Ses Kısıklığı ve Nedenleri Prof. Dr. Atilla YAVUZER Prof. Dr. Fatih ÖĞÜT Yrd. Doç. Dr. Kerem ÖZTÜRK Uzm. Dr. Sercan GÖDE Uzm. Dr. Mustafa ŞAHİN Dr. Gülce GÜRSAN Bornova - İZMİR
EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK KİTAPLARI SAĞLIK SERİSİ Ses Kısıklığı ve Nedenleri Prof. Dr. Atilla YAVUZER Prof. Dr. Fatih ÖĞÜT Yrd. Doç. Dr. Kerem ÖZTÜRK Uzm. Dr. Sercan GÖDE Uzm. Dr. Mustafa ŞAHİN Dr. Gülce GÜRSAN Kasım 2013, Birinci baskı ISBN: 978-605-338-026-9 35 Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. Proje Üst Yöneticileri Ege Üniversitesi Rektörü: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz EÜ Tıp Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Yayın Yönetmenleri: Prof. Dr. Ayşenur Oktay, Prof. Dr. Tahir Yağdı Yayın Alt Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Ufuk Çağırıcı Sağlık Kitapları Serisi Çalışma Grubu: Prof. Dr. Elvan Erhan, Prof. Dr. Mehtap Çınar, Prof. Dr. Alpaslan Çakan Koordinasyon: EÜ Tıp Fakültesi Yayın Bürosu Kapak İllüstrasyonu: Merve Evren Sayfa Tasarım: Hülya Sezgin Fotoğraf: BİTAM Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, İZMİR Tel : 0 232 388 10 22 e-posta : bsmmd@mail.ege.edu.tr
Değerli Okuyucumuz; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; 2012 yılının sonu itibariyle 500 öğretim üyesi, 600 e yakın araştırma görevlisi, 2000 in üzerinde tıp öğrencisi ile yaklaşık 2000 yataklı hastanede eğitim, öğretim ve araştırma yapmakta ve sağlık hizmeti vermektedir. Bu dönemde yaklaşık 900 bin poliklinik hastasına ve 54 bin yatan hastaya tedavi uygulanmış, 2750 doğum gerçekleştirilmiş, 80 bin acil servis hizmeti verilmiştir. Ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından olan fakültemiz hastanesinde 2011 yılında 16 bin olan özellikli ameliyat sayısı 2012 yılında yaklaşık 18 bine çıkmıştır. Verilen sağlık hizmetleri yanında Öğretim Üyelerimizin ulusal ve uluslararası dergilerde 1 yıl içinde yayınlanan bilimsel makale sayısı 800'ün üzerindedir. Bu rakamlar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından birisi yapmaktadır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nin en önemli vizyon ve misyonunu toplumsal sorumluluk bilinci oluşturmaktadır. Bu bilinçle çalışan Ege Tıp topluma nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti vermekte; Toplum Sağlığı Hizmeti ni diğer tüm görevlerinin üzerinde tutmaktadır. Ege Tıp Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Türkiye de bir ilk olarak ve 11 yıldır Sağlık Halk Kongresi düzenleyerek toplum sağlığı için hizmet anlayışını gerçek bir bilgilendirme, uygulama ve deneyim paylaşımı şeklinde sürdürmektedir. Bilimsel araştırmalarla elde edilen bilgilerin kalıcılığı ve yaşama geçirilmesi; bunların başvuru kaynağı belgelere dönüştürülmesi ile sağlanır. Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi bu anlayışımızın bir ürünüdür. Bu seride III
yayınlanan kitaplarımızın önemi ve farkındalık yaratacak temel özelliği; ülkemizin önceliğinde olan güncel sağlık konuları yanında; güncelliğini yitirmiş olsalar bile, ciddi bir sağlık sorunu olduğunu düşündüğümüz konuları da ele almış olmalarındadır. Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi yazarlarının tümü Ege Üniversitesi nde görev yapan ve konusunda uzman öğretim üyeleridir. Serideki kitapların konu seçimleri ve içeriklerinin hazırlanmasında birden çok bilim insanının görüşlerinin yansıtılması sağlanmıştır. Seride yayınlanan kitaplardaki grafik ve fotoğraflar çoğunlukla kurumumuzun ürünüdür. Serimizin dil editörü her kitabı sadelik ve anlaşılabilirlik yönünden incelemektedir. Neden böyle bir seriye gereksinim duyulmuştur? Sağlık konularında dolaşımda olan, kolay ulaşılan ve günlük yaşamda kullanılan bilgilerin çoğunun gerçek bilimsel bilgi olup olmadığı kaygısı, bilim insanları olarak bizleri daha da sorumlu davranmaya ve güven sarsılmasına neden olan özensizliklerden uzak durmaya sevk etmektedir. Birçok konuda doğru ve güvenilir bilginin üretimi ve yayılması üniversitelerin öncelikli görevleri arasındadır. 2013 yılı kitaplarımız Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar, Herkes İçin Sağlık EXPO 2020 Aday Şehir İzmir e adanmıştır. Saygılarımızla... Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ege Üniversitesi Dekanı Rektörü IV
