Murat Kurum. Uğur İbrahim Altay

Transkript

1 CUMA 1,5 TL Yeşil bir Konya, temiz bir gelecek Konya'ya ekolojik koridor kazandırdıklarını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yeşil bir Konya ile temiz bir gelecek inşa etmek istediklerini, bu amaca hizmet eden yatırımlar yaptıklarını söyledi DAHA FAZLA YERLİ, DAHA FAZLA YENİLENEBİLİR KONYA YA EKOLOJİK KORİDOR KAZANDIRILIYOR Konya'ya ekolojik koridor kazandıracaklarını ifade eden Kurum, şunları kaydetti: "Tuz Gölü, Beyşehir, Meke, Acı Göl'den Kapadokya'ya kadar uzayan yeşil hattımızı hazırlıyoruz. Vatandaşlarımız bisiklet yollarından tüm bu güzergahı gezebilecek, gençlerimiz, çocuklarımız yürüyüş yollarıyla doğayı adeta keşfe çıkacak. Yürüyüş yolu, bisiklet yolu deyince şöyle hemen bütün Konyalıların göğsü kabarıyor. Gururla söylüyorum ifadelerini kullandı. Murat Kurum Uğur İbrahim Altay ÇEVREYE YAPILAN YATIRIM GELECEĞE ATILAN BİR ADIM Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da Bakanlığın desteklerini de alarak çevreye yaptıkları yatırımlara vurgu yaptı. Başkan Altay, Sıfır Atık Projesi ni şimdi Konya genelinde daha geniş bir alana yayıyoruz. Türkiye nin en büyük çevre yatırımını Konya ya kazandırdık. Tuz Gölü, Beyşehir Gölü ve Meke Gölü nü korumak için özel projeler üretiyoruz. Ayrıca gürültü kirliliğini önlemek için de Gürültü Bariyeri projesini hayata geçirdik n HABERİ SAYFA 16'DA Konya Enerji Zirvesi ve Fuarı na telekonferansla katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir" diyerek çıktıkları yolda Türkiye'yi yenilenebilir enerjinin teknoloji ve üretim merkezi yapmaya kararlı olduklarını söyledi. n HABERİ SAYFA 7 DE BİSİKLET ŞEHRİ KONYA TÜRKİYE YE ÖRNEK OLDU Cihanbeyli tarımı için önemli proje Bisiklet şehri Konya nın 550 kilometrelik bisiklet yolu ağı ve bisiklet tramvayıyla diğer şehirlere örnek olduğunu söyleyen Başkan Altay, 87 kilometre uzunluğunda yeni bir bisiklet yolu yapımını da gerçekleştireceklerini söyledi. n HABERİ SAYFA 4'TE ERBAKAN HOCAM IN ÜZERİMDE HAKKI ÇOK Cihanbeyli de KOP ile Kaliteli Tohum Üretimi Projesi desteklenmeye hak kazandı. Belediyede yapılan toplantıda Cihanbeyli de yaşanan kuraklık ve dolu zararı da masaya yatırılarak, çiftçilerin talepleri dile getirildi. n HABERİ SAYFA 8'DE AHİ kanalı projesi yılan hikâyesi oldu Konya Ovası'nda çiftçilerin büyük bir heyecanlı beklediği Mavi Regülatörü ve Apa-Hotamış İletim (AHİ) Kanalı nın akıbeti yılan hikâyesine döndüğünü söyleyen İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Çöken yerlerin neden yapılmadığını bilen yok n HABERİ SAYFA 8'DE Program sonrasında Bakan Kurum ve protokol üyeleri, bisiklet çekilişinin talihlilerine bisiklet hediyelerini takdim etti. DAHA AZ KİRLETEREK DAHA ÇOK ÜRETİYORUZ Çevreye ve tabiata saygılı olan Konya nın son 6 ayda sanayi üretimini yüzde 50 artırdığına dikkat çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bu durumla gurur duyduğunu söyledi. Bakan Kurum, dünyayı en az kirleten ülkeler arasında yer alan Türkiye nin yatırımlarını hızla sürdürdüğüne işaret etti. n HABERİ SAYFA 7'DE MEVLANA BÖLGESİNDEKİ HAVA KİRLİLİĞİ BİTECEK Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konya Tarihi Kent Merkezi ve Mevlana Bölgesi Hava Kalitesinin İyileştirilmesi Projesi kapsamında konutun doğalgaz dönüşümü için çalışmalar Bakan Murat Kurum un da katıldığı programla başladı. n HABERİ SAYFA 17'DE Halil Ürün, Erbakan Hocamın benim üzerimde çok hakkı var, bunu hiç inkâr etmedim ve her fırsatta da ifade ettim. Erbakan Hocanın bilfiil seçimlerde hem bizi aday göstermesi dolayısıyla hakkı var üzerimizde hem de bize bu hizmet imkânını sağlaması nedeniyle hakkı var diyor. n HABERİ SAYFA 5'TE PATATES FIRLADI, BİBER UCUZLADI TÜİK Konya Bölge Müdürlüğü, Konya ve Karaman bölgesinin Mayıs ayı TÜFE değişim oranlarını açıkladı. Buna göre Konya ve Karaman bölgesinde Mayıs ayında fiyatı en çok artan ürün patates, en çok ucuzlayan ürün ise biber oldu. n HABERİ SAYFA 4'TE Umutlar ve hedefler hiçbir zaman bitmiyor Aile şirketlerinde üstlendiği önemli rolle Konya nın gurur duyacağı genç bir iş insanı haline gelen Zade Vital Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, koyduğu önemli hedefler doğrultusunda iş hayatını şekillendiriyor. n HABERİ SAYFA 19'DA Probiyotikler vücudun minik kahramanları Sindirim sistemimiz ve genel beden sağlığımız üzerinde pek çok olumlu etkiye sahip olan probiyotikler, canlı bakteri ve mayalar olarak biliniyor. Probiyotiklere, vücudun ihtiyacı olan dost bakteriler olarak da değerlendiriliyor. n HABERİ SAYFA 2'DE

2 Probiyotikler: Vücudumuzun Minik Kahramanları Sindirim sistemimiz ve genel beden sağlığımız üzerinde pek çok olumlu etkiye sahip olan probiyotikler, canlı bakteri ve mayalar olarak biliniyor. Probiyotiklere, vücudumuzun ihtiyacı olan dost bakteriler de denebilir. Her insanın bağırsak florası en az parmak izi kadar biricik ve kişiye özeldir. Sağlıklı bir bağırsak florasında yararlı ve zararlı bakteriler dengededir ve yeterli miktarda sahip olunan probiyotikler sindirim sistemi üzerinde iyileştirici bir faaliyet gösterir. Probiyotiklerin vücutta dengeli ve yeterli miktarda olması bağışıklık sisteminin dengelenmesine destek verir. Bağırsak florasının zarar görmesi, probiyotiklerin azalması ve yeterli derecede takviye edilmemesi ise hastalıklara açık olma, halsizlik başta olmak üzere pek çok Küçük savaşçılar; bağırsak bakterileri Bağırsaklarımızda, milyonlarca bakteri bulunur ve bu bakteriler, gıdaların sindirilmesinde, hastalık kaynağı hücrelerin öldürülmesinde ve vitaminlerin üretilmesinde görevlidirler. Son yıllarda yapılan çalışmalar bu bakterilerin vücudumuzdaki etkilerinin çok daha fazla olduğunu açığa çıkarmıştır. Sinir sistemimiz, kilomuz, hastalıklara yatkın ya da dirençli oluşumu hatta ruh halimiz bile, bu bakterilerin durumuna göre değişiklik gösterir. Bağırsaklarımızdaki, bu çok fonksiyonlu mikroorganizmaları etkileyen en önemli faktör nasıl beslendiğimizdir. Karbonhidrat, protein veya yağ ağırlıklı beslenmede, kısa sürede bağırsak floramızdaki bakteri çeşitliliği değişiklik gösterir. Bu değişiklikler, sağlığımızla doğrudan ilişkilidir. Diğer sistem ve organların sağlığı dolaylı olarak etkilenirken, ilk bulgular genellikle sindirim sisteminde olur. Dışkılama değişiklikleri, gaz ve şişkinlik problemleri, karın ağrısı ve benzeri problemler ortaya çıkar. Bağırsak hücreleri arasındaki bağlantılar bozulduğu için bağırsaklarımızın geçirgenliği artar ve vücudumuz için uygun olmayan içerikler emilmeye başlar ve tüm vücutta olumsuz etkiler görülmeye başlar. Antibiyotik kullanımı, uzun seyahatler, sağlıklı olmayan beslenme tarzı ve yaşam tarzımız bu mikroorganizmaların azalmasına neden olabilir. Uzm. Dr. Burçak Deniz Dedeoğlu Medikal, Uyum ve Farmakovijilans Müdürü Sağlıklı florayı koruyabilmek için sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzı benimsemek, ambalajlı ve koruyucu gıdalardan kaçınmak, gerçekten gerekli olmadıkça ilaç kullanmamak gerekir. Farklı nedenlerle, bağırsak floramızı oluşturan bakterilerin çeşitliliği ve sayılarının azaldığı durumlarda, diyet değişiklikleri ve dışarıdan alınacak probiyotiklerle desteklemek tedavi sürecine yardımcı olacaktır. Destekleyici probiyotik ürünlerin içerisinde, doğal olarak vücudumuzda bulunan mikroorganizmalar bulunur. En sık bulunanlar ise Laktobasillus ve Bifidobakterium türleridir. Bu probiyotikler, çoğunlukla bakterilerin besini olarak da bilinen prebiyotiklerle desteklenmiş simbiyotik formundadırlar. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, çok fazla çeşit bakteridense, her bir sağlık sorununa uygun özel olarak belirlenmiş az sayıdaki bakteri alt tiplerinin kullanılmasını önermektedir. Probiyotik ürünlerin içindeki bakteriler, genetik materyal taşıdıklarından, olası risklerden korunmak için, mutlaka uluslararası kalite standartlarına uygun üretilmeli, kutu üzerinde hangi bakteri alt tiplerinin bulunduğu kodlarıyla beraber belirtilmeli ve bir sağlık kuruluşu olarak eczanelerden temin edilmelidir. Probiyotiklerin Çocuklarda Etkisi Değerli okuyucular, Sağlıklı yaşam için gastro-intestinal sistemin yapısal ve fonksiyonel olarak normal olması önemlidir. Sindirim kanalı solunum sisteminden sonra vücudumuzun en geniş ikinci yüzeyini oluşturmaktadır. Biz annelerin bebeklerimizde sıkça karşılaştığımız problemlerin başında gaz sancısı (kolik), reflü ve kusma gelmektedir. Bebeklerimizde yaşadığımız gaz sancısının sebebi henüz tam tespit edilememiş durumda fakat uzmanlar bebeklerin sindirim sistemlerinin tam olgunlaşmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. Bu durumda bebeği sallayarak, karnına ılık bir havlu koyarak veya emzirerek sakinleştirmeyi deneyebilirsiniz. Reflü ve kusma ise bebeklerimizde en çok karşılaştığımız bir diğer problemdir. Bebeklerde görülen reflü çoğunlukla fizyolojiktir ve hastalık olarak tanımlanmaz. Sindirim borusunun alt kapakçığı bebeklerde zamanla gelişir, gelişme sürecinde mideye gelen besinin yukarıya kaçmasına ve kusmaya sebep olmasına reflü adı veriliyor. Katı besin almaya başlayınca ve kapakçık gelişimini tamamladıkça kusma da azalacaktır. Eğer bebeğinizde reflü sorunu yaşıyorsanız şunlara dikkat edebilirsiniz; Anne sütüyle beslemeye Beslenme sonrası gaz çıkarmayı ihmal etmemeye Ramazan Büyükhelvacıgil - ABD, New York - Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı ramazan@zade.com.tr Beslerken yatar pozisyonda değil, başını biraz yüksekte tutarak beslemeye Sık sık ve azar azar beslemeye1 Bebeklik çağından çıkmış çocukluğa adım atmış olan çocuklarımız için ise probiyotik kullanımının sindirim sitemi üzerinde olumlu etkileri uzmanlar tarafından konuşulmaktadır. Özellikle çocukluk çağında tüketilmesi yeni nesillerin daha sağlıklı yetişmesine katkıda bulunacaktır. Şimdi sizlere kanıtlanan bazı etkilerinden bahsetmek istiyorum. 1.Probiyotiklerin çocuklarda Atopik dermatit gelişimini azalttığını gösteren veriler mevcuttur, 2.Yeterli çalıma olmamakla birlikte yapılan bazı çalımalar Probiyotiklerin basit kabızlık ve irritabl Barsak Sendromu nda etkili olduğunu ortaya koymaktadır, 3.Probiyotikler çocuklarda akut diyare gelişimini önler ya da diyarenin ciddiyetini azaltır, 4.Antibiyotiğe bağlı diyareyi hafifletir, 5.Rota virüsleri baskı altında tutar. 6.Immun sistemin regülasyonunu aktive eder,1 Hepinize sağlık dolu bir hafta diliyorum REFERANSLAR: 1.Ali ÖZDEN; Gastro- ntestinal Sistem ve Probiyotik-Prebiyotik Synbiyotik; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sıdıka Büyükhelvacıgil Öztürk Zade Vital Kimya & Biyoloji Mühendisi İş Geliştirme Uzmanı sidika@zade.com.tr PREBİYOTİK İÇEREN BİTKİLER Bitkiler zengin içeriğe sahip olmaları sebebi ile beslenmenin temel basamağını oluşturur ve tıp, eczacılık, kozmetik gibi sağlık sektörünün hammadde kaynağıdır. Birçok vitamin, mineral, protein, esansiyel yağ, fitobileşen içeriği dışında zengin bir lif kayanağı içerir. Probiyotikler tipik olarak yoğurt ve kefir, turşu, peynir gibi kültürlü ve fermente gıdalarda bulunurken prebiyotikler bitkilerde bulunur. Özellikle Enginar, pırasa, yer elması, çiğ soğan, sarımsak, hindiba kökü, kuşkonmaz ve muz zengin lif içeriği olan prebiyotik sağlayan bitkilerdir. Bunun dışında tam tahıllı buğday, arpa, yulaf ezmesi lif bakımından zengin olan diğer besin grubudur. Prebiyotik olarak adlandırılan, sindirilmeyen bu besin liflerinin günlük beslenmede yer alması önemlidir. İnülin adıyla da karşımıza çıkan prebiyotikler sindirim sisteminde bulunan dost mikroorganizmalar için besin kaynağıdır. Probiyotik Takviyelerde Teknik Uz. Bio. Nazan Güven Medikal Uzmanı ZADE VITAL DESTEK ÜRÜNLER Zade Vital Zerdeçal Probiyotik Daily Takviye Edici Gıda Probiyotikler, konakçısının sağlığına faydalı mikroorganizmalardır. İnsan gastrointestinal sisteminde şuan bilinen 500 den fazla tanımlı bakteri bulunmaktadır. Etkileri ve çeşitlilikleri hala araştırılmakta ve günden güne yeni bilgiler ortaya çıkartılmaktadır. Bu geniş popülasyonda probiyotik türleri farklı suş kodlarına sahiptir. Her türün ulusal bir suş kodu bulunur ve bu kod ile adlandırılır. Günümüz teknolojisiyle probiyotikler besin destekleri ve fonksiyonel gıdalar ile hayatımıza girdi. Oldukça geniş bir evrene sahip olan probiyotikler söz konusu olduğunda tercihler de çoğalıyor. Peki probiyotik besin takviyesi tercih ederken kritik noktalar nelerdir? Ürün klinik çalışmaları yapılmış suşları içermelidir. Kutu ve etiket kontrolü sağlanmalı, ürün içeriğinde bulunan mikroorganizmaların ulusal kodları belirtilmiş olmalıdır. Probiyotikler bakteri veya maya kökenli olabilir. Bakteri kökenli probiyotiklerin sindirim sisteminden etkilenmeden sağlıklı bir şekilde bağırsağa ulaşmasını sağlamak gerekir. Teknolojik donanımlar sayesinde özel kapsülleme ile bu korumayı sağlamak mümkündür. Aside dirençli kapsülleme teknolojisi probiyotik takviyelerinde kullanılmaktadır. Probiyotikler canlı mikroorganizmalar oldukları için çevresel birçok etmenden etkilenirler. Bu nedenle GMP (Good Manufacturing Practices - İyi Üretim Uygulamaları) standartlarında üretilmiş ürünlerin tercih edilmesi önerilir. GMP normlarında üretim; çevresel koşulların standartlara uygun olduğunu garanti eder. Probioyotikler kadar önemli olan prebiyotikler ile kombine halde bulunması da etkinlik için önemlidir. Prebiyotikler; probiyotik mikroorganizmaların parçalayarak besin elde ettikleri lif kaynaklarıdır. Canlı olan probiyotiklerin ortamda varlığını sürdürmesi ve çoğalabilmesi için prebiyotiklerin de o ortamda bulunması önemlidir. REFERANSLAR 1. Özen M. Editör den. Probiyotik Prebiyotik Günlükleri 2011; 1: Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Saglık Beyanları Yönetmeligi. 3.Editör Özen M. Sağlıklı kalmak için probiyotikler ve prebiyotikler anlatılmayan tarihçe. 2. Baskı Nobel Tıp Kitapevleri. 4. David R. Mack. Probiotics. Can Fam Physician Nov 10; 51(11): PMCID: PMC Zade Vital Curcumin Probiyotik Feminen Takviye Edici Gıda Helvacızade Grubu olarak, daha sağlıklı yarınlara destek olmak için çalışıyoruz.

3 Vefat ve Teşekkür Dua kapımız, ailemizin büyüğü Ayşe ARSLAN'ın vefatı vesilesi ile cenazesine bizzat katılan, ziyaret, telefon, mesajla taziyelerini ileten; Devlet Büyüklerimiz, Mahalli İdarecilerimiz, Siyasetçilerimiz, Bürokratlarımız, Sivil Toplum Örgüt Temsilcilerimiz, Basın Mensuplarımız, İşadamlarımız, dost ve akrabalarımıza şükranlarımızı arz ederiz. Ayrıca Annemiz'in hastalık ve tedavi süreçlerinde yakın ilgilerini esirgemeyen Büyükşehir Belediye Hastanesi nden Genel Müdür Dr. Osman Selim BAŞARILI Başhekim Dr. Murat TAŞÇI Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasibe YEMENİCİ Başhemşire Mehtap ULU, Kurumsal İletişim Yöneticisi Muharrem KARAKUŞ Genel Yoğun Bakım Sorumlusu Mustafa BÜYÜKBEL Genel Hasta Servisi Sorumlusu Hatice SELEK Genel Yoğun Bakım Hemşiresi Emine UYAR ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ndeki süreçte de özverili gayretlerine şahit olduğumuz Üniversite Genel Sekreteri Abdullah Ecevit ÖKSÜZ, Hastane Başhekim Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Celalettin KORKMAZ, Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi Öğretim Üye ve Doktorları Prof. Dr. Adil ZAMANİ, Prof Dr. Turgut TEKE, Doç. Dr. Şebnem YOSUNKAYA, Dr. Öğretim Üyesi Soner DEMİRBAŞ, Dr. Öğretim Üyesi Celalettin KORKMAZ, Dr. Öğretim Üyesi Hülya VATANSEV, Dr. Irmak TÜRKER, Dr. Yaşar İNCEKARA, Dr. Abdurrahman KOÇ, Dr. Sami AVCİL, Dr. Necmeddin ÖGE, Dr. Muhammet Ali TAKEŞ, Dr. Ali Tolga ÇELİK, Dr. Ferhat SAGUN, Dr. Saliha ZİHİNLİ, Dr. Rukiye ÖZTÜRK Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi Hemşireleri: Büşra ÇOPUR, Eda KILIÇ, Rukiye DEMİRTAŞ, Fatmagül ACAR, Hatice ÖZDEMİR, Halil KABAK, Kübra ERDEN, Fadime YARALI, Emin BAYINDIR, Fatma ALTINDAĞ, Kadriye KIVRAK, Sibel KÖSE, Gamze EKEN, Sabiha ADİL, Merve ZEYBEK, Merve CANTÜRK e teşekkür ederiz. ARSLAN AİLESİ

4 4 HABER Fiyatı en çok yükselen patates, en çok düşen biber oldu Türkiye İstatistik Kurumu Konya Bölge Müdürlüğü, TÜİK Başkanlığı tarafından 2021 yılı Mayıs ayına ilişkin açıklanmış olan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranlarını açıkladı TÜİK Konya Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre; 2021 yılı Mayıs ayında TR52 Konya, Karaman Bölgesinde bir önceki aya göre yüzde 0,98, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,51, bir önceki yılın aynı ayına göre (yıllık) yüzde 16,83 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,98 oranında artış gerçekleşti. TÜFE aynı dönemde Türkiye geneli için, bir önceki aya göre yüzde 0,89, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,39, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,59 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 14,13 artış gerçekleşti. EN YÜKSEK ARTIŞ ÇEŞİTLİ MAL VE HİZMETLER ANA HARCAMA GRUBUNDA OLDU TÜİK Konya Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre; 2021 yılı Mayıs ayında Ana harcama gruplarına göre; TR52 Konya, Karaman İstatistiki Bölgesinde aylık bazda en yüksek artış yüzde 4,19 ile Çeşitli Mal ve Hizmetler grubunda gerçekleşmiş olup, bunu yüzde 2,48 ile Giyim ve Ayakkabı grubu ve yüzde 2,43 ile Ulaştırma grubu ile izledi. Aylık bazda düşüş gösteren gruplar yüzde 0,19 ile Mobilya, Ev Aletleri ve Ev Bakım Hizmetleri ve yüzde 0,05 ile Gıda ve Alkolsüz İçecekler olurken; Alkollü İçecekler ve Tütün ana harcama grubunda değişim olmadı. Aynı dönemde Türkiye genelinde bir önceki aya göre en yüksek artış yüzde 2,56 ile Ulaştırma grubunda gerçekleşmiş olup, bunu yüzde 1,76 ile Giyim ve Ayakkabı grubu ve yüzde 1,62 ile Çeşitli Mal ve Hizmetler grubu izledi. Aylık bazda düşüş gösteren gruplar yüzde 1,32 ile Eğlence ve Kültür ve yüzde 0,01 ile Alkollü İçecekler ve Tütün olurken; en az artış gösteren grup yüzde 0,29 ile Gıda ve Alkolsüz İçecekler ana harcama grubu oldu. KONYA, KARAMAN BÖLGESİNDE FİYATI EN ÇOK ARTAN ÜRÜN; PATATES OLDU TR52 Konya, Karaman İstatistiki Bölgesinde 2021 yılı Mayıs ayında fiyatı en çok artan ürünler; Patates (yüzde 41,30), Havuç (yüzde 40,82), Limon (yüzde 38,40) olup, fiyatı en çok düşüş gösteren ürünler; Sivri Biber (yüzde 52,53), Taze Fasulye (yüzde 38,12) ve Salatalık (yüzde 34,72) oldu. TÜFE de Türkiye geneline bakıldığında 2021 yılı Mayıs ayında fiyatı en çok artan ürünler Patates (yüzde 41,57), Havuç (yüzde 36,37) ve Şehirler Arası Otobüs Ücreti (yüzde 29,46) olup, fiyatı en çok düşüş gösteren ürünler; Sivri Biber (yüzde 50,94), Çarliston Biber (yüzde 45,52) ve Taze Fasulye (yüzde 34,90) oldu. Mayıs 2021'de, endekste kapsanan 415 maddeden, 97 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 59 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 259 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. n MERVE DURGUT AB Büyükelçisi Nikolaus Meyer Landrut sema törenini izledi Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen sema ayini şerifini izledi. Meyer-Landrut, iki günlük çalışma ziyareti için geldiği Konya'da, İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi'ni (İRFA) ziyaret etti. Merkezin içindeki semahanede düzenlenen sema gösterisini ilgiyle izleyen Meyer-Landrut, çıkışta semazenlerle bir süre sohbet ederek Mevlevilik hakkında bilgi aldı. Konya'ya ilk kez geldiğini belirten Meyer-Landrut, çıkışta izlediği sema ayini ve ziyareti hakkında şunları söyledi: "Mevlana'yı daha önce duydum, burada olmaktan çok mutluyum. İzlediğim sema ayini çok etkileyiciydi, özellikle müzik eşliğinde dönen semazenlerin dönüşleri çok etkileyici geldi." n AA Ereğli'de insansız hava aracı eğitimi tamamlandı Ereğli'de, İvriz Havacılık ve Doğa Sporları Kulübü Derneği'nce "İnsansız Hava Aracı/1 (İHA/1) Ticari Pilot Eğitimi" gerçekleştirildi. Dernek tarafından mayıs tarihleri arasında üç gün teorik, bir gün pratik olmak üzere yapılan eğitimler kapsamında, çeşitli meslek ve sektörden 25 kursiyer, drone eğitimini tamamlayarak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) onaylı İHA/1 ticari pilot belgelerini almaya hak kazandı. İvriz Havacılık Derneği Başkanı Furkan Şahin Tuncer, "Dört gün süren drone eğitimlerimiz sonunda çeşitli meslek ve yaş guruplarından 25 kursiyerimiz İHA/1 pilotu olmaya hak kazanarak sıfır ve yirmi beş kilogram arasındaki her türlü İHA'yı kullanma yetkisine sahip oldular. Kursiyerlerimiz bu kurs sayesinde gelişen teknoloji ile birlikte mesleklerinde daha başarılı işlere imza atacaklarını düşünüyorum. Drone kursumuzla birlikte bölgemize kazandırdığımız çiftçilerimiz için büyük kolaylık sağlayacak olan tarımsal drone tanıtımı ve uygulamalarını da gerçekleştirdik." n AA Bisiklet şehri Konya nın 550 kilometrelik bisiklet yolu ağı ve bisiklet tramvayıyla diğer şehirlere örnek olduğunu söyleyen Başkan Altay, 87 kilometre uzunluğunda yeni bir bisiklet yolu yapımını da gerçekleştireceklerini söyledi Bisiklet şehri Konya Türkiye ye örnek oldu Türkiye'de en fazla bisikletin kullanıldığı, 550 kilometre bisiklet yoluna sahip Konya'da, 87 kilometre daha bisiklet yolu yapılacak. Kadın, erkek her yaştan vatandaşın tercih ettiği bisiklet için Konya Büyükşehir Belediyesi, bisiklet tramvayı ve bisiklet üst geçidi gibi imkanlarla ulaşımı rahatlatmaya çalışıyor. Uluslararası Mevlana Bisiklet Turuna da ev sahipliği yapan kentte, Türkiye'nin ilk Olimpik Veledrom'unun inşaatı da devam ediyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya'da bisikletin bir gelenek olduğunu, kentte her evde halk diliyle "velespit" bulunduğunu söyledi. Altay, Konya'nın coğrafi yapısının da bisikletin ulaşım aracı olarak kullanılması açısından avantajlı olduğunu dile getirerek, "Biz bu geleneği yeniden yeşertmek ve bir ulaşım aracı olarak daha fazla kullanılmasını sağlamak için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Konya 550 kilometre bisiklet yoluna sahip bir il. Türkiye'de açık ara öndeyiz ki; ikinci, üçüncü sıralaması yapmak bile çok zor. İnşallah yeni yapacağımız 87 kilometrelik bisiklet yoluyla 'Türkiye'nin en uzun bisiklet yoluna sahip ili' olmayı perçinlemiş olacağız." Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Bisiklet Master Planı'nı Türkiye'de ilk yapan ilin Konya olduğunu vurgulayan Altay, Konya'nın kriterlerinin diğer şehirler için zaruret olduğunu ve bakanlığın bu konuda bir genelge yayınladığını söyledi. BİSİKLET TRAMVAYI İLGİ ÇEKİYOR Altay, Bisiklet Master Planı'na göre insanların daha fazla bisiklet kullanması için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek, "Türkiye'de ilk kez bir tramvaya bisikletinizle binip, gideceğiniz yere kadar seyahatinizi yapıp, sonra bisikletinizle alışverişinizi, işinizi gerçekleştirdikten sonra tekrar tramvayla evinizle dönme imkanınız var. Eğer bisikletiniz arızalanırsa bisiklet yollarına yakın yerlerde ve bisiklet tramvayında bisiklet tamir istasyonları oluşturduk. Bunlarla hızlıca bisikletinizi tamir etmiş oluyorsunuz." diye konuştu. Bisiklet kullanıcıları için güvenli bisiklet parklarının önemini düşünerek iki katlı bisiklet parkları yaptıklarını anlatan Altay, böylece daha fazla bisikleti güvenli park etme imkanı sağlandığını ifade etti. Altay, 2018'de Konya Büyükşehir Belediyesi olarak 50 bin bisiklet dağıttıklarını hatırlatarak, "Neredeyse Konya'da her evde bir bisiklet vardır ama belki bunlar daha çok sokak aralarında, mahalle içinde kullanılıyordur. Biz bunun hem okula gitmek hem alışverişe gitmek hem de şehir merkezine gelmek için kullanılmasını arzu ediyoruz." diye konuştu. Bisiklet yolları, güvenli park yerleri gibi alanlar oluşturulduğunda insanların da bisiklet kullanmaya yöneldiğini dile getiren Altay, Konya'nın bu konuda öncü bir şehir olduğunu söyledi. KONYA 550 KİLOMETRELİK BİSİKLET YOLUYLA DÜNYADA İKİNCİ Konya Büyükşehir Belediyesinin bin kiralık bisikleti olduğunu ifade eden Altay, onların da istasyondan bağımsız olarak kullanılmasıyla ilgili çalışma yürüttüklerini dile getirdi. Altay, Konya'nın 550 kilometrelik bisiklet yoluyla dünyada New York'tan sonra ikinci şehir olduğunu ifade ederek, "Yapacağımız ilave 87 kilometrenin önemi şu; bisiklet yollarımız maalesef merkezde değil, daha çok çeperlerde. Yapacağımız 87 kilometre bisiklet yoluyla, tüm bisiklet yollarını birbirine bağlamış olacağız. Böylece daha güvenli bir sürüş imkanı ve merkeze gelmeyle ilgili ilave alan kazanmış olacağız." şeklinde konuştu. TÜRKİYE'DE BİSİKLET ŞEHRİ DİYEBİLECEĞİMİZ TEK ŞEHİR KONYA Konya'nın bisiklete verdiği önemin bir göstergesinin de 26 yıldır Uluslararası Mevlana Bisiklet Turu'na ev sahipliği yapması olduğunu dile getiren Altay, şunları kaydetti: "Özellikle eski stadyum alanımızdaki açık veledrom, Konya'da bisiklet yarışlarına çok rağbet gösterilen bir ortam. Türkiye'nin ilk kapalı veledromu da Gençlik ve Spor Bakanlığımız tarafından Konya'da yapılıyor, inşallah bu yıl içinde hizmete açılmış olacak. Aslında Türkiye'de bisiklet şehri diyebileceğimiz tek şehir Konya, inşallah buna başka şehirler de ilave olur. Özellikle sürücülerimizden isteklerimiz var. Lütfen bisiklet yollarını otopark olarak kullanmayalım, bisiklet kullanıcılarımıza saygı gösterelim, onlar da sonuçta trafikte bir araç. Böyle yaparak çok daha gelişeceğimize inanıyorum." Altay, belediye olarak her fırsatta bisiklet hediye etmeye çalıştıklarını anlatarak, 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü dolayısıyla 142 bisiklet hediye edeceklerini bildirdi. Güvenli Okul Yolu Projesi'yle de çocukların okula bisikletle gitmesi için çaba sarf ettiklerini anlatan Altay, "Bunlara totalde baktığınızda, bisiklet tramvayı, 550 kilometre bisiklet yolu, bisiklet tamir istasyonları, katlı bisiklet parkları ve otoparklardaki bisiklet parklarıyla Konya aslında 'bisiklet şehri' denmeyi hak ediyor." ifadelerini kullandı. n AA

