Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektas, Veli. Arastırma, Merkezi. HACli BEKTAŞ VEJLİ. Araştırma Dergisi KIS 1 99/

Benzer belgeler
Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

2.5. AHİ EVRAN 2.6. HACI BEKTAŞ VELİ 20:38

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Ahmed Yesevi. UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı Anısına

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Araştırma Merkezi TÜRK KÜLTÜRÜ. ve HACI BEKTAŞ VELi. Araştuma Dergisi. Research Quarterly

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Ortaçağ Anadolusu nda İki Büyük Yerleşimci/Kolonizatör Derviş Dede Garkın ve Emirci Sultan Vefaiyye ve Yeseviyye Gerçeği. Editör: Ahmet Yaşar Ocak

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

İpek Yolu'nun Kalbi; Özbekistan

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

ÖZBEKİSTAN DA HACI BEKTAŞ VELÎ İLE İLGİLİ YAYINLAR

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

8.SINIF 4.ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Yesevi adını alması ve ününü tüm Türkistan a yayılması şu olaya bağlıdır; Bu devirde

İpek Yolu Rüyası Özbekistan

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

A.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 45, ERZURUM 2011, 9-16 MEVLANA SÛFÎ MUHAMMED DANİŞMEND VE MİR'ÂTÜ'L-KULÛB

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

Orta Asya da Dİnî Düşüncenİn Gelİşİmİnde Ahmet Yesevİ ve

Etkinlikler T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi. Adına Sahibi Dr. Mustafa AYDIN. (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU YAYINA HAZIRLAYANALAR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990

Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

Kitap Değerlendirmeleri. Prof. Dr. Akmal Saidov, Hazret-ı Zengi Ata, Taşkent: Şark Neşriyat-Matbaa, 2015

Hoca Ahmet Yesevi nin İzinden... KÜLTÜR TURU Eylül EYLÜL 2018 ÇİMKENT - KAZAKİSTAN

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Hanlar Yurdu Gezisi Eylül 2018

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

KARDEŞ ÜLKE PAKİSTAN PAKİSTAN TEFRİŞAT PROJELERİ İPEKYOLU ASYA LAHOR KUR AN KURSU YENİ BİNAMIZ

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

HARRAN Ü. İLAHİYAT FAK AKADEMİK YILI GÜZ DÖNEMİ FİNAL VE BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 1994 Doçent Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2001 Profesör Fen, Edebiyat Fakültesi Aİİ- İran 2009

BİLGİ KÜLTÜR MERKEZİ Güz Programı

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı

KONU I: ORTA ASYA TÜRK MİMARİSİ

Türkistan da İslâm dininin anlaşılmasında Ahmed Yesevî ve Dil

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN:

Doktora Tezi: Kırım Hanlığı nı Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi ( )

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

AKADEMİK YILI

Transkript:

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektas, Veli Arastırma, Merkezi HACli BEKTAŞ VEJLİ Araştırma Dergisi KIS 1 99/12, --- -

