269 NUMARALI İCMAL DEFTERİNE GÖRE ACLUN Ünal TAŞKIN * ACLUN ACCORDİNG TO THE İCMAL DEFTER NUMBERED 269

Benzer belgeler
SURİYE DE ERKEN DÖNEM OSMANLI TİMAR DÜZENİ : HAMA VE HUMUS ÖRNEĞİ Ottoman s Timâr System of the Early Period In Syria : Hama and Homs Models

ORTA DOĞU ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Yıl: 1, Sayı: 1, Aralık 2014, s. 1-10

OSMANLI HÂKİMİYETİNİN İLK YILLARINDA FİLİSTİN DE TİMAR SİSTEMİ (GAZZE VE KUDÜS SANCAKLARI ÖRNEĞİ)

Modava Sancağında Tımar Rejimi

XVI. YÜZYILDA ACLUN ŞEHRİ VE KASABALARININ NÜFUSU * ÖZET

KOCAELİ TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR KAYNAK: DERDEST DEFTERLERİ

TIMAR (CEBE) YOKLAMA DEFTERLERİNE GÖRE 18. YÜZYIL BAŞLARINDA BOZOK LİVASINDA TIMAR VE ZEAMETLER

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

TARİH BOYUNCA ANADOLU

XVI. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA BOZOK SANCAĞI TIMARLI SİPAHİLERİ

XVI. YÜZYIL SONLARINDA AHISKA SANCAĞI KVABLİAN NAHİYESİ NDE EKONOMİK YAŞAM

313 NUMARALI TİMAR RUZNÂMÇE DEFTERİ VE BU DEFTERDE HALEB VİLÂYETİ İLE İLGİLİ BAZI TESPİTLER

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Timar Tevcih Sebepleri Üzerine Bir Kaynak Değerlendirmesi

OSMANLI ARAŞTIRMALARI XII.

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş EYLÜL 1840)NüfusSayımı

: 1490/ / [ 998] 1590

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

The Sixteenth Century. Ümit KOÇ ÖZET

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

(1983) Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; , 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay..

Osmanlı Timar Sistemi nde Tevcih Prosedürü. The Procedure of Allocation in the Ottoman Timar System

İktisat Tarihi I

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AZİZZÂDE HÜSEYİN RÂMİZ EFENDİ NİN ZÜBDETÜ L-VÂKI ÂT ADLI ESERİ NİN TAHLİL ve TENKİTLİ METNİ

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI BİTİRME ÇALIŞMASI YAZIM KURALLARI

Yıl: 4, Sayı: 13, Eylül 2017, s

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

TANZİMAT DÖNEMİ NDE AHIRLI KÖYÜNÜN NÜFUS VE EKONOMİK YAPISI POPULATION AND ECONOMIC STRUCTURE OF AHIRLI VILLAGE DURING TANZİMAT PERIODS

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Siyakatle yazılmış bir tımar defteri örneği

Tekirdağ İli, Süleymanpaşa ilçesi, Aydoğdu Mahallesi, 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği Açıklama Raporu

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

Madde 1- Aşağıda adları, soyadları, yerleşim yerleri ve uyrukları yazılı kurucular arasında bir anonim şirket kurulmuştur. Adresi

MUŞ SANCAĞI DİRLİKLERİ ( )

VAN VALİLERİ ( ) Dr. Mehmet İNBAŞI *

Osmanlı Devleti Kaynakçası

BÜYÜK ARDAHAN SANCAĞI YILLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

820 NUMARALI TEMETTUÂT DEFTERİNE GÖRE TANZİMAT IN İLK YILLARINDA MUCUR VE HACIBEKTAŞ IN DEMOGRAFİK YAPISI VE SOSYAL DURUMU

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

I. TÜRK HUKUK TARİHİ KONGRESİ BİLDİRİLERİ

XVI. YÜZYILDA ŞAM BEYLERBEYİLİĞİNİN İDARÎ TAKSİMATI

H.983/M.1575 TARİHLİ TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK SANCAĞI

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ?

