yukarıdaki ayeti yorumlayınız. hakaretlerde bulunan kimseler, Mekke nin Fethi nden sonra onun huzuruna gelip Müslüman oldukları zaman Hz. Peygamber onları affetmiş ve hayatlarını teminat altına almıştır Hz. Muhammed in Kolaylaştırıcılığı Şüphesiz ki bu din kolaylıktır. Dini zorlaştıran hiç kimse yoktur ki din onu yenmesin... Buharî, İman, 11. Yukarıdaki hadiste verilmek istenen mesaj nedir? İslam dininin gayesi, insanların dünyada mutlu olmalarını, ahirette ise ebedî kurtuluşa ermelerini sağlamaktır. Kur an-ı Kerim, bunu şöyle ifade etmiştir: Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez 4 Bir diğer ayette ise, Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez 5 buyurmuştur. Dinin temel kaynağı olan Kur an-ı Kerim i de kolay ve anlaşılır kıldığını, Andolsun biz Kur an ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu? 6 ayetiyle bildirmiştir. 1 Buharî, Fezailü Ashab, 18; Hudud, Ebu Davut, Sünen, İmam Malik, Muvatta, Nikâh, Bakara suresi, 185. ayet. 5 Bakara suresi, 286. ayet. 6 Kamer suresi, 17. ayet. 47

48 3. ÜNİTE Hz. Muhammed, daima kolaylaştırıcı özelliğiyle bizlere örnek olmuştur. O, dini nasıl anlamış ve nasıl yaşamışsa biz de öyle anlamalı ve yaşamaya çalışmalıyız. Çünkü Allah, onun rehberliğinde dinin kolay olduğunu ve onun lisanıyla Kur an ı kolaylaştırdığını şöyle beyan etmiştir: (Ey Muhammed!) Biz onu (Kur an ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki düşünüp öğüt alsınlar. 1 O da bu rehberliği ve örnekliğini hakkıyla yerine getirmiştir. Hz. Peygamber, Allah beni zorlaştırıcı olarak değil, öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi. 2 buyurarak kendisinin bu hususta eğitici ve öğretici bir rehber olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin. 3 diyerek de kolaylaştırıcılığı teşvik etmiştir. Din doğru anlaşılmadığı zaman, zorlaştırılarak yaşanmaz hâle gelebilir. Onun kolay olanı tercih etmesiyle ilgili Hz. Aişe den gelen bir rivayet şöyledir: Resulullah iki işten birini tercih etmek durumunda kaldığında günah olmamak şartıyla daima kolay olanını tercih ederdi. Günah söz konusu olunca ondan en uzak olan kimseydi 4 Hz. Peygamber, namaz sırasında ağlayan bir çocuğun sesini duyunca namazı ça buk kıldırmış ve Annesine sıkıntı vermekten korkup kısa kestim. 5 demiştir. Bizler de Peygamberimizin söz ve uygulamalarını dikkate almalıyız. İslam daki kolaylık dinin özüne bir müdahale değildir. Çünkü Allah zaten kullarına taşıyamayacakları herhangi bir yük yüklememiştir. YORUMLAYALIM Sattığında, satın aldığında ve hakkını aradığında kolaylık gösterene Allah rahmet etsin. Buharî, Buyu, 16; İbn Mace, Ticarat, 28. Yukarıdaki hadisi Hz. Peygamberin kolaylaştırıcılığı açısından yorumlayınız Hz. Muhammed in Hoşgörüsü Yaratılanı hoşgör, yaratılandan ötürü sözüyle verilmek istenen mesaj nedir? Hoşgörü; öü müsamaha ve anlayış göstermek, aykırı görüşlere öül sabırla katlanmak, k diğer inanç ve düşün-celere saygılı olmaktır. Fikirlerinden dolayı başkalarına karşı şiddet kullanmamaktır. Hoşgörü, beşerî münasebetlerin temeli ve medeni dünyanın yükselen bir değeridir. İnsanlık bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye muhtaçtır. Çünkü hoşgörü sadece aynı dinin mensupları arasında değil, farklı dinin inananları arasında da olmalıdır. Hoşgörülü olmak, Yüce Allah ın emirlerindendir. Kur an-ı Kerim in birçok ayetinde hoşgörülü olmak, öfkeyi yenmek, affedici olmak ve kötülüğe iyilikle karşılık vermek gibi erdemli davranışlar emredilmiştir. Bu durum Kur an da şöyle anlatılmaktadır: Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir. 6 Bir diğer ayette ise, Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et. 7 ifadesiyle hoşgörünün önemine değinilmiştir. 1 Kamer suresi, 32. ayet. 2 Müslim, Talak, Buharî, İlim, 11; Müslim, Cihad, 6. 4 Buharî, Menakıb, Buharî, Ezan, A râf Suresi, 199. ayet. 7 Hicr Suresi, 85. ayet. 48

49 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ Hz. Muhammed, bu ayetler doğrultusunda hareket edip insanlarla ilişkilerinde daima hoşgörülü olmuştur. Hiç kimseye kaba davranıp kırmamış, asla çirkin söz söylememiştir. Görgüsüz kimselerin ka ba davranışları karşısında gülümsemekle yetinmiş, onlara karşılık vermemiştir. 1 Öte yandan arkadaşlarına da anlayışlı ve hoşgörülü olmalarını tavsiye edip şöyle buyurmuştur: Hoşgörülü ol ki hoş görülesin. 2 DEĞERLENDİRELİM Hz. Peygamber gayrimüslimlere de hoşgörülü davranmıştır. Necran Hristiyanlarının Medine deki Hz. Muhammed, huzurunda konuşurken korkup titreyen bir şahsa, peygamber mescidinde kendi ibadetlerini yapmalarına müsamaha göstermiştir. Bu, bir inanç, ibadet Sakin ol! Ben bir kral değilim. Ben hürriyeti ve garantisi örneğidir. 3 Mekke nin fethinde sadece kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum. kendisine o kadar işkence ve düşmanlık yapmış olan İbn Mace, Et ime, 30. Mekke müşriklerine Hz. Yusuf un kardeşlerine dediği cümleye benzer bir hitapla, Bugün hiçbir şekilde size herhangi bir kınama, aşağılanma olma- Yukarıdaki hadisi Peygamberimizin tevazu ve hoşgörüsü yönünden değerlendirinizyacaktır. Gidiniz! Hepiniz hür ve serbestsiniz! 4 diyerek tarihî bir insanlık dersi vermiştir Hz. Muhammed in Sabrı ve Kararlılığı Ve Rabb in için sabret. Müddessir suresi, 7. ayet. Sizce Allah için sabretmek ne demektir? Sözlükte sabır; dayanma ve dayanıklılık anlamına gelir. Dinî ve ahlaki bir kavram olarak sabır; inandığı hak yolda kararlılıkla yürüme azmi, güçlüklere dayanma gücüdür. Hakkı savunmaktan vazgeçmemek ve başa gelen musibetlere Allah için göğüs germektir. Sabır, başarı ve zafere olan kesin inanç ve bu uğurda gösterilen kararlı tavırdır. Allah a sığınıp kalp sükûnetiyle ve ruh dengesini bozmadan ahiret ecrini beklemektir. 1 Ebu Davut, Edeb, 1. 2 Ahmet bin Hanbel, C 1, s İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, C 1, s Başarılı olmak için sabır ve kararlılık gerekir. 49

50 3. ÜNİTE Kur an-ı Kerim de sabırla ilgili pek çok ayet vardır. Peygamberlerin tümüne sabır tavsiye edilmiş onlar da bu tavsiyeye uymuşlar ve ümmetlerine örnek olmuşlardır. Mesela, Hz. Musa nın kavmine sabır tavsiyesi Kur an da şöyle ifade edilmiştir: Musa, kavmine dedi ki Allah tan yardım isteyin ve sabredin... 1 Yüce Allah, Hz. Muhammed e de sabrı bir ayette şöyle öğütlemiştir: Sabret! Senin sabrın da ancak Allah ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan Ahlakın başı hilmdir. Hat:Osman ÖZÇAY kaygı duyma! 2 Kur an-ı Kerim de karşılaştığımız bazı sıkıntı ve zorlukların birer imtihan olabileceği, bu gibi durumlarda sabretmek gerektiği şöyle anlatılmıştır: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele! 3 Hz. Muhammed, başladığı işi asla yarım bırakmamış, onca baskı, sıkıntı ve zorluklara rağmen büyük bir azim ve kararlılıkla yoluna devam etmiştir. On üç yıllık Mekke Döneminde müşriklerin uyguladığı dinî, ekonomik ve sosyal baskılar ve ambargolar karşısında o hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamıştır. Bütün bu baskı ve zorluklara büyük bir sabır ve metanetle karşı koyup direnmiştir. Kötülüklere boyun eğmemiş, asla aceleci davranmamış ve Allah a sığınmıştır. Sabır konusunda en güzel şekilde örnek olmuş ve ashabına sabrı tavsiye etmiştir. DEĞERLENDİRELİM Asra yemin olsun ki insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır. (Onlar ziyanda değillerdir.) Asr suresi, 1-3. ayetler. Yukarıdaki sureyi iman, amel ve sabır açısından değerlendiriniz. 1 A râf suresi,128. ayet. 2 Nahl suresi, 127. ayet. 3 Bakara suresi, 155. ayet. 50

51 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ Hicret ten sonra da Mekkeliler, Hz. Peygamberi rahat bırakmamış, ona karşı takipler ve baskılar devam etmiştir. Neticede Bedir, Uhut ve Hendek savaşları olmuş ve büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Uhut Savaşı nda Peygamberimizin amcası Hz. Hamza şehit edilince o, çok üzülmüştür. Bütün bu üzüntü ve olumsuzluklara rağmen Hz. Peygamber sabırlı ve metanetli davranmıştır. Hz. Peygamber, Mekke nin fethinde Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır. 1 ayeti inince daha önce kendisine düşmanlık edenleri cezalandırma yöntemine gitmemiş ve Biz sabrederiz, cezalandırmayız. 2 buyurarak tercihini sabırdan yana kullanmıştır. Başka bir hadiste ise Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır. 3 buyurmuş ve sabırlı olmayı tavsiye etmiştir. Hz. Muhammed, sabrıyla olduğu gibi kararlılığıyla da Müslümanlar için güzel bir örnek olmuştur. Peygamberliğin ilk yıllarından itibaren hayatı pahasına İslam ı yaymayı kararlılıkla sürdürmüştür. Mekkeliler, önce onu tehdit etmişler, sonuç elde edemeyince de taktik değiştirerek amcası Ebu Talip aracılığıyla İslam a daveti bırakması karşılığında ona makam, mevki gibi cazip tekliflerde bulunmuşlardır. Hz. Peygamber, bir kararlılık ifadesi olarak onlara, Güneşi sağ elime, ayı sol elime verseniz yine de davamdan vazgeçmem. 4 diyerek tekliflerini reddetmiştir. 3. Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi Allah ın sevgisini kazanmanın ve bağışlanmanın yolu Hz. Peygamberi sevmek ve onun emirlerine uymaktan geçer. Hz. Muhammed i sevmek ve ona itaat etmek, Allah ın emridir. Bunun için arkadaşları, Resulü Ekreme kendi canlarından daha fazla kıymet vermiş ve onu çok sevmişlerdir. Resulullah kendilerine seslendiğinde ise, Canım sana feda olsun, buyur ey Allah ın Resulü! 5 DÜŞÜNELİM Hz. Ebu Bekir in Peygamberimize sevgisini ifade ettiği, Analarımız, babalarımız sana feda olsun ey Allah ın Resulü! sözüyle anlatılmak istenen nedir? Düşününüz. Buharî, Menakıbu l-ensar, Nahl suresi, 126. ayet. 2 Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 5, s Buharî, Zekât, Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, C 1, s Buharî, Menakıbu l-ensar, 45; Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 5, s

52 3. ÜNİTE diyerek karşılık vermişlerdir. Hz. Peygamber de onlara karşı daima büyük bir şefkat göstermiştir. Hz. Muhammed i sevmek tarih boyunca Müslümanlar tarafından dinî bir görev olarak kabul edilmiş ve bu sevgiyi ifade eden eserler kaleme alınmıştır. Türk milleti de İslam ı kabul ettikten sonra büyük bir sevgi ve saygıyla Hz. Muhammed e bağlanmış, onun insanlığa sunduğu değerlere sahip çıkmış ve asırlarca bu uğurda büyük mücadeleler vermiştir. Binlerce yıldır milletimiz, onun sevgisini gönüllerde yaşatmış, güzel adını dillerden düşürmemiş ve daima saygıyla onu anmıştır. Kültürümüzde peygamber sevgisinin çok önemli ve özel bir yeri vardır. Topkapı Sarayı nda Kültürümüzde gül Hz. Muhammed i temsil eden bir sembol olarak kabul edilir. özel olarak kurulan Mukaddes Emanetler Bölümünde asırlardır onun emanetleri özenle korunmaktadır. Tasavvuf anlayışında peygamber sevgisinin yeri ve önemi çok büyüktür. Mesela Yunus Emre bir şiirinde Hz. Peygambere olan sevgisini şöyle belirtmiştir: Canım kurban olsun senin yoluna/adı güzel kendi güzel Muhammed/Gel şefaat eyle kemter kuluna/adı güzel kendi güzel Muhammed 1 Gül sembolü, kültürümüzde hem ilahî güzellikleri hem de Hz. Muhammed i temsil eder. 2 Bu sebeple güle Remz-i Muhammedi, yani Muhammed in Sembolü adı verilmektedir. Hz. Peygamberin cemali, yüzünün güzelliği güle benzetilerek gülbenklerde, Resulullahın gül cemaline salavat getirilmektedir. Mevlânâ, şiirlerinde Hz. Muhammed e olan sevgisini şöyle dile getirmiştir: Bu canım var oldukça ben Kur an ın tutsağıyım./muhammed Mustafa nın yolundaki toprağım./benden başkaca bir söz nakledenler olursa,/hem onu söyleyenden hem o sözden uzağım. 3 Hacı Bektaş Veli, Makâlât adlı kitabında Hz. Muhammed e inanmadan Müslüman olmanın mümkün olamayacağını, Hz. Muhammed i sevmenin ve ona inanmanın gerekliliğini ifade etmiştir. Şiirlerinde Peygamber sevgisini vurgulamış ve Anadolu halkının anlayacağı bir dil ile nefeslerini söylemiştir. 4 Tasavvuf kültürümüzün önderlerinden olan Hoca Ahmet Yesevi de Hz. Muhammed e olan sevgisini Hikmetler inde en güzel şekilde NOT EDELİM Toplumumuzun en çok kullandığı isimlerden olan Muhammed, Ahmet, Mahmut ve Mustafa Peygamberimizin isimlerindendir. 1 Yunus Emre Divanı, s Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, C 30, s Mevlânâ, Rubailer, C 2, s Abdulkadir Sezgin, Alevilik Deyince, s. 265,

53 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ dile getirmiştir. Kaygusuz Abdal ise hacca gittiği zaman Hz. Peygamberin kabrini ziyaret etmiş ve Hz. Peygamber e olan özlemini ve sevgisini Gevhername adıyla bilinen eserinde dile getirmiştir. Alevi-Bektaşi şairlerden Hatai de şiirlerinde Hz. Peygambere olan derin sevgi ve saygısını Canım Mustafa ve Ya Muhammed Mustafa gibi ifadelerle dile getirmiş ve şiirlerinde Hz. Peygamberi güle benzetmiştir. 1 Bir şiirinde Hz. Muhammed e olan sevgisini şu şekilde ifade etmiştir: Gül Muhammed in yasıdır/cümle çiçeğin hasıdır/onu sevmeyen asidir/bülbül gel bizim bağa gel 2 Nesimî de bir beytinde şöyle der: Alemin cism ü cânı senden ötrü oldu bil/seyyid-i kevneyn-i âlem yâ Muhammed 3 Peygamber sevgisi ve saygısının kültürümüzdeki yeri çok büyüktür. Mutasavvıflarımızın şiirlerinde dile getirdikleri bu sevgi ve saygı her türlü övgüye layıktır. Hz. Muhammed bizim için eşsiz bir örnektir. Olgunluğa ulaşmak ancak onu sevmek ve onun gibi yaşamakla mümkün olur. Yüzyıllardır bütün Müslümanlar onun yolundan gitmektedirler. Tarihimizde olduğu gibi bugün de toplumumuzda Hz. Muhammed sevgisi eksilmeden devam etmektedir. Hz. Peygamberin özelliklerini anlatan Hilye-i Saadet Hat: Mehmet ÖZÇAY Bu ikisi (Hasan ve Hüseyin) benim evlatlarım ve kızımın çocuklarıdır. Allah ım ben onları seviyorum. Sen de onları sev ve onları sevenleri de sev. Tirmizî, Menakıb, 30. Yukarıdaki hadiste verilmek istenen mesaj nedir? 4. Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi Ehl-i beyt, ev halkı anlamına gelir. 4 İslam da ehl-i beyt Hz. Peygamberin ev halkı demektir. Ehl-i beytle ilgili Kur an da Ahzâb suresinin 33. ayetinde şöyle buyrulur: Ey ehl-i beyt! Allah sizden sadece çirkinlikleri gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister. Bu ayet indiğinde Peygamberimiz, hanımı Ümmü Seleme nin evinde idi. Orada bulunan damadı Hz. Ali ve kızı Hz. Fatıma ile torunları Hasan ve Hüseyin i abası altına alarak, Allah ım, bunlar benim ehl-i beytimdir. Onları günahlarından temizle! diye dua etmiş, bunun üzerine Ümmü Seleme validemiz kendisinin ehl-i beytten olup olmadığını sormuş, Peygamber Efendimiz de ona, Sen zaten hayır üzeresin, Peygamber eşisin. şeklinde cevap vermiştir. 5 Bir başka hadiste de Peygamberimizin eşlerinin de ehl-i beytten olduğu belirtilmiştir. 6 1 Sönmez Kutlu, Din Anlayışında Farklılaşmalar Türkiye de Alevilik Bektaşilik, s. 35,36. 2 Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi, C 2, s Nesimi Divanı, ( Hzl.: Hüseyin Ayan) s bk. Hûd suresi, 73. ayet; Kasas suresi, 12. ayet. 5 Tirmizî, Menakıb, Buhari, Tefsir 8; Müslim, Fezailü s-sahabe, 4. 53

54 3. ÜNİTE Alevi-Bektaşi düşüncesinde Hz. Muhammed, Hz. Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin isimleri beş parmaktan oluşan el ile sembolleştirilmiş ve Ali Pençesi adıyla levhalaştırılmıştır. Bu levha, Hz. Peygamberin abasıyla üzerlerini örttüğü kendisi dâhil abasının altındaki beş kişiyi sembolize etmektedir. Hz. Peygamber; Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin i çok sevmiş ve bu sevgisini her fırsatta dile getirmiştir. Mesela, Ben kimin dostuysam Ali de onun dostudur. 1 ; Fatıma benden bir parçadır. Kim ona değer verirse bana değer vermiştir. Kim onu üzerse beni üzmüştür. 2, Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir. 3 buyurmuştur. Bir başka hadisinde ise Size iki şey bıraktım, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla doğru yoldan sapmazsınız: Allah ın kitabı ve ehl-i beytim. 4 Allah ın adı çevresinde Hz. Peygamber ve ehl-i beyt dediğimiz onun birinci derece yakınlarının isimlerini gösteren tezhipli bir hat çalışması Milletimiz, her zaman ehl-i beyte sevgi ve saygı göstermiştir. Muhammed isminden sonra en çok Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin gibi ehl-i beyt mensuplarının isimlerini çocuklarına vermiştir. Onların isimleri Fatıma anamız, Şah-ı Merdan Ali, Allah ın Arslanı Ali, Ali kerremellahu veche gibi sıfatlarla kullanılmıştır. Ayrıca kültürümüzde Hz. Ali nin kılıcı Zülfikâr, adalet ve kahramanlığın simgesi olarak bilinmektedir. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserinde, Türkistan da ehl-i beyte nasıl davranılması gerektiği konusunda şu bilgileri vermektedir: Hizmetkârlardan ve beyin adamları dışında, kendisiyle ilgileneceğin kimselerden bazıları, Peygamberin neslidir. Bunlara hürmet edersen, devlet ve saadete kavuşursun. Bunları pek çok ve gönülden sev; iyi bak ve yardımda bulun. Bunlar ehl-i beyttir... Ey kardeş! Sen onları, sevgili Peygamber hakkı için sev! 5 Ehl-i beyt sevgisi milletimiz için birleştirici bir unsur olmuştur. Milletimiz, ehl-i beyti sevme konusunda tek yürektir. Şeyh Galip e Hz. Muhammed Mustafa nın âl-i abasının ayağının tozuyuz. dedirten işte bu sevgidir. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Şah İsmail Hatayi, Pir Sultan Abdal, Kul Ahmet ve Derviş Mehmet gibi birçok şair ve halk ozanı; ehl-i beyte duydukları derin sevgiyi dizelerinde en içten duygularla ifade etmişlerdir. 1 Tirmizî, Menakıb, Tirmizî, Menakıb, Tirmizî, Menakıb, Müslim Fezailü s-sahabe, 3; Tirmizî, Menakıp, 31, 32, Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, s

55 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ OKUMA METNİ Şiirlerimizde Hz. Muhammed Sevgisine Örnekler 1 Heyhat heyhat saadettir o Mustafa Heyhat heyhat ganimettir o Mustafa Heyhat heyhat inayettir o Mustafa Kimler için geldi Resul bildiniz mi? Kul Hoca Ahmet söyler sözüle dilim kefa Ümmetlerim eyle vefa kılma cefa Ümmetine böyle dedi Hakk Mustafa Kimler için geldi Resul bildiniz mi? Ahmed Yesevî Canım kurban olsun senün yoluna Adı güzel kendü güzel Muhammed Gel şefâat eyle kemter kuluna Adı güzel kendi güzel Muhammed Aşık Yunus Didiler oğlun gibi hiçbir oğul Yaradılalı cihana gelmiş değil Bu senin oğlun gibi kadri cemîl Bir anaya vermemiştir ol celîl10 Ger Muhammed gelmeyeydi âleme Tâc-ı izzet irmez idi âdeme Süleyman Çelebi Taze gülden desteler çin eyledüm Her nefesi buy-i miskin eyledüm Kıymetin bilür anun sarraf olan Gıll u ğışdan kalbi daim saf olan Gevher-name bunda hatm oldı tamam Vir Resul ün ruhına yüz bin selam Kaygusuz Abdal Zaman o gül gibi gül görmemiş zaman olalı Gülün güzelliği dillerde dâstân olalı Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle O şîvekâr bu kaamette nev-cihân olalı Yahya Kemal Şu âleme bir nûr doğdu Muhammed doğduğu gece Yeşil kandilden nur indi Muhammed doğduğu gece Melekler hazır hepisi Doldu Muhammed tapusu Açıldı cennet kapusu Muhammed doğduğu gece Şah Hatâyî m der dervişler Sağ olsun cümle kardeşler Secdeye indi ağaçlar Muhammed doğduğu gece Hatayi (Şah İsmail) Muhammed gönlümüzün aynası Salavat vereniz nur olsun sesi On sekiz bin âlemin Mustafa sı Ya Muhammed sana imdada geldim Kâbe nin yapısı bina yapısı İman etse asileri hepsi Beş vakit okunur ayetü l-kürsi Ya Muhammed sana imdada geldim Pir Sultan Abdal 1 Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Proğramı, s

56 3. ÜNİTE Okuma Metni Hz. Peygamberin Hayatından Şefkat Örnekleri İnsanlara anlayış düzeylerinin gerektirdikleri biçimde hitap edilmesini öneren Hz. Peygamber muhataplarının anlayış seviyesini, yaş ve meşguliyet alanlarını dikkate alarak dini öğretiyordu. Bu anlayış içerisinde bir ömür süren Peygamberimizin çocuklarla ilgili bazı davranış ve tavsiyelerini ifade etmekte yarar vardır. Bir adam, Hz. Peygamberin yanında oturuyordu. Bir ara adamın yanına erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu öpüp dizlerinin üzerine oturttu. Biraz sonra da kız çocuğu geldi. Adam onu da yanına oturttu. Peygamberimiz, iki çocuğunu bir tutmadığı için adamı eleştirdi. Başka bir gün bir baba, Peygamberimizin yanına geldi, beraberinde bir çocuğu vardı. Adam ikide bir çocuğu kucağına alıyordu. Hz. Peygamber adama: Sen ona acıyor musun? dedi. Adam, Evet. dedi. Hz. Peygamber: İşte sen, buna nasıl acıyorsan Cenabı Allah, senin bu acımandan daha çok sana acır. buyurdu. Bir gün Hz. Peygamber, minberde hutbe okurken küçük yaştaki Hz. Hüseyin, üzerinde uzun bir hırka ile mescide girdi. Ayağı takılıp yüz üstü yere düştü. Peygamber Efendimiz, onu yerden kaldırmak için hemen hutbesini kesip minberden indiyse de onun indiğini gören ashap, daha önce davranıp onu yerden kaldırdı ve Peygamberimize getirip verdi. Resulullah namaz kılarken secdeye vardığında Hasan ve Hüseyin gelip sırtına binince secdeyi uzattı. Oradakiler, Ya Resulullah secdeyi uzatmış olmadınız mı? dediler. Peygamber Efendimiz de: Oğlum sırtıma binince acele etmekten çekindim. şeklinde cevap verdi. Peygamber Efendimiz, yanında Ebu l-âs ın kızı Umame olduğu hâlde yanımıza geldi. O hâlde namaz kılmaya başladı. Rükû ederken onu yere bırakıyor kalktığı zaman onu da beraber kaldırıyordu. Namaz gibi huşu gerektiren bir ibadet sırasında bile Peygamberimizin çocuklara karşı duyduğu bu şefkat anlayışında, bütün insanlık için örnek alınması icap eden yönler vardır. Hz. Peygamber, Uzun kılmak niyetiyle namaza dururum, derken bir çocuk ağlaması işitir, annesine sıkıntı vermesin diye namazı kısa keserim. diyor. Peygamberimizin huzurunda geçen bir konuşmayı Hz. Aişe şöyle naklediyor: Bir defasında bedevilerden bir grup, Resulullahın huzuruna girdi. Bunlar, bir münasebetle Çocuklarınızı öper misiniz? dediler. Sahabeler Evet. dediler. Bedeviler, Fakat Allah a yemin olsun ki bizler öpüp sevmeyiz. dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, Eğer Allah sizin gönüllerinizden rahmet ve şefkati çıkarmışsa ben ne yapabilirim? buyurdu. Yurdagül MEHMEDOĞLU, Diyanet Dergisi, s

57 HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Kuran a göre örnek insanın vasıfları nelerdir? Belirtiniz. 2. Hz. Muhammed in ahlakı Kur an dı. sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız. 3. Tarih boyunca kültürümüzde ehl-i beyt sevgisi nasıl yaşatılmıştır? Örneklerle anlatınız. 4. Hz. Peygamberin adalete nasıl önem vermiştir? Örnekler vererek izah ediniz. B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimizin davranışlarından biri değildir? A) Hoşgörülü olması B) Adaletli olması C) Cömert olması D) Tutumlu olması E) Bütün geleneklere bağlı kalması 2. Hz. Muhammed e niçin El-Emin denilmiştir? A) Sabırlı olduğu için B) Güçlü olduğu için C) Hoşgörülü olduğu için D) Kimseyi küçümsemediği için E) Dürüst ve güvenilir olduğu için 3. Hz. Muhammed için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Allah tan vahiy alırdı. B) Akrabalarını ziyaret ederdi. C) Arkadaşlarıyla istişare ederdi. D) Bizim gibi yer, içer, sevinir ve üzülürdü. E) Her konuyu kendi görüşüne göre açıklardı. 57

