İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Muhakemesi Hukuku Final Sınav Soruları (Tek Numaralı Öğrenciler - 24.06.2015-09:00) Açıklamalar: Sınav Süresi 3 Saattir. Yalnızca sorularda belirtilen hususlara gerekçeli olarak cevap veriniz. Sınavın ilk 30 Dakikası Salondan Ayrılmanıza İzin Verilmeyecektir. Bir Tabaka Daha Ek Kağıt Alabilirsiniz. Tükenmez Kalem Kullanınız ve Yazınızın Okunaklı Olmasına Özen Gösteriniz. Başarılar Dileriz. Olay 17 yaşındaki A, oturduğu mahalledeki polis merkezine başvurarak, gece karanlığında tanımadığı iki kişi tarafından kaçırıldığını, bu iki kişinin kendisi ile cinsel ilişkiye girmeye çalıştıklarını ancak ellerinden kurtulduğunu söyleyerek, bu kişilerin cezalandırılmasını ister. Durum C. Savcısına aktarılır ve C. Savcısı A nın bir hekime sevk edilerek, bedeninde saldırıdan kaynaklanan bir iz olup olmadığının tespit ettirilmesi yönünde talimat verir. Muayene hekim H tarafından gerçekleştirilir ve H, muayene sırasında A nın iddiasının doğru olduğunu, ancak saldırganların A ile cinsel ilişkiye girdiklerin fark eder. A nın olayın duyulmaması gerektiği yönündeki ısrarı üzerine bu hususu raporuna yazmaz ve cinsel ilişkiye girilmediğini, bedende yara ve berelerin olduğunu belirten raporu düzenler. 1. Hekim H tarafından, A nın bedeninde yapılan işlemin hukuki niteliğini tespit ediniz. Bu işlem hukuka uygun mudur? Neden? Bu işlemden elde edilen bilgiler, şüpheliler arasında A nın kardeşi K ve babası B nin de olduğunun anlaşılması karşısında kullanılabilir mi? Mağdur A nın bedeninde saldırıdan kaynaklanan bir iz olup olmadığının tespit ettirilmesi için yapılan muayenenin hukuki niteliği, diğer kişiler üzerinde yapılan dış beden muayenesi; cinsel organ bölgesinde yapılan muayene ise iç beden muayenesi kapsamındadır. 2 PUAN Mağdurun vücudu üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için karar alınmasına gerek yoktur. 1 PUAN Olayda cinsel istismar şüphesi bulunmaktadır. Delillerin yok olma ihtimaline karşı bir an önce elde edilmesi gerektiğinden gecikmede sakınca bulunduğu kabul edilir. Bu sebeple işlemin Cumhuriyet Savcısının talimatı ile yapılması hukuka uygundur. 2 PUAN İç beden muayenesi ancak tabip veya sağlık mesleği mensubunca yapılabilir. Olayda hekim tarafından yapıldığı için hukuka uygundur. 1 PUAN Tanıklıktan çekinme sebepleri ile muayeneden veya vücuttan örnek alınmasından kaçınılabilir. Çocuğun çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuğun, tanıklığın hukukî anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olması hâlinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu konuda hâkim tarafından karar verilir. Ancak, bu hâlde elde edilen deliller davanın ileri aşamalarında şüpheli veya sanık olmayan kanunî temsilcinin izni olmadıkça kullanılamaz. 2 PUAN Olayda A nın K ve B bakımından akrabalık ilişkisine dayanan tanıklıktan çekinme hakkı bulunmaktadır. Ancak bu durum, işlem tamamlandıktan sonra anlaşılmıştır. Bu durum ortaya çıktıktan sonar A veya sanık dışındaki kanuni temsilcilerine tanıklıktan çekinme hakkını kullanmak isteyip istemediği sorulmalı, kullanması durumunda elde edilen delillerin yok edilerek kullanılmaması gerekmektedir. 2 PUAN İfadesi alındıktan sonra evine giden A, bir kaç gün sonra gece gizli bir numaradan aranır. Sesini değiştiren kişi, çok pişman olduğunu, kendisini affetmesini söyler. Bu görüşmeyi telefonuna kaydeden A, C. Savcısına başvurarak bu numaranın belirlenmesini ister. Bunun üzerine C. Savcısı yetkili mercie başvurarak, mağdur A nın cep telefonu ile yaptığı görüşmelerin dinlenmesi ve kayda alınması yönünde karar alır. 2. A nın gizli numaradan yapılan aramadan elde ettiği kaydın, daha sonra delil olarak kullanılması mümkün müdür? C. Savcısının A nın cep telefonuna ilişkin olaydaki biçimde bir karar alması hukuka uygun mudur? Siz C. Savcısı olsaydınız bu durumda