El FETİH KONGRESİ, de facto FİLİSTİN DEVLETİ VE ORTADOĞU BARIŞ SÜRECİ

Benzer belgeler
Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

İsrail Seçim Sonuçları: Barış Yanlıları Knesset de Güç Kaybediyor

ANKARA FORUM (Bilgi Notu)

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Cumhuriyet Halk Partisi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

ORTADOĞU'DA SİYASET VE TOPLUM KONGRESİ

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

Sayı: 80 Tarih: Mart 201

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

20 Mart-20 Nisan. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Analiz Mayıs 09 Cilt 1 - Sayı 5 > 72

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Devrim Öncesinde Yemen

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

DİASPORA - 13 Mayıs

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Türkiye de Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Altyapısı. Dr. Genç Osman YARAŞLI Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

U.R BÖLGE ROTARACT TEMSİLCİLİĞİ DÖNEMİ BAŞKANLAR EĞİTİM SEMİNERİ. Rtc. Gözde Çiftçi

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

ACR Group. NEDEN? neden?

ABD BAŞKANLIK SİSTEMİ Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

23 Ocak 2019 Çarşamba GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

YOLSUZLUK ALGI ARAŞTIRMASI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY EURUSD ALTIN BRENT PETROL GBPUSD

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

TÜRKİYE GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

GÜNLÜK BÜLTEN 22 Temmuz 2014

frekans araştırma

ABD İLE İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM: MODEL ORTAKLIK

Suriye Arap Cumhuriyeti. Enformasyon Bakanlığı. Enformasyon Bakanlığı

FİLİSTİN DEKİ UZLAŞI GÖRÜŞMELERİ: ÖNCEKİLERDEN FARKLI OLACAK MI?

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

Başkan Obama, İsrail de hükümet kurma çabaları sürerken Netanyahu liderliği için Barış Süreci şimdiki durumdan daha kolay olmayacak demişti.

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

TÜRKİYE ABD ARASINDAKİ EKONOMİK VE TİCARİ İŞBİRLİĞİ FIRSATLARI

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Bu Hafta Piyasalarda

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI

Güne Başlarken. 22 Ocak 2019 Salı

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

Dr. Zerrin Ayşe Bakan

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

ORTADOĞU ARAŞTIRMALARI ANALİZ SERİSİ Bilgi Kültür Merkezi 10/29/2013 No: 13

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLAR TÜZÜĞÜ

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009

Kültürel Diplomasi. Hazırlayan: Özlem Ece MART 2013

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

AKOFiS ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN. Halkla İlişkiler Başkanlığı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Şirket. Profili. Bir Bakışta MCI. Finansal Bilgiler. Sektör Bilgileri. Online ve Offline Arasında Köprü Kurmak. Basın Kiti 2015

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

Transkript:

> 33 Filistin Otoritesi Başbakanı Salam Fayyad ağustos ayındaki El Fetih kongresinden hemen sonra hükümet programını açıklamıştır. > Yrd. Doç. Dr. Sabri ÇİFTÇİ Cumhuriyet Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü El FETİH KONGRESİ, de facto FİLİSTİN DEVLETİ VE ORTADOĞU BARIŞ SÜRECİ The Al-Fatah Congress, the de Facto Palestinian State and the Middle East Peace Process Abstract Recently, the prime minister of the 13th government of the Palestinian Authority Salam Fayyad declared his program. The ambitious Fayyad plan foresees the establishment of a de facto Palestinian state in two years. Far from being a unilateral declaration of statehood, this plan aims to create a real state by building a physical and institutional infrastructure on Palestinian territory. This strategy is likely to bypass the diplomatic stalemate in the peace process and make the Palestinian state a real possibility. With support from Obama administration and international actors, Fayyad Plan may eventually lead to a two-state solution in the region. Many road blocks stay ahead, however, including the challenge from HAMAS claiming to be the only legitimate government of Palestinian people. Certain segments of Israeli and Palestinian public and right-wing politicians in both countries may also oppose to the establishment of a de facto Palestinian state. The success of the Fayyad plan partly depends on the complex relations between the US, Israel, Al Fatah, Hamas, and the neighboring Arab countries.

