I.Projenin Türkçe ve İngilizce adı ve Özetleri KONJENİTAL KALP HASTALIKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİNDE İNTRAOPERATİF TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ INTRAO

Benzer belgeler
Konjenital Kalp Hastalıklarının Cerrahi Tedavisinde İntraoperatif Transözofageal Ekokardiyografinin Önemi

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK

PULMONER BANDİNG OPERASYONUNUN ERKEN VE ORTA DÖNEM SONUÇLARI, NİHAİ OPERASYON AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

ÇOCUK KALP VE DAMAR CERRAHİSİ


Duygu TÜRKBEY, Tuğba YILDIRIM, Ekin Kaya ġġmġek, Yasin ÜYEL. DanıĢman: Murat ÖZKAN ÖZET

Transkateter ASD Kapatılması Komplikasyonlara Yaklaşım. Prof. Dr. Alpay Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi

Kliniğimizde, bir yıllık yenidoğan puls oksimetre tarama testi deneyimimiz ve doğumsal kalp hastalığı sıklığı

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

Erişkin Pulmoner Hipertansiyonun Nadir Bir Sebebi Olarak İzole Pulmoner Venöz Dönüş Anomalisi

T.C. BAŞKENT ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĐLĐM DALI PEDĐATRĐK KARDĐYOLOJĐ BĐLĐM DALI

DOĞUŞTAN KALP HASTALIKLARI (SOLDAN SAĞA GEÇİŞLİ)

Transözefagial Ekokardiyografi. M Serdar Küçükoğlu İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

Olgu sunumu. Dr. Gülten AYDOĞDU TAÇOY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL

Dr Alpay Sezer 18 Şubat 2017 İstanbul Girişimsel Kardiyoloji Kursu

YOĞUN BAKIMDA GİRİŞİMSEL İŞLEMLER

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

DOĞUMSAL KALP HASTALIKLARINDA EKOKARDİYOGRAFİNİN YERİ

AORT STENOZUNDA TAVİ AÇISINDAN EKOKARDİYOGRAFİK DEĞERLENDİRME Prof. Dr Saide Aytekin Florence Nightingale Hastanesi

DÖNEM IV DERS PROGRAMI

Parapagus ikizlerin ekokardiyografik incelemesi

İnfektif Endokardit 2015 Rehberi nde neler değişti?

21 23 Mart 2008, Spice Hotel, Antalya

Doğumsal kalp hastalığı ve PAH. Dr. Gülten TAÇOY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

İntraoperatif Transözofageal Ekokardiyografi

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

AF KONUSUNDA BİZİM İÇİN ZOR KONULAR AF ABLASYONU ÖNCESI GÖRÜNTÜLEME VE FIBROZIS TESPIT TEKNIKLERI TÜRKIYE DE DURUM NE?

Siyanotik Konjenital Kalp Hastalıkları FALLOT TETRALOJİSİ

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

DR.BÜLENT TANDOĞAN ZEYNEP KAMİL EAH PERİNATOLOJİ KLİNİĞİ

FALLOT TETRALOJİSİ (TOF)

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Perkütan transkateter yolla atriyal septal defekt kapatmalarda üç boyutlu ekokardiyografik görüntülemenin yeri

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Dehidrate Sığır Perikart Yaması (Tutopatch) ile Ekstansif Sağ Ventrikül Rekonstrüksiyonu Sonrasında Erken Dejenerasyon ve Anevrizma Oluşumu

VENTRIKÜLER SEPTAL DEFEKT. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

Retrieval of The Atrial Septal Defect Closure Device Embolized To Pulmonary Artery

Büyük Damarların Düzelmiş Transpozisyonu Ek Anomaliler ve Cerrahi Tedavi Sonuçları

PROSEDÜRLER ANTĠBĠYOTĠK PROFĠLAKSI PROSEDÜRÜ. a) Postoperatif enfeksiyon riski yüksek olan hastalarda kullanmak.

Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT)

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Erişkinlerde Konjenital İntrakardiyak Defekt Onarımlarının Erken ve Orta Dönem Sonuçları

Mitral Kapak Anterior Leafletten Kaynaklanan Miksoma: Olgu Sunumu

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

YAN DAL UZMANLIK TEZİ Uzm. Dr. Mahmut GÖKDEMİR

Doğuştan Kalp Hastalığı Olan Hastalarda Radyofrekans Kateter Ablasyon

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

1. HİZMET KAPSAMI: UÜ-SK KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

Ventriküler Septal Defektlerin Renkli Doppler Ekokardiyografî ile Kantitatif Değerlendirilmesi*

2.Valvüler kalp hastalıklarına cerrahi yaklaşım: Aort,Mitral, Trikuspit (2 saat)(yrd.doç.dr.şenol Gülmen)

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ PROSEDÜRÜ

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

KORONER SİNÜS DİLATASYONU: RETROGRAD KARDİYOPLEJİ İLE ÖPERE EDİLECEK OLAN HASTALARDA FARKEDİLMESİ ÖNEMLİ OLAN BİR EKOKARDİYOGRAFİK BULGU

Açık kalp cerrahisi yapılan düşük ağırlıklı hastalarda risk sınıflandırmaları

Çocuklarda Atriyuma Ait Patolojilerin Transözofajiyal Ekokardiyografi ile De erlendirilmesi

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

Kalp Kapak Hastalıkları

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalı Anjiyografi Laboratuvarı nda yapılan tanısal ve girişimsel işlemler

Kalp ve Damar Gelişim Anomalileri. Prof Dr. Murat AKKUŞ

Ventriküler septal defektli pulmoner atreziye eşlik eden kısmi pulmoner venöz dönüş anomalisi: İki olgu sunumu

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. KardiyolojiBilim Dalı Olgu Sunumu 13 Ekim 2016 Perşembe

