BÜYÜK İSKENDER'İN DOĞU SEFERİNDE ANADOLU'NUN YERİ VE ÖNEMİ

Benzer belgeler
HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 7.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Doğu Seferi HİNDİSTAN ve son demler)

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 8.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Yunan Pers Savaşları

SAYFA BELGELER NUMARASI

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Osmanlı tarihinde çok dikkat. Çanakkale Savaşlarından 110 yıl önce yaşanan Çanakkale Savaşı. Evrensel Bakış Açısı Gürbüz Evren

Büyük İskender ve Perslerin İlk Karşılaşması: Granikos Savaşı

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

İktisat Tarihi II

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

Kent Devleti nden Akdeniz İmparatorluğuna: İtalya da Fetih ve Genişleme

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Urla / Klazomenai Kazıları

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-IV 7.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellenistik Dönem (İskender İmparatorluğu)

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-IV 7.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellenistik Dönem (İskender İmparatorluğu)

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu


Dunkirk'ün gerçek tarihi

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Yunan, İzmir'e üç buçuk mil yaklaştı!..

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellen Kavramı Yunan Arkaik Çağı ve Ege Göçleri

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Helen Birliği/İskender İmparatorluğu

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI


İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 4.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI SOSYAL ve SİYASAL YAŞAM

Azrail in Bir Adama Bakması

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Fatih Sultan Mehmed in Liderlik Sırları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Roma İmparatorluğu nda uygulanan taş kaplı yol kesiti A: toprak, B-D: taş katmanlar, E: taş kaplama, F: kaldırım ve G: bordür

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations. Mehmet Emin TEKİN

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

20 Derste Eski Türkçe

THALES. Hazırlayanın: Adı-Soyadı:Selin Selvi Şanlıtürk. Sınıfı-Numarası:10/A-434. Öğretmenlik Mesleğine Giriş Ödevi

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 30.si.

Transkript:

T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI ESKİ ÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI BÜYÜK İSKENDER'İN DOĞU SEFERİNDE ANADOLU'NUN YERİ VE ÖNEMİ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN PROF. DR. HASAN BAHAR HAZIRLAYAN SENEM ÖZER KONYA 2006 1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ.. i GİRİŞ... ii I.BÖLÜM I.1. BÜYÜK İSKENDER İN HAYATI.1 I.2. BÜYÜK İSKENDER İN TAHTA ÇIKIŞI.6 II.BÖLÜM II. BÜYÜK İSKENDER İN DOĞU SEFERİ ÖNCESİ HAZIRLIKLARI.9 II. 1. Büyük İskender in ve Pers İmparatorluğu nun Askeri ve Mali İmkanları.9 BÖLÜM III III. BÜYÜK İSKENDER İN DOĞU SEFERİ..13 III.1. Anadolu nun Fethi 13 BÖLÜM.IV IV.BÜYÜK İSKENDER İN ANADOLU POLİTİKASI.27 IV.1. İdari ve Sosyal Yapılanma 27 IV.2. Anadolu daki Yunanlılar 31 IV.3. Büyük İskender in Anadolu ya Etkileri..35 SONUÇ 37 BİBLİYOGRAFYA...39 METİNDE ADI GEÇEN KİMİ KENTLERİN GÜNÜMÜZDEKİ VE ORTA ÇAĞDAKİ İSİMLERİ 41 RESİMLER ve HARİTALAR..43 2

ÖNSÖZ Geçmiş zamanın teknolojiden uzak yaşam tarzı, dogmalarla kaplı ahlaki değerleri ve insan zekâsının keşfedilmemişliği içerisinde doğu ve batı arasındaki sentezin oluşmasın da kuşkusuz ilk ve en büyük sebeplerden biriside Büyük İskender in Doğu seferidir. Şu an ki Yunanistan topraklarından başlayarak tüm dünyada sınırların değişmesi, kültürel ve sanatsal akımların gelişmesi ve kitlesel barış için yapılmış, Perslere karşı başlatılmış bir sefer olarak göze çarpmaktadır güneşin doğduğu yere yapılan ilerleyiş. Büyük İskender, gerçekleştirdiği Doğu seferi ile Dünya tarihinde ilk defa insanları ve milletleri birbirine kaynaştırıp, galip ile mağlup arasında ki farkı, Doğu ile Batı arasında ki tezadı ve mücadeleyi ortadan kaldırmak suretiyle, ortak ve yeni bir Dünya İmparatorluğu kurmayı ve böylece Dünya barışını temin etmeyi hedeflemiştir. Doğuda bulunan Perslere karşı başlatılmış olan bu sefer başlangıçta Anadolu da yaşayan Yunanlıları kurtarma gayesi taşırken birden bire bir Dünya İmparatorluğu kurma fikrine dönüşmüştür. Büyük İskender in Doğu Seferinde Anadolu nun Yeri ve Önemi adlı çalışmamızda, Anadolu nun Dünya hâkimiyetine giden yolda ne gibi etkileri olduğunu vurgulamaya çalıştık. Çalışmamızı yaparken öncelikle Antik çağ tarihçilerinin eserlerinden ve bunun yanında yakın zamanda kaleme alınmış yerli, yabancı modern eserlerden yararlandık. Çalışmamız IV Bölümden oluşmakta olup, I.Bölümde; Büyük İskender in Hayatı ele alındı. II. Bölümde; Doğu seferi öncesi Makedonyalıların ve Perslerin yaptığı askeri ve mali hazırlıklar anlatılmıştır. III. Bölümde; tezimizin ana konusunu oluşturan Doğu Seferinde Anadolu nun Fethedilişi ne değinilmiştir. Son bölümde ise Büyük İskender in Anadolu Politikası ve Anadolu ya etkileri kaleme alınmıştır. Başta Danışmanım Prof. Dr. Hasan BAHAR olmak üzere bu çalışmada emeği geçen herkese en içten dileklerimle teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. 3

GİRİŞ Büyük İskender ismi, Dünya tarihinde bir dönemin sona erdiğini ve yeni bir dönemin başladığını ifade etmektedir. Büyük İskender in yaklaşık 13 yıl süren saltanatına toplu olarak bakılacak olursa, Makedonya dan Hindistan içlerine kadar giren Makedonya-Yunan orduları ile birlikte Yunan Kültürü ve Doğu da geniş bir alana yayılmış, gerek Doğu gerekse Batı kültürlerinin ileride geçirecekleri gelişim için bir temel hazırlanmış olduğu görülür. Persler ile Yunanlıların ilk kez ilişki kurmalarından beri ortaya çıkan, sonraları yüzyıllarca her iki milleti meşgul eden Doğu-Batı sorununun çözülmesi, M.Ö.IV. yüzyılda siyasal ve ekonomik alanlarda baş gösteren olaylar yüzünden kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. 1 İşte M.Ö. IV. yüzyılın ortalarında Yunan dünyası kendisini huzursuz kılan Pers tahakkümünü ortadan kaldırmak ve vakti ile yapılanların öcünü almak için, Perslere karşı bir Yunan birliğinin kurulmasını artık kaçınılmaz olarak görülmüştür. Birliğin kuruluş şekli hakkında iki siyasi görüş çarpmıştır. Demosthenes e göre, şehir devletleri Atina nın önderliğinde birleşerek Perslere karşı cephe almalıydı. Sokrates e göre ise, en uygun yol, birliği meydana getirecek olanların güvenini ve saygısını kazanmış güçlü bir kişinin, bir tiran veya kralın başa geçmesiydi. Sonunda Sokrates in görüşü üstün gelmiş ve bu göreve o sırada askeri ve siyasi gücünün doruk noktasına ulaşmış olan Makedonya Kralı II. Filip seçilmiştir. Ancak II. Filip bir suikasta kurban gidince (M.Ö.336) yerine oğlu Büyük İskender bu görevi devralmıştır. Böylece Perslere karşı yapılacak sefere Yunan dünyasını temsilen Büyük İskender Komutan seçilmiştir. Büyük İskender in Doğu seferini yapmaktaki amacı Anadolu daki Doğu Yunanlıları Pers egemenliğinden kurtarıp onlara özgürlüklerini kazandırmaktı. Bu sebeple Yunan birliğinin desteğini alarak yola çıkmış ve ilk olarak Anadolu nun fethine başlamıştı. Büyük İskender in ilk işi, Perslerin deniz egemenliğini önce zayıflatmak, sonra da büsbütün ortadan kaldırmak olmalıydı. Çünkü Ege denizinde güçlü bir donanması olan Perslere karşı Makedon donanması çok zayıftı. Bunun Pers donanmasıyla denizden mücadele riskli olacağı için karadan Pers donanma üslerini ele geçirmek daha sonra Anadolu içlerini fethetmek daha mantıklı görünüyordu. 1 A. M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara, 1971, s.433 4

Bu amaçla Büyük İskender derhal bu savaş planını uygulamaya sokmuş, Anadolu kıyılarını ele geçirmiştir. Büyük İskender in Pers ordusu ile Anadolu da yaptığı Granikos ve İssos savaşları O nun üzerinde derin tesirler bırakmıştır. Kendisini bu seferin başında Hellen mücadelesinin bir komutanı olarak görmekte iken, şimdi Asya nın Fatihi olarak hissetmeye başlamıştı. Bunu Anadolu nun fethini tamamladıktan sonra, henüz idari teşkilatlanmayı oturtmadan Suriye ye yönelmesinden çıkarabiliriz. Diyebiliriz ki Doğu seferinde başlangıç olan Anadolu Büyük İskender in Dünya imparatorluğu kurma düşüncesinin oluşmasında büyük etkiye sahip olmuştur. 5

I.BÖLÜM I.1.BÜYÜK İSKENDER İN HAYATI Arap tarihçilerin Büyük İskender ismi ile zikrettikleri 2 III. Alexander (İskender) M.Ö. 356 da Pella da dünyaya geldi. Babası Makedonia kralı II. Philip, annesi Epeiros kralı Neoptolemos un kızı Olympias idi. II. Philip birçok defa evlenmiş, ancak bu eşlerinden sadece iki tanesini kraliçe yapmıştır. Bunların ilki, M.Ö. 359 da evlendiği Büyük İskender in annesi olan Olympias tır. Diğeri ise, M.Ö. 337 de evlendiği Kleopatra dır Bu iki eşinden toplam iki çocuğu olmuştur Bunlar oğlu Büyük İskender ve kızı Kleopatra dır. İkisinin de annesi II. Philip in ilk eşi ve ilk kraliçesi olan Olympias tır II Philip in kraliçe olmayan eşlerinden üç çocuğu daha olmuştur. Plutarkhos, Büyük İskender in dünyaya gelişini, fiziksel görünüşünü ve kişiliğini şu şekilde kaydetmektedir: II. Philip Büyük İskender in doğumundan önce rüyasında karısı Olympias ın rahminin, üzerinde aslan resmi bulunan bir mühürle mühürlendiğini görmüştür. Müneccimler bu rüyayı, Olympias tan aslan gibi cesur olacak bir oğlanın dünyaya geleceği şeklinde yorumlamışlardır. Büyük İskender 6 Temmuzda dünyaya gelmiş, aynı gün Ephesos ta ki Artemis Tapınağı yanmıştır. Ephesos lu müneccimler bu olayı, Asya için en korkunç felaketin doğuşu olarak yorumlamışlardır. Büyük İskender in ten rengi oldukça beyazdı. Cildinin tatlı bir kokusu vardı. Bu koku çok ateşli olan mizacının bir yansımasıydı. Şehevi duyguları az çok sönük iken bütün başka hususlarda şiddetli ve ateşli bir ruh haline sahipti. Babası II. Philip gibi şöhrete düşkün değildi. Edebiyatı, boks ve güreş gibi sporlara tercih eden bir zevk anlayışına sahipti. Kuvvete karşı daima mukavemet eden bir yönü vardı. İki şeyi tehlikeli bulurdu; uyku ve aşk. 3 Kuşkusuz bu ifadelerin bir kısmı mitolojik motiflerle örülüdür. Ancak Büyük İskender in bir biyografisi gibi olan Plutarkhos un Bioi Paralleloi isimli eseri, Büyük İskender in tarihinin en önemli kaynakları arasında yer almaktadır ki çalışmamız sırasında Büyük İskender in yaşamının ilk yıllarına ait en ayrıntılı bilgilere bu eserde ulaşılmıştır. Bu nedenle çalışmamızın bu kısmında büyük ölçüde Plutarkhos tan yararlanılmaya çalışılmıştır. 2 E. Memiş, Eski Çağ Tarihinde Doğu Batı Mücadelesi, Ankara, 2001, s.81 3 Plutarkhos,Bioi Paralleloi(Büyük İskender(Hayatı ve Savaşları), Çev: Vahdet Gültekin, İstanbul, 1945, II,IV,VI,VII,X,XXIX 6

Büyük İskender, kendisinin doğrudan doğruya portresini yapmaları için sadece heykeltıraş Lysipos ve ressam Apelles e izin vermiştir Ancak bu iki sanatçının Büyük İskender in şahsını bizzat görerek ve inceleyerek yaptıkları hiçbir heykel ve resim günümüze ulaşmamıştır. Lysipos ve Apelles haricindeki bütün sanatçılar ya tesadüfen edindikleri izlenimlerle ya da bu iki sanatçının eserlerini incelemeleri suretiyle Büyük İskender i tasvir etmişlerdir. 4 Plutarkhos, Apelles in Büyük İskender i yıldırımla donanmış tanrı Jüppiter görünüşlü halde resmettiğini, ancak teninin rengini bir türlü veremeyerek esmer ve donuk tonda düşürdüğünü kaydetmektedir. 5 Büyük İskender in görünüşüne en sadık ve gerçeğe en yakın tasvirlerinden birisi, Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi nde bulunan İskender Mozaik idir 6. Büyük İskender küçük yaştan itibaren büyük bir özenle büyütüldü. Yanında kendisinin eğitimi ve öğretimi ile ilgilenen birçok eğitmen ve öğretmen bulundu. Bu topluluğu idare etmekle, annesi Olympias ın akrabası olan Leonidas görevlendirildi. Ancak II. Philip, Büyük İskender in sahip olduğu üstün vasıfların işlenmesi için bu kadroyu yeterli bulmayarak, dönemin en büyük alimlerinden birisi olan Aristoteles i, oğlunun eğitim ve öğretimini üstlenmesi için Makedonia ya davet etti. II. Philip in bu davetini kabul eden Aristoteles, o zamanlar 13 yaşında olan Büyük İskender in öğretmeni oldu. 7 Aristoteles inceleme ve araştırmada sınırsız yetenekli ve. Güçlü olduğu kadar, irdelemede de deha sahibi bir alimdi. Yani, bildiği şeyleri sıraya göre dizmek, olayları ait oldukları sınıflara göre birbirinden ayırmak ve bir grup olayın diğer bir grup olayı anlatmakta nasıl işe yaradığını gözlemek yoluyla bilginin sistematik, iyi düzenlenmiş ve daha tamam bir hale gelmesini başarmıştı. Büyük İskender bu alimden, siyaset, ahlak, felsefe, tıp ve metafizik alanlarında dersler aldı. Aristoteles, ayrıca çağına ait bilimsel buluşlar hakkında da öğrencisine bilgiler verdi. 8 Büyük İskender edebiyata ve kitap okumaya çok düşkündü. Homeros un İlyada sına büyük önem vermiş, bu eserin askerlik açısından önemli bir hazine olduğunu düşünmüştür Aristoteles in kendisine hediye ettiği ve bizzat Aristoteles tarafından tashih edilmiş İlyada nın kıymetli bir nüshasını kılıcı ile birlikte yastığının altına koyarak uyumuştur. 4 M.E.Bosch, Hellenizm Tarihinin Ana Hatları 1.Kısım İskender İmparatorluğu, Çev. Afif Erzen, İstanbul, 1942, s.159 5 Plutarkhos, a.g.e., X 6 M.E.Bosch, a.g.e., s.159 7 Plutarkhos, a.g.e., VII,IX 8 W.W. Tarn, Alexander the Great, Cambridge, 1964. s.353 7

