A - ZARARLI CEMİYETLER

Benzer belgeler
Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

- Bu madde, ateşkesin en tehlikeli maddesidir. İti laf Devletlerinin bütün Anadolu topraklarını işgal edebileceklerini göstermektedir.

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

BÖLÜKYAYLA ORTAOKULU 8. SINIFLAR İNKILAP TARİHİ DENEME SINAVI

ÜNİTE 7 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

Kuvay-ı Milliye Hareketinin Başlaması ve Batı Cephesi nin Kurulması

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

SAYFA BELGELER NUMARASI

2) Mustafa Kemal in babası Ali Rıza Bey,

ÇALIŞMA SORULARI. A) Aşağıda yer alan LGS ye yönelik yayımlanan örnek MEB soruları yer almaktadır. Bu soruları yanıtla.

Atatürk ün İstifaları

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN SONU ve MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ A-İNKILÂP KAVRAMI 1-İnkılâp Türk İnkılâbının Özellikleri Atatürk ün İnkılâp Anlayışı...

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULAR

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

ÜNİTE 8 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

Millî Uyanış: Yurdumuzun İşgaline Tepkiler II Test 5

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

AMASYA GENELGE SİNİN ERZURUM VE SİVAS KONGRELERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Kuva-yı Milliye nin Kuruluşu

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

İÇİNDEKİLER. Giriş... 1 I. BÖLÜM 19. YÜZYILDA OSMANLI YENİLEŞME HAREKETLERİ VE OSMANLI DEVLETİ NİN SON DÖNEMİNDEKİ DIŞ OLAYLAR

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 15 ARALIK 2013 Saat: 10.10

MUSTAFA KEMAL PAŞANIN ANADOLUYA GEÇİŞİ VE KONGRELER

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Ders Notları

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK


*Gazilik ve mareşallik unvanı Sakarya Savaşı *Güney sınırı Fransa-Ankara Ant.1921 *1.İnönü sonrası Londra Konferansı ve Moskova Ant.

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

AVİM TARİH 24 NİSAN 1915: NELER OLMUŞTU? Tutku DİLAVER. Misafir Araştırmacı. Analiz No : 2018 /

Aşağıdakilerden hangisi II. Mahmut zamanında yapılan ıslahatlardan değildir? A)Yeni bir ordunun kurulması B)Mebusan Meclisi nin açılması C)Nufus

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~ 1 ~

II.ÜNİTE. Milli Uyanış DEĞERLENDİRME SORULARI 250 SORU

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

2- M. Kemal in fikir ve düşünce yaşamında etkili olan dört şehir hangileridir? ( Selanik, Manastır, İstanbul, Sofya)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Asya toplumlarında Nevruz Bayramı her yıi coşku ile kutlanır ve ilkbaharın başlangıcı olarak kabul edilir.

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

Birinci Dünya Savaşı ndan yenik. Yılmadan Yorulmadan. Demokrasinin tam ve en bariz hükümet şekli Cumhuriyettir M. Kemal Atatürk. Dr.

GENEL KÜLTÜR DERS NOTLARI Gönderen : caner - 02/12/ :36

ATATÜRK İLKE VE İNKILAP TARİHİ. PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI Hizmetiçi Eğitim Koordinatörlüğü 2014

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

MONDROS TAN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ NİN AÇILIŞINA KADAR MİLLÎ MÜCADELE NİN SİYASAL GELİŞİMİ

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

Mustafa Kemal Paşa nın Anadolu ya Gönderilmesi. ORTAK DERSLER ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I Prof. Dr. Bünyamin KOCAOĞLU

CEVAPLARIM GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 8. T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır.

A. KURTULUġ SAVAġI HAZIRLIK DÖNEMĠ

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

1881: Selanik te doğdu.

MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA OKULLARI 11. SINIF TARİH DERSİ YAZ TATİLİ EV ÇALIŞMASI

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

T.C.İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar Sonuna Kadar

Kurtuluþ Savaþý Sýrasýnda Yürütülen Ýletiþim Çabalarýnýn Halkla Ýliþkiler Açýsýndan Ýncelenmesi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Kurtuluş Savaşı Hazırlık Dönemi

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I. Laboratuar (saat/hafta) Uygulama (saat/hafta) Teori (saat/hafta) AKTS. 1.YIL/ 1.yarıyıl Güz

T.C. İNKILAP TARİHİ ATATÜRKÇÜLÜK MİLLİ UYANIŞ: BAĞIMSIZLIK YOLUNDA ATILAN ADIMLAR TEK FASİKÜL 2.ÜNİTE

T.C. İNKILAP TARİHİ ATATÜRKÇÜLÜK MİLLİ UYANIŞ: BAĞIMSIZLIK YOLUNDA ATILAN ADIMLAR TEK FASİKÜL 2.ÜNİTE

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

ÜNİTE 2:MİLLİ UYANIŞ YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER I.DÜNYA SAVAŞI

TEST 1. Yıl Sonu Tekrar. 6. Avrupa ülkeleri arasındaki çıkar çatışmaları, kendi aralarında bloklaşmalara neden oldu.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Transkript:

I- CEMİYETLER Millî mücadele sırasında kurulan cemiyetleri birkaç kategoride incelemek gerekiyor. Önce bu cemiyetleri millî mücadeleye yararlı veya zararlı cemiyetler olarak ele alacağız. Daha sonra zararlı görülen cemiyetlerin azınlıklar ve Türkler tarafından kurulmuş olanlarına göz atacağız. Konumuzun sonunda da bu cemiyetlerin genel özellikleri üzerinde duracağız. A - ZARARLI CEMİYETLER 1. Azınlıklar Tarafından Kurulan Cemiyetler Osmanlı Devleti'nin parçalanmaya başladığını gören iç ve dış düşmanlar dağılan imparatorluk topraklarından pay kapmak için hızlı bir yarış içine girmişlerdi. Şark Meselesi diye özetlenen Osmanlı topraklarının paylaşımı kolay halledilecek bir mesele değildi. Dış devletlerin göz koyduğu toprakların yanı sıra içerdeki azınlıklar da eski ve tarihi hesapları karıştırıp kopan parçalardan pay almanın derdine düşmüşlerdi. Hatta bazı bölgelerde (Trabzon gibi) Rumlar ve Ermeniler bölgeyi sahiplenme konusunda birbiri ile mücadele ederken bölgenin asıl sahibi olan Türkleri unutmuşlardı. Nitekim Osmanlı Devleti içerisinde yaşayan azınlıklar, birbiri ardına çeşitli zararlı cemiyetler kurdular. a) Rum