HATAY GÜNEY RÜZGÂRI ABONE KOŞULLARI İLETİŞİM

Transkript

1

2

3 HATAY GÜNEY RÜZGÂRI Sahibi ve Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali SOLAK YAYIN EKİBİ A. Kadir PAKSOY Edip YEŞİL Fahir Semir ABACI Hulusi ATAHAN Av. İbrahim ERSUZ Kamil AKDOĞAN Dr. Necdet ÖZKAYA Nurhan SAĞLAR Sabahattin YALKIN Selman BÜYÜKAŞIK Sibel ÇAĞLAYAN BİLEK Süheyl BUDAK Tan DOĞAN Yahya AKSOY Kapak Tasarım: İlkan DOĞRU İLETİŞİM GÜNEY RÜZGARI YAYINCILIK TANITIM Tel. : (326) GSM : (532) Güllübahçe Mah. Silahlı Kuvvetler Cad. No: 28/A-1 Antakya/HATAY ABONE KOŞULLARI Yıllık: 180 TL Şehir Dışı ve Resmi Kurumlar 200 TL Avrupa: 60 EURO Amerika: 70 USD Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Hesap No: Yapı Kredi Bankası Antakya şubesi Mehmet Ali Solak Hesabına IBAN No:TR BASKI/ BOYUT TANITIM Matbaa Basım Yayın San. ve Tic. Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi Cad. 138/18 Yenimahalle /ANKARA Tel: (312) info@boyutmatbaa.com İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarına aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Aylık Aktüel Dergi Sayı: 239 MART 2020 İÇİNDEKİLER 2 MAKALE / Mehmet Ali SOLAK Ölmek istemiyorum, öldürmek de... 6 KAPAK Coronavirüs ve Evdeyiz 10 DOSYA OTOPARK Sorunu 14 ANTAKYA ÖYKÜLERİ / Dr. Necdet ÖZKAYA Bir anda değişir hayat -II18 HABER Kent Meydanı olması güçbirliğine bağlı 20 KİTAP / Selman BÜYÜKAŞIK Savaş karşıtı, yorucu ana katmanlı bir roman: DAVANIN REDDİNE 24 ÖYKÜ / Av. İbrahim ERSUZ Bir mektup yaz bana ağabey (Aşka dair olsun) 29 ŞİİR / Sibel ÇAĞLAYAN BİLEK Kadın olmak 30 ÖYKÜ / Hulusi ATAHAN Aksak 32 GEZİ Bir huzur almaya geldik 36 MAKALE / Edip YEŞİL Martius un öfkesi ve nenemin sütlacı 40 MAKALE / Kamil AKDOĞAN Van Egmont-John Heyman 47 ŞİİR / Sabahattin YALKIN Batı Güneşi 43 ŞİİR / Tan DOĞAN kül hikaye 48 MAKALE / Yahya AKSOY Selamlaşmak 56 MAKALE / Süheyl BUDAK Yemek ve Müzik 60 GÜNLÜK / A. Kadir PAKSOY Günlerin Terkisinden 52 SÖYLEŞİ / Fahir Semir ABACI Çocuklarınızı ekrandan koruyun 64 SAĞLIK / Sedef YERAL Bağışıklığınızı güçlendirin 66 DAMAK TADI / Nurhan SAĞLAR 68 HATAY DA GELİŞEN OLAYLAR (ALMANAK) 80 ÇENGEL BULMACA GÜNEY RÜZGARI 1

4 Ölmek istemiyorum, öldürmek de... Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar, kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar. Mehmet Ali SOLAK A frika nın bilinen bir özlü sözüdür: Gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır. *** Bu sözün anlam bulduğu yer, her zaman olduğu gibi şu günlerde de Corona virüs le gündeme gelen sağlık kuruluşlarıdır. Dileklerimiz arasında da yer alır, muhtaç etmesin, eksiliğini de göstermesin diye. Hangimiz hastane kapısından mutlu oluruz ki, hiçbirimiz!. Öyle ya da böyle insan yaşamındaki kapılar hep belli bir güçle açılır ve aşılırmış. Anakapı, Yenikapı, Demirkapı, Halep Kapısı vb. kapılar kadar, hiç beklemek istemediğimiz Sınır kapısı, Hastane kapısı, El kapısı da var hayatın içinde. Zamanında İstanbul da Ahırkapı Feneri nin bulunduğu yerden saray gemileri limana çıkardı. Adını, önündeki aslan heykelinden alan Corona virüs değil, Porta Leonis, Osmanlılar zamanında kadırga limanının kapısı olarak kullanıldı. Langa deresi üze- rindeki Porta Vlanga da bu kapılardandır. Surların, 1532 deki depremde hasar gören Sidera kısmına halk Çatladıkapı adını vermiştir. Ne ilgisi var konumuzla? Dünyanın kendi içinde çözüm aradığı bazı krizlerle boğuştuğu ortada. Belli mi olur, yaşananlar ve yaşanacaklar Çatladıkapı olamaz mı? Hatırlayın; dün kapılarımızı zorlayan misafir ya da sığınmacı, göçmen ya da adı ne ise, sonuçta iki gözü, iki kulağı bizim gibi insanlar, savaştan kaçtıkları için kapılarımızı zorlamıştı. Anlayacağınız, kapımız açık ifadesiyle Açıkkapı politikası uygulandı. Sonra açılan kapıdan kayıp neslin çocukları, yani her yıl yeni birisinin eklendiği Suriyeli çocuklar zorladı sağlık kuruluşlarının kapılarını. Tek göz odada 8-10 nüfusla yaşam kavgası verenler daha sonra başka kapılara yöneldi ya da yönlendirildi. Çığlıkları; bir anlık öfke, intikam ya da pişmanlık değildi. Zorladıkları kapılara gelince; kurtuluşa, yeni ufuklara ve umutlara açılacaktı ya da öyle zannediyorlardı. Kimi savaştan kimi de Esad ın zulmünden, ülkesinden kaçıp geldikleri söylense de, onlar ne ülkelerine yeniden dönmek, ne de Türkiye de kalmak niyetinde değildi. Empati yapmak gerekirse onlar; Ölmek ve öldürmekten kaçanlardı. GÜNEY RÜZGARI 2

5 Şimdi dünya farklı bir ölümle pençeleşiyor. Adı sanı bugüne kadar duyulmayan ünlü gezgin Corona virüs. Artan nüfusla birlikte kirlenen ve kirletilen dünyanın yeniden ve yenilenen hedefi; Temizlik. İster beden, ister ruh, ister kent, ister ülke, isterse evren temizliği olsun, sonuçta insanın olduğu yerde temizlik zorunlu. Kimi bu korunma yöntemlerini kripto paranın düzenlenmesine, kimi de adı gizli bir projenin test edilmesine bağlasa da, sonuçta insanların kendileriyle yüzleşmeleri gerektiğini düşünüyorum. Hani bazen deriz ya, insanoğlunun keşke tuşu olsa da fabrika ayarlarına dönebilse!. Yenilgilerini, kırgınlıklarını, yıkımlarını unutabilse! İnanılması güç ama halen egosunu beslemekten, karakteri aç kalmış insancıklar var aramızda. Yeniden ölmek ve öldürmek meselesine gelince... Şehitlerimizin akan kanı, anaların dinmeyen çığlığı ile yineliyorum Afrika atasözünü; Gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır. *** Yaşamı ciddiye almak, yaşamdan ders çıkartmak, yaşamı paylaşmak, yaşama anlam katmak hepsi yaşamın döngüsü içerisinde. Hepimiz iyi biliriz ki her ızdırap, insana ayrı şey öğretir. Ama ne hastalık, ne ölüm, ne sevinç alışkanlıklarımızı değiştirmiyor. Okuyoruz ama anlamıyoruz, anlatamıyoruz. Bazen de anladığımızı zannedip yanlış anlıyoruz. Konuşalım derken de boş konuşuyoruz. Patırtı, gürültü, laf ebeliği. Ne konuşalım derseniz, konuşma sırası cep telefonlarında. Her an kendimize doğrulttuğumuz susturucu takılmış silah gibi. Birkaç gündür kon oraya, kon buraya derken, dünya Corona virüsün paniğinde. Adeta Sağlık Savaşındayız. Hiç bu kadar defin işlemi görmemiş ülkeler bile neredeyse toplu mezar savında. Öğüt verenler de iskambil kağıtları yıkıntısında. Sonuçta tedbiri elden bırakmamak gerekir ama hem bedenimiz temiz olmalı, hem ruhumuz. Elbette bilincimiz de. Yeniden hastaneler, acil servisler, iğneler, haplar, serumlar geçiyor gözlerimin önünden. Ağrısı, sızısı, acısı ve çaresizliğinden yatağa düşmüş hastalar ki, onların ırkı, dini, dili, rengi hiçbir sağlık çalışanı için önem taşımıyor. Sizler de görüyorsunuz sağlık savaşı dışında kalan neredeyse hiçbir ülke yok. Güzeli çirkini, zengini fakiri, ünlüsü ünsüzü de öyle. Koşuşturmalardan arta kalan hasta ve hasta yakınlarının yüzlerine yansıyan hüzün farklı da olsa, akıttıkları gözyaşlarının rengi aynı. Ameliyathane önünde bekleyenleri görüyorum, acılar içerisinde. O kırmızı çizgi, o sınır, kapıdan geçen için bir endişe, belki bir son, belki bir veda. Ancak kapıda bekleyenler için halen bir umut. İşte bu kadar ince bir çizgidir ölmek ve öldürmek... Kapıda beklemek derken, beklemek kadar bekletmek de acı verici. Şu bir gerçek ki yüzlerce, binlerce insan halen sınır kapılarında beklemede. O kapılar da bir umut kapısı, keskin ve ince bir çizgi de olsa. *** Ve zorunlu bir eve kapanış. Kapılar sıkı sıkıya kapalı. Sessiz ve kimi zaman gergin bir bekleyiş. Ama biz evimizde kalabalığız. Bizi dağıtan polis de yok! Hazırlığım, en yakın dostlarımla birlikte çıkacağım yolculuk için. Nereye mi? GÜNEY RÜZGARI 3

6 Orhan Kural ın imzaladığı Ufukların Ötesinde başlıklı kitabı elimde....gezmek, öğrenmek, dinlenmek, yaşama katlanmak dünyayı içimize sığdırmaktır. Gezmek, dünyayı anlama isteğidir. Gezmek, dokunmak ve tutmaktır diyor Kural, kitabının girişinde. Her ne kadar şu günlerde dokunmak ve tutmak ve gezmek yasak da olsa. Evinde lüks yaşamı yüzünden suçlanan Enver Hoca nın ülkesi, Arnavutluk ta Tiran dayız. Kentin vitrini bakımlı ve temiz. Orhan (Kural) hocamla birlikte makyajsız ara sokaklara dalıyoruz. Arka sokaklar, şarabı fazla kaçırmış pervasız bir sarhoş gibi. Yakası paçası bir tarafa kaymış, hafif bir küf kokusu yayılıyor çevreye. Yollar çamurlu ve tozlu; evler bakımsız, sıvası dökülmüş, boyasız ve camları kırık. Cılız bir ışıkla aydınlatılan sokaklardaki dükkânların kepenkleri saat 22,00'den sonra da tamamen kapalı. Orhan hoca, Tahsin Saraç ın Türkçe ye çevirdiği Arnavutluklu şair Fatos Arapi nin Artık bana kızma şiirini mırıldanıyor: Eskiden biz ikimiz/ Gökle deniz gibiydik:/ -Birimizin üstüne bulut çökse -öbürümüz kararırdı/ -Birimize hava azıcık açsa - Her şey mavileşirdi öbürümüze./ Eskiden biz ikimiz/ Ocakta iki odun gibiydik:/ Birbirinden ayrılınca sönüveren/ Birbiriyle birleşince tutuşan./ Ama sevgi/ Ne de çabuk kine dönüşüverdi... / Artık bana kızma, hadi. Gözlerim nemleniyor ve artık kimseciklere kızamıyorum. Avazımız çıktığı kadar sevgisiz yaşanmaz diyorum. Dünyada bir sağlık savaşının başlangıcında Yeteeeeeeeeeeer! Bitsin artık düşmanlıklar diyorum. Son günlerde sosyal medya alışkanlığı ve bağımlılığı nedeniyle çoğumuzun; tanı(ş)madığı akrabasına iyilik dilekler sunması, tanımadığı ile ilgili duyduklarını yaşamış gibi aktarması, gitmediği köyü tasvir etmesi, bilgi sahibi olmadığı konuda da fikir yürütmesi artık kabul edilebilecek şey değil. Buna ister paylaş-ma, ister bilgi kirliliği diyebilirsiniz ama esas olan bireyin duyduğu ya da bilmediği değil, bildiğini paylaşmasıdır. Corona virüsün can almaya devam ettiği bir dönemde Dr. Necdet (Özkaya) arkadaşımın değerlisi beyaz tüylülerden Victor un ölüme de üzücü, bahçemizdeki çınarın kuruması da. Yeryüzündeki tüm canlıların yaşamı, madeni bir paranın ön ve arka yüzündeki yazı-tura gibidir. Olmak ya da olmamak gibi. Geçmişte anlatılan hikayelere de bir varmış, bir yokmuş... diye başlanırdı. Zira hayatın kendisi de var-yok gibidir. Ömer Hayyam, Eğer sürekli hayal kırıklığına uğruyorsanız, hayallerinizde bir sorun var demektir. Ya doğru hayal kurmuyorsunuz ya da uğruna hayal kurulmayacak insanlara bağlanıyorsunuz. Sorun onlarda değil, bizzat siz de! der. Hazırlanın, Brezilya ya gidiyoruz. Rio de Janerio ya. Samba, seks ve spor un merkezine. Yoksulluğun en derini, zenginliğin en ihtişamlı ülkesine. Brezilya ya gidilir de Amazonlara gitmemek olmazdı. Ama yazık!. Yeşil dolar uğruna yok edilen dünyanın akciğeri de yara almış, belli mi olur belki o da Corona virüs e teslim olanlardan. Cebimden çalınan ne cüzdanım ne de boynumdan çekilip ışınlanan fotoğraf makinesi umurumda. Çalınan canımız ya da hayatımız değil ki! Ünlü düşünür Bütün yaratıcı gücü ellerime ve beynime verseler diktiğim güzellik ancak Rio olurdu derken, çalışmayı, düzeni, disiplini sevmeyen, dört gün boyunca çıplak vücutlarını süsleyip festivale hazırlanan Brezilya halkının aklı Samba da. Kanlarında dolaşan ve sevda ateşini tutuşturan Samba ya ayak uydurabilir miyim bilmiyorum ama bildiğim şey katillere inat: Ölmek istemiyorum, öldürmek de. GÜNEY RÜZGARI 4

7

8 CORONAVİRÜS ve EVDEYİZ Bir Ev Çizeceğim - Cengiz Bektaş a saygıyla Bir ev çizeceğim bölümsüz doğu-batısız/ Verin ellerimi/ Serin gölgelerde kişiler çizeceğim/ Ağısız çocukluklar Sen-benim biz olduğu çağ/ Ayrı bölüm düşkünü yok aramızda/ Çalışmanın büyüsü irelecek/ Evimizin düzeni yerinde Yüzyılların tümü birden yaşanacak/ Kötü tümceleri de seveceğiz iyilerce/ Geleceğimiz bizden utançsız/ Çalgılar susacak ses sürecek eylemimizde Evimizde öldürmeyi öğreten inanışlar anılmayacak/ Bilinmeyen ötelere el kaldıran papazlar olmayacak/ Demirci Müller in gözlerindeki kuşku/ Senin benim kuşkum/ Tinimizi tanrılığa yetiştirmeyi bileceğiz/ Tuna içimizde doğup kocayacak/ Birbirimizi çiçek olmuş yaprak olmuş göreceğiz/ Kurumuş dudaklarımızda sıcaklık Dağlarda döğülmüş sular evimizde/ Yeşil otların üzerinden çakıl temizliğinde/ İnancımız üzerine evrenimiz/ Evimizde ağaçlar kökleri bizde Bir ev çizeceğim bölümsüz doğu-batısız/ Verin ellerimi/ Verin ellerimi/ Kişiler çizeceğim.

9 SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÜREKTEN ALKIŞ D ünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisi giderek artan Koronavirüs (Covid-19) tüm kesimleri evine kapatırken, sağlık çalışanlarının özveriyle çalışması Hataylılar dan tam puan aldı. Korona virüs vakalarının artmasına paralel olarak ülke genelinde kamu ve özel sektörde gerekli önlem ve tedbirler alınırken, yoğun çalışma koşulları olmasına rağmen sağlık çalışanlarının Biz sizin için burda kalıyoruz. Sen de bizim için evinde kal mesajı Hataylılar tarafından yürekten alkışlandı. Tüm dünyayı saran Coronavirüs tehlikesine karşı halkın bilinçli davranmasını ve temizliğe önem vermesini isteyen Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Cengiz Haksöz, kuru öksürük, ateş, solunum güçlüğü, burun akıntısı gibi belirtileri olanların da sağlık kuruluşlarına gitmesini istedi. Dünya Sağlık Örgütü nün önerileri dikkate alınarak gerekli önlemlerin alındığını, hastalığın ülkemizde yayılımının önüne geçil- mesi amacıyla da birçok alanda tedbirler alınmakla birlikte mücadelenin en önemli aktörlerinin sağlık kuruluşları, hekimler ve sağlık personeli olduğunu hatırlattı. Bu dönemde sağlık kuruluşlarındaki yoğunluğun en aza indirilmesi ve sağlık personelinin üzerindeki yükün azaltılmasının büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Haksöz, sağlık merkezleri ve hastanelerde yakın temas halinde olunmasının hastalığın yayılmasını da kolaylaştırılacağını söyledi. GÖREVLERİMİZ 1. Acil durumlar dışında, ehliyet ruhsat raporu, rutin tetkik gibi nedenlerle Hastanelere ve Aile Sağlığı Merkezlerine gitmeyin, 2. Acil olmayan diş problemleri için Diş Hekiminize gitmeyi erteleyin, 3. Kronik hastalık ve engellilik nedeniyle RAPORLU ve sürekli kullanımı gerektiren İLAÇLAR, TIBBİ MALZEMELER ve HASTA ALT BEZLERİNİN sağlık kurulugüney RÜZGARI 7

10 şuna gidilmeden REÇETE YAZILMADAN eczaneler ve medikallerden temin edilebilir, 4. Rapor süresi Mart ayında biten hastalar Temmuz ayına kadar Raporlarını yenilemesine gerek yoktur. RAPOR yenilemek için hastanelere GİTMEYİN, 5. El hijyenine önem verin. Ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkayın, su ve sabun yoksa alkol içerikli el antiseptiği kullanın, 6. Kirli ellerle ağız, burun ve gözlere dokunmayın, 7. Tokalaşma ve sarılmadan kaçının, 8. Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burun tek kullanımlık mendille kapatın, mendil yoksa dirseğin iç kısmı kullanın, 9. Olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak durun, 10. İş yerleri başta olmak üzere kapalı alanları sık sık havalandırın, 11. Dengeli ve sağlıklı beslenin, 12. Gıdalar tüketilmeden önce iyice yıkayın, 13. Yurt dışından gelen yakınlarınızı ilk 14 gün ziyaret etmeyin, 14. Ateş, nefes darlığı ve öksürük şikayeti olanlar önce 184 Corona Danışma Hattını arayın. TEST MERKEZLERİ ARTRIRILMALI Toplumsal yaşamda ve iş yaşamında yapılan düzenlemelerin hekim ve sağlık çalışanlarını gözetecek şekilde, sağlık alanında da uygulanmasının Türk Tabipler Birliği tarafından sıkça hatırlatıldığına dikkat çeken Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Cengiz Haksöz, her koşulda insan sağlığını ön planda tutan sağlık çalışanlarının zor bir süreçten geçtiğini ifade etti. Haksöz, Sosyal mesafenin korunmasıyla beraber Güney Kore de olduğu gibi test yapılan merkezlerin ve test sayısının artırılması salgının önüne geçmesinde önemli faktörler arasındadır. Bunun yanısıra bu savaşta ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu malzemelerinin de acilen temini gerekmektedir. Bugün olduğu gibi her zaman halkın sağlığı için mücadele eden sağlık çalışanları, yapılan alkış eyleminden çok daha fazlasını haketmektedir. Görevlerinde kolaylıklar diliyorum ifadesini kullandı. SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÜREKTEN ALKIŞ Biz de Hatay Güney Rüzgarı Dergisi olarak, başta ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz olmak üzere tüm dünyayı saran sağlık savaşının barış, huzur ve zaferle çıkmasını diliyoruz. İnsan sağlığını düşünmek amacıyla halkın alacağı tedbirleri zamanında ileten, panik yapılmaması için gerekli uyarıları paylaşan ve sonuçta hastalığın yayılmasını azaltacak önlemler arasında evde kalmayı destekleyen ve hayatlarını riske ederek şüpheli ve hastaların tedavilerini yerine getiren tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etmeyi kutsal bir görev sayıyoruz. GÜNEY RÜZGARI 8

11 Samandağ a Kırsal Kalkınma Kooperatiferi ÜRETMEK ZORUNDAYIZ S amandağ da işsizliğin önüne geçmek, üretime yönelik istihdama katkı sağlayacak Meyve Sebze Kurutma ve Paketleme Tesisi kuruldu. Samandağ Belediyesi öncülüğünde kurulan Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin çalışma sistemi hakkında bilgi veren Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ve Belediye Meclis Üyesi Atiye Sönmez Erdoğdu, projenin üretimle birlikte istihdama katkısına işaret etti. Samandağ ın tarımsal kalkınmasında ciddi katkıları olacak Meyve Sebze Kurutma Ve Paketleme Tesisi Projesi nin katma değeri yüksek ürünlerin kurutularak piyasaya sürülmesi amaçlanıyor. 10 dönüm arazi üzerinde, kapalı alanları da olan alanda yüksek seralar ile birlikte açık seralarda da üretim yapılacak. Samandağ ın 42 mahallesinde üretilen tarımsal ürünleri değerlendirerek, ürünlerin raf ömrünü uzatmak, seracılığa teşvik etmek ve tarımı endüstriyel hale getirmeyi hedeflediklerini belirten Eryılmaz, Üretilecek ürünler, gerek iç piyasaya, gerek resmi kurum, okullar, oteller ve marketlere, gerekse yurt dışına pazarlanacak. Projenin ilk aşamasında Hatay da en çok yetiştirilen maydanoz, dereotu, mandalina ve portakal gibi ürünler kurutularak piyasaya sunulacak. Bu proje ilçenin ekonomisine katkı sağlayacağı gibi istihdam da sağlayacaktır ifadesini kullandı. Türkiye nin birçok ilinde yüzlerce kooperatif olmasına rağmen, Hatay da böyle bir geleneğin olmamasından yakınan Eryılmaz, Kırsal Kalkınma Kooperatifinden önce kurulan Kadın Girişimi Kooperatifi ile 25 kadına istihdam sağlandığını söyledi. Kooperatifleşme konusundaki emeklerinden dolayı Belediye Meclis Üyesi Atiye Sönmez Erdoğdu ya teşekkür eden Eryılmaz, üretim yapmak ve ev ekonomisine katkı sunmak isteyen herkese ellerini uzatıp, üretim yapmasına imkan tanıyacaklarını ifade etti. Dayanışma içerisinde yürütülen projede Ziraat ve Cevre mühendislerinin yanında gerekli araç, gereç ve ekipmanların da sağlandığına değinen Eryılmaz, Vatandaşımız yeter ki üretsin diye konuştu. İş arayanlara iş imkanı sağlamayı kendilerinin de istediğini belirten Eryılmaz, İş vermek isteriz ama hepsini belediyede çalıştırma gibi bir şansımız yok. Gel kendi evinde üret, kendi bahçeni ek, biz destek olacak ve bu üretilenlerin kurutmasını da yapacağız, reçelini de yapacağız. Verimli topraklarımız var, suyumuz var, belediye olarak da destek sunacağız ifadesini kullandı. İlçedeki hizmetleri engellemeye çalışanları sert bir dille eleştiren Başkan Eryılmaz, kendi toprağını değerlendiremeyenlerin nasıl ayakta kalınacağını sorarak, Dedelerimizden, babalarımızdan öğrendiklerimizi terk edersek, bu kültürel ve ahlaki yozlaşma getirir hatırlatmasını yaptı. Eryılmaz ayrıca, Gastronomi Köyü ve İpek Evi gibi projelerin de hazırlanıp, hibe alması durumunda istihdam sağlanacağını sözlerine ekledi. GÜNEY RÜZGARI 9

12 OTOPARK Sorunu H atay da her geçen gün artan nüfus ve kişi başına düşen araç sayısı ile otopark sorununu gündeme taşırken, yurttaşlar bu konuda adım atmayan Büyükşehir Belediyesini sorumlu tutuyor yılı verilerine göre Hatay ın nüfusu Bu nüfusun, erkek, da kadın km2 yüzölçümü olan Hatay, nüfus yoğunluğu açısından 4. il konumunda. Tarım, ticaret, turizm ve sanayinin ağırlıklı olduğu Hatay ın merkez ilçesi Antakya, dünyanın eski yerleşim yerlerinden biri. Doğunun Kraliçesi olarak bilinen Antakya nın doğu yakası eski kenti, batı yakası da yeni kent alanını oluşturur. Hatay bundan altı yıl önce 6360 sayılı yasa ile büyükşehir belediye statüsü kazanarak halka hizmet vermeye başladı. Hatay daki ilçelere Antakya, Defne, Arsuz, Payas ilçe ve belediyeleri eklendi. 12 ilçesi olan Hatay ın merkez ilçesinin adı Antakya olarak değiştirilerek yeniden oluşturulup, ilçe sayısı 15'e çıktı. Nüfus büyüklüğüne göre ilçeler; Antakya, İskenderun, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Reyhanlı, Arsuz, Altınözü, Hassa, Erzin, Payas, Belen, Yayladağı ve Kumlu olarak sıralanır. En kalabalık nüfus Antakya da, en az nüfusta Kumlu ilçesine sahip. Yapılan değişikliklerinin geniş ayrıntılarına girmeden, Hatay da idari bağlılık ve sınır değişikliklerine göre Merkez ilçe Şenköy bucağına bağlı Sofular ve Hanyolu Altınözü ilçesine, bazı köy ve belediyeler Yayladağı ilçesine bağlandı. 362 köy ve 64 belde belediyesinin tüzel kişiliği kaldırılıp mahalleye dönüştürülüp, bağlı bulundukları ilçe belediyesine katıldı. Hatay ili il özel idaresi kaldırılırken, büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak değiştirildi. Hatay ın en önemli çevre sorunları olarak hava, su ve toprak kirliliği olarak sıralanırken, Hatay ın uzun süre ihmal edildiği dikkat çeker. GÜNEY RÜZGARI 10

13 her daireye bir otopark zorunluluğu getiren yönetmelik ise, 1 Ocak 2020'de yürürlüğe gireceği söylenmiş, gene yapı sektöründen gelen talepler üzerine bir kez daha 31 Mart 2020'ye ertelenmişti. Sürekli ertelenen yönetmelikten yararlanan yapı sektörü, böylelikle kentlere bireysel çıkar adına kitlesel sorun eklemişlerdir. Şimdi bütün gözler kentler için gerekli otopark ihtiyacının nasıl, nerede ve ne zaman karşılanacağında. Hatay MKÜ den Prof. Dr. Şafak Kaypak ile BES ten Dr. Vedat Yılmaz ın Hatay Büyükşehir Yapılanma Sonrasında Çevre Sorunlarına Yaklaşım ve Çevre Düzenlemeleri başlıklı araştırmaları gözden geçirildiğinde bu sayımızda ele aldığımız otopark sorunu ile olası sakıncalar da ortaya çıkıyor. Bir diğer araştırma Hatay MkÜ den Prof. Dr. Muharrem Güneş ile Prof. Dr. Metin Tek e ait. Araştırmaya göre; Antakya nın önemli üç sorunu (soru başlıklarına göre) sırasıyla Trafik, Kentleşme ve Altyapı. Trafik ile ilgili sorunlar başlığı altında dile getirilen sorunlardan ilki genel olarak Trafik. Trafik sorunu, trafik problemi, trafik keşmekeşi, trafik kaosu, trafik karmaşası, trafik yoğunluğu gibi ifadelerin kullanıldığı ankette, ikinci sorun olarak insanları rahatsız eden yolların kötü ve bozuk oluşu, üçüncü sorun ise otopark sorunu. Bu noktada Hatay ın öncelikli sorunu otopark olabilir ama çevre kirliliği ile birlikte İç-dış göç ve mülteci göçü alması nedeniyle görülen nüfus artışı, altyapı yetersizliği, kentte bulunan motorlu taşıtların çokluğu ve trafik, İskenderun daki sanayi fabrikalarının yoğunluğu ile gemilerin bıraktığı atıklar da gösterilebilir. Hatay Büyükşehir Belediyesi nin öncelikli sorunların çözümünde verdiği sınav incelendiğinde, en çok ötelenen sorunlardan biri de otopark. NEDEN ÖTELENDİ? Bilindiği gibi yıllardır ihmal edilen Otopark Yönetmeliği 22 Şubat 2018 de çıkmış, 30 Haziran 2019'da da yürürlüğe gireceği açıklanmıştı. Bir kaç kez ertelenen Günümüzde artan nüfusa göre mevcut kent trafiğin düzenli akışını sağlayamadığının hesabını yapan yerel yöneticiler, bir yandan büyük kentlerde denenmiş uygulamalara, bir yandan akademisyenlerin bilgisine başvururken, buna paralel olarak battı çıktı projeleri çözüm odaklı sayılsa da unutulan ve ötelenen konuların başında gene otopark geliyor. HATAY DA 3 KİŞİYE BİR ARAÇ Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Hatay da trafiğe kayıtlı motorlu araç sayısı 480 bin 909. Türkiye genelinde ise motorlu araç sayısı 22 milyon 645 bin 85. Hatay ın nüfusu göz önüne getirildiğinde, her üç kişiye bir araç düşüyor. Otomobili olan bir kimse 20 m2 lik bir çalışma alanına karşılık 28 m2 lik otopark gereksinimi bulunuyor. Günümüzde ekonomik gelişme ile birlikte, taşıt sahipliğinin hızla artması sonucu birçok kentimizde park yeri sorunu yaşanırken, mevcut alt yapının yetersizliği de bu sorunu içinden çıkılmaz hale getiren ögelerden. Bu nedenle yerel yönetimlerin park sorununun çözülmesi için bir park politikası belirlemek zorunda. Otoparklar nasıl olmalı sorusuna yanıt, GÜNEY RÜZGARI 11

