KASTAMONU ÜNĠVERSĠTESĠ -HANEFÎLĠK-MÂTURÎDÎLĠK-

Benzer belgeler
KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

HASAN BASRĠ ÇANTAY IN EHL-Ġ SÜNNET/HANEFĠLĠK-MATURĠDĠLĠK VURGUSU(NUN GEREKÇELERĠ VE TEMELLERĠ)

MEZHEPLER TARİHİNE GİRİŞ Prof. Dr. Sönmez Kutlu Dem, 1. Baskı, Ġstanbul, 2008, 204 s.

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

- kalp ile tasdikte. Abstract

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Ekmelüddin Bâbertî Sempozyumu (28-30 Mayıs 2010 Bayburt)

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

EBÛ HANÎFE NİN KADER, İNSAN FİİLLERİ ve BÜYÜK GÜNAH HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

Kur ân Araştırmaları Vakfı

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

2006 DİYARBAKIR TOPLANTISI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hasan KURT İletişim Bilgileri Adres. Doçentlik Kelam Bilim Dalı YÖK, Üniversiteler Arası Kurul 2009

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

imam MATüRİDİ VE MATÜRİDİLİK BÜYÜK TÜRK BiLGİNİ Mayıs 2009 İstanbul Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Yrd.Doç. Dr. Kıyasettin KOÇOĞLU

KİŞİSEL BİLGİLER. Metin ÖZDEMİR. Prof. Dr. Kelam ve Mezhepler Tarihi.

İslâm akaidinde ehl-i sünnet imamıdır. Ebu Mansur el-mâturidinin akaiddeki mezhebine mensub olanların meydana getirdiği topluluğa Matüridiyye denilir.

Mutezile Fırkası nın mahiyetini ortaya koyan, tarif eden ve onların olmazsa-olmaz beş temel prensibi vardır.bu prensipler şunlardır:

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZGEÇMİŞ. Derece Okul adı Yıl. İlkokul Misak-ı Millî İlkokulu 1985 Lise İskilip İmam Hatip Lisesi 1991

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Mâtürîdîler ile Eş arîler Arasındaki Görüş Ayrılıkları Emrullah Yüksel İstanbul, Düşün Yayıncılık, 1, 1 sayfa.

KİŞİSEL BİLGİLER. İlyas CANİKLİ. Yrd. Doç. Dr. Temel İslam Bilimleri

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

ТЕОЛОГИЯ ФАКУЛЬТЕТИНИН ИЛИМИЙ ЖУРНАЛЫ

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Kitap Tanıtımı İslam Düşüncesinin İki Kurucu Önderi: İmam Ebu Hanife ve Vasıl b. Ata Prof. Dr. Abdulhamit SİNANOĞLU

KÂDI ABDULCEBBAR B. AHMED'İN İNSAN FİİLLERİNİN YARATILMASI VE EŞ ÂRÎ NİN KESB GÖRÜŞÜNÜ ELEŞTİRMESİ

Veysel KASAR* Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Yıl: 10, Sayı: 13, Ocak-Haziran 2004

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Sosyal Bilimler Enstitüsü

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

Yrd. Doç. Dr. Sabri YILMAZ

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

8.SINIF 4.ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR

9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

KELAM IN DOĞUŞU, GELİŞİMİ VE İSLAM BİLİMLERİ İÇİNDEKİ YERİ 1-Doğuşu, Tanımı ve Din Bilimleri İçindeki Yeri Kelam terim olarak, kelime, akıl ve delil

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Tarihsel Süreçte Eş arîlik-mâtürîdîlik İlişkisi Mehmet Kalaycı Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2013, 384 sayfa.

HİZMETE ÖZEL. T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ANADOLU NUN ĠSLAMLAġMA SÜRECĠNDE DÂRU L-HADĠSLER Eylül 2012 ÇANKIRI / TÜRKĠYE

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

Dersin Adı: İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I (İLAHİYAT) Öğretim Üyesi: PROF. DR. HASAN ONAT

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi ISSN Cilt: 6 Sayı: 1 BAHAR 2013

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KASTAMONU ÜNĠVERSĠTESĠ -HANEFÎLĠK-MÂTURÎDÎLĠK-

Kelam İlminin Dog us u ve Ebû Hanîfe nin Ehl-i Sünnet Geleneg indeki ve Es arîlik teki Yeri

KASTAMONU ÜNĠVERSĠTESĠ -HANEFÎLĠK-MÂTURÎDÎLĠK-

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İLETİŞİM BİLGİLERİ EĞİTİM BİLGİLERİ AKADEMİK GÖREVLER

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

TC SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

Mezhepler Tarihi Literatüründe Öteki Algısı: Mürcie Örneği

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

İmam Şafii nin Vefat Ederken. Üzerinde Bulunduğu İ tikad.

