III. U L U S L A R A R A S I :MEVLANA KONGRESİ

Benzer belgeler
SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

III. U L U S L A R A R A S I :MEVLANA KONGRESİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Lütfi ŞAHİN /

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Güneşle Aydınlananlar Uluslararası Şems i Tebrizi Sempozyumu Programı. 10 Aralık P E R Ş E M B E İstanbul a gelişler

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

MEVLÂNÂ NıN İNCİLERİ (Rubâîler) Farsça asıllarından çeviren: Ahmet Kırca

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

İslami edebiyatta her beyti ayrı kafiyeli bir nazım şekli olan Mesnevi tarzında vücuda geldiği için aynı isimle anılmaktadır.

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Kongresi. 1. Milli Mevlana SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 3"- 5 MAYIS 1985 KO NYA - (.1 EBtiGtER).

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

İMAM ALİ RIZA

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Enlightened by the Sun The international Shams Symposium: Istanbul and Konya

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

GÜLŞEHRİ NİN MANTIKU T-TAYRI (GÜLŞEN-NÂME)

Azrail in Bir Adama Bakması

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ANAHTAR TESLİM OLMAKTIR

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Mevlana ve Tefekkür. Kazım Öztürk tarafından yazıldı. Cuma, 20 Mart :14

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

TÜRKİYE'DEKİ MUHTARLAR ANITKABİR'DE BULUŞTU. hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Pazar, 13 Şubat :49 - Son Güncelleme Pazar, 13 Şubat :06

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

Ek Hizmet Bedeli Toplamadan. 4* Termal otellerde Konaklamalı Konya Şeb-i Arus & Nasreddin Hoca&Akşehir Turu. 09 Ve 16 Aralık 2016 Hareket

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan

3. Sınıf Noktalama İşaretleri

Şerif Kocadon için mevlit

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı)

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

MERKEZ TOKİ İLKOKULU ADAP YILLIK UYGULAMA TAKVİMİ Dostluk ve Kardeşlik

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?


Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri

DOSTLUK ve KISKANÇLIK KAVRAMLARI

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Birinci İtiraz: Cevap:

Hacı Bayram Veli Hazretleri

Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar

Transkript:

T.Ç. SELÇUK ÜNiVERSiTESi SELÇUK UNIVERSITY III. U L U S L A R A R A S I :MEVLANA KONGRESİ 3rct I N T E R N A T I O N A L MEVLANA CONGRESS BiLDiRiLER 1 PAPERS 5-6 MAYTS 2003 5-6 MAY 2003 KONYA 1 TÜRKİYE 1 TURKEY

SULTAN VELED'İN İBTİDA-NAME'SİNE GÖRE MEVLEVI HALIFELERİ Yrd.Doç.Dr. Hülya KÜÇÜK* Mevlana Celaleddin Rumi'nin oğlu Bahaeddin Muhammed Veled'in, daha yaygın olarak bilinen adıyla Sultan Veled (623/1226-712/1312)'in 25450. beyitlik üç ayrı ciltten müteşekkil Mesneviyat-ı Velediyye'sinin ilki olan İbtidaname1 (diğer adlarıyla Veled- name, Mesnevf-i Veledf veya Mesnevf-i İbtida-yı Veledf), 8754 beyittir. Babası ve onun 'hemdemi olanlarla ilgili bilgi veren en eski ve en doğru kaynaktır. İbtida-name, Mevlevlliğe ait diğer eski kaynaklar olan Risale-i Sipehsalar ve Menakibu'l-Arifln'inin de yazılı kaynağıdır. Eser, 1316/1937'de Tahran'da İkbal kütüphanesi tarafından Mesnevf-i Veledf be bahri hafif, ma'ruf be Veled-name adıyla basılmıştır. Baskının editörü Celaleddin-i Humat tarafından kaleme alınmış 128 sahifelik detaylı ve güzel bir önsözü olan bu baskıda 2 ne yazık ki eserdeki Türkçe beyitler çıkarıldığı gibi en eksiksiz nüsha olan Meclis Kütüphanesindeki nüsha da kullanılmamıştır. 3 Türkçe tercümesi Gölpınarlı tarafından yapılan (Ankara, 1975) eserin tenkirli metni, İstanbul Üniversitesin'de Tahsin Yazıcı danışmanlığında çalışılan Sultan Veled: Hayatt, Eserleri ve Masnavi-i Valadf adlı doktora tezinin (Djamchid Garabeiglou, İst. Üniv. Ed. Fak., Fars Filolojisi, 1977) bir parçasını oluşturmuştur. Sultan Veled'in diğer eserleri arasında önemlileri, diğer mesnevlleri olan Rebah- name ve İnti/ıa-name ile Maarif've Divan'dır. İbtida-name'yi yazış sebebini Sultan Veled şöyle açıklamaktadır: "AIlah sırrını kutlasın babam Hazret-i Mevlana, kardeşler, müridier ve alemde bulunanlar arasından "sen yaratılış ve huy bakımından insanların bana en benzeyenisin" mucebince, hıl'at ve taç giydirerek beni seçti. Bu zayıf da, o hazretin emrine uyup "Allah kimseye gucunun üstünde tekiifte bulunmadı" muktezasınca, gücüyettiği kadar, "Babasına en fazla benzeyen zulmetmemiştir" hükmüne uyup o hazrete tabi' olmak, ona benzemek hususunda çalıştı. Kendileri, çeşitli veiinlerde divanlar meydana getirdiler, rubuller düzdüler. Bu zayıf da 'Selçuk Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi 1 Meliha Ü. Anbarcıoğlu, "Önsöz", Maiirif ( Sultan Veled) tercümesi, 3.baskı, Ankara, 1974, ss.xxvi-xxvii. 2 Anbarcıoğlu, "Önsöz", Maiirif, ss.xxvi-xxvii. 3 Alıdülbaki Gölpınarlı, Mevliinii'dan Sonra Mevlevflik (buradan sonra Mevlevilik), İstanbul, 1953. s.49. 85

