TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ IN PRICE WATERHOUSE COOPERS (PWC) TARAFINDAN DÜZENLENEN DAVOS TAN İSTANBUL A BAŞLIKLI

Benzer belgeler
Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN " TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Öne Çıkanlar USDTRY GBPUSD BRENT PETROL ALTIN EURUSD

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ö Z E L B Ü L T E N. Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler. Sayı : 2017/229 9 Tarih : YARARLANILAN KAYNAKLAR

Reel Sektör Risk Yönetimi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN 2015 BEKLENTİLERİ EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 2015 OCAK

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Hazine Müsteşarı Sayın İbrahim H. Çanakcı nın 3 üncü Arap-Türk Bankacılık Forumu nda Yaptığı Konuşma. 13 Mart 2014, İstanbul

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD EURUSD

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı?

Bu yıl 2.si düzenlenen Euromoney Türkiye Finans ve Yatırım Forumu nda Akbank adına sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

1- Ekonominin Genel durumu

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TOPLANTISI KONU MASI

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 18 Kasım 2013, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Reel Sektör Risk Yönetimi

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

6 Mart Bu Haftaya Damgasını ABD Başkanı Trump ın Açıklamaları Vurdu. Haftalık Ekonomik Takvim

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Ekonomi Bülteni. 26 Eylül 2016, Sayı: 37. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Çarşamba - 22:00: Yeni Zelanda Merkez Bankası Faiz Oranı Beyanatı ve Basın Konferansı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Makroekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

7 Kasım Yoğun Veri Akışının Olduğu Bir Haftayı Geride Bırakıyoruz. Haftalık Ekonomik Takvim

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)


MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

TÜRKİYE DE ENFLASYON VE PARA POLİTİKASI

Ekonomi Bülteni. 24 Nisan 2017, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji. Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

1-Ekonominin Genel durumu

Transkript:

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ IN PRICE WATERHOUSE COOPERS (PWC) TARAFINDAN DÜZENLENEN DAVOS TAN İSTANBUL A BAŞLIKLI TOPLANTI KONUŞMASI 12 Mart 2008 Swiss Otel, İstanbul

Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları, Hepinizi TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyor ve bana bu toplantıda konuşma fırsatı veren Dünya Ekonomik Forumu nun Stratejik Ortağı PriceWaterHouse Coopers a teşekkür ediyorum. Dünya ekonomisindeki gelişmeleri hepimizin tedirginlikle izlediği bir dönemde, yapılan bu toplantının son derece anlamlı olduğu düşüncesindeyim. Bugün düzenlenen iki panelde sizlerinde yeniden hafızalarınızı tazeleme fırsatı bulacağınız gibi, Davos toplantıları bu sene yine birbirinden ilginç bir çok tartışmaya evsahipliği yaptı. İlk olarak, bu konulardan küresel ekonomideki değişim dinamiklerine değinmeği arzuluyorum. Ardından, kısaca dünya ekonomisindeki muhtemel gelişmeleri ve bu gelişmelerin Türkiye üzerindeki etkileri konusunda görüşlerimi sizlerle paylaşmak ve dışardan gelebilecek olumsuz etkiler karşısında Türkiye nin ne gibi önlemler alması gerektiği üzerinde durmak istiyorum. Öncelikle Türkiye ve diğer yükselen piyasaların küresel ekonomiye hızla artan entegrasyonunun olumlu ve olumsuz sonuçlarını değerlendirelim. Hiç şüphesiz Türkiye nin de içinde bulunduğu çok sayıda yükselen piyasa, geçtiğimiz 5 yılda dünya ekonomisindeki yüksek büyüme döneminden önemli ölçüde yararlandı. Dış ticaret hacmi ve sermaye hareketlerindeki artış da bu bütünleşmenin ölçütü ve yansıması oldu. Gelişmekte olan ülkelerde ihracatın GSYIH ya oranı 1990 larda % 25 seviyesinden % 50 seviyesine yükseldi. 2002-2006 döneminde gelişmekte olan ülkelere giren sermaye miktarı ise 1,8 trilyon dolara ulaştı. Dolayısıyla küresel likiditenin artması, Türkiye nin de aralarında yer aldığı gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümelerine önemli bir destek sağladı. Ancak dış ticaret ve finansal akımlar sayesinde ülkelerin karşılıklı artan etkileşimi, dünya ekonomisi büyüme devam ettiği sürece, gelişen ülkeler için olumlu olurken, dünya ekonomisinin yavaşlamaya başlamasıyla önemli bir huzursuzluk kaynağı haline dönüştü. Dünya ekonomisinin 2007 yılında % 4.9 olan büyüme hızının 2008 yılında % 4.1 e gerilemesi bekleniyor. Son açıklanan verilere göre, ihracatımızın büyük bölümünü gerçekleştirdiğimiz Euro bölgesinin 2008 büyüme öngörüsü ise % 1.8 olarak değiştirildi. Daha önce % 2.2 olarak açıklanan büyüme oranı, uluslararası mali dalgalanmalar, ABD ekonomisindeki yavaşlama ve petrol fiyatlarında süren yükseliş nedeniyle aşağıya çekildi. Küreselleşen dünya ekonomisinde huzursuzluğu destekleyen bir başka gelişme ise, enflasyon oranlarındaki yükseliş oldu. Örneğin Euro bölgesinde daha önce % 2.1 olarak açıklanmış olan enflasyon oranının % 2.6 ya çekilmesi dikkati çeken bir gelişme oldu. Euro bölgesinde enflasyon geçen ay % 3.2 ile son 14 yılın zirvesine yükselmişti. Dünya enflasyonun yükselmesinin arkasındaki nedenlere baktığımızda, Çin ve Hindistan başta olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerdeki kesintisiz büyüme sürecinin önemli bir etken olduğunu görüyoruz. Büyüme süreçlerinin başında ucuz mal ihracatıyla dünya genelinde fiyat seviyelerini aşağıya çeken söz konusu ülkeler, şimdi artan hammadde talepleriyle enerji ve gıda ürünleri gibi birçok emtia fiyatı üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturmakta. Dünya emtia fiyatlardaki bu hareket karşısında, para politikasının sıkılaştırılmasının ne ölçüde etkili olabileceği ise tartışma konusu. Aslında bu tartışmaya açıklık getirebilmek için dünya 2

