Kýskanç da gözaltýna alýnanlar arasýnda. Emniyet te gözaltýna alýnanlar ile görüþen avukatlar gözaltý sayýsýnýn 23 olduðunu Kaynak: BirGün Gazetesi



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 Sosyal Bilgiler



STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012


ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Ýstanbul hastanelerinde GREV!



17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Kanguru Matematik Türkiye 2015

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ

Gelir Vergisi Kesintisi

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Cumhuriyet Halk Partisi

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?


TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7


T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Kanguru Matematik Türkiye 2017

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

m3/saat AISI

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:


Simge Özer Pýnarbaþý

mmo bülteni mart 2005/sayý


Kanguru Matematik Türkiye 2017

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI


Kanguru Matematik Türkiye 2018

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar


ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

Yaz l Bas n n Gelece i

Bat Guano, Agriculture & Mining Ltd.


Transkript:

YIL:8 Patriotlar, tartýþmalar eþliðinde Türkiye sýnýrýna girdi. Almanya 'nýn Lübeck kentine baðlý Travemünde Limaný'ndan 8 Ocak'ta yola çýkan gemi, dün Ýskenderun Limaný'na geldi. Geminin Ýskenderun Limaný'nda yükünü indireceði öðrenildi. Bu arada Hollanda hükümeti ve meclisinin daha önce NATO'nun talebi doðrultusunda gönderilmesine onay verdiði, Türkiye'nin Suriye sýnýrýna konuþlandýrýlacak patriot sistemlerini taþýyan ve önceki akþam saatlerinde Ýskenderun Körfezi'ne demir atan Cebelitarýk bandralý Louise Russ adlý 18 bin grostonluk geminin de bekleyiþini sürdürdüðü gözlendi. MUHALEFET TEN ÝNCÝRLÝK E ÇIKARMA Patriotlarýn yerleþtirilmesini protesto eden ve Adana'da Ýncirlik Üssü ne yürüyen Gençlik Muhalefeti üyelerine polis saldýrdý. Ýcirlik giriþinde barikat kurarak yürüyüþe izin vermeyen polise, Gençlik Muhalefeti üyeleri yürüyüþü sürdüreceklerini söyledi. "ABD Askeri olmayacaðýz, Katil ABD taþeron AKP" sloganlarý ile yürüyüþe geçen kitleye, çevik kuvvet polisleri jop ve biber gazý ile saldýrdý. Slogan atmaya devam eden ve eylemlerinden geri adým atmayan gençler, polis tarafýndan darp edilerek gözaltýna alýndý. Açýklamayý takip eden BirGün Gazetesi muhabiri Duygu Kýskanç da gözaltýna alýnanlar arasýnda. Emniyet te gözaltýna alýnanlar ile görüþen avukatlar gözaltý sayýsýnýn 23 olduðunu bildirdi. Kaynak: BirGün Gazetesi DÝSK, KESK, TTB ve TMMOB öncülüðünde ülkenin her yanýnda olduðu gibi Ankara da, Kolej Meydaný nda saat: 12:30 da Sakarya Meydaný na yürüyenler, yürüyüþ boyunca emperyalizme ve iþbirlikçilerine tepki gösterdiler. ABD EMPERYALÝZMÝNÝN TAÞERONU OLMAYACAÐIZ. SURÝYE YE EMPERYALÝST MÜDAHALEYE HAYIR. ORTADOÐU NUN GELECEÐÝNE HALKLAR KARAR VERSÝN! yazýlý pankart arkasýnda Kýzýlay a yürüyenler, yürüyüþ süresince, KATÝL ABD ÝÞBÝRLÝKÇÝ AKP YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ KATÝL ABD ORTADOÐU DAN DEFOL GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK sloganlarýný haykýrdýlar. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü tarafýndan konuyla ilgili olarak yapýlan yazýlý açýklamada, "Çiftlik Muhasebe Veri Aðý Projesi'ne kayýtlý il merkezine baðlý üç belde ile on ilçeye ait 25 köy merkezinde ikamet eden çiftçilere kiþi baþý 375 TL tutarýnda katýlým desteði hesaplarýna aktarýlmýþtýr. 2012 yýlý içerisinde Türkiye genelinde Tekirdað, Ýstanbul, Bursa, Ýzmir, Konya, Nevþehir, Adana, Þanlýurfa, Samsun, Giresun, Erzurum ve Malatya olmak üzere toplam 12 ilde uygulanmakta iken, 01.01.2013 tarihinden itibaren il sayýsý 23 e çýkarýlmýþtýr. Malatya da 67 çiftçi ile proje yürütülmektedir. Projeye dahil olma ve ayrýlma gönüllülük esasýna dayalý olup, kayýtlar yýllýk yapýlmaktadýr. Proje gereðini yerine getiren kayýtlý çiftçilere 2012 yýlý sonu itibariyle 375 TL destek yapýlacaðý öngörülmüþtür. Nevþehir'in Derinkuyu ilçesinde bulunan Aýos Theodoros Trion Ortodoks Kilisesi, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan kültürel amaçlý olarak deðerlendirilmesi için Derinkuyu Kaymakamlýðý'na tahsis edildi. Tarihte anlatýlanlara bakmadan önce bu tarihin kimler tarafýndan yazýldýðýna bakmak lazým. Kimlerin yazdýðýna bakmadan önce de, bu yazýcýlarýn yaþadýðý tarihe bakmak lazým. Böylelikle tarihi anlamak daha da kolaylaþýr. Çünkü anlatýlan ya da yazýlagelen tarih, yazýcýlarýnýn, iktidar ile olan münasebetlerinin aynasýdýr. Hele mesele ecdada dayanýrsa, muktedir olan, ecdadýný görkemiyle bilmek ister. Ki kendi tarihini yazdýrmak isteyen muktedir de þanýný nesillere taþýmak ister, kendi tarihini kendi kaleme aldýrýr. O yüzdendir ki tarih anlatýcýlýðý saray duvarlarýnýn, han çadýrlarýnýn dýþýna çýkmaz. Bir de tarihini, kendi özel tarihçisine kaleme aldýrmayanlarýn tarihi var. Resmi tarih anlatýsýnda ya kul olarak ya da isyan eden güruh olarak geçenler... Avanos'a yapýlmasý planlanan yeni mimari taþ köprünün, projelerinin elde edilmesine yönelik olarak düzenlenecek mimari proje yarýþmasý için çalýþmalara baþlandý. Avanos Belediyesi tarafýndan "Mimarlýk, Peyzaj Mimarlýðý, Mühendislik, Kentsel Tasarým Projeleri, Þehir ve Bölge Planlama ve Güzel Sanat Eserleri Yarýþmalarý Yönetmeliði" kurallarý içerisinde "Serbest, Ulusal ve Tek Kademeli" olarak "Avanos Köprüsü ve Köprü Giriþleri Mimari Proje Yarýþmasý" adý ile yarýþmaya çýkarýlýyor.