ona uyup divan meydana getirdi. Yanında dostlar, sevenler, uyanlar, değil mi ki Allah anılışını ululasın, Mevlana'ya uyup divan meydana getirdin; 4 mesnevlde de ona uymak gerek diye dilekte bulundular; bunun sonucu kendimi o hazrete benzetrnek gayretiyle altıyüz doksan yılı Rablulevvel ayının ilk günü, bu mesnevlyi yazmaya başladım." 5 İbtida-name'de akıcılık, yoğunluk, yeni fikirler ve söyleyiş tarzlarının olmadığı, anlattığı pek çok hikayenin Mevlana'nın Mesnevf' sindeki hikayelerin değişik bir üslupla tekran olduğu 6 doğrudur. (Zaten Sultan Veled de babasının öğrettiğinden fazla bir ilmi olmadığını " Veled ra nlst ney ilm u ney velayet, Cüz an ilm u velayet k,eş peder dad" 7 mısralarıyla belirtmektedir.) Ama şunu da eklemek gerekir ki Sultan Veled bu hikayeleri yeniden yorumlanmış ve bir bakıma halkın daha iyi anlayacağı bir hale getirmiştir. 8 Ayrıca İbtida-name söz konusu olduğunda akla ilk önce gelmesi gereken hususlardan birisi, onun Anadolu'da Türk dili ve edebiyatının ilk mahsulleri arasında olan Türkçe beyitler ihtiva etmesidir. (Bu beyitlerin sayısının bazı yerlerde 74, 9 bazı yerlerde 176 10 olduğu zikredilir.) Sultan Veled Batı Oğuz lehçesini biliyordu.11 Sultan Veled'in, eserlerinde Türkçe'yi kullanışı, Mevleviliğe olan ilgisini fazla saklamayan Mustafa Kemal Atatürk'ün 12 de dikkatini çekmiş ve Türkçe yazması sebebi ile onun babası Mevlana'dan daha üstün olduğunu söylemiştir.13 Sultan Veled'in Türkçe şiirleri Veled Çelebi İzbudak (1869-1953) tarafından Divan-ı Türki-i Sultan Veled adıyla neşr ve şerh edilmiştir (Ankara, Maarif Vekfileti, 1923). Aynı konuda Mecdut Mansuroğlu'nun Sultan Veled'in Türkçe Manzumeleri (İstanbul, İÜEF, I 958) adlı eseri ve bunun dışında iriliufaklı başka çalışmalar da vardır. Aynı asırda Türkçe yazan Yınus Emre ve Aşıkpaşa gibi şairleri n aksine Sultan V el ed' in şiirlerinde hece vezni yoktur. 14 Onun eserlerinde Türklük de yüce değerlerle eş tutulmuştur. O "Bedenin çadır- 4 Ancak bunun doğru olması edebiyat geleneği açısından mümkün değildir. Zira hiçbir şairin divanı ölümünden önce bitmez. Sultan Veled bu sözüyle divan yazınada da babasına benzediğini söylemek istemiş olabilir: Göl pınarlı, Mevlevilik, s.46. 5 Sultan Veled, ibtidii-niime, tr. A. Gölpınarlı, Konya, 2001, s.2. 6 Krş. Gölpınarlı, Mevlevilik, 49; Sultan Veled, ibtidii-niime, s. VIII-IX (Gölpınarlı'nın Girişi). 7 Bkz. Anbarcıoğlu, "Önsöz", Maiirıf, s.xxii; ibtidii-niime, s.iv, Gölpınarlı'nın Girişi (Divan, 10434. beyitten naklen) 8 Bkz. M. I. Walley, "Baha'al-din Soltan Walad", El, c.iii(l898), ss.435-6: 436. 9 Mecdut Mansuoğlu "Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatının İlk Mahsulleri", istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakiiliesi Tiirk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c.i (İstanbul, 1947-47), ss.9-17. ıo Sadettin Uluç, "Sultan Veled'in Türkçe Şiirleri", Mevliinii (Haz. Feyzi Halıcı), Konya, 1983, ss 109-113: 109. Konuyla ilgili detaylar için bkz. E.J. W. Gibb, A Histoı)' of Ottoman Poell)', c. I, London, 1958, ss.l49vd.; G. Schubert, "Sultan Walad," E/ 2, c. IX, ss.858-9.; Mehmet Önder," Mevlana'nın Oğlu Sultan Veled'in eserlerinde Türkçe", 3. Uluslararası Tiirk Dil Kurultayı, 1996, Ankara, 1999, ss.821-31. 11 ibtidcı-niime, s. VI ( Gölpınarlı 'nın Girişi) 12 Detaylar için bkz. Hülya Küçük, The Role of the Bektashis in Turkey's National Strııggle, Leiden-Boston, 2002, ss. 262-4. 13 Bkz. M. H. Egeli, Atatürk'ten Bilinmeyen Hallralar, 2. Baskı, İst., 1959, s.72. 14 Gölpınarlı, M ev/evi/ik, s.443. 86