nasıl hareket ederdiniz? Kısaca yazınız. A nın mağdur sıfatı ile yaptığı kaydın delil olarak kullanılması hususunda öğretide, kaydın meşru savunma hukuka uygunluk sebebi veya zorunluluk hali kapsamında değerlendirilebileceği ileri sürülmekle birlikte, meşru savunmada def amacı olmadığı, zorunluluk halinde ise yapılan kaydın suç vasfını yitirmediği gibi sebeplerle hukuka aykırı olacağı ve kullanılmayacağı kabul edilmektedir. A tarafından bizzat yapılan kaydın kendisinin tarafı olduğu bir iletişim olduğu dikkate alınırsa hukuka aykırı olduğunu söylemek güçtür. Ancak bu kaydın güvenilebilir bir delil olduğu da söylenemeyecektir. 2 PUAN 1
Yargıtay bu gibi durumlarda delilin tekrar elde edilme imkanın olmadığı gerekçesi ile kaydı kullanılabilir kabul etmektedir. 2 PUAN A nın cep telefonu ile yaptığı görüşmelerin dinlenmesi ve kayda alınması yönündeki karar, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kapsamında dinleme ve kayda alma olarak değerlendirilebilir. 2 PUAN Ancak telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbiri sadece şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilir. Olaydaki biçimde mağdur hakkında bu tedbire karar verilemez. 2 PUAN Olayda C. Savcısının yapması gereken işlem, genel soruşturma yetkisi kapsamında değerlendirilmelidir. C. Savcısı mağdura yönelik yapılan aramanın, CMK nun 161. Maddesi kapsamında bir karara ihtiyaç duymaksızın kaydedilmesine karar verebilir. 2 PUAN Yapılan dinleme ve kayıt sırasında arayan kişi tekrar arar ve bu kişinin A nın 16 yaşındaki erkek kardeşi K olduğu saptanır. C. Savcısı kolluk amirine telefonla K nın alınarak kolluk merkezine getirilmesi ve ifadesinin alınması talimatını verir. Müdafi huzurunda alınan ifadesinde K, bu olayı babası B nin ayarladığını, ailece K nin kuzenleri D ile evlenmesini istediklerini ancak A nın razı olmadığını, bu nedenle bir gece A yı kaçırdıklarını ve D nin cinsel ilişkiye girmesini sağlamak istediklerini, böylece A nın evliliğe mecbur olacağını düşündüklerini söyler. Ayrıca babası B nin uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ve sürekli evde uyuşturucu madde kullandığını belirtir. Bu ifade üzerine C. Savcısı Baba B ve D nin de alınarak kolluk merkezine getirilmesi talimatını verir. 3. K nın ifadesinin alınması işlemi hukuka uygun mudur? Bu ifadeden sonra baba B ve D nin alınarak kolluk merkezine getirilmesi talimat ve işlemlerinin hukuki niteliklerini belirleyerek hukuka uygun olup olmadıklarını belirtiniz. K 16 yaşındadır, bu nedenle zorunlu müdafilik söz konusudur (CMK 150/2). K, çocuk olduğu için istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilmesi ve ifadesinin müdafi huzurunda alınması gerekir. Olayda ifade alma işlemi sırasında müdafi bulunduğundan hukuka uygundur. 2 PUAN Ayrıca K çocuk olduğundan ifadesi bizzat C. Savcısı tarafından alınmalı, ifade alma işlemine sosyal hizmet uzmanı, psikolog veya psikiyatr gibi koruyucu ve destekleyici kimseler katılmalıdır. 1 PUAN B ve D nin kolluk merkezine getirilmeleri talimat ve işlemlerinin hukuksal niteliği yakalamadır. Yakalama, şüphelinin hakim kararı olmaksızın C. Savcısı tarafından gözaltına alınması veya serbest bırakılmasına kadar kişinin özgürlüğünün geçici olarak sınırlandırılmasıdır. 2 PUAN C. Savcısı tutuklama kararı verilmesi gereken ya da yakalama emri düzenlenmesi gereken durumlarda doğrudan kolluktan yakalama işlemi uygulanmasını isteyebilir. Olayda tutuklama nedenlerinin varlığı durumunda işlem hukuka uygundur. 2 PUAN İfade sonrası C. Savcısı tüm şüphelilerin tutuklanması talebinde bulunur ve bu talep kabul edilir. Soruşturmasını tamamlayan C. Savcısı, B hakkında kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak, ayrıca B, K ve D hakkında cinsel istismara teşebbüs suçlarından iddianame düzenleyerek İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine sunar. Mahkeme iddianamenin kendisine sunulmasından bir kaç gün sonra, dosyada kısmen görevsiz olduğunu, ayrıca iddianın ispatlandığı hususunda yeterli şüphe sebeplerine ulaşılmadığını belirterek iddianameyi iade eder. Ancak bu iadeye karşı C. Savcısı kanun yoluna başvurur ve karar kaldırılır. 4. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin iddianamenin iadesi gerekçeleri hukuka uygun mudur? Olayda görevli ve yetkili mahkemeyi tespit ediniz. C. Savcısı iade kararına karşı hangi kanun yoluna başvurmuştur? İddianamenin iadesi sebepleri; iddianamenin CMK md. 170 e aykırı olarak veya suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan ya da önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde iddianamenin önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenmesidir. 1 PUAN Görevsizlik ve yetkisizlik tek başına iade sebebi oluşturmamakla birlikte, iddianamede yer alan sevk maddesine aykırılık veya şüphelilerden birinin çocuk olmasına rağmen genel mahkemede dava açılması gibi iddianameden açıkça anlaşılan aykırılık halleri iade sebebi oluşturabilir. 2 PUAN İkinci iade nedeni ise iddianın ispatlandığı hususunda yeterli şüphe sebeplerine ulaşılmadığıdır. Bu neden suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmamasına benzemektedir. Ancak bu nedene dayalı olarak iade kararı verilebilmesi için hangi delilin toplanmasının istendiği açıkça belirtilmelidir. Genel geçer ifadelerle ve delil değerlendirmesi anlamına gelebilecek gerekçelerle iade bu nedene dayalı olarak iddianamenin iadesi mümkün değildir. 2 PUAN Olayda cinsel istismara teşebbüs suçu bakımından görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçu bakımından ise Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir. Ancak olayda B birden fazla suçtan sanık olduğundan davalar arasında bağlantı vardır. Bağlantılı suçlardan her 2
biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir. 2 PUAN Sanığın çocuk olması durumunda cezanın ağırlığına göre çocuk ağır ceza mahkemesi veya çocuk mahkemesi görevli durumdadır. Olayda sanık K 17 yaşındadır ve çocuktur. Bu durumda K bakımından görevli çocuk ağır ceza mahkemesidir. 2 PUAN Davaya yer bakımından bakmak yetkisi suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Teşebbüs aşamasında kalmış suçlarda ise son icra hareketinin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir. 1 PUAN İddianamenin iadesi kararına karşı Cumhuriyet Savcısı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. 1 PUAN Bu karar sonrasında Mahkeme, duruşma gününü belirler. Duruşma gününden önce sanıkların ortak müdafii M, A nın annesi E nin, A nın muayenesini yapan hekim H nin de tanık olarak davet edilmesini talep eder. Mahkeme bu talebi kabul eder. Bu taleplerin sunulması sırasında mahkeme başkanı, sanıklar müdafi M ye tüm sanıkların müdafiliğini tek başına üstlenemeyeceğini belirtir. Ancak M bu hususun mahkemenin yetkisinde olmadığını belirtir. Mahkeme ayrıca mahalle sakinlerinden dört kişinin daha davet edilmesine resen karar verir. Duruşma günü hazır bulunanların yoklaması yapıldıktan sonra Mahkeme, tanıkların huzurunda sanıkların sorgusunu yapar ve ardından sıra ile duruşma salonunda bulunan tanıkları dinlemeye başlar. 5. Mahkeme başkanın sanıkların tamamının ortak müdafii M tarafından savunulamayacağı şeklindeki düşüncesini, M nin beyanını da dikkate alarak değerlendiriniz. Olayda tanıkların dinlenme usulü hukuka uygun mudur? Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir. Ancak şüpheli veya sanıkların menfaatlerinin çatışması durumunda savunma hakkına zarar verilmemesi için soruşturma evresinde C. Savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme bu hususta resen karar vermek durumundadır. Bu sebeple olayda sanıkların hukuki menfaatlerinin çatışması durumu var ise M nin beyanı yerinde değildir. 