TUŞPA. Urartu Krallığı nın BAŞKENTİ MÖ

Benzer belgeler
MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

KENT TUŞPA AŞAĞI. 82 Actual Archaeology

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Muhteşem Pullu

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

000579F.KULAKOĞLU 11/28 URARTU. ÖLÜ GÖMME GELENEKLERI ve MEZAR MİMARLIĞI F.KULAKOĞLU000579AÜ /28


PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

Urartu Uygarlığı. Nezih Başgelen Arkeolog / Editör

2011 YILI RESULOĞLU KAZISI

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

ismiyle nahiye merkezi olmuştur. Bugün idari yapılanmasını gerçekleştirememiş

S C.F.

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 1).

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU


BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

S C.F.

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 2. II. Assurnasirpal dönemi. ( siyasi tarih, mimari, ortostatlar ve diğer sanat eserleri)

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.


31. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

SINIRLARI, ŞEHİRLERİ, YAZITLARI VE KALELERİ İLE URARTULAR. Ahmet Özmen Tarih Öğrencisi

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

PANAZTEPE- MENEMEN KAZISI

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

S C.F.

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

S C.F.

S C.F.

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 GÜÇLÜKONAK

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ JANDARMA KARAKOLU

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

SİNOP SIRA NO İLÇESİ MEVKİİ STATÜ 1 BOYABAT KURUSARAY KÖYÜ

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Adres: Atatürk Mah. 75.Yıl Kültür Merkezi ERZİNCAN Tlf: ERZİNCAN KEMALİYE OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZESİ

TEOS ARAŞTIRMALARI,1996

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

Transkript:

Urartu Krallığı nın BAŞKENTİ TUŞPA MÖ 840-645 Van Kalesi ni ve eski Van şehrini dolaşırken, tarihi ve doğal güzellikler sizleri gizemleriyle birlikte içtenlikle karşılayacaktır ve de siz Dünyada Van Ahrette İman veciz deyiminin yerinde bir deyiş olduğuna tanık olacaksınız 64 Actual Archaeology Actual Archaeology 65

Urartu Krallığı nın başkenti Tuşpa, Van Gölü nün kıyısında, Van ilinin takriben 5 km batısındadır; Van Kalesi adıyla da anılır. Tuşpa nın başkent olarak kuruluşu, güneydeki ezelî düşman Assur a ve de çetin doğa şartlarına karşı verilen mücadelenin uzun öyküsüdür. Urartu nun Prof. Dr. M. Taner TARHAN Arkaik Çağı olarak tanımladığımız MÖ 13. - 9. yüzyıllar arasındaki Ur(u)atri ve Nairi Beylikler Birliğini takiben krallık yönetimini tesis eden ve kurucu krallardan