Bülten. Bize ulaşmak için: Söyleşi s.18. Keig den haberler s.2 Sosyal politikalar ve bakım hizmetleri s.8



Benzer belgeler
SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

İZMİR KREŞ ATÖLYESİ NOTLARI (Ocak 2013) 1-BAKIM HİZMETLERİ NASIL DÜZENLENMELİ VE BU DÜZENLEMEDE KAMUNUN YERİ NE OLMALIDIR?

Kadınlar olarak emek ve istihdam konusunda yürüttüğümüz

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

İş yerinde anne ve babalık: Dünya da hukuk ve uygulamadaki yansımaları 1

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

Bu amaç çerçevesinde Yükseköğretim Kurumları aşağıda belirtilen faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ederler:

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

Amerika Birleşik Devletleri nin saygın yüksek öğretim kurumlarından Yale Üniversitesi nde tarih bölümü öğretim üyesi olarak çalışan ve eski LGBT

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi. Ülker Şener 1 Temmuz 2011, Amasya

Çocuğa karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SPoD, Dünya Seks İşçileri Günü Etkinliğine Katıldı. Türkiye'de LGBT Bireylerin Sosyal ve Ekonomik Sorunları Araştırması Devam Ediyor

* Kuruluşunuzun Adı. 1) STK ya İLİŞKİN BİLGİLER 2) 1. BAĞLANTI KİŞİSİNE İLİŞKİN BİLGİLER. Page 1

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Aktivist Programı - Başvuru. Kimler Başvurabilir

KADIN DOSTU KENTLER - 2

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI HİZMETLERİ

SAMSUN YEREL EŞİTLİK EYLEM PLANI ( ) 7. ERKEN YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNLENMESİ - EK PLAN

KADININ İNSAN HAKLARI YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ Kuruluş: Ocak 2012

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

AiLE VE SOSYAL POLiTİKALAR BAKANLIGI ile ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIGI

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

BİREYSEL PLANLAMA MÜDAHALE HİZMETLERİ. Okula yeni başlayan. öğrencilere yönelik. gözlem çalışmaları yapılması.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE GERİ SAYIM BAŞLADI KAMPANYASI DAHA ADİL BİR DÜNYA İÇİN YANIMDA OL

T.C ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE İŞ KURUMU KIRIKKALE İL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

03 Haziran Erken Çocukluk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin Eksikliği Kadınları Nasıl Etkiliyor?

2. Haber Listesi. 17:26 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG

SAĞLIKLI ŞEHİR HAREKETİ KADIN ÇALIŞMALARI Kasım Eylül 2011

EVDE ÇOCUK BAKIM PROJESİNİN TANITIMI İZMİR DE GERÇELEŞTİRİLDİ.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Business Network Center Turkey.

GENÇ ERKEK HENTBOL TAKIMIMIZ İL İKİNCİSİ OLDU

KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ?

Mevsimlik İşçiliğe Hayır Dedik

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

DENİZLİ ŞUBE. 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Sosyal Medya ve Çocuk Alanında Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar Dr. Olgun GÜNDÜZ

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

Sivil Düşün bir Avrupa Birliği programıdır.

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İhtisas Komitesi Fatma YÜCEL

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

Kayıt Dışı İstihdam Çalıştayı Ankara da Yapıldı

YAYIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI

Sponsor Ol Rengini Seç Kendini Göster

TARSUS BELEDİYESİ NE ZİYARET

MFİB Tarafından Açılan Üç Yeni Hibe Programının Tanıtımı. 6 Temmuz yılı 2. ABUDYK Toplantısı Antalya

İZMİR KENT KONSEYİ YÜRÜTME KURULU 14. TOPLANTI ( ) KARAR TUTANAĞI

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Öğretim Yılı Yabancı Dil ve Pilot Okul Çalışmaları by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Siirt Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Hayata Destek Derneği 27 Haziran 2014 Gezici ve Geçici Mevsimlik Tarımda Çocuk İşçiliği Toplantısı Politika Önerileri

SPoD, Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonuna Katıldı. SPoD Robert Koleji'ndeydi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

KADIN KÜ LTÜ R MERKEZLERI MODEL ARAYIŞI ÇALIŞTAYI SONÜÇ RAPORÜ

BAĞIŞÇILAR VAKFI MODELİNİ DESTEKLEME PROGRAMI

ETKİNLİK RAPORU tarihli olağan Genel Kurulda bizlere bu derneği adımıza yaraşır bir biçimde yönetmek üzere görevlendirdiniz.

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BAHAR YARIYILI

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni


BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI. Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

İstanbul Aydın Üniversitesi TOPLUMSAL ARAŞTIRMALAR UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

Şiddete Karşı Kadın Buluşması I

Transkript:

Bülten KADIN EMEĞİ VE İSTİHDAMI GİRİŞİMİ Sayı:3 Nisan 2013 2013 geldi diyorduk, iki ayı daha geride bıraktık bile. Bir baktık, bahar gelmiş. Geçtiğimiz iki ay, kadınların mücadelesi açısından oldukça yoğun geçti; 8 Mart ı her sene olduğu gibi bu sene de yoğun bir gündemle geride bıraktık. 8 Mart kapsamında kadın emeği ve istihdamı konusunda birçok etkinlik düzenlendi. Eylemlerde emeğimiz ve sosyal haklarımız konusunda sloganlar attık, dövizler taşıdık. Taleplerimizi yorulmadan dile getirmeye devam ediyoruz. Hükümetin kadınların istihdamına yönelik çalışmaları da bir yandan devam ediyor. Doğum iznine ve emekliliğe dair üzerinde çalışılan yeni düzenlemelerin yakın zaman içinde Bakanlar Kurulu na sunulacağı duyuruldu. Peki kadınlar olarak, takip ettiğimiz bu çalışmalar hakkında ne düşünüyoruz? Emeklilik yaşının çocuk sayısına göre düşürülmesi, kadınlar için esnek çalışma biçimlerinin ön pana çıkarılması gibi düzenlemeler ne ifade ediyor? Kadınlar olarak istihdama katılımın önündeki en önemli engellerden biri olan çocuk bakımının sosyal politika bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmeye devam ediyoruz. Sesimizi çoğaltmak ve yaygınlaştırmak için Kreş Haktır Platformu nu kurduk ve konuyla ilgili taleplerimizi başlattığımız kampanya kapsamında duyurmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz iki ay, KEİG üyesi örgütler için de oldukça yoğun geçti. Mart ayında Antalya da ve Diyarbakır da geniş katılımlı toplantılar düzenledik. VAKAD a yönelik kapatma davası ile hem öfkelendik hem de dayanışmamızı güçlendirdik. Denizli den, İzmir den, Ankara dan haber ve yazılarla üyelerimizin gündemini bültenimize taşımaya çalıştık. Görüş ve önerilerinize her zaman açığız. Eleştirilerinizi, katkılarınızı bekliyoruz. Bize ulaşmak için: web sitesi : www.keig.org e-posta : iletisim@keig.org : https://twitter.com/keig_platformu : https://www.facebook.com/keigplatformu Adres : Kamer Hatun Mah. Hamalbaşı Sok. 22/13 Beyoğlu / İSTANBUL Tel-Fax : 0212 251 58 50 Keig den haberler s.2 Sosyal politikalar ve bakım hizmetleri s.8 Söyleşi s.18

2 Bülten Nisan 2013 KEİG DEN HABERLER Toplantıda, bölgede 30 yıldır devam eden savaşın hem kadınlar hem de tüm toplum üzerindeki etkisi de tartışıldı. Diyarbakır'da Kayıtdışılık ve Ev Eksenli Çalışmayı Konuştuk KEİG Platformu üyelerinden Selis Kadın Danışmanlık Merkezi ve Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOKÜNGAD), 24-25 Mart'ta Diyarbakır'da Kadın İstihdamında Kayıtdışılık ve Ev Eksenli Çalışma" konulu toplantı düzenledi. Toplantıda, Diyarbakır'ın yanı sıra, Van, Mardin, Kızıltepe, Urfa, Nusaybin, Dersim, Bismil, Batman gibi bölgedeki il ve ilçelerden kadınlar yer aldı. Yaklaşık 45 kadının katılımıyla iki gün süren toplantıda; kayıtdışılık, ev içi emek ile yaşlı ve çocuk bakımının istihdama katılımın önünde engel oluşturması, özelikle tekstil sektöründe çok düşük ücretlerle kayıtdışı çalışmanın yaygın olması, anadil sorunu sebebiyle işe alımlarda ayrımcılık uygulanması, mesleki eğitimlerin yetersiz olması ve istihdam garantisi sağlamaması gibi tartışma konuları ön plana çıktı. Kayıtdışı çalışma oranlarının en yüksek olduğu illerin Diyarbakır ve Urfa olduğu belirtilirken, işte kalma garantisi olmadığı için yeşil kart ya da sosyal yardımlardan yararlanabilmek amacıyla kadınların güvencesiz ve ev eksenli çalışmayı tercih etmek zorunda kaldığı belirtildi. Toplantıda, bölgede 30 yıldır devam eden savaşın hem kadınlar hem de tüm toplum üzerindeki etkisi tartışıldı ve son dönemde barış sürecinin inşasına dair çalışmalarda kadınlar olarak yer alıp sosyal politikaları cinsiyet eşitliği temelinde etkilememiz gerektiği de konuşuldu. Toplantının ikinci gününde Marmara Üniverstesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berna Güler Müftüoğlu, "Kayıtdışı Çalışma ve Kadın Emeği" isimli sunumda kayıtdışılığın tarihini ve kadın emeğinin bu tarihsel süreçte nasıl konumlandığını anlattı. SES Diyarbakır Şube Başkanı Hülya Alökmen, Diyarbakır'da kayıtdışı çalışmaya ve sağlık sektöründeki dönüşüm ile çalışma koşullarına değindi. DOGÜNKAD'dan Meryem Öztürk ise Diyarbakır'da kadın istihdamı ve kayıtdışı çalışmaya dair güncel verileri aktardığı bir sunum yaptı. Sunumların ardından bir önceki günün konularını da içeren tartışmalar yürütüldü.

