Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, üniversitemizde düzenlenen panele katıldı



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE


BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

15 Ekim 2014 Genel Merkez


Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

POLONYA DA ERASMUS GDYNIA MARITIME UNIVERSITY 2018 BAHAR

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

SGK Mutfağına Gıda Güvenliği ve Yönetimi Kalite Belgesi

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Özel okulların örgün eğitimindeki payını artıracağız

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

EDEBİYAT. Edebiyat okumak bakmak ve görmek arasındaki hassas çizgiyi anlamayı sağlayan bir yolculuğa çıkmaktır. (By Oleg Shuplyak)

geliştirmemize yardımcı olur.

Đsmail Hilmi Adıgüzel

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor?

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

ÇAĞDAŞ EĞİTİM KOOPERATİFİ ÖZEL 3 MART İLKÖĞRETİM OKULU

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

İKTİSAT (EKONOMİ) ÖĞRETİMİ ÇALIŞTAYI

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

AB Erasmus Projesi kapsamında hazırlanan Işık ve Sağlık Bilim Şenliği Etkinlikleri Tamamlandı

Uşak ÜnİversİteSİ. Aklın ve Bilimin Işığında Saygın Bir Üniversite...

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır?

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

2015/2016 yabancidiller.ksu.edu.tr. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy,

Herkese Bangkok tan merhabalar,

SEDA ÜREN KURUMSAL

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Öğrencilerimiz sınıfta trafik işaretlerini incelediler ve bunları resimlediler.


17. SAYI. kasım 2016 EXPO 2016 ANTALYA

2013 Kış Etkinlikleri

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Kıbrıs'ta öğrenci olmak

İntörn Mühendislik Yelpazesini Genişleteceğiz

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

Sürücüsüz (Otonom) Arabalar Algı Araştırması Sonuçları. Digital Age Peter Pan Kuşağı Araştırması

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz.


İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Çarşamba İzmir Gündemi

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ!

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

Bilgisayarın Yararları ve Zararları

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

03 Temmuz, 2015 Ömer ASAR Çankırı Karatekin Üniversitesi MYO Mekatronik Programı Öğrencisi

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor:

HAKKINDA DUYURU ŞİİR DİNLETİSİ

22-27 EYLÜL 2014 FİNLANDİYA GEZİMİZ 22,09,2014 PAZARTESİ - BULUŞMA VE PISA SALI - ALVAR AALTO SAĞLIK VE SPOR FAKÜLTESİ

ALİAĞA TARİHSEL SEMBOLLERİNİ ÖNE ÇIKARIYOR!

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

Transkript:

Yıl: 3 / Sayı: 15 / Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, üniversitemizde düzenlenen panele katıldı Ay-Yıldız ın Yanındaki Kartal Şimşek, yaşananlardan ders aldıklarını ve ülkenin geleceğine yatırım yaptıklarını ifade ederek, Türkiye nin temellerini sağlamlaştırdıklarını belirtti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 10. Yılında 2001 Ekonomik Krizi: Sebepler ve Sonuçlar başlıklı panele katıldı. Devalüasyon, ardı ardına iflas eden finans kurumları ve IMF anlaşmalarıyla belleklerde yer edinen 2001 ekonomik krizinin mercek altına alındığı panelde İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabri Orman, Prof. Dr. Yusuf Tuna, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Kerem Alkin, Doç. Dr. İbrahim Öztürk, Doç. Dr. Ali Resul Usul, Dr. Süleyman Yaşar, İbrahim Kahveci ile MÜSİAD eski Başkanı Dr. Ömer Bolat hazır bulundu. İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından da ilgiyle izlenen panelde söz alan Bakan Şimşek, krizleri iyi anlayıp onlardan ders çıkarmanın önemini vurguladı. Türkiye nin bu anlamda gereken başarıyı elde ettiğini dile getirdi. 2001 de ekonomik depreme sebep olan makro ekonomik unsurlardan söz eden Şimşek, bunları kronik bütçe açıkları, kamu borç stoku ve faizlerin artması olarak sıraladı. 10 sene önce Türkiye de siyaset kurumunun popülizmde yarıştığına işaret eden Maliye Bakanı, Siyasi partiler, memleket sorunlarına vizyon üretmek için rekabet etmek yerine, olmayan imkanları nasıl dağıtırım anlayışındaydı. 2001 ekonomik bunalımının tek bir sebebi vardır. O da maalesef siyasi istikrarsızlık ve Erasmus öğrencileri için Polonezköy e tarihi bir gezi düzenlendi. Sayfa 2 Yeni kitabımız çıktı. onun getirdiği kısa vadeli bakış ya da basiretsizliktir. dedi. Mehmet Şimşek, 1990 itibariyle milli gelirin yüzde 10,8 i seviyesinde ve 57,2 milyon lira büyüklüğü olan iç borç stokunun, 2000 de 36,4 milyar liraya, 2001 yılında ise 122,2 milyar liraya çıktığını belirtti. 2001 de iç borç stokunun milli gelire oranının da yüzde 50,9 a çıktığını açıkladı. Finans sektörünün güçsüz yapısına da değinen Şimşek, Hazinemiz, 2001 yılından bu yana krizle ilişkili olarak, nakit karşılığı olmadan verilen DİBS karşılığında 67,5 milyar lirası anapara, 74,5 milyar lirası faiz olmak üze- re tam 142 milyar lira ödedi. ifadelerini kullandı. O dönemde Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ortak kur rejiminin uygulandığını ve DSP-MHP-ANAP koalisyonunun iktidarda olduğunun altını çizen Maliye Bakanı Şimşek, reformların büyük kısmının yapılamadığından yakındı. Bakan Şimşek, Ekonominin temelleri sağlam olsa, kamu maliyesindeki dengesizlikler görülmese, bankacılık sektörü bu kadar zayıf yönetilmese, bırakın Anayasa kitapçığını, ne atılırsa atılsın ekonomi sağlam bir şekilde bu türden siyasi kargaşaya dayanıklılık arz ederdi. Sorun Anayasa kitapçığı sorunu değildi. Özü itibariyle o günkü makro ekonomik dengesizliklerin getirdiği bir sonuç- tu. yorumunu yaptı. Bir dönem IMF ile görüşmeleri kendisinin yürüttüğüne dikkat çeken Şimşek, kendilerine sunulan programı beğenmediklerini ve yola IMF siz devam etme kararı aldıklarını ifade etti. Türkiye nin 2001 ekonomik kriziyle karşı karşıya kalmak gibi bir mecburiyeti olmadığını savunan Şimşek, şunları kaydetti: Hiçbir kriz kaçınılmaz değildir. Ekonomide, siyasette inişler çıkışlar olur ama bunların boyutu çok önemlidir. Basiretli yöneticiler dalga boylarını dar bir bantta tutarlar. Eğer temelleriniz sağlam ise en büyük şoka karşı dayanıklılık gösterilir. Kalıcı tahribat olmaz. Türkiye son küresel krizden etkilenmiştir ama kalıcı tahribat yaşamadı. Ülkemizin GSYH sini 3 e katladı, işsizlikte 2008 Ağustos ayına dönüldü. Reformların kağıt üzerinde anlamı yok. Asıl olan uygulamadır. Yaşananlardan ders aldıklarını ve ülkenin geleceğine yatırım yaptıklarını ifade eden Bakan, Türkiye nin temellerini sağlamlaştırdıklarını sözlerine ekledi. Bakan Şimşek e daha sonra paneli tertipleyen İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından plaket takdim edildi. İTA Yeni Medya nın değişen toplumsal çevreye nasıl katkıda bulunduğunu, yeni iletişim teknolojileri ve mobil medya konularını kapsayan, akademik makalelerin yer aldığı kitap yayınlandı. Sayfa 3 Gökyüzünün İzinde Onun yapmak istediği tek meslek pilotluk. Sayfa 4