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

EŞ ARİ NİN ALLAH IN VARLIĞI VE SIFATLARI HAKKINDA KULLANDIĞI BAZI ARGÜMANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ. Doç. Dr. Halife KESKİN*

TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

el-mesâilü l-müşterake beyne Usûli d-din ve Usûli l-fıkh Muhammed el-arûsî Abdülkâdir Mektebetü r-rüşd, t.y., 349 sayfa.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV)

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ THE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ IMAM REVIEW OF THE FACULTY OF THEOLOGY

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Transkript:

KASTAMONU ÜNĠVERSĠTESĠ IV. ULUSLARARASI ġeyh ġa BÂN-I VELÎ SEMPOZYUMU -HANEFÎLĠK-MÂTURÎDÎLĠK- 05-07 MAYIS 2017 CĠLT 1

Kastamonu Üniversitesi IV. Uluslararası ġeyh ġa bân-ı Velî Sempozyumu -Hanefîlik-Mâturîdîlik- EDĠTÖRLER Yrd. Doç. Dr. Cengiz ÇUHADAR Yrd. Doç. Dr. Mustafa AYKAÇ ArĢ. Gör. Yusuf KOÇAK (Kastamonu Üniversitesi, Türkiye) ISBN: 978-605-4697-06-9 (Tk) 978-605-4697-07-6 (1.c) Aralık 2017, Kastamonu Baskı: Kastamonu Üniversitesi Matbaası Eserde yayımlanan bildiri metinlerinde ileri sürülen görüģlerin ilmî ve hukuki sorumluluğu bildiri sahiplerine aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Her hakkı saklıdır. III

Kastamonu Üniversitesi EBU HANĠFENĠN SÜNNÎ ĠSLAM KELÂMININ OLUġUMUNA ETKĠSĠ Abu Hanıfah Effect on The Formatıon of The Sunny Islamıc Theology Mustafa GÖREGEN 1 Özet Ebû Hanife yaģadığı dönem itibariyle Ġslam kelâmının oluģum sürecine Ģahitlik etmiģtir. Havaric, Cehmiyye, Kaderiyye, MüĢebbihe, Mürcie ve Mutezile gibi itikadi mezheplerin teģekkül ettiği bir dönemde itikada yönelik konularda ortaya koyduğu görüģleri ile Sünnî Ġslam kelâmının teģekkülüne zemin hazırlamıģtır. Rasyonel bilgilere önem veren, inanç konularında bu bilgileri kullanıp naslara bu çerçevede bakan Ġslâm ın erken devirdeki yenilikçi düģünürlerin baģında gelen Ebû Hanife, naklin yanında aklı ihmal etmemiģ, itikadî meseleleri açıklamak için aklî kıyaslar yapmıģ, düģüncesini Kur an, sahih hadisler ve ashabın ileri gelenlerinin anlayıģları ile oluģturmuģtur. Kendisinden sonra özellikle Mu tezîle ve bid at ehli diğer fırkaların itikâdî sahadaki faaliyetleri üzerine, Ehl-i Sünnetin, Ġmam Âzam ve ondan öncekiler tarafından konulan esasları geliģtirdiği görülmektedir. O nun özellikle Sünnî kelam ekollerinden Mâturîdiyye ye Ģekil verdiği, Ebû Mansûr el-mâturîdî nin fıkhi ve itikadi görüģlerinde Ebû Hanîfe ye dayandığı ve sistemini onun görüģleri üzerine kurduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Ebû Hanife, Sünnî Ġslam kelâmı, Erken dönem. Abstrac Abu Hanifa witnessed the process of the formation of Islamic theology as regards his era. He prepared the grounds for the formation of the Sunni Islamic theology with his views on issues related to the belief (itiqad) at a time when Islamic sects such as Khawarij, Jahmiyya, Qadariyya, Mushabbiha, Murji a and Mutazila were formed. Abu Hanifa, who gives importance to rational knowledge and uses this knowledge in his beliefs, and who is at the forefront of innovative early thinkers of Islam, who regard the religious texts from that point of view, made rational comparisons in order to explain issues around the belief system by deeming reason (aql) a reference besides the Qur an and the Prophetic sunnah (naql, lit. the transmission). He composed his thought structure from the Qur'an, the authentic hadiths and opinions of the prominent companions. It is seen that after it, especially Mu'tazila and other heretic groups have developed the principles laid down by the Ahl al-sunnah, Abu Hanifa and the previous generation on the activities with regard to the belief. It is seen that he especially founded the Maturidiyya from the Sunni schools of the wisdom, Abu Mansur al- Maturidi based on Abu Hanifa in his views on the Islamic jurisprudence (fiqh) and belief (itiqad), and established his system based on his views Key words: Abu Hanıfa, Sunny Islamıc Theology, early period. GiriĢ YaĢadığı dönemden günümüze dek tüm Ġslam dünyasında büyük etkisi olan Ġmam-ı Azam Ebu Hanife (80-150/699-767) Abdulmelik b. Mervan ın halifelik döneminde Kûfe de dünyaya gelmiģtir. Küçük denecek yaģta Kur an ı hıfzederek baģladığı ilim yolculuğuna sarf, nahiv, edebiyat gibi dil bilimlerinin yanı sıra akaid ve cedel ilimlerini tahsil ederek devam etmiģtir. Ebu Hanife, Ebu Amr eģ-ġa bî nin teģvik ve tavsiyesi üzerine bütün varlığıyla ilme 1 Yrd. Doç. Dr., Karabük Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi; m.goregen64@hotmail.com 27