Kendisini yetiştiren bu alime karşı büyük bir hayranlık beslemiş olan Büyük İskender, onu babasından daha az sevmediğini, çünkü babasından ancak hayat aldığını, Aristoteles ten ise bu hayatı iyi kullanmayı öğrendiğini söylemiştir. 9 M.S. XIV. yüzyılda Ahmedi tarafından kaleme alınan, Türk edebiyatında yazılmış ilk manzum İskender öyküsü olan ve 8.754 beyitten oluşan İskender Name nin bazı beyitleri Aristoteles in Büyük İskender e verdiği öğütlere ayrılmıştır. Birbirini takip eden iki beyitte Aristoteles Büyük İskender e şöyle seslenmektedir: Basit kimsenin büyük iş yapacağına inanma, büyük kimsenin de basit kimsenin yaptığını yapacağını zannetme. Büyük insan basit işe kulak asmaz, büyük işi küçük kimse başaramaz. Gerçektende Aristoteles in öğrencisi Büyük İskender, tarihteki büyük askeri başarıları ve çağını aşan nitelikteki fikir ve idealleri neticesinde kendisinden çok sonraları tarihçiler tarafından ismine layık görülen Büyük unvanı ile ödüllendirilmiştir. Bu ödül Büyük İskender in kendisine tarihten almış olduğu en büyük pay olsa gerektir. Büyük İskender daha çok erken yaşlarda olağan üstü yeteneklere sahip olduğunu açığa vurmaya başlamıştır. 10 Bir keresinde babasının Makedonia da bulunmadığı bir sırada ülkeye gelen Pers elçilerini kabul ederek onlara, İran ın Makedonia dan ne kadar zaman tuttuğunu, yukarı Asya ya götüren yolların nereler olduğunu ve Pers kralının düşmanlarına karşı nasıl davrandığını sormuştur. Böylece Pers İmparatorluğu nun kuvvet ve kudret derecesi hakkında bilgi sahibi olmuştur. Elçiler büyük İskender in görüş genişliği hususunda hayrete düşmüşlerdir. 11 Plutarkhos bu olayı, II. Philip in Byzantion seferine (M.Ö. 340) gittiğinde henüz 16 yaşında olan Büyük İskender i, kral naibi olarak Makedonia da bıraktığı tarihten önceki bir döneme kaydetmektedir. Öyle görünmektedir ki Büyük İskender bu elçileri kabul ettiğinde 16 yaşından küçük olmalıdır. Buradan şöyle bir sonuca ulaşmak mümkündür ki Büyük İskender daha bu yaşlarda, Doğu dünyasına karşı ileride çıkacağı seferin planlarını düşünmüş olmalıdır. II. Philip Byzantion seferine gittiği zaman, 16 yaşındaki Büyük İskender i kral naibi olarak Makedonia tahtına bıraktı. Bu fırsattan faydalanan Büyük İskender Thrak kabilelerine 9 Plutarkhos, a.g.e., X 10 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 11 Plutarkhos, a.g.e., VI 8

karşı başarılı bir sefer yaptı. 12 kurdu. 13 Thrakia da kendi adını taşıyan bir şehir (Alexandropolis) Henüz 18 yaşında iken katıldığı Haironeia Savaşı nda (M.Ö. 338) büyük yararlılıklar göstererek ordunun sevgisini kazandı. Büyük İskender bu savaş esnasında Makedonia ordusunun soldaki taarruz kanadına komuta etti. 14 Fakat bir sene sonra II. Philip ile Büyük İskender arasındaki iyi ilişki bozuldu. Büyük İskender in annesi Olympias Makedon olmadığı için, Makedon asilzadeler tarafından yabancı bir kadın olarak kabul edilmekte idi. Bundan dolayı Olympias ın ve saltanat varisi olan Büyük İskender in krallık içinde gizli düşmanları mevcuttu. Olympias Büyük İskender in halef olamayacağından korkmakta idi. 15 II. Philip Olympias tan ayrılarak generali Attalos un yeğeni Kleopatra ile evlendi 16. Makedon asilzadeler bu evliliğin muteber bir birleşme olduğunu kabul ettiler. Attalos düğün şenliğinde açıkça ve Büyük İskender i rencide edecek bir tarzda II Philip e hakiki bir veliaht temennisinde bulununca Büyük İskender le Attalos arasında şiddetli bir tartışma meydana geldi. 17 Büyük İskender elindeki kadehi Attalos a fırlattı. Bunun üzerine II. Philip Büyük İskender in üzerine yürüdü, fakat sarhoşluk ve hiddet yüzünden yere yuvarlandı. Düğünü terk eden Büyük İskender annesini Epeiros a götürdü. Kendisi de llıyria ya geçti. 18 Fakat II. Philip saltanat verasetini temin etmek suretiyle bir süre sonra Büyük İskender i Makedonia ya geri çağırdı. Epeiros ta kalan ilk kraliçesi Olympias ın entrikalarını zararsız hale koymak içinde kızı Kleopatra yı (Büyük İskender in kız kardeşi) Epeiros kralı ile evlendirdi. II. Philip bu düğün şenliği sırasında bir suikasta kurban gitti ( M.Ö. 336). 19 Plutarkhos, Büyük İskender ile babası arasında geçen şöyle bir olayı kaydetmektedir: Filonikus isimli bir Thessalialı bir gün II. Philip e Busefal adlı bir at getirdi. II. Philip bu atı denemek istedi. Ancak hiç kimse atın üzerinde durmayı başaramadı. Büyük İskender bu ata binebileceğini iddia ederek, babası ile atın bedeli üzerinden bir bahse girdi. Büyük İskender atın başını güneşe doğru çevirdi ve hayvanın gölgesinin önüne düştüğünü gördü. Atın her hareketini gölgenin tekrarlaması nedeniyle hayvanın ürktüğünü anladı. Atı tatlı seslerle ve eliyle okşayan Büyük İskender bir sıçrayışta ata binmeyi başardı. Bu durum karşısında II. 12 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 13 Plutarkhos, a.g.e., XI 14 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 15 M.E.Bosch, a.g.e., s.13 16 Plutarkhos, a.g.e., XII 17 M.E.Bosch, a.g.e., s.13 18 Plutarkhos, a.g.e., XII 19 M.E.Bosch, a.g.e., s.14 9

Philip başta olmak üzere herkes hayrete düştü. Neticede bahsi kaybeden II Philip oğluna, sen başka bir tarafta kendine layık bir ülke ara, Makedonia sana yeterli gelmez. dedi. 20 Gerçektende Makedonia Büyük İskender e yeterli gelmemiştir. Bu dahi genç babasının bile hayal edemeyeceği kadar büyük bir imparatorluğun kurucusu olmuştur. 20 Plutarkhos, a.g.e., VII 10

I.2.BÜYÜK İSKENDER İN TAHTA ÇIKIŞI II Philip in M.Ö. 336 da Aigai da öldürülmesi üzerine, Büyük İskender askerler arasındaki ünü sayesinde Ordu Meclisi tarafından Makedonia kralı ilan edildi. 21 Böylece Büyük İskender in 12 yıl 8 ay devam edecek olan saltanatı başlamış oldu. 22 Saltanatının başlangıcında sadece Makedonia kralı unvanına sahip olan Büyük İskender, ileride fethedeceği Mısır da Firavun ve İran da da Krallar Kralı (Şehinşah) unvanlar alarak, bu ülkelerin tahtlarına oturma başarısını göstermiştir. Büyük İskender in ilk icraat, hasımlarını ortadan kaldırmak ve bu şekilde içte çıkabilecek bir taht kavgasını önlemek oldu. 23 Pers kralı III. Darius un para karşılığında Makedonia asilzadeleri arasında bir suikast tertip ettirdiğini ve bunun babasının katliyle sonuçlandığını resmen ilan etti. Ardından general Attalos u vatan hainliği sıfatı ile idam ettirdi. Ayrıca kendi aleyhtarı veya herhangi bir şekilde kendi hakimiyeti için tehlikeli olabilecek bütün Makedonia asilzadelerini, babasına karşı yapılan suikasta iştirak etmiş olmak suçuyla itham ederek astırttı. Aynı zamanda Makedonia ya dönen Olympias ise, kin tuttuğu Kleopatra yı (II. Philip in ikinci kraliçesi) ortadan kaldırttı. 24 Babasının ani ölümü Büyük İskender i bir süre için Doğu seferinden alıkoydu. Çünkü henüz 20 yaşında idi ve tecrübesiz bir genç olarak görülmesi nedeniyle babasının siyasetini başarıyla sürdürüp sürdüremeyeceği henüz bilinmiyordu. Ayrıca krallığın sınırları güven altında değildi. Yunanistan için için kaynamakta idi. Daha önceleri Makedonia karşıtı bir politika takip etmekle ünlenen Demosthenes Atina da yeniden belirmişti. Bu nedenle Büyük İskender vakit kaybetmeden ordusu ile Yunanistan a girdi. Thessalia Birliği nin başkanı seçildikten sonra Korinthos ta toplamış olduğu Hellenler in Müşterek Sinhedrionu nda bu birliğin Hegemonu ve Perslere karşı yapılacak öç seferinin Tam Yetkili Başkomutan ı seçildi (M.Ö. 336). Böylece Büyük İskender Yunanistan ı tekrar Makedonia nın hegemonyası altına alarak, Doğu ya yapılacak öç seferini yeniden canlandırmış oldu. Fakat Sparta bu kez de birliğin ve onun kararlaştırdığı seferin dışında kaldı. 25 Büyük İskender Makedonia Krallığı tahtındaki değişiklik neticesinde Balkanlar ın kuzeyinde sarsılmış olan devletin hakimiyetini yeniden tesis etmek amacıyla M.Ö. 335 yılı ilkbaharında askeri bir harekata girişti. 26 Böylece kuzeyde Makedonia için sürekli bir tehlike 21 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 22 W.W. Tarn, a.g.e., s.442 23 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 24 M.E.Bosch, a.g.e., s.14 25 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 26 M.E.Bosch, a.g.e., s.14 vd 15 11

olan Thrak ve Kelt kabilelerine karşı açtığı sefer başlamış oluyordu. 27 Byzantion ve Karadeniz yolu ile Tuna Nehri ne gemiler gönderdi. Bu gemiler kendisinin komutasında olan kara ordusunu nehirden himaye edeceklerdi. 28 Ordusunu önceden hazırlamak ve donatmak, keşfe önem vermek, taktik alanda ustaca manevralar yapmak, araziden faydalanmak ve tam zamanında saldırıya geçmek suretiyle Şipka Boğazı nı aşarak Tuna ülkelerine doğru ilerledi. Tuna ağzına gelen donanmasının desteği ile Triballer in gücünü kırarak, onların Makedonia egemenliğini tanımalarını sağladı. 29 Bölgede bulunan Get ve Kelt kabileleri de itaat altına alındı. 30 Pellineion Geçidi ni aşarak llıyrialılar ın üzerine yürüdü. llyrialılar ile çok kanlı savaşlar yaptı. Bu sırada Yunanistan a Büyük İskender in llıyria Dağları nın ötesinde ölmüş olduğuna dair bir söylenti ulaşmış, Yunanistan da Atina ve Thebai nin idare ettiği bir isyan patlak vermişti. M.Ö. 336 da Pers İmparatorluğu tahtına çıkan III. Darius un Atina ya akıttığı altınlar sayesinde Demosthenes, Thebai yi Makedonia Krallığı na karşı ayaklandırmıştı. Büyük İskender günde 30 kilometre yol kat ederek hızla Yunanistan a doğru yöneldi. Thebai yi zaptederek şehri tamamen tahrip etti. Şehrin halkı ya öldürüldü ya da köle olarak dış ülkelere satıldı. Yalnızca şair Pindaros un evi, Büyük İskender in buyruğu ile korundu. 31 Büyük İskender Thebai halkına karşı göstermiş olduğu şiddetin diğer Yunan şehirlerini korkutup sindireceğini ve iktidarına karşı gelmenin neticesine bir örnek teşkil edeceğini düşünmüştü. Ancak burada yapmış olduklarından daha sonraları çok pişmanlık duymuştur. Belleğinde derin bir iz bırakan bu hatıra ilerideki birçok olayda, kendisini daha ılımlı olmaya sevk etmiştir. Thebai den sağ kurtulabilen herhangi bir kimse, daha sonraki yıllarda kendisine ne için müracaat ederse etsin geri çevirmemiştir. 32 Büyük İskender gerek Atina kültürüne olan sevgisinden, gerekse Doğu seferinde kendisine vereceği desteği düşünmesinden dolayı Atina ya dokunmadı. 33 Zira Atina oldukça güçlü bir donanmaya sahipti. 34 Bunun yanı sıra Büyük İskender, kendisi tarafından yapılmadığı taktirde bütün Yunanistan a nizam ve intizam verebilecek tek gücün Atina olduğunu düşünmekteydi. 35 Kuşku böyle bir düşünceye sahip olması da Atina ya dokunmamış olmasının nedenlerinden biri olabilir. Atina dan Demosthenes in de dahil olduğu dokuz kişinin kendisine teslimini 27 M.Özsait, Hellenistik ve Roma Devrinde Pisidya Tarihi, İstanbul, 1985, s.338 28 M.E.Bosch, a.g.e., s.15 29 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 30 Arrianos, İskender Anabasisi, Ankara, 1945, I-3, 4 31 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 vd 435 32 Plutarkhos, a.g.e., XVII 33 Arrianos, a.g.e., I-10 34 A.M. Mansel, a.g.e., s. 434 35 Plutarkhos, a.g.e.,xvii 12

istedi ise de bundan da bir süre sonra vazgeçti. Ancak bu kişilerden Kharidemos un Atina dan sürülmesi için ısrar etmiştir ki bu kişi Pers kralı III. Darius a sığınmıştır 36. Birlik antlaşmasına uymayan şehirlerin ne şekilde cezalandırılacağını açıkça gösteren Thebai nin acıklı sonundan sonra Yunanistan sakinleşti. Bunun üzerine Büyük İskender Makedonia ya geçerek Doğu seferi için hazırlıklarda bulunmaya başladı. 37 36 Arrianos, a.g.e., I-10 37 A.M. Mansel, a.g.e., s.435 13

