KUR'ÂN'A İMAN ETMEK, ONU TANIYIP, HÜKÜMLERİNE UYMAK * Yüce Allah, insanlara örnek ve rehber olsun diye ilk insandan itibaren peygamberler göndermiş, gerçeği ve doğruyu göstermesi için de kitaplar indirmiştir. 1 Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s), son kitap da Kur'ân'dır. Kur'ân, bütün insanlar için bir rehberdir, 2 toplumları en doğru yola iletir. 3 Kur'ân'ın bu rehberlik görevini yerine getirebilmesi için ona iman etmek, onu tanımak ve hükümlerine uymak gerekir. Kur'an'a iman Kur'ân'a îman etmek, îman esaslarından biri olan "kitaplara imana" dâhildir: ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن و ا ا م ن وا ب ا لل و ر س ول ه و ال ك ت اب ال ذ ي ن ز ل ع ل ى ر س ول ه و ال ك ت اب ال ذ ي ا ن ز ل م ن ب ل "Ey îman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba îman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur." 4 "Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz Nura (Kur'ân'a) iman ف ا م ن وا ب ا لل و ر س ول ه و الن ور ال ذ ي ا ن ز ل ن ا edin." 5 anlamındaki ayetlerde yüce Allah, Kur'ân'a iman etmemizi emretmektedir. Mümin olabilmek için Kur'ân'ın bütün ayetlerine îman etmemiz gerekir. Yüce Allah iman esaslarının bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmeyenleri "hakikî kâfirler" olarak nitelemektedir. 6 Kur'ân'ın bir ayetini bile inkâr eden mümin olamaz. olma, "Sakın Allah'ın ayetlerini yalanlayanlardan و ل ت ك ون ن م ن ال ذ ين ك ذ ب وا ب ا ي ات ا لل ف ت ك ون م ن ال خ اس ر ين yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7 ف م ن ا ظ ل م م م ن ك ذ ب ب ا ي ات ا لل و ص د ف ع ن ه ا "Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve insanları ondan çeviren kimseden daha zalim kimdir." 8 Kur'ân'a îman; Kur'ân'ın Allah sözü olduğuna, her tavsiye ve hükmünün, emir ve yasağının insanları en doğru yola ilettiğine, helal ve haramlarının insanların yararına olduğuna, verdiği bütün bilgi ve haberlerin doğruluğuna, hükümlerinin uygulanabilirliğine ve şu özelliklere sahip bir kitap olduğuna iman etmek gerekir. Kur'ân'ın özellikleri 1. Kur'ân, Allah tarafından indirilmiş bir kitaptır. ا ن ه م ن ز ل م ن ر ب ك ب ال ح ق * Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi. 1 Hadîd, 25. 2 Bakara, 2/185. 3 İsrâ, 17/9. 4 Nisa, 4/136. 5 Teğabün, 64/8. 6 Nisa, 4/150-151 bk. Bakara, 2/85. 7 Yunus, 10/95. 8 En'âm, 6/157. 1
"O (Kur'ân) Rabbin katından hak olarak indirilmiştir" 9 2. Ramazan ayında, mübarek bir gece olan Kadir gecesinde indirilmeye başlanmıştır. "Ramazan ayı ki, Kur'ân o ayda indirilmiştir." 10 indirdik." 11 "Biz onu mübarek bir gecede ا ن ا ا ن ز ل ن اه ف ي ل ي ل ة م ل ار ك ة ش ه ر ر م ض ان ال ذ ي ا ن ز ل ف يه ال ق ر ا ن indirdik." 12 "Biz onu Kadir gecesinde ا ن ا ا ن ز ل ن اه ف ي ل ي ل ة ال ق د ر 3. Önce Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına (inzal), buradan da Cebrail vasıtasıyla, Arap diliyle Hz. Muhammed (s.a.s.)'