ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ Mehmet Emre DİKEN * 1. Giriş Şehiriçi ticari taksi araçlarının sayıları yeni yerleşim bölgelerinin kurulması ve nüfusla paralel olarak artış göstermektedir. Ancak bu artışa rağmen bilinmektedir ki, şehiriçi ticari taksi ulaşım araçlarında çalışan birçok kişi sosyal güvenceden yoksun olarak yaşamlarını idame ettrimektedir. Nitekim sorunun çözümüne yönelik olarak 6111 sayılı kanunla beraber şehiriçi ticari taksi araçlarında çalışan kişilerin sosyal güvencesine ilşkin bir takım yenikler getirilmiştir. Bu nedenle yazımızda şehiriçi taksi ulaşım araçlarında çalışan kişilerin sosyal güvenliği getirilen yenilikler ile beraber sosyal güvenlik hukuku bakımından değerlendirilecektir. 2. Değerlendirme 2.1 Kapsam ve Mesleki Özellikler TESK kayıtlarına göre 2011 yılı sonu itibarıyla Türkiye de odalara bağlı olarak 115 bin şöforlük ve taksicilik mesleği ile uğraşan kişinin bulunduğu ifade edilmiştir. Yine, araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler ışığında Ülkemizde yaklaşık 3 bin taksi durağı, 60 bin ticari taksi ve 100 bin de ticari taksi şoförü olduğu anlaşılmıştır. Ancak ticari araçlarda fiili olarak çalışan kişilerin sayısı ve bunların şehir içi taksi, dolmuş ve otobüs gibi araçlardaki ayrımı konusunda detaylı ve kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ulaşılabilen sayılar da, sadece ilgili kuruma tescil veya meslek örgütüne kayıtlı olanları içermektedir. Ayrıca, bu mesleği kayıtdışı olarak sürdüren azımsanmayacak sayıda birçok kişinin varlığı, bu konuda gerçek bir rakamı ortaya koymayı olanaksız hale getirmektedir. Mesleki özellikler bakımından, şehiriçi ticari araçları kullananların diğer meslek gruplarından farklı çalışma şekilleri bulunmaktadır. Bu çalışmalar süreklilik arz ermemekte, hatta bu kişilerin çalışmaları bir gün için gündüz-akşam-gece (kısmi süreli, part-time) şeklinde olabilmektedir. Ay- * Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi 187
rıca, bu işi asıl mesleklerinin yanı sıra ikinci bir iş olarak yapanların sayısı da oldukça fazladır. Kısacası bu kişilerin çalışma şekilleri genellikle vardiyalı ve devamlılık arz etmeyen bir biçimdedir. Diğer taraftan meslekte en sık karşılaşılan risklerden biri de trafik kazalarıdır. Bu kişiler şehir içinde de olsa zaman zaman ağır yaralanma, sakat kalma veya ölüm vakaları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bir taraftan bu mesleğin çalışma süresi açısından devamlılık arz etmemesi diğer taraftan da kaza riskinin diğer bazı mesleklere göre daha fazla olması, bu meslek grubunda çalışanların sosyal güvenliklerinin nasıl sağlanacağı sorununu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca ticari araç faaliyetlerinin önemli bir bölümünün, bu faaliyetlerin süreklilik arz etmemesi nedeniyle de kayıt dışı olarak gerçekleştirildiği yaygın olarak bilinmektedir. 2.2 Mesleğin Sigortalılık Niteliği ve 6111 Sayılı Kanunla Getirilen Yeni Düzenleme Esasen, bir kişi bu kapsamda araç sahibi ise vergi kaydı dolayısıyla 4/b sigortalısı, (eski değimle Bağ-Kur lu) eğer kişi araç sahibi değil de bir araçta sadece şoförlük yapılıyorsa o zaman da hizmet akdinden ötürü 4/a (eski değimle SSK lı) statüsünde sosyal güvenlik kapsamı içerisinde yer almaktadır. Ancak, yazımızın başlarında belirttiğimiz gibi bu mesleği icra edenlerin sürekli bir nitelikte olmaması bu meslek mensuplarının sosyal güvenliklerinin sağlanmasında zorluklar yaratmaktadır. Açıklanan hususlar çerçevesinde, sürekli çalışmayan ticari araç şoförlerinin sosyal güvenliklerinin sağlanması için 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Torba Kanunla özel bir düzenleme getirilmiştir. Sözü edilen Kanunla 5510 sayılı Kanuna eklenen 6 ncı maddeyle; Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanır. Bu madde kapsamında sigorta hak ve yükümlülükleri; kendilerince veya kendilerini çalıştıranlar tarafından ya da çalışanların üye oldukları meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlarca bildirimin Kuruma yapıldığı 188