olan I. Sarduri tarafından, MÖ 9. yüzyılda kurulmuştur. Van Kalesi Höyüğü ndeki arkeolojik veriler ise, bu kentin geçmişinin iskân tarihi açısından MÖ 3. binyıllara, Eski Tunç Çağına kadar uzandığını göstermektedir. Tuşpa nın adı, Assur kaynaklarında Turuşpa dır. Daha sonraki çağlarda, Tuşpa dan türeyen Thospia, Tosp/Dosp adlarıyla anılmıştır. Van adı ise, Urartuların kendi öz varlıklarını tanımladıkları Biane/ Biainili teriminden gelmektedir. İban, Buana gibi adlar Biane den türeyerek, zamanla Van a dönüşmüştür. Tuşpa sitadeli, bereketli Van Ovası nın ortasında yükselen yalçın Van Kayalığı nın üzerinde yer alır. Ünlü gezgin Evliya Çelebi 1655 te Van dadır, bu muhteşem kayalığı üzerinde yükü ile çökmüş bir deveye benzetir. Kalker kayalık, doğu-batı doğrultusunda takriben 1,5 km uzunluğundadır. Kuzey-güney aksındaki genişliği ise 70-80 metreyi bulur. Yüksekliği 100 metreye ulaşan güneydeki dik ve sarp uçurum, bu yönden gelecek tehlikeleri imkânsız kılar. Sitadeldeki yapıların özgün tasarımları, Urartu yapı mühendisliğinin özellikle yer seçimi konusundaki üstün yeteneklerini sergiler. Topografyanın tüm özelliklerinden yararlanılmıştır. Kuzey yamaçlarda hem uçurumlardan, hem de doğal teraslardan yararlanılarak çok güçlü tahkimat sistemleri oluşturulmuştur. Aşılması imkânsız yüksek sur duvarları, eteklerden itibaren Yukarı Sitadeli ve İç Kale yi kademeli bir düzenle bütünüyle çevreler. Yukarı Sitadel ayrıca doğu ve batıdan ana kayaya oyulan iki sarp hendekle, başka bir deyişle iki yapay engelle sınırlanmıştır. Yukarı Sitadel e ve İç Kale ye ulaşan rampalı yol sistemi kuzeybatı yamaçlarda yer alır. Başkent Tuşpa, birbirini takip eden güçlü kralların saltanatlarında en parlak dönemlerini yaşamıştır: Kurucu kral I. Sarduri den (MÖ 840 830) itibaren, İşpuini (MÖ 830-820), Menua (MÖ 810-785/780), I. Argişti ( MÖ 785/780-756) II. Sarduri (MÖ 763 735/756-730) ve II. Rusa (MÖ 685-645) döneminde krallık gittikçe güçlenmiş, sınırlar genişlemiş- Yeni Saray ın hemen batısında yer alan bu yapı, Büyük kral I. Argişti nin anıt mezarıdır. Literatürde Hor Hor Mağaraları adıyla tanımlanır. Güneye bakan cephede, Hor Hor Yazıtları olarak bilinen kralın yıllıkları vardır. Van kalesi güneyden Ön Asya dünyasında, ana kaya üzerine yazılmış olan ve günümüze kadar gelebilen en büyük ve en kapsamlı krali yazıttır. Bilinen tüm Urartu kralî yıllıkları, ister ana kaya, ister steller üzerinde olsun çağdaşlarından oldukça farklıdır: bahsettikleri askerî seferlerinde ve savaşlarında, Assur da olduğu gibi dehşet verici kanlı tasvirlere, tüyler ürperten anlatımlara rastlanılmaz. Anıt mezarın girişine, yukarıdan aşağıya doğru inen kaya basamakları ile ulaşılır. 66 Actual Archaeology Actual Archaeology 67

İç Kale nin hemen altında yer alan küçük mezar yapısı, Tuşpa kaya mezarlarının arasında konum itibariyle en yüksekte olanı. Mezar işlevinin yanı sıra bir kutsal kült yeri olduğu ileri sürülüyor. Akhamenidler Dönemi ne ait olduğu düşünülen mezar yapısının iç tasarımı, I. Kserkses in Nakş-i Rüstem deki anıt mezarını çağrıştırır. Van Kayalığı nın güney cephesinde, uçurumun üzerinde yer alan I. Kserkses e ait Eski Persçe-Elamca- Babilce üç dilli yazıt Akhamenidler Dönemi nin en görkemli eseridir. 68 Actual Archaeology Actual Archaeology 69

Madır Burç tir. Devlet yapısı da din dâhil, tüm yönleri ile kurumlaşır. Devlet, merkezî karakterli teokratik bir krallık görünümündedir ve yapısal olarak soylular, askerler, çiftçiler-köylüler ve köleler gibi sınıflardan oluşur. Başkentten Eyalet Valileri atanmakta, tam teçhizatlı güçlü ve devamlı ordu birlikleri beslenmektedir. Bunlar; süvariler, piyadeler ve savaş arabaları gibi muharip sınıflardan oluşan birliklerdir. Tuşpa Sitadel inde kraliyet ailesinin yanı sıra rahipler, devletin ileri gelen soyluları ve komutanlar oturmaktadır. Tuşpa MÖ 1. binyılın ilk yarısı içerisinde, Anadolu nun en görkemli ve en kalabalık başkentlerinden biridir. Sitadel ve Aşağı Şehir le birlikte, kent nüfusunun 50 binden az olamayacağı düşünülmektedir. Aşağı Şehir in çevresinde baraj ve kanallarla sulanan bereketli ovada, kraliyet ailesinin ve soyluların dillere destan bağları, meyve bahçeleri, koru ve ormanları uzanmaktadır. Muhtemelen MÖ 9. yüzyıldan sonra, güneydeki Aşağı Şehir iskân yoğunluğu açısından sur dışına taşmış, Van Kalesi Höyüğü nün bulunduğu kuzey kesim dâhil tüm sitadeli çevreleyen mahalleler oluşmuştur. Van Kalesi Höyüğü nde 1989-1991 yılları arasında sürdürdüğümüz kazılarda Tuşpalı bir soylunun görkemli konağı kısmen gün ışığına çıkarılmıştı. Başkentin nekropolü ise sitadelin 2 kilometre kadar kuzeyindedir. Çok geniş bir alana yayılan nekropolde, gerek mezar tipleri ve gerekse ölü hediyelerinin zenginliği, Aşağı Şehir sakinlerinin toplumsal yapısı ve refah düzeyleri hakkında ayrıntılı bilgileri gün ışığına çıkarmıştır. II. Rusa döneminde yönetim merkezi Rusahinili/Toprakkale ye nakledilmiştir. Ancak Tuşpa tüm görkemiyle Urartu nun övüncüdür. Krallık yıkılana kadar bütün Urartu kralları Tuşpa nın Efendisi ünvanını övünç duyarak kullanmışlardır. Başkent Tuşpa nın Anıtsal Yapıları Tuşpa Sitadel i, Urartu mimarlığının başkente yaraşır özgün tasarımlı ve görkemli yapıları ile doludur. Anıtsal kaya mimarlığının ürünü olan kral mezarları, tapınak ve kutsal alanlar, saraylar, kaya yazıtları, steller, tahkimat sistemleri ile başkent Tuşpa, bir bütün olarak muhteşem bir anıttır. Tuşpa Sitadel inde ve çevresinde bulunan in situ yazıtlara ilâveten, sonraki dönemlerde devşirme yapı malzemesi olarak kullanılmış olan kimi parçalar üzerindeki 100 ü aşkın yazıt, sayısız inşa faaliyetlerini ve de başkentin önemini kanıtlayan çok önemli belgelerdir. Yazıtları nedeniyle kuruluş dönemine ait oldukları bilinen en eski iki anıt yapı öncelik taşır, bu in situ yazıtlar yeni Assur çivi yazısıyla yazılmış olup, Assur dilindedir: Sardurburcu/Madırburç Asurca Yazıtlı Kutsal Niş İç Kale Sitadel in batı ucunda, kuzeybatı eteklerinde ovada yükselmektedir. Sardurburcu ya da Madırburç adıyla anılır. Tuşpa nın en eski kralî yapısı olup Kral I. Sarduri tarafından yaptırılmıştır. Görkemli bir yapının kaidesidir. Takriben 47x13 metre boyutlarında olup dikdörtgen plânlıdır. Kuzey-güney doğrultusundadır, mevcut 5 taş dizisinin yüksekliği ortalama 4 metredir. Özenle yontulmuş devasa kalker blokları 8-10 ton ağırlığındadır. Bu taş blokların üzerinde farklı seviyelerde bulunan ve 6 kez yinelenen inşa yazıtları yer alır. Üçü doğu, üçü de batı cephededir. Kral Sarduri, özellikle Evrenin Kralı unvanıyla ezeli düşman Assur a meydan okumakta, onlarla aynı düzeyde olduğunu haykırmaktadır. Bu anıtsal yapının ne olduğu hakkında çeşitli ve çok farklı görüşler ileri sürülmüştür: liman yapısı, iskele, dalgakıran; sitadelin propylonu; tapınak kaidesi gibi Urartu Döneminde gölün kıyı çizgisi muhakkak ki sitadelin bir hayli yakınındaydı. Assur un deyimiyle Nairi nin Yukarı Denizi/ Nairi nin Dalgalı Denizi Van Gölü nün hırçın dalgaları Sardurburcu na kadar ulaştıysa, özellikle batı cephesindeki yazıtlar yıpranıp, belki de tümüyle tahrip olmaz mıydı? Kanaatimizce bu görkemli tahkimat sistemi, sitadelin en alçak kesimini oluşturan batı ucunu ve de yakın çevresindeki su kaynaklarını korumakta, hem de Yukarı Sitadel e ulaşan rampalı ana yolu kontrol etmekte, gözlemektedir. Asurca Yazıtlı Kutsal Niş Yukarı Sitadel in dışında, Doğu Hendeği nin yakınındadır. Bilinen en eski kaya anıtıdır, kutsal alandır. Ağır tahrip görmüştür. Tabandaki kaide oyuğu, görkemli bir stelin varlığını kanıtlar. Cephesi güneye bakar. Asurca metin kültle ilgili bir kurban listesidir. İç Kale Van Kayalığı nın en yüksek alanıdır. Güneydeki sarp uçurumun üzeri dâhil, etrafı çepeçevre güçlü surlarla koruma altına alınmıştır. Kuzey kesiminde yer yer 7-8 metreye ulaşan surun taş bedenleri Urartu Dönemine aittir. Bunun üzerindeki taş ve kerpiç kısımlar ise Urartu nun yıkılışından I. Dünya Savaşı nın sonlarına değin uzanan binlerce yıllık dönem ve evrelere aittir. İç Kale ye giriş batıdandır. Başkent Tuşpa nın ilk tapınakları ve sarayları burada yer almaktaydı. Atalar Kültü Tapınağı İç Kale nin güneydoğusundaki en yüksek kesiminde, 1988-1991 arasındaki kazı çalışmalarımızda gün ışığına çıkarılan kalıntılar, muhtemelen Başkent Tuşpa nın en eski tapınağıdır. Arka arkaya iki mekândan oluşur. Taban ve de duvarların temel yükseltileri tümüyle ana kayadan işlenmiştir. 2 metreyi bulan duvar kalınlıkları yüksek bir yapıya işaret eder. Özellikle, kare plânlı tipik Urartu kule tapınakları nı anımsatan mekân boyutları ve kapı çerçeveleri hemen hemen aynıdır, ancak onlardan tek farkı iki cellalı oluşudur. Başkent Tuşpa ya özgü bir tapınaktır ve kanımızca ata kültü ile ilintilidir. Çünkü hemen altındaki Büyük platformda kurucu krallara ait en eski anıt mezarlar yer almaktadır. 70 Actual Archaeology Actual Archaeology 71 Eski Saray Bir hayli derinde gün ışığına çıkarılan bir başka görkemli yapı kalıntısı da dikkat çekicidir. Belki de Eski Saray dan bir kalıntıdır. Muhteşem bir platform duvarı söz konusudur. Tarihî süreç içinde bir sınıflama yaparsak, düzgün yontulmuş kalker blokların boyutları, Urartu mimarlığında Sardurburcu ndan sonra ikinci sırayı almaktadır. Bu belirgin ayrıcalık bu görkemli kalıntının erken bir döneme Sitadele dogudan bakış

