YDS PHRASAL VERBS. Dr. Cahit Karakuş

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YDS PHRASAL VERBS. Dr. Cahit Karakuş"

Transkript

1 YDS PHRASAL VERBS Dr. Cahit Karakuş abstain from pv sakınmak (alkol, ilaç vb); uzak durmak (avoid from)! account for pv açıklamak, izah etmek, hesap vermek act for pv birinin yerine bakmak, temsil etmek. act out pv rol yapmak, davranışlarıyla ortaya koymak, dışa vurmak act up pv dert çıkarmak (misbehave), problem olmak, artırmak act upon pv... göre davranmak add up pv toplamını bulmak, toplamak, anlam vermek add up to pv sonucu bulmak, sonucuna varmak, göstermek add up to sth pv equal agree on pv üzerinde anlaşmak, karar vermek. (agree over) agree upon pv üzerinde mutabık kalmak, kararlaştırmak allow for pv göz önüne almak, hesaba katmak. ask after pv halini, hatırını sormak ask around pv ask many people the same question ask for pv rica etmek, istemek ask sbd out pv invite on a date back down pv caymak, geri dönmek (baby off) back sbd up pv yedeklemek, desteklemek back sth up pv reverse; geri geri gitmek, geriye doğru sürmek bail out (of) pv kefaletle serbest bıraktırmak, sandalın suyunu boşaltmak, uçaktan paraşütle atlamak, kurtarmak bank on pv güvenmek base on pv dayandırmak, dayamak bawl out pv sertçe azarlamak bear down on pv süratle üstüne gelmek, yaklaşmak (bear down upon) bear up pv dayanmak, tahammül etmek

2 beat down pv yere sermek, bastırmak, vurmak, düşürmek, fiyat kırmak, bardaktan boşanırcasına yağmak bestow upon pv bahşetmek blind folded pv gözlerini bağlamak, gözünü kör etmek blow down pv yıkmak blow out pv söndürmek; lastik ya da tekerlek patlatmak; hava ya da gaz ile fırlatmak blow over pv bitmek, durmak, sona ermek blow up pv tahrip etmek (explode); havaya uç(ur)mak. break down pv yıkmak, bozmak, baskıya dayanamamak, arızalanmak, bozulmak; ayrıştırmak, analiz etmek; kendisini tutamamak; stop functioning (vehicle, machine); get upset: üzülmek break ground pv temel kazmak break in pv interrupt break into pv parçalamak, parçalara ayırmak break into sth pv zorla girmek, birden birşeye başlamak (enter forcibly) break off pv bitmek, sona ermek, kesilmek. break out pv patlak vermek, başlamak, çıkmak (escape) break up pv end a relationship; start laughing (informal); parçalamak, ayrılmak break down pv yıkmak, bozmak, kırmak, duygularını kontrol edememek, baskıya dayanamamak bring about pv ileri sürmek, yol açmak, orsa alabanda etmek bring out pv ortaya çıkarmak, göstermek, yayımlamak bring together pv kavuşturmak, toplamak bring up pv büyütmek, yetiştirmek (raise a child); kusmak (vomit); ortaya (konu vb) atmak (start talking about a subject) bring down pv indirim yapmak, yenilmek, düşmesine sebep olmak (make unhappy) burn down pv yanıp kül olmak, yakıp kül etmek burn up pv tamamen yakıp bitirmek call around pv phone many different places or people break sth down, divide into smaller parts bring sbd down

3 call back pv tekrar telefon etmek, return a phone call call down pv azarlamak call for pv talep etmek, istemek (demand) call off pv iptal etmek, ret etmek (cancel) call on sbd pv ask for an answer or opinion, visit someone; çağrı yapmak call out pv seslenmek, çağırmak call up pv telefon etmek, askere almak call upon pv başvumak, istemek, uğramak, önünde söylemek calm down pv sakinleştimek, sakin olmak; relax after being angry care about pv ilgi duymak care for pv sevmek; bakmak carry on pv sürdürmek, devam ettirmek, peşini bırakmamak carry out pv uygulamak, yerine getirmek, icra etmek (fulfil, conduct), yürütmek (çalışma, deney, anket vb) catch on (to) pv anlamak, kavramak catch up pv kapıp kaçmak, etkilemek, donatmak, yetişmek, geri kalmamak catch up (with) pv erişmek, aynı düzeyi tutmak charge (with) pv yargılamak (mahkemede) (try) check in pv arrive and register at a hotel or airport check out pv look at (informal), look at carefully, investigate check out pv leave a hotel, denemek, değerlendirmek; ödünç almak check out (of) pv faturasını ödeyip ayrılmak cheer up pv neşelendirmek (become happier), make happier chew out pv sertçe azarlamak, paylamak chew up pv çiğnemek chip in pv help clean out pv bir şeyin içini temizlemek clean sth up pv tidy, clean clear up pv düzeltmek, düzene sokmak; açmak, aydınlatmak coincide with pv ˌkōənˈsī d aynı zamana denk gelmek, tesadüf etmek

4 collide with pv çarpışmak (crash into) come across pv find unexpectedly, tesadüfen bulmak, rastlamak. come apart pv separate come back pv geri dönmek,geri gelmek, tekrar moda olmak come down pv çökmek; aşağı gelmek; yağmak. come down with pv become sick come forward pv öne çıkmak, ortaya çıkmak, gönüllü olmak come into being pv var olmak come out pv basılmak, neşredilmek; gözden kaybolmak, çıkmak come to pv ayılmak, kendine gelmek. come up with pv üretmek, düşünerek bulmak comment on pv yorum yapmak (interpret) compensation for pv tazminat ödemek; telafi etmek comply (with) pv uymak, itaat etmek (abide by) conceive as pv olarak algılamak, düşünmek; conceive of: birşeyi ilk kendisi akıl etmek (senaryonun konusu vb); gebe kalmak confine to pv sınırlamak, bir yere mahkum etmek; hapse atmak (imprison) conflict with pv çatışmak, çarpışmak, savaşmak conform to pv uymak, uyuşmak (obey the rules) conspire against pv birine komplo kurmak (plot against) correspond to pv birşeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek(agree, match) correspond with pv birisi ile yazışmak count on pv güvenmek, saymak (rely on) count upon pv üzerine saymak. crack down pv aman vermemek, üzerine gitmek, daha duyarlı davranmak cross out pv üstünü çizmek, silmek (delete) culminate in pv en son noktaya erişmek cut back on pv consume less cut down pv kesip devirmek cut down on pv masraftan kısmak, tüketimini azaltmak