II. BÖLÜM II. BÜYÜK İSKENDER İN DOĞU SEFERİ ÖNCESİ HAZIRLIKLARI II. 1. Büyük İskender in ve Pers İmparatorluğu nun Askeri ve Mali İmkanları Büyük İskender i Makedonia da generali Antipatros un komutasında 1.200 yaya asker ve 1.500 süvariden oluşan bir kuvvet bırakmıştır. Anadolu ya geçireceği ordu 30.000 yaya asker ve 5.000 süvariden ibaretti. Korinthos Birliği 7.000 yaya asker ve 600 süvariden oluşan bir kara ve 160 gemiden oluşan bir deniz kuvvetini Büyük İskender in emrine vermiştir. Orduya katılan başka Yunanlı birlikler arasında 1.500 Thessalia süvarisi kayda değer bir güçtü. 38 Sefer ordusunun teknik açıdan gelişmiş bir şekilde donatılması ve silahlandırılması büyük miktarda paraların harcanmasını gerektirmiştir. Bu durum sefer ordusunun nispeten küçük bir ordu olmasına yol açmıştır. Büyük İskender in Doğu ya hareketinde 70 talenti(yunan ağırlık birimi,1 talent= 3o kilo civarında) ve bir aylıkta ihtiyat erzakı mevcuttu. 39 Makedonia mali güç bakımından Pers İmparatorluğu na kıyasla pek iyi durumda değildi. Makedonia hazinesi boştu ve üstelik devlet borca bile girmişti. Oysa Pers hazinesi büyük altın ve gümüş stoklarına sahipti. 40 Buradan anlaşılacağı üzere Büyük İskender Doğu seferi sırasında bir başarısızlığa uğraması, kendisi için iktisadi bir felaket demekti. 41 Fakat Büyük İskender para hususuna fazla önem vermemiş, ele geçireceği ülkelerin zenginliği ile ordusunu besleyebileceğini düşünmüştür. 42 Büyük İskender in kendisine babası II. Philip ten intikal eden ordusu üç ana sınıftan oluşmakta idi: 1 - Asilzade süvariler (Arkadaşlar) 2 - Ağır piyadeler (Falankslar) 3 - Hafif piyadeler (Hipaspistler) Bu üç sınıf askeri kıtalar Büyük İskender in ordusunun ana kuvvetini oluşturmaktaydı. Arkadaşlar denilen asilzade süvariler, çok eski zamanlardan beri süvari olarak krala savaş hizmetini ifa eden Makedonia asilzadelerinden oluşturulmuştu. Teçhizatları zırh, miğfer ve kalkandan ibaret olup, savaşta silah olar mızrak ve hançer kullanmakta idiler. Savaş 38 A.M. Mansel, a.g.e., s.436 vd 437 39 M.E.Bosch, a.g.e., s.19 40 A.M. Mansel, a.g.e., s.437 41 M.E.Bosch, a.g.e., s.19 42 A.M. Mansel, a.g.e., s.437 14

sırasında ilk taarruzu yapan bu süvariler düşmanın savaş hatlarını yarmakla görevli idiler. Ayrıca kralın kıtası da bunlardan oluşmakta idi. İle adı verilen her bir süvari kıtası eti 150 kişiden oluşmakta ve bunlara İlarh denilen bir albay komuta etmekte idi. Asilzade süvarilerin hepsine Hiparh denilen bir general komuta etmekteydi. Büyük İskender Doğu seferine ordusunun mevcut asilzade süvari kuvvetlerinin yarısını götürmüş, diğer yarısını Makedonia da bırakmıştır. Falanks (Savaş Safı) denilen ağır piyadeler hür Makedonia köylülerinden oluşturulmuştu. Bunlar Taksis denilen bir takım birliklere veya tümenlere ayrılmıştı. Her bir Taksis en az 1.500 kişiden oluşmakta ve bunlara bir general veya Strategos komuta etmekte idi. Teçhizatları miğfer, kalkan, madeni bacak muhafazası ve beş buçuk metre uzunluğundaki Sarisa denilen bir Makedonia mızrağından ibaretti En uzun ve kuvvetli insanlardan oluşturulmuş her Taksis on altı sıra derinliğe tanzim edilmişti. Taarruz esnasında karşı konulmaz bir hücum makinesi manzarası göstermekte, savunma vaziyetinde ise, sık, birbirine girmiş ve sertçe ileriye doğru yönelmiş mızraklarla yaklaşılması imkansız bir kütle durumuna gelmekte idi. Büyük İskender asilzade süvari kuvvetlerinde olduğu gibi, ordusunun mevcut ağır piyade kuvvetlerinin yarısını yanına almış, diğer yarısını Makedonia da bırakmıştır. Hipaspist (Kalkancı) denilen hafif piyadeler ise, Makedonia Krallarının eski muhafızlarından oluşturulmuştu. Hipaspistler II. Philip zamanından beri muharip sınıf olarak hizmet görmüşler ve ordunun asli bir unsurunu teşkil etmişlerdi. Hipaspistler Falankslar dan daha hafif silahlar taşımaktaydılar. Komutanları Falankslar ın Taksis komutanları ile aynı rütbede, yani bir generaldi. Bunlar bazen kralın muhafızı, bazen de savaş kıtaları olarak görev yaparlardı. Ageme (Krallık Kıtası) adı verilen Hipaspist kıtalarından seçilmiş 500 kişilik askeri kuvvet bizzat kralın emrinde olmak üzere, onun özel işlerine tahsis edilmişti. Büyük İskender in ordusu içinde yer alan Sarisoforlar ve Avcılar adı verilen birlikler ayrıca anılmaya değer askeri kuvvetlerdi. Sarisoforlar ordunun ilerleyişi esnasında öncü kuvvetler vazifesini görmekte idiler. Düşmanı takip hareketi ne katılan Sarisoforlar, çevirme manevralarında diğer birlikler ile işbirliği yapmakta idiler. Avcılar ise, düşmanı taciz etmekte, karargâhların beklenmesinde, çevirme ve pusuya düşürmede, karakol vazifesinin ifasında kullanılmakta idiler. Büyük İskender in ordusunda bunlara ilaveten teknik kıtalar, fenni kıtalar, müttefik kuvvetleri ve Yunanistan ve Anadolu dan toplanan ücretli askeri kıtalar bulunmakta idi. Teknik kıtalar başlıca topçu ve istihkâmcılardan oluşmakta idi. Topçular oldukça uzak mesafelere aktar, odunlar, büyük taşlar, yangın mermileri atan çeşitli mancınıklara sahiptiler. İstihkamcılar ve fenni kıtalar ise, kuşatma silahları, köprüler, gemiler, kanallar, binalar 15

yapmakta idiler ve mühendisler, mimarlar, şehir uzmanları, maden teknikçileri, ziraat uzmanları gibi meslek gruplarından oluşturulmuşlardı. Büyük İskender bu kişileri milliyetlerine bakmaksızın ücretli olarak orduya almıştır. Zira bu meslek gruplarına mensup kişilerden Makedonia da çok fazla yoktu. Büyük İskender in kullandığı savaş düzeni ve yöntemi prensip itibarı ile babası II. Philip in Thebai de rehine olarak kaldığı dönemde Epemeinondas tan öğrenerek geliştirdiği Çarpık Savaş Düzeni olmuştur. Büyük İskender yaptığı bütün savaşlarda bu düzene göre ilk hücumu ağır süvarilerine yaptırmış ve bunlara bizzat kendisi komuta etmiştir. Düşmanın sol tarafının en zayıf noktasına sağ taraftan yapılan bu hücumla düşmanın sol tarafı yarılmıştır. Bu arada eşit sayıda tümenler halinde düzenlenmiş piyadeler yürüyüş düzeninde ilerleyerek, düşman savaş düzeninin diğer kısımlarına hücum etmişlerdir. Bu tarzdaki yürüyüş dolayısıyla gerek muhtelif tümenler, gerekse ileriye atılan ağır süvariler ile en dış sağ tarafta bulunan piyadeler arasında doğan boşluk, hafif kuvvetler tarafından doldurulmuştur. Büyük İskender in savaşlardaki başarılarının büyük bir kısmı, bu düzene ek olarak uyguladığı İmha Savaşı denilen yöntem ile gerçekleşmiştir. Bu yönteme göre savaş hatlarının dağılmasından sonra kaçan düşman imha edilinceye kadar izlenmiştir. 43 Ücretli Yunanlı askerler ve subaylardan (örneğin Rodoslu Memnon ve Mentor Kardeşler) başka Persler ve Medler gibi savaşçı birliklerin yer aldığı Pers oçdusu, Büyük İskender in ordusundan sayıca çok üstündü. Bununla beraber ordusu için bazen verilmiş olan milyonluk rakamları hayal ürünü olarak kabul etmek gerekir. 44 Arrianos, Büyük İskender in karşısına çıkan Pers ordusunun asker mevcudunu Granikos Savaşı nda 20.000 süvari, 20.000 yaya asker olmak üzere toplam 40.000 asker, İssos Savaşı nda 600.000 asker ve Gaugamela Savaşı nda 1.000.000 yaya asker, 40.000 süvari olmak üzere toplam 1.040.000 asker olarak vermektedir. 45 Plutarkhos, İssos Savaşı nda Pers ordusunun asker mevcudunu 600.000 asker olarak vermektedir. 46 Büyük İskender sayıca küçük, fakat iyi silahlandırılmış ve donatılmış, hareket kabiliyeti yüksek, disiplinli, iyi eğitimli bir orduya sahipti. Oysa daha büyük olan Pers ordusu ağır hareket eden, disiplinsiz ve irtibatı yetersiz yapısıyla adeta insan ve mühimmat yığınından ibaretti. Fakat Pers ordusunun diğer birliklerine nispeten daha iyi durumda olan bir süvari kuvveti mevcuttu. Ancak Makedonia asilzade süvarileri bunlara nazaran daha güçlü ve 43 M.E.Bosch, a.g.e., s.15-21 44 A.M. Mansel, a.g.e., s.436 45 Arrianos, a.g.e.,1-14, II-8, III-8 46 a.g.e.,1-14, II-8, III-8 16

dayanıklı idi. Persler in yegane erişilemeyecek güçte olan savaş vasıtaları, sahip oldukları donanmaları idi 47. Persler 400 kadar Fenike ve Mısır gemisinden oluşan bu donanmaları ile Akdeniz e egemendiler. Bunun farkında olan Büyük İskender, savaş planını temel olarak bu deniz gücünü önce zayıflatmak, sonrada büsbütün ortadan kaldırmak üzerine kurmuştur. 48 47 M.E.Bosch, a.g.e., s.23 48 A.M. Mansel, a.g.e., s.436-437 17

BÖLÜM III III. BÜYÜK İSKENDER İN DOĞU SEFERİ III.1. Anadolu nun Fethi Büyük İskender Makedonia dan ayrılmadan önce dostlarının hal ve vakitlerini tetkik neticesinde kimine toprak, kimine bir köy, kimine bir kasabanın gelirini ve kimine de bir limanın vergi gelirini bırakmıştır. Kendisine ne alıkoyduğunu soran komutanı Perdikkas a, Ümit diye karşılık vermiştir. 49 Büyük İskender generali Antipatros u Makedonia da kral adına baş yönetici olarak bırakarak, M.Ö. 334 yılı ilkbaharının başında ordusu ile birlikte Doğu seferine başladı. 50 Thrakia ( Trakya) sahili boyunca ilerleyen kara ordusu ve donanma Hellespontos un (Çanakkale Boğazı) Sestos mevkiinde birleşti. Böylece Pers donanmasının Avrupa dan Asya ya geçecek olan kara ordusuna bir müdahalede bulunması önlenmiş oldu. 51 Kara ordusu donanma vasıtasıyla karşı kıyıya (Nara Burnu ucundaki Abydos şehrinin limanı) geçirildi. 52 Büyük İskender tarafından görevlendirilen general Parmenion bu harekatın idaresini üstlendi. 53 Büyük İskender ise yaya askerlerinin küçük bir bölümünü yanına alarak, Gelibolu Yarımadası ucundaki Elaius şehrine gitti. Troia Savaşları nda Anadolu toprağına ilk ayak basan ve hemen öldürülen Yunanlı asker Protesilaos un mezarını ziyaret etti. 54 Ardından bizzat kendisinin kullandığı donanmasının amiral gemisi ile karşı kıyıdaki Akhaion Limanı na girerek, gemiden karaya ilk kendisi çıktı. 55 Burası şimdiki Kumkale doğu bitişindeki kumsaldır. Ardından buranın güney batısında bulunan Akhilleus un mezarını ziyaret etti. 56 Homeros un İlyada destanının en büyük kahramanı Akalı asker Akhilleus tur 57 ve Büyük İskender Homeros un İlyada sına büyük önem vermiş, destanın kahramanı Akhilleus u kendisine örnek edinmiştir. Büyük İskender en son olarak da Troia şehrine giderek Athena Tapınağı nı ziyaret etti. 58 Bu saygı turlarının ardından Büyük İskender tasarladığı savaş planını uygulamaya geçirdi. 49 Plutarkhos, a.g.e.,xix 50 B.Umar, Türkiye Halkının İlkçağ Tarihi,İzmir, 1999, s.414 51 M.E. Bosch, a.g.e., s.23 52 B. Umar, a.g.e.,s.414 53 Arrianos, a.g.e.,i-11 54 B. Umar, a.g.e.,s.414-415 55 Arrianos, a.g.e.,i-11 56 B. Umar, a.g.e.,s.415 57 A. Erhat, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, 1972, s.24, 25 58 B. Umar, a.g.e.,s.415 18