14 aynı araştırmayı yapan akademisyenlerden. Otoparklar, yol içi otopark ve yol dışı otopark olarak ikiye ayrılır. Günümüzde ihale edilip ücretli otopark olarak kullanılan yol içi park yani kaldırım kenarı park lar ise hem kısa süreli hem de müşteriler için. Sakıncalarına gelince: - Bu durum, yolun hareketli araçlara ayrılan bir veya iki şeridinin parkedilmiş araçlarla işgali sonucu yolun efektif genişliği azalacağından yolun kapasitesi düşer. Bu durum özellikle, kent merkezine yakın yerlerde tıkanıklıklara sebep olabilir. - Yol kenarında park eden araçlar yandan geçen hareketli trafiğin hızını etkiler. Bu da kapasiteyi azaltır. - Park edilmiş veya park yerine giren çıkan araçların aralarından yayaların çıkması yoldaki kapasite düşmesi yanında trafik güvenliğini de azaltır. Yol dışı parklar demek, araçların, yolların dışında açık sahalarda veya garajlarda park edilmesidir. İş ve alışveriş bölgelerinde bu gibi yol dışı park yerleri sağlanması zor olabilir ama problemin çözümü çok katlı otoparklarda. Otoparkların yapım, bakım ve işletmesinden sorumlu yerel yönetimler, belli merkezlerde yapacağı otoparklardan kalıcı ve uzun vadeli gelir de elde edebilecektir. Kazanç saklamak bir yana, Hatay halkının yaşamını kolaylaştıracağı gibi bu tür yatırımlar, turizme odaklı kentlerin yavaş şehir olmasına da zemin hazırlayacaklardır. Günümüzde yerleşime sunulan yeni yerlerde açılan yolların etrafında inşa edilecek binalarda trafik tekniğince kabul edilen kurallar dahilinde park ve garaj sahalarının ayrılması zorunlu tutulmasına rağmen, er- telenen yönetmelikle birlikte yapılmayan otoparklar geleceğin de aşılmaz sorunu. Araştırmalarında Yol dışı parklarla ilgili önerilerini de sunan Kaypak ve Yılmaz; Üzeri açık veya kapalı alanlar, Çok katlı otoparklar, Rampalı otoparklar ve Asansör gibi mekanik tesisler kullanılan garajlara da işaret ediyor. YIĞINLA SORUN Nüfus artışı, çarpık kentleşme, plansızlık, taş ve maden ocaklarının yerleşim birimlerine yakın olması, gecekondulaşma, turistik değerlerin bilinmemesi, tarımsal kirlilik, biyolojik çeşitliliğin yok olması, katı atık sorunu ve toprak kirliliği, toprak erozyonu ve sel, termik santrallerin yarattığı sorunlar, bölgedeki ekolojik dengenin bozulmuş olması, piknik amacıyla kullanılan alanların kirletilmesi, kentin özgün dokusuna uygun yapılaşmanın olmaması, kentsel dönüşümün kültüre ayarsızlığı, SİT bölgesinin korunmaması, tarihsel kimlik ve mirasa sahip çıkmama, olası depreme hazırlıksızlık sorunu, altyapı, trafik, park, otopark, kaldırım, yol, ağaçlandırma, orman sorunu, temizlik kültürünün olmaması, görüntü, gürültü, koku kirliliği, çevresel güvenlik sorunu derken, yerel yönetimlerin en büyük sorunu da SİT alanlarında tasarladığı projeler. BÜYÜKŞEHİR YAPMASI GEREKENİ YAPMALI Anakente çok sayıda güçsüz ve yeni ilçe belediyelerinin katılması, büyükşehir belediyesinin il içinde ağırlığını artması, belediye meclisinin uzun bir süre birbirlerini çalıştırmaması bir yana, bundan sonra Hatay Büyükşehir Belediyesi üzerine düşeni yapmak zorundadır. Büyükşehir sisteminin nimetleri de var külfetleri de. Ancak liyakatsız görev dağılımı, adaletli olmayan hizmet ve yatırımlar ele alındığında, Büyükşehir in Hatay a kargaşa getirdiğini söylemek hiç abartılı değildir. Her doğum sancılı olacaktır ama akademisyenlerin de dikkat çektiği önemli konu; Eşgüdüm sorunudur. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan AYKOME, UKOME ve HATSU acilen altyapı ve üstyapı çalışmalarını çözüme kavuşturmalı, Hatay halkının sabrını taşırmamalıdır. GÜNEY RÜZGARI 12

15

16 TEOPOLİS (TANRI NIN KENTİ) Antakya nın 101 Gece Öyküleri BİR ANDA DEĞİŞİR HAYAT -II- K öşe yazısını okuduktan sonra, diğer aldıklarımla birlikte yeniden yerleştirdim poşetin içerisine. Aslında, diğer yazıları da okuduktan sonra inmek istiyordum aşağıya. Saate baktım ve poşetin içine yerleştirdiğim köşe yazılarını yeniden çıkardım ve en üstteki kupüre göz gezdirmeye başladım. İlginç ve farklı bir üslubu vardı yerel gazetenin köşe yazarı Mehmet Ali Öztaş ın. Yazdıkları, okuyanı bir anda etkisi altına alıyor, daha ilk cümleyi okuyan kişi, okuduğu yazıyı bitirmeden elinden bırakamıyor ve son sözcüğüne kadar merakla sürdürüyordu okumayı. En azından üzerimdeki etkisinin böyle olduğunu ayrımsadım. Elimdeki gazete kesiklerinin en üstündekine baktım ve yazarın yarattığı farklı etkiyle, merakla okumaya başladım. Siz hiç Ahit Sandığı ile İslami kaynaklarda Tabut-u Sekine olarak anılan ve milattan önce beş yüz seksen yedi yılından beri kayıp olan akasya ağacından yapılmış sandığın farklı sandıklar olmadığını, aslında aynı sandık olduğunu düşünmüş müydünüz? Siz, bu Ahit Sandığı nın içerisinde, Tevrat ta geçen On Emir tabletlerinin ilk yazılmış halinin ve Peygamber Musa ve Harun un asalarının bulunduğunu ve başlangıçta Kudüs teki Süleyman Tapınağı nda saklandığını duymuş muydunuz? Siz, Peygamber İsa çarmıha gerildi- ğinde, ondan akan kanı bir kâseye dolduran bir havarinin o kâseyi de Ahit Sandığı na koyduğunu ve bu sandığı bir başka kente götürmek üzere sakladığını biliyor muydunuz? Siz, kutsal kitap Kuran da, Bakara Suresi nin 248. ayetinde, Ahit Sandığı ndan Tabut diye söz edildiğini, tabutun içerisinde sekine, yani sükûnet, huzur, gönül ferahlığı ile Peygamberler Musa ve Harun dan kalıntılar bulunacağının bildirildiğini okumuş muydunuz? Siz, Celaleddin Suyuti nin el-havi li l Feteva da; O na Hazreti Mehdi denilmesinin nedeni, gizli olan bir şeyin yolunu göstermesidir. Antakya denilen bir yerden Tabut u (Kutsal Emanetler sandığını, Ahit SanGÜNEY RÜZGARI 14

17 dığı nı) ortaya çıkaracaktır diye yazdığı Hadis i duymuş muydunuz? Siz, Naim bin Hammad ın, Kitab-ül Fiten de, Mehdi, Rumlar ile savaşmak için bir ordu gönderir. O nun fıkıh bilgisi on adamınkine bedeldir. O, Tabut-u Sekine yi (Ahit Sandığı nı) Antakya mağarasından çıkaracaktır diye yazdığı Hadis i hiç okumuş muydunuz? Evet, değerli okuyucular, söyledikleri inkâr edilemeyecek din büyükleri Ahit Sandığı nın Antakya da olduğunu bildiriyorlarsa, bize bu söylenenlere inanmak ve san- dığı bulacak Mehdi yi beklemek düşmektedir; sabırla ve inanarak bekleyeceğiz. Bir başka yazısına daha baksam, bir tek cümlesini dahi okusam yazıyı elimden bırakamayacağım köşe yazarı Mehmet Ali Öztaş ın tüm yazılarını poşete yeniden yerleştirdim, bir duş aldım ve giyinerek hızla indim Dimitri nin beklediği avluya. Saat dokuz buçuğa yaklaşıyordu. Nikola nın evinde bulduğum ve yanımda getirdiğim köşe yazılarında okuduklarımı anlattım Dimitri ye. Okuduğum yazıların üslubundan mı yoksa yazılarda anlatılanların gizeminden mi olduğunu anlayamadığım tuhaf bir etki altında kaldığımı söylediğim, Antakya nın zengin tarihinin önemli bilirkişilerinden biri olan Dimitri, köşe yazarı Mehmet Ali Öztaş ı iyi tanıdığını ve titiz bir araştırmacı olduğunu söyledi bana. Benimle konuşurken telefonunu eline aldığını ve kayıp başvurusu yaparken görüştüğümüz polis memurunu aradığını, konuşmasının daha ilk cümlelerinde anladım. Sessizce dinledim konuşmalarını. Herhangi bir yeni haber olmadığını, kaygılarımı ve tedirginliğimi artıran bir teslimiyetle dinledim. Bir süre bekleyip Solmaz ı aradım ama kapalıydı telefonu. Üstelemedim, yeniden aramadım ve zaten verebileceğim iyi, güzel, yeni ve önemli bir haber olmadığını düşündüm. İşbölümü yaptık Dimitri yle aramızda. O, Emniyet Müdürlüğü ne gidecek ve yüz yüze görüşmeler yapacak; numaralarını verdiğimiz Gizem ve Nikola nın telefon sinyallerinin nerelerden geldiğini, son görüşmelerini nerelerden yaptıklarını öğrenmemize yarayacak bilgilerin, telefon operatörlerinden gelip gelmediğini özellikle sorgulayacak ve ben de yeniden dağlara tırmanarak küçük bir iz, bir bulgu, bir ipucu bulmaya çalışacaktım. Bu karardan hemen sonra, artık iyice öğrendiğim yolları kat ederek Aziz Petrus Kilisesi nden uzak bir noktaya, daha önce de arabamı bıraktığım Antakya nın yeni müze binası GÜNEY RÜZGARI 15

18 inşaatının yakınlarında bir yere park ettim ve hiç beklemeksizin tırmanmaya başladım. Dağın kayalarını hatta dikenlerini, kaçarak saklanan sürüngenlerini, sineklerini, böceklerini görmemeye zorlayarak Altınözü ilçesine uzanan asfalt yolda buldum kendimi. İki dağ arasındaki geçitte uzanan yüzlerce yıllık patikadan hızla yürüdüm ve uzaktan görünen Demir Kapı nın heybetli duruşuna, etkileyici mimarisine ve bin beş yüz yıl önce inşa edilmesine karşın çağdaş, sağlam ve görkemli görüntüsüne ilgi ve merakla baktım. Demir Kapı veya Nikola nın evinin duvarlarından kopararak yanımda getirdiğim resmin üzerindeki adıyla Bab-el Hadid, içimden gelen ve nedenini anlayamadığım tuhaf bir merak duygusuyla bu tarihi yapıya doğru itiyordu beni. Görkemli yapıya yaklaşırken attığım her adımda oluşan farklı görüntüsüne ilgiyle, merakla ve nedenini çözümleyemediğim bir korkuyla bakıyordum. Nikola nın yaşamında önemli bir yer tutan bu görkemli yapının, aradığımız ve bulmaya çalıştığımız genç insanlara ulaşmamızda önemli bir işlevi olabileceğini biliyor ve bundan anlamsızca korkuyordum. Bulmak istiyorsan, aramalısın. GÜNEY RÜZGARI 16

19 Antakya ya Muhittin Bahadırlı Anaokulu M uhittin Bahadırlı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veliş Bahadırlı, Muhittin Bahadırlı Anaokulu nun yapılması ile ilgili protokole imza attı. Hatay Valisi Rahmi Doğan ın öncülüğünde Muhittin Bahadırlı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veliş Bahadırlı ile Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan protokol imza töreninde konuşan Hatay Valisi Rahmi Doğan, deprem bölgesi üzerinde bulunan ülkemiz ve bölgemizde alınan tedbirleri hatırlatarak, Milli Eğitim Bakanlığınca Hatay daki okulların depreme dayanıklılığıyla ilgili yapılan çalışmalara dikkat çekti. Okulların bir kısmını güçlendirip, bir kısmını da yıkıp yeniden yaptırdıklarına işaret eden Vali Doğan, Bir kısmını da ha- yırseverlerimizin desteği ile yeniliyoruz. Hatay bu konuda gerçekten çok kadirşinas ve cömert. Milli eğitim anlamında çok ciddi destek görüyoruz. Eğitime önem verip kaynak sağlayan tüm hayırseverlere teşekkür ediyorum dedi. Vali Doğan ın yanı sıra, Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu, Muhittin Bahadırlı Vakfı YK Başkanı Veliş Bahadırlı, Muhittin Bahadırlı Vakfı YK Üyeleri Abdullah Doğruyol ve Mehmet Okay, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli, İl Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan ve ilgili kurum müdürlerinin katıldığı imza töreninde, yaklaşık 4,5 milyonluk maliyetle Antakya Zübeyde Hanım Anaokulu yerine yaptırılacak 8 derslikli anaokulda, uyku ve idari odalar olmak üzere, çok amaçlı salon gibi bireysel görüşme ve öğretmenler odası yer alacağı da belirtildi. Coşkun Solak Romanya Fahri Konsolosu T ürkiye de ve Romanya da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren yatırımları ile tanınan Hataylı iş insanı Coşkun Solak, Romanya nın Gaziantep fahri konsolosu oldu. Türkiye de Cem-Su İnşaat şirketi, Romanya da da Sc Su Market SRL ve Yaş Meyve-Sebze Toptancı Hali Girişimcisi Coşkun Solak, Romanya Gaziantep Fahri Konsolosu olarak görevine başladı. İş insanı Coşkun Solak ın ev sahipliğinde gerçekleşen Romanya Gaziantep Fahri Konsolosluğu Ofisi nin açılış törenine; Romanya Türkiye Büyükelçisi Gabriel Şopanda, Romanya nın Nevşehir ve Kayseri Fahri Konsolosu Mehmet Dinler, Antalya Fahri Konsolosu Semih Beken ve SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu başta olmak üzere birçok seçkin isim katıldı. GÜNEY RÜZGARI 17

20 BUNUN NERESİ MEVLEVİHANE? Yenikapı Mevlevihanesi KENT MEYDANI OLMASI GÜÇBİRLİĞİNE BAĞLI E linde bulundurduğu zengin turizm potansiyel ile ülke ve dünyada yıldızı parlayan kentlerden biri olan Hatay ın merkez ilçesi Antakya da yıkımına karar verilen Vakıf İşhanı sorunu çözüm bekliyor. Yüksek Anıtlar Kurulu, sözkonusu alanda eskiden Mevlevihane binalarının bulunduğunu, böylelikle geçmişinde meydan olmadığı için, eski yapının korunması amacıyla yeşil alan değil de ticaret alanı yönünde karar verirken, kentin merkezinde yer alan tarihi Roma Köprüsü nün yıkımına nasıl izin verildiğini akıllara getiriyor. Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait Mehmet Şah Vakıf İşhanının yıkılması ve kent meydanına dönüştürülmesini savunan Hatay Valisi Rahmi Doğan, konunun muhatabı olan Hatay Büyükşehir Belediyesinin ya kamulaştırma ya da takasla çözülebileceğini ifade ederken, sorunun çözümünde toplumun dinamiklerinin de görüşbirliği ve güçbirliği oluşturması gerektiğini hatırlatmıştı. Yıkımına karar verildiği günden bu yana Mehmet Şah Vakıf İşhanı yerinin yeşil alana dönüştürülmesinin dünyanın sayılı kentlerden biri olan Antakya için önemli olduğu gibi, kentsel yaşamın geçtiği önemli bir kamusal alan açısından da sağlayacağı katkıyı savunan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise, Yüksek Anıtlar Kurulu nun ilgili alanı yeşil alan olarak değil de ticaret alanı olarak karar vermesiyle sorunun düğümlendiğini ifade etti. MEVLEVİHANE NEREDE? Bir yanda Yüksek Anıtlar Kurulu nun kararı, bir yanda kamulaştırma ve takas konusu Hatay ın gündemini meşgul ederken, ilgili kararı eleştiren çevreler, kurulun aldığı kararı şaşkınlıkla değerlendirip, Mevlevihane yıkılacak işhanının neresinde? Bizim bilmediğimiz bir tarihi kalıntı varsa, onun da gün yüzüne çıkartılması gerekmez mi? Böyle bir kararın neresi tarihle ilgili? dediler. GÜNEY RÜZGARI 18

21 BAKAN ERSOY: KAMULAŞTIRMADA SAKINCA YOK Geçtiğimiz günlerde Hatay ı ziyaret eden Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuyla ilgili soru yönelten Gazeteci Mehmet Ali Solak a Vakıflar diyorsanız eğer, Vakıflar biliyorsunuz devlet malı değil, vakıf malı. Kamu malı olsa bilabedel verilebilir. Belediye burasını kamulaştırmak istiyorsa bizim açımızdan bir sakıncası yok. Vakıflar buna zaten hayır demez. Ancak Belediye burasını bilabedel istiyorsa bu hem hukuka aykırı, hem vakıf vicdanına aykırı. Belediye, kamulaştırma yapmak istiyorsa ona göre bir bedel ayırıp kamulaştırması lazım. Ya da kendi binasını park haline getirmesi lazım ifadesini kullandı. ÇÖZÜM TOPLUMUN DİNAMİKLERİNDE Hatay ın önemi; Bakan Ersoy un da açıkladığı gibi, UNESCO tarafından 2020 yılında ilan edilen Türk Mutfağı Yılı nın tescil ettiği üç kentten biri. Turizm kentlerinin altyapı ve üstyapı çalışmalarını değerlendiren çevreler, kamusal alanların önemine bir kez daha dikkat çekerek, Bu tür mekanlar antik çağdan cumhuri- yet dönemine kadar önemli kamusal alanlardır. 1950'li yıllardan başlamak suretiyle hızlı kentleşme, çarpık yapılaşma ve yerel yönetimlerin geleceği iyi değerlendirip, şekillendirememesi bu alanları kısıtlı hale getirmiştir. Bugün Antakya da tartışma konusu olan durum ne yazık ki budur. Kimlikli kentlerin gelişimi ve geleceğe taşınması, evrensel kültürel mirasını korumakla mümkündür. Kimliksiz, niteliksiz mekanlar ortaya çıkarmak, tarihe ihanetten başka bir şey değildir. Kent meydanları kentliler için gerekli ve zorunludur. Vakıf İşhanının kent meydanı olarak değerlendirilmesi için kentte söz ve karar sahibi olanların ortak görüşte birleşmesi ile mümkündür. Halkın yararına yönelik konunun siyasetle ya da kişisel hesaplarla ilgisi olmamalıdır dediler. Türk Mutfağı Yılı çerçevesinde basın mensuplarıyla Hatay ı ziyaret eden Bakan Ersoy un Buranın tescilli ürünleri var. Hem vekillerimiz hem belediye başkanlarımızla buradaki tescilli ürün sayısını nasıl arttırabiliriz, buranın mutfağını daha çok nasıl tanıtırız bunlarla ilgili görüşmeler yapıyoruz sözlerini de hatırlatan çevreler, Hatay ın gelişmesi ve kalkınması için siyaseti polemiklerden uzak, birleştirici, uzlaşmacı ve ortak organizasyonlara imza atılmasını da dikkat çektiler. GÜNEY RÜZGARI 19

22 SAVAŞ KARŞITI, YORUCU AMA KATMANLI BİR ROMAN: DAVANIN REDDİNE Selman BÜYÜKAŞIK -Ölmekten korkardı belki, ama ölümden korkmadığı kesindi- D ünyada insanca bir yaşamdan küresel iklime dek, yaşamakta olduğumuz pek çok krizin nedeni, yaratıcısı küresel kapitalizmin artık kendisi de bir kriz içinde. Latin Amerika dan Afrika ya, Uzak Doğu dan Orta Doğu ya, Hong-Kong dan Avrupa ya yayılan bir coğrafyada yoksulluk, işsizlik, şiddet, siyasal baskılar, yolsuzluk, totaliter hükümetler, iklim felaketleri, ırkçılık, yabancı düşmanlığı... Bu geniş coğrafyada insanlar meydanlarda kurşunlara inat değişim istiyor. İtalyan faşizm karşıtı şarkı Çav Bella (Elveda Sevgilim) Lübnan, Irak ve Filistin deki binlerce Arap eylemcinin ağzında. Sokaktaki, sosyal medyadaki eylemlerde dayanışma ruhu uzak coğrafyalardaki halkları birbirine bağlıyor. Bu, otoriter, totaliter rejimleri fena halde ürkütüp hırçınlaştırıyor. Şili deki eylemlerde kadınlardan birinin elindeki pankartta şu yazılıydı: Neoliberalizm Şili de doğdu, Şili de ölecek! Bu cümlede, 1973'te ABD destekli faşist Agusto Pinochet askeri darbesine gönderme var. Irak taki eylemcilerin taşıdığı pankartlardan birindeyse şöyle yazıyordu: Sizin savaşlarınıza doğan, çocukluğunu sizin terörünüzle hatırlayan, ergenliğini mezhepçiliğinizle yaşayan, gençliğini yolsuzluklarınızla geçiren kuşağız. Hayalleri çalınan ve erken yaşlanan kuşağız. İşte dünyanın bu kaos ortamında Ralf Rothmann ın yine II. Dünya Savaşı nda Almanya da yaşananları anlatan savaş karşıtı sarsıcı romanından sonra yine savaş karşıtı bir roman okumak -araya başka okumalar girmiş olsa da- anlamlı bir rastlantı oldu. Son yıllarda okuduğum onlarca roman içinde beni hayli yoran, bir solukta değil, bir dik yamacı tırmanırcasına soluya soluya okuduğum, kimi zaman off yeter dediğim bir yapıt, Davanın Reddine. Kuşkusuz, bitirdiğimde, ama çektiğim yorgunluğa değdi dediğim. Güçlü, yetenekli bir akademik kalemden çıkmış bu usta işi üründe gereksiz bir yük, romanı hantallaştıran kimi ayrıntıların, bilgilerin ayrımına varılmamış olması beni şaşırttı. Günümüz roman anlayışının, yapıtı fazlalıklardan arındırdığı şu zamanda. Savaş karşıtı, çok boyutlu, çok sesli bir roman. II. Dünya Savaşı ve ertesinde özellikle Trieste de yaşananlar üzerinden savaşın yıkıcılığını, insanın bu süreçteki vahşetini, gaddarlığını ve duyarsızlığını çarpıcı olaylarla veriyor. Buradaki farklı etnik kimlikler, kenti terk etmeye hazırlanan Naziler, galip Müttefik güçleri, Tito askerlerinin kenti teslim alma hırsı, bu karmaşada yaşananlar ve öncesine ilişkin onlarca olay, öykü. Romanı özetlemek kolay değil, bu konuda kitabın arka kapağındaki kısa açıklamaya bakalım önce: Bir insan bir gölgenin düşüdür. Saplantılı bir koleksiyoncu olan tarih profesörünün beklenmedik ölümüyle kurmayı düşündüğü Savaş Müzesi yarım kalır. Ondan geriye kalan karmakarışık malzemeyi nasıl bir kurgu içinde sergileyeceğini düşünen, siyahi bir baba ile beyaz bir Yahudi ananın kızı Luisa sadece müze kurgusuyla değil, kendi aile geçmişinin de kurgusuyla baş başa kalır. Ne de olsa yazarın dediği gibi tarih kurumuş kandır, aynı zamanda tarih bir tapu sicilidir, birbirini öldüren kardeşlerle doludur, bir çöplüktür ve en nihayetinde tarih bir elektroşoktur. GÜNEY RÜZGARI 20

23 Kuşkusuz hayli usta işi olsa da bu kısa özet içeriği pek az, pek cılız aydınlatıyor. Yazar burada hem siyahiler hem de özellikle Yahudiler üzerinden ötekileştirilmişlerin, çok öncesine de giden nefes kesen mağduriyetlerini sarsıcı, düşündürücü olay ve öykülerle anlatırken insanın insana vahşetini gözler önüne cesurca seriyor. Kimsenin masum olmadığını, zulmün karşısında susmanın, onu görmezden gelmenin suça ortak olmak olduğunu, Nazilerin ve İtalyan faşistlerinin yenilgisinden sonra bu kentte yaşananlar üzerinden bir akademisyen derinliği ve nesnelliğiyle veriyor Clauido Magris. Roman iç içe geçmiş ya da tıkıştırılmış pek çok öyküyle, anımsama ve tanıklıklarla Avrupa dan Afrika ya, Amerika dan Karayipler e uzanan bir coğrafyada Batılı beyaz efendiler, köle siyahiler ve Kızılderililer üçgeninde insanların gaddarlığı çok boyutlu irdeleniyor... Bütün bunlar savaşın vahşeti ana izleği etrafında örülüyor. Asıl unsurun, faşist-ırkçı beyazın ötekileştirdiği farklı etnik kimliklere, siyahi, Çingene ve Yahudilere yaptıkları ve onların rezil işbirlikçileri... Galip Müttefikler in (Başta ABD, İngiltere) yenik düşen Nazi ve Mussolini nin faşist güçlerine hesaplı hoşgörüsü, onların savaş suçlarına göz yu- muşları bir o kadar sakınmasız ortaya konuyor bu zorlu yapıtta. Yazar bunu çoğu zaman bu barış yanlısı, inatçı ve yiğit karakterinin gözlemleri, tanıklıkları ve notları üzerinden yapıyor. Yapıt, iki hatta üç farklı metin üzerinden kurgulanmış. Takıntılı demiyorum, inatçı ve inançlı adsız müzeci profesörümüzün notları, günlükleri, belgeleri ve bunları düzenlemekle uğraşan asistanı Luisa nın müzeyi tasarlama çalışmalarını anlatan metinler. Bunlar numaralı uzun- kısa metinler (1-53) halinde verilirken araya farklı metinler giriyor. Luisa nın ailesel öyküsü Luisa nın Hikâyesi başlığı altında sekiz metin halinde (I-VIII) veriliyor. Numaralı ilk 17 metin 49 sayfa. Luisa nın Hikâyesi I, 5 sayfa (50-54). Prag da Bir Chamacoco başlıklı metin- de (s.55-72) farklı bir uygarlık ve kültürden, Afrika dan Avrupa ya getirilmiş, bir sirk hayvanı gibi sergilenmeye çalışılan Chamacoco yerlisi Cherwuish Pioshad Mendoza adlı ilkel siyahi büyücünün metaforik öyküsü yorucu ama anlamlı metinlerdendir. Cactus Marcescens Hitler ( ) başlıklı metin kanımca bunların en karışığı, en karmaşığığıdır. Botanikçi, kaktüs uzmanı, ailesini uzak diyarlarda bırakmış Eric in korkunç Nazi işgalindeki Prag da tuhaf odası: Otuz sandık dolusu hayvan başları, tüyler, kürkler, çürümüş egzotik bitkiler, yolculuk günlükleri kimsenin istemediği... Naplavni Caddesi ndeki dairenin tek mobilyaları bunlardı ve Eric in arkadaşı Bohumil Kafka heykeltıraşlık yeteneğiyle daireyi bu GÜNEY RÜZGARI 21

24 sandıklarla dekore etmiş, yataklara yer kalmadığı için aralarına hamaklar germişti (s.111) Kaktüsler üzerine akademik bilgiler, kaktüsnazi analojisi, bunları bir silah olarak kullanma düşlemi, Bohemya da Yahudilere ve antifaşistlere bin yıllık Reich ın vahşeti. O kadar yorucu bir metin ki, olmasaydı, dedirtiyor. Er Schimek in ( ) ibretlik öyküsü romanda bir yama değil, onu zenginleştiren anlamlı bir metindir. Luisa de Navarrete nin İfadesi ( ) başlıklı sarsıcı metin, adı yine Luisa olan evli bir zenci kadının neredeyse gerçeküstü yaşamöyküsüdür. Trieste den Karayipler'e uzanan, korsanlar elinde dört yıl tutsaklık ve bu sürede yaşananlar, Tieste ye dönüş. Ne aradığını bilen kolonyal kafalı mahkemece sorgulanışı... Bu farklı başlıklar altında düzenlenmiş metinlerde anlatılan bunca olay ne yazık ki okuru çok yoruyor. Bu tıkışlık, yer yer çok uzun cümleler ve İncil-Tevrat tan sıkça alıntılarla Latince, Almanca, İtalyanca sözlerin Türkçelerinin dipnotta verilmesi okuru bitkin düşürüyor. Romanı özetlemek neredeyse olanaksız. Ama şu satırlarla bitmesi yazarı ayakta alkışlatıyor: Atıkları denize, vadiye boşalttılar; bizi buraya dere ile denizin arasına boşalttılar. Su o kadar derin değildir ama sürekli aşağı iniyoruz, denize çöp atmak suçtur, adam atmak da suçtur, ama hakim, davanın reddine karar veriyor. (s.316) Çarpıcı, unutulmaz bir son! Romanın giriş bölümü sayılabilecek 1 no lu metin (4,5 sayfa) yorucu ama ustalıklı. Görevli tasarımcı Luisa, notlarıyla boğuştuğu bu ölmüş adama benzemeye başladığını düşünüyor. Bu ilk metinde müze ve takıntılı adsız profesör tanıtılırken şu saptama da çarpıcıdır: Burası onun krallığıydı, çünkü burada kimse yaşamıyordu, yaşamak için evde bile, aileleriyle yataklarında savaşa ihtiyaç duydukları için barışa engel olan canlılardan yoksundu; Luisa, mayın temizleme makinesiyle ilgili notlar alırken, insan bazen sabahları biraz erken uyanıp da panjurların arasından ilk ışıklar sızarken bir yastıktan diğerine baktığında uyuyan eşin bir hendeğin karşı tarafındaymış gibi göründüğünü düşündü. Herhangi bir saldırı olmayacaktır, ama tetikte olmak lazımdır, ateş açan olabilir... derken cesur ve zekice bir aile kurumu eleştirisi yapıyor ve usta işi bir bilinçakışı... O, tabutunda yatardı, henüz ölmemişti, ama ölmüş gibi sakin ve huzurlu olurdu; şu anda da ben onun kâğıtlarını külleriymiş gibi karıştırırken de öyle... diyor Luisa nın iç sesi (s.11). Daha önce de şöyle demişti: Sonuçta ben de onun gibi, her şeyin savaş olduğuna inanacağım... O hangarda uyumak için kendine seçtiği o uzun ve rahat tabutun içinde son anında çevresini saracak alevlerden daha öldürücüydü bütün savaşlardan geriye kalan o hurdalar. (s.10) Evet, çok sesli, çok katmanlı bir roman. Ama daha kısa olabilirdi; kimi ayrıntılar olmasaydı değerinden yitirmek şöyle dursun, yazınsal çıtası daha da yüksek olurdu kanımca. Peki, bu bir belgesel roman mı, bir tarihsel roman mı; her ikisi mi, hiçbiri mi? Ne olursa olsun, ciddi, sarsıcı bir savaş karşıtı romandır. Okunması hayli yorucu olsa da. Herkes bana silahlarını verse, dünyanın bütün silahları müzede olsa dünya silahsızlanmış olurdu, nihayet barış olurdu. Ama bunu için dünya kadar büyük, devasa bir müze gerekirdi... (s.184) diyen adsız profesör kahramanımız için yazarın, gerçekten böyle bir müze kurmak için çalışmış Trieste li Prof. Diego de Henriquez den serbestçe ilham aldım. demesi bizi hayli şaşırtıyor. Romanın sonuna eklenmiş Not ta bu adamın depoda yaşadığı ve çıkan bir yangında öldüğünü ama romandaki karakterin bir kurgu olduğunu söylemesi daha da şaşırtıcıdır. Yoksa bu not da bir kurgulama, kurguyu sorgulama metni mi, dedirtiyor. Bu kıgüney RÜZGARI 22

25 sacık metinde kurgu üzerinde uzun uzun durulması anlamlı çünkü. Üstüne üstlük, yazarımızın, gerçek profesör Diego nun, mezarının önünden geçen meçhul insanların kılıçlarını bir daha kullanmamaları için ona teslim etmelerini istediğini söylemesi, gerçek profesörle kurgu profesörü birbirinden ayırmamızı hayli güçleştiriyor. Kuşkusuz bu da zekice ve usta işi bir kurgu oyunu olsa gerek. Savaş felsefesi ve savaş karşıtlığı, yaşam-ölüm üzerinde derinlikli irdelemelerin, sorgulama ve saptamaların zekice ve cesurca yapıldığı bu ciddi romanda unutulmayacak aforizme değerinde çok cümle var. Bunların bir kısmını alıntılamadan yazımı bitirmek içimden gelmedi: (O) Şarkılar olmasa diye eklemişti, savaş bir mezbahadan başka bir şey olmazdı. Gerçi zaten, öyle, ama... Neden katliamlardan kardeşlik, insanlık, merhamet üzerine bu kadar güzel şarkılar doğar? Bu kadar insani duygular doğuruyorlarsa katliamlarda bir şeyler olmalı, belki yarın ağlarsın, ama sonra gülersin... kandan oluşan gübrede ne kadar çok çiçek yetişiyor. (s.91)... yok edilen dünyada hayatta kalacak son insan delirecektir, kendinden başka, dolayısıyla kendi deliliğinden başka bir şey olmayacaktır. (s.188) Hasat zamanı köylüler ayaklarıyla teknelerdeki üzümleri eziyorlar, şıra kırmızı, kan kırmızısı, bazen şarabın kendi kadar lezzetli veya en azından sarhoş edici. Kan dökmek, ayak altında ezmek, şıra içmek kadar zevkli, hele de uzun zamandır başkalarının, artık fethedilen bu şehrin kibirli efendilerinin ayakları altında ezilen üzümseniz. (s.218) Evet, işkence hücrelerinde insanların kendilerini öldürdüğü olur. Konuşmaktansa ölmeyi tercih ederler. İnsanlığı, hayatı korumak için; bütün hücrelerde nabız gibi atan ölümün gücüne karşı çıkmak için intihar ederler. Direniş direnir; ölüme itaat etmektense ölmek daha iyidir. (s.226) Saygıdeğer burjuvazi ahlakçıdır ama aynı zamanda hayırsever ve hoşgörülüdür, müstehcenliklere gözlerini kapatır, ama bir Yahudi nin Auschwitz e gönderildiğine veya o kalabalıklar Auschwitz e gönderilirken sessiz kalındığına dair bir haber ortaya çıkacak olursa Tanrı yardımcınız olsun, böyle bir şey görgüsüzlüktür, ondan söz edilmesi bile kabul edilemez (s.265)... Savaş felsefesi ve savaş karşıtlığı, yaşam-ölüm üzerinde derinlikli irdelemelerin, sorgulama ve saptamaların zekice ve cesurca yapıldığı bu ciddi romanda unutulmayacak aforizme değerinde çok cümle var. Benim aradığım o duman, küle dönen o isimler. Benim mücadele ettiğim unutma değil, unutmanın unutulması, unutulmak istenen zorunlu kılınan?- bir vahşeti unutmuş olmanın, unutmak istemenin, bilmek istememenin, bilememenin taksiratlı bilinçsizliği. Ben Trieste nin her sokağında kimsenin görmek istemediği o dumanı görürüm. (s.283) O koku burada bir yerlerde olmalı, her şeyi temiz yapan evrensel ilaçlamadan, katliamın zehirli kokusunun üzerine cömertçe dökülen deodoranlardan kaçmak için bir kertenkele gibi yarıklara girmiş olmalı. O kokuyu bulacağım. Onu bir şişeye koyup mühürleyeceğim. Kıyamet günü için bir kanıt olacak. (s.286)... O depo sabahın yedisinde, Risiera daki bacadan yükselen bedenler gibi yandı. (s.303) Yazarın bu yapıtında savaş konusunda vermek istediği mesajların çoğu, tesadüf olmayacak bir yangında kül olan bu müzecinin döne döne ve cesaretle söylediklerinde, yazdığı notlarında duruyor İZMİR GÜNEY RÜZGARI 23