Prof. Dr. Atilla YAVUZER 1948 yılında İstanbul da doğmuştur. 1972 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuş ve aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Kliniğinde asistanlığa başlamıştır. 1975 yılında Baş-Boyun Cerrahisinde Mikrodisseksiyonun Önemi isimli tezi ile mütehassıs olmuş ve görevine kliniğimizde başasistan olarak devam etmiştir. 1981 yılında Elektroglottografide larinks polibine bağlı disfonilerde standart değerlerin postmikroşirurjik değerlerle karşılaştırılması isimli teziyle doçent olmuş ve görevine öğretim üyesi olarak devam etmiştir. 1988 yılında Foniatrik reedükasyon isimli çalışması ile profesör olmuştur. 5 Kasım 2001 tarihinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Başkanlığına seçilmiş olup, 10 yıl Anabilim Dalı Başkanlık görevini sürdürmüş, 11.09.2011 tarihinde çıkan tam gün yasası nedeniyle görevini sonlandırmıştır. 2004 2010 tarihlerinde 3 dönem Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Halen KBB.Hastalıkları Anabilim Dalı nda öğretim üyesi olarak görevine devam etmektedir. V
Prof. Dr. Fatih ÖĞÜT 1962 yılında Denizli de doğmuştur. 1987 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nde mezun olmuştur. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalında Uzmanlık Eğitimi, 1988-1992 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalında Uzmanlık Eğitimi almıştır. 1992-1993 yılları arasında Uzman, 1993-1995 yılları arasında Adana İli, Kozan Devlet Hastanesinde KBB Hastalıkları Uzmanı (Devlet Hizmeti Yükümlülüğü), 1995-1998 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalında Uzman, 1998-2000 yılları arasında Yardımcı Doçent, 2000-2006 yılları arasında Doçent olarak çalışan yazar 2006 yılından itibaren aynı klinikte Profesör kadrosunda görev yapmaktadır. KBB Hastalıkları uzmanlığı yanında, odyoloji Ses, konuşma, işitme ve denge bozuklukları uzmanlığı sertifikası bulunmaktadır. 2004 yılından itibaren Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Odyometri Okulu koordinatörlüğü görevini sürdürmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır. Yrd. Doç. Dr. Kerem ÖZTÜRK 1978 yılında doğmuştur. 2001 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olmuştur. 2006 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalında Tıpta Uzmanlık ünvanını almıştır. VI
2008 2009 yılları arasında Tavşanlı 82. Yıl Devlet Hastanesinde Uzman Doktor ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalında Uzman Doktor olarak görev yapmıştır. Türk Otorinolarengoloji ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği üyeliği yapmaktadır. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan çok sayıda makaleleri bulunmaktadır. Uzm. Dr. Sercan GÖDE 1979 yılında İzmir de doğmuştur. 1997-2004 yılları arasında Ankara, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nden (İng.Tıp) mezun olmuştur. 2004-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, KBB Hastalıkları Anabilim Dalında asistan, 2010-2012 yılları arasında Çayeli Devlet Hastanesi, KBB Hastalıkları Uzman Hekimi olarak görev yapmıştır. Çok sayıda araştırmacı olarak katıldığı klinik araştırmalar bulunmaktadır. İyi derecede ingilizce bilmektedir. Halen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalında görev yapmaktadır. Uzm. Dr. Mustafa ŞAHİN 1978 yılında Ankara da doğmuştur. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olmuştur. 2006-2012 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalında görev yapmıştır. 2012 yılında itibaren Dışkapı VII
Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Kliniğinde görev yapmaktadır. Dr. Gülce GÜRSAN 1982 yılında Erzurum'da doğmuştur. 2008 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. Araştırmacı olarak katıldığı çok sayıda klinik araştırma bulunmaktadır. Halen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalında görev yapmaktadır. VIII
GİRİŞ Ses Kısıklığı ve Nedenleri Sesimiz, karşılıklı iletişimde kendimizi ifade edebilmemizi sağlayan bir araçtır. Bu nedenden dolayı ses kısıklığı şikayeti ile başvuran bir hastanın ayrıntılı muayene ile değerlendirilmesi gerekir. Kişide saptanan hastalığa göre ses tedavi yöntemleri uygulanabilir. Oluşturduğumuz kitabımızda ses kısıklığı nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında halkımızı bilinçlendirmeyi, özellikle altta yatan kanser hastalığının erken tanısında izlenecek yollar ve sesi daha kaliteli, verimli kullanmak ve kanserden korunmak için mutlaka yapılması gerekenler hakkında bilgi vermeyi amaçladık. 1
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 2
Ses Kısıklığı ve Nedenleri 1. SES KISIKLIĞI VE NEDENLERİ Sesin oluşumundan gırtlağımızda yer alan ses telleri sorumludur (Resim-1). Ses kısıklığı ses kalitesindeki olumsuz tüm değişiklikleri kapsayan genel bir tanımdır. Ses kısıklığı tıp biliminde disfoni terimi ile ifade edilir. Sesteki bu değişikler çatallanma, sesin boğuk çıkması, sesin hiç çıkmaması vs. şeklinde olabilir. Bu değişiklikler genellikle ses tellerindeki rahatsızlıklara bağlı olarak gelişir. Ses kısıklığı başlı başına bir hastalık değildir. Boğaz hastalıklarına ait en önemli belirtilerden birisidir. Gırtlağa ait her türlü anormal durum, ses tellerinin birbirine yaklaşması, gerilmesi veya titreşimine sebep olan herhangi bir hastalık ses kısıklığına yol açabileceği gibi sesimizin oluşumunda rol oynayan akciğerler, ağız ve burun gibi organlarla ilgili hastalıklar da ses kısıklığına yol açabilir. Resim-1. Ses tellerinin şematik görünümü. 3
Sesin Oluşumu EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi akciğerlerimizin oluşturduğu jeneratör sistemdir. Sesimizin kuvveti, akciğerlerden dışarıya doğru verdiğimiz nefesten gelir. Bizler nefes aldığımızda diyafram kası denilen akciğerler ile karın boşluğu arasındaki kas aşağıya doğru hareket eder ve göğüs boşluğumuz genişleyerek akciğerlerin hava ile dolmasını sağlar. Nefes verdiğimizde ise bunun tam tersi olur, hava akciğerlerden dışarıya boşalır ve bu sırada soluk borusunda bir hava akımına yol açar. İşte bu hava akımı gırtlaktaki ses tellerinde sesin oluşması için gereken enerjiyi verir. Hava akımı ne kadar güçlüyse ses de o kadar güçlü olacaktır. Sesimizi daima iyi bir nefes gücü ile desteklemek, düzgün ve kuvvetli hava akımı oluşturur ve sesimizin daha net olarak çıkmasını sağlar. İkincisi vibratuar (titreşen) sistemdir ve bu görevi gırtlakta bulunan ses telleri üstlenir. Gırtlak, yani tıp dilinde larinks, nefes borusunun hemen üzerine oturmuş durumdadır. Burada nefes alış sırasında açılıp, yutma ve ses çıkartma sırasında kapanan iki adet ses teli bulunur. Ses çıkarttığımızda her iki ses teli bir araya gelmiş ve kapalı durumdadır, hava akımı da bu kapanmış olan ses 4
