T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU"

Transkript

1 T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU

2 İÇİNDEKİLER COĞRAFİ KAPSAM 2 DOGAL KAYNAKLAR 14 HAVA (ATMOSFER VE İKLİM 25 SU 35 TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI 45 FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER 47 TURİZM 95 TARIM VE HAYVANCILIK 120 MADENCİLİK 127 ENERJİ 133 SANAYİ VE TEKNOLOJİ 137 ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME 155 YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS 158 ATIKLAR 164 GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM 165 AFETLER 167 SAĞLIK VE ÇEVRE 175 ÇEVRE EĞİTİMİ 183 ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANLAMA 183 KAYNAKLAR 185 1

3 (A) COĞRAFİ KAPSAM A.1. GİRİŞ Marmara Bölgesinin Yıldız (Istranca) Dağları ve Ergene Ovası bölümleri üzerinde yer alan hudut ilimiz, kuzeyinde Bulgaristan, kuzey doğusunda Karadeniz, güneyinde ve güneydoğusunda Tekirdağ, batısında Edirne ile çevrilmiştir kilometrekarelik bir alana yüzölçümüne sahip ilimizin Bulgaristan a 180 kilometre kara sınırı, Karadeniz e 60 kilometre deniz kıyısı bulunmaktadır. Denizden yüksekliği 203 metre olan ilimizin kuzey ve doğusu dağlık ve ormanlık, diğer bölümleri ise genelde düz arazidir. Kara iklimi hâkim olan bölgede, kışları sert ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçer. Başlıca akarsuları Ergene Nehri ve Mutlu Deredir. Bitki örtüsü olarak ormanlık ve step özelliği göstermektedir. Kırklareli bir taraftan Trakya nın verimli ovalarının önemli bir kısmını kapsayan bereketli tarım topraklarını, öte yandan da zengin bir orman varlığına sahip olan Yıldız Dağlarının çok büyük bir bölümünü sınırları içinde bulunduran, ayrıca, çoğu kumsal, 60 kilometre kıyı şeridine sahip olma özelliği ile önemli bir turizm potansiyeline sahip müstesna bir yerleşim yeridir. Bu özellikleriyle hem Trakyalı, hem de Karadenizli olan Kırklareli, verimli topraklarıyla, sanayisi, tarihi ve doğal güzellikleriyle, sanatsal ve kültürel dokusuyla, sosyo-ekonomik gelişmişlik bakımından 81 il içerisinde 11. eğitim sektörü gelişmişlik sıralamasında 7. sağlık sektörü gelişmişlik sıralamasında 15. sırada bulunan, İstanbul ve Avrupa'ya komşu ülkemizin önemli sınır illerinden birisidir. Kırklareli tarih öncesi konum itibariyle dikkat çeken pek çok antik yerleşim merkezine sahip bir ilimizdir. Buzul çağı sonlarında uzunca bir süre sular altında kaldığı anlaşılan Kırklareli ve civarında insana dair ilk maddi belgeler neolitik dönem özelliklerini vermektedir. Daha sonra bilinen ilk yerleşik kabilelerden ismini alan Trakya, Kırklareli de dâhil olmak üzere Roma dönemi ortalarına kadar kısmen veya tamamen bağımsızlıklarını küçük birer krallık veya prenslik olarak devam ettirebilmişlerdir. Bir geçiş bölgesi olması münasebetiyle Roma ve Bizans dönemlerinde pek çok istilalara uğrayan Kırklareli ilk defa 1. Murat zamanında 1363 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. Bu tarihten itibaren uzunca bir süre barış süreci yaşayan Kırklareli Balkan Savaşı ve 1.Dünya Savaşı sıralarında Bulgar ve Yunan işgaline maruz kalarak büyük eziyet ve sıkıntılar yaşadıktan sonra 10 Kasım 1922 de nihai özgürlüğüne kavuşmuştur. 2

4 A.1.1. Kırklareli nin Tarihi Gelişimi Avcılık ve Toplayıcılık Dönemi: Paleolitik (Eski Taş) Çağ: 1 Milyon-M.Ö İnsanların Trakya ya ilk olarak, yaklaşık bir milyon yıl önce geldiği düşünülmektedir. Günümüzden on dört bin yıl öncesine dayanan kültür tarihinin en uzun dönemi olan bu süreç Eski Taş Çağı ya da Avcılık Toplayıcılık Dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem boyunca av ve yenebilir bitki yemiş toplayıcılığına dayalı bir beslenme düzeni ve göçebe bir yaşam biçimi hâkim olmuş, kalıcı barınaklar yapılmamıştır. Bu dönemde, insanların el becerilerinde önemli gelişmeler olmuş ve aletlerin büyük bölümü çakmak taşından yongalanarak, ya da ağaç ve kemikten yapılmıştır. Paleolitik döneme ait Trakya da bilinen en eski ve önemli buluntular, İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz Mağarası ile Ağaçlı kumluğundan gelmektedir. İlk Tarımcı Köy Toplulukları Dönemi: Neolitik (Yeni Taş) Çağ: M.Ö Dünya ikliminin günümüz koşullarına yakın bir duruma gelmesi ile birlikte, yaklaşık sekiz bin yıl kadar önce, Trakya nın doğal çevre ortamı ve bitki örtüsü de bugünkü duruma gelmiş, diğer bölgelerde olduğu gibi Trakya da da insanlar değişen çevre koşullarına, gelişen teknolojileri ile uyum sağlamışlardır. Bu değişim Anadolu da Trakya dan daha önce, günümüzden bin yıl kadar önce başlamıştır. İİnsanlar ilk kez buğday, arpa, mercimek gibi tahılları tarıma alıp koyun, keçi, domuz gibi hayvanları evcilleştirerek çiftçiliğe başlamış; kerpiç ve taştan ilk kalıcı konutları yapmışlardır. Trakya nın Neolitik Dönem kültürlerini en iyi yansıtan merkezlerden biri de Kırklareli ne 3 km. mesafede bulunan Aşağıpınar tarih öncesi yerleşim alanıdır. Burada şimdiye kadar rastlanan en eski kültür katı M.Ö yıllarına tarihlenmektedir. Bu dönem yapıları, kalın ahşap direklerden oluşan bir çatkı sistemi ile bu direklerin arasının dallarla örülüp, kerpiç toprağı ile kalın olarak sıvanmış duvarlara 3

5 sahiptir, Çok odalı olan yapıların içlerinde, yine dallar ile örülmüş bölme duvarları, kil sekiler, ocak, fırın, ambar gibi işlevsel alanlar da bulunmaktadır. Gelişkin Köy Toplulukları Dönemi Kalkolitik (Maden-Taş) Çağ: M.Ö Anadolu da genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalı yaşam biçiminin giderek geliştiği, daha karmaşık toplumsal düzenin oluşmaya başladığı ve uzmanlık dallarının da belirlendiği köy topluluklarının kentleşme sürecine girdiği bu süreç, Trakya tarih öncesi kültürlerinin de en gelişkin ve görkemli dönemidir. Bu dönemin ilk başlarında, Orta Balkanlarda Anadolu içlerine kadar yayılan, parlak yüzeyli, siyah renkli çanak çömleği ve ilginç insan biçimli heykelcikleri ile belirlenen büyük kültür bölgesi, zaman içinde daha çok yeni özelliklerin hakim olduğu küçük gruplara bölünmektedir. Bu dönem boyunca Trakya yerleşim alanlarının Anadolu dan en önemli farklılığı, yapılarda taş ve kerpiç yerine, ahşap ve dal- örgü üzerine sıva kullanılmasıdır. Bu dönemin sonlarına doğru Trakya madencilikte çok önemli bir gelişme göstermiş, özellikle bakır çok ustalıkla kullanılmıştır. Bakırdan yapılan eşyalar daha çok takılar, süs eşyaları, iğne ve basit aletlerdir. Bölgenin Kalkolitik Dönemi hakkında en iyi bilgiyi yine Aşağıpınar yerleşmesi vermektedir. Aşağıpınar bu dönemde büyükçe bir köy ya da kasaba olarak düşünülebilir. Burada olağan çiftçilik uğraşılarının yanı sıra bazı zanaatların da yapıldığı anlaşılmaktadır. Bunların arasında en ilginci kuzeydeki dağlık bölgeden getirilen malahit işlikleridir. Malahitten çok sayıda silindirik, ya da kurs biçimli boncuğa Aşağıpınar ın hemen hemen bütün tabaklarında yoğun olarak rastlanmıştır. Bu dönemde özellikle Kuzey Bulgaristan, Romanya ve Moldovya da çok canlı bir kültürel gelişim olmuş, madencilik hızla ilerlemiş, yerleşmelerin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Buna karşılık Doğu Trakya da bu dönemde göçebe çoban kavimlerin olduğu düşünülmektedir. Bu dönemi yansıtan biri Şeytandere kenarında, diğeri Dokuzhöyük Köyü ile İnece Kasabası arasında yer alan Helvacı Şaban Mevkii nde olmak üzere iki küçük buluntu yeri bilinmektedir. Kent Toplulukları ve Devletin Ortaya Çıkışı Tunç Çağı: M.Ö Anadolu ve Yakın Doğu da M.Ö. 3. bin yıl, kentleşme sürecinin ortaya çıktığı, yavaş yavaş kent devletlerinin oluştuğu bir süreci temsil etmektedir. Batı Anadolu da en iyi Truva ile tanınan bu kent kültürleri, artık yavaş yavaş çömlekçi çarkını kullanmakta, yeni oluşan yönetici sınıf toplumun diğer kesimlerinden ayrı olarak sur ile çevrili, küçük de olsa bir iç şehirde oturmaktadır. Ekonomiyi denetleye bir ruhani sınıfın da ortaya çıktığı, anıtsal tapınak yapıları ile belirginleşmektedir. Gerek dini, gerekse yönetici sınıf tarafından beslenen uzman zanaatkâr, usta ve bürokratlar da bu dönemde ilk olarak karşımıza çıkar. Anadolu da bu gelişme olurken, Balkanlarda kırsal ve daha çok çobanlığa dayalı göçebe bir yaşamın olduğu bilinmektedir. Büyük bir ihtimalle bu çoban topluluklarının gereksinimlerini karşılayan küçük pazar yerleşmesi nitelikli tek tük yerleşmeler de vardır. Bu yerleşmelerdeki yapılar, ahşap basit yapılar şeklindedir. Genellikle yerleşmeler savunma amaçlı derin bir hendek ve bunu sınırlayan ahşap bir duvar ile çevrilidir. Taş, mimaride hemen hemen hiç kullanılmamıştır. Çömlekli çarkı da gereksinme ve uzman zanaatkarlık olmadığı için Balkanlarda ancak M.Ö. 1. bin yılda kullanılmıştır. Daha çok aşiret düzeninin hakim olduğu bu dönemin sonuna doğru ise Trakya da siyasi örgütlenme görülür. Yapılan araştırmalar neticesinde Kırklareli yakınlarında bulunan Kanlıgeçit Mevkii nde Anadolu Tunç Çağı yerleşmeleriyle tam olarak benzeşen büyük bir yerleşim alanı tespit edilmiştir. Yerleşme taş sur ile çevrili bir iç kala ile bunun etrafında yayılmış aşağı şehirden oluşmuştur. Bilindiği gibi İlk Tunç Çağı, madenciliğin yaygınlaştığı, özellikle bakırın stratejik bir madde haline geldiği bir dönemdir. Bu itibarla, Yıldız Dağlık Bölgesi ndeki büyük bakır yataklarının Anadolulu tüccar ya da yöneticilerin ilgisini çektiği, burada muhtemelen yerli bir yöneticinin işbirliği ile bir koloni kurulduğu düşünülebilir. M.Ö yıllarında kurulduğu anlaşılan bu koloninin, varlığını M.Ö yıllarına kadar sürdürdüğü ve çok şiddetli bir yangınla tahrip edildikten sonra, yaklaşın bin yıl boyunca Kırklareli (İl Merkezi) çevresinde bir daha yerleşme olmadığı araştırmacılar tarafından bildirilmektedir. 4

6 Siyasi Yapılanma ve Trak Beylikler Dönemi Demir Çağı: M.Ö Yüzyıl Tunç Çağı gelişim süreci içinde, geniş boyutlu ilişkilerin kurulduğu, büyük göçlerin yaşandığı ve ticaretin ortaya konduğu bir devir olarak dikkat çekmektedir. Yakın Doğu nun büyük bölümünde olduğu gibi Anadolu ve Ege de de Tunç Çağı bütün bu bölgeleri yakıp yıkan büyük bir göç dalgasının etkisi ile sona erer. Anadolu da Hitit, Ege de Miken uygarlıklarına son veren ve 300 yıl kadar süren bir karanlık çağ ı başlatan bu göç dalgasının, Anadolu yu etkileyen bir bölümünün Trakya üzerinde geldiği sanılmaktadır. Geç Tunç Çağı, madene duyulan ilginin arttığı, bu nedenle de insan topluluklarının önemli bir güç odağı haline geldiği dönem olarak, güçlü merkezi yapılaşmaların ve uygarlıkların oluştuğu Demir Çağı nın hazırlayıcısıdır. Tunç Çağı içinde teşekkül etmiş devlet yapılanmaları alt üst olurken, yeni yeni teşekküller kendisini göstermiştir. Trakya da yapılan çalışmalar, Demir Çağı başlarında bu bölgede çok yoğun, ancak kalıcı nitelikte yerleşildiğini göstermiştir. Nitekim Trakya ya adını veren Traklar ın da bu yeniden yapılanma sürecinin ürünü olduğu ve dışarıdan gelerek, Trakya da iskân eden topluluklar üzerinde şekillenen bir kültür oluşturdukları anlaşılmaktadır. Traklar, önemli bir Doğu Avrupa ve Kuzeybatı Anadolu uygarlığı olarak, varoldukları uzun zaman süreci içinde önemli ve özgün bir kültürün temsilcisi olmuştur. Ancak yazının önemli ölçüde kabul gördüğü bir klasik dünya anlayışından farklı olarak Keltler, İskitler ve Kimmerler gibi Traklar da da yazının ısrarla kabul görmediği anlaşılmaktadır. Klasik Dünya nın barbar olarak adlandırdığı bu insanlar için kalıcı bir yaşam düşüncesinin olmaması ve her şeyin gelip geçiciliğiyle bütünleşen bir dünya görüşü, ticaret ve tarım gibi kayıt sistemlerinden uzak savaşçı, hayvancı ve avcı faaliyetlerin sınırladığı güncel uğraşılar, metafizik bir öykünme içinde olan Trak kültürünü derinden etkilemiştir. Bu nedenle şarkı ve şiire dayalı, doğaçlamalarla can bulan bir kayıt ve aktarım sistemini yeğleyen bu insanların, hareketli yaşamlarına uygun bir iletişim-kayıt sistemini tercih ettikleri sanılmaktadır. M.Ö. 6. yüzyıl, kolonileşme hareketiyle Yunanlılar ve Traklar arasındaki ilişkilerin aktif bir nitelik kazandığı aşama olmuştur. Bu koloni hareketleri için Trak varlığının güçlü olduğu Kırklareli ve çevresi fazla bir dışa açılım göstermemektedir. M.Ö. 7. yüzyılda önemli bir güç olan İskitler, Yakın Doğu ve Anadolu kadar Trakya yı da tehdit etmeye başlar. Ancak bu döneme ait buluntular Traklar ve İskitler arasında önemli ilişkiler olduğu ve kız alıp vermeye kadar varan sosyal-politik bir yakınlaşma olduğunu ortaya koyar. Bu noktada, Traklar ve İskitlerin toplumsal ve dini oluşumlarındaki yakın benzerlik de dikkat çekicidir. Persler, Odyrsler ve Makedonya Hâkimiyeti Klasik ve Helenistik Dönemler: M.Ö. 5-3 yüzyıl M.Ö tarihinde Persler in İskit seferini müteakiben Trakya topraklarına girdiği ve uzun bir süre burada kaldığı kesin olmakla birlikte, satraplık oluşturduğu yönünde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Persler in, karşı direniş göstermeyen Doğu Trakya daki Trak toplulukları üzerinde mutlak bir hâkimiyetinin bulunmadığı ve özellikle Kırklareli gibi iç bölgelerde fazla bir etkinliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bir türlü disiplin altına alınamadığı görülen Trak topluluklarının isyankâr tutumları, M.Ö. 449 da İon şehir devletleri ile Atina nın çevresinde görülen Pers karşıtı oluşumlar ve Persler ile Yunan siteleri arasında vukuu bulan mücadeleler sırasında da sürmüştür. Kersebleptes e karşı Makedonya Kralı Philip ile ittifak yapan Amakodos, Makedonyalıların Trakya ya girişini kolaylaştırmıştı. Trakya zengin maden, hayvan ve tarım kaynakları ile Makedonyalıların iştahını kabartmaktaydı. Nitekim Makedonya hâkimiyeti M.Ö. 341 de Doğu Trakya nın Marmara Denizi kıyısında tam anlamıyla yerleşti. Philip in 336 da Kuzeybatı Bulgaristan da yaşayan Trak topluluklarından Triballileri ile yaptığı bir savaş esnasında öldürülmesinden sonra İskender Dönemi nde ( ) ve takip eden süreç içinde de Stratedos isyanları devam etmiştir. Özellikle İskender in ölümünden sonraki Lysimachos un Trakya yöneticisi olduğu süreçte de Odrisler in önemli bir varlık gösterdiği, hatta III. Seuthes in güç ve hâkimiyet kazandığı görülmektedir. 5

7 Galatlar Roma Hâkimiyeti ve Got İstilası M.Ö. 280 de Makedonyalıları ve diğer güçleri bertaraf eden Galatlar, Trak toprakları üzerinde, M.Ö. 273 de Tyllis Krallığı nı kurmuş ve yaklaşık 60 yıl süreyle varlığını sürdürebilen bu krallık da yine Traklar tarafından ortadan kaldırılmıştır. Bu tarihten itibaren ise Romalıların bölgeye ilgi duymaya başladıkları, ancak uzun bir süre başarı gösteremedikleri dikkat çekmektedir. Özellikle M.Ö. 188 tarihinde, Romalıların Meriç Nehri nin ağzında Traklar a yenildiği savaşta yer alan dört güçlü kabile arasında Astailer in de adı geçmektedir. M.S. 38 de Roma desteğiyle tahta çıkan Roimetalkes in M.S. 45 te öldürülmesi üzerine, İmparator Claudius (MS 41-54) bu bölgeyi de Roma ya bağlayarak Trak hakimiyetine son vermiştir. Bu süreçle birlikte yönetim merkezinin Perinthos a (Marmara Ereğlisi) nakledildiği, doğal olarak Bizye nin daha az önemde bir şehir durumuna gerilediği ve bir süre bu konumunu muhafaza ettiği anlaşılmakta ise de, Trak kültürel kimliği daha uzun sürelerle bölgede varlığını devam ettirmiştir. Bizans Dönemi Theodosius döneminde, Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı (M.S. 395) ve Trakya Piskoposluğu da merkezi Selanik te bulunan İllirya Valiliği ne bağlandı. Bizans İmparatoru I. Anastasius döneminde ( ), İzauria halkı yerlerinden yurtlarından alınıp Trakya ya göç ettirildi (498). Trakya, 626 da, Avarların yeni bir akınına uğradı. Avarlar, Trakya üzerinden gelip Bizans başkentini kuşattılar. Bunu, 678 de, Onogurlar ın (Türk-Bulgarları) Tuna ile Balkan Dağları arasında yerleşmeleri izledi. Bizans İmparatoru V. Constantinus, 746 da çıktığı Suriye seferinden getirdiği tutsaklar ile ertesi yıl çıkılan Malatya ve Erzurum seferlerinden alınan tutsaklar Trakya ya yerleştirildi. Haçlılar, 1190 da Bizans topraklarına girdiğinde, Edirne ve Kırklareli de işgal edildi. Bulgar sınırını denetlemek üzere Anadolu dan Trakya ya geçmekte olan bir Bizans birliği, savunmasız bulduğu bir sırada, Bizans başkentini bir baskınla ele geçirdi (25 Temmuz 1261). Bu beklenmeyen olay, Bizans üzerindeki Latin egemenliğine son verdi. Aynı yıl, Hülagu nun Moğol-İlhanlı Devleti de Mısır a yerleşen Kumanlar ın (Kölemenler) kurduğu Memluk Devleti ne yenilmiş ve Bizans la dostluk kurmak zorunda kalmıştı. Bizans ın sağladığı bu barış, Bulgar ve Tatarların 1264 te Trakya ya yaptıkları saldırıyla bozuldu. Yenilen Bizans ordusu çekildikten sonra, Trakya şiddetli bir biçimde yağmalandı de Bizans ı korumak amacıyla çağrılan ücretli Katalan askerlerinin Gelibolu yu işgal etikleri görülmektedir. Önderlerinin bir komplo sonucu öldürülmesinden sonra öç almaya kalkan bu savaşçılar, o sırada Avrupa yakasına geçmekte olan Türklerin de yardımıyla, Trakya bölgesine iki yıl süreyle egemen oldular. Bizans ın çöküş sürecinin hızlandığı bu siyasal boşluk döneminde, Katalanların bölgeye baskınları daha bir süre devam etti. Kırklareli Adının Kaynağı Osmanlı Fethinden XX. Yüzyıl Başlarına Kadar Kırklareli (Kırkkilise) Şehri Tarih öncesi devirde bölgenin bilinen ilk sakinleri olan Traklar ın, M.Ö yıllarından itibaren bölgede yaşadıkları yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır. Kırklareli nin fethinin Edirne nin fethinden sonra I. Murad zamanında ve bizzat padişahın kumandası altında gerçekleştiği genellikle kabul edilmektedir. Bu fetih muhtemelen yılları arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar tarafından bu şehre Kırk Kilise denilmekteydi. Bu ismin ne anlama geldiği konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Ancak bu görüşlerin kesin olarak hiçbirinin genel kabul görmediğini belirtmek gerekir. Bununla beraber Kırk Azizler Kilisesi anlamında Saranta Eklesiai den 6

