II. DÖNEM DÖRDÜNCÜ BÖLÜM EĞİTİM VE KÜLTÜR İNKILÂBI

Benzer belgeler
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük HARF İNKILABINDAN MİLLET MEKTEPLERİNE MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ AYDINLANIYOR

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

5657 YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNU

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE AYDA BİR ÇIKARILIR. İlk Çıkış Tarihi: 09/01/1939

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

EĞİTİMLE HUKUKU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

EĞİTİM ve KÜLTÜR ALANINDA DEVRİMLER Eğitim ve öğretimde ilk amaç; Bilgisizliğin giderilmesi olacaktır.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA DÜZENLENEN EĞİTİM FAALİYETLERİNDE UYGULANACAK DERS VE EK DERS SAATLERİNE İLİŞKİN KARAR (*)

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

RİZE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

ANKARA MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

İnönü Soyadı ve Eğitim

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

T.C. EDİRNE VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

01-31 Ağustos Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumlarında Sene başı Mesleki Çalışmalar Eylül 2014

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

Lozan Barış Antlaşması

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

FİZİKİ ŞARTLAR ve OKUL İMKÂNLARI. Laboratuarlar

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük 8

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

ss de yayımlanmıştır. 1 Bu yazı, Dünden Bugüne Türkiye de Din Eğitimi, Kamuda Sosyal Politika, Ankara 2014, yıl:8, sayı:29,

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ SIRA NO ÇALIŞMA KONULARI TARİHİ

İÇİNDEKİLER. 3. BÖLÜM BİLİM OLARAK EĞİTİMİN TEMELLERİ 3.1. Psikoloji Sosyoloji Felsefe...51

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULARI

T.C. ESKİPAZAR KAYMAKAMLIĞI İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI


T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

T.C. ESKİŞEHİR VALİLİĞİ İl Millî Eğitim Müdürlüğü ÖRGÜN VE YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Orta Asya Türkleriyle ilgili yukarıdaki kavramlardan hangisi varlığı sürekli olmayan toplumsal ve siyasal birimi ifade eder?

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU BRİFİNG DOSYASI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

ÖZGEÇMİŞ (CV) I-Kimlik Bilgileri. II-İletişim Bilgileri. III-Eğitim Bilgileri ve Kişisel Nitelikler

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İÇERİK KURULUŞ VE TARİHÇE 'ten 27 Aralık 1935 tarihine kadar Maarif Vekaleti".

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Özel Yeteneklerin Geliştirilmesi Grup Başkanlığı

ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULACAK DERSLERDE UYGULANACAK ÖĞRETİM PROGRAMLARI

Eğitimde Yeterlilikleri Artırma Projesi

Her Okulun Bir Projesi Var

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

T.C. SARIYER KAYMAKAMLIĞI İstinye Anadolu Lisesi Müdürlüğü

Transkript:

1. Eğitim İnkılâbı II. DÖNEM DÖRDÜNCÜ BÖLÜM EĞİTİM VE KÜLTÜR İNKILÂBI Osmanlı eğitim sistemi, Selçuklulardan devralınan geleneksel İslami eğitim sistemi ile 18. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa dan esinlenerek kurulan yeni okullardan oluşuyordu. Bu iki eğitim sistemi, devlet ve toplum hayatında birbirinden oldukça farklı ve bazen de zıt dünya görüşlerine sahip insanlar yetiştiriyordu. Bu iki tür insanın yanı sıra misyonerler, Hıristiyanlık ilkeleri doğrultusunda, yabancı devletler kendi ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda, azınlıklar silahlı isyanlar çıkararak devleti parçalama yönünde çalışacak insanlar yetiştirmeye çalışıyordu. Osmanlı Devleti'nin milli birliğini bozmaya yönelik birçok okul ve yabancı kökenli birçok öğretmene karşı, Türk-İslam birliğini sağlaması gereken eğitim de ikiye ayrılmıştı. Modern Osmanlı okul sistemi, özellikle İstanbul da ve Balkanlarda kurulmuştu. Ancak Balkan Savaşı nda ve Birinci Dünya Savaşı'nda Devletin yatırım yaptığı bu topraklar elden çıkmıştı. Bu, savaş sonrası Osmanlı eğitimi için büyük bir dezavantaj idi. Savaşlar, Devlet bütçesinin büyük bir kısmını alıp götürüyor, Yükseköğretim kurumlarının öğrencileri ve hatta bazen liselerde okuyan öğrenciler bile askere alınıyordu. Savaşın giderek Anadolu topraklarına kadar uzanmasından sonra, buralardaki okullar da normal görevlerini yerine getiremiyorlardı. Birinci Dünya Savaşı'nın, Osmanlı eğitimini rahatlatan bir yönü de olmuştur. Osmanlı Hükümeti, Birinci Dünya Savaşı'na katılmasıyla, savaş halinde olduğu devletlere bağlı yabancı okulları kapatmıştır. Savaş şartları içinde, yabancı destekli azınlık okulları da kendiliğinden kapanmıştır. Osmanlı Devleti genel savaşta yenik sayılıp yurdun çeşitli yerleri işgal edildiğinde de, yabancı ve azınlık okulları tekrar canlanamamıştır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'ne bu problem, çoğu çözülmüş olarak aktarılmıştır. Her türlü olumsuzluğa ve eksikliğe rağmen, Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nden çok değerli bir tecrübe birikimi devralmış ve bunu çok iyi kullanmıştır. a. Tevhid-i Tedrisat (3Mart 1924) Osmanlı Devlet yöneticileri, Batılı anlamda yeni kurumlar kurmaya başladılar. Öncelikle yeni Türk ordusunun oluşturulması sağlandı. Medreseler ise, yeni okul sisteminin kurulup yayılmasına önemli bir engel teşkil etmediği için, bunlara dokunulmadı. Zaten bunların İslami vakıflar tarafından yönetilmeleri ve dini bilimlere dayalı bir eğitim yapması da, Osmanlı yöneticilerinin buralara müdahalesini engelliyordu. Devletin kurduğu mekteplerden ve vakıfların yönetimindeki medreselerden, farklı ve hatta birbirine zıt dünya görüşlerine sahip insanlar yetişiyordu. Bu ikilik, Osmanlı Devletinin ve toplumunun ilerlemesine büyük engeller çıkarıyordu. Azınlıkların, yabancı devletlerin ve misyonerlerin kurduğu okullarda farklı dünya görüşüne sahip insanların yetişmesi de Osmanlı Devleti nin parçalanmasında önemli rol oynamıştır. Yeni Türk Devleti'nin ve Türk toplumumun birlik içinde gelişip ilerleyebilmesi, bütün yurtta Cumhuriyet ilkelerinin yayılabilmesi için öğretimin birleştirilmesi gerektiği, eğitimciler tarafından da gerekli görülen bir durumdu. 1