Ýstanbul da Ermenilerin en yoðun yaþadýðý semtlerden biri olan Kurtuluþ ta büyüyünce oradaki her çocuðun olduðu gibi benim kulaðýma da yerleþmiþ Ermenice kavramlarýn baþýnda ahparig geliyordu. Ahparig genel geçer abi kavramýnýn daha da ötesinde çok sevilen birine doðrudan yapýlan bir hitap gibiydi 1970 lerin ortasýndan itibaren Asala eylemlerinin de etkisiyle Ermeni düþmanlýðý artýkça bizim sokakta da, bizim mahallede de hem ahparig in kullanýmý hem de ahpariglerin sayýsý hýzla azaldý. Arkasýndan da isimler deðiþmeye baþladý: Hagoplar, Mihranlar Zadigler yerlerini Aslanlara, Muratlara, Buraklara býrakmaya baþladý Katlediliþinin 6. yýldönümünde arkadaþlarýnýn Hrant Dink için buradayýz ahparig adýyla açtýklarý internet sitesini görünce ben de Kurtuluþ u hatýrladým Ah be Ahparig! Sana yönelik suikastýn nasýl planlandýðý, senin nasýl öldürüldüðün neredeyse en küçük detayýyla belli olsa da yargý ne örgüt bulabildi, ne de senin katledilmene karar veren asýl failleri. Senin avukatýn Fethiye Çetin in dediði gibi, altý yýl önce neredeysek yine oraya döndük. Ne yazýk ki bu da insaný üzüyor, yani hiç yol alamadýk. Gerçek bu Yine de Yargýtay Baþsavcýlýðý nýn bu cinayet örgüt iþi demesi aklýmýza acaba sorularýný da getirmiyor deðil Ancak, senin þahsýnda oluþan kamuoyuna raðmen adalet ve vicdan halen içi boþ kavramlar gibi orta yerde durmaya devam ediyor! Nasýl durmasýn? Senin 301. Maddeden ceza almana imza vererek, cinayete uzanan süreçte üzerindeki baskýlarýn artmasýnda ciddi rolü olan Mehmet Nihat Ömeroðlu bilerek ve isteyerek Baþdenetçi yapýldý. Ýyi polis rolüne soyunanlar, hatta yalandan senin yanýnda olduðunu söyleyenler bile Baþdenetçi Ömeroðlu nun oðlunun nikah þahitliðini Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ýn yaptýðýný görmek istemiyorlar! Ah be Ahparig! Sana sahip çýkýyor gibi gözükenler bile son Ermenilerin yaþadýðý Ýstanbul Samatya da yaþanan garip olaylarý da görmezden geliyorlar... Yaþlý Ermeni kadýn öldürülüyor, bir baþka Ermeni kadýn saldýrýya uðruyor. Agos bu geliþmeleri Samatya diken üstünde diye yazýyor. Ancak polis her zamanki gibi çok rahat. Polis yaptýðý açýklamada, Maritsa Küçük cinayeti amatörce iþlenmiþ bir cinayetten ibaret, arkasýnda baþka bir þey yok diyebiliyor Anlaþýlan o ki; Televizyondan bile Ne Yahudiliðimiz, ne Ermeniliðimiz, ne de affedersiniz Rumluðumuz hiçbir þey kalmadý diyerek aslýnda bu topluluklara karþý fiili olarak hakaret eden, nefret suçu iþleyen bir Baþbakan ýn olduðu ülkede her nedense polisin aklýna da bu geliþmelerin nedeninin derin nefret olabileceði gelmiyor!! Ah be Ahparig! Bugünlerde insanlar taziyelerini bile dile getirmekten korkmaya baþladýlar. Hüseyin Aygün ün kýzlarý öldürülen aileye baþsaðlýðý dilemesi büyük olay oldu. Kendi partisinden bazý kiþiler de, Erdoðan da Aygün ü Arenada aslanlarýn önüne atmak için çok sabýrsýzlar! Gerçi sen Ermeni olduðun için bilirsin, senin için þaþýrtýcý olmaz ama Kürt lafýný bile duymak istemeyen ne çok insan varmýþ bu memlekette; Sosyal medya denen medyada önceki gün kaybettiðimiz gazeteci Mehmet Ali Birand a yönelik küfürleri okuyunca insan utanýyor ama belli ki yazanlar bundan büyük zevk alýyorlar! Ah be Ahparig! Bu aralar önemli bir çoðunluk barýþ diyor ama aklýna gelebilecek bilinen bütün gazeteler ve televizyonlar, üç Kürt kadýnýn öldürülmesinden sonra yüzbinlerce insanýn katýldýðý cenaze törenlerini görmezden geliyorlar. Ahmet Türk ün "Barýþ karþýlýklý saygýyla oluþur. Barýþ halklarýn birbirini tanýmasýyla oluþur. Barýþta adalet ve eþitlik olmalýdýr" þeklindeki çaðrýsý Diyarbakýr sýnýrlarýný aþmakta zorlanýyor. Bu sesi çoðaltmak için toplumsal vicdanýn ete kemiðe bürünmesi zorunlu gözüküyor. Yani iþimiz hem çok hem de zor! Ah be Ahparig! Sana sahip çýkanlardan bir bölümü de halen, senin cinayetini de her nedense bir türlü çözmeyen AKP ye selam durmaya devam ediyorlar. Oysa sen de bilirsin ki; ne senin cinayetinle ilgili ne de Uður Mumcu baþta olmak üzere diðer siyasi cinayetlerle ilgili AKP nin elini kolunu tutan kimse var! Ahparig, o arkadaþlarýný sana þikayet ettiðimi bil! Roboski'de yaklaþýk 1 yýl önce yaþanan bombardýmandan sað kurtulan Servet Encü dahil dört kiþiye "Pasaport Kanunu'na muhalefet" gerekçesiyle 8 bin TL ceza kesildi. Köylülerin sýnýrý geçmeleri bu kez parayla cezalandýrýldý. BOMBALAMADAN SONRA GECE DEÐÝL, GÜNDÜZ GEÇÝYORLARDI Habertürk'ten Ahmet Yukuþ'un haberine göre, Irak Federal Kürdistan bölgesine katýrlar ile gece giden Ortasu (Roboski) ve Gülyazý köylüleri TSK'nýn bombardýmanýndan sonra, sýnýrý gün ýþýðýnda geçmeye baþladý. MEDYADAKÝ HABERLER ÜZERÝNE HAREKETE GEÇÝLDÝ Güvenlik güçleri 15-20 katýrla Haftanin e geçen köylülerin "kaçakçýlýk" yapmaya devam ettiði haberlerinin gazete ve televizyonlarda yer almasý üzerine ise harekete geçti. Gülyazý Jandarma Komutanlýðý, sýnýrda kaçakçýlýk yaptýðý belirlenen ve Roboski'deki bombardýmandan sað kurtulan Servet Encü ile yakýnlarý Ýdris Encü, Þeymus Encü ve Haydar Örek i karakola çaðýrdý. Þahýslar hakkýnda yasal iþlem yapan jandarma 5682 Pasaport Kanunu na muhalefet suçundan 2 þer bin TL para cezasý verdi. Cezanýn kabahat yeri olarak ise 34 kiþinin öldüðü 15 No lu sýnýr taþý gösterildi. SERVET ENCÜ: YAPTIÐIMIZ ÝÞ SINIR TÝCARETÝ Jandarmanýn ceza kestiði köylülerden Servet Encü cezaya tepki gösterdi. Yaptýklarý iþin kaçakçýlýk olmadýðýný, sýnýr ticareti olduðunu söyleyen Encü Dedelerimizden bu yana bölgede Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ jandarmanýn bilgisi dahilinde ticaret yapýlýyordu. 34 kiþi öldükten sonra bir süre ticaret durdu. Ancak ekmek paramýzý kazanmak için büyük risk alýp gidiyoruz. Bizim yaptýðýmýz ticarettir, 100 kiþi dahi ölse bu devam edecektir. Jandarmanýn kestiði cezayý verecek gücümüz yok. Cezayý ancak ticaret yapýp kazanarak ödeyebiliriz dedi. BirGün Son zamanlarda Yeni Akit, Sabah, Takvim ve Star adlý gazetelerin basýn, demokrasi ve siyaset etiðine uymayan çeþitli yayýnlar yapmasý üzerine Pir Sultan Abdal Kültür Derneði bir basýn açýklamasý yaptý. Bu açýklamayý aþaðýda yayýnlýyoruz. Kamuoyuna; Alevi Toplumuna; Þube Baþkanlarýmýza; Yönetim Kurulu Üyelerimize; Üyelerimize; Demokratik Kurum ve Kuruluþlara; Pir Sultan Abdal Dostlarýna; Yeni Akit, Sabah, Takvim, Star gibi gazeteler basýn, demokrasi ve siyaset etiðine uymayan yayýnlar yapýyorlar Mesnedi, amacý, yayýn politikasý belli olan ve Türk/Ýslamcýlýðý yegane amaç edinen güçler Pir Sultan Abdal Kültür Derneðini itibarsýzlaþtýrarak, marjinalleþtirmeye çalýþtýðý yetmez gibi; derneðimizle devrimci demokratik kurum ve kuruluþlarý karþý karþýya getirmeye çalýþan bir tezgah peþindeler Pir Sultan Abdal Kültür Derneði, tüzüðü amacý, demokratik mücadele alaný ve anlayýþý belli olan bir Alevi kurumudur. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Alevilik adabýný ve kemaletini baþta Pir Sultan Abdal olmak üzere tarihte egemen inkarcý, ýrkçý, katliamcý, soykýrýmcý sisteme ve anlayýþa karþý destansý bir mücadele yürüten ululardan, velilerden, erenlerden, evliyalardan, aþýklardan, sadýklardan alýr. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði, Türkiye demokratik kamuoyunda, Demokratik Alevi kurumlarý içinde ve eþit yurttaþlýk mücadelesinde hiç tartýþmasýz deðerini ve kiþiliðini ispatlamýþ bir kurumdur. Derneðimiz ve Yolumuz tarihin her döneminde olduðu gibi hoyrat ve haramiler tarafýndan, yol düþkünü acizler ve ýrkçý faþist kesimler tarafýndan hedef haline getirilmeye çalýþýlmaktadýr. Derneðimize, Derneðin Genel Baþkaný olarak þahsýma ve derneðimizin mücadele anlayýþýna dil uzatan, karalama kampanyasý baþlatan Yeni Akit, Sabah, Takvim, Star gibi Gazeteler basýn, demokrasi ve siyaset etiðine uymuyorlar Bu gün (19 Ocak 2013) Star Gazetesinde çýkan ALEVÝ EVLERÝNÝ PROVOKATÖRLER ÝÞARETLEDÝ/ESKÝ TÜRKÝYE TÝPÝ PROVOKASYON baþlýklý haberde açýkça derneðimiz hedef alýnmýþtýr. Biz Pir Sultan Abdal Kültür Derneði ve Alevi toplumu olarak gece vakti kapýlarýmýzý iþaretleyenlerin kim olduklarýný biliyoruz, onlarý tanýyoruz. Bizans, Selçuklu, Osmanlý döneminde yapýlan katliam ve soykýrýmlarý överek Ecdadým diyenler Koçgiri den, Dersim e Maraþ tan, Çorum a Sivas tan, Gazi ye Kadar bir kanlý soykýrým tarihini bize yaþatanlar Ecdatlarýnýn kirli, iðrenç, kokuþmuþ yöntemlerini kullanarak bildik oyunlarýný tekrar sahneliyorlar!!! Adýný ifade ettiðimiz Gazeteler ve Star Gazetesi bir taþla birkaç kuþ birden vurmayý hedefleyerek Pir Sulta Abdal Kültür Derneðini marjinalleþtirmeye, sýradanlaþtýrmaya, itibarsýzlaþtýrmaya çalýþýyor. Adý geçen haberdeki kiþiler derneðimiz üyesi deðildir. Ayrýca Türkiye de devrimci demokratik deðerlere inanan ve bu uðurda mücadele yürüten tüm kurum ve kuruluþlar Pir Sultan Abdal Kültür Derneðine saygý duyar. Sol, demokratik, eþitlikçi, özgürlükçü, insan hak ve özgürlükleri için mücadele yürüten hiçbir kurum Pir Sultan Abdal Kültür Derneðini Çalýþmalarýna alet etmez, kullanmaz! Star Gazetesinin haberi tamamen gerçek dýþý ve uydurmadýr. Alevilerin evlerini Bir gece ansýzýn gelebiliriz! diyen ýrkçý, faþist kesimler iþaretlemiþtir. Kendinden menkul Suçlar üreterek adeta insan avcýlýðý yapan AKP ve AKP gölgesindeki yargý, Basýn, mülki idare amirleri ve güvenlik güçleri bilmelidir ki; Pir Sultan Abdal Kültür Derneði olarak Hakkýn ve hakikatin yolunda, Yol Ulularýmýzýn, Pirlerimizin, eren ve evliyalarýmýzýn yolundan gideceðiz ve taviz vermeyeceðiz. Kirli zihniyetini, Bizans, Osmanlý, Muaviye, Yezit oyunlarýný kullanarak derneðimizin adýný ve yolumuzu lekelemeye çalýþan bilsin ki; biz ezelden ebede giden ulu bir yolun yolcularý ve talipleriyiz. Her çemkirene dönüp bakarsak yolda kalýrýz (19 Ocak 2013) Saygýlarýmla Kemal BÜLBÜL Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný

Zaman bize ne söylüyor, ne diyor Vatan seven hücrelere gidiyor Cumhuriyetimiz oluyor talan Aydýnlar zindanda, var mýdýr yalan? Caniler korunur, vurgun var her an Ýþte gel gör, adaletsiz kurumlar Makam için yenik düþmüþ onurlar Adaletle çözüm ister sorunlar Osmanlýnýn ulemasý ürerse Ýktidarlar toplumlarý yererse Yobaz aymaz, sýnýf sýnýf bölerse Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Malatya da, 25 köy merkezinde ikamet eden çiftçilere kiþi baþý 375 TL tutarýnda katýlým desteðinin, hesaplarýna aktarýldýðý bildirildi. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü tarafýndan konuyla ilgili olarak yapýlan yazýlý açýklamada, "Çiftlik Muhasebe Veri Aðý Projesi'ne kayýtlý il merkezine baðlý üç belde ile on ilçeye ait 25 köy merkezinde ikamet eden çiftçilere kiþi baþý 375 TL tutarýnda katýlým desteði hesaplarýna aktarýlmýþtýr. 2012 yýlý içerisinde Türkiye genelinde Tekirdað, Ýstanbul, Bursa, Ýzmir, Konya, Nevþehir, Adana, Þanlýurfa, Samsun, Giresun, Erzurum ve Malatya olmak üzere toplam 12 ilde uygulanmakta iken, 01.01.2013 tarihinden itibaren il sayýsý 23 e çýkarýlmýþtýr. Malatya da 67 çiftçi ile proje yürütülmektedir. Projeye dahil olma ve ayrýlma gönüllülük esasýna dayalý olup, kayýtlar yýllýk yapýlmaktadýr. Proje gereðini yerine getiren kayýtlý çiftçilere 2012 yýlý sonu itibariyle 375 TL destek yapýlacaðý öngörülmüþtür. Bu öngörü doðrultusunda 375 TL katýlým desteði, kayýtlý çiftçilerimizin T.C. Ziraat Bankasý ÇKS hesaplarýna aktarýlmýþtýr" denildi. Ayrýca, 2013 yýlýnda devam edecek çiftçiler ve yeni katýlacak çiftçilerle katýlým anlaþmalarýnýn imzalanmaya baþlanýldýðý da kaydedildi. Yeni adaletin varsa bekleriz Bu zulmü, baðrýmýzda saklarýz And olsun ki Osmanlýyý paklarýz Zaman yakýn, þafak aydýnlanýyor Kurtuluþ kapýda, çanlar çalýyor Atatürk ün devrimleri sönüyor Ali Turab, yanlýþ döndüren çarký Bendi yýkmýþ, akmaz kurumuþ arký Baskýlý yöntemde, belirdi korku 3.1.2013 HACIBEKTAÞ Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Belediyesi tarafýndan 58 köpeðin barýnabileceði tekli ve 4 erli köpek yuvalarý yapýldý. Nevþehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüðü Marangozhanesinde bir süreden beri yapýlan çalýþmalarla,2000 Evler Mahallesi Pireni mevkiindeki Köpek Barýnaðýnda kalan köpeklere yönelik toplam 58 köpek yuvasýnýn yapýmý tamamlandý. Sýkýþtýrmalý yongadan 4 er köpeðin kalabileceði 8 köpek yuvasý yapýlýrken,26 adet de tekli köpek yuvasý tamamlanarak, Nevþehir Belediyesi Köpek Barýnaðýna konuldu. Üst bölümleri yaðmur geçirmez Þýngýl ile kaplanan köpek yuvalarýnýn yapýmýný önümüzdeki günlerde de devam edecek. yapýlan kuþ yemlikleri, Camicedid, Güzelyurt, Sümer, Karasoku, Esentepe ve 350 Evler Mahallelerinde 10 farklý alana monte edildi. Karla kaplý alanlarda kanatlý hayvanlarýn yem bulma sorununu çözecek kuþ yemliklerinin önümüzdeki günlerde kentin deðiþik merkezlerine de monte edilerek sayýsýnýn artýrýlacaðý belirtildi. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Belediyesi tarafýndan kuþlarýn yem ve su ihtiyaçlarýný rahatlýkla saðlamalarý amacýyla, þehrin deðiþik merkezlerine ahþap kuþ yemliði yaptýrýldý. Kuþ yemlikleri, belirli aralýkla görevlendirilecek personel tarafýndan kontrol edilerek su ilavesinde bulunulacak. Özellikle kýþ aylarýnda kanatlý hayvanlarýn yem ve su ihtiyaçlarýný saðlamalarýna yardýmcý olmak amacýyla, Nevþehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüðü ne ait marangozhanede üretimi Sulucakarahöyük/KAPADOKYA Hasan KANKAL Nevþehir'in Derinkuyu ilçesinde bulunan Aýos Theodoros Trion Ortodoks Kilisesi, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan kültürel amaçlý olarak deðerlendirilmesi için Derinkuyu Kaymakamlýðý'na tahsis edildi. Ayestefanos Antlaþmasý gereðince 1858 yýlýnda yörede yaþayan Rum azýnlýk tarafýndan yaptýrýlan kilise, Kapadokya bölgesinin korunabilmiþ birkaç kilisesinden biri olarak biliniyor. Derinkuyu Kaymakamý Mithan Can Kutluca, Kapadokya bölgesinin bilinen en büyük kilisesi olan Aýos Theodoros Trion Ortodoks Kilisesi'nin Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan kullanýmýnýn ilçe kaymakamlýðýna devredildiðini açýkladý. Kutluca, kendilerinin de bu kiliseyi Derinkuyu Köylere Hizmet Götürme Birliði'ne bakým ve temizliðinin yapýlmasý için tahsis edildiðini belirtti. Kubbesinde Pantokrator(Kainatýn Efendisi) Ýsa tasviri bulunan Aýos Theodoros Trion Kilisesi, uzun yýllardan beri sadece Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan özel izinle ziyaretçilere açýlýyordu.

Alevinin amacý kendi (insan aklý, doða aklý) dýþýnda ne bir uzama ne bir zamana gönderme yapar. Kendi varoluþu, kendi görünürlüðü dýþýnda bir varlýk ya da varlýk ötesi güç aramaz ve insanlar arasýna perde koymaz. Kendi dýþýna çýkarak, kendi dýþýnda bir þeyi temsil etmek ve temsil edilen bir dýþsallýk sayesinde varolmak yerine, kendi dýþsallýðýný kendinde barýndýran bir varlýk olmayý kabul eder. Baþka bir topluluk olma uðruna felsefesinden, inancýndan, yaþamý algýlama biçiminden ve insan iradesinden taviz vererek doða ile insan arasýndaki iliþkileri dýþlamaz. Üstelik benzeþim uðruna benzeþim ötesi bir yasallýk (!) olarak kendini yeniden tanýmlamaz. Bu nedenle Ýslam olan ve Alevi görünen bireyin hali ve içinde saklý kalan evrenin, boþluðun Alevi düþün yapýsý karþýsýndaki hali dehþet vericidir: Bilimi yadsýr, sanatý yadsýr, felsefeyi yadsýr, edebiyatý yadsýr. Kan ve can pahasýna yürütülmüþ takiyeyi yadsýr. Ancak bu dehþet hal ilk bakýþta görülmez. Bunun için bakan olmaktan çýkýp, yolun düþünme biçimini ve amacýný sorgulamak gerek. Aksi halde bakaný bir anlýk bir göz yanýlsamasýyla içine hapseder ve Alevi insan düþman insan olur. Tevella ve teberra ilkeleri bile yerle bir olur. Alevilik dýþýnda kalan düþünme yapýsý Ýslam ile birleþince ve buna bir de kýlýf dedelik bulunca, bu düþünce bir çýð gibi cahil ya da gerçek-dýþý Alevi arar. Bu tipleme Alevi edebiyatýnda, felsefesinde ayýklamak için özgün Alevi düþman arar. Bu nedenle Yunus Emre Alevi olmaktan çýkar. Bu nedenle Nesimi Alevi olmaktan çýkar. Bu nedenle Þeyh Bedreddin Alevi olmaktan çýkar. Bu nedenle Fazlullah Hurufi görmezlikten gelinir. Alevi mekânýna da bu yayýldýðýnda tümüyle yeni bir dehþet olgunlaþýr, Bu dehþetin özgün ve gelenekteki adý cahillik tir. Yolu geometrik mekânda gerçekleþen bir dýþ dünya temsiliyle karýþtýrmaya kadar taþýr. Öte yandan bu tür durumlarýn dýþýnda kalan ýskalamalarda ise karþýlaþtýramadýðý þeyler e ise optik körlük bulmacalarý uydururlar. Bunlar yaþamýn kuruluþ biçimine ya tanrýlar satýn alarak baktýklarýndan ya da akýl kýtlýðýndan bakarlar. Bu da olmazsa cahilce ve baþka dinlerin gözüyle bakmaktan kaynaklý olarak doða ve insan nedir, ne yapar, ne için yaþar sorusunu sorma cesareti göstermez ve canlýlýðýn içine/özüne bakmayý da yadsýrlar. Alevilik en önemli hoþgörüsünü utanmaya ayýrmýþtýr. Alevi birey cahilliði durumunda söz hakký kullanmayý utanma olarak meydana býrakýr. Öz tartmak, özden konuþmak budur. Alevi bireyken, can olma sürecinde, rehberinden bunu öðrenir. Yoksa Alevilikte rehber ne diye var. Yaþama, insanlýða ve öðretimize dair kalýp bir düþünce ilkeler dýþýnda- olmadýðýndan muhakkak yol bilgisi ile yýkanmak, abdest almak gerek. Can olma çabasýndaki bireyde etik ilke böyle oluþur, olgunlaþýr. Cahilin Yolu Olmaz Son dönem iyice laçkalaþtý. Alevi simgesi, imgesi olmayan ceberrut haller Aleviliðe sirayet etmeye baþladý. Alevilikte boþluklar oluþtukça, orijinal simgeler hýzla kirlenmeye, çekilmeye baþladý. Aleviliðin düþün yapýsý oyulmuþ sözde hakikatler ve imgelerle savunulmaya baþlandý. Bu geometrik oyunlarla Alevi dünyasý yeniden terzilerin eline geçmeye ve hangi geometrik þekle uyarsa ve adý Ýslamsa ona göre þühedayý(!) kapsayan, öneren ve göz boyayan tevil geliþtirildi. Yetmedi, takiye gerçeðin özü oldu bilineni bilinmezliðe evriltmekte, bilinmezlik, öz algýlayýþ oldu. Doðaya aykýrý olan, doðayla özdeþ olmayan ne üzere