Ders : 5 Konu: DERS MELEKLERE İMAN A) Meleklerin Mahiyeti İmanın şartlarından biri de Allah ın melek diye bilinen varlıklarının olduğuna inanmaktır. Melekler nurdan, cinler ateşten ve insan topraktan yaratılmıştır. Melekler insanlardan önce yaratılmıştır. Kur an-ı Kerim, buna şu şekilde işaret buyurur: و إ ذ ق ال ر ب ك ل ل م ل ئ ك ة إ ن ي ج اع ل ف ي ا ل ر ض خ ل يف ة ق ال وا أ ت ج ع ل ف يه ا م ن ي ف س د ف يه ا و ي س ف ك الد م اء و ن ح ن ن س ب ح ب ح م د ك و ن ق د س ل ك ق ال إ ن ي أ ع ل م م ا ل ت ع ل م و ن Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi. (Bakara, 2:30) Allah, vahyi peygamberlerine melekleri vasıtasıyla gönderdiği için meleklere iman peygamberlere imandan önce gelir. Bu sıraya Kur an-ı Kerim de de işaret buyurulur: آم ن الر س ول ب م ا أ نز ل إ ل ي ه م ن ر ب ه و ال م ؤ م ن ون ك ل آم ن ب الل ه و م ل ئ ك ت ه و ك ت ب ه و ر س ل ه ل ن ف ر ق ب ي ن أ ح د م ن ر س ل ه و ق ال وا س م ع ن ا و أ ط ع ن ا غ ف ر ان ك ر ب ن ا و إ ل ي ك ال م ص ير Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler. (Bakara, 2:285) Melekler semada bulunurlar ve Allah ın emri ile zaman zaman çeşitli görevler için yeryüzüne inerler. Kur an-ı Kerim de şöyle buyurulur: " و م ا ن ت ن ز ل إ ل ب أ م ر ر ب ك ل ه م ا ب ي ن أ ي د ين ا و م ا خ ل ف ن ا و م ا ب ي ن ذ ل ك و م ا ك ان ر ب ك ن س ي ا Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir. (Meryem, 19:64) Melekler nûranî ve latîf varlıklardır. Bundan dolayı da gözle görülmezler. Vücutları cisim olmadığı için de duyu organlarıyla hissedilmezler. Onlar fizik ötesi varlıklardır. Gerçek niteliklerini ancak Allah (c.c.) bilir. Kur an ve Sünnet te onların özellikleri ve görevleri ile alakalı olarak sınırlı bilgiler verilmiştir. Öğrendiğimiz kadarıyla, onlar günah işlemezler, nefsanî ve şehevanî duygulara sahip değildirler, erkeklik ve dişilikleri yoktur; yemezler, içmezler ve uyumazlar. Nuranî varlıklar oldukları için değişik sȗretlerde görünebilirler. Örneğin, insan şekline girebilirler. Kur an-ı Kerim, Hz. Meryem e Cebrail (a.s.) ın Hz. İbrahim (a.s.) a bir melekler topluluğunun insan sȗretinde geldiğini bildirir. Şu âyetlerde olduğu gibi: IGMG Ev Sohbeti Seite 1
و اذ ك ر ف ي ال ك ت اب م ر ي م إ ذ انت ب ذ ت م ن أ ه ل ه ا م ك انا ش ر ق ي ا ف ات خ ذ ت م ن د ون ه م ح ج اب ا ف أ ر س ل ن ا إ ل ي ه ا ر وح ن ا ف ت م ث ل ل ه ا ب ش ر ا س و ي ا (Resulüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. (Meryem, 19:16-17) Diğer yandan Hz. Peygamber (s.a.s) e Cebrail (a.s.) ın insan sȗretinde geldiği ve sahabenin bir kısmının onu gördükleri sahih hadislerle sabittir. Cibril (a.s.) hadisinde olduğu gibi: عن عمر بن الخطاب رضي اهلل عنه ق ال : ب ي ن م ا ن ح ن ج ل وس ع ن د ر سول الل ه ذ ات ي و م إ ذ ط ل ع ع ل ي ن ا ر ج ل ش د ي د ج ل س إ ل ى الن ب ي ف أ س ن د ر ك ب ت ي ه ب ي اض الث ي اب ش د يد س و اد الش ع ر ل ي ر ى ع ل ي ه أ ث ر الس