ın kalbine, 610-632 yılları arasında parça parça 13 indirilmiştir. ن ز ل ب ه الر وح ا ل م ين ع ل ى ب ل ل ك ل ت ك ون م ن ال م ن ذ ر ين ب ل س ان ع ر ب ي م ل ي ن "Uyarıcılardan olasın diye, onu güvenilir Ruh (Cebrail), senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir." 14 4. Allah sözüdür. 15 istiyorlar." 16 "Onlar, Allah'ın kelamını değiştirmek ي ر يد ون ا ن ي ل د ل وا ك ل م ا لل Kur'ân, tamamen Allah sözüdür. Cebrail Peygamberimiz (s.a.s.)'e, Peygamberimiz de insanlara ulaştırmada sadece bir vasıtadır. 5. Allah'ın vahyi, kitabı, ipi. Bu Kur'ân bana, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım و ا و ح ي ا ل ي ه ذ ا ال ق ر ا ن ل ن ذ ر ك م ب ه و م ن ب ل غ diye vahyolundu." 17 okuyanlar." 18 "Allah'ın kitabını ا ن ال ذ ين ي ت ل ون ك ت اب ا لل sarılın." 19 "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı و اع ت ص م وا ب ح ل ا لل ج م يع ا 6. Hak ile batılı, hayır ile şerri, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı birbirinden ayıran bir kitaptır. ت ل ار ك ال ذ ي ن ز ل ال ف ر ب ان ع ل ى ع ل د ه ل ي ك ون ل ل ع ال م ين ن ذ ير ا "Âlemlere bir uyarıcı 0lsun diye kuluna Furkan ı indiren Allah'ın şanı yücedir." 20 9 En'âm, 6/115. 10 Bakara, 2/185. 11 Duhan, 44/3. 12 Kadir, 18/1. 13 İsra, 17-106; Furkan, 25/32. 14 Şuara, 26/193-195; bk. Nahl, 16/102. 15 Tevbe, 9/6. 16 Fetih, 48/15. 17 En'âm, 6/19. 18 Fatır, 35/29. 19 Al-i İmrân, 3/102. 2
sözdür." 21 "Şüphesiz Kur'ân, hak ile batılı ayırt eden bir ا ن ه ل ق و ل ف ص 7. Önceki kitapları doğrulayan, koruyup gözeten, gerçekleri ve doğruları içeren bir kitaptır. و ال ذ ي ا و ح ي ن ا ا ل ي ك م ن ال ك ت اب ه و ال ح ق م ص د ب ا ل م ا ب ي ن ي د ي ه "(Ey Peygamberim!) Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekileri tasdik eden hak kitaptır." 22 و ا ن ز ل ن ا ا ل ي ك ال ك ت اب ب ال ح ق م ص د ب ا ل م ا ب ي ن ي د ي ه م ن ال ك ت اب و م ه ي م ن ا ع ل ي ه "(Ey Peygamberim!) Sana o kitabı hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetip koruyucu olarak indirdik." 23 8. Çok değerli, şerefli ve üstün (kerîm), büyük, değeri yüce ve çok hikmetli (hakîm) bir kitaptır. Kur'ân'dır." 24 "Şüphesiz o, kerim bir ا ن ه ل ق ر آن ك ر يم Andolsun biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve büyük و ل ق د ا ت ي ن اك س ل ع ا م ن ال م ث ان ي و ال ق ر ا ن ال ع ظ يم Kur'ân'ı verdik." 25 doludur. 26 O çok yücedir. Hikmetlerle و ا ن ه ف ي ا م ال ك ت اب ل د ي ن ا ل ع ل ي ح ك ي م 9. Şerefli, üstün ve eşsiz bir kitaptır. olsun." 27 "Şerefli Kur'ân'a yemin و ال ق ر آن ال م ج يد olsun." 28 "Şerefli Kur'ân'a yemin و ال ق ر آن ذ ي الذ ك ر kitaptır." 29 "Şüphesiz o, aziz bir و ا ن ه ل ك ت اب ع ز يز 10. Apaçık, muhkem, mufassal ve mübarek bir kitaptır. ayetleridir. 30 "Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur ân ın ال ر ت ل ك ا ي ات ال ك ت اب و ب ر ا ن م ل ين ال ر ك ت اب ا ح ك م ت ا ي ات ه ث م ف ص ل ت م ن ل د ن ح ك يم خ ل ي ر 20 Furkan, 25/1. 21 Tarık, 86/13. 22 Fatır, 35/31. bk. Al-i İmrân, 3/2. 23 Maide, 5/48, En'âm, 6/92; Fâtır, 35/31; Yunus, 10/37, 108. 24 Vakıa, 56/77. 25 Hıcr, 15/87. 26 Zuhruf, 43/4; bk. Yunus, 20/1; Yasin, 36/2. 27 Kaf, 50/1; Büruc, 21. 28 Sâd, 38/1. 29 Fussılet, 41/41. 30 Hıcr, 15/1; bk. Duhan, 44/2; Zuhruf, 43/2; Maide, 5/10. 3