Alevilik olarak indirgenebilir. Bu Alevilik adý altýnda, gelenekçi bir zapt ile Alevi dokusunu, kökünü tersyüz etmeye çalýþan anlayýþlarla, düþüncelerle bir kata taþýnmasý, tersine çevirme anlayýþýdýr. Aleviliðin bu yeni tiplemeler tarafýndan oluþturulan ve Ýslam la özdeþ, eþses olmayý amaçlayan ülküyle bir ilgisi yoktur. Alevilik tüm insanlýðý davet eden, ona yeni bir felsefi algý oluþturmayý amaç edinen, canlý doðayla cansýz doðayý insanlýða hatýrlatan ve bunu zamansal bir iliþki olmaktan çýkarýp, yaþam biçimini, insanýn doðayý algýlayýþýný merkezine koyan bir sistemler bütünüdür. Yüzyýllarýn yapamadýðýný Aleviliðin cahilliðe sürüklenen, bu yüzyýlýnda yol ilkesine uymayan ve gelenekçilik adý altýnda safsata ile yola çýkan ilke, etik tanýmayanlar tarafýndan yapýlmaya çalýþýlýyor. Alevilik insanlýðý yeniden yapýlandýrma olduðu kadar, metafiziði de yýkmadýr. Bu tür düþüncelerin insanlýk karþýsýnda tutunamadýðýnýn, ancak çýkarcýlar eliyle sahnelendiðinin dinselleþme potansiyelini en yüksek seviyeye çýkarmýþ olan Türkiye de görüldüðü kadar açýk bir çöküþ sürecidir. Maneviyata sarýlma diye yolun karþýsýna, insanlýðýn karþýsýna çýkarýlan þey insanýn maddeleþmesinden baþka bir þey deðildir. Bu düþüncelerin masumiyeti de hiç olmamýþtýr. Bunlarýn peþinde Aleviyim diye dolananlar tuzak kiþilerdir ve dedeliðin kullanýlmasýnda olduðu gibi ilkesiz ve cahillerdir. Bu nedenle yüceleþtirdikleri þey Alevilik adý altýnda baþka bir þeydir ve bu da yýkýla yýkýla parçalanmaktadýr. Bu tutumlarla yaratýlan ya safsatadýr ya da Ýslam da yýkanmýþ hurafeler serisidir. Çarpýk Düþünce Sonuçta bu durumun tümüyle Alevilik gerçeðine, ilkelerine, yaþam biçimine çarpan cahil ve çýkarcý bireylerin teselli için ters bir istikamette ilerlemeleri ötesinde bir karþýlýðý yoktur. Onlara göre bir gün doða da müslümanlaþacaktýr. Ufuklarý bu kadardýr. Bu dinci pelesenklik tanrýsal yasacýlýðýn, doðadýþýlýðýn ezeli-edebi gösterisinin temsilcileridir. Onlarýn öykündüðü ne insanlýðýn geleceðidir, ne de Aleviliðin deðerlerdir. Öykündükleri insanlýðýn, doðanýn yasalarýnýn tüketilmesini saðlamak ve Aleviliði Ýslam ýn tanrýsal yasacýlýðý görüþüne dönüþtürmektir. Alevi yaþamýný, Alevi bireyin varlýðýný can olmaktan çýkarýp böylesi bir imgenin çifte bir varoluþ olarak konumlandýrýlmasý masum gibi görünen bir vahþettir. Cahilce teslimiyet uðruna Alevi öðretisini çökertmek istemektir. Alevi düþün yapýsýnda bu gösteriye, bu taþýnmaya hizmet edecek çok az materyal vardýr. Bu materyal de akýl süzgecinden geçirildiðinde, bilinçli bir takiyeden ya da kitmandan kaynaklý dönemsel yýpranmalarý tamir etmek, muhalifliðin aðýr bedellerinin geleceðe taþýnmasýný azaltmak amaçlýdýr. Yaþayabilmek için sessizce, öðretiye yeni özgün olmayan þekilciliklerin taþýnmasýdýr. Bu ayrýca Hurûfiliðin engin küpünde dönüþtürülmüþ ve baþka baþka deðerler olarak adlandýrýlma ile de teþhir edilmiþtir. Böyle olmasýna karþýn, Aleviliðe, Ýslam adlandýrmasý sahte bir gülücük, karanlýk bir cahillikten öte bir düþünce yapýlanmasý deðildir. Alevi dedeleri yol hizmetlerini yol kurallarýna göre yaparken bu tür hurafelerle hep mücadele etmiþlerdir, hâlâ da görevlerinin bilincindedirler. Alevilik güçlü olduðu anda bu tür doða-dýþý ikameleri temizlemiþtir. Aleviliðin sahici çekirdeði aklýdýr, sezgisidir ve bunlarý yaratan kerametleri ve yol hikmetleridir. Þimdi Aleviler arasýnda bu öykünmeci kapýlarýn yükseltilme çabalarý bir inandýrýcýlýk taþýmamakta ve her Ýslami düþünce için yol, kapý aralandýðýnda tersine bir hamle ile karþýlanmakta ve öykünülen þeyler, boyanmýþ renkleri ile dökülmektedir. Öykünmek, yalnýzca görmek deðildir. Ayný zamanda gördüðünü iyi bilmektir. Gördüðünü anlamak ve ona dönüþmektir. Bunlarýn hürmeti Ýslam a deðil. Ýslam ý dahi bilmediklerinin ve olamayacaklarýnýn kirini taþýmak. Ýslam ýn ne olduðu ortada ve kurallarý ile iþler. Bunlarýn kurallarý baþka. Ne Ýslam a dayanýr, ne de Aleviliðe. Yüzergezer esrimeler taþýr bunlar. Gidip gidip gelirler. Ýslam olana sözümüz yok, dinini nasýl istiyorsa öyle yaþayabilir. Kurallara uyar ya da uymaz. Ancak Alevi bir canýn Ýslam olmadan, Ýslamcýlýk taslamasý karanlýkta sürekliliktir. Bunlarýn ki maskaralýk, olmazsa maskeleme. Gizli dincilik, sözde imancýlýktýr. Bir toplumun görüþü, düþüncesi gelenekleri yahut yasalarý ile ilkelere baðlanýr. Bir yandan kendini resmedilen dünyanýn akýþ ritminde konumlandýrmak ister, diðer yandan doðayý çifte katladýðý an, onu kendine de dönüþtürür: Kiþi öykündüðü an artýk doðayla özdeþliðini yitirmiþ olduðu için haliyle doðanýn kendinden farklýlaþmýþ olacaktýr. Doðayý temsil etmekten feragat ederek ona teslim olmak bile, doðayla öykünmecilik ilkesi arasýnda açýlan uçurumun iþaretidir: Ancak doðayla bir olunamadýðý an doðaya teslim olunur. Çünkü öykünmek demek, öykünülen þeyin kendi olmamak/olamamak, o yüzden ona öykünmek demektir. Alevilikte Ýslami simgeleri ve yaþamý görmek, bilinç perdelenmesi ya da bilinç yarýlma sýdýr. Böyle ancak Alevilikten çýkýlma, yokoluþ yaþanabilir. Bu yönlü davranýþ sergileyenler bunun iþaretini vermektedirler. Namaz kýlmak, Ýslam oruçlarýný tutmak þart görülmezken, sadece düþünce ile baðlý olmak iki sahteliði, çift anlamý ile içinde barýndýrýr. Olunmak istenen bir türlü olamamak ya da hicap bir korkunun, soru iþaretinin yarattýðý duygu ile boþlukta kalmanýn getirdiði avunmalar. Alevilik doða-ötesi olmayý reddettiðine ve bunlar doða-ötesi olmaya çabaladýðýna göre vahdeti vücud ilkesinden feragat edilerek, Alevi olunmaya çalýþýlmaktadýr. Ýkrar almak burada konumuz olmamakla birlikte, ikrar alacak olanýn önce bu doða-dýþýlýðý reddetmesi gerek. Yoksa yolda olma þansý yoktur. Ýkrarýn varlýðý da gözetilerek bu noktayý tartýþtýðýmýzda yeni bir temsil geleneðinin içine taþýnma çabasýnda olanlarý görüyoruz. Bu da Ýslam ýn þeriatýnýn kýrýlarak içine yuva yapýlmasýdýr. Hastalýk taþýyýcý gibi, tenyalaþarak, orada(n) zorla asalak tarzda beslenmektir. Bunun için epey kilometre taþý gitmiþ olanlar da vardýr. Kendi içlerindeki dünyayý Alevi dünyasý sayan ve Alevi aklý, felsefesi ve ilkelerini yadsýyarak bu yola baþvuranlar, soydan olsun, gerçeði saptýran veya gizleyenler olsun, yaþam tarzlarý ile bunu her koþulda dýþavururlar. Onlardaki öykünmenin yarattýðý ruhsal ve kiþilik sorunu, onlarda bazý dinsel sapmalarda olduðu gibi, yaþayýþýn gerçeði ile çakýþmasý olanaksýz içsel dünyanýn çakýþamadýðý bir uzamdýr. Bunlarda Alevi olmak imgesi ruhun derinliðinde bitmiþtir. Bunlar Aleviliði dinsel bir küme, tartýþma ve yaþayýþ alaný olarak Aleviliðin karþýsýnda bir temsile yönelmiþlerdir. Aklýn kullanýlmadýðý dört kapý kýrk makam bir gösterge olamaz. Rehbersiz yol sürülemeyeceðine ve çaðýmýzda bu rehberin bilgi, sorgulama olduðu dikkate alýndýðýnda sorunlarýnýn aþýlamayacaðý da açýktýr. Cennet ya da cehennemi kimse onlardan koparamaz. Doða da, doða-dýþý da insan bilincinin ve ruhunun derinliklerindedir. Bu nedenle modern insan kabullerle hareket ettiðinde dýþarýdan gelen bir ýþýkla aydýnlanmasý mümkün deðildir. Bir de yargý üreten ve bundan yararlanan insan tiplemesi ise, kendi aydýnlýðýný ve karanlýðýný içinde taþýmaktadýr. Güneþe, ýþýða, sorguya açýlacaðýna; dinin, hurafenin ve akýl dýþý dünyanýn meskeni olan bilinçdýþýna inerler. Zamanla yarattýklarý imgenin, inanmanýn içsel derinliði onlarý tatmin ettikçe bir bakýþa, algýya, Alevi karþýtlýðýna dönüþeceði ise aþikârdýr. Hatayi nin yolun kýyýsýnda Ýslam la cebelleþenlere sözü açýktýr. Bizde onun sözü ile yoldan düþene ses olalým: Gönül ne durursun sende varsana Varýp eþiðine yüzler sürsene Mürþidin isteyen kendi arayý Arayanlar buldu derde çareyi Yüzbin okur ise aktan karayý Bu dünya durdukça eðer dursan da On dünya dolusu kitap görsen de Her harfine binbir mâna versen de Halil yaptý Kabe yi oldu delîl Farz oldu varmayanlar oldu melil Muhammed e rehber oldu Cebrail. Hatayi sözünün manisin verdi Yâr ile ettiði ahdine durdu Cebrail Musa ya Hýzýr a var dedi

