ZAPTETSE DE FİRKRİNİ BİN VESVESE BİN GAM, ESİR EDEMEZ ELEM KENDİNE SENİ EĞER DOSTUN VARSA DİĞERGAM DAÇKA için bildik bir anlam; yeni bir kelime : Mayıs ve Haziran Ayları nın değeri diğergamlık Türkçemizde özgecilik olarak ifade edilen diğergamlık kavramı, başkalarını düşünmek, başkalarının çıkarlarını korumak, özverili olarak fedakarlık yapmak anlamlarına gelmektedir. Empati kavramıyla karıştırılan bir durum olsa da empati kavramında tamamen kendini tatmin etmek için karşıdakini anlama duygusu hakimken, diğergamlık olgusunda ise anlamakla birlikte diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma gibi bir erdem söz konusudur. Böyle yapan bir insanın ne kadar mutlu ve kendisi ile barışık olduğu bir tarafa, toplumda var olan ekonomik ve sosyal dengesizliğin giderilmesi sonucu o bireyleri kazanmanın topluma sağlayacağı fayda da diğer taraftadır. Değerler Eğitiminde Mayıs ve Haziran Ayları DAÇKA lı gençlerin kelime hazinelerine diğerkamlık sözcüğünü ekledi. Her diplin boyutunda kendine bir yer bulan sözcük DAÇKA ya hiç yabancı değildi. Bundan tam 152 yıl önce diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışan 4 genç devlet ve bilim insanı dalları bugünlere kadar uzanacak bir tohumu toprağa atmıştı : Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiyye. Bu tohum acar bir fidandan güçlü bir ağaca evrilirken DARÜŞŞAFAKA adını alacak ; Türk toplumu. onu şefkat yuvası olarak tanıyacak, benimseyecek, koruyacak, kollayacak ve yaşatacaktı. TÜRKÇE Hazırlık sınıflarıyla Türkçe derslerinde Slogan Yazma etkinliği gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerle öncelikle diğergamlık, bencillik ve egoistlik kelimelerinin anlamı üzerine konuşulmuş, öğrencilere bu kavramlarla ilgili fikirleri sorulmuş ve bir tartışma ortamı oluşturulmuştur. Yaşam içerisinde bu duyguların yeri, toplumsal olaylarda bu kavramların olaylara yön verme gücü sorgulanmıştır. Ayrıca sınıflarımızda, diğergamlığın en güzel örneklerinden biri olan Çanakkale Savaşı ve bu savaşın kahramanlarının yazdığı mektuplardan oluşan Buket Uzuner in Gelibolu romanı okutulmuş, kitap hakkında konuşulmuştur. Yine öğrencilere Gelibolu Belgeseli izletilerek diğergamlık kelimesinin anlamının kavranması sağlanmıştır.
MATEMATİK 10. Sınıflarda başkalarına yardım etmek için kurulan Kızılay, Yeşilay, Kızılhaç, Lösev, Akut gibi kuruluş ve derneklerin kısa tarihçeleri, amaçları ve faaliyetleri öğrenciler tarafından araştırıldı ve power-point sunumları hazırlandı. Daha sonra her grup paylaşımlarda bulundu. Aşağıda sunumlar ile ilgili bir kare görmektesiniz.
FEN Öğrencilerimize bu bağlamda sınıflarda drama çalışması yaptırılmış, farklı gruplar oluşturularak her gruba farklı senaryolar verilerek olayın geri kalanını grup arkadaşları ile canlandırmaları istenmiştir. Birilerinin ya da toplumun iyiliği için kendini feda edebilmek her insan için kolay değildir, ancak öğrencilerimiz bu yönde olumlu davranışlar sergileyerek kardeşlerine de bu yönde örnek olmaya söz vermişlerdir.
