Prof.Dr.Ulvi AVCIATA



Benzer belgeler
MALZEME BİLİMİ VE MÜHENDİSLİĞİ Malzeme Üretim Laboratuvarı II SOL JEL DENEYİ

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MALZEME LABORATUARI II DERSİ AKIMLI VE AKIMSIZ KAPLAMALAR DENEY FÖYÜ

Suda çözündüğünde hidrojen iyonu verebilen maddeler asit, hidroksil iyonu verebilenler baz olarak tanımlanmıştır.

Atomlar ve Moleküller

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

Her madde atomlardan oluşur

Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM. o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

Nanolif Üretimi ve Uygulamaları

POLİMER KİMYASI -4. Prof. Dr. Saadet K. Pabuccuoğlu

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

BÖLÜM I YÜZEY TEKNİKLERİ

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

HAZIRLAYAN Mutlu ŞAHİN. Hacettepe Fen Bilgisi Öğretmenliği. DENEY NO: 6 DENEYİN ADI: DOYMUŞ NaCl ÇÖZELTİSİNİN ELEKTROLİZİ

Kil Nedir? Kristal yapıları birbirinden farklı birkaç mineralin oluşturduğu bir karışımın genel ismidir

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ

6-Maddelerin daha az çözünür tuz ve esterleri kullanılabilir. 7-Isı, ışık ve metaller gibi katalizörlerin etkisi önlenebilir.

ÖNFORMÜLASYON 5. hafta

KİM-118 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

5) Çözünürlük(Xg/100gsu)

HYDROTERMAL YÖNTEMİYLE NİKEL FERRİT NANOPARTİKÜLLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz.

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

ALKOL ELDE EDİLME TEPKİMELERİ ALKOL KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

MEMM4043 metallerin yeniden kazanımı

BURADA ÖZET BİLGİ VERİLMİŞTİR. DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN VERİLEN KAYNAK KİTAPLARA BAKINIZ. KAYNAKLAR

MALZEME BİLGİSİ DERS 4 DR. FATİH AY.

2. GRUP KATYONLARI. As +3, As +5, Sb +3, Sb +5, Sn +2, Cu +2, Hg +2, Pb +2, Cd +2, Bi +3

Katılar. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

Akımsız Nikel. Çözeltideki tuzları kullanarak herhangi bir elektrik akım kaynağı kullanılmadan nikel alaşımı kaplayabilen bir prosestir"

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

PERİYODİK CETVEL

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞĐMĐ ÇALIŞMA YAPRAĞI

Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ. Yrd.Doç.Dr. Emre YALAMAÇ İÇERİK

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Hidroklorik asit ve sodyum hidroksitin reaksiyonundan yemek tuzu ve su meydana gelir. Bu kimyasal olayın denklemi

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ DERS/MODÜL/BLOK TANITIM FORMU. Sol-Gel Processing. Dersin Kodu: MME 5011

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÇÖZELTILERDE DENGE. Asitler ve Bazlar

ÇÖZELTİLERDE DENGE (Asit-Baz)

ASİTLER- BAZLAR. Suyun kendi kendine iyonlaşmasına Suyun Otonizasyonu - Otoprotoliz adı verilir. Suda oluşan H + sadece protondur.

ASĐTLER ve BAZLAR. Yrd.Doç.Dr. İbrahim İsmet ÖZTÜRK

HAZIRLAYAN Mutlu ŞAHİN. Hacettepe Fen Bilgisi Öğretmenliği DENEY NO: 5 DENEYİN ADI: SUYUN ELEKTRİK ENERJİSİ İLE AYRIŞMASI

10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar

5.111 Ders Özeti # (suda) + OH. (suda)

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Sol-jel Prosesleri Ders Notları

BİLEŞİKLER ve FORMÜLLERİ

a. Yükseltgenme potansiyeli büyük olanlar daha aktifdir.

DENEY RAPORU. Amonyum Bakır (II) Sülfat ve Amonyum Nikel (II) Sülfat Sentezi

HİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ I «ÇÖZELTİLER»

Serüveni. 1.ÜNİTE: KİMYA BİLİMİ Kimyanın Sembolik Dili #3

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri

KAYE ve Spektrokimyasal seri

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİNDE MALZEME

Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten. Kimyasal Bağlar.