34 > Filistin deki yarı-anarşi ortamı eşanlı bir dönüşüm süreci ile yeni bir denge noktasına doğru evriliyor. Bir yandan uluslararası aktörlerin dışladığı, gittikçe radikalleşen, marjinalleşen bir HAMAS; diğer yandan statükocu yapısından sıyrılmaya çalışan El Fetih ve Filistin Otoritesi bu dönüşümün iki tarafını oluşturuyor. Ağustos ve Eylül aylarında Filistin de önemli gelişmeler yaşandı. El Fetih Ağustos ayı başlarında tarihi bir kongre gerçekleştirdi. Yirmi yıl aradan sonra gerçekleştirilen kongrede değişim yanlısı genç nesil politikacılar önemli başarılar kazandı. Dünya kamuoyunun da yakından takip ettiği bu kongrenin ardından Fayyad hükümeti Filistin de de facto bir devlet oluşturmaya yönelik programını açıkladı. Bu gelişmeler hem Filistin iç politikası hem de buna bağlı olarak İsrail-Filistin sorununu ve dolayısıyla Ortadoğu barış sürecini derinden etkileyecek gibi görünüyor. Kuşkusuz Eylül ayında yapılan BM toplantısında Obama, Netanyahu ve Abbas arasında gerçekleşen üçlü görüşme de bu gelişmelerle yakından ilgiliydi. Filistin iç politikasının girmiş olduğu bu dönemecin barış sürecini ne şekilde etkileyebileceğini ortaya koymak için bu iki olayı yakından incelemek gerekmektedir. Yenilenen El Fetih Marjinalleşen HAMAS Seküler çizgideki El Fetih ile İslamcı kanadın temsilcisi HAMAS arasındaki ayrılık siyasal ideolojinin ötesinde iki ayrı toprak parçasını yöneten iki ayrı hükümet anlamına da geliyor. HAMAS ı iktidara getiren seçimlerin ardından Batı Şeria daki Filistin Otoritesi ve Gazze de iktidarını sağlamlaştıran HAMAS arasındaki çatışma de facto bir bölünmeyi beraberinde getirdi. Bölünmüşlük, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin HAMAS ı muhatap kabul etmemesi ile daha da derinleşti. 1990 ların başında İsrail tarafından yürürlüğe koyulan ve HAMAS ın desteklenmesi yoluyla Filistin hareketinin parçalanması stratejisinin iyi sonuç vermediği görülüyor. Filistin de yaşanan çatışmalar, Gazze Şeridi nde şiddet eğiliminin artması ve İsrail in iki farklı otorite ile karşı karşıya kalışı bunun en açık göstergeleri. Bölünmenin yol açtığı yarı-anarşi ortamı eşanlı bir dönüşüm süreci ile yeni bir denge noktasına doğru evriliyor. Bir yandan uluslararası aktörlerin dışladığı, gittikçe radikalleşen, marjinalleşen ve periyodik olarak İsrail saldırılarına maruz kalıp Gazze Şeridi ne sıkışan bir HAMAS; diğer yandan uluslararası alanda tanınma avantajını da kullanarak statükocu yapısından sıyrılmaya çalışan El Fetih ve Filistin Otoritesi bu dönüşümün iki tarafını oluşturuyor. Günümüzde iç politikadaki gelişmeler uluslararası alandan bağımsız düşünülemeyeceğinden ve uluslararası ilişkiler karşılıklı etkileşim içinde bulunan iki düzeyli bir oyun olarak tanımlandığından 1, bu iki aktörün geçirecekleri evrim sonucunda ulaşılacak yeni denge noktasını anlamak için dış aktörlerin sürece müdahalesini de dikkate almak gerekiyor. Örneğin HAMAS ın marjinalleşmesinin temelinde, kısmen, İsrail lobisinin etkisine açık olan Amerikan dış politikasının, demokratik meşruluğuna rağmen HAMAS ı muhatap almaması yatmaktadır. AB üyesi ülkelerin önemli bir kısmı da benzer bir tutum sergilemektedir. Bu durum HAMAS ı radikalleştirmekte ve daha katı bir tavır almasına yol açmaktadır. Örneğin, Filistin in de facto Başbakanı İsmail Haniyeh, yaptığı bir açıklamada Ne kaleler düşecek ne de zorla tutumlarımızı belirleyecekler ve İsrail i tanımayacağız, demiştir. 2 El Fetih ise 1950 lerde başlatmış olduğu silahlı mücadelenin yerine Oslo sürecinden sonra şiddet içermeyen bir strateji izlemeye başlamıştır. Fakat Yaser Arafat ın yokluğunda hareketin liderlerinin statükocu, otoriter ve yolsuzlukla dolu yönetimleri tabanda eleştiri konusu olmuştur. El Fetih in içinde yer alan genç ve dinamik seçkinler, tabandan gelen değişim isteklerini son parti kongresine taşıyarak merkezi komitede önemli bir temsil gücü kazanmıştır. Abbas, baskılar neticesinde Bush yönetimi ile iyi ilişkileri bulunan

