MEVLÂNÂ NıN İNCİLERİ (Rubâîler) Farsça asıllarından çeviren: Ahmet Kırca



Benzer belgeler
SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

Hüzün Damlacıkları. Ahmet Kırca

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

Lütfi ŞAHİN /

ULUSAL SEMPOZYUM TARİHİ SÜREÇTE MEVLÂNA VE ESERLERİ

Azrail in Bir Adama Bakması

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Mevlana Celaleddin Rumi Hayatı ve Eserleri

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

GAZİ MUSTAFA KEMAL İLKOKULU HOŞGÖRÜ

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

ÖMER HAYYÂM RUBÂÎLERİ. Farsça asıllarından çeviren: Ahmet Kırca

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Mevlana Değişim Programı

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

OĞUZ TÜRKÇESİNİN ANADOLU DAKİ İLK ÜRÜNLERİ (XIII. - XIV.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

Kendi Kaleminden öğretmen özgeçmişleri. Muharrem NAZLI TD ve Edebiyatı/ Müdür Başyardımcısı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI

Müşterek Şiirler Divanı

SELÇUKLU KÜLTÜRÜNDE HZ. MEVLÂNA NIN YERİ

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

BİRİNCİ BÖLÜM HAREKÂT ALANININ COĞRAFİ VE TOPOĞRAFİK DURUMU, TARAFLARIN HAREKÂT PLANLARI, 5 İNCİ ORDU İLE 3 ÜNCÜ KOLORDU KARARGÂHLARINDAKİ FAALİYETLER

NECİP FAZIL KISAKÜREK

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

GAZETECİ YAZAR BÜLENT AKKURT BODRUM DA DEFNEDİLDİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

- Nasreddin Hoca'nın mezarı Eskişehir Sivrihisar'da bulundu.

Feyizler, safâlar ziyâde ola. Tören Programı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Birlikte Yürüyoruz. Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.


YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Mevlana Celaleddin Rumi

ÖZ GEÇMİŞİM. Yüzüncı Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği / VAN ( )

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Mevlana Celaleddin Rumi

Amasya Belediyesi Yayınları MEVLÂNÂ CELALEDDÎN-İ RUMİ

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

Mevlânâ ya Atfedilen Yine Gel Rubâîsine Dair

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

Kongresi. 1. Milli Mevlana SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 3"- 5 MAYIS 1985 KO NYA - (.1 EBtiGtER).

BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

TÜRK KLASİK HALK EĞİTİM KURUMLARINDAN MEVLEVİLİĞE DAİR BİR MECMUANIN TRANSKRİPSİYONU

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Ek Hizmet Bedeli Toplamadan. 4* Termal otellerde Konaklamalı Konya Şeb-i Arus & Nasreddin Hoca&Akşehir Turu. 09 Ve 16 Aralık 2016 Hareket

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Transkript:

MEVLÂNÂ NıN İNCİLERİ (Rubâîler) Farsça asıllarından çeviren: Ahmet Kırca

AHMET KıRCA: 18 Şubat 1936 da Suşehri nde doğdu. Suşehri Cumhuriyet İlkokulu nda ilkokulu; Şebinkarahisar, Tirebolu ve Sivas ta ortaokulu; Sivas 4 Eylül ve Kastamonu Abdurrahman Paşa Liselerinde liseyi okudu ve 1957 de Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi nden mezun oldu. Millî Savunma Bakanlığı adına okuduğu Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi ni 1961 de bitirerek Teğmen rütbesiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri ne katıldı. Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı na bağlı karargâh ve kuruluşlarda çeşitli görevlerde bulundu. Kuleli ve Işıklar Askerî Liselerinde öğretmenlik, Silâhlı Kuvvetler Dil Okulu nda Farsça öğretmenliği yaptı. 1983 yılında kendi isteğiyle ve Albay rütbesiyle emekliye ayrıldı. Hayyâm ın rubaîlerini Farsça asıllarından olağanüstü bir dikkat ve özenle manzum olarak çevirdi. 2006 da Ötüken den yayınlanan Ömer Hayyâm Rubaîleri takdirle karşılanıp defalarca basıldı ve basılmaktadır.