Atomların bir arada tutulmalarını sağlayan kuvvetlerdir Atomlar daha düşük enerjili duruma erişmek (daha kararlı olmak) için bir araya gelirler

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

Genel Kimya 101-Lab (4.Hafta) Asit Baz Teorisi Suyun İyonlaşması ve ph Asit Baz İndikatörleri Asit Baz Titrasyonu Deneysel Kısım

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Dispers Sistemlerin Sınıflandırılması

5. GRUP KATYONLAR (Alkali grubu)

DOĞAL ZEOLİT TAŞIYICILI TiO 2 FOTOKATALİZÖRLERİNİN ÜRETİLMESİ VE TEREFTALİK ASİT ADSORPSİYON ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

MALZEMENİN İÇ YAPISI: Katılarda Atomsal Bağ

EBRU TEKİN BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ(İ.Ö)

KİMYA II DERS NOTLARI

Faz ( denge) diyagramları

EYVAH ŞEKERĐM KAYBOLDU!!!!! 9. SINIF 4. ÜNĐTE KARIŞIMLAR

İYON TEPKİMELERİ. Prof. Dr. Mustafa DEMİR. (Kimyasal tepkimelerin eşitlenmesi) 03-İYON TEPKİMELERİ-KİMYASAL TEPKİMELERİN EŞİTLENMESİ 1 M.

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

TOZ METALURJİSİ Prof.Dr. Muzaffer ZEREN

A- LABORATUAR MALZEMELERİ

Sıvılardan ekstraksiyon:

Fiziksel özellikleri her yerde aynı olan (homojen) karışımlara çözelti denir. Bir çözeltiyi oluşturan her bir maddeye çözeltinin bileşenleri denir.

Elementlerin büyük bir kısmı tabiatta saf hâlde bulunmaz. Çoğunlukla başka elementlerle bileşikler oluşturmuş şekilde bulunurlar.

ASİTLER VE BAZLAR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 1

1,3-bis-(p-iminobenzoik asit)indan Langmuir-Blodgett filmlerinin karakterizasyonu ve organik buhar duyarlılığı

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3

3.1 ATOM KÜTLELERİ MOL VE MOLEKÜL KAVRAMLARI Mol Hesapları SORULAR

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üiversitesi 2007 KLERİ DERS NOTLARI. Sıvı fazdan katı taneciklerin çökelmesi için çoğu reaksiyonlar

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI

Elektrot Potansiyeli. (k) (k) (k) Tepkime vermez

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK153 Organik Eserlerde Önleyici Koruma Ders Notu DERS 2 2. POLİMERLER

Transkript:

Prof.Dr.Ulvi AVCIATA

Anataz ve rutil formu birçok araştırmacı tarafından uzun bir süre araştırılırken brukit fazının özelliklerinin ve yapısının incelenmesi yenidir Rutil TiO2: UV ışığa karşı korumaya sahip beyaz renkli pigment Anataz-TiO2 3.2ev luk band yarılma enerjisine sahip yüksek fotokatalitik etkisinden dolayı güneş enerjisi sistemlerinde kullanılır kendini temizleme özelliğine sahip süper hidrofilik

TiO2nin özelliklerini etkileyen faktörler: Morfolojinin kontrolü Tanecik boyutu Tanecik boyutu dağılımı Faz bileşimi Taneciklerin gözenek büyüklüğü En iyi özellikteki TiO2 sentezlemek için ; Sıcaklık Geri soğutma süresi Yüzey belirleyicisinin katılması Faz üzerinde HCl asidin etkisi Morfolojisi Çevresel Koşullara dikkat edilmeli

SOL-GEL TEKNİĞİİLE TiO2 SENTEZİ tanecik boyutlarının sabit kaldığı ve taneciklerin çökmediği kolloidal sistemler Gözenekli, 3-boyutlu, içten bağlanmış katı ağları içeren akıcı olmayan yapılar

Eğer sıvı bağları kolloidal sol partiküllerinden yapılmışsa jele kolloidal denilmektedir

