BÖLÜM II. KAYNAKLI BRLEME YERLERNN ÇYAPISI



Benzer belgeler
XI AUSTENTK MANGANEZL ÇELKLER

IX KROMLU ÇELKLER GENEL ÖZELLKLER

VII ALAIM ELEMENTLERNN ÇELKLERN KAYNAK KABLYETNE ETKS

XVI YÜKSEK ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI

XII ÇELKLERN KAYNAK KABLYET

X AUSTENTK KROM-NKEL PASLANMAZ ÇELKLER

ÇELİKLERİN ISIL İŞLEMLERİ. (Devamı)

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ

2-C- BAKIR VE ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMLERİ 2-C-3 MARTENSİTİK SU VERME(*)

ALAIM ELEMENTLERNN ÇELE ETKS

XXI NKEL VE YÜKSEK NKELL ALAIMLAR

VI KAYNAKLARIN ÇATLAMASI

KAYNAK UYGULAMASI DİFÜZYON KAYNAĞI

Kaynak yöntemleri ile birleştirilen bir malzemenin kaynak bölgesinin mikroyapısı incelendiğinde iki ana bölgenin var olduğu görülecektir:

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

VIII ALÇAK ALAIMLI ÇELKLER

Kaynak metalürjisine girmeden önce bazı temel bilgileri hatırlatalım. I DENGE DYAGRAMI

XXVIII DÖKME DEMRN KAYNAI

ALÜMİNYUM ALAŞIMLARININ KAYNAĞI İÇİN İLÂVE METALLAR

IX NİKEL VE ALAŞIMLARININ KAYNAĞI

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER

Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan

XXIV NKEL VE YÜKSEK NKELL ALAIMLARIN KAYNAI

CALLİSTER FAZ DÖNÜŞÜMLERİ

V KAYNAKLARIN GAZ ABSORPSYONU

ISININ TESİRİ ALTINDAKİ BÖLGE

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ 1

Yüksek Mukavemetli Düşük Alaşımlı Çeliklerin Kaynağı. Özlem Karaman Metalurji ve Malzeme Mühendisi Kaynak Mühendisi

DEMİR KARBON FAZ DİYAGRAMI

Paslanmaz Çeliklerin. kaynak edilmesi. Özlem Karaman Metalurji ve Malzeme Mühendisi Kaynak Mühendisi

XXXI BETONARME ARMATÜRLERNN KAYNAI

DENEYİN ADI: Jominy uçtan su verme ile sertleşebilirlik. AMACI: Çeliklerin sertleşme kabiliyetinin belirlenmesi.

KAYNAK HATALARI ( I II III )

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

2.2 DÖKME DEMİRLER. MALZEME BİLGİSİNE GİRİŞ, Burhan Oğuz, OERLIKON Yayını,

JOMINY DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

YTÜMAKiNE * A305teyim.com

2. Sertleştirme 3. Islah etme 4. Yüzey sertleştirme Karbürleme Nitrürleme Alevle yüzey sertleştirme İndüksiyonla sertleştirme

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

TANE BÜYÜMESİ. Şek Bir saat süreyle değişik sıcaklıklara ısıtılmış ince taneli ve kaba taneli çeliklerin tipik tane büyüme davranışı

Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ 1

GAZALTI ÖZLÜ TELLER LE MAG ORBTAL KAYNAI

MMT209 Çeliklerde Malzeme Bilimi ve Son Gelişmeler 10 Yüksek mukavemetli yapı çelikleri. Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir Güz Yarıyılı

KAZAN ÇELİKLERİNİN KAYNAK KABİLİYETİ 1. Kazan Çeliklerinin Özellikleri

MALZEMENİN MUAYENESİ


MALZEME BİLGİSİ DERS 11 DR. FATİH AY.

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ

Paslanmaz Çeliklerin Kaynak İşlemi Esnasında Karşılaşılan Problemler ve Alınması Gereken Önlemler Paslanmaz çeliklerin kaynak işlemi esnasında

Kaynaklı Birleştirmelere Uygulanan Tahribatlı Deneyler

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler.

TEKNOLOJİSİ--ITEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. İRFAN AY / Öğr. Gör. FAHRETTİN KAPUSUZ

BAZI KAYNAK PARAMETRELERİNİN SIÇRAMA KAYIPLARINA ETKİSİ

Pik (Ham) Demir Üretimi

BÖLÜM 4 KAYNAK METALURJİSİ

Kırılma nedir? Bir malzemenin yük altında iki veya daha fazla parçaya ayrılması demektir. Her malzemede kırılma karakteri aynı mıdır? Hayır.