IV. ġeyh ġa'ban-ı Velî Sempozyumu (Hanefîlik-Mâturîdîlik) sarılmıģ ve ilim halkalarına devam etmiģtir. Hür düģünceye ve akla geniģ ölçüde yer vermesinin yanında güçlü mantığı ve hazır cevaplılığı sayesinde birçok ilimde kısa sürede kendisini kabul ettirmiģ, münazara ortamlarının vazgeçilmez kiģisi haline gelmiģtir. Onun en çok dikkat çeken özelliklerinden biri, hür düģünceye ve akla geniģ ölçüde yer vermesinin yanında nassa bağlılığı tartıģılmaz bir gerçektir. O nun düģünce sisteminde akıl önemli bir yere sahiptir. Ancak akıl, bilginin kendisi değil, bilgiyi oluģturucu güçtür. Allah ın ayetlerinin anlamlandırıcısı yani Allah ın ayetlerini anlama aracıdır. Ġtikada yönelik ortaya koyduğu görüģlerini ise, ayet, hadis ve sahabe uygulamalarından getirdiği delillerle desteklemiģtir. O na yöneltilen eleģtirilere bakıldığında onun rasyonel bilgilere önem veren, inanç konularında bu bilgileri kullanıp naslara bu çerçevede bakan, Ġslâm ın erken devirdeki yenilikçi düģünürlerinin baģında geldiğini göstermektedir. Hayatı boyunca gerek Emevi ve gerekse Abbasi yönetimlerine karģı hep mesâfeli durarak verilen görevleri kabul etmemiģ, ders verip öğrenci yetiģtirmeye gayret etmiģtir. Ancak her iki yönetim tarafından eziyet ve iģkence görmekten kurtulamamıģ, 150/767 tarihinde Bağdat ta vefat etmiģtir. Ġslam dünyasının her tarafına yayılmıģ müntesipleriyle tarihten günümüze dek her dönemde kendinden söz ettiren Ġmam-ı Âzam Ebû Hanife, ortaya koyduğu fikir ve görüģleriyle Ġslam düģünce tarihinin itikâd, ahlak ve hukuk alanında çok önemli katkıları olmuģtur. I- Ebu Hanife nin Kelâmcılık yönü Ebû Hanife, ailesinden gelen ticari temayülüne rağmen tercihini ilimden yana kullanarak dikkatini sahâbilerin eserlerine çevirmiģ, aklî ve ilmî çalıģmalara yönelmiģtir. (Ebû Zehra:1978, 208) Ebu Hanife yi keģfedip ilim hayatına teģvik eden Ebû Amr eģ-ġa bi dir. DüĢünce dünyasının oluģumunda ise en önemli kiģi uzunca bir süre öğrenciliğini yaptığı Hammad b. Ebû Süleyman dır. Ayrıca Ġbrahim en-nehaî, Mesruk b. Ecda, Kadı ġüreyh Esved b. Yezid ve Alkame b. Kays ders aldığı hocalardan bazılarıdır. (Yavuz: 1994, 131) Yine o nun yetiģmesinde Ehl-i Beyt ten Zeyd b. Ali, Muhammed el-bakır, Ca fer es-sadık, tabiine mensup Hasan el-basri, Atâ b. Ebû Rebah ve Said b. Müseyyeb gibi birçok alimin de önemli etkisi olmuģtur. (Çelebi: 2005, 186) Ebû Hanife Ebû Amr eģ-ġa bi nin tavsiyesiyle çevresindeki ilim halkalarına katılmaya baģlamıģtır. Orada akaid usullerinin müzakere edildiği halkalar, çeģitli grupların katıldığı kelam tartıģmaları, hadis rivayet ve müzakerelerinden oluģan hadis halkaları, kitap ve sünnetten hüküm çıkarma usulünü içeren fıkıh halkaları mevcuttu. (Ebû Zehra: 2005, 32) Ġlim hayatının ilk yıllarında bu halkalara dahil olduğu, kelamla meģgul olduğu birçok alim tarafından kabul edilen bir gerçektir. (Çelebi: 2005, 186) Ancak bu meģguliyetini hayatının sonuna dek sürdürüp sürdürmemesi hususunda farklı görüģler vardır. Ebû Hanife Züfer b. El- Huzeyl in (ö. 158/775) rivayetine göre kelâm ilminde önemli bir mesâfe kat ettikten sonra muhatap olduğu sorular karģısında sahip olduğu bilgilerin gerektiği kadar kendisini tatmin etmediğinden daha faydalı olacağına inandığı fıkıh ilmine yöneldiği, (Bezzazî: 1981, 136) ve hatta kelâm ilmiyle uğraģmamalarını yakın çevresindekilere telkin ettiği ifade edilmektedir. (el-mekkî: 1981, 54) Menâkıbu Ebî Hanife kitaplarında geçen rivayetlere bakılırsa O, hayatının belli bir döneminden sonra kelâm ilmiyle meģgul olmayı pek faydalı görmeyerek fıkıh ilmine yoğunlaģtığı Ģeklindedir. Ancak yukarıda verilen bilgiler Ebû Hanife ye isnat edilen eserlerin içeriğinde yer alan bilgilerle pek örtüģmemektedir. Risalelerinde ilmin ve alimin en faziletlisinin Allah ın zât ve sıfatları ile meģgul olan ve bu hususlarda inkarcıların Ģüphelerini gidermeyi amaç edinen fıkh-ı ekber olduğu belirtilir. Ebû Hanîfe nin kelamcılık yönü ona isnat edilen eserlerin muhtevalarından hareketle de kabul gören bir gerçektir. Her ne kadar ona isnat edilen eserlerin otantikliği ve ona aidiyeti 28

