42. Dönemin şubelerarası ilk toplantısı yapıldı. AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya çalışıyor

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "42. Dönemin şubelerarası ilk toplantısı yapıldı. AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya çalışıyor"

Transkript

1 sayı 205 / 1 ağustos 2010 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR İMO kurul ve komisyonları çalışmalarına 1 Ağustos devam ediyor...2 de İMO 42. Dönem Çalışma Programı...8 de Çevre direnişçileri Ankara da buluştu...17 de İMO Şubeleri...18 de Şubelerden...20 de Meksika Körfezi nde çevre felaketi...24 te Başka bir avrupa mümkün diyenler İstanbul da buluştu 6. Avrupa Sosyal Forumu, 1-4 Temmuz günlerinde İTÜ Maçka ve Gümüşsuyu kampuslarında yapıldı. Avrupalı hareketlerin ve akvitistlerin en büyük buluşma alanı olan ASF ilk kez AB üyesi olmayan bir ülkede toplandı. Forum, toplumsal muhalefetin durumunu ve geleceğini tartışmak için Avrupa nın dört bir yanında binlerce kişiyi bir araya getirdi. ASF; küresel adalet hareketi adı altında birleşen ve başka bir dünya mümkün sloganını kullanan oluşumların bilgi ve deneyim paylaşımını sağlıyor. Forum da benzerlik yerine farklılık; disiplin yerine öz yönetim hiyerarşi yerine yataylık kavramlarını koyarak farklı bir politik kültüre olan ihtiyaç vurgulandı. İstanbul un ev sahipliğinde 260 seminer ve atölyede neo-liberalizmin küresel saldırılarına karşı ezilenlerin öz savunma hatları ve deneyimleri paylaşıldı. TMMOB nin düzenlediği oturumlarda emekçilerin ve yoksulların sorunları en etkili biçimde tartışmaya açıldı. Yürütücülüğünü TMMOB adına İMO İstanbul Şubesinin yaptığı su haktır, ticarileştirilemez oturumu, Forum daki en etkin ve etkileşimli oturumlardan biriydi. 12 de AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya çalışıyor Sayfa 6 da 42. Dönemin şubelerarası ilk toplantısı yapıldı Sayfa 3 te

2 2 1 Ağustos 2010 İMO Kurul ve komisyonları çalışmalarına devam ediyor Su Yapıları Kurulu İMO Su Yapıları Kurulu, 42. Dönem ilk toplantısını 9 Temmuz 2010 tarihinde İMO toplantı salonunda düzenledi. Murat Gökdemir, Selçuk Uluata, Hacı Ataseven, Ahmet Göksoy, Tansel Önal ve Murat İhsan Kömürcü ile Kurul Sekreteri Özge Özgür Karaçöl ün katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Murat Gökdemir Kurul Başkanlığı na, Murat İhsan Kömürcü ise raportörlüğe seçildi. Toplantıda kurulun bu dönem ele alacağı konular üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Kurulun bu dönem özellikle HES ler, barajlar ve güvenlik barajları konularını ele alması kararlaştırıldı. Yapı Denetim Komisyonu İMO Yapı Denetim Komisyonu, 42. Dönem ilk toplantısını 7 Temmuz 2010 tarihinde İMO toplantı salonunda gerçekleştirdi. Toplantı, İMO Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Erdem, Kurul Üyeleri Bahaettin Sarı, Hatice Öz, Hüseyin Kaya, Mustafa Çampınarı, Şefika Seyhan Has, İMO Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez ve Kurul Sekreteri Emrah Güventürk ün katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda Komisyon Başkanlığını Bahaettin Sarı nın yürütmesi kararlaştırıldı ve Komisyonun dönem içerisinde yapacağı çalışmalar ana başlıklar halinde değerlendirildi. Toplantıya İMO Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Erdem, Doç. Dr. Uğur Müngen, Yrd. Doç. Dr. Selim Baradan, Yrd. Doç. Dr. S. Ümit Dikmen, Furkan Yıldız, İMO Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez ve Kurul Sekreteri Demet Özgür katıldı. Kurul Başkanlığına oybirliği ile Doç. Dr. Uğur Müngen seçildi. Toplantıda, İMO nun İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ne ilişkin yasal mevzuat değişikliklerine müdahil olması ve TMMOB Odaları ile ortak çalışmalar yürütmesi gerektiği değerlendirildi. Ayrıca, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında düzenlenecek temel eğitim programında uygulanacak müfredat, eğitim programının kriterleri, meslek içi eğitimlerde eğitmen olarak görev alabilecek kişiler ve eğitimin nerelerde uygulanacağı gibi konular ele alındı. Geoteknik Kurulu Ulaştırma Kurulu İMO Ulaştırma Kurulu, 42. Dönem ilk toplantısı 29 Haziran 2010 tarihinde İMO toplantı salonunda gerçekleştirdi. İMO Yönetim Kurulu Üyesi Metin Korkmaz, Kurul Üyeleri Ali Fuat Günak, Hediye Tüydeş, İsmail Şahin, Sadi Sürenkök, İMO Genel Sekreter Yardımcısı Ayşegül Bildirici ve Kurul Sekreteri Emrah Güventürk ün katılımıyla düzenlenen toplantıda Komisyon Başkanlığı nı Hediye Tüydeş in yürütmesine karar verildi. Toplantıda kurulun amaç, hedef ve yapacağı çalışmalarla birlikte DLH Genel Müdürlüğü Kent İçi Raylı Sistemler Yönetmelik ve Şartname Taslakları görüşüldü. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu, 42. Dönem ilk toplantısını 7 Temmuz 2010 tarihinde İMO toplantı salonunda gerçekleştirdi. İMO Geoteknik Kurulu, 42.Dönem birinci toplantısını 14 Temmuz 2010 da gerçekleştirdi. İMO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Levent Darı, Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez, Kurul Üyeleri Elif Yılmaz, Metin Arkün, Mustafa Laman, Oğuz Çalışan ve Kurul Sekreteri Osman Beşler in katılımı ile düzenlenen toplantıda yeni dönem için Metin Arkün ün kurul başkanlığı görevini yürütmesi kararlaştırıldı. Toplantıda yeni dönemde yapılması planlanan çalışmalar üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Buna göre geoteknik konularında, eğitimler ve seminerler düzenlenmesi, yayınlar hazırlanması, ilgili kamu kurumları ve TMMOB ye bağlı Odalarla ortak çalışmalar yürütülmesi karar altına alındı. genç-imo 2. Yaz Eğitim Kampı hazırlıkları başladı İnşaat Mühendisleri Odası, genç-imo Yaz Eğitim Kampı nın ikincisini bu yıl 31 Ağustos ile 7 Eylül 2010 tarihleri arasında Foça da düzenliyor. Kamp, öğrenci üyelerin mesleği, İMO yu ve TMMOB yi daha yakından tanımasını hedefliyor. Geçen yıl birincisi düzenlenen ve 83 öğrencinin katılımı ile yapılan kampa birçok akademisyen, yazar ve sanatçının yanı sıra İMO merkez ve şube yöneticileri de katılmıştı. Bu yıl yaklaşık yüz öğrenci ile gerçekleştirilmesi planlanan kampın programında paneller, söyleşiler, atölye çalışmaları ve teknik geziler yer alacak. Her üniversiteden genç-imo üyesi öğrencilerin katılımına özen gösterilecek olan kampın son başvuru tarihi 25 Temmuz Ücretsiz olan kampa katılım için genç-imo üyesi olma zorunluluğu aranacak.

3 1 Ağustos Dönemin şubelerarası ilk toplantısı yapıldı Toplantı, Serbest İnşaat Mühendisliği Yönetmeliği Uygulama Esasları Taslağı hakkında fikir alışverişinde bulunmak amacıyla 24 Temmuz 2010 tarihinde Ankara da gerçekleştirildi. İMO 42. Dönem Şubelerarası ortak toplantıların ilki, Yönetim Kurulu üyeleri, şube yönetim kurulu başkanları ve sekreter üyelerinin katılımıyla 24 Temmuz 2010 tarihinde Ankara da gerçekleştirildi. Serbest İnşaat Mühendisliği Yönetmeliği Uygulama Esasları Taslağı hakkında fikir alışverişinde bulunmak amacıyla gerçekleştirilen toplantı, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp in yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Serdar Harp konuşmasına, ülkemizde yaşanan güncel gelişmelere ilişkin odamızın yaklaşımlarını dile getirerek başladı li yıllardan itibaren yaşanan hızlı dönüşümün etkilerinin tüm toplumu biçimlendirdiğini ifade eden Harp, Dış politikadan ekonomiye, Kürt Sorunu ndan Anayasa Değişikliği ne, sosyal politikalardan özelleştirmelere kadar her alan, içinden geçmekte olduğumuz dönemin kendine has dinamikleriyle yeniden biçim kazandığını, tüm bu gelişmelerin, yurttaş kimliğimizle olduğu gibi, mühendis kimliğimizle de bizleri ilgilendirdiğini belirtti. Harp, bu sarsıntılı dönüşüm sürecinde odamızın yalpalamadan durmasının en önemli nedeninin ilerici ve toplumcu değerler etrafından şekillenmiş meslekidemokratik mücadele anlayışımız olduğunu söyledi. Son günlerde mühendislik alanını yakından ilgilendiren yasal düzenlemelere de değinen Serdar Harp, AKP Hükümeti nin iktidara geldiği günden bu yana en fazla rahatsızlık duyduğu kesimlerin başında yer alan Meslek Örgütlerinin etkisini azaltmak amacında olduğunu ifade etti. Harp Sözlerine şöyle devam etti: Yüz binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının kararlı duruşunu gören siyasi iktidar, şimdi de kendi döneminde hazırladığı yasalardan TMMOB ve bağlı odaların isimlerini arındırmaya çalışmaktadır. Son dönemde birbiri ardına gündeme gelen Teknoloji Fakülteleri, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, İş Kanunu nda yapılmak istenen değişiklik ve Belediye Kanunu nda yapılan düzenlemeler, mühendislerin ve meslek odalarının yetkilerini ellerinden alan, uygulama alanını daraltan düzenlemeler olarak öne çıkmaktadır. Bu düzenlemelerin sadece inşaat mühendisliğine değil, tüm topluma zarar vereceğinin altını çizen Harp, İMO nun bu düzenlemelere karşı mücadelesini büyüteceğini vurguladı. Serdar Harp konuşmasının ilerleyen bölümlerinde, İMO nun toplumsal sorumluluklarının en önemli ifadelerinden biri olan yapı güvenliği konusundaki en ileri düzenlemelerden birisi olan Serbest İnşaat Mühendisliği Yönetmeliği konusuna değindi yılında uygulamaya giren yönetmeliğin yarattığı olumlu sonuçları sıralayan Harp, bu konudaki yasal sürece de değindi. SİM Yönetmeliğinin bazı maddelerinin 2009 yılında yürütmelerinin durdurulması üzerine yapılan değişikliklerden bahseden Harp, uygulamayı mükemmelleştirmek için hayata geçirilmesi gereken esaslara dair hazırlanan taslak üzerine tüm şubelerimizin görüşlerini almak istediklerini ifade etti. 17 Ağustos Depremi nin yıldönümünde düzenlenecek olan Depreme Duyarlılık Etkinliklerinin bu yıl daha öncekilerden farklı biçimde, tüm TMMOB camiasının katılımıyla gerçekleştirileceğini dile getiren Harp, İMO şubelerinin bu konudaki çalışmalarını hızlandırmasını istedi. Harp, son olarak da, bu yıl ikincisi düzenlenecek olan genç-imo 2. Yaz Eğitim Kampı hakkında bilgi vererek konuşmasını tamamladı. Açılış Konuşmasının ardından toplantıya katılanlar SİM Yönetmeliği Uygulama Esasları üzerine öneri ve eleştirilerini dile getirdiler. Bu bölümde sırasıyla, Cemal Gökçe (İstanbul Şube), Abdullah Bakır (Adana Şube), Halim Ceylan (Denizli Şube), Kazım Zeyrek (Aydın Şube), Alifer Atasever (Muğla Şube), Ünsal Eser (Bursa Şube), Necati Atıcı ve Ayhan Emekli (İzmir Şube), Murat Şahin (Ankara Şube), Müberra Çetinkaya (Eskişehir Şube), Şirin Açar (Diyarbakır Şube), Selim Harbiyeli (Hatay Şube), Musa Aynuru (Manisa Şube), Metehan Gündüz (Gaziantep Şube), Bora Kocabaş (Samsun Şube), Veysel Özkan (Mersin Şube), Cem Oğuz (Antalya Şube), Ali Çınar (Konya Şube), Hüsnü Gürpınar (Sakarya Şube), Mustafa Yaylalı (Trabzon Şube), Osman Taşseten (Tekirdağ Şube) ve İMO Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez söz alarak görüşlerini dile getirdiler. Konuşmacıların tamamına yakını yapılan SİM Yönetmeliği uygulama esasları konusundaki çalışmayı olumlu bulduklarını ifade ederek kimi maddeler üzerindeki önerilerini dile getirdiler. Konuşmaların tamamlanmasının ardından Serdar Harp, burada dile getirilen eleştiri ve öneriler ışığında uygulama esaslarına son biçimini şekillendirileceğini ifade etti. Şubelerarası toplantının son kısmı olan dilek ve temenniler kısmında söz alan Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, Mesleki Sorumluluk Sigortası konusunda çalışma yapılması önerisini getirirken, Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar da İMO nun baskı grubu kimliğinin güçlendirilmesini istedi. Bu bölümde son sözü kullanan Serdar Harp, ilk kısımda kürsü kullanan bazı yöneticilerin yaklaşan Anayasa Referandumu konusundaki görüşlerini hatırlatarak, kendisinin de referandum konusundaki görüşlerini ifade etti. AKP Hükümetinin 12 Eylül mağduriyetini propaganda malzemesi olarak kullanmasını eleştiren Harp, kendisinin darbenin muhataplarından birisi olduğunu hatırlatarak bu konunun suiistimal edilmesini kabullenemeyeceğini söyledi. Yıllardır eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa talebini en güçlü biçimde dillendirdiklerinin altını çizen Harp, mevcut anayasa değişikliğinin bu talepleri karşılamadığı için Hayır oyu kullanacağını söyleyerek toplantıyı tamamladı.

4 4 1 Ağustos 2010 Kürt Sorunu nda Şiddet Tırmanıyor Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan Kürt Sorunu na barışçıl ve demokratik çözüm getirilememesi, çatışmaların ve şiddetin bir kez daha yükselmesini beraberinde getirdi. AKP Hükümeti tarafından ortaya atılan Demokratik Açılım sürecinin içinin doldurulamamış olması, çözüm yolundaki umutların azalmasına neden oldu. Demokratikleşme yolunda adımların atılmasının beklendiği bir dönemde, önce parti kapatma, ardından da seçilmiş belediye başkanlarına yönelik tutuklamalar sürecin birden bire tersine dönmesine yol açtı. Barış umudunun yerini, çatışmalar, operasyonlar, patlamalar, baskınlar, cenazeler aldı. Yıllardan beri Kürt Sorunu nun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesini isteyen İnşaat Mühendisleri Odası, gelinen sürecin tehlikelerine ilişkin bir basın açıklaması yaparak, barış çağrısında bulundu. Barışı İnşa Etmek, Savaşmaktan Daha mı Zor? başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi: Her sabah, yeni bir ölüm haberiyle güne başlıyoruz. Her ölüm, canımızdan bir parça daha koparıyor. Canımız acıyor, eksiliyoruz Yitirdiğimiz tüm canlarımızın ıstırabını yüreğimizin en derinlerinde hissediyor, ailelerine ve dostlarına başsağlığı diliyoruz. Bilinmelidir ki, patlayan her bomba, sıkılan her kurşun, kaldırılan her cenaze barış umutlarını biraz daha azaltmaktadır. Çatışma ve savaş ortamı, bizleri geri döndürülemez bir şiddet sarmalının içine doğru sürüklemektedir. Acı, gözyaşı ve kinden başka hiçbir şey doğurmayan bu şiddet döngüsünden kurtulmanın yolu, derhal ve koşulsuz olarak silahların susmasıdır. Çatışmaların derhal sonlandırılması, Kürt Sorunu na barışçıl ve demokratik çözüm yolundaki ilk adım olacaktır. Barışmayı savaşmaktan daha zor yapan nedir? Yaşamı, ölümden daha değersiz hale getiren nedir? Mutluluğu, acıdan daha önemsiz kılan nedir? Kim bu soruların yanıtlarını küçük bir çocuğun gözlerinin içine bakarak verebilir?birbirimize soru sormaya, savaş politikalarını sorgulamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Silah seslerinin gürültüsünün bizleri suskunluğa itmesine izin vermeyelim. Barış, gündelik çıkarları ve dar politik hesapları peşinde koşan siyasetçiler tarafından değil, barışı arzulayan halklar tarafından kurulabilir. Bu ülke topraklarında barışı kurmak için güçlü ve cesur adımlar atmaya ihtiyacımız var. Kalbini kardeş kalplere açmaya gönüllü yurttaşlarımızın barış talebini her zamankinden daha güçlü haykırması gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası olarak herkesi sağduyulu olmaya ve başta sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve meslek örgütleri olmak üzere barıştan yana olan herkesi barış için birlikte davranmaya çağırıyoruz. Bizler barış istiyoruz, bizler kardeşlik istiyoruz, bizler çocuklarımızın geleceğini istiyoruz İMO başta olmak üzere Türkiye deki duyarlı emek ve meslek örgütlerinin barış çağrılarına rağmen, çatışmalar durmadı. Artan şiddetle birlikte birbiri ardına yaşanmaya başlayan köy boşaltma ve orman yakma uygulamaları, 90 lı yıllarda yaşadığımız acı deneyimleri akıllara getirdi. Faili meçhuller, adam kaçırmalar, köy boşaltmalar, orman yakmalar gibi insanlıkla bağdaşmayan durumların bir kez daha yaşanmaması için İMO 13 Temmuz 2010 tarihinde Sadece Ormanlar Değil, İçimiz de Yanıyor başlıklı bir açıklama yapma gereği daha duydu. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: Kürt Sorunu nun barışçıl ve demokratik zeminlerde çözümü yolunda umutların boşa çıkması, bir kez daha silahların sesinin yükselmesine neden olmuştur. Birbiri ardına yaşanan çatışmalar ve düzenlenen operasyonlar, tüm toplumda kin ve nefret duygularının egemen olmasına yol açmıştır. Şiddet kültürüyle beslenen bu duygular, insani değerlerin yerine insanlık dışı tutum ve davranışların yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Son dönemde özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde terörle mücadele adı altında izlenen yöntemler, insanlık adına utanç verici manzaraları ortaya çıkartmıştır. Köy boşaltma ve orman yakma gibi kabul edilemez yöntemler, Kürt Sorunu nu içinden çıkılmaz bir yere doğru sürüklemektedir. Bu yöntemler, 1990 lı yıllarda boyunca uygulanmış ve Kürt Sorunu nun çözümünde çare olmamış, tam tersine sorunu çözümsüzlüğe sürüklemiştir. Hükümetin bir yandan demokratik açılım süreci devam edecek derken, diğer yandan bu manzaralara sessiz kalması inandırıcılığını giderek yitirmesine neden olmaktadır. Bölgede gerçekleştirilen operasyonlar sırasında köylerin ve ormanların yakılması, bölge halkının yaşamını alt üst ettiği gibi, tabiat varlıklarımıza da onarılamaz zararlar vermektedir. Tunceli de, Hakkâri de, Şırnak ta ve daha pek çok yerde binlerce hektarlık orman alanının cayır cayır yakılması, hepimizin içini acıtmaktadır. Doğaya, bitki örtüsüne, doğal hayata, insan yaşamına ve tüm bir habitata saygı duymayanların, yurttaşların saygısını bekleme hakkı yoktur. Artık bu insanlık dışı gidişe bir dur demek gerekmektedir. Artık silahlar susmalıdır. Artık operasyonlar durmalıdır. Artık insanlar ölmemelidir. Artık köyler boşaltılmamalıdır. Artık ormanlar yakılmamalıdır. Artık barış olmalıdır. İnşaat Mühendisleri Odası, barıştan yana tavrını sürdürmekte kararlıdır. İMO dan TMMOB ye ziyaret İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Züber Akgöl ve İMO Genel Sekreter Yardımcıları Ayşegül Bildirici ile Gülsüm Sönmez Genel Kurul sürecinin ardından görev dağılımı yapılan TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri ne bir ziyaret gerçekleştirdiler. 18 Haziran 2010 Cuma günü yapılan ziyarette TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Sayman Üye Mustafa Erdoğan, Yürütme Kurulu Üyesi Gürel Demirel ve Genel Sekreter Hakan Genç hazır bulundu. Ziyarette TMMOB Yönetim Kurulu na 41. Çalışma Dönemi için başarı dileklerinde bulunuldu ve TMMOB nin önümüzdeki dönem çalışma programı üzerine değerlendirmeler yapıldı. Açılımın geldiği boyut: Kürt kuma Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı derhal görevden alınmalıdır AKP Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı nın Kürt kadınları ve dolayısıyla Kürt halkı için sarf ettiği sözler halklar arasındaki barışı bozmaya niyet eden sözlerdir ve son derece tehlikelidir. Karadenizli erkeklerin ikinci eşlerini Kürt kadınları arasından seçmesini öneren ve bu ciddiyetsiz fikrin beraberinde hasımlık değil hısımlığı geliştireceği öngörüsünde bulunmanın işaret ettiği yer tam bir sorumsuzluk ve basiretsizlik örneğidir. Açıklama sahibinin iktidar partisine mensup olması ve bir şehrimizin yöneticisi konumunda bulunması durumu ise açıklamaların vahametini bir kat daha artırmakta ve bizleri endişelendirmektedir. 30 yıldır devam eden, iktidarların rant kapısı olarak baktığı Kürt Sorunu nu Kürt açılımı çıkışıyla çözülebileceği atmosferini yaratan AKP Hükümeti nin geldiği nokta Kürt kuma çözümü olmamalıdır. Son günlerde yaşanan çatışmalı ortamın yarattığı gergin zeminin halkı yönetme konumunda bulunan idareciler tarafından bırakın çözüm üretimini, aksine halkları birbirine düşman edecek çıkışlarla provoke edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Halil Bakırcı, yaptığı açıklamaların ya ne anlama geldiğini bilmemekte ya da neye tekabül ettiğinin farkında olup özellikle gerginlik yaratacak bir dil kullanmaktadır. Ancak sarf edilen sözler hangi niyete tekabül ederse etsin sonuç itibariyle Anadolu coğrafyasında yaşayan halkların geleceğini zehirleme tehlikesini barındırmaktadır. Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halkların namus kavramını kadın bedeni üzerinden tanımladığı ve bu tanımlamanın başta kadınlar olmak üzere insanlara büyük acılar yaşattığı bilinmektedir. Bakırcı nın açıklamaları hem çarpık olan namus algılayışımızı yeniden üretmekte hem de hem de kadın bedeni üzerinden bir halkı aşağılamakta ve değersizleştirmektedir. Kürt kadının bedenini metalaştıran, alınıp satılabilir bir değer olarak gören bu çarpık ve ilkel zihniyet derhal cezalandırılmalıdır. Ne yazık ki Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı nın kanımızı donduran çarpık, tehlikeli anlayışı Kürt kadını ve Kürt halkıyla ilgili açıklamalarıyla sınırlı değil. Bakırcı, pankart açtıkları için saldırıya uğrayan TAYAD üyesi bir gurup için bilseydim onlar olduğunu bende inip vururdum diyebilme cesaretini de göstermişti. Irkçı, ayrımcı, cinsiyetçi ve insan hakları değerlerinden nasibini almamış birinin halen Rize ilimizi yönetiyor olması başta siyasi iktidar olmak üzere ülkemizin ayıbıdır. Bir kent ve o kentin halkı çarpık zihniyetlerin yönetimine terk edilmemelidir. İnşaat Mühendisleri Odası olarak siyasi iktidara sesleniyoruz: Halil Bakırcı derhal görevden alınmalı ve gerekli hukuki süreç başlatılmalıdır.

5 1 Ağustos İnşaat Sektöründe Kriz Bitmedi Geniş kesimlerin gelir durumları ve harcama/tasarruf tercihleriyle yakın ilişkisi nedeniyle, ekonomik krizlere en duyarlı sektörlerin başında İnşaat Sektörü gelmektedir. Bu nedenle inşaat sektöründeki eğilimler, ülkedeki genel ekonomik tablonun en iyi gözlemlenebildiği veriler arasındadır. TÜİK tarafından açıklanan 2010 yılının ilk çeyreğine ilişkin İnşaat Sektörü Ciro ve Üretim Endeksleri, İnşaat Sektöründe 2007 yılı ortalarından itibaren başlayan krizin devam ettiğini göstermektedir. TÜİK in verilerine göre, Üç Aylık İnşaat Sektörü Ciro Endeksi, 2010 yılı 1. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 19 azalmıştır. Bu düşüşle birlikte, inşaat sektörü ciro endeksi kriz döneminin en dip seviyesine inmiştir. TÜİK in verileri, Üç Aylık İnşaat Sektörü Üretim Endeksi nin, 2010 yılı I. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,6 oranında arttığını göstermektedir. Bir önceki yılın aynı döneminde yaşanan %18,9 luk küçülme göz önünde bulundurulduğunda, yaşanan durumun hiç de iç açıcı olmadığı fark edilmektedir. Bir önceki yıl aynı dönemde yaşanan derin küçülmenin baz etkisiyle, pozitif yönde bir hareket gözlense de, sektör 2005 yılının bile gerisindedir. Üretim Endeksi verileri incelendiğinde en büyük daralmanın, Bina Dışı İnşaat Sektöründe olduğu gözlenmektedir. Bu alanda yaşanan % 29 oranındaki küçülme, kamusal yatırımlarda yaşanan daralmayı gözler önüne sermektedir. Rakamlar gösteriyor ki, ekonomide yaşanan durgunluk ve belirsizlik, inşaat sektörünü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Son iki yıl içerisinde inşaat sektöründe yaşanan küçülme, kümülatif olarak %20 nin üzerinde olmuştur. İnşaat Sektöründe kriz devam ederken, 2010 un birinci çeyreğine ilişkin inşaat maliyet rakamlarında %3,49 luk artış yaşanmıştır. İnşaat malzemesi fiyatlarında yaşanan artışın etkisiyle ortaya çıkan bu maliyet artışı, zaten durgunluk içindeki sektörü daha da olumsuz etkilemektedir. Konuyla ilgili İnşaat Mühendisleri Odası adına Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp tarafından 6 Temmuz 2010 tarihinde yapılan açıklamada durumun öneminde dikkat çekilerek, İnşaat sektörü, yan sektörlerle birlikte milyonlarca kişinin geçim ve yaşam kaynağıdır. Bu sektörde yaşanan her türlü olumsuzluk, yüz binlerce kişinin hayatına doğrudan yansımaktadır. Büyüme dönemlerinin nimetleri, sayıları iki elin parmaklarını geçmeyecek büyük şirketler tarafından paylaşılırken, küçülmenin bedelini sektörde çalışan herkes ödemektedir ifadelerine yer verilmiştir. Serdar Harp açıklamasında sektörümüzde yaşanan krizin, sürdürülebilirlik sınırlarını aştığını belirterek, Kapasitesinin çok altında çalışarak kendini var etmeye çalışan çok sayıda firma artık kapanma noktasına geldiğini vurgulamıştır. Harp açıklamasını şu sözlerle tamamlamıştır: Krizden rekor büyümeyle çıktık diyen hükümetin söylemleri gündelik yaşamın gerçekleriyle örtüşmemektedir. Hükümet, pembe gözlüklerini çıkartıp, halkın içinde bulunduğu derin krize önlemler almalıdır. İnşaat sektöründe devam eden krizin önüne geçilebilmesi için bir yandan malzeme fiyatlarındaki spekülatif artışlar kontrol altına alınırken diğer yandan da kamu yatırımları arttırılmalıdır. Yatırımların arttırılarak, merkezi kamusal planlamaların yapılması, daha istikrarlı ve dengeli bir inşaat sektörünün oluşması yolundaki ilk adım olacaktır. DASK ın Garip Reklâm Kampanyası Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından, Türkiye de olabilecek en riskli depremde nüfusun büyük çoğunluğu hayatta kalacak. Ya Evleri? başlıklı bir iletişim kampanyası başlatıldı. Depremde asıl riskin binalarda olduğuna dikkat çekmeyi amaçlayan kampanya, deprem sorununu ele alışı ve insan hayatına yaklaşımı ile hepimizde derin bir kaygı ve üzüntü yarattı. Depremlerde can kaybının önemsiz bir oranda kaldığı, en büyük zararın ise konut kaybı olduğu vurgusu, depremlerde yakınlarını kaybetmiş yurttaşlarımızın hislerini göz ardı eden bir duygusuzluk olarak dikkatleri çekti. İnşaat Mühendisleri Odası, DASK ın bu yaklaşımını eleştirmek için 22 Haziran 2010 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada DASK ın insan hayatını değersizleştiren bu yaklaşımı, bugüne kadar depremlerde hayatını kaybeden on binlerce yurttaşımızın hatıralarına saygısızlık olduğu gibi, depremlerin sonuçları açısından da oldukça yanıltıcıdır. Depremler, hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek derin kişisel ve toplumsal yaralar açmaktadır. ifadeleri yer aldı. Açıklamanın devamında, DASK ın kampanyada kullandığı bilimsel verilerin gerçekliğinin de sorgulandığı açıklama şöyle devam etti: DASK, kampanya temasının araştırmalara dayandığını iddia etmekte ve can kayıplarına ilişkin olası rakamlar kullanmaktadır. 17 Ağustos Depremi nde yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın sayısı bile tartışmalı iken, olası depremlerdeki can kayıplarına ilişkin istatistik vermek, bilimsel etikle bağdaşmamaktadır. İnsan hayatını istatistik verilerine indirgeyerek değerlendiren bu yaklaşım en hafif ifadeyle insanın kanını dondurmaktadır. DASK ın kampanyası, ülkemizdeki konutların güvensizliğini açık biçimde ortaya koymakla birlikte, çözüm noktasında eksik kalmaktadır. Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması, önlem bilincinin geliştirilmesi ve maddi kayıpların telafisi açısından önemli bir uygulamadır ve yaygınlaştırılmalıdır. Bununla birlikte konutları güvenli hale getirmenin asıl yolu, sağlıklı, nitelikli ve etkin bir yapı denetim uygulamasını tüm yurtta hayata geçirmektir. İnsan hayatını değersizleştirerek reklâm yapmak doğru değildir. Deprem tehdidini, bir gelir kapısı olarak gören anlayıştan kurtulmak gerekmektedir. DASK, kâr amacı güden bir sigorta şirketi gibi değil, kuruluş amacına ve toplumsal sorumluluğuna uygun biçimde davranmalıdır. Halkı yanlış yönlendiren bu iletişim kampanyası derhal geri çekilmelidir. İMO nun eleştirilerine ve tepkilerine rağmen DASK ın reklâm kampanyası hala devam ediyor. İMO nun DASK ın kampanyada kullandığı verilerin hangi araştırmadan elde edildiğine ilişkin resmi yollardan ilettiği bilgi edinme talebi ne yazık ki yanıtsız kaldı. Konuyla ilgili edinilen bilgiler İMO üyeleriyle paylaşılacaktır. Kentsel Gaspların Yasallaştırılmasını Kınıyoruz! Son günlerde kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan 5393 sayılı Belediye Kanunu nun 73. Maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi bilim insanlarının ve meslek odalarının itirazlarına rağmen TBMM Genel Kurulu nda kabul edildi. Özellikle Büyükşehir Belediyelerine tanıdığı geniş yetkiler nedeniyle tartışma yaratan yasa tasarısı, uğradığı küçük değişikliklere rağmen, özünü korudu. Yasa değişikliğini kamuoyunda bu denli tartışmalı kılan en önemli faktör, başından itibaren art niyetli bir sürecin işlemesi oldu. Bu art niyet yasanın hazırlanmasından, komisyon aşamalarına ve nihayetinde TBMM Görüşmelerine kadar yansıdı yılı Nisan ayında tek bir fıkradan ibaret olan yasa değişikliği, son haliyle 14 fıkraya çıkartılmış ve kapsamı itibariyle de adeta kendi başına bir yasa halini aldı. Kentleşme, planlama, imar ve yapı denetimi gibi konularda yapılması gereken ve öncelik derecesi çok daha yüksek olan yasal düzenlemeler varken, 2005 yılında yürürlüğe girmiş Belediye Kanunu nda değişikliğe gidiliyor olması, değişikliğin amacının planlı ve güvenli kentleşme değil rant alanlarının paylaşımı olduğunun en açık göstergesi oldu. Kentsel Dönüşüm uygulamaları gösterdi ki, bu konu, basit anlamda bir çevre düzenlemesine indirgenemeyecek kadar karmaşık bir sorun. Sorunun ekonomik, sosyolojik, kültürel, tarihsel, siyasal ve her şeyden de öte insani boyutlarını göz ardı ederek geliştirilmeye çalışılan çözümler, sorunu çok daha trajik boyutlara taşımıştır. Dolayısıyla Kentsel Dönüşüm Meselesini, Belediyeler Kanunu nun bir maddesi içerisinde halletmeye çalışmak, hem hukuki hem de pratik olarak sorunludur. Bu işgüzarlık, sonu kestirilemeyen sosyal sonuçlara yol açabilir. Yasa değişikliğinin en sorunlu yanlarından bir tanesi, kapsamının belirsizliği ve ölçüsüzlüğü Sayılı Belediye Kanunu nun değişen 73. Maddesi açık biçimde kentin eskiyen kısımları ile sınırlı iken, yasa değişikliği, üzerinde yapı olan ya da olmayan, imarlı ya da imarsız tüm alanları kentsel dönüşüm uygulamalarının hedefi haline getirmiştir. Belediye Meclislerine verilen bu ölçüsüz yetki, özellikle Büyükşehirlerde ölçüsüz bir yağma harekâtının başlamasına neden olacaktır. Yasa değişikliğinin tüm fıkralarına sirayet eden anlayış, kentsel dönüşüm uygulamasını tek başına belediyelerin inisiyatifine teslim etmiştir. Detaylı yasal sınırlandırmalarla hak sahipleri Belediyelerin insafına terk edilmiştir. Bu tek taraflılık o denli ileri gitmiştir ki, mahkemeler bile devre dışı bırakılarak, süreç belediyelerin tek taraflı işlemleriyle tamamlanabilir hale getirilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası, 16 Haziran 2010 tarihinde, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, AKP Hükümetini şu şekilde eleştirdi: AK Partili belediyelerin, özellikle de Büyükşehir Belediyelerinin ortak özellikleri hukuk tanımaz tutumlarıdır. Mevcut yasa değişikliğiyle yapılmak istenen de yargıya intikal etmiş çok sayıda kentsel düzenlemenin yargıdan kaçırılmasıdır. Kanun değişikliğinin Geçici Maddesinde, yargılama süreci devam eden davalarda da bu kanun hükümlerinin uygulanacağı esasının yer alması hukuka doğrudan müdahale anlamına gelmektedir. Özellikle AK Partili Büyükşehir Belediyelerinin taraf olduğu çok sayıda kentsel dönüşüm davası oldubitti ye getirilmektedir. AK Parti, hukuk kurallarını ve mahkeme kararlarını tanımaz tutumundan biran önce vazgeçmelidir. Kentsel Dönüşüm uygulamaları, yeni kentsel rant alanları yaratmak, yeni zenginler türetmek amacıyla değil, zor koşullarda kente tutunmaya çalışan yurttaşlarımızın yaşam koşullarının düzeltilmesi amacını taşımalıdır.