dır. Ondaki canınsa gizli olan ay gi!ji Türk'tür" demiştir~ 15 Gibb, onun eserlerinde Türkçe'nin bulunmasının, müslüman bir topluluğun dili olması hasebiyle normal olduğunu, ama mesela Rebab-1zame'de Yunanca beyitlerin de bulunuşunu sufilerin diğer din mensupianna karşı tölaranslı oluşu ile açıklamaktadır. 16 Şair olmaktan çok şiiri öğretim aracı olarak kullanan Sul ta~ Yel ed, 17 eserinde dedesi Sultanu'l-Uiema Bahaeddin Muhammed Veled'in Belh halkından ve yönetici Muhammed Harzemşah'tan ineindiği için, (616/1219 yılında) Belh'ten göçerek önce Larende (Karaman), sonra Konya'ya yerleşmesinden (626/3 Mayıs 1228) başlayıp Çelebi Hüsamedd!n'in vefatı ve sonrasına kadarki dönem ve kendi hayatına dair bazı bilgileri aktarır: Seyyid Burhaneddinin Konya'ya gelişinden, Mevlana ve Şems ilişkisinden, Kuyumcu Salahaddin'den, Çelebi Hüsameddin'den, Mevlana'nın vefatı ve cenaze töreninden, kendi şeyh Jiğinden ve şeyhliği sırasında yaptığı işlerden bahseder. Bu şekilde, bize ilk dönem Mevlevlliği ve Mevlev! halifeleri hakkında da birinci el bilgi vermiş olur. Bu aniatıların arasına konuya uygun nasihat ve hikayeler yerleştirir. Ancak kitabı anlayabilmek için ilk dönem Mevlevllik tarihi hakkında bir ön bilgi mutlaka gereklidir, zira Sultan Veled bütün bunları anlatırken tarih vermez ve kronolojik sırayı gözetmez. Daha da önemlisi, ilerleyen satırlarda ele alacağımız üzere, bizi bazı kronolojik problemlerle karşı karşıya bırakır. Mevlana'nın halifeleri konusunda Sultan Veled epey iddialıdır ve kendi deyimiyle "Mevlana'nın Şemseddin, Şeyh Salahaddin, Hüsameddin gibi halifeleri vardı ama vilayet, ululuk, bilgilerdeki güçlülük bakımından şöhret olmamışlardı. Veled'in anlatışıyla Mevlana gibi meşhur oldular. Vilayetleri, ululukları pek büyüktü ama gizliydi: güneş gibi meydana çıktı." 18 Burada dikkat edilecek önemli bir husus, Sultan Veled'in, Şems-i Tebrizi'yi Mevlana'nın halifesi olarak sunmasıdır. Diğer Mevlevi kaynaklarının da olaya bakış tarzı aynıdır. 19 Bilindiği üzere Mevlana, Şems-i Tebriz!, Şeyh Salahaddin ve Çelebi Hüsameddin'e hemdem, dost ve şeyh olarak bağlanmıştı, ama halkla birlikte onların da tanıdığı gerçek şeyh Mevlana idi. Eserde anlatıldığı üzere Mevlana'nın, babasından sonraki rehberi, Burhaneddin Tirmizi'dir. Burhaneddin Tirmizi, Sultanu'l-Ulema'nın Belh'de iken müridi idi. Onu aramak üzere Konya'ya geldiğinde -ki bu 630/1232 yılına rastlar- o Hakka'a kavuşmuştu (629/1231) malesef. Şeyhinin yerine Mevlana'yı bulan Burhfineddin Tirmizi, Mevlana'ya "(...) babanda zahir hallerden başka haller de vardı ki onlar, öğrenmekle elde edilmez, Tanrı vergisidir (...) onları 15 İbtidii-niime, s. 323. 16 Gibb, A His to ll' of Onoman Poetn, c. I, ss. ı 52-3 17 A.r., s.ı53. ıx ibiidii-niime, ss. ı 57-8. 19 A.y., ss.xiy-xv (Göıpınarlı'nın Girişi). 87