2 Ay-Yıldız ın yanındaki kartal Erasmus öğrencileri için Polonezköy e tarihi bir gezi düzenlendi. Polonya Cumhuriyeti ile Türkiye ve her iki devletin vatandaşları arasındaki sulh ve samimi dostluk ilelebet sürecektir. Polonezköy sadece otelleri, restoranları, kafeteryaları, dinlenme tesisleri ile değil, tarihi ile de hatırlanmayı hak ediyor. Örneğin; 23 Temmuz 1923 tarihinde Lozan da Polonya ile Türkiye arasında imzalanan Dostluk Antlaşması nın birinci maddesi olan yukarıdaki cümle, Polonezköy ün tarihi amblemi üzerindeki ay-yıldızlı hilal ile Polonya kartalının yan yana duruşunun adeta sözlü ifadesidir. Bu mührün etrafında Lehçe, Polonya Kolonisi İdare Mührü - Adampol yazarken içinde eski harflerle Adampol Polonya Çiftlik İdaresi ibaresi bulunmaktadır. 18. yüzyılın sonunda Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından bölünerek işgal edilmesi üzerine bir süre Avrupa haritasından silinen Polonya Devleti nin Prensi Adam Czartoryski, Polonezköy topraklarını Polonyalı asker ailelerinin barınabilmesi için Lazarist Papazlardan (Bugünkü Saint Benoit Lisesi nden) satın alır ve köyün adı Prens in adından esinlenilerek Adampol (Adam ın Yeri) olarak adlandırılır. 1923 yılındaki Dostluk Antlaşması ile de köyün adı Polonezköy olarak değiştirilir. Mustafa Kemal Atatürk ün İstanbullu tüccar Erben Nikitis tarafından 1895 yılında av evi olarak inşa edilen Polonez Köy deki ilk katlı binada 1937 senesinde konakladığını; Osmanlı İmparatorluğu nda padişah fermanı ile sırf Polonyalılar dan, 1854 yılından itibaren oluşturulmaya başlanan İkinci Sultan Kazakları Alayı nın sancağı üzerinde ay-yıldız ve kartal figürlerinin birlikte bulunduğunu ve bu sancağın orijinalinin Varşova Askeri Müzesi nde sergilendiğini; ile gelen dört Polonyalı öğrencinin varlığı bizler için Polonezköyü ne bir gezi düzenlemeyi kaçınılmaz kılmıştı. 9 Ocak 2011 de düzenlenen bu geziye, diğer üniversitelerden Polonyalı öğrenciler de dâhil oldu. Öğrenciler köyün tarihi mezarlığını, Czestochowalı Meryem Ana Kilisesini ve Zofia Rızı Hatıra Evi ni, köyün yerlileri olan ve halâ Lehçe konuşabilen Leflaf Rızı ve Antoni Dohoda yı gezme ve görme imkânı buldu. İTA 1992 senesinde Polonezköy ün, 150. yıldönümü anısına Polonya Postası ve Türkiye Cumhuriyeti Postası nın özel mektup zarfları ve pulları bastırdığını biliyor muydunuz? 2010 2011 akademik yılının kış döneminde, üniversitemize Erasmus Öğrenci Değişim Programı Büyük Oyun un büyük başarısı Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış insan dünyanın en tehlikeli silahıdır. Osman Nuri Kafkas Çekimleri 2009 un Kasım ayında Kuzey Irak ta başlayan Büyük Oyun adlı film, geçen yaz dünya prömiyerini Montreal Film Festivali nde yaptı ve ardından Uluslararası Hin- distan Kerala Film Festivali nde açılış filmi olarak izleyicilerle buluştu. Atıl İnaç ın, Avni Özgürel ile birlikte senaryosunu yazıp yönettiği, Ayfer Özgürel in ise yapımcılığını üstlendiği Büyük Oyun adlı filmde Suzan Genç, Selen Uçer, Serdal Genç, Serkan Genç, Rana Cabbar rol alıyor. Filmde, Irak taki ABD işgali sırasında ailesi ABD askerleri tarafından katledilen Cennet adlı bir Türkmen kızının ağabeyinin peşinde Kerkük ten İstanbul a yolculuğu ve Cennet in gözünden Ortadoğu nun sorunları anlatılıyor. Başrol oyuncusu için hem Arapça hem Türkçe bilen oyuncu ararken yapımcılar Suzan Genç te karar kılmışlar. Nitekim 1987 doğumlu oyuncu da güveni boşa çıkarmadı ve 21. Uluslararası Ankara Film Festivali nde Umut Vaat Eden En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Büyük Oyun aynı festivalde En İyi Film Müziği ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında da ödül aldı. Ayrıca San Francisco Tiburon Film Festivali ve Los Angeles Güney Avrupa Film Festivali nde en iyi film seçilirken, Güney Afrika Film Festivali ZİFF özel ödülünün sahibi oldu. Eylül ayı içinde Mısır daki Uluslararası İskenderiye Film Festivali nde, Uluslararası Danimarka Buster Film Festivali nde ödül aldı. Ayrıca film 4.Yeşilçam Ödülleri ve Hong Kong Festivalleri nde de yarışacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli filmin çekimleri Kuzey Irak ta, Erbil ve Musul çevresinde başlayıp Türkiye de, Urfa ve Adıyaman da devam etti, İstanbul da ise ta- mamlandı. Oyunculuk nasıl başladı? Bizim ailede zaten oyuncu var. Uzaktan da olsa içindeydim bu işin. Liselerarası oyun birinciliklerim de var. Üniversiteye hazırlanmak için İstanbul a ağabeylerimin yanına geldim, ondan sonra tamamen hayatım değişti. Sınava hazırlandım. Sonra ağabeylerim beni eğitti. Onlar olmasaydı ben kameranın önünde bile duramazdım, çok şey borçluyum onlara. İlk film, ilk başrol Zorlandınız mı? İlk sinema deneyimim ve benim için çok gurur verici bir film çıktı ortaya. Aldığım tepkilerden dolayı da çok mutluyum ama çekimler esnasında da doğa şartlarından dolayı çok zorlandım. Daha önce de Serdal ve Serkan la birlikte onların çekimlerine gidiyordum. Her şey güzel ve kolay olacak zannediyordum ama çekimlerden sonra soğuktan ağladığım anlar oldu. Yine de her zaman içinde olmaktan dolayı müthiş mutlu olduğum bir film Büyük Oyun. Çünkü kurulmuş setlerde çekilen bir romantik komedi değil bu, ağabeylerimin bana verdiği müthiş destek sayesinde ayaklarımın üzerine daha sağlam bastım diyebilirim. Başarımda payları çok büyük. Burada yasadığınız doğa koşullarına yabancı mısınız? Biz zaten Antakyalıyız. Bizim çocukluğumuz orada geçti ama ben dağda, taşta, tepede bir çocukluk yaşamadım. Bu film benim için ilk oldu, çocukluğumu yaşadım bir anlamda. Çok ağladığım oldu. Çok zor şartlar altında çalıştık. Kardeşlerim olmasaydı altından kalkamazdım bu işin. Zor sahne çekimleri vardı, koşullar zordu. Çekimlerin yapıldığı coğrafyada yaşayan Türkmenler ile ilişkiniz nasıl oldu? Irak a gittik hep beraber. Türkmenlerle iç içeydik hep. Arapça bildiğim için çok kolay anlaştık, onlarla konuşmaya ve görüşmeye çalıştım. Türkmence yi de öğrendim bu sayede, onların örf ve adetlerini öğrenmeye çalıştım. Filmde bir Türkmen kızını canlandırdığım için altı ay boyunca hiç kaşlarımı aldırmadım, onlar gibi olabilmek için. Sebebi de Türkmenlerin evlenmeden önce hiç kaşlarını aldırmamasıydı. O kadar misafirperverler ki. Türk olduğumuzu duydukları andan itibaren hep el üstünde tutulduk.

