Araflt rmalar/researches L. Befliro lu, F. U uz, M. Sa lam, M. Y. A argün, R. Aflk n, A. S. Çilli



Benzer belgeler
Obsesif kompulsif bozuklukta ilaç tedavisine yanıtın öngörücüleri

Clark-Beck Obsesyon-Kompulsiyon Ölçeği nin Türk toplumunda psikometrik özellikleri

Cukurova Medical Journal

Reaktif ve Otojen Özellikler Gösteren Obsesif Kompulsif Bozuklukta İçgörü, Bilişsel İçgörü ve Sosyodemografik Özellikler

Hastanede Yatan fiizofreni Hastalar nda Obsessif Kompulsif Belirtiler: Bir ön çal flma ABSTRACT:

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

Obsesif kompulsif bozukluk için yardım aramada ilk başvuru yerlerinin değerlendirilmesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Araştırma Makalesi / Research Article. Selim TÜMKAYA, Filiz KARADAĞ, Nalan OĞUZANOĞLU

Obsesif Kompulsif Belir leri Olan Şizofreni Hastalarının Şizofreni ve Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastaları İle Karşılaş rılması

Obsesif kompulsif bozukluk tanısı konan bir grup hastada deksametazon supresyon testi 1

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Obsessif Kompulsif Bozuklukta Fenomenoloji * YÖNTEM

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu ek tanısı konan ve konmayan obsesif kompulsif bozukluk hastalarında sosyodemografik ve klinik özellikler*

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

BASKIDA. Obsesif Kompülsif Bozuklukta Bilişsel Davranışçı Grup Psikoterapisinin Etkinliğinin Değerlendirilmesi

Dirençli obsesif kompulsif bozukluklu hastalarda tedaviye olanzapin eklenmesi 1

Beyaz Ay Supresyon Envanteri nin Geçerlik ve Güvenilirliğine İlişkin Bir Ön Çal şma

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Bilişsel Davranışçı Grup Psikoterapisinin Etkinliğinin Değerlendirilmesi

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Obsesif Kompulsif Spektrum Bozukluklar nda Tedavi: Fluvoksamin in Yeri

ÖZET Amaç: Atipik antipsikotik ilâçlar n flizofrenideki obsesif kompulsif belirtilere etkisi araflt rmak hedeflenmifltir.

Kronik Serebral skemi Sonras Obsesif-Kompulsif Belirtiler Gösteren Bir Olgu. yafll populasyonda genç populasyona

GENÇ ER fik N KEKEMEL K VAK ALARINDA ANKS YETE DÜZEY LE BAfiA ÇIKMA TUTUMLARININ L fik S

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

Araştırmalar/Researches H. Mırsal, A. Kalyoncu, Ö. Pektaş, D. Tan, M. Beyazyürek

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Panik Bozuklu u: Solunumsal Alt Tipler, Yak n ve Geçmifl Yaflam Olaylar n n Rolü

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Obsesif Kompulsif Bozukluk Alt Tiplerinde ve Sağlıklı Kontrol Grubunda Üstbilişlerin Karşılaştırılması

Yatarak tedavi gören obsesif kompulsif bozukluk hastalarının klinik özellikleri

Çocuk ve Ergen Ruh Sa l Klini ine Baflvuran Ergen Hastalar n Özellikleri

Obsesif-Kompulsif Belirtilerin Değerlendirilmesi: Padua Envanteri nin Türk Toplumunda Geçerlik ve Güvenilirliği

Bipolar Bozukluğu Olan ve Olmayan Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarının Klinik ve Afektif Mizaç Özelliklerinin Karşılaştırılması

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

PAN K AGORAFOB ÖLÇE (PAÖ)

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Araştırma Notu 15/177

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Edirne İli Merkezindeki Lise Öğrencilerinde Obsesif- Kompulsif Bozukluğun Epidemiyolojisi

DSM-5 Düzey 2 Yineleyici Düşünceler ve Davranışlar Ölçeği Çocuk Formunun Türkçe geçerliliği ve güvenilirliği

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Sosyal Kayg Bozuklu unda Cinsiyet Farkl l klar

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar çin E itim Araflt rma ve Uygulama Merkezi nde zlenen Olgular n Demografik Özellikleri

Aripiprazol ile yileflen ç Görüflü K s tl Obsesif Kompulsif Bozukluk Tan l Bir Ergen ve Literatürün Gözden Geçirilmesi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Gebelikte fiiddet ve Benlik Sayg s

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Araflt rmalar/researches E. Bayramkaya, F. Toros, C. Özge. Ergenlerde Sosyal Fobi ile Depresyon, Öz kavram, Sigara Al flkanl Aras ndaki liflki

Araflt rmalar/researches P. Çetinay, S. Akbay, C. Bilen, fi. Gülseren, Ö. Aydemir

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Geç Başlangıçlı Obsesif Kompulsif Bozukluk: Bir Olgu Sunumu

L SE Ö RENC LER N N SINAV KAYGISI DÜZEY ÜZER NE SINAV KAYGISI LE BAfiAÇIKMA E T M N N ETK S *

Geriatrik Hastalar çin Hemflire Gözlem Ölçe i nin (GHHGÖ) Türkçe Formunun Psikometrik Özellikleri

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Obsesif kompulsif bozukluk ve obsesif inançlar

Ayaktan Psikiyatrik Hastalarda Vücut Dismorfik Bozukluğu: Tan, Yaşam Boyu Başka Ruhsal Hastal k Varl ğ, Demografik ve Klinik Özellikler

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Parkinson Hastalar nda Psikiyatrik Bozukluklar n Araflt r lmas

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Sağlık Yardımı Arama Davranışı İle İlişkili Etmenler: Hastalık İle İlişkili ve Genel Etmenlerin Rolü

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ki Uçlu Duygudurum Bozuklu u Olan Kad nlarda Premenstrüel Sendromun De erlendirilmesi

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Klini inde Hasta Yat fl Sürelerini Etkileyen Faktörler

Dr. Ulviye Yi it 1, Dr. Serkan Erdenöz 2, Doç. Dr. Ersin Oba 2

Alkol ve Madde Ba ml lar nda Travma Sonras Stres Bozuklu unun Sosyodemografik ve Klinik Özellikler ile liflkisi ABSTRACT:

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik özellikler ve fenomenoloji

Birinci Basamakta Psikiyatrik De erlendirme Ölçeklerinin Kullan m THE USE OF PSYCHOMETRIC SCALES IN PRIMARY CARE. Serpil Ayd n

Kronik A r Hastalar nda Anksiyete ve Depresyonun Yaflam Kalitesine Etkisi

ÖZET. GİRİŞ Sa l k hizmetlerinin yayg nlaflmas

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Araflt rma Makalesi / Research Article 119

Sa l k Yüksekokulu Ö rencilerinin fiizofreni ile lgili Tutumlar

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Yatarak Tedavi Gören Hastalarda T bbî Hastal a Efllik Eden Ruhsal Bozukluklar n Görülme S kl ve Yaflam Kalitesi ile fllevsellik Üzerine Etkileri

Obsesif Kompulsif Bozuklu ğu Olan Çocuklar ın Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti Puanlar ı : Karşılaştırmal ı bir klinik çal ışma* ÖZET.

