TARİH İÇERİSİNDE ANKARA NIN JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK KONUMU Özet Sıddık Çalık 1 Anadolu coğrafyasını, hemen hemen etrafı geniş ve yüksek dağlarla örülmüş bir kaleye benzetebiliriz. Ankara şehri bu kalenin tam ortasında giriş çıkışları kontrol edebilen bir coğrafi konuma sahiptir. Bu özelliği ile Ankara, tarih boyunca birçok devletin ve idari mıntıkanın yönetim merkezi olmuştur. Galatlar ın merkezi olarak gelişen Ankara, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde eyalet merkezi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Ankara nın başkent olması, hem coğrafi konumu, hem de yönetim birimi olarak, tarihte oynamış olduğu role bağlayabiliriz. Anahtar kelimeler: Ankara, Anadolu, Eyalet, Galatlar, Osmanlı İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ANKARA GEOPOLİTİCAL GEOSTRATEGİC POSİTİON İN HİSTORY: ANKARA CAPİTAL Absract The Anatolian geography can be compared to a castle surrounded by high and broad mountains. Ankara is located just in the middle of this castle which controls entrance and exit to it. By means of this peculiar feature Ankara has become the governing center of many states and ruling districts throughout history. Flourishing as the center of Galatians, Ankara was also a provincial capital during Roman, Byzantine and Ottoman Empires. We can attribute Ankara became the capital city when Turkish Republic was founded because of its role played throughout history by means of its geographical location and as a governmental unit. Keywords: Ankara, Anatolia, State, Galatians, the Ottoman Empire, the Roman Empire Giriş Anadolu coğrafayasını, hemen hemen bütün etrafı geniş ve yüksek dağlarla örülmüş bir kaleye benzetebiliriz. Ankara şehri bu kalenin tam ortasında giriş çıkışları kontrol edebilen bir mevkie sahiptir. (HARİTA.1) Ankara nın bu hususiyeti, şehrin tarihî coğrafyasını belirleyen en önemli unsur olmuştur. Diğer bir ifadeyle şunu söyleyebiriz: Bir bir bölgenin coğrafi özellikleri, o bölgenin tarihi gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bu durum, bazen bölgenin yararına olduğu gibi, bazen de zararına olabilecek sonuçlar getirmektedir. Araştırmamızı tarihi haritalar üzerinde yoğunlaştırarak, Ankara nın ne denli bir öneme sahip bir idari ve askeri merkez olduğunu göstermeye çalışacağız. Böylelikle, özellikle Ankara yı merkez alan siyasi teşekküllerin idari yapısını da ele almış olacağız. Coğrafi Yapı İç Anadolu nun Kuzeybatısında Sakarya nehri kollarından Ankara çayının geçtiği ovanın üzerinde kurulan şehir, bölgenin eski yerleşim merkezlerinden biridir. Ankara, Bolu dan itibaren Doğu Karadenize kadar devam eden sıra dağların başlangıç eteklerinde yer almaktadır. Diğer taraftan bu 1 Yrd.Doç.Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü, Öğretim Üyesi 527