ف ر و ل ي ع ر ف ه م ن ا أ ح د ح ت ى ا ل س ل م أ ن ت ش ه د :إ ل ى ر ك ب ت ي ه و و ض ع ك ف ي ه ع ل ى ف خ ذ ي ه و ق ال : ي ا م ح م د أ خ ب ر ن ي ع ن ا ل س ل م ف ق ال ر س ول الل ه أ ن ل إ ل ه إ ل الل ه و أ ن م ح م دا ر س ول الل ه و ت ق يم الص ل ة و ت ؤ ت ي الز ك اة و ت ص وم ر م ض ان و ت ح ج ال ب ي ت إ ن اس ت ط ع ت إ ل ي ه س ب ي ل ق ال : ص د ق ت ق ال : ف ع ج ب ن ا ل ه ي س أ ل ه و ي ص د ق ه ق ال : ف أ خ ب ر ن ي ع ن ا ل يم ان ق ال :أ ن ت ؤ م ن ب الل ه و م ل ئ ك ت ه و ك ت ب ه و ر س ل ه و ال ي و م ا ل خ ر و ت ؤ م ن ب ال ق د ر خ ي ر ه و ش ر ه ق ال : ص د ق ت ق ال : ف أ خ ب ر ن ي ع ن ا ل ح س ان ق ال : أ ن ت ع ب د الل ه ك أ ن ك ت ر اه ف إ ن ل م ت ك ن ت ر اه ف إ ن ه ي ر اك ق ال : ف أ خ ب ر ن ي ع ن الس اع ة ق ال : م ا ال م س ئ ول ع ن ه ا ب أ ع ل م م ن الس ائ ل ق ال : ف أ خ ب ر ن ي ع ن أ م ار ت ه ا ق ال : أ ن ت ل د ا ل م ة ر ب ت ه ا و أ ن ت ر ى ال ح ف اة ال ع ر اة ال ع ال ة ر ع اء الش ا ء ي ت ط او ل ون ف ي ال ب ن ي ان ق ال : ث م ان ط ل ق ف ل ب ث ت م ل ي ا ث م ق ال ل ي: ي ا ع م ر أ ت د ر ي م ن الس ائ ل ق ل ت : الل ه و ر س ول ه أ ع ل م ق ال : ف إ ن ه ج ب ر يل أ ت اك م ي ع ل م ك م د ين ك م. Hz. Ömer (r.a.) den: Bir gün Rasûlullah (s.a.s.)'in yanında bulunduğumuz sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğru Peygamber (s.a.s.)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve: "Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu söyle" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i hac etmendir" buyurdu. O zat: "Doğru söyledin" dedi. Biz buna hayret ettik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu. "Bana imandan haber ver" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "Âllah a, Allah'ın meleklerine kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır" buyurdu. O zât yine: "Doğru söyledin" dedi. Bu sefer: "Bana ihsandan haber ver" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da, o seni muhakkak görür" buyurdu. O zat: "Bana kıyametten haber ver" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) "Bu meselede kendisine IGMG Ev Sohbeti Seite 2
sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir" buyurdular. "O halde bana alâmetlerinden haber ver" dedi. Peygamber (s.a.s.): "Câriyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir" buyurdu. Bundan sonra o zat gitti. Ben bir süre bekledim. Sonunda Allah Rasûlü bana: "Ya Ömer! O soru soran zatın kim olduğunu biliyor musun?"dedi. "Allah ve Rasûlü bilir" dedim. "O Cibrîl'di. Size dininizi öğretmeye gelmişti" buyurdular. (Buhârî, İman 1; Müslim, İman 1) Melekler, aslî şekilleriyle insanlar içinden sadece peygamberler tarafından görülebilirler. B) Meleklerin Görevleri Melekler, Allah (c.c.) a ibadet ve itaat ederler. İsyan etmezler ve kendilerine emrolunan şeyleri yerine getirirler. Her zaman iyinin ve iyiliğin yanıda ve destekçisi olurlar. Daima Allah tan