da benden eide et de her hususta zahirde de batında da babana mirasçı ol, tıpkı ona dön" demiş, 20 Mevlana da dokuz yıl onun sohbetinde bulunmuştur. 21 Mevlana'nın Burhaneddin Tirmizi'den sonraki (v. 639 veya 640/ 1241 veya 1242) rehberi, hemdemi, ve artık "hallfem" diye nitelendireceği Şems-i Tebrizt'dir (I 186-1250?). Sultan Veled'e göre, MevHina, Hz. Musa'nınHızır'a ihtiyaçdu~ yuşu gibi Şems'e ihtiyaç duydu. Mevlana, Tanrı katında, gerçeklik, üstünlük, safiyet bakımından herkesten ileriydi ama Tanrı, Şems'in ona yüz göstermesine, o suretle yakınlığının daha da artmasına sebep oldu. 22 Konya'daki ilk karşılaşmalarından (642/1244) sonra, "iki yıl rahat ve huzura içinde hayatiarına devam ettiler". Bundan sonra dedikodular başladı. Sultan Veled'in deyimiyle "Sürüye benzeyen müridierin hepsi bozuldu". Şems'i öldürmeyi planladılar. Bunlardan gönlü kırılan Şems Konya'yı terkederek Şam'a gitti (644/1246). Mevlana, oğlu Sultan Veled'i onu bulup tekrar Konya'ya davet etmesi için elçi olarak gönderdi. Sultan Veled bu işi başardığında Mevlana'nın sevincine diyecek yoktu artık. Önce, eski yaptıklarından ötürü tevbe dileyen müridier yine küstahlaşınca, Şems tekrar Şam'a döndü (645/1247 veya 646/1248). Bu sefer onu aramaya Mevlana'nın kendisi gitti. Sultan Veled'in deyimiyle, Mevlana, "suret bakımından Şems'i bulamadı ama onu kendinde buldu; çünkü Şemseddin'deki hal, onda meydana geldi." 23 (Mevlana, Şems'i aramak için iki kere Şam'a gitmiştir 24 ama bunun tarihlerini tam bilemiyoruz. 64(?/1248 ile 64811250 arasında olduğu söylenebilir.) Mevlana, Şems'den sonra on yıl boyunca Kuyumcu Salahaddin'i sohbet arkadaşı, "naib ve halife" edinmiş, onunla "sükgn bulmuş", ama yine müridierinin şiddetli kıskançlıklarına hedef olmuştu. Tanıdıkları, bildikleri ve görünüşte hiçbir olağanüstü hali olmayan bir insana Mevlana'nın o kadar değer vermesine bir anlam verememişler, Sultan Veled'in ifadesiyle "Tanrı azizini 25 hor" görmüşler, "o cana balçık adını" takmışlardı. Kuyumcu Salahaddfn dün~ yadan göçünce (65811259), Mevlana "ey Tanrı'nın yoluna-yordamına uyan Hüsameddln, bundan böyle naib ve halife sensin, çünkü arada ikilik yok" diyerek Ahıtürkoğlu Çelebi Hüsameddfn'i (622/1225-683/1284)- ki asıl adı Ahi Büsameddin Hasan'dır 26 - onun yerine geçirmiş, başına nurlar serpmiş, ashabına "ona baş eğin, önünde baş eğin, acizcesine kanatlarınızı yere gerin" demiş, Çelebi aralıksız on yıl Mevlana ile sohbette bulunmuş, ashab ve dostları onunla 211 A. v., ss.186-94. 21 A.,.., s.194. 22 A.,... ss.38-40. 2.ı A.'ı.. s.40-60. 24 A. ;., ss. 57-62. 25 A.;.., ss. 70-6, 109-13,279,281. 26 M.ehmet Önder, "Mev1eviliğin Sistem1eşmesi, Sultan Veled ve Diğer Postnişinler", Kon) a'dan Diinya) a Mevlana ve Mevlevflik, Konya, 2002, ss.13 ı -50: ı 32. 88