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

AKILCI ANTİBİYOTİK VE İLAÇ KULLANIMI ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ PROSEDÜRÜ

DOĞUŞTAN KALP HASTALIKLARINA TANISAL YAKLAŞIM

Kor triatriatum: Tek merkez deneyimi

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

Van Depremi Sonrası Yeni Merkezimizde Açık Kalp Cerrahisi Sonuçlarımız

AF ve kalp yetmezliğinde ablasyon mu, konvansiyonel tedavi mi? Prof. Dr. Fethi KILIÇASLAN Medipol Üniversitesi

Fibrilasyonun Cerrahi Tedavisi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm / Program Üniversite Yıl

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Konjenital Kalp Hastalarýna Eþlik Eden Üriner Sistem Anomalilerinin Tanýsýnda Sineürografi ve Renal Ultrasonografinin Yeri

3. Atriyal Fibrilasyon Zirvesi Antalya. Leadless Pacemaker. Enis Oğuz, LivHospital Ulus-İstanbul

Erişkinlerde sekundum atriyal septal defektlerin balon ölçümü yapılmadan perkütan yolla kapatılması: Üçüncü basamak bir merkezin deneyimi

Mitral yetersizliğinin değerlendirilmesi The evaluation of mitral regurgitation

Pediatrik ameliyat sonrası kardiyak yoğun bakımda trakeostomi endikasyonları ve sonuçları

Jatene Prosedürü Sonrası Neoaortik Kök Genişlemesinin Cerrahi Tedavisi

Transkript:

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU KONJENİTAL KALP HASTALIKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİNDE İNTRAOPERATİF TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ Proje Yürütücüsünün İsmi: Prof. Dr. Semra Atalay Proje No: 2003-00-00-024 Başlama Tarihi: Ocak 2004 Bitiş Tarihi: Aralık 2006 Rapor Tarihi: Şubat 2007 Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2007 "

I.Projenin Türkçe ve İngilizce adı ve Özetleri KONJENİTAL KALP HASTALIKLARININ CERRAHİ TEDAVİSİNDE İNTRAOPERATİF TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ INTRAOPERATIVE TRANSESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY DURING SURGERY FOR CONGENİTAL HEART DEFECTS TÜRKÇE ÖZET: İntraoperatif transözafageal ekokardiyografinin (TEE) konjenital kalp hastalıklarının cerrahi tedavisindeki yararı giderek anlaşılmıştır. TEE transtrosik preoperatif tanının kanıtlanmasında, residüel defekt ve tamirden sonra bypasa geri dönme gereksiniminin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır 3 yıllık bir sürede intraoperatif TEE yaptığımız 67 hastadaki ilk deneyimlerimizi bildirmek istedik. Hastalarımızın ortalama yaşları 6.8 ± 5.2 idi.tüm hastalara biplane pediatrik probe kullanıldı. Bypass öncesi ve sonrasında TEE yapıldı ve tüm kardiyak defektler görüntülenebildi. 7 hastanın 61 inde ( %91.04) transtorasik ekokardiyografik tanının tam doğru olduğu kanıtlandı, 4 hastada minor ek farklılık ( %6.3 ), 2 hastada ise önemli ek farklılık saptandı. ( %2.98) ( Aort kapak darlığı ve infundibuler darlık) Bu TEE sonuçları ile 2 hastamızda planlanan cerrahi tedavide değişiklik yapıldı. Bypass bitiminde tekrarlanan TEE ile hastaların residüel defektleri, ventrikül fonksiyonları ve ön yükleri değerlendirildi. Bypass sonrası TEE ile 47 hastada (%70.14) residüel defekt olmadığı, 17 hastada minimal residüel defekt kaldığı görüldü. ( % 25.37) İki olguda orta ciddiyette residüel defekt saptandı ancak daha fazla rezeksiyon yapmanın aritmi riski yaratabileci endişesi ile kardiyopulmoner bypass sa geri dönülmedi. Bu seride kompleks konjenital kardiyak anomalili bir bebek erken postoperatif dönemde kaybedildi. Olguların %17.91 inde medikal tedavide değişiklik önerildi.67 hastanın hiçbirinde TEE çalışması ile ilgili komplikasyon olmadı. Sonuç olarak sekundum atrial septal defekt dışında kalan konjenital kalp hastalıklarının tamiri sırasında intraoperatif TEE yapılması hastaların tedavisinde önemli avantajlar sağlamaktadır. Sonuçlarımız kalp cerrahisi sırasında intraoperatif TEE nin acil cerrahi girişim gereksinimi veya intraoperatif medikal tedavinin yönlendirilmesi gibi sorunların acil saptanmasında çok yararlı olduğunu göstermiştir.

İNGİLİZCE ÖZET: Intraoperative transesophageal echocardiography ( TEE) has been increasingly utilized during repair of congenital cardiac defects. TEE plays a major role in confirmation of the preoperative diagnosis by transthoracic echocardiography, residual defects, and the need to return the bypass after repair. We want to report our initial experience with intraoperative TEE in 67 patients over a 3- year period. Patients median age was: 6.8 ± 5.2). A pediatric biplane transesophageal probe was used in all patients. TEE was performed both prebypass and postbypass periods and correctly identified congenital heart defects. The preoperative diagnosis was correctly confirmed by TEE in 61 of 67 cases ( 91.04 %) with minor variances in 4 cases ( 6.3%) and two major variances ( 2.98 %) ( additional aortic valvular stenosis and infundibular stenosis). Surgical management decisions changed as a result of TEE findings in this two patients. We assessed residual lesions, ventricular function and preload with TEE after postbypass. Postoperative TEE findings showed no residual defect in 47 ( 70.14 %), trivial or mild residual defects in 17 patients ( 25.37 %). There were moderate severe residüel defects in 2 cases ( 2.98%).But these cases were returned to the cardiopulmonary bypass for further surgery for the risk of arrhytmia. Complex cardiac congenital defect with one patient was died in the early postperative period. Medical alterations of management were required in 17.91% of cases as a result of postbypass TEE findings. There were no complications in any of the 67 subjects due to TEE study. In conclusions; The intraoperative TEE offers significant advantages in the management patients undergoing repair of congenital heart disease except sekundum atrial septal defect. Our results confirm the potential benefits of intraoperative TEE during heart surgery to identify problems that need immediate surgical intervention and to assist intraoperative medical management.