5 5 HABER Konya Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve Konya eski Milletvekili Doç. Dr. Halil Ürün, Milli Görüş te başlayan siyasi hayatına ilişkin olarak, Bu siyasal oluşumun her adımında, mücadelenin her safhasında geri durmadan ve hiçbir menfaat beklemeden, sağa sola sapmadan yolumuza devam ettik dedi Rahmetli Erbakan Hocam ın üzerimde hakkı çok büyük Konya da uzun yıllar belediye başkanlığı yaptıktan sonra milletvekilliği görevinde de bulunan, hem Konya hem de Türkiye siyasetinin önemli isimleri arasında yer alan Halil Ürün, geçmişe ilişkin merak edilenlerle ilgili yönelttiğimiz sorulara da içtenlikle cevap verdi. Sizin ekonomi ile aranız iyi olmayabilir ama ailenizin de bir Holding teşebbüsü ve dolayısıyla tecrübesi oluştu. Eşinizin Holding kurarak ticarete atılmasına sizin tavrınız ne olmuştu? Evet, bu konuda çok kötü bir tecrübe yaşadık. Benim o holdingle en ufak bir organik bağım olmadı. Başta hamur işleri yapan küçük bir yer olarak kurulmuş, sonra eşimi Sen de bizimle ol diye aralarına üye olarak aldıkları bir oluşumdu. Bu benim çok yaralı olduğum husustur. Daha sonra Nakiboğlu Hastanesinin iflas edip kapanmasına kadar gitti, iş çığırından çıkıp tamamen bizi yaraladı. Maalesef eşimi bu oluşma katılmaya caydırmak benim elimden gelmedi. Defalarca çekilmesini söylediğim halde bu konuda lâfımı dinletemedim. Ama dediğim gibi benim bağım ve bağlantım yoktu ve karşıydım. İlk iki dönem Başkan adaylığınız sizin isteksizliğinize rağmen gerçekleşse de üçüncü dönemde sizin bu defa arzulu olduğunuzu biliyorum. Yanılıyorsam düzeltin. Son dakikaya kadar da siz aday olarak gözüküyordunuz ama listelerin seçim kuruluna verilmesiyle aday gösterilmediğiniz ortaya çıktı. O gün ne oldu? Aslında bu pek girmek, konuşmak istemediğim bir konudur. Çünkü sevdiğim birçok insan hakkında, hatta merhum Hocam hakkında konuşmayı gerektirir. Erbakan Hocamın benim üzerimde çok hakkı var, bunu hiç inkâr etmedim ve her fırsatta da ifade ettim. Ama mesela Başkanlık dönemim için söylüyorum; Tayyip Beyin benim üzerimde hakkı yok, hatta benim onun üzerinde hakkım var. Çünkü o gelip benim kampanyamda yer almadı. Çünkü o zaman Gençlik Kollarındaydı. Ama Erbakan Hocanın bilfiil, hem bizi aday göstermesi dolayısıyla hakkı var üzerimizde hem de bize bu hizmet imkânını sağladı. Bir de Konyalılar bizi kucakladı, onlarında üzerimde hakkı vardır. Bugün siyaset arenasında yer alan isimlerin hiç birisinin o dönemde ismi yoktu. Ya da o gün karşılık bulan isim değildiler ama sonradan büyüdüler. Artık şimdi karşılık buluyorlar. O gün için Konyalı nın Aaaa bu da mı var hareketin içinde? O zaman buraya destek verelim diyeceği isimler sınırlıydı. İşin başında sadece Hoca vardı ve burada da benim yol arkadaşlarım vardı. Her şey bunun şahididir. Birinci ve ikinci dönemlerde nasıl aday gösterildiğimi ve benim bu teklifleri nasıl reddetmek istediğimi anlattım. Üçüncü dönem benim adım ilân edildi. Ben de Madem biz Konya da Türkiye ye örnek bir belediyecilik yürütüyoruz. Biz burada hizmete devam edelim diye düşündüm. Bu arada bana inanmak istemediğim farklı sinyaller geldi. Bir takım, kampanyalar, kulisler oldu. Hani kirlenme başladı demiştik ya; işte onun örnekleridir o yaşananalar. Ben partimin birçok kademesi tarafından aday olarak ilan edildiğimi biliyorum. O son anda başka türlü bir oyun oynandı. Binde oyun oynamaya, kulis yapmaya asla itibar etmeyen bir insanım. Oysa ben de kulis yapabilir, başka türlü davranabilirdim. Ben söze güvenerek üçüncü kez bu görevde kalacağımı düşündüm. Bu arada bana birinci sıra Milletvekili adaylığı da teklif edildi. Başkan adaylığım ilan edilmesine rağmen benim adaylıktan vazgeçip vekil adayı olmamı teklif edenler oldu. Ama ben bana verilen ilk söze itibar edip, Beni tekrar Belediye Başkan adayı ilan ettiniz, bunu Türkiye böyle biliyor. Sözünüz yerine gelsin. İlan ettiğiniz şekilde ben bir dönem daha görev yapayım dedim. Peki, dediler ama son anda listeyi değiştirip beni çıkarmışlar, vekil adaylığı teklifini de kabul etmediğim için boşta kaldım. Önceden Belediye Başkan Adaylığınız açıklanmış olmasına rağmen aday gösterilmeyişinizi seçmen üzerinde nasıl bir etki uyandırmış olabilir? Bana Milletvekili birinci sıra adaylığı geri çevrilir mi? diyenler oldu. Fazilet Partisi eni kurulmuştu; aday olsaydım partinin aldığı oyların daha da yükseleceğini söyleyenler oldu. Neticede Milli Görüş davasında çığır açan Konya Belediye Başkanının aday gösterileceği ilan edilmiş olmasına rağmen son dakikada adaylığının iptal edilmesi sadece Konya da değil Türkiye de seçmenin kafasında soru işaretleri oluşturdu. Benim gıyabımda alınan bu karara karşı ben bir siyasi tavır ortaya koymadım. Elemine olduktan sonra yine partimin saflarında kaldım. Nitekim bana Büyük Birlik Partisi Biz adayımızı geri çekelim siz bizim adayımız olun diye teklifte bulundu. Ben bunu kabul etmedim. Zaten kabul etmem şık olmazdı. BBP bizim görüşümüze çok yakın olmasına rağmen, bu teklifi kabul etmem yıllardır sürdürdüğüm davayla bağdaşır bir karar olmazdı. Başka bir partiden aday olmam, yıllarca içinde bulunduğum partiyle aramda kavga başlamasına da sebep olacaktı. Oysa ben ateistlerle, solun uç takımıyla kavga etmeye alışığım ama kendi fikirdaşımla kavgaya alışık bir insan değilim. Deniz Gezmişlerle bizi hapse kadar götüren kavgalardan sakınmadık ama kendi fikirdaşlarımla kavgaya sıcak bakmadım. Sürpriz bir şekilde aday gösterilmeyince sade bir vatandaş olarak ortada kaldık. Yine Fazilet Partisinden ayrılmadım. Bu arada bana Partide Genel Başkan yardımcılığı görevi vereceklerdi ama olmadı. Refah Partisi döneminde olmayıp da Fazilet Partisinde görev alan birçok isim bu sırada bizi adeta linç eder gibi bir durum başlattılar. Birçok yerde bizi dışlayan bakışlar, duruşlar, hesaplar, kitaplar Nitekim Büyükşehir Belediye Başkanı tabii delege olması gerekirken ben Fazilet Partisi nin il kongresinde ben delege olmaktan çıkarıldım. Yani bana karşı tavır sadece Belediye Başkanı aday yapılmamakla kalmadı, tamamen dışlandım. Bazıları Niye Fazilet te devam etmedin de AK Parti nin kuruluşunda yer aldın? diyor. Bu dışlanma karşısında başka ne yapacaktım? Delegelikten dahi beni dışlayan bir akımla nasıl yol alacaktım. İşte benim anlatmak istediğim kirlenmeler bu! Nitekim o kongrelerde bizi dışlayanlar, divanlarda görev yapanlar sonra Saadet ten de ayrılıp başka kapılarda yer aldılar. Hatta sonra bir kısmı çıktı geldi, AK Parti de yer aldı. Böyle bir deveran var. Size yapılanları Erbakan Hoca ile konuşamadınız mı? Benim eksenimde yaşanan hadiselerde ben kesinlikle Erbakan Hocamın dahlinin olduğunu düşünmüyorum. Hocamın farklı bilgilerle bilgilendirildiğini düşünüyorum. Hocam ketumdu, ne söylenmişse ya da ne sebep varsa onu içinde tutardı. Kimseyi yaralamak istemezdi. İçinde tuttuğunu açığa çıkarışa başka eylemlere de geçilmesi lâzım çünkü. Benim şu şu diye söyleyebileceğim isimler var ama; neticede biz diskalifiye olduk. Bu yaşananların ardından Fazilet Partisinde bir yenilikçi hareket başladı ve siz de bu oluşumda yer aldınız. Bu hareket nasıl doğdu? Bütün olumsuzluklara rağmen Fazilet Partisi nin yine de bazı il ilçe kongrelerine katılıyor, buralarda konuşmalar yapıyordum. Partinin aleyhinde konuşmuyordum ama yenilikçi hareketi, erdemliler hareketini savunuyordum. Zaten yenilikçi hareketin içinde yer bulabiliyordum, öbür taraf bizi tamamen elemine etmişti. Bu hareketin neticesinden Abdullah Gül ün Genel Başkan adayı olduğu bir kongre yaşadınız ve siz de rol aldınız. Neler oldu? Bu konu çok önemli bir husustur. Sene 2001, Fazilet Partisi nin büyük kongresi var. Ben bir sade vatandaşım. Herhangi bir yerde görevi olan, milletvekili olan ya da partinin herhangi bir kademesinde görevi olan biri değilim. Üyeyim ama delege değilim; kongrede oy dahi kullanamayacağım. Erzurum da, Mardin de, Sivas ta, Antalya da, İstanbul da ve daha pek çok yerde hatip olarak kongrelere giderek delegelerle yüzleşen bir insanım. Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Abdullah Gül gibi, dört kişi aynı durumdayız. Her gittiğim yerde bu dört kişiden biri oldum, konuşmacı olarak. Hareketimizin Lideri Tayyip Bey gibi diğer kanadın Lideri Erbakan Hoca da yasaklıydı. Onlar perdenin gerisinde hareketi takip ediyordu. Olağan Kongrede iki adaylı bir seçim oldu. Yenilikçi hareketin adayı Abdullah Gül oldu. Gelenekçi kanadın adayı da Recai Kutan oldu. İki taraf da parti organlarına dair listesini hazırladı. Ben Yenilikçi Hareketin Merkez Karar Yönetim Kurulu Listesinde dördüncü sıradaydım. Bu sıralamadan da, adımın orada olduğundan da listeyi görünce haberim oldu. Gıyabımda adım o listeye ve o sıraya konulmuş. Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener ve dördüncü sırada Halil Ürün Benden sonra Dengir Fırat, Abdülkadir Aksu ve daha pek çok vekil, Devlet Bakanı var. Aralarında vekil olmayan, hatta görevi olmayan yalnızca ben vardım. Anlaşılıyor ki ben aslında o listede ikinci sıradaymışım. Neden? Çünkü Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener de ayrı ayrı aday adayıydı. Sonradan onlar Abdullah Bey lehine adaylıktan çekilince jest olarak ikinci ve üçüncü sıraya konuldular. Dolayısıyla o listeyi bütün Anadolu da Halil Ürün e sürüklettiler. Çünkü Türkiye de Fazilet Partisi nde bizim aday gösterilmeyişimize bir öfke var. O öfke delegeye de yansımış. Yenilikçi Genel Başkan Adayı Abdullah Gül kürsüde konuşma yapacağında Bülent Arınç ı çağırdı, o sağ tarafına durdu. Gelip ben den de rica ettiler. Ben de sol tarafında durdum. Hiçbir sıfatım yokken benden Genel Başkan Adayına kürsüde refakat etmemi rica ettiler. Bir saat konuştuktan sonra Bülent Bey ve ben elini kaldırarak birlikte selamladık. Aslında Abdullah Beyin Başkanlığındaki liste çok güzel oy aldı. Yüzde 45 güzel rakam. Fakat seçilemeyişimiz de Allah ın bir lütfu oldu. Çünkü seçilsek zaten parti üç beş ay sonra kapatılacaktı. Öyle oldu zira. Ve bizim için ölü bir doğum olacaktı. Ama Yenilikçi Hareketin tanıtılmasında bu kongre ve dolayısıyla Halil Ürün çok büyük rol oynadı. Ve böylece AK Parti nin kuruluş süreci başladı. Startı nasıl verdiniz? Ben ömrümde hayatımda teklif olmadan hiçbir işe kalkışmadım. AK Parti Kurucular Kurulu Üyeliği de bana teklif edildi. Görev aldık. MKYK ya seçildim. Genel Başkan Yardımcılığı teklif olarak geldi. O aşamaya kadar perdenin gerisinde duran Tayyip Bey bu safhadan itibaren perdenin önüne doğru çıktı. Milletvekili seçilemeyecekti ama Genel Başkan seçilmesi için bir formül bulundu. Kurucular Kurulu Kararıyla Genel Başkan seçildi seçimlerinde birinci sıra milletvekili adaylığı bana teklif olarak geldi. Benim bir talebim olmamıştı ama Liderimiz böyle münasip görmüştü. Seçimde halkın büyük bir ilgisi ve desteği söz konusu oldu. İktidar geldik ama Genel Başkanımız Mecliste değildi. Sonra CHP nin de desteği ile Genel Başkanımızın seçilmesindeki engel kaldırıldı. Ardından Siirt teki istifalar oldu ve Tayyip Bey buradan Meclise girerek Milletvekili oldu. CHP Tayyip Beyin yolunu neden açtı? Bazen kul bir hesap yapar ama bütün hesapların üzerinde bir de Allah ın hesabı vardır. CHP bir hesap yaparak o yolu açtı ama ummadığı bir sonuçla karşı karşıya kaldı. CHP nin hesabı tutmadı. Siz parti kapatmalara alışıktınız ve AK Parti ye de bir kapatma davası açıldı. O süreç nasıl gelişti? Güdük, yakışıksız, adeta 15 Temmuz hareketi gibi halkta karşılık bulmayan bir girişimdi. Fakat dedim Halil Ürün-7 MUSTAFA GÜDEN haber@konyayenigun.com ya Allah ında bir hesabı var; parti kapatma davası zamanı geçtikten sonra, yani pati halkın gönlüne girdikten sonra yapılmış bir hareketti, başarısız odu. 15 Temmuz da da Allah onları erken hareket ettirdi ki yine başarılı olmalarını mümkün kılmadı. Tayyip Bey çok uyanık ve zeki bir Lider ve her iki süreci de çok ustaca yönetti. Tayyip Beyin savunmasıyla kapatma davası sonuç vermedi seçimlerinde ilk defa Milletvekilli seçildiniz ama ikinci defa aday listede yer almadınız. Aday mı olmadınız, aday mı gösterilmediniz? Hayatımda ilk defa bir görevi istedim ve kabul görmedi seçimlerinde ben istemeden aday gösterildim ama sonraki seçimde ben müracaat ettiğim halde aday yapılmadım. Aslında benim, talebimin kabul görmeyeceğini hesap etmem lâzımdı. Benim yaptığım şeyleri yapıp da affa uğrayan insanlar olmuştu. Ben de affedilirim düşüncesiyle başvurum ama herkese gelen af bana gelmedi. Suçunuz neydi? Eşini döven bir milletvekili olarak adım çıkmıştı. Basında böyle yazılmış, televizyonlarda böyle konuşulmuş. Yeniden Milletvekili Adayı sıfatı kazandığınızda bu durumu sizin ve partinizin aleyhine Eşini döven bir milletvekili olarak kullanabilecek bir muhalefet var. Liderimizin hakkımdaki tasarrufuna hak versem de zaman içerisinde bu tamamen unutuldu. Dayak hadisesi Tayyip Bey ile aranızı açtı mı? Yaşadığımız bu üzücü duruma karşı ben Tayyip Beyden hakkımda, aday göstermeme dışında olumsuz bir tavır görmedim. Karşılaştığımızda durup konuşuyoruz, hal hatır soruyor. Kurucular Kurulu üyeliğim devam ediyor, davetler alıyorum. Toplantılarda fikrimi beyan ediyorum. Bütün bunlara rağmen, Tayyip Bey müthiş bir denge adamıdır. Bizim idrak edemediğimiz ince hesapları yapabilen bir insandır. Siyasette yeni beklentileriniz var mı? Bulunduğum pozisyonların dışında yeni bir beklentim yok. Artık 74 yaşındayım ve siyasi hayatımın sona ermekte olduğunu düşünüyorum. Partiyle bağımı kesmedim, ciddi bir açıkları olmadığı sürece düşünüyorum. Ama samimi olmak gerekirse partimiz çok yara aldı. Pat diye paraşütle inenler oldu. Bunlar dengeleri bozuyor. Ara dönemlerde, yani Belediye Başkanlığından sonraki süreçte ya da Milletvekilliğinden sonra oluşan boşlukta neler yaptınız? İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İSKİ de danışmanlık yaptım. Bu görevim sırasında, daha sonra Çevre Bakanı olan Veysel Eroğlu Bey ile iki yıl çalıştım. Milletvekilliğinden sonra bir iş yapmadım ama sanat yönüm ortaya çıktı. Şiir yazıyorum. DEVAM EDECEK