58 3. ÜNİTE 4. Hz. Peygamberin, Yemin ederim ki, güneşi sağ elime, ayı da sol elime koysalar yine de yolumdan dönmem. sözü onun hangi yönünü göstermektedir? A) Hoşgörüsünü B) Merhametini C) Ümmi olduğunu D) Kararlılığını E) Büyüklere olan saygısını 5. Aşağıdakilerden hangisi ehl-i beytten biri değildir? A) Hz. Ali B) Hz. Fatıma C) Hz. Enes D) Hz. Hasan E) Hz. Hüseyin C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz. (ahlak, zorlama, rahmet, insan, adalet, kolaylık) 1. ( Resulüm!) biz seni âlemlere ancak. olarak gönderdik. (Enbiyâ suresi, 107. ayet.) 2. ( Resulüm!) kesinlikle sen yüce bir. üzeresin. (Kalem suresi, 4. ayet.) 3. Biz, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. (Tîn suresi, 4. Ayet.) 4. Dinde. yoktur (Bakara suresi, 256. ayet.) Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını D, yanlışlarını Y ile işaretleyiniz. ( ) Kültürümüzde gül Hz. Muhammed in sembolüdür. ( ) Peygamberimizin soyu, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile devam etmiştir. ( ) Allah, meleklerden peygamber gönderseydi daha çok insan dine inanırdı. ( ) Peygamberimiz güçlü olduğunda düşmanlarına karşı hiç müsamahalı davranmazdı. ( ) Peygamberimiz, çocukları çok severdi. 58

59 ÖĞRENME ALANI: AHLAK VE DEĞERLER 4. ÜNİTE: İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Fırka, mezhep ve tarikat kelimelerinin anlamlarını araştırınız. 2. Din ve din anlayışları arasındaki farkı araştırınız. 3. Aynı olay üzerinde farklı düşünmek fikrî bir zenginlik sayılabilir mi? Bu konuda bir kompozisyon yazınız. 4. Fikirlerin çarpışmasından hakikat ışığı doğar. sözünün anlamı üzerinde düşünerek düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. 59

60 4. ÜNİTE 1. İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Sebepleri Farklılıklar zenginliktir. sözü size ne anlatmaktadır? İslam l diii dininin temel lkaynakları kl Kur an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin sünnetidir. Hz. Peygamber hayattayken Müslümanların inanç ve ibadet alanıyla ilgili tüm sorunlarına çözüm getirdiği için Müslümanlar arasında farklılaşmaya sebep olacak görüş ayrılıkları ortaya çıkmamıştır. Hz. Peygamberin vefat etmesiyle birlikte Müslümanlar arasında dinî konularla ilgili ortaya çıkan sorunlar ve bunlara verilen çeşitli cevaplar farklı yorumların ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Yorum veya mezhep, dinin anlaşılması ve uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan oluşumlardır. Müslümanlar arasında farklı yorumların ortaya çıkmasının pek çok sebebi vardır. YORUMLAYALIM İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Ortaya Çıkış Sebepleri İnsanın Yapısından Kaynaklanan Sebepler Kültürel Sebepler Siyasi Sebepler Sosyal Sebepler Coğrafi Sebepler Dinî Metinlerden Kaynaklanan Sebepler Yukarıdaki tabloyu İslam düşüncesinde yorum farklılıklarının ortaya çıkış sebepleri açısından yorumlayınız. İnsanların anlayış ve düşünceleri birbirinden farklıdır. Bu farklılık Allah ın onlara verdiği akıl, tefekkür ve düşünce kabiliyetinin doğal bir sonucudur. İnsanların kabiliyetleri, huyları, ilgileri, ihtiyaç ve beklentileri gibi temel özellikleri birbirinden farklıdır. Mesela aynı resme bakan kişiler, birbirinden farklı duygular hissedebilir, aynı kitabı okuyanlar değişik yorumlar yaparak farklı sonuçlar elde edebilirler. Aynı resim üzerinde farklı duyguların hissedilmesi ve aynı kitaptan farklı yorumlara gidilmesi insanların yapısındaki farklılığın önemli bir sonucudur. İnsan yapısının bu çeşitliliği dinî konuları farklı yorumlamaya etki etmiş ve çeşitli ekollerin ortaya çıkmasının sebeplerinden biri olmuştur. DEĞERLENDİRELİM Andolsun, biz bu Kur an da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür. Kehf suresi, 54. ayet. Yukarıdaki ayeti dikkate alarak insanın yapısından kaynaklanan sebeplerin yorumlara etkisini değerlendiriniz. 60

61 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR Müslümanlar arasında farklı yorumların ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de sosyal hayattır. Sosyal hayat sürekli bir değişme, gelişme ve yenilenme içindedir. Her zaman ve mekânda geçerliliğini koruyan evrensel nitelikli ilkeler varlığını sürdürürken yerel nitelik taşıyan unsurlar zamanla varlıklarını yitirirler. İşte bu değişen ve değişmeyen ilkelerin insanlar üzerinde etkili olması yorumların farklılaşmasına zemin hazırlamaktadır. İnsan toplum içinde yaşayan bir birey olduğu için sosyal sebeplere bağlı olarak sürekli bir değişim ve yenilenme içindedir. Sosyal hayatın kendine özgü yapısı, İslam düşüncesinde farklı yorum biçimlerinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Toplumların sosyal yapıları onların dinî anlayış ve yaşayışlarını önemli şekilde etkilemesi, bazı dinî konuların farklı şekillerde anlaşılması ve yorumlanması sonucunu doğurmuştur. Mesela köy yaşamı ile şehir yaşamı ve sosyal yapısı birbirinden farklıdır. Bundan dolayı da şehirlerdeki dinî kavrayış ve yaşam köylerdeki dinî anlayış ve yaşamdan farklılık gösterir. Ayrıca, savaş, doğal afet, siyasi ve ekonomik krizler de toplumların sosyal yapılarını derinden etkiler. Bu durum dinî konularla ilgili farklı yorumların ortaya çıkmasına önemli ölçüde zemin hazırlayan sebeplerden biridir. Müslümanlar arasında farklı yorumların ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de kültürel etkileşimlerdir. İslam dini kısa bir zaman içinde Arap Yarımadası nın dışına yayılmış ve Suriye, İran, Irak, Mısır gibi bölgeler İslam coğrafyasının bir parçası hâline gelmiştir. Bu bölgelerde Hristiyanlık, Yahudilik, Mecusilik ve Zerdüştlük gibi inançlar yaygın bir şekilde bulunmaktaydı. Müslümanlar fethettikleri bu bölgelerde karşılaştıkları din ve inanç mensuplarıyla bir arada yaşamak durumunda kalmışlardır. Dolayısıyla bazı Müslümanlar yaşadıkları coğrafyadaki kültür, örf, âdet ve geleneklerinden etkilenerek İslam dininin anlaşılmasında ve yorumlanmasında farklı bir yaklaşım benimsemişlerdir. İslam dinini yeni benimseyen Müslümanlar dinî konuları anlamada ve yorumlamada önceki din, kültür, örf ve âdetlerinin etkisinden tamamen kurtulamamışlardır. Mesela insanın seçme özgürlüğünün olup olmadığı, Allah ın zatı ve sıfatları gibi konular, İslamiyetten önce diğer din mensupları tarafından tartışılmış, hicri birinci asırdan itibaren de kelam tartışma konuları arasında yer almıştır. Hint mimarisine göre yapılmış bir minare Türk mimarisine göre yapılmış bir minare 61

62 4. ÜNİTE Müslümanların yaşamış oldukları bölgeler birbirlerinden tamamen farklı kültürel ortamlara sahip olduğu için aynı dinî konular farklı anlaşılıp farklı yorumlanmış ve yaşanmıştır. Ancak bu farklılık dinin değişmezleri olan ana konularıyla ilgili olmayıp zaman ve mekâna göre değişiklik gösteren değişebilir yönleriyle ilgilidir. Bu gibi kültürel sebepler yorum farklılığının nedenleri arasında yer almıştır. Fetihlerle birlikte İslam, farklı coğrafi özelliklere sahip, çeşitli dinlere mensup milletleri içine alan geniş topraklara yayılmıştır. İslam dini, sıcak ve kurak bir coğrafyada doğmasına rağmen kısa bir süre içerisinde birçok farklı iklim ve coğrafyaya ulaşmıştır. Akdeniz sahillerindeki iklim ile Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasındaki iklim birbirlerinden farklıdır. Hindistan ın yağmur ormanlarından oluşan coğrafyası ile kurak ve sıcak bir iklime sahip olan Arap Yarımadası da birbirinden ayrı özelliklere sahiptir. Farklı coğrafyalarda yaşayan Müslümanların yaşam şekilleri ve ihtiyaçları da bulundukları böl genin özel koşullarından etkilenmiştir. Dolayısıyla coğrafi sebeplere dayanan yaşam biçimlerindeki çeşitlilik dinin uygulamaya yönelik alanlarına farklı şekilde yansıyarak değişik yorum ve uygulamaların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Mesela coğrafi sebeplere bağlı olarak kıyafet, yemek kültürü ve diğer alanlardaki örf ve âdetlerin çeşitlilik arz etmesi İslam düşüncesindeki yorumlar üzerinde de belirgin bir biçimde etkisini göstermiştir. ARAŞTIRALIM Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helal kılındı Mâide suresi, 96. ayet. Yukarıdaki ayetin deniz ürünlerinden faydalanmak için nasıl farklı yorumlara konu olduğunu araştırınız. Müslümanlar arasında farklı yorumların ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de siyasi farklılıklardır. Siyasi sebepler dinin anlaşılmasında ve uygulanmasında doğrudan veya dolaylı olarak etkisini göstermiştir. Belirli bir dinî yorumun öne çıkarılması, diğer yorumların görmezlikten gelinmesi veya siyasi iktidarın zaaflarını herhangi bir dinî yorumla meşrulaştırması gibi hususlar bu sebepler arasında yer almaktadır. Hz. Peygamber ve ilk Dört Halife Döneminde meydana gelen bazı olayların farklı şekillerde yorumlanması Müslümanlar arasında çeşitli mezheplerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Mesela Peygamberimizin vefatından sonra kimin halife olacağıyla ilgili tartışmalar, ileri sürülen görüşler ve her görüşün ayet ve hadislerle delillendirilmesi çabaları birçok mezhebin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 62

63 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR NOT EDELİM Bütün insanlık bir zamanlar tek bir topluluktu; (sonra ihtilafa düşmeye başladılar), bunun üzerine Allah, müjdeci ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi ve onlar aracılığıyla hakikati ortaya seren vahiy(ler) bahşetti ki bununla insanların farklı görüşler edinmeye başladıkları her konuda karar verebilsin. Buna rağmen kendilerine hakikatin bütün kanıtları geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan dolayı onun anlamı hakkında ihtilafa düşenler bizzat bu (vahy)in tevdi edildiği aynı insanlardı. Ancak Allah, insanları, kendi iradesiyle, üzerinde ihtilafa düştükleri hakikate sevk etmiştir. Çünkü Allah, (ulaşmak) isteyeni doğru yola ulaştırır. Bakara suresi, 213. ayet. İnsanlar arasında sebeplerden kaynaklanan yorum farklılıkları bir yönüyle zenginliktir. Ancak bu farklılıklar ihtilafa ve ayrışmaya neden olmamalı, insanlar arasındaki dostluk ve kardeşliği bozmamalıdır. Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında meydana gelen Cemel Vakası ile Hz. Ali ve Muaviye bin Ebu Süfyan arasında meydana gelen Sıffin Sa vaşı Haricîlik ve Şiilik gibi siyasi-itikadi ekollerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Ayrıca bu savaş larda ölen ve öldürülen Müslümanların dünya ve ahiretteki durumlarının ne olacağıyla ilgili tartışmalar da Mürcie ve Mu tezile gibi itikadi yorumların doğmasına zemin hazırlamıştır. Kur an-ı Kerim ve hadisler, İslam dininin kaynakları olan dinî metinlerin başında gelir. Bu metinlerde geçen bazı kavram ve ifadeler farklı anlaşılarak çeşitli yorumların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Kur an-ı Kerim de müteşabih olarak isimlendirilen ve farklı şekillerde anlaşılan ancak Kur an ın bütünü göz önünde bulundurulduğunda doğru anlaşılması mümkün olan bazı ifadelerle ilgili yapılan açıklamalar yorum farklılığına zemin hazırlamıştır. Mesela Kur an da, Allah ın eli 1 ve Allah ın yüzü 2 gibi ifadeler yer almaktadır. İslam âlimlerinden bazıları bu ifadeleri herhangi bir yoruma tabi tutmadan olduğu gibi anlayarak Allah ın, insan gibi eli ve yüzü olduğunu ileri sürerken bazı âlimler de bu ifadeleri Allah ın kudreti ve Allah ın zatı şeklinde yorumlamayı tercih etmişlerdir. İslam düşüncesinde farklı yorumların ortaya çıkmasına sebep olan olaylar ayrışma nedeni olarak değil birer zenginlik olarak anlaşılmalıdır. BELİRTELİM İslam nedir? İslam ın farklı yorumları nelerdir? sorularından hareketle dinin aslı ve yorumları arasındaki farkı belirtiniz. 1 Fetih suresi, 10. ayet. 2 Kasas suresi, 88. ayet. 63

64 4. ÜNİTE 2. İslam Düşüncesinde Siyasi-İtikadi Yorumlar Mezhepler hakkında neler biliyorsunuz? İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sistematik bir biçimde şekillenmesi mezhepleri doğurmuştur. Mezhep kelimesi sözlükte görüş, tutum, fikir, takip edilen ve gidilen yol anlamında kullanılır. Terim olarak ise mezhep, kendi içinde tutarlı bir metot ve düşünce sistemine sahip olup belli fikir ve şahıslar etrafında oluşan hareketlerdir. BİLGİ KUTUSU İslam düşüncesinde mezhepler siyasi-itikadi ve amelîfıkhi olmak üzere ikiye ayrılır. İtikadi mezhepler dinin inanç alanıyla ilgili konular üzerinde yoğunlaşırken amelî mezhepler dinin uygulama alanıyla ilgili konuları ele alır. Fikir ve düşünce özgürlüğünü benimseyerek akla önem veren İslam düşüncesinde farklı yorum ve mezheplerin ortaya çıkması doğal bir durumdur. Mezhepler; -Din değil dinin yorumudur. -Düşünce zenginliğidir. -Kolaylıktır. -İnsan ürünüdür. -Değişime açıktır. -Sorunlara çözüm arayışıdır. Tüm bu farklı yorumların hakikatin ortaya çıkmasına katkı sağlayan çabalar olarak görülmesi gerekir. Bunun için de İslam dünyasında ortaya çıkan ve vahyin özüne ters düşmeyen tüm mezhepler, farklılıkları l temsil eden bir kültürün zenginliği olarak görülmeli ve hoşgörü temelinde değerlendirilmelidir. Haricîlik, Şiilik, Mu tezile, Maturidilik ve Eş arilik gibi oluşumlar İslam dininin inanç alanıyla ilgili konularında farklı görüş ve düşünceler ileri sürmüş başlıca itikadi mezheplerdir Haricîlik Sizce bazı mezhepler neden varlığını sürdürememiştir? Müslümanlar l arasında ortaya çıkan ilk itikadi ik fırka Haricîliktir. i Sıffin Savaşı nda Hz. Ali yi i destekleyen bir grup, savaşın sonlarında gündeme gelen Hakem Olayı ile birlikte ondan desteğini çekerek ayrılmıştır. Haricîler, Lâ hükme illâ lillâh (Hüküm yalnızca Allah a aittir.) sloganıyla ortaya çıkmış, hakem kabul ettiği için Hz. Ali yi de reddetmiş ve daha sonraları itikadi bir boyut kazanmış bir gruptur. Bu olayın devamında kendi aralarında da siyasi ve itikadi birçok konuda ihtilafa düşerek çok farklı fırkalara ayrılmışlardır. Haricîlere göre İslam ın en ideal uygulaması Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer dönemlerinde gerçekleşmiştir. Hz. Osman ın, hilafetinin ilk altı yılından sonraki uygulamalarıyla Hz. Ali nin de Muaviye karşısındaki haklı davasını hakeme götürmeyi kabul ettiği için küfre düştüğünü iddia etmişlerdir. Onlara göre halife olmak için Kureyşli olmak diye bir şart yoktur. Köle bile olsa ilim ve cesaret sahibi her Müslüman halife olabilir. Ayrıca iman ve ameli birbirinden ayrılmaz bir bütün kabul ettikleri için büyük günah işleyen bir kimsenin İslam dairesi dışına çıktığını söylemişlerdir. 64

65 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR Haricîlik, pek çok konuda benimsemiş olduğu değişik fikir, düşünce ve tutumlarından dolayı İslam dünyasında fazla tutunamamıştır. Ancak Haricîliğin bir alt kolu olarak ortaya çıkan İbadiyye ekolü günümüze kadar varlığını devam ettirerek gelmiştir. Günümüzde İbadiler, daha çok Kuzey Afrika nın bazı bölgeleriyle Madagaskar, Zengibar ve Umman Sultanlığı nda yaşamaktadırlar. BULALIM Haricîlerin yaşadıkları bölgeler aşağıdaki hangileridir? Bulunuz. Madagaskar Umman Sultanlığı Tanzanya Zengibar Somali Nijer 2.2. Şia Şiîlik hakkında neler biliyorsunuz? Hz. Ali nin Hz. Peygamberden sonra nass ve tayinle imam olduğuna inanan, imametin kıyamete kadar onun soyuna ait olduğunu ileri süren, bu imamların masum olduklarını iddia eden topluluklara Şia denir. Şiiler, imamet konusunu inanç esaslarından biri olarak kabul ederler. Onlara göre imamet konusu hem ayetlerle hem de Hz. Peygamberin vasiyetiyle sabit olmuştur ve her ikisi de Hz. Ali için gerçekleşmiştir. Tarih içinde gelişerek itikadi, siyasi ve fıkhi konularda kendine özgü fikirleriyle bağımsız bir ekol olarak varlığını sürdürmüştür. Şiilik zamanla kendi içinde birçok konuda farklı tutum ve görüşler benimseyerek değişik kollara bölünmüştür. Zeydiye, İsmailiye ve İsna Aşeriye-İmamiye gibi kolları günümüze ulaşarak varlığını devam ettirmişlerdir. Günümüzde Şiilik denildiği zaman İmamiye ekolü anlaşılır. İmam olanların sayısının on iki olduğuna inandıkları için İsna Aşeriye olarak da isimlendirilen İmamiye İran da resmi mezhep olarak benimsenmiştir. İmamiye ekolüne göre dinin temel esasları tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve ahiret (mead) olmak üzere beştir. İman esasları içinde yer alan imamet inancına göre imamların sayısı on ikidir. On ikinci imam hâlen sağdır ve günü geldiğinde tekrar dönerek yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Şia nın diğer önemli bir ekolü olan Zeydiye, İmamiye nin dördüncü imam olarak kabul ettiği Ali Zeynelabidin in oğlu olan Zeyd i imam olarak kabul eder. BİLGİ KUTUSU On iki imam şu isimlerden oluşmaktadır: 1. Hz. Ali 2. Hz. Hasan 3. Hz. Hüseyin 4. Ali Zeynelabidin 5. Muhammed Bakır 6. Cafer-i Sadık 7. Musa Kazım 8. Ali er-rıza 9. Muhammed Taki 10. Ali Naki 11. Hasan Askeri 12. Muhammed Mehdi 65

66 4. ÜNİTE Bugün Yemen de yoğun olarak yaşayan Zeydiler, imamet konusunda diğer Şii fırkalardan ayrılırlar. Onlara göre Hz. Peygamber isim ve şahıs belirterek kimseyi imam olarak tayin etmemiştir. Haşimoğullarına mensup, ilim, cesaret ve takva sahibi bir kimse imametini ilan ederek ayaklanırsa imamlığı hak etmiş olur. İmamlar hatasız ve günahsız değillerdir. İsmailiye ekolü ise Cafer-i Sadık ın ölümünden sonra imametin oğlu İsmail e ve onun soyundan gelenlere ait olduğunu iddia eder. İsmaililer, Fatımi Devleti nin kurulmasıyla birlikte güçlenmişler ancak bu devletin yok olmasıyla zayıflamışlardır Mu tezile Tezhipli Hz. Ali hattı Hat: Şefik Bey Mu tezile hakkında neler biliyorsunuz? İslam toplumunu derinden etkileyen iç savaşlar ve savaşlarda ölenlerin durumları gibi konularla ilgili yapılan tartışmalar sonucu ortaya çıkan fırkalardan biri de Mu tezile dir. Hasan Basri nin ilim meclisinde iç savaşa katılanlar ile büyük günah işleyenlerin durumları tartışılırken Vasıl bin Ata büyük günah işleyenlerin ne mümin ne de kâfir olup ikisi arasında bir yerde oldukları fikrini ileri sürerek Mu tezile nin ilk temellerini atmıştır. Emeviler, kendi iktidarlarını sağlam temellere oturtmak ve toplumdaki muhalif hareketlerin direncini kırmak için her şeyi Allah ın iradesiyle ilişkilendirmek istiyorlardı. İlahî irade sonucu iktidara geldiklerini, toplumdaki buhranların ve yönetimdeki olumsuzlukların kendileriyle bir ilgisinin olmadığını ve her şeyin Allah ın takdiriyle olduğunu ileri sürüyorlardı. İşte Emevi iktidarının bu olumsuz yaklaşımları ve insan iradesini yok saymaları Mu tezile nin savunduğu fikirlerin yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. İslam dünyasının genişlemesi, farklı din ve kültürlerle karşılaşılması ve başlayan tercüme faaliyetleri, başka fikir ve düşüncelerin İslam dünyasına taşınması gibi olaylar Mu tezile nin gelişimini hızlandırmıştır. Mu tezile, İran ve Hint kökenli inançlar ile Yahudilik ve Hristiyanlık gibi diğer dinlere karşı İslam ın inanç ve ibadetle ilgili esaslarını açıklayarak savunmuştur. Abbasiler Dönemi nde faaliyetlerini artıran Mu tezile, İslam ın inanç esaslarını açıklamada ve savunmada naklî delillerin yanında akli ve felsefi delilleri de kullanarak Kelam ilminin ilk temellerini atmıştır. Mu tezile en önemli fikirlerini tevhit, adalet, vaad ve vaid, el- menzile beyne l-menzileteyn, el-emru bi l-ma ruf ve n-nehyu ani l-münker olmak üzere toplam beş ilkede bir araya getirmiştir. Ayrıca Mu tezile, Allah ın ahirette kesinlikle görülemeyeceğini ve bir şeyin iyi ya da kötü olduğunun akıl yoluyla bilinebileceğini söylemiştir. TARTIŞALIM Kur an ın iyiliği tavsiye etmek, kötülükten alıkoymak ilkesini tartışınız. 66

67 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR BİLGİ KUTUSU Mu tezile nin Beş Temel Esası 1. Tevhit: Allah zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birdir. Kıdem, Allah a mahsus en özel sıfattır. Allah ın diğer sıfatları onun zatının aynısıdır. Allah zatı ile bilir, zatı ile görür ve zatı ile işitir. 2. Adalet: Allah, çirkin ve kötü olan şeyleri yaratmaz. İnsan özgür ve sorumlu bir varlıktır, kendi fiillerinin yaratıcısıdır. Eğer insan fiillerinin yaratıcısı Allah olsaydı, Allah ın iradesine uymayan fiillerinden dolayı bu insanı cezalandırması anlamsız olurdu. İnsanın yaptıklarından sorumlu tutulması için tam bir irade ve eylem hürriyetine sahip olması gerekir. Dolayısıyla insanın özgür bir iradesi vardır ve Allah bu iradeye müdahale etmez. Çünkü insanın iradesine müdahale onun ilahi adaletiyle bağdaşmaz. 3. Vaad ve vaid: Dünyada amelleri güzel olanların ahirette mükâfatlandırılmasına vaad, amelleri kötü olanların cezalandırılmasına da vaîd denir. Bu durum adalet ilkesinin doğal bir sonucudur. İyilik yapana mükâfat, kötülük yapana da ceza vermek Allah için vaciptir. Çünkü Allah ne vaadinden ne de vaîdinden döner. 4. el-menzile beyne l-menzileteyn: Büyük günah işleyen kimse ne mümindir ne de kafirdir, iman ile küfür arasında bir yerdedir. 5. el-emru bi l-ma ruf ve n-nehyu ani l-münker: İyiliği emredip kötülükten sakındırmak her Müslüman için farz olan bir görevidir Maturidilik Maturidilik hakkında neler biliyorsunuz? Akaid konusunda İmam Maturidi nin görüşlerini benimseyenlerin oluşturduğu ehl-i sünnet mezheplerinden bir diğeri de Maturidilik tir. Maturidi mezhebi, dinî konularda nakli öne çıkaran Selef ile aklı öne alan Mu tezile arasında orta bir yolu tercih etmiştir. Bunun için de akaid alanında ayet ve hadislerle birlikte dinin anlaşılması için aklı da bir temel olarak kabul etmiştir. İmam Maturidi, İmam-ı Azam Ebu Hanife nin anlayışı doğrultusunda gelişen ehl-i sünnet çizgisini sistemleştirerek Sünni düşünceye yeni bir ruh katmıştır. Maturidi, dinî konularda akla önem vermekle Mu tezile ye yakın bir çizgide yer almışsa da akıl ve nakil arasında kendine özgü bir denge kurmayı başarmıştır. Ona göre iman, dil ile ikrar ve kalp ile tasdikten ibarettir. Amel imana dâhil edilemez. Çünkü yüce Allah, Kur an ın birçok ayetinde iman ve amele ayrı ayrı değinmiştir. Maturidilik in genel prensipleri şöyledir: Allah vardır, birdir, eşi ve benzeri yoktur. İnsanın, akıl yoluyla Allah ın varlığına ulaşması mümkündür. Çünkü Allah, insandan 67