26 BİR MEKTUP YAZ BANA AĞABEY (AŞKA DAİR OLSUN) M esaisi bitip fırçayı elinden bıraktığında yorgun bedenini taşımaya takati kalmamıştı. Elini yüzünü silip inşaat sahasından çıktı. Evine gidip yıkanmak ve sabaha dek uyumak istiyordu. İş giysileri, üzerlerindeki boya lekeleriyle, Salvador Dali nin tablolarına benzemişti. Banyodan çıktıktan sonra aniden fikrini değiştirdi. Elle yıkandıkları her hallerinden belli, ütülü bir gömlek ve bir pantolon giyip kendini dışarı attı. Sabun kokuyordu. Cumartesi günüydü. Haftalığını vermişti ustabaşı. Bir kısmını, biriktirdiği paraların üzerine koymak için ayırmış, bir kısmını da harcamak için yanına almıştı. Nispeten iyi bir ücret alıyordu. Helalinden evlenmek, en büyük hayaliydi. Şehir parkına doğru yürüdü. Biraz oyalandıktan sonra sıkıldı. Eski mahallede bulunan eğlence mekânlarından birine takılma düşüncesi ile şehir merkezine yöneldi. Kalabalık olmayan Cafe lerden birine girdi, çay istedi. Masalarda, daha çok liseli ya da üniversiteli gençlerden oluşan küçük gruplar oturuyordu. Ortalığa saçılan kahkahaların, esprilerin, gözüne değen mutlu yüzlerin dokunduğunu hissetti. Bir anda eve dönme isteğine kapıldı. Çayını bitirmeden kalktı. Yaşlı anne babasından ayrılarak ayrı bir eve taşınmış, yalnız başına yaşamaya başlamıştı. Basit alışkanlıkları vardı: Sofraya yerleştirdiği bir salkım üzüm, bir dilim karpuz, fırından yeni çıkmış buram buram kokan bir ekmek sevincin âlâsını yaşatırdı. Yanına bir kaç dilim köy peyniri, birkaç tane kırma yeşil zeytin koydu mu keyfine diyecek olmaz. Pilav üstü döner en sevdiği yemekti; hiç unutmaz, boş geçmezdi; kaç tabak götürür, Allah bilir! YaAv. İbrahim ERSUZ nına kuru fasulyeyi de dayadı mı en acılısından, keyfinden geçilmezdi. Süs biberlerini leblebi gibi atıştırır, bana mısın demez, görenin ağzı burnu yanardı. Ustabaşı, ikinci el eşya satan bir arkadaşının dükkânından buzdolabı bulmuştu kendisine, eski püskü... Su falan akıtıyordu muhtelif yerlerinden, ama soğutuyordu yeterince. Hava çok sıcak olduğunda kapısını açar, klima yerine kullanırdı. Gerçi, Arabistan da çalışmıştı, sıcağa dayanıklıydı. Yatak, yorgan, masa, sehpa ne bulduysa birkaç ıvır zıvır eşyayla donattığı bekâr evinin şahlıgüney RÜZGARI 24

27 ğını sürüyordu. Bir kasetçaları vardı parça pinçik... Arapça Anadili olduğu halde arabeskten haz etmez ama Arap müziğine ve halk şarkılarına bayılırdı. İlkokul sıralarında öğrenmişti Türkçeyi. Kırık dökük, şiveliydi konuşması ama iyi idare ediyordu. Sevilen gençlerindendi mahallenin. yerleri incitmeden gözlerdi. Ailesini, soyunu sopunu, yedi sülalesini öğrenmişti. Arkadaşlarını, hobilerini, ayak numarasını, manikürcüsünü, bedenini, boyunu, huyunu, kuaförünü, ağdacısını, akla zarar ne varsa hatmetmişti. Durmadan onu çalışmış, üzerine tez yazabilecek kıvama gelmişti. İriyarı cüssesine rağmen müthiş korkaktı! Gece vakti karanlıkta yalnız yürüyemez, her hangi bir köprüden, ıssız bir sokaktan geçebilmek için mutlaka birilerinin yanında olmasını isterdi. Bazen köprü ayağında, kaldırım kenarında dakikalarca bekler; ilk gelenin eteğine tutunur, omzuna sürtünür, refakatine alır yürürdü. Ne büyük tezattır ki western filmlerinin müptelasıydı. Her hafta mutlaka, bir kez de olsa sinemaya giderdi. Mahallede oturan birçok arkadaşı vardı. Nedense hepsi mektepli, mürekkepli, eğitimli gençlerdi. Severdi okumuş yutmuş kişilerle oturmayı, sohbeti... Tak etti canına bir gün, yükünü taşıyamaz hale geldi. Bunaldı, bıraktı işini, yola düzüldü. Üniversitede okuyan bir arkadaşını buldu. Aklı dağda kalbi darda, yüklendiği ruh dünyasını arkadaşına boca etti. Bir mektup yazmasını rica etti. Öyle bir mektup olmalıydı ki daha ilk gördüğünde sevdiği, önceden bilip tanımadığı için, bu kadar geç tanıştığı için hayıflanmalıydı. Okuyup bitirdiğinde mektubu, sırılsıklam âşık olmalıydı. Gözünü alamayacak kadar tutulmalıydı. Tir tir titremeliydi he- Bir kıza tutulmuştu, delirmenin sınırındaydı. Doktor muayenehanesinde sekreter olarak çalışan bir kız... Bir tür alaylı hemşire de denilebilir. Aşkını bir türlü dile getiremiyordu. Paylaşamıyordu kimseyle duygularını... Kızın dolaştığı, gezdiği, takıldığı yerlere gider, doğaya saldığı nefesini toplamaya çalışırdı. Muayenehane, ilânihaye ziyaret edilen bir türbe muamelesi görüyordu. İstisnasız her gün önünden geçilen, tavaf edilen bir türbe düşünün. Muayenehanenin caddeye bakan geniş penceresinin bulunduğu tarafta, karşı kaldırımda bekler, sevdiğini seyre dalardı. Kız bazen onun durduğu yöne bakar, gülümserdi. Dünyalara sığmazdı içi. Bir ıslık tutturur, sevincinden dere tepe yol gezerdi. Bazen peşine takılır, sezdirmeden takip eder, bastığı... Tak etti canına bir gün, yükünü taşıyamaz hale geldi. Bunaldı, bıraktı işini, yola düzüldü. Üniversitede okuyan bir arkadaşını buldu. Aklı dağda kalbi darda, yüklendiği ruh dünyasını arkadaşına boca etti. Bir mektup yazmasını rica etti. yecanından. Dili dudağı kurumalı, gözünün ferine yıldızlar oturmalıydı; çevrede ne kadar cam çerçeve varsa tuzla buz olmalıydı. Esen rüzgâr durmalı, yağan yağmur gökte donmalıydı; nehirler tersine akıp deniz dalgaları sus pus, tefekküre çekilmeliydi. Aldığı nefes kulaklarında çınlamalı, gümbür gümbür olmalıydı yüreği. Dillere destan, kıskançlığa neden, sohbetlere konu olmalıydı. Cennet kapısından girmek üzere olan ruhlar geri dönüp kalan sekiz canlarını üflemeliydi ölü bedenlere. Sarhoşlar ayılmalı, âlemin cümle kuşlarını ince bir ıslıkla çağırmalıydı. Toplaşan kuşlar her kanat çırpışlarında adlarını yazmalıydı GÜNEY RÜZGARI 25

28 sonrasız semalara. Maviliğe nakşedilen her kelime birer yıldız gibi dökülmeliydi yere... sın her meselede? Tabanlarını yağlayıp görünmez mi olacaksın, ha saftirik adamım! - Oğlum, bana saydıklarını sen yazsana işte. Gayet güzel bir aşk mektubu olur bu söylediklerin. Bunları duyan kız sana tapmaya başlar zaten. Hatta ne yap biliyor musun? Al karşına iş çıkışı, aynen anlat, yüzüne söyle. Daha samimi olur. Doğrudan ve aracısız... - Duvar boyacısıyım ben, ya istemezse beni? Hayır derse, ne yaparım? - Yapamam! Korkudan altıma ederim muhtemelen. İki kelimeyi bir araya getiremiyorum daha, söylediğine bak! Karşısına geçsem herhalde bayılır kalırım. - Şu iri cüssene rağmen bu korkaklık! Allah a emanetsin oğlum! Sen askerliğini nasıl yaptın şaşıyorum! Yakışıklısın, işin gücün var, sağlıklısın, mahalleli seni seviyor, daha ne? Bak ne diyeceğim, mektubu yazarım, ama bir şartla: Kendin vereceksin, hem de kendi elinle, kanlı canlı, tanışır tanışmaz hem de Ne dersin? - Yavrucum, iyi misin sen? Yazacağımız mektup senin boyacı olduğun gerçeğini değiştirecek mi? İstersen ressam olduğunu söyleyelim, yalanla başlasın ilişkin, ne dersin? Senden haberi olmadığını mı sanıyorsun? Her gün penceresinin altına düşen birini merak etmediğini mi düşünüyorsun? Senin tarafa bakıp gülümsediğine göre, öyle demiştin yanlış hatırlamıyorsam, sana karşı boş olmadığını belli etmiyor mu? En azından hoşlanmıştır senden ya da ilgi duyuyordur. Ne bileyim ben, adım atmanı bekliyordur belki de! Yoksa şimdiye dek çoktan sopayı yemiştin oğlum! Saf mısın sen, bu muhitte bu kadar dikize kim izin verir? Hakikaten kör olmuşsun, vah garibim vah! - Zinhar olmaz! Kalp sektesine uğrarım. Sen vereceksin! Çıldırdın mı oğlum! Bana ne senin aşkından! Hem hoş da değil, ayıptır! Olacaksa oldurmaz artık. Kaçar senden! - Kaçar mı? Ölürüm ben! - Kaçar tabii! Aşkını bile söylemekten aciz birini kim ne yapar ki! Hadi verdim diyelim mektubu. Sonra ne olacak? Çağırmasını mı bekleyeceksin? Çağırırsa ne yapacaksın? Kalpten gitmeyecek misin bu sefer? Olmaz, kardeşim! Şartım bu, ister kabul et, ister etme! Paşa gönlüne kalmış! Hadi eyvallah ben gittim. - Dur, nereye gidiyorsun? Celallenme hemen, tamam anlaştık. Mektubu muayenehaneye bırakır çıkarım. İş arkadaşı var, ona veririm. - Sonra da kaderini beklersin, öyle mi? Sen gerçekten safsın oğlum! Ya hu bu kadar önemli bir mevzuda başkalarının arkasına nasıl saklanırsın? Kız kabul etti ve evlendin diyelim. Çoluğuna çocuğuna nasıl sahip çıkacaksın? Sırra kadem mi basacak- - Gerçekten mi? Beni kandırmıyorsun değil mi? Bak alay etme benimle! Aklım ermez bunlara. Hayat memat meselesi - Merak etme saf çocuk! Tecrübe ile sabittir. Yağdan kıl çeker gibi olacak. - Şimdi de gaz veriyorsun, anladım! - Neyi anladın, bir bilsem! Kaldı ki birazcık gazdan bir şey olmaz. Ama merak etme, hava cıva falan değil! Kızın üç ağabeyi yok mu? Gönlü olmasaydı, çıtlatmaz mıydı onlara? Haşatın çıkardı şimdiye kadar! Kül ederlerdi seni! Olmadı, en azından el altından, ayağını denk alman için haber uçururdu! - Mantıklı aslında. O zaman yaz mekgüney RÜZGARI 26

29 tubu, kendi ellerimle götüreyim. İnşallah kapısında yığılıp kalmam! - Önemli değil, orası bir doktor muayenehanesi, kaldırırlar seni ayağa. Yarın gel al mektubu; yazarım akşama... Şimdi sorsanız sabah nasıl gitti, nasıl aldı zarfı arkadaşının elinden, hatırlamaz bile. Açıp okumadan mektubu, cebine koydu. İçinde ne yazılı olduğunu dahi bilmiyordu. İnayetine kalmıştı üniversitelinin, ne çıkarsa bahtına yani... Cebinde mektup, apartmanın dış kapısının ziline asıldı. Cızırtılı bir sesten sonra ağır demir kapı yavaşça açıldı. Geri geri giden ayaklarını önleyememekten korkarak merdivenleri hızla tırmanmaya başladı. Kendini zorlamasa dönmeye hazırdı. Terden sırılsıklam, vücuduna yapışan gömleğini çekiştirmekten helak olmuştu. Bu halde görücüye çıkmanın utancı ile yüzü kızardı. Cebinden çıkardığı mektup da ıslanmıştı. Ellerini nereye koyacağını bilemez halde, kalbi şimendifer hızıyla çarpmaktayken, alı al moru mor birinci katın sahanlığına geldi. Üstüne başına çeki düzen vermeye çalıştı. Derin bir nefes alarak başını kaldırdı. Bir numaralı dairede bulunan muayenehanenin kapısı ardına kadar açıktı. Eşikte, elleri belinde, bizzat sevdiği kızın asık bir suratla beklediğini gördüğünde ayaklarının bağı çözüldü. Başının üstünde yıldızların dönendiğini fark etti; bayılmak üzereydi. Ne söyleyeceğini bilemeden olduğu yere çakıldı kaldı. Üstüne bir kaya oturmuş gibi ağırlaştığını hissetti. Kuru bir selam bile veremedi. Lal olmuş, nutku tutulmuştu. Gereksiz bir et parçasına dönmüştü sersem dili. Ayıp olmasa ağlayacaktı. Hali pür melali, ödevini yapmamış bir öğrencinin öğretmeni karşısında duyduğu mahcubiyete benziyordu: Elektrikler kesikti öğretmenim, deme şansı olmayan bir öğrencinin hali

30 Köşede tek ayak üzerinde durma cezasına hazırlanan bir öğrenci ne hissederse o... Şaşkınlığının düzeltilemez sarsaklığı içinde; kızgın, ama sevecen sesini duydu sevdiğinin: Nerede kaldın! diyen sitem dolu, tok, kendinden emin, azarlayıcı sesin ağır, tınısıyla irkildi. Şu merdiveni çıkman altı ay mı sürer be adam? Hepi topu yolun bu tarafına geçecek, on basamak çıkacaksın. Amma uzattın! Hiç işim yokken pencerenin önünde dolandım, o kadar gülümsedim sana, onu da mı anlamadın? Uzundur takip ettiğini fark etmediğimi mi sanıyorsun! Bir hafiye gibi hayatımı didik didik ettiğini de mi bilmeye- cektim zannettin! Kaldır başını, gözlerimin içine bak, yemem seni! Elindeki nedir? Mektup mu? Sen mi karaladın onu, yoksa şu üniversiteli arkadaşlarından birine mi yazdırdın? Boş ver mektubu, gir içeri, ne diyeceksen yüzüme söyle! Öyle mektupla resimle, yazıyla çiziyle olmaz bu işler! İçindeki yangının alevi bütün mahalleyi tutuşturacak, haberin yok! Bana olan düşkünlüğünü öğrenmeyen kaldı mı, hey akıllım benim! Gir içeri çabuk, milletin ağzına yeterince sakız olduk, bundan sonra olmayalım bari! Hadi hadi dikilme orada öyle şapşallar gibi! Bir altı ay daha bekleyemem seni! ANTAKYA DA GÖNÜL KÖPRÜLERİ A ntakya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri şehir genelinde yürüttüğü hizmetler ile hayırseverler ve ihtiyaç sahibi vatandaşlar arasında gönül köprüleri kurmaya devam ediyor. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, yardım yapan hayırseverlere teşekkür ederken, oyuncak toplama kampanyası ile kırsaldaki anaokullarındaki çocukların sevindirildiğini söyledi. Antakya nın kırsal mahallelerinde bulunan anaokullarında oyuncak ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi üzerine başlatılan Oyuncak Toplama Kampanyasının hayırseverler tarafından yapılan bağışlarla hızla büyüdüğünü ifade eden Antakya Belediyesi, Yapılan bağışlarla oyuncak evleri ile okullara oyun köşesi kuruluyor. Proje kapsamında Yaylacık Mahallesi Defne Rotary İlköğretim Okulu anasınıfı öğrencileri için teslimat gerçekleştirildi. Antakya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Alper Yıldırım tarafından teslim edilen oyuncaklar çocuklarda büyük sevinç yarattı. Defne Rotary İlköğretim Okulu yöneticileri ve öğretmenleri bu proje ile çocukları mutlu etmelerinden dolayı hayırseverlere, Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz a ve emeği geçenlere teşekkürlerini ilettiler denildi. Antakya Belediyesi nden yapılan açıklamada ayrıca Almanya da ikamet eden bir Antakyalı hayırsever tarafından bağışlanan 50 çift ayakkabı ve giyim yardımlarının öğrencilere teslim edildiği de ifade edildi. Vali Utku Acun İlköğretim Okulu ndaki ihtiyaç sahibi öğrencilere giyim ve ayakkabı yardımını gerçekleştiren Antakya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, oyuncak bağışlarının yanı sıra hayırseverler tarafından bağış yapılan giysi ve ayakkabılar ile Vali Utku Acun İlköğretim Okulu nda eğitim gören 50 öğrencinin sevindirildiğini de duyurdu. Antakya Belediyesi bundan sonra yapılacak bağışlar için (0537) , ile (0326) dahili 1440 numaralı telefonlardan kurye sistemi ile ev ve iş yerlerinden aldırabileceği de bildirildi. GÜNEY RÜZGARI 28

31 Yaşam kumbaramda biriktirdiğim her şey evlatlarıma armağanımdır. kadın olmak Sibel ÇAĞLAYAN BİLEK Kadınsa adın Kara yazılmış alın yazın Baştan çizilmiş sınırların Yaşama adanmış hayatın Kadınsa adın Yoktur kendine ayıracak zamanın Çökertir omuzlarını sorumlulukların Her şeyden önce bir anasın Uçamazsın çeker seni ağırlıkların Tutmaz olur çoğu zaman kolun kanadın Kadınsa adın Acılarını bir zırh gibi kuşanırsın Yapıştırma tebessümle daima oynarsın Oyuklar açtığı halde içinde gözyaşların Sen hep baston olmak zorundasın Aslında sen meşhur ağlama duvarısın Kadınsa adın Gece yürüdüğün yol mayın Özgür giyimin senin ayıbın Suç, kuyruk sallayarak adamı baştan çıkaranın Kadınsa adın Başlık parasıyla Koynuna girersin tiksindiğin adamın Daha beşikte imzalanır ölüm fermanın Kadınsa adın Erkek isterse vermek zorundasın Yoktur önemi kırık duyguların Ruhunun okşanmasını ister oysa ki kadın Kadınsa adın Ananın sarığı, çarığı olursun kocanın Yoktur çoğu zaman adın Saçı uzun, aklı kısa yaşarsın. 29 Nisan 2019 GÜNEY RÜZGARI 29

32 AKSAK Hulusi ATAHAN T osun fakir bir ailenin ikinci çocuğu idi. Babası hammallık yaparak aç tok yaşarlardı. Tosun ilkokula başladı. Fakat okula devam etmesine, ailesinin imkanı yoktu. Tosun dan iki yaş büyük kardeşi bir kunduracıya çırak olarak konmuş eve hafta sonları üç-beş kuruş yardımda bulunuyordu. Tosun okuldaki arkadaşlarının giysilerini, okul çantalarını, defterlerini, kalemlerini kıskanırken, bunları nasıl edindiklerini düşünürdü. Paralı olduklarını, parayı nerden getirdiklerini, babasının neden onlar gibi parası olmadığını düşünmesi sonucunda, Tosun, Ben nasıl para kazanırım? sorusu ile yaşamaya başlar. Zengin olmayı kafasına koyduktan sonra ilk verdiği karar, Babam gibi hamal olmayacağım, olur. Okuldan eve gitmezden önce pazar yerine gitmeye başlar. Pazar yerindeki çeşitli iş yerlerini seyrederek ilerde yapacağı, daha doğrusu para yapacağı işi seçmeye çalışır. Bunun kolay olmayacağını hemen anlar. Müşterilerle dolan iş yeri ikinci gün boş oluyor, her gün müşteri ile dolan dükkan olmuyordu. Pazar yerinde sık sık oluşu ile iş sahipleri tarafından tanınmaya başlar. Eski eşyalar satan bir iş yerinin sahibi, Tosun la ilgilenir ve ondan iş yerini temizlemesini ister. Tosun iş yerinin içini dışını temizlerken, bir şeyler satılarak pa- ranın kazanıldığını öğrenir. Hafta sonu iş yeri sahibinin ona verdiği para, kazandığı ilk para olur. Bu parayı herkesten gizleyip saklamaya karar verir. Tosun zenginlerin yaşadığı sokaktan geçerken, kullanmadıkları çocuk oyuncaklarını çöpleri ile sokağa koyduklarını farkeder. Tosun çöpe konan çocuk oyuncaklarının bazılarını satabileceğini düşünerek toplar. Evde bunları temizleyip saklar. Tosun bundan sonra zenginlerin yaşadığı sokaklara daha sık uğramaya başlar. Bir pazar günü babasının yardımı ile yaptığı tezgahını boynuna asıp, temizlediği eşyaları üzerine koyduğu gibi pazarın yolunu tutar. Pazardan cebinde tam iki lira ile eve döndüğünde, yürüyecek takatı kalmadığı halde sevinçliydi. İki liranın cebinde oluşuna inanamayıp, zaman zaman iki lirayı yokluyordu bütün gün. Tosun böylece iş hayatına ilk adımını atmış olur. Askere gidene dek pazarda eski eşyalar alıp satmaya devam eder. Tosun askere gitmeden biriktirdiği parasını bankada açtığı hesaba koyar. Askerde olduğu süre bu parasına dokunmaz. Askerlik yaparken bir pazarcının iç çagüney RÜZGARI 30

33 maşırlar sattığını ve işinin iyi olduğunun farkına varır. Kışladan pazar günleri dışarı çıkma izni olduğunda doğruca bu pazara gidip iç çamaşırları satan pazarcıyı gözetler. Terhis olunca aynı işi yapmaya ve bunun yanında, çocuk giyecekleri ve çocuk eşyaları satmayı düşünerek askerliğini bitirir. Tosun çocuk giyecekleri ve iç çamaşır satan dükkanlara gidip satamadıkları stoklarını pazarda satabileceğine, onları inandırır. Tosun aldığı eşyaları satınca malın bedelini ödeyebileceğini de kabul ettirir. Tosun un işleri tahmininden de iyi olur. Akşamları eve döndüğünde hala ayakta durabiliyorsa, o gün yeterince çalışmadığına inanırdı. İşinin her gün daha iyiye gittiğini gören Tosun, yeni bir sıçrama yapmanın gereğine inanarak, bir dükkan kiralamanın zamanının geldiğine karar verir. Tosun kiraladığı dükkana yerleştikten sonra neredeyse yirmi dört saat dükkanını açık tutuyordu dersem yeri. Sabahları çarşıda en erken dükkanını açıyor ve geç saatlerde kapatıyordu. Çarşının nerdeyse bittiği yerde eski bir han vardı. Buranın mirasçılarının bazılarının satmak istediklerini Tosun duyunca, onlarla temasa geçip hisselerini satın alır. Böylece Tosun iş hayatındaki ilk büyük adımı atmış oldu. Geriye kalan hissedarlardan da hisselerini kiralar. Handa onarılması gerekenleri yaptıktan sonra sekiz iş yeri ortaya çıkar. Hanın girişinde geniş bir dükkanı kendine ayırdıktan sonra diğer dükkanları da kiraya verir. Kiracıları seçerken değişik işler yapanları tercih ederek handa daima alıcıların oluşunu sağlar. İstanbul dan gelen satıcılardan almak yerine, İstanbul daki imalatçılarla anlaşarak, aracıyı aradan kaldırınca, vilayet sınırları içinde toptan satışa başlar. Bu arada bsabasına hamallığı bıraktırıp, hanın bekçiliğine getirir. Tosun para kazandıkça akrabaları da çoğalır. Bu akrabalarının içinde güvendiği gençleri pazarcılığa, bazılarını da dükkan açmalarını sağlar. Açılan iş yerlerinin asıl sahibi Tosun olduğu resmi kayıtlarda görülmez. Vilayetin kazalarına da şubeler açarak, servetine servetler katan Tosun un yaşam şekli değişmez. Para kazanmasını iyi bildiğinde kimsenin şüphesi olmadığı gibi, para harcamadığında da herkes hem fikir. Tosun halk tarafından; bencil, cimri oluşundan sevilmez. Tosun u görmek için gelen misafirine bir çay bile ikram etmez, kendi gittiği bir yerde ikramda bulunulmazsa; Bir çayınızda yok mu? gibi şaka yollu serzenişte bulunmak adeti idi. Bir kilo elmayı almadan önce neredeyse bütün pazarda en ucuz yeri bulup, pazarlığını da yaparak alırdı. Malı satarken değil, alırken kar edilir derken fakir satıcının edeceği kardan üç kuruşu vermemenin zevkini yaşardı. Para harcamak zorunda kaldığında hep; Parayı elde tutmak zor. Yılan gibi kayar gider diye yakınırdı. Tosun işini genişlettikçe banka ile teması da çoğalır. Zaman zaman banka müdürü müşterilerini ziyaret ettiğinde Tosun un da iş yerine sık sık gelirdi. Tosun banka müdürünün ziyaretinin birinde, müdüre kahve ikram eder. Müdür gittikten sonra komşusu Tosun a takılır; Bakalım, kahve parasını kimden çıkaracaksın? Tosun, Sen ayakta uyuyorsun, müdür sigara paketini masaya koymuştu, o kahveyi bitirene dek ben tam dört sigarasını içtim der. GÜNEY RÜZGARI 31

34 BİR HUZUR ALMAYA GELDİK Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir der Tolstoy. Yolculuğumuzla (eşim ve ben) ilgili hikaye de böyle başladı. Deniz, doğa ve kumun yanısıra tarih kokan Antakya dan İstanbul a geldik sevdiklerimizle buluşmaya. Sevgi ne kadar yüce bir kelime. Sevginin kökünde de var SEV. Sevginin gücüyle ilk önce oğlumuzla, sonra sevdiklerimizle buluştuk. Kiminin hayatının karardığı, hatta tükendiği ama aynı zamanda milyonlarca insanın hayat bulduğu İstanbul, halen taşı toprağı altın ifadesiyle hayat bulan bir metropol. Huzurlu bir İstanbul gezisini gerçekleştirmek için en uygun başlangıç Üsküdar. Zamanı iyi kullanmak adına da Kuzguncuk. Camisi, kilisesi, sinagogu, sokağı, caddesi, bahçeli evleri ve şimdi neredeyse her yerde gördüğümüz -organik, köy yumurtası bulunur- çirkin tabelalarıyla da olsa gezip görülmeye değer bir yer. İnsanın çocukluk, gençlik hatıralarını yeniden canlandırabileceği, komşularını hatırlabileceği sevimli, sürekli gülümseyen ve gülümseten, her köşesinde poz verenlerin ol- Kuzguncuk ta insana dair ne varsa dökülür yollara... Kedisi köpeði de dekoru... duğu bir stüdyo, bir sahne gibidir Kuzguncuk. Böylesi bir İstanbul hem dinlenmek, hem de stresten kurtulmak için vazgeçilmez bir terapi merkezi. Ev ve dükkanların demir parmaklıklarından sarkan rengarenk çiçekler, kahve molasında etrafa taşan mis gibi kahve kokuları ve keyifli sohbetler. Kendisi dar, ürün çeşidi bol dükkandan gülümseyen bir hanımefendinin buyrun davetiyle satın aldığımız ballı susamlı yer fıstığını tadımlayarak yürümek de ayrı güzel. İnsan gezdikçe, yaşadıkça anlarmış yaşadığı kentlerin ve mekanların kıymetini. Kuzguncuk ta dolaşırken usumda kurguladığım sözleri uçuruyorum kanatlanan martılar gibi denizin maviliklerine; Kuzguncuk ta insana dair ne varsa dökülür yollara. Kedi köpeği de dekoru. Aydınlanır mahallem bir çay molasında bir dost selamına... Tolstoy boşuna söylemiş olabilir mi muhteşem hikayelerin çıkış kaynağını? İçimizde birikmiş kara gölgelerin üzerine attık, bir günde atıl(a)mayacak binlerce adımı. Üsküdar meydanına doğru atılan her adım, belki de amatör bir balıkçı oltasına takılan yemle bir söz getirmişti dilimize; rastgele. GÜNEY RÜZGARI 32

35 Baksanıza... Yukarıdaki görselde İstanbul un Anadolu yakasındaki Prens ya da Kızıl Adalar girişindeki leyleklerin duruşu da bir hikaye değil midir? Kadıköy den Adalar a ilerleyen gemi, martıların simit kapma yarışında attıkları çığlıklarla yarıyor azgın suları. Yüzümüzü yalayan huzurlu esinti ile büyük usta mimar Sinan ın ölümsüz eseri sabrı, karşımızda elindeki pazar çantasını sıkıca tutan, ak saçlı, gri gözlü yaşlı teyzenin yaşama azmi gücümüze güç katıyor. Yesari Asım Arsoy un Adalardan bir yar gelir bizlere melodisi gibi geliyor yaşlı teyzenin gülümseyen yüzü. Geminin iskeleye yanaşması ile tatlı bir telaş sarıyor hepimizi. İskeleden sokaklara taşan yolcular, açılmış avuç kadar uçuşan yapraklar gibi savruluyor sağa sola. Müşteri bekleyen balık lokantaları, boşalan pansiyonlar, üstü örtülü masalar, sandalyeler, bakıma alınan bisikletler, uykuyu çekilen kaplumbağa gibi. Şu günlerde uzun ve dik merdivenlerin kontrolü ise adanın sahipleri kedilerin elinde. Ağır aksak sokakları arşınlayan bir kaç faytonu omuzlayan atlar ise, veda hazırlığında. Atların bakımsız, fayton sayısının fazla olması düzeltilebilecek konular. Atları adanın sembolü olmaktan çıkartmak, yasaklamak ise, yakın zamanda aramızdan ayrılan Suat Yalaz ın dediği gibi Faytonları kaldırmak tarihe ihanet tir. Hele de atlara acıyarak, tur araçlarına yer vermek, sevgiye açılan ve açılacak yürekleri kilitlemektir. GÜNEY RÜZGARI 33