Nisan 2013 Bülten 3 KEİG DEN HABERLER VAKAD a Yönelik Davada Erteleme: Duruşma 17 Mayıs ta Petrol-iş Kadın Dergisi 10 Yaşında KEİG Platformu üyelerinden, Hem evde hem işte çalışan kadının dergisi Petrol- İş Kadın dergisi, 10 yılı geride bıraktı. Türkiye de bir sendika tarafından periyodik olarak çıkartılan ilk ve tek kadın dergisi olan Petrol-İş Kadın ın, 2 Mart ta Taksim de yapılan 10. yıl kutlamasına birçok kadın katıldı. Açılış konuşmasını yapan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, dergininin çıkış amacının sendikanın eve girmesini sağlamak olduğunu vurgulayarak, Bugün sendikanın tüzüğünü toplumsal cinsiyet bakış açısından düzenledik. Bunda derginin olmasının rolü büyük, dedi. Derginin editörlerinden Necla Akgökçe, Bugün kadın hareketi olmasaydı, onların birikimi olmasaydı dergi bu durumda olmazdı, diyerek destek veren herkese teşekkür etti. Konuşmaların ardından On Yıllık Yürüyüşümüz adlı slayt gösterisi düzenlendi. Programın devamında ise Yar. Doç. Dr. Betül Urhan Karanlık tablodan yansıyanlar: Petrol-İş Kadın Dergisi başlığında bir sunum yaptı. Forum düzenlendi ve programın sonunda Mare Kadın Sesleri Topluluğu müzik dinletisi yaptı. KEİG Platformu üyelerinden Van Kadın Derneği nin (VA- KAD) de aralarında bulunduğu 10 sivil toplum örgütüne PKK ile bağlantılı oldukları iddiasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan kapatma davasının ilk duruşması, 4 Nisan da Van 3. Asliye Huku Mahkemesi nde görüldü. Örgütlere, cevap dilekçesi sunmaları için zaman tanınırken bir sonraki duruşma tarihi 17 Mayıs olarak belirlendi. Duruşmada VAKAD ı 4 kadın avukat savundu. VAKAD Avukatı Müjde Tozbey Erden, söz konusu dosyanın polisin kanaati ve yönlendirmesiyle oluşturulduğunu, VAKAD ın deprem süresince idari makamların sorumluluk alması gereken konularda faaliyet gösterdiğini ve bunun idari makamların kadına yönelikle şiddetle mücadelede yetersizliğini ifşa ettiğini belirtti. Erden ayrıca, kapatma kararı istenen dernekler listesinde başlangıçta VAKAD ın isminin bulunmadığını, emniyette sonradan eklendiğini belirtti. Av. Müjde Tozbey Erden den sonra söz alan diğer derneklerin avukatları cevap dilekçelerini sunmak için süre talep ettiler. Ayrıca her derneğin faaliyet alanının farklı olduğunu, dolayısıyla her dernek için açılan kapatma davasının ayrı görülmesi gerektiğini belirterek, dosyaların ayrılmasını talep ettiler. Aralarında kadın ve LGBT örgütleri, sendikalar ve insan hakları örgütlerinden temsilcilerin olduğu 20 kurumdan yaklaşık 40 kişi davayı izlemek için mahkemeye geldi. Duruşma sonrasında VAKAD ı desteklemek amacıyla basın açıklaması yapıldı. Aralarında kadın ve LGBT örgütleri, sendikalar ve insan hakları örgütlerinden temsilcilerin olduğu 20 kurumdan yaklaşık 40 kişi davayı izlemek için mahkemeye geldi.

4 Bülten Nisan 2013 KEİG DEN HABERLER Yaşam Sahnesi nde Kadın-3 Sergisi Denizli de yapıldı Antalya'da Çalışma Yaşamında Kadınların Durumunu Konuştuk KEİG Platformu üyesi Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen Çalışma yaşamında kadın ve kreş konulu toplantı 17-18 Mart'ta Antalya da yapıldı. Toplantıda Antalya'da bulunan kadın örgütleri ve kadın gruplarından kadınlar ile Mersin, Adana, Kaş, Ankara, Isparta gibi çevredeki il ve ilçelerden kadınlar bir araya geldi. Mevsimlik tarım işçiliği, seracılık, çocuk bakımı, sosyal yardımlar, turizm sektörü, seks işçiliği gibi konular üzerine tartışma yürütüldü. Bölgedeki kadınların deneyimleri aktarılırken, birlikte nasıl yol alınabileceğine dair tartışma yürütüldü. Toplantının ikinci gününde, çeşitli kamu kurumlarından temsilciler ile sivil toplum örgütleri ve kadın örgütlerinden kadınların katıldı. Antalya Kadın Danışma Merkezi nden Gülser Öztunalı Kayır, "Çalışma koşullarında kadın ve kreş hizmetleri" isimli sunum yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan Emine Anadol toplumsal cinsiyete ilişkin, Ankara Üniversitesi'nden Öğretim Üyesi Nejla Kurul ise kadın emeği ve mesleki eğitimler konulu sunum yaptı. Sunumların ardından tartışma yürütüldü. KEİG Platformu üyelerinden Girişimci Kadınların Desteklenmesi Derneği/ GİKAD ın geleneksel hale gelen Yaşam Sahnesi nde Kadın sergisinin üçüncüsü 15-21 Mart tarihinde yapıldı. Açılış kurdelesini, meme kanserine dikkat çekmek amacıyla bu hastalıkla mücadele eden üç kadın yaptı. Sergiye, ürünleri ile GİKAD ın atölye grubundan yirmibeş kadın katıldı. Sergi şu ana başlıklar altında hazırlandı: Dokuzuncu yılında GİKAD, Hazırlanan ve iştirakçisi oldunan projeler, Kadına yönelik şiddet, Çocuk gelinler kampanyasına destek, Çocuk istismarını ve ihmalini önleme projesi, Atölye katılıcılarının hazırladığı ürünler, Kadın Müzesinin ilk adımları olarak nostalji köşesi. Sergiyi tekstil sektöründen, Pamukkale Üniversitesinden, çeşitli kadın gruplarından bini aşkın kişi ziyaret etti.