Cemiyetleri Etnik-i Eterya Rusya'nın Odesa kentinde iki Rum ve bir Rus tarafından 1814 yılında kurulan bu cemiyetin amacı Yunanistan'ın bağımsızlığını elde etmekti. Bu tarihlerde veya öncesinde Grek Projesi adı verilen ve en çok Ruslar tarafından desteklenen bir plana göre Büyük Yunanistan kurulacak ve İstanbul yeniden Bizans'ın başkenti olacaktı. Rusların özellikle de Çariçe II. Katerina'nın Bizans ve Rum konusunu sahiplenmesi ve sürekli gündemde tutması boşuna değildir. Zira Ruslar kendilerini Bizans İmparatorluğu'nun varisi olarak görüyorlardı. Bunu da tarihi bir gerekçeye dayandırıyorlardı. Bu tarihi gerekçeyi şöylece özetlemek mümkündür. Mavr-i Mira Millî mücadele yıllarında Rumların kurduğu en önemli Cemiyet Mavri Mira idi. Megali İdea'yı gerçekleştirmeyi amaçlayan bu cemiyet doğrudan Yunanistan devleti tarafından destekleniyordu. Deniz ticaretinde üstünlüğü elinde tutan Yunanlı armatörler de bu cemiyete maddi destek veriyorlardı. Cemiyetin bir yıllık bütçesi Yunanistan Devleti'nin iki yıllık bütçesine eşitti. Ayrıca tüm kiliseler, okullar, yetimhaneler vs. bu cemiyetin emri altına girmişti. İbadethaneler ve konsolosluklar hatta Rum okulları ve hastaneleri birer silah deposu haline getirilmişti. Pontus Rum Cemiyeti Rumlar tarafından kurulan bir diğer dernek de "Pontus Derneği" idi. 1204 tarihinde IV. Haçlı Seferi sırasında Rumlardan bir kısmı Latinlerden kaçıp Trabzon'a gelmiş ve burada bir Rum devleti kurmuştu. Bu devlet 1461 yılında Fatih tarafından yıkılmıştı. Bu cemiyetin çatısı altında bir araya gelen Pontusçu Rumlar bu devleti yeniden canlandırmanın yollarını arıyorlardı. b) Ermeni Cemiyetleri Azınlıkların yıkıcı çalışmaları içinde önemli bir yeri de Ermeniler alıyordu. Mondros Ateşkesi'nde yer alan (vilayet-i sitte) sözü, (Mütarekenin orijinal kaydında "Altı Ermeni Vilayeti" şeklinde geçmektedir) Ermenistan kurulması için önemli bir adımdı. Birinci Dünya Savaşı içindeki "Tehcir" olayı yüzünden İtilaf Devletleri'nin ilgisini ve şimdi de koruyuculuğunu kazandılar. Rumlarla da işbirliği yaparak güçlenmeye çalıştılar. Taşnak Cemiyeti Bu cemiyet Kafkas Ermenileri tarafından Tiflis'te kurulmuştur. Hınçak cemiyetine nazaran daha özel amaçlara sahiptir 2. Türkler Tarafından Kurulan Zararlı Cemiyetler

a) Hürriyet ve İtilaf Partisi b) Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti d) Kürt Teali Cemiyeti d) İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti e) İslam Teali Cemiyeti e) Wilson Prensipleri Cemiyeti B- YARARLI CEMİYETLER 1. Bölgesel Amaçlarla Kurulanlar a) Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti b) Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Millîye Cemiyeti c) Kilikyalılar Cemiyeti d) İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti e) Trakya - Paşaeli Cemiyeti f) Kars Millî İslam Şûrası MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN SAMSUN'A ÇIKIŞI VE KONGRELER DONEMİ A- SAMSUN'DAKİ FAALİYETLERİ Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'dan 16 Mayıs 1919 tarihinde son defa Padişahla görüştükten sonra yola çıktı ve üç gün süren zorlu bir yolculuğun ardından 19 Mayıs günü Samsun'a vardı. Bandırma vapuru ile yapılan yolculuk sırasında yanında değişik rütbe ve sınıftan 18 kişiden oluşan maiyeti vardı. Refet Paşa da kendisi ile birlikte idi. Mustafa Kemal'in görev tezkeresi İngilizlere de vize ettirilmiş ve İngilizler bu görevlendirme tarzından şüpheye düşmüşlerdi. Onların nazarında Mustafa Kemal tekin bir adam değildi. Bu kadar geniş yetkilerle donatılmış olması da dikkatlerden kaçmamıştı. Bu sebeple Bandırma vapurunun peşine bir torpido takarak onu Samsun'a kadar izlemişlerdi. Ayrıca Samsun'daki birliklere de talimat vererek Mustafa Kemal'in izlenmesini istemişlerdi. Mustafa Kemal Paşa gözaltında olduğunu bildiği içindir ki Samsun'daki faaliyetlerinde güvenliği elden bırakmadı. Zira burada uzun süre kalmak düşüncesinde de değildi. Samsuna varır varmaz, bölgenin asayiş ve güvenlik durumu ile ilgili incelemelerde bulunmuş ve bir rapor hazırlayıp 22 Mayıs 1919'da Sadarete göndermiştir. Raporda: 1) Samsun ve havalisindeki asayişsizliğin asıl sebebi Rumlardır. Bölgedeki Rumlar siyasi emellerinden vazgeçerlerse asayiş kendiliğinden düzelir. 2) Türklüğün yabancı işgal ve kontrolüne tahammülü yoktur. 3) Yunanlıların İzmir'de hakları yoktur, işgal geçicidir. 4) Türk Milleti, Millî hâkimiyet esasını ve Türk Milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.

Bu rapordan da anlaşılacağı gibi Mustafa Kemal, ülkenin genel sorunları ile yakından ilgilenmektedir. Özellikle dördüncü madde, düşüncelerini daha belirgin şekilde yansıtmaktadır. Ayrıca bunları hükümete bildirmekle, kendisine verilen görevin dışında bir takım işlerle ilgilendiğini de göstermektedir. Bundan dolayı İstanbul hükümeti bu raporu olumlu karşılamamıştır. Ayrıca İngiliz askeri varlığı hakkında bilgi vermiş ve İngilizlerin haksız işgallerinin önlenmesi için tedbir alınmasını tavsiye etmiştir. Kendisinin de siyasi gelişmeler konusunda bilgilendirilmesini istemiştir. İtilaf Devletleri tarafından başlatılan işgaller ve onların bölgedeki varlığı Pontusçu Rumları iyice şımartmış ve saldırıları sıklaşmaya başlamıştı. Bu saldırılar karşısında yerel idare aciz kalmış ve gereken tedbirleri alamamıştı. Eldeki imkânsızlıklardan öte bir yönetim zafiyeti de görünüyordu. Mustafa Kemal bunu fark edince Samsun Mutasarrıfı'nı görevden almış yerine Hamit Bey'in atanmasını sağlamıştı. Ayrıca Refet Bey'i de geçici mutasarrıf sıfatı ile görevlendirmişti. Burada bulunduğu sırada halkın uyandırılması ve örgütlenmesi için tavsiye ve girişimlerde bulunmuştu. Milletin haklarını korumak konusunda cesur davranması gerektiği yolundaki nasihatleri üzerine burada teşkilatlanma girişimi başlamıştı. Görev alanındaki askeri ve mülki erkân ile de temasa geçmiş ve bilhassa askeri gelişmeleri yakından takip etmiştir. İzmir'in işgali ile ilgili gelişmelerden haberdar olmak istemiştir. Mustafa Kemal Paşa Samsun'un İngiliz işgalinde ve kıyıda bulunması, civarındaki Rum çetelerinin faaliyetlerinden ötürü karargâhının içerde daha emin bir yere naklini gerekli görmüş ve 25 Mayıs 1919'da Havza'ya hareket etmiştir. B- HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919) Mustafa Kemal Paşa Havza'ya gelir gelmez çalışmalara başladı. 28 Mayıs tarihinde askeri ve mülki erkâna gönderdiği telgraf ile onlardan aşağıdaki işleri yapmalarını istedi. İzmir, Aydın ve Manisa'nın işgali karşısında sessiz kalınmamasını, derhal büyük ve heyecanlı mitingler yapılmasını, bu tepkinin köylere kasabalara kadar genişletilmesini, Büyük devletlerin temsilcilerine ve hükümete uyarı telgraflarının çekilmesini, Gösteriler sırasında düzenin korunmasını ve özellikle Hıristiyan azınlıklara yönelik eylemlere fırsat verilmemesini, Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz limanlarının ve bazı doğu illerinin işgal edilebileceğini buna karşı komutanların alması gereken tedbirlerin neler olduğunu ve kendisi ile irtibat halinde olunmasını istedi. Mustafa Kemal, bu genelgenin ardından hemen 30 Mayıs günü kendisi bizzat Havza'da miting düzenleyerek İzmir'in işgalini protesto etmiştir. Mitingin sonunda işgallere karşı silahlı mücadele edileceğine dair ant içilmiştir. Sadarete gönderdiği telgraf ile de Paris Barış Konferansı'na gönderilecek kişilerin millî vicdanı hakkıyla temsil edecek kişiler olmasını istemiştir. Millî teşekküllerin hükümete telgraflar göndererek milletin arzusunun tam bağımsızlıktan ve çoğunluk haklarının korunmasından yana olduğunun bildirilmesini istedi. Ayrıca resmi görevi çerçevesinde Sivas, Trabzon, Erzurum vilayetlerinin genel durumunu ifade eden bir raporu sadarete göndermiştir. Mustafa Kemal'in Samsun ve Havza'daki eylemleri İngilizleri şüphelerinde haklı çıkarmıştır. Doğu Karadeniz'deki İngiliz birliklerine kumanda eden George Milne, lağvedilmiş olan IX. Orduya böyle kapsamlı bir tayin yapılmış olmasını, üstelik bu kadronun Sivas'a kadar gidecek olmasını şüpheli bulduğunu hükümete bildirmiştir. Ayrıca George Milne ve bu konuda kendisiyle aynı kaygıları taşıyan İstanbul'daki işgal komutanı Amiral Carltrophe 6 Haziran 1919'da hükümete baskı yaparak Mustafa Kemal'in derhal İstanbul'a geri çağrılmasını sağlamışlardır. Ancak Mustafa Kemal, Harbiye Nezaretinin 8 Haziran 1919'da İstanbul'a dönmesi yönündeki çağrısına, kesinlikle dönmeyeceği şeklinde cevap vermiştir. "İstiklal gayesinin gerçekleşmesine kadar tamamıyla milletle birlikte, fedâkârane çalışacağıma mukaddesatım adına yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan başka bir yere gitmek söz konusu değildir" diyen Mustafa Kemal artık geri dönülmez bir yola girmiştir. Havza Genelgesinin Sonuçları Havza genelgesi direnişe ilk çağrı özelliği taşır. İşgaller karşısında sessiz kalınmayacağı ve milletin tepkisini ortaya koyacağı bu genelge ile anlaşılmıştır. Millete miting yapma çağrısı yapan Mustafa Kemal kendisi de bizzat Havza'da miting yaparak millete örnek olmuştur.