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET YILLIĞI NDA BURDUR Osman KOÇIBAY BURDUR VİLÂYETİ

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2013 / 5 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞINA

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI Tarih : HUKUK KOMİSYONU-BÜTÇE VE Rapor No : 2011 / 2 TARİFE KOMİSYONU MÜŞTEREK RAPORU

BÖLÜM 218 TÜZEL KİŞİLER (TAŞINMAZ MAL KAYIT) YASASI

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÖNETİM KURULU KARARLARI

PLANLAMA SÜRECİ ve ARAZİ ve ARSA DÜZENLEMELERİ (PARSELASYON)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

KAMU İDARELERİNE AİT TAŞINMAZLARIN KAYDINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

ELAZIĞ TAPU MÜDÜRLÜĞÜ NDEKİ TAPU KAYIT DEFTERLERİNİN HARPUT TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

. Uluslararası Akdeniz Karpaz Sempozyumu: Lefkoşa - KKTC

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İDARİ VE MALİ İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI TAŞINMAZ KAYITLARI

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 6.Hafta OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA TARIM. Dr. Osman Orkan Özer

SAYI OSMANLI ARAŞTIRMALARI

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No: 2018/ 15 PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞINA

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No: 2017 / 19 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞINA

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

OSMANLI TARİHİ ARAŞTIRMALARINDA TIMAR VE ZEAMET RUZNAMÇE DEFTERLERİ TIMAR AND ZEAMET RUZNAMÇE REGISTERS IN OTTOMAN HISTORY STUDIES

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

:00:00 Teknoloji Fakültesi Toplantı Salonu

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Ana Sayfa > Mevzuat > Tapu ve Kadastro Genelgeleri. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Genelgeleri

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

Osmanlı Kayıt Kültüründe Vakıf Muhasebesi ve Devlet Muhasebe Sistemi. Waqfs and State Accounting Systems in the Ottoman Administration

Timar Tevcihâtı ile ilgili Kaynaklarda Yer Alan Kayıtların Karşılaştırılmasına Dair Bir Deneme

PESA International Journal of Social Studies PESA ULUSLARARASI SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ

StS SANCAĞI (Kozan-Feke) MUFASSAL TAHRİR DEFTERİ TANITIMI YE DEĞERLENDİRİLMESİ II:* EKONOMİK YAPI III. REAYA VERGİLERİ (RUSÜM-I RA'İYYET)

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

DEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR DÖNEMİ MAZERET SINAV TAKVİMİ

T.C. SULTANBEYLİ BELEDİYE MECLİSİ Tarih : KOMİSYON RAPORLARI Rapor No : 2012 / 24 HUKUK KOMİSYONU RAPORU BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞI NA

T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÖNETİM KURULU KARARLARI

İLİMİZE BAĞLI TEKKEKÖY İLÇESİ YENİBÜYÜKLÜ MAHALLESİNDE BULUNAN 2/B ARAZİLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

KLASİK DÖNEM OSMANLI VERGİ SİSTEMİ ve VERGİ TÜRLERİ

Transkript:

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ ISSN: 1308 9196 Yıl : 4 Sayı : 7 Aralık 2011 269 NUMARALI İCMAL DEFTERİNE GÖRE ACLUN Ünal TAŞKIN * Özet Osmanlı İmparatorluğu nda ekilebilir arazinin kullanım hakkı devlete aitti. Devlet, bu toprakları belirli bir ücret mukabilinde köylülere kiraya verirdi. Buradaki tarlaları ekip biçen halk, hem toprağın kirası olarak elde ettiği ürünün belirli bir bölümünü hem de besledikleri hayvanlar için belirli bir miktar vergiyi devlete ödemek zorunda idiler. Devlet, o bölgede görev yapan asker ve memurlarına, maaşlarına karşılık olarak, vergi toplama işini verirdi. Bu gelirler, has, zeâmet ve timâr olarak parçalara ayrılan, dirlik olarak adlandırılırdı. Bu çalışmada Aclun daki dirlikler anlatılacaktır. Anahtar Kelimeler: Gelirler, Maaş, Dirlik ACLUN ACCORDİNG TO THE İCMAL DEFTER NUMBERED 269 Abstract In the Ottoman Empire, the property rights of the fertilizable lands were belonged to state. The state rented these lands with some amount of money to the villagers. The villagers planting these lands had to give some amount of their products to the state as the rent of the lands they hired and they had to pay some amount of money for the animals they brought up. The state had civil servants and military personnel, who were working and living in the same area, to collect the incomes and pay the salaries. These incomes are called dirlik and divided as has, zeâmet and timâr. This study will be discussed that dirliks in the Aclun. Key Words: Incomes, salary, dirlik Giriş Tahlilini ve tanıtımını yapacağımız defter, Tapu Kadastro Kuyud-ı Kadime Arşivi nde 269 numarayla kayıtlı olan Timâr icmal defteridir. Defter, 14x37,5 cm ebadındadır. İncelenen defter, varak olarak sonradan numaralandırılmış olup 21 varaktır ve bir varağı boştur. Siyakat hattıyla tutulan defterde rakamlar arabî olarak yazılmıştır. Defter, hicrî 1005 (1596) yılına ait olup, Dergâh-ı Ali müteferrikalarından Hasan b. Sinan ile Defter-i Hâkânî Kâtibi Ahmed b. Derviş tarafından tutulmuştur. Tutulan her kayıt arasında, sonradan olabilecek değişiklikleri kaydedebilmek için muayyen boşluklar bırakılmıştır. Defterden hareketle, Aclun sancağının, Aclûn, Kûre, Beni Alvân, Gavr, Alân, Salt, Kerek, Cibal-i Kerek ve Şevbek olmak üzere 8 nahiyesinin olduğu görülmektedir. İncelediğimiz defterde Aclûn sancağı dışında Kerek ve Şevbek in sancak olarak kaydı bulunmaktadır. 1550 li yıllardan itibaren sancak olarak itibar edilen (Çakar, 2003: 361) Kerek ve Şevbek in coğrafi zorunluluktan dolayı, daha doğrusu devletin bölgeyi tam olarak hâkimiyeti altına alma çabası sonucu bir sancak olarak * Yrd. Doç. Dr., Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, unaltaskin@hotmail.com