5 cut in pv interrupt; pull in too closely in front of another vehicle cut in (on) pv sözünü ya da iletişimini kesmek cut off pv kesmek, kesip koparmak, ayırmak, son vermek, yok etmek, imha etmek, mahrum bırakmak cut out pv çalışmasını durdurmak, bırakmak, terketmek, vazgeçmek, kesip çıkarmak (gazete, magazin vb.) dash out pv dışarı fırlamak deal with pv baş etmek, ile meşgul olmak (cope with, get over, handle) depend on pv güvenmek, bel bağlamak (Count upon, Depend on/upon, Lean on/upon, Bank on/upon, Rely on/upon, Trust in (Good)) depend upon pv bağlı olmak derive from pv çıkarmak, gelmek die down pv azalmak, şiddetini yitirmek die out pv tamamen gözden kaybolmak, yok olmak dig up pv toprağı kazıp çıkarmak, araştırmak, deşmek, meydana çıkarmak do away with pv ortadan kaldırmak, yok etmek; atmak (discard) do over pv boyamak; yeniden elden geçirmek do with pv gereksinim duymak, istemek do without pv mahrum olmak, yoksun olmak do sth up pv fasten, close doze of pv nap; uyuklamak, hafif uykuya dalmak draw back pv geri çekmek, geri almak, çekilmek dress up pv wear nice clothing drive off pv sürmek drop back pv move back in a position/group drop in pv come without an appointment (drop by, drop over) drop off pv bir vasıtadan indirmek; azalmak; hafif uykuya dalmak drop out (of) pv terketmek, bırakmak, vazgeçmek (quit) dry up pv kurumak, kurutmak, çekilmek, kesilmek,kesmek, sözünü unutarak duraksamak

6 eat out pv eat at a restaurant embark on pv girişmek; yüklenmek, yüklemek (gemiye, uçağa) end up pv sonuçlanmak, sona ermek; eventually reach/do/decide exempt from pv den muaf olmak fade away pv unutulup gitmek, gözden kaybolmak fall apart pv break into pieces fall behind with pv gecikmek, sürüncemede kalmak fall down pv fall to the ground fall in pv çökmek fall off pv azalmak fall out (with) pv tartışmak fall through pv başarısız olmak fight off pv mücadele ederek savuşturmak, defetmek figure out pv hesaplamak, anlamak; çözmek, (make out, understand), find the answer figure up pv hesaplamak fill sth in pv to write information in blanks (br.e.) fill sth out pv to write information in blanks (n.amer.) fill sth up pv fill to the top filter out pv filtrelemek, sızmak, duyulmak, topluca çıkmak find out pv öğrenmek, bulup ortaya çıkarmak, keşfetmek (discover) focus on pv odaklanmak, yoğunlaşmak (concentrateon, centreon) function as pv olarak işlev görmek get ahead (of) pv ilerlemek, gelişmek, ilerleyip geçmek get along (with) pv geçinmek; arası iyi olmak (like each other) get around pv have mobility; yolunu bulmak, yayılmak, gezinmek get away pv kaçmak, kurtulmak, sıvışmak, yakasını kutarmak get away with pv do without being noticed or punished get back pv geri gelmek, dönmek, return get back at sbd pv retaliate, take revenge get back into sth pv become interested in something again get by (with) pv idare etmek, geçinmek, geçinip gitmek

7 get down to pv bir işe koyulmak, üzerine eğilmek get hold of pv ele geçirmek, tutmak, kavramak, yakalamak get in pv varmak, ulaşmak, girmek get in touch with pv talking or writing to someone get in(to) pv binmek get off pv yola çıkmak, yola koyulmak; büyük taşıttan inmek get on pv büyük taşıta binmek; geçip gitmek, sürdürmek. get on (with) pv devam etmek get out (of) pv terk etmek, ayrılmak; inmek get over sth pv yenmek, atlatmak, recover from an illness, overcome a problem, loss, difficulty get rid of sbd/sth pv başından atmak, kurtulmak Get rid of sbd/sth: to throw away or destroy something you do not want any more get round pv dönmek, yayılmak, kandırmak get through (to) pv geçmek, geçirmek, ulaşmak, iletişim kurmak; bitirmek; meclisten geçirmek get together pv meet (usually for social reasons) get up pv get out of bed; stand get sth across / over pv communicate, make understandable get sth back pv receive something you had before give away pv bağışlamak, karşılıksız vermek, dağıtmak; ele vermek, ihanet etmek give in pv boyun eğmek, razı gelmek (acquiesce, assent, consent, submit, yield to + to + N / Ving) give off pv göndermek, çıkarmak, neşretmek give out pv dağıtmak give up pv vazgeçmek, bırakmak (abandon, abort, stop trying, quit) give in (to): reluctantly stop fighting or arguing give sth back pv return a borrowed item give sth out pv give to many people (usually at no cost) give sth up pv quit a habit go after sbd pv follow someone

8 go after sth pv try to achieve something go against sbd pv compete, oppose go ahead pv devam etmek, ilerlemek, önde gitmek (start, proceed) go along with pv desteklemek, aynı görüşte olmak, kabul etmek go back pv return to a place go down pv if a ship goes down, it sinks go for pv çabalamak, gayret etmek, dil uzatmak, takdir etmek. go forward pv ilerlemek, gelişme göstermek go in for pv alışkanlık edinmek, ilgi duymak, uğraşmak, yer almak go into pv girmek, varmak, araştırmak go into pv girmek, varmak, araştırmak, tutulmak, incelemek go off pv patlamak, ateş almak; çalışmasını durdurmak go on (with) pv olmak, meydana gelmek, devam etmek go on about pv to talk too much go out pv dışarı çıkmak, çekilmek, istafa etmek, sönmek, grev yapmak go out with sbd pv date; buluşmak, zaman belirlemek go over pv visit someone nearby; gözden geçirmek go over to pv üzerine gitmek go over sth pv review go through ( with ) pv yürütmek, tamamlamak go up pv yükselmek, artmak, açılmak, havaya uçmak, patlamak go with pv birlikte gitmek, eşlik etmek; uymak (renk, sitil), flört etmek go without sth pv suffer lack or deprivation grow apart pv stop being friends over time grow back pv regrow grow into sth pv grow big enough to fit grow out of sth pv get too big for grow tired of pv yorulmak grow up pv become an adult; büyüyüp yetişkin olmak hand down pv miras bırakmak, devretmek. hand in pv vermek, teslim etmek

9 hand out pv bağışlamak hand over pv devretmek hang in pv stay positive (n.amer., informal) hang on pv wait a short time (informal) hang out pv spend time relaxing (informal) hang up pv end a phone call hang up on pv telefonu yüzüne kapatmak hear from pv birinden, birşeyden haber almak hear of pv bilgi almak, duymak heat up pv ısıtmak, kızıştırmak, hareketlendirmek hold up pv geçiktirilmek, bir şey tarafından engellenmek; silahla hold sbd / sth up soymak (Rob) hold on pv wait a short time hold onto sbd / sth pv hold firmly using your hands or arms hold out pv uzatmak, ümit vermek, vaat etmek, direnmek hold sbd / sth back pv prevent from doing/going hold sth back pv hide an emotion incorporate into pv dahil etmek (include, integrate) indulge in pv keyif almak, kendine zaman ayırmak infer from pv den çıkarım yapmak inquiry into pv araştırmak insist (on) pv ısrar etmek (persistin) insulate (against) pv yalıtmak, (soğuğu, sesi vb) kesmek invest (in) pv para yatırımı yapmak involved in pv dahil olmak iron out pv çözmek, açığa kavuşturmak jump off pv jumping-off point: sıçrama tahtası. keep an eye on pv göz kulak olmak, gözünü ayırmamak, dikkat etmek keep away (from) pv uzakta kalmak, uzak kalmak, uzak durmak keep from pv alıkoymak, engellemek keep off pv uzak durmak; birşeyden uzakta tutmak ya da durmak keep on (with) pv devam etmek, yapıp durmak; dava etmek keep on doing sth pv continue doing keep out pv dışarıda tutmak, (stop from entering) keep sbd / sth out

