TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA
Ülkemizde Tarımsal Ormancılık Çalışmaları Ülkemizde tarımsal ormancılık çalışmalarını anlayabilmek için ülkemiz topraklarının yetişme ortamı özellikleri ile doğal bitki örtüsünün iyi bilinmesi gerekir. Türkiye nin yetişme ortamı özellikleri ekoloji ve toprak ilmi derslerinde, bitki örtüsü ise Angiospermaea ve Gymnospermaea derslerinde verilmektedir. Ayrıca Silvikültürün temel prensipleri dersinde ülkemiz ormancılığının eko-silvikültürel özellikleri ele alınmaktadır. Tarımsal ormancılık açısından önemli olan ise, tarım ve ormancılığa konu alanların genel özellikleridir. Bu nedenle de ülkemizde tarımsal ormancılık potansiyeli ve uygulamalarına geçmeden önce Türkiye de arazi kullanımı ile arazi yetenek sınıfları arasındaki ilişkiye kısaca değinilecektir. Bunun ardından ülkemizdeki tarımsal ormancılık potansiyeli ve uygulanabilirliği yedi coğrafi bölge genelinde ayrı ayrı ele alınacaktır.
Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye arazisinin durumu ve arazinin kullanımı ile arazi yetenek sınıfları arasındaki ilişki coğrafya bölgelerine ve bölümlerine göre orman, mera - çayır ve tarım arazileri arasında ve genel çizgileri ile ele alındığında elde edilen sonuçlar aşağıda özetle sıralanmıştır. 1. Türkiye, arazisinin özellikleri dolayısıyla, farklı bölgesel iklim özelliklerinin de oluştuğu bir ülkedir. 2. Coğrafya bölgelerinin kendi içindeki bölümleri arasında dahi önemli iklim farkları görülmektedir. Bu farklar oradaki bitki örtüsünü olduğu kadar arazinin kullanım şeklini de etkilemektedir. 3. Ülke arazisinin dağlık ve eğimli oluşu özellikle VI. ve VII. sınıf arazinin fazla olmasını sağlamaktadır 4. Ülke arazisinin % 91'inde toprak taşınıp gitmektedir. 5. Tarım arazisi, hemen her yerde potansiyel sınırlarını aşmış, orman ve mera arazisi aleyhine genişlemiştir. Bu genişleme ülkenin ekolojik dengesini şiddetle ve olumsuz yönde etkilemiştir. 6. Artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için tarım alanlarının genişletilmesi mümkün değildir. Çare, sulu tarım yapılabilen alanların genişletilmesidir. 7. Sulu tarım için barajların sayısının arttırılması ve her yıl boşa akan suyun kullanılabilir duruma getirilmesi, sulama sistemlerinin sık laştırılması gerekmektedir.
8. Ülkenin sanayileşmesi hızla devam etmektedir. Sanayinin kul lanacağı ucuz elektrik enerjisi barajlarda kurulacak hidroelektrik santrallerinden üretilebilir. 9. Sulama suyu ve hidroelektrik üretimi baraj havzalarındaki su üretimine bağlıdır. Baraj göllerinin, su yerine, yamaç araziden taşınıp gelmiş materyalle dolması önlenmelidir. 10. Ülkenin artan nüfusunun odun hammaddesine olan ihtiyacı da hızla artmaktadır. Ormanların devamlılığını bozmadan odun hammaddesi üretimi arttırılabilir. Çeşitli coğrafya bölgelerinde çeşitli arazi sınıflarındaki orman alanlarında farklı ağaç türleri ile ağaçlandırmalar yaparak üretimin arttırılması mümkündür. 11. Sadece orman alanı olması gereken arazide 18.4 milyon ha alanın ağaçlandırılması gerekmektedir. Bu alanda yılda 300 000 ha'lık bir ağaçlandırma kapasitesi ile orman kurulması sağlandığı takdirde artan nüfusun ihtiyaçları karşılanabilir. Ayni zamanda topraklarımızın taşınması, barajlarımızın dolması, sulama sistemlerimizin ve tarım alanlarımızın devamlılığı, hidroelektrik santrallerimizin devamlılığı sağlanabilir. 12. Sadece orman alanındaki ağaçlandırmaların yeterli olamayacağı anlaşılmaktadır. 25.4 milyon ha orman alanı yanında, 22 milyon ha mera, 6.3 milyon ha tarım ve 3 milyon ha kayalık ve kumul ile kaplı arazide de çalışılması gerekmektedir. Gerek su, gerekse rüzgâr ile toprağın taşınmasının önlenmesi, rüzgârın kurutucu etkilerinden tarım ve mera alanlarının korunması için, sel ve çığ kontrolleri için toplam 56.7 milyon ha alanda çalışılması gerekmektedir. Bu alan ülkenin % 73'ü kadardır ve ormancılığın Türkiye'de potansiyel görev alanını teşkil etmek tedir.
