KENT ORMANCILIĞI PROF. DR. ĠBRAHĠM TURNA (KENTSEL ALANLARIN BĠTKĠLENDĠRĠLMESĠ) KTÜ ORMAN FAKÜLTESĠ 2012 TRABZON

Benzer belgeler
KENT ORMANCILIĞI PROF. DR. ĠBRAHĠM TURNA KTÜ ORMAN FAKÜLTESĠ 2012 TRABZON (KENTSEL ALANLARIN BĠTKĠLENDĠRĠLMESĠ)

KENT ORMANCILIĞI GİRİŞ PROF. DR. İBRAHİM TURNA 2017 TRABZON

Orman ve Av. Yıl: 2016 / Kasım - Aralık / Sayı:6

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Sayfa 1 İBRELİLER (BOY CM.)

YENİŞEHİR FİDANLIK ŞEFLİĞİ FİDAN FİYATLARI( )

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

T.C. Sağlıklı Kentler Birliği Faaliyet Raporu

1.2. Acacia dealbata (Mimoza,Hakiki Akasya, Gümüşi Akasya)

Cumhuriyet Dönemi nde ;

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Ġspanya da üniversite Sistemi

Faydalanmanın düzenlenmesi

BARAJ HAVZALARI YEŞİL KUŞAK AĞAÇLANDIRMA EYLEM PLANI

Konut Sektörüne BakıĢ

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Yaşayan ve Yaşatan Kentler için. Renklerin Her Tonuna. Etkisi

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR

AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARINA NASIL BAŞLANDI?

SABANCI ÜNİVERSİTESİ AĞAÇLANDIRMA VE ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

BİTKİSEL TASARIMDA FORM ÖZELLİĞİ

Ağaç Fizyolojisi (2+0)

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

ORMAN BOTANİĞİ. 2- Aşağıdaki bitki türlerinden hangisi hızlı gelişen türlerdendir? a) Şimşir b) Karayemiş c) Kermez meşesi d) Kavak e) Gürgen

PEYZAJ MĠMARLIĞI MESLEĞĠ VE KAHRAMANMARAġ SÜTÇÜ ĠMAM ÜNĠVERSĠTESĠ PEYZAJ MĠMARLIĞI BÖLÜMÜ

KENTSEL YEŞİL ALANLARDA BİTKİSEL TASARIM VE BİTKİLERİN KULLANIM OLANAKLARI

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

PROF. DR. ĠBRAHĠM TURNA KTÜ ORMAN FAKÜLTESĠ 2012 TRABZON

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

YUNUSEMRE (MANİSA) TİCARET ALANI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

Ağaçlandırma Tekniği. Prof. Dr. İbrahim TURNA

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

ORMANCILIKTA SOSYO-EKONOMĠK SORUNLAR KONGRESĠ MAYIS 2006

Kentsel Yeşil Alanların Faydaları

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI ÇÖLLEġME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAġTIRMA PROJESĠ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

: a) Niteliği, türü ve miktarı : İhalenin niteliği, türü ve miktarına ilişkin ayrıntılı bilki EK1 de belirtilmiştir.

CUPRESSUS L. Serviler

T.C. KOCAELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

ağaç arbor belli bitkilerin yetiştirildiği alan - etum

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

AĞAÇ TÜRLERİMİZ. SARIÇAM Pinus sylvestris L.

C e d r u s ( S e d i r ) C e d r u s a t l a n t i c a C e d r u s b r e v i f o l i a C e d r u s d e o d o r a C e d r u s l i b a n i

ARAZİ VERİLERİ 2006 Planlama ve Yönetim Grubu

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

T.C. GEBZE BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi: 07/03/2008 Karar No: 84 Sayfa No: 1/10 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

Namık Kemal Üniversitesi YerleĢke Bilgi Sisteminin OluĢturulması

T.C YÜKSEKOVA BELEDİYE BAŞKANLIĞI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ GÖREV ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kent Orman Kavramı ve Planlama Örnekleri

SEL KONTROLUNDA AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROL ÇALIġMALARININ ÖNEMĠ

10 cins; Sciadopitys Metasequoia Cunninghamia Taiwania Athrotaxis. Glyptostrobus Sequoia Sequoiadendron Cryptomeria Taxodium

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

toplantı döneminin 10. birleşiminin 1. oturumunun yapılması için toplandı.