Transkript:

Araflt rmalar/researches L. Befliro lu, F. U uz, M. Sa lam, M. Y. A argün, R. Aflk n, A. S. Çilli Otojen ve Reaktif Obsesyonlara Sahip Obsesif Kompulsif Hastalarda Psikofarmakolojik Tedaviye Yan t Lütfullah Befliro lu, Faruk U uz, Mürsel Sa lam, Mehmet Yücel A argün Rüstem Aflk n, Ali Savafl Çilli ÖZET: Otojen ve reaktif obsesyonlara sahip obsesif kompulsif hastalarda psikofarmakolojik tedaviye yan t Amaç: Obsesyonlar n farkl biliflsel süreçlerden kaynaklanan otojen ve reaktif obsesyonlar olarak ayr labilece i önerilmektedir. Bu çal flmada otojen ve reaktif obsesyonlara sahip OKB hastalar n n ilaç tedavisine yan t düzeyi karfl laflt r lm flt r. Yöntem: DSM-IV tan ölçütlerine göre OKB tan s konan, otojen obsesyonlara sahip 20 eriflkin hasta (Otojen grup, OG) ve reaktif obsesyonlara sahip 22 eriflkin hasta (Reaktif grup, RG) Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i (YBOKÖ), Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçe i (HDDÖ) ve Beyaz Ay Supresyon Envanteri (BASE) ile de erlendirildi. Hastalar n her birine gelifl s ras na göre sertralin 100 200 mg/gün, fluvoksamin 200 300 mg/gün ya da paroksetin 40-80 mg/gün tedavilerinden biri 12 hafta boyunca uyguland. Otojen grubun %80 i (n=16), RG nin %68 i (n=15) 12 hafta sonra tekrar de erlendirildi. Bulgular: Her iki grupta tedavi sonras YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon, toplam puanlar, HDDÖ ve BASE puanlar, tedavi öncesi de erlerden anlaml olarak daha düflük bulundu. Otojen grubun tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon ve BASE de erlendirmeleri aras ndaki fark ortancalar RG den anlaml olarak daha fazla bulundu. Tedavi öncesi ve sonras YBO- KÖ obsesyon, HDDÖ ve BASE puanlar aras ndaki fark ortalamalar OG de anlaml olarak birbirleri ile iliflki bulundu. Reaktif grupta ise obsesyon fliddetindeki azalma kompulsiyon fliddetindeki azalma ile iliflkili idi. Sonuç: Otojen obsesyonlara karfl reaktif obsesyonlar temelinde yap lan bir ay r m n OKB de olas psikopatolojik mekanizmalar n ve tedavi yan t ndaki farkl l klar n anlafl lmas nda yararl olabilece i düflünülmektedir. Anahtar sözcükler: Obsesif kompulsif bozukluk, farmakoterapi, seçici serotonin geri al m engelleyicileri, otojen obsesyonlar, reaktif obsesyonlar, tedavi yan t Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 2007;17:1-8 ABSTRACT: Psychopharmacological treatment response in obsessive compulsive patients with autogenous and reactive obsessions Objective: It has been suggested that obsessions related with different cognitive process can be discriminated as autogenous and reactive obsessions. This study aimed to compare treatment response to psychopharmacological interventions of the OCD patients with autogenous and reactive obsessions. Methods: Using the Yale Brown Obsessive Compulsive Scale (Y-BOCS), Hamilton Depression Rating Scale (HDRS) and White Bear Suppression Inventory we assessed 20 patients with auotogenous obsessions (Autogenous group, AG) and 22 patients with reactive obsessions (Reactive group, RG) who met the DSM-IV criteria for OCD. The patients were consecutively assigned to receive either sertraline (100 200 mg/day), fluvoxamine (200 300 mg/day) or paroxetine (40 80 mg/day). We reassessed 80% of the initial AG (n=16) and 68% of initial RG (n=15) after 12 weeks. Results: The YBOCS obsession, compulsion, total scores, HDRS and WBSI scores at follow-up in both AG and RG were significantly lower than at baseline scores. The mean differences from baseline to follow up for obsession severity and suppression tendency in the AG were significantly higher than RG. The relationships between mean differences from baseline to follow up assessments on severity of obsessions, depressive symptoms and suppression tendency were found to be significant in the AG. Mean difference from baseline to follow up assessments on severity of obsessions were significantly associated with mean difference for compulsion severity in the RG. Conclusion: Discrimination for obsessions based on autogenous versus reactive may have implications for identifying psychopathological mechanisms implicated in the OCD, and for understanding variability in treatment response. Key words: Obsessive compulsive disorder, pharmacotherapy, serotonin specific reuptake inhibitors, auotogenous obsessions, reactive obsessions, treatment response Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 2007;17:1-8 1 Yard. Doç. Dr., 3 Asist. Dr., 4 Prof. Dr., Yüzüncü Y l Üniversitesi, T p Fak., Psikiyatri AD., Van-Turkey 2 Yard. Doç. Dr., 5 Prof. Dr., 6 Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, Meram T p Fak. Psikiyatri AD., Konya-Turkey Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Lütfullah Befliro lu, Yüzüncü Y l Üniversitesi, T p Fak, Psikiyatri AD., 65200 Van-Türkiye Telefon / Phone: +90-432-216-4711 Faks / Fax: +90-432-216-7519 Elektronik posta adresi / E-mail address: drieren@yahoo.com Kabul tarihi / Date of acceptance: 17 fiubat 2007 / February 17, 2007 G R fi Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) etiyoloji, belirti yap s, klinik ve tedaviye yan t gibi özellikler aç - s ndan oldukça heterojen do aya sahip bir hastal kt r (1). Bu nedenle hastal n çeflitli özelliklerinin iliflkili olarak gruplaflt, daha homojen özelliklere sahip alt tiplerini tan mlamaya yönelik çal flmalarda gözle görülür bir art fl bulunmaktad r. OKB de alt tiplendirme çal flmalar bafllang ç yafl (2-4), cinsiyet (5), aile hikâyesi (6), belirti içeri i (7-10), içgörü düzeyi (11), tedaviye yan t (12,13) ve efllik eden di er psikiyatrik hastal klar (14,15) gibi özelliklere dayanmaktad r. Alt tiplere ay rma çal flmalar aras nda en s kl kla kullan lan uygulamalardan biri belirti yap s na dayanan ay r md r. OKB, obsesyon ve kompulsiyonlar n Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org 1