birlikte irşad etmişti. 27 (Mevlana'n,ın Mesnevf'sini dikte edenin Çelebi Hüsamedd!n olduğu bilinen bir husustur.) Mevlana'nın dünyadan göçüşünden sonra Çelebi Hüsamedd!n, Sultan Veled'e "Babanın makamına geç, otur" demiş ise de Sultan Veled bunu kabul etmemiş, 28 "Hayır" demiş, "Babam gerçekten de diridir, bedeni yıpranmıştı, ölen bedenidir. Ruhu Tanrı'da bakiy, kavuşma şarabından da Hak ona sakiylik etmede. "Müminler ölmezler demedi mi Mustafa; anlam incisini deme di mi? Babamın zamanında halifeydin bize, değişen bir şey yok, öne geç. İmam sendin, sana uyardık, padişahtan bunu b~llemiştik biz. Önce de sonra da hallfemizsin; önderimizsin; iki alemde de şeyhsin" diyerek 29 hilafete Çelebi Hüsamedd!n'in devamının daha doğru olacağında ısrar etmişti. Ancak on yıl sonra Çelebi Hüsamedd!n ansızın hastalanmış ve Allah'ın huzuruna git-. mişti (683/1284). Sultan Veled bu durumu " Veled, yetim bir çocuk gibi tek başına kaldı, ağladıkça ağladı: korkudan arıklaştı. Çölde kalmış çocuk gibi sığı- ' nacak kimsesi yoktu, esirgeyecek kişiden mahrum bir halde şaşırıp kaldı. (...) Klavuzuro gitti, o olmadan şeytandan nasıl başçeker kurtulurum. Nereye yüz tutayım, kime sarılayım, çarem nedir, ne tedbirde bulunayım, diyordu" 30 Sözünü ettiğimiz kronolojik problemlerden birisi işte bundan, yani Çelebi Hüsamedd!n'in ölümünden (683/1284) sonrasıyla ilgilidir. Sultan Veled, bundan sonras'ını anlatırken, hem, Şeyh Kenmedd!n'in Çelebi Hüsamedd!n'den sonra onun mazharı olarak yedi yıl şeyhlik yaptığını ve zamanın eşsiz bir eri olan bu şeyhe kendisinin de tabi olduğunu "Hüsamedd!n'den sonra o server, yedi yıl müddet yol göstericilikte bulundu" 31 sözleri ile belirtmekte, hem de Çelebi Hüsamedd!n'den sonra halkın toplanıp" babanın yerine otur, şeyhlik et; şimdiye dek, Allah aziz sırrıyla bizi kutlasın, Hazret-i Mevlana, Çelebi Hüsamedd!n'i halife yapmıştı diye balıanelere giriştin; şimdiyse o da göçtü, bahane göstermemen, kabul etmen, dileğe uyman gerek" diye ısrar ve yalvarmaları üzerine şeyhlik makamına kendisinin geçtiğini ve Mevlana yolunun muktedası olduğunu bildirmektedir. 32 Menakıbnamalerde önemsenmeyen bu durumu Gölpınarlı, Sultan Veled'in 'resmen' şeyh olmasına rağmen, kendisini tam olgun görmemesi sebebiyle manevi şeyh olarak Şeyh Bektemüroğlu Ker1medd1n'i tanıması ile açıklar. 33 Bu açıklama, Sultan Veled'in bir rehberi her şeyden daha üstün gören mistik ama temkinli yapısı göz önüne alındığında mantıklı görünmektedir. Şöyle ki eserde okuyucunun dikkatini çeken en önemli husus onun mahviyeti ve 27 İbtida-name, ss. ı ı ı4, ı9, ı2ı-3. 2 x A.y. s. ı 23. 29 A. )'.. 30 A. }., s. ı 24. 31 iv., s.3ı6. 32 A.'v. s. ı 29vd., ı 54vd. 33 A.). ss. XVII-XVIII (Göıpınarlı 'nın Girişi); Göıpınarlı, M ev/evi/ik, 3 ı, 32. 89