Ünal TAŞKIN teşkilatlandırıldığını arşiv belgelerinden biliyoruz (BOA, Mühimme 14:. Kerek ve Şevbek, Aclûn un mufassal tahrir defterlerinde nahiye olarak kaydedilmesine karşın, hicrî 1005 tarihli bu timâr icmâl defterinde ayrı bir sancak olarak yazılmıştır (. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim in düzenlediği Mısır Seferi sonucunda, Osmanlı hâkimiyetine giren Aclûn, 1517 yılında yapılan idari düzenlemeyle, kurulan Şam (Arab) Beylerbeyiliği nin içerisinde yer aldı. Fakat Şam Beylerbeyiliği nin ilk idarî taksimatını gösteren Topkapı Sarayı Arşivi ndeki 9772 numarada kayıtlı bulunan vesikada yer alan sancak listesinde, Aclûn sancağının adına tesadüf edemiyoruz (Çakar, 2003: 357) 1. Aclûn sancağına ilk olarak 998 numaralı Tapu Tahrir defterinde Salt ile beraber rastlıyoruz (BOA, TT. 998: 292). Coğrafi olarak kuzeyinde Şam, doğusunda Suriye Çölü, batısında Şeria (Ürdün) Nehri, güneyinde ise Maan bulunmaktadır. Dirlikler Osmanlı Devleti, idarî, askerî, hukukî, iktisadî ve ictimaî düzeni büyük ölçüde timâr sistemi üzerine kurmuştu. Bu sebeple eyaletlerin birçoğunda timâr sistemine rastlamaktayız. Ancak merkezden uzak bölgelerde yer alan bir kısım eyaletlerde ise timâr yerine salyane sistemi uygulanmaktaydı. Bu tür eyaletlerde, askerlerin, memurların ve yöneticilerin maaşları yıllık olarak nakden ödendiğinden bu ad verilmekteydi. Dirlik, yani has, zeâmet ve timârlara ayrılan gelirlerin önemli bir bölümü kırsal kesimden alınan vergilerden meydana geliyordu. Şehir gelirleri daha ziyade padişah haslarına veya ümera haslarına ayrılmakla beraber asıl gelir dilimini kırsal alan oluşturuyordu. Dolayısıyla, hâsıl olarak bilinen ve köylerdeki toprak mahsullerinden alınan vergiler bunun en önemli dilimini teşkil ediyordu. Maktu adı verilen bir köyün önceden belirlenmiş bir miktarı ödemesi veya kasm adı verilen her ürünün ayrı ayrı ölçülerek vergisinin belirli bir oranda alınması yöntemiyle toplanan hâsılın tamamı has, zeâmet veya timâr olabileceği gibi, dirlik sahibine hisse ayrılması şeklinde de olabilirdi. Bunun yanında hâsıl birden fazla dirlik sahibi arasında paylaşıldığı gibi, hisseler halinde vakıflar ile dirlik sahipleri arasında da paylaşılabilirdi. Hâsılın tamamen bir vakfa veya mülke ait olduğu durumlarda, dirlik sahibine toprak mahsullerinden el-öşr adı altında bir pay verilirdi. Bu pay vakfa ayrılan gelirlerin genellikle onda birine karşılık gelirdi (Taşkın, 2010: 412; 2011: 170). Haslar Has olarak nitelendirilen gelirler, başta padişah olmak üzere, beylerbeyi, sancakbeyi ve defterdar gibi önemli devlet görevlilerine maaş olarak verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu nda doğrudan devlet hazinesine alınan gelir kaynaklarına, tahrir defterlerinde hâssha-i pâdişah-ı âlempenah, havâss-ı hümâyûn veya hâss-ı şâhî denilmektedir. Sancakbeyi hasları ise hâss-ı mirlivâ şeklinde ifade edilirdi. Aşağıda Tablo-1 de padişah hasları verilmiştir. 1 Bu arşiv vesikasının üzerinde herhangi bir tarih olmamakla beraber, Ö. L. Barkan 1520-21 yıllarına ait olduğunu söylemektedir. Fakat vesika üzerinde incelemelerde bulunan E. Çakar, evrakın içindeki bilgileri farklı kaynaklarla karşılaştırarak, bu tarihin 1517 olması gerektiğinin kuvvetle muhtemel olduğunu yazmaktadır.