Mustafa Kemal'in Havza'daki faaliyetleri resmi görevinin dışına çıktığını göstermiş ve geri çağrılmasına sebep olmuştur. C- AMASYA GENELGESİ (22 HAZİRAN 1919) Mustafa Kemal'in yol haritasında en önemli dönüm noktalarından birini Amasya Genelgesi teşkil eder. Bu genelge ile birlikte Millî Mücadele somut ve planlı bir program şekline dönüşür. Amasya Genelgesi ile ilgili hazırlıklar sürerken diğer taraftan da İtilaf Devletleri ve İstanbul'daki Hükümet yoğun bir şekilde bu çalışmaları engellemek için her türlü çabayı sarf etmektedir; İstanbul'daki Osmanlı Hükümeti, İngiliz baskıları sebebiyle Mustafa Kemal'in geri gelmesi yolunda ısrarını sürdürmektedir. Ancak Mustafa Kemal bu çağrılara kulak asmayarak asi durumuna düşmüştür. İstanbul Hükümeti bölgedeki sivil ve askeri makamlara gönderdiği talimatlarla, Mustafa Kemal'in emirlerine uyulmaması gerektiği ve görevden alındığını bildirmiştir. Buna karşılık Mustafa Kemal, görevinin başında olduğunu, görevin kendisine padişah tarafından verildiğini ve görevden de ancak onun alabileceğini söyleyerek askeri ve mülki erkânın emirlerine uymak zorunda olduğunu beyan etmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Havza'da daha fazla kalamadı. Çünkü İngiliz işgali bu civara kadar gelmişti. Mustafa Kemal Havza'da iken komutan arkadaşları ile de telgraflaşarak onlardan, eğer mümkünse Amasya'ya gelmelerini istedi. Bu görüşmeler sonucunda Ali Fuat, Rauf ve Refet Beyler Amasya'ya geldiler. Mustafa Kemal Paşa,, dağınık görünen cemiyetlerin bir ortak çatı altında birleşmesini ve mücadelenin ortak bir zeminde yürütülmesini istiyordu. Bu amaçla Trakya'da bulunun I. Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey'e de bir telgraf göndererek bu yönde telkinde bulunmuştu. Şifre ile verilen bu talimatta kısaca şunlar söyleniyordu; İtilaf Devletleri, bağımsızlığımızı bozan vatanı parçalamaya yönelik bir tutum içerisindedir. İstanbul Hükümeti esir ve aciz durumdadır. Milletin geleceğini böyle bir Hükümet'e bırakmak demek yıkılmaya mahkûm olmak demektir. Trakya ve Anadolu'daki millî teşkilatlar birleşmeli ve sesini dünyaya daha gür olarak duyurmalıdır. Bunun için güvenli bir yer olan Sivas'ta toplanıp ortak ve kuvvetli bir kurul kurulmalıdır. Mustafa Kemal ve beraberindekiler 12 Haziran 1919'da Amasya'da çalışmalarına başladılar. Amasya'ya gelen heyet burada çok iyi karşılandı. Mustafa Kemal, halka hitaben yaptığı konuşmada özellikle örgütlenmenin lüzumundan bahsetmiştir. Bu telkin ve tavsiyeler derhal karşılık bulmuş ve Amasya'da Müftü Tevfik Efendi önderliğinde 14 Haziran'da Amasya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Amasya Genelgesi'ni hazırladıktan sonra orada mevcut olan komutan arkadaşlarına imzalatmış, mevcut olmayanlar da telgraf yolu ile teyit etmişlerdi. Buna göre kendisinden başka diğer üç komutanın Rauf, Refet ve Ali Fuat Beylerin bizzat, Kazım Karabekir ve Mersinli Cemal Paşa'nın da telgraf yolu ile bu belgeye onay verdiği anlaşılmaktadır. Mustafa Kemal 'in genelge metnini dönemin ünlü komutanlarına imzalatıp onaylatmasının nedeni, Millî mücadeleyi kişisellikten çıkartmak ve bir halk hareketi haline gelmesini sağlamaktır. Ayrıca genelgeyi bu isimlere onaylatarak Millî mücadeleyi halk nazarında meşru ve daha etkili hale getirmek amaçlanmıştır. 21-22 Haziran 1919 gecesi hazırlanan Amasya tamiminin esasları şunlardır: 1. Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir. 2.İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal adeta milletimizi yok olmuş olarak gösteriyor. 3. Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. 4. Milletin içinde bulunduğu durum ve şartlara göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle dünyaya duyurmak için her türlü tesir ve kontrolden uzak millî bir heyetin varlığı zorunludur. 5. Anadolu'nun her bakımdan en emniyetli yeri olan Sivas'ta, millî bir kongrenin acele olarak toplanması kararlaştırılmıştır. 6. Bunun için bütün vilayetlerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. 7. Her ihtimale karşı, bu meselenin bir millî sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları gereklidir. 8. Doğu vilayetleri adına, 10 Temmuz'da, Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer vilayetlerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse, Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas Kongresi'ne katılmak üzere hareket edeceklerdir. Bu genelge Millî Mücadele tarihi açısından çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Bunları birkaç madde halinde sıralamak gerekirse: Millî mücadele yeni bir safhaya girmiş ve Türk inkılâbının ihtilal safhası başlamıştır.