6 6 1 Ağustos 2010 AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya Çalışıyor Türkiye son yıllarda birbiri ardına yaşanan iş kazalarıyla sarsılmaktadır. Tuzla Tersanesi ve maden ocakları başta olmak üzere, Türkiye nin dört bir yanında yaşanan iş kazalarında her yıl yüzlerce kişi hayatını yitirirken, binlerce kişi ise sakat kalmaktadır. Kazaların yaşandığı işyerlerinin ortak noktası, iş güvenliğinin göz ardı edildiği, denetimin uygulanmadığı, sendikalaşmanın olmadığı ve taşeronluğun yaygınlaştığı işletmeler olmalarıdır. Kamu işletmeciliği anlayışının gerilemesi, özelleştirmeler ve sendikalaşma oranının düşmesi, işçi sağlığı ve işyeri güvenliği konusunun kronik bir sorun haline dönüşmesine neden olmuştur. SGK verilerine göre Türkiye de 2008 yılında 72 bin 963 iş kazası ve 539 meslek hastalığı vakası yaşanmıştır. Kazalarda 866 çalışan yaşamını yitirirken, bin 694 çalışan sakat kalmış ve 1 milyon 865 bin 295 gün geçici iş görmezlik durumu ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalar, iş kazalarının yüzde 50 sinin kolaylıkla önlenebilecek kazalar olduğunu, yüzde 48 inin de sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya çıkarmaktadır. Buna rağmen, gerek yasal düzenlemelerdeki yetersizlikler, gerek uygulama boşlukları gerekse de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nın konuya ilgisizliği, iş kazalarının artarak devam etmesine neden olmaktadır. İş Güvenliği, çalışma hayatının önemli bir unsuru olup, Odamızın Yoğun Çabaları İnşaat sektörü, hem kaza sayısı hem de ölüm oranı bakımında iş kazalarının en yüksek olduğu işkollarının başında gelmektedir. Bu nedenle, Odamız, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yasal ve kurumsal tedbirlerin arttırılması için büyük çaba harcamaktadır. Bu konudaki yasal gelişmeleri yakından takip eden Odamız, mevzuatın geliştirilmesi ve standardının yükseltilmesi için hem hukuki hem de içerik olarak yaratıcı katkılar sunmaya çalışmıştır. Mevcut yasal düzenlemenin aksaklıkları, hazırlanan yönetmeliklerin eksiklikleri ve iş güvenliği mühendislerini eğitimlerinin içerikleri için odamız bünyesinde oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulumuz, bugüne kadar oldukça yoğun bir çalışma yürütmüştür. Kurulumuzun çalışmaları doğrultusunda geliştirdiğimiz önerilerimiz, konunun ilgili tarafları ve milletvekilleriyle paylaşılmıştır. Çabamızın etkinliğinin arttırılabilmesi için yasa önerilerimiz tüm şubelerimize gönderilerek illerden seçilen milletvekilleriyle doğrudan temas kurulması sağlanmıştır. Yasa değişikliği teklifinin komisyonlardan geçerek TBMM Genel Kurul gündemine gelmesinin ardından ise yasaya ilişkin gelişmeler ve önerilerimiz, bir faks metni haline getirilerek, üyelerimiz tarafından TBMM Başkanlığına ve milletvekillerine gönderilmiştir. Milletvekillerine yapılan açık çağrımız şu ifadelerle sonuçlandırılmıştır: 2/712 Esas Numaralı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi nin 10, 11 ve 12. maddeleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorununun kamusal niteliğini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bu değişiklikler yasalaştığı takdirde iş kazaları ve iş güvenliği sorunu giderek büyüyecektir. Yasa değişikliği teklifi reddedilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki uygulama yönetmelikleri, TMMOB, TTB ve sendikaların da taraf olduğu komisyonlar eliyle hazırlanmalıdır. kamu düzenini ilgilendirmektedir. İşyeri güvenliğinin ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması kamusal bir sorumluluktur. Kamu düzenini ve güvenliğini ilgilendiren bir konuda mesleki faaliyetin sunumu hem meslek mensuplarını hem de TMMOB ve bağlı Odaları yakından ilgilendirmektedir. İşçi sağlığının ve iş güvenliğinin sağlanması için gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapmak ve alınan tedbirlerin uygulanmasını sağlamak hükümetin sorumluluğundadır. Ne yazık ki, AKP Hükümeti, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki sorumluluklarını yerine getirmediği gibi, bu konudaki yasal düzenlemeleri bile daha geri noktaya götürmeye çalışmaktadır. İş Güvenliği Konusunda Yasal Gelişmeler Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu, 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Yasası yla düzenlenmiştir. Yasa, işveren tarafından kurulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, hekimlerden oluşan İşyeri Sağlık Birimi ve İş güvenliğiyle görevli mühendis veya teknik elemanlar eliyle sağlıklı ve güvenli bir çalışma düzeninin oluşturulmasını öngörmüştür. Yasa, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ni (TMMOB) söz konusu çalışma düzeninin etkin bir katılımcısı olarak tanımlamıştır sayılı İş Kanunu nun 81. ve 82. maddeleri işverenleri, iş yerinde iş güvenliğinin sağlanması için iş güvenliği uzmanı, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi için de işyeri hekimi bulundurmakla yükümlü kılmıştır. Ne var ki, aynı yasayı uygulamaya geçirmek için hazırlanan yönetmeliklerin hiçbirisi, yasadaki katılımcı anlayışa uygun olarak düzenlenmemiştir. Bu görevleri yerine getirecek teknik elemanların hangi niteliklere sahip olacağı, çalışma koşulları, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, yetkileri ve sorumlulukları gibi konuları düzenlemek amacıyla 2004 yılında İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ve İş Güvenliği İle Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır. Yönetmeliğin hazırlanması sırasında, yasada yer alan açık hükümler ihlal edilerek, TTB ve TMMOB nin görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Yönetmelikte yer alan, sınırlamalar, sınıflandırmalar, tanımlamalar, eğitimler bu alandaki bilgi birikimini ve ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu için, meslek örgütleri tarafından yargıya taşınmıştır. Yasa nın 81. maddesi gereğince yayımlanan İşyeri Hekimlerine ilişkin yönetmelik Türk Tabipleri Birliği tarafından dava konusu edilmiş ve bu yönetmeliğin birçok maddesi Danıştay 10. Dairesi tarafından iptal edilmiştir. Yasa nın iş güvenliği mühendislerine ilişkin 82. maddesi gereğince yayımlanan İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik de yine Danıştay 10. Daire nin tarih 2004/6075 Esas, 2006/2159 sayılı kararlarıyla iptal edilmiştir. Bu davaların sonucunda her iki yönetmelik de Temmuz 2006 da yürürlükten kaldırılmıştır. Yasayı Yönetmeliğe Uydurma Çabaları Yönetmeliklerin iptalinin ardından, yasaya uygun yönetmelik yapmak yerine, AKP Hükümeti, 2008 yılı içerisinde yasada değişiklik yapma yoluna gitmiştir. 15 Mayıs 2008 tarihinde, 4857 Sayılı Kanunda Değişiklik Öngören 5763 Sayılı Kanun ile İş Kanunu nun 81 ve 82. maddeleri, 81. madde altında birleştirilerek değiştirilmiştir yılında gerçekleştirilen yasa değişikliği, alanda yaşanan hiçbir sorunu çözmeye hizmet etmemiştir. Bu değişiklikle İş Kanunu nun 78. maddesinin emrettiği tüzük düzenleme görevi ortadan kaldırılmış, aynı Yasa ile hem Bakanlığın hem de 7460 sayılı ÇASGEM Teşkilat Yasasında yapılan değişiklik ile mühendis ve hekimlere eğitim verme, bu eğitimi verecek kurumları yetkilendirme, sertifika verme gibi yetkilerle kendini donatmıştır. TTB TMMOB nin alandaki etkinliğini azaltma yolundaki bu değişiklikle, 4857 sayılı İş Yasası nın tarihinde kabul edilen genel gerekçe ve madde gerekçelerine aykırı bir düzenleme ortaya çıkmıştır. Bu değişiklik, açık biçimde yargı kararlarını işlevsiz bırakmak için yapılmıştır. Anayasa nın 138. maddesi açıkça ihlal edilerek, Yönetmeliğin Yasa ya uygun şekilde düzenlenmesi yerine yasalar yönetmeliğe uydurulmak istenmiştir. Bu yöntem, hukuk devleti olmanın tüm ilkelerine aykırı olduğu gibi demokratik yaşamın gerekleriyle de örtüşmemektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Kanunu, ÇSGB Kanunu ve ÇASGEM Kanunu nda yapılan değişiklikten sonra, İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliği yayımlamıştır. Anılan Yönetmelik, Anayasaya, ILO Sözleşmesine ve AB Direktifine aykırı olmanın yanında, Bakanlığın, mühendislerin eğitimi, sertifikalandırılmaları, unvanları hakkında tek yetkili mercii olarak kendini ve yetkilendireceği kurumları yetkili görmesi kabul edilemez olduğundan bu yönetmeliğe karşı da dava açmıştır. Danıştay 10. Dairesi TMMOB ve TTB nin açmış olduğu davalarda, anılan yönetmelik hakkında yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Mühendis ve işyeri hekimlerini Bakanlığın yetkilendirdiği özel hukuk tüzel kişilerin eğitim vermesi konusundaki tüm eğitim ile ilgili maddeler hakkında yürütme durdurulmuştur. AKP nin Yeni Girişimi AKP Hükümeti nin, meslek örgütlerini devre dışı bırakma yolundaki tüm çabaları, yargıdan geri dönmüştür. Bunun üzerine AKP bir kez daha Hukuku Dolanmak için yeni bir yasa değişikliği yoluna başvurmuştur. Böylelikle, AKP Hükümeti, kendi döneminde çıkarttığı bir yasanın gereklerini yapmak yerine, ikinci kez değiştirmek gibi trajikomik bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Beş Milletvekilinin imzasıyla, 15 Haziran 2010 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan 2/712 Esas Sayılı, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

7 Mevcut yasal düzenlemenin aksaklıkları, hazırlanan yönetmeliklerin eksiklikleri ve iş güvenliği mühendislerini eğitimlerinin içerikleri için odamız bünyesinde oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulumuz, bugüne kadar oldukça yoğun bir çalışma yürütmüştür. Kurulumuzun çalışmaları doğrultusunda geliştirdiğimiz önerilerimiz, konunun ilgili tarafları ve milletvekilleriyle paylaşılmıştır. Teklifi, 15 maddeden oluşan bir torba yasa niteliğinde bir tekliftir. Bu yasa teklifinin 10, 11 ve 12. Maddeleri, 4857 Sayılı İş Kanunu nun 2. ve 81. Maddelerinde ve 3146 Sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun un 12. Maddesi nde değişiklik yapılmasını öngörmektedir. Bu değişikliklerin temel amacı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda AKP nin daha önce yargıdan dönen uygulama yönetmeliklerinin önünün açılmasıdır. Yasa değişikliğinin temel amacı, TTB ve TMMOB yi sürecin tamamen dışına itmektir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olan TTB ve TMMOB nin isimleri dahi yasadan çıkartılarak, kendi uzmanlık alanlarındaki birikim, sorumluluk ve yetkileri görmezden gelinmektedir. Bu iki birliğin yetki ve sorumlulukları, özel kurumlara devredilmek istenmektedir. Bu durumun kabul edilmesi mümkün değildir. Üniversitelerin vermiş olduğu diploma, o bireyin mühendislik ve mimarlık kariyerine başlaması için yeteri kadar bilgilendirildiğini belgelemektedir. Diplomadan sonraki süreçte ise meslek odaları devreye girmekte ve mesleki uygulama kurallarını bizzat meslek odaları belirlemektedir. Yani, mesleki faaliyetlerin, projelerin doğrululuğu ve uygunluğunu denetleyecek kurum meslek odalarıdır. Bütün dünyada, diplomadan sonra meslek odaları devreye girmekte, meslek içi eğitim ve belgelendirme bizzat meslek odalarınca verilmektedir. Meslek Odalarının bilgi birikiminden, kamu güvenliği ve sağlıklı kentleşme yönünden kamu otoriteleri meslek odalarından yararlanmaktadır. Bizde ise süreç ters çevrilmekte ve meslek odaları devre dışı bırakılmaktadır. Aklın ve bilimsel bilginin doğruluğuna ve yöntemine inanmayan ve meslek odalarının yetkilerini budamaya çalışan bir kamu yönetimi ile karşı karşıyayız. Bunun adı da AB uyum olarak ileri sürülmektedir. Bu gerekçeyi ileri sürüp yasa gerekçesine yazanlar, AB müktesebatıyla son tanışanların kendileri oldukları gerçeğini göz ardı etmemeliler. Çünkü bilimsel bilgi ve yöntem alış-verişi her zaman hukuksal düzenlemeden önce olur. Bu gerçeği göremeyenler, yeni bir keşif nidasıyla her yasa tasarısının gerekçesine somut gerçekliğe aykırı bilgileri AB uyum gerekçesine dayandırmamalılar. Bu başta kamu yönetiminde ve toplumda körleşmeye yol açmaktadır. Kurda Kuzu Emanet Etmek 1 Ağustos Bakanlık ve hükümet, 2003 yılından bu yana iş yaşamının ihtiyaçlarına yanıt vermek yerine, mühendis ve hekimlerle uğraşmışlar ve ülkenin kanayan yarası olan iş kazalarını kadere ve piyasaya havale etmişlerdir. Yasa teklifi ile iş güvenliği mühendisi, iş güvenliği uzmanı tanımı ile meslek lisesi mezunları ile aynı kavram altında tanımlanmakta ve yetkilendirilmektedir. Ayrıca, Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca kurulmuş sermaye şirketleri Bakanlık tarafından yetkilendirildiğinde mühendisleri eğitme hakkını kullanacaklar ve Bakanlık da sertifika verecektir. Bilimsel eğitim sonucu kazanılmış mühendis unvanına sahip bir meslek mensubu mesleki faaliyette bulunabilmesi için yükseköğretim kurumu içinde yeri olmayan, Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi (sermaye şirketi) tarafından eğitilecek ve Bakanlık sertifika ile yetkilendirdikten sonra mesleki faaliyette bulunacaktır. İş Güvenliği Mühendisliği, mühendislik mesleğinin icrasıdır. Mesleğin icrası için özel şirketten eğitim alma koşulu aklın ve bilimin alamayacağı bir durumdur. Özelleştirmeler ve aşırı kar hırsı, iş kazalarındaki artmasındaki en önemli nedenler arasında sayılırken, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun bile piyasalaştırılmaya çalışılması bilimle, akılla ve vicdanla açıklanabilir bir durum değildir. İş Sağlığı ve Güvenliği Ortak Birimleri nin de özel şirketler tarafından kurulacağı teklifte yer almaktadır. Şirketlere tanınan haklar yasal düzeyde güvence altına alınırken, işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin çalışanlar yönünden neden somut bir hak düzenlenmemektedir? Neden herkese ayrımsız sağlıklı ve güvenlikli iş ortamının yaratılması noktasında Devletin ve işverenlerin sorumluluğu somut olarak düzenlenmemektedir? İşverenlerin sorumluluğu neden yönetmeliklere bırakılmaktadır? Para kazanması istenilen çevrelere yasal düzeyde yeni bir sektör sunulurken, iş güvenliği mühendisi ve hekiminin hakları niçin yasal düzeyde ele alınmamaktadır. Neden meslek örgütlerinin ismi dahi yasadan silinmektedir. Meslek odalarına bu tahammülsüzlük nedendir? Kamu yararını savundukları için midir? Sağlıklı ve güvenli bir çalışma düzeninin kurulmasının kamusal bir sorumluluk olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bu konu, karlılık mantığı üzerine kurulmuş ticari işletmelerin sorumluluğuna bırakılmamalıdır. Kamu yararını gözeten ve kamusal nitelikleri öne çıkan emek ve meslek odaları, bu sürecin etkin özneleri olmalıdır. İMO dan 6001 sayılı kanuna ortak tepki İnşaat Mühendisleri Odası TBMM Genel Kurulu nda kabul edilen 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun un mesleki ve toplumsal alanda yaratacağı olumsuzluklara dikkat çekmek amacıyla 7 Temmuz 2010 tarihinde tüm şubelerinde ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamada, 6001 sayılı kanunun bir yandan karayollarında gerçekleştirilmesi düşünülen özelleştirmelerin önünü açacağı, diğer yandan mühendislik mesleğinin uygulama alanlarını daraltacağına dikkat çekildi. Kanunun, ulusal değerleri özelleştirme adı altında ulusal, uluslararası büyük sermaye gruplarına peşkeş çekeceği ve mühendislik mesleğinin kamusal düzeydeki uygulama alanlarını daraltarak mühendisleri güvencesiz çalışmaya mahkûm edeceği kaydedilen açıklamada TBMM den iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla geçen 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun AKP iktidarının özelleştirmeler konusunda ne kadar hassas ve kararlı olduğunu gösteren bir belge niteliğindedir. Ülke kamuoyu ne yazık ki adı geçen kanunla ilgili farklı noktaları tartışma konusu yapmış, özellikle bölünmüş yollardaki hız sınırının artırılması gibi daha popüler değişiklikler gündeme taşınmıştır. Bölünmüş yolların neden olduğu trafik kazaları bir sorun olarak karşımızda dururken, bölünmüş yollardaki kör noktalar sorunu henüz çözülmemişken araç hızını artırmanın yol açacağı sonuçlar ayrı bir tartışma konusudur ancak kanunun temel hedefini gölgelemeyi başarmıştır denildi. Yasadaki maddeler hakkında değerlendirmelerin yer aldığı açıklamada, Yasanın Gelirler ve Muafiyetler başlığı ile düzenlenen bölümünde karayollarının, adeta ticari bir işletme gibi tanımlandığına dikkat çekildi ve şu ifadelere yer verildi: 11. Maddede kurumun gelirleri sıralanırken, kurumun genel bütçedeki payı dışında, işletici şirket tarafından ödenen paylar, ücretli geçişlerden alınan ücretler, taşınmazlar ve tesisler için kira, kullanma ve ön izin verilmesiyle elde edilecek gelirler, müteahhitlere kiralanan araç ve gereçlerden elde edilecek bedeller ve benzeri pek çok gelir kalemi belirtilmiş, Karayolları özel bütçeli bir kurum gibi değerlendirilmiştir. Yasanın 14. Maddesinde; 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun a atıfta bulunularak, İşletme hakkı verilen veya devredilen karayollarında geçiş ücretinin belirlenmesine ilişkin esas ve usuller ile ücretsiz geçiş yapmasına izin verilecek olanlar sözleşmelerde düzenlenir denilerek, otoyolların, köprülerin vb. lerinin özelleştirme uygulamalarında karşılaşılan engeller bertaraf edilmek istenmiştir. Yasanın 33. Maddesinde; bedeli ödenmek şartıyla, gerçek ve tüzel kişilere Orman Bakanlığınca izin verilebilir denilerek orman arazilerinin satışı kolaylaştırılmış, kamu arazilerinin ve orman alanı üzerinde bulunan kamu tesislerinin özelleştirilmesinin yolu açılmıştır. Aynı şekilde Karayolları Genel Müdürlüğü ne orman arazilerini istediği gibi kullanma yetkisi getirilmiştir ki, İstanbul da üçüncü Boğaz Köprüsü güzergâhının belli olmasıyla başlayan talana yasal dayanak hazırlanmıştır. Kanun karayolu ulaşımında yeni bir dönemin başladığının habercisidir Kanunun aynı zamanda yerel yöneticileri kurtarma amacı taşıdığına vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi: Kanuna, başta Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları olmak üzere, beceriksiz yerel yöneticileri kurtarmak amacıyla, Büyükşehir belediyelerinin bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla yapımı devam etmekte olan şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro projeleri, Bakanlıkça devralınabilir hükmü eklenmiş, adeta beceriksizlik ödüllendirilmiştir sayılı kanun ayrıntılı incelemeye ihtiyacı olan, kendi ana hükümleri dışında ilgili başka kurumların çalışmalarını düzenleyen kanunlarda da değişiklikler gerçekleştiren bir metin olarak, inşaat mühendisliğinin mesleki alanlarından biri olan karayolu ulaşımında yeni bir dönemin başladığının habercisidir. İnşaat Mühendisleri Odası kamusal sorumluluğu gereği adı geçen kanuna itiraz etmekte, toplumsal çıkarları savunmaya devam edeceğini kamuoyuna duyurmaktadır. Açıklamanın tam metni İMO web ( adresinde yer almaktadır.

8 8 1 Ağustos 2010 TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 42. Dönem Çalışma Programı ( ) 1) Giriş Yeni dünya düzeninde ulus devletler, sömürü çarkının dişlisi haline getirilmekte, kamusal alanda köklü değişiklikler gerçekleştirilerek sosyal devlet anlayışı törpülenmekte, kamu üretim sürecinden uzaklaştırılmakta, mevcut kamu yatırımları özelleştirmeler yoluyla elden çıkarılmakta, mesleki disiplinler ulusal ve uluslararası sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırılmaya çalışılmakta, neoliberalizm siyasetten kültüre, uluslararası ilişkilerden eğitim sistemine kadar her alanı belirleyecek bir toplumsal proje olarak dayatılmaktadır. Bu dayatmaya karşı çıkmanın yolu alternatif yaratmaktan geçmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası bu noktada kamusal sorumluluğu ve emekten yana duruşu çerçevesinde mücadelesine devam edecektir. 42. Genel Kurulumuzda bu niyet ilan edilmiş, tartışmalar çok zengin bir yelpazeye yayılmıştır. Genel Kurulumuz mesleki-politik hattımızın toplumsal sorumluluklarımız çerçevesinde örülmesi gerektiği doğrultusunda irade beyan etmiştir. Oda Yönetim Kurulumuzun ve diğer organlarımızın yeni çalışma dönemindeki rehberi Genel Kurul zemininde ortaya çıkan bu irade, zenginlik ve birikim olacaktır. 42. Çalışma Döneminde de örgüt içi demokratik işleyişten, örgütümüze sahip çıkma yaklaşımından, toplumsal yarar ilkesinden, alternatif üretme sorumluluğundan, mesleki etiği koruma ve mesleki niteliği yükseltme çabasından, mesleki-politik hattımızdan taviz verilmeyecektir. Bu çerçevede; Örgütsel yapımızı güçlendirmek için bir Örgütlenme Komisyonu oluşturulması, Merkezi düzeyde karar alma sürecini yaygınlaştıracak örgüt içi toplantılar yapılması, Üyelerimizin Oda uygulamalarını sahiplenmelerini sağlamak amacıyla birimlerimiz ve üyelerimizle toplantılar gerçekleştirilmesi, Birimlerimizde geniş katılımlı üye toplantılarının yanı sıra çalışma alanlarına göre dar katılımlı üye toplantıları yapılmasının teşvik edilmesi, Mevcut Kurul, Komisyon ve Çalışma Gruplarımızın yanı sıra mesleki ve toplumsal gereklilikler doğrultusunda yeni Kurul, Komisyon ve Çalışma Gruplarının oluşturulması, Oda merkezinde ve birimlerimizde aynı amaçla oluşturulan Kurul Komisyon ve çalışma gruplarının ortak çalışmasının temin edilmesi, Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızın da odaya üye olmalarının zorunlu hale getirilmesi yönünde çalışmalar yapılması, Kamu ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın özlük hakları ve demokrasi mücadelesini yürütmeleri ve yükseltmeleri için gerekli desteğin verilmesi, bu amaçla işyeri temsilciliği mekanizmasının birimlerimiz nezdinde daha sağlıklı çalıştırılmasına çaba sarf edilmesi planlanmaktadır. 42. Genel Kurul Komisyon raporları doğrultusunda Oda Yönetim Kurulu na yetki verilen konular, kapsamına göre ilgili birim, kurul ve komisyonlara iletilerek ön çalışmaları tamamlandıktan sonra Oda Yönetim Kurulu tarafından değerlendirilecektir. Ürünün denetlenmesi yerine meslektaşlarımızın bilgi birikimlerinin artırılması, güncellenmesi ve denetlenmesi anlayışımız çerçevesinde 41. dönemde yeniden yapılandırılan Meslek İçi Eğitim Kurulumuz 42. dönemde aktif çalışmalar yapacaktır. Bu bağlamda Meslek İçi Eğitim Yönetmeliği çerçevesinde; Birimlerimizden gelen eğitim talepleri ve mesleki gereksinimlerimiz doğrultusunda tüm birimlerimizi kapsayan uzun vadeli eğitim programları hazırlanacaktır. Eğitim programları mesleğimizin tüm uzmanlık alanlarını içerecek şekilde hazırlanacaktır. Mesleki alanımıza ilişkin yasal düzenleme süreçlerine müdahil olunacak, bu düzenlemelerin meslektaşlarımız lehine yapılması için ilgili kurumların çalışmalarına katkı sağlanacaktır. Toplumsal sorunların çözümünde etkin rol alabilmenin ön koşulunun kitlesel gücümüzü artırmak olduğundan hareketle, başta TMMOB ve bağlı odaları olmak üzere, diğer meslek kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri ile ortak tavır geliştirmenin koşulları zorlanacaktır. 42. Genel Kurulumuzun Gösterdiği Hedefler Yönetim Kurulumuz, güçlü bir örgütlenme modeliyle, meslek ve meslektaş sorunlarını ülke ve halkın sorunlarından ayırmadan yurtsever, devrimci, demokrat ve anti-emperyalist Oda anlayışını sürdürerek çalışmalarını planlamalı ve uygulamalıdır. Türkiye nin temel sorunlarından olan Kürt sorunu, Türkiye nin aydınlık yarınları ve barış içerisinde adil, onurlu bir yaşam sağlanması için taraflarıyla demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümlenmelidir. Siyasi iktidar, toplumsal muhalefeti denetim altına almak için başta TMMOB olmak üzere tüm demokratik kitle örgütlerini önce güçsüzleştirme ve sonrasında giderek yok etme stratejisi uygulamaktadır. Devlet Denetleme Kurulu Raporu aracılığı ile örgütlülüğümüz üzerinde kurulmaya çalışılan baskıların ana nedeni budur. Önümüzdeki dönemde bu baskıların daha da artacağına ilişkin ibareler de görülmektedir. Odamız üyelerinden aldığı güçle bu süreci tersine çevirmelidir. Kentlerin yağmalanmasına izin verilmemelidir. Değerli arazilerin sözde kentsel dönüşüm adı altında yandaşlara önce toprak sonra nakit olarak aktarılmasına ve parsel bazında plan tadilatlarının yapılmasına karşı çıkılmalıdır. Su havzalarının ve orman alanlarının yasa ve yönetmelik değişiklikleri ile önce yeşil alana çevirtilip sonra şehir planlarına dahil edilerek rant haline getirilmesine karşı çıkılmalı ve bu sorunun çözümünde yargı kanalları her zaman kullanılmalıdır. Herhangi bir stratejik plana dayanmaksızın kurulmaya çalışılan nükleer santraller, termik santraller ve hidroelektrik santraller çevre tahribatına yol açmakta, ülkemizin doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerini yok etmektedir. Odamız enerji santrallerinin ekolojik denge gözetilerek yapılması konusunda kamuoyunu bilinçlendirmekle yükümlüdür. İl Genel Meclisleri ve Belediye Meclisleri nde İnşaat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası gibi tüzel kişiliklerin temsil edilmesi için gerekli olan yasal altyapıyı oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Üniversitelerin İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanları ile koordineli çalışarak ülkemizdeki mühendis ihtiyacını ortaya koyan bir çalışma yapılmalı; alt yapıları ve öğretim üyesi kadroları oluşturulmadan üniversite açılmasının önüne geçmek için kamuoyu oluşturulmalıdır. Odamızın en önemli örgütlenme araçlarından birisi olan öğrenci örgütlülüğünün geliştirilerek daha aktif ve yaygın hale getirilmesi için çalışmalara devam edilmelidir. Sempozyum, seminer ve kongrelerde yer seçimi olanaklar elverdiğince üniversiteler ya da üniversitelere yakın çevrelerde yapılarak, Genç İMO ya kayıtlı öğrencilerin bu etkinliklere katılımı artırılmalıdır. Ekonomik koşulların ağırlığı, işsizlik ve ücretlerin düşüklüğü, yeni mezunlarımızı daha fazla etkilemektedir. Uygulamalarımız amaçları ve beklenen sonuçları çerçevesinde genç mühendislerimize aktarılmalı ve içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Genç meslektaşlarımızın oda çalışmalarına daha fazla katkı koymaları, örgütsel yapımız içinde değerlendirilebilmeleri için bilgi ve deneyimlerimiz aktarılmalı ve örgütümüze sahip çıkmaları sağlanmalıdır, Yetkin mühendisliğin gerekliliği anlatılmaya devam edilmeli ve karşılaşılan yasal engelleri aşmaya yardımcı olacak tartışma zeminleri oluşturulmalıdır. Yetkin Mühendislik ile ilgili düzenlemelerin daha iyi mühendislik söylemiyle ithal edilmeye çalışılan Hizmet Ticareti Genel Anlaşmasına (GATS) ve onun kriterlerine karşı geliştirilen; meslektaşlarımızın kendi istekleri doğrultusunda deneyim ve birikimini ölçümlemeye yönelik bir anlayışın ürünü olduğu anlatılmalıdır. Üye sayısı i aşan odamızda üyelerimizin sosyoekonomik durumunun, mesleki aktivitelerinin, çalışma koşullarının belirlenmesi önem taşımaktadır. Odamızın üyelerinin hak ve çıkarlarını daha etkin bir şekilde savunabilmesi, ürettiği hizmetleri daha verimli kılabilmesi, etkinlik ve organizasyonlarını doğru programlayabilmesi için üye profili nin belirlenmesi çalışmalarına ivedilikle başlanmalıdır. Mühendislerin de aralarında bulunduğu tüm kamu çalışanlarına grevli ve toplu iş sözleşmeli sendikal haklar tanınmalıdır. Odamız, üyelerinin sendikal örgütlerde yer almasını teşvik edip desteklemelidir. Odamızın ülke ve üye sorunlarına genel bakış açısı odamız uygulamalarına da yansıtılmalı, çalışanların hak ve menfaatlerinin korunması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Şube ve temsilciliklerimizle ilgili örgütlenme çalışmaları aylık periyotlar halinde raporlanmalı, temsilciliklerden şubelere, şubelerden merkeze ve merkezden de bütün birimlere ulaştırılmalıdır. Sorunları kaynağında tespit edebilmek ve çözüm üretebilmek amacıyla bölge toplantıları düzenlenmelidir. Örgütü tanıtıcı kitapçık, broşür ve benzeri yayınlar hazırlanmalı, birimlerimiz ve web sitemiz aracılığıyla üyelere ulaştırılmalıdır. Deprem riskinin azaltılması çerçevesinde yapı stokunun belirlenmesi ve yapı envanterinin çıkartılması sağlıksız, güvensiz yapıların yenilenmesi veya güçlendirilmesi, mevcut yapı stokumuzun depreme dayanıklı hale getirilmesi, yurttaşlarımızın can güvenliği açısından hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda Odamız yurttaşlarımızın deprem bilincini geliştirecek ve aydınlanmasını sağlayacak çalışmalar yapmalıdır.