68 4. ÜNİTE aklını kullanmasını, düşünmesini ve ibret almasını istemektedir. Kur an-ı Kerim Allah kelamıdır ve Allah ın kelam sıfatı onun zatıyla birlikte var olan ezelî bir sıfattır. İnsanın fiilleri yaratma bakımından Allah a, kesp (kazanma) yönünden ise insana aittir. İnsana cüz i irade verilmiştir. Bundan dolayı da insan tüm fiillerinden sorumlu olan bir varlıktır. İnsan bir şeyi yapmak istediği zaman Allah, bu fiilin gerçekleşmesi için kudret yaratır ve insan da bu kudretle o fiili gerçekleştirir. Maturidi nin dini anlama ve yorumlama sistemi, kendisinden sonraki birçok din bilginine ilham kaynağı olmuştur. Maturidi nin ekolü, ilk önceleri Horasan ve Maveraünnehir de sonraki dönemlerde ise Afganistan, Pakistan, Hindistan, Doğu Türkistan, Malezya, Endonezya, Kafkaslar, Rusya, Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlarda yaşayan Müslümanların büyük bir kısmı tarafından benimsenmiştir. BİLGİ KUTUSU Arkadaşı ve öğrencisi Hakim Semerkandi, Maturidi nin mezar taşına şunları yazmıştır: Burası bütün hayatını ilme adayan, gücünü ilmin yaygınlaşması ve öğretilmesi yolunda tüketen, din yolundaki eserleriyle anılan ve ömrünün meyvelerini devşiren kişinin mezarıdır. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 28. s NOT EDELİM İmam Maturidi Kimdir? Türk kökenli bir aileye mensup olan İmam Maturidi, M 852 yılında Semerkant ta doğmuş ve M 944 te aynı yerde vefat etmiştir. Maturidi nin yetiştiği Semerkant, Ebu Hanife nin görüşlerinin yaygın olduğu bir ilim merkeziydi. Maturidi, genç yaşta ilim tahsil ettiği medresenin başına geçmiştir. Maturidi kelam, mezhepler tarihi, tefsir ve fıkıh alanında birçok eser vermiş ve Kur an-ı Kerim i tefsir eden Te vilatu l-kur an isimli kitabıyla önemli tefsirciler arasında yer almıştır. Ayrıca Maturidi nin Kitabu t-tevhid isimli eseri günümüze kadar ulaşmıştır. Büyük siyasi çalkantıların yaşandığı bir coğrafyada yetişen Maturidi, Müslüman Türkler arasında etkili olmuş ve kendi adıyla anılan Maturidilik mezhebinin kurucusu sayılmıştır. 68

69 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 2.5. Eşarilik Eşarilik hakkında neler biliyorsunuz? Ebu l-hasan el-eşari nin itikadi konularla ilgili görüşlerini benimseyenlere Eşariye denilmiştir. Ehl-i sünneti meydana getiren mezheplerden biri Eşariliktir. Gazali ve Fahrettin Razi gibi âlimler Eşarilik in temel görüşlerini benimseyerek yazdıkları eserlerle bu mezhebin geniş bir şekilde yaygınlaşmasını sağlamışlardır. İmam Eşari, itikadi konuların açıklanmasında akla değer vererek ayet ve hadislerin yanında akli delilleri de kullanmıştır. Eşarilik in temel görüşleri şunlardır: Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur. Allah ın zatı ile var olan ezelî sıfatları vardır. Kur an-ı Kerim Allah ın kelamıdır. Allah ahiret gününde müminler tarafından görülebilecektir. İnsanların fiilleri Allah tarafından yaratılmaktadır. Eşari ye göre iman, bilgi ve kalp ile tasdikten ibarettir. Kendilerine dinî tebliğ ulaşmayan kimseler, akıllarıyla Allah ı bulmak ve iman etmekle yükümlü değildir. İyi ve kötü, güzel ve çirkin akıl ile değil vahiyle bilinebilir. Bir şey Allah emrettiği için güzel, yasakladığı için çirkindir. Allah, kulları arasından seçtiği kişileri peygamber olarak gönderir. Ahiret hayatıyla ilgili konular ancak nassla bilinir ve akıl ise bunların imkân dâhilinde olduğunu kabul eder. Malikilerin hemen hemen hepsi, Şafiilerin büyük bir kısmı Hanbeli ve Hanefilerin de çok az bir kısmı itikadi konularda Eşarilik i benimsemişlerdir. Eşarilik daha çok Hicaz, Kuzey Afrika, Mısır, Irak, Suriye ve Endonezya da yaşayan Müslümanlar arasında yaygındır. BİLGİ KUTUSU İmam Eşari Kimdir? Ebu l-hasan el-eşari, M 874 yılında Basra da doğmuş ve M 936 yılında Bağdat ta vefat etmiştir. Yemenli meşhur sahabi, Ebu Musa el-eşari nin soyundan gelen Eşari, Mu tezile âlimlerinden olan üvey babasının himayesinde ilim tahsilini sürdürdü. Onun etkisinde kalarak gençlik yıllarında Mu tezile mezhebinin görüşlerini benimsedi ve bu mezhebi savunan eserler kaleme aldı. Ancak daha sonraları, hocasıyla yaptığı ilmî tartışmalarla yeni fikir arayışlarına girdi ve bu mezhebin görüşlerini eleştirmeye başlayarak Mu tezile mezhebini terk etti. Selefiye nin imamı olarak kabul edilen Ahmet bin Hanbel in yanında bir süre kaldıktan sonra Eşarilik olarak ortaya çıkan mezhebin temellerini oluşturan görüşleri savunmuştur. 69

70 4. ÜNİTE 3. İslam Düşüncesinde Amelî-Fıkhi Yorumlar İslam düşüncesindeki fıkhi yorumlar, İslam dininin ibadet alanıyla ilgili olarak ortaya çıkan mezheplerdir. Fıkhi mezhepler büyük fakihlerin yetiştiği hicri ikinci asrın başlarından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Fıkhi mezhepler genellikle kurucuları kabul edilen müçtehit imamların isimleriyle anılmaktadır. İmam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ahmet bin Hanbel ve İmam Cafer Sadık gibi büyük fakihler bugün İslam dünyasında yaşamakta olan Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli ve Caferi mezheplerinin oluşmasına öncülük yapmışlardır Hanefilik İslam dünyasında en yaygın fıkhi mezhep hangisidir? Hanefi mezhebi, Sünni fıkıh ekollerinden biri olup İmam Ebu Hanife nin görüşlerine dayanır. Ebu Hanife, kendinden önceki fıkhi görüş ve rivayetleri, dönemindeki şartları ve ihtiyaçları dikkate alarak değerlendirmiştir. Dinin genel ilkelerini göz önünde bulunduran Ebu Hanife, nakil ile akıl ve hadis ile re y arasında dengeli bir yol benimsemeye çalışmıştır. Dinin genel ilkelerini, toplumun geleneklerini ve insan için faydalı olanları dikkate alarak yapmış olduğu içtihatlar, Hanefi mezhebinin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ebu Hanife nin önde gelen öğrencilerinden İmam Muhammed ve Ebu Yusuf gibi âlimlerin bu mezhebin gelişmesine ve yayılmasına önemli katkıları olmuştur. Ebu Hanife nin en meşhur eseri Fıkh-ı Ekber dir. Irak ta doğan Hanefi mezhebi, Abbasiler Dönemi nden itibaren İslam coğrafyasının özellikle doğu bölgelerinde yaygınlaşarak büyük bir gelişme göstermiştir. Hanefilik, günümüzde daha çok Türkiye, Balkanlar, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Irak, Suriye ve Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan Müslümanlar arasında yaygındır. NOT EDELİM İmam Ebu Hanife Kimdir? Asıl adı Numan bin Sabit olan Ebu Hanife 699 yılında Kûfe de doğmuş ve 767 yılında vefat etmiştir. Irak ın ünlü âlimlerinden ders alarak bilgisini geliştirdi. Hocası Hammad bin Ebu Süleyman ın vefatı üzerine onun yerine geçti ve ders vermeye başladı. Kısa sürede ünü tüm ilim çevrelerinde yayıldı ve öğrencileri arttı. Ticaretle de uğraşan Ebu Hanife, müçtehit düzeyinde birçok talebe yetiştirdi. Fıkıh bilgisi ve birçok konudaki pratik çözümleri sayesinde İmam-ı Azam ismiyle anıldı. Yetmiş yıllık ömrünü ilim ve öğrenci yetiştirmekle geçiren Ebu Hanife, kendisine teklif edilen kadılık görevini tüm baskılara rağmen kabul etmemiştir. 70

71 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 3.2. Malikilik Maliki mezhebi, büyük hadis ve fıkıh âlimi olan Malik bin Enes in görüşlerine dayanır. Görüş ve uygulamalarında Kur an, sünnet, sahabe ve tabiin sözlerini kaynak kabul eder. Maliki mezhebinin en önemli özelliği, Medine halkının uygulamalarına diğer mezheplerden daha fazla önem vermesidir. Bunun için de Medine halkının örfü, dinin anlaşılmasında önceliklidir. Çünkü Hz. Peygamber, yaklaşık on yıl burada yaşamış, onların örf ve âdetlerinden dine aykırı olanları kaldırmış, bir kısmını düzeltmiş ve bazılarına da dokunmamıştır. İmam Malik in görüşleri Hicaz bölgesinde yayılmış, ardından öğrencileri aracılığıyla Mısır, Kuzey Afrika ve Endülüs e taşınmıştır. İspanya da kurulan Endülüs Emevi Devleti, bir dönem Malikilik resmî mezhep olarak benimsemiştir. Günümüzde Maliki mezhebi Mısır, Tunus, Cezayir, Fas ve Sudan da yaşayan Müslümanlar arasında yaygındır. BİLGİ KUTUSU İmam Malik Kimdir? Malik bin Enes, 712 yılında Medine de dünyaya geldi. İlmî tahsilini burada tamamladı. Medine, o dönemde Hz. Peygamberin hadisleri, sahabe ve tabiin fetvalarını öğrenme bakımından önemli bir merkezdi. Dönemin büyük âlimlerinden ilim öğrenen İmam Malik, Mescid-i Nebevi de ders ve fetva vermeye başladı. Medine fıkhının imamı olarak tanınan Malik bin Enes, 795 yılında vefat etti. İmam Malik in Muvatta isimli kitabı hadislerden ve sahabe sözleriyle tabiin fetvalarından derlediği en önemli eseridir Şafiilik Şafii mezhebi, Muhammed bin İdris eş-şafii nin dinî yorum ve görüşlerini esas alır. Dönemin birçok ilim merkezlerini gezen ve buralardaki gelenekler hakkında bilgi sahibi olan İmam Şafii, bazı fetvalarını bulunduğu çevrenin şartları doğrultusunda zaman zaman gözden geçirmiştir. Bundan dolayı da onun Bağdat ta bulunduğu dönemde yaptığı içtihatlar için eski görüşü, Mısır daki içtihatları için de yeni görüşü tabirleri kullanılmıştır. Şafii mezhebi de diğer mezhepler gibi herhangi bir meselenin çözümü için ilk önce Kur an ve sünnete başvurur. Eğer bir mesele hakkında hüküm Kur an ve sünnette varsa başka delile başvurulmaz yoksa önce icma ardından da kıyas deliline gidilir. Şafii mezhebi, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Mısır, Suriye, Filistin, Irak ve Endonezya gibi ülkelerde yaşayan Müslümanlar arasında yaygındır. 71

72 4. ÜNİTE NOT EDELİM İmam Şafii Kimdir? İmam Şafii, 767 yılında Filistin in Gazze şehrinde doğdu. Küçük yaşlarda Medine ye yerleşerek tahsilini burada tamamladı. Döneminde Hicaz ve Irak olarak belirginleşen fıkıh ekollerinin yaklaşımlarını ve yöntemlerini öğrenerek bu iki fıkhı birleştirmeye çalıştı. Hem ehl-i re yin hem de ehl-i hadisin metotlarına derinlemesine vakıf olan İmam Şafii, fıkıhta kendi yöntemini ortaya koyarak birçok öğrenci yetiştirmiştir. Ömrünün sonlarına doğru Mısır a yerleşen, buranın örf ve âdetlerini göz önünde bulunduran İmam Şafii, bazı fetvalarından vazgeçerek bunların yerine yeni görüşler ortaya koymuştur. Fıkıh usulünün temellerini er-risale isimli eserinde kaleme alan İmam Şafii, 820 yılında Mısır da vefat etti Hanbelilik Hanbeli mezhebi, ünlü hadis ve fıkıh âlimi Ahmet bin Hanbel in görüşlerini esas alan fıkhi bir yorumdur. Hanbeli mezhebi, rivayetlere önem vermekle birlikte nasslardan hüküm çıkarma konusunu da ihmal etmemiştir. İbadet konularında dinî metinleri ve önceki âlimlerin eserlerini önceleyen Hanbeli mezhebi, muamelat konularında da Eşyada asıl olan mubahlıktır. ilkesine dayanmıştır. Tabiin fetvalarını da kaynak olarak benimser ve hakkında hüküm bulunmayan konularda icma ve sahabe kavline başvurur. Hanbeli mezhebinin en önemli özelliği re y ve kıyastan daha çok ayet, hadis ve sahabe kavlî (sözü) gibi naklî delillere dayanmasıdır. Bunun için de mezhepte hadise dayalı bir fıkıh anlayışı hâkimdir. Bağdat ta ortaya çıkan Hanbeli mezhebi, Ahmet bin Hanbel in önde gelen öğrencileri tarafından İslam dünyasının diğer bölgelerine de yayılmıştır. Bu mezhep günümüzde daha çok Hicaz bölgesi, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır da yaygınlaşmıştır. Ayrıca Hanbeli mezhebi, Suudi Arabistan da resmi mezhep konumundadır. BİLGİ KUTUSU İmam Ahmet Bin Hanbel Kimdir? 781 yılında Bağdat ta doğan Ahmet bin Hanbel küçük yaşlardan itibaren İmam Muhammed, Ebu Yusuf ve İmam Şafii gibi dönemin âlimlerinden ilim tahsil etmiştir. İslam dünyasının birçok bölgesini dolaşarak hadis derlemiş ve bunları el-müsned isimli hadis kitabında bir araya getirmiştir. İmam Şafii nin fıkıh bilgisini ve hüküm çıkarma yöntemini benimseyen Ahmet bin Hanbel, sadece rivayetlerle yetinmemiş ve bunların fıkhi amaçlarını da araştırmıştır. Ahmet bin Hanbel 855 yılında vefat etmiştir. 72

73 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 3.5. Caferilik Caferilik, İmam Cafer-i Sadık ın inanç, ibadet ve muamelat konusundaki görüşlerini esas alan bir oluşumdur. Caferiler, dinî konularda Kur an-ı Kerim ve sünnetin yanı sıra masum kabul ettikleri on iki imamın sözlerini de delil olarak kabul ederler. Dinî konularda içtihat etme yetkisine sahip olmayanlar hayatta olan bir müçtehidi kendisine rehber edinerek taklit etmek zorundadır. On iki imamın sözleriyle birlikte diğer hadisleri de içinde barındıran dört temel eser Caferi mezhebinin ana kaynaklarını oluşturur. Caferilere İsna Aşeriye veya İmamiye de denilmektedir. Caferi denmesinin sebebi ise İmam Cafer-i Sadık a nispet edilmesindendir. Günümüzde İran, Azerbaycan, Irak, Suriye, bazı körfez ülkeleri ile Afganistan ve Pakistan gibi yerlerde yaşayan Müslümanlar arasında yaygın olan Caferilik, ülkemizin bazı yörelerinde de benimsenen bir mezheptir. Caferilik mezhebine göre namazın rükünlerini sırasıyla ve peş peşe yapmak farzdır. Ayrıca namazda ikinci rekâtta rükûya varmadan Kunut okumak, ayaktayken elleri aşağıya salmak, rükû ve secde zikirlerinden sonra Hz. Muhammed ve ehl-i beyti için salavat getirmek sünnettir. 1 Bahçelievler Merkez Mehdiye Camii / İstanbul NOT EDELİM İmam Cafer-i Sadık Kimdir? Cafer-i Sadık Medine de doğmuştur. İsna Aşeriyye nin beşinci imamı Muhammed el-bakır ın oğludur. İlk tahsilini dedesi ve babasından almıştır. Babasından sonra imamet görevini üstlenerek Şia nın altıncı imamı olmuştur. İmamet konusunda Şia nın tüm kolları Cafer-i Sadık ın imam olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Fazilet ve takva sahibi olan İmam Cafer-i Sadık, tüm Müslümanların saygı ve sevgisini kazanmıştır. Hadis ve fıkıh ilminde büyük bir yeri olan Cafer-i Sadık, döneminin önemli âlimleriyle de görüşerek ilmî konular hakkında görüş alışverişinde bulunmuş ve 765 yılında Medine de vefat etmiştir. BİLGİ KUTUSU Caferilere göre; İslam ın önemli on farzı şunlardır: 1- Namaz 2- Oruç 3- Hacc 4- Cihad (nefsin kötü arzularına karşı direnmek, ülke için çalışmak ve vatanı savunmak.) 5- Zekat 6- Humus (mal varlığından yıllık artışın 1/5 ini vererek, yetkili kurumun toplumu sosyal ve kültürel açıdan ilerletme ve geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmak. 7- İnsanları iyiliğe yönlendirmek 8- İnsanları kötülükten sakındırmak 9- Hz. Muhammed ve onun ehl-i beyt ine gönülden bağlanıp onların tarafında olmak 10- Hz. Peygamber ve ehl-i beyt ine karşı olanlardan uzak durmak. Kur an-ı Kerim ve Sünneti Seniyye de çokça üzerinde durulan bu on farza Caferiler Furûu d-din (dinin dalları) derler. 1 Mehmet Keskin, Caferi İlmihâli, s

74 4. ÜNİTE 4. İslam Düşüncesindeki Yorumları Birleştiren Unsurlar Müçtehitlerin ayet ya da hadisi yorumladıktan sonra sözlerini En doğrusunu Allah bilir. diyerek tamamlamalarının sebebi ne olabilir? Peygamberimizin vefatından sonra gerek siyasiitikadi gerekse amelî noktalarda farklı görüşler gündeme gelmiş ve bunun sonucu olarak çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır. Mezhepler arasındaki anlayış farklılıkları dinin temel ilkelerine ait konularda olmamıştır. BULALIM Tüm mezheplerin ortak kabul ettikleri ana kaynak nedir? İslam dünyasında teşekkül eden mezhepler, inanç ve ibadetlerin esaslarında değil ancak bu ibadetlerin yapılış şekli üzerindeki ayrıntılarda farklılık gösterir. Söz gelimi mezhepler, imanın ve İslam ın şartları, namaz ve orucun farz oluşu gibi konuları tartışma konusu yapmamışlar, sadece bu ibadetlerin nasıl yapılacağı konusunda farklı yorumlar getirmişlerdir. Mezheplerin, ayet ve hadisleri her asır ve dönemde yorumlamaya çalışmaları İslam dininin bütün zaman ve mekânlara hitap etmesinin bir sonucudur. Tevhit, nübüvvet, Kur an-ı Kerim ve ahiret konuları İslam düşüncesini birleştiren temel unsurlardır. İslam düşüncesinde ortaya çıkan bütün itikadi ve fıkhi yorumlar bu ana prensiplerde ittifak etmişlerdir. İslam düşüncesini birleştiren temel unsurlardan biri tevhittir. Lâ ilâhe illallah (Allah tan başka İlah yoktur.) şeklinde ifade edilen tevhit, Allah ı birleme, onun varlığını ve birliğini kabul etme, Allah ın bütün yetkin sıfatları taşıdığına inanma demektir. İhlâs suresinde bu durum tam olarak anlatılmaktadır: Ey Resulüm! De ki: O Allah tır, birdir. Allah samet (her varlığın kendisine muhtaç olduğu) tir. Doğurmamış, doğrulmamış, hiçbir şey de ona denk olmamıştır. 1 Tevhit anlayışı, İslam çatısı altında birleşen bütün mezheplerde temel esastır. Tevhit inancı İslam ın en temel konusudur. Kur an yalnızca Allah ın varlığına inanılmasını istemez. Kur an her şeyin varlığını mümkün kılan, her şeye anlam ve hayat kazandıran tek bir ilaha inanılmasını ister. Her şeyi yaratan, kudret sahibi, rahmeti her şeyi kuşatan Allah inancı, hayatın bir bütünlük içinde kavranmasını sağlar. İLİŞKİLENDİRELİM Eğer yer ile gökte Allah tan başka ilahlar olsaydı bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar, yok olurdu... Enbiyâ suresi, 22. ayet. Yukarıdaki ayeti dikkate alarak evrendeki ahenk ve düzeni tevhit prensibiyle ilişkilendiriniz. 1 İhlâs suresi, 1-4. ayetler. 74

75 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İslam bilginlerinin tamamı tevhit ilkesinde hemfikirdir. Onlara göre Allah vardır, birdir. İsim, sıfat ve fiillerinde eşi, benzeri yoktur. Allah ın varlığını ve birliğini insan aklıyla da bulabilir. Allah a ait isim ve sıfatlar başka varlıklara yakıştırılamaz. Allah tan başkasına ibadet edilemez. Görüldüğü gibi tevhit ilkesi mezhepler arasında tartışma konusu yapılmamıştır. Hiçbir mezhep, Allah ın varlığı ve birliği üzerinde ihtilaf edilecek bir konu olarak algılamamıştır. YORUMLAYALIM Aşağıdaki şemayı Allah, nübüvvet ve insan ilişkisi açısından yorumlayınız. İnsan Kulluk-İbadet İman İslam düşüncesini birleştiren temel unsurlardan biri de nübüvvettir. Allah, Peygamberler Allah Vahiy emir ve yasaklarını bildirmek, koyduğu kuralları uygulamalarıyla insanlara göstermek, tüm insanlara önder ve örnek olmaları için peygamberler göndermiştir. Kur an da, hiçbir toplumun peygambersiz bırakılmadığı belirtilmiştir. Gönderilen peygamberler; yalan söylemeyen, günahsız, emanete riayet eden, akıllı, Allah tan aldığı emirleri eksiksiz olarak insanlara ulaştıran ve bu özellikleriyle toplumda dürüstlüğün sembolü olmuş seçkin kimselerdir. İslam düşüncesinde ortaya çıkan bütün yorumlar, İslam dininin temel unsurlarından biri olan nübüvvet ilkesini birleştirici bir faktör olarak benimsemişlerdir. İslam ı yorumlarken yaptıkları çalışmalarda peygamberlerin getirdikleri prensipleri anlamaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple nübüvvet, bütün mezhep imamlarının kabul ettikleri birleştirici, bütünleştirici bir konu olmuştur. 75

76 4. ÜNİTE Kur an-ı Kerim, kâinatın inceliklerinden bahseden ve onlar üzerinde düşünmeyi emreden bir kitaptır. İslam düşüncesini birleştiren temel unsurlardan biri de Kur an dır. Allah, insanlara doğru yolu göstermek, onlara kendisini tanıtmak amacıyla insanlar arasından peygamber seçmiş ve onlara ilahî kitaplar göndermiştir. İşte semavi kitapların sonuncusu da Hz. Peygambere gönderilen Kur an-ı Kerim dir. Müslümanlar; kâinatın inceliklerini, Allah ın sıfatlarını, inanç ve ibadet esaslarını, toplumsal ilişkilerde uyulması gereken ahlaki kuralları ondan öğrenir. Kur an-ı Kerim lafız ve mana bakımından Allah a aittir. Ona peygamberin veya başkasının sözü asla karışmamıştır. Kur an-ı Kerim günümüze kadar Hz. Peygambere indiği şekliyle gelmiştir. Bugün elimizde mevcut olan Kur an, Cebrail in Hz. Peygambere getirdiği ve Hz. Peygamberin de vahiy kâtiplerine yazdırdığı Kur an ın aynısıdır. Yine İslam bilginlerine göre Kur an, hem lafız hem mana itibariyle bir mucizedir. Çünkü Kur an; mana, söz ve anlatım bakımından insan kudretinin üstündedir. İslam dininin temel kaynağı olan Kur an-ı Kerim, Müslümanlar arasında ortaya çıkan ihtilafların çözümünde başvurulması gereken bir hidayet ve rahmet kaynağıdır. Allah, Biz bu kitabı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik. 1 buyurarak Kur an ın bu temel özelliğine dikkat çekmiştir. İşte bu birleştirici, bütünleştirici özelliği sebebiyle Kur an-ı Kerim in dil, renk, ırk gibi tüm ayırıcı unsurların üstünde bir konumu vardır. Kuran-ı Kerim hem itikadi hem de fıkhi yorumların temel kaynağıdır. Müslümanlar arasında ortaya çıkan bütün mezhepler Kur an dan hareketle ilkelerini temellendirmeye çalışmışlardır. Bundan dolayı da Kur an-ı Kerim, İslam düşüncesindeki yorumları birleştiren temel unsurlar arasında yer almaktadır. 1 Nahl suresi, 64. ayet. 76

77 İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR İslam düşüncesindeki yorumları birleştiren temel unsurlardan bir diğeri de ahirete iman etme ilkesidir. Ahiret inancı, üzerinde yaşadığımız dünyanın bir gün son bulacağını, kıyametten sonra hesap vermek üzere yeni bir hayatın başlayacağını kabul etmek demektir. Kur an-ı Kerim kıyametin kopmasıyla başlayacak olan ahiret hayatına, kavuşma günü, hesap günü, din günü gibi isimler vermiştir. Sonsuz yaşam isteği duyan insanlar için ahirete inanmanın büyük bir önemi vardır. Bundan dolayı Kur an, ahiret hayatı üzerinde çokça durarak delil ve örneklerle bu hayatın gerçekleşeceğini insanın zihnine yerleştirmeye çalışır. Ahiret hayatının gerçekleşeceğine inanmak, insandaki adalet fikrinin de bir gereğidir. Dünyada haksızlığa uğrayan insanlar haklarının iade edilmesini isterler. Hakların iadesinin ahiret hayatında tam anlamıyla gerçekleşeceğine inanmak insanı hayata bağlar ve ona yaşama sevinci kazandırır. Kur an-ı Kerim in pek çok ayetinde ahiret hayatından söz edilir. Bunlardan birinde ahiretin varlığı şöyle ifade edilir: Ey Muhammed, sana indirilen kitaba ve senden önce indirilen kitaba inanan müminlere, namaz kılan ve zekât verenlere, Allah a ve ahiret gününe inananlara elbette büyük ecir vereceğiz. 1 İslam düşüncesindeki yorumların ortak anlayışına göre ahiret hayatı haktır. Allah ın vadettiği cennet ve cehennem gerçektir. Allah iyilik yapanları mükâfatlandıracak, kötülük yapanları da tövbe etmezlerse ahirette cezalandıracaktır. İslam inancını paylaşan Müslümanlar; ırkı, dili, mezhebi, yaşam şekli ne olursa olsun tevhit, nübüvvet, Kur an-ı Kerim ve ahiret inancı konularında aynı düşünceye sahiptirler. DEĞERLENDİRELİM İslam düşüncesinde birleştirici olarak yer alan unsurların etkilerini değerlendiriniz. İslam düşüncesindeki yorumları birleştiren temel kaynak Kur an-ı Kerim dir. 1 Nisâ suresi, 162. ayet. 77

78 4. ÜNİTE ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Mezhep ne demektir? Açıklayınız. 2. İslam düşüncesinde yorum farklılıklarının ortaya çıkış sebeplerini açıklayınız. 3. Mu tezile nin beş temel esası nedir? Açıklayınız. 4. İslam düşüncesinde yorum farklılıklarının bir zenginlik olması ne demektir? Değerlendiriniz. B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi yorum farklılıklarını doğuran sosyal sebeplerden değildir? A) Köy hayatı ve sosyal yapısı B) Şehir hayatı ve sosyal yapısı C) Ekonomik krizler D) Doğal afetler ve sonuçları E) İnsan yapısı 2. Aşağıdakilerden hangisi İslam düşüncesinde yorumları birleştiren unsurlardandır? A) Sosyal yapı B) Kültür C) Çevre D) Tevhit E) Coğrafya 3. Aşağıdakilerden hangisi Maturidiliğin genel prensiplerinden biri değildir? A) Allah ın eşi ve benzeri yoktur. B) İnsanın akıl yoluyla Allah ın varlığına ulaşması mümkündür. C) Kur an-ı Kerim Allah kelamıdır. D) Büyük günah işlemek insanı dinden çıkarır. E) İnsana cüz i irade verilmiştir. C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen ifadelerden uygun olanı ile doldurunuz. (tasdik, Cafer-i Sadık, düşünce, vaat) 1. İman dil ile ikrar kalp ile...tir. 2. Mezhepler...zenginliğidir Caferi mezhebinin imamı sayılmaktadır. 78