10 keep up (with) pv idare etmek, geçindirmek; aynı düzeyde ilerlemek, yol almak keep sth from sbd pv gizlemek, not tell keep sth up pv continue at the same rate kick out (of) pv uzaklaştırmak knock down (to) pv yıkmak, tahrip etmek, birine çarparak düşürmek; indirmek knock off pv gün sonu işi durdurmak; azaltmak, düşürmek knock out pv nakavt etmek, yere düşürmek lay (put) pv sermek lay off pv işten çıkarmak, atmak leave off pv bırakmak, salıvermek, giymemek, takmamak leave out (of) pv birşeyi atlatmak, bırakmak let out pv dışarı çıkarmak; genişletmek; büyütmek let up pv azaltmak let sbd down pv fail to support or help, disappoint let sbd in pv allow to enter light up pv ışık vermek; baştan başa aydınlatmak line up pv sıralanmak, sıraya girmek, düzenlemek live on sth pv to eat a lot of a particular type of food look after pv bakmak, göz kulak olmak, (take care of) look after sbd / sth look at pv bakmak, göz atmak, seyretmek, göz önüne almak look back pv geçmişe bakmak, geriye bakmak, ilerleyememek look down on sbd pv think less of, consider inferior; küçük görmek, değerini küçültmek look for pv aramak look forward to sth pv be excited about the future look into pv araştırmak look on pv bakmak, gözüyle bakmak, olarak görmek, birlikte kitap okumak, katılmadan seyretmek look out pv dikkat etmek (watch out, [dışarıdan içeriye tehlike]) look out (for) pv be careful, vigilant, and take notice, sakınmak look out on / upon pv bir yere bakıyor olmak, bir yere bakmak look over pv muayene etmek

11 look up pv saptayıp ziyaret etmek, iletişim kurmak, araştırmak, bakmak look up to pv takdir etmek, saygı duymak; hayran olmak, örnek almak (respect, admire) look sth over pv check, examine look sth up pv search and find information in a reference book or database lose through pv yoluyla kaybolmak make a decision pv karar vermek make off pv sıvışmak, kaçmak make out pv anlamak, fark etmek, çıkarmak, geçinmek make over pv yenilemek make through pv paçayı kurtarmak make up pv oluşturmak, toparlamak, makyaj yapmak, barışmak, forgive each other make up for pv compensate; telafi etmek, karşılamak make up of pv oluşmak, oluşturmak make sth up pv invent, lie about something mark down pv ucuzlatmak, düşürmek mark out pv sınırlarını çizmek, planlamak (plan), ayırmak mediate between pv ara buluculuk etmek, arasını bulmak miss out pv atlamak miss out on pv kaçırmak mix up pv karıştırmak, düzenini bozmak, karmakarışık yapmak mix sth up pv confuse two or more things move away pv başka bir yerdeki bir eve taşınmak move in pv yeni eve taşınmak move off pv ayrılmak, yola çıkmak, uzaklaşmak go away move on pv Ilerlemek move over / along pv yer açmak için pozisyonunu değiştirmek, biraz kımıldayıp yer açmak move to pv taşımak

12 originate from pv kökü, kaynağı, orijininden olmak (image from, emanate from, root from, stem from, emerge from, derive from) pass away pv die pass down pv geçmek, nesiden nesile devrolmak pass on pv geçirmek, devretmek, aktarmak pass out pv dağıtmak, vermek; bayılmak (faint) pass over pv atlamak, geçmek; geçiştirmek pass up pv geri çevirmek, atlamak, yararlanmamak pass sth up pv decline (usually something good) pay for sth pv be punished for doing something bad pay sbd back pv return owed money pick up pv yerden almak; kapmak; tesadüfen öğrenmek; almak; gidip almak pick sth out pv choose place on pv yerleştirmek play down pv önemsiz gibi göstermek play up pv önemli gibi göstermek point out pv İşaret etmek, dikkatini çekmek, belirtmek, göstermek point sbd / sth out pv indicate with your finger pull through pv atlatmak, iyileşmek, iyileştirmek, birşeyden kurtarmak put an end to pv bitirmek, son vermek, sona erdirmek put aside pv biriktirmek, bir kenara bırakmak, bekletmek, ertelemek put away pv yerine yerleştirmek, kaldırmak put forth pv öne sürmek, ortaya atmak (put forward, bring up) put forward pv öne sürmek, ileri almak, iddia etmek, sunmak put in pv yerleştirmek, araya sokmak, eklemek, kurmak put off pv ertelemek, geçiktirmek (postpone, delay, defer, adjourn ); elbisesini çıkartmak put on pv giyinmek; açmak, çalıştırmak; artırmak; almak put clothing/accessories on your body. put out pv extinguish, söndürmek, yardımcı olmak put up pv yapmak, dikmek, yer ve yiyecek içecek vermek, evde ağırlamak, satışa çıkarmak

13 put up with pv tolerate put up with sbd/sth put sbd down pv insult, make someone feel stupid put sth together pv assemble put sth down pv put what you are holding on a surface or floor quibble over pv önemsiz küçük konularda tartışmak (quibble about) quiet down pv sakinleştirmek regard as pv olarak görmek, gibi görmek, kabul etmek, saymak relief from pv den kurtulmak rely on pv güvenmek, itaat etmek, bel bağlamak replace (with) pv eski yerine koymak; ---ile değiştirmek resign from pv istifa etmek, (esignation: istifa) rest on pv dikmek, güvenmek, bel bağlamak result from pv den kaynaklanmak result in pv olarak sonuçlanmak rip up pv yırtarak açmak; dikişlerini sökmek; karnını yarmak roll out pv haddeden geçirmek, açarak yayılmak, oklava ile açmak, kalın sesle söylemek, dürülmüş şeyi açmak root out pv kökünden sökmek, araştırarak bulmak rule out pv silmek, çıkrmak, almamak, reddetmek (reject) run across pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek run against pv uğramak, çatmak, rastlamak, çarpmak, zıt düşmek run arround (with) pv arkadaşlık etmek, onunla bununla dolaşmak run away pv kaçmak, firar etmek, fark atmak run away (from) pv leave unexpectedly, escape run away (with) pv kaçırmak, alıp götürmek; çalmak, alıp gitmek run by pv tarafından çalıştırmak, işletmek. run down pv yermek, kötülemek; bozulmak, çalışmasını durdurmak; hareket halinde çarpmak, vurmak run for pv aday olmak run into pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek, çarpışmak; varmak, ulaşmak run off with pv alıp götürmek, kaçırmak, çalıp götürmek