AHMET YESEVl ve YESEVllİK Mehdi SENA Yi Çev: Prof.Dr. Mürsel ÖZTÜRK..ı..ü. Dil ve Tarih Coğra i~ıa Fak. Öğr. Üyesi" Kuruluşundan günümüze kadar Orta Asya'da çok geniş bir bölgeyi etkisi altına alan ve varlığını Anadolu'da da devam ettiren Yesevi tarikatının kurucusu Hoca Ahmed Yesevi'dir [1 ). Ahmed Yesevi'nin doğum tarihi Hicri. V. (Miladi. XI.) yüzyılın orta l arına rastlar. Büyük Sovyet Ansiklopedisi, onun doğum tarihini 482/1105 yılı olarak gösterir. Anılan ansiklopediye göre o, Kazakistan'ın güney eyaletinin bugünkü merkezi olan Çimkent şehrinin doğusunda bulunan Sayram'da dünyaya geldi. Bir süre sonra Yesi'ye göç ederek Sufller arasına girdi ve çile çekmeye baş l adı (21. Ahmed Yesevl'nin tarihi kimliği hakkındaki belgeler çok az o l masına karşın, Türkler üzerindeki büyük etkisi, çok sayıda araştırmacıyı bu konuda araştırma yapmaya sevk etmiştir. Sonra l arı Türkistan adını alan ve bugün de bu adla anılan Sayram kasabası, Ahmed Yesevi zamanında dini bakımdan faal bir yerdi. Efsanelerde Uğur Han'ın başkenti olarak bilinen bu şehir, Maveraünnehir'deki İslam tasavvufunun merkezlerinden birisi idi. O sırada orada Arslan Baba ve Şeyh.Baba Ars l an'ın şeyhliğini yaptığı bir de tarikat mevcuttu. Ahmed Yesevl, birkaç yıl Türkistan'da öğrenim gördükten sonra Buhara'ya gitti. Bu dönemde Selçukluların yönetimi altına girmiş olan Buhara, Maveraünnehir'in en büyük İslam merkezi sayılıyordu ve İslam ülkelerinden gelmiş olan binlerce öğrenciye ev sahipliği yapıyordu. Hacegan silsilesine mensup olması yüzünden Hoca (Hace) Ahmed Yesevl adıyla anılması ve Şeyh Yusuf Hemedani'nin öğrencilerinden olması, Ahmed Yesevi'nin bir mutasavvıf olduğunu göstermektedir. iv. (X.) asırdan itibaren Horasan mütefekkirlerinin düşüncesinin ürünü olan ve orada teşkilatlanan tasavvuf, kısa sürede Orta Asya müslümanları arasına yol bulmuştu. Hicri. V. (Miladi. XI.) yüzy ı lın ortalar ı nda Hoca Yusuf Hemedanl, Orta Asya'da tasavvufun önde gelen ismi idi. Hoca Ahmed, Türkistan'da Arslan Baba'nın yanında bir süre tahsil gördükten sonra Buhara'da Hoca Yusuf Hemedani'nin yanında öğrenciliğe başladı. Aynı dönemde Yusuf Hemadanl'nin aralarında bir tarikat kurucusu olan Şeyh. Abdülkadir Gilani'nin de bu l unduğu çok sayıda öğrencisi vardı. Bartold'a göre Hoca Yusuf, dervişl i k mesleğini Orta Asya' da yaygınlaştırqı ve onun öğrencileri, İslamın Türkler arasında yayılması konusunda önemli rol oynadılar. Yusuf Hemedanl, din öğrenimini Bağ-

dat'ta gördü ve daha sonra Merv'e yerleşti. Orada Şeyh Ebu Ali Ferimudi'nin önderliğinde Sufiye tarikatına girdi. Rivayetlere göre 1 O bin defa Kur'an'ı hatmetti ve 37 defa Hac farizasını yerine getirdi. 1140 yılındaki vefatından önce ölümüne değin yanında bulunmuş ve onun en seçkin öğrenci leri o l muş olan Ebu Muhammed Buhara!, Hoca Ahmed Yesevi', Abdülhalik Kayrevani, Abdullah BerrakT gibi büyük şahsiyetleri kendisine halife tayin ~tti. Şeyhinin ölümü üzerine onun makamına geçen Hoca Ahmed, Yesi şehrine geri dönerek orada görüşlerini yaymak için faaliyete geçti. Kendine özel bir tarikat kurarak, bozkırda oturan Kazakları ve Kırgızları etkisi altına aldı ve onlar arasında büyük bir itibar kazandı. Yetiştirdiği dervi ş ler, onun öğretilerini Türkistan'dan Volga boylarına, Kafkasya'ya ve Anadolu'ya kadar geniş alanlara yaydı l ar. Adına kurulmuş olan " Yeseviyye "veya "YesevTlik" tarikatını günümüze kadar yaşattılar. İlk önce Seyhun sahillerinde, Taşkent Civarında ve Doğu Türkistan'da hızlı bir şekilde yayılma gösteren YesevTlik; Türk dili ve kültürüyle güçlendikten sonra da Maveraünnehir ve Harezm bölgesine, oradan bozkırlara ve Bulgar mıntıkasına girdi.. Bu hızlı gelişim sonucunda Hicri Vll: (Miladi Xlll.) yüzyılda başta Hacı Bektaş Veli olmak üzere müritleri tarafından Anadolu'ya taşındı. Orada varlığını Bektaşilik ve Nakşibendilik tarikatları arasında devam ettirdi. Şeyh Yusuf Hemedani'nin öğrencisi Ahmed Yesevi, bir yandan Horasan fikir akımlarının etkisinde kalırken, diğer yandan da Doğu Türkistan ve Seyhun havalisinde varlığını sürdüren Şia akımının etkisi altında kaldı. Hoca Ahmed Yesevi'nin tebligata baş ladığı devirlerde Doğu Türkistan'ın her köşesinde hankahlar kuru l muştu ve orada tasavvufa ve dervişlere gösterilen ilgi bir hayli fazlaydı. Yesevi tarikatının en önemli özelliği, tasavvuf kültürü ile Türkçenin bir araya getirilmesidir. Ahmed Yesevi, İslami ilimler hakkındaki engin bilgisine ve İran edebiyatına olan aşinalığına rağmen, düşüncelerini Türk kavimlerine tebliğ ederken, Türk halk edebiyatından faydalanmış; tasavvuf hükümlerini açıklarken basit ve an l aşılır bir dil kullanmış, görüşlerini Türk halk edebiyatına uyan üslup ve nazım şekliyle ifade etmiştir. Onun en büyük eseri olan şii rlerine "Hikmet" adı verilmiştir. Tarikatında bölgede yaşayan Türk kavimlerinin örf ve adetlerini göz önünde bulundurmuştur. Nakşibendi taraftar l arının yazdıkları eserlerde onun zikir meclislerine kadın ve erkeklerin birlikte katıl dıklarını belirtmeleri bunun bir sonucu olsa gerektir. Ahmed Yesevi'nin sade ve amiyane şiir türü, Türklerin oturdukları bölgelerde çok sayıda taklitçi bu ldu. Şiirlerinin etkisini, yaşadıkları ülkelerde büyük bir itibar sahibi olan ve şiirleri geniş halk kitlelerinin dillerinde dolaşan Hakim Ata, Abay, Mahtum KulT ve Yunus Emre gibi büyük şairlerin şiirlerinde kolayca görebiliriz. Hoca Ahmed Yesevi'nin "Divan-ı Hikmet" adı altında toplanmış olan şiirleri, dervişlerin faziletleri ile ilgili medhiyeler, Hı.Peygamber ve büyük İslam sufileriyle ilgili kıt'alar, dünyanın durumundan şikayet, kıyametin yaklaşması, cennet ve cehennem hikayeleri gibi konuları ele alır. Bazı araştırmacılar, YesevT'nin Divanı Hikmet'teki şiirlerin tamamını yazdığı ~-- -- ----- - ~