9 Yapı denetim yasası tartışılmaya devam edilmeli ve eksikliklerinin giderilmesi için çaba sarf edilmelidir. Yapı Denetimin kamusal bir hizmet olduğundan hareketle Yapı denetim Yasasının tüm ülkede uygulanması ve Devlet yatırımlarının da kapsama dâhil edilmesi gerekliliği her fırsatta dile getirilmelidir. Mesleki sorumluluk sigortasının hayata geçirilmesi doğrultusunda çalışmalar yapılmalıdır. 2) Örgütsel Çalışmalar 2.1) TMMOB ve İKK İnşaat Mühendisleri Odası olarak siyasi ve toplumsal olaylara, ülkemiz mühendis ve mimarlarının hak ve çıkarlarını gözetmeksizin mühendislik, mimarlık hizmetlerinin serbest dolaşıma açılmasına, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, enerji ve ulaşım gibi sektörlerin özelleştirilmesine, taşeron çalışmayı dayatan ekonomik politikalara karşı halkımızın çıkarları doğrultusunda tavır alabilmek için TMMOB nin aktif ve yönlendirici işlevinin önemine ve gerekliliğine inanıyoruz. Bu çerçevede, TMMOB örgütlülüğü içinde, 42. Genel Kurul kararlarımız ve çalışma Programımız doğrultusunda, yükümlülüklerimiz yerine getirilecek, birimlerde ise aynı doğrultuda İKK lara katılım sağlanacaktır. 2.2) Oda 42. Dönem çalışma programında öngörülen toplumsal ve örgütsel görev ve sorumluluklarımızın yerine getirilebilmesi, kongre, konferans vb etkinliklerin, meslek içi eğitimlerin, kurul komisyon çalışmalarının daha verimli hale getirebilmesi, 75,000 i aşan üye sayımızla birlikte artan basın yayın faaliyetlerinin, bilgi işlem ve ofis hizmetlerinin gereğince yerine getirilebilmesi amacıyla Odanın kadro ve donanım olarak güçlendirilmesi planlanmaktadır. Yönetim Kurulu üyelerimiz çalışmaların daha verimli olabilmesi için bu dönemde de kurul ve komisyon çalışmalarında yer alacaklardır. 2.3) Şube ve Temsilcilikler Şube ve Temsilciliklerimizin faaliyetlerinin 42. Genel Kurulumuzda kabul edilen Örgütlenme Komisyonu raporu doğrultusunda geliştirebilmeleri ve Oda merkezi ile koordineli çalışmaları için gerekli katkı sağlanacak ve teşvik edilecektir. Örgütsel çalışmaların üçer aylık periyotlar halinde raporlanması, temsilciliklerden şubelere, şubelerden merkeze ve merkezden de bütün birimlere ulaştırılması, örgütü tanıtıcı kitapçık, broşür ve web sitemiz aracılığı ile üyelere ulaştırılması planlanmaktadır. Şubeler, Şube olmasını öngördüğü Temsilciliklerini 2010 yılı sonuna kadar Oda Yönetim Kuruluna bildireceklerdir. Bu bildirim, Temsilcilikle ilgili tam ve kapsamlı bir raporu içermek zorundadır. İlgili Temsilcilikler 2011 yılı içerisinde Oda Yönetim Kurulu tarafından izlenerek oluşturulacak rapor, Yönetim Kurulu kanaatiyle birlikte Danışma Kuruluna ve Olağan Genel Kurula sunulacaktır. 2.4) İşyeri Örgütlenmesi İşyeri örgütlenmeleri, üyelerimizin Oda faaliyetlerimiz içinde yer alması ve çalışmalarımızdan haberdar edilebilmeleri açısından, önemli örgütlenme araçlarımızdan biri olarak görülmektedir. İşyeri temsilciliği mekanizmasını kamu kurumlarında ve özel sektörde, Şubeler nezdinde etkin kılarak örgütlenme ağının güçlendirilmesi, aşağıdan yukarıya demokratik yapının örülmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda şubelerimizin işyeri temsilciliği örgütlenmesini canlandırmaları teşvik edilecektir. Ayrıca; İş yeri örgütlenmesinde; TMMOB ye bağlı Odaların temsilcileriyle ortak çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. 2.5) Öğrenci Örgütlenmesi 27 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe giren öğrenci üye yönetmeliği çerçevesinde yürütülen öğrenci üye örgütlenmesi süreç içerisinde ivme kazanmış ve doğru bir zemine oturtulmuştur. 42. dönem faaliyetlerimiz içinde hedefimiz, öğrenci örgütlenmesinin yaygınlaştırılması çalışmalarının yanı sıra, öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel sorunlarına demokratik ve bilimsel üniversite ekseninde çözüm üretilmesine, meslek odalarını tanımaları ve oda faaliyetleri içinde yer almalarının sağlanmasına yönelik olacaktır. 2.6) Danışma Kurulu Toplantıları 1. Danışma Kurulu: Çalışma Programının görüşülmesi (Yer: Ankara / Tarih: Mayıs 2010) 2. Örgütsel Çalışmaların değerlendirilmesi (Yer: Ankara / Tarih: Kasım 2010) 3. Danışma Kurulu: Yönetmelik çalışmalarının değerlendirilmesi (Yer: Ankara / Tarih:Haziran 2011) 4. Danışma Kurulu: Genel Kurul hazırlık çalışmalarının görüşülmesi (Yer: Ankara / Tarih: Mart 2012) olarak planlanmaktadır. Ancak, güncel gelişmelerin veya gündemin gerektirmesi doğrultusunda Oda Yönetim Kurulu tarafından gündem değişikliğine gidilebilir ya da Olağanüstü Danışma Kurulu Toplantısı düzenlenir. 2.7) Örgüt İçi Toplantılar 42. Dönem Çalışma Programında yer alan faaliyetlerimizin aksamadan yürütülebilmesi, uygulamalarda eşgüdüm ve uyumun sağlanabilmesi, Şubeler arası bilgi alışverişine olanak sağlanabilmesi amacıyla Oda Yönetim Kurulunun belirleyeceği tarihlerde; 1. Şubeler arası ortak toplantılar, 2. Bölgelerde, Temsilcilik Kurullarının da katılacağı Bölge Toplantıları, 3. Sekreter Üyeler ve Şube Sekreterleri toplantısı, 4. Sayman Üyeler toplantısı, 5. Meslek içi eğitimden sorumlu Şube Yönetim Kurulu Üyeleri toplantısı, 6. Afet Hazırlık ve Müdahale yapılanmasından sorumlu Şube Yönetim Kurulu Üyeleri toplantısı yapılması hedeflenmektedir. 2.8) Uluslararası Kuruluşlarla İlişkiler Organizasyonlarında ve çalışmalarında aktif görev aldığımız ve üyesi bulunduğumuz Avrupa İnşaat Mühendisleri Konseyi (ECCE), Dünya İnşaat Mühendisleri Konseyi (WCCE) ve İnşaat Mühendisliği Eğitim ve Öğretimi Avrupa Kurulu (EUCEET) ile ilişkilerimizin, Odamız ve mesleğimize katkıları çerçevesinde değerlendirilerek, geliştirilmesi hedeflenmektedir İkili anlaşmalar çerçevesinde ilişkiler sürdürülen ASCE( Amerikan İnşaat Mühendisleri Örgütü), ICE( İngiliz İnşaat Mühendisleri Örgütü), JSCE( Japon İnşaat Mühendisleri Örgütü) gibi örgütlerle ilişkilerin geliştirilmesi öngörülmektedir. 2.9) Yasa ve Yönetmelikler 42. Genel Kurul kararları doğrultusunda halen yürürlükte olan; Yapı Denetim Yasası ve Yönetmelikleri, İmar Yasası ve Yönetmelikleri, Kentsel Dönüşüm Yasası, Kamu İhale Yasası, Yapı Yasası, Kamu Özel Sektör Ortaklığı Yasası, Yürütmesi durdurulan Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği, ve hukuki gelişmelerin gerektirdiği diğer konularda, kanun yapıcı tarafından yapılacak olası değişiklikler ile yapılması gereken değişiklikleri de içeren çalışmaların (konuya ilişkin bir kurul ya da komisyon 1 Ağustos olmaması halinde) çalışma grupları aracılığı ile yürütülmesi planlanmaktadır. Örgütümüzde uzun süredir çalışmaları devam eden ancak hukuki dayanağı olmadığı için uygulama süreçleri kesintiye uğrayan Yetkin Mühendislik konusunda Yasa taslağı hazırlık çalışmaları yürütülmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, 41. Genel Kurulun Yönetim Kurulumuza verdiği yetki çerçevesinde; 1. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Serbest İnşaat Mühendisliği Hizmetleri, Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği, 2. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yetkinlik Belgelendirme Yönetmeliği, 3. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Öğrenci Üye Yönetmeliği, 4. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreterlik Yönetmeliği, 5. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Personel Yönetmeliği, 6. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Danışma Kurulu Yönetmeliği nde gerekli değişikliklerin yapılması amacıyla, Oda Yönetim Kurulu üyelerinin görev aldığı Oda Yönetmelikleri Komisyonu oluşturularak hazırlanan yönetmelik taslaklarının, Danışma Kurulu gündemine taşınması planlanmaktadır. 3) Meslek Alanımıza Yönelik Çalışmalar 3.1) Sempozyum ve Kongreler Meslek alanlarımıza ilişkin güncel bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı, alan özelinde karşılaşılan sorunların ve çözüm önerileri uygulama örnekleriyle tartışıldığı Kongre Konferans ve Sempozyumlarımız süreç içerisinde camiamızda ve bilim dünyasında hak ettiği saygınlığı kazanmıştır. Çıtanın daha da yükseltilebilmesi için tarihinde yürürlüğe giren Kongre, Çalıştay, Kurultay, Sempozyum ve Konferans Düzenleme Yönetmeliği çerçevesinde; Birimlerimiz tarafından yerel ölçekte düzenlenecek etkinliklerin aynı tarihlerde farklı etkinliklerle çakışmamasına özen gösterilmesi, Aynı konuda etkinlik yapmak isteyen Şubelerimiz arasında koordinasyon sağlanarak, etkinliğin yerel katkılarla tekrarlanma koşullarının oluşturulması, Etkinlik konusu ile ilgili var olan Türk Milli Komitelerinin ve Kurumsal kimliği olan yapıların katkılarının sağlanması ve işbirliği arayışlarının yoğunlaştırılması Etkinliği takiben düzenleyen birimimizin mutlaka etkinlik değerlendirme raporu hazırlaması ve Oda Yönetim Kurulu na iletmesi, Etkinlik sonrasında bir sonuç bildirisinin yayınlanması önem taşımaktadır. Ulusal ve Uluslar Arası Ölçekte Yapılması Planlanan Etkinlikler: 42. dönemde, 41. dönem çalışma programında gerek bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve gerekse de hedeflenen kalite anlayışı açısından 4 yıllık periyotlarda yapılması öngörülen, Beton Kongresi Deprem Mühendisliği Konferansı Köprüler ve Viyadükler Sempozyumu Kıyı ve Liman Mühendisliği Sempozyumu ile 2 yıllık periyotta yapılan etkinliklerimiz, 1. İnşaat Mühendisliği Kurultayı Ulaştırma Kongresi Çelik Yapılar Sempozyumu Geoteknik Sempozyumu İMO 42. Dönem Çalışma Programı

10 İMO 42. Dönem Çalışma Programı 10 1 Ağustos 2010 İnşaat Yönetimi Kongresi Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu Su Yapıları Sempozyumu Yapı Denetim Sempozyumu Kentsel Altyapı Sempozyumu yapılması planlanmaktadır. Çalıştaylar: 41. Dönemde ilk kez hayata geçirilen çalıştaylara 42. dönemde bir format değişikliği ile devam edilecektir. Ulusal ve uluslar arası ölçekte yapılması planlanan etkinliklere ön hazırlık ve etkinlik programın oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla düzenlenen çalıştaylarımızda 41. Dönemde aynı konuda birden fazla şubemiz görevlendirilmiş ancak pratikte görev alan şubelerimizin bir araya gelerek tek çalıştay yaptıkları görülmüştür. Bu bağlamda, 42. dönemde ana etkinliklerimize ön hazırlık amacıyla düzenleyeceğimiz çalıştaylarda görevlendirme tek bir şubemize yapılacak, konuyla ilgili şubelerimizin bu çalıştaylara katılımı sağlanacaktır. Çalıştaylarımızda ana etkinlikte öne çıkması beklenen konu başlıkları tartışılacak ve bir anlamda ana etkinliğin yol haritası çizilecektir. Çalıştaylarımız sonrasında bir değerlendirme raporu hazırlaması ve Oda Yönetim Kurulu na iletilmesi çıktılarının örgütümüzle paylaşılması anlamında önem taşımaktadır. 42. dönemde; İnşaat Mühendisliği Kurultayı Hazırlık Çalıştayları 2. İnşaat Mühendisliğinin gelecekteki vizyonu çalıştayı 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı 4. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Çalıştayı 5. Çelik Yapılar Çalıştayı 6. Su Yapıları Çalıştayı 7. Yapı Denetim Çalıştayı yapılması öngörülmektedir. Çalıştaylar, Şube talepleri de dikkate alınarak geliştirilebilecektir. 3.2) İnşaat Mühendisliği Eğitimi 41. Dönemde ilki gerçekleştirilen İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu sonuç bildirgesinde de ifade edildiği üzere ülkemizdeki üniversitelerin genel sorunları inşaat mühendisliği öğrencilerini de olumsuz etkilemektedir. Yeni açılan üniversitelerde alt yapı ve öğretim kadrosu yetersizdir, öğrenci kontenjanlarındaki önlenemeyen artış eğitimin niteliğinin düşmesine yol açmaktadır, öğretim üyesi sayısının artırılması amacıyla yapılan düzenlemeler sonucunda öğretim üyelerinin niteliği çok düşürülmüştür. Odamız 42. dönem çalışmalarında da İnşaat mühendisliği öğrencilerinin yaşamakta olduğu bu sorunlar önemli bir yer tutacaktır. Bu bağlamda; 40. dönemde oluşturulan İnşaat Mühendisliği Eğitim Kurulu nun gözden geçirilerek çalışmalarına devam etmesi, Üniversitelerin İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanları ile koordineli çalışarak ülkemizdeki mühendis ihtiyacını ortaya koyan bir çalışma yapılması, Kurulumuz tarafından hazırlanan İnşaat Mühendisliği Eğitim Anketi nin yinelenmesi, Üniversitelerin İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde görev yapan akademisyenlerin ve sektör temsilcilerinin içinde yer aldığı, İnşaat Mühendisliği eğitimine yönelik tartışma platformlarının oluşturulması, Bu dönem ikincisi gerçekleştirilecek olan İnşaat mühendisliği eğitim sempozyumunun bir tema belirlenerek yapılması, Çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçların İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanları ve kamuoyu ile paylaşılması hedeflenmektedir. 3.3) Bilirkişilik Bilirkişilik hizmetlerinin doğru, güvenilir ve adil olabilmesi, mesleki bilgi birikiminin doğru kullanılmasının yanı sıra, etik değerler çerçevesinde kamusal bilinç ve sorumlulukla yapılabilmesine bağlıdır. Bu alanda yaşadığımız sorunların giderilememesinde temel etkenin Oda olarak görevlendirme ve sicil tutma konusunda yeterince müdahil olamayışımız olduğundan hareketle 42. dönemde, tarihinde yürürlüğe giren Bilirkişilik Yönetmeliği çerçevesinde alan düzenleme çalışmaları yapılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda; Bilirkişilik meslek içi eğitim kursları düzenlenmesi, Eğitimlerini başarı ile tamamlayanlara Bilirkişi Yetki Belgesi verilmesi, Sicillerinin tutulması, yürürlükteki mevzuata uymayan, bilim ve tekniğin gereklerini yerine getirmeyen, mesleki davranış ve meslek etik ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranış sergileyen bilirkişilerin görevden alınması vb. hususları düzenlemek amacıyla İMO Bilirkişilik Yönetmeliği Uygulama Usul ve Esasları ile düzenlenmesi, Tüm bilirkişilik konularında gelişmiş eğitim programlarının oluşturulması ve bilirkişilerin sertifikalandırılması, Yargıtay Başkanlığı ile ilişkileri geliştirerek, bilirkişilerin eğitimine yönelik etkinliklerimizde teknik desteğinin alınması Kamulaştırma Bilirkişiliği alanında ortak bir düşünce ortamı oluşturmak, benzeri olaylarda aynı düşünce sistematiği içerisinde hareket edebilmek, ortak dil, ortak bir raporlama sistemi oluşturabilme düşüncesinden hareket edilerek düzenlenen kurs notlarının yayın haline getirilmesi, 3.4) Yapı Denetimi Odamız gerek can ve mal güvenliğinin sağlanması, gerekse çağdaş nitelikli yaşanabilir bir çevre ve yapı üretiminin gerçekleştirilmesi için kapsamlı bir yapı denetimine ihtiyaç duyulduğunu her fırsatta dile getirmektedir. Ancak 4708 sayılı yasa çerçevesinde bu güne kadar yapılan uygulama, sistemin içerdiği hata ve yetersizlikler nedeniyle bu ihtiyaca cevap verememiştir. Uygulamada yaşanan sorunlara çözüm olacağı düşünülen 5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği ve Yönetmelikte yer almayan konulara yönelik olarak çıkarılan genelgeler ise sorunları çözmek bir yana, belirsizlikleri artırmış, yapı üretim sürecinin sağlıklı işlemesi amacıyla zorunlu hale getirilen inşaatlarda şantiye şefi bulundurma zorunluluğu bir prosedür haline getirilmiştir. Depremselliği, yaşam koşulları, sorunları aynı olan ülkemiz coğrafyasında Yasa halen 19 pilot ilde uygulanmaktadır. TOKİ inşaatları ve Kamu Yapıları halen Yasa kapsamı dışındadır. Yapı denetim sisteminin tam anlamıyla işlerliğe kavuşturulması, deprem güvenli yapı üretiminin güvencesi olacaktır. Bu bağlamda Depreme karşı mevzuat değişikliği talebinin odak noktasında Yapı Denetim Yasası bulunmaktadır. Odamız 42. dönemde de Yapı Denetim mevzuatının ve uygulamalarının takipçisi olacak, çözümü için çaba sarf edecektir. Bu amaçla; 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu na, yönetmeliklerine ve uygulamalara yönelik eleştiri ve önerilerin yeniden gözden geçirilerek derlenmesi, yeni bir yasanın çıkarılması ve tüm ülkede uygulanması doğrultusunda kamuoyu oluşturulması, Yapı Denetim sisteminde görev alan Kontrol elemanları, Denetçiler ve Şantiye Şeflerinde aranması gereken niteliklere ilişkin bir çalışma yapılması, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile ortak yürütülen yapı ve proje denetçilerine yönelik olarak verilen eğitim faaliyetlerine devam edilmesi, Eğitim çalışmalarına Kontrol elemanlarının da dâhil edilmesinin sağlanması, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından verilen Yapı ve Proje Denetçisi belgesinin söz konusu eğitimden sonra verilmesinin sağlanması, Yapı Denetim Sisteminde görev alan Şantiye Şeflerinin eğitimleri, sicillerinin tutulması, konularında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile koordineli çalışılması için girişimlerde bulunulması, 5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ve uygulama esaslarına yönelik olarak, paydaş Odalarla çalışma grupları oluşturulması, çalışma gruplarının raporları çerçevesinde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile temaslarda bulunularak yönetmelik ve uygulama esaslarının revize edilmesi doğrultusunda çalışma yapılması hedeflenmektedir. 3.5) Afet Hazırlık ve Müdahale İnşaat Mühendisleri Odası nın Genel Merkez, Şube ve Temsilcilikleriyle afetlere hazırlıklı olmasını sağlamak, değişik afet ve kaza durumlarında yapılacak işleri tanımlamak ve kamuoyunu bilgilendirmede uyacağı ilkeleri belirlemek üzere çalışmalar yapmak amacıyla oluşturulan Afet Hazırlık ve Müdahale Kurulu 41. dönemde bu kapsamda eğitimler düzenlemiştir. 42. dönemde Afet Hazırlık ve Müdahale Kurulu nun gözden geçirilerek çalışmalara devam edilmesi, ilgili kurumların kurulumuz çalışmaları hakkında bilgilendirilmesi ve olası afet durumlarında ortak çalışmalar yürütülmesi konularında temaslar kurulması planlanmaktadır. 3.6) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusu çalışma alanlarımızda yaşanmakta olan önemli bir sorundur. Sektörümüzde her yıl binlerle ifade edilen sayılarda iş kazaları,ölümler ve yaralanmalar olmaktadır. 41. dönemde bu alana ilişkin sorunları belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu oluşturulmuştur. 42. dönemde; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu nun gözden geçirilerek çalışmalarına devam etmesi, 4857 sayılı İş Kanunu ve iş mevzuatı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerin takip edilmesi, TMMOB ve bağlı odalar ile ortak çalışmalar yürüterek İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanlığı eğitimlerinin verilmesi, Oluşturduğumuz politikalar doğrultusunda, görüş ve önerilerimizin ilgili kurumlara iletilmesi ve kamuoyu ile paylaşılması, İnşaat mühendisliği uygulama alanlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği İMO standartlarının oluşturulması, çalışmaların el kitapları olarak basılması ve birimlerimiz aracılığıyla bu alanda çalışan meslektaşlarımıza sunulması planlanmaktadır. 3.7) Diğer Etkinlikler Dönemde hazırlık çalışmaları sürdürülen ve tamamlanma aşamasına gelinen İnşaat Mühendisleri Odası yazılı ve görsel tarihi çalışmalarının kitap olarak basımı planlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmadaki bilgilerden yararlanılarak tüm birimlerimizde kullanılması öngörülen kısa metrajlı İMO tanıtım Filmi ve uzun metrajlı İMO Belgeseli nin hazırlanması çalışmalarına devam edilecektir. 2. İnşaat mühendisliğinin gelecekteki vizyonuna ilişkin çalıştay yapılacaktır Dönemde Marmara depreminin 9. ve 10. yıldönümlerinde gerçekleştirilen Depreme Duyarlılık Yürüyüşleri ne 42. dönemde alternatif etkinliklere de yer verilerek devam edilecektir Dönemde ilki gerçekleştirilen Genç-İMO Yaz eğitim Kampı nın geleneksel hale getirilmesi planlanmaktadır.