36 Gidenler bilirler, Amerika nın en ünlü kenti New York ta Central Park ta faytonla gezmek de çok sayıda tatilcinin tercihi. Bakımlı at ve faytonların sahipleri de Türk. Amerika da at ve fayton bakımlarını düzenli yapanlar, Adalar da neden olmasın ki? Kafalarını öne eğmiş sahibinin yürü komutunu bekleyen atların hüzünlü bekleyişi, fayton sahiplerinin belirsiz bekleyişlerinden farklı değil. Özetle; herkesin kafası karışık! *** Adalar a gidip de Belediye Başkanı Erdem Gül ü ziyaret etmemek olmazdı. Sayın Gül ü gör(e)medik ama gördüğümüz hizmet binası ilçede yapılacak çok iş olduğu yönünde. Görüştüğümüz ada sakinleri, her yerde olduğu gibi ödenek sıkıntısı çeken yerel yöneticilerin bildik yakınmalarını dile getirirken, kimileri de kaynak bulunacak diye atılacak adımların ilçenin özünü bozmasından endişeli. Ki, adanın orta yerinde üstü plastikle örtülü akülü araçlar da adanın ruhuna aykırı. Getirilmesi düşünülen tur taşıma araçlarının adanın temiz kalmasına katkısı olabilir ama adanın atlardan arındırılması da çözüm değil! Rengini, dilini, dinini ve ırkını bilmediğimiz insanların sokaklara yansıyan huzuru, yeni filiz veren çiçeklerin güzelliği kadar etkili. Huzurlu bir yürüyüşle adayı gezenler de öyle. Nedenini bilmediğimiz, annesinin susturamadığı çocuğun çığlığı ise, adanın sorunlarını çağrıştırıyor. Sıcak bir çay molası veriyoruz çarşı içinde. Susamlı çöreğimiz de bir o kadar lezzetli. Gelen geçeni izliyoruz, adada kaldığımız son saatlerde. Önümüzden geçen sevgililerin elele tutuşu, sıcak bir yüreğe dayanmış yaren, ışıl ışıl gözler, kuyumcu vitrininde parlayan umutlar gibi... Çocukların ip atlamasına, uçurtma uçurtmasına, kulaç atmasına benzeyen yaşam ise, adaların geleneği. Gülen yüzleri gördükçe, ne çok ihtiyacımız var insanların gülümseyen yüzüne demekten kendimizi alamıyoruz. Sonuçta heybeli, kınalı, büyük ada ederken, ayrılırken üzerimize çöken hüzün, adaları bir kez daha ziyaret edeceğimizin de işareti. GÜNEY RÜZGARI 34

37 a... Belki inanması zor ama doğa kentin en büyük ressamı. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında ezgisi gibiydi gördüğümüz. Çürümekte olan bir ağacın üzerindeki figürler, adanın makus talihine mi küsmüştü, adanın bakımsızlığına mı yoksa çaresizliğine mi? Anlayamadık. Foto/ Yazı Mehmet Ali Solak

38 Martius un Öfkesi ve Nenemin Sütlacı Edip YEŞİL Ç ocukluk dönemimizin vazgeçilmez tatlılarından biriydi sütlaç. Her tatlının, yemeğin bir tarihsel arka planı, hikayesi vardır. Bol süt, şeker ve pirinçle yapılan sütlacın da bir hikayesi olmalı. Annem fırsat buldukça sütlaç yapar, bizi sevindirirdi. Ama en keyiflisi, mahalledeki çocuklarla birlikte yediğimiz, mart ayında yapılanıydı. Soğuk ve yağmurlu bir kışın ardından gelen baharı selamlamak gibi bir şeydi mart sütlacı. Takvimler on dört martı gösterdiğinde, kiremit kokulu mahallenin evlerinde kocaman tencerelerde pişirilirdi. Kış günlerinde üzerinde kestane pişirilen sobalar, bir günlüğüne de olsa mart tatlısına ödünç verirdi odunlarını. Soba borularından usul usul tüten dumanın bulutlara karışmasıyla gökte bir karnaval havası yaşanırdı. Neye dönüşeceğini bilmeyen bulutlar süt beyazı bakardı mahallemize. Biz çocukların bulutlara sevgisi bir kat daha artardı. Bizi gözyaşlarıyla ıslatmadığı vakitlerde sokağa çıkar sıkıcı ders saatlerinin yorgunluğunu göğün mavisine gözlerimizi takarak atardık. Dışarıda çiçek çiçek açan erik, kaysı, badem ağaçlarının gülümseyen yapraklarına gece karanlığı çökene kadar bakar sokaklarda tepe takla akardık. Bilmezdik mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır deyiminin anlamını. Nasılsa çiçekler açmış dışarıda. Nasılsa bahar gelmiş mahallemize, sokağımıza, evimize... Cemrenin ne olduğunu bilseydik söylerdik; bir kere cemrenin düştüğünü geri gelmeyeceğini üşümelerimizin. Buna rağmen saklardı odunların en büyüğünü, en dayanıklısını martın soğuklarına; yaşını Martiusa adamış kadınlar. Tecrübe işte! Hayatlarını hep ihtiyatla yaşamış kadınlar ne yapacaktı ki! Güneşin tepemize dik geldiğinden, evin en ücra köşesine sevgiyle dokunan aydınlığın varlığından emin olmadan bırakmayacaktı ihtiyatı elden... Bu tecrübleri hayatın her alanında yaşadıkları zorluklar sağlamıştı hiç şüphesiz. Bizim gibi miydi acaba savaş tanrısı Martius? Kim bilebilirdi ki bunu?! Tabiatın yeşile boyanmasını beklemek, belki de tek ortak noktamızdı. O, kılıcını kınından çıkarmak için beklerdi Mart ı; biz, derme çatma oyuncaklarımızı evgüney RÜZGARI 36

39 den çıkarmak için... Bir de annemizin yoğun sevgiyle yaptığı sütlacı keyifle yemek için beklerdik. Romalı bir savaşçının ne işi olabilirdi ki bizim mahallede?! Tabii bunu düşünecek kadar ehl-i akıl değildik. Sütlaçla öfkesini dindirmeye çalışan kadınlarımızın bildiğini de sanmam. Harir El Adar diyorlar adına. Kimileri Hariri edar diyor. Neneme sordum; kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır dedi. Öfkelidir Mart, Martius. Büyük bir vakurla yaptığı sütlacı gösterdi bana; İşte bu dedi. Öfkesini ancak bu dindirir. Anlamadım... Kimi yerlerde mısıra bezenmiş tavuk adanırdı Martius un öfkesini dindirmeye. Nasıl bir öfke ki bu, doymak bilmiyordu. Koca koca kazanlarda pişirilen sütlaç bile yetmiyordu... Oysa biz çocuklara, küçük bir bakır kase muhallebi yetiyordu, her derste yüzümüze atılan tokadın öfkesini üzerimizden atmaya. Nenemin Roma savaş tanrısı Martius a sütlaç yaptığını tarihi kazıyarak öğrenmiştim. Bilmedikleri bir tanrının öfkesini dindirmek için neden tatlı yaptıklarını hiç sorma gereği duymadım. Çünkü biliyordum onlar da biliyorlardı: yeryüzü tanrılarının öfkesi çok acı vermişti. Mayıs 2019 KURTULUŞ CADDESİ CEPHE SAĞLIKLAŞTIRMA PROJESİ Ç evre ve Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası Ankara Genel Müdürlüğü ve Adana Bölge Müdürlüğü, Hatay Valiliği ve Antakya Belediyesi işbirliği, Ak Parti Hatay Milletvekilleri Hüseyin Yayman ve Sabahat Özgürsoy Çelik in destek ve katkıları ile tarihi Kurtuluş Caddesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi ile yeniden canlanıyor. Dünyadaki 23 Medeniyetin 13 üne ev sahipliği yapan Medeniyetler Şehri Antakya da tarihte ışıklandırılan ilk cadde olan Kurtuluş Caddesi nin tarihteki ismiyle HEROD caddesini yeniden canlandırmak üzere çalışmaların hızla devam ettiğini belirten Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, Kurtuluş Caddesi ne cephesi bulunan tarihi ve tescilli evlerin ön cephelerinin sağlıklaştırılması ve tarihteki ihtişamına kavuşturulması için iller bankası ve yüklenici firma işbirliği ile pek çok cephede iyileştirme işlemlerinin tamamlandığını, yürütülen çalışmaların da etaplar halinde devam ettiğini söyledi. 5 milyon TL lik proje finansmanın İller Bankası tarafından hibe edildiğini belirten Yıl- maz, Kurtuluş Caddesi ndeki 1.etap iyileştirme ve sokak sağlıklaştırma çalışmasının Sarımiye Camisi ile Uzun Çarşı girişi arasında yer alan tarihi yapıları kapsadığını ifade etti. Proje, Yivli Minare Restorasyon İnşaat Sanayi tarafından sürdürülürken, çalışmaların denetimi İller Bankası kontrolörlüğü devam ediyor. GÜNEY RÜZGARI 37

40 Konuk Sanatçı Ayşen BİRGÖR MÜZİKLE YAŞAMA SEVİNCİ H ayatımızın vazgeçilmezi, ruhumuzun gıdasını oluşturan müzik, duygularımızın da ifadesi. Antakya da müziğe gönül veren her meslekten ve her yaştan insanı bir araya getiren Antakya Musiki Derneği, bu yıl da unutulmaz bir müzik ziyafeti verdi. Bulunduğumuz coğrafyada yaşanan olumsuz olayların sonlanması ve barış ikliminin tesis edilmesini konuşmasında dileyen Antakya Musiki Derneği Başkanı Orhan Günal, düzenledikleri konserde Türk müziğinin eşsiz eserlerini paylaşmakla birlikte değerli bestekârları da andıklarını belirtti. AYPAK İnşaat-Maya Konutları katkılarıyla düzenlenen konserde iş insanı Hayrettin Çolakoğlu ve ailesine teşekkür eden Günal, konuk TRT sanatçısı Ayşen Birgör e de teşekkür etti. Bahar mevsimini ülkemizin değerli bestekârı Erol Sayan besteleriyle karşılayan Antakya Musiki Derneği Korosu; şef Mahmut Bulgurcu yönetiminde, Öm- rümüzün Baharı, Gül yüzünde güller solsa ağlarım, Her şeyinle güzelsin, Seni ne çok sevdiğimi gibi sevilen şarkılarla keyifli bir konsere imza attı. Koroda; Ayten Akıllıgöz, Cemile Mazmanoğlu, Çağla Bağdatlı, Dilek Akşit, Edibe Cengiz, Gönül Budak, Gülnur Özbay, Hülya Yeşilkaya, Linda Ezer, Mey Günal, Nadya Azap, Nazan Fırat, Nidal Cabbaraoğlu, Nilgün Olgun, Nilüfer Tuncer, Nimet Kadayıfçı, Özden Özkaya, Resmiye Çolakoğlu Oral, Selva Kavuk, Semra Güzel, Serap Güneşer, Serap Türekten, Suna Değirmenci ve Yakaza Özköse kadın korist olarak, Abdullah Semercioğlu, Ahmet Eraslan, Asaf Şaker, Atıf Soğuksu, Besim Beşir, Candemir Bilekli, Fatih Şaşmaz, Fevzi Günal, İbrahim Ersuz, İb-rahim Yurtcan, Mehmet Yılmaz, Metin Parmaksız, Mithat Cengiz, Murat Akgöl, Murat Ürün, Nev-zat Yıldırım, Orhan Günal, Rami Değirmenci, Remzi Oduncu ve Yusuf Altunay da erkek korist olarak görev aldı. GÜNEY RÜZGARI 38

41 Konserin ikinci bölümünde sahne alarak, birbirinden güzel şarkılar söyleyen TRT Sanatçısı Ayşen Birgör ise, Avni Anıl ın unutulmaz eseri Rüya gibi uçan yıllar biraz durun, durun biraz/ Kaybolan günlerim için hesap sorun, sorun biraz/ Güzel bir kumral uğruna küstüm esmer beyazlara/ Bu akılsız garip başa şimdi vurun, vurun biraz şarkısıyla konserine başladı. Hatay MKÜ Rektörü Hasan Kaya, Hatay Vali Yardımcıları Aydın Tetikoğlu, Nursal Çakıroğlu ve seçkin davetlilerin katıldığı konseri Aysel Akdemir sunarken, Kanunda Metin Budak, Kemanlarda Mehmet Çamlı, Adnan Günal, Nadir Menni ve Kamil Okay, Klarnette Necip Daraoğlu, Udlarda Fatin Bereketoğlu, A. Hadi Kelleci, Bülent Bozkır, Nuhan Budak ve Gökhan Över, Ritm sazlarda Ramazan Kaba, Adil Anberoğlu ve Recep Düzyol, Kudümde Nesrin Budak yer aldı. GENÇLERE YER VERİLSİN Konseri izleyen davetliler, 2004 yılından bu yana başarılı çalışmalarıyla takdir toplayan Antakya Musiki Derneği Korosunun genç yeteneklerini bünyelerine almalarını önerdi. DEFNE YE KADIN DAYANIŞMA EVİ Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, kadınlara yönelik başlattığı Kadın Dayanışma Evi projesinde sona gelindiği müjdeledi. Aşağıokçular Mahallesinde inşa edilen Kadın Dayanışma Evi ni yerinde inceleyen Başkan Güzel e, Belediye Meclis üyeleri de eşlik etti. Başkan Güzel, Toplumun can damarı kadınlarımıza her alanda destek olabilmek adına hayata geçirdiğimiz Kadın Dayanışma Evi projemiz ile kadınlarımıza hukuksal, psikolojik destek ve çeşitli konularda eğitim hizmetleri vermeyi ve aynı zamanda meslek edinip üretime katılmalarına yardımcı olmayı hedefledik. Tüm kadınlarımıza şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum dedi. GÜNEY RÜZGARI 39

42 Seyahat(name)lerdeki Antakya -8- Van Egmont-John Heyman A Kamil AKDOĞAN vrupa nın kuzeyinde minicik yüzölçümü bulunan bir ülke olan Hollanda bir dönem dünyanın en zengin ülkelerinden biriyken gücünü asıl olarak sömürgecilikten alıyordu. Ama sömürgecileri gibi dünyayı dolaşan seyyahları da vardı Hollanda nın. Kimilerinin amacı sadece gezmekti, kimileri de ülkelerinin çıkarlarına hizmet etmek için seyahat ediyorlardı. Onardan ikisi 18. yüzyılın başlarında Antakya ve çevresini de içine alan bir doğu Akdeniz seyahatine çıkmışlardı. İşte, Travels through Part of Europe, Asia Minor, the Islands of the Archipelago; Syria, Palestine, Egypt, Mount Sinai isimli kitap, isimleri Van Egmont ve John Heyman olan iki gezginin seyahat notlarından hazırlanmıştı. Hollandalı bir aristokrat ve diplomat olan Johan Aegidius van Egmont yılları arasında yaşamış, Aralık 1719'da Doğu Akdeniz seyahatine başlamıştı. Ölümünden sonra arazisi kuzeni Cornelis Van Panhuys a kalmıştı. Panhuys seyyahın el yazısı notlarını kitaplaştırılmak üzere Leiden Üniversitesi nden Doğu Bilimleri Dilleri Profesörü John Heyman a ileten kişiydi. (1) 1667 ve 1737 yılları arasında yaşayan John Heyman ise Leiden Üniversitesi nde Doğu dilleri profesörü idi ve yılları arasında İzmir de Hollandalılar cemaatinde papaz olarak görev yapmıştı. Kitabı derleyen kişi ise John Heyman ın kuzeni John W. Heyman idi. John W. Heyman iki seyyahın notlarını başka seyyahlardan aldığı bilgilerle birlikte derlediği için hangi tanımlamanın hangi seyyaha ait olduğu net olarak anlaşılmıyordu. Örneğin, Antakya ve (1) Christian-Muslim Relations A Bibliographcila History, 13. Cilt, Batı Avrupa ( ), David Thomas, John Chesworth, 2019, Sayfa GÜNEY RÜZGARI 40

43 da gibi ticarete büyük önem veren bir ülkeden olmaları nedeniyle ziyaret ettikleri yerlerde yapılan ticarete özel bir önem verdiklerini ve gözlemlediklerini, bu konuda çok dikkatli olduklarını ve ticarete ilişkin yaptıkları gözlemleri aktarmanın seyahatlerinin temel prensibi olduğunu yazmıştı. (2) Antakya ve Çevresi Johan Aegidius van Egmont çevresine ilişkin gözlemlerin anlatıldığı bölümlerde başvurulan seyyah, tarihçi ve coğrafyacılar arasında Strabo, Josephus, Crutius, Tudelalı Benjamin ve Jacques Bongars da vardı yılında Hollandaca olarak kitabın baskısını yapan John W. Heyman kitabın önsözünde iki seyyahın da Hollan- 370 sayfadan oluşan kitabın ikinci cildinin son bölümleri, özellikle 20, 21 ve 24. Bölümler Antakya ve çevresi ile ilgiliydi. Kitabın 20. Bölümü Journey Through Tortofa, Banias, Jebeli, Latichi or Laodicea, to Antioch (.), 21. Bölümü ise Some Account of Antioch. Journey Through Alexandretta to Aleppo (Antakya Üzerine Bazı Notlar. Halep e Doğru İskenderun Üzerinden Yolculuk), 24. Bölümü ise Return to Alexandretta. An Account of the Curdis, and of the Ruins of the Church of Simon Stilites. Tour to Bajas. And Voyage by Sea to Leghorn (İskenderun a Dönüş. Kürtler ve Simon Stilites Kilisesi kalıntıları Hakkında Notlar. Payas Turu. Ve Livorno ya Deniz Üzerinden Yolculuk) başlıklarını taşıyordu. Kitabın 20. Bölümünde Lazkiye üzerinden Antakya ya yapılan gezide güzergâh boyunca karşılaşılan Türkmenler ve yaşantıları hakkında da bilgiler verildikten sonra Antakya ya giriş şöyle anlatılıyordu: Bir buçuk saat daha ilerledikten sonra Antakya ya geldik, sol yanımızda çok geniş, bahçe ve tarlaları sulamak için çok avantajlı olan nehir vardı, su her yere ve hatta kasabanın içine ahşap borularla taşınıyordu. Suyu araziye taşımak için onu kesen üç beş küçük kol ya da kanal vardı. (3) Kitabının 21. Bölümü kısa bir Antakya tarihi ile başlıyor ve Strabo ve Josephus gibi eski dönem tarih yazarlarından, coğrafyacılardan alıntılar yapılıyordu. Atıf yapılan kaynaklardan biri de Jacques Bongars(4) dı. Bongars dan yapılan alıntıda Antakya nın çok güzel ve dikkat çekici bir şehir olduğu, en yükseğinde şaşırtıcı bir kale olan dört büyük dağa sahip olduğu, 360 manastır bulunduğu, Biri çok yüksek ve geniş olan, büyük taşlardan inşa edilmiş iki surla çevrildiği, surların üzerinde 450 adet kule bulunduğu, bu yüzden şehrin her bakımdan çok güzel ve görkemli bir görünüm (5) kazandığı bilgileri vardı. Bir başka ithaf ise Coğrafyacı Strabo içindi. Dört Kız Kardeş Strabo dan aktarılan bir bilgiye göre ikisi günümüzde Ha- (2) Travels through Part of Europe, Asia Minor, the Islands of the Archipelago; Syria, Palestine, Egypt, Mount Sinai, 1759, Hollandaca aslından tercüme, Londra, Cilt 1, Önsöz, Sayfa VIII (3) Age, Sayfa 321 (4) Bongars yılları arasında yaşamış bir Fransız akademisyen ve diplomattır, alıntının yapıldığı eserinin adı Gesta dei per Francos (5) Age, sayfa 324 GÜNEY RÜZGARI 41

44 tay sınırları içinde yer alan Antakya ve Samandağ (Seleucia Pieria) ile diğer ikisi Suriye sınırları içinde bulunan Lazkiye ile Apamea antik kenti Dört Kız Kardeşler i (6) oluşturmaktadır. İkisinden günümüze ancak kalıntıların ulaştığı ancak bir zamanlar Roma İmparatorluğunun, dolayısıyla dünyanın en kalabalık yerleşim yerlerinden olan bu kentlerin Dört Kız Kardeş i oluşturduğu bilgisi Glanville Downey tarafından hazırlanan History of Antioch (7) (Antakya nın Tarihi) isimli kitapta da verilmiştir. Yabani Hayvanlar Belen e gidiş esnasında tutulan notlarda; dağlarda, aralarında sırtlanların, leoparların, boğaların, vaşakların, tilkilerin bulunduğu çok sayıda yabani hayvan bulunduğu bilgisi vardır. Ayrıca sıçan a benzetilen, başı, kulakları ve dişleri olan, tavşan büyüklüğünde ama bacakları daha büyük bir yaratık tan söz edilmekte ve bu yaratığa ait olduğu iddia edilen figürlerin Yunan madalyalarında sık sık görüldüğü yazmaktadır. (8) Yine başka seyyahlarda da gördüğümüz bir bilgi olan yöre Rumlarının balık avcılığı iki Hollandalı seyyahın gözlemlerinde ticaret perspektifinden ele alınmış ve Rumların bu ticaretten büyük karlar elde ettiği yazılmıştır. İskenderun hakkında yazılanlar ise bu kentin o sıralarda 60 haneden oluştuğudur. Ama hane sayısının bunca düşüklüğüne rağmen İskenderun un tarihin her döneminde taşıdığı önemi o dönemde de İngiliz Konsolos yardımcısı bulundurmasından anlıyoruz. İskenderun hakkında verilen bir başka bilgi de suyu hakkında mükemmel tanımlamasıdır. Kaynakça 1. Christian-Muslim Relations A Bibli-ographcila History, 13. Cilt, Batı Avrupa ( ), David Thomas, John Chesworth 2. Travels through Part of Europe, Asia Minor, the Islands of the Archipelago; Syria, Palestine, Egypt, Mount Sinai, 1759, Hol-landaca aslından tercüme, Londra 3. History of Antioch, Glanville Downey, 1961, Princeton Üniversitesi yayınları, (6) Age, Sayfa 323 (7) History of Antioch, Glanville Downey, 1961, Princeton Üniversitesi yayınları, Sayfa 79 (8) Age, Sayfa 329 GÜNEY RÜZGARI 42

45 EMEK EN YÜCE DEĞERDİR S amandağ Belediyesi ile DİSK Genel İş Sendikası arasında Toplu İş Sözleşmesi imzalandı. Samandağ Belediye Başkanı Av. Refik Eryılmaz, emeğin en yüce değer olduğunu hatırlatarak, işçileri mutlu eden bir sözleşmeye imza atmaktan mutlu olduğunu söyledi. Samandağ Belediyesi Yeni Çarşı Salonunda gerçekleşen imza törenine; Samandağ Belediye Başkanı Av. Refik Eryılmaz, DİSK/ Genel-İş Sendikası Genel Sekreteri Şükret Sevgener, DİSK/ Genel-İş Sendikası Mali İşler Daire Başkanı Mehmet Güleryüz, DİSK/ Genel-İş Sendikası Hatay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek, Belediye meclis üyeleri ile Belediye personeli katıldı. İşçinin altınteri kurumadan hakkını verilmesinin temel prensipleri olduğunu belirten Samandağ Belediye Başkanı Av. Refik Eryılmaz, emeğin en yüce değer olduğunu hatırlattı. Emekçilerin haklarını vermek için bütün imkanların kullanılacağını ifade eden Eryılmaz, Hepimiz bu ilçede yaşıyoruz, bu ilçe hepimizin. Bu ilçenin sorunlarına çözüm üretmek, birlikte hepimizin görev ve sorumluluğudur. İlçemiz 42 mahalleden oluşan 125 bin nüfuslu bir ilçe. Sıkıntıları ve sorunları olan ilçemizin sorunlarını birlikte çözeceğiz dedi. Hayatın her alanında çalışıp, emeğin ne olduğunun bilincinde olduğunu ifade eden Eryılmaz, Bizim hiçbir zaman gizli ajandamız olmayacak. Memleketin parasını, memleket için hep beraber kullanacağız dedi. Emekten ve işçiden yana sorun yaşamadıklarını belirten DİSK/ Genel-İş Sendikası Mali İşler Daire Başkanı Mehmet Güleryüz de işçiler lehine görüşmeler yapıldığını ifade eden DİSK/ Genel-İş Sendikası Hatay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek de barış ve uzlaşmanın önemine değindiler. DİSK/ Genel-İş Sendikası Genel Sekreteri Şükret Sevgener ise tüm işçilerin özgür toplu sözleşme grev hakkının elde edilebilmesi için mücadelenin devam edileceğinin sözünü verdi. GÜNEY RÜZGARI 43

46 Uzunbağ Ortaokulu Voleybol Takımının başarısı PARLAYAN YILDIZLARIMIZ H içbir başarı tesadüf değildir. Başarılı olmak, istemenin bilinçli bir ifadesidir. Seçilen hedefe azimle ve alınteri dökerek ilerlemektir. Sözünü ettiğimiz başarı örneği Uzunbağ ın parlayan yıldızları, genç kızlara ait. Uzunbağ, Hatay ın Samandağ ilçesine bağlı 42 mahalleden biri. Uzunbağ Ortaokulu ise Hatay daki 430 ortaokuldan biri. Hatay da elde ettiği başarıdan sonra Malatya da yapılan grup yarışmasında Diyarbakır ve Şanlıurfa takımlarını yenmeyi başaran Uzunbağ Ortaokulu Voleybol Takımı yıldızlar kategorisinde Türkiye yarı finallerine katılmaya hak kazanmış bir ekip. Beden Eğitimi Öğretmeni Ali Bahçeci nin beş yıldır eğittiği genç kızlar, sporla ilgilenmenin eğitimlerini aksatmadığını, aksine düzenli beslenme ve düzenli spor yaparak sağlıklı bir yapıya kavuştuklarını ifade ederek, elde ettikleri başarının destek aldıkları anne ve babalarına ait olduklarını söylediler. 12 yıldır Beden Eğitimi Öğretmenliği yapan Ali Bahçeci, Başarı, gençlerimizin azmi ve mücadelesinin eseri. Önümüzdeki günlerde Antalya, Mersin, Kahramanmaraş, Şırnak, İstanbul ve Kıbrıs gibi takımlarla karşılaşacağız. Hedefimiz Hatay ın adına yakışır bir sonuç elde etmek dedi. Sporun sadece güçle değil, zeka ile ilgili olduğunu ve sporun yaşamlarına kattığı kazanımları aktarıp, kızların mutlaka sporla tanışmalarını öneren takım kaptanlarından Gül Gösteren ve Esma Ramazan gibi, takımda yer alan Ceylan Rıdvanoğulları, Pelin Genç, Ezgi Süt, Zehra Bakımcı, Hamide Ramazan, Meryem Elena Diker, İrem Kondakçı, Linda Gümüş, Haziran Rıdvanoğulları ve Zehra Diker de aynı görüşte. Kimisi ablasından, kimisi kuzeninden esinlenerek voleybolla tanışan Uzunbağ Ortaokulu voleybol yıldız takımı, 28 Mart ta Gaziantep te yapılacak yarı final hazırlığında. Alkışlar mücadeleci kızların... GÜNEY RÜZGARI 44

47 TURİZMCİLER NE YAPSIN? E linde bulundurduğu potansiyellerle dikkat çeken Hatay, son yıllarda kazandığı Gastronomi ve Expo 2021 Projelerine hazırlanırken, turizm sektörüne yönelen girişimcilerin sorunları devam ediyor. Antakya nın doğu yakasında yer alan eski Antakya evlerini restore edip, turizme kazandırmak amacıyla otel, lokanta ve kafe olarak çalıştırmak için büyük bedeller ödeyen girişimciler, yetkililerin turizm alanı ya da turizm bölgesi konusunda sessiz kaldıklarından yakındı. Restoranlar, kafeler, barlar gibi açık alkollü içki satışı yapan yerlerin Antakya Belediyesi nden olduğu gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da almakta zorlandığını belirten girişimciler, Kaderine terk edilen evleri turizme kazandırmak için yaptığımız çalışmalar ortada. Bizim tek isteğimiz yapacağımız ve yaptığımız çalışmalarda yetkililerin bize yol gösterici olmalarıdır. Aksi takdirde izinsiz çalışmak, kurallara aykırı davranmak gibi bir niyetimiz yok diyerek, ilgili ve yetkililerin turizmcilerin işini kolaylaştırmaları gerektiğini ifade ettiler. Yerel yönetimler kadar merkezi hükümetten de sorunların çözümünü bulamadıkla- rından yakınan Antakyalı girişimciler, Kime başvurup sorunlarımızı çözebileceğimizi anlamış değiliz. Bildiğimiz tek şey, denetimlerden sonra ceza ödemek dediler. Alkollü içki satış belgesi verilmesi ile ilgili eğitim kurumları ve ibadethanelere en az 100 metre uzaklıkta bulunma şartını hatırlatan yetkililer, turizm belgesinin yanında çalışma ruhsatının da arandığını açıklarken, Hatay a gelen Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sorunun çözümü için Bakanlığa başvuru yapılmasını işaret etti. Yakın bir zamanda Kurtuluş Caddesi Sağlıklaştırma Projesinin açış konuşmasında Tarihi varlıklar ortada. Tarihi geçmişi bilinirken, böyle kıymetler varken, bir şeyler yapmıyor olmak gerçekten ayıptır. Bunu bir an önce telafi etmemiz lazım diyerek, Hatay ın tarihi dokusuna vurgu yapan Hatay Valisi Rahmi Doğan ın konuşmasını hatırlatan girişimciler, Eski Antakya evlerine sahip çıkılsın, restore edilsin denildi, biz de sahip çıkıp yatırım yaptık. Ancak bürokratik işlemler bitmiyor. Girişimciler rahat değil. Turizm Bölgesi ilan edilmediği için ruhsat almakta zorlanıyoruz. Hatay ın turizm potansiyelini canlandırmak için canla başla çalışan sayın valimizin sorunlarımıza çözüm bulmasını bekliyoruz dediler. GÜNEY RÜZGARI 45

48 BATI GÜNEŞİ Sabahattin YALKIN 1. Ve Zerdüşt böyle buyurmasa da vurulur arkadan düşer mayıs sabahı cümbüşüne başlar Batı şimdi diz çökünüz hepiniz daha önce yapmadığınız bir içtenlik içinde yere göğe tanrınıza dua ediniz gaz odaları siyanür dumanları çiftleşme haraları senin aşkına hep ey Ruh-ül Kudüs insan aklanır mı bir daha gökyüzü bu denli kirlendikten sonra Ve kartondan bir başka Eyfel yükselir Parisli Eyfel den türeme tek günahı yaşamak göklerde özgürce şarapsız gözlerini kaçırsa da küf kokulu kafeler Sen Nehri boyunca şapka kaldırır izmaritine çiçekleri solmuş pezevenkler kapatır çıplak yerlerini Milo Venüs ü utancından örter yüzünü Ve Polones köylerinde çalınan çanlar Varşova sına ağıtlar yakar yasaklanmış gözyaşlarını yüreklerine akıtır özgürlükte boy vermiş boy boy ağaçlar yarı yumuk gözlerinde düşlerini saklar ölü doğdukları toprak öldükleri topraktan çok uzak büyüdükçe büyür beyazın kirlenen yüzü Ve gamalı bir haç kazınır Meryem Ana nın kızoğlan-kız memesine ne buyurulur şimdi Viyana Valsi ne burjuva kokulu melez lâle ve onlar için vatan her yer sallanır kulak uçlarında iri küpeler araba gıcırtısı köpek havlaması ay ışığı teflerin şıngırtısında kıvranır dişi gölge uzanır çeribaşının kıllı eli terli bele çingene... çingene... çingene... bu Macar Rapsodisi doğanın sesi notalarında binlerce sevi şimdi nerde o çigan geceleri paprika dudaklı yosma Tuna bir türlü anlayamaz Anna Frank ayva tüylü Yahudi kızı suçu ne Ve Londra nın sisli bulvarlarında aydınlanır Britanya nın sömürge anıtları made in Germany markalı güneşler altında evet lordum sütünüz hazır az daha domuz salamı siyah havyar Gouda peyniri orda duvarda Dorian Gray in portresi kendi kendine yaşlanır yaşamadan GÜNEY RÜZGARI 46