Nisan 2013 Bülten 5 GÜNDEMDE NELER VARDI? 1'inci Kadın EmeGi Çalıştayı Düzenlendi Kısa Kısa Kadın istihdamının arttırılmasına yönelik politikalar toz duman içerisinde ilerlerken bugünlerde çocuk sayısına göre emeklilik yaşının aşağı çekilmesi ve doğum izin sürelerinin uzatılmasına ilişkin yeni tasarılar gündemimizde yer aldı. Buna ilişkin ilk açıklamalar; 16 haftalık doğum izninin 24 haftaya çıkarılması, doğum iznine ayrılan kadının izin sürelerinin işverene yarattığı maliyetin devlet tarafından karşılanması, doğum sonrası 3 veya 6 yıl esnek çalışma imkanının verilmesi, çocuk yardımının arttırılması, kreş yardımı, çocuk sayısına göre kadınlar için erken emeklilik, babalara da doğum izni gibi kapsamlı bir değişikliğin gerçekleştirileceği yönünde oldu. Bilindiği gibi, kadın istihdamının artırılması bugün öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Kadın istihdamına yönelik politikalar ise esnek işler üzerinden kurgulanıyor. Politikaların bu yönde seyrinde, gerek kadınların potansiyel, değerlendirilmemiş ucuz işgücü olarak görülmeleri gerekse de sosyal politikanın ikame edileceği bir alan olarak konumlandırılmaları belirleyici oluyor. Bakım hizmetlerinin kadınlar tarafından karşılanmasının sürekliliğine en uygun model olarak esnek istihdam karşımıza çıkıyor. Nitekim yeni düzenlemelerin bir ayağını da esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması ve yasal güvenceye kazandırılması oluşturuyor. Sendikal Güç Birliği Platformu Kadın Koordinasyonu, 9 Mart Cumartesi günü 1. Kadın Emeği Çalıştayı'nı düzenledi. Belediye-İş Sendikası'nda düzenlenen çalıştay, "Emek Piyasalarında Neoliberal Dönüşüm ve Kadın", "Sosyal Politikalarda ve Sendikalarda Kadın" ve "Kadınlar Direniyor" başlıkları altında üç oturum şeklinde gerçekleşti. Açılışta, Selgin Zırhlı Kaplan ve Tülin Çelik, Sendikal Güç Birliği Kadın Koordinasyonu ve yaptığı çalışmalar hakkında sunum yaptı. Platformun, Türk-İş'e bağlı 10 muhalif sendika tarafından oluşturulduğunu söyleyen Kaplan, Türkiye'de bu tür birliklerin sadece seçim odaklı olduğunu, ancak SGBP'nin bu amaçla kurulmadığını kaydetti. Tülin Çelik de Sendikal Güç Birliği Platformu Kadın Koordinasyonu'nun yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. İlk iki oturumda, emek piyasalarında neoliberal dönüşüm ve sendikalarda kadın temsiliyeti üzerine sunumlar yapıldı ve tartışma yürütüldü. Kadınlar Direniyor başlıklı son oturumda ise, İSMACO, DHL, Teknopark gibi direnişlerde yer alan kadınlar deneyimlerini anlattı. Kadın İstihdamına Yönelik Politikalar Nereye Gidiyor? Öte yandan kadın istihdamının arttırılmasına yönelik politikalar kapsamında sunulan bu düzenleme arayışları ise Türkiye nin uluslararası alandaki demografik avantajının korunmasına yönelik çabalar olarak görülüyor. Bugüne değin istihdam politikaları açısından ucuz emek gücüne yaslanarak bir büyüme trendi yakalayan Türkiye ekonomisinde genç nüfus önemli bir avantaj olarak değerlendiriliyor. Bu düzenlemelerle de kadın istihdamındaki olası artışların nüfus artışı üzerinde yaratacağı olumsuz etkinin giderilmesi hedefleniyor. Ailenin yeniden ve yeniden üretileceği, anneliğin, doğurganlığın tekrar ve tekrar kutsanacağı günler bizleri bekliyor

6 Bülten Nisan 2013 GÜNDEMDE NELER VARDI? ÜcretSiz, Ulaşılabilir, Güvenli, 7/24 Açık Kreş İstiyoruz! Kreş Haktır Platformu, başlattığı kampanyaya yönelik basın toplantısını 11 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Beyoğlu nda Aynalı Geçit te düzenledi. Platform çatısında bir araya gelen kadınlar ve kurum temsilcileri, "Çocuk bakımı sadece kadınların değil, ekeklerin de sorumluluğudur" ve "çocukların yaşadığı her yerde, her çocuğa uygun kreş!" dedi. Basının ve platform üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Kreş Haktır Platformu'nun çalışmaları anlatıldı, kampanyayı yaygınlaştırmak üzere oluşturulan afiş, broşür ve spot film tanıtıldı. "Yaşamın her alanında eşitlik, bakım hizmetlerinde ortak sorumluluk," sloganıyla kampanyayı başlatan Platform adına açıklamayı, Kadınlarla Dayanışma Vakfı'ndan Serap Güre, Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu'ndan Nihal Şirin Pınarcıoğlu, DİSK Kadın Komisyonu'ndan Bilge Çoban ve KESK Kadın Meclisi'nden Leyla Koç Üzüm yaptı. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu'nun 14 ilde düzenle-

Nisan 2013 Bülten 7 Kadınlar Çocuk bakımı sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğudur dedi. Platformun talepleri oluşturmak açısından kadınlar tarafından örgütlendiği ifade edilirken; erkekleri de platforma katmak yönünde çalışmaların devam edeceği, kreşin sosyal politika bağlamında bir hak olarak her ebeveynin talebi olması gerektiği belirtildi. diği atölyelerin kadın örgütlerinden, emek, meslek, hak örgütlerinden, sendikalardan kadınların katılımyla yapıldığını ve bu çalışmalar sonucunda Kreş Haktır Platformu'nun oluştuğunu anlatan Serap Güre, çalışmaları tanıtmak amacıyla bu toplantının düzenlendiğini; çalışmaların devam edeceğini belirtti. Adana, Antalya, Ankara, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin, Trabzon, Urfa, Van olmak üzere 14 ilde yapılan kreş atölyelerinde tartışmalar yürütüldüğünü anlatan N. Şirin Pınarcıoğlu, bu illerde kreşlerin durumuna yönelik ilgili kurumlarla görüşerek elde edilen verileri açıkladı. Ardından açıklamaya devam eden Bilge Çoban, kreş ve yuva ücretlerinin çeşitlilik gösterdiğini belirterek, "Metropoller dışındaki kentlerde ortalama 400-500 TL civarında seyrediyor, metropollerde ise bu rakam 700-800 TL ye ulaşıyor ve asgari ücretin 780 TL olduğu düşünüldüğünde hizmete erişimin önündeki en önemli engeli oluşturuyor." dedi. Çoban ayrıca, atölyeler sonucunda toplanan, kadınların çocuk bakımına dair deneyimlerinden örnekler okudu. İllerde yürütülen çalışmalar sonucunda toplanan bilgiler ve ortaya çıkan talepler ile imza metnini oluşturan kadınlar, Kreş Haktır Platformu adı altında bir araya gelerek kampanya başlatma kararını aldıklarını dile getirdi. Kampanyanın taleplerini içeren broşür metnini Leyla Koç Üzüm anlattı. Kadınların nasıl bir kreş istediğine yönelik talepler şu şekilde sıralandı: Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve her türlü ayrımcılığa karşı; ücretsiz, ulaşılabilir, güvenli, 7/24 açık; mahalle, işyeri, Organize Sanayi bölgesi (OSB) gibi çeşitli modelleri olan ve düzenlenmesi devlet tarafından üstlenilen kreşler. Sayı:3 / Nisan 2013 Aylık KEİG İletişim Bülteni Çocukların gittikleri kreşlerde anadillerinde eğitim alabilmesi talepler arasında bulunurken; bu talebe yönelik olarak kampanya afişlerinin Arapça, Ermenice, Fransızca, Hemşince, İngilizce, Kurmanci, Rusça, Türkçe ve Zazaca olmak üzere 9 dilde basıldığı belirtildi. Kampanyanın spot filminde, broşürde detaylarıyla anlatılan talepler yer aldı. Filmde, kadınlar ve erkeklerin üzerine yüklenen toplumsal cinsiyet rollerinin tersine çevrildiği belirtildi. Çocuk bakımının sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğu olduğu vurgulandı. Platformun talepleri oluşturmak açısından kadınlar tarafından örgütlendiği ifade edilirken; erkekleri de platforma katmak yönünde çalışmaların devam edeceği, kreşin sosyal politika bağlamında bir hak olarak her ebeveynin talebi olması gerektiği belirtildi. Öğleden sonra ise, KEİG Platformu tarafından düzenlenen "Sosyal Politikalar, Bakım Emeği ve Kreşler" başlıklı panel gerçekleşti. Kadınlar bu panelde bakım yüküne ve çocuk bakımına yönelik tartışma yürüttü. Kadın örgütlerinin proje kapsamında ya da kooperatifler yoluyla açtığı kreş deneyimleri üzerine konuşuldu. Sahibi: Kadınlarla Dayanışma Vakfı adına Begüm Acar Sorumlu Müdür ve Yazı İşleri Müdürü: Begüm Acar Yayına Hazırlayanlar: Nihal Şirin Pınarcıoğlu, Serap Güre, Nevra Akdemir, Begüm Acar Bu Sayıya Katkıda Bulunanlar: Begüm Ceylan Yıldız, Huriye Özkan, Müzeyyen Becene, İdil Soyseçkin, Nuryay Ergüneş, Haşime Akbakın, Nilüfer Akgün, Çiçek Tahaoğlu İletişim Adresi: Kamer Hatun Mah. Hamalbaşı Sok. 22/13 Beyoğlu istanbul 0212 251 58 50 iletisim@keig.org Grafik Tasarım: Tekin Zengin Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler / İstanbul Tel: (212) 454 30 00 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Bu bültende yayımlanan yazı ve fotoğraflar sahibinden izinsiz kullanılamaz. KEİG Bülten e katkıda bulunan İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı na (Swedish International Development Cooperation Agency-SIDA) teşekkür ederiz.

