Sayfa KISALTMA L STES... iv. EK L L STES... v. ÖNSÖZ... ix. ÖZET... x. ABSTRACT... xi 1. G R... 1

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sayfa KISALTMA L STES... iv. EK L L STES... v. ÖNSÖZ... ix. ÖZET... x. ABSTRACT... xi 1. G R... 1"

Transkript

1 Ç NDEK LER Sayfa KISALTMA L STES... iv EK L L STES... v ÖNSÖZ... ix ÖZET... x ABSTRACT... xi 1. G R Osmanl Bat l la mas ve Yüzy l Mimarl Osmanl Mimarl nda Saraylar YÜZYIL OSMANLI SARAYLARI Yönetim Saraylar Dolmabahçe Saray Y ld z Saray Yazl k Saraylar Ç ra an Saray Di er Önemli 19. Yüzy l Osmanl Saraylar Feriye Saraylar Çifte Saraylar Baltaliman Sahilsaray Tersane Saray /Aynal kavak Kasr Adile Sultan Saray Kas rlar ve Kö kler Ihlamur Kasr Küçüksu Kasr Maslak Kas rlar Adile Sultan Kasr Kalender Kasr Beykoz Kasr Tophane Kasr Ayaza a Kas rlar Av Kas rlar BEYLERBEY SARAYI Eski Saray Sar Kö k Plan Özellikleri Cephe Özellikleri Bezeme Özellikleri Mermer Kö k (Serdab Kö kü) Plan Özellikleri Cephe Özellikleri ii

2 Bezeme Özellikleri Yeni Saray Mabeyn Bölümü Plan Özellikleri Cephe Özellikleri Bezeme Özellikleri Harem Bölümü Plan Özellikleri Cephe Özellikleri Bezeme Özellikleri Deniz Kö kleri Plan Özellikleri Cephe Özellikleri Bezeme Özellikleri Ah r Kö kü Plan Özellikleri Cephe Özellikleri Bezeme Özellikleri Bahçe Düzeni Deniz Kap lar Mü temilat Yap lar De erlendirme ve Sonuç KAYNAKLAR EKLER ÖZGEÇM iii

3 KISALTMA L STES BODA TBMM IRCICA Ba bakanl k Osmanl Devlet Ar ivi Türkiye Büyük Millet Meclisi slam Konferans Te kilat slam, Tarih, Sanat ve Kültür Ara t rma Merkezi. iv

4 EK L L STES Sayfa ekil 1.1 Kubadabad Saray n n restitüsyonu (Sözen, 1990, s. 29) ekil 1.2 Bursa Saray (Sa d ç, 2006, s. 88) ekil 1.3 Manisa Saray (Sa d ç, 2006, s. 88) ekil 1.4 Edirne Saray (Osman, 1989, s. 64) ekil 1.5 Eski Saray (Sa d ç, 2006, s. 95) ekil 1.6 Topkap Saray genel görünümü ekil 1.7 Topkap Saray Vaziyet Plan (Eldem, 1986, s. 116) ekil 1.8 Topkap Sahilsaray (Kuban, 2001, s. 100) ekil 1.9 Mecidiye Kö kü Ön Görünü ü ekil 1.10 Allom un deseninde Alay Kö kü (Eyice, 1994, s. 177) ekil 1.11 Sadabat Saray plan (Eldem, 1986, s. 223) ekil 1.12 Ça layan Kasr plan (Eldem, 1986, s. 226) ekil 1.13 Melling e göre Be ikta Sahilsaray (Sevin, 1999, s. 433) ekil 1.14 Gouffier e göre Kavak Saray (Artan, 1994, s. 494) ekil 1.15 Melling e göre Karaa aç Saray (Kuban, 2001, s. 99) ekil 1.16 Beyhan Sultan Saray (Kuban, 2001, s. 93) ekil 1.17 Melling e göre Hatice Sultan Saray (Sevin, 1999, s. 433) ekil 1.18 Melling e göre Esma Sultan Saray (Kuban, 2001, s. 19) ekil 1.19 Allom a göre Said Pa a Saray (Kuban, 2001, s. 19) ekil 2.1 Dolmabahçe Saray vaziyet plan ( 37 ekil 2.2 Dolmabahçe Saray zemin kat plan (Batur, 1994, s. 92) ekil 2.3 Dolmabahçe Saray genel görünüm ( zm.gov.tr) ekil 2.4 Y ld z Saray vaziyet plan (Eldem, 1986, s. 444) ekil 2.5 Y ld z Saray Büyük Mabeyn ön görünü (Nur Urfal o lu Ar ivi) ekil 2.6 Y ld z Saray Büyük Mabeyn zemin kat plan (Eldem, 1986, s. 445) ekil 2.7 Ç ra an Saray (Sevin, 1999, s. 433) ekil 2.8 Ç ra an Saray vaziyet plan (Eldem, 1986, s. 152) ekil 2.9 Ç ra an Saray zemin kat plan (Eldem, 1986, s. 153) ekil 2.10 Ç ra an Saray deniz cephesi ( zm.gov.tr) ekil 2.11 Feriye Saraylar genel görünüm ( zm.gov.tr) ekil 2.12 Çifte Saraylar ( zm.gov.tr) ekil 2.13 Baltaliman Sahilsaray deniz cephesi ( 59 v

5 ekil 2.14 Aynal kavak Saray (Tu lac, 1993, s. 9) ekil 2.15 Adile Sultan Saray ( 63 ekil 2.16 Ihlamur Kasr ( 64 ekil 2.18 Maslak Kas rlar ( 67 ekil 2.19 Adile Sultan Kasr ( 68 ekil 2.20 Kalender Kasr ( 69 ekil 3.1 Beylerbeyi Saray genel görünüm ( 74 ekil 3.2 Beylerbeyi semti içerisinde saray n konumu ( 74 ekil 3.3 Eski Beylerbeyi Saray (Gülsün, 1992, s. 8) ekil 3.4 Sar Kö k ekil 3.5 Sar Kö k görünü ekil 3.6 Sar Kö k salon ekil 3.7 Sar Kö k iç bezeme ekil 3.8 Mermer Kö k ekil 3.9 Mermer Kö k plan (Eldem, 1986, s. 432) ekil 3.10 Mermer Kö k giri cephesi ekil 3.11 Mermer Kö k iç mekan ekil 3.12 Günümüzdeki Beylerbeyi Saray -Yeni Beylerbeyi Saray ekil 3.13 Beylerbeyi Saray vaziyet plan 1/1000 ( 87 ekil 3.14 Beylerbeyi Saray vaziyet plan 1/5000 (Baraz, 1994, s. 172) ekil 3.15 Mabeyn bölümü görünü ekil 3.16 Mabeyn bölümü deniz cephesi ekil 3.17 Cepheden detay ekil 3.18 Mabeyn Cephesi ekil 3.19 Cepheden detaylar ekil 3.20 Sütun Ba l klar ekil 3.21 Cepheden detay ekil 3.21 Deniz cephesi görünü ü ekil 3.22 Deniz cephesi giri i ekil 3.23 Palazzo della Ragione ekil 3.24 Beylerbeyi Saray ekil 3.25 Selaml k Giri Holü genel görünüm ekil 3.26 Merdivenden detay ekil 3.27 Tavan, 2 Nolu Mekan ekil 3.28 Tavan, 3 Nolu Mekan vi

6 ekil 3.29 Tavan, 4 Nolu Mekan ekil 3.30 Tavan, 5 Nolu Mekan ekil 3.31 Tavan, 6 Nolu Mekan ekil 3.32 Korni, 6 Nolu Mekan ekil 3.33 Havuzlu Salon ekil 3.34 Tavan, 7 Nolu Mekan ekil 3.35 Tavan, 13 Nolu Mekan ekil 3.36 Korni, 13 Nolu Mekan ekil 3.37 Tavan, 14 Nolu Mekan ekil 3.38 Tavan, 15 Nolu Mekan ekil 3.39 Tavan, 16 Nolu Mekan ekil 3.40 Genel görünüm, 17 Nolu Mekan ekil 3.41 Tavan, 17 Nolu Mekan ekil 3.42 Tavan, 17 Nolu Mekan ekil 3.43 Genel görünüm, 18 Nolu Mekan ekil 3.44 Tavan, 18 Nolu Mekan ekil 3.45 Genel görünüm, 19 Nolu Mekan ekil 3.46 Tavan, 20 Nolu Mekan ekil 3.47 Tavan, 21 Nolu Mekan ekil 3.48 Genel görünüm, 22 Nolu Mekan-Mavi Salon ekil 3.49 Tavan, 22 Nolu Mekan, yan bölümler ekil 3.50 Genel görünüm, 23 Nolu Mekan ekil 3.51 Tavan, 23 Nolu Mekan ekil 3.52 Genel görünüm, 24 Nolu Mekan ekil 3.53 Tavan, 24 Nolu Mekan ekil 3.54 Genel görünüm, 25 Nolu Mekan ekil 3.55 Genel görünüm, 26 Nolu Mekan ekil 3.56 Tavan, 26 Nolu Mekan ekil 3.57 Tavan, 8 Nolu Mekan ekil 3.58 Tavan, 9 Nolu Mekan ekil 3.59 Genel görünüm, 10 Nolu Mekan ekil 3.60 Tavan, 10 Nolu Mekan ekil 3.61 Tavan, 11 Nolu Mekan ekil 3.62 Tavan, 12 Nolu Mekan ekil 3.63 Genel görünüm, 27 Nolu Mekan vii

7 ekil 3.64 Tavan, 27 Nolu Mekan ekil 3.65 Tavan, 29 Nolu Mekan ekil 3.66 Tavan, 30 Nolu Mekan ekil 3.67 Deniz kö kü ön görünü ekil 3.68 Deniz kö kü plan (Eldem, 1986, s. 438) ekil 3.69 Deniz kö kü görünü ler (Eldem, 1986, s. 438) ekil 3.70 Deniz kö kü detay ekil 3.71 Ah r Kö kü ön görünü ekil 3.72 Ah r Kö kü iç mekan ekil 3.73 Tünel ekil 3.74 Deniz kap s ekil 4.1 Elhamra Saray ndan sütun ba l klar (Saner, 1998, s ) ekil 4.2 Beylerbeyi Saray ve Elhamra Saray ndan sütun ba l klar (Nur Urfal o lu Ar ivi)143 ekil 4.3 Wilhelma Saray (Saner, 1998, s. 20) viii

8 ÖNSÖZ Beylerbeyi Saray, 19.Yüzy l Osmanl Saraylar çindeki Yeri ve De erlendirilmesi ba l kl tez konusu, Osmanl saray mimarl içerisinde akademik aç dan çok ara t r lmam bir konu olmas ve yap n n mimarisinin özgün biçim ve üslup özellikleri sergilemesi nedeniyle mimarl k tarihi alan nda özel bir yeri oldu u dü ünülerek seçilmi tir. Osmanl mimarl içinde saray mimarl d nda ne gibi de i ikliklerin oldu u, Osmanl bat l la mas n n Osmanl mimarl n nas l etkiledi i ve saray mimarl n n bu geli melerle ne ölçüde ba lant l oldu u irdelenmi tir. Beylerbeyi Saray içerisinde yer alan mekanlar numaraland r larak plan, cephe ve bezeme özellikleri aç s ndan incelenmi tir. Yap n n genel olarak biçim ve üslup özellikleri anlat ld ktan sonra 19. yüzy l Osmanl Saraylar n n önde gelenlerinden Dolmabahçe, Ç ra an ve Y ld z Saraylar yla kar la t r lmas yap lm t r. Çal man n sonunda elde edilen veriler derlenerek Beylerbeyi Saray n n Osmanl mimarl ve 19. yüzy l Osmanl Saraylar içerisindeki yeri ortaya konmaya çal lm t r. Böylece Osmanl bat l la mas n n mimari alandaki etkileri, bat dan al nan üsluplar n zamanla stanbul ya da Osmanl ya özgü bir karakter kazanmas ve saray mimarisi içinde gelene in ne ölçüde devam ettirildi i konular na aç kl k getirilmeye çal lm t r. Tezin haz rlanmas sürecinde bana her konuda destek veren ve çal mam yönlendiren Say n Doç. Dr. Nur Urfal o lu na, ayr ca bilimsel katk lar yla çal malar mda bana yol gösteren Doç. Dr. lknur Altu Kolay a ve Yrd. Doç. Dr. Lütfi Yaz c o lu na, bana destek veren ba ta ailem olmak üzere herkese te ekkür ederim. STANBUL, 2007 Umut AKYÜZ ix

9 ÖZET Tez çal mas n n 1. bölümü Giri k sm ndan olu maktad r. Bu bölümde genel olarak tez çal mas n n seçili amac ve ara t r lmak istenilen konular ele al nm ; saray kavram, Osmanl Saray ve Osmanl bat l la mas irdelenmi tir. Çal man n 2. bölümünde 19. yüzy l Osmanl Saraylar s n fland r lm ; yap lar n tarihsel geli imi ve mimari özellikleri hakk nda genel bilgiler verilmi tir. Saraylar yönetim saray, yazl k saray, kas r ve kö kler olarak s n fland r lm t r. Böylece Beylerbeyi Saray n n 19. yüzy l Osmanl saraylar yla olan benzer ve farkl yönlerini tespit etmek için bir tipoloji ç kart lmaya çal lm t r. Çal man n 3. bölümünde Beylerbeyi Saray n n tarihsel geli imi Eski Saray ve günümüzdeki saray olarak iki dönemde ele al nm, her iki dönemin yap lar n n mimari özellikleriyle ilgili ara t rmalara yer verilmi tir. Günümüzdeki Saray içerisinde yer alan mekânlar numaraland r larak plan, cephe ve bezeme özellikleri aç s ndan incelenmi, yap n n genel olarak biçim ve üslup özellikleri ortaya konmaya çal lm t r. Çal man n sonuç bölümünde elde edilen veriler derlenerek Beylerbeyi Saray n n Osmanl mimarl ve 19. yüzy l Osmanl Saraylar içerisindeki yeri ortaya konmaya çal lm t r. Sarayda bat l la ma etkileri ve gelene in ne ölçüde devam ettirildi i konular na aç kl k getirilmeye çal lm t r. Saray n 19. yüzy l Osmanl Saraylar n n önde gelenlerinden Dolmabahçe, Ç ra an ve Y ld z Saraylar yla kar la t r lmas yap lm ; yap lar n tarihsel süreç içerisinde birbirlerinden etkile imleri, benzer ve farkl yönleri tespit edilmeye çal lm t r. Anahtar Kelimeler: Osmanl, Saray, Bat l la ma, Beylerbeyi Saray. x

10 ABSTRACT Section 1. Comprises the introduction, which includes the objective in view in selecting the subject in general. Some subjects like the theme of Palace, Ottoman Palace and Westernization / Evolution of Ottoman Empire are defined. Section 2. A classification of 19th century Ottoman Palaces is done. The history and the Architectural properties of these buildings are explained. The palaces are classified as administration palaces, summer palaces and pavilions. By this way, a typology which can be used to determine the similar or different properties between Beylerbeyi Palace and the other 19th century Ottoman Palaces is made. Section 3. The history of Beylerbeyi Palace is examined in two periods; Old Palace and New Palace. The buildings of these periods are studied and some researhes on their architectural properties are defined. The spaces in Beylerbeyi Palace are numbered and examined according to their plans, aspects and adornment. Section 4. In Conclusion, a comparative study is made for Beylerbeyi Palace in order to determine the similar or different properties between Beylerbeyi Palace and the other 19th century Ottoman Palaces; Y ld z, Dolmabahce and C ragan. The interactions between Beylerbeyi and the other 19th century Ottoman Palaces; traditional and westernization effects in Beylerbeyi Palace are summarized. Key words: Ottoman, Palace, Saray, Westernization, Beylerbeyi Palace. xi

11 1 1. G R Saray kavram n aç klamadan ve Osmanl mimarl nda bat l la ma öncesi saraylardan söz etmeden önce Osmanl mimarl n n bat l la ma öncesi özelliklerini anlamak gerekmektedir. Osmanl mimarl nda kurulu undan y k l na kadar dönem dönem de i imler olmu ve farkl plan, cephe ve süsleme özellikleri görülmü tür. Osmanl Devleti'nin kurulu undan stanbul'un fethine kadar olan, kurulu dönemi mimarisinde, Osmanl mimarisinin baz temel özellikleri ortaya ç km t r. Cami mimarisinde uygulanan de i ik plan kurulu lar bu dönemin ana özelli idir. Bu dönemde in a edilen camiler; zaviyeli camiler, tek kubbeli camiler ve çok kubbeli camiler olarak üç bölüm halinde ortaya ç km t r. znik teki Hac Özbek Camii ve Ye il Cami tek kubbeli camilere, Bursa daki Hüdavendigar Cami, Y ld r m Cami, Ye il Cami, Muradiye Cami zaviyeli camilere, Bursa Ulu Camii ise çok kubbeli camilere örnek olarak verilebilir. Tu la ve ta dizilerinden olu an duvar tekni i bu dönem için karakteristik bir özelliktir. Giri cephesinin zengin süslemesine kar l k, öteki cephelerde yal n bir tu la-ta duvar i çili i gözlenir. Sütun ba l klar ise mukarnasl klasik dönem ba l klar n n öncülerinden say labilir. Bu dönemde in a edilen külliyeler; cami, medrese, mektep, imaret, ifahane, türbe, hamam ve hanlar içine alm t r. Bu yap lar belli bir eksen düzeni olmadan, da n k olarak kurulmu lar, in aatta arazinin özellikleri, yüksek ve alçakta kalan alanlar de i tirilmeden kullan lm t r. Cami ve medrese yap lar birbirine yak n olarak yerle tirilirken, hamam ve han yap lar bunlar n uza na in a edilmi tir. Bu dönemdeki mimari eserlerde çini, önemli bir süsleme unsuru olarak kullan lm t r. Geometrik süsleme örnekleriyle, sülüs ve kufi yaz motiflerin de yer ald süsleme örnekleri, genel olarak bitkisel motiflerden meydana gelmi tir (Aslanapa, 2003, s.218). stanbul'un fethinden, Mimar Sinan n mimar ba olarak vazife ald 1535 y l na kadar uzanan dönem, Osmanl klasik dönem mimarisinin alt yap s n olu turan klasi e haz rl k ya da geçi dönemidir. Bu dönemde camilerden ba ka; medrese, hamam, ticarî yap, türbe, saray, kale ve köprüler yeni üsluplarla in a edilmi tir. Kurulan külliyelerle ehircilik alan nda yeni görü ler ortaya konmu tur. Bu dönemde merkezi kubbeli camilerin yan nda, tabhaneli cami özelli i gösteren camiler, tek kubbeli, çok kubbeli ve çat örtülü camiler in a edilmi tir. stanbul un fethi ile Osmanl sanat na yeni bir canl l k gelmi tir. Bu devirde camiler ve çe itli hay r binalar eklinde geli en mimari eserler, ehirlerin merkezi noktalar na yap lm t r.

12 2 stanbul da fetihten sonra Osmanl lar n yapt rd ilk önemli dini yap grubu, Fatih Külliyesi dir. Osmanl mimarisinin klasik ça Mimar Sinan Dönemi olarak da adland r labilir. Fatih le ba layan, II. Beyaz t döneminde h z kazanan külliye in aat Kanuni döneminde doruk noktas na ula m t r. Bir aç dan klasik döneme Büyük Külliyeler Devri de denilebilir. Kanunî Sultan Süleyman devrinde Mimar Sinan'la ba layan mimari hamle, 17. yüzy lda da devam etmi tir. Mimar Davut, Mimar Dalg ç Ahmet A a'dan ba ka, Mimar Sedefkâr Mehmet A a gibi mimarlar bu dönemde yeti mi tir. Sultanahmet Cami, Eminönü'nde yer alan Yeni Cami gibi büyük ölçekte camilerin yap m gerçekle tirilmi tir (Aslanapa, 2003, s ). Saray kavram na bak ld nda ise; devlet ba kanlar n n veya sultan ve yak nlar n n oturmalar na ayr lm büyük konak olarak tan mlanan saray, Osmanl da sultanlara ait yap lar, sadrazam ve han m sultanlara ait konutlar olarak isimlendirilmi tir. Ba ta padi ahlar olmak üzere, veziriazamlar ve devlet ileri gelenlerinin ikametgâh durumunda olan Osmanl saraylar, içinde baz devlet görevlilerinin çal t, yabanc devlet temsilcileriyle görü melerin yap ld, siyasî ve idarî baz merasimlerin düzenlendi i kurumlar olup, kendine özgü bir yap ya sahiptir (Eldem, 1974, s.106). lk Osmanl saray Osmanl ba kentlerinden Bursa'da yapt r lm t r ancak Timur ordular n n ate e vermesi sonucu 15. yüzy l n ba nda yanm t r (Arseven, 1970, s.586). Edirne'de ise I. Murat zaman nda Eski, II. Murat zaman nda Yeni Saray in a ettirilmi tir. Etraf nda kö kler ve kas rlar yer alan bu saray da günümüze ula amam t r. Fatih Sultan Mehmet zaman nda stanbul'da yapt r lan ve Eski Saray, Saray- Atik olarak da adland r lan ilk saray da bugün mevcut de ildir. Fatih döneminde, Sarayburnu'nda Yeni Saray olarak adland r lan Topkap Saray 'n n ilk bölümleri olu turulmaya ba lanm t r. Kas rlar, kö kler, camiler, mutfaklar, çe meler, harem dairesi gibi 19. yüzy l sonlar na kadar yap lan ilaveler sonucu saray bugünkü durumunu alm t r. Topkap Saray nda Fatih döneminden kalan önemli bölümler aras nda Çinili Kö k ilk akla gelendir. Dört eyvanl plan ile Türk mimarisinin tipik bir yap s d r. Gerek d cephesinde gerekse iç süslemesinde zengin çini örnekler bulunmaktad r. Bu yap da Selçuklu döneminden beri uygulanan mozaik çini tekni inin son örnekleri bulunmaktad r. Giri eyvan n n tamam çini ve s rl tu lalarla süslüdür. Yap daki geometrik süslemenin yan s ra yaz da dekoratif amaçla kullan lm t r (Ülgen, 1999, s ). 18. yüzy la kadarki Osmanl saray gerek boyut, gerekse bezeme aç s ndan çok gösteri siz bir yap d r. Roma ve ran saraylar, Rönesans dönemi saraylar, Erken slam saraylar, Orta Asya ve Hindistan daki Timurlu, lhanl ve Babürlü saraylar Osmanl saray na göre boyut olarak

13 3 çok büyüktürler. Saray kavram n belirlemede bu yap tlar n boyutlar ölçüt al n rsa, 18. yüzy la kadarki Osmanl saray saray olamayacak kadar küçüktür. Tasar mda an tsall n yerine alçakgönüllü bir tutum sergilenmi tir. Avrupal gezginler bu saraylar bat anlay na hiç uymayan yap lar olarak tan mlamaktad rlar. Sokaklardan uzak olmas, büyük holleri sofalar gibi sebepler onlarda bu kan y do urmu tur. Vaziyet plan ise onlara çok da n k gelmi tir. Do an Kuban E er dünyan n di er kültürlerinde, saray ad alt nda bugüne gelmi yap larla kar la t r l rsa, 18. yüzy la kadar Osmanl lar n saraylar olmad kan s na var labilir demektedir (Kuban, 2001, s.64). Osmanl saray mimarisinde iki büyük de i im 18. ve 19. yüzy lda olmu tur. 18. yüzy lda ah ap saray gelene i içerisinde an tsall k geli meye ba lam t r. Sadabat saray ndan sonra sultan saraylar daha büyük ve görkemli yap lmaya ba lanm t r. Özellikle lale devrinden sonra bezeme gelene inin de i mesi ve Avrupa kültürüne yönelme gerçekle mi tir. 19. yüzy lda ise tasar m, bezeme, planlama, gibi mimarinin tümüne yak n k sm nda bat anlay kabul edilmi tir. Saraylar n merkezi bölümleri çevredeki odalara göre daha fazla a rl k kazanm t r. Özellikle Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde Bat 'daki örneklerine göre yeni saraylar in a ettirilmi tir. 19. yüzy lda yapt r lm olan bu saraylar n en önemlileri Ç ra an, Dolmabahçe, Beylerbeyi, ve Y ld z'd r. Ayr ca Göksu, Ihlamur, Aynal kavak, Maslak Kas rlar gibi kö k ve kas rlar da vard r (Kuban, 2001, s.27-28). Saray yap lar içinde yer alan kö kler bahçelerde, k rlarda, aç k yerlerde yer alan k sa süreli dinlenme ve oturma mekânlar d r. Biçimlenme ve üsluplar na göre kö k, kas r, villa gibi adlar alan yap lar n içleri ve d lar bezenirdi. Osmanl padi ahlar dinlenmek ve e lenmek amac yla birkaç saatlerini veya günlerini bu yap larda geçirirlerdi. Ço unlukla kâgir olan yap lar n küçük saray gibi olanlar n n içlerinde ta, mermer ve çini kaplamalara rastlanmaktad r. Dönemin süsleme anlay na göre esas giri in bulundu u cepheler önemlidir ve daha süslüdür. Bu tip yap lara örnek olarak Çinili Kö k, Küçüksu Kasr, Ihlamur Kasr, Bebek Kö kü; Cihannüma Kö kü, ale Kö kü, Maslak Kö kleri, III. Osman Kö kü vb. verilebilir (Eldem, 1974, s.107).

14 4 1.1 Osmanl Bat l la mas ve Yüzy l Mimarl 18. yüzy l ba ndan itibaren Avrupa dan özelliklede Fransa dan etkilenen Osmanl n n siyasi, ekonomik, askeri ve mimari alanda bat dan örnek ald klar n kendi gelene iyle birle tirerek uygulamaya ba lamas ile 18 ve 19. yüzy lda görülen de i imlere genel olarak bat l la ma ve ya bat la ma denmektedir (Urfal o lu, 2002,s. 344) 18. yüzy la gelindi inde, üst üste al nan yenilgilerle kaybedilen topraklar ve kendini yenileyememi yap s yla Osmanl, ilk defa Avrupa kar s nda geri kalm t r. Bunu fark etmeleri belki de ilk defa 18. yüzy l ba nda kendini çok yo un düzeyde hissettirmi tir. Sosyal, kültürel ve siyasal çalkant lar en üst düzeyde ya anmaktad r. Rönesans sonras Avrupa n n geldi i seviye Osmanl da bat kültür ve medeniyetine bir ilgi ve özentinin do mas na neden olmu tur. Ku kusuz bu ilgi halktan daha çok; sarayl, bürokrat, asker gibi Osmanl n n üst kesimindeki ki ilerde olu mu tur. Osmanl daki bu de i im ilk defa kendini Lale Dönemi ad verilen zaman diliminde hissettirmi tir (K l çbay, 1985, s 147) Lale Devri nde stanbul, birçok yenilikler ve de i iklikler ya am t r. Sadrazam Nev ehirli Damat brahim Pa a özellikle Paris ve Viyana dan getirttirdi i projelerden esinlenerek stanbul un imar na el atm t r. lk önce Haliç slah edilmi ve Kâ thane Deresi ve Haliç kenarlar gezinti yerleri haline getirilmi tir. Kâ thane de padi ah için Sadabad Kasr in a edilmi ve etraf lale bahçeleriyle bezenmi tir. Yine bu dönemde Üsküdar, Beylerbeyi, Bebek, F nd kl, Alibeyköy, Ortaköy ve Topkap semtlerinde birçok kö k ve bahçe yap lm, daha önce yang nlarla harap olmu semtler yeniden in a edilmi tir (Çelik, 1996, s.26). Lale Devri nde stanbul un ya ad yenilikler sadece imar sahas nda de ildi. lk olarak bu dönemde itfaiye te kilat kuruldu; ilk matbaa bu dönemde brahim Müteferrika taraf ndan faaliyete geçirildi. Ayr ca bir çini fabrikas, kuma fabrikas ve Yalova kâ t fabrikas bu y llar içerisinde aç ld (Sakao lu, 1994, s.45). Bu dönemde saray hayat nda da büyük de i iklikler olmu tur. Saray halk yaz n geçici olarak Sadabat gibi saraylara ta nmaya ba lam ; saray yap lar de i ti i gibi kentsel ölçekte de küçük de i iklikler olmu tur. Kâ thane mesiresi gibi halka aç k yerler olu turulmu tur. çe dönük ya anan hayat ilk defa d a aç lmaya ba lam t r. Yine bu dönemde Türk mimarisi klasik dönemin son aheserlerini vermi tir. Emetullah Gülnu Valide Cami, Sultan III. Ahmet in Topkap Saray n n önünde ve Üsküdar da yapt rd çe meler, Sultan III. Ahmet

15 5 Kütüphanesi ve Damat brahim Pa a Külliyesi bunlar n ba l calar d r. Lale Devri Patrona Halil isyan yla sona ermi tir. Bu ayaklanma esnas nda dönemin sembolü olan lale bahçeleri ve kö klerin birço u tamamen tahrip edilmi tir (Batur, 1985, s. 1041). Bat l la mayla gelen kimlik de i imi askeriyede, e itimde ve pek çok alanda gerçekle ti i gibi sanat ve mimaride de kendini göstermekteydi. Sanat konusunda Do an Kuban O dönemde sanat n bütün alanlar nda tümel bir ruh de i ikli i, yeni bir kurumla mayla birlikte ortaya ç kmaktayd demektedir (Kuban, 2001, s. 26). 18. yüzy l Osmanl mparatorlu u nda Lale devrinden sonra bat l la ma özelikle III. Selim döneminde h z kazand. Nizam- Cedit ad verilen düzenli ve sürekli ordu kuruldu. Nizam- Cedit askeri için Üsküdar'da Selimiye K las yapt r ld. Selimiye'nin önemi en basta subay lojmanlar ndan meydana gelen bir sitesi, hamam, dükkânlar, s byan mektebi, kütüphanesi ve matbaas yla birlikte yap lm tam bir kompleks olmas ndand r. Bu yüzy lda dini yap lar n yan nda, askeri ve sivil yap larda da önemli bir art kaydedilmi tir. K lalar, mühendishaneler, tersaneler, hastaneler, saraylar ve zarif kö kler in a edilmi tir (Çelik, 1996, s.30). Sanat alan nda bat dan ilk etkilenmeler kuma desenlerinde görülmeye ba lanm t r. 17. yüzy l n sonlar nda bat desenli kuma lar dokunmaya ba lam t r. Bu dönemde mimaride Barok, Rokoko gibi Bat kaynakl üsluplar etkili olmu tur. Barok üslup, mimaride bir yandan Osmanl klasik döneminden farkl mimari çizgiler ve proporsiyon uygulamas na neden olurken öte yandan süsleme alan nda de i ikli e yol açm t r. Ama bu üsluplar n Osmanl sanat ndaki uygulamas nda geleneksel Türk motifleri ve yap tiplerinden vazgeçilmemi tir (Cezar, 1992, s.11). Barok ve rokoko süslemeler önce sadece iç mekanda uygulanm t r. Fakat bu uygulama uzun sürmemi tir. Barok ve rokoko sadece çizim ve desenden ibaret kalmay p mimariyle kayna k vaziyette üç boyutlu düzenlemeler halinde kendini göstermi tir. Böylece mimaride cephede süsleme uygulama dönemi ba lam t r. Baro un Osmanl daki uygulamalar yavan bir taklitçilik eklinde geli me göstermemi tir. On be y l gibi k sa bir süre içerisinde Osmanl Baro u denilebilecek özellikte eserler ortaya konmu tur (Cezar, 1992, s.11). Osmanl Baro u nun genel be eni kazanan eserleri daha çok meydan çe mesi, sebil, selsebil, ad rvan, türbe gibi küçük boyutlu yap lar alan nda kendini gösterir. Özellikle su yap lar n n tasar mlar nda süslü ve zarif eserler ortaya koyma görü ü a r basar. Döneme damgas n vuran en önemli yap tipi ise çe melerdir. Bunlar eskiden oldu u gibi duvar kenarlar na de il, meydanlarda özellikle tören alanlar nda yap lm lard r. Klasik dönemde devletin gücünü göstermek için yap lan çok büyük külliyelerin yerini meydan çe meleri alm t r. Cepheleri

16 6 beyaz mermerle kaplanm, üzerleri barok motif ve alt n yald zl kabartmalarla süslenmi tir. Bu tip bir üslup ortaya ç kmadan önce Lale Devri nin meydan çe melerinde süslemeye gidilmi tir. Lale devrinde ortaya ç kan bu be eni Osmanl Baro u nun ba lang c na da bir zemin haz rlam t r (Ödekan, 1994, s.490). Bu dönemde çe meler ve s byan mektepleri d nda küçük kütüphaneler de yap lm t r. S byan mekteplerinde alt çe me, üstü derslik olacak bir model benimsenmi tir. Divanyolu üzerinde yap lm kütüphanelerde de benzer bir model kullan lm t r. Bunlar n esin kayna n n M s r daki sebil küttablar oldu u söylenebilir. Bu yap lar n alt katlar nda ise S ve C k vr mlar, parmakl klarda e risel formlar, meyve taba motifleri gibi barok ö elere rastlanmaktad r (Arel, 1975, s ). Topkap Saray yak n ndaki III. Ahmet Çe mesi, bu yüzy l n ba na ait tipik bir örnektir. Çe me ve sebil i levlerini birlikte gören bu yap da, Barok üslupta ta süslemelerin yan s ra 18. yüzy l çinilerinden örnekler de vard r. Ta süslemede ise akantus k vr mlar ve çiçekli panolar, Barok üslubun k vr k hatlar n ve güçlü gölge- k etkisini zengin bir biçimde yans t rlar. 18. yüzy l n ilk yar s nda Sultan I. Mahmut taraf ndan yapt r lan Tophane Çe mesi nde de plastik görüntü veren zengin ta süsleme vard r. Mimari neredeyse ikinci plana itilmi tir. Ta süslemede saks içinde meyve a açlar, vazoda çiçekler zengin bir görüntü sunarlar. Bunlar n yan s ra palmet ve rumi benzeri motiflere de rastlan r (Eyice, 1992, s ). Nur-u Osmaniye Cami ise mimaride Bat l üsluplar n belirginle ti i bir yap d r. Bu durum, daha plan nda dikkati çeker. Barok üslubun en belirgin özelliklerinden biri olan oval formlar Türk mimarisinde pek kullan lmam t r. Ancak bu yap da avlunun oval olu u ile plana Barok bir nitelik kazand r lm t r. Barok özellikler yap n n d nda da kendini gösterir. Üsküdar'daki Ayazma Cami, Beylerbeyi Cami bu yeni üslubun özelli ini ta rlar. Barok üslubun egemen oldu u dönemde yeni bir külliye biçimi de ortaya ç km t r. Bir türbe sebilden olu an bu külliyelere tipik bir örnek, Fatih teki Nak dil Sultan Türbesi ve Sebili dir. Duvarlar düzlemsi niteliklerini yitirerek, içbükey ve d bükey yüzeyler halini alm lard r (Aslanapa, 2003, s.281). 18. yüzy lda ba layan bat l la ma süreci 19. yüzy lda çok büyük bir h z kazanm t r. 19. yüzy l belki Osmanl n n en uzun yüzy l yd. Islahat hareketleri, Tanzimat ve Me rutiyet in ilan gibi olaylar Osmanl devlet yönetiminde köklü de i ikliklere sebep olmu tur. Bat l la ma sürecinin h zland bu dönemde stanbul da mimariden ya ama tarz na, e itim

17 7 kurulu lar ndan sanayi kurulu lar na kadar birçok alanda yenilikler ya anm t r. II. Mahmut döneminde yeniçeri oca kald r larak yerine düzenli ordu kurulmu ; k l k k yafet kanunu getirilerek devlet görevlilerine fes, pantolon ve ceket giyme zorunlulu u getirilmi ; sava sanayisi kurulmaya çal lm ; gazete, bando, tiyatro, opera gibi yenilikler stanbul a getirilmi ; e itim kurumlar yenilenerek, yeni e itim modelleri denenmeye ba lanm ; s byan mektepleri zorunlu hale getirilip, yabanc dilde e itim veren okullar ve rü tiyeler aç lm t r (Sakao lu, 1994, s ). Bat l la man n kentsel boyutlara getirdi i ilk önemli de i iklik kentteki yatay geli menin bozulmas ve ilk kez camilerin d nda onlar kadar an tsal ama onlardan çok farkl bir görünüme sahip yap lar n in a edilmeye ba lanmas d r. Bunlar ço unlukla da bat l mimari üsluplar n egemen oldu u k lalar (Kuleli Süvari K las, ) ve saraylard r. stanbul'un geleneksel siluetini de i tirecek yap la ma asl nda II. Mahmut un Be ikta Saray 'n tamir ettirip buraya ta nmas yla ba lam t r. II. Mahmut un Be ikta Saray 'n tercih etmesi yönetim ve zengin kesimin Bo aziçi ne yerle imini artt rm, Bo az yönündeki bu geli meden saraylar n yan s ra camiler de etkilenmi ; yüzy llar boyunca tarihi yar madan n siluetine hakim olan camiler, 19. yüzy lda Bo az k y lar nda da in a edilmi tir. Bu camilerden biri II. Mahmut un 1826 y l nda yapt rd Barok-Ampir tarzdaki Nusretiye Cami'sidir. Nusretiye Cami nde oranlar de i mi, ana kitle yüksek olmas ndan dolay minareler ince ve uzun tutulmu tur (Batur, 1985, s. 1041). Tanzimat ve Islahat Fermanlar sonras nda, sivil ve askeri sanayi tesisleri Haliç ve Tophane semtlerinde geli me imkân bulurken para piyasas ve d ekonomik ili kiler için Galata ve Karaköy çevresi merkez oldu. Dersaadet (Sur içi stanbul) ile Bilad- Selase (Eyüp, Galata, Üsküdar) eski düzenlerinden, yönetsel ve ya amsal pratiklerinden uzakla arak yeni olu an semtlerle bütünle mi lerdir. Bu dönemde ehir yeni alanlara do ru geni lemeye ba lam t r. Suriçi Bak rköy yönünde, Galata ise Te vikiye yönünde yay l rken; Bo aziçi nde Sar yer e iskân h zlanm t r. Anadolu yakas ise bir taraftan Bostanc, di er taraftan Beykoz a do ru büyümü tür. Yine bu dönemde yazl k ve k l k gelene i ba lam, Suriçi ve Beyo lu k l k; Bo az, Kad köy ve Adalar yazl k semtler olmu lard r (Ak n, 2002, s.20). Kentin geni lemesine paralel, h zl bir imar faaliyeti de söz konusudur. Bir taraftan padi ahlar, di er taraftan da devlet erkân, gayrimüslim zenginler ve yabanc elçilikler adeta saray, kö k ve malikâne yapt rma yar na girmi lerdir. Buna ba l olarak iç mekânlarda ve donat mlarda da resmi dairelerden ba layarak geleneksel tertipler ve e ya terk edilmi, Osmanl Hanedan na yakla k dört yüzy l ev sahipli i yapan Topkap Saray b rak larak Dolmabahçe Saray na

18 8 geçilmi tir. Dolmabahçe, Ç ra an ve Beylerbeyi Saraylar, Ihlamur ve Küçüksu Kas rlar, Ayaza a, Alemda, cadiye ve Mecidiye Kö kleri bu dönemde in a edilmi tir. Bo aziçi, sultan n Avrupa yakas na yerle mesinden sonra saraya yak nl k ba lam nda yeni bir prestij s ralamas na göre yap lanm, Dolmabahçe ve Ç ra an Saraylar ndan sonra Feriye Saraylar, yani ehzadelerin oturdu u ikinci derecede saraylar yer alm ; Ortaköy'deki Yahudi ve Ermeni yal lar kamula t r l p yerlerine han m sultanlar ve damad- ehriyari yal lar yap lm t r (Sakao lu, 1994, s.46). Bu y llar, altyap ve kent hizmetlerinde de önemli geli melere sahne oldu. Haliç üzerine köprü yap lmas, tünel (yeralt treni), Rumeli Demiryolu, kent içi deniz ta mac l yapan irket-i Hayriye nin aç lmas, ehremaneti (Belediye) örgütünün di er belediye dairelerinin kurulmas, ilk telgraf hatt n n çekilmesi, Zaptiye Nezareti nin kurulmas ve ona ba l karakollar n aç lmas, Vak f Gureba Hastanesi nin hizmete girmesi ve Atl Tramvay irketi bu geli melerin sadece baz lar d r. Yine bu dönemde mebain-i emriyye ad verilen birçok kamu binas da yapt r lm t r. Çe itli semtlerdeki postane binalar, Tophane, Maçka Silahhanesi, Harbiye Nezareti ve Pangalt Harbiye Binalar bunlar n ba nda gelmektedir (Çelik, 1996, s 30). Tüm bu de i meler do al olarak kentin sosyal ya am n da derinden etkilemi tir. Özellikle K r m Sava nda stanbul a gelen ngiliz, Frans z ve talyan asker ve subaylar ile Galata ve Pera da yerle mi bulunan Levantenlerin ya am tarz stanbul ahalisi üzerinde etkili olmu tur. Evlerin iç dekorasyonu de i mi ; masa, sandalye ve koltuk gibi e yalar evlere girmeye ba lam t r. Saray erkân ise çok yüksek miktarlarda harcamalar yapmakta ve stanbul un zengin kesimiyle sürekli bir yar içerisinde bulunmaktad r. Yapt klar harcamalarla M s r dan, Abbas Halim Pa a n n bask s ndan kaç p stanbul a gelen zenginlerle yar maktad rlar. Padi ah n han mlar, k zlar, k z karde leri ve vezirlerin e leri gibi yüksek s n f ailelerin bayanlar arabalarla piyasaya ç k p Pera kuyumcular ndan, ma azalar ndan al veri yapacak kadar özgürlük kazanm lard r (Ak n, 2002, s ). Tanzimat'la her sahada oldu u gibi, mimaride de bat l la ma iyice belirginle mi, daha önceki devirlerdeki hassa mimarlar oca n n yerine kurulan Ebniye-i Hassa Müdürlü ü, Umur-i Ticaret ve Nâfia Nezaretine ba lanm t r. Eski iskân yasalar ve yasaklamalar yürürlükten kalkm ; Ebniye Nizamnamesi düzenlenerek imar i leri yeni baz esaslara ba lanm t r. Büyük ve önemli yap yat r mlar n n meslekî hizmetleri, bir k sm kendili inden stanbul'a gelmi, bir k sm da ça r lm olan yabanc mimarlar veya yabanc ülkelerde e itim görmü gayri müslim mimarlar taraf ndan yürütülmü tür. Mühendislik ve mimarl k alan nda ortaya

19 9 ç kan teknolojik geli melerin, yeni malzeme kullan mlar n n, yeni yakla m ve dü üncelerin belirdi i 19. yüzy l sonunda II. Abdülhamit taraf ndan mimar yeti tirmek için Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel sanatlar akademisi) aç lm t r (Sakao lu, 1994, s.47). Tanzimat ve Islahat fermanlar ndan en çok yararlanan gayrimüslim cemaatler, bir oranda da yabanc uyruklu yerliler, getirilen mülk edinme olanaklar ndan faydalanarak bu aç l dönemi boyunca, bat tarz yap la maya ve ya amaya öncülük ettiler. Bu dönemde klasik Osmanl mimarisi terk edilmi ve stanbul, ayn y llar n Avrupa kentlerindeki barok, rokoko, ampir ve neogotik üsluplar n kar m n yans tan seçmeci formlarda, resmi, özel, askeri hatta dinsel yap larla de i ik bir görünüm almaya ba lam t r. Hatta bu üslup de i mesi cami mimarisinde de etkili olmu tur. 1843'de Y ld z Park giri inde Mecidiye Cami, 1853'de Dolmabahçe Cami, ayn y l Ortaköy Cami, 1870'de Pertevniyal Valide Sultan Cami yapt r lm t r. Eskiye oranla daha küçük planda yap lan camilerde tek kubbeli ve kare planl ibadet yerinin yan nda, Cuma selaml ve bunun gerektirdi i kalabal k maiyet için hünkâr mahfeli ayr bir bölüm olarak ilâve edilmi tir (Aslanapa, 2003, s.281). Osmanl da mimari alanda 19. yüzy ldaki yenilik 18. yüzy ldakinden farkl d r. 18.yüzy lda gelenek tümüyle yads narak de il, baz bat l imgeler denenerek olmaktad r. Bu ba lamda 18. yüzy l Osmanl saraylar nda bat l saray imgesi geleneksel malzeme ve biçimlerle yorumlanm t r. Fakat 19. yüzy l da bu yeterli görülmeyerek, neredeyse tamamen bat tarz nda olan Ç ra an, Dolmabahçe, Beylerbeyi gibi saraylar yap lm t r. Tasar m nda bat saray anlay ve üsluplar n n etkili oldu u Eski Ç ra an Saray bu de i im süreci içerisinde bir kö e ta olmu tur. Minder-sedir düzeni yerine masa-sandalye düzeninin esas al nd ilk sarayd r. Osmanl mimarl nda barokla ba layan etkile imi ampir ve eklektik-seçmeci anlay lar takip etmi tir. Özelikle Abdülmecit döneminde Eklektik anlay n egemen oldu unu görmekteyiz. Dolmabahçe Saray, Ihlamur ve Göksu Kas rlar bu anlay çerçevesinde yap lm t r. Bu ve benzeri yap lar n mimari tasar mlar nda Neo-Klasik ve Neo- Barok çizgiler daha ön planda tutulmu tur (Çelik, 1996, s.101). Sultan Abdülaziz döneminde seçmeci anlay devam etmekle beraber Ma rip ve çe itli slam mimarilerinden esinlenmeler de tasar mlarda yer almaya ba lam t r. Bu dönem için oryantalist bir havan n bask n oldu u söylenebilir. Özellikle kemer ve sütun ba l klar nda bu de i im görülmektedir. Beylerbeyi ve Yeni Ç ra an saray bu tip uygulamalar n yap ld döneme aittir. II. Abdülhamit döneminde ise cephede süslemeler biraz azal r, iç mekan süslemelerinde ise

20 10 klasik Türk süslemeleri kaynakl yeni süsleme desenleri üretimi biraz daha art gösterir. Osmanl da 19. yüzy l n sonuna do ru yakla t kça Art Nouveau üslubu da be eni kazanm t r. Hatta stanbul a özgü denebilecek örnekler ortaya konmu tur. Avrupa da e itim görmü yerli mimarlar ve çe itli Avrupa ülkelerinden gelmi yabanc mimarlar n eliyle stanbul çok renkli bir mimariye sahne olmu tur (Çelik, 1996, s.110).