79 ÖĞRENME ALANI: AHLAK VE DEĞERLER 5. ÜNİTE : AİLE VE DİN ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Sağlıklı bir toplumun oluşmasında ailenin önemi nedir? Düşüncelerinizi yazınız. 2. Aile bireylerinin birbirlerine karşı ne tür hak ve sorumlulukları olabilir? Büyüklerinizle konuşunuz. 3. Peygamberimizin aile ve akrabalarıyla ilişkilerine dair araştırma yaparak edindiğiniz bilgileri not ediniz. 4. Komşulukla ilgili hadis, özdeyiş ve deyimler bularak defterinize yazınız. 79

80 5. ÜNİTE 1. Aile Toplumun Temelidir Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet oluşturması da onun varlığının delillerindendir... Rûm suresi, 21. ayet. Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj nedir? Aile, evlilik ve kan bağına ğ dayanan; anne, baba, b çocuklardan oluşan en küçük ük sosyal gruptur. Toplum, ailelerden oluşur. Bu nedenle, aile toplumun temeli olarak kabul edilir. Ailenin temel amacı, sağlıklı nesiller yetiştirerek insan soyunun devamına katkıda bulunmak ve topluma faydalı bireyler kazandırmaktır. Kaynaşmanız için size kendi(cinsini)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet oluşturması da onun(varlığının) delillerindendir... 1 ayeti de bu duruma işaret etmektedir. Sevgi, saygı, gelenek ve görenek gibi değerler öncelikle ailede kazanılır. Aile; inançların, ahlaki davranışların, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi değerlerin öğrenildiği yerdir. Aile kurumunun en önemli niteliği, sevgi odaklı bir ilişkiler dünyası olmasıdır. Bu yönüyle aile, bireyleri sevgi ve şefkatle toplumsal hayata hazırlayan bir okuldur. Aile bireylerinin huzurlu bir ortamda iyi yetişmesi, toplum için de hayati önem taşır. Çünkü ailenin huzuru ve mutluluğu, toplumun huzur ve mutluluğu demektir. Aile yapısının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için aile bireylerinin davranışları çok önemlidir. Öncelikle ailede huzur, mutluluk ve güven ortamının oluşması gerekir. Bu da ancak aile bireylerinin büyüklerine karşı saygı, küçüklerine karşı ise sevgiyle davrandıkları bir ortamda gerçekleşir. TARTIŞALIM Aileyi eğitmek toplumun eğitimine nasıl katkıda bulunur? Arkadaşlarınızla tartışınız. Hak ve sorumluluk bilincinin aile içinde gelişmesi, bu bilincin toplumda da yerleşmesini sağlar. Aileye önem veren dinimiz, bütün aile bireylerinin birbirlerine karşı olan hak ve sorumluluklarını yerine getirmelerini öğütlemiştir. 1 Rum suresi, 21. ayet. Eğitim ailede başlar. 80

81 DEĞERLER VE AİLE TAMAMLAYALIM Aşağıda boş bırakılan yerleri verilenlerden hareketle tamamlayınız. Fedakârlık Anne DUYGU BİREY AİLE YAKINLAR Dayı İnsan haklarına saygı, hak ve sorumluluk l bilinci öncelikle ailede öğrenilir. Aileler, çocuklarına değerlere saygı göstermeyi öğretirlerse toplumda huzur ve güven egemen olur. Anne ve babamız bizleri hiç karşılık beklemeden severler. Hastalandığımızda veya başımıza kötü bir şey geldiğinde bizden daha fazla üzülür ve acı çekerler. Bizi geleceğe hazırlamak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlar. Bizim elde edeceğimiz başarılar, bizden fazla onları sevindirir. Aile hayatının mutlu bir şekilde devamı için bizler de bu ortamı bozacak davranışlardan kaçınmalıyız. Sevgi ve saygı ortamını zedeleyecek söz ve davranışlardan uzak durmalıyız. Peygamberimiz bir hadisinde bu durumu şöyle ifade etmiştir: Küçüklerimizi sevmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. 1 Aile içinde zaman zaman birtakım anlaşmazlık ve huzursuzluklar olabilir. Bunları anlayışla karşılamalıyız. Anne, baba ve büyüklerimize kırıcı sözler söylememeliyiz. Yüce Allah ın Kur an-ı Kerim deki emirlerine ve Peygamberimizin tavsiyelerine dikkat ederek anne ve babalarımıza iyi davranmalı, olumsuz tavırlardan kaçınmalıyız. Onların öğüt ve uyarılarını dikkate almalıyız. Ailenin toplumun temeli olduğunu, ona verilecek zararın topluma zarar vermek anlamına geldiğini unutmamalıyız. 1 Tirmizî, Birr,

82 5. ÜNİTE KONUŞALIM Aşağıdaki kavram haritasında verilen yargılar üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz. KALBİDİR. TOPLUMUN AYNASIDIR. TOPLUMUN AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR. TOPLUMUN KENDİSİDİR. 2. Dinler Evliliğe Önem Verir Evlilik müessesi zayıflayan toplumlarda ne gibi sonuçlar ortaya çıkabilir? Evlilik, erkek ve kadının, hayatlarını paylaşmak üzere yaptıkları bir sözleşmedir. Bu sözleşmeye nikâh denilir. Nikâh bir kadınla bir erkeği eş olarak birbirine bağlar ve doğacak çocuklara hukuki statü sağlar. Tarihin ilk devirlerinden beri varlığını sürdürmüş olan evlilik toplumsal bir kurumdur. Toplumun çekirdeği olan aile evli- likle kurulur. Evlilik, Hz. Âdem ile Hz. Havva dan başla- yarak günümüze kadar ailenin kurulmasında tek meşru yoldur. Allah, evliliğin bu sürecini Kur an-ı Kerim de şöyle anlatmıştır: Sizi bir tek candan yaratan, on- dan da yanında huzur bulsun diye eşini yaratan odur 1 Genel olarak bütün dinlerin, evliliğe önem verdikleri ve aileyi korudukları görülür. Bütün dinler, insanların huzur içinde yaşamalarını ve sağlıklı nesiller yetiştirmelerini hedeflemiştir. Aile, bireyin temel ihtiyaçlarının karşılandığı sıcak bir yuva olarak görülmüştür. Örneğin Yahudilikte evlilik, kutsal bir birliktelik olarak görülmekte ve buna son derece önem verilmektedir. Yahudilikte evlenme, dinî bir hükümdür ve nikâh Sinagogda kıyılır. On emirde de yasak olan zina, evliliğe zarar verici davranışlar arasında yer alır. 2 1 A râf suresi, 189. ayet. 2 Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, s

83 DEĞERLER VE AİLE Hristiyanlıkta evlilik, Hz. İsa ve kilise birliğinin sembolü olarak görülmektedir. Hristiyanlara göre iki insan Tanrı huzurunda evlendiklerinde Tanrı nın nazarında onların bir tek varlık oldukları kabul edilmektedir. 1 Evlilik, Hristiyanlarca dinî bir kurum sayılıp teşvik edilmiştir. 2 İslam dini evliliğe önem vermiş ve aile hayatını korumayı istemiştir. Kur an da evliliği teşvik eden, ailenin kurulmasını ve korunmasını öğütleyen birçok ayet vardır. Bunlardan birinde şöyle buyrulmuştur:...aranızdaki evlilik çağına gelmiş olanları evlendirin... 3 Peygamberimiz de evliliğin önemini şu şekilde dile getirmiştir: Gençler! Ailesini geçindirebilecek olanlarınız hemen evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan daha fazla sakındırır. Nefsi daha fazla korur. 4 Kur an da ve sünnette evlilik çağına gelen kişilerin evlenmesi teşvik edilirken diğer yandan evlilik dışı ilişkiler, Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur. 5 ayetiyle yasaklanmıştır. TARTIŞALIM Dinler evliliğe niçin önem vermiştir? Tartışınız. 3. Kur an dan ve Hz. Peygamberden Aile ile İlgili Öğütler Nikâh sünnetimdir... İbn Mâce, Nikâh, 8. Yukarıdaki hadiste anlatılmak istenen nedir? Aile, toplumun en önemli yapı taşıdır. Ailenin sağlam olması toplumun da sağlam olması demektir. Kur an-ı Kerim de ve Hz. Peygamberin hadislerinde ailenin kurulması ve korunması, aile içi iletişim, aile içi görev ve sorumluluklar, hısım ve akrabalarla ilgili birçok ilke ve öğüt yer alır. 1 Asife Ünal, Yahudilik Hristiyanlık ve İslam da Evlilik, s. 19, Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, s Nûr suresi, 32. ayet. 4 Buharî, Nikâh, 2; Savm, İsrâ suresi, 32. ayet. 83

84 5. ÜNİTE 3.1. Ailenin Kurulması ve Korunması ile İlgili Öğütler Ailenin korunmasıyla ilgili olarak neler yapılabileceği hakkında hiç düşündünüz mü? İslam dini, ailenin kurulması ve korunmasını, aile fertlerinin aralarında huzur ve mutluluğun var olmasını ister. Dinimizde ailenin kurulmasında nikâh şart koşulmuştur. Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: İçinizden gücü yeten evlensin. Çünkü iffeti ve namusu korumanın en etkili yolu evliliktir. 1 Evlenemeyenlerin de iffet ve namuslarını korumaları öğütlenmiştir. Bir ayette bu durum şöyle ifade edilmiştir: Evlenme imkânını bulamayanlar ise Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar... 2 İslam dini ailede huzur ve mutluluğun hâkim olmasını ister. Kur an da ailede huzur ve mutluluğun eşler arasında iyi geçinmeye bağlı olduğu vurgulanmış ve Nisâ suresinin 19. ayetinde, Eşlerinizle hoşça geçinin buyrulmuştur. Peygamberimiz de bir hadisinde, İnsanların en iyisi eşlerine karşı iyi davrananlardır... 3 buyurmuştur. TARTIŞALIM Ailenin toplumun huzuruna katkısını tartışınız. Aile içerisinde çıkabilecek sorunların öncelikle aile içinde çözülmesi gerekir. Bir ayette bu duruma şöyle işaret edilmiştir: Eğer eşlerin aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır. 4 Bütün çaba ve gayretlere rağmen eşlerin aile hayatını sürdürmeleri mümkün değilse kendilerine boşanma imkânı verilmiştir. Nitekim, Allah katında en sevimsiz helal, boşanmadır. 5 hadisi boşanmanın son çare olduğunu bildirmektedir. Ailenin korunmasında sevgi önemlidir. 1 Müslim, Nikâh, 1. 2 Nûr suresi, 33. ayet. 3 Tirmizî, Radâ, Nisâ suresi, 35. ayet. 5 Ebu Davut, Talak, 3. 84

85 DEĞERLER VE AİLE 3.2. Aile İçi İletişim ile İlgili Öğütler Kişiye günah olarak sorumluluğunda olan aile fertlerini ihmal etmesi yeter. Ebu Davut, Zekât, 45. Yukarıdaki hadiste verilmek istenen mesaj nedir? Aile yapısının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için i ailede huzur, mutluluk l ve güven ortamının oluşması gerekir. Bu da aile bireylerinin birbirlerine karşı saygı ve sevgi göstermeleri sonucunda gerçekleşir. Aile bireylerinin birbirini anlamaları sağlıklı bir iletişimle mümkündür. Böyle bir ortam yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma ile desteklenince mükemmele ulaşır. Bu nedenle Kur an-ı Kerim de öncelikli olarak çocukların anne ve babalarına iyi davranmaları öğütlenmiştir. Onlara karşı kötü tutum ve davranışlar bir yana, kırıcı ifadeler bile yasaklanmıştır. Rabb in, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine öf! bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. 1 ayeti bu gerçeği vurgulamıştır. Peygamberimiz de anne ve babaya iyi davranmanın önemini şöyle ifade etmiştir: Allah ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah ın öfkesi de anne ve babanın öfkesindedir. 2 Kur an-ı Kerim de ve hadislerde genellikle Allah a kulluk görevinden sonra anne babaya saygılı olma ve iyi davranma öğütlenmiştir. Ayrıca onlara şefkat ve merhametle yaklaşmamız ve onlar için dua etmemiz emredilmiştir. Bu durum Kur an-ı Kerim de şöyle ifade edilmiştir: Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve de ki: Rabb im! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et! 3 Ayrıca Hz. Peygamber, anne babaya saygısızlığın büyük günahlardan olduğunu şu şekilde ifade etmiştir: Günahların en büyükleri; Allah a ortak koşmak, anne babaya saygısızlık ve yalancı şahitlik yapmaktır. 4 1 İsrâ suresi, 23. ayet. 2 Tirmizî, Birr, 3. 3 İsrâ suresi, 24. ayet. 4 Buharî, Edeb, 1. Anne ve babamıza sevgimizi her fırsatta göstermeliyiz. 85

86 5. ÜNİTE Aile içi etkili bir iletişimin en güzel yolu büyüklerin küçüklere sevgi, şefkat ve merhamet göstermesidir. Küçükler ise büyüklerine daima saygılı ve itaatkâr davranmalıdır. Peygamberimiz bir hadisinde bu konuda, Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir. 1 buyurmuştur. Anne babanın çocuklarını sevip onlara merhamet göstermesinin yanı sıra onları en güzel şekilde terbiye etmeleri, aile içi iletişimin bir başka yönünü oluşturur. Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: Çocuklarınıza hoşça davranın ve onları güzel terbiye edin. 2 Gerekirse çocuklarla en iyi şekilde iletişim kurabilmek için onların seviyelerine uygun davranmayı önermiş ve bir hadisinde, Kimin küçük çocuğu varsa onun gibi çocuklaşsın. 3 buyurmuştur. YORUMLAYALIM Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size ayetleri böyle açıklar. Nûr suresi, 61. ayet. Yukarıdaki ayeti aile içi iletişim bakımından yorumlayınız Aile İçi Görev ve Sorumluluklarla İlgili Öğütler Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak yönünden en güzel olanlarıdır. En iyileri de eşlerinize karşı en iyi şekilde davrananlarıdır. Ebu Davut, Sünnet, 16. Yukardaki hadiste verilmek istene mesaj nedir? Ailede her bireyin, i yerine getirmesi i gereken birtakım görevleri vardır. Herkes görevinin i bilincinde i olmalı ve onu yerine getirmelidir. Öncelikle eşler birbirlerine iyi davranmalı, birbirlerinin haklarını gözetmelidir. Kur an-ı Kerim de eşlerin birbirleri üzerinde hakları olduğu şöyle ifade edilmiştir:...erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır... 4 Bu nedenle eşler, birbirlerinin hakkına saygı duymalıdırlar. Peygamberimiz de bir hadisinde, İnsanların en iyisi eşlerine karşı iyi davrananlardır... 5 buyurmuştur. Eşlerin bu şekilde davranması çocuklar için de önemlidir. Çünkü çocuklar büyüklerini örnek alırlar. Bu nedenle Kur an-ı Kerim de çocuklara öğretilecek herhangi bir şeyin önce anne ve baba tarafından uygulanması ve çocuklara örnek olunması ise şöyle öğütlenmiştir: 1 Buharî, Talak, İbn Mace, Edeb, 3. 3 Suyûti, Camiu s-sagir, C 2, s Bakara suresi, 228. ayet. 5 Tirmizî, Radâ,

87 DEĞERLER VE AİLE Ailene namaz kılmalarını emret, kendin de namaz kılmaya sabırla devam et... 1 Anne babanın da çocuklarına karşı birtakım görevleri vardır. Anne ve babalar; ahlaki, insani ve dinî değerlerle çocuklarını donatmalı, toplum hayatına hazırlamalı ve onların geleceğe güvenle bakmalarını sağlamalıdırlar. Peygamberimiz (s.a.v.) bu hususu, Allah rızasını gözeterek ailenin ihtiyacına harcadığın nafakadan, hatta yemek yerken eşine sunduğun lokmadan bile mükâfat göreceksin. 2 şeklinde dile getirmiştir. Hediyeleşmek aile fertlerini birbirine yakınlaştırır. Çocukların eğitim ve terbiyesinden anne ve baba sorumludur. Çünkü eğitim beşikte başlar. Bu konuda Hz. Peygamber, Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras bırakmaz. 3 buyurmuştur. Anne ve baba çocuklarının arasında ayrım gözetmemelidir. Peygamberimiz bu duruma şöyle dikkat çekmiştir: Allah tan korkunuz ve çocuklarınız arasında adaletli olunuz. 4 NOT EDELİM Bir adam Peygamberimize gelerek: Ey Allah ın Resulü! İnsanlar içinde iyi davranmama en layık olan kimdir? diye sordu. Peygamberimiz üç kez, Annen. dedi. Adam tekrar, Sonra kimdir? diye sorunca, Peygamberimiz, Babandır. buyurdular. Buharî, Edeb, 2. Çocukların da anne ve babalarına karşı görevleri vardır. Hem Kur an-ı Kerim de hem de hadislerde anne babaya saygılı olma ve iyi davranma öğütlenmiştir. Bu durum Kur an-ı Kerim de şöyle ifade edilmiştir: Biz insana anne babasına iyi davranmayı öğütledik 5 Hz. Muhammed ise anne ve babaya saygısızlığın büyük günahlardan olduğunu şu şekilde ifade etmiştir: Günahların en büyükleri: Allah a ortak koşmak, anne babaya saygısızlık ve yalancı şahitlik yapmaktır. 6 1 Tâ-Hâ suresi, 132. ayet. 2 Müslim, Vasiyet, 5. 3 Tirmizî, Birr, Ebu Davut, Buyu, Ahkâf suresi, 15. ayet. 6 Buharî, Edeb 1. 87

88 5. ÜNİTE LİSTELEYELİM Ailede anne baba ve çocuklardan her birine düşen görev ve sorumluluklar nelerdir? Listeleyiniz. Anne baba: Çocuklarının rızkını temin eder Çocuklar: Ev eşyalarını ve aile sırlarını korurlar Hısım, Akraba ve Komşularla İlgili Öğütler Kişinin evlilik yoluyla bağlı bulunduğu yakınlarına hısım, Bireyselleşmek toplumsal bir aileden meydana gelen ve zamanla genişleyen yakınlara dayanışmayı nasıl etkiler? ise akraba denilir. Hısım ve akrabalarımıza karşı birtakım sorumluluklarımız vardır. Bu sorumluluklarımızın başında onlarla iyi ilişkiler içinde olmak ve yardımlaşmak gelir. Kur an da konuyla ilgili ayetlerin birinde bu durum şöyle ifade edilmiştir: Allah a karşı gelmekten ve akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. 1 Bir başka ayette ise akrabaya yardım etmenin önemi şu şekilde dile getirilmiştir: Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. 2 Peygamberimiz de akrabanın gözetilip kollanması hakkında şunları dile getirmiştir: İyiliğin en mükemmeli bir adamın baba dostunu, hısım ve akrabalarını gözetmesidir. 3 Kur an da hısım ve akrabaya yardım etmek dinin temel şartlarıyla birlikte zikredilmiştir. Allah (c.c.) 4 bir ayette şöyle buyurmuştur: İyilik, o kimsenin yaptığıdır ki Allah a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir... 5 Hz. Peygamber de akrabayı gözetip kollamanın önemini şu şekilde dile getirmiştir: Allah a ve ahiret gününe inanan kişi misafirine ikram etsin. Allah a ve ahiret gününe inanan kişi akrabasını görüp gözetsin. 6 1 Nisâ suresi, 1. ayet. 2 İsrâ suresi, 26. ayet. 3 Müslim, Birr, Celle celaluhu: Şanı yücedir. 5 Bakara suresi, 177. ayet. 6 Buharî, Edeb,

89 DEĞERLER VE AİLE Sosyal hayatımızın en önemli öğelerinden biri komşuluktur. Komşuluk ilişkilerini canlı tutmak birlik ve beraberliğimizi pekiştirir. İslam dini de komşuluk ilişkilerine büyük önem verir. Komşularla iyi geçinmeyi ve her türlü dayanışma içinde bulunmayı öğütler. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Allah a ibadet edin yakın ve uzak komşuya iyi davranın 1 NOT EDELİM Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; Allah komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. Buharî, Edeb, 28. Peygamberimiz Hz. Muhammed de komşularına karşı duyarlı olmuş; onları ziyaret etmiş, kendilerine nazik ve güler yüzlü davranarak aralarındaki bağı güçlendirmiştir. Onların bir ihtiyacı olduğunda hemen yardımlarına koşmuş, komşularını sevinçli ve üzüntülü anlarında yalnız bırakmamıştır. Komşuluk ilişkilerine çok önem veren Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşlarına en hayırlı olandır. Komşuların en hayırlısı da komşusuna en hayırlı olandır. 2 Bir başka hadisinde ise şöyle buyurmuştur: Allah a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun! 3 KONUŞALIM Bir adam Peygamberimize gelerek, Ey Allah ın Resulü! Beni cennete götürecek bir davranış söyle! dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) de Allah a ibadet et, ona hiçbir şeyi ortak koşma. Namazı kıl, zekâtı ver ve akrabanı gözet! buyurdu. Buharî, Zekât, 1. Yukarıdaki hadiste akrabalığın önemine yapılan vurgu üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz. 1 Nisâ suresi, 36. ayet. 2 Tirmizî, Birr, Buharî, Nikah, 80, Edeb 31, 85; Müslim, İman, 74,

90 5. ÜNİTE Okuma Metni Hz. Fatıma ve Aile Fertleriyle İlişkileri Hz. Fatıma, Hz. Peygamberin kızlarının en küçüğüdür. Kendisine, Beyaz, parlak ve aydın yüzlü kadın anlamına gelen Zehra denilmiştir. Ayrıca, namuslu kadın anlamına gelen Betül de denilmektedir. Çocukluğu Mekke de geçmiştir. Annesi vefat ettiğinde Hz. Fatıma 10 yaşlarındaydı. Hz. Fatıma, Mekke den Medine ye, güç şartlar altında hicret eden babasıyla birlikte hicret edemedi ve Mekke de kaldı. Bir müddet sonra, kız kardeşi Ümmü Gülsüm, Hz. Ebu Bekir in ailesi, ileride kayınvalidesi olacak Fatıma bint Esed in de aralarında bulunduğu bir grupla birlikte Medine ye hicret etti. Bir müddet sonra da Hz. Ali onu babasından istedi. Hz. Peygamber de kızından izin aldı ve Hz. Ali ile evlendirdi. Hz. Fatıma, evlendikten bir yıl kadar sonra ilk çocuğu Hasan ı, ondan bir yıl sonra da ikinci çocuğu Hüseyin i dünyaya getirdi. Daha sonraki yıllarda Ümmü Gülsüm ve Zeynep adlı kızları ile Muhsin adlı oğlu dünyaya geldi. Ancak bu sonuncusu küçükken vefat etti. Hz. Fatıma nın İslam kültüründe ün kazandığı hususlardan birisi, sağlık ve sosyal yardım alanındaki hizmetleridir. Uhut Savaşı nda gazilere su ve yiyecek taşımış, yaralıları tedavi etmiştir. Dişi kırılan babasının yüzündeki kanları temizlemiştir. Hz. Fatıma nın en büyük özelliklerinden birisi, kanaatkâr olması ve sade bir hayat sürmesidir. Evlenirken çeyizi bir kadife örtü, iki su kabı ve bunların yanında birkaç sade eşyadan oluşmuştu. Ev eşyası, giyim ve yiyecek bakımından da son derece sade bir hayat yaşadığı bilinmektedir. O, hayatında maddi eşyalardan ve imkânlardan daha çok, iyiliğe, ahlak güzelliğine, sevgi ve saygıya önem vermiştir. Babasının terbiyesiyle büyüyen ve onu çok seven Hz. Fatıma, onun ahlaki özelliklerine de sahipti. Söz gelişi Hz. Aişe, onun doğru ve açık sözlü olduğunu söylemiştir. Bazı fiziki özellikleri de babasına benzerdi. Mesela konuşması ve yürüyüşünün babasına benzediği bilinmektedir. Fatıma bint Esed, Hz. Peygamberi sekiz yaşından itibaren evinde büyüten, himaye eden Ebu Talip in hanımıdır. O, bir bakıma Hz. Peygambere annelik yapmıştı. Hatta öyle ki kendi çocuklarından önce onu doyurduğu söylenir. Hz. Fatıma nın, kayınvalidesi ile birlikte yaşaması, onun babasına yapılan iyiliği unutmamasını, kocasının annesine derin saygısını ve aynı zamanda uyumlu geçimini ortaya koyması bakımından anlamlıdır. Hz. Fatıma, sık sık babasını ziyaret eder, onun hizmetinde bulunurdu. Peygamberimiz kızı Fatıma yı görünce sevinir, onu ayakta karşılar ve yanına oturturdu. Hem Hz. Fatıma ya ve hem de Hz. Ali ye derin bir sevgi besleyen Hz. Peygamber, zaman zaman onların evine giderek kızı ile damadının arasına otururdu. Bazen aralarında meydana gelen ufak tefek anlaşmazlıklarda aralarını bulur, kendilerine nasihat ederdi. Hz. Fatıma da babasının evine geldiğinde, onu sevgi ve saygıyla karşılayıp ağırlardı. Peygamberimizin soyu, Hz. Fatıma nın çocuklarıyla devam etmiştir. Hz. Peygamber diğer çocukları sevdiği gibi Hz. Fatıma nın çocuklarını da çok sever ve sevgisini ölçülü bir şekilde açıkça ifade ederdi. Onlara ilgiyi camide ve ibadet esnasında bile ihmal etmezdi. Bir gün Hz. Peygamber minberde iken Hz. Hasan ve Hüseyin düşe kalka Mescid e girerler. Hz. Peygamber konuşmasını yarıda keserek aşağı iner ve onları dizine oturtarak konuşmasını bıraktığı yerden sürdürür. İbrahim SARIÇAM, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s

91 DEĞERLER VE AİLE ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Aile kurumunun toplum açısından önemi nedir? Belirtiniz. 2. Anne, baba ve akrabalarımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı nasıl yerine getirebiliriz? Arkadaşlarınızla konuşunuz. 3. Kur an da ve Hz. Peygamberin sünnetinde hısım ve akrabalarla ilgili ne tür öğütler yer alır? Örneklerle açıklayınız. B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Ağıdakilerden hangisi İslam dininin evlilikle ulaşmak istediği sonuçlardan biridir? A) Nesli korumak B) Eşlerin birbirlerine aşırı bağlılığını sağlamak C) Sadece eşler arasında sevgi ve merhameti oluşturmak D) Toplumda tek düzen oluşturmak E) Toplumda bireyselliği artırmak 2. Aşağıdaki haklardan hangisi olmadığı zaman diğerleri bir anlam taşımaz? A) İbadet hürriyeti B) İnanma hakkı C) Hayat hakkı D) Mülkiyet hakkı E) Düşünce hürriyeti 3. Eğer eşlerin aralarının açılmasından korkarsanız erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır. (Nisâ suresi, 35. ayet.) ayetine göre eşlerin aralarında problem meydana gelir ve boşanma tehlikesi baş gösterirse ilk atılacak adım nedir? A) Kadının mehir ve takılarını erkeğe sunup onun gönlünü razı etmesi B) Hukuki mahkemeye başvurup boşanma davası açması C) Eşlerin boşanma yetkisini kullanarak evliliği sona erdirmesi D) Her iki aileden bir hakem tayin edip eşleri barıştırması E) Eşlerin anlaşarak belli bir süre ayrı kalması 91

