BOGAZiCi UNiVERSiTESi DERGISi



Benzer belgeler
ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi


İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

BOGAZid LJNiVERSlTESl DERGÎSi

Urla / Klazomenai Kazıları

ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

2011 YILI RESULOĞLU KAZISI

Prof.Dr. ENGİN AKDENİZ

2005 YILI ALACA HÖYÜK KAZISI

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ ARKEOLOJİ VE SANAT TARİHİ ESKİ ANADOLU UYGARLIKLARI TUNÇ ÇAĞLARI

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Asur Ticaret Kolonileri Çağı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi

Türk Halı Sanatında Bir Teknik Özellik

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

ÖZGEÇMİŞ Temmuz 2018

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

bu şehirle, yani Hattuşa ile çok yakından ilgilidir. Yüzyıllarca Hititler e başkentlik yapacak olmasının yanı sıra Hitit siyasal ve kültürel tarihi

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

GAZİANTEP GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRME VE ÖNGÖRÜLER 2015 EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ GAZİANTEP, 24 KASIM 2011

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

2014 Yılı Akhisar Thyateira (Thyatira) Antik Kenti ve Hastane Höyüğü Kazıları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MİMARİSİ

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

TARİH 1.

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ŞANLIURFA YI GEZELİM

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

Türkiye Kalkolitik Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme

Avrupa da göçmen kadinlar ve is pazari : genel bir bakis. Dr. Altay Manço IRFAM, Belçika -

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım

Dündar Ali KILIÇ. ~Gör.. arih ve kültür araştırmalan için gerekli olan kaynakların en

2006 YILI ALACA HÖYÜK KAZISI

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

-Anadolu nun Tarihi Coğrafyası, W.M. Ramsay, MEB, İstanbul, Tarihöncesi İnsan, R.J.Braidwood, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul,1990.

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.

UYGARLIKLAR TARİHİ-I AYDAN DEMİRKUŞ. 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır.

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKESİR ÇANAKKALE TR - 22 PLANLAMA BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI PAFTA H19 DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA ARK131

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

ALİŞAR IN YOZGAT ARKEOLOJİSİ VE ESKİÇAĞ TARİHİNE KATKISI

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 3. Hafta. Saraylar Öncesi Çağ

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS

Transkript:

1048 35 BOGAZiCi UNiVERSiTESi DERGISi Begeri Bilimler Humanities Vol. 7 1979 KENTLEÇME SURECI BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERÎ (II. KISIM) H. H. Giinhan Daniçman* OZET Birinci makalede ' kentlesme surecini Anadolu'nun Palaeolitik, Neolitik ve Er- Kalkolitik çaglannda incelemis. idim. Bu makalede ayni siirecin Anadolu'nun Geç- Kalkolltik, Eski Tunc, Orta Tunc ve Geç Tunc çaglannda incelenmesine devam edecegiz. Zamanlama olarak bu seferki incelememiz yaklasik olarak M.O. 4500 ila M.O. 1000 tarihleri arasina dttsmektedir. Anadolu bu yeni dônemde, dogal zenginlikleri sonucu, madencilik ve metalôrji alanlarmda Yakm Dogu'da ilerleme kaydeden ilk merkezlerden biri olmu, ve kentle me siirecinde yeni atilimlan gerçeklegtiren arti urtiniin elde edilmesi, bir ewelki devirdeki tanma dayali bir ekonomi yerine, bu yeni teknolojilerin gerçekle tirdigi yeni ekonomi ve denizler asiri ticaretin gittikçe biiyiiyen hacmi sayesinde olmugtur. Boylece gittikçe zenginlegen Anadolu uygarhklan, hem Demir Çagi'na giren ilk ysreyi olugturmuglar, hem de M.O. 1000 tarihinden sonra ortaya çikan Klasik Ege ehrini (polisi) hazirlayan ortami yaratmayi bagarmiglardir. ILK METAL ÇAGLARI ve ANADOLU UYGARLIKLARI Anadolu Arkaeolojisinde son 20-25 senedir gerçeklestirilen bilimsel arastirmalar sonucu Anadolu uygarhklarinin baslangici sistematik olarak daha eski tarihlere gôturulmus, ve kôkeni Palaeolitik Devire dayanan bir oz Anadolu kulturunun varligi açiklikla belirlenmistir. Yine ayni arastirma ve kazilar sonucu Anadolu'nun Yakm Dogu'da "Neolitik ihtilâl"i gerçeklestiren ilk ûç ana merkezden biri oldugu saptanmis bulunmaktadir. Buna karsilik, genellikle Tunc Çagi'na tarihlendirilen Truva, Alisar Huyiik, Alaca Hiia Dr., Beçeri Bilimler Boliimii, Bogaziçi Universités!.

ÇlZlM 1 : Metal ÇaglarMa Anadolu'daki baçlica yoreler ile ana yerleçme merke^lerini

KENTLEÇME SURECt BA$LANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERÎ 37 yiik, Kultepe Huyuk, Bogazkôy-Hattuçaç gibi yerleçme merkezlerinde gerçekleçtirilen ilk kazilar Anadolu'da arkaeolojik çahçmalarin temelinin atildigi 19'uncu yiizyil ortalannda ve daha çok bu çaliçmalarin bilimsellik kazanmaya baçladigi yillarda, baçka bir deyimle, bu yiizyilin baslarinda yer almiçtir. Bununla beraber, Anadolu'nun metal çaglardaki etkinligini belirliyen bu yerleçme merkezlerinin Anadolu uygarhklan içindeki konumlan ve kentleçme sureci yôniinden degerlendirilmeleri son zamanlara kadar yapilmamiçtir. 2 Erken Neolitik devrin baçmdan Er-Kalkolitik Çagin sonuna kadar, bir baçka deyimle, yaklaçik M.O. 20,000'den yaklaçik M.Ô. 5000 tarihine kadar Anadolu'dan elde edilen arkeolojik veriler kulturel hayatin ve mimarlik geleneginin devamh bir geliçme içinde oldugunu gôstermiçtir. Anadolu'nun ilk çag tarihinde saptanan bu devamhhkda M.Ô. 5000'den sonra meydana gelen bir etnik kançiklik sonucunda ilk kez bir kesiklik olusmakta, batidan doguya giderek turn yerleçme merkezlerinde gôzlemlenen yakilma ve yikilma izleri Anadolu'ya Geç-Kalkolitik kulturuniin daha onceki Er-kalkolitik devir uygarliklarinm kuzey-bati komçularmin illkeyi istila etmesi ile yayildigini belirtmektedir. Anadolu'ya yeni gelenler ile daha onceki renkli seramik kaybolmakta, onun yerine siyahimsi renkte, organik kariçimh, iyi piçirilmemiç ve beyaz boyah bezemeli bir tiir seramik bilhassa Ege yôresi ve sahil kisimlarda yayilmaktadir. Daha az rastlanan bir tiir çizik bezekli seramik ise Çukurova yôresi ve iç Anadolu'da gôriilmektedir. Aynca çok sayida terkedilmiç veya tahrip sonucu degiçmelere ugramiç yerleçim merkezleri bu yeni devrin ôzellikleri arasindadir. Geç-Kalkolitik devrin ekonomisi iizerindeki bilgimiz ise daha kisithdir. Karma tarimin geniç bir sahada yaygin oldugu anlaçilmakla birlikte, bir miktar avcihgin da yapildigini belirliyen sapan taçlan veya yay ve ok uçlari gibi veriler de elde edilmektedir. Geç-Kalkolitik devirde Anadolu'da dort veya beç ana bôlge izlenebilmektedir. Kuzey-batidan doguya dogru bu bôlgelerin kisaca incelenmesinden çu sonuçlar elde edilmektedir (bakiniz çizim No. 1) : a. Kuzey-bati Anadolu Halen çok iyi arastirilmamiç bir bôlge olmasma karçihk, kuzey-bati Anadolu'da Menteçe, Fikirtepe ve Yarimburgaz gibi yerleçme merkezlerinde çizik bezekli seramik ile Geç-Kalkolitik evveli kiilturlerin varligi olasi gôriilmektedir, ve bunlarm kuzey-bati Anadolu Geç-Kalkolitik çagi ile Ege Adalari ve Girit Er-Neolitik {M.Ô. 6-5 bin arasi) kiiltiirlerinin evveliyatini oluçturdugu kuvvetle tahmin edilmektedir. 3 Girit'deki Geç-Neolitik kulturu (ôrnegin Phaistos) ile Bâti Anadolu Geç-Kalkolitik kulturleri arasinda saptanan paralellikler, daha sonraki devirlerde izleyecegimiz benzerliklerin baçlangici olmasi açisindan ilginçtir ve Anadolu uygarliklanmn Ege Adalari kulturlerinin geliçmesindeki etkili rôlunun ne kadar eskilere dayandigmi açikca ortaya koymaktadir. Arkeolojik arastirmalardaki eksiklikler sonucu tam olarak saptanamiyan kuzey-bati Anadolu Geç-Kalkolitik çaginin yerleçme merkezlerinin Manisa-Akhisar yôresi ile Balikesir ovasina dagildigi yiizey buluntulardan anlaçilmaktadir. Bu çagin son evreleri ise Çanakkale havzasinda yeralan Kumtepe la ve Ib yerleçmesinde saptanmiç, ve bu yerleçmeden elde edilen seramigin, ôrnegin pedestalliçanaklann hem Ege Adalari, hem de Trakya ve Balkanlar ile paralellikler gôsterdigi anlaçilmiçtir. Kumtepe Ib kulturu kesintisiz olarak Truva I, yani Eski Tunç devri kulturiine baglanmaktadir.