Ses Kısıklığı ve Nedenleri tellerinin arasından geçer. Oluşan sesin şiddetini ses telleri altında akciğerler tarafından oluşturulan basıncın büyüklüğü belirlemektedir. Bu basınç ne kadar yüksek ise sesin şiddeti de o kadar büyük olur. Ses telleri yumuşak yapıdadır ve aralarından geçen hava akımı sayesinde titreşmeye başlarlar. Ses telleri çok hızlı titreşirler (oluşturduğumuz sesin tonuna göre bir saniyede 100 ila 1000 kez). Sesin tonu gırtlak kaslarının hareketleri ile sağlanan ses tellerinin uzunluğuna ve gerginliğine göre belirlenir. Ses tellerinin gerginliği ve boyu arttıkça sesin saniyedeki titreşim sayısı (yani frekansı) artar, böylelikle ses incelir. Son olarak da oluşturulan sesin anlaşılabilir bir konuşma şeklinde ifade edilmesini ve kişiye özgü karakterde olmasına katkı sağlayan rezonatör sistem görev alır. Bu sistemi de yutak, dil, damak, dudaklar, burun ve buruna komşu boşluklar oluşturmaktadır. Kaynakta, tek başlarına ses tellerinin kendisinde oluşan ses bir vızıldama gibidir. Ses tellerinin üzerinde kalan tüm yapılar, boğaz, burun ve ağız rezonans sisteminin birer parçasıdır. Ses tellerinin titreşimi ile üretilen vızıldama sesi rezonans yolu tarafından değişikliğe uğratılıp şekillendirilir ve kişiye özel olan insan sesi ortaya çıkar. Ses kısıklığı, hastaların ses kalitelerindeki değişimi tanımlamada kullandıkları bir terimdir. Aslında bu terim ses tellerinde olabilecek herhangi bir hastalığı tanımlıyorsa da, esas olarak ses tellerindeki hatalı titreşim sonucu oluşur. 5
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Ses Kısıklığının Sebepleri Nelerdir? Ses kısıklığı süresine göre temel olarak iki ayrı gruba ayrılarak incelenebilir. Bunlardan birincisi ani gelişen yani akut ses kısıklığı, diğeri ise uzun süreli yani kronik ses kısıklığıdır. Ani ses kısıklıkları genellikle gırtlaktaki bölgesel iltihabi hastalıklar (örneğin akut larenjit) sonucunda oluşurlar. Etkenleri çoğunlukla mikroplar, sesin hatalı veya fazla kullanımı ve sigara kullanımıdır. Uzun süreli olan ses kısıklıkları ise ses teli polibi, ses teli nodülü, gırtlağın kötü hastalıkları, sinirsel bozukluklar, sigara kullanımına bağlı sürekli tahriş, mideden gelen asit kaçağının yaptığı tahriş veya herhangi bir hastalık olmaksızın meydana gelebilir. Ses kısıklığının bir başka sınıflandırma şekli ise organik (ses tellerinin yapısı ve hareketi ile ilgili) bir hastalığın bulunup bulunmamasına göre yapılır. Bu durumu kısaca organik ve fonksiyonel (ses tellerinin çalışmasının koordinasyonu ile ilgili) ses kısıklığı nedenleri diye ayırabiliriz. 1. Organik (Yapısal) Ses Kısıklığı Nedenleri ü ü ü Enfeksiyonla ilişkili gırtlak tahrişi çeşitleri (Ses tellerinin, nefes borusunun ve akciğerlerin mikroplar nedeni ile oluşan hastalıkları): Akut viral larenjit (Virüslere bağlı gelişen ani gırtlak iltihabı) Bakteriyel trakeit/larenjit (Bakterilere bağlı gelişen ani gırtlak-nefes borusu iltihabı) 6
ü Ses Kısıklığı ve Nedenleri Larengotrakeobronşit (Gırtlak-nefes borusu -bronşların iltihabı) Akut Gırtlak İltihabı (Akut Larenjit) Genellikle burun, buruna komşu boşluklar ve yutaktaki mikropların yol açtığı ani bir iltihaba ikincil olarak ortaya çıkar. Öksürük ve hapşırma ile ağızdan ve burundan çıkan damlalar yolu ile insandan insana bulaşır. İklim değişiklikleri, vücut direncinin düşmesi, fiziksel veya psikolojik sıkıntılar olayı başlatabilir. Temel şikayetler ses kısıklığı ve gırtlakta ağrı ve rahatsızlıktır. Bu şikayetlere çoğu zaman öksürük de eşlik etmektedir. Bu durumda ses tamamen kaybolmaz, ancak kaba bir ses vardır. Muayenede ses tellerinin beyaz görünümünü kaybettiği ve şiştiği gözlenir. Tedavide ses istirahatı, buhar tedavisi, sigara ve alkolün yasaklanması gibi destekleyici bir tedavi uygulanır. Koyu balgamın bulunuşu daha ciddi bir tedaviyi gerektiren mikrobiyal bir iltihabı gösterir. Bu durumda tedaviye antibiyotikle birlikte balgam eritici ilaçlar ilave edilmelidir. Bu