8 Kırk Kiliseye çevrildiği şeklindeki görüş, diğerlerine nazaran daha fazla benimsenmiştir. Kırkkilise ismi, Kırklareli Milletvekili Fuat UMAY tarafından verilen bir teklif üzerine 20 Aralık 1924 te TBMM de kabul edilen 537 sayılı kanunla Kırklareli ne çevrilmiştir. Kırklareli, idari olarak Osmanlılar ın ilk dönemlerinde Vize Sancağına bağlı bir kaza merkezi iken daha sonra Rumeli Eyaleti nin bir sancağı haline getirilmiştir. 17.yüzyılın ilk yarısında Özi Eyaleti nin kurulmasıyla Kırklareli bu eyalete bağlanmıştı. 19.yüzyıla kadar sancak olarak kalan Kırklareli nin 1292 (1875) yılında Edirne ye bağlı bir kaza olduğu görülmektedir yılında ise tekrar Sancak olarak idare olunmuştur. Cumhuriyet döneminde idari yapıda yapılan düzenlemelerle birlikte sancak teşkilatı kaldırılmış ve Kırklareli vilayet olmuştur. Kırklareli şehrine ait nüfus verilerinin kaydedildiği 16.yüzyılın ilk yarısına ait tapu tahrir defterinde şehirde 6 mahallenin mevcut olduğu görülmektedir. Bunlar; Büyük Cami (Cami-i Kebir), Eski Cami (Cami-i Atik), Sultan Bayezid Kethudası Camii, Hacı Zekeriya, Karaca İbrahim ve Yapraklı mahalleleridir. Altı mahalleden üçünün cami ismiyle birlikte deftere kaydedilmesi, bu üç mahallenin cami etrafında geliştiğini göstermektedir. 17.yüzyılda Kırklareli nin fiziki olarak gelişmesinin devam ettiği görülmektedir. Hicri 1051 (Miladi ) tarihli Avarız defterine göre şehirde 4 yeni mahalle daha teşekkül etmiş ve mahalle sayısı 10 a yükselmişti. Yeni kurulan mahalleler; Doğanca, Dellak-zade, Hatice Hatun ve Karakaş mahalleleridir. Hane sayılarından hareketle 1529 da Kırklareli nin nüfusu tahminen civarındadır. Aradan 110 yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen nüfusun artması gerekirken yatay bir seyir takip etmiştir. Bu dönemden itibaren Kırklareli nin gayrimüslim nüfusunun arttığı gözlenmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi 1674 te Kameniçe de yaşayan gayrimüslimlerin Kırklareli ne sürgün olarak gönderilmesidir. 17.yüzyıl ortalarında Kırklareli, başka şehirlerden ve civar köylerden gelip yerleşilecek bir yer olmuştur. Şam dan, Çorlu dan, Pınarhisar dan gelip şehre yerleşenler olduğu gibi civar köylerden gelerek yerleşenlere de rastlanmaktadır. Avarız defterindeki bilgilerden 17.yüzyılda şehirdeki iktisadi faaliyetlere ilişkin olarak bazı veriler elde edilmektedir.bu deftere göre şehirde 8 terzi, 2 çizmeci, 1 ayakkabıcı, 1 postalcı, 3 bakkal, 2 kasap, 3 ekmekçi, 2 sabuncu, 4 küpçü, 1 fıçıcı, 1 meyhaneci, 1 bozacı, 2 helvacı, 3 aşçı, 1 mumcu, 1 abacı, 2 arabacı, 2 nalbant, 1 manav, 3 marangoz, 2 çoban, 1 ırgat, 1 dellak, 1 derici, 1 kuyumcu, 1 kazancı, 1 kılıççı, 3 bostancı vardı. Kırklareli şehri 17.yüzyılda pek çok iş kolunda üretim yapılan bir şehirdi. 17.yüzyılda Kırklareli halkının olağanüstü hallerde alınan vergilerden muaf olmak şartıyla İstanbul un ihtiyacı için her yıl 220 koyun beslemekle yükümlü oldukları anlaşılmaktadır. 16. asırda da İstanbul için koyun beslendiği Kırklareli beylerine gönderilen pek çok fermandan anlaşılmaktadır. Yine Kırklareli, İstanbul dan Bulgaristan a giden yol üzerinde bulunmasından dolayı ahalisi padişah fermanıyla dört adet menzil beygiri saklamakla mükellef idiler. 17. asrın ikinci yarısında Kırklareli ni gören Evliya Çelebi şehrin bağ ve bahçeler içerisinde, mamur, kiremit örtülü evlere sahip olduğunu belirtir. Hatta evleri saraya benzetir. Evliya Çelebi ayrıca şehirde iki hamam olduğunu, her esnafın bulunduğunu, bedesteninin faal olduğunu, mükemmel hanları bulunduğunu, kurşun örtülü imaretleri olduğunu, mahalle mekteplerinin bulunduğunu, yer yer sebil ve çeşmelerin mevcut olduğunu ve köprübaşındaki çeşmenin yanında bulunan kahvehanede ilim sohbetleri yapılmakta olduğunu kaydetmiştir. 18.yüzyılın sonlarında Kırkkilise hakkında bilgi veren İnciciyan, Kırklareli de Türk, Rum ve Yahudilerin yaşadıklarını, bu Yahudilerin Podolya dan geldiklerini ve bozuk bir Alman lehçesiyle konuştuklarını belirtmektedir. Yahudiler tereyağı ve peynir üreterek kendi mühürleriyle damgaladıktan sonra İstanbul a göndermekteydiler. 19.yüzyılın başlarında Kırklareli nin bir süre Rus işgaline uğradığı görülmektedir Osmanlı-Rus Savaşı esnasında Edirne nin yanında Kırklareli de işgale uğramıştı. Savaş sonrası 7

9 yapılan Edirne Antlaşması ile Ruslar bu bölgeyi boşalttılarsa da işgal sırasında halkın elinde bulunan zahire, büyük ve küçük baş hayvanlarla yük hayvanlarının zorla ellerinden alındığı bilinmektedir. Bu işgalin halkın ekonomik durumunun kötüleşmesine neden olduğu muhakkaktır Osmanlı Rus Savaşı sırasında Kırklareli ikinci defa Rus işgaliyle karşı karşıya kaldı. Bu savaşta Rus kuvvetleri İstanbul a kadar tüm Trakya yı işgal etmişlerdi. Savaş sonrasında 3 Mart 1878 de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Anlaşması ile Kırklareli, Rusya tarafından kurulan Bulgaristan ın sınırları içerisinde kaldı. Ancak Rusya nın Balkanlara tamamen hâkim olması Avrupa devletlerinin tepkisine neden olmuş ve yeni durumu görüşmek üzere toplanan Berlin Konferansı sonunda imzalanan 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Antlaşması ile Kırklareli yeniden Osmanlılar a verilmişti savaşı öncesi Kırklareli oldukça gelişmiş bir şehirdi hane bulunan şehrin nüfusu yaklaşık civarında idi te şehirde 1 mahkeme, 11 cami, 3 mescid, 2 zaviye, 6 kilise, 1 havra, t adet mektep, 23 çeşme ve 2 hamam vardı. Yine bu tarihte Kırklareli de 6 zahire ambarı, 21 han, 37 fırın, 44 mağaza, 5 çömlek imalathanesi, 3 mezbaha, 3 mumhane, 15 tabakhane, 8 yağhane, 10 değirmen, 27 ahır ve 371 adet muhtelif dükkan vardı. 17. asırla mukayese edildiğinde 19.asrın ikinci yarısında Kırklareli nin hem nüfus, hem de iktisadi faaliyetler yönünden önemli oranda geliştiğini söylemek mümkündür. Kırklareli nin, I. Balkan Harbinde Bulgarların işgaline girdiği görülmektedir. Çatalca ya kadar Trakya yı işgal eden Bulgarların, Kırklareli nde önemli oranda tahribatta bulundukları tarihi delillerden anlaşılmaktadır. Bulgarlar işgal sırasında, camileri ve mezarlıkları bile tahrip etmişlerdi. Balkan Devletleri arasında Osmanlı Devleti nden ele geçirilen toprakların paylaşılması konusunda ortaya çıkan anlaşmazlık II. Balkan Harbi nin patlak vermesine neden olmuş ve bunun üzerine harekete geçen Osmanlı kuvvetleri, Kırklareli ni Bulgar işgalinden kurtarmıştır. Kırklareli nin son uğradığı işgal 26 Temmuz 1920 de Yunan işgalidir. Yunanlıların işgal ettikleri bölgelerde Türk ve Müslümanlara karşı pek çok insanlık dışı muameleler yaptıkları bilinmektedir. Kırklareli nde ahaliye yaptıkları zulümlerin belgeleri, Osmanlı Arşivlerinde ve Genelkurmay Başkanlığı na bağlı Askeri Tarih Arşivi nde bulunmaktadır yılında patlak veren Makedonya İhtilali Kırklareli ni de etkilemiştir. Makedonya'da başlayan ihtilal, Bulgarlarca Doğu Trakya'ya taşınmış ve 6 Ağustos 1903 de Kırklareli ve havalisi kan ve ateş içerisinde kalmış ve bu ihtilal çetelerinin kontrol altına alınabilmesi için aylarca mücadele edilmiştir. İşgaller, Milli Mücadele ve Ebedi Özgürlük Romanya, Bulgaristan, Karadağ, Yunanistan ve Sırbistan'ın 1912 yılının Ekim ayında yaptıkları anlaşma sonrasında başlayan I.Balkan Savaşı sırasında düşman işgaline uğrayan Kırklareli yöresi, belki de tarihin en kötü günlerini yaşamıştır. Düşmanın 26 Ekimde iki koldan başlattığı saldırı sırasında Doğu Ordusu ikiye ayrıldı ve Vize'deki 2. Doğu Ordusu'nun başına ise Ahmet Abuk Paşa getirildi. Bulgar güçleri ise 28 Ekimde Pınarhisar ve Vize'ye şiddetli saldırılarda bulundu. İstanbul Hükümeti barış isterken, Bulgar Orduları 17 Kasım'da yeni bir saldırı başlattı. Fakat takviye edilen Türk Birlikleri düşmanı püskürtünce, 25 Kasım'da ateşkes görüşmeleri başladı. 3 Aralık'ta anlaşma sağlandıktan sonra 17 Aralık'ta Londra da Barış Konferansı toplandı. Tarafların karşılıklı katı tutumları ile karara varılamazken, İstanbul'da yönetim değişmiş ve Edirne düşmüştü. Yeniden ateşkes görüşmeleri başlatıldı ve ardından 30 Mayıs 1913'te Londra Antlaşması imzalandı. Buna göre Girit ve Ege Adaları ile Makedonya'daki Osmanlı hâkimiyeti sona ermiş oluyordu. Anlaşmanın ardından Balkan Devletleri aralarında toprakları paylaşma savaşı başlatınca, Enver Paşa, Osmanlı Ordularını harekete geçirerek Kırklareli önlerindeki düşmanı cephelerinden söktü ve Edirne'ye doğru ilerledi. Bulgarların isteği üzerine 31 Temmuz'da ateşkes yapıldı, ardından 30 Eylül 1913 tarihinde ise İstanbul Anlaşması imzalanarak Edirne geri alındı. 1.Dünya Savaşı'nın ardından 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondoros Mütarekesi ile İtilaf Devletleri, Kırklareli ve tüm Trakya'da denetim kurma hazırlıklarına başladılar. 4 Kasım 1918'de bir Fransız Alayı Sirkeci'den Uzunköprü-Hadımköy hattını tutarak, demiryolu çevresindeki Türk köylerine saldırmaya başladı ve Lüleburgaz'a da bir müfreze yerleştirdiler. Mevcut işgalci tutum karşısında, 2 Kasım 1918'de Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi adıyla bir örgüt kuruldu. 22 Ocak 1919'da İstanbul'da yapılan toplantıyla Trakya'nın 8

10 kurtarılması için bir dizi karar alındı. Buna göre Doğu Trakya (Edirne-Kırklareli-Tekirdağ)'da bulunan Yunan askerlerinin bölgeden çıkarılması için gerekli teşebbüslerin her kademede başlatılması kararlaştırıldı. Kırklareli'ni temsilen bu toplantıya Şevket Dingiloğlu katıldı. 4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nden bir süre sonra Trakya'nın silah yoluyla kurtarılması için kurulan "Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" Trakyalı vatanseverleri bir çatı altında topladı. 31 Mart 1920'de Lüleburgaz'da toplanan kongrede, işgalcilere karşı kesin tavır belirlemek ve alınan kararları uygulamak üzere bir yönetim heyeti kabul edilerek, durum Ankara'ya bildirildi. Çalışmalar üzerine 3 Nisan 1920'de kongreye bir telgraf yollayan Mustafa Kemal, başarı diliyordu Mayıs 1920'de Edirne'de genişletilmiş "Trakya Kongresi" yapıldı. Burada işgale karşı mukavemet gösterilmesi ve Milli Kuvvetler Komutanlığı'na Cafer Tayyar Paşa'nın getirilmesine karar alındı. 25 Mayıs 1920'de genel seferberlik ilan edildi. Yunanlılar 20 Temmuz 1920'de Tekirdağ'a asker çıkardılar ve hızla ilerleyerek 25 Temmuz'da Edirne'yi ele geçirdiler. Edirne işgalinden birkaç gün önce Trakya-Paşaeli Müdafaa-I Hukuk Cemiyeti merkezi Kırklareli'ne taşınmıştı. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Anlaşması ile Trakya Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu durum İstiklal Savaşı hazırlıklarını hareketlendirdi. İşgal sırasında bir süre yönetimi dağılan Trakya-Paşaeli Müdafaa- I Hukuk Cemiyeti yeniden toparlandı ve silahlanma hareketini hızlandırarak, Ankara Hükümeti'ne bağlandı. Artık İstiklal Mücadelesi başlamıştı. Nitekim Nisan 1922'den itibaren silahlı çetelerle vur-kaç hareketleri düzenlenmeye başlandı. Bu arada bağımsız olarak hareket eden 3 direniş müfrezesi, Doğu Trakya içlerine doğru düşmana karşı baskınlar düzenliyordu. Doğu Trakya'nın teslim alınması için İtilaf Yüksek Temsilcileri ile İstanbul'a gönderilen Refet Paşa arasında 23 Ekim 1922'de bir protokol imzalandı. Buna göre Doğu Trakya'nın boşaltılması il ve kasaba düzeyinde tarihleniyor ve tahliye koşulları karara bağlanıyordu. Buna göre ilk olarak İtalyan denetim bölgelerinden başlayarak, Şakir Kesebir Doğu Trakya'yı bütünüyle teslim aldı. Önce Vize ve Demirköy'e (2 Kasım), akabinde Lüleburgaz (8 Kasım), Babaeski (9 Kasım) ve nihayet Kırklareli'ne 10 Kasım 1922'de Türk Bayrağı çekildi. Doğal Turistik Değerler Mesire Yerleri Velika Deresi, Kocakaynaklar, Dolapdere, Dereköy, Çifte Kaynaklar, İnce Koru, İğneada- Mert Gölü, Karahıdır Korusu. Ayrıca, Kırklareli Merkez ilçeye bağlı Şeytandere, İnece ve Erikler Korusu, Kofçaz İlçesi yakınlarında Böcekdere Koruları, Hudut Kapısı ve Çamlık mesire yerleri, günü birlik gereksinimlere cevap vermektedir. Plajlar Kırklareli nin yaklaşık 60 km doğal kumsalı, kayalık ve bataklıkları vardır. Tamamı Karadeniz sahillerinde yer alan ve hâlen yerli-yabancı turistlerin yoğun olarak tercih ettiği plajların en önemlileri, Kıyıköy, İğneada ve Kasatura dır. Doğal Sit Alanları Demirköy Doğal Sit Alanları Ormanlık alanın önemli bir bölümü ile birlikte Saka, Pedina ve Hamam gölleri doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Yine İğneada yakınlarındaki Mert ve Erikli gölleri ile Sarpdere Köyü yakınlarındaki Dupnisa Mağaraları l. derece tescilli doğal sit alanlarıdır. Bölgede Orman Bakanlığı ile Dünya Bankası tarafından müştereken yürütülen koruma ve turizm amaçlı GEF II projesi çalışmaları halen devam etmektedir. Kıyıköy Doğal Sit Alanları Vize İlçesi Kıyıköy kasabasının iki yanında yer alan Pabuçdere ve Kazandere'nin, Karadeniz'e ulaştığı noktadan itibaren önemli bir bölümü, l. derece doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Her iki derenin denize kavuştuğu bölgede, yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği iki ayrı plaj mevcuttur. Kasatura Körfezi Tabiatı Koruma Alanı Trakya'nın doğal durumda olan tek karaçam ormanına sahip alanıdır. "Akdeniz Foku"nun yaşamasına elverişli doğal özelliğe sahiptir. Kırklareli ili, Vize ilçesine 48 km mesafede olup, Kıyıköy 9

11 Kasabası ile Tekirdağ il sınırları arasında kalmaktadır. Kasatura Koyu'ndan Karadeniz'e dökülen Bahçeköy Deresi, İstanbul-Kırklareli il sınırını meydana getirir. Bu derenin denize döküldüğü kesimde ise bir lagün (kıyı gölü, denizkulağı) oluşmuştur. Ayrıca Kırklareli il merkezinde Dingiloğlu Parkı, Dereköy-Bulgaristan yolunun çevresindeki ormanlık alan, Pınarhisar Ali Özer Parkı, Kaynarca Pekmezdere Mağarası ve Alpullu Şeker Fabrikası kampusu, doğal sit alanı olarak tescilli, görülmeye değer tabiat harikası alanlardır. Yaban Hayatı ve Avcılık İmkânları Yaban hayatı çok zengin olan Kırklareli, önemli av merkezlerinden biridir. Yıldız Dağları nın yoğun ormanlarla kaplı yükseltileri büyük av hayvanlarının, ovalar ise kanatlı av hayvanlarının yaşama alanlarıdır. Kofçaz İlçesi nin Kocayazı, Kula köyleri ile Dereköy, Demirköy, Vize ve Bulgaristan sınırına yakın ormanlarında domuz, kurt; İğneada Panayır İskelesi, Kıyıköy ve Kasatura Koyları çevresinde ise geyik ve karaca görülür. Ergene havzasındaki vadiler ve yamaçlarda; tilki, tavşan, dere kenarlarında; porsuk, merkez ilçeye bağlı Bedre, Handere, Ahmetçe ve Şeytandere civarı ile Lüleburgaz, Pınarhisar, Babaeski ilçelerindeki kayalık ve çalılıklarda; keklik, çayırlık ve bağ kenarlarında; çil, İğneada yöresindeki akarsuların denize döküldüğü sazlık ve bataklıklarla, kıyıdaki ormanlarda da kaz, ördek, çulluk ve bıldırcın bulunmaktadır. İl de kara avcılığı yanında, Karadeniz de balık avcılığı da yapılmaktadır. Deniz balıkçılığı, suların sığ olması yüzünden kayık ve motorlarla yapılmakta, mevsime göre her tür balık avlanabilmektedir. Ayrıca akarsu ve derelerde olta balıkçılığı da yapılmaktadır. En çok alabalık, miryana ve sazan avlanmaktadır. Alabalık, özellikle Dereköy, Balaban, Dolapdere, Karadere, Kula, Çağlayık, Kazan ve Pabuçdere deki doğal ortamlarda bol miktarda bulunur. İlde nesli gittikçe azalan ve yok olma tehlikesiyle yüz yüze gelen av hayvanlarını koruma altına almak, avcılığın daha bilinçli ve disiplinli yapılmasını sağlamak amacıyla, İl Av Komisyonu kararıyla Babaeski, Lüleburgaz, Pınarhisar ve Vize ilçelerinde yasak av sahaları belirlenmiştir. Ayrıca Saka Gölü Longozu Yaban Hayatı Koruma Sahası, Kazandere ve Pabuçdere nin yukarı kısımları ise doğal alabalık üretiminin artması, avlanmanın kontrol altına alınması amacıyla Alabalık Koruma Sahası olarak tespit edilmiştir. Tarihi ve Kültürel Değerler İl merkezi ile ilçelerde, çok sayıda tarihi ve kültürel varlık bulunmaktadır. A.2. İl ve İlçe Sınırları A.2.1. Babaeski D.IOO karayolu üzerinde ve il merkezine 38 km mesafede bulunan Babaeski nin M.Ö yılında Trak Türkleri tarafından kurulduğu yapılan kazılardan anlaşılmıştır yılında I. Murat zamanında Bizanslılardan teslim alınmıştır yılında Yunanlılar tarafından işgal edilen Babaeski, 9 Kasım 1922 tarihinde kurtarılmış ve 1924 yılında ilçe olmuştur. Oldukça düz bir arazide yer alan ve yüzölçümü hektar olan ilçe'nin akarsularını Ergene ve kolları oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Tespiti 2010 yılı verilerine göre: İlçenin toplam nüfusu olup, bunun 'si İlçe merkezinde, 'u belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçe'de 33 köy, birisi ilçe merkezi olmak üzere 5 belediye ve toplam 38 yerleşim merkezi bulunmaktadır. İlçe, Kırklareli ilçeleri içinde, nüfus bakımından üçüncü, yüzölçümü bakımından beşinci, tarım ve sanayi ürünleri üretimi bakımından ikinci sıradadır. Trakya Yarımadasının orta kısmında 41 o kuzey enlemi ve 27 o doğu boylamında yer alan ilçenin, doğusunda Lüleburgaz, batısında Havsa, kuzeyinde Kırklareli İl Merkezi, güneyinde ise Hayrabolu ve Pehlivanköy ilçeleri bulunmaktadır. 10

12 A.2.2. Demirköy Kırklareli'nin Karadeniz sınırında bulunan Demirköy ilçesi, il Merkezi'ne 74 km mesafededir. Demirköy ün hangi tarihte kurulduğu kesin olarak bilinmemekte, MÖ yılları arasında Trak kabileleri tarafından yerleşim alanı olarak seçildiği sanılmaktadır yılından önce Bizans hâkimiyetinde olan Demirköy, Sultan I. Murat Hüdavendigâr zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Demirköy, 1891 Yılına kadar Edirne Vilayeti, Kırklareli, Midye Kazasına bağlı Samakocak isimli nahiye merkezi iken, 1891 yılında Edirne Vilayeti, Kırklareli ne bağlı Kaza statüsünü kazanmış ve 1924 yılında Kırklareli İline bağlı İlçe merkezi haline getirilmiştir. 27 Temmuz 1920 de Yunan işgaline uğrayan ilçe 11 Kasım 1922 de işgalden kurtarılmıştır. Demirköy Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde Kırklareli İline bağlı 41 Derece, 49', 39" Kuzey enlemi ve 27 Derece 46',00" Doğu boylamları arasında yer alan bir sınır ilçesidir. Demirköy İlçesi Doğudan Karadeniz, Kuzeyden Bulgaristan, Batıdan Pınarhisar, Güneyden ise Vize İlçelerinin arazileri ile sınırlanmıştır. İlçe Merkezi Yıldız Dağlarının Kuzeydoğu etekleri üzerinde Bulanık Deresi ve onun bir kolu olan Değirmendere tarafından derince yarılmış olan 300 m. yüksekliğinde bir seki üzerinde kurulmuştur. Arazisinin % 91,2 sinin dağlık olduğu Demirköy, ayrıca % 8,5 dalgalı araziye ve % 0,3 ova arazisine sahiptir Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanına göre İlçe Nüfusu dir. Bu Nüfusun U ilçe merkezinde, 1.966'sı İğneada ve 2.893'ü Köylerde yaşamaktadır. A.2.3. Kofçaz Kuzeyinde Bulgaristan, güneyi ve doğusunda Kırklareli, batısında Edirne İli ve Lalapaşa İlçesi ile komşu olan İlçe, genel olarak dağlık nir yapıya sahip olp, il merkezine mesafesi, 26 km dir. Kofçaz, Yıldız Dağları nın eteklerine yerleşmiş, ormanlık alanların ortasında yer almaktadır dekar alana yerleşen ilçeye bağlı, 2 mahalle ve 16 köy bulunmaktadır. Toplam nüfusu olup, çok az nüfus yoğunluğuna sahip bir yerleşim yeri özelliğindedir. İlçeye bağlı Kocayazı köyünden doğan dere ile birlikte, Devletliağaç, Tastepe, Terzidere ve Merkezden çıkan dereler birleşerek Kayalı Barajını beslemektedir. Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde "Keşirlik" adıyla nahiye merkezi olarak idari taksimatta yerini almış ve 1959 yılında da Kofçaz adıyla İlçe olmuştur Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam nüfusu 2.798'dir. Bunun 672'ü İlçe merkezinde, 2.126'sı köylerde yaşamaktadır. A.2.4. Pehlivanköy D.100 karayoluna 20, il merkezine 62 km mesafede bulunan İlçenin tarihi Türklerin Rumeli'ye geçişleri ile birlikte yörenin Osmanlı topraklarına katılmasıyla başlar. İlçe'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İlçe merkezi ve bağlı köylerde oturan halk, genel olarak 93 Harbi de denilen Osmanlı- Rus Savaşı sonrasında, Balkanlar'dan göçmen olarak gelip yerleşmişlerdir yılında ilçe statüsüne kavuşan Pehlivanköy, engebesiz ve düz bir arazi üzerine kurulmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği 25 m olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlıdır Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanına göre; İlçenin toplam nüfusu olup, ilçe merkezinde 2.007, köylerinde kişi yaşamaktadır. Kuzeyde Havsa, güneyde Hayrabolu, batıda Uzunköprü ve doğuda da Babaeski ilçeleri ile çevrili bulunan İlçe, yüzölçümü dekar, arazi yüksekliği metredir. Arazinin %20 si dalgalı, %80 i düz arazidir. A.2.5 Pınarhisar Kırklareli'nin doğusunda yer alan İlçe, İl merkezine 30 kilometre mesafede bulunmaktadır. Pınarhisar, 1368 yılında I.Sultan Murat yönetiminde, Gazi Mihal tarafından Bizanslılardan alınmıştır. Balkan Savaşının büyük bir bölümü Pınarhisar bölgesinde geçmiş ve 1912 yılında Bulgarlar burayı işgal etmiştir. Büyük bir vahşetin yaşandığı işgal dönemi 21 Temmuz 1913' de, Pınarhisar'ın geri alınması ile son bulmuştur. I.Dünya Harbinden sonra, 25 Temmuz 1920 de bu kez Yunanlılar Pınarhisar'ı işgal etmiştir. 08 Kasım 1922 tarihinde düşmandan geri alınan Pınarhisar, Kırklareli'ne bağlı bir bucak iken, 1911 yılında ilçe olmuş, ancak 1915 tarihinde tekrar bucak haline getirilmiştir. Pınarhisar daha sonra 1953 yılında yeniden ilçe statüsüne kavuşmuştur. İlçenin yüzölçümü 581 kilometrekare, denizden yüksekliği 192 metredir. Yazları kurak ve sıcak, kışları ise yağışlı ve soğuktur. Yıllık yağış oranı 792 kilogramdır. İlçe'nin kuzey kesimleri metreyi bulan tepeler ve kayalıklarla şekillenmiştir. Yer yer ormanlık alan mevcut olup, İlçe'ye bağlı 3 belediye, 13 köy ve ilçe 11