3 Büyümeyen çocuklar Model uçak tutkunları, hafta sonları İstanbul Kurtköy deki yaklaşık on dönüm arazi içine kurulu özel pistlerde buluşuyor. Cansu Yalaş Model uçak tutkunu olan Süreyya Aray ile yaptığımız keyifli sohbete başlamadan önce onu biraz tanımak yerinde olacaktır. 1950 yılında Sivas ta doğan ve 1974 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olup, ihtisasını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon bölümünde yapan Aray, 2004 yılından beri Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi nde çalışıyor. Evli ve bir çocuk babası olan Süreyya Bey in yoğun iş temposunda bile model uçaklar için nasıl zaman ayırabildiğini merak ettik ve sorularımızı yöneltmek için uçağı piste indirmesini bekledik. Model uçak uçurma hevesiniz ilk olarak nerede ve ne zaman başladı? İlk 16 yaşında, 1966 yılında planör uçurarak başlamıştım. Üniversite yıllarında derslerimiz nedeniyle mecburen ara verdim ama hep aklımın bir köşesinde model uçak uçurma fikri vardı. Üç sene önce tekrar başladım bu tutkuma. Model uçağa başlamanın yaşı var mıdır? Yasal olarak herhangi bir sınırlama yok. Ancak 14 yaşından küçüklerin kendi başlarına özellikle yakıtlı modelleri kullanmalarına izin verilmemelidir. Model uçak uçurtmayı öğrenmek istersem nasıl öğrenebilirim? Model uçaklar en az 14 yaşından büyükler için uygundur. Modeller her ne kadar hobi ve eğlence aracı olsalar da birer oyuncak olarak düşünülmemelidir. Model uçaklar oyuncak değildir. Dikkatsiz, bilinçsiz ve eğitimsiz birinin elinde boyu 30 40 cm bir model bile kazalara ve yaralanmalara yol açabilir. Bu yüzden modelin montajı ve ilk uçuşu sırasında tecrübeli kişilerden mutlaka yardım alınmalıdır. Türk Hava Kurumu kursları var başlamak için, kursa gitmen yeterli olur. Bir model ne kadar uzağa gider? Radyo kumandalarımızın kumanda mesafeleri 1500-2000 metre civarlarındadır. Uçurduğumuz modelin 150 cm civarında bir büyüklüğe sahip olduğunu düşünürsek, bizden 300 metre uzaklaştığında ne kadar zor görülebileceğini tahmin edebilirsiniz. Net bir şekilde göremediğimiz modelimizi kumanda etmemiz de imkânsız hale geleceğinden uzağa gitme sınırının bizim görüş alanımız ile sınırlı olduğunu söyleyebilirim. Ne kadara mal olur? Yakıtlı veya elektrikli bir model uçağı uçurabilmek için öncelikle bir kumandaya ihtiyacımız vardır. Uçak modelciliğine başlangıçta vereceğimiz paranın yarısından fazlası kumandaya gitmektedir. Ancak uçağımızı düşürüp kırsak bile kumandamıza kolay kolay bir şey olmayacağı için uzun yıllar kullanacağımızı düşünerek kaliteli bir kumanda almamız en doğrusudur. Model uçak uçurmada ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Modelcilikte dört altın kural vardır; emniyet, sabır, bilgi birikimi ve tecrübe. Adrenalin nedeniyle kumandayı kontrol edemeyince, uçağı düşürme riskin çok fazla mesela ben bugüne kadar 6 7 model düşürdüm. Model uçağı yerden kaldırdığınız andan itibaren devamlı bir yöne doğru gitme eğilimi içinde bulunur. Saniye ile ölçülebilecek anlar içinde vereceğiniz komutlar ile modeli sabit tutmaya çalışırsınız. En ufak bir hatanın kendinize ya da etrafınıza zarar verme ihtimali vardır. Bu yüzden modellerimizin açık alanlarda, yerleşim yerlerinden uzak, izleyici insan grubunun emniyeti sağlanmış yerlerde uçurulması gerekir. Uçurmak zordur, öğrenmesi ise kişiden kişiye göre değişir. Havaların ısınmasıyla beraber her hafta sonu olmasa da zaman buldukça havaalanında model uçağı ile keyifli zaman geçirdiklerini belirten Süreyya Aray, Model uçağın birçok dalı var. Son yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle birlikte radyo kontrollü modeller ağırlık kazandı. Model uçak uçurmak tam anlamıyla bir tutku. Ve bu öyle bir tutku ki arabamı bile ona göre aldım. Bunu gerçekten yaşamak gerekiyor. Bir kere tattıktan sonra insanın bırakması mümkün değil. Ayrıca yoğun iş temposunun ardından haftanın stresini atmak daha kolay oluyor diyerek düşüncelerini bizlerle paylaştı. Model uçak uçurmakta ne gibi bilgilere ihtiyaç vardır? Nasıl uçar?, Mantığı nasıldır?, Üzerindeki parçalar nelerdir?, Ne işe yarar?, Elektronik ve mekanik bilgiye sahip olmak gerekli midir? gibi soruların, cevaplarının bilinmesi gereklidir. Çünkü bu hobide kırılma kaçınılmazdır. En profesyonel model uçakçılar bile kırılma yaşayabilmektedirler. Tamiri için ise birtakım bilgi gereksinimine ihtiyaç durulur. Yeni kitabımız çıktı Yeni Medya nın değişen toplumsal çevreye nasıl katkıda bulunduğu, yeni iletişim teknolojileri ve mobil medya konularını kapsayan, akademik çalışmaların yer aldığı kitap yayınlandı. Modern iletişim teknolojisinin gelişimi ile toplumsal değişme arasında nasıl bir ilişki olduğu iletişim araştırmalarının temel konularından biri olmuştur. Yeni teknolojilerin dünyayı nasıl değiştirdiğine ilişkin bakış açısının uzun bir tarihi vardır. Bu tarihsel gelişim süreci içinde iletişim araçları ile toplumsal değişme arasında bir tür neden-sonuç ilişkisi kuran anlayışlar iletişimin içeriğini değil, iletişim aracını temel alan analizler yapmışlardır. 1980 lerden itibaren kullanılmaya başlayan Yeni Medya kavramı üzerinden de benzer tartışmaların yapıldığını görüyoruz. Yeni medyanın izleyiciler açısından ne gibi yenilikler getirdiği, değişen toplumsal çevreye katkısı ne olduğu, kişisel olarak sahip olunan medyalardaki artış, medya malla- rının fiyatlarının düşmesi ile mobil medyanın büyümesi, yeni teknolojilerin kamusal ve özel arasındaki ilişkinin yeniden tarifine yol açması yeni konu başlıkları olarak ortaya çıkıyor. İki yıl önce kaybettiğimiz öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Doğan a atfedilen İletişim ve Teknoloji: Olanaklar, Uygulamalar, Sınırlar başlıklı kitapta İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Binatlı, Prof. Dr. Jale Sarmaşık, Doç. Dr. Ebru Güzelcik Ural, Yrd. Doç. Dr. Oya Şakı Aydın, Yrd. Doç. Dr. Ala Sivas, Yrd. Doç. Dr. Zeliha Hepkon, Yrd. Doç. Dr. Gözde Öymen Dikmen, Yrd. Doç. Dr. Hilal Özdemir Çakır ile Arş. Gör. Gülay Öztürk ün çalışmaları yer alıyor. İTA

4 Gökyüzünün izinde Hüseyin Özbudun, İstanbul daki bir üniversitenin Mimarlık bölümü son sınıf öğrencisi. Ama onun mimarlık mesleği ile bir ilgisi ve geleceğe yönelik bir ideali yok. Özbudun, aslında birçok insanın yapmak istediği ama cesaret bile edemediği bir mesleğe sahip olmak istiyor: Pilotluk. Semih Göncü Medya ve İletişim Sistemleri 3 Hüseyin Özbudun, 1988 İstanbul doğumlu. Okul yaşamında kendi deyimiyle ne yazık ki, hiçbir zaman çok başarılı bir öğrenci olamamış. Uçaklara olan ilgisi ise daha çocuk yaşta başlamış. Ailesiyle İstanbul-Trabzon arasında uçakla çok sık gidip gelirken uçaklara karşı merakı başlamış. O yıllarda ailem ile uzak yerlere gitmek, hele de uçak ile gitmek benim için büyük bir eğlenceydi. Sanki başka dünyalara seyahat ediyormuşum gelirdi diyor. Simülasyon oyunlarıyla gelen ilk uçuş deneyimleri Yaşım ilerledikçe, uçaklar teknik anlamda da ilgimi çekmeye başladı. Sürekli olarak uçaklar hakkın- da araştırma yapmaya başladım. Uçaklar nasıl uçar? Uçakları kim uçurur gibi. Daha sonra nasıl pilot olabileceğimin yollarını araştırmaya başladım. Lise yıllarında ise İnternetten araştırmalarıma devam ediyordum, uçaklar ve pilotluk ile ilgili forumların altını üstüne getiriyordum. Tabii bir yandan uçak simülasyon oyunlarına gömülmüş durumdaydım ve uçağın nasıl kalktığına ve uçurulduğuna dair ilk bilgilerimi de simülasyon sayesinde edinmiştim. Lise son sınıfta ise, herkes ÖSS ye hazırlanırken ben hangi mesleği seçeceğime daha tam karar verememiştim. Pilot olmayı her zaman istesem de, ailem bu isteğime hep karşı çıkmıştı. Pilotluk haricinde istediğin mesleği seç diyorlardı. Ama ben başka bir meslek yapamayacağımı, mutsuz olacağımı biliyordum. İlk sene bir yere giremedim. O sene yabancı dilimi geliştirmek için kursa gitmiştim. Kesinlikle pilot olacaktım. Mimarlık amaç değil sadece bir araç Mimarlık, amacıma ulaşmak için kullandığım araçtan başka bir şey değil. Üniversite yıllarımda mimarlık yerine uçaklar ile ilgili araştırmalarımı hızlandırdım. Artık uçaklar ile ilgili basit konuların hepsini biliyordum ve daha teknik konulara girmeye başlamıştım. Bu arada ailem her zaman olduğu gibi yine izin vermiyordu. Her ne kadar onlar izin vermese de ben her zaman inancımı korumaya devam ettim. Küçük uçak kiralayarak uçuş Öğretmeni gözetiminde uçuyordum. Sabah erkenden kalkıp havalimanına giderdim ve en yakın yurt içi uçağına binip, öğlen dönerdim. Bu yolculuklarımda ki asıl amacım kokpit kabinine girmekti. Host veya hostes vasıtası ile pilota yazı yollardım ve pilotluk mesleğine ilgim olduğunu söyleyerek, kokpite girmek istediğimi iletirdim. Çoğu pilot bu isteğimi kabul ederdi ve kokpite girerek bilgi sahibi olurdum. Ayrıca o atmosferin içinde bulunmaktan büyük bir haz duyardım. Ailemi uzun uğraşlar sonucunda ikna ettim Sanırım üniversite ikinci sınıftaydım. Babamla uzun bir konuşma yaptık ve kesinlikle pilotluktan başka meslek yapmayacağıma onu ikna ettim. Tabi o zamana kadar benim pilot olmama karşı çıkan annem de destek vermeseydi yine babam ikna olmazdı ama annemin de baskıları sonucunda babam ikna oldu ve ertesi gün uçuş okuluna kayıt oldum. Bu durumu, benim profesyonel olarak bu işe başlamam olarak görebiliriz. Herhangi bir hava yolu şirketinde pilot olmak için üç ana lisans gerekmektedir. Bunlar; PPL (PRIVITE PILOT LICIENCE) CPL (COMMERCIAL PILOT LICIENCE) VE ATPL (AIRPORT TRANSPORT PILOT LICIENCE) Bende şu ana kadar PPL lisans bulunuyor. Bu işin şakası olmaz Okula başladıktan sonra yoğun bir şekilde eğitime devam ederseniz, 1 ay yer dersi ile yani yaklaşık olarak 120 saate tekabül ediyor, bu ders ile teorik bilgileri aldıktan sonra, 45 saatlik bir uçuş süresi var. Bunları tamamladıktan sonra kendi uçağınızı uçuracak tecrübeye sahip oluyorsunuz. Ancak süreç, kişiden kişiye göre değişiyor. Aslında çok kolay, araba kullanan birisi uçak da kullanabilir. Tabi bu işi gerçekten istiyorsanız ve seviyorsanız. Çünkü gerçekten sevmeden katlanılacak bir iş değil. Zira çok yoğun bir program içine giriyorsunuz. Bence bu işi gerçekten seven ve tabiri caizse uçak ile arasında duygusal bağı olan biri yapmalı. Çünkü yarın ya da öbür gün, insan taşımaya, yani can taşımaya başlayacaksınız. Bu işin şakası kesinlikle olmaz. Uzun süren eğitimden sonra pilot olunabiliyor Özel Pilot Lisansı nı aldım. Kalan lisansları almak için Mart ayı gibi uçuş okuluna başlayacağım. Özel Pilot Lisansı nı almam benim yaklaşık üç ayımı almıştı. Bundan sonra da yaklaşık olarak 15 ay kadar daha bir eğitimim olacak. Daha sonra da 5 6 ay kadar, havayolu şirketlerinin pilot alımlarını beklerim diye tahmin ediyorum. Havayolu şirketine girdikten 3 4 ay sonra da yardımcı pilot koltuğunda uçuşlara başlıyorsunuz. 2010 yılında sayılarla İstanbul yangınları İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ndan alınan bilgiye göre, 2010 yılının ilk 7 ayında meydana gelen, itfaiyenin gittiği 23 bin 872 olayın 13 bin 558 lik büyük kısmını yangınlar oluşturdu. Meydana gelen yangınlarda genel olarak konut, fabrika, restoran, imalathane ve karayolu taşıtı kısmen ya da tamamen yanarak hasar gördü. Ali Özel İnsan sağlığına olumsuz etkilerinin yanı sıra sigara, yangınlara neden olma bakımından istatistiklerde ilk sırada yer alıyor. Verilere göre, 5840 olayla sigara ilk sırada yer alırken, elektrik kontağı 2947 vakayla takip ediyor. Yangınların diğer nedenleri arasında ise baca, çocukların ateşle oynaması, ütü ve ocaklar, kasıt, kızışma ve kıvılcım sıçraması gibi olaylar yer almakta. Yangın çıkış tarihleri incelendiğinde en fazla yangın ağırlıklı olarak Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında meydana geliyor. Özellikle yaz aylarındaki sıcaklık artışlarına bağlı olarak artan orman ve ot yangınları itfaiye ekiplerine zor anlar yaşatıyor. İtfaiye yetkililerinden alınan bilgilere göre, olay yerine gidiş güzergahındaki trafik yoğunluğu ile dar olmaları nedeniyle girilemeyen sokakların ekiplere zor anlar yaşattığı belirtiliyor. İtfaiye ekiplerini zor durumda bırakan diğer sebeper arasında ihbarın zamanında yapılmaması, yanlış adres yönlendirmesi ve yangın hakkında eksik bilgi verilmesi geliyor. vatandaşların bazı önlemler alabileceğini belirterek, bu önlemleri şöyle sıralıyor: -Yangını başlangıç aşamasında söndürebilmek için evlerde mutlaka yangın söndürme cihazı bulunmalı, Alınması Gereken Tedbirler ve Yangın Anı -Kapalı mekanlarda yangın ve gaz kaçaklarını algılayan alarm sistemleri konulmalı, İtfaiye yetkilileri, olası yangınlara karşı vatandaşların gerekli telefon numaralarının kesinlikle bilinmesi, telefon üzerinde görünür bir bölüme yazılması ve çocuklara da öğretilmesi gerektiğine işaret ediyorlar. Yetkililer, yangın yerinde de -Soba kullanılan evlerde yılda iki kez yetkili kişilere baca temizliği yaptırılmalı, -Çocuklar mümkün olduğunca evde yalnız bırakılmamalı, -Yeni yapılacak binalar `Yangından Korunma Yönetmeliği`ne göre yapılmalı.

5 İstanbul un Rum sakinleri Şerife Gülhan 1936 Kastamonu doğumlu. Bugünlerde Kandilli de, eski bir Rum evinde yalnız başına hayatını sürdürmekte. Gülhan, geçmişteki Rum komşularını ve onlarla geçen yarım asrı bizimle paylaştı. Emre Çıngır Yeni Türkiye Cumhuriyeti nin kurulduğu dönemde, ülke içindeki azınlıkların çoğunluğu ya savaş sırasında veya mübadele değişiminde yurtdışına göç etmişlerdi. Lozan da imzalanan anlaşmayla 1,5 milyon üzerinde Rum ve 500 bine yakın Türk karşılıklı olarak yer değiştirdi. Ancak İstanbul da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya da yaşayan Türkler bu mübadelenin dışında tutulmuştu. İlerleyen tarihsel çizgi içerisinde azınlıklarla ilgili çok önemli olaylar meydana geldi. Trakya da yaşanan olaylardan, Varlık Vergisi Kanunu na ve 6-7 Eylül olaylarına kadar pek çok acı hatıralarda ve tarih kitaplarında yaşamaya devam ediyor. Ancak bazıları var ki, hatıralarında bu tür olayları değil, yıllarca aynı mahalleyi paylaştıkları Rum komşularıyla yaşadıkları dostlukları canlandırmayı yeğliyor. İşte Şerife Gülhanda bunlardan biri. Şerife Hanım, özellikle 6-7 Eylül deki hadiseler sırasında komşularını koruyanlar arasında. Olaylar sırasında evimde sakladım onları Komşularımla aram çok iyiydi, bir zamanlar mahalledeki tek Türk aile bizdik. Ama ben hiçbir zararlarını görmedim onların, kardeş gibi yaşadık ve onca seneyi birlikte paylaştık. Benim misafirim gelse onlar yardımlarını esirgemezdi, onlara misafir gelse aynı şekilde ben yardımımı esirgemezdim. Bir gün Kapalıçarşı da olaylar çıkmış, Türkler ile Rumlar arasında gerilim yaşanmış, İstanbul birbirine girmiş, polisler bütün İstanbul da Rumları topluyor. O günlerde bizim mahallede de Rumlar ın yaşadığını bildikleri için buraya geliyorlarmış. Bu sırada benim komşum olan Alexander, eşi ve çocuğu kapımızı çaldılar; Şerife hanım, bizi saklayın polisler arıyor dediler. Bende onları içeriye sakladım Aradan zaman geçti, polis tek tek bütün evleri dolaşıyormuş, bizim kapımızı da çaldılar. Ben kapıyı açtım; Ne oldu beyefendi bu neyin nesi? dedim. Kıyamet mi kopuyor, ne oluyor? dedim. Polis bana Sizin haberiniz yok mu? dedi. Ben de bizim haberimiz yok dedim. Polis Kapalı çarşıda kan gövdeyi götürüyor, Rumları bulsak takır takır vuracağız dedi. Onlar Türkler i öldürdü ya, bizde onları öldüreceğiz dedi. Bende aaa Hayır efendim haberimiz yok, Rum dan dost olmaz, ben saklamam onları dedim. Bu arada biz önceden aramızda kararlaştırmıştık, Alexander a bize sorarlarsa sizin hakkınızda kötü şeyler söyleyeceğiz demiştik. Polislere, Elimize geçseler biz de öldürürüz diyordum. Fakat bu olaylar yaşanırken Rum komşularım evdeler, birisi benim yatak odamda, birisi dolapta, diğerleri ise yatağın altında saklanıyor. O sırada benim evin kapısı açıktı. Polisler gider gitmez diğer Rum komşum geldi, kızım evde kaldı Şerife hanım dedi. Polis devriye gezdiği halde gittik ve kızını çuvalın içine koyduk, bahçeden odun getiriyoruz diye bizim eve getirdik. İki ya da üç gün bende kalmışlardı ancak ortalık yatışınca dışarı çıkabildiler. Alexander yıllar sonra yine aynı mahallede Rum komşularım giderken bana üç tane ev anahtarı verdiler. Bunları ne yaparsan yap, bunlar senin dediler. Bende birini oturması için oğluma verdim, diğerini de zor durumda olan bir akrabama verdim. Ama şu anda elimde avcumda hiç birşey kalmadı kendi evimden başka. O insanlar evlerini sattıktan sonra hiç gelip gitmediler. Sadece Alexander 2005 yılında Alexander bizim mahalleye gelmiş. Bir ses duydum, hemen cama çıktım. Şerife hanım, Şerife hanım diye bağrıyordu birisi, burdayım dedim. Meğerse Alexandermış. Sarıldık hasret giderdik, eskilerden konuştuk dertleştik. Sonra memleketlerine geri döndüler. Anılarda kalan komşuluk Ben onlara mantı, dolma yapmayı öğretmiştim. Bir gün elinde tabakla Alexander kapıyı çaldı. Açtım, bir yemek yaptım, bizim orada meşhurdur dedi. Ben de aldım tabağı, bir güzel yedik. Sonra Alexander, bu ne yemeğiydi böyle? diye sordum. Sümüklü böcekleri alıp kaynattım dedi. Yani yediğimiz sümüklü böcekmiş. Ama çok lezzetliydi. Birgün bahçemde bulunan on tane tavşanın birini kestim ve güzelce pişirdikten sonra Alexander a verdim. Sonra aynı benim gibi sordu: Ne etiydi? verdiğin yemek çok güzeldi dedi. Bahçedeki tavşanlardan biriydi dedim, güldük. Daha bunun gibi bir sürü anımız oldu anlatmakla bitmez. Yarım asırlık bu komşuluk hikayesinin böyle sonuçlanmasından ötürü duyulan üzüntünün belki bir röportaj ile bu şekilde ölümsüzleştirilmesi, Şerife hanımın da kimi zaman neşeli, kimi zaman üzüntülü ama herşeyden önemlisi hayata dair gerçek hikayesinin kaleme alınması, bir nebze de olsa onun gözlerindeki mutluluğu görmemize sebep oldu. Rumlar ı saklıyor diye şikayet ettiler Akrabalarımız Şerife hanım evinde Rum saklıyor diye beni şikayet ettiler, mahkemeye çıktım. Mahkemede yalanladım tabii, saklamıyorum dedim. Akrabalarımın bile tepkisini almıştım, fakat benim gözümde Rum, Türk, Ermeni hepsi insan. Sonuç olarak hepsini Allah yarattı, hiçbir zaman kimseyi birbirinden ayırmadım, hep bir tuttum. Bilgisayar Uygulamalı Araştırma Teknikleri Çalıştayı 31 Ocak- 4 Şubat 2011 tarihleri arasında Şile Dedeman Oteli nde Ticari Bilimler Fakültesi tarafından SPSS, AMOS, GAMS ve MATLAB gibi programlardan oluşan Bilgisayar Uygulamalı Araştırma Teknikleri Çalıştayı düzenlendi. İki hafta öncesinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Üsküdar Kampüsü nde SPSS programında Öğr. Gör. Dr. Özlem Deniz Başar ın verdiği derslerle başlayan program, AMOS programında Fatih Üniversitesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Selim Zaim; GAMS programında Yrd. Doç. Dr. Deniz Asken, MATLAB programının verilmesinde ise İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Duran ve son olarak Öğr. Gör. Dr. Elif Güneren Genç in Regresyon konularını anlatımıyla sona erdi. Çalıştay ın dördüncü günü etkinliğine katılan İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabri Orman, üniversitemiz bünyesinde bu tür akademik çalışmaların her zaman destekleneceğini belirterek duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çalıştay a, Ticari Bilimler, Fen Edebiyat, İletişim Fakültesi ve Meslek Yüksekokulu ndan pek çok öğretim üyesi ve araştırma görevlisi katıldı. Çalıştay ın son günü Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kara, bu alanda farklı disiplinlerden gelen hocalar tarafından verilen derslerin ikinci dönem de Ticari Bilimler Fakültesi öncülüğünde devam edeceğini belirterek, organizasyonun düzenlenmesinde büyük emeği geçen Ticari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Figen Yıldırım a teşekkür etti.

6 Gelişen Teknoloji ve Kitle İletişim Araçları Engelsiz fırçalar Engelli ressam Ayşe Işık ın en büyük hedefi, Türkiye deki bütün engelli sanatçıları temsil etmek. Iraz Ateş Medya ve İletişim Sistemleri 2 Seneler, aylar, haftalar, günler, saatler, dakikalar, saniyeler Sürekli gelişen bir dünya içindeyiz. Bu gelişim süreci yeni kitle iletişim araçlarının insanları yeni davranış biçimlerine özendiren yeni düşüncelerin yayılmasıyla başlamaktadır. Teknolojinin faydaları yadsınamayacak kadar fazladır. Hayatımızı bir çok alanda kolaylaştırmaktadır gelişen teknoloji. Bu gelişmeler özellikle kitle iletişim araçları üzerinde etkili olmuştur. 1984 te Unesco nun Many Voices, One World adlı raporunda kitle iletişim araçlarının işlevleri şu şekilde sıralanıyor: Bilgi verme, Toplumsallaşma, Güdüleme, Tartışma, Eğitim, Kültürel gelişme, Eğlence ve Katılma. Ancak bu işlevlerin hayatlarımıza yalnızca olumlu etkileri olmamaktadır. Kitle İletişim Araçları ile farklı kültürlerin tanınması da kolaylaşacağı için yeni bir toplumsallaşmaya neden olacak ve topluma özendirici etkisi artacaktır. Bunun yanında toplumda yeni özlemlerin oluşmasına da neden olacaktır. Unesco nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 1962 yılında aldığı kararlar doğrultusunda dünya kitle iletişim sistemlerini incelemek üzere desteklediği çalışmalar, özellikle az gelişmiş ülkelerdeki toplumsal değişmenin iletişim sistemleriyle ilişkisi konu edilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurul unun bu kararına destekleyici örnek ise W. Schramm ın bu yöndeki çalışmalarıdır. Dünya nüfusunun %70 inin yeterli bilgi olanaklarına sahip olmadığını savunuan W. Schramm basın, radyo, televizyon, sinema ve kişisel haberleşme alanları olarak mektup, telefon ve ulaşım sistemlerinin incelendiği bu çalışmalarda çözüm yolu olarak halkın eğitilmesini savunmaktadır. İletişimin küreselleşmesi ve gerekliliğini savunan, eğitimin yayılmasını kolaylaştıran gelişmeler ise 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında yaşanan üç temel unsurla ilgilidir: Su altı kablo sistemlerinin geliştirilmesi, uluslararası haber ajanslarının kurulması, elektromanyetik radyo dalgalarının kullanımı ile uluslararası kuruluşların oluşturulması. İletişimin küreselleşmesi bilginin, gelişen dijital ve uydu teknolojileriyle geniş kitlelere aktarılması demektir. Artık teknoloji kaynaklı bilgi dünyasında yaşıyoruz. Farkında olmadan ayak uydurduğumuz bu düzen bizlerin, farklı kaynaklara ulaşmasını, farklı kültürleri tanımasını, farklı bakış açılarını yorumlamasını sağlayarak daha donanımlı olmamıza ve gelecek nesillere ışık tutmamıza olanak sağlamaktadır. İletişim Fakültesi yeni Mac Laboratuarına kavuştu İletişim Fakültesi öğrencilerinin, bilişim ve tasarım gibi uygulama gerektiren proje derslerinde kullanılmak üzere alınan 31 adet Apple marka bilgisayarın yer aldığı Mac Laboratuarı açıldı. Üsküdar Kampüsü nde açılan laboratuar, öğrencilerin uygulamaları daha rahat gerçekleştirmesine imkan sağlayacak. Ayda bir yayımlanan haber ve kültür - sanat gazetesidir. Yıl: 3 / Sayı: 15 / 2011 Elif Sema Aktaş Ayşe Işık, 25 yaşında. Resim yapmayı, müzik dinlemeyi ve gezmeyi çok seviyor. Fakat resim yapmak, onun için her şeyden daha fazla anlam ifade ediyor. Adıyaman da 5 yaşındayken, geçirdiği bir kaza sonucunda ellerini kaybetmiş. Ailesi tarlada çalışırken, biçerdöver makinesiyle oyun oynamaya kalkınca, hayatı değişmiş. Daha beş yaşında başına gelen bu talihsiz olay yüzünden hayata küsmüş. Ama ailesinin desteğiyle tekrar hayata tutunmuş. Ailesi, Ayşe daha küçükken tutkuyla bağlandığı resim sanatını devam ettirebilmesi için ona ayaklarını kullanmayı öğretmiş. Ayşe Işık ın, azmi ve sıkı çalışması sayesinde bugünlerde Çocukluğumdan itibaren resim yapmayı hayal ediyordum, çünkü renkli bir dünyayı çok seviyorum. Bunun için hoca buldum ve resim dersleri aldım. Yedi yıldır da resim ile profesyonel olarak uğraşıyorum diyen Işık, resim sanatının zor ancak eğlenceli bir sanat olduğunu belirtiyor. Resmi aşka benzettiğini söyleyen Işık a göre, İnsan aşık olunca hep umutlu bakıyor hayata, işte resim yapmak da böyle birşey ve ekliyor: Aşkın tarifi yoktur, resmin de tarifi de yoktur ve işte güzel olan da budur. Türkiye de birçok sergi açan Ayşe Işık, Avrupa da da bir sergi açmak istiyor. Sanatını geliştirebilmek ay- Tiyatro Kitap Dört Kişilik Bahçe Yazan Murathan Mungan Yöneten Ersin Umulu Halkların Dünya Tarihi Taş Çağından Yeni Binyıla Geçmişte renkli günlere tanıklık etmiş ahşap konak artık üç unutulmuş kadının ve eski bir Osmanlı paşası olan Server Bey in kendi tenhalıklarına sığındığı bir limana dönüşmüştür. Değişen düzen içinde savrulan aile, artık hiçbir şeyin yaşamadığı bu konakta, tıpkı insana onarılmazlık duygusu veren bahçe gibi sırlarıyla birlikte tutukludur sanki. Çağdaş Türk tiyatrosunun usta kalemi Murathan Mungan ın, yüzleşmelerle gelişen hüzünlü hikâyesinin arka planında ise son İstanbul var. İstanbul Ticaret Üniversitesi adına sahibi Prof. Dr. Sabri Orman (Rektör) Yayın Danışmanı Arş. Gör. Burak Yenituna 5187 sayılı kanunla sorumlu müdür Prof. Dr. Ömer Cüneyt Binatlı (İletişim Fakültesi Dekanı) Görsel Danışman Uzm. İhsan Eken Yayın Kurulu Prof. Dr. Jale Sarmaşık Prof. Dr. Ömer Cüneyt Binatlı oldukça başarılı bir ressam olduğu ortada. Reklam ve Halkla İlişkiler Arş. Gör. Gülay Öztürk Redaksiyon Yrd. Doç. Dr. Ala Sivas rıca akademik olarak da kendini yetiştirebilmek için Güzel Sanatlar Fakültesi ne kayıt yaptırmak bir diğer amacı. Açtığı sergileri gezen sanatseverlerin ilgisinden oldukça memnun olduğunu belirten Ayşe Işık en büyük sıkıntısının, resimleri kendisinin yaptığına inanmamaları olduğunu söylüyor: Resimlerimi görenler benim yaptığıma inanmıyorlar. Ben de onlara canlı performansımı gösteriyorum, çok şaşırıyorlar. 25 yıllık yaşamına 11 sergi, 40 tablo ve 10 ödül sığdıran ressam Ayşe Işık ın hayatta en çok istediği şey ise bir bileklik takabilmekmiş. Işık bu özlemini, Bileklik takmayı çok seviyordum, ama kollarım olmadığı için takamıyorum. Bileklik takmayı çok isterdim sözleriyle dile getiriyor. Chris Harman Yordam Kitap Chris Harman, insanlığın, Taş Çağı ndan Büyük Roma İmparatorluğu na, Orta Çağ dan Aydınlanma ya, Sanayi Devrimi nden 21. yüzyıla uzanan büyük yürüyüşünü halklar açısından, aşağıdan bir tarih çalışmasıyla anlatıyor. Yoğun ve akıcı bu kitap, insanlık tarihinin belli başlı aşamalarını, toplum biçimlerini, siyasal yapılanmaları, savaşları ve sınıf çatışmalarını parlak bir şekilde özetliyor. Chris Harman, hayranlık uyandırıcı eserinde, günümüz kapitalizminin kayıtsızlığını da gözler önüne Yazı İşleri Öğr. Gör. Engin Çağlak Iraz Ateş Sayfa Tasarımı Ali Gürleyen (Görsel İletişim Tasarımı 3) Muhabirler Iraz Ateş Sevgül Öztop seriyor ve daha önce hiç olmadığı kadar acılar ve eşitsizliklerle bölünmüş günümüz dünyasında kapitalizmin neden daha uzun süre ayakta kalmaması gerektiğinin kanıtlarını sunuyor. Adres: Selman-ı Pak Cad. Üsküdar 34672 İstanbul Tel: 0216 553 94 22 / 429 www.iticu.edu.tr Gazetem, İstanbul Tİcaret Üniversitesi öğrencileri tarafından İTA da hazırlanmıştır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Gazetem e aittir. Yazılı izin almadan alıntı yapılamaz.