14 run on pv devam etmek, ilerlemek, durmadan konuşmak, ilişkin olmak, koşmaya devam etmek, aynı satırdan başlamak run out (of) pv rən tükenmek, sona ermek, son bulmak, bitmek run over pv çarpıp üstünden geçmek, çiğnemek; dolup taşmak run through pv delik açmak, çizgi çekmek run up pv faturayı kabartmak, yükseltmek run up against pv karşılaşmak, rastlamak save up pv gelecek için ayırmak, biriktirmek see about pv hesaba katmak, halletmek, bakmak see off pv yolcu etmek, uğurlamak see through pv zorluklara rağmen tamamlamak see to pv bakmak; meşgul olmak; halletmek, ilgilenmek, göz kulak olmak sell off pv elden çıkarmak, tasfiye etmek send for pv çağırmak, ihtiyaç durumunda getirtmek send sth back pv return (usually by mail) set down pv indirmek, koymak, belirlemek set foot on pv ayak basmak set off pv ayrı tutmak, ayrı koymak set on pv cesaretlendirmek,teşvik etmek, kışkırtmak set out pv dikmek, etkilemek, sergilemek, girişmek set up pv organize, düzenlemek, ayaralamak; kurmak; rekor kırmak (arrange) settle down pv durulmak, uslanmak, demir atmak, yerleşmek, yuva kurmak set sbd up: trick, trap settle up pv hesaplaşmak, hesap görmek shop around pv compare prices show off pv hava atmak shut down pv kapamak, kapatmak, işi durdurmak single out pv seçmek, ayırmak, belirlemek, birer birer almak sleep over pv stay somewhere for the night (informal) sort out pv sınıflandırmak; ayırmak sort sth out pv organize, resolve a problem

15 spread out pv yaymak, yayılmak, açmak, sermek, genişlemek spring up pv türemek stamp out pv şekil vermek, şekillendirmek stand against pv karşı durmak stand by pv beklemede olmak, harekete geçmemek, desteklemek stand for pv temsil etmek, tahammül etmek, tolerans göstermek stand up for pv destek vermek, desteklemek stand up to pv karşı koymak stay out pv dışarıda kalmak, dışarıda bulunmak stay up pv geç vakite kadar oturmak steer away from pv den uzaklaşmak, yönünü değiştirmek stem from pv den ileri gelmek, den kaynaklanmak step down pv istifa etmek, inmek step up pv artmak, çıkmak, yükselmek stick to sth pv continue doing something, limit yourself to one particular thing stripped of pv elinden almak, mahrum bırakmak struck down pv devirmek, aciz bırakmak substituted for pv yerini almak (replace with, supercede by) sweep away pv süpürüp atmak, ortadan kaldırmak; coşturmak, heycanlandırmak sweep up pv süpürmek, süpürüp temizlemek switch sth off pv stop the energy flow, turn off switch sth on pv start the energy flow, turn on take advantage of pv yararlanmak, faydalanmak take after sbd pv benzemek, çekmek (resemble a family member) take after take away pv alıp götürmek, paket yapıp götürmek, ortadan kaldırmak take down pv yazmak; çıkarmak, almak take for pv başkasına benzetmek, başkasıyla karıştırmak. take in pv küçültmek, daraltmak; anlamak take off pv havalanmak; taklit etmek take on pv üstlenmek, üzerine almak take over pv sorumluluğu, kontrolü üstlenmek; devralmak

16 take place pv meydana gelmek, olmak, yerine geçmek take root pv kök salmak, kökleşmek take up pv ele almak, başlamak, işlemek; işgal etmek, yer tutmak, meşgul olmak, uğraşmak. take out pv dışarı çıkarmak, yemeğe götürmek, take sbd out: pay for someone to go somewhere with you; take sth out: remove from a place or thing take sth apart pv purposely break into pieces take sth back pv geri götürmek, bir sözü geri almak; return an item take sth off pv start to fly, işten uzaklaştırmak, giyeceği çıkarmak, giyeceği sökmek; remove something (usually clothing) taper off pv azaltmak, eksilmek, incelmek, sivrilmek task with pv görevlendirmek (task to) tear down pv yıkmak, yerle bir etmek; sökmek, parçalara ayırmak tear sth up pv rip into pieces; parça parça yırtmak think back pv remember think of pv düşünmek, hesaba katmak (think about) think sth over pv consider throw into pv atmak, içine atmak throw out pv dışarı atmak (çöp vb) throw up pv yukarı atmak, elinden atmak, vaz geçmek; kusmak throw sth away pv dispose of; elden çıkarmak, atmak thrown back pv geri atılmış tidy up pv düzenlemek, toparlamak, çeki düzen vermek tie up pv sıkıca bağlamak;kilitlenmek; çalışamaz duruma gelmek tire out pv yormak tow away pv çekerek uzaklaştırmak try on pv giyerek denemek try out pv denemek turn around pv tam bir dönüş yapmak, yaptırmak turn back on pv geri dönmek, sırtını dönmek, geri çevirmek

17 turn down pv refüze etmek, ret etmek; geri çevirmek, sesini kısmak (refuse) turn in pv yatmaya gitmek, vermek, teslim almak turn into pv çevirmek, dönüştürmek, dönüşmek turn off pv stop the energy flow, switch off, durdurmak, kapatmak turn out pv durdurmak, kapatmak; sonuçlandırmak, çıkarmak, uzaklaştırmak; üretmek turn over pv devretmek, transfer etmek; takla atmak, çevirmek, vermek turn up pv aniden ortaya çıkmak, sesini yükseltmek (appear suddenly) turn sth down pv decrease the volume or strength (heat, light etc) turn sth on pv start the energy, switch on, açmak, çalıştırmak turn sth up pv increase the volume or strength (heat, light etc) use sth up pv tüketmek, bitinceye kadar kullanmak, finish the supply volunteer to/for pv gönüllü olmak wait on pv hizmet etmek, servis yapmak, eşlik etmek, bakmak, ziyaret etmek wake up pv uyandırmak, uyanmak (stop sleeping) walk away with pv çalıp götürmek walk out on pv aniden çıkıp gitmek warm up pv ısıtmak, çalışmaya hazırlamak, ısınmak (prepare body for exercise) wear off pv fade away whittle down pv yavaş yavaş azaltmak, bozmak wind up pv son bulmak, sona ermek wipe out pv tahrip etmek, yok etmek wipe up pv silip temizlemek withdraw from pv geri çekilmek (pull out of) (savaştan,seçimlerden vb) ; (bankadan, hesaptan vb) para çekmek work on pv üzerinde çalışmak work out pv çözmek, çalışmak; be successful, exercise

18 work sth out pv make a calculation wrap up pv sarmak, sarıp sarmalamak, paketlemek, son vermek, kesmek write down pv kaydetmek, yazmak zap with pv ani bir darbeyle öldürmek, kill suddenly

ÖNEMLİ PHRASAL VERBS

ÖNEMLİ PHRASAL VERBS ÖNEMLİ PHRASAL VERBS Bu liste YDS için Önemli özellikle seçilmiş phrasal verb leri içerir. 149 adet Toplam 149 adet 1. keep on devam etmek carry on devam etmek continue devam etmek Fiil go on meydana gelmek,

Detaylı

DİL SINAVLARI İÇİN ÖNEMLİ PHRASAL VERB LİSTESİ

DİL SINAVLARI İÇİN ÖNEMLİ PHRASAL VERB LİSTESİ DİL SINAVLARI İÇİN ÖNEMLİ PHRASAL VERB LİSTESİ abide by attend to back up blow out break down break in break off break out break up bring about bring along bring back bring down bring in bring off bring

Detaylı

Zafer HOCA YDS Academy YDS YÖKDiL Hibrit Sistem

Zafer HOCA YDS Academy YDS YÖKDiL Hibrit Sistem Hibrit Online Eğitim Zafer HOCA YDS Academy YDS YÖKDiL Hibrit Sistem All is well that ends well. (Sonu iyi biten herşey iyidir. ) 1 Hibrit Online Eğitim Hibrit Online Eğitim Sistemi Nedir? Online Eğitimin

Detaylı

KPDS-ÜDS MINI PHRASAL VERBS SÖZLÜĞÜ 1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak hear about hear from. 110.