13 merkezinde 4 mahalle bulunmaktadır Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam nüfusu 'dir. Bunun 'ü İlçe merkezinde, 9.119'u köylerde yaşamaktadır. A.2.6. Lüleburgaz İlin en büyük ilçesidir. Lüleburgaz ın tarihi, Trakya nın tarihi ile birlikte MÖ yıllarına kadar inmektedir. Trakya ya adını veren Trak kabilelerinden Ordis lerin o yıllarda İlçeye yerleştiği ve buraya Bergule ismini verdikleri görülmektedir. Daha sonraları sırasıyla Persler, Atinalılar, Makedonyalılar ve Romalılar bölgede hüküm sürmüşlerdir. Lüleburgaz 1361 yılında, Sultan I.Murat tarafından feth edilerek, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kent adı Osmnalı döneminde Burgaz olarak anılmış ve Cumhuriyet Döneminde ise Lüleburgaz olarak değiştirilmiştir. 29 Ekim 1912 tarihinde Bulgarlar, I.Dünya Savaşı sonrasında önce Fransızlar, daha sonra Yunanlılar tarafından işgal edilen Lüleburgaz, 8 Kasım 1922'de düşman işgalinden kurtarılmış, 1923 yılında ise ilçe olmuştur. Toplam nüfusu kişi olup, bunun 'si İlçe merkezinde, 'i de köy ve beldelerde yaşamaktadır. Düz ve verimli topraklar üzerinde yer alan İlçe'nin yüzölçümü Hektar olup, arazisi Ergene ve kolları ile sulanmaktadır. İklimi genellikle yazlan sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Lüleburgaz Kırklareli İli nin güneyinde yer almakta olup, doğusunda Tekirdağ İlinin Saray ve Çorlu İlçeleri, batısında Kırklareli ili Babaeski İlçesi, kuzeyinde Kırklareli ili Pınarhisar İlçesi ve güneyinde ise Tekirdağ ilinin Hayrabolu ve Muratlı İlçeleri ile çevrilmiş olup, ilçe merkezinin denizden yüksekliği 30 metredir. A.2.7. Merkez Toplam nüfusu olup, bunun 'i şehir merkezinde, ü de köy ve beldelerde yaşamaktadır. Yüzölçümü km2, denizden yüksekliği 203 m.dir. Merkez'de karasal iklim hâkim olup, buna bağlı olarak, yazar sıcak, kışlar ise soğuk ve zaman zaman karlı geçmektedir. Yaz ve kış mevsimleri arasında sıcaklık farkı yüksektir. İlçe, toplam nüfus artış hızı bakımından Lüleburgaz dan sonra ikinci sıradadır. A.2.8. Vize Vize, eski Kırklareli İstanbul yolu üzerinde bulunmakta olup, Tekirdağ'ın Saray ilçesi ile İstanbul'a sınır komşusudur yılında Osmanlı Devleti tarafından ferthedilen Vize, yükselme döneminde Gelibolu ve Edirne ile birlikte Trakya'daki 3 sancaktan birisidir. Balkan Savaşıyla Bulgaristan'ın, Sevr Antlaşması ile Yunanistan'ın eline geçmiştir. Kurtuluş Savaşı'nın müteakip 01 Kasım 1922 yılında kurtarılan Vize, 1923 yılında ilçe ve belediye olarak teşkilatlandırılmıştır. Yıldız Dağlarının Ergene Ovası na birleştiği yerde kurulmuş olan İlçe'nin, yüzölçümü km2 dir. Vize'nin, deniz seviyesinden yüksekliği 180 m., toplam nüfusu olup, bunun 'si İlçe Merkezi'nde, 'sı ise belde ve köylerde yaşamaktadır. İlçe'de 23 köy, 1 'i Merkez olmak üzere 4 belediye ve toplam 27 yerleşim birimi bulunmaktadır. A.3. İlin Coğrafik Konumu Kırklareli, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde yeralmaktadır. Dünyadaki konumu itibariyle, ve kuzey enlemleri ile ve doğu boylamları arasında yer almaktadır. Yüzölçümü 6650 km 2, il Merkezi'nin denizden yüksekliği de 203 m dir. A.4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu Kırklareli büyük ölçüde dağlık ve platoluk bir arazi görünümündedir. İl coğrafyasının % 48'ini dağlar oluşturmaktadır. Bölgenin en önemli yükseltisi ise kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Yıldız Dağları (Istranca)'dır. Karadeniz'e paralel uzanan bu dağlar, Bulgaristan sınırından başlamakta ve Durusu Gölü'ne kadar alçalarak uzanmaktadır. Yıldız Dağları, Kuzey Anadolu Dağları ile aralarında yapısal fark olmasına rağmen, aynı doğrultuda uzandıkları için Kuzey Anadolu Dağlarının Trakya' daki uzantısı olarak kabul edilmektedir. Ege Havzası ile doğrudan Karadeniz'e ulaşan akarsuların havzalarının birbirinden ayıran bu bölge, bütünüyle orta yükseklikte bir dağdır. Bu dağların en yüksek noktası ise Pınarhisar ile Demirköy ilçeleri arasında yer alan Mahya Tepesi'dir (1031 m). Yıldız Dağlarının diğer önemli yükseltileri ise Karamanbayırı Tepe (986 m.), Boyunduruk Tepe (958 m), Fatmakaya Tepesi (901 m), Paraşüt Tepe (877 m), Sivri Tepe (851 m) ve Kale Tepe (846 m)'dir. Yıldız Dağları kuzeyde Karadeniz'e dökülen, güneyde Ergene Ovası'na inen akarsularla derin olarak parçalanmıştır. Bu özellik il'in kuzeybatısında ve Karadeniz eğimli kıyı kuşağında daha belirgindir. Ergene Ovasına doğru dağlar iyice alçalmakta ve yerini düşük yükseltili platolar almaktadır. 12

14 A.4.1. Platolar Plato, akarsularla parçalanmış düzlüklerdir. Eski Tekirdağ aşınma yüzeyleri olan Yıldız Dağları Masifi, dış kuvvetlerle (akarsular, rüzgâr, sel sulan vb.) parçalanıp aşınarak, aşınmış platoları oluşturmuştur. Bölgede Kırklareli Morfoloji Haritası yükseltileri m arasında değişen düz alanlar geniş yer tutmaktadır. İl' de gerçek dağlık alanı oluşturan Kırklareli-Demirköy çizgisi dışında kalan alanlar platoları oluşturur. Yer yer parçalanmış ve yarılmış olan bu alanlar, dalgalı düzlük şeklinde birbirine çok benzer. Platolar, kuzey ve güney platoları olmak üzere ikiye ayrılır. Kuzey Platoları Yıldız Dağları ile Karadeniz kıyı kuşağı arasında çeşitli yükselti basamaklarına sıralanmıştır. Belli başlıları Demirköy ve Limanköy platolarıdır. Güney Platoları ise Ergene Ovası ile Yıldız Dağları arasındaki sahayı kaplar. Yer yer birbirinden Ergene Irmağı'nın kolları ile parçalanmış halde ayrılan bu platoların yükseltisi, güneye doğru inildikçe düşmekte ve giderek ova tabanındaki alüvyal kesimlerle birleşmektedir. A.4.2. Ovalar Yıldız Dağları'ndan sonra, Ergene Havzası yönünde vadilerin tabanları genişlemekte ve Bölgenin hemen hemen tüm ovaları burada toplanmaktadır. Bu ovaların tümüne "Ergene Ovası" denilmektedir. Ovalar Vize, Pınarhisar, Kırklareli Merkezi'nin güney kesimleri ile Pehlivanköy, Babaeski ve Lüleburgaz sahasını kaplamaktadır. Ergene Havzası 3. jeolojik zamanda Trakya Yarımadası'nın güneye kıvrılmasıyla çukurlaşmıştır. Çukurlaşan bölgeye Yıldız Dağlarından taşınan alüvyonlar dolmuş, vadi tabanları birleşerek irili ufaklı ovaları oluşturmuştur. Bu ovaların yükseltisi ise m. arasında değişmektedir. A.4.3. Karstik Şekiller Kireçtaşlarını yağış sularının eritmesi sonucunda oluşan eriyik oluşumlara "Karstik şekiller" denilmektedir. Kırklareli İlin'de kireçli araziler Yıldız Dağlarının güney eteklerinden, Pınarhisar ve Vize ilçelerini bir kuşak halinde çevrelemektedir. Kırklareli ve çevresinde bulunan başlıca karstik şekiller: 1. Lapya: Eğimli yamaçlarda yağış sularının kireç taşını (kalker) eritmesi sonucunda oluşmuş taşlar üzerindeki küçük kanalcıklar, oluklar ve delikler şeklindedir. Vize ve Pınarhisar'ın dağlık alanlarında yaygın olarak görülmektedir. 2. Mağara: Karstik alanlarda suların eritmesi sonucunda meydana gelen yer alt boşluklarıdır. Bölgenin en ilginç mağarası, Demirköy ilçesi'nin Sarpdere Köyü yakınlarında bulunan Dupnisa Mağarası 'dır. İçinde sarkıt ve dikitler bulunan Mağara'nın içinde dışarıya çıkan bir dere ve su birikintisi bulunmaktadır. Vize'nin Soğucak Köyü'nde de vadi boyunca birçok mağara bulunmaktadır. 3. Mesa: Vize platosunda, aşınmanın ilerlemesine bağlı olarak, başlangıçta tüm alanı kaplayan kireç taşları tabakası yarılarak parçalanmış ve adeta bir masa şeklini almıştır. Yatay yapı üzerinde dayanıklı bir tabaka ile taşlanmış olan bu çeşit düzlüklere "Mesa" adı verilir. Vize'de Dere Kayalıkları yöresinde birçok mesa bulunmaktadır. Bunlardan en ilginci Göztepe Tepesi (450 m)'dir. Bu tepenin üzerindeki kireç taşının erimesi ile de lapyalar oluşmuştur. A.5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi Jeolojik zamanda Yıldız Dağları'nın bulunduğu yerde Tethys (Tetis) Denizi bulunuyordu. Bu denizin dibinde bulunan tortullar, kuzey ve güneydeki eski kıta çekirdeklerinin birbirlerine doğru yaklaşmaları sonucu kıvrılarak su yüzeyine çıkarak Yıldız Dağlarını oluşturmuşlardır. Daha sonra meydana gelen dağ oluşumu, kıta oluşumu (epirojenik) ve volkanik hareketler sırasında Yıldız Dağlarını oluşturan taş ve tabakalar sıkışmış, kıvrılmış ve kırılmıştır. Yıldız Dağları 1. jeolojik zaman arazisi olduğu için "masif" adını almaktadır. Masifler, kıvrılma özelliğini yitirmiş olan yaşlı ve sert kütlelerdir. İl arazisi, genel olarak paleozoik ve IV mesozoik döneme ait Yıldız Masifi'nin çekirdek ve örtü kayaçları ile tersiyere ait sedimanter, metamorfik, magmatik kayaçlardan oluşmuştur. Ergene yöresinde ise eosen kireçtaşları dik bir yamaç meydana getirir. Bu yamacın eteğinde suyu bol kaynaklar, önünde ise miosen ve pliosen killi, kumlu, kireçli Mermer kristalize kalker ve dolomit dolgu katmanları yer yer alüvyonlarla örtülüdür. Yıldız Masifi'nin uzanımına uygun olarak, Vize'den Kırklareli'nin doğusuna kadar uzanan Kuzeybatı-Güneydoğu yönlü fay hattı ile bu hattı kesen Kuzeydoğu-Güneybatı yönlü ikincil faylar, sahanın tektonik yapısını oluşturmaktadır. Yıldız Masifi'ni etkileyen Kırklareli- Vize arasındaki fay, normal faydır. İkinci fay sistemi ise Karadeniz kıyılarının girintili-çıkıntılı (İğneada-Limanköy) olmasına neden olmuştur. İl toprakları 4. derece deprem kuşağında yer almaktadır. 13

15 (B) DOĞAL KAYNAKLAR B.1. B.1.1. Güneş Enerji Kaynakları Bölgede küçük kapasiteli evsel güneş enerjili su ısıtma sistemleri bir kenara koyarsak, güneş enerjisi ile çalışan tesis bulunmamaktadır. Bu sistemler ise çatılara yerleştirilen paneller sayesinde sadece suyu ısıtmaktadır. İl Meteoroloji Müdürlüğünden alınan sonuçlara göre, ilimizde günlük toplam güneşlenme süreleri (sa) aşağıda verilmiştir. İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY B.1.2. Su Gücü İlimizdeki barajlar tarımsal sulama, içme suyu ihtiyacı ve taşkın önleme değerlendirilmektedir. Henüz enerji üretimi konusunda değildir. amaçlı B.1.3. Kömür İlimiz Pınarhisar ilçesi, Tozaklı ve Poyralı köyleri ile Vize ilçesi Topçuköy sahasında düşük kalitede kömür çıkarılmakla birlikte, ilin ısınma ve sanayi amaçlı kömür ihtiyacı, çevre illerden ve özellikle de Tekirdağ ın Malkara ve Edirne nin Uzunköprü ilçelerinden karşılanmaktadır. Bunun yanında ayrıca ithal kömür kullanımı da yaygındır. B.1.4. Petrol ve Doğal Gaz T.P.A.O Trakya Bölge Müdürlüğü, Türkiye'nin Trakya ve Batı Anadolu Bölgesinde keşfedilen ve Trakya Bölge Müdürlüğü ne bağlı olan yer altı hidrokarbon potansiyelinin en ekonomik ve optimum bir şekilde üretilmesi, içerisindeki katı ve sıvı atıklardan arındırıldıktan sonra iletilmesi ve ölçüm sonrası direkt satışa sunularak ülke ekonomisine kazandırılması faaliyetlerini yürütmektedir. Kırklareli İli sınırları içerisinde mevcut olan ve T.P.A.O. Trakya Bölge Müdürlüğü'ne bağlı olarak üretimi yapılan 8 adet doğal gaz sahası (3 adet Amity Oil Ortaklığı) ve 3 adet petrol sahası bulunmaktadır. Doğal Gaz sahalarından 2011 yılı içerisinde üretimi yapılarak satılan miktar (sadece Amiyt Oil ortaklık T.P.A.O. payı(%50) dahil sm 3 tür. Petrol sahalarından 2011 yılında toplam ham petrol üretimi BBL ve yine doğal gaz sahalarından üretimi yapılan condanssate miktarı ise BBL dir. Doğal Gaz Sahaları Kuyu Sayısı Petrol Sahaları Kuyu Sayısı 1- Hamitabat Deveçatağı... 2 kuyu 2- Kumrular Kuzey Osmancık... 2 kuyu 3- Kavakdere Kavakdere... 1 kuyu 4- Umurca İncilibayır Reisdere* Eskitaşlı* Dikilitaş*... 3 *Amity Oil ile ortak olunan sahalar(tpao payı:%50) 14

16 T.P.A.O. Trakya Bölge Müdürlüğüne bağlı tüm petrol& condansate ve doğal gaz sahalarının üretimlerinden yapılan satış gelirleri; Petrol& Condansate Satış Hasılatı Doğal Gaz Satış Hasılatı Toplam Satış Hasılatı : TL, : TL olup, : TL dir. T.P.A.O. TRAKYA BÖLGE MÜD YILI FAALİYET ÖZETİ Kuyu Adı Operatör Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Bitiş Şekli 1- Fidanlık-4 T.P.A.O GK 2- Umurca_O11 T.P.A.O GK 3- Akin-1 T.P.A.O SK 4- Umurca_O12 T.P.A.O GEKK 5- Güney Umurca-1 T.P.A.O KK 6- Pelit-1 (ZORLU) ZORLU(ortak) GK 7- Pelit-2 (ZORLU) ZORLU(ortak) GK 8- Alacaoğlu-5 T.P.A.O GEKK 9- Fidanlık-5 T.P.A.O GK 10- Kavakdere T.P.A.O GK 11- Şahankaya-O1 T.P.A.O GEKKK 12- Değirmencik-O2 T.P.A.O KK 13- Vakıflar-O8 T.P.A.O GPK 14- Vakıflar-09 T.P.A.O GESK 15- Doğu Saranlı-1 T.P.A.O GK GK...: Gazlı Kuyu GEKK...: Gaz Emareli Kuru Kuyu GESK...: Gaz Emareli Sulu Kuyu KK...: Kuru Kuyu SK...: Sulu Kuyu GPK...: Gazlı Petrollü Kuyu HEAŞ Türkiye Petrolleri A.Ş. tarafından Trakya bölgesinde 1970 li yılların başından itibaren yapılan araştırmalar sonunda Lüleburgaz-Hamitabat civarında doğalgaz mevcudiyeti tespit edilmiş ve bunun süratle ekonomiye kazandırılması için çeşitli çalışmalar yapılmış sonuç olarak Trakya Doğalgaz Kombine Çevrim Santralının burada kurulmasına karar verilmiştir. Tespit edilen bu doğalgaz miktarının tahminen 80 milyar m 3 olduğu ve bunun 13 milyar m 3 nün de görünür rezerv olduğu tespit edilmiştir. Başlangıçta 900 MW olarak tasarlanan santralin kurulu kapasitesi, Hamitabat bölgesindeki doğalgazın rezerv miktarının bu üretim kapasitesini karşılayabilmesi konusundaki tereddütler ve o tarihlerde gaz ithalindeki belirsizlikler dikkate alınarak 600 MW a indirilmiş ve 600 MW olarak ihaleye çıkılmıştır. 600 (6x100) MW lık A ve B gruplarının yapımı TEK tarafından BBC-ENKA ortaklığına 1984 yılında ( $ dış kredi ve TL iç kredi ile) ihale edilmiştir. Daha sonra Türk- Sovyet Hükümetleri arasında 1984 tarihinde imzalanan Doğalgaz Antlaşması doğrultusunda ithal gazın 3 milyar m 3 'lük miktarının Türkiye Elektrik Kurumu na tahsisini müteakip proje gücünün 600 MW tan MW a tevsi edilmesi karara bağlanmıştır. Bu tevsi projesi yine TEK tarafından 600 (6x100) MW lık C ve D grupları olarak ( $ dış kredi TL iç kredi sözleşme bedelleri ile) 1986 yılında aynı ortaklığa ihale edilmiştir. Santral, Türkiye Elektrik Kurumu nun yeniden yapılandırılması sonucu Türkiye Elektrik İletim ve Üretim A.Ş.nin (TEAŞ) bir işletmesi olarak faaliyet gösterirken 4046 Sayılı Özelleştirme Kanunu Hükümlerine dayanılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun tarihli ve 95/62 sayılı kararıyla 18 ay içersinde özelleştirilmesi kaydıyla özelleştirme kapsamına alınmış ve bu kanun hükümlerine dayanılarak Anonim Şirkete dönüştürülmüştür. Ancak, Hamitabat Santralı tarihinden itibaren 18 aylık süre içerisinde "Satış" veya "İşletme Hakkı Devri" yöntemiyle Özelleştirme Yüksek Kurulu kararında hükme bağlandığı halde özelleştirmesi yapılamamıştır. Bunun üzerine Şirket, Özelleştirme Yüksek Kurulunun tarih ve 97/34 sayılı karan ile özelleştirme kapsam ve 15

17 programından çıkarılarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı na iade edilmiştir tarihine kadar Bakanlığa bağlı olarak çalışan Şirket, Yüksek Planlama Kurulunun tarih ve 97-T 94 Sayılı Kararı ile TEAŞ'ın Bağlı Ortaklığı olmuştur. Daha sonra Bakanlar Kurulunun tarih 2001/2026 sayılı kararı ile TEAŞ; EÜAŞ, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. ( TEİAŞ ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. ( TETAŞ ) olmak üzere üç ayrı şirkete ayrılmıştır. Bu düzenleme, sonucunda da HEAŞ Genel Müdürlüğü, EÜAŞ a bağlı ortaklık olarak faaliyetlerine devam etmiştir. Bunun sonucu olarak da tesisin işletmesi Hamitabat Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı ( HEAŞ ) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. B.1.5. Rüzgâr İlimizde rüzgâr ile çalışan elektrik santrali bulunmamaktadır. Ancak çok sayıda tesisin kurulması planlanmıştır. B.1.6. Odun Kırklareli orman varlığı açısından oldukça zengin olup, ilin yaklaşık % 40 ı ormanla kaplıdır. İlimizde 2011 yılı içinde, yakacak odun üretimi ster, toplam endüstriyel odun üretimi ise, 100,455 m3 civarındadır. B.1.7. Biyogaz-Biyomas B.1.8. Petrol İl dâhilinde biyogaz ve biyomas enerjisi kullanılmamaktadır yılı içerisinde Trakya Bölgesi nde 5 kuyunun işletilmesi faaliyetine devam edilmiş olup, petrol sahalarından 2011 yılında toplam ham petrol üretimi BBL oalrak gerçekleşmiştir. B.1.9. Jeotermal Sahalar İlimiz sınırları içinde Jeotermal saha bulunmamaktadır. B.2. Flora ve Fauna Yıldız Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçları sık bir orman örtüsü ile kaplıdır. Bu ormanlar, kıyıdan başlayarak dağların yamaçları boyunca 1000 metreye kadar yükselir. Nemli orman alanının orta bölümü sık bir orman altı florasına sahip, kayın ormanları ile kaplıdır. Bu sahanın etek kesimlerinde ise meşe ye gürgen Ormanları yayılmaktadır. Kuzey yamaç boyunca 300 m.den sahile doğru olan saha meşelerle kaplıdır. Ancak Pedina Gölü, Erikli Gölü, Mert Gölü (Kocagöl), Karadeniz Sahil kesimi, çeşitli akuatik canlıları, balıkları barındırmasının yanı sıra göçmen kuşlarında uğrak yeridir. Aynı şekilde karasal ekosistem içinde Yıldız Dağları ve burada yer alan Longos ormanları, biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu bölgelerdir. Bu alanlar çeşitli fauna ve flora elamanları için vazgeçilmez habitatları oluşturmaktadırlar. İlimizde, balık üretim çiftliklerinin yanın da bir adet Yaban Hayatı Koruma Sahası mevcuttur yılında 5399 ha.lık bir alanda kurulan Kırklareli Demirköy Longos Yaban Hayatı Koruma Sahası nın en önemli özelliği Geyik, Karaca, Su Samuru gibi nesli tehlikede bulunan yaban hayvanı türlerini bünyesinde barındırmasıdır. Tatlısu ekosisteminde Fauna elemanlarını omurgalı ve omurgasız canlılar oluşturmaktadır. Bu canlılar çoğunlukla havza içerisindeki kirlenmemiş ya da az kirlenmiş akarsularda ve göl, gölet ve barajlarda dağılım göstermektedir. B.3. Toprak Topraklar, iklim, bitki örtüsü, ana materyal ve topoğrafyaya bağlı olarak farklılık göstermektedir. Ergene havzasında ve Karadeniz havzasında altı büyük toprak grubu bulunmaktadır. 16