her fırsatta bir şeyhe, bir rehbere olan ihtiyacını vurgulamasıdır. Aslında genel olarak rehbere ihtiyaçtan söz eder gibi görünür ama satır aralarında kendisi saklıdır. Zira o " başımda şeyhlik sevdası yok benim. Hiçbir kuş benimle beraber uçarnaz" diyen babası gibi 34 şeyhlikte gözü olmayan birisi idi. O, herkesin şeyh olmaktan hoşlandığı ve dervişliği becerernediği bir ortamda, derviş olmayı tercih etmişti. Bizi, "herkesin şeyh olmaktan hoşlandığı bir ortamda" hükmüne götüren, Menôkibu'l-Arifin'de MevHl.na'ya nisbet edilen bir sözdür: Bir gün büyüklerden birisi Mevlana'dan "sohbet ve hemdemlik etmesi için bir derviş göndermesini" ister. Mevlana: "Derviş nerede? O hiç bulunmaz. Fakat istediği kadar şeyh göndereyim" diye karşılık verir. 35 Sultan Veled'in dervişliği tercihi belki de bu sebepledir. Sultan Veled'in "Gerçek şeyh baş gibidir, başkası ise bedene benzer. Birisi başsız olabilir mi? Ayak, baş olmadıkça yolu nereden bilecek?" 36, "Şeyh güneşe benzer. Sense taşsın" 37, "Şeyhin çok yüce kerametleri vardır. Mürid onlardan faydalanır" 38, "Şeyh ne yaparsa Tanrı'dan görrneli. O, ölmeden önce ölmüştür" 39, "Yılan içimizdeki nefistir. Şeyh onu meydana çıkarır"40 "Şeyh insanı çalışıp çabalamadan maksada erdirir" 41 gibi sözleri onun "bir şeyhe ihtiyaç" konusundaki düşüncelerini yansıtır. Babasının yanı sıra Şems'e, ondan sonra Kuyumcu Salahaddln'e, ondan sonra da Çelebi Hüsameddln'e bağlanan Sultan Veled, babasının göçüşünden sonra (672/1273), daha önce belirttiğimiz üzere, Çelebi Büsameddin 'in "babanın makamına geç, otur, şeyhlik et, ben de hizmetinde bulunayırn" teklifine rağmen şeyhliği kabul etmemiş, ona tabi olmayı yeğlerniştir. 42 Bu tarihte Sultan Veled, kırk yedi yaşını bitirrniş, ihtiyarlık yaşına yaklaşmış bilgin bir zattı. Gösterdiği bu mahviyet, bir büyüğün karşısındaki bu küçülüş kelirnelere sığmayacak kadar büyük bir olgudur. 43 Aynı teklif, Çelebi Hüsarneddln'in ölümü üzerine halk tarafından yapılmış, artık bahanesi kalmadığı için ısrarlar ve yalvaıınalar üzerine bu teklifi mecburen kabul etmiş görünrnüş, 44 ama gerçekte "Klavuzum gitti, o olmadan şeytandan nasıl başçeker kurtulurum. Nereye yüz tutayım, kime sarılayım, çarem nedir, ne ted- 34 ibtida-niime, s. 64. 35 Şemseddin Ahmed el-eflaki el-arifi, Meniikibu'/-Arifin (Metin), hazırlayan: Tahsin Yazıcı. 2c.. Ankara, 1976, I, 518 (3/502); tercüme: Ariflerin Menkibe/eri. tr. T. Yazıcı, 2c, İstanbul, 1973, I, 465 (3/505). 36 İbtidii-niime, s.84 37 A.y. s.98. 3 x A. ı. ss.! O 1-2. 39 A.~., s.l06. ~~~ A.-v. s.l84. 4 ı A."ı.. ss.98, ll O. ~ 2 A."v. s.l23-4. 43 GÖ!pınarlı: "Bu tarihte Sultan Veled, ellidokuz yaşını bitirmiş, aşağı yukarı ihtiyarlık yaşına gelmiş bilgin bir zattı" demektedir (A.y., s.xvi -Gölpınarlı'nın Girişi) bunun yanlış olduğu a çıktır. Sultan Veled 1226 doğumlu olduğuna göre babasının Hakk'a kavuştuğu ve kendisine şeyhlik teklif edildiği 1273'te kırk yedi yaşında idi. ~~ A.y. ss.l29, 154. 90