ORMANCILIK VE SU ALANLARINDA MAKEDONYA CUMHURİYETİ NE YAPILAN ÇALIŞMA ZİYARETİNE AİT RAPOR

Dr. Nejat ÇELİK. Eğitim

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRK PLASTĠK SEKTÖRÜ SEKTÖR ĠZLEME RAPORU ( 2010 Yılı 2 Aylık Dönem ) Barbaros Demirci Genel Müdür

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARDA KULLANILAN TÜRLER. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler

İLLER ARASI GÖÇLERDE AFYONKARAHİSAR İLİ. Afyonkarahisar Province in Inter Provincial Migration

BARTIN ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLİMSEL VE TEKNİK GEZİ RAPORU

milyon ton Dünya LPG Arz ve Talep Dengesi

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

AKHİSAR (MANİSA) DURASIL MAHALLESİ, 2 PAFTA 6, 7, 8, 9, 22, 25, 26, 27, 28, 29, 30 PARSELLER ENERJİ ÜRETİM ALANI (GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ)

ETÜT SAFHASI. Hazırlayan Raci SELÇUK Peyzaj Y. Mimarı

Küllüoba 2004 yılı Kazı Çalışmaları

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞLETME VE PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI. ÜLKEMİZ ORMAN VARLIĞI ve ODUN ÜRETİMİ

Türkiye nin Bitki Zenginliği. Hazırlayan: Hakan ULUTAġ

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

T.C. RĠZE BELEDĠYE BAġKANLIĞI Ġmar ve ġehircilik Müdürlüğü Mimari Estetik Komisyonu Toplantı Kararları

hizmet sınıfı, alt grupları

Bu sorunun doğru cevabını verebilmek için öncelikli olarak bazı kavramların iyi bilinmesi gerekir. Zira bu kavramların anlaşılabilmesi neticesinde

SABANCI ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ PROJESİ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

Yıl: 4, Sayı: 14, Eylül 2017, s

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU

Pinus halepensis te Glaf (Kın)

TARİH: REVIZYON: 0 SAYFA : 1/7 ISPARTAKULE KOZA EVLERĠ-2 01 MAYIS MAYIS 2017 AYLIK FAALĠYET RAPORU

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

YEŞİL ALANI YÜZDE 55 ARTTIRDIK.

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Fonksiyon ve Amaçlar 3. Hafta

Çıralı: Farklı Bir Yaşam Mümkün*

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI ANTALYA KENT ANKETİ BASIN RAPORU 25 Mart 2009

Transkript:

KENT ORMANCILIĞI (KENTSEL ALANLARIN BĠTKĠLENDĠRĠLMESĠ) PROF. DR. ĠBRAHĠM TURNA KTÜ ORMAN FAKÜLTESĠ 2012 TRABZON

KENTSEL ALANLARIN BİTKİLENDİRİLMESİ

GĠRĠġ Dünyada yaşanan değişim ve gelişim süreci ile ülkemizdeki ekonomik ve sosyal gelişmeler insanımızın kentsel yeşil alanlardan beklentilerini değiştirmiş ve çeşitlendirmiştir. Günümüzde toplumun bu taleplerdeki değişimine paralel olarak çok çeşitli yeşillendirme çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Ancak bu çalışmaların yapıldığı yeşil alanların ekolojik, ekonomik ve sosyal değerleri giderek daha da önemli hale gelmiştir. Ormancılık, genellikle kentsel alanların dışındaki doğal yeşil alanlar içerisindeki alanlarda gerçekleştirilmektedir. Ormanlık alanlardaki ormancılık faaliyetlerinde odun dışında çok çeşitli fonksiyonlar da dikkate alınmaktadır. Bunlardan birisi de rekreasyon amacı yani estetiklik olup kırsal peyzaj olarak da isimlendirilmektedir. Kırsal peyzajın gün geçtikçe artan önemine karşılık, kentsel alanlardaki artan hava kirliliği, iklim değişikliği ve şehirleşme baskısı, gibi özellikler nedeniyle kent içi ve çevresindeki yeşil alanlar bozulmakta yada yok edilmektedir. Dolayısıyla kentsel alanlar içerisindeki yeşil alanların önemi dikkat çekici bir şekilde giderek artmaktadır. Son yıllarda Sürdürülebilir Orman Yönetimi ni hedefleyen uluslar arası ormancılık sürecinde de ormanların ekolojik, ekonomik ve sosyal işlevlerini dengelemek ve geliştirmek için yoğun çaba sarf edilmekte, yeşil alanların devamlılığı üzerinde durulmaktadır.