konusunda şüphe etmekte, onların, aynı üslup ve şekille, müritleri ve takipçileri tarafından söylenmiş o labileceğini ileri sürmektedirler. Divan-ı Hikmet'in Hicri X. (Miladi XVI.) yüzyıldan önceki bir nüshasının bulunmamış olmasını da bu iddialarına dayanak yapmaktadırlar. Bugüne kadar Divan-ı Hikmet'in eski bir nüshasının bulunmamış olduğu doğn,ıdur. 1929 yılında Tqrkistan'a giden Gordlevskiy, orada deri üzerine yazılmış olan Divan-ı Hikmet' in bir nüshasının Ahmed Yesevi'nin türbesinde bulunduğunu, fakat sonraları kaybolduğunu söylediklerini anlatır. Her ne kadar Divan-ı Hikmet'in Hicri X. (Miladi XVI.) yüzyı ldan önceye ait bir nüshası bulunmamış olsa da onun Ahmed Yesevi zamanında mevcut olduğunu karineler yoluyla söyleyebiliriz. Fazlullah b. Ruzbihan Hunci, Mihman-name-i Buhara adlı kitabında Yesevi'nin türbesinde onun kitabını gördüğünü ve okuduğunu söylemiş ve onu tasavvufi Türkçe bir eser olarak nitelerken adını ve manzum oluşunu belirtmemiştir. Mihman-name-i Buhara'nın yazarı şöyle demektedir: "İlahi feyzin bu fakire ihsan ettiği faydalardan birisi de Hazret-i Hace-i Yesevl'nin- Allah aziz ruhunu kutsasın- yazdıklarından bir kitabı okumuş olmamdır. Türkçe olan o kitapta ilimlerin inceliklerini ve tasavvufun hakikatlerini buldum. Süluk'un maksatlarında, hak!kate kavuşma mertebelerini aç ı klamada; saliklerin menzillerini ve vasıl olanların makamlarını belirtme konularında onun_benzerini görmedim." Dambery, Melioransky, Martin Hartmann ve Brockelmann gibi tanınmış müsteşriklerin bazıları da Divan-ı Hikmet'in Hicri X. (Miladi XVI.) yüzyıla değil, Hicri V. (Miladi XI.) yüzyıla ait bir eser olduğunu söylerler. Her halükarda eldeki nüshaların hiçbiri Yesevi'nin zamanına ait olmasa da Divan-ı Hikmet şiir mecmuasının bazı şiirlerinin Yesevi' nin kendisine ait olduğuna şüphe yoktur. Şiirlere o başlamış ve müritleri onları çoğaltılmışlardır. Şiirlerinden Hoca Ahmed Yesevi'nin fikirleri, düşünceleri ve kişiliği hakkında bilgi edinmek mümkündür. Yesevl'nin hikmetleri şu iki esas unsurdan meydana gelir: 1. İslam, yani dini ve tasavvufi unsur; 2. Milli unsur yani eski Türk halk edebiyatı. Birinci unsur, tarikatın ideolojisini ve ikinci unsur, Hoca Ahmed'in tebliğ metodunu ve şiirlerinin türünü yönlendirmiştir. Bu durum, bu tarikatın Türk muhitinde bir Türk sufisinin kurduğu ilk büyük tarikat olmasına sebep oldu. Orta Asya'da büyük bir gelişme gösterdikten sonra Vll. (Xlll.) yüzyılda Horasan'da Hayderiyye tarikatının, aynı yüzyılın ikinci yarısında da Anadolu'da Babai ve Bektaşi tarikatının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Ehl-i sünnet tasavvuf tarikatlarından sayılan Yeseviye tarikatı, bütün sünnetleri, sünnet yerine konan uygulamaları kabul etmiş, müritlerinin şeriat hükümlerini eksiksiz yerine getirmelerini imanın şartlarından saymıştır. Görüşlerinin birçoğunun Nakşibendi tarikatında yaşamış olmasına rağmen, Yesevi tarikatının kendine özgü inanç ve görüşleri de vardır. Yeseviyye tarikatının temel hükümlerini; marifetu'llah, doğru sözlü olmanın iyiliği, fena fi'llah ve tam tevekkül teşkil etmektedir. Yeseviyye tarikatında şeyhliğe ve reh- ------ - --