Otojen ve reaktif obsesyonlara sahip obsesif kompulsif hastalarda psikofarmakolojik tedaviye yan t içeri i aç s ndan çok zengin bir da l ma sahiptir. Belirti yap s ile ilgili alt tiplendirme çal flmalar bafllang çta yaln zca kompulsiyonlara dayanarak yap lm flt r (16). Daha sonra genellikle faktör analizlerine dayanan çal flmalarda iliflkili belirtilerin kümelendi i 3 ile 5 aras nda benzer faktör yap s ortaya ç km flt r. Bu çal flmalarda 1) simetri obsesyonlar ve sayma, tekrarlama, s ralama kompulsiyonlar, 2) biriktirme obsesyon ve kompulsiyonlar, 3) kirlenme obsesyonlar ve temizlik kompulsiyonlar 4) sald rganl k obsesyonlar ve kontrol kompulsiyonlar ve 5) cinsel/dini obsesyonlar ve iliflkili obsesyonlar OKB nin olas fenomenolojik alt gruplar olarak tan mlanm flt r (7-10). Yak n zamanda ise Lee ve Kwon (17) biliflsel teori ba lam nda obsesyonlar n otojen ve reaktif obsesyonlar olarak iki farkl gruba ayr labilece ini önermifltir. Otojen obsesyonlar daha tekrarlay c, daha fazla rahats z edici, kiflinin kendisinde bulunmas ndan daha fazla rahats zl k duyabilece i, hakk nda daha az konuflulmak istenen ve zihinde belirmesi için daha az uyarana ihtiyaç duyan obsesyonlard r. Sald rganl k, dini ve cinsel temal obsesyonlar bu gruba girmektedir. Reaktif obsesyonlar ise daha fazla bir d fl uyaran taraf ndan tetiklenme e iliminde, kiflinin daha az saçma buldu u, daha az saklama gere i duydu u, di erlerine oranla daha az rahats zl k uyand ran obsesyonlard r. Kirlenme, kuflku, simetri, biriktirme obsesyonlar bu grupta yer al rlar. Psikopatolojik olarak de erlendirilmeyen zihin u rafllar n n, klinik anlam olan obsesyonlara dönüflmesinde bu iki obsesyon tipi için farkl biliflsel düzenekler mevcuttur. Otojen obsesyonlarda istenmeyen düflünceleri bilinçli olarak bast rma e ilimi bu düflüncelerin obsesyonlara dönüflmesinde ve devam nda etkili olurken, anksiyeteyi azaltma davran fllar (kompulsiyonlar) ise reaktif obsesyonlar n gelifliminden sorumludur. Bu iki ay r m n klinik temelleri de mevcuttur (18). Yaln zca otojen obsesyonlar olan OKB li hastalar n hastal k bafllang ç yafl, yaln zca reaktif obsesyonlar olan hastalardan belirgin olarak daha geç bulunmufltur. Ayr ca otojen obsesyonlar olan hastalar daha fazla erkek olma ve disosiyatif bozukluk tan s alma e ilimindedir. Son y llarda OKB nin ilaç tedavisi ile ilgili olarak önemli geliflmeler sa lanmas na ra men, hastalar n %40-60 n n tedaviye yeterli derecede yan t vermedi i anlafl lmaktad r (19). Erken bafllang ç yafl, flizotipal kiflilik özellikleri, içgörü azl, hastal k fliddeti, uzun hastal k süresi gibi etmenler ilaç tedavisine olumsuz yan t ile iliflkili bulunmufltur (20-25). Bu çal flmalar n büyük ço unlu unda belirti içeriklerinin etkisi de araflt r lm fl, fakat belirti içeri i ile tedavi yan t aras nda bir iliflki bulunamam flt r. Bununla birlikte biriktirme, somatik, cinsel ve dini obsesyonlar ve temizlik kompulsiyonlar n n varl n olumsuz tedavi yan t ile iliflkili bulan çal flmalar da mevcuttur (13,21,26,27). Görüldü ü gibi OKB, belirti içeri inin tedavi yan t na etkisi aç s ndan da belirgin bir çeflitlilik oluflturmaktad r. Otojen ve reaktif obsesyon ay r m, biliflsel aç dan farkl bir geliflim dizgesine sahip olmalar, farkl uyaranlarla tetiklenmeleri, farkl içeriklere sahip olmalar, farkl klinik özelliklerle iliflkili olmalar ve farkl bafla ç kma tutumlar n n kullan lmas aç s ndan homojen bir alt tiplendirme f rsat sunmaktad r. Bununla birlikte her iki obsesyon tipinden birine sahip hastalar n benzer tedavilere yan t n n nas l olaca ise henüz tan mlanmam flt r. Bu çal flmada otojen ve reaktif obsesyonlara sahip olan hastalar n 12 haftal k seçici serotonin geri al m engelleyicisi (SSGE) tedavisine olan yan t düzeyleri aras nda bir fark olup olmad karfl laflt r lm flt r. YÖNTEM Selçuk Üniversitesi, Meram T p Fakültesi Psikiyatri poliklini e ard fl k olarak baflvuran 42 eriflkin OKB hastas çal flman n örneklemini oluflturdu. Tüm hastalar DSM-IV Eksen-I Bozukluklar çin Yap land r lm fl Klinik Görüflme Arac (SCID-I), Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i (YBOKÖ), Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçe i (HDDÖ) ve Beyaz Ay Supresyon Ölçe i (BASE) ile de erlendirildi. lgili literatür do rultusunda (17) YBOKÖ belirti kontrol listesi ile yap lan de erlendirmelerde sald rganl k, dini ya da cinsel obsesyonlardan bir ya da bir kaç na sahip olan fakat kirlenme, kuflku, simetri, somatik, biriktirme veya di er obsesyonlar ndan herhangi birine görüflme an nda ya da geçmiflte sahip olmam fl hastalar otojen gruba dahil edildi (OG, n=20). Kirlenme, kuflku, simetri, somatik veya biriktirme obsesyonlar ndan birine ya da birkaç na sahip fakat otojen obsesyonlardan herhangi birine görüflme an nda ya da geçmiflte sahip olmayan hastalar reaktif gruba dâhil edildi (RG, n=22). Otojen ve reaktif obsesyonlara birlikte sahip olan hastalar (n=17), herhangi bir 2 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org