8 Bülten Nisan 2013 SOSYAL POLİTİKALAR ve BAKIM HİZMETLERİ Çocuk bakımı sadece kadınların değil erkeklerin de sorumluluğudur! Erken Çocukluk Bakım ve EGitimi Kreş ve gündüz bakımevi, yaşlı, hasta, engelli bakım merkezleri kadınların hem toplumsal hayatın her alanına hem de istihdama katılımı için en önemli gereklilikler arasında. KEİG Platformu'nun gerçekleştirdiği Genelgenin Ardından İstihdamda Kadının Durumu Araştırması sonrasında Platformun yer aldığı illerde bakım hizmetleri (özellikle de erken çocukluk bakım ve eğitimi) üzerine bir çalışma yürütme ihtiyacı bir kez daha ortaya çıktı. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak kadınlar, kadın örgütleri, meslek örgütlerinden kadınlar, sendikalı kadınlar olarak bir araya geldiğimiz atölye çalışmaları yaptık, çocuk bakımını kadınların sorumluluğunda gören toplumsal algının yaşamlarımızda yol açtığı sorunları, hizmete erişimdeki zorluklarımızı konuştuk, nasıl bir çocuk bakım hizmeti istediğimizi hep birlikte belirledik. İlgili kurumlarla görüşerek illerin kreş verilerine ulaşmaya çalıştık. Atölye çalışmaları ve kurumlarla görüşmeler 14 ilde (Adana, Antalya, Ankara, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin, Trabzon, Urfa, Van) gerçekleşti. Topladığımız bilgileri ve atölye çalışmaları sonuçlarını bir havuzda topladık. İllerde yürüttüğümüz atölye çalışmalarında bir araya gelen tüm kadınlar, kadın örgütleri, LGBT örgütleri, meslek örgütlerinden kadınlar, sendikalı kadınlar olarak bir "kreş kampanyası" örgütlemeye karar verdik ve Kreş Haktır Platformu nu kurduk. Bu kampanyayı örgütleyenler olarak yaşamın her alanında eşitlik, çocuk bakımında ortak sorumluluk diyor ve çocukların yaşadığı her yerde, her çocuğa uygun kreş istiyoruz... Gündemde Neler Vardı bölümünde Kreş Haktır Platformu nun düzenlediği basın açıklamasının haberini okudunuz. Platformun hazırladığı broşür metni ve afişi de sizlerle paylaşmak isteriz... Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası standartlara uygun olmalı, var olan iktidara göre kreş politikaları şekillenmemelidir.

Nisan 2013 Bülten 9 Tüm kreş modellerine yönelik düzenlemeler, devlet tarafından üstlenilmelidir. YAŞAMIN HER ALANINDA EŞİTLİK, BAKIM HİZMETLERİNDE ORTAK SORUMLULUK! 1 Çocuk bakımı sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğudur! Kadınlar ve erkekler arasında var olan cinsiyet eşitsizliği nedeniyle her türlü bakım yükünün (çocuk, engelli, yaşlı, hasta bakımı) ev içinde ve ücretsiz olarak kadınlar tarafından karşılanması bekleniyor. Oysa bakım yüklerinin kadın-erkek ayrımı olmadan ev içinde ve dışında eşit olarak paylaşılması gerekir. Diğer yandan bakım hizmetleri, kamusal bir hizmet olarak devlet tarafından düzenlenmelidir. Bu noktada, çocuk bakımı da sadece kadınların sorumluluğunda görülemez, ebeveynlerin ortak sorumluluğudur. Çocuk bakım ve eğitim hizmeti veren kreş, gündüz bakımevi gibi kurumlarla ilgili düzenlemeler devlet tarafından üstlenilmelidir. Peki, nasıl bir kreş istiyoruz? Çocuk bakım hizmetinin bir hak olmasından hareketle 14 ilde birçok kadın, kadın örgütü, sendika ve meslek örgütlerindeki kadın yapıları olarak çocuk bakımının nasıl olması ve kim(ler) tarafından karşılanması gerektiğini tartışmak üzere atölye çalışmaları yürüttük, ortak sözümüzü oluşturduk. Çocukların yaşadığı her yerde, her çocuğa uygun kreş! Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve her türlü ayrımcılığa karşı Kreşlerde verilen eğitimler, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, dinsel, sınıfsal, etnik ayrımcılık gibi her türlü ayrımcılığa karşı olmalıdır. Çalışanlar ve öğrencilere karşı da bu ayrımcılıklar yapılmamalıdır. Çocuk bakım hizmeti, toplumsal cinsiyet rollerini aşındıracak şekilde verilmelidir. Bakım hizmetini hem kadın, hem erkek çalışanlar vermelidir. Çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalıdır. Ücretsiz, ulaşılabilir, güvenli, 7/24 açık Kreş hizmeti, bir sosyal hak olarak ücretsiz şekilde verilmelidir. Çocuklara verilen bakımın ve eğitimin kalitesini, ebeveynlerin gelir düzeyleri arasındaki farklar ve eşitsizlik etkilememelidir. Aynı şekilde, kreşler kırda, kentte, köyde vs. yaşama ayrımı olmadan her çocuğun ulaşabileceği yerlerde yapılmalıdır. Ulaşım zorlukları çocukların kreşe gitmesini engellememelidir, gerekli önlem alınmalıdır. Kreşler, çocukların sağlığını ve can güvenliğini gözetmelidir. Kreşler, vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır. Özellikle ebeveynin evde ya da dışarıda tam gün çalıştığı bir düzende, kreş hizmeti vermenin yanı sıra, 4+4+4 sistemi nedeniyle yarım gün okula giden ilköğretim öğrencilerinin gün içinde ders çalışıp, sosyalleşebilecekleri merkezlerinde oluşturulması gerekmektedir. Mahalle, İşyeri, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi çeşitli modelleri olan Ebeveynlerin ihtiyaçlarına göre çocuk bakım hizmeti çeşitleri değişebilir. Bu sebeple, mahalle kreşleri, işyeri kreşleri, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi çeşitli kreş modelleri var olmalı, çocuklarını nasıl bir kreşe gönderecekle- [1] Kreş Haktır Platformu broşür metni.

10 Bülten Nisan 2013 SOSYAL POLİTİKALAR ve BAKIM HİZMETLERİ rinin tercihi ebeveyne bırakılmalıdır. Bu şekilde, her ebeveyn ev içinde/dışında ve ücretli/ücretsiz çalışma durumundan bağımsız olarak bu hizmetten yararlanabilecektir. Böylelikle çocuk bakım yükü, kadınların toplumsal yaşamın her alanına katılabilmesi ve özgürleşebilmesinin önünde bir engel olmaktan çıkabilir. Kreş hizmeti, sadece dışarıda kayıtlı çalışanların sayısal verisi ile değil ev içi ve ev eksenli çalışan ebeveynlerin çocuklarını da kapsayacak biçimde sağlanmalıdır. Ebeveynlerin dışarıda çalıştığı durumda, çalışma düzeneğine (vardiya sistemi, yarı zamanlı, vb.) uygun olarak ve kadrolu ya da sözleşmeli olarak çalışması gözetilmeden işyerinde bakım hizmeti olanağından yararlanmalıdır. Düzenlenmesi devlet tarafından üstlenilen Tüm kreş modellerine yönelik düzenlemeler, devlet tarafından üstlenilmelidir. Kreşler kamu, işveren, yerel yönetimler ve kooperatifler tarafından açılabilir; ancak ilgili tüm yasal ve idari düzenlemeler devlet tarafından belirlenmeli ve yürütülmelidir. Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası standartlara uygun olmalı, var olan iktidara göre kreş politikaları şekillenmemelidir. Yerel yönetimlerin ve kooperatiflerin kreş açması için gerekli yasal değişiklikler yapılmalıdır. İşyerlerinde emzirme odası ve çocuk bakım hizmeti verilmesi zorunluluğu kadın çalışan sayısı üzerinden değil, toplam çalışan sayısı üzerinden uygulanmalıdır. İşverenlerin kreş ve emzirme odası açma yükümlülüğünü yerine getirip getirmedikleri sıkı bir şekilde denetlenmeli, bu yükümlülüğe uymayanlara yaptırımı yüksek cezalar uygulanmalıdır. Eşdeğer nitelikte ve denetlenebilir Kreşlerde verilen bakım ve eğitim hizmeti belli bir standartta olmalıdır. Verilen hizmet, bölgeden bölgeye, ilden ile, mahalleden mahalleye değişmemelidir. Ancak, her yerin kendi koşulları verilen bakım ve eğitim hizmetinde esas alınmalıdır. Bu noktada, kreşlerin çocukların kültürel aidiyetlerine, ana diline ve sosyo-ekonomik koşullarına yönelik ayrımcılık içermemesi gerekmektedir. Kreşler çocukların gelişimini sağlayacak (beslenme, materyal, oyuncak) donanımda olmalıdır. Ayrıca kreşler, engelli çocukların ihtiyaçları göz ardı edilmeden düzenlenmelidir. Özel bakım gerektiren hastalığı bulunan çocuklar için de gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kreşlerin denetimi, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ne bağlı çalışan sosyal çalışmacı ve uzmanlar ile STK lar ve ebeveynlerin de içinde bulunacağı bir kurul tarafından belli sürelerle yapılmalıdır. Standart eğitim müfredatı internet üzerinden herkese açık olmalıdır. Böylece ebeveynler, çocuklarının gelişimini ve kreşlerin söz konusu faaliyetleri yerine getirip getirmediklerini takip edebilirler. Kreş hizmeti, sadece dışarıda kayıtlı çalışanların sayısal verisi ile değil ev içi ve ev eksenli çalışan ebeveynlerin çocuklarını da kapsayacak biçimde sağlanmalıdır. Kreşler, vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır.