birde bulunayım" diye ağlamış 45 ve yine bir başkasını, Bektemüroğlu Kerlmeddln'i şeyh olarak tanımıştır. 46 Zira Sultan Veled'e göre o "öyle bir erdi ki onun gibi kerem sahibi bir padişah yoktu", " o huyları güzel, seçilmiş veli" 47 idi. O zamanının seçilmiş bir velisi, gönül sahibi idi. Varlığından ölmüş, Tanrı'yla dirilmişti. Halkın elini tutan ancak o idi. Kim onu sever, ona dost olursa onun işi sonunda tamamlanırdı. Ve dahası, o, Hüsameddln'in yadigarıydı. Sultan Veled, Hz.İsa'yı, Hz. Musa'yı, (Hz. Musa veya Meryem'in Babası) İmran\ Hallac-ı Mansur'u, İbrahim b. Edhem'i, Maruf el-kerhi'yi, Zü'n-nun el- Mısrl'yi anışının, hep onun, yani Bektemüroğlu Kerlmeddin'in sıfatiarını anlatmak için olduğunu söyler. 48 Ancak Sultan Veled, Şems'in akibetini düşünerek uyanık hareket etmiş, babasındaki tedbiri yok edecek, düşünmeye yer bırakmayacak. derecede kuvvetli aşk ve cezbeden uzak olarak Kerlmeddln'i herkese duyurmamıştı.49 Onun hakkında hemen hiç bilgimiz olmayışının 50 sebebi belki de budur. ' Burada karşılaştığımız diğer bir problem, kitabın 690( I 291) yılı Rebiu'levvel ayında başlayıp Cumade'l-ahira'nın dördünde, yani dört ay içinde, bittiğini söyleyen Sultan Veled'in, nasıl olup da 691 (1292) yılı Zilhicce'sinde vefat ettiğini sandukasından öğrendiğimiz şeyhi Bektemüroğlu Kerlmedd1n'in 51 vefatından bahsedebildiğidir. 52 Gölpınarlı'ya göre, Sultan Veled gibi - birazdan üzerinde dtıracağımız vechile- teşkilatçı bir kimse, gönülden bağlı olduğu ve 'şeyh' diye tanıdığı bir kimsenin sandukasının üzerine yanlış tarih yazdırmaz. Bu dui umda, sanduka üzerindeki tarih, Şeyh Kerfmeddln'in ölüm tarihi değil, sandukanın yapıldığı tarihtir 53 veya onun ölümüyle ilgili paragraf, ona hürmeten, eser tamamlandıktan sonra araya sokulmuştur. 54 Sultan Veled, şeyhlik makamına oturduktan sonra, Mevlevlliği teşkilat Iandırma çalışmalarına devam etti. ("Devam etti" diyoruz, zira daha Mevlana zamanında, Emir Taceddin Mutez, medresenin yanına birkaç oda, yani "aşıklarevi" yapmak istemiş, ancak Mevlana "Ad ve Semud gibi binalar yaptırmak istemediğini" söyleyince onu ikna işi Sultan Veled'e kalmıştı. 55 ) Tarikat, onun zamanında büyüyüp gelişmeye başladı. 56 Sultan Veled'in, kendi ifadesi ile: "Sayısız kadın-erkek müridi oldu; hepsi de hünerde tek kişi kesildi "Babası- 45 A.y., 5.124. 46 A.y., 5.316. 47 A. v., 5.316. 4 ~ A.~., 5.311 vd. 49 GÖipınarlı, Mevlevilik, 5.34. 50 A. v., s.32. 51 A.,.., s.355 52 ibiülii-niime, 5.315-18. 53 Gölpınarlı, M ev/evi/ik, 5.48. 54 A. v., 5.31; ibtidii-niime, 5.XVIL 55 Etiakl, Metin: c.!, 55.239-40; Tercüme: c.i, 55.270-1 (3/152). 56 Gölpınarlı, M ev/evi/ik, 5.204. 91

nın yolunda halifeler dikti; her durağa bir ulu kişi atadı", "Çünkü uzaktaki şehirlerin halkı da hep bu ırınağa susamıştı. Yurtlarında, tuzağa tutulmuş kuşlar gibi kala kalmışlardı. Yakınları, çolukları-çocukları engel oluyordu da bu yana gitmeye imkan bulamıyorlardı", "Hiçbir kimse bizden mahrum kalmasın diye A nadolu hallfelerle doldu. Hatta Anadolu da ne! Bütün dünya halifeyle doldu; bu uromandan her yana bir katre yürüdü- gitti", "Hallfelerin hepsi de uyulmaya layık oldu; her biri bir şeyh olmaya, kılavuzluk etmeye liyakat kazandı", "onlara icazet-nameler yazdırdı". 57 Bu son iki cümleden halijelerin iyi bir eğitimden geçirildiklerini de çıkarıyoruz; zira 'liyakaç kazanmak'tan ve bunun sonucu olarak idizet-name verilmesinden bahsetmektedir. Bütün bunları yapmasında tek saik, şüphesiz babasına olan bağlılığı ve onun yolunu unutulmaz kılma tutkusu idi. Ona göre "Dünyaya Mevlana gibisi, gizli-açık gelmemiştir. Mevlana gibisi, onun benzeri yoktur. (...) O yüce padişah, kutupların kutbuydu. " 58 Onun yolundan gidenleri meşhur eden de yine Sultan Veled idi. 59 Burada akılda tutulması gerekir ki, ilk çelebiler döneminde Mevlana'ya ulaşanlam "Mevlevl", Sultan Veled mensupianna "Veledl", Ulu Arif Çelebi mensupianna "Arifi", Abid Çelebi mensupianna "Abidl" denmiş, daha sonraki dönemlerde ise çelebilerin nüfuzları azaldığı için artık bu tür bir ayrıma gerek kalmamış, sadece "Mevlevl" kelimesi kullanılır hale gelmiştir. 60 Tarikatın kuruluş ve sistemi hakkında elimizde hemen hiçbir şey olmamakla birlikte 61 "teşkilatlanmaya Sultan Veled zamanında başlanılmış ve XVI. yüzyılda kesin şeklini almıştır" şeklindeki bir tesbit yanlış olmasa gerektir. 62 Sultan Veled, kurallara aşırı derecede bağlı mistik bir şahsiyetti. 63 Bu kuralcılığını, babasının yolunu öğreten halifeler atayarak gösterdi ve böylece diğer sistemleştirme~erin de önünü açtı. Temkinli, mantıklı ve bilhassa zamanın icaplarını görüp gözetir bir adam olduğu için, Mevlana'nın öğretisini biraz tebdil etmek pahasına da olsa, başka tarikatlardan ayrı, farklı bir tarikat kurma gayreti güttü. 64 Sultan Veled'in Mevlevl ayin ve erkamna olan katkısı ise tartışmalıdır ve rolü tam manasıyla bilinı:nemektedir. 65 Öncelikle, semanın önemli bir bölümü olan "Devr-i Veledl". ye kapılarak ve Mevlevi rivayetlerine inanarak sema yı mukabele şekline sakanın o olduğunu söylemek yanlış olur. Zira 760/1358'de biten ve dolayısı ile sadece Sultan Veled dönemini değil, Ulu Arif Çelebi oğlu Emir Adil Çelebi 57 A.y., s.l54vd. 5 R İbtidfı-name, s.249. 59 A.y., ss.l57-8. @Göl pınarlı, M ev/evi/ik, ss.l51-2. 61 A.v. s. IS 62 A. \'., s.288. 63 A.)., s.40. 64 Göl pınarlı, Mevlevilik, s.35. 65 Krş. Waley, agm, s.435. 92