6 6 HABER Kotun altında su çekilirse hukuki işlem başlatılacak Beyşehir İlçe Kaymakamı Yusuf Özdemir, Beyşehir Gölü nün yasal olarak belirlenen su işletme kotunun ilçe olarak takipçisi olduklarını belirterek, DSİ 4. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan son ölçümlerde bu kotun metre olarak tespit edilmesi dolayısıyla Konya Ovası na BSA kanalından su verilmeye halen devam edildiğini söyledi. Beyşehir Kaymakamlığında, İlçe Belediye Başkanı Adil Bayındır, AK Parti İlçe Başkanı Recep Elkin ve sivil toplum kuruluşlarının başkanlarının da katıldığı toplantıda bu yıl yaşanan kuraklıktan oldukça etkilenen ve su seviyesi gözle görülür ölçüde düşen Beyşehir Gölü ele alındı. Toplantıda, Beyşehir Gölü nden halen Konya Ovası na su akışının devam ettiği de hatırlatıldı. DSİ'NİN SON ÖLÇÜMÜNE GÖRE, SU KOTU Beyşehir Kaymakamı Yusuf Özdemir, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Beyşehir Gölü nün su işletme kotunun 2007 tarihinde Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından olarak belirlendiğini anımsatarak, Beyşehir Gölü nden Beyşehirliler olarak içme suyu temini ve balıkçılık olarak yararlandıklarını, bunun yanında göl suyundan Konya Ovası na da tarımsal su verildiğini belirtti. Bununla ilgili tüm planlamaların işletme su kotu ın üzerinde olması kaydıyla DSİ 4. Bölge Müdürlüğü tarafından yapıldığını vurgulayan Özdemir, Şu anda, özellikle kuraklık mevsiminde bir miktar su Apa Barajı na ve daha sonra da Konya Ovası na gitmiştir. Tabi, Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından belirlenen bu kotunun bir anlamı var bizlerce de. Gölün ve göldeki canlıların yaşaması, hayat bulması için biyolojik yaşamın devamı için gerekli bir kot olarak ölçülmüştür zamanında. Son dönemlerde, belki halkımıza da yanlış bilgi verilmiş olabilir veya birilerince yanlış bilgilendirme yapılmış olabilir. Şu anda kotun seviyesi 1122,44 olarak ölçülmüştür DSİ 4. Bölge Müdürlüğümüz tarafından. Bu kot, tabi hepimizin ve tüm Beyşehir halkımızın da itibar edeceği bir kot olmalıdır. Çünkü devletimiz tarafından ölçülmüş bir kottur ve bu kotun altına DSİ Bölge Müdürlüğü yetkililerince kesinlikle inilmeyeceği bizlere ifade edilmiştir. Bizler de zaten hem belediye başkanımız olsun, ilçe başkanımız olsun, sivil toplum kuruluşlarımız olsun her gün Beyşehir Gölü üzerinde kontrol ve takiplerimizi günlük olarak yapılan bu çalışmaları takip ediyoruz. Vatandaşlarımızın bu kotla ilgili bir şüphesi varsa ya da hatalı olarak ölçüldüğünü düşünüyorlarsa dilekçelerini almak suretiyle kaymakamlık olarak DSİ Bölge Müdürlüğümüze iletmeye de hazırız. Ancak, devletimizin yaptığı şu andaki ölçümün metre olduğu yönündeki tespite inancımız tam olmalıdır diye konuştu. KOTUN ALTINDA SU ALINIRSA HUKUKİ SÜRECİ BAŞLATIRIZ Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır da toplantıda, Konya da kuraklıktan etkilenen çiftçiler tarafından yapılan eylemin de mütalaa edildiğini vurgulayarak, Bizler devletine ve vatanına bağlı, devletin menfaatleri doğrultusunda sulu tarımda Beyşehir Gölü nün ülke ekonomisine yaptığı katkıyı bilenlerdeniz ve Beyşehir Gölü nün doğal kotunun korunması konusunda ise hassas olanlardanız Beyşehir Gölü nün gözbebekleri olduğunun altını çizen Bayındır, korunması noktasında konunun sadece Konya Ovası olarak ele alınmadığının da kamuoyu tarafından bilinmesini istediklerini vurgulayarak, Aynı zamanda Beyşehir Gölü nün Şarkikaraağaç aksında, istikametinde 4-5 noktada su pompaları ile Gelendost un ayağına kadar su gönderildiğini de biliyoruz. Burada devlet yetkililerimizle görüşerek, Beyşehir Gölü nün minimum kotu olan 1122,40 ın altına inilmeyeceğini, inilmesi halinde hukuki süreci başlatacağımızı ifade ediyoruz ve burada bir ağız birliği içerisindeyiz Hafta sonu Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve beraberindeki genel müdürlerin de Beyşehir e gelmesini beklediklerini, gelmeleri halinde ise Beyşehir Gölü nün sorunlarını birlikte mütalaa yapmak istediklerini vurguladı. n İHA Seydişehir'de seyir halindeki otomobil yandı Seydişehir ilçesinde seyir halindeyken yanan otomobil, itfaiye ekiplerince söndürüldü. Bülent Karayılan ait 42 ZF 475 plakalı otomobil, Ulukapı Mahallesi'nde seyir halindeyken aniden yanmaya başladı. Yangını fark eden sürücü, Yangında dumandan zehirlenen kişi öldü Ilgın ilçesinde iki katlı evde çıkan yangında dumandan zehirlenerek hastaneye kaldırılan kişi, hayatını kaybetti. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Harmanyazı Mahallesi'ndeki iki katlı evde, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Mahalle sakinlerinin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye ve jandarma otomobilini durdurup aracından çıkarak, itfaiyeyi aradı. Kısa sürede bölgeye gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu araçtaki yangın söndürüldü. Yangında, araç kullanılmaz hale geldi. n AA ekipleri sevk edildi. Yangını kontrol altına aldıktan sonra kullanılamaz hale gelen eve giren itfaiye ekipleri, ikinci katta bulunan Nadi Er'i (44) yaralı olarak çıkardı. Dumandan zehirlendiği anlaşılan ve 112 Acil Servis ekiplerince Ilgın Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Er, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. n AA Otomobilin bisiklete çarpması sonucu yaralanan ve ambulansa binmek istemeyen 8 yaşındaki kız çocuğu kendisini ikna etmek isteyen trafik polisine ön tarafa oturma şartıyla ambulansa bineceğini söyledi Yaralı kız çocuğunu polisler ikna etti Ereğli ilçesinde otomobilin çarpması sonucu yaralanan ve ambulansa binmek istemeyen 8 yaşındaki kız çocuğu, trafik polisinin ikna etmesi sonucu ön tarafa oturma şartıyla ambulansa binmeyi kabul etti. Kaza, sıralarında Ereğli ilçesi Konya Adana karayolu üzeri Pankobirlik Kavşağı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ömer N. idaresindeki 44 FU 339 plakalı otomobil, 8 yaşındaki T.D. isimli kız çocuğunun kullandığı bisikletle çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle devrilen bisikletten yola savrulan kız çocuğu aracın camına çarptıktan sonra yola düştü. Çevredeki vatandaşların haber vermesi üzerine olay yerine polis ve ambulans sevk edildi. Kaldırımda bir süre oturan yaralı kız çocuğu sağlık görevlilerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansa bindirilmek istendi. Ancak ambulansa binmek isteyen küçük kız çocuğunu polis ikna etmek için bir süre uğraştı. Polisin çabaları karşısında ön tarafa oturma şartıyla ambulansa bineceğini söyleyen kız çocuğunun bu teklifi sağlık görevlileri tarafından kabul edildi. Ambulansın ön koltuğuna oturtulan küçük kız çoğunun yanına kazayı duyan annesi geldi. Annesinin bir anda bayılıp yere düşmesi üzerine çığlık atan küçük kız çocuğu, ambulansın sedyesine alınan annesinin yanına geçmek zorunda kaldı. Anne ve kızı Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza sonrası otomobilde bulunan yolcular bir süre panik yaşadı. Otomobil sürücüsü Ömer N., bisikletli sız çocuğunun levhaların arkasından birden önüne çıktığını ve çarptığını söyledi. Çarpmayla birlikte kız çocuğunun cama çarptıktan sonra yola düştüğünü anlatan sürücü, kız çocuğunun iç kanama riskiyle hastaneye kaldırıldığını ifade etti. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. n İHA Kuruluş: 21 Temmuz Haziran 2021 Cuma Yıl: 13 Sayı: 4277 Yayın Türü: Yerel Süreli Yeni Bahar İletişim Yayıncılık Reklam San. ve Tic. A.Ş. Adına Sahibi Mustafa ARSLAN S. Yazıişleri Müdürü : Abdullah Akif SOLAK Spor Yazıişleri Müdürü : Yunus ALTINBEYAZ Yazıişleri Müdürü : Rasim ATALAY Yeni Medya Koordinatörü: Mehmet Ali ELMACI Yayın Danışmanı : Behçet BÜYÜKGÖKMEN İletişim Adresi: Musalla Bağları Mahallesi Dereboyu Sokak No:10 Selçuklu/KONYA İletişim Hattı: Fax: Haber Mail: haber@konyayenigun.com Reklam Mail: reklam@konyayenigun.com Baskı Merkezi Arslan Güneydoğu Gazetecilik, Matbaacılık ve Kağıtçılık A.Ş. Saray Osmangazi Mh. Sütçü İmam Sk. No: 33 Pursaklar/ANKARA Tlf: Dağıtım Şirketi Burçak İletişim Dağ. Paz. Kargo Nak. Tütün ve Tütün Ür. Tic. Ltd. Şti. Musalla Bağları Mah. Elmalı Cd. Güzide Sk. No:23 Selçuklu / KONYA Hususi İlan Reklam Fiyatları Logo Üstü Reklam : 350+KDV Çeyrek Sayfa Siyah Beyaz : 175 +KDV Arka Sayfa Renkli Tam : KDV Yarım Sayfa Siyah Beyaz : 350+KDV Tam Sayfa Siyah Beyaz : 700+KDV Çeyrek Sayfa Renkli (iç) : 350+ KDV Yarım Sayfa Renkli (İç) : 700+KDV Tam Sayfa Renkli (İç) : KDV Arka Sayfa Renkli Yarım : 900+KDV Arka Sayfa Renkli Çeyrek : 450+KDV Sütün Santim fiyatı (S/B) : 18+KDV Bu Gazete Basın Meslek İlkeleri ne uymaya söz vermiştir Depo fareleri 36 saatlik izlemeyle yakalandı Konya'da 4 hırsızlık ile bir gasp olayına karışan ve 'depo fareleri' olarak bilinen 2 şüpheli, 36 saatlik kamera görüntüsü izlendikten sonra tespit edilerek yakalandı. Edinilen bilgiye göre, merkez Meram ilçesinde hırsızlık olaylarının artması üzerine Meram Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Olaylarla ilgili yapılan soruşturmada 36 saatlik kamera görüntülerini izleyen polis, hırsızlık şüphelilerinin "depo faresi" olarak bilinen Mustafa K. (23) ve Bekir P. (24) olduğunu tespit etti. Kimlikleri tespit edilen 2 şüpheli, polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheliler, çaldıkları eşya ve malzemeleri iki ayrı hurdacıya sattığını itiraf etmesi üzerine hurdacılardan biri gözaltına alındı. Diğer hurdacının da yakalanması için çalışmalar yürüten polis, şüphelilerin kendi aralarına mal paylaşımı nedeniyle kavga ettiklerini de belirledi. Polisteki ifadelerinde şüphelilerin geçtiğimiz Ocak ayında yaşlı bir kadının cüzdanının ve telefonunun çalınması olayına da karıştıkları tespit edildi. Çalınan eşyaların bulunarak sahiplerine teslim edildiği öğrenildi. Polisteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. n İHA

7 7 HABER Bakan Dönmez: Yenilenebilir enerjinin merkez üssü olacağız Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde düzenlenen ve üç gün sürecek Konya Enerji Zirvesi ve Fuarı açıldı. Kalyon Enerji ana sponsorluğunda, "Konya'nın enerjisi Türkiye'yi aydınlatıyor" teması ile Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen zirvenin açılışına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez videokonferans yöntemiyle katıldı. Katılımcı firmaların yeniliklerinin sergilendiği fuarda, uluslararası ve yerel firmalarla iş ağları kurulmasına katkı sağlanması hedefleniyor. Fuarı kapsamında düzenlenecek zirvede ise enerji verimliliği politikaları, sanayide enerji yönetimi, bölgesel güneş ve rüzgar enerji yatırımları, temiz enerji teknolojileri, lisanssız enerji üretiminde yeni dönem, enerji hukukunda yeni düzenlemeler ele alınacak. 3,4,5 Haziran'da ziyaretçilerini ağırlayacak fuarın açılışına, enerji alanında çalışan bilim insanları, kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. DAHA FAZLA YERLİ, DAHA FAZLA MİLLİ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin salgın sürecinde yenilenebilir enerjide büyük aşama kaydettiğini belirterek, "Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir" diyerek çıktıkları yolda Türkiye'yi yenilenebilir enerjinin teknoloji ve üretim merkezi yapmaya kararlı olduklarını söyledi. Dönmez, videokonferans yöntemiyle katıldığı Konya Enerji Zirvesi ve Fuarı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye enerji sektörünün, yatırımlar ve yenilikçi uygulamalarla bölgede ve dünyada örnek bir konuma ilerlediğini anlattı. Sektörleri durağanlaştıran yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde, Türkiye'nin enerji alanında yüksek performans göstermeye devam ettiğine dikkati çeken Dönmez, "Toplam kurulu gücümüzü 100 bin megavata taşıyarak yüzler kulübüne girmek için geri sayıma başladık. Kurulu gücümüz 97 bin 377 megavata ulaşmış durumda." Konya nın son 6 ayda sanayi üretimini yaklaşık yüzde 50 oranında artırdığına dikkat çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, dünyayı en az kirleten ülkeler arasında yer alan Türkiye nin yatırımlarını hızla sürdürdüğüne işaret etti Kirletmeden üretiyoruz! Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir kurulu gücünde dünyada 12. Avrupa'da 5. sırada olduğunu vurgulayarak, "Yenilenebilir enerji kurulu gücümüzü nisan sonu itibarıyla yaklaşık 52 bin megavata çıkardık. Böylece 19 yılda 4 kattan daha fazla artış yakaladık. 2002'de kurulu gücümüzün yüzde 38'i yenilenebilir kaynaklıyken bugün bu oranı yüzde 52'nin üzerine taşıdık." ifadelerini kullandı. Rüzgar ve güneş enerjisinde de Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeliyle önemli bir atılım yapıldığına işaret eden Dönmez, şunları kaydetti: "Yaptığımız ilk YEKA yarışması, Konya Karapınar'a tahsis ettiğimiz bin megavatlık YEKA GES-1 oldu. Yenilenebilir enerjide kaynak, teknoloji ve piyasalar bazlı bir gelişim gösteriyoruz. Kaynak bazında yenilenebilir enerji elektrik üretiminde önemli bir pay alırken, yenilenebilir enerji teknolojileri üretiminde 'Made in Türkiye' dönemini başlattık. Son dönemde YEK-G ve Yeşil Tarife gibi uygulamalarla da serbest piyasa koşullarında hem üretici hem de tüketici bazında yenilenebilir enerjinin teşviki için adımlar attık." Öte yandan bin megavatlık yeni güneş YEKA'sı ve 2 bin megavatlık yeni rüzgar YEKA'sı için hazırlıkların sürdüğünü aktaran Dönmez, bu yıl toplam 4 YEKA yarışmasıyla 4 bin megavatlık ilave yenilenebilir kurulu gücün Türkiye'nin portföyüne dahil edileceğini bildirdi. Bakan Dönmez, pek çok ülkeden Türkiye'nin YEKA modelinin kendi ülkelerinde uygulanmasıyla ilgili dönüşler aldıklarını belirterek, "Bu geri bildirimlerden büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Yaptığımız işin örnek alınması, işin doğru yapıldığının da en güzel göstergesi aslında. Yenilenebilir enerjide güçlü bir hedefimiz var. 'Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir' diyerek çıktığımız bu yolda Türkiye'yi yenilenebilir enerjinin teknoloji ve üretim merkezi yapmaya kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu. n AA Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Amacımız tüm dünyayı ilgilendiren çevre meselesiyle ilgili her türlü adımı atmak. Belki Paris Antlaşması'na taraf olmadık ancak taraf olan birçok ülkeden dahi çok daha fazla çevre yatırımı yapan ülke olarak dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olarak bu yatırımlarımızı yapıyoruz." Bakan Kurum, Konya Sanayi Odası'nda Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile Avrupa Yeşil Mutabakatı Web Semineri'ne katıldı. Basına kapalı gerçekleşen seminer çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Kurum, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirebilmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 20 yıldır çok önemli çevre yatırımları yapıldığını belirtti. Kurum, atık su arıtma tesisi sayısının arttırılması, düzenli depolama tesislerinin vatandaşların tamamına hizmet verecek şekilde sayısının arttırılması, yeşil alan miktarını arttıracak millet bahçeleri projeleri, orman alanları sayısının arttırılması gibi çalışmalar yapıldığını anlattı. Çok önemli çevre ve doğa yatırımları yapıldığını vurgulayan Kurum, şunları kaydetti: "Yerel yönetimlerimizle birlikte bisiklet yolları olsun, yürüyüş yolları olsun, yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanılmasının arttırılması olsun, tarım alanlarımıza ilişkin yapılan projeler olsun, birçok çalışmayı hep birlikte yürütüyoruz. Amacımız tüm dünyayı ilgilendiren çevre meselesiyle ilgili her türlü adımı atmak. Belki Paris Antlaşması'na taraf olmadık ancak taraf olan birçok ülkeden dahi çok daha fazla çevre yatırımı yapan ülke olarak dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olarak bu yatırımlarımızı yapıyoruz. Konya sanayimiz, son 6 ayda ihracatı yüzde 50 artmış durumda. Bir taraftan üretiyor, bir taraftan istihdam sağlıyor, bir taraftan da çevremizi doğamızı kurtaracak yatırımları yapmaya gayret gösteriyoruz." TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI İLE ORTAK BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ Kurum, bir gazetecinin kuraklığın olumsuz etkilerine karşı alınan tedbirler ve tarım ile ilgili yürütülen çalışmalara yönelik sorusu üzerine, şöyle konuştu: "Konya bir tarım şehri. Bugünlerde çok fazla hissettiğimiz, iklim değişikliğinin etkileriyle maalesef kuraklık yaşanmakta. 20 yıldır bu anlamda ülkemize Tarım ve Orman Bakanlığımız çok önemli yatırımlar yaptılar, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla. Konya'mız da bu yatırımlardan ziyadesiyle yararlanmış şehirlerimizden bir tanesi. Bu noktada Tarım ve Orman Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. İnşallah biz de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak her türlü desteği Konya'mıza vermek suretiyle yapılması gereken ilave yatırımları, bugünkü şartlarda belki daha da öne alınması gereken yatırımları hep birlikte istişare ediyoruz." ÇİFTÇİMİZ BİZİM BAŞIMIZIN TACIDIR Kurum, çiftçiye verilecek her türlü desteği bugüne kadar verdiklerini, bundan sonra da vermeye devam edeceklerini dile getirdi. Konya'nın bir tahıl ambarı olduğunu aktaran Kurum, "Çiftçimiz bizim başımızın tacıdır. Biz de bir çiftçi aileden geliyoruz, tarım nasıl yapılır, buğday, arpa nasıl yetişir, ne kadar suya ihtiyacı vardır, biz de biliyoruz. İnşallah ben de Konya'nın bir evladı olarak bu sürecin takipçisi, destekçisi olacağım. Elimizden geleni yapmak suretiyle çiftçimizin, hemşehrimizin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut da bugün iklim değişikliği ile mücadele etmek için toplantı düzenlediklerini dile getirdi. Meyer-Landrut, Türkiye, Avrupa Birliği ve dünyanın geri kalan ülkelerinin iklim değişikliği ile mücadele için çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, "Küresel ısınmaya karşı mücadele etmekteyiz. Bugün burada gördüğüm, bu konuda yapılan çalışmalar ve çabalardan dolayı da çok memnunum. Bakanlık, valilik ve belediye tarafından atılan adımlar beni ziyadesiyle memnun etti." Bakan Kurum ve Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, daha sonra Konya Bilim Merkezi'ne geçerek, incelemelerde bulundu. n AA Karşılıklı ekonomik kazanımları önemsiyoruz Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü yü ziyaret etti. AB ile Konya arasındaki ticari işbirlikleri ve projelerin konuşulduğu ziyarete Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da katıldı. Ziyarette Konya sanayisiyle ilgili bilgiler veren Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü, Avrupa Birliği pazarının Konya nın ikinci büyük ihracat pazarı olduğunu, AB ile Konya arasındaki bu ticari işbirliğini artırmak için oda olarak sürekli çalıştıklarını anlattı. Konya Sanayi Odası nın 18 yıldır çeşitli konularda AB projeleri yaptığını vurgulayan Kütükcü, Avrupa Birliği ile Türkiye'nin geleceği ortak. Bu ortak gelecekte daha fazla işbirliği geliştirmemiz gerekiyor. Bugün Konya; makine, otomotiv, gıda, endüstriyel mutfak ekipmanları, tarım makinaları gibi sektörlerde AB nin önemli tedarik merkezlerinden birisi haline gelmiş durumda. Dolayısıyla bir taraftan siyasal ve kültürel işbirliklerimizi geliştirirken aynı zamanda karşılıklı ekonomik kazanımlarımızı artırmak bizim için çok kıymetli" Başkan Kütükcü, konuşmasında Konya'nın 10 organize sanayi bölgesi, 70'in üzerinde küçük sanayi sitesi ile Türkiye'nin önemli sanayi üretim merkezlerinden biri olduğunu ve şehrin planlı, çevreye duyarlı bir sanayi alt yapısına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. SANAYİCİLERİMİZ, ÇEVRE KONUSUNDA BÜYÜK YOL KAT ETTİLER Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, Konya ile ilgili bilgiler verdi. Konya'nın yarınlarının daha güzel olacağını ifade eden Başkan Altay, "Konya, inşallah yarınlarda çok daha güzel bir şehir olacak. Bunun için çaba sarf ediyoruz. Belediye olarak, bugüne kadar AB ile önemli projeler yürüttük. Şu anda halen devam eden projelerimiz var. Birlikte yapacak çok işimiz olduğuna inanıyorum. Konyalı sanayicilerimiz de, çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda özellikle OSB'lerde çok büyük yol kat ettiler. Şirketlerimiz bunu önemli bir şekilde takip ediyorlar" şeklinde konuştu. İKLİM KONUSUNDA HERKES KENDİ ALANINDA KATKI SUNMALI AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise, Konya Sanayi Odası bünyesinde de faaliyetlerini yürüten AB Bilgi Merkezlerinin hem kendileri için hem de Türkiye için önemli bir aktör olduğunu ve çok faydalı işler gerçekleştirdiğini söyledi. Konya'nın son yıllarda çok büyük gelişmeler kaydeden bir şehir olduğunu ve Konya'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu aktaran Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, iklim değişikliği ile ilgili şunları söyledi: "İklim diplomasisinin çeşitli temel unsurları var. Hükümetler tarafından kararlılıkla yapılan eylemlerin olması gerekiyor ki, bu kararı burada görüyoruz. Bir diğeri insani sermayeye ve iş insanları tarafından yatırım yapılmasına ihtiyacımız var. Bir başka önemli konu ise, geniş anlamda kamuoyunda da yüksek farkındalık oluşturmaya ihtiyacımız var. İklim değişikliği alanında bu çabalara ve küresel ısınmaya karşı yapılan mücadeleye herkes kendi alanında katkı sunarsa hep beraber bunu başaracağız, bu alanda bir şeyler kazanacağız." Ziyarete Konya Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Veli Tekelioğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Bozkurt Çağlayan ile AB Türkiye Delegasyonu heyeti katıldı. n HABER MERKEZİ

8 8 HABER Veliler ve öğretmenler farkındalık için kan verdi İbrahim Yapıcı İlkokulu öğretmenleri ve veliler kan bağışında bulundu. Kan bağışı hakkında açıklamalarda bulunan Okul Müdürü Ömer Yavuz, Konya mızın en köklü okullarından birisi olarak Kızılay a güçlü bir destek vermek ve öğrencilerimizde farkındalık oluşturmak için bu çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Süreçte önce öğrenci ve velilerimiz bilgilendirildi, sonrasında öğrencilerimiz tasarladıkları birbirinden güzel çalışmalarla çevrelerinde farkındalık oluşturdular. Öğretmenlerimizin de yoğun çabası ve velilerimizin teveccühüyle 300 ün üzerinde kan bağışçısı randevusu aldık. Yüzlerce ihtiyaç sahibine can desteği sunacak olmanın sevincini yaşıyoruz. Ben okulum adına başta bize bu fırsatı sunan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerimiz olmak üzere süreçte emeği geçen tün öğrencilerime, öğretmenlerimize, velilerimize ve Kızılay yetkililerine teşekkür ediyorum n MUHAMMED ESAD ÇAĞLA Cihanbeyli de KOP ile Kaliteli Tohum Üretimi Projesi desteklenmeye hak kazandı. Belediyede yapılan toplantıda Cihanbeyli de yaşanan kuraklık ve dolu zararı da masaya yatırılarak, çiftçilerin talepleri dile getirildi Cihanbeyli tarımı için önemli bir proje Öğretmenlerin projesi büyük ilgi gördü Konya, Antalya, Sivas, Kocaeli, Amasya, Kastamonu, İzmir ve Yozgat illerinde görev yapan öğretmenler örnek bir projeye imza attı. Rağbet gören projede çok sayıda öğretmen görev aldı. Proje öğrencileri daha iyi geliştirmek için kuruculuğunu Ömer Ali Koç (Antalya-Alanya) ve İlkay İnal'ın(Kastamonu) yaptığı Etwinning projesi uzaktan eğitim döneminde öğrencilerin verimli ve kaliteli zaman geçirmesini sağladı. Ömer Ali Koç, hazırladığımız proje ile farklı kültürlerden yeni arkadaşlıklar edinebilecekleri bir ortam oluşturarak öğrencilerimizin Sosyal-Duygusal gelişimlerine katkı sağladık AKADEMİK GELİŞİME DESTEK OLDUK Süreç bizlere yeni kapılar açtı değerlendirmesi yağan proje kurucusu Ömer Ali Koç, Projemiz bir E Twinning projesidir. Pandemi sürecinin eğitime getirdiği en büyük sürpriz de Uzaktan ve Teknoloji temelli eğitim olmuştur. Bu sayede online eğitim sürecini yaşayarak öğrendik ve bizlere yeni kapılar açtı. Bizler de bu krizden fırsatlar çıkarmak için bu projeye başladık. Projede 8 farklı ilden (Antalya,Amasya, Konya, Kastamonu, İzmir, Yozgat, Kocaeli, Sivas ) 10 adet öğretmenimizle bir araya geldik. Alanya da Hayate Hanım İlkokulu Anasınıfı öğretmenlerinden Aslı Uysal ve Emine Aksu Çarman, Toslak Ketenlik İlkokulu Anasınıfı öğretmeni Ömer Ali Koç (kurucu olarak) proje de yer almışlardır. Farklı bölgelerden, farklı kültürlerden yeni arkadaşlıklar edinebilecekleri bir ortam oluşturarak öğrencilerimizin Sosyal-Duygusal gelişimlerine katkı sağladık. Ayrıca öğrencilerimizin Bilişsel Gelişim, Psikomotor Gelişim, Dil Gelişimi ve Özbakım Gelişimi alanlarına ele alarak öğrencilerimizin akademik gelişimine destek olduk diye konuştu. ÇOK SAYIDA KATILIM OLDU Önemli etkinlikler gerçekleştirdik diyen Koç, Öğretmenler olarak online eğitimde birçok farklı uygulamaları öğrencilerimiz ile uyguladık ve öğrencilerimize yeni deneyimler kazandırdık. Bu süreçte okul öncesi eğitim uygulamaları, farklı online eğitici oyunlar ile hem öğrenciler hem de öğretmenler etkileşim halinde olduk. Her hafta bir tema belirleyip farklı öğretim yöntemleri ile etkinlikler yaptık. Bu süreçte sırasıyla Resfebe, Oyun, Muzogram, Duyularla Hikaye, Orff-Ritim ve Deney Etkinliği olmak üzere 6 tema ele aldık. 10 hafta boyunca öğrenci merkezli etkinliklere yer vermeye çalıştık. Ayrıca çocuklarımızı farklı öğretmenler ve alanlarında uzman konuklarla buluşturduk. Bu süreçte online olarak derslerimize 9 ayrı değerli hocamızı konuk aldık. Bu derslerde ritim, orff, vatrolog kukla gösterileri, müzik ve dans, eğitici oyunlar eğitici öğretmenleri ile bir araya geldik. Çocuklarımızın bu süreçte aktif olarak katıldıklarını ve keyf aldıklarını gözlemledik. Projeye katılan öğrenci ve öğretmenler için eğlenceli ve eğitici bir etkinlik süreci oldu. Projemizin sonunda öğrencilerimize başarı belgelerini sınıf öğretmenlerimiz takdim etti. Projemize katılan tüm öğrenci ve öğretmenlerimize teşekkür ederiz ifadesini kullandı. n BÜŞRA GÜLTAŞ Cihanbeyli İlçesinde hazırlanan KOP ile Kaliteli Tohum Üretim projesi desteklenmeye hak kazandı. Belediye Başkanı Mehmet Kale, proje kapsamında ilçeye çok önemli bir tesis kazandırılacağını açıkladı. Cihanbeyli Belediye Başkanı Mehmet Kale, İlçe Ziraat Odası Başkanı Veysel Akbulut ve Ticaret Borsası Başkanı Hacı Kabakcı ile değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıda ilk olarak ilçede yaşanan kuraklık ve hafta başında etkili olan dolu nedeniyle ekili tarlalardaki zarar masaya yatırıldı. Cihanbeyli de şu anda 957 bin arazi üzerinde buğday ve arpa ekilişlerinin olduğunu belirten İlçe Ziraat Odası Başkanı Veysel Akbulut, kuraklık nedeniyle yüzde lere varan zararın olduğunu, dolu nedeniyle meydana gelen zararla ilgili de çalışmaların devam ettiğini belirtti. Akbulut Kuraklık ve dolu nedeniyle zarar gören çiftçilerimize dekar başına destek verilmesini talep ediyoruz Cihanbeyli Ticaret Borsası Başkanı Hacı Kabakcı ise bölgenin ağır bir kuraklıkla karşı karşıya olduğunu, bununla birlikte dolu yağışı nedeniyle ekili alanlarda ciddi bir AHİ kanalı projesi yılan hikâyesine döndü Konya Ovası'nda çiftçilerin büyük bir heyecanlı beklediği Mavi Regülatörü ve Apa-Hotamış İletim (AHİ) Kanalı nın akıbeti yılan hikâyesine döndü yılında yapımına başlanan 2017 yılında bitirilmesi planlanan ve şu ana kadar 541 milyon TL harcanan proje, kanalın defalarca çökmesi nedeniyle bir türlü bitirilemedi. Çiftçilerin yaşanan kuraklıktan dolayı zor günler yaşadığı süreçte kanalın hala bitirilememesine tepki gösteren İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Burada 3 müteahhit gelmiş geçmiş. Müteahhitlerin hiçbirinden hesap sorulmamış. Şu an da çürümeye terkedilmiş bir kanal haline getirilmiş Konya Ovası Projesi'nin (KOP) en önemli adımı olan "100 yıllık rüya" Mavi Tünel Projesi ile Bağbaşı, Bozkır ve Avşar barajlarında toplanan suyu Konya Ovası'na aktaracak olan Mavi Regülatörü ve Apa-Hotamış İletim (AHİ) Kanalı Projesi nin yılan hikâyesine döndüğünü söyleyen Fahrettin Yokuş, Göksu havzasındaki suyun barajlarda toplanarak Mavi Tünel vasıtasıyla Konya havzasına aktarılması amaçlanan "Mavi Regülatörü ve Apa-Hotamış İletim (AHİ) Kanalı projesinin 6 Mart 2012 tarihinde ihalesi yapıldı kaybın olduğunu belirtti. BÖLGEMİZDEKİ ZARARLA İLGİLİ ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ Toplantıda konuşan Cihanbeyli Belediye Başkanı Mehmet Kale ise kuraklık nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat çekerek, çiftçinin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ifade ederek Cihanbeyli nin afet bölgesi ilan edilmesi noktasında çalışma yürüttüklerini belirtti. Kale Rabbim çiftçimizin yardımcısı olsun. Sıkıntıların giderilmesi noktasında gereken çalışmaların yapılacağından şüphemiz yok. CİHANBEYLİ İÇİN ÖNEMLİ PROJE Konuşmasında Cihanbeyli tarımı için büyük önem taşıyan 'KOP ile Kaliteli Tohum Üretim' projesinin desteklenmeye hak kazandığının yılında bitmesi gereken ve şu ana kadar 541 milyon TL harcanan 125 kilometre uzunluğundaki kanal projesinde su bırakılması denemeleri yapıldı ve bazı alanlarda çökmeler meydana geldi. Son olarak yapılan 2019 yılındaki denemelerde çökmeler meydana gelince projenin tamamlanamadı ÇÖKEN YERLER NİYE YAPILMAZ BİLEN YOK Konya da geçtiğimiz günlerde susuzluktan dolayı ekinleri kuruyan ve Adana- Konya Karayolu nu trafiğe kapatan çiftçilerle görüştükten sonra AHİ Kanalı nın önünde açıklamalarda bulunan İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, kanalın çürümeye terk edildiğini belirtti. Kanalın sürekli çökmesine rağmen sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını ifade eden Yokuş şunları söyledi: Bu kanal projesi bir sulama projesiydi yılında projelendirilmiş ve yapımına başlanmış fakat aradan geçen 14 yıla rağmen bir türlü su getirilememiş. Proje ile ovaya 400 milyon metreküp civarında su getirilecek ve bu suyun bir kısmı içme suyu, büyük bir bölümü ise ovayı sulayacak yılında proje bitmiş ve müjdesini veren Başkan Mehmet Kale, proje ile ilçeye sertifikalı tohumların üretilebileceği bir tesisin kazandırılacağını açıkladı. Başkan Kale, sürecin ilk başından itibaren konuyu yakından takip eden AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem ile KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin e teşekkür etti. n HABER MERKEZİ deneme su basılmış. Sonra kanalın birçok yeri göçmüş. Daha sonra bir kez daha kanala su verilmiş, ancak kanal bir kez daha göçmüş. 3 üncü kez daha düşük oranda su verilmiş. İlk temel atma maliyeti 500 milyon lirayı bulan şimdi belki de 1 milyarı bulan bu proje güya 2017 yılında hayata geçecekti. Bugün 2021 hala proje görüldüğü gibi su yok. Çökme var. Çöken yerler niye yapılmaz, bilen yok. Burada 3 müteahhit gelmiş geçmiş. Müteahhitlerin hiçbirinden hesap sorulmamış. Şu an da çürümeye terkedilmiş bir kanal haline getirilmiş n HABER MERKEZİ