vaziyeti ile Ankara, Anadolu nun güneyine, batısına ve doğusuna hakim bir noktaya sahip olmaktadır diyebiliriz. (Darkot, 1965: 437-453) Ankara Çayı, Ayaş, Nallıhan ve Beypazarı üzerinden Sakarya nehri havzasına ulaşarak tarih boyunca İstanbul güzergâhını belirleyen bir coğrafi şerit halinde gidiş-gelişi kolaylaştıran önemli bir kavşak noktası olmuştur. Aynı şekilde, Ankara nın kuzey-batısından başlayarak Karadeniz sıra dağlarının güneyini takip eden doğuda Kelkit havzasına kadar giden ve dere yolu olarak da bilinen güzergahın başlangıç noktası da bu şehirdir. Ankara nın bir başka coğrafi özelliği de, Konya ovasından başlayarak bütün Anadolu nun güney sahaları ile, batısındaki Eskişehir den başlamak üzere, Ege sahasını kontrol edebilecek stratejik bir konuma sahiptir. Bu coğrafi hususiyetlerin yanı sıra Ankara da yerleşimin tarihi; son yıllarda yapılan arkeolojik kazılara göre Kalkolitik ve Bakır Çağı dönemlerine kadar gitmektedir. Ankara nın çevresinde bulunan Gavurkale, Karaoğlan, Ahlatlıbel ve Etiyokuşu gibi eski iskan merkezleri Hititler zamanın önemli yerleşim mahallerindendir. (Özdemir, 1991: 204-209) Tarih İçerisinde Ankara nın Merkezî Konumu Ankara nın önceden beri önemli bir idari ve askeri merkez olduğu bilinmektedir. Şehirdeki kalenin Hititlerden beri var olduğunun bilinmesi, bu hususiyetinin eski çağlara kadar gittiği anlaşılmaktadır. Hititlerden sonra bölgedeki hakimiyetin, Friglere (MÖ.XII-VII y.y.) daha sonra da Galatlara (MÖ. III-II y.y.) geçtiği bilinmektedir. (Ergenç, 1980: 86) Avrupa dan gelen Galatlar, Ankara merkezli bir siyasi teşekkül kurarak, M.Ö. 287 den M.Ö. 189 a kadar bağımsız bir devlet olarak varlıklarını sürdürdüler. (HARİTA.2) Anadolu coğrafyasına Roma nın hakmiyeti ile birlikte Galatya da bu imparatorluğun idaresine geçmiş oldu. Galatya, İmparator Agustos zamanında M.Ö. 25 de Eyalet (Thema) getirilirken, başkenti yine Ankara olmuştur. Ankara bu dönemde, hayli yoğun nüfus barındıran çok önemli bir metropol haline gelmiştir.(aktüre, 1984: 4-5) (HARİTA.3) Bizans döneminde Arap saldırılarına karşı korunması için Ankara, idari ve askeri bir merkez (Thema) haline getirildi. (Özdemir, 1991:204-209) Bu dönemde, Ankara bu kez M.S. 8. Yüzyılın sonlarında Galatya ve Paflgonya arasında yeni bir eyalet olarak teşkil edilen Bucellarius un başkenti olmuştur. (HARİTA.3) Ankara nın eyelet merkezi özelliği Bizans ın daha sonraki asırlarında da devam etmiştir. Türklerin hakimiyetine kadar Roma ve Bizans ın sınırlan içinde bulunan Ankara Anadolu nun Önemli yerleşim alanlarından biri olmuştur. Türklerin Anadolu yu XI. Yüzyılın sonlarından itibaren feth etmeye başlamasıyla birlikte, Ankara da bu dönemde Selçuklu Devleti sınırlana dahil edilmiştir. (Darkot, 1965: 441) Selçuklu döneminde Ankara, devletin en önemli idari birimi olan vilayetlerden biri idi. (Baykara: 1988: 58) (HARİTA.4) Ankara, Anadolu beylikleri ve Osmanlı nın ilk devirlerinde bir çok siyasi birliğin önemli bir mücadele alanı haline gelmiştir. Selçukluların zayıflaması ve 14. Yüzyılın başlarında tarih sahnesinden çekilmesi ile birlikte Ankara yı elde etmek için Eretna Beyliği, Karaman Beyliği ve Ahiler arasındaki mücadele hiç eksik olmamıştır. Bu mücadelelerden birinde, Ankara zayıf bir siyasi yapı özelliğini gösteren Ahilerin eline eçmesi üzerine, 1354 tarihinde sonradan mücadeleye katılan Osmanlıların eline geçmiştir. (Özdemir, 1991: 204) (HARİTA.5) Bu küçük develetlerin Ankara ya sahip olma arzularını canlı tutan temel etken kuşkusuz bu şehrin yukarıda izah ettğimiz tarihî coğrafyasıyla ilgili hususiyetidir. Çünkü bu beyliklerin öncelikli amacı, Ankara ya sahip olmak suretiyle stratejik bir avantaj elde etmektir. 528