korkarlar. Melekler, görevlerine göre çeşitli kısımlara ayrılırlar. Bilhassa dört büyük melek vardır ki, şunlardır: 1- Cebrail (a.s.): Seyyidü l Melâike=Meleklerin efendisi de denilen Cebrail (a.s.), Kur an-ı Kerim de Ruhu l-emin, Ruhu l-kudus ve Ruh gibi isimlerle de anılmıştır. ن ز ل ب ه الر وح ا ل م ين (Resulüm!) Onu Ruhu'l-emin (Cebrail) indirdi. (Şuara, 26:193) ق ل ن ز ل ه ر وح ال ق د س م ن ر ب ك ب ال ح ق ل ي ث ب ت ال ذ ين آم ن وا و ه دى و ب ش ر ى ل ل م س ل م ي ن De ki: Onu, Mukaddes Ruh (Cebrail), iman edenlere sebat vermek, müslümanları doğru yola iletmek ve onlara müjde vermek için, Rabbin katından hak olarak indirdi. (Nahl, 16:102) ي و م ي ق وم الر وح و ال م ل ئ ك ة ص ف ا ل ي ت ك ل م ون إ ل م ن أ ذ ن ل ه الر ح م ن و ق ال ص و اب ا Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahman'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler. (Nebe, 78:38) Cebrail (a.s.), Allah ile peygamberleri arasında elçilik görevi yapar. Yani peygamberlere vahiy getiren melektir. Onun bu görevlerine işaret eden âyetlerden iki tanesi şu şekildedir: ق ل ن ز ل ه ر وح ال ق د س م ن ر ب ك ب ال ح ق ل ي ث ب ت ال ذ ين آم ن وا و ه دى و ب ش ر ى ل ل م س ل م ي ن De ki: Onu, Mukaddes Ruh (Cebrail), iman edenlere sebat vermek, müslümanları doğru yola iletmek ve onlara müjde vermek için, Rabbin katından hak olarak indirdi. (Nahl, 16:102) و آت ي ن ا ع يس ى اب ن م ر ي م ال ب ي ن ات و أ ي د ن اه ب ر وح ال ق د س Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. (Bakara, 2:87) 2- Azrâil (a.s): IGMG Ev Sohbeti Seite 3
Azrail (a.s.), Kur an-ı Kerim de bu isimle anılmaz. Ona melekü l-mevt=ölüm meleği denilir. Azrâil (a.s.), ölüm vakti (eceli) gelenlerin yine Allah (c.c.) un izni ve emri ile ruhlarını almakla görevlidir. O nun bu görevine Kur an-ı Kerim şu şekilde işaret buyurur: ق ل ي ت و ف اك م م ل ك ال م و ت ال ذ ي و ك ل ب ك م ث م إ ل ى ر ب ك م ت ر ج ع ون De ki: Size vekil kılınan (bu konuda görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz. (Secde, 32:11) 3- İsrâfil (a.s.): İsrafil (a.s.), önce kıyametin kopması sonra da yeniden diriliş için olmak iki defa sûr denilen bir şeye üfürmekle görevlidir. Sȗrun birinci defa üfürülmesinde bütün canlılar ölür, ikinci defa üfürülmesinde bütün canlılar tekrar dirilir. Kur an-ı Kerim, bu olayı şöyle tasvir buyurur: و ن ف خ ف ي الص ور ف ص ع ق م ن ف ي الس م او ات و م ن ف ي ا ل ر ض إ ل م ن ش اء الل ه ث م ن ف خ ف يه أ خ ر ى ف إ ذ ا ه م ق ي ام ي نظ ر ون Sȗr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar! (Zümer, 39:68) 4- Mikâil (a.s.) : Dört büyük melekten birisi olan Mikâil (a.s.) kâinattaki bir kısım fizikî olayların; örneğin, yağmur ve kar gibi, rüzgâr gibi tabiî olayların cereyanı, ekinlerin yetişmesi, ormanların oluşması gibi bütün bu fizikî olayların oluşumu ile görevli bir melektir. Mikâil (a.s) hakkında Kur an-ı Kerim de