3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkartıldı. Bu kanunla, ikili eğitim sistemi kaldırılacak, modern bir millet yetiştirecek milli eğitim sistemi kurulacaktı. Kanun, bütün medrese ve mektepleri Maarif Vekâleti'ne devrediyor ve yönetimini oraya bırakıyordu. 11 Mart 1924 tarihinde de Maarif Vekili Vasıf Bey in emri ile medreseler kapatılmıştır. Bunların öğrencileri ilkokullara, liselere ve Bakanlığın yeni kurduğu İmam- Hatip okullarına kaydırılmıştır. Adalet Vekili Necati Bey, Şer-i mahkemeleri lağvetmiş ve Maarif Vekâleti de buralara kadı yetiştiren Mekteb-i Kuzat'ı kapatmıştır. b. Milli Eğitim Teşkilatını Kurma Faaliyetleri Osmanlı Devleti nde Fransızların bakanlık esaslarına dayanan bürokratik düzen kurma çalışmaları kapsamında eğitim işlerini yürütmek için bir Maarif-i Umumiye Nezareti ve buna bağlı merkez ve taşra teşkilâtı kurulmuştu. Ankara'da 1920 Mayıs ında TBMM ye bağlı bir Maarif Vekaleti kurulduğunda, bunun merkez teşkilatı gerçekten çok zayıf ve küçüktü. Maarif Vekaleti, Muallime ve Muallimler Birliği ile sıkı bir çalışmaya girerek, hem Anadolu'daki eski eğitim teşkilatını Ankara'ya bağladı hem de daha sonra Cumhuriyetin esas eğitim sisteminin teorik zeminini, topladığı kongrelerle oluşturmaya çalıştı. 1920 yılında kurulan İlk ve Orta Tedrisat Müdürlüğü ile Telif-Tercüme Heyeti nden oluşan basit maarif teşkilatı; 1923 yılında yeniden organize edildi. İdari kısım olarak ilk, orta ve yükseköğretim müdürlükleri, teftiş kurulu, istatistik müdürlüğü, hars ve sanayi dairesi kurulmuş, bilim kurulu olarak da 30 üyeli bir Büyük Maarif Meclisi oluşturulmuştur. Milli eğitim teşkilatını, Atatürk ün kültür inkılâplarının gerçekleştirilmesi için hazır hale getiren Mustafa Necati dir. Mustafa Necati Bey 20 Aralık 1925 de bakan olduktan sonra, eğitimde planlı hareket etmenin gerekliliği düşüncesiyle, bir ilmi kurul toplayarak 1926 Martında yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Kanunu nu hazırlatmıştır. Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir Dil Heyeti ve bir Talim ve Terbiye Dairesi kurulmuştur. Dil Heyeti, daha sonra harf ve dil inkılâbının gerçekleşmesinde büyük hizmetler gördüğü gibi, Talim ve Terbiye Dairesi de bugüne kadar ülkemizin milli eğitim işlerinin beyni olmaya devam etmiştir. Mustafa Necati Bey, on yıllık bir eğitim plânı yaptırmıştır. Cumhuriyet in ilk yıllarından beri hazırlanmakta olan yeni eğitim örgütü yasasını da çıkarttırmış ve bakanlığı sırasında bütün gücüyle bu yasada öngörülen eğitim örgütünü kurmaya çalışmıştır. Bunun yanısıra Türk eğitiminin felsefi temellerini yeniden oluşturma yolunda ilerlemiş ve eğitim politikasının oluşturulması ve yeni bir anlayış kazandırılmasına çaba göstermiştir. Bu amaçla 1924 de Türkiye ye davet edilen ve Türk Eğitim Sistemi konusunda rapor yazan John Dewey nin sunduklarını uygulamayı başarmıştır. Mustafa Necati Bey bununla da yetinmeyerek mesleki ve teknik öğretimin de düzenlenmesi için yabancı uzmanlar getirtmiş, raporlarını uygulamaya çalışmıştır. Bu çabalarında 1927 sonrasındaki Avrupa gezisindeki gözlemlerinin etkisi büyük olmuştur. Necati Bey, taşrada pek çok makama dağıtılmış olan eğitim işlerini, Bakanlığın kontrolüne almak için, kısa bir süre Maarif Eminliklerini kullanmıştır. O dönemde İlköğretimin yaygınlaştırılması işi valilere bırakılmıştı. Bakanlık bu nedenle, bir veya daha çok valilikleri birleştirerek bir eğitim bölgesi yapmaya ve o bölgenin bütün eğitim-öğretim işlerini Bakanlığa bağlı bir Maarif Emini nin yönetimine vermeyi kararlaştırmıştır. Bu aynı 2