Kur'ân, ayetleri hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından muhkem kılınmış, sonra da tafsil edilmiştir." 31 kitaptır." 32 "Bu indirdiğimiz mübarek bir و ه ذ ا ك ت اب ا ن ز ل ن اه م ل ار ك 11. Sözlerin en güzelidir, güzellikte ayetleri birbirine benzeyen, öğütleri ve hükümleri tekrarlanan bir kitaptır. ا لل ن ز ل ا ح س ن ال ح د يث ك ت اب ا م ت ش اب ه ا م ث ان ي "Allah sözün en güzelini, ayetleri güzellikte bir birine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri ve kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir." 33 12. Bütün âlemler için bir öğüttür. alır." 34 "Hayır Kur'ân, bir öğüttür (tezkire), dileyen ondan öğüt ك ل ا ن ه ت ذ ك ر ة ف م ن ش ا ء ذ ك ر ه gelmiştir." 35 "Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt ي ا ا ي ه ا الن اس ب د ج ا ء ت ك م م و ع ظ ة م ن ر ب ك م öğüttür." 36 O" Kur'ân, âlemler için bir ا ن ه و ا ل ذ ك ر ل ل ع ال م ين öğüttür. 37 "Muttakiler için bir و م و ع ظ ة ل ل م ت ق ين öğüttür. 38 "Müminler için bir و ذ ك ر ى ل ل م ؤ م ن ي ن 13. İnsanlar için yol gösterici, rehber ve kılavuzdur. göstericidir. 39 İnsanlar için yol ه د ى ل لن اس hidayettir. 40 Muttakiler için bir ه د ى ل ل م ت ق ين rahmettir. 41 Muhsinler için hidayet ve ه د ى و ر ح م ة ل ل م ح س ن ين iletir. 42 Şüphesiz bu Kur ân, insanları en doğru yola ا ن ه ذ ا ال ق ر ا ن ي ه د ي ل ل ت ي ه ي ا ب و م 14. Göğüslere bir şifadır. şifadır. 43 (Kur ân), kalplere bir و ش ف اء ل م ا ف ي الص د ور 31 Hûd, 11/1. bk. En'am, 6/114; bk. Fussılet, 43/3. 32 En'am, 6/92; bk. En'âm, 6/155; Sâd, 38/29. 33 Zümer, 39/23. 34 Müddessir, 74/54-55. 35 Yunus,10/57. 36 Tekvir, 81/27. 37 Al-i İmran, 3/138. 38 A'râf, 7/2. 39 Bakara, 2/185. 40 Bakara, 2/2. 41 Lokman, 31/2. 42 İsra, 17/9. 43 Yunus, 10/57. 4
Bu Kur ân dan, müminler için şifa ve rahmet olacak و ن ن ز ل م ن ال ق ر ا ن م ا ه و ش ف ا ء و ر ح م ة ل ل م ؤ م ن ين şeyler indiriyoruz. 44 15. İnsanlar için bir açıklama (beyan) ve bir bildiridir. açıklamadır. 45 Bu Kur ân, insanlar için bir ه ذ ا ب ي ان ل لن اس ه ذ ا ب ل غ ل لن اس و ل ي ن ذ ر وا ب ه و ل ي ع ل م و ا ا ن م ا ه و ا ل ه و اح د و ل ي ذ ك ر ا و ل وا ا ل ل ل اب Bu Kur ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir. 46 16. İnsanlar için müjde, müjdeci ve uyarıcıdır. müjdedir. 47 Müslümanlar için و ب ش ر ى ل ل م س ل م ين müjdedir. 48 Müminler için و ب ش ر ى ل ل م ؤ م ن ين müjdedir. 49 Muhsinler için و ب ش ر ى ل ل م ح س ن ين uyarıcıdır. 50 "Kur ân, müjdeleyici ve ب ش ير ا و ن ذ ير ا Kur ân iman edip salih amel işleyenlere büyük mükâfat olduğunu müjdeler, iman etmeyenleri ise acıklı bir azap ile uyarır. 51 Müslümanlar için bir müjdedir. 52 17. Apaçık bir ışıktır (nur mübîn) ve aydınlatıcıdır. ي ا ا ي ه ا الن اس ب د ج ا ء ك م ب ر ه ان م ن ر ب ك م و ا ن ز ل ن ا ا ل ي ك م ن ور ا م ل ين ا Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Kur ân veya Peygamber) geldi ve apaçık bir nur Kur ân indirdik. 