L. Befliro lu, F. U uz, M. Sa lam, M. Y. A argün, R. Aflk n, A. S. Çilli nörolojik bozuklu u ya da kiflinin fiziksel sa l n ciddi olarak etkileyecek bir hastal olanlar (n=3), görüflme esnas nda veya geçmiflte DSM-IV tan ölçütlerine göre herhangi bir psikotik bozuklu u olan hastalar (n=2), son 4 hafta içinde düzenli olarak psikotrop ilaç kullanm fl olan hastalar çal flma d fl b rak ld. DSM-IV Eksen-I Bozukluklar çin Yap land r lm fl Klinik Görüflme Arac (SCID-I) Hastalarda DSM-IV e göre Eksen-I psikiyatrik bozukluk tan lar n araflt rmak için görüflmecinin uygulad yar -yap land r lm fl bir klinik görüflme arac d r (28). SCID-I in Türkçeye uyarlama çal flmalar Özkürkçügil ve arkadafllar (29) taraf ndan yap lm flt r. Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i (YBOKÖ) Obsesif-kompulsif belirtilerin türü ve fliddetini ölçmek amac yla Goodman ve arkadafllar (30) taraf ndan gelifltirilmifltir. Görüflmeci taraf ndan uygulan r. Toplam 19 maddeden oluflmaktad r, fakat toplam puan n saptanmas için yaln zca ilk 10 madde (madde1b ve 6b d - fl nda) kullan l r. Her sorunun puan 0 4 aras nda de iflmektedir. Ayr ca ölçe in yan nda belirti da l m n araflt rmaya yönelik Y-BOKÖ Belirti Kontrol Listesi bulunmaktad r. Türkçeye uyarlanmas ve geçerlik-güvenilirlik çal flmas Karamustafal o lu ve arkadafllar (31) ve Tek ve arkadafllar (32) taraf ndan yap lm flt r. Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçe i (HDDÖ) Hastalarda depresif belirtilerin fliddetini ölçmek üzere Hamilton (33) taraf ndan gelifltirilmifl ve Williams (34) taraf ndan yap land r lm fl hale dönüfltürülmüfltür. Bu çal flmada 17 maddelik formu kullan lm flt r. Her sorunun puan 0 4 aras nda de iflmektedir. Türkçeye geçerlilik-güvenilirlik çal flmas Akdemir ve arkadafllar (35) taraf ndan yap lm flt r. Beyaz Ay Supresyon Envanteri (BASE) Wegner ve Zanakos taraf ndan gelifltirilen BASE (White Bear Supresyon Inventory) istenmeyen düflünceleri bilinçli olarak bast rma e ilimini de erlendirmeye yönelik bir öz bildirim ölçe idir (36). On befl sorudan oluflur ve sorular 1 5 puan aras nda de erlendirilir. Toplam puan 15 75 aras nda de iflir. Yüksek puanlar kiflinin istemedi i halde zihnine üflüflen düflünceleri bast rmak için harcad çaban n yüksek oldu unu yans t r. Türkçeye geçerlik ve güvenirli i A argün ve arkadafllar (37) taraf ndan yap lm flt r. Uygulama ve izlem Bafllang çta tüm hastalar SCID-I, YBOKÖ, HDDÖ ve BASE ile de erlendirildi. Bilgilendirilmifl olurlar al narak çal flmaya kat lmay kabul eden hastalar n her birine gelifl s ras na göre ve her iki grupta üç ilac n al m oranlar benzer olmak üzere, do al halinde (naturalistik) bir izlem süresince sertralin 100-200 mg/gün (OG de %35, 7 hasta; RG de %36, 8 hasta), fluvoksamin 200-300 mg/gün (OG de %35, 7 hasta; RG de %32, 7 hasta), ya da paroksetin 40-80 mg/gün (OG de %30, 6 hasta; RG de %32, 7 hasta) tedavisi uyguland. Hastalar n hiç birine takip süreci boyunca herhangi bir ek tedavi ya da yap land r lm fl psikoterapi yöntemi uygulanmad. Hastalar n üçü ilaç yan etkilerinden dolay (1 hastada afl r anksiyete, 1 hastada gastrointestinal yan etkiler, 1 hastada akatizi), üçü ilaçlar düzensiz kulland için ve alt s kontrole gelmedi i için çal flma d fl kald. On iki hafta sonra otojen grupta yer alan hastalar n %80 i (10 kad n, %62.5; 6 erkek %37.5, yafl ortalamas =33.2±11.3) ve reaktif grupta yer alan hastalar n %68 i (9 kad n, %60.0; 6 erkek %40.0, yafl ortalamas =26.2±6.8) tekrar de erlendirildi. Tekrar de erlendirme s ras nda hastalara YBOKÖ, HDDÖ ve BASE uyguland. statistiksel Analiz Gruplar n bafllang ç YBOKÖ, HDDÖ ve BASE puanlar Mann-Withney U testi ile karfl laflt r ld. Gruplar aras nda cinsiyet ve yafl de iflkenleri için karfl laflt rmalar Ki kare testi ve Mann-Withney U testi ile yap ld. Tedavi öncesi ve sonras de erlendirmeler aras ndaki fark olup olmad n de erlendirmek amac yla Wilcoxon testi uyguland. Daha önceki çal flmalar do rultusunda öngörüldü ü gibi (38) YBOKÖ toplam puan nda tedavi ile %35 ve daha fazla azalma gösteren hastalar tedaviye pozitif yan t veren, %35 den az azalma gösteren hastalar tedaviye olumsuz yan t veren gruba dâhil edildi. Her iki grup aras nda tedaviye yan t verme oran Ki kare testi ile karfl laflt r ld. Obsesyon, kompulsiyon, HDDÖ ve BASE puanlar için tedavi öncesi ve sonras de iflim miktar n n gruplar aras nda fark gösterip göstermedi i Mann-Withney U testi ile de erlendirildi. Ayr ca iki grupta tedavi öncesi ve sonras obsesyon, kompulsiyon, HDDÖ ve BASE puanlar aras ndaki de i- Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org 3