Kastamonu Üniversitesi hususunda farklı görüģler olsa da bu konuda bize yeterli bilgi vermektedir. (Çelebi:2005, 188-195) Ona isnat edilen eserlerden bazıları Ģunlardır: el-fıkhu l-ekber: Akaid konularını içerir; bir nevi Ehl-i sünnet akaidinin ana hatlarının ortaya konulduğu bir eser mahiyetindedir. el-fıkhu l-ebsat: Oğlu Hammad ile talebeleri Ebû Yusuf ve Ebû Mutî el-belhî tarafından rivayet edilen akaid içerikli bir eserdir. el-âlim ve l-müteallim: Akaid konularını soru cevap Ģeklinde ele alan bir eserdir. Öğrencisi Ebû Mukatil es-semerkandî nin (ö. 208/823) soruları ve bunlara verdiği cevaplardan oluģmaktadır. er-risâle: Akaid konularında kendisine yöneltilen bazı itham ve iddialara cevap niteliğinde Basra kadısı Osman el-bettî (ö. 143/760)ye hitaben yazdığı bir eserdir. el-vasiyye: Muhteva bakımından akaid konularını inceleyen bir eserdir. Dostlarına ve öğrencilerine vasiyyeti olup Ebû Mukatil Hafs b. Selm es-semerkandî (ö. 182/798) tarafından rivayet edilmiģtir. (Çelebi: 2003, 195) Ebû Hanifeye isnad edilen yukarıdaki risalelerden hareketle, onun kelamla iģtigal ettiği ve erken dönemden itibaren yazılı literatürde yer aldığı birçok alim tarafından teyid edilen bir gerçektir. Ayrıca Ebû Hanife nin kelâm ilmi açısından önemi kendisinden sonra gelen birçok alim tarafından da vurgulanmıģtır. Ġmam ġafii (ö.204/820) insanların kelâm ilminde Ebû Hanife ye muhtaçtırlar derken, (Ġbn Hallikan: 1978, 5/255) Abdulkahir el Bağdâdî (429/1037) fukaha nın ilk mütekellim ve mezhep kurucularının Ebû Hanife ve ġafiî olduklarını beyan etmiģtir. (el-bağdâdî: ts., 363) Dolayısıyla Ebû Hanife Ehl-i sünnet kelamcılarının ilklerindendir. Hariciler ve Kadederiyye ye karģı Ehl-i sünnetin görüģlerini savunma amacıyla birçok münazara ortamlarına katılmıģ ve bu amaçla seyahatlerde bulunmuģtur. (Beyazîzade:1949, 19) O, hayatının ilk dönemlerinde olduğu gibi son dönemlerinde de bu yönüyle kelam ilmiyle ilgilenmiģtir. Onun fıkıhçılığının ön plana çıkarılması itikâdî konularla ilgilenmediği anlamına gelmemekte, (Çelebi: 2003, 187) bilakis sahip olduğu metod, usul ve itikadî görüģleriyle bu alanda iz bırakan öncü bir kiģiliktir. II- Sünnî Ġslam kelâmına etkisi Ebu Hanife, Ġslam ın zuhurundan yaklaģık bir asır sonra Havaric, Cehmiyye, Kaderiyye, Mutezile, MüĢebbihe ve Mürcie gibi itikadî mezheplerin oluģum sürecine Ģahitlik etmiģ, itikadî alanda oluģan bilgi, fikir ve düģünceleri yeterli görmemiģ, bu konudaki eksikliği gidermek için Kur an ve sünnetin ortaya koyduğu temel prensipleri sistemli bir hale getirerek Ehl-i sünnet kelâmının oluģmasına zemin hazırlamıģtır. Ebû Hanîfe naklin yanında aklı ihmal etmemiģ, itikadî meseleleri açıklamak için aklî kıyaslar yapmıģ, düģüncesini Kur an, sahih hadisler ve ashabın ileri gelenlerinin anlayıģları ile Ģekillendirdiği için sahabi çizgisinin dıģına çıkmamıģ, dolayısıyla yabancı kültür ve anlayıģların tesirinden uzak kalmıģtır. Kelâmda bilgi vasıtaları arasında yer alan akıl ve vahiy üzerinde durarak her bilgi vasıtasını kendi bağlamında değerlendirmiģtir. Erken dönemden itibaren Ġslam kelâmında ma rifetullah, Ġlahi olanla mı bilinir, yoksa insani olanla mı (vahiyakıl), yahut ilahî eylemin mi yoksa insanî eylemin mi sonucudur? Vahiyde sabiteler ve değiģkenler var mıdır? Eğer varsa bu değiģkenlerde insan aklının rolü ve sınırı nereye kadardır? gibi sorular tartıģma konusu olmaya devam etmiģtir. (AltıntaĢ:2003,241) Ma rifetullah konusunda akıl yürütmenin zorunluluğuna iģaret eden Ebû Hanife, eğer Allah insanlara peygamber göndermeseydi, insanların O nu akıllarıyla bilmeleri vacip olur, peygamber gelinceye kadar sorumlu tutulmazlardı. Yaratıcıyı bilmemekte kimse mazur olamaz. Dolayısıyla insan kendisini ve kâinatı kimin yarattığını sezebilir. (Beyazîzade:1996,79) Ma rifet konusundaki bu görüģünden anlaģılıyor ki O, beģ duyuyu bilgi kaynağı olarak kabul ederek Allah ın varlığına ulaģma da tecrübe yönteminin verilerini dikkate aldığını görmekteyiz. Onu takip eden birçok Ehl-i sünnet alimi Akıl, Allah ın hüccetlerinden biridir, Ģeriat gelmeden de onunla istidlal vaciptir prensibini 29