53 18. Hayranlık veren bir kitaptır. ب ا و ح ي ا ل ي ا ن ه اس ت م ع ن ف ر م ن ال ج ن ف ق ال و ا ا ن ا س م ع ن ا ب ر ا ن ا ع ج ل ا (Ey Peygamberim!) De ki: Bana cinlerden bir topluluğun Kur ân ı dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: Biz doğruya ileten ve hayranlık verici bir Kur'ân dinledik ve ona iman ettik. 54 19. Dosdoğru ve adil bir kitaptır. 44 İsra, 17/82. 45 Al-i İmran, 3/138. 46 İbrahim, 14/52. 47 Nahl,16/ 89. 48 Bakara, 2/97. 49 Ahkâf, 46/12. 50 Fussılet, 41/4. 51 İsra, 17/9-10. Kehf, 18/1-3. 52 Nahl, 16/89. 53 Nisa, 4/174. 54 Cin, 72/1-2. 5
dosdoğrudur. 55 Kur'ân, ب ي م ا tamdır. 56 Rabbinin kelimesi Kur ân, doğruluk ve adalet bakımından و ت م ت ك ل م ت ر ب ك ص د ب ا و ع د ل 20. Açık ve kesin bir delildir. geldi. 57 Rabbinizden açık bir delil ف ق د ج ا ء ك م ب ي ن ة م ن ر ب ك م ي ا ا ي ه ا الن اس ب د ج ا ء ك م ب ر ه ان م ن ر ب ك م Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil geldi. 58 21. Sorumluluğu ağır ve ciddi bir sözdür. ا ن ا س ن ل ق ي ع ل ي ك ب و ل ث ق ي ل Biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. 59 22. Büyük bir haberdir. haberdir. 60 (Ey Peygamberim!) De ki: Bu Kur ân, büyük bir ب ه و ن ل ؤ ع ظ يم 23. Kalpleri dirilten, hayat veren bir kitaptır. (Ey Peygamberim!) İşte sana emrimizle bir ruh, kalpleri dirilten و ك ذ ل ك ا و ح ي ن ا ا ل ي ك ر وح ا م ن ا م ر ن ا bir kitap vahyettik. 61 24. Müminler için rahmet ve gönül gözünü açan ışıklardır. Bu Kur'ân ayetleri, Rabbinizden gelen basiretler / gönül ه ذ ا ب ص ا ئ ر م ن ر ب ك م و ه د ى و ر ح م ة ل ق و م ي ؤ م ن و ن gözlerini aydınlatan nurlardır. İman edecek bir toplum için bir hidayet kaynağı ve bir rahmettir." 62 25. Her şeyi beyan eden bir kitaptır. ش ي ء (Ey Peygamberim!) Sana bu kitabı her şeyi açıklayan bir kitap و ن ز ل ن ا ع ل ي ك ال ك ت اب ت ل ي ان ا ل ك olarak indirdik. 63 26. Allah ın emridir. emirdir. 64 İşte bu, size Allah ın indirdiği ذ ل ك ا م ر ا لل ا ن ز ل ه ا ل ي ك م 55 Kehf, 18/2. 56 En âm, 6/115. 57 En âm, 6/157. 58 Nisa, 4/174. 59 Müzzemmil, 73/5. 60 Sâd, 38/67. 61 Şura, 42/52. 62 A'raf, 7/203. 63 Nahl, 16/89. 64 Talak, 65/5. 6
27. Aslı, Levh-ı mahfuz dadır. mevcuttur. 65 Şüphesiz o, katımızdaki ana kitapta و ا ن ه ف ي ا م ال ك ت اب ل د ي ن ا mahfuzdadır. 66,O Levh ı ف ي ل و ح م ح ف وظ kitaptadır. 67 O, korunmuş bir ف ي ك ت اب م ك ن ون ف ي ص ح ف م ك ر م ة م ر ف وع ة م ط ه ر ة ب ا ي د ي س ف ر ة ك ر ام ب ر ر ة. "(Kur ân), şerefli ve sadık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir." 68 Ana kitap ve korunmuş kitaptan maksat, levh-ı mahfuz yani olmuş ve olacak her şeyin bilgisinin bulunduğu ilâhî programdır. 69 28. Amacı insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmaktır. ال ر ك ت اب ا ن ز ل ن اه ا ل ي ك ل ت خ ر ج الن اس م ن الظ ل م ات ا ل ى الن ور ب ا ذ ن ر ب ه م ا ل ى ص ر اط ال ع زيز ال ح م يد Elif lam ra. (Ey Peygamberim!) Bu, Kur'ân Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa mutlak güç sahibi ve övgüye layık Allah ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. 