3S H. H. GUNHAN DANISMAN b. Guney-bati Anadolu Geç-Kaikolitik çag guney-bati yôresinde ise Buyijk Menderes irmaginin kaynak kismimn yakinmda yeralan ve Afyon'a yaklasik 50 km mesafede bulunan Beycesultan Hiiyugiinde dort evreli ve yirmi yapi katindan olusan bir arkeolojik kahntidan ayrintili olarak saptanmistir. Beycesultan 1954 ila 59 yillari arasmda Ankara'daki ingiliz Arkeoloji Enstitiisu Miidiiru Prof. Seton Lloyd ve yardimcisi Arkeolog James Mellaart tarafindan kazilmistir. 4 Yeni çagin biitun ôzelliklerini tasiyan Beycesultan seramigi hem bu yerlesmedeki Geç Kalkolitik devrin dort evreye bôlunmesini saglamakta, hem de koyu renkli bir zemin uzerinde beyaz parallel çizikli geometrik bezemeleri ile bir yandan Manisa-Akhisar yôresi, kuzey-bati Anadolu'nun diger yôreleri, Ege Adalari ve Trakya (hatta Makedonya) ile, diger yandan Mersin (evre Xlla) ve Can Hasan (evre I) ile baglanti kurulmasma yardim etmektedir. Buna karsihk kiiçiik bir sahada açilan çok derin sondaj kuyusunun çesitli yapi evrelerinden Anadolu'nun Geç-Kalkolitik mimarisine ait ayrintih bilgiler elde etmek mumkun olmus, ve kerpiç duvarli dikdôrtgen binalann tartismasiz bir biçimde megaron tipi plan ôzerine insa edildikleri anlasilmistir. 5 Daha sonraki devirlerde, bilhassa klasik Ege mimarisinde megaron tipi plan çok ônemli bir roi oyniyacak, hatta yunan tapinagmin geleneksel planini olusturacaktir. Fakat Geç-Kalkolitik çagin Beycesultan'da ortaya koydugu en ônemli husus ise çok saglam bir sekilde M.Ô. 5'inci bine tarihlendirilen maden parçalannin ortaya çikarilmis olmasidir. Ôrnegin evre XXXIV'de bulunan bir giimûs yiizuk, çesitli bakir aletler, bir metal kama parçasi, bir metal tas isleme aleti, iki metal delici alet ve iiç metal igne Geç-Kalkolitik çagin basmdan itibaren Anadolu'nun Yakin Dogu'daki en eski ve ônemli bir madencilik ve metalôrji teknolojisine sahip oldugunu vurgulamaktadir. c. Burdur Yôresi ve Konya-Karaman Yôresi Burdur Gôlii civannda yer alan Hacilar Huyuk'teki kazilar sonucu çok ayrintili bir biçimde incelenebilen Er-Kalkolitik devri yaklasik olarak M.Ô. 5000 yillarindan hemen sonra yakilip yikilir ve terkedilir. Bundan sonra Burdur yôresinin Kalkolitik çagi tarihinde bir bosluk gôriilmektedir. Son birkaç yildir devam etmekte olan ve Istanbul Universités!, Edebiyat Fakiiltesi, On Asya Arkeolojisi Kursusii ôgretim iiyelerinden Prof. Dr. Refik Duru baskanliginda ayni yôrede yurutûlen Kuruçay Hiiyiik kazilarimn sonucunda bu boslugun doldurulacagi tahmin edilmektedir. Konya-Karaman yôresinde ise Kalkolitik kiiltiirii baslica iki huyukte saptanmistir. Bunlardan biri Can Hasan, digeri Çatal Ηϋyiik Bati Tepesi'dir. Ingiliz Arkeolog Dr. D.H. French tarafindan yuriitulen Can Hasan kazilannda Er-Kalkolitik (evre 3 ve 2B), Orta Kalkolitik (evre 2A) ve Geç-Kalkolitik (evre 1) olmak uzere uç ana evre saptanmistir. 6 Can Hasan'da elde edilen seramik, ikinci yerlesme merkezi Çatal Huyûk Bati Tepesi ile yakin benzerlikler gôstermektedir, fakat Çatal Huyiik Bati Tepesinde ingiliz Arkeolog James Mellaart tarafindan gerçeklestirilen çahsmalar çok kisitli kalmistir. Bununla birlikte bu yôrenin guneyde Çukurova yôresi ile yakin iliski içinde bulundugu gôrulmiistiir. Can Hasan'm asil ônemi ise bu yerlesmenin yôrede ônemli bir bakir madeni isletme merkezi oldugunun elde edilen bol miktarda bakir alet ve gereçler sonucu saptanmis bulunmasindadir. d. Giiney ve Giiney-dogu Anadolu (Çukurova, Antakya ve islahiye yôreleri) Bu yôrelerde Geç-Kalkolitik Mersin-Yiimuktepe'de, Tarsus-Gôzlu Kule'de, Amuk, Sakçagôzu ve Gedikli Huyûk'te saptanmistir, ve bu yerlesme merkezlerinin Kuzey Suriye ve Mezopotomya'mn tesiri altinda oldugu ele geçen Al Ubaid tipi renkli seramik sonucu anlasilmistir. 7

KENTLEÇME SURECt BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERÎ 39 ÇlZIM 2 : Truva ve Çevresi Vaziyet Plâni (Kaynak : Blegen, C.W. et al, TROY I (Plates), Princeton, 1950, fig. 416).

40 H. H. GUNHAN DANISMAN ÇIZIM 3 : Truva Kentinin iliçkide ve Hakim Oldugu Çevresi ile Konumunu Gosterir Çema (Kaynak : Mellaart, J., The Chalcolithic and Early Bronze Ages In The Near East and Anatolia, Khayat Publications, Beirut, 1966, p. 143, fig. 42). e. Orta ve Dogu Anadolu Bu iki yôrede de derinlemesine arastirmalann çok kisith olmasi sonucu elimizde Kalkolitik çag kiiltiirlerine ait ayrintili bilgi yoktur. Buna ragmen Kizilirmak nehrinin yaptigi buyuk kivnmm içinde kalan bolgede yeralan Biiyiik Giilliicek yerlesmesinden elde edilen veriler ile Van yakinlanndaki Tilkitepe kazilan ve Keban Baraj Gôlii kurtarma kazilan sirasinda ortaya çikan sonuçlardan Orta ve Dogu Anadolu bôlgelerinde de yôresel Geç-Kalkolitik kulturlerinin varhgi kesinlik kazanmistir. Bilhassa daha sonraki çaglar boyunca bu iki bôlge Anadolu'nun ônemli metal teknolojisi merkezleri haline geleceklerinden, bu gelismeye esas olan oz Kalkolitik kiilturlerin onemi açiktir ve ôniimiizdeki yillarda yapilacak arastirmalar sonucunda bunun ortaya çikanlacagi çuphesizdir. s f. Kuzey Anadolu (Orta Karadeniz Yôresi) Son yillara kadar arkeolojik yônden tarn bir karanhk bôlge olan Kuzey Anadolu, baska bir deyimle Orta Karadeniz yôresinin, Istanbul Universitesi, Edebiyat Fakultesi, On Asya Arkeolojisi kursiisu baskani Prof. Dr. U. Bahadir Alkim baskanhginda yuratulen Turk Tarih Kurumu Samsun Bôlgesi yiizey arastirmalan ile Bafra-ikiztepe kazilan sonucu zengin bir kalkolitik kultiire sahip oldugu anlasilmistir. En eski yerlesme evrelerinden itibaren çok zengin metal alet ve silahlar veren ikiztepe'den ayrica elde edilen verilerden bu yôrenin Balkanlar ile olan iliskilerinin de çok ilginç yônleri oldugu saptanmis, Er-Kalkolitik kulturlerinin Anadolu'daki ilk yayrlmalari yônunden çok ônemli sayilmamasi gereken bu kazi ve arastirmalann ônumiizdeki yillarda konuya çok daha aydinlatici katkilarda bulunacagi simdiden belli olmustur. 9 Anadolu'daki Er-Kalkolitik kiilturlerin dagilimma ait bilgilerin bu sekilde aynntih biçimde ôzetlenmesindeki ana amaç, bu kiilturlerin iilkeye kuzey-batidan yayihp yerlestikten sonra yavas yavas madencilik ve metalôrji teknolojilerinde gelismeler sagliyarak dogrudan dogruya bir sonraki metal çagin, yani Eski Tunç çaginm dogmasina ve hemen her yôrede son derece parlak kentsel uygarliklann ortaya çikmasma on ayak olmalanndaki kritik rollerinin belirlenmek istenmesidir. Bakir madeninin % 10 oranmda kalay ile alisiminin yapilarak tunç iiretilmesi sonucu teknolojik açidan uygarhk yolunda çok