Kurtuluş Savaşı'nın programı (son dört madde), gerekçesi (2. madde), amacı (1.madde) ve yöntemi (3.madde) belirlenmiştir. Yeni bir devletin kurulacağı ima edilmiş ve ilk kez millî egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir. (3.madde) Mevcut yönetimin yetersizliği ortaya konmuş ve adeta İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır. Türk milleti hem İstanbul'a hem de işgalci güçlere karşı mücadeleye çağırılmıştır. Kurtarıcı olarak görülen padişah, hilafet, manda ve himaye düşüncesinin yerini millet ve Milliyetçilik düşüncesi almıştır. Millî birlik ve beraberliğin sağlanmasında önemli bir adım olmuştur. Üstü kapalı olarak yeni bir parlamentonun oluşturulmasından bahsedilmiştir. Mustafa Kemal resmi görevleri bir tarafa bırakarak millet ile beraber çalışma yolunu seçmiş ve böylece padişah tarafından kendisine verilen yetkiyi aşmıştır. Direniş esasları ilk defa Amasya'da yazılı bir metin haline getirilmiştir. Amasya Genelgesi Mustafa Kemal'in İstanbul'a çağrılma sürecini hızlandırmış ve İngilizlerin tepkisi iyice artmıştır. Bu yüzden İstanbul Hükümeti üzerindeki baskılar da artmıştır Vatanın bütünlüğünün tehlikede olduğu vurgulanarak bölgesel kurtuluş çareleri arayan cemiyetlere birleşme ve mevcut tehlikeyi birlikte önleme teklifi yapılmıştır. Bu genelge ilgili birimlere gönderildikten sonra İstanbul Hükümeti üzerindeki İngiliz baskısı iyice artmıştır. Bunun üzerine İstanbul Hükümeti 23 Haziran tarihinde yayınladığı bir genelge ile İstanbul'a çağrıldığı halde gelmediği ve halkı hükümete karşı kışkırttığı gerekçesi ile Mustafa Kemal Paşa'yı görevinden azletmiş, bu durumu bir yazı ile illere bildirmişti. Mustafa Kemal Paşa hakkında verilen bu kararı ağır bir üslupla illere bildiren Dâhiliye Nazırı Ali Kemal, onun hareketlerine engel olunmadığı gerekçesi ile 26 Haziranda nazırlıktan istifa etmiştir. Ali Kemal'in yayınladığı genelge mülki amirlerin kafasını karıştırmıştı. Bu yüzden Mustafa Kemal'e karşı nasıl bir tavır takınacaklarını kestiremiyorlardı. Mustafa Kemal Amasya'dan Erzurum Kongresi'ne katılmak üzere yola çıkmış ve ilk durak olarak Sivas'a gelmişti. Burada kendisi aleyhinde bir takım tedbirlerin alındığını duymuş bu yüzden V. Tümene bağlı bir birliği hazırlatarak mukabil tedbir almıştı. 27 Haziran'da Sivas'a varan Mustafa Kemal Paşa burada halkın ve ordunun sevgi gösterileriyle karşılanmıştı. Aleyhindeki tertiplere alet olan Elazığ Valisi Ali Galip Bey'i burada görmüş ve azarlamıştı. Görevden azledildiğine dair genelgeden de burada haberdar olmuştu. Kendisi hakkındaki tereddütleri gidermek maksadı ile Erzincan Mutasarrıflığına gönderdiği telgrafta; kendisini göreve Padişahın tayin ettiğini, onun dışında hiç kimsenin kendisini azletmeye yetkisinin olmadığını, görevinin Harbiye Nazırlığı bünyesinde olduğunu ve o makamdan azledildiğine dair bir bilgi almadığını, haliyle mülki amirlerin kendisine itaat etmek zorunda olduğunu ifade etmiştir. Mustafa Kemal, Sivas'ta gerekli talimatları verip Erzurum'a gitmek için yola çıktı. 2 Temmuz'da Erzincan'da iken padişahın telgrafı geldi. Bu telgrafta mümkünse İstanbul'a gelmesi, değilse iki ay rapor alarak istirahata çekilmesi isteniyordu. Harbiye Nazırlığı da aynı manada bir telgrafı kendisine göndermişti. Buna karşılık Mustafa Kemal verdiği cevapta geri dönmeyeceğini, görevine de devam edeceğini bildirdi. Bu şekilde karşılıklı haberleşmeler 8 Temmuz gününe kadar sürdü. Bu arada Erzurum'a da gelmişti. Aynı gün padişah tarafından görevine son verildiği kararı geldi. Böylece önce asayişin temini ile ilgili görevinden sonra da müfettişlik görevinden ayrılmış oluyordu. Artık askerlik mesleğinden de istifa ederek tamamen sivil ve bağımsız bir hüviyete bürünmüştü. 9 Temmuz'da yayınladığı bir genelge ile bundan sonra millî gaye için milletin sinesinde bir ferd-i mücahit olarak her türlü fedakârlıkla çalışacağını bildirmişti. Bu durum işleri zorlaştırabilirdi. Şimdiye kadar resmi yetkilerine binaen tüm resmi birimler kendisine itaat ederken artık bu mümkün olmayabilirdi. Ancak başta Padişah ve Hükümet olmak üzere Mustafa Kemal aleyhindeki bu girişimlerine karşılık, Kazım Karabekir Paşa gelip ordusu ile birlikte emrinde olduğunu bildirmesiyle beraber durum değişti. Bundan sonraki işler artık farklı bir zeminde yürüyecek gibi görünüyordu. Belki de Millî Mücadele liderliğine giden yolda en önemli adımlardan biri atılmıştı. Rauf Bey de vilayetlere gönderdiği telgraf ile Mustafa Kemal ile birlikte çalışacağını bildirmişti.