92 5. ÜNİTE 4. Aşağıdakilerden hangisi aile değerleri ve neslin güvenliği için alınmış önlemlerden biri değildir? A) Evlilik akdinin kutsallığı B) Konut dokunulmazlığı C) Boşanma yetkisi D) Zinanın haram oluşu E) Evlere girerken izin alınması 5. Aşağıdakilerden hangisi İslam aile ve komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkiler? A) Doğruluk ve adalet B) Sevgi ve saygı C) Merhamet ve hoşgörü D) Gıybet ve iftira E) Cömertlik ve yardım severlik C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen ifadelerden uygun olanları ile doldurunuz. (nikah, insan, boşanma, bizden, öf!, aile) 1. Toplumun temeli, çekirdeği yani en küçük birimi... dir. 2. Farklı cinsten iki yabancı kişinin meşru bir şekilde bir araya gelerek bir aile yuvası kurmaları akdi ile olur. 3. Ana babadan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine.. bile deme, onları azarlama! (İsrâ suresi, 23. ayet.) 4. Küçüklerimizi sevmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen.. değildir. 5. Allah katında en sevimsiz helal, dır. Ç. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanları D, yanlış olanları Y ile işaretleyiniz. ( ) İnsan haklarına saygı, hak ve sorumluluk bilinci gibi değerlerin ilk öğrenildiği yer ailedir. ( ) Anne-baba ve kardeşlerden meydana gelen küçük topluluğa akraba; amca, hala, dayı ve teyze gibi yakınlardan meydana gelen büyük akraba topluluğuna ise aile denir. ( ) Evlilik, erkek ve kadının hayatlarını paylaşmak üzere yaptıkları bir sözleşmedir. ( ) Nikah akdi ile evlenen insanlar boşanamaz. 92

93 ÖĞRENME ALANI: DİN VE LAİKLİK 6. ÜNİTE : ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Diyanet İşleri Başkanlığı ne zaman ve niçin kurulmuştur? Araştırınız. 2. Diyanet İşleri Başkanlığı hangi görevleri yürütmektedir? Araştırınız. 3. Tefsir, meal, hadis ve hutbe kavramlarının anlamlarını öğreniniz. 4. Ülkemizde Kur an-ı Kerim in Türkçeye ilk kez ne zaman ve niçin çevrildiğini araştırınız. 93

94 6. ÜNİTE Diyanet İşleri Başkanlığı resmî internet sitesinin ana sayfası 1. Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dileyen vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla dinî konularda hizmet götürmektedir. Başbakanlığa bağlı olan bu kamu kuruluşu, İslam dini ile ilgili işlerin yürütülmesi, toplumun din konusunda aydınlatılması ve ibadet yerlerinin yönetimi gibi hizmetleri gerçekleştirmektedir Kuruluşu Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir. (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 136. madde.) Din, insanlık tarihinin bütün dönemlerinde var olan ve bireyleri kutsal duygu ve ortak bilinç etrafında birleştiren bir kurumdur. Toplumları yücelten, onların insani ve ahlaki yönden gelişmelerini sağlayan bir değerdir. Bu bakımdan dinin insan ve toplum hayatında önemli bir yeri vardır. Evrensel bir olgu olan dinin doğru anlatılması ve anlaşılması gerekir. Bunun gerçekleşmesi de din hizmet- 94

95 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ lerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine bağlıdır. Bu durum din hizmetlerini organize eden çeşitli kuruluşların günümüze kadar var olmasında etkili olmuştur. Din işleri, Osmanlı Devleti nde Şeyhülislamlık makamı tarafından yürütülmekteydi. Bu kurumun yargı, eğitim, öğretim ve vakıflar gibi birçok alanda geniş yetki ve görevleri bulunuyordu. Tanzimat Fermanı ile başlayan yenileşme hareketleri, kurumun yeniden şekillenmesinde etkili olmuştur. Yetki alanı fetva işleri, medreselerdeki öğretim ve şeriye mahkemeleri ile sınırlandırılmıştır. Daha sonra Şeyhülislamlık, 1920 yılında Ankara da kurulan Birinci Meclis Hükûmeti nde Şeriye ve Evkâf Vekâleti adıyla bakanlık olarak yer almıştır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte birçok alanda olduğu gibi dinî kurumlarda da yeni düzenlemelere gidildi. Bu yeniliklerin bir gereği olarak 3 Mart 1924 tarihinde Halifelik ile birlikte Şeriye ve Evkâf Vekâleti de kaldırıldı. Böylece halka din hizmetlerini sunan bir kurum kalmamış oldu. Ancak Atatürk, halkın dinî inancını yaşaması ve dinin günlük politikanın dışında tutularak istismar edilmemesi gerektiğine inanıyordu. Dini, siyasete alet etmenin toplumda gruplaşmalara neden olabileceğini düşünüyordu. Nitekim o, Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse, bir diğerini ne bir din ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1 diyerek dinin baskı aracı ve kötü amaçlar için kullanılmaması gerektiğini vurgulamıştır. BİLGİ KUTUSU Diyanet İşleri Başkanlığının Yürüttüğü Kamu Hizmetleri Fetva: Dinî konularla ilgili olarak çeşitli kişi ve kuruluşlarca yöneltilen soruların cevaplanması. Tebliğ: Vaaz, hutbe, konferans, seminer, kurs ve panel gibi yollarla dinimizin anlatılması ve Müslümanların aydınlatılmasına yönelik faaliyetler. İbadet ve Cami: İmamet, hitabet, ezan, ikâmet, mukabele, dinî gün ve gecelerde mevlit okunması ve özel program düzenlenmesi, cemaatin din konusunda aydınlatılması, isteyenlere Kur an-ı Kerim ve ilmihâl bilgilerinin öğretilmesi yanında camilerin bakımı. Eğitim: Eğitim merkezlerinde din görevlilerinin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim görmeleri. Kur an kurslarında Kur an ı yüzünden okuma ve ilmihâl bilgilerinin öğretilmesi yanında isteyenlere hafızlık yaptırılması. Yayın: Toplumun din konusunda aydınlatılması hususunda yazılı, sesli ve görüntülü yayımların yapılması. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 9, s Atatürkçülük, C III, s

96 6. ÜNİTE Atatürk, din hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi konusunda çok hassas davranmıştır. Bir sözünde Hükûmet-i Cumhuriyetimizin bir Diyanet İşleri Riyaseti makamı vardır. Bu makama merbut müftü, hatip, imam gibi muvazzaf birçok memurlar bulunmaktadır. Bu vazifedâr zevatın ilimleri, faziletleri, derecesi malumdur 1 demiştir. Bu sebeple başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuş, din işleriyle ilgili bütün yetki ve görevler de bu kuruma devredilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığına da Millî Mücadele ye büyük katkıları olan zamanın Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi getirilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı; yurt içinde il ve ilçe müftülükleri, Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı ülkelerde ise müşavirlik ve ataşelikler şeklinde teşkilatlanmıştır. Din hizmetlerini bu teşkilat yapısıyla sürdürmekte olan Diyanet İşleri Başkanlığı, kuruluşundan günümüze kadar her türlü siyasi görüş ve düşüncenin dışında kalmıştır. Bilhassa mezhepler üstü bir anlayışla halkımızı dinî konularda aydınlatmakta, Müslüman toplumun her kesimine eşit olarak din hizmeti vermeye çalışmaktadır Din Görevlileri Cami hizmetlerini kimler ve ne şekilde yürütür? Müslümanlar, ibadetlerini aracıya ihtiyaç duymadan yerine getirir, diledikleri zaman ve mekânda Allah a dua edebilirler. Bununla birlikte toplumda din hizmetleri sağlıklı bir şekilde din görevlileri ile yürütülür. Ülkemizde din hizmetleri, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan din görevlileri tarafından yürütülür. Din görevlisi toplumda bilgisi, güzel ahlakı, dürüstlüğü, güvenilirliği ile halkın saygınlığını kazanmış biri olmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, din hizmetlerini, değişik unvanlardaki görevlileriyle yerine getirir. Başkanlığın en üst düzey görevlisi Diyanet İşleri başkanıdır. İlgili başkanlık bünyesinde hizmet veren başlıca din görevlileri ise müftü, vaiz, imam-hatip ve müezzindir. PAYLAŞALIM Din görevlisinde bulunması gereken özellikler neler olmalıdır? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız. 1 Ahmet Gürtaş, Atatürk ve Din Eğitimi, s

97 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ BİLGİ KUTUSU Diyanet İşleri Başkanlığı Başkan: Başbakanın teklifi ve cumhurbaşkanının onayı ile atanır. Teşkilatın tüm çalışmalarını kanunlar çerçevesinde düzenleyen, yürüten ve denetleyen kimsedir. Müftü: Görevli oldukları il veya ilçelerde Müslümanların din işlerine bakan ve din görevlilerinin idari işlerinden sorumlu, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı din görevlisidir. Vaiz: Cami ve mescit gibi yerlerde Kur an dan, hadis, fıkıh ve ahlak kitaplarından örnekler veren, dinî konularda halkı aydınlatan din bilginidir. Genellikle cuma namazı, bayram namazları öncesi ve kandil gecelerinde halka vaaz ederek onları dinî ve ahlaki konularda bilgilendirir. Bunun yanında cezaevleri ve tutukevlerinde bulunan mahkûm ve tutuklulara nasihat eder onları din konusunda aydınlatır. İmam-Hatip, Müezzin: Cami hizmetlerini yürütürler. İmamlar vakit, cuma ve teravih namazlarını kıldırırlar. Cuma namazı öncesinde ve bayram namazları sonrasında hutbe okurlar. Müezzinler namaza çağrı olan ezanı usulüne göre okurlar. Namazların farzlarından önce kamet getirirler. Bu görevliler ramazanlarda mukâbele okurlar. Dinî gün ve gecelerde uygulanmak üzere özel programlar hazırlarlar. Cami içinde toplumu din konusunda aydınlatırlar. İsteyen vatandaşlara Kur an-ı Kerim öğretirler. Kendilerine görev verilmesi hâlinde cenaze işlerini de yürütürler. Ayrıca camilerin iç ve dış temizliğinden de sorumludurlar. 2. Dinî Yayınlar Dinî yayınların, toplumu din konusunda aydınlatmada önemli bir yeri vardır. Bundan dolayı Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşunun ilk yıllarından itibaren dinî yayın faaliyetlerinde bulunmaktadır. Hurafe ve yanlış inançlardan korunmanın yolu, din konusunda aydınlanmak ve dinimiz hakkındaki bilgileri esas kaynaklardan öğrenmekle mümkündür. 97

98 6. ÜNİTE 2.1. Türkçe Tefsir ve Meal Çalışmaları Meal ve tefsir kelimelerinden ne anlıyorsunuz? İslam bilginleri, Kur an ı belirli bir metot dahilinde açıklamışlardır. Kur an ı anlama konusunda yapılan bu çalışmalar, tefsir ilminin konusunu oluşturur. Bir sözün anlamını yaklaşık olarak vermek olan meal ise Kur an ın kısa açıklamalarla bir başka dile çevrilmesidir. Türkçe tefsir ve meal alanında, Cumhuriyet in kurulmasıyla birlikte bazı çalışmalar yapılmıştır. Böylece halkımızın İslam dini hakkında doğru bilgiler edinmesi ve sağlam kaynaklardan yararlanması sağlanmıştır. Atatürk, halkımızın dinini ana kaynaklarından ve doğru bir şekilde öğrenmesini istiyordu. Bundan dolayı İslam ın temel kaynağı olan Kur an-ı Kerim in Türkçeye çevrilmesi ve tefsirinin yapılmasını gerekli görüyordu. Bu düşüncesini, Türk, Kur an ın arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var, bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın. 1 şeklinde dile getirmekteydi. Atatürk, Kur an ın Türkçeye çevrilmesi düşüncesini ilk kez 14 Ağustos 1923 te devletin eğitim politikasını belirleyecek olan bilimsel bir heyet onuruna verdiği çay toplantısında dile getirmiştir. Onun bu isteği, 21 Şubat 1925 tarihinde TBMM gündemine gelmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi görüşülürken eksik ve hatalı Kur an çevirilerinin yayınlandığı, mevcut Türkçe tefsirlerin de yetersiz olduğu ifade edilmiştir. Verilen bir önerge ile; -Kur an-ı Kerim in çeviri ve tefsirinin uzmanlardan oluşan bir heyet tarafından yapılması, -Gerekli görülen İslami eserlerin telif ve tercüme edilmesi, -İslamiyet aleyhine yapılan yabancı yayınlara karşılık verilmek üzere dinî yayınların yapılması istenmiştir. Bu istekler, meclis üyeleri tarafından uygun görüldü. Kur an-ı Kerim in dilimize tercüme edilmesi ve Türkçe tefsirinin yapılmasına karar verildi. Diyanet İşleri Başkanlığı da tercüme görevini İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Âkif Ersoy a, tefsirin yapılmasını Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır a verdi. Bir müddet tercüme işiyle ilgilenen Mehmet Âkif, daha sonra bu işten vazgeçtiğini ilgilile- 1 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C 5, s Elmalılı M. Hamdi Yazır a ait Türkçe tefsir kitabı 98

99 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ re bildirdi. Bunun üzerine Diyanet işleri yetkilileri, bu görevi de Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır a teklif ettiler. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tercüme değil, Kur an ın anlaşılmasında meal ve TARTIŞALIM yalnızca meal olarak tefsirden önce bir ilavenin konulabileceğini söyledi ve onun bu görüşü kabul edildi. Elnızla tartışınız. tefsir neden önemlidir? Arkadaşlarımalılı Muhammed Hamdi Yazır, 1926 yılından 1938 e kadar hem dinî ilimlerden hem de fen ve matematik bilimlerinden faydalanarak Hak Dini Kur an Dili adındaki tefsiri hazırladı. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır ın, mealiyle birlikte yılları arasında dokuz cilt olarak yayınlanan tefsiri, Türkçe yapılmış tefsirlerin en önemlilerinden biri kabul edilmektedir. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, esere yazdığı ön sözde klasik tefsir kaynakları ışığında Kur an ı doğru biçimde tanıtmayı hedeflediğini ifade etmiştir. Tefsir bölümünde ayetlerin iniş sebeplerini belirterek önemli gördüğü kelime ve kavramların açıklamalarını verir. Ayetlerin içerdiği hükümleri, tarihsel verilerden de yararlanarak ilmî ve felsefi olarak genişçe açıklar. Batılı yazarların yanlış yorumladıkları konularla ilgili açıklamalar yaparak okuyucuya doğru bilgiler vermeye çalışır. Cumhuriyet Döneminde pek çok Kur an çevirisi yapılmış ve tefsir yazılmıştır. Konyalı Mehmet Vehbi Efendi tarafından yılları arasında on beş cilt hâlinde yayımlanan Hulasatü l-beyan fi Tefsiri l-kur an adlı eser, bu dönemde yazılan tefsirlerden biridir. Bu eserin yeni baskısı Latin harfleri ile yıllarında yapılmıştır. Bir diğer çalışma ise 1927 yılında İsmail Hakkı İzmirli tarafından kaleme alınan Türkçe Kur an-ı Kerim Tercümesi dir. İki cilt olarak yazılan bu eser, 1932 yılında Latin harfleriyle yeniden yayımlanmıştır. BİLGİ KUTUSU Atatürk ün Kur an-ı Kerim e olan ilgisi sadece onun Türkçeleştirilmesi konusuyla sınırlı değildi. O, Kur an ı zevk ve huşu ile dinlerdi. Bu konuda Hafız Yaşar Okur şunları anlatır: Ramazanların Ata m için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez incesaz heyeti Çankaya Köşkü ne giremezdi. Kandil geceleri de saz çaldırmazdı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur an-ı Kerim den bazı sureler okuturlardı. Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu ile dinlerdi. Ruhen çok mütelezziz olduğu her hâlinden anlaşılırdı. Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram Veli ve Zincirlikuyu camilerinde şehitlerimizin ruhuna hatm-i şerif okumamı emrederlerdi Ahmet GÜRTAŞ, Atatürk ve Din Eğitimi, s. 50,

100 6. ÜNİTE Türkçe Hadis Kitabı Çalışması Kur an-ı Kerim den sonra İslam dininin en önemli kaynağı hadislerdir. Hz. Peygamberin söz ve davranışlarının önemi hakkında pek çok ayet vardır. Kur an da, Andolsun ki Resulullah, sizin için Allah a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. 1 ifadesiyle Müslümanların onu örnek alması istenmektedir. Böylece, dinin doğru anlaşılmasında Hz. Muhammed in hayatını ve hadislerini öğrenmenin gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Atatürk, halkın İslam ı daha iyi anlayabilmesi için sağlam bir hadis kaynağına ihtiyacı olduğunu görmüştü. Bu nedenle hadislerin Türkçeye tercüme görevini Babanzade Ahmet Naim Efendi ye vermişti. Ahmet Naim Efendi, Buharî nin el-camiu s-sahih adlı kitabının kısaltılmış şekli olan Zebidi ye ait olan Tecrid-i Sarih inin ilk üç cildini Türkçeye tercüme etmiştir. Ahmet Naim Efendi nin vefatı üzerine eserin geri kalan tercümesi ise Kâmil Miras tarafından tamamlanmıştır. PAYLAŞALIM Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi adlı eseri inceleyiniz. Edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. Eserin dördüncü cildinden on ikinci cildine kadar olan kısmını tercüme eden Kâmil Miras, gerekli gördüğü yerlere açıklamalar da eklemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığınca on iki cilt hâlinde, Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi adıyla 1932 yılında yayınlanan bu eser; iman, ibadet, ahlak ve siyer gibi konularda eşşiz bir ilim hazinesidir. Eser, Cumhuriyet toplumunun İslam ı öğrenmesinde önemli bir yere sahiptir. Günümüzde de birçok cami ve müftülüklerin kitaplıklarında bulunmakta olup imam, vaiz ve müftü gibi din görevlilerinin temel başvuru kaynaklarından biri olmuştur. En güvenilir hadis kaynağı kabul edilen Sahih-i Buhari nin Türkçe tercümesi 1 Ahzâb suresi, 21. ayet. 100

101 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ 3. Hutbelerin Türkçe Okunması Hutbe, halka hitap etmek ve söz söylemektir. Terim anlamı ise cuma namazı ve bayram namazlarında minbere veya yüksekçe bir yere çıkıp Allah ı anıp Peygambere salavat getirerek toplumun çeşitli konularda bilgilendirilmesidir. Bu bakımdan İslam da hutbenin önemli bir yeri vardır. TARTIŞALIM Hutbelerin güncel konuları ve sosyal olayları içermesi neden önemlidir? Tartışınız. Hutbe, dua ve öğüt olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Osmanlıda olduğu gibi Cumhuriyet in ilk yıllarında da hutbenin hem dua kısmı hem de öğüt kısmı Arapça olarak okunmaktaydı. Halkın büyük çoğunluğunun anlamadığı bir dille hutbe okunması eleştirilmekteydi. Bundan dolayı hutbelerin Türkçe okunması isteği dile getirilmekteydi. Atatürk de yaptığı konuşmalarda hutbelerin Türkçe okunmasının gerekliliği üzerinde durmaktaydı. Bu konudaki düşüncelerini 1 Mart 1922 de Meclis te yaptığı konuşmada, Camilerin mukaddes minberleri, halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberden halkın anlayacağı dilde ruh ve beyne hitap olunmakla Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur. 1 diyerek dile getirmiştir. Bununla birlikte Atatürk ün kendisi de 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir in Zağnos Paşa Camii nde Türkçe bir hutbe okuyarak bu konuda öncülük etmiştir. 1 Atatürkçülük, C I, s Hutbeler, Müslümanların dinî bilgilerinin gelişmesine katkı sağlar. 101

102 6. ÜNİTE 21 Şubat 1925 te TBMM de Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin görüşülmesi esnasında hutbelerin Türkçe okunması gündeme gelir. Meclis te yapılan görüşmelerin sonucunda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkçe hutbe kitabı hazırlatılması kararı alınır yılı sonunda uzmanlarca hazırlanan Türkçe hutbe örnekleri, Diyanet İşleri Başkanlığına sunulur. Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi bu hutbe örneklerini uygun bulurak bir emirle imamlara gönderir. Emirde hutbelerin dua kısımının Arapça, öğüt kısmının ise Türkçe olarak okunması istenmiştir. Kur an ve hadislerin dilimize çevrilmesi, hutbelerin öğüt ve bilgilendirme kısmının Türkçe okutulması gibi çalışmalar, halkın İslam ı doğru bir şekilde öğrenmesinde oldukça etkili olmuştur. Bu durum İslam dininin daha iyi anlaşılmasına ve doğru bir şekilde uygulanmasına zemin hazırlamıştır. DÜŞÜNELİM Hutbeden amaç, ahalinin aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir Yüz, iki yüz hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik içinde çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatipleri normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları her gün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği taktirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır M. Kemal ATATÜRK Atatürkçülük, C 1, s Atatürk ün yukarıdaki sözlerinden hareketle hutbelerin Türkçe okunması neden önemlidir? Düşününüz. 102

103 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ Okuma Metni Atatürk ün Balıkesir Hutbesi Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah ın selameti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur an-ı Azimüşşan daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan Mustafa Kemal ve arkadaşları dua ederken görülüyor. dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilahî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak tır. Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah ın evi idi. Millet işlerini Allah ın evinde yapardı. Hazret-i Peygamberin mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum. Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lazımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hâkimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim. 07 Şubat 1923, Zağnos Paşa Camii, Balıkesir Atatürk ün Söylev ve Demeçleri, C 2, s

104 6. ÜNİTE ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız. 1. Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmadan önce din işlerini yürüten kurum hangisidir? Söyleyiniz. 2. Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amacını açıklayınız. 3. Hutbelerin Türkçe okutulmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? Belirtiniz. 4. Kur an ın ve hadislerin Türkçeye çevrilmesinin ne gibi faydaları olmuştur? Açıklayınız. B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz. 1. Diyanet İşleri Başkanlığının yürüttüğü kamu hizmetleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Kur an kurslarına Kur an öğreticisi tayin etmek. B) Camilere din görevlisi tayin etmek. C) Halkı aydınlatmak için vaiz tayin etmek. D) Din görevlilerini denetlemek. E) Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerini tayin etmek. 2. Aşağıdakilerden hangisi vaizin görevleri arasında yer almaz? A) Belirli yer ve zamanlarda dinî konular üzerinde konuşur, nasihat eder. B) Genellikle cuma namazı, bayram namazları öncesi ve kandil gecelerinde halka vaaz eder. C) Ceza ve tutukevlerinde mahkûm ve tutukluları din konusunda bilgilendirir. D) Görevli olduğu il veya ilçede dinî hizmetlerin sağlıklı yürütülmesinden sorumludur. E) Cami, mescit gibi yerlerde Kur an, hadis, fıkıh ve ahlak kitaplarından örnekler vererek halkı aydınlatır. 3. Aşağıdaki din bilginlerinden hangisi Kur an ın Türkçe tefsirini yapmak üzere görevlendirilmiştir? A) Mehmet Âkif Ersoy B) Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır C) Kâmil Miras D) Babanzade Ahmet Naim Efendi E) Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi 104

105 ATATÜRK VE CUMHURİYET DÖNEMİ DİN HİZMETLERİ C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz. (tefsir, hutbe, vaiz, müezzin) 1. Kur an ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme, bunları yazma ve yorumlamaya... denir. 2. Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve öğütlere... denir. 3. Belirli yer ve zamanlarda dinî konular üzerinde konuşan ve öğüt verenlere... denir. Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını D, yanlışlarını Y ile işaretleyiniz. ( ) Diyanet İşleri Başkanlığı anayasa gereği olarak genel idare içinde yer alan bir kuruluştur. ( ) Din; toplumları yücelten, onların insani ve ahlaki yönden gelişmelerini sağlayan bir değerdir. ( ) Din işleri, Osmanlı Devleti nde Halifelik makamı tarafından yürütülmekteydi. ( ) İmam, görevli olduğu il veya ilçede din görevlilerinin verimli çalışmasından sorumludur. 105

106 ÖĞRENME ALANI: DİN KÜLTÜR VE MEDENİYET 7. ÜNİTE : İSLAM VE ESTETİK ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM 1. Estetik, hat ve tezhip kavramlarının anlamları sözlüklerden bulunuz. 2. Mimarinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerinin neler olabileceğini düşününüz. 3. Süslemeli bir hat eserini bularak inceleyiniz. 106

107 İSLAM VE ESTETİK 1. Evrendeki Ölçü ve Ahenk Yaratılışta nasıl bir ölçü ve ahenk görüyorsunuz? Allah, evreni bir ölçü ve ahenk içinde yaratmıştır. Kur an da, Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mükadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir. 1 buyrulmaktadır. Evrendeki bütün varlıklar bir düzen içinde hareket eder. Gözle görülemeyen atomlardan en büyük varlıklara kadar her şeyde hassas bir ölçü, şaşmaz bir düzen ve belirli bir uyum vardır. Evrende gece ve gündüzün oluşumu, mevsimlerin değişmesi, yerçekiminin işlevi ve yeryüzüne inen yağmurun miktarı gibi belirli bir ölçüyle hareket eden kusursuz bir yapı mevcuttur. 2 Uzayda bulunan ve kendi yörüngelerinde yüzen gök cisimleri arasında da benzer bir uyum ve denge vardır. Evrendeki ölçü ve ahenk rahmet sahibi güçlü bir yaratıcının varlığına işaret eder. Bu yüzden Allah, yarattığı şeylerde koyduğu ölçüyü kendi varlığının delilleri arasında saymıştır.evren ve içindekiler insanın işine yarayacak şekilde ayarlanmıştır. Bu konuda Kur an da: (Ve hatırlayın ki) Allah tır gökleri ve yeri yoktan var eden, gökten su indirip onunla size rızık olsun diye ürünler çıkaran, bağlı kıldığı yasalar uyarınca denizde seyretmek üzere gemileri hizmetinize veren ve sizi nehirlerden yararlandıran ve her ikisi de kendi yörüngelerinde seyreden güneşi ve ayı sizin (yararlanmanız) için (koyduğu yasalara) bağlı kılan ve gece ile gündüzü (yine) sizin (yararlanmanız) için (koyduğu yasalara) bağlı tutan ve size kendisinden isteyebileceğiniz her türlü şeyden veren odur; (öyle ki) Allah ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız 3 denilmektedir. Kâinatta hiçbir şey gelişigüzel ve amaçsız yaratılmamıştır. Bu anlamda yaratılan her şey değerlidir. Allah; yaratan, şekil veren, amacına uygun hedefler belirleyen ve yaratmayı sürekli tekrar edendir. 4 Allah, yaratılıştaki ölçü ve uyumun iyi gözlemlenmesini ister. Bu konu Kur an da şöyle anlatılır: Yedi göğü birbiriyle tam bir uyum içinde yaratan o, (ne yüce)dir. Rahmanın yaratışında hiçbir aksaklık göremezsin. Gözünü bir kez (ona) çevir. Hiç kusur görüyor musun? Evet, gözünü tekrar tekrar (ona) çevir; (her seferinde) bakışın, şaşkın ve bezgin bir şekilde önüne geri dönecektir. 5 Bu gözlem sonucunda insanın evrende bulunan uyum ve dengeye saygı duyması ve onu elinden geldiği kadar da koruması gerekir. Çünkü evrende var olan bu ölçü ve ahengin bozulması bizzat insan hayatı için de tehlike oluşturacaktır. İnsan, evrenin bir parçasıdır. Kendi yaşamında da ölçülü olmak zorundadır. Nitekim insan hayatının, gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan belirli kurallar içinde devam etmesi kaçınılmazdır. Örneğin insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için birbirlerine yardım etmek zorundadırlar. Kötülüklerden uzaklaşmak ve iyilik yapmak için çaba harcamalıdırlar. 1 Furkân suresi, 2. ayet. 2 Mü minûn suresi, 18. ayet; En âm suresi, 96. ayet. 3 İbrahim suresi, ayetler. 4 Yûnus suresi, 34. ayet; Neml suresi, 64. ayet; Rûm suresi, 11. ayet; Bürûc suresi, 13. ayet. 5 Mülk suresi, 3, 4. ayetler. 107