II. AMAÇ VE KAPSAM: Düşük kilolu bebeklerde kullanılmaya uygun pediatrik probların bulunması ile intraoperatif TEE son yıllarda konjenital kalp cerrahisinde çok önem kazanmıştır. Birçok merkezde rutin uygulanmaya başlamış güvenilir bir yöntemdir. Transtorasik ekokardiyografi ile gözden kaçabilen ek kardiyak lezyonların ortaya çıkarılmasında ve bazı hastalarda cerrahi tekniğin değiştirilmesinde yardımcıdır. Ameliyat sırasında ventrikül fonksiyonları ve volümlerinin sürekli izlenmesine olanak sağlar. Ameliyattan sonra tekrarlanan TEE önemli residüel problemlerin belirlenmesinde ve hasta ameliyat odasından ayrılmadan önce gereken olgularda revizyon yapılmasında yararlıdır. İntraoperatif TEE yurtdışında birçok merkezde rutin kullanılmaya başlanmış ve ameliyat zamanını uzatan intraoperatif epikardiyal ekokardiyografinin yerini almıştır. Bu çalışma ile kalp merkezinde açık kalp ameliyatı yapılacak olan konjenital kalp hastalıklı çocuklara intraoperatif TEE uygulanarak, preoperatif tanının doğrulanması ve residüel defektlerin saptanması ve gereken olgularda acilen onarım yapılması ile ameliyat başarısının artırılması planlanmıştır. Bu çalışmada konjenital kalp hastalığı nedeniyle ameliyat edilecek çocuklarda; 1. Preoperatif değerlendirme: Bypass a geçilmeden önce defektin anatomisini detaylı olarak belirlemek ve cerrahi ekibe lezyonun yerini göstermek, 2. Preoperatif TEE bulguları ile transtorasik ekokardiyografi sonuçlarını karşılaştırmak, 3. İki tekniğin sonuçları arasındaki fark cerrahi planı değiştirecek nitelikte ise cerrahi ekibi bilgilendirmek, 4. Cerrahi süresince ventrikül fonksiyonlarının ve volümlerinin devamlı izlenmesi, 5. Ameliyat bitiminde kardiyopulmoner bypass a son verildikten hemen sonra TEE yi tekrarlamak ve residüel defekt olup olmadığını saptamak, 6. Önemli residüel intrakardiyak şant ve/veya darlık, kapak yetmezliği görülmesi durumunda revizyon gerekip gerekmediğine karar vermek, 7. Medikal tedavide değişiklik gerekip gerekmediğini saptamak, 8. ASD kapatmak için kateter laboratuvarında TEE uygulamanın önemini göstermek, 9. Çocuklarda intraoperatif TEE uygulamasının risk ve komplikasyonlarını belirlemek amaçlanmıştır.

III. GEREÇLER VE YÖNTEM 2004 ve 2007 Ocak tarihleri arasında seçilen 67 hastaya intraoperatif transözefageal ekokardiyografi (TEE) ve kateter odasında Atriyal septal defekt (ASD) kapatma sırasında 8 hastada TEE yapıldı. Dokuz kilogram altında olan çocuklar, pulmoner arteriyal banding, sistemik-pulmoner arter şantları, izole koarktasyon ve patent duktus arteriyozus kapatılması gibi ektrakardiyak ameliyat yapılan hastalar çalışma kapsamına alınmadı. Cerrahide uygulanacak ameliyat teknikleri kardiyak patoloji esas alınarak, Gallivan sınıflamasına göre risk gruplarına ayrıldı 1. Düşük riskli: Atriyal septal defekt (ASD), Ventriküler septal defekt (VSD), kapak replasmanı ve ekstrakardiyak müdahaleler. 2. Orta riskli: AV kanal defekti, ASD + VSD veya VSD + PS, PS, kapak tamiri, subaortik membran rezeksiyonu. 3. Yüksek riskli: Reoperasyon ve yenidoğan cerrahisi, Fontan, TOF ve Ebstein anomalisi. Anestezi uygulanmadan önce tüm hastalara 5 lead ve 2 kanallı EKG, pulse oksimetre ve non invazif kan basıncı ölçümleri yapıldı. Genel anestezi sonrası, önce trakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon uygulandı. Radikal veya femoral arter yolu ile invazif monitorizasyon yapıldı, nasogastrik tüp ve foley kateter yerleştirildi. Pediatrik TEE probe (biplane probe, 9.1 mm X 8.8 mm; 7.5/5.5 MHz ) direkt olarak çenenin geriye itilmesinden sonra, laringoskop yardımı olmadan doğrudan özefagusa yerleştirildi. TEE incelemesi için Philips 5500 (Philips, Andover, MA) cihazı ile pulsed, devamlı Doppler ve renkli Doppler ile incelemeler yapıldı. Önce transözefageal ve daha sonra transgastrik incelemelerde American Society of Echocardiography derneğinin belirlediği esaslara uygun pozisyonlar kullanıldı. Transözefageal 4 boşluk, 2 boşluk ve uzun eksen, transgastrik 4 boşluk, 2 boşluk kısa eksen pozisyonlarında çalışmalar yapıldı. Sağ ventrikül (RV) çıkış yolu ve pulmoner kapak darlığını değerlendirmek için yüksek transözefageal uzun eksen (0 0 ) pozisyonu, sol ventrikül çıkış yolu ( LVOT ) darlığı için transgastrik apikal görüntü kullanılmıştır. Preoperatif değerlendirmede; Tanılar doğrulandı, transtorasik ekoda iyi görülemeyen yapılar daha detaylı gösterildi, yeni bulgular varsa belirtildi. Cerrahi ekibe lezyonun anatomisi ve defektlerin tam yeri gösterilerek, cerrahi planlar tekrar değerlendirildi. Lokal duvar hareketlerine bakılarak miyokard iskemisi değerlendirildi. Miyokard kasılması, ön yük ve ard yük değerlendirilerek tedavinin yönlendirilmesi (volüm, inotropik destek) sağlandı.