Otojen ve reaktif obsesyonlara sahip obsesif kompulsif hastalarda psikofarmakolojik tedaviye yan t flimin iliflkisini de erlendirmek amac yla Spearman ba- nt analizleri uyguland. BULGULAR Çal flmaya kat lan hastalar n sosyodemografik özellikleri, hastal k süresi, tedavi öncesi YBOKÖ, HDDÖ, BASE puanlar ve efl tan alan hasta oranlar Tablo 1 de görülmektedir. ki grup aras nda yafl ortalamas ve cinsiyet aç s ndan fark bulunmad. Otojen grubun kompulsiyon puan (9.7±3.4) reaktif gruptan (12.8±2.6) anlaml olarak düflük bulunurken, BASE puan (62.6±7.3) ise reaktif grubun BASE puan ndan (54.9±10.7) anlaml olarak daha yüksek bulundu. Di er karfl laflt rmalar anlaml bulunmad. Sadece çal flmay tamamlayan hastalar hesaba kat ld nda ise gruplar aras nda cinsiyet (χ2=0.10, p>0.05), yafl (z=-1.80, p>0.05), Eksen I ektan varl (χ2=0.10, p>0.05), bafllang ç YBOKÖ obsesyon puan (z=-0.24, p>0.01), YBOKÖ toplam (z=-1.46, p>0.01) puan ve HDDÖ puan (z=-0.01, p>0.01) aç s ndan anlaml fark bulunmazken; YBOKÖ kompulsiyon puan (z=- 2.24, p>0.01) ve BASE puan (z=-1.26, p>0.01) aç s ndan istatistiksel fark anlaml kalmaya devam etti. Her iki grupta çal flmay tamamlayan hastalar n tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ (obsesyon, kompulsiyon, toplam), HDDÖ ve BASE puanlar Tablo 2 de verilmifltir. Wilcoxon testleri ile her iki grubun tedavi sonras YBO- KÖ obsesyon, kompulsiyon, toplam, HDDÖ VE BASE puanlar tedavi öncesi puanlar ndan anlaml olarak daha düflük bulunmufltur. Tablo 3 de tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon, toplam, HDDÖ ve BASE de erleri aras ndaki fark ortalamalar ve her iki grup aras ndaki istatistiksel karfl laflt rma sonuçlar verilmektedir. Otojen grubun tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon ve BASE puanlar aras ndaki fark ortalamalar reaktif Tablo 1: Örneklemin sosyodemografik özellikleri ve tedavi öncesi baz klinik ölçüm sonuçlar Otojen grup (n=20) Reaktif grup (n=22) statistiksel analiz Yafl, Ort±SS 31.4±9.4 27.0±6.4 AD Cinsiyet, n (%) AD Kad n 10 (50) 15 (68.2) Erkek 10 (50) 7 (31.8) Hastal k süresi, Ort±SS 6.8±3.2 8.1±3.7 AD YBOKÖ, Ort±SS Obsesyon, 13.8±2.6 13.2±2.7 AD Kompulsiyon 9.7±3.4 12.8±2.6 Z=-3.24, p<0.05 Toplam 23.7±5.5 26.1±3.7 AD HDDÖ, Ort±SS 17.6±8.6 14.4±8.0 AD BASE, Ort±SS 62.6±7.3 54.9±10.7 Z=-2.62 p<0.05 Ektan oran, n (%) 13 (65.0) 12 (54.5) AD Major depresyon 8 (40.0) 6 (27.3) AD Distimik bozukluk - 2 (9.1) AD Bipolar bozukluk 2 (10.0) - AD Yayg n anksiyete bozuklu u 4 (20.0) 2 (9.1) AD Panik bozukluk 1 (5.0) 2 (9.1) AD Somatizasyon bozuklu u - 1 (4.5) AD Ort±SS: Ortalama±Standart Sapma, AD: Anlaml de il, YBOKÖ: Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i, HDDÖ: Hamilton Depresyon De erlendirme Ölçe i, BASE: Beyaz Ay Supresyon Envanteri Tablo 2: Her iki grubun tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon, toplam, HDDÖ ve BASE de erlerinin karfl laflt rmas Otojen grup (n= 16) statistiksel analiz Reaktif grup (n=15) statistiksel analiz Tedavi öncesi Tedavi sonras z p Tedavi öncesi Tedavi sonras z p YBOKÖ obsesyon 14.0±2.6* 6.8±3.3-3.55 0.001 14.2±2.5 9.1±2.8-3.41 0.01 YBOKÖ kompulsiyon 9.9±3.6 5.9±3.1-3.41 0.005 12.6±3.0 7.4±1.7-3.30 0.01 YBOKÖ toplam 23.9±5.9 12.7±5.8-3.52 0.001 26.8±4.1 16.6±3.5-3.41 0.01 HDDÖ 16.1±9.0 9.2±6.3-3.30 0.005 15.6±9.3 8.9±6.1-3.30 0.01 BASE 62.7±6.7 44.6±9.6-3.71 0.001 57.6±11.1 46.5±9.3-3.44 0.01 *Ort±SS: Ortalama±Standart Sapma, YBOKÖ: Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i, HDDÖ: Hamilton Depresyon De erlendirme Ölçe i, BASE: Beyaz Ay Supresyon Envanteri 4 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org

L. Befliro lu, F. U uz, M. Sa lam, M. Y. A argün, R. Aflk n, A. S. Çilli Tablo 3: Tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon, toplam, HDDÖ ve BASE aras ndaki fark. Otojen grup (n=16) Reaktif grup (n=15) statistiksel analiz Tedavi öncesi ve sonras fark YBOKÖ Obsesyon 7.1±2.0* 5.1±2.1 Z=-2.57, p <0.05 YBOKÖ Kompulsiyon 4.0±2.4 5.1±2.8 AD YBOKÖ Toplam 11.4±3.5 10.7±4.8 AD HDDÖ 6.9±4.8 6.6±4.3 AD BASE 17.5±8.9 11.0±5.4 Z=-2.48, p <0.05 *Ort±SS: Ortalama±Standart Sapma, AD: Anlaml de il, YBOKÖ: Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçe i, HDDÖ: Hamilton Depresyon De erlendirme Ölçe i, BASE: Beyaz Ay Supresyon Envanteri Tablo 4: Tedavi öncesi ve sonras YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon, HDDÖ ve BASE fark de erleri aras nda ba nt katsay lar a Obsesyon Fark Kompulsiyon Fark HDDÖ Fark BASE Fark Obsesyon Fark - - - - Kompulsiyon Fark 0.28 / 0.68* - - - HDDÖ Fark 0.54* / 0.34 0.08 / 0.41 - - BASE Fark 0.61* / 0.42 0.31 / 0.20 0.52* / 0.30 - (a): Kesme iflaretlerinin sol taraf otojen gruba, sa taraf ise reaktif gruba aittir. *: p <0.05 gruptan anlaml olarak daha fazla bulunmufltur. Yani otojen grubun obsesyon ve BASE puanlar nda tedavi ile azalma, reaktif gruba göre anlaml derecede daha fazla bulunmufltur. Tedavi ile YBOKÖ kompulsiyon, toplam ve HDDÖ fark ortalamalar aç s ndan iki grup aras nda anlaml fark bulunmam flt r. Otojen grupta tedaviye pozitif yan t veren hasta oran reaktif gruba (OG: n=12, %75; Reaktif grup: n=8, %53) göre daha fazla olmakla birlikte, iki grup aras nda anlaml fark bulunmad (χ2=1.58, p>0.05). Tedavi öncesi ve sonras obsesyon, kompulsiyon, HDDÖ ve BASE de erleri aras ndaki azalma ortalamalar aras ndaki ba nt sal iliflki Spearman ba nt analizi ile iki grupta ayr ayr olarak test edilmifltir. Otojen grupta obsesyon fliddetindeki azalma, depresif belirtilerin fliddetindeki azalma ve düflünceleri bast rma e ilimindeki azalma aras nda pozitif yönde anlaml derecede ba nt bulurken, kompulsiyon fliddetindeki azalma ile herhangi bir iliflkili de iflken bulunmam flt r. Reaktif grupta ise obsesyon fliddetindeki azalma ile kompulsiyon fliddetindeki azalma aras nda pozitif yönde anlaml derecede iliflki bulunmufltur. TARTIfiMA Bu çal flmada biliflsel aç dan farkl süreçleri izleyerek ortaya ç kan otojen ve reaktif obsesyonlara sahip OKB hastalar n n k sa dönem tedavi yan tlar karfl laflt - r lm flt r. Her iki grupta hastal k fliddeti SSGE tedavisi ile anlaml derecede azalma göstermifltir. Her iki grup aras nda fark yaratan bulgular ise otojen grubun tedavi ile obsesyon fliddetinde ve istenmeyen düflünceleri bast rma e ilimindeki azalma oran n n reaktif gruptan anlaml olarak daha fazla bulunmas olmufltur. Ayr ca otojen grupta obsesyon fliddetindeki azalma depresif belirtilerin fliddetindeki ve istenmeyen düflünceleri bast rma e ilimindeki azalma ile iliflkili iken, reaktif grupta kompulsiyonlar n fliddetindeki azalma ile iliflkili bulunmufltur. ki grubun tedaviye olumlu yan t verme oranlar aras nda ise bir fark bulunamam flt r. Yap lan çal flmalarda genellikle ilaç tedavisine dirençle en fazla iliflkili belirti içeri i olarak biriktirme obsesyonlar bulunmufltur (13,39,40). Alonso ve arkadafllar (41) ise uzun süreli tedavi ile dini ve cinsel obsesyonlar n olumsuz tedavi yan t ile iliflkili oldu unu bulurken, k sa dönem tedavide bu obsesyonlara sahip olman n bir fark oluflturmad n bulmufllard r. K sa dönem tedavi ile çal flmam zla benzer sonuçlar olan bu çal flman n uzun dönemde çal flmam zdan farkl sonuçlar bulmas n n önemli bir nedeni olabilece i düflünülmektedir. Alonso ve arkadafllar bu çal flmalar nda k sa dönem tedavi (12 hafta) s ras nda yaln zca serotonin geri al m engelleyicileri tedavisi uygularken, sonraki 20 haftal k tedavi sürecine davran flç tedaviyi de eklemifllerdir. Oysa cinsel-dini içerikli obsesyonlar n (otojen obsesyonlar) klasik davran flç tedavilere (maruz b rakma ve tepki önleme) iyi yan t vermedi i, ancak biliflsel tedavilere ise daha iyi yan t verdi i bilinmektedir (17). Bu Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org 5