KPDS-ÜDS MINI PHRASAL VERBS SÖZLÜĞÜ 1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak hear about hear from. 110. 1. add up 2. back away 3. back down 4. back out 5. back up 6. blow up 7. blow out 8. break away 9. break out KPDS-ÜDS MINI PHRASAL VERBS SÖZLÜĞÜ 1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak 1) bir fikri artık

Detaylı

KPDS VE ÜDS İÇİN PHRASAL VERB LİSTESİ

KPDS VE ÜDS İÇİN PHRASAL VERB LİSTESİ KPDS VE ÜDS İÇİN PHRASAL VERB LİSTESİ 1. add up 1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak 2. back away 1) bir fikri artık desteklemediğini göstermek 3. back down 1) hatalı olduğunu kabul etmek 2) bir şeyi yapmayı

Detaylı

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK - 01 - Build biıld YAPMAK, İNŞA ETMEK - 02 - Burn börn YANMAK, YAKMAK - 03 - Burst börst PATLAMAK - 04 - Buy bay SATIN ALMAK - 05 - Cast kest ATMAK, FIRLATMAK - 06 - Catch keç YAKALAMAK - 07 - Come kam

Detaylı

YDS PHRASAL VERB LIST

YDS PHRASAL VERB LIST YDS PHRASAL VERB LIST PHRASAL VERB SYNONYM-DEFINITION TURKISH DEFINITION abide by conform, act in accordance uymak, riayet etmek account for explain, be the reason for, form, be a particular amount of

Detaylı

Eskişehir Dilsem Dil Kursu

Eskişehir Dilsem Dil Kursu YDS İÇİN EN ÖNEMLİ PHRASAL VERB KULLANIMLARI No Phrasal Verb frq Türkçesi 1 make up 18 oluşturmak (=account for), uydurmak (=fabricate), telafi etmek 2 put off 14 ertelemek (=pospone, adjourn, delay, defer,

Detaylı

VERBS FUNCTION WORDS ADJECTIVES ADVERBS. ahmet okal Page 1 10/7/08

VERBS FUNCTION WORDS ADJECTIVES ADVERBS. ahmet okal Page 1 10/7/08 VERBS FUNCTION WORDS ADVERBS ADJECTIVES NOUNS 1 açmak 1 ama 1 artık 1 alt 1 ad 2 alınmak 2 ancak 2 ayrıca 2 aynı 2 adam 3 almak 3 ben 3 belki 3 az 3 aile 4 anlamak 4 bir 4 bile 4 baş(esas) 4 akıl 5 anlatmak

Detaylı

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) He is having an exam on Wednesday. (Çarşamba günü sınav oluyor-olacak.) Mary is spending

Detaylı

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?) Birinci tekil ve çoğul şahıs zamirleriyle (I-WE) kullanılır. Gelecek zamanın yardımcı fiili olmasının yanısıra, MODAL yardımcı olarak fikir sorma veya teklif ifade eder. Ayrıca kesin kararlılık, tehdit

Detaylı

AKADEMİK KELİME LİSTESİ - Phrasal Verbs -

AKADEMİK KELİME LİSTESİ - Phrasal Verbs - AKADEMİK KELİME LİSTESİ - Phrasal Verbs - wwwistdilakademisi.com abide by: riayet etmek, uymak = conform, act in accordance, comply with We have to abide by rules. (Kurallara riayet etmeliyiz.) back up:

Detaylı

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» «Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» Soru sormak için kullanılan kalıplar. Önemli soru kelimeleri. Sorulan sorulara cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar. Anlık kararlar ve öneriler için sık kullanılan

Detaylı

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Another Brick in the Wall (Duvardaki Bir Başka Tuğla) Pink Floyd We don't need no education Need: İhtiyaç duymak Education: Eğitim İhtiyacımız yok, eğitime hayır

Detaylı

İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs

İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs İngilizce Düzenli Fiiller İngilizce düzenli fiiler -ed takısı alan fiillerdir. Mastar Hali clean finish use Past Simple Past Participle

Detaylı

YDS. Basic Words / Verbs 1. 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com. 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek

YDS. Basic Words / Verbs 1. 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com. 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek 1. accept: kabul etmek, onaylamak 2. act: rol yapmak, davranış göstermek 3. add: eklemek, toplamak, ilave etmek 4. admire: hayran olmak, saygı duymak 5. agree: hemfikir olmak, kabul etmek 6. allow: izin

Detaylı

El ve ayak ile ilgili deyimler. Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemek. Elden salmak. El ayak olmak. Eli ayağı kesilmek.

El ve ayak ile ilgili deyimler. Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemek. Elden salmak. El ayak olmak. Eli ayağı kesilmek. El ve ayak ile ilgili deyimler Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemek Elden salmak El ayak olmak Eli ayağı kesilmek El ele vermek Ayaklarına kara sular inmek Elden ayağa düşmek El üstünde tutmak {loadposition

Detaylı

What Is Team Leadership?

What Is Team Leadership? What Is Team Leadership? What Is Team Leadership? Team leadership is the management of a group of people brought together to work to achieve a common goal.in order to get everyone to work as one functioning

Detaylı

ile -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE 1-2- 3-4- 5-6- 7-8- -E -E -DEn ile -İ -İ -İ -İ ile ile ile -E -E -DEn -DEn -DEn -DEn -DEn -E -E -E ile ile ile

ile -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE 1-2- 3-4- 5-6- 7-8- -E -E -DEn ile -İ -İ -İ -İ ile ile ile -E -E -DEn -DEn -DEn -DEn -DEn -E -E -E ile ile ile 1-2- 3-4- 5-6- 7-8- 9-10- 11-12- 13-14- 15-16- 17-18- 19-20- VERBS Ø Acc. Abl. Da. Loc. A açmak (to open) ağlamak (to cry) almak (to take, to buy) alışmak (to get used to) anlamak (to understand) aramak

Detaylı

Learn how to get started with Dropbox: Take your stuff anywhere. Send large files. Keep your files safe. Work on files together. Welcome to Dropbox!

Learn how to get started with Dropbox: Take your stuff anywhere. Send large files. Keep your files safe. Work on files together. Welcome to Dropbox! Learn how to get started with Dropbox: 1 2 3 4 Keep your files safe Take your stuff anywhere Send large files Work on files together Welcome to Dropbox! 1 Keep your files safe Dropbox lets you save photos,

Detaylı

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi 7. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Eric Clapton - Wonderful Tonight (Bu Gece Harika(sın)) It's late in the evening; Late: Geç Evening: Akşam Akşamın geç bir vakti She's wondering what clothes to wear.