Dünyanın çok büyük bir bölümünde kentleģme oranı artmakta ve halkın büyük bir kısmı kentlerde yada kasabalarda yaģamaktadır. Bu durum kentlerde yeģil alanlar üzerine olan baskıyı artırmaktadır. 1900 yılında dünya nüfusunun yalnızca %9 u kentlerde yaģamını sürdürürken bu değer 1980 lerde %40 a, 2000 yılında %50 ye çıkmıģtır. 2025 yılında da %60 olması düģünülmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde nüfusun %80-90 ı kentlerde yaģarken, geri kalmıģ ülkelerde yalnızca %20 dir. Bu değer Avrupa birliği ülkelerinde ise yaklaģık %85 oranındadır. Kent halkının 15 dakika içerisinde ulaģabileceği yeģil alan miktarı ortalaması ise sadece %7 dir. Zira Brüksel (Belçika), Kopenhag (Hollanda), Glasgov, Madrid, Milano ve Paris gibi kentlerde halk 15 dakika içerisinde yeģil alanlara yürüyerek ulaģabilmektedir. Benzer Ģekilde Prag ve Zürih de halkın %90 ı, Sofya da %85 i, Bratislava da %63 ü, Venedik te %90 ı ve Kiev de %47 si yeģil alanlara ulaģabilmektedir. Bu durum Avrupa kentlerinin büyük bir kısmında %50 nin üzerindedir.

GeliĢmiĢ ülkelerde kentsel yeģil alanlar (Münih, Tokyo, Montreal ve Pekin)

Avrupa kentlerindeki yeģil alanlar üzerinde yapılan bir araģtırmaya göre de yeģil alan miktarları ile kentler arasında önemli farklılıkların olduğu belirlenmiģtir. Avrupa da yeģil alanların kapladığı alanlar bazı kentlerde %5 iken, bazı kentlerde %60 lara kadar çıkmaktadır. Avrupa kentlerinde yeģil alan miktarı ortalama %30 civarındadır. KiĢi baģına düģen yeģil alan miktarları 6-7000 m 2 arasında değiģmektedir. Büyük oranlı bu farklılığın ana nedeni kentlerdeki yeģil alan miktarlarının birbirinden önemli farklılıklar göstermesinden kaynaklanmaktadır. Örnek olarak Ġspanya nın Madrid kentinin %5 i yeģil alanlarla kaplı iken Slovenya nın Bratislava kentinin %60 ı yeģil alandır. Benzer Ģekilde kent alanlarının oranı Ġngiltere de yaklaģık %15, Belçika da %9, Atina (Yunanistan) da %4, BudapeĢte (Macaristan) de %53, Hollanda da ise %19-22 (228 m 2 /kiģi) arasında değiģim gösterdiği anlaģılmaktadır (Konijnendijk, 2003).