IV. ġeyh ġa'ban-ı Velî Sempozyumu (Hanefîlik-Mâturîdîlik) benimsemiģlerdir. Öyle ki, Matüridiyye aklın iyilik ve kötülüğe hükmedebileceğini, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilmenin bir aracı olduğunu belirtmiģtir. (Özen:2003, 118) Muhataplarıyla yaptığı teolojik tartıģmalarda Allah ın varlığını ispatlama konusunda Kur an da iģaret edilen aklî delilleri (ihtira-inayet) kullanarak âlemin lâ min Ģey den yani her bakımdan yokluktan yaratıldığını söyleyerek Allah a Ģey iyyet izâfe ederek bir manada harici mevcudiyeti bulunduğunu belirtmiģtir. (Yavuz:1994, 142) Dönemin teolojik konularından Allah ın sıfatları hususunda yapılan tartıģmalarda Mu tezile, Allah ın sıfatları mevcuttur, fakat bu sıfatlar onun zâtı üzerine zâid anlamlar, yani zatından ayrı düģünülebilen Ģeyler olmayıp zâtında mündemiçtir. Yani Allah için alîm, semî, basîr dir denilebildiği halde O, ilim, semi, basar sıfatına sahiptir denilemez demektedir. Allah ın sıfatları da zâtı gibi kadîm olacağından ikinci anlayıģa göre birden fazla kadîm kabul edilmiģ olur ki, bu da tevhid prensibine uygun düģmez. Yine Mutezile ye göre fiili sıfatlar hâdis olup, ezeli sıfatlar değildir. (Çağatay:1976, 168) Sıfatlar konusunda ilk defa zât sıfat ayrımı yaparak ilahi sıfatları zâtî, fiilî kısımlarına ayırıp hepsinin kadim olduğunu savunan Ebû Hanife Mu tezile ve Cehmiyye nin sıfat anlayıģına karģı çıkmıģtır. Ebû Hanife nin halku l Kur an konusundaki görüģleri Ehl-i sünnet kelamcıları tarafından yapılan lafzî ve nefsî kelâm ayırımına zemin hazırlamıģtır. O, Cehmiyye ve HaĢviyye arasında mu tedil bir görüģü savunmuģtur. Cehmiyye ye göre Kur an yaratılmıģtır, akıl ve nakil böyle olduğunu göstermektedir. HaĢviyye ise, tam aksine ilahi sıfatları ispat edip Kur an ın bütün yönleriyle ezeli olduğunu iddia etmiģlerdir. Ebû Hanife ise, Kur an n okunması ve yazılmasının mahluk, bizzat Kur an ın kendisinin kadim olduğunu ifade etmektedir. (Öz: 1981, 67-68) Kulun kendi iradesiyle fiillerini yapıp yapmama konusunda kulun kendi iradesiyle fiil yapma gücüne sahip olduğunu kabul eden Ebû Hanife, insan için bir kudret ve irade hürriyeti tanımayan Cebriyye yi reddetmiģ, insanın kendi iradesiyle mü min iken kâfir, kâfir iken mü min olabileceğini