21 Osmanl Mimarl nda Saraylar Osmanl da saray kavram çok geni bir yap grubunu kucaklamaktad r. Padi ah n do rudan kullan m için yap lm büyük saraylara saray- hümayun denmekteydi. Topkap saray ndan ba ka 19. yüzy la kadar dört tane saray- hümayun olmu tur. Bunlar Kavak Saray, Be ikta Saray, Karaa aç Saray, Tersane ya da Aynal kavak Saray d r (Kuban, 2001, s. 20). Osmanl da bir k s m saraylar yönetim saray olarak s n fland r labilir. Bu saraylarda padi ah ve ailesi sürekli kal r, ayn zamanda devlet i leri buradan yönetilirdi. Osmanl yönetim saraylar Edirne Saray, Fatih dönemi Eski Saray (Saray- Atik), Saray- Cedit veya Topkap Saray, Dolmabahçe Saray ve Y ld z Saray d r. Osmanl saraylar n n sadece yaz aylar nda kullan lmak için yap lm olanlar na ise yazl k saray denmekteydi. Beylerbeyi ve Ç ra an Saraylar yazl k saray olarak yap lan saraylara örnektir (Kuban, 1994, s. 463). Osmanl da deniz kenar nda yap lm saraylar sahilsaray ismiyle an lmaktad r. Osmanl sultanlar, onlar n k zlar, k z karde leri ve saraya damat olan ki ilere ait olan sahilsaraylar genelde dinlenme, vakit geçirme amaçl yap l rd. Yaz n saray mensuplar saray- hümayundan geçici olarak bu sahilsaraylardan birine ta n yorlard. lk devirlerde küçük kö k ve kas rlar bir bütünlük olu turacak ekilde bir araya gelip sahilsaraylar olu turuyorlard. Osmanl sahilsaraylar n n sürekli kütleler olarak tasar m Lale Devri ve sonras na ait bir yenilikti. Bu tip saraylar genelde k y ya paralel kütleler halinde tasarlanm lard r. Pek ço unda harem ve selaml k bölümleri yan yana getirilmi lerdir. Plan tipleri çizgisel veya dizgisel olarak tan mlanabilir (Arslan, 1994, s.409). Kas r sözcü ü ilk olarak Emeviler in çöl atolar için kullan lm t r. Osmanl da saray sözcü ü, 19. yüzy la gelene kadar, bazen konak, kö k ve kas r sözcükleriyle e anlaml olarak egemen s n f n konutu anlam nda da kullan lm t r. Osmanl da kas r, saray kadar büyük olmayan, tek konut veya pavyon için kullan lm t r. Küçüksu ve Ihlamur kas rlar 19. yüzy l Osmanl kas r yap lar na birer örnektir (Kuban, 2001). Osmanl padi ahlar n n bir mevsimlik, bir günlük veya birkaç saatlik dinlenme amac yla ehirden biraz uzakta, bahçeler ve mesire yerlerinde yapt rd klar kas rlara bini kasr (kö kü) denilmektedir. Genellikle ehir d nda, uzak av bölgelerinde daimi oturma amac yla de il, av sonras dinlenme amac na yönelik olarak yap lan kas rlara av kasr ad verilmi tir. Ayr ca dinî yap larda özellikle camilerde yap lan kö klere hünkâr kö kü ve hünkâr mahfili, mülkî ve askerî yap lardakilere ise hünkâr

22 12 kö kleri ve hünkâr odalar denilmi, sultanlar bu yap lan ziyaretlerinde, bu kö kleri kabul ve dinlenmeleri için de kullanm lard r (Eldem, 1974, s.158). Osmanl Saraylar nda törensel i levleri kar lamak için pek çok yap tipi ortaya ç km t r. Divanhane; büyük oturma odas, misafir odas, kabul salonu olarak da adland r labilecek bir iç ya da d tören odas d r. Divanhaneler ba ms z kö k ya da kas r olarak da in a edilmi lerdir. Osmanl saray mimarisinin tasar m aç s ndan en güzel örnekleri aras nda yer alan bu yap lara Topkap Saray Yal kö kü, 17. yüzy l Amcazade Hüseyin Pa a Yal s divanhanesi, Bebek Kasr, Maçka Kasr (Bay ld m Kö kü) aç k divanhanesi örnek olarak verilebilir (Kuban, 2001, s. 55). Kesme ta mimarinin, ta i çili i ile bezendi i, kuvvetli mekân etkisine dayal yap lar, 14. yüzy l Anadolu Türk Mimarl n n ve dolay s yla Osmanl Mimarl n n temelini olu turmu tur. Selçuklu Ça olarak ele al nan bu dönemin mimarl k ürünleri, Anadolu öncesi Türk Mimarl n n çe itli denemelerinin, ta malzeme ile yeni bir ara t rma heyecan yla yo rulup denendi i eserlerdir. Geleneksel plan ve biçim (form) tasar mlar, yeni imkânlarla ilgi çekici denemelere sahne olmu, yeni aray lar ça n mimarl k üslubunun genel karakterini meydana getirmi tir. Anadolu Selçuklu ça Saray ve Kö kleri nin erken örneklerine bakacak olursak; 1192 den önce, Konya da K l çaslan taraf ndan ba lat l p, Alaeddin Keykubat döneminde tamamlanan Saray dan günümüze mimari olarak fazla bir ey kalmam t r. Ancak buradaki ilginç alç figürlü kabartmalar ile çini kaplamalardan örnekler müzelerdedir. Diyarbak r da 13. yüzy l n ba lar nda yap lan Artuklu saray n n kal nt lar dört eyvanl ema gösteren bir taht salonuna i aret eder. Kaz larda ortaya ç kar lan bu salonun ortas nda çini kaplamal selsebil ve havuz dikkati çeker. Anadolu Selçuklu Saraylar ndan di erlerinin genel karakteri, da n k yap lar n geni bir alan içinde ele al nd na i aret etmektedir. Bey ehir Gölü k y s ndaki Kubadabad (1236) ve Kayseri deki Keykubadiye ( ) saraylar su kenar nda bulunmaktad r. Keykubadiye Saray suni bir göl kenar nda üç ayr yap dan olu maktad r. Bunlar aras nda en büyü ü ise tekne tonozla örtülü olan üç nefli yap d r. Bu yap n n önündeki iskele, buran n bir kay khane oldu unu ortaya koymaktad r. Bu yap kompleksinde ayr ca, dört kemer üzerine oturan bir de mescit bulunuyordu. Dikdörtgen planl üçüncü yap n n ise çinilerle süslü oldu u bilinmektedir. Kubad Abad Saray bir avlu çevresine dizilmi odalardan olu uyordu ( ekil 1.1). Her ikisinde de çini kaplamalar, kaz larda ortaya ç kar lm ilgi çekici örnekler sergilemektedir. Özellikle Kubadabad Saray n n insan ve hayvan figürlü çinileri bunlar aras ndad r. Alara tepesinde hamaml bir kö k ve figürlü freskolar, Aspendos tiyatrosunun bir bölümünün çini kaplamalarla kö k haline getirilmesi

23 13 yan nda, Erkilet H z rilyas, Arg nc k Haydar Bey, Aksaray IV. K l çaslan kö kleri ilginç ve küçük denemelerdir. Antalya Yanköy Hisar (Sillyon) kö kü de bunlar aras nda say labilir. Selçuklu sultanlar, daha sonra Osmanl larda da izlenen bir tav rla saraylar n n an tsal olmas na önem vermemi lerdir. Antalya yak n ndaki Aspendos antik tiyatrosunun sahne binas n bile baz de i iklikler yaparak ve çinilerle süsleyerek saray olarak kullanmakta bir sak nca görmemi lerdir. (Aslanapa, 2003, s.187). ekil 1.1 Kubadabad Saray n n restitüsyonu (Sözen, 1990, s. 29) Erken Dönem Osmanl Saraylar nda duvarlarla çevrili, adeta bir kale görünümünde olan yap lard ( ekil 1.2). Osmanl saraylar na en eski örnek Bursa da Orhan Bey zaman nda in a edilen Bey Saray ya da Bursa Saray d r. Günümüze hiçbir kal nt s ula mam olan bu saray, daha o dönemde Osmanl sultanlar na henüz Bey dendi i için bu adla an lmaktad r ( nalc k, 1992, s. 446). Yine Bursa da, I. Murat n annesi Nilüfer Hatun un yapt rd saray da günümüze gelememi olan erken bir örnektir. Timur'un ordular taraf ndan ate e verildi i rivayet olunan Bursa Saray ile yine Bursa'da Tophane denilen yerde Sultan I. Murat n annesi Nilüfer Hatun taraf ndan yapt r lan saraydan da günümüze hiçbir iz kalmam t r (Arseven, 1970, s. 586).

24 14 ekil 1.2 Bursa Saray (Sa d ç, 2006, s. 88) Vaktiyle beylikleri idare eden ehzadelerin oturduklar bir ehir oldu undan ikinci bir payitaht durumunda olan Manisa ehri, uzun y llar bir beylik ve ehzadeler sanca merkezi olmu tur. ehzadeler, idareleri alt ndaki bölgelerde isimleriyle tu ra çekip, hüküm yazd klar (ancak bir hükümdar gibi para bast ramaz ve namlar na hutbe okutamazlard ) ve adeta bir hükümdar gibi hüküm sürdüklerinden, kendileri için in a ettirdikleri saraylarda ya am lard r. Sultan II. Murat taraf ndan 1445 y l nda yapt r lan Manisa Saray bunlardan biri olup, bu büyük saray, Sultan III. Murat taraf ndan çe itli binalar ilave ettirilerek geni letilmi ve Sultan III. Mehmet zaman na kadar ehzadelerin ve veliahtlar n ikamet ettikleri bir yer olmu tur. Oldukça geni bir arazi üzerine in a edilen binalardan olu an ve etraf tu la bir duvar ile çevrili olan bu saray, kö kleri, bahçeleri ve yeniçeri daireleri ile ehrin kuzeyinde 56 dönümlük bir sahay kaplamaktayd. Sarayda veliaht olarak oturan III. Mehmet padi ah oldu unda bundan böyle veliahtlar n stanbul Saray 'nda kapat lmas n emretmi, böylece Manisa Saray da terkedilmi tir. Daha sonra muhaf z ve bekçilerle korunmas na ra men harap olmaktan kurtulamayan saray n bahçeleri ise bak ms zl ktan otlak haline gelmi ve sular ba ka yerlere ak t lm t r. 19. yüzy la kadar baz bölümleri onar m geçirdiyse de, 1856'da arazisi ve kalan k s mlar sat lan bu saray n kulelerinden birinin, Sultan II. Abdülhamit zaman nda saat kulesi haline getirildi i bilinmektedir. Bugün gerek ayakta kalm, gerekse y k lan Osmanl saray, kas r ve kö kleri konusunda önemli belgeler durumunda olan minyatürlerden biri, Manisa Saray 'n n bütünü ve ayr nt lar hakk nda bize fikir vermektedir y l nda saray ehnamecisi olan Talikizade Subhi Çelebi taraf ndan Türkçe nesir ve naz mla yaz lan Talikizade ehnamesi'nde yer almaktad r (Sözen, 1990, s. 49).

25 15 ekil 1.3 Manisa Saray (Sa d ç, 2006, s. 88) Eski Türk tarihini ve Osmanl Sultanlar n Sultan III. Murat a kadar konu alan bu eserdeki Nakka Hasan' n minyatüründe tasvir edildi ine göre; saray n birinci avlusuna, etraf pencereli duvarlarla çevrilmi büyük bir kap dan girilmekteydi. Avlunun sa nda ve duvar üzerinde soka a bakan üç kubbeli bir bina ile arz odas ve divan odas oldu u tahmin edilen önü bahçeli bir yap yer almaktayd. Avluya girilen büyük kap n n kar s ndaki revakl ve üstü kubbeli bir ikinci kap dan saray n ikinci meydan na geçilmekteydi. Bahçeler aras nda çe itli yap lar n bulundu u bu meydan n sa nda, ayr bir avluda iki kö k ile arkada d ar dan merdivenli bir daire vard. Solda ise d ardan ayr bir kap s olan bir avluda büyük bir bina yer almakta ve burada kap n n üzerinde bir kö k bulunmaktayd. Bu avludan bir kap ile ortas nda havuz bulunan etraf revakl ba ka bir meydana geçiliyordu. Saray n sözü edilen bütün bu mü temilat ndan günümüze ne yaz k ki hiçbir eser kalmam t r. Katip Çelebi'nin Cihannümas 'nda belirtti i üzere "Saray- ehzadegin" ad yla da an lan bu saray, 1595 y l na kadar ehzadelerin de e itim ve yönetim merkezi de olmu tur. Saray n günümüze kadar gelebilmi en sa lam yap s, 9,60 x 8.25 metre boyutundaki bir kaide üzerinde, 12,90 metre yüksekli inde in a edilen ve Fatih Kö kü denilen kuledir (Bilgin, 1995, s. 369). Edirne I. Murat taraf ndan fethedildi inde önce sur içinde, Kavak meydan nda bir saray yapt r lm t r de ba lan lan saray n in as 1368'de son bulmu tur. Evliya Çelebi'nin belirtti ine göre, Selimiye Camii'nin bulundu u yer olan Kavak Meydan denilen yerde yapt r lan bu ilk saray, Y ld r m Bayezid'in o lu Musa Çelebi taraf ndan geni letilerek; kaleye benzeyen kap ve duvarlar büyük bir sur haline getirilmi tir. Büyük kap lardan girilen geni avlular n etraf ndaki kas rlar, kö kler, harem daireleri ve çe itli dairelerden meydana gelen bu lk Edirne Saray binalar n n, yay ld geni sahaya da n k olarak yerle tirildi i bilinmektedir. Günümüze kadar ula amam olan bu saray n mimari özelliklerine dair bir bilgi

26 16 mevcut de ildir (Osman, 1989, s ). Bundan sonra Sultan II. Murat taraf ndan 1450 y l nda Yeni Saray' n in as na ba lanm t r. Bu saray, Tunca Saray, Edirne Saray- Hümayunu ve Hünkar Bahçesi Saray olarak da adland r lm t r. Sarayiçi denilen ve Tunca nehrinin olu turdu u bir saray n in aat, 1454'te son bulmu tur. Tavuk Orman denilen bu ada ile adan n kuzeyindeki ve güney bat s ndaki arazi saray sahas olarak kullan lm t r. Edirne Saray, yay ld saha, dairelerinin ve kas rlar n n zenginli i ve çoklu u bak m ndan Osmanl saraylar aras nda en geni saraylardan biri olarak kabul edilmektedir. Sultan II. Murat n ölümünden sonra bir müddet ara verilen yeni saray n in aat, Fatih Sultan Mehmet taraf ndan tekrar ba lat lm t r. Fatih le birlikte önemli bir geli meye tan k olunur. Bir kanun ile te rifat kurallar saptanm oldu undan, saray n plan da bu kurallar n uygulanmas na elveri li bir biçimde düzenlenmi tir. Nitekim bu düzenlemenin bir benzeri daha sonra Topkap Saray nda da yinelenir. Öyle ki, binalara bile ayn adlar verilmi tir. Birbiri ard na s ralanan avlulardan olu an bu planda, harem de duvarlar aras nda ayr bir bölüm halindedir. Edirne Saray 'nda aralar ndaki kap larla birbirine geçilen 5 büyük meydan Alay Meydan (Kese Meydan ), Kum Meydan (Cihannüma Meydan ), Divan Meydan, Enderun Meydan (Çe me Meydan ), Ta l k Meydan (Valide Ta l Meydan ) olarak adland r lm t. Sarayda 117 oda, 21 divanhane, 18 hamam, 8 mescit, 17 büyük kap, 13 ko u, 4 kiler, 5 mutfak ve 17 kasr n bulundu u dü ünülerse, yap n n büyüklü ü hakk nda bir fikir edinilebilir. Ama bu büyüklük, kompleksin yer ald arazi aç s ndan dü ünülmelidir. Edirne Saray n n yüksek duvarlarla çevrili iç k sm nda, Selçuklular n K l çaslan Kö kü ndeki gibi Türk saraylar na özgü bir Kule-kö k yer al r. Bu, bir Adalet Kasr d r. Ayn birim daha sonra Topkap Saray nda da kar m za ç kar ( ekil1.4), (Osman, 1989, s ). ekil 1.4 Edirne Saray (Osman, 1989, s. 64) Kanuni den, II. Mustafa ya kadarki dönemde sultanlar Edirne Saray 'na çe itli ilaveler yapt rm t r. Ancak bunlar aras nda saray n imar yla en çok u ra an IV. Mehmet olmu tur.

27 17 Böylece yüzy llar boyunca yap lan ilavelerle Edirne Saray, Osmanl sivil mimarisini temsil eden bir yap olarak 19. yüzy la kadar varl n sürdürmü tür. Ne yaz k ki 1878 Osmanl -Rus Sava nda büyük ölçüde tahrip olmu tur (Ülgen, 1999, s. 405). Fatih Sultan Mehmet stanbul u fethettikten sonra bugünkü Beyaz t Meydan 'nda, stanbul Üniversitesi merkez binas n n bulundu u yerde kendisine bir saray yap lmas n emretmi, ah aptan yap lan bu saraya Edirne'den gelen harem halk yerle mi tir. stanbul'da bir manast r harabesi ya da Bizans Devleti senatosunun harabeleri üzerine yap lan Eski Saray (Saray- Atik) olarak an lan stanbul daki bu ilk Osmanl saray n n Fatih döneminde çok geni bir alana yay ld bilinmektedir ( ekil 1.5), (Arseven, 1970, s. 590). ekil 1.5 Eski Saray (Sa d ç, 2006, s. 95) Günümüze gelemeyen bu saray hakk nda mevcut minyatürlerden ve özellikle Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden bilgi edinebilmekteyiz. Evliya Çelebi'nin belirtti ine göre burçsuz, kulesiz ve hendeksiz, ancak gayet sa lam olan yap n n çevresinin uzunlu u ar n idi. Ta tan yap lan bu dört kö e binan n bir taraf Sultan Bayezid kazanc lar kö esinden Misk-i Sabun Kap s na, di er kö esi ise Tellak Mustafa Pa a Saray 'na kadar uzanmaktayd. Çe itli avlular, meydanlar, kö kler, harem odalar, havuz ve ad rvanlar bulunan sarayda ayr ca büyük mutfaklar, kilerler ile baltac ve kâkülsüz u aklar n evleri de bulunmaktayd. Evliya Çelebi, Eski Saray' n daha sonra Sultan Süleyman taraf ndan üç mil çevresi olan bir saray haline getirildi inden, do usuna Divan Kap s, bat s na Süleymaniye Kap s ve güneyine Beyaz t Kap s olmak üzere üç kap koyduruldu undan söz etmektedir (Ülgen, 1999, s ). Uzun y llar kullan lan, yang n geçirip onar lan, kas r ve kö kler de ilave edilen bu saraydan sonra Topkap Saray 'na ta n lm t r. Eski Saray' n binalar bir süre Serasker Dairesi olarak kullan lm t r. Günümüzde yap stanbul Üniversitesi nin kullan m ndad r (Arseven, 1970, s.

28 18 590). Osmanl lar, özellikle Edirne nin al nmas ve Edirne saray n n yap m ndan sonra her dönemde büyük alanlar i gal eden saraylar yapm lard r. stanbul ba kent olduktan sonra ehre padi ah ve yak nlar taraf ndan pek çok saray yap lm t r. Osmanl saray mimarisinin daha çok stanbul da kendini gösterdi i söylenebilir. Osmanl lar n saray mimarisi alan ndaki en önemli yap lardan biri Topkap Saray d r y llar aras nda yapt r lm olan saray, tahta geçen hemen her sultan n ekletti i binalarla gittikçe geni leyip büyümü tür (Aslanapa, 2003, s. 293) ekil 1.6 Topkap Saray genel görünümü Saray, bir eksen üstüne s ralanm büyük avlular ve bunlar n çevresine yerle tirilmi mekânlardan olu maktad r. Bab- Hümayun adl ilk kap dan saray n birinci avlusuna, Bab- Selam dan da ikinci avlusuna girilir. Solda Kubbealt, onun hemen arkas nda da sultan n Kubbealt toplant lar n kafesli bir pencereden izledi i Adalet Kulesi vard r. Buna biti ik binada ise devlet hazinesi korunur. Avlunun sa nda da kubbe ve bacalar yla saray mutfaklar yer al r. Avlunun solundaki meyilli yoldan ise, Has Ah rlar n bulundu u ta l a inilir. Bab- Selam dan sonra gelen Bab- Saade ya da Aka alar Kap s ise, saray n Birun denen d k sm ile Enderun denen iç k sm n birbirinden ay r r. Bu kap n n önü çe itli törenler için kullan lm t r. Tahta ç k izleyen törenler, bayramlarda sultan n tebrikleri kabulü, sefere ç k tan önce sultan n Sancak- erif i ba kumandana teslimi hep bu kap n n önünde yap l rd. Aka alar Kap s ndan geçince kar m za gelen Arz Odas nda, sultan yabanc devlet temsilcisi elçileri kabul ederdi. Elçi heyetinin getirdi i hediyeler de kö esinde lake bir taht bulunan Arz Odas n n bir kap s ndan padi aha sunulur, öteki kap dan ç kar l p içeri al n rd. Arz Odas n n bulundu u avluda A alar Camii, sultan n özel hizmetinde olanlar n ko u u ve III. Ahmet in yapt rd kitapl k yer almaktad r. Bu avluda ayr ca, sultan n özel hazinesinin bulundu u bölüm ve Fatih döneminden kalma Has Oda bulunmaktad r. Bundan ba ka, Sarayburnu

29 19 yönünde ise Ba dat Kö kü, Revan Kö kü, Mecidiye Kö kü, Sofa Kö kü gibi yap lar bulunmaktad r. Öte yandan, deniz kenar nda bugün bulunmayan daha birçok kö k vard * (Arseven, 1970, s. 592). ekil 1.7 Topkap Saray Vaziyet Plan (Eldem, 1986, s. 116) Adalet Kulesi nin ard nda kalan ve Haliç e bakan meyilli arazi üzerinde ise Harem k sm bulunmaktad r. Bu bölüm belirli bir plana uyulmadan birbirinin önüne, yan na yap lm ek ve binalardan olu maktad r. Öte yandan saray n bu k sm nda, meyilli araziye uymak için çe itli mimari çözümler de denenmi tir. Sevinçli, görkemli ama bir o kadar da ac olay n ya and Topkap Saray, hem devletin idare edildi i bir merkez hem sultan n evi, hem de çe itli törenlerin yap ld yer olarak çok de i ik i levler yüklenmi tir. Sultan Abdülmecit döneminde 1853 y l nda tamamen terk edilmi ve Dolmabahçe Saray Osmanl n n yeni saray olmu tur. (Sözen, 1990, s. 91). Topkap Sahilsaray / Yazl k Harem; Topkap Saray n n sahil bölümünde Toplu Kap n n Haliç e bakan taraf ndan bulunuyordu. Burada III. Ahmet 1709 da, yazl k bir kö k * Bunlardan, tam boğaza bakan bir tanesinde kapının iki yanında toplar asılıydı. Toplu Kapı denen bu yapının yerine III. Ahmet zamanında ahşap bir köşk yapılmış, adına da Topkapı Sarayı denmiştir. İlerleyen yıllarda da bu ad, bütün saray için kullanılmaya başlanmıştır.

30 20 yapt rm t r. Yap, geleneksel Osmanl konut anlay nda, ikinci kat birincinin üzerinde öne ç kan bir ah ap kö ktü. I. Mahmut döneminde Mahbubiye Kö kü olarak da an lmaya ba lanan yap, III. Ahmet ve I. Mahmut dönemlerinde geni letilip yenilenerek bat l gezginlerin Yazl k Harem ad n verdi i saray meydana getirilmi tir. III. Selim döneminden itibaren önemi artan Topkap Saray n n sahil bölümü, II. Mahmut döneminde de bu önemini korumu tur. Sur içindeki kö klerde oldukça k sa sürelerde kalmaya özen gösteren II. Mahmut, Topkap Sahil Saray n n yap m na büyük önem vermi tir. Davis, yaln zca müjdeli haber ve kutlamalar duyurmak için kullan lan Toplu Kap n n 1817 de y kt r larak, ta ve mermerlerinin sahil saray n n yenilenmesi s ras nda kullan ld n ve saray n yap m nda Balyan Ailesi nden bir mimar n görev ald n belirtmektedir. Yap mda surlar biraz sökülmü, üst s ralar y k larak onlar n üzerine sahilsaray yerle tirilmi tir. ki kö k-oda (manzara kö kü) ve onlar birle tiren bir revak yap n n ana biçimlendirmesini olu turmaktayd. Padi ah ve hareminin ilkbahar ve yaz aylar nda kulland klar Topkap Sahil Saray, harem, selaml k, harema as daireleri ve mutfaklar yla Bo aziçi ndeki sahilsaraylar gibi, ba ms z bir saray kompleksi özelli i ta yordu. Saray, 1862 de ç kan büyük yang n sonucu tamamen ortadan kalkm t r (Kuban, 2001, s ). Lewis taraf ndan gerçekle tirilen litografi de, saray iki katl ve ç kmal d r. Her kat tek s ra dikdörtgen pencerelerle ayd nlanmaktad r. Litografiden, saray n Marmara Denizi ne do ru devam etti i anla lmaktad r. Topkap Sahil Saray n gösteren di er litografiler Flandin ve Barlett e aittir. ekil 1.8 Topkap Sahilsaray (Kuban, 2001, s. 100) Gülhane Kasr ; Topkap Saray n n Marmara yönündeki Gülhane Meydan olarak isimlendirilen düzlük üzerinde buluyordu. Bu kas r Padi ah n Gülhane Meydan nda yap lan spor müsabakalar n izlemesi için yapt r lm t r. Sultan II. Mahmut ( ) döneminde

31 21 yapt r lm olan bu kasr n yerinde daha önce Lale Devri nde yapt r lm Tomak Kasr n n bulundu u san lmaktad r. Gülhane Kasr n n yap m tarihi kesinlik kazanamam t r. Kasr n yap ld y llarda buradaki spor müsabakalar n n yerini geçit törenleri alm t. Büyük olas l kla bu kasr n Yeniçeri Oca n n kald r ld 1826 y l nda yap ld san lmaktad r. Sultan Abdülmecit, Gülhane Hatt Hümayunu nun ilan edildi i 3 Kas m 1839 da burada okunan Tanzimat Ferman n izlemi tir. Gülhane Kasr çevresindeki di er kas rlarla birlikte 1865 y l nda y kt r lm t r (Tanman, 1994, s ). Bugün kas rla ilgili bilgiler gravür ve sulu boya resimler ile baz duvar kal nt lar ndan anla lmaktad r. Bunlara dayan larak kasr n orta sofal plan düzeninde olup, dört eyvanl divanhane emas n n uyguland anla lmaktad r. Beyzi olarak tasarlanan eyvanlar ile sofaya paralel kavisli duvarlar kasr s n rland rm t r. Giri bat yönündeki eyvan içerisinden olup, di er mekânlar bu eksene göre bir simetrik düzende yerle tirilmi tir. Kasr n do u eyvan cepheden d ar ya ta r lm, bu nedenle de daha büyük olarak tasarlanm t r. Eyvanlar n aralar nda, kuzey ve güney eyvanlar n n arkalar nda toplam alt oda bulunmaktad r. Resimlerinden ö renildi ine göre sofan n üzeri ah ap beyzi bir kubbe ile örtülmü tür. Eyvanlar ve odalar çift s ral dikdörtgen çerçeveli, kepenkli pencereler ayd nlat yordu. Bunlar n üzerinde de alç, dilimli kemerli ikinci s ra pencereler bulunuyordu (Eldem, 1974, s ). Darphane Kö kü; Topkap Saray n n birinci avlusunda, Darphane-i Âmire nin Babüs- Selam taraf na bakan kuzeydo u kö esinde bulunuyordu. Bu kö k Sultan II. Mahmut ( ) taraf ndan 1832 y l nda yapt r lm t r. Bu kö kün bulundu u yerde daha önce Sultan III. Ahmet in ( ) 1726 da yapt rd ayn isimli iki katl bir kö k bulunuyordu. Sultan II. Mahmut un yapt rm oldu u kö k 20. yüzy l n ba lar nda y kt r lm günümüze yaln zca zemin kat n n duvarlar gelebilmi tir (Tanman, 1994, s. 553). Kö kün 19. yüzy la ait foto raflar nda güney, do u ve kuzey cepheleri görülmektedir. Sedat Hakk Eldem bu foto raflara dayanarak kö kün restitüsyon projesini haz rlam t r. Buna göre Osmanl sivil mimarisinde s kça uygulanan orta sofal ve yan sofal bir plan emas n n burada uyguland görülmektedir. Cephe tasar m dönemin ampir mimari üslubundad r. Kö kün zemin kat kesme küfeki ta l ve tu la dizileri ile alma k örülmü tür. Ah ap iskeletli olan birinci ve ikinci kat duvarlar içeriden ve d ar dan ba dadi s val d r. Katlar boyunca dikdörtgen söveli pencereler s ralanm t r. Bunlardan üst kattaki pencereler ah ap pervazlarla çerçevelenmi tir (Eldem, 1974, s ).

32 22 Kö kün ana yap s do u ve kuzey cephelerinin eksenlerinde, güney cephesinin iki yan nda ve zemin kattan ba layan ç kmalarla hareketli bir görünüm elde edilmi tir. Yap n n iki giri i olup, bunlardan as l giri Darphane nin iç avlusuna bakan güney cephesinin eksenindedir. Di er kap ise kuzey cephesinde Kozbekçileri Kap s na inen yola aç lmaktad r. Günümüzde görülebilen bu kap iki yandan mermer plastrla çevrelenmi tir. Kö kte zemin kat ile birinci katta orta sofal plan tipi uygulanm t r. Dikdörtgen planl büyük sofan n çevresinde iki er oda ile birer tuvalete yer verilmi tir. Katlar aras ndaki ba lant y üç kollu merdivenler sa lamaktad r. kinci kat di erlerine göre daha küçük olup, burada yaln zca sofan n Alay Meydan na bakan eyvan ile yan ndaki daireler bulunmaktad r. Bu kat n pencereleri küçük frontonlarla (üçgen al nl klar) taçland r lm, gerek eyvan n gerekse de dairelerin cephelerinde, içlerinde Sultan Mahmut güne i tabir edilen nsal süslemenin görüldü ü birer büyük fronton oturtturulmu tur. Mecidiye Kö kü; Topkap Saray nda dördüncü avlunun sa ndaki alçak set üzerinde bulunmaktad r. Topkap Saray nda yap lan en son padi ah kö küdür. Sultan Abdülmecit taraf ndan Sarkis Balyan a yapt r lm t r. Kö kün bulundu u yerde çok harap olan kö kler y k lm ve yerine bugünkü Mecidiye Kö kü yap lm t r. 15x38 metre boyutlar nda, dikdörtgen planl ve tek katl bir yap d r. Do u-bat do rultusunda denize paralel konumdad r (Tu lac, 1993, s. 531). Kö kün 4 giri i bulunmaktad r. Bunlardan kuzeydo u giri i padi ah giri idir. Bu giri ten geni bir hole, oradan da kö kün büyük salonuna geçilir. Dikdörtgen biçimli salonun ortas denize bakan yönde d ar ta k nd r. Kö kün cephelerinde genel olarak ampir üslubu görülmektedir. Kö k bu haliyle Ihlamur Kasr yla yak n benzerlikler içerisindedir. Yaln z Ihlamur Kasr na göre daha büyük olup, daha sade yap lm t r. ekil 1.9 Mecidiye Kö kü Ön Görünü ü

33 23 Alay Kö kü (Eminönü); Topkap Saray n n etraf n çeviren Sur- Sultani duvar n n bir kö esinde, bir burcun üzerinde yer almaktad r. 16. yüzy lda buradaki ah ap bir kö kün bulundu u yerde, Sultan 2. Mahmut ( ) taraf ndan 1820 y l nda Kirkor Amira Balyan a yapt r lm t r. Büyük olas l kla bu kö kün bulundu u yer Eski stanbul un ana caddesi üzerindeydi. Alay Kö kü, Padi ah ve erkân n n resmigeçitleri izleyebilmesi için dü ünülmü tür. Alay Kö kü Cumhuriyetin ilk döneminde Güzel Sanatlar Birli i ne tahsis edilmi tir. Günümüzde Topkap Saray Müzesi Müdürlü ü nün yönetimindedir (Eyice,1994, s. 177) Ta konsollar üzerinde çokgen planl ve yedi cepheli, etraf pencereli olan kö k, büyük ve tek bir salondan ibarettir. Arka ve yan taraflar na de i ik büyüklükte hizmetkâr için odalar yerle tirilmi tir. Saray bahçesinden geni bir rampa ile büyük sofaya ula lan kö kün üzeri geni saçakl, so an külah ile örtülüdür. ç k s mda bu külah bir kubbe olarak görülmektedir. Kö kün cephesi mermer levhalarla kaplanm t r. Kö kün yedi penceresi olup, bunlar n üzerlerinde siyah-beyaz ta lardan yayvan kemerlere yer verilmi tir. ekil 1.10 Allom un deseninde Alay Kö kü (Eyice, 1994, s. 177) Osmanl saray mimarisinde ilk büyük de i im 18. yüzy lda olmu tur. 18. yüzy lda ah ap saray gelene i içerisinde an tsall k geli meye ba lam t r. Sadabat saray ndan sonra sultan saraylar daha büyük ve görkemli yap lmaya ba lanm t r. Özellikle lale devrinden sonra bezeme gelene inin de i mesi ve Avrupa kültürüne yönelme gerçekle mi tir. 19. yüzy lda ise tasar m, bezeme, planlama, gibi mimarinin tümüne yak n k sm nda bat anlay kabul edilmi tir. Saraylar n merkezi bölümleri çevredeki odalara göre daha fazla a rl k kazanm t r. Sadabad Saray ; III. Ahmet devrinde Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin Paris'ten getirdi i saray ve bahçe betimlemelerinden esinlenilerek Kâ thane Deresi kenar na 1723'de yazl k saray olarak in a edilmi tir. lk önce Kâ thane deresi düzenlenmi, çe itli kanallar yap lm t r. Setler, kaskatlar yap larak küçük elaleler olu turulmu, sular büyük mermer havuzlarda

34 24 toplanm t r. Sonra dere k y s boyunca Sadabat, Hurremabad, Hayrabad adl pek çok kas r ve kö k in a edilmi tir. Bu saray n en belirgin özelli i yapay su uygulamalar n n mimariyle ba ar l bir ekilde bütünle tirilmesidir. Saray ile Haliç aras nda yap lan 100 kadar ah ap kas r ve kö k, Patrona Halil syan 'nda büyük ölçüde y k lm t r ( Arel, 1975, s ). I. Mahmut ve III. selim döneminde sarayda çe itli tamirler ve yeniden yap lanmalar gerçekle tirilmi tir. Saray II. Mahmut döneminde y kt r larak yeniden yapt r lm t r. Günümüze ula an bir plan bulunmamaktad r. Yaln z o dönemde stanbul da olan Preault gibi seyyahlar n resimleri saray oldukça iyi gösterir. Resimlerde kameriyeler, su bentleri ve derenin üzerine ta an ç kmalar görülmektedir. En belirgin olarak görülen bölüm dere üzerindeki harem dairesidir. Binan n derenin üzerine uzanan dört ç k nt s bulunmaktad r. Valide sultana ait olan kö e odas hafif ovaldir. Bütün cumbalar mermer direkler üzerine oturtulmu tur. Saray n plan ve çevre düzenlemesinde daha önceki saray yap s esas al nd anla lmaktad r. Buna kar n dönemin anlay na göre pek çok yenili e de gidilmi tir. Bu bina yar m yüzy l kadar varl n sürdürmü tür (Sevin, 1999, s. 430). ekil 1.11 Sadabat Saray plan (Eldem, 1986, s. 223) II. Mahmut dönemi Sadabat Saray Sultan Abdülaziz taraf ndan y kt r larak, Ça layan Kasr ad yla y l nda yeniden yapt r lm t r. Mimarlar Balyan ailesinden Agop Balyan ile Sarkis Balyan d r. Ça layan Kasr günümüze gelememi tir. Ancak bu kas rla ilgili belgelerden, S.H.Eldem taraf ndan restitüsyonu yap lm t r. Kas r Kâ thane Deresi nin iki

35 25 taraf r ht ml bir kanala dönü türüldü ü noktada bulunuyordu. Kâ thane Deresi nin sular kasr n önünde, buradaki kanal n içerisinde aç lm bent üzerinden akarak ça layanlar olu turuyordu. Sonra da kasr n duvarlar na biti ik bir havuzun içerisinde toplanarak kanal içerisine ak yordu. Ça layan Kasr daha önceki saray n plan na uygun ancak, ondan daha büyük ve görkemli yap lm t r. ki katl ah ap kas r, bir kanad kanal üstüne ve di er kanad park taraf na yerle en L biçiminde bir plana sahipti. Bu plan düzeninde iki kanad n birle ti i kö eye valide sultan dairesi yerle tirilmi ti. Her kanat kendi içinde simetrikti. Kasr n kanala bakan cephesi harem bölümünde olup, bir ucunda valide sultan dairesinin bir bölümü, di er ucunda da kalfalar dairesi vard. Orta bölümde dört kad n efendiye özel birer daire ayr lm t. Kanala bakan cephe barok konsollara oturtularak suyun üzerine ta r lm t. Kasr n bahçeye bakan kanad selaml k dairesiydi. Bir kö esinde ise valide sultan dairesinin di er bölümü bulunuyordu. Bu bölümden sonra mabeyn ve hünkâr dairelerine yer verilmi ti. Her bir dairenin sofas cephede bir ç kmayla vurgulanm t. Kasr n ortas ndaki mabeyn dairesi ise belirgin biçimde ortaya konulmu tu. Her iki kanad n cepheleri de neoklasik tarzdayd (Tu lac, 1993, s ). ekil 1.12 Ça layan Kasr plan (Eldem, 1986, s. 226) Kas r Sultan II. Abdülhamit ( ) döneminde onar lm ve 1940 y l na kadar ayakta kalm t r. Ancak bu tarihten sonra kasr n malzemesi sökülmü ve ba ka yerlerde kullan lm t r y l nda ise bu kasr n arsas na stihkâm Yedek Subay Okulu in a edilmi tir. Günümüze kas rla ilgili hiçbir iz gelememi tir (Sevin, 1999, s. 430). Sadabat Mesiresi nde bulunan mrahor Kö kü son olarak Sultan Abdülaziz döneminde yeniden yap lm t r. ki katl ah ap kö kte, dört eyvanl plan emas uygulanm t r. Kö kün dört cephesinde de çift kollu mermer merdivenler ve sahanl kl giri lere yer verilmi tir. Buradan merkezi sofan n kollar ile ba lant l küçük sofalara ula lmaktad r. Yaln zca bu

36 26 giri lerden biri do rudan üst kata ç k sa lamaktad r. Ana giri in üzerine ah ap dikmelere oturtulmu bir balkon bulunuyordu. Yan cephelerde ise giri sofalar d ar ya do ru hafifçe ç k nt l d r. Cephe görünümünde s ra halinde dikdörtgen pencereler ve bunlar n üzerinde de ajurlu al nl klar bulunuyordu. Kö k geni bir saçakla örtülü olup, saçak alt ajurlu bir silme ile hareketlendirilmi tir (Eldem, 1977, s. 118). Be ikta sahilsaray ; 17. yüzy l sonu 18. yüzy l ba nda yap lm bir saray- hümayundur. Büyüklük aç s ndan Kavak Saray ndan sonra gelir. Konumu u an Dolmabahçe saray n n oldu u yerdir. IV. Mehmet ve III. Ahmet döneminde giri ilen in aatlarla Be ikta saray büyük bir saray haline gelmi tir. III. Selim döneminde 1780 y l nda Alman as ll mimar Melling taraf ndan iki yap saraya eklenmi tir. Melling in resimledi i Bo az saraylar içerisinde mimari ö elerinin çe itlili i ve perspektiflerinin zenginli i en çekici yap Be ikta saray d r (Sevin, 1999, s. 431). ekil 1.13 Melling e göre Be ikta Sahilsaray (Sevin, 1999, s. 433) Be ikta sahilsaray n n en çok dikkat çeken parças ise Çinili Kö k tür y l nda IV. Mehmet taraf ndan yapt r lm t r. Dolmabahçe saray in aat s ras nda tarihlerinde y k lm t r. 16. yüzy l Osmanl saray yap lar n n en önemlilerinden biridir. D ve içi tümüyle çiniyle kapl olmas ndan dolay bu ismi alm t r. Melling kö kün ta tan yap lm oldu unu ve zemin kattan yukar s n n tamamen çiniyle kapl oldu unu söylemektedir. Ayr ca kö kün içinde selsebillerin ve ortada bir havuzun varl ndan söz eder. S.H. Eldem 1704 tarihli kö kün e ya durumunu gösteren bir belgeden yararlanarak restitüsyonunu yapm t r. Kasr n denize bakan k sm ndaki büyük salon kasr hümayun olarak adland r lm t r. Bu mekândan hemen sonra ayn eksen üzerinde yer alan divanhane yer al r. Divanhane daha sonra bahçeye aç l r. Divanhanenin sa nda k odas, solunda ise oda-i has ve küçük oda bulunmaktad r. Kö ke giri deniz taraf ndan iki merdivenle sa lanmaktad r. Merdivenlerle zemin kat geçilip

37 27 divanhaneye girilir (Tu lac, 1993, s. 26). Çinili Kö k ten hemen sonra A alar Ko u u gelmektedir. R ht m bir ah ap bölme duvar yla saray n sultan ve maiyetine ait bölümlerinden (Harem) ayr lmaktad r. Bu bölümün ilk yap s muhtemelen A alar Ko u u ile ba lant l Mabeyin Dairesi olmal d r. Bu daireden bir galeriyle III. Selim in annesi Mihri ah Sultan için yap lm olan Valide Sultan Dairesi ne geçilmektedir. Bu galerinin sol ucunda bulunan Valide Sultan Dairesi nin Melling in eseri oldu u bilinmektedir. Ah ap kö k, iyon ba l kl sekiz mermer sütun taraf ndan ta nmakta ve r ht m boyunca yer almaktad r. Valide Sultan Dairesi nin di er yan nda, bu yöndeki yap lara geçi i sa layan bir ba ka galeri ve bunun üzerinde, arkadaki harem dairelerini gizleyen kafesli bir bahçe duvar vard r. Valide sultan dairesinden sonra gelen yap Silahdar F nd kl l Mehmed A a n n Çinili Kö k ile birlikte ta kemerler üzerine in a edildi ini söyledi i hasodad r. Dört zarif sütun üzerine oturtulan divanhane iki yan nda odac klar n önüne çekilerek üç sofal plan tipinin bir ba ka uygulamas gerçekle tirilmi tir. Alt katta divanhaneyi ta yan sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirine ba lanarak yar aç k bir mekân olu turulmu tur. Sultan saraya getiren ve götüren kay klar n buraya yana t anla lmaktad r. Hasoda dan sonra s k kafesle çevrili bir bahçe duvar ve bir ucunda, deniz üzerinde kaz klara oturtulmu küçük ah ap bir kö k görülür; bu kameriyeli mehtap bahçesinin kö kü olmal d r. Bir ba ka kö k, Bal khane Kasr, daha ileride gene deniz üzerinde kaz klara oturtulmu tur. Be ikta saray 200 y l boyunca eklenen yap lar ve yap lan de i ikliklerle 1840 y l na kadar gelmi tir. Abdülmecit döneminde y k larak yerine Dolmabahçe saray yap lm t r. Ah ap saray gelene inin 19. yüzy l ortas na kadar süren bir örne i olmu tur (Kuban, 2001, s ). Üsküdar Saray / Kavak Saray ; Osmanl mimarisi içinde üzerinde en çok tart lan yap lardan biridir. Saray n yeri konusunda birbirinden farkl görü ler mevcuttur. Sarayla ilgili tart lan bir di er konu da Üsküdar ile Kavak Saray n n ayn yap olup olmad klar üzerinedir. Mustafa Cezar ve Haluk ehsuvaro lu iki ismin tek yap ya ait oldu unu belirtmektedirler. Buna kar l k Ünver, Harem skelesi nin sa ndaki yap lar n Kavak Saray, solundakinin ise Üsküdar Saray oldu unu, ancak iki yap n n asl nda tek bir saray olarak kabul edilebilece ini söylemektedir. Konyal ya göre ise Üsküdar ve Kavak Saray ayr yap lard r. Konyal, Üsküdar ile ilgili haz rlad geni çal mas nda, iki saray n ayr yap lar oldu u sav n ayr nt l bir ekilde anlatmaktad r. Buna göre, Ayazma Saray da denilen Üsküdar Saray, Fatih Sultan Mehmet devrinde yap lmakla birlikte, 16. yüzy lda Mimar Sinan taraf ndan onar larak yenilenmi ve bu saray 1758 de y k larak arsas sat lm t r. Konyal, Üsküdar daki di er saray olan Kavak Saray n n ise ilk banisinin kesin ekilde