9 9 EDİTÖRDEN HAZIRLAYANLAR: SADIK GÖKCE - ANUŞ GÖKCE CİLT: 3 SAYI: 13 CUMA SADIK GÖKCE sadikgokce@hotmail.com Şehrin Hafızası İlavemizi ilk çıkarmaya başladığımızda sunuş yazımızda dergiyi çıkarmaktaki asıl amacımızın Türk Kültürünün geçmişte kalan dönemini günümüze taşımak ve geleceğe taşımak olduğunu belirtmiştik. Bu konuda da geçmişte yaşamış ve kültür tarihimize damga vurmuş kişileri bu sayfalara taşıyıp sizlere tanıtmaya çalıştık. Bu sayımızda ve bundan sonraki sayılarımızda da bu geleneğimizi devam ettirme gayreti içerisinde olacağız yılı UNESCO tarafından Yunus Emre Yılı olarak ilan edildi. Yunus Emre bizim kültürümüzün mihenk taşlarından birisidir. Milli ve dini kültürümüzde çok ayrı ve seçkin bir yere sahiptir. Dini söylemlerini dönemin âdeti dışında Farsça ve Arapça yerine Türkçeyi kullanmıştır. Bu tavrı ile kendisinden yüz yıl önce Türkistan da yaşamış Ahmet Yesevi nin Anadolu daki en büyük takipçisi olmuştur. Yunus Emre kullandığı dil sebebi ile halk tarafından büyük ilgi görmüş ve Türk Milletinin din anlayışındaki sağlam temelin atılmasında en önemli rolü oynamıştır. 13. Yüzyılda yaşamış olan bu Türkmen Kocasının etkisi milenyum denilen 21. Yüzyılda da devam etmekte, yazdığı şiirleri halkın ağzında ilahi şeklinde söylenmektedir. Yazılarımızda Yunus Emre nin nereli olduğu değil, fikirleri, dünya görüşü ve din anlayışı anlatılmaya çalışılacaktır. Sade ve duru bir Türkçe ile yazdığı şiirlerinden alınan pasajlar ışığında kişiliği ve fikirleri tartışılacak, bu konuda sizlerin de fikir sahibi olmanız konusunda bir nebzede olsa tuzumuzun bulunmasına çalışacağız. Biz Şehrin Hafızası ekibi olarak kendi değerimiz olan bu Türkmen Kocasını günümüze taşımak, tarihe Yunus Emre nin 21. yüzyılda da unutulmadığı şerhini düşmek için birkaç sayımızı bu konuya ayırmaya karar verdik. Değişik kalemlerden bu konuda yazılar istedik, elimize ulaşan bu yazıları ilavemiz aracılığı ile siz okuyucularımıza ulaştırmayı hedefledik. Birkaç sayı sürdürmeyi planladığımız Yunus Emre Özel Sayılarını beğeneceğinizi ve zevkle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Yayınladığımız yazılardan sizlerin zevk alması ve ders çıkarması bizim en büyük kazancımız olacaktır. Şayet soyunduğumuz bu işi hakkı ile başarabilirsek kendimizi mutlu ve mesut addedeceğiz. Başarımızın ölçüsü de sizlerin geri dönüşleriniz olacaktır. Halis niyetle yola çıktık. Bu konuda kaleme alınan hiç bir yazıda bir art niyet olmadığını bilmenizi isteriz. Şehrin Hafızasında yer alan bütün yazıların sorumluluğunu hissediyor ve bunun hesabını hesap gününde vereceğimiz bilincini taşıyoruz. NİYET HAYIR, AKIBET HAYIR İÇİNDEKİLER YUNUS EMRE ÖZEL SAYISI 194 EDİTÖRDEN SADIK GÖKCE YUNUS EMRE DE SUDUR NAZARİYESİ VE VAHDET-İ VÜCUT FELSEFESİ ANUŞ GÖKCE YUNUS EMRE DE CENNET DOÇ. DR. ŞERİFE AKPINAR DÜŞMANIMIZ KİN (M)DİR BİZİM FATMA TUTAK YUNUS EMRE VE YETMİŞ İKİ MİLLET AHMET SEVGİ BU YOL UZAKTIR MENZİLİ ÇOKTUR, GEÇİDİ YOKTUR DERİN SULAR VAR ŞABAN KUMCU YUNUS EMRE DE SUDUR NAZARİYESİ VE VAHDET-İ VÜCUT FELSEFESİ Yunus Emre, yaşadığı çağda hüküm süren akımlardan, felsefi konulardan etkilenmiş ve eserlerinde ince bir dantela gibi dokumuştur. Bunlardan biri Sûdur nazariyesi ve Vahdet-i Vücud felsefesidir. Sözlükte doğmak, meydana çıkmak, sadır olmak, zuhur etmek anlamında kullanılan sudur kelimesi felsefede, varlığın Mutlak Bir den çıkıp bir sıra düzeni içinde evreni oluşturmasını ifade eder. Sudur kelimesinin yerine akmak, fışkırmak, taşmak manasındaki feyz de kullanılır. Semavi dinler tarafından evrenin, Allah ın mutlak irade ve kudretiyle sonradan ve yoktan yaratıldığına dair verilen bilgilerin bir takım mantıkî açmazlara sebep olduğu gerekçesiyle Farabî ve İbni Sina gibi filozoflar, evrenin ortaya çıkışını çelişkilerden uzak ve daha anlaşılabilir bir sistemle açıklamak üzere kaynağını Plotin den alan Sudur Nazariyesini benimsemişlerdir. Ancak söz konusu teori, Plotin in Enneades adlı eserinde varsa da hiyerarşik bir sistem şeklinde ilk defa Farabi nin felsefesinde görülür. Bu nazariyeyle filozof ezelî ve kadîm olanla sonradan olanı, değişmeyenle değişikliğe uğrayanı; bir başka deyişle bir ve mutlak olanla çok ve mümkün olan varlıklar arasındaki ilişkiyi belirtmek, böylece en ulvisinden en süflisine kadar bütün kainatı bir sıra düzeni içinde yorumlamak istemiştir. Sûdur nazariyesinde ikisi manevî (makul), diğeri maddî (mahsus) olmak üzere üç varlık ACZİMİN GİRYESİ İNSAN ve GÜL ANUŞ GÖKCE İnsanoğlu bir güldür, ahlâk da gülün kokusu, Neylersin o gülü ki ahlâktan mahrum dokusu. (Ahmet Sevgi) alanı söz konusudur. Sistemin en başında ve en üste mutlak bir olan Allah, ardından da sayıları on olan göksel akıllar gelmektedir. Bunlar Farabî nin ikinciler (sevâni) ve maddeden soyut- ayrık varlıklar(mufarikat) dediği ruhanî varlıklar(melekler) anlamına gelmektedir. En alt katta ise mükemmellikten en uzak olan ve eksikliği temsil eden şekilsiz ilk madde bulunmaktadır. Göksel akıllar veya ruhaniler Allah ile maddî kainat arasında aracı işlevi görmektedir. Mutlak Bir; Allah, eşi ve benzeri bulunmayan, kendi kendine yeterli, yetkin ve yüce bir varlıktır. Her türlü güzellik ve iyiliğin kaynağı olup bil fiil akıldır. Allah kendi zâtını bilir (akleden), dolayısıyla kendi tarafından bilinir (makul). İlk akıl olan Allah ın kendi zatını düşünmesi ve bilmesi, bütünüyle varlığı ve varlıktaki muhteşem düzeni bilmesi demektir. Şu halde bilme ve düşünme bir eyleme sebep teşkil etmiştir. Daha sonra on akıl gelir ki Farabi semavi cisimlere de insan gibi nefs ve madde yüklemiştir. İlk aklın Allah ı düşünmesinden ikinci akıl, kendisinin mümkün varlık olarak düşünmesinden birinci göğün nefsi ve maddesi meydana gelmiştir. İkinci aklın Allah ı düşünmesiyle sabit gök cisimleri ve yıldızlar oluşmuştur. Ahmet Sevgi Bu sudur güneş sisteminin gezegenleri sayısınca devam eder ve ay küresinin aklı olan faal akıl oluşur. Faal akıl Ay Altı alemdeki her çeşit oluşum ve bozulma ilkesini taşır. Sudur nazariyerinde her akıl, Allah a yatkınlığı ve feyz bakımından bir sonrakinden üstündür. Faal akıl Allah a en uzak, dünyaya en yakın akıldır. Farabi bu aleme ruhlar alemi (melekler alemi) demektedir. Üçüncüsü madde (heyula):potansiyel güç ve imkan anlamına gelen heyula yetkinlikten en uzak olup, iniş yayının sonu, çıkış yayının başını teşkil etmektedir. Heyulanın oluşumunu sağlayan olgu gök cisimlerinin dönüşüdür. Heyula madde olması bakımından birdir; fakat cins ve türleri farklı kılan faal aklın etkisidir. Böylece heyula şekil kazanarak önce su, toprak, ateş ve hava meydana gelmiştir. Sırasıyla cansız cisimler, bitkiler, hayvanlar ve en sonra düşünen canlı olarak insanlar meydana gelmiştir. İnsanlar arasındaki en üst mertebe peygamberlerdir. İşte kaynağını Yeni Eflatunculuğun önde gelen filozofu Plotin den alan Sudur nazariyesini İslam mutasavvıfları incelemişler, Yunus Emre de kendinden önceki mutasavvıflar gibi şiirlerinde ve ilahilerinde sudur nazariyesini işlemiştir. Tasavvufta önemli bir yer işgal eden ve Muhyiddin Arabi tarafından sistemleştirilen Vahdet-i Vücut felsefesi de kaynağını Yeni Eflatunculuk tan alır. Vahdet- Vücud hakkında Fuat Köprülü şu bilgileri vermektedir: Allah, Vücud-u Mutlak tır. Her türlü güzellikleri bizatihi şamildir. Ortaya çıkan güzellikler de zarurî olarak Hüsn-ü Mutlak tır. Zaman yaratılmadan önce Hak Teala gayb âleminde gizli idi. Bu sebeple ona aşkla bakacak bir göz, vecde gelecek bir gönül yoktu. Halbuki Hüsn ün aslî sıfatı, tecelliye olan meyli idi. Fıtrat-ı İlahîyenin irade ettiği bu tecelliler her şeyin zıddı ile ortaya çıktı. Mutlak Vücudun zıddı lâ- vücud; âdem, Hüsn; lâ hüsn ;kubuh (çirkin), hayrın zıddı da lâ-hâyr; Şer dir. Fakat bunlar tek başına mevcut olamazlar. Zira her vücud-u hakikî zarurî olarak Mutlak Vücud a bağlıdır. İşte bundan dolayı her âdem, kubuh, şer, hususî bir maksat ve geçici bir an için tasavvur edilen bir vehim ve hayalden ibarettir. Tecelli şöyle olmuştur: Adem, Vücud ile karşılaşınca, vücud bir aynada aksetmiş gibi, diğerinde de bir akis, bir hayal olarak göründü. Hem vücuddan hem de âdemden hisseli olan bu vücuda Vücud-u Mümkün derler. Onlara göre bir aynaya baktığımız zaman karşımızdaki resmin göz bebeğinde nasıl kendimizi aksetmiş görüyorsak tıpkı bunun gibi Siretullah da insana göz makamında aks etmiştir (Köprülü, Fuat, Prof. Dr. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar,s. 307 vd) Yunus Emre nin Sudur nazariyesini işlediğinin delili Risaletü n-nushiye sindeki ve divanındaki beyitleridir. İnsanın yaradılışı konusunda Cenab-ı Allah ın Meleklere emir verdiğini, onlarında su, toprak ve hava getirerek Allah ın emirlerini yerine getirdiğini belirtir. Beyitleri orijinal okunuşuyla vermeyi uygun buluyorum. Ol Padişah-ı Kadim dilelerdi bir hikmet eyledi Toprağ od ve su ve yil âna söyledi Bismillah buyurdu getürdüler toprağı İkini teslim oldu hazır oldu su dahi Üçüncü yil geldi debretti ânı Dördüncü od geldi kızdırdı toprağı Tamam kızıcak uş verdi canı Andan oldu âna Âdem nişanı Bu dördünü yoğurdular nebiler oldu Suret demek sonra âna ad oldu (s.2-a v.d) (Yunus Emre divanı, Konya bölge Yazmalar Kütüphanesi, BY 5289). Daha sonraki beyitlerinde insana verilen iyi ve kötü huyları belirterek, insanın kötü huylarından vazgeçerek ve nefsin arzularını törpüleyerek Allah a ulaşabileceğini söyler. İyi huylar, kanaat, sabır, tevekkül, tevazu ;kötü huylar ise nefs, hased, kibir, riya, tama. Yunus Emre, kainatı yoktan var eden Yüce Allah ın etrafımıza bakarak onun tecellilerini her tarafta görmemizin mümkün olduğunu söyler. Ona göre bütün mevcudat, Yaratan ın aksidir, nereye bakarsan O nu görürsün: Çarh-ı felek yoğidi canlarımız var iken Ben dost ile dost idüm Azrail gabbar iken (64-) Hak cihana doludur kimseler Hakk ı bilmez Kendinde iste sana ol senden ayru olmaz (26-b) Yunus un bu beyitleri sûdur ve vahdet-i vücut nazariyelerini ihtiva etmektedir. Öyle sanmayun siz bunu kendü özümden gelmişem Ya kendü ölümüyle ben bu kafese girmişem (57-b) Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Fakat sayfamız ancak bu kadarına müsaade etti. Yunus un muhabbetiyle tüm insanlara selam olsun. Derviş Yunus un ruhu şad olsun

10 10 YUNUS EMRE DE CENNET Cennet cennet didükleri bir ev ile bir kaç hûrî İsteyene virgil anı bana seni gerek seni Yunus Emre, XIII. yüzyıl ( ) Türk Edebiyatının en önemli mutasavvıf şairlerindendir. Onun şahsiyetini oluşturan tasavvuf ışığında hedefi, Allah; sermayesi de aşk olmuştur. O, dünyaya Allah tarafından, Allah ı dilemek için gönderilmiş bir şahsiyettir. Bu yolda insanlığa da rehber olmuştur. Yunus Emre nin Allah aşkı na ulaşabilme yolu da yine aşktır. Divanı incelendiğinde Allah a giden bu yolda şairin karşısına çıkan unsurlardan birinin her Müslüman ın arzuladığı cennet olduğu görülür. Peki, Yunus Emre için cennet ne ifade etmektedir? Cennet, Yunus Emre Divanı nda karşımıza behişt, cinan, Firdevs, uçmak kelimeleri ile çıkar. Sözlüklerde Bahçe, çok ferah ve havadar yer (Devellioğlu 2006: 134); Ahirette müminler için ayrılan yüce mekân, uçmak, behişt, Firdevs (Parlatır 2006: 245) olarak geçen cennet, Kur ân-ı Kerîm de dosdoğru yaşayan takvâ sahiplerine vaat edilen, altından ırmakların aktığı, istenilen her şeyin olduğu en güzel yerdir; (O yurt) girecekleri, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her şey vardır. İşte Allah takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır. (Nahl-16/31); Rabbimiz Allah tır deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır. (Ahkaf-46/13-14). Cennet, ahirette bulunan ve dünyada dinin gereklerini yerine getirenler için hazırlanmış güzel bir mekândır. Cennete ulaşmak için insanın dünyadayken uyması gereken İlâhî emirler ve yasaklar vardır. Kişi ister cennet arzusuyla ister cehennem korkusuyla bu kurallara uymak zorundadır. Kulluğun gereğidir bunlar. Vazifesini yerine getiren ümmetin yeri de elbette cennettir ve Yunus Emre şiirlerinde de bu söz konusu edilir: DOÇ. DR. ŞERİFE AKPINAR Sen ana ümmet olıgör o seni mahrûm komaz Her kim anun ümmetidür sekiz Cennet yiridür (81/4) 1 Divanda kimlerin cennete gidebileceğinin sıralandığı da görülür. Öncelikle ümmet olması gerekir. Sonra, nefsini öldürenin, ibadetlerini yerine getirenin, zina yapmayanın, gönül kırmayanın cennete gireceği dile getirilir: Sekiz Uçmagun Hûrîsi gelürise bir araya Sana ümmet olmayanı ben anlara katmayayum (215/4) Kendüligin terkin ura senün yolunda cân vire Sorısuz uçmaga gire sen sultâna iren kişi (372/3) Kim durur kim ire ana dün-gün tâ at kılan ana Virülür uçmak anlara zîrâ bilişdür yâd degül (154/5) Hûrîlerle bile yatan Uçmak kokusına batan Anda bülbül olup öten bunda zinâ kılmayandur (99/6) Uçmak Uçmak didügün kullarun yiltedügün Uçmagun ser-mâyesi bir gönül itmek gerek (141/4) Ancak Yunus un kulluk anlayışı biraz farklıdır. O, gerekliliğe uyan kulları hor görmemekle birlikte kendisi için farklı bir yol izlemiştir. O, daha büyük bir idealin peşindedir. O, korku veya ümitle değil, doğrudan Allah ın zâtı için ve Allah sevgisiyle hareket etmektedir. (Demirci 2013: 107). O na göre kulluk Tanrı aşkı için yapılmalı, belli bir çıkar için olmamalıdır. (Bilgin 2000: 45). Yunus Emre nin dilindeki asıl mükâfatı ise şu çok tanıdık mısralar ortaya koyar: Cennet Cennet didükleri Bir ev ile bir kaç Hûrî İsteyene virgil anı Bana seni gerek seni (381/8) 1 Beyitler, Mustafa Tatçı (2017). Yûnus Emre Dîvânı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, e-kitap ISBN pdf.pdf?0. dan alınmıştır. 197 Yunus için cennet birkaç köşk ve hûrîden ibarettir. Bunlar, sıradan insanın asıl hedefi olabilir. Yunus, elbette cennetin bu nimetlerini göz ardı etmez hatta onları isteyen kullarına vermesi için Allah a dua da eder. Aslında o, vaad edilenden daha büyük bir ödülün peşindedir (Açıkgöz 2020; 55), daha fazlasına taliptir. Cenâb-ı Hak ın buyurduğu daha üstün bir mükâfatı ister; Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vâdetti. Allah ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur. (Tevbe-9/72). Yine benzer bir söyleyişle, müminleri cennet cennet diye teşvik ettiği yerin bir evle birkaç huri olduğunu ve aslında -bu dünyada da olan- bu nimetleri kucaklamaya hiç hevesinin olmadığını belirtir: Uçmak Uçmagum didügün mü minleri yeltedigün Bir ev ile bir kaç Hûrî hevesüm yok kuçmagiçün (234/4) Öyle ki canının karşılığında ona verilecek cennete heveslenmediği gibi cehennemde ya da cennette olmanın da onun için bir önemi yoktur: Bugün cânum yolda koyam yarın ıvâzın viresün Arz eyleme Uçmagunı hîç arzûm yok Uçmagiçün (234/2) Gâh duzahda yanam Firavn ıla Hâmân ıla Gâh Cennet de varam Gılmân ıla Rıdvân olam (201/14) Eğer cennette sevgili -Allah- yoksa Yunus Emre nin orada gözü yoktur: Sensin benüm cânum cânı sensüz karârum yok durur Uçmak da sen olmazısan va llâh nazarum yok durur (52/1) Yunus Emre ye göre; âşık için cennet onun 198 asıl yerleşeceği yer değildir. O, Hakk a doğru yol alır. Dolayısıyla âşıkların cennet hevesiyle ibadet etmelerini doğru bulmaz. Bu heves ancak zâhide yakışır; rind ehline, irfân sahibine cennet makam olamaz. Onun Hakk a olan aşkı, zahidane bir aşk değildir. Bu aşkta ne cennete girme ümidi ne de cehenneme düşme korkusu vardır. (Doğan 2013: 838). Zaten zahidin cenneti Yunus un ancak zindanı olabilir: Seni gördüm güneş gibi Cennet bana zindân gibi Cennetüne zâhidün ko Uçmakda arzûm yok durur (52/6) Zâhidün zühdiyile Cennet makâmı olur Mâsivânun küllisi zindânıdur âşıklarun (150/4) Yûnus eger dervîşisen terk eyle küllî dünyâyı Dünyâ eger Uçmagısa dervîşlere zindân olur (97/5) Cennet, Yunus için bir tuzaktır. Çünkü Cennet, gerçek âşıkların gayesi olmayıp gör geç makâmında uğradıkları cemâli tecellilerden ibarettir. Cennet kademeleri ve bu kademelerdeki ikrâmlar, güzellikler esasen insana birer imtihan aracıdır. (Tatcı 2009: 82). Bu sebeple Yunus, Tanrı nın cennetini sevene âşık mı derim diyor. Cennet, müminlerin canlarını avlayan bir tuzaktır. O, cennetin, Allah la kendisi arasına gireceğinden korkar. Eğer tuzağa düşerse gerçek âşık olmaktan da uzaklaşacaktır: Âşık mı diyem ben ana Tanrı nun uçmagın seve Uçmak dahı tuzagımış mü min cânların tutmağa (1/4) Tasavvuf anlayışına göre âhiret menfaati de Hakk a vuslata mânîdir. (Demirci 2013: 68). Yunus Emre, cennetten de cehennemden de vazgeçip asıl dosta doğru, ona gerekli olan aşka doğru yol alır: Tutulmadı Yûnus cânı geçdi Tamu dan Uçmak dan Yola düşüp dosta gider gine aslın ulaşmağa (1/11) Ne Tamu da yir eyledüm Ne Uçmak da köşk bagladum Senün içün çok agladum Bana seni gerek seni (381/7) Bu yoldan onu ne cennetin hurileri ne de güzel bahçesi döndürebilir. Ağlamaları da cennet için değildir. İçinde bin huri de olsa cennette gözü yoktur. Gönlü, Allah tan başkasını görmez: Sekiz Uçmagun Hûrîsi eger bezenüp geleler Senün sevgünden özgeyi gönlüm hîç kabûl itmeye (3/11) Hûrî gelüp eydürise gönül bana virgü diyü Dostdan artuk kimesneye ben gönlümi virimezem (174/3) Bana Uçmak neme gerek hergiz gönlüm ana bakmaz İş bu benüm zârılıgum degül ahî bir bâgiçün (234/3) Dost yüzini göricegez artar gözlerümün nûrı Uçmak gelmez nazaruma hezârân bin olsa Hûrî (408/1) Yunus un cennette gözünün olmaması bir yana, cennet ve oradaki nimetler onu eğlemeye bile yetmez. Bu durumu bana cennet bile yetmezken bu dünyada niye durayım diyerek anlatır: Yidi Tamu didükleri katlanmaya bir âhuma Sekiz uçmak eglemeye bunda niye egleneyin Sekiz Uçmak arz olursa yitmiş bin Hûrî gelürse Aldamaya bu cânumı bunda nite aldanayın (268/5, 6) Ancak şiirler de görülür ki Yunus Emre, kendisi için istemediği cenneti diğer kullar için dilemektedir: Helâl ola sana Uçmak Uçmak da Hûrîler kuçmak Kevser şarâbını içmek Tanla seher vaktinde tur (88/8) Kullar senün sen kullarun günâhları çok bunlarun Uçmaguna sal bunları binsünler Burâk Çalab um (186/2) Peki! Yunus Emre cenneti hiç mi arzulamamıştır? O nun tüm bu rindane bakış açısının yanı sıra müminler için gidilecek yer bellidir. Her kul gibi Yunus Emre de Allah ın cennetine, nimetlerine elbette taliptir. Nadiren de olsa bunu dile getirmekten geri duramaz ve cennetteki hurilerle yol arkadaşı olmayı o da ister: Koyam bu dünyâyı gidem çün âhrete sefer idem Ol Uçmak da Hûrîleri ben bana yoldaş eyleyem (197/2) Sonuç olarak Yunus Emre, Divanı nda herkesin arzuladığı cenneti dile getirirken kendisi gibi olan âşıkların cennete hevesi olmadığını belirtmiştir. Cennet ve onun güzellikleri Yunus için bir zindan ya da tuzaktır. Çünkü bunlar, onu asıl hedefine yani Allah aşkına ulaşmaktan alıkoyacak engellerdir. Şair için asl olan aşktır ve birkaç huri birkaç köşk için bu aşktan vazgeçmeyecektir. O, her iki dünyada da Allah ı dilemektedir. Aşk için aşkla, en halis duygularla en büyük mükâfata, yani Allah rızasına taliptir. Onun için Allah aşkı her şeyin üstündedir. Onu İlahi aşktan uzaklaştıracak tüm şeylerden uzak olmayı göze alan Yunus Emre, Allah a, cenneti dileyen kullarına vermesi için dua eder. Ancak âşıklara yani Yunus Emre ye gereken sadece O, Allah tır. Allah cennette kavuştursun! KAYNAKÇA Kur ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli (1993). (Haz. Ali Özek vd.), Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. Açıkgöz, Namık (2020). Yûnus Emre Şiirini İnsan Merkezli Okumak, Yûnus Deyi Göründüm Yûnus Emre Yazıları-, İstanbul: Post. Bilgin, Azmi (2000). Yunus Emre, İstanbul: Şule Yayınları. Demirci, Mehmet (2013). Yûnus ta Hak ve Halk Sevgisi, Eskişehir: Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti. Devellioğlu, Ferit (2006). Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi. Doğan, Ahmet (2013). Yunus Emre Divanı nda İdeal İnsan. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 8/13 Fall 2013, p Parlatır, İsmail (2006). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Yargı Yayınevi. Tatçı, Mustafa (2009). İşitin Ey Yârenler Yunus Emre Yorumları, İstanbul: H Yayınları. Tatçı, Mustafa (2017). Yûnus Emre Dîvânı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, e-kitap ISBN DÜŞMANIMIZ KİN(M)DİR BİZİM Horasan dan gelen erlerin davası bir ulu davadır yiğidim. Biz dahi ol erenlerin dertleriyle dertlenip ilimizi bıraktık da çıktık yola. Anadolu ah! Hoyrat bozkır rüzgârlarıyla kuruyup kalmışlığı yetmezmiş gibi bir de Moğol keferesinin boranına tutulmuş bir garip diyar! Buraların insanı kavruktur; kadını, erkeği, çocuğu dertlidir. Dert, dededen toruna miras kalır bu topraklarda. Bir de kıtlık baş gösterdi ki üstüne üstlük! Hayvanlar kırılıyor, bebeler ağlamaya dahi güç bulamıyor; ağlasa gözünden yaş gelmiyor kuruyup kalmışlıktan. Anaların bağrı hamam külhanı misali tütmeden yanmada En büyük yara çaresizliktir aslanım. Yola çıkan kökünde bu gerçeklik için harekete geçmiştir. Ya bağrındaki başı ondurmak için çıkar yola ya da bağırlardaki başı ondurmak için. Yola çıkma sırası şimdi sendedir Yunusum. Köyümüz, köylümüz kurumakta. Ambardaki buğday tükenmek üzere Bunca vakittir Hak Teala nın bereketiyle yetirdik zati. Gayrı gelen köylüye yok demek ar geliyor. Hacı İsmail köyünü kuran, soy soylayan, töre yürüten Koca İsmail, ambarındaki buğdayla beraber kocalığını ve köylünün güvenini de yitirmek üzere. Var git Hacı Bektaş Veli ye selamımı ilet. Böyleyken böyle deyip halimizi arz et. Koca hünkârın ambarı gibi gönlü de zengindir. Gelenleri eli boş çevirdiği vaki değildir. Var git dile gayri nasibini! Koca İsmail, iki katır al yanına Akçadoru yu alman gerekmez dedi amma bir beyzadeye katır sırtında gitmek yaraşır mı? Hey yarabbi! Sen hem koskoca beyzadeyi dilenciliğe yolla hem de köylü kısmı gibi uyuz bir katırın sırtında Oy Akçadoru oy! O ne güzellik, o ne asalet öyle! Gerçi beyazı azca amma o beyaz tüyler kızılını karasını ortaya çıkarmıyor mu donunun? Körüklü çizmeleri çekmeli; dünden boya hazır et diye söyledimdi Seyit Kahya ya. Unutmaz hiç; savsaklamaz, işini düzgünce görür. Babam yaştadır; kendi bebeleriyle elinde büyüdük amma zinhar saygıda kusur etmez. Eh yola çıkmalı ayruk. Neredeydi şu Bektaşiler köyü? Hım, patika yola vursam 200 FATMA TUTAK şu yukardan, sonra da Dağdelen geçidinden geçsem, ordan sonrasını bir saatte alırım evelallah. Ben Akçadoru yla yolu tez alırım da bu biçare katırlar bizi oyalar mı korkarım? Ah Yunusum, ah beyzadem! Sen bir dervişin kapısında dilenecek adam mısın? Pınarın ordan geçmeli. Kırbaları doldurmalı ki dağ yolunda susuzluk yamandır. Hem Zeynep kız da orada beni bekler bu saatte. Görmeden gitmek olmaz. O ne saçlar, o ne sürmeli gözler, o ne gül yaprağından, kadifemsi, yumuşak ten! Amma öte yandan Zehra nın da ondan kalır yanı yoktur. Kömür karası gözleriyle bakınca kirpiklerinin oku insanın bağrını deler. Patikaya sapmam iyi oldu. Hava pek sıcak amma zaman zaman dağdan esen serin rüzgâr bunalmış insana nefes aldırıyor. Bu Karaman ın dağları da bir ucu bir ucunu tutmaz, garipliği yamancadır. İçlere bakan yüzleri kel kafayı andırır boz tepelerden meydana gelirken Toroslara bakan yüzü yemyeşil iğneli çamların, meşelerin, ardıçların, sedirlerin dineldiği ormanlarla kaplıdır. Bizim bahtımıza kel tepeler çıktı nidersin? Dağdelen geçidi göründü. Sarp kayalıkların arası buz gibidir şimdi; girip az dinlenmeli, yemeği de orada yemeli. Akçadoru, gel kızım sen de şu ağacın gölgesinde otla biraz. Dur hele dur neden huysuzlandın? Yoksa iki uyuz eşekle bir arada durmak zoruna mı gitti? Gel o vakit geçidin oraya bağlayalım seni; yemi de torbadan yersin. Geç kızım geç az kaldı. Oy dur hele! Ne silkeleyip attın sırtındaki eyeri? Ne oldun kızım, dur sakin ol hele! Hay mendebur hay! Şu süğülüp kayanın oyuğuna giren karayılan mı soktu seni yoksa? Aman Allah ım ne olacak şimdi? Gel hele kızım gel! Şimdi bacağını sıkıca bağlayacak bir şey bulurum. Serpuşun ipeklisine kıydın ha Yunus; amma olsun Akçadoru iyileşsin de tek. Katırların keyfi yerinde, karınları taze otlarla bir güzel doydu.