kin bireyleri, platformda yapılan dinî törenleri, bu seki üzerine oturarak izlemişlerdi. Ayrıca, ata ruhlarına adanan kimi kutsal adak eşyalarının da öncelikle bu seki üzerinde sıralandığını düşünebiliriz. Plâtformdan yükselen kaya basamakları ile kemerli giriş kapısına ulaşılır. Kapının üzerinde de büyük bir ışık menfezi yer alır. Ana salonun tavanı beşik tonoz şeklindedir. Tonozun bitim hattı, çift silmeli kabartma kornişle sınırlanmıştır. Bu tür tonoz yapımı, Yeni Assur mimarî geleneğinde görülür ve de anıt mezardaki Assur etkisini açıkça yansıtır. Ana salon dört mezar odasıyla bağlantılıdır. Kuzeydeki, soldaki odada iki büyük niş dikkati çeker. Muhtemelen bu nişlerin içinde, pişmiş topraktan ya da tunçtan lâhitler yer almaktaydı. Salonun doğusundaki oda ise tümüyle işlenmemiş, yarım bırakılmıştır. Bu anıtsal mezar, konumu ve tasarımı göz önünde tutulursa, başkent Tuşpa nın kurucusu I. Sarduri ye ait olmalıdır. İşpuini ve Menua nın Anıt Mezarı I. Sarduri ye atfen Kurucular Mezarı ya da İç Kale Mezarı adıyla tanımlanır. Gerçekte, ana kayanın oluşumunda bu kesimde derin çatlaklar meydana gelmiş, bundan kaynaklanan doğal tahribat da, diğer anıt mezardan daha eski olduğu yanılgısına neden olmuştur. Oysa daha sonra yapıldığı kesindir, bu nedenle de Büyük Plâtform a açılan basamaksız giriş kapısı, diğer anıt mezarların aksine doğuya bakmaktadır. Arka arkaya iki ana salonlu anıt mezar yapısının, Urartu Krallığı nı birlikte yöneten İşpuini ve oğlu Menua ya ait olduğunu düşünmekteyiz. Kanımızca ardı ardına iki ana salon, bu beraberliğin açık bir kanıtıdır. İşpuini ye ait olması gereken öndeki ana salonun tavanı diğer anıt mezarda olduğu gibi yine beşik tonoz şeklindedir ve tonoz hattı kabartma silmelidir. Yâni, yukarıda değinilen Assur etkisi devam etmektedir. Bu ana salon, iki mezar odasına açılır. Menua ya ait olması gereken ardındaki ikinci salon ise üç mezar odasıyla bağlantılıdır. Batıda yer alan, küçük bir salon boyutlarındaki üçüncü oda ise İnuşpua nın olabilir. Salonların gittikçe küçülerek ardı ardına sıralanması, kanaatimizce İşpuini- Menua- İnuşpua, yâni baba, oğul ve torun üçlü yönetimini simgeler gibidir. Plâtform un güney-batı kesiminde ve hemen altta küçük bir mezar odası yer alır. Doğu Mezarı Denilen Anıt Mezar Bu görkemli anıt yapı Doğu Hendeği nin doğusundadır. Büyük kral II. Sarduri ye atfedilerek Sarduri Mezarı olarak da tanımlanır. Önündeki anıtsal kaya plâtformu, plâtforma inen merdivenler, girişe yükselen basamaklar, cephe boyunca uzanan oturma sekisiyle cephe mimarîsi çok etkileyicidir. Cephe ve giriş güneye bakar. Ana salona üç mezar odası açılır. Salonun tavanı düzdür, kabartma bir kornişle çevrelenip bezenmiştir. Ölü Yakma - Kremasyon Geleneğindeki Mezar Yapısı En doğudaki anıt mezardır, Van kayalığının güney-doğu ucunda yer alır. Ölülerin yakıldığı alanlar olması ait olduğunu kanıtlayan önemli bir ipucudur ve de Başkent Tuşpa nın kuruluş yılları ile örtüşmektedir. Bin Merdivenler İç Kale nin batısında yer alan, Yukarı Sitadel den güneydeki dik uçurumdan, Aşağı Şehir e doğru uzanan ve su kaynağına ulaşan Urartu Dönemine ait kaya basamakları, Ortaçağ ve devamındaki yazılı kaynaklarda Bin Merdivenler olarak geçmekte, yerel halk tarafından da bu adla anılmaktadır. Krâli Mezar Yapıları Sitadel de yer alan, yüksek düzeyde işçilik gösteren görkemli krâli mezar yapıları, Urartu anıtsal kaya mimarlığının şaheserleridir. Van Kayalığı nın güneye bakan yüzünde, İç Kale nin hemen altında ve de hendeklerin dışındaki doğu ve batı kesimlerde yer alırlar. Cepheleri güneydeki uçuruma bakar. Bu anıt yapılar plân olarak büyük bir ana salon ve bu salonla bağlantılı mezar odalarından oluşmaktadır. Büyük salonda muhtemelen kralın lahdi yer almakta, belirli zamanlarda da dinsel törenler yapılmaktadır. Evliya Çelebi de ve 17. yüzyıldaki Osmanlı plânında, ayrıca kimi Batılı gezgin ve de araştırıcılarca mağara olarak tanımlanan bu kaya mekânları, Osmanlı Dönemi boyunca atölye, cephanelik, silah ve erzak deposu, kimi zaman da zindan olarak kullanılmıştır. I. Sarduri nin Anıt Mezarı Neft Kuyusu Mezarı ya da Menua Mezarı olarak tanımlanır. Evliya Çelebi nin anlatımında da, neft yağı ile ilgili ayrıntılı tanım göze çarpar. Büyük Platform un bu anıt mezar için yapıldığı kesindir. Bu alana, yukarıdan inen kaya basamaklarıyla ulaşılır. Anıtsal cephe mimarîsi etkileyicidir. Yüksek bir oturma sekisi cephe boyunca uzanır. Kraliyet ailesinin seç- 72 Actual Archaeology Actual Archaeology 73