Faz dönüşümünün gelişmesi, çekirdeklenme ve büyüme olarak adlandırılan iki farklı safhada meydana gelir.

TİTANİUM VE ALAŞIMLARININ KAYNAĞI KAYNAK SÜREÇLERİ GERİLİM GİDERME

İmal Usulleri. Döküm Tekniği

DEMR BAZLI SERT DOLGU MALZEMELERNN METALURJK SEÇM METALLURGICAL SELECTION OF IRON BASED HARDFACING MATERIALS

YAPI ÇELİKLERİNİN KAYNAKLANABİLİRLİĞİ

Faz dönüşümleri: mikroyapı oluşumu, faz dönüşüm kinetiği

Gaz. Gaz. Yoğuşma. Gizli Buharlaşma Isısı. Potansiyel Enerji. Sıvı. Sıvı. Kristalleşme. Gizli Ergime Isısı. Katı. Katı. Sıcaklık. Atomlar Arası Mesafe

XXII ÇELKLERN KAYNAINDA PRATK UYGULAMALAR

ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK

XXXIII KARBON ELEKTRODLA KAYNAK VE KESME

XXXIV - ELEKTROSLAG (ELEKTROCURUF) KAYNAI

KAYNAK HATALARI (IV) Burhan Ouz, KAYNAK BLM, OERLIKON Yayını, Sayı : 2,

KAYNAĞIN UYGULAMA TEKNİK VE METOTLARI

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

AA1050A VE AA3003 ALÜMNYUM ALAIMLARINDA TERMOMEKANK PROSESLERN EKLLENDRLEBLRLE ETKS

İmal Usulleri. Fatih ALİBEYOĞLU -7-

KAYNAK METALNE HDROJENN NÜFUZYET

MMT209 Çeliklerde Malzeme Bilimi ve Son Gelişmeler 12 Sementasyon çelikleri ve Mikroalaşımlı orta karbonlu çelikler

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM

Uygulamalar ve Kullanım Alanları

KAYNAK KOŞULLARI ALTINDA SERTLİK-SOĞUMA PARAMETRELERİ EĞRİLERİ-2

Demirin Kristal Yapıları

MAGNEZYUM ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMLERİ

Metallerde Özel Kırılganlıklar HASAR ANALİZİ

Faz kavramı. Kristal yapılı malzemelerin iç yapılarında homojen ve belirli özellikler gösteren bölgelere faz (phase) adı verilir.

1. AMAÇ Çeliklerde ısıl işlem yoluyla mikroyapı ve mekanik özelliklerin değişiminin incelenmesi

Malzeme Bilgisi ve Gemi Yapı Malzemeleri

şeklinde, katı ( ) fazın ağırlık oranı ise; şeklinde hesaplanır.

TAKIM ÇELİKLERİ İÇİN UYGULANAN EROZYON İŞLEMLERİ

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 1 Deformasyon ve kırılma mekanizmalarına giriş

TİTANYUM ALAŞIMLARININ ISIL İŞLEMİ

MalzemelerinMekanik Özellikleri II

Pratik olarak % 0.2 den az C içeren çeliklere su verilemez.

Çeliklerin Fiziksel Metalurjisi

Plastik Şekil Verme

XXXII ÖZLÜ TEL ELEKTRODLAR

DENEYİN ADI: Çeliklerin Isıl İşlemi. AMACI: Çeliklerde ısıl işlem yoluyla mikroyapı ve mekanik özelliklerin değişiminin öğretilmesi.

A.III.8 SÜRTÜNMEDE METALLERIN YAPISAL DEĞİŞİMLERİ


DARBE DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Metalik Malzemelerin Darbe Deneyi

7. KAYNAKTA ORTAYA ÇIKAN PROBLEMLER ve KAYNAK HATALARI

YORULMA HASARLARI Y r o u r l u m a ne n dir i?