Tarihte anlatýlanlara bakmadan önce bu tarihin kimler tarafýndan yazýldýðýna bakmak lazým. Kimlerin yazdýðýna bakmadan önce de, bu yazýcýlarýn yaþadýðý tarihe bakmak lazým. Böylelikle tarihi anlamak daha da kolaylaþýr. Çünkü anlatýlan ya da yazýlagelen tarih, yazýcýlarýnýn, iktidar ile olan münasebetlerinin aynasýdýr. Hele mesele ecdada dayanýrsa, muktedir olan, ecdadýný görkemiyle bilmek ister. Ki kendi tarihini yazdýrmak isteyen muktedir de þanýný nesillere taþýmak ister, kendi tarihini kendi kaleme aldýrýr. O yüzdendir ki tarih anlatýcýlýðý saray duvarlarýnýn, han çadýrlarýnýn dýþýna çýkmaz. Bir de tarihini, kendi özel tarihçisine kaleme aldýrmayanlarýn tarihi var. Resmi tarih anlatýsýnda ya kul olarak ya da isyan eden güruh olarak geçenler... Muktedirin tarihinde yer alabilme þanslarý, iktidarla olan uyumlarýndan geçmesi gerekenler... Ama tarihin asýl sahiplerine yer vermeyenlere inat, gizlenen gerçeðin anlatýcýlarý dün vardý bugün de var. Ezel Akay ve Haldun Çubukçu nun birlikte kaleme aldýklarý 'Yargu', tam da bu anlatýlmayanlarýn, yazýlmayanlarýn tarihini anlatmakta. Yargu savaþlardan, isyanlardan kalmýþ, bulunmuþ çocuklar olan Karacakýzlýlarýn ýn yargýlanýþýný konu alýr. Yargu kurulur, oyun baþlar, hukuk ve adalet çarpýþmaya baþlar. Karacakýzlýlar mülkiyetin, iktidarýn olmadýðý, yer yüzünde yerleri olmayan bir kavimin adýdýr aslýnda. Karacakýzlýlar kitapta anlatýldýðý çerçevede hiç var olmamýþ olsalar da, resmi tarihteki olaylar ve kiþilerle bir bütünlük oluþturularak, ete kemiðe bürünüyorlar. Bu tarihi anlatmaya nasýl karar verdiðini, Yargu yu, hukuka karþý adaletin savaþýný Ezel Akay a sorduk. Kitabýn fikri nasýl oluþtu ve nasýl iki yazarlý oldu? Bu romanýn ana temasýný, temel karakterlerini ve dramatik hedefini içeren bir taslak öyküyü 20 yýl kadar önce oluþturmuþtum. Niyetim bu hikayeden bir sinema filmi senaryosu çýkarmaktý. Ancak hem sektörün bütçeleri hem de baþka maceralar nedeniyle sadece notlarý ve temel meseleyi daha da derinleþtirmek için okumalar ve araþtýrmalar yapmaktan daha ileri gidemedim. Taa ki Haldun Çubukçu nun 'Yýldýzsayan'ýný okuyana kadar. O romanýn uslubu, tasavvuf denen muammaya ilham verici yaklaþýmý ve derin entrika kurgusu beni çok etkiledi. Aradýðým ruh kardeþimi buldum! dedim ve soluðu Haldun Çubukçu nun yanýnda aldým. Allah tan o sýralar Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü yü çekmiþtim de Haldun pek beðendiðini söylediði bu filmin yönetmeninin ahlaksýz teklif ine hayýr demekte zorlanmadý. Birlikte yaptýðýmýz birkaç tartýþma seansýndan sonra önce senaryoyu yazmaya karar verdi Haldun. Ancak içinde oluþan derya, benim romanýný yazmalýsýn teklifimi ciddiye almasýna neden oldu. Bu aþamadan sonra çok az tartýþarak yol aldýk. Haldun sonunda benim asla beceremeyeceðim bir dil denizi ve çok girift bir entrika ile hayranlýk uyandýran bir yeni kurgu yarattý. Þimdi romaný iyi anlayýp senaryoya dönüþ vaktidir benim için OYUN BÝZÝMDÝR ADALET HEDÝYEMÝZ Hukuk ve adalet kavramý yan yana hatta çoðu kez birbirlerinin yerine de kullanýlýr. Siz de Yargu da bu iki kavramýn birbirleriyle olan savaþýný anlatýyorsunuz. Nasýl bir savaþtýr bu? Benim için bu hikayenin ilhamý dünyanýn son yüzyýlýnýn gençlik hareketleridir. Onun için Karacakýzlýlar Genç tir. Sanki hep genç kalacaklar, hep ruhumuzun etrafýnda büyüdüðü, oyun denen muammayý unutmamýþ bir bünyeye sahip olacaklardýr. Kýzýlderililer, göçebe Asyalýlar, Babai topluluklarý, Hippiler, 68 liler, Paris Komünarlarý, gibi medeniyetin çeperlerinde dolaþanlar, bu savaþýn hep ayný tarafýnda yer aldýlar: Adalet tarafýnda. Çünkü bu topluluklar hiçbir zaman iktidarda deðildiler. Ve hukuk, doðasý gereði, hep iktidarýn elindeydi. O hukuku dönüþtürecek ilk þey o hukukun adaletsiz olduðunu vurgulamaktýr. Çaðlar boyunca sürmüþ bir savaþtan söz ediyoruz. Þaþýrtýcý bir doðasý var bu adalet savaþýnýn: Aslýnda hep hukukun adalet talebi yönünde deðiþmesiyle sonuçlanmýþtýr. Yani hukukun adaletsizliðine karþý açýlan savaþta hep adalet galip gelir! Ama genellikle birkaç nesil sonra! Ýnsanlýk tarihi açýsýndan galip gelen adalet, bunun uðruna hayatýný ve canýný veren bir neslin yalnýzca arzusu olarak kalýr. Ýþte bu yüzden ve bunu bilen Karacakýzlýlar, geleceðe bir iþaret býrakma oyunu oynarlar hep. Yargucu nun mahkemesinde de bunun deðerini fark ederler. Önemli olan iktidarýn elindeki hukukun adaletsiz olduðunu hatýrlatmak, üstelik de unutulmayacak oyunlarla bunu yargýçlarýn, tanýklarýn, danýþmanlarýn ve tüm seyircilerin ruhuna kazýmak ellerindeki tek çaredir. Hukuka karþý verilen mücadele bu yüzden bir gelecek aþký, bir dirayet ve bir kendinden vazgeçiþ gerektirir: Oyun bizimdir, bugüne aittir, adalet ise hediyemizdir, sizindir, yarýn doðacak olanýndýr. Peki neden Bulunmuþ çocuklar dýr Karacakýzlýlar? Babailer isyaný sýrasýnda o dönemde Anadolu yu yöneten tüm güçler bir tarafta,(bizans, Selçuklular, Moðollar, Araplar), onlar tarafýndan yönetilmek istemeyenler diðer tarafta (göçebe Türkmenler, Hýristiyan derviþler, Ermeni köylüler, Yahudiler, Rumlar). Göçerlerden ve köylülerden oluþan bu kitleler örgütlendiler ve önce bir süre galip geldiler. Sonra Malya ovasýndaki büyük yenilgi gibi peþ peþe gelen yenilgilerle daðýtýldýlar, yok edildiler. Büyük katliamlarda, ceza olarak yakýlýp yýkýlan köylerde, obalarda ve diðer yerleþim yerlerinde, 2 yaþýndan büyük bebelerine kadar kýrýlan halktan geriye sadece iþte o 2 yaþýndan küçük bebeler kaldý. Bir derviþ bu bebeleri topladý, onlardan, bu bulunmuþ çocuklardan bir oba kurdu! Onlarý Türkmen-göçer-Babai geleneklerine göre yetiþtirdi ve dünyaya saldý! Sadece gençlerden oluþan, 40 yaþýna gelenin yatýk edildiði, yani, göç yolunda kurulan bir eve yerleþtirildiði bu yol arkadaþlarý, Karacakýzlýlar, Budizmden, Eflatun a, Brahmanlardan, Hýristiyan Barnabasçýlýða, Þamanlardan, Kalenderiliðe her Heretik öðretinin içinden geçip kendilerine has bir bütünlüðe kavuþtular. Onlarýn bu yeryüzünde yeri yoktur! ÞAÞIRTMAK DÜZENÝ BOZMANIN EN CAZÝP YOLUDUR Karacakýzlýlar Yarguyu bir oyun haline getirirler. Çünkü onlar için her þey bir oyun. Ama öte yandan oyun içinde oyun var. Sanki filler tepiþiyor da çimenler eziliyor gibi? Çimenler, yani Karacakýzlýlar, filler tarafýnda ezilmeyi reddederler. Çalý olurlar, diken olurlar, sarmaþýk, karmaþýk, kaotik bir savaþ açarlar ezenlere karþý. Þaþýrtmak, düzeni bozmanýn, sarsmanýn en cazip yoludur. Oyunu bozan bir oyundur yaptýklarý! Neden oyun? Oyun prensip olarak çocuksu ve zararsýz görünür. Ancak izleyen için bile bir cazibesi vardýr. Ýþte bu cazibe, aslýnda çok etkili bir ikna aracýdýr. Her aný yaratýcýlýk gerektiren, kendini izleyeni iyi tanýmayý gerektiren, ahlaki bir stratejisi olan ve mutlaka yeni taktikler yaratan bir mücadele türüdür. Ýnsan yaratýcýlýðýnýn toplumsal mücadele alanýnda ne kadar etkili olabileceðinin somut örneklerini görmek isterseniz, oyun kavramýnýn nasýl etkili sosyal manevralar doðurabileceðinin kanýtý olarak lütfen insan haklarý alanýnda yeni taktikler projesine bir bakýnýz http://www.newtactics.org/ Karacakýzlýlarý yargýlayan Moðol Yargucu Þigi Kutuku da 'Bulunmuþ Bir Çocuk'. Lakin o yargýlayan tarafta. Bu benzeþme aslýnda çok derin bir ayrýmýn da göstergesi oluyor sanki? Yöneten ve yönetilmek istemeyen arasýndaki iliþki, aslýnda kimliklerden baðýmsýzdýr. Bugünün ezileni, rahatlýkla yarýnýn ezeni olur. Düzen yer deðiþtirmeye izin verir, yeter ki kadim iliþki devam etsin, bir baþ ve altýnda o baþa hizmet edenler olsun! Bulunmuþ Çocuk metaforu sosyal ve þahsi seçimlerin kimliklerden nasýl baðýmsýz olabileceðini de gösterir. Ama yine de bu bulunmuþ çocukluk, bu köksüzlük Þigi Kutuku ve Karacakýzlýlarýn ortak kaderine, insanlýðýn ortak kaderine iþaret eder. Ýktidarýn hukukunun temsilcisi ulu Yargucu, sonunda bu ortaklýðýn keþfinin etkisiyle, Karacakýzlýlarýn adalet talebi karþýsýnda boyun eðer, Koko defter i bir kenara býrakýr, tapýndýðý adalet tanrýsýndan, yalnýzca isteyen adalet putu ndan mahkemede iþlediði büyük günahlarýnýn affýný diler. Bulunmuþ çocuk olmak Yargucu ve Karacakýzlýlarý, adaleti ve talep edeni ayýran deðil birleþtiren bir metafordur. Kitaptan alýntý yaparak soracak olursak "Fikirleri, oyunlarýyla birleþip heyulaya dönüþüyor. Hayattan heyulaya dönüþmüþ fikir, ancak kendini gerçekleþtirdiðinde, yani vücut bulduðu sýrada güçlüdür. Ama heyuladan hayata dönüþen fikir, eskisinden kat kat güçlü ve yýkýcýdýr... Fikirleri dünyaya kök saldýktan sonra, bedenleri yok etmek ne kazandýrýr ki?" sizce Karacakýzlýlarýn heyulalarý hayata dönüþmüþ müdür? Hayýr! Evet! Ölmeyen ama Olmayan þey! Eðer bahsedemiyorsak, ölüdür, bahsetmek þöyle dursun üzerine roman yazýyorsak hayata dönüþmüþtür! Bir akýllý ateist için, tanrý yoktur! önermesi manasýzdýr. Çünkü adý olan her þey vardýr! Ve bu insanlarý etkilemeye devam eder. Karacakýzlýlar da adý var, cismi yok varlýklardandýr. Kendilerini, fikirlerini bir Heyula'ya (eski yunancadaki hyle ) dönüþtürürler, kalabilmek için eylemleriyle yeni bir ad kazanýr ve o adla anýlýrlar. Heyula nýn biçimi yoktur. her biçimi alabilir, madde'nin öncülüdür (kendisi deðil, öncesi, habercisi, önceki hâli). Tavus þöyle düþünüyordur herhalde: vücudu eþyasýdýr insanýn, bu vücud ben demek deðildir ama o olmasa ben ruhumu belli edemem. Benim bir vücudum bir de ruhum yoktur. Biz sizin böldüðünüz gibi bölmeyiz hilkati. Vücud benim mülkümdür!.. MUZAFFERLERÝN TARÝHÝNÝN ALTERNATÝFÝ OLABÝLECEÐÝNE DAÝR BÝR ÝKÝRCÝK TOHUMUDUR Tarih deyince akla hep devletlerin, imparatorluklarýn, fetihlerin tarihi gelir. Hep zafer vardýr bu tarihin nihayetinde. Sizin tarihinizin neden eksik zaferi? Gerçek zafer nedir? Bu soruyu sorana göre deðiþir. Biz hikayeleri geçmiþi anlamak için anlatmýyoruz. Geleceðe bir iz býrakmak için anlatýyoruz. Karacakýzlýlar bizim anlattýðýmýz çerçevede hiç varolmadýlar. Ama bize ilham veren yine de geçmiþin yaþantýlarý ve fikirleridir. Bu hikaye, bir alternatif tarih deðildir. Resmi tarihin, yani muzafferlerin tarihinin bir veya birçok alternatifi olabileceðine dair bir ikircik tohumudur. Bu hikaye Karacakýzlýlarýn bir heyulaya dönüþtüðünün bir kanýtýdýr. Galip gelselerdi onlardan böyle söz edemezdik. Ama böyle demek bana aðýr geliyor: Belki de bir kez olsun Karacakýzlýlar galip gelseydi, artýk resmi tarih, ile gayrý resmi tarih, hukuk ile adalet çatýþmalarýndan kurtulmuþ olurduk. ÝKTÝDAR KAVRAMINDAN UZAK OLDUKLARI ÖLÇÜDE TEHLÝKELÝLER Kitapta bahsedilen Türkler ve Türkmenlerle arasýndaki fark nedir? Tarihsel gerçeklik olarak cevabý baþka, hikayecilerin seçtiði bir metafor olarak cevabý baþka! Benzer bir dili konuþan ama biri yönetici kesimi, diðeri yönetilemeyen kesimi iþaret eden kimlik tanýmlarýdýr bunlar. Aralarýndaki dilin farklýlýðý bile ideolojik bir farka, sýnýfsal bir farka, iktidar alanýndaki bir farka iþaret eder. Ýktidar kavramýndan o kadar uzaktýrlar ki, Karacakýzlýlar bu yüzden anlaþýlmaz, cahil, tehlikeli bulunurlar. Moðol ordusunun büyük lojistik danýþmanlarý, Vikingler, Araplar, Çinliler, Venedikliler, Bizanslýlar ve Ýranlýlardan oluþan entelektüel gücü, dilleri ve kültürleri bu kadar çeþitli olmasýna raðmen kendi aralarýnda bir dil bütünlüðü bulurlar. Ama Karacakýzlýlar bu bütünlüðün de dýþýndadýr. Gerçek yabancý dýr onlar. YUNANCA SUSAN, SIRPÇA ÖLDÜREN, TÜRKÇE BÝLGELÝK YAPAN... Kitapta o döneme özgü bir dil kullanýyorsunuz. Özellikle de bu dili açýklayýcý ekstra bir yöntem yok kitapta. Bunu böyle kullanmanýzdaki amaç nedir? Bahsettiðim gibi, hem ayný hem ayrý olanýn anlaþýlabilmesi için seçilmiþ bir dil bu. Dil oyunu ayný zamanda ideolojik olanýn, yanlýþýn doðruyla, hakikatin kurmacayla karýþtýðý alanýn ortaya çýktýðý bir alandýr. Karacakýzlýlar "Eflak dilinde yalan söyleyen, Yunanca susan, Çince sayan, Rusça ilahi okuyan, Sýrpça öldüren, Türkçeyle bilgelik yapan" her kültürün içinden geçip zenginleþmiþ bir göçer medeniyetidir. Ama Karacakýzlýlar ýn dili anlaþýlmaz bir dil deðil biz Türkiyeliler için. Aslýnda bölük pörçük, orada burada hala yaþayan sözcük ve kavramlarla yeniden bütünselleþtirilmeye çalýþtýðýmýz bir dildir bu. Bizim dilimizdir ve onu anlamak, sadece dili deðil, bir toplumsal ruhu da anlamak olacaktýr. Evrensel