İçindekiler Önsöz / 9 - I - Bizde Tek Sır Var: Lâ İlâhe İllâllah / 19 - II - Her Şeyde O Var / 23 - III - Rabbine Dön! / 37 - IV - O Sizinledir / 43 - V - Aşk Geldi / 47 - VI - Biz Aşkın Âşığıyız / 59 - VII - Dinlersen Bir Öğüt Vereyim Sana / 75 - VIII - Söyleyene Değil, Söyletene Bak! / 95

- IX - Yaratılmışların En Güzeli / 99 - X - İnsan / 103 - XI - Bulut Gibi Gelmiştik, Yel Gibi Gittik / 107 - XII - Cahil Hoca / 111 - XIII - Dedim, Dedi / 115 - XIV - Nefis (Nefs) / 119 - XV - Gel, Yine Gel! / 123 - XVI - Bir Senin Kapın Açık / 127

Önsöz MEVLÂNÂ.. Ganj dan Boğaziçi kıyılarına, oradan bütün dünyaya uzanan bir gönül eli.. Evrensel bir ışık.. XV inci yüzyılda yaşayan İranlı büyük şair Molla Câmi, Mevlânâ için: Peygamber de ildir ama kitabı vardır. demişti. Sözü edilen kitap Mesnevî dir. Alman doğubilimci ve tarihçi Hammer şöyle diyor: Mevlânâ dinlerin dı zorluklarından, dünyevî bütün olaylardan sıyrılarak çok üstün ve sonsuz olan varlı ı bulmu, en yüksek manevî zevk ve hazzın kanatları ile di er airlerin ula amadıkları makamlara yükselmi tir. 1958 de, Papa XXIII üncü Jean şöyle diyordu: Katolik dünyası adına Mevlânâ nın anısı önünde saygıyla e iliyorum. Mesnevî yi okuyarak Mevlânâ yı tanımaya başladığım yıllarda hep öğütler veren bir dede ile birlikte olduğum düşüncesinde idim. Ak sakallı ve başı külâhlı bu dede, Şeb-i Arus törenlerinde durmadan dönen bir derviş olur ve ona olan hayranlığımı daha da arttırırdı.

Ama onun Dîvân-ı Kebîr isimli eserini görüp okumaya başladığım gün başka bir Mevlânâ ile tanıştım; sevgi denizi Mevlânâ ile. 50.000 beyitlik bir şiir anıtı olan Dîvân-ı Kebîr deki rubâîler ise tek kelimeyle muhteşemdi. Bu rubâîleri çevirmeye başladım ve elinizdeki kitap meydana geldi. Mevlânâ ile ilgili olarak yayımlanan eserlerin çoğunda onu anlatan bir önsöz vardır. Bunlarda doğru ve açık olarak anlatılmayan başlıca konu, başta Şems olmak üzere dostluk kurduğu kimselerle olan ilişkisidir. Bu ilişki, doğru anlatılmaması nedeniyle bazı çevrelerce yanlış yorumlanmakta ve böylece büyük düşünür yıpratılmaktadır. Örneğin bu önsözlerin hemen hepsinde onun iki defa evlendiği, çoluk-çocuk sahibi olduğu ve bir aile hayatının bulunduğunu anlatan bilgiler yoktur. Konu ile ilgili olarak son yıllarda Roman adı altında yazılmış olan abuk-subuk şeyler ile yeterli bir inceleme yapılmadan hazırlanan ve genelde önyargılı olan diğer yayınlar ise sorunu daha da karmaşık bir hale getirmiştir. Bu nedenle onun hayatı ile ilgili bir bölümü burada yazmayı uygun buldum. Mevlânâ, 1207 de bugün Afganistan da bulunan Belh te doğdu. Asıl adı Muhammed, mahlası (ikinci adı) Celâleddin dir. Mesnevî şerhlerinin bazılarında Hüdavendigâr diye de anılır. Genelde efendimiz anlamına gelen Mevlânâ, yaşamının büyük 10 Mevlânâ nın İncileri