49 6. Ve İtalyalı bir Donkişot dudaklarında metresinin sıcağı saldırır yeldeğirmenlerine elinde paslı kılıcı -Habeşistan zengindir ve İtalya dağlıketna kahrından ateş kusar yasa batar Venedikli gondollar gene eğri durur Pisa Kulesi güneş parçası Sicilyalı kadınlar kaçamak öpülerde yaşasa da Akdeniz i serenatlar uyarmaz balkon çiçeklerini sakallarını yolar Mikelanj ın Musa sı taşlaşır durduğu yerde Ve Harem sarhoşu Osmanlı Beyleri sabah namazı üstüne içer okkalı kahvesini kentin göbeğinde göz göre göre kazığa çakılır özgürlüğün korkusuz bedenleri Bosnalı gelin gelinliğini parçalar gerdek gecesi tazeletir nargilesini şadırvanlı salonda geceler boyu uyku tutmayan Uçbeyi Balkan Dağları nda melez türküler söylenir şimdi kül hikaye Tan DOĞAN 8. Uzolu sirtakili delişmen Akdenizliler ertelerler sonsuz yaşamlı güneşlerini ölüm halayına başlar Grek Direnişçileri kızgın namlular önünde bayram sanki baldıran zehirinden de acı Baba Sokrates Bavyeralı çavuşun yılışkan gülüşü görmezlikten gelir Olimpos un sarhoş tanrıları. 9. Ve büyür top gürültüleri Rusya stepleri büyür tanrısını arar topraklarda unutulan mujik Moskova ne çok uzak şimdi Moskova sırtlarında kış büyür kar büyür ölüm büyür donuk gözlerle bakar Volga gözlerde donan gözyaşlarına ölür BATI GÜNEŞİ doğmaz bir daha ân öte zaman yalan tanrı ya da tarihe de yaslanılmaz ölümü sevmek kederli kader kana kana kan emiyor her ârsız farz olmuş terli teni dişlemek ömür salınıyor boşlukta gönül âmâ yürek sağır kalp lâl kuru dere yatağında uyur kâbûs ne azrâil ne sırât ne cehennem gam dumanı öpüyor sis bulutta küf kokulu ruh hissiz nef(e)s zor sanat ne içgüdü ne içdürtü: iç yok mor sûrette ölgün tebessüm elde dilde kıpırtısız tüy paslı kemiklerde pis ilik acı rüzgâr silik ıslık yitik kahkaha dellendikçe delleniyor yalnızlık ey gece hemen gel âh sabâh doğma imdi bitmeli kül hikâye GÜNEY RÜZGARI 47

50 Selamlaşmak Yahya AKSOY / Emekli Genel Müdür S elamlaşma konusunda uygarca bir yolu seçelim ve hep birlikte alışkanlık haline getirelim. Elini kalbine koyarak önce güleryüzle gönülden bir selam, sonra tatlı bir kelam... Bulaşıcı hastalıklar yaygın hale gelince herkes telaşlanıyor. Resmi ve tıbbi açıklamalarda da el sıkışmadan, öpüşmeden uzaktan selamlaşmaları ve vücudun savunma sistemlerini güçlendirici beslenmeleri konusunda insanlar uyarılıyor ve bilgilendiriliyor. Atalarımız, Bir musibet bin nasihatten iyidir demişler. İnsanlar kötülükleri gördükçe ders alıyorlar, oysa ki aklını, mantığını iyi kullanarak ve hayatı doğru okuyarak doğruyu, güzeli, iyiyi gör, bul, tanı, yap, uygula ve başarı ile birlikte huzuru bul. Doğru olanı bulmak, bilmek ve uygulamak için mutlaka kötü bir olayla karşılaşmamız mı gerekiyor? Akıl, bilgi, araştırma, bilim ne işe yarıyor? Vurdumduymazlık bireysel ve toplumsal alışkanlık haline gelmiş. Bana bir şey olmaz anlayışı yaygın. Oysa insan, insanlarla, doğayla ve diğer canlılarla birlikte yaşıyor ve yaşamak zorunda. O halde hep birlikte, bilgilen- mek ve bilinçlenmek gerekiyor. Eğitim bir yol ise, kültür kişinin bu yolda kazanımlarının tümüdür diyen Prof. Bozkurt Güvenç bize yol göstermekte. Hijyenik olan selamlaşma üzerinde önceden insanlar eğitilmiş ve alıştırılmış olsalardı bugün bu olayları yaşar mıydık? Eğitim, sağlam ve sağlıklı alışkanlıklar kazandırma sanatı değil mi? Çağdaş eğitim, çağdaş toplumu ortaya çıkarmayacak mı? Yaşadıklarımıza ve karşılaştıklarımıza bakınca çok düşünmemiz gerektiği ortaya çıkmakta... İnsanoğlu durur durur tehlike kapıya gelince harekete geçermiş. Bu gerçeği en iyi olarak bir halk sözü anlatmakta: Sığırcının avradı-karısı, sığır gelince kıvradı! Köyün bilgesi Hacı Yusuf Amca, İnsanlar, vurdum duymaz, zararlı şeyleri gördükçe kafaları dank eder, kendine gelirler kıpırdanırlar. Kışa hazırlık yapan karıncalardan, sıkışınca yumurtlayacak kümes arayan tavuktan ders almazlar, yan gelip yatmayı severler derdi. Selam vermek sözü geçtiği zaman aklıma, Klasik Türk Edebiyatının ünlü şairi, ( ) yılları arasında Irak ta yaşamış, Oğuz- Bayat Boyu na mensup Azeri Türkü Fuzulî aklıma gelir. İhtiyarlığında vakıftan aldığı maaşı kesilince yazdığı şikâyetnâme de: Selam verdüm rüşvet değildür deyu almadılar, Hükm gösterdim faidesüzdür deyu mültefit olmadılar demiştir. Selam versen rüşvet diye almazlar, vermesen insan GÜNEY RÜZGARI 48

51 bir selam verir diye söylenirler. Eskiden böyleydi. Şimdi de, el sıkışsan, yüz yüze öpüşsen aman gribim yaklaşmayalım diye seslenirler. Öyleyse, yapılması gerekenler konusunda sonuca varalım ve bunu alışkanlık haline getirinceye kadar sürdürelim. Grip geldi uzaklaş, grip gitti yaklaş ve ol sarmaş dolaş, öp şapur şupur, bel kırarak, el çırparak kurbanlık alır gibi! Selamlaşma yol ve yöntemleri bir yana uygarca selamlaşmanın tam zamanı. Toplum olarak buna alışalım. İlâhi buyruklar da selam sevaptır demekte. Selam şekille olmaz, gönülle olur. Elini kalbin üzerine götürerek yada başını hafif eğerek selamlaşmayı yaygınlaştırmak daha akıllıca ve medeni olacak diye düşünmekteyim. Selamlaşma yol ve yöntemleri bir yana uygarca selamlaşmanın tam zamanı. Toplum olarak buna alışalım. İlâhi buyruklar da selam sevaptır demekte. Selam şekille olmaz, gönülle olur. Elini kalbin üzerine götürerek yada başını hafif eğerek selamlaşmayı yaygınlaştırmak daha akıllıca ve medeni olacak diye düşünmekteyim. Türkmenistan da yaptığım İpek Yolu araştırmalarında Prof. Dr. Kakacan Atayev, eski Türklerde selamlaşma hakkında bana bilgiler ve kaynaklar verdi. İslamiyet öncesinde Orta Asya da selamlaşmalar şöyle: - İnsanlar ellerini ve kollarını karşılıklı olarak uzatıp birbiri üzerine koyarak baş ve vücutlarını hafifçe eğerek selamlaşmışlar. - Han, hakan, emir gibi yöneticiler, sağ el kalbin üzerine götürülerek, sol diz yere doğru, vücut ve baş diz üstüne hafif eğilerek selamlanmakta. - Küçükler, büyükleri başlarıyla selamlamaktalar. Büyükler de küçüklerin sırtlarını sıvazlayarak, başlarını okşayarak sevgilerini ifade etmekteler. - Bilginleri, önlerine diz çökerek ve şapka çıkararak selamlıyorlar. - Şaman, davuluyla halkı selamlıyor. Bütün bu selamlaşmalar minyatürlere de yansımıştır. Eski yıllarda öğrencilerin, öğrenci oldukları belli olsun diye, kenarı kokartlı ve terekli şapka giymeleri zorunlu tutulurdu. Yalnızca öğretmenlerini, ellerini şapkaya götürerek asker selamı gibi selamlamaları öğretilir ve istenirdi. Çocuklar ve büyükler hiçbir zaman şapır-şupur öpülmezdi. Asker, sivil ve resmi giysili meslek grupları arasında şapkalı ve şapkasız olarak selamlaşma usulleri de vardır. Bunlardan örnek alınmalı. Bazı ülke liderleri de bu konuya öncelik vermekte. Sağlık kurumları yöneticileri ve akademisyenler de halka açıklamalar yapmakta. Batı ülkeleri liderleri son günlerde uzaktan selamlaşmaktalar. Ellerini yumruk haline getirip, değdirmeden karşılıklı tutanları görmekteyiz. Arap ülkelerinde sağlı sollu üç kez öpüşme ve omuza baş koyma usulünün Türk kültürü ile hiçbir bağı olmasa gerek. Haka dansında ve Kızılderili çubuğunda da selamlama vardır. Uzak Doğu da, Hindistan da, Japonya daki gibi elleri ve kolları öne doğru birleştirip gülümseyerek başla hafif següney RÜZGARI 49

52 lamlaşma usulü de bulaşıcı hastalıklar ve uygarlık açısından çok anlamlı olup günümüz ve yarın için çok geçerli olacak bir yöntemdir. Buna alışalım. Selamlaşmak günümüzde azalsa da insana yakışan bir davranıştır. Sözle selam verilir, sözle alınır. Gönülden gelir, el sıkmayla ya da öpüşmeyle ilgisi yok. Fötr şapka, baştan sağ elle çıkarılarak kişilerin özelliği ve önemine göre yukarıya doğru kaldırılır. Kalabalıkları şapkayla selamlamak için şapka çıkarılarak havaya doğru ileri-geri sallanır, gülümsenerek baş eğilir. Burada önemli olan gülümsemektir. İzleyici şapkaya değil, selamlayan kişinin yüzüne ve gözüne bakar ve mesajı oradan alır. Size şu kişiden çok selam getirdim denince, Selamı getiren de götüren de sağ olsun diye karşılanır halk arasında. Bir çift selamın yeter, selam sabah yok mu? Selamın başım üstüne, Tanrı selamı, selam selam üstüne geldi, selamı sabahı kesti, selam en iyi referanstır, selam ver selam al, kuşlar, çiçekler ve bütün canlılar alabilene selam verirler, kuşlar sesiyle, ozanlar sazıyla sözüyle selam verirler, bir tek selamı gelse yeter, şapka çıkarmak sanatı, sanatçıyı, sanat eserini selamlamak, hafif selam, ağır selam, gibi söylemler de bulunmakta. Başına buyruk insanlardan oluşan Selamsızlar Bandosu filmi de çevrilmiştir. Resmi dairelere giren vatandaşlar da başlarında ne varsa çıkararak sözle selam verirler. Düğünlerde çok sayıda konuğun, ellerini sıkmak ve öpüşmek yerine, toptan selamlandığına dair örnekler de bulunmaktadır, Yıllar önce Boğazlıyan Yoğunhisar Köyü nden, Oğulcuk Köyü ne düğüne gelen topluluğu düğün sahibi, şapkasını başından eline alarak ve sağ elini kalbi üzerine koyarak şu sözlerle selamlamış: Yoğunhisar dan geldiniz/ Kırıldınız öldünüz/ Birinize demiyom/ Hepiniz hoş geldiniz!. Çok sayıda insanın elini sıkmaktansa, bu dizelerle ve elini kalbi üzerine götürerek hoş geldiniz demek en kalbî, en doğru ve en sağlıklı selamlaşma olsa gerek. Esas selam kalpten kalbe akan sevgidir. El sıkmak, ayak vurmak, yüz, göz öpmek şeklen yapılan hareketlerdir. Uygarlık ölçülerini esas almak insanı ve toplumu önce griplerden sonra da diğer hastalıklardan korur. Sağlıklı-uygar selamlaşma yollarını salgın hastalıklar gelmeden önlemeliyiz. Orta Asya da atalarımız ve Anadolu da halkımız bulmuştur. Bu örneklerden yararlanmalı ve sağlıklı selamlaşma yöntemlerini toplum olarak alışkanlık haline getirmeliyiz. İnsanlar, kıyafetlerine göre karşılanır, bilgisine göre uğurlanırlar. Önemli olan şeklen değil, kalben selamlaşmaktır. Kalbin sevgisi ve selamı gülümsemeyle yüze ve gözlerin içine yansır; Öz gülerse göz güler, öz ağlarsa göz ağlar. Aklın, bilimin ve uygarlığın ışığından gidilmez ise analar da ağlar, babalar da. Selamlaşmak gönülden gelmeli, göze ve bedene sinmeli, karşıdakini etkilemelidir. Bu etkilerle karşıdaki insanlarda selamlara cevap vererek gönül sevgisini paylaşmalıdır. Selam insanın insana verdiği değerin ilk göstergesidir. Unutulmamak için unutmayacaksın. GÜNEY RÜZGARI 50

53 Abone OLUN ŞEHİR DIŞI 200 TL AVRUPA: 60 EURO AMERİKA: 70 USD SİZE GELSİN Güllübahçe Mahallesi Silahlı Kuvvetler Caddesi No: 28/A (Latife Hanım Anaokulu Karşısı) Antakya/HATAY Tel. : (326) GSM : (532) HAVALE - EFT İLE ÖDEME Banka Hesap No: Yapı Kredi Bankası Antakya şubesi Mehmet Ali Solak Hesabına IBAN No: TR ABONE Adı :... Soyadı :... Adres : İlçe :... İl:... Kayıtlı olduğunuz Vergi Dairesi:... Vergi No:... Telefon :... E-posta :...

54 ÇOCUKLARINIZI EKRANDAN KORUYUN! RÖPORTAJ Fahir Semir Abacı B iri Diyetisyen, biri Psikolog olan Hataylı iki genç kız kardeşin İstanbul Nişantaşı ndaki ofislerine konuk olduk. Diyetisyen Ecem ile Psikolog Ganime Tansu Ocak ın mesleklerindeki iddialı girişimleri alkışa değer. Psikolog Ganime Tansu Ocak la günümüzün en çok konuşulan cep telefonu, tablet ve televizyon gibi ekran bağımlılığı ve onlara bağlı tehlike boyutlarını konuştuk. İşte detaylar... - Kendinizi tanıtır mısınız? - Hatay ın İskenderun ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi orada tamamladım. Lisans öğrenimimi Doğu Akdeniz Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Psikoloji (İngilizce) bölümünden Onur derecesi ile mezun olarak tamamladım. İstanbul da Florence Nightingale, Fransız Lape ve Medical Park gibi hastanelerde ve danışmanlık merkezlerinde çalışma ve staj yapma fırsatım oldu. Hatay da da belli bir süre özel bir hastanede çalıştıktan sonra İstanbul a geri döndüm. Şu an kurucu ortağı olduğum FORMTEG Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışmanlık Merkezi nde aktif olarak danışan görüyor, aynı zamanda Klinik Psikoloji yüksek lisansımı sürdürüyorum. - Mesleğinizi seçerken hangi kriter etkiliydi? - Psikoloji bölümüne olan merakım lise yıllarına dayanıyor. O dönemlerde sürekli psikolojiyi konu alan filmler izliyor, kitaplar okuyordum. Bu arada insanın bir davranışı gerçekleştirmesinin altında yatan nedeni bulmaya çalışma fikri de ilgimi çekiyordu. Sonra, fark ettim ki insanları dinlemek, gözlemlemek, davranışlarımızın altında yatan nedenleri bulmaya çalışmak Psikoloji bölümünü okuyarak mümkündü. Böylece ilgi duyduğum alanı ve mesleğimi seçmiş oldum. Üniversite sınavına hazırlanırken de Psikoloji okuyacağım diyerek yola çıktım. Yaptığım tercihten dolayı mutluyum. Bu mesleği seçecek olanların her şeyden önce GÜNEY RÜZGARI 52

55 dinlemesini bilen, sabırlı, empati yapabilen, çözüm odaklı ve gelişime açık olmaları gerektiğine inanıyorum. İnsana dair olan her şeyi yakından takip etmeli, değişen ve gelişen bilgileri izlemeli, şartlara ve zamana göre güncelleme yaparak, sürekli araştırmacı bir ruha sahip olmak gerekmektedir. - Psikolojinin farklı alt dalları da var, siz hangi dalla ilgilisiniz? - 4 yıllık Psikoloji bölümünün Gelişim Psikolojisi, Klinik Psikoloji, Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Sağlık Psikolojisi gibi dalları var. İlgi duyup uzman olmak isteyenler için iki yıllık yüksek lisans programı gerekiyor. Uzmanlaşma önemli bir hadise. Ben Klinik Psikoloji bölümünü bitirdim. - Stajda iken danışan olarak gözlemleriniz oldu mu? Öğrenciliğiniz süresince kendinizi deneyimleyebildiniz mi? - İstanbul daki pek çok hastanede staj yapma imkânı bulduğum için danışan gözlemleme fırsatım oldu. Bunları da hocalarımızla birlikte gerçekleştirdik. Bazı danışanlar sadece hocalarla görüşmek isterlerdi. Seansa katılmalarına izin verilmesi halinde öğrenciler psikoterapi seansına katılabilirdi. İzin almadan müdahale de hem etik değil, hem de bu bölümün gizlilik kurallarına aykırı. - Kimler psikologa başvurmalı ya da hangi durumlarda psikologa gidilmeli? - Hayatta herkes için en değerli şey sağlıktır. Sağlıklı olmak yalnızca bedenen değil, ruhen de gerekli. Nasıl ki fiziksel bir sorunla karşılaştığımızda uzmana gidip danışıyorsak, psikolojik rahatsızlıkta da konunun uzmanına gidilmelidir. Ruh sağlığı ile ilgili psikiyatristler ve psikologlardan alınacak yardım hayatımızın bir çok sorununu çözebilmektedir. Örneğin bir kişinin günlük yaşantısı, ilişkileri veya iş yaşamına dair sıkıntıları var ise, bu durum günlük yaşantısını sekteye uğratıp işlevselliğini bozulabilir. Bu durumda mutlaka psikologa gidilmelidir. Bunun dışında, yaşam kalitesini arttırmak, daha iyi ilişkiler kurabilmek, değişmek/dönüşmek gibi hedeflere ulaşmada gerekli becerileri öğrenmek için de kişi psiko-.... psikologa gitmenin bir kriteri veya bir şartı yok. Karşılaştığımız sorunlardan uzaklaşmak ve farklı bir bakış açısı kazanmak isteyen herkes psikologa gidebilir. loga gidebilir. Özetle; psikologa gitmenin bir kriteri veya bir şartı yok. Karşılaştığımız sorunlardan uzaklaşmak ve farklı bir bakış açısı kazanmak isteyen herkes psikologa gidebilir. Şimdi biz Online Terapi de uyguluyoruz. - Online Terapi sürecini anlatır mısınız? Bu hizmeti alabilmek için ne yapmalı? - Online Terapi, psikoloji danışmanlık hizmetinin internet üzerinden sunulmasıdır. Kişi, ister başka şehirde, ister başka ülkede olsun, bizimle çalışmak istediğinde, online terapi hizmetimizden yararlanabilir. Gerek İstanbul da gerekse Hatay da danışanlarımla online terapi yoluyla hizmet vermekteyim. Takdir edersiniz ki bazı kişiler, psikologa gittiklerinin çevreleri tarafından bilinmesini istemeyebilir. Online Terapi nin avantajı bu. - Böyle bir durumda bireyler size nasıl ulaşabilir? - Online Terapi için a girip, oradaki paketlerden uygun olanı seçip, satın aldıktan sonra 24 saat içerisinde onlara geri dönüş sağlıyoruz. Gönderdiğimiz formu doldurduktan sonra en yakın tarihe randevu oluşturup, Skype veya WhatsApp görüntülü görüşme üzerinden iletişime geçiyoruz. GÜNEY RÜZGARI 53

56 nemi kişilik oluşumunun ve duygusal iniş çıkışların yoğun olduğu dönemdir. Bu dönemde kişi, çevresindeki kişilerden kendisine model almakta ve o kişinin davranışlarını kopyalamaktadır. Genç yetişkinler de kimlik bocalaması sebebiyle izledikleri karakterin davranışlarını taklit etmekte hatta konuşma tarzlarını değiştirmektedir. Bunlara sıkça rastlıyoruz. - Toplumdaki ruhsal çöküntüye yol açan sorunlardan biri de şiddet içeren diziler. Bazı dizilerde başkalarının eksiğini arama, farklı yöntemlerle tuzağa düşürme ve kısaca başkalarının mutsuzluğundan mutlu olma gibi yöntemlerin yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Ne yazık ki günümüzün ekrandan yansıyan genel tehditleri. Toplum mu dizilerin konularını belirliyor yoksa diziler mi toplumu etkiliyor? Bu soru hâlâ tartışma konusu. Bence, sonuçta ikisi de birbirinden etkileniyor. Dolayısıyla, sadece dizilerde gösterildiği için toplumda bu tür kötü davranışlar ortaya çıkıyor demek bana göre yanlış. Kişileri etkiliyor mu? Evet. Peki, herkes aynı şekilde mi etkiliyor? Hayır. Aynı olay olduğu halde farklı şekilde düşünüp, onu farklı bir şekilde yorumlayacak insanlardır. Yani o olaydan kimi ders çıkaracak, kimi de aynı davranışı sergileyip olumsuz etkilenecektir. Bu noktada, dizilerdeki şiddetten ve olumsuz içeriklerden toplumda en çok kimler etkileniyor ona bakmak lazım. Belirlenen izleyici yaş grubu, dizilerin konularından ve karakterlerinden ciddi şekilde etkilendiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, etkilenen çocuklar, ergenler ve genç yetişkinlerse, bu sorunların çözümü için de çalışmalar yapılmalıdır. Örneğin çocuklar, kurgu ile gerçeği ayırt edemiyor. O yüzden, masum gibi gözüken ama aslında tehlikeli içeriklerin olduğu bir çizgi filmden etkilenip oradaki karakter gibi davranan, uçmaya çalışan çocuk, kendini evinin balkonundan atabiliyor. Ergenlik dö- Televizyonu tamamen yasaklamak yerine, ekrana bakma sürelerini kısaltmalıdır. Çocuklarımızı özellikle şiddet içerikli yapımların olumsuz etkilerinden korumak zorundayız. Bu ve benzeri konuların sık sık işlenmesi, toplumun her kesimi için yararlı bir yöntemdir. Dolayısıyla, ebeveynler çocuklarının ne izlediklerinden, izledikleri çizgi filmlerin veya dizilerin içeriklerinden emin olmalıdır. İzledikleri karakterlerin kurgu olduğuna dair çocuklarına da bilgi vermelidir. Televizyonu tamamen yasaklamak yerine, ekrana bakma sürelerini kısaltmalıdır. Çocuklarımızı özellikle şiddet içerikli yapımların olumsuz etkilerinden korumak zorundayız. Bu ve benzeri konuların sık sık işlenmesi, toplumun her kesimi için yararlı bir yöntemdir. Uygun görülmeyen dizi ve filmler için senaristler ile yapımcılarla konuşulmalı ve mutlaka bir psikolog ve/ya sosyologla birlikte çalışmaları, görüş alış verişinde bulunmaları, toplum bilinci için iyi bir yöntemdir diye düşünüyorum. GÜNEY RÜZGARI 54

57 genlik döneminde karşılaşılan beslenme sorunlarını çözmek için de diyetisyene başvuruluyor. Sporcuların beslenmesi, gebelik veya emziklilik döneminde beslenme, herhangi bir hastalığa ait özel beslenme için de. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ecem Ocak tan çarpıcı tespit: SAĞLIĞINIZ İLK ZENGİNLİĞİNİZDİR - Kendinizi tanıtır mısınız? - İskenderun da doğdum. İlk, orta ve liseden sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünü bitirdim yılında aynı üniversitenin Yüksek Lisans bölümünü yüksek şeref derecesiyle Uzman Diyetisyen unvanını aldım. Okumayı, yenilikleri takip etmeyi sevdiğim için aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliğini okudum. Hacettepe Üniversitesi, İbn-i Sina, ve Acıbadem Maslak Hastanelerinde çalıştım. Halen kurucu ortağı olduğum Formteg Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışmanlık Merkezi nde bireysel, kurumsal ve online beslenme danışmanlık olarak hizmet vermekteyim. - Meslek seçiminizi nasıl gerçekleştirdiniz? - İnsanların hayatlarına dokunmak, sağlıkla ilgili olma hayalim vardı. Tercih dönemimde bu daha da şekillendi. Bildiğiniz gibi beslenme hayatımızın büyük bir bölümünü oluşturuyor, neredeyse günün tamamını zayıflama, diyet ve yemekten konuşuyoruz. Bilgi kirliliğinin yaşandığı bir ortamda konunun uzmanı olarak katkı verdiğimi düşünüyorum. - Kimler diyetisyene başvurmalı? - Genelde, fazla kilolarından şikayet edenlerin diyetisyene gittiği söylenir ama beslenme alışkanlığının düzenlenmesi ve kilo kontrolünü sağlanarak sağlıklı vücut ağırlığını kazanmak için de diyetisyene gitmek gerekir. Fakat diyetisyene sadece kilo vermek için gidilmiyor. Kilo almak, sindirim problemlerini düzeltmek, sağlıklı beslenmek, çocukluk ve er- - Online diyet sistemi nasıl işliyor? - Yararlı ve pratik bir hizmet. Hatay da çok sayıda danışanımla bu süreci yürütüyoruz. Online Diyet Paketi haftada bir olmak üzere 4 görüşme olacak şekilde bir aylıktır. Özel beslenme listesinin oluşturulmasıyla süreci başlatıyoruz. - Sağlıklı beslenmeye vakit ayıracak zamanı olmadığını söyleyenler için önerileriniz? - En kıymetli şey; zaman. Hangi ara sağlıklı besleneceğim ve/ya vaktim yok diyenlere önerim; bahaneleri bir kenara bırakıp, neler yapabileceklerine odaklansınlar. Bol yeşilli salata, ara öğünlerde badem, fındık, kuru kayısı, ceviz, kuru incir gibi atıştırmalıkları alsınlar. Kahvaltıya zamanım yok diyenler için de; yulafı süt içerisinde belli kıvama kadar pişirip üzerine tarçın ve taze meyve eklesinler. Çaya, kahveye şeker eklememeye, her gün 22.5 litre kadar da su içmelerini öneririm. - Hatay Mutfağının zengin yemekleri ile zayıf kalmak mümkün mü? - Hatay mutfağı çok köklü bir mutfak kültürüne sahip. Hatay yemekleri denilince salçalı, yağlı, tuzlu, yani kilolara davetiye çıkaran bir mutfak kültürü düşünülüyor. Öyle değil. Baklagiller, tahıllar ve olmazsa olmazımız zeytinyağı mutfağımızın demirbaşları. Dolayısıyla kilo aldıran veya sağlıksız bir mutfak değildir. Önemli olan doğru ölçü ve miktarda yemektir. -Sağlıklı beslenme için önerileriniz var mı? - Güne kahvaltı ile başlanmalıdır. Kahvaltı etmeden kolay kilo verebileceğini düşünenler yanlış düşünüyor. Kahvaltı etmeden güne başlamak daha fazla yemeğe teşviktir. Okuldaki çocukların başarısı ve iş yeri performansı da kahvaltıya bağlı. Kahvenin yanında mutlaka su içilmeli. Çünkü kahve vücutta su kaybına sebep oluyor. Özetle sloganımız Sağlığınız İlk Zenginliğinizdir. GÜNEY RÜZGARI 55

58 YEMEK VE MÜZİK D Süheyl BUDAK ünya da Sümerler gibi aşçılığı insan yaşamının beceri ya da sanatlarından biri olarak düşünüp ciddiye alan ilklerden biri de Yunanlılar idi. Bunu antik çağdan kalan mozaik süslemelerinde de görebiliyoruz. Platon (İ.Ö ) felsefi diyalogu Gorgias ın birkaç cümlede aşçılığı gereken yere oturturken, o dönemin Anonim bir tıp yazarı,... aşçının işini bir müzisyene benzetir ve şöyle devam eder: Aynı notalardan farklı ezgiler gelir, diyezden bemolden hepsi de notadır ama hepsinin farklıdır sesi. Çok farklılıktan en iyi uyum çıkar. Az farklılıktan en kötüsü, eğer bir kimse hep aynı nota üstünde beste yaparsa hiçte zevkli olmaz. En cüretli, en çeşitli dizilişler en büyük zevki verir. Aşçıların, farklı ve benzer şeylerden yemekler yaratarak bizlere yiyecek ve içecek hazırlaması da böyledir. (1) Kah malzemeleri değiştirirler, kah aynı şeyleri kullanırlar ama farklı etkiyle. Eğer bir aşçı her şeyi birbirinin aynı yaparsa hiç zevki olmaz. Hepsini aynı yemeğe koyarsa, doğru olmaz. Müzik notalarının bazısı yüksek, bazısı alçak ses verir. Dil, tatlı ile ekşiyi, uyumsuzluk ile uyumu bütünün içinde ayırt ederek yemeği sanki müzikmiş gibi tadar. Dil akort edildiği zaman yemek keyife dönüşür Yeğenimle (2) otururken, Her yemeğin bir melodisi var. Aslında her biri ayrı beste, kullanılan her malzeme bir nota demez mi? Nasıl? diye sorunca ilginç bir konuşma oldu. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Belki de bu konuda yazılan ender yazılardan biri. GÜNEY RÜZGARI 56

59 Borani yemeğini ele alalım... Öncelikle malzemeleri sayalım. Kış kabağı, tuzlu yoğurt, et, nohut, tereyağı, nane ve su. Bu yemek kesinlikle muhteşem bir beste. İçindeki malzemelerin ahengi farklı notaların bir araya gelmesiyle bir melodi ile tencerede dans eden bir yemek. Buradaki sebzenin, tuzlu yoğurt un kendilerine ait bir notaları var. Bu notalar tencereye girdiğinde dans etmeye başlar, tıpkı notalar gibi. Mesela suyu koyup üzerine tuzlu yoğurt u ekleyip karıştırmak, belki de bir müzik eserinin ilk iki ölçüsü, ilk başta yarattığımız iki ölçü gibi sonra ekleyeceğimiz nohut, o müzik eserine bir tane daha farklı ölçek katıyor. Kabağın naif tadı, o yemeğin içinde kayboluyor ama aslında o yemeği yapan aşçıya ait bir beste oluyor. Bir de herkesin bir el tadı var. O el tadı da o müziği yorumlayan sanatçıya bağlı. Mesela Beethowen da kendi zamanında kendi içinde bulunduğu koşullarda yazdığı bir eseri bu gün yorumlayan kişi, kendi içinde bulunduğu durumla ve çevre faktörleriyle yorumluyor. Yani aynı notaları çalıyoruz ama yorumlarımız farklı. O yüzden de herkes de farklı hissediyor. Aslında yemeği yapan icracı, yiyen kişiler ise seyirciler. Yemeği yiyen kişi bulunduğu duruma göre bir tat alıyor. Aynı tencereden herkes aynı tadı alamıyor. Seyirciler de bir eseri dinlerken, herkes kendine göre farklı yorumluyor, kendi isteğini algılıyor ama notalar da malzemeler de aynı. Tencereye girdikten sonra uyumlu dans ettiği zaman çıkarılan notalar aslında kokuyla yani baharatlarla birleşiyor, ısıyla birleşiyor, reaksiyona giriyor. Bir çok faktör işin içine girince sonuçta armo- nik yapıya sahip bir beste çıkıyor. Bu her sebze, her meyve, her baha-rat için geçerli. Hepsinin birer notası var, hepsinin bağlı olduğu bir değerlik matema-tik kurguları var. Hepsini bir araya getirdiğinde farklı melodiler, farklı yapılar çıkıyor aslında. Borani yemeğini hangi tür müzik yapısına koyabiliriz? Borani bence bir marş gibi bir yapı. Çünkü içinde keskin net değerlikli sebzeler, baskın tatlar var. İnsanı farklı yerlere götürmüyor. Çıkış ve varış noktaları belli. Kremsi bir tuzlu yoğurt tadı. Damakta kalan ekşilik marş dinlediğinizdeki gibi ritmi net, senkronize hareketli bir yemek. Patlıcan musakka için ne dersiniz? Melodik bir yapısı var. Bir yerden alıp, bir yere götürüyor. Patlıcanın baskın tadı, bir piyano partisinin sol eli gibi yani sos piyano partilerinde ritmi verir. Patlıcanı yerken sürekli ritim veriyor. Alttan ben buradayım diye içine girmiş olan soğan, domates, maydanozla melodiler oluşmaya başlıyor. Alt taraftan o baskın patlıcan diğer taraftan gelen baharatlarla Vivaldi nin dört mevsim eseri gibi yedikçe değişiyor. Çok ciddi alt yapısı olan bir yemek. Günümüzde çok tartışılan Menemen için ne söyleyebiliriz? Menemen in baskın tadı yumurta değil, baskın tat domates. Yumurta naif, soğan nötr bir ürün. Menemen e konur konmaz; tuz, şeker giriyor domatese. Domatesin ilginç yönü, her girdiği yemekte zayıf olanı içine alıp, içine katması ve kendi etkisini artırmasıdır. Böylelikle oluşan melodi, içindeki kandaslar Menemen i bir türkü haline getiriyor. Çalınan müziğin teması orada kendini baskın haline getiriyor. Yalgızam Yalgız türküsünü dinlemişseniz, oradan örnekleyebiliriz. O türküde sözlerin GÜNEY RÜZGARI 57