tedavi ile gırtlak iltihabı birkaç gün içerisinde düzelir. Uzun Süreli Gırtlak İltihabı (Kronik Larenjit) Asıl sebebi bulmak genellikle zordur. Sigara ve diğer solunum yolu iltihabi hastalıkları, endüstriyel gaz ve dumanlar, gırtlak reflüsü, sesin kötü kullanımı ve ağız solunumu, gırtlağın zarar görmesine neden olabilir. Alkol de ses tellerinde şişlik ve kanamanın daha kolay oluşmasına yol açar. Hastalar ses kısıklığı ve hafif öksürükten şikayetçidir. Bu şikayetler sinsi başlayabileceği gibi, bazen bir üst solunum yolu iltihabı sonucu sürekli hal alabilir. 7
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Muayenede ses tellerinin beyaz renklerini kaybetmiş, pembe ve kırmızı bir renk aldığı görülür. Gırtlak yüzeyi pürüzsüz ve düzenli ise biyopsi yapılmamalı, hasta yakın takip edilmelidir. Bu durumda ses istirahatı, sigara ve alkol yasağı, uygun tıbbi tedavi ile tamamen iyileşme sağlanabilir. Ancak ses telleri üzerinde beyaz lekeler (lökoplaki) bulunuyorsa mutlaka biyopsi uygulanmalıdır. Biyopsi sonucuna göre tedavi düzenlenmelidir. 1. Enfeksiyonla ilişkili olmayan gırtlak tahrişi nedenleri a. Gırtlak reflüsü b. Sigara c. Uzun süreli öksürük d. Travma (dıştan gırtlağa gelen darbe) e. Tümörler i. İyi huylu olanlar (kistler, ses teli polipleri, papillomlar, granülom) ii. Kötü huylu olanlar (kanserler) 2. Sistemik (vücutta birden çok organı etkileyen) hastalıklar ile ilişkili nedenler a. Hormonal bozukluklar (tiroid bezi hastalıkları) b. Romatolojik Hastalıklar (romatoid artrit, sistemik lupus eritematosus, sarkoidoz, Wegener granülomatozu, tüberküloz, sifiliz, amiloidoz, pemfigus) 3. Sinirsel nedenler a. Merkezi sinir sistemi hastalıkları: Daha çok beyin ve omurilik ile ilişkili olarak ortaya çıkan ses kısıklığı 8
Ses Kısıklığı ve Nedenleri nedenleridir (kafa içi kanamalar, kafa travması, multiple skleroz, nöral tümörler, Guillain Barre Sendromu) b. Ses teli sinirine özgü sinirsel hastalıklar (tümörler, ameliyatlar; özellikle guatr ve kalp - damar ameliyatları, kalp ve sinir - kas hastalıkları) Ses tellerini birbirine yaklaştıran veya geren kasların felcinde ses kısıklığı görülür. Ses teli sinirinin çeşitli sebeplerle zarar görmesi ile ses telinin zayıf çalışması veya hiç çalışamaması sonucu gelişen ses bozukluğudur. Felcin sık sebepleri arasında, guatr ameliyatı, göğüs kafesi ameliyatları, akciğer, yemek borusu ve tiroid bezi kanserleri ve üst solunum yolu hastalıkları sayılabilir. Guatr ameliyatında ses teli siniri, tek taraflı veya çift taraflı zarar görebilir. Tek taraflı olanda ses telleri ses üretimi sırasında bir araya gelemez ve aralarında boşluk kalır. Bu boşluk nedeniyle hasta konuşurken bol hava kaçağı olur. Ses üretimi zorlu, ses kalitesi oldukça bozuk ve nefeslidir. Ses ve öksürük zayıftır, hasta çok kısa süre konuşabilir. Sık sık nefes alması gerekir. Çift taraflı ses teli felcinde, her iki ses teli orta hatta yakın durduğu ve yanlara açılamadığı için, hasta hafif bir yükü taşırken veya merdiven çıkarken tıkanır, solunum sıkıntısına girer. Aldığı sıvılar akciğerine kaçtığı için öksürük krizine girebilir. Tanı kulak burun boğaz muayenesi ile konur. Tek taraflı ses teli felcinde ses eğitiminin faydası olabilir. Felç oluştuğundan itibaren bir yıl süre ile hasta takip edilir, bu sürede iyileşmesi beklenir. Eğer iyileşme olmazsa ameliyat düşünülebilir. Ses telleri üzerindeki bir hastalık veya ameliyat sonucunda telin kenarında meydana gelen yara ses kısıklığı yapar. 9