Detaylı

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) We use it to express a future decision, intention, or plan made before the moment of speaking (Konuşma anından daha önce düşünülmüş kararlar,

Detaylı

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They İsteklilik (willingness), kararlılık (determination), istek (request) ikram - teklif (offer), red (refusal) ve geçmişte alışkanlık (habit in the past) ifade eder. A WILLINGNESS - DETERMINATION (isteklilik

Detaylı

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English - Essentials Can you help me, please? Asking for help Do you speak? Asking if a person speaks Do you speak _[language]_? Asking if a person speaks a certain language I don't speak_[language]_. Clarifying

Detaylı

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English - Essentials Can you help me, please? Asking for help Do you speak? Asking if a person speaks Do you speak _[language]_? Asking if a person speaks a certain language I don't speak_[language]_. Clarifying

Detaylı

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ State Of The Art Part I Ünite 8 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ 1 Ünite 8 STATE OF THE ART PART I Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ İçindekiler 8.1. BE GOING TO... 3 8.1.1. FUNCTIONS

Detaylı

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved 5 4 Usta-Çırak Usta sen ol bu sefer çırağın ben. Yaklaşa yaklaşa mesafe kalmadı. Dünden hazırız ama cesaret olmalı Sen bana aşık ben sana aşık Ne duruyoruz ki başlasak artık? Seni çözmek için alt yazı

Detaylı

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION 1. Çeviri Metni - 9 Ekim 2014 A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION Why is English such an important language today? There are several reasons. Why: Neden, niçin Such: gibi Important: Önemli Language:

Detaylı

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: Nerelerde Kullanılır: 1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: My father is going to buy me a bike. (Babam bana bisiklet alacak.) The teachers are

Detaylı

UNIT 21. After. Live. sonra. yerleşmek, oturmak Always. Monday. her zaman. Pazartesi Arrive. Neighborhood. mahalle Before. varmak. Never.

UNIT 21. After. Live. sonra. yerleşmek, oturmak Always. Monday. her zaman. Pazartesi Arrive. Neighborhood. mahalle Before. varmak. Never. UNIT 21 After sonra Live yerleşmek, oturmak Always her zaman Monday Pazartesi Arrive varmak Neighborhood mahalle Before önce Never asla Both her ikisi de Often sık sık Brush teeth dişleri fırçalamak Paint

Detaylı

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili )

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) 1 M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) FUNCTIONS ( FALİYETLER ) Asking for and giving information about classroom object ( Sınıftaki nesneler

Detaylı

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 UNIT 2 SINIF İÇİ TARAMA TESTİ Diyalogu tamamlayan ifade hangisidir? Henry: That's my money.i don t want to give it to you. Martin:...! Don t be so stingy. Diyalogda boşluğu en iyi tamamlayan

Detaylı

D-Link DSL 500G için ayarları

D-Link DSL 500G için ayarları Celotex 4016 YAZILIM 80-8080-8081 İLDVR HARDWARE YAZILIM 80-4500-4600 DVR2000 25 FPS YAZILIM 5050-5555-1999-80 EX-3004 YAZILIM 5555 DVR 8008--9808 YAZILIM 80-9000-9001-9002 TE-203 VE TE-20316 SVDVR YAZILIM

Detaylı

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Reading (Okuma) Walk on this road. (Bu yoldan yürü.) Write an email to me. (Bana bir e-posta yaz.) Dance on the stage! (Sahnede dans et!) Good night,

Detaylı

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için Can, could, would like to, may. a) can: e bilir, a bilir. can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için kullanırız. Olumlu cümle (can olumlu) cümlede yetenek bildirir. I can speak

Detaylı

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad): Gelecek zamanın (Future Tense) yardımcı fiili olarak kullanılmasının yanısıra Modal Yardımcı olarak İSTEKLİLİK (WILLINGNESS), PROMISE (Vaad) POLITE REQUEST AND OFFER (Kibar istek ve ikram), STRONG DETERMINATION

Detaylı

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde 52 Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde Reading (Okuma) Go straight on, and you will see the station. (Düz devam edin, istasyonu göreceksiniz.) Hurry up, and

Detaylı

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS CygnusLanguage.com Brush teeth Comb hair See a movie 4 6 7 8 9 0 4 4 6 7 8 4 6 7 Do homework Go shopping Read a book Get on the bus Get dressed Go to bed Get up Wash hands

Detaylı

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

Üyelerimizi; anlıyorum konuşamıyorum, konuşabiliyorum, akıcı konuşabiliyorum şeklinde üçe ayırıyoruz. English Spoken Cafe sosyal bir ortamda, ana dilini konuşan yabancı ekip arkadaşlarımız eşliğinde konuşarak, İngilizcenizi yurt dışında yaşıyormuş gibi geliştirebileceğiniz ve İngilizce öğretmenleri tarafından

Detaylı

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) Hakan Cora Click here if your download doesn"t start automatically AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri

Detaylı

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 1., 2. ve 3. sorularda verilen kelimelerden hangisi anlam bakımından diğerlerinden farklıdır? TEST - 1 (2011-2012) 6., 7. ve 8. sorularda boş bırakılan yerlere uygun düşen

Detaylı

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog) Going Home 02: At a Duty-free Shop Hi! How are you today? Today s lesson is about At a Duty-free Shop. Let s make learning English fun! Eve Dönüş 02: Duty-free Satış Mağazasında Exercise 1 Vocabulary and

Detaylı

Etekleri tutuşmak. Kafası kızmak. Telaşlanmak. Öfkelenmek. Dikkatle dinlemek. Kulak kesilmek. Gözden düşmek. Değerini kaybetmek.

Etekleri tutuşmak. Kafası kızmak. Telaşlanmak. Öfkelenmek. Dikkatle dinlemek. Kulak kesilmek. Gözden düşmek. Değerini kaybetmek. Kafası kızmak Öfkelenmek Etekleri tutuşmak Telaşlanmak Kulak kesilmek Dikkatle dinlemek Gözden düşmek Değerini kaybetmek Büyüsüne kapılmak Çekiciliğinden kurtulamamak Arkası kesilmemek Günlerce sürmek

Detaylı

Present continous tense

Present continous tense Present continous tense This tense is mainly used for talking about what is happening now. In English, the verb would be changed by adding the suffix ing, and using it in conjunction with the correct form

Detaylı

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak - Olmazsa olmazlar Can you help me, please? Yardım isteme Do you speak English? Birinin konuşup konuşmadığını sormak Do you speak _[language]_? Birinin belli bir dili konuşup konuşmadığını sormak I don't

Detaylı

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: Informal Greetings (Gayri Resmi selamlaşmalar) - Hi. (Merhaba) -Hello. (Merhaba)

Detaylı

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers The Top words and phrases to use with customers Müşterilerle En Çok Kullanılan Kelime ve Deyimler Definitely Kesinlikle Surely Tabii! Kesinlikle Absolutely Muhakkak Kesinlikle Certainly Elbette PHRASES

Detaylı

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf Konuşma balonunda boş bırakılan yere 1 hangi seçenek gelmelidir? 5 Resimdeki öğretmen öğrencilerine ne söylemiş olabilir?... at the board!...! A) Read B) Write C) Sing D) Look A) Please come in. B) Quiet,

Detaylı

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ Listmania Part 2 Ünite 12 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 12 LISTMANIA PART 2 Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 4 12.1.1. Review of verb forms...