70 Karanlık, küfür, zulüm ve isyan, aydınlık ise iman, ihsan, ibadet, itaat, adalet ve takvadır. 29. İnsanlar için gerekli olan her türlü örnek anlatılmıştır. م ث و ل ق د ص ر ف ن ا ل لن اس ف ي ه ذ ا ال ق ر ا ن م ن ك Andolsun biz Kur ân da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık. 71 30. İnsanlar tarafından benzeri getirilemeyen eşsiz bir kitaptır. ب ل ئ ن اج ت م ع ت ا ل ن س و ال ج ن ع ل ى ا ن ي ا ت وا ب م ث ه ذ ا ال ق ر ا ن ل ي ا ت ون ب م ث ل ه و ل و ك ان ب ع ض ه م ل ل ع ض ظ ه ير ا (Ey Peygamberim!) De ki: Andolsun ki insanlar ve cinler bu Kur'ân ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine destek olsalar yine onun benzerini getiremezler. 72 Kur'ân da insanların Kur ân ın bir benzerini getirmek şöyle dursun benzeri on sure, 73 benzeri bir sure, 74 hatta onun gibi bir söz 75 getiremeyecekleri bildirilmektedir. 31. Koruyucusu Allah tır. 65 Zuhruf, 43/4. 66 Büruc, 85/22. 67 Vakıa, 56/78. 68 Abese, 80/13-16. 69 Hadîd, 57/22. 70 İbrahim, 14/1. 71 İsra, 17/89. 72 İsra, 17/88. 73 Hûd, 11/13. 74 Bakara, 2/23. 75 Tur, 52/34. 7
biziz. 76 O zikri / Kur ân ı biz indirdik, onun koruyucusu da elbette ا ن ا ن ح ن ن ز ل ن ا الذ ك ر و ا ن ا ل ه ل ح اف ظ ون 32. Müminlere, hidayet, rahmet ve şifa olan Kur'ân zalimlerin sadece ziyanını artırır, iman etmeyenlere kapalı ve anlaşılmaz gelir: artırır. 77 Kur ân zalimlerin ancak zararını و ل ي ز يد الظ ال م ين ا ل خ س ار ا sebebidir." 78 "Şüphesiz Kur ân, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık و ا ن ه ل ح س ر ة ع ل ى ال ك اف ر ين bilgidir." 79 "Şüphesiz Kur'ân kesin gerçek و ا ن ه ل ح ق ال ي ق ين 33. و ال ذ ين ل ي ؤ م ن ون ف ي ا ذ ان ه م و ب ر و ه و ع ل ي ه م ع م ى.34 İman etmeyenlerin kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur ân onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. 80 35. Kur ân, kafirlerin çoğunun ancak küfür, taşkınlık, kaçış ve ziyanını artırır. و ل ي ز يد ن ك ث ير ا م ن ه م م ا ا ن ز ل ا ل ي ك م ن ر ب ك ط غ ي ان ا و ك ف ر ا Yemin olsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'ân onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır 81 artırır. 82 (Kur'ân) kâfirlerin ancak kaçışlarını و م ا ي ز يد ه م ا ل ن ف ور ا 36. İçinde asla batıl söz ve eğriliği yoktur. gelmez. 83 Ona ne önünden ne de ardından batıl ل ي ا ت يه ال ل اط م ن ب ي ن ي د ي ه و ل م ن خ ل ف ه O" Allah a hamd olsun ki kuluna kitabı indirdi ve ا ل ح م د لل ال ذ ي ا ن ز ل ع ل ى ع ل د ه ال ك ت اب و ل م ي ج ع ل ه ع و ج ا onda hiçbir eğrilik koymadı. 84 37. Ayetlerini ve hükümlerini kimse değiştiremez. yoktur. 85 Onun sözlerini değiştirebilecek kimse ل م ل د ل ل ك ل م ات ه و ا ذ ا ت ت ل ى ع ل ي ه م ا ي ات ن ا ب ي ن ات ب ال ال ذ ين ل ي ر ج ون ل ق ا ء ن ا ائ ت ب ق ر ا ن غ ي ر ه ذ ا ا و ب د ل ه ب م ا ي ك ون ل ي ا ن ا ب د ل ه م ن ت ل ق ا ئ ن ف س ي Ayetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda (öldükten sora) bize kavuşmayı ummayanlar, ya bize bundan başka bir Kur ân getir veya onu değiştir dediler. De 76 Hıcr, 15/9. 77 İsra, 17/82. 78 Hâkka, 69/50. 79 Hâkka, 69/51. 80 Fussılet,41/44. 81 Maide, 5/68. 82 İsrâ, 17/41. 83 Fussılet,41/41. 84 Kehf, 18/1. 85 Kehf, 18/27. 8
ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir 86 38 Boş bir söz, şair ve kahin sözü değildir. değildir. 87 Boş bir söz و م ا ه و ب ال ه ز ل değildir." 88 O Kur'ân bir şair sözü و م ا ه و ب ق و ل ش اع ر değildir. 89 "Bir kahin sözü de و ال ب ق و ل ك اه ن 39. Peygamber tarafından uydurulmuş bir söz, sihir, eskilerin masalları ve efsane değildir. Mekke müşrikleri Kur ân ı peygamber uyduruyor, ona bilen biri öğretiyor, o apaçık bir sihirdir, büyülü bir insan sözüdür, yalandır, eskilerin masallarıdır, efsanedir iddiasında bulunmuşlardı. dediler. 90 Bu Kur'ân uydurulmuş bir yalandır و ب ال وا م ا ه ذ ا ا ل ا ف ك م ف ت ر ى dediler." 91 "(Kâfirler) "Bu (Kur'ân) apaçık bir büyüdür" ا ن ه ذ ا ا ل س ح ر م ل ين diyorlar. 92 Yoksa Kur ân ı (Peygamberin) kendisi mi uydurdu ا م ي ق ول ون ت ق و ل ه و ب ال ال ذ ين ك ف ر و ا ا ن ه ذ ا ا ل ا ف ك اف ت ر يه و ا ع ان ه ع ل ي ه ب و م ا خ ر و ن diyecekler. 93 Bu, eski bir uydurmadır ف س ي ق ول ون ه ذ ا ا ف ك ب د يم İnkâr edenler, Bu Kur ân, Muhammed in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir; başka bir topluluk, ona bu konuda yardım etmiştir dediler. 94 Bu, ancak nakledile gelen bir sihirdir; bu, ancak insan sözüdür dedi. 95 ف ق ال ا ن ه ذ ا ا ل س ح ر ي ؤ ث ر ا ن ه ذ ا ا ل ب و ل ال ل ش ر dediler. 96 Bu Kur ân, eskilerin masallarından başka bir şey değildir, ا ن ه ذ ا ا ل ا س اط ير ا ل و ل ين و ب ال و ا ا س اط ير ا ل و ل ين اك ت ت ل ه ا ف ه ي ت م ل ى ع ل ي ه ب ك ر ة و ا ص ي ل "Bu Kur'ân, (Muhammed in başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar, ona sabah akşam okunmaktadır dediler. 97 86 Yunus, 10/15. 87 Tarık, 86/14. 88 Hâkka, 69/41. 89 Hâkka, 69/41-42. bk, Yasin, 69. 90 Sebe, 34/43. 91 Sebe', 34/43. 92 Tur, 52/33. 93 Ahkâf, 46/11. 94 Furkan, 25/4. 95 Müddessir, 74/24-25. 96 Enfal, 8/31. 97 Furkan, 25/ 5. 9
Yüce Allah, bu iddialara Kur'ân da şöyle cevap vermiştir: söylediler. 98 Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz ف ق د ج ا ؤ ظ ل م ا و ز ور ا Bu Kur'ân, Allah tan (indirilmiş olup) başkası tarafından و م ا ك ان ه ذ ا ال ق ر ا ن ا ن ي ف ت ر ى م ن د ون ا لل uydurulmuş değildir. 99 (Ey Peygamberim!) De ki: O kitabı göklerin ve yerin ب ا ن ز ل ه ال ذ ي ي ع ل م الس ر ف ي الس م و ات و ا ل ر ض sırrını bilen (Allah) indirmiştir. 100 و ل ق د ن ع ل م ا ن ه م ي ق ول ون ا ن م ا ي ع ل م ه ب ش ر ل س ان ال ذ ي ي ل ح د ون ا ل ي ه ا ع ج م ي و ه ذ ا ل س ان ع ر ب ي م ل ي ن Andolsun ki biz, onların Kur ân ı ona bir insan (Rum asıllı birkaç Hıristiyan) öğretiyor dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur ân ise gayet açık bir Arapçıdır. 