108 7. ÜNİTE NOT EDELİM Kur an da sözü edilen yaratılıştaki düzen ve ahenk, ikinci yaratılışın gerçekleşeceğinin delili sayılmıştır. Bu yaklaşım; insanı, evren içindeki uyuma katılması konusunda ikna etmek ve ölçülü davranmasını sağlamak içindir. Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek? diyor. Yasin suresi, 78. ayet. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Allah her şeye kadirdir. Ankebût suresi, 20. ayet. Allah ın bireysel konularda olduğu gibi toplum açısından da belirlediği ölçüler vardır. 1 Allah, benzersiz bir yaratıcıdır. Geceyi dinlenmek gündüzü ise çalışmak için birbiri ardınca getiren, güneşi ve ayı zaman ölçüsü kılan, gemilerin yüzmesi için suya kaldırma kuvveti takdir eden, yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri bizim hizmetinize veren odur. Bulutu, rüzgârı, yağmuru ve canlandırıp ürünler verdirdiği toprağıyla yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin hepsini değişik tatlarda yaratıp emrimize sunması evrende bulunan ölçü ve ahengin sonucudur. YORUMLAYALIM Evrendeki ahenk ve ölçü ile ilgili bir belgesel izleyip yorumlayınız. BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? Yer çekiminin normalden daha güçlü olması durumunda atmosferdeki metan ve amonyak gazları artacak, bu durum canlılar için önemli bir tehlike oluşturacaktı. Eğer yer çekimi daha düşük olsaydı atmosferdeki su kaybından ötürü yaşam sona erecekti. Ayın çekim gücünün yüksek olması durumunda ise okyanuslardaki gelgitler büyük dalgalarla şiddetli kasırgalara neden olabilecekti. Bütün evren, her şeyi yaratıp onu idare eden Allah ın kudreti ve rahmeti ile dengede durmakta ve görevini yapmaktadır. 1 Fâtır suresi, 43. ayet; Fetih suresi, 23. ayet. 108

109 İSLAM VE ESTETİK 2. İnsan ve Estetik İnsandaki estetik duyusunun kaynağı ne olabilir? Estetik, güzellik duygusuna karşılık gelir. İnsanın güzel olanı fark etmesi, hissetmesi ve algılamasıdır. İnsan güzel yaratılmış ve güzelliği fark edecek şekilde donatılmıştır. Allah, Gerçek şu ki biz insanı en güzel şekilde yarattık. 1 buyurmuştur. Bu yüzden güzellik, insan ruhunu etkiler. İnsandaki güzellik, bir yönüyle onun vücut yapısındaki ölçü ve ahengin mükemmelliğini ifade ederken diğer yönden düşünme, seçme, beğenme ve sorumluluk alma gibi kabiliyetlerini de kapsar. İnsan bakan, gören, gördükleri üzerinde düşünen ve düşüncelerinden yeni fikirler üretebilen bir yapıya sahiptir. Ancak insan sadece maddi bir varlık değildir. Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt eden vicdanı ve sezgileri de vardır. Nitekim güzele ve güzelliğe olan ilgisi onun estetik yönünü oluşturmaktadır. İnsandaki estetik duygusunun hayata yansıyan somut örnekleri pek çoktur. Mimariden sanata, edebiyattan musikiye kadar uzanan geniş bir sahada bu örnekleri bulmak mümkündür. Güzel düşünmek ve güzel bakmak insan fıtratının bir özelliğidir. Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan zevk alır. İnsan yaratılıştaki güzellikleri düşünerek kendine anlamlı ve güzel bir dünya görüşü oluşturabilir. Allah, insanlardan kendileri için yarattığı güzelliklerin farkına varmalarını ve teşekkür etmelerini ister. 2 Böylece insan güzeli arayarak heyecanlanan, güzel olanı gördüğünde ise mutlu olan biri olur. İnsanın yaşamındaki güzellikleri fark etmesi hayatını renklendirir. Zira Allah, insanın huzur bulması ve mutlu olması için yeterince sebep yaratmıştır. Bu konuda Kur an da şöyle buyrulur; (De ki: Hayatımız) Allah ın rengi (ile renklenir.) Kim (hayata) Allah tan daha güzel renk verebilir ve biz ancak ona kulluk ederiz. 3 İnsanın, yaşantısındaki titizliğin kaynağı Allah ın yaratmasındaki inceliğe duyduğu hayranlıktır. Bu anlamda insanın estetik duygusu ve bu konuda gösterdiği gayret, tarih boyunca çeşitli sanat eserlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Güzel olandan aldığı ilhamlarla hayatını renklendirmiş ve zenginleştirmiştir. İnsan, taşı ve toprağı şekillendirerek yaşadığı şehri, mahalleyi ve evini süslemiş, ibadet ettiği mekânları görkemli ve göz alıcı hâle getirmiştir. Elbisesinden, evine serdiği halıya, okuduğu kitabın cildinden kalemle yazdığı yazıya kadar güzelliğe önem vermiş ve her şeyi güzelleştirmeye çalışmıştır. 1 Tîn suresi, 4. ayet. 2 Secde suresi, 9. ayet. 3 Bakara suresi, 138. ayet. İLİŞKİLENDİRELİM... Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı Teğâbun suresi, 3. ayet. Çirkin insan yoktur. cümlesi ile yıkarıdaki ayet arasında ilişki kurunuz. 109

110 7. ÜNİTE 3. Kur an ve Güzellik Güzel bir şeyin farkına nasıl varırsınız? Kur an, güzelliği bir değer olarak görür. Bizzat kendisi de sözün en güzelidir. Üslubu, anlatımında kullandığı edebî sanatlar ve tasvirleriyle ile eşsiz bir kitaptır. Zümer suresinin 23. ayetinde, Allah, bütün öğretilerin en güzelini, kendi içinde tutarlı, (gerçeğin) her türlü ifadesini çeşitli biçimlerde tekrarlayan bir ilahî kelam şeklinde indirir; (bir ilahî kelam ki) Rablerinden korkanların ondan tüyleri ürperir; (fakat) sonunda Allah ı(n rahmetini) hatırlayınca kalpleri ve tenleri yumuşar, sakinleşir. İşte Allah ın rehberliği böyledir buyrulmuştur. Kur an ayetleri inmeye başladığı ilk günden itibaren muhataplarını derinden etkilemiş ve insanın bütün estetik değerlerine kaynaklık etmiştir. Tarih boyunca Kur an ın gerek lafzı gerekse anlamından beslenen gönüller pek çok güzelliğin üretilmesinde öncülük etmişlerdir. Kur an, hayatın güzelliklerinin paylaşılması gerektiği üzerinde durur. Güzel davrananlara ahirette daha güzel bir karşılığın beklediği müjdesini verir. Kur an da geçen bütün emir, yasak ve öğütler insanın hayatını güzelleştirmek içindir. Kur an da insanın dünyada güzel bir hayat sürmesi istenir. Başkalarına yardım ederken sahip olduklarımızın en güzelinden vermemiz tavsiye edilir. 1 İnsana güzel söz ve davranışları karşılığında yurtların en güzeli olan cennet vaat edilir. 2 İnananlar için hem dün- ANLATALIM Çevrenizde gördüğünüz güzelliklerden birini seçerek sınıfta arkadaşlarınıza anlatınız. Kur an âlemlere rahmet olsun diye gönderilmiştir. DEĞERLENDİRELİM Kullarıma söyle sözün en güzelini söylesinler... (İsra suresi 53. ayet.) ayetini dikkate alarak güzel söz söylemenin önemini değerlendiriniz. 1 Bakara suresi, 267. ayetler. 2 Âl-i İmrân suresi, 14,195. ayetler; Nisâ suresi, 95. ayet. 110

111 İSLAM VE ESTETİK yanın hem de ahiretin güzellikleri hazırlanmıştır. 1 Bu yüzden onların, Ey Rabb imiz! Bize bu dünyada da güzellik ver, ahirette de ve bizi ateşin azabından koru! 2 diye dua etmeleri istenmiştir. AÇIKLAYALIM Kur an ve güzellik denildiğinde onun hangi özellikleri aklınıza geliyor? Açıklayınız. Kur an da en güzel isimlerin Allah a ait olduğu vurgulanır. 3 Bu yaklaşım en yetkin ve kusursuz vasıfların Allah a ait olduğu anlamına gelir. Allah, güzelliğin kaynağıdır. Nitekim yaratılıştaki mükemmel ve bilinçli tasarımlar onun ne kadar güzel yarattığını doğrulamaktadır. Allah ın bizim için yarattığı nimetler sadece midemize yarar sağlamakla kalmaz; çeşitli renk, koku ve şekilleriyle gözümüze ve gönlümüze de hitap eder. 4 Yeryüzünde ve gökyüzünde duygularımızı coşturan, hayaller kurmamızı sağlayan, bizi derin düşüncelere yönelten sayısız güzellikler vardır. Kur an da, yaratılan güzel nimetlerden bahsedilirken, Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için; fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez... Allah ın kulları için yarattığı süsü (zinet) ve güzel rızıkları kim haram kıldı?... 5 buyrulur. Kur an da iman etmekle sevgi arasındaki ilişkiden bahsedilerek Hucurât suresinin 7. ayetinde,...allah size imanı sevdirdi ve onu sizin kalplerinizde süsledi buyrulmuştur. Burada iman, evren ve içindekileri Allah ın yarattığı birer sanat harikası olarak kabul etmenin adıdır. Allah ı sevmek, onun gücü karşısında teslim olmak aynı zamanda yarattığı şeylere saygı duymayı da gerektirir. Böylece insanın iman etmesi, gözlemlediği varlık ve olaylar karşısında estetik duygularını besleyerek canlandırması anlamına gelir. Bu durumda inanan bir kişi için yağmur rahmete, güneş bir kandile ve kanatlarını çırparak uçan bir kuş Allah ın varlığını gösteren bir delile dönüşür. İman aynı zamanda estetik bir bakışın ifadesidir. Nitekim güzelliklerin farkına varmak güzel davranmanın ilk şartıdır. 1 Âl-i İmrân suresi, 148. ayet. 2 Bakara suresi, 201. ayet. 3 A râf suresi, 180. ayet; İsrâ suresi, 110. ayet; Tâ-Hâ suresi, 8. ayet; Haşr suresi, 24. ayet. 4 Nahl suresi, 6. ayet. 5 A râf suresi, 31, 32. ayetler. 111

112 7. ÜNİTE 4. Hz. Muhammed ve Güzellik Sizce bir peygamberin örnek alınması niye önemlidir? Hz. Muhammed her yönüyle güzel bir insandır. Hz. Peygamber, Kalem suresinin 4. ayetinde, Ve sen pek yüksek bir ahlak üzerindesin! buyrularak övülür. Onun, dürüst, erdemli ve güven veren biri olarak üstün bir hayat tarzına sahip olduğu vurgulanır. Hz. Peygamber, her durumda güzel olanı hayatına taşımıştır. Bu yüzden Allah, onun örnek alınmasını ister. O, söz ve davranışlarında kimseyi incitmemeyi esas almış, asla yalan söylememiş ve insanlara güzel davranmayı kendisine ilke edinmiştir. Kur an da onun için, Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir. 1 buyrulmuştur. Onun hayatı, insanların iyiliği ve mutluluğu için yaptığı fedakârlıklarla doludur. Hz. Peygamber, arkadaşlarına ve çevresine her açıdan güzel bir örnek olmuştur. Onlara diş temizliğinden, saçların taranıp düzeltilmesine kadar pek çok konuda tavsiyelerde bulunarak sağlıklı ve güzel görünmelerini istemiştir. 2 Allah, nimetinin izini ve eserini, kulunun üzerinde görmek ister. 3 diyerek aşırıya ve gösterişe kaçmadan insanları sade ve güzel giyinmeye teşvik etmiştir. O, temizliğe de oldukça önem vermiş ve temizliği imanın yarısı olarak ifade etmiştir. 4 Bu konuda şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah temizdir, Mescid-i Nebi den bir görünüm BELİRTELİM Andolsun ki Resulullah, sizin için Allah a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. Ahzâb suresi, 21. ayet. Yukarıda verilen ayeti dikkate alarak Hz. Peygamberin hangi yönlerini örnek aldığınızı belirtiniz. 1 Tevbe suresi, 128. ayet. 2 Buharî, Cum a, 8; Müslim, Taharet 42; Ebu Davut, Tereccül, 3. 3 Ebu Davut, Libas, Müslim, Taharet,

113 İSLAM VE ESTETİK temizliği sever; güzeldir, güzelliği sever; merhametlidir, merhameti sever; cömerttir, cömertliği sever; öyle ise avlularınızı ve çevrenizi temiz tutun... 1 Hz. Peygamber, Kur an da sözü edilen genel ilkelerle çelişmediği sürece toplumda yer etmiş güzel âdetlere uyulması konusunda da hassas davranmıştır. Bu anlamda çevrenin temiz tutulması, misafirlere ve elçilere gereken önemin verilmesi, yolda bulunan engellerin kaldırılması, yolculara ve yolda kalmışlara yardım edilmesi gibi pek çok hasletin yerine getirilmesini sağlamıştır. Bunun yanı sıra yüksek sesle konuşulmasını, toplum içinde başkalarını rahatsız eden yiyeceklerin yenmesini, su kaynaklarının kirletilmesini, yiyeceklerin açıkta saklanmasını engelleyecek tavsiyelerde bulunmuştur. Hz. Muhammed özellikle ağaç dikmeyi tavsiye etmiş; meyvesinden ve gölgesinden yararlanılan ağaçların dikiminin sadaka olduğunu ve bunun kişiye sevap kazandırdığını belirtmiştir. Ölü arazilerin yeşillendirilmesini ve toplumun yararına sunulmasını istemiştir. Elinizdeki bir ağaç fidanını, kıyamet kopmaya başlasa bile eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa mutlaka dikin. 2 buyurarak çevreye ve diğer canlıların hukukuna duyarlı olacak kimsenin elindeki imkânı son ana kadar değerlendirmesini ve iyilik yapma ümidini asla kaybetmemesi gerektiğini vurgulamıştır. 5. Yaşamda Güzellik Hayatı güzelleştiren şeyler neler olabilir? Ağaç sevgisi büyükten küçüğe geçen miras gibidir. Kur an da, O (Allah) ki yarattığı her şeyi güzel yapmıştır... 3 buyrularak varlıklardaki güzelliklere dikkat çekilir. Allah, bütün güzelliklerin kaynağıdır. Bu kaynaktan beslendiği sürece insan için güzellikler bitmez. İnsan, sözünde ve davranışlarında güzelliği yakalamanın yanı sıra yaptığı işlerde ve ürettiği ürünlerde de güzelliği aramalıdır. Böylece hayatına anlam ve değer katar. Hayata renk katan ve insana huzur veren güzel değerleri arayan, yaşayan ve başkalarıyla paylaşan insan mutlu olur. İnsanın sorumluluğu her açıdan güzel olanı seçmektir. Güzel olan şeyler, insanı etkiler. Bu yüzden yaşandıkça yayılır ve yayıldıkça çoğalır. 1 Tirmizî, Edeb, Buharî, Edebu l-müfred, 479, Secde suresi, 7. ayet. 113

114 7. ÜNİTE 5.1. Sözde Güzellik Güzel söz, yılanı deliğinden çıkarır. sözüyle anlatılmak istenen nedir? İnsanlar arasında güzel sözlerle iletişim kurulması İslam ın temel amaçlarından biridir. Allah, Hz. Peygamberi tebliğle görevlendirdiğinde, Onlara öğüt ver, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle. 1 diyerek ona tavsiyede bulunmuştur. Bu anlamda Hz. Peygamber, kısa zamanda ve çok geniş bir coğrafyada İslam dinini yaymayı başarmıştır. İnsanların hayatlarındaki köklü değişimi sağlarken onların kalplerini kazanmaya çalışmış ve bunları yaparken güzel sözün etkisinden de yararlanmıştır. Allah, sözde güzelliğin önemini bir başka ayette ise şöyle belirtmektedir: Herkese güzel sözler söyleyeceksiniz... 2 Kur an nın bu üslubu, insanların ona yaklaşmasını ve onu kabul etmesini sağlamıştır. Kur an, eşsiz ve güzel ayetleriyle önce Allah ı tanıtmış, sonra da insanların birbirlerini sevmesini temin etmiştir. 3 Güzel söz, çok etkilidir. Sözün gücü, doğru ve güzel olmasındadır. Örneğin kelime-i şehadet dediğimiz tevhit sözü böyledir. Çünkü Allah ın tek olması gerçeğini en güzel şekilde ifade eder. Bunun gibi insanları doğruluğa, iyiliğe ve güzelliğe çağıran onlara değer veren ve onları incitmeyen sözler muhataplarını her zaman etkilemiştir. İbrahim suresinin, 24, 25. ayetlerinde, Görmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç, Rabb inin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. buyrulmuştur. Güzel sözün yerini hiçbir şey tutamaz. İnsanların gönlünü kazanmak ve onları mutlu edecek güzel sözler söylemek her zaman en doğru davranıştır. Örneğin İslam dininde sadaka vermek önemlidir. Ama daha önemlisi bu sadakanın sevabını yok edecek davranışlardan uzak durmaktır. Bakara suresinin 263. ayetinde, Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır buyrularak sözün önemine vurgu yapılmıştır. Dini doğru anlama ve anlatmada Türkçeyi doğru ve etkili kullanmak da çok önemlidir. İnsan, Allah ın kendisine verdiği yetenekleri doğru kullanmalıdır. Bu yeteneklerin başında kelime ve kavramları doğru ve yerinde kullanarak düzgün cümleler kurmak ve sözün güzelliğini yakalamak gelir. Her türlü konuşma güzel bir amaç taşımalı ve güzel bir üslupla sunulmalıdır. Bu anlamda insan üslubuna, konuşma düzeyine ve içeriğine dikkat etmelidir. Kur an da, Kullarıma söyle, sözün en DEĞERLENDİRELİM Allah a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun. Tirmizî, Kıyamet 51. Yukarıdaki hadisi sözün güzelliği açısından değerlendiriniz. 1 Nisâ suresi, 63. ayet. 2 Bakara suresi, 83. ayet. 3 Enfâl suresi, 62, 63. ayetler. 114

115 İSLAM VE ESTETİK güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. 1 buyrularak insanlar arasında olması muhtemel kötü bir iletişimden nasıl sakınılacağı açıklanmıştır. Hz. Peygamber de güzel sözü bir sadaka olarak görmüş ve teşvik etmiştir. Hz. Peygamber, konuşurken samimi ve öz konuşmuş, sözcükleri özenle seçmiştir. Konuştuğu kimsenin veya topluluğun seviyesini dikkate almış, herkese anlayacağı dille hitap etmiştir. Konuşmalarında ses tonunu iyi ayarlamış, tane tane, anlaşılır ve nazik bir üslup benimsemiştir. Kendisiyle konuşmak isteyen kimseye göz ucuyla değil, bütün bedeniyle yönelmiş ona ve sözüne değer verdiğini muhatabına hissettirmiştir. Güzel söz, Allah ın bir nimeti gibidir ve insanları mutlu eder. Boş ve gereksiz konuşmak, laf taşımak, dedikodu yapmak, iftira etmek, alaya almak gibi kötü huylar dinimizin yasakladığı davranışlardandır. Söz gümüşse sükût altındır. sözü bu gerçeği güzel bir şekilde ifade etmektedir. Bizler sözlü ve yazılı kültürümüzde sevinçlerimizi değil, acılarımızı dahi güzel ve etkili sözlerle anlatmış duygularımızı sözün güzelliğinin gücüyle edebî eserlere dönüştürmüşüzdür Davranışta Güzellik Davranış güzelliği denince ne anlıyorsunuz? Kur an da güzel davranışta bulunanların ve güzel iş yapanların ödüllendirileceğine ilişkin pek çok ayet vardır. Bunlardan biri Nahl suresinin 97. ayetinde geçen şu ifadedir: Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz. Allah, Kur an da pek çok ayette imandan sonra salih amelin geldiğini söyler. Salih amel, kişinin inancına uygun güzel davranışlar geliştirerek bunu ahlak hâline getirmesidir. Ahlak ise bir insanın hayatı boyunca kazanabileceği en önemli hazinedir. Bu hazine, insanın ortaya koyacağı güzel söz ve davranışlarla elde edilir. Davranıştaki güzellik; insanın kişiliğini şekillendirir, vicdanını canlandırır ve DEĞERLENDİRELİM Ve (ey Peygamber,) onlara yumuşak davranman, Allah ın rahmetinin bir eseriydi. Zira eğer onlara karşı kırıcı ve sert olsaydın, doğrusu senden koparlardı. Artık onları bağışla ve affedilmeleri için dua et. Ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla müşavere et; sonra bir hareket tarzına karar verince de Allah a güven. Zira Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. Âl-i İmrân suresi, 159. ayet. Yukarıdaki ayeti hoşgörülü davranmanın önemi açısından değerlendiriniz. 1 İsrâ suresi, 53. ayet. 115

116 7. ÜNİTE merhametini harekete geçirir. Böylece kul olgunlaşarak seviye kat eder ve Allah a yaklaşır. Nitekim Allah, kulunun sadece kalbine bakar ve ona değer verir. Kur an da, Ona ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah a salih ameller ulaştırır 1 buyrulmuştur. Güzel sözlerin arkasından gelen güzel davranışlar başarılı ve mutlu olmanın ilk adımıdır. YORUMLAYALIM...Onlar yaptıklarını insanlardan gizleyebildiler; ama Allah tan gizleyemezler. Nisâ suresi ayet. Yukarıdaki ayet çerçevesinde insanın iyi davranışlar geliştirmesinin önemini yorumlayınız. İnsanın, davranışlarını kontrol etmesi ve güzelleştirmeye çalışması için gayret etmesi gerekir. İnsanın zihnini iyi düşüncelerle ve kalbini güzel davranışlarla beslemeye ve olgunlaştırmaya ihtiyacı vardır. Bu anlamda iyi insanlarla beraber olmak, doğru arkadaş seçimleri yapmak ve güzel ortamlarda bulunmak çok önemlidir. Dünyada mutlu olmak için olduğu gibi ahiret hayatını kazanmak için de güzel davranışlar ortaya koymak bir zarurettir. Bu konuda Kur an da, Fakat ahiret hayatını(n güzelliğini) isteyen ve bunun için gösterilmesi gereken çabayı gösterenlere gelince(gerçek) müminler bunlardır; çabalarına (Allah katında) değer verilen kimseler de işte böyleleridir! 2 buyrulmuştur. Güzel davranışlar geliştirmek, kişinin geleceğine ümitle bakmasını sağlar. Böylece sevilen biri olarak çevresiyle iyi iletişim kurabilir. İnsanın mutluluğu ve toplumun huzuru, bireylerin davranışlarının iyi, doğru ve güzel olmasına bağlıdır. Aile içinde, okulda, yolculukta, alışverişte ve her türlü sosyal ortamda doğru davranmak, güzel ilişkiler geliştirmek kişiye önemli kazanımlar sağlar. Bakara suresinin 223. ayetinde, Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Müminleri müjdele. denilerek böyle davrananlar müjdelenmiştir. Hz. Peygamber de aile hayatında ve sosyal ilişkilerinde doğru olanı uygulamış, insanlara sevgi, nezaket ve şefkatle yaklaşmış; orta yolu, sabrı ve dengeli davranmayı tavsiye NOT EDELİM etmiştir. Güzel sözlerini güzel davranışlarıyla Güzel davranışlar sergilemek insanın özünün ve desteklediği için de sözleri kısa zamanda etkisini göstermiştir. O, arkadaşlarıyla şakalaşan Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yap- sözünün bir olmasını gerektirir. Ey iman edenler! ve hediyeleşen, ailesinin sorunlarıyla ilgilenen bir peygamber olarak çevresine örnek olyük bir nefretle karşılanır. (Saff suresi, 2, 3. ayetmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büler.) ayetleri bu konuda bizlere önemli bir uyarıda muş, güler yüzlü, vefalı, cömert ve yardımsever biri olarak arkadaşlarına güzel davranma bulunmaktadır. konusunda öncülük etmiştir. 1 Fâtır suresi, 10. ayet. 2 İsrâ suresi, 19. ayet. 116