Nisan 2013 Bülten 11

12 Bülten Nisan 2013 NELER YAPIYORUZ? KEİG den yeni yayın: İstihdamda Kadına Yönelik Ayrımcılık Atölye Notları 8-9 Aralık 2012 de İstanbul da platform üyeleri, sendika temsilcileri, öğretim üyeleri, çeşitli baroların kadın komisyonlarında ve platform üyelerimizle çalışan avukatların katılımıyla istihdamda kadına yönelik ayrımcılık konusunda Dava Takip Semineri gerçekleştirdik. Seminerde yer alan konular üzerinden İstihdamda Kadına Yönelik Ayrımcılık Atölye Notları kitapçığı hazırladık. İstihdamda kadınların yaşadığı ayrımcılığın yasal boyutu hakkında herkesin kolayca erişebileceği bir kaynak olmasını arzuladığımız kitapçığımızın içeriğinde neler varmış bir bakalım. Kitapçıktaki ilk yazı, İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım tarafından kaleme alınan Uluslararası Antlaşmaların İç Hukuktaki Yeri. Bu metinde Anayasa madde 90/5 ile düzenlenen uluslararası antlaşmaların iç hukuktaki yeri mercek altına alınıyor. Bu kapsamda istihdam ve kadın hakları konusundaki uluslararası antlaşmaların metinlerine, komite görüşlerine ve uluslararası mahkeme kararlarının iç hukuktaki yeri ve nasıl kullanılabileceklerine dair bilgiler yer alıyor. En sonunda da kadınların istihdamına yönelik uluslararası antlaşmalardan öne çıkanların bir Bir iş ilanında en az 1.70 boy istenmesinin, kadınlara yönelik dolaylı ayrımcılık olduğunu biliyor muydunuz? listesi bulunuyor. Ardından Av. Deniz Bayram, Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik İlkesi ni ele alıyor. Türkiye nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerde ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesinin çerçevesi ve Türkiye'deki yasal çerçeve üzerine olan bu metin, ayrıca farklı ayrımcılık tanımlarıyla kadınların istihdamda yaşadığı ayrımcılığı daha iyi tanımlamamız konusunda da yol gösteriyor. Mesela bir iş ilanında en az 1.70 boy istenmesinin, kadınlara yönelik dolaylı ayrımcılık olduğunu biliyor muydunuz? Bayram'ın seminerde gerçekleştirdiği sunumdan derlenen bu metin, Türkiye'de ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi konusunda yapılması gereken değişikliklere dair bir fikir verdiği gibi, aynı zamanda genelde fark edilmesi ve kanıtlanması sorunlu gözüken ve en sık yaşanan dolaylı ayrımcığın nasıl fark edilebileceği ve kanıtlanabileceğine dair de avukatlara öneriler sunmakta. Ayrımcılık yasağının hemen ardından, Bilgi Üniversitesi nden Doç Dr. Kübra Doğan Yenisey, İş Hukukunda Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık Yasağı başlıklı yazısıyla istihdamda kadınların yaşadığı ayrımcılığa daha ayrıntılı bir şekilde değiniyor. Özellikle İş Kanunu madde 5 "Eşit Davranma İlkesi"nin incelendiği yazıda, maddenin kapsamı, istihdamdaki kadınlar için önemi ele alınmakta. İş başvurularında erkek aday aranıyor olması, sırf kadın olduğu için kişinin işe alınmaması, hamile olduğu için işe alınmaması ya da yükseltilmemesi ya da işten çıkarılması ve işe döndüğünde daha az ücret ya da daha düşük kademeli iş teklif edilmesi gibi durumların hepsinin İş Kanunu madde 5 kapsamına girdiği hatırlatılırken, aynı zamanda bir

Nisan 2013 Bülten 13 iş yerinde kadınların genel olarak daha alt kademede çalıştırılması ya da iş kolundaki erkeklere nazaran daha az ücret alıyor olmalarının da aynı kapsamda olduğu belirtiliyor. Yazıda, son örneklerdeki gibi ispatlanması zor durumlarda ispatın nasıl yapılabileceğine dair önemli yöntem önerisinde de bulunuluyor ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 219 ve 220'nın bu gibi durumlarda nasıl kullanabileceğine dair açıklamaya da yer veriliyor. Hemen ardından kadınların istihdamda uğradığı ayrımcılık açısından Türkiye iç hukukunda sorunlu görünen bazı düzenlemeler ele alınıyor. Bu yazıda bazı olumlu düzenlemeler olsa da aslında tüm iç mevzuatın kadın erkek fırsat eşitliği perspektifinde elden geçmesi gerektiği önemli bir nokta olarak duruyor. Bu metinde, bir firma ya da fabrika ile bir aracı üzerinden anlaşıp evde parça başına iş yapan kadınların düşük ücretlerle sigortasız çalışıyor olmasının nedeninin, Borçlar Kanunu madde 461 ile başlayan "Evde Hizmet Sözleşmesi" düzenlemesi olduğunu görüyoruz. Benzer bir şekilde eşinin iş yerinde ücretsiz çalışan kadının sigortasız olmasının da nedeninin yasal çerçeve ile bağlantılı olduğunu öğreniyoruz. Bunlara ek olarak, memurlara dair yönetmeliklerdeki "iffet" kavramı gibi birçok cinsiyetçi bakışın yasalarda yer aldığını bu yazıyla tekrar hatırlatıyoruz. Kitapçıkta yer alan bir başka yazıda da, kadının insan hakları sözleşmesi diye tabir edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) tanıtılıyor. CEDAW ın, sadece hakların sıralandığı bir sözleşme değil aynı zamanda etkili bir uluslararası mekanizmaya da sahip olduğu hatırlatılıyor. CEDAW Sözleşmesi'nin kadınların her alanda yaşadığı ayrımcılıkla ilgili olduğu için cinsiyet temelli ayrımcılık konusunda daha geniş bir tanım ve daha politik bir duruşa sahip olduğu, Sözleşme'nin maddeleri üzerinden açıklanıyor. Kadınların istihdamda yaşadığı ayrımcılık konusunda adalete ulaşımdaki imkan ve sorunları Av. Habibe Yılmaz Kayar kaleme alıyor. Bu yazıda istihdamda ayrımcılık ile karşılaşan kişilere nasıl bir yol izleyebileceklerine dair bilgiler verilirken, karşılaşılabilecek sorunlara dair geçici çözüm önerilerine de yer veriliyor. Kitapçıktaki son yazımız, Genel- İş Sendikası avukatlarından Av. İnciser Alptekin tarafından örnek Yargıtay kararlarının incelendiği yazı. Av. Alptekin sendikal mücadele üzerinden Yargıtay'a taşıdığı bazı kararları değerlendirerek bize Yargıtay'ın bakış açısında dair ip uçları veriyor. Kitapçığımızın en sonunda Türkiye'den CEDAW'a taşınan bir iş davasının Komite kararı kısmı bulunuyor. Gülay Arslan Öncü tarafından Türkçe ye çevrilen başvuru, CEDAW'ın konuya dair bakış açısını görmek açısından önem taşıyor. Türkiye'nin, başvurucunun iddia ettiği tüm maddelerde ihlalinin bulunduğuna karar veren Komite'nin toplumsal cinsiyet kalıplarının ortadan kaldırılması konusunda devletin sorumluluğu olduğunu belirtmesi, İş Kanunu madde 5'in uygulanmasının sağlanması gibi görüşleri tam da bu konuda mücadele eden bizlerin talep ettiği dönüşümü gerçekleştirmede etkili olacak bir mekanizma olarak CEDAW'ı karşımıza çıkarıyor. Son olarak, İstihdamda Kadına Yönelik Ayrımcılık Atölye Notları kitapçığımıza web sitemizde KEİG yayınları başlığı altından erişebileceğinizi; kitapçığa ulaşmak isterseniz de bizimle iletişime geçebileceğinizi hatırlatalım. Bu çalışmada katkı sunan, emeğini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederiz. İstihdamda Kadına Yönelik Ayrımcılık Atölye Notları kitapçığımıza web sitemizde KEİG yayınları başlığı altından erişebileceğinizi; kitapçığa ulaşmak isterseniz de bizimle iletişime geçebileceğinizi hatırlatalım.