18 2011 YILI KIRKLARELİ İLİ ARAZİ DAĞILIMI (Dekar) NEVİ MERKEZ BABAESKİ DEMİRKÖY KOFÇAZ L.BURGAZ P. KÖY P. HİSAR VİZE TOPLAM TOPLAM TARIM ALANI MERA ALANI ORMAN ALANI KÜLTÜR DIŞI ARAZİLERİ Y Ü Z Ö L Ç Ü M Ü B.4. Su Kaynakları Su Kaynakları Potansiyeli Yerüstü suyu ( il Çıkışı Top. Ort. Akım ) Yeraltı Suyu Toplam Su Potansiyeli Doğal Göl Yüzeyleri Baraj Rezervuar Yüzeyleri Gölet Rezervuar Yüzeyleri Akarsu Yüzeyleri Toplam Su Yüzeyleri B.5. Mineral Kaynakları B.5.1. Madenler B Endüstriyel Hammaddeler İlimiz Endüstriyel Hammadde Kaynakları : 1 137,00 hm3/yıl : 125,00 hm3/yıl : 1 262,00 hm3/yıl : 363 ha : ha : 54 ha. : 114 ha. : ha. Madenin Cinsi Bulunduğu İlçe Tenör/ Kalite Rezerv (Ton) Dolomit -Kocayazı Köyü %20-21 MgO Feldspat Üsküp-Ahmetçe, Yündalan %4.65 K 2 O, %0.9 Fe 2 O Grafit Pınarhisar-Sergen Düşük Zuhur Kuvars Dereköy-Kapaklı %97.76 SiO2, %0.72 Fe 2 O Mermer Dereköy-Trakya Graniti Sertlik;7-8 Yoğunluk:2.68, Porozite:% m 3 Mermer Vize- Sergen Sertlik;3 Yoğunluk:2.72 Porozite:% m 3 Mermer Üsküp- Sazara Sertlik;3, Yoğunluk:2.73, Porozite:% m 3 Tuğla-Kiremit Merkez-Pehlivanköy, Mercandere, Kocadere 0rta-iyi kalite

19 İLİMİZ HUDUTLARI DAHİLİNDE 2011 YILINDA GSM RUHSATI VERİLEN MADEN İŞLETMELERİNİN LİSTESİ İLİ: KIRKLARELİ SIRA NO RUHSAT SAHİBİ MADEN CİNSİ RUHSAT TARİHİ İLÇESİ/KÖYÜ/MEVKİİ RUHSAT ALANI 1 SURMER MADENCİLİK SAN. VE TİC.A.Ş. II.GRUP (BLOK MERMER) SERGEN BELDESİ / VİZE He 2 SAĞLAMTAŞ MAD.İNŞ.TAAH. NAK.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. (Kırtaş Mad. Devir) 3 TOLGA MADENCİLİK NAK.HAZIR BETON VE ASFALT SAN.TİC.LTD.ŞTİ. II-A GRUBU (KALKER OCAĞI KIRMA ELEME TESİSİ VE HAZIR BETON TESİSİ II.GRUP MADEN SAHASI İÇERİSİNDE HAZIR BETON SANTRALİ CEMAL BOZOKLU II.GRUP KALKER OCAĞI ŞEYTANDERE MEVKİİ / MERKEZ 9.88He ŞEYTANDERE MEVKİİ / MERKEZ He HACIFAKLI YOLALTI MEVKİİ / ÜSKÜP 9.99 He 5 KUMYOL YAPI VE PLASTİK SA.TİC.A.Ş. II.GRUP MADEN SAHASI İÇERİSİNDE KIRMA-ELEME TESİSİ BEYPINAR KÖYÜ CİVARI / PINARHİSAR He 6 ALEMDAR İNŞ.İHR.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. (SAME İNŞ.TAAH. SAN. VE TİC. A.Ş. DEN DEVİR) 7 DOĞRUBEY MADENCİLİK SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. (ALİ DOĞRU DAN DEVİR) 8 TRAÇİM ÇİMENTO SAN. VE TİC.A.Ş. IV. GRUP (KUVARS KUMU) IV.GRUP (KÖMÜR) b GRUBU ÇİMENTO KİLİ OCAĞI ATAKÖY KÖYÜ / PINARHİSAR He AKÖREN KÖYÜ / PINARHİSAR He POYRALI KÖYÜ / PINARHİSAR He 9 ULAŞTIRMA BAKANLIĞI İSTANBUL ULAŞTIRMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ II.GRUP KUMTAŞI (YAPITAŞI) ÜRETİMİ BEĞENDİK KÖYÜ / DEMİRKÖY He 10 AYKA MADENCİLİK SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. IV.GRUP (KUVARS9 MADEN ÜRETİMİ DEVLETLİAĞAÇ KÖYÜ / KOFÇAZ He 11 SEYİT SİNCAP IV.GRUP (KUVARS KUMU) MADEN ÜRETİMİ KOYUNBABA KÖYÜ / MERKEZ He 12 ÖZBERCE MAD.İNŞ.NAK.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. II.GRUP KALKER OCAĞI, TAŞ KESME TESİSİ VE HAZIR BETON TESİSİ POYRALI KÖYÜ / PINARHİSAR He 13 CAMİŞ MADENCİLİK A.Ş. II. GRUP DOLOMİT OCAĞI KAPAKLI KÖYÜ / MERKEZ He 14 GÜRYAPI İNŞ.TAAH.TURZ.SAN. VE DIŞ TİC.A.Ş. (GRANİTÜRK DOĞALTAŞ ÜRETİM VE PAZARLAMA A.Ş.'DEN DEVİR) II.GRUP BLOK VE PARÇA GRANİT ÜRETİMİ KADIKÖY KÖYÜ / MERKEZ He 18

20 15 DALBAY TAŞ İMALATI SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. II.GRUP DOLOMİTİK KİREÇTAŞI (KALKER) OCAĞI VE KIRMA - ELEME-YIKAMA-KURUTMA- ÖĞÜTME KAPAKLI KÖYÜ / MERKEZ He 16 DALBAY TAŞ İMALATI SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. II.GRUP KALKER (DOLOMİTİK KİREÇTAŞI) OCAĞI VE KIRMA- ELEME TESİSİ KAPAKLI KÖYÜ / MERKEZ He 17 SALİH ÖZLEK 1(A) GRUBU (KUM-ÇAKIL) MADEN ÜRETİMİ KARACAİBRAHİM MAH He DULYA MEVKİİ / MERKEZ 18 KUMYOL YAPI VE PLASTİK SAN.TİC.A.Ş. (TEMDİT) 1(A) GRUBU (KUM-ÇAKIL) MADEN ÜRETİMİ ÇAKILLI BELDESİ / VİZE He 19 İBRAHİM TARTAR (TEMDİT) 1(A) GRUBU (KUM-ÇAKIL) MADEN ÜRETİMİ KAVAKLI BELDESİ / MERKEZ He 19

21 B Metalik Madenler Kırklareli İli Demirköy İğneada da; Altın ve Gümüş, Demirköy-Dereköy de; Bakır, Kurşun ve Çinko, Dereköy-Çataktepe, Domuzbayırı ve Balaban da; Demir, Demirköy-İkiztepe ve Şükrüpaşa da; Volfram yatakları vardır. Kırklareli İli Maden Kaynakları CİNSİ İLİ İLÇESİ ALTIN KIRKLARELİ DEMİRKÖY BELDE/ BUCAK DOLOMİT KIRKLARELİ DEMİRKÖY AR:65858 KÖY/MEVKİ İĞNEADA MERT GÖLÜ SARPDERE KÖYÜ DOLOMİT KIRKLARELİ DEMİRKÖY VELİKA DOLOMİT KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY ARMAĞAN DOLOMİT KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY KORU KÖY DOLOMİT KIRKLARELİ MERKEZ DOLOMİT KIRKLARELİ KOFÇAZ KALSİT KIRKLARELİ MERKEZ KAPAKLI KULA ARMAĞAN CaO % 31 MgO % KOCAYAZI KÖYÜ DEREKÖY ARMAĞAN TENÖR REZERV (1000 TON) G:GÖRÜNÜ R M:MUHTEM EL MM:MÜMKÜ N (1/ ) SAĞA Y LONG. YUKARI X LATİTUDE 0.5 gr/ton G E19b CaO % MgO % MgO % MgO % CaO % MgO % CaO % 31 MgO % MgO % CaO % 53.5 REKRİSTALİ ZE KÇT OLDUĞUND AN DOLOMİT SAHASI OLARAK TERK EDİLDİ E19a G+M E19a G+M E18b1 E18b2 E18b3 E18b G E18b G+M E18b G+M F19a G+M E18b1 E18b2 E18b3 E18b REFERANS Ş.ÇENGEL, METÜT ARŞİV NO: Ş.ÇENGEL, METÜT ARŞİV NO: 2909E İ.ENDER, METÜT ARŞİV NO: 1544H; MTA DERLEME NO:7097 Ş. ÇENGEL ve A. ÇEVİKBAŞ, METÜT ARŞİV NO: 3147 İ.ALP, MTA DERLEME NO: 6367; METÜT ARŞİV NO: 1274E. İ.ENDER, METÜT ARŞİV NO: 1544H; MTA DERLEME NO:7097 İ.TEMİZEL- A.CURANLI, MTA DERLEME NO: 8351; METÜT ARŞİV NO:1954E Ş. ÇENGEL ve A. ÇEVİKBAŞ, METÜT ARŞİV NO:

22 DEMİR KIRKLARELİ DEMİRKÖY - BALABAN K. DEMİR KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY FELDSPAT KIRKLARELİ MERKEZ ÇATAK T, DOMUZBAYI RI T. YUNDALAN KY. GRAFİT KIRKLARELİ PINARHİSAR SERGEN KUVARS KIRKLARELİ MERKEZ MERMER KIRKLARELİ DEMİRKÖY MERMER KIRKLARELİ DEMİRKÖY MERMER KIRKLARELİ DEMİRKÖY DEREKÖY VE KAPAKLIKÖ Y İĞNEADA YAVUZDERE BALABAN İSTİKAMTEP E SARPDERE GÜNEYDOĞ USU Fe % 30 Düşük tenörlü Fe % Düşük tenörlü K 2O % 4.65 Fe 2O 3 % 0.9 EKONOMİ K DEĞİL Si O 2% Fe 2O 3 %0.72 KÖTÜ İYİ KÖTÜ MERMER KIRKLARELİ MERKEZ KARADERE KÖTÜ MERMER KIRKLARELİ MERKEZ MERMER KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY ÇUKURPINA R ÇAKIRÇEŞM EDERE KURUSÖĞÜ TÇEŞME CaCO3 %95-97 KÖTÜ G+M+MM E19a G+M E18b E18c E19d G E18b TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş E19b E19a E19a E18b E18b E18b T.DEMİR ENV.1994 T.DEMİR ENV.1994 S.ÖZKUZEY, MTA DERLEME NO: 5326; METÜT ARŞİV NO: 868E A.ERGÜN, MTA DERLEME NO: 5099; METÜT ARŞİV NO: 815E C.BULUTÇU, METÜT ARŞİV NO: 1618E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E 21

23 MERMER KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY MERMER KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY MERMER KIRKLARELİ MERKEZ DOMUZBAYI R TEPE BATISI BAHTİYART EPE GÜNEYDOĞ USU ŞÜKRÜPAŞA KUZEYDOĞ USU KÖTÜ KÖTÜ KÖTÜ MERMER KIRKLARELİ MERKEZ BEYPINAR ORTA MERMER KIRKLARELİ VİZE MERMER KIRKLARELİ VİZE YENİCE PİRENLİK SIRTI SERGEN KANLIDERE TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş TERKEDİLMİ Ş E18b E18b E19-a E19a İYİ E19d KÖTÜ TERKEDİLMİ Ş E19d MANGANEZ KIRKLARELİ ÇAKILLI E19c MANGANEZ KIRKLARELİ BAKIR KIRKLARELİ DEMİRKÖY BAKIR KURŞUN ÇİNKO MOLIBDEN KIRKLARELİ DEMİRKÖY EVRENLİ ZUHURU KARACADA Ğ ZUH. KARANLIKD ERE ZUH. 33 E19c E19a E19a TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E TRAKYA BÖL.MÜD. MERMER ENVANTERİ, METÜT ARŞİV NO: 2720E C.ÖZDEMİR, S.YILMAZ VE A: ATILGAN, MTA DERLEME NO: 6698; METÜT ARŞİV NO: 1653E H.BORCHER T, METÜT ARŞİV NO: 556M T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 BAKIR MOLİBDEN KIRKLARELİ MERKEZ DEREKÖY KARADERE Cu%0.25 % M+MM E18b Z.TEKİN - M. F.TANER R.DOĞAN 22

24 BAKIR MOLİBDEN BAKIR MOLİBDEN BAKIR MOLİBDEN BAKIR MOLİBDEN WOLFRAM BAKIR MOLİBDEN ŞEELİT BAKIR MOLİBDEN WOLFRAM BAKIR ŞEELİT BAKIR ŞEELİT TUĞLA- KİREMİT KIRKLARELİ KIRKLARELİ KIRKLARELİ KIRKLARELİ KIRKLARELİ DEMİRKÖY DEMİRKÖY DEMİRKÖY DEMİRKÖY DEMİRKÖY SİVRİLERKÖ Y- YUDADERE KAVAKDERE ZUH. ENVERKULE ZUH. İKİZTEPELE R REZVEDERE BAŞI KIRKLARELİ DEMİRKÖY ŞÜKRÜPAŞA E19b E19b E19a Cu% M+MM E19a Cu%0.55 Mo%0.013 (%0.59 Cu ESDEGERI DIR) M+MM E19a E19a KIRKLARELİ DEMİRKÖY KORUTEPE E19b KIRKLARELİ KIRKLARELİ DEMİRKÖY PEHLİVANK ÖY SUDEPOSU ZUH. PEHLİVANK ÖY MERCANDE RE KUZEYİ- KOCATEPE GÜNEYİ E19a İYİ M F17b T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 A.YÜCELAY, MTA DERLEME NO: 7802; METÜT ARŞİV NO: 1719M T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 M.F.TANER, MTA DERLEME NO: 7028; METÜT ARŞİV NO: 1777M E.C.ACAR ve M.F.TANER, MTA DERLEME NO: 7399; METÜT ARŞİV NO: 1878M S.ŞAFAK ve P.SALBACA K, MTA DERLEME NIO: 9841 T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 T.JEOLOJİ KURUMU, C.26 SAYI:1 FEVZİ AYOK, MTA DERLEME NO: 7842; METÜT ARŞİV NO: 1801E URANYUM KIRKLARELİ DEMİRKÖY A.YÜKSEL URANYUM KIRKLARELİ SARAY LALAPAŞA F20b1 b2 A.YÜKSEL BAKIR MOLİBDEN WOLFRAM KIRKLARELİ DEMİRKÖY ŞÜKRÜPAŞA WO 3 % 0.01 Cu % Mo % G+M E19a E.ACAR, MTA DERLEME NO: 7399; METÜT ARŞİV NO: 1878M 23

25 B Enerji Hammaddeleri Trakya Neojen Havzasında, yürütülen kömür arama ve rezerv tespitine yönelik çalışmalar 2005 yılında başlamıştır. Kırklareli İlinde halen devam eden çalışmalar, Vize İlçesi güneyi ile Pınarhisar İlçesi güneyinde kalan alanı kapsamaktadır. Topçuköy, Çövenli, Hasbuğa, Müsellim, Ertuğrul, Sütlüce ve Karaağaç çalışma alanındaki yerleşim yerlerinden bazılarıdır. Bölgedeki kömür oluşukları Oligosen yaşlı olup, düşük kalorili linyit karakterindedir. Ortalama kömür derinliği m olup, arasında değişik kalınlık ve kalitede linyit damarları bulunmaktadır. Kalori değerleri 2000 kcal/kg dir. Kırklareli (Pınarhisar-Vize) bölgesinde MTA Genel Müdürlüğü adına tescilli ve listesi aşağıdaki tabloda verilen 23 adet ruhsat bulunmakta olup, ruhsatlı sahalarda rezerv tespitine yönelik sondajlı çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda yılında 3008,00 m, 2010 yılında 1239,0 m ve 2011 yılının Nisan ayı sonuna kadar 8209,80 m istikşaf ve rezerv sondajları yapılmıştır. SIRA İLİ İLÇESİ RUHSAT NO 1 KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ VİZE KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ VİZE KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ VİZE KIRKLARELİ VİZE KIRKLARELİ MERKEZ KIRKLARELİ PINARHİSAR KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ

26 (C) HAVA (ATMOSFER VE İKLİM) C.1. İklim ve Hava Kırklareli iklimi yörelere göre farklılık göstermektedir. Yıldız Dağları'nın kuzeye bakan kesimlerinde Karadeniz iklimi görülür. Buna bağlı olarak yazlar serin, kışlar ise soğuktur. Bu kesimde, yaz ve kış mevsimleri arasındaki sıcaklık farkı az olup, m2 düşen yıllık ortalama yağış oranı mm. dolaylarındadır. Denizden uzak iç kesimlerde ise karasal iklim görülmekte olup, yaz ve kış mevsimleri arasında sıcaklık farkı yüksektir. İç kesimler, her mevsim yağış almakla birlikte, yıllık yağış miktarı kıyı kesimlere göre oldukça azdır. Bu kesimlerde, yıllık sıcaklık ortalaması 13,1 C, m2 düşen yağış ortalaması ise 772,8 mm. dolaylarındadır. Kırklareli İklimini Etkileyen Faktörler 1. Matematiksel Konum: Kırklareli ili, Kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. Bu konumu ile Ekvatorla Kuzey Kutbu arasında, ama Ekvatora daha yakın bir yerdedir. Buna bağlı olarak il, soğuk ve sıcak iklim kuşakları arasında bulunan, nemli-ılıman iklim özellikleri göstermektedir. 2. Karadeniz'in Etkisi: Kırklareli'nin Karadeniz kıyıları, iç kesimlere göre daha yağışlıdır. Bu durum büyük ölçüde denizin varlığına bağlıdır. Deniz üzerinden gelen nemli hava kütleleri, Yıldız Dağları'nın da etkisi ile kıyı kesimlere yağış bırakmaktadır. Kıyıların, Ergene yöresine göre daha ılık olması da yine denizin etkisiyledir. Deniz suyu, güneşten gelen sıcakların bir bölümünü tuttuğu için bünyelerinde enerji biriktirirler. Soğumaya başlayınca biriktirdikleri enerjiyi yavaş yavaş geri verirler. Bu nedenle günlük ve yıllık sıcaklık farkı kıyıda daha azdır. Karadeniz kıyılarında don olayları, iç kesimlere göre daha az görülmektedir. Bu da denizin etkisinin bir sonucudur. 3. Basınç Merkezlerinin Etkisi a. Yaz Mevsimi: Kara ile denizin farklılaşmaları nedeniyle Karadeniz üzerindeki serin hava yüksek basınç, Trakya'nın iç kesimlerinde ise sıcaklık nedeniyle alçak basınç oluşmaktadır. Böylece, Karadeniz üzerindeki yüksek basınç alanından, Trakya'nın iç kesimlerine doğru bir hava akımı oluşmaktadır. Deniz üzerinden gelen nemli ve serin hava kütlesi, denize paralel uzayan Yıldız Dağları'nın denize bakan yamaçlarına çarparak yükselir. Yükselen hava kütlesi soğur, yoğunlaşır ve denize bakan yamaçlarda yağışlara neden olur. Dağların iç kesimleri ise kuytuda (dulda) kaldığı için yağış alamaz. Kırklareli ilini etkileyen diğer basınç merkezi ise Yurdumuza Kuzeybatıdan sokulan nemli ve serin karakterli " ASOR " yüksek basıncıdır. Bu nemli serin hava kütlesi, Ergene Ovası'ndan geçerken nemini ve serinliğini kaybederek, kuru ve sıcak bir hava olarak etkisini gösterir. b. Kış Mevsimi: Sonbahar mevsiminden başlayarak, yoğunlukla kuzeyden gelen kutupsal kökenli soğuk hava ile bazen Akdeniz üzerinden gelen ılık-nemli tropikal kökenli hava, bölgede etkili olmakta ve her iki hava kütlesi yöre üzerinde karşılaştıklarında yağışlar meydana gelmektedir. Yağışlar, alçak kesimlerde yağmur, yükseklerde ise kar şeklinde olmaktadır. Kutupsal kökenli soğuk hava kütlesi, Trakya'nın iç kesimlerini işgal edince sıcaklıklar düşmektedir. Soğuk hava nedeni ile yörede yüksek basınç koşulları egemendir. Bazı günlerde kuzeyden gelen soğuk hava geriye çekildiğinde, yerini Orta Akdeniz'den gelen ılık ve nemli hava doldurur. Yöreye ılık ve nemli hava taşıyan bu hava akımlarına "Lodos Rüzgârı" denir. Bu rüzgâr, sıcaklığın yükselmesine ve yerdeki kar örtüsünün erimesine neden olmaktadır. Orta Avrupa ve Balkanlar, kışın aşırı şekilde soğumaktadır. Bu çok soğuk hava kütlesi her gelişinde, çoğunlukla kar yağışlarına neden olmaktadır. 4, Yükseltinin Etkisi: Bölgenin en önemli yükseltisini Yıldız Dağları, en alçak kesimlerini ise Ergene Ovası oluşturmaktadır. Bu yükselti farkı neticesinde Ergene Ovasından Yıldız Dağları na doğru gidildikçe sıcaklık düşmekte, kış yağışları daha çok kar şeklinde olmaktadır. Yükseklik artıkça don olaylarının süresi de artmaktadır. Ayrıca dağların Kuzeybatı-Güneybatı doğrultusunda uzaması, kuzey sektörlü rüzgârların Ergene Ovası'na kanalize olmasına ve daha şiddetli rüzgârların esmesine neden olmaktadır. 25