Ülkemizin demografik yapısına bakıldığında 1970 2000 nüfus sayımlarına göre Ģehir nüfusunun %38 den %65 e çıktığı, yine nüfusumuzun %44 ünün il merkezlerinde, ilçe ve beldelerdekilerle birlikte %70 lere çıktığı anlaģılmaktadır. 1960 yılında nüfusun %60 olan Ģehir nüfusu 2000 yılında %65 e çıkmıģtır. Bu değerin 2025 yılında %89 e çıkması beklenmektedir (AtmıĢ vd. 2007, AtmıĢ 2004). Örneğin Trabzon da kentsel nüfusun oranı 1960 da %42 iken 2000 yılında %50 olduğu belirtilmektedir. Hızlı nüfus artıģına paralel olarak hızlı, düzensiz ve plansız kentleģmenin ortaya çıkardığı sorunlar, diğer taraftan hava kirliliği, gürültü ve trafik gibi olumsuzluklar, insanların beden ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin baģında yer almıģtır. Sanayi toplumuna geçiģ sürecini yaģayan ülkemizde hızlı kentleģmenin sonucu çevre kirliliği artmakta, kiģi baģına düģen yeģil alan miktarı azalmakta, yeģile özlem artmaktadır. Bu durum her geçen gün artarak devam etmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde kiģi baģına düģen yeģil alan miktarı 25 30 m 2 iken bu değer ülkemiz kentlerinde ortalama 1 9 m 2 arasında değiģmektedir. Dünya sağlık örgütünün yapmıģ olduğu bir araģtırmada sağlıklı bir toplum için kiģi baģına en az 9 m 2 yeģil alan düģmesi önerilmektedir.

Isparta kentindeki yeģil alan miktarları üzerine yapılan bir çalıģmada kiģi baģına düģen yeģil alan miktarı 2001 yılında 1.9 m 2 iken 2003 de 2.7 m 2, 2007 de 5.4 m 2 ve 2008 yılında ise 6.03 m 2 olarak tespit edilmiģtir (Yılmaz, Eraslan 2009). Bir baģka araģtırmada Isparta kenti için mevcut düzenlenmiģ açık yeģil alanlar (kent ve mahalle parkları, çocuk bahçeleri ve oyun alanları) ile yol, cadde, meydan ve mezarlık alanları yanı sıra düzenlenmemiģ veya potansiyel yeģil alanlarda dikkate alındığında kiģi baģına düģen yeģil alan miktarının en az 14.6 m 2 olduğu ileri sürülmektedir (Gül ve Küçük 2001). Kentsel açık yeģil alanlar dikkate alındığında kiģi baģına düģen yeģil alan miktarları Erzurum da 0.9, Erzincan da 4.25, Ġzmir de 2.6, Ankara da 8.27, Edirne de 0.7, Aydın da 0.34 ve Kars ta ise 1.02 m 2 /kiģi olarak belirlenmiģtir (Demircioğlu 2001). Bu rakamlara kamu kurumlarına ait yeģil alanlar (Üniversite, Askeri tesisler, vb.) dahil edildiğinde oranlar daha da yükselecektir. Kentlerimiz arasındaki farklılıkların bir nedeni de kent nüfusu ile ilgilidir. Nitekim ormanlık alan miktarı oldukça yüksek (%60) olan Ġstanbul ilinde kiģi baģına düģen yeģil alan miktarı ise 1.13 m 2 olarak hesaplanmıģtır. Zira kent ülke nüfusunun yaklaģık %15 inden fazlasını oluģturmakta olup hızlı nüfus artıģı ile birlikte yeģil alan miktarında azalmalar görülmektedir (Alparslan ve DönerbaĢ 2004).

Kentsel yeģil alanların çok çeģitli faydaları nedeniyle gittikçe artan duyarlılık söz konudur. Bunun bir sonucu olarak T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, kentlerimizde yaģayan insanlarımızın kent yaģamının stresinden uzak, doğayla iç içe yaģaması, orman gerçeğini yakından tanıması, doğal ortamlarda dinlenmesini sağlamak amacıyla ormanları kent insanının hizmetine sunmak amacıyla Her Ġlde Bir Kent Ormanı projesini uygulamaya koymuģtur. Bu projelerle toplum ihtiyaçlarından kaynaklanan kent ormancılığı kavramı, Ģehir plancılarının ve yönetiminin önemli bir unsuru haline gelmiģtir. Bunun dıģında kentsel yeģil alanlar üzerinde de büyük geliģmeler kaydedilmiģtir. Ülkemize bakıldığında kent içi ve çevresinde yer alan yeģil alanlar kentsel yaģam kalitesini artırmaktadır. Bilindiği gibi bu çeģit yeģil alanlar doğal ve genellikle yapay olarak tesis edilmektedir. Son dönemlerde kent çevresindeki yeģil kuģak ağaçlandırmaları adı altında yapılmıģ ormanlık alanlarda estetik, psikolojik ve ekolojik iģlevleri ile ekonomik öneminden ziyade kent insanına hizmet eder konuma getirilmeye çalıģılmaktadır. 1985 yılında çıkarılan Ġmar yönetmeliğinde, özellikle ayrık nizam yapı alanlarındaki uygulamalarda, binanın oturduğu sahanın dıģında kalan alanın asgari %30 unun ağaç ve ağaççıklarla yeģillendirilmesi zorunluluğu getirilmiģtir. Benzer Ģekilde belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kiģi baģına düģen yeģil alan miktarı ise 10 m 2 dir.