Sonuç olarak; Türkiye arazisinin sınıflandırılması ve bu sınıflandırmanın bölgesel durumu araziyi işleten her meslek grubuna yeni stratejik esaslar getirmekte ve yön göstermektedir. Arazi yetenek sınıflamasına göre, Türkiye ormancılığında yeni uygulamaların başlatılması kaçınılmazdır. Bitkiyle uğraşan meslek gruplarının gerek ormancılık gerekse tarımsal uygulamalarda birbiriyle rekabet eden değil birbirini tamamlayan çalışmalar yapması kaçınılmazdır. Bölgelere göre farklılıklar gösteren tarım ve ormancılık uygulamalarının kombinasyonlarında da farklılıkların olması gerekmektedir. En uygun uygulamalar bölgenin yetişme ortamı koşullarını dikkate alan arazi kullanım durumu ve yöre halkıyla uyumlu çalışmalardan geçer.
Türkiye de Tarımsal Ormancılık Potansiyeli ve Uygulamaları Ülkemizde tarımsal ormancılık uygulamaları, bazı bölgelerde karma ormancılık, bazı yerlerde de sosyal ormancılık diye adlandırılarak ele alınmıştır. Bu çalışmalar 1986 dan sonra denenmeye başlamış, yurtdışı gezileri sırasında edinilen gözlem ve bilgiler ışığında sürdürülmüştür. Bilimsel olarak 1990 yıllarda ele alınmaya başlanmıştır. İlk yapılan bilimsel çalışmalar arasında Akçaabat Bölgesinde Agroforesry Potansiyelinin Belirlenmesi adlı yüksek lisans tezi verilebilir. Bu çalışma KTÜ Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü Silvikültür Anabilim dalı tarafından 1989 yılında okutulmaya başlanan tarımsal ormancılık dersi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Bu ders daha sonra diğer fakültelerde de seçimlik ders şeklinde ele alınmış olup halen Orman Mühendisliği bölümlerinde ders olarak okutulmaktadır.
Konunun bilimsel olarak ele alındığı bir başka örnek ise Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde sürdürülmüştür. Türk-Alman ormancılık projesi kapsamında Sosyal Ormancılığın Geliştirilmesi başlığı altında, tarım ve orman arasında işbirliği programlarının geliştirilmesi, geniş araştırmalara dayanılarak gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bu proje kapsamında ilk iş olarak köy halkının beklentileri, ihtiyaçları sistematik olarak tespit edilme yoluna gidilmiştir. Sonuç olarak deneme köylerinde kontrollü otlatma, yapacak ve yakacak odun üretimi ile faydalanma sağlanması amaçlanmıştır. Buradaki çalışmalarda köy temsilcileri ile anketler yapılmış, Orman İşletme temsilcileri ile karşılıklı konular tartışılmış ve sonuçta; köy tüzel kişiliğince özel orman kurma ve işletme, özel fidanlık kurma ve işletme, çevre ağaçlandırmaları yapma vb. çalışmaları yapmaları sağlanmıştır. Ayrıca çalışmanın olduğu köylerde kontrollü otlatma, yapacak ve yakacak odun üretimi ile faydalanma sağlanacaktır.
Bu örneklere ilave olarak ülkemizin çeşitli yörelerinde küçük boyutlarda da olsa tarımsal ormancılık örneklerini bulmak mümkündür. Ancak yapılan çalışmalar bilinçsiz bir şekilde yürütüldüğü sürece istenilen başarıyı beraberinde getirmemektedir. Zonguldak ta gerçekleştirilmeye başlanan Türk-Alman ortak projesi bünyesindeki çalışma bilimsel olarak ele alınan önemli bir çalışmadır. Ülke genelinde benzer çalışmaların yaygınlaştırılması gerekir. Ancak her şeyden önce farklı ekolojik koşullar ihtiva eden bölgelerde iyi bir etüt ile kırsal halkın beklentilerinin ortaya konması, daha sonra da tarımsal ormancılık tekniklerinin uygulanması gerekmektedir.
Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar içerisinde özellikle kavakçılık çalışmalarının bir kısmı tarımsal ormancılık uygulamalarına birer örnektir. Tarımsal ormancılık açısından önemli kavak türleri Popoulus X euroamericana ve P.nigra subsp nigra cv italica tir. Kavak ağaçlandırmalarının altında ilk yıllarda çeşitli sebzeler yetiştirilmekte ve kavakçılıkta ara tarım adı ile anılmaktadır. Kavaklıklar altında ilk 3-5 sene tarım yapılabilir. Bu zaman içinde alanda hiçbir bitki yokmuş gibi düşünülür. Bunun örneklerinin ülkemizin hemen her yerinde küçük boyutlarda da olsa görmemiz mümkündür. Kavağın tarımsal ormancılık uygulamaları açısından önemi ve potansiyeli daha sonra ayrıntılı olarak verilecektir. İlgili araştırma enstitüsü tarafından yapılan çalışmalar arasında; Karakavak Ağaçlandırmaları ve Zirai Ara Kültür Ekonomisi Üzerine Araştırmalar (Alanay 1989), Tarımsal Ormancılığın Tanımı, Önemi, Uygulama ve Araştırmalardan Örnekler (Ayberk 1992), adları altında çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Bu çalışmalarda kavak ağaçlandırmalarında farklı aralık mesafelerdeki dikim boşluklarına çeşitli tarımsal ürünlerin yetiştiriciliği denenmiştir. Tarımsal ürünler arasında fasulye, mısır, pancar, soya fasulyesi, nohut, karpuz, havuç, pamuk, vb. kullanılmıştır.