Otojen ve reaktif obsesyonlara sahip obsesif kompulsif hastalarda psikofarmakolojik tedaviye yan t aç dan Alonso ve arkadafllar n n uzun dönemde cinsel ve dini obsesyonlar olumsuz yan t ile iliflkili olarak bulmalar beklenen bir sonuçtur. Çal flmam zda her iki grupta tedaviye olumlu yan t veren hasta oranlar n n benzer olmas, SSGE lerin alt tip ay r m yapmaks z n, k sa dönemde tüm OKB hastalar nda etkili oldu unu düflündürmektedir. Bununla birlikte çal flmam zda SSGE tedavisi ile otojen grupta obsesyon fliddetindeki azalman n daha fazla bulunmas, her iki grubun SSGE tedavisine yan t düzeyinin farkl olabilece inin bir göstergesi olabilir. Otojen obsesyonlara sahip hastalar zihne zorla giren bu düflünceleri, reaktif obsesyonlar olan hastalara göre daha fazla bilinçli olarak bast rma e ilimindedirler. Düflünceleri bilinçli bast rma çabas ise paradoksal olarak otojen obsesyonlar n daha da artmas na neden olmaktad r (42). stenmeyen düflünceleri bilinçli olarak bast rma e ilimi ile olumsuz duygudurum aras nda bir iliflki bulunmaktad r. Kifli daha olumsuz bir duygudurum içinde bulundu unda zihnine gelen istenmeyen düflünceleri bast rmak daha zor olmaktad r (43). Bu çal flmada da otojen grupta tedavi ile obsesyon fliddetinde azalma e ilimiyle depresyon fliddeti ve istenmeyen düflünceleri bast rma e ilimindeki azalma düzeyi aras nda anlaml iliflki bulunmufltur. Asl nda bir antidepresan olan SSGE ler ile otojen hastalarda azalan depresyon düzeyi, paralel olarak düflünceleri bast rma e iliminin azalmas ve obsesyon fliddetinin azalmas ile sonuçlanm fl olabilir. Bu ba lamda otojen hastalar n tedavi ile obsesyon fliddetindeki azalman n reaktif gruba göre daha fazla bulunmas, azalan depresyon düzeyleri ile iliflkili olabilir. Bu yorumu destekleyecek bir çal flmada, Millet ve arkadafllar (44) siklotimik ve epizodik özellikleri olan OKB hastalar n n dini, sald rganl k ve cinsel obsesyonlara daha fazla sahip olma e iliminde olduklar n bulmufl ve bu hastalarda depresif ataklar n asl nda OKB yi tetikleyebilece ini öne sürmüfltür. Çal flmam zda reaktif grupta obsesyonlar n fliddetindeki azalma ile kompulsiyon fliddetindeki azalma aras nda anlaml bir iliflkili bulunurken, otojen grupta bu iliflki bulunmam flt r. Bu farkl bulgular n, her iki obsesyon tipine farkl nitelikteki kompulsiyonlar ve bafla ç kma tutumlar n n efllik etmesi ile iliflkili olabilece i düflünülebilir. Otojen obsesyonlara daha çok zihinsel kompulsiyonlar gibi d flardan fark edilmesi zor olan kompulsiyonlar efllik ederken, reaktif obsesyonlara herkes taraf ndan gözlenebilir kompulsiyonlar daha çok efllik etmektedir (45). Ayr ca otojen obsesyonlar n içerikleri zaman zaman birinci derece akrabalar ile iliflkili oldu u için bu kifliler belirtilerine yak nlar n ortak edemezler. Kirlenme, simetri, kuflku gibi obsesyonlar olan hastalar ise belirtilerine s kl kla ev halk n da ortak etmektedir. Bu nedenle reaktif obsesyonlar olan hastalar n belirtileri do rultusunda bir ortam yaratma e ilimleri tedaviye karfl daha fazla istem d fl bir direnç ve daha düflük tedavi yan t ile iliflkili olabilir. Obsesyonlar n bu flekilde grupland r lmas ilgili literatür taraf ndan da desteklenmektedir. Lee ve Kwon çal flmas d fl nda da dini, sald rganl k ve cinsel obsesyonlar ayr bir alt grup olarak tan mlayan çal flmalar olmufltur (10,46). Bununla birlikte reaktif-otojen ay r - m, geçmiflte depresyon için yap ld gibi reaktif-endojen ay r m n ça r flt rabilir. Depresyon için tüm klinik tablo bu ay r ma tabi tutulurken, burada sadece obsesif belirtiler ay r ma tabi tutulmufltur. Ayr ca otojen-reaktif ay r m ile biyolojik olan ya da olmayan gibi bir ay r m kastedilmemektedir. Sadece biliflsel aç dan obsesyonlar n farkl süreçlerden geçerek oluflabilece i ve bu obsesyonlar n farkl uyaranlarla tetiklenip, farkl bafla ç kma tutumlar n n efllik edebilece i kastedilmektedir. Bu çal flman n amac biliflsel aç dan farkl obsesyonlara sahip OKB hastalar n n benzer tedavilere k sa dönemde farkl yan t verip vermedikleri olup obsesyonlar n bu flekilde ay r mlaflabilece inin test edilmesi de ildir. Elde edilen bulgular ile her iki alt tipin SSGE tedavisinden anlaml olarak etkilendi i fakat bu etkilenme düzeyinin ve süresinin farkl olabilece i düflünülebilir. Çal flmam z n hesaba kat lmas gereken çeflitli k s tl l klar bulunmaktad r. En önemli k s tl l örneklem say s n n az olmas d r. Bu aç dan sonuçlar tüm OKB hastalar na geniflletilemez. Farkl SSGE ler benzer psikofarmakolojik etki profili nedeniyle bir grup olarak düflünülmüfl ve tek bir ilaç uygulanmam flt r. Ayr ca hastalar n daha önceki ald tedavi yan tlar ya da tedaviye direnç gibi özellikleri hesaba kat lmam fl, sadece son 4 hafta içinde ilaç kullanmam fl hastalar çal flmaya al nm flt r. OKB si olan hastalar klinik ortamlarda çok farkl bir belirti yelpazesi sunabilirler. Hastalar n önemli bir k sm hem otojen hem de reaktif obsesyonlar birlikte yaflayabilirler ya da ayn hastalar yaflamlar n n de iflik zamanlar nda farkl belirtileri gösterebilir- 6 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org