ekonomisi yavaşlarken yükselen ekonomilerde talebin nasıl seyredeceği üzerinde durmak gerekiyor. Geçmiş küresel ekonomi döngülerinde, ABD ekonomisinin yavaşlaması, petrol ve diğer hammadde fiyatlarını da aşağı çekmiş ve dünya ekonomisini yavaşlatmıştı. Ancak son yıllarda gelişmekte olan ülkeler arasında, bölgesel olarak ekonomik ilişkilerin büyük ölçüde yoğunlaşmış olması, bu son ekonomik döngüyü bundan öncekilerden ayırıyor. Günümüzde gelişmekte olan ülkelerin ihracatının yaklaşık yarısı diğer gelişmekte olan ülkelere gitmekte. Ticaret akımlarındaki bu değişim, bugün gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme üzerinde ABD ekonomisinin etkisini azaltıyor. Bu durumu özellikle Asya genelinde daha net görmemiz mümkün. Asya ülkelerinin ihracatlarının önemli bir bölümü Çin in iç talebi tarafından belirlenmekte. Yani, yavaşlayacak ABD talebinin en azından Asya bölgesini geçmişte olduğu kadar olumsuz etkilememesi ihtimal dahilinde. Buna rağmen, küreselleşmenin ulaşmış olduğu boyut, dünya GSYİH nın % 25 ini oluşturan ABD ekonomisindeki bir yavaşlamanın diğer ülkeleri de etkilemesinin kaçınılmaz olduğu anlamına geliyor. ABD ekonomisine ilişkin son açıklanan verilerin beklenen de kötü gelmiş olması, dünya ekonomisi ve gelişen ekonomiler açısından bir dizi riske işaret ediyor. Dünya ekonomisinin yavaşlayacağının anlaşılmasıyla beraber, hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler ne gibi önlemlerin alınacağı konusunda kuvvetli bir tartışma içine girdi. Bu tartışmalarda para ve maliye politikalarının ne ölçüde etkili olacağı, yükselen enflasyon tehditi karşısında, Merkez Bankalarının faiz oranlarını düşürerek ekonomiyi canlandırıp canlandıramayacakları da geniş yer buldu. Davos toplantıları sırasında, dikkatleri fazlasıyla çeken bir değerlendirme, IMF nin yeni başkanı Dominique Strauss-Kahn dan gelmişti. Dominique Strauss-Kahn, ekonomik yavaşlamanın daha da derinleşmesini önlemek için hükümetleri maliye politikalarını gevşetmeye çağırdı. Ancak, maliye politikası, bu dönemde, sadece bütçe açıklarını tamamen kontrol altına alabilmiş ülkeler için bir opsiyon olabilecek. Tabii Amerika yı bir istisna olarak değerlendirmeliyiz. Dünyada devam eden bu tartışma, Türkiye açısından da önemli. Burda, önce maliye politikalarının büyüme aracı olarak kullanılması konusunu Türkiye açısından değerlendirip, ardından da küresel ekonomilerde ki son dalgalanmanın Türkiye ye muhtemel olumsuz yansımalarını önlemek için alınabilecek önlemleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye nin geçtiğimiz yıllarda sağlamış olduğu yüksek ekonomik performansda, kamu maliyesindeki iyileşme önemli rol oynamıştı. Merkezi hükümet bütçe açığının GSYİH ya oranı 2003 te % 14.6 seviyesinden 2006 yılında % 0.8 seviyesine inerek son 30 yılın en düşük oranına gelmişti. Ancak seçim atmosferinin etkili olduğu 2007 yılında bu oranın yeniden artması (% 2.5), 2008 yılı için bizi maalesef böyle önemli bir politika aracından yoksun bıraktı. Kaldı ki, Yerel seçimlerin yaklaşmakta olduğunu bilmemize rağmen, maliye politikasında disiplinin korunacağı varsayımı altında bile, 2008 yılında büyümenin yavaşlaması, vergi gelirlerini azaltacak. Diğer taraftan, Türkiye nin uluslararası piyasalardaki kredi notunun yükseltilebilmesi için bozulan bütçe disiplinin yeniden düzeltilmesi gerekecek. 3