Diğer taraftan Osmanlılar için Ankara nın ayrı bir önemi daha vardı. Bu da, Osman beyliğinin bağlı olduğu Kayı aşiretine savaşta gösterdikleri gayretten dolayı Selçuklu Sultanı tarafından Ankara civarındaki Karacadağ mevkii yurt olarak verilmiştir. Burada belirli bir süre yaşayan Kayı aşireti daha sonar Söğüt e gitmiştir. Ancak, Ankara ve çevresinin her zaman Osmanlı beyliği için ata yadigarı bir yurt olarak kaldığı anlaşılmaktadır. Nitekim Osman Bey in dedesi Gündüz Alp in mezarı Beypazarı yakınlarında Hırka köyünde bulunmaktadır. Osmanlılar ilk dönemleri itibariyle fetih hedefi ve mücadele alanı daima Bizans toprakları iken, 1354 tarihinde Ankara yı alarak, ilk defa Anadolu da Türklerin yaşadığı bir şehri el geçirmişlerdir. Gerçi bir müddet sonra Ankara Osmanlıların elinden çıksa da 1361 tarihinde tekrar alınmıştır. Yıldırım Bayezit ile Timur un Ankara Savaşı nı bu bölgede gerçekleşmiş olması da Ankara ya verilen önemin bir neticesi olarak değerlendirilebilir. Keza savaştan sonra Fetret döneminde, Osmanlı ülkesi şehzadeler arasında üç-dört parçaya ayrıldıktan sonra kardeşler arasında şiddetli bir çekişme başlamıştır. Şehzadeler arasında Amasya da olup, en uzak noktada bulunan ve devleti elde etme şansı az olan Çelebi Mehmed, ilk hamlede Ankara yı ele geçirerek en avantajlı konuma geçmiş ve belki de bu sayede mücadeleyi kazanarak Osmanlı devletinin ikinci kurucusu unvanını almıştır. Bulunduğu coğrafi konum Ankara nın önemli ticarî ve askerî merkez haline gelmesini sağlamıştır. Tarihi Kral Yolu nun üzerinde bulunması ve Dünyaca ünlü sof üretim merkezi olması Ankara ve çevresinin Doğu-Batı transit ticaretinin Önemli kavşaklarından birini oluşturmaktaydı. Özellikle Osmanlı döneminde Ankara sof ticareti yönünden önemli bir pazar haline gelmişti. (Ergenç, 1975: 153) Osmanlı idari yapısının esasını eyaletler ve bunlara bağlı sancaklar teşkil etmektedir. Sancaklar da kaza ve nahiye gibi alt birimlere ayrılmıştır. Eyalet ve sancaklar teşkil edilirken bölgenin fethi, coğrafi ve stratejik konumu ve daha önceki siyasi ve etnik durumu göz önünde bulundurulurdu. (İnalcık, 1978: 548-550) Ankara Osmanlılar zamanında da idari ve askeri merkez olma özelliğini her zaman korumuştur. I. Murad zamanında bir sancak merkezi olan Ankara, 1394 tarihinde 17 sancaktan meydana gelen Anadolu Beylerbeyiliği (Eyalet) teşkil edilince, Paşa sancağı (eyalet merkezi) durumuna da gelmişti. (Özdemir, 1991:204-209) Daha sonra Paşa sancağı Kütahya olmuştur. Ankara nın sancak statüsü klasik dönem boyunca devam etmiştir. Ancak sancağın alt birimlerini oluşturan kaza ve nahiyelerde zaman zaman değişiklikler görülmüştür. (HARİTA.6) XVIII. Yüzyılda Mutasarrıflık idari birimi olan Ankara, askeri ve idari bakımından önemini korurken, iktisadi açıdan zayıflamaya başlamııştır. 