38 28 saptanamad n ancak saray n muhtemelen I. Ahmet taraf ndan in a ettirildi ini, o lu IV. Murat taraf ndan da yenilendi ini belirtmektedir (Artan, 1994, s ). Gouffier in gravüründe, saray n deniz kenar nda, kayal klar n üzerine in a edilen bölümü görülmektedir. Da n k bir plan anlay nda in a edilen saray tek ve iki katl bölümlerden olu maktad r. Deniz yönündeki yap lar n bir bölümü, bahçeyi çevreleyen kal n sur duvar n n üzerine oturtulmu tur. Duvar n ortas nda, Topkap Saray, Toplu Kap dakilere benzeyen konik külahl bir kule, hemen yan ndaki duvar üzerinde de, Topkap Saray ncili Kö k ve Toplu Kap daki uygulamalar an msatan ç kmal bir kö k bulunmaktad r. ki s ra halinde pencerelerle ayd nlanan bu kö kün, arkaya do ru geni ledi i anla lmaktad r. Gravürde, kulenin sol taraf nda, kâgir ve ah ap kar m bir kö k görülmektedir. ki ya da üç ç kmal kö kün önüne geni bir revak yerle tirilmi tir. Yap sivri bir çat yla örtülüdür. Gravürün en solunda, üzeri kubbeyle örtülü, muhtemelen kâgir bir bina bulunmaktad r. Yap n n çevresini yuvarlak kemerli geni bir revak dola maktad r. Minareyi and ran küçük kuleden dolay, bu yap n n saray n camisi oldu unu söylenebilir. ekil 1.14 Gouffier e göre Kavak Saray (Artan, 1994, s. 494) Kavak Saray n n ne zaman ortadan kalkt tam olarak bilinmemektedir. ehsuvaro lu, saray n, Selimiye K las n n yap m için III. Selim döneminde ortadan kald r ld n belirtmektedir. Tepedeki bir grup binan n k la yap m s ras nda y k lm olmas olas d r. Ancak bütünüyle ortadan kalkmad, Melling albümündeki haritalardan anla lmaktad r. Bu haritalarda hem saray hem de k la gösterilmektedir (Kuban, 2001, s. 22). Karaa aç Saray ; Haliç in Beyo lu k y s nda, Kâ thane yak nlar nda bulunuyordu. Saray n ne zaman in a edildi i tam olarak bilinmemektedir. Ad, Haliç teki di er sahil saraylar gibi 18. yüzy l dan ba layarak duyulmaya ba lam t r. 18. yüzy l sonundan itibaren Bo aziçi nin

39 29 önem kazanmaya ba lamas ile birlikte saray terkedilmi ve harabe haline gelmi tir. Karaa aç Saray n n harabeleri, II. Mahmut döneminde, Sadabad Saray nda yap lan in aatlar s ras nda kullan lm t r (Kuban, 2001, s ). Karaa aç Saray, Melling in albümünün Haliç teki saraylar toplu olarak gösteren bir gravüründe görülmektedir. Gravürde, kar k y da sol ba ta görülen yap lar Karaa aç Saray na aittir. Gravürden anla ld gibi saray n arkas nda a açl kl, geni bir bahçe vard r. Kö kler, bu bahçenin Haliç yönündeki yüksek duvar üzerine in a edilmi tir. Sol ba ta görülen ç kmal kö k, muhtemelen Has Oda Dairesi dir. Ç kma, yuvarlak kemerlerle birbirine ba lanan sütunlar n üzerine oturmaktad r. Bu kö kün sa taraf nda, duvar üzerinde yine saraya ait üç bina bulunmaktad r. K y ya paralel olarak in a edilen Karaa aç Saray, do amimari ili kisi, planlama anlay ve mimari özellikleri aç s ndan, kar k y daki valide sultan saraylar ve 18. yüzy l da Bo aziçi nde in a edilmi olan saraylarla da benzerlik gösterir. ekil 1.15 Melling e göre Karaa aç Saray (Kuban, 2001, s. 99) Beyhan Sultan Sahilsaray ; Be ikta ilçesi, Arnavutköy Ak nt burnu nda bulunan bu saray günümüze gelememi tir. Beyhan Sultan ( ), Sultan III. Mustafa n n k z, Sultan III. Selim in de k z karde idir. Beyhan Sultan ad na yap lan sahilsaray n yap m na 1800 y l nda ba lanm t r. Mimarlar Mimarba Mustafa ile ehremini Hayrullah a alard r (Artan, 1994, s. 190). Thomas Allom un gravüründe saray n stanbul da 19. yy da egemen olmaya ba layan Neoklasizm etkisini, ç kmalar n frontonlar nda ve cephelerde yo un biçimde uygulanm plaster düzeninde görmekteyiz. Buna dayan larak saray n görkemli bir cephe görünümü oldu u anla lmaktad r. Dar bir r ht m üzerinde bulunan saray, yüksek bir sa r duvar üzerinde iki katl d r. Bu katlar denize do ru ç kmalarla geni letilmi tir. kinci Beyhan Sultan

40 30 Saray ise Eyüp Sultan da Mihri ah imaretinin biti i inde konumlanmaktayd. Sarayda geleneksel sa r zemin kat anlay terk edilerek zemine kadar inen ç kmalar tercih edilmi tir. Kütlelerin öne ç kan bölümlerinin baz lar n n alt nda kemerli revaklar yap lm t r. Saray n bir di er karakteristik özelli i ise küçük bal khane kas rlar d r. K y eridi bu bölgede geni oldu undan sahilsaray iç avlulu olarak tasarlanm t r. Avlular çeviren yap bloklar n n kal nl ysa azd r (Kuban, 2001, s. 93). ekil 1.16 Beyhan Sultan Saray (Kuban, 2001, s. 93) Hatice Sultan Sahilsaray ; 1809 y l nda Ortaköy ve Kuruçe me aras nda Defterdar Burnu denilen bölgenin kuzeyinde yapt r lm t r. Daha önce yerinde lale devri sonras yap lan Ne atabat kasr bulunmaktayd. Melling e ait gravürde görülmeyen harem ba a as n n dairesinden sonra soldan sa a Melling in tasarlad kö k, bal k kö kü, han m sultan saray, han m sultan n kocas n n selaml k dairesi, sultan n kâhyas n n ufak yal s, en sonda iki duvar aras nda sultan n kocas n n özel dairesi vard. Be ikta saray na göre ay rt edici bir özelli i ise haremin deniz k y s nda olmas yd. Melling ayn zamanda sultan n saray n n yan na bir sahil kö kü yapm t. Melling in tasarlad kâgir kö kte, 18. yüzy l Avrupa mimarl k prensiplerinin uyguland görülmektedir. Zemin kat nda dorik sütunlar, birinci katta ise iyon ba l kl yivli yar m sütunlar ve üçgen al nl k gibi mimari ö eler görülmektedir. Ayn zamanda sahilsaraya giri sa layan bu neoklasik yap ; uzun, üzeri aç k ve kafesli bir galeri ile sahilsaray n di er dairelerine ba lan yordu. Melling ayr ca sahilsaray n bahçesini de yeniden düzenlemi, labirent biçiminde bir bahçe yapm t r (Sevin, 1999, s. 433).

41 31 ekil 1.17 Melling e göre Hatice Sultan Saray (Sevin, 1999, s. 433) Esma Sultan Saray ; 18. ve 19. yüzy l da in a edilip günümüze ula amam pek çok yap gibi hakk nda az ve kar k bilgi bulunan saraylardan biridir. Sarayla ilgili bilgiler III. Ahmet dönemine kadar gitmektedir. Saray, III. Selim döneminden itibaren Esma Sultan ad yla an lmaya ba lanm t r. Esma Sultan Saray, küçük bir derenin Haliç e döküldü ü kö eye, yan cephesi dereyi, ön cephesi Haliç i görecek ekilde k y ya in a edilmi tir. Esma Sultan Saray n n ne zaman ortadan kalkt tam olarak bilinmemektedir. Gautier, seyahatnamesine, yap n n karakol olarak kullan ld notunu dü mü tür. Bu durumda yap n n 1850 den sonra saray olarak kullan lmad söylenebilir. Saray, en geç 19. yüzy l sonunda ortadan kalkm olmal d r (Sevin, 1999, s. 433). Melling in gravüründen anla ld kadar yla saray, iki katl ve ç kmal d r. Yap n n dikdörtgen planda oldu u ve ortas nda geni bir avlu yer ald anla lmaktad r. Saray n en dikkati çeken yeri, dere ile Haliç in kesi ti i yerde bulunan üç ç kmal bölümdür. Üst kat n ç kmalar n alt mermer sütun ta maktad r. Korint ba l klara sahip olan sütunlar ç kmay çepeçevre dola arak bir revak olu turmu tur. Saray n as l önemli bölümünün üst kat oldu u anla lmaktad r. Ç kmalar yuvarlak kemerlere sahiptir. Yüksek kabartma eklinde yap lan kemerler, pencerelerin iki yan nda plastr eklinde devam etmektedir. Derin tutulan çat saça n n alt na, barok motiflerden olu an üçgen bir ah ap çerçeve yerle tirilmi tir. Esma Sultan Saray n n Haliç e paralel olarak uzanan yan kanad daha alçakt r. Resimde dört bölümü görülen kanad n ilk bölümü iki katl bir galeri görünümündedir. Be ikta Saray ve Hatice Sultan Saray nda da bulunan bu galeri uygulamas 18. yüzy l sonunda yayg nla m, tüm 19. yüzy l boyunca devam etmi tir. Galeri, muhtemelen, yandaki cumbal bölüme geçi i sa lamaktad r (Eldem, 1986, s ).

42 32 ekil 1.18 Melling e göre Esma Sultan Saray (Kuban, 2001, s. 19) Bebek teki Said Pa a Saray, günümüze ula mayan 19. yüzy la ait en güzel sahilsaraylar ndan biridir. Saray, II. Mahmud un k z Mihrimah Sultan n e i Said Pa a ya aittir. Miss Pardoe nun seyahatnamesinde Said Pa a Saray, Said Pa a n n uzun, düzensiz ve pembe renkli saray, güzel bir koyun ba nda in a edilmi eklinde geçmektedir. Allom da yap dan benzer ekilde söz etmekte, ancak saray n parlak k rm z renkte boyanm oldu unu belirtmektedir. Saray n ne zaman in a edilmi oldu u tam olarak bilinmemekle beraber, en erken III. Selim dönemine tarihlenebilir. Ancak, yüksek dikdörtgen pencereleri, pencerelerin aras ndaki dikdörtgen plast rlar, üçgen al nl klar yla daha çok, II. Mahmut dönemi mimari anlay na yak nla maktad r. Said Pa a Saray, Bat l biçimlerin Osmanl mimarisi içinde kullan m alanlar ve niteli ini gösteren ilginç örneklerden birisidir. Plast rlar, üçgen al nl klar ve barok motifler geleneksel mimar anlay içinde eritilmi tir. Saray, Bo aziçi nin do as yla uyumlu, özgün bir yap d r ( Sevin, 1999, s. 433). Said Pa a Saray na ait tek görsel belge Allom taraf ndan yap lm olan gravürdür. Bo az n hemen k y s na, yüksek bir duvar üzerine in a edilen saray iki katl d r. Üçlü kademelenme eklinde yerle tirilen bu cumbalar birbirinin üzerine ah ap furu larla oturmu tur. Saray her iki katta da, çepeçevre dikdörtgen pencerelerle ayd nlanmaktad r. Kafesli olan pencerelerin aralar na dikdörtgen pilastrlar yerle tirilmi tir.

43 33 ekil 1.19 Allom a göre Said Pa a Saray (Kuban, 2001, s. 19) Bebek Kasr ; Be ikta ilçesinde bulunan ve günümüze ula amayan Bebek Kasr, Bebek Bahçesi içerisinde yer al yordu. Chorseul Gouffier in kitab nda, Fauvel taraf ndan Defterdar Burnu nda oldu u belirtilen bir yal kasr n n resmi yap lm t r. S.H. Eldem bunun Bebek Kasr oldu unu söylemektedir. Kas r 18. yy özellikleri göstermektedir. I. Abdülhamit döneminde yap ld varsay labilir. Kö kün arkas nda bahçe içinde servis yap lar ve harem dairesi bulunmaktayd. Gravürde Bebek kasr n n üç sofal divanhanesi ve buraya arkadan birle en selaml k yap s görülmektedir. Duvarlar n önündeki r ht mda nöbetçiler için de bir pavyon yap lm t. Deniz seviyesine paralel olarak tasarlanan divanhane bu yüzy ldaki gelene in aksine ta tan bir zemin kat n üzerine yükseltilmemi tir. Belki de tören veya toplant amaçl dü ünülmesi bu tarz bir tasar ma sebep olmu tur. Yap bu haliyle 18. yüzy l Küçüksu kasr n n küçük bir modeli gibidir (Kuban, 2001, s. 67,104).

44 YÜZYIL OSMANLI SARAYLARI 19. yüzy l Osmanl saray gelene i, ku kusuz Osmanl n n bat ya yüzünü çevirdi i bir yüzy lda, bat anlay na uygun olarak ekillenmi ti. Gelenekten gelen saray anlay da bütün bütün terk edilmemi ti. 19. yüzy l Osmanl saraylar nda daha önceki Osmanl saray mimarisinin nerede, nas l ve ne ölçüde etkili oldu unu tespit etmemiz, Dolmabahçe, Ç ra an ve Beylerbeyi gibi saraylar daha iyi yorumlamam za yard mc olacakt r. Osmanl saray mimarisinde iki büyük de i im 18. ve 19. yüzy lda olmu tur. 18. yüzy l da ah ap saray gelene i içerisinde an tsall k geli meye ba lam t r. 19. yüzy lda ise tasar m, bezeme, planlama gibi mimarinin tümüne yak n k sm nda bat anlay kabul edilmi tir. Plan anlay n n bezemeye göre daha yava geli ti i söylenebilir. Merkezi plan fikri, eliptik sofalar Avrupa barok gelene inden al nm t r. Osmanl mparatorlu u nda 18. yüzy lda çok özgün bir saray mimarisi olu mu tu. Bu yüzy ldaki saraylar n pek ço u 19. yüzy lda da varl klar n sürdürmü ler ve yeni olu an kâgir saray mimarisine de etki etmi lerdir. 19. yüzy l Osmanl saray mimarl na bak ancak 18. yüzy l Osmanl saray mimarl n çözümlemekle gerçekle tirilebilir. Bu konuda kar la labilecek en önemli güçlük ise 18. yüzy l saraylar n n çok büyük k sm n n ortadan kalkmas ve bunlarla ilgili görsel ve yaz l malzemenin eksikli idir. Elimizde olan yegâne kaynak ise 18. yüzy l gezgin ve ressamlar n n stanbul da çizdikleri resim, gravür ve eskiz gibi çal malar d r (Kuban, 2001, s. 27). 18. yüzy l Osmanl n n bat l la ma sürecinin ba lad bir zaman dilimidir. Bat l la man n etkileri mimaride de kendini k sa zaman içerisinde göstermi tir. Saray mimarl nda ise III. Ahmet döneminden itibaren bir de i im gözlenmektedir. Kö k ve kas rlardan olu an çok parçal saray kompozisyon düzeninin bir ölçüde terk edildi i Sadabat Saray bu dönemde yap lm t r. Sadabat saray ndan sonra sultan saraylar daha büyük ve görkemli yap lmaya ba lanm t r. Özellikle Lale devrinden sonra bezeme gelene inin de i mesi ve Avrupa kültürüne yönelme gerçekle mi tir (Arel, 1975, s. 11) Osmanl saraylar 19. yüzy la gelene kadar d cephe olarak sade tasarlanm lard r. Buna kar l k iç bezeme oldukça zengindir. Lale devrine kadar bezemede sedef kakma, alt n yald z ve a rl kl olarak çini kullan m görülmektedir. Lale devrinden sonra ise kullan m s n rl, alç ve boyal bezeme daha a rl kl olarak kullan lm t r. 18. yüzy l n ortalar ndan itibaren rokoko ve barok zevki bezemeye egemen olmaya ba lam t r. Hatice Sultan Saray n n Melling

45 35 taraf ndan çizilen büyük oturma odas nda rokoko bezemenin a rl görülmektedir. Allom taraf ndan çizilen Esma Sultan Saray selaml k divanhanesinin resminde de barok anlay n n bezemeye etkisi görülmektedir (Kuban, 2001, s. 47,49). 18. yüzy lda zemin kat kâgir yap l p, genelde servis mekân olarak kullan lmaktayd. 19. yüzy lda bu kat oturma alanlar na ayr lm t ve oldukça büyük merdivenlerle d dünyaya aç l yordu. II. Mahmut döneminde yap lan Ç ra an saray ndan ba layarak zemin katlar denize, d dünyaya aç lmaya ba lam t r. Bu da önemli bir sosyal de i imi göstermektedir. 18. yüzy l ah ap saraylar nda d cephe sadelik esas na göre tasarlanm t r. Bu yüzy l n sonlar na do ru floral motifler boyal bezeme olarak s n rl miktarda cephede yer alm t r. 19. yüzy l saraylar ise Avrupa daki örnekleri gibi d cephede alç ve ta la yap lm çok zengin bir bezemeye sahiptir. 19. yüzy lda Barok, Rokoko ve Art Nouveau gibi üsluplar bat dan al nmas na ra men zamanla stanbul ya da Osmanl ya özgü bir karakter kazanm lard r. Ayr ca 19. yüzy la gelinceye kadar saray yap lar di er kent evleri gibi boyan yordu. 19. yüzy l da kâgir saray yap m ba lay nca bu özellik ortadan kalkm t r (Kuban, 2001, s. 60). 2.1 Yönetim Saraylar Osmanl da yönetim saraylar yada Nakli Hümayun yap lan saraylar olarak tan mlanan saraylarda padi ah ve ailesi sürekli kal r, ayn zamanda devlet i leri buradan yönetilirdi. Osmanl yönetim saraylar Edirne Saray, Fatih dönemi Eski Saray (Saray- Atik), Saray- Cedit veya Topkap Saray, Dolmabahçe Saray ve Y ld z Saray d r ( Sa d ç, 2006, s. 7)

46 Dolmabahçe Saray Saray, Be ikta ta Dolmabahçe Caddesi ve Bo az aras nda çok geni bir alana kurulmu tur. Osmanl lar Döneminde kaptan pa alar n donanmay demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yap ld do al bir liman görünümünde olan bu koy; 17. yüzy ldan ba layarak dönem dönem doldurulmu ve Dolmabahçe ad yla padi ahlar n Bo aziçi ndeki has bahçelerinden biri konumuna getirilmi tir (Sevin, 1999, s. 432). Tarihsel süreç içinde çe itli padi ahlar taraf ndan yapt r lan kö k ve kas rlarla donat lan Dolmabahçe; zamanla Be ikta Sahil Saray ad yla an lan bir saray görünümü kazanm t r. Be ikta Sahil Saray, Sultan Abdülmecit Döneminde ( ) ah ap ve kullan s z oldu u gerekçesiyle 1843 y l ndan ba layarak y kt r lm ve ayn yerde günümüze dek gelen Dolmabahçe Saray n n temelleri at lm t r. Dolmabahçe Saray n n plan Garabet Balyan taraf ndan haz rlanm ve yap m yine ayn mimar yönetiminde sürdürülmü tür. (Tu lac, 1993, s. 113). Yap m, çevre duvarlar yla birlikte 1856 y l nda bitirilen Dolmabahçe Saray m2 yi a an bir alan üstüne kurulmu ve ana yap s d nda 16 ayr bölümden olu mu tur. Saray; an tsal kap lar n n aç ld bahçeler içerisinde denize cephe veren L biçiminde bir ana yap ile kendisi de ayr küçük bir saray niteli inde olan Veliaht Dairesi, Mefru at Dairesi, Muhaf zlar Dairesi, Hareket Kö kleri, Caml Kö k ve benzeri küçük eklenti yap lar ndan olu maktad r. Dönemin önde gelen Osmanl mimarlar Garabet ve Nigogos Balyan taraf ndan yap lan saray n ana yap s ; Mabeyn-i Hümayun (Selâml k), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümayun adlar n ta yan üç bölümden olu ur. Mabeyn-i Hümayun; devletin yönetim i leri, Harem-i Hümayun; Padi ah ve ailesinin özel ya am, bu iki bölümün aras nda yer alan Muayede Salonuysa; Padi ah n devlet ileri gelenleriyle bayramla mas ve kimi önemli devlet törenleri için ayr lm t r. Saray n bu bölümün alan m2 dir. Saray kara taraf ndan yüksek duvarlarla çevrilmi tir. Bu çevrili alan n d nda ayr pavyonlar halinde oldu u bilinen tiyatro, Istabl- Amire, Hamlac lar, Atiye-i Seniyye Ambarlar, eczane, fodla f r nlar, un fabrikas, Bay ld m Kö kü ve benzeri eklenti yap lar Gümü suyu ve Maçka eteklerine yerle mekteydi. Bu yap lar n büyük bölümü günümüze ula amam t r. Saray n içindeki mefru at dairesi, hazine-i hassa, marangozhane, ku luklar, hareket kö kleri ve benzeri mü temilat ise günümüze ula m t r (Sözen, 1990, s.133).

47 37 ekil 2.1 Dolmabahçe Saray vaziyet plan ( Biçimde, ayr nt larda ve süslemelerde bat etkileri belirgin bir ekilde gözlemlenir. Öte yandan, gerek kurulu gerekse oda ve salon ili kileri aç s ndan geleneksel Türk evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uyguland bir yap bütünüdür. S.H. Eldem Dolmabahçe Saray n n planlamas yla ilgili u görü lere yer vermektedir. "Balyan plan n yaparken o zengin iç kompozisyona ula abilmek için eski Türk evi plan n de erlendirmi tir. Avrupa'da mevcut hiçbir saray Dolmabahçe'de yaratt zenginlik, güzellik ve refahl kta bir mekân kompozisyonuna ula amam t r. Mimar plan nda geni merkezi sofa kompozisyonlar n büyültmü tür. Esas plan iki merkezi sofal d r. ki sofa aras nda üçüncü bir sofa durumunda say labilecek büyük ve iki kat kapsayan bir merdiven holü yapm t r. Buras sofa de ildir çünkü üzerine aç lan sofalar yoktur. Merdiven ba lang c alt katta arka arkaya çak an iki noktadand r. Bunlar n biri esas giri in kar s na rastlamaktad r; di eri ise aksi yöndedir. kinci sofadan sonra padi ah n özel odalar ve hamam taraf na do ru eski Türk evlerindeki serbest plan tipi uygulanm t r. Plan n ferahl n yaratan Selaml k dairesinin sofa ve geçit yerlerinin odalara göre fazla yer tutmas d r. " (Eldem, 1990, s.25). Sarayda çizgisel bir planlama söz konusudur. Bölümler birbirlerine eklenmi tir. Bu dizili ve plan emas stanbul sahilsaray gelene ine uygunluk gösterir. Saray bu yönüyle Avrupa saraylar ndan farkl la r. Dolmabahçe saray nda merkezi hol ve kö elerdeki oda (salon) gruplar ndan olu an bile imler bir plan birimi olarak kabul edilebilir. Buna göre mabeynde her katta üç birim, haremde ise be birim vard r.

48 38 ekil 2.2 Dolmabahçe Saray zemin kat plan (Batur, 1994, s. 92) Padi ah n devlet i lerini yürüttü ü Mabeyn; i levi ve görkemiyle Dolmabahçe Saray n n en önemli bölümüdür. Giri te kar la lan Medhal Salon, üst kat ile ba lant y sa layan Kristal Merdiven, elçilerin a rland Süfera Salonu ve padi ah n huzuruna ç kt klar K rm z Oda; imparatorlu un tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde süslenmi ve dö enmi tir. Üst katta yer alan Zülvecheyn Salonu; padi ah n Mabeyn de kendine özel olarak ayr lm dairesine bir tür geçi mekân olu turmaktad r. Bu özel dairede, padi ah için mermerleri M s r dan getirilmi görkemli bir hamam, çal abilece i oda ve salonlar bulunmaktad r (Batur, 1994, s. 92,93). Harem ve Mabeyn bölümleri aras nda yer alan Muayede Salonu; Dolmabahçe Saray n n en yüksek ve en görkemli parças d r. Taban alan 25x37 metre olan Muayede salonu, yerden yüksekli i 36 metreyi bulan kubbesi ve bu kubbeye ba l yakla k 4,5 tonluk ngiliz yap m avizesiyle saray n di er bölümlerinden belirgin bir biçimde ayr lmaktad r. Ta y c sistem olarak dört aya a oturan merkezi bir emas vard r. Salon, bodrumdaki tesislerden elde edilen s cak havan n sütun diplerinden içeri verilmesiyle s t lmakta, böylelikle so uk mevsimlere rastlayan törenler daha s cak bir atmosferde yap labilmekteydi. Geleneksel bayramla ma töreni günlerinde, Topkap Saray nda bulunan alt n taht bu salona getirilerek kurulur ve padi ah bu tahtta devlet ileri gelenleriyle bayramla rd. Galeriler ise elçilik görevlilerine, Saray Orkestras na, bay ve bayan konuklara ayr lm t (Ülgen, 1999, s. 415). Harem bölümü, denize dik do rultuda yerle tirilmi ve sarayla L biçiminde birle en bir

49 39 kitledir. Bu bölümde salonlar, yatak odalar, çal ma ve dinlenme odalar yer almaktad r. Dolmabahçe Saray n n yakla k üçte ikisini olu turan Harem Bölümü'ne, Mabeyn ve Muayede Salonu ndan geleneksel ayr m vurgulayan demir ve ah ap kap larla kesilmi koridorlardan geçilmektedir. Haremde büyük ortak mekânlar ve kapal özel dairelerden olu an bir planlama yap lm t r. Ortak mekânlar ortaya al n p birbirine çift koridorla ba lanm, aralar na servis ve ayd nl k hacimleri yerle tirilmi tir. Kapal ve kendi içinde ba lant l, bir tür dubleks daire niteli inde düzenlenen özel daireler ise yanlara al nm t r. Haremin ba l ca bölümleri Mavi ve Pembe Salonlar, Hünkâr Dairesi, Valide Sultan Dairesi, Veliaht Dairesi, Cariyeler Dairesi, ehzadeler Dairesi ve Kad nefendiler Dairesi dir (Tu lac, 1993, s. 124). Dolmabahçe Saray n n Bat etkileri alt nda, Avrupa saraylar ndan örnek al narak yap lm bir saray olmas na kar l k, i levsel kurulu u ve iç mekân yap s nda haremin eskisi kadar kesin çizgilerle olmasa da ayr bir bölüm olarak kurulmas na özen gösterilmi tir. Ancak Topkap Saray n n tersine, Harem, art k saraydan ayr tutulmu bir yap ya da yap lar toplulu u de ildir; ayn çat alt nda, ayn yap bütünlü ü içinde yerle tirilmi özel bir ya ama birimidir. Saray n deniz cephesi 284, harem cephesi 95 metredir. Planda birbirinden ayr olan üç bölüm cephe düzenlemeleriyle bütünle mi lerdir. Ana formu dikdörtgen olan prizmatik kütlede baz salonlar öne ç kar lm, cephelerde böylece bir hareketlenme elde edilmi tir. Binan n uzun deniz cephesi, stanbul Bo aziçi konut gelene ine daha uygun dü en küçük parçal yüzeylerden olu an bir bütüne dönü türülmü tür (Batur, 1994, s. 92). Mabeyn ve harem bölümleri, bodrum kat hariç iki katl olacak ekilde tasarlanm t r. Muayede salonu tek mekân olmas na ra men harem ve mabeyn bölümlerinin iki kat yüksekliktedir. Muayede Salonu nda dü ey etkili bir düzenleme kendini göstermektedir. Bu cephedeki ikiz aç kl kl pencerelerin Ermeni veya Do u Anadolu ortaça mimarisinde esinlenildi i dü ünülmektedir. Garabet Balyan n Ermeni mimarl ndan kulland tek ö enin bu oldu u söylenebilir (Tu lac, 1993, s. 121). Dolmabahçe Saray n n iç ve d bezemelerinde pek çok tarz n bir arada kullan ld eklektik bir anlay vard r. Sarayda Rönesans, Barok, Rokoko, Ampir, Neo-klasik gibi ak mlar n özelliklerine yer verilmi tir. Sütunlar n ba l klar n n birinci ve ikinci katta farkl l k göstermesinde ve bodrum kat pencere özelliklerinde Rönesans etkileri görmek mümkündür. Yap lar n iki ana kat ve bir bodrum kat ndan olu mas da Rönesans saraylar n n örneklerini hat rlat r. Ancak Rönesans saraylar bu derece süslü cephelere sahip de ildir. Saray n cephe süslemelerinde S ve C formlar, bitkisel formlar, kap lar taçland ran bölümlerde ve kulelerde

50 40 k vr ml kesik al nl klar n ortalar n n motiflerle bezenmesi, yan kanatlar n oval olmas ve bol süs kullan m Barok ve Rokoko özelliklerdir. Yuvarlak motifler, girland motifleri, çerçeve içinde bloklanm yaz lar, podyum üzerinde sütunlar, kilit ta n n belirginli i, an tsal görünüm, Zafer Tak n and ran kap giri leri, üçgen al nl kta motifler, simetrik düzen, bo b rak lm dikdörtgen alan gibi Ampir ve Neo-klasik ö elere de yer verilmi tir (Cezar, 1992, s. 21; Karamani, 1992, s. 39). ekil 2.3 Dolmabahçe Saray genel görünüm ( zm.gov.tr) Büyük ölçüdeki saray n iç ve d süslemelerinde mimar n isteklerine ve tasar mlar na uygun olarak pek çok dekoratörün çal mas söz konusu olmu tur. Süslemelerde mimar Nikogos Balyan' n tasar mlar n n yan s ra özellikle iç mekânda dekoratör Sechan' n çizimleri de yer alm t r. Süslemelerde çe itli ak mlar m motifleri bir arada kullan lm t r. Ö eler tek tek ba ms z birimler olarak bir araya getirilmi tir. Motifler kendi aralar nda da farkl l klar göstermektedir. Sütun yivleri veya girlandlar n kullan m nda bu görülmektedir. Ayn ö eler aras ndaki bu farkl l k ve çe itlilik a rt c d r. (Karamani, 1992, s. 40). Saray n arazisi, denizin doldurulmas yla elde edildi i için zemin sa lamla t rma çal malar yap lm t r metre aras nda de i en me e a ac ndan yap lm kaz klar çak lm, sa lam zemine ula lm t r. Bunun üzerinde 1 metre kal nl nda ve içerisinde 3 kat zgara olan bir dö eme yap lm t r. Saray bu rijit taban üzerine in a edilmi tir. Tüm yap, bodrumla birlikte üç katl d r. Beden duvarlar ta tan, iç duvarlar tu ladan, dö emeleri ah aptan yap lm t r. Kat dö emelerinde çift kiri leme sistemi yap larak titre imler önlenmi, a r avizelerin ta nmas sa lanm t r. Çat s ah ap, çat kaplamas ise kur undur. Muayede salonunun kubbesinde metal bir strüktür kullan lm ve 4,5 tonluk avize buraya as lm t r. Sarayda hünkâr hamam ve kristal merdivenli in üstünde metal-cam birle imi ayd nl klar kullan lm t r. Ça n teknolojisine aç k olan saraya, y llar ndaysa elektrik ve kalorifer sistemi eklenmi tir.

51 m2 lik kullan l r dö eme alan, 285 odas, 46 salonu, 6 hamam ve 68 tuvaleti vard r (Öner vd., 1992, s.27). Dolmabahçe Saray na ba l bir de tiyatro bulunmaktayd. Osmanl n n ilk tiyatrolar ndan biri olan saray tiyatrosu 1858 y l nda sultan Abdülmecit taraf ndan Nigogos Balyan a yapt r lm t r. Dolmabahçe Cami Muvakkithanesi nin kar s nda yer almaktayd. Yap ampir tarzda talyan tiyatro binalar na benzer ekilde yap lm t. Çok büyük olmamas na ra men çok süslüydü. Dekorasyonu, süslemesi Frans z Sechan taraf ndan yap lm t r. Elimizde bir plan bulunmamaktad r. Günümüze ula m birkaç resminden 30 kadar locas olan 300 ki ilik bir gösteri salonunun oldu unu anlayabiliyoruz. Salon 3 loca kat ve küçük bir parterden olu maktayd. Sultan Abdülaziz zaman nda ç kan bir yang n sonucunda yanm ve ah r olarak kullan lm t r y l nda yol yap m çal mas nedeniyle y k lm t r (Tu lac, 1990, s. 346). Bahçe yüksek duvarlarla çevrili düz bir alana kurulmu tur. Saray bahçesi dört ana bölümde düzenlenmi ve setleme yap lmam t r. Saray n bahçelerinden önde bulunan Hasbahçe'dir. Kareye yak n bir dikdörtgen eklindedir. Geometrik düzenlemeler yap lan bahçenin ortas nda bir havuz bulunmaktad r. Bahçeyi çe itli aslan heykelleri süslemektedir. Bu haliyle Frans z bahçelerinden esinlenildi i söylenebilir. Hasbahçe nin uzant s olan deniz taraf ndaki bahçeler r ht m boyunca uzan r. Bu k s mda Muayede Salonu eksenine göre simetrik bir düzenleme yap lm t r. Saray n di er bahçeleri kapal ve özel bahçelerdir. Veliaht dairesi, harem ve ku luk bahçeleri ortalar nda oval ya da daire biçimli havuzlar bulunan geometrik düzenli iç avlular gibidirler (Batur, 1994, s. 92). Saray n kara taraf nda iki ana ve yedi tali kap, deniz taraf nda ise biri büyük be yal kap s yer al r. Ayr ca Baltac lar Dairesi, Matbah- Amire ve Veliaht Dairesi'nin de giri leri bulunmaktad r. Valide Kap s kara taraf ndaki yüksek duvarlar aras nda yer al r. ki kanatl kap n n üzerinde süslemeler, dekoratif dikdörtgen mermer levhalar vard r. Ku luk Kap s Caml Kö k'e giri i sa layan kap d r. Kap lara Bendegan Kap s, Harem Kap s gibi çe itli isimler verilmi tir (Ülgen, 1999, s. 415). Saray n kara taraf ndaki giri lerinden, Hazine Kap s ve Saltanat Kap s an tsal karakterdedir. Camiye ve saat kulesine bakan Hazine Kap s denize paralel olarak yer al r. Muhaf zlar ve Eski Mefru at Daireleri'nin aras ndaki an tsal görünümlü kap sultan n ziyaretçileri taraf ndan kullan l rd. Saltanat Kap s saray n di er an tsal giri idir ve Merasim Kap s ad yla da an l r. Sultan n taraf ndan kullan lan kap, Be ikta Dolmabahçe yolu üzerindedir. Kap Hazine kap s ndan daha büyük ve daha fazla dekoratif ö elere sahiptir. Hem içte hem de d ta

52 42 içbükeydir. E ri k s mlar n bitiminde kare bir plan üzerinde yükselen, birbirinin ayn s olan dört küçük kule yükselir. Deniz taraf nda yer alan be kap n n en büyü ü olan Yal Kap, Muayede Salonu'nun önünde yer al r. Deniz taraf n n tüm kap lar gibi taçl ve ajurludur. Dolmabahçe Saray günümüzde TBMM Milli Saraylar Daire Ba kanl yönetiminde müze olarak kullan lmaktad r. Ayn zamanda kültür, bilim tan t m merkezi olarak da i levini sürdürmektedir. Saray n ehzadelere tahsis edilmi kuzeyindeki Veliaht Dairesi nin bir bölümü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi yönetiminde, Resim ve Heykel Müzesi olarak düzenlenmi tir Y ld z Saray Be ikta 'ta, sahilden ba layarak kuzeybat ya do ru yükselip s rt çizgisine kadar tüm yamac kaplayan ve yakla k m2 yüzölçümü olan bir bahçe ve koruluk içine yerle mi saraylar, kö kler, yönetim, koruma, servis yap lar ve parklar bütünüdür. Dolmabahçe saray gibi tek bir tasar ma ba l olarak de il, uzun bir zaman dilimi içinde in a edilmi yap lar toplulu udur. stanbul'un ikinci büyük saray olan Y ld z Saray ; Eski Saray, Topkap Saray ve Dolmabahçe Saray ndan sonra dördüncü yönetim merkezi olmu tur. Sultan I. Ahmet ( ), IV. Murat ( ) ve III. Selim ( ) dönemlerinde de ilgi gören bu çevre; II. Mahmut un 1835 y l nda Y ld z ad yla yapt rd bir kö kten dolay bu ad ile an lmaya ba lanm t r. Bilinen ilk yap m, 19. yüzy l n ba nda, 'te III. Selim'in ( ) annesi Mihri ah Valide Sultan için tepede yapt rd (bugün mevcut olmayan) kas rd r. Saray n ilk dönemiyle ilgili bilgiler s n rl d r. Abdülmecit döneminde ( ), 1842 de Kasr- Dilkü a ve 1846 da Çukursaray ad verilen kas rlar yapt r lm t r. Sultan Abdülaziz döneminde Ortaköy Caddesi üzerine yapt r lan bir köprü ile Ç ra an Saray Y ld z Park na ba land. D bahçe denilen bu bölümde Malta kö kü, Çad r Kö kü, Ferhan Kö kü ve Çit Kasr adlar yla bilinen yap lar yapt r ld. Büyük Mabeyn de k smen Abdülaziz dönemi eseridir (Tu lac, 1993, 546). Y ld z Saray 'n n as l geli mesi 19. yüzy l n ikinci yar s nda ve 20. yüzy l n ba nda, özellikle II. Abdülhamit ( ) dönemindedir. Dolmabahçe ve Ç ra an saraylar n n varl ve yeni olu lar, burada büyük boyutlu saray yap m n gereksiz k lm t r. Bu yüzden Y ld z Saray nda kö k, pavyon biçiminde küçük boyutlu yap la ma geli mi tir. Sonunda Topkap Saray n and ran bir yap modeli ortaya ç km t r. Saray kendine özgü bir kentsel yerle me olarak da de erlendirilebilir. Zaman içinde y k lan, yanan ve yeniden yap lanlar ile say lar 100'e yakla an kö k, kas r ve di er ekleri arazinin kuzeybat kesiminde yo unla m t r.

53 43 Padi ah n ve haremin kulland yap lar n çevresinde bir bölüm hasbahçe olarak ayr lm ; geri kalan k sm d bahçe olarak b rak lm t r. Daha büyük bir alan kaplayan d bahçe Bo az a inen vadinin iki yamac na yap lm t r. D bahçede yer yer küçük akarsu ve göller olu turulmu tur. Bunlar n üzerinde, dal taklidi çimentodan korkuluklarla süslenmi pek çok köprü yer almaktad r. Hasbahçede ana ö e; ortas nda bir adac k bulunan, 300 metre uzunlu undaki yapay göldür. Su ö eleri, köprüler ve kaskadlar bu bahçedeki çe itli düzenlemelere örnek olarak verilebilir. Y ld z Saray n n park kesimi, yap lar kadar ilgi çekici düzenleme ve tasar m özelliklerine sahiptir. Yerli ve yabanc uzmanlar n ve bahç vanlar n çal malar yla bahçeler düzenlenmi tir. Bu düzenlemelerde bask n olan anlay, arazinin e imli olmas na da ba l olarak pitoresk görünümü tasar m n ana çizgisi olarak alan, fakat özellikle büyük kö k ve kas rlar n önünde düzenlenen formel bahçe alanlar yla birle en eklektik bir tutumdur (Ülgen, 1999, s. 417). ekil 2.4 Y ld z Saray vaziyet plan (Eldem, 1986, s. 444) Y ld z Saray 'ndaki yap larda görülen üslup ve biçim çe itlili i do al olarak çok say da mimar n katk s n dü ündürmektedir. Y ld z Saray 'nda katk s oldu u kesinlikle bilinen mimarlar Sarkis ve Agop Balyan ile Raimond d'aronco'dur. Henüz belgelenmemi olmakla birlikte Garabet Balyan ile Vasilaki, oannidis ve A.Vallaury'nin de ad geçmektedir (Sözen,

54 , s.196,198). Y ld z Saray kal n ve yüksek duvarlarla çevrilidir. çeride, padi aha, hareme ait yap lar ve hasbahçeyi çevreleyen bir ikinci duvar daha vard r. Böylece saray arazisi resmi bölüm (resmi daireler, hizmet binalar vb), özel bölüm (hareme ve sultana ait kö k, kas r vb ile hasbahçe), d bahçe (d kö kler ve büyük gezinti park ), çevre yap lar (k lalar, karakol vb) olarak birbirine biti ik, i lev olarak ba ml, fakat görsel olarak kapal bölümlere ayr lm t r. Topkap saray nda görülen geleneksel kapal saray konsepti Y ld z Saray nda da uygulanm t r. Saray n duvarlarla çevrili resmi ve özel bölümlerine giri için be kap düzenlenmi tir. Bunlar Koltuk Kap, Saltanat Kap s, Valide Kap s, Harem ç Kap s ve Mecidiye Kap s olarak adland r lm lard (Batur, 1994, s. 522). Resmi bölüm; Y ld z Saray n n en formel yerle me ve bahçe düzenine sahip olan parças d r. Büyük Mabeyn; resmi bölümün ana binas d r. Eski ah ap kö k y kt r larak Abdülaziz taraf ndan yapt r lan bu yeni kö k, çevredeki geli meyi ba latan bir uygulama olmu tur. Agop ve Sarkis Balyan taraf ndan tasarlan p in a edilen yap ( ) tepenin en yüksek noktas na oturtulmu tur. Yakla k olarak 30x45 metre boyutlar nda olan yap saray n en an tsal binas d r. Eklektik üsluptaki yap da yer yer oryantalist ö elerle de kar la l r. Plan Dolmabahçe Saray nda kullan lm olan merkezi sofal ve eyvanl plan tipidir. Plan kesi en iki eksen üzerine oturtulmu olup, k sa eksen sofay enine kesmekte, uzun eksen ise önce havuzlu divanhaneden, daha sonra da merdiven sofas ndan geçmektedir. Cephelerinde ise klasik çizgilerin daha a rl kl olarak kullan ld n görmekteyiz. Cephede aksiyal bir geometri kurulmu tur. Akslar kompozit ba l kl plastrlarla ve katlar konsollu korni lerle belirtilmi tir (Eldem, 1974, s. 444).