Transkript:

BÖLÜM II. KAYNAKLI BRLEME YERLERNN ÇYAPISI Bu bahiste kaynakların doku deimelerine genel olarak temas edip sıvı halden (ergime bölgesi) itibaren kristal dokusunun oluma sürecini veya katı halde (ana metal) deimeleri tespit edeceiz. I ERGM BÖLGENN DOKUSU Fe-C diyagramı üzerinde (ek. 23) biri hipoötektoid (C = % 0,60, I ile gösterilmi), dieri de hiperötektoid (C = % 1) ve sıvı halinde (θ f > 1500 C) iki çelii nazarı itibara alalım ve bunları yava soumaya terk edelim. d ve e noktalarında likidusu geçerken ilk kristalleme nüveleri I çelii için % 0,25 C younluu ile (a noktası), hiperötektik çelik için de % 0,40 C younluu ile belirirler. Bu çekirdekler TAMMANN kanunu gereince, yani bir taraftan her sıcaklıkta meydana gelen çekirdek sayısına balı çekirdekleme hızının fonksiyonu olarak, dier taraftan da uygulanan soutma hızına balı γ kristallerinin büyüme hızının fonksiyonu olarak geliirler. Sıvı + γ alanında, dd' ve ee' de, karma γ kristallerinin gelimesiyle karbon younluu artar. Solidus üzerinde d' ve e' de katının karbon oranı I çelii için % 0,60, hiperötektik çelik için de % 1 dir. Primer gamma kristalleri belirir. Bunlar likidus-solidus bölgesinde meydana gelen ve bir kristallografik birim tekil eden dendritlerin varlıı ile karakterize edilir. Her bir dendrit etrafında soumada çok sayıda gamma, yani austenit taneleri hasıl olur. Austenitin ayrıma sıcaklıında I çelii için ilk çöken element c noktasında alfa demiri veya ferrit olup ferrit tanecikleri meydana getirir; sonra, perlitik agregat teekkülünü hasıl etmek üzere ES boyunca sementit çöker (ek. 13). Dolayısıyla, alçak sıcaklıkta, çok yava soutulmu bir hipoötekteid çelik için iki bileken görülür : Leke veya ebeke halinde ferrit alfa ile perlit (Feα Fs 3 C) (ek. 16). Hiperötektoid çelik halinde f de ilk çöken element semantit olup bu kademeyi izleyen perlit oluması süreci evvelkinin aynıdır. Soumadan sonra perlit tanelerini saran bir sementit ebekesi görülür. Böylece soumu bir çelikte ferrit tanesi gelimi olup kaba, kısaca gördüümüz Widmanstatten dokusu hasıl olur. imdi bu döküm dokusu γ alanına kadar ısıtılacak olursa GS deime hattının geçii küçük γ taneciklerinin artmasına yol açacak ve normal sıcaklıa dönüte, γ α deimesi iki yönlü olduundan, perlitik agregata balı küçük ferrit tanecikleri bulunacaktır. Gamma ve alfa tanelerinin ölçüleri arasında belirli bir iliki vardır; bir iri gamma tanesi bir iri alfa tanesini meydana getirir, aynı ekilde ince bir gamma tanesi ince bir alfa tanesini çökeltir. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 1

