gelişmesi ve verim olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Bunun yanında, domates toprak tuzluluğuna orta derecede duyarlıdır ve toprak tuzluluğundan kayna

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "gelişmesi ve verim olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Bunun yanında, domates toprak tuzluluğuna orta derecede duyarlıdır ve toprak tuzluluğundan kayna"

Transkript

1 1. GİRİŞ Bitki yetiştiriciliğinde tarımsal sulama, üretimde kararlılığı sağlayan ve diğer tarımsal girdilerin etkinliğini arttıran önemli girdilerden biridir. Bu özelliği ile sulama, çağdaş tarımın ayrılmaz bir unsurudur ve toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi çalışmaları içerisinde önemli bir yere sahiptir (Güngör vd. 2002, Yıldırım 2008). Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2008 yılı verilerine göre, Türkiye de 28 x 10 6 ha olan toplam tarım alanlarının x 10 6 ha ı sulanabilir özelliktedir. Diğer yandan, tüketici amaçlarla yararlanılabilecek su kaynakları potansiyeli yıllık toplam x 10 9 m 3 tür ve bunun ancak 72 x 10 9 m 3 ü tarımsal sulamada kullanılabilecektir. Bu miktar ile 8.5 x 10 6 ha alanın sulanması hedeflenmektedir. Ayrıca, Türkiye de sulama sistemi kurulmuş alan 5.28 x 10 6 ha dır (Anonim 2008a). Türkiye İstatistik Kurumu nun 2001 yılı genel tarım sayımlarına göre, Türkiye de yaklaşık 3.5 x 10 6 ha alan sulanmaktadır ve sulanan alanın %81.7 sinde yüzey, %16.6 sında yağmurlama, %1.7 sinde ise damla sulama yöntemi uygulanmaktadır (Anonim 2001). Sulamaya ayrılabilir su kaynakları potansiyeli ve mevcut durumdaki sulama yöntemlerinin uygulama oranları göz önüne alındığında, diğer bir anlatımla, Türkiye de halen uygulanan sulama teknolojileri iyileştirilmediğinde, hedeflenen 8.5 x 10 6 ha alanın sulanması olası değildir. Bu alan değerine ulaşabilmek için, sulama randımanı yüksek olan ve suyun daha etkin biçimde kullanıldığı, yağmurlama ve damla gibi basınçlı sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması, tekniğine uygun biçimde kullanılması ve basınçlı sulama yöntemlerinin kullanım oranlarının %70 in üzerine çıkartılması zorunluluğu vardır (Yıldırım 2008). Domates, topraktaki nem eksikliğine oldukça duyarlı bir bitkidir. En duyarlı olduğu periyot, çiçeklenme periyotudur. Bunu hemen meyve oluşumu periyodu izlemektedir. İlk çiçeklerin görülmeye başladığı zamana kadar ki vejatatif gelişme ve olgunlaşma periyotlarında ise topraktaki nem eksikliğine göreceli olarak daha çok dayanabilmektedir. Bitki su tüketiminin yüksek olduğu dönemlerde, etkili kök derinliğinde toprağın kullanılabilir su tutma kapasitesinin %40 dan fazlası tüketildiğinde, bitki topraktaki nem eksikliğinden kaynaklanan gerilime girmekte, bitki 1

2 gelişmesi ve verim olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Bunun yanında, domates toprak tuzluluğuna orta derecede duyarlıdır ve toprak tuzluluğundan kaynaklanan verim azalması için, toprağın elektriksel iletkenliğinin (EC e ) eşik değeri 2.5 ds/m dir (Doorenbos ve Kassam 1986). Domates için uygun sulama yöntemleri, karık ve damla sulama yöntemleridir. Karık sulama yöntemi, su kaynağının yeterli olduğu koşullarda, arazi tesviyesi yapılmış, kullanılabilir su tutma kapasitesi yüksek ve derin topraklarda uygulanabilmektedir. Tuzlu su ve tuzlu toprak koşullarında, tuzun bitki köklerini geliştiği karık sırtlarında birikmesi nedeni ile tercih edilmemektedir. Damla sulama yönteminde, bitki topraktaki nem eksikliğinden kaynaklanan gerilime sokmamak için genellikle su tutma kapasitesinin %30 u tüketildiğinde sulamaya başlanmakta, her defasında az miktarda sulama suyu, sık aralıklarla uygulanmaktadır. Karık sulama yöntemine oranla sulama randımanı oldukça yüksektir ve sulama suyunda önemli düzeyde tasarruf sağlanabilmektedir. Bitki besin elementleri sulama suyuna karıştırılarak, bitkinin büyüme mevsimi boyunca, belirli periyotta ihtiyaç duyulan miktardaki besin elementi etkin biçimde uygulanabilmektedir. Bunun sonucunda, daha yüksek verim ve kalitede ürün elde edilebilmekte, ayrıca, gübreden kaynaklanan toprak ve yer altı suyu kirlenmesi olmamakta ya da en düşük düzeyde tutulabilmektedir. Damla sulama yönteminde, toprakta tutulan tuzlar yerçekimi ve kapilar kuvvetlerin etkisi ile ıslatılan toprak hacminin çeperine taşınır ve bitki kılcal köklerinin geliştiği, toprak ortamı önemli düzeyde tuzdan arındırılır. Ayrıca, yüksek toprak nemi düzeyinde sulama yapmaya daha uygun olduğundan, toprak suyu içersindeki tuz eriğinden kaynaklanan osmotik basınç yüksek olsa bile, suyun toprak taneleri tarafından tutulma gücü düşük olduğundan, bitki suyu daha kolay alabilmektedir. Sonuçta, domatesin sulanmasında tuzlu su ya da tuzlu toprak koşullarında karık yönteminin uygulanması sakıncalı olmasına karşın, damla sulama yöntemi uygulanarak domates yetiştiriciliği yapılabilmektedir (Doorenbos ve Kassam 1986, Yıldırım 2008) Damla sulama yönteminde, ıslatılan alanda, yüksek matrik potansiyel ve düşük tuz birikimi oluşur. Böylece, kök bölgesinde düşük seviyede tuzluluk korunur. Karık sulama yönteminde ise, tuzlar tohum yataklarında birikme eğilimi gösterirler (Singh- 2

3 Saggu ve Kaushal 1991). Bunun nedeni, yıkama öncelikle karık yataklarında gerçekleşmesidir (Malash vd. 2005). Dünya domates üretiminin %75 i sofralık tüketimde, %25 i ise sanayi (salça, ketçap, sos, soyulmuş ve dilimlenmiş domates vb) amaçlı kullanılmaktadır. Dünya üretiminin %56 sı ve toplam arazinin %55 i Çin, Hindistan, Türkiye, Mısır ve A.B.D olmak üzere beş ülkede gerçekleştirilmektedir. Çin sofralık domates pazarında %26 ile ilk sırayı alırken, sanayi domatesi üretiminde %35 lik payla A.B.D (özellikle Kaliforniya) ilk sırada gelmektedir. Türkiye de üretilen toplam domates miktarı yılda 8 x 10 6 tondur. Dünyadaki toplam üretim üzerindeki payı ise %7 dir. Domates üretilen alan açısından Çin, dünya sıralamasında 1.255x10 6 ha ile ilk sırada yer alırken, dünyada domates ekili alanlar içindeki oranı %29 dur. İkinci sırada Hindistan x 10 6 ha ile %13, Türkiye x 10 6 ha ile %5, Mısır x 10 6 ha ile %4 ve ABD x 10 6 ha ile %4 lük paya sahiptir (Anonymous 2007). Türkiye de toplam sebze alanı ha ve toplam sebze üretimi 24 x 10 6 ton civarındadır. Domates, 9.8 x 10 6 ton ile sebze üretimi içerisinde %40.9 paya sahiptir (Anonim 2005). Sulama için kullanılan suyun kalitesi, içerisinde çözünmüş tuzların çeşidine ve miktarına bağlı olarak büyük oranda değişim gösterir. Tuzlar, sulama suyunda düşük miktarlarda bulunmasına karşın, toprak tuzluluğuna neden olabilmekte ve bitki gelişmesini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Sulama suyundaki tuzlar, kayaların erimesi ve ayrışmasıyla oluşan, eriyebilir kireç, jips ve yavaş bir şekilde eriyen diğer mineralleri içeren topraklardan kaynaklanmaktadır. Bu tuzlar, suyun kullanılacağı herhangi bir yere suyla birlikte taşınır ve sulama amacıyla verilirse, su bitki tarafından tüketildiği ve toprak yüzeyinden buharlaştığı için su içerisindeki tuzlar, toprakta birikme eğilimi gösterir (Ayers ve Westcot 1989). Dünya çapında 60 x 10 6 ha sulanan alan tuzluluktan etkilenmiş ve bu değer toplam sulanan alanın %25 i (Cuartero ve Fernandez-Munoz 1999, Zhang ve Blumwald 2001). Tuzluluk, bitki kökleri tarafından suyun topraktan alınamaması, bunun yanında, Cl ve 3

4 Na gibi bazı iyonların bitki büyümesini ve gelişmesini sınırlaması sonucu fotosentetik olayların, terlemenin, protein sentezinin ve nükleik asit metabolizmalarının bozulmasına neden olmaktadır (Levine vd. 1990, Sairam vd. 2002). Tuzluluk, mineral iyonların suda veya toprakta çözünmesinden ileri gelmektedir. Çözünmüş mineral tuzları, Na, Ca, Mg, ve K katyonlarını ve Cl, SO 4, HCO 3, CO 3 ve NO 3 anyonlarını içine alan, çözünebilir bileşikleri kapsamaktadır. Tuzluluk sınıfı son derece yüksek olan sularda B, Sr, Li, SiO 2, Rb, F, Mo, Mn, Ba ve Al iyonları da bulunabilmektedir (Tanji 1996). Kentsel-endüstriyel-tarımsal faaliyetler için rekabetin artması, birçok bölgede iyi kaliteli suların azalmasına neden olmakta ve suyun daha etkin bir biçimde kullanılmasına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Küresel çapta tuzdan etkilenmiş alanların gittikçe artması, verimli, ucuz ve çevresel açıdan uygun sulama tekniklerinin kullanımını zorunlu kılmaktadır (Qadir and Oster 2004). Hoffman vd. (1992) domates için eşik değerini EC e = 2.5 ds/m ve eşik sonrası verim düşüşünün toprak saturasyon çamuru tuzluluğunun her 1 ds/m artışı için %9.9 olduğunu belirterek domatesin tuzluluğa karşı orta derecede duyarlı bir bitki olduğunu bildirmişlerdir. Shalhevet ve Yaron (1973), suni olarak tuzlandırılmış saksılarda yetiştirilen sanayi tipi domates (Lycopersicon esculentum var. VF-145 B-7879) veriminin 2.0 ds/m'nin üzerinde EC e deki her 1.5 ds/m artış için %10 azaldığını bulmuşlardır. Ayers ve Westcot (1989), bitkilerin mutlak tuzluluk toleranslarının iklim ve toprak şartları ile kültürel uygulamalara bağlı olarak değişeceğini belirtmişlerdir. Tuzluluk problemlerinin giderilmesi, genellikle oldukça masraflı ancak geçici çözümlerdir. Tuzluluktan kaynaklanan ekonomik kaybın uzun dönemli ve kalıcı giderilmesi bunun yanında ekonomik olarak verim artışının sağlanabilmesi için bitkisel üretimi yapılacak materyalin iyi seçimi ve üretim tekniklerinin uygun olması gereklidir (Dasgan vd. 2002). Tuzlu koşullarda verim kaybını azaltmanın bir yolu da yüksek verim veren bitkilerin tuza toleranslı bitkiler üzerine aşılanması olabilir (Rivero vd. 2002). Meyve kalitesi yüksek ancak dışsal stres faktörlerine karşı duyarlı olan bitkiler ile 4

5 kuvvetli kök yapısına sahip bitkilerin birleştirilmesi biçiminde tanımlanan bu yöntemin uygulanması, bitkisel üretime katkı sağlayabilir (Zijlstra vd.1994) Önceleri, aşı tekniği sadece domateste fuzaryum zararlısının etkisini kısıtlamak amacı ile uygulanırken (Scheffer 1957, Lee 1994) günümüzde uygulama nedenleri ve uygulanan sebze çeşitleri hızlı bir biçimde artmıştır. Örneğin aşı tekniği, yüksek (Rivero vd. 2003) ve düşük (Bulder vd. 1990) sıcaklığa dirençte, kireçli topraklarda demir klorozuna karşı dayanımda (Romera vd. 1991), besin maddesi alımının arttırılmasında (Ruiz vd. 1997) ve su kullanımının geliştirilmesinde (Cohen ve Naor 2002) kullanılmıştır. Aşılı fide kullanılarak sebze yetiştiriciliğine ilk olarak Japonya ve Kore de 1920 lerin sonlarında su kabağı üzerine karpuzun (Citrullus lanatus Matsum et Nakai) aşılanması ile başlanmıştır. Sebzelerde aşı tekniği, yoğun tarım yapılan Kore, Japonya ve bazı Asya ve Avrupa ülkelerinde 1950 lerden bu yana son derece yoğun olarak sürdürülmüştür (Lee 1994; Oda 1995). Oda (1995), Japonya da 1990 yılında, aşılı kavun, karpuz, kabak, domates ve patlıcan üretiminin toplam üretim yapılan alan içerisindeki payının %59 a ulaştığını belirtmiştir. Rivero vd. (2003), Japonya da yetiştirilen sebzelerin %54 ünde, Kore de yetiştirilenin sebzelerin ise %81 inde aşılama tekniğinin kullanıldığını belirtmiştir. Ankara da ha alanda sebze tarımı yapılmakta ve ton sebze üretilmektedir. Bu üretimin ton u (sebze üretimin %25.9 u) domatestir (Anonim 2005). Ankara ilinde domates tarımı Ayaş ve Beypazarı ilçelerinde yoğunlaşmıştır. Yerinde yapılan gözlemlere göre, sebze sulamasında yaygın olarak derin kuyulardan yararlanılmasına karşın, karık sulama yöntemi uygulanmaktadır. Derin kuyulardan alınan su ise çoğunlukla düşük kalitededir. Bu nedenle, Ankara Üniversitesi, Ayaş Bahçe Bitkileri Araştırma İstasyonu nda sürdürülen bu çalışmada, derin kuyudan alınan ve kalite sınıfı C 3 S 1 olan sulama suyu kullanılarak, karık ve damla sulama yöntemlerinin, aşılı ve aşısız fide kullanımında, domatesin verim, meyve kalitesi ve toprakta tuz birikimi üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Elde edilecek 5

6 bulguların, bilime katkısı yanında, yöre çiftçilerine de önemli düzeyde katkı sağlayacağı düşünülmüştür. 6

7 2. KAYNAK ÖZETLERİ Farklı sulama yöntemleri ve değişik kalitedeki sulama suyunun domateste bitki gelişmesi, verim ve meyve kalitesi ile toprakta tuz dağılımı üzerindeki etkilerine ilişkin bazı çalışmalar aşağıda özetlenmiştir. Selenay (1986), Ankara da, 1983 ve 1984 yıllarında, yürüttüğü arazi çalışmasında, damla yöntemiyle sulanan domateste, 1, 2 ve 4 gün ara ile, A sınıfı kaptan olan buharlaşma miktarının %60, %80 ve %100 ü kadar sulama suyu uygulamıştır. Sonuçta en yüksek verim ve C vitamini, ph, çözünebilir toplam kuru madde gibi kalite parametreleri, 4 gün ara ile buharlaşmanın %60 ı kadar su uygulanan deneme parsellerinden elde etmiştir. Yurtman ve Yıldırım (1991), Ankara da yaptıkları arazi çalışmasında, karık, damla ve sızdırma sulama yöntemleri ile suladıkları kavunda, topraktaki tuz dağılımını araştırmışlardır. Sonuçta, damla ve sızdırma sulama yöntemlerinde, toprak yüzeyindeki tuz birikiminin damlatıcıdan ıslak çepere doğru artış gösterdiğini, karık sulama yönteminde ise, karık içerisinde su ile temas eden yüzeyde tuz yıkanması meydana geldiğini, su ile teması olmayan karık sırtında önemli düzeyde tuz birikimi oluştuğunu belirtmişlerdir. Yıldırım ve Orta (1994), Ankara da, 1992 ve 1993 yıllarında yaptıkları çalışmada, karık, yağmurlama ve damla sulama yöntemlerinin topraktaki tuz dağılımına etkilerini araştırmışlardır. Deneme parsellerinde biber tarımı yapılmış ve 60 cm toprak derinliğindeki kullanılabilir su tutma kapasitesinin %40 ı tüketildiğinde sulamaya başlanmıştır. Sonuçta, karık sulama parsellerinde, karık boyunca ıslak çevrede tuz yıkanması olduğunu ve tuzun karık sırtlarında biriktiğini bulmuşlardır. Yağmurlama sulama parsellerinde, herhangi bir tuz birikimi gözlenmemiştir. Damla sulama parsellerinde ise, özellikle ilk 30 cm toprak katmanında tuz birikimi olmuş ve biriken tuz miktarı damlatıcıdan ıslak çepere doğru artış göstermiştir. 7