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Bu tip yaraların tedavisi zor, hatta mümkün değildir. Ses tellerinin yapıştığı kıkırdakların eklemlerindeki hareket azlığı da ses kısıklığı yapan ayrı bir durumdur. 2. Fonksiyonel Ses Kısıklığı Nedenleri Bu grupta ses tınısının bozulması ve sesi kullanım becerisinin azalması ile tanımlanan disfoni grubunu teşkil eden hastalıklar söz konusudur. Aslında fonksiyonel ses kısıklığı, gırtlakta altta yatan bir hastalık olmadan ses kısıklığını ifade eder. Fonksiyonel ses kısıklığı, duygu durum veya kişilik özellikleri ile ilgili olarak ortaya çıkabilir. Değişik şekillerde görülebilir, Bunlardan bazıları: a) Psikolojik ses kısıklığı b) Habitüel ses kısıklığı c) Ventriküler ses kısıklığı d) Hiperfonksiyonel ses kısıklığı e) Hipofonksiyonel ses kısıklığı Bunlardan psikojenik disfoni genellikle kadınlarda görülen bir durumdur ve sıklıkla ani psikolojik bozukluktan sonra ortaya çıkar. Hasta ani gelişen ses kaybından şikayetçidir. Fısıltı ile konuşma yetenekleri genellikle korunur. Gırtlak muayenesi normaldir. Öksürürken çıkan nefes yeterlidir. Tedavide hastanın psikolojik durumunun düzeltilmesine çalışılır. Ses kısıklığının bir hastalığa bağlı olmadığı ve psikolojik olduğu söylenmelidir. Habitüel ses kısıklığının psikojenik ses kısıklığından farkı, ani olarak ortaya çıkmaması ve psikolojik etkilenmeden çok, hastanın kişilik özelliklerinden ve 10
Ses Kısıklığı ve Nedenleri alışkanlıklarından dolayı olmasıdır. Hiperkinetik ve hipokinetik alt tipleri vardır. Hiperkinetik tipte gırtlak muayenesinde aşırı kasılmalar vardır. Konuşma sırasında boyun toplardamarlarında genişleme ve boyun kaslarında kasılmalar ortaya çıkar. Tedavide davranış ve ses eğitimi yapılmalıdır. Tedavinin başarısında hastanın katılımı çok önemlidir. Hipokinetik tipte ise gırtlak hareketleri konuşma için yeterli değildir. Genellikle sıkılgan, utangaç ve gelişmemiş kişilikli insanlarda görülür. Ses alçak ve güçsüzdür. Gırtlak muayenesinde ses tellerinin tam olarak kapanmadığı görülür. Tedavide ses eğitimi ve psikoterapi uygulanır. Ancak başarı oranı hiperkinetik ses kısıklığına oranla daha düşüktür. Ventriküler ses kısıklığı, konuşmanın gerçek ses telleri yerine; onların hemen üzerinde bulunan yalancı ses tellerinin kasılmaları ve titreşimi sonucu oluşmasıdır.
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Daha çok ses tellerinin geçirilmiş bir ses teli felci, ışın tedavisi sonrası veya psikolojik sebeplerle yetersiz çalışması sonucunda ortaya çıkar. Tedavi konuşma eğitimi ile yapılır. Ses eğitimine yanıt vermeyen bazı hastalarda nadiren ameliyat yapılabilir. Hiperfonksiyonel ses kısıklığı, sesi fazla yorma ve sesin yanlış kullanılması sonucu ortaya çıkan; ses kullanım kaslarının istemsiz olarak fazlaca kasılması ile karakterize ses kısıklığı şeklidir. Sesi ekonomik şekilde kullanmayan kişilerde, bağıran çocuklarda, sinirli kişilerde, yanlış teknikle şarkı söyleyenlerde, larenjit sırasında ve sonrasında sesini yeterli derecede koruyamayan kişilerde görülür. Tedavisinde ses eğitimi ile doğru ses kullanımı öğretilir. Hipofonksiyonel ses kısıklığında ses tellerini çalıştıran kasların zayıflığı ve buna bağlı olarak ses tellerinin yeterince birleşememesi söz konusudur. Gırtlak kaslarındaki bu zayıflık, genel vücut yapısında zayıflık, yaşlılıkta direnç eksikliği, aşırı kilo kaybı, uzun süreli hiperfonksiyonel konuşmaya bağlı olarak gırtlak kaslarının zayıflığı, alışkanlıkla yapılan yanlış davranışlar nedeniyle ortaya çıkabilir. Tedavisinde ses eğitimi ile doğru ses kullanımı öğretilir. Organik (ses tellerinin yapısı ile ilgili) Ses Kısıklığı Nedenlerinden Bazıları Ses Teli Nodülü: Nodüller ses tellerinin serbest kenarlarında zedelenme sonucu oluşan iyi huylu şişliklerdir. Bu zedelenmenin nedeni sesin yanlış ve zorlayıcı şekilde kullanılmasıdır. Bunlara şarkıcı nodülü, öğretmen nodülü de denmektedir. Genellikle ses tellerinin ön 1/3 ile arka 12