KENTLE$ME SURECJ BAÇLANGICINDA ANADOLTJ UYGARLIKL/VRININ YF.RÎ 41 ônemli bir adimin ilk kez nerede atildigimn arkeolojik yonden saptarmssi halen olanaksizdir. Buna karsilik, tuncun ana hammaddesi olan bakir yôniinden çok zengin yataklara sahip Anadolu'da bu yeni metanin uretilmesinin yakiasik olarak M.Ô. 3500 yillarmda yaygmlastigini yine arkeolojik veriler belirlemektedir. Oldukça muhafazakâr olan bu tarihlendirme Anadolu'yu yine de Yakin Dogu'daki ilk tunc iireten morkezlerden biri yapmaktadir. ANADOLU'NUN ESKI TUNC ÇAGLARI ve TROAD KENTLEÇMESÎ Turn olarak Yakin Dcgu'da Tunc Çaglar Eski, Orta ve Gee Tunc Çaglar olarak iiçe aynlmaktadir. Anadolu'da ise Eski Tunc Çagi kendi içinde uç ana evreye bolunmektedir. Yakiasik olarak M.Ô. 2750 yillanna kadar siiren ve ilk evre olan Eski Tunc 1 çagi en az bilinen devirdir. Eski Tunc I! Anndolu'daki butiin yôrelerin giderek zenginlestigi, tunç'dcn uretilmis silah ve aletlerin yaninda altin, giimus, ve ikisinin kansimi olan elektrumdan dokulmus alet ve takilarm bol miktarda bulundugu bir evre olup yakiasik M.Ô. 2300 yillarmda Anadolu'ya yine kuzey-batidan geldigi anlasilan ve bu kez Hind-Avrupa kokertli kavimlorden olustugu belirlenen istilâlar uzerine son bulmaktadir. Eski Tunc III evresinde ise yeni gelen Hind-Avrupa kavimlerinin ôzellikle Orta Anadolu yôresine yerlestikleri izlenmekte, bununla birlikte Anadolu'nun kuzey yôrelerinin bir evvelki evreyi aratmiyacak zenginlik sergiledigi, bilhassa Alaca Huyuk, Mahmatlar, Horoztepe gibi yeriesmelerde ortaya çikanlan "kral" mezarlanndaki buluntulardan açikça anlasilmaktadir. Eski Tunc çaglarm iiretken ekonomisinin aslini olusturan madencilik ve metalorji teknolojilerinin gelismesi için ileri diizeyde bir is-bolumu ve uzmanlasma gerekmekte, bunun gerçeklesmesi için ise kentsel ôrgiitlenmenin ônemli olçiide olgunlasmasi on sart olmaktadir. M.O. 3'iincu binin basindan itibaren bu tur çok yônlu bir kentsel duzenin Anadolu'nun hemen her yoresinde olustugunu arkeolojik verilerden anlamaktayiz. Bu qelismeyi ayrintih olarak bu yôrelorden birinde, "Troad" olarak da bilinen kuzey-bati Anadolu yôresini yine bu yôrede kazi ve arastirmalara sahne olmus yerlesmc merkezlerinin birer hirer incelenmesi yoluyla belirlemek uygun olacaktir. a. Truva Kenti Çanakkale'nin 32 km guney batisinda Çanakkale Bogazi'nin Ege Denizi ile bulustugu stratejik noktada ve hakim bir tepe uzerinde yeralan (bakiniz çizim No. 3) ve Homer'in Truva's! oldugu genellikle kabul edilen Hisarlik huyugu, Anadolu'da bilimsel arkeolojik çalismalonn baslangiç tarihi yôniinden de ônemli bir yer tutar. Schlicmann tarafindan 1870 ila 1890 yillan arasinda, daha çok Homer'in Iliad eserinde anlatilan Truva kentinin burasi oldugunu ispat etmek ve bu ôykii'de Priam'a atfedilen hazineyi bulabilmek amaciyla, son derece tahripkâr sekilde kazilan yerlesme, Schliemann'in ôlumu iizerina arkadasi Dôrpfeld tarafindan daha dikkath yôntemlerle 1393-5 tarihlerinde arastirilmis. ve dokuz ana yapi kati taniinlanmistir. 1932-1938 yillari arasinda Cincinnati Universités! tarafindan desteklenen ve Cari, W. Blegen baskanliginda yurutulen bilimsel kazilar ise 30 evrenin saptanmasina yol açmistsr.,0 Ana yerlesme katlari alttan yukari dogru numaralandirilmisiir, ve uç evreden olustugu anlasilan Truva I kati Eski Tunç I çagina tarihlendirilmektedir. Truva I katinin en genis evresinde çapi 90 metreden daha kuçuktiir (bakiniz Çizim No. 2). Oldukça kalm koruma duvarlan ile çevrelenen ve tas ku-!f;ler i!e tahkim olonmus tek sehir kapil' Truva l'de megaron plan tekrar ortaya çf';-

42 H. H. GUNHAN DANISMAN ÇÎZlM 4 : Truva Kenti Yapi Katlan Plâm (Kaynak : Blegen, C.W. et al, TROY I (Plates), Princeton, 1950, fig. 417).

KENTLESME SURECI BASLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YEUÎ 43 DINSEL BINALAR? BJYJK Bit-A DEPOw,, HiZMETKAR SlNALARI Scale 1.500 ôlçek ÇtZtM 5 : Truva Ug Evresi Yerlesme Plant (Kaynak : Mellaart, J., "Architectural Remains of Troy I & II", Anatolian Studies, Vol. IX (1959), p. 153, fig. 10).