11 4) Sürdürülmekte Olan Çalışmalar 4.1) Serbest İnşaat Mühendisliği Uygulamaları tarihinde yürürlüğe giren Serbest İnşaat Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği uygulamaları dördüncü yılını doldurmuştur. Yönetmeliğe ve düzenlemelere tereddütlü yaklaşan meslektaşlarımız dahi süreç içersinde çalışmalardaki temel yaklaşımımızın meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarını korumak olduğunu anlayıp benimsemiş ve Yönetmelik meslek alanını düzenleyen bir araç olarak İMO uygulamalarında yerini almıştır. 41. dönemde, Danıştay 8. Dairesi nin tarihinde Yönetmeliğin bazı maddeleri ile Kredilendirmeye Esas Puan Dağılım Cetveli nin yürütmesinin durdurulmasına karar vermesinin ardından kısa süreli bir kesinti yaşanmakla birlikte yapılan Yönetmelik değişikliği ile SİM belgesi verilmesi ve yenilenmesi işlemlerine devam edilmiştir. 41. dönemde Yönetmelik hükmü gereği yapılan işyeri denetimlerine hız verilmiş, yapılan denetimlerde meslek etiği ve yürürlükteki mevzuata uygun çalışmadığı belirlenen işyerlerinin tescil belgeleri iptal edilmiş, bu eylemleri yapan serbest inşaat mühendislerine TMMOB Disiplin Yönetmeliği çerçevesinde soruşturma açılmıştır. 42. dönemde bu süreçlerden edinilen deneyimlerden yararlanarak SİM yönetmeliği uygulamalarının geliştirilmesi çalışmalarına devam edilecektir. Bu bağlamda; Etüt Proje Rapor Değerlendirme ve Kriter Tespit Kurulu ve Mesleki Değerlendirme Kurulu nun gözden geçirilerek çalışmalarına devam etmesi, Yönetmelikte yapılan değişikliklerin hayata geçirilebilmesi amacıyla MDK nın da önerileri çerçevesinde Uygulama Esasları çıkarılması veya bir genelge yayınlanması, Yönetmelik hükümleri gereği Serbest İnşaat Mühendislerinin sicillerinin tutulması ve İşyerlerinin denetlenmesi uygulamalarına devam edilmesi, Yönetmelik uygulamalarının tanımlı tüm uzmanlık alanlarımıza yaygınlaştırılması planlanmaktadır. 4.2) Meslek İçi Eğitim Çalışmaları 41. dönemde, SİM Yönetmeliğimizin hayata geçirilmesiyle ivme kazanan meslek içi eğitim çalışmalarımız, eğitimlerin tüm uzmanlık alanlarımızı kapsayacak şekilde programlı olarak yapılması ve merkezi koordinasyonunun sağlanması amacıyla yeniden yapılandırılmış; uzun soluklu bir hazırlık sürecinin ardından Meslek İçi eğitim Yönetmeliğimiz tarihinde yürürlüğe girmiştir. 42. Dönemde eğitim faaliyetlerimiz Meslek içi Eğitim Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yürütülecektir. Bu bağlamda; Meslek içi Eğitim Kurulunun gözden geçirilerek çalışmalarına devam etmesi, Meslek içi Eğitim Uygulama Esasları hazırlanması, Mesleğimizin tüm alanlarında meslek içi eğitim programları hazırlama amacımız doğrultusunda akademisyen ve konusunda uzman meslektaşlarımızdan oluşan bir eğitimci havuzumuzun oluşturulması, Tüm birimlerimizi ve tüm uzmanlık alanlarımızı kapsayan uzun vadeli eğitim programları hazırlanması, Meslek içi eğitimde, bilişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak e-seminer olanaklarının araştırılması ve hayata geçirilmesi planlanmaktadır. 4.3) Kamu ve Özel Sektör Çalışanları Kamuda ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın ücret dengesizliğine, siyasi amaçlı terfi ve tayinlere, güvencesiz çalıştırmaya mağdur kalmakta, toplu sözleşmeli ve grevli sendika hakları gasp edilmektedir. Bu sorunlar ülke gündeminde olduğu gibi Odamız çalışmalarında da önemli bir yer tutmaktadır yılında yapılan bir değişiklikle 6235 sayılı TMMOB yasasının 33. maddesine 2. fıkra eklenmiş, kamuda çalışan meslektaşlarımızın meslek odalarına üyeliği isteğe bağlı hale getirilmiştir. Bu durum kamu çalışanı meslektaşlarımızla sağlıklı ilişkiler geliştirmemize engel olmaktadır. Benzer şekilde özel sektörde ücretli olarak çalışan meslektaşlarımızın da sosyal ve özlük haklarına ilişkin sorunları devam etmektedir. Bu bağlamda; Kamu çalışanı meslektaşlarımızın Odamıza üyeliğinin zorunlu hale getirilmesine yönelik çalışmalar yapılması, Oda organlarında görev alan kamu çalışanı üyelerimizin idari izin sorununun çözülmesi doğrultusunda çalışma yapılması, Kamu ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın bağlı bulundukları işkollarındaki özlük hakları ve demokrasi mücadelelerini yürütmeleri için gerekli desteğin verilmesi, Şubeler nezdinde işyeri temsilciliği örgütlenmemizin canlandırılması, 41. dönemde kamu kurumlarında çalışan, Odamıza üye olmayan meslektaşlarımıza yönelik bir tarama çalışması yapılmış olup, 42. çalışma döneminde bu meslektaşlarımızın düzenli olarak Oda faaliyetlerimiz hakkında bilgilendirilmeleri planlanmaktadır. 4.4) Genel Üye Sorunları Serbest piyasada proje müellifi, fenni mesul, şantiye şefi, yapı ve proje denetçisi ya da kontrol elemanı olarak çalışan üyelerimizin yaşamakta oldukları sorunların temelinde aldıkları sorumluluğun hukuk sisteminde karşılığı olan cezai yaptırımları yeterince bilmemeleri yatmaktadır. 41. Dönemde bazı şubelerimizde bu konuya ilişkin eğitim seminerleri verilmiştir.42. dönemde bu seminerlere devam edilmesinin yanı sıra seminer notlarının derlenerek kitapçık haline getirilmesi, web sitemiz ve birimlerimiz aracılığı ile üyelerimize ulaştırılması planlanmaktadır. Yapılacak bir işin tanımlı hale getirilmesinde en önemli araç olan Hizmet Sözleşmeleri üyelerimizin çalışma hayatında önemli bir yer tutmaktadır.bu bağlamda 42. dönemde serbest çalışan üyelerimize yönelik olarak Proje Müellifliği ve Şantiye Şefliği Hizmet sözleşmesi örnekleri hazırlanması öngörülmektedir. 4.5) Kurumsallaşma Çalışmaları Odamız kurumsal yapısını güçlendirme doğrultusunda önemli adımlar atmıştır. İç işleyişimize yönelik yönetmelikler çıkarılmış, her tür belgelendirme ve muhasebe işlemini merkezileştirilmiş, personel ücret politikamız oluşturulmuştur. 42. dönemde; Önceki dönemlerden başlayarak devam eden kurumsallaşma çalışmalarının sürekli kılınması ve geliştirilmesi, Oda karar ve uygulamalarının tüm birimlerimizde eş zamanlı ve aynı anlayışla hayata geçirilmesi için gerekli çalışmanın yapılması, Üyelerimize daha etkin ve verimli hizmet verilebilmesi, etkinlik ve organizasyonların doğru planlanabilmesi için üye profili oluşturma çalışmalarına başlanması, Oda, Şube ve Temsilciliklerimizde çalışanlarımıza kurum içi eğitimlerinin yapılması hedeflenmektedir. Kurum İçi Eğitimler: Kurum içi eğitimlerimiz, Genel İdari İşlemler, Üye İşlemleri, Muhasebe, Mesleki Denetim, Laboratuar Hizmetleri olmak üzere beş ana başlıkta gruplandırılmış olup, Şubelerdeki personelimize Oda Yönetim Kurulu tarafından belirlenen yer ve tarihlerde üstlendikleri iş/işlere göre ilgili eğitimin verilmesi planlanmaktadır. 1. Genel İdari İşlemler Eğitimi 2. Üye İşlemleri ve Muhasebe Eğitimi 1 Ağustos Mesleki Denetim ve Laboratuar Hizmetleri Eğitimi olarak planlanmaktadır. 4.6) Basın ve Yayın Çalışmaları Gerek Oda merkezimizde gerekse birimlerimizde yürütülen basın yayın çalışmalarımız, faaliyetlerimizin üyelerimize ve kamuoyuna duyurulması, meslektaşlarımızın mevzuat değişikliklerinden ve mesleki gelişmelerden haberdar edilmesi ve benzeri konularda önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Sürekli yayınlarımız; - Türkiye Mühendislik Haberleri: Baskı sayısı adede çıkmış olup, aidat borcu olmayan tüm üyelerimize merkezi olarak dağıtılmaktadır. 42. dönemde TMH nın yılda bir sayı konu bazlı hazırlanması diğer sayılarında da Oda merkezi tarafından hazırlanan raporlara yer verilmesi hedeflenmektedir. - Teknik Güç: adet basılmakta ve dağıtımı birimlerimiz aracılığı ile yapılmaktadır. Dergi içeriğinde Odamız ve birimlerimizin faaliyetlerine yer verilmesinin yanı sıra toplum gündeminde öne çıkan konulara İMO nun yaklaşımını ortaya koyan makalelere de yer verilecektir. - Teknik Dergi: Geleneksel bilimsel çizgisi, uluslararası tanınırlığı sağlanmış ve oturmuş yapısı gelişerek devam eden bu yayınımız, ulusal ve uluslar arası ölçekte her geçen gün daha geniş bir çevreye ulaştırılmaktadır. Baskı sayısı e çıkarılmıştır. Danışman kadrosunun genişletilmesi doğrultusunda çalışmalara devam edilecektir. - Web sitesi: 1999 yılında kurulan ve o tarihten bu yana meslektaşlarımıza hizmet veren web sitemiz, internet kullanımının artmasına paralel olarak, meslektaşlarımızın Odamız etkinliklerini daha sık ve yakından izlemesine olanak tanımaktadır. Odamıza ait hemen her bilgiye kolaylıkla ulaşılmasını sağlayan web sitemizde Odamızın basın açıklamaları, meslek alanımıza ilişkin değerlendirmeler, Oda etkinlikleri duyurulmakta, mevzuata dair bilgiler, yasalar, yönetmelikler yer almaktadır. Yayınlarımızın Standart Hale Getirilmesi 42. dönemde yayınlarımızın standart hale getirilmesi ve kurumsal kimliğinin oluşturulması için yeniden yapılandırılması doğrultusunda çalışmalar yapılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda; Şube ve temsilciliklerimizde çıkarılan bültenlerin tasarımı ve formatının standart hale getirilmesi, Kongre, Konferans, Sempozyum ve benzeri etkinlikler için çıkartılan kitaplar, sonrasında çıkarılan bildiriler ile Şubelerimiz tarafından çıkarılan diğer kitapların tasarımlarının ortaklaştırılabilmesi, Şubelerimiz tarafından bastırılan ajandaların tasarımlarının ortaklaştırılabilmesi, Odamız, Şubelerimiz ve temsilciliklerimizin basım işlerinin daha sağlıklı ve ekonomik olarak yapılabilmesi için merkezileştirilmesi, konularının örgütümüzce tartışılması, yayın politikamızın yeniden yapılandırılması ve Oda politikamızın oluşturulması hedeflenmektedir. 5) Toplumsal Etkinlikler Odamız 42. Genel Kurulumuzun gösterdiği hedefler doğrultusunda, toplumsal olaylara müdahil olabilmek, küreselleşmeye, neo-liberal politikalara karşı koyabilmek, barış içinde bir arada yaşamanın şartlarını oluşturabilmek, Kürt sorununun çözümü doğrultusunda adım atabilmek, bağımsızlık ve demokrasi mücadelesini yükseltebilmek amacıyla, başta TMMOB olmak üzere, meslek kuruluşları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle ortak hareket edecektir. Bu bağlamda Odamız TMMOB a, Barış ve Demokrasi Kurultayı düzenlenmesi ve bu kurultayı hedefleyen bölgesel çalıştayların organize edilmesi doğrultusunda öneri götürecektir. İMO 42. Dönem Çalışma Programı

12 12 1 Ağustos 2010 Başka bir avrupa mümkün diyenler İ İstanbul da buluştu lk kez AB üyesi olmayan bir ülkenin ev sahipliği yaptığı Avrupa Sosyal Forumu (ASF), Temmuz ayı başında İstanbul da düzenlendi. Avrupa ve dünyadaki toplumsal hareketliliğin durumunu ve geleceğini tartışmak açısından önem taşıyan Forum, özellikle küresel adalet hareketi adı altında birleşen ve başka bir dünya mümkün sloganını kullanan farklı hareketlerin bir araya gelişini simgeliyor. 6. Avrupa Sosyal Forumu, 1-4 Temmuz günlerinde İstanbul da, İTÜ Maçka ve Gümüşsuyu kampuslarında gerçekleştirildi. Avrupalı hareketlerin ve akvitistlerin en büyük buluşma alanı olan ASF ilk kez AB üyesi olmayan bir ülkede topladı. İlk kez 2001 de Porto Alegre de Dünya Sosyal Forumu adıyla toplanan platform, zamanla farklı bölgelerde kendi alt-forumlarını üretti. Dünya Ticaret Örgütü nün ekonomik zirvelerine alternatif olarak hayata geçirilen bu proje, hareketlerin yeni ittifaklar ve dayanışma ilişkileri kurmak için mücadelelerini, pratiklerini, reflekslerini ve gelecek projelerini paylaştıkları bir açık alan yarattı. Sosyal Forumların işleyişi, benzerlik ve tek bir doğru yerine farklılıklara, öz-yönetim etkinliklerine, işbirliğine ve hiyerarşi yerine yataylığa dayanan yeni bir politik kültüre dayanıyor. Yeni çağın ilk yarısında yeni bir eylem tarzı olarak belirmeye başlayan, çeşitli mekanlarda hatta kitapçılarda bir araya gelip siyasal, sosyal olaylar ve bunlara karşı geliştirilecek stratejilerin konuşulduğu toplantılar Sosyal Forum olarak anılmaya başlandı. Sosyal Forumlar, DSF nin ilk toplantısındaki ilkelere bağlı olarak gelişti ve 2001 den bu yana, bölge ve ülke bazında toplandığı kadar daha yerel bazda bir araya gelme biçimlerine de isim vermeye başladı. Bu sürecin temelini atan Dünya Sosyal Forumu, 2001, 2002, 2003 yıllarında Brezilya nın Porto Alegre; 2004 yılında Hindistan ın Mumbai kentinde; 2005 yılında yeniden Porto Alegre de; 2006 da çokmerkezli olarak, Karakas (Venezuela), Bamako (Mali) ve Karaçi (Pakistan) olmak üzere üç farklı şehirde; 2007 de Kenya nın başkenti Nairobi de; 2009 da ise Belem de (Brezilya) düzenlendi. ASF nin yarattığı en büyük etki, farklı hareketlerin deneyimlerini birbirlerine aktararak ortak öğrenme sürecini geliştirmesi ve hareketlerin birbirleriyle eklemlenmesi oldu. Her ne kadar, Forumların sosyal yönünün ağır bastığı ve siyasi bir aktör olarak belirginleşemediğine dair eleştiriler yükselse de ASF nin yaratığı bir araya gelme süreci göz ardı edilemez. DSF ilkeleri uyarınca, bağlayıcı ve diğerleri adına konuşan bir karar metni oluşturulamasa da, Forumların Final Asamblesinde ortaya çıkan ortak strateji metni, hareketlerin genel seyrini yansıtması açısından önem taşıyor. Bu yılki Forum, ASF Türkiye nin 80 e yakın bileşeninin ortak çabaları ile gerçekleşti. Bunun yanı sıra, tüm ASF lerde olduğu gibi Avrupa Hazırlık Komitesi ile de ortak toplantılar yapıldı. Ana gündemlerini, kriz, çevre, Filistin ve Kürt Sorunu konularının oluşturduğu Forum da ayrıca 13 ayrı başlıkta toplanan ana eksenlerde Avrupa nın farklı ülkelerinden, çeşitli sendika, hareket, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla, toplantılar, seminerler ve paneller gerçekleştirildi. ASF deki ana eksenlerden bazıları şöyle: Bilginin, eğitimin ve kültürün demokratikleştirilmesi; alternatiflerin oluşturulması, Avrupa ve Dünya: Tahakküm ve yeni sömürgeciliğe karşı dayanışma tabanlı işbirliği ve kalkınma, Küresel adalet hareketinin durumu ve geleceği, Ezilen ulusların ve azınlıkların haklarının savunulması, Kale Avrupası na karşı: Göçmenler ve mülteciler için tüm haklar, Ayrımcılığa karşı Eşitlik. Küresel krize karşı feminist alternatifler. Forumun sloganı ise diğerlerinden ufak bir fark taşıyor: Başka bir dünya gerekli. TMMOB nin birikimi ASF ye anlam kattı TMMOB nin düzenlediği toplam beş oturumda, ülkemizde yaşayan kent yoksullarının, emekçilerin, çevre yağmalarıyla yaşam alanları ve geçim kaynakları gasp edilenlerin, en temel insan ihtiyacı olan temiz ve erişilebilir su hakkına el koyulanların, eğitim olanaklarından yoksun bırakılanların ve sorumlusu olmadıkları krizin faturasını ödemek zorunda kalanların sorunları, mücadeleleri ve çözüm önerileri paylaşıldı. Yürütücülüğünü TMMOB adına İMO nun üstlendiği ve İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Su haktır, ticarileştirilemez semineri Forum daki en etkin ve etkileşimli oturumlardan biri oldu. Ayrıca İMO yönetici ve üyeleri, seminerlerdeki tartışmalara yoğun biçimde katılarak oturumların amacına ulaşmasında önemli katkılar vermiş oldu. Yerel Yönetimler ve Kentleşme 1-4 Temmuz 2010 tarihleri arasında düzenlenen ASF de TMMOB nin yürütücülüğündeki ilk sempozyum olan Yerel Yönetimler ve Kentleşme oturumu, İTÜ Maçka Taşkışla da yapıldı. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Candaş ın oturum başkanı olduğu seminerde; Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Ümit Özcan, HKMO İstanbul Şube Sekreteri Mehmet Uğur Girişken, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Şehir Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erbatur Çavuşoğlu ve Peyzaj Mimarları Odası ndan Bora Bayrakçı birer konuşma yaptı. Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Ümit Özcan, kentleşme konusunda çok tartışılan ve yerel yönetimler tarafından uygulandığı söylenen katılım konusunun bazı biçimsel düzenlemelerden öteye gitmediğini ancak gerçek katılımın siyasal alanda ve karar mekanizmalarına dahil olarak gerçekleşebileceğini belirtti. Özcan Türkiye de siyasi iktidarın kimliği ile belediye yönetiminin kimliğinin uyuşmaması durumunda o bölgenin cezalandırıldığını ve bu durumun demokrasi açısından kabul edilemez olduğunu kaydetti. Yerel yönetimlerin, çarpık olsa da var olan yasalara uymak konusunda büyük eksiklikleri olduğunu ifade eden Özcan, Şehir Plancıları Odası olarak 143 davamız sürüyor. Bu yerel yönetimlerin yaptıkları işin doğruluk ya da yanlışlığıyla ilgili değil, bizim beğenmediğimiz yasalara dahi aykırı uygulamaların varlığı nedeniyle. Biz bilimsel kriterler, olması gerekenler, dünyada olanlar ve bu ülkenin hak ettikleri için değil, bizim hiç beğenmediğimiz 3194 sayılı kanunun gereklerinin dâhi yerine getirilmemesi nedeniyle bu kadar dava açmak zorunda kalıyoruz diye konuştu. Harita Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şube Sekreteri Uğur Girişken de yaptığı konuşmada, uygulanan kentsel dönüşüm projelerinin toplum yararı yerine sermayenin gerekleri doğrultusunda yapıldığını söyledi. Büyük ölçekli imar rantları ve talanın öne çıktığı dönüşümlerin kent emekçilerini kent merkezlerinden çıkardığına ve kamusal alandan da dışladığına değinen

13 Girişken, çok uluslu şirketlerle bağı olan bu operasyonların temel yürütücüsünün de yerel yöneticiler olduğunu belirtti. Özellikle TOKİ nin kentsel sosyal donatı hizmetlerinden yoksun ve kentsel kimliği uyumsuz alanlarda, dönüşüm projeleri gerçekleştirmeyi hedeflediğini kaydeden Girişken, İstanbul Ayazma, Sulukule, Maltepe ve Tozkoporan bölgelerindeki kentsel dönüşüm uygulamalarından da örnekler verdi. Yıkım ve rantsal dönüşüm politikaları karşısında ülkemizde gelişen kentsel hareketlerin nasıl bir mücadele yürüteceği ve katılımcılığının nasıl arttırılabileceği konusunun büyük önem taşıdığını ifade eden Girişken, Yerel yönetimlerin ve benzer örgütlenmelerin kentlerimize biçtiği yeni mekânsal gelişim rolleri karşısında bizlerin, meslek odalarının, tüm kitle örgütlerinin ortak mücadele yürütmesi gerekiyor dedi. Oturuma Şehir Plancıları Odası adına katılan Erbatur Çavuşoğlu da yerel yönetimlerin giderek birer işletmeye, kent sakinlerinide müşteriye dönüştüğünü söyledi. Çavuşoğlu, kent planlamasının siyasal bir süreç olduğunu ve Türkiye nin ekonomisinin büyük ölçüde mekân üzerinden üretildiğini kaydetti. Türkiye de kent rantlarını herhangi bir şekilde vergilendiren ya da bunlardan kamuya pay aktaran bir mekanizma olmadığını ve dolayısıyla mekânın, zenginliğin yeniden dağıtılmasındaki işlevinin büyük önem kazandığını dile getiren Çavuşoğlu rantı nedeniyle el konmak istenen kent toprağının bir mücadele alanı haline geldiğini ifade etti. Çavuşoğlu, kent mücadelesinde meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, bireyler, politik gruplar, sivil inisiyatifler, mahalle örgütlenmeleri, üniversiteler ve medyanın rolü olduğunun altını çizdi. Türkiye de demokrasi talebinden çok mülkiyet talebi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, özyönetim deneyimlerinin çoğaltılması ve sermaye tarafından çarpıtılarak kullanılan katılım, özyönetim gibi kavramlara sahip çıkılması gerektiğini kaydetti. Seminere, Peyzaj Mimarları Odası adına katılan Bora Bayrakçı, sosyal yardım ve sosyal güvenlik hizmetlerinin, dünya çapında yükselmekte olan sınıfsal mücadelelerin bir ürünü olduğunu belirterek başladığı konuşmasında uluslararası sermayeye kapılarını sonuna kadar açmış olan yerel yönetimlerin yalnızca daha fazla talan, yıkım ve yoksulluğa neden olduğunu söyledi. Ulusal kalkınma plancılığının, yerini sermayenin çıkarlarını her daim koruyacak stratejik planlamaya bıraktığını vurgulayan Bayrakçı, Esnek üretimle birlikte esnek çalışma konuşları da devletin terk ettiği yerleri hızla doldurmaktadır nun ilk yarısında, ülkemizde gündeme damgasını vuran Tekel direnişi, devletin üretim ve istihdamı terk etmesiyle oluşacak toplumsal direncin iyi bir örneği olmuştur. Yönetim sistemi ise, merkezden koparılıp piyasacı, yerelcilik esasları temelinde yönetsel, mali federelist bir örgütlenme getirmiştir diye konuştu. Sunumların ardından geçilen soru cevap bölümünde de kentsel dönüşüm mağdurlarının direnişlerine değinilirken TMMOB nin yerel demokrasi ve kazanımlar konusundaki mücadelesinden söz edildi. Küresel Enerji Savaşları TMMOB nin düzenlediği bir diğer seminer de Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ve Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Taşdemir in yer aldığı Küresel Enerji Savaşları konulu oturum oldu. İlk konuşmayı yapan Cengiz Göltaş, 21. Yüzyılın enerjide bir geçiş yüzyılı olduğunu belirterek çevreye daha az zararlı kaynakların ön plana çıktığını belirtti. Dünya nüfusunun yüzde 20 sinin toplam enerjinin yüzde 60 ını kullandığına dikkat çeken Göltaş, gelişmekte olan ülkelerdeki yaklaşık 5 milyarlık nüfusun ise, enerjinin kalan yüzde 40 ıyla yetinmek zorunda olduğunu söyledi. Kapitalizmin kalkınma ideolojisi perspektifi içerisinde enerjiyi sürekli bir ihtiyaç olarak öngören ideolojisiyle hesaplaşmak gerektiğinin altını çizen Göltaş, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, barış ve demokrasi yanlısı güçlerin enerji kullanımı konusundaki bu çılgınlığı birinci derecede sorgulamaktan sorumlu olduklarını belirtti. Dünyada toplam üretilen enerjinin yüzde 25 ini Amerika Birleşik Devletlerinin kullandığına dikkat çeken Göltaş, bugün Ortadoğu da yaşananların bu gerçekten bağımsız düşünülemeyeceğini kaydetti. Türkiye nin bu politikalardaki merkezi konumuna da değinen Göltaş, Enerji hatlarının geçiş güzergâhı olarak görülen Türkiye, hegemonik güçlerin çıkarları doğrultusunda oluşturulan projelerin merkezine yerleştirilmekte, jeopolitik ve stratejik konumuyla adeta savaşların ortasına itilmektedir dedi. Göltaş, uluslararası sermayenin temel talebinin kârlı bulduğu alanlara yatırım yapmak olduğunu ve kullanılmayan kaynakların küresel pazara açılmasına çalışıldığını dile getirdi. Göltaş, şöyle konuştu: Temiz, yenilenebilir enerji kaynaklarının bir sosyal hak olarak toplumun bütün kesimlerine adilce dağıtıldığı, gezegenimizin kirletmeyen çözümlerin üretildiği, enerjinin çokuluslu şirketlerin kâr alanı olmaktan çıkarılıp kamusal bir hizmet anlayışıyla sanayiciye, turizmciye, tarım işletmecisine ve tüm yurttaşlara ulaştırıldığı bir enerji politikasını hem ülkemizde, hem dünyanın her yerinde savunulmalıyız. Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Taşdemir de Türkiye de uygulamaya konan bin 700 HES projesinin çevreye ve insanlara olan olumsuz etkilerinden bahsetti. Kişi başına düşen enerji tüketiminin Amerika da yıllık ortalama 12 bin 322 kilovat/saat; AB ülkelerinde 6 bin kilovat/saat; Türkiye de ise 2 bin 200 kilovat/saat olduğunu belirten Taşdemir, kullanılan enerji kaynakları hakkında da bilgi verdi. Taşdemir, dünya enerji ihtiyacının yüzde 34 ünün petrolden, yüzde 27 sinin kömürden, yüzde 25 inin doğalgazdan, yüzde 6 sının barajlar ve regülatörlerden, yüzde 6 sının nükleerden olmak üzere yüzde 98 inin tükenen kaynaklardan ve yalnızca yüzde 2 sinin tükenmeyen kaynaklardan karşılandığını söyledi. Taşdemir, toplam enerji ihtiyacının 3 te 1 ini karşılayan petrolün biteceği iddiasının alternatif enerjiye olan ilgiyi artırdığını fakat diğer yandan da savaşların temel nedeninin petrol başta olmak üzere enerji kaynakları olduğunu belirtti. Taşdemir şöyle konuştu: Dünya ihtiyacını 110 sene karşılayacak doğalgaz var ve her geçen gün yeni bir kaynak bulunuyor. Hâlâ 250 sene yetecek kömür var. Demek ki biz, kaynaklar tükeniyor diye alternatif enerjiyi önerelim politikası yanlış çünkü kaynaklar tükenmiyor. Ayrıca BP nin Meksika Körfezinde neden olduğu felakete hepimiz tanık olduk. Aynı zamanda 11 insan, platformdaki kazada öldü. Gördüğünüz gibi bu kaynaklar güvenilir değil. Taşdemir, özellikle sanayide kullanılan enerji miktarını düşürmek ve enerjiyi bölgesel olarak üretmek gerektiğini dile getirdi. Taşdemir, atıklarından da biyogaz üretmenin hem sera gazı salınımlarını düşürdüğünü hem de enerji ihtiyacını karşıladığını kaydetti. Ülkemizde ve dünyada bir enerji savaşı olduğunu belirten Taşdemir, Türkiye nin enerji alanında belirgin bir politikası olmadığı ve bu durumun uluslararası enerji tekellerinin yararına olduğuna da dikkat çekti. 1 Ağustos Eğitimin Özelleştirilmesine Hayır TMMOB in düzenlediği 3. oturum olan Eğitimin özelleştirilmesine hayır başlıklı seminerde, eğitimde uygulanan neo-liberal politikalar ve sonuçları ile bu politikalara karşı mücadele pratikleri ve fikirleri tartışıldı. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Tores Dinçöz ün yönettiği seminere konuşmacı olarak, İnşaat Mühendisleri Odası adına Prof. Dr. Güngör Evren, Maden Mühendisleri Odası adına Burhan Erdem, Makina Mühendisleri Odası adına Tevfik Peker, Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman ve Peyzaj Mühendisleri Odası ndan Ozan Yılmaz katıldı. Oturuma İMO adına katılan Prof. Dr. Güngör Evren, Cumhuriyetin kuruluşunda kendi yurttaşını oluşturmak üzere eğitime özel önem verdiğini ve bunun da başarıya ulaştığını fakat bugün toplumda oluşan çalkantı ve bozulmanın politikalarının değişimi ile açıklanabileceğini belirterek geleceğin aydınlık olmasının eğitimin sağlıklı biçimde geliştirebilmesine bağlı olduğunu söyledi. Özelleştirmenin verimsiz çalışan kuruluşları verimli hale getireceği ve çağdaşlaştıracağı inancının boşa çıktığını kaydeden Evren, vakıf üniversiteleri ile yeni açılan ve kamuoyunda tabela üniversitesi olarak anılan üniversitelerin niteliksizliğine değindi. Evren, Gelişmiş ülkelerde bir üniversite kurulacağı zaman öncelikle öğretim kadrosunun nasıl oluşacağı üzerinde kafa yorulup belli bir planla bu öğretim kadrosu oluşturularak işe başlanır. Fakat vakıf üniversiteleri bunu yapmak yerine devlet üniversitelerinden öğretim üyelerini alarak yollarına devam ediyorlar diye konuştu. Evren, öğrencilerin müşteri olarak algılandığı bir eğitim sisteminin oluştuğunu dile getirdi. Evren vakıf üniversiteleriyle ilgili şunları söyledi: Öğretim üyesini devlet üniversitelerinden alıyor ve o devlet üniversiteleri de çökme durumuna geliyor. Bunun yanında onlara devlet özel arsalar veriyor, özel alanlar veriyor. Emlak vergisi almıyor, devlet üniversitesinden emlak vergisi alıyor, bütçesinin yüzde 45 i kadar bu kurumlara devlet desteği yapılabilme imkânını getiriyor. Bilgi Üniversitesi nin Mütevelli Heyeti Başkanı ve kurucusu Latif Mutlu bile bakın bu duruma nasıl karşı çıkıyor: Açıkçası kanun koyucu vakıf üniversitelerinin bütçelerine ve öğrenciden alacağı harçlara karışmıyor ve devlet yardımını da öngörmüyor. Anayasamız devlet yardımının sadece devlete ait yüksek öğretim kurumlarına öngördüğü, vakıflarca kurulacak kurumları bu yardımın dışında tuttuğunu açıkça belirttiği halde sonradan Kanuna eklenen ek bir maddeyle vakıflarca kurulacak özel üniversitelere de devlet yardımı verilmesi Anayasaya rağmen verilmiştir. Vakıf üniversitelerine Kanunun koyduğu sınırlar aşılarak devlet yardımı yapılması haksızlık ve adaletsizlik yaratmaktadır. Ben söylemiyorum bunu, Bilgi Üniversitesi nin Mütevelli Heyeti Başkanı söylüyor. Prof. Dr. Evren, eğitimde önemli değişiklikler olduğunu, örneğin, mühendislik eğitiminde sosyal bilimlerle mutlaka diyaloga girilmesi gerektiğini söyledi. Evren, mühendislerin, kendilerinin de bir parçası oldukları toplumun çevreyle ve birbirleriyle ilişkisini düzenlediğini ve bu sebeple sosyal bilimlerle birlikte düşünmesinin gerektiğini belirtti. Özelleştirmelere sadece karşı olmanın yetmeyeceğinin altını çizen Evren, özelleştirmelerin her geçen gün yayıldığını ve durdurulamadığını kaydetti. Özelleştirmelerin akla, mantığa, adalete, etik değerlere aykırı olan yönlerinin gündeme getirip düzeltilmesini sağlamanın da bir görev olduğunu dile getirdi.