Ses Kısıklığı ve Nedenleri 2/3 birleşim yerinde bulunurlar. Bu nokta ses tellerinin titreşiminin en yoğun olduğu bölgedir. Sesin aşırı veya hatalı kullanımı en sık nedendir. Ses teli nodüllerine ergen kızlarda, genç kadınlarda ve oyun heyecanı içinde ses tellerini aşırı zorlayan erkek çocuklarında daha sık rastlanır. Topluluk içinde çok konuşan, mesleklerini sesiyle icra eden kişilerde görülme sıklığı, diğer meslek gruplarına oranla daha fazladır. Erken dönemde nodül her iki ses teli serbest kenarında yumuşak, kırmızı şişlikler olarak görülür (Resim-2, Resim-3). Resim-2. Ses teli nodülünün şematik görüntüsü. 13
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Resim-3. Ses teli nodülünün birebir fotografik görüntüsü. Tedavide nodüle sebep olabilecek sesin hatalı kullanımı önlenmeli, nodül oluşumuna yol açabilecek sinüzit ve gırtlak reflüsü gibi hastalıklar araştırılmalı ve bu hastalıkların bulunması durumunda uygun tıbbi tedavi düzenlenmelidir. Sesin kullanımı sırasında bağrılmamalı, fısıltı sesi ile konuşulmamalı, şarkı söylenmemeli, uzun süreli konuşmalardan kaçınılmalı, telefonda uzun süre konuşulmamalı, hızlı ve seri konuşma biçiminden sakınılmalı, iş gereği topluluk önünde yorucu konuşmalar yapılıyorsa mikrofon kullanılmalıdır. Sert nodül dediğimiz zedelenmenin devamı halinde oluşan nasırlaşma durumunda ameliyat yapılabilir. Çocuklarda ve ses sanatçılarında cerrahi mümkünse hiç yapılmamalıdır. Çocuklarda tedavinin sonuç vermesi 14
Ses Kısıklığı ve Nedenleri için uzun süre beklenilebilir. Ancak ses sanatçılarının tedavisinde, bazı durumlarda, tedaviye yeterli süre ayrılamamaktadır. Bu durumlarda olabilecek sorunlar sanatçıya anlatılarak cerrahi sonrası eğitime devam edilmelidir. Ameliyatta klasik soğuk mikrolarengeal cerrahi yapılmalı, lazerden uzak durulmalıdır. Ancak mutlak suretle ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası ses terapisi yapılmalıdır. Çocukluk çağı ses teli nodüllerinde ise ameliyatın yeri yoktur, ses eğitimi verilmelidir. Gırtlak Papillomu: Mikrobik nedenlerle ortaya çıkan ve bazı durumlarda tehlikeli olabilen, uzun süren iltihabi bir hastalıktır. Ciltteki siğillerle tamamen aynıdır. Karnıbahar görünümlü tümöral yapıdır (Resim-4). Çocuk ve erişkin olmak üzere iki farklı tipte görülür. Resim-4. Gırtlakta papillom. 15
Ses Teli Polibi: EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Erişkin tipi gırtlakta sınırlı yer tutar, tedaviye çok iyi cevap verir ve tamamen çıkarıldıysa tekrar etme olasılığı azdır. Çocuk tipi ise gırtlağın her tarafını yaygın olarak tutar, tedaviye iyi cevap vermez ve çok sık tekrar eder. Çocuğun sesinin kısılmasına ve solunum sıkıntısına yol açar. Ancak çocuk ergenlik çağına gelince kendiliğinden ortadan kalkabilir. Ses tellerinin iyi huylu tümörleridir (Resim-5). Erkeklerde ve sigara içenlerde sıktır. Hastalığın oluşumunda sürekli Resim-5. Ses teli polibinin şematik görüntüsü. 16
Ses Kısıklığı ve Nedenleri zedelenme ve sesin kötü kullanımı rol oynamaktadır ve sigara gibi faktörler polip oluşumunu etkilemektedir. Poliplerin ilk belirtileri ses kısıklığı ve nadiren solunum problemidir. Tek taraflı polip farklı titreşimlere neden olarak seste çatallaşmaya neden olur. Tercih edilen tedavi yöntemi mikrolarengeal (genel anestezi altında, mikroskoplar kullanılarak yapılan) cerrahidir. Cerrahide klasik soğuk cerrahi yanında lazerle polipin çıkarılması uygulanabilmektedir. Ameliyat öncesi ve sonrası mutlaka ses eğitimi uygulanmalıdır. Ses Teli Kanamaları: Ses tellerini besleyen damarlar bazı kişilerde genişleyebilir veya damar yumağı oluşturabilir. Böyle damarlar sesin zorlandığı durumlarda (bağırma, çığlık atma gibi) kolayca kanayabilirler. Kanama sonrası ses kısılır, ses çıkarmak fazla efor gerektirmeye başlar. Bu