Sol-jel prosesi, solusyonun jele dönüştürülmesi ile oluşan sistemler Düşük sıcaklıkta çözücü(sol) içerisinde kimyasal reaksiyonlar ile inorganik yapılar sentezlenir Oluşan jel ısıl işlem veya UV kürleştirme yoluyla sertleştirilir. ALKOKSİT NEDENİ: bir çok solventte çözünmesi koloidal yapının oluşması için metal veya çeşitli reaktif ligandların çevrelediği metal alkoksitleri kullanılmaktadır. TMOS( tetrametoksisilan) ve TEOS ( tetraoksisilan) alüminatlar, titanatlar ve boratlar gibi alkoksitler de TEOS ile karıştırılır hibrit organik-anorganik maddelerin sentezlenmesi için nitrit ve sülfitler kullanılmaktadır.

KOLLOİDAL SOL Koloidal yöntemde kolloid olarak kullanılan partiküller 500 nm ve daha altındaki boyutlara sahip partiküllerdir. Maksimum boyutları ışığın dalga boyuna eşit olan bu partiküller optik mikroskopta görülmezler. Ancak Light Scattering Sedimentation Analysis ya da Osmosis yöntemleri ile görülebilirler. Koloidal sollerden elde edilen Sol-jeller, bir sıvı içinde dağıtılmış koloidal parçacıklar olması nedeniyle solun tarifine tam olarak uyar. Bu yöntem çöktürmepeptizleme mekanizması ile hazırlanan koloidal soller olmak üzere sınıflandırılabilir

ALKOKSİT YÖNTEMİ Başlangıç Maddeleri Metalik tuzlar Alkoksitler MmXn M(OR)n M : metal n: Alkol grubunun bir M X : anyonik grup katyonuyla kombinasyonunu m, n : stokiyometrik katsayılar içerir. Örnek : titanyum asetilaseton izopropoksit Bu iki grubun çözelti kimyası tamamen farklıdır. Ya su ya da organik çözücünün seçimi, başlangıç maddesine bağlıdır. Sol-jel yöntemiyle sentezlenen seramiklerde, özellikle oksitlerde, su ; başlangıç maddelerini dönüştürmek için ana reaktan olarak bulunur. Bu nedenle, su moleküllerinin elektronik özellikleri, sol-jel başlangıç maddelerinin dönüşüm prosesinde önemlidir. Direkt sol-jel yöntemiyle sentezlenen karbür, nitrür ve sülfür gibi oksit olmayan seramikler de diğer bir örnektir.

Değişik yapıdaki Ti(OEt)3acac (OR=OEt) partikülleri TiO2 katkılı kolloidlerin modifiye edilmiş TiO2 kullanılarak hazırlanması

Çözücüler Su Su molekülünü Lewis gösterimi V şeklindedir. Oksijen atomu 4 elektron çifti ile çevrelenmiştir. Her bir hidrojen atomu ile paylaşılmamış elektron çifti arasında kovalent bağ vardır.

Metal Tuz Çözeltileri Sol-jel proseslerinde, metal tuzlar kullanıldığında, çoğunlukla sulu bir ortamda çözülürler. Metal tuzu (MX) çözeltide negatif yüklü Xzve bunu dengeleyecek pozitif Mz+ iyonlarına ayrışır. Anyon ve katyon mutlaka aynı yüke (z) sahip olmak zorundadır. Bu anyonlar bazen safsızlık olarak düşünülür ve saf oksit seramiklerin üretimi için elimine edilirler. Su, dipolar momente sahip olduğu için katyonun pozitif z+ yükü, negatif yükü çeker, yani su molekülünün oksijen atomunu. Bunun bir sonucu olarak da katyon, N sayıda su molekülüyle çevrilir.