4 PUAN Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Ayrıca sorgu öncesinde tanıkların duruşma salonundan çıkarılması gerekmektedir. Olaydaki biçimde tanıkların duruşma salonunda bulunan diğer tanıkların huzurunda dinlenilmesi hukuka aykırıdır. 4 PUAN A nın muayenesini yapan hekim H, kendisinin hekim sıfatıyla bu bilgileri edindiğini ve tanıklık yapamayacağını beyan eder. Bu beyan Mahkeme tarafından kabul görmez ve H ye yönelik yaptırım uygulanmasına karar verilir. Ayrıca mahkeme davet etmesine rağmen gelmeyen dört tanıktan ikisinin dinlenmesinden sanıkların müdafileri ve C. Savcısının talebi üzerinde vazgeçer. Sadece soruşturma evresinde alınmış ifadelerinin okunması ile yetinilir. 6. Olayda H nin tanıklık yapamayacağı şeklindeki düşüncesi yerinde midir? Mahkeme H nin tanıklık yapmasını temin etmek için ne tür bir yaptırım uygulayabilir? Mahkemenin duruşmaya gelmeyen iki tanığın beyanını almaktan vazgeçerek, sadece tutanakların okunması ile yetinmesi mümkün müdür? CMK da tanıklıktan çekilebilecek kişiler sayılmıştır. CMK md. 46/1-a ya göre meslek ve uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme halleri arasında hekimlik de yer almakta ve hekimlerin de bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler bakımından tanıklıktan çekinmeleri mümkündür. 2 PUAN Ancak beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması işlemi bakımından hekim, bilirkişi sıfatını taşımaktadır. Bu sebeple tanıklıktan çekinme hakkı bulunmamaktadır. 2 PUAN Tanıklara ilişkin hükümler kural olarak bilirkişiler hakkında da uygulanır. 1 PUAN Usulünce çağrıldığı hâlde gelmeyen veya gelip de yeminden, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında tanıklara ilişkin hükümler uygulanır. Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan çekinen H hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. 2 PUAN Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafii birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir. Olayda dört tanıktan ikisinin dinlenmesinden sanıkların müdafileri ve C. Savcısının talebi üzerinde vazgeçilmesi mümkündür. 2 PUAN Duruşmayı tamamlayan Mahkeme, sanıklardan B nin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ancak bu hükmün sonuç doğurmamasına karar verir. B bu kararın yerinde olmadığını, kendisinin hayatı boyunca uyuşturucu madde kullanmadığını ileri sürse de Mahkeme bu beyanlara itibar etmez. Bunun üzerine kanun yoluna başvurulur. Kanunyolu incelemesini yapan merci B ye kan testi yapılmasına karar verir ve yapılan test sonucunda B nin hiç uyuşturucu madde kullanmadığı kesin biçimde anlaşılır. 3
7. B hakkında kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen kararın hukuki vasfını tespit ediniz. Bu karara karşı B tarafından işletilen başvuru yolu nedir? Bu yol kapsamında inceleme yapan merciin olaydaki biçimde delil toplaması mümkün müdür? Olaydaki durumda kanun yolu incelemesini yapan merci ne şekilde karar vermelidir? Yargıtay İçtihadını da dikkate alarak tartışınız. Bu karar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. 1 PUAN B nin HAGBK na karşı işlettiği yol itiraz kanun yoludur. 1 PUAN Yargıtay HAGBK na itiraz durumunda, mercin ne şekilde karar verebileceği hususunda çelişik kararlar verdikten sonra, itiraz incelemesini yapan mercinin, itiraz kanun yolunun genel özelliği gereği itiraza konu kararın hem maddi yanını hem hukuki yanını inceleme yetkisine sahip olduğunu, bu nedenle HAGBK na konu hükmü de itiraz yoluyla inceleyerek hükmün esasını da ele alabilir, bu kapsamda yeniden delil toplayabileceğini kabul etmiştir. 4 PUAN Ancak bu inceleme sonunda yargılamayı yapan mahkemenin verdiği karardan farklı bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaştığında nasıl hareket edilmesi gerektiği tartışmalıdır. Bir görüşe göre itiraz yargılamasının genel özelliği gereği, mahkeme HAGB yi kaldırıp verilmesi gereken kararı kendisi vermelidir. Aksi görüşe göre ise mahkeme, itiraz incelemesinde bizzat yapmadığı bir yargılamaya ilişkin karar vermemelidir. HAGB yi kaldırarak, dosyayı yeniden ilk mahkemeye karar vermek üzere göndermelidir. 4 PUAN Mahkeme nitelikli cinsel istismar suçuna teşebbüs nedeniyle ise B nin ve D nin 12 şer yıl; K nın ise 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verir. Hükme karşı tüm sanıkların müdafileri kanun yoluna başvurur. C. Savcısı ise B ve D nin aleyhine, K nın ise lehine; A nın kanun yoluna başvurmak istemediğini söylemesine rağmen, baro tarafından görevlendirilmiş vekili, sanıklardan B ve D aleyhine kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay tarafından yapılan inceleme sonucunda temyiz talebi, mahkemenin sanıklardan birisi bakımından görevsiz olduğu, cezanın hesaplanmasında hata yapılarak eksik ceza tayin edildiği, yeminle dinlenmesi gereken tanıkların yeminsiz dinlendiği gerekçesi ile esastan kabul edilir. 8. A nın talep etmemesine rağmen, baro tarafından görevlendirilen vekilin kanun yoluna başvurması mümkün müdür? Bu tür bir görüş ayrılığı B ile müdafi arasında olsaydı vereceğiniz cevap nasıl olurdu. Temyiz talebinin esastan kabul edilmesi ne anlama gelmektedir? Bu karardan sonra Yargıtay dosyayı hangi mahkemeye göndermelidir? Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış ve bir vekili de yoksa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir (Zorunlu vekil). Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabilir. 2 PUAN Olaydaki biçimde yaş sebebiyle zorunlu vekil ile mağdurun iradesi çeliştiğinde zorunlu vekilin iradesine üstünlük tanınmalı ve kanun yoluna başvurması hukuka uygun kabul edilmelidir. 2 PUAN Yaş veya malullük nedeniyle zorunlu müdafilik kapsamında olan kişi ile müdafii arasında kanun yoluna başvuru konusunda ihtilaf çıkarsa müdafiin talebi esas alınır. B ile müdafii arasında olsaydı zorunlu müdafilik nedeni yaş veya malullük olmayacağından müdafii, ister zorunlu ister ihtiyari, sanığın açık iradesi hilafına kanun yoluna başvuramaz. Bu nedenle B nin talebi esas alınacaktır. 2 PUAN Temyiz talebinin esastan kabul edilmesi bozma kararıdır. 2 PUAN Yargıtay Ceza Dairesinin kural olarak dosyayı ilk hükmü veren mahkemeye göndermesi gereklidir.ancak Yargıtay hükmü görevsizlik nedeniyle bozmuşsa, dosyayı görevli mahkemeye göndermesi zorunludur. Olayda sanıklardan biri hakkında mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesi ile hükmü bozulduğundan o sanık bakımından dosya ayrılarak, görevli mahkemeye gönderilmelidir. 2 PUAN Dosya yeniden kendisine gönderilen mahkeme, Yargıtay ın kararına uyduktan sonra yeniden duruşma günü belirleyerek yargılama yapar ve sonunda tüm sanıklar bakımından ilk hükmünde ulaştığı sonuca ulaşır. Bu hükme karşı yapılan temyiz başvuruları da Yargıtay ın ilk kararındaki gerekçelerle yerinde bulunur ve temyiz talepleri yine esastan kabul edilir. 9. Mahkemenin Yargıtay ın kararına uyduktan sonra, ilk hükmündeki sonuçlarla aynı sonuçlara ulaşması mümkün müdür? Bozmaya uyduktan sonraki yargılamada geçerli olan temel ilkeleri dikkate alarak izah ediniz. Bozma kararından sonra kararı veren mahkeme bozma kararına uyabilir veya direnebilir. Bozmaya uyma durumunda ilk derece mahkemesi ne kendisinin ilk kararı ile ne de Yargıtay ın bozma kararı ile bağlı değildir. Bu duruma bozmadan sonra serbestlik adı verilir. 2 PUAN Ancak aleyhe değiştirmeme ve aleyhe düzeltme yasağı ilkesi uyarınca, hükmün yalnızca sanık tarafından veya onun lehine temyiz edilmesi durumunda bozma üzerine yeniden verilecek hükümde önceki hükümde tayin edilmiş cezadan daha ağır bir cezaya hükmedilemez. 2 PUAN 4