60 bittiği bölümlerde melodi devam ederken, sözleri tamamlayıcı şekilde hissederiz yani sözsüz kısımlarda parça öyle yazılmış ki bir duygu bütünlüğü vardır. Menemen de yumurta yeniliyor ama aslında diğer tatların kokusunu aldığımızda hatta yapım aşamasında malzemeler tavaya girdiğinde o yemeğin Menemen olduğunu tahmin edebiliriz. Tıpkı türkünün ilk melodilerini duyduğumuzda o eserin adını bildiğimiz gibi. Makarnaya ne diyelim? Makarna da armonik. Neden? Farklı malzemelerle yapılıyor ama makarnanın kendine has bir yapısı var, yoğunluğu var. Un, tuz tadı aslında baskın olan tat un tadı. Ama içine giren diğer malzemelerle farklı bir yapıya dönüşüyor. Mesela makarnayı pişirirken fesleğen soslu makarnaysa bence kasvetli bir eser gibi görebiliriz. Çünkü fesleğen çok yoğun ama lazanya gibi bir şeyse orada yoğunluklar değişiyor, soslar kuvvetli olunca makarna geride kalıyor, çok dramatik hale geliyor. Müzik acıklı hale geliyor ama lazanya da sos ve makarna etkileşime girebiliyor. Yaşamın içinde müzik var. Müzik önce insan bedeninde başlıyor. Kalp atışının bir ritmi var. Hani hayatın ritmi var diyoruz ya! Bana göre yemeğin de ritmi var. Yemeğin ritmini bozarsanız, tıpkı insanın ritminin bozulduğunda ortaya çıkan rahatsızlıklar gibi yemek de kötü oluyor. Yemeğin ritmi pişirme ile ilgili olmalı; hızlı-yavaş, harlıorta, dinlendirme gibi... Müzikte de öyle. Müziğin nasıl başladığına bağlı. Örneğin hızlı ateşte doğradığınız malzemeyi koymanız, müzik diliyle Fortedir. Sonra ateşi azaltırsanız piyanoya iner, ateşinizi iyice kısarsanız piyano simolar olur, tabağa girince de final. Müzikte Röpriz vardır. Röpriz o notayı belli çizgiler ve belli notalar arasında tekrar dönüş demektir. O da yemekte var. Bunu şöyle algılayabiliriz. Ön hazırlıklarda hızlı bir pişirmeden sonra kattığımız ürünlerle yavaş sonra hızlı, dinlendirme sonra tekrar hızlı ve son final gibi. İşte o yemeği yapan orkestra şefi. Bunu anlatırken aklıma Osmanlı mutfağının şahaser yemeklerinden yahnileri aklıma getirdim. Önce hızlı bir pişirim (kızartma) sonra onları sıfırdan alıp tencereye koyup içine pişirilecek kadar su koyup pişirmeye devam ederiz. Su bittiğinde yemek pişmiş olacak. Su çok konulursa yemek dağılır, su az konulursa yemek pişmez, onun için su ve ateşin hızını iyi ayarlamanız gerekir. Yani orada notaları ve nüansları doğru icra etmezsek müzik bozulur tıpkı yemekte olduğu gibi. Aslında bu da matematik. Müziğin içinde çok ciddi matematik var. İcra edilecek eserin notaları elimize geçtiğinde önce eseri okuruz; kaç kaçlık, tonu nedir, hangi anahtarla başlıyor, nüansları nedir? Tıpkı yemek yapmaya başlamadan yapılan hazırlık gibi. Hangi yemeği yapacağız, içinde hangi malzemeler var, kaç derecede pişireceğiz vs. Yazılan notalar ve nüanslar yanlış olursa ritmi kaybettik demektir. Müzik durdu, yemek bozuldu. Ağız tadınız bozulmasın. Kaynakça 1. Aşçılık Tarihi, Süheyl Budak, yayınlanmamış eserinden. 2. Günayım Kavvame Ayaz, Mersin Devlet Opera Balesi İl Koordinatörü ve Opera Sanatçısı. GÜNEY RÜZGARI 58

61 HATAY DAN BARIŞ DİLEĞİ A ntakya Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde oda, borsa, dernek ve sendikalardan oluşan STK lar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde yurt genelinde eş zamanlı düzenlenen destek basın açıklamasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başlattığı Bahar Kalkanı Harekatı na destek verdi. Hatay daki Oda, borsa, dernek ve sendikalar adına açıklamayı yapan ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasında olduklarını belirterek, şu an 81 İl de Türkiye nin önde gelen 30 a yakın meslek örgütü, sendika konfederasyonu ve sivil toplum kuruluşunun, hep birlikte bu açıklamayı yaptıklarını ifade etti. Her kritik dönemde milletin ve devletin yanında durup, üstlendikleri sorumluluğun hakkını vererek hareket ettiklerini ifade eden Çinçin, bugün de İdlib te gerçekleşen hain saldırıya ilişkin ortak tepkilerini gösterdiklerini söyledi. Vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlere Allah tan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet, yaralılara da acil şifalar dileyen Çinçin, Milletimizin başı sağ olsun. Askerlerimiz İdlib de, hem ülke sınırlarımızı ve hem de mazlumları korumaktaydı. Zira Suriye de yaşanan zulümlere, yüzbinlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine, dünya sessiz kaldı. Türkiye nin ba- rış ve huzur odaklı çabalarıysa, ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi dedi. Suriye deki rejimin kendi yurttaşlarını topraklarından edip, canlarına kasteden bir zihniyete sahip olduğu ve yapılan saldırının kabul edilemeyeceği belirtilen açıklamada şu görüşlere de yer verildi: Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur. Türk Devleti ve Ordusu, bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir. Bahar Kalkanı harekâtıyla da bu bedeli ödemeye de başlamışlardır. Şunu da herkes bilsin ki, biz, her türlü zorluğu aşmasını bilen bir milletiz. Mevzubahis vatan olunca, tüm siyasi ve fikri ayrılıkları bir tarafta bırakırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor, sabır ve dayanışma gösteriyoruz. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, Suriye deki savaştan en çok etkilenen Hatay ın Reyhanlı ilçesine pozitif ayrımcılık uygulanmasını isterken, Ortadoğu daki barışın tesis edilmesini için de gösterilen çabaya destek verdiklerini sözlerine ekledi. GÜNEY RÜZGARI 59

62 GÜNLERİN TERKİSİNDE 7 Mart 2015, cumartesi, sabah Yataktan kalkalı bir saat oldu. Bir saattir J. Basse ın dünden yarım kalan şiirini çevirmeye çalışıyorum, ama olmuyor. Sadece ilk iki dizesi gerçekten iki dize oldu: Usul uçuşu bir kelebeğin kaygıların başakları üstünde Kitabı, defteri kapatıp kulağı sabahın usul sesine vermek en iyisi... A. Kadir PAKSOY 9 Mart 2015, pazartesi, sabah Jacques Basse ın iki kitabından sekiz şiirinin çevirisini kısa biyografisiyle birlikte Cumhuriyet Kitap a gönderdim ve dün akşam Herman Broch un Vergilius un Ölümü romanını okumaya başladım. Romanın girişinde Bir çevirinin hikayesi başlığı altında, çevirmeni Ahmet Cemal, bu romanı kırk yılda çevirdiğini yazıyor. Bu kırk yıllık süreç boyunca Vergilius un Ölümü dışındaki her edebiyat çevirisine önce üstesinden gelip gelemeyeceğimi araştırarak ve ancak üstesinden gelebileceğime inandığım takdirde başladım diyor. Ve Ahmet Cemal sonunda bu işin üstesinden gelmiş ve şimdi hemen ilk sayfalarda bir dil anıtı ile karşı karşıya olduğumu duyumsadığım bir başyapıt önümde. Öyle görünüyor ki ben de dönüp dönüp yeniden okuyacağım bu anıt kitabı. İşte biraz önce altını çizdiğim satırlar: Işık, topraktan yücedir ve toprak, insandan yücedir ve her kim ki nefesini sıla kokusunda aramaz, o insan sılasına toprakta varıp ışığa dönüş yoluna topraktan çıkmamıştır; her kim ki yeryüzüngüney RÜZGARI 60

63 de ışığı toprağın adına karşılayıp, sonunda ışığa dönüşmüş topraktan gelmedir diye ışığın bağrına basılmamıştır, o insan asla bir şeyler başardım diyemez. Ve toprağın ışıkla, ışığın toprakla kucaklaşıp kaynaşması, hiçbir zaman gecenin iki ucundaki alacakaranlıkta olduğundan daha yoğun değildir. Bu satırları düşünerek çıkıyorum sabah yürüyüşüne Nisan 2015, cumartesi, sabah Birkaç gündür bir gerginlik içindeyim. Sinirlerim bam teli. Biri azıcık sesini yükseltse bana, ben de hemen parlamaya hazırım. Neden böyleyim? Bunun herhalde en önemli nedeni uykusuzluk. Peki uykusuz kalmama, uyuyamama neler neden oluyor? Birincisi kendi sağlık durumumdan kaynaklanıyor. Uyku apnesi nedeniyle sık sık uyanıp derin uykuya dalamamam; gece karın ağrısıyla uyanıp birkaç saatte bir tuvalete gitmem ve tuvalette çok kalmamdan kaynaklanıyor. Diğeri de benim elimde olmayan, benim dışımdan kaynaklanan nedenler: - Zeynep in durumu. Bu yıl 7. kez girecek KPSS ye doğumlu, 22 nisanda 28 yaşına girecek. Hâlâ hayatın dışında. Diploması elinde öğretmenlik yapmayı bekliyor yedi yıldır... Bir yerlerde birileriyle iki kelime laf etsem, hemen sözü Zeynep e getiriyor ve durumunu anlatıyorum; hani bir yerden bir kapı açılır diye umarak. Sonra da söylediğime pişman oluyorum. Çünkü kimse kimsenin derdiyle kendi derdi gibi ilgilenmiyor. Anacığım ne kadar haklıymış: El elin eşeğini türkü çağırarak arar Nisan 2015, cumartesi, sabah Kan ter içinde uyandım. Düşümde Tayyip Erdoğan ı gördüm: Bana, Zeynep in öğretmenliğe atanması karşılığında milletvekilliği öneriyordu!.. 21 Nisan 2015, salı, sabah 9.05 Saat 04.15'te yataktan kalktım. Vocabulaire (Fransızca sözcük bilgisi) çalışmaya başladım. Ama biraz sonra uykum geldi ve ye- niden yatağa attım kendimi. Bu arada gördüğüm düşü anımsıyorum: Yine öğretmendim. Hem çok küçük hem de yetişkin olan çocuklarla bir sınıftaydım. Herkes parmak kaldırıp söz alarak konuşuyor, bana sorular soruyordu. Ben de arada bir konuşuyordum... Yataktan yeniden kalktığımda saat 06.15'ti. Yine bir düş gördüm: Militan sol bir grupla birlikteydim. Seçimlere katılacaklarmış, benden de katkı istiyorlardı. Ben de Fransızca bilen biri var mı aranızda diyorum; çıkıyor biri, niyetim Fransızca konuşma pratiğimi geliştirmek. Ama bu sırada paltom kayboluyor. Paltomu bulmak için onların çadırını ararken uyandım... Sonrası sabah yürüyüşü Nisan 2015, çarşamba, sabah Geç yatmama karşın (23-24 gibi) gece birkaç kez uyanıp ayakyoluna gitmek zorunda kaldım. Derin uykuya sanıyorum 04 sularında dalabildim ki son uyanıştan önceki düşümü anımsıyorum: Bir geziye katılmışım. Yanımda da komşulardan birinin bana emanet edilmiş çocuğu var. Derin bir hendekten, üzerine atılmış uzun bir kalasın üzerinden geçiyoruz. Çocuk benden önce geçmek istiyor. Elimi bırakıp atılıyor. Ama kalasın ortasında ayağı kayıp düşüyor. Adamın biri onu sırtından yakalıyor ama ceketi sıyrılınca düşüyor. Ben deliye dönüyorum. Atlıyorum çocuğun ardından hendeğe. Hendek kanalizasyon suyu ile dolu, kanal uzayıp gidiyor, ama birden tünelin içi aydınlanıyor. Suların da dibi görünüyor. Sular ancak dizime geliyor. Saim, Saim! diye bağırıyorum. (Saim adında çocuğu olan komşumuz yok oysa!) Ben ne diyeceğim anasına babasıgüney RÜZGARI 61

64 na diye dövünürken uyandım... Saat 06.25, yürüyüşe çıkıyorum. 23 Nisan 2015, perşembe, sabah sularında kötü bir düş görürken uyandım ama yorgundum yeniden yatağa girdim ya, yeniden uykuya dalamadım. Düşler kesinlikle bir biçimde insanın yaşamıyla bağlantılı. Bağ kuramasanız bile bir yerlerden bir ilgileri var uzak yakın yaşadıklarınızla. Bu satırları bu gece gördüğüm düşten yola çıkarak yazıyorum: Geçenlerde Senem, et haşlama yapmıştı. Kemikleri çöpe attırmadım, sabah yürüyüşünde götürüp parktaki köpeklere verdim. Kemikleri verdiğim günleri izleyen birkaç gün de benden aynı iyiliği bekleyip kuyruk salladılar, ama karşılığını göremeyince benden uzaklaştılar. Dün, o kemik verdiğim köpeklerden birini okşamak istedim ama benden korkup kaçtı... İşte bu gece düşümde o köpekleri gördüm. Biri elinde palayla onları doğruyordu. Eve koşup Senem e söylüyo-rum. Sağa sola telefon edip yardım isterken uyandım... Az sonra yine onları göreceğim ama götürecek kemik yok Mayıs 2015, cumartesi Birkaç gündür kendimle barışık bir ruh hali içindeyim. Çünkü aylardır kafamda olan Atatürk Orman Çiftliği Ağıdı nı bitirdim. Şimdiye dek görmediğim bir ilgiyle karşılandı bu şiirim. İnternet dergisi Gerçek Edebiyat ta iki gün önce yayınlandı. İki gün içinde okuyan sayısı 900'ü aşmış. Ayrıca Oda TV de şiiri haber yaptı. Bu şiirin yayınlanması yalnızca ozan olmamın bir gereği değil, aynı zamanda bir yurttaşlık göreviydi benim için. Artık görevimi yerine getirmiş olmanın erinci ile aynaya utanmadan bakabilmenin ve Anıtkabir e başı dik çıkabilmenin ruh hali içinde olduğum için kendimle barışığım... Tıp Haftası nda Dr. Necdet Özkaya dan edebiyat sohbeti ROMAN HAYATTIR Dergimiz Yazarı Dr. Necdet Özkaya, Tıp Haftası kutlamaları çerçevesinde Hatay Tabip Odası nda meslektaşlarıyla edebiyat üzerine sohbet etti. Türk edebiyatına kazandırdığı 14 eserini 8 yılda yazdığını ifade eden Özkaya, edebiyatın farklı söylemek ya da başka türlü anlatmak olduğunu, kitapların kaderinin de okurun algısına bağlı olduğunu söyledi. Bazı yazarların yitirildikten sonra hatırlanması yerine yaşarken değerli kılınmasının önemine değinen Özkaya, 88. Uluslararası İzmir Kitap Fuarına davet edilen bir yazar olarak, Hatay da değer görmemesini de eleştirdi. Hayattan kopuk roman yazanları da eleştiren Özkaya, Hayatta ne varsa romanda yer almalı. Roman yazmak ciddi bir emektir. İngilizce ye çevrilen Luka benim adım eseriyle Nobel ödülüne aday olacağımı belirtmek isterim derken, Antakya üzerine öyküler yazmayı sevdiğini söyledi. Bağışladığı kitaplar ve sunum için Dr. Necdet Özkaya ya teşekkür belgesi sunan Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Cengiz Haksöz, 100. yılın önemine de değindi. GÜNEY RÜZGARI 62

65 İş İnsanı Ersin Şahin e plaket. H atay da ardından anlamlı izler bırakıp, ailesine de hayırlı yatırımlar yapmaya örnek olan saygın iş insanlarından merhum hayırsever Nevzat Şahin den sonra ailesi adına oğlu Ersin Şahin in eğitime verdiği destekler de takdir topluyor. Defne Sümerler Mahallesi ndeki Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu yerine, 4,5 milyon liraya mal olacak okul protokolüne imza atan Ersin Şahin, babasının yaptırdığı Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi ne de konferans salonu kazandırdı. Renault Hatay Bayisi Ersin Şahin in yaptırdığı konferans salonu üzerine düzenlenen törende, Okul Aile Birliği Başkanı, Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, eğitime yapılan katkılara teşekkür ederek, okul yönetimi ve Aile Birliği adına Ersin Şahin e plaket takdim etti. Defne Kaymakamı Nevzat Şengök ün de katıldığı törene; Ersin Şahin ile annesi Sevsen Şahin ve merhumun kızları ve damadı da katıldı. ATSO dan Yeşil Alan desteği ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, Antakya kent merkezinde yıkımına karar verilen Mehmet Şah Vakıf İşhanının kent meydanına kazandırılması amacıyla yeşil alana dönüştürülme çalışmalarına katkı verdi. ATSO dan yapılan yazılı açıklamada, Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin, Çarşamba günü açılışı yapılan 4. Hatay Yapı, İnşaat ve Dekorasyon Fuarı ndaki açılış konuşmasında, Mehmet Şah Vakıf İşhanı nın yıkılarak Yeşil Alan olması konusunu bir kez daha Hatay kamuoyunun gündemine getirmiştir. Bu konu ile ilgili olarak, önümüzdeki günlerde, Hatay Büyükşehir Belediyesi Meclisi nde grubu bulunan tüm Siyasi Partilerin İl Başkanlıkları Odamız Yönetim Kurulu tarafından ziyaret edilecek olup, bu ziyaretlerdeki amacımız, Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi nde tüm Siyasi Partilerin, oy birliği ile Yeşil Alan olarak ilan edilen Mehmet Şah Vakıf İşhanı ile ilgili karara ve Meclis İrade sine sahip çıkmalarıdır. GÜNEY RÜZGARI 63

66 ! N İ DİR N E L ÜÇ G I Z I ĞIN I L K IŞI BAĞ M art ayı boyunca malum konumuz koronavirüs! Uzmanlar önlem için yapılması gerekenleri bas bas bağırıyor. Korona ya da diğer virüslerden korunmanın en etkili yollarından biri; güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmaktır. Bağışıklık sistemi vücudun bir savunma sistemidir; birçok farklı ajanın varlığını tespit eder ve bir kalkan gibi hareket eder. Ajanlarla karşılaşıp onu yenebilen bağışıklık sistemi, aynı ajanı başka bir zamandaki karşılaşmada yine tanıyabilir ve daha hızlı bir şekilde yok edebilir. Bağışıklık sistemi kompleks bir yapıya sahiptir ve onu güçlendirmenin tek ve mucizevi bir yolu yoktur. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan birçok araştırma, bağışıklık sistemini beslenme programı, egzersiz, yaş, psikolojik durum, stres, bitkisel takviyeler ve bazı diğer bazı faktörlerin etkilediğini göstermektedir. Vücut için bu kadar önemli bir sistemi güçlü tutmak büyük ölçüde elimizdedir. Başka mevcut hastalıklar için tedavi amaçlı bağışıklık sisteminiz baskılanmamışsa, bu salgın döneminde tedbirlerinize ek olarak şunlara da dikkat etmeniz iyi olacaktır; Sedef YERAL Diyetisyen Yeterli ve dengeli beslenin. Güçlü bir bağışıklık sisteminin temellerinden birisi yeterli ve dengeli ve beslenmektir. Bu da kesinlikle faydalı diye tabir edilen besinleri çok tüketmek değildir. Tüketilen besinlerin protein, kompleks karbonhidrat, doymamış yağ asitleri, çeşitli vitamin-mineraller ve lif içerikleri yeterli, aynı zamanda dengeli oranda olmalıdır. Günlük beslenmede çeşitlilik çok önemlidir. Bu konuda beslenme uzmanlarından ya da uzmanların yayınladığı yayınlardan bilgi alabilirsiniz. Probiyotik içeren besinler tüketin. Vücudu zararlı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan probiyotik bakteriler bağışıklığı da güçlendirmektedir. Özellikle vücut direncinin kırıldığı mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek adına probiyotik içeren besinlerin tüketimi önem kazanmaktadır. Doğal olarak fermente edilmiş süt ürünlerinde veya diğer fermente yiyegüney RÜZGARI 64

67 cek ve içeceklerde bulunur. Yoğurt, kefir, lahana turşusu rahatlıkla ekleyebileceğiniz probiyotiklerdendir. Yeterli probiyotik tüketilemediğinde ya da vücudun ihtiyacının arttığı dönemlerde dışarıdan takviye olarak da alınabilir. Ancak takviye kullanırken birkaç ayda bir kullanılan markanın değiştirilmesi gerekir. Çünkü her markanın bakteri suşu farklıdır ve probiyotik suşlarında çeşitlilik önemlidir. Yeteri kadar Omega-3 aldığınızdan emin olun. Omega-3 kalp ve beyin sağlığı için en gerekli yağ asididir. Savunma sisteminin güçlenmesinde de önemli rolü vardır. Balık tüketiminin yanı sıra keten tohumu, ceviz, semizotu tüketerek de Omega-3 alımı arttırılabilir. Takviye olarak balık yağı ya da krill yağı olarak farklı formlarda alınabilir. Ancak Omega-3 takviyesi tercih ederken trigliserit formda olması, IFOS (Uluslararası Balık Yağı Standartları) onaylı olmasına dikkat edilmelidir. Uyku düzeni Vücut fonksiyonlarının düzenli çalışabilmesi için vücudun dinlenmesi gerekmektedir. Beynin dinlenme durumuna geçişi uyku evresidir. Beyin uyku halinde toksik atıklardan kurtulmaktadır. Böylelikle vücut fonksiyonlarının düzenli işleyişini sağlayabilmektedir. Uyku süresi yaşa bağlı olarak değişiklik göstermektedir, ancak yetişkin bireyler için günlük ortalama uyku süresi 68 saattir. Daha az ya da daha çok uyumak bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. A vitamini A vitamini, DNA sentezine yardımcıdır ve doku mekanizmasında yer almaktadır. İmmün (bağışıklık) yanıtın oluşmasında rol oynayan lenfosit ve kan hücrelerinin büyümesinde rol almaktadır. A vitamini en çok süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı, havuç, kayısı, ıspanakta bulunmaktadır. Bu besinlerin günlük tüketilmesi durumunda takviye alınmasına gerek yoktur. C vitamini C vitamini dokuların sentezinde ve vücut fonksiyonlarının işleyişinde görev almaktadır. Diğer vitaminlerin ve minerallerin emilimini sağlamaktadır. C vitamini güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlamaktadır. Taze sebze ve meyveler en önemli C vitamini kaynaklarıdır. Özellikle maydanoz, domates, biber, kivi ve turunçgiller yeterli tüketildiğinde vücudun günlük ihtiyacı karşılanmaktadır. E vitamini E vitamini antioksidandır, antikorların yapısında (vücut savunmasında) görev alır. Böylelikle bağışıklık sisteminin gelişmesini sağlamaktadır. E vitamini zeytinyağı ve ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlarda bol miktarda bulunmaktadır. Bunların çiğ tüketilmesi vitamin kayıplarını da engeller. B Vitamini B grubu vitaminlerinden immün yanıt için en önemli vitamin B6 vitaminidir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda B6 vitamin seviyesindeki düşüşün antikor (vücut savunmasında görevli hücreler) sayısında azalmaya neden olduğu tespit edilmiştir. B6 vitamini en çok et, tavuk, balık, yumurta, kuruyemiş ve süt ürünlerinde bulunmaktadır. Emilim problemi ya da herhangi bir hastalığı olmayan kişiler için bu besinlerin düzenli tüketimi günlük ihtiyacı karşılamaktadır. Folik Asit Yapılan çalışmalar doğrultusunda folik asit seviyesinin antikor üretimi ile doğru orantılı olduğu tespit edilmiştir. Folik asit en çok tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagillerde bulunmaktadır. Emilim problemi, gebelik ya da herhangi bir hastalığı olmayan kişiler için bu besinlerin düzenli tüketimi günlük ihtiyacı karşılamaktadır. Selenyum Çok güçlü bir antioksidandır ve vücut savunmasında direkt etkilidir. Ton balığıi et, tavuk, ay çekirdeği, yumurta iyi birer selenyum kaynağıdır. Sağlıklı bir insanda bu besinlerin düzenli tüketimiyle selenyum eksikliği oluşmaz. Ancak hastalık durumlarında, tiroidle ilgili problemlerde ve ya bağışıklığın düştüğü bazı koşullarda takviye olarak almak gerekebilir. GÜNEY RÜZGARI 65

68 DAMAK TADI Nurhan SAĞLAR KIYMALI KREMALI FIRIN MAKARNASI Malzemeler * 1 paket orta kalınlıkta çubuk makarna * 1 kalıp hellim peyniri (300 gr.) * 1 çorba kaşığı kuru nane * Tuz Kıyma İçin * 500 gr. kıyma et * 3 adet orta boy soğan * 1 çorba kaşığı margarin * 1 tatlı kaşığı tuz * 1 çay kaşığı toz biber * 1 çay kaşığı karabiber * 1 çay kaşığı tarçın * 1 demet maydanoz Krema İçin * 5 bardak süt * 1 bardak un * 125 gr. margarin * 2 adet yumurta * 1 çay kaşığı tuz * 1/2 çay kaşığı karabiber * 4 çorba kaşığı hellim peyniri rendesi Yapılışı: Peynir ince ince rendelenir. İçinden krema için 4 çorba kaşığı, üzerini süslemek için de 3 çorba kaşığı ayrılır. Geri kalan peynire kuru nane koyup karıştırılır. Bu arada makarna tuzlu suda haşlanıp suyu süzülür ve soğuk suyla yıkanır. Süzülen makarna naneli peynir ile karıştırılır. Yarısını yağlanmış ve tabanı 33 cm. kenarı yüksek yuvarlak bir tepsiye veya borcama döşenir. Üstüne kıyma koyulur. Onun üstüne de krema dökülür. En üste peynir serpilip fırına verilir. Altı üstü kızarana dek pişirilir. Piştikten sonra ılıtıp öyle kesilip servis yapılır. Kıymanın Yapılışı: Bir tencerede et ve soğan yağla kavrulur. İçine toz biber, karabiber, tarçın ve tuz eklenir. Baharatların ardından ince kıyılmış maydanoz konup karıştırılır. (Burada sırasıyla yapacağımız işlem önce et suyuyla kavrulur. Sonra soğan konup kavrulur. Suyu gitsin diye sonra da yağ konup iyice kavrulur.) Kremanın Yapılışı: Bir tencerede yağ ile un kavrulur. Süt konup pişirilir. Pişen sütün içine hellim peyniri, karabiber, tuz ve yumurtaları ekleyip mikserle çırpılır. Not: Bu makarnanın özelliği hellim peyniri ile yapılmasıdır. GÜNEY RÜZGARI 66

69 İRMİK TATLISI Malzemeler * 1 paket vanilya * 4 su bardağı süt * 1 su bardağı irmik * 1 su bardağı şeker * 1 limon kabuğu rendesi Üstü İçin * Kıyılmış ceviz Yapılışı: Bir çırpma kabına süt, şeker, vanilya, irmik ve limon kabuğu rendesini alın. Orta ateşte karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Elde ettiğiniz karışımı ıslattığınız şekilli bir kalıba dökün. İrmik tatlısını önce oda sıcaklığında soğutun. Sonra buzdolabına koyup dondurun. Daha sonra kalıbı ters çevirerek servis tabağına alın. Üzerine kıyılmış cevizle süsleyerek servis yapın. KABAK TATLILI KURABİYE Malzemeler * 1 paket vanilya * 1 tatlı kaşığı kabartma tozu * 125 gr. yumuşatılmış margarin * 1 çay bardağı süt * 1 çay bardağı ayçiçek yağı * Aldığı kadar elenmiş un (3,5-4 su bardağı) İçi İçin * 50 gr ceviz içi * 400 gr. kabak tatlısı Süsleme İçin * Pudra şekeri Yapılışı: Hamur yoğurma kabına margarin, süt ve ayçiçek yağını koyup iyice karıştırın. Bu karışıma vanilya, kabartma tozu ve aldığı kadar unu azar azar karışıma ilave ederek yumuşak bir hamur yoğurun. Hamuru 15 dakika dinlendirin. Dinlenen hamurdan ceviz iriliğinde parçalar koparın. Hamurları elinizle, düzleştirip içerisine kabak tatlısı içi koyup, kenarlarını ortadan toplayarak kapatın. Ters çevirerek hafif yağlanmış tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış orta ısılı fırında pembe renkte pişirin. Fırından çıkan kurabiyeleri soğuduktan sonra servis tabağına alın. Üzerine pudra şekeri serperek servis yapın. İçinin Yapılışı: Kabak tatlısını mutfak robotunda ezin. Sonra bir kaba koyup, kıyılmış cevizle karıştırın. Not: Kurabiyenin içine kabak tatlısı yerine taneli reçel de koyabilirsiniz. GÜNEY RÜZGARI 67

70 HATAY DA GELİŞEN OLAYLAR ALMANAK -geçen sayıdan devam23 Aralık 2019 Hatay ın 50 yıldır gündeminde olan, ancak bir türlü gerçekleşmeyen Arsuz-Çevlik yolu son aşamaya geldi. HATSU Genel Müdür Yardımcısı Mühendis Hüsna Karayazgan, meslekte 40. yıl plaketi aldı, kutlarız. Av. Süleyman Tenekecioğlu nun oğlu, HBB Başkanı Lütfü Savaş ın damadı Dr. Umay Tenekecioğlu vatani görevini en başarılı er ödülüyle tamamladı. Antakya-Yayladağı yolundaki kazada Hatice ve Mehmet Küçükoğlu hayatını kaybetti. Suriye nin HOL kampından DEAŞ üyesi 5 kadın Reyhanlı da Polise teslim oldu. Rus füzesi, Reyhanlı nın karşı yakasındaki Harem Köyü ne düştü, can kaybı olmadı. Hataylı Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Milli Eğitim Bakanlığının Arapça dilini yabancı dil olarak tanımlamasını redetti. Hatay Lezzetli Kış Şöleni İzmir de gerçekleşti. Ümit Kutlu, CHP Antakya İlçe Başkanlığına seçildi. HBB Kadın Basketbol takımı, grubun en zayıf takımlarından Adana ya yenildi. TSF yönetim kurulu üyesi, aynı zamanda Hatay Satranç İl Temsilcisi Sultan Daban, Dörtyol da muhtarlık yapan Halil İbrahim Duran ile nişanlandı. Hataylı ressamlardan Aybike Doğru, Firuzan Çopur ve Havva Yunus, Kırıkhan da sergi açtı. Ziraat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Ahmet Sever güven tazeledi. CHP Dörtyol İlçe Başkanı Gökhan Özer güven tazeledi. Hataylı Gazeteci Mithat Kalaycıoğlu, İzmir Fuarı nda kitaplarını imzaladı. Dörtyol İlk Kurşun Festivali başladı. Hatay Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, intihara meyilli bireylere yaklaşım ve müdahale semineri gerçekleştirdi. Kuveyt Ankara Büyükelçisi Ghassan Al-Zawawi, ihtiyaç sahibi Suriyelilere yardım yaptı. Samandağ Ataköy İlkokulunda Bilim ve Sanat Atölyesi açıldı. Belçika da yaşayan Müslümanlar, savaş mağdurlarına kıyafet dağıttı. İHH, Çin zulmüne tepki gösterdi. Antakya Belediyesi, kadına yönelik şiddet kınandı. Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi ndeki tutuklu ve hükümlülere ait resim ve el işleri sergilendi. İlçe müftüleri Dörtyol da toplandı. Antakya TOBB İlkokulu yerli malı haftasını kutladı. Hatay Valisi Rahmi Doğan, Hatay ın turizm rotasının değiştiğini açıkladı. TRT de yayınlanan Doğadaki İnsan programı Altınözü nde çekim yaptı. Hatay Mobilyası, ABD den ilgi görmeye başladı. Hatay Ekin Koleji, sosyal sorumluluk projesi kapsamında Yaşatarak Öğreten Okul u duyurdu. MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Hatay ın Suriye nin bir parçası olduğunu iddia eden Dışişleri Bakanını, TBMM de sert bir dille eleştirdi. Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi, Hatay a yol istedi. Kırıkhan da 1490 karton kaçak sigara yakalandı. CHP Defne İlçe Başkanlığına Akın parlakyıldız seçildi. Jandarma, Amanos kırsalında teröristlere ait 9 depo ile 3 sığınağı imha etti. Samandağ da Dünya Arapça Günü etkinliği yapıldı. Vatan Partisi ilçe yönetimini kabul eden İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Nevzat Güneş, teröre, mafya ve uyuşturucuya izin vermeyeceklerini söyledi. 24 Aralık 2019 İstanbul İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hataylı Nuh Köroğlu nun babası Belen de toprağa verildi. CHP Arsuz İlçe Başkanlığına Mahmut Şirin, Kumlu İlçe Başkanlığına da Ali Çimer seçildi. Sis, Hatay da yaşamı felce uğrattı. ADD Hatay Şube Başkanı Kezban Kuran, Kubilay için baş ve can verebileceğini açıkladı. Defne Belediyesi Nazım Hikmet Gençlik Korosu, Ankara Çankaya Belediyesinin şenliğine katıldı. DASİFED, Yaratıcı Fikirlere Motivasyon sağlıyor. GÜNEY RÜZGARI 68