Bu bağlamda, yani düşük büyümeden dolayı devletin kaybedeceği geliri kompanse etmek için kısa ve orta vadede; faiz dışı fazla vermeye devam edilmesi, özelleştirme sürecinin hızlandırılması ve kayıtdışı ekonomiyle mücadelede kararlılık gösterilmesi çok önemli olacaktır. Özellikle, özelleştirme uygulamaları kapsamında elde edilebilecek gelirlerin 2008 yılından sonra giderek azalacak olması, kalıcı vergi gelirlerinin devamını sağlayacak kayıtdışı ekonomiyle mücadele konusunda hızlı adımlar atılmasını gerektirmektedir. Vergi tahsilatının daha geniş bir tabana yayılmasıyla, hem vergi gelirlerinde kalıcı bir artış sağlanacak, hem de vergi yükü daha adaletli bir şekilde dağıtılmış olacaktır. Küresel yavaşlama, ikinci olarak makroekonomik politikalarımız açısından önem kazanacak. Biraz önce de belirttiğim gibi, tüm dünyada yavaşlayan büyüme ve artan enflasyonist baskılar nedeniyle, enflasyonla mücadelede Merkez Bankalarının tüm maharetlerini göstermesinin gerekeceği bir döneme giriliyor. Bu dönemde, 2008 yılında hem öngörüldüğü gibi % 5 büyüme hızı elde edip, yatırımları, istihdamı canlı tutmaya devam etmek, hem de enflasyonu hedeflenen % 4 seviyesine çekmek hiç de kolay olmayacak. Öncelikle, 2008 yılında dünya ekonomisindeki gelişmelerin çok yakından izlenmesi ve para politikasının buna göre şekillendirilmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde düşen faiz oranlarına rağmen, gelişmekte olan piyasalarda fonlardan pay kapma yarışı ve enflasyonla mücadele kaygısı, faiz oranlarında artışlara yol açacak. Türkiye nin faiz politikası, bu hassas dengeler içerisinde belirlenmek durumunda. Faiz oranları, gelişmiş ülke faiz oranları ile olan spreadi koruyacak biçimde, hem yurtdışından fon çekilmesine elverecek seviyede olmalı, hem de yavaşlayan ekonomik büyüme karşısında, talebi uyarabilmeli. Para ve maliye politikalarında sergilenmesi gereken becerinin yanısıra, 2008 yılında ekonomide beklenti yönetimi de büyük önem kazanacak. Ekonomi politikalarında doğru uygulamaların yanısıra, bu politikaların kamuoyu ile iletişimine de özel bir önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, geçmiş dönemde, ekonomi politikalarına duyulan güvenin belirleyici hususları arasında yer alan Merkez Bankası nın ve bağımsız kurumların kredibilitesinin altını çizmek istiyorum. Bu kurumların bağımsız, özerk bir yapıda, yüksek bir performansla çalışıyor olduğunun bilinmesi, Türkiye nin enflasyonla mücadelesinde önemli bir unsur olacaktır. Öte yandan daha genel anlamda Dünya ekonomisindeki gelişmelerin bize birkaç kanaldan olumsuz etkisi olacak. Bunların başında gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finansal akımlardan geçmişteki kadar çok yararlanamayacak olması geliyor. Bu durumda yurtdışı borçlanma imkanlarımızın eskisi kadar elverişli olmaması ve borç stokunun çevrilmesinde bir maliyet artışı ile karşı karşıya kalınması muhtemel. Uluslararası fonlarda görülecek daralma ve yatırım kararlarında uygulanacak bir takım ilave risk değerlendirme süreçleri, yurtdışı fonlama maliyetlerinin artması anlamına gelecek. Bu durumda, reel sektörün yurtiçi finansal piyasalardan daha fazla yararlanabilmesi için, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, halka açılmanın özendirilmesi ve aracılık maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerekiyor. Makroekonomik politikalarımızı destekleyecek bir ikinci unsur ise, IMF ile ilişkilerin nasıl devam edeceğinin bir an önce açıklığa kavuşturulması ihtiyacıdır. IMF Anlaşması 2008 Mayıs ayında dolacaktır. Bu tarih, dünya ekonomisindeki belirsizliğin ve istikrarsızlığın 4