Kentler için güzellik, estetik, ferahlık ve canlılık meydana getiren kent ağaçları ve yeģil alanlar; kent insanı için sağlık, huzur, yaģama sevinci, mutluluk, tabiattan kopmama ve bir ölçüde de tabiatla iç içe yaģama demektir. Kent içi ve çevresindeki yeģil alanlar baģta kent ormanları olmak üzere kent insanının yeni akciğerleri olmaktadır (ġekil 1).

Tarihi süreçte kentleģmenin olduğu yerler ya yeģil alanlar içerisine kurulmuģlar yada bunların koruması altında tesis edilmiģlerdir. Doğası gereği yeģil alan (orman) olmayan yerleģim yerleri de, Ģehirlerin kurulması ile parkların, bahçelerin tesisi, Ģehir korulukları, mezarlıklar, vb. yeģil alanlar oluģturularak kentsel alanların oranı artırılmaya çalıģılmıģtır. Dolayısıyla kentsel alanların daha da yaģanabilir olması sağlanmaktadır. Gerçekten bugün Ģehirlere havadan yada uydudan bakıldığında adeta ağaçlar arasına yuvalanmıģ bir manzara oluģturduğunu görürüz. Fakat yerden bakıldığında görünüm daha farklıdır. YeĢil örtü bölük pörçük oraya buraya dağılmıģ bir görünüm arz eder; pek az kimse ise buraları yeģil alan olarak tanımlayabilecek konumdadır. Bu durum özellikle geliģmiģ ülke kentlerinde rahatlıkla görülebilmekte (ġekil 2), ülkemiz kentlerinde ise bu çeģit manzaralara çok az yada hiç rastlanılmamaktadır.

GeliĢmiĢ ülke kentlerinde kent içi yeģil alanlar (Pekin ve Münih)

kentsel yeģil alan kavramı ülkemiz kentlerinin birçoğunda söz konusu değildir. Zira ülkemiz Ģehir planlamacıları ve yerel yönetimler yeģil alan olgusunu yeni yeni kavramaya baģlamıģtır. yeģil Ģehircilik kavramı büyük halk topluluklarınca benimsenmeye baģlanmıģtır. Bunun bir sonucu olarak birçok kentte yerel yönetimler yeģil alan tesisi yoluna gitmekte, kent içi park-bahçe, yol ve konut çevrelerinde çok sayıda bitkilendirme çalıģmalarına devam etmektedir. Ancak çok büyük hatalar yapılmakta olup, bazı yerlerde yeģil alan için uygun veya yeterli alan bulmak imkânsız hale gelmiģtir (Resim 3).

1985 yılında çıkarılan imar yönetmeliğinde, özellikle ayrık nizam yapı alanlarındaki uygula malarda, binanın oturduğu sahanın dıģında kalan alanın asgari %30 unun ağaç ve ağaççıklarla yeģillendirilmesi zorunluluğu getirilmiģtir.

Kentler için güzellik, estetik, ferahlık ve canlılık meydana getiren kent ağaçları ve yeģil alanlar; kentli için sağlık, huzur, yaģama sevinci, mutluluk, tabiattan kopmama ve bir ölçüde de tabiatla iç içe yaģama demektir.