Büyük İskender için asıl büyük tehlike, ordu Anadolu ya geçtikten sonra denizlere hakim olan Persler in Yunanlılar la birleşerek arkasını kesmesi idi. Makedonia da bırakmış olduğu kuvvet sayıca böyle bir tehlikeyi önleyebilecek güçte değil idi. Büyük İskender in ilk işi Persler in deniz egemenliğini önce zayıflatmak, sonra da tamamen ortadan kaldırmak olmalı idi. Bu nedenle Pers donanma üslerini birer birer karadan ele geçirmek, yani ilk önce Anadolu. sonrada Suriye, Fenike ve Mısır kıyılarını ele geçirmek gerekmekteydi: Ancak ondan sonra Pers İmparatorluğu nun iç kısımlarına güven içinde girebilirdi. 59 Büyük İskender bu savaş planını uygulamaya geçirmeye hazırlandığı sırada Batı Anadolu daki Pers satrapları, Lydia ve İonia satrapı Spithidates ile Anadolu nun Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi kıyıları (Hellespontos Phrygiası) bölgesinin satrap yardımcısı Arsites, Büyük İskender e karşı güçlü bir ordu toplamak için çaba sarf etmekle meşgul idiler. 60 Arrianos, Pers ordusunun asker mevcudunu 20.000 ücretli Yunanlı asker ve 20.000 süvari olmak üzere toplam 40.000 asker olarak vermektedir. 61 Plutarkhos ise, Pers ordusunun büyük bir ordu olduğunu belirtmekle yetinerek, bu ordunun asker mevcudu hususunda belirli bir rakam vermemektedir. 62 Pers ordusunun başında Arsames, Rheomithres, Petines ve Niphates isminde, Batı Anadolu da görevli Persli komutanlar vardı. Ayrıca dönemin değerli komutanları arasında yer alan Rodoslu Memnon da bu ordunun komuta kademesinde bulunmaktaydı. Memnon II. Philip döneminde bir ara Makedonia sarayında kalmış ve bazı olaylar yüzünden Büyük İskender ile arasına kişisel düşmanlık girmişti. 63 Memnon Büyük İskender in kuvvetini ve sahip olduğu savaş vasıtalarını iyi bildiğinden, elde mevcut olan bütün imkanlardan son haddine kadar istifade etmeyi düşünmekteydi. Ancak Batı Anadolu da görevli Persli satrapların ve komutanların Zeleia(İda(Kaz Dağı) eteğinde ve Aisepos nehri kenarında) şehrinde topladıkları savaş meclisinde, Memnon un Büyük İskender in planına karşı kullanılmasını teklif ettiği karşı savaş planı kabul edilmedi. Memnon Pers ordusunun geri çekilerek arkasında terk etmiş olduğu bütün memleketleri tahrip etmesini teklif etmişti. Bu şekilde Büyük İskender ileri harekatı esnasında kıtlığa maruz kalacak ve açlıktan geri çekilmeye mecbur olacaktı. Aynı anda Pers donanması da Yunanistan a hareket edecek ve 59 E. Memiş, a.g.e.,s. 61 60 B. Umar, a.g.e.,s.416 61 Arrianos, a.g.e, 1 14 62 Plutarkhos, a.g.e.,xxi 63 B. Umar, a.g.e.,s.416 19

burada Pers altını sayesinde, Büyük İskender e karşı bir isyan hareketi başlatılacaktı. Kuşkusuz Memnon un kabul ettiremediği bu plan, gerçek durum hakkındaki derin görüşünü ispat etmektedir Memnon un planı, Büyük İskender in planını can alıcı noktasından vurmaktaydı. Çünkü Büyük İskender in planı savaşın bizzat savaşı beslemesi esasına dayanıyordu. 64 Arrianos (I-12) a göre, Pers savaş meclisindeki Persli satraplar ve komutanlar, Memnon un kendisine Pers kralı tarafından verilen payeyi kaybetmemek için savaşı isteyerek uzatmak maksadı güttüğünü düşünmüşlerdir. Ayrıca Hellespontos Phrygiası satrapı Arsites arazinin tahribine şiddetle karşı çıkmış, onun bu görüşü savaş meclisinde kabul edilmiştir. Bosch, Persli satrapların ve komutanların, Memnon u Yunanlı olmasından dolayı bir yabancı olarak görmüş olduklarına dikkat çekmektedir. Bunlar, onu kendilerinden birisi olarak görmedikleri gibi, eski askeri başarılarına ve emirlerini dinleyen askerlerine çok güvenmişlerdir. 65 Büyük İskender Arisbe de konuşlanmış durumda bulunan ordusu ile birleştikten sonra Granikos Nehri ne (Biga Çayı) doğru ilerledi. Keşif için gönderilen kuvvetler Pers ordusunun nehrin karşı tarafında toplanmış olduğunu haber verdiler. General Parmenion ertesi gün sabah vakti saldırmayı teklif etti ise de Büyük İskender bir an önce Persler e gücünü göstermek istemesinden dolayı bunu kabul etmedi. 66 Ordusunu derhal Çarpık Savaş Düzeni ne geçirdi. 67 Parmenion u komutayı ele alması için sol kanada gönderdi. Kendiside sağ kanadın komutasını ele aldı. Pers süvarileri doğrudan doğruya nehrin daha dik olan karşı kıyısında mevzi almışlardı. Bunların arkasında ise, gittikçe yükselen arazide ücretli Yunanlı yaya askerleri bulunmaktaydı. Persler Büyük İskender in ordusunun nehre girmesini bekliyorlardı. Çünkü Büyük İskender in ordusu, kendi bulundukları yere tırmanırken saldırmayı düşünmekte idiler. 68 Büyük İskender komuta ettiği süvariler ile nehri geçerek Pers süvarilerine büyük bir şiddetle saldırdı ve bunları bozguna uğrattı. Bunun üzerine merkezdeki Falankslar ın daha ağır bir tempo ile ilerlemesi, sol kanattaki Parmenion komutasındaki süvarilerin harekete geçerek karşı kıyıya ulaşması ve Pers kuvvetlerini yandan vurması üzerine savaşın neticesi belli oldu. 69 Büyük İskender in ordusu için zafer birkaç saat içinde gerçekleşmişti. Fakat Pers süvarilerinin takibi mümkün olmadı. Çünkü onların kaçışından sonra, Büyük İskender in 64 M. E. Bosch, a.g.e., s.24 65 a.g.e., s.24 66 Arrianos, a.g.e.,i-12, 13,Bury,A History of Greece to the Death of Alexander the Great,New York,1900, s.737 67 A. M. Mansel, a.g.e., s. 437 68 Arrianos, a.g.e.,i-14 69 A. M. Mansel, a.g.e., s. 437 20

ordusu henüz savaşa girmemiş olan gerideki ücretli Yunanlı askerler ile karşılaştı. Bunların üzerine önden Falankslar, arkadan ise süvarilerle hücum edildi ve çok azı kurtulmak üzere tamamen imha edildiler. Bu durum savaşın sonu oldu. Büyük İskender Granikos ta Persler e karşı mutlak bir zafer kazanmıştı (M.Ö. 334). Böylece Anadolu daki Pers ordusu dağılmış oldu. Bu ordunun kalan kısımları sonradan müstahkem alanlarda toplandılar. Fakat Toros Dağları na kadar olan bütün arazi Büyük İskender in ordusuna artık açılmıştı. Büyük İskender ilk hedefine ulaşmış, ordusunu besleyebileceği kadar arazi kazanmıştı. 70 Arrianos, bu savaşta Büyük İskender in ordusundan 85 süvari ve 30 yaya asker olmak üzere toplam 115 askerin, Pers ordusundan da 1.000 süvarinin öldüğünü kaydetmektedir. 71 Plutarkhos ise, Büyük İskender in ordusundan 25 süvari ve 9 yaya asker olmak üzere toplam 34 askerin, Pers ordusundan da 20.000 yaya askerin öldüğünü kaydetmektedir. 72 Büyük İskender savaştan bir gün sonra, ölen askerlerini silahlarıyla birlikte, bir merasimle gömdürttü. Heykeltıraşı Lysipos a, ilk hücum sırasında ölen yirmi beş asilzade süvariye ait heykellerin yapımını ısmarladı. Büyük İskender ölen Persli ve ücretli Yunanlı askerleri de gömdürttü. Savaşta 2.000 ücretli Yunanlı asker esir alındı. Bu esirler tarım alanlarında kullanılmak üzere Makedonia ya gönderildiler. Lydia ve İonia satrapı Spithidates ölen Persli askerler arasında bulunmakta idi. Arsites ise Phrygia ya kaçmayı başarmıştı. Fakat daha sonra intihar etmiştir. Çünkü Persler Granikos bozgunundan onu sorumlu tutmuşlardır. Büyük İskender savaşta ele geçirilen Pers askerlerine ait 300 takım zırh ve silahı, Atina Akropolü nde ki tanrıça Athenaya sunulmak üzere Atina ya gönderdi. Bunların altına düştüğü nota şunu yazdı Spartalılar hariç, Philip oğlu İskender in ve bütün Yunanlılar ın barbarlardan aldıkları. Maiyetinden Kalas ı, Persli satrap Arsites in bölgesine satrap tayin etti ve şimdiye kadar Pers İmparatorluğu na ödenen vergilerin bundan sonra da tahsil edilmesini emretti. 73 Burada Arrianos (1-16, 17) un kaydettiği iki hususun altını önemle çizmek gerekir ki bunların ilki, Büyük İskender in Atina ya göndermiş olduğu Persler e ait silahların altına düştüğü nottur. Büyük İskender Sparta hariç Korinthos Birliği nin desteğini alarak Persler e karşı çıkmış olduğu öç seferinde, babası II. Philip e kıyasla çok daha samimidir ve bu birliği temsil eden bir komutan olarak hareket etmektedir denilebilir. Yüksek bir Yunan kültürü ile yetişmiş olması, bu duruma neden olmuş olabilir. Oysa II. Philip krallığı süresince 70 M. E. Bosch, a.g.e., s.28-29,bury,a.g.e,s.738 71 Arrianos, a.g.e.,i-16 72 Plutarkhos, a.g.e.,xxii 73 Arrianos, a.g.e., I-16, 17 21

Yunanistan da dahil olmak üzere, çevresine karşı emperyalist bir politika yürütmüştür. Altı çizilmesi gereken ikinci husus ise, Büyük İskender in Granikos Savaşı sonrası ortaya koyduğu siyasi icraatıdır. Persli satrap Arsites in yerine maiyetinden Kalas ı satrap ataması ve bölgede Persler tarafından toplanan vergilerin devamını talep etmesi önemlidir. Bosch, Büyük lskender daha fetihlerinin başlangıcında ele geçirdiği toprakları Makedonia Krallığı na ilhak etmediğini ve buraları halen Pers imparatorluğu nun toprakları kabul ederek, kendisinin Pers kralının makamına geçtiğini düşünmektedir. 74 Büyük İskender bundan sonra da Pers imparatorluğu ndan alacağı diğer yerlerde de ilke olarak Pers yönetim örgütlenişini değiştirmeksizin, yöneticiliğe kendi adamlarını getirmekle yetinmiştir. Halkın devlete karşı yükümlülüklerinde de ilke olarak değişiklik yapmamış, bir bölgenin halkı Pers egemenliği döneminde devlete ne vergi ödüyor idiyse, yine aynı verginin kendi devletine ödenmesi süre gitmiştir. 75 Büyük İskender in Granikos zaferi sonrası hedefi Lydia ve İonia Satraplığı merkezi Sardeis şehri oldu. Sardeis e yaklaştığı sırada yanına gelen şehrin muhafız birliğinin komutanı Mithrines ve şehrin ileri gelenleri Sardeis i savaşmadan teslim ettiler. Büyük İskender Mithrines i beğenerek kendi komutanları arasına aldı. Lydialılar ın eski kanunları ile kendilerini idare etmelerine izin verdi. Maiyetinden Asandros u Lydia ve İonia Satraplığı na tayin etti. Komutanı Pausanias ı da Sardeis in (Salihli) muhafız birliğine komutan olarak atadı. Ardından Ephesos a doğru yola çıktı. Bu arada Granikos Savaşı nın sonucu Ephesos ta duyulmuş ve oradaki muhafız birliği oluşturan ücretli askerler iki Pers gemisini ele geçirip, bunlara binerek kaçmışlardı. Büyük İskender bu olaydan dört gün sonra Ephesos a girdi. Oligarşi yönetimine son verdi ve kendisine bağlı bir halk yönetimi kurdu. Halk eski yöneticilerine karşı ayaklandığında, kargaşayı önleyerek bastırdı. Kendisine yandaş oldukları için Ephesos tan sürülmüş olanları geri getirtti. Bu sırada Magnesia ve Tralleis ten gelen elçiler, bu iki şehri savaşmadan teslim ettiklerini bildirdiler. General Parmenion buraları teslim almakla görevlendirildi. Büyük İskender komutanı Alkimakhos u da emrine verdiği askerlerle birlikte, halen Pers egemenliğinde bulunan İonia şehirlerine gönderdi. Ona, bu şehirlerde oligarşiyi kaldırması ve halk hakimiyetini yeniden kurması için yetki verdi. Ephesos tan ayrılmadan önce ordusuna tam donanımlı halde, savaş nizamında bir geçit resmi yaptırdı. 76 74 M.E. Bosch, a.g.e., s.31 75 B. Umar, a.g.e.,s.419 76 Arrianos, a.g.e., I-17,18 22

Büyük İskender, Ephesos ta iken, Eskiçağ dünyasının yedi harikasından biri sayılan Artemis Tapınağı nın kendi doğum yılında (M.Ö. 356) yanması üzerine bu eskisinin yerine ve ondan daha güzel, daha görkemli olmak üzere yapımı süresince yeni tapınağın giderlerini karşılamak için, halkın eskiden Pers İmparatorluğu na ödediği verginin yine alınmasını, ancak o paranın tümüyle tapınak yapımına harcanmasını emretmiştir. 77 Ephesos ta düzenlediği askeri geçit resminin ertesi günü Miletos a yöneldi. Bu şehrin muhafız birliğinin komutanı olan Hagesistratos, Büyük İskender Miletos a doğru ilerlemekte iken kendisine haber gönderip, şehri teslim edeceğini bildirmişti. Ancak Pers donanmasının gelmek üzere olduğunu haber alınca bundan vazgeçti. Büyük İskender in amiral Nikanor komutasında olan donanması Persler den önce davranarak, Miletos un karşısındaki Lade Adası önlerine demir attı. Bundan üç gün sonra Miletos a ulaşan Pers donanması ise Mykale Burnu önünde demir attı. General Parmenion Büyük İskender e bir deniz savaşı teklif etti ise de Büyük İskender bu teklifi kabul etmedi. Büyük İskender e göre, burada alınacak bir deniz mağlubiyeti her şeyin sonu olabilirdi. Pers donanmasının kendi donanmasından çok daha büyük ve tecrübeli olduğunun farkında idi. Ayrıca donanmanın burada bir bozguna uğraması sonucunda, Yunanistan da kendisine karşı bir isyanda çıkabilirdi. Parmenion ise, zaten denizlerde üstün olan Persler in bir galibiyet almalarının çok şeyi değiştirmeyeceğini düşünmüştü. 78 Büyük İskender Miletos un dış şehir kısmını kolayca aldı ve Miletos u buradan kuşattı. Miletos a saldırıyı Pers donanmasının gözü önünde başlattı. Bu sırada donanması da Lade Adası önlerinden denize açılarak, Miletos un iki limanının ağzını kapattı. Böylece Pers donanmasının limanlara girişi ve şehri savunanlara yardım getirmesi önlenmiş oldu. Kuşatma başarı ile sonuçlandı ve Miletos düştü. Halkın canı ve özgürlüğü bağışlandı. Bunu gören Pers donanması da bir süre oyalandıktan sonra çekilip gitmek zorunda kaldı. Büyük İskender Miletos u ele geçirmesinin ardından donanmasını dağıttı. Çünkü ilk olarak, henüz böyle bir donanmayı yaşatacak mali imkanlara sahip değildi. 79 Granikos Savaşı nda ve özellikle Sardeis te ele geçen ganimetlere karşın, halen büyük ölçüde para sıkıntısı çekmekteydi. Çünkü kendi siyaseti gereği hürriyetlerine kavuşturulan şehirlerden. savaş vergisi almıyordu. 80 İkinci olarak, donanması zaten Pers donanması ile boy ölçüşebilecek bir deniz savaşını göze alabilecek durumda bulunmaktan pek uzaktı. 77 B. Umar, a.g.e.,s.421 78 Arrianos, a.g.e.,i-18 79 B. Umar, a.g.e.,s.422, Bury.a.g.e,s.740 80 M. E. Bosch, a.g.e., s.32 23