14 Bülten Nisan 2013 NELER YAPIYORUZ? 60 kapasiteli anaokulumuz şu an 60 çocuk ile yoluna devam ediyor. İki senedir çok iyi oturmuş bir öğretmen ve diğer işlerde çalışan elaman kadrosu var. Mamak ta bir Çiçek Anaokulu Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği/KEİD, 2005 yılından beri Mamak ta faaliyet gösteriyor. Kadınlar İçin Kadınlar Projesi nin çıktısı olarak kurulan derneğimiz o zamandan beri yürüttüğü anaokulu ile de Mamak ta yaşayan kadınlara destek olmaya çalışıyor. Kadınlar İçin Kadınlar Projesi kadınların taleplerinin ve de Mamak çevresindeki iş piyasasının ihtiyaçlarının analiz edilmesinden sonra bu analizin sonuçlarına göre düzenlediği meslek edindirme kursları ile 500 den fazla kadının mesleki beceri kazanmasına aracılık etti. Bu süre zarfında kadınların eğitimlere katılabilmesi için çocuklarının bakım sorununun çözülmesi gerekliliği ortaya çıktı. Bunun için Projenin desteği ile Mamak Çiçek Anaokulu kuruldu. Anaokulunun mekanı dört daire altı büyüklüğünde ancak köhne bir depo halindeyken o dönem Proje de çalışan ya da çalışmayıp projenin önemine inanan birçok insanın büyük emeğiyle hale yola konuldu ve çeşitli yardımlarla da içi çocuklar için uygun hale getirilmeye çalışıldı. Aslında Projenin içinde böyle bir bütçe yokken birçok kalemden kısılarak artırılan parayla kurulan anaokulumuz ilk yıllarını bir hayli eksiklik içinde geçirmiş olsa da Proje süresince eğitime katılan kadınların çocuklarına ücretsiz bakılılması, böylece eğitim alırken sıkıntıya düşmemelerini yine de sağlayabildi. Eğitimlerin sonunda 140 kadın işe yerleştirildi ve Proje devam ettiği sürece de çocuklarının bakımının ücretsiz karşılanması kesintiye uğramadı. Proje bitiminde cüzi bir ücret belirlenerek anaokulunun yaşaması sağlanırken, işe giren kadınların da maaşlarının küçük bir kısmını ayırarak çocuk bakımı hizmetinden fayladalanmaya devam etmeleri mümkün oldu. Derneğimizin daha sonra yü-

Nisan 2013 Bülten 15 rüttüğü Aile İçi Şiddetle Mücadele (DOVE) Projesi kapsamında ise bu defa Anaokulunun imkanları geliştirilmeye çalışıldı. Birtakım borçların altına girilerek Anaokulu -neredeyse- baştan aşağı değiştirildi. DOVE Projesi kadın sığınaklarında çalışılan bir proje olmuştur. Koruyucu-önleyici, sığınakta verilen ve de sığınak sonrası hizmetleri kapsayan bir model oluşturmayı hedefleyen DOVE, sığınaklardan çıkan kadınların kendi ayaklarının üstünde durmasını desteklemek için de özel çaba harcamıştır. Birlikte çalıştığımız sığınakların uzman personelinin, evine dönmeyip kendi hayatını kurmak isteyen kadınları derneğimize yönlendirmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Mamak çevresinde ev tutmalarına ve iş bulmalarına yardımcı olabilmek ancak bu şekilde mümkün hale gelecektir. Kadınlar iş bulup, kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını idame ettirebilecek duruma gelinceye kadar da çocuklarına anaokulumuzda ücretsiz bakılmıştır. 60 kapasiteli anaokulumuz şu an 60 çocuk ile yoluna devam ediyor. İki senedir çok iyi oturmuş bir öğretmen ve diğer işlerde çalışan elaman kadrosu var. Okula başlama yaşı erkene çekildiği için 2-5 yaş arası çocuklara bakılıyor. Farklı yaş gruplarından oluşan üç sınıfı bulunuyor. Her sınıfında bir öğretmen ve de yardımcısı çalışıyor. Öğretmenlerimizin hepsi liselerin çocuk gelişimi bölümü mezunu. Yardımcı olarak çalışanlar ise derneğimizin açtığı Çocuk Bakıcılığı kursunu tamamlamış, sertifikalı kadınlar. Ayrıca staj yapan öğrenciler de sınıflardaki öğretmenlere destek oluyor. Öğretmenlerden aşçımıza, temizlik elemanından müdüre ve şoföre tüm çalışanlar sigortalı. Kâr amacı gütmeyen bir yapı olmak, çocuk ve kadın odaklı bir yürütmeyi mümkün kılıyor. Bu ortam, çalışanların da anaokulunu ve Derneğimizin yapmaya çalıştıklarını sahiplenmesini kolaylaştırıyor. Anaokulumuzun ücreti piyasanın altında. Sabit bir fiyat belirlenmiş olsa da durumu sıkıntılı olan, özellikle de yalnız annelerin çocuklarına çok daha düşük ücretle bakılıyor. Ayrıca ücretsiz bakılan çocuklar da mevcut. Yukarıdakileri -di li geçmiş zamanla yazsam da ben DOVE projesi ile katıldım Derneğe. Yani yoktan var edilen anaokulunun o zamanki sıkıntılarına tanık olmadım. Ama şanslıyım ki büyümesini ve güzelleşmesini izleyebildim. En umutsuz anlarında benim kapatalım gitsin düşünceme, anaokulunun kuruluşunda ve sonrasında çok büyük emek, zaman ve umut harcayan Zuhal Tataroğlu ve Solmaz Kantar biraz daha diye diretmeselerdi şimdi böyle başarılı bir yerden bahsetmek mümkün olamayacaktı. Beni utandırdılar ama bundan bir şikayetim yok. Tüm bu anlattıklarımın kahramanı ise kendisi ufak tefek ama gücü kuvveti ve sıcaklığıyla dağları taşları dize getirebilecek Solmaz Kantar... Anaokulunun sorunsuz bir şekilde yürümesi, ilk zamanların 10 çocuklu bir anaokulunun 60 çocuklu ve dolayısıyla çok beğenilen bir anaokuluna dönüşmesi onun inanılmaz çabası ve inancı sayesinde olmuştur. Bu yazı ona teşekür yazısı biraz da... Varlığına ve emeğine hayranlıkla... KEİD den İdil Soyseçkin, Ankara kadınların taleplerinin ve Mamak çevresindeki iş piyasasının ihtiyaçlarının analiz edilmesinden sonra bu analizin sonuçlarına göre düzenlediği meslek edindirme kursları ile 500 den fazla kadının mesleki beceri kazanmasına aracılık etti.

16 Bülten Nisan 2013 NELER YAPIYORUZ? 101 cesur kadın yaşanmış gerçek hikayelerini yazarak tüm kadınlarla paylaştılar. BEKEV den kitap: 101 Kadın 101 Yaşam Hikayesi BEKEV Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Derneği nin 101 kadın 101 yaşam hikayesi adlı kitabı yayımlandı. Kadınlar kendileriyle yüzleşemedikleri, kimseyle paylaşamadıkları ve ömür boyu sırtlarında yük olarak taşıdıkları, geçmişte yaşadıkları anılarını yazdılar. Bu aynı zamanda kadınların ben de yapabildim, ben de yazdım, diyerek özgüven kazanmalarını sağlamaya yönelikti. Öyle de oldu. Esas sorun anılarıyla gerçeleşebilecek 101 kadını bulmaktı. Kimileri teşhir olmaktan, tanınmaktan korktu, kimileri eşlerinden çevrelerinden çekindi, kimileri yüzleşmek istemedi, kimeleri nerden, nasıl başlayacağını bilemediği için yazmadı. 101 cesur kadın yaşanmış gerçek hikayelerini yazarak tüm kadınlarla paylaştılar. Bu kadınların bazıları okuma-yazma bilmiyorlardı. Bazı kadınlar anlattı biz kaleme aldık. Zarf içinde aldığımız bu anıları, Kadın Yazarlar Derneği / KYD nin yardımıyla düzenledik. Kitabımızı 8 mart'a yetiştirmek istiyorduk ve zamanımız çok dardı. Yoğun bir çalışma içinde birebir kadınlarla görüşerek onlara projemizi anlattık. Ne yapmak istiyorduk, neyi amaçlamıştık, sonuç bize ne kazandıracaktı... Bunları konuştuk; sadece acılarımızı, sıkıntılarımızı değil aynı zamanda başarılarımızı da paylaşmalıydık. Bu anıların birçok kadına ders ve örnek olacağını düşünüyorduk. 101 kadın 101 yaşam hikayesi, 5 Mart 2013 te yapılan bir toplantıyla kadınlarla buluştu. Kitabı eline alan kadınlar, özellikle yazan kadınların yüzlerindeki heyecanı ve gözlerindeki parıltıyı görmek gerekirdi. Kitabın sayfalarında kendisini bulan kadınların birçoğu gözyaşlarını tutamadılar. Bu, yaşadıkları acıları tekrar yaşamaktan çok gurur ve başarmanın gözyaşlarıydı. Yazan yazmayan birçok kadın kitabı bir solukta okudu. Görüştüğümüz kadınların hepsi çok etkilendiklerini söylediler. 101 Kadın 101 Yaşam hikayesi kitabımıza yoğun bir ilgi var, oldukça ses getirdi. Ayrıca örnek bir çalışma olarak gösteriliyor. Kitabımızı tüm kadın örgütlerine ulaştırmayı düşünüyoruz. Kitabımızın yayımlanmasında emeği geçen KYD'ne basım masrafını üstlenen Fredirch Ebert Stiftung Derneği İstanbul temsilciliğine sonsuz teşekkür ederiz. Bu kitabın tüm kadınlara ışık olması dileğiyle... 101 Kadın 101 Yaşam Hikayesi kitabımız BEKEV dışında herhangi bir yerde bulunmamaktadır. Temin etmek isteyen arkadaşlar BEKEV in internet sitesinden veya hasimebekev@hotmail.com adresinden ulaşabilirler. BEKEV den Haşime Akbakın, İzmir