Mamafih iliki olması demek elik olması demek deildir, yani alfa tanesi gamma tanesinin görünüünü tamamen temsil etmez. Buna karılık hiperötektoid çeliklerde sementit ebekesi gamma tanesinin tam görünüüdür. Böylece austenit tanesinin büyüklüünün tayini sementit ebekesinin varlıını gerektirir, bu sebepten de çeliin semantasyonu gamma sahasında olur. Bu kez karbon oranı % 0,10 civarında olan bir III çeliinin soumasını tetkik edelim (ek. 23). Likidusun g de geçilmesinde çöken çekirdekler karbon younluu az olan (C < % 0,05) δ kristalleridir; 1490 C sıcaklık için çekirdekler karbondan yana i% 0,07'ye kadar zenginleir. Bu sıcaklıkta hasıl olan peritektik deime, % 0,55 karbonlu B sıvısı ile gamma kristalleri meydana getirmek üzere bir reaksiyondur. 1490 C ile g' noktası (1450 C) arasında iki δ + γ fazı ile karılaılır, bunlar dahi NJ hattının geçiliinde gamma veya austenit tanelerine dönüürler. Bunu takip eden katılamanın süreci hipoötektoid çeliktekinin aynıdır, yani ferrit a tanesini vermek üzere 870 C civarında GS çizgisinin k noktasında ferrit çökelir. Çeliin karbon oranı % 0,05'in altında ise dorudan doruya sıvı halden δ fazına geçilir ve δ + γ deimesi NJ hattı boyunca olur. Katı halde, GP hattının geçiinde ferriti takiben beli (quinaire) sementit çökelecektir; 'bu bilekene brüt kaynaklarda olduu kadar ısıl ilem görmü kaynaklarda da rastlayacaız. Sonuç itibariyle üfleç veya ark ergitme dokuları farklı görünü arzederler. Ark kaynaında sıvı hale gelen metal kütlesi çok az, souma hızı çok yüksek olup bu hız, kalınlıa göre 1500 C ilâ 1600 C/dak'ya kadar varabilir. Primer doku kaba, yön almı ve dendritlidir; buna basaltik doku adı verilir. Bu doku A 3 noktasının altında ısıtmakla deimez fakat gamma haline geçite tavlama ile incelenir. Böylece bir ark kaynaının ergime bölgesinde ilk kök pasoları ile orta pasolar ince, muntazam bir doku arzeder, ve aynı zamanda ya tane birlemelerinde perlit teekkül eder, veya beli sementit çökelir; sadece son paso basaltik doku arzeder. Genellikle bir pasoda icra edilen bir oksi-asetilen kaynaının ergime bölgesinde ergimi metal kitlesi çok daha büyük, souma hızları daha az (V m = 350 C/dak), elde edilen doku bütün kaynak kesitinde kaba, parçalanmı ve yön almamı halde olur. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 2

II ANA METALDE DEMELER Kaynak termik devresi ama metalin her noktasında, varılan θ m ve V m souma hızı ile tarif edilen sabit bir termik hal tesis eder (ek. 24). Verilen bir ana çeliin deimeleri bu iki θ m ve V m faktörlerine balı olacaktır; bu itibarla göz önüne alınacak deiik bölgeler unlardır: Fazla ısıtma bölgesi: ergime bölgesinin yanında (θ > 1100 C); burada doku iyice büyümütür. Tavlanma bölgesi: Sıcaklık burada 900 ile 1000 C arasında olur ve bu sıcaklıklarda doku ince kalır. Deime bölgesi A 1 - A 3 (720 C ilâ 910 C), tavlama bölgesinin altında sıcaklıklar. Bu bölgede talî olgular ortaya çıkabilir: Beli sementit oluması, Fe 4 N demir nitrürlerinin çökmesi v.s. Ve nihayet ısıda etkilenmemi bölge, A 1 (720 C) in altında sıcaklıklar için. Bu olguları daha yakından görelim. Bir çelik çevre sıcaklıından itibaren yavaça A 3 noktasının üstünde bir sıcaklıa ısıtıldıında belirli bir θ 1 sıcaklıına kadar dokuda hiçbir deime görülmez, sonra taneler büyümeye balar ve iri ve küçük tanelerden olumu bir karma doku hasıl olur. Bu andan itibaren, sıcaklıın artmasa ile iri taneler küçükleri yutar ve iri tane oranı muntazaman artar. % 100 iri tane hasıl eden θ S sıcaklıı fazla ısıtma sıcaklıını tanımlar. Mamafih sıcaklık, tane büyüklüüne tesir eden tek faktör deildir. θ f 'den itibaren ve sabit sıcaklık içinde tane büyüklüü zamanla artar, bu artı, fazla ısıtma sıcaklıına yakınlık oranında hızlı olur. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 3

Bir çeliin austenitik tane boyutu, niteliklerinin kontrolü açısından son derece önemlidir. Bu etki, austenitik tane boyutunun, deime-dönüüm sırasındaki reaksiyon karakteristikleri üzerindeki etkisine atfedilebilir. Tane boyutu ile nitelikler arasındaki iliki aaıda verilmitir. Austenitik tane boyutu Nitelik ince Kaba Sertleme derinlii daha sı daha derin Bakiye austenit daha az daha çok Daldırmada çarpılma daha az daha çok Semantasyonda nüfuziyet daha sı daha derin Daldırma çatlaı olasılıı ve daha az daha çok talamada zorluk Daldırmada yumuak noktalar daha çok daha az olasılıı Daldırmadan sonra iç gerilme daha düük daha yüksek Souk ilemede gevrekleme daha az daha çok Tokluk daha çok daha az Normalizasyondan sonra ilenebilirlik fena daha iyi KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 4