bölümünü o zamanlar Rum ülkesi olarak bilinen Anadolu da geçirdiği için de Mevlânâ Celâleddin-i Rumî veya Rumî adlarıyla anılmıştır. Babası Hüseyin Hatibî oğlu Muhammed dir. Bahaüddin Veled olarak bilinmektedir. Bahaüddin Veled, bilgideki üstünlüğünden dolayı Sultanu l-ulemâ (Bilginler Sultanı) diye anılıyordu. Sultanu l-ulemâ, bölgeye egemen olan Harezmşah la olan fikir ayrılığı nedeniyle Belh ten ayrılmaya karar verir. Ailesi, yakınları ve bazı müridleriyle Belh ten yola çıkan Sultanu l-ulemâ, İran daki Nişabur a, oradan Bağdat a gelir. Bağdat tan Hac için Mekke ve Medine ye gider. Hac dönüşü Kudüs, Şam ve Halep yoluyla Anadolu ya gelir. Erzincan daki Mengücekoğulları nın başında bulunan Fahrüddin Behramşah ve eşi İsmetî Hatun, Sultanu l-ulemâ yı Erzincan yakınlarındaki Akşehir de (bugünkü Suşehri) karşılarlar (1221-1222.) Fahrüddin Behramşah, Sultanu l-ulemâ ya, Suşehri yakınlarındaki Akşar köyü bölgesinde ikamet için yer verir. Sultanu l-ulemâ nın Erzincan Akşehiri nde (Suşehri nde) en az bir yıl kaldığı ve burada bir medrese kurarak eğitim verdiği hakkında bilgiler vardır. Erzincan Akşehiri nden ayrılarak Karaman a (Lârende ye) gelen Sultanu l-ulemâ, Emir Musa Bey tarafından büyük ilgiyle karşılanır. Sultanu l-ulemâ nın oğlu Muhammed Celâleddin, Karaman da Semerkant tan gelen ailelerden Şerefüddin Lala nın kızı Gevher Hatun la evlenir (1225.) Yedi yıl Karaman da kalan Sultanu l-ulemâ, Konya da bulunan Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad tarafından Konya ya davet edilir. Bu daveti kabul eden Sultanu l-ulemâ, Konya ya gelir (1229.) Sultanu l-ulemâ, Konya ya gelişinden iki yıl sonra vefat eder (1231.) 11 Mevlânâ nın İncileri

Babasını kaybeden Muhammed Celâleddin, onun yerine geçer ve babası zamanında kurulmuş olan medresede ders vermeye başlar. Bu sırada babasının öğrencilerinden Seyyid Burhaneddin Tirmizî, İran dan Konya ya gelir ve dost olurlar. Muhammed Celâleddin, 1244 te İran dan Konya ya gelen Şems-i Tebrizî (Tebrizli Şems) ile tanışır ve dost olurlar. Mevlânâ ile olan dostluğunun Konya halkı tarafından yanlış yorumlanmasına üzülen Şems, Konya dan habersiz olarak ayrılır ve Şam a gider. Şems in ayrılmasından büyük üzüntü duyan Mevlânâ, büyük oğlu Sultan Veled i Şam a gönderir ve Şems ayrılışından iki ay sonra Konya ya döner. Şems, 1247 de tekrar kaybolur ve bir daha ortaya çıkmaz. Yaygın söylentiye göre Şems, aralarında Mevlânâ nın küçük oğlu Alâeddin in de bulunduğu bir grup tarafından öldürülmüştür. Mevlânâ, Şems in ortadan kaybolmasından sonra Konyalı kuyumcu Selâhaddin Zerkûbî ile tanışır ve onunla dostluk kurar. Ümmî (hiç okumamış) olan ancak bilgili bir kişi olan Selâhaddin Zerkûbî, 1258 de vefat etmiştir. Mevlânâ nın son gönül dostu Çelebi Hüsâmeddin dir. Mevlânâ, büyük eseri 25.618 beyitlik Mesnevî nin ilk 18 beytini kendi eliyle yazmış, kalanını söyleyerek Çelebi Hüsâmeddin e yazdırmış ve Mesnevî böylece tamamlanmıştır. Mevlânâ, 17 Aralık 1273 de, 66 yaşında iken Konya da ölmüş ve orada bugün babası ve Selâhaddin Zerkûbî ile birlikte yattığı türbeye defnedilmiştir. Mevlânâ nın ilk eşi olan Gevher Hatun, Konya da genç yaşta ölmüştür. Mevlânâ nın Gevher Hatun dan büyüğü Sultan Veled, küçüğü Alâeddin olmak üzere iki oğlu olmuştur. Mevlânâ, Gevher Hatun dan sonra bir oğlu olan Kira isimli Türk asıllı dul bir 12 Mevlânâ nın İncileri