8 Shrivastava vd. (1994), Hindistan da, yıllarında yürüttükleri çalışmada, şeker kamışı artığı ve siyah plastikten oluşan malç koşullarında, yetiştirdikleri domatesi, damla ve karık yöntemleri ile sulamışlar ve A sınıfı kaptan olan buharlaşma miktarının 0.4, 0.6 ve 0.8 katı sulama suyu uygulamışlardır. Sonuçta, en yüksek verimi, şeker kamışı artıkları ile oluşturulan malçta, buharlaşmanın 0.4 katı kadar su uygulanan koşulda, damla sulama yönteminde elde etmişlerdir. Karık sulama yöntemine göre, damla sulama yönteminde verimin %55 arttığını, sulama suyunda %44 tasarruf sağlandığını ve yabancı ot gelişmesinin %95 azaldığını bulmuşlardır. Suryawanshi (1995), Hindistan da, muz, omca, şeker kamışı, kavun, pamuk ve domates üzerinde yaptığı çalışma sonucunda, çiftçilerin mevcut durumda uyguladığı geleneksel sulama yöntemlerine oranla, damla sulama yöntemi ile sulanan domates veriminde %50 artış ve sulama suyunda %39 tasarruf sağlandığını bulmuştur. Yohannes ve Tadesse (1998), Etiyopya da, ve vejetasyon periyotlarında, killi tın topraklarda yaptıkları çalışmada, bitki aralığı ile damla ve karık sulama yöntemlerinin, meyve boyutları, bitki boyu ve toplam verim üzerine etkilerini araştırmışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, meyve boyutları ve bitki boyu sulama yönteminden etkilenmezken, toplam verim damla sulama yönteminde daha yüksek bulunmuştur. Bitki dikim aralıkları araştırılan hiçbir parametre üzerinde önemli etkide bulunmamıştır. Prietio vd. (1999), İspanya da yaptıkları çalışmada, damla, karık ve yağmurlama sulama yöntemleri ile suladıkları sanayi tipi domatese, farklı sulama programı uygulamışlardır. Sulama programlarını, yüksek toprak nemi düzeyinde sulamaya başlayacak biçimde, toprak nemi ölçmelerine ve bitki su tüketimi tahminlerine dayandırmışlardır. Büyüme mevsimi boyunca bitki su ihtiyacının tam karşılanması yanında, meyve oluşumu ve olgunlaşma dönemlerinde su kısıtı uygulamışlardır. Sonuçta, bitki ihtiyacının tam karşılandığı koşulda, karık yöntemine oranla, damla ve yağmurlama sulamada daha yüksek verim elde etmişlerdir. Su kısıtının uygulandığı koşulda, özellikle damla sulama yönteminde, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı artış göstermiştir. 8

9 Demirer vd. (2000), perlit ortamında, damla ve karık sulama yöntemlerinin domateste, toplam verim, meyve boyutları, bitki başına meyve sayısı ve meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı üzerine olan etkilerini araştırmışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, damla sulama yönteminde toplam verim ve bitki başına meyve sayısı, karık sulama yönteminde ise meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, sulama yöntemleri meyve boyutları üzerinde önemli düzeyde etkili olduğu saptanmıştır. Ayars vd. (2001), Kaliforniya da, sığ toprak (<2 m) ve tuzlu taban suyu (>5 ds/m) koşullarında, domatesi toprak altı damla ve karık yöntemleriyle sulamışlardır. Sulama suyuna yaklaşık %10 oranında tuzlu taban suyu karıştırmışlardır. Sonuçta, karık yöntemine oranla damla sulamada daha yüksek verim elde edilmiştir. Çetin vd. (2002), Eskişehir de, yılları arasında yaptıkları çalışmada, damla sulama yöntemi ile suladıkları domatesi, 2, 4 ve 6 gün ara ile A sınıfı kaptan ölçülen buharlaşma miktarının 0.50, 0.75, 1.00 ve 1.25 katı kadar sulama suyu uygulamışlardır. En yüksek pazarlanabilir meyve verimini 4 gün ara ile buharlaşma miktarı kadar su verilmesi koşulunda elde etmişlerdir. Güler vd. (2002) kumlu tınlı topraklarda standart değerde azot ve potasyum gübresi uyguladıkları domatesi, damla ve karık sulama yöntemi ile sulamışlardır. Karık yöntemi için ayrıca yüksek dozda gübre uygulanan deneme konusunu da dikkate almışlardır. Deneme konularının verim, meyve kalitesi, yaprakta mineral madde birikimi ve toprakta tuz birikimi üzerine etkilerini araştırmışladır. Sonuçta, karık yöntemindeki farklı gübre uygulamalarına oranla damla yöntemi ile standart gübre uygulamasının, verim, meyve tutumu, meyve boyutları, bitki başına meyve sayısı ve ortalama meyve ağırlığını önemli düzeyde arttırdığını buna karşın, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde ve titrasyon asitliğini düşürdüğünü bulmuşlardır. Bunun yanında yaprakta azot, fosfor ve potasyum birikimi, damla sulama yönteminde daha düşük olmuştur. Ancak, damla sulama uygulamaları toprakta tuz ve fosfor birikimini arttırmıştır. 9

10 Ashcroaft vd. (2003), yarı kurak iklim koşulunda yer alan Avustralya nın güney doğu bölgesinde, yılları arasında yaptıkları çalışmada, sanayi domatesi yetiştiriciliği yapan çiftçilerin sulama uygulamalarını araştırmışlardır. Yörede, su kullanım etkinliğinin 4-10 kg/m 3 arasında değiştiğini bulmuşlardır. Su kullanım etkinliği açısından yetiştiricileri gruplandıran araştırmacılar, en yüksek su kulanım etkinliğine sahip ilk %15 e giren yetiştiricilerin damla ve karık, en düşük su kulanım etkinliğine sahip son %15 e giren yetiştiricilerin ise yalnızca karık sulama yöntemi kullandıklarını saptamışlardır. Araştırmacılar aynı zamanda, tekniğine uygun şekilde yapılan karık sulamasının, tekniğine uygun olmadan yapılan damla sulamadan daha yüksek su kullanım etkinliği sağladığını belirlemişlerdir. Singandhupe vd. (2003), Hindistan da, 1995 ve 1996 yıllarında yaptıkları çalışmada, damla ve karık sulama yöntemi altında, farklı dozlarda uyguladıkları üre gübresinin, domateste su kullanım etkinliği, toplam verim ve yaprak direnci üzerine olan etkilerini araştırmışlardır. Aynı dozdaki üre gübresini, damla sulama yönteminde 10 eşit parçaya bölerek 8 gün ara ile ve karık yönteminde ikiye bölerek, dikimde ve dikimden 1 ay sonra uygulamışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, 1995 yılında damla sulama yönteminde, karık sulama yöntemine oranla %12.5 daha yüksek verim elde edilirken, 1996 yılında verim farkı önemli bulunmamıştır. Bunun yanında, damla sulama yönteminde su kullanım etkinliği, karık sulama yöntemine göre, % oranında daha yüksek olmuştur. Hanson ve May (2004), Kaliforniya da, yıllarında, toprak altı damla ve karık yöntemleriyle suladıkları sanayi domatesinde, sulama yöntemlerinin bitki su tüketimine etkisini araştırmışlardır. Elde edilen sonuçlara göre, mevsimlik toplam bitki su tüketim, 2001 yılında damla yönteminde, 2002 yılında ise karık yönteminde daha düşük olmuştur. Bitki su tüketimi değerleri, çiçeklenme ve meyve oluşumu periyotlarında her iki yöntemde de önemli düzeyde farklılık göstermemiştir. Araştırmacılar, karık sulama yönteminde 2002 yılında daha düşük mevsimlik toplam bitki su tüketimi elde edilmesini, bu yılda, karık sulama yönteminde ıslatılan alan oranının daha düşük olmasına, dolayısıyla toprak yüzeyinden olan buharlaşma miktarının azalmasına bağlamışlardır. 10

11 Malash vd. (2005), Mısır da yaptıkları çalışmada, tuzlu drenaj suyu ( ds/m) ve iyi kaliteli sulama suyunu (0.55 ds/m), 6 farklı oranda karıştırarak, ayrıca farklı fenolojik periyotlarda düşük kalitede, diğerlerinde ise iyi kalitede su uygulayarak domatesi, karık ve damla yöntemleriyle sulamışlardır. Bu sulama uygulamalarının bitki gelişmesi ve verimi ile kök bölgesinde tuz birikimi üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Damla sulamada, büyüme mevsiminin erken dönemlerinde bitki gelişmesi daha hızlı olmuş ancak, ilerleyen dönemlerdeki gelişme sulama yöntemleri arasında önemli düzeyde farklılık göstermemiştir. En yüksek verim, %60 iyi kalitede ve %40 düşük kalitedeki su karışımıyla ve damla yöntemiyle yapılan sulamalarda elde edilmiştir. Büyüme mevsimi boyunca aynı kalitedeki su uygulamaları, belirli periyotlarda tuzlu su diğerlerinde de iyi kaliteli su uygulamalarına oranla, daha yüksek verim elde edilmesine neden olmuştur. Araştırmacılar ayrıca, bitki kök bölgesinde toprak eriğindeki sezon boyunca ortalama elektriksel iletkenlik değeri ile verim arasında oldukça belirgin negatif ilişki elde etmişlerdir Gawad vd. (2005), Suriye de yılları arasında yaptıkları arazi çalışmalarında, karık ve damla yöntemleri ile suladıkları değişik domates çeşitlerine, farklı kalitede sulama suyu vermişlerdir. Tüm bu çeşit ve farklı kalitedeki su koşullarında, damla yöntemiyle yapılan sulamaların, karık yöntemine oranla toplam verim ve su kullanım etkinliğini arttırdığını bulmuşlardır. Araştırmacılar ayrıca, yaprakta kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum miktarlarını incelemişler ve sulama yöntemlerinin bu özellikler üzerine etkili olmadığını saptamışlardır. Sulama suyundaki kalsiyum miktarı ile yaprakta kalsiyum birikimi arasında pozitif yönde ilişki elde etmişler, bu ilişkinin diğer mineral maddeler için önemli düzeyde olmadığını belirlemişlerdir. Sutton vd. (2006), Davis Kaliforniya da 2003 ve 2004 yıllarında, sürdürdükleri arazi çalışmalarında, karık ve toprak altı damla sulama yöntemlerinin sanayi domatesinde verim ve meyve kalitesi üzerine etkisini araştırmışlardır. Sonuçta, 2004 yılında toprak altı damla yöntemi ile suladıkları parsellerde daha yüksek verim elde edilmiş, ancak, sulama yöntemlerinin verim üzerine etkisi 2003 yılında önemli bulunmamıştır. Yine, 2003 yılında her iki sulama yönteminde de benzer meyve suyunda çözünebilir toplam 11

12 kuru madde elde edilmesine karşın, 2004 yılında damla sulama yöntemi kuru maddenin düşmesine neden olmuştur. Kanui vd. (2007), Kenya da yaptıkları bir çalışmada, tuzlu-sodyumlu sulama suyu uygulanması koşulunda, damla ve karık sulama yöntemlerinin domateste, bitki boyu, yaprak alan indeksi, meyve ağırlığı, meyve kalitesi ve toplam verim ile toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, bitki boyu, meyve başına ağırlık, meyve kalite parametreleri ve toplam verim değerleri, karık sulama yönteminde, damla sulama yöntemine göre, %10 15 oranında daha düşük olmuştur. Damla sulama yönteminde topraktaki tuz birikimi damlatıcı etrafında daha düşük olmuş, ıslak çepere doğru artış göstermiştir. Karık sulama yönteminde ise karık sırtlarından başlayarak tam tersi bir tuz dağılımı meydana gelmiştir. Kahlon vd. (2007), Hindistan da, ve vejetasyon periyotlarında, kumlu tın topraklarda yaptıkları çalışmada, domatesi damla ve karık yöntemleriyle sulamışlar, A sınıfı kaptan olan buharlaşma miktarının 0.7 ve 1.0 katı sulama suyu uygulamışlardır. Elde ettikleri bulgulara göre, bitki boyu, bitkideki dal sayısı, yaprak alan indeksi, meyve ağırlığı ve toplam verim damla yöntemi ile sulanan tüm deneme parsellerinde daha yüksek olmuştur. Damla sulama yönteminde, karık yöntemine oranla ortalama olarak %30 daha az sulama suyu uygulanmasına karşın, verimde artış %50 dolayında olmuştur. Tüm bitki ve verim parametreleri, buharlaşmanın 0.7 katı kadar sulama suyu uygulanan parsellerde, 1.0 katı uygulanan parsellere oranla, daha düşük değerlerde bulunmuş ve bu farklılık karık sulama yönteminde çok daha belirgin olmuştur. Damla sulama yöntemi meyve suyunda çözülebilir toplam kuru madde ve askorbik asidi arttırmıştır. Ayrıca, su kullanım etkinliği damla sulamada daha yüksek bulunmuştur. Malash vd. (2008a), karık ve damla sulama yöntemlerinde, 0.55, 2.0, 3.0 ve 4.5 ds/m tuzluluk düzeylerindeki sulama suyunun, domateste, yaprak alanı, bitki boyu, yaprakta mineral madde ve toprakta tuz dağılımına etkilerini araştırmışlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, damla sulama yönteminde, tüm su kalitelerinde, bitki boyu, yaprak alanı, verim ve su kullanım etkinliği daha yüksek olmuştur. Meyve suyunda çözünebilir 12

13 toplam kuru madde miktarı, yaprakta toplam Na, Cl ve Mg miktarları, sulama suyu tuzluluğunun artışıyla artış gösterirken, yaprakta, toplam P, K ve Ca miktarı azalma göstermiştir. Araştırmacılar ayrıca, karık sulamanın aksine, damla sulama yönteminde, bitki kök bölgesinde tuz birikimin oluşmadığını saptamışlardır. Malash vd. (2008b), 2001 ve 2002 yıllarında yürüttükleri çalışmada, tuzlu drenaj suyu ve iyi kalitedeki sulama suyu ile damla ve karık sulama yöntemlerinin domateste, bitki büyüme parametreleri ve toplam verime etkisini, bunun yanında toprakta tuz ve nem dağılımını araştırmışlardır. Karık sulama yönteminde, meyve ağırlığı daha yüksek bulunurken, toplam verim damla sulama yönteminde daha yüksek olmuştur. Her iki sulama yönteminde de, sulamadan bir gün sonra ölçülen toprak nemi değerleri, ilk 20 cm de en yüksek, bitki kılcal köklerinin yoğun olduğu cm de en düşük olmuş, ve cm de giderek artmış ve cm de sabitleşmiştir. Yine, her iki sulama yönteminde de bitki kök bölgesinde tuz birikimi, cm toprak katmanlarında en yüksek, ilk 5 cm de daha düşük ve 90 cm de ise en düşük düzeyde ölçülmüştür. Karık yöntemine oranla, damla sulamada verim üçte bir oranında artış göstermiştir. Feigin vd. (1991), kurak ve yarı kurak bölgelerde su kaynaklarının genellikle kısıtlı olduğunu, bu nedenle, bitki yetiştiriciliğinde tuzlu ve atık sulardan yararlanarak yapılacak sulamaların gittikçe artacağını belirtmiştir. Rhoades vd. (1992), tuz toleransı verilerinin her zaman tuzluluktan kaynaklanan verim kayıplarını doğru ve ölçülebilir şekilde ifade edemeyeceğini, tuzluluğa karşı bitkinin gerçek tepkisinin, iklim ve toprak koşulları, tarımsal yönetim, sulama yöntemi, bitki çeşidi ve gelişme dönemi gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak değişim göstereceğini belirtmiştir. Araştırmacılar, aynı zamanda, tuzlu ortamda yetiştirilen bitkilerde meyvedeki titrasyon asitliğinin, ancak 6 ds/m den daha yüksek toprak tuzluluğu koşullarında önemli düzeyde artacağını vurgulamışlardır. DeHayr vd. (1997) tarafından yapılan bir çalışmada, bitkinin tuzluluğa tepkisi ortalama kök bölgesi tuzluluğu EC se (EC se = EC w /2.2 LF ) terimi ile ifade edilmiş ve domatesin 13

14 ortalama kök bölgesi tuzluluğunun eşik değerleri, kumlu topraklarda 3.5 ds/m, tınlı topraklarda 2.0 ds/m ve killi topraklarda 1.2 ds/m olduğun belirtilmiştir Ghassemi vd. (1995), yetersiz sulama yönetiminin, toprak ve su kaynaklarının tuzlulaşmasına yol açtığını ve bu ikincil tuzlulaşmanın dünya çapında sulanan alanların %20'sini etkilediğini belirtmiştir. Szabolcs (1994), dünya çapında tuzluluk nedeni ile kaybedilen alanlara ilişkin tahminlerin, geniş bir aralıkta değiştiğini ve en yüksek tahminin yıllık 10 7 ha olduğunu vurgulamıştır. Cuartero ve Fernandez-Munoz (1999), domates için optimum iklim koşullarına sahip yörelerde bu bitki için tuzluluğun verimliliği sürdürebilmek açısından ciddi bir kısıt oluşturduğunu vurgulamışlardır. Yüksek tuzluluk nedeniyle, düşük kaliteli su ile sulama yapılmasının yada tuzdan etkilenmiş alanlarda domates verimini artırabilecek tekniklerin uygulanmasının, çok önemli ancak bir o kadar zor bir hedef olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmacılar, fizyolojisi ve genetiği hakkında geniş bir bilgi birikimi olması nedeniyle, tuzlu alanların ıslahı ve düşük kaliteli suların kullanımı için domatesin bir model bitki olarak da rol üstlenebileceğini ifade etmişlerdir. Araştırmacılara göre, domates yetiştiriciliğinde, tuzluluğun etkileri, verim ve meyve büyüklüğünün azalması, depolama kalitesinde düşüş, çiçek dibi çürüklüğünde artış gibi olumsuz etkileri yanında, daha iyi renk ve tat, çözülebilir maddede artış ve şeker içeriğinde düşüş gibi olumlu etkileri de bulunmaktadır. Shannon ve Grieve ye (1999) göre, toprak tuzluluğu ile verim arasındaki ilişkiler, çoğunlukla kum tanklarında yapılan çalışmalar sonucunda bulunmakta ve bu çalışmalarda ölçülen tuz değerleri, tarla kapasitesindeki tuz değerini ifade etmektedir. Oysa, sulama uygulamalarında toprak nemi her zaman tarla kapasitesinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, gerçek toprak nem değerlerinde ölçülen tuzluluk miktarları ile verim arasındaki ilişkilerin, tarla koşullarında yapılacak çalışmalarla saptanmalıdır. Bu biçimde elde edilecek veriler daha gerçekçi olacaktır. 14