> 35 Batı Şeria da yeniden yoğunlaşan Yahudi yerleşimleri inşaatları, Başbakan Fayyad ın planı önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Muhammed Dahlan ve İsrail de hapiste bulunan Barguti gibi isimlerin önünü açmak zorunda kalmış ve bu süreçte Arafat`ın silah arkadaşlarının bir kısmı merkezi komiteye seçilememiştir. Özellikle Dahlan, parti içindeki despotik eğilimleri sert dille eleştiren bir liderdi. Dahlan bir röportaj sırasında Hiyerarşide yer alan her birey sanki bir mini diktatör, bir imparatormuşçasına hareket ediyordu. Biz, artık buna izin vermeyeceğiz. Bizler, merkezi komitenin üyeleri olarak her şey için toplu olarak sorumluyuz, şeklinde bir beyanatta bulunmuştur. 3 Şüphesiz ki bu değişimin önünü açan iki önemli etken bulunmaktadır. Bunlardan birincisi El Fetih liderlerinin ve Abbas ın statükocu tutumudur. El Fetih kongresi ile gelen değişimin ikinci sebebi ise uluslararası alanda Filistin otoritesinin tek muhatap olarak kabul edilmesinin partinin genç kadroları arasında yaratmış olduğu psikolojidir. Fetih in uluslararası alandaki avantajını içeride ve dışarıda harekete geçirememesi, böylesine bir potansiyele sahip olduğuna inanan ve tabanda destek bulan genç kadroları motive etmiş olabilir. Şimdi gözler El Fetih in parti programında silahlı mücadele yerine salt diplomatik yolları esas alan bir stratejiye yer verip vermeyeceğine çevrilmiş durumdadır. Her ne kadar El Fetih 1990 lardan beri şiddet yerine diplomatik araçları kullanıyor olsa da, Mahmud Abbas henüz bunu bir strateji değişikliği olarak dile getirmemiştir. Buna ek olarak