Pompadan ayrılamama durumlarında kalp fonksiyonları ve rezidüel defektler incelendi. Ameliyatın bitiminde postoperatif inceleme yapıldı. Bu aşamada cerrahi sonuçlar (rezidüel intrakardiyak şantlar, rezidüel darlıklar ve kapak performansları) değerlendirildi. Cerrahi sonuçlar 3 kategoriye ayrılarak yorumlandı: 1) Mükemmel (rezidüel anomali yok veya hafif) 2) Kabul edilebilir sonuçlar (hafif-orta residüel defekt) 3) Ciddi postoperatif zorluk veya ölüm beklenen olgular. 8 olguya kateter odasında ASD nin amplatzer ile kapatılması sırasında TEE yapıldı. Burada ASD nin çapı, kapaklara ve damarlara uzaklıkları ölçüldü. Rimleri eksik çıkan 2 hastaya amplatzer uygulanmadı. Aletlerin yerleştirilmesi sırasında ve sonrasında TEE ile aletin yeri ve büyüklüğünün uygunluğu ve residüel şant olup olmadığı değerlendirildi. IV. ANALİZ VE BULGULAR Bu çalışmada Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Kardiyoloji bölümüne yatırılan ve Pediyatrik Kardiyoloji-Kalp damar Cerrahi Konseyinde ameliyat kararı alınan 67 hastaya intraoperatif TEE yapıldı. Ayrıca izole Sekundum ASD tanısı alan 8 hastaya kateter laboratuarında TEE yapıldı. Çalışmamızda TEE uygulaması pediatrik kardiyolog tarafından veya bazı olgularda erişkin kardiyolog ile birlikte yapılmıştır. Hastaların özellikleri tablo 1 de gösterilmiştir. Ortalama yaşları 6.82 ± 5.21 yıl olup, en küçük kilosu olan hastamız 9 idi. 40 olgu kız, 36 olgu erkektir. Yenidoğan olgular çalışmaya alınmamıştır. 7 infant, 66 çocuk ve 2 erişkin çalışmamızda yer almışlardır. Açık kalp cerrahisi yapılan hastalarımızın tanıları tablo 2 de gösterilmiştir. Hastaların tanıları klinik, transtorasik EKO ve /veya anjiyo kardiyografi ile konulmuştur. Hastaların çoğunluğu ( 40 hasta) sol-sağ şantlı lezyonlar nedeni ile ameliyat edildiler. 11 hastaya önceden palyatif veya düzeltici operasyon yapılmıştır.tanılarına ve yapılacak cerrahi işleme göre hastaların %27 si düşük risk, %18 i orta, %22 si ise yüksek risk grubunda yer aldılar. Preoperatif değerlendirmede olguların % 91.04 ünde transtorasik ekokardiyografi ile lan TEE arasında farklı bir bulgu saptanmadı.tee ile ek lezyon saptanan hastalar tablo 3 de gösterildi. Transtorasik EKO ve/veya anjiyo kardiyografi ile tanı konulan hastaların % 8.8 inde TEE ile ek lezyon saptandı. Hastaların % 5.6 sında minör ek lezyonlar bulundu ve cerrahi planda değişiklik yapılmadı. Bunlardan 2 hastada PLSVC saptanması nedeniyle cerraha bilgi verildi. Olguların % 2.9 unda ( 2 olgu) cerrahi planı değiştirecek ek lezyonlar bulundu ve cerrahi ekip ile konuşularak değişiklik yapıldı. ( 2 ve 6 no lu lgular). 2 nolu

olguda TEE ile valvüler PS e ek olarak infundibuler darlık da saptanarak, pulmoner valvotomi ile birlikte infundibuler rezeksiyon yapıldı. Bir erişkin hasta (25 yaş) subaortik membran rezeksiyonu amacıyla ameliyata alınmıştı.( 6 no lu olgu) Ancak intraoperatif TEE de aort kapağında da darlık saptanması üzerine, aortik valvulotomi ve membran rezeksiyonu birlikte yapıldı. Postoperatif TEE ile 47 olguda cerrahide sonuçlar mükemmel olarak değerlendirilmiş ( % 76.11) ve residüel defekt kalmadığı görülerek operasyon sonlandırılmıştır.( Tablo 4) 17 hastada hemodinamik bozukluk yaratmayan hafif residüel defekt gözlenmiştir ( % 19.4 ). 2 olguda orta düzeyde residüel defekt kaldığı görülmüştür. ( % 2.98) Bu hastalarda subaortik membranın tamamen rezeke edilemediği ve LV çıkış yolunda 25 mmhg ve 30 mmhg gradiyentler saptandığı için cerraha bilgi verilmiş, ancak aritmi için fazla rezeksiyon yapmak istemediklerinden ameliyat sonlandırılmış ve kardiyopulmoner bypass sa geri dönülmemiştir. Büyük damarları malpoze ve pulmoner darlığı olan çift yaratmamak çıkışlı RV tanısı alan dektrokardili 6 yaşındaki hastamızın ameliyatı uzun sürmüş ve pompadan çıkamamıştır. Postoperatif TEE de kalp kontraksiyonlarının iyi olmadığı ve preloadın düşük olduğu gözlenmiş, inotrop destek ve volüm artırılmış, ancak sonuçta hasta arrest olmuştur. Postoperatif TEE ile hastalara bypass bitiminde daha fazla volüm gerekip gerekmediği ve kalbin kasılması hakkında bilgi verildi. 12 hasta ( % 17.91) yoğun bakımda bu açıdan daha dikkatli izlendi volüm replasmanı yapıldı ve/veya daha fazla inotrop destek aldılar. Sekundum ASD tanısı alan ve amplatzer ile kapatma kararı alınan 8 hastaya Kalp kateterizasyonu laboratuvarında anestezi verilmesinden sonra TEE yapıldı. Bir çocukta rimler yetersiz bulundu, diğer çocukta ise ASD geniş bulundu ve konulan cihazın kapaklarda ve venlerde darlığa yol açabileceği düşünüldüğünden işleme son verildi. 6 olguda TEE eşliğinde ASD amplatzer ile başarıyla kapatıldı ve komplikasyon olmadı. TEE yapılan 75 hastada komplikasyon olmadı.