III - WIDMANSTAETTEN DOKUSU Daha önce sözünü ettiimiz Widmanstatten dokusu, çeliklerin bir kırılgan yapısı olarak ortaya çıkar. Bunu etkileyen üç faktör Çeliin kimyasal bileimi, Gamma fazında fazla ısıtma sıcaklıı, Bu fazdan itibaren souma hızı olup az fazla ısıtmalarda Widmanstâtten dokusunun oluma alanı nispeten sınırlıdır (C = % 0,2 0,4); buna karılık fazla ısıtma sıcaklıı arttıında zayıf karbon oranları tarafına doru yayılır. Aynı ekilde souma hızının etkisi de, fazla ısıtmanınkinin yanında önemsiz kalır. Bu itibarla fazla ısıtma esas faktör olur. Kaynaklı birlemelerde Widmanstatten dokusu ergimi metalde, fazla ısıtılmı ana metalde ve bazen de oksijenle kesilmi büyük kütlede parçalarda teekkül edebilir. Bu dokunun belirmesi kimyasal bileimin dıında, kaynak ileminin zorunlu kıldıı ısıl devre ile ilgilidir. Bu ısıl devre dahi kaynak yöntemine, parçaların ölçü ve ekillerine balıdır. Isı daıtımı üzerinde bildiklerimize göre oksi-asetilen kaynaının, Widmanstâtten dokusunun oluması için en elverili koulları gerçekletirdii söylenebilir. Manganez, krom, molibden gibi özel elementler Widmanstâtten dokusunun teekkülüne meylettirir. Büyük kitlede dökme çeliin içyapısı son derece kabadır. Bu durum balıca katılamanın ve austenitik fasılada daha sonraki soumanın yavalamasından ileri gelir. Böylece % 0,35 karbonlu bir çelik 1450 C civarında tamamen katılamı olacak, ama döküm parça genise, kum kalıbın ısıyı iyi geçirmemesi nedeniyle souma, ferrit ve perlite dönüümün baladıı yaklaık 820 C'a kadar çok yava olarak geliecektir. 820 C'a varıldıı zaman austenit kristalleri, böylece fevkalâde iri olacaktır. Denge diyagramına göre çökelmeye balayan ferrit, önce austenitin tane sınırlarına oturur ve dolayısıyla nihaî dokuda ilk austenit tanelerinin boyunu belirtir. Ferritin geri kalanı, austenit kafesi içinde bazı kristallografik düzlemler boyunca çökelip bu durum, bahis konusu Widmanstâtten dokusunu tipik olarak temsil eden, ferritin bir yönsel çökelmesine götürür. Widmanstâtten dokusu içinde ferritin elee benzer düzeni, daha dayanıklı perliti ayrı parçalar halinde ayırmaya meyleder ki böylece mukavemet, ve özellikle tokluk azalması vaki olur. Bu itibarla adı geçen dokunun balıca karakteristii düük mukavemet ve gevreklik olup ısıl ilem ya da mekanik yolla bunların telâfisi için önlem alınmalıdır. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 5

IV KAYNAKLARIN DOKULARI a) OKS-ASETLEN KAYNAI Ergimi bölgede metal göreceli olarak uzun bir süre sıvı halde kalır. Bu süre ergimi metal hacmine, yani kaynak edilecek saçın kalınlıına, kaynak çubuunun çapına balıdır. Bu itibarla katılama tane büyüklüü, bir ölçüde, kaynak edilecek kalınlıkla artar. Üfleçle ergitilmi bölgenin dokusu çok kaba, ebeke çok intizamsız bir görünüm arzeder. Kaynak azı kenarlarında, katılamada ona az çok dikey yönden bir kristalleme görülür. Ergimi metalle fazla ısıtılmı ana metalin bir karıımından oluan birleme bölgesi'nde doku kaba olarak kalır. Ana metal'de evvelâ çok kaba dokulu bir fazla ısıtma bölgesi belirip bu bölge çou zaman Widmanstâtten dokusuna yakındır. Kaynaın ekseninden uzaklatıkça dokunun tane boyutları küçülür (ek. 25). Tane yüzeyleri fazla ısıtma bölgesi ile ergimi bölgede, tavlanmı ana metalin ilk tane yüzeyine oranla 15-16 kat kadar büyür. Belirli bir çelik cinsi için dokuların ekli evvelâ saçın kalınlıına balı olacaktır, zira kaynaın zorunlu kıldıı ısıl devre balıca bu faktör tarafından etkilenir. Kalınlıı 10 mm olarak tespit edip birlemenin çeitli bölgelerinde vaki olanları tetkik edelim (ek. 24). Ergimi bölge'de varılan sıcaklık ergime sıcaklıı olup souma hızları 350 ilâ 400 C/dak mertebesindedir; burası azamî su alma bölgesidir. Ancak burada bir kimyasal olay durumu karıtırır: Özellikle adî çeliklerde faydalı elementlerin (karbon, manganez, silisyum) kaybı vaki olur. Bu nedenle bu bölge çou zaman ana metala komu bölgelerden daha az su alır. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 6