14 14 1 Ağustos 2010 Oturuma Makina Mühendisleri Odası adına katılan Tevfik Peker de eğitimde özelleştirmelerin ortaöğretim düzeyinde başladığını belirterek 12 Eylül den sonra üniversite düzeyinde vakıf girişimlerinin çoğaldığına dikkat çekti. Üniversiteye girebilmek için okullarda alınan eğitimin yeterli olmadığını ve öğrencinin aynı zamanda özel statülü eğitim veren bir başka kuruma gitmek zorunda kaldığını söyleyen Peker, Bunların adı da dershane. Dershaneye gitmeyen hiçbir öğrencinin üniversiteye girme olasılığı yok Türkiye de maalesef. Demek ki ortaöğrenim diye bir öğretim Türkiye de yok, bunların yerini dershaneler alıyor dedi. Mühendislik-mimarlık eğitimine de değinen Peker, TMMOB nin; üyelerini yetiştiren eğitim kurumlarının bileşeni ve denetleyicisi olması gerektiğini kaydetti. Peker, şöyle konuştu: Mühendis odaları aynı zamanda kendi mesleğinin eğitimini veren üniversiteleri de denetlemeli. Birçok ülkede bu böyle. TMMOB üniversitelerdeki eğitimin denetleyicisi olmalı. Bu işlevi bizde YÖK denilen 12 Eylül faşizminin en önemli ürünlerinden bir tanesi yapmakta. YÖK aldığı mantıksız kararlarla ülkenin geleceğini sürekli karartan, akademik özerklik, bilimsel özerklik gibi üniversite özerkliklerinin tamamını ortadan kaldıran gerici bir kurum. Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman da, yeni kurulan üniversitelerdeki öğretim üyesi eksikliğinin önemli bir niteliksizleşmeye neden olduğunu ifade etti. Kamu üniversitelerinde ikinci öğretim programlarının öğretim üyesi eksikliği, öğrencilerin taşınamaması, güvenlik sorunu gibi nedenlerle gündüz saatlerinde eğitim verdiğini kaydeden Ataman, Yine de bu eğitimden ekstra para alınması aslında bu sektörün ne kadar ticarileştiğinin küçük bir göstergesidir dedi. Ataman, üniversitelerdeki kontenjan artışı oranında devlet veya üniversite yurdu artışı olmayışının öğrencileri tarikat yurtlarında barınmaya mecbur etmek anlamına geldiğini dile getirdi. Oturuma Maden Mühendisleri Odası adına katılan Burhan Erdim, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki son gelişmelere değinerek Türkiye de bu alanın siyasi iktidar eliyle yok sayılmaya çalışıldığını ve buna karşı başta TMMOB olmak üzere tüm kamuoyunun mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Peyzaj Mimarları Odası adına konuşan Ozan Yılmaz da özelleştirmeler sonucu niteliği düşen eğitimin, piyasa mekanizması içerisinde insanların kendi değerini artırmak için kariyerizme hapsolmasına neden olduğunu ifade etti. Yılmaz, Piyasa ideolojisi toplum üzerindeki etkisini gittikçe artırıyor diyebiliriz. İnsanların en temel ihtiyaçlarını bile, eğitim, sağlık, bunlar dediğim gibi bizim için eğitim ve sağlık kutsal değerlerdir, bunları bile piyasa mekanizması içerisinde birer rant aracı olarak görmeye başladı ve ne yazık ki bir meşruiyet de kazandılar diye konuştu. İMO Yönetim Kurulu Başkanı H. Serdar Harp da izleyici olarak katıldığı Eğitimin Özelleştirilmesine Hayır oturumunda sunumların ardından söz alarak Türkiye deki eğitim sisteminin bütünü ve müfredatı ile TMMOB nin özelleştirme karşıtı mücadeledeki önemi ve deneyimlerini anlattı. Harp in yanı sıra İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Nusret Suna ve İstanbul Şube Sekreteri Rezan Bulut da izleyiciler arasındaydı. Su Haktır, Ticarileştirilemez Yürütücülüğünü TMMOB adına İMO İstanbul Şubesinin üstlendiği Su Haktır, Ticarileştirilemez seminerinin oturum başkanlığını İnşaat Mühendisleri Odası Danışma Kurulu Üyesi Murat Gökdemir yaptı. Seminerde; Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şube Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aydın, Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Taşdemir, Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak ve Su Politik Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün konuşmacı olarak yer aldı. Oturumdaki ilk sunumu yapan Murat Gökdemir konuşmasına dünya üzerindeki suların yalnızca binde 4 ünün kolayca ulaşılabilecek ve kullanılabilecek durumda olduğu ve günümüzde 1,2 milyar insanin temiz içme suyundan yoksunken 2,9 milyar insanın da sağlık koşullarına uygun suya erişemediğini anlatarak başladı. Dünyada kullanılan suyun yüzde 85 ini nüfusun yüzde 12 sinin tükettiğinden bahseden Gökdemir, Türkiye yle ilgili de şu bilgileri verdi: Türkiye de ortalama yağış miktarı 643 milimetre olup dünya ortalaması olan milimetreden düşük yağış almaktadır. Türkiye de ekonomik ve sosyal şartlar göz önüne alındığında su potansiyeli 112 milyar metreküp, bu potansiyele göre kişi başına su miktarı 30 metreküptür; bu da su kısıtı yaşayan bir ülke olduğumuzu göstermektedir. Fırat-Dicle havzasının Türkiye nin su potansiyelinin yüzde 28,5 ini oluşturduğunu kaydeden Gökdemir, sınır aşan suların Türkiye açısından sorun çıkarma riski taşıdığını söyledi. Suyun meta olarak tanımlanması halinde suyun özelleştirilmesinin meşruiyetinin sağlanacağını belirten Murat Gökdemir, suyun özelleştirilmesinin küresel düzeydeki kurumsallaşması ve süreçlerini anlattı. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası örgütlerin suyun özelleştirilmesine öncülük ettiğini kaydeden Gökdemir, Bileşmiş Milletler altında faaliyet yürüten Dünya Su Konseyinin Dünya Su Forumu adıyla toplantılar düzenlediğini ve konunun uluslararası sermayenin sömürgecilik anlayışıyla tartışıldığını söyledi. Dünyada suyun özelleştirilmesi örneklerinden bahseden Gökdemir, şu bilgileri aktardı: Sudaki özelleştirmelerin ardından Kanada da gıdadan 20 kişi ölmüş, Sydney Avustralya da su kirliliği artmış, Filipinler de su fiyatı yüzde 400 artmış, Güney Afrika kolera salgını çıkmış ve su fiyatı yüzde 400 artmış, Bolivya da su fiyatı yüzde 306 artmış, sonucunda isyan çıkmış, öldürülenler ve tutuklananlar olmuş, Gana da su fiyatları yüzde 95 artmış, İngiltere de dizanteri yüzde 600, yüzde fiyatı yüzde 450 artmış, Fransa da su fiyatı yüzde 150 artmıştır. Bu politikalara karşı çıkmak ve tüm topluma, hatta tüm canlılara ait olan suyun korunması ve yönetilmesi için bazı uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Su kaynakları yönetim yapısını çok parçalı olmaktan çıkararak, daha kapsamlı, bütünsel ve kurumsal olarak yapılandırarak, kamu yararı gözeterek yeniden düzenlemek ve yapılacak bu düzenlemede ülkenin gereksinimi için duyulan kalkınma stratejilerini belirleyerek kendi koşul ve olanaklarına uygun bir su yönetimi modelini ortaya çıkarmak gerekmektedir. Diğer yandan bu model suyun ekonomik bir mal değil, toplumsal ve yaşamsal bir doğal varlık olduğu gözetilerek olduğu dikkate alınarak geliştirilmelidir. Sonuç olarak katılımcılık ilkesi su ile ilgili kurumsal yapılarda ve işleyişinde esas alınmalıdır. Tüm isteğimiz tüm canlıların sağlıklı ve güvenli suya erişme hakkına sahip olmasıdır. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık da HES lerin yapımından ve çevreye olan zararlarından bahsetti. Akarsuların taşıdığı verimli toprağın baraj diplerinde biriktiğini ve verimli ova ve delta oluşumlarının aksayarak çevredeki canlı yaşamına olumsuz etkilerinin günden güne arttığını söyleyen Atalık, tuzlu deniz sularının suyu azalan dere yataklarını doldurup yer altı sularına karışmaya başlamasıyla birlikte tarımının da büyük zarar göreceğini kaydetti. Atalık, hayvancılık yapılan bölgelerde de, suyun kullanım hakkı şirketlere verildiğinden ve akarsular boru içine alındığından geçim kaynaklarının azaldığına ve halkın büyük mağduriyetler yaşadığına değindi. Bütün bunların olduğu yerlerde halkın tepkisinin de yükseldiğini ve çiftçilerin artık derelerinin başında nöbet tutar hale geldiğini söyleyen Atalık, şehirde, kentte, kırsal alanda, tarlada, sulamada her tür özelleştirmelere, ticarileştirmelere karşı yoğun faaliyetlerin sürdüğünü ve yakın zamanda ortaklaştırılması için girişimlerin olacağını belirtti. Su Haktır, Ticarileştirilemez oturumunda TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şube Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aydın da suların ambalajlanması konusunda bir sunum yaptı. Suyun özelleştirilmesiyle birlikte özellikle içme suyunun ambalajlanması için kullanılan petlerin hem ekonomik olarak büyük maliyetler getirdiğini hem de çevreye çok önemli zararlar verdiğini kaydeden Aydın, Coca Cola, Pepsi, Danone, Nestle gibi küresel şirketlerin pazar paylarını artırmak için kullandıkları reklamlarla da talep artışı yaratmaya çalıştıklarını söyledi. Suların ambalajlandığı plastik şişelerin yüzde 86 sının yeniden kazanılmadan çöpe atıldığını dile getiren Aydın, şişelerin doğada tamamen yok olması için 1000 yıla yakın bir süre gerektiğine dikkat çekerek bu durumun doğaya verdiği zararın tahmin edilemez boyutta olduğunun altını çizdi. Ülkeden ülkeye yılda 22 milyon tona yakın şişelenmiş sıvının taşındığını ifade eden Aydın, yılda 1,5 milyon varil petrolün bu iş için kullanıldığı bilgisini verdi. Bütün bunların devasa bir pazar yarattığını söyleyen Aydın, bu pazarın daha da büyüyeceği öngörüsüy-

15 1 Ağustos le küresel şirketlerin su işine girmeye başladığını ve dolayısıyla suların özelleştirilmesine karşı küresel bir mücadele anlayışı yürütülmesi gerektiğini söyledi. Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Taşdemir de suyun bir mal değil hak olduğunu söyleyerek bu nedenle suyun ticari bir meta haline getirilemeyeceğini belirtti. Taşdemir, Türkiye bir su ve çevre politikasının olmadığını, devletin; su kullanım hakkı elinde olmamasına rağmen devrettiğini kaydederek, Kime? Sanayiciye devrediyor. Kime? Kapitalistlere devrediyor.kime? Sermayeye devrediyor, satıyor. Biz su kullanım hakkının devlette olmadığını savunurken devlet su kullanım hakkını satmaya başlıyor; bu çok temel bir gösterge dedi. Taşdemir, kirleten ve kullanan öder anlayışının da suyu kirletmeyi yasal hale getirdiğini ve özelleştirmelerin fikri temelini oluşturduğunu söyledi. Peyzaj Mimarlar Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak da, Dünya Bankası ve IMF tarafından yapılan araştırmalarda suyun ticari bir mal olarak piyasalaştırılmasıyla oluşacak pazarın petrol piyasasından çok daha büyük olacağı sonucu çıktığını söyledi. Suyun 1992 yılındaki Su ve Çevre Konferansından bu yana küresel piyasa aktörleri tarafından ekonomik bir mal olarak tanımlandığını ve üretiminden dağıtımına suyla ilgili bütün sürecin piyasa mantığıyla yönetilmesi savunulduğunu ifade eden Kolçak, küresel aktörlerin su piyasasını düzenlemek için harekete geçtiğini kaydetti. Kolçak, tarım, sanayi ve turizm gibi ekonomik faaliyetler sonucu ekolojik döngünün kırılmasının doğanın kendini yenileme yeteneğine ket vurduğunu belirtti. Kolçak, Sağlıklı, güvenilir su kıt kaynağa dönüşmüştür. Küresel su krizinin insanları tehdit eden boyutlara ulaştığından söz edilmektedir. Kapitalizmin küreselleştiği dünyada suyun büyük yatırımlar gerektiren arıtma tesislerinden geçmeden tüketilmesi artık tehlikelidir diye konuştu. Oturumda son sözü olan Prof. Dr. Beyza Üstün de suyun özelleştirilmesine gereken tepkiyi vermekte geç kalındığını dile getirdi. Üstün, özellikle HES lerin yapım sürecinde ortaya çıkan direnişlerin çok anlamlı olduğunu çünkü oralarda tam anlamıyla yaşamın savunulduğunu ifade etti. Üstün, her geçen gün bu ve benzer direnişlerin, içme suyunun ve akarsuların özelleştirilmesiyle artacağını kaydeden Üstün, yerel mücadelelerin bir araya getirilmesi gerektiğini söyledi. Kapitalizmin Krizi İşsizlik ve Mücadeleler ASF deki TMMOB oturumlarının en sonuncusu olan Kapitalizmin Krizi İşsizlik ve Mücadeleler seminerinde, Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ali Ekber Çakar, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ve Prof. Dr. Aziz Konukman, neo-liberalizm ve kriz konularında verilerle birer sunum yaptı. Oturumda ilk sözü alan Çakar, özellikle 1980 lerden itibaren tüm dünyada devletin üretimdeki varlığının ortadan kaldırılarak düzenleyici devlet anlayışına geçildiğini ve AB mevzuatının da uluslararası sermayeye eklemlenme anlamına geldiğini söyledi. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizin Türkiye gibi çevre ülkelerde çok daha fazla hissedildiğini, AKP hükümetinin de sermaye yanlısı politikalarla krizin faturasını emekçi ve yoksul kesimlere kestiğini ifade etti. Türkiye sanayisinin 1960 lardan bu yana IMF, Dünya Bankası, Gümrük Birliği, Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarca oluşturulmuş politikalara bağlı olarak önemli dalgalanma ve krizlerden geçtiğini kaydeden Çakar, özellikle 1980 sonrasında sanayi ve tarımda sübvansiyonların büyük ölçüde kaldırıldığını, KİT yatırımlarının durdurulduğunu, özelleştirilmelerin hızlandığını dile getirdi. Türkiye deki işgücü verilerinin de krizin etkilerini gösterdiğini belirten Çakar toplam istihdamın yüzde 55 inin hizmet sektöründe, yüzde 25 inin tarımda, yüzde 20 sinin ise sanayide bulunduğunu kaydederek arası yalnızca AKP iktidarı döneminde yüzde 20 oranında istihdam gerilemesi yaşandığını dile getirdi. TÜİK in rakamlarıyla her beş kişiden birisinin yoksul, 20 kişiden birisinin de açlık sınırı altında yaşadığını söyleyen Çakar, şöyle konuştu: İstihdamın yüzde 42 si kayıt dışı ve herhangi bir sosyal güvenceye bağlı olmaksızın çalışmaktadır. 50 den az işçi çalıştıran işyerlerinin yüzde 98,5 inde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları bulunmamaktadır. İş Yasası nedeniyle işçileri başka bir işverene kiralamayı, taşeronlaştırmayı, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan 4851 sayılı yasa ile de çalışanlar açısından daha da olumsuz koşullar söz konusudur. Bütün bunlar göstermektedir ki neoliberal pazar ekonomisi iflas etmiştir. Türkiye nin kaynaklarının yeni borç ve faiz ödemeleriyle feda edilmesine artık daha güçlü bir şekilde dur demek gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde sosyal mücadeleler ve sınıf mücadelelerini belirli bir ekonomik politik bütünlükle yürütmeli ve buna uygun bir program geliştirmeliyiz. Oturumda ikinci sözü alan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da dünyada yaşanan krizin ekonomik yönünün öne çıkmakla birlikte aynı zamanda ekolojik, politik, toplumsal ve gıda ile ilgili bir kriz olduğunu söyledi. Krizin başa gelen bir kaza olarak değil, kapitalizmin iç çelişkilerinden kaynaklanan bir kriz olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirtti. Yaşanılan sürecin kapitalizmin krizi olarak tanımlanabilmesi için emekten yana bir karşı kutbun özlemini vurgulamak gerektiğini kaydeden Kozanoğlu, dünyada krizi dönüştürecek bir siyasi ve toplumsal öznenin var olduğunu söylemenin zorluğuna değindi. Serbest piyasacılıkla özgürlüklerin birlikte gerçekleşebileceğine ilişkin bir anlayışın olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kozanoğlu, Tarihe baktığımız zaman tam tersini görüyoruz. Serbest piyasa düzenini uygulamak için, gerekirse ceberut devlet, gerekirse darbeler gündeme gelebiliyor. Türkiye örneğinde de 24 Ocak Kararları nın darbenin hemen öncesinde alındığı, sonra işçilerin ve tarım üreticilerinin sesinin kesilmesi için darbenin arkadan geldiğini hepimiz biliyoruz diye konuştu. Kapitalizmin küreselleşme ve finansallaşma aşamalarıyla birlik eğitim, sağlık, konut gibi alanların da finansın bir parçası haline geldiğine dikkat çeken Kozanoğlu, son dönemlerde gündeme gelen bazı sosyal politika önerilerinin olumlu karşılanabileceğini söyledi. Geliri ve serveti yeniden paylaştırmadan, düzlüğe çıkmanın mümkün olmadığına belirten Kozanoğlu, Orta sınıfların korkularını yaşamayalım. Eline geçen parayı doğrudan doğruya harcayanlar fakirler. Çünkü, çocuğum bugün süt içmesin, yarın içer, ısınmadan kışı geçirelim, yarın gelecek kış Allah kerim demezler. Bu tip yoksul insanların evine gelir verdiğiniz zaman, bunun büyük ölçüde ekonomik çarklarını döndürmeye harcarlar dedi. Kozanoğlu şöyle konuştu: Son zamanlarda (yurttaşlık geliri) tartışılıyor. Bütçeye büyük yük olacağı veya aldatma olduğu şeklinde eleştiriler var. O zaman parasız eğitim de parasız sağlık da bir Geçmişten bugüne ASF Avrupa Sosyal Forumu, Küresel Adalet Hareketi adıyla da bilinen alternatif küreselleşme hareketi savunucuları tarafından oluşturulan bir tartışma platformudur. Sosyal hareketler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, barış savunucuları, anti emperyalist oluşumlar, ırkçılık karşısı gruplar, çevre hareketleri gibi pek çok farklı yapının bir araya gelerek kendi deneyimleri ve ortak mücadele olanaklarını masaya yatırdığı Avrupa Sosyal Furumu, Dünya Sosyal Forumu nun da bir parçasıdır. ASF, ilk kez 2002 de İtalya Floransa da toplandı ve üst başlığı, ABD nin Irak ı işgaline atıfla Savaşa, ırkçılığa ve neo-liberalizme hayır olarak belirlendi. Yaklaşık 60 bin kişi katıldığı 30 konferans, 160 seminer, 180 çalıştay ile toplamda 1 milyona yakın kişiyle temas kurdu. 105 ülkeden 426 kuruluşa aldatmaca. Sade vatandaşın eline bir para veriliyorsa, yoksul Ahmet in eline bir para veriliyorsa, ev kadını Ayşe teyzenin eline bir para veriliyorsa, bunun neresi aldatmacadır? Bu büyük bir mücadeleyle alınmıştır zaten. Bunun iki faydası var. Birincisi; insanlar gelir sahibi olur, toplumdaki adaletsizlikler azalır. İkincisi ve daha önemlisi insanlar emek piyasasına çıktığı zaman pazarlık güçleri artar. Çok yönlü işlere, sömürüye dayanan işlere razı olmazlar. İnsanları mücadeleye sevk eden, sendikalaşmaktan veya işin kaybetmekten duyulan korkuyu azaltan örnekler var. Bu ve benzer önerileri değerlendirmek ve mücadelenin birer parçası haline getirmek gerekir. Seminerin üçüncü ve son konuşmacısı Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman idi. Konukman, son dönemde yaşanan dünya ekonomik krizi olmasa dahi Türkiye ekonomisinin sağlıklı olmadığını verilerle ortaya koydu. AKP hükümetinin istatistiklerle oynayarak adeta pembe bir tablo çizdiğini söyleyen Konukman, Türkiye ekonomisinin yüzde 14,5 oranında küçüldüğünü belirtti. Türkiye nin AB ye üye olmadan Gümrük Birliği ne girmesinin mantıklı olmadığını kaydeden Konukman, dışa bağımlılık koşullarının bir kere uygulanmaya başladı mı bir daha geri döndürülemez olduğunu vurguladı. Krizden çıkış için sermaye sınıfı temsilcileriyle işçi sınıfı temsilcilerinin, Alın verin, ekonomiye can verin ve Evde oturma, pazara çık gibi kampanyalar etrafında bir araya gelmesinin kabul edilebilir olmadığını dile getiren Konukman, şöyle konuştu: TOBB diye bir örgüt işçi sınıfının örgütlerini de yanına alarak, bir kampanya başlattı. Evde oturma, pazara çık, piyasaya çık dediler. Millet sokakta zaten (!), evde oturan yok ki. Kampanyada kim var: TÜRK-İŞ, HAK-İŞ; olacak şey değil; bir de Kamu-Sen. Bunlar kim diye bakıyoruz: İşten atılmış işçi, o atılmış işçinin sendikasının başkanı, sürülmüş memurun sendikasının başkanı, bu tarafta işten atan firmanın başkanı, TOBB Başkanı, diğer tarafta siyasiler. Bu dehşet bir manzara. Krizin sorumlularıyla birlikte krizin aşılması kampanyası yapılıyor. bağlı 20 bine yakın temsilci katıldı. Paris te toplanan 2. ASF ye yaklaşık 50 bin kişi katıldı teki Forumda son gün yapılan mitingde ise 150 bine yakın aktivist taleplerini dile getirdi. 70 sendika, 300 kuruluşun katılımı ile 270 seminer, 260 çalıştay, 55 konferans düzenlendi. 3üncüsü 2004 te Londra da yapılan ASF de 25 bin katılımcı toplam 500 seminer ve atölyede 2500 e yakın konuşmacıyı dinledi. 4. ASF Yunanistan ın başkenti Atina da 2006 yılında toplandı. 35 bin katılımcının kayıt yaptırdığı Forumun 80 bine yakın takipçisi vardı. Türkiye den katılımcıların Atina ya katılımının yoğunluğu da dikkat çekti. Malmö de düzenlenen 5. ASF, 2008 de yapıldı. Forumu 20 bin kişi takip etti.

16 16 1 Ağustos 2010 TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, İstanbul da Teknik Güç ün ASF ile ilgili sorularını yanıtladı. ASF den notlar ASF den notlar ASF den notlar ASF katılımcıları 1 Temmuz günü, Forum un yapıldığı İTÜ Maçka Taşkışla ve Gümüşsuyu kampuslarında kayıt işlemlerini gerçekleştirdi. TMMOB nin ASF ye katkıları nelerdir? TMMOB, Avrupa Sosyal Forumlarına her yıl katılarak kendi katkısını sundu. Son olarak geçen sene Yunanistan da, 3 yıldan fazla TMMOB örgütlülüğü içerisinde yer almış arkadaşlarla beraber gittik. Yunanistan da ve Malmö de TMMOB, kendi biriktirdiği yaşama dair görüşlerini farklı seminerlerle, farklı örgütlenmelerle birlikte ifade etti. İstanbul da yapılan Avrupa Sosyal Forumunun yürütücülüğü Türkiye Sosyal Forumunda idi ve Kolaylaştırıcı Kurulunda da DİSK ve KESK le birlikte vardık. Her yıl olduğu gibi bu forumda da TMMOB olarak her türlü katkıyı vermeye çalıştık. Bu yıl da kentleşme, su hakkı, enerji, özelleştirme, eğitim ve kapitalizmin krizi başlıklaryla 5 ana temada, örgütümüzün biriktirdiklerini yurt dışından gelen değişik grup ve yapılara aktarma fırsatını bulduk. ASF nin TMMOB açısından önemi nedir? Dünya Sosyal Forumunun ilkeleri doğrultusunda çalışıyor Avrupa Sosyal Forumu. Ana felsefesi, Başka bir dünya mümkün sözü etrafında birleşmeleri. Bu fikrin altında da özellikle 80 lerden sonra yaşanan neoliberal iktisat düzeninin, özelleştirmelerin, kentlerin yağmalanmasının, madenlerin yok edilmesinin ve kapitalizmin kendine ait olan krizlerinin emekçileri, yoksulları vurmasına karşı olanların sesini yükseltmesi amacı var. Avrupa Sosyal Forumu da sosyal hareketlerin, politik yapıların, sendikaların, meslek örgütlerinin; esas itibariyle kapitalizmle sorunu olan büyük yığınların, halkların kardeşliği perspektifinde olanların ortak paydası olan bir forum alanıdır. Sosyal forumlar, bir örgütlenme biçimi, bir platform, bir yapı değildir. Sosyal forumlar, benzer düşüncelere sahip olanların bir arada sözlerini söyledikleri, kendi ülkelerinde, kendi bölgelerinde, kendi yaşantılarında yaptıklarını ve mücadele deneyimlerini aktaran ve ortaklaştıran bir paylaşma ortamıdır. Bundan önceki forumlarla karşılaştırdığınızda bu yılki forumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan önceki tüm forumlar Avrupa Birliğine dahil ülkelerde yapılmıştı. Türkiye gibi demokrasisi zaaflı bir ülkede yapılıyor olması önemliydi. Avrupa daki mücadelelerin Türkiye den bakılarak değerlendirilmesi ve Türkiye deki mücadelelerin de Avrupa dakilerin gündemine girmesine neden olması açısından önemlidir. TMMOB önümüzdeki senelerde de ASF ye dahil olacak mı? TMMOB nin ASF içinde yer almaya devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. TMMOB nin biriktirdiklerini, Avrupalılarla birlikte değerlendirmesi önemlidir. Yıl içinde Yönetim Kurulumuz değerlendirir ve kararını verir tabi fakat biz TMMOB olarak biriktirdiğimiz ve kongre, seminer ve konferanslarda açığa çıktığını gördüğümüz fikri ve fiili mücadele deneyimlerimizi paylaşmak; yurt dışındaki benzer çabaların bilgisine doğrudan ulaşmak açısından katılmayı yararlı buluyoruz. Forum programının yoğunluğu dikkat çekerken aynı saatlerde birçok oturum olması katılımın kısmen düşük olmasına neden oldu. Seminer ve atölyelerde çeviri imkanının kısıtlı kalması ve sunumların kayıt altına alınamaması önemli eksiklikler olarak göze çarptı. ASF nin devam ettiği dört gün boyunca Maçka Parkı na kurulan stantlar, pek çok ziyaretçinin ilgi odağı oldu. Kurulan masalarda ziyaretçilerin bilgi ve dokuman ihtiyacı karşılandı. TMMOB standı da katılımcıların ve ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği masalardan biriydi. ASF nin son gününde binlerce kişi, işsizliğe, küresel krize ve savaş politikalarına karşı emek mücadelesinin küreselleşmesi talebini dile getirdi. Türkiye ve Avrupa nın dört bir yanından siyasi parti, sendika, emek ve meslek örgütü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve aktivistler İstanbul da 3 gün süren panel ve toplantılarının ardından yapılan ve Osmanbey den başlayarak Taksim de son bulan yürüyüşle, emek sömürüsüne, ayrımcılığa, küresel krize ve kapitalizmin saldırısına hep beraber hayır dedi. Yürüyüş boyunca renkli görüntüler de vardı. Hem görünüşü hem de sesiyle tarihin en güzel enstrümanlarından biri olan trompet de kapitalizm ve emperyalizm karşıtlarına destek verdi. Yürüyüş, Gezi Parkı nda son buldu. Burada Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonları Başkanı Süleyman Çelebi ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Emirali Şimşek in yaptığı konuşmaların ardından Mezopotamya Kültür Merkezi müzik grubu ve Grup Bandista da birer konser verdi.

17 1 Ağustos Çevre direnişçileri Ankara da buluştu TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu nun organizasyonuyla Türkiye nin dört bir yanından gelen çevre direnişçileri Haziran 2010 tarihlerin Ankara da buluştular. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu nda bir araya gelen direnişçiler, Çevre Direnişleri Buluşuyor adıyla düzenledikleri etkinliklerde deneyimlerini aktardılar, her yörenin ayrı özelliğine yapılan saldırının, Anadolu coğrafyasının tümünü tehdit eden bir çevre katliamına dönüştüğüne dikkat çektiler. Farklı araçlarla, farklı söylemlerle ancak aynı mücadeleyi verdiklerini dile getiren direnişçiler, doğamıza, toprağımıza, derelerimize, zeytinimize, çam fıstığımıza, kültürümüze ve geçmişimize hep birlikte sahip çıkalım çağrısını yaptılar. Teoman Öztürk Salonu nun fuaye alanını fotoğraf ve karikatürlerle donatan direnişçiler, salona da kendi taleplerini içeren pankartlar astılar. Çevre mücadeleleri çok büyüyecek Etkinliğin açılış konuşmalarını sırasıyla TMMOB İKK Sekreteri Ramazan Pektaş, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık yaptı. Konuşmalarda teknolojik gelişmeler adı altında çevre katliamları yapıldığına dikkat çekildi ve çevre mücadelesinin önümüzdeki yıllarda çok büyüyeceği vurgulandı. Etkinlikte, Ölüler Altın Takmaz, Altıncı Filo Defol, Havamıza Sahip Çıkıyoruz, Derelerimiz Özgür Akacak, Toprağımıza Suyumuza Sahip Çıkıyoruz, Nükleere İnat Yaşasın Hayat oturumlarının yanı sıra Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz forumu düzenlendi. Etkinliğe yöresel kıyafetleriyle gelen Efemçukuru Köylülerinden Sabır Coşkun, dinleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Coşkun, Biz bunlara vere vere bıktık, artık yeter. Ben çoban kızıyım, bizim sesimiz olun. Altın yenmez ama bizim zeytinimiz yenir dedi. Etkinlikte, Bergama köylülerinin önderlerinden Bayram Kuzu, çevre sorunlarına duyarlılığını her platformda dile getirmiş olan Sanatçı Kazım Koyuncu, Sinop ta nükleer santrale hayır demek için giden ve denizde boğularak can veren Üniversite Öğrencileri Soner Balta, Öner Balta ve Güneş Korkmaz anısına sinevizyon gösterisi düzenlendi. Sivas katliamında yaşamını yitirenler anıldı 2 Temmuz 1993 te Sivas Madımak Oteli nde 33 aydının yakılarak öldürüldüğü katliamın 17. yıldönümünde başta Ankara, İstanbul ve Sivas olmak üzere birçok ilde düzenlenen etkinlerde katliamın sorumluları kınandı, yaşamını yitirenler anıldı. Ankara da Sivas katliamının yıldönümü nedeniyle düzenlenen miting için saat dan itibaren Sıhhiye Toros Sokak ta toplanılmaya başlandı. Buradan Sivas ta yakılarak öldürülenlerin resimlerinin taşındığı kortej eşliğinde mitingin yapılacağı Kolej Meydanı na yüründü. TMMOB üyelerinin geniş katılım sağladığı mitingde, katliamın sorumluları kınandı, mitinge katılan binlerce kişi unutmayacağız, unutturmayacağız sloganlarıyla, Sivas ta yaşamını yitirenleri andı. Sivas taki etkinlikler Madımak Oteli önünde gerçekleştirildi. Katliamı lanetleyen binlerce kişi Madımak müze olsun dedi. İstanbul da ki etkinlik Kadıköy Meydanı nda düzenlendi. Binlerce kişinin katıldığı mitingde eylemciler 2 Temmuz u Unutmadık, Unutturmayacağız dedi. 17 Yıl Oldu Canımız Yanmaya Devam Ediyor İnşaat Mühendisleri Odası, katliamın 17.yıldönümünde 17 Yıl Oldu Canımız Yanmaya Devam Ediyor başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada katliamda yitirdiğimiz dostlarımızın acısı, içimizi yakmaya devam ediyor denildi. Katliamın üzerinden geçen 17 yıla rağmen halen katliamı gerçekleştiren karanlık odakların ortaya çıkarılmadığına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi: Aradan 17 yıl geçmesine rağmen katliamın arkasındaki karanlık odakların aydınlatılmamış ve Madımak ın hala Müze yapılmamış olması kızgınlığımızı ve kırgınlığımızı arttırıyor. 17 yıl boyunca, iktidara gelen her hükümetin sanki katliam hiç yaşanmamış gibi davranması, geleceğe yönelik umutlarımızı azaltıyor. İktidarlar üzerini örtmeye çalışsalar da, her trajik olay, toplumların hafızasında kendine özgü bir yer kazanır. Toplumsal trajedileri unutturmaya çalışmak, o trajedilerin yarattığı kırılmaların ve düşmanlıkların, tarihin ve toplumun derinliklerine işlemesine neden olur. Oysa olması gereken, hatırlamaktır. Trajedilerimizi hatırlamak ve onları hazırlayan koşulları ortadan kaldırmak, toplumun birbirine kenetlenmesinin ve toplumsal barışın sağlanmasının yegâne yoludur Bizler 2 Temmuz da yaşananları hatırladıkça, ırkçılığın, gericiliğin ve faşizmin karanlık gölgesinden uzaklaşıp, aydınlık bir geleceğe doğru yol alabiliriz. Bu aydınlık gelecek, farklı inançların, farklı kimliklerin, farklı kültürlerin, farklı dillerin bir arada kardeşçe yaşayabileceği bir toplumsal barış ortamı üzerine kurulabilir. Böylesi bir toplumsal barış ortamını sağlamak, hepimizin en önemli ve acil görevidir. Açıklama metninin tamamına adresinden ulaşılabilinir.