117 İSLAM VE ESTETİK 5.3. İş ve Üründe Güzellik İşini güzel yapmanın kişiye kazandıracağı şey nedir? İnsan, yaşamını devam ettirebilmek için çalışmak zorundadır. İhtiyaçlarını karşılamak, hayatı kolaylaştırmak ve üretmek için gayret etmelidir. Kur an da, İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir. 1 buyrularak çalışmak ve üretmek teşvik edilmiştir. Kur an da, İyi ve güzel işlerde yarışın. 2 buyrularak hayırda yarışmak övülmüştür. Allah, iman etmenin güzel işler yapmak için önemli bir gerekçe olduğunu belirterek insanın yaptığı güzel işlerin karşılığını mutlaka alacağını söylemiştir. 3 Örneğin Kur an da, sahip olduğu nimetleri başkalarıyla paylaşmak en güzel işlerden sayılarak şöyle buyrulmuştur: Allah yolunda harcama yapın, nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Güzel düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah, güzel davrananları sever. 4 Güzel işler, sürekli ve kalıcı hâle gelirse salih amellere dönüşür. İnsanın yaptığı işi tam yapması önemlidir. Doğru işler yapan dürüst insanlara her zaman ihtiyaç vardır. Onlar sayesinde hak ve hukukun üstünlüğüne olan inanç korunur ve adalete olan güven sarsılmaz. Yaptığı işin hakkını vermesi kişinin olgunluğunu ve dürüstlüğünü gösterir. Nitekim insandan yapılması istenen ibadetlerin tamamı onun iç ve dış disiplinini sağlamaya yöneliktir. İnsan, söz ve davranışlarında güzel ve estetik olanı uygulamaya özen gösterir. Bu özen, gerek çalışan gerekse çalıştıran olsun kişinin yaptığı işi tam yapmaya gayret etmesini sağlar. Ailesi içinde ya da meslektaşları arasında, iş yerinde düzgün ve dürüst bir çabayla artı değer üretmenin zevki çok az şeyde bulunur. KONUŞALIM Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. Ziya Paşa Yukarıdaki sözün vermek istediği mesaj hakkında konuşunuz. Doğru bir inanç, iyi bir niyet ve güzel amaçla birleşen aktif bir çalışmayla her zaman güzel işler üretilir. Bu anlamda insana ve topluma faydalı olan çabaların hepsi İslam dininin teşvik ettiği amellerden sayılır ve ibadet hükmündedir. Bireyin kendisine, ailesine ve yaşadığı topluma karşı sorumlulukları Allah a karşı kulluk görevinin önemli bir parçasıdır. Çalışmak, işinin hakkını vermek ve bunun sonucunda güzel ürünler elde etmek iyi bir insan olmanın yanında iyi bir kul olmanın da gereğidir. Güzel ahlaka sahip bir kimse tüm işlerinde Rabb ine kul olma ve hesap verme bilinciyle 1 Necm suresi ayetler. 2 Bakara suresi, 148. ayet. 3 Âl-i İmrân suresi, 57, 148. ayetler; Bakara suresi, 25, 82, 277. ayetler. 4 Bakara suresi, 195. ayet. 117

118 7. ÜNİTE hareket eder. Allah ın yaratmadaki sanatının eşsizliğini bizzat işlerine de yansıtmayı amaç edinir. Esası unutmadan ayrıntılara da dikkat YORUMLAYALIM ederek ortaya çıkaracağı ürünlerde titiz davranır ve hassas düşünür. İnsanların en güzel rı esenliğe kavuşturup kurtuluşa erdirir. Onlara Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanla- ürünlere layık olduklarını bilerek hareket kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler de. eder. Kimseyi kandırmaz. Haksız bir kazanç Zümer suresi, 61. ayet. elde etme yolunu tutmaz. Bir işi doğru ve Yukarıdaki ayeti davranışlardaki güzelliğin iş düzgün sonuçlandırmanın bir onur meselesi ve ürünlere yansıması açısından yorumlayınız olduğunu kabul eder. İbadet aşkıyla çalışır. Sağlam, kaliteli ve estetik açıdan güzel ürünler ortaya çıkarmaya çalışır. Sonuçta kendisine bütün bu imkânları veren Rabb ine şükretmenin karşılığını bir şekilde alacağını bilir. Nitekim işini iyi yaparak şükrettiği için kendisi de teşekkürü hak eder. Hz. Peygamberin hayatı bu konuda örnektir. O, bütün diğer peygamberler gibi kimseden bir şey istemeden çalışarak geçimini sağlamıştır. Alan değil, veren el olmak için çalışıp üretmeyi teşvik etmiştir. Hz. Peygamber huzurlu ve mutlu olmak adına ticareti övmüş ve helal kazanmanın önemini sıklıkla vurgulamıştır. 6. İslam Medeniyetinde Estetik İslam medeniyetinde; mimari, edebiyat, musiki, İslam medeniyetinin katkısıyla orta- hat, tezhip ve minyatür sanatı gibi hayatın çeşitli alanlarına yansıyan güzellikler vardır. Bunların her biri dinin temel değerlerinden etkilenerek ortaya çıkmış ve ya çıkan sanatlar nelerdir? gelişmiştir. İslam medeniyetinde ortaya çıkan bu güzel eserlerin hepsi özenle muhafaza edilmiştir. İslam medeniyeti adı altında birbirinden farklı çevrelerin oluşturduğu bu değerler ortak bir kültür meydana getirmiştir. Bizlere kadar gelen bu miras sayesinde hala yeni eserler meydana getirilmektedir. İslam medeniyetinde sanat ve sanatçıya değer verilmiştir. Sanatta, Allah ın birliği (tevhit) vurgusu öne çıkarılmış çokluktan birliğe doğru seyreden bir anlatım izlenmiştir. Süslemede somut şekil ve kavramlar yerine soyut şekil ve kavramlarla sembol ifadelere daha çok yer verilmiştir. Dış görünüşün sade, sağlam, kullanışlı ve estetik olmasına dikkat edilmiş; buna karşılık renklendirme ve bezeme işleri daha çok iç mekânlarda kullanılmıştır. Kullanılan malzemelerin kalıcı, tabii ve estetik olmasına dikkat edilmiş, doğal dengeyi bozacak çalışmalardan kaçınılmıştır. Eserlerin ayrıntı sayılabilecek bölümleri asla ihmal edilmemiş, her parça üzerinde özenle ve dikkatle çalışılmıştır. Bu eserleri ortaya çıkaran kimseler, Allah ın yeryüzünde yarattığı şeyleri gözlemleyerek hissedebildiklerini kendi eserlerinde yansıtmaya çalışmışlardır. 118

119 İSLAM VE ESTETİK İNCELEYELİM Aşağıda verilen kavram haritasını inceleyiniz. KÜLTÜR VE MEDENİYETİMİZ EDEBİYAT MUSİKİ MİMARİ SOSYAL GÜZELLİKLER DİN ŞİİR EZAN CAMİİ SÜNNET VE NİŞAN / DÜĞÜN TÖRENLERİ ALLAH DESTAN TEKBİR MEDRESE KONUKSEVERLİK PEYGAMBER HİLYE İLAHİ TEKKE ASKER UĞURLAMA GÜZEL AHLAK HASTA ZİYARETİ NAAT DERGÂH CENNET / NAAT CEHENNEM ŞEMAİL KASİDE HAMAM DAVETE İCABET NAMAZ GAZAVATNAME MERSİYE KERVANSARAY BÜYÜKLERE SAYGI ORUÇ DARU Ş-ŞİFÂ KÜÇÜKLERE SEVGİ ZEKÂT ŞADIRVAN VE KÖPRÜ YARDIMLAŞMA AMEL DEFTERİ 6.1. Mimari İslam ın estetiğe verdiği önem ve değer Mimaride estetik deyince ne anlıyorsunuz? mimaride de kendini göstermiştir. Hayırlı işler yaparak sevap kazanma düşüncesi, birçok mimari eserin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Mescit, cami, külliye, ev, yol, bahçe, sebil ve diğer sosyal mekânların inşasında iyiliklerin yayılması ile güzelliklerin çoğalması anlayışından hareket edilmiştir. İnsanların ihtiyaçları dikkate alınmış, savurganlıktan kaçınılmış, yapılan mimari eserlerin fonksiyonel ve estetik olmasına dikkat edilmiştir. İslam ın tavsiyesi doğrultusunda hasta, yaşlı, kimsesiz ve yetimlerin yararlanabileceği çok sayıda hastane, imarethane, aşevi, darülaceze, yetimhaneler yapılmıştır. Bütün bu eserlerin yapımında ve korunmasında vakıf kurmak-vakfetmek anlayışı önemli bir yer tutmuştur. İnsanların genel olarak kullanacakları mekânlar ve ibadet yerleri, şehrin merkezinde veya en görünen yerinde büyük, görkemli ve kalıcı olması düşünülerek inşa edilmiştir. 119

120 7. ÜNİTE Misafir kabul etmeye ve ağırlamaya uygun odalar onların rahat edebileceği şekilde düşünülmüştür. Evler; bahçeli, birbirinin ışığını kesmeyecek yükseklikte ve mesafede inşa edilmiştir. Meskenlerin giriş çıkış ve pencere mesafelerinin komşuların birbirini rahatsız etmeyeceği bir uzaklıkta olmasına özen gösterilmiştir. Hz. Peygamber Medine ye varmadan önce Kuba Mescidi ni, hicretle birlikte de Mescid-i Nebi denilen camii inşa etmiştir. Cami mimarisinin ilk örneği sayılan bu yapının inşasında Peygamberimiz bizzat çalışmıştır. Ayrıca mescidin bitişiğinde öğrenciler için eğitim-öğretim ve barınma odaları da düşünülmüş, Peygamberimizin evi de aynı mescidin yanı başında yer almıştır. Namazın cemaatle kılınması, cami yapımının sevap olmasıyla ilgili tavsiye ve teşvikler, camilerin inşa edilmesine, ilim öğrenmeyi teşvik eden ayet ve hadislerin varlığı da medreselerin yapılmasına vesile olmuştur. İbadet mekânları; temizlik için hamam ve eğitim için medrese (okul) binalarıyla yan yana inşa edilerek külliye denilen ortak bir alan oluşturulmuştur. Mimari özellik taşıyan yapıların hepsinde insanın rahat etmesi ve huzur bulması amaçlanmıştır. Örneğin camilerde iç hacim geniş ve parçalı olmayan bir şekilde kullanılmış; pencereler gün ışığını olabildiğince içeri taşıyacak biçimde ayarlanmıştır. Cami içlerinde temiz hava dolaşımını sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır. Bahçelerine ve etrafına büyük yapraklı ağaçlar dikilerek dışarıdan sesin gelmesi engellenmiştir. Avlularına mezar yerleri açılarak camiye gelen kişilerin ölümü hatırlamaları amaçlanmıştır. Cami içlerinden GEZELİM - GÖRELİM Çevremizdeki İslam uygarlığına ait herhangi bir mekâna gezi düzenleyiniz. Gezi sonrasında gezilen yerin tarihi, mimari ve kültürel değerleri hakkında bir kompozisyon yazarak gördüklerinizi anlatınız. PAYLAŞALIM Aşağıdaki fotoğrafta İstanbul Süleymaniye Camii ni görüyorsunuz. Siz de Mimar Sinan ın ustalık eserim dediği Edirne Selimiye Camii nin mimari özellikleriyle tarihçesini öğrenerek elde edeceğiniz bilgileri fotoğraf, kroki ve resimlerle destekleyiniz. Bu eserin kültür dünyamıza katkılarını bir dosya hâline getirip arkadaşlarınızla paylaşınız. Süleymaniye Camii / İstanbul 120

121 İSLAM VE ESTETİK duyulacak mesafede havuzlar yapılarak akan su sesinin insanları rahatlatması planlanmıştır. Şam Ümeyye, Kudüs teki Mescid-i Aksa, İspanya daki Kurtuba, İstanbul daki Sultanahmet, Süleymaniye ve Beyazıt camileri bu konuda örnek mimari özelliklere sahip yapılar arasındadır. Ayrıca İslam ın temizliğe verdiği önem hamamlar, su kemerleri ve su yollarının yapımını sağlamıştır. Zira su içirmenin sevap kabul edilmesi, sebil ve çeşmelerin çoğalmasına sebep olmuştur. Tarih içerisinde çok sayıda cami, medrese, saray, konak, han, kervansaray, hastane, çarşı, türbe, hamam köprü, çeşme gibi mimari eserler yapılmıştır. Mimar Sinan, Mimar Hayrettin, Mimar Hacı İvaz Paşa, Mimar Mehmet Ağa, Mimar Kasım Ağa, Mimar Vedat ve Kemalettin adları da mimarlık tarihimizde öne çıkan isimlerdendir. Medeniyetimizin eşsiz bir parçası olan mimari eserlerdeki ölçü, uyum, sanat, estetik, ustalık ve işçiliğin en seçkin örnekleri, görenleri daima derinden etkilemiştir. En küçük ayrıntının dahi ihmal edilmediği bu eserlerdeki sanatsal özellikler dünyanın her tarafında kendini göstermekte ve hayranlık uyandırmaktadır. İslam medeniyetinin insana verdiği değer, adeta mimari eserlere de yansımış ve Müslümanların ulaşabildiği her yerde bu bakış açısını yansıtmıştır Edebiyat İslam dininin ana kaynağı olan kitap Kur an-ı İslami Türk Edebiyatına ait eserlerden Kerim dir. Kur an, aynı zamanda bir edebiyat şaheseridir. Onun ayetleri, edebî anlatımın zirvesi bildikleriniz nelerdir? kabul edilmiştir. Kur an, bu yönüyle dilin ve edebiyatın gelişmesine, değer kazanmasına sebep olmuştur. Böylece İslam dünyasında pek çok edebî tür gelişmiş ve yayılmıştır. İslam medeniyetinde okuma, yazma, ilim öğrenme ve bunların yaygınlık kazandırılmasına çok önem verilmiştir. Bunun yanı sıra edebî eserlerin oluşması ve gelişmesinde Hz. Peygamberin sözlerinin tesiri de büyük olmuştur. Hz. Peygamber sözün güzel olanını teşvik etmiş, güzel ve yararlı olan şiir ve hikâyeleri dinlemiş ve bu amaçla şair ve yazarları övmüştür. Ayrıca dilin doğru kullanılması ve dil öğrenimiyle ilgili tavsiyeleri de edebiyatın gelişmesinde rol oynamıştır. Özellikle şiir söyleme geleneği, Peygamberimizin yaşadığı dönemden bu güne kadar önemini korumuştur. Müslümanlar ilk dönemlerden itibaren çeşitli şehirlerde kütüphaneler kurmuşlar, kitaplar yazmışlar, başka dillerden tercümeler yapmışlar, ilim adamlarını ve öğrencileri desteklemişlerdir. İslam dünyasında kütüphanecilik hiçbir yerde olmadığı kadar yaygınlık kazanmıştır. Hatta bu anlamda oluşturulan şahıs kütüphaneleri de meşhur olmuştur. Sözlü kültür ile başlayan edebiyat, kitaba verilen değerle kısa zamanda yazılı kültüre dönüşmüştür. Edebiyatın her alanında pek çok yazar, güzel ve kalıcı eserler ortaya koymuştur. Şiir, hikâye, masal ve destan okuma geleneği uzun zaman varlığını sürdürmüştür. 121

122 7. ÜNİTE NOT EDELİM 11. yüzyıldan itibaren, İslam ın kabulünden sonra yazılmış eserlerin ilki, Yusuf Has Hacip in Karahanlı Türkçesiyle yazmış olduğu Kutadgu Bilig (Mutluluk Bilgisi) adlı kitabıdır. Kaşgarlı Mahmut un, ansiklopedik sözlük şeklinde hazırladığı, Divanü Lügati t- Türk ü ve Edip Ahmet in, din ve ahlak konularını içeren Atabetü l-hakâyık adlı eserleri de aynı dönemlerde yazılmışlardır. 12. yüzyılda yazılmış olan Divan-ı Hikmet adlı değerli eser de Hoca Ahmet Yesevi ye aittir. Edebiyatımız, 13. yüzyıldan sonra hitap ettiği çevre yönüyle divan edebiyatı, halk edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı şeklinde üç yönde gelişmiştir. Divan edebiyatının en müstesna örnekleri arasında kaside, münacat, tevhit, naat, gazel, mesnevi ve mersiyeyi gösterebiliriz. Osmanlı Döneminin 16 ve 18. yüzyılları arasında yaşamış olan meşhur şairlerinden bazıları, Fuzuli, Baki, Nabi, Nedim ve Şeyh Galip tir. Sanata ve edebiyata önem veren padişahlar şair, yazar ve sanatçıları desteklediği gibi bir kısmı da şiir ve edebiyatla ilgilenmiştir. Edebiyatımızın önemli alanlarından biri Tasavvuf edebiyatıdır. Tasavvuf edebiyatında ilahi, gazel, mevlit, naat, nefes gibi eserler yer almaktadır. Ahmet Yesevi nin hikmetleri bu sahanın ilk örneklerini oluşturmuştur. Hacı Bayram Veli, Mevlânâ Celalettin gibi tasavvuf büyükleri sözlerini edebî üslup içinde sunmuşlardır. Yunus Emre, dilimizin ve dinimizin güzelliklerini sözleri ve ilahileri ile günümüze ulaştıran şahsiyetlerdendir. Süleyman Çelebi nin Hz. Peygamberi öven Vesiletü n-necat (Kurtuluş Sebebi) adlı şiiri halkımız tarafından mevlid-i şerif olarak adlandırılmıştır. Halk edebiyatı ve şiiri, sözlü edebiyat geleneğimizin devamı olarak gelişmiştir. Saz eşliğinde söylenen sözler dilden dile yayılmış ve ezberlenmiştir. Türkü, mani, hoyrat, koşma, masal, hikâye, bilmece, ninni ve atasözleri bu şekilde yaygınlık kazanarak günümüze gelmiştir. Meddahlık, Karagöz- Hacivat ve Orta Oyunu geleneği de halk edebiyatı türlerinden sayılabilir. Köroğlu, Kaygusuz Abdal, Seyyid Nesimî, Eşrefoğlu Rumî, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal gibi şahsiyetler akla ilk gelen halk edebiyatı şairlerimizdendir. Cumhuriyet ten sonra dil, sanat ve edebiyat alanında birçok insan yetişmiş, üniversitelerin ilgili bölümlerinde farklı çalışma ve araştırmalar yapılmıştır. Roman, tiyatro, senaryo, hikâye, masal ve şiir türü eserlerin yazımı ve çevirileri bu dönemde de çoğalmıştır. 122

123 İSLAM VE ESTETİK 6.3. Musiki Müzik türlerinden bildikleriniz nelerdir? Musiki, kulağa ğ hoş gelen sesler dizisi i i olarak İslam l medeniyetinde d önem verilen sanatlardan biri-dir. Duyguların, düşüncelerin belli bir ritim ve ahenk içinde ifade edilmesiyle ortaya çıkan musiki, etkili bir anlatım dilidir. İnsan; ahenkli, kulağa hoş gelen güzel sesleri dinlemekten hoşlanır ve onlardan etkilenir. Heyecanlarını, sevgisini, ümitlerini ve üzüntülerini dile getirmek insanı rahatlatır. Bu duygu ifadeleri, insanların birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olur ve kaynaşmayı sağlar. Sözlerin duygu ve heyecan yüklenerek ifade edilmesi, insanlar arasında daha etkili bir ilişki biçimi doğurur. Bütün farklı kültürler, sevinç ve üzüntülerini kendilerine özgü bir şekilde müzikle ortaya koymuşlardır. Müzikle oluşturulan bu yerel anlatım şekilleri ortak duyguların meydana çıkmasını ve bu duyguların etrafında birleşilmesini sağlar. Bu anlamda dilin ve müziğin bozulması, insanları kendi kültür ve değerlerinden uzaklaştırır. Ayrıca bütün yerel motiflerin buluştuğu evrensel bir dil de vardır. Müzik bu evrensel dille bütün insanların anlaşmasına yarayan ortak noktaların da yakalanmasına yardımcı olur. Kur an, insanın yaratılış amacına uygun davranışlar geliştirmesi ve sorumluluklarının bilincinde olmasını, zamanını, sağlığını ve akli melekelerini doğru yönde ve etkili bir biçimde kullanmasını bekler. İnsanın iyiliklere olduğu kadar kötülüklere de meyli vardır. Bu yüzden insan, Kur an da kötü düşünce ve davranışlara sevk eden olumsuz şeylerden uzak durması gerektiği konusunda uyarılmıştır. Kur an da müziği ve onunla ilgili sanatları yasaklayan herhangi bir ifade yoktur. Ancak yapılan müzik ve sanatın insanda kötü duygu ve düşünceler uyandırmaması gerekir. Tabiatta bulunan su ve kuş sesleri gibi pek çok nağme de bir müzik türüdür. Örneğin medeniyetimiz suyu, temizleyiciliğinin yanında dinlendiriciliği ve akışındaki musikisiyle de değerlendirmiştir. Mimari eserlerimizde bulunan şadırvan, havuz ve fıskiyeler, kurulan bend ve suni çağlayanlar bu amaca hizmet etmiştir. Kuş sesleri, cenneti hatırlatan nağmeler olarak sevilerek dinlenmiştir. Bu yüzden insanı bilinçli hareket etmekten alıkoymadığı ve ahlaki bir zaaf içine düşürmediği sürece müzik, insan için yararlıdır. Burada önemli olan insanın bizzat kendisidir. Onu iyi ve güzel yönde motive eden şey makbuldür. Kötü ve çirkin yönlere sevk edenler ise reddedilmelidir. İnsan her konuda olduğu gibi bu konuda da seçici davranmasını bilmeli ve kendisine faydalı olacak kaliteli ürünlere yönelmelidir. BİLGİ KUTUSU Ülkemizde ezanlar beş vakit genellikle şu makamlarda okunmaktadır: Sabah Ezanı: Saba, dikeşhaveran Öğle Ezanı: Uşşak, hicaz İkindi Ezanı: Hicaz Akşam Ezanı: Segâh Yatsı Ezanı: Hicaz, rast 123

124 7. ÜNİTE Peygamberimiz düğünlerde, bayramlarda tef çalıp şarkı söyleyenlere karşı çıkmamıştır. O, insanların ölçülü bir şekilde eğlenmelerine ve hoşça vakit geçirmelerine müsamaha göstermiştir. Kur an ın anlaşılır şekilde ve güzel bir sesle okunmasını tavsiye etmiştir. Bunun sonucunda ezan, tekbir, tesbih, mevlit, çeşitli salatü selamlar, ilahi, naat, deyiş, nefes ve mersiye gibi musiki çeşitleri doğmuş ve gelişmiştir. TARTIŞALIM Kültürümüzün önemli bir parçası olarak müziğin oynadığı olumlu ya da olumsuz rolü karşılaştırarak arkadaşlarınızla tartışınız. Müziğin dinlendirici, rahatlatıcı ve bu yönleriyle tedavi edici bir yönü vardır. Üzüntülü bir insanı neşelendirebilen, küskün bir gönlü ümitle dolu bir kalbe dönüştürebilen bir etkiye sahiptir. Bu etki tarihimizde ninni, ağıt, bozlak, türkü, şarkı, marş gibi formlarda ortaya çıkmış ve pek çok besteye kaynak teşkil etmiştir. Bu anlamda Dede Efendi, Itri, Hafız Post, III. Selim, Sadullah Ağa, Hacı Arif Bey gibi güfte yazarı ve bestecilerimiz musikinin gelişmesine önemli katkıda bulunmuşlardır Hat, Tezhip, Ebru ve Minyatür Hattat olmak ister miydiniz? Hat, güzel yazı yazma sanatıdır. Arapçada çizgi ya da bir satır yazı anlamına gelen hat sözcüğü, Arap harfleriyle yazılmış güzel el yazısı anlamında kullanılmaktadır. Belli kurallar ve ölçüler içerisinde yapılan bu sanat, estetik değerlerimiz arasında sayılır. Bu sanatla uğraşanlara hattat denir. Yabancı kültürlerde kaligrafi diye ünlenmiş olan bu sanat, harflerle yapılan soyut bir anlatımdır. Hat; hat kalemi denilen kamış, kalemtıraş, makta, kâğıt, is mürekkebi, hokka, mistar (satırlık), yazı altlığı gibi malzemelerle yapılır. Tezhipli Edep ya Hû hattı Hat sanatında birçok yazı çeşiti vardır. Onlardan biri olan Kufi, en eski yazı çeşididir. Halı bordürlerinden madeni paraya kadar çok çeşitli alanlarda kullanılır. Nesih yazıtlarda, Kur an ve divan yazmalarında, sülüs iri harfli olduğu için duvar yazılarında ve kitapların bölüm başlıklarında yer alır. Reyhanî ve muhakkak din kitaplarında ve murakkaların başındaki besmelelerde geçer. Tevki devlet belgelerinde rik a ise hattatların öğ- 124

125 İSLAM VE ESTETİK rencilerine verdikleri icazetnamelerin altındaki üstat imzalarında kullanılan yazı tiplaridir. Bu yazı çeşitleri, aklam-ı sitte diye adlandırılan en önemli altı yazı türünü oluşturur. Bunlardan başka talik, nestalik, divani, siyakât, menşur, zülf-ü arus, hilali, muini, şikeste, müselsel gibi yazı türleri de vardır. Yazı türlerinin çokluğu ve kullanıldığı yerlerdeki farklılık, bu sanata ve estetiğe verilen değeri yeterince göstermektedir. Bu yazı türleri; harflerin büyük ya da küçüklüğü, biçimi, aralıkları, bazı harflerin birbirlerine bitiştirilip bitiştirilmemesi, birtakım yazı işaretlerinin kullanılıp kullanılmaması gibi özellikleriyle birbirlerinden ayrılır. DEĞERLENDİRELİM İslam dininin estetiğe verdiği önemi hat, tezhip veya minyatür sanatı örnekleri üzerinden değerlendiriniz. İslam kültüründe; yazıya ve kaleme oldukça fazla değer verilmiştir. Bu anlamda yazıyla ilgili olarak hat sanatı üzerinde titizlikle durulmuş özellikle Osmanlı kültürü içinde bu sanat çok ilerlemiştir. Batı daki resim sanatının yerini Osmanlı da hat sanatı almıştır. Hat sanatı; kâğıt üzerinde tablolar oluşturmanın yanı sıra el yazması kitaplarda, fermanlarda, diplomalarda, yazıtlarda, mezar taşlarında, pencere veya kapı gibi mimari ögelerin üzerinde ve halı bordürleri, vazo, tabak gibi gündelik eşyalarda da kullanılmıştır. Özellikle cami, mescit, kütüphane, saray gibi yapıların dış duvarlarında, giriş kapılarının üstünde, kubbelerde, iç detay süslemelerinde, levhalarda ve ahşap kısımlarda kullanılmıştır. Evlerde ve diğer mekânlarda değerli tablolar hâlinde muhafaza edilmiştir. Hat sanatı, kendisiyle birlikte diğer sanatların gelişmesini de sağlamıştır. Bu sanat beraberinde ebru, bezeme, çinicilik, kâğıt, mürekkep, ciltçilik, ahşap, sedefkârlık, kakmacılık, kitapçılık, tezhipçilik, porselencilik, kehribarcılık, mürekkepçilik, kemik ve metal işlemeciliğine de katkı sağlamıştır. Ayrıca yazıyla oluşturulan resimler arasında en çok sevilen ve rastlanan konular kayık, kuş, aslan, sancak, cami, ibrik, çiçek, insan başı vb.dir. Kur an yazmanın sevap kazandıracağı düşüncesi, cami ve diğer dinî yapıları güzelleştirmenin ve süslemenin teşvik edilmesi hat sanatının gelişmesini hızlandırmış ve muhteşem eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu sanatla ilgili olarak yetişen hattatlarımızın maharetleri ve ortaya koydukları eserler kültürümüzde Kur an, İstanbul da yazılmıştır. dedirtecek kadar zengin bir birikime sahiptir. Nitekim her hattat yaşadığı müddetçe bir Kur an nüshasını kendi hattıyla yazmayı arzu etmiştir. Yine Hz. Peygamberin özelliklerini anlatan hilye-i şerif yazmak hattatlar tarafından önemli görülmüştür. 125