44 H. H. GUNHAN DANISMAN maktadir, (bakiniz Çizim No. 4). Yanarak son bulan Truva l'den sonra biraz daha genisce insa edilen Truva M'de de kentin kiiçiik ebadlan dikkati çekmeye devam etmektedir. Eski Tunç I! çagina tarihlendiriien Truva M'de onbir degisik yapi evresi saptanmistir (bakiniz Çizim No. 4). Bu çagin sonuna dogru son derece zenginlesen kent, bu gelismesinin doruguna llg evresinde erismekte (bakiniz Çizim No. 5), ve Schliemann'in "Priam'in hazinesi" zannederek ortaya çikardigi ve îkinci Diinya Harbi sirasinda Berlin Miizesi'nden yok olan altin ve giimiis kalmtilar bu evredeki gayet biiyiik megaron plânh mekân'in taban altindan kazilmistir. Yaklasik olarak M.Ô. 2300 tarihierinde yakilip tahrip edilen Truva llg evresi, kuzeyden iilkeye giren istilaci yeni kavimlerin ispatlayici verileridir. Eski Tunç ill ilâ Orta Tunç çaglara tarihlenen Truva III, IV ve V yapi katlan ise bu isgâllerin sonucu daha ônceye nazaran çok fakir yerlesmeler olup yavas yavas bu perisan hallerinden kurtularak Geç Tunç çaginin gôrkemli Truva VI (yaklasik M.Ô. 1800-1300 tarihleri arasi) yerlesmesini hazirhyan yapi katlan olmuslardir, (bakiniz çizim No. 4). Depremler sonucu yikildigi sanilan Truva VI yerine kurulan Truva VIIA evresi ise hafir Blegen tarafindan Homer destaninda tarif edilen olaylarla yasit oldugu ileri surulmustiir. Buna karsilik, kentin kapladigi saha Truva llg'ye nazaran biraz daha genislemek ile beraber, yine de 2 hektardan kuçiiktur, ve Truva savaslan sirasinda Priam'm 50,000 askerini barindirmasma olanak yoktur. Ashnda Schliemann ve diger hafirler kentin bu kadar kuçuk olamiyacagini ileri siirup çevrede sayisiz transeler açarak bir "asagi kent"in varligmi kanitlamak istemisler (bakiniz Çizim No. 2), hatta Schliemann'in liiad'dan esinlenerek Ilium adini verdigi bir iç-kale disi yerlesmesini çevreleyen duvarlara rastlanmissa da bunlann çok sonraki Hellenistik çaga ait olduklan saptanmistir. Konuyla ugrasan bilim adamlan ya Truva destaninin yalniz bir efsane oldugu ve buradaki hisarlik yerlesmesinin Homer'in Truva'si ile hiçbir iliskisi bulunmadigi sonucunun çikanlmasi gerektigini ileri surmiisler, ya da Truva'nin hemen hemen 3000 yila yaklasan tarihi boyunca bu kadar kuçuk bir kent olabileceginin bir sekilde açiklanmasi gerektigini savunmuslardir. Nitekim soruna baska bir açidan bakildiginda bir yeni çôziim getirmek olasi gôriilmektedir. Truva'yi tek basina bir kent olarak incelememek, fakat çok daha genis bir kentsel sistemin, yeni ortaya çikan metal endiistrisinin olusturdugu bir denizlerasin ticaret sisteminin, yalnizca tek bir birimi olarak kabul etmek lâzimdir. Ôrnegin Truva llg evresinin bir mimari envanteri çikanldiginda, n kentin ο anda en fazla 5-600 kisiyi bann dirabilecegi ortaya çikmaktadir. Bu takdirde Truva kenti, daha karmasik bir kentsel sistemin ancak bir idare ve kontrol merkezi birimi olabilir. Bu varsayim dogru ise bu kentsel sistemin diger birimlerinin tanimlanmasi gereklidir ve Troad yôresinde gerçeklestirilmis olan diger yerlesim merkezi kazi sonuçlanni bu açidan bir defa daha degerlendirmek yerinde olacaktir. b. Poliohni Kent) Çanakkale Bogazi'nin karsisinda yer alan Limni Adasi'nm Anadolu'ya bakan dogu kiyisinda bir kôrfez iizerinde kurulmus bulunan Poliohni Kenti'nin, Eski Tunç Çagi boyunca varligim devam ettirdigi saptanan "Truva Denizlerarasin Kiralligi"nm ônemli yerlesme merkezlerinden biri oldugunu ortaya çikaran italyan Arkeoloji Enstitusu kazilan 1930'larda baslatilmis ve Ikinci Diinya Harbi'nden sonra da devam ettirilmistir, 12 (bakiniz Çizim No. 6). Poliohni ll-v olarak nitelendirilen dort ana yapi kati (mavi-yesil-kirmizi-san) bulunan kent gerek mimari yapilarimn ôzelligi, gerekse seramik ve diger arkeolojik verileri yôniinden Truva arkeolojisi ile çok yakm benzerlikler gôstermektedir. Tas yapili sur duvarlan yer yer bes metre yukseklige kadar korunmus bir sekilde kazilarak ortaya çikarilmis, bu duvarlar iizerinde okçular için ince uzun mazgal delikleri sap-

KËNÎLÎÎÇME SURECi BA$LANGICÏNDA AhîADOLU UYGARLIKLARINlM YËRt 45 ÇlZtM 6 : Poliohni ve Çevresi Vaziyet Plain (Kaynak : Bemabo Brea, L., Poliochni (Citta Preistorica Nell'isola di Lemnos), Vol. I, Roma, 1964).

46 H. 11 GUNHAtf DANISMAM ÇlZlM 7 : Poliohni Kenti Yerlesme Plâni (Kaynak : Bernabo Brea, L., Poliochni (CitM Preistorica Neil'isola di Lemnos), Vol. I. Roma, 1964).

KENTLEÇME SURECl BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERi 47 Ο ÇlZlM 8 : Termi Kenti Yerlesme Plâm (Kaynak: Lamb, W., Excavations at Thenni in Lesbos, Cambridge, 1936, fig....).

48 H. H. GUNHAN DANIÇMAN tanmistir. Genisce sokaklar sehir kapilanni kent içine baglamakta, daha dar sokaklar ise ev bloklanni birbirlerinden ayirmaktadir (bakiniz Çizim No. 7). Kuzey-giiney dogrultusunda ve sahile parallel olarak 200 metre kadar uzanan sehrin ana sokagi genel plânlama açismdan serit (linear) bir kent gôrunumu vermektedir. Daha buyukçe évier bu ana cadde iizerinde siralanmis olup ara sokaklar uzerinde ise daha kiiçuk évier bulunmaktadir. Ev plânlarmin ana hacimlerinin megaron plânh oldugu dikkâti çekmektedir. Sokaklann kesistikleri noktalarda kuçuk meydanciklar olusmakta, bunlann ortasinda ise tas duvarli su kuyulari yer alrnaktadir. Kentin en biiyiik ôzeliiginin ise oldukça mukellef olduklan anlasilan ôzel évier disinda baska hiç bir saray, idari bina, toplanti mekâni veya ahs-veris merkezi olmamasidir. Truva llg ile yasit olan ve ev plânlan birbirlerine çok benziyen Poliohni V kati kentin son yeriesme evresidir ve buyiik bir deprem sonucu yikilarak terkedildigi zannedilmektedir. Netice olarak "Troad Kentsel Sistemi" içinde Poliohni kentinin Truva idari merkezine bagli denizlerasin ticareti yuriiten tuccar malikânelerinin toplandigi, bir tiir "yatakhane kenf'lerden biri oldugu sonucunu çikarmak mumkundur. Bu kentsel sistemin ôzel gôrev yiiklenmis uçiincii tiir birimine ôrnek ise Midilli Adasmda gerçeklestirilmis olan kazilardan elde edilmistir. c. Termi Kenti Midilli Adasi'mn Anadolu'ya bakan dogu kiyismda Mitilen (Midilli) kasabasimn 10 km kadar kuzeyinde ve ayni ismi tasiyan kôyun 2 km kadar dogusunda yer alan Termi yeriesme alani 1929 ilâ 1933 yillari arasinda ingiliz Arkeolog W. Lamb tarafindan Ege adalarmin ilk çag tarihini aydinlatabilme ve Anadolu ile iliskilerini saptiyabilme amaçlan ile kazilmistir. 13 Termi l-v olarak nitelendirilen bes yapi katinin hepsi Truva I yapi kati ile es tarihlendirilmistir (bakiniz Çizim No. 8). l'den IV'de kadar olan yapi katlan duvarla korunmamis olmasina karsihk son yapi kati Termi V'de birden bire bir sur duvari ortaya çikmaktadir. Son' derece dikkâtli olarak insa edilmis olan bu sur duvanna niçin gereksinme duyuldugunu, bu katin bir istila sonucu tahrip edilerek ierk edilmesinden anlamak olasidir, ve Truva I devri sonunda kuzey-bati Anadolu'da diger yeriesme merkezlerinde izlenen ayni tip istila hareketleri ile parallellik kurulabilir. Oldukça genis sokaklann kolay bir kent ici ulasim sagladigi yerlesmenin merkezinde bir meydan olusturulmus ve meydan çevresinde uç adet su kuyusu da yer almistir. Diger yeriesme merkezlerinde de karsilasilan megaron tipi salonlan içeren évier ise sokaklann iki kenannda siralanmislardir. Ev olarak kullamldigi anlasilan tek girisli ve çesitli mekânlardan olusan yapilann yaninda tek tek insa edilmis olup içlerinde ocakyeri gibi ek birimlerin olmadigi ve depo veya hayvan ahin seklinde kullanildiklan anlasilan yapilar da ortaya çikanlmistir. Poliohni'de oldugu gibi Termi'de de évier disinda hiç bir kamu binasi tespit edilememistir. Mimarisinin genel karakteri ve elde edilen diger arkeolojik veriierden Termi'nin bir tanmsal yeriesme oldugu anlasilmakta ve "Troad Kentsel Sistemi" içindeki tanm, hayvancihk ve bahkçilik ekonomisinin ôrgutlendigi birimlerden birine ôrnek olmaktadir. Netice olarak, eldeki arkeolojik verilerin topluca degerlendirilmesi ile kuzey-bati Anadolu yôresinin tumunii kapsiyan ve "Troad Kentsel Sistemi" diye nitelendirilen kentlesme olgusunu sematik olarak bir kere daha ôzetlemek olanagi ortaya çikmaktadir (bakiniz Çizim No. 9). Bu semada, Truva Kenti, kentsel sistemin idari merkezini olusturmakta ve yalnizca yônetici ve tôren duzenleyici birimleri biinyesinde toplamakta, ona bagli olarak ôzel gôrevler yiiklenmis kentsel birimler (ticaret limanlan, madencilik veya metal uretme merkezleri, gémi insaati veya tersane merkezleri, veya ôrnegin Poliohni gibi tuccarlann toplandigi "yatakhane kentler") cogagrafik sartlann emrettigi biçimde