18 18 1 Ağustos 2010 İMO Şubeleri İzmir Şubesi Şubenin Kuruluş Tarihi : 9 Aralık 1955 Şube üye sayısı : 6315 Dönemi : 42. Dönem Şubeye Bağlı Temsilcilikler: Aliağa, Bergama, Çeşme,Dikili, Kemalpaşa, Menemen, Ödemiş, Selçuk, Tire, Torbalı, Urla İMO İzmir Şube Başkanı Tahsin Vergin Teknik Güç ün sorularını yanıtladı. İzmir in alt yapı sorunları nelerdir, kısaca özetleyebilir misiniz? İzmir, 5000 yıllık geçmişi ve uzun yıllar boyunca koruduğu ticari önemiyle Ege Bölgesi nin ve ülkemizin en önemli yerleşim birimlerinden biridir. Ayrıca, bu nitelikleri sonucu Türkiye nin en fazla göç alan şehirlerinden biri olma özelliğini de taşımaktadır li yıllardan bu yana hemen hemen ülkemizin tüm yerel yönetimlerinde egemen olan plansızlık İzmir in gerek alt yapıya gerekse üst yapıya ilişkin tüm politikalarında da kendini göstermiştir. İzmir in planlanmasında, yatırımların denetlenmesinde gerekli teknik yeterliliğin eksikliği özellikle alt yapı problemlerinin çözümünde önemli sorunlarla karşılaşmamıza neden olmaktadır. Buna en güzel örnek, yapımı uzun yıllar alan İzmir Kanalizasyon Projesi nin bu konuda bilgi ve deneyimleri tartışma götürecek kadroların insiyatifinde sürekli proje değişikliğine uğrayarak tamamlanmasıdır. İzmir açısından hayati önem taşıyan Büyük Kanal Projesi- nde ucuza mal edilmek amacıyla yapılan değişiklikler sonucu ortaya çıkan arızaların giderilmesinin bedeli şimdi daha yüksek olmaktadır. Yine Master Planda ayrık sistem olarak planlanan kanalizasyon şebekesinin, İzmir de yağışlı dönemler kısa olur gibi dar bir bakış açısıyla proje değiştirilerek birleşik sistemin uygulanması sonucu ana ve yan kolektörler aşırı yüke maruz kalmakta, eğimin az olduğu kesimlerde hatların tıkanmasıyla çok sık temizleme sorunları ortaya çıkmakta, yağışlı dönemlerde denize savaklanan organik atıkların çökelmesi sonucunda ise İzmir Körfezi nde koku problemi yeniden meydana gelmektedir. Alt yapı inşaatlarında plansızlık o kadar yaygındır ki, İzmir in yollarında ve özellikle kaldırımlarında inşaat ve tamirat işleri hiçbir zaman bitmemektedir. Her seçim dönemi öncesi ve sonrası kaldırımlar yeniden düzenlenmekte, ancak kısa bir süre sonra ya elektrik tesisatlarının geçirilmesi unutulduğu için yada doğal gaz hatlarının geçirilmesi gerektiği için ve benzeri nedenlerle tekrar kazılmalar ve yeniden yapılmalar gündeme gelmektedir. Plansızlık, denetimsizlik ve yetkililerin konularında uzman teknik eleman kadrolarına yer vermemelerindeki ısrar İzmir in en önemli sorunu olarak dile getirilebilir. Yerel yönetimin ulaşım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? İzmir in tarihi bir kent olması göz ardı edilerek kentsel gelişimle ilgili uzun yıllardır yapılan yanlış uygulamalar, ulaşım altyapı tesislerinin, özellikle toplu ulaşım sistemlerinin, artan nüfus ve ihtiyaçlara paralel gelişim gösterememesi, şehir merkezinde yoğun yerleşime izin verilmesi, şehir içinde raylı sistemlerin gündeme alınmaması ve en önemlisi bir deniz kenti olan İzmir de deniz taşımacılığının o günkü politikalara uygun olarak terk edilmesi ve karayolu ulaşımının ön plana çıkartılması, ulaşım sorununu önemli bir boyuta taşımıştır. Kentiçi ulaşımın ana hedeflerinden biri de insanların bir noktadan bir noktaya hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşımının sağlanmasıdır. Bu anlamda yaya öncelikli politikaların yerel yönetimlerce ön planda tutulması gerekmektedir. İzmir kentiçi ulaşımı konusunda özellikle son sekiz yıl içinde önemli aşamaların kaydedildiği bilinen bir gerçektir. Otobüs, metro ve deniz ulaşım sistemleri arasında entegrasyonun sağlanması (Üçkuyular, Bostanlı, Konak ve Karşıyaka iskeleleri; Bornova, Konak ve Üçyol metro istasyonları) bir saat içinde yapılan yolculuklarda ikinci binişlerden ücret alınmaması, Karabağlar Yeşillik Caddesi kavşak ve sinyalizasyon düzenlemeleri, otobüs güzergahlarındaki değişiklikler (Karşıyaka ve Bornova dan Buca ya giden otobüslerin Yeşildere yolunu kullanmaları), dar sokakları bulunan ve nüfus yoğunluğunun nispeten az olduğu bölgelere minibüs tipi araçların yönlendirilmesi, Alsancak ve benzeri bir çok önemli yerleşim ve ticaret alanlarında yapılan cadde ve kaldırım düzenlemeleri gibi trafik mühendisliği uygulamaları, kentiçi ulaşımın iyileştirilmesi açısından önemli gelişmeler olarak kabul edilebilir. Uzun yıllar boyunca gerek İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve gerekse İzmir deki diğer meslek odaları tarafından üzerinde önemle durulan İzmir Ulaşım Ana Planı nın yapılmaya başlanması da, gelecekte İzmir ulaşımının sağlıklı gelişimi açısından önem taşımaktadır. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın İzmir kentiçi ulaşımında bazı önemli sorunlar gündemdeki yerlerini hala korumaktadır. Öncelikle, İzmir ulaşımının çözümüne yönelik tüm ulaşım yatırımlarının ihale şartnameleri, konusunda uzman ve deneyimli teknik personelce, teknik yeniliklere ve gelişmelere uygun bir şekilde hazırlanmalı; geçmişte yaşanmış sorunların gerçekleşme olasılıkları en aza indirgenmelidir. Özellikle Aliağa-Cumaovası hafif raylı sistemi hızla tamamlanmalıdır. İzmir Metrosu inşaatında yaşanan gecikmelere izin verilmemeli, yaşanan teknik güçlüklerin bu konuda teknik bilgi birikimi yüksek kadrolarca çözümlenmesi sağlanmalıdır. Deniz yoluyla ulaşımda yolcu taşımacılığında varılan sonuçlar yeterli görülmemeli, bu ulaşım sistemi daha verimli ve yoğun olarak kullanılmalıdır. Şehir merkezine araç girmesini önleyici ve caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Yer altı otaparklarının sayısı artırılmalı ve araç sahiplerinin otoparklara yönlenmesini teşvik açısından otoparklar ücretsiz olmalıdır. Kaldırımların dükkanlar ve araçlar tarafından işgal edilmesi, yaşlı ve engellilere yönelik uygulamaların yetersiz, hatta yürürlükteki standartlara aykırı olması gibi önemli hata ve eksikliklerin yanında, diğer Büyükşehirlerimizde de olduğu gibi, yaygın ama yanlış bir uygulama olan, katlı kavşak projelerinden Alt yapı inşaatlarında plansızlık o kadar yaygındır ki, İzmir in yollarında ve özellikle kaldırımlarında inşaat ve tamirat işleri hiçbir zaman bitmemektedir. Her seçim dönemi öncesi ve sonrası kaldırımlar yeniden düzenlenmekte, ancak kısa bir süre sonra ya elektrik tesisatlarının geçirilmesi unutulduğu için yada doğal gaz hatlarının geçirilmesi gerektiği için tekrar kazılmalar ve yeniden yapılmalar gündeme gelmektedir. vazgeçilmesi gerekmektedir. İzmir kenti bağlantı yolları, birçok katlı kavşak projesi ile gerçekleştirilmiş durumdadır. Ancak yapılan çalışmalar ve gözlemler, bu katlı kavşak projelerinin trafiği rahatlatacak ve akıcı hale getirecek bir plan çerçevesinde değil, sadece oluşan trafik tıkanıklığını o nokta için azaltma amacıyla yapıldığını açıkça göstermektedir. Sonuçta, İzmir ulaşımının planlamasında söz ve yetki sahibi olanlar, ulaşım sistemlerinin yapılabilirliğinin, özellikle kentiçi ulaşım sorunlarına getirilecek çözümlerin ancak, detaylı bir planlama çalışmasının sonucunda tespit edilmesi gerektiğini değerlendirememekte ve en önemlisi, ulaşım planlamacılığı ve trafik mühendisliğinin birer uzmanlık alanı olduğunu göz ardı ederek çözümler üretmeye çalışmaktadırlar. Yerel yönetimin kentleşme politikalarını nasıl buluyorsunuz? Hemen hemen tüm kentler, oluşturdukları kimlikleriyle anılmaktadır. Bu kimlikleriyle kentler, kültürel ve sosyal açıdan kendilerini dışa yansıtmaktadırlar. Dolayısıyla, kimliğin oluşması için yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Bu görevlerinin başında da, kentin tüm kurum ve kuruluşları ile ekonomik, kültürel, sosyal tüm potansiyelin harekete geçirilmesi ve bu süreçlere katılmasının sağlanması gelmektedir. İzmir eski bir kent olması ve özellikle 1950 lerden sonra hızlı göç alması nedeniyle çarpık gelişen bir kent özelliğini henüz aşamamıştır. Kentin eski yerleşim alanları alt ve üst yapı açısından sorunlu ve kullanımı zor durumdadır. Ayrıca İzmir, kaçak yapılaşmanın da yaygın ve yoğun olduğu bir kenttir. Kent merkezinin biraz çevresine çıkıldığında, her binanın üst tabliyesinde, ileride kat çıkılmak üzere kolon filizlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Herhangi bir seçim ve af döneminde veya fırsatı yakalandığında bir üst kat tabliyesi dökülecek ve orada da bir üst kat için kolon filizleri bırakılacaktır. Tüm yerel yönetim birimleri bu durumu bildikleri halde politik kaygılardan dolayı önlem almamaktadırlar. Sonuçta kaçak yapılaşma kentin tüm alt ve üst yapı sorunlarını çözülemez hale getirmektedir.

19 1 Ağustos Diğer önemli bir sorun ise yapı stoğunun depreme karşı güvensiz olmasıdır. Yerel yönetimlerin bu konuda ciddi bir önlem almaya yönelik yaklaşımları ne yazık ki bugüne kadar görülememiştir. Bir Akdeniz kenti olmasına rağmen İzmir e özgü değerlerin ortaya çıkartılmasında gerekli yaklaşımlar gösterilmemektedir. Kentsel mekan düzenlemeleri yeni yeni gündeme gelmektedir. Yeşil alanların daha fazla ve yaygın olarak oluşturulması, engelilere yönelik çalışmalar yapılması hızla gündeme alınmalıdır. Kentin alt yapı durumu göz önüne alınmaksızın, yüksek yapılaşmaya gidilmesi kentimizin de önemli bir sorunu olarak görülmelidir. Mevcut alt yapısıyla, özellikle şehir merkezinde yüksek yapılaşmaya izin verilmesi, yerel yönetimlerin en önemli hatası olmaktadır. Bu hatanın bedelinin ödenmesi İzmirliler için yüksek olacağı gibi, yarattığı sorunların çözümü de hemen hemen imkansız olacaktır. Yerel yöneticilerin, kentin geleceğini ilgilendiren temel sorunlarda meslek odalarının görüşünü almama veya değer vermeme alışkanlık ve anlayışları devam ettiği müddetçe bu sorunların giderek büyüyeceği açıktır. İMO İzmir Şubesi nin yerel yöneticilerden beklentileri nelerdir? Kentler tarih boyunca insanlar arasındaki ilişkilerde, sosyal ve kültürel değişimleri içeren, demografik ve ekonomik açıdan farklılıklar gösteren toplu yaşam mekanları olarak var olmuşlardır. Ülkemizde ise, kapitalist gelişmenin hızına bağlı göçlere açık olarak gelişen kentlerimizde, değişimin ve gelişimin dengeli olmadığını görmekteyiz. Yerel yöneticilerin ise bu gerçeği görerek hareket etmeleri gerekmektedir. Kentli Yaşamı bilemeden kente göç eden kırsal nüfus, kentin sadece demografik yapısını değiştirmekte ancak fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ihtiyaçlara cevap verilememekte ve sorunlar büyüyen bir yumak olarak artmaktadır. Yerel yöneticiler, bireylerin fiziksel, sosyal, kültürel ihtiyaçlarının karşılanabildiği, sağlıklı ve yaşanabilir bir kentte kendini o kentin bir parçası olarak görebilen bir kentlilik bilincinin oluşturulmasında, günlük sorun çözümünden ve politik beklentilerden öteye uzun vadeli planlar yapmayı gündemlerine almak zorundadırlar. Bu planların hayata geçmesini sağlamada ise, kentte yaşayan tüm kentlilerin, yönetim mekanizmaları içinde yer almalarını sağlayacak organizasyonlar gerçekleştirebilmeli, kent için gerçekleştirilecek projeler hakkında kent halkını etkin olarak bilgilendirecek katılımcı süreçleri yaratabilmelidirler. İMO İzmir Şube üyeleri, İzmir de mesleki olarak ne tür sorunlarla karşılaşıyorlar? Ülke ekonomisini doğrudan etkileyen bir sektör olması sonucu, mesleki olarak İzmir de yaşadığımız sorunlar ülkemizdeki tüm meslektaşlarımızın yaşadığı sorunlarla aynıdır. Bu açıdan; Öncelikle ekonomik kriz ve örgütsüzlük üyelerimizin yaşam standartlarını her geçen gün düşürmektedir. Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu kriz sonucu üyelerimizin çalıştığı her alanda acı bir rekabet yaşamaktayız. Bu rekabet ihalelerdeki kırımların yüksekliğini, proje üretiminde üyelerimizin düşük ücret almasını ve en önemlisi şu an üyelerimizin çoğunluğunun çalıştığı yapı denetimlerinde ücretlerin çok düşük olmasını getirmektedir. İnşaat mühendisliği eğitimini veren okulların artması, öğretim elemanı yetersizliği ve eğitim kurumları arasındaki niteliksel farklılıklar kaliteli eğitimi düşürmektedir. Bu olumsuzluk yeni mezun meslektaşlarımızın mesleki geleceklerini yakından etkilemektedir. Üyelerimiz arasında işsizlik oranı büyük boyuttadır. Özellikle son beş yıl içinde mezun olan ve şubemize kayıtlı 1000 üyemiz arasında yaptığımız ankette işsizlik oranı yüzde 27 olarak tespit edilmiştir. Bu rakam ülke ortalamasının iki katı değerindedir. Proje ve yüklenicilikle uğraşan meslektaşlarımızın yerel yönetimlerde karşılaştıkları sorunların başında bürokratik işleyişin ağırlığı ve evrak çokluğu gelmektedir. Ayrıca ayni işlemde her yerel yönetimin farklı uygulamaları da üyelerimizi olumsuz etkilemektedir. Yönetmeliklerle disiplin altına almaya çalışmamıza rağmen, fason proje yapımının ve imzacılığın önüne geçilmesinde önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Yapı denetim uygulamalarında, meslektaşlarımız sadece evrak takip eden bir konumda çalışmakta olup, gerçek görevleri olan denetim işlerini yerine getiremez durumdadırlar. Gerek yapı denetimlerinde gerekse şantiyelerde çalışan üyelerimizin ücretleri düşük olup, sosyal güvenceleri de bulunmamaktadır. Şantiyelerde çalışan üyelerimizin tesbit edilmesi ve sorunlarının paylaşılmasında önemli eksikliklerimiz mevcuttur. Ayni şekilde imzacılık şantiye şefliği ve TUS uygulamalarında da devam etmektedir. Peki, temsilciliklerde ne tür sorunlar yaşanıyor? Şubemizde ve temsilciliklerde en önemli sorunumuz 200 m 2 nin altındaki inşaatların projesini yapan üyelerimizin bu projelerin teknik uygulama sorumluluğunu alamamalarından kaynaklanmaktadır. Özellikle bazı sahil bölgelerinde sınırlı sayıda veya çok az inşaat mühendisi olması ve hatta bazı ilçelerde inşaat mühendisinin olmaması bu sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürmektedir. Bazı temsilciliklerimizde bu dönem mesleki denetim uygulamasını kendi üzerimize almayı gündeme getirdik. Süreç içersinde bu uygulamamızı tüm temsilciliklerimize yaymayı hedeflemekteyiz. Bu uygulamadaki amacımız, mesleki denetimde, tüm ilçelerde ve şubemizde ortak denetleme açısını yakalamak, proje kontrolü konusunda karşılaşılan farklılıkları en aza indirgemek ve kaliteyi ortak düzeyde yükseltmektir. Ayrıca bu uygulama ile; temsilciliklerimizin yerelde yaşanan ve mesleğimizi ilgilendiren sorunlarla daha fazla ilgilenmelerini, üyelerin sorunlarını şubemize taşımaları için daha fazla zaman ayırmalarını da sağlamaktır. Temsilcilikler açısından önemli bir sorunda şube etkinliklerinden eşdeğer düzeyde faydalanamamalarıdır. Şube içinde yaptığımız eğitim ve sosyal aktivitelere paralel temsilciliklerde yapılan etkinlikler zaman ve mekan açısından çoğu kez istenilen sonucu verememektedir. Önümüzdeki dönem için ne tür plan ve projeleriniz bulunuyor? Kentimize yönelik yapılması gereken çalışmaları ve ekonomik-demokratik haklarımıza yönelik etkinliklerimizi, ağırlıklı olarak TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu çalışmalarıyla birlikte yürütmekteyiz. İzmir de çok uzun bir zamandır, meslek odaları arasında çalışma birlikteliği kaybedilmişti. Bu birlikteliğin kaybolmasında ne yazık ki şubemizin de önemli payı olmuştur. Son yedi yıllık süreçte bu olumsuzluğu önemli düzeyde aşmış bulunmaktayız. Bu açıdan, özellikle kentimizi ilgilendiren hemen her konuda, TMMOB bileşenlerinin yaklaşımlarını ön planda tutan ortak çalışmalara daha fazla önem ve öncelik vermekteyiz. Geçen çalışma döneminde Kent Sempozyumu nu, Ulaşım Sempozyumu nu ve Su Sempozyumu nu gerçekleştirmiştik. Kentimizi ilgilendiren bu ana konularda çeşitli çalıştayları şube olarak veya diğer TMMOB bileşenleriyle birlikte gerçekleştirmeyi gündemimize aldık. Ayrıca bu çalışmalar çerçevesinde engelli üyelerimize yönelik özel çalışmalara da programımızda yer verdik. Meslekiçi eğitimleri aynı hızla devam ettirmekteyiz. SİM yönetmeliği çerçevesinde başlayan eğitimler, yönetmeliğin bazı maddelerinin iptalinden sonra doğal olarak yavaşlamışsa da şube olarak eğitim çalışmalarını örgütlenmemizin önemli bir ayağı olarak görmekteyiz. Bu açıdan eğitimler, teknik geziler ve sosyal aktiviteler bizim için çok büyük bir önem taşımaktadır. Meslekiçi eğitimlere bağlı olarak, mesleğini bizzat yapan deneyimli ve tecrübeli meslektaşlarımızdan oluşturduğumuz eğitmen yetiştirme çalışmalarına devan etmekteyiz. İzmir Valiliği ile yaptığımız protokol çerçevesinde sürekli hale getirdiğimiz, usta ve kalfa eğitimlerini bu dönem daha farklı boyutuyla gerçekleştirmeye çalışacağız. Grubumuzun hedefi doğrultusunda şubemizin gençleştirilmesi programını devam ettirmekteyiz. Her dönem Şubemize yeni üye katılmaktadır. Son 10 yılda sayısal olarak yüzde 40 gibi önemli bir genç üye katılımı olmuştur. Yeni mezun üyelerimizi, genç-imo örgütlenmesinden başlayan bir süreçte oda çalışmalarına katarak onlara mesleki-demokratik bir kitle örgütünde nasıl çalışmalar yapılması gerektiğini göstermek ve yine bu süreçte onların yönetici niteliklerini geliştirmek programımızın ana iskeletini oluşturmaktadır. Yeni mezun üyelerimize yönelik eğitim programlarını ihtiyaçlara ve deneylerimize uygun güncelleyerek çok düşük ücretlerle uygulamaktayız. Her yaz dönemi Mesleğe Hazırlık Kursları adıyla yaptığımız bu kurslar yoğun bir talep görmektedir. Bu yıl teorik eğitimlerin yanında, uygulamalı eğitimleri de gündemimize aldık ve planladık. Bu dönem komisyon çalışmalarında yeni bir yöntemi uygulamaktayız. Komisyonların oluşumunu geçmiş deneyimleri de göz önünde tutarak, bir dizi toplantı sonucunda gerçekleştirdik. Komisyonlarımız bu dönemde yaptıkları çalışmaları, 2011 yılının son aylarında, tüm üyelerin katılımına açık, ortak bir toplantıda üyelerimize sunacaklardır.

20 20 1 Ağustos 2010 Şubelerin düzenlediği kurslar ve seminerler Kurslar İMO Ankara Şubesi, 26 Haziran 2010 tarihinde Betonarme Proje Yapım İlkeleri kursu başlattı. 30 kişinin katıldığı ve toplam 40 saat devam edecek kursun eğitimleri Emin Aldemir ve Hakan Güvengiz tarafından veriliyor. İMO Antalya Şubesi, 1 Haziran 2010 tarihinde 1. dönem X-Steel, 4 Haziran 2010 tarihinde 8. dönem Sap2000 ve 12 Haziran 2010 tarihinde 15. dönem Autocad kursu başlattı. İMO Trabzon Şubesi, 15 Haziran-15 Temmuz 2010 tarihleri arasında Fotoğrafçılık Kursu düzenledi. Kursun dersleri Salı Ali Mermertaş tarafından verildi. Seminerler İMO Eskişehir Şubesi, 3 Haziran 2010 tarihinde Yapım İşleri İhalelerinde; Analizlerin istenilmesi, Sunulması ve Değerlendirilmesi;-Aşırı Düşük Tekliflerin Tespiti ve Sorgulanması; Fiyat Farkı Uygulamaları konulu semineri düzenledi. Seminere konuşmacı olarak Sayıştay Uzman Denetçisi ve Kamu İhale Kurumu Üyesi Yaşar Gök katıldı. İMO İstanbul Şubesi, 1-3 Haziran 2010 tarihleri arasında Binalarda Isı Yalıtımı konulu semineri düzenledi. Seminere konuşmacı olarak İnş. Müh. Güneş Yüzügür katıldı. Betonarme Binaların Deprem Güvenliğini Etkileyen Parametreler konulu seminer, 8-10 Haziran 2010 tarihleri arasında İMO İstanbul Şubesi tarafından düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak Prof. Dr. Gülten Gülay katıldı. İMO İstanbul Şubesi Haziran 2010 tarihleri arasında Açık Yüzey Kaya Delme-Patlatmalarının Organizasyon ve Analizi konulu semineri düzenledi. Seminerin eğitimleri İnş. Müh. Vural Erkan ve Mad. Müh. Can Çeliksırt tarafından verildi. Beylerbeyi Sarayının Depreme Karşı Korunması konulu seminer, İMO İstanbul Şubesi tarafından Haziran 2010 tarihleri arasında düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak Dr. Fuat Aras katıldı. İMO İstanbul Şubesi, Haziran- 1 Temmuz 2010 tarihlerinde Betonarme Yapı Elemanlarında Kullanılabilirlik konulu semineri düzenledi. Seminere konuşmacı olarak Prof.Dr. Kadir Güler katıldı. İMO İzmir Şubesi, 17 Haziran 2010 tarihinde İş Güvenliği - Yüksekten Düşmelere Karşı Önlemler konulu semineri düzenledi. Seminerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş İzmir Grup Başkanlığı tarafından bir sunum yapıldı. İMO Trabzon Şubesi, Milli Prodüktivite Merkezi Karadeniz Bölge Müdürlüğü ile Verimlilik Haftası çerçevesinde ortaklaşa İş Sağlığı ve Güvenliği semineri düzenledi. 4 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleştirilen seminerin sunumunu Milli Prodüktivite Merkezi Verimlilik Uzmanı Hayriye Ordukaya yaptı. İMO Trabzon Şubesi, 15 Haziran 2010 tarihinde Betonarme Yapıların Deprem Etkisinde Şekil Değiştirmeye Dayalı Tasarım ve Değerlendirilmesi konulu semineri düzenledi. Seminerin sunumu İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zekai Celep tarafından yapıldı. Mesleğe Hazırlık Kursları İMO İzmir Şubesi, yeni mezun olan inşaat mühendislerine yönelik olarak düzenlediği Mesleğe Hazırlık Kursları nı bu yıl 12 Temmuz - 6 Ağustos 2010 tarihleri arasında düzenleyecek. Kurs kapsamında Proje Eğitimleri- Metraj Hazırlama Eğitimleri-Uygulamalı Eğitim ve Şantiye Teknik Gezileri gerçekleştirilecek. Kıyı talanını geleceğimiz adına durduralım İMO ile JSCE Ortak Beton Sempozyumu yapıldı İMO İstanbul Şubesi, İTÜ İnşaat Fakültesi ve Japonya İnşaat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Beton Teknolojisinde Gelişmeler konulu ortak sempozyum 9 Haziran 2010 tarihinde İTÜ İnşaat Fakültesi Konferans Salonu nda gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmaları bölümünde Prof. Dr. Zeki Hasgür, İMO Şube Başkanı Cemal Gökçe, Doç. Dr. Alper İlki, Prof. Dr. Derin Ural söz aldı. Üç oturum şeklinde düzenlenen sempozyumda Yüksek Performanslı Lif Katkılı Çimento Esaslı Malzemeler, Ultra Yüksek Dayanımlı ve Pekleşmeli Lif Katkılı Beton Komposit Elemanların Tasarım ve İmalatı İçin JSCE Esasları, Mevcut Betonarme Binalarda ve Yeni Altyapı Projelerinde Durabilite Konuları, Beton Kıyı Yapılarının JSCE Standart Kurallarınca Durabilite Tasarımı ve Bakım Planlaması, Mevcut Yapıların Sismik Güvenliğinin Belirlenmesi (Yönetmelik Esasları ve Türk Mühendislerinin Eğitimi), Kobe Depremi Sonrasında Beton Yapıların Sismik Performanslarının Değerlendirme Yöntemlerindeki Gelişmeler, Beton Kalitesinin Betonarme Binaların Sismik Performansına Etkisi, Donatıları Korozyona Maruz Betonarme Kolonların Davranışı, Öngerilmeli Yapılarda Tendon Kılıflarına Uygulanan Betonun Tahribatsız Deneyler ile Değerlendirilmesinde Elastik-Darbe Dalgaları Yöntemi konu başlıklarında sunumlar yapıldı. Araç için değil insan için kent İMO Adana Şubesi, Kıyı ve Deniz Mühendisliği Semineri düzenledi. Prof. Dr. Uğur Ersoy toplantı salonunda gerçekleştirilen semineri ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü nden öğretim üyeleri verdi. Seminere İMO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Levent Darı, İMO Adana Şube Yönetim Kurulu ve çok sayıda üye katıldı. Seminerin açılış konuşmasını İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır yaptı. Bakır, ilk kez bu konuda bir bilimsel etkinlik düzenlediklerini belirterek, hem öğretim üyelerine hem de seminere katılan meslektaşlarına teşekkür etti. Seminerde; Prof. Dr. Ayşen Ergin ve Dr. Işıkhan Güler Dünyada ve Türkiye de Kıyı ve Deniz Mühendisliği, Araştırma Görevlisi Gülizar Özyurt İnşaat Mühendisliği Açısından Küresel Isınma ve Kıyı Alanları, Araştırma Görevlisi Cüneyt Baykal Deniz Yapı Etkileşimi ve Kıyı Morfolojisine Etkileri, İnşaat Yüksek Mühendisi Mustafa Esen ise Deniz Yapıları Tasarım Dalga Özellikleri konularını ele aldı. Seminerde kıyıların hor kullanıldığı, kamusallığının yok edilmek istendiği ve doğal yapılarının bozulmasının ölümcül etkileri olacağı vurgulandı. İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden alt ve üst geçitlerle ilgili bir açıklama yaptı. Bakır yaptığı açıklamada, Asıl olarak insan hayatını kolaylaştırmak ve yaşam standardını yükseltmek amacıyla düzenlenmesi gereken kentler ne yazık ki, köyden kente göç, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, kaçak yapılaşma, imar afları, çarpık kentleşme, popülist kararlar, bilimi ve bilim insanlarını yok sayan yaklaşım nedeniyle her gün biraz daha yaşanılır olmaktan uzaklaşmış, kentte yaşamak başlı başına meşakkatli bir iş sayılmaya başlamıştır dedi. Araçlar için değil, insanlar için kent anlayışını savunduklarını belirten Bakır, Aralarında Adana nın da bulunduğu pek çok metropol kentimizin kent içi ulaşım konusunda sınıfta kaldığı söylenebilir. Çünkü ne yazık ki günümüz yerel yöneticilerinin ortak paydası, kentlerimizi araç trafiği için cazip hale getirmektir. Bu anlayışa uygun olarak kentlerimiz araçların hızla hareket etmesini sağlayacak alt ve üst geçitlerle, köprülerle donatılmalı, kitlesel taşımacığa dönük yatırımlardan vazgeçilmeli ve insan kent yaşamının dışına çıkartılmalıdır diye konuştu. İsmail Hakkı Tonguç anıldı İsmail Hakkı Tonguç Hasanoğlan Çalışma Grubu nun düzenlediği Tonguç Baba 50. Yılda da Aramızda etkinliği ile anıldı. İMO Ankara Şube, MO Ankara Şube, PMO, ZMO, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, YAPI DER, AFSAD, Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Okulu Mezunları Derneği nin katılımları ile oluşan Hasanoğlan Çalışma Grubu 24 Haziran 2010 Perşembe günü İMO Kongre ve Kültür Merkezi nde İsmail Hakkı Tonguç u anma etkinliği gerçekleştirdi. Etkinlik Rıfat Güler in hazırladığı Tonguç un Objektifinden Anadolu adlı serginin açılışı ile başladı. Sergide İsmail Hakkı Tonguç un çektiği 50 fotoğraf sergilendi. Serginin ardından Prof. Dr. Oğuz Makal ın yaptığı Ülkeyi Kucaklaya Adam: Tonguç isimli belgesel gösterimi yapıldı. Etkinlik konuşmacı olarak Varlık Özmenek in katılımıyla gerçekleşen Korkuyu Yenme Eyleminde Tonguç un Evrenselliği konulu panelle son buldu. İstanbul Valiliği nden İMO ya ziyaret İSMEP projesi kapsamında olası bir afet durumunda karşılaşılacak zararı en aza indirgemek ve bireysel olarak afetlere hazır olmak için Güvenli Yaşam Gönüllüleri eğitimlerinin tanıtımına yönelik Olcayto Satı İMO İstanbul Şubesi ni gelerek Güvenli Yaşam eğitimleri konusunda bilgiler verdi. Toplantıda Güvenli Yaşam Gönüllüleri nin sayısının 20 bini geçtiği ve bu programa yönelik çalışmaların geniş bir yelpazesi oluşmasına ilişkin girişimlerde bulunulduğu anlatıldı. Toplantıya İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Sayman Üye Nusret Suna, Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve şube sekreter yardımcıları Hasan Ünal ve Funda Kılınç Suvakçı katıldı.