269 Numaralı İcmal Defterine Göre Aclun Tablo-1:Padişah Hasları Nahiye Adı Geliri Aclûn 13.958 Salt 44.740 Gavr 138.692 Kûre 33.000 Beni Alvân 13.050 Alân 40.000 Toplam 283.440 Yukarıdaki tabloya dikkat edilirse, Padişah hasları içerisinde en fazla gelir Gavr nahiyesinde olup, padişah hasları içerinde yaklaşık % 49 luk bir paya sahiptir. En az pay ise 13.050 akçelik gelir ve % 4,6 lık pay ile Beni Alvân nahiyesidir. Defterde padişah haslarının toplam geliri verilirken 282.512 akçe olarak kaydedilmiştir. Oysa bizim yaptığımız hesaplama 283.440 akçedir. Bu durumda ufak bir hesap hatasının yapıldığını söylemek mümkündür. Osmanlı kanunlarının uygulanmasında kendisine büyük yetkiler tanınan beylerbeyi eyaletin; paşa sancağı yöneticisi, sancakbeyi de sancağın en büyük yöneticisi idi ve beylerbeyi gibi hükümdarın kulları arasından bu göreve atanırdı (Yücel, 1974: 665-666). Dolayısıyla Sancakbeyi, bulunduğu sancakta sultanın otoritesini temsil ediyordu ve mirliva hassı veya sancakbeyi hassı olarak nitelendirilen gelirleri tasarruf ederdi. Aşağıdaki Tablo-2 de Mirliva hasları verilmiştir. Tablo-2:Mirliva Hasları Nahiye Adı Geliri Aclûn 61.100 Salt 99.800 Gavr 45.100 Kûre 14.000 Beni Alvân 41.000 Toplam 261.000 Tablo-3: Kerek ve Şevbek Mirliva Hasları Nahiye Adı Geliri Kerek ve Şevbek 217.500 Şevbek 309.800 Toplam 527.300 Aclûn da mirliva hasları içerinde en büyük paya Salt nahiyesi sahiptir. 99.800 akçelik bir gelir dilimine sahip olan Salt ı 61.100, 45.100 ve 41.000 akçelik gelirleriyle sırasıyla Aclûn, Gavr ve Beni Alvân takip etmektedir. 14.000 akçelik geliriyle Kûre nahiyesi ise diğer nahiyelerle kıyaslandığında oldukça geride kalmaktadır. Kerek-Şevbek mirliva hasları ise bölgeden elde edilen padişah haslarından bile daha fazladır. Bölge gelirleri sancakbeyine aktarılmış gibi görünmektedir. Bu durum Kerek-Şevbek in sancak derecesinde yeniden teşkilatlandırılmasından kaynaklanmış olabilir.