55 45 ekil 2.5 Y ld z Saray Büyük Mabeyn ön görünü (Nur Urfal o lu Ar ivi) ekil 2.6 Y ld z Saray Büyük Mabeyn zemin kat plan (Eldem, 1986, s. 445) Büyük Mabeyin'in önündeki dikdörtgen biçimli formel bahçenin kuzeyini Çit Kasr, do usunu Yaveran Dairesi s n rlamaktad r. Kuzeydo u kö esindeki büyük harem kap s ile özel bölüme geçilmektedir. Çit Kasr Sultan Abdülaziz döneminde yap lm t r. Mimar bilinmemektedir. Yap n n özgün i levi padi ah ziyarete gelen yabanc elçilerin bekleme yeri ve zaman zaman üst düzey devlet görevlilerinin toplant yeri olmas yd. Cuma selaml klar nda yabanc konuklar bu kas rdan törenleri seyrederlerdi. Ad n iç dekorasyonda duvarlar n kaplamas nda kullan lan çit kuma ndan alm t r. Kas r do u-bat do rultusunda uzanan, dikdörtgen bir kitlesi olan (yakla k 10x60 m) kâgir bir yap d r. Kasr n biri Koltuk Kap s 'ndan, öbürü Büyük Mabeyin bahçesinden ve bir di eri de harem kanad ndan olmak üzere üç ayr giri i vard r. Bina, iç içe geçilen bir dizi oda ile sonunda ula lan bir salondan

56 46 ibarettir. Do u taraf nda bulunan salon haremle ba lant l olup, padi ah n do rudan toplant lara kat lmas n sa l yordu. Çit Kasr, ayn dönemde yap lm Büyük Mabeyn in mimari özelliklerini and ran bir d mimariye sahiptir. Günümüzde IRCICA isimli ara t rma merkezinin kullan m ndad r (Binan, 1994, s. 523). Yaveran Dairesi Binas ; II. Abdülhamit döneminde, Harem Kap s yan ndaki nöbetçi pavyonu ile birlikte R. d'aronco taraf ndan tasarlanm t r. Bu iki katl ve ah ap yap, ba ms z giri leri olan be daireden olu an ince ve uzun bir dikdörtgen kitleye sahiptir. Ajurlu ah ap pencere bezemeleri ve saçaklar yla resmi i levi olan bir yap dan çok sivil bir yap ya benzemektedir (Batur, 1994, s. 522). Resmi bölümün güneye do ru uzanan kesiminde hünkâr mutfa ve özel kiler ile Silah Müzesi veya Silahhane Kö kü ve Saray Arabac lar Ko u u bulunmaktad r. Birbirine biti ik, ince ve uzun dikdörtgen kitlelerden olu an bu dizi en uçta Arnavut Tüfekçiler Ko u u ve alt arabal k olan binayla bitmektedir. Bu sonuncu yap n n bat ya dönen kanad karakol olarak düzenlenmi ti. Dizinin en ilginç yap s Silahhane Kö kü dür. Yüksek ve tek kat üzerine ba layan yap, arazinin e imine ba l olarak güney yar s nda iki katl olmaktad r. Bahçenin güney kesiminde saray kitapl ve rasathane vard r. Güney bahçesinde Güvercinlik Kö kü olarak adland r lan (bir ara saray eczanesi olarak kullan lm olan ve as l i levi bilinmeyen) bir yap daha vard r. Resmi bölümün kuzeye do ru uzanan k sm nda, Büyük Mabeyin'in oturdu u setin alt nda resmi bölümün ikinci k sm bulunmaktad r. Bunlar Kiler-i Hümayun, Hazine-i Evrak, Tercüme Odas, Te rifat Naz r Dairesi vb gibi hizmet yap lar d r. Yap lar yal n ve i levsel bir mimari biçim ta rlar (Ülgen, 1999, s. 417). Sultana ve ailesine ait özel bölümün en önemli yap s Hünkâr Dairesi'dir. ki katl ve k smen kâgir olan yap Valide Sultan Kö kü veya Hünkâr Sofas ad yla da an lmaktad r. Abdülmecit döneminde in a edilmi olan saray, II. Abdülhamit in Y ld z'a geli inden sonra harem dairesi olarak sürekli kullan lm t r. Bir di er önemli yap Küçük Mabeyn binas d r. Yap da yer yer Art Nouveau özellikler görülmektedir. Yap büyük olas l kla R. d'aronco taraf ndan yap lm t r. Plan emas nda gelenekten uzakla ma görülmektedir. Küçük Mabeyin binas n n tam kar s nda küçük bir limonluk bulunmaktad r. R. d'aronco taraf ndan 'da tasarlan p in a edilen limonluk binas, dökme demirden ve rokoko bezemeleri olan küçük bir neobarok yap d r (Batur, 1994, s. 523). Özel bölümün bir di er önemli binas tiyatrodur. Tiyatro yap tlar na ve konserlere merakl olan II. Abdülhamit in olas l kla saraya ba l talyan sanatç lar n telkiniyle yapt rmaya

57 47 giri ti i tiyatronun tasar m asl nda Raimondo d'aronco'ya aittir. D'Aronco'nun halen Udine Kent Müzesi Ar ivi'nde bulunan projesi, neobarok üslupta ve s k k mekân son derece ustal kla kullan p de erlendiren bir çal mad r. Tiyatro küçük bir giri, 10x12 metre boyutlar nda bir salon, yükseltilmi bir sahne ve sahneye dönük U biçimli bir galeriden olu maktayd. Salonun yanlar localar olarak düzenlenmi ti (Tu lac, 1993, s. 548). Mimar Vasilaki'nin tasar m olan Yeni Kö k, Saray n en güzel yap lar ndan biri olarak anlat lmaktad r. Bir yang n sonucunda ortadan kalkm t r. Yeni Kö k'ün hemen yan nda 1894 depreminden sonra yapt r lan ve Japon usulü kö k" olarak an lan yap, R. d'aronco taraf ndan tasarlanm olmal d r. Sultan Vahdettin zaman nda yanan kö kün R. d'aronco taraf ndan tasarland kesinlikle bilinen hamam bölümü halen sa lam durumdad r ve Art Nouveau üslubunda fayanslar, camlar, alt n yald zla kapl metal ebekeli pencereleri vb. ile saray n sanatsal kalitesi olan bölümlerinden biridir (Batur, 1994, s. 523). Tümü hasbahçenin kuzey kesimine yerle mi olan bu binalar n yan s ra haremdeki kad nlara ve personele ait daha birçok küçük kö k vard r. Bunlar n birço u günümüze gelememi tir. Kad n Efendiler, Hazinedar ve Cariyeler daireleri özel bölümün kuzeydo u ucunda birbirine caml geçitlerle ba lanm pavyonlard r. Yine özel bölüm yap lar içinde bulunan ve tepenin bat yamac ndaki avlu çevresinde yerle tirilmi ehzade ve sultan kö kleri genellikle katl ah ap ve oldukça mütevaz yap lard r. Ayn avlu içinde bulundu u bilinen Çukur Saray ise iki katl, kâgir bir yap d r. Hasbahçe ile resmi bölüm aras ndaki s n r üzerinde bulunan marangozhane, II. Abdülhamit in hobisi olan ah ap i çilik çal malar n yapmas için in a edilip gerekli araçlarla donat lm olan bir yap d r. Hasbahçedeki yapay gölün ortas ndaki adac kta bulunan III. Selim Çe mesi, Y ld z Saray 'n n tarihi bilinen en eski yap s d r. 1805'te yap lm olan çe me, mermerden ve dört yüzlüdür. Hasbahçenin güneydo u ucunda Cihannüma Kasr bulunmaktad r. Ad n Marmara ve Bo az'a aç lan son derece geni bir görü alan na sahip olmas ndan alm t r. Yüksek bir bodrum üzerinde iki katl ve bir de çat kat olan bir yap d r (Sözen, 1990, s. 210). D bahçenin ba l ca yap lar ale/merasim Kö kü ba ta olmak üzere Çad r ve Malta kö kleri ile Çini Fabrika-i Hümayunu' dur. Y ld z Saray 'n n en görkemli yap lar ndan biri Merasim Kö kü olarak da geçen ale Kasr- Hümayunu' dur. Ad n Frans zca da evi anlam na gelen chalet sözcü ünden alan ale Kö kü, 19. yüzy l Osmanl mimarl n n en ilgi çekici yap lar ndan biridir. Yüksek duvarlarla çevrili bir bahçe içinde ve farkl tarihlerde yap lan birbirine biti ik üç ana yap dan olu an

58 48 kö kün birinci bölümünün 1880 de, Sarkis Balyan n yapt ikinci bölümünün 1889 da, Merasim Kö kü ad yla tan nan ve D Aranco nun yapt üçüncü bölümünse 1898 y llar nda tamamland bilinmektedir. Son iki bölüm, Alman mparatoru II. Wilhelm in stanbul a geli lerinde konaklamas için yap lm t r. Bu özelli iyle ale, Y ld z Saray yap lar grubu içinde bir devlet konukevi niteli i ta maktad r (Ülgen, 1999, s. 419). Kas r, bodrumuyla birlikte üç katl, ah ap ve kâgir olarak yap lm t r. lk kas r planda ve kitlede büyütülerek görkemli salonlar olan an tsal bir tören saray elde edilmi tir. Kas rda ortada bir koridor ve iki yanda oda ve salonlar n bulundu u lineer bir planlama söz konusudur. Üç bölümde de hol ve merdivenlerle geni letilen giri eksenleri cephede ritmik bir düzenin elde edilmesini sa lam t r. Birinci bölümde yer alan hamam ve Sar Salon, ikinci bölümde Sedefli Salon olarak bilinen yemek salonu, üçüncü bölümde 15x30 metre boyutlar ndaki Merasim Salonu yap n n en önemli bölümleri olarak say labilir. Salonlar n her birinde de i ik üsluplar görülmektedir. Örne in Sedefli Salon da oryantalist bezemeler bask nken, Sar Salon da ise rokoko tarz ön plandad r. Yap ya ale karakterini veren birincil ö e, cepheye dik konumda düzenlenmi be ik çat d r. kinci ö e ise cephenin ah ap çatk sistemini görselle tiren yatay ve dü ey kadraj düzenidir. Sarkis Balyan n yapt ikinci bölümde ayn plan emas ve cephe düzeni, birinci bölüme oranla gelecek misafirlere yönelik olarak daha büyük tutulmu tur. Ayr ca yükseklik ayn tutularak yatayda geni leme yap lm t r. Böylece boyut de i ikli i ustaca düzenlenmi ve tam bir bütünle me sa lanm t r. Ayn tasar m mant n n D Aranco taraf ndan da devam ettirildi ini görmekteyiz (Tu lac, 1993, s. 548). Koridorlar üzerinde düzenlenmi çok say da salon ve odalar yla, bir kö k boyutlar n a an yap n n görkemli mekânlar n Barok, Rokoko ve slâm etkilerini yans tan kalem i leri, geometrik bezemeler ve manzaral panolar süslemektedir. Günümüzde Milli Saraylar dare sine ba l müze olarak kullan lmaktad r. Çad r Kö kü; d bahçede ve bir gezinti sonu dinlenme mekân olarak tasarlanm kö klerden biridir. Abdülaziz döneminde Sarkis Balyan a yapt r lan kö k, alçak tavanl bir zemin kat üzerine tek kat olarak in a edilmi tir. Kö k ortada bir giri holü ve yanlarda iki odadan olu ur. Bo az a bakan cephesinde dört deste e oturan bir balkon yer al r. Arka cephede ise iki kollu merdivenle ula lan giri bölümü bulunmaktad r. Cephe genel olarak sade bir ekilde düzenlenmi tir. Cepheyi dört yandan saran silme ve pencere üzerlerindeki girlant motifleriyle az da olsa hareket elde edilmi tir. Çad r Kö kü'nün giri cephesinin

59 49 önünde büyük bir havuz veya yapay göl bulunmaktad r. Yüzölçümü m2 olarak verilen havuzda padi ah ailesinin dola mas için motorlu sandallar bulunuyordu (Eldem, 1974, ). Abdülaziz döneminde yapt r ld bilinen Malta Kö kü nün mimar kesin olarak bilinmemektedir. Dinlenme mekân olarak tasarlanm kö klerden biridir. Dört giri i bulunan, iki katl, kâgir bir yap d r. Orta sofa ve onu çevreleyen odalarla geleneksel bir plan emas na sahiptir. Yar m daire kemerli yüksek pencereler, bunlar n aras ndaki iyonik kolonlar eklindeki plastrlar ve yap y çepeçevre dola an korni cephedeki ana ö elerdir. Deniz taraf na bakan cephede bir balkon yer almaktad r. Yap n n iç mimarisi ise özellikle alt kat n havuzlu orta sofas nda çok zengindir (Binan, 1994, s. 280). Öncelikle saray n gereksinimini kar lamak ve Avrupa, özellikle de Sevres porselenleri düzeyinde ürün elde etmek amac yla 'te kurulan Çini Fabrika-i Hümayunu Y ld z Saray 'n n d bahçesinin kuzeydo u kanad ndad r. Fabrika 1895'te üretime ba lam t r. Dönemin gazetelerinde 21 Mart 1895 günü yeni fabrikan n ilk ürünleri olan sofra tak mlar n n padi aha sunuldu u belirtilmektedir. Fabrika ayn y l bir yang n geçirdi. talyan mimar R. d'aronco'nun fabrikan n yap m sürecine giri i, bu yang n n ard ndan olmal d r. D'Aronco yaln z bir onar m de il, yenilenme ve geni letme çal mas yapm t r. Yap da dönemin Avrupa daki sanayi yap lar nda tercih edilen romanesk üslubun özellikleri görülmektedir. Hatta R. d'aronco'nun bu yap da A. Gaudi nin erken dönem yap lar n an msatan bir seçmecilikle çal t söylenebilir. Bugün Sümerbank'a ba l olarak i letilmektedir (Batur, 1994, s. 524). Ah rlar ve Manej; saray n kuzeydo u kesiminde d bahçe s n rlar içerisindedir. stabl-i amire-i Ferhan veya Ferhan Tavilesi olarak bilinen ve saraya ait olan ah r, kuzeybat güneydo u yönünde yerle tirilmi, 110x15 metre boyutunda kâgir bir yap d r. Simetrik bir plan ve kitlesi vard r. Ortas nda ve iki ucunda hayvanlar n bak m ve e itimini yapan ki ilerin kullan m na ayr lm mekânlar düzenlenmi ve aralar na ah r bölümleri yerle tirilmi tir. Ah r bölümleri tek, di erleri iki katl d r. Uçlardaki bölümlerde ayr ca bir çat aras kat bulunmaktad r. Yap da genel olarak Art Nouveau üslubu etkindir. stabl-i Amire'ye ait olmas gereken manej, saray n kuzey bölgesinde Orhaniye K las 'n n kar s nda ve saray duvarlar n n içindedir. Yakla k 15x30 metre boyutunda dikdörtgen bir plan üzerine kurulu olan yap son derece ilginç bir asma çat sistemine sahiptir (Batur, 1994, s. 525). Osmanl mparatorlu u nun sona ermesinden sonra saray uzun süre terk edilmi, bir süre Harp

60 50 Akademileri binas olarak kullan lm t r. Bu arada saray n baz bölümleri TBMM Milli Saraylar Daire Ba kanl na, slam Tarih Sanat ve Kültür Ara t rma Merkezi ne (IRCICA) ve Y ld z Teknik Üniversitesi ne ba lanm, bir bölümü de 1978 y l nda Kültür Bakanl na devredilmi tir.

61 Yazl k Saraylar Osmanl da yazl k saraylar yada di er bir tan mlamaya göre Göç-ü Hümayun yap lan sahilsaraylar yaz n saray mensuplar n n saray- hümayundan geçici olarak yerle tikleri saraylard r. Ç ra an ve Beylerbeyi Saraylar bu tipte yap lm 19. yüzy l Osmanl saraylar n n en büyüklerindendir Ç ra an Saray Eski Ç ra an saray ; Be ikta ile Ortaköy aras nda, ad yla an lan cadde üzerindeydi. Osmanl Devleti nde ilk yerle melerin 16. yüzy lda ba lad bu bölge, 17. yüzy ldan itibaren de erlendirilmeye ba lam t r. Bölge 17. yüzy l ba lar nda Kazanc o lu Bahçesi olarak isimlendirilen bir mesire yeriydi. 17. yüzy lda Melek Ahmet Pa a n n bu bölgede küçük bir sahilhanesi bulunmaktayd. 18. yüzy l ba nda, III. Ahmet döneminde bu sahilhane sadrazam Damat brahim Pa a ya verildi. Dönemin modas na göre yeniden düzenlenen sahilhane Ferahabad diye adland r ld. Damat brahim Pa a ve e i Fatma Sultan n düzenledikleri, kimi zaman padi ah n da kat ld Çera an enlikleri dolay s yla yap n n ismi Çera an sahilhanesi olarak an lmaya ba lad. Lady Montague an lar nda saray n 800 odas n n bulundu unu söylemektedir (Tu lac, 1999, s. 105) lü y llar n ilk çeyre ine kadar geçen y lda ah ap saray birkaç kez el de i tirmi tir. III. Selim ( ), buras n tekrar düzenleyerek k z karde i Beyhan Sultan a vermi, bir süre burada oturmu tur. Buradaki kö kleri y kt rarak yeni bir saray yapmak istemi tir. Fakat o y llar, devletin olaylarla çalkaland ve Yeniçeri Oca yerine yeni ve düzenli bir ordunun kurulmas na çal lan bir dönemdir. Böylece bu fikirden vazgeçilmi ve II. Mahmut a ( ) kadar, bu eski yap lar k smen onar larak, k smen yeni kö kler eklenerek varl klar n sürdürmü lerdir. Sultan II. Mahmut un saltanat yla birlikte Ç ra an' n daha yo un olarak kullan ld n görmekteyiz. Yazlar n burada geçiren II. Mahmut, binan n yetersizli inden dolay arka tarafa yeni bir mabeyn dairesi daha in a ettirir. Fakat sadece yazlar de il her zaman oturulabilecek büyüklükte bir saray yapt rmay planlayan II. Mahmut, saltanat n n sonlar na do ru bu dü üncesini gerçekle tirir. Bu zamana kadar hep küçük bir kas r ve yal niteli i ta yan Ç ra an, art k gerek boyutlar yla ve gerekse i leviyle bir sahilsaray niteli ine bürünecektir. Mimarl n Ebniye-i Hassa Müdürü Abdülhalim Bey'in yapt bu ilk Ç ra an Saray 'n n in aat na 1834 y l nda ba lanm t r. Eski kas r ve kö kler tamamen y k larak ortadan kald r l r. III. Selim'in çok sevdi i Be ikta

62 52 Mevlevihanesi de y k larak biti ikteki Abdi Bey Yal s 'na nakledilir ( Sevin, 1999, s. 432). Osmanl tarihinde köklü de i iklik ve düzenlemeleriyle tan nan Sultan II. Mahmut, klasik dönemin kurum ve kurulu lar n n ciddi olarak ele al n p modern çehreler kazanmas na çaba sarf ederken, mimaride de yeni aç l mlara öncülük ederek in a çal malar na önayak olmu tur. Gelene i temsil eden Topkap Saray yerine, yenili i ve de i imi yans tan ilk Ç ra an Saray, plan ve kullan m aç s ndan bu anlay n ürünüdür. Tasar m nda masa-sandalye düzeninin dikkate al nd ilk modern saray yap s olan Eski Ç ra an; üçgen al nl k, iyonik sütun ba l klar, mermer çat korkuluklar ve bol sütun dizileri ile bat kökenli mimari form ve süsleme ö elerine yer verilmi bir yap yd. Yeni saray üslupça da yap ld dönemin modas na uygun olup, bat neo-klasi ine belirgin bir ampir görünümü kazand r lm t. ç ve d cephe kaplamalar n n ah ap olu u da Osmanl Mimarisine özgü yönünü ortaya koymaktad r. ekil 2.7 Ç ra an Saray (Sevin, 1999, s. 433) lk Ç ra an Saray 'n büyük bir özen ve istekle devaml oturmak amac yla yapt ran II. Mahmut, saray n bitimini görmeden son nefesini verir (1839). n aat n tamamlanmas vefat ndan ancak iki y l sonra, 1841'de gerçekle ebilir. Sultan Abdülmecit tahta ç kt nda, babas II. Mahmut un yapt rd Eski Ç ra an Saray bitmek üzeredir. 1856'da Dolmabahçe Saray 'na geçilinceye kadar, Sultan Abdülmecit en yo un olarak bu saray kullanm t r. Dolmabahçe saray tamamland ktan sonra Ç ra an yazl k saray olarak kullan lmaya ba land. Sultan Abdülaziz döneminde de y kt r larak yerine yenisi yapt r ld. Sarayla ilgili elde olan bilgiler s n rl d r. Baz gravürler ve betimlemelerden ise ancak genel ç kar mlar yap labilmektedir (Atasoy, 1982, s. 82) y llar aras nda bu sarayda ya ayan Leyla Saz sarayla ilgili u bilgilere yer verir. Bu eski Ç ra an saray da sonuncusu gibi, bütünü ile birlikte kuzeydo udan Ortaköy,

63 53 güneybat dan Be ikta semtleri aras nda hemen bütün sahili i gal ediyordu. Burada kuzeyden güneye do ru 5 ayr bina uzanmaktayd. 1- Kabul resmi (muayede) daireleri ve mabeyn ki, burada mabeynciler, kâtipler ve saray erkân n n odalar bulunmaktayd ; 2- Padi ah n hususi daireleri; 3- Harem-i hümayun daireleri; 4- On kadar odas olan küçük bir bina; 5- Veliaht dairesi. Valide sultan la kad n efendilerin, ikballerin ve kalfalar n biri denize, öteki bahçeye bakan iki er odalar vard. Bunlardan birbirine geçerken büyük bir sofadan geçilirdi. (Saz, 1974, s.76-79). Yeni Ç ra an Saray ; Sultan Abdülaziz taraf ndan Eski Ç ra an Saray y kt r larak, yerine günümüze ula an saray yapt r ld. Plan ve projeleri Nigogos Balyan a, in aat ise Sarkis ve Agop Balyan a aittir. Saray n yap m na 1864 te ba lan p 1871 de bitirildi. Saray dört k sma ayr l r. Bunlar; mabeyn, yatak ve Valide Daireleri'nden olu an Büyük Saray- Hümayun, Harem Dairesi, A alar Dairesi ve çe itli yap lardan olu an mü temilat d r. Saray n bulundu u alan 115 metre geni li inde 664 metre uzunlu unda olup toplam m2 lik bir alan kaplamaktayd. Saray yap m tekni i aç s ndan tamamen kâgir malzemeyle; bodrumda kesme ta la kapl moloz ta, katlarda masif kesme ta, iç bölmelerde kal n tu la ile in a edilmi ti. Kat dö emelerinde kare kesitli kal n demir gergi ve ba lamalar kullan lm t. Sarayda 4 merasim kap s vard r. Bahçesinde ana yap dan ba ka kö kler, havuzlar ve bir de kay khane bulunmaktayd (Tu lac, 1993, s. 318). ekil 2.8 Ç ra an Saray vaziyet plan (Eldem, 1986, s. 152) Saray, S. H. Eldem in yay mlad rölövesine göre yakla k metre boyutunda ve yükseltilmi bodrum üzerinde iki katl d r. Kitle olarak, verilen boyutlarda ve yakla k 25 metre yükseklikte bir dikdörtgenler prizmas d r. Ç ra an Saray n n zengin stilistik

64 54 gösterisinin gerisinde plan nda ve kitlesinde a rt c bir aç kl k ve sadelik gözlenir. Mimar geleneksel plan motiflerini, kö elerindeki birer odayla bir plan birimi olu turan eyvanl sofalar, özgün oranlar ve olanca netli i içinde, karma aya yer vermeyen ekonomik bir kullan mla tek bir dikdörtgen içinde toplam t r. kinci önemli nokta planla cephe aras nda birebir çak ma olmas d r. Plan ö eleri, cepheye pencere ve kolon biçimindeki ayr nt larla yans t l r. Üçüncü nokta, simetrik ve aksiyal düzenlemenin i aret etti i klasik disiplinin varl d r (Eldem, 1986, s. 152). ekil 2.9 Ç ra an Saray zemin kat plan (Eldem, 1986, s. 153) Planda üç bölüm bulunmaktad r. Her katta birbirinden ekil itibariyle farkl yap lm, fakat büyüklükleri birbirine yak n olan üç sofas vard r ve üçü de merkezi tiptedirler. Her birinin deniz ve kara taraf nda eyvanlar vard r. Yaln z Ortaköy taraf ndaki bölümdekinin o tarafa bakan bir eyvan daha vard r. Bu üç bölüm merdivenlerin iki taraf nda yer alan çifte koridorlarla birbirine ba l d r. Odalar, her sofan n dört kö esine çok orant l bir ekilde da t lm t r. Binan n plan cephede tamam yla ifade edilmi tir. Orta sofan n cephesi iki yandakilerden biraz daha geni tutulmu tur. Selaml k hamam ise bütünüyle d ar ya ç kar lm t r. Saraya deniz taraf nda iki yönlü büyük mermer merdivenlerle girildi i gibi, öteki yönlerinde de mermer merdivenler bulunmaktad r. Binan n cephe düzenlenmesinde, 120 metreye varan uzunlu unun ortas çökmü görünmemesi için, optik bir düzenlemeye ba vurulmu ve orta k s m biraz yükseltilip iki yana do ru hafif e ilim verilerek, düzeltilmi bir alg lama sa lanm t r. Tek bir kitleden olu an cephe ritmik bir düzen içerisindedir. Pencereler boyut bak m ndan birbirinin ayn d r. Her plan biriminin üç kez yinelenmesiyle gayet ritmik ve düzgün bir dizi olu maktad r. Birbirinden az farkl üç cephe motifini yineleyerek tekdüze olmayan, son derece incelikli bir formülasyona

65 55 ula mak, planda gözlenen aç kl k ve sadelikle ba lant l d r. Geleneksel eman n klasik disiplinle ba ar l uyumu Avrupa örneklerine göre üstünlük sa lamaktad r (Gülersoy, 1994, s. 505). ekil 2.10 Ç ra an Saray deniz cephesi ( zm.gov.tr) Cephede, klasik yap ve barok vurgular aras ndaki gerilimi yumu atan bir dekoratif örgü bulunmaktad r. Bu örgü, pencere kemerlerinin üstüne veya içine yerle en bir veya iki s ral ta oyma neogotik motiflerdir. Ta i çili inin özenli örneklerini sergileyen dilimli rozetler ve nervürlerden olu an dantel görünümlü bu motifler, asl nda yap n n strüktüründen ayr ve adeta bezeme niteli i gösteren hafif bir dekorasyon örgüsüdür. Bu neo-gotik perdeleri, korni lerin gotik nervür motifli tablalar ve zar biçimli kolon ba l klar tamamlar. Kolonlar n zar ba l klar üzerine ters kalp biçiminde ve uçlar rumiye dönü en bir motif i lenmi tir. Saray n içi, foto raflar ndan anla ld kadar yla p r lt l ve görkemli bir dekorasyona sahiptir. ç dekorasyon Osmanl motiflerinin de içinde yer ald oryantalist bir tarza sahiptir. Avrupa mimarl n n eklektisist repertuar na Çin, Hindistan veya M s r dan sonra slam kökenli bir oryantalizmin girdi i ve 19. yüzy l n ikinci yar s nda gözde bir e ilim olarak yayg nla t bilinir. Beylerbeyi Saray ndaki uygulamadan sonra Ç ra an, slami gelene in ve Osmanl mimarl n n olanca birikiminin sergilendi i bir yap ta dönü ür. Bat Avrupa ç k l olan bu modan n stanbul'daki yans mas nda özellikle Ma rip mimarl izlerinin bask n unsur oldu u gözlenmektedir. Model al nan, ayn içerikli Avrupa Oryantalizminin ilk ve ana kayna n n spanya'daki Elhamra Saray olmas, bu yap y Osmanl örneklerinde de dolayl olarak pay sahibi yapm t r. Saray ayn zamanda Almanya daki Wilhelma Saray ile de yak n bir benzerlik gösterir. Haçvari planl salonlar, kolon, kemer gibi mimari ö eleriyle Baylanlara örneklik eden bu saraya gidilmemi olsa bile resimlerinin görüldü üne kesin

66 56 gözüyle bak labilir (Saner, 1998, s. 57). Ç ra an n üslubu konusunda belirleyici olan en önemli etkenlerden biri de sultan n istekleridir. Sultan Abdülaziz kendi saltanat n n bir an s olarak bu saray yapt rmak istemi ti te M s r a yapt yolculuk s ras nda El-Cezire de gördü ü kö kün etkisi de buna eklenmi olabilir (Tu lac, 1993, s. 318). Ç ra an Saray n n iç mekân düzenlemelerinde kolon kullan m n n özel bir biçimi vard r. Kolonlar, yükseltilmi tabanlar üzerindedir ve zar biçimli ba l klar vard r. Kolon ba l ktan sonra gelen bir üst parçayla daha da yükseltilmi tir; görsel olarak ba l kla bitse de kolonu daha yüksek ve dolay s yla daha narin gösteren ve Elhamra örneklerine referans veren üslup ö elerdir. Zemin kat kolonlar beyaz mermerdendi. Üst kattakiler daha narin ve renkli ta lardan yap lm görünüyor. Sofalarda eyvanlar n merkeze aç l nda ve di er tüm ba lant larda kolonlar birbirine düz atk l sistemde ba lanm t r. Kolonlar n kiri lerle birle mesinde kö ebent çiftleri kullan lm t r. Yükseltilmi kolon ve kö eler kullan m Wilhelma Saray ndakilere benzemektedir. Ayr ca kap larda kullan lan at nal biçimli kemerler, mukarnasl ni ler ve bezemelerdeki geometrik kadraj di er oryantalist ö eler aras nda say labilir (Saner, 1998, s. 31). Saray n karadan ana giri i, Dolmabahçe Saray nda oldu u gibi kitlenin dar kenar ndad r. Saray n hükümdara ait olan kuzey kesimindeki bu giri te, önde dört basamakl k bir seki düzeni yap lm t r. ki yan na odalar konan ve uzunlamas na kullan lan giri holünde dört s ra halinde dizilen kolonlar, an tsal merdivene do ru derinlemesine bir perspektif verirler. Üst kattaki Hünkâr Sofas nda ise, emperyal bir divanhane düzeni kurulmu tur. Salona giri in d ndaki üç eyvanda, dörder basamakla ç k lan mekânlar vard r. Divanhane düzeninin merkezi, ortada kare bir mekân belirleyen dörder kolonluk demetlerle i aret edilmi tir. Do u ve bat eyvanlar nda basamak ba lar nda birer çift kolon vard r. Hünkâra ait olan eyvana ise ayr ca iki kolon s ras daha eklenmi ve bir tür hükümdar sergilemesi yap lm t r. Hünkâr Sofa s nda tek, çift veya dörtlü kolonlarla gerçekten de simgesel bir yerle tirme gözlenir (Gülersoy, 1994, s. 506). Sonuç olarak, Bat sanat etkisi ile yenilikler arayan ve yerli motifleri ve elemanlar de i ik bir ekilde yeniden yorumlayarak bir üsluba ula an 19. yüzy l Osmanl mimarisi, Ç ra an Saray 'nda en güzel ve zarif ekilde uygulanarak dönemin en güzel saray yap lar ndan birini meydana getirmi tir. Ç ra an Saray art arda dizilen ve Fer iyye Saraylar ile birlikte Bo aziçi nde yakla k 1,5 km uzunlu unda an tsal bir kordon olu turur. Sönüp gitmekte olan

67 57 bir imparatorlu un son p r lt s d r ve ayn zamanda mimaride ula lan süzülmü be eniyi, seçkinli i ve el sanatlar ndaki ustal gösterir. Saray II. Abdülhamit taraf ndan 15 Kas m 1909 da Meclis-i Mebusan a verilmi tir. Bu s rada saray n iç bölümleri meclis toplant lar için de i tirilmi tir. Saray 20 Ocak 1910 da ç kan bir yang n sonucunda tamamen yand. Ç ra an Saray y llarca harabe halde kald ktan sonra 1987'den sonra uluslararas bir ihale aç larak restore edildi. Saray n Be ikta taraf ndaki birinci binas önce lkokul, sonra da ETT ye tahsis edilmi tir. 12 Eylül 1980 den sonra ETT deposu bo alt lm ve restore edilerek Devlet Konukevi haline getirilmi tir. K y daki eski harem binas na Be ikta K z Lisesi yap lm t r. Yanm saray binas ndan sonraki Yaverler Binas Yüksek Denizcilik Okulu na, ondan sonra gelen bölümler Galatasaray Lisesi ile Be ikta Ortaokulu na, son bina da Kabata Lisesi ne tahsis edilmi tir. Günümüzde Ç ra an Saray n n ana yap s Ç ra an Oteli olarak kullan lmaktad r. Be ikta Mevlevihanesi ne ait olan Mevlevi mezarlar saray n bodrum kat nda kalm t r (Ülgen, 1999, s.421). 2.3 Di er Önemli 19. Yüzy l Osmanl Saraylar Feriye Saraylar Fer iye Saraylar ; Be ikta lçesi nde, Ortaköy de, Ç ra an Caddesi üzerinde yer al rlar. Günümüzde Galatasaray Üniversitesi ve Kabata Lisesi nin kullan m ndad r. Bu yap lar n Ortaköy taraf nda, Ortaköy karakolu ya da Tarabya karakolu adlar yla da bilinen Fer iye Karakolu bulunur. Be ikta yönüne do ru ise bugün otel olarak kullan lan Ç ra an Saray yer al r. 19. yüzy l ikinci yar s na tarihlenen Fer iye Saraylar n n mimarlar hakk nda kesin bir bilgi yoktur. Bu saraylar Sultan Saraylar, brahim Tevfik Efendi Sahil Saray, Cemaleddin Efendi Sahil Saray ve Seyfeddin Efendi Sahil Saraylar isimleri ile de tan nm t r. Bu saraylara fer iye denmesinin sebebi, padi ah n oturdu u esas saray n yan nda ikinci derecede önemli yap lar aras nda olmas ndand r. Deniz taraf nda üç ana bina, bir cariyeler ko u u ve iki katl küçük bir binadan olu an yap lar toplulu unun arkas nda yol taraf nda ek binalar yer al r (Gülersoy, 1992, s. 505).

68 58 ekil 2.11 Feriye Saraylar genel görünüm ( zm.gov.tr) Fer iye Saraylar deniz k y s nda, yan yana üç ana yap dan meydana gelmi tir. Dikdörtgen planl bu bölümlerin denize ve yola bakan odalar vard r. Odalar n aras nda geni ve uzun sofalar yer almaktad r. Sofalar n tavanlar nda, kalem i leriyle motiflendirilmi ah ap kaplamalar kullan lm t r. Bu orijinal k s mlar günümüzde de varl n sürdürmektedir. Yap lar n cepheleri simetrik bir düzenlemeye sahiptir. Yuvarlak kemerli, bas k kemerli ya da dikdörtgen çerçeveli sade pencereler kullan lm t r. Üç katl olan yap lar n katlar birbirlerinden yatay silmelerle ayr lm t r Çifte Saraylar Çifte Saraylar (Be ikta ); stanbul Be ikta ilçesi, F nd kl semtinde Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde bulunan Çifte Saraylar Sultan Abdülmecit ( ) taraf ndan k zlar Cemile ve Münire Sultanlar için yapt r lm t r. Saraylar n yap m na 1856 y l nda ba lanm, 1859 y l nda da tamamlanm t r. Mimar Balyan ailesinden Garabet Amira Balyan d r. Çifte Saraylar olarak isimlendirilen bu saraylardan Molla Çelebi Camisi ne yak n olan Cemile Sultan a aittir. Cumhuriyetin ilan ndan sonra saray 1926 da Güzel Sanatlar Akademisi ne devredilmi tir de yanm ve Sedat Hakk Eldem taraf ndan haz rlanan proje do rultusunda yeniden yap lm t r. Çifte Saraylar n di er bölümünü olu turan Münire Sultan Saray nda Sultan Abdülmecit in k z Münire Sultan ya am t r te Mimar Sinan Üniversitesi ne devredilmi tir (Ceylan, 1994, s. 512).

69 59 ekil 2.12 Çifte Saraylar ( zm.gov.tr) Çifte Saraylar n her ikisi de denize paralel olarak yap lm ve bu düzenleme iç mekânda da aynen uygulanm t r. Simetri eksenlerinin ortada kesi ti i alanda büyük ve denize paralel dikdörtgen planl bir sofaya yer verilmi tir. Bu sofa iki er direklikle yan sofalara aç lm t r. Odalar deniz ve kara cephelerine dizilmi lerdir. Pencerelerin üzerindeki üçgen al nl klar, kat silmeleri gibi çe itli ö elere bak l nca yap da ampir üslubunun egemen oldu u görülmektedir Baltaliman Sahilsaray Baltaliman sahilsaray (Mustafa Re it Pa a saray ); Sar yer ilçesinde, Baltaliman - Hisar Yolu üzerinde yer almaktad r. Saray Mustafa Re it Pa a taraf ndan tarihleri aras nda Sarkis Balyan a yapt r lm t r. Yap Sultan Abdülmecit in k z Fatma Sultan n Mustafa Re it Pa a n n o lu ile evlenmesi s ras nda Osmanl hazinesince sat n al narak yeni evlilere verilmi tir. Sonraki y llarda Sultan Abdülaziz devrinde bu sahilsaray n n çevresine yeni kö kler ve binalar eklenmi tir (Tu lac, 1993, s. 482) ekil 2.13 Baltaliman Sahilsaray deniz cephesi ( Neo-Klasik üsluptaki yap geni bir avlu içerisinde olup, bahçesinde havuz, kö kler ve deniz hamamlar bulunmaktad r. Yap dikdörtgen planl olup, yan cephelerden masif kolonlarla

70 60 d ar ya ta r lm t r. ki katl yap n n birinci kat n n ortas nda dikdörtgen bir sofa bulunmakta olup, bu sofan n duvarlar aynalarla kaplanm, içerisine mermer kaplamalar yerle tirilmi tir. Yap n n cadde üzerindeki birinci kat dört iri konsolun ta d ç kma ile d ar ya ta r lm t r. Günümüzde Baltaliman Kemik Hastal klar Hastanesi olarak kullan lmaktad r Tersane Saray /Aynal kavak Kasr Tersane Saray- Hümayunu ad verilen bu sahilsaray Topkap, Kavak ve Be ikta sahilsaraylar ndan sonra dördüncü büyük padi ah saray yd (saray- hümayunuydu). Saray Tersane Has Bahçesi olarak an lan bölgede yap lm t r. Bölge Okmeydan ndan Haliç e inen s rtlardaki büyük bir korulu un önünde Hasköy den Kas mpa a ya kadar uzan yordu. Osmanl donanmas n n gereksinimi olan sava gemilerinin in a edildi i bölge, ayn zamanda padi ahlar n sevdi i yerlerden biriydi (Kuban, 2001, s. 88). Sultan I. Ahmet taraf ndan Haliç te yapt r lan ve I. brahim in çe itli eklerle geni letti i Aynal kavak Saray, Tersane Saray olarak da tan nmaktad r. Saray bütünü içinde yer alan ve Sultan III. Ahmet döneminde ( ) yapt r ld san lan Aynal kavak Kasr ise saraydan günümüze gelmi tek yap d r. Bu kas r, Sultan III. Selim döneminde ( ) yeniden düzenlenmi, Sultan II. Mahmut döneminde de ( ) de i ikliklere u rayarak bugünkü görünümünü alm t r (Ülgen, 1999, s. 410). Aynal kavak Saray, iki katl Daire-i Hümayun, Namazgâh Kö kü, Has Oda Daire-i Hümayunu, Harem Daireleri, Enderun Dairesi, Silahtar A a ve Hasodaba Daireleri ve hamam ile 18 yüzy l n en büyük sahilsaraylar ndan biridir. Aynal kavak Saray 18. yüzy l boyunca, özellikle tersaneyi ziyarete geldiklerinde, padi ahlar taraf ndan oldukça s k kullan lm t r (Tu lac, 1993, s. 9). ekil 2.14 Aynal kavak Saray (Tu lac, 1993, s. 9)

71 61 Yap 18. yüzy lda 4 bloktan olu makta ve uzunlu u yüzlerce metreyi bulmaktayd. lk blok saray n bostanc ba ve di er hizmetlilerine ayr lan binayd. Bu binadan sonra bir iskele bulunmaktayd. skeleden hemen sonra 220 metre uzunlu undaki selaml k blo u bulunmaktayd. Selaml ktan küçük bir aral k sonra ilginç bir su basman üzerindeki bir kö k yer almaktayd. Harem ise yüksek duvarlarla çevrili ayr bir bloktu. Ayn Topkap Sahilsaray nda oldu u gibi duvarlar üzerinde denize ta an ö eler bar nd rmaktayd. Harem bir iç avlu etraf nsa ekillenmi, karaya do ru derinlemesine uzanan bir biçime sahipti. Haremin en sonunda kubbeli bir divanhane bulunmaktayd (Kuban, 2001, s. 89). Ba ms z kö k ve kas rlar olarak in a edilen saray, 18. yüzy lda büyük ve uzun yap lara dönü mü tür. Tersane saray n n tarihsel geli imi, bir Osmanl saray n n büyüme sürecini ve zaman içinde nas l fizyonomi de i ikliklerine u rad n gösteren güzel bir örnektir. III. Selim in saltanat y llar nda tersanenin geni letilmesi zorunlulu u ortaya ç km t r. Bu amaçla saray n büyük bir bölümü y k larak tersane sahas na dâhil edilmi tir Bostanc ba Haliç k y yap lar listesinde saray n bulundu u alan arazi olarak tan mlanm t. Buradan saray n o tarihte ortadan kalm oldu unu anlamaktay z. Saraydan günümüze ula an tek yap Aynal kavak kasr olarak bilinen Has Oda Kasr d r. As l ismi Daire-i Hümayun Kö kü dür. Kaynaklarda Hasbahçe Kö kü olarak da geçmektedir. Bugünkü görünümünü büyük ölçüde 1791 ve 1850 y llar ndaki onar mlar s ras nda kazanm t r. Kasr n III. Selim döneminde Kirkor Balyan a yeni zevke göre kaplamas yapt r lm ; pencere, duvar ve tavan süslemeleri yenilenmi tir. Kas r, III. Selim, II. Mahmut ve II. Abdülhamit dönemlerinde tersaneye yap lan eklemeler s ras nda denizle ba lant s kesilerek iç k s mda kalm t r. Böylece Tersane Saray padi ah n arada tersaneyi denetlemek için Hasköy e geldi inde az bir zaman konaklayabilece i bir bini kasr na dönü mü tür (Tu lac, 1993, s. 11). Arazi e iliminden ötürü iki katl olan kasr n Haliç yönündeki cephesi üç katl d r. Kas r 18. yüzy lda yap lm olmas na kar n, üst kat alt kattan daha yüksek tutulmam t r. Plan kuzeydo u-güneybat ekseninde salonlardan meydana gelmi tir. Güney cephesinden sade bir görünümdeki sahanl ktan yap ya girilmektedir. Arazi e iliminden ötürü bu bölümün alt nda hizmet odalar yap lm t r. Giri holünün sa ndaki bölüm, bir divanhane ve ona ba l bir arz odas ndan meydana gelmi tir. Kasr n en önemli mekânlar olan bu odalardan arz odas n n üzeri kubbelidir. Ayr ca arz odas n n da ayr bir giri i de bulunmaktad r. Giri holünün solunda yan odalar, servis bölümleri ve büyük sofa bulunmaktad r. Haliç e yönelik eyvan eklindeki salonun iki taraf nda simetri göstermeyen dört oda bulunmaktad r. Bu bölüm kasr n harem bölümüdür (Kuban, 2001, s. 89).

72 62 Bezeme yönünden kasr n en önemli bölümü divanhane ile arz odas d r. Buradaki pencerelerin aras nda bas k kemerlerle birbirine ba lanm dekoratif kolonlara yer verilmi tir. Bu bölümde kemer ayaklar n n içerisi mermer levhalar ve aynalarla kaplanm t r. Yap Arz Odas 'yla, Divanhane'siyle, bütün bu mekânlar n duvarlar n dola an yaz tlar yla, alç ebekeli pencereleriyle, III. Selim tu ral ve bat yakla ml iç bezemeleriyle 18. yüzy l sonu mimarl k örnekleri içinde özel bir yer tutar. Osmanl gelene ine uygun, sedir, mangal, kandil gibi ö eleriyle, bugün yok olmu bir ya ama biçiminin ilginç görünümlerini sergiler. Kas r günümüzde Milli Saraylar daresi nin yönetimindedir. (Sözen, 1990, s. 100) Adile Sultan Saray Adile Sultan Saray Kandilli Sultan Saray ; Üsküdar ilçesi, Kandilli de Ak nt burnu nun s rtlar ndaki düzlükte yer al p, Sultan Abdülaziz taraf ndan, k z karde i Adile Sultan ad na y llar aras nda yapt r lm t r. Yazl k saray olarak tasarlanan yap n n mimar Sarkis Balyan d r. Saray n bulundu u alan kayal k ve e imli bir arazidir. Saray bu arazinin do u-bat yönüne yerle tirilmi ve bat cephesi tamamen Bo aziçi ne yöneltilmi tir. Arazi konumundan ötürü saray n ön yüzü üç, arkas da iki katl d r. Saray 32x93 m. ölçüsünde dikdörtgen bir taban üzerine oturtulmu tur. Üç ayr bölümden olu an saray n 55 odas bulunmaktad r. Saray n çevresi tamamen koruluk olup, sahil yolundaki bir kap dan içeriye girilmektedir (Tu lac, 1993, s. 447). Saray n ana bölümü harem ve selaml k olarak kullan lan simetrik bir plan göstermektedir. Ortada merkezi bölüm büyük ve oval bir salon görünümdedir. Bu bölüm 28.00x10.00 m. ölçüsündedir. ki yana do ru da eyvan eklinde eklerle geni letilmi tir. Oval salon dekoratif bezemelerinde geç rokoko üslubu aç kça kendini göstermektedir. Ayr ca saray n bezemeleri aras nda akantus yapraklar, sekiz kö eli y ld zlar, çe itli k vr mlar dikkati çekmektedir. Saray n bat bölümü tamamen Adile Sultan a aittir. Bu bölüm yüksek bir kaide üzerine oturtulmu olup, birinci kat na iki yönlü bir merdivenle ç k lmaktad r. Giri te mermer dö eli büyük bir ta l k ve bunun iki yan nda da büyük odalar bulunmaktad r. Üst kat sultan n özel dairesidir. Zemin kat na benzeyen bir plan gösteren bu bölümde denize yönelik salona geni bir ahni in eklenmi tir. Buradaki sofan n iki yan nda da ayr ca büyük salonlar bulunmaktad r. Saray n do u bölümünün giri inde uzun ve büyük bir ta l k bulunmaktad r. Üst katta büyük bir sofan n çevresinde gene çe itli odalar yer almaktad r (Ayverdi, 1968, s. 337) Saray n cephesi sade bir görünümdedir. Cepheler üçlü pencerelerle hareketlendirilmi tir.