Öğrencilerimiz kendilerine verilen senaryoları da büyük bir özveri ile canlandırmışlardır. Canlandırmaları yaparken öğrenciler empati kavramına da vurgu yapmışlardır. Rollerini canlandırırken sınıf içerisinde keyifli anlar yaşanmış, en son da diğergamlık konusuyla roller bağdaştırılmıştır. YABANCI DİLLER Bu yil 10. sınıf Seçmeli İngilizce dersinde 2 ay boyunca Shakespeare'in Romeo ve Juliet adlı eseri işlendi. Bu ünitede temamız fedakarlıktı. Her ne kadar gönülsüzce de olsa, hikayenin ana kahramanlarının ölümü en sonunda iki evi birleştiren bir fedakarlıktır. Buradaki trajedi ise bunu sağlamak için masum insanların ölümlerinin gerçeklemiş olmasıdır. Yine ek olarak eserde "fedakarlık" ile ilgili diğer sorular da yer alıyor. Mercutio, Tybalt, Paris, ve Lady Capulet eserde ölüyor. Onların ölmeleri gerekiyor muydu? Tam olarak ne için öldüler? Sınıf çalışması olarak detaylı bir şekilde fedakarlıklarının tam olarak ne olduğu ve bu fedakarlıkların gerekli olup olmadığını incelendi. Öğrenciler oyundaki performansları
kendileri uyguladılar ve ay sonunda film versiyonunu da yaptılar. Özellikle oyunun farklı ortamlara adapte edilebilecek farklı şekillerine ve aşıkların fedakarlıklarının etkileri üzerine odaklanıldı. Romeo ve Juliet ailelerinin istekleri uğruna kendi mutluluklarını feda etmeli miydiler? Juliet Paris'le sırf babası istediği için evlenmeli miydi? Bu soruların hepsi küçük gruplar halindeki organize edilen adaptasyon versiyonlarında ele alınacak. SOSYAL BİLGİLER 9. Sınıflarda Türklerde Arasında İslam Anlayışının Oluşmasında Etkili Olan Şahsiyetler konusu işlenirken ünlü Türk düşünürlerin diğergamlıkla ilgili sözlerine atıfta bulunulmuştur. Diğergamlık: Kendisinin ihtiyacı olduğu halde başkasını kendine tercih etmek, başkasını kendinden daha çok düşünmektir. Diğergamlık kavramı aynı zamanda İslam dinini yakından ilgilendiren bir kavram olmasından dolayı öncelikle Kuran ın bu konuya bakış açısı üzerinde durulmuş, Hz. Muhammed in ve Türkler arasında İslam anlayışının oluşmasında etkili olan şahsiyetlerin sözlerinden örnekler verimiştir. Derste dğergamlık kavramı üzerinde durulurken bu kavramın bir anlamda empatiye karşılık geldiğine vurgu yapılmıştır. Ayrıca bu kavram her ne kadar dini içerikli olarak algılansa da başkalarını düşünme ve zorda kalana yardım etmenin hangi dinden ırktan ve mezhepten olursa olsun erdemli bir davranış olduğu hatırlatılarak Kim bir insana hayat verirse bütün insanlığa hayat vermiş gibidir. Kim de bir insanı öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir. ayeti üzerinde durulmuştur. Diğergamlıkla ilgili ayetler: Siz hayır olarak ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. (Sebe, 39) Allah yolunda mallarını harcayanların misali, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir. (Bakara, 261) Herhangi birinize ölüm gelip de: «Ey Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirsen de sadaka versem ve sâlihlerden olsam» demesinden evvel size rızık olarak verdiğimiz şeylerden
infak edin! Çünkü Allah, bir kimseyi eceli geldiği zaman asla ertelemez. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Münâfikûn, 10-11) Ey îmân edenler! Ne bir alışveriş ne bir dostluk ne de (Allah ın izni olmadıkça) bir şefaat bulunmayan kıyâmet günü gelip çatmadan önce, size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda cömertçe sarf edin! Kâfirler, zâlimlerin tâ kendileridir. (Bakara, 254) Hz. Muhammed in sözlerinde diğergamlık örnekleri: Kim, darda kalan birine kolaylık gösterirse; Allah da ona, dünya ve ahirette kolaylık gösterir. Komşusu açken tok yatan kimse, kâmil mü min değildir. İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter. Örnek olay: Hz. Muhammed, cömertlik ve diğergâmlık vasıflarına en fazla sahip olan insandı. Birgün âilesi bir koyun kesmişti. Hz. Muhammed bir ara: Ondan geriye ne kaldı? diye sordu. Hz. Âişe: Sadece bir kürek kemiği kaldı cevabını verdi. Bunun üzerine peygamber: Hakikatte bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor! buyurdu. (Tirmizî, Kıyâmet, 33/2470) İtalyan kökenli Ricoldo de Monte Croce, 13. asrın ikinci yarısında İslâm âlemine gelmiş ve gördükleri karşısında hayretler içinde kalarak şöyle yazmıştır: Müslümanlar vakıf kurmada çok cömerttirler. Hatta hayır işlemek için hristiyan esirleri dahi satın alarak hürriyetlerine kavuştururlar. Sevaplarını da ölmüş anne ve babalarının ruhlarına bağışlarlar. Müslümanlar, köpeklerin doyurulması için bile mal varlıklarından pay ayırırlar. Türkiye nin ve İran ın birçok şehrinde köpeklerin doyurulmasını vasiyet etmiş olanların, bu işe ayırdıkları payın gayesine uygun olarak kullanılmasını sağlayan «köpek bakıcıları» mevcuttur. (O. B. Kula, Alman Kültüründe Türk İmgesi, s. 51)