Kent Ormancılığının Tarihçesi Tarihsel süreçte hüküm süren birçok medeniyetler Anadolu toprakları üzerinde sayısız yerleģim merkezleri kurmuģlardır. Bu merkezlerin son 2000-2500 yıl öncesine ait olanları halen Türkiye nin çeģitli bölgelerinde kalıntılar halinde görülebilmektedir. Eski çağlarda ağaçlar insan ve toplum hayatında; sembol olma, kutsallık, meyve, gölgeleme, barınma gibi yönleri ile ön plana çıkmıģtır. Ancak insan ve toplum hayatındaki geliģmelere paralel olarak ağaçların önemi ve değeri daha da artmıģ, görsel ve iģlevsel etkileri ağırlık kazanmıģtır. Ağaçların kentsel peyzajdaki görsel ve iģlevsel etkilerinin anlaģılması da esasen antik çağlar kadar eskilere dayanır. Mısır da milattan önce binlerce kilometre uzaklıklardan taģınan ağaçların kentlere dikildiği ve yine milattan önce Theophrastus (370-285 M.Ö.) ve Pling (23-79) in ağaçların dikimi ve bakımı ile ilgili kapsamlı bilgiler verdiği tarihi yazıtlarda belirtilmektedir.

Tarihsel süreç içerisinde, yol ağaçlandırmalarının geliģimine bakacak olursak; yol ağaçlarının ilk kullanımı 15. yüzyıl Rönesans bahçeleri nde gerçekleģtirilmiģtir. 17. yüzyılda yol ağaçları Fransa, Ġngiltere ve Ġtalya da asaletin bir simgesi olarak değerlendirilmiģtir. Bu dönemlerde ağaçlandırma tekniği ve büyük ağaçların nakli konusunda önemli aģamalar kaydedilmemiģtir. Ancak ağaçların yollar üzerindeki gerçek rolü anlaģılamamıģtır. Yol ağaçlarının günümüz düģüncesine uygun olarak ortaya çıkıģı 19. yüzyılın ikinci yarısında Rönesans Avrupası nda olmuģtur. Türkiye de ise kentlerdeki ağaç kültürü konusundaki en eski kayıtlar 500 yıl öncesine ait dönemleri kapsamaktadır. Bu kayıtlarda gerek önceden yapılmıģ, gerekse yapılmakta olan kent ağaçlandırmaları konusunda bilgiler bulunmaktadır.

Ülkemizde bu alandaki bilinçli ve sistemli çalıģmalar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kuruluģu ile baģlamıģtır. Bugün, geliģmiģ modern yerleģim alanlarına baktığımızda yol düzenlemeleri içinde, kent içi yol ağaçlandırmalarının önemi çok yoğun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu uygulama aynı zamanda bir kentin prestiji açısından da çok önemlidir. BaĢta Ġstanbul olmak üzere birçok kentte kentsel yeģil alanlar ve kent ağaçları, Cumhuriyet öncesi ve sonrası olmak üzere 2 ana baģlıkta açıklanacaktır.

Cumhuriyet Öncesi (Osmanlı) Kent Ağaçları (Bizans ve Erken Osmanlı Dönemi) Bu dönemde dikimi en çok yapılan egzotik ağaç türü Cupressus sempervirens var. pyramidalis (Ehrami Servi), Pinus pinea dır. Bunun yanında; Aesculus hippocastanum (Atkestanesi), Salix babylonica (Salkım söğüt), Biota orientalis (Doğu mazısı) olmuģtur. 1458 de Fatih Sultan Mehmet in Beykoz da Tokad bahçesi ile Boğaziçi nin ilk bahçesi kurulmuģtur.1562 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman ın diktirdiği Serviler bugün anıtsal niteliktedir. Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde ilk kent ormanı ise 1450-1500 yılları arasında Ġstanbul da Haliç sırtlarında kurulmuģtur. Fatih Sultan Mehmed KasımpaĢa-Hasköy arasındaki tersane bahçesine 12 000 adet satrançvari servi ağacı diktirmiģtir.