15 Plaut (2000), plastik örtülü serada yaptığı çalışmada, domatesi, iyi ve düşük kaliteli ( ds/m) su kullanarak, damla yöntemi ile sulamıştır. Ayrıca, bitki su ihtiyacını tam ve eksik karşılamıştır. Sonuçta, iyi su kullanarak, su ihtiyacının tam karşılandığı koşula oranla, tuzlu su ile bitki su ihtiyacının tam karşılanması durumunda %25, iyi kaliteli su ile eksik karşılanması durumunda %40 verim azalması saptanmıştır. Maggio vd. (2003), yaptıkları çalışmada, tuzlu topraklarda, yine tuzlu su ile sulanan domateste fizyolojik değişimleri araştırmışlardır. Sonuçta, yapraklarda ve köklerde toplam basınç (Ψ t ), osmotik basınç (Ψ π ) ve basınç potansiyellerinin (Ψ p ), ortamdaki tuzluluk düzeyi arttıkça azaldığını, bu ilişkilerde korelasyon kat sayısının çok yüksek olduğunu bulmuşlardır. Reina-Sanchez vd. (2005), serada topraksız ortamda yaptıkları çalışmada, dört farklı domates çeşidini, farklı tuzluluktaki (0, 25, 50, ve 75 mm NaCl) su ile sulamışlardır. Sonuçta, en yüksek tuzluluk uygulanan domateslerde, kontrol konusuna oranla, bitki su tüketimi ve su kullanım etkinliği daha düşük, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde ve asitlik daha yüksek olmuştur. Yurtseven vd. (2005), serada yaptıkları bir çalışmada, 0.25, 2.5, 5.0 ve 10 dsm -1 düzeylerinde tuzlu sulama suyuyla domates yetiştirmişlerdir. Sonuçta, tuzluluğun artmasıyla birlikte verimde azalma olmuş ve tuzluluğun 0.25 ds m -1 den 10 ds m -1 ye yükseltilmesi, bitki başına verimin kg den kg düşüşüne neden olmuştur. Ayrıca, aşılı aşısız fide kullanımının domateste gelişme, verim ve meyve kalite parametreleri üzerindeki etkilerine ilişkin bazı çalışmaların özetleri aşağıda verilmiştir. Stevens vd. (1977), domates meyvesinin lezzeti, meyvedeki birçok kimyasal bileşenlerin aromaları tarafından etkilenen tat hissinden ibaret olduğunu ve şekerler, asitler ve bunların etkileşimlerinin, meyvelerin tatlı, ekşi ve lezzetli olmasında önemli rol oynadığını belirtmişlerdir. Grierson ve Kader (1986), nispeten yüksek asitle birlikte yüksek şeker konsantrasyonunun, domatese en iyi lezzeti verdiğini, diğer taraftan, düşük şeker ve 15

16 yüksek asit konsantrasyonlarının meyveleri daha ekşimsi, yüksek şeker ve düşük asit konsantrasyonlarının meyveleri daha tatlımsı yaptığını, hem düşük şeker hem de düşük asit konsantrasyonlarının ise meyve tadını düşürdüğünü belirtmişlerdir. Mizrahi vd. (1988), tat ile toplam şeker ve çözünebilir katı maddeler arasında bir korelasyon bulamamışlar, ancak tuzlu şartlar altında yetiştirilen domateslerin iyi kaliteli suyla yetiştirilenlerden daha iyi tat verdiğini bildirmişlerdir. Araştırmacılar ayrıca, lezzetin her zaman toplam şekerin bir fonksiyonu olmadığını, tuzluluk uygulamaları altında gelişen meyve bileşenlerinin de meyve tadını iyileştirdiğini vurgulamışlardır. Santa-Cruz vd. (2001), yaptıkları bir çalışmada, aşılı ve aşısız domateste tuzlu ve tuzsuz olmak üzere iki farklı sulama suyu kalitesinin verime olan etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta, her iki su kalitesinde de, aşılı bitkilerden daha yüksek verim elde edilmiş, ancak, meyve büyüklüğü ve ağırlığı önemli düzeyde farklılık göstermemiştir. Verimdeki artış, aşılı bitkilerde meyve sayısının daha yüksek olmasından kaynaklanmıştır. Santa-Cruz ve Cuartero (2001), serada yaptıkları çalışmada, aşılı ve aşısız domates fidelerini tuzlu (50 mm NaCl) ve tuzsuz su ile sulamışlardır. Araştırma sonucunda, aşılı fidelerden elde edilen verim, aşısızlara oranla daha yüksek olmuş, verim farkı aşılı fidelerde bitki başına meyve sayısının daha yüksek olmasından ileri geldiğini bulmuşlardır. Fernandez-Garcia vd. (2002), farklı aşı kökleri ve kalemleriyle, domateste yaptıkları çalışmada, iki düzeyde NaCl (0 ve 75 mmol L 1 ) miktarının domates verimi ve iyon alımı üzerine olan etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar, yaprakta, Na ve Cl miktarının, aşılı bitkilerde, aşısızlara kıyasla daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Fernandez-Garcia vd. (2003), yaptıkları çalışmada tuzlu (60 mmol NaCl) ve tuzsuz, iki farklı sulama suyu ile aşılı ve aşısız domates bitkileri yetiştirmişlerdir. Tuzsuz koşullarda aşılamanın, su alımını azalttığını, tuzlu su uygulandığında ise aşılı ve aşısız domates bitkilerinde su alımı açısından önemli bir fark çıkmadığını bildirmişlerdir. 16

17 Araştırmacılar elde ettikleri sonuçlara göre, aşılama tekniğinin tuzluluk toleransında kullanılabilecek uygun bir yöntem olduğunu savunmuşlardır. Buna neden olarak, tuzlu ortamda, aşısız bitki yapraklarında Na birikiminin, aşılı bitkilere oranla daha yüksek olmasını göstermişlerdir. Fernandez-Garcia vd. (2004), serada yürüttükleri çalışmada, aşılı ve aşısız domates bitkilerinde artan tuzluğun (0, 30 ve 60 mm NaCl), meyvede şeker, likopen, beta karoten, askorbik asit, titrasyon asitliği, çözünebilir toplam kuru madde ve meyvede mineral madde üzerine olan etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar, aşılı fidelerde verimin, aşısızlara oranla, tüm tuzluluk koşullarında daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Tuzluluk, çözünebilir kuru maddeyi, glikozu ve 60 mm düzeyindeyken fruktozu önemli düzeyde arttırmıştır. Askorbik asit miktarı yalnızca tuzsuz koşulda, aşılı bitkilerde daha yüksek olmuştur. Meyvede toplam sodyum, klor ve nitrat iyonları 60 mm tuzluluk düzeyinde aşısız bitkilerde daha yüksek bulunmuştur. Estan vd. (2005), yaptıkları çalışmalarında, farklı genotipteki domatesleri aşılamışlar ve artan tuzlulukta aşılamanın verime ve mineral madde alımına etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta, tuzluluğun bulunmadığı koşullarda, aşılı ve aşısız fideler arasında verimde önemli bir farklılık olmamış, ancak, artan tuzlulukta aşılı fidelerin veriminde artış olmuştur. Ayrıca, tuzluluk arttıkça yapraktaki K miktarında artış olmuştur. Khah vd. (2006), serada ve açık arazide olmak üzere yürüttükleri çalışmada, farklı anaç ve çeşit kombinasyonlarındaki, aşılı ve aşısız domates fidelerinin, verim ve kalite üzerine olan etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta, serada ve açık arazide yetiştirilen aşılı domateslerin aşısızlardan daha kuvvetli geliştiğini ve daha yüksek ürün verdiklerini belirtmişlerdir. Araştırmacılar aynı zamanda, aşılı ve aşısız çeşitlerden elde edilen meyvelerin, sertlik, toplam çözünebilir kuru madde miktarında, önemli düzeyde farklılık bulmamışlar, ancak, aşılı fidelerde, meyvede Ca miktarı aşısızlara göre daha yüksek bulunmuştur. 17

18 Qaryouti vd. (2007), Ürdün de yaptıkları çalışmada, topraksız kültürde ve doğal toprak ortamında yetiştirdikleri, aşılı ve aşısız domatesin, meyve verimi ve kalitesine olan etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta, topraksız kültürde, aşılı fidelerde, aşısızlara oranla, %12 27, toprak kültüründe %16 38 oranında daha yüksek verim elde etmişleridir. Bu uygulamalar, meyve eti sertliği ve meyve büyüklüğünü önemli düzeyde etkilememiştir. Toplam çözünebilir kuru madde miktarı, topraksız kültürde, aşılı fidelerde daha düşük olurken, toprak kültüründe daha yüksek olmuştur. Martorana vd. (2007), serada yaptıkları bir çalışmada, topraksız ortamda yetiştirdikleri 5 farklı aşısız ve aşılı domates çeşidini, 2 tuzluluk düzeyindeki (2.8 ve 8.8 ds/m) su ile sulamışlardır. Sonuçta, aşılı fidelerde verim, aşısızlara oranla daha yüksek olmuş ancak verimdeki artış kullanılan aşı köküne göre farklı düzeylerde kalmıştır. Balliu vd. (2008), serada yürüttükleri çalışmada, değişik kombinasyonlarda aşılı ve aşısız domatesi, farklı tuzluluk seviyelerinde (0.0, 2.5 ve 5.0 mm NaCl) yetiştirmişlerdir. Sonuçta, farklı kombinasyondaki aşılanmış domates fideleri, kendi aralarında, verim ve büyüme oranları açısından farklılık göstermiştir. Tuzlu sulama suyu koşullarında, aşılı fidelerde, aşısız fidelere oranla daha yüksek verim ve büyüme hızı gözlenirken, daha büyük meyve, daha yüksek çözünebilir toplam kuru madde miktarı ve askorbik asit miktarı bulunmuştur. Martinez-Rodriguea vd. (2008), serada yaptıkları çalışmada, Money maker domates çeşidini, kendine ve tuzluluğa toleransı ile bilinen iki farklı domates köküne ( Pera ve Radja ) aşılamışlar ve farklı tuzluluk düzeylerinde (0, 25, 50 ve 150 mmol NaCl) sulamışlardır. Tuzluluğun 50 mmol olduğu koşulda, Pera ve Radja üzerine aşılanan domateslerde verim, kendine aşılanan domateslere oranla daha yüksek olmuş, ancak, tuzluluğun olmadığı ya da 25 mmol olduğu durumda verimde bir farklılık gözlenmemiştir. Araştırmacılar, tuzluluk şiddeti ve süresi arttıkça, aşılamanın olumlu etkisinin daha net ortaya çıkacağını belirtmişlerdir. 18

19 Öztekin vd. (2009a), serada perlit ortamında yaptıkları bir çalışmada, aşılı ve aşısız domates fidelerini, elektriksel iletkenlik değeri 2 ve 6 ds/m olan iki farklı sulama suyu ile sulamışlardır. Sonuçta, artan tuzlulukta hem aşılı hem de aşısız fidelerin veriminde azalma olmuş, ancak, aşılı fidelerde verim kaybı, aşısızlara oranla daha düşük olmuştur. Toplam verim ve su kullanım etkinliği aşılı fidelerde daha yüksek bulunmuştur. Öztekin vd. (2009b), serada besin çözeltisi ortamında yaptıkları çalışmada, Durinta domates çeşidini, Heman, Beaufort domates köklerine ve kendine (kontrol) aşılamışlar ve tuzlu sulama suyu şartlarında (2.8 ve 8.8 ds/m), domatesin iyon alımı üzerine etkilerini araştırmışlardır. Sonuçta, tuzluluk K ve S alımını düşürürken, Ca, Mg, Cl, P ve N birikimi üzerine etkili olmamıştır. Aşılama faktörü ise yalnızca N alımı üzerinde etkili olmuştur. Tuzsuz şartlarda K ve N birikimi belirli bir eğilim göstermezken, tuzlu şartlarda, kontrol bitkisinde N birikimi en yüksek, K birikimi ise en düşük olmuştur. Tuzsuz şartlarda, Na alımı değişmezken, tuzlu şartlarda, kontrol konusunda en yüksek olmuştur. Araştırmacılar sonuç olarak, kontrol konusuna oranla, aşılı bitkilerin, daha sağlam vejetatif yapıya sahip olduklarını, ancak aşılamanın iyon alımı üzerine herhangi bir etkisinin bulunmadığını belirtmişlerdir. 19

20 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Deneme Alanı Özellikleri Araştırma, 2005 ve 2006 yıllarında, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ayaş Bahçe Bitkileri Araştırma İstasyonunda bulunan tarla parsellerinde yürütülmüştür. Araştırma istasyonundaki tarla parsellerinde topraklar derindir. Bünye sınıfı genellikle tın, killi tın ya da kumlu killi tındır. Yakında taban suyu ya da geçirimsiz tabaka, başka bir deyişle drenaj sorunu bulunmamaktadır. Topografya, düz ve düze yakındır. Ortalama eğim %1 i geçmemektedir. Araştırma istasyonunun denizden yüksekliği 825 m dir. İstasyon, 40 o 01 enlemi ve 32 o 20 boylamı üzerindedir İklim özellikleri Ayaş meteoroloji istasyonu kapatıldığı için, deneme alanına en yakın olan (25 km) Beypazarı meteoroloji istasyonundan alınan bazı iklim elemanlarının (güneşlenme süresi Etimesgut meteoroloji istasyonundan alınmıştır) uzun yıllar aylık ve yıllık ortalamaları Çizelge 3.1 de, denemelerin yürütüldüğü 2005 ve 2006 yıllarındaki ortalamaları Çizelge 3.2 de verilmiştir. Çizelge 3.1 den izleneceği gibi, yıllık toplam yağış mm ve yıllık ortalama sıcaklık 13.0 o C tır. Buna göre bölgenin yarı-kurak iklim kuşağı içerisinde olduğu söylenebilir. Yörede, domates büyüme mevsimi olan Mayıs-Eylül aylarında toplam mm yağış düşmektedir ve bu değer yıllık toplam yağışın % 27.2 sini oluşturmaktadır. Denemenin yürütüldüğü 2005 ve 2006 yıllarında yıllık ortalama değerler, rüzgâr hızı dışında, uzun yıllar ortalaması yıllık değerlere yakındır. Deneme yıllarında rüzgâr hızı daha düşük olmuştur. Bunun yanında, Mayıs-Ağustos aylarında, 2005 yılında oluşan 20

21 Çizelge 3.1 Bazı iklim elemanlarının uzun yıllar ortalamaları İklim Aylar elemanları Yıllık Yağış (mm) Sıcaklık ( o C) Ort. bağıl nem (%) Rüzgar hızı (m/s) Güneşlenme süresi (h/gün) Çizelge 3.2 Bazı iklim elemanlarının denemenin yürütüldüğü yıllardaki ortalamaları İklim Aylar elemanları Yıllık 2005 yılı Yağış (mm) Sıcaklık ( o C) Ort. Bağıl nem (%) Rüzgar hızı (m/s) Güneşlenme süresi (h/gün) yılı Yağış (mm) Sıcaklık ( o C) Ort. Bağıl nem (%) Rüzgar hızı (m/s) Güneşlenme süresi (h/gün)

22 toplam 95.6 mm yağış uzun yıllar ortalamasına yakın olmuş, 2006 yılında ise toplam 61.9 mm yağış uzun yıllar ortalamasının altında kalmıştır (Çizelge 3.2). Ayrıca, Mayıs- Ağustos aylarında ortalama sıcaklık, uzun yıllar ortalaması 22.0 o C iken, 2005 yılında ortalama 22.9 o C ve 2006 yılında ortalama 23.7 o C olmuştur. Deneme yıllarında, domatesin büyüme mevsimi boyunca sıcaklık uzun yıllar ortalamasının üzerinde kalmıştır Toprak özellikleri Toprağın fiziksel özellikleri Araştırmanın yapıldığı her iki yılda da, denemelere başlamadan önce, deneme alanının iki farklı yerinde 120 cm derinliğe kadar profil açılmış, her 30 cm toprak katmanından alınan bozulmuş ve bozulmamış toprak örnekleri Bouyoucos (1951), ile Peterson ve Calvin de (1965) verilen ilkelere göre analiz edilerek bünye sınıfı, tarla kapasitesi, solma noktası, hacim ağırlığı, kireç yüzdesi değerleri elde edilmiştir. İki profilin ortalaması olacak biçimde bu değerler Çizelge 3.3. de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi, 2005 yılı denemelerinin yapıldığı alanda bünye sınıfı killi-tındır. Kuru ağırlık yüzdesi cinsinden, tarla kapasitesi % , solma noktası % , hacim ağırlığı g/cm 3 arasında değişmektedir. İkinci yıl (2006 yılı) denemelerinin yapıldığı alanda da bünye sınıfı killi-tındır. Tarla kapasitesi % , solma noktası % , hacim ağırlığı g/cm 3 arasında elde edilmiştir. Diğer yandan, toprağın kireç içeriği % arasında değişmektedir. Bu değerlerin nispeten yüksek olduğu söylenebilir. Her iki yılda da, açılan profillerin incelenmesinden, 120 cm toprak derinliğine kadar bitki kök gelişmesini sınırlayabilecek herhangi bir geçirimsiz tabaka ve taban suyuna rastlanmamıştır. 22