kadınla evlenmiş, Kira dan bir oğlu ve bir kızı olmuştur. Oğlu Emir Muzafferüddin Âlim Çelebi, kızı Melike Hatun dur. Şems ile birlikte bulunduğu yıllarda Mevlânâ Kira ile, Şems de Mevlânâ nın evlâtlığı Kimya ile evli idi. Mevlânâ nın Mesnevî, Dîvân-ı Kebîr, Fîhi Mâ Fîh, Mecâlis-i Seb a ve Mektûbât olmak üzere beş eseri bulunmaktadır. Dîvân-ı Kebîr, Mevlânâ nın içerisinde gazel, kasîde, tercî, mülemmâ ve rubâîler bulunan büyük dîvânıdır. Çevirimizde yer alan rubâîler, Dîvân-ı Kebîr den alınmıştır. Bu rubâîlerin alındığı iki kaynak şunlardır: 1. Veled Çelebi (Veled İzbudak) tarafından Konya Mevlevî Müzesi ndeki nüshadan alınarak 1896 da İstanbul da İranlılara ait Ahter matbaasında bastırılan Rubâîyyât-ı Hazret-i Mevlânâ isimli eser. Bu eserde bulunan 1644 rubâî, M. Nuri Gencosman tarafından 1986 da düz yazı olarak çevrilmiş ve yayımlanmıştır. 1 2. Tahran Üniversitesi profesörlerinden Firûzanfer tarafından 1957 de İran da bastırılarak yayımlanan Dîvân-ı Kebîr. 1896 da Veled Çelebi (İzbudak) tarafından rubâîlerin asıl metinlerinin yayınlanmasından sonra Türkçe ye çok sayıda düz yazı çeviri yapıldı; 1932 de Hasan Âli Yücel, 1939 ve 1944 de Asaf 1 M. Nuri Gencosman, Mevlânâ nın Rubâîleri, M. Eğitim Basımevi, İst. 1986 13 Mevlânâ nın İncileri

Hâlet Çelebi, 1945 ve 1963 de Abdülbâki Gölpınarlı (Gölpınarlı nın Konya Mevlevî Müzesindeki Dîvân-ı Kebîr nüshasından alarak çevirdiği 1765 rubâî, 1964 de bir kitap halinde yeniden yayımlanmıştır), 2 1986 da M. Nuri Gencosman, 1990 ve 2004 te Şefik Can rubâîlerin düz yazı çevirilerini yayımladılar. Şiir olarak yapılan çevirilerde dikkati çeken bir özellik, genelde az sayıda rubâînin çevrilmiş olmasıdır; şiir olarak Hüseyin Rıfat 58, M. Nuri Gencosman 128, Fevzi Halıcı 111, Hamza Tanyaş 220, Talât S. Halman 183, Ahmet Metin Şahin 2217 rubâî çevirdiler. Şiir olarak az sayıda rubâînin çevrilmiş olmasını, şiir çevirmedeki zorluklara ve Mesnevî ye gösterilen ilginin Mevlânâ nın diğer şiirlerini gölgelemiş olmasına bağlıyorum. Şiir olarak yapılan rubâî çevirilerinde dikkati çeken diğer bir özellik, bu çevirilerden çoğunun aruz kalıpları kullanılarak yapılmasıdır; Hüseyin Rıfat, M. Nuri Gencosman, Fevzi Halıcı (Halıcı nın bazı rubâîleri hece veznindedir), Hamza Tanyaş, Talât S. Halman ve Ahmet Metin Şahin rubâîleri aruzla çevirdiler. Bence, aruz kalıpları, eski edebiyatımızı öğrenmek için vardır ve Yahya Kemal Beyatlı ile birlikte aruz ölmüştür. Başka bir dilde aruz kalıpları ile yazılmış bir şiiri Türkçe de aynı kalıbın içine sokmak, o şiirin eksik ve yarım-yamalak olmasından başka bir işe yaramaz. Ayrıca şiirimizin XXI nci Yüzyılda ulaştığı aşamadan sonra aruzla yazıp söylemek niye? Çeşitli kaynaklarda yer alan 2000 i aşkın rubâînin tümü Mevlânâ nın değildir. Ömer Hayyâm da olduğu gibi Mevlânâ ya 2 Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlânâ Celâleddin-Rubâîler, Remzi Kitabevi, İst. 1964 14 Mevlânâ nın İncileri