74 Actual Archaeology Actual Archaeology 75

gereken kademeli iki kaya plâtformu ile uçuruma doğru uzanan kaya merdiveni, mezar yapısının ön kesimindeki mimarî elemanlardır. Yapının cephesi güneye bakar. Mezar odası büyük bir dikdörtgen salondan ibarettir. Doğu, batı ve kuzey duvarlarında boydan boya uzanan yatay nişler yer alır. Nişlerin içinde de toplam 78 adet yuvarlak kaide oyuğu sıralanmıştır. Bu oyuklara çift sıra şeklinde, içinde ölü küllerinin ve arda kalan kemik parçalarının muhafaza edildiği kremasyon kaplarının, yâni urnelerin yerleştirildiği kesindir. I. Argişti nin Anıt Mezarı (Resim 18-19) Batı Hendeği nin dışında, Yeni Saray ın hemen batısında, en batı uçtaki krâli yapıdır, Büyük kral I. Argişti nin anıt mezarıdır. Yazıtları nedeniyle, kime ait olduğu kesinlikle bilinen yegâne mezar anıtıdır. Literatürde Hor Hor Mağaraları adıyla tanımlanır. Kralın yıllıkları güneye bakan cephededir, girişin her iki yanına kolonlar halinde yazılmıştır, Hor Hor Yazıtları diye anılmaktadır. Ön Asya dünyasında, ana kaya üzerine yazılmış olan ve günümüze kadar gelebilen en büyük ve en kapsamlı krâli yazıttır. Bu yazıt başta olmak üzere, bilinen tüm Urartu krâli yıllıkları, ister ana kaya, ister steller üzerinde olsun çağdaşlarından çok ayrıcalıklıdır: tahta geçişlerinden itibaren naklettikleri tüm askerî seferlerinde ve savaşlarında, Assur da olduğu gibi dehşet verici kanlı tasvirlere, tüyler ürperten anlatımlara rastlanılmaz. Anıt mezarın girişine, yukarıdan aşağıya doğru inen kaya basamakları ile ulaşılır. Merdivenlerin yanı başındaki derin bir kaya nişi dikkati çeker. Düz tavanlı ana salon, beş mezar odası ile bağlantılıdır. Ana salonun ve mezar odalarının duvarlarında yer alan 34 adet dikdörtgen niş, iç mimariye hareketli bir görünüm sağlamıştır. Nişlerin içine muhtemelen ölü hediyeleri, kült eşyaları ve de urneler koyulmaktaydı. Kapı geçitlerinin ve nişlerin üst kesimlerindeki duvarlarda aplik yuvaları ve izleri görülür. Buralara muhtemelen aydınlatma ile ilgili olarak, tunç asma kandiller ya da dinsel amaçlı boğa başları gibi koruyucu nesneler raptedilmekteydi. Küçük Hor Hor Mağarası Mezarı I. Argişti nin görkemli mezar anıtının hemen altında Küçük Hor Hor Mağarası diye adlandırılan bir mezar yapısı yer alır. Girişe inen kaya basamakları sonradan tahrip görmüştür. Mezarın iç tasarımı Akhaimenidler Dönemi ni çağrıştırır, I. Dareios un Nakş-i Rüstem deki anıt mezarının iç plânına benzerlik gösterir. Dikdörtgen uzun salonun kuzey duvarı boyunca sıralanan dört nişin I. Dareios un anıt mezarında olduğu gibi, lâhitler ya da klineler/ ölü yatakları için tasarlandıkları düşünülmektedir. Kanaâtimizce bu nişler Akhaimenidler Dönemi nde açılmıştır ve ölüler yerleştirildikten sonra, kaya basamakları da bu dönemde tahrip edilmiştir: böylece onların, anıtsal kaya mezarlarına ilişkin erişilmezlik felsefesi, ulaşılamaz mimarî olgusu ile örtüşmüştür. İç Kale nin Altındaki Mezar Yapısı İç Kale nin hemen altında yer alan küçük mezar yapısı da dikkat çekicidir, konumu itibariyle Tuşpa Sitadel indeki kaya mezarlarının en yüksekte olanıdır. Mezar işlevinin yanı sıra bir kutsal kült yeri olduğu ileri sürülür. Akhaimenidler Dönemi ne ait olmalıdır. Giriş, kareye yakın küçük bir salona açılır ve üç küçük mezar odasına ulaşılır. İç tasarım, I. Kserkses in Nakş-i Rüstem deki anıt mezarını çağrıştırmaktadır. Van Kayalığı nın güney cephesinde, uçurumun üzerinde yer alan I. Kserkses e (M.