27 C.1.1. Kuraklık Durumu Kırklareli ve İlçelerinin 2011 Yılı Kuraklık Durumu Kırklareli ve ilçelerinin 2011 yılı aralık ayı itibariyle 1, 3, 6, 9, 12 ve 24 aylık periyotlarda SYİ (SPI) indis değerleri ve grafik haritaları aşağıdadır. İstasyon/Periyot 1 AY 3 AY 6 AY 9 AY 12 AY 24 AY KIRKLARELİ LÜLEBURGAZ Tabloya göre 2011 yılının 12. ayı itibariyle son bir yıllık bazda kuraklık durumu bakımından Kırklareli Orta Nemli, Lüleburgaz Aşırı Nemli olmuştur. SYİ Nedir? Standart Yağış İndeksi metodu, yağış eksikliğinin farklı zaman dilimleri (1,3, 6, 9,12, 24 ve 48 aylık) içerisindeki değişkenliğini dikkate alabilen bir kuraklık indeksidir. En az 30 yıl süreli periyotta aylık yağış dizileri hazırlanır. SYİ değerlerinin normalize edilmesi sonucu seçilen zaman dilimi içerisinde kurak ve nemli dönemler tespit edilir. Kuraklığın izlenmesi açısından yağıştaki eksikliğin farklı zaman dilimleri içinde kantitatif olarak ifade edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yağış eksikliğinin farklı su kaynaklarına olan etkisinin ne kadar sürede hissedilebileceği mantığına göre, analizde 1,3, 6, 9, 12 ve 24 aylık zaman dilimleri seçilebilir. Örneğin aylık toplam yağışta meydana gelebilecek eksilme toprak nem düzeyine hemen etki ettiği halde yeraltı sularına, nehirlere, göllere daha geç etki eder.6,9 ve 12 aylık zaman dilimlerindeki bir kuraklık durumu akarsu ve göllere, 24 aylık dilimdeki kuraklık ise yer altı sularına etkisini izlemek bakımından tercih edilir. SYİ indis değerleri SPI (SYİ) İNDİS DEĞERLERİ SINIFLANDIRMA CLASSIFICATION 2.0 ve fazla Olağanüstü Nemli Exceptionally Moist 1.60 ile 1.99 Aşırı Nemli Extremely Moist 1.30 ile 1.59 Çok Nemli Very Moist 0.80 ile 1.29 Orta Nemli Moderately Moist 0.51 ile 0.79 Hafif Nemli Abnormally Moist 0.50 ile Normal Civarı Near Normal ile Hafif Kurak Abnormally Dry ile Orta Kurak Moderately Dry ile Şiddetli Kurak Severely Dry ile Çok Şiddetli Kurak Extremely Dry -2.0 ve düşük Olağanüstü Kurak Exceptionally Dry İndeksin sıfırın altına düştüğü ilk ay kuraklık başlangıcı olarak kabul edilirken indeksin pozitif değere yükseldiği ay kuraklığın bitimi olarak kabul edilmektedir.önceki aylarda ve yıllardaki kuraklık durumları da aşağıdaki grafik haritadan görülebilir. 26

28 27

29 C.1.2. Doğal Etmenler Kırklareli nde Kaydedilen Uç ve Ortalama Değerler (veri aralığı ) En Yüksek Sıcaklık (ºC) : En Düşük Sıcaklık (ºC) : En çok yağış (kg/m²) : En hızlı rüzgar (km/saat) : En yüksek kar (cm) : Uzun yıllık ortalama sıcaklığı : 13.0 C, Ortalama nispi nemi : % 69.9, C.1.3. Meteorolojik Verileri 2011 Yılı Kırklareli İli Meteorolojik Verileri Aylık Çiğli Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Donlu Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY

30 Aylık Kar Örtülü Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Kar Yağışlı Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Kırağılı Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Maksimum Basınç (hpa) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Maksimum Kar Kalınlığı (cm) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Nem (%) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Maksimum Rüzgar Hızı (10 m.de) (m_sec) ve Yönü (yön adı) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY /NE 14.6 /N 16.3/N 16.0 /N 11.3 /E 11.9 /NW 12.6 /N 12.1 /N 12.5 /SSE 12.8 /NNE 16.9 /N Aylık Maksimum Sıcaklık ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Maksimum Sıcaklıkların Ortalaması ( C ) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY

31 Aylık Maksimum Yağış (mm) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Minimum Basınç (hpa) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Minimum Nem (%) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Minimum Sıcaklık ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Minimum Sıcaklıkların Ortalaması ( C ) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Orajlı Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama 5 cm. Toprak Sıcaklığı ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama 10 cm. Toprak Sıcaklığı ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama 20 cm. Toprak Sıcaklığı ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY

32 Aylık Ortalama 50 cm. Toprak Sıcaklığı ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama 100 cm. Toprak Sıcaklığı ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Basınç (hpa) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Günlük Toplam Global Güneşlenme Şiddeti (cal+cm2) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Günlük Toplam Güneşlenme Süresi (sa) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Nisbi Nem (%) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Rüzgar Hızı (m_sec) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Ortalama Sıcaklık ( C) İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY Aylık Sisli Günler Sayısı İSTASYON ADI/NO: KIRKLARELI / YIL/AY

33 C.2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları Hava kirlenmesi, havada yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zararlı olabilecek konsantrasyon ve sürede bulunması diye tanımlanabilmektedir. Bu tanımda en dikkat çeken "zararlı olabilecek" ifadesidir. Bu ifade zarar kavramının hava kirlenmesinde yeterli açıklık ve kesinlikle belirlenmemesinin bir sonucudur. Hava kirlenmesinde etkilerin oluşmasında kirleticilere maruz kalma süresi büyük önem taşımaktadır. Bu tanımlamalar çerçevesinde havada bulunan kirleticiler gaz, sıvı veya katı halde bulunmaları yanı sıra, gaz hali dışında olanlar havada aerosol halinde olup, bazıları sis, mist, duman gibi özel adlar ile anılırlar. Hava kirleticilerini, özelliklerine göre tasnif etmek mümkündür. Bu sınıflandırma, fiziksel, kimyasal yapıya bağlı olarak yapılabilir. Bunun yanında her grup, kendi içinde yine kimyasal ve fiziksel yapı ve özellikler dikkate alınarak sınıflandırılabilir. Özellikle organik kirleticilerin çok sayıda sınıfa ayrılması söz konusudur. Diğer bir sınıflandırma şekli kaynağa bağlıdır. Kirleticiler belirli bir kaynağı olan (primer, birincil) veya belirli bir kaynağı olmayıp atmosferde kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan (sekonder, ikincil) kirleticiler olarak bölümlere ayrılabilir. C.2.1. Kükürt Dioksit Konsantrasyonu ve Duman İnsan sağlığını tehdit eden zararlı gazlardan olan havadaki kükürt oksitler (SO X ) ve bunların en önemlisi olan renksiz kükürt dioksit (SO 2 ) gazı, oksitlendiğinde kükürt trioksit (SO 3 ) ve sülfatlara dönüşür. SO 3 ise yağmur ve sis damlacıkları ile birleşerek sülfürik asidin oluşmasına neden olur. İl Merkezi için, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından bu ölçüm yapılarak, sonuçlar düzenli olarak Çevre ve Orman Bakanlığına gönderilmektedir. C.2.2. Karbonmonoksit Renksiz, kokusuz bir gaz olan karbon monoksit, yerleşim civarlarında ve içlerinde en çok rastlanan kirletici gazdır. Oldukça kararlı bir yapıda olup, atmosferde kalma süresi 2-4 aydır. Karbonmonoksit gazı, özellikle, motorlu araçlarda yakıtın tam yanmaması sonucu egzoz gazı olarak ortama verilmektedir. Normal egzoz gazında, % 3-4, iyi yakılmayan yakıt gazında % 7 düzeyinde bulunmaktadır. Yakıtlardan havaya karışan karbonmonoksit miktarı yılda 2.6 x 10 2 ton olarak hesaplanmıştır. Bu miktarın büyük bir kısmı, oksidasyon ile karbondioksite dönüşüp bitkiler tarafından asilmilasyonda kullanılmaktadır. Karbonmonoksitin insanlara toksit etkisi, kandaki hemoglobin ile oksijene göre 200 kat daha fazla birleşme kabiliyetinin olmasından kaynaklanmaktadır. C.2.3. Azot Oksitler Atmosferde bulunan NO ve NO 2 gazlarının çoğunluğu fosil yakıtlardan kaynaklanan yanma ile, anaerobik toprak ortamlarından ve az bir kısmı ile yanma süreci esnasında atmosferik azottan kaynaklanmaktadır. Atmosferdeki azot oksitler kararlı ve kararsız olmak üzere iki yapıda bulunmaktadır. Bu bileşikler atmosferdeki oksitleyici maddeler ile fotokimyasal reaksiyonlar sonucu fotokimyasal sis'i oluştururlar. Bunun yan ısıra atmosferdeki su buharı ile reaksiyona girerek asit yağmurlarına sebebiyet verirler. Bu oksitlerden NO 2 ve NO en önemli kirletici gazlardandır. Her iki gazda yüksek konsantrasyonlarda (>50 ppm) toksit ve öldürücü etki gösterirler, ancak atmosferdeki konsantrasyonları bu seviyenin çok altında olduğundan esas olarak akciğer ve solunum sistemi üzerinde olumsuz etkiler söz konusudur. C.2.4. Hidrokarbon ve Kurşun Emisyonları Atmosferde bulunan hidrokarbon ve kurşun emisyonlarının bazı sanayi tesisleri ve motorlu taşıtlardan kaynaklanmaktadır. Özellikle ulaşım sektöründe yoğunluğa bağlı olarak giderek artış gösteren çevredeki ağır metal kirliliği son yıllarda üzerinde durulan önemli bir konu olmuştur. Ağır metallerle bitkilerin bir yandan büyüme durumlarında gerileme söz konusu olurken, diğer taraftan bitkisel kalite unsurları da olumsuz yönde etkilenmektedir. Motorlu taşıt trafiğinin yoğun olduğu oto yolları yakınlarında otlatılan hayvanlarda Pb ve Cd dan ileri gelen kronik zehirlenmelerin olabileceği bildirilmektedir. Bu metallere karşı sığır ve koyunların hassas olduğu, Pb ve Cd un daha çok böbrek ve karaciğerde biriktiği tespit edilmiştir. Başta kurşun olmak üzere ağır metaller insanlarda uyku bozukluklarına, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, iştahsızlık, hafıza yetersizliği gibi belirtilere yol açan merkezi sinir sisteminde düzensizliklere neden olmaktadır. Aynı şekilde kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkmasında ve kan dolaşım sistemlerinin bozulmasında da ağır metallerin etkili olabileceği bildirilmiştir. 32

34 C.3. Atmosferik Kirlilik C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri Atmosferdeki ozon gazı için çok hassas bir denge sözkonusudur. Bu gaz atmosferin üst katmanlarında bir tabaka oluşturur ve bu gaz tabakası güneşten gelen öldürücü ışınları filtre eder. Bu sayede yeryüzüne ulaşabilen ışın miktarı canlı varlıklar için yararlı bir şekle dönüşür. Ancak bu gaz tabakasının incelmesi ya da delinmesi söz konusu olduğunda kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremez ve güneş ışınları canlılar için gerçek bir tehlike haline dönüşür. Bunun yanı sıra, güneş ışığında fotokimyasal tepkimeye giren egzoz gazları, kirli havadan kaynaklanan duman bulutlarında ozon ve azot dioksit oluşturmaktadır. Böylece atmosferin yeryüzüne yakın alt kısımlarında da bir Ozon Kirliliği meydana gelmektedir. Son yıllarda dünyamızdaki en önemli çevre sorunlarının başında yukarıda sözünü ettiğimiz gibi "Ozon kirliliği" ile "Ozon tabakasındaki incelmeler ve delinmeler" gelmektedir. Çeşitli amaçlar için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik özellikler gösterirler. Stratosfer tabakasındaki ozon canlılar için yararlı olup, buna karşılık dünya yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (troposferde) bulunan % 10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi bulunmaktadır. Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır. Atmosferdeki ozonun yaklaşık % 90'ı yeryüzünden itibaren km arası yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviyole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun ultraviyole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, "ozon tabakasının delinmesi" olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda; UV-b radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır. Ozon tabakasının incelmesine sebep olan ve kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik köpükler (strafor), spreyler, aerasoller ve yangın söndürücüler gelmektedir. Gökyüzünün mavi renkte görünmesi ozon sayesinde olmaktadır. Sıvı halde lacivert renge dönüşen ozon gazı, dünyayı güneşten gelen morötesi radyasyona karşı korumaktadır. Ancak bu gaz aynı zamanda canlılar için çok tehlikelidir. Maruz kalındığında gözleri, burnu ve boğazı tahriş ederek solunum sistemini tahrip eder. Çok az insan ozonun ne kadar öldürücü olduğunun farkındadır. Bir gramın iki yüzde biri miktarda ozon almak öldürücü olabilir. Oksijen ve ozon birbirinin allotropudur. Kimyasal benzerliliklerinin sebebi ise hiç kütle değişimine uğramadan birinin diğerine dönüştürülebilirlilik gerçeği ile gösterilir, yani; 3O 2 (g)--- 2O 3 (g) 96 gram 96gram dir. C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri Gerek endüstriyel ve gerekse diğer kaynaklardan atmosfere salınan kükürt, azot, oksitler, hidrokarbonlar gibi kirleticiler, atmosferde çeşitli kompleks kimyasal ve fiziksel reaksiyonlara uğramak suretiyle yeni ürünlere dönüşerek kirletici emisyonların fazlalığı asit yağmurlarına neden olmaktadır. Söz konusu asit karakterli yeni ürünlerin yeryüzüne geri dönmeleri çoğunlukla yağmur ve kar içinde çözünmüş halde taşınmak suretiyle gerçekleşmektedir. Çünkü atmosferde bulunan CO 2 gazı su ile tepkimeye girerek zayıf bir asit olan karbonik asidi vermektedir. CO 2 + H 2 O H 2 CO 3 Asit yağmurları etkisinde kalmış yerlerdeki yağmur suyunun ph derecesi genelde 4 ile 5 civarında seyretmektedir. Fosil yakıtlarda bulunan karbon, azot ve kükürt yanma sonucunda karbondiokside, kükürtdioksite ve azot oksit haline dönüşmekte ve daha sonra da oksidasyon ve su molekülünün hidroliz etkisi altında asit oluşturmaktadır. C + O 2 CO 2 S + O 2 SO 2 33

35 Karbondioksit ve Kükürtdioksit gazlarının her ikisi alev esnasında meydana gelmekte ve baca gazlarına karışmaktadır. Bunlardan kükürtdioksit daha sonra kademeli olarak yeniden oksitlenerek SO 3 haline dönüşmektedir. 2SO 2 + O 2 2SO 3 SO 3 + H 2 O H 2 SO 4 Sonuçta oluşan sülfürik asit, yağmur suyu ortamında iyi çözünen bir asit olduğundan, yağmur suyuyla yeryüzüne ulaşmaktadır. İlimiz, Atatürk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından Trakya Bölgesinde Yağış Rejimi, Asit Yağışları ve Kuraklığının Belirlenmesi adı altında, Trakya Bölgesinde yağmur suyunun kimyasal bileşenlerinin ölçülmesi, yağış rejiminin belirlenmesi ve bölgenin kuraklık durumunun saptanması amaç edinilmiş ve neticede aşağıda verilen sonuçlara ulaşılmıştır. Yağış rejimi yönünden bölgede 4 ilin uzun yıllar yağış verileri Fraktal analize tabi tutulmuştur. Bu veriler iki periyoda ayrılmış ıslak ve kuru gidişler ayrı ayrı incelenmiştir. Edirne ilinde ıslak periyotlar benzerlik gösterirken kuru periyotlar arasında ikinci periyotta kurak gidişlerin sayısı artmıştır. Diğer illerin birinci ve ikinci dönemlerine ait ıslak ve kuru gidişlere ait doğrular çok belirgin olmamakla birlikte birbirlerini kesmektedir. Bu diğer illerde de iki periyot arasında ıslak ve kuru gidiş yönünde az da olsa bir değişim olduğunu işaret etmektedir. Trend analizi sonuçlarına göre; Edirne ilinde yağışla belirgin bir azalma görülmektedir. Bu ili Kırklareli takip etmektedir. Tekirdağ ilinde yağış trendi daha durağandır. İstanbul ilinde ise artış trendi görülmektedir. Trakya Bölgesindeki illerin yağış verilerine göre kuraklık değerleri incelendiğinde; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde 2000 ve 2001 yıllarında İstanbul ile karşılaştırıldığında yıllık toplam yağış bakımından önemli farklılıklar görülmektedir. Özellikle, Edirne ve Kırklareli illerinde 60 yılın üzerindeki bir ölçüm aralığında en düşük yağışların 2000 ve 2001 yıllarında meydana gelmesi, yağışa bağlı olan bölge tarımını önemli düzeyde etkilemiştir. Aynı şekilde Tekirdağ ilinde de 2000 ve 2001 yıllarında düşen yağışlar normalin çok altındadır ve bölgede yetersiz yağışların olduğunun bir göstergesidir. Normalin yüzdesi ve standart yağış indeksi hesaplamalarından bilhassa İstanbul dışındaki iller için en kurak dönemlerin 2000 ve 2001 yıllarında gerçekleştiği ortaya çıkmıştır. Bu durum, bölgede kuraklık sorununun devamlı ve düzenli olarak takip edilmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu amaçla Trakya Bölgesini kapsayan bir kuraklık izleme sisteminin kurulması, sadece k verilerin değil, tarımsal açıdan önemli olan toprak su içeriği değerlerinin de düzenli olarak takip edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri C.4.1. Doğal Çevreye Etkisi C Su Üzerine Etkisi Ergene Nehri Tekirdağ İlinin Saray ilçesinin kuzeyini kaplayan Yıldız Dağları ndaki Karatepe'den doğmakta olup 47 m 3 /sn su taşımaktadır. Kışın artan su seviyesi yazın düşmektedir. Ergene nehrinin kirlilik düzeyi yazın daha da artmaktadır. Bölgede ha. alanda fiili olarak sulama yapılmaktadır. SO 2 suda çözünebildiğinden insanlar ve bitkiler için tehlikelidir. İnsanlarda, özellikle, farangit, astım ve bronşit gibi hastalıklara yol açabilmektedir. Asit yağmurları sonucunda başta sanayileşmenin yoğun ilçelerde bulunan göller ve yeraltı suyunda ph sürekli olarak düşmektedir. Bu durum özellikle su ortamında yaşayan canlıların yaşamlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Ancak bazı göl ve taban sularının asit yağmur etkisine karşı koymaları su ortamının tampon kapasitesine bağlıdır. Doğal su ortamlarında asit etkiye karşı en önemli tampon etki ise daha çok bikarbonat (HCO 3 - ) iyonu ile ilgilidir. Kireç açısından zengin toprak özelliklerine sahip olan göllerdeki asit etki zamanla daha zayıf bir şekilde seyretmektedir. 34

36 C Toprak Üzerine Etkisi Hava kirletici parametrelerden azotlu ve sülfürlü bileşikler yağmur sayesinde asit yağmurları toprağa karışmaktadır. Bölgede yoğun bir sanayileşmenin varlığı ile tarımsal amaçlı arazilerin bu sanayi bölgelerine yakınlığı, bu etkinin bölgede görüldüğünü göstermektedir. Atmosfer kirliliğinin bir sonucu olan asit yağmurlarının etkisiyle topraklar asitleşmekte ve bitki örtüsü tahrip olmaktadır. Ayrıca, emisyonlar içerisinde yer alan partikül maddeler içerisinde bulunan Cu (bakır), Zn (çinko), Fe (Demir), Cd (kadmiyum) gibi ağır metaller toprak ve bitki üzerinde yığılmaktadır. Asit yağmurların etkisiyle de toprak ph'ının önemli ölçüde değişmesine yol açmaktadır. Sanayinin yoğun olduğu yerlerde ve hâkim rüzgar yönündeki tarlalarda, asit yağmurları sonucu, toprak suyunun asitleşmesi, bakterilerin faaliyetlerini yavaşlatmakta veya onları yok etmektedir. Böylece ayrışma yavaşlamakta asit ürünler ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile besin maddeleri toprağa ulaşamamaktadır. Tozlarda toprak kirlenmesine neden olmaktadır. Bunlar kuru havalarda yağış suyu ile toprağın derinliklerine taşındığından toprağın derinlemesine kirlenmesine yol açarlar. Ayrıca toprak gözeneklerinin tıkanmasına, geçirgenliğin azalmasına neden olmaktadır. C Flora Fauna Üzerine Etkileri Kükürtdioksit bitkiler üzerinde öldürücü etkiye sahiptir. Hava kirliliği tarım bitkileri kadar orman ağaçları içinde öldürücü etkiler yapmakta ve odun kalitesini olumsuz yönde değiştirebilmektedir. Özellikle ibreli türlerde özümlemenin yavaşlaması sonucu yıllık halkalar daralmakta ve odun üretimi azalmaktadır. Hava kirliliğinin flora ve fauna üzerine yaptığı bir diğer olumsuz kaynakta tozların genellikle yaprak yüzeylerinde birikirler ve güneş ışınlarını yansıttıkları için fotosentez olayını geriletirler. Bitkilerde yaprak yüzeyindeki solunum gözeneklerinin (stoma) kapakçıklarının çevresine yerleşerek onların çalışmasını önlerler. Hava kuruduğunda (öğle vakti) kapanamayan kapakçıklardan terleme devam eder ve aşırı su kaybından (kuraklık etkisi) zarar görür ve kurur. Nemli ve ıslak durumda (sis-çiğ-kırağı ile) yaprak yüzeyine biriken tozlar kimyasal özellikleri ile de (asit etkisi gibi) yaprak yüzeyine zarar verirler. Asit sis-çiğ ve kırağı buharlaştıklarında içerdikleri asit yaprak yüzeyinde kalır ve sarı noktalar şeklinde asit yanıklarına sebep olur. Asit yağmurlardan yüksek rakımda bulunan ormanlık alanların, daha alçakta bulunanlara oranla çok daha fazla zarar gördüğünü belirlemiştir. Bu durum, bu rakımlarda sis olgusunun çok daha fazla olmasına bağlanmaktadır. Bilindiği gibi sis, tam anlamı ile su molekülünün gaz hali değil, daha çok küçük damlacık topluluğudur. Asit yağmurların etkisini oluşturan nitrik ve sülfırik asit ise su ortamında çok çözündüğünden, bu seviyelerde daha fazla asit yağmuru düşmektedir. Asit yağmurlarının çam ağaçları üzerindeki etkisi, diğer orman florasına göre daha da olumsuzdur. Bu olumsuzluk asiditeyi oluşturan asitlerden biri olan nitrik asitten ileri gelmektedir. Sebzelerde, gerek SO 2 ve gerekse NO 2 den en fazla zarar gören kültür bitkileridir. Atmosfer kirliliği oluşturan SO 2 gazının çevredeki doğal flora üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve toprağın asitleşmesine yol açarak toprakta bulunan mikroorganizma aktivitesini düşürdüğünü bilinmektedir. Bunun dışında bütün bitkiler asit ve gaz haldeki hava kirliliği parametreleri ile parçacık halindeki kirlilik unsurları stomatları kapatarak özümlemeyi azaltmaktadır. Bu durum başta narenciye bitkileri olmak üzere birçok meyve bitkisinde olumsuz etki yapmaktadır. Parçacık halindeki atıklar tanecik, duman, islilik, toz ve uçucu kül özelliklerine göre de farklılaşmaktadırlar. Hayvanlar da diğer canlılar gibi hava kirliliğinden etkilenmektedir. Bu kirlik, kirlilik parametrelerinin sağlık üzerindeki direkt etkilerinden ve otlak veya rasyonları üzerindeki indirekt etkilerden kynaklanmaktadır. Özellikle atmosfere HF ve SİF 4 türünden emisyon yapan çevrelerde hayvanlarda sıklıkla görülen florosis hastalığı hava kirliliğinin dolaylı etkilerindendir. C İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri Havadaki kirletici gazlardan karbonmonoksit renksiz, kokusuz ve zehirli ve ölümcül bir gazdır. Kükürtlü ve azotlu hava kirleticileri ise insan sağlığını olumsuz yönde etkilemekte, farenjit, astım, bronşit gibi solunum yolları enfeksiyonlarına yol açabilmekte, maruz kalma süresine göre de insandaki etkileri artmaktadır. C Yapay Çevreye Etkileri Asit yağmurları korozif özellik taşıdıkları için bölgedeki yapay çevrede aşındırıcı etki göstermektedir. 35