71 Usta Oyuncu Yurdaer Okur, Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ı ziyaret etti. İskenderun Belediyesinde kayıtlı kültür varlığı Kızlar Manastırı, Kültür Turizm Bakanlığına devredildi. Şair Nebih Nafile, Reyhan Su yu ziyaret etti. Antakya Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, Sıfır Atık Projesi semineri düzenledi. Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, hukukun olmadığı yerde devletin de olmadığını söyledi. ATSO, yapı müteahhitlerini yetki belgesi alma zorunluluğu konusunda bilgilendirdi. Reyhanlı daki öğrencilere uygulamalı kuaförlük semineri verildi. BM, İdlip e 42 TIR insani yardım gönderdi. Hatay Valisi Rahmi Doğan, Arsuz-Madenli Barınağına Yat Limanı ve Su Sporları Merkezi inşa edeceklerini söyledi. Hatay Barosu 76. yıldönümünde Kamu Gözetimi, Muhabese ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Faizsiz Finans Kuruluşlarının Denetimini Yürüten Denetçiler için etik kurallar uygulamasının yeni hükümlerinin anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Hatay Diş Hekimleri Odası, diş hekimlerinin işsiz kalmasını eleştirdi. Antakya Organize Sanayi Bölgesi, 10 maddelik istekler paketi sundu. DSİ Genel Müdürü Mevlüt Aydın, Hatay da 556 bin dekar alanın toplulaştırıldığını açıkladı. Kırıkhan Belediye Başkanı Aydın Falay vefat etti. Ekin Koleji, e-twinning Çalıştayını gerçekleştirdi. İskenderun Kaymakamlığı, eski adliye binası taşındı. Antakya Karlısu Sosyal Bilimler Lisesi, Kick Boks Light Contact Akdeniz Bölge Şampiyonasında Akdeniz 1. liği ve 3. lüğünü kazandı. Sanatçı Leman Sam, Antakya esnafıyla sohbet etti. CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, Türkiye nin en iyi emekli sıralamasında sondan üçüncü olduğunu söyledi. Antakya Medeniyetler Korosu, Lezzetli Kış Şöleni etkinliklerinde konser verdi. İskenderun daki hayvansevenler sokak hayvanlarına gıda desteğinde bulundu. Cezayir deki hakları için İskenderun da eylem yaptı. HBB, Dörtyol da uygulamalı simülasyon aracı ile vatandaşları bilgilendirdi. Arsuz Karaağaç ta kafe çalıştıran Ali Altan, unutulan döviz ve altın dolu çantayı sahibine teslim etti. Arsuzlu sanatçı Ersin Faikzade nin Latin Amerikalı Ricky Martin e benzerliği dikkat çekti. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Hatay daki Suriyeli varlığına dikkat çekti. Hatay MKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, modern sekülerizm ve değer algısını anlattı. Samandağlı Mevlüt Oruç, kıyı kenar çizgisini sahiplerine haklarını kullanmalarını önerdi. İskenderun da eski Türk inanışı Nardugan kutlandı. İskenderun Raks Spor Kulübü Sporcusu Serdar Keskin, Avrupa şampiyonu oldu, kutlarız. Ülkemizin ünlü Teknik Direktörlerinden Samet Aybaba, İskenderunspor idmanına katıldı. Defne ilçesinde engeli olan kızı Ceren için evini atölyeye çeviren Cavide Alp, ailesini geçindiriyor. Suriye Türkmenleri, İdlip için yardım çağrısı yaptı. Samandağ Belediyesi eski Başkanı Mithat Nehir, revize imar planının yeniden yapılmasını önerdi. İskenderun Belediye Başkanı M. Fatih Tosyalı, TRT nin konuğu oldu. HBB Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Expo 2021'in Hatay ı kalkındıracağını söyledi. CHP Defne İlçe kongresine katılan Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, çok yakında seçim olacağını iddia ederek, iktidara yürüdüklerini söyledi. Hatay SMMM Odası Başkanı Tahsin Kırık, bağımsız denetimi yürüten denetçilerle ilgili açıklama yaptı. Noel Bayramını kutlayan HBB Başkanı Lütfü Savaş, bayramların birlikte güzel olduğunu açıkladı. Hatay Valisi Rahmi Doğan, Arsuz-Çevlik yolunun açılışını değil, tanıtımını yaptıklarını açıkladı. Hatay Sağlık Müdürlüğü, bebek ölümlerinin önlenmesi amacıyla Yenidoğan Canlandırma Eğitimi verdi. 26 Aralık 2019 Antakya Belediyesi mazgal temizliği yaptı. Hatay da 60 sürücünün ehliyetine el konuldu. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, Defne Kitap Fuarını ziyaret etti. Özel Gayem Anaokulu Müdürü, Dr. Hasan Kaynak ın kızkardeşi Müzeyyen Kaynak vefat etti. Kırıkhan da 130 bin dekarlık alan Hatay Dağ Ceylanı Yabani Hayatı Geliştirme Sahası olarak ilan edildi. HAMOK-KIZILAY işbirliği ile kan-kök hücre bağışı kampanyası başlatıldı. Fakir Baykurt Onur Ödülü 100 yaşındaki Antakyalı öğretmen Abdullah Özkucur a verildi. MKÜ-BAP ın kelebeğe zarar vermeden ipek giymek çalışması, Almanya Goethe Enstitüsü nden Anna Weber ve Moda Tasarımcısı Jörn Fröhlich tarafından da takdirle izlendi. Noel Bayramı kutlamasında Ortodoks Kilisesinde konuşan Hatay Valisi Rahmi Doğan, Hatay ın Ortadoğu ya örnek gösterilecek bir şehir olduğunu söyledi. GÜNEY RÜZGARI 69

72 Samandağ da aşırı yağıştan Kapısuyu yolu çöktü. Yayladağı Olgunlar Mahallesi sakinleri, asbestli toprak riski yüzünden köy sakinlerinin başka yere naklini Cumhurbaşkanı ve bakanlara iletti. Hatay Devlet Hastanesi, emeklilere plaket verdi. Antakyalı iş insanı Yılmaz ve Necat Kirkizoğlu nun babaları Derviş Kirkizoğlu vefat etti. Eczane Teknisyenleri İskenderun da bir araya geldi. Arsuz Kaymakamlığı, Malta ve Romanya da çeşitli kurumların işbirliği ile Farm The City Projesiyle kentleri yeşillendirmeye başladı. Hatay MKÜ İlahiyat Fakültesi öğrencileri sergi açtı. 27 Aralık 2019 Amik Ovası nda suların yükselmesi köy sakinlerini tedirgin etti. Hatay Valisi Rahmi Doğan, HADO nun HBB ye 2 milyon TL karşılığında yer tahsis edildiğini açıkladı. İHH, İdlip ten göç edenleri çadıra yerleştirdi. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Hatay da sınır güvenliği toplantısına başkanlık etti. Hatay da vergi rekortmenleri ilk sırasını İSDEMİR ve Recep Atakaş şirketleri aldı. Hatay Polisi, el yapımı 427 şişe ve 192 litre içkiye el koydu. Antakyalı iş insanı Zihni ve Adnan Öksüz kardeşlere, eğitime verdikleri katkılardan dolayı Nimet Fahri Öksüz TAL idarecileri tarafından plaket verildi. Antakyalı şehit Ferhat Gedik in adı, Hatay İlkokulu nda yaptırılan kütüphaneye verildi. İskenderun da yarıkkaya fırtınası çıktı. Hatay Barosu bünyesindeki Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri, broşür dağıttı. Ovalı Otomotiv, İskenderun MTAL ne ford marka kamyon hibe etti. Kırıkhanlı SMMM Nizamettin Abalı, vefat etti. Antakyalı ressam Canseven Bahçeci, bir hafta içinde Ankara ve İstanbul da iki sergi açtı. Arsuz Gözcüler Plajında çekim yapıldı. HATODER, Talasemi hastalığına yakalanmamak amacıyla etkinlik düzenledi. Antakya da Suriyeli ailelere hijyen eğitim verdi. Suriye Türkmen Meclisi, Yayladağı nda bir araya geldi. İskenderun da erkek cesedi bulundu. Antakya Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkanı Hanifi Kadife, mavi özel halk otobüslerinde validatör kapatmanın söz konusunu olmadığını söyledi. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, kamu kuruluşlarının hak ediş ödemelerini yapamaz duruma geldiğini söyledi. Ak Parti İl Başkanları toplantısı yapıldı. Belen de köy okulları için el birliği projesi başladı. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Arslanoğlu Otomotiv de Ak Partililerle görüştü. 28 Aralık 2019 İskenderun Kaymakamlığı, Halk ile Buluşma ve Eğitim İstişare toplantısını gerçekleştirdi. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, üretime geçilmesi için tarımsal kalkınma kooperatiflerine ihtiyaç olduğunu açıkladı. Reyhanlı Mehmetbeyli Mahallesi sakinlerinin konut ve arazi sorunları çözüldü. Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, İskenderun Özel İKEM Koleji yerleşkesine taşınmasına yönelik gelişmeleri değerlendirdi. İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, kaliteli hizmet sunmanın gayreti içinde olduklarını söyledi. Amanos Dağlarına kar yağdı. Hatay Şairler ve Yazarlar Derneği, Nezahat Güven AL öğrencilerine Mehmet Akif Ersoy u anlattı. Hatay Barosu, 76. kuruluş yıldönümünü kutladı. Samandağ Belediyesi, tarımsal kalkınma kooperatiflerinin önemini anlattı. İskenderun da erkek cesedi bulundu. İş dünyası, İSTE de buluştu. Antakya Hüseyin Özbuğday Ortaokulu Öğrencisi Emir Kaan ilik nakli için bekliyor. Kırıkhan SGK İlçe Müdürü Mustafa Kocacık geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti, başsağlığı dileriz. Eğitim Sen Hatay Şubesi, mesai dışı eyleme katılan Mürsel Tonğuç a açılan soruşturmayı eleştirdi. Karlısu SBL kız voleybol takımı grup birincisi oldu. Defne Platformu, Turunçlu Mahallesi ndeki arıtma tesisinin taşınmasını bir kez daha yineledi. CHP Yayladağı İlçe Başkanı Nevzat Gonca güven tazeledi. Hayırsever iş insanı Recep Atakaş, İskenderun da 120 kişilik yurt yaptıracağını duyurdu. TED Hatay Koleji, Altınözü Zeytin Dalı Korosunu ağırladı. Antakyalı Dr. Mehmet Şimşek vefat etti. Aralarında sanatçı Murat Yıldırım ın da bulunduğu MAKO filminin çekimleri Arsuz da başladı. İskenderun da Emine G. adlı kadını darp eden kişinin Suriyeli olduğu saptandı. Avrupa Yapay Zeka Kurulu Üyesi Taha Yücel, İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) de konuştu. Ak Parti Hatay Milletvekili Sabahat Özgürsoy Çelik, Devlet Hastanesindeki hastaları ziyaret etti. GÜNEY RÜZGARI 70

73 Reyhanlı Yatılı Bölge Ortaokulu öğrencileri İngilizceyi yemek yaparak öğrenmeye başladı. Defne ilçesi Sümerler Mahallesi nde yıkılıp, yeniden modern bir eğitim tesisine dönüştürülen M. Fehmi Çan-kaya İlkokulu törenle hizmete açıldı. Hatay da gerçekleştirilen İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Çalıştayında Gazeteci Mithat Kalaycıoğlu da sunum yaptı. 30 Aralık 2019 Hatay Valisi Rahmi Doğan, Antakya Uzun Çarşı esnafını ziyaret etti. İYİ Parti İl Başkanı Şefik Çirkin, Hatay Valisi Rahmi Doğan ı ziyaret etti. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, revize imar planı mağdurlarının mağduriyetini azami ölçüde gidermeye çalıştıklarını söyledi. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Hatay İl Temsilcisi H. Suat Sadış, patronların açlık ve sefalet ücretlerini açıkladığını söyledi. İSTE Deniz Bilimleri akademisyenleri, balık balonların ekonomiye kazandırılacağını açıkladı. Amik Ovası ndaki su seviyesi tedirgin etti. Hatayspor, uzatmalarda Bursaspor a 2-1 yenildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar; Genel Kurmay Başkanı Org. Yaşar Güler ile kuvvet komutanlarıyla Hatay daki sınırı inceledi. Hatay da yapımı devam eden stadın adı Hatay Stadyumu olarak belirlendi. Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, yargının siyasi algısının mevcut anlayış ile kırılamayacağını açıkladı. CHP Payas İlçe Başkanlığına İlter Tellioğlu seçildi. Hatay Halkçı Liseliler bir araya geldi. Samandağ Polisi, üç ayrı profesyonel dolandırıcılık olayını engelledi. İSTE de Anayurt Güvenliği ele alındı. İki adayla girilen CHP Kırıkhan İlçe Başkanlığını seçiminde İsmail Savaşır 75, Yahya Kanıbir 60 oy aldı. M. Fehmi Çankaya İlkokulu Tasarım Beceri Atölyesi törenle hizmete açıldı. Antakya Ekinci Ortaokulu öğrencileri, organik ürün yetiştirmesi takdir topladı. Samandağ Ayhan Kara Vakfı kongre yaptı. Hatay Oto Alım Satım Komisyoncuları Derneği Başkanı Şükrü Kanatlı, yerli ve milli otomobilin heyecan uyandırdığını söyledi. Dörtyol da Kızılay Haftası kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. İskenderun Gazeteciler Cemiyeti ne konuk olan Terör ve Güvenlik Uzmanı Dr. İmbat Muğlu, Suriyelilerin hızla çoğalmasını endişe verici olduğunu söyledi. HBB Gastronomi ve Expo Birimi, yöresel yemek ve ürünlerin önemini miniklere tanıttı. Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Şam dan İdlib e yardım beklemenin saflık olduğunu söyledi. Kırıkhan Belediyesi, Çocuklar sevgisiz, Dişler bakımsız olmaz etkinliği düzenledi. Güldür Güldür Show oyuncularından Erdem Yener, Belen Sebati Günenç İlkokulunun konuğu oldu. Ak Parti Hatay İl Başkanı Mehmet Yeloğlu, yeni yılda da kararlılıkla çalışacaklarını söyledi. Hatay Valisi Rahmi Doğan, yeni yılda özveri ile çalışacaklarını söyledi. Talasemi hastalarının karşılaştığı zorluklara değinen HATODER Başkanı Burhan Kerimoğlu, yasaların yeterli düzeyde olmadığından yakındı. SP Dörtyol İlçe Başkanlığına Yusuf Çiçek seçildi. 31 Aralık 2019 Hatay MİT Bölge Başkanlığı, DEAŞ örgütüne mensup 11 kişinin yakalandığını duyurdu. Hayırsever iş insanı Suphi Güzey, Samandağ da çok amaçlı taziye salonu yaptıracağını açıkladı. Antakya Ülkü Ocakları, Doğu Antakya daki 28 mahalle muhtarı ve gençleriyle bir araya geldi. Antakya Belediyesi ve Hak İş e bağlı Hizmet İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Hatay ın büyüme hızı bakımından 81 il içerisinde 20. sırada olduğunu söyledi. Hatay SES eski başkanlarından Kemal Yalçın geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti, başsağlığı dileriz. CHP Reyhanlı İlçe Başkanlığına Nihat Dağ seçildi. 25 yıldır dantel işini yapan Nehla Solak, dantelden yaptığı Atatürk portresi takdir topladı. İSTE de oluşturulan kütüphanenin açılışını yapan Gençlik ve Spor Hizmetleri Bakanı Muharrem Kasapoğlu, Hatay stadını inceledi. Antakya daki okul kantin işletmecileri, öğrenci sağlığını önemsediklerini duyurdu. Türkiye Kadınlar 3. liginde mücadele eden DefneTavla Gençlikspor kadın futbol takımı, Kahramanmaraş Anadolu Gençlikspor u 1-0 yendi. HBB, Antakya kent merkezindeki Vakıf İşhanı sorununu Ankara Yüksek Hakem Heyetine taşıdı. Hatay Özel Sürücü Kursları Derneği Başkanı Hasip Türkay, yeni tarifeleri açıkladı. Dünya Şehit Çocukları Vakfı, İdlib e 1500 battaniye gönderdi. GÜNEY RÜZGARI 71

74 Hatay 1. Amatör kümenin 6 spor kulübü, İskenderun Meydanspor un şiddet ve tehdit olaylarını kınadı. Odabaşı SYD Derneği, 100 öğrenciye mont dağıttı. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Hatay Gastrofest in uluslararası uçak seferlerini getirdiğini söyledi. Hataylı Cimnastik Milli Takım Antrenörü ÖzcanYaşam Özdemir çiftinin aynı sporla uğraşan 3 çocuğu başarılı sonuçlarla çok sayıda madalyaya sahip oldu. Müzeyyen Yılmaz, Ömer Sertbaş ile nişanlandı. 2 Ocak 2019 Hatay da yapılan stadın Atatürk olan adının Hatay olarak değiştirilmesine Hatay halkından tepki geldi. Antakya da adet captagon yakalandı. Hatay da 2020 yılının ilk bebeği Semire-Yusuf Şanverdi çiftinin dünyaya gelen kızları Bedia oldu. TGF Başkanı Yılmaz Karaca, toplumun nefesi olan medyanın umutlarını yeni yıla taşıdığını açıkladı. Hatay Valisi Rahmi Doğan, BOTAŞ ı ziyaret etti. Defne deki aşırı yağış Harbiye Mahallesi ndeki eski bir köprünün yıkılmasına neden oldu. Ressam Mehmet Yorulmaz, Hatay da geçirdiği sanat yıllarını aktardı. İskenderun Spor Tesisleri protokol imza töreninde konuşan Hatay Valisi Rahmi Doğan, Bu topraklarda eğer tutunmak istiyorsak evlatlarımıza iyi bakmamız lazım dedi. HESOB Başkanı A. Kadir Teksöz, Hatayspor un süper lige çıkmasının şehrin kaderinin değişmesi anlamına geldiğini söyledi. Hatay Satranç Kadınlar İl birinciliğini Hena Karadaş elde etti, kutlarız. Asi Nehrinde intihara kalkışan Fatma Ö, kurtarıldı. Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü, Hatay da 10 fidan dağıttı. BM, İdlib e 53 TIR insani yardım gönderdi. İskenderun da 272 litre kaçak içki ele geçirildi. Reyhanlı da 2 bin paket kaçak sigara yakalandı. Altınözü nde PKK bombacısı A.K.A. yakalandı. Dörtyol İlk Kurşun Kadın Girişimi Üretim ve İşletmesi Kooperatifi açıldı. HATSU, Kozkalesine içme suyu hattı döşedi. Payas Mimar Sinan İlkokulunda oluşturulan anaokulu hizmete açıldı. Vuslat Derneği ile Yetim Vakfı, Reyhanlı Eğitim Köyü ndeki 920 yetim çocuğun faydalanabileceği ücretsiz giyim mağazası açtı. Dörtyol un eğitim duayeni Turhan Gültekin in adı Kırşehir in Kaman ilçesinde bir caddeye verildi. Eğitim Bir sen Defne Temsilciliği kahvaltı verdi. Belen de 2. Etap TOKİ konutları tanıtıldı. İSTE li Doç. Dr. Mehmet Lütfi Yola, TÜBA GEBİP ödülüne layık görüldü. Altınözü Kansu İlkokulu Okul Öncesi öğrencileri, sınırdaki mehmetçiklere turşu hazırladı. Hatay Valisi Rahmi Doğan, Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu nu ziyaret etti. Hayriye Ahmet Açıkgöz İlkokulunu ziyaret eden Hatay Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan, hayırsever Mahmut Soner Açıkgöz e plaket verdi. Samandağ Belediyesi, revize imar planıyla ilgili 1908 itirazı, Kültür ve Turizm Bakanlığa iletti. İstanbul da yaşayan Hataylı Mimar Hüseyin Mesut Tünay vefat etti, başsağlığı dileriz. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, 2019 yılının son toplantısını muhtarlarla yaptı. Hatay daki sağanak yağış, Samandağ a bağlı Eriklikuyu-Uzunbağ yolunun çökmesine neden oldu. Arsuz Gazeteciler Cemiyeti, Sosyal Medyanın Yararı ve Zararı konulu seminer düzenledi. Başkanlık sistemini ülkenin kurtuluşu olarak gören Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, büyük kentlerin kaybedilmesini milletin uyarısı olarak değerlendirdi. CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, sözleşmeli öğretmenlerin sıkıntılarını meclis gündemine taşıdı. Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Mithat Kaynak, kamu emekçilerine verilecek zammın cebe girmeden buharlaştığını söyledi. Özel Mozaik Kadın ve Doğum Hastanesinde yeniyıl kutlaması yapıldı. Kamu Sen Hatay İl Başkanı Hayrettin Şahin, sözleşmeli personel sisteminin sona erdirilmesini istedi. 3 Ocak 2019 Hatay Müftülüğü, Antakya Ulu Cami de gençlerle sabah namazı buluşması programı düzenledi. İdlib çadır sakinleri sağlık taramasından geçirildi. İskenderun yamaç paraşütçüleri, Amanos Zirvesinde buluştu. İskenderun Gelişim Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldız, Palmiye Hastanesini bünyelerine aldıklarını açıkladı. Reyhanlı da 2000 paket kaçak sigara yakalandı. Hatay Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Hambolat, Rahim ağzı (serviks) kanseri ile ilgili açıklama yaptı. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, yeni yılı mehmetçik ve polislerle karşıladı. Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği (AKA-DER) Samandağ Temsilciliğinin Kardeşlik konserinde Kaldırım Müzik Grubunun müzik ziyafeti sundu. Hatay MKÜ Bilimsel Araştırma Projesi olan kelebeğe zarar vermeden ipek giymek tanıtıldı. AGD, Mekke nin Fethi programını gerçekleştirdi. Eğitim İş Hatay Şube Başkanı H. Suat sadış, 2019' un eğitim açısından iyi anılmayacağını söyledi. Hatay Valisi Rahmi Doğan, Zeytindalı Gümrük Kapısı ile Afrin de incelemelerde bulundu. HBB Başkanı Lütfü Savaş, KKTC Başbakanı Ersin Tatar ile HADO konusunu görüştü. Yayladağı nda ikamet eden 93 yaşındaki Kore Gazisi Ahmet Bulut vefat etti. Ruhu şadolsun. İskenderun da KBB Uzmanı olarak görev yapan Dr. Hayri Özşen vefat etti, başsağlığı dileriz. GÜNEY RÜZGARI 72

75 MKÜ Öğrencisi Zümrüt Koşar (19), geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Antakya Toplum Gönüllüleri Derneği, 1500 aileye gıda paketi dağıttığını açıkladı. Kırıkhanlı Faruk Gel vefat etti, başsağlığı dileriz. Emine Temizkan, AGD nin Siyer-i Nebi yarışmasında birinci oldu, kutlarız. İYİ Parti Hatay teşkilatı, sosyal medyayı yanlış kullanan 7 üyesini disiplin kuruluna sevketti. Yatağa bağlı diyabet hastası Semir Köseoğlu (40), umudunu yardım kampanyasına bağladı. 4 Ocak 2019 CHP Hatay Milletvekili İsmet Tokdemir, devletin çiftçiye mazotun yarısını vereceğine ilişkin sözü hatırlattı. Samandağspor eşya piyangosunun otomobil talihlisi Bedrettin Ali Düzel oldu. Kumlu da yeni yapılan Devlet Hastanesi nin duvarlarından su sızması eleştiri konusu oldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar ekipleri, Samandağ kırsalında kuş avı için konulan tuzak ağlarını söktü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile 4 ilin valisinin de katıldığı Hatay daki toplantıda İdlip konuşuldu. Geçtiğimiz yıl Antakya da trafik kazasında hayatını kaybeden Ercan Atar mezarı başında anıldı. Hatay Barosuna kayıtlı stajını tamamlayan Avukatlardan Halit Dolangac, Mustafa Açay, Fatma Özlem Erdem, Mehmet Fatih Bastacı, Cevat Açıkgöz, Mustafa Çakırca, Ahmet Mirza Duran, Umut Çelebi, Jessica Ceren Kocamahhul ve Ali Erdem Teker ruhsat alıp, cübbe giydi. TİM, 2019 ihracat rakamlarını açıkladı. Altınözü nde 33 uyuşturucu kaçakçısı yakalandı. İTSO ile Muhasebeciler Odası işbirliğinde Muhasebe, SGK Bordrolama ücretlerin vergilendirilmesi semineri düzenledi. Türkiye Bayan Voleybol 2. Ligi grup yarışmasında Antakya Belediyesi ile Doğuş Okulları karşılaştı. 6 Ocak 2019 Mekanın Hafızası: Eski Antakya Evleri Kültürel Tarih Çalışması tamamlandı. Hatay daki Ermeniler, İskenderun ve Samandağ da Noel Bayramını kutladı. Hatayspor U-16 Futbol takımını Rize ye götüren otobüs şarampole yuvarlandı,5 sporcu yaralandı. Hatayspor eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Maden, amatör maçlardaki şiddet olaylarının Hatay a yakışmadığını paylaştı. HGC eski Başkanı Ahmet Yetişen in kayınbabası Nizamettin Öztürk vefat etti, başsağlığı dileriz. Şehir içi yolcu taşımacılığındaki sorunların çözümü için Ankara BŞ uzmanları Hatay a geldi. Eğitimci Tülin Erduran ın sunumuyla verilen 10 haftalık Güzel Türkçe ve Diksiyon Eğitimi sona erdi. İskenderun Ülkü Ocakları Başkanlığına Cihan Akyürekoğlu atandı. Yayladağı nda mantarın iyisi, buğdayın GDO suz ve çilekin aromalısı yetiştiriyor. Ak Parti heyeti HGC yi ziyaret etti. Fadıl Ergin in ablası Hacı Gökşen vefat etti. Radyoloji Uzmanı Dr. Turgay Daplan, Antakya da Radyoloji Çekim Merkezi açtı. Kırıkhan da oynanan Kırıkhanspor-Arsuz Gözcülerspor maç sonrası saldırı kınandı. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani nin ABD tarafından öldürülmesinin bölge ve dünya için tehlikeli bir hamle olduğunu söyledi. Herkesin kendi yuvasında mutlu olmasını istediklerini belirten HBB Başkanı Lütfü Savaş, hiçbir ülkede bu kadar kolay vatandaşlık verilmediğini savundu. Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, sporcu sayısını 5 bine çıkartmayı hedeflediklerini söyledi. Hataylı kamyon ve TIR sürücüleri, yeni takograf uygulamasını protesto etti. Hatay Barosu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu semineri verdi. Hatay Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mahmut Bayrakçıoğlu, hastanede incelemelerde bulundu. Hatay MKÜ de öğrenim gören Toplum Gönüllüleri Vakfı üyesi bir grup, sınırdaki okulları onardı. İskenderun da Ukraynalı Karina Grishkovska şehadet getirip, müslüman oldu. Yayladağı nda Çiçekler Doğanın Gülümseyişidir Projesi hayata geçirildi. HBB lise öğrencilerine yönelik Madde ve Teknoloji Bağımlılığı semineri verdi. İskenderun da sinir sistemi hastası İhsan ve Yasin Kıbrıslı kardeşlerin Polis olma hayali Yunus Polislerin şehir turuyla anlam kazandı. Antakya dan Emine Başkara, Karaçay dan Miktat Yılmaz, Ovakent ten Şah Mahmut Buhara, Karsu dan Sabriye Abalıoğlu vefat etti. Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve Sabahat Özgürsoy Çelik, HGC yi ziyaret etti. Hassa da sarı benekli semender bulundu. GÜNEY RÜZGARI 73

76 İskenderun da balıkçıların ağlarından çöp çıktı. Kırıkhan da alkollü sürücü dehşet saçtı. Hatay da bir gence kız arkadaşı ile fotoğraf çektirdiği için işkence yaptığı iddia edilen şahıs yakalandı. TÜİK, 2018 yılında Hatay da tarım arazilerinin yarısından fazlasının ekilmediğini ve sahipleri tarafından boş bırakıldığını ortaya koydu. İskenderun da Mehmet Dal adlı şahıs, habersiz telefon hattı değişiminden 100 bin lira dolandırıldı. BM, İdlib e 89 TIR insani yardım gönderdi. Geçen yıl Şah Genç Kızlar Dünya Şampiyonluğunu kazanan Güney Kampüs Metin Kanmaz AFL öğrencisi Kick Boksçu Melike Sürücü, bu yıl da aynı hedefi korumak istediğini söyledi. TED Hatay Koleji nin düzenlendiği Aralık ayı kitap kurdu şampiyonları belirlendi. Sahipliğini Ahmet Abdullahoğlu nun yaptığı Atayurt Gazetesi 24 yılına girdi, kutlarız. HATSU nun 2020 yılında 750 milyon lira tutarında yatırım hedeflediği duyuruldu. Defne Engelliler Derneği yönetimi, CHP İlçe Başkanlığına seçilen Akın Parlakyıldız ı ziyaret etti. Şaban Fırıncı Plaza sahipleri M. Ali ve Diyap Fırıncıoğulları, Samandağspor a forma desteği verdi. Mesreh El Emel Arapça Tiyatro Topluluğu, İnto İkşuğto Yerağa (Sen Hiç Ateş böceği gördün mü isimli oyun sergiledi. 7 Ocak 2019 Karlısu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileriyle sohbet eden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, adaletin İslam dininin temeli olduğunu anlattı. Antakya daki Suriyeliler, İdlib e yapılan saldırıları protesto etti. Sarıkamış Şehitleri, Amanos Zirvesinde anıldı. CHP Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Hatay da bitmeyen projeleri Meclis gündemine taşıdı. İYİ Partili Meclis Üyesi, Mali Müşavir İlyas Uygur, Dörtyol belediyesinin iflas edeceğini iddia etti. Defne Özengili Ortaokul öğrencileri, yıldız kız ve erkek dart yarışmasında il birincisi oldu, kutlarız. MEB in açtığı okullar arası yarışmalarda 5'i Altınözü nden 3'ü Dörtyol dan 8 öğrenci ödül kazandı. Antakya Belediyesi emekli zabıta komiseri Cemil Sahilli vefat etti, başsağlığı dileriz. Hatay ihracatında aslan payı demir çelik oldu. M. Ali Kuseyri nin davetlisi olarak Hatay a gelen TOBB a bağlı UMAT Şirketinin yöneticileri, HBB Başkanı Lütfü Savaş ı ziyaret etti. Samandağ da Mehmet Zeytun, Nedim Kimyonok, Mehmet Terzi ve Hayrettin Düzgün vefat etti. Defne İller Arası Bilardo Turnuvası birinciliğini Hataylı Yusuf Bakırcı kazandı. HBB Spor Kompleksi ve Yaşam merkezi nde düzenlenen 16 yaş altı Aba Güreşine yüzlerce sporcu katıldı. Hatay Büyükşehir Belediyespor kadın basketbol takımı, konuk ettiği BOTAŞ ı yendi. CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, artış gösteren işsizliği TBMM gündemine taşıdı. Karasun Manuk Ermeni Kilisesi nde düzenlenen noel ayininde dünya barışı için dua edildi yılında Reyhanlı Cilvegözü Sınır Kapısından 115 bin TIR ın geçiş yaptığı açıklandı. Defne KETEM hizmete girdi. Hassa Çardak Yaylasında kara saplanan aracı, Belediyenin iş makinesi kurtardı. Defne Belediyesi Başkan Yardımcısı Av. Ali Mansuroğlu, parkesiz sokak bırakmayacaklarını söyledi. MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Hatay da ikamet eden Suriyeliler için Hatay a pozitif ayrımcılık uygulanmasını istedi. Hatay SMMM Odası Başkanı Tahsin Kırık, İslami finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yapmak üzere görevlendirilen denetçilerle ilgili etik kuralların laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. SGK Hatay İl Müdürü Hamit Bal, 2020 yılında asgari ücret ile birlikte primlerin de değiştiğini açıkladı. Ak Parti den sonra CHP den seçilen HBB Başkanı Lütfü Savaş ın sığınacak liman aradığı iddia edildi. HESOB yönetimi, CHP Antakya İlçe Başkanlığına seçilen Ümit Kutlu yu ziyaret etti. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Hatay halkının yeni bir göç dalgasına hazır olmadığını söyledi. İmar planı ile ilgili sorunlara işaret eden Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, daha önce komisyon kurulup halka danışılması gerektiğini söyledi. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Özge Sabahoğlu, çocuk haklarının uygulama ve uygarlaşma yolunda geriye gidildiğini açıkladı. Hatay İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Hambolat, verem hastalığının teşhis ve tedavisinin ücretsiz yapıldığını açıkladı. 8 Ocak 2019 Samandağ Karaçay Barajının su tuttuğu açıklandı. İskenderun da Berfin Özek in yüzüne asit döken sanığa 12 yıl 18 ay hapis cezası verildi. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, Asi Nehrine düşen kadını kurtaran temizlik işçisi Yusuf Günal ı bir maaş ikramiye ile ödüllendirdi. Hatay Amatör 12 yaş altı futbol kategorisinde Nazik Kuyumculuk Dursunluspor grubunda şampiyon oldu. HATSU Genel Müdürü Mehmet Çaparali öncülüğündeki teknik heyet, Karaçay İçme Suyu Arıtma Tesisi ve isale hatlarında incelemelerde bulundu. Defne Koleji Bursluluk Sınavına 8476 öğrenci girdi. Hatay halkı, ilik nakli bekleyen Emir Kaan için kan bağışında bulundu. Hatay Vali Yardımcısı Salih Altun, Samandağ Kaymakamı Murat Kütük ve Arsuz Kaymakamı Musa Sarı, 1. sınıf idare amirliğine terfi etti. HBB İtfaiye Daire Başkanlığına Mahir Çiçek, Destekleme Daire Başkanlığına Mustafa Belli, Park ve Bahçeler Daire Başkanlığına da Murat Bayram atandı. GÜNEY RÜZGARI 74

