Yapraklar da konuşur. Nar, o sabah evinin yakınındaki dereye gitmeye karar verdi. Minicik bir dere kenarıydı burası. Evin arka bahçesi sayılırdı. Annesine suya çok yaklaşmama sözü vererek en sevdiği yere gitti. Derenin hemen yanındaki kütüğü onun için koymuşlardı. Oraya oturup suyun şırıltısını dinlemeye bayılırdı Nar. Sanki her zaman bir şarkı söylermiş gibiydi. Resim defteriyle kalemlerini de getirmişti. Bugün dereyi çizecekti. Sonbahar yaklaştığı için düşen yaprakları da ekleyebilirdi belki. Hatta önce yapraklardan başlayayım. dedi kendi kendine. Ama o da ne? Az önce gördüğü yaprak bir önceki yerinde değil daha yakındaydı. Üstelik rüzgâr bile yoktu! Nar, yaprağı incelemek için yanaşırken bir Ahh sesi duydu. Ama daha çok hışırtı gibiydi. Ayağını kaldırdığında altındaki yaprağı gördü. Gerçekten ses ondan çıkmış olabilir miydi? Size zarar vermek istemedim Bay Yaprak. dedi. Nar kıkırdayarak. Yaprakla konuşmak garip gelmişti. Ama o an beklemediği bir şey oldu. Yandaki dere taşı dikleşerek cevap verdi Duydunuz mu? Size demiştim o da bizi duyabiliyor! Tıpkı annesi gibi! İşte bu beklenmedik bir şeydi. Üstelik taş, aynı geçen hafta eve götürdüğü taşa benziyordu. Sonunda yaprak da yattığı yerden kalktı. Nar, dikkatle bakınca yüzünün olduğunu gördü. Kıvrımlı bir ağzı bile vardı! Bize zarar vermeyeceğini biliyorduk.yapraklar da konuşur Nar dedi yaprak. Nar, şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. Olduğu yere oturuverdi. O toprağa oturur oturmaz; ilerdeki bir taş, bir yaprak daha, bir dal parçası ve birkaç yonca ona doğru yaklaşıp etrafını sardı. Neşeyle dans ediyor gibiydiler. Ve yaprak ona bir hikâye anlatmaya başladı. Yıllar yıllar önce, annen de senin gibi doğayı seven bir kız çocuğuydu. O da bu dere kenarına gelir ve bizimle konuşurdu! Ama bunu nasıl başardı diye sorarsan bizi ne kadar sevdiğini düşün. Bak o taş, senin geçen ay derenin kenarından aldığın taş. Biz onu alırken doğaya teşekkür ettiğini duyduk. İşte o zaman birbirimizi duymaya başladık aslında. Bunu sana annen öğretti çünkü o da bunu yapmıştı ve bizimle nasıl konuşabileceğini biliyordu. Taş heyecanla kıpırdadı yerinden ve hikâyeye devam etti. Beni çok sevdiğini biliyorum ama benim ailem burada ve senden izin almadan geriye döndüğüm için özür dilerim. Hiç önemli değil. dedi. Nar heyecanla. Ben... Ben çok mutlu oldum sizinle tanıştığıma! Ama hâlâ sizi duyduğuma inanamıyorum! Doğayla konuşmanın birçok yolu vardır. dedi yaprak yeniden. Bir ağaca sarılabilirsin! Bir çiçeği sevebilirsin! Bir dereyle birlikte şarkı söyleyebilirsin. Bunların hepsini yapabilirsin istersen. Ve eğer yeterince kulaklarını açarsan emin ol, bizim sesimizi duyabilirsin. Nar o gece gülümseyerek uyudu. Rüyasında dereyle şarkı söyleyip ağaçlarla dans ettiğini gördü. Artık onlarla konuşabildiğini biliyordu.... Burcu Arman