Somut olayda ilk derece mahkemesinin, bozmaya uyduktan sonra usule ilişkin eksiklikleri gidermek, aleyhe cezayı ağırlaştırmamak dışında sınırlayıcı bir hüküm olmaksızın, ilk hükmündeki sonuçlara ulaşması mümkündür. 3 PUAN Dairenin ikinci bozma kararı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına geldikten sonra Başsavcılık, dairenin bozma kararlarının yerinde olmadığı kanaatine ulaşır. 10. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu durumda başvurabileceği bir yol var mıdır? Varsa bu başvuruyu hangi merci inceler? Bu merciin vereceği kararla, daire kararının yerel mahkemeyi bağlayıcılığı arasında bir fark bulunmakta mıdır? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, olağanüstü kanun yollarından biri olan olağanüstü itiraz yoluna başvurabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re sen veya istem üzerine Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. 2 PUAN İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. 2 PUAN İnceleme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma kararı vermesi halinde, bu karar direnme üzerine değil de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine verildiği için ilk derece mahkemesinin direnme yetkisinin bulunduğu kabul edilmektedir. 2 PUAN Temyiz incelemesinde ise Yargıtay ceza dairelerinden verilen bozma kararlarına karşı, ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Ancak direnme üzerine CGK nca verilen kararlara karşı direnilemez. 2 PUAN Metin Sorusu 11. Güvenlik paketi olarak adlandırılan Kanunla, polisin durdurma yetkisine ilişkin PVSK nun 4/A maddesinde yapılan değişikliği kısaca belirtiniz ve yeni düzenlemenin Anayasa ya uygun olup olmadığını tartışınız. Yapılan değişiklik ile polise durdurma sonrası arama yetkisi verilmiştir. Yeni düzenlemeye göre polis durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, el ile dıştan kontrol hariç kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması; İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilecektir. 3 PUAN Düzenleme ile kolluk amirine önleme araması yetkisi verilmektedir. Mevcut düzenlemede kolluğa durdurma ve kimlik sorma yetkisi tanınmış, durdurma işlemi sırasında polise, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilmek yetkisi verilmiştir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılmasının istenemeyeceği ifade edilmiştir. 3 PUAN Böylece polise hâkim kararı veya mülki amir emri olmaksızın önleme araması yapmak yetkisi verilmektedir. Yapılan değişiklikten önceki düzenlemeye göre adli arama kararı verme yetkisi hâkime, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde C. Savcısına, Savcıya ulaşılamayan hallerde kamuya kapalı alanlar hariç- kolluk amiri tarafından verilebilmektedir. Önleme araması ise hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin kararıyla yapılmaktadır. 3 PUAN Değişiklikle önleme aramasına karar verme yetkisine sahip olanlarla adli arama arasındaki fark neredeyse kaldırılmış olmaktadır. Yani adli arama kararı verecek makamlarla önleme araması kararı verecek makamlar, savcı dışında aynıdır. Suç şüphesi altında yapılan arama işlemi ile suç şüphesi olmaksızın yapılan önleme aramasının bu şekilde düzenlenmesi, AY m. 13 uyarınca temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasında esas olan ölçülülük ilkesine aykırıdır. 3 PUAN Değişiklikten önceki hükümlere göre somut olayda bizzat durdurma yapan kolluk personeli karşılaşılabilecek somut bir şüpheye göre, sınırlı bir biçimde kontrol yetkisini haizken, değişiklik ile somut olarak durdurulan kişi ile muhatap olmayan bir kolluk amiri tarafından ve henüz durdurma bile yapılmamışken verilecek genel bir emir dâhilinde kişinin üzeri, eşyası ve aracın dışarıdan bakıldığında görülemeyecek yerleri aranabilecektir. Düzenleme, tedbirin amaçla orantılı olması ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu şekilde yapılan bir aramanın bilahare hâkim onayına sunulması, kolluğun keyfiliğe varan aramalarını önlemeyecek aksine bu tür aramalardaki hukuka aykırılığı örtmüş olacaktır. 3 PUAN 5