11 11 Ağacın gölgesine de çöktüler ki değme keyiflerine! Akçadoru iyi değil lakin. Zehirlenmiş bacak morardıkça morardı. Yere serdiği vücudu ise haylidir tir tir titremede. Ne yapmak gerek bilmiyorum ki; pisipisine telef olacak canım hayvan! Ah Akçadoru! Ne olurdu ilk bağladığım yere razı olsaydın? Can havliyle şahlanınca ne kırba kaldı ne azık. Hepsi kayalıkların arasına savrulup gitti. Hava da kararmada Ne edeceğim burada bir başına? -Ya işte; bir ihtiyarın sözüne uyup yollara düştün hem değerli atından oldun hem de bir başına kaldın bu dağ başında! -O benim atamdır, büyüğümdür onun sözünün üstüne söz söylemek bana yakışır mıydı? -Şu içinde bulunduğun hale bak! Bu yakıştı mı sana? -Bir talihsizliktir oldu. Elbet bulurum bir çaresini. -Ne çaresi bulacaksın? Senden başka kimse yok muydu yazıya, yabana salacak? Birçok adamı, birçok kahyası, bağlısı, marabası, uşağı yok muydu? Senin gibi bir beyzadeden istenecek iş miydi bu? Şimdi köyde olsan konağın hayatındaki sedirlere kurulur serin şerbetlerden içerdin. Hem de hizmetçi kızların elinden. -Orası öyle. Hem atımdan oldum hem rahatımdan. -E, ne durursun öyleyse dön köye! -Nasıl dönerim? Hava karardı kararacak; iki uyuz katırla kapkaranlık patikada nasıl ilerler nasıl bulurum köyü? Hem elim boş gidersem dedemin yüzüne nasıl bakarım? - Kâhyanın oğlunu salarsın gizlice, yanına iki adam alıp sabahın ilk ışıklarıyla yola düşse öğle vakti olmadan buğday dolu çuvallarla dönüş yoluna düzülürler. -Git başımdan kör şeytan! Bir geceyi evden ayrı geçiremeyen delikanlıya yiğit mi derler? Şimdi düşünmeli. Hava iyice kararmadan odun toplayıp ateş yakmak gerek. Hem şu atın leşini de katırlara bağlayıp karşıda görünen mağaraya çektirmeli ki kokusuna canavar gelirse başımız derde girmesin. Haydi bakalım beyzadem beğenmediğin katırlara kaldı işin. Bir dakika, bu mağara ne kadar korunaklı ve emin görünüyor böyle. Ağzı aşağı dereye bakıyor. Dağ tarafından gelen insan da olsa hayvan da olsa kolayına göremez. Ölmüş atı yardan yuvarlasam, ta derenin kenarını bulur. Böylece ondan da kurt tehlikesinden de kurtulmuş olurum. Mağaranın içinden birtakım sesler geliyor. Kim ola ki bu saatte? Hem ışık da vuruyor. Allah vere de haydut maydut olmasa! Sonra katırlardan da oluruz hafazanallah! Aman Yunusum düşündüğün şeye bak! Adamlar canına kastederse ne yapacaksın? Neyse korkmanın sırası değil girip bakmalı hem belki de garip çobanın biridir. -Esselamü aleyküm. -Ve aleyküm selam yiğidim. Gel hele içeri. Çekinme biz dahi senin gibi birer beşeriz. Bugün Hak Teala soframızı konuksuz kodu diye karındaşımla içlenmedeydik. Oh! Neyse ki zararsız görünüyorlar. -Adını bağışlar mısın beyzadem? -Adım Yunus; Yunus tur. -Pek güzel pek ala! Biz dahi iki yoldaş dervişiz. Diyar diyar gezer kendi gerçeğimizi ararız. -Kendi gerçeğinizi mi arasınız? Nasıl yani? -Önce yanaş hele sofraya. Acıkmışsındır. Gerçi tuz ekmekten gayrı bir şeyimiz yoktur amma -Estağfirullah lafı mı olur? -Hay yaşa sen Yunus! Ad aldığın gibi kanaatkârmışsın. -Ad aldığım gibi mi? -Evet ya; ad aldığın Yunus peygamber gibi Yıllarca kavmini doğru yola çağırdı. Ancak iki kişiden başka ona iman eden olmadı. Bu süre zarfında balıkçılık yaparak geçindi. Kocaman bir balık onu yuttuğunda ise günlerce aç biilaç kaldığı halde sabredenlerden oldu. Halinden hiç şikâyet etmedi. Yalnızca Allah a güvenip dayandı ve bu sayede selamete çıktı. -Gelir gelmez sohbete başladın hele rahat bırak konuğu da karnını doyursun. -Doğru dersin can; ne edelim sevincimizden dilimiz çözüldü. Sözün uzuncasını diziverdik ipe. -Ziyanı yok. Ben de yeni şeyler öğrendim sayenizde. - E, yiğidim asıl sen anlat bakalım nerden gelir nereye gidersin? Gece vakti bu dağ başında ne işin var? Yoksa başına bir hal mi geldi? -Bana dersin kendin sorulara boğarsın konuğumuzu hay karındaşım. -Aşağı köyden gelirim Bektaşi köyüne giderim. Yolda kara bir yılan atımı soktu. Zavallı hayvan zehrin etkisiyle telef olup gitti. Ortalık kararınca daha fazla yol alamadım ve burada gecelemeye karar verdim. -Vah vah! Neler gelmiş başına. Neyse sen hele bir karnını doyur biraz soluklan. Hak Teala görelim neyler? Neredeyim, ne oldu bana? Ah hatırladım bir mağaradayım. Uyumuş kalmışım etraf hâlâ karanlık, gün doğumuna daha var sanırım. Neyse ki dervişler ateşi söndürmemiş. Onlara da ayıp oldu. Yemeklerinden yedim lakin bir teşekkür bile edemeden uyumuşum. Uf, her tarafım tutulmuş. E, nazik tenin kara toprağın üstünde yatmaya alışkın değil ha Yunus? E, nerede bunlar? Nereye kayboldular ki? Hay Allah! Dışarı odun toplamaya mı çıktılar acaba? Dur bakıyım şurada incecik bir yol görünüyor. Mağara o tarafa devam ediyor. Dervişlerin geleceği de yok. Şu yanan kalınca odun parçasını alıp yolun nereye çıktığına baksam mı acaba? Haydi Bismillah! Allah vere de kaybolmasam. Ateş geriye doğru süymede; bu demek oluyor ki ön tarafta bir açıklık var ve oradan rüzgâr giriyor. Ha gayret Yunusum az kaldı! Dur bakıyım, şurada bir karaltı mı var? Evet, biri var orada. Kim ola ki acep? -Esselamı aleyküm -Ve aleyküm selam. Kimsin, ne edersin bu vakitte burada? -Çerçiyim ben görmez misin? Pazar eylerim. -Bu daracık mağarada ve gecenin bir yarısı öyle mi? -La havle! Alıcı değilsen yürü git yoluna, tezgâhın önünü kapatma! -Asıl sana Kurmuş tezgâhı mağaranın yolu üstüne, geçişi engellediği yetmiyormuş gibi bir de bana çıkışıyor! -Ne söylenirsin bre! Allah pazarına çarşı versin diyeceğine! Alışveriş de etmezsin; söylesene sen ne işe yararsın? -Tövbe tövbe Şimdi elimden bir kaza çıkacak. Dua et acelem var, seninle eğleşecek vaktim yok. Hoş, olsa da yoktan yere bir meczubun kanına girmek bana yakışmaz ya! Yol daha devam ediyor. Fazla uzaklaşmadan geri mi dönsem acaba? Elimdeki odunun ateşi de ha söndü ha sönecek. -Şşşt, sesini çıkarma sakın! -Ne, ne var ne oluyor? -Bağırmasana be adam, duyacak diyorum sana! -Sen de kimsin? Hem, kim duyacak bizi? -Ömrüm boyunca kaçtığım! -Kimdir ki o yani kaçtığın, ya da nedir? Biri mi var peşinde? -Yalnızca benim değil, senin, onun, ötekinin; hepimizin peşinde. -Neymiş ki o? -Ölüm. -Ölüm mü? Hay Allah! Kaçtığın o muydu? -Ya ne olacaktı? İnsanın tatlı canından gayrı sakınacak neyi var ki? Tek sermayen aldığın nefesler madem; tek düşmanın da eceldir o vakit, yalan mı? Zira o eşikten geçenin bir daha dönüşü yoktur! Allah Allah, ne garip bir gece bu? Nereye düştüm ben böyle? Git git bitiremiyor, bir yere varamıyorum. Elimdeki odununun ateşi de söndü. Ne geri gidebiliyorum ne de ileri! -Nereye gidersen git varacağın yer belli. Ölümden öte köy yok delikanlı! -Bunu bildiğin halde ne diye kaçar saklanırsın bre gafil! -Bunu bana sen mi söylüyorsun? Sen ki kendi hakikatinden kaçmak için bu mağaraya sığınmış gençliğine ve beyliğine güvenen bir zavallısın. -Ben, ben hiçbir şeyden kaçmıyorum. Yalnızca yolumu kaybettim onu arı -Otur ve düşün Yunus, kendi içine dön ve yolunu orada ara! -Ama sen benim adımı nereden biliyorsun? Hey konuşsana, sana bir soru sordum cevap ver! Konuş, konuş! Demek sen de gittin! Şimdi hepten yapayalnız kaldım. Allah ım bir yol göster bana, bu karanlık mağarada kimsesiz kaldım. Beni sensiz bırakma! Yardımını esirgeme bu aciz kulundan. Ben gücü gençlikte ve beylikte sanırdım. Meğer yanılmışım. Nerede beyliğim; nerede konak, hizmetçiler? Ben aslında acizin, yoksulun biriymişim Bu at sesi de nereden geliyor? Yalnızca at sesi de değil katırların sesi, rüzgârın sesi, kuş cıvıltıları Gözümü açmaya korkuyorum. Ya duyduğumu zannediyorsam, ya zihnim bana oyun oynuyorsa? Yine sonsuz bir karanlığa maruz kalacağımı bilsem de dayanamıyor ve gözlerimi açıyorum Aman, yarabbi bu ışık; çıkış orada! -Gel bakalım Yunusum. Atın da huysuzlanmaya başlamıştı. Nerelerde kaldın. Bizi bulman amma da uzun sürdü. -Siz? -Biz ya, ne sandın? Sen bizi tanımazsın da şimdi. Bu garip ihtiyarcık neden bahseder? Sanki herkes onu tanımak zorundaymış gibi diyorsundur içinden. O halde tanış olalım. Biz Emreler köyündeniz. Kimi Tapduk söyler adımızı kimi Emre. İşte şimdi bizim de senin adını Emre koyduğumuz gibi. Gel hele, gel de al atını. Şu ilerde de katırların olacak. Buğdayların ağırlığın çöktü çökecek garipler. Ne vakte kadar öyle şakın şaşkın bakıp duracaksın? -Fakat atımı yılan sokmuştu! -O senin hakikati baş gözüyle görülenden ibaret sayışından Yunusum. -Fakat buğdaylar? -Hacı Bektaş seni bize ısmarladı. Buğdaydan başka şey isteyecek yüzü yoktur Hoş onu da istemeye tenezzül etmemişsin ya! Tamam, haydi kaldır yüzünü yerden maksat hakikati anlamak ise dersi hangi okuldan, hangi hocadan aldığının ehemmiyeti yoktur. -Ya hakikati arayan dervişler? Veda bile etmeden ayrıldılar. -Bu yol uzundur, menzili çoktur, geçidi yoktur hay Yunusum. Derin sırlar var! -Ya çerçi? MESNEVÎ NİN GÖLGESİNDE Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. ADALET VE ZULÜM Adalet, başkasına faydalı iş yapmaktır, Zulümse gülü diken, baharı kış yapmaktır. -O senin hakikati ararken yaya kalmışlığın idi Yunusum. -Peki Neyse sormasam mı, sizi de sıktım korkarım. -Sor haydi çekinme, ölümden kaçanı diyeceksin değil mi? -E, evet. -O da senin kendi hakikatine yad kalışının; yarım Müslümanlığının hali. Ölümü anlamayan hakikati tam manasıyla kavrayamaz. İlimlerin aslı ölmekle başlar. Kendinden, nefsinden, hevesinden, zevklerinden geçmeden; bu yola canı, başı komadan menzile erilmez. Al gider benden benliği Doldur içime senliği Dirliğinde öldür beni Varıp anda ölmeyeyim. -Ne güzel söyledin Yunusum. Bundan böyle dilin gerçekliği bal-ü şekere katarak söylesin. Sen aşk ile söyle ünün diyar diyar dolaşsın. Kadem bastığın topraklar kutlu bellensin. Lahitin Anadolu insanının gönlü içre olsun. Dünya durdukça ünün kesilmesin. Ta ki buna yeltenenler dahi güç yetiremesin de suda balıklar, gökte kuşlar ününe ün katsın; senli sensiz söylesin. Hak Çalap ın dirliğinde yok olduktan, sen Senlikten geçtikten kelli varıp anda ölmeyesin AHMET SEVGI (Hz. Mevlânâ) (Ahmet Sevgi) 203 YUNUS EMRE VE YETMİŞ İKİ MİLLET 204 PROF. DR AHMET SEVGİ Yunus Divanı nda, diğer şairlerin pek kullanmadığı bir kavram var: Yetmiş iki millet Yunus un din anlayışını ve insanlığa bakışını çok güzel ifade eden bu kavramın geçtiği birkaç beyti sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce yetmiş iki millet ten kast edilen nedir? Kısaca onun üzerinde duralım. Yetmiş iki millet tabirinin temelinde muhtemelen Hz. Peygamberimizin -farklı rivayetleri de olan- şu sözü yatmaktadır: Benim ümmetim 73 fırkaya ayrılır. Bunlardan 72 fırka cehenneme gidip yalnız bir fırkası kurtulur. Yetmiş iki millet ifadesinin kaynağında bu hadis var gibi görünse de Yunus Emre bu ifadeyi genellikle dinî olmaktan ziyade beşerî/ hılkî anlamda kullanmaktadır. Nitekim aşağıdaki beyitte de görüleceği üzere şair yetmiş iki millet yerine bazı Divan nüshalarında cümle yaratılmışa ifadesini kullanmıştır. Yetmiş iki millete birlik ile bakmayan Şer ile evliyâsa hakikatte âsîdir. *** Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan Şer in evliyâsıysa hakikatte âsîdir. Görülüyor ki Yunus, yetmiş iki millete yani cümle yaratılmışlara ayrım yapmadan aynı gözle bakmayanlar şeriata göre evliya olsalar bile hakikatte asidirler, diyor. Yunus Emre şu beyitte de yetmiş iki millet i, bütün insanlar/insanlık anlamında kullanmaktadır: Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahı elin yüzin yumaz değil. Hem namaz kılıyor hem de gönül kırıyorsanız bu kıldığınız namaz gerçek anlamda namaz olmuyor. Zira namaz, Kur ân-ı Kerim de belirtildiği üzere, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. (Bkz. Ankebût sûresi, âyet: 45) Kişinin kıldığı namaz onu kötülüklerden menetmiyorsa bu namaz namaz olmaktan ziyade bazı mekanik hareketlerden ibaret kalır ki bu hareketleri sosyal hayatın bir gereği olarak bütün insanlar zaten yapıyorlar. Söz gelimi ellerini yüzlerini yıkıyorlar (abdest), spor yapıyorlar. (namaz) Namazımız bizi kötülük yapmaktan alıkoymuyorsa -bir bakıma- Müslüman olmayanların mekanik hareketlerinden farklı bir şey yapmış olmuyoruz. Aşağıdaki beyitte yetmiş iki millet tabiri yine bütün insanlar anlamında kullanılmıştır: Kimseye hor bakmagıl hergiz gönül yıkmagıl Yetmiş iki millet hep dervişin yâri gerek. Esasen insanoğluna yakışan da kimseyi hor görmemek, kimsenin gönlünü kırmamak, bütün insanlarla dost olmak ve düşmanlığı ortadan kaldırmak değil midir? Yunus Emre yetmiş iki millet i inanç ve mezhep anlamında da kullanır: Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim Korku hıyanetedir ya ben niçin kızaram. Şaire göre, Âdemoğlu Allah a yönelmişse gittiği yolun şöyle veya böyle olması pek de önemli değildir. Bunun için o, bütün inanç ve mezheplere hak gözüyle bakar. Lakin çoğunluğun bunu doğru bulmadığını, kendisini suçladıklarını da bilir. Ve bu durumdan rahatsız olmadığını Hainler korkar, Allah a giden bütün yollara hak demekle suç işlemedim ki yüzüm kızarsın ifadeleriyle dile getirir. Hâsılı kelam; Yunus, Allah a giden yollar yaratılmışların nefesleri sayısıncadır (Et-turuku ilâ llahi bi-adedi enfâsi l-halâyık) sözü muktezasınca cümle yaratılmışların Allah ın kulu olduğunu, hepsinin C. Hak tan yardım umduklarını, dolayısıyla onlara inançları ve gittikleri yollar itibarıyla farklı gözle bakılmasının doğru olmadığını söylüyor ki bunlar din anlayışı ve insanlık barışı açısından üzerinde durup düşünülmesi gereken görüşlerdir.