tarihten itibaren başlar, birinci fıkrada belirtilen şekildeki çalışma durumlarının son bulmasından itibaren sona erer. Bu madde kapsamındaki sigortalılar hakkında; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası ve istekleri halinde işsizlik sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalılar, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında olmak üzere kendileri tarafından belirlenecek günlük kazancın otuz katının % 32,5 i oranında prim öderler. Bu prim oranının % 20 si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, % 12,5 i genel sağlık sigortası primidir. İşsizlik sigortasına tabi olmayı isteyenlerin, sigortalı ve işveren hissesi oranındaki işsizlik sigortası primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödememeleri halinde, o aya ait işsizlik sigortası primini ödeme hakları düşer. Bu madde kapsamında ödenen primler, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilir. Ancak, ticari taksi ile dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarını işleten kişilerin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendine tabi olmalarını gerektirecek nitelikte vergi mükellefi olmaları halinde, bu kişiler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olurlar. Bu madde kapsamındaki sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabilmesi için 67 nci maddede sayılan diğer şartların yanı sıra sağlık hizmeti sunucusuna başvurdukları tarihte 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır. Bu Kanun kapsamında tam süreli çalışma ile uzun vadeli sigorta kollarına tabi olan sigortalılar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sigortalılar ve kendi sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık almakta olanlar, birinci fıkrada belirtilen çalışma durumları nedeniyle ayrıca sigortalı olmazlar. Kurum, bu madde kapsamındaki sigortalıların bu Kanunun diğer hükümlerine göre uzun vadeli sigorta kollarına tabi olma durumlarını dikkate alarak prim ödeme gün sayılarını ve prim ödeme sürelerini belirlemeye, bu sigortalıları çalıştıranlara ve çalıştıranların bağlı olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara Kurumca belirlenecek süre içinde bu si- 189
gortalıların işe başlama ve işten ayrılışlarını bildirmeleri, bu madde veya bu Kanunun uzun vadeli sigorta kollarını ihtiva eden sigortalılık statüleri kapsamında sigortalılık kontrolünden sonra çalıştırılmaları, çalıştırıldıkları süre içerisinde sigortalılıklarının devam edip etmediği ve Kurumca verilecek sigortalılık belgelerinin periyodik kontrolünü sağlama hususunda zorunluluk getirmeye yetkilidir. Bu madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıranlar ile çalışanların üye olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara bu madde uyarınca getirilecek bildirim ve kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde 102 nci madde uyarınca idari para cezası uygulanır. Bu madde kapsamındaki sigortalılar ile ilgili olarak, bu maddede aksine hüküm bulunmaması kaydıyla bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. şeklindeki hükümlere yer verilmiştir. 3. Sonuç Özetle; 1/3/2011 tarihinden itibaren ticari taksi, dolmuş ve benzeri şehir içi toplu taşıma araçlarında çalışanlardan bir veya birden fazla kişi yanında kısmi iş sözleşmesiyle bir ay içinde 10 günden az çalışanlara, sosyal güvenliklerinin sağlanması için kendileri tarafından prim ödemeleri imkanı getirilmiştir. Dolayısıyla, ay içerisinde daha az çalıştıkları halde ve her yıl kademeli olarak artan şekilde, daha az gün sayısı ve miktarlı prim ödemek suretiyle, her ay için 30 gün üzerinden emeklilik hakkını elde etmelerine ve sağlık yardımlarından yararlanmalarına imkan sağlanmış sağlanarak, kolaylık getirilmiştir. Bunların ödedikleri primler hizmet akdi (eski SSK) sayılarak aslında daha erken olmaları da başka bir kolaylık olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalnız burada 10 günlük çalışma 10 sürekli çalışma anlamına gelmemekte, ay içerisinde çalışılan saatlar toplanarak ve İş Kanunu gereğince bir gün de 7,5 saat kabul edilmek suretiyle 10 gün hesaplanmaktadır. Yani bir kişi günde her gün sadece 2 saat 30 gün boyunca çalıştığı düşünülürse, toplam 60 saat ve bu da 8 güne tekabül edecektir. Yine, bu kişiler prim öderken aylık kazançlarını asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında kendileri tarafından belirlenecek ve ödenecek prim de belirlenen bu miktarın % 32,5 veya % 35,5 ü olacaktır. 190
Bu kişilerin ödeyecekleri primler içerisinde yer alan işsizlik primi ödemeleri ise kendilerini isteğine bırakılmıştır. Yani işsizlik primini isterlerse ödeyecekler isterlerse ödemeyeceklerdir. KAYNAKÇA T.C. yasalar (25.02.2011). 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. Ankara : Resmi Gazete (27857 sayılı) 191
192