Sen ağaçlara, yapraklara bir şey söylemek istesen ne derdin?. Nar, derede neye bastığını farketti? A. Yağrağa B. Oduna C. Cama D. Çamura Onlara sevgini nasıl gösterirdin? Eğer, Nar gibi sen de bir doğa resmi çizmek istesen içinde neler olurdu? Aşağıdaki soruları yukarıdaki hikayeye göre cevaplayınız..nar, nereye gitmek istedi? A. Dereye B. Parka C. Ormana D. Bahçeye. Hangi mevsim yaklaşıyordu? A. ilkbahar B. Sonbahar C. Yaz D. Kış. Resim defterine nereyi çizecekti? A. Bahçeyi B. Bahçeyi C. Dereyi D. Köyünü. Nar, suya yaklaşmayacağı için kime söz verdi? A. Babasına B. Annesine C. Dedesine D. Ablasına. Nar ın etrafını saranlar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A. Dal parçası B. Taş C. Yaprak D. Papatya. Nar a kimler hikaye anlatmaya başlamış? A. yaprak ve taş B. dal ve papatya C. annesi ve babası D. kalem ve silgi. Nar, doğadan taşı aldıktan sonra ne yapmış? A. Teşekkür etmiş B. Hızlıca oradan uzaklaşmış. C. Saklanmış D. Taprağa gömmüş. Aşağıdakilerden hangisi doğayla konuşmanın bir yolu değildir? A. Bir ağaca sarılmak. B. Dereyle birlikte şarkı söylemek. C. Hayvanları korumak D. Bir çiçeği sevmek
Atasözü: Halk tarafından söylenen ve kendi içinde kapalı bir manası bulunan, eğitici ve öğretici bir içeriği taşıyan özlü sözlerdir. Atasözleri çoğunlukla mecaz anlamlıdır. A. Aşağıdaki atasözlerinin bir kelimesi eksik verilmiştir. eksik sözcüğü yukarıdan bulup eşleştirelim, yazalım. 1 Balık.. kokar. boğazdan 2 Sakla, gelir zamanı. göl 3.. gelen çekilir. deliye 4 Bir elin nesi var, iki elin.. var. sesi 5 Can.. gelir. kılavuz 6.. çiviyi söker. vazgeçmez 7 Damlaya damlaya.. olur. sirke 8..her gün bayram. baştan 9 Evdeki.. çarşıya uymaz. yılanı 10 Görünen köy.. istemez. sakınılan 11 Huylu huyundan... hesap 12 Keskin küpüne zarar verir. başa 13.. göze çöp batar çivi 14 Tatlı dil. deliğinden çıkarır: samanı
B. Aşağıdaki görsellerle atasözlerimizi ve anlamlarını eşleştirelim. 1.Ayağını yorganına göre uzat. 2.Bir elin nesi var iki elin sesi var. 3.Davulun sesi uzaktan hoş gelir. 4.Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur. 5.Damlaya damla göl olur. 6.Öfkeyle kalkan zararla oturur. 7.Kelin merhemi olsa, kendi başına sürer. 8.Tavşan dağa küsmüş de, dağın haberi olmamış. ( ) Bakılıp onarılan, emek verilen şeyler yararlanılacak bir duruma gelir. Bakımsız bırakılan şeyler, gün gelir yok olur, gider. ( ) Önemsiz kişi, önemli kişiye küsse önemli kişinin umurunda, haberinde bile olmaz. ( ) Tasarrufun önemini belirten bir atasözümüzdür. Ne kadar küçük miktarlar olursa olsun, bu miktarlar üst üste gelince çokluğu oluştururlar. ( ) Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz. ( ) Olayları dışarıdan seyredenler için herşey hoş ve kolay görünür. Birşeyin önemi seyrederek değil, bizzat yaşanarak anlaşılır. ( ) Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer. Çünkü öfkeli, kızgın, sinirli insan iyi düşünemez, Olup biteni iyi göremez, sonucu iyi hesaplayamaz. ( ) Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek. Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar. ( ) Dengeli yaşamak isteyen insan mutlaka gelirini, giderine göre ayarlamalıdır.
C. Aşağıdaki verilen atasözlerimizin anlamını kısaca açıklayalım. Ne ekersen onu biçersin. Akıl akıldan üstündür. Görünen köy kılavuz istemez. Rüzgar eken fırtına biçer.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.