Ünal TAŞKIN Zeâmetler Bilindiği üzere, Osmanlı timâr sistemine göre geliri 20.000 akçeden 100.000 akçeye kadar olan dirliklere zeâmet, tasarruf edenlere de zâim denilmektedir. Zeâmet, kılıç zeâmet ve hisseli zeâmet olmak üzere ikiye ayrılır. Vilâyet kâtibi icmâl defterinde bir kimsenin üzerine 20.000 akçe zeâmet kaydederse buna icmâllukılıç zeâmet denir. Mahlûl kaldığında parçalanması caiz değildir (Sertoğlu, 1992: 80-81; Ayn-i Ali, 1280: 62). Bir sipahinin tasarruf ettiği 10-15.000 akçelik timâr, terakkilerle 20.000 akçeye ulaşırsa buna da zeâmet denir ancak icmâllu zeâmet sayılmaz. Çünkü bu tür zeâmet mahlûl kaldığında terakkiler bozulup başkalarına hisseler halinde verilebilir (Sertoğlu, 1992: 80; Ayn-i Ali, 1280: 62). Tahrir sırasında bir kimseye 40-50.000 akçelik zeâmet tevcih olunursa bunun da tamamına icmâllu zeâmet denir. Ancak bunun 20.000 akçesine kılıç, geri kalanına ise hisse denir. Mahlûl kaldığında 20.000 akçelik kılıç kısmı hisseler halinde başka bir kılıç zeâmete veya timâra terakki olarak verilebilir (Sertoğlu, 1992: 81; Ayn-i Ali, 1280: 62-63). İncelediğimiz deftere göre, Aclûn sancağında, 11 zeamet bulunuyordu. Bu zeâmetlerin toplam geliri 138.395 akçe olup, en fazla gelir 20.500 akçe ile Dergâh-ı Ali Müteferrikalarından İbrahim in olup toplam gelir içerisinde % 14,8 lik paya sahiptir. En az gelir ise 5.000 akçe ile Şam Vilâyeti Defter Emini İbrahim e aittir ve % 3,6 lık paya sahiptir. Mevcut zeâmetleri, gelir miktarlarına göre bir sınıflandırmaya tabi tuttuğumuzda 20.000-30.000 akçe aralığında 2 zâim bulunmaktadır. Diğer zeâmetler ise miktarlarından anlaşılacağı üzere zeâmet hisselerini teşkil etmektedir. Yani zeâmet olarak asıl tasarruf edilen yer değilde, miktarı tamamlamak için ayrılmış hisselerden oluşmaktadır. Tablo-4: Zeâmetler Tasarruf Eden Geliri Toplama Oranı Muhammed b. Süleyman Bey 20.000 % 14,4 İbrahim (Şam Vilayeti Defter Emini) 5..000 % 3,6 İbrahim (Müteferrika-i Dergah-ı Ali) 20.500 % 14,8 Fitas Çavuş (Dergah-ı Ali) 8.051 % 5,8 Süleyman Çavuş (Dergah-ı Ali) 18.700 % 13,5 Ali b. Abdullah 10.500 % 7,5 Zazan 14.000 % 10,1 Mustafa Hasan 18.544 % 13,3 İbrahim Çavuş (Dergah-ı Ali) 6.000 % 4,3 Hızır 8.000 % 5,7 Muhammed (Şakird-i Katib) 9.100 % 6,5 Toplam 138.395 %100 Timârlar