Pers donanmasına gemi sağlayan, üs ve destek limanı olarak kullanılan tüm kıyı şehirlerinin karadan ele geçirilmesini içeren savaş planı uyarınca, bir sonraki hedefi Halikarnasos oldu. 81 Miletos ve Halikarnasos arasında bulunan şehirleri ele geçirerek ilerledi. Halikarnasos yakınlarında uzun süreli kuşatmaya uygun bir karargah kurdu. Halikarnasos güçlü surlara sahip, ele geçirilmesi oldukça zor olan bir şehirdi. Pers kralı III. Darius tarafından donanma ve bütün Akdeniz sahili başkomutanlığına tayin edilmiş olan Rodoslu Memnon da emrindeki kuvvetlerle Halikarnasos ta bulunmaktaydı. 82 Granikos bozgunundan kurtulmayı başaran Memnon, Anadolu da ki Pers ordusunun kalan kısmı ile birlikte bu şehre gelmişti. 83 Pers askerleri, ücretli Yunanlı askerler ve yörenin yerlileri olan Karialılar oluşan savunma kuvvetinin başında, Memnon ve Karia Satrapı Othontopates bulunmaktaydı. Ayrıca Pers donanmasına ait birçok gemi şehrin limanında bulunmakta idi. Şehir deniz yönünden sıkıştırılamadığı gibi, Pers donanmasının mürettebatı da kuşatma sırasında kara askeri gibi şehrin savunmasına katıldı. Kuşatmanın ilk günlerinde, şehrin surları dışındaki derin ve geniş savunma hendekleri, Büyük İskender in ordusunun surlara saldırmasını oldukça güçleştirdi. Bunlar taş ve toprakla dolduruldu. Bu iş bitirildikten sonra, duvarları yıkmak için kullanılacak, vurup sarsıcı, yıkıcı araçların ve surlara saldırmada kullanılacak diğer araçların sur diplerine kadar sokulabilmesi imkanı sağlandı. İçerideki savunma askerleri bunları tutuşturmak için bir gece baskını yaptılarsa da bunda başarılı olamadılar. Sur dibinde çalışan araçlar, taş atan mancınıklar surların ve burçların birçok bölümünü yıktı ya da çatlattı. Bunun üzerine Memnon ve Othontopates şehirden kaçmaya karar verdiler. Gece vakti şehri ateşe verdirerek, limandaki gemiler ile Halikarnasos tan ayrıldılar. Yangını gören Büyük İskender olan biteni anladı ve ordusu ile saldırıya geçerek kolayca Halikarnasos a girdi. Şehir halkına dokunmamakla birlikte, Mausoleus un anıt mezarı dışında bütün şehir yerle bir ettirdi. Halikarnasos yöresi ve bütün Karia için, 200 süvari ile 300 ü yabancı askerini ayırdı ve bu askeri kuvvetin başına generali Ptolemaios u bıraktı. 84 Hekatomnos un kızı eski kraliçe Ada yı Karia Satraplığı na atadı. 85 Halikarnasos un düşmesi ile Persler in Anadolu da ki son mukavemetleri de kırılmış oldu. Bu sırada sonbahar yaklaşmıştı. Büyük İskender ordusunun kışlaması için hazırlıklara girişti. 86 Halikarnasos un kuşatılmasında kullanılan silahlar, Karia, İonia ve Lydia sınırında 81 B. Umar, a.g.e.,s.423 82 Arrianos, a.g.e.,i - 20 83 M. E. Bosch, a.g.e., s.32 84 B. Umar, a.g.e.,s.423-425 85 Arrianos, a.g.e.,i-23 86 M. E. Bosch, a.g.e., s.34 24

bulunan ordu üssü Tralleis şehrine nakledildi. 87 Büyük İskender, kış mevsimini Makedonia da geçirmeleri için bütün yeni evli Makedon askerlere izin verdi. Ordusunun bir kısmını Parmenion komutasında Sardeis e gönderdi. Parmenion buradan da Phrygia ya ilerleyecekti. 88 Büyük İskender M.Ö. 334 / 33 kışı boyunca istirahat etmedi. Lykia ve Pamphilia sahillerini ele geçirmek üzere ordusunun bir kısmı ile birlikte güneye doğru hareket etti. 89 Bu harekatı sırasında bölgede bulunan, Telmessos, Pinara, Amna, Patara, Phaselis, Perge, Aspendos, Side ve Selge başta olmak üzere birçok şehri ve kaleyi ciddi bir mukavemet ile karşılaşmaksızın ya savaşla ya da onların boyun eğmesi ile egemenliği altına aldı. 90 Bu yerlerde vergi ve yönetim hususlarında gerekli düzen yaparak uygun yerlere askeri birlikler yerleştirdi. 91 Lykia ve Pamphilia ile Toros Dağları na komşu olan ülkelere donanma amirallerinden Nearkhos u satrap tayin etti. 92 Böylece Büyük İskender kısa bir sürede Hellespontos tan Side ye kadar bütün kıyı kesimini ele geçirerek, Pers donanmasının buralara sokulmasını ve yerleştirdiği askeri birlikler aracılığı ile de Persler in kıyı şehirlerinden yardım görmesini önlemiş oluyordu. 93 Ardından Pisidia içinde kuzeye doğru yürüyüşüne devam etti. Sagalassos kentini ele geçirdi. Daha sonra tıpkı Lykia ve Pamphilia da olduğu gibi birçok şehri ve kaleyi ya savaşla ya da onların teslim olması ile ele geçirerek bir Phrygia şehri olan Kelainai ye ulaştı. 94 Persler in Phrygia satrapı buradaydı ve komutasında 1.000 Karialı, 100 ücretli Yunanlı asker vardı. Büyük İskender e elçiler göndererek, belirttiği süre içinde kendisine yardımcı kuvvet gelmediği taktirde şehri ona teslim etmeyi teklif etti. Büyük İskender güçlü bir kaleye sahip olan Kelainai yi kuşatmaktansa, bu teklifi kabul etmeyi daha uygun buldu. 1.500 askerini kale önünde bıraktı ve generali Antigonos u Phrygia Satraplığı na atayarak Gordion a doğru yola çıktı. 95 M.Ö. 334 / 33 kışının sonuna doğru Gordion a ulaştı ve burada konaklayarak kışın bitişini bekledi. 96 M.Ö. 333 yılı ilkbaharında daha önce izin verdiği Makedon askerler 87 B.Umar, a.g.e.,s.425 88 Arrianos, a.g.e.,i-24 89 M. E. Bosch, a.g.e., s.34 90 B. Umar, a.g.e.,s.425-426 91 M. Özsait, a.g.e., s. 339 92 Arrianos, a.g.e.,iii-6 93 M. Özsait, a.g.e., s. 339 94 B. Umar, a.g.e.,s.427 95 Arrianos, a.g.e.,i-29 96 B.Umar, a.g.e.,s.428 25

dönmüşler, yeni takviye kuvvetlen ile ücretli Yunanlı askerlerini de beraberlerinde getirmişlerdi. Büyük İskender in ordusu Gordion da toplanmıştı. 97 Bir efsaneye göre, Phrygia nın başkenti olan Gordion un kurucusu Gordios tur ve Phrygia Krallığı nı kuran Midas tanrılar anası Kybele ile Gordios un oğludur. Gordios şehrin hisarına bir araba yerleştirmiştir. Bu arabanın oku çözülmez bir düğümle bağlıdır. Bu düğümü kim çözmeyi başarırsa, Asya krallığı onun olacaktır. Arrianos, o zamanlar Phrygia halkı arasında dolaşan bu efsaneyi daha ayrıntılı bir şekilde kaydetmektedir. 98 Bu efsanenin çalışmamızı ilgilendiren kısmı ise, Büyük İskender in Gordion da konaklaması sırasında, bu efsanenin kahramanlarından birisi haline gelmesidir. Büyük İskender Gordion a vardığında bu arabayı ve arabanın boyunduruğundaki düğümlü kayışları görmek istedi. Bu kayışlar kızılcık ağacının iç kabuğundan yapılmıştı ve düğümün ne başı ne de sonu görür idi. Bunu çözen kişi Asya ya hakim olacaktı. Büyük İskender bunu çözemeyeceğini anladı. Etrafında toplanan halkın aleyhinde bir fikre kapılmasını istemediğinden kayışı kılıcı ile kesti ve düğümün artık çözülmüş olduğunu ilan etti. 99 Büyük İskender bu düğümü çözmesi sonucunda kişiliğinin efsaneyle birleşmesini sağlamıştır. Halikarnasos ta başarı sağlayamayan Memnon ise, eski savaş planını uygulamak için M.Ö. 334 / 33 kışı ve M.Ö. 333 yılı ilkbaharı boyunca Ege Denizi nde faaliyette bulundu. Pers kralı III. Darius un kendisine sağladığı geniş olanaklar sayesinde hazırladığı donanma ile savaşı Yunanistan a kaydırmaya çalıştı. Bu amaçla önce Khilos Adası nı ve Mytilene dışında Lesbos Adası nın bütün şehirlerini ele geçirdi. Memnon un denizlerdeki bu başarılarının haberi Gordion a ulaşınca, Büyük İskender yeni bir donanma hazırlanması için Makedonia ya emir gönderdi. Fakat bir süre sonra, Mytilene şehrinin kuşatması sırasında Memnon un ölmesi ve onun yeteneğinde bir kişinin bulunmamış olması, Büyük İskender i büyük bir tehlikeden kurtardı. 100 Büyük İskender M.Ö. 333 yılı ilkbaharının başında Gordion dan ayrılarak Ankyra ya doğru ilerledi. Ankyra ya ulaştığında kendisinin yanına Papylagonialı elçiler geldi. Bunlar Büyük İskender e itaatlerini sundular, ancak ülkelerine asker gönderilmemesini istediler. Büyük İskender bu teklifi kabul etti. Papylagonia nın yönetimini daha önce Hellespontos 97 M.E.Bosch, a.g.e., s.35 98 Arrianos, a.g.e., II-3 99 a.g.e.,ii-3 100 M.Özsait, a.g.e., s. 340 26

Phrygiası Satraplığı na atamış olduğu Kalas a bıraktı. Ankyra dan güneydoğuya yönelerek Kappadokia ya doğru ilerledi. Halys ırmağı (Kızılırmak) boyunca ilerleyişi sırasında, ırmağın batı tarafındaki bütün halklara, doğu tarafındaki haklarında bazısına egemenliğini tanıttı. Kappadokia Satraplığı na maiyetinden Sabiktas ı tayin etti. Hiçbir direnişle karşılaşmadan Kilikia Geçidi ne Burasını geçerek Persli Arsames in kendisinin gelişinden önce bırakıp kaçtığı Kilikia nın merkezi Tarsus a girdi. Burada iken ağır bir hastalık geçirdi. 101 Arrianos ve Plutarkhos, Büyük İskender in Tarsus un içinden geçen Kydnos Nehri nin (Tarsus Çayı) çok soğuk suyunda yıkanmasından veya aşırı yorgunluktan dolayı hastalandığını, kendisini Akarnialı hekim Philippos un iyileştirdiğini kaydetmektedirler. 102 Büyük İskender iyileşince yeniden yürüyüşe geçti. Daha önce ise, general Parmenion u ordunun bir bölümüyle birlikte, öncülük etmesi ve Anadolu ile Suriye arasında o zamanlar sınır geçidi sayılan Beylan Geçidi ni güvenlik altına alması için göndermişti. 103 Kendiside daha önce idaresi altına aldığı Pamphilia sahilleri ile irtibatı temin etmek ve arkasını tamamen emniyete almak için dağlık bir alan olan Batı Kilikia ya yöneldi. 104 Buradaki Kilikialılar ın kimisini itaati altına aldı, kimisini sindirdi. Tekrar Tarsus a döndü ve Suriye ye doğru ilerlemeye başladı. Bu ilerleyiş iki koldan gerçekleşti. 105 Süvari kuvvetleri Philatos komutasında Pyramos Nehri (Ceyhan Nehri) kıyısındaki Aleion Ovası na yönelirken, kendisi yaya kuvvetler ile Magarsos a ilerledi. Magarsos u ele geçiren Büyük İskender buradaki Athena Tapınağı nı ziyaret etti. Buradan Mallos a geçerek, buradaki kargaşalığı bastırdı. 106 III. Darius un kendisini karşılamak için büyük bir ordu ile harekete geçtiğini Mallos ta iken haber aldı. 107 III. Darius Beylan Geçidi ne iki günlük mesafede olan Amanos Dağları nın doğusundaki Sokhoi de bulunmakta idi. 108 Memnon un ölümünden sonra bu dahi Yunanlının planlarından vazgeçen III. Darius, Büyük İskender e karada karşı koymak üzere Pers ordusunun sevk ve idaresini doğrudan doğruya kendisi ele almıştı. 109 Büyük İskender Issos şehri üzerinden kıyı kesimini izleyerek Beylan Geçidi nden Suriye ye inmek üzere iken, III. Darius un ordusu ile Amanos Dağları nın kuzeyinden Kilikia ya girdiği haberini aldı. Bunun üzerine geriye dönerek geldiği yoldan kuzeye doğru yürüyüşe geçti. Bu sırada III. 101 B.Umar, a.g.e.,s.429 102 Arrianos, a.g.e.,ii-4, 103 B.Umar, a.g.e.,s.429 104 M.E.Bosch, a.g.e., s.36 105 B.Umar, a.g.e.,s.430 106 Arrianos, a.g.e.,ii-5 107 B.Umar, a.g.e.,s.430 108 M.E.Bosch, a.g.e., s.36 109 A.M. Mansel, a.g.e., s. 439 27