36 > Fayyad ın oluşturduğu programı diğerlerinden ayıran en önemli husus tıkanma noktasına gelen diplomatik süreci bir süreliğine bypass ederek de facto bir Filistin Devleti oluşturma hedefidir. Programın temel amacı iki yıl içinde altyapısı gelişmiş bir Filistin devletinin kurulmasıdır. şiddetin benimsenmediği yönünde bir ilke parti programına konulmamıştır. Abbas ın, belli şartlar yerine getirilmediği müddetçe Netanyahu ile masaya oturmayacağını açıklaması da kafalarda soru işareti bırakan diğer bir konu. Önümüzdeki günlerde, Obama nın başlattığı ve BM nin Eylül sonundaki toplantısından sonra hız kazanması beklenen barış sürecinde El Fetih in izlediği stratejinin iki yönlü sonuçları olabilir. Bir yandan El Fetih grubunun iç politikada iktidarını sağlamlaştırması ve HAMAS ı daha da marjinalleştirmesi sonucu doğabilir. Dış politika alanında ise Fetih in sorunun çözümü yönünde inisiyatifi ele alarak katkıda bulunması beklenebilir. El Fetih in yeni stratejisinin ilk işaretleri, Filistin Otoritesinin Başbakanı Fayyad ın açıkladığı yeni hükümet planı yakından incelendiğinde daha iyi anlaşılacaktır. Fayyad Planı: 2011 de de facto Filistin Devleti Ağustos ayı içindeki ikinci önemli gelişme Filistin otoritesinin Başbakanı Salam Fayyad ın 13. Filistin hükümetinin programını açıklamasıydı. Programın El Fetih in kongresinden hemen sonra açıklanması zamanlama açısından manidardır. Bu açıklama, grubun geliştirdiği yeni stratejiyi uygulamada kararlı olduğunu göstermektedir. Amerika da eğitim alan ve Dünya Bankası ve Uluslararası Para fonu gibi kuruluşlarda çalışan Fayyad ın oluşturduğu programı diğerlerinden ayıran en önemli husus tıkanma noktasına gelen diplomatik süreci bir süreliğine bypass ederek de facto bir Filistin Devleti oluşturma hedefidir. Fayyad, The Times a yaptığı açıklamada bu strateji değişikliğine işaret ederek barış görüşmeleri ile bir yere varılamadığını, fiili bir Filistin devleti oluşturulması yoluyla İsrail in belli konularda zorlanabileceğini ve İsrail in barış konusunda ne kadar ciddi olduğunun anlaşılabileceğini ifade etmiştir. 4 Programda, Ürdün Vadisi nde büyük bir havaalanı yapılması, kara ve demiryolu ağlarının inşa edilmesi ve pek çok altyapı hizmetiyle ilgili yatırımlara ağırlık verilmesi hakkında hükümlere de yer verilmektedir. Fayyad planı; eğitim, sağlık, sivil toplum ve siyasal kurumlarla ilgili pek çok madde de içermektedir. Kısaca, programın temel amacı iki yıl içinde altyapısı gelişmiş bir Filistin devletinin kurulmasıdır. De facto Filistin devleti oluşturulması hukuki açıdan tek taraflı bir devlet ilanı değildir. Zaten, 2002 yılında Amerikan Kongresinin verdiği bir karar tek taraflı bir devlet ilanını oldukça zorlaştırmaktadır. Söz konusu karar ABD Başkanına Filistin otoritesinin tek taraflı bir deklarasyon yapmasını engellemek için gerekli yetkiyi vermektedir. Fayyad ın planı sadece uzun zamandır çıkmaz içinde olan barış görüşmelerini değil, yukarıda anılan kararı da başarılı bir şekilde bypass etmektedir. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman her ne kadar planı tek taraflı bir eylem olarak nitelese de bunun uluslararası hukuk açısından tek taraflı bir deklarasyon olmadığı aşikârdır. Filistin de de facto bir devlet oluşturulması, Filistin in barış görüşmelerinde elini güçlendirecek, İsrail i 1967 sınırlarına, iki devletli bir çözümü kabule ve yeni yerleşim bölgeleri kurulmasına son vermeye zorlayacaktır. Aslında Fayyad ın geliştirdiği yeni strateji şimdiye kadar İsrail in uyguladığı fiili gerçekler oluşturma (establishing the facts on the ground) taktiğinin benimsenmesidir. İsrail geçmişte, gerek sınırlarını büyütmede gerekse devlet oluşturma sürecinde bu taktiği başarıyla uygulamıştır. Fayyad benzer bir strateji kullanarak içerde yurttaşları arasındaki kötümser psikolojiyi dağıtmayı amaçlamaktadır. Bu plan ile Filistin halkının yaratıcı enerjisinin devlet oluşturma adına pozitif kanallara yönlendirilmesi de olası sonuçlardan biridir. Uygulanabilirse, barış masasında bir Filistin otoritesi veya bölünmüş bir iktidar değil, Filistin devleti yer alacak, bu da barış sürecinde Filistin tarafının elini güçlendirebilecektir.