berlik makamına ulaşmanın özel şartları vardır. Şeyhin, ilmü'l-yakin, aynü'l-yakin, hakku'l-yakin, İslam ilimlerinde derinlik, sabır ve tahammül gibi makamlarını aşması gerekmektedir. Kemale erişmek arzusu ve zikir'e katılma bu tarikatın gereklerindendir. Müritler için gerekli sünnetler ve iyi ahlak açıklanmıştır. Tarikat yolunun esas l arı; şeyhe saygı duymak, ona inanmak ve eksiksiz tevazu göstermektir. Yesevi tarikatının uygulamasında önemli bir unsur, "halvet"tir. Halvetin süresi kırk gündür. Bu süre zarfında müridin yapması gereken bütün görevler anlatılmıştır. Hatta yenmesi gerekenler bile şeyhin iznine tabi tutulmuştur. Bu kırk gün kırk gecenin çok ayrıntılı hükümleri ve çeşitli aşamaları vardır ki onların hepsini anlatmak uzun sürer. Bu tarikatta halvet iki çeşittir: 1. Şeriat halveti, 2. Tarikat halveti. Ancak birinci halveti başarıyla geçenler ikinci halvete girebilirler. Hoca Ahmed Yesevl, kendine özel kaidefere göre müritlerini muhtelif gruplara ay ı rmıştır. Onun 90 binden fazla müridi o l duğunu ve belli merhaleleri geçen müritlerinin bir kısmını, kendi halifesi olarak muhtelif yerlere gönderdiği nakledilir. Hoca Ahmed Yesevl, müritlerinden başka bölge halkı üzerinde de büyük bir etkide bulunmuştur. Onun hakkında nakledilen olayların bazıları efsaneye dayanır. Onun Hz. Peygamber'in vefat yaşı olan 63 yaşına bastığı zaman hankahında bulunan bir kuyuya girerek, orada 130 yıl yaşadığını ve o süre zarfında çok sayıda keramet gösterdiğini rivayet ederler. Hoca Ahmed Yesevl'nin kabri, Türkistan' dan ve başka yerlerden dilekte ve ad-akta bulunmak için gelen çok sayıda kişinin ziyaret yeridir. Ayrıca kabrinin etrafında özel törenler yapılır. Bu törenlerin en muhteşemi, kış mevsiminin belli günlerinde yapılanlardır. Mihman-name-i Buhara'n ı n yazarı Hoca Ahmed Yesevi'nin kabrinin ihtiyaç sahiplerinin başvurduğu yer o l duğunu şöy l e an l atmaktadır: "Ey zalimin gamına tutu l muş olan! Yesl kutbunun eteğine yapış! O, ölümsüzlük yolunun komutanıdır. Vesi şahı Hoca Ağa Ahmed'dir o. Onun dergahı ihtiyaçların kabesi oldu. Onun halveti, münacaat yeri oldu. Kambur felek, onun avucundan su içmekte. Melek onun yüzünden sırtına yeşil giyinmiş." Hoca Ahmed Yesevl'nin kabri, Hicri Vlll. (Miladi XIV.) yüzyılın sonlarında yani onun ölümünden yaklaşık 230 yıl sonra Tımur'un fermanıyla seçkin ustalar tarafından onarıldı. Binan ı n Tımur tarafından onart ı lmas ı konusunda çeşit l i hikayeler anlatı l mıştır. Bunlardan birisi de şudur: Rivayete göre Tımur'un fermanıyla Hoca Ahmed Yesevl'nin türbesinin yeniden yapılmasına başlandığı zaman, birkaç defa zorlukla karşılaşıldı. Türbenin binası biraz yükseldikten sonra aniden yıkıldı. Derken bir gün Tımur, Hoca Ahmed için görkemli bir türbe yapmak istiyorsa, önce onun hocası Arslan Bab'ın kabrinin üzerine bir türbe yaptırması gerektiğini rüyasında görünce hemen Arslan Bab'ın türbesini yaptırdı ve ondan sonra Hoca Ahmed Yesevi'ninkine başladı. Arslan Bab'ın türbesi, Türkistan şehri- ~ ----