12 12 BU YOL UZAKTIR MENZİLİ ÇOKTUR, GEÇİDİ YOKTUR DERİN SULAR VAR Prof. Dr. Ahmet Sevgi, Ötelerden 33 Kişi kitabında; Yunus Emre yi Nasıl Anlatmalıyız? yazısında; Tarık Buğra nın, Lise diploması edebiyatta başka hiçbir şey vermese de yalnız Yunus Emre yi anlatabilse Türkiye değişecek, Türkiye olacaktır, sözünü nakleder. Bize düşen; onun büyüklüğü ile öğünmek değil, beslendiği fikri kaynakları tanımak ve yeni Yunusları nasıl yetiştirebileceğimizin yollarını aramak olmalıdır. Zira yeni dehalar yetiştiremeyen cemiyetler yok olmaya mahkûmdur, diyerek meselenin önemine dikkat çeker. İsmail Hakkı Bursevi nin, Hatem-i Lisan-ı Türk olarak nitelendirdiği Yunus Emre, Osmanlı şairlerini ve şiirini hem fikir hem de şekil olarak etkilemiştir. Mevlana nın Farsçayla dillendirdiğini Yunus, Türkçeyle mükemmel bir şekilde ifade etmiş, kullandığı her kelimeye yeni ve farklı anlamlar yüklemiştir. Yunus un diline bu gücü veren tasavvuf düşüncesidir. En karışık düşünceleri bazen bir mısrayla anlatabilme gücüne ulaşabilen bir dil ustasıdır. Yahya Kemal; gerçek sanat eserinin, halis şiirin hiç eskimeyeceğini söyler, Charles Peguy; Bu sabah Homeros yenidir ve bu sabah gazetesi kadar eski bir şey yoktur demiştir. Yunus Emre, hem Türkçenin şaşırtıcı güzelliği, kendiliğindenliği, samimiyeti, beşerî olanı sezip ifade etmedeki mahareti hem de içinden çıktığı toplumun inançlarına, hayallerine, duygularına, özleyişlerine tercüman olan, hiç eksilmeyen bir şairdir. Yunus Emre, 12. Yüzyıl da Türkistan da Ahmet Yesevi ile başlayan tasavvuf düşüncesini, ilahilerinde Türk diliyle söylemenin bütün sırlarını keşfetmiş, Türkçede bir tasavvuf dili oluşturmuştur. Şiirlerinde Ahmet Yesevi nin adını anmaz ama onun düşüncellerinden, şiir söyleyiş tarzından etkilenmiştir. Tasavvufla ilgili Arapça, Farsça sözler ve terimler Yunus un Türkçesi nde, milli bir sese, milli bir çehreye bürünmüştür. ŞABAN KUMCU Ahmet Yesevi nin bu dörtlüğü, Aşkın kıldı şeyda meni Cümle âlem bildi meni. Kaygum sensen tüni güni, Menge sen ok kerek sen. (Erarslan,1983) Yunus Emre nin Türkçesi nde, sadeleşmiştir Aşkın aldı benden beni, Bana seni gerek seni. Ben yanarım dünü günü, Bana seni gerek seni. (Aşık Yunus Emre Divanı 1327:169 Gölpınarlı,1981) Bugün Anayurt tan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada Müslüman Türklüğün kültürünü hiç kimse söküp çıkaramıyorsa, hiç şüphesiz bunun arkasında Yunus Emre nin ilahileriyle beslenen insanlar vardır. Ayrıca bu ilahiler halkın ilticagahı ve moral kaynağı olan akıncı ocaklarında ve zaviyelerde de asırlarca terennüm edilmiştir. (Dr. Mustafa Tatçı,2012) Büyük şair, ilahilerinin tılsımlı sözlerini, içinde yaşadığı Türk halkının yaşayan dilinden derlemiştir. Saf ve samimi bir Türkçe ile yeni vatan coğrafyasının topraktan yükselen bütün güzel seslerini, Türk halk diliyle birleştirmiş, Anadolu Türkçesini o çağlara kadar hiçbir Türkçede görülmemiş bir musikiyle işlemiştir. Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim, Bezirganam mataum çok, alana satmağa geldim. Ben gelmedim da vi için, benim işim sevi için, Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim. Yunus a göre asıl vatan öbür dünyadır. Bu dünyaya gelen kişi, ahir yine gitse gerek, Misafirdir vatanına, bir gün sefer etse gerek. 205 Hakikat yolunun yolcuları, yavaş yürüyüşüyle bilinen kaplumbağa ve gözü görmeyen kör köstebek gibidir. Sufiye göre ruhun hakka doğru gidişi çok yavaştır. Aynı zamanda ruhuyla sefer eden yolcunun baş gözü bu âleme kapanır. Can gözü ilahi aleme doğru yönelir. Tosbağaya uğradım, gözsüz sepek yoldaşı, Sordum sefer kancaru, Kayseri ye azimi. Dilsizler haberini, kulaksız dinleyesi, Dilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası. Gözsüze fısıldadım, sağır sözüm işitmiş, Dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü. Tosbağaya uğradım dediğinden murad, nefs-i emmaredir. Gözsüz sepek dediğinden murad, nefs-i emarenin bitmez, tükenmez istekleridir. İlahi aleme doğru yavaş yavaş ve bu dünyaya baş gözünü kapatmak suretiyle gidilir. Hak yolunu arayan ve Allah a ulaşmayı kasteden salik, (hak yolunun yolcusu) aşkın ateşinde yanmalı, cismani varlığından arınmalıdır. Hak didarına ulaşmak için yanmak gerekir sözüyle, Mevlana nın kâmil insanın manevi yolculuğuyla ilgili söyledikleri uyum içindedir. Ham bodem, pohte şodem, suhtem, (çiğ idim, piştim, yandım). Hakka doğru gidişi sulardan, denizlerden geçip, ilahi visale, deryaya gark olma gibi ifade eden Yunus; Hak yolunu gözler isen, Gel yanalım dostlar ile. Aşık izin izler isen, Gel yanalım dostlar ile. Hak dan inen şerbeti içtik elhamdülillah, Şol kudret denizini geçtik elhamdülillah. Şol karşıki dağları, meşeleri bağları, Sağlık safalık ile aştık elhamdülillah. Behri olarak denize dalıp, seyranını bilmeyenin kıymeti olmaz. Sufiler, yedi denizden geçerek Hakk a ulaşabileceğimize işaret ederler. Bu yol uzaktır, menzili çoktur, Geçidi yoktur, derin sular var. Görün ki, Yunus n itti, varuban hazrete gitdi, 206 Katredir ummana yitdi, dolsa gerek şimden geri Tasavvufa göre, Hakka ulaşmak için yedi nefis merhalesinden geçmek gerekir. Her nefis makamının bir letaifi (ilahi hakikatleri anlama yeteneği) vardır. Yedi nefis makamının yedi ayrı yakını, yedi rengi, yedi seyri, yedi tavrı, yedi hali vardır. (Dr. Mustafa Tatcı) Her kapıda bir kişi yüz bin çerisi vardır, Aşk kılıcın kuşanıp cümle kırasım gelir. Yunus gayb âlemine ruhi seyrinden söz ederken, merdiveni ilahi aleme gidişte bir araç olarak tasvir eder. Miskinlikten buldular, kimde erlik varısa, Merdübandan yitdiler yüksekden bakarsa. Yunus cismani varlığını terk edip ruhuyla Hakk a yürümeyi kendisiz sefer olarak adlandırır. Bu sefere tek gidilmediğini söyler. Hak aşığının yol arkadaşı aşktır. Bu gidişler Hakk a yöneliktir. Yunus un bu seferlerinde yoldaşı Hakk ın ta kendisidir. Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa, Gövdemde kuvvetim sensin, başım götürüp gitmeye. Aşığın son gayesi, meleklerden yukarı alemi seyretmektir. Meydanımız meydan oldu, canlarımız hayran oldu, Her dem Arş a seyran oldu, Hazret oldu divanımız. Bu Arş ın mekânı da değişkendir. Gah ona doğru göklere yükselir, gah onu âşıkların gönlünde arar. Bulutlara seyran edip Arş a yakın olan benim. Âlemlerde seyranda Arş a yükselen âşık tahtesseraya, ( toprağın altı) kürsüye de iner. Bu bir nevi seyr-u seferdir. Yunus bu âleme gelen ve dönen insanı misafir olarak isimlendirir. Bu dünyaya gelişin sebebi de seyir etmektir. Bu âleme geliş gidiş, öbür âleme dönüş, ölüm bile seferdir. Miskin Yunus gidisersin, Acep sefer edisersin, Hasret ile kalısarsın, Ah nimdeyim ömrüm seni. Ağaç ata bindireler sinden yana göndereler, Yer altına indireler, kimse ayruk görmez ola. / Doç. Dr. (Seadet Şıhıyeva) Sufi çevrelerde bir salik model olarak anlatılan Yunus Emre nin şiirleri, saliklere gerek usul, erkan öğretimi, gerekse aşk ve irfan telkin eden özellikleri yönüyle asırlardan beri okunmuş, okutulmuştur. (Dr. Mustafa Tatçı,2012) Köprülü nün ifadesiyle; O Muhyiddi-i Arabi ve şakirtleriyle Celaleddin-i Rumi nin yaptığı geniş ve serbest telakkileri tamamıyla kendine maletmiş, ruhen mutasavvıf, büyük, samimi ve sanatkâr bir şahsiyetti. (Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, 2007) Nurettin Topçu, Yunus Emre yi şöyle anlatır: Hiç şüphe yok ki, Yunus Emre yi anlamaya çalışmak beyhude bir emektir. Ondaki hali yaşamak imkân ve kudretinden mahrum olanlar, tıpkı meyvesiz, çiçeksiz ağaca bakarak bir odun yığını gördükleri gibi Yunus Emre yi hiçbir zaman anlayamayacaktır. Biz sadece onun mısralarıyla bestelerini okuyup zevkleniyoruz. Bu zevk, nazım ve musiki zevkidir. Yunus daima bizden uzaklardadır. Bir hilkat kırıntısı olan varlıklarından utanarak sahibine sığınmak cesaretini gösterenler onu anlarlar. İç yapısı tamamen yok edilmiş bir nesle Yunus u anlatmaksa evham ile oyalanmaktan başka ne olabilir. Bugün onun teneffüs ettiği hakikat havasının tam zıddı olan bir kutupta yaşıyoruz. Bizim varlığımıza sultan olan hırslarla iştihaları o, tam yedi yüz sene evvel sefillere sadaka olsun diye dağıtmıştır... Ancak aldandığımız kesin olarak bildiğimiz şey, Anadolu dünyasının ruh yapısında Yunus un en derin tabakalara nüfuz etmiş olduğudur. İçten ve dıştan her yabancı saldırıya karşı koyarak Anadolu yu ayakta tutan, kıyamete kadar tutacak olan, Yunus un bu toprakların her tarafında medfun olan, lakin uyanık, kudretli ve koruyucu ruhudur. Bizim olmayan zehirli aşıyı sıyırırsanız, altından bütün onun varlığı onun heybeti fışkıracaktır. Örflerimiz onun, ahlakımız onun, iman aşımız onundur. Aşkımız ile sabrımız da onundur... Yunus Emre nin şiir dili, Anadolu halkının o dönemde konuştuğu sade ve anlaşılır kelimelerden oluşmuştur. Anadolu yu karış karış gezmiştir. Yunus un şiirlerinde, basitlik içinde derinlik, tabilik içinde güzellik dikkat çeker. İfade de sanat değil bizatihi hayat vardır... Üslup yoktur, insan vardır. Özentisiz, fakat ölümsüz olan hakiki üslup hakimdir. Hiçbir sanat endişesi duymayan, yapmacıktan kaçınan Yunus, içinde bulunduğu vecd ve coşku vesilesiyle nazım dilini işlemiş, samimi duygu ve düşüncelerinin hızıyla bol kelimeli, çeşitli kafiyeli zengin bir şiir dili meydana getirmiştir. (Vasfi Mahir Kocatürk,1970) Türk şiir geleneğinin bir devamı olarak mısra başı ve mısra sonu tekrarları ile bir yandan ritmi ve ahengi sağlarken bir yandan da metne ifade kudreti katmıştır. (Prof. Dr. Ömür Ceylan, 2005) Prof. Dr. Orhan Okay, Yunus Emre de İnsan Üzerine başlıklı yazısında; Yunus Emre yi yedi yüz yıl gibi uzun bir tarihin ötesinden gönümüze kadar canlı tutan güç nedir? Onun veli şahsiyeti mi? Şeyhi Taptuk Emre, aynı dönemde yaşadığı, Hacı Bektaş ı Veli ve Mevlâna ile karışan efsanevi, hayatı mı? Anadolu nun her tarafında işaret edilen mezarı dolayısıyla kazandığı yaygın şöhreti mi? Yoksa bir sehl-i mümteni gibi (söylenmesi kolay gibi görülen fakat benzerinin söylenmesi çok zor olan bir söz) harikulade bir sadelik ve alabildiğine derinlik gösteren ifade kudreti mi? Belki bunların hepsi. Fakat bence daha mühimi, her şiirinde insana vermiş olduğu değerdir. Bunu hümanizm veya bizim kültürümüze yabancı bir isimle izah etmek için; sizin hümanizminiz gibi, bizde de İslam hümanizmi vardır şeklinde bir açıklama, bir kültürdeki kavrama başka bir kültürden kıyas aramaktan ibaret kalmalıdır. Yoksa bizim olan bir kıymet hükmüne, bambaşka bir geleneği olan bir ismi vermek değil. Yunus Emre nin insan sevgisinin kaynağının, İslam düşüncesi ile Oğuz yiğitliğinin ideal bir senteze ulaşmasından doğduğunu bilmek ve belirtmek her Türk aydınının boynuna borçtur. Şair ve Yazar, Hilmi Yavuz, Orhan Okay ın bu görüşlerine karşılık; Yunus u bizim kültürümüzün içine hapsetmek ve Yunus un evrenselliğini, onun şiirini, başka bir kültürün yorumlarına açık tutmamak, onun görüşlerini kabul etmemek anlamına gelmeyecek midir? Yunus u yerelden evrensele, her iki bağlamda da okunabilen bir kimlik olarak görmemizde bir mahzur var mıdır? Diye sorar. Edebiyatçı Yazar, Beşir Ayvazoğlu da Yunus Emre yi yerelden evrensele her iki bağlamda okumakta elbette bir mahzur yoktur; ancak Hilmi Yavuz un göz ardı ettiği husus, Yunus un evrenselliğini iddia edenlerin onu Batılıların hoşuna gidecek şekilde, İslami ve tasavvufi kimliğinden büsbütün soyutlayıp takdim etmeleridir. Bunun bir çeşit oryantalizm olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bugün hem kendisi hem de yaşadığı çağ hakkında daha fazla bilgiye sahibiz. Dolayısıyla bilinmezliğin arkasına sığınıp, aşırı yorumlarla ona ideolojik elbiseler giydirmek, epeyce zorlaşmıştır. Bundan sonra yapılacak olan, Yunus Emre Divanı nı daha dikkatli bir şekilde okuyup, derinliklerine nüfuz ederek bugüne ulaşan mesajlarını çağımızın idrakine tevdi etmektir

13 13 İLAN ŞİRKETİMİZ BÜNYESİNDE ÇALIŞTIRILMAK ÜZERE; VASIFSIZ ELEMANLAR (BAY) TAMİR BAKIM ELEMANI (BAY) SERVİS VE TEMİZLİK ELEMANI (BAYAN) ALINACAKTIR ADAYLARIN ŞAHSEN BAŞVURMALARI GEREKMEKTEDİR. DÜZGÜNLER PLASTİK MAK. MET. NAK. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. Konya Organize Sanayi Bölgesi Evrenköy Caddesi 3 Nolu Sokak No: 16 Tel: the dreams are coming true Savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmamız bünyesinde istihdam edilmek üzere; EN AZ 1 YIL İŞ DENEYİMİ OLAN, VARDİYA SİSTEMİNE UYUM SAĞLAYABİLECEK, GEREKTİĞİNDE MESAİ SORUNU OLMAYAN, KUMPAS, KOMPRETÖR, MİKROMETRE, ÖLÇÜ ALETLERİNİ KULLANABİLEN, FANUC MİTSUBİSHİ KONTROL PANELLERİNE HAKİM CNC OPERATÖRLERİ VE TECRÜBELİ ELEMAN ALINACAKTIR Müracaatlar şahsen yapılacaktır. RETAY SILAH OTOM. VE GIDA SAN. VE TIC. LTD. ŞTI. Büyük Kayacık Mah. 4.OSB.103.Cd. No:11 Selçuklu / Konya Tel: (Dahili 5)

14 14 İLAN m ŞOFÖR (1 KİŞİ) m EN AZ %40 ENGELLİ KAĞIT TORBA ve POŞET AMBALAJ SAN. TİC. A.Ş Kağıt-Ambalaj fabrikamızda çalıştırılmak üzere; BAY - BAYAN PERSONEL (1 KİŞİ) m ATAÇMANLI FORKLİFT KULLANABİLEN OPERATÖR (1 KİŞİ) m BAY AŞÇI YARDIMCISI (1 KİŞİ) 3Maaş + Mesai + Servis + Yemek 3Müracaatlar fabrikamızın insan kaynakları birimine şahsen yapılacaktır. Konya 3. Organize Sanayi Bölgesi İhsan Dede Caddesi 20. Sokak No: 19 Tel: Selçuklu / KONYA KAĞIT TORBA ve POŞET AMBALAJ SAN. TİC. A.Ş Alüminyum tesisimizde çalıştırılmak üzere; m BAKIM ONARIM ELEMANI (3 KİŞİ) m TORNACI (3 KİŞİ) m MONTAJ ELEMANI (3 KİŞİ) m ALÜMİNYUM DÖKÜM ÜZERİNE TECRÜBELİ ELEMANLAR (3 KİŞİ) m ELEKTRİK KARTLARLA İLGİLENEN VE PANO OKUYABİLEN ELEKTRİKÇİ (1 KİŞİ) 3Maaş + Mesai + Servis + Yemek 3Müracaatlar fabrikamızın insan kaynakları birimine şahsen yapılacaktır. Konya 3. Organize Sanayi Bölgesi İhsan Dede Caddesi 20. Sokak No: 19 Tel: Selçuklu / KONYA Aranan Şartlar: CNC işleme Merkezi veya CNC Tornalarda en az 2 yıl deneyimli Tercihen Teknik Lise veya Yüksek Okulların ilgili bölümlerinden mezun (Makine Teknolojisi, CNC, Kalıp, Torna - Tesviye, vb bölümler) Teknik resim okumayı bilen, ekip çalışmasına yatkın, organizasyon ve iletişim becerisi yüksek Esnek çalışma saatlerine ve yoğun iş temposuna uyum sağlayacak, Erkek adaylar için askerlik görevini tamamlamış, Vardiyalı çalışabilecek, yaş aralığında. Tezgaha takım bağlama - sökme ve tezgahta parça sıfırlama yapabilen Aranan Şartlar: Kendisine verilen iş emirlerinin başlama ve bitiş kayıtlarını doğru yapmak. İşlenen parçaların ilgili ölçü-kontrol aletlerini kullanarak kontrollerini yapmak. Üretim yaptığı makinenin tertip ve düzeninden sorumlu olmak. Üretim yaparken gerekli olan kişisel koruyucu donanım malzemelerini kullanmak. Üretim öncesinde, sırasında ve sonrasında karşılaştığı uygunsuzlukları amirine bildirmek. Üretimi teknik çizimlere uygun olarak yapmak 10 PERSONEL ALINACAKTIR FMC HİDROLİK SİSTEMLERİ 0(332) Konya Organize Sanayi Bölgesi Ulukavak Sk. No:5 Selçuklu/ KONYA/ TÜRKİYE

15 15 HABER-İLAN Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 1.İhale Tarihi : 24/06/2021 günü, saat 10:45-10:50 arası. 2.İhale Tarihi İhale Yeri T.C. KONYA 12. İCRA DAİRESİ 2019/9304 ESAS TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI : 09/07/2021 günü, saat 10:45-10:50 arası. : FEVZİ ÇAKMAK MAH SK NO:15 KONYA TRAFİK OTOPARKI KARATAY/KONYA Takdir Edilen No Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) Değeri TL ,00 1 %1 42ABD493 Plakalı, 2018 Model, FIAT Marka, 843A Motor No'lu, NM J35884 Şasi No'lu, Yakıt Tipi Benzin, Rengi Beyaz, FİAT EGEA MARKA BEYAZ RENKLİ ARAÇ GENEL İTİBARİ İLE İYİ DURUMDA MUHTELİF YERLERDE ÇİZİK VE EZİKLER MEVCUT OLAN HUSUSİ OTOMOBİL. (İİK m.114/1, 114/3) * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63 e karşılık gelmektedir. Resmi İlanlar de Basın: SATILIK DAiRELER Bosna Hersek Mahallesi nde Satılık Kaloriferli, 2+1 ve 3+1 daireler Projeyle nitelikli gençler yetişecek Halkapınar'da Kültürümüz Emin Ellerde e-twinning projesi tamamlandı Halkapınar'da 6-11 yaş grubunda 55 ilk ve ortaokul öğrencisi "Kültürümüz Emin Ellerde" e-twinning projesini tamamladı. Halkapınar'da İlkokul ve ortaokul seviyesinde 55 öğrenci ve 9 öğretmen, geçtiğimiz aralık ayında başlattıkları "Kültürümüz Emin Ellerde" e-twinning projesini tamamladı. Proje Kurucularından Atatürk İlkokulu Müdürü Uğur Karaca, şunları kaydetti: "Şehit Ali Daniyar İmam Hatip Ortaokulu, Çakıllar İlkokulu, Halkapınar Yatılı Bölge Ortaokulu'undan 9 Öğretmen ve 55 öğrencimizle unutulmaya yüz tutmuş birçok gelenek ve göreneklerimiz gibi kültürel ögelerimizi ve değerlerimizi yaşayarak, araştırarak ve aileleri ile birlikte uygulayarak öğrenme ve öğretme fırsatı bulduk. Proje boyunca öğrencilerimiz ebru, çini, minyatür, Tarım Makinaları İmalatı Yapan Firmamızda Çalıştırmak Üzere; 3ABKANT BÜKÜM OPERATÖRÜ 3 KAYNAKÇILAR (GAZ ALTI) 3 MONTAJ ELEMANI ALINACAKTIR Yerimiz Kobisan 1 Sanayi Sitesinde'dir. Servisimiz vardır. Detaylı bilgi için lütfen: 0 (332) / (0546) Mesajlara cevap verilmeyecektir. Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) ile Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı arasında KOP Mesleki Deneyim İle Nitelikli Gençler Projesi uygulanması, izlenmesi ve denetimine ilişkin protokol imzalandı. Rektör Prof. Dr. Babür Özçelik ile Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin tarafından imzalanan protokol ile hem gençlere istihdam alanı yaratılacak hem de sanayinin nitelikli ara elaman ihtiyacı karşılanacak. Protokolün hayırlı olmasını temenni eden Rektör Prof. Dr. Babür Özçelik, Protokol, mezunlarımızın aldıkları eğitime ilave olarak sanayinin ihtiyacı olan alanlarda, kendilerini geliştirmelerine imkan tanıyacak, yeni bilgilerle donanımlı hale gelmelerine fırsat verecek ve istihdamlarına yardımcı olacak. Ayrıca sanayimizin ihtiyacı olan ara eleman gücü, teknik eleman gücünün karşılanmasına katkı sağlayacak. Konyamız başta olmak üzere, Konya sanayimize dolayısı ile ülke sanayimize faydalı olmasının diliyorum. Bu vesileyle başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Sayın Mahmut Sami Şahin e üniversitemiz öğretim elemanlarına teşekkür ediyorum KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin ise yaptığı konuşmada, Türkiye son yıllarda sanayi üretimiyle ve ihracat rakamlarıyla ciddi bir konuma geldi. Gelmiş olduğu bu konumu daha yukarıya taşıyabilmek ve ürettiği ürünlerde katma değeri yüksek ürünlerin artışını sağlayabilmesi adına ciddi adımlar atmaya başladı. Bizde bölgenin kalkınmasına katkı sağlayabilecek bölgemizdeki sanayi kuruluşlarının ihtiyacı olan teknik nitelikli elemanların üniversiteyi bitirdikten sonra daha nitelikli hale gelerek sanayinin ihtiyacını karşılamasına katkıda bulunacak bir projeye katkı sağlamaktan dolayı mutluyuz. Konya sanayimiz otonom, kimya gibi alanlarda son yıllarda öne çıkmış bulunmakta yeni yapılacak yatırımlarla da bu alanlarda da teknik eleman ihtiyacı daha da görünür olacaktır. Bu anlamda bizlere de destek veren ve projelerimizi onaylayan Sayın Bakanımız Mustafa Varank a çok teşekkür ediyorum. Başta Konyamız olmak üzere ülkemize hayırlı olmasın diliyorum. Protokol, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı nın 2021 yılı yatırım programında yer alan KOP Sosyal Gelişim Programı (Genç ve Kadın İstihdamı) uygulanmasını, izlenmesini ve denetimine ilişkin esasları kapsıyor. Bu protokol ile özellikle otomasyon, kimya alanlarında teknikerlik eğitimi almış mezunlara yönelik bir proje olmakla beraber verilecek 2 haftalık eğitimi kapsayacak. Protokolün amacı, mezunların sanayiye daha faydalı olmalarını sağlayarak Konya ve ülke sanayisine destek olmak ve mezunların sanayinin ihtiyacı olan eleman talebini karşılamak. n HABER MERKEZİ kilim dokuma gibi el sanatlarını yaparak el becerilerinin farkına varmaları, eski bayram geleneklerimizin ve diğer göreneklerimizin yaşatılmasının yanı sıra, Hz. Mevlana gibi değerlerimizin hayatını araştırmaları sağlanarak, öğrencilerimizin iletişim ve toplumla kaynaşma becerilerini geliştirmeleri hedeflendi." n AA