Kaynak ekseninden bir kaç mm uzakta bulunan metalin fazla ısıtma bölgesinde varılan sıcaklık çok yüksek kalır (1100 ilâ 1500 C) ve souma da çok hızlı olur (200 ilâ 300 C/dak). Zorunlu olarak tane büyümesi ve önemli doku deimesi ve, tabiatı çeliin cinsine balı olan, su alma vaki olur. Bu bölgede kimyasal deime olmadıından sadece kaynaın ısıl devresi nihaî dokunun yapısına tesir eder. Tavlama bölgesi de denilen, 900 C'ın biraz üstünde ısınmı bölge'de metal, tane incelmesiyle birlikte bir normalize dokuya meyleder; ancak hâlâ yüksek kalan souma hızı (170 ilâ 200 C/dak) nedeniyle deime tam olmaz. A 1 ve A 3 (720 ilâ 900 C) deime noktalan arasına yayılan birinci deime bölgesi'nde deimeler çeitli görünüler arzedebilir; özellikle önemli bir ferrit tanesi deiiklii olmadan vaki koalesans («toplanma») eilimi ile birlikte lamelli agregatın küresellemesi görülebilir. Bahis konusu deime bölgesi, 10 mm'lik saçta, kaynak ekseninden 20 ilâ 25 mm mesafeye kadar yayılabilir. Bu mesafenin ötesinde, önceden tavlanmısa ana metal artık etkilenmez. b) ELEKTRK ARK KAYNAI Elektrik ark kaynaında genellikle çok küçük hacimde ve az çok anî olarak katılaan ergimi metal sıraları oluturulur. Bunun sonucunda ergimi bölgenin dokusu daha ince, bir sırada, ineli, yukarda tanımladıımız basaltik doku'dur. Bu görünüe genellikle bir ark kaynaının son pasoları veya üst tabakalarında rastlanır.(ek. 26). Kaynak, ek. 26'da olduu gibi birkaç pasodan olumusa, üst pasoların ısıl etkisi, katılamı tabakaların dokularını normalize eder, böylece ince çok yüzlü tane teekkülü ile bir doku incelmesi vaki olur. Buna genellikle ergimi bölgenin orta kısımlarında rastlanır. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 7