zamanda Türk eğitim tarihinde bakanlığın eğitimi merkezileştirme yolundaki çabalarından biri olmuştur. Eğitime ilişkin uygulamalarda merkezin rolünün artmasını beraberinde getirmiştir. 1 c. Milli Eğitimin Genel Amaçları ve Temel İlkelerini Tespit Etme Faaliyetleri Yeni Türk Eğitiminin Amaçları: Türk millî eğitiminin amaçları daha Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk tarafından konulmaya çalışılmıştır. Atatürk, 1922 yılında TBMM yi açarken yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye nin istiklâline, kendi benliğine ananat-ı milliyesine düşman olan bütün anasırla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Bunun için yeni Türk devletinin eğitimi, milli esasta düzenlenmiştir. Osmanlının kurumlarda yaptığı inkılâbı, Cumhuriyet, insanların düşüncelerinde yapmak istemiş; eğitim sisteminin, Türk milletini medenî ve müreffeh hale getirmesi istenmiştir. Bunun için, yeni Türk eğitimin amaçları olarak şunlar tespit edilmiştir: - Türk Milletini, medeniyet safında en ileriye götürmek, - Gençleri, Türk milletini yüceltecek şekilde aşk, irade ve kudretle yetiştirmek, onları milli, medeni, insani fikir ve hislerle donatmak, - Milliyetçi, cumhuriyetçi, halkçı, inkılâpçı, laik cumhuriyet vatandaşları yetiştirmek, - Gençleri, sağlam vücutlu, şen ve gürbüz yurttaşlar olarak yetiştirmek, onların bedence ve ruhça sağlam alışkanlıklara sahip olmalarını sağlamak, - Gençlerin, çevrelerine faal bir şekilde intibak etmelerini sağlamak, onların ekonomik hayatta başarılı olmalarını sağlayacak bilgi ve becerileri vermek, böylece ülkenin ihtiyacı olan hizmet ve sanat adamlarını yetiştirmek, - Bir üst okula öğrenci hazırlamak. Yeni Türk Eğitiminin Temel İlkeleri: Türk milli eğitiminin amaçlarına ulaşabilmek için de, eğitim ve öğretimde şu ilkeler göz önünde tutulacaktı: 1. Öğretimin milli olması. 2. Öğretimin bir bütün olması. 3. Öğretimin bilim ve tekniğe dayanması. 4. Türk milli eğitiminin hayata dayalı olması. 5. Herkese okuma-yazma öğretilerek bilgisizliğin ortadan kaldırılması. 6. Eğitimin laik olması. 7. Karma eğitim ve öğretim ilkesi. d. İlköğretim Alanındaki Faaliyetler 1 İsmail Güven, Mustafa Necati nin Türk Eğitiminin Gelişimine Katkıları, Milli Eğitim Dergisi, Sayı 149, Ocak, Şubat, Mart 2001, (http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/milli_egitim_dergisi/149/guven.htm, 23.02.2018) 3