37 C Görüntü Kirliliği Üzerine Etkileri Bölgede hava kirletici kaynaklardan önemli bir görüntü kirliliği oluşmakta, bu etkiler özellikle tarihi yapılar ve heykeller üzerinde kendini göstermektedir. Cami, medrese ve kervansaray gibi kubbeleri kurşun olan yapılarda tahribat olumsuz bir görüntüye meydan vermektedir. Ayrıca, yerleşim bölgelerinde ısınma amaçlı kullanılan yakıtlardan, taşıtların egzoz gazlarından ve sanayi kuruluşlarının bacalarından oluşan emisyonlar, özellikle kış sezonunda, başta görüş alanını azaltmaları olmak üzere, kirliliğe sebebiyet vermektedir. D (SU) D.1. Su Kaynaklarının Kullanımı 2011 YILINDA YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER DSİ 11. Bölge Müdürlüğüne Bağlı Olarak Faaliyetlerini Sürdüren 112. Şube Hudutları Dahilinde; SULAMA DSİ Sulamaları ÖN İNCELEME VE/VEYA MASTER PLANI : ha 46% TAMAMLANAN Büyük Su Projeleri : ha Trakya Karadeniz Prj. Balaban Barajı ve Sulaması : ha Trakya KaradenizPrj. Çağlayık Barajı ve Sulaması : ha Teke Projesi, Kula Regül, İsale Tüneli ve Kayalıköy : ha Ek Sul. Küçük Su Projeleri : 300 ha Pınarhisar KurudereGöleti ve Sulaması : 300 ha PLANLAMASI TAMAMLANAN : ha 3% Büyük Su Projeleri : 0 ha Küçük Su Projeleri : ha Kırklareli Gölet ve Sulamaları (Merkez Kadıköy, : ha Pınarhisar Yenice, Kofçaz 1, Kofçaz 2, Demirköy Sivriler ) KESİN PROJESİ TAMAMLANAN : 0 ha 0% Büyük Su Projeleri : 0 ha Küçük Su Projeleri : 0 ha İNŞA HALİNDE OLAN : 550 ha 1% Büyük Su Projeleri : 0 ha Küçük Su Projeleri : 550 ha Kooperatif Sulamaları ( YAS ) : 550 ha 2011 YILI YATIRIM PROGRAMINDA OLAN : ha 5% Büyük Su Projeleri : ha Kızılcıkdere Sulaması : ha Çayırdere Barajı : ha Küçük Su Projeleri : 0 ha İŞLETMEDE OLAN : ha (brüt) 46% ha (net)

38 Büyük Su Projeleri : ha (brüt) ha (net) Kayalıköy Sulaması : ha (brüt) ha (net) Kırklareli Sulaması : ha (brüt) ha (net) Armağan-Çukurpınar Sulaması : 590 ha (brüt) 543 ha (net) Küçük Su Projeleri : ha (brüt) ha (net) Gölet Sulamaları ( 7 adet ) : 966 ha (brüt) 836 ha (net) Kooperatif Sulaması (YAS) : ha (brüt) ha (net) İl Toplamı : ha Diğer Sulamalar KHGM Sulamaları : ha Halk Sulamaları : ha Diğer Sulamalar Toplamı : ha İL GENEL SULAMALAR TOPLAMI : ha 5-İÇME VE KULLANMA SUYU Ön incelemesi tamamlanan : 131,83 hm3/yıl Balaban Barajı : 80,19 hm3/yıl Çağlayık Barajı : 20,00 hm3/yıl Kula Regülatörü ve İsale Tüneli : 21,64 hm3/yıl Kırklareli-Lüleburgaz AhmetbeyGöleti (Revize) (Lüleburgaz İçmesuyu) : 10,00 hm3/yıl Planlama ve kesin projesi tamamlanan : Yılı yatırım programında olan : - İşletmede olan : 10,75 hm3/yıl Kırklareli Barajı (K.eli ve Organize San. içme suyu : 10,70 hm3/yıl prj ) Üsküp Göleti 3 : 0,05 hm3/yıl İl Toplamı : 142,58 hm 3 /yıl 6-TAŞKIN KORUMA VE ISLAH TESİSLERİ Planlama ve kesin projesi 0 ad. 0 ha 0 mes.mah. tamamlanan Büyük Su Projeleri Küçük Su Projeleri İnşa halinde olan 4 ad. 0 ha 3 mes.mah. Büyük Su Projeleri

39 Küçük Su Projeleri 4 ad. - 3 mes.mah Yılı yatırım programında olan 5 ad ha 1 mes.mah. Büyük Su Projeleri Küçük Su Projeleri 5 ad ha 1 mes.mah. İşletmede olan 74 ad ha 44 mes.mah. Büyük Su Projeleri 3 ad ha - mes.mah. (Kırklareli,Kayalıköy ve Armağan Barajları) Küçük Su Projeleri 71 ad ha 44 mes.mah. İl Toplamı 83 ad ha 48 mes.mah. Kırklareli İli Su ve Toprak Kaynakları Potansiyeli 1. Genel Bilgiler Yüzölçümü : km 2 Rakım ( Şehir merkezi ) : 232 m Yıllık ortalama yağış : 660 mm Ortalama akış verimi : 5,50 1/s /km 2 Ortalama akış/yağış oranı : 0, Su Kaynakları Potansiyeli Yerüstü suyu ( İl Çıkışı Top. Ort. Akım ) : 1 137,00 hm 3 /yıl Yeraltı suyu : 125,00 hm 3 /yıl Toplam su potansiyeli : 1 262,00 hm 3 /yıl Doğal göl yüzeyleri : 363 ha Baraj rezervuar yüzeyleri toplamı : ha Kayalıköy Barajı : ha Kırklareli Barajı : 580 ha Armağan Barajı : 305 ha Gölet rezervuar yüzeyleri toplamı : 54 ha Akarsu yüzeyleri toplamı : 114 ha Ergene Nehri : 114 ha Toplam su yüzeyleri : ha. 38

40 D.1.1. Yeraltı Suları Sıra No Yeraltısuyu Sulamaları TESİSİN ADI İli Kuyu (ad) Tahsis (hm3/yıl) Fayda (ha) İşletmeye Açıldığı Yıl 1 Babaeski-Sofuhalil Kırklareli 4 1, Babaeski-Ağayeri " 4 0, Lüleburgaz-Evrensekiz " 10 6, Lüleburgaz-Turgutbey " 4 1, Lüleburgaz-Düğüncübaşı " 4 1, Lüleburgaz-Eskitaşlı ( I ) " 4 1, Lüleburgaz-K.Karıştıran ( I ) " 4 1, Lüleburgaz-Ahmetbey " 3 1, Lüleburgaz-Akçaköy " 4 1, Pehlivanköy-Merkez " 9 4, Pehlivanköy-Kumköy " 7 4, Pehlivanköy-Hıdırca " 13 3, Toplam 70 28, D.1.2. Akarsular İlimizde bulunan belli başlı akarsular Havsa Deresi, Şeytandere, Turgutbey Deresi, Lüleburgaz Deresi, Uğurlu Deresi, B.Karıştıran Deresi, K.Karıştıran Deresi, Evrensekiz Deresi, Sazlıdere, Lişko deresi ve Ergene nehridir. Akarsuyun Adı Toplam Uzunluğu (km) İl Sınırları İçindeki Uzunluğu (Km) Top. Uzunluğa Oranı (%) Debisi (m 3 /sn) İl Sınırları içinde Başlangıç ve Bitiş Noktaları Kolu Olduğu Akarsu Teke Dere Bulgar. hududu(kofçaz-t.pınar) Ergene Ergene Neh. Şeytan Dere K.eli-Kuzulu Kapakkaya tepe Ergene Ergene Nehri Büyük Dere K.eli(Mahya Dağı) Ergene Ergene Nehri Vize Dere Vize Evrencik- Ergene Vize(sokullu)Çorlu(Misinli)Er.N eh. Ergene Yıldız dağları-pehlivanköy Ergene Bunların yanı sıra rejimleri düzensiz ve ufak debili Karadeniz e dökülen dereler ve Ergene nin yukarda sayılanlar hariç ufak kolları bulunmaktadır. D.1.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlar İlimizde doğal göl olarak Demirköy ilçesinde Mert, Hamam, Erikli, Saka ve Pedina gölleri bulunmaktadır. İlimizde bulunan baraj ve göllere ait bilgiler aşağıdaki gibidir: 39

41 Gölet İnşaatı Tamamlanmış, Sulama Tesisine Başlanmamış Projelere İlişkin Bilgi Tablosu S.No Gölet Adı 1 K.eli Demirköy-Sivriler Göleti ve Sulaması 2 K.eli Kofçaz1 Göleti ve Sulaması 3 K.eli Kofçaz2 Göleti ve Sulaması 4 K.eli Pınarhisar Yenice Göleti ve Sulaması 5 K.eli Merkez Kadıköy Göleti ve Sulaması 6 KurudereGöleti ve Sulaması İlk İnceleme Raporu Hazırlanan Göletler İli İlçesi Köyü Depolama Kapasites i (m 3 ) Durumu (*) K.eli Demirköy Sivriler İlk incelemesi yapıldı K.eli Kofçaz Kofçaz İlk incelemesi yapıldı K.eli Kofçaz Kofçaz İlk incelemesi yapıldı K.eli P.hisar Yenice İlk incelemesi yapıldı K.eli Merkez Kadıköy İlk incelemesi yapıldı K.eli P.hisar Kuruder e Proje Yapım devam ediyor Uygulanabilecek Sulama Yöntemi Basınçlı Yüzeysel Basınçlı - yok Basınçlı - yok Basınçlı - yok Basınçlı - yok Basınçlı - yok Basınçlı - yok Sulama Durumu Projesi (**) İlimizde Bulunan Baraj ve Göletlere Ait Genel Bilgiler Baraj/Gölet Adı İlçesi Kaynağı Sulama Alanı(ha) İşletmeye Açıl.Tarih Depolama Hacmi(m 3 ) Kayalıköy B. Merkez Teke Deresi Kırklareli B. Merkez Şeytandere Armağan B. Merkez Kocadere Üsküp G. Merkez Üsküpdere Sarıcaali G. Lüleburgaz Taşköprü D Sofuhalil G. Babaeski Koru Dere Ahmetbey G. Lüleburgaz Çeşme Dere Dolhan G. Merkez Cihanlar de Turgutbey G. Merkez Sarpça dere Sergen G. Vize Değirmender e

42 D.1.4. Denizler Kırklareli nin doğusunda Karadeniz yer almaktadır. Karadeniz in tuzluluk oranı Ege ve Akdeniz e göre düşüktür. Karadeniz e dökülen akarsuların fazla miktarda tatlı su taşımaları ve yağışların bol olması sebebiyle, yüzey sularının tuzluluk oranı düşüktür. Bu oran denizin orta kesiminde % 0.18 iken, Kıyıköy ve İğneada kıyılarında % 0.16 dolaylarındadır. İğneada kıyılarında tuzluluğun az olması suyun donmasını kolaylaştırmaktadır. D.2. Doğal Drenaj Sistemleri Ülkemizde olduğu gibi, ilimizde de, özellikle 20. yüzyılın son yarısında en fazla tahribe uğrayan ve önemi bir kısmını tamamen kaybettiğimiz doğal yaşam ortamlarının sulak alanlar olduğu söylenebilir. Drenaj, doğal su rejiminin bozulması, kirlenme, sürdürülebilir olmayan balıkçılık ve avcılık gibi hususlardan olumsuz etkilenmektedir. D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri D.3.1. Yeraltı Suları Susuz yaşam mümkün değildir. İnsan gıda olmadan haftalarca yaşayabilir, fakat su içmeden ancak birkaç gün yaşamını sürdürebilir. Bu yüzden içme ve kullanma suyu sürekli ve güvenilir bir şekilde temin edilebilmelidir. Aslında yeraltı suyu kirliliğini yüzeysel sular ve toprak kirlenmesinden ayrı tutmak mümkün değildir. Yağmur suyu yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik yükünde ani bir artış olur. Organik ve anorganik partiküller hayvansal ve bitkisel artıklar, doğal ve yapay gübreler, pestisitler ve mikroorganizmalar su ile yeraltına doğru taşınır. Yüzey kısımlarındaki toprak tabakasında kalitede, zemin cinsi özelliklerine de bağlı olarak önemli noktalarda iyileşme sağlanabilir. Askıdaki maddeler tamamıyla süzülme yoluyla uzaklaşır, organik maddeler ayrışır, mineraller bitkiler tarafından almış, suyun oksijen içeriği azalırken, CO 2 miktarı artar. Suyun süzülmesi sırasında organik maddelerin kısıtlı oluşu nedeni ile mikro organizmalar büyük ölçüde azalmakta, bakteri ölçümü sonucu ortaya çıkan organik maddeler daha alt kısımlarda başka bakteriler tarafından kullanılmaktadır. Yeraltı suyu kirlenmesinin en büyük nedeni evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar alıcı ortama verildikten sonra, iklim durumuna, toprağın yapısına, atığın cinsine ve zamana bağlı olarak yeraltı sularına taşınır. Zirai mücadele ilaçlarının da aşırı ve bilinçsiz kullanımı büyük bir sorundur. Özellikle kanalizasyon sisteminin olmadığı yerlerde septik çukurlardan sızan sular yeraltı suyuna taşınabilmektedir. Mikroorganizmalar, yeraltı suyuna taşınım sırasında doğal olarak temizlenmeye uğrar. Ancak deterjan gibi parçalanmaya karşı dayanıklı bileşikler yeraltı suyuna ulaşarak içme suyu açısından sorun yaratabilmektedir. Çöplerin açık alanlarda depolanması ve kirliliği azaltıcı faaliyetlerin uygulamaya konmaması önemli sorunlara neden olmaktadır. D.3.2. Akarsular İlimizde akarsulardaki kirlilik sorunu Ergene ve kollarında yoğunlaşmaktadır. Ergene Nehrinin Tekirdağ İlinden gelen kirlilik yükü ve debisine ilimizdeki sanayi kuruluşlarından kaynaklanan endüstriyel atık su ile yaklaşık evsel nitelikli atık su deşarjı eklenmektedir. Bunun yanında; Kırklareli Merkez, Lüleburgaz, Babaeski, Pınarhisar, Vize ve Pehlivanköy ilçe merkezleri ile diğer küçük yerleşim merkezlerinden kaynaklanan evsel nitelikli atık sular da kollar vasıtasıyla Ergene Nehrine deşarj edilmektedir. Nehir suyunun biyolojik ve kimyasal özelliklerinin tayin ve tespiti için nehrin ilimiz sınırlarına giriş ve çıkış noktalarından atık su numunelerinin analizleri yaptırılmış ve analiz sonuçları ile Kirlilik Sınıfı tespiti yapılmıştır. Ergene Nehri suyundaki mevcut kirlilik yüküne ilimizin katkısının yaklaşık % 3 civarlında olduğu değerlendirilmektedir. Ergene Havzasında sürdürülebilir kalkınma rejiminin tesisi için öncelikle; geniş kapsamlı bir çalışma başlatılması, Ergene Nehri yatağının ıslahına ilişkin projelerin uygulamaya geçirilmesi ve mevcut çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir. 41

43 İlimiz sınırlarıyla bağlantılı derelerin kirlenme nedenleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Su Kaynağı Evsel Sıvı Atıklar Evsel Katı Atıklar Kirlenme Nedenleri Sanayi Atıkları Ergene Nehri ve Kolları X X X X Havsa Deresi X X X Şeytan Deresi X X X Turgutbey Deresi X X X Lüleburgaz Deresi X X Uğurlu Deresi X X B.Karıştıran Deresi X X Evrensekiz Deresi X X X Sazlı deresi X X X Lişko deresi X X X Zirai Faaliyetler D.3.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik Akarsulara göre akış kısıtlaması bulunan göllerde kirliliğin boyutları farklıdır. Bir göl veya göletin drenaj alanındaki kaya tipi, göl suyunun anorganik bileşenini belirleyen en önemli unsurdur. Dışarıya akış olmayan rezervlerdeki kirlilikler, örneğin ağır metaller, zor parçalanabilir pestisitler gibi bozulmayan kirleticilerin giderek kirlilik potansiyelini arttırmaları, yüzeysel sular arasındaki kirlenmeye karşı en hassas su grubunu oluşturan göllerin muhafazasında ne denli hassas olunması gerektiğini ortaya koyar. Gölün oksijensiz hale geçmesinde, gölün asimilasyon kapasitesi çok büyüktür. İkincil kirlenme adı da verilen ötrifikasyon ise, göllerde fosforca zengin olan evsel atık suların, tarımsal drenaj suları ve bazı endustriyel atıkların, gölde beslenmeyi arttırarak fotosentezle aşırı alg üremesine ve organik madde miktarının artmasına neden olmasından dolayı, birtakım kimyasal değişikliklerle meydana gelir. Derinlerde oksijen yokluğu nedeniyle demir ve mangan bileşikleri çözünmüş halde suda dağılır. Dibe çöken organik maddeler (ölü, alg, bitki vb. ) orada ayrışarak H 2 S gibi kötü kokulu gazların oluşmasına neden olurken CH 2 ve CO 2 gibi gazlar da çıkarak su kalitesinin bozulmasına sebep olur. Durgun su kirlenmesinde temel taşınım yolları akarsular ve atmosferdir. Akarsuların parçacık yükü çözünmüş ve askıdaki maddelerin miktarının önemli bir bölümü erozyon ve kimyasal çözünme sonucu oluşur. Bu girdilerde arazi kullanımındaki değişim ve yağmurun asitlenmesi gibi nedenlerle artış olabilir. Göle giren akarsuların büyük bir kısmı akarsular endüstriler ve drenaj yoluyla taşınmasına karşılık, atmosferle kirlilik taşınımı küçümsenmemelidir. Atmosfer çeşitli maddelerin uzun mesafelere taşınımını sağlar. Bu maddeler fosil yakıtların yanma ürünleri, endüstri gaz atıkları ya da halojenli hidrokarbonlar olabilir. D.3.4. Denizler Karadeniz de ilimizden kaynaklı kirlilik, denize yakın bölegelerde büyük sanayi tesislerinin olmaması ve kıyı yerleşiminin de seyrekliği nedenleriyle, yok denecek kadar azdır. Bu denizimizdeki kirliliği oluşturan en önemli sebep Bulgaristan dan denize dökülen Tuna nehridir. D.4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikalar 1994 yılından beri çeşitli kurum ve kuruluşlarca yürütülen proje ve yapılan araştırma sonuçları, Tekirdağ ili, Saray ilçesinin kuzeyinde yer alan Yıldız dağlarının 312 rakımlı Çanakpınar tepesi civarından doğarak birçok kolun birleşmesiyle Çerkezköy, Çorlu, Muratlı, Lüleburgaz Babaeski, Pehlivanköy, Uzunköprü ilçelerini geçerek Meriç ilçesi sınırları içersinde Meriç Nehri ile birleşen ve İpsala, Enez ilçelerini müteakip Ege denizine dökülen Ergene Nehrinin en kirli noktası Muratlı çıkışı 42

44 olduğunu ve bunun Çerkezköy ve Çorlu ilçelerindeki yoğun ve plansız sanayileşmeden kaynaklandığını, endüstriyel ve evsel nitelikli atık su deşarjları neticesinde Ergene Nehri suyunda tuz, sodyum klor, sodyum karbonat, sodyum absorbsiyon oranı KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) ve mangan değerlerinin standartların üzerinde olduğunu göstermektedir. Aynı araştırmalar, ağır metallerden Pb, Zn, Cu ve Cd değerlerinin ise sınır değerlerin altında bulunduğu ortaya koymuştur. D.5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri İlimiz Atatürk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından su kirlliği ile ilgili yapılan çalışmalar aşağıda verilmiştir. 1. Proje Adı: Ergene Nehri ve Kollarının Evsel ve Endüstriyel Atıklarla Kirlenmesi ve Toprak Üzerine Etkileri: yılları arası tamamlana projede, a. Ergene Nehrinin su kalitesi ile ilgili araştırmaların sonuçlarına göre, memba kısmında bulunan Büyük Yoncalı noktası haricinde, tüm test noktaları endüstriyel ve evsel atıklarla ileri boyutlarda kirlenmiştir. b. En kirli olarak belirlenen nokta, Çorlu deresinin Ergene Nehri ile birleştiği yer olan Muratlı çıkışıdır. Belirlenen noktada, Çorlu sanayi atıklarının da karışması sonucu nehir suyunun elektriksel iletkenli değeri mikromhos/cm, SAR değeri 22-23, sodyum ve klorür derişimleri sırasıyla ve me/l ye ulaşmaktadır. c. Bu noktadan alınan su örneklerinde kimyasal oksijen ihtiyacı değerinin çok yüksek olduğu ( mg/ı) tespit edilmiştir. d. Kirlilik derecesi yönünden yukarıda adı geçen noktayı, Muratlı girişi ve Alpuluk takip etmektedir. Ağır metaller (Zn, Cu, Cd, Pb), amonyum ve nitrat azotunun durumu; Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde belirlenen sınır değerlerinin içinde kalmıştır. Ancak mangan (Mn) derişimlerinin yıl boyunca sınır değerlerinin üstüne çıktığı gözlenmiştir. e. Kirlenmiş olan Ergene nehrinin suyu hiçbir şekilde tarımda sulama suyu amaçlı kullanılmamalıdır. Sulama suyu olarak uygulanması halinde toprakta tuzluluk ve alkalilik problemi yaratması ve yetiştirilen bitkilerin gelişimini engellemesi muhtemeldir, sonuçlarına ulaşılmıştır. 2. Proje Adı: Ergene Nehri ve Kollarındaki Kirlilik Parametrelerinin Belirlenmesi: 2005 yılı Mayıs ayında başlanan projede, ergene Nehri kirlilik parametrelerinin periyodik olarak belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla 10 ayrı noktadan alınacak su örneklerinde, ph, EC, Anyonlar, Katyonlar, HN 4, NO 3, BOİ, KOİ, askıda katı madde ve ağır metal (Fe, Cu, Mn, Zn, Cd, Cr, Ni, Pb) analizleri yapılacaktır. 3. Proje Adı: Kırklareli İlinde Kuzey-Güney Doğrultusunda Akan Derelerin Kirlilik Durumunun Belirlenmesi ve Tarımsal Sulama Amaçlı Kullanımına Uygunluğunun Tespiti: Kuzeyden güneye akan derelerin kirlilik durumlarını tespit etmek ve suların sulama suyu açısından uygunluğunu belirlemek maksadıyla başlatılan çalışmada, önceden belirlenen 16 örnekleme noktasından alınacak su nümunelerinde, sulama suyu kalitesi belirlemede kullanılan parametrelerin (ph, EC, Na, K, Ca+Mg, CO 3, HCO 3, CI, SO 4, sertlik, artık sodyum karbonat, SAR, amonyum, bakır, nitrit, sülfat ve sülfit) tespiti yapılacaktır. Bu çalışma, 2005 yılı Mayıs ayında başlatılmıştır. 4. Proje Adı: Meriç Havzasında Anız Yakmanın Su Erozyonuna ve Ürün Verimine Etkileri: Proje, Trakya daki tarımsal faaliyetin esasını teşkil eden ve ekim nöbetinin temel bitkilerinden olan buğday ve ayçiçeği yetiştiriciliğinde, buğday hasadı sonrası anız yakılmasının su erozyonuna ve ürün verimine etkilerini saptamak amacıyla, buğday hasadı sonrası anız yakmanın bölgemizin kuru tarım koşullarında su erozyonuna ve ürün verimine etkilerinin saptanması amacı ile çalışma Meriç Havzası eğimli tarım arazilerinde yılları arasında yürütülmüştür. Proje sonucu; a. Deneme süresince havzaya düşen yağışların ortalama yıllık miktarı mm. dir. Belirtilen değer Kırklareli nin uzun yılları yağış ortalaması olan mm ye yakın olmakla beraber, 6.5 mm daha azdır. En yağışlı olarak, ve mm ile 1995 ve 1998 yılları, en kurak ise ve 302 mm ile 1992 ve 1994 yılları tespit edilmiştir. Aylar itibariyle ise en yağışlı ay 89.1 mm ile Kasım, en kurak ay 17.6 mm ile Ağustos ayı olarak belirlenmiştir. 43