Tablo 1: Hasta karakterleri Yaş (ortalama) 6.82 ± 5.21 yıl En düşük-en yüksek 2.5 21 yıl Cinsiyet 40, 36 yenidoğan Yok İnfant 7 (n) Pediatrik 66 (n) Erişkin 2 (n) Operasyon Kategorisi n / % Düşük risk 27 / 40.3 Orta risk 18 / 26.9 Yüksek risk 22 / 32.8 Toplam hasta sayısı 67 (n) Tablo 2: Açık Kalp Cerrahisi yapılan hastaların tanıları Tanı n Hastaların özellikleri ASD 26 Hepsi geniş (>15 mm) ASD, 3 sinüs venozus, 6 ASD +MVP VSD 9 2 postop rezidüel defekt, 4 doubly committed (AY ve AVP var) ASD+ Pulmoner darlık 1 ASD+ Pulmoner darlık 2 VSD+ Pulmoner darlık 2 Atrioventriküler kanal 3 2 si Komplet ve PA bantlı, biri Parsiyal Valvüler Pulmoner 2 darlık Çift Çemberli RV 1 Çift çıkımlı sağ 1 Damarları malpoze ventrikül+dekstrokardi Triküspit atrezisi 2 2 sine de BT şantı yapılmış Fallot tetralojisi 11 2 olguya önceden düzeltici operasyon yapılmış ve rezidüel PS li Pulmoner Atrezi 1 BT şantlı (VSD siz) Aort darlığı 3 1 hasta supravalvüler ( Williams send.), Subaortik darlık çıkış 7 2 olgu VSD operasyonu olmuş

Tablo 3: Transtorasik EKO ve/veya anjiyografik tanı ile TEE tanısı arasındaki farklılıklar Hasta Transtorasik TEE ile transtorasik eko ile Cerrahi tedavide EKO tanıları görülemeyen ek lezyonlar değişiklik 1 TOF PLSVC Yok 2 Valvüler PS İnfundibuler PS İnfundibuler rezeksiyon 3 Geniş Sekundum Hepatik ven IVC den yok ASD ayrı olarak RA a açılıyor 4 Geniş Sekundum PLSVC y ok ASD 5 Sinüs venosus PFO yok ASD 6 Subvalvüler membran Valvüler aort darlığı Aortik valvotomi Tablo 4. Postoperatif TEE ile cerrahi sonuçların değerlendirilmesi Olgu sayısı Cerrahi sonuçlar Revizyon 47 Mükemmel Gerek yok 17 Hafif residüel defekt Gerek yok 2 Orta ciddiyette residüel defekt Revizyon önerildi ancak yapılmadı

V. SONUÇ VE ÖNERİLER: Çocuklarda ekokardiyografik görüntü kalitesinin iyi olması nedeniyle erişkinden farklı olarak konjenital kalp hastalıklarının tanısı için transtorasik ekokardiyografi yeterlidir. Ancak erken preoperatif dönemde dikişler ve probe yerleştirmedeki zorluklar değerlendirmeyi güçleştirmekte ve TEE ile daha iyi sonuçlar elde edilmektedir Bu nedenle 1980 li yılların sonlarında Ungerleider ve arkadaşları intraoperatif kardiyak değerlendirme için epikardiyal ekokardiyografi uygulamışlar ve bu yaklaşımla preoperatif transtorasik ekokardiyografi ile %18 oranında tanı konulamayan ek kardiyak lezyonları görüntülenebilmiştir. Sonraki yıllarda infant ve çocuk kalp cerrahisi yapan başka merkezlerde de epikardiyal ekokardiyografi uygulamaları başlamıştır. Epikardiyal ekokardiyografi uygulaması iyi görüntüler sağlamasına karşın, aritmi, enfeksiyon, hipotansiyon ve cerrahın ameliyata ara vermesini gerektirdiğinden, ameliyat süresini uzatmak gibi önemli dezavantajları vardır. İntraoperatif TEE uygulaması ilk kez 1986 yılında Goldman ME ve arkadaşları tarafından başlatılmıştır. Sonraki yıllarda Doppler kapasitesi yüksek olan ve kilosu çok düşük bebeklerde bile kullanılabilecek boyutta biplane ve multiplane probe ların geliştirilmesi ile intraoperatif TEE yaygınlaşmış ve birçok çocuk kalp cerrahi merkezlerinde intraoperatif TEE rutin kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada açık kalp cerrahisi yapılan seçilmiş 67 çocukta preoperatif ve postoperatif TEE çalışması yapılmıştır. Preoperatif değerlendirmede TEE ile tanılar konfirme edilir, iyi görülmeyen yerler daha detaylı gösterilerek yeni bulgular eklenebilir.cerraha anatomik değişikliklerinin yerleri tam olarak gösterilir ve cerrahi planlar tekrar tartışılır. TEE nin preoperatif katkısı merkezlere göre değişmektedir. ( % 2.1, % 9.1vs) Preoperatif katkı yüzdesi transtorasik ekokardiyografiyi uygulayan kişinin deneyimine, görüntü kalitesine son preoperatif EKO çalışma zamanından ameliyata kadar geçen süreye bağlı olarak değişmektedir. Preoperatif TEE nin özellikle müsküler VSD lerin gösterilmesi, anormal sistemik ve pulmoner venler ve AVSD de kapak yapısının detaylı incelenmesi, kapak tamirleri, kompleks çıkış yolu onarımlarında katkısı fazladır. Çalışmamızda TEE nin preoperatif katkısı % 8.8 bulunmuştur ve bunların yalnız % 2.8 inde ( 2 olgu) major farklılık bulunmuş ve bu hastalarda ameliyat planı değiştirilmiştir. Bir olguda ek olarak infundibuler PS saptanarak, infundibuler rezeksiyon yapılmıştır, transtorasik görüntüsü iyi olmayan subvalvüler membran tanısı konulan erişkin hastada ise TEE de aort kapağında da darlık saptanması üzerine, aortik valvulotomi ve membran

rezeksiyonu birlikte yapılmıştır. Persistent sol superior vena kava( PLSVC) saptanan 2 olgumuzda ise cerraha bilgi verilmiştir. Postoperatif TEE değerlendirilmesi ile residüel şantlar, residüel darlıklar ve kapak yetersizlikleri ve performansları değerlendirilir ve revizyon gereken olgular hızla belirlenir. Postoperatif inceleme ile miyokard kasılması, miyokard iskemisinin,ön ve ard yükün değerlendirilmesi ile medikal tedavinin planlanması sağlanmaktadır. Ayrıca pompadan ayrılamama nedenlerinin belirlenmesinde de çok yardımcıdır. Hastalarımız yapılan cerrahi tedavinin şekli dikkate alınarak 27 si düşük riskli, 18 i orta riskli ve 22 si yüksek riskli grup olarak sınıflandırılmıştır. Hastalarımızın 40 ında sol-sağ şantlı lezyon, 10 unda LV çıkış yolu darlığı ve 16 sında RV çıkış yolu darlığı nedeniyle ameliyata alınmışlardır. Postoperatif TEE ile 47 olguda cerrahide mükemmel sonuç alındığı görülmüş, residüel defekt kalmamış ve operasyon sonlandırılmıştır. 17 hastada hemodinamik bozukluk yaratmayan hafif residüel defekt gözlenmiştir. ASD tanısıyla ameliyat edilen 26 hastada residüel defekt görülmemiştir. Bu çalışmada subaortik membran ekzisyonu yapılan ve LV çıkış yolunda residüel gradient saptanan 2 olguda revizyon gerektiği düşünüldü ( % 2.9) Ancak cerrahların daha fazla rezeksiyon yapmak istememeleri nedeni ile kardiyopulmoner bypasa geri dönülmedi. Çift çıkışlı sağ ventrikül tanısı alan ve dektrokardisi bulunan bir hastamızı pompadan ayırmak mümkün olamamıştır. Literatürde intraoperatif TEE çalışmalarının sonuçlarına göre revizyon gerektiren residüel defekt oranları bildirilmiştir. Stevenson ve arkadaşları ilk intraoperatif TEE uygulamaları sonucunda % 7.5 oranında kardiyopulmoner bypass a geri dönülmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Sonraki yıllarda Stevenson ve arkadaşlarının 667 vakalık geniş serilerinde de residüel defekt nedeniyle % 7.5 oranında kardiyopulmoner bypass a geri dönüldüğü vurgulanmıştır. Bu seride ventriküler septal defekt onarımı yapılan 78 hastanın % 6.4 ünde tekrar tamir gerekmiştir. Bizim serimizde 2 si residüel VSD, 4 ü ise doubly committed olan 13 VSD başarı ile kapatılmıştır. Bunlardan yalnız 2 olguda hemodinamik sorun yaratmayan hafif residüel şant saptanmıştır. Stevenson un çalışmasında intraoperatif TEE sonucu onarım gerektiren 2.sıklıktaki defekt subaortik stenoz idi. Subaortik stenoz tanısı alan olgularda LVOT gradientine bakılarak membran rezeksiyonunun yeterli olup olmadığına TEE ile karar verilmesi 2. bir ameliyatı önlemek açısından önemlidir. Subaortik darlıklarda 2 ayrı merkezden yapılan çalışmalarda TEE nin postoperatif katkısı % 20 ve % 21 olarak bildirilmiştir. Çalışmamızda da revizyon gerektiren 2 olgunun tanısı subaortik darlık idi. O Leary ve arkadaşları 104 hastayı preoperatif ve postoperatif TEE ile değerlendirdiler ve 9 hastada (% 8.7) tamirin düzeltilmesi gerektiğini bildirdiler. Bezold ve arkadaşlarının

serilerinde ise 341 intraoperatif TEE uygulaması sonucu 28 hastada (% 8.2) tekrar onarımı gerektiği vurgulanmıştır.duke Üniversitesinin 1000 olguluk serilerinde TEE nin postoperatif katkısı % 8.1 bulunmuştur. Mayo Kliniğinin 1002 olguluk serilerinde ise bu oran % 5.6 olarak bildirilmiştir.isviçre den 2 merkezli 865 vakalık bir çalışmada ise TEE nin % 12.7 oranında postoperatif katkı sağladığı bildirilmiştir. Çalışmamızda revizyon gereksinimi % 2.98 bulunmuştur. Bu oranın diğer serilerden düşük olmasının nedeni olgu sayımızın azlığı, düşük kilolu bebek ve yenidoğanların çalışmaya dahil edilmemesi ve komplike ameliyat sayısının az olmasıdır. Atriyoventriküler kanal defektli hastaların residüel mitral yetersizliğinin değerlendirilmesinde intraoperatif TEE önemli bir yöntemdir. Robenson ve arkadaşları atriyoventriküler kanal defekti nedeniyle ameliyat edilen çocukların %31 inde intraoperatif TEE uygulaması sonucu cerrahi yöntemin değiştiğini vurgulamışlardır. Rosenfeld HM ve arkadaşları postoperatif TEE sonuçlarının ventriküler septal defekt, aort ve mitral yetersizliği ve mitral darlığı gibi defektlerde çok güvenilir olmasına karşın, sağ ve sol ventrikül çıkış yolu darlıklarının değerlendirilmesinde obstrüksiyonun gerçek derecesini yansıtamayacağını bildirdiler. RV ve LV çıkış yolu darlıklarında TEE ile ölçtüğümüz gradientleri postoperatif dönemde transtorasik ekokardiyografi ile karşılaştırdık ve 10 mmhg dan fazla fark bulamadık. Transgastrik uygulamaların dikkatle yapılması ile LV çıkış yolundaki darlık gradientlerinin sağlıklı gösterilebileceğini düşünüyoruz. Birçok merkezde atriyal şantlarda intraoperatif TEE nin gereksiz olduğu saptanmıştır. Bizim çalışmamızın sonucunda da ASD lerde residüel defekt görülmemesi nedeni ile intraoperatif TEE gerekmediğini düşünüyoruz. ASD lerin transkateter yöntem ile kapatılmasında TEE nin daha yararlı olduğu kanısındayız. Siwik ve arkadaşları ise atriyal septal defekt yanı sıra ventriküler septal defektlerde de intraoperatif TEE nin maliyeti arttırması nedeniyle yapılmasının gereksiz olduğunu vurgulamışlardır. Bu otörlerin intraoperatif TEE nin yalnız kompleks kardiyak anomalilerde yapılmasını önermelerine karşın, Ungerleider RM ve arkadaşları basit şantlı lezyonlar dahil tüm konjenital kardiyak defektlerde uygulanması gerektiğini savunmaktadırlar. Bu yöntemin rutin uygulanması ile ameliyat başarısının arttığı ve 2.ameliyatın riskini ve masraflarını azalttığı belirtilmektedir. Merkezlerin % 78 i açık kalp cerrahisinde, % 28 i ise seçilmiş olgulara TEE uygulamaktadır. Postoperatif dönemde yapılan TEE medikal tedavinin değiştirilmesine katkı sağlamaktadır. Bettes ve arkadaşların 865 olguluk serilerinde TEE değerlendirilmesi sonucu % 19.4 oranında medikal tedavide değişiklik yapıldığı bildirilmiştir. Çalışmamızda da

hastaların % 17.9 unda inotropik desteğin artırılması, volüm replasmanı ve vazodilatör eklenmesi gibi medikal tedavide değişiklikler yapılmasına yardımcı olmuştur. İntraoperatif TEE uygulaması ile ilgili komplikasyonlar oldukça azdır. Kallmeyer JJ ve arkadaşları kalp ameliyatı yapılan 7200 erişkin hastada morbiditeyi % 0.02 ve mortaliteyi % 0 olarak bildirmişlerdir. Stevenson un yaş ortalaması 3.6 olan 1650 olguluk serilerinde komplikasyon oranı % 2.8 dir. En sık karşılaşılan komplikasyonlar orofarenks, özofagus ve gastrik travmalardır. Özofagus perforasyonu ve yırtılması ve diş yaralanmaları daha nadir rastlanan problemlerdir. Çok küçük bebeklerde probe un basınının yol açtığı hava kompresyonu ile karşılaşılabilmektedir. Bu durumda çocuğu ventile etmek zor olabilmektedir. Maksimum ve ortalama peak airway basıncının artırılması ile bu sorun düzeltilebilmektedir. Bengur ve arkadaşları 493 çocuğun yalnızca 2 sinde problemle karşılaşmışlardır. Mayo kliniğinin 1000 olguluk serilerinde ise komplikasyon oranı % 1 olarak bildirilmiştir. Bizim hasta sayımızın az olması ve bu çalışmada 9 kilodan düşük çocuklarda TEE yapmamamız nedeni ile hiç komplikasyonla karşılaşmadık. Hasta sayımız az olmasına rağmen TEE nin çocuklarda güvenle uygulanabileceğini düşünmekteyiz. Bu çalışmaların sonucunda kardiyopulmoner bypass gereken konjenital kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde ameliyat başarısını arttırmak ve residüel defekt oranını azaltmak ve medikal tedavisinin değiştirilmesi ve postoperatif dönemde hastaların daha iyi izlenebilmesi için çocuklarda rutin intraoperatif TEE uygulamasının gerekli ve güvenilir bir yöntem olduğunu vurgulamak istedik.özellikle sağ ve sol ventrikül çıkış darlıklarında, ve 2. kez operasyona alınan olgularda ve kompleks anomalisi olan hastalarda TEE nin mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Kapalı teknikle ameliyat edilen hastalarda ve ASD lerde intraoperatif TEE uygulamasının zaman kaybı ve maliyet açısından gerekli olmadığını kanısındayız. Çalışmamızın sonuçlarını özetleyecek olursak: 1. İntraoperatif TEE nin çocuklarda güvenle uygulanabileceğini ve konjenital kalp cerrahisi sırasında ameliyat öncesi ve sonrası değerli bilgiler verdiğini gösterdik. 2. Transtorasik ekokardiyogafi ile bypass öncesi yapılan TEE ile hastaların % 2.98 inde cerrahi planın değişmesine yol açan ek lezyonlar saptanarak düzeltildi ve bu 2 hastanın tekrar ameliyat olması engellendi.

3. Bypass sonrası yapılan TEE ile 2 hastada orta ciddiyette residüel defekt saptanarak, revizyon gerektiği cerrahi ekibe bildirildi. Ancak aritmi riski nedeniyle daha fazla revizyon yapılmak istenmedi. 4. TEE sonucu 12 hastada daha fazla volüm replasmanı ve inotrop desteği gerektiği anlaşıldı ve yoğun bakımda bu olgular daha dikkatli izlendiler. 5. Sekundum ASD li 8 olgunun kateter laboratuarında Amplatzer ile kapatılmasında TEE uygulaması çok yararlı oldu. 6. Projenin yukarıda sayılan sonuçlarının yanı sıra bu projede kullanılan ve kalp merkezine yerleştirilen ekokardiyografi cihazı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Bilim dalında çok önemli bir eksiği gidermiş, konjenital kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde ve yoğun bakımda izleminde çok yararlar sağlamıştır ve sağlamaya devam edecektir. Ayrıca bu cihazla kalp kateterizasyonu laboratuarında konjenital kalp hastalıklarının girişimsel yöntemlerle tedavisinde TEE kullanılmaya başlamıştır.

VI. KAYNAKLAR: 1. Kallmeyer JJ, Collard CD, Fox JA, Body SC, Shernan SK: The safety of intraoperative transesophageal echocardiography: A case series of 7200 cardiac surgical patients. Anesth Analg 2001; 92: 1126-30. 2. Ungerleider RM: Biplane and multiplane transesophageal echocardiography. Am Heart J 1999; 138: 612-613. 3. ASE/SCA guidelines for performing a comprehensive intraoperative multiplane transesophageal echocardiographic examination: Remommendations of the American Society of Echocardiography and the Society of Cardiovascular Anesthesiologist task force for certification in perioperative transesophageal echocardiography. J Am Soc Echocardiography 1999;12:884-900. 4. Bengur AR, Li JS, Herlong JR, Jaggers J, Sanders SP, Ungerleider RM: Intraoperative transesophageal echocardiography in congenital heart disease. Seminars in Thorasic and Cardiovascular Surgery 1998; 10: 255-264. 5. Siwik ES, Spector ML, Patel CR, Zahka KG: Costs and cost-effectiveness of routine transesophageal echocardiography in congenital heart surgry. Am Heart J 1999; 138: 771-776. 6. Muhiudeen IA, Roberson DA, Silverman NH et al: Intraoperative echocardiography in infants and children with congenital cardiac shunt lesions: Transesophageal versus epicardial echocardiogarphy. J Am Coll Cardiol 1990; 16: 1687-1685. 7. Rosenfeld HM, Gentles TL, Wernovsky G, et al: Utility of intraoperative transesophageal echocardiography in the assessment of residüel cardiac defects. Pediatr Cardiol 1998; 19: 346-391. 8. Roberson DA, Muhiudeen IA, Silverman NH et al : Intraoperative transesophageal echocardiography of atrioventricular septal defect. JACC 1991; 18: 537-545. 9. LEE H-R, Montenegro LM, Nicolson SC, et al: Usefullness of intraoperative transesophageal echocardiography in predicting the degree of mitral regurgitation secondary to atrioventricular defect in children. Am J Cardiol 1999; 83: 750-753. 10. Ungerleider RM: Devision making in pediatric cardiac surgery using intraoperative echo. Int J Cardiac Imag 1989; 4: 33-35. 11. Goldman ME et al: Transesophageal real-time Doppler flow imaging: a new method for intraoperative cardiac evaluation. JACC 1986; 7: 1A (abstract).

12. Stevenson JG, Sorensen GK, Gartman DM, et al: Transesophageal echocardiography during repair of congenital cardiac defects: Identification of residual problems necessitating reoperation. J Am Soc Echocardiography 1993; 6: 356-365. 13. Stevenson JG: Role of intraoperative transesophageal echocardiography during repair of congenital cardiac defects. Ann Surg 1989; 210: 526-534. 14. O Leary PW, Hagler DJ, Seward JB, et al: Biplane intraoperative transesophageal echocardiography in congenital heart disease. Mayo Clin Proc 1995; 70: 317-326. 15. Bezold LI, Pignatelli R, Altman CA, et al: Intraoperative transesophageal echocardiography in congenital heart surgery. The Texas Children s Hospital experience. Texas Heart Institute J 1996; 23: 108-115. 16. Snider AA, Serwer GA, Ritter SB. Specialized Echocardiographic Techniques in Pediatric Heart Disease, 2nd ed; St Louis Baltimore, pp 76-132, 1997. 17. Tee SCD, Shiota T, Weintraub R, et al: Evaluation of ventricular septal defect by transesophageal echocardiography: Intraoperative assessment. Am Heart J 1994; 127: 585-592. 18. Stumper O, Kaulitz R, Elzenga N, et al: The value of transesophageal echocardiography in children with congenital heart disease. J Am Soc Echocardiography 1991; 4: 164-176. 19. Stevenson JG: Role of intraoperative transesophageal echocardiography during repair of congenital cardiac defects. Acta Paediatr Suppl 1995; 410: 23-33. 20. Stevenson JC, Sorensen GK, Gartman DM, et al: Left ventricular ourflow tract obstruction: An indication for intraoperative transesophageal echocardiography. J Am Soc Echocardiogr 1993; 6: 525-535. 21. Ritter SB, Thys D: Pediatric transesophageal color flow imaging: Smaller probes for smaller hearts. Echocardiography 1989; 6: 431-440. 22. Randolph GR, Hagler DJ, Connoly HM et.al: Intraoperative transesophageal echocardiography during surgery for congenital heart defects.j Thorac Cardiovasc Surg. 2002; 124:1176-82. 23. Sheil ML, Baines DB. Intraoperative transesophageal echocardiography for paediatric cardiac surgery- an audit 200 cases. Anaesth Intensive Care 1999; 27:591-5. 24. Bettex DA, Pretre R, Jenni R, Schmid ER. Cost-effectiveness of routine intraoperative transesophagal echocardiography in pediatric cardiac surgery: a 10-year experience. Anesth Analg 2005; 100:1271-5.

25. Stevenson JG. Incidence of complications in pediatric transeophageal echocardiography: experience in 1650 cases. J Am Soc Echocardiogr. 1999; 12:527-32. 26. Ungerleider RM, Kisslo JA, Greeley WJ et.al.: Intraoperative echocardiography during congenital heart operations: experience from 1.000 cases. Ann Thorac Surg. 1995; 60( 6 Suppl): 539-42. 27. Stevenson JG. Incidence of complications in pediatric transesophageal echocardiography: experience in 1650 cases. J Am Soc Echocardiogr. 1999; 12: 527-32. 28. Bettex DA, Schmidlin D, Bernath M-C et. al: Intraoperative transesophageal echocardiography in pediatric congenital heart surgery: A two center observational study. Anesth Analg 2003;97: 1275-82. 29. Randolph GR, Hagler DJ, Connaly HM: Intraoperative transesophageal echocardiography during surgery for congenital heart defects. J Thorac Cardiovasc Surg 2002;124:1176-82.