269 Numaralı İcmal Defterine Göre Aclun Timâr, Osmanlı Devleti nde geçimlerine ve hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara belirli bir hizmet karşılığında belirli bölgelerden tahsis edilmiş olan askerî dirliklere verilen isimdir (Barkan, 1979: 286). Senelik geliri 20.000 akçeye kadar olan timârın, gelir miktarı ve tasarruf edenin yaptığı hizmetin cinsine göre çeşitli şekilleri vardı. Gelir miktarına göre timârlar, tezkireli ve tezkiresiz olmak üzere iki grupta incelenebilir. Geliri 5.999 akçeye kadar olan timârlar tezkiresiz, 6.000 akçe ve yukarı gelire sahip timârlar ise tezkireli kabul edilirdi. Tezkireli timâr, mahlûl yani boş olduğu zaman yeniden tevcihi (dağıtımı) ancak padişah berâtıyla mümkün olan, yani beylerbeyilerinin vermeye yetkisi olmadıkları timârlardır. Tezkiresiz timâr ise, mahlûl olduğu zaman beyleybeyi berâtıyla tevcih edilebilen timârlardır (Şahin, 1979: 932). Timârın başlangıç (ibtida) kısmını teşkil eden en az kısmına kılıç denilirdi. Kılıç miktarı da eyaletlere göre değişiyordu. Şam eyaletinde tezkiresiz timârların kılıç miktarı 2.000, tezkireli timârların ise 6.000 akçe idi (Şahin, 1979: 933-935). Yani geliri 5.999 akçeye kadar olan timârların 2.000 akçelik kısmı kılıç miktarına tekabül etmekle beraber, bu timâr mahlûl kaldığında, 2.000 akçeden fazla olan kısmı ifraz edilerek dağıtılırdı. 6.000-19.999 akçe arasındaki timârların ise 6.000 akçelik kısmı kılıç kabul edilir ve mahlûl kaldığında 19.999 akçeye kadar olan kısmı ifraz edilerek başkalarına dağıtılırdı. İbtida kılıç olarak adlandırılan bu temel yapıda amaç, timâr erbabı öldüğü zaman oğullarına verilecek kısmın belirlenmesidir. İbtida kılıçlar, birden fazla kişiye verilmediği gibi parçalanması da mümkün değildi (Şahin, 1979: 933). Buradan hareketle, icmal defterinde kaç timâr varsa o kadar da kılıç olduğunu söyleyebiliriz (Şahin, 1979: 931). Timâr tasarruf edenlerin devlete karşı bir takım mükellefiyetleri vardı. Bunların da başında sefer zamanında yanında tam teçhizatlı asker (cebelü) götürmek gelmekteydi. Her timâr beyinin sefer zamanında kaç cebelü götüreceği ise kanunla belirlenmişti. Kanunî Sultan Süleyman ın kanunnamesine göre, geliri 3000-5.000 akçe arasında olanlar 1 cebelü, 5.500-8.000 akçe arsında olanlar 2 cebelü, 9.000-11.000 akçe arasında olanlar 3 cebelü, 12.000-14.000 akçe arasında olanlar 4 cebelü, 15.000-17.000 akçe arasında olanlar 5 cebelü ve 18.000 akçe olanlar da 6 cebelüyle sefere katılmak zorundaydılar. Sancakbeyleri veya beylerbeyileri ise gelirlerinin her 5.000 akçesi için 1 cebelü götürmek zorundaydılar (Akgündüz, 1992: 370). Bu durumda aşağıdaki Tablo-5 incelenirse, Aclûn sancağında mevcut bulunan 51 timârdan 21 tanesi (3 tanesi mahlûl yani boş olmak üzere) gelirleri itibariyle cebelü çıkaramamaktadır. Diğer yandan müşterek olarak tasarruf edilen 5 adet timârdan sadece Behram, Murad ve Kabil in tasarruf ettiği timârın hisseleri ve yine İsmail b. Ferhad ile Davud b. Mehmed in tasarruf ettiği timârın bir hissesi cebelü çıkartmak için uygundur. Tablo-5 incelenirse geliri 3.000-5.500 akçe arasında 17 timâr, 5.500-8.000 akçe arasında 7 ve 9.000-11.000 akçe arasında 1 timâr bulunmaktadır. Bu durumda Aclûn sancağındaki timârlardan, XVI. Yüzyılın sonu itibariyle elde edilen cebelü sayısı, müşterek timârlar hariç 34 tür. Aclûn sancağındaki 51 timârdan sadece 4 tanesi tezkireli, geriye kalanlar tezkiresizdir. Timârlara dikkat edilirse büyük çoğunluğunun gelirlerinin düşük olduğunu görmekteyiz. Ayrıca mahlûl durumda bulunan 6 adet timârın varlığına da işaret etmek gerekir.