KENTLÉÇMÈ SURECl BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLÀRINÎN YERl 4» ÇlZtM 9 : "Troad Kentsel Sistemi" semasi. yôreye dagilmis bulunmakta,ve butun bu birimlere bagh ve onlari besliyen tanmsal yerlesme birimieri (ôrnegin Termi Kenti veya yôreye dagilmis ve arkeolojik yônden daha incelenememis sayisiz yerlesme) yer almaktadir. Aslinda butiin yôreyi, daha dogrusu turn semayi, her birimi birbiri ile iliskili ve tam uyum içinde isliyen tek bir "metropol" olarak nitelendirmek herhalde hatali olmiyacaktir. Ayni tûr denizlerasin ticaret ile ugrasan kentsel sistemlerin Anadolu'nun diger sahil kesimlerinde, ômegin merkezi Tarsus kenti oldugu anlasilan çukurova yôresinde, izleyebilmekteyiz. Bu noktada, Anadolu'daki kentlesme olgusunu "biiyiik nehir vadileri" olarak nitelendirilen Mezopotamya, Misir veya indus gibi yôrelerdeki kentlesme olgusu ile karsilastirmak yerinde olacaktir. M.Ô. 3'iincu binde bir Anadolu çiftçisi kendisi ve ailesi yaninda her biri kentsel sistem içinde uretken olan ve kent ekonomisinin gelismesine yapici katkida bulunan, ôrnegin bir bakir madeni isçisini, bir tunç-metal isçisini, bir gémi marangozunu, bir gemiciyi, veya denizlerasin ticaret yapan bir tiiccan ve ailesini beslerken, ayni tarihlerde Mezopotamyali bir çiftçi ise kendi ailesi yaninda kent yasami içinde yalniz tuketici durumda olan kalabalik bir rahip sinifi temsilcilerini, veya kentin can damarlanni emen devamii bir ordunun erlerini, yahut da kentin yalnizca ziguratim veya kral sarayini bezemekle ugrasan bir lapis-lazuli ve fildisi ustasini beslemek durumunda kalmistir. Bôylece, temelleri Er-Kalkolitik Çag'da atilan ve Eski Tunç çagmin basindan beri izledigimiz "Troad Kentsel Sistemi"nin ayni refah duzeyini surdurerek Orta ve Genç

50 Η. H. GUNHAN DANISMAN ÇtZtM 10 : Beycesultan Vaziyet Plâni ve "Yanmis Saray" (Kaynak : Lloyd, S. and Mellaart, J., Beycesultan, Vol. I, London, 1962, ill. 1).

KÉNTLËÇMË SURECÎ BA$LÀNUIC:INDA ANADOLU UYOARLIKLARININ YERÎ 5i Tunç çaglara da uzandigini (yaklasik 2500-3000 yillik bir sure içinde) arkeolojik verilerden belirlemekte, ve daha sonraki yiizyillarda Hitit yazili belgelerinde Ahiiiyava adim alacak bu yôrenin kentsel gelismesinin M.O. birinci binde kendine ôzgii demokratik yontemleri ile Klasik Yunan Sehir Devleti'nin (polisin) ortaya çikacagi zemini hazirladigina sahit olurken, ôbiir yandan M.O. 3'uncii bine ait bir Sumer kentinin daha sonraki yiizyillarda neden tam otokratik ve kôleci isguciine dayali bir Akkad ve Assur imparatorlugunu yarattigini kolayca anhyabilmekteyiz. ORTA TUNÇ ÇAGI SARAY-KENT OLGUSU ve BEYCESULTAN Giiney-bati Anadolu yôresi için Er-Kalkolitik çagm kronolojisini saptama olanagi veren Beycesultan kazilan, Tunç çaglar için de ônemli bir bilgi kaynagi olmustur. 14 Bilhassa Eski Tunç çaginin sonlanna dogru dinsel mimari için ilginç ôrnekler veren bu yerlesmede megaron plânli ve her evrede çift olarak (belki biri erkek tann, digeri disi tannça için) insa edilmis sunakli ve bol seramikli tapinaklar ortaya çikarilmistir. Yaklasik olarak M.O. 4750 yillanndan beri bir yerlesme merkezi olan Beycesultan'm Orta Tunç Çagi baslarmda ise Hitit yazih belgelerinde Arzava diye nitelendirilen kralligin merkezi oldugu tahmin edilmekte, ve M.Ô. 19'uncu yuzyila gelindiginde bu devamli yerlesme katlannin çesitli evrelerinin yaklasik 20 metre yuksekliginde ikiz bir huyugun olusmasina yol açtigi gôrulmektedir (bakimz çizim No. 10). Bu ikiz huyiigiin ortasindan bir yol geçmekte, bâti tepesinde insa edilmis olan çesitli kamu binalan kendilerini çevreleyen ayn bir surla korunmakta, dogu tepesinin tamami ise gôrkemli bir saray ile kaplanmaktadir. Boylece aynen kuzey-bati Anadolu yoresi gibi giiney-bati Anadolu yôresinde de Beycesultan yerlesmesinin kamu binalan ile bir saraydan olusan idari merkez gôrevi yuklendigi ve "Arzava Kentsel Sistemi" diye nitelendirebilecegimiz bir kentlesme olgusunun varligi kanitlanmaktadir. Orta Tunç çagi idari merkez yerlesmesinin Eski Tunç çagi ôrnegi ile en biiyiik farki ise Truva lig evresinin mutevazi ôlçekli prens-malikânesinin yaklasik 500 yil sonra Beycesultan'da bir "saray-kent" hiiviyetine biiriinerek turn kent ôlçegine hakim olmasidir. Yaklasik olarak M.Ô. 1750 tarihlerinde (muhtemelen bir Hitit ordusu tarafindan) yakilarak tahrip edildigi anlasilan ve bu yuzden "yanmis saray" diye nitelendirilen Beycesultan sarayi, ahsap ve tas temeller uzerinde kerpiç dolgulu yan ahsap-karkas bir uslupla insa edilmis olup iç avlular etrafinda iki kath bir mimari kompozisyon olusturmakta, ve daha sonraki yuzyillarda Girit Adasmdaki Minoan ve Yunanistandaki Miken yerlesme merkezlerinde izleyecegimiz saraylar ile buyiik benzerlikler ortaya koymaktadir (bakimz çizim No. 10). Buyiik bir kismi kazi alanlannin disinda kalan ve halen 80 kadar odasi kazilmis olan Beycesultan'daki "yanmis saray"a Ege yôresinde oldugu gibi Anadolu'nun Karahiiyiik-Konya veya Acemhuyuk-Aksaray,5 gibi diger yôrelerindeki yerlesme merkezlerinde de parallellikler izleyebilmekteyiz. Biitiin bu saray-kentlerde gorûlen mimari iislup Ostunlugu ve arkeolojik buluntulann zenginligi, metal çaglann ortasinda Anadolu uygarliklarinm ne denli yiiksek bir refah seviyesine çiktiklarini, ve Anadolu'ya komsu çevre yôrelerdeki uygarhklann dikkâtlerini nasil tehlikeli bir biçimde iizerlerine çektiklerini açikça ortaya koymaktadir, çunkii çok kisa bir sure sonra Orta Anadolu'da birdenbire "Assurlu Ticaret Kolonileri" devrinin basladigma sahit olunmaktadir. Anadolu'ya ilk yazinin girmesi ile noktalanan bu gelisme Anadolu kentlesme siirecinin metal çaglardaki en son halkasini olusturmaktadir.

H. H. GUNHAN DANISMAN ÇlZtM 11 : Kiiltepe Huyuk'de Orta Tunç Çagi sonu Saray-Tapinak Binasi ve Alaca Huyûk Vaziyet Plâni (Kaynâklar : Ozgiiç, T., "The Art and Architecture of Ancient Kanesh", Anatolia (Anadolu), Vol. VIII, Ankara, 1964 ve Kosay, H.Z.-Akok, M., Alaca Huyiik Kazisi 1940-48, TTK Basimevi, Ankara, 1966, lev. I).