73 63 Saray n arkas ndaki bahçede mü temilat binalar na yer verilmi tir. Baz kaynaklarda saray n deniz kenar nda yal ve bir de deniz hamam oldu u söylenirse de bunlardan bir iz günümüze gelememi tir. ekil 2.15 Adile Sultan Saray ( Adile Sultan Saray 1916 y l nda Kandilli Adile Sultan nas Mekteb-i Sultanisi ismi ile okula dönü türülmü tür. Cumhuriyet döneminde ise Kandilli K z Lisesi olmu tur. Saray 1986 y l Mart ay n n ba nda yanm ve tamamen harabeye dönmü tür. Bu yang ndan sonra bir süre kendi haline terk edilmi, bundan sonra stanbul Valili i ve baz vak flar n ortak giri imleriyle onar lm t r (Tu lac, 1993, s. 448). 2.4 Kas rlar ve Kö kler Saray yap lar içinde yer alan kö kler bahçelerde, k rlarda, aç k yerlerde yer alan k sa süreli dinlenme ve oturma mekânlar d r. Biçimlenme ve üsluplar na göre kö k, kas r gibi adlar alan yap lar n içleri ve d lar süslüdür. Yap lar tek ba na olabildi i gibi birle ik de olabilir. Osmanl padi ahlar dinlenmek ve e lenmek amac yla birkaç saatlerini veya günlerini kö klerde geçirirlerdi Ihlamur Kasr Ihlamur kas rlar Be ikta ve Ni anta aras ndaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi nde bulunmaktad r. Sultan III. Ahmet döneminde ( ) Ihlamur a bir kas r yap ld ve bölgenin bir hasbahçeye dönü türüldü ü, I. Abdülhamit ( ) ve III. Selim ( ) dönemlerindeki düzenlemelerden sonra 19. yüzy l n ilk yar s nda Sultan Abdülmecit'in de ilgisini çekti i bilinmektedir. Daha sonra da bu sade ve küçük kasr n yerine y llar aras nda sultan Abdülmecit taraf ndan Nigogos Balyan a günümüzdeki kas rlar

74 64 yapt r ld. Yap lar bini kasr olarak tasarlanm olup; biri Merasim Kö kü, öbürüyse Maiyet Kö kü adlar yla an lm, ikisine birden de Ihlamur Kasr (ya da kas rlar ) ad verilmi tir (Tu lac, 1993, s.374). Merasim Kö kü törenler için tasarlanm t r. Yüksek bir subasman üzerine tek kattan olu an dikdörtgen planl kö k, kesme ta tan yap lm t r. Dikdörtgen sade plan ön cephede at nal biçiminde bir merdiven ve iki yanda balkonlarla zenginle tirilmi tir. Merdiven kollar n n ula t terastan yap ya girilir. Giri holünün iki yan nda iki oda bulunmaktad r. Subasman kat na giri, yap n n iki yan ndaki balkonlar ta yan sütunlar n ard ndaki iki kap dand r. (Öner, 1994, s. 25). D cephelerde eklektik bir anlay söz konusudur. Bu anlay içerisinde barok ve ampir çizgiler daha a rl kl d r. Yap üstten volüt, rozet ve girlantlarla yer yer yükselen bir korni le taçland r lm t r. Kap n n iki yan nda yuvarlak kemerler içine al nm ikiz pencereler ayr birimler halinde cephenin üçlü kompozisyonunu tamamlarlar. Ni lerin çevreleri, sütun ve duvar payeleri, kap ve pencerelerin korni lere kadar uzanan üst bölümleri oldukça yüksek kabartma biçiminde çiçek, girlant, rozet, istiridye kabu u gibi ö elerden olu an zengin bir süsleme ile kaplanm t r. Kö k ön cephesindeki barok çizgiler ta yan merdiveni, balkonu, ilginç ve hareketli d cephe bezemeleriyle çarp c bir mimari görünüme sahiptir Maiyet Kökü ise sultan n maiyeti, kimi zaman da haremi için kullan lm t r. Di erine göre daha küçük boyuttaki yap, d süsleme aç s ndan daha yal n olmakla birlikte benzer anlay tad r. ki katl olan yap da, giri cephesinde gene iki kollu bir merdiven bulunmaktad r. Giri in ortas nda bir hol ve merdivenler ile kö elerde 4 oda yer almaktad r (Öner, 1994, s. 32). ekil 2.16 Ihlamur Kasr ( ki yap n n ortas nda barok çizgiler ta yan bir bahçe vard r. Bahçenin ortas nda etraf n

75 65 heykellerin süsledi i bir havuz bulunmaktad r. Dolmabahçe Saray na yak n olan konumlar ndan ötürü, kas rlarda Dolmabahçe Saray mimarisine yak n bir tarz benimsenmi tir. D süslemede bat anlay geçerliyken, planlamada geleneksel çizgiler bask nd r. ç mekânda, d a göre daha sade bir süsleme söz konusudur. ç mekân n örtü sisteminde tonoz kullan lm t r ve rokoko a rl kl bir bezeme tarz benimsenmi tir. Günümüzde Milli Saraylar daresi ne ait müze olarak kullan lmaktad r Küçüksu Kasr Küçüksu Kasr ; Beykoz ilçesi, Anadoluhisar nda, deniz k y s nda bulunmaktad r. 17.yüzy ldan ba layarak çe itli kaynaklarda Bahçe-i Göksu ad yla an lan hasbahçenin (bugün Küçüksu Çay r 'n n bulundu u alan) ilk olarak Sultan IV. Murat' n ( ) ilgisini çekti i ve 18. yüzy l ba lar nda bu çevrede ilk yap la malar n görüldü ü bilinmektedir. Sultan I. Mahmut ( ) bu hasbahçenin deniz k y s na iki katl ve ah ap bir saray yapt rm, bu yap III. Selim ( ) dönemlerinde onar larak kullan lm, Sultan Abdülmecit dönemindeyse ( ) padi ah n emriyle y kt r lm ve yerine bugünkü kâgir yap in a edilmi tir (Artan, 1994, s. 162). Michel Preault ve Melling in resimlerinde görülen ah ap saray 18. yüzy l Osmanl saray mimarisi özelliklerini göstermektedir. Dinlenme, k sa süreli konaklama amac yla yap lan kas r, Bebek Kasr gibi resmi toplant lar için de kullan lmaktayd. Yap da harem bölümü bulunmamaktayd. Divanhane bölümü denize uzanmakta olan yap T biçiminde planlanm t. Cephe tasar m gösteri siz ve bezemeden uzakt r (Kuban, 2001, s. 96) y l nda hizmete giren yeni Küçüksu Kasr n n mimar Nigogos Balyan d r. Kas r dinlenme ve av amaçl olarak kullan lan bir bini kasr niteli indedir. Cephelerde bat tarz süslemenin yap ld kas rda, planlamada geleneksel bir tutum görülmektedir. Di er saray yap lar n n tersine yüksek duvarlarla de il, dört yönde kap s olan ve döküm tekni iyle yap lm demir parmakl klarla çevrilidir (Tu lac, 1993, s. 348). ekil 2.17 Küçüksu Kasr (

76 66 Kas r kâgir olup, bir bodrum üzerinde iki kattan olu maktad r. 15x27 metrelik taban alan na sahiptir. Bodrum kat kiler, mutfak ve hizmetçilere ayr lm t r. Her iki katta da sofaya aç lan birer giri salonu ile dörder oda vard r. Yap n n 2. kat na, iki yar m daire kolla ba lay p bir ara sahanl ktan sonra düz biçimde yukar ya ç kan görkemli bir merdivenle ula lmaktad r. D cephelerdeki bezemeleri Ihlamur Kasr yla yak n üslup benzerli i içerisindedir. Yaln z Ihlamur Kasr na göre daha büyük bir kas r olan Göksu Kasr, daha hareketli bir cepheye sahiptir. Cephede yer yer ç kmalarla ve balkonlarla hareketlilik yakalanm t r. Deniz cephesinde giri, üst kat destekleyen sütunlar n gerisine çekilmi tir. Ayr ca planlamada giri in iki yan nda bina kitlesi ileri do ru ç kar lm ve bu ç k nt lar dairesel olarak tasarlanm t r. Bina giri inde Ihlamur Kasr ndakine benzer at nal eklinde bir merdiven konulmu tur. Merdiven kollar n n aras ndaki bo lu a f skiyeli bir çanak havuz yerle tirilmi tir. Abdülaziz Döneminde ( ) yap n n cephe süslemeleri elden geçirilmi tir. Bütün cephe mermer süslemelerle kaplanm t r. Gene Nigogos Balyan n yapt Ihlamur Kasr nda da yinelenmi olan bu a r rokoko süsleme, Küçüksu Kasr n n genelde barok olan mimari karakterini gizlemektedir. Genellikle pencere çevrelerinde yo unla an süsleme motifleri ni ler, istiridye kabuklar, girlandlar, rozetler ve vazolarla zenginle tirilmi tir. En yo un biçimde ön cephede kullan lan süsleme, yan ve arka cephelerde azalmaktad r. Zaman içerisinde, çe itli onar mlar görerek günümüze ula an yap, eski saraydan kalan ve çe itli i levlerdeki ek yap lar n yitirmi tir. Günümüzde müze olarak kullan lmaktad r (Ülgen, 1999, s. 416) Maslak Kas rlar Maslak Kas rlar ; Sar yer ilçesi Büyükdere Caddesi nde, stinye ile Tarabya kav aklar n n birle ti i noktada, Haznedar Çiftli i içerisinde bulunmaktad r. Bu alandaki ilk yap lanma Sultan II. Mahmut döneminde ( ) ba lad ve bölgenin, Sultan II. Abdülhamit'in veliahtl döneminde bir av ve dinlenme yeri olarak önemini korudu u bilinmektedir. Bu s ralarda tarih sahnesine ç kan ve bölgeye özel bir hareketlilik kazand ran Maslak Kö kleri'nin ne zaman ve kimin taraf ndan yapt r ld klar kesin olarak bilinmemekte, ancak büyük bölümüyle Sultan Abdülaziz döneminde yapt r ld klar san lmaktad r. Kasr- Hümayun, Mabeyn-i Hümayun ve Limonluk, Çad r Kö kü ve Pa alar Dairesi bu yap lar grubundan günümüze kadar ayakta kalabilen bölümlerdir (Sözen, 1990, s ).

77 67 ekil 2.18 Maslak Kas rlar ( Kasr- Hümayun arazi e imine göre iki katl olarak yap lm t r. Yar kâgir olarak yap lan kasr n birinci kat na kadar bölüm ta tan, bunun d nda kalanlar ah aptand r. Kasr- Hümayun çal ma, yatak odalar ve büyük bir salondan olu maktad r. Ayr ca Mabeyn-i Hümayun ile ba lant s da bulunmaktad r. Ana giri in üzerinde geni barok tarz bir balkonu bulunmaktad r. Ayr ca bir çat kat yap lm t r. Cephe düzeninde pencere dizileri ile çat kat n n pencereleri uyumlu bir düzen içerisinde yap lm t r. Katlar aras nda saçaklar, silmeler bulunmaktad r. Ayr ca cephe duvarlar n n kö elerine geni plasterler ve pervazlar yerle tirilmi tir. Mabeyn-i Hümayun Kasr, kas rlar n bulundu u alan n kuzeybat s nda yer alan küçük tek katl bir yap d r. Mermer basamakl giri in sa ve solunda birer oda, arkas nda da büyük bir salon bulunmaktad r. Kasr n cephesinde, pencereleri çevreleyen tu lalarla dekoratif bir görünüm sa lanm t r. Bas k kemerli ve kepenkli yüksek pencereler cepheye özel bir hareket kazand r rlar. Mabeyn-i Hümayun da salon geni bir kap yla içinde bir kaskat n ve çok de erli bitki örtüsünün yer ald büyük seraya aç l r. Bu sera k sm ise Limonluk olarak adland r lm t r. Kasr- Hümayun un kuzeybat s nda Çad r Kö kü yer almaktad r. Kö k alt katta ocakl bir mekân ile üst katta tek bir odadan meydana gelmi sekizgen planl bir yap d r. Üst kattaki odaya mermer basamakl çift yönlü ve demir korkuluklu bir merdivenle ç k lmaktad r. Kö kün etraf balkonla çevrili olup, balkon korkuluklar, çat saçaklar ve direkler ah ap bezemelerle süslenmi tir. Kasr- Hümayun un kuzeydo usunda yer alan Pa alar Dairesi, Kasr- Hümayun a paralel konumdad r. Bu binan n güvenlik amaçl yap ld san lmaktad r. Tek katl, kâgir olarak in a

78 68 edilen binan n, yolda ve setli bahçe üzerinde olmak üzere iki giri i vard r. Ana giri in iki kanad nda koridorlara aç lan odalar s ralanm t r. Giri in sol taraf nda ise içerisinde külhan n da bulundu u bir hamam vard r. Bu hamam n bahçe yönünden ikinci bir giri de bulunmaktad r. Yap bas k kemerli pencere dizilerine sahip cephe düzenlemesiyle Mabeyn-i Hümayun la benzerlik gösterir. Bo aziçi'nin Karadeniz'e aç ld noktay çok iyi görebilen bir konumda olan ve çevrelerindeki ye il örtüyle bütünle en bu yap lar 19. yüzy l sonlar Osmanl mimarl ve süslemecili inin seçkin örneklerindendir. Ayr ca kas rlar n bulundu u arazide pek çok havuz ve gölet yap lm t r. Kas rlar günümüzde Milli Saraylar Dairesi Ba kanl yönetiminde müze olarak kullan lmaktad r Adile Sultan Kasr Adile Sultan Kasr ; Üsküdar Ko uyolu ile Altunizade aras nda, Valideba Sa l k tesisleri içerisinde bulunmaktad r. Kas r, Sultan Abdülmecit döneminde k z karde i Adile Sultan için 1853 y l nda yap lm t r. Nigogos Balyan n mimarl n yapt bina yükseltilmi bodrum üzerine iki katl d r (Tu lac, 1993, s. 306). ekil 2.19 Adile Sultan Kasr ( Yap dikdörtgen biçiminde ve orta eksenlerine göre iki yönde simetrik bir plana sahiptir. Her katta ortada bir sofa ve onun etraf nda odalar yer almaktad r. Yap ya dört yönden girilebilmektedir. Yaln z ana giri çift kollu, görkemli bir merdivenle vurgulanm t r. Cephede ba oda ve ba l odalar grubu, dikdörtgen ana kitleden ç kmalar yaparak belirginlik kazanm lard r. Bütün kö eler yivli plastrlarla tutulmu, giri ler ayr ca iki yandaki küçük plastrlarla belirtilmi tir. Plastrlar korentiyen ba l klarla sonlanm lard r. Cepheyi ortada ve

79 69 saçak hizas nda korni ler boydan boya dola maktad r. Kas r Cumhuriyet in ilk y llar nda baz de i iklikler yap larak Darüleytam denilen yetimler yurdu olarak kullan lm t r. Sonra 60 yatakl bir çocuk prevantoryumuna dönü türülmü tür. Kas r bugün ö retmen evi olarak kullan lmaktad r (Batur, 1994, s. 82) Kalender Kasr Kalender kasr ; Bo aziçi nin Rumeli taraf nda, Tarabya-Kireçburnu aras nda kalender bahçesi denilen alanda bulunmaktad r. Bölgeye ilk olarak I. Ahmet döneminde bir kas r yap lm t r. III. Ahmet, III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde kas r yenilenmi tir. Bu kas r daha sonra y kt r larak Sultan Abdülaziz döneminde Sarkis Balyan a yeniden yapt r lm t. 2 katl ve kâgir olan yap bir bini kasr niteli indeydi (Tu lac, 1993, s. 527). Kasr n cephe düzenlenmesinde ve mimari ayr nt lar nda Abdülaziz dönemin eklektik zevkine uyulmu tur. ç tasar mda geleneksel orta sofal plan tipi kullan lm t r. Kasr n arka (bat ) cephesinde giri yer almaktad r. Giri te geni bir sofa ve etraf nda 4 oda bulunmaktad r. Sofan n arka taraf ndaki merdivenle üst kata ula l r. Bo aziçi ne bakan (do u) cephesinin orta kesimi biraz geriye çekilerek 4 mermer sütunun ta d geni bir balkon yap lm t r. Üst katta balkon sofaya aç lmakta, zemin katta ise balkonun alt bu kat n sofas na ba l bir eyvan eklinde de erlendirilmi tir. ekil 2.20 Kalender Kasr ( Cephelerin kö eleri, kesme küfeki ta ndan, yatay derzli pilast rlar ile belirlenmi, cephelerde s ralanan bas k kemerli pencereler, küçük konsollara oturan, ta tan yontulmu küçük saçaklarla taçland r lm t r. Balkonu ta yan sütunlar n ba l klar girland kabartmalar yla süslenmi tir. Kasr n özgün bezemesi bir yang n sonucunda tamamen ortadan kalkm t r. Günümüzde ordu dinlenme tesisi olarak kullan lmaktad r (Tanman, 1994, s. 395).

80 Beykoz Kasr Beykoz Kasr ; Beykoz ilçesinde, tarihi Hünkâr skelesi nin güneyinde bulunan bu kas r M s r H divi Kavalal Mehmet Ali Pa a taraf ndan Sultan Abdülmecit için yapt r lm t r. Kasr n mimar Balyan ailesinden Nigogos ve Sarkis Balyan d r. Kasr n yap m na 1855 y l nda ba lanm, on bir y l sonra 1866 y l nda tamamlanm ve Kavalal Mehmet Ali Pa a n n o lu Sait Pa a taraf ndan o s rada tahta geçen Sultan Abdülaziz e arma an edilmi tir (Artan, 1994, s. 199). Beykoz Kasr Bo aziçi nde yap lan ilk kâgir ve Neo-Klasik üslupta yap lan bir yap d r. Kas r gecelemek için dü ünülmedi inden mutfak, hamam ve servis bölümlerine yer verilmemi tir. Kasr n ana giri i deniz taraf ndad r. Yap, bir kaide üzerine oturtulmu iki kat ve bir de çekme kattan olu mu tur. Yap n n orta k sm nda büyük bir salon ve salonun dört kö esindeki dört büyük oda, plan n ana emas n olu turur. Deniz ve kara taraf ndaki cephelere dört kolon üzerine oturtulmu dikdörtgen planl geni balkonlar eklenmi tir. Beykoz kasr nda Palladio nun tasar mlar ndan etkilenme de söz konusudur. Ana kütleden dört yana uzanan portikli cepheleriyle, dörder sütunlu ç kma cepheleriyle, iyon korent sütunlar, sade kilit ta l ve yuvarlak kemerli pencereleriyle bat mimarl nda Palladian diye adland r lan Neo-klasik üslupta yap lm t r. Palladio nun Vicenza daki Villa Capra adl yap s n n özgün bir yorumu gibidir. Eklektik anlay n izleri de görülmektedir. Cephede alt katta iyon, üst katta ise korent düzeni tercih edilmi tir. Duvar yüzeyleri birer dizi olu turan dikdörtgen çerçeveli ve kemerli pencerelerle d a aç l r. Pencerelerin üzerlerinde ve ar itravlarda kabartma süslemeler ve girlantlar görülür. ç bezemede yerli ve bat tarz motifler içi içe kullan lm t r. Çift kollu barok tarz bir merdiven, kasetlenme yap lm tavan, somaki kaplamalar iç mekân renklendiren ana unsurlard r. Giri merdiveninin her iki yan nda aslan heykelleri vard r (Tu lac, 1993, s. 308). 20. Yüzy l n ba lar na harap bir durumda gelen kas rda önce bir Darüleytam, sonra Trahom Hastanesi aç lm, bir süre göçmenler burada bar nd r lm, daha sonra da ordu emrine verilmi tir. Sa l k Bakanl 1953 y l nda bu kasr onarm ve klinik olarak kullanm t r te Beykoz Prevantoryumu olmu tur. Günümüzde Beykoz Çocuk Gö üs Hastal klar Hastanesi olarak kullan lmaktad r (Artan, 1994, s. 200) Tophane Kasr Tophane Kasr ; Tophane'de, Necatibey Caddesi üzerinde ve Nusretiye Camii'nin yan ndad r. Eski Tophane Meydan 'n n en önemli ö elerinden biridir. Sultan Abdülmecit taraf ndan

81 71 ngiliz mimar William James Smith'e in a ettirilen binan n yap m 1852 y l nda tamamlanm t r. Kas r, padi ahlar n Tophane'deki askeri tesisleri ziyaretleri veya ehri deniz yoluyla ziyarete gelen yabanc devlet adamlar n n kar lanmas esnas nda kullan lan bir mekân olarak i lev görmü tür (Can, 1994, s. 277) Tophane Kasr kuzey-güney do rultusunda, denize paralel, 22x10 metre ölçüsünde dikdörtgen planl, iki katl bir yap d r. Kasr n ana giri i dört kolonun ta d, üzeri balkon olarak kullan lan bir mekând r. Ayr ca güney cephesinin ekseninde de bir servis giri i bulunmaktad r. Zemin kattaki giri holünün iki yan nda iki oda, do usunda kare planl bir sofa yer almaktad r. Sofadan üç kollu bir merdivenle ikinci kata ç k lmaktad r. Burada iki s ra halinde yerle tirilmi odalar bulunmaktad r. Denize yönelik do u cephesinin ekseninde d ar ya ta an bir giri bölümü ile bat cephesinin birinci kat nda konsollarla ta r lm geni ç kmalar yap ya hareketli bir görünüm kazand rm t r. D a yönelik kemerli pencereleri, kemer hizas nda devam eden yatay silmeler, madalyonlar barok mimariyi yans tmaktad r. Yap n n üzerini örten çat plasterlerle desteklenmi, buradaki madalyonlara kurdeleler eklenmi, pencere aralar nda ve onlar n alt nda yatay ve dü ey bitkisel motifli panolara yer verilmi tir. Neo-Klasik üslupta bezenmi olan kasr n kalem i i tavanlar, korint düzeninde plastrlar ve mermer öminelerle iç mekân zengin bir görünümdedir. Karaköy-Be ikta aras ndaki caddenin geni letilmesi s ras nda kasr n bat s nda bulunan Top Arabac lar K las y k lm, do usuna bugünkü liman binalar yap lm ve bunun sonucu olarak da kasr n deniz ile ba lant s kesilmi tir. Uzun süre Malül Gaziler Yurdu olarak kullan lm t r. Günümüzde Mimar Sinan Üniversitesi nin kullan m ndad r (Can, 1994, s. 277) Ayaza a Kas rlar Av Kas rlar Ayaza a kas rlar ; Maslak tan önce Ayaza a Köyü yak nlar ndaki Haznedar Çiftli i arazisinde ilk defa 2. Mahmut döneminde bir dinlenme kasr yap lm t. Bu binan n yerinde olan günümüzdeki yap lar Sultan Abdülaziz döneminde Agop ve Sarkis Balyan a yapt r lm t. Bu kas rlar aras nda en büyük olan Ayaza a Kasr 21.50x20.50 metre ölçüsünde kare planl, bodrum ve çat kat dâhil olmak üzere dört katl kâgir bir yap d r. Kasr n birbirine simetrik iki giri kap s bulunmaktad r. Yap da orta sofal geleneksel plan tipi tekrarlanm t r. Her katta sofan n etraf nda dört oda konulmu tur (Tu lac, 1993, s. 449). Ayn modüler ö enin tekrarlanmas yla kasr n dört cephesi de birbirinin ayn s gibidir. Katlar

82 72 aras nda ince bir silme dikkat çekmektedir. Cephede görülen yo un tekdüzelik ve sadeli e kar n, içerideki bezemeler oldukça gösteri li ve özgündür. Yap n n tavanlar nda ah ap kasetlemeler yap lm ve içleri çe itli motiflerle bezenmi tir. Ayr ca kasr n duvarlar Sultan Abdülaziz in ngiltere den getirtti i çinilerle kaplanm t r. Kasr n do u yönündeki iç merdiveni etraf nda 24 sütun vard r. Sütunlar iki er ve üçer olacak ekilde bir araya getirilerek kasr n tavan n ta maktad rlar. ç mekânda oryantalist bir tarz öne ç kmaktad r. Bu kasr n 100 metre kuzeyinde Sultan Abdülaziz taraf ndan üç katl ba ka bir kö k daha yapt r lm t r. Daha çok padi ah n maiyeti için kullan ld dü ünülmektedir. Planlama ve iç bezemede di er kasra benzemekle beraber, d görünü olarak daha çok ale tarz n an msat r. Bu yap lar 2. Me rutiyet ten (1908) sonra ordunun hizmetine verilmi ve Cumhuriyet ten sonra da gene orduda kalm lard r te onar lm lar ve ard ndan da stanbul Kültür ve Sanat Vakf na tahsis edilmi lerdir (Batur, 1994, s ). Ayaza a Av Kö kü; Maslak tan önce Ayaza a köyü yak nlar ndaki Haznedar çiftli i arazisinde bulunmaktad r. Buraya ilk defa III. Selim döneminde bir kasr yap lm t. Günümüzdeki yap sultan Abdülaziz döneminde Sarkis Balyan a yapt r lm t r. Geni saçaklarla örtülü bir yap olup av kasr olarak yap lm t. Kö k 6x10 metre boyutlar na bir salon ve 2 küçük odadan olu maktad r. Duvarlar ngiliz çinileriyle kapl d r. Salonda ocak, çe me ve bir ufak havuz bulunmaktad r. Dört cephesinde, ah ap kolonlarla desteklenen saçaklar n örttü ü revaklarla çevrilidir. Tasar m konsepti ve plan emas olarak Valideba Abdülaziz Av Kö kü nün bir benzeridir. Aralar nda sadece bezemede ufak farkl l klar bulunmaktad r. Kasr n hemen önünde 100 metre boyunda 20 metre eninde bir havuz bulunmaktad r. Bugün 3. kolordu ve garnizon komutanl sahas nda bulunmaktad r (Batur, 1994, s. 470). Valideba Abdülaziz Av Kö kü; Sultan Abdülaziz taraf ndan 1856 y l nda Valideba Adile Sultan Kö kü nün bahçesi içinde yap lm t r. Av kö kü olarak tasarlanan yap n n mimar Sarkis Balyan d r. Kö k tek katl ve tek giri li olarak tasarlanm t r. Yap, küçük bir giri ve 7x7 metre büyüklü ünde bir salondan olu mu tur. Dört cephesinde, ah ap kolonlarla desteklenen saçaklar n örttü ü revaklarla çevrilidir (Tu lac, 1993, s. 351). Plan çok sade olmas na kar n, cephelerde ve iç mekânda özenli bir süslemeye gidilmi tir. ç ve d yüzler dikdörtgenlerden meydana gelmi bir çerçeve sistemiyle bölümlenmi lerdir. Pencere gruplar bu çerçeveler içinde yer almaktad r. Ayr ca o dönemde pek kar la lmayan tepe penceresi kullan m vard r. K smen kent d nda yap lmalar na ba l olarak k rsal mimarl a özgü biçim ve ö eler kullan lm t r. Örne in revak bir yandan etkin bir güne

83 73 kontrolü sa larken di er yandan yap ya rustik bir görünüm vermektedir. Revak çat s n destekleyen kö ebentler ve dekoratif sütunlar yap ya ayr bir güzellik katmaktad r. Üst pencerelerde kesi en dairelerden meydana gelen ilginç bir cam i i bezeme bulunmaktad r. Alt ve üst pencerelerde renkli cam kullan ma gidilmi tir. Duvarlar mavi ve pembe tonlar ta yan sekiz kö eli y ld z ve asma yaprakl motiflerle bezeli çinilerle kaplanm t r. Salonun bir kö esinde kahve oca, di er kö esinde ise küçük bir çe me bulunmaktad r. Kö k oryantalist bir üslupla yap lm t r. 19.yüzy l Osmanl ah ap mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Bu haliyle yap 19. yüzy l öncesi kö klerini hat rlatmaktad r.

84 74 3. BEYLERBEY SARAYI Beylerbeyi Saray günümüzde stanbul Bo az n n Anadolu yakas nda Üsküdar lçesi Beylerbeyi semtinde konumlanmaktad r. Bölge Bo aziçi nin Anadolu yakas nda, Kuzguncuk ve Çengelköy aras nda yer almaktad r. Bo aziçi Köprüsü nün Anadolu yakas ndaki ayaklar n n hemen dibinden ba layarak sahil boyunca ve tepelere do ru uzan r. ekil 3.1 Beylerbeyi Saray genel görünüm ( ekil 3.2 Beylerbeyi semti içerisinde saray n konumu ( Günümüzde Beylerbeyi Saray geni bir bahçe içindedir. Yerinde eskiden stavroz Bahçesi olarak bilinen bir koruluk mevcuttur. Eskiden Arhai Foisusai diye bilinen bu yöreye stavroz (Stavros) ad n n, Bizans imparatoru II. Konstantinos un yapt kilise ve dikti i büyük haçtan

85 75 ötürü verildi i söylenmektedir. Osmanl döneminde de bu isim Sultan Abdülaziz dönemine kadar kullan lm t r. Tarihçi Hammer bu bölgeye Bizans döneminde Hrisokra Ramos ad n n verildi ini, bu ad n çat kiremitleri alt n yald zl Panteleymion Kilisesi nden geldi ini, kilisenin yan nda da ustinianos un yapt rd bir saray bulundu unu yazar. Ancak Bizans mparatorlu u nun çökü dönemlerinde, imparatorluk tarihi yar madada suriçine çekildi i s ralarda, Bo aziçi nin pek çok k y yerle mesi gibi stavroz da terk edilmi, harap duruma gelmi tir (Batur, S., 1994, s. 200). Beylerbeyi ad n n kayna ve bu ad n semte ne zaman verildi i kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu ad 18. yüzy l n ortalar ndan sonra kullan lm olmal d r. Evliya Çelebi ve ça da lar, bugünkü Beylerbeyi nin bulundu u yerde stavroz Bahçesi ve yöre ad olarak ta stavroz dan söz ederler. Eramya Çelebi 17. yüzy l n sonlar nda stavroz da sadece kubbesi kalm bir Bizans Kilisesi ve buran n bir Türk köyü oldu unu anlat rken Beylerbeyi ad n kullanmaz (Kömürciyan, 1956, s ). nciciyan ise 18. as rda stanbul da Çengelköy den Kuzguncuk a giderken önce Türklerin ya ad Beylerbeyi Bahçesinden söz eder. nciciyan, Beylerbeyi Bahçesi nin yerini imdiki iskele yöresi, yani stavroz bölgesinin kuzey ucu olarak tarif eder. III. Murat döneminde ( ) öldürülen Rumeli Beylerbeyi Mehmet Pa a n n a a yukar imdiki Beylerbeyi Camii nin bulundu u yerde ya ad n, yöreye bu yüzden daha sonra Beylerbeyi dendi ini anlat r. Beylerbeyi nden sonra Türk ve Rumlar n ya ad stavroz un geldi ini söyler. Birbirine herhalde biti ik olan iki yerle meyi ayr ayr belirtir ( nciciyan, 1976, s ). H. ehsuvaro lu, stavroz Bahçesi ad verilen, bugünkü Beylerbeyi Saray ndan, sahilde iskeleye, içeride de bu hatt n do usundaki tepelere uzanan ve stavroz Deresi vadisi boyunca yay lan büyük arazinin II. Mehmet taraf ndan sancakbeylerinden birine ihsan edildi ini yazar. Semte bu yüzden Beylerbeyi dendi ini yazarsa da, 18. yüzy la kadarki kaynaklarda bu isme rastlan lmamakta ve Yeni Saray n yap m nda bile ( ) semtin stavroz Bahçesi olarak geçti i görülmektedir (Batur, 1994, s.206). Osmanl döneminde Beylerbeyi 16. yüzy l n son çeyre inde ilgi görmeye ve imar edilmeye ba lanm t r. Buradaki en erken Osmanl yap s n n II. Selim in k z Gevher Sultan taraf ndan yap lan saray oldu u bilinmektedir. III. Murat döneminde Rumeli Beylerbeyi Mehmet Pa a n n sahil saray ndan ba ka saraylar da oldu u, ayn dönemlerde Bostanc ba Abdullah A a n n da stavroz kesiminde bir cami in a ettirmesinden anla lmaktad r. I. Ahmet döneminde ( ) ise evkabad isimli bir kas r buraya in a edilmi ti. Ayn dönemde

86 76 stavroz Bahçesine ilgi artm, padi ah bu bahçeye ve oradaki saray ve kas rlar na s k s k gelmi ; o lu IV. Murat bu kas rlardan birinde dünyaya gelmi ti. Daha sonra kendisi de yöreye ilgi göstermi ti. III. Ahmet döneminde ( ) Sadrazam Nev ehirli Damat brahim Pa a n n damad Kaptan Mustafa Pa a, sahilde Ferahabad saray n in a ettirmi tir. Bu yap muhtemelen Patrona Halil Ayaklanmas s ras nda tahrip edilmi tir. I. Mahmut stavroz Bahçesi ne, annesi Saliha Sultan için Ferahfeza Kasr n in a ettirmi tir. I. Abdülhamit devrinde, Beylerbeyi Camisi için ayr lan arazinin d ndaki topraklar halka sat lm ve bölge hasbahçe olarak önemini yitirmi tir. stavroz Hasbahçesi nin ve saray n n yeniden önem kazanmas II. Mahmut döneminde ( ) olmu tur. II. Mahmut saray n saray arazilerini yeniden sat n alm, mevcut yap lar onartm ve bugünkü Beylerbeyi Saray n n yerinde ah ap bir saray yapt rm t r. Günümüzde bu saray eski Beylerbeyi saray olarak isimlendirilmi tir (Sözen, 1990, s ). 3.1 Eski Saray Eski Beylerbeyi Saray, Be ikta Saray ile birlikte 19. yüzy l n ilk yar s nda Bo az da bulunan en büyük sahilsaraylar ndan / yazl k saraylardan birisidir.. Hakk Konyal n n Pertev Pa a Divan ndan aktararak verdi i tarih manzumelerine göre II. Mahmut döneminde ( ), 1829 da yap m na ba lanan saray 1832 de bitirilmi tir. Beylerbeyi Saray n n yap m nda kullan lmak üzere neada dan kereste getirilmesi ve ta haz rland belirtilmektedir. Bina emini Sait Efendi, mimar Kirkor Amira Balyan d r (Tu lac, 1993, s. 4-26). Metin Sözen, Eski Beylerbeyi Saray nda, sahil taraf nda bulunan kö kleri evkabad Kö kü, Küçük Yal, Büyük Yal ve Harem binas, kara taraf ndakileri ise Serdab Kö kü (Mermer Kö k), Sar Kö k, çe itli bendegân daireleri, hamamlar, mutfaklar ve ah rlar eklinde s ralamaktad r. Eski Saray n ana yap s Mabeyn-i Hümayun ve Harem-i Hümayun dairelerini içermekteydi. Saray n r ht m üzerindeki dairelerinin ayr kap lar bulunuyordu. Saray iki katl olacak ekilde kâgir bir alt yap üzerinde ah ap ve sar renkliydi. Sar Saray olarak adland r lmaktayd (Eldem, 1990, s. 330).

87 77 ekil 3.3 Eski Beylerbeyi Saray (Gülsün, 1992, s. 8) Eski Beylerbeyi saray stanbul daki padi ah saraylar içinde Avrupal gezginlerin en fazla ilgi ve hayranl n toplayan yap lardan biri olmu ; gezginlerin bu hayranl klar, seyahatnamelerinde Beylerbeyi Saray na geni yer ay rmalar na yol açm t r. Osmanl tarihçilerinden ba ka Avrupal pek çok edebiyatç, ressam ve elçi de sarayla ilgilenmi tir. Dolay s yla sarayla ilgili çok say da betimleme vard r. Buna kar n görsel malzeme olarak bir tek gravürüne rastlanm t r. Miss Pardoe nun seyahatnamesinde bulunan bu gravür Barlett taraf ndan yap lm t r. Gravürde saray arkadan ve çok uzaktan görüldü ü için mimarisi hakk nda yeterli bilgi vermemektedir. Ayr ca Schranz taraf ndan yap lm bir karakalem desen vard r (Batur, 1994, s. 207). Saray en ayr nt l ekilde anlatan gezgin Miss Pardoe dur: Uzunlamas na geli en düzensiz bir sarayd r. Bo az n sular parlak mermerden uzun ve ha metli taraças n yalar. Bina ah aptand r. Haremde alt n y ld zl küçük bölmeli ah ap parmakl klar taraf ndan korunan uzun pencere dizileri bulunur. Yönetim bölümleri, sultan n özel salonlar ve imparator maiyeti taraf ndan kullan lan odalar içeren selaml k, sekizgen planl kocaman bir yap d r. Sivriltilmi çat s n n ucunda ay y ld z bulunur. Bütün bina donuk bir alt n sar s ve beyaza boyal d r. Miss Pardoe nun içinde ad rvan ve sular n akt n söyledi i ve Air Bath ad n verdi i yap muhtemelen Mermer Kö k tür. II. Mahmut döneminde stanbul da bulunan Moltke de an lar nda bu saray n mabeyn bölümünün as l saraydan yüksek bir duvarla ayr tutuldu unu, saray n cephesinde çok say da pencere oldu unu, saray n oldukça geni bir alana yay ld n ve aç k sar renkte oldu unu anlat r. Beylerbeyi Saray n, Do u ya yapt ilk yolculu u s ras nda gören Lamartine saraydan Hint ve Arap etkileriyle kar m talyan zevkinde bir

88 78 yap olarak bahsetmektedir te stanbul da bulunan Ubicini ise Saray Bu saray konaklar, avlular, gül bahçeleri ve f skiyeleri ile Hint ve Ma ribi an lar n n da kat ld güzel bir binad r eklinde anlatmaktad r. Eski Beylerbeyi Saray n n bahçeleri de son derece güzel ve özenle düzenlenmi tir. Saray görmü olan gezginlerin hepsi, saray n yan s ra bahçelerini de uzun uzun anlatm lard r. Miss Pardoe nun anlat m ndan, saraya kara taraf ndan büyük mermer bir kap dan girildi i, arkas nda üst üste taraçalar halinde düzenlemi geni bahçelerin oldu u ve her biri yabanc bir bahç van yönetimindeki bu bahçelerin, bahç vanlar n kendi ülkelerindeki be eniye göre düzenledikleri, denize bakan tarafta alt n yald zl, kafesli bir duvar oldu u anla lmaktad r. Moltke setler halindeki bahçelerde yer alan f skiyeli havuzun etraf n selvi ve portakal a açlar ndan piramitlerin çevreledi ini ve yine bu teraslarda güzel limonluklar ve kö kler bulundu unu belirtmektedir (Gülsün, 1992, s ). Seyahatnamelerdeki bu anlat mlar ve yorumlar ile saray n gravüründen yola ç karak Beylerbeyi Saray n n mimari üslubu ve bezeme anlay hakk nda baz de erlendirmeler yapmak mümkün olmaktad r: Saray Bo az k y s nda çok geni ve engebeli bir arazi üzerine in a edilmi tir; saray olu turan binalar geleneksel Osmanl saray anlay na uygun ekilde bir, iki ve üç katl say da ba ms z binalardan olu maktad r; bu binalardan Bo az k y s nda yer alanlar muhtemelen galeri ve bahçe duvarlar yla birbirine ba lanm t r; gravürde görülen sol ba taki çokgen yap, Miss Pardoe nun anlatt selaml k bölümü olmal d r; iki yandaki yine çokgen, daha küçük binalar da muhtemelen selaml a aittir. Gravürden selaml n üst kat n n yüksek ve tek s ra dikdörtgen pencerelerle ayd nland görülmektedir. Saray n di er bölümlerinin mimarisi uzaktan ve oldukça kar k gösterildi i için tam olarak seçilememektedir. En sa daki, iki pencere dizisiyle ayd nlanan bina harem bölümü olmal d r. Sütun görünümündeki elemanlar mutfak ve ocak bacalar olabilir. Seyahatnamelerde anlat lan setler halindeki bahçeler, saray n arkas nda görülmektedir. Üstteki terasta bulunan iki dikdörtgen bina muhtemelen saray n ah rlar d r. Bugün, Bo az Köprüsü nün hemen dibinde kalan yerde bulunan has ah rlar, Abdülaziz devrinde yeniden yap lm t r. Genellikle hayranl k ifade eden ho, güzel, zarif, par lt l s fatlar yla bezeli betimlemelerden yap cephesinin peyzaja aç k güzel ve özgün bir görünümü oldu u anla lmaktad r. 18. yüzy l ah ap saray gelene inin uzant s eklinde tasarlanan saray pek çok kö k, pavyon gibi birimlerden olu maktayd. Aksiyal bir konumlanma söz konusu de ildi. Cephede say lar bir hayli çok olan kafesli pencereler bulunmaktayd. Saray, II. Mahmut döneminde neredeyse yeniden in a ediliyormu ças na bütünüyle elden geçirildi ine göre, dönemin imar faaliyetleri göz önüne al nd zaman, Bat l elemanlar n

89 79 kullan lm olmas muhtemeldir. Lamartine ve Ubucini nin bahsetti i talyan etkisi, Neo- Klasik üslup içinde de erlendirilebilir. Ancak her üç gezginin de anlat mlar na göre saray, bat l özelliklerine kar n, yine II. Mahmut döneminde in a edilmi olan Ç ra an Saray ve daha sonra in a edilen Dolmabahçe Saray na oranla geleneksel özelliklere daha çok ba l yd. Birçok betimlemede geçen Hint, Arap veya Ma rip an lar n yans tan ö elerden söz edilmektedir. Bu ö eler avlu, bahçe veya f skiyelerden ibaret de ilse, erken bir oryantalist tasar ma ait olduklar dü ünülebilir. II. Mahmut tan sonra tahta ç kan Abdülmecit yaz aylar n n neredeyse tamam n Beylerbeyi Saray nda geçirmi, ancak 1851 de ç kan bir yang n nedeniyle Ç ra an Saray na geçerek Beylerbeyi Saray n y kt rm t r. Saray n arsas uzun bir süre bo kalm ve y llar aras nda Mimar Sarkis Balyan taraf ndan bugünkü Beylerbeyi Saray in a edilmi tir (Tu lac, 1993, s. 396). Eski Saraydan ayakta kalan yap lar sar kö k ve mermer kö ktür. II. Mahmut döneminden kalma eski saray n kal nt lar az da olsa ba ka yerlerde görülmektedir. Bunlar n en önemlileri set bahçelerini birbirine ba layan tünel ve iki mermerdir. Çe melerden biri Sar Kö k e ç kan yoku un ba nda, di eri ise tarihi tünelin içerisinde yer almaktad r. Saray n harem dairesinden tünel kap s na do ru aç lan avlu kap s n n kar s ndaki, sonradan örülerek kapat lan kap eski saraydan kalmad r. Eski saray n harem halk n n bu kap dan hareme ayr lan Sar Kö k e gittikleri bilinmektedir. Ayr ca saraya geçi i sa layan kap lar, temel izleri, yer yer ortaya ç kan merdiven ve havuz kal nt lar eski saraydan günümüze ula an parçalard r. Bahçede bulunan Hünkâr Kö kü adl yap bak ms zl ktan, tepenin yamac nda bulunan hamam ise yol geni letilirken y k lm t r. Bo aziçi köprüsü nün yap m yla birlikte Set bahçelerinin bir bölümü ilginç özelliklerini yitirmi tir. Geyiklik, Has ah r, Aslanhane, Güvercinlik, Büyük ku luk, Tavukluk yok olmu tur. Pa alar, Muzika, Agavat daireleri ise günümüze ula amam t r (Sözen, 1992, s. 78) Sar Kö k Saray arazisinin kuzeydo u kö esinde ve dördüncü set üzerindedir. Büyük havuzun solunda yer alan Sar Kö k, ad n ta n n ve badanas n n renginden al r. Özel bir konumda yer alan Sar Kö k, çok geni bir alan, saray n di er birimlerini ve büyük havuzu tamamen görme olana na sahiptir. Küfeki ta ndan in a olunmu kö k üç katl d r.

90 80 ekil 3.4 Sar Kö k Sar Kö k ün daha çok harem halk na ayr ld bilinmektedir. Kö kün konumundan ve genel yap s ndan dinlenme amaçl yap ld dü ünülebilir. çinin dö enmesi amac yla haz rlanan mobilyalar da bunu do rulamaktad r. Yap m hakk ndaki bilgiler s n rl d r. II. Mahmut döneminde yap ld dü ünülmektedir. Plan emas ve baz dekoratif ö elerinin biçimine bakarak yeni Beylerbeyi Saray n n yap m tarihine yak n bir dönemde yap ld veya yeni saray döneminde bir tadilat geçirmi ve baz dekoratif ö elerinin bu dönemde eklenmi olabilece i dü ünülebilir (Batur, 1994, s. 209) Plan Özellikleri Yüksek bir bodrum üzerinde iki katl kâgir bir yap d r. Kesin çizgilerle belirtilmi üç parçadan olu an bir kitlesi vard r. Plan da ayn kesin bölümlenmeyi gösterir ve çok sadedir. Ortada, giri, barok bir merdiven ve büyük bir salon ile iki yanda birer büyük odadan olu an üç bölümlü plan orta bölümün her iki cephede de d ar ta mas ile haçvari bir kitle olu turur Cephe Özellikleri Cepheler derin profilli çerçeveler içine al nm, ayr ca çerçevenin içine konsol ta biçiminde ö eler dizilmi tir. Ön ve arka cephelerde yar m daire kemerli üçlü pencere gruplar vard r. Pencerelerin ve kemerlerin etraf nda da profilli silmeler dola maktad r.