(a) Katyonun (b) Anyonun çözülmesi

Sol-Gel Prosesinin Aşamaları 1. Hidroliz Alkoksit yönteminde, metal oksitler önce kısmen hidroliz edilir. Asidik veya bazik ortamlarda sudan çıkan oksijenin titanyuma nükleofilik saldırısıyla hidroliz oluşur. Alkoksit ve H2O birbiri ile karışmadığından dolayı uygun bir çözücü seçilmelidir. M(OR)x + nh2o M(OH)n-x + nroh

Hidroliz ve kondenzasyon hızları; 2. Kondenzasyon: a) Alkol veren tepkime(alkoliz) M-OH + RO-M M-O-M + ROH b) Su veren tepkime (hidroliz) M-OH + HO-M M-O-M + H2O su/ alkoksit oranı( H2O/Si molar konsantrasyonu), alkoksitteki alkil grubu, kataliz konsantrasyonu, ph, çözücü konsantrasyonu, hidroliz ortamı, reaksiyon süresi ve sıcaklığı gibi çeşitli faktörlerden etkilenir.

3. Jelleşme: Çözeltideki polimerler, kondenzasyon reaksiyonlarıyla büyüdükçe, bir demet bütün çözeltiyi kaplayana kadar, geniş demetler şeklinde birbirine bağlanırlar. Bu nokta çözeltinin vizkozitesindeki ani artışla kolayca anlaşılır. Jelleşme olayı, hidroliz ve kondenzasyon reaksiyonları sonucu oluşmaktadır. Reaksiyon hızına ve şekline bağlı olarak oluşan jellerin ve dolayısıyla da son ürünün mikro yapısı kontrol edilebilmektedir. Sol- jel yöntemi kullanılarak, monolitik cam ve seramikler, cam veya seramik fiberler, kaplamalar ve toz üretimi mümkündür.

Sol-Gel yöntemiyle sentezlenmiş 500 C de 5 saat kalsinasyon olmuş nano TiO2 nin SEM görüntüsü

Sol- Gel Yöntemini Etkileyen Faktörler Hidrolizde; 1 ph: Iler, 25 polimerizasyon prosesini 3 farklı ph a bölmüştür < ph2,ph 2-7, >7 ph ne olursa olsun, su molekülündeki oksijen atomunun silikon atomuna nükleofilik olarak etki etmesiyle hidrolizin olduğunu görmüştür. Bu reaksiyonu da ispatlamak için etiketlenmiş oksijen atomu kullanmıştır

2 Katalistin yapısı ve konsantrasyonu: Harici katalizör katılmayarak da hidroliz meydana gelmekte Fakat katalizör kullanıldığında reaksiyon çok daha hızlı ve eksiksiz tamamlanabilir. Mineral asitler( HCl) amonyak asetik asit KOH, aminler KF ve HF Hidroliz reaksiyonunun oranını etkileyen en büyük etkenin asit veya baz katalizörü olduğu anlaşılmaktadır.

2.6.3 Asit katalizli mekanizma: İlk basamakta alkoksit grubu protonlanmakta ve daha elektronegatif Si oluşmakta böylece su molekülü ile etkileşmesi daha kolay olmaktadır. SN2 reaksiyonu olmakta ve alkol oluşmaktadır.

2.6.4 Baz Katalizli Mekanizma: Eşit katalizör konsantrasyonunda baz katalizli reaksiyonlar asit katalizli reaksiyonlara göre daha yavaş olmaktadır. Temel alkoksit oksijenleri, nükleofilik katılmaya ilgisizdir. Bu yüzden ilk önce hidroliz gerçekleşmektedir. 2. basamakta ise SN2 reaksiyonu olmaktadır.

Sol-Gel Yöntemi Kullanılarak TiO2 Sentezi & Sentezi Etkileyen Faktörler: Eiichi Mine ve grubunu sol-gel yöntemini kullanarak submikrometre boyutunda titanyum taneciklerini, titanyum alkoksidin hidrolizi ile sentezlemeyi amaçlamaktadır. Kosolvent ve katalizör: amonyak, metilamin(ma), dimetilamin(dma Çözücüler: etanol/asetonitril, etanol/metanol, etanol/aseton, etanol/asetonitril,etanol/formamid Su molekülü konsantrasyonu: 0.1-0.3 M Alkoksit: 0.03 M titanyum tetraisopropoksit(ttip) Reaksiyon sıcaklığı :10-50 C Amaç: en iyi dispers olmuş ve küresel yapıdaki nanotozların sentezi Tanecik boyutları: 143 ile 551 nm