İlköğretim alanında okul açmak, büyük oranda özel idareye ve mahalli yöneticilere bırakılıyor; Bakanlık, öğretmen yetiştirme, ders programını hazırlama ve öğretim biçimi belirleme, teftiş etme noktalarında ilköğretime karışıyordu. Bundan dolayı Cumhuriyetin ilköğretim konusundaki esas çalışmaları öğretmen ve ders programları alanında olmuştur. Orta dereceli okul öğretmenlerinin maaşları, 1923 Eylül ünden itibaren Bakanlık bütçesinden ödenmeye başladığı halde, ilkokul öğretmenlerinin maaşları, daha uzun süre özel idare bütçelerinden ödenmeye çalışılmıştır. Bakanlık, sadece yeni öğretmenlerin yetiştirilmesi ve eskilerin meslek içi kurslarla mükemmelleştirilmesi çalışmaları yapmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, çok önemli sosyal inkılâplar yapıldığı için, okul programlarının bunları hazırlayıcı, öğretici, benimsetici olarak düzenlenmesi çok önemli idi. 1926'dan itibaren, toplu öğretimin" de uygulanmasına geçilmiştir. 1930 dan sonra Atatürk inkılâplarının köylere kadar yayılması faaliyetleri içinde köy okullarına da büyük görevler düşüyordu. Ama köylerde ilkokullar açmak ve bu okullara öğretmen yetiştirmek önemini koruyordu. Türkiye bu alanda 20. Yüzyılın başlarından beri kendine has çözüm arayışları içinde idi. Nihayet 1934-35 ten itibaren denenmeye başlayan köy eğitmeni yetiştirme çalışmaları başarılı bulundu ve bu sistemin geliştirilmesi, ilköğretimin kırsal kesime de yayılması yolunda büyük mesafeler alınmasını sağladı. e. Ortaöğretim Alanındaki Faaliyetler Osmanlı Devleti'nin son yıllarında, eğitim reformlarının ana odağını ortaöğretim teşkil etmişti. 1923 yılında toplanan Birinci Heyet-i İlmiye de sultani olan ortaöğretim kurumlarının adı "lise" olarak değiştirildi; ortaokullara bir, ortaokullu liselere iki devreli lise denildi. 1924 yılında bir devreli liselere orta mektep denilmeye başlandı ve ortaöğretim; 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise olarak düzenlendi. Liselerde fen ve edebiyat şubeleri açma sistemi de gene Cumhuriyet in başlarında getirildi. 1926 ve 1927 yıllarında ortaöğretimde yatılı olmayan öğrencilerden ücret alınması durduruldu. Ortaöğretimde karma eğitim kabul edilerek, bu alanda çağdaş zihniyet uygulamaya konuldu. Atatürk inkılâplarını; millet, devlet, demokrasi, cumhuriyet ve eşitlik kavramlarını öğrencilere öğretmek; Cumhuriyetin emanet edileceği yeni gençleri yetiştirmek için Tarih, Coğrafya, Türkçe, Medeni Bilgiler gibi derslerin saatleri yeniden belirlendi, kitapları yeniden yazıldı; harf inkılâbından sonra Arapça ve Farsça dersleri programlardan çıkartıldı. Fen kitapları, çağdaş bilimsel gelişmelere, Avrupa ve Amerika'daki ders kitaplarına göre yeniden yazıldı. f. Öğretmen Yetiştirilme Alanındaki Faaliyetler İlköğretimin bütün ülke çapında yaygınlaştırılması sırasında, köye uygun öğretmenler yetiştirme düşüncesine, ABD'den davet edilen John Dewey de taraftar olunca, 1927-28 yılında iki köy öğretmen okulu kuruldu, ama 4-5 yıl sonra geri kapatıldılar. Ancak laikliğin, cumhuriyetçiliğin, Atatürk İnkılâplarının, medeni kanunun köylülere öğretilmesi, köyün ekonomik hayatının olumlu yönde etkilenebilmek için; kültür, eğitim, sağlık ve tarım konularında bilgili ve becerikli öğretmenler yetiştirilmesi gerekiyordu. 1936 da Eğitmen Kursları, 1937 de de Köy Eğitim Yurtları (Köy Enstitüleri) açıldı. 4