Ö. 485-465) ait Eski Persçe-Elamca- Babilce üç dilli yazıt Akhaimenidler Dönemi nin en görkemli eseridir. Ata Kültü nün gizemli yapılarını oluşturan Urartu anıt kaya mezarlarının konumları açıkça göstermektedir ki, kral ve ailesi başta olmak üzere, Tuşpa Sitadel inin tüm sâkinleri, kurucu büyük kral ve onları izleyen atalarının ruhları, kutsal bedenleri ve külleriyle birlikte iç içe yaşamışlardır. Hiçbir Demir Çağ başkentinde, ne Friglerde ne Lidyalılarda, ne öncesinde ne de sonrasında bu özellik yoktur. Bu gizemli olgu benzersiz bir ayrıcalıktır: kanaâtimizce de, Urartunun kendilerine özgü Doğulu karakterlerinin koruyucu kalkanı niteliğindeki maddî ve manevî anlamların en çarpıcı temel felsefesini yansıtmaktadır. Yeni Saray Yukarı Sitadel in dışında yeralan bu kralî yapı, Batı Hendeği nin hemen yanından, I.Argişti nin Anıt Mezarı na kadar uzanan geniş alanda inşâ edilmiştir. Güneyi, erişilmez uçurumla sınırlanır. Batısında yer alan anıt mezara yakınlığı nedeniyle, bu görkemli sarayın I. Argişti ye ait olduğunu düşünmekteyiz. 1987 1990 arası kazılarımızda, büyük bir kısmı gün ışığına çıkarılmıştır. Mekânların tabanları bütünüyle, duvarları da kısmen ana kayadan işlenmiştir, sarayın alt katındaki depo, servis ve mutfak hizmetlerinin görüldüğü bölümleri kapsamaktadır. Kral ve ailesinin oturduğu kral dairesi ve tören salonları gibi bölümler üst katlardaydı. Temel yatakları, in situ kalker bloklar ve duvar kalınlıkları, çok katlı görkemli bir yapının varlığını kanıtlamaktadır. Anakayaya oyulan temel yatakları içine yerleştirilmiş tunç adak diskleri, en ilginç in situ buluntulardandır. Bilindiği gibi, yapı temellerine adak levhası yerleştirme geleneğinin Urartular da da var olduğu, A. Erzen in Toprakkale-Haldi Tapınağı kazıları sırasında ortaya çıkarılmıştı. Menua sirşini si Bu anıtsal yapı, kuzey yamaçta yer almakta olup, Yukarı Sitadel in altındaki doğal bir terasa açılmaktadır ve tümüyle ana kayaya oyulmuştur. Girişin sağında, anakaya üzerindeki in-situ yazıtı nedeniyle kesinlikle tarihlenen, Menua Dönemi ne ait kralî yapılardan biridir. Sirşini, tanrılara adanan kutsal kurbanlık hayvanların muhafaza edildiği ağıldır. 1989 1990 arası kazılarımızda kısmen yapının içini ve ön kesimini örten binlerce yıllık yıkıntı yığını kaldırılarak, sirşini bütünüyle gün ışığına çıkarılmıştır. Bir hayli geniş olan giriş kesimine, hafif meyilli bir rampa ile ulaşılmaktadır ve ana kayadan rampanın yüzeyini kurbanlık hayvanların kaymaması için çentiklenmiştir. Mekânın dışında, girişin doğusunda yer alan yüksek bir kaya platformu dikkat çekicidir, ortasında stel yuvasına ait bir 76 Actual Archaeology Actual Archaeology 77