KENTLEÇME SURECl BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERI 53 ASSURLU TICARET KOLONÎLERi DEVRÎ VE KULTEPE-KANEÇ KENTÎ Hafirlerinin biitiin ugraslanna ragmen Beycesultan'dan hiçbir yazili belge elde edilememesine karsilik "yanmis saray" ile hem yasit olup bu kerre Orta Anadolu'da Kayseri'ye 19 km uzaklikta Sivas yolu uzerinde yeralan Kiiltepe Hiiyuk'te Anadolu'nun ilk ve en eski yazih belgeleri elde edilmistir. Anadolu'ya yaziyi sokarak yeni bir çigir açilmasina olanak verenlerin ise Assurlu tiiccarlann oldugunu gôrmekteyiz. Ayni zamanda "Kapadokya tabletleri" diye de bilinen ve Eski Assurca lisamnda çivi yazisi ile yazilmis bulunan pismis toprak belgelerin 1925 yihnda Macar arkeolog Hrozny tarafmdan Kiil tepe'den geldigi tespit edilmistir. Hrozny'nin baslattigi ilk kazilara, son 20-25 yildir Prof. Dr. Tahsin Ôzgiiç ve Prof. Dr. Nimet Ozgiiç tarafmdan devam edilmektedir. 16 Ele geçen tabletlerin yuzde doksanindan fazlasinin Assurlu tiiccarlann is mektuplan oldugu gôrulmiis, bunlarin yaninda bosanma ilâmlan gibi bazi hukuki belgelere rastlanmis, ve çok az miktarda da tarihi belge elde edilmistir. Yazili belgelerin incelenmesinden ve arkeolojik arastirmalann sonucundan Kiiltepe kentinin iki ayn kisimdan olustugu anlasilmaktadir : bir asil yukari kent, bir de Assurlu tiiccarlann yerli halkla birlikte oturduklan anlasilan asagi kent veya Karum. Merkezi Dicle Nehri iizerindeki Asur kenti olan Assurlu Kralhgfnin, yaklasik olarak M.O. 2'nci binin ortalannda Mezopotamya'ya maden cevheri ve diger metalari satan ve sayilan 20'yi bulan çesitli Anadolu yerlesme merkezini askeri ve politik bir hegemonya altina alarak buralarda karum adi verilen, fiatlann ve vergilerin tespit edildigi veya borçlarm tahsil edilerek vergi cezalannin kondugu bir nevi borsa gôrevi gôren kent disi varoslara kendi tiiccarlanm yerlestirdigini, ele geçen yazih belgelerden belirlemekteyiz. Bu ticaret kolonilerinin içinde en ônemlisinin Kiiltepe-Kanes Karum'u oldugunu yine bu belgelerden anlamaktayiz. Anadolu'dan satin alinan bakir, amber (kehlibar), karnelian (kirmizi muhiir akiki) ve bir miktar da demir cevherine karsilik çesitli tiir kumas ve de kursun veya kalay cevherinin geri satildigi bu ticaretin esek kervanlan ile yapildigi belirlenmektedir. Yerli halk ile çok iyi iliskiler kuran bu tiiccarlann, hatta Asur'da uzun siire yalniz biraktiklan kanlari yerine yerli kadmlar ile geçici evlilikler kurduklan anlasilmaktadir. Dort adet yapi kati tespit edilmis olan Kanes-Karum'undaki ilk iki katta Assurlu tiiccarlann izine rastlanmaz. Buna karsilik uçiincii kez yeniden kurulan Kat II ile aradaki bir kesiklikten sonra kurulan Kat Ib'de çok yaygin bir Assurlu varligi belirlenmektedir. M.O. 1750 yillannda ise yakilarak tahrip edilen Kat Ib'den sonra 2 asir siiren "Assurlu Ticaret Kolonileri" Devri Anadolu'da sona erer. Orta Anadolu kentlerinde bu tarihten sonra ustûnlugii ise, uzun bir siiredir, baska bir degimle M.O. 2300'lerdeki istilâlardan beri, Anadolu'daki varliklan kesinlikle kanitlanan Hint-Avrupa kavimlerinden biri, Hitit'ler saglar. Kendilerinden ônceki Luvian'- lar gibi Hititler'de ilk baslarda Anadolu'ya yayilarak Eski Tunc III çaginin sonu ile Orta Tunç Çagi basinda, yani Assurlu'lann Anadolu'ya yerlesmelerinden hemen once, bir çok Orta Anadolu kentine yerlesmisler, bu arada Kiiltepe'nin esas hiiyugiinde de bunlarin varliklan arkeolojik veriler ile kesinlikle saptanmistir. Renkli ve parlak bezemeli "Kapadokya seramigi"ni yaratan ve Hatti adi verilen yerli halkla kaynasarak yeni bir kultiir olusturan Hititler'in bu devirde ilk ortaya çikan yuvarlak tas mezarlar ile bu mezarlardan elde edilen alabastir (su mermeri) idollerle olan iliskileri kadar Kiiltepe Hiiyiik'teki çesitli yapi katlarinda ortaya çikanlan bir çok mimari esere de katkilan oldugu belirlenmistir. Bilhassa M.Ô. 2100 yillanna tarihlendirilen Eski Tunç III çaginin ikinci evresinde bulunan megaron plânh biiyiik bir bina çok ilginçtir, (bakiniz Çizim No. 11). Once bir saray kalintisi, daha sonra ise bir tapinak olabilecegi ileri siirulen bu binamn orta kisminda bir portikden girilen beyaz sivali kare bir mekân yeralmakta, di-

54 II. H. GUNHAN DANIÇMAN ÇlZlM 12 : BOGAZKOY-Hattuja? Vaziyet Plâni (Kaynak : Bittel, K., et al, Bogazkoy III, 1952-55, Beriin, 1956).

KENTLEÇME StîRECt BAÇLANGICINDA ANADOLU UYGARLIKLARININ YERl 55 ger yan hacimler ile baglantisi olan bu mekân'in ortasinda ise kocaman yuvarlak bir ocak-yeri etrafinda dort ahsap kolon bulunmaktadir. Bu binaya çok benzer bir ôrnegin ayni tarihlerdeki Beycesultan yapi kati Vlll'de ôniimiize çikmasina karsilik, en ilginç paralelligin bu tarihten 900-1000 yil sonra insa edilecek olan Miken saraylannin mimari uslûbu ile kurulabilmesidir. 17 Bu tarihlerden sonra çok zenginlesen ve buyiiyen kentin çevresinde daha sonra Assurlular tarafmdan Karum-Kanes adi verilecek olan bir asagi sehir olusturulmustur. Assurlulann Anadolu'ya yerlesmelerinden yaklasik 150-200 yil once Orta Anadolu'da izlenen refah seviyesinin yuksekligini hem Kultepe'deki bu kahntilardan belirliyebilmekteyiz, hem de Kiiltepe'nin kuzeyinde ve Kizilirmak nehrinin kivnmmin olusturdugu yôrenin ortalannda yeralan Alaca Hiiyuk yerlesmesinde ortaya çikarilan 13 adet Eski Tunç "Kral Mezan"ndan elde edilen altin, giimiis, tunc, ve demir silah ve ziynet esyasmin zenginliginden anhyabilmekteyiz. Mahmatlar ve Horoztepe 18 gibi Alaca Huyuk^yerlesmesinin daha kuzeyindeki yôrelerden de elde edilen bu tip mezar hazineleri Assurlulann Anadolu'da niçin politik ve ekonomik bir hegamonya olusturmak istediklerinin açik delilidir. Yazili belge elde edilen bir diger yerlesme olan Alaca Hiiyuk ise Turk arkeolojik arastirmalannin bilimsellik kazandigi 1930'lardan beri aralikh olarak devam ettirilmekte olup Prof. Dr. Hamit Z. Kosay baskanhgmda surdurulen bu çahsmalardan ayrica Kiiltepe'de izledigimiz Eski Tunç Çagi sonu ôz Anadolu saray-kent olgusunun giderek nasil bir Hitit saray-kentine dônustugû saptanabilmektedir 19 (bakiniz Çizim No. 11). Eski adi Kussara oldugu zannedilen ve Hitit baskenti Bogazkôy'ûn yaklasik 32 km kuzey-dogusunda yeralan Alaca Huyuk'te, Assurlu Ticaret Kolonileri devrinin sonunda ve Eski Hitit Kralligi devrinin basmda bir Orta Anadolu saray-kentinin nasil biçimlendirildigini izleyebilmekteyiz. Kentin yaklasik 4 hektarlik bir alana yayildigini, etrafmm hemen hemen dairesel bir sur duvari ile çevrelendigini, iki biiyuk giris kapisinm bulundugunu, ve çok buyuk ôlçude bir sarayin kent ôlçegine hakim oldugunu belirlemekteyiz. Alaca Hiiyiik ve benzeri bir çok Orta Anadolu kenti, Hitit kiiltiirii ile Haiti diye nitelendirilen ôz Anadolu kulturunun bir sentezi sonucu ortaya çikmislardir. Buna karsilik kendilerine baskent olarak seçtikleri Bogazkôy-Hattusas'da ise yalnizca Hitit uygarliginin bir eseri ile karsi karsiya bulunmaktayiz. GEÇ TUNÇ ÇAOI ve BOOAZKÔY-HATTUÇAÇ KENTI Anadolu'ya dogme demir teknolojisi ile ehlilestirilmis ati ilk kez getirdikleri kesinlikle saptanan Hint-Avrupa kavimleri, gerek demir silah ve aletlerinin iistiinlugu, gerekse atm savas meydanlannda kendilerine sagladigi yeni manevra yetenegi sonucunda kis& zamanda Orta Anadolu'da politik hakimiyetlerini ilân etmislerdir. Her iki teknolojinin tekelini Anadolu'ya yine kuzeyden saldiran "Deniz Kavimleri" istilâlan sonucu M.Ô. 1200 yillarinda yikilana kadar ellerinde tutin Hititler, Anadolu tarihinde ilk kez ulke çapinda bir politik butunlugu gerçeklestirerek, Suriye ve Mezopotamya'ya saldirabilmisler, hatta Babil kentini M.Ô. 16'nci yuzyilda zaptederek tahrip etmislerdir. M.Ô. 14'uncii yuzyilda ise Misir ordulan ile Kades'de denk bir mucadele vererek, iinlii Kades andlasmasini imzalamislardir. Hititler'in politik ve askeri alanlardaki bu basarilanni kendilerine baskent olarak seçtikleri ve Anadolu'nun kendi geleneklerine ters diisen Mezopotamya ti pi bir merkeziyetçi ve otokratik idare sistemi ile saglamislardir. Bu yiizden topografik yapisi sarp kayalar ve derin vadiler ile çabuk yukselen ve alçalan tepelerden olusan Bogazkôy-Hattusas kenti, Anadolu'da bu tarihe kadar izledigimiz kentlesme olgusundan çok degisik bir gôruniim sergilemektedir (bakiniz Çizim No. 12). Fransiz gezgin Charles

56 H. H. GUNHAN DANIÇMAN Texier'in 1834 yilinda ilk kez ziyaret ettigi Bogazkôy yerlesmesinde 1894 yilinda Ernst Chantre tarafindan gerçeklestirilen ufak capta bir kazi sonucu ilk yazih belgeler ele geçirilmistir. Bu ytizyilm basmdan itibaren Alman hafirler tarafindan sistematik olarak kazilan Bogazkôy, 20 ytiksek bir tepe ûzerine kurulmus ve kral malikânesi ile kamu binalanndan olusan bir iç kale (Biiyiikkale) ve çok genis bir sahayi kaplayan bir asagt kentden olusmaktadir. Her iki kesimde de bes yapi kati saptanan kazilar ayrica Hitit askeri mimarisinede ilginç ôrnekler vermistir. Masif tas bir ait konstrûksiyon ûzerine kalin kerpiç duvarlar ile olusturulan surlar ve aslan ve sfensklerin korudugu gôrkemli sehir kapilan Anadolu'da ilk kez anitsal mimarinin ôrneklerini vermektedirler. Yine Mezopotamya kentsel sisteminde oldugu gibi, bûyûk ve etkin bir rahip sinifinin varliôim kanitliyan ve arti ûrunûn kontrol edildigi merkezler olarak genis erzak depolan ile birlikte insa edilmis bulunan tapmaklar asagi kentin çesitli kisimlanna serpistirilmis bulunmaktadir. Bogazkôy'de izlenen "anitsal mimari", Hitit devletinin gûcûnu simgeliyordu. Ayni anitsal ôlçek, Aliser Huyûk, 121 Alaca Hûyûk, Masat Hiiyiik 22 gibi diger Orta Anadolu kentlerinde de uygulanmistir. Mimari ve arkeolojik verilerin ortaya koydugu bu guçlu devlet olgusunu Bûyukkale'den elde edilen ve binlerce pismis toprak tabletden olusan Hitit resmi arsivleri de yazih belgeler yoluyla kanitlamaktadir. Alaca Ηϋyijk ve Masat Huyiik gibi diger yerlesme merkezlerinde de ortaya çikanlan bir çok tablet okundukça Hitit tarihinin ana hatlari onumuzdeki yillarda çok daha açik bir biçimde ortaya konabilecektir. SONUÇ M.Ô. 1200 yillannda basliyan yeni istilâlar, Anadolu'da yalniz Hitit Kralligi'nin yikilrnasini da beraberinde getirmemis, Truva'dan Beycesultan yôresine, Konya ovasmdan Çukurova'ya kadar biitun Geç Tunç Çagi yerlesmelerinin yerle bir edilmesine yol açmistir. Yakip ve yikmamn siddeti ο denli guçlu olmustur ki, Anadolu M.O. 1000 yillanndan itibaren yaklasik 2-300 yillik bir "karanhk devir" geçirmistir. Kentlesme olgusunun tam bir kesiklige ugradigi bu dônemde, bir çok yerlesme merkezi son kez terkedilmis, Anadolu'ya tam bir goçebe yasam hakim olmustur. Bu istila firtinasinin kopardigi toz yavas yavas kalktiginda, yaklasik olarak M.Ô. 8'inci yuzyihn baslannda, Anadolu'da Demir Çagm basladigina ve bir seri yeni devletin Anadolu haritasi iizerinde yerlerini aldiklanna sahit olmaktayiz. Dogu'da Ururtu'dan Orta Anadolu'da Frig'- lere ve Bati'da Lidya'Iilara kadar yepyeni bir kentlesme mozayigi biçimlenmektedir. Fakat Demir Çag'da Anadolu'nun kentlesme olgusunu ayn bir makale'de degerlendirmek yerinde olacaktir. n Yalniz Geç Tunç Çagm sonunda Hitit kentlesme olgusunun ortaya koydugu "dogu kenti-bati kenti" ikileminin Anadolu'nun Demir Çag kentlesmesinin de ôzelligi olacagini simdiden belirtmek yerinde olur. Çunkii Bâti Anadolu'daki iyonya kentleri, ôzellikle Milet'Ii Hippodamos'a atfedilen "ortogonal Kent plânlama" modeli, Klasik Yunan polisinin ortaya çikacagi zemini hazirlarken, Orta ve Dogu Anadolu kentleri Pers istilasi ve etkisinin altina girmek uzeredir. Bu ikilem Biiyuk îskender'in Hellenistik ïmparatorlugu'nu kurma çabalan ile bir çôziime ulasma istidadi gôsterdi idiyse de gunumuze dek etkinligini surdurmûs, ve Istanbul ile Ankara kentlerinin Anadolu'daki son devletin, Turkiye Cumhuriyeti'nin baskenti olabilme mû cadelesi vermelerine kadar devam etmistir.

57 NOTL.AR 1 Birinci makale için bakiniz : Bogaziçi Universités! Derglsi, "Beseri Bilimler - Humanities", Vol. 6-1978, ss. 75-96; bu çaliçma ilk kez Londra Universitesi'ne sunulan bir Master of Philosophy tezi için hazirlanmistir, bakiniz : Damsman, G., "The Birth and Development of Architecture in Anatolia from the Barliest Times to 1000 B.C.", M. Phil. Thesis, Institute of Archaeology, University of London, 1968. 2 Anadolu'nun Kalkolitik ve Tunc Çaglan'na ait yayinlar için bakiniz : a. Alkim, U.B., AnatoUa I, Nagel Publications, Geneva, 1968; b. Mellaart, J., The Chalcolithic and Early Bronze Ages in the Near East, Khayat Publications, Beirut, 1966; c., "Anatolia before c. 4000 B. C", Cambridge Ancient History, Vol. I, Chpt. vu, 1964, d., "Anatolia c. 4000-2300 B.C.", Cambridge Ancient History, Vol. I, chpt. xvm, 1962; e. Lloyd, S., Early Highland Peoples of Anatolia, Thames find Hudson, London, 1967. 3 Bu noktalarm açiklandigi kisimlar için bakmiz : Mellaart, J., The ChalcoUthic and Early Bronze Ages in the Near East, Khayat Publications, Beirut, 1966, s. 116. 4 Beycesultan'daki Kalkolitik ve Eski Tunc Çaglar için bakmiz : Lloyd, S. and Mellaart, J., Beycesultan I, The Chalcolithic and Early Bronze Age Levels, London, 1962. 5 Megaron tipi plandan, uzun dikdôrtgen bir mekâna kisa kenarlarm birinden girilmesini ve girisin her iki kenarmda dikdbrtgenin uzun kenarlarinm daha da uzayarak bir giris holii veya antre meydana getirmesini anlamaktayiz. 6 Can Hasan için bakmiz : French, D. H., "Excavations at Can Hasan, First to Sixth Preliminary Reports", Anatolian Studies, Vols. XII - XVII (1962-1967). 7 Bu yorelere ait daha ayrintih bilgi için bakiniz : Alkim, U. B., Anatolia I, Geneva, 1968, s. 74. Ayrica Mersin ve Tarsus için bakmiz : a. Garstang, J., Prehistoric Mersln, The excavations at the Mound of Yiimiik Tepe, London, 1953; b. Goldman, H., Excavations at Gozlii Kule, Tarsus, Vol. MI, Princeton, 1950-56. 8 Bu iki yoredeki arkeolojik arastirmalarin son durumuna ait bir ôzet açiklama için bakmiz : Alkim. U.B., Anatolia I, Geneva, 1968, ss. 75-76. Ayrica O.D.T.U.'nin zaman zaman yaymlamakta oldugu Keban Projesi Çalismasi adli kazi onraporlarma bakmiz. Ayrica bakmiz : a. Alkim, H., "Gedikli (Karahiiyuk) Çanak - Çomlegine toplu bir Bakis", VIII. Turk Tarih Kongresi, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1979; b. Duru, R., Keban Projesi Degirmentepe Kazisi 1973, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1979; c. Kosay, H.Z., Keban Projesi Pulur Kazisi 1968-1970, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1976; d. Kosay, H.Z. ve Akok, M., T.T.K. tarafindan yapilan Biiyiik Gullucek Kazisi - 1947-49, T.T.K. Basimevi., Ankara, 1957. 9 Ikiztepe kazi ve arastirmalannm ilk sonuçlarinin ozeti için bakiniz : Alkim, U.B., "tkiztepe Kazisi : Ilk Sonuçlar", VIII. Tiirk Tarih Kongresi, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1979, ss. 151-157. 10 Truva Kenti ve civanndaki arastirmalarin yaymlan için bakiniz : a. Blegen, C.W., "Troy", Cambridge Ancient History, Vol. I, chpts. xvm, xxiv and Vol. II, chpts. xv, xxi, 1964; b. Blegen, C.W., Boulter, C.G., Caskey, J.L., Rawson, M., and Sperling, J.. Troy : Excavations Conducted by the University of Cincinnati, 1932-1938, 4 vols., Princeton, 1950-8; c. Dorpfeld, W.. Berlcht iiber die im Jahre 1893 In Troja veranstalteten Ausgrabungen, Leipzig, 1894; d. Dorpfeld, W., Troja und llion. Athens, 1902; e. Leaf, W., Troy. A Study in Homeric Geography, London, 1912; f. Maclaren, C, Dissertation on the Topography of the Plain of Troy, Edinburgh, 1822; g. Page D.L., History and the Homeric Iliad, California University Press, 1959; h. Schliemann, H., Ithaka, der Peloponnes und Troja, Leipzig, 1869; i., Troy and its Remains, London, 1873; j., Ilios, the City and Country of the Trojans, London, 1880; k., Troja: Results of the Latest Researches and Discoveries on the Site of Homer's Troy, London, 1884; 1., Bericht iiber die Ausgrabungen in Troja in Jahre 1890, Leipzig, 1891; m. Schmidt, H., Heinrich Schliemann's Sammlung Trojanischer Altertiimer, Berlin 1902; n. Schuchhardt, C, Schliemann's Excavations (English trans. E. Sellers, London, 1892. Ayrica Truva'mn mimari katlannm kritik bir analizi için bakmiz : Mellaart, J., "Architectural Remains of Troy I and II", Anatolian Studies, Vol. IX, 1959, pp. 131-162.