Osmanlı Devleti zamanında kurulan Yüksek Öğretmen Okulu sistemine, Cumhuriyet döneminde de devam edildiği gibi, Musiki Muallim Mektebi ve diğer uzman öğretmenleri yetiştirmek üzere Orta Öğretmen Okulu (Gazi Eğitim Enstitüsü) da kuruldu. g. Mesleki ve Teknik Eğitim Alanındaki Faaliyetler Cumhuriyetin ilk yıllarında, Meslek Okullarını incelemesi ve tavsiyelerde bulunması için; 1925 yılında Dr. A. Kühne, 1926 yılında Prof. Frey, Prof. G. Stiehler, Prof. Dr. Omar Buyse gibi meslek eğitimi uzmanlarını çağırdı. 1927 yılına kadar meslek ve sanat okullarını açmak ve idare etmek, il ve belediye idarelerine aitti. Bu tarihte, okulların program/öğretmen yetiştirme ve araç gereç işlerini Maarif Vekaleti üzerine aldı. Bakanlık, mesleki ve teknik eğitim alanındaki öğretmen ihtiyacını karşılamak için bir yandan Avrupa ya öğrenci gönderirken, bir yandan da mesleki eğitim alanında yabancı uzman ve öğretmen getirildi. h. Yükseköğretim Alanındaki Faaliyetler 20. yüzyılın başında kurulmuş olan Osmanlı üniversitesi (Darülfünun), 1919 yılında özerklik ve karma eğitim gibi iki önemli eğitim ilkesine teorik olarak da olsa, kavuşmuştu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti, ilmi özerkliğine saygı göstermiş, ancak Yüksek Öğretmen Okulu'nun idaresi ve bazı disiplinsizlik olayları üzerine çıkan tartışmalar, Üniversite (Darülfünun) ile hükümetin arasının açılmasına neden olmuştur. 1930'lu yıllarda Üniversite problemi tekrar gündeme geldi; buranın statik bir mektep olduğu, Cumhuriyetin ve Atatürk İnkılâpları nın dinamik yapısına ayak uyduramadığı belirtildi. Hükümet, İsviçre den Prof. Dr. Albert Malche i davet etti (1931). Onun danışmanlığında, 1933 yılında İstanbul Darülfünun ilga edilip yerine İstanbul Üniversitesi adlı bir kurum kurulmuştur. Yeni kuruluşa eski hocaların büyük bir kısmı alınmamış, Nazi Almanya'sından kaçan öğretim üyeleri, bu üniversiteye getirilmiştir. Ankara Hukuk Fakültesi (1925), Yüksek Ziraat Enstitüsü (1930), Siyasal Bilgiler Okulu (1935), Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (1936) gibi yüksekokul ve fakültelerle, Ankara Üniversitesi'nin temelleri atılmış; bir Doğu Üniversitesi (Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgesinde ) kurulması için de, Atatürk ün emriyle araştırmalara başlanmıştı. ı. Halk Eğitimi Alanındaki Faaliyetler Osmanlı Devleti'ndeki yaygın eğitim çalışmalarında, bir zamanlar Ahi-Esnaf Teşkilatı, tekke ve zaviyeler, cami ve mescitler, kütüphaneler önemli bir görev yapıyorlardı. Ama bunların çalışmalarını çağa uydurmakta geç kalınmıştı. Cumhuriyet döneminde bu alanda asıl çalışmalar 1928 deki Harf inkılâbından sonra başladı. Harf inkılâbının hemen arkasından, yurt çapında büyük bir okuma-yazma seferberliği yapıldı. Bu maksatla Millet Mektepleri açıldı. Dünyada o zamana kadarki en geniş mecburi yaygın eğitim, Türkiye'de yapıldı, Buralarda okuma yazma öğrenenler için halk odaları açıldı, çeşitli yayınlar yapıldı. Bunun yanı sıra, Osmanlılardan beri aydınlara yönelik yaygın eğitim çalışmalarını başarıyla yürüten Türk Ocakları, Muallim Birlikleri, Türk Halk Bilgisi Derneği, 19 Şubat 1932 de Halkevlerine dönüştü. Halkevleri, Cumhuriyetin ana ilkelerini ve Atatürk inkılâplarını milletin ruhuna sindirmek, halk arasındaki etnik, kültürel ve sosyal ayrılıkları gidermek, aydın ve halk kültürünü 5