Darius İssos u işgal etmiş, daha önce Büyük Isken deri geçmiş olduğu yolda ilerlemekte idi. 110 İki MÖ. 333 yılının Ekim ayı sonu veya Kasım ayı başında, 111 İskenderun Körfezi nin sahil ovasında bulunan Issos şehri civarındaki Pirıaros irmağı (Deliçay) kıyılarında, 112 ters cephelerle, yani III. Darius Anadolu dan, Büyük İskender ise Suriye den geliyormuş gibi karşı karşıya geldi. 113 Arrianos ve Plutarkhos, Pers ordusunun asker mevcudunu 600.000 asker olarak vermektedirler. Ancak her ikisi de Büyük İskender in ordusunun asker mevcudu hususunda belirli bir rakam vermemektedir. 114 Tarn (1964 : 367 ) a göre ise, Pers ordusu Büyük İskender in ordusundan sayıca üstündü. Ancak aralarında aşırı derecede bir dengesizlik mevcut değildi. Pers ordusunun asker mevcudu için verilen 600.000 asker rakamının doğru olmadığını belirten Tarn, 600.000 askere sahip olan bir ordunun, Amanos Dağları nı bir gecede geçmesinin mümkün olamayacağının altını çizmektedir. Büyük İskender Granikos Savaşı nda olduğu gibi Issos Savaşı nda da Çarpık Savaş Düzeni ni uyguladı. Kendisinin komuta ettiği sağdaki taarruz kanadı ile karşısında bulunan ücretli Yunanlı askerleri dağıttıktan sonra sola doğru kıvrılarak III. Darius un bulunduğu merkeze saldırması ve Pers kralının vakitsiz telaşa kapılarak kaçmaya başlaması, generali Parmenion idaresindeki sol kanatta ise şiddetli süvari çarpışmalarının kazanılması üzerine Pers ordusu büyük bir yenilgiye uğradı. 115 Arrianos, bu savaşta Pers ordusundan 100.000 askerin öldüğünü kaydetmektedir. Bunların 10.000 den fazlası süvaridir. Ancak Büyük İskender in ordusunun asker kaybı hususunda belirli bir rakam vermemektedir. 116 Plutarkhos ise, Pers ordusundan 110.000 askerinin öldüğünü kaydetmektedir. Ancak Arrianos gibi o da Büyük Iskender in ordusunun asker kaybı hususunda belirli bir rakam vermemektedir. 117 Büyük İskender savaş alanlarından kaçan III. Darius u ve Pers kuvvetlerini ordusunun bir kısmı ile birlikte, hava kararıncaya kadar takip etti. III. Darius savaş alanından kendi savaş arabası ile kaçmıştı. Bu kaçış sırasında düz araziden geçtiği müddetçe arabasını kullandı. 110 M.Özsait, a.g.e., s. 340 111 Arrianos, a.g.e.,ii-11 112 A.Erzen, Eskiçağ Tarihi Hakkında 4. Konferans, İstanbul, 1952, s. 60 113 A.M. Mansel, a.g.e., s. 43 114 Arrianos, a.g.e.,ii-8, 115 A.M. Mansel, a.g.e., s. 440 116 Arrianos, a.g.e.,ii-11 117 Plutarkhos, a.g.e.,xxvii 28

Fakat arazi yapısı bozulduğu zaman kalkanını, yayını ve kaftanını arabasında bırakarak atı ile kaçmaya devam etti. Havanın kararması sayesinde Büyük Iskender in eline düşmekten kurtuldu. Büyük Iskender takibi bıraktı ve III. Darius un savaş arabasında bıraktığı kalkanı, yayı ve kaftanı alarak karargahına geri döndü. III. Darius un ordugahı daha ilk hücumda alınmış, Pers kralının annesi, karısı (ki aynı zamanda kız kardeşi idi), bir küçük oğlu ve iki kızı ele geçirilmişti. Büyük İskender III. Darius un ailesine hiçbir kötü muamelede bulunmadı. Ertesi gün ölen askerlerini büyük bir merasimle gömdürttü. 118 Ayrıca Pers ordusundan ölen askerleri de gömdürttü. 119 Savaşın meydana geldiği Issos şehri civarında kendi adını taşıyan bir şehir (Alexandreia-İskenderun ) kurdu. 120 Maiyetinden Balakros u Kilikia Satraplığı na, Menon u da Suriye Satraplığı na atadıktan sonra güneye, yani Fenike ye doğru ilerlemeye başladı. Fenike nin Marathos şehrinde bulunduğu sırada, III. Darius un bir mektubu kendisine ulaştı. III. Darius Büyük İskender e barış teklif etmekte, elinde esir tuttuğu annesi, karısı ve çocuklarını serbest bırakmasını istemekte idi. Bu teklifi kabul etmeyen Büyük İskender, III. Darius a cevaben gönderdiği mektuba şunları yazdı: Ecdadınız, bizim tarafımızdan hiçbir taarruza uğramadan, Makedonia ve Yunanistan ın ötedeki kısımlarına saldırmış ve bize zararlar vermiştir. Fakat Yunanlıların başkomutanı olan ben Asya ya karşı düşmanlığa, evvela siz başladıktan sonra, öç almak için geçtim. Zira siz babama hakaret etmiş olan Perinthoslular a yardım ettiniz. Okhos ta (III. Artakserkses) bizim hakimiyetimiz altında bulunan Thrakia ya askeri kuvvetler gönderdi. Babam, mektuplarınızda bütün Dünya ya övündüğünüz gibi, tarafınızdan hazırlanan kati vuruşları altında can verdi. Bagoas ın yardımı ile Arses i öldürdün. Hiçbir dayanmadan, Pers kanunlarına göre değil, onun aksine Pers halkını ezerek, onun tahtını ele geçirdin. Şahsımı ilgilendiren tarafa gelince, Yunanlılara hiç dostça olmayan mektuplar yollayarak onları benimle savaşmaya kışkırttın. Sen Spartalılar ile diğer bazı Yunanlılara el altından paralar gönderdin. Spartalılar bunları aldılar, fakat öteki bütün hükümetler bu paraları geri çevirdiler. Nihayet senin gönderdiğin adamlar dostlarıma para yedirdiler, benim Yunanlılar arasında kurabildiğim barışı yeniden bozmaya uğraştılar. Bu sebeple ben de, düşmanlığa başlamış olan, sana karşı savaşa giriştim. Evvela senin ordu komutanlarını, Satraplarını, şimdi de seni, olanca asker kuvvetinle savaşta yenmiş olduğumdan, tanrıların inayetiyle bu diyarın hakimi benim. Bu sebeple, senin saflarında dövüşmüş ve savaşta ölmeyerek benim yanıma sığınmış 118 Arrianos, a.g.e.,ii - 11, 12 119 Plutarkhos, a.g.e., XXVII 120 A.Erzen, a.g.e.,s. 63 29

bulunanları korumak bana aittir. Onlar benim yanımda zorla durmuyorlar, bilakis benimle beraber isteye isteye savaşa gidiyorlar. Ben artık bütün Asya nın Hakimi olduğum için yanıma gelmek sana düşer. Eğer geldiğin taktirde fena muameleye uğrayacağından korkuyorsan, birkaç dostunu gerekli teminatı almak için gönder; fakat annen, karın ve çocuklarını, daha da ne istiyorsan onların hepsini, ancak geldiğin taktirde istirham et, sana hepsi verilecektir. Benden istirham edeceğin her şey, ne olursa olsun, yerine getirilecektir. ileri de bana elçi gönderdiğin taktirde Asya kralına gönderdiğini unutma. Bir arzun varsa bunu, sanki benimle aynı seviyede imişsin gibi yazma; senin olan her şeyin sahibi olan bana dileklerini arz et. Eğer böyle yapmazsan seni bana hakaret etmiş sayarak gereken karşılıklara girişirim. Eğer benim kral olarak hakimliğimi kabul etmiyorsan dayan. Hükümdarlık için benimle tekrar bir savaşı göze al ve kaçma. Nasıl ki bende nerede olursan ol sana karşı yürüyeceğim. 121 Bu mektuptan anlaşılacağı üzere, eski Batı dünyasını temsil eden Panhellen mücadelesinin komutanı Büyük Iskender in, eski Doğu dünyasını temsil eden Pers kralı III. Darius a karşı İssos Savaşı nda kazanmış olduğu zafer, kendisinin üzerinde derin bir tesir bırakmıştır. Makedonia dan ordusu ile ayrıldığında kendisini sadece Panhellen mücadelesinin bir komutanı olarak görmekte iken, artık buna bir de Asya nın Hakimi unvanı eklenmiştir. 122 Böylece Granikos zaferinden itibaren izlemiş olduğu siyaset kendi şahsında netlik kazanmış oluyordu. Yani, Granikos tan İssos a değin geçen süre zarfında kendisini Pers kralının makamında görerek hareket eden Büyük İskender, artık o makamın bizzat tek sahibi olmakta idi ve bu makamın eski sahibi olarak gördüğü III. Darius u kendisinden aşağıda görerek, kendi hakimiyetini tanıması için ayağına davet etmekte idi. Burada iki önemli husus üzerinde önemle durmamız gerekir. Bunların ilki, Büyük İskender bu makama ulaşacağını en baştan itibaren düşünmüş ve planlamışmıydı ikincisi ise, yoksa askeri başarılarının akışı neticesinde kendisini bu makamda mı bulmuşydu. Kuşkusuz bunların her ikisi de tartışmaya açık hususlardır. Kanaatimizce bu iki husus iç içe geçmiştir ki birini diğerinden üstün kılmak oldukça zordur. Büyük İskender in son derece tutkulu kişiliği daha yetişme döneminde iken böyle bir makamı düşlemiş olabilir. Bunun yanı sıra Anadolu da Granikos ve İssos başta olmak üzere elde ettiği askeri zaferler neticesinde, kendisini böyle bir makamda bulmuş da olabilir. Ancak açık bir şekilde görülebilen bir husus vardır ki o da Büyük İskender in fikir ve ideallerinin İssos zaferi sonrası bir değişim 121 Arrianos, a.g.e.,ii, 12-14 122 E. Memiş, a.g.e., s. 62, 63 30

kaydetmiş olduğudur. Artık o, sadece Yunanlıları temsilen öç seferine çıkan bir komutan değil, aynı zamanda kendisini Asya nın Hakimi olarak gören bir fatihtir. Issos zaferi sonrası Büyük İskender in fikir ve ideallerinin uğradığı bu değişim, Asya nın içlerine doğru ilerlediği süre zarfında giderek hız kazanmıştır. İssos zaferi ile birlikte Anadolu nun fethi tamamlanmış oldu. Büyük İskender in bundan sonraki hedefi, savaş planı uyarınca Suriye nin fethedilmesi idi. 31

BÖLÜM.IV IV.BÜYÜK İSKENDER İN ANADOLU POLİTİKASI IV.1. İdari ve Sosyal Yapılanma İskender Asya yı istila edince fethettiği bölgede oluşturacağı yönetim şekli için önünde bir örnek yoktu: babasından herhangi bir sistem miras kalmamıştı. Başından itibaren bir fatih gibi değil, Ahamenişlerin gerçek mirasçısıymış gibi davranıyordu. Resmi olmayan kaynaklara göre ilk yaptığı şey, bir mızrak saplayıp Asya topraklarını mızrakla kazandığını söylemekti. İskender in Pers yönetim biçimini koruyarak, sadece var olan satraplıkların başına kendi adamlarını getirmesi uygulamasıyla bir ölçüde doğrulandı. 336 yılındaki sefere katılan komutanlardan Harpalos un oğlu Calas ı Hellespontos Frigya sına satrap olarak atadı ve ödenen vergi miktarının değiştirilmemesini emretti 123 Bölgede Pers yönetiminin uyguladığı kurallar uygulanıyordu. Tek fark Perslerin kullandığı unvanı koruyan vali ve yönetici Pers değil Makedon du 124 Pers yönetiminin Anadolu daki merkezi Sardeis ti; kentin ele geçirilmesi zor akropol isi kale görevi görüyor, hazine burada korunuyordu. Kaledeki garnizon komutanı en başından beri doğrudan kral tarafından atanıyordu ve garnizondaki kuvvetler satrapın paralı askerlerden oluşan ordusundan çok farklıydı. Pers devletinde satrap yönetimi ile kale komutanları arasında kesin bir ayrım bulunduğunu söyleyen Ksenophon un bu düşüncesinin kaynağı büyük olasılıkla Lydia yönetimidir.. İskender sistemi devam ettirdi. Lydia satrapı olarak (buna İon kıyıları dahildir) Philotas ın oğlu Asandros tan gelen bağımsız homojen bir birlikten oluşan bir garnizon vardı.kalede ayrıca yüksek rütbeli bir komutan ve Argos tan gelen bağımsız homojen birlikten oluşan bir gornizon vardı. 125 Karia'daki düzenleme biraz daha farklıydı, Burada yönetim Hekatomnid prensesi Ada'ya verildi; Ada, kardeşi tarafından devrilmeden önce satraplığı dört yıl (344-3 yılından başlayarak) yönetmişti. Önceki yönetimden tamamen kopmuş olarak Alinda'daki muhteşem kalesine çekilmişti ve İskender Karia'ya girince kendisini ve topraklarını ona teslim etti. Aynı zamanda İskender'i evlat edindi; bu, kuşkusuz, yerel halkın gözünde İskender'in yasallığını artırdı. İskender bütün Karia satraplığını Ada'ya verdi ancak sivil yönetim dışındaki konular Ada'nın yetki alanı dışında kalıyordu. 126 Oysa Ada, İskender'e bağlı olarak, sadece ismen 123 Arrianos, a.g.e., I.17.1 124 A.B. Bosworth, İskender in Yaşamı ve Fetihleri (Fetih ve İmparatorluk), Ankara, 2005, s.280, 125 Arrianos, a.g.e., I.17.7-8 126 Arrianos, a.g.e.,i.23.6 32

yönetimin başındaydı ve teknik olarak Ptolemaios onun emrindeydi. Aynı durum 322 yılında Lydia'da söz konusu oldu ve Perdikkas satrap olarak atadığı Makedon komutan doğrudan doğruya İskender'in kız kardeşi Kleopatra'ya bağladı.ptolemaios Ege Savaşı sırasında bağımsız biri gibi faaliyet gösterdi ve Lydia satrap Asandros'la birlikte savaştı. 127 Kendilerinden önceki Pers komutanların tersine, bölgelerinin dışına çıkabiliryor, nerede gereksinim varsa kuvvetlerini oraya götürüyorlardı. İlk atamalar askeriydi. İskender, Pers karşı saldırısına karşı bölgelerini savunacak insanlar atadı. Sivil yönetim önemli değildi ve alt kademedekilere veya Ada gibi yerel yöneticilere bırakılabilirdi. İskender Pers uygulamasını sürdürüyordu ama Lykia'da kanıtladığı gibi, bu uygulamayı körü körüne izlemeye niyeti yoktu. 128 Bu topluluklar yüzyılın ilk yarısında, prenslerinin yönetiminde, yerel bağımsızlıklarını korumuşlardı, ama zaman içinde Karia'daki Hekatomnid hanedanının egemenliği altına girmişlerdi. İskender, Karia ve Lykia'da görülen ortak satraplık yönetimini devam ettirebilirdi; ama öyle yapmadı ve Lykia topluluklarını, komşuları Pamphylialılarla birleştirerek arkadaşı Giritli Nearkhos'u yönetime getirdi. Hekatomnid yönetimine bakıldığında, bu hanedanın destek bulmayacağı açıktı ve İskender Lykia'ya giderken yönetimde alınmaları ondan özellikle istenmişti. 129 İskender,Telmessus ve Side arasındaki sahil şeridini, tüm bölgeyi askeri açıdan kontrol edebilecek tek bir komutanın ellerine bırakarak, yepyeni bir satraplık yarattı. Pers Savaşı süresince geçerli olacak bir düzenlemeydi bu. Nearkhos, 330-29 yılında saraya çağırıldıktan sonra yerine bir başkasının atandığını belirten bir kayıt yoktur. İskender öldüğünde Lykia ve Pamphylia Antigonos'un satraplığına bağlanmışlardı. 333 yazında yaklaşmakta olan Pers savaşı diğer, tüm kaygıları gölgede bırakmıştı. Antigonos 1.500 kişilik küçük bir paralı asker gücüyle Frigya satrapı olarak Kelainai'de bırakıldı. 130 Kral ise, Anadolu'nun içleriyle ilgili son derece, acele hazırlanmış bir anlaşma yapıp hızla doğuya ilerledi. Derhal teslim plan Paphlagonialılar Hellespontos Frigya'sı satrapının denetimine verildiler; ancak bu kolay bir görev değildi çünkü başkent Dascylium uzaktı ve arada vahşi ve yola getirilemeyen Bithynialılar yaşıyordu. Doğal olarak, İskender sırtını döner dönmez başkaldırdılar ve İssos Savaşı'ndan sonra Perslerin başlattığı direnişe destek verdiler. 131 Aynı hikâye Kappadokia'da tekrar etti. 127 A.g.e., II.5.7 128 Bosworth, a.g.e., s.282,cah,1975, s.370 129 Arrianos, a.g.e., si.24.4-5 130 a.g.e., I.29.3 131 Q.Curtius Rufus, The History of Alexander, Çev: H.Yardley, Penguin, 1984, IV.5.13 33