16 16 HABER Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Tuz Gölü, Beyşehir, Meke, Acı Göl'den Kapadokya'ya kadar uzayan yeşil hattımızı hazırlıyoruz. Vatandaşlarımız bisiklet yollarından tüm bu güzergahı gezebilecek, gençlerimiz, çocuklarımız yürüyüş yollarıyla doğayı adeta keşfe çıkacak" dedi Yeşil bir hat oluşturulacak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi'nde 17 milyon ton kullanılabilir atığın toplanarak dönüştürüldüğünü belirterek, "Topladığımız her birim çöp su demekti, ağaç demekti. 209 milyon ağacımızı kurtardık, ekonomimize 17 milyar lira katkı sağladık." Kurum, Kültür Park'ta düzenlenen Çevre Projeleri Tanıtım Programı'nda, Çevre Haftası'nda yeni projelerle ve yeşil yatırımlarla Konya'da özel bir günü yaşadıklarını söyledi. Çevreye saygılı şehirler hedefiyle Konya Tarihi Kent Merkezi Hava Kalitesi İyileştirme Projesi'nin birinci etap çalışmalarını başlattıklarını anımsatan Kurum, Konya'da yürütülen çevre yatırımlarını paylaşmanın heyecanını yaşadığını aktardı. Kurum, çevre koruma ve İklim değişikliğiyle mücadeleye dair binlerce ayrı projenin aralıksız sürdüğüne işaret ederek, "Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerindeki Sıfır Atık Projemizle sokaklarımızdaki 17 milyon ton kullanılabilir atığı topladık, dönüştürdük. Topladığımız her birim çöp su demekti, ağaç demekti. 209 milyon ağacımızı kurtardık, ekonomimize 17 milyar lira katkı sağladık. Üç yılda geri kazanım oranımızı yüzde 13'ten yüzde 19 a çıkardık." diye konuştu. 5 HAZİRAN'DA 11 MİLLET BAHÇESİ DAHA AÇILACAK Salgın döneminde yeşil alanlarının öneminin daha da arttığına işaret eden Kurum, 81 ilde 55 milyon metrekarelik alanda 321 millet bahçesi projesinin hızını artırdıklarını vurguladı. Kurum, 57 millet bahçesinin tamamlandığını hatırlatarak, 264 millet bahçesinde çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti. 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 11 millet bahçesinin açılışının yapılacağı bilgisini veren Kurum, şöyle konuştu: "Bakanlık olarak, tüm doğal alanlarımızı birbirine bağlayan, yeni cazibe alanları oluşturan ekolojik koridorlarımızın pilot uygulamalarını 22 ilimizde başlattık. Bu kapsamda Ankara'dan Kızılırmak Deltasına, Ege'de Foça'ya, Akdeniz'de Patara'ya ve Doğu Anadolu'da Van Gölü'ne kadar gidecek 4 ana ekolojik hat oluşturuyoruz. Ülkemize has bitki ve hayvan türlerimizi korumak için, nehirlerimizi, ormanlarımızı daha iyi koruyabilmek için son 2 yılda korunan alan büyüklüğümüzü yüzde 1 artırdık. Yüzde 9,6'dan yüzde 11'e çıkardık. OECD ortalaması olan yüzde 17'ye ulaşma hedefimiz için var gücümüzle çalışıyoruz." 480 KİLOMETRE BİSİKLET YOLUNU TAMAMLADIK Bisikletin temiz hava ve sağlık olduğuna işaret eden Kurum, "Ülkemize 2023 yılına kadar 3 bin kilometre bisiklet yolu yapmak için yola çıktık. Şu ana kadar sadece Bakanlık eliyle 480 kilometre bisiklet yolunu tamamladık. Projesi bitmiş 450 kilometre bisiklet yolunun ise inşa çalışmalarına hızla devam ediyoruz." diye konuştu. Kurum, ülkeye yaptıkları yatırımların tamamının Konya'da da yapıldığına dikkati çekerek, kente millet bahçelerinden bisiklet yollarına, gürültü bariyerlerinden hava kalitesinin iyileştirilmesine kadar milyarca liralık yatırımın kazandırıldığını vurguladı. Konya'ya ekolojik koridor kazandırdıklarını ifade eden Kurum, şunları kaydetti: "Tuz Gölü, Beyşehir, Meke, Acı Göl'den Kapadokya'ya kadar uzayan yeşil hattımızı hazırlıyoruz. Vatandaşlarımız bisiklet yollarından tüm bu güzergahı gezebilecek, gençlerimiz, çocuklarımız yürüyüş yollarıyla doğayı adeta keşfe çıkacak. Yürüyüş yolu, bisiklet yolu deyince şöyle hemen bütün Konyalıların göğsü kabarıyor. Gururla söylüyorum. Konyamız işte bu 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü'nde 600 bin bisiklet kullanıcısı 515 kilometre bisiklet yoluyla bisikletin tartışmasız başkentidir. Bu gururu bizlere yaşatan eski yeni tüm başkanlarımıza sizlerin huzurunda çok teşekkür ediyorum." ALTAY: TEMİZ ÇEVRE, YARINLARA BIRAKACAĞIMIZ BİR MÜCEVHERDİR Programda Konya Büyükşehir Belediyesi olarak temiz bir çevre için yaptıkları çalışmaları anlatan Başkan Uğur İbrahim Altay da, Temiz bir dünyaya katkı sağlayacak önemli bir çalışmayı başlatacağız. Konya, dünyanın özlemini çektiği yeşil doku ve çevrecilik anlayışına aslında yüz yıllardır sahip olan bir şehir. Dillere destan olan yeşil Meram bize o dönemin mirasıdır. Dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi nin dünyadaki yeşil şehirleri saydıktan sonra Hepsi Meram ın yanında bir çimenlik bile değildir demesi bunun en güzel kanıtıdır. Çevre ve doğa yarınlara miras bırakacağımız bir mücevherdir. Temiz bir çevre, daha yaşanabilir olanaklar sunmakla birlikte sağlıklı bir hayatın da en önemli etkenidir. Dolayısıyla çocuklarımıza temiz bir çevre bırakmak en önemli sorumluluklarımızın başında geliyor. Konya nın her projesinde her zaman en büyük desteği veren Sayın Bakanımızla bugün Tarihi Kent Merkezi ve Mevlana Bölgesi nde Hava Kalitesi nin İyileştirilmesi Projesi kapsamında doğalgaz dönüşüm çalışmalarını başlattık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte öncelikle sosyal yardım alan haneler olmak üzere bölgedeki konutların doğalgaz dönüşümünü 4 etapta gerçekleştireceğiz SIFIR ATIK PROJESİNİ DAHA GENİŞ BİR ALANA YAYIYORUZ Malumunuz iklim değişikliği ve küresel ısınma, 21. yüzyılın en büyük tehlikelerinden ve tehditlerinden birisi. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye de İklim Değişikliği ne Uyum Eğleminin Güçlendirilmesi Projesi ne dahil olarak pilot Büyükşehir seçildik ve hibe programına da dahil olduk diyen Başkan Altay, Bu kapsamda sera gazı emisyonu envanterini ve sera azaltım eylem planını hazırladık. Proje ile iklim değişikliğinin Konya üzerindeki etkilerinin azaltılmasını hedefliyoruz. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi nin himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında Konya İli Sıfır Atık Yönetimi Sistemi nin planını hazırladık. 31 ilçemiz ve bağlı mahalleleri kapsayan yerleşim yerlerinde Sıfır Atık Projesi nin daha etkin hale gelmesi için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Daha önce belediye hizmet binalarımız ve okullarda hayata geçirdiğimiz projeyi sitelerde de yaygınlaştırmak için ilçelerimizde pilot bölgeler belirliyoruz. Sıfır Atık konusundaki eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarımız kapsamında halkımızın yoğun olarak kullandığı alanlarda atığı getir hediyeni al stantları kuruyoruz. Ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi dahilinde kaynağında ayrı biriktirilmesi, taşınması, ayrıştırılması ve geri dönüşümüne ilişkin bir çalışma yürütüyoruz. Şehrimiz için uygun kapasitede bir ambalaj atık tesisinin inşaatına inşallah Bakanlığımızın desteğiyle başlamış olacağız ifadelerini kullandı. TÜRKİYE NİN EN BÜYÜK ÇEVRE YATIRIMI KONYA DA HAYATA GEÇİRİLDİ Türkiye nin en büyük çevre yatırımlarından biri olan Konya Katı Atık Yönetim Projesi ni Avrupa Birliği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı desteğiyle 1 milyon 720 bin metrekarelik alanda hayata geçirdiklerini dile getiren Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Proje ile Aslım Katı Atık Depolama Sahası nın rehabilitasyonu, düzenli katı atık depolama alanının yapımı, katı atık transfer istasyonunun yapımı ve katı atık sızıntı suyu arıtma tesisinin yapımını tamamlayarak hizmete aldık TUZ GÖLÜ VE BEYŞEHİR GÖLÜ MEKE İÇİN ÖZEL PROJELER ÜRETİLDİ Konya ve bölge için Beyşehir Gölü ve Tuz Gölü nün ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarına işaret eden Başkan Altay, Konyamızda, çevre konusundaki en önemli çalışmalardan biri de Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü nün korunması çalışmalarıdır. Tuz Gölü ve çevresi başta allı turnalar olmak üzere biyolojik çeşitliliğin korunması açısından büyük önem taşıyan ve uluslararası kriterlere göre A sınıfı bir sulak alandır. Aynı zamanda birinci derece doğal sit alanı olarak tescil edilmiştir. Tuz Gölü aynı zamanda ülkemizin tuz ihtiyacının yüzde 40 ını karşılamaktadır. Tuz Gölü Havzası nda çevre kirliliğinin önlenmesi için Cihanbeyli ilçe merkeziyle Gölyazı Mahallemiz ve Kulu Ömeranlı ile Tuzyaka Mahallelerimizde atık suların arıtılması için 4 adet tesisin temelini atarak yapımına başladık. Beyşehir Gölü nü korumak için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile çalışmalar yürütüyoruz. Beyşehir, Hüyük, Derbent ve Derebucak ilçelerimizin sınırlarında bulunan 79 yerleşim yerinde 2026 yılına kadar 57 atıksu arıtma tesisini hayata geçirerek bölgeden göle akan kirli suyun önüne geçecek ve doğal yapıyı koruyacağız. Beyşehir Gölü nün korunması konusunda yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın destekleriyle göl içerisinde bulunan hayalet ağların bulunması ve temizlenmesi için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Çalışmalarımız tamamlandığında inşallah arıtılmayan hiçbir su Beyşehir Gölü ne akmayacak. Böylece Beyşehir Gölü daha nice yıllar boyunca şehrimizin ve ülkemizin bir güzelliği olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bunlara ilave olarak Karapınar İleri Biyolojik Arıtma Tesisi ni tamamladık ve şu an çalışmaya başladı. Burada arıtılan su da dünyanın nazar boncuğu olan Meke Gölü nün beslenmesinde kullanılacak diye konuştu. GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİ GÜRÜLTÜ BARİYERLERİ ÖNLEYECEK Şehrin en önemli sorunlarından birinin de gürültü kirliliği olduğuna dikkat çeken Başkan Altay, Gürültü kirliliğinin de önüne geçebilmek için Cumhurbaşkanımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanımızın destekleriyle Gürültü Bariyerleri yapmak üzere harekete geçtik. İlk olarak Karatay ilçemizde Adalet Sarayı, Şehir Hastanesi ve okullar bölgesiyle ilgili 7 bin 398 metre gürültü bariyerinin yapımını projelendirdik. Yine bakanlığımızın destekleriyle alt geçitlerimizin duvarlarının ses emici malzemeyle kaplanması konusunda çalışmalar yapacağız. Böylece trafik gürültüsünün insanımıza verdiği zararın da önüne geçmiş olacağız ifadelerini kullandı. BİSİKLET TRAMVAYI BİR HAFTA ÜCRETSİZ Türkiye de bisiklet denince akla ilk Konya nın geldiğine vurgu yapan Başkan Altay, Türkiye de örnek teşkil eden bisiklet tramvayımız da önümüzdeki bir hafta boyunca halkımıza ücretsiz hizmet verecek. Yine muhtelif yerlerdeki tamir çadırlarımızda da bir hafta boyunca ücretsiz bisiklet bakım ve tamiri yapacağız diyerek sözlerini tamamladı. Konuşmaların ardından Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğru İbrahim Altay, Bakan Kurum ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'a bisiklet hediye etti. Öte yandan Bakan Kurum ve beraberindekiler, alanda açılan "Geçmişten Günümüze Bisiklet Şehri Konya Fotoğraf Sergisi"ni ziyaret etti, akrobasi gösterisi yapan bisikletlilerin performansını izledi. Programa, Vali Vahdettin Özkan, AK Parti Konya Milletvekili Selman Özboyacı, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti İl Başkanı Hasan Angı ile vatandaşlar katıldı. n HABER MERKEZİ

17 17 HABER Dünya nın Nazar Boncuğu Meke için seferber olmuş durumdayız Geçmişte Konya da metreden çıkan suyun şimdi 250 metreden çıktığını, bölgede 600 ün üzerinde obruk oluştuğunu ve Meke Gölü nün kuruduğunu söyleyen Bakan Kurum, bu sorunların çözümü için seferber olduklarını ifade etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Konya'da geçmişte metreden çıkan suyun, şimdi 250 metrelere kadar inilmesine rağmen zor bulunduğunu belirterek, "Karapınar'da obrukların sayısı 600'ü geçmiş durumda. 'Dünyanın nazar boncuğu' olarak bilinen Meke Gölü kurudu, şimdi onu tekrar canlandırmak için seferber olmuş durumdayız." Kurum, Konya'nın iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini çok derinden hisseden şehirlerden biri olduğunu söyledi. Türkiye'ni farklı bölgelerinde afetler yaşandığına dikkati çeken Kurum, şunları kaydetti: "Konya'mızda, geçmişte metreden çıkan su, şimdi 250 metrelere kadar inilmesine rağmen zor bulunuyor. Karapınar'da obrukların sayısı 600'ü geçmiş durumda. 'Dünyanın nazar boncuğu' olarak bilinen Meke Gölü kurudu, şimdi onu tekrar canlandırmak için seferber olmuş durumdayız. Ülkemizin her yerinde, aşırı hava olayları nedeniyle, sel, heyelan, hortum, kuraklık gibi şiddeti sürekli artan afetler yaşıyoruz. Bu afetlerde canlarımızı kaybediyoruz." Dünyada da kutuplarda buzulların eridiğini, ülke büyüklüğünde orman yangınları olduğunu anlatan Kurum, bulaşıcı hastalıkların da insanlığın en büyük tehdidi olduğunu vurguladı. İklim değişikliği meselesine olan ilginin arttığını ifade eden Kurum, şöyle devam etti: "İklim değişikliği artık, mimari ve mühendislik anlayışlarını, şehirlerimizi etkileyen bir fenomendir. Modern dönemde geliştirdiğimiz bütün paradigmaları yerle bir etmektedir. BM, Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası yapılar, dünyaya her gün yeni teklifler sunmakta, tüm coğrafyaları etkileyecek yeni kararlar almaktadır. İşte bugünkü gündemimiz olan Avrupa Yeşil Mutabakatı da dünyaya sunulan yeni bir tekliftir. Ülkelerin gündemine oturmuştur." Yeni dünya düzeninde, iklim değişikliğinin herkesin ortak noktası olduğunu ifade eden Kurum, bu düşüncenin, tüm dünya ekonomilerinde derin bir dönüşüme yol açacağını söyledi. SON 50 YILDA DÜNYA NÜFUSU 2 KAT ARTARKEN, KÜRESEL KAYNAK KULLANIMI 3 KAT ARTTI Kurum, "kullan-at" döneminin sona ermeye başladığını belirterek, şöyle devam etti: "Son 50 yılda dünya nüfusu 2 kat artarken, küresel kaynak kullanımı 3 kat arttı. Artık dünya genelinde olmasa da, al-kullan-dönüştür, yani döngüsel ekonomiye geçişin izlerini görmekten mutluluk duyuyoruz. Avrupa Birliği, 2019'da yeşil mutabakatla ilgili kendi hedeflerini koydu yılında karbon nötr bir kıta olacaklarını ve bu yolda, Paris Anlaşması'nı da olmazsa olmaz bir şart olarak gördüklerini ifade ettiler." Türkiye'de, yaklaşık 30 yıldır iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında çok büyük bir müktesebat ve çok güçlü bir devlet iradesi olduğunu anlatan Kurum, Türkiye'nin iklim değişikliği konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini bildirdi. n AA Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konya Tarihi Şehir Merkezi ve Mevlana Bölgesi Hava Kalitesinin İyileştirilmesi Projesi kapsamında konutun doğalgaz dönüşümü için çalışmalar Bakan Murat Kurum un da katıldığı programla başladı Hava kirliliği bitecek! Murat Kurum Uğur İbrahim Altay Nikolaus Meyer-Landrut Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konya Tarihi Şehir Merkezi ve Mevlana Bölgesi Hava Kalitesinin İyileştirilmesi Projesi kapsamında konutun doğalgaz dönüşüm çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut un katılımı ile başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yeni çevre projelerinin ve yeşil yatırımların Konya nın çehresini değiştirerek, güzelliğine güzellik katacağını belirtti. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, hayata geçirecekleri doğalgaz dönüşümünün Konya nın hava kalitesine olumlu yansıyacağını ifade ederek, Şehrimizin bu önemli turizm bölgesinde hava kalitesi yönetimi güçlenecek. İklim değişikliği stratejisine ve Temiz Hava Eylem Planına böylece güçlü bir katkı sağlayacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Tarihi Kent Merkezi ve Mevlana Bölgesi Hava Kalitesinin İyileştirilmesi Projesi ni hayata geçiriyor. Mevlana Meydanı nda gerçekleştirilen projenin başlangıç programında konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya nın en önemli çekim merkezi konumundaki Mevlana Türbesi bölgesinin özellikle kış aylarında zaman zaman hava kirliliği sorunu yaşadığını vurguladı. PROJE HAVA KONYA NIN HAVA KALİTESİNE OLUMLU KATKI SAĞLAYACAK Hava kirliliğine sebep olan en önemli etmenlerin başında ısınmadan kaynaklı fosil yakıtların kullanılmasının geldiğini kaydeden Başkan Altay, Bu sebeple bugün startını vereceğimiz doğalgaz dönüşümü, hava kalitesine olumlu katkı sağlayacaktır. SOSYAL YARDIM ALAN HANELERE ÖNCELİK VERİLECEK Proje ile bölgede 3,87 kilometrekarelik alanda öncelik sosyal yardım alan haneler olmak üzere konutlarda doğalgaza geçişi sağlayacaklarının müjdesini paylaşan Başkan Altay, Burada ilk etapta; sosyal yardımlaşma kömürü ve Sosyal Kart kullanan, 65 yaş aylığı ile geçimini sağlayan, Mevlana Türbesi etrafında bulunan ve ısınma ihtiyacını katı yakıtla karşılayan bireysel konutlar ile altyapı ve imar sorunu olmayan, doğalgaz hattı olan ve abonelik sistemine geçebilecek proje sahasındaki diğer konutlar yararlanacak. Belirlediğimiz konutun doğalgaz dönüşümünü gerçekleştireceğiz. 10 mahallede, 171 cadde ve sokakta uygulanacak projemizde doğalgaz dönüşümü sağlanacak konutların yüzde 50 si sosyal yardımlaşma kömürü kullananlardan oluşuyor. ifadelerini kullandı. YARINLARIMIZA TEMİZ BİR KON- YA YI BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ Başkan Altay, Böylece şehrimizin bu önemli turizm bölgesinde hava kalitesi yönetimi güçlenecek. İklim değişikliği stratejisine ve Temiz Hava Eylem Planına böylece güçlü bir katkı sağlayacağız. Yarınlarımıza çevreyle, doğayla, temiz havasıyla iç içe yaşadığımız bir Konya yı aktarmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Şehrimizdeki birçok önemli yatırımda olduğu gibi bu projede de bizlere büyük destek veren Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum a tüm hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. sözleriyle konuşmasını bitirdi. KONYA TÜRKİYE NİN EN ÇEVRECİ ŞEHRİ OLMAYA ADAY AK Parti Konya Milletvekili Selman Özboyacı, İnşallah bugün yapılan işle beraber gerçekten büyük bir adım atılmış olacak. Çevrede Konya modelini Konya her vasfı ile hak eden bir şehir. Türkiye nin en çevreci şehri olmaya aday bir şehir. Biz bugünümüzün çevresini korurken aynı zamanda yarınlarımızın, geleceğimizin çevresini de bugünden aslında teminat altına almış oluyoruz. Bu projede emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum. şeklinde konuştu. TAŞINAMAZ ÇEVRESEL BASKIYA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR HASSASİYET VAR Konya Valisi Vahdettin Özkan, dünyanın taşınamaz bir çevresel baskıyla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, Bu baskıları bertaraf etmek için tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir hassasiyet var. Çevresel değerlerin muhafazası yönünde devletimiz özellikle Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın belirlediği perspektif doğrultusunda ayrıca bütün belediyelerimizin çevresel değerleri muhafazaya yönelik stratejinin altını doldurmaya yönelik faaliyetleri takdire şayandır. Bu yönüyle Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız başta olmak üzere bütün belediyelerimizin çevresel değerleri koruyarak gelecek nesillere aktarma yönündeki çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. BU PROJE DÜNYANIN HER YERİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR MODEL OLUŞTURUYOR Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa Birliği olarak Konya Büyükşehir Belediyesi ni çevre faaliyetlerinde desteklemekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Böylelikle daha temiz hava başarılabilir. Çünkü temiz hava meselesini biz de umursuyoruz. Bugün başlatılan projenin ne kadar önemli olduğunun da farkındayız. Bu proje bizim için çok önemli. Çünkü sadece Türkiye için değil, dünyanın her yeri için çok önemli bir model oluşturuyor. açıklamalarında bulundu. KONYA NIN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK, GÜZELLİĞİNE GÜZELLİK KATACAK Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çevre Haftasında açıklayacakları yeni çevre projelerinin ve yeşil yatırımların Konya nın çehresini değiştirerek güzelliğine güzellik katacağını ifade ederek, çevreye saygılı şehirler hedefiyle Türkiye nin her tarafında başlattıkları yeşil yatırımların bir yenisini daha Konya da başlattıklarını söyledi. BU AZİZ ŞEHRE HİZMET ETMEK BİZİM İÇİN ŞEREFLERİN EN BÜYÜĞÜ Konya nın hava kalitesini iyileştirecek, daha temiz havaya sahip olmasını sağlayacak bir projeyi daha hayata geçirmenin heyecanı içinde olduklarını dile getiren Bakan Kurum, Konya mıza her geldiğimizde, her kavuşmamızda, her kucaklaşmamızda olduğu gibi; yine Cenab-ı Allah a sonsuz şükürler ediyoruz. Bu aziz şehre, bu kadim şehre hizmet etmek bizim için şereflerin en büyüğü. 4 KİLOMETREKARELİK ALANDA KONUT DOĞALGAZA KAVUŞACAK Özellikle kış aylarında, bulundukları alanda, kömür kullanımına bağlı olarak yoğun bir hava kirliliğinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Bakan Kurum, Şehrimizin bu sorununu da çözmek için Büyükşehir Belediye Başkanımızla birlikte son derece örnek bir hava kalitesi çalışması için kolları sıvadık. Şehrimizin tarihi ve kültürel açıdan önemli olan şehir merkezindeki 4 kilometrekarelik alanda bulunan konutumuzun doğalgaz dönüşümünü yapma kararını aldık. diye konuştu. TARİHİ ŞEHİR MERKEZİNDE HAVA KİRLİLİĞİ SONA ERECEK Hayata geçecek projeyle; Konya nın tarihi şehir merkezi ve Mevlana Bölgesinde hava kirliliğini sona erdireceklerini kaydeden Bakan Kurum, böylesine çevreci hedeflere, hayırlı hedeflere, güzel hedeflere hizmet edecek projenin hayırlı olmasını diledi. KONYA VE ÜLKKE GENELİNDEKİ HAVA KİRLİLİĞİYLE MÜCADELE ÇALIŞMALARI Türkiye nin en büyük şehirlerinden biri olan Konya da, doğalgaz kullanımının sanayide 2003 te, konutlarda da 2004 yılında başladığını anımsatan Bakan Kurum, Konya ve ülke genelinde yaptıklarını uygulamalardan bahsederek şunları kaydetti: Konya mızı; şehrin genelini kapsayacak şekilde Merkez, Erenköy, Selçuklu, Meram, Karatay, Ereğli ve Sarayönü nde bulunan 10 izleme istasyonumuzdan 7/24 online olarak takip ediyoruz. Bugün 81 ilimizde ve Konya da, 5 metreye kadar mesafeleri ölçebilen, 3 boyutlu yazılımla, hava kirliliğine neden olan noktaları anlık tespit ediyoruz. Ona göre harekete geçiyoruz. Türkiye de kirletici vasfı yüksek olan 300 den fazla sanayi tesisinin 686 bacasını ekiplerimiz sürekli takip ediyor. Yine 81 ilimizin tamamında hayata geçirdiğimiz Egzoz Elektronik Denetleme Sistemi mizle egzoz muayenesi yaptırılmayan araçları trafikte otomatik olarak tespit ediyoruz. Bu anlamda da milyonlarca aracın havayı kirletmesinin önüne geçiyoruz. Bakan Kurum son olarak, Konya nın tüm projelerini yakından takip eden, çevre sevdalısı lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a teşekkür etti. n HABER MERKEZİ

18 18 SPOR 2 Hatayspor da 3 futbolcu ile yollar ayrıldı Hatayspor'da, teknik heyetin raporu doğrultusunda kadroda düşünülmeyen Yusuf Abdioğlu, Akın Alkan ve takım kaptanlarından Mesut Çaytemel ile yollar ayrıldı. Geçtiğimiz sezonu altıncı sırada tamamlayan Hatayspor, üç futbolcu ile yollarını ayırdı. Sözleşme süreleri dolan Yusuf Abdioğlu, Mesut Çaytemel ve kaleci Akın Alkan ile mukavele yenilenmedi. Hatayspor Kulübü nden yapılan açıklamada, "Takımımızın kazandığı şampiyonlukta büyük emeği olan, bordo beyaz formamızı gururla taşıyan futbolcumuz Yusuf Abdioğlu, Mesut Çaytemel ve Akın Alka na emekleri için teşekkür eder, bundan sonraki kariyerlerinde sonsuz başarılar dileriz ifadelerine yer verildi sezonunda 2. Lig de yer alan Hatayspor a devre arasında Orduspor dan transfer olan Mesut Çaytemel, takımı ile birlikte 2 şampiyonluk yaşayarak Süper Lig de mücadele etme şansı yakalamıştı. Tecrübeli futbolcu yaklaşık 6 buçuk sezon Hatayspor formasını terletti. Kaleci Akın Alkan da 5 sezon top koşturduğu Hatayspor temsilcisinde 2 defa şampiyonluk yaşarken, Süper Lig deneyimi de yaşayan 31 yaşındaki futbolcu, çok fazla şans bulamadı sezonunda MKE Ankaragücü nden Hatayspor a transfer olan Yusuf Abdioğlu ise takımı ile Süper Lig e çıkarken, bu sezon toplam 23 maçta forma giydi. n AA Galatasaray dan yeni sponsorluk anlaşması Galatasaray Spor Kulübü ile Fiba Emeklilik ve Hayat arasında yapılan iş birliği anlaşmasının basın lansmanı yapıldı. Fiba Emeklilik ve Hayat, Galatasaray Spor Kulübü ve Re-Pie Portföy Yönetimi, hem kulübe kazandıran hem de taraftarın birikim yapmasını sağlayan Galatasaray Emeklilik planı için güçlerini birleştirdi. Basın lansmanı Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu nda gerçekleşti. Toplantıya Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz video konferans ile katıldı Türk Telekom Stadı'nda düzenlenen tanıtım programına Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Yusuf Günay, Fiba Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu ve Re- Pie Portföy Yönetimi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Alim Telci katıldı. YENİ YÖNETİM YOLUNA EMİN ADIMLARLA DEVAM EDECEK Bugün itibariyle Galatasaray Spor Kulübü nde 44 ayı doldurduğunu aktaran Yusuf Günay, "Dursun Özbek başkan zamanında başlamıştım. Başkan Mustafa Cengiz ile seçimlere girdik. 3 yılımız dolmuş oldu. Yakın çevreme bu sürenin benim için yeterli olduğunu söyledim. Yeni seçimlerde aday olmayacağımı. Galatasaray'a hizmet sadece yönetim kurulunda olmuyor, yönetim kurulunda olmadığım zamanda da Galatasaray'a hizmeti büyük bir aşkla verdim, yine öyle olacak. Ümit ediyoruz yeni, güçlü bir yönetim seçimi kazanacak ve Galatasaray emin adımlarla yoluna devam edecek" n AA Murat Dönmez güven tazeledi Türkiye Spor Yazarları ve Spor Kulübü Derneği (TSYD) Konya Şubesi nin olağan genel kurulu dün saat de Bera otel Yakut Salonu nda gerçekleşti. Gündemdeki konuların ele alındığı genel kurulda Mevcut Başkan Murat Dönmez, tek aday olarak girdiği seçimde oy birliği ile seçimi kazanarak tekrardan başkanlığa seçildi Türkiye Spor Yazarları Derneği Konya Şubesi nin olağan genel kurulu Bera Otel Yakut salonunda pandemi kuralları kapsamında gerçekleşti. Genel kurulda divan başkanlığına gazeteci Dursun Seyis, Mürsel Çetin, Adem Bestil ve Hüseyin Sezen getirildi. Görev süresi boyunca Konya, spor camiasına önemli katkılarda bulunan Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Murat Dönmez, yetkililerinde takdirini kazanarak görevinde büyük bir ilerleme kaydetmişti. Bu bağlamda kamuoyunun da sevgisini kazanan Dönmez, tek aday olarak girdiği seçimde oy birliği ile yeniden başkanlığa seçildi. 30 üyenin katıldığı Genel Kurulda mevcut Başkan Murat Dönmez, tek aday olarak katıldığı seçimde güven tazeledi. Seçim sonrası konuşan TSYD Konya Şube Başkanı Murat Dönmez, "Geçen 3 yıllık dönemde önemli faaliyetler gerçekleştirdiklerini, 1,5 yıldır yaşanan Pandemiye rağmen sosyal anlamda önemli işlere imza attıklarını söyledi. Kazananın Türkiye Spor Yazarları Derneği olduğunu anımsatan Dönmez, "Yeni dönemde de aramıza yeni katılan değerli yönetim kurulu arkadaşlarımız ile birlikte daha çok projeye imza atacağız. Biz büyük bir aileyiz. Derneğimize sahip çıkan şehrimizin yöneticilerine, üyelerimize ve meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum" Seçimin ardından TSYD Konya Şubesinin yeni yönetimi şu isimlerden oluştu: Murat Dönmez, Tolga Durmaz, Mürsel Çetin, Hüseyin Turgut, Hüseyin Avni Uğur, Kemal Soylu ve Ferhat Türkoğlu. Türkiye Spor Yazarları Derneği nin düzenlediği genel kurulda şu gündem konuları ele alındı: 1-Açılış ve saygı duruşu, 2-Divan Kurulunun seçilmesi ve kongre tutanaklarının imzası için yetki verilmesi, 3-Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu raporlarının okunması, gelir gider cetvellerinin görüşülmesi ve ayrı ayrı ibra edilmesi tahmini bütçenin görüşülerek onaylanması, 5-Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin kurulu asil ve yedek üyelerinin seçimi, 6-Dilekler, kapanış. n SPOR SERVİSİ Uğur Demirok 2 yıl daha Kayserispor da Hes Kablo Kayserispor tecrübeli savunma oyuncusu Uğur Demirok ile yola devam edecek sezonunda yoluna Süper Ligde devam edecek olan Hes Kablo Kayserispor sözleşmesi biten Uğur Demirok un sözleşmesinde opsiyon hakkını kullanıldı. 2 sezon daha Sarı-Kırmızılı formayı giyecek olan tecrübeli savunma oyuncusu Uğur Demirok, tatilde boş durmuyor. Geçen sezon devre arasında Konyaspor'dan kadroya dahil edilen ve 16 maça çıkan Demirok 1 gol kaydetti. n İHA Rıza Çalımbay imzaya yakın Sivassporluların beklediği müjde için geri sayıma geçildi. Teknik Direktör Rıza Çalımbay, yönetimle masaya oturacak. Görüşmenin ardından Çalımbay ile yeniden sözleşme imzalanacak. Sivasspor taraftarları, takımı 2 sene üst üste Avrupa kupalarına götüren Rıza Çalımbay ın geleceğini merak ediyor. Sivasspor yönetimi ile Rıza Çalımbay, bu hafta yeni sözleşme görüşmelerine resmen başlayacak. İlk buluşmanın bugün yapılması, bu görüşmede kesin anlaşmaya varılması planlanıyor. Deneyimli hocanın ücreti iyileştirilecek, 1 yıllık sözleşme önerilecek. Yönetim-Çalımbay buluşmasında, kulübün transfer rotasının da çizilmesi ve özellikle alınacak oyuncularla ilgili fikir alışverişi yapılması bekleniyor. Görüşmenin ardından Teknik Direktör Rıza Çalımbay, Sivas Yeni 4 Eylül Stadyumu'nda düzenlenecek törenle mukaveleyi imzalayacak. n İHA Kulüpler Birliği Vakfı, federasyona tepki gösterdi Kulüpler Birliği Vakfı, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) yabancı oyuncu sayısı ve küme düşme statüsüyle ilgili aldığı kararlara tepki gösterdi. Kulüpler Birliği Vakfından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yabancı sayısı ve küme düşme statüsüyle alakalı açıklanan kararlar öncesinde; Kulüpler Birliği Vakfının görüşleri yönünde hareket edileceği tarafımıza bildirilmesine rağmen taleplerimizden tamamen farklı yönde kararların çıkmasını şaşkınlıkla karşılamaktayız. Bu olay, Türkiye Futbol Federasyonuna duyduğumuz güven müessesini zedelemiştir. Kulüplerimizin olumsuz yaklaştığı, istişare edilenin tam tersi yönde alınan bu iki karar; kulüplerimiz tarafından kabul edilmemektedir." Kulüpler Birliği Yönetim Kurulunun, açıklanan bu kararlar sonrası acilen toplandığı belirtilerek, 8 Haziran Salı günü Süper Lig kulüplerinin tamamının katılacağı bir toplantı organize etmeye karar verildiği kaydedildi. TFF'nin aldığı karara göre Süper Lig kulüpleri, sezonunda kadrosunda en fazla 14, sahada ise aynı anda en fazla 8 yabancı oyuncu bulundurabilecek sezonunda en fazla 12, 'te ise en fazla 10 yabancı futbolcuya kadrosunda yer verebilecek Süper Lig kulüpleri, sezonunda en fazla 7, 'te ise en fazla 6 yabancı futbolcuyu aynı anda sahaya sürebilecek. TFF'nin aldığı bir diğer karara göre de profesyonel liglerde takım sayıları kademeli olarak düşürülecek. Buna göre Süper Lig, sezonunda 20 takımla, 'te 19 takımla, 'ten itibaren ise 18 takımla oynanacak. n AA Hasan Kartal istifa etti Çaykur Rizespor Kulübü Başkanı Hasan Kartal, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Hasan Kartal, sahibi olduğu Kartallar Grup'ta yaptığı basın toplantısında, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) mevcut yönetiminin göreve devam ettiği sürece Türk futbolunda yönetici olarak yer almayacağını belirtti. Uzun zamandır futbolun içinde bulunduğunu vurgulayan Kartal, "Artık bundan sonra yokum. Daha önceki açıklamalarımda da söyledim. Ya bırakacağım ya da devam edersem federasyonla uğraşacağım. Arkadaşlarımla görüştüm, kulüp başkanlıklarından istifa etme kararı aldım. Çaykur Rizespor ve Etimesgut Belediyespor'daki görevlerimden başkan ve yönetici olarak ayrılıyorum. Bu federasyondaki görevli arkadaşlarımız gidene kadar da futbolda herhangi bir görevde bulunmayacağım." ifadelerini kullandı. n AA