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Belediyesi 153 Çaðrý Merkezi ile vatandaþlar, her türlü istek ve þikayetler ile önerilerini aktarabilme imkanýna sahip oluyor. Nevþehir Belediyesi Hizmet Binasý nda 5 kiþilik profesyonel bir ekip ile 08.00-24.00 saatleri arasýnda aralýksýz hizmet veren 153 Çaðrý Merkezi ni arayan vatandaþlarýn öncelikli olarak yaþadýklarý sorunlar, olumsuzluklar ile belediyenin hizmet birimlerine yönelik istek ve þikayetleri ve önerileri bilgisayar ortamýnda kayýt altýna alýnýyor. 153 Çaðrý merkezine vatandaþlar tarafýndan iletilen istekler ve þikayetler, oluþturulan að sayesinde anýnda ilgili birim yetkilisine ulaþtýrýlýyor. Vatandaþlardan gelen þikayet ve isteðin çözümü saðladýktan sonra, 153 Çaðrý Merkezi çalýþanlarýnca kiþiler aranmak suretiyle bilgi aktarýmýnda bulunuluyor. Geçen yýl içerisinde 9 bin 258 i telefon ve internet ortamýnda ulaþtýrýlan 452 baþvuru ile 9 bin 710 iþlemin gerçekleþtiði 153 Çaðrý Merkezi, vatandaþlarýn istekte bulunmasý halinde içme suyu baþta olmak üzere emlak vergisi, ilan reklam vergisi ve çevre temizlik vergisi gibi vergi borçlarý, sicil numaralarý ile Nevþehir Belediyesi nin düzenlediði kültürel ve sanatsal etkinlikler konusunda da bilgiler aktarýyor. Ayrýca vatandaþlar, 153 Çaðrý Merkezi vasýtasýyla Nevþehir Belediyesi nin dýþýnda kalan diðer kurumlar ile de ilgili olarak istek ve þikayetleri iletilebiliyor. Sulucakarahöyük/AVANOS Hasan KANKAL Avanos'a yapýlmasý planlanan yeni mimari taþ köprünün, projelerinin elde edilmesine yönelik olarak düzenlenecek mimari proje yarýþmasý için çalýþmalara baþlandý. Avanos Belediyesi tarafýndan "Mimarlýk, Peyzaj Mimarlýðý, Mühendislik, Kentsel Tasarým Projeleri, Þehir ve Bölge Planlama ve Güzel Sanat Eserleri Yarýþmalarý Yönetmeliði" kurallarý içerisinde "Serbest, Ulusal ve Tek Kademeli" olarak "Avanos Köprüsü ve Köprü Giriþleri Mimari Proje Yarýþmasý" adý ile yarýþmaya çýkarýlýyor. Bu kapsamda, düzenleme komitesi olarak danýþman jüri üyelerinden oluþan heyet, proje yarýþmasýnýn ayrýntýlarýný belirlemek ve teknik þartnamesini hazýrlamak üzere Double Tree By Hilton Avanos Otel'de bir araya geldi. Toplantýya; Danýþman Jüri Üyeleri olarak Belediye Baþkaný Dr. Mustafa Körükcü, Karayollarý Bölge Müdürü Aydýn Doðan, Mimar Aslý Özbay, Mimar Ömer Yýlmaz, Mimar Mürþit Günday, Ýnþaat Mühendisi Alper Temel, Mimar Ahmet Süreyya Ural, Mimar Barýþ Yaðlý, Karayollarý Bölge Müdürlüðü Sanatsal ve Tarihi Köprüler Þubesi'nden Ýnþaat Mühendisi Demirhan Erol, Mimar Ervin Garip, Mimar Aliþan Çýrakoðlu, Raportör Þehir Plancýsý Arzu Eralp ve Avanos Belediyesi Fen Ýþleri Müdürlüðü'nden Mimar Yusuf Yiðit katýldýlar. Danýþman ve Jüri Üyelerinden oluþan heyet, toplantýnýn ilk bölümünün ardýndan ilçe merkezinde ve saha üzerinde incelemelerde bulundular. Taþ Köprü ve çevresi ile Tahta Köprü'nün bulunduðu güzergâhta keþif ve inceleme gezisi yapýldý. Daha sonra toplantýnýn ikinci bölümüne geçildi. Toplantýda; yarýþma yoluyla gerçekleþtirilecek projenin iþlevsel, bölgeye ve çevreye uyumlu, araç trafiðini rahatlatacak, çok fonksiyonlu, özgün bir mimariye sahip olmasý için taþýmasý gereken kriterleri üzerinde görüþler ele alýndý, yarýþma takvimi ve teknik þartnamesi belirlenmeye baþladý.

Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK 21-Ocak-2013 Bu baþlýk uygundu yazýya. Çalýþma arkadaþlarýndan birisinden duydum televizyon röportajýnda. Türkiye'de haberciliði ve televizyonculuðu yeniden yazan. Onlarca, yüzlerce yeni yüzü haberci yapan, tabularý yýkan cesur bir gazeteci idi. Belki gülen yüzü, þakalarý, sürçen dili ile barýþ çorbasýna tat ve tuz katacaktý. Iþýklar içinde yatsýn. Yazdýðý gazetede yayýmlanmasý için hazýrladýðý son yazýyý olduðu gibi almak istiyorum. BÝRAND'IN SON YAZISI... Mehmet Ali Birand ameliyata girmeden önce yazdýðý ve Posta gazetesindeki köþesinde yayýnlanan yazýda, Paris'te öldürülen üç Kürt kadýn için Diyarbakýr'da yapýlacak olan tören hakkýnda þunlarý ifade etmiþti: "Bugün hem polis, hem PKK sýnavdan geçecek. Bugün Diyarbakýr'da büyük tören var. Yüz binlerce kiþi toplanacak. En ufak bir olay kan dökülmesine kadar gider. Ýki muhatabýmýz var. Biri PKK, diðeri de polis. Bakalým sürecin devamýný mý istiyorlar, yoksa dinamitlemek mi? Bugün yüz binler Diyarbakýr'da toplanacak. Ýçlerinde çok kýzgýnlarý olduðu gibi, üzüntü duyanlar da olacak. Ancak ne olursa olsun, bu bir Kürt gösterisi þeklinde geçecek. Halk gücünü gösterecek. BDP yaklaþýmýný belirledi. Tahrik etmeyecek. Etrafýn yakýlýp yýkýlmasý için tahrik etmeyecek. PKK'nýn tutumunu henüz bilmiyoruz. Acaba, Bakýn istediðimiz zaman sokaklarý ateþ topuna çevirebiliyoruz... Bu defa ise halkýmýzýn barýþçý gücünü göstereceðiz mi diyecek, yoksa bir iþaretle gençlerini etrafa mý saldýracak? Örgüt bugün, Ýmralý süreci konusunda ne düþündüðünün ilk iþaretini verecek. Böylesine büyük topluluklarý kýþkýrtmak kolaydýr da, kontrol altýnda tutmak çok zordur. Bir silah sesi, bir fýsýltý her þeyi mahveder. POLÝSÝN DE BÜYÜK SORUMLULUÐU VAR. BAZI ÞEYLERÝ GÖRMEMELÝ. HER ATILAN ADIMA SERT MÜDAHALE ETMEMELÝ. DÜZEN KURACAÐIM DERKEN MÝTÝNGÝ KARIÞTIRMAMALI. Diðer bir sorumluluk polise ait. Bundan önceki gösterilerde hep gördük. Güvenlik güçleri bazen çok sertleþiveriyorlar. Öylesine bir tepki gösteriyorlar ki, gösteri savaþ alanýna dönüyor. Neden yaptýklarýný soruyorsunuz, 'Efendim izin almadýlar... Polise tükürdüler...' gibi gerekçeler sayýyorlar. Oysa öyle gösterilerle karþýlaþtýk ki, polis kenarda durduðu zaman olay çýkmýyor. Aman dikkat, burada biz polisin insanlar öldürülürken veya binalar yakýlýrken de sessizce seyretmesinden söz etmiyoruz. Güvenlik güçlerinin saðduyulu davranmasýný bekliyoruz. Bugün ilk iþareti alacaðýz. Acaba bu iþ yürüyecek mi, yoksa dinamitlenecek mi? Ben ümitli olmak istiyorum. Artýk ölümlerin durmasýný diliyorum. TÜRKÝYE, ZORU BAÞARIYOR, KOLAYINI YAPAMIYOR... Gerçekten doðru söylüyorsun Birand. Son cümlene katýlmamak elde deðil. Türkiye zoru baþarýyor, kolayýný yapamýyor. Söylediðin gibi Diyarbakýr'da olay da çýkmadý. Senin öldüðün günün gecesi ve sabahýnda avukatlýk bürolarý basýlýyor, bombalamalar devam ediyor. KCK adý altýnda gözaltýlar sürüyor. Hükümet bu tavýrlarý ile eli kolu baðlý bir Ýmralý tutuklusu ile mi barýþý becerecek, hiç sanmýyorum. Hiç güven vermiyor hükümet. Tahmin edildiði gibi kýsa bir süreliðine seçimler öncesi silahlarý mý susturmak yalnýzca amaçlanan? Daha sonra bu iþ olmuyor deyip uzaklaþmak mý masadan? Ve artýk þehit asker cenazelerinde de insanlar, Türkiye'nin batýsýndaki emekçiler, barýþý haykýrmalý, savaþ yemini etmek isteyenlere mani olmalýdýr. Yani Türk insaný her þeyi hükümete güvenerek, akan kanýn duracaðýna inanmamalý. Bir arada yaþamý savunmaktan, baþka bir Türkiye'nin olmadýðýný bilince çýkarmaktan baþkada çare yok. Her türlü kýþkýrtma ve yol kazalarý bizi barýþ istemekten men etmemeli... Türkiye ye Patriot füzelerinin yerleþtirilmesi ve Suriye halklarýna dönük sürekli kýþkýrtýcý politikalar yürütülmesi ve müdahale edilmesine tepki gösterenler, bugün ülkenin pek çok kentinde gerçekleþtirdikleri eylemlerle egemenleri ve onlarýn siyasal temsilcilerini protesto ettiler. Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri de bu konuda sessiz kalmadý ve Kýzýlay da gerçekleþtirdiði basýn açýklamasýyla itirazýný yükseltti. DÝSK, KESK, TTB ve TMMOB öncülüðünde ülkenin her yanýnda olduðu gibi Ankara da, Kolej Meydaný nda saat: 12:30 da Sakarya Meydaný na yürüyenler, yürüyüþ boyunca emperyalizme ve iþbirlikçilerine tepki gösterdiler. ABD EMPERYALÝZMÝNÝN TAÞERONU OLMAYACAÐIZ. SURÝYE YE EMPERYALÝST MÜDAHALEYE HAYIR. ORTADOÐU NUN GELECEÐÝNE HALKLAR KARAR VERSÝN! yazýlý pankart arkasýnda Kýzýlay a yürüyenler, yürüyüþ süresince, KATÝL ABD ÝÞBÝRLÝKÇÝ AKP YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ KATÝL ABD ORTADOÐU DAN DEFOL GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK sloganlarýný haykýrdýlar. Sakarya Meydaný nda kurumlar adýna ortak açýklama KESK Genel Sekreteri Ýsmail Hakký TOMBUL tarafýndan yapýldý. Türkiye nin dört bir yanýnda özgür, demokratik, eþitlikçi ve tam baðýmsýz bir Türkiye için sokaða çýkanlarý selamlayarak konuþmasýna baþlayan TOMBUL, emperyalistlere, iþbirlikçilerine köle olmayacaklarýný haykýrmak için buluþtuklarýný, üsleriyle, savaþ uçaklarýyla, ölüm füzeleriyle gelenlere bir kez daha Emperyalizme Geçit Yok demek için bir araya geldiklerini söyledi. TOMBUL, Bitmedi Kavga Devam Ediyor demek, 6. Filo yu denize dökenlerin, Commer`in arabasýný ateþe verenlerin anti-emperyalist kavgasýnýn sürdüðünü hatýrlatmak için Sakarya Meydaný nda olduklarýný kaydetti. NATO askerlerini ülkemizde aðýrlamaktan onur duyanlarýn, NATO ya ve Patriot füzelerine hayýr! diyenlerin sesinin duyulmamasý için elinden geleni yaptýðýný belirten TOMBUL, Gaziantep te gerçekleþtirmeyi kararlaþtýrdýklarý bölgesel mitingin, Baþbakan ýn düðün ziyareti bahane edilerek yasaklandýðýný bildirdi. Gaziantep de ve ülkenin bütün sokaklarýndan bugün Emperyalizmin Taþeronluðuna ve Patriot Füzelerine Hayýr! sesinin yükseldiðini kaydeden, bu sesin önümüzdeki günlerde de yükseltmeye devam edeceðini bildiren TOMBUL, çünkü bu sesin sahiplerinin, ABD taþeronluðuna hayýr dediklerini ifade etti. Emperyalizmin güdümünde komþularýmýzla savaþa sürüklenmeye hayýr diyoruz diyoruz diyen TOMBUL, çünkü kendilerinin Amerikan bombalarýna, NATO üslerine ve emperyalizmin hegemonyasýna da hayýr dediklerini hatýrlattý. Baþbakana seslenen TOMBUL, Ey Baþbakan bu memleket eninde sonunda NATO yu bu topraklardan söküp atacaktýr! Çünkü bu ülkede yalnýzca emperyalizme uþaklýkla onur duyan iktidar sahipleri yok! Bu ülkenin diz çökmeyen, baþ eðmeyen onurlu milyonlarý var! Bugün alanlardan yükselen onlarýn sesidir. Bu sese kulak verin. Yoksa ülkemizi içine sürüklediðiniz bu batakta önce siz boðulacaksýnýz diyerek konuþmasýný sürdürdü. TOMBUL yaptýðý konuþmada, Emperyalizmin ekonomik, siyasi ve askeri çýkarlarý doðrultusunda Ortadoðu yu yeniden dizayn etme, tarihi kanlý savaþlardan, yeraltý ve yerüstü kaynaklarýnda egemenlik, sömürü ve gözyaþlarýndan ibaret olan iþgal politikalarý, bir kez daha halklarýn geleceklerini ve bir arada yaþam umutlarýný yok etmektedir dedi. ABD hegemonyasýnda geliþen müdahale nasýl ki önce demokrasi yerleþtirme yalanlarýyla geldiyse, AKP nin iþbirlikçiliði de Suriye de baskýcý ve otoriter düzene karþý Suriye halklarýnýn yanýnda olduðu yalanlarýyla örülmüþtür diyen TOMBUL, bu yalanlarýn arkasýndaki gerçeðin ABD nin emperyalist politikalarýnýn son halkasý Suriye de yaþanan yýkým olduðuna iþaret etti. Bu yýkýmýn, Suriye halklarýnýn kendi özgür iradeleri ve öz güçleri ile yürütecekleri demokrasi, eþitlik ve özgürlük mücadelesine dönük bir müdahale olduðuna iþaret eden TOMBUL, bunun ayný zamanda gerici iç çatýþma dinamiklerini ülkemize de taþýyan AKP hükümetinin Türkiye de halklar arasýnda kardeþliðe, bir arada yaþam umutlarýna karþý da geliþen bir müdahale olduðunu hatýrlattý. Suriye nin kaderinin Suriye halklarýnýn elinden alýnmaya çalýþýldýðýnýn, Suriye nin geleceðinin iç savaþla karartýldýðýnýn kendilerince bilindiðini belirten TOMBUL, AKP nin kendisine biçtiði misyonun bölgesel aktörlük adý altýnda daha fazla iþbirlikçilik olduðuna dikkat çekti. Suriye de etnik ve mezhepsel çatýþmalarý dinamitleyen silahlý çeteleri desteklemekten, kardeþ halklarla savaþý ve düþmanlýðý körüklemekten geri durmayan AKP nin, þimdi ülkemizi NATO nun askeri yýðýnaðý haline getirerek iþgalin merkez üssü olmayý hedeflediðine iþaret eden TOMBUL, Askeri eðitim kamplarý, istihbarat bürolarý, Kürecik te Füze Kalkaný Radar Sistemi ve NATO karargâhlarýnýn ardýndan bu kez ülkemizde Gaziantep, Adana ve Maraþ a Patriot füzelerinin yerleþtirilmeye baþlandýðýný bildirdi. TOMBUL, gerçekte olmayan güvenlik kaygýlarýyla Ortadoðu halklarýnýn üzerine yaðacak bombalara kucak açan AKP nin, memleketin dört bir yanýný üslerle, NATO askerleriyle ve ölüm füzeleriyle doldurduðunu kaydetti. Halký koruyacak diyerek ölüm füzelerini yerleþtirenlere seslenen TOMBUL, masallarýyla ülkemize yerleþtirenlere soruyoruz? Kimi kimden koruyorsunuz? dedi. Halklarý savaþa sürükleyen, halklarýn üzerine bombalar yaðdýranlarýn ABD ve NATO olduðunu belirten TOMBUL, AKP nin ABD ve NATO nun iþbirlikçisi olduðunu, Emperyalizmin saldýrgan politikalarýnýn taþeronluðunu yaparak Türkiye yi bölgesel bir savaþýn ve ayný zamanda bölgedeki etnik-dini boðazlaþmanýn tam ortasýna sürüklediðini bildirdi. AKP iktidarýný sert bir þekilde eleþtiren TOMBUL, þunlarý söyledi; Bu ülkenin NATO topraklarý olduðunu belleyenler, öyle olmasýný arzu edenler iþbirlikçi politikalarýna artýk halký karýþtýrmasýnlar. Ucundan kan damlayan bu füzeler savaþ füzeleridir, koruduðu da NATO ve ABD nin kendisidir. TOMBUL, Anti-emperyalist emek ve demokrasi güçleri olarak; Türkiye nin NATO üsleriyle ve ABD nin kanlý savaþa hazýrlýk yaptýðý askeri üsleriyle kuþatýlmasýna; Emperyalizmin Ortadoðu da ki maþasý haline getirilerek komþularýyla savaþtýrýlmasýna; kanlý tarihe ortaklýk edecek bir ülkeye dönüþtürülmesine kesinlikle izin vermeyeceklerini vurguladý. Ülkemizin kaynaklarýný sömüren, halkýmýza yoksulluk ve güvencesizliði dayatan, ülkemizi NATO füzelerinin yataðý haline getirmeye çalýþan AKP iktidarýna karþý, ABD Emperyalizminin Taþeronu Olmayacaðýz diyerek sesimizi her daim yükseltecek, Suriye ye Emperyalist Müdahaleye Hayýr, Ortadoðu nun Geleceðine Halklar Karar Versin þiarýný haykýracaklarýný belirten TOMBUL konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü. Ortadoðu halklarýnýn geleceðini ellerinden alan ve yaþadýðýmýz topraklarý ABD emperyalizminin kirli üssü haline getirenlere yanýtýmýz her zaman eþit, özgür, demokratik ve baðýmsýz bir ülke olacaktýr. Þimdi, bölgesel güç olma hevesiyle yanýp tutuþan, ülkemizi emperyalizmin askeri üssüne dönüþtürmeye çalýþan AKP hükümetine dur deme zamanýdýr! Þimdi, savaþ çýðlýklarý atanlara karþý, halklarýn geleceðine kendilerinin karar vermesi için, halklarýn kardeþliðinin bu topraklardan sökülüp atýlmamasý için sorumluluk alma zamanýdýr! Alanda ve ülkede bugün ayný taleple sokaða çýkanlara, Sesimizi hep birlikte büyütelim diye seslenen TOMBUL konuþmasýný þu sözlerle tamamladý. Ýþbirlikçilere, emperyalizmin taþeronlarýna, bu ülke topraklarýný NATO topraklarý sananlara; emperyalizmin kalkaný olmayý görev sayanlara karþý mücadeleyi hep birlikte yükseltelim. Kahrolsun Emperyalizm, Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði! KESK Genel Sekreteri Ýsmail Hakký TOMBUL un açýklamasýnýn ardýndan eylem son buldu. 20 Ocak 2013