Amin Katalizörünün Etkisi: Çözücü: etanol Katalizör: aminler; amonyak, metilamin(ma), dimetilamin(dma Solvent: asetonitril/etanol Partiküllerin ortalama büyüklüğünün sıralaması: DMA >MA> amonyak a) amonyak b) MA c) DMA TEM görüntüsü

İkinci Solventin Etkisi: a) Etanolda oluşan titanyum partiküllerinin ortalama büyüklüğü 250 nm dir. Pürüzlü yüzeye sahiptirler b-c) İkinci solvent olarak metanol ve formamid kullanıldığında ise nano boyutta partiküller gözükmemekte, topaklaşma meydana gelmektedir d-e) Asetonitril ve aseton ikinci solvent olarak kullanıldığında ise küresel titanyum partikülleri oluşmaktadır Sonuç olarak, asetonitril/etanol solventi monodispers ve küresel partiküller sentezlemek için en uygun solventtir

Asetonitril Konsantrasyonunun Etkisi: Asetonitril konsantrasyonu değiştirilerek titanyum partiküllerinin tanecik boyutu karşılaştırılmaktadır. Astonitril konsantrasyonu; 0 wt % : titanyum partiküllerinin ortalama büyüklüğü 270 nm 0-42 % : partikül boyutlarında azalma 77%den büyük: aggregasyon

Metilamin konsantrasyonunun etkisi: MA konsantrasyonu; 0.0005M : aggregasyon 0.002M küresel partiküller MA konsantrasyonu düşük olduğunda titanyum partiküllerinin negatif yük değeri de düşük olmakta ve partiküllerin elektrostatik itme kuvvetleri düşük olmaktadır. Fakat MA konsantrasyonu arttığında negatif yük değeri elektrostatik yük kuvvetleri yüksek olmakta ve böylece aggregasyon meydana gelmemektedir.

Su molekülünün etkisi: Su mulekülünün konsantrasyonu 0.05M agregasyon 0.1-0.3M küresel partiküller Metal alkoksitlerin hidroliz olması su konsantrasyonu arttıkça artmaktadır

Reaksiyon Sıcaklığının Etkisi: 10 ve 30 C olduğunda ortalama partikül büyüklüğü 344 ve 182 nm olan titanyum partikülleri sentezlenmektedir. Yüksek reaksiyon sıcaklığı, Tetraizopropoksit(TTIP)in hidrolizini arttırmaktadır ve titanyum partiküllerinin artması sağlanmaktadır. Böylece yüksek reaksiyon sıcaklıklarında titanyum partikül boyutunda azalma meydana geleceği sonucuna varılmaktadır. 10 C 30 C 50 C

Hidrotermal Yöntemle TiO2 sentezi Hidrotermal terimi yüksek sıcaklık ve su basıncını konu almaktadır. Hidrotermal yöntemle madde sentezi için autocalves veya bomb denilen yüksek sıcaklık ve yüksek basınç cihazları kullanılmaktadır. Sıcaklık ve basınç değerlerindeki en yüksek veriler ise 1000 C ve 500 Mpa dır.

Hidrotermal deneylerde başlangıç maddeleri için gerekli şartlar vardır. Bileşimleri kesinlikle bilinmelidir Oldukça homojen olmalıdırlar Oldukça iyi kalitede olmalıdırlar Hidrotermal yöntemiyle sentezlenen toz TiO 2 nin diğer yöntemlerle sentezlenen toz TiO 2 den farkı tozlar direkt olarak solüsyon içinde oluşmaktadır Tozlar anhidrid, kristalize veya amorf yapıdadır. Bu yapıların oluşumu hidrotermal yöntemde kullanılan sıcaklığa göre değişmektedir. Hidrotermal sıcaklıklar ayarlanarak tanecik büyüklüğü ayarlanabilir Başlangıç maddeleri ayarlanarak tanecik şekli kontrol edilebilir. Tozlar sinterlemede reaktif özellik gösterirler Çoğu durumda tozların kalsinasyon ve şekil verme işlemine gerek duyulmaz

Hidrotermal Yöntemle Sentezlenen TiO2 Örnekleri İlmenit FeTiO2 bileşimine sahip çok kararlı bir yapıdır. TİO2 nin ise maden cevherlerinden sentezi çok güç olmaktadır. İlmenit formundan hidrotermal yöntemle TiO2 sentezi gerçekleştirilmiştir. 10ml KOH veya 10M NaOH ilmenitle 5:3 oranında 500C ve 300 kg/ cm2 hidrotermal koşullarında tepkimeye girmektedir. İlmenit formu 63 saat sonra tamamen ayrışmakta ve TiO2 oluşmaktadır.

Ayırca bir diğer yöntemde 1987 yılında Yoshimura Ti metal tozunu 1:2 oranında su ile altın kapsül içinde karıştırıp 100 MPa ve 700 C nin üzerinde hidrotermalşartlarda 3 saat tepkimeye sokmaktadır 100 MPa ve 3 saatlik hidrotermal oksidasyon sonucu Ti ürününün sıcaklık-miktar grafiği

Hidrotermal Mikrodalga Yöntemiyle TiO2; Komarneni ve grup arkadaşları 0.5M TiCl4 ve 1M HCl reaksiyonu sonucu TiO2 sentezi 2.45 GHz frekans Teflon kaplar Teflon kullanılmasının sebebi ise 200 psi gibi yüksek basınca duyarlı olmasıdır. hidrotermal yöntem, 1)diğer sentezlere göre çevresel açıdan çok daha fazla avantaja sahiptir. 2) düzenli erimeye sahip olmayan metaller için kullanılır. Örneğin 52/48 Zr-Ti elde etmek için

Nano partiküller, Termal hidroliz, Sol-jel, Hidrotermal prosesi Mikroemulsiyon prosesi Termal hidroliz ile sentezlenen titanyum tozlarında aggremasyon gibi birçok problemle karşılaşılmaktadır. Sol-jel yöntemi; uzun aging süresi & ekonomik değil Aggregasyonu önlemek için; hidrotermal mikroemülsiyon yöntemi

Hidrotermal Mikroemülsiyon Yöntemi Kullanılarak Nanoboyutta TiO2 Sentezi (Chung-Hsin Lu ve Mİng-Chang Wen ) AMAÇ: ph ın toz TiO2 üzerindeki etkisini araştırmak SONUÇ: Düşük phdaki mikroemülsiyon çözeltilerinin küresel tanecikli yapıya, nötral phdaki çözeltideki taneciklerin ise çubuk şeklinde yapıya sahip olduğu bulunmuştur. Nucleation ve kristal büyümenin mekanizması çözeltideki asitlikten etkilenmektedir. Çubuk şeklindeki partiküller, küresel partiküllere göre daha fazla yüzeysel alan kaplamaktadır ph 7de sentezlenmiş olan TiO2 tanecik boyutunun XRD cihazıyla 17 nm olduğu gözlenmiştir. ph 4-6 arasındaki ortalama tanecik boyutu ise 10, 15 ve 20 nm dir.

Küresel ve çubuk şeklindeki partiküllerin metilen mavisi kullanılarak UV ışık altında fotokatalitik etkisi incelenmiştir. Sonuç olarak ise ph7de sentezlenmiş olan küresel taneciklerin yüzeysel alanları fazla olduğu için metilen mavisine katalitik etkisinin daha fazla olduğu görülmüştür. UV ışık altında a)ph 4, b) ph 5, c) ph 6 ve d)ph 7 de hidrotermal mikroemülsiyon yöntemi ile sentezlenmiş TiO2 tozlarının metilen mavisine katalitik etkisinin UV-vis spektrumunda görünümü

ph 4 blank ph 6 ph 7 ticari toz (ST-01)

Şekilde ise çubuk ve küresel yapıdaki TiO2 tozlarının oluşma mekanizması verilmektedir. Kristal Anataz ın oktahedral TiO6 yapısı taneciklerin morfolojisini belirlemektedir. ph ın değiştirilmesi ile OH iyonlarının konsantrasyonu değişmekte bunun sonucunda da Ti+4 kompleksine etki eden OH iyonu sayısı değişmektedir. Ti+4 kompleksinin diğer konumları ise Cl- iyonları tarafından doldurulmaktadır. Hidroliz prosesinin başlama aşamasında Ti+4 kompleks iyonu [Ti(OH)n(Cl)m]-2 yapısını almaktadır. Eğer asitlik fazla olursa OH iyonlarının sayısı az olmaktadır. Asitlik fazla olduğunda OH iyonu sayısı 2-3 olmaktadır İki OH iyonu Ti+4 kompleksi ile birleşir ve aralarında Ti-O-Ti bağı oluşturmakta ve sonrasında su molekülü uzaklaştırıldığında (dehidrasyon) küresel Titanyum tozları oluşmaktadır. Reaksiyonun phı arttırıldığında Ti(OH)3(Cl)3]2- yapısındaki OH iyonlarının sayısı da artacak ve OH iyonlarının etkileşmesi sonucu tanecikler büyümektedir. Ti+4 kompleksine bağlanan OH iyonu sayısı ise 4-5 arasında değişmektedir. OH iyonları arttıkça Ti-O-Ti bağlanması artacaktır. Cl iyonlarının bulunduğu bölgede ise zincir uzaması gerçekleşmemektedir. Bundan dolayı partikülün büyümesi tek yönlü olmakta ve çubuk şeklinde morfolojik yapı meydana gelmektedir.

KAPLAMA TEKNİKLERİ Sol-gel tekniğinde başlangıç malzemesi olarak genellikle metal alkoksitler kullanılmaktadır. Reaktif monomer veya oligomer oluşturan bir başlangıç malzemesi sol-jel tekniği için daha uygun olmaktadır. Sol-jel tekniğinin diğer yöntemlerden farkı malzemenin sıvı olarak ve oda şartlarında hazırlanabilmesidir. Sol-jel tekniğinin temelinde anorganik polimerizasyon tepkimeleri yatmaktadır

Sol-jel tekniği ile cam,metal,plastik ve seramik malzemeler üzerine TiO2 kaplanabilmektedir. Bu malzemelere TiO2; daldırarak, döndürerek veya püskürtme gibi yöntemlerle kaplanabilir.

Daldırma Yöntemi ( Dip Coating) Bu yöntem TiO2 kaplanılacak yüzeyin çözeltinin içerisine daldırılarak belirli bir hızla geri çekilmesine ve kontrollü sıcaklıkta kurutulmasına dayanmaktadır. Kaplamanın kalınlığı; kaplanılacak malzemenin çözeltiden geri çekilme hızına ve açısına çözelti konsantrasyonu ve viskozitesine bağlıdır. Kaplama yapılmadan önce kaplanılacak yüzey öncelikle temizlenmelidir. Eğer alkoksitlerin ve hidrolizin gerçekleştiği sistemlerin kullanıldığı kaplamalar kullanılacaksa atmosfer koşullarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Atmosfer çözücünün buharlaşmasını sağlar ve jelleşme prosesisin meydana gelmesi sağlanmış olur. Yüzeyde saydam film tabakası oluşur.

Genel olarak sol partikülleri yüzey yükleri tarafından dengede tutulmaktadır. Jelleşme prosesinin Stern Teorisine göre açıklaması; Dengedeyken yüklü taneciklerin birbirine yaklaşma hızları, itme kuvvetlerinden daha düşüktür. Jelleşme noktasına gelindiğinde ise partiküller arasındaki itme kuvvetleri azalarak çok hızlı olarak jelleşme meydana gelmektedir. Elde edilen jel sonra termal muamele ile yoğunlaştırılmalıdır. Termal muamele bileşime göre değişmektedir.

TiO2 dip coating kaplamanın endüstriyel uygulaması

Döndürerek Kaplama (Spin Coating) Bu yöntem kaplanılacak madde eksen üzerinde dönen diskin ortasından kaplanılacak yüzeye damlatılmaktadır. Dönmeden dolayı çözelti kaplanılacak malzemeye homojen olarak dağılır. Son olarak kaplanan malzeme kurutma ve sinterleme işlemlerinden geçirilir. Kaplama kalınlığının aralığı nanometre boyutları ile 10 mikrometre arasında değişmektedir.

Sıvı Püskürtme Yöntemi (Spray Coating) Hareketli nozüller yardımıyla, kaplama çözeltisinden elde edilen ince damlacıklar bulutu önceden ısıtılmış cam yüzeyine püskürtülerek kaplama yapılır. Kaplamalar çoğunlukla halojenür ve asetilasetonatlardan hidrolitik veya pirolitik yöntemlerle elde edilen oksit kaplamalardır. Taşıyıcı olarak organik çözücüler veya alkol kullanılır. Kaplanacak yüzey sıcaklığı genellikle 400-700 C'ler arasında değişir. Bu yöntemle tekdüze bir kaplama kalınlığına ve rengine ulaşmak zordur. Sıvı püskürtme yönteminin diğer bir şekli de (Wet Reduction Process - WRD) kaplama malzemesi olarak bir metal tuzu çözeltisi kaplanacak cam yüzeyine püskürtülür. Daha sonra indirgeme çözeltisi aynışekilde püskürtülerek oda sıcaklığında veya daha yüksek sıcaklıklarda metalin yüzeyde çökelmesi sağlanır. İndirgeme reaksiyonu kendiliğinden devam eder. Ancak bu yöntemde tekdüze bir kaplama kalınlığı elde etmek güçtür.

Fiziksel Buhar Yöntemi (Vacuum Process) Bu yöntemde kaplama maddesi önce buhar fazına geçirilir, daha soma vakum ortamında kaplanacak cam yüzeyine ulaştırılır. Uçucu hale getirilmiş kaplama maddeleri çeşitli yollarla uyarılır veya iyonize hale getirilir ve gerekirse elektrik alanda hızlandırılır. Cam yüzeyinde yoğunlaşmadan sonra heterojen çekirdeklerime ile kaplama elde edilir. Bu yöntem, kaplama esnasında kalınlığın ölçülebildiği tek yöntemdir. Malzemenin buhar fazına geçirilmesi yönünden Isıyla Buharlaştırma, Saçılma (Sputtering) ve Plazma Polimerizasyonu olarak sınıflara ayrılmaktadır.

Kimyasal Buhar Yöntemi (Chemical Vapour Deposition) Kaplama malzemesi yüksek sıcaklıklarda gaz veya buhar fazına geçirilir ve bir taşıyıcı gaz ile reaksiyon odasına taşınır. Kaplanacak yüzey önceden ısıtılır. Reaktanlar buhar fazında kimyasal reaksiyona girerek ince bir film şeklinde cam yüzeyinde yoğunlaşırlar. Reaksiyon cam yüzeyine çok yakın ya da camın üzerinde olmalıdır. Reaksiyonun gerçekleşmesi için kaplama yüzeyine, ısı, yüksek frekanslı elektriksel alan, X ışınları, elektrik arkı, elektron bombardımanı uygulanabilir. Kaplanacak yüzey sıcaklığı, gaz basıncı, reaktanlarm konsantrasyonu, ve akış hızı kaplama kalitesini etkilemektedir. Cam yüzeyine kaplanamayan buhar fazmdaki reaksiyon ürünleri kontinü bir prosesle ortamdan uzaklaştırılır.

5. KAPLAMALARIN KARAKTERİZASYONU Yüzey temas açılarının suya ve hexadecana karşı ölçülmesi SEM ile yüzey morfolojisinin incelenmesi, partiküllerin kaplama içerisindeki dağılımının gözlenmesi ve EDS ile kaplamadaki elementlerin kaplama içerisindeki dağılımının tespiti FTIR ile yapılacak sentezlerle ilgili detaylı bilgi sağlamak ve fonksiyonel grupların birbiriyle vereceği tepkimelerin gözlenmesi DTA/TGA ile kaplama çözeltilerinin ve kaplamaların ısıl davranışlarının belirlenmesi Viskozite ölçümü ile kaplama çözeltilerinin raf ömrü ve jelleşme sürelerinin tespiti

MUTLU YILLAR