45 b. Denemenin yürütüldüğü yıllarda toplam 169 adet erosiv yağış meydana gelmiş olup, erosiv yağışların en fazla düştüğü yıl 1995 yılı (44 adet) olurken, en az 14 adet ile 1992 yılı olmuştur. Aylar itibarıyla en çok erosiv yağış ortalaması Kasım (22 adet ile 84.4 mm), Aralık (20 adet ile 50.4 mm) ve Mart (18 adet ile 66.6 mm); en düşük erosiv yağış ise Ağustos (9 adet ile 15.5 mm), Eylül (9 adet ile 24.2 mm) ve Temmuz (10 adet ile 28.2 mm) aylarında kaydedilmiştir. c. Elde edilen bulgulara göre en fazla yüzey akış sırasıyla 211 mm, 205 mm ve 205 mm, C, A ve B konularında belirlenirken, en az yüzey akış 160.0, ve mm, tamamında anız yakılması uygulanmayan D, F ve E konularında tespit edilmiştir. Sonuçların toprak kaybı bakımından değerlendirilmesinde, en fazla toprak kaybı A (1565 kg/da), B (1368 kg/da) ve C (1274 kg/da) parsellerinde, en az kayıp ise D (657 kg/da), F (864 kg/da) ve E (952 kg/da) parsellerinde meydana geldiği saptanmıştır. 5. Proje Adı: Doğal Arıtma Sisteminde Farklı Hidrolik Yükleme Seviyelerinin Ve Hidrolik Alıkonma Sürelerinin Atıksu Kirliliğinin Giderilmesine Etkileri: Edirne İline bağlı Büyükdöllük köyünün içinde hayvan barınaklarından çıkan materyal da içeren evsel atıksuların (YAS) arıtımı amacıyla yapılan araştırma yılları arasında yürütülmüştür. Yapılan çalışmada yerleşim yerlerinden çıkan atık sular, yüzeyaltı akışlı yapay sulak alanlardan geçirilmiş ve farklı hidrolik yükleme seviyelerinin uygulanması ile oluşan değişik hidrolik alıkonma sürelerinin kirliliğin giderilme oranına etkileri araştırılmıştır. a. Bu amaçla 300 m 2 lik üç havuz inşa edilmiş ve bu havuzlara 0,2; 0,3 ve 0,5 l/s lik debiler ile su yüklemesi yapılmıştır. Havuz çıkışlarından alınan su örneklerinde bazı arıtım parametreleri irdelenerek giderim oranları tespit edilmiştir. b. Araştırmadan elde edilen sonuç; sistemin girişinden alınan su örneklerinde kirletici parametrelerin üç yıllık ortama değerleri sırasıyla; BOİ 5 324,5 mg/l; KOİ 484,0 mg/l; AKM 147,3 mg/l; Fosfor 34,9 mg/l; Yağ-Gres 0,14 mg/l; NH 4 -N 60,6 mg/l; OM 81,5 mg/l; Toplam Koliform 227,5x10 6, CFU/100 ml olduğu belirlenmiştir. c. Sistem çıkışından alınan su örneklerinde yapılan analizler sonucunda, belirtilen parametrelerin üç yıllık ortalama giderim oranları sırasıyla; 0,2 lik debi ile yükleme yapılan havuzda; BOİ 5 %65,5, KOİ %62.5, AKM %86.3, Fosfor %26.1, Yağ-Gres %79.0, NH 4 -N %29,6, OM %31.8 0,3 lik debi ile yükleme yapılan havuzda; BOİ 5 - %58.6, KOİ- 55.5, AKM - %81.4, Fosfor - %20.5, Yağ- Gres %69.6 NH 4 -N - %23.7, OM - %29.0; 0,5 lik debi ile yükleme yapılan havuzda ise ; BOİ 5 - %50,7, KOİ - %47.9 ve AKM %70.9, Fosfor - %16.5, Yağ-Gres %57.9, NH 4 -N - %18.4, OM - %20.0 olduğu tespit edilmiştir. d. Arıtma tesisinin performansı bakteriyolojik yönden de incelenmiş ve alıkonma süresi en uzun (5,6 gün) olan konudaki üç yıllık ortalama toplam koliform giderim oranı %91,5 iken, alıkonma süresi 3,7 gün olan konunun giderim oranı %83,6 ve alıkonma süresi 2,2 gün olan konudaki giderim oranı da %70,9 olarak belirlenmiştir. e. Sulama suyu açısından yapılan değerlendirmelerde; sistemden çıkan suyun alkalilik açısından herhangi bir sorun teşkil etmediği, ancak tuzluluk açısından giderimin yeterli olmadığı ve suların T3 ile T4 sınıfında olduğu saptanmıştır. 44

46 (E) TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI E.1. Genel Toprak Yapısı Topraklar, iklim, bitki örtüsü, ana materyal ve topoğrafyaya bağlı olarak farklılık göstermektedir. Ergene havzasında ve Karadeniz havzasında altı büyük toprak grubu bulunmaktadır. Toprak Kireçsiz Kireçli Vertisoller Kahverengi Alüvyal Kolüvyal Grubu Orman Orman Alanı, hektar E.2. Toprak Kirliliği Toprağın doğal kaynaklarının yanlış kullanılması ve bozulan dengelerin oluşturduğu en önemli olaylardan birisi erozyondur. Erozyonun yanı sıra, taşlılık, kayalık gibi doğal problemler ile fazla ve yanlış gübreleme, pestisit kullanımı, endüstri atıklarının toprağa sızması gibi, tedbirsizlik ve bilgisizlik kökenli uygulamalar da toprağın doğal yapısını bozmaktadır. Kırklareli ile Pınarhisar arasındaki ormanı tahrip edilmiş bölgede, koru dağlarının orman örtüsünün bozulduğu yamaçlarda, erozyon az ve orta derecelerde etkili olmaktadır. Bulgaristan sınırı boyunca ormanlar korunduğundan arazı yüksek eğimli olmasına rağmen erozyon sorunu yaşanmamaktadır. İl ve ilçeler İçin Toprak Dağılımı, (ha) 2011 YILI KIRKLARELİ İLİ ARAZİ DAĞILIMI (Dekar) NEVİ Merkez Babaeski Demirköy Kofçaz L.Burgaz P. Köy P. Hisar VİZE TOPLAM Toplam Tarım Alanı Mera Alanı Orman Alanı Kültür Dışı Arazileri Y Ü Z Ö L Ç Ü M Ü İlimiz Atatürk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından toprak kirliğine ilişkin olarak, Trakya daki Ayçiçeği Yetiştiriciliğinde Yoğun Olarak Kullanılan Trifluralin nin Yeraltı Su Kaynaklarında Yarattığı Kirlilik Sorunlarının Tarla ve Lizimetre Koşullarında Tespiti ve PEARL Simülasyon Modeli ile Taşımının ve Birikiminin Tahmini adı altında yürütülmekte olan bir proje kapsamında; 1. Trakya Bölgesinde herbisit olarak kullanılan trifluralin nin lizimetre ve tarla koşullarında topraktaki kalıntı miktarını belirlemek, 2. Aynı koşullarda toprak profili boyunca farklı katmanlardaki yıkanma oranlarını, drenaj suyuna ve Turgutbey yeraltı sulama sahasındaki içme ve sulama kuyularına karışan miktarları ile sulama sahasındaki topraklarda kalıntı miktarlarını tespit etmek, 3. PEARL simulasyon modeli ile topraktaki trifluralin yıkanmasını ve birikimini tahmin etmek amaçlanmaktadır. Halen devam etmekte olan projede, su ve toprak örnekleri alınarak, pestisit kalıntılarının tespitine yönelik analizler yapılacaktır. 45

47 E.3. Arazi E.3.1. Arazi Sınıfları Toplam Merkez Babaeski Demirköy Kofçaz Lüleburgaz Pehlivanköy Pınarhisar Vize Toplam Tarım Alanı (hektar) I. Sınıf II. Sınıf III. Sınıf IV. Sınıf V. Sınıf VI. Sınıf VII. Sınıf VIII. Sınıf E.3.2. Kullanma Durumu Kuru ve sulu tarım alanları İlin Arazi Kullanım Şekli Ha % Sulu Tarım Alanı Kuru Toplam ,39 Çayır - Mera Arazisi ,42 Orman Arazisi ,71 Diğer Araziler ,48 Toplam Yüzölçümü YILI KIRKLARELİ İLİ SULAMA ALANLARI ( Dekar ) Merkez Babaeski Demirköy Kofçaz Lüleburgaz P.Köy Pınarhisar Vize TOPLAM DEVLET SULAMASI HALK SULAMASI Toplam Tarım arazilerinin % 82' sinde nadassız kuru tarım, % 18 sinde ise sulu tarım yapılmaktadır. Arazilerin, dektarı devlet, dekarı ise halk sulaması olmak üzere toplam dekarında sulama yapılmaktadır. 46

48 F.1. Ormanlar F) FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER Yıldız Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçları sık bir orman örtüsü ile kaplıdır. Bu ormanlar, kıyıdan başlayarak dağların yamaçları boyunca 1000 metreye kadar yükselir m. yüksekliğe ulaşan Yıldız Dağlar ının kuzey yamaçları ile m.ye kadar olan güney yamaçlarında, doğu kayın ormanları yaygındır. Kayın ormanları, Yıldız Daglar ının genel doğrultusu olan Kuzeybatı- Güneydoğu istikametinde Bulgaristan sınırı yakınlarına ve İğne ada'nın güneyinde yer alan Panayır Deresi Havzasına kadar devamlı bir şerit halinde gelişmektedir. Yıldız Dağlar'ının kuzey yamaçlarında egemen olan kayınlar sahile doğru m.ye kadar devam etmektedir. Kıyıköy'de denize dökülen akarsuların açmış olduğu vadilerde kayın bulunmaz, ancak bu saha, Çoruh meşesi, Macar meşesi ye Saçlı meşe türleri ile örtülüdür. Bulgaristan sınırı ile doğuda Şükrü paşa-armağan (Hedye) hattı arasındaki alan ormanların egemen olduğu bölgedir. Buradan kuzeybatıya doğru gidildikçe kayın ormanlarının içerisine adacıklar halinde gürgen kümelerinin karıştığı görülür. Bu sahanın batısındaki ormanlarda ise saplı meşe egemendir. Ayrıca meşe ormanları içerisinde kızılcık, üyez, akçaagaç, fındık, muşmula ve yabani erik de bulunmaktadır. Kırklareli İli hudutları dahilindeki ormanlar Kırklareli, Demirköy ve Vize Orman İşletme Müdüdürlükleri sınırları içinde yer almaktadır. Kırklareli İli Ormanlık alan miktarı ,0 ha. dır. Bunun 36392,5 hektarı bozuk orman niteliğindedir. Nemli orman alanının orta bölümü ise, sık bir orman altı florasına sahip, kayın ormanları ile kaplıdır. Kayın ormanlarına Çoruh meşesi birlikleri karışmaktadır. Bu sahanın etek kesimlerinde ise meşe ye gürgen Ormanları yayılmaktadır. Kuzey yamaç boyunca 300 m.den sahile doğru olan kuşak, meşelerle kaplıdır. Yine bu kuşakta m. arası psödomaki topluluklar hâkim duruma geçer. Özellikle, Yıldız Dağları'nın en yüksek kesimini oluşturan Mahya Tepesi ye çevresinde tamamen kayın hâkimdir. Burada, optimum gelişme koşullarına sahip kayın yanı sıra, az da olsa meşe, gürgen, kızılcık, titrek kayak ve dişbudak türleri görülür. Kayın ormanları, yüksek Yıldız Dağları'nın güney yamacında m.ye kadar inmektedir. Bu yamaçlardaki kayın ormanlarının bileşimine %30 40 nispetinde meşe ve gürgen de katılmaktadır. Yıldız Dağları üzerinde Demirköy- Yeniceköy arasında tipik bir vejetasyon örtüsü kesidi görülmektedir. Bu kesitte dağların güney yamacında 450 m yüksekliğe kadar olan kesimlerdeki ormanlar tamamen tahrip edilmiş ve tarım alanı haline dönüştürülmüştür m. arasında meşe ye gürgen çalılıkları, 600 m.den sonra meşe-gürgen ye kayın karışık ormanları başlar m.den sonra, şistler üzerinde kayının flora dâhilindeki oranı artarak, zirveye doğru birlikler teşkil etmektedir. Kuzey yamaç boyunca 300 m.ye kadar saf kayın ormanları geniş alanlara yayılır. Demirköy'e kadar devam eden kayın ormanları, burada yerini sapsız meşe ormanlarına bırakır. İgneada'nın doğusunda ve güneyinde, kıyı kordonları ile ağızları tıkanarak göl ye bataklık haline dönüşmüş saz ve bataklık bitkileri görülür. Bu saha dâhilinde nemli alüvyal tabanları kaplayan ve "Longos" denilen orman topluluğu vardır. Çok nemli bir zemin ve balçıklı topraklar üzerinde gelişmiş olan bu ormanın, zengin bir alt florası bulunmaktadır. Orman içinde yürümek adeta olanaksızdır. Longos ormanı, esas itibariyle dişbudak, kızılağaç, karaağaç, kavak, ceviz, ıhlamur ve söğütlerden oluşmaktadır. Neden Orman? Bir avuç yurt toprağı ne kadar değerliyse, ağaç sevgisi de o kadar değeri olmalıdır. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanıp bize emânet edilen topraklarımızı koruyan yüce örtüyü, ormanları korumamız vefâ borcumuz olmalıdır. Damarlarımızdaki kan, nasıl hayatın sulağı ise, büyük ağaç toplulukları ormanlarımız da, topraklarımızın soluyan ciğeri, besleyen kanı ve yaşatan canıdır!.. Orman, toprağı korumada bir örtü görevini yapar. Ağaçlardan dökülen yapraklar, toprağın üstünü örterek nemli kalmasını sağlar; böylece su kaybını önler. Zamanla bu yapraklar, çürüyerek gübre olur. Yağan yağmur sularının akışını düzenleyen, rüzgârların hırçınlığını önleyen yine ormandır. Bölgeler, iklim değişikliğini ormanlara borçludurlar. Akarsu kaynakları da ormanla düzenlenir Irmakların akışına düzenli ve kararlı bir akış sağlanır. Ormanların, tabii güzellikleri iç ferahlatan görünüşleri şiir, hikâye ve romanlara konu olmuş ve olmaktadır. Ormanlar varlıklarıyla bulunduğu yurt köşelerimize değer üzerine değer katarlar. 47

49 F.1.1. Ormanların Yararları Ormanların Yararları ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Yeri Orman Ekosistemi canlı ve cansız çevrenin aralarında oluşturdukları karşılıklı ve dinamik ilişkiler nedeniyle doğal olayların düzenli bir şekilde meydana gelişinin emniyet altına alınmasında ve dünya üzerindeki tüm canlıların yaşam ve gelişimlerini etkileyen önemli bir birliktir. Böylece insan yaşamı için önemli olan koruma ve çevresel fonksiyonları bünyesinde barındırır. İnsanoğlunun yüzyıllardır 6000 den fazla kullanım yeri olan odun hammaddesi gereksinimi karşılayan ormanlar, ormansızlaşma, orman örtüsündeki değişmeler sonucunda ortaya çıkan çevresel etkilerden dolayı diğer fonksiyonları nedeniyle dikkat çekici olmuştur. Toplum orman kaynaklarının sunduğu ana ürünlerden başka Ormanın Ekolojik İşlevleri olarak tanımlanan çevre koruma etkilerinin de olduğu bilincine varmıştır. Bir ağacın ömrü boyunca ürettiği fonksiyonel değerin odun hammaddesi olarak ürettiği değerin 2000 katı olduğu belirtilmektedir. Ormanların Su Üretimi ve Toprak Koruma İşlevleri Nüfusun hızla artışı, kaliteli içme, kullanma suyu gereksiniminin karşılanmasını zorlaştırmaktadır. Ormanlar, yaprak ve sürgünlerinin oluşturduğu tepe tacı, kaba ve çatlaklı kabuğu ile yağmur hızını azaltarak çıplak arazilerde kolaylıkla meydana gelen damla erozyonunu engeller. Orman ölü örtüsü üst toprakta gözenekli bir yapı oluşturduğu için suyun infiltrasyonunu kolaylaştırır. Özellikle kurak alanlarda ağaçlar sis gibi yağışları tutma kapasitesine sahiptir. Yağış sularının yüzeysel akışlı kaybı önlendiği, sızıntı ile suyun toprakta depolandığı, içme ve kullanma için kaliteli su sağladığı için ormanlar önemli görevler üstlenmişlerdir. Türkiye nin yaklaşık ¼ ü ormanlar ile kaplı olduğuna göre ve bu ormanlar dağlık arazilerde geniş alanlar kapladığı için kaliteli su üretimi bakımından son derece önemli doğal kaynaklardır. Bundan dolayı günümüzde su temininde ormanların hidrolojik fonksiyonları üzerinde önemle durulmaktadır. Atmosferdeki su buharının yoğunlaşması sonucunda oluşan yağışın bir kısmının daha yeryüzüne ulaşmadan buharlaşmakta olduğu, bir kısmın ise bitki örtüsünün yaprak ve dal gibi toprak üstü kısımları tarafından tutularak toprağa ulaşmadan buharlaştığı görülür. Bitkilerin toprak üstü kısımları tarafından tutulup toprağa varmadan buharlaşan yağışa intersepsiyon denmektedir. Bitki örtüsünün toprak üstü kısımlarına düşen yağışın bir bölümü de gövdeden akmak suretiyle toprağa ulaşmaktadır. Toprak yüzeyine ulaşan yağış sularının bir kısmı toprak içine girmekte (infiltrasyon) bir kısmı da buna fırsat bulamadan buharlaşmaktadır. Böylece toprak yüzeyinden buharlaşma ile yağış sularının bir kısmı tekrar atmosfere dönmektedir. İnfiltrasyonla toprağa girmeyen suyun bir bölümü toprak yüzeyinde yüzeysel akış haline geçmekte ve derelere, ırmaklara, göllere ve denizlere akmaktadır. Toprak yüzeyinden içeriye sızan (infiltrasyon) su ile kısmen yüzey altı akışı halinde toprak kök zonunda hareket etmektedir. Diğer bir kısmı da yerçekimi ile daha derinlere sızmakta, bunlar da yeraltı sularını, taban suyunu beslemekte ve kaynaklar biçiminde tekrar yeryüzüne çıkmaktadır. Derinlere sızan bir kısım su da daha derinlere inerek taban suyu yoluyla ırmak ve denizlere ulaşmaktadır. Yine toprak yüzeyinden içeriye sızan suyun bir bölümü yer çekimine karşı toprak tarafından tutulmakta ve bu sudan bitkiler yararlanmaktadır. Yararlanılan suyun bir kısmı terleme (transpirasyon) olayı ile bitki yapraklarından atmosfere yitirilmektedir. Yağış suyu bu dolaşım sırasında bazen seller meydana getirerek toprakları ve yeryüzündeki diğer cisimleri sürükleyerek taşır, onları deniz ve göllere ulaştırır, bazı durumlarda ise büyük bir kısmı ile toprağın içine sızar. İşte bu iki durum su temini bakımından bazı problemler yaratır. Bu problemin niteliği sadece yağış miktarına, yağışın sene içindeki dağılışına ve şiddetine göre değişmez. Bu hususta bilhassa yeryüzü şekli, bitki örtüsü ve toprak özelliklerinin rolü büyüktür. Bitki örtüsü intersepsiyon yoluyla yağış miktarının önemli bir bölümü daha toprak yüzeyine varmadan azaltır. İntersepsiyon miktarı bitki örtüsü durumuna; bitki türü, yaşı ve kapalılığı; yağış şiddeti ve mevsimlere bağlı olarak değişir. Örneğin, yıllık ortalama intersepsiyon miktarı orman örtüsü oluşturan değişik ağaç türlerinde % 12-37, çalı formasyonunda % 4-14 ve çayır formasyonunda % arasında değişmektedir. Öte yandan orman ağaçlarının iğne yapraklı ve yapraklı oluşuna göre de intersepsiyon miktarında önemli değişmeler görülmektedir. Bu konuda ülkemizde yapılan araştırmalarda karaçamın, meşe, kayın ve gürgene göre çok daha fazla intersepsiyona sebep olduğu ortaya konmuştur. 48