kaynaştırmak için Dil-Tarih ve Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar; Kitaplık ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi adlarını taşıyan dokuz şube halinde başarılı çalışmalar yaptı. i. Azınlık Okulları ve Yabancı Okulların Kontrol Altına Alınması Birinci Dünya Savaşı, Mütareke ve daha sonraki Kurtuluş Savaşı sırasında, Anadolu daki yabancı ve azınlık okullarından pek çoğu kapanmış veya kapatılmışlardı. Sadece Amerikan Okulları Cumhuriyet'e kadar varlıklarını sürdürebilmişlerdi. Ancak Ermeni ve Rum gençlerine ayrılıkçı propaganda yapmaları dolayısıyla bu okullara karşı da sert bir tutum takınılmıştı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun çıkmasından sonra, Türk hükümetleri dini eğitim veren yabancı okullara karşı sert bir mücadele açmışlar, Türkiye'de hiçbir dinin ve mezhebin propagandasına izin vermeyeceklerini belirtmişlerdir. Okullardaki haçları ve Hıristiyanlıkla ilgili tabloları indirmeyen Fransız ve İtalyan okulları kapatılmış, 1928 yılında Bursa Amerikan Koleji'nde iki Müslüman öğrencinin Hıristiyan olması üzerine, bu okul da kapatılmıştır. Türkiye, bütün yabancı ve azınlık okullarının laik okullar olması, Türkiye nin ve Türk milli menfaatlerinin aleyhine propaganda yapmamasını, Türk tarih ve coğrafyası dersleriyle, Türkçe derslerinin Türk öğretmenler tarafından verilmesini istiyordu. Gene bitirme sınavlarının elçiliklerde yapılması geleneği kaldırıldı. Türkiye, azınlık ve yabancı okullarını Cumhuriyetin ilk beş altı yılında tam kontrole aldı ve daha sonra da aynı titiz politikasını sürdürdü. 2. Kültür İnkılâbı a. Harf İnkılâbı Türkiye de Arap harflerine dayalı yazının değiştirilmesi veya ıslah edilmesi şeklindeki teklifler ve tartışmalar, 19. yüzyılın ortalarından beri sürmekte idi. II. Meşrutiyet yıllarında bu tartışmalar iyice hızlanmış, 1922 yılında Azerbaycan da, birkaç yıl sonra Özbekistan da Latin harflerine dayalı bir yazının kabul edilmesi, Cumhuriyet Türkiye sindeki tartışmaları Latin harflerini kabul etmeli mi? düzeyine getirmişti. 1926 dan beri yeni harfler üzerinde araştırma yapan Dil Encümeni, Latin harflerini kullanan birçok alfabeyi inceleyerek, bir "Elifba Raporu" hazırladı. Bu rapor üzerine Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1928 akşamı Gülhane Parkı nda harf inkılâbını millete duyurdu. Bu nutkun hemen arkasından da Türk milletinin bütün fertlerine bu harflerle okumayazmanın öğretilmesi emrini verdi. Önce Dolmabahçe Sarayı'nda başlayan dersler; kısa zamanda dalga dalga bütün Türkiye'yi sardı. Millet Mektepleri ile bu okuma-yazma hareketi genişlerken, gazeteler sayfalarının çoğunu yeni harflerle basmaya başladılar; devlet dairelerinde yeni harfler kullanılmaya, dilekçeler yeni harflerle verilmeye başlandı. Bu inkılâp, millete iyice mal olduktan sonra, 1 Kasım 1928 de Atatürk ün veciz konuşma ve teşvikleriyle bir kanun tasarısı haline geldi. Bu kanun 3 Kasım 1928 de yürürlüğe girdi. b. Türk Tarih İnkılâbı Osmanlı sisteminde, iki tarih anlayışı vardı: Okullarda Osmanlı Tarihi, medreselerde ise İslam Tarihi okutuluyordu. 6