L. Befliro lu, F. U uz, M. Sa lam, M. Y. A argün, R. Aflk n, A. S. Çilli ler. Bu çal flmada her iki belirti grubunu bir arada ya da farkl zamanlarda tecrübe etmifl hastalar d fllanm flt r. Fakat her iki belirti grubunu birlikte yaflayan hastalar n nas l bir fark gösterebilece i sorusu ise yan ts z kalm flt r. Çal flmadan elde edilen bulgular ve eksiklikler dikkate al nd nda bu konuda daha fazla hasta ile daha uzun süreli, tek bir ilaç kullanarak yap lacak çal flmalara ihtiyaç duyulmaktad r. Ayr ca her iki farkl obsesyon içeri ine sahip hastalarda yap lacak fonksiyonel görüntüleme araflt rmalar altta yatmas olas farkl nöro-psiko-patolojik dizgeleri ortaya koyabilir. Kaynaklar: 1. Lochner C, Stein DJ. Heterogeneity of obsessive-compulsive disorder: a literature review. Harv Rev Psychiatry 2003; 11: 113-132 2. Sobin C, Blundell ML, Karayiorgou M. Phenotypic differences in early- and late-onset obsessive-compulsive disorder. Compr Psychiatry 2000; 41: 373-379 3. Fontenelle LF, Mendlowicz MV, Marques C, Versiani M. Early- and late-onset obsessive-compulsive disorder in adult patients: an exploratory clinical and therapeutic study. J Psychiatr Res 2003; 37: 127-133 4. Jaisoorya TS, Janardhan Reddy YC, Srinath S. Is juvenile obsessivecompulsive disorder a developmental subtype of the disorder? findings from an Indian study. Eur Child Adolesc Psychiatry 2003; 12: 290-297 5. Lochner C, Hemmings SM, Kinnear CJ, Moolman-Smook JC, Corfield VA, Knowles JA, Niehaus DJ, Stein DJ. Gender in obsessive-compulsive disorder: clinical and genetic findings. Eur Neuropsychopharmacol 2004; 14: 105-113 6. Albert U, Maina G, Ravizza L, Bogetto F. An exploratory study on obsessive-compulsive disorder with and without a familial component: are there any phenomenological differences? Psychopathology 2002 ; 35: 8-16 7. Baer L. Factor analysis of symptom subtypes of obsessive compulsive disorder and their relation to personality and tic disorders. J Clin Psychiatry, 1994; 55 (Suppl.2):18-23 8. Van Oppen PV, Hoekstra RJ, Emmelkamp PMG. The structure of obsessive-compulsive symptoms. Behav Res and Ther 1995; 33: 15-23 9. Calamari JE, Wiegartz PS, Janeck AS. Obsessive-compulsive disorder subgroups: a symptom-based clustering approach. Behav Res Ther 1999; 37: 113-125 10. Mataix-Cols D, Rosario-Campos MC, Leckman JF. A multidimensional model of obsessive-compulsive disorder. Am J Psychiatry 2005; 162: 228-238 11. Turksoy N, Tukel R, Ozdemir O, Karali A. Comparison of clinical characteristics in good and poor insight obsessive-compulsive disorder. J Anxiety Disord 2002; 16: 413-423 12. Mataix-Cols D, Marks IM, Greist JH, Kobak KA, Baer L. Obsessive compulsive symptom dimensions as predictors of compliance with response to behavior therapy: results from a controlled trial. Psychother Psychosom 2002; 171: 255 262 13. Mataix-Cols D, Rauch SL, Manzo PA, Jenike MA, Baer L. Use of factor-analyzed symptom dimensions to predict outcome with serotonin reuptake inhibitors and placebo in the treatment of obsessive compulsive disorder. Am J Psychiatry 1999; 156: 1409-1416 14. Grados MA, Riddle MA, Samuels JF, Liang KY, Hoehn-Saric R, Bienvenu OJ, Walkup JT, Song D, Nestadt G. The familial phenotype of obsessive-compulsive disorder in relation to tic disorders: the Hopkins OCD family study. Biol Psychiatry 2001 ; 50: 559-565 15. Nestadt G, Addington A, Samuels J, Liang KY, Bienvenu OJ, Riddle M, Grados M, Hoehn-Saric R, Cullen B. The dentification of OCDrelated subgroups based on comorbidity. Biol Psych atry 2003; 53: 914 920 16. Hodgson RJ, Rachman SJ. Obsessive-compulsive complaints. Behav Res Ther 1977 ; 15: 389-395 17. Lee HJ, Kwon SM. Two different types of obsession: autogenous obsessions and reactive obsessions. Behav Res Ther 2003; 41: 11-29 18. Besiroglu L, Agargun MY, Ozbebit O, Aydin A. A discrimination based on autogenous versus reactive obsessions in obsessivecompulsive disorder and related clinical manifestations. CNS Spectr 2006 ; 11: 179-186 19. McDonough M, Kennedy N. Pharmacological management of obsessive-compulsive disorder: a review for clinicians. Harv Rev Psychiatry 2002; 10:127-137 20. Jenike MA, Baer L, Minichiello WE, Schwartz CE, Carey RJ Jr. Concomitant obsessive-compulsive disorder and schizotypal personality disorder. Am J Psychiatry 1986; 143: 530 533 21. Alarcón RD, Libb JW, Spitler D. A predictive study of obsessivecompulsive disorder response to clomipramine. J Clin Psychopharmacol 1993; 13: 210 213 22. Ackerman DL, Greenland S, Bystritsky A, Morgenstern H, Katz RJ. Predictors of treatment response in obsessive-compulsive disorder: multivariate analyses from a multicenter trial of clomipramine. J Clin Psychopharmacol 1994; 14: 247 254 23. Ravizza L, Barzega G, Bellino S, Bogetto F, Maina G. Predictors of drug treatment response in obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychiatry 1995; 56: 368 373 24. Denys D, Burger H, van Megen H, de Geus F, Westenberg H. A score for predicting response to pharmacotherapy in obsessivecompulsive disorder. Int Clin Psychopharmacol 2003; 18: 315-322 25. U uz F, Aflk n R, Çilli AS. Obsesif kompulsif bozuklukta ilaç tedavisine yan t n öngörücüleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2006; 7: 5-12 26. Erzegovesi S, Cavallini MC, Cavedini P, Diaferia G, Locatelli M, Bellodi L. Clinical predictors of drug response in obsessivecompulsive disorder. J Clin Psychopharmacol 2001; 21: 488-492 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org 7