19 19 RÖPORTAJ Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 130 yılı geride bırakmış kurumsallaşmış bir aile şirketinin 4.nesil üyesiyim yılında Konya da doğdum. Çocukluğumu burada geçirmenin ardından Ankara ya üniversite eğitimimi almak için yola çıktım. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Bilişim Sistemleri Bölümü nü bitirdikten sonra, New York ta Manhattan Ville College de Uluslararası Yönetim ve Sosyoloji bölümlerinde çift ana dal yaparak yüksek lisansımı tamamladım. Bu aşamada üzerinde çalıştığım Global İş Planı, IMF ve Ekonomik Kriz, Gelişmiş ve Gelişime Açık Olan Ülkeler, Uluslararası Ticarette Yaşanan Problemler ve Uygulamalar, Şirketlerin Gelişimi ve Finansal Analiz, Medya ve Sosyal Etkisi konulu projeler oldu. Eğitimimin ardından ABD de belirli bir süre farklı sektörleri deneyimle fırsatı buldum. Ardından ülkeme geri dönüş yaparak, Helvacızade Şirketler Grubu nun farklı departmanlarında aktif bir şekilde çalışmaya başladım yılından itibaren grubumuzun sağlık kanadı olan Zade Vital in Genel Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum. ABDULLAH AKİF SOLAK Aile şirketlerinde üstlendiği önemli rolle Konya nın gurur duyacağı genç bir iş insanı haline gelen Zade Vital Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, koyduğu önemli hedefler doğrultusunda iş hayatını şekillendiriyor Umutlar ve hedefler hiçbir zaman bitmiyor Taha Büyükhelvacıgil 130 yıllık köklü bir firma olan Helvacızade Grubu nun sağlık alanındaki başarılı markası Zade Vital in Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, kendini geliştirmek için yürüttüğü farklı deneyimlerin ardından şirkette yaptığı çalışmalarla önemli bir rol üstleniyor. Aile büyüklerinin işe karşı olan tutkusu ve çalışkanlığından çok etkilenerek 13 yaşlarından itibaren iş hayatına ilgi duymaya başlayan Büyükhelvacıgil, gelinen noktada Konya nın gurur duyacağı genç bir iş insanı haline geldi. Umutlar ve hedefler hiçbir zaman bitmiyor diyen Helvacıgil, Helvacızade Şirketler Grubu nun değerli mirasını ailemizin gelecek kuşaklarına güvenli bir şekilde bırakmayı ve global arenada da devamlılığımızı sağlamayı arzu ediyorum. Bireysel olarak ise kızım olmak üzere tüm çocuklara da daha iyi bir dünya bırakmak için çalışıyorum diye konuştu. Şirketinizde hangi görevlerde bulundunuz? Şuandaki göreviniz nedir? 2006 yılında Botaş ta İnsan Kaynakları Departmanı nda çalıştıktan sonra 4 yıl içerisinde sırasıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı Uluslararası Yatırımlar Destek Departmanı, New York Vintage Food Company de Pazarlama Departmanı ve Destek Yeminli Mali Müşavirlik Şirketi nde Denetim Departmanı nda farklı görevlerde yer aldım yılında Helvacızade Şirketler Grubu na katıldım. Zade Yağları nda yılları arasında Doğu Bölgeler Müdürü olarak satış odaklı çalıştım yılında Zade Vital in faaliyete geçmesiyle beraber Konya Bölgesi Satış Temsilcisi oldum. Ardından 2014 yılında ise Zade Vital Türkiye ve Uluslararası Satış, Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak Türkiye Satış Müdürlüğü ne atandım. Grubumuzun anayasasında belirtildiği şekilde öncelikle Helvacızade dışında deneyim kazanarak, grubumuzda aktif göreve başladım. İş hayatına kaç yaşında ve nasıl başladınız? Çok küçük yaşlardan itibaren iş hayatına atıldım. Aile büyüklerimin işe karşı olan tutkusu ve çalışkanlığı, beni 13 yaşlarımda itibaren etkilemeye başlamıştı. İş hayatına giriş yaptığınız dönemlerde hangi zorlukları yaşadınız? Bu zorlukları aşmak için neler yaptınız? 135 yılı geride bırakan bir mirasımızı, iyi bir dünyaya ve gelecek nesillere bırakmak ülkemizin bayrağını global arenada da dalgalandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Aile şirketlerinin devamlılığı ülkemizde ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Nesiller arası geçişin başarılı bir şekilde yapılması buradaki en kritik nokta İş hayatına ilk giriş yaptığım yıllarda ailemizin güçlü birliğinin bozulmasından biraz çekindiğimi söyleyebilirim. Burada aile anayasamızın çok iyi bir şekilde sisteme geçmesi, bu düşünceleri çok kısa bir sürede bırakmama destek oldu. Helvacızade Şirketler Grubu nun gelecek nesillere kuvvetli bir şekilde aktarılmasının en büyük nedenlerinden birinin aile anayasamızın olmasına bağlıyorum. İş hayatında tabii ki; zorlu dönemler söz konusu oluyor. Bu süreçlerde tecrübenin, duruma karşı profesyonel bakmanın ve ortak bir çözüme gidilmesinin değerli olduğunu düşünüyorum. Kendinizi geliştirmek için hangi faaliyetleri yürütüyorsunuz? Bu konuyu iki farklı şekilde ele almaya özen gösteririm. Hem kişisel hayatım hem de iş yaşantımda değişime adapte olmayı ve kendimi ilgilendiğim alanlarda geliştirmekten keyif duyarım. İş yaşantımda özellikle son dönemde sürdürülebilirlik kavramına odaklandım. Sürdürülebilirlik ışığında Zade Vital olarak oldukça önemli adımları attığımız bir dönem içerisindeyiz. Bu kavramı kişisel yaşantımda da uygulamaya önem veririm. Bunun yanı sıra bulunduğumuz sektör, inovasyon ve teknolojiden besleniyor. Bu aşamada ulusal ve uluslararası yazılan makaleleri ayrıca bu içerikteki konferansları yakından takip ederim. Pandemiyle beraber evde daha fazla vakit geçirdiğimiz bu süreçte, aile üyelerimizle beraber satranç turnuvaları düzenliyoruz. Farklı oyun tekniklerini de öğrenmeye başladığım bu dönemde kendimi daha iyi hissettiğimi söyleyebilirim. Yurt dışı deneyimleriniz oldu mu? Bu deneyimlerin size kazandırdıklarını kısaca anlatabilir misiniz? Üniversite eğitimimi ABD de tamamladıktan sonra New York ta iş ilk deneyimimi yaşadım. Tabii ki; bu deneyimin kariyerinize büyük katkıları oluyor. Küresel ölçekte bir iş deneyimi kazanarak, Türkiye de iş yaşantınıza başlamanın pozitif bir etki yarattığına inanıyorum. Öncelikle oradaki iş ortamı ve işin mekanizması size katma değer sağlıyor. İletişim buradaki en kritik faktör İş yetkinliklerinizi geliştirmenin yanı sıra farklı kültüre sahip organizasyonlarla çalışmanın, iş hayatında sizi bir adım ileriye taşıdığını, kariyer yolculuğunuzdaki performansınızı doğrudan artırdığını düşünüyorum. Şirketinizin yönetimini üstlenen, şirketinizi buralara kadar getiren aile bireylerinin (baba, anne, abi, abla, amca vs.) size ne tür katkıları oldu? Net bir şekilde tecrübe kattıklarını söyleyebilirim. Manevi olarak verdikleri desteğin büyüklüğü kelimelerle ifade edilmez. Yenilikçi bir kuşak olarak, şirketinizin kurucusu olan gelenekçi kuşakla herhangi bir çatışmanız oluyor mu? Oluyorsa bu sorunu nasıl çözüyorsunuz? Kurumsallaşmış olan köklü bir aile şirketi olarak 3. ve 4. jenerasyon bir arada çalışıyoruz. Helvacızade Şirketler Grubu nun gelecek nesillere sürdürülebilir bir şekilde taşınmasını şansa bırakmamak için yazılı kurallarımızın bütünün bulunduğu bir aile anayasasına sahibiz. Kurum kültürümüzü ve işleyişimizi bu anlamda korumaya önem veriyoruz. Aile anayasamız, jenerasyon farklılıklarında oluşan görüş ayrılıklarının aşılmasında önemli bir rol oynayarak, kuşaklar arasındaki bağı da güçlendirmemize olanak sağlıyor. İki farklı kuşağın bir arada çalışması, eleştirel ve farklı bakış açılarını duyarak, ortak bir görüşte buluşup tek ses haline gelmemizi de sağlıyor. Kendinizi nasıl tarif edersiniz? Kendimi çalışkan, güleryüzlü ve merhametli biri olarak tarif edebilirim. İş hayatının ve günlük hayatın stresini atmak için neler yapıyorsunuz? Belli başlı hobileriniz var mı? Spor odaklandığım konuların başında geliyor. Bunun yanı sıra yemek yapmak diğer bir tutkum. Pandemi döneminde dünya mutfağına biraz daha yönelerek, farklı lezzetlerle hazırladığım özel menüler oluşturdum. Müzik ise günlük hayatın stresini attığım bir diğer vazgeçilmezim. Uzun bir günün ardından farklı müzik türlerine ait parçaları ve podcast leri dinleyerek kendimi iyi hissederim. Ayrıca kızım Melek Nur ile vakit geçirmek ve ona kitap okumak tüm günün stresini geride bırakmamı sağlar. İş hayatındaki ilişkilerinizi nasıl anlatırsınız? İş hayatımda samimi, sıcakkanlı ve açık iletişime dayalı bir şekilde ilişkilerimi sürdürmeye özen gösteririm. Daha uzun soluklu olarak nitelendirdiğim dostluğa dayalı ilişkilerimde duygusal yönümün de ağır bastığını söyleyebilirim. Günümüz iş dünyasıyla ilgili neler söylersiniz? Pandemiyle beraber iş yapış şekillerimiz değişti, farklı iş modellerini organizasyonlarımızın içine entegre ettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Özellikle teknolojinin getirdiği fırsatları daha çok uygulamaya geçiriyor, dijital dönüşümün izinde ilerliyoruz. İş hayatının getirdiği yeniliklere adapte olmak her bakımından çok önemli Bu durum işin rengini ve kapsamını oldukça etkiliyor. Sadece söylemde değil eylemde de markaların adımlarını atmasının değerli olduğu, iş dünyasında sosyal etki ve çevre konularına karşı daha duyarlı bir bilincin oluştuğunu görüyorum. Yeni nesillerin iş hayatındaki çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz? Genç üyelerin yönetim kurulunda olması ayrıca jenerasyonlar arasında ortak bir dilin kurulmasına yardımcı oluyor ve karar alma aşamasında fırsatlar yaratıyor. Yeni fikirlerin hayata geçirilmesinde genç üyelerin, biraz daha hızlı bir şekilde adım attığını düşünüyorum. Dijital dönüşüm çağını yaşadığımız bu döneme hızlı bir şekilde adapte olmanın yanı sıra farklı bakış açıları sayesinde yenilikçi ve katma değerli ürünlerin alt yapılarını oluşturmak bakımından da yönetim kurulunda genç üyelerin olması kuruluşlara artı değer katıyor. Diğer önemli bir konu ise genç üyelerin bir önceki neslin tecrübelerinden yararlanarak yeni fikirleri harmanlaması alınacak aksiyonlarda da kritik bir rol oynuyor. İş hayatında gelecekle ilgili hedefleriniz nelerdir? (Hem şirket bazında hem de bireysel anlamda) Umutlar ve hedefler hiçbir zaman bitmiyor. Zade Vital olarak, ülkemizdeki 70 endemik bitkinin gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde ulaşmasını garanti altına alıyoruz. Hedefim; Türkiye de bulunan endemik bitki türlerinin büyük bir kısmında da bu sürdürülebilirliğini sağlanabilmesi yönünde Ayrıca Helvacızade Şirketler Grubu nun değerli mirasını ailemizin gelecek kuşaklarına güvenli bir şekilde bırakmayı ve global arenada da devamlılığımızı sağlamayı arzu ediyorum. Bireysel olarak ise kızım olmak üzere tüm çocuklara da daha iyi bir dünya bırakmak için çalışıyorum.

20 Sokol Cikalleshi: Daha iyi teklif gelirse değerlendireceğim Süper lig temsilcimiz İttifak Holding Konyaspor un tecrübeli forvet oyuncusu Sokol Cikalleshi, milli takımda açıklamalarda bulundu. Arnavut oyuncu geride kalan sezona dair konuşurken, Arnavutluk milli takımının oynayacağı maçlara da değindi Sokol geleceği ile ilgili ise Konyaspor ile bir yıl daha sözleşmem var, iyi bir sezonu kapattım. Sözleşmeye sonuna kadar saygı göstereceğim ama iyi teklifler gelirse değerlendireceğim. dedi Konyaspor un Arnavut golcüsü Sokol Cikalleshi Arnavutluk Milli Takımı nın kampında açıklamalarda bulundu. Arnavutluk milli takımının Galler ve Çek Cumhuriyeti ile oynayacağı maçı değerlendiren tecrübeli forvet, bu iki maç için yapılan hazırlıkların takım tarafından çok ciddiye alındığını ve konsantrasyonun maksimum olduğunu vurguladı. Milli Takım'ın Eylül ayında oynayacağı rakip takımlarla aşağı yukarı aynı seviyeye geldiklerini ifade etti. Gol atmak için Milli takımda olduğunu söyleyen Yeşil-Beyazlıların golcüsü Sokol Cikallehi, Her maç, rakip ne olursa olsun ve içinde bulunduğumuz durum ve maçın önemi ne olursa olsun, sadece benim için değil, bu kontenjana dahil olan her oyuncu için önemlidir. Oynarken de oynamadığımızda da her zaman hazırız. Milli Takım olmak sadece oynadığımız zaman mutlu olmak anlamına gelmiyor, bu yüzden elimden gelenin en iyisini yapmaya çok istekli olacağım. Kesinlikle gol atmak, takıma yardım etmek. Bunun için buradayım ama her şeye teknik direktör karar veriyor ve hem saha Özgökçen, yönetim listesini açıklayacak içinde hem de saha dışında ona yardım edeceğim. Galler maçı ile alakalı konuşan Sokol, Avrupa'ya giden bir takım, fiziksel olarak çok iyi bir takım. Takdir edilmesi gereken bir takım ve Eylül'deki rakiplerimiz ile aynı seviyede olduğuna inanıyorum. Zor bir maç olacak, şu an bizden biraz daha yüksek olduğuna ve bunun farkında olmamız gerektiğine inanıyorum. Dost canlısı olmalarına rağmen odaklanmalı ve oyunumuzu daha iyi hale getirmeliyiz. şeklinde konuştu. TEKLİF GELİRSE DEĞERLENDİRECEĞİM Konyaspor ile bir yıl daha sözleşmem var, iyi bir sezonu kapattım. Sözleşmeye sonuna kadar saygı göstereceğim. Kesinlikle daha ilginç bir teklif olduğu an, ayrıntılı olarak inceleyeceğim. Şu ana kadar transferler hakkında konuşmak için çok erken. Uluslar Ligi nde elimizden gelenin en iyisini yapmak için çalışacağız. Daha iyi teklifler gelirse onları değerlendireceğim. ifadelerini kullandı. n SPOR SERVİSİ Spor Toto Süper Lig temsilcimiz İttifak Holding Konyaspor da genel kurul heyecanı yaşanıyor. Yeşil-Beyazlılar yarın saat de Ramada Plaza Otel de çoğunluk sağlandığı takdirde kongre düzenleyecek. Tek aday olarak seçime girecek olan Fatih Özgökçen Konyaspor un yeni başkanı olacak. Öte yandan Özgökçen bugün bir basın toplantısı düzenleyerek yönetim listesini açıklayacak İttifak Holding Konyaspor u genel kurul heyecanı sardı. Hilmi Kulluk un aday olmayacağını açıklamasından sonra uzun bir süre sessizliğe gömülen Yeşil-Beyazlılarda geçtiğimiz haftalarda Fatih Özgökçen in aday olacağı gündeme gelmişti. Şehrin önde gelen isimleri Fatih Özgökçen i desteklerken, 44 yaşındaki isim bugün bir basın toplantısı düzenleyecek. Öğleden önce basın toplantısını düzenlemesi beklenen Özgökçen, yönetim listesini de açıklayacak. Konya Büyükşehir Belediyesi 2.Başkan Vekili olan Fatih Özgökçen geçmiş dönemlerde Yeşil-Beyazlı camiada çeşitli görevler üstlenmişti. Yarın ise saat de genel kurul düzenleyecek olan Anadolu Kartalı nda kongre de hareketli geçecek. Mevcut Başkan Hilmi Kulluk, 3 yıl görev süresi boyunca açıklamalarda bulunacak iken tek başkan adayı olarak seçime girecek olan Fatih Özgökçen, Yeşil-beyazlıların yeni başkanı olacak. LİSTESİNDE GÜÇLÜ İSİMLER İDDİASI Bugün düzenleyeceği basın toplantısında başkanlığını ve yönetim listesini resmen açıklayacak olan Fatih Özgökçen in yönetim listesinde oldukça iddialı ve güçlü isimlerin olduğu söyleniyor. Yeni sezonda 100. yılını kutlayacak olan Yeşil-Beyazlılarda bu söylem ise taraftarları heyecanlandırıyor. Güçlü bir kadro kurmak isteyen Konyaspor yönetimi, şehrin önde gelen isimlerinin de desteğini arkasına alarak Konyaspor u 100. yılda en iyi şekilde desteklemenin hesaplarını yapıyor. TRANSFER HAREKATI ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA BAŞLAYACAK İttifak holding Konyaspor da yeni yönetim yarın kesin olarak netleşirken, önümüzdeki hafta Yeşil-Beyazlılar adına oldukça hareketli geçecek. Fatih Özgökçen önderliğindeki Konyaspor, önce teknik direktör İlhan Palut ile bir görüşme gerçekleştirecek ve akabinde hocanın isteklerine göre bir transfer politikası belirleyecek. Yeni sezon harcama limitlerinin haziranın ikinci haftasında açıklanması beklenirken, Konyaspor transferde bu kurala uyacak. YABANCI SINIRLAMASI Türkiye Futbol Federasyonu nun önceki gün yeni sezonda 14 yabancı transfer edilebileceğini ve bu sayıdan 8 futbolcunun sahada yer alacağını açıklamasından sonra Konyaspor, bu sınıra uyarak plan yapacak. Federasyonunun bu kararına tepkiler çığ gibi büyürken, kararın değişmesi düşük bir ihtimal olarak görünüyor. Bu bağlamda bir plan haritası çizecek olan Anadolu Kartalı nda Farouk Miya ve Artem Kravets ile imkanlar oluştuğu takdirde yolların ayrılması bekleniyor. n SPOR SERVİSİ Sehic ve Amir 90 dakika sahada kaldı İttifak Holding Konyaspor Un Bosna Hersekli futbolcuları İbrahim Sehic ve Amir Hadziahmetovic, milli takımlarının önceki gün oynadığı Karadağ karşılaşmasında sahaya ilk 11 de çıktı. 90 dakika sahada kalan Yeşil-Beyazlı futbolcuların performansı beğeni ile karşılandı. Konyaspor da başarılı bir sezonu geride bırakan Amir Hadziahmetovic in milli takımında 18 numaralı sırtına geçirmesi ise dikkatlerden kaçmadı. Geçtiğimiz dönemlerde 6 numara giyen başarılı orta saha oyuncusu Karadağ ile oynanan maçta 18 numaralı formayı terletti. n SPOR SERVİSİ SP R Bahçeşehir Koleji nden Konyaspor a ziyaret Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Savaş Boyar ve Koordinatör Müdürü Hakan Aydın, İttifak Holding Konyaspor üst yöneticisi (CEO) Ufuk Yaşar a bir ziyarette bulundu. Samimi bir ortamda gerçekleşen buluşmada çeşitli istişarelerde bulunuldu. Ziyaret sonrasında Konyaspor üst yönetici Ufuk Yaşar, Bahçeşehir Koleji yetkililerine ismi yazılı 42 numaralı Konyaspor forması ve çift başlı kartal minyatürü hediye etti. n SPOR SERVİSİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konyalı sporcuları misafir etti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kabulde Konya yı temsilen Selçuklu Belediyespor Kulübü nde yetişen ve Konyasporlu Konya Spor Lisesi öğrencisi Elif Ceren Çolak ve Antrenörü Şükrü Alp Arı'nın da yer aldığı Dünya ve Avrupa Şampiyonası nda derece alan Cimnastikçi Konyalı sporcuları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nde kabul etti. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen ile antrenörler ve sporcular hazır bulunduğu kabul, basına kapalı olarak 1 saat sürdü. Hedeflerinin Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğu olduğunu belirten Elif Ceren Çolak, azimle, gayretle çalışarak ülkemize ilk kez Trampolin Cimnastik Avrupa Şampiyonasında madalya kazandırmanın gururunu yaşadıklarını, bunun için çok çalıştıklarını belirtti. Üzerinde çok emeği olan Antrenörü Şükrü Alp Arı'ya ve okulu Konya Spor Lisesi'ne teşekkür ediyorum Konya Spor Lisesi Müdürü Veysel Dudu ise yaptığı açıklamada, ülkemize Trampolin Cimnastik Avrupa Şampiyonası tarihinde ilk kez madalya kazandıran Elif Ceren Çolak ve Antrenörü Şükrü Alp Arı ile gurur duyduklarını ve Dünya Şampiyonluğu nda yeni madalya ile bizleri yeniden gururlandıracaklarına inandıklarını belirtti. Dudu, Öğrencimizin başarmak için azimli ve gayretli çalışmaları sonucunda kulüplerini, okulumuzu, Konya'mızı ve ülkemizi en güzel şekilde temsil ederek bu başarıya ulaştığına inanıyor, başarılarının devamını diliyorum. ifadelerini kullandı. n SPOR SERVİSİ Konyalı milli sporcu Avrupa üçüncüsü oldu Konyalı Milli sporcu Abdullah Ilgaz, Polonya'da düzenlenen Para Atletizm Avrupa Şampiyonası'nda yüksek atlamada bronz madalya elde etti. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonundan yapılan açıklamada, Bydgoszcz şehrinde düzenlenen şampiyonada Abdullah Ilgaz'ın T47 kategorisi erkekler yüksek atlama finalinde 1.91'lik atlayışıyla kendisine ait Türkiye rekorunu kırarak üçüncü olduğu ve bronz madalya kazandığı aktarıldı. Şampiyonada milli takımın 2'si altın, 1'i gümüş ve 3'ü bronz olmak üzere toplam 6 madalyasının bulunduğu kaydedildi. n AA