1929 dan sonra, Atatürk ün kitaplığına tarihe ait birçok kitap alınmış; bu kitaplar kendisi ve yakın arkadaşları tarafından incelenmiş, Türk Tarih Heyeti adlı bir komisyon kurulmuş, bu yoğun çalışmalardan Türk Tarihinin Ana Hatları adlı eser ve okullarda ders kitabı olarak okutulacak dört ciltlik bir Tarih çıkmıştır. Türk milletinin tarihteki köklerini, Türklerin dünya medeniyetine kazandırdığı unsurları ortaya çıkartıcı çalışmalar yapmak amacıyla 12 Nisan 1931 tarihinde, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kurulmuştur (bu kuruluş, 1935 yılında Türk Tarih Kurumu adını almıştır). Bu kurum tarafından ortaya konan Türk Tarih görüşüne göre, Türk milleti, uygarlığın ve insanlığın beşiği olan Orta Asya'dan çıkmış beyaz ve ari insanlardır. Türk milleti, dünyadaki pek Çok medeniyetin kurulup gelişmesini olumlu yönde etkilemiş ve birçok katkıda bulunmuştur. Türk Tarih Kurumu'nun çalışmaları, 9 Ocak 1936 da kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi vasıtasıyla da dil, coğrafya, arkeoloji, etnoloji, antropoloji, Anadolu medeniyetleri gibi birçok alandaki ilmi araştırma ve öğretimle de desteklenmeye başlanmıştır. c. Türk Dil İnkılâbı Cumhuriyet döneminin başında, sadece bir Dil Heyeti, dil sahasındaki çalışmaları sürdürmüştü. 1928 yılında yapılan yazı inkılâbı, 1929 yılında okul programlarından Arapça ve Farsça derslerinin çıkarılması, Birinci Türk Tarih Kurultayı'nda (2 Temmuz 1932), Türk Tarihi araştırmalarının Türk Dili araştırmalarıyla desteklenmesi istekleri üzerine; Atatürk, "Dil işlerini düşünecek zaman gelmiştir" diyerek, kendi himayeleri altında Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurmuştur (1932'de). Milli benlik, ancak bu kurumların çalışmalarından çıkan bilgi ve görüşlere göre olacaktı. 1932 yılında Türk yazı dilindeki yabancı kelimelerin atılması, aydın dili ile halk dilinin, konuşma dili ile yazı dilinin birleştirilmesi, halk ağzından derlemeler, kitaplardan taramalar yapılması kararlaştırıldı. Hutbelerin Türkçe okunması, soyadı olarak Türkçe kelimelerin seçilmesinin teşviki, 1936 yılında geliştirilen Güneş-Dil Teorisi, bu sahadaki önemli çalışmalar arasında sayılabilir. Ne mutlu Türküm diyene sözünün sahibi Atatürk, dil konusundaki hasiyetini şöyle gösteriyordu: "Türk demek, dil demektir. Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir. Türk milletindenim diyen insanlar, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına, camiasına mensubiyetini iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz. d. Güzel Sanatlar İnkılâbı d.1. Müzik: Atatürk, 1925 te Dârülelhan (Nağmelerin Evi) da, 1928 de de radyoda ve diğer bütün eğlence yerlerinde doğu müziği çalınması yasaklanmıştır. Türk müziğini, batılı müzik ölçü ve aletleriyle geliştirmek ve öğretmek için 1924 yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi kurulmuş, 1930 dan sonra İstanbul Belediyesi Konservatuarı ıslah edilmiş, 1935 te Ankara'da Milli Musiki ve Temsil Akademisi (Konservatuar) kurulmuştur. d.2. Tiyatro: Atatürk, tiyatro oyuncularına her zaman saygı göstermiş ve "Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfedenleri sevelim" demiştir. Bu arada, gene batılı uzmanların 7

yardımlarıyla Tiyatro Meslek Okulu açılmış, orkestralar kurulmuş, operacılar yetiştirilmiş, opera binası açılmış, tiyatro alanında büyük gelişmeler sağlanmıştır. d.3. Resim, Heykel, Süsleme: Resim ve heykel uzun yüzyıllar İslam dininin ana yasakları içinde yer almış; ancak 19. yüzyılda bazı ressamlarımız yetişmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde Maarif Vekaleti bünyesinde kurulan Sanayi-i Nefise Müdürlüğü bu tür çalışmaları organize etmiş, yurdun çeşitli yerlerine Atatürk'ün heykelleri başta olmak üzere anlamlı heykeller dikilmiş. Akademide süsleme sanatlarıyla ilgili bölümler açılmış, Devlet, güzel resimler satın almaya başlamış ve 1937 de bizzat Atatürk'ün emriyle bir Resim ve Heykel Müzesi açılmıştır. 8