Güneydeki satraplık ise yöneticisinin Granikos'ta ölmesi üzerine 132, İskender'e teslim oldu. İskender yönetimi derhal Kappadokialı Sabictas'a verdi ve bölgede herhangi bir kuvvet bırakmadan hızla Kilikya Kapıları'na ilerledi; adamlarını yakında Dareios ile yapacağı savaşa saklıyordu. Sabictas, Perslerin İssos Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya yaptıkları karşı saldırı sırasında hiçbir iz bırakmadan kayboldu. Makedon tarafından Antigonos çarpışmaları sürdürdü ve üç zafer kazandı ama görünen o ki, Kappadokia sahipsiz kaldı. Sardeis ile Kilikya Kapıları arasındaki kral yolunu Lykaonia'da yaşayan Antigonos kontrol ediyordu. 133, ancak emirleri kuzeye yeterince ulaşmıyordu. Sonunda, 323 yılında Kappadokia'nm tamamı ve Paplagonia, Eumenes'in satraplığına bağlandı. Bu bölgenin içinde, İskender'in egemenliği sırasında kontrol altına alınamamış ve askeri operasyon düzenlenecek yerler olarak belirlenmiş topraklar da vardı. Buna karşın, 332 yılı bütünleşme yılı oldu. Zengin ve stratejik açıdan çok önemli olan Kilikya satraplığı, Nikanor'un oğlu, kraliyet muhafızı Balacros'a verildi. Balacros hem satrap hem de generaldi. Aynı zamanda satraplık maliyesini denetliyordu ve gümüş Kilikya satraplık sikkelerini kendi adına devam ettirdi; muhtemelen uzun Tyros kuşatmasında askerlerin maaşını kendisi ödedi. Oldukça küçük olan Kilikya kesin sınırlarıyla derli toplu bir coğrafi bölgeydi. Yönetimin tamamı tek bir insanın ellerine teslim edilebilirdi. Buna karşın, Fırat'tan Mısır'a kadar uzanan bölgeyi kaplayan ve içinde, Fenike şehir devletlerinden dini Judaea hükümetine kadar akla gelebilecek her türden topluluk barındıran Suriye, çok daha karmaşıktı. İskender'in buradaki düzenlemeleri farklı ve karmaşık oldu. İssos'tan kısa bir süre sonra,kerdimmas ın oğlu Menon u küçük bir paralı süvari birliğiyle, Kuzey Suriye deki yeni kazanılmış bölgenin başına getirdi. Daha sonra Selevkos tetrapolis ine kayan yönetim merkezi başlangıçta Amik Ovası ndaydı ve yetkisi Fenike nin güney sınırlarına kadar uzanıyordu. İskender güneye ilerlerken, Pers mültecilerin bulunduğu bölgeyi kontrol altına alıp sükuneti sağlama görevi Menon daydı. 134 İskender'in önemli muhafızlarından Menes'e önemli bir askeri görev olan Kilikya ile Mısır sınırı arasındaki sahil şeridinin koordinasyonunu yapma görevi verildi. Diğer yöneticilerle birlikte mi çalışıyordu, yoksa bütün gücü elinde mi tutuyordu bilemiyoruz; eldeki kanıtlar çok belirsiz ve eksik. Ancak Suriye bölünmüş olarak kalmadı. Babil anlaşması 132 Arrianos, a.g.e., I.16.3 133 Q.Curtius, a.g.e., IV.5.13 134 Bosworth, a.g.e., s.284 34

sırasında(haziran 323) Suriye ve Kilikya ayrı birer satraplık olarak yönetiliyordu. En yararlı karşılaştırma Batı Anadolu'ya bakılarak yapılabilir. Ege Savaşı sırasında, Lykia ve Pamphylia yeni bir satraplık oluşturularak Nearkhos'un yönetimine verildi; ancak barış imzalandıktan sonra, Antigonos'un denetiminde Frigya ile birleştirildiler. Savaş nedeniyle küçük birimler oluşturulması gerekmiş, ama paralı askerler ana orduya katıldıktan sonra, eski satraplarının yönetiminde birleştirilmişlerdi. Her zaman olduğu gibi, İskender in davranışlarına kısa süreli düşünceler yön veriyordu.fethedilen satraplıklarda düzenin minimum insan gücüyle sağlanması ve krallığının herkes tarafından koşulsuz olarak kabul edilmesi gibi ana beklentiler dışında,iskender in satraplıklarla ilgili kalıcı bir politikası olduğunu söylemek zordur. 135 135 Bosworth, a.g.e.,s.295 35

IV.2. Anadolu daki Yunanlılar Büyük İskender in doğu seferini yapmaktaki amacı Batı Anadolu daki Yunanlıları Pers egemenliğinden kurtarıp onlara özgürlüklerini kazandırmaktı. Bu sebeple doğu seferine girişmiş ve Batı Anadolu daki şehirlerin büyük kısmını kısa sürede ele geçirmişti. Şimdi onlara özgürlüklerini vermek gerekiyordu. Batı Anadolu'daki Yunan şehirleri, Pers yönetim yapısı ile uyum göstermiyorlardı. Onların özgürlüklerini sağlamak amacıyla Perslerle savaşılmıştı ve Büyük İskender'in barbar kullarıyla eşit tutulmaları söz konusu olamazdı. Ama aynı zamanda bir savaş bölgesinin stratejik piyonlarıydı ve Perslerle birlik olmaları veya onlara boyun eğmeleri olasılığı bulunduğu sürece kendi başlarına bırakılamazlardı. Aynı zamanda savaş sırasındaki gelişmeler yaşamlarını etkiliyordu. 136 334 yılında fethedilen Miletos un durumu daha farklıdır. Miletoslular son dakika şehrin surları aşıldığında İskender in önünde yere kapanarak teslim olunca affedilmekle kalmayıp özgürlüklerini de kazandılar. 137. bu durumda kazanılan özgürlük kölelikten ancak biraz daha iyi olabilirdi; ama hiç olmazsa Miletoslulardan ülkeleri ve mülkleri alınmamıştı. Perslerden öç almak isteyen İskender Dareios un 494 yılında dize getirdiği şehre aynı şekilde davranamazdı. Buna karşın, Halikarnassos ta şehir kısmen tahrip edilmişti; sivil halk öldürülmemişti ama malları ve mülkleri kesinlikle ellerinden alınarak muhtemelen yarımadada yaşayan diğer topluluklar arasında paylaştırılmıştı. 138 Verilen özgürlük sözlerinin pratikte pek anlamı yoktu. Persler bölgeden atıldıktan sonra halkın özgürlüğünü kazanmış olduğu kabul ediliyordu; buna bir Makedon satrapa vergi ödeyip onun emirlerini yerine getiren zavallı Halikarnassoslular veya Lydialılar gibi halklar bile dahildi. 139 Öte yandan, yüce gönüllü davranmayı seven İskender, askeri açıdan kabul uygun olmak ve egemenliğini kabul etmeleri koşuluyla halklara özgürlük için her türlü izni vermeye hazırdı. Ancak ikinci gereklilik, kendi egemenliğinin: kabul edilmesi, önemliydi. Özgürlükleri verilmiş olabilirdi ama Anadolulu Yunanlılar fethedilmiş topraklarda yaşıyorlardı ve İskender bir fatih olarak haklarından vazgeçmiyordu. Dolayısıyla, Yunan şehirleriyle yapılan tüm anlaşmalarda koşulları kral belirliyordu. 140 136 Bosworth, a.g.e., s.305 137 Arrianos, a.g.e., II.9.6 138 Bosworth, a.g.e., s.306 139 Arrianos, I.17.4,7 140 A.g.e., IV.15.2,4 36

İmparatorluktaki diplomaside eşitlik yoktu; bir Yunan şehri olan Phaselis halkı İskender'e elçi yollayıp onunla dost olmak istediklerini söylediklerinde (M.Ö. 334-333 kışı) bunu çok iyi anladılar. İskender, cevap olarak şehrin subaylarına teslim olmasını istedi. 141 Molossis hanedanıyla atadan gelen bağları olan İlion'a çok iyi davrandı, yeni kamu binaları inşa ettirip, şehri vergiden muaf tuttu. 142 Öte yandan, Granikos öncesi Perslerin üs olarak kullandığı Zeleia, Pers yanlısı olmakla suçlanmıştı; ceza almadan kurtulması onun için büyük şanstı. 143 Ephesostaki durum ise karmakarışıktı. 144 Ephesos Philippos'un hükümranlığı sırasında, muhtemelen Parmenion'un 336 yazındaki saldırısından önce 'kurtarılmıştı' ama daha sonra, Syrphax ve ailesi tarafından davet edilen Mennon'un eline geçti. İskender, şehrin Pers yönetimine, ödemekte olduğu vergiyi almayıp, parayı şehirdeki büyük Artemis Tapmağı'na yönlendirdi. Şehre asker yerleştirilmesiyle ilgili hiçbir şey söylenmemiştir, ancak bu kadar stratejik bir noktanın, 334 yazında, Pers donanması hızla gelmekteyken, garnizonsuz bırakılmış olması mümkün değildir. 145 İskender, Ephesos'taki yüksek rütbeli bir subayını, Agathokles'in oğlu Alkimakhos'u, hâlâ Pers işgali altında bulunan Aiolia ve İonya bölgelerindeki oligarşilerin yerine demokrasiler oluşturması, şehirlere özgürlüklerin geri vermesi ve Persler tarafından konulan vergileri affetmesi için yolladı. 146 Şehirlerinde onları korumak amacıyla garnizon kuruldu. İskender garnizonları, şehirlerden yeni kazandıkları özgürlüklerin koruyucusu olarak tanımlarken, İskender karşıtı eleştirmenler bunu, bağımsızlığın ihlali olarak yorumluyorlardı. İskender Miletos tan güneye inerek Karia içinden geçti;cömertliğiyle halkın kalbini kazanmaya çalışıyordu.halikarnassos yolu üzerinde Yunan şehirlerine de İonya daki kardeş şehirlere yaptığı gibi davrandı,bağımsızlıkları tanıdı ve vergiden muaf tuttu. 147 Şehrin statüsünün değişmesine en güzel örnek Pamphylia'daki Aspendos'tur. Helenizm'in bu şehirdeki derecesi günümüzde sorgulanmaya başlamıştır(arrianos devrinden bahsedilmekte); ancak İskender, şehri kesinlikle bir Yunan şehri olarak kabul ediyordu. Side'nin barbarlaşmış halkının Aeolia kökenleri ile ilgili bir kuşku olmadığı açıktır. 148 Hiç 141 Arrianos, a.g.e.,i.24.5,6 142 Strabon, Coğrafya ( Anadolu 12, 13, 14), Çev: Adnan Pekman, s.593 143 Arrianos, a.g.e.,i.17.2 144 A.g.e., I.17.10,12 145 Bosworth, a.g.e. s.307 146 Arrianos, a.g.e. I.18.2 147 Bosworth, a.g.e., s.308-309 148 Arrianos, a.g.e., I.26.4 37

olmazsa bir Yunanca lehçesi konuşan Aspendoslulara dördüncü yüzyılın ikinci yarısında, akraba ve (muhtemelen) sömürgeci olarak, Argos'ta vatandaşlık hakkı verilmişti. Kilikya'da Soli şehrinin halkı da Argos soyundan geldiklerini ileri sürüyorlardı ve kendilerine meclise girme ayrıcalığı verilmişti. Hepsi, de kesinlikle Helen topluluğu kabul ediliyordu ve İskender onlara, Argos kökenleri nedeniyle cömert ihsanlarda bulunduğu Mallus halkına davrandığı gibi davranıyordu. 149 M.Ö 334-333 kışında, Aspendos'tan gelen tam yetkili elçiler şehri İskender'e teslim ettiler; tek istekleri şehirlerine garnizon kurulmamasıydı. İskender kabul etti ama ordusu için elli talent katkıda bulunmalarını ve Pers kralına verdikleri verginin bir kısmı olarak yetiştirdikleri atları istedi. 150 Bu çok ağır bir talepti ama Aspendos çok zengindi ve savaş hazinesine büyük bir katkıda bulunması istenebilirdi. Ancak Aspendoslular böyle düşünmüyordu. Ödeme yapmayı reddettiler ve direniş hazırlıklarına başladılar. Makedon ordusunu karşılarında görmeleri daha mantıklı düşünmelerine neden oldu ve tekrar teslim oldular. Bu kez kralın talepleri çok acımasızdı. Yıllık verginin yanı sıra, derhal ödenmesi istenen para artırılarak 100 talent'e çıkarıldı; İskender tarafından atanan bir satrap tarafından yönetileceklerdi ve bu işbirliğini sürdürmeleri için rehine vereceklerdi. 151 Bu iki uygulama ayrıcalıklı ve ayrıcalıksız topluluklar arasındaki farkı göstermektedir. Bir şehrin başına gelebilecek en kötü şey vergi ödemek, bir satrapın denetiminde ve bir garnizon komutanının gözetiminde bulunmaktı. 152 Genellikle Perslerin desteklediği oligarşilere karşı demokrasi yönetimleri kurmanın dışındaki uygulamalarda süreklilik söz konusu değildi. İskender canının istediği gibi ihsanlarda bulunuyordu. 153 İskender 333'ten sonra Anadolu'daki Yunan şehirlerinin sorunlarıyla doğrudan ilgilenmedi. Gaugamela Savaşı'nın ardından ilan ettiği gibi, bütün tiranlıklar ortadan kaldırılmış ve artık her yer bağımsız olduğuna göre, onun gözünde artık hepsi özgürlüğünü kazanmıştır. 154 Bağımsızlık onun verdiği bir hediyeydi ve her an geri alabilirdi. Çoğu Yunan şehri gerçek anlamda özgürlüğe kavuştu. Anadolu daki kültler minnettarlık ifadesiydi ve hiç kuşkusuz kralın isteği üzerine kurulmuşlardı. Bağımsız olmaları İskender veya satraplarının 149 A.g.e., II.5.9 150 A.g.e., I.26.3 151 A.g.e., I.27.4 152 Bosworth, a.g.e.,s.311 153 A.g.e., s.312 154 Plutarkhos, a.g.e., XVII 38

onları korkutmasına veya işgal etmesine engel değildi. Hiç kuşku yok ki, Anadolulu Yunanlılar ayrıcalıklıydılar ama son analizde tebaa olmakta başka bir şey değildiler. 155 155 Bosworth, a.g.e.,s.315 39