91 81 ekil 3.5 Sar Kö k görünü Bezeme Özellikleri çeride geometrik çerçeveler içinde stilize süslemeler ve romantik nitelikli deniz resimleri vard r. Tavanlar nda Osmanl sanca ta yan gemilerin oldu u resimlere yer verilmi tir. ekil 3.6 Sar Kö k salon

92 82 ekil 3.7 Sar Kö k iç bezeme Mermer Kö k (Serdab Kö kü) Eski saraydan kalma yap lar aras nda en çok tan nan Mermer Kö k veya Serdab Kö kü olarak bilinen yap d r. Büyük mermer levhalarla kaplanm cepheleri nedeniyle bu ad alan kö k II. Mahmut dönemindeki eski saraydan kalm t r. Üçüncü sette, büyük havuzun gerisinde, k smen arazi içine, dördüncü sete gömülü olarak yap lm t r. Kö k s cak yaz günlerinde serinlemek amac yla yap lm t r. Serdab ad da bu sebepten ötürü verilmi tir. ekil 3.8 Mermer Kö k Miss Pardoe an lar nda mermer kö ke ve hemen yak n nda bulunan büyük havuza u ekilde

93 83 yer vermektedir: Bahçenin en güzel yeri, ku u gölü denilen, yüzeyi ku ularla kapl bir havuz. Padi ah buray o denli seviyor ki, bazen ku ular kay p yüzerken, saatlerce dal p onlar seyrederek dü ünüyor Yald zl ve boyal kay klar, manolyalar n, sö ütlerin ve gölü çevreleyen di er güzel a açlar n altlar nda ba l duruyor. Havuz k y s ndan 50 metre kadar geride, yaz s caklar ndan s n lacak ho bir yer olan hava hamam (Mermer Kö k) var. Giri mekân n n tavan, duvarlar ve dö emesi, deniz desenleriyle oyulmu mermerden yap lm. Çe melerden akan sular, duvarlardan s z p bir dizi deniz kabu u, deniz yosunu ve sedeften ak yor ve böylece sürekli bir serin havayla, tatl bir m r lt meydana getiriyor. Bu güzel salondan iki yanda daha az süslü k s mlara geçiliyor. (Gülsün, 1992, s. 12) Plan Özellikleri Giri te büyük bir sofa/salon ile sa da ve solda birer oda ve arkalar nda küçük servis hacimleri olan klasik ve son derece sade bir plan vard r. Yakla k 10x16 m boyutlar nda olan orta sofa, büyük oval havuzu ve selsebilleri ile tan nm t r. Yazl k saraylarda lo ve serin iç hacimleri elde etmek amac yla düzenlenen serdab kö kleri, genelde su ö esinin kat ld iç düzenlemelere sahiptir. ekil 3.9 Mermer Kö k plan (Eldem, 1986, s. 432) Cephe Özellikleri Yap II. Mahmut dönemine özgü ampir üslubun karakteristik çizgilerini ta maktad r. Cepheleri büyük, beyaz mermer levhalarla kaplanm t r. Geometrisi belli ve net bir kitlesi

94 84 vard r. Toskan ba l klar ta yan ince ve yüksek plastrlar, cephede düzgün ve e it aral klarla yerle tirilmi tir. Cephe yaln z bu pilastr bölünmesiyle hareketlendirilmi tir. Ba ka hiçbir dekoratif ö e kullanmam t r. Pencere yükseklikleri az tutularak iç mekânlar n s kontrolünün sa lanmas amaçlanm t r. Kö kün teras örtüsünün korkuluklar n n Abdülaziz döneminde eklendi i söylenmektedir (Baraz, 1994, s.170). ekil 3.10 Mermer Kö k giri cephesi Bezeme Özellikleri Sofadaki oval havuz, iki taraf nda mermer dö emeye oyulmu suyollar yla yan duvarlardaki kar l kl selsebillere ba lanm t r. Havuz mermerden yap lm olup, ortas na bir f skiye yerle tirilmi tir. Selsebiller, yivli pilastrlar ve yonik ba l klar ile üzerindeki tabladan olu an ampir bir portik içine al nm t r. Öne ç k nt l kilit ta lotus yapra ile bezeli bir yar m daire kemer ve pilastr bu ampir çerçeveyi tamamlar. A a dan yukar küçülerek yükselen be çift çanakl selsebil, kenar barok dilimli bir tekneye oturmu tur. Lotuslardan olu an bezemesi neobaro a dönü en geç ampir karakterdedir. Beyaz mermerden olan selsebilin bezemelerinde alt n yald z kullan lm t r. Duvarlar stükko tekni inde somaki taklididir. Tavanlarda çerçeveler ve madalyonlar içinde hayvan ve av resimleri yap lm t r.

95 85 ekil 3.11 Mermer Kö k iç mekan 3.2 Yeni Saray Eski Beylerbeyi Saray 1851 y l nda geçirdi i bir yang ndan sonra y kt r lm t r. Sultan Abdülaziz uzun bir süre bo kalm saray n arsas na y llar aras nda bugünkü Beylerbeyi Saray n yapt rm t r. Yeni Beylerbeyi Saray, ar iv belgelerinde unvan Mabeyni Hümayun Ba mimar olarak geçen ve daha sonra unvan Sermimar- Devlet olan Sarkis Bey Balyan ile karde i hassa mimar Agop Bey Balyan taraf ndan tasarlan p gerçekle tirilmi tir. Sarayda dekoratör ve müzehhip olarak M g rdiç Civanyan ve gözetim i lerinde ikinci kalfa olarak Bedros Nemtse adl Ermeni ustalar çal m lard r. Saray n yap m 1864 te tamamlanm, e yas n n seçimi, yap m ve yerle tirilmesi bitirildi inde 21 Nisan 1865 tarihinde Sultan Abdülaziz taraf ndan aç lm t r (Tu lac, 1993, s. 396). Günümüzdeki Beylerbeyi Saray bu semtte bulunan bir sahilsaray ve ona ba l yap lar ve kö klerden olu an saray kompleksidir. Yeni Beylerbeyi Saray n n yerle me emas n n ilk saray nkinden çok farkl olmad dü ünülebilir. Mevcut kö k ve muhtemelen ah rlar n da yerlerini koruduklar ve eskiden de setler halinde oldu u söylenen bahçe düzeni dü ünüldü ünde, en önemli de i menin sahilsaray n n yap m oldu u varsay labilir. Sahilsaray geni bir r ht m n gerisinde yer almaktad r. R ht m ile saray aras nda, saray kitlesinin yatay etkisini güçlendiren ve gerisindeki ye illikle birlikte çevreye uyumunu sa layan ve boydan boya kesintisiz uzanan bir duvar bulunmaktad r. Yüzeyi yinelenen üçlü pilastr birimleriyle hareketlendirilmi olan duvarda iki tane deniz giri kap s ve iki deniz

96 86 kö kü bulunmaktad r. ekil 3.12 Günümüzdeki Beylerbeyi Saray -Yeni Beylerbeyi Saray Genel bir bak aç s yla de erlendirildi inde, saray n tüm birimlerinin araziye birbirinden ba ms z ve simetrik olmayan bir biçimde yerle tirildi i görülmektedir. Ana yap k y da yer alm, di er yap lar geride set bahçelerine da t lm lard r. Bunlardan Sar Kö k ve Mermer Kö k yukar daki büyük havuzun çevresinde yer alm, Ah r Kö kü ise saray arazisinin güneyine yap lm t r.

97 87 ekil 3.13 Beylerbeyi Saray vaziyet plan 1/1000 ( ekil 3.14 Beylerbeyi Saray vaziyet plan 1/5000 (Baraz, 1994, s. 172) Kompleksin ana yap s olan Beylerbeyi saray, yüksek bir bodrum üzerine iki katl ve kâgir

98 88 bir yap d r. Yakla k olarak 65x40 m boyutlar nda ve kuzey güney do rultusunda yerle tirilmi, dikdörtgen bir zemin alan üzerine oturmaktad r. Saray n güney kesimi Mabeyn-i Hümayun, kuzey kesimi Harem olarak ayr lm t r. Yap s n n simetrik ve aksiyal bir kitlesi vard r. Binaya giri üç cepheden kavisli Barok merdivenlerle sa lanm t r. Ancak harem giri indeki merdivenler daha sadedir. Selaml k giri ine iki aslan heykeli konmu tur. Mermer ve Bak rköy den getirilen küfeki ta ndan yap lm olan sarayda 6 büyük salon ve 24 büyük oda vard r. Saray yazl k saray olarak tasarland için s tma sistemine yer verilmemi tir. Kay k bar na k smen dolmu olarak güney taraf nda, mutfak bölümü güneybat ucunda bulunmaktad r Mabeyn Bölümü Sarayda erkek konuklara, yönetim birimlerine ayr lan bölümdür. Mabeyn bölümü Beylerbeyi Saray ana binas n n yakla k olarak üçte ikisini kaplamaktad r. Bir giri holü, iki salon ve 18 odadan olu maktad r. ekil 3.15 Mabeyn bölümü görünü Plan Özellikleri Saray n plan, o dönemde daha çok Balyan ailesi mimarlar n n katk lar yla geli mi görünen eyvanl merkezi sofa (hol) motifine dayanan bir plan kompozisyonuna sahiptir. S. H. Eldem in Ç ra an Saray ndaki kadar geli mi bulmad Beylerbeyi ndeki ema, üç i levsel bölümü kar layan üç birimden olu maktad r: Mabeyn-i Hümayun, Zülvecheyn, Harem

99 89 dairesi. Her üç birim de eyvanl merkezi sofal plan motifinin çe itleri gibi dü ünülebilir. Bütün birimlerde merkezi holün birer kenar, an tsal merdivenlere aç lmaktad r (Eldem, 1968, s. 205) Mabeyn-i Hümayun veya Selaml k bölümünde eyvanl sofa motifi, özellikle üst katta aç k olarak ifade edilmi oldu u halde, harem taraf nda oda, koridor, anti ambr vb hacimler için kullan larak göz ard edilmi tir. Oysa cephelerde ve kitlede her iki bölüm de e it ve simetrik olarak ifade edilmi tir. Eyvanl merkezi hol motifinin en belirgin biçimde ve Dolmabahçe Saray ndakine bezer bir konsept ve görkemli bir boyutland rma ile kullan ld yer ortadaki salon ya da sofad r. Yap n n her iki cephesine de aç lan bu zülvecheyn mekân birimi, yaln z düzenleni inde ve bezemesindeki özen nedeniyle de il, konumu, i levi ve simgeleriyle de saray n kalbi durumundad r. Bu üç birim, dikdörtgen bir ana çerçeve içine oturmu tur. Dikdörtgen çerçeve, iki giri ve dört salonun simetrik konumlu ç kmalar yla hareketlendirilmi tir. Bu hareket kitlede de klasik formun de i mesini sa lam t r. Daha önce Dolmabahçe Saray nda denenmi olan ve dikdörtgen çerçevenin geometrisini de i tiren uygulama, Beylerbeyi Saray nda klasik disiplini fazla zorlamadan gerçekle tirilmi tir (Batur, 1994, s. 208). Mabeyn ve harem bölümlerini alt katta birbirinden havuzlu bir salon ay rmaktad r. Ortas nda yer alan havuzdan dolay bu mekân havuzlu salon olarak adland r lm t r. Mabeynden üst kata ç k, biri giri salonundan, öteki havuzlu salondan son derece görkemli iki merdivenle sa lanm t r. Üst katta, havuzlu salonun üzerinde mavi salon yer almaktad r.

100 90 TABLO 1 Zemin Kat Plan Birinci Kat Plan

101 91 1 Nolu Mekan Selaml k Giri Holü; Selaml k bölümüne büyük bir hol ya da salon olarak da adland r labilecek bir mekândan girilmektedir. Saraya güney yönünden giri bu mekandan sa lanmaktad r. Giri kap s ndan 2 metre sonra 4 basamakla bu salona ula l r. 9,4 metre x 23,3 metre boyutlar nda olan dikdörtgen planl salonun yüksekli i 6,9 metredir. Giri kap s n n sa nda ve solunda kap yla ayn boyutlarda iki pencere yer almaktad r. Giri kap s n n hemen kar s nda bir üst kata ba lant y sa layan çift kollu bir merdiven yer almaktad r. Merdiven tek kollu olarak ba lamakta ve sonras nda çift kollu olmaktad r. Giri salonu iki odaya ve iki koridora olmak üzere dört mekâna aç lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 2 Nolu Mekan; Selaml k giri salonunda ana giri in hemen yak n nda simetrik olarak konumlanm 2 oda bulunmaktad r. Bunlardan 2 nolu oda giri holünün do usunda kalmakta olup dikdörtgen bir plana sahiptir. Odan n boyutlar 4,23 metre x 6,4 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada iki pencere ve biri giri salonuna, di eri de koridora aç lan iki kap bulunmaktad r. Odan n özgün i levi bilinmemekte olup günümüzde yönetim taraf ndan kullan lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 3 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda 2 nolu odan n hemen yan nda yer almaktad r. Selaml k giri salonunun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Saray n güneydo u yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 3,9 metre x 7,73 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve dört pencere bulunmaktad r. Odan n özgün i levi bilinmemekte olup günümüzde yönetim taraf ndan kullan lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 4 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda bölümünde 3 nolu odan n biti i inde yer almaktad r. Selaml k giri salonunun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. 3 nolu oda gibi saray n güneydo u yönünde bulunan dikdörtgen planl odan n boyutlar 3,9 metre x 7,73 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve bir pencere bulunmaktad r. Odan n özgün i levi bilinmemekte olup günümüzde yönetim taraf ndan kullan lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 5 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda 7 nolu mekan olarak tan mlanan Havuzlu Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n do u cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 5,84 metre x 11 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve üç pencere bulunmaktad r. Günümüzde saray yönetimi taraf ndan baz mobilyalar için depo amaçl kullan lmakta olup özgün i levi bilinememektedir (Bkz.Tablo 1).

102 92 6 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda Havuzlu Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n do u cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 5,84 metre x 11 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve dört pencere bulunmaktad r. Kabul salonu niteli indeki mekanlardan birisidir. Günümüzde depo olarak kullan lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 7 Nolu Mekan Havuzlu Salon; Zemin katta harem ve selaml k bölümlerini ay ran bir mekand r. Salonun ortas nda yer alan büyük havuzdan dolay Havuzlu Salon olarak isimlendirilmi tir. Havuzlu salon ortas nda büyük bir havuzun bulundu u ana mekan ve yanlarda eyvanl sofalardan olu mu tur. Salonun kuzey taraf nda üst kata ba lant y sa layan merdiven bulunmaktad r. Orta k sm n boyutlar 20,60 metre x 20,70 metre, yan bölümler 8,30 metre x 11,50 metre, yükseklik ise 8,42 metredir. Üst kata ç kan merdivenin bulundu u mekan n boyutlar 7,45 metre x 9,34 metredir. Salonda sekiz kap ve üçü do uya, üçü de bat ya bakan alt pencere bulunmaktad r. Havuzun etraf nda 16, merdivende iki adet olmak üzere toplam 18 sütun bulunmaktad r. Deniz taraf ndaki bölüm bir oturma odas eklinde düzenlemi tir. Bahçe taraf ndaki bölümünde ise kullan lmayan e yalar bulunmaktad r. Sultan Abdülaziz in 1871 tarihli C.F. Fuller imzal heykeli de burada sergilenmektedir (Bkz.Tablo 1). 13 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda Havuzlu Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n bat cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 8 metre x 10,9 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve be pencere bulunmaktad r. Kabul salonu niteli indeki mekanlardan birisidir (Bkz.Tablo 1). 14 Nolu Mekan - Kaptan Pa a odas ; Selaml k bölümü zemin kat nda Havuzlu Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n bat cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 8 metre x 10,9 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve be pencere bulunmaktad r. Kabul salonu niteli indeki mekanlardan birisi olup Kaptan Pa a odas olarak da geçmektedir (Bkz.Tablo 1). 15 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda saray n güneybat ya bakan k sm nda 16 nolu odan n hemen yan nda yer almaktad r. Saray n güneybat yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 7,73 metre x 13,25 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Selaml k giri salonunun bat taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Odada bir giri kap s ve alt pencere bulunmaktad r. Bekleme odas olarak tan t lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 16 Nolu Mekan; Selaml k bölümü zemin kat nda ana giri in bat taraf nda 2 nolu odan n

103 93 simetri inde bulunmaktad r. Dikdörtgen bir plana sahip odan n boyutlar 4,23 metre x 6,4 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada iki pencere ve biri giri salonuna, di eri de koridora aç lan iki kap bulunmaktad r. Yaverlik odas olarak tan t lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 17 Nolu Mekan Selaml k Sedefli Salonu; Selaml k bölümünün birinci kat nda, alt kattaki giri salonunun üstünde yer almaktad r. Salon haçvari plan tipinde olup salonun kuzey bölümünde alt katla ba lant n n sa land merdivenler bulunmaktad r. Salon ortada dikdörtgen bir mekan ve güney taraf nda eyvan tipinde bir mekandan olu maktad r. Ortadaki mekan n boyutlar 9,45 metre x 20,91 metre ve yüksekli i 10,16 metredir. Yan k sm n boyutlar ise 6,94 metre x 10,2 metredir. Mekanda odalara aç lan dört kap ve üç pencere bulunmaktad r. Bu salon içindeki mobilyalardan ötürü Selaml k Sedefli Salonu olarak adland r lm t r (Bkz.Tablo 1). 18 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, saray n güneybat ya bakan k sm nda yer almaktad r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 7,80 metre x 12,75 metre, yüksekli i 7,94 metredir. Odada bir giri kap s ve alt pencere bulunmaktad r. Sefirler Bekleme Salonu yada ah ap salon olarak da adland r lmaktad r (Bkz.Tablo 1). 19 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, saray n güneybat ya bakan k sm nda yer almaktad r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 4,37 metre x 6,80 metre ve yüksekli i 7,82 metredir. Odan n bir giri kap s ve iki penceresi bulunmaktad r. Namaz Odas olarak adland r lm t r (Bkz.Tablo 1). 20 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, saray n güneydo uya bakan k sm nda yer almaktad r. 19 nolu odan n simetri inde yer almaktad r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 4,33 metre x 6,69 metre ve yüksekli i 7,82 metredir. Odan n bir giri kap s ve iki penceresi bulunmaktad r. Oturma odas olarak düzenlenmi tir (Bkz.Tablo 1). 21 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, saray n güneydo uya bakan k sm nda yer almaktad r. 20 nolu odan n biti i inde yer almaktad r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 7,73 metre x 12,75 metre, yüksekli i 7,94 metredir. Odan n bir giri kap s ve 6 penceresi bulunmaktad r. Toplant yada yemek odas olarak tasarland dü ünülebilir (Bkz.Tablo 1). 22 Nolu Mekan Mavi Salon; Selaml k bölümünün birinci kat nda, harem ve selaml k bölümlerini ay ran bir mekand r. Mavi salon olarak da bilinen bu mekan saray n en görkemli salonudur. Mavi salon ismini bezemesinde kullan lan renklerden dolay almaktad r. Havuzlu salonda oldu u gibi haçvari bir plan tipine sahip olup ortada büyük bir ana mekan ve yanlarda eyvanl sofalardan olu mu tur. Orta k sm n boyutlar 20,95 metre x 21,25 metre, yan bölümler

104 94 8,65 metre x 11,85 metre, yükseklik ise 10,15 metredir. Salonda bir kap ve üçü do uya, üçü de bat ya bakan alt pencere bulunmaktad r. Kö elerdeki gömme sütunlardan ba ka salonun orta mekan nda dört büyük sütun yer almaktad r. Zemin katla ba lant n n sa land merdivenin üstü sekizgen cam bir örtüyle kapat lm t r (Bkz.Tablo 1). 23 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, Mavi Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n do u cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 6,03 metre x 11,25 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada bir giri kap s ve üç pencere bulunmaktad r. Oturma odas olarak tasarlanm t r (Bkz.Tablo 1). 24 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, Mavi Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n do u cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 6,13 metre x 11,45 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odan n hemen biti i inde bir hamam bulunmaktad r. Odada bir giri kap s, bir hamama aç lan kap ve dört pencere bulunmaktad r. Sultan Abdülaziz in Paris e yapt gezi sonras 1869 y l nda stanbul a gelen Kraliçe Eugenie bu odada kald ndan, Eugenie nin yatak odas olarak da bilinmektedir (Bkz.Tablo 1). 25 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, Mavi Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n bat cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 8,36 metre x 12,52 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada bir giri kap s ve 5 pencere bulunmaktad r. Sultan Abdülaziz in çal ma odas olarak tasarlanm t r (Bkz.Tablo 1). 26 Nolu Mekan; Selaml k bölümünün birinci kat nda, Mavi Salonun etraf ndaki dört odadan birisidir. Saray n bat cephesinde yer alan dikdörtgen planl odan n boyutlar 8,26 metre x 12,42 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada bir giri kap s ve 5 pencere bulunmaktad r. Sultan Abdülaziz in kabul odas olarak tasarlanm t r (Bkz.Tablo 1) Cephe Özellikleri ki katl olan saray n cephesi seçmeci-eklektik bir karakter sergiler. Frans z barok saraylar ndan esinlenme de söz konusudur. Saray n cephesi süslemeleri aç s ndan 19. yüzy l n di er Osmanl saray ve kas rlar ndan daha sade bir görünüme sahiptir. Beylerbeyi Saray cephelerinde dekoratif etki ve görkemlilik sütun, gömme sütun ve pilast rlarla sa lanmaya çal lm t r (Cezar, 1992, s. 27). Ana yap n n cephelerinde, iç mekân n tersine a rl kl olarak bat tarzlar n n kullan ld görülür. Saray n ana yap s n n güney kesimi mabeyn-i Hümayun, kuzey kesimi harem olarak ayr lmas na ra men bu durum yap n n d nda kesin bir biçimde belirtilmemi tir. Yap n n çat s, üsten bütün cephe kenarlar n

105 95 dola an bir korkulukla gizlenmi tir. Eldem in belirtti i gibi, kö elere gömme sütunlar n yerle tirilmesi ve böylece kö e çizgisinin belirsizle tirilmesi elbette klasik d bir tutuma i aret etmektedir. Ayn biçimde alt kat orta penceredeki kemer aynas n n ba ms z bir form olarak öne ç k veya üst katta profilli bir eridin pencere kemerlerini üstten bir kez daha dola mas ve hacimli bir vurgulama getirmesi ve as l üst katta pencere aralar na yine gömme sütunlar n konmu olmas klasik d bir biçimlenme say lmal d r. Buna kar l k Grek ve Romen kemer ve pencere tiplerinin kullan lmas, yar m daire kemerler ve çok az say da mimari biçimin kullan m ile elde edilen dengeli simetri, klasik disiplinin i areti olarak dü ünülebilir (Batur, 1994, s.208). ekil 3.16 Mabeyn bölümü deniz cephesi ekil 3.17 Cepheden detay Mabeyn-i Hümayunun giri cephesi, Neobarok vurgunun daha belirgin oldu u bir düzenleme göstermektedir. Bunda, gömme sütunlar n öne ç kar lm, profilli kat korni inin bu ç kma çizgisini plastik bir gösteri haline dönü türmü olmas n n ve üç yöne do ru çokgen gruplar yaparak yay lan merdivenin önemli pay vard r. Cephenin öne do ru ç k nt olu turan bölümü barok özellik gösterir. Barok yap larda görülen

106 96 bu ç k nt cepheye hareketlilik kazand r r. Selaml k cephesinin ç k nt l giri bölümünün iki kat nda da ayn tarz mimari ö elere yer verilmi tir. Ortada üçlü, yuvarlak kemerli pencereler bulunur. Alt katta ortadaki pencere giri olarak kullan l r. Üçlü pencere gruplamas Neo-klasik yap larda görülen bir özelliktir. Bu pencerelerin iki yan nda daha küçük boyutlu birer dikdörtgen pencere yer al r. ekil 3.18 Mabeyn Cephesi Cephede üçlü pencereler aras nda alçak bir podyum üzerinde yükselen ve öne do ru ç k nt olu turan korint sütun ba l kl birer sütun vard r. Sütunlar n yivleri antik mimarideki örneklerinden farkl d r. Alttaki sütunlar n kal n yivleri üçte bir yükseklikten ba larken üsttekiler tüm sütun boyunca üç bölümlü yivlere sahiptir. Üçlü pencerelerle dikdörtgen pencerelerin aras nda ayn podyum üzerinde yükselen ikili sütunlar görülür. Dikdörtgen pencerelerin di er taraflar nda ise ikili sütunlarla ayn yüksekli e sahip ama ç k nt olu turmayan biri dikdörtgen di eri yuvarlak iki er pilast r yer al r. ekil 3.19 Cepheden detaylar

107 97 Yine dikdörtgen pencerelerin iki yanında yükselen dikdörtgen, yivsiz pilastırlar bir lentoyla birleşir. Lentonun üst kısmında ise dikdörtgen bir pano içinde rozet motifi vardır. Bu Neoklasik ve Ampir yapıların cephelerinde görülen bir özelliktir. Rozet motifinin etrafında dikdörtgenin dört köşesine gelecek şekilde uçları belirgin C kıvrımlı dört bezeme yerleştirilmiştir. İki katı birbirinden ayıran silme, sütunların bulunduğu kısımlarda çıkıntı oluşturur. İkinci katın sütunlarının altına gelen bu kısımlar çokgen biçim alırken, üstte korkulukla üst katı ayırırken kare veya dikdörtgendir. Şekil 3.20 Sütun Başlıkları Her iki kat üzerinde yer alan silmenin en üstünde siyah bir şerit dolanır. Bu şerit ikinci katın yuvarlak kemerli ve dikdörtgen pencerelerinin üzerinde de görülür. Alt kat pencerelerinin yuvarlak kemerleri de çıkıntı oluşturarak bağımsız bir biçim kazanır. Yuvarlak kemerli pencerelerin üzerinde iki boş pano arasında rozet motifi bulunur. İki katın arasında taşıyıcı işlevi olmadan süsleme amaçlı kullanılmış, üçlü olarak sıralanan konsollar vardır. Konsollu diziyi bölümleyen sütun başlıklarının üzerinde yer alan dörtgen biçimli taşıyıcı öğelerdir. Konsollu kısım üst kat üçlü pencerelerinin üzerinde daha farklı bir biçim alır. Konsollar geometrik formlar içine yerleştirilmiştir ve aralarında üçgen boşluklarla geçiş sağlanmıştır. Girişin iki yan kanatlarında da üçlü pencere grupları görülür. Ancak alt kattaki pencereler ortadaki daha büyük olmak üzere dikdörtgendir. Ortadaki pencerenin üzerinde yuvarlak alınlık bulunur. Kemerin içinde iki üçgen pano arasında rozet motifi vardır. Pencerenin iki yanındaki dikdörtgen pilastırların üzerinde askı çelenk ve palmet motifleri yer alır. Kemerin iki tarafında çıkıntılı girişin dikdörtgen pencerelerinin üzerindeki gibi dikdörtgen pano içinde yuvarlak ve onun içinde de rozet ve çeşitli bezemeler bulunur. Üste geçişte tekli ve ikili konsollara rastlanır. Üst katta ortadaki pencere dikdörtgen değildir. Yuvarlak kemerle son bulur ve her iki tarafında yivsiz korint sütunlar yer alır. Kemerin iki yanında dikdörtgen pano

108 98 içinde rozetli motif tekrarlanm t r. Üstte ar itrav daha yukar da bölünmeden devam eden konsol dizisi görülür. Alt ve üst kat n kö elerinde yine sütunlara yer verilmi tir. ekil 3.21 Cepheden detay Korkuluklarda da bat etkilerini görmek mümkündür. Ancak Dolmabahçe Saray ve bat barok saraylar n n korkuluklar ndan biraz farkl d r. Daha çok talyan Toskana mimarisinde görülen korkuluklar hat rlat r. Ancak say s ve büyüklü ü Toskana oran ndan daha üstündür (Tu lac, 1993). Giri bölümünün korkuluklar dikdörtgen bir form içinde karelerle olu turulmu kafes eklinde devam ederken, yan kanatlarda kafesli bölümlerin aras nda yuvarlak içinde rozet ve üzerinde bir dizi di kesimi yer al r. Korkulu un üzerinde yine yer yer ç k nt olu turan siyah erit dolan r. Kafesli bölümleri birbirinden dikdörtgen k sa pilast rlar ay r r. Her bölümün alt nda içi bo yuvarlak motifler vard r. Giri in önünde yer alan ve cephenin an tsal görünümüyle bütünle en mermer merdivenler üç yöne do ru çokgen bir ekilde uzan r. Bu görünümüyle barok tarzdad r. Dokuzuncu basamaktan sonra iki sütunun yanlar nda mermerden oturan aslan heykelleri durmaktad r. Buradan be basamakla kap ya ula l r. Yap n n kuzey taraf nda kalan Harem bölümünün cephesi de Selaml k cephesiyle ayn özelliklere sahiptir. Ancak buradaki merdivenler çokgen de il kö eli ve dikdörtgen biçimlidir. lk k sma yanlardan üç basamakla ç k sa lan r. Daha sonra alt basamakla iki sütunun yan nda ayakta duran aslanlar n bulundu u k sma ç k l r. Deniz Taraf Cephesinde; hem Harem hem de Selaml k bölümlerinin cepheleri yer al r. Bu k s m dikdörtgenin uzun taraf d r. Cephede ikisi öne do ru ç k nt olu turan be bölüm vard r. Ç k nt olu turan bölümlerin her iki kat nda da bir dikdörtgen pencere ve biri dikdörtgen,

109 99 yivli, korint sütun ba l kl çift sütunlu düzenleme görülür. Denize bakan cephenin süsleme özellikleri Selaml k ve Harem cephelerindekine yak nd r. Be li bölünmenin ç k nt l k s mlar Selaml k cephesinin geride kalan bölümleriyle ayn özellikleri gösterir. Tek fark alt katta kemer hizas nda, kö elerde konsollara yer verilmi olmas d r. Alt kat n ortadaki dikdörtgen penceresi üzerinde yer alan yuvarlak kemer yay n n içinde de bir dizi konsol s ralan r. Kemeri ta y c pilast rlar n üst k sm nda yine ask çelenk-girland kullan m görülür. Bu süsleme özellikleri orta k s m hariç di er bölümlerde de yer al r. ekil 3.21 Deniz cephesi görünü ü ki yanda ve geride kalan k s mlarda farkl bir düzenleme göze çarpar. Alt kat ç k nt l k s mlarla ayn d r ama daha geni tutulmu tur. Pencere yanlar ndaki iki duvarda ön cephede görülmeyen dikey ve uçlar yuvarlak ç k nt l dikdörtgen pano vard r. Üç çerçeveyle belirlenmi panonun ortas ndaki yuvarlak içine rozet motifi, bu motifin iki taraf nda yar m rozet ve C k vr ml motifler görülür. Bu pano düzenlemesi üst katta da tekrarlan r. Üst kat n yuvarlak pencereli kemerlerinin yanlar nda ayn podyum üzerinde yükselen çift sütunlara rastlan r. lk sütunlar kemeri ta y c niteliktedir. kinci sütunlar n üzerinde de daha geni yuvarlak bir kemer yükselir. Kemer yanlar nda ön cephedeki gibi kareye yak n dikdörtgen pano içinde rozet motifli süslemeye yer verilmi tir. Yine ilk kat ve ikinci kat aras silme ile ikinci kat ve korkuluk aras nda yer alan silmenin alt ndaki k s mlarda konsol dizisine rastlan r. Bu sadece cephenin geride kalan orta bölümünün alt kat nda farkl l k gösterir.

110 100 ekil 3.22 Deniz cephesi giri i Burada konsol yerine iki süslemesiz -içi bo - dikdörtgen pano ve aras nda yuvarlak formun kullan m göze çarpar. Orta bölümün alt kat nda Selaml k cephesinin giri inin tersine iki yanda tek, ortada çifter sütun bulunur. Geride kalan üçlü pencere yuvarlak kemerlidir. Kemerlerin üzerindeki iki içi bo form aras nda yuvarlak motif vard r. Pencerelerin kemerlerinin ta k n ç k nt lar n n uçlar ndan topuza benzer motifler sarkmaktad r. Bu ön cephenin yuvarlak kemerlerinde de görülen bir özelliktir. Üst kat balkon olarak düzenlenmi tir ve alçak korkuluklar ajurludur. Bu bölümün yuvarlak kemerli pencerelerinin yanlar nda birer sütun bulunur. Pencerelerin ve sütunlar n aras nda yine dikdörtgen form içinde rozet motifine rastlan r. Pencere kemerleri üstten belirginle tirilmi ve aralar na rozet motifleri yap lm t r. Cephenin iki uç bölümündeki korkuluklarda yer alan ortadaki motifli bölümün üzeri yuvarlak al nl kl d r. Bu ön cephede de kat ve korkuluk aras nda yer alan silmelerin üzerinde siyah erit dolan r. Cephenin bodrum kat pencereleri dikdörtgendir. Pencereler k vr ml S ve C motifleri yan s ra yuvarlak biçimlerin görüldü ü parmakl klarla kapat lm t r. Ayr ca Ay egül A r n belirtti i gibi saray cephesinde Palladio isimli mimar n ya da Palladyanizm etkisinden de söz edilebilir. Palladio nun I Quattro Libri adl eserinde yer verdi i serliana, üçgen al nl k (frontespizio), loggia, yüksek giri (podio), palladyen pencere gibi motifleri Balyan ailesinin eserlerinde de görmek mümkündür. Serliana tüm dünyada

111 101 Palladio tasar mlar içerisinde en çok tercih edilen motiftir. Balyan ailesinin tasar mlar nda Mecidiye Kö kü (Topkap Saray ), Ihlamur Kasr (Maiyet Kö kü), Ç ra an Saray nda görülen motif Beylerbeyi Saray nda da yo un miktarda kullan lm t r. Serliana, iki sütunun ta d yuvarlak roma kemeriyle geçilen geni aç kl k ile bu aç kl n iki yan nda kemerin ba lang ç noktas na kadar yükselen, e it uzunlukta Yunan tarz düz atk l dar aç kl klardan olu an mimari kompozisyon olarak adland r l r. Venedik penceresi de denilen bu motifte bazen düz atk lardan sonra oculi denilen dairesel bo luklar da bulunur (A r, 1999, s. 5) ekil 3.23 Palazzo della Ragione ekil 3.24 Beylerbeyi Saray Bezeme Özellikleri Beylerbeyi Saray n n kitle ve cepheleri gibi iç mekân düzenlemeleri de seçmeci ve eklemeci bir konseptle biçimlendirilmi tir. Ancak cephelerde klasik ve Romen biçimlerle neobarok

112 102 düzenlemelerden olu an seçmeci yakla m iç mekânlarda yerini yer yer oryantalist bir historisizmin öne ç kt bir konsepte b rakm t r (Batur, 1994, s. 208). Son y llarda Milli Saraylar Ar ivi nde yap lan çal malarda bulunan belgelerden Abdülaziz in Beylerbeyi Saray n n özellikle iç dekorasyonuna özel bir ilgi gösterdi i, bu nedenle bezemeler için Mabeyn-i Hümayun ressam Mason Bey in görevlendirildi i belirlenmi tir. Hatta baz resimlerin eskizlerini Sultan Abdülaziz kendisi yapm t r. Saray n birçok oda ve salonunu süsleyen ya l boya tablolar aras nda denizcilik resimleri dikkat çeker. Bu resimler sultan n denizcili e olan merak n göstermektedir. Milli saraylar ar ivi nde 2978 numaral defterdeki bilgilere göre padi ah yap lmakta olan Beylerbeyi saray odalar n n ve salonlar n n tavanlar n n a r yald zl kalemkari tezyinatla süslenmesini istemi tir. Padi ah n kendisine mahsus odalar n tavan süslemeleri, Be ikta Saray- Hümayunundaki büyük Caml Kasr n tavanlar ndan daha a r, som yald zl olacak, hayvanlar ve ku lar do adaki asl na uygun olarak resmedilecektir. Saray n ikinci derece olan odalar n n tavanlar ise Malta Kasr- Hümayunu nun üst kat n n tavanlar ndan daha a r süslemeli olacakt r. Saray n alt kat ndaki odalar n tezyinat da Sadabat Saray- Alisi alt kat odalar n n tavanlar gibi yap lacakt r. Böylece saray n süslemesi için padi ah taraf ndan üç tip belirlenmi ve örnekler verilmi tir (Karahüseyin, 1992, s. 132). Mabeyn-i Hümayun giri holünde, içine canl renklerle uygulanm stilize motiflerin i lendi i alt gen göbekler veya sekizgen geçmelerden olu an geometrik çerçeveler, bezemeye Do ulu bir katk getirir. Kar kenar üzerine yerle tirilmi çift kollu geni ve büyük merdiven, ah ap korkulu u ile eski konaklar an msat r. Ama Beylerbeyi Saray nda Do ulu atmosferi kuvvetle duyumsatan yerler, eyvanl sofan n mekânsal olarak kavrand Havuzlu Salon, Mavi Salon ve Sedefli Salon dur. Zülvecheyn (iki cepheli) mekânlar n ilki olan Havuzlu Salon, ortas ndaki gerçekten büyük havuzu ile divanhane gelene ine referans veren özgün bir düzenlemedir. Etraf mermerden alçak bir korkulukla çevrilidir. Ortas nda y ld z biçimli bir göbek k sm olan geometrik çerçeveli örtüsünün bezemesi, canl renkleri ve stilize motifleriyle oryantal atmosfere kat l r. Geometrik çerçevelemenin kö e ve ortalar ndaki madalyonlarda bayrak, sancak, tu, kalkan, k l ç vb askeri obje kompozisyonlar ile deniz resimleri vard r. Eyvanlar sofadan dörder sütunla ayr lm t r. Sütunlar, daha sonra Ç ra an Saray nda da kullan lacak olan ve alt n yald zla i lenmi zar ba l klar erken örneklerdir. Havuzlu Salon un güney kenar ndaki çift kollu döner merdiven üst kattaki Mavi Salon a

113 103 ba lan r. Merdivenin üstü sekizgen metal strüktürü olan ve yald z bezemeli canl bir örtü ile ayd nlat lm t r. Buradan akan k döner merdivenin barok vurgusunu güçlendirir. Mavi Salon, saray n en görkemli mekânlar ndan bir di eridir. Ad n, stuca ile elde edilmi çivit mavisi rengindeki sütunlar ndan alm t r. Salon mekân n n s n rlar n belirleyen bu sütunlar, Bursa tipi kemerlere gönderme yaparcas na destek takozlar yla beslenmi bölümlemeler yapmaktad r. Bu bölümleme biçimi, oryantalist düzenlemelerde s kça kullan lan bir motif olacakt r. Beylerbeyi saray mavi salon da görülen moresk ba l klarda, Endülüs mimarl ve özelikle de Elhamra saray kaynakl oryantalist etkileri görmek mümkündür. Ba l n tasar m n, uçlar d ar ya do ru k vr k lotüs yapraklar ndan olu an silindirik bir alt k s m ile bunun üzerindeki girift bitkisel bezemeli kübik parça belirlemektedir. Yaln z Mavi salondaki sütun ba l klar nda yapraklar birbirini çapraz kesmektedir. Salonun yükseltilmi örtüsü, tonoz biçimli kemerler üzerindedir. Kemerlerin içlerinin caml olu u örtüyü hafifleten, ça da uygulamalara yakla t ran bir çözüm sunmaktad r. Örtü yine geometrik çerçevelidir. Göbek k sm nda geçmeli sekizgen bir çerçeve vard r. Bunun iki yan na mavi zemin üzerine talik yaz ile sultan öven manzumeler yaz lm t r. Benzer manzumeler eyvan göbeklerinde de bulunmaktad r. Mabeyn-i Hümayunun sultan n özel kabul salonlar n n çevresinde yer ald üst kattaki büyük eyvanl mekân, sütunlar bulunmad ve eyvan geçi leri kö e destekleriyle beslendi i için belki de geleneksel emalara en uygun görünen düzenlemedir. Örtüsünün göbekte daire biçimli ve yükseltilmi olmas merkezi vurguyu iyice belirtmektedir. Do u kökenli bir hitorisizmin seçkin ve yüksek yarat c l k sergileyen bir iç mekân düzenlemesi mabeyn-i Hümayunun güneydo u ve güneybat kö esindeki bloklarda görülmektedir. Son derece yüksek kalitede bir ah ap i çili inin sergilendi i bu salonlarda geometrik ve klasik bir iç çevre düzenlemesi vard r. Salonlar n duvarlar n n bir binan n cephe düzenlemesi yakla m ile ele al nd ve dizayn edildi i klasik biçimlere Ma rip biçimlerinin iç içe geçirildi i ve birbirinden türetildi i ünik birer uygulamad r (Batur, 1994, s. 209). Ayr ca Rönesans saraylar nda da ah ap malzeme ile kapl odalar yer almas, Beylerbeyi Saray n n iç mekân tasar m nda Rönesans dönemi mimarisinden de etkilenildi ini göstermektedir. Saray n birçok dairelerinde Fausto Zonaro, ehzadeba l Rifat, Cemil, Cemal, Üsküdarl Ahmet gibi ressamlar n ya l boya tablolar bulunmaktad r (Tu lac, 1993, s. 400).

114 104 1 Nolu Mekan Selaml k Giri Holü; Tavanda çe itli geometrik ekillerde olan çerçeveler ve 3 adet göbek bulunmaktad r. Tavanla duvar aras ndaki birle im yerlerinde, tavandaki göbeklerde ve çerçevelerin içlerinde stilize edilmi bitkisel motifli kalemi i süslemeler görülmektedir. Koyu k rm z, sar, ye il, mavi ve turuncu renklerin bask n oldu u motifler de Oryantalist ya da Ma rip Mimarl etkileri görülmektedir. Ayn tip bezeme giri holündeki merdivende de kullan lm t r. Tavanda ayr ca deniz konulu tablolar yer almaktad r. Tavanda Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize bulunmaktad r. Kap ve pencere korni lerinin üzerinde övalye mi feri motifleri bulunmaktad r. Duvarlara stükko tekni iyle sar beyaz dalgal mermer görünümü verilmi tir. ekil 3.25 Selaml k Giri Holü genel görünüm ekil 3.26 Merdivenden detay

115 105 2 Nolu Mekan; Duvarlarda süsleme yer almamakta olup tavanda geometrik çerçeveler ve sekizgen bir göbek bulunmaktad r. Bunlar n içleri ise çe itli renklerdeki oryantalist üslupta yaprak motifleri ve barok özellikler gösteren çiçek demetleriyle bezenmi tir. ekil 3.27 Tavan, 2 Nolu Mekan 3 Nolu Mekan; Tavanda kare, dikdörtgen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin içlerindeki ve aralar ndaki yaprak, kozalak, lale motifleri ve kare çerçevelerin içlerindeki çe itli renklere boyal iç içe geçmi geometrik ekiller oryantalist özellikler gösterir. Alt n yald zl akantus yapraklar dizisi, ortadaki dairenin etraf ndaki istiridye kabu u motifleri ve çiçek buketleri ise barok özellikler sergilemektedir. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. ekil 3.28 Tavan, 3 Nolu Mekan 4 Nolu Mekan; Tavanda kare, dikdörtgen ve sekizgen çerçeveler ve bir adet göbek kullan lm t r. Çerçevelerin içlerinde çe itli renklerde çiçek motifleri ve aralar nda k vr ml dal motifleri yer almaktad r. Tavan süslemesi genel olarak Barok özellikler göstermektedir. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r.