ait olmayan çok sayıda rubâî bu kaynaklara dâhil edilmiştir. Ayrıca birçok rubâî, bazen bir dize bazen de bir-iki kelime farkıyla mükerrerdir (ikinci defa yazılmıştır.) Hem bu konuda yanılgıya düşmemek hem de günümüz insanına bir mesaj vermekten uzak rubâîleri ayıklamak amacıyla bir seçme yaptım ve görüleceği gibi yalnızca 210 Rubâîyi çevirdim. Bu seçme sonucunda rubâîlerin en güzellerini, Mevlânâ ya en yakışanlarını bulduğuma inanmam nedeniyle yaptığım çalışmaya Mevlânâ nın ncileri dedim. Rubâî, İran edebiyatının edebiyat dünyasına kazandırdığı bir şiir tarzıdır (biçim, söyleyiş şeklidir.) Bu tarzın yaratıcısı İranlı Rovdegî (öl. 1040) olmakla birlikte rubâî, Ömer Hayyâm la (öl. 1121-1122) doruğa ulaşmış ve vazgeçilmez bir şiir söyleyiş şekli olmuştur. Türkçe karşılığı dörtlük olan rubâî, adından da anlaşılacağı üzere dört dizeden oluşan bir şiir söyleyiş şeklidir. Belli aruz kalıpları ile yazılan rubâînin kendisine özgü bir dış ve iç yapısı vardır. Dış yapı olarak rubâîde birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır. Dört dize birden de uyaklı olabilir. Önemli olan iç yapı ise anlatılmak istenilenin en kısa yoldan ve bir mesaj verecek şekilde söylenmesi olarak özetlenebilir. Rubâî, Ömer Hayyâm dan sonra büyük ilgi görmüş, hemen her şair rubâî söylemiş, Mevlânâ nın da katıldığı bu ilgi zamanımıza kadar sürmüştür. Ancak Yahya Kemal Beyatlı dan sonra bu tarzda yazılan şiirler, rubâîcikler olmaktan ileri gidememiştir. Çünkü bunların hemen hepsi bir mesaj vermekten uzak olan ve güncel konuları işleyen şiirlerdir. Örneğin devlet adamları, kuruluşlar, şahıslar, özel günler (anma, kutlama, doğum, ölüm 15 Mevlânâ nın İncileri

günleri) bu rubâîciklere konu olmuş ve gülünç şeyler ortaya çıkmıştır. Mevlânâ nın rubâîlerini çevirirken en çok zorlandığım konu sözcükler oldu. Türkçemizdeki yeni sözcükleri kullanmayı yeğlemekle birlikte zaman zaman eski sözcükleri de kullandım. Çünkü bugün kullandığımız dilde tam karşılıklarının olmaması nedeniyle tek bir Türkçe sözcükle karşılanması olanak dışı olan Farsça sözcükler vardı. Bunların birden fazla Türkçe sözcük kullanılarak karşılanması ise dizelerin gereğinden fazla uzamasına yol açabileceği nedeniyle uygun değildi. Kullandığım bu sözcüklerden açıklamayı gerektirecek kadar eski ve karmaşık olanları alt yazılarla açıkladım. Birkaç dizeyi, anlatılmak istenileni tam olarak vurgulayabilmek için asıl metinden az-çok farklı şekilde çevirdim. Bunu yaparken hep bütünlükten yana oldum ve Mevlânâ nın özüne aykırı bir söz söylememeye özen gösterdim. Büyük Dîvân Şairi Şeyh Galip, Mevlânâ için: Kendi yolunda yürüyen halk airlerine her yönden üstün olan Mevlânâ ya Anadolu nun Peygamberi denilse yeridir. demişti. Bugün Anadolu da yaşayan bizler, Peygamber diye nitelendirilebilecek kadar üstün olan bir kişinin mesajlarına kulak vermeyi bırakıp şeyhlerin, tarikat ağalarının, din sömürücülerinin peşinde koşuyor, başka yollar arıyoruz. Bunu ifade ettiğim için Mevlevîlik diye bilinen tarikatın taraftarı olduğum sanılmasın! Tarikatlara, mezheplere sonuna kadar karşıyım ve Mevlânâ nın Hakk a akıl yolu ile değil, gönül 16 Mevlânâ nın İncileri

yolu ile varılacağını bildirmekten başka bir yol göstermediği düşüncesindeyim. Ne mutlu Mevlânâ yı olduğu gibi anlayabilenlere! 1 Ocak 2010 Kadıköy, İstanbul Ahmet KIRCA 17 Mevlânâ nın İncileri