Diğergamlıkla ilgili özlü sözler: Mum olmak kolay değildir, Işık saçman için önce yanman gerek. (Mevlana) Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran; fakat ilk iyi davranışı sen yap. (David Hume) Kendinizin katlanamadığı eziyete, başkasının tahammül etmesini istemeyiniz. (P. Syrus) Kendin beğenmediğin bir şeyi başkasına da münasip görme. (Nasır-ı Hüsrev) BEDEN EĞİTİMİ Beden Eğitimi Diğergamlık konusunu derslerinde ve bütün öğrencilerin dikkatini çekmesi açısından spor turnuvalarında işlemiştir. Başlıca vurgulanan kavramlar; bencil olmama, başkasını anlama duygusu gibi temaların işlendiği Diğergamlık konusu öğrencilerimiz tarafından ilgiyle karşılanmıştır
REHBERLİK ÖRNEK UYGULAMA Amaç: Öğrencilere diğergamlık kavramını tanıtmak Süreç: Okuma parçası öğrencilerle paylaşılarak aşağıdaki sorular öğrencilere sorulmuştur. Soru cevap kısmı bittikten sonra örnek hikayeler okunmuştur. Diğergam, bencil, egoist kelimeleri ne anlama gelmektedir? Toplumun huzuru ile bu kelimelerin bir alakası var mıdır? Başkasının derdiyle dertlenmek insanı strese sokmaz mı? Diğergamlığın terör olaylarının ve savaşların bitmesiyle ilişkisi var mıdır? Diğergam; insanı sağlam bir karakter kazandıran, kendisini değil başkasını düşünme yetisine ulaştıran erdemdir. Kişinin başkalarını kendine ve isteklerine tercih etmesidir. Kendinden çok başkalarını, yani diğerlerini düşünmek... Eski dilde bu yapıdaki kişilere "Diğerkâm" denirmiş. Diğergam şeklinde de söylenirmiş. Bencil kişilere ise "Hotgam" denir, "Diğergam" bunun tersi anlami ifade edermiş."hotgam"ın yeni dilde bencil, bireyci, egoist gibi karşılıkları var ama "Diğergam"ın karşılığı yok... Örnek 1: Kulaklar Bebeğimi görebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüsü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu... Bu onun yasadığı ilk büyük hayal kırıklığı idi; ağlayarak "Büyük bir çocuk bana ucube dedi..." Küçük çocuk büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi.. Annesi, her zaman ona "İnsanların arasına karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası, aile doktoruyla oğlunun sorunu ile ilgili görüştü; "Hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu. Doktor "Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi. Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti bir gün babası "Hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi.
Operasyon çok basarılı geçti. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük basarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçti, bir gün babasına gidip sordu: Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım..." Bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası, "fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil..." Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi... Hayatının en zor günlerinden birinde, annesinin başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; Annesinin kulakları yoktu. "Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu" diye fısıldadı babası "...ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi?" Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!" Örnek2: Bulunmayacak Tek Şey Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle... Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp: "Küçüüük!" diye seslendi." Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!" Çocuk, ona dönerek: "Gerçekten çok güzeller!" diye tebessüm etti, "Ama benim bir bacağım doğuştan eksik". "Bence önemli değil!" diye atıldı adam. "Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı veya vicdanı." Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü: "Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi." Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek: "Baktığın ayakkabı, sana yakışır!" dedi. "Denemek ister misin?" Çocuk, başını yanlara sallayıp: "Üzerinde 30 lira yazıyor" dedi, "Almam mümkün değil ki!" "İndirim sezonunu senin için biraz öne alırım!" dedi adam, "Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder."
Çocuk biraz düşünüp: "Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!" dedi, "Onu kim alacak ki?" "Amma yaptın ha!" diye güldü adam. "Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım."küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek: "Üstelik de öğrencisin değil mi?" diye sordu. "İkiye gidiyorum!" diye atıldı çocuk, "Üçe geçtim sayılır." "Tamam, işte!" dedi adam. "5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!" Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek "Benim satış işlemim bitti!" dedi, "Sen de bana, bunu satsan memnun olurum." "Şaka mı yapıyorsunuz?" diye kekeledi çocuk, "Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?" "Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş..." dedi adam, "Antika eşyalardan haberin yok her hâlde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30-40 lira eder. "Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek: "Bana göre 20 lira yeterli." dedi. "İndirim mevsimini başlattınız ya!" Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip: "Babam haklıymış!" dedi. "engelli olduğun için üzülmene hiç gerek yok! demişti." Her Rüzgâr Savuracak Bir Toz bulur, Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur, Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir