Yayın Değerlendirme / Review. Hülya ARGUNŞAH, Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal, Akçağ Yayınevi, Ankara 2002, 382 s.

Benzer belgeler
Hülya Argunşah (2011). Bir Cumhuriyet Kadını: Şükûfe Nihal. İstanbul: Timaş Yayınları, 407 s., ISBN: S. Dilek YALÇIN ÇELİK

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

Akıl Fikir yayınlarından yeni kitaplar

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Metin Edebi Metin nedir?

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (ŞİİR ROMAN)

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

Romancı Kimliğiyle Suat Derviş

GÜNLÜK (GÜNCE)

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR I YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

1950 yılında yayımlamaya başladıkları derginin adına atfen Hisarcılar

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İşgücü Piyasası Görünümü: Aralık 2016

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

MİLLİ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

NOKTALAMA - YAZIM NOKTALAMA. 1. Nokta (.) Çocuklar bahçede oynuyor. Dr. Ayhan Bey tanıdığımızdır. (doktor) Yarışmada 1. olmuş.

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi?

Değerli Velilerimiz, Çalışmalar sırasında; öğrencilerimizde hedeflediğimiz IB öğrenen profil özellikleri bülten içinde ayrıca verilmiştir.

T.C. AVRUPA MESLEK YÜKSEKOKULU

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

Zeus tarafından yazıldı. Çarşamba, 11 Mart :05 - Son Güncelleme Perşembe, 27 Mayıs :12

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

SUAT DERVİŞ EDEBİYATI

I. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

Performans Görevi. Talha, Furkan, Gizem, Zeynep Merhaba Çocuklar

II. başarıya III. çalışmıyorsanız IV. ulaşmanız

Haberler. T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi Adına Sahibi Dr. Mustafa AYDIN (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ (Rektör)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (18 Aralık Ġubat 2018)

3. Bölüm: Çocuk Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler / 61

PROF. DR. OSMAN GÜNDÜZ İLE YRD. DOÇ. DR. TACETTİN ŞİMŞEK İN UYGULAMALI KONUŞMA EĞİTİMİ EL KİTABI ADLI ESERİ ÜZERİNE

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Genç Kalemler", şiir anlayışı konusunda Fecr-i Âti şairlerinden pek ayrılmadılar. Şiirde, konu seçimini şaire bırakmaları, onları, sanat anlayışları

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

ꞌꞌ Değiştirme(me)li mi?ꞌꞌ Kitap Çalışmasının İçerik Analizi

MEHMET ÂKİF VE GÖLGELER BİLGİ ŞÖLENİ ARALIK (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü)

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI MART AYI KÜLTÜREL ETKİNLİKLER PROGRAMI. Düzenleyen:

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi


İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

Yayın Değerlendirme / Review Hülya ARGUNŞAH, Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal, Akçağ Yayınevi, Ankara 2002, 382 s. Yrd. Doç. Dr. Yunus AYATA * "Nereden geldiniz, bilen var mı ki? Nasıl yaşarsınız, sorarlar mı ki? Yolunuz, yoludur kışın ve yazın, Gâh bir sam yelinin, gâh bir poyrazın... Mezarınızı da kendiniz kazın..." (s.119) Şile Yolları (1935) şiir kitabında "Unuttuklarımız" başlıklı uzun şiirinin bir bölümünde sokak çocuklarına yukarıdaki gibi seslenen Şükûfe Nihal (İstanbul 1896-İstanbul 24 Eylül 1973), adeta kendini ifade etmektedir. Şiirin bu bölümünde aynı sokak çocukları gibi, o da kendisini yalnız hisseder; hayatının son dönemi, ölümü ve ölüm sonrası ise tam anlamıyla bir yalnızlıktır. Selim İleri'nin Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın (İstanbul 1991) adlı eserindeki "V. Deniz Köpüğü Tüller" bölümünde anlatılanlar dikkatimi daha önce Şükûfe Nihal'e çekmişti. Selim İleri gerçekten Şükûfe Nihal'le duygusal bir bağ kurabilmiş ve okuyucuya da bunu yansıtabilmişti. Duygusal özelliğe sahip bu yazar hakkında bugüne kadar ciddi bir inceleme yapılmamış olması yazarın hakkını teslim etmemekten öte, Türk edebiyat, tarihi için bir eksiklikti. Şükûfe Nihal, ölümünün üzerinden uzun bir zaman geçmemesine rağmen çabuk unutulmuştur. Gerçi o, henüz hayatta iken Yahya Kemal in Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi mısrasıyla Düşünce başlıklı şiirinde belirttiği korkuya uğramış ve -biraz da anlaşılmaz bir şekilde kendisinin sebep olduğu- unutulmanın acısını tatmıştır. Hülya Argunşah'ın Bir * Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Böl. / Sivas e-posta: ayata@cumhuriyet.edu.tr, ayata38@hotmail.com bilig Kış / 2005 sayı 32: 235-240 Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı

bilig, Kış / 2005, sayı 32 Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adlı çalışması bu sebeple akademik bir çalışmanın ötesinde hem bir vefa örneği olarak hem de imparatorluktan millî devlete geçişi ve Cumhuriyetin ilk elli yılını yaşamış olan Şükûfe Nihal'i özellikle bir yazar olarak ortaya koymak üzere hazırlanmıştır. Bilakis bu duyarlığın hissedilebilmesi Şükûfe Nihal in daha açık bir şekilde ortaya konulabilmesini getirmiştir. Aksi halde Şükûfe Nihal kendi söylemlerinin içine gömülüp kalmış bir yazar-şair olarak kalabilirdi. Bugüne kadar olduğu gibi... Belki de ilk kez Şükûfe Nihal e eserden gidilerek onun edebiyat tarihindeki yeri tespit edilmiş ve özel hayatının gölgesinde değerlendirilen eseri ve edebî değeri şuh kadın imajından kurtarılmaya çalışılmıştır. Yazarı da eserin sunuşunda ona yeniden hayat vermek istediğini söyler zaten. Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adlı çalışmanın ilgi çekici bir yönü de araştırmacının 1980'lerden itibaren sayısı artan kadın yazarlardan dolayı çokça gündeme getirilen "kadın edebiyatı" kavramını tartışmaya açmasıdır. Kitapta sunulan bir teklifle "kadın edebiyatı" kavramı etrafında oluşturulan kavram kargaşasına açılım getirilmeye çalışılmaktadır. Burada araştırmacının da zihnini meşgul eden "Edebiyatta bir 'kadın edebiyatı' var mıdır ya da olmalı mıdır?" sorusu, dikkat noktası edebiyat olan herkesi ilgilendirebilecek türden bir sorudur. Edebiyatı böyle "kadın edebiyatı", "çocuk edebiyatı" ve "gençlik edebiyatı" tarzında parçalamak doğru mudur? Parçalamalar, edebiyatın bütünlüğüne zarar verebilir mi? Bu sorular zihinlerde henüz açık bir şekilde cevaplanmamıştır. Bu gibi isimlendirmeler, kulağa hoş gelmekten öte, araştırmacıların dar alanda yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Ancak mantıklı isimlendirmelerin arkasından şu an için çok mantıklı görünmeyen "ilk gençlik edebiyatı", "yaşlılık edebiyatı" ve "erkek edebiyatı" gibi isimlendirmelerin de ortaya çıkabileceği açıktır. Biz, bu kavramlar etrafında düşünen ve "kadın edebiyatı" kavramı yerine şimdilik "edebiyatta kadın duyarlığı" kavramını kullanmanın daha doğru bir tercih olacağını ifade eden Argunşah'ın şu sözlerine dikkat çekmek istiyoruz: 236 "Edebiyatın genel bütünlüğü içerisinde kadın edebiyatı ya da edebiyatta kadın duyarlığının üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Burada itiraz edilecek nokta, edebiyatın bütünlüğünü sarsabilecek olan birtakım ölçüler etrafında bazı sınıflandırmalara gidilmesinin yanlış olabileceğidir. Bir 'kadın edebiyatı' kavramı var mıdır ve bu, neleri ihtiva etmektedir? Yoksa 'kadın edebiyatı' kavramı kadın yazarlara özgü tabiî hassasiyetin

Ayata, Hülya Argunşah, Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe oluşturduğu bir yanılgı mıdır? Bu çok daha geniş kapsamlı ve doğrudan bu sorunun cevaplarını aramaya yönelik çalışmaların sonucunda ortaya çıkabilecektir. (...) Edebiyatta kadının yeri ve kadın yazar olgusu etrafında düşünme faaliyetlerinin edebiyat bilimine yeni boyutlar katacağına inanıyorum. Burada vurgulamak istediğim husus, kadın yazarların eserlerinde kendi cinsiyetlerine özgü duygu dünyasının hassas örgülerinin, ince duyarlıklarının görüntülerinin bulunduğudur. Belki buna şimdilik 'edebiyatta kadın duyarlığı' demek daha doğru ve ihtiyatlı bir yaklaşım olacaktır." (s. 12-13) Bütün inceleme ve değerlendirme yazılarının bir merak sonucunda ortaya çıktığı söylenebilir. En azından çalışma ilerledikçe araştırmacı böyle bir duyguyu tatmin için çabalar. Hele hele unutulmuş bir şair ya da yazar söz konusu ise bu merak daha da artacaktır. Argunşah'ı da böyle bir merak, Şükûfe Nihal hakkında bir inceleme yapmaya sürüklemiştir. Yazar bunu "Şükûfe Nihal hakkında bir çalışma yapma isteğimin en önde gelen sebebi, bu unutuluşun etrafında biriken meraktı. Neden insansız yapamayan sanatçının insanla yapamaz hâle geldiği, neden kendini bilerek unutturmak ister gibi bir tavrı benimsediği zihnimi meşgul etti." (s. 11) diye ö- zetlemektedir Akademik çalışmalarda alışılagelmiş bilimsel yazı usulü ve ciddi olmak kaygısı sebebiyle incelemelerin üslûbunda bir soğukluğun oluştuğu, bu soğukluğun da akıcılığı bozduğu ve okunmayı zorlaştırdığı bilinen bir gerçektir. Bu ise, okuyucunun esere uzak durmasına yol açmaktadır. Hülya Argunşah, Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adlı çalışmasında, bilimsel bir çalışma yaptığını unutmadan, akıcı bir dil kullanarak akademik çalışmalar hakkında getirilen bu eleştirilerden uzak kalmıştır. Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adıyla yayımlanan eser, "Ön Söz", "Şükûfe Nihal'in Hayatı", "Şükûfe Nihal'in Şiiri", "Şükûfe Nihal'in Romancılığı", "Şükûfe Nihal'in Seyahat Kitapları", "Son Söz", "Kaynakça" ve "Şükûfe Nihal Albümü" bölümlerinden oluşmaktadır. Şükûfe Nihal hakkında bugüne kadar yazılanlar onu bütünüyle tanımaya ve tanıtmaya yönelik değildir. Argunşah'ın çalışması bu boşluğu doldurmaktadır. İncelemenin ilk bölümünde "Şükûfe Nihal'in Hayatı" ve hayatındaki önemli olaylar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Eserin ikinci bölümü "Şükûfe Nihal'in Şiiri"ne ayrılmıştır. Şiirleri Yıldızlar ve Gölgeler (1919), Hazan Rüzgârları (1927), Gayyâ (1930), Su 237

bilig, Kış / 2005, sayı 32 (1935), Şile Yolları (1935), Sabah Kuşları (1943), Yerden Göğe (1960) ve Şiirler (1975) adlı kitaplarda toplanan Şükûfe Nihal, şiiri "bir içini dökme yolu" (s. 79) olarak görür. O, roman ve hikâye yazmış olsa da şairliği çok daha fazla önemser. "Hayatının son günlerinde hatta huzur evindeki odasında rahatsızlığı yüzünden mahkûm olduğu yatağında bile onu tek teselli eden meşguliyeti şiirdir." (s. 79). Kuvvetli bir şair olmayan Şükûfe Nihal'in şiirinin en temel çizgisi samimiyettir. O, büyük ve insanı sarsan konuların şairi değildir. Onun en iyi şiirleri küçük hisleri ifade ettiği şiirleridir. Şairin kendisi de bunun farkında olmalı ki zaman zaman şiirlerinde düzeltmelere ve ayıklamalara gitmiştir. Bu, Türk edebiyatında sıklıkla rastlanmayan bir durum olduğu için dikkate değerdir. Bu sebeple Hülya Argunşah'ın "Şükûfe Nihal'in şiir kitaplarının basılması söz konusu olduğunda şairin zaman içerisinde değiştirmelerini gösteren bir tenkitli metni hazırlanması doğru olacaktır." (s. 80) teklifi yerinde bir tekliftir. Kitapta Şükûfe Nihal'in şiiri ferdî romantizm, millî romantizmin etkisiyle başlayan sosyal realizm ve tekrar ferdî romantizm olmak üzere üç dönem halinde incelenmiştir. Şükûfe Nihal, ilk şiir devresinde Servet-i Fünun edebiyatı etkisinde kalarak ferdî romantizmi yansıtan şiirler kaleme almıştır. Şiirinin ikinci döneminde şairin millî edebiyat etkisinde kaldığını görüyoruz. Şair, ferdî romantizmden yaşanmakta olan millî romantizm devresinin etkisiyle sosyal realizme geçtiği bu dönemde yalnızca muhteva bakımından değil, aynı zamanda şiirlerinde kullandığı vezin bakımından da bir değişiklik yaşar. O zamana kadar aruz vezni ile şiirlerini kaleme alan şairin bu dönemde teknik bir değişiklik yaparak aruzdan heceye geçtiği görülmektedir. Argunşah, şairin bu dönemini "Yaşanan dönemin hâdiseleri bütün ruhlarda millî bir hassasiyet uyandırmıştır. Çocukluğundan itibaren aydın bir babanın teşvikiyle sosyal hâdiselere duyarlı olmak şeklinde bir karakter kazanmış olan şairin, sonuç olarak yaşananlara duyarsız kalması beklenemezdi. Şükûfe Nihal de bu dönemde millî heyecanları dile getirdiği gibi, şiirde ölçü konusunda millî vezin taraftarı oldu." (s. 100) şeklinde özetlemektedir. Şükûfe Nihal'in üçüncü şiir dönemi yine ferdî romantizmi benimsediği dönemdir. Şairin hayatı boyunca hep şiirinde bir damar olarak mevcut olan ferdî romantizm bu döneminde yeniden ağırlık kazanacaktır. Hülya Argunşah, incelemesinin üçüncü bölümünü "Şükûfe Nihal'in Roman ve Hikâyeciliği"ne ayırmıştır. O, biri kitaplaşmamış altı roman ve bir 238

Ayata, Hülya Argunşah, Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe hikâye kitabı kaleme almıştır. İlk romanını Renksiz Istırap adıyla 1926 yılında yayımlayan yazar, son romanı Vatanım İçin'i ise, İstanbul gazetesinde 1 Ocak-28 Şubat 1955 tarihleri arasında tefrika etmiştir. Yazarın bu romanı henüz kitaplaşmamıştır. Diğer romanları ise sırasıyla Yakut Kayalar (1931), Çöl Güneşi (1933), Yalnız Dönüyorum (1938), Çölde Sabah Oluyor (1951) adlı eserleridir. Argunşah, "kadın duyarlığı" etrafında romanlar kaleme aldığını belirttiği yazarın romanlarını konuları bakımından iki ayrı döneme ayırmaktadır. "Birinci dönemde Renksiz Istırap, Yakut Kayalar ve Çöl Yıldızı gibi ferdî muhtevalı romanlar, ikinci dönemde ise Yalnız dönüyorum, Çölde Sabah Oluyor ve tefrika halinde kalmış olan Vatanım İçin isimli sosyal muhtevalı romanlar yer alır." (s. 191). Şükûfe Nihal'in İstiklâl Savaşını anlattığı birer Anadolu romanı olan Çölde Sabah Oluyor ve Vatanım İçin dışında kalan romanları kadın romanlarıdır. O, diğer romanlarında kadın kahramanların hep karşılıksız kalmış ve sonu hüsranla bitmiş aşklarını anlatır. Hikâye, Şükûfe Nihal'in çok az tercih ettiği bir türdür. İlk gençlik yıllarında yazdığı hikâyelerini Tevekkülün Cezası adıyla 1928 yılında toplamıştır. Bu tarihten sonra yazdığı hikâyeleri ise yazar bir kitap haline getirmemiştir. Popüler mahiyette romanlar kaleme alan yazarın romanda ve hikâyede ciddi bir varlık gösteremediği açıktır. Hülya Argunşah'ın da belirttiği gibi, "Şükûfe Nihal'in romanları teknik olarak çok gelişmiş romanlar değildir. Birer tez için yazılmış bu romanlarda yazarın varlığı hemen hissedilir. (...) Onun romanları hazır hikâyeden hareketle yazılmış romanlardır." (s. 198). Eserin dördüncü bölümü "Şükûfe Nihal'in Seyahat Kitapları"na ayrılmıştır. Yazarın ilk seyahat kitabı, Grigori Petrof un Beyaz Zambaklar Memleketinde adlı eserinin okunması üzerine kaleme alınmıştır. Yazarın Finlandiya gezisi ve bu ülke ile ilgili izlenimlerinin aktarıldığı Finlandiya (1935) adlı eserde bir ülke insanının çalışarak memleketini nasıl güzelleştirdiği anlatılmıştır. İkinci seyahat kitabı ise Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946) adını taşımaktadır. "Bir Yurt Gezisi" ibaresi ile yayımlanan eser, aynı zamanda, Argunşah'ın belirttiği üzere roman karakteri de taşımaktadır. 1946 yılında yönetmen Ş. Sırmalı tarafından Domaniç Yolcusu adıyla filme de alınan bu eser, bir kadın yazarın yine kadın merkezli eseridir. Eserde Finlandiya ile Anadolu arasında benzerlikler kurulmakta ve Anadolu insanına Finlandiya ve Finliler örnek olarak gösterilmektedir. 239

bilig, Kış / 2005, sayı 32 Eserde zengin bir Şükûfe Nihal kaynakçası ile eserin sonunda yazarın hayatının değişik safhalarına ait fotoğrafların bulunduğu bir de albüm yer almıştır. Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adlı çalışmada Argunşah kısaltmalardan faydalanmıştır. Kısaltmaların çalışmanın hacmini düşürdüğü ve tekrarları önlediği bir gerçektir. Araştırmacı yaptığı kısaltmaları, kısaltmanın ilk geçtiği yerde göstermiştir. Bu ise eserden faydalanacaklar için bir zorluk meydana getirmektedir. Çalışmanın başında bir "Kısaltmalar Cetveli"nin verilmesi, eserden faydalanacaklar için bir kolaylık olacaktı. Faaliyetleri ve ortaya koyduğu eserler düşünüldüğünde Şükûfe Nihal'in edebiyat tarihinin nisyan köşesinde kalması kabul edilemez. Hülya Argunşah'ın Bir Cumhuriyet Kadını Şükûfe Nihal adlı çalışması bilimsel bir çalışma olmanın ötesinde unutulmaya yüz tutmuş bir edebî kıymeti yeniden gündeme taşıması bakımından önemlidir. 240