ne yaklaşık 30 km uzakl ı ktak i FarabT'nin doğum yeri olan ve halen kalıntıları bulunan Otrar şehri yakınındadır. Eskiden olduğu gibi günümüzde de ziyaretçi ler, Arslan Bab'ın kabrin i ziyaret ettikten sonra Hoca Ahmed Yesevi'nin kabrini ziyaret etmek için Türkistan'a giderler. Orayı ziyaret etmiş olan Mihman-na. me-i Buhara'nın yazarı, kitabında şunları söylemektedir (s.261): "Yüksek kemeri göğe değen bir mescid, Beytü'l-Aksa'nın şeklini and ı ran görkemli bir bina; sofaları, büyük abidlerin mabedlerini hatırlatmakta; kapıları, ibadet edenlerin amellerinin yüzüne sevap kapısını açmaktadır. " Doğru l uk yüzünden orada heves sahibine yer yoktur, Yesi'deki Han camiine bak. Onun kemeri, göğün kemerine eşittir. Hatta gök, onun yanında alçak kalır. Onun alanı, gök kemerinin alanı gibidir. İçinde göğün adı mırı l danır. Eğer sen ona Mescid-i Aksa dersen, o, alemin en uc köşesinde bulunduğu için yerinde söy l emiş olursun." Tebriz, Isfahan ve Şiraz'dan gelip bu binayı yapan ve muhtelif yerlerini yazılarla işleyen ustaların soyundan gelenler bugün de Türkistan'da yaşamaktadı r lar. Türbe ve yanındaki mescid, azamet bakımından Semerkand'daki Bibi Hanım Mescidiyle karşılaştırılır. Türbenin içinde Abdü'l-Aziz Şerefeddin-i Tebrizi ustan ı n yaptığı benzerine az raslanır bronz bir.kazan bulunmaktadır. Boyu, orta boylu bir insanın boyundan daha yüksek olan bu kazana bugün de ziyaretçiler adaklarını atarlar (Hacı Bektaş türbesindeki kara kazan gibi). Bu noktada kazanın, Türk kültüründe birliğin ve misafirperverliğin sembolü olduğunu hatırlatmak gerekir. Çapı 2.45 m. ve ağırlığı 2 ton olan bu kazanın üzerine nakşedilmiş olan dökümcülük, nilüfer çiçeği nakşı ve Arapça harfler, onun ustas ı nın üstün maharetlerini göstermektedir. Hoca Ahmed Yesevi'nin türbesinin binası, kuru s 0 oğuklara, yakıcı güneşe ve sel ve zelzele gibi çok sayıda tabii afete dayanarak yaklaşık altı yüzyıl ilk haliyle ayakta kaldı. Bina, dıştan tek bir bölüm gibi görünüyorsa da aslında 8 bağımsız bölümü vardır. Merk'ezinde büyük kazanın da bulunduğu ilk ve esas salonu çok görkemlidir. Bu salonun sağ ve sol köşelerinde yatacak yerler vardır. Türbenin kümbetinin çapı, 18.2 m ve kabirden kümbedin uç noktası arasındaki mesafe 37.5 m.dir. Yöre ha l kı, Hoca Ahmed Yesevi'yi üç defa ziyaret etmeyi bir defa Hacca gitmekle denk sayar. Bu yüzden çok sayıda ziyaretçi, büyük bir şevk içinde, yanların-. da adak l arı ve kalplerinde dilekleri olduğu halde Türkistan'a giderler ve oradan döndükleri sırada Hac ziyaretinden dönmüş gibi karşılanırlar. Hoca Ahmed Yesevi'nin ölümünden sonra bazı kişiler, kendilerinin onun neslinden ve torunlarından olduğunu idd ia etmişlerdir. Onun İbrahim adındaki oğ l u nun kendisi hayattayken vefat ettiğini göz önünde bulundurulacak olursak, sülalesi kızı Gevher Hatun'dan yürümüş olmalıdır. Son zarıanlara kadar sadece Türkistan' da değil, Şeyh Zekeriya- yı Semerkandi, Üsküplü Şair Ata (XVI. yüzyıl), Evliya Çelebi (XVll. yüzyıl) gibi Osmanl ı ülkesinde yaşayan çok sayıda şair ve yazar Hoca Ahmed Yesevi'nin soyundan geldiklerini iddia etmişlerdir.