Ünal TAŞKIN Tablo-5: Timârlar Tasarruf Eden Geliri Toplama Oranı İbrahim b. Said 6.800 %3,4 Mehmed biraderi Şaban 6.500 %3,3 Mehmed b. Şemseddin 6.000 %3 Mahmud 5.999 %3 Nasır b. İsa 5.999 %3 Ali b. Ahmed 5.999 %3 Ahmed 9.996 %5,1 İsmail b. Hüseyin 5.700 %2,9 Mehmed b. Hüseyin Miralem 5.400 %2,7 Rıdvan b. Abdullah 5.000 %2,5 Ahmed v. Ömer 3.000 %1,5 Mehmed v. Ömer 3.500 %1,7 Hasan b. Hasan 4.975 %2,5 Abdi b. Ahmed 4.800 %2,4 Yusuf 4.420 %2,2 Mahmud 4.400 %2,2 İsmail b. Ferhad, Davud b. Mehmed 4.000, 2.000 %2 %1 Ahmed b. Abdi 3.300 %1,6 Ahmed b. Halil 3.000 %1,5 Mehmed b. Ahmed 3.000 %1,5 Süleyman 2.200 %1,1 Mehmed v. Ali 2.100 %1 İsmail b. Osman 2.600 %1,3 Ali 2.000 %1 Hüseyin 2.000 %1 Yusuf b. Abdullah 2.000 %1 Cebeli, Ferhad v. Ali 1.500, 1.500 %0,7 %0,7 Ömer v. Abdullah 2.050 %1 Ali 2.000 %1 Süleyman v. Ali 2.000 %1 Derviş b. Hasan 2.000 %1 Muhyiddin v. İbrahim Çavuş 2.100 %1 Katib Ahmed 2.000 %1 Ömer b. Mehmed 2.000 %1 Abdulvahid b. Ebubekir 2.000 %1 Murad b. Mustafa 2.000 %1 Hasan b. İskender, Ahmed b. Hüseyin 2.000, 2.000 %1 %1 Ali b. Ahmed 2.000 %1 Ali 3.300 %1,6 Behram, Murad, Kabil 5.000, 5.000, 5.000 %2,5 %2,5 %2,5 Mustafa b. Mahmud 2.000 %1 İbrahim b. Kulı 3.000 %1,5 Ali b. Hüseyin 2.000 %1 Keyvan b. Abdullah 4.974 %2,5 Ahmed b. Muhammed 5.100 %2,6 Mahlûl 2.000, 2.000 %1 %1 Mahlûl 3.000 %1,5 Mahlûl 2.000 %1 Mahlûl 3.500 %1,7 Mahlûl 2.000 %1 Mahlûl 2.000 %1 Toplam 195.712 % 100

269 Numaralı İcmal Defterine Göre Aclun Sonuç Aclûn sancağında tasarruf edilen 11 zeâmet ve 51 timâr bulunmaktadır. Sancağın zeâmet geliri 138.395, timâr geliri sırasıyla 195.712 akçedir. Padişah hasları 283.440 akçe gelire sahipken, Aclûn sancakbeyi hasları 261.000, Kerek Şevbek Sancakbeyi hasları ise 527.300 akçe gelire sahiptir. Sonuç olarak, Aclûn sancağı Osmanlı İdarî düzeni içerisinde yer alan orta ölçekli bir merkezdir. Bu durumu, timâr ve zeâmet gelirlerinin miktarlarından da görmek mümkündür. Defterde dikkatimizi çeken nokta Kerek- Şevbek mirliva haslarının miktarının Padişah haslarından fazla olmasıdır. Kanaatimizce coğrafi ve idarî sebeplerden dolayı sancak olarak itibar edilen Kerek-Şevbek sancağı gelirleri doğrudan sancakbeyine aktarılmış, böylece bölge tedricen itaat altına alınmaya çalışılmıştır. Kaynaklar BOA, Mühimme 14 BOA, TT. 266 BOA, TT. 970 BOA, TT. 998 TKA, TT. 185 TKA, TT. 269 Akgündüz, Ahmet. (1992). Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, IV, İstanbul Ayn-i Ali. (1280). Kavânin-i Âli Osman der Hulâsa-i Mezâmin-i Defter-i Divân, İstanbul Barkan, Ö. Lütfi. (1979). Timar., İA, 12(1): 286-333 Çakar, Enver. (2003). XVI. Yüzyılda Şam Beylerbeyiliğinin İdarî Taksimatı., FÜSBD, 13(1): 351-374 Sertoğlu, Midhat. (1992). Sofyalı Ali Çavuş Kanunnâmesi, İstanbul Şahin, İlhan. (1979). Timâr Sistemi Hakkında Bir Risale, İÜEFTD, 32: 905-935 Taşkın, Ünal. (2010). İcmal Defterlerine Göre Safed de Timâr., History Studies Ortadoğu Özel Sayısı/ Middle East Special Issue: 411-427 Taşkın, Ünal. (2011). Osmanlı İdaresinde Safed (1516-1600), Elazığ Yücel, Yaşar. (1974) Osmanlı İmparatorluğu nda Desantralizasyon (Adem-i Merkeziyet) Dair Genel Gözlemler., Belleten, 38(152): 657-708