Nisan 2013 Bülten 17 NELERE KATILDIK? NELER GÖZLEMLEDİK? Kocaeli nde Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (TCDB) Çalıştayı na katıldık TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) tarafından Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (TCDB) Çalıştayı 30 Mart Cumartesi günü gerçekleştirildi. Çalıştaya, çeşitli sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, KEFEK üyesi milletvekilleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı katıldı. Çalıştayda, merkezi ve yerel yönetimlerin toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ilişkin vaatleri ile bütçeden bu amaç doğrultusunda ayırdıkları kaynakların uyumunun izlenme aracı" olan TCDB nin önemi ve gerekliliğine değinildi. Türkiye de Cinsiyete Duyarlı Bütçelemenin ne zaman yapılacağının hala belli olmadığına vurgu yapılan toplantıda Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Yaklaşımı ve Dünya Örnekleri, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme ve Türkiye, Türkiye de Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemeye Yönelik Girişimler başlıklı oturumlar düzenlendi. KEİG Platformu olarak, devlet bütçesi ya da yerel yönetim bütçelerinde geliştirilen politika önceliklerinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından nötr olmadığını, kadınlar aleyhine bir durum yarattığını vurguluyoruz. Dolayısıyla bütçenin, toplumsal cinsiyet perspektifinin tüm politik alanlara yerleştirilmesi bağlamında hazırlanan politik bir belge olması gerekliliğini savunuyoruz. "Türkiye'de Aile, Kadın İstihdamı ve Toplumsal Cinsiyet Rejimi" paneline katıldık Yıldız Teknik Üniversitesi nde "Türkiye'de Aile, Kadın İstihdamı ve Toplumsal Cinsiyet Rejimi", isimli panele katıldık. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Hünkâr Salonunda 4 Mart 2013 te saat ikide başlayan ve Ece Öztan tarafından kolaylaştırıcılığı yapılan panelde YTÜ Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Kulübü (TAK) Girişimi, 8 Mart haftası kapsamında aile ve iş hayatındaki kadınların sorunlarını tartışmaya açtı. Kulüp öğrencilerin çalışması olan İş, Eş, Maaş? isimli kısa filmin ardından sunuşlara geçildi. Tüm Konuşmacılar KEİG Platformu üyelerinden Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar grubunun üyeleriydi. İlk söz alan konuşmacı Işık Üniversitesi nden Nurcan Özkaplan dı. İktisadın Ev Hali: Bakım Emeği ve Duygusal Emek 4-5 Nisan tarihlerinde Ankara da düzenlenen toplantıda, sosyal hakların insan hakları ve sosyal adalet bağlamındaki önemi ve devletin sosyal haklara ilişkin yükümlülükleri tartışıldı. Eş anlı oturumların gerçekleştirildiği konferansta, KEİG Platformu olarak Genelgenin Ardından İstihdamda Kadının Durumu araştırmamızın sonuçları bağlamında kadın emeği ve istihdamının durumunu tartışmaya açtığımız bir sunum gerçekleştirdik. Sunumumuzda, genelgenin isimli sunuşunda, kadınların yaptığı işlerin, ev işlerinin bir uzantısı gibi görülmesinin dinamikleri üzerinde durdu. Ardından Kadın İstihdamı Raporu Üzerine isimli sunuşu yaptık. Sunuşta Türkiye de kadın istihdamının durumunu ve yaptığımız ihtiyaç analizinin sonuçlarını tartıştık. Üçüncü sunuş ise Boğaziçi Üniversitesi nden Şemsa Özar ve Kocaeli Üniversitesi nden Burcu Yakut Çakar tarafından yapıldı. Erkeksiz Kadınlar ve Sosyal Politika isimli sunuşlarında sosyal politikanın cinsiyetçi kurgusu üzerinde durularak, aile merkezli yapı içinde kadınların baskı altına alınmalarına üzerinde duruldu. Sunuşların ardından soru-cevap kısmı başladı. Bu kısımda da öğrencilerin yoğun ilgisi söz konusu oldu. Etkinlik saat beş gibi sona erdi. TODAİE, Sosyal Adalet İçin İnsan Hakları/ Sosyal Haklar Konferansı na katıldık genel olarak istisna olan az sayıda kurum ve il dışında hatırlanmadığı/ bilinmediği; genelge maddelerinin bir kısmının göstermelik tedbirlerle hayata geçirildiği, bir kısmının gerçekleşmediği, bir kısmının da bazı kentlerde, çoğunlukla kısmi kalan projeler dolayımıyla sağlandığı üzerinde durduk. Genelgenin maddelerinde çoğunlukla belirsiz ifadelerin kullanılması ve yaptırım mekanizmasına yer verilmemesinin neticesinde de etkisinin sınırlı olduğuna dikkat çektik.

18 Bülten Nisan 2013 SÖYLEŞİ Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği / KARKAD-DER "Birilerini kızdırmamak adına susmak tercih ediliyor..." Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği / KARKAD-DER... 2008 yılında kuruldu, Trabzon'da yer alıyor. Derneği çoğunlukla sendikalı kadınlar ve öğrenci kadınlar bir araya gelerek kurdu. 2008'den bu yana çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Şiddet ve istihdam alanında çalışmalar yürüten dernek, 2012 yılında KEİG Platformu üyeleri arasına katıldı. Trabzon'daki kadınların mücadelesini ve derneğin hikâyesini Nilüfer Akgün ile konuştuk... Dernek nasıl başladı? 2006 yılında "Kadın ve kız çocuklarının haklarının geliştirilmesi" konulu bir proje kapsamında eğitimlere giderken şunu düşündüm: Trabzon'da 2-3 tane kadın derneği vardı ve bu derneklerin yapısının yardımsever ve burs veren dernekler dışına çıkmadığı, hak temelli bir dernek olmadığını gördüm. Sendikadan katılan arkadaşlarımız vardı, ben de aynı zamanda sendikalıyım. Arkadaşlarla, "Trabzon'da hak temelli bir dernek yok, biz bu işi yapalım mı?" diye düşündük. Toplandık, konuştuk, neler yapabiliriz, neler edebiliriz? Öyle başladı çalışmamız. Derneği 2008'in Şubat ayında kurduk. O zamanki düşüncemiz şuydu: istihdam alnında çalışan bir dernek olsun; çünkü kadınlar ekonomik alanda yoklar. Aynı şeyi düşünüyorduk ve şiddetin kaynağını da bir ölçüde istihdama bağlıyorduk. Nasıl bir çalışma yapmaya karar verdiniz? İŞKUR'la bir proje yaptık, Alzheimer ve demans hastalara hasta bakım projesi. Ordaki sorun şu oldu, bütün arkadaşlarımız işe girdi, ama kurs aldıkları işleri yapmadılar. Yapmama nedenleri de, birincisi çocuklarını bırakacak yer yok, ikincisi eşleri izin vermiyor; çünkü bir başka evde çalışacak, belki sürekli gidecek. Bir kısmı gerçi gündüz gitmeyi tercih ediyorlar, ona da izin verilmedi. Şöyle düşünüyordu kadınlar, "Biz bu alanda yetiştik, bu işi yapamayacağız, hiç değilse mesela huzurevlerinde yapalım". Bu da olmadı. Şirketler bu şekilde yetişmiş insanları bünyesinde barındırmıyorlar. Benim bedenimle ilgili tasarruf benim tasarrufumdur, bir başkasının olamaz. Ben bunu dile getiremeyeceksem niye varım ve niye bir kadın derneğiyim? "Farkındalık Atölyeleri ile hem üye sayımız hem örgütlenme bilinci arttı" Sonra nasıl devam ettiniz? Daha sonra biz bir analiz yaptık dernek için, bakalım ne durumdayız diye. İstihdam alanında çalışacak bir insan kaynağımızın olmadığını gördük; çünkü gerçekten ciddi bir insan kaynağı gerektiriyor. Gerçi bütün alanlar öyle... Üyelerimizle yaptığımız bu analizde, "Şiddet alanında çalışalım," dendi. Bizim üyelerimizin bir kısmı öğrenci ve şehirdeki sosyal yaşam içinde taciz edildiklerini, şehirde sosyal yaşamın içine rahatça giremediklerini ifade ettiler. Çoğunluk bunu benimsedi, o alanda