1.1.2. Osmanlı Ġmparatorluğu nun YükseliĢ Dönemi 1722 de Sultan III. Ahmed, 1745 de Sultan I. Mahmud un buyrukları ile Boğaziçi ve Kağıthane ye Ihlamur, Karaağaç, MeĢe, KocayemiĢ, DiĢbudak, Gürgen, Çınar, Defne, Erguvan ve Ahlat fidanlarının dikimleri emredilmiģtir. Ġstenen bu fidanlar mevcut su kenarı ve ormanlardan elde edilen yabani nitelikteki fidanlardı. Bu arada egzotik olarak Taxodium distichum, Zelkova carpinifolia (Zelkova) ile Fraxinus angustifolia (Sivri meyveli DiĢbudak) ında mevcudiyeti görülür. Bunu benzer nitelikli münferit çalıģmalar takip etmiģtir.

Esas geliģmeler, XVII. yüzyılın sonlarında ve XVIII. yüzyılın baģlarında (Lale devri) Ġstanbul un çeģitli yerlerinde estetik ve rekreasyonel amaçlarla kurulan koruluklar ile köģk, saray ve kasırların bahçelerinde yapılan plantasyonların kurulması ile gerçekleģmiģtir. Benzer çalıģmalar diğer büyük Anadolu kentlerinde de kısmen uygulanmıģtır.

Gerek bu süreçte, gerekse bir önceki dönemde özellikle dinsel mekânlarda (cami, kilise, medrese, türbe, havra, sinagog avluları) çoğunlukla Çınar, Servi, Çitlembik, Sakız gibi türlerle yapılan ağaçlandırmaların 500 yaģına ulaģmıģ örneklerine günümüzde birçok tarihi Türk kentinde (özellikle; Ġstanbul, Bursa, Edirne, Ġzmir) rastlamak mümkündür. Bu ağaçlar halen kentlerin yeģil dokusuna katkıda bulunmanın ötesinde 500 yıl öncesi dönemle günümüz arasında bağ kuran anıt nitelikli eģsiz doğal ve kültürel varlıklar olarak olağanüstü değerler taģımaktadırlar. İSTANBUL

Tanzimat (1839) ve Islahat Fermanı (1856) sonrası (Son Osmanlı) Dönemi Bu dönemlerde sarayların, kasırların, yüzlerce yalı, köģk, konak ve evlerin bahçeleri Avrupa Fidanlıklarından sağlanan süs ağaç ve çalıları ile bezeniyordu. Süs bitkileri üretmek için ilk fidanlığın 1900 yıllarının baģlarında, birinin Ortaköy (bir Alman), diğerinin ise Kadıköy HaydarpaĢa da (Fransız) olduğunu biliyoruz. Bu dönemde; Taxus baccata (Konik porsuk), Cephalotaxus harringtonia (Japon yalancı porsuğu), Ginkgo biloba (Mabet ağacı), Cedrus atlantica, Cedrus deodora, Cedrus libani, Calocedrus decurens (Kaliforniya Su Sediri), Sequoia sempervirens (Sahil sekoyası), Abies pinsapo (Ġspanyol Göknarı), Quercus suber (Mantar meģesi), Quercus ilex (Pırnal meģesi), Magnolia grandiflora (Büyük çiçekli manolya), Sophora japonica Pendula (Sarkık dallı japon soforası), Liriodendron tulipifera (Amerikan lale ağacı), Pinus pinaster (Sahil çamı), Pinus halepensis (Halep çamı), Platanus x acerifolia (Londra çınarı), Robinia pseudoacacia (Yalancı akasya), Ailanthus altissima (Kokar ağaç), Pinus nigra subsp. nigra (Avusturya karaçamı) en çok kullanılan türlerdir. XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Ġstanbul ile birlikte diğer Anadolu kentlerinde de kent ve kent çevresi ağaçlandırmaları kapsamında yapılan çalıģmalar yaygınlaģmaya baģlamıģtır.

Ġstanbul da yol ağaçlandırmalarına örnek teģkil edebilecek en önemli çalıģmalar ise 1856 yıllarında Dolmabahçe-BeĢiktaĢ yolu, ikinci yol 1870 yıllarında Beykoz- AbrahampaĢa Korusu, üçüncü yol ise 1873 yılında uygulanan Büyükdere ve Belgrad Ormanı arasında uygulanmıģtır (Londra Çınarı (Platanus x acerifolia) tüm fidan materyalinin Ġtalya dan getirilmiģtir.