23 Çizelge 3.3 Deneme alanındaki toprakların fiziksel özellikleri Derinlik (cm) Bünye Sınıfı Hacim ağırlığı (g/cm 3 ) Tarla kapasitesi P w * (%) P v ** (%) 2005 Solma noktası P w * (%) P v ** (%) KSTK *** (mm/30cm) CaCO CL CL CL CL CL CL CL CL * P w : Kuru ağırlık yüzdesi cinsinden nem miktarları ** P v : Hacim yüzdesi cinsinden nem miktarları *** KSTK: Kullanılabilir su tutma kapasitesi. (%) Toprağın kimyasal özellikleri Araştırmanın yapıldığı her iki yılda denemelere başlanmadan önce verimlilik analizleri için 0-20 ve cm toprak derinliklerinden, kimyasal analizler için ise 0-30, 30-60, ve cm derinliklerinden örnekler alınmıştır. Kacar da (1990) verilen ilkeler doğrultusunda verimlilik analizleri için organik madde, toplam Azot (N), Fosfor (P) ve Potasyum (K) analizleri yapılmış ve sonuçlar Çizelge 3.4 de verilmiştir. Kimyasal analizler ise Richards (1969) da belirtilen esaslara göre sature edilmiş toprak ekstraktından elde edilen süzükten, toplam katyon (Na, K, Ca ve Mg), toplam anyon, (Alkalinite, SO 4, Cl), EC e ve ph analizleri yapılmış ve sonuçlar Çizelge 3.5 de verilmiştir. 23

24 Çizelge 3.4 Verimlilik analizi sonuçları Derinlik (cm) Organik madde (%) ph 2005 yılı N (%) P (ppm) K (ppm) yılı Çizelge ve 2006 deneme yıllarında başlangıç toprakların iyon kompozisyonu Profil, cm Na, me/l K me/l Ca+Mg me/l Katyon 2005 Alk me/l Cl me/l SO 4 me/l Anyon ph ECe ds/m Deneme alanı topraklarında, denemelere başlamadan önce yapılan analizlerin ışığında toprak materyalinde belirli bir iyonun toksik etki yapacak düzeyde bulunmadığı belirlenmiştir. Ancak, toprak materyalinde nispeten yüksek kireç miktarı, ph değerinin, Ca+Mg değerinin ve alkalinitenin nispeten yüksek çıkmasına neden olmuştur. 24

25 Saturasyon çamurunun elektriksel iletkenlik değeri başlangıç topraklarında 2005 yılı için 0.64 ila 1.39 ds/m, ikinci yıl topraklarında ise 0.96 ile 1.23 ds/m arasında değiştiği saptanmıştır. Görüldüğü gibi, her iki yılda da başlangıç topraklarında tuzluluk yönünden herhangi bir problem bulunmamaktadır. 3.2 Denemelerin Yürütülmesi Deneme konuları ve deneme deseni Bu çalışmada, aşılı ve aşısız fide kullanılan domateste, damla ve karık sulama yöntemlerinin verim, meyve kalitesi ve topraktaki tuz dağılımı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Buna göre, deneme konuları aşağıda verildiği gibi oluşturulmuştur. Fide tipleri (F): F 1 : Aşılı fide F 2 : Aşısız fide Sulama yöntemleri (S): D: Damla sulama yöntemi K: Karık sulama yöntemi Denemelerin yürütüldüğü tarla parselinin planı Şekil 3.1 de ve deneme deseninin planı Şekil 3.2 de verilmiştir. Şekil 3.1 den izleneceği gibi, denemeler çiftlikteki aynı tarla parsellerinin 2005 yılında bir yarısında, 2006 yılında ise diğer yarısında yürütülmüştür. Fideler, deneme parsellerine sıra arası 1.00 m, sıra üzerindeki aralık 0.50 m olacak biçimde dikilmiştir. Bir deneme parseli dört bitki sırasından oluşmuştur. Her sırada 16 25

26 bitki bulunmaktadır (Şekil 3.2). Ortadaki iki sırada toplam 18 bitkide gözlem yapılmıştır. Diğer bitkiler kenar etkisi olarak ayrılmıştır. Böylelikle, bir deneme parselinin boyutları 4x 8 m, hasat parselinin boyutları ise 2 x 4.5 m olmuştur. Damla sulama parsellerinde her bitki sırasına bir lateral boru hattı döşenmiş, karık sulama parsellerinde bitki sıraları arasına karık açılmıştır. Denemelere başlamadan önce, toprak işleme çalışmaları tamamlanmış, deneme parselleri oluşturulmuş ve deneme konuları rasgele dağıtılmıştır. Damla sulama parsellerinde lateral aralığı 1 m olacak şekilde damla sulama sistemi kurulmuştur. Bunun yanında, karık sulama parsellerinde 1.00 m aralıkla tabanı bütünüyle eğimsiz, sonu kapalı karıklar açılmıştır. Fideler, damla sulama parsellerinde lateral boru hatlarının 0.25 m kadar yan tarafına, karık sulama parsellerinde karık sırtlarına dikilmiştir. Ø63 SERT PVC MANİFOLD BORU HATTI 2005 YILI Karık Sulama parseli 2006 YILI Damla Sulama parseli 2005 YILI Kenar Etkisi için ayrılan boş alan 2006 YILI Kenar etkisi için ayrılan boş alan 2005 YILI Damla Sulama parseli 2006 YILI Karık Sulama parseli KONTROL BİRİMİ - 2 hidrosiklon - 60 L gübre tankı - 2, 120 mesh elek filtre Ø63 SERT PVC ANA BORU HATTI DERİN KUYU VE DALGIÇ TİPİ POMPA Şekil 3.1 Denemelerin yürütüldüğü tarla parseli 26

27 3.2.2 Sulama sistemi Araştırmanın yürütüldüğü çiftlikte damla sulama sistemi mevcuttur ve tarla parsellerinin önemli bir bölümü damla sulama yöntemi ile sulanmaktadır. Denemelerin yürütüldüğü tarla parselinin de yer aldığı bölgeye su derin kuyudan alınmakta ve sert PVC boru hattı ile tarla parsellerine dağıtılmaktadır. Denemelerin yürütüldüğü tarla parselinin başlangıcında, 2 hidrosiklon, 60 L gübre tankı ve 2,120 mesh elek filtreden oluşan bir kontrol birimi bulunmaktadır. Deneme parselinin ortasında, 63 mm dış çaplı sert PVC borulardan oluşan iki adet gömülü manifold boru hattı ve manifold boru hatlarını kontrol birimine bağlayan aynı özellikte bir gömülü ana boru hattı mevcuttur (Şekil 3.1). Ana boru hattından manifold boru hatlarına geçişte, 2 küresel vana ve manometre bulunmaktadır. Manifold boru hatları, lateral boru hatlarına iki yönde su vermektedir. Nötron metre probları Damla parseli 24 m Karık parseli m 0.50 m 8.0 m Aşılı Damla lateralleri Aşısız Aşılı Karıklar Aşısız Şekil 3.2 Deneme deseni 27

28 Lateral boru hatlarına su almak için, manifold boru hatları üzerinde, 1.40 m ara ile, 16 mm dış çaplı PE damla sulama borularından oluşan PE damla sulama yükseltici boruları bulunmaktadır. Damla sulama konuları için her bitki sırasına bir adet olacak şekilde 1.00 m sıra aralığında, 16 mm dış çaplı, 4 atm işletme basınçlı PE damla sulama lateral boru hattı döşenmiştir. Lateral boru hatları üzerinde, Yıldırım (2003) de verilen ilkelerden yararlanarak toprak özelliklerine göre saptanmış olan 0.75 m ara ile, 1 atm işletme basıncında 4 L/h debiye sahip, lateral boyuna geçik (in-line) tipte damlatıcılar bulunmaktadır. Her lateral boru hattı, 16 mm çaplı PE küresel vana ile manifold boru hattı üzerindeki PE yükseltici borulara bağlanmıştır. Karık sulaması için, sulama doğrultusunda eğimsiz olacak şekilde 1.00 m aralıklar ile sonu kapalı karıklar açılmış ve karık başlarına mevcut olan manifold boru hattı üzerinde bulunan ve toprak yüzeyine kadar yükselen 16 mm dış çaplı PE yükseltici borulara 16 mm çaplı PE küresel vana bağlanarak karık başlarından suyun vanalar vasıtasıyla kontrollü alınması sağlanmıştır Toprak nemi ölçümleri Toprak nemi ölçmeleri (CPN 503 DR Hydroprobe) nötron metre ile yapılmıştır. Bu amaçla, 2005 yılı denemelerine başlamadan önce, tarla parselinin uygun bir yerinde, yaklaşık 2 m çaplı daire biçiminde bir tava (çanak) oluşturulmuş ve tabanı eğimsiz olacak biçimde düzeltilmiştir. Tavanın ortasına 150 cm derinliğe kadar 2 çapında alüminyum tüp çakılmıştır. Tavaya birkaç kez yüksek miktarda su verilmiş ve en azından 150 cm toprak derinliğe kadar yüksek nem düzeyi elde edilmiştir. Nötron metre kalibrasyon doğrusunun elde edilmesine birkaç gün sonra başlanmıştır. Bunun için, 120 cm ye kadar her 30 cm toprak katmanının ortasında nötron metre ile sayım oranı ölçülmüş, aynı zamanda alüminyum tüpün 25 cm kadar civarından toprak örnekleri alınarak gravimetrik yöntemle toprak nemi belirlenmiş ve nem değerleri hacim yüzdesi cinsinden ifade edilmiştir. Bu işlem 5-6 gün ara ile 3 kez daha tekrarlanmıştır. Bu arada, 28

29 tavaya yağış düşmemesi için, ölçümlerin yapıldığı zaman dışında tavanın üzeri plastik örtü ile kaplanmıştır. Dikimden birkaç gün önce, deneme alanında her sulama yöntemi için farklı sıralarda olacak şekilde başta ve sonda olmak üzere 8 farklı noktaya lateral boru hattı üzerinde bir damlatıcının 25 cm kadar yanına, karık sulama yönteminde ise karık sırtlarına, 150 cm derinliğe kadar nötron metreye ait alüminyum tüpler çakılmıştır. Deneme alanı topraklarının özelliklerine göre nötronmetre kalibrasyon doğrusu elde edilmiştir. Bu amaçla, 30-60, ve cm toprak katmanlarında, gravimetrik yöntemle elde edilen toprak nemi değerlerine karşılık, alette okunan sayım oranları arasında, her farklı derinlik için en yüksek korelasyon katsayısı veren toprak nemisayım oranı ilişkisi elde edilmiştir. Elde edilen üç farklı ilişkinin varyansları saptanmış ve varyansların homojenliği Yurtsever de (1984) verilen ilkelere göre test edilmiştir. Sonuçta, varyansların homojen olduğu saptanmış ve 30-60, ve cm toprak katmanları için geçerli olacak toprak nemi-sayım oranı ilişkisi; P v = (SO) ; r = (p<0.01) (1) biçiminde elde edilmiştir (Şekil 3.3). Bu eşitlikte; P v = Hacim yüzdesi cinsinden toprak nemi, % ve SO = Sayım oranıdır. Kalibrasyon eşitliğindeki katsayılar nötron metre aletine kaydedilmiş ve alet hacim yüzdesi cinsinden toprak nemini doğrudan gösterecek biçimde ayarlanmıştır cm toprak katmanındaki nem değerleri gravimetrik yöntemle ölçülmüştür. Birinci ve ikinci yıl denemeleri aynı tarla parselinin farklı yarılarında yürütüldüğünden, nötron metrede 1. yıl yapılan kalibrasyon, 2. yıl için de kullanılmıştır. 29

30 50 Pv = -6,52+32,31(SO) r = 0,912 Toprak nemi, Pv (%) ,2 1,4 1,6 1,8 2 Sayım oranı, SO Şekil 3.3 Nötron metre kalibrasyon doğrusu Toprak tuzluluğunun belirlenmesi Başlangıçta her iki yıl için ayrı ayrı olmak üzere iki profilden alınan toprak örneklerinin tam kimyasal analiz yapılmıştır (Çizelge 3.5). Daha sonra sulama sezonu boyunca her ay olmak üzere Şekil 3.4 de gösterildiği şekilde örneklemeler yapılmıştır. Örneklemeler 5 nokta ve 3 derinlik olmak üzere 15 toprak örneği alınarak gerçekleştirilmiştir. Her bir konudan her bir örnekleme zamanı için 15 x 2 = 30 örnek alınmıştır. Alınan örneklerde Anonymous da (1992) belirtilen ilkeler doğrultusunda, kurutulmuş, 2 mm lik elekten geçirildikten sonra 20 gram analiz için ayrılmış ve üzerine 50 ml saf su ilave edilerek filtre kağıdından süzülmüştür. Elde edilen süzüklerden elektriksel iletkenlik değerleri ölçülmüştür. Bu değerler kullanılarak ARCVIEW bilgisayar programı yardımı ile profil tuzluluk eğrileri elde edilmiştir. 30

31 Şekil 3.4 Toprak örnekleme deseni 31

32 3.2.5 Sulama uygulamaları Çalışmada, dikim sırasında 90 cm toprak derinliğindeki mevcut nemi tarla kapasitesine çıkaracak kadar başlangıç sulaması uygulanmıştır. Sulamalara, 90 cm toprak derinliğindeki kullanılabilir su tutma kapasitesinin damla sulama yönteminde %30 u, karık sulama yönteminde %40 ı tüketildiğinde başlanmıştır (Güngör vd. 2002). Her iki yöntemde de aşılı ve aşısız fidelere aynı miktarda su verilmiştir. Bu amaçla, Çizelge 3.3 de hacim yüzdesi cinsinden verilen tarla kapasitesi ve solma noktası değerleri göz önüne alınarak, özellikle, cm toprak katmanındaki nem, hacim yüzdesi cinsinden, 1. yıl P v = %39 ve 41, 2. yıl P v = % 38 ve 40 civarında ölçüldüğünde sulamaya başlanmıştır. Her sulamada uygulanacak sulama suyu miktarı damla sulama için; d TK = 0 30 MR TK MR TK MR D P (2) Karık sulama için d TK MR 100 TK + MR 100 TK + MR = D (3) eşitliği ile hesaplanmıştır. Eşitliklerde; d = Uygulanan sulama suyu miktarı, mm, TK 0-30 = 0-30 cm toprak katmanındaki tarla kapasitesi (hacim yüzdesi cinsinden), %, TK = cm toprak katmanındaki tarla kapasitesi (hacim yüzdesi cinsinden), %, TK = cm toprak katmanındaki tarla kapasitesi (hacim yüzdesi cinsinden), %, MR 0-30 = Sulama başlangıcında 0-30 cm toprak katmanında ölçülen mevcut nem (hacim yüzdesi cinsinden), %, 32

33 MR = Sulama başlangıcında cm toprak katmanında ölçülen mevcut nem (hacim yüzdesi cinsinden), %, MR = Sulama başlangıcında cm toprak katmanında ölçülen mevcut nem (hacim yüzdesi cinsinden), %, D = Toprak katmanının derinliği, mm (300 mm) ve P = Islatılan alan oranı, % değerlerini göstermektedir. Damla sulama yöntemi için, ıslatılan alan oranı, denemenin ilk yılında, 1. ve 2. sulamalar sırasında, her iki manifoltta ayrı olmak üzere, manifoldun başlangıcına, ortasına ve sonuna yakın laterallerde, yine her lateralin başlangıcına, ortasına ve sonuna yakın noktalarda (deneme alanının 18 farklı yerinde), cm toprak derinliğine kadar ıslak şerit genişliği ölçülerek ve ortalama değer lateral aralığına oranlanarak, P = biçiminde ölçülmüştür. Yalnız, birinci yıl, ilk iki sulama için P = 0.40 biçiminde tahmin edilmiş ve bu değer kullanılarak sulama suyu miktarı hesaplanmıştır. Birinci yıldaki diğer sulamalarda ve ikinci yıldaki sulamaların tamamında P = alınmıştır. Karık sulama yönteminde, alanın tamamının, sırtlardaki toprak altında da olsa tamamen ıslatıldığı saptanmıştır. Bu nedenle, karık sulamada ıslatılan alan oranı dikkate alınmamıştır. Her sulama için uygulanacak sulama suyu miktarı mm cinsinden belirlendikten sonra, damla sulama parsellerine sulama suyu; 1000d T a = (3) qn eşitliği ile hesaplanan süre ile uygulanmıştır (Güngör vd. 2002). Bu eşitlikte; T a = Sulama süresi, h, d = Uygulanacak sulama suyu miktarı, mm, q = Damlatıcı debisi, L/h ve N = Birim alan damlatıcı sayısıdır (1260 adet/da). 33

34 Sulama uygulamaları sırasında, genellikle araştırma istasyonundaki diğer sulamalar da söz konusu olduğu için, deneme alanında tüm sulama sezonu boyunca sabit sitem giriş basıncı elde etmek mümkün olmamıştır. Ancak, manifold girişlerindeki manometrelerde okunan basıncın b arasında olmasına özen gösterilmiştir. Bu nedenle, yapılan her sulama sırasında, yerleri ıslatılan alan oranı ölçmelerinde açıklandığı gibi, 18 farklı damlatıcıda zaman-hacim esasına göre debi ölçmeleri yapılmış ve ortalama değer dikkate alınarak sulama süresi saptanmıştır. Karık sulamada ise, mm cinsinden hesaplanan sulama suyu miktarı parsel alanı ile çarpılarak litre cinsinden ifade edilmiştir. Sulamada, karık başlarında bulunan manifold boru hatlarından çıkan yükseltici borulardan yararlanılmıştır. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan sulama suyu ihtiyacını karşılayabilmek için, her sulamadan önce karık başlangıcında bulunan bu borulardan gelen sulama suyunun debisi ölçülmüştür. Hacim-debi esasından hareketle saptanan süre kadar karıklara su verilmiştir Mevsimlik toplam bitki su tüketimi Damla sulama yönteminde alanın tamamı ıslatılmadığı için, ancak, damlatıcının 25 cm kadar yanında ölçülen toprak nemi değerlerine göre mevsimlik toplam bitki su tüketimi tahminleri, Jensen de vd. (1989) verilen ilkelere göre toprak nem dengesi yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Bu amaçla; ET = d + d + R d d d (4) b e s dp eşitliği kullanılmıştır. Bu eşitlikte; ET = Mevsimlik toplam bitki su tüketimi, mm, d b = Mevsim başındaki (dikim tarihindeki) toprak nemi, mm, d = Mevsim boyunca uygulanan toplam su miktarı, mm, R e = Mevsim boyunca oluşan toplam etkili yağış, mm, d s = Mevsim sonundaki (hasat tarihindeki) toprak nemi, mm, d dp = Kök bölgesinin altına sızan su miktarı, mm ve d r = Yüzey akışı, mm dir. r 34

35 Mevsim başındaki ve sonundaki nem miktarları olarak, 90 cm nin altındaki köklerle alınan su miktarını da dikkate alabilmek için 120 cm toprak derinliğinde ölçülen nem miktarları kullanılmıştır. Sulamalar kontrollü yapıldığı ve herhangi bir ilave yıkama suyu uygulanmadığı için kök bölgesinin altına sızan su miktarı ile yüzey akışı ihmal edilmiştir. Bunun yanında, her iki yılda da büyüme mevsimi boyunca bir defada düşen yağış miktarı 25 mm yi geçmediği için düşen yağış doğrudan etkili yağış olarak alınmıştır Diğer tarımsal işlemler Deneme alanı, sonbaharda iki kez sürülmüş, ilkbaharda ise toprak tavda iken freze ve tırmık geçirilerek yabancı otlar temizlenmiş ve büyük kesekler ufalanmıştır. Daha sonra Mayıs ayı başlarında deneme parselleri oluşturulmuştur. Tarımsal işlemlerden, korunma amaçlı ilaçlama, Bitki Koruma Bölümü uzmanlarının önerileri ve gözetimleri doğrultusunda, ilk olarak fidelerin dikimi sırasında 20 L suya 50 g Captan mantar ilacı karıştırılarak bitki başına 50 ml olacak şekilde uygulanmıştır. İkinci ilaçlama ise fidelerin deneme alanına dikiminden gün sonra, yine 20 L suya 50 g olacak şekilde Captan ilacı karıştırılmış ve bu defa bitki başına 125 ml uygulanmıştır. Bunun yanında, yabancı ot için 4-5 kez çapa yapılmış ve bitkinin çok yakınındaki yabancı ot el ile toplanmıştır. Uygulanacak gübre miktarını saptamak için, her iki deneme yılında, deneme alanının iki farklı yerinde, 0-20 ve cm toprak katmanlarından toprak örneği alınmış ve Kacar (1990) da verilen ilkelere göre verimlilik analizleri yapılmıştır (Çizelge 3.4). Gübreleme işlemi, her iki sulama yöntemi için de su ile temas ettiğinde bütünüyle çözünür özellikte olan özel damla sulama gübreleri ile yapılmıştır. Yüzde cinsinden azot, fosfor ve potasyum konsantrasyonları, sırasıyla, olan eşit ağırlıklı, olan fosfor ağırlıklı ve olan potasyum ağırlıklı gübreler kullanılmıştır. Damla sulama yönteminde gübreler, Şekil 3.1 de gösterilen kontrol birimindeki gübre 35

36 tankı aracılığıyla sulama suyuna karıştırılmıştır. Karık yönteminde ise geleneksel şekilde elle karıklara uygulanmıştır. Tüm deneme konularına, katkı maddesi dahil toplam gübre cinsinden, denemenin her iki yılında aynı olacak biçimde, 40 kg/da eşit ağırlıklı ( ), 10 kg/da fosfor ağırlıklı ( ), 10 kg/da potasyum ağırlıklı ( ), gübre uygulanmıştır. Gübreleme zamanı ve miktarı her iki sulama yönteminde de aynı olmuştur. Bu amaçla iki deneme yılında; 1. Çiçeklenmeye kadar toplam 10 kg da -1 olacak biçimde fosfor ağırlıklı ( ) gübre, bunun yanında 15 kg da NPK damla gübresi sulamalara bölüştürülerek verilmiştir. 2. Meyve tutumuna kadar toplam 15 kg da -1 ( ) NPK damla gübresi sulamalara bölüştürülerek verilmiştir. 3. Hasata kadar toplam 10 kg da -1 potas ağırlıklı ( ) gübrenin yanı sıra 10 kg da NPK damla gübresi sulamalara bölüştürülerek verilmiştir. 3.3 Yapılan Analizler Su ve toprak örneklerinde yapılan analizler Denemeler boyunca her ay alınan su örneklerinde aşağıdaki analizler yapılmıştır. Elektriksel iletkenlik: Elektriksel iletkenlik ölçer ile laboratuarda yapılmıştır. Ca ve Mg; Richards da (1969) belirtilen ilkeler doğrultusunda EDTA çözeltisi titrasyonu yapılmıştır. Na ve K; Richards da (1969) belirtilen ilkeler doğrultusunda fleymfotometre yöntemi ile yapılmıştır. 36

37 CO 3 ve HCO 3 ; Richards da (1969) belirtilen ilkeler doğrultusunda titrasyon yöntemi ile yapılmıştır. Cl: Richards da (1969) belirtilen ilkeler doğrultusunda AgNO 3 titrasyonu ile yapılmıştır. SO 4 : Toplam anyon miktarının toplam katyon miktarından çıkartılması sureti ile hesaplanmıştır Bitki analizleri Mineral madde analizleri için hasat sonunda Şekil 3.2 de gösterilen bitkilerden zarar görmemiş yapraklar ve meyveler rasgele toplanmış ve kurutma fırınında 70 C 0 derecede sabit ağırlığa gelinceye kadar kurutulmuş ve öğütülmüştür. Kurtulmuş örneklerden alınan 0.50 gr kuru örnekler yakma fırınında 550 C 0 derecede yakılmış ve Kacar da (1972) belirtilen ilkeler doğrultusunda analize hazırlanmıştır. Ca ++, Mg ++ ; Kacar da (1990) belirtilen ilkeler doğrultusunda kuru yakma yöntemi ile yakılan örneklerin EDTA ile titrasyonu sonucunda belirlenmiştir. Na +, K + : Kuru yakma yöntemi ile yakıldıktan sonra Kacar da (1990) belirtilen ilkeler doğrultusunda eriyik haline getirilen örneklerin aleve püskürtülmesi ile oluşan söz konusu elementlere ilişkin ışığın izole edilerek flamefotometrede okunması yoluyla belirlenmiştir. Askorbik asit: Domateste C vitamini değişimi meyve suyunda spektrofotometre aletinde analiz edilmiştir (Mukherjee ve Choudhuri 1983). Titrasyon asitliği: Belirli miktar domates suyunun 0.1N NaOH ile bir ph metre yardımıyla ph: 8.1 e kadar titrasyonu ile belirlenmiştir (Cemeroğlu, 1992). Meyve eti sertliği: Penetrometre yardımıyla 8.8 mm delici uç kullanılarak lb olarak belirlenmiştir. 37

38 Suda eriyebilir toplam kuru madde: Domatesten elde edilecek meyve sularında refraktometre ile yüzde olarak belirlenmiştir. Domates meyvesinde duyusal kalitesinde oluşan değişimlerin belirlenmesinde renk, liflilik ve doku sertliği kriterlerinin dikkate alındığı duyusal kalite değerlendirmesi yapılmıştır. Dokuz kişilik jüri tarafından 5-1 puanlar arasında yapılan bu değerlendirmede 5 (Mükemmel), 4 (İyi), 3 (Orta), 2 (Kötü), 1 (Çok kötü) şeklinde yorumlanmıştır İstatistiksel analizler Çizelge 3.3 den izleneceği gibi, her iki deneme yılında da deneme alanı toprakları bünye sınıfı açısından son derece homojendir. Bu nedenle, verim ve meyve kalitesi parametrelerine ilişkin istatistiksel analizler tesadüf parselleri deneme tertibinde faktöriyel düzene göre yapılmıştır (Winer vd. 1991). Gözlem yapılan bir bitkiden elde edilen veri bir tekrar olarak alınmıştır. Bu nedenle, tekrar sayısı, verim parametreleri için 18 olmuştur. Meyve kalite parametreleri ve mineral madde analizleri ise 3 tekrarlı olarak yapılmıştır. Tat analizleri, jüri tarafından verilen puan değerleri olduğundan istatistiksel olarak analize tabi tutulmamıştır. Varyans analizleri MINITAB bilgisayar yazılımından yararlanılarak yapılmış, farklı grupların saptanmasında P 0.05 düzeyi göz önüne alınarak Duncan testi uygulanmıştır. Duncan testlerinde MSTATC bilgisayar yazılımından yararlanılmıştır. 38

39 4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1 Sulama Suyu Kalite Özellikleri Sulama suyunun kimyasal özellikleri ile ilgili analizler, denemeler süresince ayda bir olmak üzere yapılmış ve Çizelge 4.1 de verilmiştir. Denemelerin her iki yılında da, sulama suyu toplam tuz içeriği ve bireysel iyonların miktarında önemli bir farklılık bulunmamıştır. Çizelgeden izleneceği gibi, sulama suyu elektriksel iletkenlik değerleri ortalama 1.9 ds/m dir. Bu değer domates bitkisi için kabul edilen eşik değerinin (1.7 ds/m) üzerindedir (Ayers and Wescot 1989). Tüm sular için sodyum adsorpsiyon oranı (SAR) 1 den küçüktür. Toprakta sodyumluluk açısından herhangi bir kısıtlayıcı durum söz konusu değildir. ABD tarım bakanlığını kalite kriterlerine göre denemeler boyunca kullanılan sulama suyu kalite sınıfı, tuzlu-sodyumsuz, C 3 S 1 olarak bulunmuştur. Uygun yıkama şartları sağlandığında bu kalitedeki bir sulama suyu ile domatesten elde edilecek oransal verim %90 dolaylarında olacaktır (Ayers ve Wescot 1989). Çizelge 4.1 Deneme boyunca alınan sulama suyu örneklerinde toplam anyon ve katyon analiz sonuçları EC ds/m SAR Katyonlar (me/l) Na K Ca+Mg ΣK Anyonlar (me/l) HCO 3 Cl SO 4 ΣA 2005 yılı Mayıs Haziran Temmuz Ağustos yılı Mayıs Haziran Temmuz Ağustos

40 4.2 Uygulanan Sulama Suyu Miktarı ve Bitki Su Tüketimi Büyüme mevsimi boyunca uygulanan sulama suyu miktarları, damla sulama yöntemi için Çizelge 4.2, karık sulama yöntemi için Çizelge 4.3 de verilmiştir. Bu çizelgelerden izleneceği gibi, her iki yılda da, damla yönteminde 28 kez, karık yönteminde 16 kez sulama yapılmıştır. Dikim sırasında 90 cm toprak derinliğindeki mevcut nemi tarla kapasitesine çıkartmak, böylelikle fidelerin tutmasını sağlamak amacıyla her iki sulama yönteminde de, 2005 yılında 25 mm, 2006 yılında 40 mm su verilmiştir. İki yöntem için de, birinci sulamada aynı miktarda su verilmesinin nedeni, karık yönteminde de bu sulamanın, damla sulama lateral boru hatlarıyla yapılmasıdır. Bundan sonraki sulamalarda, her sulamada, damla yönteminde, mm, karık yönteminde mm arasında değişen sulama suyu uygulanmıştır. Çizelge 4.2 Karık sulama yönteminde her sulamada uygulanan toplam sulama suyu miktarları (mm) Yıllar Sulama sayısı Toplam

41 Çizelge 4.3 Damla sulama yönteminde, her sulamada uygulanan sulama suyu miktarları (mm) Yıllar Sulama sayısı Toplam Uygulanan sulama programı, 2005 yılı karık sulama yöntemi için Şekil 4.1, damla sulama yöntemi için Şekil 4.2, 2006 yılı karık sulama yöntemi için Şekil 4.3, damla sulama yöntemi için Şekil 4.4 de gösterilmiştir. Deneme yıllarında, sırasıyla, damla yönteminde 731 mm ve 714 mm, karık yönteminde 881 ve 871 mm mevsimlik toplam sulama suyu uygulanmıştır. Bu verilere göre, karık yöntemine kıyasla damla yönteminde, 2005 yılında %17, 2006 yılında %18 daha az sulama suyu verilmiştir. Damla sulama yönteminde uygulanan sulama suyu miktarının düşük olmasının, temel 41

42 Tarla Kapasitesi mm Sulama başlangıcı mm Solma Noktası mm Şekil yılı karık sulama yöntemi için sulama programı Tarla Kapasitesi mm Sulama başlangıcı mm Solma Noktası mm Şekil yılı damla sulama yöntemi için sulama programı 42

43 Tarla Kapasitesi mm Sulama başlangıcı mm Solma Noktası mm Şekil yılı karık sulama yöntemi için sulama programı Tarla Kapasitesi mm Sulama başlangıcı mm Solma Noktası mm Şekil yılı damla sulama yöntemi için sulama programı 43

44 olarak, (2) nolu eşitlik uyarınca ilk aşamada hesaplanan miktarın ıslatılan alan oranı (P) ile düzeltilmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Yaptıkları çalışmalarda birçok araştırmacıda damla ve karık yöntemleri ile sulanan, domateste, damla yöntemi ile uygulanan sulama suyu miktarını daha düşük bulmuşlardır (Shrivastava vd. 1994, Suryawanshi 1995, Hanson and May 2004, Kahlon vd. 2007). Bu çalışmada uygulanan farklı sulama yöntemlerinde elde edilen, mevsimlik toplam bitki su tüketimleri Çizelge 4.4 de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi mevsimlik toplam su tüketimleri, damla sulama yönteminde, birinci yıl m, ikinci yıl mm ölçülmüştür. Denemenin ikinci yılında mevsimlik toplam bitki su tüketimlerinin, birinci yıla oranla daha düşük bulunması, 2006 yılında büyüme mevsimi boyunca düşen yağışın daha düşük olmasına bağlanabilir. Mevsimlik toplam bitki su tüketimi değerleri, karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yönteminde, 2005 yılında %15.4 ve 2006 yılında %21.5 daha düşük olmuştur. Bunun nedeninin, uygulanan mevsimlik toplam sulama suyu miktarının, damla sulama yönteminde daha düşük olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Hanson ve May (2004), yaptıkları çalışmada, mevsimlik toplam su tüketimini, karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yönteminde daha düşük bulmuşlardır. Çizelge 4.4 Mevsimlik toplam bitki su tüketimleri Yıllar Sulama yöntemleri Toprak nemi (mm 120 cm -1 ) Sulama suyu Etkili yağış Bitki su tüketimi Dikimde Son (mm) (mm) (mm) hasatta Damla Karık Damla Karık

45 4.3 Verim ve Meyve Kalite Parametreleri Verim Çalışmada elde edilen bitki başına meyve verimi sonuçları, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4. 5 de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi parsel başına ortalama verim değerleri 2971 g ile 4939 g arasında değişmiştir. Bu değişim üzerinde yıl (Y), fide tipi (F) ve sulama yöntemi (S), P<0.001 düzeyinde etkili olmuştur. Bunun yanında, P<0.001 düzeyinde Y x S ve P<0.05 düzeyinde F x S etkileşimi olmuştur. Y x F x S ve Y x F etkileşimleri önemli düzeyde bulunmamıştır. Yıl (y) ve sulama yöntemi (S) etkileşimi göz önüne alındığında, her iki sulama yönteminde de bitki başına ortalama verim değerleri denemenin ikinci yılında daha yüksek olmuştur. Bu değerler, 2005 yılında damla sulama yönteminde 4337 g, karık sulama yönteminde 3209 g, 2006 yılında ise damla sulama yönteminde 4391 g, karık sulama yönteminde 4357 g biçiminde elde edilmiştir. Verimin yıllar arasında önemli düzeyde farklılık göstermesi, iklim elemanlarının farklılığına bağlanabilir. Denemenin her iki yılında, damla yöntemi ile sulanan parsellerden elde edilen bitki başına ortalama verim değerleri (4337 g ve 4726 g), karık sulama yöntemine oranla (3209 g ve 4357 g) daha yüksek bulunmuştur. Diğer bir anlatımla, karık sulama yöntemine oranla damla sulama yönteminde verim artışı, 2005 yılında %35.2, 2006 yılında %8.5 kadar olmuştur. Bu sonuç, iki değişik temel nedene dayandırılabilir. Bunlardan ilki, yöntem bölümünde de açıklandığı gibi, 90 cm toprak derinliğinde kullanılabilir su tutma kapasitesinin damla yönteminde %30, karık yönteminde ise %40 ı tüketildiğinde sulamaya başlamasıdır. Diğer bir ifade ile, damla yönteminde sulama başlangıcında topraktaki nem düzeyi daha yüksek olmuştur. Bu, topraktaki suyun toprak taneleri tarafından tutulma gücünü (matris tansiyon) daha düşük olmasına, ayrıca yine toprak suyundaki tuz konsantrasyonunun düşük kalmasına neden olabilir. Sonuçta, bitki kökleri aracılığı ile topraktan suyu daha düşük düzeyde enerji harcayarak alabilir. Bu da daha iyi bitki gelişmesine ve verimin yükselmesine neden olabilir. Damla 45

46 Çizelge 4.5 Bitki başına meyve verimi sonuçları (g) Yıllar (Y) Sulama yöntemi (S) Fide tipi (F) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık Y x S etkileşimi Damla 4337 b A (1) 4726 a A Karık 3209 b B 4357 a B F x S etkileşimi Aşılı Aşısız Damla 4671 a A (2) 4391 b A Karık 4109 a B 3457 b B Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) ,77 0,000*** (3) Fide tipi (F) ,73 0,000*** Sulama yöntemi (S) ,49 0,000*** Y x F ,55 0,062 ns Y x S ,65 0,000*** F x S ,74 0,031* Y x F x S ,03 0,858 ns Hata Toplam (1) Küçük ve büyük harfler, sırasıyla, her sulama yönteminde yıllar arasındaki ve her yıldaki sulama yöntemleri arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (2) Koyu küçük ve büyük harfler, sırayla, her sulama yönteminde fide tipleri arasındaki ve her fide tipinde sulamalar arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (3) ns, *, *** : Fark önemsiz, P<0.05, P<0.001 düzeyinde önemli. 46

47 yönteminde daha yüksek verim elde edilmesinin ikinci temel nedeni ise, sonuçları ileriki bölümlerde verileceği gibi, bitki köklerinin geliştiği toprak ortamında, damla sulama yönteminde tuzun seyrelmesi, karık sulama yönteminde tuz birikmesi biçiminde açıklanabilir. Damla sulama yönteminde bitki köklerinin bulunduğu ortamda tuzun seyrelmesi, toprak suyundaki tuz konsantrasyonunun düşmesine ve bitkinin su alımında Osmotik etkinin, karık sulama yöntemine oranla daha düşük düzeyde kalmasına bağlanabilir. Bu olgu, damla sulama yönteminde daha iyi bitki gelişmesi ve daha yüksek verimin nedeni olabilir. Bu çalışmada elde edilen, sulama yöntemi-verim ilişkisi, Suryawanshi (1995), Yohannes ve Tadesse (1998), Prietio vd. (1999), Demirer vd. (2000), Ayars (2001), Singandhupe vd. (2003), Malash vd. (2008b) gibi araştırmacıların, karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yönteminde daha yüksek domates veriminin elde edilmesi sonuçları ile paralellik göstermektedir. Fide tipi (F) ve sulama yöntemi (S) etkileşimi göz önüne alındığında ise, her iki sulama yönteminde de aşılı fidelerden daha yüksek domates verimi elde edilmiştir. Bu değerler, damla sulama yönteminde, aşılı fidelerde 4671 g, aşısız fidelerde 4391 g, karık sulama yönteminde, aşılı fidelerde 4109 g, aşısız fidelerde 3457 g bulunmuştur. Aşısız fidelere oranla, aşılı fidelerde verim artışı, damla sulama yönteminde %6.4, karık sulama yönteminde ise %18.9 kadardır. Görüldüğü gibi, aşılı-aşısız fideler arasındaki verim farkı, karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yönteminde daha düşük düzeydedir. Bu bulgu, Santa-Cruz vd. (2001), Santa-Cruz ve Cuarterol (2001), Fernandez-Garcia vd. (2004), Khah vd. (2006), Qaryouti vd. (2007) gibi araştırmacıların aşılı fidelerde daha yüksek verim elde edildiği sonuçları ile aynıdır Meyve büyüklüğü Meyve boyu Çalışmada elde edilen meyve boyu sonuçları, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4.6 da verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi, parsel başına ortalama meyve boyu değerleri 4.8 cm ile 5.5 cm arasında değişmiştir. Bu değişim üzerinde yıl (Y), 47

48 P<0.001 düzeyinde etkili olmuştur. Bunun yanında, Y x F x S etkileşimi P<0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Çizelgeden izleneceği gibi, damla sulama yöntemi ve aşılı fide koşulu dışındaki tüm sulama yöntemi ve fide tipi kombinasyonlarında, 2005 yılında meyve boyu değerleri ( cm), 2006 yılına oranla ( cm) daha düşük olmuştur. Damla sulama yöntemi ve aşılı fide koşulunda ise, meyve boyu yıllar arasında önemli düzeyde farklılık göstermemiştir ( cm). Çizelge 4.6 Meyve boyu sonuçları (cm) Yıllar (Y) Fide tipi (F) Sulama yöntemi (S) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla 5.1 a a A 4.9 b a A 5.2 a a B 5.4 a a A Karık 4.8 b a B 4.9b a A 5.5 a a A 5.2 a b A Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) 1 5,2464 5,2464 5, ,24 0,000*** (2) Fide tipi (F) 1 0,2866 0,2866 0,2866 1,54 0,216 Sulama Yöntemi (S) 1 0,1145 0,1145 0,1145 0,62 0,434 ns Y x F 1 0,0013 0,0013 0,0013 0,01 0,933 ns Y x S 1 0,3885 0,3885 0,3885 2,09 0,150 ns F x S 1 0,0913 0,0913 0,0913 0,49 0,484 ns Y x F x S 1 1,4252 1,4252 1,4252 7,67 0,006** Hata , ,2653 0,1858 Toplam ,8192 (1) Küçük harfler her bir fide tipi ve sulama yönteminde yıllar arasındaki, küçük koyu harfler her bir yıl ve sulama yönteminde fide tipleri arasındaki, büyük harfler ise her bir yıl ve fide tipinde sulama yöntemleri arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (2) ns, **, *** : Fark önemsiz, P<0.01, P<0.001 düzeyinde önemli. 48

49 Denemenin ilk (2005) ve ikinci yılında (2006), damla sulama yöntemi ile sulanan, aşılı ve aşısız fidelerin meyve boyu değerleri, istatistiksel olarak, önemli düzeyde farklılık göstermemiştir (2005 yılında cm ve 2006 yılında cm). Karık sulama yöntemi ile sulanan aşılı ve aşısız fidelerde, 2005 yılında, meyve boyu önemli düzeyde farklılık göstermezken ( cm), 2006 yılında, aşılı fidelerde meyve boyu değeri (5.5 cm), aşısızlara oranla (5.2 cm), daha büyük olmuştur. Sulama yöntemlerinin etkisi göz önüne alındığında, 2005 yılında aşılı fidelerde meyve boyu değerleri, damla sulama yönteminde (5.1 cm), karık sulama yöntemine oranla (4.8 cm) daha yüksek olmuş, aşısız fidelerde, sulama yöntemlerinin meyve boyu değerleri üzerine etkisi önemli bulunmamıştır (4.9 cm) yılında ise, aşılı fidelerin meyve boyu değerleri, karık sulama yönteminde (5.5 cm), damla sulama yöntemine oranla (5.2 cm) daha yüksek olurken, aşısız fidelerde farklılık önemli bulunmamıştır ( cm) Meyve eni Çalışmada elde edilen meyve eni sonuçları, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4. 7 de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi parsel başına ortalama meyve eni değerleri 6.0 cm ile 6.7 cm arasında değişmiştir. Bu değişim üzerinde yıl (Y) P<0.05 düzeyinde etkili olmuştur. Bunun yanında, Y x F x S etkileşimi P< 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Yılların etkisi göz önüne alındığında, her iki sulama yönteminde de aşılı fidelerde yıllar arasında önemli düzeyde farklılık elde edilmemiş ( cm) ancak, aşısız fidelerde meyve eni, 2005 yılına oranla (6.0 cm), 2006 yılında daha yüksek olmuştur ( cm). Meyve eni, damla sulama yönteminde, 2005 yılında, aşılı fidelerde (6.6 cm), 2006 yılında ise aksine aşısız fidelerde (6.7 cm) daha yüksek olmuştur. Karık sulama yönteminde, her iki yılda da, aşılı ve aşısız fidelerde elde edilen meyve eni değerleri arasındaki farklılık önemli düzeyde bulunmamıştır (2005 yılında cm, 2006 yılında cm). 49

50 Çizelge 4.7 Meyve eni sonuçları (cm) Yıllar (Y) Fide tipi (F) Sulama yöntemi (S) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla 6.6 a a A (1) 6.0 b b A 6.4 a b A 6.7 a a A Karık 6.3 a a A 6.0 b a A 6.5 a a A 6.2 a a B Kaynak DF Seq SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) 1 1,8016 1,8016 1,8016 5,97 0,016* (2) Fide tipi (F) 1 1,1465 1,1465 1,1465 3,80 0,053 ns Sulama Yöntemi (S) 1 1,0604 1,0604 1,0604 3,51 0,063 ns Y x F 1 1,6025 1,6025 1,6025 5,31 0,023* Y x S 1 0,0234 0,0234 0,0234 0,08 0,781 ns F x S 1 0,3791 0,3791 0,3791 1,26 0,264 ns Y x F x S 1 2,0328 2,0328 2,0328 6,73 0,010** Hata , ,0494 0,3018 Toplam ,0958 (1) Küçük harfler her bir fide tipi ve sulama yönteminde yıllar arasındaki, küçük koyu harfler her bir yıl ve sulama yönteminde fide tipleri arasındaki, büyük harfler ise her bir yıl ve fide tipinde sulama yöntemleri arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (2) ns, *, ** : Fark önemsiz, P<0.05, P<0.01 düzeyinde önemli Sulama yöntemleri yalnızca 2006 yılında aşısız fidelerde meyve enini önemli düzeyde etkilemiş, diğer yıl ve fide tipi faktörlerinde meyve eni değerleri arasındaki farklılık önemsiz olmuştur( cm). Aşısız fidelerde 2006 yılında meyve eni damla yönteminde daha yüksek bulunmuştur (6.7 cm). Çizelge 4.6 ve 4.7 de verilen meyve eni ve boyuna ilişkin sonuçlar birlikte derlendirildiğinde, sulama yöntemlerinin meyve büyüklüğü üzerindeki etkisini açıklamak oldukça güç görülmektedir. Örneğin, aşılı fidelerde 2005 yılında, damla sulama yönteminde, meyve boyu daha yüksek iken, 2006 yılında, karık sulama yönteminde daha yüksek olmuştur. Aşısız fidelerde her iki sulama yönteminde de benzer meyve boyu elde edilmiştir. Buna karşın, meyve eni değerleri, 2005 yılında her 50

51 iki fide tipinde ve 2006 yılında aşılı fidelerde, sulama yöntemleri arasında farklılık göstermiş, ancak, 2006 yılında aşısız fidelerde damla sulama yönteminde meyve eni değerleri daha yüksek olmuştur. Bu sonuçlara göre, belirli bir sulama yönteminin meyve büyüklüğü üzerinde daha olumlu yada olumsuz etkisinin olduğu biçiminde yorum yapmak doğru olmayabilir. Demirer vd. (2000), damla ve karık sulama yöntemlerinin domateste meyve boyutlarına önemli düzeyde etkilemediğini bildirmişlerdir. Bunun yanında, Santa-Cruz vd. (2001), aşılı domates fidelerinde, daha yüksek verim elde edilmesine karşın, meyve ağırlığı ve büyüklüğünün aşılı ve aşısız fidelerde önemli düzeyde değişmediğini bulmuşlardır. Benzer sonuca Qaryouti vd. de (2007) ulaşmıştır. Bu araştırmacılar da aşılı ve aşısız domates fidelerinde benzer meyve büyüklüğü değerleri elde etmişlerdir. Yine, Yohannes ve Taddesse (1998), damla ve karık sulama yöntemlerinin, domateste meyve boyutlarını önemli düzeyde etkilemediğini bulmuşlardır. Ancak, Güler vd. (2002), karık yöntemine oranla, damla yöntemi ile yapılan sulamaların, domateste meyve boyutları ve ağırlığını önemli düzeyde arttırdığını bildirmişlerdir Meyve suyunda titrasyon asitliği Meyve suyunda titrasyon asitliği sonuçları, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4.8 de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi parsel başına ortalama meyve suyunda titrasyon asitliği değerleri g/100ml ile g/100ml arasında değişmiştir. Bu değişim üzerinde yalnız yıl (Y), P<0.05 düzeyinde etkili olmuş, fide tipi ve sulama yöntemlerinin titrasyon asitliği üzerindeki etkisi önemsiz bulunmuştur. Titrasyon asitliği, 2006 yılına oranla (0.440 g/100ml) 2005 yılında daha düşük olmuştur (0.414 g/100 ml). Bu çalışmada elde edilen titrasyon asitliği bulguları, aşılı ve aşısız domates fidelerinde titrasyon asitliğinin önemli düzeyde değişmediğini saptayan, Fernandez-Garcia vd. (2004) ile paralellik gösterirken, damla sulama yönteminin, karık sulama yöntemine kıyasla titrasyon asitliğini düşürdüğünü bulan Güler vd. (2002) ile örtüşmemektedir. 51

52 Çizelge 4.8 Meyve suyunda titrasyon asitliği (g/100 ml) Yıllar (Y) Sulama Fide tipi (F) yöntemi (S) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık Ortalama a (1) b Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) 1 0, , , ,05 0,039* (2) Fide tipi (F) 1 0, , , ,49 0,495 ns Sulama Yöntemi (S) 1 0, , , ,01 0,919 ns Y x F 1 0, , , ,36 0,558 ns Y x S 1 0, , , ,08 0,777 ns F x S 1 0, , , ,24 0,282 ns Y x F x S 1 0, , , ,86 0,367 ns Hata 16 0, , , Toplam 23 0, (1) Küçük harfler yıllar arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. ns, * : Fark önemsiz, P<0.05 düzeyinde önemli. Diğer taraftan, Rhoades vd. (1992), tuzlu ortamda yetiştirilen bitkilerin meyvelerindeki titrasyon asitliği değerlerinin, tuzluluk düzeyinin ancak 6 ds/m den yüksek olduğu koşullarda belirgin bir biçimde artacağını bildirmişlerdir. Benzer şekilde, Riena- Sanchez vd. (2005), artan dozlarda uyguladıkları NaCl ün, domateste titrasyon asitliği değeri üzerine etkisinin, ancak en yüksek tuzluluğa sahip konuda, kontrol konusuna oranla, daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir Meyve suyunda askorbik asit Meyve suyundaki askorbik aside ilişkin sonuçlar, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4.9 da verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi parsel başına ortalama meyve suyunda askorbik asit değerleri 1727 mg/100ml ile 1396 mg/100ml arasında ölçülmüştür. Bu değişim üzerinde araştırma konularından hiçbiri önemli düzeyde etkili bulunmamıştır. 52

53 Bu çalışmadan elde edilen askorbik asit bulguları, aşılı ve aşısız domateste, askorbik asit miktarının değişim göstermediğini bildiren, Khah vd. (2006) ile örtüşürken, çalışmalarında yalnızca tuzsuz koşulda, aşılı domateste, aşısızlara oranla daha yüksek askorbik asit olduğunu bildiren Farnandez-Garcia (2004) ile örtüşmemektedir. Kahlon vd. (2007), domateste damla sulama yönteminin, karık sulama yöntemine oranla, askorbik asit miktarını arttırdığını belirtmiştir. Çizelge 4.9 Meyve suyunda askorbik asit (mg/100 ml) Yıllar (Y) Fide tipi (F) Sulama yöntemi (S) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) ,00 0,964 ns(1) Fide tipi (F) ,94 0,346 ns Sulama Yöntemi (S) ,39 0,255 ns Y x F ,06 0,813 ns Y x S ,19 0,668 ns F x S ,07 0,793 ns Y x F x S ,28 0,604 ns Hata Toplam ns, Fark önemsiz Meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde Meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde sonuçları, istatistiksel analiz miktarları %3.8 ile %4.9 arasında ölçülmüştür (Çizelge 4.10). Bu değişim üzerinde yıl (Y), P<0.001, ve sulama yöntemi (S), P<0.05 düzeyinde etkili olmuştur. Bunun yanında, P<0.005 düzeyinde Y x S ve P<0.001 düzeyinde F x S etkileşimi önemli bulunmuştur. 53

54 Çizelge 4.10 Meyve suyunda çözünebilir toplam kurum madde (%) Sulama yöntemi (S) Yıllar (Y) Fide tipi (F) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık (1) Y x S etkileşimi Damla 4.73 a A (1) 3.88 b A Karık 4.16 a B 3.90 b A F x S etkileşimi Aşılı Aşısız Damla 4.43 a A (2) 4.18 b A Karık 3.81 b B 4.25 a A Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) 1 1, , , ,40 0,000*** (3) Fide tipi (F) 1 0, , , ,51 0,237 ns Sulama Yöntemi (S) 1 0, , , ,79 0,003** Y x F 1 0, , , ,03 0,875 ns Y x S 1 0, , , ,36 0,002** F x S 1 0, , , ,63 0,000*** Y x F x S 1 0, , , ,51 0,237 ns Hata 16 0, , ,03656 Toplam 23 4,24906 Küçük ve büyük harfler, sırasıyla, her sulama yönteminde yıllar arasındaki ve her yıldaki sulama yöntemleri arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (2) Koyu küçük ve büyük harfler, sırayla, her sulama yönteminde fide tipleri arasındaki ve her fide tipinde sulamalar arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (3) ns, **, *** : Fark önemsiz, P<0.005, P<0.001 düzeyinde önemli. Meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı, 2005 yılında, damla sulama yönteminde (%4.73), karık sulama yöntemine oranla (%4.16) daha yüksek olmuş, 2006 yılında ise, sulama yöntemlerinin bu özellik üzerine önemli etkisi olmamıştır (% ). 54

55 Fide tipleri karşılaştırıldığında, aşılı fidelerde, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı, damla sulama yönteminde (%4.43), karık sulama yöntemine oranla (%3.81) daha yüksek olurken, aşısız fidelerde, sulama yönteminin etkisi önemli düzeyde olmamıştır (% ). Sulama yöntemleri ele alındığında, damla sulama yönteminde, aşılı fidelerde, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı (%4.43), aşısız fidelere oranla (%3.81) daha yüksek bulunurken, karık sulama yönteminde ise, aşısız fidelerde daha yüksek bulunmuştur (%4.25). Kahlon vd. (2007), meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarının, damla sulama yönteminde, karık sulama yöntemine kıyasla daha yüksek olduğunu bildirirken, Malash vd. (2008), sulama yöntemlerinden dolayı bir farklılık oluşmadığını, ancak, her iki yöntemde de, tuzluluğun artışı ile artış gösterdiğini bildirmiştir. Riemna-Sanchez vd. (2005), düşük tuzlulukta domateste, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarının değişmediğini ancak yüksek tuzluluklarda arttığını bildirmiştir. Khah vd. (2006), aşılı ve aşısız domateste, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarında önemli düzeyde farklılık olmadığını vurgularken, Qaryouti vd. (2007), bu parametrenin aşılı fidelerde daha düşük, Baliu vd. (2008) ise aşılı fidelerde daha yüksek olduğunu vurgulamıştır. İzlendiği üzere, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde miktarı üzerine, sulama yöntemlerinin yada fide tiplerinin belirgin bir etkisi olduğu henüz literatürde de kesinlik kazanmamıştır. Bu çalışma sonucunda da, herhangi bir fide tipi yada sulama yönteminin, bu özellik üzerine belirgin bir etkisinin olduğunu söylemek oldukça güçtür. 55

56 4.3.6 Meyve eti sertliği Çalışmada elde edilen meyve eti sertliği sonuçları, istatistiksel analiz sonuçları ile birlikte Çizelge 4.11 de verilmiştir. Çizelgeden izleneceği gibi, meyve eti sertliği değerleri 4.09 lb ile 6.25 lb arasında değişmiştir. Bu değişim üzerinde yıl (Y), P<0.01 düzeyinde etkili olmuştur. Bunun yanında, P<0.05 düzeyinde, Y x F ve F x S etkileşimi önemli olmuştur. Meyve eti sertliği değerleri, 2005 yılında, sulama yöntemlerine göre farklılık göstermezken ( lb), 2006 yılında, karık sulama yönteminde (5.59 lb), damla sulama yöntemine kıyasla (4.66 lb) daha yüksek olmuştur. Fide tipleri karşılaştırıldığında, aşılı fidelerde, karık sulama yönteminde (5.73 lb), damla sulama yöntemine oranla (4.83 lb), meyve eti sertliği değeri daha yüksek olurken, aşısız fidelerde, sulama yönteminin bu parametre üzerine etkisi benzer olmuştur ( lb). Sulama yöntemleri ele alındığında ise, damla sulama yönteminde, aşısız fidelerde daha yüksek meyve eti sertliği (5.8 lb) bulunurken, karık sulama yönteminde fide tiplerinin bu parametre üzerine etkisi benzer düzeyde kalmıştır ( lb). Bu çalışmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, sulama yöntemleri ve fide tiplerinin meyve eti sertliği üzerine belirgin bir etkisinin olduğu yargısına varmak güç görülmektedir. Benzer şekilde, Khah vd. (2006) ve Quaryouti vd. (2007), aşılı ve aşısız fidelerin, meyve eti sertliği üzerine etkisinin olmadığını bildirmişlerdir Tat analizleri Hasat edilen meyvelerde, 5 puan üzerinden verilen tat özelliklerine ilişkin puanların ortalama değerleri Çizelge 4.12 de verilmiştir. Çizelgeden ileneceği gibi, karık sulama yöntemindeki tat puanları, damla sulama yöntemine oranla daha yüksektir. Özellikle her iki deneme yılında da aşılı fidelerde, karık sulama yöntemindeki tat puanları önemli düzeyde yüksektir (damla sulama yöntemi için 3.4, karık sulama yöntemi için 4.1). 56

57 Çizelge 4.11 Meyve eti sertliği (lb) Sulama yöntemi (S) Yıllar (Y) Fide tipi (F) Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık (1) Y x S etkileşimi Damla 5.91 a A (1) 4.66 b B Karık 5.85 a A 5.59 a A F x S etkileşimi Aşılı Damla 4.83 b B (2) 5.82 a A Karık 5.73 a A 5.62 a A Aşısız Kaynak DF SS Adj SS Adj MS F P Yıl (Y) 1 3,4504 3,4504 3, ,66 0,004** (3) Fide tipi (F) 1 1,1180 1,1180 1,1180 3,78 0,070 ns Sulama Yöntemi (S) 1 0,7561 0,7561 0,7561 2,55 0,130 ns Y x F 1 1,5000 1,5000 1,5000 5,07 0,039* Y x S 1 0,0067 0,0067 0,0067 0,02 0,883 ns F x S 1 1,8371 1,8371 1,8371 6,21 0,024* Y x F x S 1 0,2128 0,2128 0,2128 0,72 0,409 ns Hata 16 4,7361 4,7361 0,2960 Toplam 23 13,6172 Küçük ve büyük harfler, sırasıyla, her sulama yönteminde yıllar arasındaki ve her yıldaki sulama yöntemleri arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (2) Koyu küçük ve büyük harfler, sırayla, her sulama yönteminde fide tipleri arasındaki ve her fide tipinde sulamalar arasındaki farklılık gruplarını ifade etmektedir. (3) ns, *, ** : Fark önemsiz, P<0.05, P<0.01 düzeyinde önemli. 57

58 Aşısız fidelerdeki farklılığın (damla sulama yöntemi için 2.9 ve 2.2, karık sulama yöntemi için 3.0 ve 2.4), önemli düzeyde olmadığı söylenebilir. Diğer bir anlatımla, karık sulama yöntemi, meyvenin tat özelliklerini, aşılı fidelerde, önemli düzeyde arttırırken, aşısız fidelerdeki artış önemsiz kalmıştır. Çizelge 4.12 Meyvede tat analizi sonuçları. Sulama yöntemi Aşılı Aşısız Aşılı Aşısız Damla Karık Tat puanları açısından, fide tipleri arasında bir karşılaştırma yapıldığında, her iki yöntemde de, aşılı fidelerden elde edilen tat puanları daha yüksek bulunmuştur. Aradaki farkın, önemli düzeyde olduğunu söylemekte mümkün olabilir. Meyve tat özelliklerine ilişkin puanların, karık sulama yönteminde daha yüksek bulunmasını, meyve suyundaki çözünebilir toplam kuru madde miktarı ile ilişkilendirmek oldukça güç görünmektedir, çünkü Çizelge 4.9 dan izleneceği gibi, meyve suyunda çözünebilir toplam kuru madde, karık yönteminde daha düşük bulunmuştur (2005 yılı), ya da sulama yöntemleri arasındaki farklılıklar önemsiz olmuştur (2006 yılı). Mizrahi vd. (1988) domates meyvelerinde, tat özellikleri ile toplam şeker ve çözünebilir kuru maddeler arasında bir ilişki bulamamışlar, ancak, tuzlu sulama suyu uygulandığında, iyi kaliteli sulama suyuna oranla meyvede tat özelliklerinin arttığını saptamışlardır. Bu çalışmada, her iki sulama yönteminde de aynı kalitede, ancak tuzlu su uygulamasına karşın, sonuçları ileriki bölümlerde verildiği gibi bitki köklerinin geliştiği toprak ortamında, karık sulama yönteminde tuz birikmesi, damla sulama yönteminde ise tuz yıkanması söz konusu olmuştur. Karık sulama yönteminde kök bölgesinde tuz birikmesi meyve tat özelliklerini iyileştirmiş olabilir. 58

59 4.4 Su Kullanım Etkinliği Farklı fide tipi ve sulama yöntemleri için elde dilen su kullanım etkinliği sonuçları, iki yılın ortalaması biçiminde, Çizelge 4.13 de verilmiş, ayrıca Şekil 4.5 de gösterilmiştir. Çizelge 4.13 Su kullanım etkinliği sonuçları (kg/m 3 ). Sulama yöntemi Fide tipi Aşılı Aşısız Damla Karık Bu değerler, kg/m 3 arasında değişmektedir. Su kullanım etkinliği, damla sulama yönteminde, karık sulama yöntemine oranla oldukça yüksek sayılabilecek değerlerde elde dilmiştir. Damla yönteminde, kg/m 3 ve kg/m 3 su kullanım etkinliği değerleri, aşılı ve aşısız fidelerde birbirine çok yakın bulunmuştur. Karık sulama yönteminde, aşılı fideler için elde edilen su kullanım etkinliği (9.38 kg/m 3 ), aşısız fidelerde elde edilen oranla (7.90 kg/m 3 ) önemli sayılabilecek düzeyde yüksek olmuştur. Su kullanım etkinliği, karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yönteminde, aşılı fidelerde %37.7 ve aşısız fidelerde %53.7 daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar, karık sulama yöntemi ile kıyaslandığında, su kullanım etkinliğinin damla sulama yönteminde daha yüksek olduğunu bulan birçok araştırmacının (Suryawanshi 1995, Ashcroaft vd. 2003, Singandhupe vd. 2003, Gawad vd. 2005, Kahlon vd. 2007, Malash vd. 2008a), sonuçları ile paralellik göstermektedir. 59

60 Su kullanım etkinliği (kg/m3) Aşılı Aşısız 0 Damla Karık Şekil 4.5 Su kullanım etkinliğinin sulama yöntemi ve fide tipine göre değişimi. 4.5 Toprakta Tuz Birikimi Denemeler boyunca ölçülen toprak tuzluluk değerleri, 2005 yılı için, Çizelge 4.14 ve 4.15 de verilmiştir. Tuzluluk değerlerinin, her iki yılda da, tüm aylarda, damla sulama yönteminde, damlatıcıların bulunduğu noktadan ıslak çepere doğru arttığı, Bu değerler 2005 yılında damla sulama parsellerinde ms/m, karık sulama parsellerinde ms/m arasında değişmiştir. Bu değişim, 2006 yılında damla sulama parsellerinde, ms/m, karık sulama parsellerinde ms/m arasında olmuştur. Bunun yanında, tuzluluk değerleri, her iki yılda ve tüm aylarda, damla sulama yönteminde, damlatıcıların bulunduğu noktadan ıslak çepere doğru, karık sulama yönteminde ise, karık içinden, karık sırtlarına doğru artış göstermiştir. ARCVIEW yazılımı kullanılarak, her bir sulama yöntemi için her iki yılın ortalaması olacak şekilde, başlangıç (temmuz), son hasat (eylül) ve tüm sulama sezonu ortalama profil tuzluluk dağılımları Şekil 4.6 ve Şekil 4.7 de gösterilmiştir. 60

61 Çizelge deneme parselleri toprak profil tuzluluk sonuçları 2005 Yılı Toprak Profil Tuzlulukları Damla parseli Temmuz Ağustos EC 1:2.5, EC 1:2.5 (ms/m) (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) X( )(cm) Ortalama Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) Y( )(cm) Ortalama Karık parseli Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) X( )(cm) Ortalama Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) Y( )(cm) Ortalama

62 Çizelge deneme parselleri, toprak profil tuzlulukları sonuçları 2006 Yılı Toprak Profil Tuzlulukları Damla parseli X( )(cm) Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) Ortalama Y( )(cm) Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) Ortalama Karık Pareseli Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) X( )(cm) Ortalama Temmuz EC 1:2.5, (ms/m) Ağustos EC 1:2.5 (ms/m) Eylül EC 1:2.5 (ms/m) Y( )(cm) Ortalama

63 50 cm 25 cm 0 25 cm 50 cm a 15 cm 50 cm 25 cm 0 25 cm 50 cm b 15 cm 45 cm 45 cm 75 cm 75 cm cm 25 cm 0 25 cm 50 cm c 15 cm 45 cm 75 cm Şekil 4.6 Karık sulama yöntemi: başlangıç, a., hasat, b.,ortalama, c., toprak profil tuzlulukları 63

64 50 cm 25 cm 0 25 cm 50 cm a 15 cm 50 cm 25 cm 0 25 cm 50 cm b 15 cm 45 cm 45 cm 75 cm 75 cm cm 25 cm 0 25 cm 50 cm c 15 cm 45 cm 75 cm Şekil 4.7 Damla sulama yöntemi başlangıç, a., hasat, b.,ortalama, c., toprak profil tuzlulukları 64

Damla sulama yöntemi

Damla sulama yöntemi Damla sulama yöntemi Damla sulama yönteminin üstünlükleri! Birim alan sulama suyu ihtiyacı az! Bitki su tüketimi düşük! Verim ve kalite yüksek! Etkin gübreleme! Tuzlu toprak ve tuzlu su koşullarında bitki

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ FENBİLİMLERİ ESTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI. ÖĞRENCİ:M.Yalçın MERMER DANIŞMAN:Prof. Dr.

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ FENBİLİMLERİ ESTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI. ÖĞRENCİ:M.Yalçın MERMER DANIŞMAN:Prof. Dr. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ FENBİLİMLERİ ESTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİ:M.Yalçın MERMER DANIŞMAN:Prof. Dr. Necmi İŞLER Sulama suyun, filtre edilip süzüldükten sonra, eriyebilir gübre ile

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ

ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ ARILI DAMLA SULAMA SĐSTEMLERĐ Bitki gelişimi için gerekli olan su ile suda eriyebilen besin maddelerinin, istenilen zamanda ve istenilen miktarda,kontrollü olarak bitki kök bölgesine damlalar halinde verilmesine

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya. *sgezgin@selcuk.edu.

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya. *sgezgin@selcuk.edu. Toprağa Farklı Şekil ve Miktarlarda Uygulanan TKİ-Hümas ın Toprak Reaksiyonu ve luluğuna Etkisi, Bu Etkisinin Diğer Bazı Humik asit Kaynakları ile Karşılaştırılması Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN

Detaylı

Tarım Konferansı 25 Nisan 2011 Hassa_HATAY

Tarım Konferansı 25 Nisan 2011 Hassa_HATAY Bağ Sulaması Tarım Konferansı 25 Nisan 2011 Hassa_HATAY Prof. Dr. Sermet ÖNDER Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü (Biyosistem Mühendisliği Bölümü) sermetonder01@gmail.com

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

Yağmurlama Sulama Yöntemi

Yağmurlama Sulama Yöntemi SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI Yağmurlama Sulama Yöntemi Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Prof. Dr. Süleyman KODAL Prof. Dr. Yusuf Ersoy YILDIRIM Yağmurlama sulama

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph)

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) 10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) Toprağın asitlik veya bazlık derecesinin göstergesidir Nötr veya nötral = 7.0 Asidik < 7.0 Alkali > 7.0 Bir toprağın asit veya alkali reaksiyon göstermesi toprak çözeltisindeki

Detaylı

Antepfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme Antepfıstığında Gübreleme Tam verime çok geç yatan (8-10 yıl) antepfıstığı uzun ömürlü bir meyve ağacıdır. Hiçbir meyve ağacının yetiştirilemediği kıraç, taşlık ve kayalık arazilerde bile yetişebilmektedir.

Detaylı

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney 4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney BAHÇE BİTKİLERİNİN EKOLOJİK İSTEKLERİ Bitkide büyüme ve gelişme, bitkisel üretimde çeşitlilik Bitkinin genetik yapısı

Detaylı

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 Sera nedir? Bitki büyüme ve gelişmesi için gerekli iklim etmenlerinin

Detaylı

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Âlim Çağlayan 1 Ertan Demoğlu 1 Besinlerin rolü Yeterli bir gübreleme programı sadece bütün besinlerin temel görevleri açık bir

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI No: 217 Menşe Adı Tescil Ettiren BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Geçici 1 inci Maddesi uyarınca Mülga 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum Sülfat Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum sülfat gübresi (MgSO4 7H 2 O) bitkilerdeki magnezyum eksikliğiniz gidermeye uygun, suda tamamen eriyebilen saf ve kristal bir gübredir. Bünyesinde % 15

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME (MARUL- ISPANAK- LAHANA) İnsan beslenmesinde büyük önemi olan sebzelerin yetiştirme teknikleri, ıslahı ve bitki koruma konularında ülkemizde bilimsel çalışmalar yapılmış

Detaylı

SULAMA-TEMEL KONULAR

SULAMA-TEMEL KONULAR SULAMA-TEMEL KONULAR (SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI DERSİ İÇİN) 2. HAFTA Sulama Açısından Önemli Toprak Nemi Sabiteleri Sulama yönünden önemli toprak nemi sabiteleri tarla kapasitesi, solma noktası, doyma

Detaylı

Seralarda Sulama Sistemleri

Seralarda Sulama Sistemleri Seralarda Sulama Sistemleri ğr.g r.dr. iğdem DEMİRTAŞ Uludağ niversitesi Ziraat Fak ltesi Tarımsal Yapılar ve Sulama B l m, 2008 1 Seralarda Sulama Sistemleri Sulama genel anlamda bitkinin doğal yağışlarla

Detaylı

BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı

BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı Bitki, yapraklarından sürekli su kaybeder; bünyesindeki su oranını belirli seviyede tutabilmesi için kaybettiği kadar suyu kökleri vasıtasıyıla topraktan almak

Detaylı

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU TERRA FARM ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ÜRÜNLERİN ORAN VE İÇERİK BİLGİLERİ BİR SONRAKİ SAYFADA VERİLMİŞTİR. Verilen değerler ürünlerimizde bulunan minimum değerlerdir Ürün İçerik Toplam

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ DAMLA YÖNTEMİYLE SULANAN KAVUNDA FARKLI SULAMA PROGRAMLARININ MEYVE VERİMİ VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ Neslihan ŞENGÜL TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

Sulama Teknolojileri. Prof. Dr. Ferit Kemal SÖNMEZ

Sulama Teknolojileri. Prof. Dr. Ferit Kemal SÖNMEZ Sulama Teknolojileri Prof. Dr. Ferit Kemal SÖNMEZ Tarımsal Yapılar ve Sulama SULAMA YÖNTEMLERİ Suyun bitki kök bölgesine veriliş biçimi YÜZEY SULAMA YÖNTEMLERİ BASINÇLI SULAMA YÖNTEMLERİ -Salma sulama

Detaylı

SULAMA-TEMEL KONULAR

SULAMA-TEMEL KONULAR Bitki Su Tüketimi ET Kc ETo SULAMA-TEMEL KONULAR (SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI DERSİ İÇİN) PROF. DR. SÜLEYMAN KODAL, PROF. DR. Y. ERSOY YILDIRIM ETc = KcxETo : bitki su tüketimi, mm : bitki katsayısı

Detaylı

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) 1 Önemi, Kökeni ve Tarihçesi 1850 li yılara kadar dünya şeker üretiminin tamamı şeker kamışından elde edilmekteydi. Günümüzde ise (2010 yılı istatistiklerine

Detaylı

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ 8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİ GELİŞMESİNİ KONTROL EDEN ETMENLER IŞIK TOPRAK (durak yeri) ISI HAVA SU BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİLER İÇİN MUTLAK GEREKLİ ELEMENTLER MUTLAK GEREKLİ

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi N, P, K ve Mg un 1:5 ekstraksiyon çözeltisindeki standard değerleri Çok az Az Yeterli Fazla Çok fazla Oldukça fazla N (meq/l)

Detaylı

Meyve Bahçelerinde Sulama

Meyve Bahçelerinde Sulama Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü Yayın No: 44 Yayın Tarihi: 15.11.2011 Meyve Bahçelerinde Sulama Cenk KÜÇÜKYUMUK Lütfen Dikkat!... Küresel İklim değişiklikleri mevcut su kaynaklarını olumsuz etkilemektedir.