MÖ 840-645 yılları arasında birbirini takip eden güçlü kralların saltanatlarını yaşayan Tuşpa, bu dönemde Anadolu nun en kalabalık ve en görkemli başkentlerinden biridir. Merkezi teokratik bir krallığın hüküm sürdüğü kentte, sınıf farkı net gözlenebilir. Kraliyet ailesi, rahipler, soylular ve komutanlar Yukarı Şehir de otururken, Aşağı Şehirde dillere destan bağları, meyve bahçeleri, koru ve ormanları vardır. Ünlü gezgin Evliya Çelebi nin üzerinde yükü ile çökmüş bir deveye benzettiği Van Kayalığı nın üzerinde yer alan Tuşpa nın Urartu Krallığı nın başkenti olması öyküsü, güneydeki ezelî düşman Assur a ve de çetin doğa şartlarına karşı verilen mücadeleye dayanır. Yer seçimi, aşılması imkansız yüksek sur duvarları, tehlikeleri imkansız hale getiren dik ve sarp uçurumlar ve rampalı yol sistemi, Urartu yapı mühendisliğinin üstün yeteneğini sergiler. 78 Actual Archaeology Actual Archaeology 79

oyuntu görülür. Görüşümüze göre burada dikili bulunan pulusi yâni stel, kutsanmış kurbanlık hayvanların arındırılması ile ilintili olmalıdır. Analı Kız Kutsal Alanı Sitadelin kuzey-doğu yamacında yer alan bu kutsal alan Hazine Kapısı olarak da anılır, II. Sarduri tarafından yaptırılmıştır. Anıtsal kaya mimarlığında, türünün tek örneğidir. Cephesi kuzeye bakan bu görkemli yapı, bütünüyle ana kayadan işlenmiştir. Üzeri kemerli iki anıtsal nişin önünde büyük bir platform yer alır. Cephe boyunca da yüksek oturma sekileri uzanmaktadır. Nişlerin içinde, görkemli bazalt kaideler üzerinde yükselen, devâsa boyutlu bazalt steller muhteşemdir. Kaideler, steller ve de kısmen nişlerin duvarlarına taşan yazıtlarda, II. Sarduri nin askerî seferlerini, zaferlerini anlatan yıllıkları yer almaktadır. Doğu nişinin içindeki stelin, Eski Van Şehri ndeki Surp Pogos Kilisesi nde devşirme malzeme olarak kullanıldığı bilinir. Ancak, anakayaya oyulmuş, kurban kanlarının akıtıldığı görkemli kanal dışında, buranın dinsel kimliğini açıklayan herhangi bir yazılı belge yoktur. Batı nişinin çıkıntı yapan köşesinde, adak ya da oturma sekisinin üzerindeki stel yuvaları, belki de bu kutsal alanla ilgili kuralların kaydedilmiş olduğu küçük boyutlu iki stelin varlığını imâ etmektedir. Bilindiği üzere steller, başta Haldi olmak üzere tanrılara adanmıştır. Kutsal alanlara stel dikme geleneği de bir hayli yaygındır. Bunlar tanrısal bir simgedir, tanrıların gölgesi dir. Kör Pencereli Kaya Nişleri Sitadelin eteklerini çevreleyen (T) biçimli kaya nişleri Tuşpa nın başka bir gizemidir, Kutsal kör pencereleri temsil ederler, dinsel anlam taşırlar: Sitadeli koruyan tanrıların, tanrıçaların ve ata ruhlarının bilinmez dünyaya açılan kutsal geçitleridir. Tarihî Sürecin İzinde MÖ 7. yüzyıl sonlarında ve MÖ 6. yüzyılın başlarındaki tarihî süreç içinde, hızla gelişen ve de sıkça değişim gösteren güç dengelerinin kargaşasında, İskit ve Med akınları, Urartu Krallığı nın ve de Başkent Tuşpa nın yazgısını noktalar. Birçok toplum burada ve bu bölgede kendilerine özgü izler bırakmıştır: Medler, Persler/Akhaimenidler, Parthlar, Doğu Roma/ Bizanslılar, Vaspurakanlar, Sasaniler, Selçuklular, Eyyûbiler, İlhanlılar, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenleri, Safeviler ve sonunda da Osmanlılar Van ın en parlak olduğu dönemler Urartu başkenti olduğu süreçtedir, bu dönemlerde Tuşpa ve Doğu Anadolu altın çağını yaşamıştır. Çok daha sonra da Kanunî Sultan Süleyman döneminde, 1534 ü tâkiben 1548 den itibâren Osmanlı İmparatorluğu nun en debdebeli zamanlarında Van Kalesi, Anadolu nun en büyük ve en güçlü kalelerinden biridir, en son şeklini de Osmanlı Döneminde almıştır. Seng-ü Van/Van Kayası adıyla bilinen minyatür geleneğindeki Osmanlı plânı, XVII. yüzyıldaki Van Kalesi nin ve güneyinde yer alan Eski Van Şehri nin kent dokusunu ayrıntılarıyla gösteren çok önemli ikonografik bir belgedir. Bu plân, Avrupalı ressamların gravürleri ve eski fotoğraflarla karşılaştırıldığında, tarihî süreç içinde kent dokusunun gelişimi ve farklılıkları açıkça izlenebilmektedir. Günümüzde Van Kalesi nin ve Eski Van Şehri ni dolaşırken tarihi ve doğal güzellikler sizleri gizemleriyle birlikte içtenlikle karşılayacaktır ve de siz Dünyada Van Ahrette İman veciz deyiminin yerinde bir deyiş olduğuna tanık olacaksınız Genç meslektaşım, asistanım Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar Van Kalesi nde ve Eski Van Şehri nde 2010 yılında kazı ve araştırmalara başlamıştır. Genç kuşakların sürdüreceği bu çalışmalar, başlattığımız projelerin devamı niteliğindedir. 80 Actual Archaeology Actual Archaeology 81