söyleyerek cebir anlayıģından uzaklaģmıģtır. O na göre, imanda küfürde kulların fiilleridir. Halk ve kesb ayrımından hareketle kulların fiillerini yaratan Allah tır, kul ise fiil yapmayı diler ve onu icra eder. Mu tezile ve kaderiyye nin kul fiillerinin halikıdır, bunların Allah ın yaratmasıyla herhangi bir ilgisi yoktur Ģeklindeki görüģlerini reddetmiģtir. Ebû Hanife nin halk-kesb ayrımı kendisinden sonra, baģta Maturidiler olmak üzere Sünnî Ġslam çizgisinde olan kelâmcılar tarafından geliģtirilerek sistemleģtirilmiģtir. (Matüridi: 1970, 128; Topaloğlu: tsz,124) Ġmanın tasdiki konusunda marifeti yeterli gören Cehmiyye yi, öte yandan sadece ikrarı kâfi gören diğer görüģleri reddeden Ebû Hanife, amelin imandan ayrı olduğunu, dolayısıyla artıp eksilmeyeceğini belirterek de Havâric ve Mu tezile den farklı düģündüğünü ortaya koymuģtur. Mutezilenin zuhurundan yaklaģık iki asır sonra iman konularını akıl yoluyla te yid etme ihtiyacı hisseden Ġbn Küllâb el-basri Ö.240/854), Hâris b. Esed el- Muhasibî (243/857) gibi selefiyye alimleri, kendi dönemlerine kadar oluģan selefî anlayıģı aklın hüccet ve burhanlarıyla te yid etme yoluna gitmiģlerdir. Bu dönemden sonra Ehl-i sünnetin görüģleri Ebû l Hasan el-eģârî (ö.324/936) ve Ebû Mansur el-maturîdî tarafından sistemleģtirilerek, daha sonra sünni Ġslam kelâmının EĢ arilik ve Mâturîdîlik diye iki kolunu oluģturmuģtur. (Kılavuz:2004, 405-406; Topaloğlu: 22-23) Ebû Mansur el Maturîdî nin itikada yönelik sahip olduğu görüģleri ve takip ettiği sistem, hocalar silsilesiyle Ebû Hanife ye kadar uzanmaktadır. Sırasıyla, Ebû Hanife (ö.150/767), Muhammed eģ-ġeybanî (189-804), Ebû Bekr Ahmed b. Ġshâk el-cuzcânî (3.asrın ortaları), Ebû NasrAhmed b. Abbas el-hüseyin el-iyazî (4.asrın baģları), ile Ebû Mansur el- Maturîdî (Ö.333/944)ye kadar uzanır. (Özen: 2003, 146) Öte yandan yetiģtirmiģ olduğu öğrencilerle de hem fıkıh alanında hem de itikadi geleneğin teģekkülüne katkıda bulunmuģtur. Ebû Cafer et-tahavi (ö.321/933) Ebû Hanife nin itikada yönelik görüģlerini selef anlayıģıyla ele alırken, Matürîdî kelâm disiplini çerçevesinde sistemleģtirip yaymıģtır. Akaid konularını izah noktasında Ebû Hanife den yaptığı alıntılarla görüģlerini zenginleģtirmiģtir. 30