1930 larýn ortalarýndan itibaren ABD de hibrid mýsýr yayýlmaya baþladý ve on yýl içinde mýsýr kuþaðýnda açýk tozlanan çeþitlerden hibrid mýsýra geçiþ gerçekleþti, 1965 de ABD mýsýr ekiliþinin %95 i hibrid mýsýrlara aitti. Açýk tozlanan çeþitlerden hibrid çeþitlere geçiþ bilimsel bir zorunluluk muydu, yoksa þirketlerin bir tercihi miydi? J.R. Kloppenburg un First The Seed adlý eserinde ikincisinin doðru olduðuna dair epeyce kanýt vardýr. Harward lý genetikçi Lewontin eðer ayný çaba bu çeþitlere [açýk tozlananlar] verilseydi, þimdiye kadar bunlar hibridlere eþit hatta daha iyi olacaktý demiþtir. Hibridler þirketlere çiftçileri tohumdan ayýrma olanaðýný vermiþtir. 1930 lardan önce mýsýr gösterisi (corn show) adý altýnda yürütülen yayým ve ýslah çabalarý verimde bir çöküþe yol açmýþtý. Bunun nedeni bu gösterilerde baþarý kazanan mýsýrlarýn görünüþ olarak güzel olmasýna dikkat edilmesi idi. Ancak görünüþ ile verim arasýnda bir iliþki olmayabiliyordu. Bunun sonucu uzun yýllar akrabalý yetiþtirme yapýldý ve bu verimde çökme yarattý. 1900 yýlýndan 35 yýl sonra mýsýr verimleri ciddi bir çöküþ gösterdi. Hibrid mýsýrýn baþarýsýnýn arkasýnda bu durum çok etkili olmuþtur. Þirketlerin hibrid üretiminde kullandýðý çeþitler kamuya ait idiler. Bu dönemde kamusal araþtýrmalar ile özel þirketlerin araþtýrmalarý arasýnda bir ayrým yapýlmaya baþlandý. Kamuya temel araþtýrmalar denilen bir görev verildi. Özel sektör sözcüleri kamu ýslahçýlarýný akrabalý yetiþtirilen hatlar geliþtirmeye zorladýlar. Bunlardan hibridler elde edilmesini ise özel sektör yapmalýydý. Hibrid mýsýr üretimi ayný zamanda yeþil devrim denilen kimyasal gübre, kimyasal ilaç, makine ve yoðun su ile üretimi de teþvik etmeye baþladý. Kimse popülasyon ýslahý üzerinde çalýþmak için para ve zaman harcamadý. Çünkü popülasyon ýslahý sonucu elde edilecek çeþitler sayesinde çiftçiler kolayca ürünlerinden tohumluk ayýrabilecek veya birçok þirket tarafýndan üretilecek tohumluklar tekelci kârlarý aþýndýracaktý. Hibrid taraflý Amerikan mýsýr ýslahý diðer ülkelere de transfer edildi. Birleþmiþ Milletler Tarým ve Gýda Örgütü FAO Ýtalya da 1947 yýlýnda hibrid mýsýr okulu yürüttü. Yeþil devrim büyük ölçüde Rockefeller ve Ford Vakýflarý tarafýndan fonlanan uluslar arasý Tarýmsal Araþtýrma Merkezlerinde (Ýngilizce kýsaltmasý ile IARC) uygulandý. Islah edilen çeþitler en iyi topraklara uygun, saðlam saplý, kimyasal gübre ve diðer tarým kimyasallarýný kullanmak üzere geliþtirildiler. ABD de hibrid mýsýrý geliþtirenler özel þirketler kurdular. Örneðin Henry A. Wallace 1926 da sonralarý Pioner Hi-bred haline dönüþecek olan Hi- Bred Corn Company i kurdu. Bu þirket de 1999 da Dupont tarafýndan satýn alýndý. Hibrid deneyimi daha sonra birçok bitkiye aktarýldý. Hibrid mýsýrýn geliþtirilmesi bilimsel ve teknik nedenlerin özünden gelen bir sonuç deðildir. Tam tersine hibritleþtirme þeklinde ortaya çýkan bilimsel bilgi sosyal iliþkiler tarafýndan þekillendirilmiþtir. Simmonds þu yorumu yapar: hiç kimse büyük popülâsyonlarý geliþtirmek için zamana ve paraya kavuþamadý. Hibrid mýsýr bir baþarýdýr, ancak büyük ölçekli çalýþmalarýn onlarca yýl sürdürülmesi ile bu gerçekleþmiþtir. Popülasyon ýslahýna ayný çaba koyulsa idi ne olacaktý? Buna iyi bir cevap alamýyoruz. Çünkü hibrid ýslahýný kabul etmek için ekonomik dürtü çok büyüktü. Popülâsyon ýslahýnýn hibrid üretiminin altýna itilmesi bilimsel nedenlerle kararlaþtýrýlmamýþtýr. Bunun nedeni politik ekonomidir. Kamu tarýmsal araþtýrmasý sermayenin hizmeti altýna alýnmýþtýr. *Tayfun Özkaya, Prof.Dr.,EÜ Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK 20-Ocak-2013 Agos Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni HRANT DÝNK in katlediliþinin 6. yýlýnda ülkenin pek çok yerinde anmalar gerçekleþtirildi. Ankara da gerçekleþen anmalar ise sabah 10:00 da baþladý ve akþam 19:00 a kadar sürdü. Ankara da gerçekleþen ilk anma, Kýzýlay da saat: 10:00 da Meydan Sahnesi nde HRANT ýn býraktýðý yerden, dostlarý 1915 i konuþuyor adýyla baþlayan panel-forum idi. Dostumuz HRANT DÝNK adlý sinevizyon gösterisiyle baþlayan panel-forum, saat: 17:00 ye kadar sürdü. Ýkinci anma ise saat: 14:00 te Birgün Gazetesi önünden Ýnsan Haklarý Anýtý önüne yapýlan yürüyüþ ve devamýnda basýn açýklamasýyla devam etti. Üçüncü anma Meydan Sahnesi nde panel-forum düzenleyen kurumlarca saat: 15:00 de Zafer Çarþýsý önünde (Zafer Meydaný) gerçekleþtirildi. Günün son anmasý ise, yine panelforumu gerçekleþtiren kurumlarca saat: 17:30 da Sakarya Meydaný ndan Ýnsan Haklarý Anýtý önüne yapýlan yürüyüþ ve basýn açýklamasýyla son buldu. Ankara da büyük oranda bütün kurumlarý kapsayan HRANT DÝNK anmasý, saat: 14:00 te HRANT DÝNK in yazarý olduðu Birgün Gazetesi önünden baþlayýp Ýnsan Haklarý Anýtý önüne kadar yapýlan yürüyüþle gerçekleþti. FAÞÝZME ÝNAT KARDEÞÝMSÝN HRANT pankartý arkasýnda. HRANT IN KATÝLÝ KONTRGERÝLLA HRANT ÝÇÝN ADALET ÝÇÝN HEPÝMÝZ HRANT IZ HEPÝMÝZ ERMENÝYÝZ YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ BÝJÎ BRATÝYA GELAN sloganlarý haykýrýlarak Meþrutiyet Caddesinden Konur Sokaða, Ýnsan Haklarý Anýtý önüne yürüyen kitleye Birgün Gazetesi yazarý, HRANT ýn arkadaþý Doðan TILIÇ hitabetti. Saygý duruþu yapýlmasýnýn ardýndan TILIÇ, Faþizme inat HRANT a Kardeþimsin diyenler. Kardeþimizin katlinin üzerinden 6 yýl geçti. Biz hala adalet arayýþýmýzý sürdürüyoruz diyerek konuþmasýna baþladý. Daha önceki anmalarda, bu iþin içinde örgüt yok diyenlerin o dönemde bir mahkeme kararýyla muhalif kesimlerin karþý çýktýðýný hatýrlatan TILIÇ, 6 yýldýr adeta dalga geçtiklerini ve þimdi de örgüt var dediklerini hatýrlattý. TILIÇ, Hangi örgüt? diye bir soru sorarak konuþmalarýný þu sözlerle sürdürdü. Bu sorularý sokaklarda, gazetelerde sormazsak, HRANT a kardeþ diyenler olarak sesimizi daha da yükseltip çoðaltmazsak, karþýmýza adý ortaya dökülen üç beþ kiþi ve yalnýzca ceza alan tetikçilerden oluþan bir örgüt çýkarýp gerçeði yine gizlemeye çalýþacaklar. Yýllardýr adalet arayýþlarýyla alay edildiðini belirten TILIÇ, cinayette parmak izi olanlarýn bulunduðunu ve cinayetin gerçekleþtirildiði, çocuktan katil yaratan bir iklimin mevcut olduðuna iþaret etti. Ýktidarýn, parmak izi olanlarý birer birer terfi ettirdiðini bildiren TILIÇ, cinayete uygun iklimi yaratanlarla, HRANT ý ve dostlarýný bunlar bizi arkamýzdan hançerliyor diyerek hedef tahtasýna oturtanlarýn bu iktidarýn içinde olduklarýný kaydetti. TILIÇ, cinayetteki parmak izlerini ortaya çýkaran gazetecileri içeri týkan, itibarsýzlaþtýrmaya çalýþan bu iktidardan, ne yazýk ki hala adalet için medet umanlar bulunduðunu söyledi. HRANT ýn içini boþaltýp onu düzenle uyumlu bir figüre dönüþtürerek anmaya çalýþanlarýn olduðuna dikkat çeken TILIÇ, konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü; HRANT iyi biriydi. Sosyalizmin yalnýzca akýlla kurulan mekanik bir sistem deðil, akýlla kalbin buluþtuðu yerde kurulacak iyi insanlar düzeni olduðuna inanan bir sosyalistti. Bunu unutturamazsýnýz. HRANT ýn bu ülke için bir þans olduðunu belirten TILIÇ, özgür ve eþit vatandaþlarýn kardeþçe bir arada yaþadýðý bir Türkiye nin kurulmasý için bir þanstý dedi. HRANT ýn 1915 den, sonrasýnda yaþanan acýlardan damýtýlmýþ bir bilgeliðin sesi olduðunu ifade eden TILIÇ konuþmasýnýn devamýnda þunlarý söyledi; Hasta iki toplumuz biz. Türkler ve Ermeniler Ermeniler büyük bir travma yaþýyor Türklere yönelik. Türkler ise Ermenilere yönelik büyük bir paranoya yaþýyor. Ýkimiz de klinik vakalarýz. Kim tedavi edecek bizi? Fransýz senatosu kararý mý? Amerikan senatosu kararý mý? Kim reçeteyi verecek? Kim bizim doktorumuz? Yukarýdaki sorularý geçmiþte HRANT ýn sorduðunu, kendisinin bu sorularýn yanýtý konusunda net olduðunu; Biz birbirimizin doktoruyuz. Diyalog tek reçete, tek çözüm. Alýn bu reçeteyi Kürtlerle Türklerin önüne koyun þimdi diye konuþmasýný sürdüren TILIÇ, dünyanýn neresinde birbirine düþman edilmiþ, edilmeye çalýþýlan iki halk varsa bu reçetenin onlara da iyi geleceðini söyleyerek, HRANT ýn reçetesinin hepsi için tek çözüm olduðuna vurgu yaptý. HRANT ý doktorumuz olduðu için, barýþ içinde eþit ve özgür vatandaþlar olarak bir arada yaþamamýzýn reçetesini sunduðu için öldürdüklerini bildiren TILIÇ konuþmasýnýn devamýnda þunlarý söyledi; Ama o bir iz býraktý ardýnda. Ýz býrakanlar ölümsüzdür. O bir reçete býraktý bize. Barýþ içinde bir arada yaþamanýn reçetesini O reçeteyi hayata geçirip baþarmak da HRANT a verilmiþ sözümüz olsun. TILIÇ, Onun bir meslektaþý olarak, onun yazdýðý gazetenin bir yazarý olarak, bedeli ne olursa olsun onun býraktýðý yerden yazmaya, eþit ve özgür vatandaþlarýn kardeþçe yaþadýðý bir Türkiye için yazacaklarýna söz verdi. TILIÇ konuþmasýný Ve HRANT, böyle yazan her kalemle, böyle kurulan her cümle ile yeniden doðup, sonsuza kadar aramýzda yaþayacak sözleriyle bitirdi. 19 Ocak 2013