kanamalara kadınların adet dönemlerinde sık rastlanır. Aspirin gibi kanı sulandıran ilaçları kullananlarda ses teli kanamalarına eğilim vardır. Bu ilaçların kullanımı her hastada sorgulanmalıdır. Tedavi destekleyici olup esas olan ses istirahatidir. Granülom: Ses tellerinin arka kısmında oluşan, solunum yoluna doğru sarkan bir kitledir (Resim-6). Erkeklerde ve genellikle orta yaşlarda daha sık görülür. Üç temel sebebi vardır: Mide asidinin yemek borusundan yukarı çıkması (reflü), yanlış ses kullanımı ve ameliyatta narkoz altındaki hastanın nefes almasını sağlamak için yerleştirilen solunum tüpüdür (entübasyon granülomu). İlaç tedavisi ile başarılı olunamazsa ameliyatla tedavi edilir. Genellikle ilaç tedavisiyle iyileşme eğilimindedir. 17
EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 35 Resim-6. Ses teli granülomunun fotografik görünümü. Ses telleri kas ve bu kasın üzerindeki çok katlı, kaygan bir örtüden oluşmaktadır. Bu örtünün altında Reinke boşluğu olarak adlandırılan bir bölge vardır. Reinke ödemi, bu boşlukta sıvı toplanması ile meydana gelen hastalığa verilen isimdir (Resim-7). Nedenleri arasında alerji, iltihaplar ve özellikle ses telinin zedelenmesi rol oynar. Sigara kullanımının ve uzun süreli sinüzitin Reinke ödemi gelişmesinde önemli rol aldığı bilinmektedir. Son yıllarda mideden gelen asit kaçağının (gırtlak reflüsü) da Reinke ödemine yol açtığı gösterilmiştir. Ses tellerinin hacmi Reinke boşluğundaki sıvı nedeni ile arttığı için, ses tellerinin saniyedeki titreşim sayısı (frekans) azalır ve ses kalınlaşmış olur. 18
Ses Kısıklığı ve Nedenleri Son yıllarda sigara kullanımının kadınlarda da artması ile bu hastalık kadınlarda da sıkça görülebilmektedir. Seste kısılma ve kalınlaşmanın yanında kuru bir öksürük ve boğazda yabancı cisim hissi mevcuttur. Muayenede ses telleri hacimce artmış ve kızarık olarak izlenir. Bazen şişlik o derece aşırı oluşur ki polipoid dejenerasyon meydana gelir. Tedavide mikrolarengeal cerrahi uygulanmalı ve ardından ses eğitimi yapılmalıdır. Hasta sebep olan nedenlerden (özellikle sigara ve reflü ortamı) uzaklaştırılmalıdır. Resim-7. Ses tellerinin Reinke ödeminin fotografik görünümü. 19
Ses Kısıklığı ve Nedenleri Not: 67
Yayımlanmış Kitaplarımız Hipertansiyon Osteoporoz (Kemik Erimesi) Düşmeler ve Önlenmesi Obezite Meme Kanseri Cerrahisine Bağlı Lenfödem
Yayımlanmış Kitaplarımız Kan Yağları ve Kalbimiz Her Yaş İçin Spor ve Sağlık Diyabetik Ayak Sağlıklı Beslenme Varis
Yayımlanmış Kitaplarımız Göğüs Ağrısı, Kalp Krizi, Aspirin Kullanımı Herediter Anjioödem Kanın Pıhtılaşmasını Önleyen İlaçlar ve Kalbiniz, Atriyal Fibrilasyonlu Yaşam Kalp Yetersizliği ile Yaşamak, Kalp Pili İle Yaşamak, Kalp İlaçlarını Nasıl Kullanalım Kalp Hastalığında Cinsel Yaşam/Şeker Hastalığı/ İnme Teşhis ve Ameliyatsız Tedavi
Yayımlanmış Kitaplarımız Mitral Kapak Sarkması Nedir? Koroner Arter Baypas Ameliyatınız, Kalp Kapağı Ameliyatınız Damar Sertliği ve Risk Faktörleri Guatr ve Tiroid Hastalıkları Diyabetim ve Ben Çocuklarda Yanık ve Korunma Yolları
Yayımlanmış Kitaplarımız Sünnet Çocuklarda Fıtık ve İnmemiş Testis Sağlığımız ve Genetik Uyku Bozuklukları ve Tedavi Yaklaşımları Şaşılık ve Tedavisi
Yayımlanmış Kitaplarımız Kadınlarda İdrar Kaçırma Şikayeti ve Tedavi Yöntemleri Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Sağlıklı Beslenme ve Zeytinyağı Sjögren Sendromu Nedir? (Kuru Göz-Kuru Ağız) İşitme Kayıpları
Yayımlanmış Kitaplarımız Sağlık İçin Vazgeçilmez Kaynak: SU Sağlık İçin Süt İçin İnsanoğlunun Evrimsel Sağlık Sorunu Çölyak Hastalığı Ses Kısıklığı ve Nedenleri Vertigo (Baş Dönmesi)
Yayımlanmış Kitaplarımız Çocukluk Çağında Epilepsi Kefir Sağlığıma Kefil
Yayıma Hazırlanan Kitaplarımız Glutensiz Yaşam Biçimi