77 İskenderun da bir grup kadın, cinsel istismara yönelik suçlarda infaz indirimi getirilmesini eleştirdi. HBB, Sümerler Mezarlığı arkasındaki çim saha yanına ASKF idare binası yaptırıyor. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı başkanlığında sınırdaki gelişmelerle ilgili toplantı yapıldı. Antakya Belediyespor 69 kiloda Boks sporcusu Ferdi Altun, milli takıma seçildi, kutlarız. Samandağ da Alime Kimyonok, eşinin ölümünden 48 saat sonra vefat etti. HBB Spor Kompleksinden 2019 yılında 44 bin 780 kişinin spor yaparak yararlandığı açıklandı. Coğrafi işaret alan Antakya Künefesi için Avrupa süreci başvurusu başladı. Antakya da Vakıf İşhanı sorunu devam ediyor. İSTE Öğretim Üyesi Abdullah Çalışkan ın projesine TÜBİTAK tan destek geldi. Ak Parti Reyhanlı Gençlik Kolları, ihtiyaç sahiplerine gıda yardımında bulundu. Defneli Ferit Ceylan, kaza kurbanı oldu. İskenderun Kaymakamlığı ile Belediye himayesinde kursiyerlerin el emekleri sergilendi. 9 Ocak 2019 Her daireye bir otopark düzenlenmesinin ertelenmesi ile yeniden otopark sorunu gündeme geldi. Aşağıoba Mahallesi nde besicilik yapan Mustafa Kaplan, AFAD binası önüne gelerek yardım istedi. Hatay Polisi, Topboğazı nda durdurduğu araçta 4483 adet captagon yakalandı. İki Suriyeli gözaltına alındı. Uluslararası Afganistan Türk Soydaşları Derneği Başkanı Musa Kurt, Hatay Valisini ziyaret etti. Kırıkhan Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu, Belediye Başkanı Ayhan Yavuz la esnafı ziyaret etti. Turizm Rehberleri ile buluşan HBB Başkanı Lütfü Savaş, Expo için inşaatların başladığını söyledi. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, İlçe Emniyet Müdürü Ramazan Öğün le son günlerdeki hırsızlık olaylarını konuştu. Gastronomi Evi Afyon dan gelen konukları ağırladı. Erzin in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümü etkinliklerle kutlandı. CHP Arsuz İlçe Başkanı Mahmut Şirin, Berfin Özek in yüzüne asit döken Ozan Çeltik e verilen cezayı eleştirerek, cezanın adaletli olmadığını savundu. Ak Parti Hatay Milletvekili Sabahat Özgürsoy Çelik ile Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, HESOB u ziyaret etti. Samandağ Boğaziçi Koleji nde THM ses yarışması düzenlendi. Antakya Belediyesi nde memur personeline yönelik sosyal denge tazminatı sözleşmesi imzalandı. HATSU, Erzin Mahmutlu Terfi İstasyonunda yaşanan kablo hırsızlığını kınadı. Antakya Belediyesi ihtiyaç sahibi öğrencilere kışlık giyecek yardımında bulundu. Hatay da aşırı yağış Amik Ovasını göle çevirdi. MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Hatay daki Suriyelilerin gönderileceğini söyledi. Arsuz Belediye Başkanı Asaf Güven, Milyonfest 2020 için hazırlıklara başlandığını açıkladı. HBB Başkanvekili Fedai Yücedal, ATB Başkanı A. Celal Mursaloğlu ve ATB Meclis Başkanı Veliş Bahadırlı, HGC Başkanlığına seçilen Abdullah Temizyürek ve yönetimini ziyaret etti. Antakya ve Defne ilçelerinde doğal gaz bağlatma oranı yüzde 60 olarak kayıtlara geçti. Çocukları Çölyak hastası olan Dörtyollu anne Şule Ateş, Hatay Nadir Hastalıklar Derneğini kurdu. Belçika da yaşayan Müslümanların oluşturduğu insani yardım derneği, Suriyelilere yardım gönderdi. HBB nin Hayvan Yetiştiriciliğini Destekleme Projesi kapsamında aldığı tırnak kesimi makinesinden ildeki 126 bin 62 büyükbaş hayvan yararlanabilecek. Hikmet Hatunoğlu nun Hukuk Fakültesi mezunu oğlu Avukat Ömer Hatunoğlu ruhsat alıp cübbe giydi. TBB nin Ankara Şiddetle Mücadele Çalıştayına Hatay Barosu ndan Hatice Esra Doğan katıldı. Yayladağı Olgunlar Mahallesi sakinlerinin taşınma kararının belli bir süre için askıya alındığı açıklandı. Staj çalışmalarını tamamlayan Hatay Barosuna kayıtlı Avukatlardan İrem Cabaroğulları, Seher Kaya ve Fatma Döner ruhsat alıp, cübbe giydi. Antakya Çağlayan Restoran dar gelirli üniversite öğrencilerine ücretsiz çorba ikramında bulundu. İTSO yu ziyaret eden İGEV Başkanı Nihad Belli, ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine burs bulmak için çaba gösterdiklerini söyledi. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, hakeme saldıran futbolcusuna cezayı az bularak, Fair Play in esas alınmasını istedi. 10 Ocak 2019 HESOB Başkanı A. Kadir Teksöz, Takograf zorunluluğunun ertelendiğini açıkladı. Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ın Hatay ın Müzeler Şehri yapılacağına dair açıklamasına, Üretim ve Ticaret kenti de olmalı denildi. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, ithal tohumun ekonomi ve tarımı yok ettiğini savundu. Hatay da El Ele Üretim ile Mesleki Eğitim İşbirliği protokolü imzalandı. AGC Başkanı Ahmet Abdullahoğlu, gazetelerin kapandığı bir ortamda Çalışan Gazeteciler Gününün kutlanamayacağını söyledi. GÜNEY RÜZGARI 75

78 Hatay daki seçilmiş ve atanmışlar, Çalışan Gazeteciler Günü nde basının önemine değindi. İHH, sınıra göç edenlere sıcak yemek dağıttı. Kırıkhan da bir TIR da 1620 paket sigara yakalandı. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, Evde Bakım hizmeti gören yaşlıları ziyaret etti. Şuur Dersleri etkinliğinde konuşan Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, ırkın bir tercih olmadığı gibi üstünlük sebebi olmayacağını da söyledi. ADD Hatay Şube yönetimi, yeni seçilen CHP Merkez İlçe Başkanı Ümit Kutlu yu zuyaret etti. Antakya Verem Savaş Derneği YK Üyesi Dr. Orhan Göçmen, verem hastalığında hem dünya hem Türkiye ortalamasının altında olduğumuzu söyledi. İskenderun da 142 adet captagon yakalandı. HDP Adana Milletvekili, Hataylı Tülay Hatimoğulları Oruç un dokunulmazlığının kaldırılması hakkında fezleke hazırlandı. Valilik ile HATBORU arasında imzalanan protokole göre; Hatay daki Meslek lisesi Laboratuarları elden geçirilip, öğrencilere burs ve istihdam sağlanacak. Payas, Dörtyol ve Erzin bölgesinin en büyük Özel Bölge Hastanesinin kaderine terk edilmesi eleştirildi. Doğa Okul Öncesi Eğitim Merkezi nde eğitim gören çocukların öğretmenleri ve velilerinin sağladığı giyecekler, HBB Sosyal Marketlere teslim edildi. Hatay Liselerarası yüzmede Berat Uras Kumru, Ş3 kategoride dereceye girdi, kutlarız. Defneli hayırsever Eskiocak ailesi yaptırdıkları Davut İbrahim Eskiocak İlkokuluna atölye ve salon yaptı. Hatay İl Milli Eğitim Müdürü Kemal Karahan, güneyin en uç noktalarından Reyhanlı Beşaslan Meryem Zor İlkokulu ve Ortaokulunu ziyaret etti. Antakya da merhum Abdulkerim Ezelsoy un eşi, Ali Ezelsoy, Nidal Özdemir ve Cumana Seyfettin kardeşlerin anneleri, Dr. Ahmet Özdemir ile Dt. Nebil Seyfettin in kayınvalidesi Besime Ezelsoy vefat etti. Av. Abir Meryumoğlu, ruhsat alıp, cübbe giydi. Hatay TED Koleji erkek ve kız tenis takımı, Antakya birincisi oldu. Samandağ Teras Cafe sahipleri Sedat ve Tuncay Köksal kardeşler, sanatçı Altan Erkekli nin Şifa Niyetine adlı oyununun sahnelenmesine destek verdi. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, sarı zarfla işten çıkarılan sanat emekçilerinin sorunlarına ortak oldu. 11 Ocak 2019 ATSO heyeti, HGC yi ziyaret etti. Samandağ da diyabet hastalığı nedeniyle %99 engelli hale gelen 1 çocuk babası Semir Köseoğlu tedavisi nedeniyle borçlandığı ve borçlarını ödemediği için 3 aylık hapis cezası ile karşı karşıya kaldı. Serdar Reklam Kırtasiye sahibi Fahri Serdar Özal, Osman Ötken AL ne eşofman takımı hediye etti. New York Tımes Gazetesi, gidilmesi gereken 52 şehir arasında Antakya yı 34. sırada gösterdi. Hatay MKÜ Bilişim Teknolojisi YO kapatıldı. Hatay BŞB Ulaşım Dairesi personeli Mühendis Mehmet Fatih Özdemir vefat etti. Hatay Valilik Özel Kalem Müdürü Halil Yücelen in babası Mustafa Yücelen vefat etti, başsağlığı dileriz. Karlısu SBL kızlar FUTSAL takımı, birinci oldu. CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, 2016 yılında 69 bin 326, 2018 yılında da 136 bin 740 beyin göçü yaşandığını açıkladı. Expo Genel Koordinatörü Ömer Faruk Çelebi, Gastronomiyle birlikte mükemmel bir geleceğin Hatay ı beklediğini açıkladı. Hannover Feirs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, IAMD EURASIA da Hatay dan birçok markanın yerli ürünle katılacağını duyurdu. Hatay Barosu hukuk fakültelerinin açılmasına karşı çıktı. İskenderun da okullarda verem hastalığı anlatıldı. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Hatay da yaralanan adalete tepki gösterdi. HBB stajyerlerine ergenlik dönemi anlatıldı. Dörtyol un düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümün etkinliklerle kutlandı. TÜGEM Hatay İl teşkilatı mazbatasını aldı. 13 Ocak 2019 Hatay Ekin Koleji nin bursluluk sınavı ilgi gördü. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, İskenderun da çeşitli ziyaretlerde bulundu. Adana dan Hatay a drone gönderirken yakalandı. Hatay Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, Belen in Güzelyayla Mahallesi nde bulunan 100 yıllık manastırı koruma altına aldı. Afrin Çayı ndan Reyhanlı Barajına su verilmeye başlandığı açıklandı. Antakya Yaş Sebze ve Meyve Kabzımal Komisyoncular Derneği Başkanı Mustafa Bal güven tazeledi. İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, Arsuz da Expo 2021 tanıtım toplantısına katıldı. Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği nin her yıl geleneksel hale getirdikleri Res El Seni-i dayanışma gecesi coşkulu geçti. AGC Başkanı Ahmet Abdullahoğlu, AGC yi ziyaret eden Ak Parti Hatay Milletvekillerine gazetecilerin sorunlarının TBMM ye taşınmasını önerdi. AGC yönetimi, Gazeteciler Günü nde HGC Başkanı Abdullah Temizyürek i ziyaret etti. HBB İskenderun Meydan Mahallesini asfaltladı. Defne Uğur Mumcu Bulvarı üzerindeki Hanna Çayı üzerindeki demir korkulukların kısa olması eleştirildi. Toroslar EDAŞ Hatay da çalışmalarını sürdürdü. Hatay Ekin Koleji, kardeş okul Karsu İlkokul ve Ortaokulu öğrencilerine kışlık giysi armağan etti. TFF, Hatayspor eski Teknik Direktörü İlhan Palut un alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle yaptığı başvuru üzerine Hatayspor un transfer tahtasını kapattı. İskenderun da Hasan Akkoyun adlı yurttaş, 63 yaşında Hukuk Fakültesi nden mezun oldu. GÜNEY RÜZGARI 76

79 Türkiye 3. Ligi 6. Grupta mücadele eden Defne Belediyesi bünyesindeki Tavla Gençlik kız futbol takımı, Malatya takımıyla 1-1 berabere kaldı. Hataylı emekli Büyükelçi Mithat Rende, Türkiye nin Suriye nin parçalanmaması için Suriye hükümetiyle görüşmesi gerektiğini söyledi. Antakya nın tanınmış simalarından Turgut Çankaya vefat etti, başsağlığı dileriz. Antakya da okul öncesi eğitim kurumlarından Latife Hanım Anaokulu ile Vilayetler Hizmet Anaokulu öğretmenlerinin Patili Canlar Projesi ilgi gördü. Antakya da Hatay da Sanat Var Projesi kapsamında 50 öğretmen, THM Korosu oluşturdu. Kültür Kentleri Birliği Hatay İl Temsilcisi Nebih Nafile koordinatörlüğünde 37 yazarın öyküleri Yürekler Dile Geldi adlı ortak eserde yayınlandı. Almanya nın Aalen kentinde yaşayan Edip Dayan vefat etti, başsağlığı dileriz. Hataylı ressamlar, Antakya Primemall de sergi açtı. HBB Meclisi, İskenderun da toplandı. Samandağ Cilli Gençlikspor un otomobil talihlisi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. AlperAba oldu. Samandağ Belediye Meclisi, geçen yıl intihar ederek yaşamına son veren İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Ateş in adını yaşatmak amacıyla bir sokağa verdi. İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı nda 2019/4-D tertip bahriyeliler yemin etti. İskenderun Gelişim Hastanesi, Gültepe İlkokulu ve Ortaokulu ndaki 455 öğrenciye giysi yardımı yaptı. Antakya Berber-kuaför ustalarından Faruk Tatlıoğlu, Boğaziçi Kuaförü adlı işyerini hizmete açtı. Hatay AA Muhabiri Cem Genco, Erol Bilecik Mesleki Teknik AL öğrencilerine gazeteciliği anlattı. Hataylı iş insanı Fuat Tosyalı Cezayir, Şerif Tosyalı da Japonya İş Konseyi Başkanlığına getirildi. İskenderun Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Mustafa Çöloğlu, aynı işi yapan esnafla belirli mesafe zorunluluğu getirilmesini önerdi. Stajını tamamlayan Hatay Barosuna kayıtlı Avukatlardan Özgür Ferhat Koca, Mehmet Nazmi Öztürk, Beyza Dinler ve Fatih Dertsiz ruhsat alıp, cübbe giydi. Belen de berber olmayan mahallelere berber götürülerek, erkek öğrenciler traş edildi. 14 Ocak 2019 CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Amik Ovası nın afet bölgesi ilan edilmesini önerdi. Aralarında Hatay dan bir ekibin de olduğu Gezginler, 500 çocuğu sevindirdi. İdlib ten Türkiye ye giriş yapacağı belirtilen terör örgütü DEAŞ mensubu B.D. adlı kadın yakalandı. Ak Parti Hatay Milletvekili A. Kadir Özel, Hatay ın lojistik merkezi olabileceğini söyledi. Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği Genel Başkanı Abdullah Baltacı ve beraberindeki heyet, Hatay İl Sağlık Müdürlüğünü ziyaret etti. İyilik-Der, İdlis e 6 TIR insani yardım gönderdi. Reyhanlı Yatılı Bölge Ortaokulu nda sınıflar arası bilgi yarışması düzenlendi. Samandağ Jan ve Suphi Beyluni AL öğrencileri, Erasmus kapsamında Romanya ya gidecek. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, İskenderun Lisesi tarihi binasını güzelleştireceklerini söyledi. Diyarbakır da şehit olan Defneli Er Ahmet Kavuk, Çekmece Mahallesi nde son yolculuğuna uğurlandı Amanoslarda Kapan-2 operasyonu düzenlendi. Arsuz da çok sayıda kaçak ürün ele geçirildi. Müslüm ve Seda Kabadayı, Avrupa nın Yüzleri adlı eseri yayınladı. Antakya Mobilya Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ANMODER) Başkanı Ercan Güzel, Çin Mobilya Fuarına çıkartma yaptıklarını açıkladı. Sanatçı Meriç Gültekin in Harbiye Gözde Düğün Salonundaki Ras El Sen-i etkinliği ilgi gördü. Milli Beka Harekatı Hatay İl Başkanı Sevilay Tetik ve beraberindeki heyet, kan ve kök hücre bağışı kampanyasına destek oldu. HBB Meclisi, Girne Belediyesi ile kardeş oldu. Mithat Öztürk ün hazırlayıp sunduğu Günışığı adlı radyo programı 15 yaşına girdi, nice yıllar dileriz. Hatay Sınav Koleji nin bursluluk sınavında rekor katılım yaşandı. 15 Temmuz Spor Lisesi futbol takımı finale kaldı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Hataylı hayırseverlerle kahvaltıda buluştu. İskenderun Kaymakamı İskender Yönden, ilçedeki okulları ziyaret etti. Dr. Hasan Ramiz Parlar, CHP İl başkanlığına aday olduğunu açıkladı. CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, demir çelik sektörünün ölüme terk edildiğini açıkladı. Hatay da alkollü 41 sürücüye altı ay süreyle sürücü belgeleri iptal edildi. Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, Sulh Ceza hakimliklerinin kaldırılmasını önerdi. Çekmece Bilardo Spor Kulübü nün düzenlediği il seçme finallerinde Kurtuluş Turhan birinci oldu. Hatay Barosu Etkin Avukatlık semineri düzenledi. 15 Ocak 2019 Hatay Valisi Rahmi Doğan, Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası toplantısına katıldı. GÜNEY RÜZGARI 77

80 Ak Partili HBB Meclis Üyesi Ramazan Alpaslan, Expo nun Hatay ın projesi olduğunu söyledi. Hatay da 6-12 Ocak tarihlerinde kurulları ihlal eden 4165 araç sürücüsüne ceza kesildi. Hataylı milli futbolcu Gökhan Zan, Hatayspor un Sportif Direktörü görevine başladı. Eğitim İş Hatay Şube Başkanı H. Suat Sadış, memurların %80'nin yoksulluk sınırı altında yaşadığını açıkladı. HBB Başkanı Lütfü Savaş, Expo yu Antalya dan çok daha uygun bir bütçeyle yapılacağını söyledi. Hassa Atıksu arıtma tesisi işletmeye alındı. Reyhanlı Karakaya Köyü sakinleri bu kez de Afrin çayının köylerini basmasından endişe yaşadı. Hatay daki meslek lisesi öğrencileri, Ustalardan Öğreniyorum Projesiyle ekonomiye katkı verdi. Jandarma, trafik kuralları eğitimi verdi. Antakya Belediyesi, Türkülerle, oyunlarla ben Anadoluyum Programı etkinliği gerçekleştirdi. Yeşilpınar dan Hüsne Kulubecioğlu, Antakya dan Hatice Cünedioğlu, Abdullah Erdoğmuş İskenderun dan Hatice Aslan vefat etti. Defne İlçe Eğitim Müdürü Kemal Gülistan, en iyi arkadaşın iyi seçilmiş kitap olduğunu söyledi. Türkiye Salon Yürüyüş Yarışmasında Antakyalı Arda Ölçer, Türkiye Şampiyonu oldu, kutlarız. Belen in doğal güzelliği piknikçi sayısını arttırdı. İskenderun da Menekşe Ekinci, Liseli kızlar güreş Hatay birincisi oldu, kutlarız. Antakyalı yazar Cemile Cereb in yeni öykü kitabı Zincirli Kolye okuyucuyla buluştu. Hatay ın Samandağ ilçesine bağlı 200 haneli Dadük Mahallesi sakinlerinin tamamı Dadük soyadlı. Zeytin Dalı Gümrük Kapısı Müdürlüğüne Elmas Sakarya atandı. Hollanda da vefat eden Harbiyeli Remziye Tüzer in cenazesi Antakya da toprağa verildi. Payas TEM deki 47 yetenekli öğrenci yapay zeka takımını oluşturdu. Hatay da yapılacak 100 bin sosyal konut için son başvuru bugün yapılacak. İskenderun da Pas Uyum adı altında Sosyal Uyum futbol turnuvası düzenlendi. Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, Türkiye deki Suriyelilerin yüzde 80'inin kalacağını söyledi. Antakya PTT Merkez Müdürlüğü hizmet binasının dış duvarlarından dökülen taşlar dikkat çekti. İskenderun da Urfa Sıra Gecesi düzenlendi. 16 Ocak 2019 Kamu Sen e bağlı kamu çalışanları bordro yaktı. Ak Partili Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, TBMM ruhunun milleti ayakta tuttuğunu söyledi. Türk Kadının Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı Hatay Şube Başkanlığına Kadriye Umaroğlu getirildi. İskenderun da Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesine katılan yüzücüler, il birincisi oldu. Hatay MKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Kılıç ın eşi Dr. Arzu Kılıç vefat etti. Ankara da düzenlenen Spor Çalıştayına, Hatay ı temsilen Hatayspor 2. Başkanı Aydın Toksöz katıldı. AÖF Bürosu, tezsiz lisans başvurularını almaya başladı. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, engeli olan personeline ökülü tekerlekli sandalye hediye etti. İskenderun Yükseliş Koleji öğrencisi İrem Sütlü, yelken yarışlarındaki başarısı ile milli takıma davet edildi. Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur un, SGK öncesi doğum borçlanması yasa teklifi kabul edilmedi. Antakyalı, 6 çocuk annesi Ayten Kılıç (39), 2. evliliğini yapan eşinden boşanınca Adliye önünde kutlama yaptı. Antakyalı şehit sağlıkçı Büşra Boyacı nın adı Antakya 10 nolu Acil Sağlık Hizmetleri kurumuna verildi. Samandağlı Akın Çapar, kanserli hastalara destek amacıyla uzattığı saçını keserek, bu konuda çalışma yapan Dr. Serdal Kanuncu ya teslim etti. Antakya Ticaret Borsası çalışanları, Başkan Ali Celal Mursaloğlu na doğum günü sürprizi yaptı. İskenderun da 140 gr. esrar maddesi yakalandı. Hatay Valisi Rahmi Doğan, HATEKS i gezdi. Yayladağı Belediye Başkanı Mustafa Sayın, Yoncakaya Toplum Merkezi için Çukurova Üniversite ile Mehmet ve Yusuf Kara kardeşlere teşekkür etti. Hatay dan 151 kişi umreye gitti. Barudi Kafe ve Kavinn Butik Otel Yöneticisi Esra Barutçu Yüksel, Antakya nın itina ile korunmasını önerdi. Uzman Psikolog Nazım Serin ile Sibel Keskin, İTSO ziyaretinde ortak çalışma ve işbirliği sözü verdi. CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, kamyoncu esnafın sıkıntılarını meclise taşıdı. Diyetisyen Sinem Nergizoğlu, Çölyak hastalarına Hatay Gastronomi Evi nde bilgi verdi. Samandağ Belediyesi yoksullara erzak dağıttı. Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, mazaret değil, hizmet üreteceklerini söyledi. Hatay da zeytinyağı tenekelerinde saklanmış 15 kg esrar yakalandı, Suriye uyruklu bir kişi gözaltına alındı. Antakya da bir şahıs intihara kalkıştı. Kocaelili Simitçi Erkan Ayhan, İdlibli çocuklara 700 battaniye ve 150 mont ulaştırdı. GÜNEY RÜZGARI 78

81 CHP Hatay İl Başkanlığına aday olduğunu açıklayan Ferda Bakır, birleştirici olacağını söyledi. İskenderun da SİT kazısı yapan üç kişi yakalandı. CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, çiftçinin batma-sı halinde ülkenin batacağını söyledi. Samandağ Belediyesi ücretsiz konser düzenledi. HESOB Başkanı A. Kadir Teksöz, bayrak kampanyasını Kumlu ya taşıdı. Özel Doğuş Anadolu Lisesi kız basketbol takımı, Hatay birincisi oldu, kutlarız. HBB ye bağlı İskenderun Biyolojik Arıtma Tesisi nin elektrik enerjisine katkıda bulunacak olan Güneş Enerjisi Santrali (GES) açıldı. Ak Parti Defne İlçe Başkanı Kenan Türkmen ve heyeti, HGC yi ziyaret etti. Zonguldak ta matematik öğretmenliği yapan Hataylı Alp Eroğlu, Karanlık adlı ilk kitabını çıkardı. HBB personeline ilk yardım eğitimi verildi. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri Yarışmasına katılan Arsuz Uluçınar MTAL ödül kazandı. Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, Expo 2021 Hatay projesine destek verdiklerini söyledi. Altınözü Kansu İlkokulu 4. sınıf öğrencileri, Paylaşırsak tok oluruz, paylaşmazsak yok oluruz sloganıyla yardım kampanyası başlattı. Hatay daki Türkiye nin ilk tıbbi ve aramotik bitkiler müzesinde 280 çeşit şifalı bitki yer alıyor. 17 Ocak 2019 Sanatçı Seren Serengil, Hatay Valisini ziyaret etti. Defne Selim Tevfik Eskiocak Anadolu Lisesi voleybol takımı, liseli kızlarda il birincisi oldu, kutlarız. Hatay da kapalı alanda sigara yasağını ihlal etmeyen tek ilçenin Yayladağı olduğu açıklandı. İYİ Parti İskenderun İlçe Başkanı Zafer Kıvrak, HBB Başkanı Lütfü Savaş ın danışmanı oldu. Hatay da 22 bin öğretmen ile 410 bin öğrenci sömestr tatiline girdi. Antakya Belediye Meclis Üyesi Mehmet Okay, başkanvekilliğinde tebrikleri kabul etti. Hatay Barosu Hayvan Hakları heyeti, Samandağ Kaymakamını ziyaret etti. Kırıkhan tribün lideri Uğur Kekeç evlendi. Antakya Belediyesi Çocuk Korosu oluşturdu. Defne, Belen, Kırıkhan ve Kumlu Ziraat Odası Başkanları, çiftçi sorunlarını Ankara daki yetkililere aktardı. TED Koleji erkek basketbol takımı ile tenis takımı Hatay şampiyonu oldu, kutlarız. Türkiye Aşçılar Federasyonu, gelişim gösteren Hataylı şef Celil Erkan a plaket verdi. Amik Gölünde balık avındayken kayığı alabora olan 60 yaşındaki Riyad Gümüş ün aranmasına devam edildi. Bahçeşehir Koleji, Üşüyen çocuk kalmasın sloganıyla Karbeyaz İlkokulu öğrencilerine giysi hediye etti. Stajını tamamlayan Hatay Barosuna kayıtlı Av. Mediha Kanmaz ile Zeynep Çelik ruhsat alıp, cübbe giydi. Güneyli Bayan Antakya da sahnelendi. GEÇEN SAYININ ÇÖZÜMÜ Nimet Fahri Öksüz Turizm Anadolu Lisesi, Usta-Çırak Buluşması etkinliği kapsamında yöresel yemek yarışması düzenledi. Uyuşturucu ile mücadele toplantısına başkanlık eden Hatay Valisi Rahmi Doğan, narkotik köpeklerinin Türkiye de bir numara olduğunu söyledi. Kırıkhan da 5 adet tabanca yakalandı. TGF, AA Kahire Ofisine yapılan baskını kınadı. HATSU Genel Müdürü Mehmet Çaparali, ayda 100 bin liralık elektrik üreteceklerini söyledi. Dörtyol Şehit Harun Taş İlkokulu Öğretmeni Ayfer Paşalıoğlu, etwinning-heybemiz İyilik Dolu Projesi kapsamında sözünü tutan bireyler yetiştirdiğini söyledi. Hataylı Boksör Boran Gümüş, Liselerarası genç erkek Türkiye Boks yarışmasında üçüncü oldu, kutlarız. HBB Başkanı Lütfü Savaş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu nu Ankara da ziyaret etti Suriyeliye kamuda iş verileceği açıklandı. Arsuz da Çocuk Şenliği düzenlendi. İskenderun Belediye Başkanı M. Fatih Tosyalı, sanayi sitesi esnafıyla bir araya geldi. Bağımsız Yazarlar ve Şairler Derneği Hatay şubesi, Kırıkhan da türkü gecesi etkinliği düzenledi. Arşivlerinden yararlandığımız ANTAKYA, EXPRES, ÖZYURT ve MERCEK Gazetelerine teşekkür ederiz. GÜNEY RÜZGARI 79

82 ÇENGEL BULMACA Azot un simgesi Ekşimiş üzüm suyu Mimarlar Odası Hatay Şb. Başkanı Konuşma anlamında emir Lisanslı at binicisi Bezginlik Vücudun attığı tuzlu sıvı Ajan Uğur sayılır (tersi) Tahıl ambarı Eski dildetürkler Sıvacı aleti Gençlik sivilcesi Yiğit Evet anlamında İletişim, Ağ Bir yakıt türü Baston Şaşırıp duraklama Sütlü tatlı Gaddar Eski dilde su Bir iç organ Rütbesi olan Gine nin plaka işareti Etkin ilke Sıfat türeten ek Sokak (kısa) Altı kardeş takım yıldızı Antakya da bir mahalle Tok karşıtı Bir ölçü birim (kısa) İnsan Kaynakları (kısa) Düğüm, Yumru Dağ kırlangıcı Hidrojen in kısaltması Kırmızı Bir göz rengi Ağzı tırtırlı bıçak Kur an da adı geçen bir peygamber İkiye bölünmüş Alfabenin ilk harfi Bir cins devekuşu Politika Duman kiri Müzikte dur işareti Dolaylı anlatma Öğe, unsur 4 kutsal kitaptan biri Gözleri görmeyen Kuaför malzemesi Takım (kısa) Alafranga karşıtı Bir para birimi Kirişli bir çalgı Deve Yaşta küçük olan Boru sesi Yemek Bizmut un simgesi İşte Horoz ibiği Favori Bir nota Ozan Nazi hucüm kıtası Genişlik İdrar torbası Duyguları güçlendirmek için kullanılan cümle NAR ın üçüncü harfi Mecra Dünyanın uydusu (tersi) Geçimlik GÜNEY RÜZGARI 80

83 Çevre Yolu Üzeri Kuzeytepe Mahallesi 130. Sok. No:1 ANTAKYA/HATAY (0326)

84