IV.3. Büyük İskender in Anadolu ya Etkileri İskender in Hellespont u geçtiği 334 yılı, Helen Uygarlığı ve bütün dünya için büyük önem taşıyan yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Alman tarihçi Droysen den beri Helenistik Çağ olarak bilinen ve Augustus ile son bulan bu tarihsel dönemde, Helen Uygarlığı Asya ve Afrika ya değin yayılmıştır. İskender in kültür politikası Şark Dünya nın düşüncesine saygı göstermiş ve böylece Doğu ve Batı arasında bir birleşme eğilimi yaratmıştır. Doğunun hellen Uygarlığı ile kaynaşmasından, dış görünümü ile Helenli, ancak özüyle Doğulu olan bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır. İskender e Mısır da Tanrı Ammon un oğlu olarak tapınılmıştır. İskender, İran da bir Persli gibi giyinmiş ve karşısındakilerin kendi önünde kapanıp saygısını belirtmesine izin vermiştir. Böylece kökeni ayrı olan iki düşüncenin bağdaşması, Doğulu dinlerin galip gelerek Hıristiyanlık yolu ile Avrupa ya yayılmasına neden olmuştur. Ege M.Ö. 650-545 tarihleri arasındaki altın çağı ölçüsünde olmamakla birlikte Helenistik Dönem de ikinci parlak süreç yaşamıştır. Bu evrede Pergamon, Prience, Miletos ve Maiandros Magnesiası başta olmak üzere Teos, Klaros, Smintheos gibi kentler o zamanki dünyanın en parlak sanat ve kültür merkezi idi. Pergamon eski Anadolu kent planı ile eşsiz bir akropol, Priene ve Miletos ise Hippodamos un ızgara biçimli kent planının en görkemli temsilcileri olarak sanat tarihinde çok önemli yer alırlar. Bergama Zeus Sunağı nın yontu eserleri, Helenistik Dönem in olduğu ölçüde dünya heykelciliğinin en başta gelen şaheserlerinden biridir. Bilim alanında ise Mısır da İskenderiye Kenti önderdir. M.Ö.6. yüzyılın ilk yarısında Miletos ta başlayan objektif yöntemle yapılmış olan bilimsel çalışmalar İskenderiye de yeni boyutlar kazandırdı. Helenistik Uygarlık Anadolu da gelişip büyümüştür. Burada daha önceleri Helen kültürünün sağlam bir temeli vardı. Anadolu-İon sentezi, kalıntıları bugün dahi bütün dünyayı derin bir şekilde etkileyen ileri bir uygarlığın doğup gelişmesini sağlamıştır. Hellen Dünyası, Helenistik Dönem boyunca bir ekonomik atılım yapmıştır. Doğu Dünyası ile ilişkiler sayesinde ayrıca İskenderiye, Rodos, Bergama ve Efes gibi kültür 40

merkezlerinin önderliğinde canlı bir ticaret geliştirilmiştir. Bu dönem boyunca fen bilimlerinde de bir ilerleme görülmektedir. 156 156 E.Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, İstanbul,1995, s.342 41

SONUÇ Genç yaşta ölmesine karşın 12 yıl 8 ay süren hükümdarlık dönemine büyük çaplı seferleri sığdıran İskender'in kurduğu geniş imparatorluk temelde Perslerden kalma yönetim sistemine dayanıyordu. Bununla birlikte yerel satraplara bağlı olmayan tahsildarlardan oluşan merkezî bir vergi toplama mekanizması kurarak yeni bir mali sistemin temelini attığı bilinmektedir. Görevlilerin yolsuzlukları ve yiyiciliği nedeniyle bu sistemi iyi işletememekle birlikte, sikke çıkarma hakkını tekeline alarak ve Pers hazinelerinde birikmiş gümüş ve altını para biçiminde piyasaya sürerek bütün Önasya'da ve Akdeniz'de ticaret ve para ekonomisini geliştirdiği söylenebilir. Öte yandan İskender'in yeni kentler kurması (Plutarkhos bu kentlerin sayısının 70'in üzerinde olduğunu söyler) Yunan yayılmasında yeni bir dönem açtı. Askeri birer üs olarak kurulan, ama zamanla birer kültür ve ticaret merkezine dönüşen bu kentler Eski Yunan etkisinin Hindistan'a kadar yayılmasında önemli rol oynadı. Bu arada Pers-Makedonialı karışımıyla yeni bir ırk yaratma girişimi sonuçsuz kaldıysa da, Yunan kültürüne yatkın, ama Doğu'ya özgü yeni bir soylu sınıfı ortaya çıktı. Kendisini ve askerlerini en güç işlere yöneltmeyi başaran güçlü bir irade ve yetenekle esnek bir düşünce yapısını birleştiren İskender, koşullar gerektirdiğinde geri çekilmeyi ve değişiklikler yapmayı bilen bir kişiydi. Düş gücü ve romantizmi kendisini Herakles, Akhilleus ve Dionysos gibi kahramanlarla özdeşleştirmesine yol açacak ölçüde güçlüydü. Çabuk öfkelenme, acımasızlık ve inatçılık gibi özellikleri uzun seferlerde daha çok ortaya çıkıyordu. Güvenmediği kişileri hiç sorgulamadan öldürmekten çekinmemesine karşın, adamları onun peşinden gidiyor, ona bağlı kalıyor ve güçlüklere katlanıyordu. Dünyanın en büyük askeri dehaları arasında sayılan İskender, değişik kuvvetleri bir arada kullanmada ve düşmanın yeni savaş biçimlerine yeni taktiklerle karşı koymada son derece ustaydı. Yaratıcılığıyla, savaşın sonucunu belirleyecek fırsatları değerlendirmeyi çok iyi bilirdi. İskender'in kısa süren hükümdarlığı, Avrupa ve Asya tarihi açısından önemli bir dönüm noktası sayılır. Seferleri ve bilimsel araştırmalara merakı, coğrafya ve doğa tarihi gibi konulardaki bilgilerin gelişmesine katkıda bulunmuş, ayrıca büyük uygarlık merkezlerinin geliştirdiği bilgi birikiminin ortak bir potada kaynaşmasına zemin hazırlamıştır. Büyük İskender in Doğu Seferinde Anadolu nun Yeri ve Önemi adlı çalışmamızda karşımıza çıkan gerçek, Dünya tarihi boyunca hakimiyet hırsı ile dolu herkesin gözü önünde 42

olan ve bu sebeple hiçbir zaman savaşlardan kurtulamamış Anadolu nun, Büyük İskender in fikir ve hedeflerinde değişikliklere yol açtığını, bunun yanında Dünya hakimiyetini elde etmek için anahtarın Anadolu olduğunu görmekteyiz. Anadolu nun hiç eksilmeyen ihtişamı geçmişte olduğu gibi gelecekte de yeni olaylara gebedir. 43

BİBLİYOGRAFYA Antik Çağ Yazarları ARRIANOS, İskender in Anabasisi, Milli Eğitim Yayınları, Ankara, 1945 CURTIUS Q. R., The History of Alexander, Çev: H.Yardley, Penguin, 1984, PLUTARKHOS, Bioi Paralleloi (Parelel Hayatlar), Çev: Vahdet Gültekin, İstanbul, 1945 STRABON, Coğrafya ( Anadolu 12, 13, 14), Çev: Adnan Pekman, Arkeoloji Sanat Yayınları Modern Yazarlar AKURGAL, Ekrem, Anadolu Uygarlıkları, Net Turistik Yayınları, İstanbul, 1995 BOSCH, M.E, Hellenizm Tarihinin Ana Hatları 1, Kısım İskender İmparatorluğu, Çev: Afif ERZEN İstanbul, 1942 BOSWORTH, A., 2005 B.İskender in Yaşamı ve Fetihleri (Fetih ve İmparatorluk), Dost Yayınları Ankara, BURY, J. B., A History of Greece to the Death of Alexander the Great, New York 1900. 44

DROYSEN,J.G., Baskı) Büyük İskender, I. Kitap, Çev: Bekir Sıtkı Baykal MEB Yayını,2.Bas, İstanbul, 1964 ERHAT, Azra, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1972 ERZEN, Afif, 1984 Eski Çağ Tarihi Hakkında 4 Konferans, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, GRANT, M., Grek and Latin Authors, New York, 1986 LAUFFER, Sıegfrıet, Büyük İskender, Çev: Nilgün Sorguç, İlya Yayınları, İzmir, 2004 MANSEL, Arif M., Ege ve Yunan Tarihi, TTK Yayını,3.Bas., Ankara, 1971 MEMİŞ, Ekrem, Eski Çağ Tarihinde Doğu Batı Mücadelesi, Çizgi kitabevi, Konya,2001 ÖZSAİT, Mehmet, Hellenistik ve Roma Devrinde Pisidya Tarihi, İstanbul, 1985 ÖZSAİT, Mehmet, Anadolu da Hellenistik Dönem, Yayınları, 2, İstanbul, 1982,s.280-324. Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, Görsel 45

REFİK, Ahmet, Büyük İskender, İstanbul, 1931 SEVİN, Veli, Anadolu nun Tarihi Coğrafyası I, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2001 TARN, W.W., Alexander the Great, 2, Cambridge 1948. TARN, W. W., Alexander the Conquest of Persia, Macedon 401-301 B.C., The Cambridge Ancient History (CAH) VI. Cilt, Cambridge 1975, s. 352-386. UMAR, Bilge, Türkiye Halkının İlk Çağ Tarihi, 2.Bas., Sergi Yayınevi, İzmir, 1984 UNAT, Faik Reşit, Tarih Atlası, İstanbul, 2004 46

METİNDE ADI GEÇEN KİMİ KENTLERİN GÜNÜMÜZDEKİ VE ORTA ÇAĞDAKİ İSİMLERİ* Abydos: Çanakkale Boğazı nın Anadolu yakasında, Çanakkale il merkezinin 6 km kuzeyinde. Nara Burnu. Alinda: Aydın ili, Çine ilçe merkezinin 30 km batısında, ilçe merkezi. Karpuzlu. Ankyra: Ankara. * Angora, Anguli, Ankura, Angoury, Anguriya, Engüriye Ankyra: Üşka il merkezinin 71 km kuzeybatısında. Kiliseköy/Boğazköy Askania gölü: İznik gölü Ephesos: İzmir ili, Selçuk ilçe merkezinin hemen batısında, denizden 6-7 km kadar içerde. Efes. * Ayios, Loghos, Afasus, Abasus, Afsus, Aya sluk, Aya solouk, Ayasuluh, ayasalig, altolougo. Gordion: Ankara nın 100 km kadar batısında. Polatlı yakınında Yassı höyük. Granikos: Biga çayı Halikarnassos: Muğla iline bağlı ilçe merkezi. Bodrum. * Pentronion. Hebros: Meriç ırmağı Hermos: Gediz Ikonion: Konya Kardia: Çanakkale ili, Gelibolu ilçesinde. Bakla Burnu. Kyme: İzmir il merkezinin 40 km kuzeyinde. Namurt Limanı. Lade: Batnaz tepesi Lampsakos: Çanakkale iline bağlı ilçe merkezi. * Lansachi, Lamsacque. Larisa (traos) : Çanakkale iline bağlı Kösedere köyü yakınlarında. Limantepe Lydai: Fethiye Körfezi nin batı yanında. Kurdoğlu. Magnesia (Sipylos): Manisa * Magnisiya, Maghniciya, Mannisia Malos (Pisidia): Eğrdir in 16 km kuzey doğusunda. Kale. Miletos: Aydın ili, Söke ilçesine bağlı Akköy ün yakınında, denizden 10 km kadar içerde. Balat/Milet. * Palatia Mylasa: Muğla iline bağlı ilçe merkezi. Milas. * Milaso, Milaxo, Melaso, Melaxo. Pedasos: Bkz. Assos. Perge: Antalya il merkezinin 18 km doğusunda. Aksu bucağına bağlı Murtına köyü yakınında. 47

Phaselis: Antalya il merkezinin 35 km güneinde, Kemer ilçesine bağlı Tekirova köyü yakınında. Pityoussa: Bkz. Lampsakos. Sagalassos: Budur iline bağlı ilçe merkezi. Ağlasun. Samos: Sisam Sangarios: Sakarya ırmağı Sardeis: Manisa ili, Salihli ilçesinin 8 km batısında. Sart, Sart Mustafa. Sestos: Akbaş limanı Selge: Antalya ili, Manavgat ilçesine bağlı Beşkonak bucak merkezininkuzey kuzeybatısında köy. Zerk/Altınkaya. Side: Antalya il merkezinin 66 km doğusunda. Selimiye. * Sidhi Symrna: İzmir. Bayraklı Höyüğü (eski), Kadifekale (yeni). * Azmir, azmir, Smyrni. Telmesos: Muğla iline bağlı ilçe merkezi. Fethiye. * Marki Termessos: Antalya il merkezinin 34 km kuzeybatısında, Çığlık köyü yakınlarında. Güllük/Güldere Dağı Milli Parkı. Thyraia: İzmir iline bağlı ilçe merkezi. Tire * Tira, Tyrainon Tralleis: Aydın. Tripolis: Denizli ili Buldan ilçesine bağlı köy. Yeniköy/Yenice. Troia: Çanakkale il merkezinin 26 km güney-güneybatısında. Hisarlık Tepesi. * V.SEVİN, Anadolu nun tarihi Coğrafyası I, Ankara, 2001, s.255-299 48

RESİMLER ve HARİTALAR 49

Resim 1 Resim 2 50

Resim 3 51

Resim 4 52

Resim 5 Resim 6 53

Resim 7 Resim 8 Resim 9 54

Resim10 55

Harita 1 Harita 2 56

Harita 3 57

Harita 4 Harita 5