Rabbimiz şöyle buyurur: م ن ك ان ع د و ا ل ل ه و م ل ئ ك ت ه و ر س ل ه و ج ب ر يل و م يك ال ف إ ن الل ه ع د و ل ل ك اف ر ين Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düşman olursa bilsin ki Allah da inkarcı kafirlerin düşmanıdır. (Bakara, 2:98) ف ال م د ب ر ات أ م ر ا Derken iş düzenleyenlere. (Naziat: 79:5) Bu dört büyük meleğin dışında çeşitli ibadet ve işlerle görevli daha bir çok melek vardır. Örneğin: 1- Savaşlarda müminlere yardım eden melekler: إ ذ ت س ت غ يث ون ر ب ك م ف اس ت ج اب ل ك م أ ن ي م م د ك م ب أ ل ف م ن ال م ل ئ ك ة م ر د ف ين Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. (Enfal, 8:9) 2- İnsanların amellerini yazan melekler: إ ذ ي ت ل ق ى ال م ت ل ق ي ان ع ن ال ي م ين و ع ن الش م ال ق ع يد İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. (Kaf, 50:17) IGMG Ev Sohbeti Seite 4
و إ ن ع ل ي ك م ل ح اف ظ ين ك ر ام ا ك ات ب ي ن Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var. Değerli yazıcılar var, (İnfitar, 82:10-11) 3- İnsanları gözeten melekler: و ل ل ه ي س ج د م ا ف ي الس م او ات و م ا ف ي ا ل ر ض م ن د اب ة و ال م ل ئ ك ة و ه م ل ي س ت ك ب ر ون ي خ اف ون ر ب ه م م ن ف و ق ه م و ي ف ع ل ون م ا ي ؤ م ر ون Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar. (Nahl, 16:49-50) 4- Allah ı zikir ve tesbih eden melekler: ال ذ ين ي ح م ل ون ال ع ر ش و م ن ح و ل ه ي س ب ح ون ب ح م د ر ب ه م و ي ؤ م ن ون ب ه و ي س ت غ ف ر ون ل ل ذ ين آم ن وا ر ب ن ا و س ع ت ك ل ش ي ء ر ح م ة و ع ل م ا ف اغ ف ر ل ل ذ ين ت اب وا و ات ب ع وا س ب يل ك و ق ه م ع ذ اب ال ج ح ي م Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler). (Mü min, 40:7) 5- Peygamberlere salavât getiren melekler: إ ن الل ه و م ل ئ ك ت ه ي ص ل ون ع ل ى الن ب ي ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آم ن وا ص ل وا ع ل ي ه و س ل م وا ت س ل يم ا Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahazab, 33:56) Bu görevleri yapan meleklere çeşitli isimler verilmiştir. İlliyyûn- Mukarrabûn, Hafaza, Münker ve Nekir, Hazene-i Cennet ve Hazene-i Cehennem, Kiramen Katibîn gibi. Yukardaki âyette de görüldüğü bu son melekler insanın hayatta iken tüm hareket, davranış, söz ve işlerini yazar ve adına amel defteri denilen kitaba tescil ederler: ك ر ام ا ك ات ب ين ي ع ل م ون م ا ت ف ع ل ون Değerli yazıcılar var, Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler. (İnfitar, 82:11-12) Bütün peygamberler ve semavî kitaplar melek diye bilinen varlıkların varlığını haber vermişlerdir. Ancak onların bizim tarafımızdan görülememesi, gözlerimizin onları görebilecek güçte ve yeteneğinde olmamasıdır. Nitekim biz ruh, akıl ve nefis gibi fizik olarak görülemeyen, varlıkları da göremeyiz, ama varlıklarını kabul ederiz. Örneğin, mikropları da normal şartlarda göremeyiz, ama gelişmiş âletlerle (mikroskopla) görülebilirler. Mikrop ve virüslerin keşfedilmediği dönemlerde onlar da kabul edilmiyordu. Ancak bugün bütün bu gözle görülmeyen küçük varlıklar görülebiliyoe ve inkârı da mümkün değildir. Bu yüzdendir ki, baştaki gözün göremediği bazı manevi varlıklar basiret, manevi göz veya kalb gözü açık olan kimseler tarafından görülebilirler. IGMG Ev Sohbeti Seite 5