1800 lü yıllardan itibaren sof üretiminin azalması ve sofa dayalı ürünlerin, dışardan gelen fabrikasyon yünlü mamul mallarla rekabet edememesi, bir nevi tekstil merkezi olan Ankara yı bir çok yönüyle gerilemesine sebep olmuştur. Buna rağmen Ankara nın idari ve askeri merkez olma özelliği devam etmiştir. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa nın orduları ile Kütahya ya kadar ilerlemesi nedeniyle Osmanlı yönetimi askeri ağırlıklı yeni bir idari düzenlemeye giderek geniş topraklara sahip vilayetler teşkil etmiştir. 1836 tarihindeki bu düzenlemede Ankara büyük vilayetlerden biri olmuştur ki Kayseri de dahil bir çok sancağı sınırlarına dahil etmiştir. 1864 İdare-i Vilayet kanununa göre yine Vilayet statüsünde kalmış ve bu durum İmparatorluğun sonuna kadar devam etmiştir. (HARİTA.7) Ankara ya ilk demir yolunun 1892 tarihinde gelmesiyle birlikte, şehrin önemi bir kez daha artırmıştır. Netice itibariyle, Milli mücadelenin yürütülmesinde Ankara nın merkez haline gelmesi tesadüfi değildir. Ankara nın, Türkiye Cumhuriyeti nin başkenti olma vasfını kazanmasının, bu şehrin tarihi coğrafyasına bağlı olduğunu rahatlıkla idda edebiliriz. 529
HARİTA.1 (http:akademi.yucelkesen.com) HARİTA.2 (Shepherd s Historical Atlas) 530
HARİTA.3 (Tarih Atlası, Birken-Gerlach) HARİTA.4 (D.E. Pitcher, Osmanlı İmparatorluğunun Tarihsel Coğrafyası) 531
HARİTA.5 (Tarih Atlası, Birken-Gerlach) HARİTA.6 (D.E. Pitcher, Osmanlı İmparatorluğunun Tarihsel Coğrafyası) 532
HARİTA.7 (Osmanlı Araştırmaları Vakfı) 533
Kaynakça AKTÜRE, Sevgi, 16. Yüzyıl Öncesi Ankara Üzerine Bilinenler, Tarih İçinde Ankara (Eylül 1981 Seminer Bildirileri), Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara,1984 BAYKARA, Tuncer, Anadolu nun Tarihi Coğrafyasına Giriş I AnadoIu nun İdari Taksimatı, Bilge Kültür Sanat Yayıncılık, Ankara, 1988. BİRKEN, Andreas; GERLACH Hans-Henning, Tarih Atlası, Mantis Verlag, Gerafelfing, 1999 DARKOT, Besim, Ankara Maddesi MEB İslam Ansklopedisi, nka(cilt: 1, s. 437-453), Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1965. ERGENÇ, Özer, XVII. Yüzyılın Başlarında Ankara nın yerleşim Durumu Üzerine Bazı Bilgiler Osmanlı Araştırmalar 1, İstanbul, 1980. ERGENÇ, Özer, 1600-1615 Yılları Arasında Ankara İktisadi Tarihine Ait Araştırmalar Türkiye İktisat Tarihi Semineri Metinler / Tartışmalar 8-10 Haziran 1973 İNALCIK, Halil, Eyalet Maddesi, DİA İslam Ansiklopedisi (C,ll, s.548-550), DİA Yayınları, Ankara, 1995 ÖZDEMİR, Rıfat, Ankara Maddesi (Osmanlılar Devri) DİA İslam Ansiklopedisi (Cilt:3, S.204-209),DİA Yayınları, Ankara, 1991. PITCHER, Donald Edgar, Osmanlı İptaratorluğu nun Tarhisel Coğrafyası, YKY, İstanbul, 2007. SHEPHERD, William R., Shepherd s Historical Atlas, George Philip and Son Limited, New York, 1974 TEKİN, Rahmi; BAŞ, Yaşar, Osmanlı Tarih Atlası / XX. Yüzyıl Başları, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 2003 534