58 H. H. GtÏNHAN DANISMAN Π Truva Ilg Evresinin bir mimari envanteri su sekilde verilebilir (bakiniz Çizim No. 4) : a. Toren veya kabul salonu olarak kullanilabilen megaron planh "Biiyiik Bina" (HA), b. "Kent Krah'nm Evi" (Bina HS) ve muçtemilàti olan iki ek bina (Ev HT ve D-Hazinesi Ένϊ), c. "Biiyiik Bina" mn oniindeki avlunun giineyinde yeralan "depo ve hizmetkârlar binasi", d. "Garnizon odalari" (Kent girisi yaninda yeralan ve iki katli oldugu zannedilen IIS ve Ε binalan), e. Tapmaklar ve rahipler lojmanlan - tahripat yiiziinden kentin kazilamamis olan kuzey kisminda yer aldiklan tahmin edilmektedir, f. Ve son olarak, "Kent Krah'nm Evi" planina çok benzeyen planlari olan ve prensler ile yiiksek riitbeli yoneticilerin oturduklan tahmin edilen 5-6 adet "bzel malikâneler" = "Biiyiik Bina" mn dogu kismmda yer almaktadirlar ve avlular ile dar sokak ve geçitleri de içermektedirler. 12 Poliohni Kenti kazi yayinlari için bakmiz : a. Bernabo Brea, L., "A Bronze Age House at Poliohni in Lemnos", Proceedings of the Prehistoric Society, 22, 1955, pp. 144f.; b., "Recenti scavi a Poliochni nell'isola di Lemnos", Bollettino d'arte, 42 1957, pp. 193-217; c., "Greater than Troy and Older, Poliochni in Lemnos", Illustrated London News, 18 April 1959; d., Poliochni (Citta Prelstorlca Nell'isola dl Lemnos), Vol. I, Roma, 1964. 13 Termi için bakmiz : Lamb. W., Excavations at Therml hi Lesbos, Cambridge, 1936. 14 Beycesultan kazilarmin Orta Tunc ve Geç Tunc çaglari için bakiniz : a. Lloyd, E. and Mellaart, J., Beycesultan II, Middle Bronze Age Architecture and Pottery, London, 1965; b. Lloyd, S., Beycesultan III, Part I, Late Bronze Age Architecture, London, 1972. 15 Karahuyuk - Konya için bakiniz : a. Alp, S., "Karahiiyiik (Konya) Kazilari", Turk Arkeolojl Dergisi, Vol. VI, 1, 1956, pp. 35-37, Vol. XI, 2, 1962, pp. 8-9; b., Konya Civannda Karahbyiik kazilarmda bulunan Silindir ve Damga Muhiirleri, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1972. Acemhiiyiik için bakiniz : Ozgiiç, Ν., "Acemhoyiik", Anatolia (Anadolu), Vol. X, Ankara, 1966, pp. 32f. 16 Kultepe - Kanes kazilari için bakmiz : a. Ozguç, T., "The Art and Architecture of Ancient Kanesh", Anatolia (Anadolu), Vol. VIII, Ankara, 1964; b., Kultepe - Kanis, Asur Ticaret Kolonilerlnln Merkezlnde Yapilan Yen! Arastirmalar, TTK Basimevi, Ankara, 1959; c., Turk Tarlh Kurumu Tarafindan Yapilan Kultepe Kazisi Raporu 1949, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1953; d., Turk Tarih Kurumu Tarafindan Yapilan Kultepe Kazisi Raporu 1948, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1950; e., "Early Anatolian Archaeology in the Light of Recent Researches", Anatolia (Anadolu), Vol. VII, Ankara, 1963; f. Larsen, M.T., The Old Assyrian City - State and Its Colonies, Akademik Forlag, Copenhagen, 1976; XX g. Lewy, H., "Anatolia in the Old Assyrian Period", Cambridge Ancient History, Vol. I., chpt. xxiv, 1965. 17 Lloyd, S., Early Highland Peoples of Anatolia, Thames and Hudson, London, 1967, p. 40. 18 Mahmatlar için bakiniz : Kosay, H.Z. ve Akok, M., "Amasya Mahmatlar Koyii Definesi", Belleten, XIV, 1950, pp. 481-95. Horoztepe için bakiniz : a. Ozgiiç, T. ve Akok, M., Horoztepe. Eskl Tunc Devrl Mezarhgi ve Iskân Yeri, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1958; b. Ozgiiç, T., "New Finds from Horoztepe", Anatolia (Anadolu), Vol. VIII, Ankara, 1964. 19 Alaca Hoyiik kazilari için bakmiz : a. Arik, R.O., Tiiri: Tarih Kurumu Tarafindan Yapilan Alacahoyiik Hafriyati - 1935, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1937; b. Kosay, H.Z., T.T.K. Tarafindan Yapilan Alacahoyiik Hafriyati - 1936, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1938; c., T.T.K. Tarafindan Yapilan Alacahoyiik Kazisi 1937-39, d. Kosay, H.Z. ve Akok, M., T.T.K. Tarafindan Yapilan Alacahoyiik Kazisi 1940-48, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1966; e., Alaca Hoyiik Kazisi 1963-68, T.T.K. Basimevi, Ankara, 1973. 20 Bogazkby - Hattusas kazilari için bakiniz : a. Bittel, K., et al, Mittellurgen der Deutschen Orlentgesellschaft, Cut 70 (1932) den itibaren on kazi raporlari yaymlanmistir; b.. Bogazkoy I, 1935, APAW, Berlin, 1935; c., Bogazkôy II, 1938, APAW, Berlin, 1938; d., Bogazkôy III, 1952-55, ADOG 2, Berlin, 1956; e., Bogazkoy IV, 1967-68, ADOG 14, Berlin, 1969; f., Bogazkoy - Hattusa I, WDOG 63, Stuttgart, 1952; g., Bogazkoy - Hattusa II, WVDOG 71, Berlin, 1958; h. Bittel, IC, Hattusa, The Hittite Capital, Faber, New York, 1970; L. Gurney, O.R., The Hittite:;, (Rev. Edit.), Penguin Books, Harmondsworth, 1964; j., "Anatolia c. 1750-1600