Kastamonu Üniversitesi (Fığlalı: 1990, 76) Te vilat isimli eserinde Ebû Hanife nin metot ve görüģlerinin daha sistemli bir hale getirerek, nassların anlaģılması hususunda bir nevi kurallar koyarak dinde aklın tutarlı bir biçimde kullanılıģını gösteren bir yöntem sunmaktadır. (Kutlu: 2003, 287) Ebû Hanife nin yolunu takip eden Ehl-i sünnet alimlerinden Muhammed el- Pezdevi (ö.493/1100) ile Buharalı Nureddin es-sabûnî de yazdıkları eserlerinde itikadî konularda yer yer ona atıfta bulunarak (es-sabuni: (tsz.), 149, 175, 179,181) ondan övgüyle bahsetmiģlerdir. Öte yandan Ebü l Muin en_nesefî (508/1115), Semerkand alimlerinin de birçoğunun Ebû Hanife nin itikâdî görüģlerini benimsediğini belirtir. (En-Nesefi: (1993), 53) Yine Ebû Hanife nin günah iģleyenlerin mü min olduğuna dair beyan ettiği görüģleri Selefiyye de dahil olmak üzere bütün sünnî kelam ekolleri tarafından benimsenerek Ehl-i sünnetin ortak görüģü haline gelmiģtir. (Yavuz: 1994,140) Erken dönemden itibaren itikâda yönelik tartıģma konusu yapılan temel problemlerle ilgili Ebû Hanife nin yolunu takip eden özellikle Matürîdî mütekellimler akılla nakil arasında sağlam bir denge kurarak dinin hakikatını anlayabilmek için akla güvenmenin zaruretine inanmıģ ve dine muhalif olmayan hususlarda aklın hükmünü esas kabul etmiģlerdir. Çünkü onun düģünce sisteminde akıl ve vahiy, bir müslüman düģünürde olması gereken temel denge unsurudur. O nun ortaya koymuģ olduğu bu metot ve görüģlerden, kendisinden sonra oluģan baģta Mâtüridiyye olmak üzere bütün Sünnî kelâm ekolleri ciddi anlamda etkilenmiģlerdir. Sonuç Ebû Hanife den sonra, özellikle Mu tezîle ve bid at ehli diğer fırkaların itikâdî sahadaki faaliyetleri üzerine, Ehl-i Sünnet alimlerinin, Ġmam-ı Âzam ve ondan öncekiler tarafından konulan esasları geliģtirdiği görülmektedir. Ebû Hanîfe nin itikadî konularda ortaya koymuģ olduğu görüģlerinin daha sonra oluģan Sünnî kelam ekollerinden özellikle Mâturîdiyye ye Ģekil verdiği bilinmektedir. Ebû Hanife nin itikada yönelik temel konulardan irade hürriyeti, insanın özgürlüğü, kader, insanın fiilleri, büyük günah ve birçok konuda sünnî kelamın iki önemli temsilcisi Matürîdî, EĢ arî ve onları takip eden kelâmcıları etkilemiģ, ve onlar tarafından sistematik bir yapıya kavuģturulmuģ, ve günümüze kadar gelmiģtir. Ehl-i sünnet alimlerinden Ebû Mansûr el-mâturîdî nin fıkhi ve itikadi görüģlerinde Ebû Hanîfe ye dayandığı ve sistemini onun görüģleri üzerine kurduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Ġnanç konularına yaklaģım yöntemi açısından ve kapsam yönünden Ebû Hanîfe den yararlanan Mâturîdî ondan yer yer iktibaslar yapmıģ ve görüģlerine dayanak kabul etmiģtir. Öyle ki, Maturidi Te vilat ında Ebû Hanife nin metodunu ve görüģlerini daha sistemli hale getirerek, dinde aklın tutarlı bir biçimde kullanılıģını gösteren bir usul sunmuģ, onu takip eden alimler tarafından bu usul ve muhteva günümüze kadar taģınmıģ ve Mâturîdîyye adıyla meģhur olmuģtur. Ebû Hanife akaidin temel konularında mutedil bir itikadî sistemin bir nevi temellerini oluģturarak Sünnî Ġslam kelâmının teģekkülüne öncülük etmiģtir. Kaynakça AltıntaĢ, R., (2003) Ebû Hanife nin Akıl-Vahiy AnlayıĢı Ġmâm-ı Âzam Ebû Hanife ve DüĢünce Sistemi Sempozyumu (Sempozyum Bildirileri II) Bursa: Kurav Yayınları. El-Bağdâdî, A. (ts.) el-fark Beyne l Fırak ve Beyani l Fırkati n Naciyeti Minhüm, Kahire: el-halebî. El-Bezzazî, (1981) Menâkıbu Ebî Hanîfe, Beyrut. Beyazîzade, A. (1949) ĠĢârâtü l-meram min Ġbarâtu l Ġmam, Kahire. (1996) el-usûlü l Münife li l Ġmam Ebî Hanîfe (Ebû Hanife nin Ġtikâdî GörüĢleri, çev. Ġlyas Çelebi), Ġstanbul: MÜĠF yayınları. Çağatay, N. Çubukçu, Ġ. A. (1976) Ġslam Mezhepler Tarihi, Ankara: A.Ü.Ġ.F.Y. 31