dönemini de içine alan bir kaynak olan Menakibu'l-Arifin'de böyle bir törenden söz edilmemektedir. 66 ABSTRACT İbtida-name is the most authentic written Mevlevi source on the very earliest Mevlevi personalities and history. It contains information on Mevlana and his companions. According to it, the fırst Mevlevi caliph was Shams al-din Tabrizi. After him, respectively Kuyumcu Salahaddin and Çelebi Büsameddin were appointed caliphs by Mevlana himself. We face a smail problem concem İ(lg the following caliphs or shaykhs: Sultan Veled says that it was Bektemüroğlu Kerimeddin who served seven years as caliph. It is again he who also says that after Çelebi Hüsameddin's death, the people proposed him to be the caliph, and as a consequence of their constant pressure and imploring, he accepted the offer. The solution probably lays in what Gölpınarlı says: the official shaykh was Sultan Veled, but Kerimeddin stayed as his spiritual shaykh until he died (691/1~92).-Sultan Veled tried to make his father's way organized, and for this end he trained disciples as caliphs and appointed them to all the cities in the Anatolia as soon as he became the shaykh. Kaynakça el-eflakl el-arif!, Şemseddin Ahmed, Meniikibu'l-Arifin (Metin), hazırlayan: Tahsin Yazıcı, 2c., Ankara, ı 976 (ve tercümesi: Ariflerin Menkibeleri, tr. T. Yazıcı, 2c, İstanbul, ı973) Egeli, M. H., Atatürk'ten Bilinmeyen Hatıralar, 2. Baskı, İst., ı 959. Göl pınarlı, Abdüıbaki, Mevlfmii'dan Sonra M eviev/lik ( dipnotlarda M evievilik olarak kısaltı l- dı), İstanbul, ı 953. Küçük, Hülya, Tlıe Role oftlıe Bektas!ıis in Turkey's National Struggle, Leiden-Boston, 2002 Önder, Mehmet, " Mevlana'nın Oğlu Sultan Veled'in eserlerinde Türkçe", 3. Uluslararası Tiirk Dil Kurultayı, 1996, Ankara, ı 999, ss.82ı-3i., "Mevıevlliğin Sistemleşmesi, Sultan Veled ve Diğer Postnişlnler", Konya'dan Diinya) a Mevlana ve Mevlevflik, Konya 66 Gölpınarlı, Mevlevilik, s.282. 93

Schubert, G. "Sultan Walad," E/ 2, c. IX, ss.858-9. Sultan Veled, Malirif. tr. M eli ha Ü. Aıibarcıoğlu, 3.baskı, Ankara, 1974., İbtidii-niime, tr. A. Gölpınarlı, Konya, 2001. Uluç, Sadettin, "Sultan Yeled'in Türkçe Şiirleri", Mevliinii (hazırlayan: Feyzi Halıcı), Konya, 1983, ss ı 09-113. Mansuoğlu, Mecdut, "Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatının İlk Mahsulleri", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiirk Dili ve Edebiyati Dergisi, c.l (İstanbul, 1947-47). ss.9-17. Walley, M.I., "Baha'al-din Soltan Walad", El, c.iii 1898), ss.435-6. 94