21 1 Ağustos Basına Gar Önü Katlı Kavşak Projesi nin sakıncaları anlatıldı İMO Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi nin Gar Önü Katlı Kavşak Projesi yle ilgili 18 Haziran 2010 Cuma günü Göksu Lokantası nda basın mensuplarıyla yemekli bir buluşma gerçekleştirdi. Yemekte İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan Büyükşehir Belediyesi nin hukuku hiçe sayarak yapmış olduğu ve Ankara 7. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen Gar Önü Katlı Kavşak Projesi hakkında basın açıklaması yaptı. Ersan, Gar Önü Katlı Kavşak yapımına başlandığı aşamada da kamusal çıkarın korunmasını kendine görev edinen bir meslek örgütü olarak karşı çıktıklarını hatırlatarak yargı geç de olsa kente dair bir kez daha haklılığımızı onayladı, gar meydanı katlı kavşak projesini iptal etti dedi. Ersan Bir kere daha yüksek sesle, Gar Önü Katlı Kavşak Projesi özelinde İ. Melih Gökçek ve zihniyetinin Ankara kentine ve Türkiye Cumhuriyetine karşı işlediği suçların takipçisi olacağımızı belirtiyor, bu suçların engellenmesi için Cumhurbaşkanı ve Başbakan da dahil herkesi kentine ve tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz diye konuştu. İMO genç üyelerini mezuniyet törenlerinde yalnız bırakmadı Adana Şube İMO Adana Şubesi, Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü nden mezun olan genç meslektaşlar için bir mezuniyet töreni gerçekleştirdi. Şube yöneticileri ve çok sayıda yeni mezununun katıldığı törende, şube yöneticisi Erinç Yalçınkaya bir konuşma yaptı. Erinç, Bilmelisiniz ki, alacağınız diplomalar size önemli sorumluluklar yüklemektedir. Dünyada ve ülkemizde olup bitenleri izleyerek kendinizi yenilemek, yeni bilgiler öğrenmek bunlardan biridir. Diğer bir sorumluluğunuz çevrenize, yakınlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza iyi ve çalışkan olmanın gereklerini davranışlarınızla göstermek ve örnek olmaktır. dedi. Tören, genç meslektaşlara İMO rozeti takılmasıyla devam etti ve düzenlenen kokteylle sona erdi. Antalya Şube Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi mezuniyet törenine İMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri de katıldı. Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans salonunda gerçekleştirilen törene İMO Antalya Yönetim Kurulu Başkanı Cem Oğuz, Sekreter Üyesi Rıza Arslanbay ile Üyeler Fatih İncir, Haluk Selçuk ve Birkan Çakır katıldı. Açılış konuşmaları ve multivizyon gösterisinin ardından mezunlara diploma belgeleri verildi. İMO Antalya Şubesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinden dereceye girenlere plaket, tüm mezunlara ise İMO bareti, İMO rozeti ve mühendislik yemini belgesi verdi. Eskişehir Şube İMO Eskişehir Şubesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Akademik Kulüpte yeni mezun olan öğrencilere 11 Haziran 2010 tarihinde mezuniyet töreni düzenledi. Açılış konuşmasını İMO Eskişehir Şube Başkanı Fercan Yavuz un yaptığı törene ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevgi Şensöz, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yunus Özçelikörs, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri ve mezun olan 150 öğrenci katıldı. Törende mühendislik yemini eden mezunlara baret ve rozet hediye edildi. İstanbul Şube Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi nin düzenledi mezuniyet törenlerine İMO da katıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi nin mezuniyet Töreni Davutpaşa Kampüsü nde yapıldı. Törene İMO Şube Sekreteri Temel Pirli ve Şube Sekreteri Rezzan Bulut katıldı. Törende bir konuşma yapan Pirli, meslekiçi eğitimin yaşam boyu davam ettiğinin altını çizdi ve genç meslektaşlarına diplomalarını takdim etti. Mezun olan öğrencilere İMO bareti ve rozeti hediye edildi. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi nin mezuniyet töreni, İstanbul Kongre Merkezi nde gerçekleştirildi.törene Temel Pirli ve Rezan Bulut katıldı. Pirli, genç meslektaşlarına diplomalarını takdim etti. Mezun olan öğrencilere İMO bareti ve rozeti hediye edildi. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi nden derece ile mezun olan öğrencilere yönelik yapılan ödül töreni, İTÜ İnşaat Fakültesi Öğrenci Sosyal Yaşam Alanı nda gerçekleşti. Törende bir konuşma yapan Temel Pirli, İMO nun çalışmaları hakkında genç meslektaşlarına bilgi verdi. İzmir Şube İMO İzmir Şubesi, 16 Haziran 2010 da Celal Bayar Üniversitesi, 6 Temmuz 2010 da Dokuz Eylül Üniversitesi, 8 Temmuz 2010 da Ege Üniversitesi mezuniyet törenlerine katıldı. Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri nin katıldığı törenlerde dereceye giren ve mezun olan tüm öğrencilere Şube adına çeşitli hediyeler verildi. Trabzon Şube Karadeniz Teknik Üniversitesi nin 5 Haziran 2010 tarihinde gerçekleştirdiği Mühendislik Fakültesi Mezuniyet Töreni ne İMO Trabzon şubesi de katıldı. İMO Trabzon Şube Başkanı Mustafa Yaylalı tarafından dereceye girenlere çeşitli hediyeler verildi. Ayrıca, genç-imo üyesi öğrencilerden ulusal yarışmalarda dereceye girenlere Mustafa Yaylalı ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Şenol Adanur tarafından birer plaket verildi. Yarışmada dereceye giren genç-imo üyeleri İMO yu ziyaret etti Çelik köprü yarışmasına katılıp dördüncülük kazanan KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü genç-imo üyeleri ve Arş. Gör. Ahmet Can Altunışık, İMO Trabzon Şubesi ni ziyaret etti. Öğrenciler ve Altunışık, İMO Trabzon Şubesi nin yarışma esnasında kendilerine vermiş olduğu maddi ve manevi destekten ötürü teşekkür ettiler ve Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yaylalı ya bir plaket verdiler. Şubelerden kısa kıda İMO kurum içi eğitim düzenledi İMO Adana Şubesi, çalışanlarına ve Adana Şubeye bağlı Ceyhan, Elbistan, Kahramanmaraş, Kadirli, Kozan, Niğde ve Osmaniye temsilcilik personeline yönelik eğitim çalışması gerçekleştirdi. Eğitime İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Sayman üye Çağdaş Kaya da katıldı. Eğitimde e-imo yazılım programı muhasebe-proje modülleri, kurum içi işleyiş, belge verme, kurumlarla yazışma, evrak dosyalama standartları, meslektaşlara davranış ve diğer Oda uygulamalarıyla ilgili bilgi verildi; aksayan yönler, düzeltilmesi gereken olumsuzluklar örneklerle anlatıldı. Eski Başkana duygusal veda İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi nde yılları arasında Başkanlık görevinde bulunan Gani Altıok hayatını kaybetti. Altıok için İMO da bir tören düzenlendi. Törene Altıok un ailesi, arkadaşları, yakınları ve meslektaşları katıldı. Törende İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır bir konuşma yaptı. İMO önündeki törenin ardından cenaze defnedilmek üzere Akkapı mezarlığına götürüldü. İMO sorunlu yapı ve alanlarla ilgili görüşlerini açıkladı İMO Antalya Şubesi, 16 Haziran 2010 tarihinde Antalya da Sorunlu Yapı ve Alanların durumlarının ve çözüm önerilerimizin yer aldığı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İl Özel İdare Binası, Süleyman Erol Yüzme Havuzu, Devlet Hastanesi Eski Bina, 100. Yıl Alanı ve Okullar Alanı Antalya daki sorunlu yapı ve alanlar arasında bulunuyor. Nazım Hikmet e anma İMO İzmir Şubesi, Nazım Hikmet in ölüm yıldönümü olan 3 Haziran günü İMO Konferans Salonun da bir anma gerçekleştirdi. Etkinlikte Nazım Hikmet in hayatını anlatan bir belgeselle, şiirlerinin okunduğu iki kısa film gösterildi. Yapı Denetim Şirketleri nde temsilci seçimleri yapıldı İMO İzmir Şubesi, İMO üyelerinin yoğun olarak çalıştığı yapı denetim şirketlerinde İMO İzmir Şubesi İşyeri Temsilcileri seçimlerini gerçekleştirdi. Türk Halk Müziği Konseri ve Halk Oyunları Gösterisi İMO İzmir Şubesi Türk Halk Müziği Korosu 29 Haziran 2010 tarihinde İsmet İnönü Sanat Merkezi nde bir konser verdi. Halk müziği sanatçısı Nilüfer Sarıtaş ın konuk olarak katıldığı konser sonunda İMO İzmir Şubesi Halk Oyunları Topluluğu gösterisi yapıldı. İMO Kabotaj Bayramı etkinliklerindeydi Gemi Mühendisleri Odası tarafından 1 Temmuz 2010 tarihinde Kabotaj Bayramı etkinlikleri kapsamında yapılan Kartondan Tekneler ve İzmir Kayıkları yarışmalarına İMO İzmir Şubesi genç-imo üyeleri de katıldı. Denizde teknelerin yarıştırıldığı etkinliği çok sayıda kişi izledi. Sivas Katliamı nda ölenler tiyatro gösterisiyle anıldı İMO İzmir Şubesi, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ile birlikte Sivas Katliamı nın yıldönümü nedeniyle bir tiyatro gösterimi düzenledi. Ankara Canlar Tiyatrosu nun oynadığı, Sivas Katliamı nın belgesel oyunu olan SİMURG oyunu 4 Temmuz 2010 tarihinde sahnelendi.

22 22 1 Ağustos 2010 Mersin Nükleere Hayır dedi Binlerce Mersinli Nükleer Santral İstemiyoruz mitinginde bir araya geldi. 26 Haziran Cumartesi Günü saat da Mersin Devlet Hastanesi önünde düzenlenen mitingde Gülnar Büyükeceli Beldesi ne yapılmak istenen Akkuyu Nükleer Santrali projesinin iptal edilmesi istendi. Mitinge TMMOB Adana ve Mersin İKK ları, meslek odaları, siyasi partiler, sendikalar, kitle örgütleri, sivil inisiyatifler ve dernekler katıldı. Ayrıca çok sayıda vatandaş da mitingde yer aldı. İMO Adana Şube Yönetim Kurulu üyeleri de mitingde hazır bulundu. Mersin Nükleer Karşıtı Platform un çağrısıyla bir ara gelen Mersinliler Nükleer santral istemiyoruz yazılı pankartın arkasında Metropol Miting Alanı na kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca Mersin Çernobil olmayacak, Emeğine ülkene çevrene sahip çık ve Nükleere inat yaşasın hayat sloganları atıldı. Metropol Miting Alanı nda CHP Mersin milletvekili İsa Gök, BDP Mardin milletvekili Emine Ayna ve Mersin Nükleer Karşıtı Platform temsilcileri konuşmalar yaptı. Yapılan konuşmaların ardından yerel sanatçıların verdiği konserle devam eden miting saat da sona erdi. Geziler Burdur - Ağlasun - Sagalassos Gezisi İMO Antalya Şubesi, 20 Haziran 2010 tarihinde şube üyeleri ile yakınlarının katıldığı Burdur - Ağlasun - Sagalassos gezisi düzenledi. Gezi kapsamında Ağlasun, Sagalassos Antik Kenti, Burdur Tarihi Evleri, Müze ve Orman Evleri ziyaret edildi. Hurma Atıksu Arıtma Tesisleri ne teknik gezi İMO Antalya Şubesi, 18 Haziran 2010 tarihinde Hurma Atıksu Arıtma Tesisi ne teknik gezi düzenledi. İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, İMO Antalya Şube Üyeleri ile Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı gezide; halihazırda kişiye hizmet veren Hurma Atıksu Arıtma Tesisinin kapasitesinin üç katına çıkartılarak kişilik kapasiteye ulaşması hedeflendiği belirtilirken proje kapsamında inşa edilecek üniteler ve bu yapıların sağlayacağı imkanlar hakkında bilgi verildi. Geleneksel Körfez Gezisine büyük ilgi İMO İzmir Şubesi tarafından her yıl düzenlenen İzmir Körfezi Vapur Gezisi, bu yıl da 10 Haziran 2010 tarihinde Bergama Vapuru nda yapıldı. Büyük ilgiyle karşılanan geziye yaklaşık 650 kişi katıldı. Eskişehir-İstanbul hızlı tren hattına teknik gezi İMO Eskişehir Şubesi, 17 Haziran 2010 tarihinde Eskişehir ile İstanbul arasındaki hızlı tren hattının Bözüyük ve Osmaneli şantiyelerine teknik gezi düzenledi. Üyelerin büyük ilgi gösterdiği gezide yapımı devam eden tüneller ve viyadükler incelendi. Yapı Fuarı na teknik gezi düzenlendi İMO Trabzon Şubesi, 6-9 Mayıs 2010 tarihlerinde İstanbul Yapı Fuarını da içeren bir teknik gezi düzenledi. Gezi 93 kişilik katılımıyla gerçekleştirildi. Gezi kapsamında Yapı Fuarı, Seyrantepe Stadı Şantiyesi, Panoromik Müze, Çanakkale Şehitliği, Truva Antik Kenti ve Asos Tapınağı gezildi. Bahar pikniği düzenlendi İMO Trabzon Şubesi, 13 Haziran 2010 Pazar günü bahar pikniği düzenledi. Geleneksel 2. Bahar Pikniği adıyla düzenlenen etkinliğe 60 kişi katıldı. Yeni dönem işyeri temsilcilikleri toplantısı yapıldı İMO Ankara Şubesi, 1 Haziran 2010 Salı günü İMO Kongre ve Kültür Merkezi Güney Özcebe Salonu nda yeni dönem işyeri temsilciliklerinin oluşturulması gündemi ile toplantı düzenledi. Toplantıya yaklaşık 70 üye katıldı. Toplantıda, yeni dönemde işyeri temsilciliklerinin daha güçlü, daha örgütlü ve kurumsal bir çalışma halini alması, bununla ilgili olarak da Şube de ne gibi çalışmalar yapılması gerektiği ve işyeri temsilcilerine düşen sorumluluklar üzerine konuşuldu. Toplantı İMO Lokali nde verilen yemekle sona erdi. Düzeltme Temsilcilik kurullarını yenileme toplantıları düzenlendi İMO İstanbul Şubesi, temsilcilik kurullarını yenilemek üzere toplantılar düzenledi. 2 Haziran 2010 tarihinde Silivri Temsilciliği yle, 15 Haziran 2010 tarihinde Lüleburgaz ve Kırklareli Temsilciliği yle 16 Haziran 2010 tarihinde ise Edirne Temsilciliği ile toplantı gerçekleştirildi. Toplantıların açılış konuşmaları İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe tarafından yapıldı. Gökçe konuşmalarında Oda uygulamaları ili ilgili üyelere bilgiler aktardı. Temsilciler ve üyelerin yerel çalışmalarla ilgili bilgi aktardığı toplantılarda üyelerin sorunları üzerine öneriler değerlendirildi. Teknik Güç ün 204. sayısının 9. sayfasında bulunan fotoğraf altı yazısında yanlışlıkla İMO 20. Genel Kurulu, Oğuz Atay-Sadık Gökçe bilgisine yer verilmiştir. Fotoğraftaki kişiler Enis Üser ve Sadık Gökçe dir. Üyemiz Enis Üser den ve okuyucularımızdan özür diliyoruz. Radius Projesi nin güncellenmesi toplantısı yapıldı İzmir Valiliği nin Radius Projesinin güncellenmesi amacıyla yürütmeyi planladığı çalışma kapsamında, İMO İzmir Şubesi nde 18 Haziran 2010 tarihinde bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya İzmir Valiliği yetkilileri ile İMO İzmir Şube Başkanı Tahsin Vergin, Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ayhan Emekli, Yönetim Kurulu Üyesi Necati Atıcı ile şube üyesi Abdullah İncir ve Şube Sekreteri Eylem Ulutaş katıldı. İMO sıcak havalarda beton dökümüyle ilgili öneriler açıkladı İMO Antalya Şubesi, 23 Haziran 2010 tarihinde Sıcak Havada Beton Dökümünde Alınması Gereken Önlemler konulu bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda beton dökümü için en olumsuz ortamın aşırı sıcak, kuru ve rüzgarlı havalar olduğu belirtildi. Yeni yerleştirilmiş taze betonda, hızlı buharlaşma sonucu aşırı su kaybı olduğu, bunun sonucunda ise ani çökme, priz hızlanması, hava boşlukları ve yüzeyde plastik rötre çatlakları meydana gelmesi sonucu betonun dayanıklılığını olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekilen toplantıda beton dökümünün üretim, yerleştirme ve bakım aşamalarında alınması gereken önlemler sıralandı. Proje sunumlarına İMO dan destek İMO İzmir Şubesi Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü nde 14 Haziran 2010 tarihinde; Ege Üniversitesi (EÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü nde 18 Haziran 2010 tarihinde yapılan proje sunumlarına katıldı. DEÜ deki sunumlar sonunda yapılan törende İMO İzmir Şube Başkanı Tahsin Vergin, bir konuşma yaparak, dereceye giren öğrencilere İMO İzmir Şubesi adına çeşitli hediyeler verdi. EÜ proje sunumuna da Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Can Girgin katılarak dereceye giren öğrencilere hediyelerini verdi. İMO Adana Şubesi Ceyhan depremini unutmadı, unutturmadı İMO Adana Şubesi, 1998 Ceyhan depreminin 12. yıldönümünde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Basının oldukça ilgi gösterdiği toplantıda basın metnini İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır okudu. Bakır, Ceyhan depremini unutmayacaklarını, unutulmasına izin vermeyeceklerini ve yetkililerin görev ile sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceklerini söyledi. Hızlı Tren Hattı Projesi nin takipçisiyiz İMO Eskişehir Şubesi, İstanbul ile Ankara arasında yapılan hızlı tren hattı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. İMO Eskişehir Şube Başkanı Fercan Yavuz tarafından yapılan açıklamada, Ankara- İstanbul arasında yapılan hızlı tren hattı ile ilgili son günlerde yerel basında güzergahın değiştirileceğine dair haberlerin yayınlandığı belirtilerek İMO nun altı yıl önce güzergahın şehir dışına taşınmasını önerdiğini ancak maliyetinin yüksek olacağı gerekçesiyle önerinin ret edildiği hatırlatıldı. İMO nun konu hakkında ilgili kurumlardan bilgi talebinde bulunduğu ancak taleplerine yanıt alamadıkları kaydedilen açıklamada Halkımızı ilgilendiren, toplumsal konularda görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğimizin, meslek alanımızla ilgili her konuda da müdahil olacağımızın bilinmesini isteriz denildi.

23 15-16 Haziran Direnişi Unutulmadı 1 Ağustos Toplumsal mücadeleler tarihimizin en önemli dönemeçlerinden birisi olan Haziran Direnişi nin 40. yıldönümü, Türkiye nin pek çok merkezinde emek ve meslek örgütleri tarafından yapılan etkinliklerle kutlandı. 2 gün boyunca gerçekleştirilen miting, basın açıklaması, yürüyüş ve panellerde, Haziran Direnişinin mücadele ruhunun önemine dikkat çekildi. Ne olmuştu? Haziran 1970 tarihlerinde işçileri sokağa döken neden, o dönemde Sendikalar Yasası nda gerçekleştirilen ve örgütlenme özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıran değişiklikti. Yasa değişikliği haberinin duyulmasıyla birlikte, 15 Haziran 1970 de İzmit ve İstanbul daki sanayi bölgelerinde başlayan eylemler, yüz binlerce işçinin kent merkezlerine yöneldiği devasa bir direnişe dönüşmüştü. İki gün boyunca kararlılıkla yürüyüşlerini sürdüren işçileri durdurabilmek için polis ve asker güçleri kullanılmış, yollar kapatılmış ve nihayetinde sıkıyönetim ilan edilmişti. 5 kişinin yaşamını yitirdiği olayların ardından DİSK Yöneticilerinin çağrısıyla işçiler fabrikalarına dönerek, direnişlerini bulundukları işyerlerinde devam ettirmişlerdi. Bu kararlı direnişin etkisiyle, söz konusu yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Yüz binlerce emekçinin sendikalarına ve örgütlenme haklarına sahip çıkmak için sergiledikleri o görkemli direniş, toplumsal mücadeleler tarihimizin en önemli kavşaklarından birisi olmuştur. İMO dan Açıklama Haziran Direnişi nin 40. yıldönümü nedeniyle İnşaat Mühendisleri OdasıYönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, Haziran Direnişi nin önemine ilişkin şu ifadelere yer verilmiştir: Haziran, emekçilerin toplumsal güçlerinin gerçek boyutlarıyla sokaklara taştığı ve tüm ülkeye yayıldığı bir direniş olmuştur. Bu direnişin, bizlere bıraktığı en büyük miras, örgütlü mücadele bilincidir. Bu bilinç, tam kırk yıldır boykotlarda, grevlerde ve direnişlerde yaşamaktadır. Bu bilinç, işçilerin mücadelesini kamu emekçilerininkine, teknik elemanların mücadelesini işsizlerinkine, gençlerin mücadelesini kadınlarınkine ekleyerek çoğalmaktadır. Türkiye de, emek mücadelesine gerçekleştirilen saldırıların devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada 40 yıl önce, emekçilerin örgütlü mücadelesine saldırının biçimi sendika yasasının değiştirilmesiyken, bugün bu saldırı çok daha kapsamlı ve programlı biçimde yürütülmektedir. Neo-liberal ekonomik programın bir parçası olarak, sendikasızlaştırma, güvencesizleştirme, taşeronlaştırma ve işten çıkartmalarla sürdürülen bu saldırılar, emekçilerin yaşamını daha da zorlaştırmaktadır. Bu saldırıların en son adımı, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası nın değiştirilerek, kamuda çalışan milyonlarca emekçinin iş güvencesinin ortadan kaldırılması yönündeki çabalardır. İfadelerine yer verilerek, emekçilerin karşı karşıya olduğu güncel tehditler sıralanmıştır. Serdar Harp, emek mücadelesinin ortak bir zeminde büyütülmesi gerektiğini vurgulayarak, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: AKP Hükümeti tarafından amansızca yürütülen bu saldırılar, ancak ve ancak tüm emekçi kesimlerin birleşik mücadelesi ile püskürtülebilecektir. Güvencesizliğe ve 4-C uygulamasına karşı TEKEL İşçilerinin sürdürdüğü kararlı direniş hepimiz açısından ümit vericidir. Bugünün mücadele pratikleri, Haziran Direnişi nden miras aldığımız mücadele ruhuyla yoğruldukça, ümidimiz daha da artacaktır. Başta teknik elemanlar olmak üzere Türkiye deki tüm emek ve demokrasi güçleri, Haziran Direnişi nden aldıkları ilhamla, mücadelelerini inatla ve kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir. Emek-Meslek Örgütleri ve Sivil Toplum Kuruluşları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde artan şiddet olaylarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere aralarında TMMOB nin de bulunduğu çeşitli emek-meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle 25 Haziran 2010 tarihinde İstanbul da Tarabya Köşkü nde bir araya geldi. TMMOB, KESK, DISK, TBB, TÜSİAD, TESK, TZOB gibi örgütlerin katıldığı toplantıda, ilk olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir bilgilendirme yaptı, daha sonra örgüt temsilcileri kendi görüşlerini sundu. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da, TMMOB nin görüşlerini aktararak, bugüne kadar konuya ilişkin yapılmış açıklamaları bir dosya olarak sundu. TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Toplantısı Yapıldı TMMOB Yönetim Kurulu ile Oda Yönetim Kurulu temsilcileri 26 Haziran 2010 Cumartesi günü 41. Dönem Çalışma Programı üzerine görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya geldi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı nın genel bir değerlendirmesiyle başlayan toplantıda, Oda temsilcileri de önümüzdeki iki yıllık çalışma dönemine ilişkin görüşlerini ve önerilerini dile getirdiler. Teoman Öztürk bir kez daha aramızdaydı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) nin bugünkü toplumcu çizgisinin baş mimarı olan ve yılları arasında başkanlığını yapan Teoman Öztürk, 11 Temmuz gürü ölümünün 16ncı yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anıldı. Öztürk için ilk tören, Karşıyaka Mezarlığı ndaki kabri başındaydı. Burada bir konuşma yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Teoman Öztürk ün değerinin her geçen gün daha da iyi anlaşıldığını söyledi. Bütün emekçi halk kesimlerinin ortak mücadelesinin oluşturulması konusundaki anlayışın Teoman Öztürk ve arkadaşları tarafından benimsendiğini kaydeden Soğancı, Sevgili genel başkanımız, bizlere çok önemli bir miras bırakmıştır ve TMMOB nin bu miras üzerinde yükselen çalışmaları kesintisiz sürecektir dedi. Öztürk le birlikte TMMOB Yönetim Kurulunda görev yapan Oğuz Türkyılmaz da söz alarak Öztürk ün onurla dalgalandırdığı bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm; mesleği ve bilimi ülke, halk ve kamu yararına kullanma mücadelesi bayraklarının bugünün devrimci-demokrat TMMOB kadrolarına ulaştığını belirtti. Teoman Öztürk ün mezarı başındaki anmada konuşma yapan bir başka isim de Dev-Genç Başkanı Mehmet Ali Yılmaz oldu. Yılmaz, 12 Eylül darbesinden önce yükselen devrimci hareketin ve Dev-Genç in, demokratik mesleki kitle örgütü olan TMMOB ile yakın ilişki içinde olduğunu anlattı. Yılmaz, Teoman Öztürk başkanlığındaki TMMOB nin sahip olduğu toplumsal duyarlılıkla halkın sorunlarına çözüm üretmeye çalıştığını ve bu konuda mücadele veren örgütlenmelere destek olduğunu söyledi. TMMOB ve bağlı odalarının yönetici ve üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen törende İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Züber Akgöl ve Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez de hazır bulundu. Öztürk için, mezarı başında yapılan anmanın ardından bir başka etkinlik de adının verildiği İMO Teoman Öztürk salonunda düzenlendi. Etkinlikte TMMOB tarafından hazırlanan ve yönetmenliğini Özcan Alper in üstlendiği Teoman Öztürk belgeselinin ilk gösteriminin yapıldı. Tören, Ahu Sağlam ın verdiği konserle son buldu.