> 37 Obama nın Dış Politikası, Fayyad Planı ve El Fetih Kongresi Filistin de yaşanan gelişmelerin zamanlaması kuşkusuz bir tesadüf değil. Barrack Obama nın başkan, Hillary Clinton un dışişleri bakanı olduğu bir dönemde, Ortadoğu da barış sürecinin hızlanması beklenebilir. Obama nın seçilir seçilmez başlattığı dış politika hamlesinde Ortadoğu barışı önemli bir sacayağı olarak göze çarpıyor. Bölgeye yapılan ziyaretler ve ABD yönetiminin bölgeye temsilci olarak atadığı George Mitchell ın diplomatik turları bunun en bariz göstergeleri. Obama, Abbas ve Netanyahu arasında yapılması planlanan üçlü görüşmede Filistin de yaşanan gelişmelerin dikkate alınması beklenebilir. Fayyad planına İsrail in ve ABD yönetiminin ne şekilde yaklaşacağı bu görüşmelerin ardından netlik kazanacak. Şu an için İsrail in plana karşı olduğu, ABD yönetiminin ise desteklediği görülüyor. Fayyad planı ve El Fetih Kongresini uluslarası ilişkiler bağlamında değerlendirecek olursak, iki olay arasında yakın bir ilişki olduğu ortaya çıkacaktır. Tıkanma sürecine giren barış görüşmelerini şimdiye kadar sekteye uğratan önemli gerekçelerden biri de Gazze şeridini kontrol eden HAMAS ile İsrail arasında yaşanan çatışmalardır. Seçimle işbaşına gelmesine rağmen demokratik meşruluğu tanınmayan HAMAS, ne barış görüşmelerine alınmakta ne de Filistin otoritesinin imzalayacağı bir barışı tanımaktadır. Buna karşılık El Fetih, ihtiyaç duyduğu halk desteğinden yoksun olsa da seküler ve ılımlı görünümüyle ABD ve AB ülkelerinin resmi olarak tanıdığı bir partidir. Bush doktrininde yeri olan ve Obama döneminde reel bir strateji haline gelen demokratikleştirme politikası El Fetih in elini güçlendiren bir olgudur. El Fetih, son kongresi ile seküler ve ılımlı bir parti olmanın yanı sıra demokratik bir örgüt olduğunu ya da en azından zamanla parti içi demokrasiyi güçlendirebileceği mesajını vermiştir. HAMAS ın muhatap kabul edilmemesinde en önemli gerekçe partinin demokratik bir örgüt olmaması veya bu konudaki samimiyetinden şüphe edilmesidir. El Fetih, kongre açılımı ile ABD ve AB deki kamuoyuna demokratik eğilimleri ile ilgili bir mesaj vererek bu ülkelerdeki yönetimlerin işini kolaylaştırmakta ve uluslararası desteğini arttırmaktadır. Aynı zamanda El Fetih