50 Bitki örtüsü toprak yüzeyine ulaşan suyun hareketini etkilemektedir. Bu etki yüzeysel akışın azaltılması ve infiltrasyonun artırılması şeklinde görülür. Ancak bitki formasyonlarının bu yöndeki rolleri birbirinden farklı olmaktadır. Örneğin Balcı tarafından Elmalı Barajı yağış havzasında yapılan karşılaştırmalı bir araştırmada toplam yağışın % 82 sinin baltalık ormanda toprağa sızdığı, geri kalan % 18 inin ise yüzeysel akışa geçtiği, buna karşılık bu oranların çayırla kaplı arazide % 64 ve % 36 olduğu belirlenmiştir. Tabidir ki bitki örtüsü yüzeysel akışın miktarını azaltması ölçüsünde erozyonu da önlemektedir.bitki örtüsünün (orman, çalı ve otsu vejetasyon) toprak yüzeyinde biriktiği ölü örtü büyük bir su depolama kapasitesine sahiptir. Yapılan bir araştırmada kayın meşceresi altında gelişen ölü örtünün su tutma kapasitesi % 392, meşede ise % 380 bulunmuştur. Ölü örtünün bu özelliği yağışın toprağa ulaşmasını geciktirmekte ve bu durum dere akımlarına olumlu bir şekilde yansımaktadır. Yapılan bir araştırmada ölü örtünün yüksek sel akımlarının oluşmasında zaman ve büyüklük bakımından azaltıcı tampon bir etki yaptığı ortaya konmuştur. Ölü örtü sadece su depolama özelliği ve yağış sularının derelere ulaşma zamanı üzerindeki etkisi yönünden değil toprağa kazandırdığı bazı fiziksel özellikler nedeniyle infiltrasyon, perkolasyon, yüzeysel akış ve erozyon, su kalitesi gibi çeşitli hidrolojik koşullar bakımından da son derece önemlidir. Bitkilerin hidrolojik devre üzerindeki bir diğer önemli etkileri de topraktan aldıkları suyu transpirasyon yoluyla atmosfere kaybetmeleri olayıdır. Transpirasyonu ışık, sıcaklık, havanın nemi, buhar basıncı, rüzgâr ve toprak nemi gibi çevresel faktörlerin etkilemesi yanında bitkisel ve fizyolojik faktörler de önemli ölçüde etkilemektedir. Nitekim transpirasyonla kaybedilen su miktarının bitki cinsine göre büyük ölçüde değiştiği yapılan ölçmelerle belirlenmiştir. Örneğin, bu miktar yaşındaki Kayında yılda mm iken aynı yaştaki Ladin de mm ve yaşlı okaliptüste 1200 mm olarak gerçekleşmektedir. Ormanların transpirasyonla bir yılda harcadığı su miktarı Boreal bölgelerde (serin kuzey enlemlerinde) 70 mm, tropik ormanlarda ise mm yağış suyuna karşı gelecek miktarlardadır. Yıllık ortalama yağışın mm olarak hesaplandığı Belgrad ormanında buharlaşma ile kaybedilen su miktarı (bu miktar intersepsiyon, toprak yüzeyinden buharlaşma ve transpirasyonu kapsamaktadır) 55 yaşındaki Meşe meşceresinde mm, 23 yaşındaki karaçam meşceresinde mm ve 17 yaşındaki Gürgen- Meşe baltalığında mm bulunmuştur. Bu sayısal değerler ağaçların topraktaki suyu bir drenaj kanalı gibi azalttığını göstermektedir. Bu da sınırlı yağışı ve toprak suyu olan bölgelerde uygun ağaç türü yetiştirilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Tarım yapılan bir arazide 100 kg yağış suyunun toprağa tamamen sızması için 1 saat 9 dakikalık bir süre geçmiştir. Orman toprağı için bu sürenin 2 dakika 50 saniye olduğu belirlenmiştir. Buna göre tarım topraklarında erozyonla toprak kaybının, orman topraklarından kat daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle sürdürülebilir bir tarım politikasında, Ormanlar tarım topraklarının sigortasıdır denmektedir. Bir havzada orman örtüsünde yapılan müdahalelerle buharlaşmayla olan su kaybı miktarı değiştirilmektedir. Yalnız ormanı kaldırmak ve seyrelmekten değil bir havzadaki ağaç cinsini yapraklıdan iğne yapraklıya çevirmekle bile bu miktar değişmektedir. Nitekim doğal bitki örtüsü yapraklı ağaçlardan oluşan Belgrad ormanında yapraklı ağaçların kaldırılıp yerine Kara Çam getirildiğinde toplam buharlaşma ile (intersepsiyon + toprak yüzeyinden buharlaşma) meydana gelen su kaybı yılda hemen yanındaki Meşe meşceresine göre 41 mm, Gürgen ve Meşeden oluşan baltalık meşceresine göre ise 113,5 mm daha fazla olmaktadır. Bu fazlalığı meydana getiren etken karaçam meşcersinde intersepsiyon miktarının çok yüksek oluşudur. Öte yandan ormanlar tepe örtüsü ve toprak florası ölü örtü denen humus tabakası ile ve toprağa kazandırdığı iyi hidrolojik özellikler nedeniyle ormansız havzalara kıyasla derelerdeki sel akımlarını azaltmakta, bunları geciktirmekte ve yarı kurak bölgelerde devamlı akımları yaz ortalarına kadar uzanmaktadır. Böylece hem sel akımlarına engel olmakta veya yüksek akımları önemli ölçüde azaltmakta hem de erozyon ve sedimentasyonu önlemektedir. Araştırma sonuçları ve yapılan irdelemeler göstermektedir ki su verimini artırmak için düşünülen tedbir ve uygulamalarla taşkın, sel ve erozyonu önlemek için yapılması gereken uygulama önerileri bir birleriyle çelişki içindedir. Örneğin, havzada su üretimine yardımcı olmak amacıyla yapılacak uygulamalarda su kaybı daha az olan yapraklı orman tesisi söz konusu iken erozyon ve taşkını önleme ön plana geçince sık büyüyen ve daimi yeşil kalan vejetasyon örtüsünün getirilmesi gerekir. O nedenle havza amenajmanı uygulamalarında havzadaki karmaşık ilişkilerin iyi saptanması, havzanın idaresindeki asıl amaç veya amaçlar grubunun çok iyi bilinmesi ve planlanması, ondan sonra da havzadaki vejatatif ekosistemin yaşayan ve dinamik bir bütün olduğu asla dikkatten uzak tutulmadan olumlu ve en hassas müdahalenin yapılması gerekmektedir. 49

51 Ormanların İklimi Etkileme İşlevleri Ormanlar rüzgârın hızını düşürerek rüzgârların kurutucu etkileri azaltır. Özellikle tarım alanlarında rüzgâr perdeleri ve koruyucu orman şeritlerinin kurulması tarımsal üretimin arttırılması bakımından önemlidir. Ormanlar aşırı sıcaklık değişimlerini önler. Yazın daha serin, kışın daha ılıman iklim koşulları yaratır. Aynı şekilde orman havası gündüz daha serin geceleri ise daha sıcak olur. Hava nemini arttırarak yağışların da artmasını sağlar. Tüm dünyada iklim değişikliğine yol açan sera etkisiyle meydana gelen ısınmanın şiddetini azaltır. Sera etkisine neden olan gazların başında karbondioksit gelmektedir. Ormanlar fotosentez için önemli miktarda karbondioksit harcayarak atmosferdeki konsantrasyonunu düşürür. Tropik ormanların iklim düzenleme bakımından yarattığı ekolojik üretimin parasal değeri yıllık 3.7 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. ORMAN ALANI MİKTARI: KIRKLARELİ ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ ORMAN VARLIĞI TABLOSU Şefliği Verimli Koru Bozuk Koru Ormanlık Alan Ormansız Alan 50 GENEL TOPLAM Değirmendere , , , ,236.5 Dereköy 7, , , , ,203.5 Kırklareli 17, , , , ,198.0 Kirazpınar 10, , , ,329.0 Kofçaz 6, , , , ,532.0 Lüleburgaz 4, , , , ,652.5 Pınarhisar 11, , , , ,196.5 Üsküp 9, , , , ,654.5 TOPLAM 76, , , , , YILI SONU İTİBARİYLE ÜRETİM DURUMU ÜRÜNÜN CİNSİ BİRİMİ ÜRETİM MİKTARI İbreli Tomruk M3 157,823 İbreli Maden Direk M3 756,432 İbreli Yuv. San. M3 0 İbreli Lif Yonga STER 8006 İbreli Kağıtlık Odun M3 0 Yapraklı Tomruk M ,157 Yapraklı Maden Direk M3 1220,302 Yapraklı İnce Sanayi STER 1239 Yapraklı Lif Yonga STER Yapraklı Kağıtlık Odun M3 100,455 Yapraklı Yakacak Odun STER YILI SONU İTİBARİYLE ÜRETİM MİKTARININ İLÇELERE GÖRE DAĞILIMI Ürün Cinsi Birimi Merkez Kofçaz Pınarhisar Lüleburgaz TOPLAM İbreli Tomruk M3 111,362 3,775 42, ,823 İbreli Maden Direk M3 721,285 14,683 20, ,432 İbreli Yuv. San. M İbreli Lif Yonga STER İbreli Kağıtlık Odun STER Yapraklı Tomruk M3 6550, , , ,157 Yapraklı Maden Direk M3 507, , , ,302 Yapraklı İnce Sanayi STER Yapraklı Lif Yonga STER Yapraklı Kağıtlık Odun M3 100, ,455 Yapraklı Yakacak Odun STER

52 KIRKLARELİ ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜNÜN YILLAR İTİBARİYLE YANGINLARINA AİT KARŞILAŞTIRMA CETVELİ Yıllar Çıkan yangın sayısı Toplam Yanan Alan (Ha.) , , , , , , , , , , YIL SONU SiVİL KÜLTÜR PROĞRAM VE GERÇEKLEŞMELER FAALİYET PROGRAM (Ha.) GERÇEKLEŞME(Ha.) Tabii Gençleştirme Gençlik Bakımı Sıklık Bakımı Kültür Bakımı Koruya Tahvil Rehabilitasyon KIRKLARELİ ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ SİLVİKÜLTÜR(ORMAN TESİS ETME) FAALİYETLERİ

T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU

T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU T.C. KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU 2009-1 - İÇİNDEKİLER COĞRAFİ KAPSAM 5 DOGAL KAYNAKLAR 16 HAVA (ATMOSFER VE İKLİM 24 SU 30 TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU

KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ KIRKLARELİ İL ÇEVRE DURUM RAPORU 2006-0 - İÇİNDEKİLER COĞRAFİ KAPSAM 2 DOGAL KAYNAKLAR 12 HAVA (ATMOSFER VE İKLİM 18 SU 23 TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI 29 FLORA-FAUNA

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi TARİH Tarihi kaynaklar bize, Adapazarı yerleşim bölgesinde önceleri Bitinya'lıların, ardından Bizanslıların yaşadıklarını bildirmektedir. Öte yandan, ilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre; Sakarya

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ŞANLIURFA YI GEZELİM ŞANLIURFA YI GEZELİM 3. Gün: URFA NIN KALBİNDEN GÜNEŞİN BATIŞINA GEZİ TÜRKİYE NİN GURURU ATATÜRK BARAJI Türkiye de ki elektrik üretimini artırmak ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki 9 ili kapsayan tarım

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Hadrianopolis ten Edrine ye : Bizans Dönemi.......... 4 0.2 Hadrianopolis Önce Edrine

Detaylı

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara Batı Menteşe Dağları denir. Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir. yukarıda adı geçen dağlardan oluşan "Doğu Menteşe Dağları" arasında arasında Çine Çayı Vadisi uzanır. Aydın iline

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan 2012 17:25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs 2012 14:22

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan 2012 17:25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs 2012 14:22 Batman'ın tarihi hakkında en eski bilgiler halk hikayeleri, mitler ve Heredot tarihinde verilmektedir. Ortak verilere göre MED kralı Abtyagestin'in torunu Kyros karsıtı Erpagazso M.Ö. 550 yilinda yenilince

Detaylı

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail.

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail. ÇANAKKALE İli, AYVACIK İLÇESİ, KÜÇÜKKUYU BELDESİ,TEPE MAHALLESİ MEVKİİ I17-D-23-A PAFTA, 210 ADA-16 PARSELE AİT REVİZYON+İLAVE NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU Ö:1/5000 25/02/2015 Küçüksu Mah.Tekçam

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

Finlandiya nın Tarihçesi

Finlandiya nın Tarihçesi Finlandiya Yüzölçümü :338.145 km 2 Nüfusu :5.175.783 İdare şekli :Cumhuriyet Başkenti :Helsinki Önemli şehirleri :Tampere, Espoo, Turku Dili :Fince Dini :Hristiyanlık Para birimi :Euro, Fin Markası Finlandiya

Detaylı

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir. Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ Erzurum, 2015 Proje adı Şenkaya ilçe merkezinin mekan olarak değiştirilmesi

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş Özalp Tarihçesi: Özalp ilçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla bu günkü Saray ilçe merkezinde kurulmuştur. 1948 yılında bu günkü Özalp merkezine taşınmış ve burası ilçe merkezi haline dönüştürülmüştür. Bölgede

Detaylı

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür. Akarsularla boşaltılmış ovalar daha çok Kütahya'nın güneyinde ve güneybatısında, başka bir tarifle Murat Dağı'nın kuzey ve kuzeydoğusunda yer almaktadırlar. Bunlar: Adırnaz Çayı ve Kocaçay'ın yukarı çığırlarındaki

Detaylı

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek SİLİVRİ Coğrafi Durum: Silivri 41 derece 03 kuzey paraleli ve 28 derece 20 doğu meridyenlerinin birleştiği noktada,istanbul iline bağlı ve il merkezinin 67 km batısında, Marmara Denizi sahilindedir. İlçe

Detaylı

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ İ İ İ İ Ğ TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİ NEOTEKTONİK HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI-2 TÜRKİYE PALEOZOİK ARAZİLER HARİTASI TÜRKİYE

Detaylı

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz.

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz. A-) Aşağıdaki bilgilerden doğru olanın yanına (D), yanlış olanın yanına (Y) yazınız. 1-( ) Ege Bölgesi nde dağlar kıyıya paralel uzanır. 2-( ) Çarşamba ve Bafra Karadeniz kıyısındaki delta ovalarımızdır.

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ 1/6 KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ Kütahya nın eski çağlara kadar uzanan engin bir tarihi vardır. Tarih öncesi çağlara ait bu gün için elimizde ciddi ve tarihi belge yoktur. Çok eski bir efsaneye göre,

Detaylı

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım İTALYA FİZİKİ ÖZELLİKLERİ Coğrafi konum Yer şekilleri İklimi BEŞERİ ÖZELLİKLERİ Nüfusu Tarım ve hayvancılık Madencilik Sanayi,Turizm,Ulaşım İTALYANIN KİMLİK KARTI BAŞKENTİ:Roma DİLİ:İtalyanca DİNİ:Hıristiyanlık

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

İnce Burun Fener Fener İnce Burun BATI KARADENİZ BÖLGESİ KIYI GERİSİ DAĞLARI ÇAM DAĞI Batıdan Sakarya Irmağı, doğudan ise Melen Suyu tarafından sınırlanan ÇAM DAĞI, kuzeyde Kocaali; güneyde

Detaylı

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti HALFETİ İLÇEMİZ Halfeti Şanlıurfa merkez ilçesine 112 km mesafede olan ilçenin yüzölçümü 646 km² dir. İlçe; 3 belediye, 1 bucak, 36 köy ve 23 mezradan oluşmaktadır. Batısında Gaziantep iline bağlı Araban,

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ ORDU DOĞAL SİT ALANLARI SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ BAYADI KÖYÜ KURUL KAYALIKLARI 1. DERECE ARKEOLOJİK VE DOĞAL SİT ALANI, 3. DERECE DOĞAL SİT

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce İNGİLTERE DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Sterlin 1.

Detaylı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı SURUÇ İLÇEMİZ Suruç Meydanı Şanlıurfa merkez ilçesine 43 km uzaklıkta olan ilçenin 2011 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 100.912 kişidir. İlçe batısında Birecik, doğusunda Akçakale, kuzeyinde Bozova İlçesi,

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ Okulumuz Gezi İnceleme ve Tanıtma Kulübümüz 17-18 Ocak 2015 tarihinde bir gece konaklamalı KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA gezisi gerçekleştirdi.. 17 Ocak 2015 Cumartesi sabahı

Detaylı

FRANSA. Turizm,Ulaşım,Sanayi. www.sosyal-bilgiler.com

FRANSA. Turizm,Ulaşım,Sanayi. www.sosyal-bilgiler.com FRANSA FİZİKİ ÖZELLİKLERİ Coğrafi konum Yer şekilleri İklimi BEŞERİ ÖZELLİKLER Nüfusu Tarım,Maden Turizm,Ulaşım,Sanayi www.sosyal-bilgiler.com FRANSANIN KİMLİK KARTI Başkenti: Paris Dili: Fransızca Dini:

Detaylı

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011 Birecik Turizm Envanteri Projesi Bu kitabın içeriğinden sadece Birecik İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliği sorumludur ve bu içeriğin herhangi bir şekilde DPT'nin veya Karacadağ kalkınma Ajansı'nın

Detaylı

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU Osmanlı Devleti nin 19. yüzyılda uyguladığı denge siyaseti bekleneni vermemiş; üç kıtada sürekli toprak kaybetmiş ve yeni yeni önem kazanan petrol Osmanlı

Detaylı

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA COĞRAFİ KONUM COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA Yeryüzünün belli bir bölümünü FİZİKİ coğrafya BEŞERİ ve gösterir. EKONOMİK -Doğa olaylarını -Kıtalar coğrafya konu alır. -Ülkeler -İnsanlar ve -Klimatoloji

Detaylı

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden doğrulamasını yaptırınız. Korunan Alanın Yeri

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 234 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNE AİT

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 234 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNE AİT GÖLMARMARA (MANİSA) GÖLMARMARA MAHALLESİ, 234 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNE AİT NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU HAZIRLAYAN etüdproje TEL/FAKS:0 236 713 09 36 M. PAŞA CAD. UĞURSOY İŞHANI KAT:2

Detaylı

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI Avusturya da un üretimi sağlayan 180 civarında değirmen olduğu tahmin edilmektedir. Yüzde 80 kapasiteyle çalışan bu değirmenlerin ürettiği un miktarı 500 bin

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Köprüleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Köprüleri......................... 4 0.1.1 Gazimihal Köprüsü.................... 4 0.1.2 Beyazid Köprüsü.....................

Detaylı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele MUĞLA İLİ, FETHİYE İLÇESİ, GÖCEK MAHALLESİ, 265 ADA 1 PARSEL, 266 ADA 1 PARSEL 433 ADA 1 PARSEL ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele 1 İÇİNDEKiLER BÖLUM -1: TAŞINMAZLARA YÖNELiK MEVCUT DURUM ANALiZi...

Detaylı

1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır.

1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır. 1. Yeryüzünde Yaşam 1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır. 1.2 MATEMATİK KONUM Dünya üzerindeki bir

Detaylı

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları 2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Menderes İlçesi: Menderes ilçesine bağlı Oğlananası Köyü ne yakın, köyün 3-4 km kuzeydoğusunda, Kısık mobilyacılar sitesinin arkasında yer alan büyük

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MANİSA TURGUTLU URGANLI TERMAL TURİZM MERKEZİ 1/25000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PLAN NOTU İLAVESİ AÇIKLAMA RAPORU 2017-ANKARA 1 ALAN TANIMI

Detaylı

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine Menteşe Yöresi denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi MENTEŞE YÖRESİ MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi Bizanslıların elinde bulunuyordu. Bizanslıların

Detaylı

BURSA İLİ, GEMLİK İLÇESİ, FINDICAK MAHALLESİ, H22B17B2C PAFTA, 121 ADA, 208 NOLU PARSELE AİT 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI RAPORU

BURSA İLİ, GEMLİK İLÇESİ, FINDICAK MAHALLESİ, H22B17B2C PAFTA, 121 ADA, 208 NOLU PARSELE AİT 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI RAPORU BURSA İLİ, GEMLİK İLÇESİ, FINDICAK MAHALLESİ, H22B17B2C PAFTA, 121 ADA, 208 NOLU PARSELE AİT 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI RAPORU 1.Gemlik Tarihçesi: Gemlik kurulduğu tarihten itibaren bu güne kadar

Detaylı

MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU ÖLÇEK:1/1000 Pafta No: 23 - O - I c Parsel No:

Detaylı

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI KIRKLARELİ. Kırklareli nin Sadece Bugününü Değil Geleceğini de Düşünüyoruz

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI KIRKLARELİ. Kırklareli nin Sadece Bugününü Değil Geleceğini de Düşünüyoruz T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI KIRKLARELİ Kırklareli nin Sadece Bugününü Değil Geleceğini de Düşünüyoruz NİSAN 2015 KIRKLARELİ NİN GELECEĞİ PARLAK BAHTI AÇIK KIRKLARELİ NİN SADECE BUGÜNÜNÜ DEĞİL GELECEĞİNİ

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur. 1 2 MİLAS MÜZE MÜDÜRÜ HALUK YALÇINKAYA TARAFINDAN YAZILMIŞ RAPOR Muğla, Yatağan

Detaylı

SELMA KISA PLANLAMA TEKİRDAĞ İLİ, KINALI-SARAY DEVLET YOLU BÜYÜKYONCALI GEÇİŞİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

SELMA KISA PLANLAMA TEKİRDAĞ İLİ, KINALI-SARAY DEVLET YOLU BÜYÜKYONCALI GEÇİŞİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU SELMA KISA PLANLAMA TEKİRDAĞ İLİ, KINALI-SARAY DEVLET YOLU BÜYÜKYONCALI GEÇİŞİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU AĞUSTOS, 2017 İÇİNDEKİLER AMAÇ... 2 KAPSAM... 2 YÖNTEM... 2 1.

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

Yüzölçümü: 6.550 km². Nüfus: 328.461 (2000) İl Trafik No: 39

Yüzölçümü: 6.550 km². Nüfus: 328.461 (2000) İl Trafik No: 39 KIRKLARELİ Yüzölçümü: 6.550 km² Nüfus: 328.461 (2000) İl Trafik No: 39 Bir sınır kenti olan Kırklareli'nde Antik dönem, Orta Çağ, Bizans, ve Osmanlı kültürünü yansıtan birçok eserler bulunmakta olup, kıyı

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 NİKSAR EFKERİT VADİSİ DOĞAL VE ARKEOLOJİK SİT ALANI 2 ZİLE EVRENKÖY MAĞARASI 2. DERECE DOĞAL SİT ALANI 3 PAZAR BALLICA MAĞARASI 2. DERECE DOĞAL SİT

Detaylı

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler Teslim Edilen: Hazırlayan: IC-Astaldi JV AECOM Ankara, Türkiye Turkey AECOM-TR-R599-01-00 2 Ağustos 2013 Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi

Detaylı

T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX

T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX AĞUSTOS 2014 DÜZCE TURİZM YATIRIM ALANLARI T.C. DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU ÖLÇEK:1/1000 Pafta No: K19-d-02-a-3a / K19-d-02-a-4b PİM PLANLAMA BÜROSU Yılmaz Şevket KOCATUĞ / Şehir Plancısı Yarhasanlar

Detaylı

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 6920 VE 6921 PARSELLERE AİT

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 6920 VE 6921 PARSELLERE AİT GÖLMARMARA (MANİSA) GÖLMARMARA MAHALLESİ, 6920 VE 6921 PARSELLERE AİT NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU HAZIRLAYAN etüdproje TEL/FAKS:0 236 713 09 36 M. PAŞA CAD. UĞURSOY İŞHANI KAT:2 NO:146/217

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı Birecik ilçesi Şanlıurfa Merkez ilçesine 80 km uzaklıkta olup, yüzölçümü 852 km2 dir. İlçe merkez belediye ile birlikte 3 belediye ve bunlara bağlı 70 köy ve 75 mezradan

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-3 COĞRAFYA-1 TESTİ 26 HAZİRAN 2016 PAZAR Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU ÖLÇEK:1/1000 Pafta No: K19-d-01-b-3b / K19-d-02-a-4a PİM PLANLAMA BÜROSU Yılmaz Şevket KOCATUĞ / Şehir Plancısı Yarhasanlar

Detaylı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atoller (mercan adaları) ve Resifler Atol, hayatlarını sıcak denizlerde devam ettiren ve mercan ismi verilen deniz hayvanları iskeletlerinin artıklarının yığılması sonucu meydana gelen birikim şekilleridir.

Detaylı

Şekil 1: Planlama Alanının Bölgedeki Konumu

Şekil 1: Planlama Alanının Bölgedeki Konumu EDİRNE İLİ 1/25 000 ÖLÇEKLİ 1. PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI Planlama alanı, Edirne İli, Merkez İlçe, Tayakadın Köyü, Karakoltepe Mevkii, 34 Pafta, 164 Ada, 27 Parselin bulunduğu alanı kapsamaktadır.

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR

ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR Ülkelerin Gelişmişliğini Belirleyen Faktörler Coğrafya Öğretmeni Gelişmeyi tek bir ölçütle ifade etmek, ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarındaki farklılık

Detaylı

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Çekerek ırmağı üzerinde Roma dönemine ait köprüde şehrin bu adı ile ilgili kitabe bulunmaktadır. Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Antik Sebastopolis

Detaylı

GAZİANTEP İN TARİHÇESİ Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde yer unsurunun önemi büyüktür. Bölgenin, ilk uygarlıklarının doğduğu, Mezopotomva

GAZİANTEP İN TARİHÇESİ Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde yer unsurunun önemi büyüktür. Bölgenin, ilk uygarlıklarının doğduğu, Mezopotomva GAZİANTEP İN TARİHÇESİ Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde yer unsurunun önemi büyüktür. Bölgenin, ilk uygarlıklarının doğduğu, Mezopotomva ve Akdeniz arasında bulunuşu güneyden ve Akdeniz`den

Detaylı