Nisan 2013 Bülten 19 Kadın hareketi gerçekten güçlendiriyor insanı. Onunla olaylara daha soğukkanlı bakıyorsun ve karşı çıkışların daha mantıklı oluyor. çalışma fikri ortaya çıktı. KAMER'in yürüttüğü bir çalışma vardı, Farkındalık Atölyeleri. Bir arkadaş geldi, burda bir çalışma yaptı bizimle. 4 tane kadın kolaylaştırıcı çıktı bizden o programda. Daha sonra Farkındalık Atölyeleri'ni bizler yapmaya başladık. Şu an 6 tane kolaylaştırıcıyız ve 3 grup halinde çalışlıyoruz. Kaçar kadın oluyor gruplarda genellikle? Ortalama 10 kişilik gruplar olması gerekiyor; çünkü interaktif bir çalışma yapıyorsunuz, çok fazla kişi olunca çalışma olmuyor. Bu çalışmaya İsveç Konsolosluğu destek verdi. 'Trabzon'da Kadınlar Güçleniyor' projesi olarak 2012 Haziran'da başladık, 2013 Mart'ta bitirdik; ama atölye çalışmalarımızı sürdürüyoruz; çünkü talep de var. 8 haftalık bir çalışma, kadınlar katılıyorlar ve çok memnun gidiyorlar. Bu da bizi çok memnun ediyor. Örgütlenme anlamında bir katkısı oluyor mu bu atölyelerin? Evet, gerçekten çok katkısı oldu; çünkü o çalışmaya gelen kişiler üye olmak istediklerini belirtiyor ve üye oluyorlar. Hem üye sayımız arttı hem de mesela, o atölye çalışmasına katılan arkadaşlarımız çok daha bilinçli olarak bakıyorlar kadın örgütlenmesine. Bu çalışma dışında, iki kez Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali'ni ağırladık, 2009 ve 2011'de. Trabzon Kadın Platformu içinde çalışmalarımız oldu. Burda yerel seçimler öncesinde 'Kırk Mahalle Kırk Muhtar' projesini yürüttük. Kanada'da yürütülen bir 'beyaz kurdele' çalışması vardı, kahvehanelerde erkeklerle böyle bir çalışma yaptık. Toplumsal cinsiyet, Bizim görevimiz burda gerçekten bu politikaları etkilemek olmalı. Bu nedenle de yaptığımız çalışmalara en azından örgütlü kadınları da katarak sesimizi biraz daha duyurmak gerek. kadının insan hakları gibi konuları içeriyordu. Şu anda da her hafta belirlediğimiz konularda dernekte bir araya gelerek tartışma yürüttüğümüz 'Cumartesi Söyleşileri' yapıyoruz. Bir de biz alana fazla çıkan bir örgütüz. Belki o sendikacılığın verdiği bir şey, tepkimizi hemen alanda gösterme durumu vardır. Öğrenciler de seviyorlar alanı kullanmayı. İstihdamla ilgili başka çalışmalarınız oldu mu? Şöyle bir durum var, bize gelen arkadaşlarımızdan, ekonomik durumu iyi olmayan veya kendi işini yapmak isteyen arkadaşlar oluyor. Tamam, bazı şeylerin farkına varıyor; ama ortada bırakılmak çok kötü bir durum yaratıyor. Onun için biz de şunu düşündük, 'elimizden geldiğinde o arkadaşlara destek olalım'. Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası'nın sağladığı yerler var, Avrasya Pazarı diye bir pazar var ve onun içinde küçük dükkânlar oluşturdular. İki arkadaşımız orda mesela. Biri peştemal üretimi yapıyor, biri turşu ve reçel üretiyor. Farkındalık

20 Bülten Nisan 2013 SÖYLEŞİ çalışmalarına da katılıyorlar. Bazı yerlerle görüşüp mesela, Farkındalık Atölyesi'ne katılan kadınlara bir iki tane makina almayı düşünüyoruz. Kendi ürettikleri şeyler olacak, orda üretip kendilerine katkı sağlasınlar. Girişimcilik konusunda Ticaret Odası'ndan eğitimler alacaklar. O tarz şeyler yapmaya çalışıyoruz; çünkü bu işler zor yürüyor. Bizi biraz fazla marjinal buluyorlar Bizim görevimiz değil bu, biliyorum; ama işte en azından bir katkı yapalım ve bu kadınlar o farkındalığı yaşadıktan sonra hiç değilse kendi ayaklarının üzerinde durabilecek duruma gelsinler; çünkü ciddi anlamda şiddet gören kadın var. Yani fiziksel şiddettir, ekonomik şiddettir... Bizim görevimiz burda gerçekten bu politikaları etkilemek olmalı. Bu nedenle de yaptığımız çalışmalara en azından örgütlü kadınları da katarak sesimizi biraz daha duyurmak gerek. Yerelden sesimizi duyurmak biraz daha zor oluyor, farkındayım; çok zor oluyor. Ama işte elimizden geldiğince... Trabzon da diğer kadın örgütleriyle bir arada çalışıyor musunuz? Trabzon daki kadın örgütleri aslında sorarsanız feministler; ama feminist kelimesi nedense korkutuyor insanları. Mesela bazı kriterleri var, Şunu şunu düşünüyor musun? Evet. E, sen feministsin o zaman? Yoo, ben bunları düşünüyorum, ama feminist değilim, diyor. İyiye giden örgütlenmeler de var. Tabii ki çok sevindiriyor bizi, keşke çok fazla sayıda olabilsek. Bizi biraz fazla marjinal buluyorlar. Yani her şeyde... Bir kere şunu düşünüyoruz, Biz, devlet kurumlarıyla birlikte çalışmalıyız, ama bağımlı olmamalıyız. Bağımsızlığımızı korumalıyız. Eğer bir yanlışı görürsek seslenmeliyiz. Herhalde sesimizi çıkardığımız için hoşlanmıyorlar. Şiddet, kürtaj, ne bileyim, buna nasıl karşı çıkılmaz? Benim bedenimle ilgili tasarruf benim tasarrufumdur, bir başkasının olamaz. Ben bunu dile getiremeyeceksem niye varım ve niye bir kadın derneğiyim? O yönlerde biraz ayrışıyoruz, yani birilerini kızdırmamak adına susmak tercih ediliyor, biz de onu yapmıyoruz. Mesela... Mesela, bir arkadaşımız şiddete uğradı. Bir şeyler yapmak lazım. Bunu söylediğimizde, O saatte orda ne işi var? diyebiliyorlar. Bunu hiç kimse sorgulayamaz. Yani ben eğer bu şehirde yaşıyorsam erkek kadar benim de hakkım vardır o mekânı kullanmaya, istediğim saatte de orda olmaya. O benim taciz edilmeme bir vesile olamaz. Böyle bir anlayış hakim, orda ayrışı- yoruz. İstihdam konusunda bir araya gelme olanağı daha fazla oluyor. Daha fazla ortak nokta bulabiliyoruz. Kadın hareketiyle ilişkilenmekle hem kendinde hem birlikte örgütlendiğin kadınlarda gözlemlediğin şeyler var mı? O farkındalığı yaşamak hakikaten çok sancılı bir dönem. Birçok şeyin farkına varıyorsun, daha önce görmediğin ve şiddet olarak kabul etmediğin birçok şeyi görüyorsun. Yaşamın bazen baş edemediğin duruma da gelebiliyor. Birçok arkadaşımızda böyle oldu, ilişkiler bir süre çalkalantıya giriyor. Ama sonrasında o farkındalıkla... Bir de kadın hareketi gerçekten güçlendiriyor insanı. Onunla olaylara daha soğukkanlı bakıyorsun ve karşı çıkışların daha mantıklı oluyor. En azından şöyle düşünüyorum, mesela kızımla ilişkilerimde ilk zamanlar çatışıyorduk; çünkü taleplerimizi söylerken o dili tutturamıyorduk, ben dilini kullanamıyordum mesela. Ben dilini kullanmak o kadar rahatlattı ki ilişkimizi, o kadar güzel bir yön verdi ki. O çatışma durumu uzun erimli de olabiliyor bazen; ama sonunda gerçekten iyi bir yöne doğru evriliyor. Kişisel olarak da öyle. Herkes çok memnun, o çalışmalara gelen, katılan, bir işime yaramadı, diyen çıkmadı bu zamana kadar.