24 24 1 Ağustos 2010 Meksika Körfezinde Çevre Felaketi Meksika Körfezi nde British Petroleum (BP) tarafından işletilen Deepwater Horizon Petrol Platformu, 20 Nisan da bir patlama sonucu çökmüş ve deniz dibindeki kuyu petrol sızdırmaya başlamıştı. 11 İşçinin hayatını kaybettiği kazanın ardından, okyanus yüzeyinin 5 bin feet altında olan kuyu ağzı parçalanmış ve bugüne kadar milyonlarca litre petrol okyanus suyuna karışmıştı. Bir türlü kontrol altına alınamayan sızıntı, Meksika Körfezi ve ABD kıyılarında büyük bir çevre felaketinin yaşanmasına neden oldu. Üç ay boyunca sızıntıyı durdurmak için BP nin aldığı tüm önlemler başarısızlıkla sonuçlandı. ABD Yönetiminin baskısının da etkisiyle BP bugüne dek tazminat olarak 147 milyon dolar ödedi, deliği kapamak ve çevreyi temizlemek için yapılan harcamaların boyutu ise 3 milyar doları buluyor. İngiliz petrol şirketi BP, 16 Temmuz 2010 tarihinde yaptığı açıklamayla, Meksika Körfezi ne sızıntı yapan petrol kuyusunu kapattığını ve sızıntıyı geçici olarak durdurduğunu bildirdi. Ancak, şirketin yöneticileri kutlama yapmak için henüz zamanın gelmediğini, 75 tonluk kapağın henüz basınç testinin ilk aşamalarında sızıntıyı durdurduğunu belirtiyorlar. Nisan ayında meydana gelen kazadan beri okyanusa sürekli petrol püskürten kuyuyu yeni kapakla tıkamayı planlayan BP, bu işlemin başarılı olup olmayacağını basınç testleriyle ölçmek zorunda. Basınç testini geçmeyen bir kapağın yerleştirilmesi durumunda petrol kuyusunda yeni çatlakların oluşmasından ve şuankinden de fazla miktarda petrolün suya karışmaya başlayabileceğinden korkuluyor. BP nin operasyonu iki yan unsuru da içeriyor. Bunlardan biri, daha fazla petrolü sızmadan kontrol altına alacak bir tankerin faaliyetlerini sürdürmesi, diğeri de daimi bir çözüm sağlaması umulan ve petrol kaynağından gelen basıncı hafifletecek iki kuyunun daha açılması. Soruna bütünüyle çözüm sağlanması için zorunlu görülen ek kuyuların açılması ancak Ağustos ortalarında mümkün olacak. (Kaynak: Dünyanın En Büyük Çadırı Açıldı Kazakistan ın başkenti Astana da uzunluğu 150 metreyi bulan dünyanın en yüksek çadırı törenle açıldı. Han Şatır adlı çadır şeklindeki alışveriş merkezinin tasarımını, bir İngiliz mimarlık şirketi, tasarım uygulamasını da bir Türk inşaat firması yaptı. Han Şatır Alışveriş merkezi Astana nın başkent olmasının 13 üncü, Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev in de 70 inci doğum gününde düzenlenen açılış töreniyle hizmete girdi. Çadırda, bölgenin sert iklim koşullarından korunması için kapalı bir eğlence parkı bulunuyor. 20 yüksekliğindeki beton bir kaide üzerine kurulan Han Şatır kentin en büyük yapısı ve dünyanın en uzun çadırı. Çadırın içinde, mağazalar, restoranlar, sinemalar, koşu pisti ve hatta yapay bir plaj bulunuyor. Karasal iklimin hakim olduğu Astana da kışın sıcaklıklar eksi 30 dereceyi bulabiliyor, yazın ise 30 dereceyi aşabiliyor. İnşası dört yıl süren dev çadır, sert iklim koşullarına dayanabilecek ve iç mekanların sıcaklığını makul bir seviyede tutabilecek şekilde tasarlandı. İnşaatta ETFE adlı bir yapı malzemesinden üç kat kullanıldı. Işığı geçiren şeffaf plastik malzeme aynı zamanda iç mekanları zorlu hava koşullarından da koruyor. Han Şatır, 13 yıl önce başkent ilan edilen Astana daki inşaat seferberliği kapmasında yapılan son binalardan biri. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adına Sahibi Serdar HARP Yazı İşleri Müdürü Zeki ERGİNBAY Zeki ERGİNBAY ( ) Levent DARI Yönetim Yeri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Cad. No: Kızılay / Ankara Tel: Faks: E-Posta: teknikguc@imo.org.tr Web: Ağustos 2010, Sayı:205, ayda bir yayınlanır, yerel süreli yayın. ISSN: Baskı: Mattek Matbaacılık Basın, Yayın Tanıtım Tic.San.Ltd.Şti. / Adakele Sok. No: 32/27 Kızılay-Ankara / Baskı Tarihi: 1 Ağustos 2010 / adet basılmıştır. Üyelerine parasız dağıtılır.

AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya Çalışıyor

AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya Çalışıyor AKP Hükümeti, İş Güvenliği Konusunda da Hukuku Dolanmaya Çalışıyor Türkiye son yıllarda birbiri ardına yaşanan iş kazalarıyla sarsılmaktadır. Tuzla Tersanesi ve maden ocakları başta olmak üzere, Türkiye

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE 5 PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE 79 5. PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRELER 5.1 TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu İle Yapılan Ortak Etkinlikler

Detaylı

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi ÜYE TOPLANTILARI 60 Gebze de Temsilcilik Ve Üye Toplantısı Gerçekleştirildi 24 Şubat 2012 7. Dönem yönetim kurulu 24 Şubat Cuma günü Gebze temsilciliği üyeleriyle bir araya geldi. Buluşmada Şube Başkanı

Detaylı

genç-imo 2. Yaz Eğitim Kampımızı gerçekleştirdik

genç-imo 2. Yaz Eğitim Kampımızı gerçekleştirdik Odadan Haberler genç-imo 2. Yaz Eğitim Kampımızı gerçekleştirdik Bu yıl ikincisi düzenlenen genç-imo Yaz Eğitim Kampı, 31 Ağustos-7 Eylül 2010 tarihleri arasında İzmir in Foça ilçesinde gerçekleştirildi.

Detaylı

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması İçindekiler 44. Dönem Genel Kurul Gündemi... 11 43. Dönem Organları... 12 43. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 16 44. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 18 İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcilikleri... 20 18

Detaylı

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Bilkent/ANKARA. 26 Temmuz 2006

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Bilkent/ANKARA. 26 Temmuz 2006 TTB Merkez Konseyi YÖK Başkanı sayın Erdoğan Teziç ile 26 temmuz çarşamba günü görüştü. Görüşmede TTB Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi 2006 Raporu sunuldu. Yeni tıp fakülteleri açılması, öğrenci sayıları,

Detaylı

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ NİN AVUKATLIK SINAVI, STAJ DEĞERLENDİRMELERİ VE HUKUK FAKÜLTELERİNİN ASGARİ STANDARTLARA KAVUŞTURULMASI İÇİN YAPTIĞI ÇALIŞMALAR Mayıs 2015 Değerli Meslektaşım,

Detaylı

YETERLİĞE TABİ GELİR UZMANLARI DERNEĞİ 2016 FAALİYET RAPORU

YETERLİĞE TABİ GELİR UZMANLARI DERNEĞİ 2016 FAALİYET RAPORU 2016 2016 YILI FAALİYET RAPORU Derneğimizin Tarihçesi Gelir Uzmanlığı 1993 yılında kariyer bir meslek olarak ihdas edilmiştir. Ancak derneğimizin kuruluş yılı olan 2013 yılına kadar geçen 20 yıllık sürede

Detaylı

KONYA SANAYİ ODASI MALİ POLİTİKASI

KONYA SANAYİ ODASI MALİ POLİTİKASI MALİ POLİTİKASI ODA BORSA AKREDİTASYON SİSTEMİ KONYA SANAYİ ODASI MALİ POLİTİKASI Konya Sanayi Odası, üyelerinin ihtiyaçlarının karşılanması, mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılması ve geliştirilmesi,

Detaylı

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101 DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 101 Danışma Kurulu I. Toplantısı 17 Mart 2014 30.Dönem Danışma Kurulu 1. Toplantısı 17 Mart 2014 tarihinde Şube Eğitim Salonunda 46 üyemizin katılımıyla gerçekleştirildi.

Detaylı

TMMOB FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 31. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI (TASLAK) ( )

TMMOB FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 31. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI (TASLAK) ( ) TMMOB FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 31. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI (TASLAK) (2018 2019) ANKARA MART-2018 GİRİŞ Dünyada ve özellikle ülkemizde son yıllarda artarak devam eden ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler Amaç; İSG alanında mevcut uluslararası ve ulusal kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim

Detaylı

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı/ANKARA Davanın Özeti : 27.11.2010

Detaylı

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 31 NOLU TOPLANTI KARARLARI

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 31 NOLU TOPLANTI KARARLARI TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 31 NOLU TOPLANTI KARARLARI TOPLANTI TARİHİ : 28 Temmuz 2017, Cuma TOPLANTI SAATI : 10.00 TOPLANTI YERİ : İMO Toplantı Salonu - ANKARA TOPLANTI BAŞKANI

Detaylı

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI nın PEYZAJ MİMARLIĞI EĞİTİMİNE BAKIŞI

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI nın PEYZAJ MİMARLIĞI EĞİTİMİNE BAKIŞI TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI nın PEYZAJ MİMARLIĞI EĞİTİMİNE BAKIŞI GENEL BİLGİLER - PMO 1994 yılında kurulmuştur. - Toplam üye sayısı 5234... - Anayasanın ilgili hükmünce kurulaş kamu kurumu niteliğinde

Detaylı

4- ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

4- ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI 4- ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI 4.1- DANIŞMA KURULLARI ODAMIZ 23. DÖNEM I. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI Odamız 23 Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısı 17 Temmuz 2010 tarihinde Ankara da gerçekleştirildi.

Detaylı

TÜRKİYE PLANLAMA OKULLARI BİRLİĞİ (TUPOB) İŞBİRLİĞİ YÖNERGESİ (2011)

TÜRKİYE PLANLAMA OKULLARI BİRLİĞİ (TUPOB) İŞBİRLİĞİ YÖNERGESİ (2011) TÜRKİYE PLANLAMA OKULLARI BİRLİĞİ (TUPOB) İŞBİRLİĞİ YÖNERGESİ (2011) 1- Kuruluş Türkiye Planlama Okulları Birliği (TUPOB), Türkiye'de lisans ve/veya lisansüstü düzeyde Şehir ve Bölge Planlama eğitimi veren

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

BÖLÜM 15 TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ

BÖLÜM 15 TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ BÖLÜM 15 TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ 46. Dönem Çalışma Raporu BÖLÜM 15. TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ 24 aylık süreçte TMMOB Yönetim, Denetleme ve Yüksek Onur Kurullarında yer alan üyelerimiz Birliğin çalışmalarında

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540 Resmi Gazete Tarihi: 01.08.2004 Resmi Gazete Sayısı: 25540 ASGARİ ÜCRET YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, asgari ücretin tespiti sırasında

Detaylı

Önceki dönemlerden süregelen çalışmalar ile birlikte henüz sonuçlandırılamayan çalışmaları,

Önceki dönemlerden süregelen çalışmalar ile birlikte henüz sonuçlandırılamayan çalışmaları, TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 40. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik, siyasal, sosyal, ve kültürel gelişmelerin, yaşam ve meslek alanlarımıza yansımaları ağırlaşarak

Detaylı

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu 18. bölüm basında bursa il koordinasyon kurulu BÖLÜM 18: BASINDA TMMOB BURSA İL KOORDİNASYON KURULU Şubemizin sekreteryalığında yazılı basında toplam olarak 120 kez yer almıştır. Bunun dışında görsel

Detaylı

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 02 NOLU TOPLANTI KARARLARI

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 02 NOLU TOPLANTI KARARLARI TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 02 NOLU TOPLANTI KARARLARI TOPLANTI TARİHİ : 13 Nisan 2018, Cuma TOPLANTI SAATI : 14.00 TOPLANTI YERİ : İMO Toplantı Salonu - ANKARA ÜYELER : Cemal

Detaylı

TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN 125 AĞRI İL TEMSİLCİLİĞİ 09 10 Şubat 2008 tarihlerinde yapılan EMO D.Bakır Şubesi 15. Olağan Genel Kurulu toplantı ve seçimlerine BATMAN İL TEMSİLCİLİĞİ 11 Ocak 2009 tarihinde, İl

Detaylı

E-BÜLTEN Sayı 35 Temmuz ağustos 2017

E-BÜLTEN Sayı 35 Temmuz ağustos 2017 E-BÜLTEN Sayı 35 Temmuz ağustos 2017 İÇİNDEKİLER SUNUŞ 3 HABERLER 4 EĞİTİM 9 YENİ ÜYELERİMİZ 10 TMMOB DEN HABERLER 11 İLETİŞİM 12 Mithatpaşa Cad., No:44/16 Kızılay/ANKARA Tel:0 312 431 5542, Fax:0 312

Detaylı

BÖLÜM 15. TMMOB Çalışmalarında Odamız

BÖLÜM 15. TMMOB Çalışmalarında Odamız BÖLÜM 15 TMMOB Çalışmalarında Odamız Bölüm 15 BÖLÜM 15. TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ 24 aylık süreçte Birliğin Yönetim, Denetleme ve Yüksek Onur Kurullarında yer alan üyelerimiz bu kurulların çalışmalarında

Detaylı

bölüm 13 öğrenci üye çalışmaları

bölüm 13 öğrenci üye çalışmaları bölüm 13 öğrenci üye çalışmaları Bölüm 13. Öğrenci Üye Çalışmaları Öğrenci Üye olarak Odaya üye olunması, 1996 yılında uygulamaya giren Öğrenci Üye Yönetmeliği uyarınca sağlanmıştır. Amaç; mühendislik

Detaylı

Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1

Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1 İş Güvenliği Mühendisliği Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1 2007 Yılı SSK İstatistikleri İş Kazası Sayısı : 80602 İş kazaları sonucu ölüm sayısı : 1043 Sürekli iş

Detaylı

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ YÖNERGESİ 1 AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, şehircilik, yerleşmeler ve planlama alanlarında kamu

Detaylı

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572 D A N I Ş T A Y Esas No : 2011/10572 Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Vekili ;Av. Nurten Çağlar Yakış Selanik Cad. No:19/1 - Kızılay/ANKARA Davalı

Detaylı

ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 -

Detaylı

68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ . 68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ 68 inci Başkanlar Kurulu Toplantısı Sonuç Bildirisi 68 inci Başkanlar Kurulu Toplantısı 26 Kasım 2012 tarihinde TÜRMOB Kurulları ve Oda Başkanları nın katılımı ile

Detaylı

Şube Günlüğü. Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos TMMOB-EMO Diyarbakır Şubesi Haber Bülteni. Şube Günlüğü

Şube Günlüğü. Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos TMMOB-EMO Diyarbakır Şubesi Haber Bülteni. Şube Günlüğü Şube Günlüğü Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos 2011 1. 1 Mayıs 2011 tarihinde, İlimizde 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları çerçevesinde yapılan basın açıklaması ve etkinliklerine Şubemizce 2. 02 Mayıs 2011

Detaylı

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ 20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ ADANA ŞUBE 10. GENEL KURULUMUZ Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulu Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi Toplantı Salonu nda 08-09 Şubat2014 tarihlerinde yapıldı. 13.02.2014

Detaylı

10. MUHASEBE FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

10. MUHASEBE FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ 10. MUHASEBE FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ 10.TÜRKİYE MUHASEBE FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ tarafından düzenlenen 10.Türkiye Muhasebe Forumu 2317 meslek mensubu ile 28 Nisan 2015 tarihinde Konya da toplanmıştır.

Detaylı

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E 10.2.3.2. Ek 2: Dava Dilekçesi İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi Sayın Başkanlığına İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E. 29.08.2008 Yürütmenin durdurulması istemlidir. İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN DAVACI:

Detaylı

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40 İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik ile, 15 Ağustos 2009 tarihinde, yürürlükten kaldırılmıştır. İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik

Detaylı

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili OCAK 2012 FAALİYET RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yenice Belde Belediye Başkanı Ali Kuru yu makamında ziyaret

Detaylı

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi Ruh sağlığı uzmanlarıyla beraber yürütülen 40 saatlik çalıştay programının, trans danışanlara yönelik beşinci ve son kısmı; 3 Kasım'da İstanbul Bilgi

Detaylı

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları 1990 yılında Körfez Krizi sonrasında Kuzey Irak tan sığınmacı akını 17 Ağustos 1999 Marmara depremi TTB ODSH Kolu Yönergesi çerçevesinde, TTB ODSH Kolu

Detaylı

İSTANBUL BAROSU SAĞLIK HUKUKU MERKEZİ

İSTANBUL BAROSU SAĞLIK HUKUKU MERKEZİ 1 İSTANBUL BAROSU SAĞLIK HUKUKU MERKEZİ FAALİYET RAPORU (Eylül 2014 Haziran 2015) 1.) İstanbul Barosu Yönetim Kurulu nun 15.01.2015 tarihli Kararı ile; Sağlık Hukuku Merkezi Başkanlığı görevine Av. Ümit

Detaylı

İthal Ucuz Hekim... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası... Eğitim Hastanelerinde AKP Kadrolaşması...

İthal Ucuz Hekim... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası... Eğitim Hastanelerinde AKP Kadrolaşması... Eylemi"miz 30 Ocak 2007 günü sağlık kuruluşlarından hizmet almaya çalışacak hastalarımıza karşı değil; hekimlerin özlük haklarını ve halkın sağlık hakkını gözetmeden sağlık ortamını piyasa ve siyasi kadrolaşmaya

Detaylı

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, 24 Kasım 2011 Perşembe günü Üniversitemiz Merkez Kampüsü Hünkar Salonu nda, hem Üniversitemizin

Detaylı

BAKANLIKLAR ÜZERİNDEN TMMOB VE BAĞLI ODALARIN İDARİ VE MALİ DENETLENMESİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME

BAKANLIKLAR ÜZERİNDEN TMMOB VE BAĞLI ODALARIN İDARİ VE MALİ DENETLENMESİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME BAKANLIKLAR ÜZERİNDEN TMMOB VE BAĞLI ODALARIN İDARİ VE MALİ DENETLENMESİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME Bilindiği üzere Bakanlar Kurulunca; 1.) Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı Orman Mühendisleri

Detaylı

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ İÇİNDEKİLER I.GENEL HÜKÜMLER A- Amaç... 2 B- Kapsam 2 C- Dayanak. 2 D- Tanımlar 2 II. EMEK BÜROLARININ AMACI, OLUŞUMU, İŞLEYİŞİ, ORGANLARI

Detaylı

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞINA (Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü)

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞINA (Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü) SAYI : 25.00/132 KONU: Bitki Karantinası Fümigasyon Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Hakkında Oda görüşü ANKARA 15/02/2016 İVEDİ GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞINA (Gıda ve Kontrol

Detaylı

Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan Tarihli Yazı

Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan Tarihli Yazı 10.4.1. Ekler 10.4.1.1. Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan 08.09.2008 Tarihli Yazı 08.09.2008 / 28.06.13273 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir

Detaylı

DİASPORA - 13 Mayıs

DİASPORA - 13 Mayıs DİASPORA - 13 Mayıs 2015 - Sayın Başkonsoloslar, Daimi Temsilciliklerimizin değerli mensupları, ABD de yerleşik Diasporalarımızın kıymetli temsilcileri, Bugün burada ilk kez ABD de yaşayan diaspora temsilcilerimizle

Detaylı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı 6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Teşkilatı(ISSA) işbirliği ile Stratejik İnsan Kaynakları Politikaları ve İyi Yönetişim

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliği taslağı tarafımızca incelenmiş olup, aşağıda taslağın hukuka aykırı ve eksik olduğunu düşündüğümüz yönlerine

Detaylı

14.4. Mesleki Uygulama ve Denetim Komitesi (MUDK)

14.4. Mesleki Uygulama ve Denetim Komitesi (MUDK) 14.4. Mesleki Uygulama ve Denetim Komitesi (MUDK) Mimarlar Odası nın Anayasanın 124. maddesine ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu na dayanarak çıkarmış olduğu yönetmelik, tarife

Detaylı

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı : 15.05.

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı : 15.05. MESGEMM İSG/Mevzuat/ler İçindekiler Birinci Bölüm - Amaç, Kapsam ve Dayanak Madde 1- Amaç Madde 2 - Kapsam Madde 3 - Dayanak Madde 4 - Tanımlar İkinci Bölüm - Genel Hükümler Madde 5 -İşverenin Yükümlülükleri

Detaylı

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU Balıkesir Hekim dergisi 21.Sayısı yayınlanarak üyelerimize dağıtılmıştır. Odamızın da destek verdiği Süslü Kadınlar Bisiklet turu yapılmıştır. Bato

Detaylı

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU 6.A. Avrupa Birliği ndeki Genel Sektörel Durum Analizi Şirketler hukuku mevzuatı, şirketler ile muhasebe ve denetim konularını kapsamaktadır. Şirketler konusuna ilişkin kurallar,

Detaylı

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 2. KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİS, MİMAR VE VE ŞEHİR PLANCILARININ ÜCRETLERİ VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ, EMEKLİLERİN KOŞULLARI İNSANCA YAŞAM DÜZEYİNE ÇEKİLMELİDİR! TMMOB Maden

Detaylı

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu

Detaylı

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Tarihi: 15.05.2013 Resmi Gazete Sayısı: 28648 Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE

Detaylı

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU Bato aktüel yayında batoaktuel yapılan basın toplantısında BASIN ARACILIĞI İLE BALIKESİR KAMUOYUNA TANITILDI. Değerli basın mensupları, Sevgili meslektaşlarım,

Detaylı

YENİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KURULMASINA İLİŞKİN YASA HAZIRLIKLARI

YENİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KURULMASINA İLİŞKİN YASA HAZIRLIKLARI YENİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KURULMASINA İLİŞKİN YASA HAZIRLIKLARI Bu yasa hazırlığı ile ilgili tartışmaya açılmış bir taslak bulunmamaktadır. Ancak hükümetin bir çalışma yaptığı ve bu çalışmanın tamamlanma

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Belediyelerin Engelliler Hakkındaki Yükümlülükleri Tarih : 07.09.2011 Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme Sözleşme nin 1 inci maddesinde amaç özürlülerin

Detaylı

MESLEK İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

MESLEK İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI MESLEK İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ İhsan Altun Osman Kolay Hidayet Çetin İhsan Altun Yönetim Temsilcisi Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim Kurulu Başkan

Detaylı

1- İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu ve Alt Organlarında Görev Alacak Kişiler;

1- İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu ve Alt Organlarında Görev Alacak Kişiler; TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI MESLEKİÇİ EĞİTİM UYGULAMA ESASLARI Toplumsal ve teknolojik gelişmeler mesleğin kapsamını ve dolayısıyla beceri gereksinimlerini değiştirmektedir. Meslekiçi eğitimin misyonu,

Detaylı

sendika haberleri İSG HABERLERİ İş Sağlığı ve Güvenliği Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi

sendika haberleri İSG HABERLERİ İş Sağlığı ve Güvenliği Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi İş Sağlığı ve Güvenliği Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi Sendikamıza Üye Çimento Fabrikalarının iş sağlığı ve güvenliği açısından 2010 yılı performans değerlendirme toplantısı 21 Aralık 2010 tarihinde

Detaylı

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması İçindekiler 45. Dönem Genel Kurul Gündemi... 13 44. Dönem Organları... 14 44. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 18 45. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 20 İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcilikleri... 22 15

Detaylı

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! TEMMUZ 2016 İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! Taşeron işçilere kayıtsız şartsız kadro! Kıdem tazminatıma dokunma! Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ne hayır! TAŞERON İŞÇİLERE KAYITSIZ ŞARTSIZ KADRO! AKP hükümeti

Detaylı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Yetkin İnşaat Mühendisliği Uygulama Yönetmeliği nin [10] bazı hükümleri aşağıda belirtilmiştir;

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Yetkin İnşaat Mühendisliği Uygulama Yönetmeliği nin [10] bazı hükümleri aşağıda belirtilmiştir; 12. Yetkin Mühendislik TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Yetkin İnşaat Mühendisliği Uygulama Yönetmeliği nin [10] bazı hükümleri aşağıda belirtilmiştir; 1. no lu maddede, bu yönetmeliğin amacının, tüm ülkede

Detaylı

Mesleğe ve Odanıza Hoşgeldiniz Etkinliği. LPG Sorumlu Müdürlük Eğitimi Gerçekleştirdik. Üyelerimizle Kahvaltıda Buluştuk!

Mesleğe ve Odanıza Hoşgeldiniz Etkinliği. LPG Sorumlu Müdürlük Eğitimi Gerçekleştirdik. Üyelerimizle Kahvaltıda Buluştuk! ÇMO İSTANBUL BASIN YAYIN BİRİMİ ÇMO İSTANBUL EKİM-KASIM E-BÜLTENİ Değerli Üyemiz, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Ekim - Kasım ayı e-bültenimiz bilgilerinize sunulmuştur. ÇMO İstanbul Şubesi Yönetim

Detaylı

4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI 4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI 4.1 DANIŞMA KURULLARI Danışma Kurulu Çalışma Programı nı tartıştı 23. Genel Kurul`un ardından 24. Dönem I. Danışma Kurulu Toplantısı 09 Haziran 2012 tqrihinde

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE. Esas No : 2009/13770

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE. Esas No : 2009/13770 İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ İLE ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ HAKKINDA YÖN T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2009/13770 1-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, iş güvenliği uzmanlarını

Detaylı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

GENEL BAŞKANIN MESAJI GENEL BAŞKANIN MESAJI Küresel ekonomik kriz, ekonomiyi kalıcı olarak küresel dünyanın birinci önceliği haline getirdi. İkibinli yılların ilk dönemine yıkıcı bir savaş olan ABD nin Irak işgali damgasını

Detaylı

Söz konusu yönetmelikte;

Söz konusu yönetmelikte; 15.05.2013 (SİRKÜLER 2013 37) Konu: Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. İş yerlerinde çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenlik eğitimlerinin usul

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI Sirküler Rapor 17.05.2013/111-1 ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI ÖZET : Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları

Detaylı

VII. Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI

VII. Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI VII Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik a) Programların hazırlanması ve uygulanmasını, b) Eğitimler için uygun yer, araç ve gereçlerin temin edilmesini,

Detaylı

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI Meşrutiyet Caddesi 22/13 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 418 28 46-47 Faks : 0312 418 28 43 E-Posta : gidamo@gidamo.org.tr Web : http://www.gidamo.org.tr MERSİN ŞUBE GENEL MERKEZ

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ VE İL ÖZEL İDARELERİ TARAFINDAN AFET VE ACİL DURUMLAR İLE SİVİL SAVUNMAYA İLİŞKİN YATIRIMLARA AYRILAN BÜTÇEDEN YAPILACAK HARCAMALARA

Detaylı

BÖLÜM 6. EĞİTİM VE BELGELENDİRME ÇALIŞMALARI

BÖLÜM 6. EĞİTİM VE BELGELENDİRME ÇALIŞMALARI BÖLÜM 6. EĞİTİM VE BELGELENDİRME ÇALIŞMALARI 6.1 MİEM (MESLEK İÇİ EĞİTİM MERKEZİ) KAPSAMINDA EĞİTİM ÇALIŞMALARI çizgisini anlatarak başladığı konuşmasında, TMMOB nin 1970 lerde Teoman Öztürk ve arkadaşlarınca

Detaylı

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir. 15 Mayıs 2013 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28648 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: YÖNETMELİK ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Sayı : [38-7] /11/2016 Konu : YİKOB Alacakları DAĞITIM YERLERİNE

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Sayı : [38-7] /11/2016 Konu : YİKOB Alacakları DAĞITIM YERLERİNE T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı Sayı : 69358343-010.06.01[38-7]-122157 18/11/2016 Konu : YİKOB Alacakları DAĞITIM YERLERİNE TAHSİLAT İÇ GENELGESİ (SERİ NO:2016/3).VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

Detaylı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. TEMSĠLCĠLĠK ve ÜYE TOPLANTILARI

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. TEMSĠLCĠLĠK ve ÜYE TOPLANTILARI TEMSĠLCĠLĠK ve ÜYE TOPLANTILARI ENEL ELEKTRONİK İŞ YERİNDE ÜYE TOPLANTISI YAPILDI ENEL Elektronik iş yerinde meslektaşlarımızla 7 Temmuz 2010 tarihinde oda çalışmalarını değerlendirmek ve İşyeri temsilcisini

Detaylı

Bilindiği gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesine göre her yeni yıl için;

Bilindiği gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesine göre her yeni yıl için; SAYIN ÜYEMİZ, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda, 4650 sayılı Kanunla 24.04.2001 tarihinde değişiklik yapılıncaya kadar, il merkezleri için il, ilçe merkezleri için ilçe idare kurullarında kamulaştırma

Detaylı

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna Bağlı Sağlık Tesislerinde Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik Hakkında Danıştay 11.Daire nin Esas No 2013/1812 Sayılı Kararı ve Yürütmeyi Durdurma Kararına

Detaylı

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1 Bu Yönetmelik, işverenlerce, işyerlerinde

Detaylı

T.C. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı DAĞITIM YERLERİNE

T.C. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı DAĞITIM YERLERİNE Sayı : 97342770-934.99-E.1758100 08.08.2016 Konu : Personel Çalıştırılması DAĞITIM YERLERİNE Orman Mühendisleri Odası Başkanlığınca bazı Bölge Müdürlüklerimizde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı

Detaylı

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlanmıştır. DUYURU NO :2013/61

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlanmıştır. DUYURU NO :2013/61 İstanbul, 16.05.2013 Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlanmıştır. DUYURU NO :2013/61 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu

Detaylı

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi SOSYAL ETKİNLİKLER 134 Geneksel Bahar Pikniği 27 Mayıs 2012 Şubemizin Geleneksel Pikniği 27 Mayıs Pazar Günü Sapanca`da gerçekleştirildi. Beraber yapılan kahvaltı ile başlayan pikniğe üyelerimiz aileleriyle

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1-(1) Bu Yönergenin amacı; Karadeniz Teknik Üniversitesi Kariyer Merkezi nin amaçlarına,

Detaylı

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 19 NOLU TOPLANTI KARARLARI

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 19 NOLU TOPLANTI KARARLARI TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 19 NOLU TOPLANTI KARARLARI TOPLANTI TARİHİ : 25.01.2019, Cuma TOPLANTI SAATI : 14:00 TOPLANTI YERİ : İMO Bursa Şube Toplantı Salonu Bursa ÜYELER

Detaylı

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI 21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI Erol TUNCER / Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı - 1 Kasım 2007 I. 1961 den Günümüze Halk Oylamaları 1961 den günümüze kadar 5 kez halkoylamasına

Detaylı

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü. 30. yıl

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü. 30. yıl İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 30. yıl Peyzaj Mimarlığı Bölümü Kuruluş 30. yıl Peyzaj Mimarlığı Bölümü 1985 te İ.Ü. Orman Fakültesinin 3. bölümü olarak açılmıştır. Fakültemiz,

Detaylı

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu İş Sağlığı ve ne İlişkin İşveren Görüşleri 24. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAFTASI Konya, 4 Mayıs 2010 Müşavir Avukat Z. Ulaş YILDIZ Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu İÇERİK I. Bölüm: Uluslararası

Detaylı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 4.19.4 TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 1) Dosya No : 2013/551 E. : Ankara 17. Asliye Ceza si : 1- TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı 2- TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç :2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi.

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi. SAMSUN ŞUBE 13.02.2016 tarihinde Şube Genel Kurulu ve 14.02.2016 tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi. 1-7 Mart 2016 Deprem haftası nedeniyle basın açıklamaları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlamalarına

Detaylı

MESLEK VE UZMANLIK ALANLARIMIZLA İLGİLİ ULUSAL ÖLÇEKLİ KONGRE, KURULTAY, SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR

MESLEK VE UZMANLIK ALANLARIMIZLA İLGİLİ ULUSAL ÖLÇEKLİ KONGRE, KURULTAY, SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR MESLEK VE UZMANLIK ALANLARIMIZLA İLGİLİ ULUSAL ÖLÇEKLİ KONGRE, KURULTAY, SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR 19 20 TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her çalışma döneminde olduğu gibi bu dönemde de örgütsel birikimiyle,

Detaylı

T. C İzmir Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

T. C İzmir Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik T. C İzmir Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 Bu yönetmelik; Belediye hizmetlerinin

Detaylı

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2 Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2 Evde, Okulda, Sokakta, Kışlada, Gözaltında Şiddete Son 18-19 Mart 2006, Diyarbakır ŞİDDETE KARŞI KADIN BULUŞMASI 2 EVDE, OKULDA, SOKAKTA, KIŞLADA, GÖZALTINDA ŞİDDETE SON

Detaylı