126 7. ÜNİTE Amasyalı Şeyh Hamdullah, Ahmet Karahisari, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Kazasker Mustafa İzzet, Ünyeli İsmail Efendi, Mehmet Esat Yesari, Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer, Kamil Akdik, Emin Barın, Hattat Hamit Aytaç, Hasan Çelebi ve Halim Özyazıcı gibi hattatlar bu sanatın bugüne kadar gelmesini sağlamışlardır. Tezhip, süslemek demektir. Bezeme sanatının kâğıt üzerindeki uygulamasıdır. Çizilen motif ve desenler altın tozu ve doğal boyalar kullanılarak renklendirilir. Sabır, incelik ve yetenek gerektiren, usta ve öğrenci ilişkisiyle aktarılıp öğretilen geleneksel sanatlarımızdandır. Tezhip sanatıyla uğraşan kişiye müzehhip denir. Tezhip sanatı, daha çok yazı ile birlikte kullanılan bir sanat olarak kitap kapaklarında, başlangıç ve bitiş sayfalarında, satır ve sütun kenarlarında uygulanmıştır. Ayrıca çiçek ve yapraklarla birlikte işlenen motifler, simetri ve renklerin ahengi yansıtılarak ortaya çıkan tezhip sanatının Kur an-ı Kerim in dış kapağı üzerinde ve ilk sayfalarında, sure başlarında ve cüz işaretlerinde de örnekleri görülebilir. Bir tezhip örneği Ebru, kitreli su üzerine serpilen boyalarla bezenmiş kâğıt süsleme sanatlarından biri ve bunu hazırlama sanatıdır. Renklerin suyla ahengi olan ebru, Farsçada su yüzü anlamına gelen ab-ru sözcüğünden, Orta Asya dillerinden Çağatayca da damarlı kumaş ve kâğıt anlamına gelen ebre kelimesinden geldiği rivayet edilir. Osmanlı Döneminde revaç bulan bu sanat, son yüzyılda Türkçede ebruya dönüşmüştür. Geleneksel el sanatlarımızdan biri olan ebru genellikle kâğıt süsleme amacıyla kullanılır. Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak yöntemi ile öğrenilmektedir. Bir defa yapılan ebrunun aynısı bir daha tekrarlanamaz ancak benzeri yapılabilir. Emek ve sabır isteyen bu sanat, suda çözülebilen kıvamlaştırıcı kitre ve suda çözülmeyen toprak boyalarla gerçekleşir. Ebru yapımında kullanılan tekne, kâğıdın enine ve boyuna uygun ebatta hazırlanır. Dikdörtgen şeklindeki bu tekneler genellikle 6 cm derinliğinde çinko, galvaniz ve çelik gibi metallerden elde edilir. Ebru yapımında suyun yüzeyine serpilen boyaların teknenin dibine çökmemesi için geven isimli bitkinin salgısı olan kitre kullanılır. Hazırlanması kitreye göre daha kolay olan deniz kadayıfı da aynı amaçla 126

127 İSLAM VE ESTETİK kullanılmaktadır. Kitreli suyun üstüne serpilen renklerin birbirine karışmadan yayılmasını sağlamak için toprak boyalara sığır ödü eklenir. Ödün az ya da fazla kullanılması boyanın kitre üzerinde yayılmasını etkiler. Ayrıca ödün kullanılması renklerin birbirine karışmamasını ve iç içe yayılmasını sağlar. Toprak boyanın ebru teknesinde serpilmesi at kuyruğu kılından yapılmış fırçayla sağlanır. İnce tellerin tahta çıta üstüne belirli aralıklarla saplanmasıyla elde edilen tarak, taraklı ebrunun yapımında kullanılır. Öte yandan serpilmiş boyalara şekil vermek için ve boya damlatmak için muhtelif kalınlıkta biz denilen tel çubuklar kullanılır. Günümüzde bu sanatla uğraşanlar süratle çoğalmakta olup ebrunun zamanımızda kumaş, cam ve fayans üzerine de yapıldığı hatta mücerret resim anlayışı dışında figüratif resim üslubuyla dahi çalışıldığı görülmektedir. Bu sanat 17. asırdan itibaren Batı dünyasının ilgisini çekmiş, Roma da 1646 yılında Türk kâğıdı adıyla yapılan ilk neşriyattan beri ebruculuk üzerine pek çok eser yazılmıştır. Ebru çeşitleri arasında battal, gelgit, şal, somaki, taraklı, akkase, kumlu-kılçıklı, yazılı, hatip ve çiçekli ebru yer almaktadır. BİLGİ KUTUSU Ebru Yapımı Ebru yapımında kullanılacak kâğıdın ölçüsüne göre bir teknenin seçimi ve kitreli suyun tekneye doldurulmasıyla başlanır. Ebru teknesi baklava tepsisine benzeyen bir görünüme sahiptir. İki çorba kaşığı kitre iki litre su içinde yaklaşık 3 gün bekletilir. Hamur gibi kabaran kitre el ile yoğrularak boza kıvamına gelmesi sağlanır. Hazırlanan sıvı ince bir bez ile süzülür ve tekneye boşaltılır. Ebrunun yapılacağı tekne hazırlandıktan sonra sıra boyalara gelir. Toprak boyalar birbirine karıştırılmadan tek tek desteseng adı verilen el taşı yardımı ile mermer üzerinde iyice ezilir. Bu sırada boyanın ezilmesini kolaylaştırmak için birkaç damla su ilave edilir. Elde edilen boyanın içine sığır ödü katılır. Yaklaşık 15 gün bekletilen boyanın öd asidiyle pişmesi sağlanır. Su ile sulandırılan toprak boyalar kullanıma hazır hâle getirilir. Hazırlanan toprak boyalar fırça yardımıyla daha önce hazırlanmış olan kitreli suyun yüzeyine damlatılır. Boyaların ebru teknesinde şekillenmesinden sonra kâğıt tekneye serilir. Kâğıt düzgünce tekne üzerine bırakılır, görüntünün kâğıda işlemesi sağlanır. İki ucundan tutulan ebru dikkatlice teknenin kenarından sıyrılarak alınır ve kâğıt sergen adı verilen kurutma tezgahında kurumaya bırakılır. 127

128 7. ÜNİTE Minyatür, çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan, küçük, renkli resim sanatıdır. Bu şekilde işlenmiş resimlere minyatür denir. Bu resimleri yapan sanatçılara da nakkaş denilmektedir. Minyatür, kâğıt veya deri üzerine, sulu boya veya altın suyu kullanılarak çok ince fırçalarla yapılır. İslam dünyasında yaygın olan minyatürler, derinliği olmayan ve gölgeye yer verilmeyen resimlerdir. Minyatürler resimden farklı algılanmış ve kullanılmıştır. Minyatürlerde renklerin parlaklığı ve tazeliği dikkati çeker. İnsan resimleri Orta Asya tipini hatırlatır. Bunun sebebi İslam ı seçmeden önce Uygur Türkleri arasında yaygın olan minyatür sanatının, yine Uygur sanatkârları tarafından Türk İslam dünyasına tanıtılmasıdır. Selçuklular, Babürlüler ve Osmanlılar döneminde en güzel minyatür örnekleri verilmiştir. Özellikle Fatih Devrinde minyatür sanatı gelişme göstermiştir. Minyatürler, estetik değerlerinin yanında tarihî belge özelliği de taşımaktadırlar. Padişah alayları, şenlikler, sünnet, düğün, cenaze merasimleri, savaş sahneleri, şehir tasvirleri gibi konuların işlendiği bu eserlerde yaşa- Mevlânâ ve semazenlerini gösteren temsilî bir minyatür örneği nılan zaman ve mekân hakkında önemli bilgilere ulaşırız. Sanatçıların, kitaplarını minyatürlerle desteklemeleri ve süslemelerinin amacı, anlatılan konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır. Özellikle tıp, coğrafya, astronomi, botanik gibi kitaplarda minyatürlere daha çok yer verilmiştir. 16 ve 17. yüzyıllarda yaşamış olan Levni, Nigâri ve Nakşi gibi nakkaşların minyatürleri, el yazması kitaplarımızı süslemektedirler. Bütün bu eserler İslam ın estetik anlayışının söz ve davranışların yanı sıra iş ve ürünlerde, mimaride, edebiyatta, müzikte ve diğer sanat dallarında geçerliliğini koruduğunu göstermektedir. PANO OLUŞTURALIM 1. Kültür ve medeniyetimizle ilgili İslam ın hayata yansıyan güzelliklerinden örnekler (hat, tezhip, ebru, minyatür, fotoğraf, afiş ve yazı vb.) bulup getiriniz. 2. Bulduğunuz bilgi, belge ve fotoğrafları sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız. 3. Fotoğrafların, her bir sınıf arkadaşlarınız tarafından görülmesini sağlayınız. 4. Bulunan resim, fotoğraf ve materyallerden oluşan bir kültür ve medeniyet panosu oluşturunuz. 128

129 İSLAM VE ESTETİK Okuma Metni Mimar Sinan ( ) Kayseri nin Ağırnas köyünde doğdu de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul a geldi. Üç sene sonra mimar olarak Yavuz Sultan Selim in Mısır Seferi ne katıldı yılında Kanuni Sultan Süleyman ın Belgrad Seferi nde yeniçeri olarak yer aldı de Rodos Seferi ne Atlı Sekban olarak katılıp 1526 Mohaç Meydan Muharebesi nden sonra, gösterdiği yararlıklar sebebiyle takdir edilerek Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına (Bölük Komutanı) terfi ettirildi yılında Kanuni Sultan Süleyman ın İran Seferi sırasında Van Gölü nde karşı sahile gitmek için Sinan iki haftada üç adet kadırga yapıp donatması ile büyük Selimiye Camii / Edirne itibar kazandı. İran Seferi nden dönüşte Yeniçeri Ocağı nda itibarı yüksek olan hasekilik rütbesi verildi. Bu rütbeyle 1537 Korfu, Pulya ve 1538 Moldavya seferlerine katıldı yılında Hassa baş mimarı oldu. Mimar Sinan ın, mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep te Husreviye Külliyesi, Gebze de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi dir. Halep teki Hüsreviye Külliyesi nde, tek kubbeli cami tarzı ile bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekânlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa daki eserlerine uyulmuştur. Külliyede ayrıca, avlu, medrese, hamam, imaret ve misafirhane gibi kısımlar bulunmaktadır. Gebze deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi nde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami, türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir. Mimar Sinan ın İstanbul daki ilk eseri olan Haseki 129

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif Ersoy

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif Ersoy İSTİKLÂL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Kader ve

Detaylı

AAA AYŞE HASAN TÜRKMEN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ YILLIK FAALİYET PLANI

AAA AYŞE HASAN TÜRKMEN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ YILLIK FAALİYET PLANI 2015-2016 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KEMALPAŞA KAYMAKAMLIĞI Ayşe Hasan Türkmen Ortaokulu Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini

Detaylı

Dr. Kemal Akkan BATMAN

Dr. Kemal Akkan BATMAN Dr. Kemal Akkan BATMAN (Komisyon Başkanı) Dr. Ayer BURKE Diren CİVA GÜNER Mevhibe B. HOCAOĞLU Salih SARPTEN Ömer ÖZKAN Bu kitap, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Talim Terbiye Dairesi tarafından ortaokullarda

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I Ş U B A T 25.02.203 / 0.03.203 8.02.203 / 22.02.203 Tel : 0 26 39 59 38 Faks : 0 26 334 96 96 http://pamem.meb.k2.tr ÖĞRETİM YILI : 202 / 203 İN ADI : DİN KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI ÖĞRETMENLERİ : YAVUZ

Detaylı

ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ

ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ DEVLET KİTAPLARI BİRİNCİ BASKI..., 2012 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI...:

Detaylı

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek

Detaylı

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. İlk Ders Genelgesi 1. Allah Her Şeyi Bir Ölçüye

Detaylı

Kiraz Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

Kiraz Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2015-2016 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KİRAZ KAYMAKAMLIĞI Kiraz Öğretmenevi ve ASO Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Akıllı ve Eğlenceli >> Pekiştirici Etkinlikler Tam Ölçen ve Bilgilerinizi Derinlemesine Sorgulayan >> Ünite Testleri Artıbir >> Sınav Özel Soruları Kazanım Odaklı >> Konu Testleri

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

BAĞYURDU KAZIM DİRİK ORTAOKULU Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

BAĞYURDU KAZIM DİRİK ORTAOKULU Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2015-2016 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KEMALPAŞA KAYMAKAMLIĞI B.Kazım Dirik Ortaokulu Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini

Detaylı

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir.

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06 07 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ AY EKİM KASIM HAFTA ARALIK DERS KONU ADI SAATİ Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır Kader ve Evrendeki Yasalar İnsan İradesi ve Kader

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

Mustafa Kemal ATATÜRK

Mustafa Kemal ATATÜRK Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybederler. Mustafa Kemal ATATÜRK İSTİKLÂL MARŞI

Detaylı

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif ERSOY

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif ERSOY İSTİKLÂL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban

Detaylı

MateMito AKILLI MATEMATİK ATÖLYEM

MateMito AKILLI MATEMATİK ATÖLYEM ATÖLYE BİLGİSİ! MateMito AKILLI MATEMATİK ATÖLYEM Artık matematikten korkmuyorum. Artık matematiği çok seviyorum. Artık matematik dersinde daha pratiğim. Artık matematik dersinde ustalaşıyorum. 7 Artık

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Her bölümün başında kısa, pratik bilgilerle konuyu kavramanızı hedefleyen >> Hadi Öğrenelim Yol gösteren, öğretici >> Çözümlü Sorular Eğlenerek çözeceğiniz pekiştirici etkinlikler

Detaylı

Rafet ÖZTÜRK. Üniteye Hazırlık

Rafet ÖZTÜRK. Üniteye Hazırlık Rafet ÖZTÜRK Bu kitap Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı nın 18/12/2009 tarih ve 261 sayılı Kurul Kararı ile 2010-2011 öğretim yılından itibaren 5 (beş) yıl süre ile Ders Kitabı olarak kabul edilmiştir.

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Refet Bele Anaokulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

Refet Bele Anaokulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2017-2018 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KARABAĞLAR KAYMAKAMLIĞI Refet Bele Anaokulu Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI Kader ve Kaza Kavramları Ġnsan Ġradesi ve Kader KAZANIMLAR Kader ve kaza kavramlarını açıklar. Ġnsanın kaderle ilgili olarak akıl ve irade sahibi, özgür ve sorumlu olmak

Detaylı

Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü KARŞIYAKA ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU) YILLIK FAALİYET PLANI

Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü KARŞIYAKA ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU) YILLIK FAALİYET PLANI KARŞIYAKA ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU) YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KARŞIYAKA KAYMAKAMLIĞI KARŞIYAKA ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (OKULU) 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Teravih Namazı Namazı Bozan Durumlar Namazın İnsana Kazandırdıkları Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 o Teravih namazı ramazan ayında kılınır. o Yatsı namazının son

Detaylı

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı LGS(Liselere Geçiş Sistemi) deneme sınavı arayan birçok öğrenci için güzel bir hizmet Şanlıurfa MEM tarafından veriliyor. LGS deneme sınavı ile 2 Haziran

Detaylı

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar Emirler Allah a iman edin (Al-i İmran [3] 193), O na hiçbir şeyi ortak koşmayın (Nisa [4] 36). Yalnızca O na kulluk edin (Fatiha [1] 5). Allah ı çok anın ve

Detaylı

KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINIDIR

KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINIDIR Yazı ve Araştırma Kurulu Başkan Dr. İsmail Ertunç Özatenç Üyeler Uzm. Duygu Geylan Nazife Uçar Aysun Candan Özada Resimleyen Celal Deniz Grafik Tasarım Aziz Ener Düzeltme Meltem Tekin Okuyucular Yrd. Doç.

Detaylı

UETD Genelmerkez Gençlik Kolları Mart 2014 Faaliyet Raporu

UETD Genelmerkez Gençlik Kolları Mart 2014 Faaliyet Raporu UETD Genelmerkez Gençlik Kolları Mart 2014 Faaliyet Raporu GK Faaliyet Raporu Mart 2014 2 UETD Gençlik Kolları olarak düzenleyeceğimiz Birinci Gençlik Makale Yarışması. Konu Demokrasi ve Değerlerimiz.

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Her bölümün başında kısa, pratik bilgilerle konuyu kavramanızı hedefleyen >> Hadi Öğrenelim Yol gösteren, öğretici >> Çözümlü Sorular Eğlenerek çözeceğiniz pekiştirici etkinlikler

Detaylı

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Dua Dua İbadetin Özüdür Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Dua Arapça kökenli bir kelime olup «istemek, davet etmek» demektir.

Detaylı

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları Ramazan Bayramı Sevinci Maun Suresi ve Anlamı BÖLÜM: 2 Sosyal hayatımızı

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Türkçe. 6. Sınıf. Ali PEHLİVAN. Okula Yardımcı, Sınavlara Hazırlık. Konu Anlatımı Konu Etkinlikleri Konu Testleri Yazılıya Hazırlık Çalışmaları

Türkçe. 6. Sınıf. Ali PEHLİVAN. Okula Yardımcı, Sınavlara Hazırlık. Konu Anlatımı Konu Etkinlikleri Konu Testleri Yazılıya Hazırlık Çalışmaları Okula Yardımcı, Sınavlara Hazırlık 6. Sınıf Türkçe Konu Anlatımı Konu Etkinlikleri Konu Testleri Yazılıya Hazırlık Çalışmaları Ali PEHLİVAN PALME YAYINCILIK Ankara, 2014 1 PALME YAYINLARI: 904 6. Sınıf

Detaylı

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN 1 ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ MUSTAFA KOÇ GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN BASKI YERÝ ÇAÐLAYAN A.Þ. TS EN ISO 9001:2008 SER NO: 300-01 SARNIÇ YOLU ÜZERÝ NO:7 GAZÝEMÝR / ÝZMÝR TEL: 0

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

T.C. BURDUR VALİLİĞİ İl Milli Eğitim Müdürlüğü...İİÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE...MÜDÜRLÜĞÜNE...BÖLÜMÜNE

T.C. BURDUR VALİLİĞİ İl Milli Eğitim Müdürlüğü...İİÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE...MÜDÜRLÜĞÜNE...BÖLÜMÜNE T.C. BURDUR VALİLİĞİ İl Milli Eğitim Müdürlüğü Sayı : 39958266-102-E.8764864 03.09.2015 Konu: Çalışma Takvimi...İİÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE...MÜDÜRLÜĞÜNE...BÖLÜMÜNE İlgi : Bakanlığımız Ortaöğretim Genel

Detaylı

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz...

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... ORTAOKUL 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI ORTAOKUL 8. Sınıf TEOG Sınavına H A ZI R LI K Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... R Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi I. TEOG Deneme Sınavı 8.

Detaylı

STRATEJÝK PLANI 2011-2014

STRATEJÝK PLANI 2011-2014 i i T.C. KARABÜK VALÝLÝÐÝ TEKNÝK VE ENDÜSTRÝ MESLEK LÝSESÝ E n d ü s t r i M e s e v KARABÜK l e k k L n s k e T K a r a b k ü s i e STRATEJÝK PLANI 0-04 KARABÜK - 00 ÝSTÝKLÂL MARÞI Korkma, sönmez bu þafaklarda

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

VERGİ ADRESİ FATİH VD. VERGİ NUMARASI BİNA KONTENJANI 114

VERGİ ADRESİ FATİH VD. VERGİ NUMARASI BİNA KONTENJANI 114 KONU: KURUM AÇMA İZNİ İLE İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATI KURUM KODU 99956100 KURUM ADI ÖZEL YUNUS EMRE ANAOKULU İLİ İSTANBUL İLÇESİ FATİH KURUM ADRESİ ATİKALİ MAH. NİŞANCA CAD. NO:46 FATİH/ İST KURUCUSU

Detaylı

T.C KÖRFEZ KAYMAKAMLIĞI Körfez Anadolu Öğretmen Lisesi BRİFİNG DOSYASI

T.C KÖRFEZ KAYMAKAMLIĞI Körfez Anadolu Öğretmen Lisesi BRİFİNG DOSYASI T.C KÖRFEZ KAYMAKAMLIĞI Körfez Anadolu Öğretmen Lisesi BRİFİNG DOSYASI KASIM 2014 1 Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır

Detaylı

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde

Detaylı

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Güzel Ahlâkı Kazanmak Ramazan, Allah a yakınlaşma vesilesidir. Oruç tutan insan Allah ın beğendiği davranışlar sergilemeye, nefsinin tutkularından sakınmaya çalışır. Şeytana karşı dikkatli ve şuurludur, vicdanının doğruyu fısıldayan

Detaylı

Konak Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

Konak Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2017-2018 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KONAK KAYMAKAMLIĞI Konak Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini,

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ DİKKAT! BU BÖLÜMDE YANTLAYACAĞNZ TOPLAM SORU SAYS 20 DİR. ÖNERİLEN YANTLAMA SÜRESİ 40 DAKİKADR. 1) Annemize Babamıza 3) İnsanda yardımlaşma, cömertlik, insan sevgisi

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları. İbadette Temel İlkeler Video. İbadette Temel İlkeler Ders Notu

Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları. İbadette Temel İlkeler Video. İbadette Temel İlkeler Ders Notu Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları İbadette Temel İlkeler Video İbadette Temel İlkeler Ders Notu 4.İbadetler ile İlgili Temel İlkeler Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de, insanları

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Her bölümün başında kısa, pratik bilgilerle konuyu kavramanızı hedefleyen >> Haydi Öğrenelim Yol gösteren, öğretici >> Çözümlü Sorular Eğlenerek çözeceğiniz pekiştirici etkinlikler

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453 ÖZEL EGE LİSESİ (ORTAOKULU) DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER (Allah, herkesin ne yapacağını bilip yazdığına göre, insanların hayır işlemesinin bir anlamı var mı? İslam da İnsanın İradeli Fiilleri

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : ALİ İHSAN ASLAN Eğitsel Performans Bismillâhirrahmanirrahim

Detaylı

1. A. Ali ERSOY, Hezarfen Ahmet Çelebi İ.Ö Türkçe Öğretmeni. 2. Emel OKKIRAN, Sultantepe İ.Ö Türkçe Öğretmeni

1. A. Ali ERSOY, Hezarfen Ahmet Çelebi İ.Ö Türkçe Öğretmeni. 2. Emel OKKIRAN, Sultantepe İ.Ö Türkçe Öğretmeni 1 ÜSKÜDAR İLÇESİ 19 MAYIS ATATÜRK Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 19 Mayıs Atatürk ü Anma Ve Gençlik Ve Spor Bayramı, 19.05.2012 Cumartesi günü saat: 07.00 de başlar ve gece saat 24.00

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Terim olarak kader, "Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına " denir.

Terim olarak kader, Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına  denir. On5yirmi5.com Kaza ve kader nedir? Kader; planlamak, değerlendirmek, ölçmek ve programlamak gibi anlamlara gelir. Kaza ise, kesin karar vermek, düzenlemek, gerçekleştirmek ve yaratmak anlamına gelir. Yayın

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTK (MZERET) SINVI 14 RLIK 2013 Saat: 11.20 DİN KÜLTÜRÜ VE HLK BİLGİSİ 1. Biz herşeyi bir ölçüye göre yarattık. (Kamer suresi, 49. ayet) Güneş ve ay bir hesaba göre hareket eder.

Detaylı

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KADIKÖY GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA ORTAOKULU 2015/2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI İSTİKLAL MARŞI Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden

Detaylı

İZMİR ÖZEL EĞİTİM İŞ UYGULAMA MERKEZİ ( OKULU ) MÜDÜRLÜĞÜ YILLIK FAALİYET PLANI

İZMİR ÖZEL EĞİTİM İŞ UYGULAMA MERKEZİ ( OKULU ) MÜDÜRLÜĞÜ YILLIK FAALİYET PLANI 2015-2016 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KARŞIYAKA KAYMAKAMLIĞI İzmir Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi (Okulu)Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini,

Detaylı

Semiha İrfan Çalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

Semiha İrfan Çalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2017-2018 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. SEFERİHİSAR KAYMAKAMLIĞI Semiha İrfan Çalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini,

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ KURBAN: AYET ve HADİSLER Biz, her ümmet için Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız,

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 1. İnsanın sorumlu bir varlık olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir? A) Düşünmesi B) Konuşması ) Yürümesi D) Beslenmesi 4. Hz. Muhammed

Detaylı

Atakent Anadolu Lisesi Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI

Atakent Anadolu Lisesi Müdürlüğü YILLIK FAALİYET PLANI 2015-2016 YILLIK FAALİYET PLANI 1 T.C. KARŞIYAKA KAYMAKAMLIĞI Atakent Anadolu Lisesi Müdürlüğü 2 Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini

Detaylı

8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU):

8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU): 8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU): 1. Aşağıdakilerden hangisi yanlış bir tevekkül anlayışıdır? a) İhtiyaçlarımızı karşılamak için çalışmak ve Allah tan başarı dilemek b) Çiftçinin tarlaya tohumu atması ve

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Allah

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK İLGİSİ 1. Allah ın önceden takdir ettiği, programladığı şeylerin yeri ve zamanı gelince gerçekleşmesine... denir. Cümlede

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Her bölümün başında kısa, pratik bilgilerle konuyu kavramanızı hedefleyen >> Haydi Öğrenelim Yol gösteren, öğretici >> Çözümlü Sorular Eğlenerek çözeceğiniz pekiştirici etkinlikler

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com dinkulturuahlakbilgisi.com 1-Ülkemizde Kızılay, Sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Aşevleri -gibi kurumların varlığı aşağıdakilerden hangisine önem verildiğini göstermektedir? A- Milli eğitime

Detaylı

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47 Hani Evi (Kâ'be yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin (Bakara Suresi, 125) Yüce Allah ın hoşnutluğunu, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmek

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. ÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 İN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 1. 3. Peygamberler bir meslek edinerek çalışmışlar, rızıklarını kazanmışlardır. Örneğin Hz. avut demircilik, Hz.

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Akıllı ve Eğlenceli >> Pekiştirici Etkinlikler Tam Ölçen ve Bilgilerinizi Derinlemesine Sorgulayan >> Ünite Testleri Artıbir >> Sınav Özel Soruları Kazanım Odaklı >> Konu Testleri

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 8. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 8. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Adı ve

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Her bölümün başında kısa, pratik bilgilerle konuyu kavramanızı hedefleyen >> Haydi Öğrenelim Yol gösteren, öğretici >> Çözümlü Sorular Eğlenerek çözeceğiniz pekiştirici etkinlikler

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI ANKARA 2012 1.GİRİŞ Yaratılıştan itibaren hayata yön veren, temel hak

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

Bu kitapta neler var?

Bu kitapta neler var? Bu kitapta neler var? Akıllı ve Eğlenceli >> Pekiştirici Etkinlikler Tam Ölçen ve Bilgilerinizi Derinlemesine Sorgulayan >> Ünite Testleri Artıbir >> Sınav Özel Soruları Kazanım Odaklı >> Konu Testleri

Detaylı

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI 24.07.2012 23.07.2012 TESİ 22.07.2012 21.07.2012 RTESİ 20.07.2012 19.07.2012 RAMAZAN TARİH GÜN VAKİT VAİZİN ADI VE SOYADI VA ZIN KONUSU NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Detaylı

OKYANUS KOLEJLERİ SINAV SORUSU TEOG SINAV SORUSU DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ. 1. Kader ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

OKYANUS KOLEJLERİ SINAV SORUSU TEOG SINAV SORUSU DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ. 1. Kader ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 1. Merhaba arkadaşlar benim bir kardeşim oldu, adını Kader koyduk. Kader kelimesinin anlamını aşağıdaki seçenekler arasından bulmama yardımcı olur musun? A) Allah ın canlılara verdiği nimetlerdir. B) Kur

Detaylı