101 و ل و ت ق و ل ع ل ي ن ا ب ع ض ا ل ب او ي ل خ ذ ن ا م ن ه ب ال ي م ين ث م ل ق ط ع ن ا م ن ه ال و ت ين ف م ا م ن ك م م ن ا ح د ع ن ه ح اج ز ي ن Eğer Peygamber, bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onu şah damarından keserdik. Hiçbiriniz bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. 102 Bu gün de bir kısım batılı araştırmacılar benzeri iddiaları ileri sürmektedirler. Bu tür düşüncedeki insanlara, ا ف ل ي ت د ب ر ون ال ق ر ا ن و ل و ك ان م ن ع ن د غ ي ر ا لل ل و ج د وا ف يه اخ ت ل ف ا ك ث ير ا Hâlâ Kur ân ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer Kur ân, Allah tan başkası tarafından (indirilmiş bir söz) olsaydı mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı 103 anlamındaki ayet 15 asırdır meydan okumaktadır. 40. Allah sözü olduğunda hiç şüphe yoktur. kitaptır. 104 Bu, kendisinde şüphe olmayan ذ ل ك ال ك ت اب ل ر ي ب ف يه yoktur. 105 Alemlerin Rabbinden indirilme olduğunda asla şüphe ل ر ي ب ف يه م ن ر ب ال ع ال م ين 41. Kur ân a şeytan sözü karışmamıştır, ona şeytanlar dokunup zarar vermez. 106 و م ا ت ن ز ل ت ب ه الش ي اط ين و م ا ي ن ل غ ي ل ه م و م ا ي س ت ط يع ون ا ن ه م ع ن الس م ع ل م ع ز ول ون Kur ân ı şeytanlar indirmiş değildir. Zaten onların harcı da değildir, buna güçleri de 98 Furkan, 25/4. 99 Yunus, 10/37. 100 Furkan, 25/6. 101 Nahl, 16/103. 102 Hâkka, 69/44-47. 103 Nisa, 4/82. 104 Bakara, 2/2. 105 Yunus, 10/37. 106 Cin, 72/8-10. 10
yetmez. Çünkü onlar vahyi dinlemekten uzaklaştırılmışlardır. 107 Ona ancak temiz olanlar dokunabilir 108 anlamındaki ayet bu gerçeği ل ي م س ه ا ل ال م ط ه ر ون ifade etmektedir. İslâm bilginleri bu ayetin anlamını farklı şekillerde izah etmişlerdir. Kur'ân'a ancak günahlardan temizlenmiş olan melekler dokunabilir, ona şeytanlar dokunup zarar vermez, imam Mâlik bu görüştedir. Kur'ân'a abdestsiz ve cünüp kimseler dokunamaz. Peygamberimiz (s.a.s.), Abdullah ibn Ömer'e, و ل ت م س ال ق ر آن ا ل ا ن ت ط اه ر "Sen Kur'ân'a ancak temiz iken dokun" demiştir. 109 Cumhurun görüşü budur. İbn Abbas, Şa'bî ve Ebu Hanife gibi bir grup âlim, Kur'ân'a abdestsiz dokunulabileceği görüşündedir. Ayet, "Kur'ân'ı ancak müminler okur", "Kur'ân'ın tefsir ve tevilini ancak şirk ve nifaktan temizlenenler bilebilir", "Kur'ân ile amel etmeye ancak cennetlikler (sa îd) muvaffak olabilir", "Kur'ân okuma sevabına ancak müminler nail olabilir", "Kur'ân'ın tadını, faydasını ve bereketini ancak ona iman edenler bulur." şeklinde de yorumlanmıştır. Son görüşü, Buhârî tercih etmiştir. 110 Kur'ân'a uymak Peygamberimiz-(s.a.s.), ا ب ر ؤ وا ال ق ر آ ن. ف إ ن ه ي أ ت ي ي و م ال ق ي ام ة ش ف يع ا ل ح اب ه "Kur'ân okuyun, çünkü Kur'ân ص kıyamet gününde sahibine (okuyucusuna) şefaatçi olacaktır" buyurmuştur. 