C) Cinler: Meleklerden ayrı olarak, latîf varlıklardan olan ve adına cin denen varlıkların mevcut olduklarına dair Kur an-ı Kerimde ve Sünnet-i seniyyede âyetler ve hadisler vardır. Cinler de melekler gibi, çeşitli şekillere girmeye elverişlidirler, ateşten yaratılmışlardır. و خ ل ق ال ج ان م ن م ار ج م ن ن ار = Cinleri öz ateşten yarattı. (Rahman, 55:15) âyetinde olduğu gibi. Cinler de insanlar gibi yeryüzünde yaşarlar. Onların da erkek ve dişi olanları vardır. Evlenirler, çoğalırlar, yerler ve içerler. Yaşlanır ve ölürler. Mükellef varlıklardır ve müminleri ve kâfirleri vardır. Onlara da peygamberler gönderilmiştir. Kur an-ı Kerim de şöyle buyurulur: ي ا م ع ش ر ال ج ن و ا ل نس أ ل م ي أ ت ك م ر س ل م نك م ي ق ص ون ع ل ي ك م آي ات ي و ي نذ ر ون ك م ل ق اء ي و م ك م ه ذ ا ق ال وا ش ه د ن ا ع ل ى أ نف س ن ا و غ ر ت ه م ال ح ي اة الد ن ي ا و ش ه د وا ع ل ى أ نف س ه م أ ن ه م ك ا ن وا ك اف ر ي ن Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. (En am, 6:130) و م ا خ ل ق ت ال ج ن و ا ل نس إ ل yaratılmışlardır. Onlar da insanlar gibi, imtihan için yarattım. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye = ل ي ع ب د ون (Zariyat, 51:56) Hz. Peygamber (s.a.v.), Ukaz panayırına giderken Nahle denilen yerde cemaate sabah namazını kıldırırken, bir grup cin gelip Kur an dinlemiş ve müslüman olmuşlardır. Kur an-ı Kerim bu olayı şöyle beyan ediyor: أ ح د ا ق ل أ وح ي إ ل ي أ ن ه اس ت م ع ن ف ر م ن ال ج ن ف ق ال وا إ ن ا س م ع ن ا ق ر آنا ع ج ب ا ي ه د ي إ ل ى الر ش د ف آم ن ا ب ه و ل ن ن ش ر ك ب ر ب ن ا (Resulüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, harikulade güzel bir Kur'an dinledik. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. (Cin, 71:1-2) Cinler de gaybı bilmezler. Gaybı sadece Allah bilir. Buna rağmen insanların bilmedikleri bazı şeyleri cinler bilebilir. Bu bilgiler, gayb bilgiler değil, mevcut olan şeylerle alakalıdır. Yalnız insanlar o anda onu bilmemektedirler. Kur an-ı Kerim, Süleyman (a.s.) ın ölümünü cinlerin bilemediklerini âyette haber verir: ف ل م ا ق ض ي ن ا ع ل ي ه ال م و ت م ا د ل ه م ع ل ى م و ت ه إ ل د اب ة ا ل ر ض ت أ ك ل م نس أ ت ه ف ل م ا خ ر ت ب ي ن ت ال ج ن أ ن ل و ك ان وا ي ع ل م ون ال غ ي ب م ا ل ب ث وا ف ي ال ع ذ اب ال م ه ين IGMG Ev Sohbeti Seite 6
Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı. (Sebe, 34:14) D) Şeytan (İblis): Şeytan (İblis) cinlerden olup, şerrin, kötülüğün, dalâletin temsilcisidir. Allah (c.c.), Hz. Adem e secde etmesi için şeytanların babası olan İblis e emrettiğinde kendisinin ateşten, Adem in ise topraktan yaratıldığını ileri sürmüş ve Allah a isyan etmiştir. Kendisini büyük görmüş; gurura kapılmış ve kâfirlerden olmuştur. و إ ذ ق ل ن ا ل ل م ل ئ ك ة اس ج د وا ل د م ف س ج د وا إ ل إ ب ل يس أ ب ى و اس ت ك ب ر و ك ان م ن ال ك اف ر ين Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kafirlerden oldu. (Bakara, 2:34) İblis ve onun zürriyetinden gelen şeytanlar Allah ın rahmetinden kovulmuş, insanları doğru yoldan ayırmak ve onları kötülüğe sevketmek için kıyamete kadar mühlet verilmiştir. Kur an ve Sünnetten çıkarılan neticelere göre şeytanın kendisine biçtiği görevleri altı maddede toplanabilir: 1) Küfür, şirk, Allah ve Rasülüne isyan ettirme, 2) Bid ata sevketmek, 3) Büyük günah işletmek, 4) Küçük günahlarla meşgul etmek, 5) Mübahlarla fazla uğraştırmak, 6) Fazileti az olan amellerle oyalamak. Bundan dolayıdır ki, Allah (c.c.) şeytana karşı mü minleri uyarmış, ona uymamalarını istemiştir: إ ن الش ي ط ان ل ك م ع د و ف ات خ ذ وه ع د و ا إ ن م ا ي د ع و ح ز ب ه ل ي ك ون وا م ن أ ص ح اب الس ع ير Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır. (Fatır, 35:6) Şeytan, ihlas ve ihsan ehli gerçek müminler üzerinde bir etki ve nüfuza sahip olamaz. Bunu ifade eden şu âyetler bizim için çok önemlidir. Biz de bu âyetlerde anlatılan müminlerden olabilirsek şeytanın şerrinden kurtulabiliriz: إ ن ه ل ي س ل ه س ل ط ان ع ل ى ال ذ ين آم ن وا و ع ل ى ر ب ه م ي ت و ك ل ون إ ن م ا س ل ط ان ه ع ل ى ال ذ ين ي ت و ل و ن ه و ال ذ ين ه م ب ه م ش ر ك و ن Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah'a ortak koşanlaradır. (Nahl, 16:99-100) Ancak şu bir gerçektir ki, yeryüzünde iyi ile kötü, hayırla şer, imanla küfür arasındaki mücadele kıyamete kadar devam edecektir. Daima iyiliğin yanında melek, kötülüğün arkasında ise şeytan vardır. İnsan, Cenâb-ı Hakk ın verdiği irade gücünü iyi yönde kullanmaya karar verir ve azmederse bu konuda Allah ın yardımı tecelli eder. O hayırlı ameli işlemek için kendisinde güç ve kuvvet bulur. IGMG Ev Sohbeti Seite 7
Buna karşılık eğer şer ve kötülük yönünde karar verirse, şeytanın desteğini arkasında bulur. Alınacak Dersler: 1. Meleklere iman, bizi Allah a ulaştıran güzel amelleri işleme noktasından yardımcı olur. 2. Melekler, itaata, şeytan isyana davet ediyor. Biz meleklerin davetine uymalıyız. 3. Melekler, isyan etmeyen varlıklardır. İnsan da isyandan uzaklaşırsa melekleşir. Aksi takdirde şeytanlaşır. 4. Cinlerin varlığına inanmak da gereklidir. İnancın kısımlarından birisi de odur. Her ne kadar zaman zaman inkar eden insanlar olsa da... Ödevler: 1. Şeytanın nefsine biçtiği 6 görevi öğrenelim ve ondan uzak duralım. 2. Neml sȗresindeki Hz. Süleyman (as) la cinler arasında geçen olayları Hak Dini Kur an Dili, Tefsir-i Kebir, Tefhimu l Kur an ve Şifa Tefsirlerinden okuyunuz. IGMG Ev Sohbeti Seite 8