iç politikada da tabandan gelen muhalefeti kontrol altına almaktadır. Görünen o ki El Fetih, kendisi için yeni imaj ve slogan olarak benimsediği değişim ile halk nezdindeki desteğini arttırmaya çalışmaktadır. Zaten yakın zamanda Filistin Anket Araştırmaları ve Politika Merkezi (FAPM) ve ABD de Greenburg tarafından yapılan iki anket, El Fetih in halk desteğini arttırdığını ve HAMAS ın önüne geçtiğini göstermektedir. FAPM nin anketine göre Abbas ve El Fetih in HAMAS ve Haniye ye kıyasla yaz başında 5 puan fazla olan desteği, Eylül ayı itibarıyla 14 puana çıkmıştır. Bu artış hem Batı Şeria hem de Gazze için geçerlidir. Greenburg un anketine göre ise olası seçimlerde Abbas ın liderliğindeki Fetih grubu HAMAS ın 10 puan önünde olacaktır. 5 Bu veriler ışığında Filistin yönetiminin temel stratejisinin Fayyad planına içerde ve dışarıda destek kazandırmak olduğu söylenebilir. ABD desteği ve halktan kaynaklanan demokratik meşruluk olmadan de facto Filistin devleti kurulması mümkün olmayacaktır. Bunun farkında olan Abbas ve Fayyad geliştirdikleri ikili strateji demokratik açılım ve de facto devlet- ile önemli bir adım atmıştır. Yoldaki Engeller Fayyad planının başarıya ulaşmasının önünde pek çok engel bulunmaktadır. Bu yazıda bunların sadece üçü ele alınacaktır. En başta İsrail in tutumu belirleyici olacaktır. Özellikle Netanyahu yönetiminin de facto bir Filistin devleti oluşturulması fikrine olumlu bakmayacağı öngörülebilir. Zaten, Netanyahu Eylül ayı başlarında Batı Şeria da inşaatları devam eden yüzlerce yeni yerleşim birimine onay vererek barış görüşmeleri öncesinde bu bölgede İsrail in nüfuz alanını genişletmeyi amaçlamıştır. Çünkü taraflar tekrar masaya oturduğunda görüşmeler devam ettiği sürece İsrail yeni yerleşim yerleri kuramayacaktır. Netanyahu nun ani bir kararla yeni yerleşim yerlerini onaylamasının de facto Filistin devleti kurulmasını güçleştireceği aşikârdır. Yerleşim yerleri, kurulması planlanan Filistin devletinin altyapısını kurmayı zorlaştıracaktır. Ayrıca İsrail deki tüm aktörlerin iki devletli bir çözümü desteklediğini düşünmek yanlış olur. Netanyahu barış masasında yalnız kalmamak için Eylül ayı başlarında Avrupa turuna çıkmış ve Gordon Brown ile görüşmesinde İran ın nükleer silahlan-

38 > ABD desteği ve halktan kaynaklanan demokratik meşruluk olmadan de facto Filistin devleti kurulması mümkün olmayacaktır. Bunun farkında olan Abbas ve Fayyad geliştirdikleri ikili strateji demokratik açılım ve de facto devlet- ile önemli bir adım atmıştır. ması ile ilgili kaygılarını dile getirmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla Netanyahu, hem Avrupa ülkeleri hem de bazı Arap ülkeleriyle ortak bir paydada bir araya gelerek barış masasında elini güçlendirmek istemektedir. Ama böylesine bir stratejinin de facto Filistin devleti planını sekteye uğratması düşünülemez. Netanyahu Obama yönetiminin baskısıyla gerçekleşen barış görüşmeleri öncesinde iki yönlü bir strateji oluşturuyor. İlk olarak İsrail in 50 yılı aşkın bir süredir uyguladığı fiili gerçekler oluşturma stratejisini kullanarak mümkün olduğunca çok yerleşim yeri açmak istiyor. Böylece Fayyad planının uygulanmasını zorlaştırmayı amaçlıyor. İkinci olarak, barış görüşmelerinden kayıpla çıkma ihtimaline karşı bazı Arap devletlerinden tavizler koparmaya çalışıyor. Bu tavizler söz konusu ülkelerde İsrail temsilciliklerinin açılması, bu ülkelerin hava sahalarını İsrail uçaklarına açması ve ticari anlaşmaların imzalanmasını kapsıyor. Ortadoğu da de facto Filistin devleti oluşturulmasının önündeki ikinci engel HAMAS tır. Fayyad planı sadece tıkanma sürecine giden barış görüşmelerini değil aynı zamanda HAMAS ı da bypass ediyor. Günümüzde uluslarası gözlemciler arasında HAMAS olmadan bir çözüme ulaşılamayacağı yönünde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Zira bu parti Filistin halkının önemli bir kesiminin desteğini almış ve demokratik seçimlerle işbaşına gelmiştir. HAMAS şu ana kadar uluslarası görüşmelerden dışlanmıştır. Bu grubun de facto Filistin devleti oluşturulması sürecinden dışlanması Fayyad planının uygulamaya geçirilmesini güçleştirecektir. Batı Şeria, Yahudi yerleşim bölgelerinin böldüğü parçalı bir coğrafi yapı arzetmektedir. Devlet oluşturmak için gerekli olan altyapının oluşturulmasında bölünmüş bir toprak parçasının güçlükler yaratacağı aşikârdır. Bütüncül bir toprak parçası görünümü arzeden Gazze de ise Filistin otoritesinin kontrolü bulunmamaktadır. Bu durumda Fayyad planının başarıya ulaşması büyük ölçüde HAMAS ın desteği ile mümkün olacaktır. HAMAS ın ise bu desteği vereceğini düşünmek yanlış olur. Şunu da belirtmek gerekir ki, Gazze de zaten de facto bir devlet oluşturulmaya başlanmıştır. İsrail in bu bölgedeki altyapıya yönelik saldırılarının ardında yatan en önemli sebep de budur. Ayrıca, HAMAS sürekli olarak seçilmiş ve meşru bir hükümet olduğunu dile getirmektedir. Meşruluğunu kabul etmediği Fayyad hükümetinin planını kabullenmek HAMAS açısından rasyonel bir tercih olmayacaktır. El Fetih in son kongresinde merkez komiteye seçilen Dahlan ın HAMAS üyeleri ile yaşadığı kanlı çatışma hatırlanacak olursa, kişisel düzeyde de iki tarafın liderleri arasında ciddi bir husumet olduğu ortaya çıkacaktır. Bütün bunlardan hareketle HAMAS ı n de facto bir Filistin devleti oluşturulması fikrine sıcak bakmayacağı ve buna destek vermeyeceği sonucuna varılabilir. Üçüncü engel ise El Fetih in statükocu lider kadrosudur. Her ne kadar son kongre ile değişim ve demokratik açılım yönünde sinyaller verilse de El Fetih in yaşlı ve muhafazakâr kanadı parti içinde en etkili fraksiyon olmaya devam etmektedir. Abbas ın kendisi de dâhil olmak üzere Arafat ın yol arkadaşları parti içinde despotik ve statükocu eğilimlere sahip olmakla suçlanmaktadır. İsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda da muhafazakâr bir tutum sergileyen Abbas, belli şartlar karşılanmadığı müddetçe Netanyahu ile bir araya gelmeyeceğini beyan etmiştir. Bu şartlardan en önemlisi yeni yerleşim yerleri kurulmasına son verilmesidir. Abbas ın tavrı İsrail in yeni yerleşim alanlarını kurmasını uluslararası bir baskı oluşturarak engellemeye yöneliktir. Ne yazık ki bu stratejinin Amerikan yönetiminin barış için çalıştığı ve Netanyahu nun çözümsüzlük sürecini tercih edeceği bir dönemde çok akılcı olduğu söylenemez. Abbas ve çevresindeki liderler hakkındaki yolsuzluk iddiaları da önem-

> 39 li bir eleştiri konusudur. Her ne kadar yukarıda özetlenen anket sonuçlarına göre Abbas ve El Fetih e yönelik destek artıyor olsa da bunun muhafazakâr çevreden kaynaklanmayan nedenleri olabilir. El Fetih in genç ve dinamik üyelerinin seçilmesi, Obama yönetiminin çabaları ve HAMAS ın izolasyonu ile Gazze de ortaya çıkan sorunlar, El Fetih ve Abbas a artan desteğin nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlar bir araya geldiğinde, El Fetih in muhafazakâr kanadının Fayyad planının uygulanmasında yavaş davranması ve parti içindeki diğer muhalif grupların süreci sekteye uğratması beklenebilir. Bu yüzden, Filistin de de facto bir devlet oluşturulması sürecinde Abbas liderliğindeki El Fetih in demokratik ve değişimci açılımına devam etmesi önem kazanmaktadır. Yolun Sonu Görünüyor mu? El Fetih Kongresi ve Fayyad planı, Ortadoğu da barış sürecini derinden etkileyecek iki gelişme olabilir. Özellikle Obama yönetiminin iki devletli bir barış sürecini önceleyen bir çözüm için çalışıyor olması bölgede de facto Filistin devletinin önünü açabilir. Fiili bir devlet oluşturulmasının birden fazla sonucu olacaktır. Filistin halkı açısından en büyük kazanç sosyal, ekonomik ve siyasal kurumları ile işleyen bir devlet çatısı altında Filistin halkının enerjisinin yaratıcı bir şekilde kullanılmasının mümkün hale getirilmesi olacaktır. Bunun sonucunda psikolojik bir iyimserlik havası oluşturulabilir ve Filistin de sağlıklı bir topluma doğru ilk adımlar atılmış olur. Batı daki Filistin diasporasının yetişmiş insan gücü ile bu sürece katkıda bulunması da ihtimal dahilindedir. Fayyad planı uygulamaya konabilirse barış yolunda önemli bir dönemece girilecektir. Bu minvalde tarihin ironik bir tarzda tekerrür etmesinden bahsedebiliriz. Şöyle ki, Filistin toprakları üzerinde Yahudi yerleşiminin yaygınlaşması ve bir İsrail devletinin oluşturulması de facto stratejilerin hayata geçirilmesi ile mümkün olagelmiştir. Günümüzde de yeni yerleşim yerlerinin açılması ve daha sonra bunların İsrail hükümeti tarafından onaylanması söz konusu de facto stratejiler zincirinin son halkasını teşkil etmektedir. İşte Fayyad planı tam da bu stratejinin Filistin tarafınca uygulanması anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, Filistin halkı sivil ve siyasal kurumları oluşturursa uluslararası görüşmelerin sonucu ne olursa olsun bir Filistin devleti kurulacaktır. Böylece yıllardır tıkanma içinde olan diplomatik görüşmelerin yerini gerçek bir oluşum alacak ve iki devletli çözüme doğru somut adımlar atılmış olacaktır. Ortadoğu da de facto Filistin devletinin kurulması yoluyla çözüme ulaşılması fikri İsrail de de taraftar bulabilir. Çünkü İsrail in güvenliğinin sağlanması ancak bu yolla mümkün olacaktır. Son olarak, planın başarıya ulaşması için Amerika, AB, İsrail ve Arap ülkelerinin desteği de gerekli olacaktır. Fakat bundan daha önemlisi Filistin halkının çözüme destek vermesidir. Filistin devletinin popüler ve demokratik bir meşruluk zemini olmadan gerçekleşmesi düşünülemez. Bunu iyi hesaplayan ve siyasi çıkarlarını korumak isteyen HAMAS ve İslami Cihad, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman gibi şahinler ve hatta Fetih içinden bazı gruplar şimdiden plana karşı çıktıklarını açıklamıştır. Önümüzdeki günler Fayyad planının bağımsız demokratik bir Filistin devletinin ve güvenli bir Ortadoğu nun önünü açıp açmayacağını gösterecektir. 1 Robert D. Putnam. Diplomacy and Domestic Politics: The Logic of Two-Level Games, International Organization, 42 (Yaz 1988):427-460. 2 Castles will not Fall, neither will they Determine our Attitudes by Force, and we will not Recognize Israel, http://www.maannews.net/eng/viewdetails.aspx?id=222841, 1 Eylül 2009. 3 Palestinian PM: We ll form de facto State by 2011, Haaretz, 25 Ağustos 2009, http:// www.haaretz.com/hasen/spages/1109991.html. 4 Palestinian Prime Minister Salam Fayyad says time is running out for peace, Times Online, http://www.timesonline.co.uk/tol/news/world/middle_east/article6808557. ece, 25 Ağustos 2009. 5 Israel to Approve Flurry of West Bank Building, Ethan Bronner, The New York Times, http://www.nytimes.com/2009/09/05/world/middleeast/05mideast.html?ref=world, 4 Eylül 2009. DİPNOTLAR