Detaylı

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT 8. SINIF ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAZANIM TESTLERİ TÜRKÇE MATEMATİK T.C İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK FEN VE TEKNOLOJİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ İNGİLİZCE Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır 1.SAYI

Detaylı

Sample IELTS Task 2 scoring band 6

Sample IELTS Task 2 scoring band 6 Merhaba, Aşağıda ortalama 6 seviyesinde bir öğrencinin IELTS Academic Writing Task 2 için yazdığı Essay i ve her paragraph ile ilgili yorumları bulacaksınız. IELTS WRITING TASK 2 You should spend about

Detaylı

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü EMTRAS [Turkish] My Headteacher is Okul müdürüm My Year Manager is Sınıf Müdürüm My Form Tutor is Sınıf öğretmenim My Form is Sınıfım P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü I must bring in a T-shirt, shorts

Detaylı

Toki Anadolu Lisesi Müdürlüğü Karaman, Türkiye

Toki Anadolu Lisesi Müdürlüğü Karaman, Türkiye 1. Respect local inhabitants, their customs and traditions; attempt to become acquainted with their culture, enrich your travel experience. As a result, it is more likely that local people will treat you

Detaylı

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Lesson 31: Interrogative form of Will Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Reading (Okuma) Will it be sunny tomorrow? (Yarın güneşli mi olacak?) Will you lend her the car? (Arabayı ödünç verecek misin?)

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. SBS PRACTICE TEST 2 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. 3. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcükleri seçiniz I am your true friend Mehmet. A true friend

Detaylı

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Reading (Okuma) He can cook almost any dish. (Neredeyse her yemeği pişirebilir.) You must solve your problems. (Sorunlarını çözmen gerekir.) He could be

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. We can t go out today it s raining

Detaylı

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler 6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı Kelime Bilgisi activities : etkinlikler activity : etkinlik after dinner : akşam yemeğinden sonra after school : okuldan sonra after school activities

Detaylı

Get started with Google Drive

Get started with Google Drive Get started with Google Drive 1 Store any file Use Drive s 15GB of free Google storage to keep anything you want. Learn how to add a file Share files and folders Everyone can see and edit files at the

Detaylı

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak - Olmazsa olmazlar Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Yardım isteme konuşuyor musunuz? Birinin konuşup konuşmadığını sormak _[dil]_ konuşuyor musunuz? Birinin belli bir dili konuşup konuşmadığını sormak

Detaylı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden Lesson 22: Why Ders 22: Neden Reading (Okuma) Why are you tired? (Neden yorgunsun?) Why is your boss angry? (Patronun neden sinirli?) Why was he late? (Neden geç kaldı?) Why did she go there? (Neden oraya

Detaylı

DENEME SINAVLARI. www.dilkoyayincilik.com

DENEME SINAVLARI. www.dilkoyayincilik.com DENEME SINAVLARI Tüm hakkı saklıdır. 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince yayıncının yazılı izni olmaksızın bu kitabın tamamı veya bir kısmı elektronik ortam dahil kopya

Detaylı

Parça İle İlgili Kelimeler

Parça İle İlgili Kelimeler The Human Brain The Human Brain The human brain is a very powerful organ.it controls all parts of the body and allows you to think, feel, move your arms and legs and it helps you stay healthy.the brain

Detaylı

Teknoloji Servisleri; (Technology Services)

Teknoloji Servisleri; (Technology Services) Antalya International University Teknoloji Servisleri; (Technology Services) Microsoft Ofis Yazılımları (Microsoft Office Software), How to Update Office 365 User Details How to forward email in Office

Detaylı

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar TOO ENOUGH Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar TOO aşırı, çok fazla Difficult Too difficult Too difficult to answer Too difficult to imagine Too difficult to think Zor aşırı zor (yapılamayacak

Detaylı

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık.

One Crazy Story. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 12. görevlisi ile tanıştık. Lesson 12 One Crazy Story Turkish Tea Time turkishteatime.com Made with love. Ever have one of those nights? You know, the kind you can't wait to tell all your Turkish friends about the next day? Before

Detaylı

YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU

YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU ORTAK DERSLER YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU 1 Ünite: 10 A REAL ACHIEVEMENT Okutman Derya KOCAOĞLU İçindekiler 10.1. PARTS OF THE BODY (VÜCUDUN BÖLÜMLERİ)... 3 10.2. VERBS OF MOVEMENT (HAREKET BİLDİREN

Detaylı

SCHOOL OF FOREIGN LANGUAGES NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION

SCHOOL OF FOREIGN LANGUAGES NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION NEVSEHIR HACI BEKTAS VELI UNIVERSITY ERASMUS EXAM THIRD SECTION 2018-2019 Değerli Öğrenciler, Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından hazırlanan Erasmus Sınavının Üçüncü Basamağına (Konuşma) katılmaktasınız.

Detaylı

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney CALUM SAILS AWAY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474 23

Detaylı

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir? SBS PRACTICE EXAM 4 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir? 4. Düşünce balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcüğü seçiniz. You are not a hardworking student, Mike! Jeff is a/an friend.

Detaylı

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil Reading (Okuma) She wants to go to a movie. ( Sinemaya gitmek istiyor. ) I m planning to work in Canada. (

Detaylı

Immigration Bank. Bank - General. Bank - Opening a bank account

Immigration Bank. Bank - General. Bank - Opening a bank account - General [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Asking whether there are commission fees when you withdraw money in a certain country Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar

Detaylı

Travel Accommodations

Travel Accommodations - Finding Where can I find? Asking for directions to accommodation Nereden bulabilirim?... a room to rent? kiralamak için... oda?... a hostel?... bir hostel?... a hotel?... bir otel?... a bed and breakfast?...

Detaylı

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not Lesson 41: may, might, might not Ders 41: -ebilmek, might, might not Reading (Okuma) You may have a seat. ( Oturabilirsin. ) May I borrow your book? ( Kitabını ödünç alabilir miyim?) The taxi fee may be

Detaylı

Virtualmin'e Yeni Web Sitesi Host Etmek - Domain Eklemek

Virtualmin'e Yeni Web Sitesi Host Etmek - Domain Eklemek Yeni bir web sitesi tanımlamak, FTP ve Email ayarlarını ayarlamak için yapılması gerekenler Öncelikle Sol Menüden Create Virtual Server(Burdaki Virtual server ifadesi sizi yanıltmasın Reseller gibi düşünün

Detaylı

YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4

YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4 Ders Öğretim Planı Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Türü Yıl Yarıyıl AKTS 200001212010 YABANCI DİL I Zorunlu 1 1 4 Dersin Seviyesi Lisans Dersin Amacı After attending the Foreign Language I, students will

Detaylı

8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI

8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KİTAPÇIK TÜRÜ 8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI 29 KASIM 2013 Saat : 12.00 8. SINIF YABANCI DİL (İ İLİZCE) TESTİ 2013 Adı ve Soyadı : Sınıfı ve Şubesi

Detaylı

En çok kullanılan ingilizce kelimeler

En çok kullanılan ingilizce kelimeler En çok kullanılan ingilizce kelimeler A B C D E F G H 1 1000 Most Common Words in English - Numbers 1-250 - Vocabulary f 2 3 Rank Word 48 4 1 the 49 5 2 of 50 6 3 to 51 7 4 and 52 8 5 a 53 1 / 50 9 6 in

Detaylı

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS www.cygnuslanguage.com UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS CygnusLanguage.com www.cygnuslanguage.com. SINIF AT THE FAIR Sayfa 47 Sayfa 54 1 Fair Panayır 1 Ticket Bilet 2 Surprised Şaşırmış 2 Buy Satın almak 3

Detaylı

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır. a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır. Olumlu cümle I must go: Gitmeliyim. (Ben böyle istemiyorum) He must

Detaylı

Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek. Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington

Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek. Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington Islington daki tüm Pratisyen Hekimlikler (GP) tercümanlık

Detaylı

EFFECTIVE COMMUNICATIONS. Cengiz Hakan Aydın

EFFECTIVE COMMUNICATIONS. Cengiz Hakan Aydın EFFECTIVE COMMUNICATIONS Cengiz Hakan Aydın Communication Process Feed Forward Source e n c o Mess. Chan. d e c o Recei Feed- back d e d e Communication Types Nonverbal %60 Wri7en %10 Verbal %30 Nonverbal

Detaylı

OKULDA UYMAMIZ GEREKEN KURALLAR RULES WE MUST FOLLOW AT SCHOOL

OKULDA UYMAMIZ GEREKEN KURALLAR RULES WE MUST FOLLOW AT SCHOOL SERVİSLERDE 1. Servise vaktinde binerim. 2. Serviste yerime oturup, emniyet kemerimi takarım. 3. Serviste bağırmadan, uygun ses tonuyla konuşurum. 4. Servisi temiz tutmaya özen gösteririm. 5. Serviste

Detaylı

Heartbreak. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 13. yuvarlanmış kapağını bulmuş! bırakmalıyım. değil.

Heartbreak. Dialog. Turkish Tea Time. Lesson 13. yuvarlanmış kapağını bulmuş! bırakmalıyım. değil. Lesson 13 Heartbreak Turkish Tea Time turkishteatime.com Made with love. Ugh, breaking up is the worst. What's that other girl have that I don't? You're perfect the way you are, but we'll cover comparisons

Detaylı

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz)

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz) Lesson 40: must, must not, should not Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz) Reading (Okuma) You must answer all the questions. ( Tüm sorulara cevap vermelisin.

Detaylı

DIPTEKI BEN. MERVE Efendim aşkım Yes darling! BORA Nerdesin bir tanem? Where are you darling?

DIPTEKI BEN. MERVE Efendim aşkım Yes darling! BORA Nerdesin bir tanem? Where are you darling? DIPTEKI BEN Efendim aşkım Yes darling! Nerdesin bir tanem? Where are you darling? On dakika sonra yanındayım I will be there ten minute later. Tamam hayatım Ok love! Hakancığım Herkes halinden memnun,

Detaylı

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk Türkçe Çeviri Do, do, do, do, do, do, do, do, do This hit Bu hit That ice cold* Çok havalı Michelle Pfeifer, that white gold Michelle Pfeifer, şu beyaz altın** This

Detaylı

Zafer HOCA YDS Academy Advanced Group

Zafer HOCA YDS Academy Advanced Group Zafer HOCA YDS Academy Advanced Group 1 All is well that ends well (Sonu iyi biten her şey iyidir ) Zafer Hoca YDS Academy+++ Online Sınıflar Hazırlanıyor 2 Detaylı Bilgi ve Temel Seviye Eğitimlerimiz

Detaylı

WHAT WE HAVE LEARNED (ÖĞRENDİKLERİMİZ)

WHAT WE HAVE LEARNED (ÖĞRENDİKLERİMİZ) 7 th GRADES NEWSLETTER Saygıdeğer Velimiz, Yabancı Diller Zümresi olarak öğrencilerimizin daha başarılı olabilmeleri için veli-öğrenci-öğretmen iletişimini çok önemsiyoruz. Bu sebeple ayda bir kez göndereceğimiz

Detaylı

Araştırma Yöntemleri ve Bilimsel Etik. Yrd. Doç. Dr. Z. Cihan TAYŞİ

Araştırma Yöntemleri ve Bilimsel Etik. Yrd. Doç. Dr. Z. Cihan TAYŞİ Araştırma Yöntemleri ve Bilimsel Etik Yrd. Doç. Dr. Z. Cihan TAYŞİ Outline Before you start Structure Visual Aids More on Before you start 2 Before You Start Who are your audience and what do they know?

Detaylı

Gelir Yönetimi. Gönüllü

Gelir Yönetimi. Gönüllü Gelir Yönetimi Gönüllü Gelir Yönetimi (Income Management) nedir? Gelir Yönetimi (Income Management), önemli ev ihtiyaçlarını ve harcamalarını karşılamak üzere paranızı yönetmenize yardımcı olmak için bir

Detaylı

GENİŞLEYEN GÜVENLİK KAPISI EXPANDING SAFETY GATE

GENİŞLEYEN GÜVENLİK KAPISI EXPANDING SAFETY GATE GENİŞLEYEN GÜVENLİK KAPISI EXPANDING SAFETY GATE www.odabu.com.tr UYARI MONTAJ VE KULLANIM ÖNCESİ KILAVUZ İÇİNDEKİ TÜM TALİMATLARI OKUYUNUZ KILAVUZU İHTİYAÇ DURUMUNDA KULLANMAK ÜZERE SAKLAYINIZ Güvenlik

Detaylı

STUDENT REPORT Unit One Answer Sheet

STUDENT REPORT Unit One Answer Sheet Yardımsever Arkadaşınız ÖĞRENCİ RAPORU Ünite Bir İçin Yanıt Kağıdı Your Helpful Friend Unit One Answer Sheet HY3230 Aşağıdaki boşlukları doldurun: İsminiz... ICI Öğrenci Numaranız... (Eğer öğrenci numaranızı

Detaylı

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı 5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı 5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routine (Hergün yaptığım şeyler) Ünite Sözlüğü - Kelime Listesi afternoon: öğlen and:

Detaylı

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak Lesson 24: Prepositions of Time (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları Zaman Edatlarını Kullanmak Reading (Okuma) I was born in 2000. ( 2000 de doğdum) We work in the garden in

Detaylı

Difficulty Concentrating

Difficulty Concentrating Difficulty Concentrating Difficulty Concentrating Our lives have become very hectic these days.we are continuously trying to balance our various commitments in life - our family, our work, our friends

Detaylı

ÜĞÜ AR-GE BİRİMİ ÇALIŞMASIDIR

ÜĞÜ AR-GE BİRİMİ ÇALIŞMASIDIR 4. Elif: -----------? Serra: What do you mean? Elif: How many hours do you spend on the Net? 1. A: Ayşe speaking. Is Zehra at home? B: Let me check. ----------. A: Ok. I am wai ng. A) Do you like the internet

Detaylı

YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ

YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ A Real Achievement Ünite 9 Ortak Dersler YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 9 A REAL ACHIEVEMENT Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 9.1. SPORTS AND PASTIMES... 3 9.2. CAN-CAN T... 5 9.2.1. Uses of

Detaylı

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak

[ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak - Genel [ülke] sınırları içinde para çekersem komisyon ücreti öder miyim? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak Başka bankamatikleri kullanırsam ne kadar komisyon

Detaylı

Can I withdraw money in [country] without paying fees? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak

Can I withdraw money in [country] without paying fees? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak - Genel Can I withdraw money in [country] without paying fees? Belirli bir ülkede para çekmenin komisyon ücretine tabi olup olmadığını sormak What are the fees if I use external ATMs? [ülke] sınırları

Detaylı