IV. ġeyh ġa'ban-ı Velî Sempozyumu (Hanefîlik-Mâturîdîlik) Çelebi, Ġ, (2003), Ebû Hanife nin Kelâmcılığı, Ġtikada Dair Risaleleri ve Bunların Otantik Olup Olmadıkları Meselesi, Ġmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe ve DüĢünce Sistemi (Sempozyum Bildirileri II) Bursa: Kurav Yayınları. Ebû Hanife, N. (1323) el-fikhu l Ekber, (Ali el-karî, ġerhu l Fıkhu l Ekber içinde), Mısır. Ebû Zehra, M, (1978) Ġslamda Fıkhî Mezhepler Tarihi (çev. Abdülkadir ġener), Ġstanbul: Hisar Yayınevi. Fığlalı, E. R. (1990) Çağımızda Ġtikâdî Ġslam Mezhepleri, Ankara: Selçuk yayınları. Ġbn Hallikan, (1978), Vefayâtu l-a yan, Beyrut. El-Karî, A., (1955), ġerhu l Fıkhu l Ekber, Kahire Klavuz, A. S. (2004) Ana Hatlarıyla Ġslam Akâidi ve Kelâm a GiriĢ, Ġstanbul: Ensar NeĢr. Kutlu,S. (2003) Ġmam Maturîdî ve Maturîdîlik, Ankara. Kitabiyat yay. (2005) Ebû Hanife, (çev. Osman Keskioğlu) Ankara: D.Ġ.B. Yayınları. Maturîdi, E. M. (1970) Kitabu t-tevhid, Beyrut: Fethullah Huleyfi nģr. Mekkî, M. (1981) Menâkıbu Ebî Hanîfe, Beyrut: Dâru l Kitabi l Arabî. En-Nesefî, M. Tebsıratu l-edille Fî Usûliddîn, Ankara: DĠB. Yay. Öz, M. (1981) Ġmam-ı Azam ın BeĢ Eseri, Ġstanbul: Kalem yayınları. Özen, ġ. (2003) Matürîdî, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam ansiklopedisi (c. 28, s.146-151) Ġstanbul: TDV Yayınları. (2003), Ebû Hanife nin Usul ve Furû AnlayıĢının Kelâmî Temelleri Ġmâm-ı Âzam Ebû Hanife ve DüĢünce Sistemi Sempozyumu (Sempozyum Bildirileri II) Bursa: Kurav Yayınları Sempozyumu (Sempozyum Bildirileri II) Bursa: Kurav Yayınları. Es-Sabûni, N. (tsz) Mâtüridiyye Akaidi, Çev. Bekir Topaloğlu. Topaloğlu, B. (tsz.) Kelâm Ġlmi, Ġstanbul: Damla yayınları. Watt, M, (1981) The Formative Period of Ġslamic Thought, Ġslam DüĢüncesinin TeĢekkül Devri (çev. E. Ruhi Fığlalı) Ankara. Yavuz, Y. ġ. (1994) Ebû Hanife, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam ansiklopedisi (c. 10, s.131) Ġstanbul: TDV Yayınları. 32