116 106 ekil 3.29 Tavan, 4 Nolu Mekan 5 Nolu Mekan; Tavanda sekizgen çerçeveler ve bir göbek bulunmaktad r. Alt n yald zl yaprak motifleri, S k vr mlar ve çiçek buketleriyle tavan süslemesinde Barok tarz öne ç kmaktad r. Süslemelerde a rl kl olarak k rm z tercih edilmi olup ye il, mavi gibi çe itli renkler kullan lm t r. Renk tercihinde ise oryantalist bir e ilim görülmektedir. Tavana Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamakta olup çe itli tablolar as lm t r. Yaln z ah ap korni lerde Rönesans mimarisine özgü kesik al nl k motifi görülür. ekil 3.30 Tavan, 5 Nolu Mekan 6 Nolu Mekan; Tavanda kare ve dikdörtgen çerçeveler ve bir oval göbek kullan lm t r. Çerçevelerin aralar nda S k vr ml yaprak motiflerinden olu an bir bordür bulunmaktad r. Çerçevelerin içlerinde ise akantus yapra ve istiridye kabu u benzeri motifler kullan lm t r. Ortadaki büyük dikdörtgen çerçevenin kö elerinde yuvarlak ekiller içinde çiçek buketleri

117 107 bulunur. Oval göbe in içerisinde ise birbirine geçmi geometrik motifler dikkat çekmektedir. Özellikle bu motifler ve bezemede kullan lan renklerle oryantalist bir tarza gidilmi tir. Akantus yapraklar, S k vr ml motifler ve çiçek buketleri Barok özellikler göstermektedir. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamakta olup çe itli tablolar as lm t r. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Korni lerin taç k sm nda kullan lan Rocaille motifi, k vr ml motif ve süslemelerle Rokoko tarz bir uygulamaya gidilmi tir. ekil 3.31 Tavan, 6 Nolu Mekan ekil 3.32 Korni, 6 Nolu Mekan 7 Nolu Mekan Havuzlu Salon; Mekan n büyük bir bölümünü kaplayan havuzun ortas nda yunus figürleri bir f skiye bulunmaktad r. Sekizgen bir kaidenin üzerinde kuyruklar birbirine dolanm üç adet yunus figürünün üzerinde alt gen bir tabla yer almaktad r. Tablan n üzerinde ise f skiyenin üst k sm n olu turan yuvarlak hatl bölüm yer al r. Havuz Frans z Barok havuzlar ndan etkilenerek tasarlanm t r. Ayr ca bu havuzun benzerlerine Elhamra Saray bahçesinde de rastlanmaktad r. Havuzun etraf mermerden alçak bir korkulukla çevrilmi tir. Korkulu un kö elerinde bulunan daire kesitli kaideler üzerinde büyük Çin i i vazolar konmu tur. Havuzun çevresindeki sütunlar n k rm z, mavi ve sar ile boyanarak bezenmi büyük Moresk ba l klar vard r. Yandaki bölümlerin duvarlar ndaki gömme sütunlarda ayn

118 108 tip sütun ba l klar kullan lm t r. ekil 3.33 Havuzlu Salon ekil 3.34 Tavan, 7 Nolu Mekan

119 109 Havuzun üzerindeki tavan süslemesinde y ld z eklinde çerçeveler a rl kl olarak kullan lm t r. Tavanda kalkan, k l ç, tu, sancak gibi ampir motiflerin resimleri ve iki deniz konulu resim bulunmaktad r. Alt n sar s ba ta olmak üzere çe itli renklerin kullan ld tavan süslemesinde Barok çiçek demetleri ve oryantalist üsluptaki yaprak ve çiçek motifleriyle eklektik bir tutum sergilenmi tir. Tavana k rm z ve ye il renklerde oldukça büyük boyutlu Bohemya i i bir avize as lm t r. Eyvan eklindeki yan mekanlar n tavan süslemelerinde de benzer özellikler görülmektedir. Havuzlu Salonu üst kattaki 22 nolu salona ba layan merdiven tek kollu olarak ba lay p çift kollu olarak devam etmektedir. K vr ml Barok hatlar n a rl kl olarak kullan ld merdivende, yine Barok üslupta mavi üzerine alt n sar s yald zl yaprak desenli süslemeler görülmektedir. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Sadece pencerelerin üzerinde alt n yald zl sivri kemerli korni ler bulunmaktad r. 13 Nolu Mekan; Tavanda alt gen çerçeveler ve sekizgen bir göbek kullan lm t r. Göbe in iki yan nda simetrik olarak yerle tirilmi sekizgen çerçevelerin içinde iki do a resmi konulmu tur. Tavanda genel olarak Barok süslemeler a rl kl olarak kendini hissettirir. Tavana Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamakta olup çe itli tablolar as lm t r. Tüm pencerelerin üzerini kaplayan alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Korni lerde Ampir tarz Osmanl armas kullan lm t r. ekil 3.35 Tavan, 13 Nolu Mekan

120 110 ekil 3.36 Korni, 13 Nolu Mekan 14 Nolu Mekan - Kaptan Pa a odas ; Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Odada bulunan korni lerde, mobilyalarda çok büyük oranda halat motifi kullan lm t r. Sultan Abdülaziz döneminde Osmanl Donanmas dünyan n ikinci büyük donanmas olmu tur. Sultan n denizcili e olan ilgisinin bu odaya büyük oranda yans d söylenebilir. Tavanda kare, dikdörtgen ve çokgen çerçeveler ve bir göbek kullan lm t r. Çerçevelerin içlerinde ve aralar nda girift dal ve yaprak motifleri kullan lm t r. Özellikle bu motifler ve bezemede kullan lan renklerle oryantalist bir tarza gidilmi tir. Göbekte iç içe geçmi iki oval ekil bulunmaktad r. Göbe in iki yan nda simetrik olarak yerle tirilmi dikdörtgen çerçevelerin içinde iki deniz konulu resim konulmu tur. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamakta olup çe itli tablolar as lm t r. ekil 3.37 Tavan, 14 Nolu Mekan 15 Nolu Mekan; Tavanda kare, dikdörtgen, üçgen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin içlerinde ve aralar nda girift dal ve yaprak motifleri kullan lm t r. Özellikle bu motifler ve bezemede kullan lan renklerle oryantalist bir tarza gidilmi tir. Tavanda ayr ca Barok çiçek demeti tasvirleri ve ortadaki göbe in iki yan nda sekizgen çerçeveler içinde do a

121 111 konulu resimler bulunmaktad r. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Yaln z tüm pencerelerde ve kap da alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.38 Tavan, 15 Nolu Mekan 16 Nolu Mekan; Tavanda iki alt gen çerçeve yer almakta olup ortada yuvarlak bir göbek yer almaktad r. Çerçeveleri aras k rm z ve sar renklerin a rl kta oldu u k vr ml dal ve yaprak motifleriyle süslenmi olup genelde oryantalist bir tarz benimsenmi tir. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamakta olup çe itli tablolar as lm t r. ekil 3.39 Tavan, 16 Nolu Mekan 17 Nolu Mekan Selaml k Sedefli Salonu; Dikdörtgen mekan n tavan üçe bölünmü tür. Ortada sarkan kiri lerin aras nda kalan kare k s m kenarlar ndan tonozlu kemerlerle yükseltilmi tir. Bu k s mda yuvarlak bir göbek bulunmaktad r. Ortadaki kare k sm çevreleyen di er üç bölüm birbirinin benzeri olacak ekilde tasarlanm t r. Bölümlerde iç içe geçmi sekizgen çerçeveler ve aralar nda dairesel çerçeveler içinde Barok gül demetleri resimleri bulunmaktad r. Ortadaki sekizgen çerçevelerin içerisinde gene deniz konulu resimler bulunmaktad r. Tavanda koyu k rm z, sar, ye il, mavi ve turuncu gibi renklerde stilize

122 112 edilmi bitkisel motifli kalemi i süslemeler a rl kl olarak kullan lm t r. Bu mekan n tavan nda da Oryantalist ya da Ma rip Mimarl etkileri bask n olarak görülmektedir. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. ekil 3.40 Genel görünüm, 17 Nolu Mekan ekil 3.41 Tavan, 17 Nolu Mekan ekil 3.42 Tavan, 17 Nolu Mekan

123 113 Duvarlar n alt ve üstü farkl renklerdedir. Alt k s mda pembe ve bej, üst k s mda ise aç k ye il a rl kl olarak kullan lm t r. Ye il renkli stükko kaplamalar n üzerinde alt n yald zl çerçeveler içinde k vr ml ve simetrik oryantalist motifler bulunmaktad r. Duvarlarda sar mavi stükko kapl, tepesinde Moresk sütun ba l klar olan gömme sütunlar vard r. Sütun ba lar ve kiri ler bu tip oryantalist süslemelerle doludur. Mekandaki kap larda mermer üzerine ku ve çiçek motifleri i lenmi rozetler kullan lm t r. Kap ve pencerelerde barok a rl kl alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. 18 Nolu Mekan; Tavanda birbirine geçmi y ld z, kare gibi çe itli geometrik formlarda çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin içinde Ma rip üslubunda sitilize çiçek, yaprak ve rumi desenlere yer verilmi tir. Ortadaki büyük sekizgen çerçevenin dört kö esinde Barok çiçek demeti resimleri bulunmaktad r. Tavan n k sa kenarlar nda yer alan 2 simetrik dikdörtgen panoda manzum yaz lar bulunmaktad r. Tavan etekleri mukarnasl firizlerle ve talik yaz yla süslenmi tir. Tavana ayr ca Bohemya i i kristal bir Bohemya i i avize as lm t r. ekil 3.43 Genel görünüm, 18 Nolu Mekan ekil 3.44 Tavan, 18 Nolu Mekan Odan n duvarlar ah ap kapl olup ah ap kaplama üzerine at nal kemerler, mukarnasl ni ler,

124 114 mukarnasl sütun ba l klar yer almaktad r. Zemin üç renk ah ab n kullan ld geçmeli parke ile kapl d r. Odan n genelinde ve bezemesinde Ma rip etkisi kendini çok a rl kl olarak hissettirmektedir. Kap ve pencerelerde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. 19 Nolu Mekan; Tavanda kare, dikdörtgen çerçeveler ve ortada bir göbek kullan lm t r. Ye il zemin üzerine k rm z ve alt n sar s renklerde birbirine geçmi yo un yaprak süslemesi Ma rip üslubundad r. Tavana ayr ca mavi beyaz renkte bir Bohemya i i avize as lm t r. Odan n duvarlar nda iki farkl renkte stükko kullan lm t r. Mermer görünümlü bu iki k sm ah ap üzerine yaprak motifli bir bordür ay r r. Alt k s m mavi ve sar renklerde dalgal mermer görünümündedir. Pembe renkli üst k s mda ise stükkonun üzerinde yald zl dikdörtgen çerçeveler içerisinde renkli süslemeler vard r. Tavandakilerle benzer özellikler gösteren yaprak motiflerinden ba ka at nal kemeri motifleri ve Arapça yaz lar da yer almaktad r. Kap ve pencerelerde Barok üslupta alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.45 Genel görünüm, 19 Nolu Mekan 20 Nolu Mekan; Tavanda oval ve dairesel çerçeveler kullan lm t r. Oval çerçevelerin içinde deniz konulu resimler ve dairesel çerçevelerin içinde ise Barok üslupta çiçek demeti resimleri yer almaktad r. Ye il zemin üzerine k rm z ve alt n sar s renklerde birbirine geçmi yo un yaprak süslemesi Ma rip üslubundad r. Tavana ayr ca k rm z ve ye il renkte bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvar süslemeleri ve korni ler 19 nolu odada kullan lanlarla ayn özellikler gösterirler.

125 115 ekil 3.46 Tavan, 20 Nolu Mekan 21 Nolu Mekan; Tavanda uçlar ndan birbirine ba lanm alt gen çerçeveler ve ortada kenarlar ndan dairesel ve üçgen ç k nt lar n oldu u dikdörtgen bir çerçeve görülmektedir. Tavan n k sa kenarlar nda iki dikdörtgen çerçevenin içinde deniz konulu resimler yap lm t r. Tavanda barok çiçek demeti motifleri ve Ma rip üslubunda geometrik motifler ve yaprak motifleri bir arada kullan lm t r. Tavana ayr ca k rm z, ye il ve beyaz renklerde bir Bohemya i i avize as lm t r. Duvarlar 18 nolu odada oldu u gibi ah apla kaplanm t r. Ah ap kaplama üzerine kare dikdörtgen ve daire gibi geometrik ekillerden olu an çerçeveler vard r. Çerçevelerin içlerinde çiçekli panolar yer almaktad r. 18 nolu odadan farkl olarak Ma rip üslubu de il de Rönesans Saraylar na özgü bir tarz tercih edilmi tir. ekil 3.47 Tavan, 21 Nolu Mekan 22 Nolu Mekan Mavi Salon; Sütunlar n mavi ve sar ile boyanarak bezenmi büyük Moresk ba l klar vard r. Ortadaki ana mekan n tavan tonoz biçiminde yükseltilmi tir ve tavan eteklerine gotik sivri kemerler aç lm t r. Kemerlerin kapat lmas için buzlu caml pencereler kullan lm t r. Camlar n üzerinde ay y ld z motifleri dikkat çekmektedir. Orta mekan n yükseltilmi tavan nda sekizgen bir göbek ve göbe in iki yan nda dikdörtgen çerçevelerin

126 116 içinde mavi zemin üzerine alt n yald zla i lenmi Osmanl ca kasideler bulunmaktad r. Bu k sm n bezemesi saray n di er bölümlerindekilere göre daha i çilikli oldu u söylenebilir. Yan bölümlerin tavanlar nda da birbirine girmi alt n yald zl çerçeveler aras nda k rm z ve ye il renkler üzerine alt n sar s Moresk yaprak motifleri bulunmaktad r. Bu k sm n tavan n n ortas nda dairesel bir göbe in içinde mavi zemin üzerine alt n yald zla yaz lm Osmanl ca kasideler bulunmaktad r. Göbe in dörtkenar nda yuvarlak çerçeveler içinde Barok çiçek demeti resimleri vard r. Ayr ca tavan n k sa kenar nda dikdörtgen çerçevelerin içinde sancak motifli Ampir resimler vard r. Tavana Bohemya i i avizeler as lm t r. ekil 3.48 Genel görünüm, 22 Nolu Mekan-Mavi Salon

127 117 ekil 3.49 Tavan, 22 Nolu Mekan, yan bölümler Duvarlar n alt k sm nda mavi renkte, üst k sm nda ise sar renkte stükko kullan lm t r. Bu iki k s m birbirinden ah ap bir bordürle ayr lm t r. Sar k s mda yald zl çerçeveler içinde simetrik Moresk süslemeler vard r. Ayr ca pencerelerin üzerinde alt n yald zl sivri kemerli korni ler bulunmaktad r. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. 23 Nolu Mekan; Tavanda dikdörtgen, sekizgen çerçeveler ve bir göbek bulunmaktad r. Sekizgen çerçevelerin içinde alt n yald zl yaprak motifleri ve yuvarlak çerçevelerin içinde Barok çiçek motifleri bulunmaktad r. Ortadaki sekizgen çerçevenin içinde yuvarlak bir göbek vard r. Bu çerçevenin iki yan ndaki sekizgen çerçevelerde Osmanl ca kasideler yer almaktad r. Süsleme karakteri genel olarak Barok tur. Tavana Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize as lm t r. Duvarlar n alt k sm nda mavi ve sar renkte stükko, üst k sm nda ise pembe renkli stükko kullan lm t r. Stükkonun üzerinde yald zl dikdörtgen çerçevelerin içinde renkli süslemeler yer almaktad r. K vr ml yaprak desenleri, ortada içinde çiçekler olan bir vazo gibi motiflerin i lendi i duvar süslemesinin genel karakteri Barok tur. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r.

128 118 ekil 3.50 Genel görünüm, 23 Nolu Mekan ekil 3.51 Tavan, 23 Nolu Mekan 24 Nolu Mekan; Tavanda dikdörtgen çerçeveler a rl kl olarak kullan lm t r. Ortada oval bir göbek ve göbe in iki yan nda dairesel çerçevelerin içinde Barok Gül demeti resimleri vard r. Tavan n dört kenar nda deniz konulu resimler yer almaktad r. Tavana Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize as lm t r. Duvarlar n alt k sm nda ye il, üst k sm nda ise pembe renkli stükko kullan lm t r. ki bölüm aras nda bir bordür kullan lm t r. Stükkonun üzerinde yald zl dikdörtgen çerçevelerin içinde renkli Barok üslupta süslemeler yer almaktad r. Bu süslemeler 23 nolu odadakilerle ayn özellikleri göstermektedirler. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r.

129 119 ekil 3.52 Genel görünüm, 24 Nolu Mekan ekil 3.53 Tavan, 24 Nolu Mekan 25 Nolu Mekan; Tavanda dikdörtgen çerçeveler a rl kl olarak kullan lm t r. Ortada dairesel bir göbek ve göbe in iki yan nda oval çerçevelerin içinde gemi resimleri vard r. Göbekte kullan lan geometrik ekiller ve girift dal ve yaprak motifleri Moresk üsluptad r. Di er odalar n genelinde görülen Barok tarzdaki gül demeti motifleri burada da kullan lm t r. Tavana ayr ca Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize as lm t r. Duvarlar n alt k sm nda mavi ve krem renkli, üst k sm nda ise sar, krem ve gri renklerde stükko kullan lm t r. ki bölüm aras nda bir bordür vard r. Stükkonun üzerinde yald zl dikdörtgen çerçevelerin içinde renkli süslemeler yer almaktad r. Giri kap s n n sa ve solundaki duvarlar n ortas ndaki büyük çerçevelerde dilimli sivri at nal kemer motifi görülmektedir. Di er çerçevelerde ise uç uca eklenmi iki motifin ortas nda Barok desenler yer almaktad r. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Ortadaki pencerenin korni i yuvarlak kemerli, yanlardakilerin ise sivri kemerlidir.

130 120 ekil 3.54 Genel görünüm, 25 Nolu Mekan 26 Nolu Mekan; Tavanda ortadaki dilimli dairesel göbe in içinde ve etraf nda çiçek ve yapraklar n bulundu u Moresk tarzda süslemeler vard r. Göbe in çevresine dizilmi yuvarlak çerçevelerin içinde ise Barok tarzda çiçek buketleri kullan lm t r. Ayr ca göbe in 4 taraf ndaki panolarda deniz ve gemi resimleri vard r. Tavan n kö elerinde ise çeyrek dilimli dairesel çerçevelerin içinde Moresk süslemeler vard r. Tavana ayr ca Bohemya i i k rm z ve ye il renkte bir avize as lm t r. Duvarlar 21 nolu odada oldu u gibi ah apla kaplanm t r. Ah ap üzerinde daire, kare ve dikdörtgen çerçeveler içinde çiçekli panolar vard r. Pencere ve kap üzerinde alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Korni lerde ku motifine yer verilmi tir. ekil 3.55 Genel görünüm, 26 Nolu Mekan

131 121 ekil 3.56 Tavan, 26 Nolu Mekan Harem Bölümü Sarayda kad nlara ayr lan bölüm olup, Beylerbeyi Saray ana binas n n yakla k olarak üçte birini kaplamaktad r. Bir giri holü, 9 odadan olu maktad r Plan Özellikleri Saray n harem bölümünün giri in de, t pk mabeynde oldu u gibi zengin süslemeli bir salon bulunmaktad r. Kara ve deniz taraf na yerle tirilen odalar bu salona aç lmaktad r. Üst kata ç k yine bu salondan çift tarafl bir merdivenle sa lanmaktad r. 8 Nolu Mekan; Harem bölümünün zemin kat nda, 9 nolu odan n hemen yan nda yer almaktad r. Saray n kuzeydo u yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 5,40 metre x 7,43 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Harem giri salonunun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Odada bir giri kap s ve dört pencere bulunmaktad r. II. Abdülhamit sürgündeyken yatak odas olarak bu oday kullanm t r (Bkz.Tablo 1). 9 Nolu Mekan; Harem giri salonunda ana giri in hemen yak n nda simetrik olarak konumlanm iki oda bulunmaktad r. Bunlardan 9 nolu oda giri holünün do usunda kalmaktad r. Saray n kuzeydo u yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 4,21 metre x 6,73 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Harem giri salonunun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Odada iki kap ve üç pencere bulunmaktad r. II. Abdülhamit sürgündeyken sultan n kad n efendilerinden Mü fika Han msultan burada kald ndan dolay bu mekana Kad n Efendi Odas denmektedir (Bkz.Tablo 1). 10 Nolu Mekan Harem Giri Holü; Harem bölümüne büyük bir hol ya da salon olarak da adland r labilecek bir mekândan girilmektedir. Saraya kuzeyden giri buradan sa lanmaktad r.

132 122 9,4 metre x 16,63 metre boyutlar nda olan dikdörtgen planl salonun yüksekli i 8,43 metredir. Giri kap s n n sa nda ve solunda kap yla ayn boyutlarda iki pencere yer almaktad r. Giri kap s n n hemen kar s nda bir üst kata ba lant y sa layan çift kollu bir merdiven yer almaktad r. Merdiveni iki mermer sütun ta maktad r. Giri salonu iki odaya ve iki koridora olmak üzere dört mekâna aç lmaktad r. Bu dört kap dan ba ka merdiven alt ndaki depolama mekanlar na ait iki kap ve merdivenin 8. basama nda bir kap bulunmaktad r (Bkz.Tablo 1). 11 Nolu Mekan; Harem giri salonunda ana giri in hemen yak n nda simetrik olarak konumlanm 2 odadan bat taraf nda kalan d r. Harem giri salonunun bat taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Saray n kuzeybat yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 4,21 metre x 6,73 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada iki kap ve iki pencere bulunmaktad r. Bekleme odas niteli indeki odalardan birisidir (Bkz.Tablo 1). 12 Nolu Mekan; Harem bölümünün zemin kat nda, saray n kuzeybat taraf nda kalan bu oda Harem yemek odas olarak tasarlanm t r. Harem giri salonunun bat taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 7,77 metre x 13,28 metre ve yüksekli i 7,65 metredir. Odada bir giri kap s ve alt pencere bulunmaktad r (Bkz.Tablo 1). 27 Nolu Mekan Harem Sedefli Salonu; Harem bölümünün birinci kat nda yer alan büyük bir hol ya da salon olarak da adland r labilecek bu mekan ismini içerisindeki sedef kakmal mobilyalardan almaktad r. Saray n kuzey k sm nda yer alan dikdörtgen planl salonun boyutlar 9,54 metre x metre ve yüksekli i 7,95 metredir. Salonda dört kap ve üç pencere yer almaktad r (Bkz.Tablo 1). 28 Nolu Mekan; Harem bölümünün birinci kat nda, Sedefli salonun hemen yan nda yer almaktad r. Sedefli salonun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Saray n kuzeydo u yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 5,85 metre x 8,38 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada bir giri kap s ve dört pencere bulunmaktad r. II. Abdülhamit sürgündeyken çal ma odas olarak bu oday kullanm t r (Bkz.Tablo 1). 29 Nolu Mekan; Harem bölümünün birinci kat ndaki küçük yatak odalar ndan birisidir. Sedefli salonun do u taraf nda yer alan koridordan bu odaya giri sa lan r. Saray n kuzeydo u yönüne bakan dikdörtgen planl odan n boyutlar 4,48 metre x 7,09 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada iki kap ve üç pencere bulunmaktad r (Bkz.Tablo 1). 30 Nolu Mekan; Harem bölümünün birinci kat nda, saray n kuzeybat taraf nda kalan bu oda oturma odas olarak tasarlanm t r. Sedefli salonun bat taraf nda yer alan koridordan bu

133 123 odaya giri sa lan r. Dikdörtgen planl odan n boyutlar 8,17 metre x 14,07 metre ve yüksekli i 7,83 metredir. Odada bir giri kap s ve alt pencere bulunmaktad r (Bkz.Tablo 1) Cephe Özellikleri Yap n n kuzey taraf nda kalan Harem bölümünün cephesi de Selaml k cephesiyle ayn özelliklere sahiptir. Ancak buradaki merdivenler çokgen de il kö eli ve dikdörtgen biçimlidir. lk k sma yanlardan üç basamakla ç k sa lan r. Daha sonra alt basamakla iki sütunun yan nda ayakta duran aslanlar n bulundu u k sma ç k l r Bezeme Özellikleri Harem bölümü ku kusuz mütevazi bir düzenlemeye sahiptir. Harem, daha az bezemeli, ama yazl k bir saraydan gündelik ya am na daha uygun bir düzenleme içindedir. Giri holünün güney duvar ndaki merdiven, ba ka Osmanl saraylar nda görülmeyen bir biçimde kapal bir perde duvar n gerisinde yükselmektedir. 8 Nolu Mekan; Tavanda alt gen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin içlerinde alt n sar s yaprak motifleri ve çiçek betimlemeleri yer almaktad r. Tavanda kullan lan bezeme genel olarak barok özellikler sergilemektedir. Tavana ayr ca Bohemya i i mavi renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Pencere üzerinde Barok üslupta alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.57 Tavan, 8 Nolu Mekan 9 Nolu Mekan; Tavanda üçgen, dikdörtgen, alt gen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Dikdörtgen çerçevelerin içinde çiçek desenleri, alt gen çerçevelerin içlerinde ise mavi ve alt n sar s yaprak motiflerinin ortas nda rozetler vard r. Tavanda kullan lan bezeme k vr ml motifleriyle genel olarak barok özellikler sergilemektedir. Tavana ayr ca Bohemya i i mavi

134 124 renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Pencere üzerinde Barok üslupta alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.58 Tavan, 9 Nolu Mekan 10 Nolu Mekan Harem Giri Holü; Tavan ile duvar n birle im yerleri tonoz kemerlidir. Tavanda üçgen, dikdörtgen ve sekizgen çerçeveler ve bir göbek bulunmaktad r. Tavandaki çiçek demeti motifleri, sarmal yaprak motifleri ve a dokuda süslemeler Barok tarzdad r. Tavana Bohemya i i bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Ancak mermer sütunlar n aras ndaki bölümlerde, tavandakilere benzeyen dikdörtgen çerçeveler aras nda yine Barok süslemeler görülmektedir. Çerçevelerin ortas nda etraf n alt n sar s yapraklar n sard içi k rm z renkte bo bir arma figürü bulunmaktad r. Merdiveni ta yan mermer sütunlarda kompozit düzende alt n yald zl ba l klar kullan lm t r. Tek kollu olarak ba layan merdiven çift kollu olarak devam etmektedir. Merdiven ile giri kap s n n önü ah ap do ramalarla kapat lm t r. Saray n di er bölümlerinden farkl olmak üzere pencere ve kap korni leri birbirinden farkl d r. Pencere korni leri alt n sar s dal motifleriyle süslenmi olup Barok tarzdad r. Kap n n üzerindekiler ise Rokoko tarzda daha k vr ml alt n yald zl yaprak motifleriyle süslüdür. Genel olarak incelendi inde Harem giri salonunun, selaml k giri salonuna göre daha sade tasarland söylenebilir.

135 125 ekil 3.59 Genel görünüm, 10 Nolu Mekan ekil 3.60 Tavan, 10 Nolu Mekan 11 Nolu Mekan; Tavanda kare ve dikdörtgen çerçeveler bulunmaktad r. Çerçevelerin içinde çiçek ve yaprak motifleri görülmektedir. Kare çerçevelerin içinde alt n sar s rozetler ve dikdörtgen çerçevelerin içinde ise içi bo armalar yer almaktad r. Tavan süslemesinde Barok tarz öne ç kmaktad r. Tavana Bohemya i i bir avize as lm t r. ekil 3.61 Tavan, 11 Nolu Mekan

136 Nolu Mekan; Tavanda kare, dikdörtgen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin içlerinde dal, yaprak ve çiçek motifleri yer almaktad r. Tavanda kullan lan bezeme genel olarak barok özellikler sergilemektedir. Tavana ayr ca Bohemya i i mavi renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Yaln z tüm pencerelerde ve kap larda Barok tarzda alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.62 Tavan, 12 Nolu Mekan 27 Nolu Mekan Harem Sedefli Salonu; Salonun tavan iki bölüme ayr lm t r. Biri 10 nolu salonu buraya ba layan merdivenin üzerindeki k s m, di eri ise ana mekan n üzerindeki k s md r. Merdiven üzerindeki bölümde daire ve yar m daire eklinde çerçeveler kullan lm t r. Daire çerçevelerin içinde manzara resimleri bulunmaktad r. Tavanda ayr ca a doku betimlemeleri ve çiçek dizileri de bulunmaktad r. Ana mekan n üzerindeki tavanda da benzer motifler kullan lm t r. Kö elerde içlerinde çiçek bulunan vazolar n betimlendi i oval çerçeveler yer almaktad r. ki bölümde de tavanlarda görülen bezeme Barok özellikler sergilemektedir. Tavana Bohemya i i bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Kap ve pencerelerin üzerindeki korni ler k vr ml alt n yald zl yaprak motifleriyle süslenmi olup ise Rokoko tarz ndad r. ekil 3.63 Genel görünüm, 27 Nolu Mekan

137 127 ekil 3.64 Tavan, 27 Nolu Mekan 28 Nolu Mekan; Tavanda dairesel, dikdörtgen, alt gen ve sekizgen çerçeveler kullan lm t r. Dairesel ve alt gen çerçevelerin içlerinde Arapça kasideler bulunmaktad r. Çerçevelerin aralar nda kalan k s mlarda ise Barok tarzda yaprak ve çiçek demeti motifleri yer almaktad r. Tavana ayr ca Bohemya i i k rm z ve beyaz renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Kap ve pencerelerin üzerindeki korni ler k vr ml alt n yald zl yaprak motifleriyle süslenmi olup Rokoko tarz ndad r. 29 Nolu Mekan; Tavanda dairesel ve yuvarlak hatlara sahip çerçeveler kullan lm t r. Çerçevelerin aralar nda kalan k s mlarda ise Barok tarzda yaprak ve çiçek demeti motifleri yer almaktad r. Tavana ayr ca Bohemya i i mavi ve beyaz renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Kap ve pencere üzerinde Barok üslupta alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. ekil 3.65 Tavan, 29 Nolu Mekan 30 Nolu Mekan; Tavanda dairesel ve yuvarlak hatlara sahip çerçeveler kullan lm t r. Tavan n k sa kenarlar nda yer alan oval çerçevelerde do a tasvirleri bulunmaktad r. Çerçevelerin aralar nda kalan k s mlarda ise Barok tarzda yaprak ve çiçek demeti motifleri yer almaktad r.

138 128 Tavana ayr ca Bohemya i i k rm z ve beyaz renkte bir avize as lm t r. Duvarlarda süsleme yer almamaktad r. Kap ve pencere üzerinde Rokoko ve Ampir üslupta alt n yald zl ah ap korni ler kullan lm t r. Pencere korni lerinde bitkisel motifler ve aslan ba motifi görülmektedir. Kap lar n üzerlerindeki korni ler ise di erlerine oranla daha süslüdür. Taç k sm nda arma benzeri bir motif bulunur. ekil 3.66 Tavan, 30 Nolu Mekan Deniz Kö kleri Deniz kö kleri, biri selaml k di eri hareme ait olmak üzere çift olarak yap lm lard r. Tasar m n Sarkis Balyan n yapt ve birbirinin ayn s olan kö kler denize yönelik olarak planlanm t r. Yeni Beylerbeyi Saray ile birlikte tasarlanm olduklar bilinmektedir Yeni saray n en ilginç örnekleri aras ndad rlar (Sözen, 1992, s. 77). ekil 3.67 Deniz kö kü ön görünü

139 129 S. H. Eldem deniz kö kleriyle ilgili u de erlendirmelere yer verir. Selaml k ve Harem bahçelerinin Bo az a bakan birer göz veya penceresi durumunda olan duvarlar n kuvvetli ve sakin yatay hatlar n iki noktada delen kö kler, zarif siluetleri ve dilimli çat lar yla birer bahçe kameriyesini and r lar.. Eldem, deniz kö klerinin, saray n a rl k merkezini olu turdu u kompozisyon bütününde ve r ht m duvarlar n n süreklili i içerisinde de erlendirilmesi gerekti ini belirtmektedir. Gerçektende saray n önünde duvarlar n belirgin, masif ve sakin yatay çizgisini iki uçta de i tirip canland ran peyzaj ö eleridir. Yine Eldem in betimlemelerine göre birer bahçe kameriyesi görünümündedirler. Ancak giri lerinin bahçeden olmas na kar n kavramsal olarak kö klerin denize aç l, bahçe ile olan ba lant lar ndan daha güçlüdür (Eldem, 1974, s. 437). Deniz kö kleri çad r benzeri örtüsü ile oryantalist historisizmin erken örneklerini ça r t ran bir tasar md r. Kö kler saray n içindeki i levlerinin ötesinde Agop ve Sarkis Balyan n imge arama denemelerinin biraz uçuk ama son derece orijinal örnekleri oldu u söylenebilir (Batur, 1994, s. 207) Plan Özellikleri R ht mda uzanan duvar n iki yan nda biri Selaml k di eri Harem e ait olmak üzere in a edilen kö klerin yap l amac deniz k y s nda dinlenmektir. Denize do ru uzanan bir salon ile bahçe taraf nda arkadl bir giri i olan, yanlarda küçük servis hacimleri bulunan çok sade planl ama fantezi dolu yap lard r. Yap n n giri indeki derin revak havuzlu bahçeye do rudur. Önde 6, iç k s mda 2 ve kö elerde de gömme sütunlar n üzerinde ta nan çok kubbeli örtü sistemine sahiptir. Revak mekân üstte 9 tam, 14 yar m küçük kubbeyle örtülüdür. Bu kubbeler strüktürel olmay p cephede bir do u referans vermektedir.

140 130 ekil 3.68 Deniz kö kü plan (Eldem, 1986, s. 438) Cephe Özellikleri Deniz kö klerinin tasar m oryantalizmin stanbul daki en çarp c ve tipik uygulamalar ndan biridir. Salonun deniz taraf ndaki kö eleri pahlanm ve üstü sekizgen tabanl ve çad r biçimli bir e risel örtüyle örtülmü tür. Ah ap kaburgal örtü etek k sm nda sivri ka kemerler olu turarak alt yap ya ba lan r. Her kemerin alt nda bir daire biçimi, bir de dikdörtgen pencere vard r. Her pencere çifti atnal kemer eklinde profilli silmelerle çevrilmi tir. Be kenarl apsidal ç k nt yla denize yönelen yap n n servis mekânlar n n cephelerinde de yuvarlak pencere görülür. Yuvarlak kemer içindeki bu pencerelerin alt nda kör pencereler yer al r. Yuvarlak pencereden a a ya do ru inen silmelerle yatay dikdörtgenden dikeye çapraz bir ekilde geçi sa lan r. Bu görünümle cepheye hareketlilik getirilmi tir.

141 131 ekil 3.69 Deniz kö kü görünü ler (Eldem, 1986, s. 438) D görünü te kö k odas, çad r eklindeki k vr ml çat s yla di er bölümlere bask n bir görünüme sahiptir. Revak direkli i iki yanda servis yerlerinin duvarlar önünde, plastr biçiminde devam ettirilmi tir. Sütunlar n üzerinde üst üste iki ba l k ve bir tabla bulunmaktad r. lk ba l k kompozit düzende sonraki ise mukarnaslar and ran bir görünümdedir. Kubbelerin hiç beklenmedik yerlere oturtulmas sayesinde gayet canl ve zarif bir sistem elde edilmi tir Bezeme Özellikleri çeride salonun sekizgen örtüsü çe itli havyan, çiçek ve meyve figürlerinden olu an resimlerle bezenmi tir. I kl iç mekânda denizle görsel ba a an bir içsel ili ki kurulmu tur. Kubbelerin iç yüzeyleri mavi zemin üzerinde k rm z ve sar renklerin kullan ld eritler ve motiflerle bezenmi tir. Döneminin bat daki örnekleri gibi tasarlanm olan kö klerde içte ve d ta yo un bezemeye yer verilen Magrib mimarl n n etkileri görülür. 14.yüzy l da in a edilen Elhamra saray bat daki 19.yüzy l oryantalist yap lara örnek te kil etmi tir. Saraylar n etraf na egzotik ve do uya özgü özellikler bar nd ran kö kler yap lm t r. Beylerbeyi Saray n n deniz kö klerinde görülen do uya özgü özellikler aras nda sivri çat lar, ufak boyutlar, kütleleri, çok kubbeli revak biçimleri, at nal ve sivri kemer uygulamalar, çift sütun ba l ve tabla

142 132 kullan m, kubbe içi renkli süslemeleri say labilir. Kö kler denizden ya da köprüden görüldüklerinde ufak boyutlar ve dekoratif görünümleriyle biblo izlenimi uyand r rlar (Saner, 1998, s. 54). ekil 3.70 Deniz kö kü detay Ah r Kö kü Saray arazisinin güney kanad nda uzun bir rampayla ula lan üçüncü set hizas nda bir düzlükte in a edilmi tir. Mermer kö kün biraz ilerisinde yer almaktad r. Deniz Kö kleriyle benzer bir tasar ma sahip olmas ndan ötürü ah rlar n yeni Beylerbeyi Saray ile birlikte tasarlanm oldu u dü ünülmektedir. Kö k Osmanl imparatorlu u ndaki at kültürünün 19. yüzy la uzanan ilginç bir boyutunu sergilemektedir.

143 133 ekil 3.71 Ah r Kö kü ön görünü Plan Özellikleri Ortada, giri ile merkezi mekân n, yanlarda da ah r mekânlar n n oldu u bir plan vard r. Ortas nda havuz bulunan orta mekâna ah aptan yap lm yirmi bölmeli ah r aç lmaktad r. Orta mekândan çift tarafl mermer basamaklarla ah ra inilir. Buras ayn zamanda binek ta olarak da kullan labilmekteydi. Ah r n sa nda ve solunda atlar n ba lanabilmesi için batmal, demir parmakl klarla ayr lm yirmi bölme bulunmaktad r. Batmalar n üstlerine geni parmakl otluklar konulmu tur. Ah r n zemini dikine konan tu lalarla dö enmi tir. Ah r n tam ortas nda atlar n su içmesi için mermerden bir havuz konulmu tur. Yap önünde bulunan binek ta n n, saray n bahçesi Deniz astsubay okuluna terk edilirken parçaland ve yok oldu u bilinmektedir. Önüne Bo aziçi Köprüsü nün ayaklar, arkas na okul binas n n gelmesi, seyislerin oturdu u, samanlar n konaca bölümün ise büyük oranda de i tirilerek mutfa a dönü türülmesi kö kün eski özelliklerini epeyce zedelemi tir (Sözen, 1990, s. 193) Cephe Özellikleri Giri öne do ru ç kan be gen bir kitle ile belirtilmi tir. Deniz Kö klerinin denize do ru ç kan kitlesine benzer bir düzenleme gerçekle tirilmi ve yine oryantalist historisist referanslar veren kemer ve örtü biçimleri kullan lm t r. Ah r kö kü için oryantalist bir görüntü seçilmesi, kar l n Brighton daki Kraliyet Ah r nda ( ) bulmaktad r (Saner, 1998, s. 56).

144 134 çeride sekiz dilimli bir örtü yap lm, üstte çad r biçimine benzer e risel bir örtü strüktürü kullan lm t r. E risel örtü ah ap ve kaburgal d r. Etek k sm nda so an biçimli kemerlere ba lanarak altyap ya oturur. Kap ve ayn yükseklikteki pencereler at nal kemerlidir. Ah r bölümü yuvarlak pencerelidir ve üstten bir profil eridi ile çevrilmi tir Bezeme Özellikleri çeride giri mekân n n sekizgen tabanl ve dilimli örtüsü sitilize motiflerle ( e er, üzengi, gem, tu, kalkan ve m zrak) bezenmi ve ortalar na konan büyük dairesel madalyonlara hayvan resimleri yap lm t r. So an kemerlerin aynas na havyan figürleri i lenmi tir. Ah rda bir avize ve bir fener bulunmaktad r. Fenerin alt ve üstü madeni at ba l klar yla süslenmi tir. Orta mekân n birçok e ya ve objesinde at figürleri kullan lm t r. Bu bölümün bütünüyle egzotik bir görünümü vard r. ekil 3.72 Ah r Kö kü iç mekan 3.3 Bahçe Düzeni Eski Beylerbeyi saray n n bahçesiyle ilgili bilgi s n rl d r. Moltke saray bahçesiyle ilgili olarak u bilgileri vermektedir; Yald zl bir kap dan küçük, etraflar im ir fidanlar ile çevrili çiçek tarhlar, deniz kabu u serpilmi yollar ile tam bir Türk bahçesine girdim. çlerinde k rm z bal klar yüzen f skiyeli havuzlar n etraf n, serviler ve portakal a açlar ndan piramitler çevreliyordu. Arkada, üstlerinde yine böyle yerlerle güzel limonluklar ve kö kler bulunan teraslar yükseliyordu. Bunlar n hepsi yüksek duvarlarla çevriliydi.. Bahçe Miss Pardoe nin an lar nda ise öyle geçmektedir; Kent yönünde mermer bir kap dan, türlü kokular saçan çiçeklerle dolu bir bahçeye giriliyor. Bahçedeki havuzlar n, f skiyelerin çevrelerine f k rtt klar sular, sükûn verici bir ses yay yor. Tarhlar aras nda, çiçekler kadar

145 135 çok renkli ve parlak, ahane tüylü, çe itli ku lar dola yor. Bu güzel bahçeyi deniz yönünden gizleyen bir dizi yald zl kap n n yan ndan geçerek, kakma büyük bir kap dan giri avlusuna giriliyor. Geni bahçeler set set üstünde, gerideki da n tepesine dek ç k yor. Her set bir yabanc bahç van n elinde ve onun ülkesinin stilinde düzenlenmi. (Gülsün,1992, s ). Bugünkü saray n önünde havuza göre aksiyal ve bak ml olarak düzenlenmi bat tarz, geni ve düz bir bahçe yer almaktad r. Saraya ilk girildi inde kar la lan bahçe, harem bahçesidir. Burada r ht m boyunca deniz kö kleri görülerek selaml k bahçesine geçilir. Yüksek a açlar n ve bambular n aras nda serpi tirilmi hayvan heykelleri, ortadaki havuzun çevresini süslemektedir. Saraya giri harem, selaml k ve koltuk kap lar ndan olmak üzere üç yerdendir. Saray n Selaml k taraf n n önünde Avrupa barok saraylar n n bahçelerinin tarz nda düzenlenmi simetrik ve havuzlu bir bahçe yer al r. Bahçedeki oval havuzun etraf nda mermer aslan heykelleri vard r. R ht m ile saray aras nda, saray kitlesinin yatay etkisini güçlendiren ve gerisindeki ye illikle birlikte çevreye uyumunu sa layan ve boydan boya kesintisiz uzanan bir duvar bulunmaktad r. Duvar n üzerinde üçlü birimler eklinde düzenlenmi pencere ve ni ler yer al r. Ortada yuvarlak kemerli ni, yanlarda dikdörtgen kör pencereler bulunur. ki yanlarda duvar yüksekli i boyunca yükselen dikdörtgen pilast rlar vard r. Duvar n iki ucunda harem ve selaml k deniz kö kleri bulunmaktad r. Ayr ca iki deniz kap s da bu duvar üzerindedir. Saray bahçesine iki deniz kap s ndan ve r ht mdan da girilebilir. ekil 3.73 Tünel Bahçede bronz, mermer ya da tunçtan yap lm 13 heykel bulunmaktad r. Bu heykeller çe itli hayvanlar betimlemektedirler. Hepsi de 1864 y l nda Paris te yap lm lard r. Tabanlar nda bunlar yapan sanatç lar n adlar ve yap m tarihleri yer almaktad r. Sanatç lar n isimleri

146 136 Thiebaut, sidor, J.Leboeuf, P.Bouillard, Heizler olarak geçmektedir. Mabeyn ve harem bölümlerinin ayr m arkada setli bahçe ile saray aras ndaki bölücü duvarla sa lanm t r. Bu bak mdan deniz cephesinden bir bat saray görüntüsü ta yan Beylerbeyi Saray, arka cephede do ulu bir saray havas na girer. Gerek setleme ekilleri, gerek set ve merdiven balustradlar Avrupa etkisini yans t r. Setler nitelikçe talyan Toskan setlerine benzemektedir. Fakat say lar n n çoklu u ve her birinin geni li i Toskan ölçülerini a ar. Ölçekte Frans z bahçecili ine yak n ama onlar gibi düz ya da düzgün e im üzerine yay lm de illerdir. Arazinin topo rafik verilerine uygun bir setleme biçiminin oldukça erken bir tarihte kuruldu u söylenebilir. Ancak set düzenlemelerinin, Abdülaziz döneminde önemli bir yenilemeden geçti i söylenebilir. Özellikle yeni Beylerbeyi Saray n n konseptine uygun bahçe düzenlemeleri, oval çiçeklikler ve havuzlar ve as l dördüncü ve üçüncü seti ba layan merdivenler grubu, Abdülaziz dönemi üslubuna ba l bir düzenlemeye i aret etmektedir. Dördüncü setteki içinde kay kla gezilebilecek büyüklükteki havuz (80 metre x30 metre) da bu dönem de yap lm t r. Derinli i 3,2 metredir (Batur, 1994, s. 210). Beylerbeyi Saray n n ba ndan beri bütünlü ünü yitirip yeniden kazanan bir saray oldu u belirtilmi tir. Bu süreç son olarak da, bahçesindeki önemli kay plarla ve Bo aziçi köprüsü yap m yla devam etmi tir. Beylerbeyi Saray Bahçesinden, Geyiklik ad verilen 51 dönümlük arazi Karayollar na, 30 dönümlük arazi Deniz Astsubay Okuluna ve 7 dönüm de yandaki ortaokula verilmi tir (Karahüseyin,1992, s. 141) Deniz Kap lar Deniz kö kleri aras nda iki görkemli kap yer al r. R ht m n biraz gerisinde saray n bahçe cephesi boyunca uzanan duvar bu kap larla bölümlenmeye u rar. Duvar üzerinde yer alan kap lar Dolmabahçe Saray n n kap lar n n kanatlar gibi ajurlu ve demir döküm kanatlara sahiptir. Kap n n iki yan nda sekizli gruplar halinde sütunlar yükselir. Yüksek podyum üzerindeki sütunlar n üstlerinde tablalar ve onun da üzerinde korni vard r. Sütunlar n gövdeleri bitkisel bezemelerle süslenmi tir. Ajurlu demir kanatlar n üst k sm nda, iki yanda sütunlar n ta d tablalar aras nda konsol dizisi bulunur. Korni in üzerindeki taçland r lm k s mda padi ah n tu ras bulunurdu. Bu k s mda çe itli askeri motiflerin iki yan ndaki vazo eklinde tepeciklerle sonland r lm t r. Deniz kap lar da di er cephe ve kö klerdeki gibi eklektik tarza göre yap lm lard r.

147 137 ekil 3.74 Deniz kap s Mü temilat Yap lar Saray kopleksinin çe itli ihtiyaçlar n kar layan pek çok yap bulunmaktayd. Saray n su ihtiyac n kar layan gömme sarn çlar, aç k havuzlar, hamam, mutfak gibi ek yap lar ve yolun bahçeyi bölmemesi için düzenlenmi yol tüneli mü temilat yap lar aras nda yer almaktad r. Saray n ayd nlat lmas için Nakka caddesinde bugün tümüyle ortadan kalkm bir de gazhane kuruldu u bilinmektedir (Baraz, 1994, s. 171). Saray n ilginç olan yap lar ndan birisi de son dönemlerde üzeri kapat larak çevresine birtak m hizmet birimleri yap lm havuzdur. Buraya temelden deniz suyu al nm ve üzeri piramit ferforje camekânla kapat lm t r. I k camekân bugün de bulunmaktad r. Zaman nda (bahçe r ht m kenar ndaki aç k yüzme havuzundan ayr olarak) kapal bir deniz hamam olarak kullan ld anla lmaktad r (Tu lac, 1993, s.400). Sahil boyunca ula m sa layan yolun saray n bahçesi içerisinde kalmas ndan dolay bir tünel in aat gerçekle tirilmi tir. Sahil yolu bir tünelle kapat lm ve set bahçeleri bu tünelin üstünden ba lat lm t r. Tünel, saray n yap m yla birlikte kapanan yolun i levini sürdürmesini sa larken, ayn zamanda yüksek duvarlar n ötesiyle bahçelerin ba lant s n kurmaktad r. Saraya ait at arabalar n n kimi konuklar getirip götürmek üzere bu tüneldeki kap lar kulland klar san lmaktad r. Tünelin ortas nda bir çe me yer almaktad r. Çe menin üzerindeki bir hat yaz s n n tarihi 1829 oldu una göre tünel II. Mahmut döneminden kalm olmal d r. Tünelin hemen d nda da bir çe me yer almaktad r (Sözen, 1990, s. 193).