muhtemelen zirveye tırmanacağı bir döneme denk gelmektedir. Artan belirsizlik ve risk altında, Türkiye nin IMF anlaşması ile yoluna devam etmesi, ülke açısından ek bir güvence oluşturacaktır. Belirsizliği en kısa sürede azaltmak için, IMF anlaşmasının bir an önce açıklanmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. 2008 yılında reform ivmesinin de yeniden yükseltilmesi gerekecek. Özellikle şirketler kesiminde rekabet gücünün daha da artmasına imkan sağlayacak mikro reformlara vakit kaybedilmeden hız verilmesi gerekiyor. Bu reformlar, şirketlerimizin finansmana erişimini kolaylaştıracak, artan maliyet baskıları karşısında verimliliklerini yükseltmelerine imkan sağlayacak, üretilen ürünlerin katma değer içeriğini yükseltecek, inovasyonu teşvik edecek, yaratılan değerlerin yatırıma ve istihdam yaratılmasına ayrılmasına imkan verecektir. Böylece, daralan finansman imkanları, iyileşen finansmana erişim koşulları ile dengelenebilecektir. Hiç şüphesiz, tüm bu konuların önünde yer alan ve genel çerçeveyi çizen konu ise Türkiye nin AB üyelik sürecinde katedeceği mesafedir. 2008 senesinde dünyada hüküm sürecek olan tüm karmaşa ve dalgalanmaların arasında, Türkiye nin sağlam ve öngörülebilen bir rotada ilerlediğinin en önemli göstergesi, AB sürecinin ivmelenerek devam etmesi olacaktır. AB üyelik yolunda hızla ilerleyen bir Türkiye, yurtdışı piyasalara verilecek en temel mesaj olacaktır. Kaldı ki, AB üyelik süreci, Türkiye ekonomisinin çok ihtiyaç duyduğu mikro ekonomik reformlar açısından da en uygun çerçeveyi oluşturmaktadır. Değerli katılımcılar, Küresel ekonomide büyümenin yavaşlamakta buna karşılık enflasyonun artmakta olması, tüm ülkeleri bu süreçten en az yara alarak çıkmalarına imkan sağlayacak önlemleri almaya zorluyor. Türkiye için alınması gereken önlemler belli. Vakit geçirmeden bu önlemleri almalı ve Türkiye ekonomisini yeniden düşük enflasyon hızlı büyüme patikasına sokacak politikaları benimsemeliyiz. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. 5