Bu dönemde Ġstanbul Halkalı da (1892) Halepçamı, Servi, Karaçam, Mazı, Sedir, DiĢbudak türleri ile büyük bir kent koruluğu kurulmuģtur. Yine 1916 da Ġstanbul da Haliç in sahilinde ve yamaçlarında bugün de mevcudiyetini koruyan bir Fıstıkçamı koruluğu kurulmuģtur. Bu çalıģmalar aģama aģama Ġstanbul un diğer kesimlerine yaygınlaģtırılmıģtır. Ġstanbul da bu süreçte gerçekleģtirilmiģ bitkilendirme ve düzenlemelerin etüt ve envanteri 1990-1994 yılları arasında yapılmıģ ve Ġstanbul da 902 adet egzotik ağaç ve çalı taksonu saptanmıģtır. Bu sayı Ġstanbul daki bitki türü zenginliği ve çeģitliliği açısından önemlidir. Bu bitkilerden 285 adedi tek veya ender olarak Ġstanbul da kullanılan bitkilerdir.

1.2. Cumhuriyet Dönemindeki Kent Ağaçları Cumhuriyet döneminin ilk önemli çalıģması 1930 lu yıllarda Ġç Anadolu da step rejyonda yer alan baģkent Ankara da gerçekleģtirilmiģtir. Atatürk ün direktifleri ile kentin kuzeybatısında Gazi koruluğu kurulmuģtur. Aynı dönemde Ġstanbul-Florya da Atatürk Ormanı, Yalova-Termal de Termal koruluğu kurulmuģtur. Cumhuriyet dönemindeki kapsamlı çalıģmalar II. Dünya SavaĢı sonrasında gerçekleģtirilmiģtir.

1949 yılında Ġ.Ü. Orman Fakültesi ve Orman Bakanlığı iģbirliği ile, bitki türü çeģitliliğinin kent halkına tanıtılması ve kentlerde kullanımı mümkün olabilecek olanların denenmesi amaçlarına yönelik olarak Ġstanbul da Türkiye nin ilk Arboretumu (Atatürk Arboretumu) kurulmuģtur

1960 yılı Türkiye de diğer sektörlerde olduğu gibi kent ormanı ve Ağaçlandırmaları çalıģmalarında da kapsamlı planlama ve uygulamalar gerçekleģtirilmiģtir. Bu çalıģmalar hem OGM, AGM, hem de Belediyeler tarafından kent ormanı tesisi, yeģil kuģak projeleri, yol ağaçlandırmaları, erozyon kontrol ağaçlandırmaları, hatıra ormanı tesisleri gibi çok değiģik kapsamlarda kent çevresinde gerçekleģtirilmiģtir.

Kent içindeki ağaçlandırmalar ise esasen Belediyeler tarafından gerçekleģtirilmektedir. Bu çalıģmalarla kentlerde, kiģi baģına düģen yeģil alan miktarlarında önemli düzeylere ulaģılmıģtır. Ülke genelinde çok yüksek miktarlara ulaģan fidan ihtiyacını karģılayabilmek için baģta Ġtalya olmak üzere çeģitli Avrupa ülkesi fidanlıklarından ithal fidan getirilme yoluna gidilmiģtir.

Kent ağaçlandırmaları, günümüzde resmi kurumlar yanında sivil toplum örgütleri tarafından da sahiplenilmiģ durumdadır. Bu ihtiyaçlara paralel olarak ülke genelinde kent ağacı fidanlıklarının sayıları ve kapasiteleri de artmıģtır.

Özellikle son dönemlerde süs bitkilerine verilen önemden dolayı yerli fidan üretimi çalıģmaları hız kazanmıģtır. BaĢta Sakarya, Yalova, Ġzmir ve Antalya olmak üzere ülkenin birçok yerinde özel sektör fidan üretimi gerçekleģtirilmeye baģlanmıģtır.

ġehirlerdeki bütün park, bahçeler, yol (alle) ağaçları, kamu binaları çevresindeki ağaçlar, özel ve devlete ait mülklerdeki ağaç veya ağaç toplulukları, doğal ormanlardan kalan korular ve yapay olarak kurulan park, bahçe ve ormanlar hep kent ormanı ve kent ağacı kavramı içinde yer alır