Birleme bölgesi'nde kristallemenin yönü yine belirli olup çou zaman bu yön, müteakip tabakaların hasıl ettikleri ısıl ilemle bozulur. Ana metalin fasla ısınma bölgesi daha mevziî olup doku bu bölgede bir büyüme azamisi arzeder (ek. 26); sonra birleme bölgesinde, hiç deilse birlemenin orta kısmında, pasoların ısıl etkisiyle incelir. Çeitli deime bölgelerinde varılan sıcaklıkları, daha sert su almalara götüren çok daha büyük souma hızları takip eder. Pratikte çeitli bölgeler, saç kalınlıı ne olursa olsun kaynak azı kenarından 4-5 mm mesafeye yayılmı çok küçük bir hacim içine toplanmı halde olur. Bu keyfiyet, alt tabakaların tanelerini normalize etmeye (tane incelmesi) meyleden küçük pasolar halinde uygulanan ark kaynaının özgü sonucudur. Müteakip pasolar yine, ana metalin deime bölgelerinin dokularını da bir ölçüde etkiler ve bilhassa kalın saçlarda birbirini takip eden etkilenmi bölgelerle kısmen normalize olmu bölgelere rastlanır. Dokular böylece çok küçük bir hacim içine yayılmı olup bir ısıl ilem nedeniyle birbirine girift ve çok karıık durumda olur. Pasoların üst üste gelmesi keza fazla ısınma bölgesinin dokusunu ve dolayısıyla mekanik karakteristiklerini deitirir. Meselâ A noktasında (ek. 26) ilk paso, ana metalin ilk sertliinin % 65'i kadar daha fazla tir sertlii meydana getirir. Fakat bu aynı noktada sertlik müteakip pasolardan sonra azalır ve üçüncü pasodan itibaren ana metalin ilk sertliinin % 25 fazlasında sabit kalır. Fazla ısıtma bölgesinin dier B, C, D noktalarında da durum aynıdır. Sonuç olarak mekanik karakteristiklerin ve dokuların bir homojenlemesi vaki olur. Bundan belki kaynak azının üst açılarının mevziî bölgeleri istisna tekil edebilir. Konunun büyük önemi bizi onun üzerinde biraz daha yayıl maya götürüyor. Bir kaynaklı konstrüksiyonun kalitesiyle hatalarının denetimini ayarlaması itibariyle tenasite, yani bir bakıma mekanik özelliklerin (elastik sınır, kopma mukavemeti, kopma uzaması, çentik darbe mukavemeti v.s.) bir genel anlamını ifade eden kavram, konstrüktörün egemen olmayı amaçladıı bir niteliktir. Oysa ki aranılan nitelik düzeyine göre yeterli bir deerin elde edilmesi, çou kez ortaya bir sorun çıkarmaktadır: her eye yeterince egemen olunabiliyor mu? Tenasitenin ölçümü bile bir sorun yaratmaktadır. Her ne kadar birletirmenin tenasitesi, kırılma mekanii deney çubukları aracılııyla tüm kalınlıı içinde deerlendirilebiliyorsa da en alıılmı kontrollar, bir noktadan geliigüzel çıkarılan çentik darbe deney çubuu ile yapılmaktadır. Böylece de deney, tabiatı itibariyle homojen olmayan kaynaklı birletirmenin sadece az veya çok büyük bir bölümünün durumunu belirtebilir. Ergimi bölgenin tenasitesi balıca iki etkene balı olup bunlar metalürjik içyapi-doku ile kimyasal bileimdir. Dokunun kendisi dahi kimyasal bileimle kaynaın ısıl devresine balıdır. Çok pasolu kaynaklarda, dokunun tanımlanması çapraık hale geliyor: doku, bir yandan, az çok kaynaktan brüt bölgelerle, müteakip pasoların ısıl devresi tarafından dönütürülmü bölgenin birbirlerini izlemelerinden oluan kaynak yapısının («mimari»sinin) makro içyapısını, öbür KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 8

yandan da ilk soumadan veya daha sonraki dönüümlerden meydana gelmi mikro içyapısını içerir. Kimyasal bileime gelince, genel olarak mikro içyapıyı tanımlayan balıca bileimle, bazen mikro içyapının oluumunu etkileyebilen, fakat çou kez mekanik niteliklerin bir evriminin kökeninde yatan mikro elementlerle saflıı bozan elementler (ademi safiyetler) ayırdedilir. Aaıdaki tablo, çok pasolu kaynakların, kaynaktan brüt halde tenasitesini saptayan etkenleri özetlemektedir. Orta kalınlık üzerinde tek ve hatta çift pasolu kaynaklara göre çok pasolu kaynaklar çok daha az, çou kez ihmal edilebilir karıma (ana metalin kaynak banyosunda kaynak metaline karıması) ile büyük kalınlıklar için, sıcakta yourulma yoluyla bir dinamik yalanmanın mümkün müdahalesiyle belirirler. Bu olgu, pasoların birbiri üzerine gelmesiyle birlemenin kalınlıı içinde zorlamaların daılımının önemli yerel ekil deitirmelerine götürmesi halinde vaki olur ki bu arada sıcaklık 100 ile 400 C arasında oynar. Bu olgu, örnein çou kez X kaynaklarının kökünde rastlanan çentik darbe mukavemeti (rezilians) azalmasının nedeni olup bunun derecesi, uygulamada simetrik çalımaya riayet edilmemesi ve eilme etkisinin serbestçe gelimesi suretiyle artabilmektedir. Kaynaklar, daha önce de gördüümüz gibi, bir ısıl ileme tabi tutulabilip bu ilemin çeliin türü ile konstrüksiyonun çalıma koullarına göre, iki gerekçesi olabilir. Ergimi bölgenin, Cr-Mo ile hafif alaımlı türler örneinde olduu gibi özellikle brüt kaynak halinde yetersiz olan sünekliin ıslahı ile en az alaımlı çelik türlerinde gevrek kırılma tehlikesini azaltmak üzere gerilmelerin giderilmesi bahis konusudur. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 9

Ancak bu sonuncusunda, birletirmeler, ısıl ilemin tenasite açısından olumlu ya da olumsuz tali etkilerine maruzdurlar. Her ne kadar tersi de iddia ediliyorsa da genel kanı, gerilim giderme ileminin daha çok olumsuz etki yaptıı merkezinde birleiyor. Bugün endüstrinin vardıı aama, her gün artan aır koullar (düük sıcaklıklar, tekrarlanan zorlamalar, yer sarsıntısı veya korozyon) içindeki bir çevrede çalıacak olan daha büyük kaynaklı konstrüksiyonlar karısında çelik kullanıcılarını, gevrek kırılmaya karı koyabilmek için çok sık olarak daha yüksek bir tenasite aramaya sevketmitir: azami emniyet ve güvenirlik balıca hedef olmutur. Bu nedenle artık çelik kullanıcıları Charpy V rezilians de- erleriyle yetinmeyip hergün artan ekilde çatlak dibinde kritik ayrılma (CTOD) deerini talebetmektedirler. Bunun dıında, sıvı gaz stoklama depolarının çalıma emniyetini salamak üzere gevrek kırılma durması niteliklerinin icbar edildii durumlar da vardır. Bu bakımlardan, kimyasal bileimi ayarlayıp mikro içyapıyı incelterek ana metalde bir yüksek tenasite kolaylıkla elde edilebilir. Ama iri taneli, ısıdan etkilenmi bölge (IEB) ile ergimi bölgenin tenasitesi bahis konusu olduunda sorun tamamen deiik yön almaktadır: gerçekten burada ana metalin, özenle seçilmi ilemler sayesinde elde edilmi mikro dokusu kaynak sırasında, ergime noktasına yakın yüksek sıcaklıklar tarafından geri dönüsüz olarak tahrip olmaktadır. Bu itibarla kaynak enerjisinin özellikle yüksek olacaı hallerde çeliin kimyasal bileimini büyük özenle seçmek esastır. Karbon oranını azaltmak suretiyle tenasite ile soukta çatlamaya mukavemeti ıslah etmek mümkünse de bunun çeliin kopma mukavemetine zarar vermesi tehlikesi vardır. Bugün bu tür tehlikeler, yeni tekniklere bavurularak önlenebilmektedir: mikro alaımlarla bir içyapısal sertlemenin elde edilmesi; su verme ve menevileme ilemi; kontrollü haddeleme ve «kontrollü termo-mekanik ilemler» adı verilen daha da yeni yöntemler uygulanmaktadır. Bu gelimeler sayesinde aynı zamanda mukavemetin ve tenasitenin artmasıyla ilerde ayrıntılarıyla irdeleyeceimiz edeer karbonun önemli azalmasını salamak mümkün olmutur. Kutup bölgelerinde akaryakıt ve gaz nakil hatları inası için yüksek tenasiteyi haiz boru talepleri artık gündemdedir. Özellikle gaz nakli için birçok karakteristik, kullanıcıların talep listesinin baında yer almaktadır. lk sırada, gevrek kırılmanın önlenmesine ait karakteristikler (çatlak önleme ve durdurma nitelikleri), latoil sünek kırılmayı durdurma karakteristikleri ve çok daha büyük taıma kapasiteli boru hatlarının inası için çeliin yüksek mukavemeti gelmektedir. Modern gaz nakli hatlarında, labil sünek kırılmanın ilerlemesiyle ilgili mutat talepler dıında gevrek kırılma karakteristikleri (Battelle DWTT Drop Weight Tear Test Düen aırlıkla yırtılma deneyi) ile arzu edilen Cv 100 karakteristik deeri (kırılma görünümünün % 100 sünek olduu en düük sıcaklıa tekabül eden Charpy V enerjisi) gelmektedir. KARBONLU VE ALAIMLI ÇELKLERN KAYNAI, Burhan Ouz, OERLIKON Yayını, 1985 10