148 De erlendirme ve Sonuç Osmanl saray mimarl n n belirgin özelliklerinden birisi, saray kompleksinin genel çizgileri belirlendikten sonra zamanla eklenen yap larla geni leyip büyümesidir. 19. yüzy la kadar sürdürülen bu özellik de i en toplumsal yap ve olu an yeni anlay la birlikte de i meye ba lam t r. Bunun sonucunda 19. yüzy lda yap lan Osmanl saraylar n n bir bütün olarak tasarland ve belirli bir zaman dilimi içerisinde yap ld görülmektedir (Bkz. Bölüm 2) y l nda tamamlanan Yeni Beylerbeyi Saray, Osmanl saray mimarisinde 19. yüzy lda geli en bu anlay ve bir yönüyle de Osmanl bat l la mas n gösteren yap lardan biridir. Beylerbeyi Saray nda tüm oda ve salonlar, saray n i lev ve örgüt düzeni göz önünde bulundurularak tasarlanm, ayd nlatma sisteminden süslemesine kadar tüm ayr nt lar ortak bir üslup içerisinde dü ünülmü tür (Bkz. Bölüm 3.2 ). Bat l la man n kentsel boyutlara getirdi i ilk önemli de i iklik kentteki yatay geli menin bozulmas ve ilk kez camilerin d nda onlar kadar an tsal ama onlardan çok farkl bir görünüme sahip k lalar n ve Dolmabahçe, Ç ra an, Beylerbeyi gibi saray yap lar n n in a edilmeye ba lanmas d r (Bkz. Bölüm 1.1). Do an Kuban n da belirtti i gibi Osmanl saray mimarisindeki köklü de i imler özellikle 18. ve 19. yüzy lda olmu tur. 18. yüzy ldan ba layarak saray gelene i içerisinde an tsall k geli meye ba lam t r. Beylerbeyi Saray an tsal boyuttaki kitlesi ve görkemli yap s yla Osmanl saray mimarisindeki di er büyük bir de i imi ya da bat l la man n mimariye olan etkisini göstermektedir. Bu yönüyle yap n n Topkap Saray ve 18. yüzy l öncesi di er Osmanl saray ve kö klerinden ayr ld söylenebilir (Bkz. Bölüm 1). Dolmabahçe, Ç ra an ve Beylerbeyi gibi 19. Yüzy l Osmanl saraylar bir bütünlük içerisinde tasarlanm olmalar na ra men, bu saraylara ana yap dan ba ms z eklemeler de yap lm t r. Örnek olarak Dolmabahçe Saray na II. Abdülhamit döneminde yap lan Hareket Kö kleri ve Saat Kulesi, Mehmet Re at döneminde saray n arka bahçesine yap lan Ku luk Kö kleri verilebilir. Bu eklentilerin 19. yüzy lda olu an yeni anlay bozan yap lar oldu u ileri sürülemez. Gene de saraylar n bir bütün içerisinde çok parçal olma özelli inin, yani bat l la maya ra men gelene in k smen de olsa devam etti ini görmekteyiz. Bu aç dan de erlendirildi inde Beylerbeyi Saray nda ana yap dan ayr olarak in a edilmi Ah r Kö kü ve Deniz Kö kleri gibi yap lar bat l la ma dönemi mimarisinde gelene in bir ölçüde devam etti ini göstermektedir (Bkz. Bölüm 3.2.3, 3.2.4). Fakat Dolmabahçe, Ç ra an ve Beylerbeyi Saraylar n önceki saraylardan ay ran en önemli özellik Harem ve Mabeyn bölümlerinin ayn çat alt nda toplanmas d r.

149 yüzy l Osmanl Saraylar içerisinde yer alan Beylerbeyi Saray, Göç-ü Hümayun yap lan av, gezi veya dinlenme gibi sebeplerle mevsimlik olarak kullan lan saraylar aras ndad r (Bkz. Bölüm 1.2). Bu yönüyle saray; Topkap, Dolmabahçe ve Y ld z saraylar gibi içerisinde sürekli kal nan yönetim saraylar ndan ya da di er bir tan mlamaya göre Nakl-i Hümayun yap lan saraylardan farkl l k gösterir. Mevsimlik bir ya am için dü ünüldü ünden dolay saraya s tma tesisat da konmam t r. Saray sadece yaz mevsiminde kalmak için yap lm olup, yazl k saray özelliklerini ta maktad r (Bkz. Bölüm 2.2). Ayr ca di er bir s n fland rmaya göre Beylerbeyi Saray deniz kenar nda yap lm bir saray oldu undan sahilsaray niteli inde bir yap oldu u da söylenebilir (Bkz. Bölüm 1.2). Beylerbeyi Saray ; Dolmabahçe, Ç ra an ve Y ld z gibi 19. yüzy l Osmanl sahilsaraylar ndan farkl olarak stanbul un Asya taraf nda konumlanm t r. Tophane'den ba layan Bo az' n özellikle Avrupa sahili, 18. ve 19. yüzy llarda neredeyse tamamen saltanat k y s olarak düzenlenmi tir. Bo aziçi, sultan n Avrupa yakas na yerle mesinden sonra saraya yak nl k ba lam nda yeni bir prestij s ralamas na göre yap lanm, Dolmabahçe ve Ç ra an Saraylar ndan sonra Feriye Saraylar yer alm ve bunlar han m sultanlar ve padi ah k zlar n n saraylar takip etmi tir. Yeni yap la ma ve bat tarz mimariyle stanbul a Avrupal bir görünüm verilmesi amaçlanm t r. Beylerbeyi Saray bu amac n Asya taraf ndaki kanad n temsil eden en önemli ve en büyük ölçeklisi olarak dikkat çekmektedir. Daha önce bölüm 3.1 de söz edildi i gibi günümüzdeki Beylerbeyi Saray n n konumland bölge Bizans döneminde stavroz (Stavros) ad yla an lm t r: Burada ustinianos un yapt rd bir saray oldu u bilinmektedir. Osmanl döneminde de bölge stavroz ad yla an lm, bir hasbahçe haline getirilmi ve evkabad, Ferahabad adl saraylar yapt r lm t r. stavroz Hasbahçesi nin ve saray n n yeniden önem kazanmas II. Mahmut döneminde ( ) olmu tur. II. Mahmut günümüzde eski Beylerbeyi saray olarak isimlendirilen ah ap bir saray yapt rm t r. Yeni Beylerbeyi Saray n n yerle me emas n n ilk saray nkinden çok farkl olmad dü ünülebilir. Mevcut kö k ve muhtemelen ah rlar n da yerlerini koruduklar ve eskiden de setler halinde oldu u söylenen bahçe düzeni dü ünüldü ünde, en önemli de i menin sahilsaray n n yap m oldu u varsay labilir (Bkz. Bölüm 3.2). II. Mahmut ve önceki dönemlerden kalma saraylar n baz yap lar hala Beylerbeyi Saray içerisinde bulunmaktad r. Saray n set bahçeleri üzerinde yer alan Sar Kö k ve Mermer Kö k gibi yap lar buna örnek olarak verilebilir. Böylece saray n birkaç dönemde kullan lan mimari üsluplar gösteren bir yap lar toplulu u oldu u söylenebilir (Bkz. Bölüm 3.1). Mimar Avrupa da e itim görmü, Ermeni as ll olan Agop ve Sarkis Balyan d r. Hem

150 140 Osmanl, hem de Avrupa y bilen bu mimarlar taraf ndan in a edilen sarayda, bat ile do u mimarilerinin sentezlendi i görülmektedir. Planda yerel bir üslup kullan lm ; orta sofal Türk evini hat rlatan, eyvanl merkezi sofa (hol) motifine dayanan bir plan kullan lm t r (Bkz. Tablo 2). Bunun en önemli sebeplerinden biri Osmanl saray ya am n n kendine özgü gelene idir. Yerli planlama anlay Osmanl n n kendine özgü gelene ine daha çok uyum gösteriyordu. Zaten yerel planlama gelene inin; tarih boyunca geli en kültür, adetler ve ya am tarz n n etkisiyle ortaya ç kt söylenebilir. Dolay s yla sarayda yerli plan emalar ndan esinlenen i lev ve mekân kurgular kullan lm t r. Tasar mda geleneksel planlama, bat tarz mimariyle ve oryantalist yakla mlarla ba ar l bir ekilde birle tirilmi tir (Bkz. Bölüm ). Tüm Osmanl saraylar n n haremi için geçerli olan kapal l k kavram Beylerbeyi saray için de geçerlidir. Saray n tasar m nda dinsel bir mekân n varl na da gereksinim duyulmu tur. Bu yüzden mabeynde üst katta namaz odas isimli ufak oda ayr lm t r. Yaln z odan n boyutlar di er mekânlara göre çok küçüktür. Ana plan içinde kuma kaplama duvarlar yla özelle tirilmi ba oda anlay, tüm 19. yüzy l Osmanl saraylar nda oldu u gibi Beylerbeyi saray nda da kar m za ç kmaktad r. Saray n mabeyn bölümünün üst kat nda, deniz taraf nda yer alan odalar, belki de bu türün en ilginç örneklerini olu turmaktad r. Çünkü bu odalar n duvarlar kuma yerine ah ap malzemeyle kaplanm t r (Bkz. Bölüm ). Cephelerde klasik ve Romen biçimlerle neobarok düzenlemelerden olu an seçmeci yakla m, iç mekânlarda yerini yer yer oryantalist bir historisizmin öne ç kt bir konsepte b rakm t r. ç mekânda Dolmabahçe Saray na göre daha oryantalist ve yerel tarzda bezemeler kullan lm t r. Örnek olarak bir hat yaz s yla, barok bir süsleme yan yana getirilmi ve orijinal bir üslup ortaya konmu tur. Böyle bir tarz n öne ç kmas nda büyük ölçüde Sultan Abdülaziz in istekleri belirleyici oldu u dü ünülmektedir (Bkz. Bölüm ). Ülkeyi ça da Bat uygarl na ula t rmak için yo un çaba gösteren Abdülaziz'in aras ndaki saltanat dönemi, Bat 'dan kaynaklanan oryantalist üslubun Osmanl mimarisini en fazla etkiledi i dönem olmu tur Paris sergisini bizzat ziyaret eden Sultan Abdülaziz burada Frans z mimar Parvillee taraf ndan tasarlanan Osmanl pavyonlar n da gezmi ve büyük bir olas l kla, geleneksel Osmanl yap kültürünü Bat 'ya yans tmalar nedeniyle, bu yap larda kullan lm olan tarihî mimarî üslubu ilerici bir biçimleme yöntemi olarak içtenlikle onaylam t r. Nitekim tahta geçti i 1861'den ba layarak oryantalist üslûba göre biçimlendirilmi yap lar n stanbul'da görülmeye ba land bilinmektedir.

151 141 Beylerbeyi saray nda oryantalist etki daha çok iç mekânla s n rl tutulmu tur. Bunun ard nda yatan en önemli etken Osmanl yönetiminin Dolmabahçe Saray nda oldu u gibi bat l bir yüzle görünme iste iydi. Sarayda oryantalizm ödünç al nan biçimleriyle yeni bir deneme ortam olu turmu ve tasar mlarda çe itli giri imlere kaynakl k etmi tir. Yeni formlar büyük bir co ku ve yo unlukta bir araya getirilerek ba ka ak mlarla kayna t r lmaya çal lm t r. Sarayda kullan lan oryantalist ö eler, slam mimarl ndan gelen ortak özelliklerden ötürü yerel bezeme ö eleriyle çok büyük bir kontrast olu turmam lard r. lginç olan Osmanl mimarl n n, slam a rl kl oryantalizm gibi bir ak m bünyesine alacak kadar kendini bat l kabul etmesidir. Böylece Beylerbeyi Saray Osmanl saray mimarl nda yeni bir tarz n da do mas na yol açm t r.1865 yap m tarihli Beylerbeyi Saray belki de 1871 y l nda bitirilen Ç ra an Saray ndaki oryantalist havada en önemli etken olmu tur. Saray n iç bezemesinde kullan lan ana ö eler aras nda deniz manzaralar n konu alan resimler yer almaktad r. Ayr ca sarayda Kaptan Pa a Odas isimli bir oda yap lm ve oda büyük ölçüde, denizcili i simgeleyen halat gibi motiflerle bezenmi tir. Bunda Sultan Abdülaziz in denize olan ilgisinin etkili oldu u söylenebilir (Bkz. Bölüm ). Beylerbeyi Saray yazl k bir saray olmas ndan dolay sürekli oturulan Dolmabahçe ve Y ld z Saray kadar büyük boyutlu tutulmam t r. Ayr ca saray içerisindeki di er yap lar n say s da Dolmabahçe saray ndakiler kadar çok de ildir. Beylerbeyi Saray nda yer alan ilginç tasar ml deniz kö kleri saraya özgün bir karakter kazand r rlar. Deniz kö klerine Dolmabahçe ve Ç ra an Saraylar nda kar la lmaz (Bkz. Bölüm 3.2.3). Dolmabahçe, Ç ra an ve Y ld z Saray Büyük Mabeyn Kö küyle kar la t r ld nda, Beylerbeyi Saray plan n n da ayn tasar m ilkeleri do rultusunda gerçekle tirildi i görülmektedir. Planda daha önce de söz edilen orta sofal tip her üç sarayda da kullan lm t r. Sultan n devlete ait i lerini yürütebilmesi için Dolmabahçe saray ndaki gibi birimler yap lm t r. Fakat yazl k bir saray olmas ndan dolay baz birimler s n rl ya da daha küçük tutulmu tur (Bkz. Tablo 2). Beylerbeyi Saray nda sütunce ve pilastr dizilerinin kabar kl k ve çukurluk ritminden yararlan larak dinamik bir yüzey elde edilmesi eklindeki düzenlemeye, Dolmabahçe saray nda sadece muayede salonunda rastlan r. Beylerbeyi saray n n tüm d cephesinde böyle bir uygulama söz konusudur. Ancak Beylerbeyi saray nda gömme sütunlar aras nda kalan duvar yüzeyleri ayr ca yo un ekilde süslenmemi tir. Pencereler Dolmabahçe ye nazaran daha dar oldu undan, sütunceler birbirlerine daha yak n dü mü böylece dinamik etki

152 142 olu turmadaki rolleri güçlenmi tir (Bkz. Bölüm 3.2.1). Dolmabahçe Saray iç bezemesi Sultan Abdülmecit ve döneminin genel özelli ini yans t r ekilde bat tarz bir görünüm sergiler. Dolmabahçe Saray n n iç bezemesi önemli ölçüde bat l sanatç lar n çal t r lmas yla ortaya konmu tur. Beylerbeyi Saray nda ise desenleri çizenler ve uygulamada bulunanlarda genelde yerli sanatç lard r. Ç ra an Saray nda da görülen Sultan Abdülaziz döneminin genel özelli ini sergileyen iç bezemedeki do ulu ya da oryantalist hava, her iki saray Dolmabahçe Saray ndan ay ran önemli bir etken olmu tur. Beylerbeyi saray nda içteki sütunlar, Dolmabahçe deki gibi dor, iyon, korint düzenlerinden ö elerin kullan m yla ortaya konmu kompozit ba l kl sütun özelli i göstermezler. Beylerbeyi Saray nda sütun ve ba l klar slam mimarisindeki mukarnaslar ve sütun ba l klar ndan esinlenmeler içeren çizgileriyle özgün bir çal ma ürünü niteli ine kavu turulmu lard r. Bu ba l klarla uyum içerisinde olan tavan etekleri süslemeleri, tavan ve duvardaki süslemeler, süsleme motiflerinin içlerine yerle tirildi i geometrik düzenli bölmeler gibi ö eler Beylerbeyi Saray na özgü bir süsleme karakteri ortaya koyarlar. Ç ra an Saray yazl k bir saray olmas yönüyle Beylerbeyi Saray yla benzerlik gösterir. Yaln z boyut olarak Beylerbeyi Saray n n iki kat kadar büyük tutulmu tur. Ç ra an Saray n n plan nda kullan lan orta sofal tip her iki sarayda da benzer bir özellik olu turmaktad r. Ç ra an Saray n n d cephesi bat tarz görünümüyle Beylerbeyi Saray na benzerlik gösterir. Yaln z Ç ra an Saray cephesinde, Beylerbeyi Saray ndan farkl olarak gotik hava daha a rl kl olarak kendini hissettirir. ç bezemede ise oryantalist tarz her iki saray için de ortak bir özellik olu turmaktad r. Ç ra an Saray nda iç mekânlar n n biçimlemesinde Elhamra Saray etkisindeki Wilhelma Saray ndan etkilenildi i, eski çizim ve resimlerden anla lmaktad r. Ç ra an saray nda özellikle taht salonunda, Wilhelma saray kubbeli salonuyla büyük benzerlikler bulunmaktad r. kili sütun gruplar ve bunlar n ta d kesintisiz yüksek ni ler, sütun ba l klar üzerine gelen dü ey parçalar, kiri leri ta yan konsollar ve bezemedeki benzer üslup ilk bak ta göze çarpan ortak özelliklerdir (Saner, 1998).

153 143 ekil 4.1 Elhamra Saray ndan sütun ba l klar (Saner, 1998, s ) ekil 4.2 Beylerbeyi Saray ve Elhamra Saray ndan sütun ba l klar (Nur Urfal o lu Ar ivi) Wilhelma saray etkileri daha çok Ç ra an Saray nda görülmekle beraber Beylerbeyi Saray nda da baz etkileri bulunmaktad r. Beylerbeyi Saray nda özellikle merdivenlerdeki, selaml k giri holündeki bezemeler Wilhelma Saray ndaki mukarnasl, renkli eritli bezemeleri and rmaktad r. Ancak Beylerbeyi Saray ndaki bezemeler biraz daha yüzeyseldirler. Özellikle yap n n güney bat bölümünde planlanm olan selaml n üst

154 144 kat ndaki Mabeyn-i Hümayun'un iki yan ndaki Süfera toplant salonu ile Süfera bekleme odas n n çok kaliteli bir i çilikle gerçekle tirilmi ah ap duvar kaplamalar do u seçmecili inin stanbul'daki en ilginç örneklerini olu turmaktad rlar. ekil 4.3 Wilhelma Saray (Saner, 1998, s. 20) Beylerbeyi Saray ; bahçesinde yap lm set düzenlemeleri, bunlar birbirine ba layan tünel ve genel peysaj düzeniyle di er 19. yüzy l saraylar na göre farkl l k gösterir. Beylerbeyi Saray na denizden büyük dökme demir kap larla girilmesi, denizden imparatorlu un gücünü ve yüceli ini alg latma ya da gösterme olarak da dü ünülebilir. Padi ah saltanat kay yla kar layan bu kap lar ayn zamanda endüstri devriminin 19. yüzy l Osmanl mimarl nda bir yans mas olarak da de erlendirilebilir (Bkz. Bölüm 3.3). Beylerbeyi Saray na ait baz yap lar günümüze ula amam t r. Öte yandan saray arazisinin bir bölümü de tarihsel süreç içerisinde çe itli kurumlara verilmi, Bo aziçi Köprüsü buradan geçirilmi tir. Bunlar n sonucu olarak saray günümüze özgün kimli i oldukça bozulmu olarak gelebilmi tir. Ancak tüm bu olumsuz ko ullara kar l k yap, günümüze ula an tüm birimleri ve bu birimlerin araziye da l biçimleriyle Bo aziçi nin kendine özgü görünümünü olu turan temel parçalardan biridir. Sonuç olarak; Beylerbeyi Saray konumlan, plan, cephe ve bezeme özellikleri aç s ndan 19. yy Osmanl saraylar içerisinde de erlendirildi inde; ehir içinde konum olarak 19. yy da yap lm olan di er saraylardan yazl k saray olmas yönetim saray olmamas nedeniyle o dönemde ehrin sayfiye mekanlar say labilecek Asya

155 145 yakas ndaki mesire yerlerine yak n bir bölgede konumlanm oldu u; Denizden bak ld nda özellikle süsleme aç s ndan yönetim saray olan Dolmabahçe veya Ç ra an kadar dikkat çekti i; ama ölçek olarak Dolmabahçe veya Ç ra an dan daha küçük boyutta oldu u; Bunun yan s ra bir yazl k saray olarak 19. yy n deniz kenar ndaki yönetim saray gibi hem padi ah n ve imparatorlu un gücünü, hem de dönemin endüstriyel geli imini temsil eden dökme demir deniz kap lar n n hemen hemen ayn özelliklere sahip oldu u; Özellikle oryantalist etkili deniz kö klerinin19. yüzy l Osmanl saraylar içinde tek örnek oldu u; Plan tipi aç s ndan bak ld nda di er 19. yy saraylar Dolmabahçe ve Ç ra an saraylar nda oldu u gibi Osmanl evinin bir plan özelli i olan eyvanl sofal plan tipinin tercih edildi i; Cephe aç s ndan özellikle Dolmabahçe ile belki de karde / akraba mimarlar taraf ndan yap lmas n n etkisi olarak benzer cephe biçimlenmesi ve cephe süsleme özelliklerine sahip oldu u; ç mekan süslemesinde Dolmabahçe ve Y ld z da görülmeyen ama Ç ra an da görülen Endülüs / Ma rip etkisinin Beylerbeyi nde de özellikle iç mekan da görüldü ü; ç ve d mekan süslemelerinde Barok, Rokoko, Ampir, Endülüs / Ma rip ve klasik Osmanl mimarl motiflerinin çok kullan ld söylenebilir. Sar kö k, Mermer Kö k gibi Eski Beylerbeyi Saray ndan kalma yap lar ile bugün bütünlü ünü korumaya çal an 19. yüzy lda stanbul un ve Osmanl n n Anadolu/Asya yakas ndaki en görkemli ve büyük ölçekli saray olan Beylerbeyi Saray ; özellikle k y kö kleri ve Ma rip etkili iç mekan süslemesi ile 19. yüzy l Osmanl saraylar n n içinde fark n aç kça ortaya koymaktad r.

156 146 KAYNAKLAR A r, A., (1999), Balyan Ailesi'nin Mimarl "nda Palladio zleri, Proceedings of the 11th International Congress of Turkish Art, Utrecht - The Netherlands, A ustos 23-28, No. 3, s. 5 Akdeniz, G., (1994), Osmanl Saraylar, Topkap Saray Divan- Hümayunu ve Arz Odalar, Doktora tezi, TÜ, 994, stanbul. Ak n, N., (2002), 19. Yüzy l n kinci Yar s nda Galata ve Pera, Literatür Yay nlar : 24, stanbul. Arel, A., (1975), 18. Yüzy l stanbul Mimarisinde Bat l la ma Süreci, TÜ Mimarl k Fakültesi Bask Atölyesi, stanbul. Arseven, C. E., (1970), Türk Sanat Tarihi, stanbul. Arslan, N., (1992), Gravür ve Seyahatnamelerde stanbul (18. yüzy l sonu ve 19. Yüzy l), stanbul Büyük ehir Belediyesi Kültür leri Daire Ba kanl Yay nlar, stanbul. Arslan, N., (1994), Sahilsaraylar, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 6, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Artan, T., (1994), Küçüksu Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Artan, T., (1994), Beykoz Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Aslanapa, O., (2003), Türk Sanat, Remzi Kitapevi, stanbul. Atasoy, N., (1982), Ç ra an Saray, stanbul Üniversitesi Bülteni Atatürk Özel Say s, Cilt 2, stanbul. Ayverdi, S., (1968), Bo aziçi nde Tarih, stanbul. Batur, A., (1985), Bat l la ma Döneminde Osmanl Mimarl, Tanzimat tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, leti im Yay nlar, stanbul. Batur, A., (1997), Balyan, Eczac ba Sanat Ansiklopedisi, cilt 1, Yap Endüstri Merkezi Yay nlar, stanbul, s 190 Baraz, M.R.H., (1994), Beylerbeyi Saray, Te rifat Merakl s Beyzade Tak m n n Oturdu u Bir Kibar Semt Beylerbeyi, cilt 1,.B..B Kültür leri Ba kanl Yay nlar No:16, stanbul. Batur, A., (1994), Beylerbeyi Saray, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Bilgin,., (1995), Manisa Saray, 9. Milletleraras Türk Sanatlar Kongresi, cilt 1, Ankara. Binan, C., (1994), Y ld z Saray ve Y ld z Teknik Üniversitesi Kurulu ve Geli mesi K sa Tarihi, stanbul. Binan, C., (1994), Çit Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul.

157 147 Binan, C., (1994), Malta Kö kü, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Can, C., (1994), Tophane Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 7, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Ceylan, O., (1994), Çifte Saraylar, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Cezar, M., (1992), Süslemeler Yönünden Dolmabahçe ve Beylerbeyi Saraylar, Milli Saraylar 1992, TBMM Bas m Evi, Ankara. Cezar, M., (1993), 19. Yüzy lda Neden Bat Tarz Saray?, Milli Saraylar 1993, 8-20 Çelik, Z., (1992), Displaying the Orient, Architecture of Islam at Nineteenth Century, University of California Press, Berkeley. Çelik, Z., (1996), 19. Yüzy lda Osmanl Ba kenti De i en stanbul, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf, stanbul. Eldem, S.H., (1968), Türk Evi Plan Tipleri, TÜ Mimarl k Fakültesi Bask Atölyesi, stanbul. Eldem, S.H., (1977), Sa dabat, stanbul. Eldem, S.H., (1974), Kö kler ve Kas rlar 2, D.G.S. Akademisi Yüksek Mimarl k Bölümü Rölöve Kürsüsü, stanbul. Eldem, S.H., (1986), Türk Evi, cilt 2, Türkiye An t Çevre Turizm De erlerini Koruma Vakf, stanbul. Eldem, S.H., (1990), Bo aziçi An lar, Çeltül Matbaac l k Kollektif irketi, stanbul. Eyice, S., (1994), Alay Kö kü, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 1, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Eyice, S., (1992), Çe me, slam Ansiklopedisi, cilt 8, Türkiye Diyanet Vakf, stanbul. Gülersoy, Ç., (1994), Çad r Kö kü, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Gülersoy, Ç., (1994), Ç ra an Saray, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Gülsün, H., (1993), Beylerbeyi Saray, TBMM Milli Saraylar Daire Ba kanl Yay n No:, TBMM Bas mevi, stanbul. nalc k, H., (1992), Bursa, Türkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, cilt 6, stanbul. nankur, Z., (1997), Oryantalizm, Eczac ba Sanat Ansiklopedisi, cilt 3, Yap Endüstri Merkezi Yay nlar, stanbul, nciciyan, P. G., (1976), 18. As rda stanbul, Çev. H.D. Andreasyan, Baha Matbaas, stanbul. Jones, O., (1987), The Grammer of Ornament, Toronto. Karamani, A., (1992), Dolmabahçe Saray Cephe Süslemelerinde Antik Mimari Ö eler, Milli Saraylar 1992, TBMM Bas m Evi, Ankara.

158 148 K l çbay, M. A., (1985), Osmanl Bat l la mas, Tanzimat tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, leti im Yay nlar, stanbul, Kuban, D., (2001), Kaybalon Kent Hayalleri Ah ap Saraylar, Yem Yay nlar (Yap Endüstri Merkezi Yay nlar ), stanbul. Kuban, D., (1954), Türk Barok Mimarisi Hakk nda Bir Deneme, stanbul. Kuban, D., (1994), Saraylar, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 6, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Kömürciyan, E. Ç., (1956), stanbul Tarihi 17. As rda stanbul, ( Çev., H.D. Andreasyan), Eren yay nc l k ve Kitapç l k Ltd. ti, stanbul. Melling, M., (tarihsiz), Voyage Pittoresque de Constantinople et Rives du Bosphore, Paris. Moltke, H.V., (1960), Türkiye deki Durum ve olaylar Üzerine Mektuplar ( ), Çev. H. Örs, Ankara. Osman, R., (1989), Edirne Saray, (haz. Suheyl Ünver), Ankara. Ödekan, A., (1994), Çe meler, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Ödekan, A., (1994), Baltaliman Sahilsaray, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Öner, S., (1994), Ihlamur Kas rlar, TBMM Milli Saraylar Daire Ba kanl Yay n No:10, TBMM Bas mevi, stanbul. Öner, S. ve Yüksel,., (1992), Dolmabahçe Saray, TBMM Vakf Yay n, Ankara. Pardoe, J., (1997), 18. Yüzy lda stanbul, (Çev., B. anda), nkilap Kitapevi, stanbul. Pekin, E., (1992), Beylerbeyi Saray ve Ünlü Konuklar, Milli saraylar 1992, TBMM Bas m Evi, Ankara. Sa d ç, Z., (2006), Osmanl Politik Sistemi ve Saray Mimarisi, Doktora tezi, YTÜ, stanbul. Sakao lu, N., (1994), Abdülmecit, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 1, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Saner, T., (1998), 19. Yüzy l Osmanl Mimarl nda Oryantalizm, Pera Turizm ve Ticaret A.., stanbul. Saner, T., (1993), 19. Yüzy l Eklektisizminde Elhamra'n n Pay, Osman Hamdi Bey ve Dönemi, Tarih Vakf, stanbul, Sevin, N. A., (1999), 18 ve 19. yy Sahil Saraylar, Osmanl Ansiklopedisi, cilt 10,Yeni Türkiye Yay nlar, Ankara. Sözen, M., (1992), Beylerbeyi Saray, slam Ansiklopedisi, cilt 6, Türkiye Diyanet Vakf, stanbul. Sözen, M., (1990), Devletin Evi Saray, Sandoz Kültür Yay nlar, No 12, stanbul.

159 149 Tanman, B., (1994), Gülhane Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 3, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Tanman, B., (1994), Darphane Kö kü, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 2, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Tanman, B., (1994), Kalender Kasr, Dünden Bugüne stanbul Ansiklopedisi, cilt 4, Kültür Bakanl ve Tarih Vakf Yay nlar, stanbul. Tanyeli, U., (1988), Anadolu da Türk Saray Mimarl n n Evrimi Üzerine Gözlemler ( yy), Topkap Saray Y ll klar, Tu lac, P., (1993), Osmanl Mimarl nda Bat l la ma Dönemi ve Balyan Ailesi, stanbul. Ülgen, A., (1999), Osmanl Saray, Kas r ve Kö kleri, Osmanl Ansiklopedisi, Yeni Türkiye Yay nlar, Ankara. NTERNET KAYNAKLARI [1] [2] zm.gov.tr [3]

160 150 EKLER Ek 1 Tablo 2

161 151 ÖZGEÇM Do um tarihi Do um yeri Bursa Lise Bursa Anadolu Lisesi Lisans Y ld z Teknik Üniversitesi Mimarl k Fak. Mimarl k Bölümü Çal t kurum(lar) Zambak Mimarl k Ltd ti Devam ediyor stanbul Valili i l Özel daresi Yat r m- n aat Müdürlü ü

162 SİLUETİ PLAN VAZİYET PLANI TABLO 2 DOLMABAHÇE SARAYI BEYLERBEYİ SARAYI ÇIRAĞAN SARAYI YILDIZ SARAYI

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir.

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir. 3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir. Bu tarihte Fransa da mühendis Jean Rodolphe Perronet e

Detaylı

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ Adı : Süleymaniye de konut yapısı İl : İstanbul İlçe : Eminönü Mahalle : Yavuz Sinan Mahallesi Pafta : 107 Ada : 562 Parsel : 17 Dönemi : 19. yy Yapım Sistemi : Yığma

Detaylı

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans programında yer alan Arch 472 - Conservation Studio dersi kapsamında Düzce'nin Konuralp Belediyesi'ne, Bolu'nun

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir. İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Beykoz I. Bölge, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ve Beykoz I. Bölge 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı Bakanlık Makamının 30.12.2014

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR 840 KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR MEZARLIKLAR 841 ALİYENLER MEZARLIĞI Karatay İlçesi, Yanık Camii Esiri Mehmet Sokakta yer almaktadır. 06.01.1989-370 Mezarlığa

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK 2009 8.SINIF SBS SINAV SORUSU 6. Yukarıdaki tablo 1906 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi dir. Bu tabloyla ilgili aşağıdaki

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. 2007 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. 2007 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2007 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu 1 SUNUŞ Orman Genel Müdürlüğü 5436 sayılı Kanunla değişik 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun ekinde yer alan I

Detaylı

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR. İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA DAVACI VEKİLİ DAVALI : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) :

Detaylı

Basın Bülteni. Marmaray Projesinde Rota Teknik İmzası BD235 23.06.2014

Basın Bülteni. Marmaray Projesinde Rota Teknik İmzası BD235 23.06.2014 Marmaray Projesinde Rota Teknik İmzası Bosch Rexroth ana bayisi Rota Teknik A.Ş. ile Japon TAISEI ve ANEL firmasının ortak olarak geliştirdiği Marmaray Tünel Havalandırma Elektropnömatik Kontrol Sistemi

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz mekan SONBAHAR 2013 SAYI: 301 16 17 YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz Foto raf: Kamil Y lmaz GÜN BATIMINA YAKIN KADIKÖY DEN VAPURLA KARŞIYA GEÇERKEN

Detaylı

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ

MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ MİM 282 - MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II 2013-14 GÜZ 13 ŞUBAT - 1- Erken Dönem İslam Mimarlığı İslam Mimarlığı 20 ŞUBAT - 2- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Camiler 27 ŞUBAT - 3- Anadolu Selçuklu Mimarlığı Medreseler,

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Türk Bahçesi Günümüze kadar gelen bazı

Detaylı

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları 54 MİMARİ I FATİH SULTAN MEHMET İN SARAYLARI FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Eski Saray (Beyazıt Sarayı) MİMARİ I FATİH SULTAN MEHMET İN

Detaylı

Politika Notu. Yönetişim Etütleri Programı. Ekim 2005. Özelleştirme Gelirlerinin Kullanımı

Politika Notu. Yönetişim Etütleri Programı. Ekim 2005. Özelleştirme Gelirlerinin Kullanımı e c o n o m i c p o l i c y r e s e a r c h i n s t i t u t e ekonomipolitikalarıaraştırmaenstitüsü Politika Notu Ekim 2005 Özelleştirme Gelirlerinin Kullanımı Yönetişim Etütleri Programı uğur mumcu caddesi

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Kontenjan : 45 Puan türü : MF-4 Eğitim dili : Türkçe Hazırlık : İsteğe Bağlı Yerleşke : Konuralp Yerleşkesi Eğitim süresi : 4 Yıl Yüksek lisans/doktora

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K BİLGİ FÖYÜ: BULUNDUĞU YER İL İLÇE MAHALLE SOKAK MÜLKİYET : Mersin : Tarsus

Detaylı

KONUTTA YENİ FİKİRLER

KONUTTA YENİ FİKİRLER KONUTTA YENİ FİKİRLER İSTANBUL TUZLA DA KONUT YERLEŞİMİ TASARIMI ULUSAL ÖĞRENCİ MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME TUTANAĞI KONUTTA YENİ FİKİRLER: EMİNEVİM İstanbul, Tuzla da Konut Yerleşimi

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 EDİTÖRLER Dr.Ünal HÜLÜR Turgut ALTUN Fatma İPEK Sibel ŞANLI İl Sağlık Müdürü Sağlık

Detaylı

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015 İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015 Sunum Planı Giriş I)Literatür Uluslararası Literatür Ulusal Literatür II)Karşılaştırmalı Analiz III)

Detaylı

MANİSA İLİ, SELENDİ İLÇESİ, ESKİCAMİ MAHALLESİ, 120 ADA, 1 PARSELE İLİŞKİN UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ

MANİSA İLİ, SELENDİ İLÇESİ, ESKİCAMİ MAHALLESİ, 120 ADA, 1 PARSELE İLİŞKİN UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ MANİSA İLİ, SELENDİ İLÇESİ, ESKİCAMİ MAHALLESİ, 120 ADA, 1 PARSELE İLİŞKİN UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ Planlama Alanının Tanımlanması Ege Bölgesi nin ikinci büyük şehri olan Manisa İli 13.810

Detaylı

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR BODTO Turizm Altyapı Projelerine Devam Ediyor Bodrum Ticaret Odası nın, 2014-2017 Stratejik Planı amaç ve hedefleri kapsamında, Bodrum da turizm sezonunun uzatılması, sektörün

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları TURİZM Kütahya ya gelen yabancı turistler Merkez ve Tavşanlı ilçelerinde; yerli turistler ise Merkez, Emet, Simav ve Tavşanlı ilçelerinde yoğun olarak konaklamaktadırlar. 2012 yılı içerisinde ildeki işletme

Detaylı

14.8. İşyeri Temsilcileri Şube Koordinasyonu

14.8. İşyeri Temsilcileri Şube Koordinasyonu 14.8. İşyeri Temsilcileri Şube Koordinasyonu Kamu ve özel sektörde çalışan mimarların mesleki alanda gereksinimlerini karşılamak, mesleki uğraşlarını kolaylaştırmak, mesleki hizmetinin güvencelerini sağlamak

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES 1 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl Tel: (286) 218452 Faks: (286) 218451 E-posta: strateji@comu.edu.tr http://strateji.comu.edu.tr/

Detaylı

G Ü N D E M. 2. Geçen birleģime ait tutanak özetinin okunması ve oylanması.

G Ü N D E M. 2. Geçen birleģime ait tutanak özetinin okunması ve oylanması. İL GENEL MECLİSİNİN 2016 YILI MAYIS AYI TOPLANTISI GENEL GÜNDEMİ (Valilik Toplantı Salonu 02.03.04.05/05/2016 tarihleri arası Eynesil İlçesi 06/05/2016) G Ü N D E M 1. Yoklama. 2. Geçen birleģime ait tutanak

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

öncesi beylikler dönemi medrese hücrelerinde ocak ve bacaları

öncesi beylikler dönemi medrese hücrelerinde ocak ve bacaları ...aa"-.u.!.i. :...T!.!O!!.!r~ki!.l y.!!-at!..!a~r!..!!a~stl!..!1 rwm!!!8",la!!.r.!...e!2.n!!.!s~ti~to~s.!!.o...,d",e!.jrgl!;is!!..i... S:l!.8yı.!I'-'1'""6-'E"'r-"z.!!1ur'-"u"'m'--"'20!!lO!.!1~ ~-209-

Detaylı

SİRKÜLER RAPOR MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:30) Sirküler Tarihi: 02.05.2008 Sirküler No: 2008/58

SİRKÜLER RAPOR MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ. (Seri No:30) Sirküler Tarihi: 02.05.2008 Sirküler No: 2008/58 SİRKÜLER RAPOR Sirküler Tarihi: 02.05.2008 Sirküler No: 2008/58 MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ (Seri No:30) 02.05.2008 tarih ve 26864 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 30 Seri No.lu Motorlu

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9))

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9)) Sirküler 2016 / 019 Referansımız: 0259 / 2016/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 29157 10 Fax: +90 (212) 24146 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 08.03.2016 Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar

Detaylı

MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2016 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ

MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2016 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ 9 Nisan 2016 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29679 TEBLİĞ Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2016 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 16 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI 2011 YILI YATIRIM PROGRAMI İZLEME VE DEĞERLENDİRME RAPORU Şubat 2012 İÇİNDEKİLER 1. Yönetici Özeti... 3 2. Genel Değerlendirme... 3 2.1 Kuruluşun

Detaylı

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ KONU: GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ TASARIM STÜDYOSU YER: ESKİ BAHÇE KAFE YERLEŞKESİ /KAMPÜS 1.

Detaylı

MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR NOTES ON THE DESCRIPTION OF HOUSE WITH MUSANDIRA

MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR NOTES ON THE DESCRIPTION OF HOUSE WITH MUSANDIRA Niğde Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, (2015), 112-118 MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR Nevsel Sezen SÜSLÜ * Mimarlık Bölümü, Mimarlık Fakültesi, İstanbul Teknik Üniversitesi,

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU Q ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU BİRİM İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI Tarih:16.07.2014 TALEP SAHİBİ MECLİS TOPLANTISININ TARİHİ VE GÜNDEM MADDESİ TALEP KONUSU

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

YERLEŞİM ALANLARINDAKİ BİTKİLERİN İŞLEVLERİNİN İZMİR KENTİ GERÇEĞİNDE İRDELENMESİ. Prof. Dr. İlçin ASLANBOĞA

YERLEŞİM ALANLARINDAKİ BİTKİLERİN İŞLEVLERİNİN İZMİR KENTİ GERÇEĞİNDE İRDELENMESİ. Prof. Dr. İlçin ASLANBOĞA 487 YERLEŞİM ALANLARINDAKİ BİTKİLERİN İŞLEVLERİNİN İZMİR KENTİ GERÇEĞİNDE İRDELENMESİ Prof. Dr. İlçin ASLANBOĞA Kentsel mekanlarda yaşayan toplumlar yitirdikleri doğal çevrelerin özlemini çevrelerindeki

Detaylı

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 1 Ekim 2014

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 1 Ekim 2014 MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 1 Ekim 2014 Turan ÖZYURT İSO Meclis Üyesi MADEN, TAŞ VE TOPRAK ÜRÜNLERİ İMALATI 1. Grup Madencilik, Mermer ve Taş Ocakçılığı 23. Grup Cam ve Cam Mamulleri Sanayii 43.

Detaylı

ALARKO GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. 1 Ocak 2009 31 Mart 2009 Ara Dönem Faaliyet Raporu 1 A- RAPORUN DÖNEMİ Faaliyet Raporumuz 01.01.2009 31.03.2009 dönemini kapsamaktadır. B- YÖNETİM VE DENETİM KURULLARI

Detaylı

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI Yarışmacılar, sorularını 9 ŞUBAT 2016 saat 17.00 ye kadar Lüleburgaz Belediyesi Lüleburgaz

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

Konforun Tanımı Değişti...

Konforun Tanımı Değişti... 2 Konforun Tanımı Değişti... Beyterrace özgün mimarisi ve merkezi lokasyonu ile alışıla gelmiş yapılardan farklı olarak doğayla iç içe, güvenli ve huzurlu bir yaşamın sunduğu ayrıcalıklı olanaklarla ev

Detaylı

4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE

4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE 4 Mart 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29643 TEBLİĞ Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 1) NDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO: 9) MADDE

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

Önemli Semtler Bo az: Haliç:

Önemli Semtler Bo az:  Haliç: İstanbul "Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya, diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

Rekabet Kurumu Başkanlığından, Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2014-4-43 (Muafiyet) Karar Sayısı : 14-46/848-387 Karar Tarihi : 26.11.2014 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan : Prof. Dr. Nurettin

Detaylı

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır. Yapı İşleri Genel Müdürlüğü İskân Dairesi Başkanlığı Www.iskan.gov.tr Baskı Yılı: 2014 Sunuş Son yıllarda ülke ekonomisi için önemi büyük baraj, havaalanı, termik santrali, karayolu, demiryolu gibi projeler

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ÇANAKKALE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 17.02/501 Toplantı Tarihi ve No :28/09/2015-128 Karar Tarihi

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ÇANAKKALE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 17.02/501 Toplantı Tarihi ve No :28/09/2015-128 Karar Tarihi Kültür ve Turizm Bakanlığından: ÇANAKKALE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 17.02/501 Toplantı Tarihi ve No :28/09/2015-128 TOPLANTI YERİ Karar Tarihi ve No :28/09/2015-2591 ÇANAKKALE 8927/1-1

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı İstanbul un geleceğini etkileyecek üç proje olan 3. Köprü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul un hayata geçirilmesi halinde meydana gelebilecek etkiler TEMA

Detaylı

MADENCĠLĠK SEKTÖRÜNDE SU KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ YÖNETMELĠĞĠ UYGULAMALARI

MADENCĠLĠK SEKTÖRÜNDE SU KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ YÖNETMELĠĞĠ UYGULAMALARI TC. TEKĠRDAĞ VALĠLĠĞĠ Ġl Çevre ve Orman Müdürlüğü MADENCĠLĠK SEKTÖRÜNDE SU KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ YÖNETMELĠĞĠ UYGULAMALARI 12 OCAK 2011 MALKARA/TEKĠRDAĞ SU KĠRLĠLĠĞĠ: Yeryüzündeki sular, güneşin sağladığı

Detaylı

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences (5), 2011,10-24 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ/ BEYKENT UNIVERSITY PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Yrd. Doç.

Detaylı

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz ERKEN OSMANLI SANATI (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz Osmanlı mimarisinin erken döneminden günümüze gelen yapıların çoğu dini mimariye bağlıdır. Dönem üsluplarını ve plan gelişmesini

Detaylı

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİNDE ÖNEMLİ RENKLER DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 RENKLER Türk mitolojisinde renklerin sembolik anlamları ilk olarak batılı Türkologların dikkatini çekmiş ve çalışmalarında bu hususa işaret etmişlerdir.

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 178 BÖLÜM 1 : Kararların Sınıflandırılması... 179 1.1. Alınan Kararlar... 179 1.2. Kararların İhale Türlerine Göre Sınıflandırılması....180 BÖLÜM 2 : Sonuç Kararlarının Sınıflandırılması...

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ HAZAR STRATEJI ENSTITÜSÜ ENERJI VE EKONOMI ARAŞTIRMALARI MERKEZI EMİN AKHUNDZADA SERAY ÖZKAN ARALIK 2014 Azerbaycan Enerji Görünümü 1İran Enerji Görünümü www.hazar.org HASEN Enerji

Detaylı

2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU

2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU 2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU Tatarlı Höyük te 2013 yılı kazı çalışmaları 13.07.2013 ile 29.11.2013 tarihleri arasında, Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü,

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

Binalarda Enerji Verimliliği ve AB Ülkelerinde Yapılan Yeni Çalışmalar

Binalarda Enerji Verimliliği ve AB Ülkelerinde Yapılan Yeni Çalışmalar Binalarda Enerji Verimliliği ve AB Ülkelerinde Yapılan Yeni Çalışmalar Mak.Y.Müh. Nuri ERTOKAT Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Çalışmamızın isminden de anlaşılacağı gibi Avrupa

Detaylı

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ MYO-ÖS 2010- Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu 21-22 EKİM 2010-DÜZCE BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Bu araştırmada Fen Bilgisi sorularını anlama düzeyinizi belirlemek amaçlanmıştır. Bunun için hazırlanmış bu testte SBS de sorulmuş bazı sorular

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal K TAP TANITIMI Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal Doç. Dr. Süleyman Akyürek, lkö retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö retmen Adaylar n n Yeterlikleri

Detaylı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Tur Danışmanımız: Doç. Dr. Deniz Esemenli, Sanat Tarihçisi Buluşma Noktası: Üsküdar Meydanı, III. Ahmet Çeşmesi önü Tur başlama saati: 09.00 Gezimizin

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR 1 Aralık 2008 de hilal şeklini almış ay ile Venüs yıldızı birbirlerine o kadar yaklaştılar ki, tam bir Türk Bayrağı görüntüsü oluştu. Ay ve Venüs ün bu hali bana hemen Üsküp

Detaylı

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: SİRKÜLER TARİHİ : 01/10/2010 SİRKÜLER NO : 2010/81 DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesi nin iptal kararı üzerine, 01 Ağustos 2010

Detaylı

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ KARAR TARİHİ : 06.06.2016 KARAR NO: 104 Belediyemiz 2015 Mali yılı kesin hesabının 5393 sayılı Belediye Kanununun 18. maddesinin (b) bendi

Detaylı