Son yıllarda Kazakistan 'ın bağımsız l ı ğa kavuşmasından sonra Hoca Ahmed Yesevi ile Türkistan şehrine büyük önem verilmeye baş l anmıştı r. Günümüzde Türkistan şehri, Kazakistan'ın manevi başkenti olarak telakki edilmekte olup, gelecek yı- 1 ı n yazında bin beş yüzüncü kuru l uş yıldönümü kutlanacakt ır. Bugünkü Kazakistan için Türkistan şehri manevi değerinin yan ı nda çok sayıda tarihi eserlere ve mekan lara sahip~ir. Hoca Ahmed Yesevi, Kazakistan için milll ve İslami benliğini tanıma arac ı dır. O, Kazakistan'ı hem Rus kültürü isti lasından hem de Maveraünnehir, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan gibi ülkelerde yaygın olan tarikatların etkisinden korumaktadır. Kazakistan devletinin yanında Türkiye Cumhuriyeti devleti de Türklerin eski kültür merkezlerinden birisi olarak kabul ettiği Türkistan şehrine büyük bir önem vermektedir. Türkiye, büyük bir köyden farksız olan oraya, Hoca Ahmed Yesevl'nin türb esinin yan ı na, giderek Orta Asya'nın en seçkin üniversitelerinden birisi halini almakta olan Uluslararası Hoca Ahmed Yesevl.Üniversitesini kurmuştur. Halen Amerika, Çin, Mısır, İran ve Pakistan gibi ülkelerden gelen hocalar bu Üniversitede ders vermekte olup, Türkiye' den gelen 400 öğrenci ile 40 öğretim üyesi orada öğrenim ve öğretimle meşguldür. Daha önceleri Türk ustaların ve işçilerin emekleriyle yapılmış olan Hoca Ahmed Yesevl türbesi, bugün de Türk sermayesi ve ustaları tarafından yeniden onarılıp yapılmaktad ır. Yüzyıllardır Orta Asya'nın hatta bütün Türk dünyasının tarihinde büyük bir rol oynamış olan Hoca Ahmed Yesevl, hiç şüphesiz bundan sonra da Kazakistan'ın itikadı ve ictimal hayatında büyük rol oynayacaktır. DİPNOTLAR 1. Bu kısım, Mehdi Senayi, Tarikat-i Yeseviyye ve nakş-i an der gösteriş - i İslam der Asya-yi merkezi, Nanıe-i Ferheng, say ı : 1 (Tahran 1 377ş. / 199Bl. s. 169-175 ad l ı makalenin çevirisidir. 2. Ahmed Yesevi ve Yesevilik h akk ı nda geniş bilgi için bak. Fuad Köprülü: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, 3. bs., Ankara 1976; Fuad Köprülü- W. Bartold: İs l am Medeniyeti Tarihi, Ankara 1973, s.1 89-199; Milletlerarası Ahmed Yesevi Sempozyumu Bildirileri: 26-27 Eylül 1991, Kültür Bakanl ı ğı Yay. Ankara 1992. ~