Detaylı

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Soğan insan beslenmesinde özel yeri olan bir sebzedir. Taze veya kuru olarak tüketildiği gibi son yıllarda kurutma sanayisinde işlenerek bazı yiyeceklerin hazırlanmasında da

Detaylı

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ UYGULANACAK İ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti

Detaylı

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin

Detaylı

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1 KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1 Kavaklar Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 2 İklim bakımından uzun vejetasyon mevsimine sahip, korumalı ve sıcak yerlerde daha iyi

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Potasyum:

Detaylı

olanı su noksanlığıdır. Çünkü yaprak büyümesi, stomaların açılıp kapanması ve fotosentez gibi birçok önemli fizyolojik olaylar su potansiyelindeki

olanı su noksanlığıdır. Çünkü yaprak büyümesi, stomaların açılıp kapanması ve fotosentez gibi birçok önemli fizyolojik olaylar su potansiyelindeki 1 1. GİRİŞ Günümüzde var olan sınırlı üretim kaynaklarına rağmen, tüketim ihtiyaçları gün geçtikçe artmakta ve insanoğlunun talebinin karşılanması zorlaşmaktadır. Bu problemi ortadan kaldırabilmek için

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr KASIMPATI (KRZANTEM) YETİŞTİRİCİLİĞİ-1

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Çevre Mühendisliği Bölümü Fiziksel ve Kimyasal Temel İşlemler Laboratuvarı Dersi Güncelleme: Eylül 2016

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Çevre Mühendisliği Bölümü Fiziksel ve Kimyasal Temel İşlemler Laboratuvarı Dersi Güncelleme: Eylül 2016 İYON DEĞİŞİMİ DENEYİN AMACI: Sert bir suyun katyon değiştirici reçine kullanılarak yumuşatılması ve reçinenin iyon değiştirme kapasitesinin incelenmesi TEORİK BİLGİLER İyon değiştirme benzer elektrik yüklü

Detaylı

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ - Kayaların ayrışması + organik maddeler - Su ve hava içerir - Bitki ve hayvanlar barındırır - Mineral maddeler TOPRAKLARI OLUŞTURAN ANA MATERYAL TİPLERİ - Toprak tipi-ana materyalin

Detaylı

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Domates ülkemizde en çok üretilen ve tüketilen sebzedir. Dünyada taze olarak, yemeklerde diğer sebzelerle pişirilerek, dayanıklı domates suyu, konsantre domates

Detaylı

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti 2 Ağaç Kesim

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE TAŞINIMI Su, mineral elementler ve küçük molekül ağırlıklı organik bileşiklerin bitkilerde uzun mesafe taşınımları ksilem ve floemde gerçekleşir. Ksilemde

Detaylı

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8 Ayvalık(Edremit Zeytini) Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer alır. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

Toprak Nemi Ölçme Metodları

Toprak Nemi Ölçme Metodları Toprak Nemi Ölçme Metodları Doğrudan Ölçme Metodu (Gravimetrik) Dolaylı Ölçme Metodları Toprağın Elektriksel Özelliklerini Kullanan Metodlar Radyasyon Tekniği (Nötron Proble) Toprak Tansiyonu (Tansiyometre)

Detaylı

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü KARE Mühendislik Çevre Teknolojileri Sanayi ve Tic. A.Ş. A.O.S.B. 23. Cadde no:28 ADANA /TURKEY Tel: +90 322 394 4464 E-mail: ahmet48@yahoo.com Web:www.kareeng.com

Detaylı

TEKRAR DOLAŞIMLI ÜRETİM SİSTEMLERİNDE SU KALİTESİ ve YÖNETİMİ

TEKRAR DOLAŞIMLI ÜRETİM SİSTEMLERİNDE SU KALİTESİ ve YÖNETİMİ TEKRAR DOLAŞIMLI ÜRETİM SİSTEMLERİNDE SU KALİTESİ ve YÖNETİMİ Tekrar dolaşımlı (resirkülasyonlu) su ürünleri yetiştiricilik sistemleri, günümüzde özellikle doğal su kaynaklarının tükenmeye başlamasıyla

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER İsmail Güvenç* I. Kahramanmaraş'ta Sebze Tarımı 1Giriş Ülkemiz nüfusu, son sayıma göre 67 milyon

Detaylı

SU YAPILARI. Sulama ve Kurutma. 9.Hafta. Prof.Dr. N.Nur ÖZYURT

SU YAPILARI. Sulama ve Kurutma. 9.Hafta. Prof.Dr. N.Nur ÖZYURT SU YAPILARI 9.Hafta Sulama ve Kurutma Prof.Dr. N.Nur ÖZYURT nozyurt@hacettepe.edu.tr Sulama ve Kurutma Nedir? Bitkilerin gelişmesi için gerekli olan fakat doğal yollarla karşılanamayan suyun zamanında,

Detaylı

Ana Boru Çapı ve Pompa Birimi

Ana Boru Çapı ve Pompa Birimi BASINÇLI BORU SİSTEMLERİNİN TASARIMI (POMPAJ VE CAZİBE İÇİN) (TEK HAT VE DALLI SİSTEMLER İÇİN) (KRİTİK HAT VE YAN DALLAR İÇİN) (DOĞRUSAL PROGRAMLAMA YÖNTEMİ, KELLER YÖNTEMİ, İZİN VERİLEN YÜK KAYBI YAKLAŞIMI,

Detaylı

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale Biga (Çanakkale)( ilçesi tarım m alanlarının selenyum durumu Nuray Mücellâ M Müftüoğlu Cafer TürkmenT ÇOMÜ,, Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale 1-33 Ekim 2013 Bişkek KırgK

Detaylı

SULTANHİSAR YÖRESİNDEKİ ÇİLEK BAHÇELERİNDE KULLANILAN DAMLA SULAMA SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

SULTANHİSAR YÖRESİNDEKİ ÇİLEK BAHÇELERİNDE KULLANILAN DAMLA SULAMA SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA T.C ADNAN MENDERES ÜVİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI ZTY-YL-2009-0003 SULTANHİSAR YÖRESİNDEKİ ÇİLEK BAHÇELERİNDE KULLANILAN DAMLA SULAMA SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur?

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur? FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur? FARKLAR, HANGİ YÖNTEMLER İLE BULUNUR. Bilimsel yöntemleri kullanmadan farkları bulmak,

Detaylı

7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER. ã Kök gelişimini engelleme. Optimum sıcaklık ( Optimum sıcaklık ( C)

7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER. ã Kök gelişimini engelleme. Optimum sıcaklık ( Optimum sıcaklık ( C) 7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER Verimliliği etkileyen ekolojik faktörler: 1. Abiyotik (İklim ve toprak) 2. Biyotik (Yararlı ve zararlı hastalık ve zararlılar, bitki ve hayvan

Detaylı

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır. Ekolojik istekleri Çayda verim ve kalite ile ekolojik koşullar arasında ilişki vardır. Dünya üzerinde kuzey yarımkürede 42.enlem, güney yarım kürede ise 30. enlem çay bitkisinin son yetişme sınırlarıdır.

Detaylı

Umbelliferae. Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens

Umbelliferae. Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens Umbelliferae Daucus carota L. (HAVUÇ) Apium graveolens var. dulce (YAPRAK KEREVİZİ) Apium graveolens var. rapaceum (KÖK KEREVİZİ) Anethum graveolens (DEREOTU) Foeniculum vulgare (REZENE) Petroselinum crispum

Detaylı

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32 İÇİNDEKİLER TOPRAK VE GÜBRELEME GİRİŞ... 1 1. BAHÇE TOPRAĞI NASIL OLMALIDIR... 2 1.1. Toprak Reaksiyonu... 2 1.2. Toprak Tuzluluğu... 3 1.3. Kireç... 4 1.4. Organik Madde... 4 1.5. Bünye... 5 1.6. Bitki

Detaylı

KEMAL BAY OTEL'İN MUZ BAHÇESİNDE EM ( Efektif mikroorganizmalar ) UYGULAMALARI. Elde Edilen Sonuçlar Ve Gözlemler ( 03.09.2004 --04.02.

KEMAL BAY OTEL'İN MUZ BAHÇESİNDE EM ( Efektif mikroorganizmalar ) UYGULAMALARI. Elde Edilen Sonuçlar Ve Gözlemler ( 03.09.2004 --04.02. KEMAL BAY OTEL'İN MUZ BAHÇESİNDE EM ( Efektif mikroorganizmalar ) UYGULAMALARI Elde Edilen Sonuçlar Ve Gözlemler ( 03.09.2004 --04.02.2005 ) Bu Bölgede Naturem'in Akdeniz Bölge Bayii Albi Tarım Ve Hayvancılık

Detaylı

SULAMA» ŞANLIURFA 19-23 OCAK 2015

SULAMA» ŞANLIURFA 19-23 OCAK 2015 T.C. Kalkınma Bakanlığı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı SULAMA» ŞANLIURFA 19-23 OCAK 2015 EĞITIMIN KAPSAMı TANIŞMA / 19 OCAK TEMEL SULAMA KAVRAMLARI/19 OCAK DAMLA SULAMA PROJELENDİRME

Detaylı

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ Doğal Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Biyolojik ve Ekolojik Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Sosyoekonomik Etkiler Sağlık Etkileri 1. DOĞAL KAYNAKLAR ÜZERİNDEKİ

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI

SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI BİREYSEL YAĞMURLAMA SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIM İLKELERİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Prof. Dr. Süleyman KODAL Prof. Dr. Yusuf Ersoy

Detaylı

TOPRAKALTI DAMLA SULAMA YÖNTEMİNDE LATERAL DERİNLİĞİ ve SULAMA DÜZEYLERİNİN SOĞANDA GELİŞME, VERİM ve KALİTE ÜZERİNE ETKİLERİ.

TOPRAKALTI DAMLA SULAMA YÖNTEMİNDE LATERAL DERİNLİĞİ ve SULAMA DÜZEYLERİNİN SOĞANDA GELİŞME, VERİM ve KALİTE ÜZERİNE ETKİLERİ. TOPRAKALTI DAMLA SULAMA YÖNTEMİNDE LATERAL DERİNLİĞİ ve SULAMA DÜZEYLERİNİN SOĞANDA GELİŞME, VERİM ve KALİTE ÜZERİNE ETKİLERİ Ali KAYHAN Yüksek Lisans Tezi Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Danışman:

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA

TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA 5. YARIYIL KOD DERSLER İş Yükü AKTS K (saat) 0624501 Hidroloji 150 5 3 0624503 Sulama 150 5 3 0624508 Mesleki uygulama 90 3 2 0624509 Sulama Suyu Kalitesi 90 3 3 Seçmeli Ders

Detaylı

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN Şeftali bir ılıman iklim meyve türüdür. Kış mevsiminde dinlenmeye girer ve yapraklarını döker. Dünya üzerinde kış mevsiminde hava

Detaylı

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

DOMATESİN GÜBRELENMESİ Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir.

Detaylı

ORGANİK TARIMDA TOPRAK İŞLEME. Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ ANKARA

ORGANİK TARIMDA TOPRAK İŞLEME. Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ ANKARA ORGANİK TARIMDA TOPRAK İŞLEME Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ ANKARA Su ve toprak erozyonunu önleyici Organik tarımda toprak işleme nasıl olmalıdır? Mikroorganizmalar için uygun ortam sağlayıcı Besin kayıplarını

Detaylı

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu' ORGANİK GÜBRE GENEL BAKIŞ Günümüzde yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı dünyada 1 milyardan fazla insan açlıkla mücadele etmektedir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun belirlemelerine göre dünya nüfusunun

Detaylı

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler.

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. RİZOSFER-Besin maddeleri ve kök salgıları bakımından zengindir. Kökler, H+ ve HCO3- (ve CO2) salgılayarak ph yı, O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. Düşük molekül

Detaylı

PDF created with pdffactory trial version 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler

PDF created with pdffactory trial version  1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.2. Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler 1.3. Atmosfer Üzerindeki Etkiler 1.2.Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler Toprak Tuzluluğu ve Suya Doygunluk

Detaylı

SULAMADA KULLANILAN TEMEL TERİMLER ve KAVRAMLAR. Prof. Dr. Öner ÇETİN

SULAMADA KULLANILAN TEMEL TERİMLER ve KAVRAMLAR. Prof. Dr. Öner ÇETİN SULAMADA KULLANILAN TEMEL TERİMLER ve KAVRAMLAR Prof. Dr. Öner ÇETİN Dicle Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü, Diyarbakır E-mail: oner_cetin@yahoo.com Bitki Yetişme Dönemi

Detaylı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA LİF BİTKİLERİ PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA Ön bitki pamuk ise toprak işlemesine çubuk kesme ile başlanır. Sap kesiminden sonra toprak pullukla 20-30 cm derinden sürülür. Kışa doğru tarlanın otlanması

Detaylı

Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı

Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı Hexaferm, organomineral gübre olarak adlandırılan yeni nesil bir gübre cinsidir.

Detaylı

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI Prof. Dr. HĠKMET GÜNAL Dr. Nurullah ACĠR Ziraat Mühendisi Emre MATUR Ziraat Mühendisi Ahmetcan KILINÇ TOPRAK ÖZELLIKLERININ DEĞIŞKENLIĞI

Detaylı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto-Zinc 15 Çinkonun Bitkilerdeki Fonksiyonu Çinko bitkilerde bulunan çoğu enzim sisteminde katalist olarak rol alır. Çinko içeren enzimler nişasta

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ Karada bir su ürünleri işletmesi kurulacaksa, su kaynağı olarak kaynak suyu, dere, ırmak, akarsu, göl, baraj suları veya yeraltı suları kullanılabilir. Yetiştiriciliğin

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN Toprak İsteği Derin Kumlu- tınlı Kısmen kireç içeren Süzek topraklar İdeal toprak Kuru koşullarda Tabanda su tutabilen killi topraklar daha verimli

Detaylı

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından Toprakta Magnezyum MAGNEZYUM Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından killi topraklarda fazla (% 0.5) kumlu topraklarda az (% 0.05) bulunur Klorit, vermikulit,

Detaylı

Damla Sulama Yöntemi ile Sulanan Fasulyenin (Phaseolus vulgaris L.) Su Kullanım Özellikleri

Damla Sulama Yöntemi ile Sulanan Fasulyenin (Phaseolus vulgaris L.) Su Kullanım Özellikleri TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 25, 11 (2) 212-216 Damla Sulama Yöntemi ile Sulanan Fasulyenin (Phaseolus vulgaris L.) Su Kullanım Özellikleri Sezen ŞEHİRALİ 1 Tolga ERDEM 2 Yeşim ERDEM 2 Dinçer KENAR 1 Geliş

Detaylı

TARIM YILI KURAKLIK ANALİZİ VE BUĞDAYIN VERİM TAHMİNİ

TARIM YILI KURAKLIK ANALİZİ VE BUĞDAYIN VERİM TAHMİNİ METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARIM YILI KURAKLIK ANALİZİ VE BUĞDAYIN VERİM TAHMİNİ Dr. Osman ŞİMŞEK ANTALYA 7-10 MART 2013 TARIM YILI KURAKLIK ANALİZİ Tarım atmosfer şartlarında çalışan bir fabrikadır.

Detaylı

AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ AÇIK TARLADA PATLICAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Patlıcan her türlü yemeği kolayca pişirilen, garnitür ve salata olarak değerlendirilen bir sebzedir. Bunun dışında reçeli ve turşusu da yapılabilir. 100 gr

Detaylı

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler Turcan TEKER Ziraat Yüksek Mühendisi Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanlığı 06.04.2017 Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü MANİSA Amacımız? Bağ

Detaylı

Prof. Dr. Osman SİVRİKAYA Zemin Mekaniği I Ders Notu

Prof. Dr. Osman SİVRİKAYA Zemin Mekaniği I Ders Notu HAFTALIK DERS PLANI Hafta Konular Kaynaklar 1 Zeminle İlgili Problemler ve Zeminlerin Oluşumu [1], s. 1-13 2 Zeminlerin Fiziksel Özellikleri [1], s. 14-79; [23]; [24]; [25] 3 Zeminlerin Sınıflandırılması

Detaylı