111 Okunan Kur'ân'ın âhirette şefaatçi olabilmesi, dünyada insanları doğru yola götürebilmesi için emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına, hüküm ve tavsiyelerine, özel, aile ve toplum hayatında uymak gerekir. Yüce Allah; و اع ت ص م وا ب ح ل ا لل ج م يع ا و ل ت ف ر ب وا و م ن ي ع ت ص م ب ا لل ف ق د ه د ي ا ل ى ص ر اط م س ت قي م "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın" 112 buyurmaktadır. Kur'ân'a sarılan doğru yolu bulur. "Kim Allah'a (O'nun kitabına) sımsıkı sarılırsa, doğru yola iletilir" 113 anlamındaki âyet bu gerçeği ifade etmektedir. Kur'ân'a uyup doğru yolu bulan kimse, Allah'ın merhamet ve ف ا م ا ال ذ ين ا م ن وا ب ا لل و اع ت ص م وا ب ه ف س ي د خ ل ه م ف ي ر ح م ة م ن ه و ف ض hususu; lütfuna mazhar olacaktır. Yüce Allah bu "Allah'a iman edip ona sımsıkı sarılanları, Allah kendisinden bir rahmet ve و ي ه د يه م ا ل ي ه ص ر اط ا م س ت ق يم ا lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir" 114 anlamındaki ayet ile و ال ذ ين ي م س ك ون ب ال ك ت اب و ا ب ام وا çıkarmaz: bize bildirmektedir. Allah, Kur'ân'a uyanların emeklerini boşa "Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, biz الص ل وة ا ن ا ل ن ض يع ا ج ر ال م ص ل ح ين iyiliğe çalışan kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz." 115 anlamındaki ayet buna delildir. Kur'ân'ın hüküm ve öğütlerini, emir ve yasaklarını uygulayanlar dünya ve âhirette mutlu 107 Şuara, 26/210-212. 108 Vakıa, 56/79. 109 Hâkim, el-müstedrek, No:6051; III, 485; Beyhakî, es-sünenü l-kübra, No: 415; Taberanî, el- Mu cemü l-vasît, No: 3301. 110 Kurtubî, Vakıa, 56/79. 111 Ahmed, V, 249. 112 Al-i Imran, 3/103. 113 Al-i İmrân, 3/101. 114 Nisa, 4/175. 115 A'râf, 7/170. 11
olurlar, âhirette kurtuluşa ererler: و ات ل ع وا الن ور ال ذ ي ا ن ز ل م ع ه ا و ل ئ ك ه م ال م ف ل ح ون "Ona (Muhammed'e) inen Nûr'a (Kur'ân'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." 116 Kur'ân'ın emir ve yasaklarını uygulamayanlar ise âsi, fâsık ve bedbaht olurlar. Âhirette hüsrana uğrarlar. Kur'ân'ı terk edenlerden, âhirette Peygamberimiz şikayetçi olacaktır: "Peygamber: 'Ey Rabbim! Kavmim şu Kur'ân'ı terk و ب ال الر س ول ي ا ر ب ا ن ب و م ي ات خ ذ وا ه ذ ا ال ق ر ا ن م ه ج ور ا edilmiş bir şey haline getirdi' diyecektir." 117 Sonuç olarak; 114 sûre ve 6236 ayetten oluşan Kur'ân, Allah'ın son kutsal kitabıdır. Kur'ân'ın Allah sözü ve bütün hükümlerinin doğru ve insanlığın yararına olduğuna iman etmek, Allah'ın kesin emridir. Kur'ân'a yukarıda zikredilen hususlar, özellik ve nitelikler çerçevesinde îman etmek gerekir. Mümin olabilmek için, Kur'ân'ın bütün ayetlerini seksiz şüphesiz kabul etmek şarttır. Kur'ân'ın ayetlerini, emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, hüküm ve tavsiyelerini-inkâr etmek, yalanlamak, küçümsemek, beğenmemek ve alaya almak, zulüm ve küfürdür. 118 Kur'ân'ın bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmemek bölücülüktür, Kur'ân'ı inkâr etmektir. 119 Kur'ân'ın rehber olabilmesi, insanların dünya ve ahiret saadetini sağlayabilmesi için bütün hükümlerine uyulması, Kur'ân'ın hayata geçirilmesi gerekir 116 A'raf, 7/157. 117 Furkan, 25/30. 118 Câsiye, 45/9; İsrâ, 17/57. 119 Hıcr, 15/91. 12