Otojen ve reaktif obsesyonlara sahip obsesif kompulsif hastalarda psikofarmakolojik tedaviye yan t 27. Saxena S, Maidment KM, Vapnik T, Golden G, Rishwain T, Rosen RM, Tarlow G, Bystritsky A. Obsessive-compulsive hoarding: Symptom severity and response of multimodal treatment. J Clin Psychiatry 2002; 63: 21-27 28. First MB, Spitzer RL, Gibbon M, Williams JBW. Structured clinical interview for DSM-IV clinical version (SCID-I/CV). American Psychiatric Press, Washington DC, 1997 29. Özkürkçügil A, Aydemir Ö, Y ld z M, Esen Danac A, Köro lu E. DSM-IV eksen I bozukluklar için yap land r lm fl klinik görüflmenin Türkçeye uyarlanmas ve güvenilirlik çal flmas. laç ve Tedavi Dergisi 1999; 12: 233-236 30. Goodman WK, Price LH, Rasmussen SA, Mazure C, Fleischmann RL, Hill CL, Heninger GR, Charney DS. The Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale, I: Development, use and reliability. Arch Gen Psychiatry 1989; 46: 1006-1011 31. Karamustafal o lu KO, Üç fl k AM, Ulusoy M, Erkmen H. Yale- Brown obsesyon-kompulsiyon derecelendirme ölçe i nin geçerlilik ve güvenilirlik çal flmas. Bursa: Savafl Ofset,1993: 86 32. Tek C, Ulug B, Rezaki BG, Tanriverdi N, Mercan S, Demir B, Vargel S. Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale and US National Institute of Mental Health Global Obsessive Compulsive Scale in Turkish: reliability and validity. Acta Psychiatr Scand 1995; 91: 410-413 33. Hamilton M. A rating scale for depression. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 1960; 23: 56-62 34. Williams BW. A strustured interview guide for Hamilton Depression Rating Scale. Arch Gen Psychiatry, 1978; 45: 742-747 35. Akdemir A, Turkcapar MH, Orsel SD, Demirergi N, Dag I, Ozbay MH. Reliability and validity of the Turkish version of the Hamilton Depression Rating Scale. Compr Psychiatry 2001; 42 :161-165 36. Wegner DM. White bears and other unwanted thoughts: suppression, obsession, and the psychology of mental control. London: The Guilford Pres, 1989 37. A argün MY, Befliro lu L, K ran UK, Kara H, Ozer OA. Beyaz Ay Supresyon Envanteri nin geçerlik ve güvenilirli ine iliflkin bir ön çal flma. Türk Psikiyatri Derg 2004; 15: 282-290 38. Denys D, Femke de Geus MA, Van Megen HGJM, Westenberg HG. () A double blind, randomized, placebo-controlled trial od quetiapine in patients with obsessive-compulsive disorder refractory to sreotonin reuptake inhibitors. J Clin Psychiatry 2004; 65: 1040-1048 39. Black DW, Monahan P, Gable J, Blum N, Clancy G, Baker P. Hoarding and treatment response in 38 nondepressed subjects with obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychiatry 1998; 59: 420 425 40. Rufer M, Grothusen A, Mass R, Peter H, Hand I. Temporal stability of symptom dimensions in adult patients with obsessive compulsive disorder. J Affect Disord 2005; 88: 99 102 41. Alonso P, Menchon JM, Pifarre J, Mataix-Cols D, Torres L, Salgado P, Vallejo J. Long-term follow-up and predictors of clinical outcome in obsessive-compulsive patients treated with serotonin reuptake inhibitors and behavioral therapy. J Clin Psychiatry 2001; 62: 535-540 42. Lee HJ, Kim ZS, Kwon SM. Thought disorder in patients with obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychol 2005; 61: 401-413 43. Wenzlaff RM, Wegner DM, Klein SB. The role of thought suppression in the bonding of thought and mood. J Pers Soc Psychol 1991; 60: 500 508 44. Millet B, Kochman F, Gallarda T, Krebs MO, Demonfaucon F, Barrot I, Bourdel MC, Olie JP, Loo H, Hantouche EG. Phenomenological and comorbid features associated in obsessive-compulsive disorder: influence of age of onset. J Affect Disord 2004; 79: 241-246 45. Lee HJ, Kwon SM, Kwon JS, Telch MJ. Testing the autogenousreactive model of obsessions. Depress Anxiety 2005; 21: 118-129. 46. Leckman JF, Grice DE, Boardman J, Zhang H, Vitale A, Bondi C, Alsobrook J, Peterson BS, Cohen DJ, Rasmussen SA, Goodman WK, McDougle CJ, Pauls DL. Symptoms of obsessive-compulsive disorder. Am J Psychiatry 1997; 154: 911-917 8 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 17, Say : 1, 2007 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 17, N.: 1, 2007 - www.psikofarmakoloji.org